DOWN SENDROMLU ÇOCUKLARDA MOTOR GELİŞİMİ VE
Transkript
DOWN SENDROMLU ÇOCUKLARDA MOTOR GELİŞİMİ VE
DOWN SENDROMLU ÇOCUKLARDA MOTOR GELİŞİMİ VE MÜDAHALESİ Peter E. M. Lauteslager, PhD ncdo Downkids International ncdo Down Sendromlu Çocuklarda Motor Gelişimi ve Müdahalesi Peter E.M. Lauteslager, PhD Destekleyenler Prof. dr. A. Vermeer, Utrecht University Prof. dr. P.J.M. Helders, Utrecht University Prof. dr. H. ’t Hart, Utrecht University Türkçe’ye çeviri Bala Toprak Son Okuma Filiz Tülek Bu araştırma “Sticting Steunfonds ‘s Heeren Loo”, Amersorrt, Hollanda tarafından desteklenmiştir. Baskı: Baskı Evi Matbaa III Serie monografieën’s Heeren Loo Zorggroep 1. Uithuisplaatsing 0- tot en met 4-jarige verstandelijk gehandicapten 2. Onderzoek zorgintensiteit woondienst 3. Sociowoningen: inventarisatie van voor- en nadelen en mogelijke gevolgen voor het beleid 4. Zorg rond Alzheimer 5. Behandeling van gedragsproblematische jongeren 6. Het zorgplan 7. Hermeneutische psychotherapie in de zwakzinnigenzorg 8. Huizen van barmhartigheid 9. Verontwaardigd en herbergzaam 10. Op hoop van zegen 11. Sociale integratie en het sociaal netwerk van bewoners van sociowoningen en gezinsvervangende tehuizen 12. Kom er bij en doe maar mee 13. Blijvend bewogen 14. Vroegtijdige onderkenning van gedragsstoornissen bij verstandelijk gehandicapten 15. ‘Wat niets kan worden, stelt niets voor’ 16. Zinvolle zorgverlening 17. ‘... als uzelf’. Een theologisch-ethische studie van zorg voor verstandelijk gehandicapten 18. Licht en schaduw 19. Werkboek Sociale vaardigheidstraining voor mensen met een verstandelijke handicap 20. De Nieuwe Koers 21. Fouten maken veiligheid 22. Kinderen met het syndroom van Down; motorische ontwikkeling en behandeling 23. Vrije tijd en lege uren ISBN Anahtar kelimeler: Down Sendromu, motor gelişimi, motor beceri ölçüm aracı, fizyoterapi, müdahale. © 2004’s Heeren Loo Zorggrope, Amersforrt, Hollanda Tüm hakları saklıdır. Bu yayının hiçbir bölümü önceden yazarından, yazılı bir izin alınmaksızın tekrar çoğaltılamaz. Herhangi bir formda ya da herhangi bir şekilde elektronik, mekanik, fotokopi, kayıtlama ya da başka şekilde saklı olduğu yerden alınıp yeniden kullanılamaz ya da nakledilemez. IV aracı, Logo Diğer tüm çocuklar gibi, Down Sendromlu çocuklar da doğal olarak harekete ihtiyaç duyar. Ancak bu çocuklarda, motor davranış gelişimi, belli düzensizliklere maruz kalır. Buna rağmen, bu çocuklar sahip oldukları potansiyelden faydalanırlar ve düzeltilmiş bir motor davranış geliştirirler. Bu özel davranış, fonksiyonel sınırlamalarla simgelenir. Bu logo, motor perspektifin sembolüdür. Yukarıda gördüğünüz bu küçük figür zıplıyor, dans ediyor ve yukarı doğru uzanıyor. Hareketin olasılıklarını, özgürlüğünü ve zevklerini ifade ediyor. Hatta bir şarkı söylüyor bile olabilir. Bu logo, özel fizyoterapötik destekte tasarlamış motor gelişim perspektifini sembolize ediyor. ı angi aklı V VI İçindekiler Önsöz Yazarın Önsözü 1 Sayfa Giriş 1.1 Önsöz 1.2 Problem 1.3 Hedefler 1.4 Araştırma soruları 1.5 Araştırmanın yapısı 1.6 Literatür XI XIII 1 1 1 3 4 6 7 Down Sendromlu Küçük Çocuklarda Motor Gelişim 11 2 2.1 Literatür 12 2.1.1 Zihinsel ve motor gelişim 12 2.1.2 Spesifik motor problemler 13 2.1.3 Spesifik nöroanatomik anormallikler 14 2.1.4 Karakteristik gelişimsel nörolojik durumlar 16 2.1.5 Postüral reaksiyonlar 18 2.1.6 Anormal postüral ve hareket paternleri 19 2.2 Gözlemler 20 2.2.1 Tonus 21 2.2.2 Supin (sırtüstü) pozisyonu 22 2.2.3 Pron (yüzüstü) pozisyonu 23 2.2.4 Dönme 25 2.2.5 Yerde ileri doğru hareket etme 26 2.2.6 Yerde oturma 27 2.2.7 Geçiş postüründe oturma 29 2.2.8 Ayağa kalkma 30 2.2.9 Yürüme 31 2.3 Tartışma 31 2.4 Sonuçlar 36 2.5 Özet 36 2.6 Literatür 37 Down Sendromlu çocuklar için motor müdahale: 3 Literatüre genel bir bakış 3.1 Literatür 41 41 VII 3.2 Genel stimülasyon programları 44 3.3 Spesifik motor programlar 46 3.4 Tartışma 49 3.4.1 Teorik sistem49 3.4.2 Tedavinin metotları 52 3.4.3 Sonuçlar 54 3.4.4 Değerlendirme ölçümü 55 3.5 Sonuçlar ve tavsiyeler57 3.6 Özet58 3.7 Literatür58 Down Sendromlu Çocukların motor davranışlardaki 4 63 bozukluklar: Teorik bir sistemin gereksinimi 4.1.Literatür64 4.2 Temel hareketlerin gelişmesi sırasındaki belli motor davranışlar 68 4.2.1 Pron (yüzüstü) pozisyonunda motor beceri 68 4.2.2 Supin(sırtüstü) pozisyonunda motor beceri 69 4.2.3 Dönme 70 4.2.4 Yerde ileri doğru hareket etme 70 4.2.5 Oturma postürü71 4.2.6 Oturma pozisyonunda mobilite 72 4.2.7 Ayakta durma73 4.2.8 Ayağa kalkma 74 4.2.9 Yürüme 74 4.3 Teorik sistem76 4.3.1 Sendroma özgü nöroanatomik anormallikler 77 4.3.2 Hipotoni ve ko-kontraksiyonlar 78 4.3.3 Postural reaksiyonlar ve hipotoni 79 4.3.4 Hipotoni, eklem hareketliliği ve propriosepsiyon 80 4.3.5 Sentez80 4.3.6 Fizyoterapi tedavi sistemi 83 4.3.7 Motor becerileri için ölçüm aracı 84 4.4 Sonuçlar ve tavsiyeler85 4.5 Özet86 4.6 Literatür87 Down Sendromlu Çocukların Temel Motor 5 Becerileri Testi: Güvenilirlik ve Yapısal Yeçerlilik 5.1 Araştırmanın amacı, ölçüm araçları ve hipotez VIII 91 92 5.1.1 Araştırmanın amacı 5.1.2 Ölçüm aracı 5.1.3 Hipotez 1: Test öğelerinin gelişimsel sırası 5.1.4 Hipotez 2: Altbölümlerin test öğesi başına gelişimsel sırası 5.1.5 Hipotez 3: BMS skoru ve yaş arasındaki ilişki 5.2 Metot 5.2.1 Denekler 5.2.2 İstatistiksel Analiz 5.2.3 Prosedür 5.3 Sonuçlar 5.3.1 Güvenilirlik 5.3.2 “Fit” Analizi 5.3.3 Hipotez 1: Test öğelerinin sırası 5.3.4 Hipotez 2: Alt bölümlerin test öğesi başına gelişimsel sırası 5.3.5 Hipotez 3: BMS skoru ve yaş arasındaki korelasyon 5.4 Tartışma 5.4.1 Güvenilirlik 5.4.2 “Fit” Analizi 5.4.3 Hipotez 1: Test öğelerinin sırası 5.4.4 Hipotez 2: Altbölümlerin test öğesi başına sırası 5.4.5 Hipotez 3: BMS skoru ve yaş arasındaki korelasyon 5.5 Sonuç 5.6 Özet 5.7 Literatür 92 93 95 96 97 97 97 98 100 101 101 101 103 104 105 106 106 107 109 110 110 111 111 112 6 Fizyoterapinin, Down Sendromlu çocukların temel motor becerilerinin gelişimi üzerindeki etkisi 115 6.1 Metot 117 6.1.1 Denekler 117 6.1.2 Ölçüm Araçları 119 6.1.3 Tasarım ve prosedür 121 6.1.4 Fizyoterapi tedavisi 123 6.1.5 İstatiksel analiz 124 6.2 Sonuçlar 127 6.2.1 Her çocuğun motor gelişimi 127 129 6.2.2 Deney grubunun motor ve zihinsel gelişimi IX 6.2.3 Periyotlar arası motor ve zihinsel gelişimdeki farklılıklar130 6.2.4 Kontrol değişkenleri (intake) ile motor gelişimi arasındaki korelasyon 132 6.2.5 Kontrol değişkenleri (periyot) ile motor gelişimi arasındaki korelasyon 133 6.3 Tartışma ve sonuçlar 135 6.4 Özet138 6.5 Literatür140 7 Nihai Sonuçlar143 7.1 Teorik Yapı 143 7.2 Anlamlı müdahale 144 7.3 Değerlendirici motor ölçüm araçları 145 7.4 Tedavinin metodu146 7.5 Takip eden araştırmalar 147 7.6 Eğitimsel perspektifte fizyoterapi 148 7.7 Literatür149 Özet151 Özgeçmiş161 Ek 1 Down Sendromlu Çocukların temel Motor Becerileri Testi163 Ek 2 Down Sendromlu Küçük Çocuklar için Fizyoterapi: Tedavi edici bir sistem X 275 Önsöz Bu kitaba bir önsöz hazırlama fırsatına sahip olduğum için çok mutluyum. Fizyoterapistlerin ve motor gelişimi uzmanlarının; organize motor aktivitelerin, Down Sendromlu çocukların motor gelişimine katkıda bulunduğu yönündeki fikirleri konusunda hiç şüphe yoktur. Ancak, böyle aktiviteler her zaman ev, okul ve bakım programlarının bir parçası olmamaktadır. Bu kitap sadece Down Sendromlu küçük çocuklara motor aktivite programı uygulanması için ayrıntılı olarak hazırlanmış bir düzenleme sağlamakla kalmamakta; aynı zamanda sağlam bilimsel bir araştırma olarak, kanıta dayalı uygulamaya duyulan talepleri de karşılamaktadır. Motor gelişim, her çocuğun gelişiminde önemli bir yer tutar. Gebelikte başlayan bir süreçtir ve yaşam boyunca da devam eder. İlk yıllarda, motor aktiviteler bir çocuğun çevresiyle etkileşim olanağını sağlar. Aynı zamanda bunlar, ebeveynlere çocuklarıyla doğrudan iletişimde bulunma imkanı tanır. Anne ve çocuk arasındaki erken iletişim, doğrudan doğruya bebek ve küçük çocuğun hareket kontrolüne bağlıdır. Bir çocuğun, postüral kontrole sahip olmaması sonucunda, ebeveyn ve çocuk arasında spontane göz kontağı ya da sözel kontağın kurulamaması, ebeveynler için rahatsız edici bir durumdur. Erken iletişim, çocuğun bilişsel gelişimine katkıda bulunan özel iletişim öncesi aşama için temel oluşturur. Erken iletişim aynı zamanda, engelli olsun ya da olmasın, her çocuğun duygusal ve sosyal gelişiminin temel taşıdır. Zihinsel özürlü çocukların motor gelişimleri üzerine çeşitli görüşler bulunur. Bunlar iki şekilde özetlenebilir. Birincisinde, genel olarak zihinsel özre sahip çocuklarda ve özellikle Down Sendromlu çocuklarda motor gelişim gecikmiştir. Gelişim sırasında meydana gelen fiziksel kazançlardaki değişiklikler normal çocuklardaki paternlerin aynısını sergiler. Ancak, zihinsel özürlü çocuklar, mevcut standartlar yönünden oldukça geridedir. Güncel araştırmalar ise ikinci görüşü destekler. Bu görüşün hipotezi hem hareket paternleri hem de gelişimsel paternlerin bireysel farklılıklarının tanımlarında, zihinsel engelli çocukların motor gelişiminin normal çocuklarınkinden farklılık gösterdiği yönündedir. Bu görüş, özellikle Down Sendromlu çocuklar için geçerlidir. Bu çocukların merkezi sinir sistemi kromozomal sapmaya bağlı olarak oluşumsal açıdan farklıdır. Peter Lauteslager, güncel araştırmanın sonucunu şu şekilde özetler: Görünen o dur ki, Down Sendromlu insanlar, sendroma özel motor problemlere sahiptir. Bu bakış XI açısı, Down Sendromlu küçük çocukların motor gelişimini ölçmek için, sendroma özel bir ölçeğin yapılmasını meşru kılar. Bu iki görüşün aynı zamanda müdahale için de çıkarımları vardır. Motor gelişimin geciktiğine karar verildiğinde, stimülasyon sağlamayı amaçlayan programlar ve gecikmenin azaltılması gerekli görülür. Özellikle de, gecikmenin çevresel faktörlerden kaynaklandığı kabul edildiğinde bu yaklaşım takip edilmelidir ki bu da aslında Down Sendromlu çocukların durumuyla ilgili değildir. Motor gelişimin farklı olduğu anlaşıldığında, spesifik bozukluklar hesaba katılır. İşte o zaman, özel olarak tasarlanmış tedavi amaçlı eğitim ve öğrenme programlarına ihtiyaç duyulur. Müdahale genellikle spesifik, bireysel olarak tasarlanmış stimülasyondan oluşur. Uygun stimülasyon, zihinsel engelli herhangi bir çocuğun kendi doğal geçmişine bağlı kalarak ve kendisine özgü, bireysel olarak yapılandırılmış merkezi sinir sistemine sahip olduğu hesaba katılarak; çocuğun kapasitesine göre adapte edilmelidir. Bu tam da Peter Lauteslager’in bu kitapta sağladığı şeydir: Down Sendromlu çocukların sendroma özel spesifik motor problemlerine adapte edilmiş bir motor müdahale programı. Terapistlerin, öğretmenlerin, özel eğitmenlerin, ebeveynlerin ve diğer okuyucuların bu kitapta bulunan bilgileri ilginç, teşvik edici ve yararlı bulacağına inanıyorum. Çünkü bu kitapta motor işlemler ve bu işlemlerin gelişimsel bozukluğa sahip çocukların, özellikle de Down Sendromlu çocukların hayatında oynadığı rol ile ilgili faydalı bilgiler yer alıyor. Adri Vermeer, PhD, Özel Eğitim Profesörü, Utrecht Üniversitesi, Hollanda XII Yazarın önsözü Bir araştırma çalışması hangi noktada ortaya çıkar? Ya da biraz daha detaya inmek gerekirse, bir incelemeye hangi olaylar ilham verir? Down Sendromlu çocukların temel motor becerilerinin gelişimi ile ilgili araştırma yapmamın sebebi neydi? Araştırma, ortaya çıkan sorular ve ihtiyaç duyulan cevaplar sonucunda başlar. Araştırma, aydınlanmaya ihtiyaç duyan ama bugüne kadar aydınlatılmamış olaylar aracılığıyla yaratılabilir. Araştırma yetersizlikten, katkıda bulunabilmeye duyulan ihtiyaçtan ve herhangi bir şey sunamama hissinden dolayı ortaya çıkar. Bu araştırma, 1989 yılında Harderwijk’teki bir ailenin oturma odasındaki Down Sendromlu bir bebek sayesinde ortaya çıktı. Bu araştırmaya yol açan sorular, René’nin dört aylık oğlu ile birlikte odaya girdiği ve “Bu Emiel ve problem budur.” dediği anda belirginleşti. Bebek hareket etmiyordu, edebilecek gibi de görünmüyordu ve başı ile bacakları, gevşek bir şekilde babasının ellerinden sarkıyordu. Emiel’i kollarıma aldım ve o anda René’nin ne demek istediğini anladım. İşte o an bu araştırma için bir teşvik niteliği taşıyordu; bu çocukla ilgili neyin yanlış olduğunu, nasıl böyle bir şey olabildiğini ve bir fizyoterapist olarak bu bebeğe yardımcı olabilmek için ne yapabileceğimi merak ettiğim andı. Motor gelişimdeki problem çok büyüktü; benim hissettiğim çaresizlik kadar büyüktü. Emiel’e emekleyebilecek duruma gelene kadar fizyoterapi uyguladım. Bu noktada fizyoterapi durdu. Emiel’in emekleyebildiği gerçeği, onun harekete olan muazzam dürtüsünü ifade edebildiği andı. Onun artık benim desteğime ihtiyacı yoktu. Emiel’i tedavi ettiğim döneme çok şey borçluyum. Bu dönem, soruların ortaya çıktığı zamandı. Bu sorular ve böyle bir durumun açıklığa kavuşturulması için duyulan ihtiyaç, o dakikada henüz net değildi. Bu sorulara giriş bölümünde yer verilecektir. Bunlar, “Down Sendromlu çocukların temel motor becerileri” alanındaki heyecan verici araştırmanın başlangıcının sinyalleriydi. Peter Lauteslager XIII XIV 1 Giriş 1.1 Önsöz Down Sendromlu (bundan böyle DS) küçük çocukların ebeveynleri, çocuklarının hayatlarının ilk yıllarında fizyoterapist desteğine ihtiyaç duyduğunu giderek daha fazla kabul etmektedir (van der Kleij, Hoekman, Retel&van der Velden, 1994). Bunun sebeplerinden biri, bu ailelerin çocuklarının motor davranışlarının engelsiz çocuklara göre fazlaca farklılık göstermesidir. Bununla birlikte, erken stimülasyonun pozitif etkileri olduğu varsayılmaktadır (Henderson, 1985; Block, 1991). Tecrübeler, fizyoterapinin bu yardım ihtiyacına etkili şekilde fayda sağlamadığını göstermiştir. Ancak profesyonel grup içerisinde sayıları giderek artan fizyoterapistler uzman becerileri ile, uygulanabilir fizyoterapi tedavisini bilimsel bir bağlama yerleştirip sistematik olarak test ederek, spesifik yardım taleplerine ulaşabilmişlerdir (Ekkelboom, 1995). DS’lu küçük çocukların açıkça ortada olan motor gelişim problemleri, profesyonel pediatrik fizyoterapist grubundan talep edilen yardım ve sağlam temelli bir bilimsel sistemin yokluğu, “DS’lu çocukların motor gelişimi ve tedavisi” alanındaki araştırmaya başlamanın yardımcı şartlarını oluşturmuştur. 