1-20
Transkript
1-20
ULUSLARARASI MULT PL NER AKADEM K ARA TIRMALAR DERG OCAK- UBAT-MART-N SAN LT: 2 SAYI:1 ISSN: 2149-2166 JOURNAL OF INTERNATIONAL MULTIDISCIPLINARY ACADEMIC RESEARCHES JANUARY-FEBRUARY-MARCH-APRIL VOLUME: 2 ISSUE: 1 www.joimar.com 2015 De erli bilim insanlar ve okuyucular, Uluslararas Multidisipliner Akademik Ara rmalar Dergisi olarak bu say zda toplam 5 makaleye yer vermi bulunmaktay z. Öncelikli olarak dergimize akademik çal malar gönderen bilim insanlar na ve akademik çal malar n de erlendirme süreçlerinde bizlere zaman ay ran k ymetli hakem arkada lar za te ekkür ederiz. Dergimiz Aral k 2014 tarihinde ç karm oldu u ilk say dan itibaren baz uluslararas indekslerde taranmaya ba lam olup, baz indekslere yapt z ba vurular da de erlendirme sürecindedir. Ayr ca uluslararas dergi indekslerine ek olarak, dergimizde yay nlanan makalelerin baz sosyal a lar, veri tabanlar ve akademik sayfalara yüklenmesi için de gerekli özen gösterilmektedir. Bunlar n yan nda dergimiz önümüzdeki aylar içerisinde DOI uluslararas numaraland rma sistemine dâhil olmak için gerekli giri imlerde bulunacakt r. Dergimizin bir sonraki say nda görü mek üzere tüm bilim insanlar na ve de erli okuyuculara iyi çal malar dileriz. Mesut HEK M Sorumlu Yaz leri Müdürü Hakan HEK M Ba Editör DERG DERG N TARANDI I NDEKSLER ZDEK MAKALELER N YAYINLANDI I AKADEM K SOSYAL A LAR NDEK LER Sayfalar Üniversite Erkek Futbol Tak Oyuncular nda Baz Motorik ve Koordinatif Özelliklerin Futbol Teknik Becerisi Üzerine Etkilerinin ncelenmesi Yazarlar: Mehmet TOKGÖZ, O uzhan DALKIRAN 1-20 W.A.Mozart, Klarnet Konçertosu, Stadler ve Basset-Horn Yazar: Halil Emrah ÖZTÜRK 21-25 lkö retim Birinci Devre Çocuklar n Temel Hareket Becerilerinin Geli tirilmesinde Ritim ve Müzik E itiminin li kisi Yazar: Zeynel TURAN, Fisun KÖSE, Hatice ÇAMLIYER 26-35 Kanser Hastas Çocuklarda Tedavi ve Rehabilitasyon Sürecinde Sporun Yararlar Yazar: Mesut HEK M 36-47 Beden E itimi ve Spor Yüksekokulu Ö rencilerinin Benlik Sayg lar Cinsiyet ve Spor Yapma Durumlar na Göre ncelenmesi Yazarlar: Meriç ERASLAN, Gökhan ÇALI KAN, Mustafa BA 48-54 n Ya , TABLE OF CONTENTS Pages Examination of The Effect Some Motoric And Coordinative Aspects On Football Technical Skill in University Male Football Team Players Authors: Mehmet TOKGOZ, Oguzhan DALKIRAN 1-20 W.A. Mozart, Clarinet Concert, Stadler And Basset-Horn Author: Halil Emrah OZTURK 21-25 The Relation Between Rhythm And Music Education in The Improvement of Basic Movement Skills Of Primary School Students of 1-4th Grades Authors: Zeynel TURAN, Fisun KOSE, Hatice CAMLIYER 26-35 The Benefits of Sports To Treatment And Rehabilitation Process in Cancer Patient Children Author: Mesut HEKIM 36-47 Investigation of Self-Esteem of Physical Education And Sport High School Students in Terms of Age, Gender And Doing Sport Situation Authors: Meric ERASLAN, Gokhan CALISKAN, Mustafa BAS 48-54 Uluslararas Multidisipliner Akademik Ara rmalar Dergisi / Ocak- ubat-Mart-Nisan Cilt: 2 Say :1 Journal of International Multidisciplinary Academic Researches / January-February-March-April Volume: 2 Issue: 1 30.04.2015 www.joimar.com ÜN VERS TE ERKEK FUTBOL TAKIMI OYUNCULARINDA BAZI MOTOR K VE KOORD NAT F ÖZELL KLER N FUTBOL TEKN K BECER ÜZER NE 1 ETK LER N NCELENMES EXAMINATION OF THE EFFECT SOME MOTORIC AND COORDINATIVE ASPECTS ON FOOTBALL TECHNICAL SKILL IN UN VERSITY MALE FOOTBALL TAM PLAYERS 1 1 Mehmet TOKGÖZ* 1 uzhan DALKIRAN Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Beden E itimi ve Spor Yüksekokulu, Antrenörlük Bölümü, Burdur *e-mail: [email protected] ÖZET Bu ara rman n amac futbol oyuncular nda baz motorik özelliklerin ut atma, pas verme ve dripling performans üzerine etkilerini incelemektir. Ara rmaya Burdur il merkezindeki farkl amatör futbol kulüplerinde oynayan ve ya ortalamalar 19,65±3,452 y l olan 26 erkek futbolcu kat lm r. ara rmada futbolcular n sahip olduklar baz motorik özelliklerin ölçülmesinde 30 m sprint, anaerobik güç, bacak kuvveti, esneklik, denge ve koordinasyon testleri uygulanm r. Ara rmada elde edilen verilerin istatistiksel analizlerinde SPSS 22.0 for Windows program nda pearson korelasyon, tan mlay istatistiklerden (ortalama ve standart sapma), basit çoklu regresyon analizi, basit regresyon analizi analizleri kullan lm r. Ara rman n sonunda, birbirinden ba ms z olarak ele al nd zaman sadece anaerobik güç, bacak kuvveti, denge, sürat ve esneklik performanslar n pas verme, ut çekme ve dripling performans ile anlaml bir ili kisinin bulunmad tespit edilmi tir (p>0.05). Koordinasyon düzeyi ile pas verme ve ut çekme performanslar aras nda anlaml bir ili ki bulunmad (p>0.05), buna kar k koordinasyon düzeyi ile top sürme performans aras nda anlaml bir ili ki oldu u tespit edilmi tir (p<0.05). Futbolcular n sahip olduklar motorik özelliklerin pas verme, ut çekme ve dripling performans üzerine etkileri de erlendirildi i zaman, anaerobik güç, esneklik, denge ve sürat performanslar n pas verme, ut çekme ve dripling performanslar anlaml düzeyde etkilemedi i belirlenmi tir (p>0.05). Benzer ekilde hem bacak kuvveti hem de koordinasyon düzeyinin pas verme ve ut çekme performanslar anlaml düzeyde etkilemedi i tespit edilmi tir (p>0.05). Buna kar k bacak kuvveti ve koordinasyon düzeyinin dripling performans anlaml düzeyde etkileyen bir unsur oldu u belirlenmi tir (p<0.05). Ara rma kapsam nda motorik özelliklerin bir bütün olarak ele al nd nda pas verme, ut çekme ve dripling performans üzerindeki etkileri de incelenmi tir. Elde edilen bulgulara göre bir bütün olarak sürat, bacak kuvveti, denge, anaerobik güç ve koordinasyon düzeyinin dripling performans istatistiksel olarak anlaml düzeyde etkiledi i tespit edilmi tir (p<0.05). Buna kar k bir bütün olarak sürat, bacak kuvveti, denge, anaerobik güç ve koordinasyon düzeyinin pas verme ve ut çekme performanslar anlaml düzeyde etkilemedi i tespit edilmi tir (p>0.05). Sonuç olarak motorik özelliklerin birbirinden ba ms z olarak ele al nmas n futbolda teknik beceriyi anlaml düzeyde etkilemedi i söylenebilir. Bu nedenle futbolcularda teknik beceriler de erlendirilirken mutlaka motorik özelliklerin bir bütün olarak ele al nmas gerekti i, futbolcularda teknik becerilerin geli tirilmesi için de birden fazla motorik özelli in belirli düzeylerde ve e zamanl geli tirilmesi gerekti i söylenebilir. Anahtar kelimeler: Futbol, motorik özellikler, teknik beceri ABSTRACT The purpose of this study is to examine the affect of some motoric aspects on shot, pass the ball and dribbling performances at football players. 26 male football players playing different amateur football clubs in Burdur City center and having 19,65±3,452 mean age participated to study. 30m sprint, anaerobic power, log strength, flexibility, balance and coordination tests were used in measurement of some motoric aspects that football players had. Pearson Correlation, descriptive statistics (mean and standard deviation), Simple Multiple Regression, Simple Regression analyses in SPSS 22.0 for Windows package program were used in analysis of data obtained. In the end of research, it was established that there were significant relationship among only anaerobic power, leg strength, balance, speed and flexibility performances with shot, pass the ball and dribbling performances when they were handled independently each other (p<0,05). It was established that there was no significant relationship among shot and pass the ball with coordination level (p>0,05), on the other hand, there was significant relationship between coordination level and dribbling performance (p<0,05). 1 Bu ara rma Mehmet TOKGÖZ taraf ndan 2014 y nda Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi E itim Bilimleri Enstitüsü Beden itimi ve Spor Anabilim Dal program nda haz rlanan yüksek lisans tezinden türetilmi olup, 0225YL14 proje numaras ile BAP projesi olarak desteklenmi tir. 1 When the affects of motoric aspects, that football players had, on pass the ball, shot, and dribbling performances were evaluated, it was established that anaerobic power, flexibility, balance and speed performances did not affect pass the ball, shot and dribbling performances at significant level (p>0,05). Similarly, it was established that both leg strength and coordination level did not affect pass the ball and shot performances at significant level (p>0,05). Notwithstanding, it was identified that leg strength and coordination level were factors affecting dribbling performance (p<0,05). When motoric aspects were handled completely in research content, their affects on pass the ball, shot and dribbling performances were examined. As obtained results, it was established that speed, leg strength, balance, anaerobic power and coordination level as a whole affected dribbling level significantly (p<0,05). Notwithstanding, it was established that speed, leg strength, balance, anaerobic power and coordination level as a whole did not affect pass the ball and shot performances significantly (p>0,05). As a result, it may be said that handling motoric aspects independently each other did not affect technical skill in football. So, it may be said that handling motoric aspects as a whole is required while technical skills are evaluated in football players, more then one motoric aspects should be developed at certain levels to enhance technical skills in football players. Keywords: Football, motoric aspects, technical skill JEL CODE: L83 Futbol, insanlar n hayat nda önemli bir yere sahip olan spor dallar n ba nda gelmekle beraber (Erdo an, 2008), son y llarda hem seyirci hem de medya üstünlü ü ile bir endüstri kolu haline gelmi tir. Günümüzde dünyan n her yerinden insanlar futbolu zevk ve heyecan ile izlemektedir. Futbolun bu kadar popüler hale gelmesi vücut normlar nda fazla ölçü ayr nt aranmamas sayesinde gerçekle mi tir (Kanat, 2007). Di er spor dallar ndan farkl olarak futbol insanlar için bir oyun olman n ötesinde e lence, iktidar, güç, üzüntü, sevinç, ulusal onur ve hepsinden de öte kendi kimliklerini, kendilerini bulabildikleri bir dünyan n anahtar sunmaktad r. Futbol insanlarda bir kimlik olu turmas n yan nda, farkl sosyal kimliklerin kar la mas na ve birbirlerinden etkilenmesine de katk sa lamaktad r. Tüm bu özelliklerinden dolay futbolda farkl ülkelerin yapm olduklar milli maçlar ve di er kulüp tak mlar n kupa mücadeleleri evrensel bir dünya kültürünün yarat lmas na ve ya at lmas na da destek olmaktad r (Talimciler, 2008). Sportif aç dan ele al nd zaman futbol gibi performans sporlar n uluslararas alanda önemli bir sektör haline gelmesi, sporcunun, kulüplerin ve ülkelerin ba ar n önemini daha fazla art rm r. Böyle bir yap içerisinde sporcunun ba ar n temelinde sporu en sa kl ve en yüksek performansta yapmas yatmaktad r. Tüm bu unsurlar sporcularda performans geli tirmeye yönelik ara rmalar n artmas na neden olmu tur (Bayraktar & Kurto lu, 2009). Futbolda da sportif performans oldukça önemli bir yere sahip olmas n yan nda, geçmi llarla k yasland zaman günümüzde futbolun çok daha h zl , daha çok taktiksel, güce dayal ve her geçen gün daha da geli en, bilimsel geli melerin daha fazla oldu u bir oyun haline geldi i belirtilmektedir. Futbolda meydana gelen bu h zl de imlere ayak uydurabilmek için çok daha h zl dü ünmek, süratli olmak ve daha çabuk hareket etmek gerekmektedir (Nas, 2010). Bunun yan nda spor dallar nda istenilen sportif performansa ula labilmesi için sporcular n performanslar düzeylerini etkileyen veya belirleyen parametlerin iyi ara lmas gerekir (Bayraktar & Kurto lu, 2009). Buna kar k yap lan literatür taramas sonucunda futbolda motorik özelliklerin teknik performans üzerine etkilerini inceleyen ara rma bulgular n s rl oldu u görülmü tür. Genellikle futbolcularda motorik özellikleri ele alan çal malarda genel olarak motorik özellikleri birbiri ile olan ili kilerine de inildi i görülmü tür ( ahbaz, Güler & Öztürk 2003; Kamar ve ark., 2003). Ancak futbolcularda teknik performans n de erlendirilmesinde de motorik özelliklerin dikkate al nmas gerekti i görülmektedir. Bu kapsamda yap lan bu ara rmada erkek futbol 2 oyuncular nda baz motorik ve koordinatif özelliklerin futbol teknik performans üzerine etkilerinin incelenmesi amaçlanm r. MATERYAL ve METOT Ara rman n Evreni ve Örneklemi Ara rman n evrenini Burdur il merkezindeki farkl amatör futbol kulüplerinde lisansl olarak futbol oynayan erkek futbolcular olu turmaktad r. Ara rman n örneklem grubunu evren içerisinden tesadüfü yöntem ile seçilmi olan ve Burdur il merkezindeki farkl amatör futbol kulüplerinde oynayan 26 erkek futbolcu olu turmu tur. Verin Toplanmas Ara rman n veri toplama a amas nda literatürde geçerlilik ve güvenilirli i daha önceki çal malarda test edilmi olan saha ve laboratuvar ölçüm yöntemleri kullan lm r. Ara rma kapsam nda kullan lan ölçüm yöntemleri ve uygulanma biçimlerine ili kin bilgiler a da sunulmu tur. Bacak Kuvvetinin Ölçülmesi: Ara rman n örneklem grubunu olu turan futbolcular n bacak kuvveti performanslar n ölçülmesinde Takkei marka s rt ve bacak (Back and Lift) dinamometresi kullan lm r. Ara rmaya kat lan futbolcular be dakikal k temel nma evresinin ard ndan, dizleri bükük durumda dinamometre sehpas n üzerine ayaklar yerle tirdikten sonra, kollar gergin, s rt düz ve gövde hafifçe öne e ikken, elleri ile kavrad dinamometre bar dikey olarak maksimum oranda bacaklar kullanarak yukar çekmi lerdir. Futbolcular test protokolüne uygun olarak 3 deneme hakk verilmi tir. Çeki üç kez tekrar edildikten sonra sporcunun yapm oldu u en iyi test derecesi kg cinsinden kaydedilmi tir (Sayg n, Polat & Karacabey, 2005). Sürat Performans n Ölçülmesi: Ara rmaya kat lan futbolcular n sürat performanslar düz zeminde ve rüzgars z hava artlar nda 0–30 m aras na kurulan fotoselli kronometre ile ölçülmü tür. Futbolculara 30 m sürat ko usu testinde toplam üç deneme hakk verilmi tir. Üç deneme sonunda futbolcular n elde ettikleri en iyi test skoru de erlendirmeye al nm r. Elde edilen test de erleri saniye cinsinden kaydedilerek analize dâhil edilmi tir (Hekim & Albayrak, 2013). Esneklik Performans n Ölçümü: futbolcular n esneklik performanslar n tespit edilmesinde otur-eri testi kullan lm r. Otur-eri testi için de 32 cm yüksekli inde ve 35 cm uzunlu unda ve üzerinde cetvel bulunan bir sehpa kullan lm r. Test protokolüne göre futbolcular bacaklar uzatarak ayakkab z olarak ayak tabanlar sehpaya dayam lard r. Testin devam nda futbolcular gövdelerinden (bel ve kalça), dizlerini bükmeden, sehpan n üzerinde ileriye do ru, mümkün oldu unca uzanm lard r. Futbolcular n sehpa üzerinde parmaklar n uzand en uç nokta test skoru olarak cm cinsinden ölçülmü tür. Otur-eri testinde futbolculara 3’er deneme hakk verilmi ve elde ettikleri en iyi derce test skoru olarak kaydedilmi tir (Hazar & Ta mektepligil, 2008). Koordinasyon Becerisinin Ölçülmesi: Futbolcular n koordinasyon becerilerin tespit edilmesinde literatürde s kl kla kullan lan alt gen koordinasyon testi kullan lm r. Alt gen koordinasyon testinde kenar uzunluklar 1 metre olan alt gen içerisine 1’den 6’ya kadar say lar yazmaktad r. Futbolcular alt genin merkezine bakacak ekilde ve ayaklar omuz geni li inde aç k pozisyonda beklerler. Ba la komutu verildikten sonra sporcu 1 numaral kutuya çift ayak bast ktan sonra çift ayak kutunun d na ç kar. Sporcu bu hareketi di er 3 kutular da tamamlad Ate lu, 2007). zaman sporcunun elde etti i süre kaydedilir (Ate , Demir & Anaerobik Güç Ölçümü: Futbolcular n anaerobik güç düzeylerinin tespit edilmesinde 30 saniye Wingate Anaerobik Güç Testi kullan lm r. Wingate testi sabit bir yüke kar 30 saniye boyunca maksimal h zda pedal çevirmeye dayal bir anaerobik güç testi olup,. Uygulanan testte i yükü elektronik olarak ayarlanabilen Monark bisiklet ergonometrisi kullan lm r. Anaerobik güç testinde futbolcular n vücut a rl n % ,5 kg belirlenerek kefeye tak larak a rl a kar maksimal h zda pedal çevirmesi istenmi tir. Anaerobik güç testinde futbolcular n otuz saniye boyunca uygulayabildi i gücün ortalamas , ortalama güç; 30 saniye içinde ula en yüksek güç ise zirve güç olarak kaydedilmi tir (Özkan, Köklü & Ersöz, 2010; Türkmen ve ark., 2010; Tamer, 2000). Denge Becerisinin Ölçülmesi: Futbolcular n denge becerilerinin tespit edilmesinde Flamingo Denge Testi kullan lm r. Flamingo denge testinin uygulanmas nda sporcu 50 cm uzunlu unda, 4 cm yüksekli inde ve 3 cm geni li inde tahta bir denge aletinin üzerine dominant aya ile ç karak dengede durmaya çal maktad r. Test protokolü gere inde sporcu di er aya dizinden büküp, kalças na do ru çekerek, ayn taraftaki eli ile tutmaktad r. Sporcu bu pozisyonu sa lad ktan sonra kronometre çal r ve sporcudan 1 dakika boyunca bu ekilde dengede kalmas istenir. Sporcunun dengesi bozuldu u zamanlarda (aya tutarken b rak rsa, tahtadan yere dü erse, vücudunun herhangi bir bölgesiyle yere dokunursa ve benzeri) süre-zaman durdurulmaktad r. Sporcu test protokolüne uygun pozisyon sa lad zaman bir dakika süre tamamlanana kadar test devam eder. Bir dakikal k test süresi bitti i zaman sporcunun her denge sa lama giri imi (dü tükten sonra) say r ve bu say test bitiminde bir dakika süre tamamland nda, ara rma grubunun puan olarak kaydedilir Futbola Özgü Teknik Becerilerin Ölçülmesi: Futbolcular n teknik kapasitelerinin tespit edilmesinde Mor - Christian genel futbol yetenek testi kullan lm r (Kurban, 2008; Doydu ve Çoknaz, 2013). Mor - Christian futbol beceri testinde futbolcular n temel olarak ut ve pas isabet düzeyleri ile top sürme (dripling) performanslar ele al nmaktad r. Mor - Christian testinin uygulanma biçimi ve puanlamas na ili kin bilgiler a da belirtilmi tir (Strand & Wilson, 1993). Top sürme testi: Top sürme testi için istasyonlar ekil 1’de gösterildi i gibi yerle tirilir. stasyon çap 18 m ölçülüp ve i aretlendikten sonra 12 tane koni (45 cm yüksekli inde) 4.5 m aral klarla daire eklinde ayarlan r. Testin ba lang ç çizgisi olan 1 metrelik çizgi dairenin nda daireye dik olarak i aretlenir. “Ba la” komutu verildikten sonra sporcu ba lang ç çizgisinde duran topla koniler aras nda mümkün oldu u kadar h zl top sürerek ba lang ç çizgisine döner. Sporcu isterse saat yönünde isterse de saat yönünün tersinde top sürme yapabilir. Test protokolüne göre iki deneme hakk verildikten sonra elde edilen en iyi test süresi de erlendirmeye al r (Aktaran; Kurban, 2008). 4 ekil 1. Dripling test protokolü ut beceri testi: Futbolculara uygulanan ut beceri testinde 1.21 m. çap ndaki 4 daire ekil 2’deki gibi kaleye yerle tirilir. Topa vurulacak çizgi kaleden 14.5 m. uzakl a ve kaleye paralel i aretlenerek teste haz r hale getirilir. ut beceri testi ba lad ktan sonra vuru çizgisinin gerisinden sporcu hedefe do ru duran toplara vurur. Futbolcular toplara istedikleri ayaklar ile vurabilirler ve top vuru çizgisinin gerisinde herhangi bir yere yerle tirilebilir. ut beceri testinde 4 adet olan çember hedeflerin her birine dörder kez vuru yap r. Böylece test süresince futbolcular toplam 16 vuru gerçekle tirirler. Sporcunun do ru hedefe att utlara 10 puan verilmekle beraber, yanl hedefe giden utlara ise 4 puan verilmektedir. Örne in; üst- sa hedefe at lan ut ba ar ise 10 puan verilir, e er vuru alttaki hedefe girmi ise 4 puan verilir. ut beceri testinde hedefe do rudan giren toplar ba ar say rken, di er utlara puan verilmez. Sonuç skoru 16 denemenin toplam ndan elde edilen puandan meydana gelir (Aktaran; Kurban, 2008). ekil 2. ut beceri testi 5 Pas beceri testi: Pas beceri testi için test istasyonlar ekil 3’deki gibi haz rlan r. Buna göre 91cm geni li inde ve 45 cm yüksekli inde bir kale (iki koni 91 cm. aral kla konulmal r) kalenin arkas na 1.20 m’lik ip gol çizgisi olarak yerle tirilir. 