1.2 Problem DS’lu çocukların motor davranışlarındaki gelişim, engelsiz çocuklarınkine göre farklı bir profil oluşturmaktadır. Bu çocukların motor becerilerinin göreceli olarak daha yavaş geliştiği ve motor kilometretaşlarına daha geç ulaştıkları ortadadır (Cunningham, 1982; Ulrich, Ulrich&Collier, 1992). Ancak bununla birlikte, motor becerilerin kazanılma sırasının çocuğa göre değiştiği de anlaşılmaktadır (Haley, 1987; Dyer, Gunn, Rauh&Berry, 1990). Sonuç olarak, engelsiz çocuklarda gözlemlenmeyen spesifik postüral ve hareket paternleri tanımları bulunmaktadır (Lydic&Steele, 1979; Rast&Harris, 1985). Çeşitli yazarlar DS’lu çocuklarda meydana gelen ve motor gelişimlerini etkileyen karakteristik motor bozuklukları tanımlamışlardır. Örneğin Cowie (1970), azalmış postüral tonusundan tipik bir nöromotor semptom olarak bahsetmiştir. Rast ve Harris (1985) ile Shumway-Cook ve Woollacott (1985) yetersiz postüral tepkilerden (denge tepkileri de dahil olmak üzere); Davis ve Scott Kelso (1982) eklemler etrafındaki miyojenik büzülmenin stabilize 1 edilmesindeki yetersizlikten (ko-kontraksiyon) bahsetmişlerdir. Dyer ve diğerleri (1990) bozulmuş bir propriosepsiyon önermesinde bulunmuş; Parker ve James (1985) ise eklemlerde hipermobilite olduğunu rapor etmiştir. Block (1991), genel hatlarıyla yazılmış bir makalede, konjenital kalp bozukluğu ya da görme bozuklukları gibi sıklıkla meydana gelen sağlık problemlerinin de motor gelişimi etkileyebileceğini belirtmiştir. Bununla birlikte, çocukların bilişsel ve sosyal olarak kısıtlanmaları da bu durumda rol oynamaktadır. Çeşitli yazarlar bu motor gelişim problemlerinin DS’a özel olduğu konusunda karara varmışlardır (Henderson,1985; Connolly&Michael, 1986). Ebeveynler çocuklarının hayatlarının ilk yıllarında, motor gelişim konusunda rehberlik almasına giderek daha çok ihtiyaç duymaktadırlar (van der Kleij ve diğerleri, 1994). Ancak, bilirkişilerin bu gelişime ve motor problemlerin yapısına genel bakışı çok farklıdır. Bir çocuğun erken yaşta, bir pediatrik fizyoterapiste yönlendirilmesi, Borstlap’in (1996) “DS’lu çocukların tıbbi gözetimine giriş” yazısında da tanımlandığı gibi, gittikçe artmaktadır. Ama Hollanda’da henüz standart bir prosedür haline gelmemiştir. Van der Kleij ve diğerleri (1994); ebeveynlerin genel olarak sağlık bakımı çalışanlarına yönlenmelerinin sadece sınırlı ölçülerde gerçekleştiğini belirtmiştir. Bu ebeveynler, kliniklerdeki pediatristlerin, genel pratisyenlerin ve doktorların, ihtiyaç duyulan yardım konusunda tatmin edici düzeyde farkındalığa sahip olmadıkları sonucuna varmışlardır. Pediatrik fizyoterapi disiplininin içerisindeki görüşler motor problemlerin yapısı, arka planı ve buna uygun müdahale konusunda bir fikir birliğine sahip değildir. Gelişim araştırması ve rehberlik için pediatrik bir fizyoterapiste yönlenmek, çeşitli şekillerde yorumlanabilir. Öncelikle bu, sağlık bakımı çalışanının bu çocukların motor gelişimine bakış açısına ve uygulamayı uygun bulduğu tedovi metoduna bağlıdır. Örneğin bazıları tedaviyi değil; tanı koyma amaçlı görüşmeleri gerekli görmektedirler. Bazıları ise çocuklara, bağımsız olarak yürüyene kadar haftada iki kez egzersiz terapisi uygulayarak rehberlik vermektedir. Bu iki uçdeğer arasında her türlü çeşitlilik bulunmaktadır. Tedavi metotları değişmekte ve tedavi terapisi için bilimsel bir temel bulunmamaktadır. Müdahale konusunda literatürde çok az esas bulunmaktadır. Müdahale araştırmasında (Gibson&Fields, 1984; Gibson&Harris, 1988) metodolojik problemler bulunmaktadır ve incelenen 2 tedavi metotları hakkında yeterli yazılı kaynak yoktur. Neticede, müdahale ve en uygun tedavi metotları konusundaki sonuçlar halen açık değildir. Genel açıklama makaleleri (Henderson, 1985; Gibson&Harris, 1988; Block, 1991) motor problemler ve müdahalenin etkileri konusunda yaygın yayınlar olduğunu göstermiştir. Ancak, mevcut araştırma malzemesinin tutarsız olduğu anlaşılmaktadır. Yazarlar mevcut bilginin sentezinin oluşturulmasını, aynı zamanda bu sentezin araştırma ve günlük hayata uygulanmasını tavsiye etmektedirler. İlgili motor gelişimi problemlerinin yapısı karşısında, DS’lu çocuğun tedavi ve rehberliği, pediatrik fizyoterapinin alanı içerisinde yer alabilir. Bu durumda pediatrik fizyoterapistlerin, terapi tedavisinin sorumluluğunu üstlenmeleri gerekir. Ancak bugüne kadar fizyoterapi, bilimsel araştırma geleneğine sahip olmamıştır. Bazı yıllarda, bu alan içerisindeki araştırmalar tıbbi sistem içerisinde esas olarak yer aldılar (Ekkelboom, 1995). Günümüze kadar neredeyse hiçbir fizyoterapist DS’lu çocukların motor gelişiminde stimülasyonun etkisini konu eden bir araştırmada yer almadı. Bu durumun; araştırmanın fizyoterapi alanındaki etkilerini nesnelleştirmek konusunda yeterli derecede spesifik olmamasına katkıda bulunmuş olması muhtemeldir. 1.3. Hedefler Bu araştırmanın amacı, DS’lu çocukların motor gelişiminde sistematik ve uygun bir fizyoterapi rehberliği sağlamak için bilimsel temelli bir metoda girişe katkıda bulunmaktır. Böyle bir metodun temel bileşenleri, bir tedavi sistemi ve motor yeterliliği kaydedecek bir araçtır. Her ikisi de bulunan belli motor problemlere uygun olarak hazırlanmalıdır. Bireysel farklılıklara dayanarak, en uygun uygulamayı sağlamak için, tedavi her çocuk için bireysel olarak sağlanmalıdır. Tedavi, çocuğun doğasına, ebeveyn-çocuk ilişkisine ve aile durumuna göre uygulanmalıdır. Bir çocuğun motor yeterliliği belli fizyoterapi tedavisi hedeflerine kolaylıkla çevrilebilen sonuçlar üretebilecek nesnellikte, ölçülebilir olmalıdır. Uygun bir müdahaleyi mümkün kılabilmek için, ölçüm metodunun motor davranıştaki küçük değişiklikleri kaydedebiliyor olması gerekir. Pediatrik terapistlerin hem kayıt hem de tedavi metodunu günlük tedavilerinde kullanabiliyor olmaları gerekir. 3 1.4. Araştırma soruları İlk olarak, DS’lu bir çocuğun motor profilini incelemek önemlidir. Hareket paternlerinin kendilerini açıkça gösterebileceği şekilde ve motor davranışın fonksiyonel olacağı kapsamda bir muayene yapılmalıdır. Motor yeterlilik uygun olmalı ve çocuğun gelişimini desteklemelidir. Çocuğun hareket ederken tecrübe ettiği engeller ve bu kısıtlamaların meydana getirdiği hareketin şekli incelenmelidir. İlk araştırma sorusu, DS’lu küçük çocuğun motor becerilerinin gelişmesi ve bu gelişme sırasında ortaya çıkan kısıtlamalar üzerinde odaklanır. Belli motor problemlerine bağlı olarak, DS’lu çocuklar müdahalenin etkisi üzerine yapılmış araştırmalarda sıklıkla yer almışlardır. İkinci araştırma sorusu, daha önce yapılmış müdahale araştırmalarına, uygulanan tedavi metotlarına ve neticesindeki sonuçlara odaklanır. Hangi müdahale konseptinin, ölçüm aracının ve araştırma modelinin uygulandığı ve tedavi metotunun hangi teorik konsept üzerine kurulduğu incelenir. Her bir evrede motor davranış, kazanılmış motor davranışın ve önceki evrelerde edinilmiş tecrübelerin temelleri üzerinde oluşmaktadır (Gallahue&Ozmun, 1998). Davranış gelişiminin sonraki evreleri için bir temel oluşturmaktadır. Bu gelişimi yönetmek amacıyla, bu çocukların motor becerilerinin gelişiminin neden bu şekilde seyrettiğini anlamak çok önemlidir. Öncelikle, iyi oluşturulmuş müdahale metotunun seçiminin yapılabilmesi için, problemlerin meydana geldiği postüral ve hareket paternlerinin ne şekilde oluştuğunun iç yüzünü kavramak gerekir. Geçerli bir tedavi önergesine varabilmek için, araştırmacının belirtilen motor problemlerin teorik bir sisteme uyup uymadığını kontrol etmesi gerekir. Bu yüzden, üçüncü araştırma sorusu, belirli bir motor gelişimin seyri konusunda kavrayış sağlayan DS’lu çocukların motor davranışlarını yorumlayan teorik bir sistemin tanımına odaklanır. DS’lu bir çocuğun motor yeterliğinin seviyesi ve böyle bir şeyin gelişimi, geçerli ve güvenilir bir anlayışla kayıt edilmelidir. Bir taraftan bu, tedavi hedeflerinin bir motor tedavi bağlamında oluşturulması için imkan sağlar. Öte taraftan, bir tedavi metodu, müdahale araştırmasının sistemi içindeki uygunluğu açısından incelenebilir. Literatür, DS’lu çocukların gelişiminin engelsiz çocuklarınkinden farklı olduğuna işaret eder (Dyer ve diğerleri, 1990). Bu yüzden araştırmacılar, engelsiz çocuklar üzerinde standardize edilmiş her zamanki ölçüm araçlarının, müdahalenin 4 DS’lu çocukların motor gelişimi üzerindeki etkisini ölçmek için kullanılabilirliği konusunda sorular sormaktadırlar (Harris,1980; Sharav&Shlomo, 1986). Temel motor becerilerin geliştiği dönemde oluşan temel, ilerideki motor gelişim için saklanır (Gallahue&Ozmun, 1998). Gelişime yönelik motor müdahale esas olarak bu dönemde yer alır. Bu yüzden, bir ölçüm aracının bu dönemde motor davranışın gelişimini değerlendirebiliyor olması ve bu gelişimdeki kısıtlamalara bir anlayış sağlıyor olması gerekir. Bu sebeple dördüncü araştırma sorusu, DS’lu bir çocuğun temel motor becerilerinin gelişimini güvenilir ve geçerli bir anlayışla kaydedebilecek bir ölçüm metodunun tanımı üzerinde odaklanır. Aracın, DS’lu çocukların belli motor problemlerini yorumlayacak teorik bir sistem üzerine kurulması gerekir. Motor beceriler bir çocuğun hayatının ilk yıllarında geliştiği için, bu aracın bebek ya da küçük yaştaki zihinsel engelli çocuklara uygulanabilecek özellikte olması gerekir. Aracın hassas (Harris, 1981a; 1981b) ve bir çocuğun motor yeterliliğindeki ufak değişkenleri kaydedebilecek özellikte olması önemlidir. DS’lu çocukların motor gelişimlerinin süreci inanılmaz derecede çeşitlidir. Aracın, bu motor gelişimin bireysel seyrine ışık tutabilecek, çocuğun fonksiyonel becerilerini ve tedavinin bunlar üzerindeki etkilerini değerlendirebilecek özellikte olması gerekir (Ketelaar, Vermeer&Helders, 1998). Sonuç olarak beşinci araştırma sorusu, DS’lu küçük çocukların probleme özel motor tedavi metodunun tanımlanması üzerine odaklanır. Bu metodun bir bileşeni ise bir terapötik sistemdir. Eğer böyle bir terapötik sistem mevcut değilse, o zaman, tanımlanmış teorik sistemle bağlantılı olarak ölçüm aracı ile birlikte bunun oluşturulması gerekir. DS’lu çocukların motor problemleri çok çeşitli formlarda karşımıza çıktığından bir terapötik sistemin, çeşitli seviyelerdeki zihinsel ve motor yeterliliğe sahip çocuklara uygulanabilecek yapıda olması gerekir. Odaklanmış ve metodik bir anlayış içerisinde çalışabilmek için, tedavi hedeflerinin tanımlanmış ölçüm aracı ile idare edilebiliyor olması gerekir. Test bazında bir tedavi için bireye özgü belli hedeflerin formüle edilebiliyor olması gerekir. Bu metot, pediatrik fizyoterapistin uygulamasının, günlük parçası olmalıdır. Ebeveynler, düzeltmeyi çocuklarıyla kurdukları etkileşimin gerekli bir parçası olarak uyguladıklarında, motor davranışın gelişiminin stimülasyonunun daha geniş bir bakış açısı sunması muhtemeldir. Ancak ebeveynler esas olarak anneler-babalardır ve bir terapist rolü üzerlerine yapışmamalıdır. 5 Zihinsel engelli bir çocuk, her zaman değişik bir dikkat odağı gerektirmektedir. İşte bu yüzden ebeveyn katılımının, bireysel aile hayatına özgü özelliklere olabildiğince yakın şekilde oturtulması gerekir. Ebeveyn katılımının tedavi metodunun bir parçası olması önemlidir ve normal bir çocuk-ebeveyn ilişkisini desteklemelidir. Tanımlanan tedavi metodu, etkilinliğine göre araştırılacaktır. Etik bir bakış açısı ile ele alındığında, DS’lu küçük çocukların motor kısıtlılıklarının güncel bilinirliği ile motor stimülasyonu bunlardan ayrı tutmak mümkün değildir. Ne de olsa, çocukların gelişimi sadece bir kez gerçekleşir. Bunun yanında, kullanımı bir deneysel ve bir kontrol gruptan oluşan salt deneysel araştırma, denekler karşılaştırılamadığı için önerilmiyordu (Harris,1980). Her bir çocuğun tedavi edildiği ve yine müdahalenin her bir çocuğun motor gelişimleri üzerindeki etkilerinin değerlendirildiği, deneysele benzeyen bir araştırma modeli daha uygun gibi görünmektedir. 