2 koni gol çizgisiyle 45 derecelik aç yapacak ekilde 13.5 m uzakl a yerle tirildikten sonra, üçüncü bir koni de gol çizgisine 90 derece aç ile 13.5 m uzakl a konulmaktad r. Pas beceri testi ba lad zaman sporcu üç koninin de bulundu u yerden kaleye dörder vuru yapar (toplam 12 pas) ve sporcu istedi i ayak ile vuru lar gerçekle tirebilir. Futbolculara istedikleri noktadan al rma yap lmalar na da izin verilmektedir (Aktaran; Kurban, 2008). ekil 3. Pas verme testi statistiksel Analiz Ara rmada elde edilen verilerin istatistiksel analizinde SPSS 22.0 for Windows paket program kullan lm r. Kat mc lar n ya , boy, vücut a rl , motorik özellikleri ve futbol beceri puanlar na ili kin ortalamalar n belirlenmesinde tan mlay istatistiklerden (ortalama ve standart sapma) yararlan lm r. Kat mc lar n motoroik özelliklerinin birbirleriyle olan ili kileri ve futbol beceri puanlar yla olan ili kilerini belirlemek için ise Pearson Korelasyon analizinden yararlan lm r. Motorik özelliklerin tek tek futbol beceri puan na etkisini incelemek için basit regresyon analizi, birden fazla motorik özelli in futbol beceri puan na etkisine bakmak için ise basit çoklu regresyon analizinden yararlan lm r. Anlaml k de eri “p<0,05” olarak kabul edilmi tir. BULGULAR Tablo 1. Kat mc lar n ya , boy ve vücut a rl ortalamalar kenler N En dü ük En yüksek X Ss Ya 26 15 30 19,65 3,452 Boy 26 162 185 173,19 6,788 Vücut a rl 26 53 87 66,31 9,225 Tablo incelendi inde kat mc lar n ortalama ya n 19,65±3,45 y l, ortalama boy uzunlu unun 173,19±6,78 y l ve ortalama vücut a rl n 66,31±9,22 y l oldu u görülmektedir. De 6 Tablo 2. Kat mc lar n motorik özelliklerine ili kin ortalamalar De kenler N En dü ük En yüksek X Ss Anaerobik güç 26 488,23 1061,16 740,24 140,256 Koordinasyon 26 10,30 18,50 13,06 1,785 Esneklik 26 15,00 43,50 30,50 7,902 Bacak kuvveti 26 90,00 217,00 127,05 26,703 Denge 26 ,00 14,00 5,42 3,396 Sürat 26 4,00 4,52 4,30 ,158 Ara rmaya kat lanlar n ortalama anaerobik gücü 740,24±140,25 Watt, ortalama koordinasyon dereceleri 13,06±1,78 saniye, ortalama esneklikleri 30,50±7,90 cm, ortalama bacak kuvvetleri 127,05±26,70 kg, ortalama denge (dü me say ) 5,42±3,39 adet ve ortalama sürat dereceleri 4,30±0,15 saniyedir. Tablo 3. Kat mc lar n futbol beceri puanlar na ili kin ortalamalar De kenler N En dü ük En yüksek X Ss Dripling 26 12,28 17,49 14,52 1,149 ut 26 22,00 84,00 54,38 18,408 Pas 26 2,00 9,00 5,92 1,937 Tablo incelendi inde kat mc lar n ortalama dripling süresi 14,52±1,149 saniye, ortalama ut puanlar 54,38±18,408 puan ve ortalama pas puanlar 5,92±1,93 puan olarak görülmektedir. Bacak kuvveti Denge Sürat ,336 ,093 -,204 ,318 -,055 ,790 -,378 ,057 -,094 ,649 Denge ,248 ,221 ,067 ,746 ,430 ,028 -,077 ,710 Bacak kuvveti ,055 ,788 ,079 ,700 ,179 ,381 ,191 ,349 -,543 ,004 Esneklik Koordinasyon Esneklik r p r p r p r p r p Anaerobik güç Koordinasyon Korelasyon Futbol beceri puanlar Tablo 4. Kat mc lar n motorik özelliklerinin birbirleri ile olan ili kisi -,132 ,521 (p<0.05) Tablo incelendi inde anaerobik güç artt kça sürat performans n da artt , sürat performans ve anaerobik güç aras ndaki ili kinin anlaml oldu u görülmektedir (p<0,05). Denge performans ile koordinasyon becerisi aras nda da istatistiksel olarak anlaml bir ili ki oldu u bulunmu tur (p<0.05). Buna kar n di er motorik özelliklerinin kendi aralar nda anlaml ili kiler bulunmamaktad r (p>0,05). 7 Tablo 5. Kat mc lar n anaerobik güç özelliklerinin futbol beceri puanlar na etkisi Futbol beceri puanlar Korelasyon Anaerobik güç r -,055 Dripling p ,789 r -,126 ut p ,538 r -,024 Pas p ,907 (p>0.05) Kat mc lar n anaerobik güç performanslar artt kça dripling performanslar artmakta ancak ut ve pas performanslar azalmaktad r. Anaerobik güç performanslar ile dripling, ut ve pas performanslar aras ndaki ili kiler istatistiksel olarak anlaml de ildir (p>0,05). Tablo 6. Kat mc lar n esneklik özelliklerinin futbol beceri puanlar na etkisi Futbol beceri puanlar Korelasyon Esneklik r ,236 Dripling p ,245 r -,065 ut p ,753 r ,258 Pas p ,203 (p>0.05) Tablo incelendi inde kat mc lar n esneklik performanslar n artmas n dripling performanslar ve ut performanslar azaltmakta ancak pas performanslar artt , esneklik performanslar ilke dripling, ut ve pas performanslar aras nda anlaml bir ili ki olmad görülmektedir (p>0,05). Tablo 7. Kat mc lar n koordinasyon özelliklerinin futbol beceri puanlar na etkisi Futbol beceri puanlar Korelasyon Koordinasyon r ,433 Dripling p ,027 r ,005 ut p ,980 r -,014 Pas p ,944 (p<0.05) Kat mc lar n koordinasyon dereceleri ile dripling dereceleri aras nda do rusal ve anlaml bir ili ki vard r (p<0,05). Buna ek olarak kat mc lar n koordinasyon performanslar n artmas pas performanslar da art rmakta, ancak ut performanslar azaltmaktad r. Koordinasyon ile ut ve pas performanslar aras ndaki ili kiler ise istatistiksel olarak anlaml de ildir (p>0,05). 8 Tablo 8. Kat mc lar n bacak kuvveti özelliklerinin futbol beceri puanlar na etkisi Futbol beceri puanlar Korelasyon Bacak kuvveti r ,359 Dripling p ,072 r -,198 ut p ,332 r ,114 Pas p ,581 (p>0.05). Tablo incelendi inde kat mc lar n bacak kuvvetinin artmas n dripling performans ve ut performans azaltt , pas performans ise art rd ancak bacak kuvveti ile kat mc lar n dripling, ut ve pas performanslar aras nda anlaml bir ili ki olmad görülmektedir (p>0,05). Tablo 9. Kat mc lar n denge özelliklerinin futbol beceri puanlar na etkisi Futbol beceri puanlar Korelasyon Denge r -,053 Dripling p ,797 r ,201 ut p ,324 r -,090 Pas p ,663 (p>0.05) Denge performans azald kça dripling performans ve ut performans artmakta, pas performans ise azalmaktad r, ancak kat mc lar n denge performanslar ile dripling, ut ve pas performanslar aras nda anlaml bir ili ki bulunmamaktad r (p>0,05). Tablo 10. Kat mc lar n sürat özelliklerinin futbol beceri puanlar na etkisi Futbol beceri puanlar Korelasyon Sürat r ,286 Dripling p ,156 r -,015 ut p ,942 r -,158 Pas p ,441 (p>0.05) Tablo incelendi inde kat mc lar n sürat performans artt kça dripling performanslar n, ut performanslar n ve pas performanslar n artt , ancak kat mc lar n sürat performanslar ile dripling, ut ve pas performanslar aras nda anlaml bir ili ki olmad görülmektedir (p>0,05). Tablo 11. Anaerobik güç düzeyinin dripling, ut ve pas performans etkileme düzeyi Etkileme düzeyi De ken Parametre p (%) Dripling 0,2 ,838 Anaerobik güç ut 2,9 ,402 Pas 0,9 ,637 (p>0.05) Tablo 11 incelendi i zaman, futbolcular n anaerobik güç düzeylerinin dripling performans etkileme düzeyinin %0,2, ut performans etkileme düzeyinin %2,9, pas isabet oran 9 etkileme düzeyinin ise %0,9 oldu u tespit edilmi tir. Elde edilen bu bulgulara göre futbolcularda sadece anaerobik güç düzeyinin dripling, ut ve pas performans anlaml düzeyde etkilemedi i belirlenmi tir (p>0.05). Tablo 12. Esneklik düzeyinin dripling, ut ve pas performans etkileme düzeyi Etkileme düzeyi p De ken Parametre (%) Dripling 6,4 ,211 Esneklik ut 1,6 ,538 Pas 5,9 ,233 (p>0.05) Tablo 12 incelendi i zaman, futbolcular n esneklik düzeylerinin dripling performans etkileme düzeyinin %6,4, ut performans etkileme düzeyinin %1,6, pas isabet oran etkileme düzeyinin ise %5,9 oldu u tespit edilmi tir. Elde edilen bu bulgulara göre futbolcularda sadece esneklik düzeyinin dripling, ut ve pas performans anlaml düzeyde etkilemedi i belirlenmi tir (p>0.05). Tablo 13. Koordinasyon becerisinin dripling, ut ve pas performans etkileme düzeyi Etkileme düzeyi p De ken Parametre (%) Dripling 18 ,027 Koordinasyon ut ,980 Pas ,944 (p<0.05) Tablo 13 incelendi i zaman, futbolcular n koordinasyon düzeylerinin dripling performans etkileme düzeyinin %18 oldu u, sadece koordinasyon düzeyinin ut ve pas performans etkileme düzeyinin bulunmad tespit edilmi tir. Elde edilen bu bulgulara göre futbolcularda sadece koordinasyon düzeyinin dripling, ut ve pas performans anlaml düzeyde etkilemedi i belirlenmi tir (p>0.05). Tablo 14. Bacak kuvveti düzeyinin dripling, ut ve pas performans Etkileme düzeyi De ken Parametre (%) Bacak kuvveti Dripling ut Pas 28 1,1 0,4 etkileme düzeyi p ,005 ,611 ,769 (p<0.05) Tablo 14 incelendi i zaman, futbolcular n bacak kuvvetinin dripling performans etkileme düzeyinin %28 ut performans etkileme düzeyinin %1,1, pas isabet oran etkileme düzeyinin ise %0,4 oldu u tespit edilmi tir. Elde edilen bu bulgulara göre futbolcularda sadece sürat düzeyinin ut ve pas performans anlaml düzeyde etkilemedi i (p>0.05), buna kar k bacak kuvvetinin dripling performans anlaml düzeyde etkiledi i tespit edilmi tir (p<0.05). 10 Tablo 15. Denge becerisinin dripling, ut ve pas performans etkileme düzeyi Etkileme düzeyi p De ken Parametre (%) Dripling 0,3 ,803 Denge ut 2,1 ,478 Pas 0,3 ,787 (p>0.05) Tablo 15 incelendi i zaman, futbolcular n denge düzeylerinin dripling performans etkileme düzeyinin %0,3 ut performans etkileme düzeyinin %2,1, pas isabet oran etkileme düzeyinin ise %0,3 oldu u tespit edilmi tir. Elde edilen bu bulgulara göre futbolcularda sadece denge düzeyinin dripling, ut ve pas performans anlaml düzeyde etkilemedi i belirlenmi tir (p>0.05). Tablo 16. Sürat performans De ken Sürat n dripling, ut ve pas performans Etkileme düzeyi Parametre (%) Dripling 2,8 ut 0,1 Pas 3,2 etkileme düzeyi p ,415 ,310 ,384 (p>0.05) Tablo 16 incelendi i zaman, futbolcular n sürat becerisinin dripling performans etkileme düzeyinin %2,8 ut performans etkileme düzeyinin %0,1, pas isabet oran etkileme düzeyinin ise %3,2 oldu u tespit edilmi tir. Elde edilen bu bulgulara göre futbolcularda sadece sürat düzeyinin dripling, ut ve pas performans anlaml düzeyde etkilemedi i belirlenmi tir (p>0.05). Tablo 17.Sürat, bacak kuvveti ve anaerobik güç düzeyinin dripling performans etkileme düzeyi Dripling performans Motorik özellikler p etkileme düzeyi (%) Sürat Bacak kuvveti 33,7 ,026 Anaerobik güç (p<0.05) Tablo 17 incelendi i zaman, futbolcularda sürat, bacak kuvveti ve anaerobik güç düzeyinin dripling performans %33,7 gibi yüksek bir düzeyde etkiledi i tespit edilmi tir. Elde edilen bu bulguya göre futbolcularda sürat, bacak kuvveti ve anaerobik güç düzeyinin dripling performans üzerinde anlaml bir etkisi oldu u belirlenmi tir (p<0.05). Tablo 18. Sürat, bacak kuvveti, koordinasyon, denge ve anaerobik güç düzeyinin dripling performans etkileme düzeyi Dripling performans p Motorik özellikler etkileme düzeyi (%) Sürat Bacak kuvveti Koordinasyon 52,3 ,007 Denge Anaerobik güç (p<0.05) 11 Tablo 18 incelendi i zaman, futbolcularda sürat, bacak kuvveti, koordinasyon, denge ve anaerobik güç düzeyinin bir bütün olarak dripling performans %52,3 gibi yüksek bir oranda etkiledi i tespit edilmi tir. Elde edilen bu bulgu, dripling performans n kompleks bir beceri oldu unu göstermekle beraber söz konusu motorik özelliklerin dripling performans anlaml düzeyde etkiledi ini göstermektedir (p<0.05). Tablo 19. Esneklik, bacak kuvveti, koordinasyon, denge ve anaerobik güç düzeyinin pas performans etkileme düzeyi Pas performans etkileme p Motorik özellikler düzeyi (%) Esneklik Bacak kuvveti Koordinasyon 8,2 ,870 Denge Anaerobik güç (p>0.05) Tablo 19 incelendi i zaman, esneklik, bacak kuvveti, koordinasyon, denge ve anaerobik güç düzeyinin pas performans pas isabet oran n %8,2 düzeyinde etkiledi i tespit edilmi tir. Ancak söz konusu motorik özelliklerin bir bütün olarak pas performans üzerine etkisinin istatistiksel olarak anlaml düzeyde olmad tespit edilmi tir (p>0.05). Tablo 20. Esneklik, bacak kuvveti, koordinasyon, denge ve anaerobik güç düzeyinin ut performans etkileme düzeyi ut performans etkileme Motorik özellikler p düzeyi (%) Esneklik Bacak kuvveti Koordinasyon 7,1 ,903 Denge Anaerobik güç (p>0.05) Tablo 20 incelendi i zaman, esneklik, bacak kuvveti, koordinasyon, denge ve anaerobik güç düzeyinin ut performans pas isabet oran n %7,1 düzeyinde etkiledi i tespit edilmi tir. Ancak söz konusu motorik özelliklerin bir bütün olarak ut performans üzerine etkisinin istatistiksel olarak anlaml düzeyde olmad tespit edilmi tir (p>0.05). TARTI MA ve SONUÇ Ara rman n sonunda futbolcular n motorik özelliklerinin birbiri ile olan ili kisi de erlendirildi i zaman, anaerobik güç ile sürat performans aras nda, denge performans ile koordinasyon becerisi aras nda do rusal yönde anlaml bir ili ki oldu u tespit edilmi tir. Di er bir ifade ile anaerobik güç düzeyi artt kça sürat performans n da art gösterdi i, denge performans artt kça koordinasyon becerisinin de anlaml düzeyde artt sonucuna ula lm r. Di er motorik özelliklerin ise birbirleri aras ndaki ili kinin istatistiksel olarak anlaml düzeyde olmad sonucuna ula lm r. Futbolcular n genel olarak motorik özelliklerinin birbirleri ile olan ili kisinin anlaml ç kmamas nda futbolcular n yap sal özelliklerinin de motorik özellikleri ele al rken göz önünde bulundurulmamas ndan kaynakland dü ünülebilir. Yap lan birçok ara rmada da sporcular n sahip olduklar fiziksel özelliklerin motorsal becerileri etkiledi i sonucuna ula lm r (Kürkçü ve ark., 2008; Ziyagil ve ark., 2010). 12 Literatürde yer alan ve ara rma sonuçlar destekleyen benzer bir çal mada anaerobik güç göstergesi olan durarak uzun atlama performans ile futbolcular n 30 m sürat performanslar aras nda anlaml bir ili ki oldu u tespit edilmi tir (Kamar ve ark., 2003). Futbolcular üzerinde yap lan di er bir çal mada da alt ekstremite patlay güç, anaerobik güç ve kuvvet düzeyinin futbolcular n sürat performanslar üzerinde belirleyici bir role sahip oldu u belirlenmi tir ( ahbaz, Güler & Öztürk, 2003). Ek ve arkada lar (2007) taraf ndan yap lan benzer bir ara rmada dikey s çrama ve durarak uzun atlama gibi anaerobik güç göstergesi olan parametrelerin futbolcularda sürat performans etkileyen unsurlar oldu u tespit edilmi , bu do rultuda futbolcularda anaerobik güç düzeyini ve dolay yla sürat performans geli tirmeyi amaçlayan s çrama çal malar na yer verilmesinin yararl olaca ifade edilmi tir. Futbolcularda motorsal becerilerin birbirleri ile olan ili kilerinin temel nedeni her motorik özelli in di er motorik özelliklerin uygulanmas nda bazen destek görevi görmesidir. Örne in; futbolcular üzerinde yap lan bir çal mada, aerobik dayan kl yüksek olan futbolcular n tekrarl sprint performanslar n aerobik dayan kl dü ük olan futbolculardan daha iyi oldu u bulunmu tur. Bunun temelinde ise aerobik dayan kl yüksek olan sporcular n sprint tekrarlar aras nda di er futbolculara göre daha h zl toparlanmalar gösterilmi tir (Karatepe, 2009). Bunun yan nda futbolcularda çeviklik performans ile sürat performans aras nda ili ki oldu u (Özdemir, 2013), alt ekstremite kas kuvvetinin de sürat performans etkileyen bir unsur oldu u bilinmektedir (Ba nar, 2009). Ayr ca futbolculara uygulanan motor geli im antrenman programlar n futbolcular n mevcut motorik özellikleri göz önünde bulundurularak haz rlanmas gerekti i söylenebilir. Ara rmaya kat lan futbolcular n sürat performanslar ile bacak kuvveti performanslar aras nda anlaml bir ili ki bulunmamas literatürle paralellik göstermeyen bir sonuçtur. Çünkü sürat yetene inin kuvvete ba ml bir motorsal özellik oldu u bilinmektedir (Muratl ve ark., 2007). Futbolcular üzerinde yap lan çe itli ara rma sonuçlar da bu dü ünceyi desteklemektedir (Ba nar, 2009; Newman, Tarpenning & Marino 2004). Bu ba lamda ara rmaya kat lan futbolcular n alt ekstremite kuvvet düzeylerinin sürat performans etkilememesinde futbolcular n benzer düzeyde bacak kuvveti, sürat ve antrenman ya na sahip olmalar n etkili oldu u dü ünülebilir. Literatürde yer alan baz ara rma bulgular n da bu dü ünceyi destekledi i görülmektedir. Aktu (2013) taraf ndan yap lan benzer bir çal mada, benzer alt ekstremite kuvvet düzeyine sahip olan futbolcular n sürat performanslar n da benzer düzeyde oldu u, kuvvet ile sürat performans aras nda da anlaml bir korelasyon olmad tespit edilmi tir. Futbolcular n motorik özellikleri ile top sürme performans aras ndaki ili ki de erlendirildi i zaman, sadece anaerobik güç, esneklik, bacak kuvveti, denge ve sürat performanslar ile dripling performanslar aras nda anlaml bir ili ki bulunmad tespit edilmi tir. Ayr ca anaerobik güç düzeyinin dripling performans %0,2, esnekli in dripling performans %6,4, dengenin dripling performans %0,3, süratin ise bacak kuvvetini %2,8 düzeyinde etkiledi i, buna kar k söz konusu motorik özelliklerin dripling performans anlaml düzeyde etkilemedi i belirlenmi tir. Ara rmada futbolcular n sahip olduklar motorik özelliklerin tek ba lar na top sürme performans do rudan etkileyen bir unsur olmamalar beklenen bir sonuçtur. Nitekim futbolda top sürme performans içsel ve d sal birçok de kenden etkilenmektedir. Aksoy’a göre, top sürme esnas nda aya n topa temas eden bölümü, futbolcunun topa dokunma s kl , ko u ritmi ve hareketlerin ak ile top sürülürken futbolcunun çevre kontrolü gibi unsurlar 13 dripling performans etkilemektedir (Aksoy, 2008). Futbolcular n top sürme esnas nda topa temas etme s kl klar futbolcular n sahip olduklar biyomekanik özellikler ile de yak ndan ili kilidir (Dichiera ve ark., 2006). Ayr ca futbolcular n dayan kl k düzeyleri ve oyun tecrübelerinin de top sürme ve topa temas etme s kl klar üzerinde etkili bir rol oynamaktad r (Young ve ark., 2010). Bu kapsamda futbolcularda dripling performans n sadece motorik özelliklere göre de il, ayn zamanda baz biyomekanik ve d sal faktörlere göre de de erlendirilmesinin daha faydal olaca dü ünülebilir. Bunun yan nda daha büyük örneklem gruplar ile yeni çal malar yap lmas n futbolcularda motorik özellikler ile top sürme performans aras ndaki ili kiye dair daha güvenilir sonuçlar ortaya ç karaca söylenebilir. Çünkü yap lan ara rmalarda futbolcularda motorsal özelliklerin veya teknik becerilerin de erlendirilmesinde dü ük say da örneklem grubu ile çal man n güvenilir sonuçlar verme konusunda sorun te kil edece i ifade edilmi tir (Ek ve ark., 2007). Futbolcular üzerinde yap lan bir ara rmada futbolcular n sürat ve çeviklik performanslar n dripling performans ile ili kisi incelenmi tir. Bu ara rmada bizim çal mam zda kullan lan top sürme testinden farkl bir yöntem ile futbolcular n dripling performanslar de erlendirilmi tir. Ara rman n sonunda sürat performans n dripling becerisini %76 oran nda çeviklik performans n ise dripling becerisini %43 oran nda etkiledi i bulunmu tur (Deliceo lu, Yalç n & Do ru, 2005). Bu kapsamda yapt z ara rmada her ne kadar sürat performans ile top sürme performans aras nda zay f bir korelasyon bulundu u belirlenmi olsa da, uygulanan farkl dripling testleri ile sürat performans ile dripling becerisi aras nda anlaml bir ili ki oldu u söylenebilir. Futbolcularda bacak kuvvetinin ve koordinasyon düzeyinin top sürme performans di er motorik özelliklere k yasla daha fazla etkiledi i bulunmu tur. Ortaya ç kan bulgulara göre futbolcularda bacak kuvvetinin dripling performans %28 oran nda etkiledi i, koordinasyon düzeyinin ise dripling performans %27 oran nda etkiledi i tespit edilmi tir. Bunun yan nda de kenler aras ndaki bu ili kinin anlaml ve do rusal yönde oldu u belirlenmi , buna göre koordinasyon becerisi veya bacak kuvveti performans n art na paralel olarak futbolcular n daha iyi dripling performans sergiledikleri tespit edilmi tir. Koordinasyon düzeyi ile top sürme performans aras nda anlaml ve pozitif yönde bir korelasyon bulunmas literatürle paralellik gösteren bir sonuçtur. Çünkü top sürme performans nda özellikle top ve çevre kontrolünün büyük bir önemi bulunmakla beraber, söz konusu özelliklerin koordinasyon becerisi ile yak ndan ili kili oldu u bilinmektedir (Deliceo lu, Yalç n & Do ru, 2005). Bunun yan nda alt ekstremite kuvvet düzeyi ile dripling performans aras nda anlaml bir ili ki bulunmas n da literatür ile paralellik gösterdi i söylenebilir. Katis ve arkada lar (2013) taraf ndan yap lan benzer bir ara rmada kassal özelliklerin futbolda topa temas etme ve topa vurma biçimlerini etkileyen unsurlar oldu u tespit edilmi tir. Ara rmada futbolcular n anaerobik güç, esneklik, koordinasyon, bacak kuvveti, denge ve sürat performanslar ile ut isabet oranlar aras nda anlaml bir ili ki bulunmad belirlenmi tir. Motorik özelliklerin ut isabet oran etkileme düzeyleri incelendi i zaman, anaerobik güç düzeyinin ut isabet oran %2,9, esnekli in ut isabet oran %1,6, koordinasyon becerisinin ut isabet oran hiç etkilemedi i, denge becerisinin ut isabet oran %2,1 oran nda etkiledi i, sürat performans n ut isabet oran %0,1 oran nda etkiledi i ve bacak kuvvetinin ut isabet oran %1,1 düzeyinde etkiledi i sonucuna ula lm r. 14 Futbolcular üzerinde yap lan ve elde edilen ara rma bulgular destekleyen bir çal mada, futbolcularda izokinetik bacak kuvveti ile ut performanslar aras nda anlaml bir ili ki olmad belirlenmi tir (Saliba & Hrysomallis, 2011). Young ve arkada lar (2004) taraf ndan yap lan benzer bir çal mada, futbolda ut performans ile kassal esneklik aras ndaki ili ki incelenmi tir. Ara rmada futbolcularda esnekli in ut performans üzerinde anlaml bir etkisinin olmad sonucuna ula lm r. Ayn ara rmada futbolda pas at lar n çek teknik ve kompleks yap ya sahip bir beceri oldu u belirtilmi , bundan dolay motorsal özellikleri tek ba lar na pas performans üzerinde belirleyici bir etkisinin bulmayaca belirtilmi tir. Ara rmaya kat lan futbolcular n tamam n ayn klasmanda mücadele eden futbolcular olmalar n, bunun yan nda benzer fiziksel özelliklere ve motorsal kapasitelere sahip olmalar n sahip olduklar motorik özelliklerin ut performans etkilememesinin temel nedenleri oldu u dü ünülebilir. Nitekim literatürde yer alan çe itli ara rmalarda, benzer antrenman özelliklerine ve benzer futbol liglerinde mücadele eden oyuncular n motorik özelliklerinin de benzerlik gösterdi i tespit edilmi tir (Masuda ve ark., 2003). Buna kar k alt yap futbolcular üzerinde yap lan çe itli ara rmalarda futbolcular n çabukluk performanslar n ut çekme becerisi ile anlaml bir ili kisi oldu u tespit edilmi tir (Deliceo lu, Yalç n & Do ru, 2005). Bu do rultuda futbolcularda motorik özelliklerin ut isabet oran na etkilerinin incelenmesinde futbolcular n oynad klar liglerin ve futbolcular n genel teknik becerilerinin de erlendirilmesinin daha sa kl ara rma sonuçlar ortaya karaca söylenebilir. Bunun yan nda futbolculara uygulanan antrenman içeriklerinin de ut performans etkiledi i (Kurt, 2011) göz önünde bulunduruldu u zaman, futbolcular n ut performanslar üzerinde motorik özelliklerin etkileri ele al rken uygulanan antrenman programlar n içeriklerinin de dikkate al nmas gerekti i söylenebilir. Futbolcularda özellikle esneklik performans n ut isabet oran etkilememesinde, futbolcular n genel esneklik düzeylerinin dü ük olmas n veya antrenmanlarda esneme çal malar yeterinde yer vermemelerinin etkili oldu u dü ünülebilir. Çünkü futbolda ut pozisyonda topun istenilen noktaya gitmesinde vücudun esnek olmas n da büyük bir öneme sahiptir. Akbulut (2013) taraf ndan yap lan ara rmada futbolcularda ut becerisinin esneklik performans ile yak ndan bir ili kisi oldu u ifade edilmi , bu kapsamda eklem hareket geni li inin artt lmas ve ut esnas nda topa vuru h n iyi ayarlanabilmesi için antrenmanlarda esneklik çal malar na yer verilmesi gerekti i vurgulanm r. Ara rman n sonunda futbolcular n anaerobik güç, esneklik, koordinasyon, bacak kuvveti, denge ve sürat performanslar ile pas isabet oranlar aras nda anlaml bir ili ki bulunmad belirlenmi tir. Motorsal özelliklerin pas isabet oran etkileme düzeyleri incelendi i zaman, anaerobik güç düzeyinin pas isabet oran %0,9, esnekli in pas isabet oran %5,9, koordinasyon becerisinin pas isabet oran hiç etkilemedi i, denge becerisinin pas isabet oran %0,3 oran nda etkiledi i, sürat performans n pas isabet oran %3,2 oran nda etkiledi i ve bacak kuvvetinin pas isabet oran %0,4 düzeyinde etkiledi i belirlenmi tir. Futbolda pas isabet oran n maç sonucunu etkileyen en önemli unsurlardan birisi oldu u yap lan çe itli ara rmalarla ortaya konmu tur (Gürkan ve di erleri, 2014). Buna kar k literatürde futbolcular n topa vuru biçimlerini etkileyen parametreleri ele alan ara rmalar n rl oldu u görülmektedir (Akbulut, 2013). Motorik özelliklerin tek ba lar na futbola özgü baz teknik becerileri anlaml düzeyde etkilemedikleri görüldü ü için ara rmada birden fazla motorik özelli in bir bütün olarak teknik becerileri etkileme düzeyleri ele al nm r. Bu ba lamda bir bütün olarak sürat, bacak kuvveti ve anaerobik güç düzeyinin dripling performans %33,7 düzeyinde etkiledi i ve söz konusu etkileme düzeyinin istatistiksel 15 olarak anlaml oldu u tespit edilmi tir. Bunun yan nda bir bütün olarak sürat, bacak kuvveti, koordinasyon, denge ve anaerobik güç düzeyinin top sürme performans %52,3 oran nda etkiledi i bulunmu tur. Bu kapsamda her ne kadar motorik özellikler tek ba lar na top sürme performans üzerinde belirleyici bir rol oynamasalar bile, birden fazla motorik özelli i iyi olan futbolcular n top sürme performanslar n da artaca söylenebilir. Literatürde yer alan ara rma bulgular ele al nd zaman top sürme performans n kompleks bir teknik beceri oldu u, sürat performans ba ta olmak üzere (Deliceo lu, Yalç n & Do ru, 2005), top sürme performans etkileyen birçok unsur oldu u belirtilmi tir (ChewBullock ve ark., 2012). Motorsal özelliklerin yan nda futbolcularda dripling performans etkileyen en önemli unsurlar n ba nda uygulanan antrenman modelinin içeri inin de geldi i bilinmektedir (Deliceo lu, Yalç n & Do ru, 2005). Ara rmada bir bütün olarak ele al nd zaman esneklik, bacak kuvveti, koordinasyon, denge ve anaerobik güç düzeyinin pas isabet oran %8,2 düzeyinde etkiledi i, ancak söz konusu etkileme düzeyinin istatistiksel olarak anlaml düzeyde olmad belirlenmi tir. Futbolcular n sahip olduklar motorsal özelliklerinin genel olarak pas isabet oran etkilememesinin temelinde pas n teknik bir beceri olmas , yetene e ba olarak farkl k gösterebilmesi ve pas n her a amas nda çe itli teknik yeterliliklerin bulunmas n yatt dü ünülebilir. Çünkü futbolda pas at nda top destek aya n pozisyonu, destek baca n yanl tutulmas , ayak ucunun vuru yönünü gösterme durumu gövdenin duru biçimi, vuru u yapan dominant baca n vuru tan sonraki sal na devam etme durumu ve topa yakla rken sporcunun geldi i düzlem gibi birçok unsur at n isabet düzeyini etkilemektedir (Aksoy, 2008). Bu nedenle ara rmaya kat lan futbol oyuncular nda motorik özellikler ile pas isabet oran aras nda anlaml ili ki bulunmamas ve motorik özelliklerin pas isabet oran anlaml düzeyde etkilememesinin literatür ile uyumlu bir sonuç oldu u söylenebilir. Ara rmada bir bütün olarak esneklik, bacak kuvveti, koordinasyon, denge ve anaerobik güç performans n ut isabet oran %7,1 düzeyinde etkiledi i, ancak söz konusu etkileme düzeyinin istatistiksel olarak anlaml düzeyde olmad belirlenmi tir. Bu sonucun ortaya kmas n temelinde ara rmaya kat lan futbolcular n genç ya gruplar nda olmalar ndan ve antrenman ya lar n çok yüksek olmamas n yatt dü ünülebilir. Çünkü futbolcular n sahip olduklar motorik özelliklerin bir bütün olarak pas isabet oran na anlaml düzeyde katk sa lamas beklenen bir durumdur. Bunun yan nda ara rmaya kat lan futbolcular ya lar ve antrenman geçmi leri itibariyle motorik özelliklerini futboldaki baz teknik becerilere yans tma konusunda zorluklar ya ayabilirler. Bu unsurlar n da motorik özelliklerin bir bütün olarak pas isabet oran etkilemede etkili olmamas nda etkili oldu u söylenebilir. Nitekim yap lan ara rmalarda da futbolcular n fiziksel yap özellikleri ile baz motor becerilerinin antrenman ya lar na göre farkl k gösterebilece i belirlenmi tir (Ak n ve ark., 2004). Ayr ca futbola özgü teknik becerilerin uygulanmas nda futbolcular n uygulad klar antrenman modellerin de etkili oldu u unutulmamal r (Deliceo lu, Yalç n & Do ru, 2005; Katis ve ark., 2013; Bullock ve ark., 2012). Bunlara ek olarak uygulanan antrenman modelleri futbolcular n sahip olduklar motorik özelliklerinde farkl yönlerde geli mesine neden olabilmektedir (Cameron ve ark., 2009). Literatürde yer alan bu bilgiler do rultusunda futbolcular n motorik özellikleri ile futbola özgü teknik becerileri de erlendirilirken uygulad klar antrenman modellerinin de dikkate al nmas gerekti i söylenebilir. Futbolcular n oynad klar mevkilere göre baz teknik ve motorik özelliklerin farkl k gösterdi i de bilinmektedir. Bundan dolay ara rmaya kat lan futbolcular n her mevkide oynayan oyunculardan olu mas n da motorik özelliklerin ut isabet oran na etki etmemesine 16 neden oldu u söylenebilir. Blache & Monteil (2012) taraf ndan yap lan benzer bir ara rmada futbolcular n oynad klar mevkilere göre diz fleksör ve ekstensör kaslar n farkl denge özelliklerine sahip olduklar tespit edilmi tir. Bu ara rma bulgusu da oyuncular n teknik özelliklerinin oynad klar mevkilere göre incelenmesi gerekti i görü ünü desteklemektedir. Sonuç olarak, futbolcularda baz motorsal özelliklerin tek ba lar na teknik beceriler üzerinde etkili olmalar her zaman mümkün de ildir. Buna kar k bir bütün olarak de erlendirildi i zaman futbolcular n motorik özelliklerinin geli mi olmas n futbola özgü teknik becerileri anlaml düzeyde etkileyebilece i söylenebilir. Nitekim ara rmada elde edilen ve bu dü ünceyi desteleyen ara rma bulgular n literatürde yer alan birçok ara rma sonucuyla da paralellik gösterdi i bulunmu tur. Bu kapsamda futbolcularda teknik becerilerin de erlendirilmesinde, e er baz teknik becerilerde uygulama eksiklikleri görülüyorsa mutlaka söz konusu teknik becerilerin geli tirilmesinde motorsal performans geli im antrenmanlar ndan da yararlan lmal r. KAYNAKLAR Akbulut, T. (2013). Futbolcularda sinir-kas iletimini kolayla germe çal malar n vuru h ve eklem hareket geni li ine akut ve kronik etkileri. Yüksek Lisans Tezi. Marmara Üniversitesi Sa k Bilimleri Enstitüsü. stanbul. Ak n, S., Co kun, Ö. Ö., Özberk, Z. N., Ertan, H., & Korkusuz, F. (2004). Profesyonel ve amatör futbol oyuncular n fiziksel özellikler ile izokinetik diz kaslar n konsantrik kuvvetinin kar la lmas . Artroplasti Artroskopik Cerrahi, 15(3), 161-167. Aksoy, F. (2008). Futbol-Alt yap da saha içi uygulamalar. 2. Bask . Samsun: Erol Ofset. Aktu , Z. (2013). Futbolcularda izokinetik hamstring ve quadriceps kas kuvvet oran ile dikey çrama ve sürat performans ili kisi. Yüksek Lisans Tezi. Selçuk Üniversitesi Sa k Bilimleri Enstitüsü. Konya. Ate , M., Demir, M., & Ate lu, U. (2007). Pliometrik antrenman n 16-18 ya grubu erkek futbolcular n baz fiziksel ve fizyolojik parametreleri üzerine etkisi. Ni de Üniversitesi Beden E itimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 1(1), 1-12. Ba nar, Ö. (2009). Futbolcularda izokinetik kas kuvvetinin anaerobik güce etkisi. Yüksek Lisans Tezi. Pamukkale Üniversitesi Sa k Bilimleri Enstitüsü. Denizli. Bayraktar, B., & Kurto lu, M. (2009). Sporda performans, etkili faktörler, de erlendirilmesi ve art lmas . Klinik Geli im Dergisi, 16-24. Blache, Y., & Monteil, K. (2012). Contralateral strength imbalance between dominant and non-dominant lower limb in soccer players. Science & Sports, 27(3), 1-8. Bullock, W., Panchuk, D., Broatch, J., Christian, R., & Stepto, N. K. (2012). An integrative test of agility, speed and skill in soccer: effects of exercise. Journal of Science and Medicine in Sport, 15(5), 431-436. Cameron, M. L., Adams, R. D., Maher, C. G., & Misson, D. (2009). Effect of the HamSprint Drills training programme on lower limb neuromuscular control in Australian football players. Journal of Science and Medicine in Sport, 12(1), 24-30. Chew-Bullock, T. S. Y., Anderson, D. I., Hamel, K. A., Gorelick, M. L., Wallace, S. A., & Sidaway, B. (2012). Kicking performance in relation to balance ability over the support leg. Human Movement Science, 31(6), 1615-1623. Deliceo lu, G., Yalç n, B., & Do ru, D. (2005). Gençlerbirli i alt yap futbolcular n fiziksel ve teknik yetilerinin incelenmesi. SPORMETRE Beden E itimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 3(1), 27-34. 17 Dichiera, A., Webster, K. E., Kuilboer, L., Morris, M. E., Bach, T. M., & Feller, J. A. (2006). Kinematic patterns associated with accuracy of the drop punt kick in Australian Football. Journal of Science and Medicine in Sport, 9(4), 292-298. Doydu, ., & Çoknaz, H. (2013). lkö retim 2. kademe ders d futbol çal mas nda uygulanan spor e itimi modelinin ö rencilerin bili sel, psikomotor ve oyun performans eri i düzeylerine etkisi. Uluslararas nsan Bilimleri Dergisi, 10(1), 925958. Ek, R.O., Temoçin, S., Tekin, T.A., & Y ld z, Y. (2007). Futbolculara uygulanan baz motorsal egzersizlerin birbirlerine etkilerinin incelenmesi. ADÜ T p Fakültesi Dergisi, 8(1), 19-22. Erdo an, . (2008). Futbol ve futbolu inceleme üzerine. leti im Kuram ve Ara rma Dergisi, 26, 1-58. Gürkan, O., Yüksel, Y., & Hekim, M. (2014). Futbolda pas’ n ba ar ya olan etkisinin incelenmesi. 7. Ulusal Spor Bilimleri Ö renci Kongresi Bildiri Kitab . 15-17 May s, Karamano lu Mehmetbey Üniversitesi. Karaman. Hazar, F., & Ta mektepligil, Y. (2008). Puberte öncesi dönemde denge ve esnekli in çeviklik üzerine etkilerinin incelenmesi. SPORMETRE Beden E itimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 6(1), 9-12. Hekim, M., & Albayrak, C. (2013). Atletizm ve basketbol sporuna kat lan 10-13 ya grubu z çocuklar n kuvvet ve anaerobik kapasite de erlerinin sürat performans ve kan laktat seviyesine etkisi, Uluslararas Hakemli Be eri ve Akademik Bilimler Dergisi, 2(4), 36-47. Kanat, Y. . (2007). Üst ekstremite kas grubuna uygulanan maksimal kuvvet antrenman n futbolda taç at mesafesine etkisi. Yüksek Lisans Tezi. Gazi Üniversitesi Sa k Bilimleri Enstitüsü. Ankara. Kamar, A., Güngördü, O., Yücey lmaz, B., Yanc , H. B. A., Çavu lu, B., & ahin, M. (2003). Futbol oyuncular na 35 metre maksimal anaerobik sprint ile dikey s çrama ve durarak uzun atlama skorlar aras ndaki ili kinin incelenmesi. .Ü. Spor Bilimleri Dergisi, 11(3), 147-150. Karatepe, R. (2009). Genç futbolcularda tekrarl sprint derecelerinin aerobik güç ile ili kisinin incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi Sa k Bilimleri Enstitüsü. Ankara. Katis, A., Giannadakis, E., Kannas, T., Amiridis, I., Kellis, E., & Lees, A. (2013). Mechanisms that influence accuracy of the soccer kick. Journal of Electromyography and Kinesiology, 23(1), 125-131. Kurban, M. (2008). Futbol antrenman n 10- 13 ya grubu çocuklar n teknik geli imlerine etkisinin ara lmas . Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi Sa k Bilimleri Enstitüsü. Konya. Kurt, . (2011). Futbolcularda sekiz haftal k pliometrik antrenman n anaerobik güç, sürat ve top h na etkisi. Yüksek Lisans Tezi. Ondokuz May s Üniversitesi Sa k Bilimleri Enstitüsü. Samsun. Kürkçü, R., Özda , S., Çal kan, E., & irinkan, A. (2008). Minik futbolcular n fiziksel yap lar n, baz fizyolojik ve biyomotorik özellikler üzerine etkisinin ara lmas . Beden E itimi Ve Spor Bilimleri Dergisi, 10(2), 3-8. Masuda, K., Kikuhara, N., Takahashi, H., & Yamanaka, K. (2003). The relationship between muscle cross-sectional area and strength in various isokinetic movements among soccer players. Journal of Sports Sciences, 21(10), 851-858. Muratl , S., Kalyoncu, O., & ahin, G. (2007). Antrenman ve müsabaka. 2. Bask . stanbul: Ladin Matbaas . 18 Nas, K. (2010). Futbolcularda sürat ve çabukluk aras ndaki ili kinin incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Selçuk Üniversitesi Sa k Bilimleri Enstitüsü. Konya. Newman, M. A., Tarpenning, K. M., & Marino, F. E. (2004). Relationships between isokinetic knee strength, single-sprint performance, and repeated-sprint ability in football players. The Journal of Strength & Conditioning Research, 18(4), 867-872. Özdemir, F.M. (2013). Genç futbolcularda çeviklik, sürat, güç ve kuvvet aras ndaki ili kinin ya a göre incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Ba kent Üniversitesi Sa k Bilimleri Enstitüsü. Ankara. Özkan, A., Köklü, Y., & Ersöz, G. (2010). Wingate anaerobik güç testi. Uluslararas nsan Bilimleri Dergisi, 7(1), 207-224. Saliba, L., & Hrysomallis, C. (2001). Isokinetic strength related to jumping but not kicking performance of Australian footballers. Journal of Science and Medicine in Sport 4 (3), 336-347. Sayg n, Ö., Polat, Y., & Karacabey, K. (2005). Çocuklarda hareket e itiminin fiziksel uygunluk özelliklerine etkisi. rat Üniversitesi Sa k Bilimleri Dergisi, 19(3), 205212. Strand B. N., & Wilson R. (1993). Assessing sport skills. USA: Human Kinetics Publishers. ahbaz, N., Güler, C., Öztürk, M. (2003). Genç Futbol Oyuncular nda zokinetik Kuvvetin Sprint Süratine Etkisinin Ara lmas . .Ü. Spor Bilimleri Dergisi, 11(3), 157-161. Talimciler, A. (2008). Futbol de il i : endüstriyel futbol. leti im Kuram ve Ara rma Dergisi, 26, 89-114. Tamer, K. (2000). Sporda fiziksel ve fizyolojik performans n ölçülmesi ve de erlendirilmesi. Ankara: Ba rgan Yay nevi. Türkmen, S., Çelik, A., Tunar, M., Tok, ., Tatl bal, P., & Ada, E. N. D. (2010). Parademik program ö rencilerinde beden e itimi ve güç geli tirme dersinin vücut kompozisyonu ve fiziksel performans üzerine etkileri. Ni de Üniversitesi Beden E itimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 4(2), 125-130. Young, W., Clothier, P., Otago, L., Bruce, L., & Liddell, D. (2004). Acute effects of static stretching on hip flexor and quadriceps flexibility, range of motion and foot speed in kicking a football. Journal of Science and Medicine in Sport, 7(1), 23-31. Young, W., Gulli, R., Rath, D., Russell, A., O’Brien, B., & Harvey, J. (2010). Acute effect of exercise on kicking accuracy in elite Australian football players. Journal of Science and Medicine in Sport, 13(1), 85-89. Ziyagil, M. A., Zorba, E., & Kahraman, K. A. (2010). Futbolcularda yap sal özelliklerin sürat yetene ine etkisi. Beden E itimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 1(1), 1-10. EXTENDED ABSTRACT Players physical, physiological, plays an important role in determining the motor and technical skills competition results in many sport branches. According to the studies they usually have the effect of development or training of players in some performance parameters of the model applied to the motor skills of the players are dealt with the relationship with each other. However, the technical performance of players in some motor skills are important determinants of shooting, passing and dribbling performance were seen to be addressing the impact of research findings is particularly limited in literature. There are basically made two purposes of this study. This purpose of dribbling in soccer players with some motor skills in the first to examine the relationship between rust and not smash drawing performance. Question of the scope of this aim technical skills affect motor skills levels were also evaluated. Another aim of the research, which will make other sport science research in this area is to provide people with the foresight on this issue and coaches. 19 The universe of research constitutes Burdur players who play football in the amateur football clubs in the city center. Research universe will be represented in the sample group of the universe because it is not possible to reach the entire universe has been selected. In this context, the method chosen by coincidence in the universe of the sample consisted of 26 male soccer players of research and Burdur in different amateur football club playing in the city center. Validity and reliability of data collection methods in the literature in the field and laboratory research methods of measurement used are tested in previous studies. In the analysis of data obtained was used SPSS 22.0 for Windows software. Participants age, height, weight, to determine the average scores for their motor skills and football skills of descriptive statistics (mean and standard deviation) were used. Participants motoroic properties to determine their relations with relations with each other and soccer skill points from the Pearson correlation analysis was used. Motor features simple regression analysis to examine the effect of individual football skill points, more than one motor feature to look at the effect of football skill points is simple and multiple regression analysis were used. In the end of research, there were significant relationship among only anaerobic power, leg strength, balance, speed and flexibility performances with shot, dribbling and pass the ball performances when they were handled independently each other (p<0,05). There was no significant relationship among shot and pass the ball with coordination level (p>0,05), on the other hand, there was significant relationship between dribbling performance and coordination level (p<0,05). Football players had, on pass the ball, shot, and dribbling performances were evaluated, it was established that flexibility, balance, anaerobic power, and speed performances did not affect pass the ball, shot and dribbling performances at significant level (p>0,05). Similarly, it was established that both coordination and leg strength level did not affect pass the ball and shot performances at significant level (p>0,05). Notwithstanding, leg strength and coordination level were factors affecting dribbling performance (p<0,05). In addition to, it was established that speed, leg strength, balance, anaerobic power and coordination level as a whole affected dribbling level significantly (p<0,05). Notwithstanding, it was established that balance, anaerobic power, speed, leg strength and coordination level as a whole did not affect pass the ball and shot performances significantly (p>0,05). As a result, the motor features in the game have an impact on technical skills alone are not always possible. However, specific technical skills of soccer as a whole have improved properties when the motor of the footballer said could affect significantly addressed. Indeed, obtained in research and stack the research findings it showed that this idea of the many research results also show parallels in the literature. Therefore, the evaluation of technical skills football players, if some technical skill deficiencies in the application must be considered if the motoric development benefited from training in the development of these technical skills. 