1.5. Araştırmanın yapısı Bölüm 2’de, tanıtım bölümünü takiben, DS’lu küçük çocukların, denetim altındaki gözlemlere dayalı ve ilgili literatürle ilişkilendirilerek analiz edilmiş, karakteristik hareket paternlerinin tanımı bulunur. Bölüm 3’de 1970 ve sonrasında müdahalenin, DS’lu küçük çocukların motor gelişimi üzerindeki etkileri üzerine yapılmış araştırmalarının literatürü bulunur. Bu bilgilere dayanarak, araştırma şartları sonradan teorik bir sistemle, bir tedavi metoduyla, spesifik bir motor ölçme aracıyla ve bir araştırma modeliyle ilişkilendirilerek formüle edilmiştir. Bölüm 4 teorik bir sistemin tanımına ayrılmıştır. Bu bölüm, DS’lu küçük çocukların karakteristik motor davranışlarının tanımları üzerine yapılmış bir literatür çalışmasını ve yazarlar tarafından aydınlatmak amaçlı kullanılmış modeli tanımlamaktadır. Bölüm 5’te motor ölçüm aracı olan “DS’lu Çocukların Temel Motor Becerileri Testi ” ya da kısaca orijinal kısaltması olan BMS tanıtılır. Ayrıca, ölçüm aracının güvenirliği ve içerik doğruluğu üzerine yapılmış psikometrik araştırma sonuçlarının tanımı bulunur. Bölüm 6, fizyoterapinin DS’lu çocukların temel motor becerilerinin gelişimi üzerindeki etkisi üzerine yapılmış araştırmanın sonuçlarını ve metodunu tanımlar. Bölüm 7’de, araştırma ve bu çalışmanın ürettiği sonuçlar hakkındaki nihai sonuçlar şekillendirilir. Bu bölüm, çeşitli araştırma basamaklarının ilgili sonuçlarıyla birlikte bir taslağını 6 oluşturur. Bir özet de bulunmaktadır. İki tane ek bölüm vardır: Motor ölçüm aracı “Down Sendromlu Çocukların Temel Motor Becerileri Testi ” (BMS) (Ek 1) ve fizyoterapi sistemi “Down Sendromlu küçük çocuklar için fizyoterapi” (Ek 2). 1.6 Literatür Block, M.E. (1991). Motor development in children with Down’s syndrome: a review of the literature. Adapted Physical Activity Quarterly, 8, 179-209. Borstlap, R. (1996). Leidraad voor de medische begeleiding van kinderen met het Down syndroom (Protocol for medical care of Down’s syndrome children). In R.M.F. Berger & L.W.A. Suijlekom-Smit van (Eds.). Het syndroom van Down, wat is optimale zorg? (Down’s syndrome; what is optimal care)? (syf. 49-67). Rotterdam: Sophia kinderziekenhuis. Connolly, B.H. & Michael, B.T. (1986). Performance of retarded children, with and without Down’s syndrome, on the Bruininks Oseretsky test of motor proficiency. Physical Therapy, 66, 344-348. Cowie, V.A. (1970). A study of the early development of mongols. Oxford: Pergamon Press Ltd. Cunningham, C.C. (1982). Down’s syndrome: An introduction for parents. London: Souvenir Press. Davis, W.E. & Scott Kelso, J.A. (1982). Analysis of ‘invariant characteristics’ in the motorcontrol of Down’s syndrome and normal subjects. Journal of Motor Behavior, 14, 194-212. Dyer, S., Gunn, P., Rauh, H. & Berry, P. (1990). Motor development in Down’s syndrome children: an analysis of the motor scale of the Bayley Scales of Infant Development). In A. Vermeer (Ed.) Motor Development, Adapted Physical Activity and Mental Retardation (syf. 7-20). Basel: Karger AG. Ekkelboom, J. (1995). Fysiotherapie werkt, als je maar goed kijkt (The effects of physiotherapy). Volkskrant 7 januari, 19. 7 Gallahue, D.L. & Ozmun, J.C. (1998). Understanding motor development: infants, children, adolescents, adults. Boston: McGraw Hill. Gibson, D. & Fields, D.L. (1984). Early infant stimulation programs for children with Down’s syndrome: a review of effectiveness. In M.L.Wolraich & D.K. Routh (Eds.), Advances in developmental and behavioral pediatrics (Vol. 5, syf. 331-371). Greenwich: JAI Press, 331-371. Gibson, D. & Harris, A. (1988). Aggregated early intervention effects for Down’s syndrome persons: paterning and longevity of benefits. Journal of Mental Deficiency Research, 32, 1-17. Haley, S.M. (1987). Sequence of development of postural reactions by infants with Down’s Syndrome. Developmental Medicine and Child Neurology, 29, 674-679. Harris, S.R. (1980). Transdisciplinary therapy model for the infant with Down’s syndrome. Physical Therapy, 60, 420-423. Harris, S.R. (1981a). Physical therapy and infants with Down’s syndrome: the effect of early intervention. Rehabilitation Literature, 42, 339-343. Harris, S.R. (1981b). Effects of neurodevelopmental therapy on motor performance of infants with Down’s syndrome. Developmental Medicine and Child Neurology, 23, 477-483. Henderson, S.E. (1985). Motor skill development, In D. Lane & B. Stratford (Eds.), Current approaches to Down’s syndrome (syf. 187-218). London: Holt, Rinehart and Winston. Ketelaar, M., Vermeer, A. & Helders, P.J.M. (1998). Functional motor abilities of children with cerebral palsy: a systematic literature review of assessment measures. Clinical Rehabilitation, 12, 369- 380. Kleij, J.E. van der, Hoekman, J., Retel, E. & Velden, M. van der (1994). Uw kindje heeft Down’s syndroom (Your child has Down’s sydrome) Leiden: Rijksuniversiteit. 8 Lydic, J.S. & Steele, C. (1979). Assessment of the quality of sitting and gait patterns in children with Down’s syndrome. Physical Therapy, 59, 1489-1494. Parker, A.W. & James, B. (1985). Age changes in the flexibility of Down’s syndrome children). Journal of Mental Deficiency Research, 29, 207-218. Rast, M.M. & Harris, S.R. (1985). Motor control in infants with Down’s syndrome. Developmental Medicine and Child Neurology, 27, 682-685. Sharav, T. & Shlomo, L. (1986). Stimulation of infants with Down’s syndrome: long-term effects. Mental Retardation, 24, 81-86. Shumway-Cook, A. & Woollacott, M.H. (1985). Dynamics of postural control in the child with Down’s syndrome. Physical Therapy, 65, 1315-1322. Ulrich, B.D., Ulrich, D.A. & Collier, D.H. (1992). Alternating stepping patterns: hidden abilities of 11-month-old infants with Down’s syndrome). Developmental Medicine and Child Neurology, 34, 233-239. 9 10 2 Down Sendromlu küçük çocuklarda motor gelişim Down Sendromu (DS), ekstra kromozom 21’in bulunduğu durumların ortalama %93’ünde meydana gelen çoklu konjenital anormallikten oluşan bir bozukluktur. En göze çarpanı zihinsel engeldir; seviyesi şiddetliden hafife kadar çeşitlilik gösterebilir. Uzun bir süre boyunca motor gelişim, genel olarak engelli ama normal olarak karakterize edilmiştir ve ayrılmaz şekilde zihinsel engelle ilişkilendirilmiştir. Sonuç olarak, DS’lu bireylerin motor gelişimi üzerine yapılan çalışma temelde motor kilometretaşlarının bilgileri ile limitlenmiştir. Ancak son üç yılda yapılan çalışmalar, aynı zamanda motor gelişimlerinde de spesifik problemler olduğunu artan şekilde işaret etmiştir. Carr (1970) tarafından yürütülen araştırma, DS’lu çocuğun, mental gelişimine kıyasla motor gelişimi alanında daha az başarılı olduğunu göstermektedir. Conolly ve Michael (1986) DS’lu çocukların aynı zamanda, başka zihinsel engelleri olan çocuklarla kıyaslandığında da motor gelişimde daha az başarılı olduklarını rapor etmişlerdir. Cowie (1970) DS’lu çocuğun motor gelişiminde daha geniş kapsamlı sonuçları olduğu anlaşılan bazı çok spesifik nöromotor bozuklukları tanımlamaktadır. Bazı yazarlar, DS’lu çocuğun motor problemlerini gelişimsel bir bağlama yerleştirirler (Harris, 1981;Haley,1986). Lydic ve Steele’in makalesi dışında (1979) DS’lu çocukların postür ve hareket gelişiminin anormal paternlerini tanımlayarak, hareket kalitesine ilişkin problemi analiz etme girişiminde bulunan başka bir yayın yoktur. Problemin analiz edilmesi ihtiyacı; birkaç yıl boyunca evde yaşayan ve karakteristik olduğu anlaşılan motor problemlere sahip 5 DS’lu çocuğun tedavi edildiği, Ermelo’daki yatılı zihinsel engelliler enstitüsü Heeren Loo Midden Nederland’ın fizyoterapi departmanındaki pratik bir tecrübeden kaynaklanmıştır. Çocukların tedavi değerlendirmesini içeren mevcut video kayıtlarını analiz etmeye ve bunları, DS’lu çocukların hareket kalitesiyle ilgili literatürde yer alan daha iyi bir anlayış sağlayabilecek bilgilerle birleştirmeye karar verdiler. Bu bölüm, gözleme ve ilgili literatürle ilişkilendirilerek yapılan tartışmalara dayanarak DS’lu çocukların karakteristik hareket paternlerini tanımlar. Amacı, DS’lu çocukların motor problemlerinin gelişimsel bir sisteme oturtulabileceği bir hipoteze 11 varmaktır. Bu hipotez, egzersiz terapisi tedavisini yapan fizyoterapistin akıllıca seçimler yapmasını sağlayacaktır. 2.1 Literatür Down Sendromu’nun çeşitli yönlerini açıklayan birçok yayın olmuştur. Bu yazılardan sadece birkaç tanesi motor gelişimi ile ilgilidir. DS’lu çocukların motor gelişimlerinin kalitatif yönlerine bir anlayış getirecek yazılardan bir seçki yapılmıştır. Bu yazıları elde edebilmek için Groningen Üniversitesi’nin kütüphanesinin dijital literatür bankasından, Amersfoort’taki Fizyoterapi Bilimi ve Eğitimi Vakfı’nın dökümantasyon merkezinden ve Wannaperveen’deki DS Vakfı’ndan faydalanılmıştır. 2.1.1 Zihinsel ve motor gelişim DS, uzun zamandır, en belirgin semptomu zihinsel engellilik olarak bilinen oldukça yaygın bir bozukluk olarak tanınıyordu. Ancak gerçek şu ki, motor gelişim alanında da, dengesizlik ya da vücut rotasyonu eksikliği ve anormal hareket paternleri gibi uzun zamandır gözden kaçan spesifik problemler bulunmaktadır. Ancak 1970’de Carr (1970) DS’lu çocuğun zihinsel kabiliyetten çok motor kabiliyetler açısından engelli olduğunu belirtti. Carr, 47 DS’lu çocuk üzerinde; eşleştirilmiş cinsiyet, yaş ve sosyal sınıftan aynı sayıdaki engelsiz bir kontrol çocuk grubuyla beraber boylamsal bir çalışma yürüttü. İlk iki yıl boyunca her bir çocuğu, Bayley Zihinsel ve Motor Gelişimi Bebek Ölçeği’ni kullanarak beş kez test etti (6. hafta, 6. ay, 10. ay, 15. ay ve 24. ayda olmak üzere). DS’lu çocukların hem zihinsel hem de motor alanındaki skorları engelsiz çocukların skorları ile karşılaştırıldığında, 6 ve 10. aylar arasında keskin bir oranda düşme gösterdi. Zihinsel skor 24. aya kadar kademeli olarak düşerken, motor skoru 15. ayda aynı şekilde düşmeye devam etti. Sonra 15 ve 24. aylarda değişmeden kaldı. Altı aylıktan ileriye doğru ortalama motor skor ortalama zihinsel skora göre daha düşüktü. Skorlar Bölüm 2 şu kaynakları baz alır: Lauteslager, P.E.M. (1991). Syndroom van Down; motoriek inontwikkeling (Motor development in young children with Down’s syndrome). Nederlands Tijdschrift voor Fysiotherapie, 101, 260-269. Lauteslager, P.E.M. (1995). Motor development in young children with Down’s syndrome). In A. Vermeer & W.E. Davis (Eds.), Physical and motor development in mental retardation (syf. 75-97). Basel: Karger AG. 12 cinsiyet ve sosyal sınıflar arasındaki farklılıklarla ilintili değildi. Ancak, altı ay sonra evde yaşayan DS’lu çocuklar (n= 40) dışarıda yaşayanlardan (n=7) daha iyi skor gösterdi. Engelsiz çocuklarla karşılaştırılan DS’lu çocukların en belirgin motor gelişim karakteristiklerinden biri, sadece motor kilometretaşlarını daha geç kazanmaları değil, belli bir motor seviyesine de daha büyük yaşta erişmeleridir. Bu noktayı tasvir etmek için Cunningham’dan (1982) aldığımız bulgulara başvuruyoruz (tablo 2.1). Motor Beceri Aşamaları DS’lu Çocuklar Engelsiz Çocuklar Yaş yönünden Ay sırası Yaş yönünden İyi baş dengesi 5 3-9 3 Dönebilir 8 4-12 5 1 dk.fazla dik oturur 9 6-16 7 Ayağa kalkmak için çeker 15 8-26 8 Yardım ile anlar 16 6-30 10 Tek başına ayakta durur 18 12-38 11 Desteksiz yürür 19 13-48 12 Yardımla merdiven çıkar 30 20-48 17 Yardımla merdiven iner 36 24-60+ 17 Koşar +/- 48 Bir nokta üzerinde zıplar 48 –toplam-60 Ay sırası 1-4 2-10 5-9 7-12 7-12 9-16 9-17 12-24 13-24 Tablo 2.1 . DS’lu çocukların motor beceri aşamalarının engelsiz çocuklarla karşılaştırılması (Cunningham, 1982) 2.1.2 Spesifik motor problemler Zihinsel engele genellikle anormal süreçte seyreden bir motor gelişim ve azalmış motor kabiliyetler eşlik eder. Henderson (1985) bunun için iki olası sebep gösterir. Azalmış araştırmacı davranış önemli olabilir ve bozulmuş nöromotor sistemin bir rolü olabilir. Genel olarak konuşmak gerekirse; çalışmalar, motor kazanımların seviyesinin normal zekadaki çocuklara nazaran zihinsel engelli çocuklarda daha düşük averajda olduğunu göstermektedir. Conolly ve Michael (1986) zihinsel engelli insanların motor karakteristiklerini araştırıp tanımlamış pek çok yazarın eserlerine başvururlar. Örneğin Malpass (1963), motor gelişim sırasında elde edilen kabiliyetlerdeki temponun açıkça daha yavaş olduğunu ama ortaya çıkış sırasının normal çocukların motor gelişiminin aynısı olduğunu ancak bunun gelişimsel gecikmeyle sonuçlandığını yazar. Zihinsel engelli çocuk genellikle ince motor becerilerinde (koordinasyon, manüpilasyon) problem yaşar. Groden (1969) ve Hayden (1964), zihinsel engelli çocukların daha güçsüz, dayanıksız olduklarını ve 13 kompleks motor görevleri yerine getirmede daha fazla problem yaşadıklarını ileri sürerler. Diğer yazarlar göz-el koordinasyonu, beceriklilik ve reaksiyon hızında problemler olduğunu tanımlarlar. Bir önemli soru da, her zihinsel engelli insanda yukarıda açıklanan ortalama motor durumların görülüp görülmediği ya da DS’lu insanların hareket kalitesinin sendroma özel karakteristikleri gösterip göstermediğidir. Conolly ve Michael (1986) Bruininks Oseretsky testini kullanarak motor kazanımlarını test ettikleri 24 zihinsel engelli çocuktan elde ettikleri sonuçları tanımlayarak açıkça bu karakteristikleri işaret ederler. Bu çocukların 12’si DS’lu idi; karşılaştırılabilir zihinsel yaş ile ortalama yaşları 9,25’ti. Bu çalışmanın sonuçlarına göre, diğer engellere sahip çocuklarla karşılaştırıldıklarında DS’lu çocuklar yürüme, denge, güç, göz-el koordinasyonu, genel kaba ve ince motor becerilerde belirgin derecede düşük bir hıza sahiptiler. Bulgularının Henderson ve diğerleri ile Nakamura’nın (1965) daha önce yaptığı araştırmaların sonuçlarıyla benzeştiğini ve denge problemlerini beyinciğin gecikmeli olgunlaşması ve göreceli olarak küçük beyincik ve beyin sapı ile ilişkilendirdiklerini rapor etmişlerdir. 