20 Uluslararas Multidisipliner Akademik Ara rmalar Dergisi / Ocak- ubat-Mart-Nisan Cilt: 2 Say :1 Journal of International Multidisciplinary Academic Researches / January-February-March-April Volume: 2 Issue: 1 30.04.2015 www.joimar.com W.A.MOZART, KLARNET KONÇERTOSU, STADLER ve BASSET-HORN W.A. MOZART, CLARINET CONCERT, STADLER and BASSET-HORN Halil Emrah Öztürk* Serbest Ara rmac *e-mail: [email protected] ÖZET Wolfgang Amadeus Mozart, Besteledi i konçertolar çevresindeki arkada olan ve iyi icrac lar için yazard . Örnek olarak, Fagot Konçertosu´nu Freiherr Thaddäus van Dürnrtz’e, Obua Konçertosu’nu Giuseppe Ferlendis için bestelemi tir. Ba ka bir Fagot Konçertosu yazmamas n sebebi, sadece bir fagot icrac arkasa olmas r. Mozart’ n klarnet ile ilk tan mas ndan sonra, bu enstruman bir çok senfonisinde kullanm , oda müzi i eserleri dahil olmak üzere besteler yapm r. Klarnet Konçertosu (K.622) da dönemin önde gelen basset horn ve klarnet icrac olan Anton Stadler (1753-1812) için bestelemi tir. Ayn zamanda ‘Klarnet Trio’ (K.498), ‘Klarnet Quintet’ (K.581) ve ‘Piano ve Nefesli için Be li’ (K. 452) yine Stadler için bestelenmi eserlerdir. Buna kar k olarak, Stadler Konçerto`nun ilk seslendiri ini bizzat kendisi 16 ekim 1791 y nda Prag`da gerçeklestirmi tir. Anahtar Kelimeler: Mozart, klarnet, stadler,basset-horn ABSTRACT Wolfgang Amadeus Mozart (1756-1791) generally composed instrumental concerto for the specific players. In the case of his bassoon concerto, he had written for bassoon player Freiherr Thaddäus von Dürnrtz, and his oboe concerto for Giuseppe Ferlendis. Mozart did not have any other occasion to compose any other bassoon concerto because he befriended only with one bassoon player. After he first heard the basset-horn, he used this instrument in many of his symphonies and he composed works for this instrument in chamber music genre. Mozart dedicated his Clarinet Concerto (K.622) to Anton Stadler (1753-1812) who was an important clarinet player of his time and Mozart’s good friend. Also, his ‘Clarnet Trio’ (K.498), ‘Clarnet Quintet’ (K.581) and ‘Quintet for Piano and Winds ’ (K. 452) are dedicated to Stadler. Therefore, Stadler first performed the A major Clarinet Concerto on October 16, 1791 in Prague. Key Words: Mozart, clarnet, stadler, basset-horn JEL CODE: I20 W.A. Mozart Wolfgang Amadeus Mozart, klasik dönem bestecileri aras ndaki önemli ve en verimli bestecilerden biridir. 1756 y nda Salzburg, Avusturya´da do mustur. Keman icrac ve besteci olan babas Leopold Mozart (1719-1787) tarafindan küçük ya larda müzik e itimine ba lam ve di er karde lerine göre daha h zl ilerleme sa lam r. Be ya ndayken virtiöz düzeyinde klavye çalabilen Mozart, sekiz ya nda ilk senfonik eserlerini bestelemeye ba lam r. Avrupa´nin bir çok ehrini babas ile beraber dola ma f rsat bulan genç Mozart, buralarda babas taraf ndan tan nm akademisyen ve müzisyenlere yetene ini sergilemi ve büyük hayranl k uyand rm r.Yedi ya ndan onbe ya ina kadar sürekli avrupa turlar nda bulunmu ve tan di er besteci ve icrac lardan müzik fikirleri almi , bu birikimlerle kendi stilini kafas nda olu turmaya ba lam st r. Onyedi ya na gelen Mozart, Salzburg´ta saray müsizyenli ini kabul etmi , fakat bir kaç y l sonra burada arad bulamam r. Dönemin müzik aç ndan en önemli ehirlerinden biri olan Viyana´ya ta nm ve eserlerinin büyük bölümünü burada bestelemi tir. J.S. Bach, J. Haydn ve özellikle Beethoveen´ n ilk zamanlar ndan etkilenmi , fakat bu etkilile imle kendi bestecilik eklini olu turmu tur. 21 1791 y nda romatizma ate lenmesi sonucu 35 ya nda hayata gözlerini kapatm r. 35 y ll k sa hayat nda oldukça verimli bir klasik dönem bestecisi olan Mozart, hayat boyunca 626´dan fazla eser bestelemi tir (orkestra eserleri, senfoniler, operalar, konçerto ve sonatlar, oda müzi i eserleri, piano için solo eserler, düetler, mar lar, koro eserleri, danslar ve dini içerikli besteler). Ölmeden önceki son y nda bile Mozart hala bestelenmeye devam etmi tir. Son besteleri aras nda; ‘Sihirli Flüt Operas ’, ‘Yayl Çalg lar için Be liler’, bitiremedi i ‘Requiem’ ve son konçertosu olan ‘Klarnet Konçertosu’ bulunmaktad r. Anton Stadler ve Klarnet Konçertosu Mozart` n klarnet’e olan ilgisi küçük ya lardan gelmektedir. Koyu ve tok tonu, ayn zamanda teknik çabuklu u ile bestecinin ilgisini çekmi tir. Hatta bir mektubunda babas Leopold`a öyle ifade eder; er klarnetimiz olsayd , senfonilerdeki flüt, obua ve klarnet uyumundaki etkiyi hayal bile edemezsin`(Brymer 1977). Bahsedilen mektubu, 1777 ve 1778 y llar aras nda Mannheim’da klarnet sesini ilk duyu unda yazm r. O dönemde klarnet yo unlukla Viyana’da bulunmakta ve sadece orkestralar n tahta nefesli grubu üyeli inden öteye gitmemi tir. Bu sebepten dolay Mozart bu enstruman ancak son dönemlerinde verimli bir ekilde kullanabilmi tir. Stadler`in klarnet (Basset klarnet) üzerindeki icra yetene ini duyduktan sonra klarnet için konçerto yazmaya karar vermi tir. lk önce deneme amaçl olarak klarneti 1781 y nda besteledi i ‘Gran Partita’ ve daha sonra iki operas nda kullanm r ( La Clemenza di Trio ve Sihirli Flüt). Mozart Klarnet Konçertosu’nu 1789 y nda bestelemeye baslam , fakat daha sonra çal mas durdurup, Stadler’ n basset klarneti için tekrar üzerinde çal p 1791 y nda bitirmi tir. Basset-Horn, Basset Klarnet ve Klarnet Basset-horn 1770 y nda ismi bilinmeyen alman bir estruman yap mc taraf ndan yap lm r. Klarnet ailesinden olmakla beraber günümüzde kullan lan klarnetten daha kal n ve geni ses aral ve daha koyu bir tona sahiptir. A daki ema 1’de basset-horn aç kça görülmektedir. ema 1: 22 Basset-Horn Konçerto orjinal olarak Basset-Horn için G-Majör (Sol-Majör) tonunda yaz lm r. Orkestra da nda solo klarnete iki flüt, iki fagot, iki korno ve yayl çalg lar e lik etmi tir. 1791 nda Mozart konçertoyu bitirdi inde, Stadler eserde baz ses aral problemleri tespit etmi ve, enstrumana ek sesler ekleyip Basset-Klarnet’i olu turmu tur. Bahsedilen BassetKlarnet a daki ema 2’de görülmektedir. ema 2: Basset-Klarnet Mozart daha sonra bu enstrumana Stadler’ n klarneti ismini vermi tir. Stadler’ n iste i üzerine Basset-Horn’a kal n mi-bemol, re, do diyez ve do notalar enstruman yap mc Theodor Lozt taraf ndan eklenmi tir. Ayn zamanda Stadler’ n orkestralarda genellikle kal n sesler içeren ikinci klarnet partilerini icra etrmeyi sevmesi, enstruman üzerine bahsedilen kal n seslei eklemesine neden olmus olabilir. Mozart’ n orjinal nüshas nda bulununan kal n notalar n çal nabilir hale getirme çabas yla Basset-Klarnet meydana gelmi ve günümüz La-Klarnet’in temelini atm r. Sebebi anla lamayan bir biçimde Mozart’ n Klarnet Konçertosu’nun orjinal nüshas günümüze kadar ula amam , kaybolmu tur. Bu talihsiz durum üzerine konu ile ilgili varsay mlar öne sürülmü tür. Alman yazar Wolfgang Hildesheimer (1916-1991) “Mozart” isimli k tab nda kay p olan orjinal el yaz için öyle demi tir; “Klarnet Konçertosu’nun as l Nüshas kay pt r. Mozart’ n iyi dostu Stadler bu konuda tamamiyle suçsuz olmayabilir; büyük olas kla orjinal nüshan n kaybolmas na göz yummu , yaz lm ve bas lm küçük eserleri kendisininmi gibi göstermi olabilir”(Hildesheimer 1982). Mozart’ n Klarnet Konçertosu Basset-Horn (Basset-Klarnet)’ten sonra, 1801 y nda ismi kay tlarda bulunamayan ki i taraf ndan günümüzde kullan lan La-Klarnet’e uyarlanm r. Tabii ki bu uyarlama ile konçerto klarnet literatüründeki yerini alm r. A daki ema 3’te günümüz La-Klarnet Görülmektedir. 23 ema 3: La-Klarnet Klarnet Konçertosu Mozart’ n ölümünden önce yazd son konçertodur. Klasik son dönem Mozart sitilini ta r. Solo enstruman ve e likçi orkestra aras ndaki ili ki birbirlerine çok yak nd r. Ba ka bir de le, klarnet’in icra etti i müzikal cümleyi orkestra da icra etmektedir. Konçerto klarnet literatürünün en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir. Breitkopf & Härtel ve di er yay mc lar taraf ndan 11 y l içinde eser son haliyle,yani, fazla olan kal n notalar n ç kar lm versiyonu ile yay mlam lard r. Stadler’ n eserin orjinal nüshas n kaybetmesinin ard ndan, eserin orjinal olup olmad tart malar ba lam r. Önde gelen klarnet üreticileri ( Selmer, Buffet Crampon ve Leblanc) konçertonun bilinen orjinaline sad k kalarak Basset-Klarnet üretmi , Sabina Meyer ve Charls Neidich konçertoyu Basset-Klarnet ile kayd yapm lard r. KAYNAKLAR Brymer, J. (1976). Clarinet. New York: A Division of Macmillan Publishing. Einstein, A. (1961). Mozart: His Character His Works. New York: Oxford University Press. Brymer, J. Clarinet. New York: A Division of Macmillan Publishing Co., Inc, 1977. P. 8 Komroff, M. (1961). Mozart. New York: Alfred A. Knopf, Inc. Landon, H.C. R. & Donald, M. ed. (1969). The Mozart Companion. New York: Barrie Books Ltd. http://ezproxy.marshall.edu:2102/shared/views/article.html?from=search&session_search_id= 865183722&hitnum=2§ion=music.26509. Accessed: December 10, 2005 Hildesheimer, W. Mozart. New York: Farrar Straus Giroux, 1982, p.353. Rendal, F. G. (1971). The Clarinet. 3rd ed. New York: W.W. Norton & Company Inc. Roeder, T. M. (1994). A History of The Concerto. Portland, Oregon: Amadeus Press. Weston, P. (2002). Clarinet Virtuosi of The Past. Reprint edition. England: The Panda Group. EXTENDED ABSTRACT Wolfgang Amadeus Mozart (1756-1791) generally composed instrumental concerto for the specific players. In the case of his bassoon concerto, he had written for bassoon player Freiherr Thaddäus von Dürnrtz, and his oboe concerto for Giuseppe Ferlendis. Mozart did not 24 have any other occasion to compose any other bassoon concerto because he befriended only with one bassoon player. After he first heard the basset-horn, he used this instrument in many of his symphonies and he composed works for this instrument in chamber music genre. Anton Stadler (1753-1812) was Mozart’s good friend and their friendship never finished. Noticeably, Anton Stadler was an excellent clarinetist and basset-horn player. Also, he was a composer. After composing Mozart’s concerto for the clarinet K.622, he dedicated the work to Stadler. It was not just clarinet concerto that Mozart wrote for Stadler. He wrote Quintet for Piano and Winds, K. 452, the Clarinet Trio, K. 498, and the Clarinet Quintet, K. 581. According to Mozart, during in his time, Stadler had appealing clarinet tone and excellent clarinet technique. Also, Mozart was overjoyed when he spent time with Stadler, because he had already agreed upon his talent as a wonderful musician and the clarinet player of his time. Mozart dedicated all of his clarinet compositions, including solos for his good friend Stadler. Therefore, Anton Stadler performed all of Mozart’s clarinet compositions. Moreover, Stadler was quit an inventor who came up with the new instrument called the basset-clarinet, which had warm alto sound. The basset-horn and the bass clarinet both invented around 1770 and made from German maker that who is unknown. The basset-horn came from clarinet family and it has lower range and different tone timbre than clarinet. In example 1, one can see the shape differences between Basset-horn and Basset-clarinet. Meanwhile, there was no clarinet player in Salzburg’s court orchestra until 1777. After that, Anton Stadler and his brother Johann Stadler they both were clarinet player and they added to orchestras in Salzburg. Mozart first used clarinet in his Divertimento K. 113. When he first heard basset-horn’s tone, after that, it became one of his favorite instrument, and he used it almost all compositions and wrote some music for it. He added clarinet in his G minor symphony K. 550 for his close friend Stadler and La Clemenza di Tito has clarinet solos. In addition, he wrote five trios for voices and they accompanied with clarinets and basset horn. He wrote quintet K 581, in 1789, and after he completed the quintet he started to composed concerto for clarinet. Mozart started to write A major clarinet concerto in 1789, but he stopped to write it in the middle of the first movement and after that he continued to write it again for Stadler’s new basset clarinet and finished it in 1791. Mozart and Anton Stadler became a very good friend and their relationship started in late 1780’s. Also they were both freemasons, an organization that is based in the philosophy of humankind. After they became a good friend, Mozart began to compose works for clarinet and consulted Stadler for some playing techniques. Those compositions performed by Anton Stadler in Mozart’s presence. Stadler first performed the A major clarinet concerto on October 16, 1791 in Prague. In this time Prague was a particular popular town for clarinet. In Vienna, the clarinet was not acceptable as a solo instrument. Especially, Mozart’s last symphonies have no clarinet parts because those symphonies had written for Vienna and the clarinet was not popular instrument around Vienna court. Mozart’s A major clarinet concerto has Mozart’s unique style, which he completed it during to his last years. For that reason, one can see his late compositional style in this concerto. The other specialty of clarinet concerto, which mentioned previously, is that Mozart’s last completed work for specific instrument. Unfortunately, his manuscript is lost; however, later edition of A major clarinet concerto occurs from the time that it published after Mozart’s dead to the present day. 25 Uluslararas Multidisipliner Akademik Ara rmalar Dergisi / Ocak- ubat-Mart-Nisan Cilt: 2 Say :1 Journal of International Multidisciplinary Academic Researches / January-February-March-April Volume: 2 Issue: 1 30.04.2015 www.joimar.com LKÖ RET M B NC DEVRE ÇOCUKLARININ TEMEL HAREKET BECER LER N GEL LMES NDE R M VE MÜZ K E N THE RELATION BETWEEN RHYTHM AND MUSIC EDUCATION IN THE IMPROVEMENT OF BASIC MOVEMENT SKILLS OF PRIMARY SCHOOL STUDENTS OF 1-4TH GRADES 1 Zeynel TURAN*, 2Fisun KÖSE, 3Hatice ÇAMLIYER 1 Yüzüncü Y l Üniversitesi Türk Müzi i Devlet Konservatuar 2 Celal Bayar Üniversitesi E itim Fakültesi 3 Celal Bayar Üniversitesi Beden E itimi Spor Yüksekokulu *e-mail:[email protected] ÖZET Bu ara rman n amac , ilkö retim birinci devre çocuklar n temel hareket becerilerinin geli tirilmesinde ritim ve müzik e itiminin ili kisini incelemektir. Bu çal mada tarama modeli kullan larak, ilkokul birinci devre çocuklar nda ritim, müzik e itiminin önemi ve gere i üzerine durulmu tur. Ayr ca, ilkö retim ça çocuklar n hareket geli imlerinde gerekli olan temel hareket e itiminin önemi ile ilgili yaz lm makaleler incelenmi ve konu ile ilgili anlaml bir senteze var lmaya çal lm r. Okul öncesi dönemdeki müzik ve ritim e itiminin önemi hakk nda yap lan çal malar n yo unlu u göz önüne al nd nda, ilkö retim döneminde müzik ve ritim itimini vurgulayan çal malar n say ca yok denecek kadar az olmas bu durumu incelemeyi de er k lmaktad r. Gerek uygulamal gerekse gözleme dayal yap lan birçok çal mada ilkö retim dönemi çocuklar için müzik ve ritim e itiminin önemi vurgulanm , ancak temel hareket becerilerinin geli tirilmesi ile ilgili yap lm çal malara pek fazla rastlan lamam r. Konuya ili kin yapt z bu tarama çal mas nda, ritim ve hareket ba lant lar n önemi vurgulanm r. Ayr ca, yap lan bu çal man n konuyla ilgili daha sonra yap lacak uygulamal çal malara ve alanda çal ma yapacak di er ara rmac lara da k tutaca dü ünülebilir. Anahtar Kelimeler: Çocuk, Temel Hareket, Müzik, Ritim ABSTRACT The purpose of this study is to examine the relation between rhythm and music education in the improvement of basic movement skills of primary school students of 1-4th grades. In this study combing method has been applied and the importance of music and rhythm education for students of these grades has been addressed. Articles on the importance of basic movement education for these children have been studied and a reasonable synthesis has been tried to be attained. When compared with the density of such an education for pre-school period, the number of studies signifying the importance of music and rhythm education during primary school period is rather insignificant, thus making such a study valuable. The importance of music and rhythm education for primary school students has been emphasized both through applied and observational studies, yet studies concerning basic movement have not sufficiently been referred to. In our combing-method study, the importance of the link between rhythm and movement has been emphasized. In the meantime, it can be regarded as a useful study as it may shed light on applied studies to be carried out and it may as well be helpful to researchers in the field. Keywords: Child, Basic Movement, Music, Rhythm JEL CODES: I20, L83 Ça da insan bilimleri insan Varl ’n n “hareket”e göre yap land göstermektedir. Bütün insanlar için vazgeçilmez olan hareket çocuk için çok daha büyük bir ihtiyaçt r. Çünkü çocukluk dönemi insan Ki ili i’nin geli im sürecinde en önemli evredir; bu süre harekete dayanan oyun ve spor ile kurulur (Unesco, 2005). 26 Bedensel becerilerin geli tirilmesinde uygulanacak her türlü tekni in temelinde ritim vard r. Düzenli hareketler, sinir sistemi ve hareket isteminin bir kurallar dizisi içinde meydana geldi i kompleks olaylard r. Bu kompleks içinde hareketin ritmi ba ba na önem ta maktad r. Çünkü hareketlerin ak ndaki düzeni sa layan ritimdir (Gerek, Katkat, 2006). Ritim, Latincede ak demektir. Ritim, hareketin say larla anlat r, bir say dilidir (Toksoy, Be iro lu, 2006). Ritmi; güçlü ve zay f vuru lar n, düzenli aral klarla, sesli veya sessiz zamanlarla, çe itli aletlere vurarak ç kar lan, düzenli ve ak seslerin olu turdu u bir bütün olarak aç klayabiliriz. Ritim e itimine ba lamak için en uygun dönem anaokullar ve ilkokulun ilk s flar r. Bu ya larda çocuklar rahat ve esnektir. E er bu ça larda çocuklara güzel bir müzik e itimi temeli olu turulursa, kazand klar ritimsel beceriler üzerine ileride daha da geli mi , karma k beceriler elde edebilirler (Topaç, 2008). Bu ara rma, ilkö retim programlar nda, özellikle temel kazan lmas nda, hareketin ritmi ve e itimi ile ilgili etkinliklerin azl alandaki eksikli in giderilebilmesi amac yla yap lm r. Ayr ca bu birinci devre çocuklar n, Temel hareketler dönemindeki beceri geli itiminin ili kisi üzerinde durulacakt r. hareket becerilerinin ndan yola ç karak bu çal mada, lkö retim iminde müzik ve ritim lkö retim Ça nda Ritim, Beden ve Hareket E itimi: Ritme fiziksel tepki verme dü üncesini bir sisteme dönü türen ki i Jacques Dalcroze’dir. (1865-1950) Dalcroze sisteminin temel hedefi, ritim arac yla beyin ve vücut aras nda h zl ve düzenli ileti im yaratmak ve ritmin hissedilmesini fiziksel bir anlay biçimi haline getirmektir. Bu nedenle ritim e itiminin hedefi, beyin, vücut ve duygular aras nda denge ve uyumun olu turulmas r (Topkaya, 2011). Ritim e itimi, bedeni do ru kullanabilme ve bu sayede çocu un ruhsal geli imini olumlu yönde etkilemesi aç ndan da çok önemlidir. Çocuklarda özgüven, denge, rahatl k sa layan ritim e itimi, anaokullar ve ilkö retimin birinci kademesinde (1. 2. 3. s flar) e itimin önemli amaçlar ndan biri olarak kabul edilebilir (Topaç, 2008). Hareket, Beden E itimi ve Spora ili kin istendik motor davran lar istenen say da ve kalitede gerçekle tirebilmek sadece kassal bir ç kt dan ibaret de ildir. Kassal ç kt sadece bir ürün yani sonuçtur. ( irinkan ve Ark, 2006). Beden e itimi ve spor derslerinde amaç her çocu un ayn seviyede yeti tirilmesi de il, her birinin kendi yeteneklerine göre geli ip büyümesinin sa lanmas r. Beden e itimi derslerinde yapt lacak hareketler u veya bu metodun ilkelerine göre de il, çocuklar n beden ve ruh ihtiyaçlar na, ilgi ve yeteneklerine göre ayarlanmal r (29). Amaçl biçimde düzenlenen temel hareket e itimi programlar , çocu un duygusal, bili sel, toplumsal ve psikosomatik yönlerini etkiler. Hareket kavram , spor, oyun, dans ve ke fedici hareketleri kapsar. Hareketler yolu ile elde edilen bu kazan mlar kendi ba lar na bir amaç de il büyüme ve geli mede sürekli ve etkili temel bir araç olarak dü ünülmelidir (Gerek, Katkat, 2006). Çocuklarda Psikomotor Geli im Evreleri: Psikomotor geli im, ya am boyu devam eden ‘motor’ becerilerde ortaya ç kan davran lar n kontrol alt na al nmas sürecidir. Söz konusu olan davran lar; duyu organlar , zihin ve 27 kaslar n birlikte çal mas ile ortaya ç kar (Megep, 2007). Psikomotor geli im, fiziksel büyüme ve merkezi sinir sisteminin geli imine paralel olarak organizman n isteme ba hareketlilik kazanmas olarak tan mlan r. Motor geli im farkl de ikliklere u rasa da bireyin tüm ya am boyunca devam eden bir süreçtir. Motor geli im, düzenli bir s ra izler (Tonguç, 2012). Yeni psikomotor davran lar ö renilmesi için geç kal nmamal ancak, zaman ndan önce de yeni davran lar için çocuklar zorlanmamal r. Bunun için birincil ko ul, motor geli im dönemlerini bilmenin yan nda ö rencilerin olgunluk ve haz r bulunu luklar izleyerek onlar n ön ö renme davran lar gözlemlemektir (Topkaya, 2011). 14 Ya ve Üstü 11-13 Ya 7-10 Ya 6-7 Ya 4-5 Ya 2-3 Ya 1-2 Ya 4 Ay-1 Ya Spor Hareketleri Dönemi Temel Hareketler Dönemi lkel Hareketler Dönemi Refleks Hareketler Dönemi ekil1: Gallahue’nin piramit modeli (1982) 6-7 Ya Temel Hareketler Dönemi: Okul öncesi çocu u, art k kendi bedeni üzerinde denetim yapabilecek duruma gelmi tir. 6-7 ya ndan ba layarak hemen tüm duyu organlar geli mi olan çocuk, okulda yap lacak e itimretim etkinliklerini izleyebilecek bir olgunlu a eri mi tir. Vücuttaki organlar n e güdüm içinde çal mas , tepki h , güç-kuvvet, denge ve esneklik gibi yönlerden çocu un geli iminde hareket ve oyun e itimi konular derslerinde büyük katk lar sa layabilir. Gerek okul öncesi gerekse temel e itim-ça nda oyun, çocu un yaln z devimsel geli imi için de il; zihinsel, duygusal, toplumsal geli imi gibi yönlerden de de erli bir e itim arac r (Özdenk, 2007). Sporla lgili Hareketler Dönemi: Bu dönem, genelde 7 ya ve yukar kapsar. lkokul çocuklar , yeni beceriler kazanmaktan çok daha önce kazand klar temel becerileri daha ak ve do ru olarak ortaya koyarlar. Yedi ya ndan on ya na kadar olgunla olan temel becerilerini birle tirerek sporla ilgili beceriler de kullanma ba lar. Hareketler giderek daha karma k ve spor türüne özgü seçilmeye ba lan r. Hareket becerilerinde uzmanla ma, temel hareketler döneminin sonucudur. Bu dönem, temel dengeleme, lokomotor ve manipülatif becerilerin a amal olarak incelik ve estetik kazand bir dönemdir. Bu ya lardaki çocuklar n motor geli im düzeyleri “Özel hareket becerileri evresi” olarak tan mlanan evrededir. Bu ya döneminde aç k beceri formunda çok say da hareket al rmalar n ö renilmesi ve peki tirilmesi mümkündür. K z çocuklardaki motor ö renme yetene i en üst düzeydedir. Erkeklerde ise bu dönemin sonlar na do ru bir de im ve s çrama söz konusudur (S rtmaç, 2002). 28 Beceri, bir tür manipülatif verim olup organize edilmi koordineli hareketler dizisidir. Ayn zamanda edinilmeye çal lan hareket amaca yönelik ve içinde bulunulan artlarla uyumlu olmal r. Beceri, minimum enerji ve zaman harcayarak maksimum kesinlikte sonuçlar n önceden belirlenebilmesi yetene idir (Kartal, 2012). Psikomotor Beceri; Bireyin büyük ve küçük kaslar kullan içermektedir. Büyük kas becerileri olan; yürüme, ko ma, denge, dönme, e ilme, sal m, küçük kas becerileri olan; eli ve aya kullanma becerilerini ve nesne kontrol becerilerini kapsamaktad r. Bireyin fiziksel yap nda ve sinir kas i levlerindeki de im süreçlerini kapsayan faktörde psikomotor beceriler olarak adland lmaktad r. Psikomotor beceriler, bireyin becerilerinin kazan lmas ve becerilerde azalma gibi tüm fiziksel becerilerle ilgilidir (Özdenk, 2007). Gürsel ve Y ld z (2008), Gallahue ve Ozmun’a göre bir beceri, acemice, ba lang ç ve olgun seviyelerde yap r. Vücut hareketlerinin tamam parçalara bölünür ve kolun, ba n ayaklar n pozisyonu üç farkl seviyede tarif edilir. Örnek olarak sek sek hareketi 3 ya nda bir çocuk için acemi seviyede, 5–6 ya ndaki bir çocuk için ba lang ç seviyesinde ve 7 ya nda bir çocuk için ise olgun seviyede de erlendirilebilir. Yap lan beceri çocu un ya na göre de il, seviyesine göre de erlendirilir. Böylece çocu un temel bir hareketi yapt ustal k derecesi belirlenir (Gerek, Katkat, 2006). Müzik ve Ritim E itimi ile Temel Hareket Geli imi Çocuklar n vücut koordinasyonu ve kas geli iminde etkili olan müzik, ayn zamanda çocuklar n bedenlerine hâkim olmalar sa layarak özgüvenlerinin geli imine iyi bir benlik imaj kazanmalar na yard mc olmaktad r. Farkl türlerde müzik ile hareket etme, çocuklar n bedenlerini kullanarak, farkl müziklere göre farkl hareketler yapabileceklerini anlamalar na yard mc olmaktad r (S rtmaç, 2002). Çocu a müzik e itimi verme e çal rken özellikle anaokulu ve ilkö retimin birinci s nda kullan lan yöntemler büyük önem kazanmaktad r. Bunlardan biri olan “ritim e itimi” çocukta zaten var olan ritim duygusunu ortaya ç karmak, geli tirmek ve müzi i ö renme sürecini, daha h zl ve zevkli hale getirmek aç ndan önemlidir. E er bu ça larda çocuklara güzel bir müzik e itimi temeli olu turulursa, kazand klar ritimsel beceriler üzerine ileride daha da geli mi , karma k beceriler elde edebilirler ( irinkan ve Ark, 2006). Çal maya birinci s ftan ba lama olana varsa bu s f seviyesinde, ritim ve hareket e itimi ile ilgili temel kavramlar n “oyun” kurgusu içinde a rl kl olarak verilmesi daha uygun olacakt r. Çocuklar öncelikle kendi bedenlerini kullanarak, ritim, tempo, t gibi müzik eleri hakk nda deneyim kazanm lard r. Bu çal man n ritmik alg ve ritim duygusunu geli tirme yolunda önemli katk lar getirdi i söylenebilir. Çal man n ritim çalg lar ile desteklenmesi ilgiyi art rd kadar, çocuklar n bu çalg larla ilgili temel teknikleri kazanmalar na da yard mc olmu tur. Dördüncü s flarla di er iki s f seviyesi aras nda, haz r bulunu luk ile motor beceriler aç ndan belirgin farklar vard r. Özellikle ritim ve hareket e itimi anlam nda çok olumlu sonuçlar elde edilmi tir (Toksoy, Be iro lu, 2006). lkö retim döneminde ritim e itiminin çocuklarda sadece müzik sevgisinin geli mesine de il, ayn zamanda psikomotor davran lar na büyük katk sa lad gözlemlenmi tir. Bunun en önemli nedeni ritim e itiminin temelinde yatan konsantre olabilme ve disiplinli hareket edebilme yetilerinin çocuklar n üzerinde yaratt olumlu etkinin, çocu un günlük hayat na ve sportif becerilerindeki ba ar na yans mas olarak nitelendirilebilir (Kartal, 2012). 29 renciler fiziksel hareket becerileri tatbik ederken, her becerinin bir ritmi oldu unun fark na varmal rlar (S rtmaç, 2002). Ülkelerin birço unda Ö rencinin spor, sanat, beceri ve de erler e itiminin küçük ya larda ba lad ve e itim sürecinde artarak geli ti i görülmektedir. AB’de en erken ya taki (3 ya ) okulla ma rlanda’da görülmektedir. 3–5 ya ndaki çocuklara verilecek e itim daha çok sanat, spor ve beceri odakl olmaktad r (Türk itim Sen, 2010). Ülkemizdeki okullar n ders programlar içerisinde ö rencilerin psikomotor (devini sel) davran lar n geli mesine katk sa layacak olan müzik ders saatleri, günümüz e itim sisteminde özelliklerine göre farkl yap lardad r. lkö retim 1. 2 ve 3. s flarda haftada iki er saat, 4, 5, 6, 7. ve 8. s flarda haftada birer saat Müzik E itimi yap lmaktad r (Unesko, 2005). lkokullarda beden e itimi ve spor derslerinin temel sportif e itimden yoksun s f retmenlerince i lendi i göz önüne al rsa yetersiz olan mevcut uygulamalar nda ne derece sa kl olaca dü ünmemiz gerekir (Tufan, Sökezo lu, 2009). f ö retmenleri ilkö retim I. kademede beden e itimi dersini %98.5 oran nda yararl görürken, %64’ü okullarda beden e itimi dersinin amac na uygun i lenmedi ini, %47’si kendilerini bu derste ba ar bulmad klar , %54.4’ü formasyon e itimi ihtiyac duyduklar , %89.8’i bu dersi bran ö retmenlerinin yürütmesi gerekti ini belirtmi lerdir (Türk E tim Sen, 2010). Güler (2006), ö retmenlerin tamam na yak programda müzik etkinliklerinin önemli oldu unu, ancak etkili gerçekle medi ini dü ünmektedir. Bunun yan nda ö retmenlerin temel müzik bilgileri ve örnek etkinlik uygulamalar , enstrüman çalma becerisi, müzi in drama ile kullan , müzik etkinliklerinde kullan lan yöntem ve teknikler, da arc k geli tirme ve okulöncesi müzik türleri, s f yönetimi, müzik etkinliklerinin di er etkinliklerle kullan , bireysel ve yarat müzik etkinlikleri, müzik etkinliklerini gözlem arac olarak kullan gibi konularda e itim gereksinmelerinin oldu u saptanm r (Özdenk, 2007). SONUÇ Milli E itim müfredat ndaki okul öncesi ve lkö retim s flar program na bak ld nda, bu programlar n, çocuklara temel motor becerileri kazand rmaya ve geli tirmeye yönelik haz rland görülmektedir. Ancak yapt z ara rma gösteriyor ki, ö retmen yeti tiren kurumlarda a rl k verilen konular, belli ba akademik becerilerin üzerine kurulu olmas , retmen adaylar n müzik, ritim ve hareket e itimi gibi becerilerinin geli ememesine ve kendilerinde var olan potansiyel becerilerinin fark na varamadan mezun olmalar na neden olmaktad r. Bu durum, hareket ihtiyac giderilememi , temel hareket becerilerinden yoksun, sa ks z bireylerin yeti mesine sebebiyet vermektedir. Okul öncesi dönemden ba layarak, ilkö retim döneminde devam eden ritim ve müzik itiminin, çocuklar n bili sel, duyu sal, sezgisel ve psikomotor davran lar üzerinde olumlu etkileri oldu u birçok ara rmada vurgulanm r. Ayr ca, okul öncesi dönemdeki müzik ve ritim e itiminin önemi hakk nda yap lan çal malar n çoklu u göz önüne al nd nda, ilkö retim dönemi çocuklar nda müzik ve ritim e itimini vurgulayan çal malar n say ca yok denecek kadar az olmas hayli rt bir durumdur. Gerek uygulamal gerekse gözleme dayal yap lan birçok çal mada ilkö retim dönemi çocuklar nda müzik ve ritim e itiminin önemi vurgulanm , fakat konuyla ilgili yap lm çal malara pek fazla rastlan lamam r. 30 lkö retimin birinci kademesinde, ritim tan , bilinen basit ritim kal plar , ritim aletlerini tan tarak, çocuklar n ritim olu turmalar ve ritim duygusunu kazanmalar sa lanmal r. Beceriyi, organize edilmi koordineli hareketler dizisi ve bir tür lokomotor veya manipülatif kt olarak aç klayacak olursak, t pk müzikteki ritim gibi her hareketin birbiriyle uyumlu, ak ve birbirini do ru olarak izleyebilmesi gerekmektedir. lkö retimin sporla ilgili hareketler döneminde ise hareket ve ritim birlikteli ini uygulayarak çocuklara hareket e itimi verilmelidir. Bu dersi ald ktan sonra çocuk, duydu u her ritmi daha çabuk alg layarak, kendi bedeni ile yapabilece i hareketlerin fark na varabilir, ritim kal plar hareketle birle tirerek sportif becerileri daha çabuk ö renebilecektir. Özelle mi ritmik hareket kal plar , dans ve ritmik cimnastik bran lar nda daha çok görülmektedir. Temel hareket ve özelle mi hareket kal plar kazanan bir çocu un gelecekte; örne in, basketbol bran na yönelebilece i varsay labilir. Bu ba lamda; ritim ve müzikle birlikte ald temel hareket e itimi de çocu u dans etkinliklerine yönlendirebilir. Ancak, yeti kinler aras nda dans etkinliklerine kat m azl ve kat mc lar n ö renme güçlü ü çekti inin gözlenmesi, bu e itimi çocuk ya larda almad klar görü ünü güçlendirmektedir. Ça da müzik e itimcisi Dalcroze’a göre müzik; ses ve hareketten ibarettir ve sesin kendisi de bir hareket eklidir, bedenimiz de kemikler, organlar ve kaslardan ibarettir, kaslar da hareket içindir. Mothersole’a göre de “müzik sadece kulakla de il tüm bedenle duyulur” sözü bu gerçe i desteklemektedir. Düzenli hareketlerin temelinde yer alan yürüme, ko ma, s çrama, galop, sekme, makas, sallanma, savrulma, dönme vb. hareketler, kendine özgü bir ritme sahiptir. Bu hareketlerin retiminde kullan lacak ba ca ritim kal plar (4’lük bir süre içinde) u ekilde olabilir: Yukar da örneklerini sundu umuz ritim ve temel hareket kal plar n birle imiyle birlikte sistematik hareketler zinciri olu turulabilir. Bu zincirler hareket kal plar na dönü türülerek sportif veya rekreatif faaliyetlerin temelinde yer alabilirler. Örne in: Z pla Ko Ko Bas Ga lop Bas Ga lop Galop hareketinin en aç k biçimde göründü ü spor dal eskrimdir. Rakibe hamle esnas nda kullan lan yer de tirme hareketi olarak galop, belirgin bir biçimde görülebilmektedir. Çocuklarda temel hareket e itimi döneminde ö retilecek olan galop hareketi, özelle mi hareketler döneminde yönelece i dans veya spor dal na özgü hareketleri ö renme a amas nda oldukça faydal olabilecektir. 31 Sonuç olarak; ilkö retim ça (I.Devre) çocuklar na yönelik beden ve hareket e itiminin, çocuklar n fiziksel ve davran geli imleri üzerindeki etkilerinin olumlu sonuçlar dü ünüldü ünde; ritim ve müzik e itimi, çocuklarda bedeni do ru kullanabilme ve bu sayede temel hareket geli imini olumlu yönde etkilemesi aç ndan, çok gerekli olaca söylenebilir. Öyleyse, çocu un geli iminde müzik ve ritim e itiminin yeri vazgeçilemeyecek derecede önemlidir diyebiliriz. rencilerimize kazand rmak istedi imiz fiziksel hareket becerilerini ö retme a amas nda, her becerinin asl nda kendi içinde bir ritmi oldu unun bilinmesi gerekmektedir. Çocu a temel hareket e itimi verirken öncelikle hareketin ritmi ö retilmeli ve ritmik seslendirmesi mutlaka yapmal r. Bu sayede çocuk, yeni beceriler kazan rken, hareketleri ritmik bir s ra ile ard ard na s ralayabilecektir. Bu durum, beceri ö renimini kolayla ran ve daha aktif hale getiren bir unsurdur. Yeti kinler aras nda dans etkinliklerine kat n azl ve kat mc lar n renme güçlü ü çekti inin gözlenmesi, bu e itimin çocuk ya larda al nmas gerekti i görü ünü güçlendirmektedir. KAYNAKLAR Arslan,Y. Altay, F., (2008),“S f Ö retmenlerinin Beden E itimi Ders Program ve Ders Uygulamalar na li kin Görü leri”, Hacettepe J. Of Sport Sciences Spor Bilimleri Dergisi, Cilt 19, Say 2. Bar , A.D., Özata, E., (2009), “S f Ö retmenli i Anabilim Dal nda Al nan Müzik-Müzik retimi Derslerinin Ö retmenlik Uygulamalar ndaki Yans malar ”, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi E itim Fakültesi Dergisi, Y l 9, Say 18, S 27-42. Choi, J., (2007), “5-6 Ya Çocuklar na Yönelik Haz rlanan Ritim E itimi Program n Çocukta Ritim Duyusunun Geli imine Etkisinin ncelenmesi”, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi E itim Bilimleri Enstitüsü lkö retim Ana Bilim Dal . Çaml yer ve Çaml yer, 1999, “Çocuk Hareket E itimi ve Oyun”, Can Ofset, zmir Çaml yer, H.,Mavi, H.F, Da dan, N.,Çaml yer,H., (2005), “Beden E itimi Dersi Uygulamalar nda Ö rtemi Stil ve Yakla mlar n Çoklu Zeka Kuram na li kin Kullan ”, 4. Ulusal Beden E itimi ve Spor Ö retmenli i Sempozyumu, Bursa. Do an, E., (2000), “S f Ö retmenlerinin Beden E itimi Ders Uygulamalar n De erlendirilmesi”, Yüksek Lisans Tezi, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal bilimler Enstitüsü lkö retim Anabilim Dal . Dündar, M., 2003, “Anaokulu ve lkö retimin Birinci S nda Ritim E itimi”, G.Ü. Gazi itim Fakültesi Dergisi, Cilt 23, Say 2, S-171/180 Erdal, G., (2005), “Sporda Performans n Artt lmas nda Müzi in Etkisi”, 4. Ulusal Beden itimi ve Spor Ö retmenli i Sempozyumu, Bursa. Gerek,Z.,Katkat,D. (2006), “Elit Sporcular n ve Sedanterlerin Ritim Duygular Bak ndan Kar la lmas ” Atatürk Üniversitesi Beden E itimi Spor Bilimleri Dergisi, Cilt 8, Say 1. Güler, N., 2006, “Okulöncesi Ö retmenlerin Müzik Etkinliklerini Gerçekle tirme Durumlar ve E itimin Gereksinimlerinin Belirlenmesi”, Anadolu Üniversitesi itim Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Eski ehir. Gündo du, P., (2006), “Müzik Ö retmenlerinin Mesleki Yeterliklerinin ncelenmesi ve De erlendirilmesi”, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi E itim Bilimleri Enstitüsü Güzel Sanatlar E itimi Ana Bilim Dal . Harmandar, ,H.,(2004), “Beden E itimi ve Sporda Özel Ö retim Yöntemleri”, Nobel Yay n Da m, Ankara. 32 Kark n, A.M., K ç, I., (2011), “Oyun, Dans ve Müzik Dersinin Müzik Ö retmenli i Mesle i Aç ndan Yeri ve Önemi”, Kastamonu E itim Dergisi, Cilt 19, Say 1, S 103-112 Kocaba A., Seçio lu, E., 2003, lkö retim 4. Ve 5. S f Müzik Dersinin Gerçekle me Düzeyine li kin Ö renci Görü leri”,Kaz m Karabekir E itim Fakültesi Dergisi, Say 8, S 139-155 Koç, ., (1992), “Hareket E itimi ve Spor Üzerine, Madalyonun ki Yüzü”, Buca E itim Fakültesi E itim Bilimleri Dergisi, Say 1. Milli E itim Bakanl Ortaö retim Genel Müd. (2009). “Ortaö retim Beden E itimi Dersi retim Program (9-12.S flar), Bursa. Milli E itim Bakanl MEGEP (2007). “Çocuk Geli imi ve E itimi, Psikomotor Geli im”, Ankara. Morgül, M., (2004), “Evrende Ritim ve Biz”; Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisi, Say 878 Ölçücü, B.,(2007), “10-14 Ya Çocuklarda Tenis Becerisinin Geli imine Etki Eden Faktörlerin De erlendirilmesi”, Yüksek Lisans Tezi, Cumhuriyet Üniversitesi Sa k Bilimleri Enstitüsü Beden E itimi ve Spor Ana Bilim Dal . Özdenk Ç.,(2007), “6 Ya Grubu Ö rencilerinin Psikomotor Geli imlerinin Sa lanmas nda Oyunun Yeri ve Önemi”, Yüksek Lisans Tezi, F rat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü E itim Bilimleri Ana Bilim Dal . irinkan, A., irinkan. S., Çal kan.E., Kald mc , M.,(2006), lkö retim 1. Kademede Görev Yapan S f Ö retmenlerinin, Ö rencilerinin Beden E itimi ve Spor htiyac Kar layabilme Düzeyleri (Erzurum Örne i), Atatürk Üniversitesi Beden itimi ve Spor Bilimleri Dergisi,cilt 8,say 4. Toksoy, A.C., Be iro lu, ., (2006), “Orff Yakla Çerçevesinde lkö retim I. Kademesinde Müzik ve Hareket E itimine Ba lang ç çin Bir Model Önerisi”, TÜ Dergisi/B Sosyal bilimler, Cilt 3, Say 2. Topaç, N., (2008), “Okulöncesi Ö retmenlerinin ve Okulöncesi Dönem Çocuklar n Ebeveynlerinin Müzik E itimi Hakk ndaki Dü üncelerinin ncelenmesi”; Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi E itim Bilimleri Enstitüsü lkö retim Ana Bilim Dal . Topkaya, .(2007),“Hareket Beden E itimi ve Spor Ö retiminde Ö renme ve Ö retimin Temelleri”, Nobel Yay nlar , Ankara Tufan, S., Sökezo lu, D., (2009), “Oyun, Hareket, Dans Ve Ritim Yoluyla Müzik E itiminin 7-11 Ya Grubu Çocuk Yuvas Ö rencilerinin Sosyal Geli imleri Üzerine Etkisi”, Ondokuz May s Üniversitesi 8. Ulusal Müzik E itimi Sempozyumu. Türk E itim Sen., (2010), “Spor, Sanat, Beceri ve De erler E itimi”, 18. Milli E itim uras Çal ma Raporu, S 79-98, Ankara. UNESCO, “ Çocu un Oyun ve Spor Hakk ” UNESCO, Türkiye Milli Komisyonu, Beden itimi ve Spor htisas Komitesi, Çal tay , Ankara Üniversitesi, 24 Haziran 2005. ld z B çakç , M., Gürsoy F., (2010), “Proje Yakla na Dayal E itimin Alt Ya Çocuklar n Geli imine Etkisinin ncelenmesi”, Kastamonu E itim Dergisi, Cilt 18, No 1. “Geli im ile lgili Temel Kavramlar ve Hareket E itimi 1” , http://bca2.blogcu.com/gelisimile-ilgili-temel-kavramlar-ve-hareket-egitimi-1/4725140 Eri im: 12 Kas m 2012 tarihide al nd “Hangi Ya ta Hangi Spor”, http://www.hurriyet.com.tr/cumartesi/10788264_p.asp, Eri im: 12 Kas m 2012 tarihide al nd Topkaya, ., “Hareket, Beden E itimi ve Spor Ö retiminde Ö renme ve Ö retimin Temelleri”, Nobel yay n, 3. Bask , 2011 33 rtmaç, A., 2002,“Müzik E itiminin Okul Öncesi Dönem Çocuklar n Geli im Alanlar na Etkileri”, http://egitim.cu.edu.tr/efdergi/makaleler.asp?dosya=207 Say 23, Cilt 2, Eri im: 22Kas m 2012 tarihinde al nd . “Sporda Beceri Ö renimi” http://www.sakintaekwondo.com/ Eri im: 09 Kas m 2012 tarihinde al nd . Kartal, T., “Çocuklar ve Ritim E itimi”, http://www.ritimci.com/index.php?option=com Eri im:12Kas m 2012 tarihinde al nd . EXTENDED ABSTRACT Rhythm, in Latin means flow and is a languages of number (Toksoy, Be iro lu, 2006). The best time to start rhythm training is kindergarten and first grade of elementary (Topaç, 2008). While music education for children, especially the methods used in the first year of kindergarten and primary school is very important. One of them is "rhythm training", children who have already reveal the sense of rhythm, and music enhance the learning process, it is important to make it faster and enjoyable. If at this age children formed the basis of a good musical education, in the future they can get more advanced and more complex skills. irinkan ve Ark, 2006). The purpose of this study is to examine the relation between rhythm and music education in the improvement of basic movement skills of primary school students of 1-4th grades. In this study combing method has been applied and the importance of music and rhythm education for students of these grades has been addressed. Articles on the importance of basic movement education for these children have been studied and a reasonable synthesis has been tried to be attained. When compared with the density of such an education for pre-school period, the number of studies signifying the importance of music and rhythm education during primary school period is rather insignificant, thus making such a study valuable. The importance of music and rhythm education for primary school students has been emphasized both through applied and observational studies, yet studies concerning basic movement have not sufficiently been referred to. looking at the program The national curriculum in preschool and primary school classes, children basic motor skills is seen as prepared for bring in and development. in the first stage of primary education, the definition of rhythm should be provided to children, also should be known as simple rhythm patterns and the rhythm instruments gain a sense of rhythm and rhythm to create. During the movements related to sports, children should gain the knowledge of the movement and rhythm training. After taking this course, children can hear by detecting more quickly variety of rhythms and may become aware of the movement can do with her own body. Moreover, by combining rhythm patterns of movement, athletic skills can be learned more quickly. While the basic movement training, should be taught first rhythm of the movement and rhythmic vocalization must be done. In this way, children gained new skills and be able to sort successive movements with rhythmic sequence. This is an element that makes it easier and more active skill learning. 34 Situated on the basis of regular walking, running, jumping, gallop, skip, leap, stephop, swing, roll, sway, turning etc. of motion has its own rhythm. The main rhythm patterns to be used in the teaching of these movements (in a time of 4) may be as follows Can be created systematic chain of movement with a combinations of rhythm and basic movement patterns. These chains can converted into movement patterns, take place on the basis of sports and recreational activities. For example: jump run run step gal lop step gal lop To teach gallop during the period of basic movement, It can be very useful during the specialized movements period for the children. As a result, considering the positive results effects on physical and behavioral development of children, of primary school age body and movement education, can be said that, in terms of development of movement and for use the correctly body, rhythm and music education is very necessary. In our combing-method study, the importance of the link between rhythm and movement has been emphasized. In the meantime, it can be regarded as a useful study as it may shed light on applied studies to be carried out and it may as well be helpful to researchers in the field. 