2.1.3 Spesifik nöro-anatomik anormallikler Bu spesifik nöro-anatomik anormalliği tartışan birkaç yazar, Crome’un (1965) makalesine başvurmuş ve beynin ağırlığının azalmış olduğunun (normal ağırlığının ortalama %76’sı); beyin sapı ve beyinciğin ise daha küçük oluştuğunun belirtildiğini (%66) rapor etmişlerdir. Benda (1960) DS’lu çocukların beyinlerinin, beyinsel kortekslerinde daha az kıvrım ve örneğin frontal loblarında ve beyinciklerinde azalmış miyelinasyon gibi nörolojik immaturite karakteristiği gösterdiklerini belirtir. Davidoff da kortekste, özellikle temporal loblarında olmak üzere; frontal, paryetal ve oksipital loblarında az nöron olduğunu rapor etmiştir. Colon (1972) oksipital kortekste %50 oranında bir azalma olduğunu; kalan nöronlardaki hücrelerin çekirdeklerinde 1,5 katı oranında artış olduğunu ve bundan dolayı hücre ayrımlaşması oluşumunda bozulma olduğunu işaret eder. Marin-Padilla (1976) motor korteksteki piramidal nöronların dendritlerinin yapısındaki bozuklukları tanımlar. Bazı yazarlar Takashima ve diğerlerinin; yukarıda belirtilen yapısal bozuklukların yanında, doğum sırasında nöron gelişiminin normal olduğu, doğum sonrasında ise engelsiz çocuklara oranla daha az sayıda dendrit oluşumu 14 gözlendiği konusundaki bulgularına başvururlar. Pek çok yazar, DS’lu insanların karakteristik nöro-anatomik anormallikleriyle; denge, hareket koordinasyonu yoksunluğu ve azalmış kas gerginliği olarak görülen anormal motor beceri durumları arasında bir ilişki olduğunu varsayarlar. Beyincik (serebellum) postürün koordine edilmesi ve hareket konusunda merkezi bir rol oynar; vestibülüm ve spinoserebellar alandan bilgi taşır. İstemli hareket emirlerinin meydana geldiği noekorteks ile etkileşimdedir. Buna ek olarak, serebellar korteksten serebellar hücreler vasıtasıyla beyin sapındaki ekstrapiramidal motor sisteme düzenli olarak giden bilgi, talamus yoluyla beyin korteksine geri dönmektedir. Serebellumda hasar olduğunda, örneğin hipotoni ile birlikte denge ve hareketlerin koordinasyonunda bozukluklar görülebilir. Postürün (duruş) korunması için beyin sapı seviyesinde kontrol edilen gama motor nöronlarının fasilitasyonu (uyarıların açığa çıkarılması) gereklidir. Bu temel aktivite oluşmazsa alfa motor nöronlarının uyarıları gama halkası dışına düşer. Özellikle vücut postürünün korunmasından sorumlu ekstansör kasların yeterli tonusa sahip olabilmek için bu uyarıları düzenli olarak almaları gereklidir. Yukarıda açıklanan nöro-anatomik bozukluklar ile daha önce belirtilen DS’lu bireylerin hareketlerindeki bozukluklar arasında belli bir bağlantı olduğu ortadadır. Bu durum genellikle kaydedilmektedir. Ancak, tam bir bağlantı henüz ispatlanmamıştır (Smith 1976). Cowie (1970) bir bağlantı ihtimalini dikkate alır ama bazı net sakıncaları da vardır. Henderson ise bu bağlantıyı geçici olarak spekülatif bulur (1985). Normal gelişimin gidişatında motor beceriler nörolojik olarak olanaklı hale gelenin bir yansımasıdır (NDT Birliği, 1984). Doğumda beynin organizasyonu henüz tamamlanmamıştır. Doğumdan sonra sinir bağlanımlarının (sinaps) sayısı ciddi olarak artar ve bu yolla merkezi sinir sisteminin fonksiyonları da artar. Ancak bundan sonra, daha önce bahsi geçen ayrımlaşma (diferansiyasyon) bozukluklarının, DS’lu bireylerin karakteristik motor gelişiminde özel bir rol oynaması olasıdır. 15 2.1.4 Karakteristik gelişimsel nörolojik durumlar Cowie (1970), 97 DS’lu çocuğun nörolojik gelişimi üzerinde boylamsal bir çalışma yürüttü. Cowie, çocukları hayatlarının ilk 10 ayında, 4 kez test etti. Bu 10 ay, 4 ayrı alt periyoda bölündü: Periyod A – 13 gün ve daha küçük; periyod B - 2 haftalıktan 14 haftalığa; periyod C - 16 hafta 4 günlükten 30 hafta 3 günlüğe; periyod D ise 33 hafta 6 günlükten 46 haftalığa kadardı. Cowie bu çalışmada DS’lu küçük çocuğun en karakteristik nöro-motor semptomlarından biri olan azalmış kas gerginliğini nesnelleştirmeye çalıştırmıştır. 1’den 4’e kadar skorlar tayin edilmiş; 1 normal tonus, 2 hafif hipotoni, 3 belirgin hipotoni ve 4 ise şiddetli hipotoni olarak gösterilmiştir. Skor dört bileşen üzerine kurulmuştur: Eylemsiz harekete direnç, eklemler etrafında esneklik, palpasyon (dokunma); pron (yüzüstü), supin (sırtüstü) ve destekli oturma olmak üzere üç pozisyonun gözlemi. Tonusun takibi, birkaç önemli sonucu gün ışığına çıkarmıştır: Çocukların hiçbiri normal kas tonusu sergilememiştir; A ve B periyotlarında tonusta belirgin veya şiddetli hipotoni, C ve D periyotlarında ise hafif hipotoni şeklinde görülmüştür. Bu şekildeki tonus gelişimi DS’lu yetişkinler için de rapor edilmiştir (Owens, Dawson & Losin, 1971; Morris, Vaughan & Vaccaro, 1982; Smith, 1988). Henderson’a göre (1985) yetişkinlere dair bilgi, bir sonuca varamayacak denli yetersizdir. O, neredeyse tüm DS’lu çocukların motor gelişimlerini de etkileyecek şekilde hipotonik oldukları sonucuna varmıştır. Daha ileriki yaşlar hakkındaki duruma dair yeterli bilgi yoktur. Cowie’nin postürler hakkındaki tanımı özellikle çok ilginçtir çünkü DS’lu küçük çocukların motor sisteminin işleyişi ile ilgili bazı bilgiler sağlar. Pron (yüzüstü) pozisyonda, sırtın tamamen gerilimsiz olduğu ve başın yukarı doğru kaldırılamadığı, hareketsiz ve son derece düz bir postür tanımlar. Bu özellikle A ve B periyodunda farkedilebilir durumdadır ama bazen 40 haftadan sonra bile devam eder. Supin (sırtüstü) pozisyonda hiçbir fleksiyon aktivitesi bulunmayan, kolların genişçe yanlara açıldığı ve bacakların kurbağa pozisyonunda olduğu son derece düz bir postür rapor eder. (Cowie’den adapte edilmiş, figür 2.1 ve 2.2). 16 Figür 2.1 Pron pozisyonu Figür 2.2 Supin pozisyonu Landau’nun Reaksiyon ve Traksiyon (tapping) Testi, postüral düzenle ilgili ilginç bilgiler gösterir. Cowie’nin bakışında, her ikisi de hipotoninin derecesine göre güçlü şekilde etkilenmektedir. Traksiyon testinin sonuçları, standart olarak kabul edilenden çarpıcı şekilde farklıdır. Periyod A’da, çocukların %100’nün negatif olduğuna karar verilmiş; yani traksiyon sırasında kollarda hiç fleksiyon direnci hissedilmemiş ve baş dengesi de yetersiz olmuştur. Periyod B’de %96’sı; periyod D’de ise %49’u negatif skor vermiştir (figür 2.3). Çocuklar aynı zamanda Landau Reaksiyon Testi’nde de çok yetersiz skorlar verdiler. En çarpıcı detay pek çok bebeğin özellikle hayatlarının ilk aylarında, araştırmacının ellerinde ikiye katlandıkları ve uzuvlarının gevşekçe sarktığıdır. Paine, bu reaksiyonun sağlıklı çocuklarda hiçbir zaman gözlenmediğini belirtmiştir. Cowie’nin araştırmasında çocukların %91’inde periyod A’da yuvarlanmış sırt ve sarkmış uzuvlar görülmüştür (figür 2.4). Periyod D’de çocukların %21’inde gerilmiş baş ve uzuvlar ile düz sırt gözlemlenmiştir. Figür 2.3 Traksiyon testi Figür 2.4 Landau reaksiyonu Cowie’nin araştırmasından çıkan bir diğer sonuç ise (1970), erken refleksler ile özdevimin (palmar yakalama refleksi, plantar yakalama refleksi, Moro reaksiyonu ve neonatal yürüme) yok olmasında gecikme ve diz tepkisi refleksinde zayıflık veya yokluk olduğu görülmüştür. 17 Cowie’ye göre, literatürde, palmar ve plantar yakalama refleksinin istemli yakalama ve kalkmanın gelişimi ile kaybolduğu yönünde genel bir karara varılmaktadır. Bu da DS’lu çocukların motor gelişiminin gecikmeli olduğunun belirtisidir. Zayıf ya da eksik diz tepkisi refleksi, gevşek bağların ve hipotoninin sonucu olabilir. Bu sonuca bağlı kalarak Henderson (1985) erken reflekslerin, reaksiyonların ve otomatik hareket paternlerinin değerini farklılaştırılmış normal hareketlerin kaynağı olarak işaret etmek için çalışmaların genel bir açıklamasını sunmuştur. 2.1.5 Postüral reaksiyonlar Bobath (1982) doğrulma ve denge reaksiyonlarını “tümüyle amaca odaklı, spesifik ve çok gelişmiş kendiliğinden hareket etme” olarak adlandırır. Rast ve Harris (1985) erken postüral reaksiyonların, gelişen denge ve motor beceri aşamalarına ulaşmadaki önemini vurgularlar. Shumway-Cook ve Woollacott, DS’lu çocukların postüral reaksiyonlarındaki elektromiyogram ölçümlerinin engelsiz çocuklarınkiyle neredeyse aynı olduğu ama yine de tepkinin ilk başlama anında belirgin bir gecikme olduğu konusunda hemfikir olmuşlardır. Haley’e göre (1986) doğrulma, denge ve destek reaksiyonları gibi postüral reaksiyonlar otomatik olarak baş, beden ve kol-bacakların stabilitesini sağlar ve bunun sonucunda da normal hareket ve ağırlık dengesi sağlanır. Haley DS’lu çocukların hareket kalitesi üzerine, postüral reaksiyonların ortaya çıkışıyla motor beceri aşamalarının kazanılması arasındaki ilişkiyi inceleyen ilginç bir çalışma yürütmüştür. Yaşları iki aylık ile yirmidört aylık arasında değişen 20 DS’lu çocuk grubunu test etmiş ve sonuçları, yaşları iki aylık ile on aylık arasında değişen 40 engelsiz çocuğun sonuçlarıyla karşılaştırmıştır. Bayley’in Bebek Gelişimi Ölçümü’nü ve Bebeklerin Hareket Değerlendirmeleri Modifikasyonu’nu kullanarak postüral reaksiyonlarını test etmiştir. İlk olarak, DS’lu çocuk grubunun postüral reaksiyonlarının, engelsiz çocuklara oranla daha geç geliştiğine karar vermiştir. Postüral reaksiyonlarla motor beceri aşamaları kazanımları arasında yakın bir bağlantı çıkmıştır ama bunun yaşla bağlantılı olmadığı sonucuna varılmıştır. İkincisi; motor gelişimdeki gecikme, dört ve altıncı aylarda beklenen postüral reaksiyonların gelişmemesi sebebiyle daha da büyük olmuştur. Aynı zamanda DS’lu çocuklarda, çeşitli motor evrelerde daha az çeşitte postüral reaksiyon olduğunu varsaymıştır. DS’lu çocuklar sadece belli 18 bir motor evreyi kazanırken, gerekli olan denge reaksiyonlarını geliştiriyor gibi görünmektedir. Sağlıklı bir çocuk, motor gelişimin her evresinde geniş bir spektrumda denge reaksiyonu geliştirirken, aynı çeşitlilik DS’lu çocuklarda görülmez. Bu çocukların yüzüstü pozisyondan oturma pozisyonuna aşırı kalça abdüksiyonu ve gövdenin hafif rotasyonu ile geçmesini postüral reaksiyonların azalmış olması olarak yorumlaması ilginçtir. Buna ek olarak, bu çeşit anormal hareket paterninin daha ileriki postüral reaksiyon gelişimini ve normal hareket paternlerini geciktirdiğine işaret etmiştir. Haley, 1987 yılındaki makalesinde DS’lu çocukların postüral reaksiyon gelişimi sırasının belirgin şekilde anormal olduğunu belirtmiştir. Destekleyen reaksiyonlar, eksik olan denge reaksiyonlarının yerine geçecek şekilde göreceli olarak daha çabuk gelişmektedir. 2.1.6 Anormal postüral ve hareket paternleri Lydic ve Steele’in (1979) kaleme aldığı makalenin, bazı anormal hareket paternleri ve bunların gelişimsel perspektife yerleştirilmesi konusunda yazılmış tek çalışma olduğu gözlenmektedir. Lydic ve Steele, 104 DS’lu çocuğun hareket kaliteleriyle ilgili, aileler tarafından doldurulmuş soru formlarını analiz etmişlerdir. Yönelimin odağı oturmanın kalitesi, oturma ve yürüme üzerineydi. Pron (yüzüstü) pozisyondan simetrik bir şekilde oturmaya geçişi sağlayan durumu, gövde rotasyonu olmadan şiddetli dış rotasyon/abdüksiyon geçişi olarak tanımlamışlardır. Soru formlarından çıkan sonuçta, çocukların %46.1’i oturur pozisyona geçmek için %72.9 oranında şiddetli kalça abdüksiyonu/dış rotasyonu kullanarak anormal hareket paterni sergilemiştir. Çocukların %47.8’inde oturma durumundaki bacak pozisyonu anormaldir. Kalçalar genellikle genişçe açılmış, dizler ise uzatılmıştır. %34.7’sinde anormal bir yürüyüş paterni (bacaklar çok açık, genişlemiş kalça dış rotasyonu ile paytak ya da anormal kol hareketlerinin eşlik ettiği bir yürüme şekli) gözlenirken, %29.8’inde yürüme henüz gözlenmemiştir. Analiz, oturma şeklinin oturma pozisyonunun kazanılmasını belirgin şekilde etkilediğini ama bunun yürüyüş kalitesiyle (beden rotasyonuyla ya da kalça stabilitesiyle yürümek) ilişkilendirilemeyeceğini gösterir. Lydic ve Steele’e göre anormal hareket paternlerindeki ortak faktör, beden rotasyonunun olmayışıdır. Beden rotasyonsuz oturuşta DS’lu çocukların kazandığı anormal duyumsal geribildirim sebebiyle, 19 diğer hareket paternleri de (oturma) anormal bir temel üzerinde oluşur. Yazarlar, mevcut çalışmayı baz alarak, oturma ve yürüme arasındaki olası bağlantıya kesin olarak itiraz etmenin vakitsiz olduğunu kabul ederler. Motor müdahaleyle bağlantılı olarak beden rotasyonunun, daha geniş bir anlamda DS’lu çocukların hareket kalitesinin, motor beceri aşamalarının kazanımından daha önemli olduğunu vurgulamışlardır. Bu çalışmada yer alan çocukların yaşların kabaca belirtildiğini de vurgulamak gerekir (%52’si 1 ila 3 yaş arasındaki kategoridedir). Bununla birlikte, çocukların %90’ı müdahale metodolojisi bulunmayan bir motor programı takip etmişlerdir. Çocukların hareket kalitesinin yorumu da profesyonel olmayan ebeveynler tarafından yapılmıştır. 