35 Uluslararas Multidisipliner Akademik Ara rmalar Dergisi / Ocak- ubat-Mart-Nisan Cilt: 2 Say :1 Journal of International Multidisciplinary Academic Researches / January-February-March-April Volume: 2 Issue: 1 30.04.2015 www.joimar.com KANSER HASTASI ÇOCUKLARDA TEDAV VE REHAB SPORUN YARARLARI TASYON SÜREC NDE THE BENEFITS OF SPORTS TO TREATMENT AND REHABILITATION PROCESS IN CANCER PATIENT CHILDREN 1 1 Mesut HEK M* Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Beden E itimi ve Spor Yüksekokulu, Antrenörlük Bölümü, Burdur *e-mail: [email protected] ÖZET Günümüzde hareketsiz ya am tarz , yanl beslenme al kanl klar , baz çevresel unsurlar, genetik faktörler ve çe itli sa ks z ya am biçimi davran lar baz hastal klar n olu mas na neden olmaktad r. Obezite, diyabet, kalp-damar hastal klar , kanser ve baz psikolojik rahats zl klar bu hastal klar n ba nda gelmektedir. Bu hastal klar içerisinde özellikle kanser hastal n yayg nl n sürekli artt bilinmektedir. Bu durum ülkelerin kansere kar yeni tedavi yöntemleri geli tirmelerine zemin haz rlam r. Buna kar k hastal n yayg nl hala yüksek seviyelerdedir. Yeti kin bireylerde oldu u gibi çocuklarda da kanser hastal görülme s kl n geçmi llara göre art gösterdi i belirtilmektedir. Bu nedenle çocuklar kanserden korumak, kanser hastas çocuklar n tedavi süreçlerini desteklemek, tedavi sürecinden sonra çocuklar n sa k kalitelerini artt racak baz önemlerin al nmas önemli bir durum haline gelmi tir. Literatürde çocukluk ça nda kanserle mücadele de spor ve fiziksel aktiviteye kat n faydal sonuçlar verdi ine dair ara rma bulgular bulunmaktad r. Ancak ülkemizde bu konuda yap lan ara rmalar n s rl oldu u görülmü tür. Bu kapsamda yap lan bu ara rmada, çocukluk ça nda kanserin önlenmesinde, kanserin tedavi sürecinde, tedavisi tamamlanan çocuklar n iyile me süreçlerinde spora kat n faydalar üzerinde durulmu tur. Anahtar kelimeler: Çocukluk ça , kanser ve spor, kanser ve rehabilitasyon ABSTRACT Nowadays, sedentary lifestyle, improper eating habits, some environmental factors, genetic factors and various unhealthy lifestyle behaviors lead to the some diseases. Obesity, diabetes, cardiovascular disease, cancer and psychological disorders are among some of these diseases. The cancer diseases prevalence is know that continuously increasing in this diseases. This sitution has prepared the ground for the development of new treatments against cancer of the country. Despite cancer is still high prevalence. Cancer disease in children is reported to increase the incidence compared to previous years as in adults. Therefore, to protect children from cancer, cancer support children's treatment process, removal of some importance to improve the quality of children's health has become an important condition after the treatment process. To fight childhood cancer in the literature are also sport and physical activity participation on research findings that give useful results. However, our country was found to be limited research on this subject. n this context the study was carried out, the prevention of cancer in childhood, in the treatment of cancer, treatment is focused on completion of the children of the benefits of sport participation in the healing process. Keywords: Childhood, cancer and sports, cancer and rehabilitation JEL CODES: L83, I10, I12, I19. Kanser kelimesi ngilizce de ‘’yengeç’’ anlam na gelmektedir. Kanser hastal na böyle bir benzetme ve tan m yap lmas n temelinde yengeçlerin dü man önce k st rmas , di li kollar ile s s tutmas ve daha sonra yava yava yemesi yatmaktad r. Nitekim kanser hastal da uygun tedavi yöntemleri ile müdahale edilmedi i zaman insan giderek zay flatan ve sonras nda ölüme sürükleyen bir hastal k türüdür ( enel ve Ç rako lu, 2003). Amerika Birle ik Devletleri’nde en yayg n ölüm nedenleri aras nda kanser ikinci s rada yer almaktad r. Türkiye’de ise kanserin yayg n ölüm nedenleri aras nda ilk dört s rada yer ald belirtilmektedir (Aktaran; Kutluk, 2006). Buna kar k son y llarda dünyada kanserle 36 mücadele konusunda geli tirilen yeni tedavi yöntemleri ( n tedavisi, ameliyat, kemoterapi) kanser hastalar nda ya am süresinin artmas na katk sa lam r (Bag, 2013; San Juan, Wolin & Lucía, 2011). Kanser hastas olan çocuklar n da son otuz y ll k süre içerisinde ya am sürelerinde anlaml bir art gözlendi i rapor edilmi tir (Güne , 2009). Yeni tedavi yöntemleri sayesinde kanser hastal ölümcül hastal klar kategorisinden kar larak kronik hastal klar kategorisine dâhil edilmi tir. Ancak her ya grubunda farkl olmakla beraber yeni tedavi yakla mlar na ba olarak çocuklarda çe itli sorunlar n da görüldü ü belirtilmektedir (Elçigil, 2007). Yeni tedavi yakla mlar na ve kanserle mücadeleye küresel anlamda büyük önem verilmesine ra men, Gilliam ve Schwebel’a (2013) göre çocukluk ça kanser hastal klar n gelecekte daha büyük bir sa k sorunu haline gelece i dü ünülmektedir. Çocuklarda kansere ve kanser tedavisine ba olarak ortaya ç kan sorunlar sadece fiziksel ve bbi olarak de il, ayn zamanda psikolojik ve ruhsal olarak da kendisini göstermektedir (Sezgin, Ekinci & Okanl , 2007). Ayr ca kanser tedavisi olumlu sonuçlanan ve kanserden kurtulan birçok çocukta tedavilerin yan etkileri olarak ikincil kanser veya çe itli hastal klar görülme vakalar na da s kl kla rastlanmaktad r (Kebudi & Özdemir, 2011; Elçigil ve Tuna, 2011). Kanser hastal n birçok belirsizli i içerisinde bar nd rmas ve ölümü ça ran bir hastal k olmas kanser hastas çocuklar n ailelerinin de psikolojik olarak baz sorunlar ya amalar na zemin haz rlamaktad r (H zel ve ark., 2009). Nitekim literatürde yer alan çe itli ara rmalarda kanser hastas çocuklar n ailelerinin ciddi anlamda psikolojik sorunlarla kar kar ya kald klar belirtilmi tir (Toros, Tot & Düzoval , 2002; Bostanc ve ark., 2007; Kut ve Çetinkaya, 2008). Kanser hastas çocuklar n s kl kla kar la klar önemli bir sorun da fiziksel aktivite yetersizli idir. Kanser hastas çocuklar n yeterli düzeyde fiziksel aktivite yapmamalar n temelinde yo un tedavi süreçlerinden dolay vakit bulamama, ailelerin çocuklar n fiziksel olarak aktif olmalar istememeleri, yine ailelerin çocuklar n fiziksel olarak aktif olmalar konusunda baz çekingenlikler ya amalar yatmaktad r. Bazen uzman görü leri nedeniyle de kanserli çocuklar fiziksel aktiviteye kat lmamaktad r. Buna kar k literatürde yer alan ara rmalarda kanser hastas olan çocuklarda fiziksel aktiviteye kat n birçok yarar oldu u ve çocuklar n yeterli düzeyde aktif olmalar için kendi özelliklerine uygun fiziksel aktivite programlar na dâhil edilmeleri gerekti i vurgulanm r (Kürtüncü ve Demirba , 2013; Soyuer ve Sitti, 2011). Bu kapsamda kanser hastas çocuklarda fiziksel aktivite düzeyinin artt lmas ve fiziksel aktivitenin kanserli çocuklar üzerinde yararlar konusunda toplumun bilinçlendirilmesi büyük zorunluluk arz etmektedir. Yap lan bu ara rmada da çocukluk ça kanseri ile ilgili literatür bilgisine yer verilmi ve kanserli çocuklarda spora kat n yararlar üzerinde durulmu tur. Çocukluk Ça nda Kanserin Nedenleri Çocukluk ça nda kansere yakalanma riskini artt ran çe itli faktörler bulunmaktad r. Genellikle çocuklar n maruz kald klar baz sa k riskleri kansere yakalanma olas klar artt rmaktad r. Di er bir ifade ile çocuklarda ortaya ç kabilecek kanser türleri ile kar la klar sa k riskleri aras nda anlaml bir ili ki bulunmaktad r. Genel olarak çocuklarda s k kar la lan kanser türlerinin temel nedenlerine ili kin bilgiler literatürde u ekilde özetlenmi tir; Çocuklarda özellikle solunum yolunda görülen temel hastal klar ve kanser olgular n temelinde sigara içme veya sigara içilen ortamda bulunman n yatt 37 belirtilmektedir. Kanserli çocuklar n aileleri üzerinde yap lan bir ara rmada ailelerin %69.3’ünün çocuklarda kanserin temel nedeninin sigara duman na maruz kalma oldu unu belirtikleri tespit edilmi tir (H zel ve ark., 2009). Do um öncesi iyonize nlara maruz kalmak (Apak, 2006), Radyasyona maruz kalma (elektronik radyasyon, atom bombas n at ld yerde sa kalanlarda lösemi s kl artm r), Kimyasal maddelere maruz kalma (ebeveynlerin alkol veya sigara tüketmeleri vb.), Kansere neden olabilen baz ilaçlar kullanma, Çe itli virüsler (varicella, parvovirus vb.), Genetik faktörler ve genetik hastal klar ile kromozom bozukluklar (Özkan, 2012). Yanl beslenme al kanl klar ( enel ve Ç rako lu, 2003). Fiziksel aktivite yetersizli i, a kiloluluk ve obezite (Brown ve ark., 2012; Butturini ve ark., 2007). Yukar da yer alan çocukluk ça kanser nedenleri genel olarak birçok kanser türünün ortaya kmas nda rol oynamaktad r. Bunun yan nda özellikle lösemi gibi çocukluk ça nda s kl kla kar la lan kanser türlerinin temel nedenleri hala tam olarak bilinmemektedir (Apak, 2006). Çocukluk Ça nda Kanser Yayg nl Kanser hastal n toplumsal aç dan yayg nl k oran n iyi bilinmesi, kansere neden olan unsurlar n de erlendirilmesi, saptanmas ve ortadan kald lmas için oldukça önemlidir. Bunun yan nda kansere erken müdahale edilmesi ve yeni tedavi yöntemlerinin geli tirilmesi için kanser türlerinin yayg nl k oranlar n ve toplumda görülme s kl n iyi analiz edilmesi önemli bir husustur (Al , zmirli & Do an, 2006). Çocukluk ça nda görülen kanser hastal klar ile mücadele de yeni yöntemlerin geli tirilmesi ve hastal k risklerinin en aza indirilmesinde de çocukluk ça kanserinin yayg nl n iyi de erlendirilmesi gerekti i söylenebilir. Ertan, engelen & Vaizo lu’na (2004) göre çocukluk ça kanser yayg nl n ra indirilmesi mümkün de ildir. Ancak hastal n yayg nl n azalt lmas için yap lacak uygulamalar ile hastal k kontrol alt na al nabilir ve kabul edilen düzeye çekilebilir. Bununla birlikte, önlenebilir çocukluk ça kanserinin yayg nl önemli bir halk sa sorunu olarak de erlendirilmektedir. Türkiye’de çocuklarda en s k görülen kanser türleri de erlendirildi i zaman, Türkiye Cumhuriyeti Sa k Bakanl (2014) verilerine göre 0-14 ya grubu çocuklarda en fazla görülen kanser türlerinin lösemi (erkeklerde %32, k zlarda %32), lenfoma (erkeklerde %18.2, zlarda %11.1) ve MSS tümörleri (erkeklerde %17.1, k zlarda %19.8) oldu u rapor edilmi tir. Çocuklarda di er kanser türlerinin görülme s kl klar n ortalama olarak %6 ve daha a düzeyde oldu u belirtilmi tir. Dünya genelinde çocukluk ça kanser türlerinin da ise a daki tabloda sunulmu tur. 38 Tablo 1. Çocukluk ça nda en s k görülen kanser türleri (Kutluk ve Kars, 2001) Kanser türü Görülme s kl Lösemi 30 Beyin tümörleri 15 Lenfoma 10 Kemik ve yumu ak doku 14 Wilms tümörü 6 Nöroblastom 7 Reünoblasyom 3 Di er kanser türleri 15 Toplam 100 Çocukluk ça kanser oran n yayg nl ülkelerin geli mi lik düzeyleri ile yak ndan ili kili bir durumdur. Nitekim çocukluk ça kanserinin %85 gibi önemli bir bölümünün geli mekte olan ülkelerde görüldü ü belirtilmektedir. 1970’li y llarda çocuklarda kanser görülme s kl milyonda 104 iken, 2000’li y llar n ba ndan itibaren bu oran n milyonda 125 oldu u rapor edilmi tir. Dünyada her y l 200.000’den fazla yeni çocuk kanser hastal na yakalanmaktad r. Bunun yan nda çocukluk ça kanseri tüm kanser vakalar n %2’sini, kanserden ölüm vakalar n ise %5.5’ini te kil etmektedir (Aktaran; Büyükpamukçu, 2007: 138). Tüm dünya genelinde çocukluk ça kanseri çocuklar aras nda en önemli ikinci ölüm nedeni olmakla beraber, ülkemizde çocukluk ça kanserinin çocukluk dönemindeki tüm ölüm nedenleri aras nda ilk dört s rada yer ald belirtilmektedir (Uzunhan ve Karaka , 2012). 2030’lu llarda her 250 ki iden 1’inin çocukluk döneminde kanser hastal geçirmi ve iyile mi olaca tahmin edilmektedir (Aktaran; Özkan, 2012). Dünyan n birçok ülkesinde kanser hastalar na ili kin kay tlar n sa kl tutulmamas nedeniyle özellikle çocukluk ça kanserine ili kin verilerin net bir sonuç yans tmad belirtilmektedir. pk çocukluk ça kanserinin görülme s kl n ülkelerin ekonomik geli mi lik durumlar na göre farkl k göstermesinde oldu u gibi, uygulanan tedavilere ba ba ar oranlar da ülkelerin geli mi lik düzeyleri ile yak ndan ili kilidir. Nitekim uygulanan tedavi yöntemleri ile geli mi ülkelerdeki kanser hastas çocuklar n %80’i hastal ktan kurtulurken, geli mekte olan ülkelerde çocuklar n uygulanan tedavilerle kanserden kurtulma olas klar %50’nin alt nda bir orana sahiptir (Kutluk, 2009). Yukar da yer alan bilgiler de erlendirildi i zaman, geçmi y llara k yasla çocukluk ça kanseri ile mücadelede dünya genelinde önemli ad mlar at ld söylenebilir. Buna ra men çocuklarda kanser yayg nl n giderek artt görülmektedir. Ayr ca kanser hastas çocuklara ili kin veri ve kay tlar n birçok ülkede düzgün bir biçimde tutulmam olmas hastal a ili kin genel yayg nl k oran n tespit edilmesini güçle tirmektedir. Kanserin Çocuk Sa Üzerindeki Olumsuz Etkileri Türü ne olursa olsun kanser hastal n çocuk sa üzerinde baz olumsuz etkileri bulunmaktad r. Kanserin çocuk sa üzerindeki olumsuz etkilerinin ba nda fiziksel, fizyolojik, metabolik ve baz psikolojik sorunlar n geldi i söylenebilir. Sar , Y lmaz & Kantar’a (2012) göre, kanser hastal ve kanseri hastal n tedavi süreçleri çocuklar n vücut levlerinde, vücut fonksiyonlar nda ve ya am kalitelerinde baz olumsuzluklara neden olmaktad r. Çocuklarda kanserin olumsuz etkilerinin ba nda beslenme bozukluklar ve malnütrisyon gelmektedir. Çocuklarda kansere ba olarak ortaya ç kan beslenme bozukluklar n 39 temelinde uygulanan tedavi yöntemlerine ba olarak geli en komplikasyonlar etkili olmaktad r. Ortaya ç kan beslenme bozukluklar ve malnütrisyon çocuklar n kanser tedavi süreçlerini olumsuz yönde etkilemekle beraber çocuklar n hastanede yatma sürelerini uzatmakta ve ölüm oran artt rmaktad r. Bununla birlikte iyi bir beslenme program da kanser tedavisinin ba ar düzeyini yükseltmektedir (Kostak & Zafer, 2012). Kanser hastas olan çocuklarda yayg n olarak görülen di er bir sa k sorunu da psikolojik ve ruhsal problemlerdir. Çocuklarda kanser hastal na ba olarak ortaya ç kan psikolojik sorunlar n temelinde a cerrahi i lemler, kemoterapi, tedavi sürecinde aileden ayr kalma, hastanede yatma, yabanc insanlarla kar la ma, okuldan ayr lma, vücut bütünlü ünün tehdit edilmesi, fiziksel yeteneklerinin s rland lmas ve tedaviye ba olarak ortaya ç kan saç kayb gibi unsurlar yatmaktad r (Sezgin, Ekinci & Okanl , 2007). Kanser hastas çocuklarda söz konusu unsurlara ba olarak ortaya ç kan psikolojik sorunlar n ba nda stres (Sezgin, Ekinci & Okanl , 2007; Kurt & Sava er, 2011), depresyon (Sezgin & Ekinci, 2006; Toros, Tot & Düzoval , 2002), okul ve sosyal ortamlara uyum sa layamama (Özbaran & Erermi , 2006; Elçigil, 2007), karamsarl k, yaln zl k duygusu, özgüven eksikli i (Avc , 2013) gibi sorunlar gelmektedir. Thorsteinsson ve arkada lar na (2013) göre kanser hastas çocuklar n ya ad klar önemli psikolojik sorunlardan biriside çocuklar n sosyal etkile im düzeylerinin azalmas r. Bunun temelinde çocuklar n uzun süren tedaviler nedeniyle arkada çevrelerinden uzakta kalmalar ve tedavi sonras nda arkada lar ile tekrar etkile imde bulunma konusunda zorluk ya amalar yatmaktad r. Bekesi ve arkada lar (2011) taraf ndan yap lan ara rmada da kanser hastal n çocuklar n sosyal geli imlerini olumsuz yönde etkiledi i belirtilmi tir. Kanser hastas çocuklarda s kl kla görülen ve kansere e lik eden sa k sorunlar ndan birisi de ikâyetleridir. Kanser hastalar n büyük bir bölümünde görülen a ikâyetleri kanser hastas çocuklarda da %50’nin üzerinde görülmektedir. Kanser hastas çocuklarda görülen lar kanserin türüne göre farkl k göstermektedir (Collins, 2001). Çocuklarda kanser türüne ve uygulanan tedavi yöntemine ba olarak gözlenen yorgunluk da birçok kanser hastas çocukta görülen önemli bir sorundur (Kudube , 2014). Kanser hastas çocuklar n fiziksel aktivite ve hareketlilik düzeyi sa kl ya tlar na k yasla daha dü üktür (Aznar ve ark., 2006). Bu durum baz kanser türlerinde çocuklar n lokomotor fonksiyonel özelliklerinde bozulmalara ve fiziksel aktivite düzeylerinde azalmaya neden olmaktad r. Özellikle Akut Lenfoblastik Lösemili (ALL) çocuklarda hareket yetene inin tlanmas ve fiziksel aktivite düzeyinde azalma meydana gelmesi kemik mineral yo unlu unun da azalmas beraberinde getirmektedir. Bu kanser türüne yakalanm olan çocuklarda kemik mineral yo unlu u ortalama olarak %15-29 düzeyinde azald için osteoporoz riski de artmaktad r (Tan r & Ku uo lu, 2012). Literatürde yer alan çe itli ara rmalarda da Akut Lenfoblastik Lösemili hasta çocuklarda kemik mineral yo unlu unda anlaml azalma meydana geldi i rapor edilmi tir (Athanassiadou ve ark., 2006). Çocuk onkolojisi klini ine gelen çocuklar n ebeveynleri üzerinde yap lan bir ara rmada, ebeveyn görü lerine göre çocuklar n ya ad klar ve kansere e lik eden baz sa k sorunlar ele al nm r. Ara rmada ebeveyn görü lerine göre çocuklar n %43.8’inde saç dökülmesine kl kla rastland , çocuklar n %49.4’ünde yorgunluk, %34.8’inde bulant ve kusma, %24.7’sinde endi e ve kayg , %23’6’s nda tat alma de ikli inin orta düzeyde görüldü ü, çocuklar n %28.1’inde kab zl k ve ishalin, %27’sinde a hissinin, %12.4’ünde uyuma güçlü ünün ve %7.9’unda ise solunum güçlü ünün dü ük düzeyde görüldü ü tespit edilmi tir. Ayn ara rmada ebeveyn görü lerine göre kanser hastal n çocuklar n okul 40 ya amlar ve sosyal hayatlar ark., 2009). olumsuz yönde etkiledi i sonucuna ula lm r (Y lmaz ve Kutluk ve Kars’a (2001) göre, çocuklarda görülen kanser türlerinde kansere ba olarak ortaya ç kan sa k sorunlar kanser türü ile yak ndan ili kilidir. Buna göre beyin tümörü olan çocuklarda havale geçirme, gözlerde kayma, kusma, yürüme bozukluklar ve kol-bacaklar n tutmamas gibi sorunlar ortaya ç kabilmektedir. Böbrek tümörü olan çocuklarda kar n li i ve idrardan kan gelmesine s kl kla rastlanmaktad r. Kemik kanserinde de hasarl dokunun etraf nda lik gibi sorunlar ortaya ç kabilmektedir. Braam ve arkada lar na (2010) göre, çocukluk döneminde kanserin sa k üzerine olumsuz etkilerinin ba nda kassal olarak zay f dü me ve kardiyovasküler kapasitede zay flama gelmektedir. Bunun temelinde ise uzun süre uygulanan kemoterapi ve radyoterapi tedavisi yatmaktad r. Literatürde yer alan çe itli ara rmalarda da kanser hastas çocuklar n temel motorsal beceri düzeylerinin sa kl ya tlar na k yasla dü ük oldu u tespit edilmi tir (San Juan ve ark., 2007a; Brussel ve ark., 2005). Çocukluk Ça nda Kanserin Önlenmesi ve Terapisinde Sporun Önemi Kanserin önlenmesinde en etkili yöntemlerin ba nda kanserle mücadelenin geldi i bilinmekle beraber (Y lmaz, 2010), çocukluk ça kanser hastal klar ile mücadelenin son y llarda dünya genelinde art gösterdi i görülmektedir (Stolley, Restrepo & Sharp, 2010). Ancak mevcut tedavi yakla mlar n çe itli müdahalelerle desteklenmesi gerekmektedir. Bu noktada birçok alanda koruyucu ve sa geli tirici bir öneme sahip olan spor etkinliklerine kat m oldukça önemlidir. Nitekim lliteratürde yer alan çe itli kaynaklarda düzenli fiziksel aktivite ve spora kat n baz kanser türlerinin olu umunu engelledi i (Demir ve Filiz, 2004; Kelly, 2011) veya kanserin olumsuz etkilerini azaltt belirtilmi tir (Braam ve ark., 2010; Thorsteinsson ve ark., 2013; Ness ve ark., 2007; Lucia ve ark., 2005; Battaglini ve ark., 2009; Paxton ve ark., 2010; Galvao ve Newton, 2005). Kanserli çocuklar üzerinde yap lan ara rmalarda egzersiz programlar n çocuklara genellikle evde uyguland , uzman kontrolünde yap lan bireysel egzersiz modellerinden yararlan ld görülmektedir. Ancak deney ve kontrol gruplu ara rmalar n oran n henüz fazla olmad bilinmektedir (Soyuer & Sitti, 2011; Huang ve Ness, 2011). Bununla birlikte kanser hastal n tedavi sürecinde fiziksel aktivite veya egzersiz program uygulanmas n hastalarda herhangi bir olumsuz yan etkisi oldu una dair ara rma bulunmamaktad r (Doyle ve ark., 2006). Bununla birlikte kanser hastas çocuklara uygulanacak egzersiz protokollerinin içeri i, kapsam ve yüklenme iddeti hakk nda literatürde tam anlam yla fikir birli i sa lanmad görülmektedir. Brown ve arkada lar ’na (2012) göre, kanser hastas çocuklarda spora kat n ne kadar güvenli oldu una dair güncel ara rmalara gereksinim vard r. Çünkü yap lan ara rmalar n küçük bir bölümünde kanser hastalar nda spora kat n güvenli oldu u görü ü desteklenmi tir. Bunun yan nda kanser hastas çocuklara uygulanacak olan fiziksel aktivite programlar n iddeti konusunda literatürde hala önemli bir belirsizlik bulunmaktad r. rl say da olmas na ra men kanser hastas çocuklar üzerinde yap lan ara rmalarda, uygulanan farkl fiziksel aktivite ve spor etkinliklerinin çocuklar n ya am kalitelerini artt rd ve sa k düzeylerini geli tirdi i rapor edilmi tir (Speyer ve ark., 2010). Bu nedenle kanser hastas çocuklarda tedavi sürecine ek olarak özel fiziksel aktivite programlar n uygulanmas n önemli bir konu oldu u belirtilmi tir (Hoffman ve ark., 2013). Akut Lenfoblastik Lösemili hasta bir çocuk üzerinde yap lan ara rmada, çocu un hastal a ba olarak fiziksel aktivite düzeyinin azald ve öz bak m becerilerini bile kendi ba na 41 yapamaz hale geldi i belirlenmi , çocu a üç ay boyunca hem ire gözetiminde ev egzersizleri uygulanm r. Ara rman n sonunda aile görü lerine göre, çocu un günlük aktiviteleri yerine getirme becerisinin geli ti i, yorgunluk ve halsizlik düzeyinin azald , egzersiz yapt ktan sonra kendisini mutlu hissetti i ve moral düzeyinin yükseldi i tespit edilmi tir (Tan r ve Ku uo