2.2 Gözlemler DS’lu çocukların hareketlerinin karakteristikleri konusundaki literatür üzerine fazla bilgi bulunmamaktadır. Bu yüzden bu bölüme, 5 DS’lu çocukta gözlenen ve engelsiz çocukların motor gelişiminde görülmeyen bir dizi anormal postüral ve hareket paternini dahil ettik. DS’lu çocuk spesifik motor problemlerini telafi etmek için anormal bir hareket şekli geliştirir. Analiz kanalıyla, hareket fonksiyonu ve “telafi edici motor beceri” ile ilintili olan motor beceri problemlerinin ne kadar önemli olduğu belirlenmelidir. Tamamı evde yaşayan çocuklara, Hollanda Ermelo’daki Heeren Loo Midden Nederland Enstitüsü’nün Fizyoterapi Departmanı’nda değişen derecelerde fizyoterapi uygulanmıştır. Tedavi metodu uygulanırken Bobath konsepti baz alınmıştır. 5 çocukla ilgili bilgi (A, B, C, D ve E) Tablo 2.2’de detaylı olarak gösterilmiştir. Çocukların hareketlerinin kalitesini analiz etmek ve tanımlamak için, 1987’den bu yana yapılan tedaviyi değerlendirmek üzere hazırlanan gözlem raporları ve video kayıtları kullanılmıştır. 20 Tablo 2.2 Denekler: Yaş, cinsiyet, tıbbi tanım ve başvurma sebebi Denek Gözlem sırasındaki yaşı(aylık bazda) A 5 18 Cinsiyet E Tıbbi tanımı D. Sendromu Nistagmus Başvurunun sebebi Motor gelişim denetimi B 18 K DS, 1 ay prematüre Motor gelişimin denetimi ve Dışkı problemi C Motor gelişim denetimi 34 K DS, 1 ay prematüre Büzülmüş pulmoner arter; Kalp valfi ve septumdaki bozukluk düzeltildi D 22 E DS Motor gelişim 35 2 ay prematüre stimülasyonu 46 Mitral yetersizlik Solunum problemleri Endokardiyal bölümlemedeki bozukluk düzeltildi Motor E 34 K DS gelişimin denetimi 46 Uygulanan metot Bobath ya da Nörogelişimsel Tedavi Değerlendirmesi (NDT) bazlıdır. Çocuklar mümkün olduğunca supin (sırtüstü), pron (yüzüstü), oturur ve döner, yerde öne doğru uzanır, değişici postürde oturur, ayakta durur ve yürür pozisyonda gözlenmiştir. Tonusa ait bir izlenim de ayrıca kaydedilmiştir. Toplamda dokuz gözlem oturumu olmuş, bunlarda yaşları 5 aylıktan 46 aylığa kadar değişen çocuklar kullanılmıştır. B, C ve D’deki çocuklar için gelişimsel yaşa bağlı kaldık, yani, doğumun prematüre olduğu durumlarda ay sayısında düzeltme yaptık. C ve D’deki çocuklara gelince; kalp anormalliği ve cerrahi düzeltmenin zamanının bu çocukların gelişimini etkilemiş olması da olasıdır. Motor becerilerin yorumu yazarın analizleri baz alınarak yapılmıştır. Bu çalışmada ona fizyoterapist arkadaşlarının teyitleri ve desteği sağlanmıştır. 2.2.1 Tonus Çocukların motor becerilerini tanımlamadan önce, onların hipotoni dereceleri hakkında bir anlayış sunmak çok önemlidir. Ancak kas gerginliğini nesnelleştirmek çok zordur. Tonusun ölçümü soyut bir hükümden öteye geçmez. Pasif hareketin detayları, yerleştirilmesi ve motor becerilerin gözlemleri birleştirilerek tonusa ait bir izlenim elde edilebilir. Şiddetli, orta ve hafif hipotoni için ayrım yapılmıştır. 21 5 çocuğun hepsi, daha çok ya da daha az şekilde hipotonikti ve kollara nazaran bacaklarda daha düşük bir kas gerilimi gösterdiler. Çocuk A, şiddetli hipotonikten orta hipotoniğe doğru bir tonus gelişimi gösterdi (5 aylık); B ve C ise orta seviyede hipotonikti; D’de şiddetli ile orta seviyede hipotoni varken, E’de ise kollarda hafif, bacaklarda orta seviyede hipotoni gözlendi. 2.2.2 Supin (sırtüstü) pozisyonu Çocuk A (5 aylık) bütün vücudu düz bir şekilde sırtüstü uzanıyordu ve neredeyse hiç hareket etmiyordu. Kolları genellikle yaşasın pozisyonundaydı (hurray position), omuzlar ise 40 derecelik açıklıktaydı. Üst kol ve kol altının dorsal yanı dış rotasyon derecesinde açıktı. Dirsekler yaklaşık 90 derece eğilmişti. Bacakları “kurbağa pozisyonu” olarak adlandırılan şekildeydi; kalçaları, bacaklarının üstü ve altı yere değecek şekilde 40 derecelik dış rotasyonda abdükte olmuştu. Dizler yaklaşık 90 derece fleksiyona gelmişti (figür 2.5). Çocuk zorlukla hareket ediyordu, başını biraz döndürdü ama tanımlanan pozisyonu gerçekte değişmedi. Figür 2.5 Supin Pozisyon Figür 2.6 Supin poziyonda bir şeye uzanma Kol ve bacakların aktivitesi arasında gözlenebilir bir farklılık vardı. Bacaklar neredeyse sabitken, kollar yere doğru bastırılıyor, bu da değişken miktarda omuz abdüksiyonu ve dirsek fleksiyonuna neden oluyordu. Ne kollar ne de bacaklar yerden kesilmedi. Bunun sensorimotor gelişim için bazı sonuçları olacak gibi görünüyordu (istemli hareket, el-göz koordinasyonu, vücut şeması, duyarlılık). Çocuk D (22 aylık) sırtüstü yatarken ellerini göğsü üzerinde birleştirebiliyordu. Ancak burada fark edilen nokta kollarının yer çekim kuvvetine karşı koyamadığı; elleriyle oynarken kollarının üstünü göğsünün üstünde sıkıca, kollarının altını ise göğsüne dik olarak tuttuğudur. Ko-kontraksiyonların omuz eklemlerinde sabitlenmesi açıkça ulaşabilmesi için yeterli değildi. Telafi için, 22 kolun üst bölümünde göğsü üstünde bir nokta belirledi. Bacakları göreceli olarak daha önce tanımlandığı gibi kurbağa pozisyonunda pasifti (figür 2.6). B ve C çocukları (her biri ayrı olarak 18 aylık ve 34 aylık) sırtlarının üstünde bir dakika durmadılar; belki de pron (sırtüstü) pozisyonu onlara daha fazla hareket imkanı vermişti. Çocuk E için (34 ve 36 aylık) supin pozisyonu yine pek fazla hareket imkanı vermedi. O oturmayı, ayakta durmayı ve yürümeyi tercih etti. 2.2.3 Pron (yüzüstü) pozisyonu Çocuk A (5 aylık) ile ilgili gözlenen ilk şey hareket yokluğuydu. Bedeni tamamen yüzeydeydi, başını çok az kaldırılabiliyor ve çevrilebiliyordu. Ancak başını kaldırılmış pozisyonda tutmaya yetecek stabilite yoktu. Kollar yerde düz şekilde uzanıyordu. Omuzlar 90 derece abdükteydi. Üst kol ve alt kolu destekleyecek nitelikte dış rotasyon vardı. Dirsekler 80 derecelik açıyla fleksiyona gelmişti. Avuç içleri yere konmuştu ve parmaklar açıktı. Vücut ve omuz kuşağı çocuğun dirseklerinin üzerinde durabilmesine yetecek stabilitiye sahip değildi. Bacaklar fleksiyona gelmişti, kalça ve dizler düz şekilde yerdeydi. Kalçalar 90 derece abdükte ve dış rotasyondaydı. Dizler yaklaşık 100 derece fleksiyona gelmişti, ayaklar ise hafif plantar fleksiyondaydı (figür 2.7). Çocuk yerde çok düz bir şekilde uzanıyor ve hareket etmiyordu. Kol-bacaklarda yatay düzlemde hareket vardı ancak yer çekimine karşı kalkamıyordu. Figür 2.7 Pron (yüzüstü) pozisyonu Figür 2.8 Yan pozisyonda bir şeye uzanma Kollar bacaklara oranla göreceli olarak daha hareketliydi. Pron pozisyonda çocuğun hareket için çok sınırlı imkanı vardı, yapamıyordu. Pron (yüzüstü) pozisyonda çocuk D (22 aylık) simetrik şekilde dirseklerine dayandı ve başını dik tuttu ama bundan ayrı olarak pasif bir izlenim verdi. Omuz kuşağı, üst kolu göğüsten destekleyerek stabilize edilmişti. Bacakların tercih edilen pozisyonu daha önce tanımlanan fleksiyon/ abdüksiyon/ 23 dış rotasyon postürüydü. Bu çocuk, dizlerini düzgün bir şekilde uzattı ama kalçalarını uzatamadı. Kollarından biri yerden kurtulup uzatıldığında arkadaki uzantı (özellikle de lumbar uzantı, pelvis ve fleksiyona gelmiş dizler) yerden ayrılıp çocuğun düşeceği kadar arttı. Beden adale sisteminin aktivitesi, bu vakada lumbar, ekstansiyona gelmeye fırsat verecek yeterlilikte dengeleyici değildi. Çocuk D (22 aylık) pron pozisyonu sevmedi, belki de bu postürdeyken oyun oynama imkanı çok sınırlı olduğundandı. Yine de beden rotasyonu yapmadan dönüp bir yanına doğru yatarak, serbest kalan eliyle gerilip oyuncağı alabilecek pozisyona geçti. Bu vakada da, omuz kuşağının dayanıksızlığı için telafi vardı. Çocuk elini oyuncağın üzerine koyarak uzakta bir sabit nokta yaratmıştı. Bedenin dayanıklılığı ve dengesi, kalçanın kasılması ile elde edilmişti (figür 2.8). Çocuk B (18 aylık) dirseklerine dayanarak kollarının üstünü bedenine karşı simetrik şekilde sabitledi. Açılmış spinal kolonun düzgün bir eğri göstermemesi ama torasik lumbar bölümde keskin bir gerilim gözlenirken servikotorasik bölümün düz tutulması çarpıcıydı. Mide ve pelvis yine yerde düz bir şekilde uzanıyordu. Kalçalar yuvarlak ve abdükte; bacaklar ise göreceli olarak pasifti (figür 2.9). Kollarından birini uzatırken, çocuğun üzerine dayandığı omzun sabitleme kapasitesi beden pozisyonunu sağlamak için yetersizdi. Uzatılan kol tarafındaki omuz eğikti, destekleyen omzun addüksiyonu artıyordu. Figür 2.9 Pron pozisyonda torasiklumbar uzantı Figür 2.10 Pron pozisyonda ileri doğru uzanma Figür 2.11 Pron pozisyonda baş desteği Bu postür aynı zamanda çocuk C’de de pron pozisyonda uzanırken gözlenebiliyordu (figür 2.10). Bunun yanında, çocuk B simetrik olarak uzatılmış kollarına dayanabiliyordu. Pron pozisyonda dirseklere dayanarak durduğunda başın pozisyonu da oldukça çarpıcıydı: Büyük ihtimalle ekstra destek sağlamak için düzgün bir şekilde boynun arka kısmında duruyordu (çocuk A’da görüldüğü gibi- 18 aylık) (figür 2.11). Çocuk E (34 ve 46 aylık) pron pozisyonda hiçbir gariplik göstermedi. 24 Bu çocuklar, genel olarak, pron pozisyondayken baş ve omuzlarının pozisyonunu sabitlemekte problem yaşıyordu. Bunu telafi etmek için, ağırlıklarını dirsekleri üzerinde simetrik bir şekilde desteklemeyi tercih ediyorlardı ve bir kolu ileri doğru ekstansiyona getirmeleri problem yaratıyordu. Bunun, denge reaksiyonu ve beden rotasyonu gelişimi üzerinde bazı sonuçları olması olasıdır. 2.2.4 Dönme Çocuk B, C ve D dönerken gözlenen en çarpıcı nokta; hem 18 aylıklarda (B), hem 34 ve 35 aylıklarda (C ve D) hem de 46 aylıklarda (D) bu hareketin beden rotasyonu olmadan yapılmasıydı. Çocuk A (18 aylık) ve çocuk E (34 aylık) dönerken beden rotasyonu yapmıştı. Çocuk A, B ve C pron (yüzüstü) pozisyondan supin (sırtüstü) pozisyona spontan bir şekilde dönmedi. Aktivite imkanının az olduğu supin pozisyon onlar için çekici bir postür değildi. Bununla birlikte, karın üzerinden arkaya dönmek bir ağırlık transferi ve bir el ya da bacağı serbest bırakmayı gerektiriyordu; çocuklar görünüşe göre simetrik bir destekle dengede kalmayı tercih ediyordu. Abdükte, dış rotasyonda ve fleksiyona gelmiş bacakların karın üstü postürü sabitlemesi kadar, rotasyon hareketinin oluşamayacağı bir uzantı yaratmış olması da eşit derecede mümkündür. Çocuk D’nin üst kolları göğsünde desteklenmişken, iki eliyle oyun oynama imkanı yarattığı için supin pozisyonu tercih etmiş olması olasıdır. Çocuk B, C ve D kesintisiz bir şekilde döndü, omuz ve pelvik kemer senkron içinde hareket etti. Çocuk B ve D supin pozisyondayken, dönme gerçekleşene kadar bacakları dengeden çıkarmak için kalçalarını gerdi. Ancak bacakların rolü çocuk C’de daha aktifti. Çocuk B, dönmeyi gerçekleştirmek için spinal kolonunu iyice ekstansiyona getirdi. Çocuk E, kollara oranla bacaklarda daha az aktivite ile, kesintisiz bir şekilde düzgünce döndü. 25 2.2.5 Yerde ileri doğru hareket etme Çocuk E (34 aylık) gerekli beden uzantısı ve rotasyonuyla olması gerektiği gibi emekleyen tek çocuktu. 46 aylıkken emeklemesiyle karşılaştırıldığında bacak fonksiyonu biraz hipotonik ve koordinesizdi. Çocuk C (34 aylık) emekleme postüründe kalçalarını sabitlemekte zorlandı ve bacakları tekrar eden şekilde yanlara kaydı (kalçalarda abdüksiyon) (figür 2.12). Ellerini ve alt bacaklarını neredeyse yerde kayıyormuş gibi, destekleyen yüzeyi olabildiğince geniş alanda kullanarak ve daha az ağırlık transferi olacak şekilde hareket ettirdi. Çocuk A (18 aylık), B (18 aylık) ve D (46 aylık) emeklemedi. Emekleme pozisyonunda bırakıldıklarında bacakları yanlara doğru kaydı (kalçalarda abdüksiyon). Figür 2.12 Emekleme Çocuk C de (34 aylık) “sürünmeyi” kullanarak kendini ileriye doğru hareket ettirmeyi başardı. Esas olarak ellerde olmak üzere ileri doğru itici güç gözlendi (değişen). Bacaklar, daha önce tanımlanan abdüksiyon/dış rotasyon pozisyonunda, ileri doğru itmede hiç yer almadı. Ağırlığın bir kola transfer edilmesi, sorumlu omzun ekleminde yetersiz sabitlik yarattı, diğer omuz alçaltıldığından abdüksiyon arttı. Çocuk A ve B “fok balığı” gibi hareket etti, yani kendilerini ellerinin üzerinde simetrik olarak desteklerken, pron pozisyonda ileri doğru hareket ettirdiler. Özellikle Çocuk A, bacaklarını bir uzantı gibi kullanarak daha önce tanımlanan abdüksiyon/dış rotasyon/ekstansiyon postüründen bir çeşit itme hareketi yaptı; Çocuk B ise bacaklarını bu pozisyonda hareketsiz tuttu ve onları kendini öne itmek için kullanmadı. Çocuk D 35 aylıkken emeklemek şöyle dursun; ne fok balığı gibi hareket etmeyi ne de sürünmeyi gerçekleştirebilecek durumda değildi. Ama ileri doğru hareket etme isteği olduğundan, pron pozisyondan supin pozisyona geçmek için döndü, sonra kolu yukarıda kalacak şekilde kulağının üzerinden uzattı, bir şekilde bedenini 26 gerdi ve üstte duran bacağını diz ve kalçadan gerdi. Böylece pelvisini biraz kaydırıp beden rotasyonu yapmadan dönerek tekrar pron pozisyona geçti. Katedilen mesafe 5 santimetreydi. 46 aylıkken çocuk D pron pozisyonda dirseklerini yere koyarak ileri doğru hareket etti, sonra beden kollarla öne doğru çekildi. İterken bacaklarını az da olsa kullandı. 2.2.6 Yerde oturma Her bir çocuk, zemini genişleterek oturma pozisyonunu sabitledi. Çocuk B (18 aylık) ve C (34 aylık) bu oturma pozisyonunu bacakları çapraz, bacağının üst kısmının tamamı yerle temasta olacak şekilde gerçekleştirdi. Çocuk A (18 aylık) bacakları önünde uzatılmış şekilde oturdu. 35 ve 46 aylık çocuk D’nin her ikisi de bacakları çapraz ve dışa doğru meyil yapmış şekilde oturdu. 34 ve 46 aylık çocuk E’nin her ikisi de TV pozisyonunda (kalçalar iç rotasyon durumunda ve baldırlar ayak bileklerinin arasında olacak şekilde) oturmayı tercih etti; oldukça özgür şekilde ileri doğru hareket edebiliyordu. 