lu, 2012). Akut Lenfoblastik Lösemili hasta çocuklar üzerinde yap lan di er bir ara rmada, evde yap lan düzenli egzersiz program n çocuklar n kardiyovasküler kapasitelerinde art a katk sa lad tespit edilmi tir (Laurie ve ark., 2009). Literatürde yer alan çe itli ara rma sonuçlar da Akut Lenfoblastik Lösemili çocuklarda fiziksel aktivite ve egzersiz programlar n fiziksel ve fonksiyonel kapasite üzerinde olumlu etkileri oldu u görü ünü desteklemektedir (San Juan ve ark., 2007c). Baz ara rmalarda da çocuklarda yayg n olarak görülen Akut Lenfoblastik Lösemi hastal n medikal tedavi sürecinde hem ev ortam nda hem de hastanede fiziksel aktivite program uygulaman n herhangi bir sak ncas bulunmad (Gohar ve arkada lar , 2011), bu grupta bulunan hasta çocuklarda fiziksel aktivite ve spora kat n hastal a ba ortaya ç kan birçok olumsuzlu u azaltt rapor edilmi tir (White ve ark., 2005; Yeh ve ark., 2011). Braam ve arkada lar (2010) taraf ndan yap lan ara rmada, fiziksel aktivite program n kanser hastas çocuklar n baz fiziksel ve fizyolojik özellikleri üzerine etkilerinin belirlenmesi amaçlanm r. Ara rmaya pediatrik onkoloji kliniklerinde tedavi olan ve 8-18 ya grubunda bulunan toplam 100 kanser hastas çocuk kat lm r. Çocuklara ilk 4 hafta kuvvet antrenmanlar ve maksimal kalp at m h n %66-77’si ile orta iddette dayan kl k antrenmanlar , 5‘inci haftalarda maksimal kalp at m h n %77-90’ iddetinde dayan kl k antrenman ve orta iddette kuvvet antrenman uygulanm r. Ara rman n 9-12’inci haftalar nda ise kat mc lara maksimal kalp at n %90’ ve üzerinde iddette olacak ekilde yüksek yo unlukta aerobik dayan kl k antrenman uygulanm r. Ara rman n sonunda uygulanan egzersiz program n çocuklar n sa kla ili kili ya am kaliteleri, yorgunluk düzeyleri, fiziksel özellikleri ve kassal kuvvet düzeyleri üzerinde olumlu etkiler meydana getirdi i tespit edilmi tir. San Juan ve arkada lar (2007b) taraf ndan yap lan ara rmada, ya ortalamas 5 olan lösemi hastas çocuklara hastane ortam nda tedaviye ek olarak 16 hafta boyunca kassal kuvvet ve aerobik dayan kl k antrenman program uygulanm r. Uygulanan egzersiz program sonras nda çocuklar n aerobik dayan kl k düzeylerinin geli ti i, üst ve alt ekstremite kas gruplar n kuvvet düzeyinin artt ve çocuklar n birçok fonksiyonel hareketi daha iyi yapmaya ba lad klar tespit edilmi tir. Lucia ve arkada lar (2005) taraf ndan yap lan ara rmada, lösemi hastas çocuklara hastane içerisinde tedaviye ek olarak fiziksel aktivite program uygulanm r. Terapi amaçl olarak uygulanan fiziksel aktivite program n çocuklar n genel sa k düzeylerini geli tirdi i ve sa kla ili kili ya am kalitelerini artt rd tespit edilmi tir. çerisinde kanser hastas çocuklar nda bulundu u baz kronik hastal klara sahip olan 10-18 ya grubu çocuklar üzerinde yap lan di er bir ara rmada, çocuklara rekreasyon amaçl kamp program uygulanm r. Ara rman n sonunda rekreasyon amaçl olarak kamp e itimine kat lan çocuklar n sa kla ili kili ya am kalitelerinde anlaml düzeyde geli me gözlendi i tespit edilmi tir. Elde edilen bulgular nda kanser hastas çocuklarda terapi amaçl rekreasyon faaliyetlerine kat n hastal n olumsuz etkilerini azaltmaya yard mc oldu u vurgulanm r (Bekesi ve ark., 2011). SONUÇ Sonuç olarak, günümüzde çocukluk ça nda görülen kanser hastal klar n yayg nl k oran n sürekli artt görülmektedir. Çocukluk ça kanser hastal klar ile mücadelede yeni ve etkin 42 tedavi yöntemleri geli tirilmi olsa da, hasta çocuklarda mevcut tedaviyi destekleyici baz uygulamalara gidilmesi oldukça önemlidir. Bu noktada fiziksel aktivite ve spor etkinliklerinin kanser hastas çocuklarda tedaviyi desteklemeye yard mc oldu u görülmektedir. Literatürde yap lan birçok ara rman n sonucu da bu görü ü desteklemektedir. Kanser hastas çocuklar yo un ve uzun süren tedavi süreci içerisinde fiziksel, fizyolojik ve psikolojik aç dan y pranmaktad rlar. Bu nedenle tedavi sürecinin devam nda veya kanser hastal tamamen yenmi olan çocuklarda fiziksel, fizyolojik ve psikolojik sa laml n tekrar sa lanmas nda fiziksel aktivite ve spor etkinlikleri faydal unsurlar n ba nda gelmektedir. Dolay yla kanser hastas çocuklarda fiziksel aktivite ve spora kat n sadece tedavi sürecinde de il, ayn zamanda iyile me sürecinde ve iyile tikten sonra da önemli bir unsur oldu u söylenebilir. Spor ve fiziksel aktiviteye kat m kanser hastas çocuklar n sa klar aç ndan yararl olmakla beraber, literatürde kanser hastas çocuklara uygulanacak egzersiz türleri hakk nda yeterli ve kabul görmü bilgiler bulunmamas önemli bir sorundur. Bu nedenle kanser hastas çocuklarda kanser türüne ve çocuklar n bireysel özelliklerine uygun egzersiz programlar n uyguland ve sonuçlar n de erlendirildi i güncel ara rmalara gereksinim vard r. KAYNAKLAR Al , S., zmirli, M., & Do an, E. (2006). Yüzüncü Y l Üniversitesi T p Fakültesi T bbi Onkoloji Bilim Dal ’na ba vuran kanser hastalar n epidemiyolojik de erlendirilmesi. Türk Onkoloji Dergisi, 21(2), 87-97. Apak, H. (2006). Çocukluk ça lösemileri. Türk Pediatri Ar ivi, 41, 189-196. Athanassiadou, F., Tragiannidis, A., Rausso, I., Katsos, G., Sidi, V., Papageorgiou, T., & et al. (2006). Bone mineral density in survivors of childhood acute lymphoblastic leukemia. The Turkish Journal of Pediatrics, 48, 101-104. Avc , M. (2013). Kanser hastas olan çocuklarda ö renilmi çaresizlik ve depresyon aras ndaki ili kinin incelenmesi. Yüksek lisans tezi. stanbul Arel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. stanbul. Aznar, S., Webster, A. L., Juan, A. F. S., Chamorro-Vina, C., Mate-Munoz, J. L., Moral, S., & et al. (2006). Physical activity during treatment in childrenleukemia: A pilot study. Appl. Physiol. Nutr. Metab., 21, 407-413. Bag, B. (2013). Kanser hastalar nda uzun dönemde görülen psikososyal sorunlar. Psikiyatride Güncel Yakla mlar, 5(1), 109-126. Battaglini, C. L., Hackney, A. C., Garcia, R., Groff, D., Evans, E., & Shea, T. (2009). The effects of an exercise program in leukemia patients. Integrative Cancer Therapies, 8(2), 130-138. Bekesi, A., Török, S., Kökönyei, G., Bokretas, I., Szentes, A., Telepoczki, G., & et al. (2011). Health-related quality of life changes of children and adolescents with chronic disease after participation in therapeutic recreation camping program. Health and Quality of Life Outcomes, 9(43), 1-10. Bostanc , N., Duruhan, Ö., Eyübo lu, Ö., Sezgin, Ö., & Güvenir, Ö. (2007). Kanserli çocu un bak m verenlerinde ya am kalitesi, Depresyon ve Anksiyete Düzeyleri. .Ü.F.N. Hem. Derg., 15(60), 165-172. 43 Braam, K. I., Dijk, E. M. V., Veening, M. A., Bierings, M. B., Merks, J. H. M., Grootenhuis, M. A., & et al. (2010). Design of the Quality of Life in Motion (QLIM) study: a randomized controlled trial to evaluate the effectiveness and cost-effectiveness of a combined physical exercise and psychosocial training program to improve physical fitness in children with cancer. BMC Cancer, 10(1), 1-9. Brussel, M. V., Takken, T., Lucia, A., Net, J. V. D., & Helders, P. J. M. (2005). Is physical fitness decreased in survivors of childhood leukemia? A systematic review. Leukemia, 19, 13-17. Brown, J. C., Winters-Stone, K., Lee, A., & Schmitz, K. H. (2012). Cancer, Physical Activity, and Exercise. Compr Physiol., 2(4), 2775-2809. Butturini, A. M., Dorey, F. J., Lange, B. J., Henry, D. W., Gaynon, P. S., Fu, C., & et al. (2007). Obesity and outcome in pediatric acute lymphoblastic leukemia. Journal of Clinical Oncology, 25(15), 2063-2069. DOI: 10.1200/JCO.2006.07.7792. Büyükpamukçu, M. (2007). Çocukluk ça kanserlerinde epidemiyoloji. Güncel Pediatri, 5(1), 138-139. Collins, J. J. (2001). Cancer pain management in children. European Journal of Pain, 5, 3741. Demir, M., & Filiz, K. (2004). Spor egzersizlerinin insan organizmas üzerindeki etkileri. Gazi Üniversitesi K ehir E itim Fakültesi Dergisi, 5(2), 109-114. Doyle, C., Kushi, L. H., Byers, T., Courneya, K. S., Denmark-Wahnefried, W., Grant, B., & et al. (2006). Nutrition and physical activity during and after cancer treatment: An american cancer society guide for nformed choices. CA Cancer J Clin., 56, 323-353. Elçigil, A., & Tuna, S. (2011). Kanser tedavisi biten çocuklar n ya ad klar sorunlar ve bak mlar nda hem irenin rolü. Türk Onkoloji Dergisi, 26(3), 134-141. Elçigil, A. (2007). Kanserli çocuklar okula gidebilir mi? C.Ü. Hem irelik Yüksekokulu Dergisi, 11(2), 40-46. Ertan, A. E., engelen, M., & Vaizo lu, S. A. (2004). Önlenebilir çocukluk ça kanserleri. Cumhuriyet Üniversitesi T p Fakültesi Dergisi, 26(1), 48-54. Galvao, D. A., & Newton, R. U. (2005). Review of exercise ntervention studies in cancer patients. Journal of Clinical Oncology, 23(4), 899-909. Gilliam, M. B., & Schwebel, D. C. (2013). Physical activity in child and adolescent cancer survivors: A review. Health Psychol Rev., 7(1), 92-110. Gohar, S. F., Comito, M., Price, J., & Marchese, V. (2011). Feasibility and parent satisfaction of a physical therapy ntervention program for children with acute lymphoblastic leukemia in the first 6 months of medical. Pediatr Blood Cancer, 56, 799-804. Güne , D. (2009). Kaybedilmekte olan kanserli çocuk hastaya yakla m ve etik. Turkiye Klinikleri Journal of Pediatrics, 18(2), 117-124. zel, S., Toprak, S., Albayrak, M., Sanl , C., & Koçak, Ü. (2009). Kanserli çocuklar hakk nda Anadolu’nun k rsal bir ilindeki annelerin bilgi, tutum ve davran lar . Gazi p Dergisi, 20(1), 3-6. Hoffman, M. C., Mulrooney, D. A., Steinberger, J., Lee, J., Baker, K. S., & Ness, K. K. (2013). Deficits in physical function among young childhood cancer survivors. Journal of Clinical Oncology, 32(22), 2799-2805. Huang, T. T., & Ness, K. K. (2011). Exercise interventions in children with cancer: A review. International Journal of Pediatrics, DOI:10.1155/2011/461512 Kebudi, R., & Özdemir, G. N. (2011). Çocukluk ça kanser sa kalanlar nda ikincil kanserler. Türk Pediatri Ar ivi, 46, 270-274. Kelly, A. K. W. (2011). Physical activity prescription for childhood cancer survivors. Current Sports Medicine Reports, 10(6), 352-359. 44 Kostak, M. A., & Zafer, R. (2012). Kanserli çocuklarda beslenme sorunlar ve hem irelik bak . rat Sa k Hizmetleri Dergisi, 7(21), 19-34. Kudube , A. A. (2014). Çocu un kansere ba ya ad yorgunluk ve hem irelik bak . Türk Onkoloji Dergisi, 29(3), 120-124. Kurt, A. S., & Çetinkaya, . (2008). Lösemili çocuklarda yasam kalitesi ve hem irelik bak . rat Sa k Hizmetleri Dergisi, 3(8), 35-56. Kurt, A. S., & Sava er, S. (2011). Kanserli adolesanlar n alg lanan stres düzeyine Re-mission video oyununun etkisi. .Ü.F.N. Hem. Derg., 19(3), 153-160. Kutluk, T. (2006). Çocukluk ça kanserlerinin epidemiyolojisi. .Ü. Cerrahpa a T p Fakültesi Sürekli T p E itimi Etkinlikleri Sempozyum Dizisi. Yay n No: 49, 11-15. Kutluk, T. (2009). Çocukluk ça kanserlerinin epidemiyolojisi ve Türkiye'deki durum. Turkiye Klinikleri Journal of Pediatrical Sciences, 5(4), 1-8. Kutluk, T., & Kars, A. (2001). Kanser konusunda genel bilgiler. Ankara: Türkiye Cumhuriyeti Sa k Bakanl Kanser ve Sava Daire Ba kanl . Kürtüncü, M., & Demirba , B. C. (2013). Kanserli çocuklar n rehabilitasyonunda egzersizin yeri. Electronic Journal of Vocational Colleges, May s Say , 82-88. Laurie, M. M., Lynda, R., & Carol, S. B. (2009). Fitness of children with standard-risk acute lymphoblastic leukemia during maintenance therapy: Response to a home-based exercise and nutrition program. Journal of Pediatric Hematology/Oncology, 31(4), 259-266. Lucia, A., Ramirez, M., Juan, A. F. S., Fleck, S. J., Garcia-Castro, J., & Madero, L. (2005). Intrahospital supervised exercise training: a complementary tool in the therapeutic armamentarium against childhood leukemia. Ness, K. K., Baker, K. S., Dengel, d. r., Youngren, N., Sibley, S., Mertens, A. C., & et al. (2007). Body composition, muscle strength deficits and mobility limitations in adult survivors of childhood acute lymphoblastic leukemia. Pediatr Blood Cancer, 49, 975981. Özbaran, B., & Erermi , S. (2006). Kanser tedavisi gören çocuk ve gençlerde uzun süreli izlem sürecinde psikososyal özelliklerin tan mlanmas ve genel yakla m ilkeleri. Klinik Psikiyatri, 9, 185-190. Özkan, A. (2012). Çocukluk ça kanserleri. OnkoVital, 10, 1-3. Paxton, R. J., Jones, L. W., Rosoff, P. M., Bonner, M., Ater, J. L., & Denmark-Wahnefried, W. (2010). Associations between leisure-time physical activity and healthrelated quality of life among adolescent and adult survivors of childhood cancers. Psychooncology, 19(9), 997-1003. San Juan, A. F., Fleck, S. J., Chamorro-Vina, C., Mate-Munoz, J. L., Moral, S., Cardona, C., & et al. (2007b). Effects of an intrahospital exercise program intervention for children with leukemia. Medicine and Science in Sports and Exercise, 39(1), 13-21. San Juan, A. F., Fleck, S. J., Chamorro, C., Mate, J. L., Moral, S., Garcia-Castro, J., & ET AL. (2007c). Early-phase adaptat ons to intrahospital training n strength and functional mobility of children with leukem a. Journal of Strength and Conditioning Research, 21(1), 173-177. San Juan, A. F., Wolin, K., & Lucía, A. (2011). Physical activity and pediatric cancer survivorship. In Physical activity and cancer. Recent Results in Cancer Research, 186, 319-347. San Juan, A. F., Vina, C. C., Munoz, L. M., Cardona, C., Hernandez, M., Madero, L., & et al. (2007a). Functional capacity of children with leukemia. Int J Sports Med., 28, 1-5. Sar , H. Y., Y lmaz, M., & Kantar, M. (2012). Çocuklarda kanser ve engellilik. Türk Onkoloji Dergisi, 27(2), 98-105. 45 Sezgin, S., & Ekinci, M. (2006). Kanserli ve sa kl çocuklar n depresyon düzeylerinin kar la lmas . OMÜ T p Dergisi, 23(2), 52-58. Sezgin, S., Ekinci, M., & Okanl , A. (2007). Kanserli çocuklar n ya ad klar psikososyal problemler ve hem irelik yakla mlar . OMÜ T p Dergisi, 24(3), 107-112. Soyuer, F., & Sitti, S. (2011). Kanserli çocuklar ve fiziksel aktivite. Dicle T p Dergisi, 34(8), 526-529. Speyer, E., Herbinet, A., Vuillemin, A., Briançon, S., & Chastagner, P. (2010). Effect of adapted physical activity sessions in the hospital on health-related quality of life for children with cancer: a cross-over randomized trial. Pediatr Blood Cancer, 55, 11601166. Stolley, M. R., Restrepo, J., & Sharp, L. K. (2010). Diet and physical activity in childhood cancer survivors: A review of the literature. Ann Behav Med., 39(3), 232-249. enel, F., & Ç rako lu, B. (2003). Kanserle sava . Bilim ve Teknik, ubat say , 1-23. Tan r, M. K., & Ku uo lu, S. (2012). Olgu sunumu: akut lenfoblastik lösemi (ALL)’ li çocu un evde egzersiz program n sürdürülmesi. Ankara Sa k Hizmetleri Dergisi, 11(1), 51-61. Thorsteinsson, T., Helms, A. S., Adamsen, L., Andersen, L. B., Andersen, K. V., Christensen, K. B. & et al. (2013). Study protocol: rehabilitation including social and physical activity and education in children and teenagers with cancer (RESPECT). BMC Cancer, 13(1), 1-7. Toros, F., Tot, ., Düzoval , Ö. (2002). Kronik hastal olan çocuklar, anne ve babalar ndaki depresyon ve anksiyete düzeyleri. Klinik Psikiyatri, 5, 240-247. Türkiye Cumhuriyeti Sa k Bakanl . (2014). Türkiye kanser istatistikleri. Türkiye Halk Sa Kurumu. (Ed. Murat Gültekin & Güledal Bozta ). www.kanser.gov.tr eri im tarihi: 25.03.2015. Uzunhan, T. A., & Karaka , Z. (2012). Çocukluk ça akut lenfoblastik lösemisi. Çocuk Dergisi, 12(1), 6-15. White, J., Flohr, J. A., Winter, S. S., Vener, J., Feinauer, L. R., & Ransdell, L. B. (2005). Potential benefits of physical activity for children with acute lymphoblastic leukaemia. Developmental Neurorehabilitation, 8(1), 53-58. Yeh, C. H., Wai, J. P. M., Lin, U. S., & Chiang, Y.C. (2011). A pilot study to examine the feasibility and effects of a home-based aerobic program on reducing fatigue in children with acute lymphoblastic leukemia. Cancer Nursing,34(1), 3-12. lmaz, H. B., Muslu, G. K., Ta , F., Ba bakkal, Z., & Kantar, M. (2009). Çocuklar n kansere ba ya ad klar semptomlar ve yorgunlu a ebeveyn bak . Türk Onkoloji Dergisi, 24(3),122-127 lmaz, T. U. (2010). Kanser hakk nda e itimin erba /erlerin tutumlar na ve davran lar na yans mas . TAF Preventive Medicine Bulletin, 9(5), 475-480. EXTENDED ABSTRACT Last year, it is observed that in metabolic diseases spread rapidly all over the world. The cancer seems to also be involved in these diseases. Many factors play a role in the spread of cancer. The main factors that cause cancer, genetic factors, exposure to radiation, chromosomal disorders, malnutrition, inadequate physical activity, obesity and other environmental elements come. There are many types of cancer. Cancer is commonly seen in adults. However, in recent years, children are given an increased incidence of cancer. There are many factors that influence the occurrence of cancer in children. Parental alcohol and smoking, exposure to radiation, sedentary lifestyle, eating disorders, obesity and genetic factors come. Stated the reasons for this are still not fully known cancer in children in some 46 research results. The most common type of cancer in children have been reported to have leukemia. Today, new treatments are being developed related to the prevention of cancer in children. However children cancer is constantly increasing. In this case to support the treatment of children necessitates that there are some methods. The study was carried out in this context, cancer patients aimed to determine the benefits of participation in sport among children. The scope of the literature was conducted research. Published in the literature have been achieved to-date source on the subject. The resulting resources are given to public information and research findings on the subject considering. Participation in sport and physical activity for health has many benefits. There is evidence in the literature to fight cancer also believed to be useful physical activity. Some of regular exercise habits in research is reported to have a protective role against cancer. Some in the treatment of cancer has been identified in research supported by the treatment of participation in sport. Besides, after the treatment is emphasized that patients' health enhancing the quality of participation in sports is beneficial. Research in cancer patients children has been found to support the healing process of different exercise programs. Furthermore, to reduce the level of fatigue caused by cancer of participation in sports, to relieve the sensation of pain, which prevents osteoporosis, reduce functional losses, which protects the body composition has been found to improve the motoric performance. Cancer treatment in children and their children is a long process that tired usurer. depending on the treatment process, they remain separate for a long time friend from families, school and environment. This sitution affects the social aspects of the development of children negatively. In addition, some children may occur due to treatment of psychological problems in children in terms of physical forces. However, participation in sports has contributed to the promotion of cancer, psychological and social development in children. The many studies results support this view. Physical activity level for cancer patients, children, the major part is low. The children of the family are the main reason for not wanting to be physically active. In addition, some types of cancer doctors do not allow children to play sports. This situation negatively affects children's physical and motoric development. Furthermore, children are weakened as muscular in the process. Therefore, children are required to exercise appropriate personal characteristics to support the physical and motoric development in this process. However, the exercises to be performed at an absolute expert supervision. In the study of cancer patients has been found that children often use the different exercise programs. On the basis of this cancer can be considered to have different characteristics or their children. Cancer patient applied the maximum aerobic exercise for children, as well as the development of muscular strength training seems to often be applied. However, there is no clear evidence that cancer patients should be made in which the intensity of which type of exercise in children. Therefore there is a need for new research on cancer type of exercise will be applied to children. 