22 aylıkken çocuk D’nin oturmaya yetecek kadar beden uzantısı yoktu. Bununla birlikte A, B, C ve D çocukları oturma pozisyonundayken, kollarını gerip üst bacaklara ya da yere dayayarak kendilerini desteklediler (Figür 2.13, 2.14 ve 2.15). Figür 2.13 kol desteğiyle oturma pozisyonu Figür 2.14 geniş alanda oturma pozisyonu Sadece bir ellerini uzanmak ve kavramak için boşta bırakmayı tercih ettiler, böylelikle diğer kol destekleme fonksiyonuna devam etti. Ağırlık transferleri destek alan kollar ve bacaklar yardımıyla stabilize edildi; yatık beden esnemesi ve rotasyon hiçbir şekilde gözlenmedi. Aslında bir oyun ve geçiş pozisyonu olmasına rağmen bu, oturma pozisyonuna statik bir karakter verdi. Çocuklar 27 postürlerini kolaylıkla değiştirebilecek denge ve sağlamlığa sahip değillermiş gibi görünüyorlardı; bu da beden motor becerilerinin ileriki gelişimini etkileyebilirdi. Figür 2.15 Oturma pozisyonunda baş desteği Oturma pozisyonundayken postürü sürdürmek için esas olarak eller kullanılıyorsa, bunun normal kavrama aktivitelerinin gelişimini ve özellikle de iki elin koordinasyonunu etkileme olasılığı vardır. Figür 2.16 Oturma pozisyonunda bir şeye uzanma Figür 2.17 Oturma pozisyonu, sağlıksız beden uzantısı Çocuk D (35 aylık) ve A’nın (18 aylık) başlarını sıklıkla boyunlarının arka kısmında taşımaları ve çocuk D (35 aylık) ve çocuk C’nin (34 aylık) oynayabilmek için kollarının üst bölümlerini göğüslerine doğru bastırmaları da oldukça ilginçtir (Figür 2.16). 35 ve 46 aylık çocuk D’nin her ikisinin de beden uzantıları sağlıksızdı (figür 2.17). 28 2.2.7 Geçiş postüründe oturma Çocuk B (18 aylık) desteksiz şekilde oturabiliyordu. Çocuk kendi başına oturma pozisyonuna ve oturma pozisyonundan başka bir postüre aktif bir şekilde geçemiyordu. Postürde gözlemlenen tek çeşitlilik, homolateral gerilmiş bacağın destekleme bacağı olarak kullanılması ve heterolateral bacağın biraz kaldırılmasıyla, ağırlığın bir taraftan diğerine transferiydi. Beden simetrik olarak kaldı, rotasyon ya da ekstansiyon ve tabii ki yan oturma oluşmadı. Her iki kol ya da bazı durumlarda homolateral kol destek almak için yere kondu. Çocuk D (35 aylık) oturma postürünü bırakmadı. Bacakları açık şekilde otururken önündeki bir şeyi kavramak istediğinde kalçasını ve bedenini, bacakları yerde genişçe abdükte olana kadar öne doğru uzattı. Çocuk D 48 aylıkken bu hareketi, oturur pozisyondan yüzüstü pozisyona geçmek için kullandı. Bedeni ve kalçayı fleksiyona getirirken bacaklarını arkaya almak için ayırdı ve karnının üzerinde uzandı. Çocuk A (18 aylık) ve çocuk C’de (34 aylık) oturma pozisyonundan pron pozisyona geçerken, bu aşırı abdüksiyon formunu kesin bir simetriyle kullandı (figür 2.18). Figür 2.18 Oturmadan pron pozisyona geçiş. Normal olarak bu tür postür değişikliklerinde gözlenen hareket paternleri asimetrik motor becerileri gerektirir, yani yan oturma ve beden rotasyon/ekstansiyonunda bedenin iyi motor becerisi esastır. Bu çocuklarda oturma pozisyonunda, yan oturma ya da beden rotasyonu gözlenemez. Oturma pozisyonundan yüzüstü pozisyona geçişlerindeki spesifik davranışları, denge kaybını minimuma indirmeye ve gövdenin ekstansiyonunu temin etmek için mümkün olduğunca simetri sağlamaya odaklanır. Çocuk C (34 aylık) kendi başına oturabiliyordu. Bunu, emekleme pozisyonundayken bir ayağını yerde önüne hemen homolateral elin arkasına yerleştirip, aynı şekilde diğer bacağını da ileri hareket 29 ettirerek yaptı. Sonra bacaklarını çapraz yapıp; kalçalarını flekse, abdükte ve ekserote hale getirdi. Bu hareketler yine simetrik bir şekilde gerçekleşti, yan oturma gözlenmedi ve denge ya da beden rotasyonu için bir gereklilik yoktu. Çocuk C (34 aylık) ve E bacaklar çapraz şekilde otururken, geçişte yan oturuş ya da beden rotasyonu olmaksızın emekleme pozisyonuna geçtiler. Bir tarafta diz ve el destek olarak kullanıldı ve vücudun tamamı eksen boyunca iki destek arasında çekilecek şekilde yan yattı. Boşta kalan bacağın dizinin hala fleksiyon halinde olduğu gözlendi. Çocuk E çapraz bacak pozisyonundayken iyice açılmış kollarını yerde önüne koydu, sonra ileri doğru dönüp bedenini, pelvis her iki dizinin üstüne gelecek şekilde, öne doğru meylederek dizüstü pozisyona geldi. Bu, aynı zamanda emekleme pozisyonuna geçmek için de bir alternatiftir. Yine, hareketler simetriktir ve yan oturma ile beden rotasyonu gözlenmemiştir. 2.2.8 Ayağa kalkma Çocuk E (46 aylık) ayaklarını sırasıyla yerde ellerinin arkasına koyup, bacaklarını her iki kolunun yardımıyla gererek vücut ağırlığını olabildiğince ayakları üzerine getirdi ve emekleme pozisyonundan ayağa kalktı. Çocuk C de (34 aylık) emekleme pozisyonundan ayağa kalktı ama önce, ellerini sadece dizlerinin önüne yerleştirdi. Sonra dizüstü pozisyona geçti, optimal vücut ağırlığını kollarının üzerine verip ağırlığını bir dizinden aldı ve bu şekilde ayağını yere koyabildi. Burada ayağa kalkma işlemi yine, gerçekte beden rotasyonsuz ama denge kaybını engellemek için ellerin ve ayakların maksimum desteğiyle vücut ağırlığını olabildiğince direkt olarak ayaklara vererek, olabildiğince simetrik olarak gerçekleşti. Ayakta dururken, çömelme pozisyonu kanalıyla her iki baldırını da simetrik olarak yere koyarak oturma poziyonuna geçti. Çocuk A, B ve D (aynı sırayla 5 ve 18, 18 ve 22, 35 ve 46 aylık) henüz ayağa kalkmaya hazır değildi. 30 Figür 2.19 Ayağa kalkma Figür 2.20 Yürüme 2.2.9 Yürüme Çocuk C (34 aylık) bacakları genişçe açık ve kolları yanlara uzatılmış şekilde desteksiz yürüdü. Kalçalarını öne doğru fleksiyon yapmadan ama abdüksiyon ve dış rotasyon yaparak, beden rotasyonsuz yürüdü ve bu sırada kollarıyla birçok denge reaksiyonu gösterdi. Bacak aksiyonu hipotonik görünüyordu (figür 2.20). Çocuk E (46 aylık) hızlı ve beden rotasyonuyla desteksiz yürüdü. Bir şekilde açılmış bacaklarla, kalçalarını iç rotasyona getirerek yürüyordu. Bacak hareketi hipotonikti ve bu sebeple koordine değildi. Çocuk tek bacak üzerinde duramıyordu. Çocuk A, B ve D (sırasıyla 5 ve 18, 18 ve 22, 35 ve 46 aylık) henüz yürüme evresinde değildi. 2.3 Tartışma Her ne kadar DS’lu çocuklar zihinsel engelle ilişkilendirilseler de, çeşitli çalışmalar motor becerilerle ilgili problemlere işaret etmektedir. Cunningham’ın (1982) genel açıklaması, normal çocuklarla karşılaştırıldıklarında bu çocukların beceri aşamalarına ulaşmalarında belirgin bir gecikme olduğunu ve belli bir motor seviyeye geçiş yaşının açıkça büyüdüğünü gösterir. Carr (1970) sağlıklı çocuklarla karşılaştırıldıklarında; bu çocukların altı ve onuncu aylarda Bayley Bebek Gelişimi Ölçeği’ndeki zihinsel ve motor skorlarının keskin olarak inişe geçtiğini ve aynı zamanda DS’lu çocukların altı ay sonra motor görevlere nazaran zihinsel olarak daha iyi skorlara ulaştıklarını gösterir. Sonuç olarak, Conolly ve Michael (1986) Bruininks Oseretsky Test’inde aynı zihinsel yaştaki başka zihinsel engelli çocuklarla karşılaştırıldıklarında, DS’lu çocukların bazı bölümlerde belirgin şekilde daha az başarılı 31 olduğuna işaret etmektedir. İkincisi, DS’lu çocukta sendroma özel motor problemler olduğuna işaret ediyor gibidir. Vermeer ve Beks (1993) ise, DS’lu deneğin motor gelişiminin zeka geriliği olandan daha farklı olduğu sonucunu desteklerler. Motor problemler ve spesifik nöroanatomik anormallikler arasında bir ilişki olduğu açıktır ancak bu henüz kanıtlanmamıştır ve günümüzde henüz spekülatiftir (Cowie, 1970). Merkezi sinir sistemindeki postnatal farklılaşma bozukluklarının bir rol oynuyor olması mümkündür. Her halükarda, DS’lu çocukların motor becerileri; Bobath’ın (1982) tarif ettiği şekilde postüral refleks mekanizmasındaki engellerle karakterizedir. Eksiksiz bir postüral refleks mekanizması normal postüral tonus sağlar; daha proksimal vücut parçalarının dinamik fiksasyonu kanalıyla eksiksiz ko-kontraksiyonlar, seçilmiş ve kontrollü hareketler, çok çeşitli postür ve hareket paterniyle birlikte olanaklı hale gelir. Cowie (1970) DS’lu çocuğun genellikle ciddi olan hipotonisini ve bununla beraber hayatının ilk on ayında yer alan artmış kas tonusunu tarif eder. Bu gelişimin ne kadar sürdüğü açık değildir (Henderson 1985). Ancak bizim gözlemlediğimiz çocuklar, azalmış kas gerginliğinin birkaç yıl boyunca görüldüğünü ve kollarla bacaklar arasında, alttaki uzantılarda az olmak üzere, olası farklılıklar olduğunu göstermektedir. Bacaklardaki geciken motor aktivite başlangıcı kolların fonksiyonuyla kıyaslandığında daha gecikmelidir. Cowie (1970) bu hipotoniyi, Landau Reaksiyon ve Traksiyon Testleri ile kanıtlandığı üzere, postür düzeniyle ilişkilendirmektedir. Haley (1986) postür reaksiyonlarının (doğrulma, denge ve destekleme reaksiyonları) normal çocuklara kıyasla DS’lu çocuklarda daha geç geliştiği sonuca varır. Motor gecikme, dördüncü ve altıncı aylarda beklenen postür reaksiyonları gelişmeyince ve çeşitli motor evrelerdeki postür reaksiyonları belirgin şekilde küçük olduğunda daha da artar. Bizim kendi gözlemlerimiz telafi edici hareketlerin sürekli ortaya çıktığını önermektedir. Bu durum, eklemlerin stabilize edilmesi için yetersiz ko-kontraksiyon ve tatmin edici olmayan denge reaksiyonlarından kaynaklanıyor gibi görünmektedir. Zayıf kas tonusu, genelde, postürün sürdürülmesi konusunda ve ek olarak postürlerin çeşitliliği ve ilkesi konusunda problem yaratmaktadır. Parker, Bronks ve Synder (1986) DS’lu çocukların anormal yürüyüş paternlerinin, spesifik eklemlerdeki dengesizliğin telafisinin bir göstergesi olabileceğini önermişlerdir. Ulrich, Ulrich ve Collier (1992) yürüyüş paternlerini meydana 32 getiren ve yürümek için gerekli olan diğer bileşenlerden çok daha önce ortaya çıkan, güç ve postüral kontrol gibi temel nöral substratların yeterli derecede geliştiğini ortaya koydular. Dyer, Gunn, Rauh ve Berry (1990) DS’lu çocukların Bayley Bebek Gelişimi Ölçeği’nde, postüral kontrol eksikliğinin belli öğelerin anormal gelişim sırasının nedeni olduğu konusunda fikir birliğine vardılar. Bu makaleyi göz önünde bulundurarak, Vermeer ve Beks (1993), DS’lu bir deneğin motor gelişiminin, zihinsel engelli deneğinkinden farklı olduğu sonucunu desteklediler. Macneil-Shea ve Mezzomo (1985), DS’lu deneklerin topuklar yerde olacak şekilde çömelmelerinin, yetersiz denge ya da ayak bilekleri etrafındaki kaslarda yetersiz agonist ve antagonist aktivasyonuna bağlı bir telafi mekanizması olabileceğini belirtmektedirler. Bu sonuçlar, Davis ve meslektaşları tarafından desteklenmiştir: Davis ve Kelso (1982) DS’lu insanları engelsiz insanlarla karşılaştırdıklarında, eklemlerinin etrafındaki kaslarda tutukluk gözlemlemiş ve bastırmayı kontrol becerilerinde farklılıklar bulmuşlardır. Davis ve Sinning (1987) ise kaslarının tamamen aktive edilmesi becerilerinde farklılıklar ortaya koymuşlardır. Bu stabilite yokluğu, DS’lu çocuğun gelişiminin normal ölçülerin dışına çıkmasınının en önemli sebebi gibi görünmektedir. Eklemlerin etrafındaki ama aynı zamanda daha geniş anlamda spinal kolon çevresindeki ko-kontraksiyonlar, bölünmüş harekete yardımcı olmak için gereken stabiliteyi ve sonuç olarak gelişimi sağlamamaktadır. Bunun sebebi, kas kuvveti yokluğundan çok, postüral koordinasyon ve kontrol yokluğu gibi görünmektedir. DS’lu çocuk, kollarını ve bacaklarını kullanarak stabilite problemlerinin üstesinden gelmek için motor olanaklarını olabildiğince optimal seviyede kullanır ve bu yolla çok statik, az bölünmüş, simetrik hareket paternleri geliştirir. Beden motor becerilerinin kalitatif gelişiminde gecikme olur (rotasyon ve denge) ve prehensil (kavrama, tutma vs.) aktiviteler de bundan kötü şekilde etkilenebilir. Telafi edici hareketin gelişme derecesinin, hipotoni derecesiyle bağlantılı olması akla uygun gelmektedir. Haley (1987) anormal hareket paternlerinin, ileriki postüral reaksiyon ve normal hareket paternlerini engellediğine işaret etmektedir. Lydic ve Steele (1979) DS’lu çocuğun, bu telafi edici hareketten anormal duyumsal geribildirim aldığını ve bunun da diğer hareket paternlerinin anormal bir temel üzerinde kurulmasına sebep olduğunu varsayarlar. Block (1991) eksik motor öğeleri ile motor telafilerinin gelişimi arasındaki bağlantı üzerine daha fazla araştırma yapılmasını tavsiye eder. 33 Cowie’nin araştırması, gelişimin ilk periyotlarındaki tembel pron ve supin postürlerin, istisnadan çok kural olduğunu gösterir (1970). Normal gelişmenin fleksiyon/addüksiyon ve asimetrik fazları gözlenmemiştir. Örneğin, omuz kuşağında yetersiz stabilite bildirilmektedir. Supin (sırtüstü) pozisyonda uzanma; pron (yüzüstü) pozisyonda vücut ağırlığının desteklenmesi problem yaratmaktadır. Bu sebeple çocuğun supin (sırtüstü) pozisyonda ellerini birleştirmesi, ağzına götürmesi ve uzanıp bir şeyleri yakalaması zordur. Fonksiyonel manipülasyonun ana prensibine göre, ellerin keşfi ve vücut şemasına dahil olması; aynı zamanda uzanma ve yakalamanın gelişimi yetersizdir. Bacaklar büyük ölçüde kurbağa pozisyonunda düz uzanmakta ve güçlükle hareket ettirilmektedir. Ayaklar ağza ya da ellere gelememektedir. Bunun; vücut şemasının, gövdenin motor becerilerinin ve istemli hareketlerin gelişimine bir etkisinin olması mümkündür. Pron (yüzüstü) pozisyonda başı kaldıramama ve omuz eklemindeki instabilite, daha sonraki evrelerde çocuğun sadece kendini dirsekleriyle destekleği takdirde başını kaldırabileceği anlamına gelir. Daha sonra ko-kontraksiyonlar, çocuğun kendini, üst kolları göğsünün üzerine simetrik olarak getirilmiş şekilde desteklemesine yeterli olmaktadır. Bir kola ağırlık vermek ve ekstansiyona gelmek problem yaratır. Bu postürdeki denge gelişiminin ilk evresi gerçekleşmez, bununla birlikte bedenin rotasyon ve ekstansiyonu da gerçekleşmez. Prehensil aktiviteler ve oynama gelişimi negatif olarak etkilenir. Bu postürün motor becerilerin gelişimi üzerinde olası önemli sonuçlar yaratabilecek bir diğer tarafı da, bacakların pasif bir fleksiyonda olmasıdır. Kalçaların ekstansiyonu ile birleşmiş iyi bir beden ekstansiyonu nadiren kaydedilmiştir. NDT konseptine göre bu durum ayakta durma kalitesini etkileyebilir. Pron ve supin pozisyonlarda küçük çocuğun motor becerileri pasiflik, simetri ve çok zayıf gelişmiş beden rotasyonuyla karakterize olmuştur. 5 çocuktan 3’ü beden rotasyonu olmadan dönmüş ve bacaklar neredeyse pasif kalmıştır. Bunların daha dikey postürlerde devam edeceği ve bedenin hareketlerinin çözülmesi üzerinde etkisi olacağı varsayılabilir. Bizim kendi gözlemlerimiz, çocukların oturma pozisyonlarını uzun süre korumakta problem yaşadığını göstermektedir. Olabildiğince istikrarlı olabilmek için, simetrik şekilde, oturma yüzeyini genişleterek oturmaktalar. Örneğin bacaklarını çapraz pozisyonda tutmakta; uzatılmış kollarla ve üst bacakları zemine dayanmış şekilde kendilerini desteklemektedirler. Lydic ve Steele’in (1979) 34 çalışması, katılan çocukların %50’sinde anormal bacak pozisyonu olduğuna işaret eder. Bu yüzden oturma pozisyonu özellikle küçük çocuklar için, doğasında statik ve oyun ve geçiş postürü için ideal bir pozisyondur. DS’lu çocuk sadece bir kolunu uzatıp oynamayı tercih etmekte; diğer kolunu oturma pozisyonunu sabitlemek için kullanmaktadır. Dengesinin gelişmesi çok zayıf bir olasılıktır çünkü çocuk, beden rotasyonunun ya da bedenin lateral fleksiyonunun oturma pozisyonunun stabilitesinin bozulmasına sebep olduğunu tecrübe etmektedir. Bu durum, prehensil aktivitelerin gelişmesinde geniş çaplı etkiler yaratacaktır. İki ellilikte vasat bir gelişme oluşur çünkü beden rotasyonları gerçekleşmez ve elleri ortada birleştirmek yeterli derecede gelişmez. Bunların da bir el tercihi yapmak üzerinde etkileri olması mümkündür. Yan oturma yolu ile emekleme pozisyonuna geçmedeki ilerlemek ya da beden rotasyonunu kullanarak pron pozisyondan oturma pozisyonuna ulaşmak, DS’lu çocuğun simetrik ve stabilize hareket paternleri için yaptığı tercihlerle örtüşmez. DS’lu çocuklar bir an için yardımsız oturma ya da oturma pozisyonundan emekleme ya da ayağa kalkma imkanına sahiptirler ama beden rotasyonunu hemen hiç kullanmazlar; burada kol / bacaklarını olabildiğince destek ve stabilite sağlamak için kullanırlar. Karakteristik DS hareket paterninde oturma pozisyonuna kalçaların aşırı abdüksiyonu ile ulaşılır. Bu aynı zamanda Lydic ve Steele (1979) tarafından da tanımlanmıştır. Haley (1986) bunu, yetersiz postür reaksiyonlarından kaynaklanan telafi edici motor aktiviteler olarak yorumlar. Bedenin motor aktiviteleri çok kısıtlı olarak geliştiğinden, bunun denge kalitesi ve hareket çeşitliliği üzerinde açık etkileri vardır. Bedenin motor aktivitelerinin ve rotasyon ile dengenin sürekli olarak eksik gelişiminin yürüme ve ayakta durma üzerinde etkileri olması muhtemeldir. Bunun aynı zamanda DS’lu zihinsel engelli insanlarda karakteristik olarak görülen bacaklar açık şekilde, beden rotasyonsuz yürümenin bir sebebi olması da muhtemeldir. Zaman zaman gözlenen Duchenne yürüyüşü, yetersiz ko-kontraksiyonlarla ve bunun sonucunda da kalça eklemlerindeki stabilite problemleriyle ilişkilendirilebilir. 35 2.4 Sonuçlar DS’lu çocuğun hareket kalitesinin büyük ölçüde, eklemler etrafındaki ko-kontraksiyonların stabilite yetersizliğinden etkilendiğini ve bunun da azalmış kas tonusuna sebep olduğu görülmektedir. Çocuk sürekli bir şekilde; çeşitlilikten yoksun, telafi edici, simetrik hareket davranışı geliştirmektedir. Bu özellikle de bedenin yetersiz olan motor becerileridir (rotasyon, lateral fleksiyon, denge). Bunun prehensil aktivite gelişimini de etkiliyor olması muhtemeldir. Motor problemleri gelişimsel bir bakış açısına oturttuğumuzda fizyoterapist, DS’lu çocukların egzersiz terapisinde sağlam temellere dayalı seçeneklerle yapılmış bir sistem elde eder. Bu şekilde gerçekleşen bir terapinin ileri sonuçları üzerine yapılmış bir çalışma, büyük ihtimalle, DS’lu çocukların motor gelişimi hakkındaki anlayışımızı geliştirmemize büyük fayda sağlayacaktır. 2.5 Özet Bölüm 2, gözleme ve ilgili literatürle ilişkilendirilerek yapılan tartışmalara dayanarak, DS’lu çocukların karakteristik hareket paternlerini tanımlar. Sendroma özel motor problemler olduğu ortaya çıkmıştır; DS’lu çocuğun hareket kalitesi, azalmış kas tonusu sonucunda, eklemler etrafındaki ko-kontraksiyonların stabilizasyonundaki yetersizlikten etkilenmektedir. Bunun sonucunda çocuk, çok simetrik ve çeşitlilikten uzak bir hareket davranışı geliştirir. Özellikle, bedenin motor sistem gelişimi kalitesi geri kalır (rotasyon, lateral fleksiyon, denge). Bunun prehesil akitivitelerin gelişiminde etkileri olması mümkündür. Bu tür motor problemleri gelişimsel bir anlayışa oturtmak, fizyoterapistin DS’lu küçük çocukların egzersiz terapisi tedavisini sağlam temellere oturtulmuş bir sistemle yapmasını sağlar. 36 2.6.Literatür Association of NDT (Bobath) courses in the Netherlands, (1984). N.D.T.-syllabus Fysiotherapie (N.D.T. physiotherapy course syllabus) Benda, C.E. (1960). The Child with Mongolism (Congenital Acromicria). New York: Grune & Stratton. Bernards, J.A. & Bouman, L.N. (1976). Fysiologie van de mens (human physiology). Utrecht: Bohn Scheltema en Holkema. Block, M.E. (1991). Motor development in children with Down’s syndrome: a review of the literature). Adapted Physical Activity Quaterly, 8, 179-209. Bobath, K. (1982). Behandeling van de cerebrale parese op neurofysiologische grondslag (A neurophysiological basis for the treatment of cerebral palsy). Utrecht/Antwerpen: Scheltema en Holkema. Carr, J. (1970). Mental and motor development in young mongol children. Journal of Mental Deficiency Research, 14, 205-220. Colon, E.J. (1972). The structure of the cerebral cortex in Down’s syndrome, a quantitative analysis. Neuropaedätrie, 3, 362-376. Connolly, B.H. & Michael, B.T. (1986). Performance of retarded children, with and without Down’s syndrome, on the Bruininks Oseretsky test of motor proficiency. Physical Therapy, 66, 344-48 Cowie, V.A. (1970). A study of the early development of mongols. Oxford: Pergamon Press Ltd. Crome, L. (1965). Pathology of Down’s disease. In L.T. Hilliard & B.H. Kirman (Eds.), Mental Deficiency (2nd ed). Boston: Little, Brown & Co. Cunningham, C.C. (1982). Down’s syndrome: an introduction for parents. London: Souvenir Press. Davis, W.E. & Scott Kelso, J.A. (1982). Analysis of ‘invariant characteristics’ in the motor control of Down’s syndrome and normal subjects. Journal of Motor Behavior. 37 Davis, W.E. & Sinning, W.E. (1987). Muscle stiffness in Down’s syndrome and other mentally handicapped subjects: a research note. Journal of Motor Behavior, 19, 130-144. Dyer, S., Gunn, P., Rauh, H. & Berry, P. (1990). Motor development in Down’s syndrome children: an analysis of the motor scale of the Bayley Scales of Infant Development. In A. Vermeer (Ed.), Motor Development, Adapted Physical Activity and Mental Retardation) (syf. 7-20). Basel: Karger AG. Groden, G. (1969). Relationships between intelligence and simple and complex motor proficiency. American Journal of Mental Deficiency, 74, 373-375. Haley, S.M. (1986). Postural reactions in infants with Down’s syndrome. Physical Therapy, 66, 17-22. Haley, S.M. (1987). Sequence of development of postural reactions by infants with Down’s syndrome. Developmental Medicine and Child Neurology, 29, 674-679. Harris, S.R. (1981). Effects of neurodevelopmental therapy on motor performance of infants with Down’s syndrome. Developmental Medicine and Child Neurology, 23, 477-483. Hayden, F.J. (1964), Physical fitness for the mentally retarded: A manual for teachers and parents. London: Frank Hayden. Henderson, S.E. (1985). Motor skill development. In D. Lane & B. Stratford (Eds.), Current approaches to Down’s syndrome (syf. 187-218). London: Holt, Rinehart and Winston. Henderson, S.E., Morris, J. & Ray, S. (1981). Performance of Down’s syndrome and other retarded children on the Cratty gross-motor test. American Journal of Mental Deficiency, 85, 416-424. Lydic, J.S. & Steele, C. (1979). Assessment of the quality of sitting and gait patterns in children with Down’s syndrome. Physical Therapy,) 59, 1489-1494. MacNeill-Shea, S.H. & Mezzomo, J.M. (1985). Relationship of 38 ankle strength and hypermobility to squatting skills of children with Down’s syndrome. Physical Therapy, 65, 1658-1661. Malpass, L.F. (1963). Motor skills in mental deficiency. In N.R. Ellis (Ed.), Handbook of mental deficiency, psychological theory and research. New York: McGraw-Hill Inc. Marin-Padilla, M. (1976). Pyramidal cell abnormalities in the motor cortex of a child with Down’s syndrome, a golgi study. Neurology, 167, 163. Morris, A.F., Vaughan, S.E. & Vaccaro, P. (1982). Measurements of neuromuscular tone and strength in Down’s syndrome children. Journal of Mental Deficiency Research, 26, 41-46. Nakamura, H. (1965). An inquiry into systematic differences in the abilities of institutionalized adult mongoloids. American Journal of Mental Deficiency, 69, 661-665. Owens, D., Dawson, J. & Losin, S. (1971). Alzheimer’s disease in Down’s syndrome. American Journal of Mental Deficiency, 75, 606-612. Paine, R.S., Brazelton, T.B. & Donovan, D.E. (1964). Evolution of postural reflexes in normal infants and in the presence of chronic brain syndromes. Neurology, 14, 1036-1048. Parker, A.W., Bronks, R. & Snyder Jr., C.W. (1986). Walking patterns in Down’s syndrome. Journal of Mental Deficiency Research, 30,317-330. Rast, M.M. & Harris, S.R. (1985). Motor control in infants with Down’s syndrome. Developmental Medicine and Child Neurology, 27, 682-685. Shumway-Cook, A. & Woollacott, M.H. (1985). Dynamics of postural control in the child with Down’s syndrome. Physical Therapy, 65, 1315-1322. Smith, C.F. & Berg, J.M. (1976) Down’s syndrome. Edinburgh: Churchill-Livingstone. 39 Smith, D.W. (1988). Recognizable patterns of human malformations. Saunders. Takashima, S., Berker, L.E., Armstrong, D.L. & Chan, F.W. (1981). Abnormal neuronal development in the visual cortex of the human foetus and infant with Down’s syndrome, a quantitative and qualitative golgi study. Brain Research, 225, 1. Ulrich, B.D., Ulrich, D.A. & Collier, D.H. (1992). Alternating stepping patterns: hidden abilities of 11-month-old infants with Down’s syndrome. Developmental Medicine and Child Neurology, 34, 233-239. Vermeer, A. & Beks, C. (1993). Ontwikkelingsmodellen met betrekking tot verstandelijk gehandicapten (models of development according to mentally handicapped people). In A. Vermeer & C. Brink van den (Eds.) Bewegingsonderwijs aan verstandelijk gehandi capten (Movement education to mentally handicapped people), (pp. 23-30). Baarn: Bekadidact. 40 3 Down Sendromlu çocuklar için motor müdahale: Literatüre genel bir bakış DS’lu çocukların belirgin motor problemleri, Henderson (1985) ve Block’un (1991) genel bakış makalelerinden kolaylıkla anlaşılabilir. Çeşitli yazarlar, diğer engellilik çeşitleriyle karşılaştırıldığında DS’lu çocukların spesifik motor problemleri olduğu konusunda hem fikir olurlar. (Henderson, 1985: Connolly&Michael, 1986: Lauteslager, 1991, 1995; Vermeer, 1993). Bu anlayışta hipotoni, reflekslerin anormal gelişimi, instabilite ve aşırı ağırlık önemli bir rol oynuyor gibi görünmektedir. Konjenital kalp bozuklukları, duyumsal motor problemler ve eklemlerin hipermobilitesi gibi tıbbi durumların etkileri de önemli bir rol oynamaktadır. Bununla birlikte, bu çocukların yaşadığı bilişsel ve sosyal kısıtlamalar da belirgindir (Block, 1991). Belirgin motor geriliğin de bir etkisi olduğu görülmüştür (Kugel, 1970; Henderson, 1985; Gunn &Berry, 1989). Bu sebeple DS’lu çocuklar, müdahale programlarında sıklıkla yer alırlar. Motor davranışlarındaki spesifik problemlere dayanarak, bu çocukların hayatlarının ilk yıllarındaki motor gelişimleri pediatrik fizyoterapistler tarafından artan oranlarda gözetim altına alınmaktadır. 