47 Uluslararas Multidisipliner Akademik Ara rmalar Dergisi / Ocak- ubat-Mart-Nisan Cilt: 2 Say :1 Journal of International Multidisciplinary Academic Researches / January-February-March-April Volume: 2 Issue: 1 30.04.2015 www.joimar.com BEDEN E VE SPOR YÜKSEKOKULU Ö RENC LER N BENL K SAYGILARININ YA , C NS YET VE SPOR YAPMA DURUMLARINA GÖRE NCELENMES INVESTIGATION OF SELF-ESTEEM OF PHYSICAL EDUCATION AND SPORT HIGH SCHOOL STUDENTS IN TERMS OF AGE, GENDER AND DOING SPORT SITUATION 1 1 Meriç ERASLAN*, 2Gökhan ÇALI KAN, 3Mustafa BA Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Beden E itimi ve Spor Yüksekokulu, Spor Yöneticili i Bölümü, Burdur 2 Gazi Üniversitesi, Beden E itimi ve Spor Yüksekokulu, Beden E itimi ve Spor Ö retmenli i Bölümü, Ankara 3 Karadeniz Teknik Üniversitesi, Beden E itimi ve Spor Yüksekokulu, Beden E itimi ve Spor retmenli i Bölümü, Trabzon *e-mail: [email protected] ÖZET Bu ara rman n amac beden e itimi ve spor yüksekokulu ö rencilerinin benlik sayg düzeylerini çe itli de kenlere göre incelemektir. Ara rmaya 2014-2015 y nda Gazi Üniversitesi Beden E itimi ve Spor Yüksekokulu ö rencisi olan toplam 306 ö renci kat lm r. Ara rmaya kat lan ö rencilerin demografik özelliklerinin belirlenmesinde ki isel bilgi formu kullan lm r. Ö rencilerin benlik sayg lar n ölçülmesinde Coopersmith Benlik Sayg Envanteri kullan lm r. Elde edilen verilerin istatistiksel analizlerinde SPSS 22.0 for Windows program nda Kruskal Wallis H testi, Mann Whitney U testi ve frekans analizi kullan lm r. Ara rman n sonunda spor bölümü ö rencilerinin benlik sayg lar n cinsiyetlerine göre anlaml farkl k göstermedi i belirlenmi tir (p>0.05). Ö rencilerin ya gruplar na göre benlik sayg lar n anlaml düzeyde farkl la mad tespit edilmi tir (p>0.05). Ayr ca ö rencilerin lisansl olarak spor yapma durumlar na göre de benlik sayg lar n istatistiksel olarak anlaml farkl k göstermedi i tespit edilmi tir (p>0.05). Anahtar kelimeler: Üniversite ö rencileri, ya , cinsiyet, spor, benlik sayg ABSTRACT The purpose of physical education and school sport this study is to investigate the self-esteem levels of students with different variables. Gazi University School of Physical Education and Sports School students who participated in a total of 306 students. Personal information form is used to determine the demographic characteristics of the students who participated in the study. Measured in the self-esteem of students Coopersmith Self-Esteem Inventory were used. Statistical analysis of the data obtained in the Kruskal-Wallis H test, Mann-Whitney U test and frequency analysis was used in SPSS 22.0 for Windows. At the end of the study it was determined that students' self-esteem did not differ significantly according to gender (p> 0.05). Students were determined according to age groups did not differ significantly in their self-esteem (p> 0.05). Besides, according to the students' self-esteem licensed sport participation has been found to show a statistically significant difference (p> 0.05). Keywords: University students, age, gender, sports, self-esteem JEL CODES: L83, Benlik sayg , ‘’ki inin kendini de erlendirmesi sonucu benli ini kabul etmesi ve benli inden memnun olmas ’’ eklinde tan mlanmaktad r (Eri & kiz, 2013). Her bireyin kendisi hakk ndaki bilgileri hem h zl hem de etkili bir biçimde i lemesine yard mc olan benlik emalar bulunmaktad r. Birey sahip oldu u benlik emalar sayesinde kar la oldu u bir durum kar nda kendi tutumunu h zl ve güvenli bir biçimde ortaya koyup, buna göre davranmaktad r (Oktan & ahin, 2010). Benlik sayg benlik sayg yüksek olan insanlar genellikle kendilerini de erli hissederler. Buna kar k dü ük olan bireyler kendilerini sürekli gereksiz ve yetersiz gören, çevresel 48 unsurlardan kolay etkilenebilen, ki isel inanç ve tutumlar kolay de tirebilen, duygular kontrol etmekte zorlanan ve kar la klar güçlüklerle ba etme konusunda s nt ya ayan bir yap ya sahiptirler (Çetinkaya ve ark., 2006). Ayr ca dü ük benlik sayg na sahip bireylerde depresyon ba ta olmak üzere çe itli psikolojik sorunlar n ve psiko-sosyal davran bozukluklar n daha s k görüldü ü baz ara rma bulgular ile desteklenmektedir (Er an, Do an & Do an, 2009). Benlik sayg n geli iminde ailenin büyük bir rolü vard r. Ailenin çocuklar yeti tirme tarzlar ve çocuklara yakla mlar n (aile tutumu) benlik sayg önemli düzeyde etkiledi i belirtilmektedir. Özellikle gençlik dönemlerinde bireylerin sa kl bir benlik sayg na sahip olmalar nda aile unsurunun büyük bir etkiye sahip oldu u vurgulanmaktad r (Baybek ve Yavuz, 2005; Erbil, Divan & Önder, 2006). Ailenin tav r ve davran lar n çocuklar n benlik sayg lar ekillendiren bir unsur olmas n temelinde, çocuklar n birçok davran annebabalar rol model alarak ö renmelerinin yatt belirtilmektedir (Çetinkaya ve ark., 2006). Ki inin benlik sayg etkileyen di er unsurlar n ba nda fiziksel görünüm (beden imaj ), ya an lan çevrede kar la lan, fiziksel, sosyo-ekonomik düzey, karde say , duygusal veya sözel ö eler, spor etkinliklerine kat m gibi unsurlar gelmektedir (Strauss, 2000; Oktan & ahin, 2010; Kapc , 2004; Korkmaz, 2007; Do an, Totan & Sapmaz, 2009; Koç, 2009; Karada ve ark., 2008; Eri & kiz, 2013; Furnham, Badmin & Sneade, 2002; Polce-Lynch ve ark., 2001). Benlik sayg genel olarak sa kl bir toplum olu turulmas nda önemli bir yere sahiptir (Çetinkaya ve ark., 2006). Gelece in ö retmenleri olacak beden e itimi ve spor yüksekokulu rencileri için de benlik sayg oldukça önemli bir özelliktir. Körükçü & O uz (2011) taraf ndan yap lan ara rmada, ö retmenlik mesle i aç ndan benlik sayg n önemli bir konu oldu u, özellikle ö retmenler aç ndan mesleki benlik kavram n i ya am nda büyük öneme sahip oldu u belirtilmi tir. Bunun yan nda spora kat n benlik sayg üzerinde olumlu etkileri oldu u belirtilmektedir (Er an, Do an & Do an, 2009). Buna kar k sporcu ki ili e sahip bireylerin benlik sayg lar n ele al nd ara rma bulgular n s rl oldu u görülmü tür. Bu ba lamda yap lan bu ara rmada beden e itimi ve spor yüksekokulu rencilerinin benlik sayg lar n çe itli de kenlere göre incelenmesi amaçlanm r. MATERYAL ve METOT Ara rman n Evreni ve Örneklemi Ara rman n evrenini Türkiye’de Üniversitelerin Beden E itimi ve Spor Yüksekokulu bölümlerinde ö renim görmekte olan üniversite ö rencileri olu turmaktad r. Ara rman n örneklem grubu ise 2014-2015 ö retim y nda Gazi Üniversitesi Beden E itimi ve Spor Yüksekokulu’nda ö renim görmekte olan 306 ö renciden olu mu tur. 49 Tablo 1. Kat mc lar n demografik bilgilerine ili kin tan mlay istatistikler De kenler Alt de kenler f % 18-19 ya 68 22,2 20-21 ya 119 38,9 Ya 22-23 ya 70 22,9 24+ ya 49 16,0 Kad n 150 49,0 Cinsiyet Erkek 156 51,0 Lisansl olarak spor Yapan 232 75,8 yapma durumu Yapmayan 74 24,2 Tablo 1 incelendi i zaman, ara rman n örneklem grubunu olu turan ö rencilerin %22,2’sinin 18-19 ya , %38,9’unun 20-21 ya , %22,9’unun 22-23 ya ve %16’s n 24 ya ve üzeri grupta yer ald görülmektedir. Ö rencilerin cinsiyetlerine göre da mlar de erlendirildi i zaman, ö rencilerin %49’unun kad n, %51’inin ise erkek oldu u bulunmu tur. Bunun yan nda örneklem grubunu olu turan ö rencilerin %75,8’inin lisansl olarak spor yapt klar , %24,2’sinin ise lisansl olarak spor yapmad klar tespit edilmi tir. Verin Toplanmas Ara rmaya kat lan ö rencilerin sahip olduklar baz demografik özelliklerin belirlenmesinde 3 sorudan olu an ki isel bilgi formu kullan lm r. Ki isel bilgi formunda ö rencilerin cinsiyet, ya ve lisansl olarak spor yapma durumlar tespit etmeyi amaçlayan sorular bulunmaktad r. Ö rencilerin benlik sayg lar n tespit edilmesinde ise, Coopersmith Benlik Sayg Envanteri kullan lm r. Coopersmith (1967) taraf ndan geli tirilen benlik sayg ölçe i, Pi kin (1997), taraf ndan lise ö rencileri ile hem Kuder-Richardson-20 formülünü hem de testi yar lama tekni ini kullanarak envanterin uzun ve k sa formu üzerinde güvenirlik çal mas yap lm r. Benlik Sayg Envanteri’nin k sa formunun KR-20 sonucunda elde edilen güvenirlik katsay .76, iç tutarl k güvenirlik katsay da .81 olarak tespit edilmi tir. Ölçe in hem çocuklara hem de yeti kinlere uygulanan iki ayr formu bulunmaktad r. Ölçe in yeti kinlere uygulanan formu 25 maddelik k sa form ve 58 maddelik uzun formlardan meydana gelmektedir. Bu ara rma kapsam nda 25 maddelik k sa form kullan lm r. Formda yer alan sorular evet veya hay r eklinde cevapland lmaktad r. Baz maddelerde ’’Evet’’ baz maddelerde ise ‘’Hay r’’ kk i aretleyenler 4 puan almaktad r. Benlik Sayg Ölçe i’nden al nabilecek puanlar 0-100 aras nda de mektedir dolay yla al nabilecek en yüksek puan 100 olup, al nan puan n artmas benlik sayg düzeyinin yüksekli i, al nan puan n dü ük olmas ise benlik sayg düzeyinin dü üklü ü anlam na gelmektedir (Eri ve kiz, 2013). statistiksel Analiz Elde edilen verilerin analizinde SPSS 22.0 for Windows paket program kullan lm r. Benlik Sayg Ölçe ine ait veriler normal da m göstermedi i için temel istatistiksel analiz olarak non-parametrik testler kullan lm r. Kat mc lar n ya gruplar na göre kar la rmalar yapmak için Kruskal Wallis H testi, cinsiyetlerine ve lisansl olarak spor yapma durumlar na göre kar la rmalar yapmak için ise Mann Whitney U testi kullan lm r. Kat mc lar n ölçek puanlar na ili kin ortalamalar n belirlenmesinde ise tan mlay istatistiklerden ortalama ve standart sapma de erleri incelenmi tir. Ayr ca kat mc lar n demografik bilgilerinin yüzdelik da mlar n belirlenmesinde frekans analizi kullan lm r. 50 BULGULAR Tablo 2. Kat mc lar n cinsiyetlerine göre benlik sayg puanlar n kar la lmas Cinsiyet N X Ss t p Kad n 150 71,63 6,705 -,155 ,877 Erkek 156 71,82 6,102 Tablo incelendi inde kat mc lar n benlik sayg puanlar n cinsiyet de kenine göre istatistiksel olarak anlaml düzeyde farkl k göstermedi i görülmektedir (p>0,05). Tablo 3. Kat mc lar n ya gruplar na göre benlik sayg puanlar n kar la lmas Ya gruplar N X Ss t p 18-19 ya 68 71,47 6,768 20-21 ya 119 71,97 6,431 4,079 ,253 22-23 ya 70 70,86 6,357 24+ ya 49 72,73 5,812 Tablo incelendi inde kat mc lar n ya gruplar na göre benlik sayg puanlar aras nda istatistiksel olarak anlaml farkl k olmad görülmektedir (p>0,05). Tablo 4. Kat mc lar n lisansl spor yapma durumlar na göre benlik sayg puanlar n kar la lmas Spor yapma N X Ss t p durumu Spor yapan 232 71,43 6,586 -1,446 ,148 Spor yapmayan 74 72,65 5,697 Ara rmaya kat lanlar n spor yapma durumlar na göre benlik sayg düzeyleri aras nda istatistiksel olarak anlaml farkl k bulunmamaktad r (p>0,05). TARTI MA ve SONUÇ Ara rmaya kat lan üniversite ö rencilerinin benlik sayg lar n cinsiyetlerine göre anlaml farkl k göstermedi i tespit edilmi tir. Literatürde yer alan birçok ara rmada da cinsiyet unsurunun benlik sayg n önemli bir belirleyicisi olmad , kad n ve erkeklerin benlik sayg lar aras nda anlaml bir farkl k bulunmad belirlenmi tir (Bayraktar, Say l & Kumru, 2009; Erol ve ark., 2000; Çetin & Çavu lu, 2009; Baybek & Yavuz, 2005; Çetinkaya ve ark., 2006; Torun ve ark., 2012; Raz ve ark., 2009; Do an, Totan & Sapmaz, 2009; Erbil, Divan & Önder, 2006; Üstünda ve ark., 2007; Eri & kiz, 2013). Bu kapsamda elde edilen ara rma sonucunun literatür ile paralellik gösterdi i söylenebilir. Baybek & Yavuz (2005) taraf ndan yap lan ara rmada, üniversite ö rencilerinin benlik sayg lar n cinsiyete göre farkl k göstermemesinin temelinde baz unsurlar n yatt belirtilmi tir. Söz konusu ara rmada, üniversite e itiminin cinsiyete özgü kültürel farkl klar ve kutupla may ortadan kald rd , bu durumun ö rencilerin benlik sayg lar n cinsiyete göre farkl k göstermemesinin temel nedeni oldu u belirtilmi tir. Ara rmaya kat lan üniversite ö rencilerinin benlik sayg lar n ya gruplar na göre anlaml farkl k göstermedi i tespit edilmi tir. Literatürde yer alan ara rma sonuçlar de erlendirildi i zaman, benlik sayg n ya la birlikte artt , buna kar k benzer ya gruplar nda bulunan bireylerde benlik sayg n ya a göre anlaml farkl k göstermedi i tespit edilmi tir (Baybek ve Yavuz, 2005; Raz ve ark., 2009). Yap lan bu ara rmada da kat mc lar n ya lar n benzer düzeylerde olmas n benlik sayg n ya gruplar na göre farkl la mamas na neden oldu u söylenebilir. 51 Ara rmaya kat lan üniversite ö rencilerinin benlik sayg lar n lisansl olarak spor yapma durumlar na göre anlaml farkl k göstermedi i tespit edilmi tir. Bu kapsamda sedanter renciler ile lisansl olarak spor yapan ö rencilerin benlik sayg lar n benzer düzeyde oldu u sonucuna ula lm r. Literatürde yer alan ara rmalarda spora kat n psikolojik ve sosyal aç dan bireyi geli tiren bir olgu oldu u belirtilmi tir (Dishman ve ark., 2006; Salar, Hekim & Tokgöz, 2012; Keskin, 2014). Bunun yan nda spora kat n benlik sayg n olumlu yönde geli mesine katk sa lad tespit eden ara rma bulgular da mevcuttur (Korkmaz, 2007; Slutzky & Simpkins, 2009). Bu kapsamda lisansl olarak spor yapan renciler ile di er ö rencilerin benlik sayg lar n benzerlik göstermesinin temelinde tüm rencilerin spor bölümünde okuyor olmalar n ve genel olarak sporcu ki ilik özelli ine sahip olmalar n yatt dü ünülebilir. Sonuç olarak, beden e itimi ve spor yüksekokulu ö rencilerinin benlik sayg lar n ya gruplar na, cinsiyetlerine ve lisansl olarak spor yapma durumlar na göre anlaml farkl k göstermedi i tespit edilmi tir. Ara rmada elde edilen bulgular n büyük oranda literatür ile paralellik gösterdi i tespit edilmi tir. Elde edilen bulgular ve literatürde yer alan ara rma bulgular de erlendirildi i zaman, üniversite ö rencilerinin benlik sayg lar etkileyen demografik faktörlerin daha iyi anla lmas için daha fazla örneklem gruplar n yer ald ve farkl demografik de kenlerin de ele al nd yeni çal malara ihtiyaç oldu u söylenebilir. KAYNAKLAR Baybek, H., & Yavuz, S. (2005). Mu la üniversitesi ö rencilerinin benlik sayg lar n incelenmesi. Mu la Üniversitesi SBE Dergisi, 14, 73-95. Bayraktar, F., Say l, M., & Kumru, A. (2009). Liseli ergenler ve üniversiteli gençlerde benlik sayg : ebeveyn ve akrana ba lanma, empati ve psikolojik uyum de kenlerinin rolü. Türk Psikoloji Dergisi, 24(63), 48-63. Coopersmith, S. (1967). Self esteem inventories. California: Consulting Psychologist Press. Çetin, H., & Çavu lu, H. (2009). Yeti tirme yurdunda ve aileleri ile ya ayan adölesanlar n benlik sayg lar ve psikolojik belirtilerinin kar la lmas . Dokuz Eylül Üniversitesi Hem irelik Yüksekokulu Elektronik Dergisi, 2(4), 137-144. Çetinkaya, S., Arslan, S., Nur, N., Özdemir, D., Demir, Ö.F., & Sümer, D. (2006). Sivas il merkezinde sosyoekonomik düzeyi farkl üç ilkö retim okulu ö rencilerinin benlik sayg düzeyi. Klinik Psikiyatri, 9, 116-122. Dishman, R. K., Hales, D. P., Pfeiffer, K. A., Felton, G. , Saunders, R., Ward, D. S., et al. (2006). Physical self-concept and self-esteem mediate cross-sectional relations of physical activity and sport participation with depression symptoms among adolescent girls. Health Psychology, 25(3), 396-407. Do an, T., Totan, T., & Sapmaz, F. (2009). Üniversite ö rencilerinde benlik sayg ve sosyal zeka. Sakarya Üniversitesi E itim Fakültesi Dergisi, 17, 235-247. Erbil, N., Divan, Z., & Önder, P. (2006). Ergenlerin benlik sayg na ailelerinin tutum ve davran lar n etkisi. Aile ve Toplum E itim Kültür ve Ara rma Dergisi, 3(10), 7-15. Eri , Y., & kiz, F. E. (2013). Ergenlerin benlik sayg ve sosyal kayg düzeyleri aras ndaki ili ki ve ki isel de kenlerin etkileri. Turkish Studies, 8(6), 179-193. Erol, A., Toprak, G., Yaz , F., & Erol, S. (2000). Üniversite Ö rencilerinde yeme bozuklu u belirtileri yorday olarak kontrol oda ve benlik sayg n kar la lmas . Klinik Psikiyatri, 3, 147-152. Er an, E.E., Do an, O., & Do an, S. (2009). Beden e itimi ve antrenörlük bölümü rencilerinde benlik sayg düzeyi ve baz sosyodemografik özelliklerle ili kisi. Klinik Psikiyatri, 12, 35-42. 52 Furnham, A., Badmin, N., & Sneade, I. (2002). Body mage dissatisfaction: gender differences in eating attitudes, self-esteem, and reasons for exercise. The Journal of Psychology, 136(6), 581-596. Üstünda , H., Demir, N., Zengin, N., & Gül, A. (2007). Stomal hastalarda beden imaj ve benlik sayg . Turkiye Klinikleri J Med Sci, 27, 522-527. Kapc , E. G. (2004). lkö retim ö rencilerinin zorbal a maruz kalma türünün ve s kl n depresyon, kayg ve benlik sayg yla ili kisi. Ankara Üniversitesi E itim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 37(1), 1-13. Karada , G., Güner, ., Çuhadar, D., & Uçan, Ö. (2008). Gaziantep üniversitesi sa k yüksekokulu hem irelik ö rencilerinin benlik sayg lar . rat Sa k Hizmetleri Dergisi, 3(7), 29-42. Keskin, O. (2014). Effects of physical education and participat on to sports on social development in ch idren. Journal of International Multidisciplinary Academic Researches, 1(1), 1-6. Koç, M. (2009). Dindarl k ile benlik sayg aras ndaki ili ki: yeti kinler üzerine ampirik bir ara rma. Uluda Üniversitesi lâhiyat Fakültesi Dergisi, 18(1), 473-493. Korkmaz, N. H. (2007). Yaz spor okullar ile çocuklar n benlik sayg aras ndaki ili ki. Uluda Üniversitesi E itim Fakültesi Dergisi, 20(1), 49-65. Körükçü, Ö., & O uz, V. (2011). Okul öncesi e itimi ö retmen adaylar n mesleki benlik sayg lar . Kuramsal E itimbilim, 4(2), 77-85. Oktan, V., & ahin, M. (2010). K z ergenlerde beden imaj ile benlik sayg aras ndaki ili kinin incelenmesi, Uluslararas nsan Bilimleri Dergisi, 7(2), 543-556. Pi kin, M. (1997). Türk ve ngiliz lise ö rencilerinin benlik sayg yönünden kar la lmas . III. Ulusal Psikolojik Dan ma ve Rehberlik Kongresi Bilimsel Çal malar ve Psikolojik Dan ma ve Rehberlik Derne i Yay . Polce-Lynch, M., Myers, B. J., Kliewer, W., & Kilmartin, C. (2001). Adolescent self-esteem and gender: Exploring relations to sexual harassment, body image, media influence, and emotional expression. Journal of Youth and Adolescence, 30(2), 225-244. Raz , G. S., Kuzu, A., Y ld z, A. N., Ocakc , A. F., & Arifo lu, B. Ç. (2009). Çal an gençlerde benlik sayg , ileti im becerileri ve stresle ba etme. TAF Preventive Medicine Bulletin, 8(1), 17-26. Salar, B., Hekim, M., & Tokgoz, M. (2012). To compare emotional state of individuals making team and ndividual sport 15-18 Age Group. Mehmet Akif Ersoy University Journal of Social Sciences Institute, 4(6), 123-135. Slutzky, C. B., & Simpkins, S. D. (2009). The link between children's sport participation and self-esteem: Exploring the mediating role of sport self-concept. Psychology of Sport and Exercise, 10, 381-389. Strauss, R. S. (2000). Childhood obesity and self-esteem. Pediatrics, 105(1), 1-5. Torun, S., Arslan, S., Nazik, E., Akba , M., & Yalç n, S.Ö. (2012). Hem irelik ö rencilerinin benlik sayg ve boyun e ici davran lar n incelenmesi. Cumhuriyet T p Dergisi, 34, 399-404. EXTENDED ABSTRACT Self-esteem, ''people to accept the result of self-assessment and self-dissatisfaction with the self '’ is defined (Eris & kiz, 2013). Some factors affect to development of self-esteem such as family, education, social environment and circle of friend. The life of a person's selfesteem is low or high impact in various ways. Generally, higher self-esteem affects people's lives in a positive way. The low self-esteem negatively affects people's lives. Therefore, the study of factors affecting self-esteem, is important for a better understanding of people's self53 esteem. In contrast, the self-esteem of individuals with personality athletes were found to be limited research findings discussed. In this study, physical education and sport academy in this context aimed to investigate the self-esteem of students with different variables. The sample group of the study in the academic year 2014-2015 Gazi University who were studying in Physical Education and Sports College consists of 306 students. To determine the demographic characteristics of the students they surveyed have used personal information form with three questions. Students in the form of personal information gender, age, and there are questions aimed at identifying the licensed sport participation. The students in identifying their self-esteem, Coopersmith Self-Esteem Inventory were used. In the analysis of data obtained was used SPSS 22.0 for Windows software. Self-Esteem Scale Data for statistical analysis as a basis for normal distribution, non-parametric tests were used. According to the age group of participants to make comparisons Kruskal-Wallis H test, according to sex and the sports licensed to make the case for the Mann-Whitney U test was used for comparisons. The average rating of the participants in determining the scores mean and standard deviation values were analyzed with descriptive statistics. In addition, frequency analysis is used to determine the percentage distribution of the demographics of the participants. According to the age group of the students surveyed it was determined to be statistically significant differences between the scores of self-esteem (p>0.05). likewise students selfesteem has been taspit a statistically significant level of scores vary according to gender (p>0.05). This self-esteem is determined that besides the students according to their age group was not statistically significant difference between the scores (p>0.05). As a result, physical education and sports self-esteem of college students age groups, has been found to differ significantly according to gender and licensed sport participation. The findings obtained in the study it was determined that substantially correlates with literature. When the findings and situated research findings in the literature evaluation of university students located in more sample to a better understanding of the demographic factors affecting their self-esteem that and said that the need for new studies that addressed the different demographic variables. 54