3.1. Literatür Bu bölüm, motor müdahale metotlarının çeşitliliğine ve uygunluğuna bir anlayış getirecektir. Bu, DS’lu çocukların motor gelişiminde erken müdahalenin etkileri üzerine yapılmış 12 adet araştırmanın temeli üzerine yapılacaktır. Bölüm3 şunları baz alır: Lauteslager, P.E.M., Vermeer, A. & Helders P.J.M. (1995). Theoretische fundering van motorische interventie bij kinderen met het syndroom van Down; een literatuur studie (Theoretical foundation of motorintervention for children with Down’s syndrome: a review of the literature). Nederlands tijdschrift voor de zorg aan verstandelijk gehandicapten, 21,108-122 Lauteslager, P.E.M., Vermeer, A. & Helders P.J.M. (1996). Motorische interventie bij kinderen met het syndroom van Down; een literatuur studie. Motor intervention for children with Down’s Syndrome: a review of the Literature. Nederlands Tijdschrift voor Fysiotherapie, 106, 52-61 41 Makale Popülasyon: sayı, yaş Deneysel Kontrol Brinkworth,1972 s=5, 0-6a Referans Moto Terap s=12,29-55h Hayden&Dmitriev, s=44, 1-72a yok 1975 Aronson&Fallström, 1977 Engelsiz çocukların normları s=8 s=8 21-69a Hanson&Schwarz, s=12, 4h-6a yok 1978 ortalama 14h Engelsiz çocukların normal gelişimi ve DS Çocuklar temel alındı Clunies-Ross,1979 s=36,3-37a, yok Ortalama 15a Engelsiz çocukların normları, deneklerin karşılaştırılması Piper&Pless,1980 s=21 Ortalama 9.33a s=16 Sharav&Shlomo, s=51 0-13J yok 1986 Cunningham,1987 s=181, 0-2 y, Alt-kohortların s’si DSlu çocukların normları Kohortlar içinde eş gruplar Bilinmiyor Tablo 3.1. Genel stimülasyon programları Makale Kugel,1970 Popülasyon: sayı, yaş Deneysel Kontrol s=7, 4-17a yok Ortalama 9,8 a Connolly&Russell, s=40, 0-36a yok 1976 Kantner,Clark, Allen& Chase,1976 Harris,1981 s=2 6-24 a s=10 2,7-21,5a Tablo 3.2 Spesifik motor programları 42 s=2 s=10 Referans Engelsiz çocukların gelişim normları DSlu çocukların gelişim normları Motor müdahale Sıklık Ölçüm aracı Terapist Kaba motor sonuçlar Kısa dönem proprioseptif ve kinestetik 6 ay boyunca Griffiths pozitif, stimulasyon / Pasif ve aktif egzersizler haftada 1 anlamsız / Bilinmiyor Duyumsal-motor eğitimi pozitif değişken Denver, Gesell Motor beceri aşamalarının eğitimi Dışarıda, basamaklarda ve topla oynamak, normal gelişim bazlı / Psikolog 18 ay boyunca haftada 2 kez Griffiths pozitif, anlamlı Normal gelişim bazlı Ebeveyn gözetimi 15-30 ay boyunca haftada 1 kez standart kontrol listesi orta pozitif Normal gelişim bazlı Fizyoterapist 4-24 ay boyunca haftada 2-3 kez EIDP StanfordBinet Peabody pozitif Normal gelişim bazlı Fizyoterapist 6 ay boyuncahaftada 2 kez Griffiths Bilinmiyor Fizyoterapist ve mesleki terapist 18 aya kadar haftada 1, değişken Bayley, StanfordBinetPeabody değişken süregenlikte haftada 1-3 kez(+/- 1 yıl) Bayley Kas tonusu ve güçlendirme egzersizleri Dengeyi otururken geliştirme, primitif yürüme refleksi edinme Bilinmiyor Uzun dönem DQ’nun kesin tekrarı anlamlı bir değişiklik yok negatif, anlamsız 18 aya kadar negatif, 18 ay- 5 yaş arası pozitif, 5 yaştan sonra hafifçe negatif pozitif anlamlı bir değişiklik yok Kullanılan kısaltmalar S: sayı; h: hafta; a: ay; y: yıl; DS: Down Sendromu; DQ: gelişimsel kat sayı Motor müdahale Sıklık Ölçüm aracı Terapist Normal gelişim bazlı bazı spesifik vurgularla Fizyoterapist gözetimindeki hemşire ekibi Kaba motor sonuçlar Kısa dönem 18 ay, her gün Gesell iyi, yaşla uygun yılda iki kez ebeveynlerin stimülasyonu Gesell hızlandırılmış vurgularla gelişim Spesifik vestibular stimülasyon Bilinmiyor 10 gün boyunca günde 10 kez kantitatif test Cupulogram İyi (n=1) NDT Fizyoterapist 9 hafta boyunca haftada 3 kez Bayley,Peabody, Bireysel amaçlar amaçlar için anlamlı pozitif, ileri, değişiklikler yok Kas eğitimi, duyumsal ve kaba motor stimülasyonu Doğrulma reaksiyonlarının kolaylaştırılması Fizyoterapist Uzun dönem spesifik problemler hala görülüyor 43 8 müdahale çalışması, gelişimi (motor gelişim de dahil) ve genel olarak doğal stimülasyonu kapsıyor (tablo 3.1); diğer 4 müdahale çalışması ise spesifik bir motor yaklaşıma sahip (tablo 3.2). Bu noktayı örneklemek için, çok yakın zamanda elde edilmiş araştırma sonuçlarının ve spesifik motor programlarının tanımı yer almakta. Tartışma 4 durum baz alınarak yapılmış: Uyarlanmış teorik sistem, tedavi metodu, motor beceri alanında müdahalenin etkileri ve müdahale ölçümünün tarzı... Literatür seçimi, 1988 yılında kaleme alınan Gibson ve Harris imzalı makale üzerine kuruludur. Bu, DS’lu çocukların erken müdahale programlarının müdahale çalışmalarına genel bir bakış niteliği taşır. Harris’in (1981a) genel bakış makalesi, spesifik motor müdahale alanına daha ileri katkılarda bulunur. Literatür seçkisi; Groningen Üniversitesi Kütüphanesi’nin, Amersfoort Fizyoterapi Bilimi ve Eğitimi Enstitüsü’nün dökümantasyon merkezinin ve Wanneperveen Down Sendrom Vakfı’nın dijital literatür araştırmaları kullanılarak, 1995 yılına güncellenmiştir. Bu çalışma bağlamında literatür, “medline database” kullanılarak Eylül 1999’a güncellenmiştir. 3.2. Genel stimülasyon programları Sharav ve Scholmo (1986); Kudüs’de, evlerinde yaşayan 51 DS çocuk üzerine 10 yıl boyunca yapılan boylamsal müdahale araştırmasının sonuçlarını tanımlamışlardır. (26 erkek, 25 kız; 0-13 yaşları arasında) Bir kontrol grubu bulunmuyordu. Sonuçlar, test edilen çocukların yaşına bağlı olarak, Carr (1970) ve Dicks-Mireaux’un (1972) DS’lu çocukların gelişimsel normlarıyla karşılaştırıldı. 4 ila 6 haftalıktan itibaren çocuklar, kendi evlerinde, bir mesleki terapistin ve ebeveynlerinin katılımıyla haftada birer saat olmak üzere tedavi edildiler. Çocuklar 18 aydan 24 aya kadar, haftada 4 ila 6 kez sabahları bir oyun okuluna gittiler. 6 ila 8 çocuktan oluşan küçük gruplarda, özel bir öğretmenin gözetiminde tutuluyorlardı. Bununla birlikte, bu çocuklara bir fizyoterapist ve bir konuşma terapisti tarafından bireysel terapi veriliyordu. 5 yaşından itibaren, çocuklar özel eğitime geçtiler ve artık merkezin sorumluluğunda değillerdi. Ancak, yine de hala periyodik olarak test ediliyorlardı. Gelişim olabildiğince, Bayley Bebek Gelişimi Ölçeği’ne göre test edildi; üç yaştan itibaren ise Stanford-Binet Zeka Ölçeği’ne göre test edildi. Test hayatlarının ilk yılında her üç ayda bir; 1 ila 3 yaş arasında yılda iki kez; sonrasında ise yılda bir kez yapıldı. 44 Engelsiz çocuklarla karşılaştırıldığında, 18 aylığa kadarki çocuklarda motor ve zihinsel sonuçlar aşağı doğru ilerleme eğilimindeydi. 12 aylığa kadar motor ve zihinsel skorlar aşağı yukarı birbirlerine eşit durumdaydı. Daha sonra zihinsel skor bir şekilde motor skordan daha yüksek çıktı. Ancak 18 ay sonra, aşağı doğru seyreden bu eğilim değişti; Carr (1970) ve Dicks-Mireaux’nun (1972) bilgileriyle karşılaştırıldığında, 3 yaşa kadar yükselen bir eğilime geçtiği gözlendi. Yazarlar, gruplarının küçük olmasını ve etik açıdan doğru olmadığı için bir kontrol grubuyla çalışmamayı dezavantaj olarak gördüler. Grubun sabit sayıda olması, birbirini izleyen boylamsal veriler, standardize edilmiş test metodu, sistematik erken müdahale programı ve tedavinin parçası olarak ebeveyn katılımı ise avantajlar arasındaydı. Tanımlanan programın ve gelişim testlerinde üretilen kanıtlanmış sonuçların referans verilerle karşılaştırılmasının, DS’lu çocuklardaki gelişimsel gerilemeyi azaltabilecek özellikte olduğu konusunda hemfikir oldular. Cunningham (1987); Manchester (Birleşik Krallık) ve çevresinde, DS’lu çocuğa sahip 181 aileden oluşan bir temsilci grupla bir araştırma yaptı. Bu çocuklar 1973 Ağustos’u ile 1980 Ağustos’u arasında doğmuştu. Cunningham DS’lu çocukların motor problemlerini (hipotoni, koordinasyon eksikliği) göreceli olarak küçük olan serebelluma, küçük olan beyin sapına ve merkezi sinir sisteminin geri kalmış gelişimine bağladı. Müdahale ile ilgili olarak; her aile için kullanılmış “standart yaklaşım” ve araştırma grubunun içinden seçilmiş birkaç alt grupta kullanılmış daha yoğun ve detaylı yaklaşım arasında bir ayrım yapıldı. Burada yapılmak istenen şey; spesifik değişkenlerin etkilerini, bir alt gruptaki çocuklarla geri kalan kontrol gruplarını karşılaştırarak araştırmaktı. Standart yaklaşım, teşhis konulduktan hemen sonra başlayan ev ziyaretlerinden oluşuyordu. Buna, çocuklar 18 aylık olana kadar 6 haftada bir devam edildi. Bunu takiben, bu ziyaretlere 2 yaşına kadar 12 haftada bir devam edildi. Bundan sonra uzun dönem etkilerine bakılarak aileler; çocuklar 5 yaşına gelene kadar yılda 2 kez ziyaret edildi. Bu ziyaretler sırasında, ailelere DS ile ilgili genel bilgiler ve destek organlarıyla ilgili bilgiler verildi. Gerekli oldukça, pratik ve duygusal destek sağlandı. Ayrıca çocuğun gelişimsel seviyesi (Bayley Bebek Gelişimi Ölçeği) test edildi ve ebeveynlerin görüşleriyle birlikte çocuğun o andaki durumuna uygun olarak hangi oyunların, aktivite ve fiziksel egzersizlerin oluşturulması gerektiğine karar 45 verildi. Daha yoğun araştırılan alt gruplar ise haftada 2 ila 3 kez ziyaret edildi. Ebeveynlerden, çocuklarıyla birlikte günde 4-5 kez belli egzersizler yapmaları istendi. 2 alt grup içinde vurgulama, motor gelişim üzerine yapıldı. Bir grupta çalışma, çocukların hayatlarının ilk yılındaki motor becerilerinin stimüle edilmesinden oluşuyordu (kas güçlendirmesi ve tonu egzersizleri, oturmada denge). Bu yaklaşım; bu çocukların o yıl içinde, kontrol grubuyla kıyaslandığında, motor beceri aşamalarına daha çabuk ulaşmalarıyla sonuçlandı. Ancak, bir uzun dönem etkisi yoktu: Terapi grubundaki çocuklar, kontrol grubundaki çocuklardan daha erken oturabildiler ama daha erken yürüyemediler. Diğer grupta, başlangıç yürüme refleksleri 8 aylıktan başlayarak teşvik edildi. Sonucunda bu gruptaki çocukların hepsi kontrol grubundaki çocuklardan daha erken yürüdüler. Cunningham analizde, motor gelişim ile birlikte tıbbi problemlerin (özellikle kalp defektleri) belirgin değişkenler olduklarını ve yoğun motor eğitiminin etkisinin bu eğitim sırasında özellikle belirginleştiğini belirtmiştir. Ayrıca Cunningham, spesifik yoğun stimülasyonun test edilen çocukların gelişimi üzerinde belirgin bir etkisi olmadığına işaret etmiş ve spor aktiviteleri kanalıyla genel motor stimülasyon uygulanmasını tavsiye etmiştir. 3.3 Spesifik motor programlar Connolly ve Russell (1976; 1980; 1984; 1993) çeşitli meslektaşlarının (Connolly&Russell, 1976; Connolly, Morgan, Russell & Richardson, 1980; Connolly, Morgan & Russell, 1984; Connolly, Morgan, Russell&Fulliton, 1993) işbirliği ile, birkaç bilim dalıyla ilgili motor stimülasyonun, evde yaşayan DS’lu çocukların gelişimi üzerindeki etkilerini araştırdılar. Orijinal müdahale araştırmasına (Connolly&Russell, 1976) 40 çocuk katıldı (İki yaş grubunda: 0-18 aylık ve 18-36 aylık). Hipotez, erken motor ve sensori stimülasyonunun, potansiyel olarak gerilemiş gelişimi olan çocuklar üzerinde pozitif etkileri olduğu üzerineydi. Varsayılan aynı fiziksel problemlerden (hipotoni) ve şimdiye kadar elde edilen istatistiksel verilerden dolayı seçim DS’lu çocuklardan yana yapıldı. Sonuçlar; Fishler, Share ve Koch’un formüle ettiği (1964) Motor Gelişimin Gesell Tarifesi bazında, DS’lu çocukların gelişimsel normlarıyla karşılaştırıldı. Çocukların seçimi, ebeveynlerin merkeze gönüllü olarak gelip aktif olarak programa katılma taleplerine dayanıyordu. Diğer sağlık problemleri, örneğin 46 bir konjenital kalp defekti, çocukların bu grupta yer almasına engel olmuyordu. Ebeveynler ve çocuklar, bir grup halinde, yılda 2 kez 10 haftalık periyotlarla, haftada yarım gün olmak üzere; bireysel olarak odaklanılmış geniş yönelimli bilgilerle (örneğin sensori ve motor gelişim alanında) hazırlanmış bir eğitim aldılar. Bunu takiben, yılın geri kalanında rehberlik evde devam etti. Bir fizyoterapist kas güçlendirmesi, mobilite, sensori, kaba motor stimülasyon ve oyun aktiviteleri alanında hizmet sağladı. Ev programında vibratörler, büyük plaj topları ve rulo havlular kullanıldı; bu şekilde boyun, sırt, dirsek ve diz ekstansör ve kalça abdüktörlerindeki zayıf kas gruplarının nasıl stimüle edileceği gösterilerek doğrulma tepkilerinin kolaylaştırılması sağlandı. Connolly ve Russell’ın (1976) araştırmasındaki çocuklar; baş kontrolü, oturma ve yürüme gibi kaba motorlarda, Fishler ve diğerlerinin (1964) raporundaki çocuklardan daha hızlı başarı sağladılar. İnce motor becerileri, sosyal beceriler ve beslenme alanındaki sonuçlar da pozitifti. Araştırma, çocuklara 6 aylıktan daha önce müdahaleye başlandığında, çıkan sonuçların daha iyi olduğuna işaret etti. Bunu takiben birbirini izleyen üç makalede, Connolly ve Russell birkaç yazarın işbirliği ile, çalışmanın uzun dönem sonuçlarını rapor ettiler. Orijinal araştırma grubunun kademeli olarak düşen verileri ile değişen kriteleri baz alarak DS’lu çocuk gruplarından toplanan verileri karşılaştırdılar (1980 - sayı: 20, yaş: 3.2 ile 6.3 arası; 1984 - sayı: 15, yaş: 7.3 ile 10.3 arası; 1993 - sayı: 10, yaş: 13.9 ile 17.9 arası). Kontrol grupları ebat olarak değişikti ve kontrol grubundaki çocuklar erken müdahale programlarında yer almamıştı. Karşılaştırma, çeşitli ölçüm araçlarıyla toplanmış veriler baz alınarak yapıldı (Stanford-Binet Zeka Ölçeği, Cattell Bebek Zekası Ölçeği, Vineland Sosyal Olgunluk Ölçeği, Bruininks Oseretsky Motor Yeterlilik Testi, Gesell Motor Gelişim Ölçekleri). Erken müdahale gruplarında erken yaşlarda yer alıp, çeşitli test öğelerinde kontrol gruplarındaki erken müdahale görmemiş çocuklardan daha iyi skorlar elde eden çocukların takip çalışmalarından alınan sonuçlar gelişim kotası olarak gösterildi. Yazarlar aynı zamanda, bunun, program tasarımındaki bazı kısıtlamalardan dolayı sadece programda yer almaya yorulamayacağına işaret etmişlerdir. Her ne kadar başlangıçta motor sonuçlar iyi olsa da, (1976) bir miktar gelişime rağmen, kaba ve ince motor alanlarda halen spesifik problemler bulunuyordu. 47 Denge ve pelvik stabilitenin olmaması, düz tabanlık ve koşmada görülen problemler özellikle belirlenmiştir. Bunlar, geri kalmış serebellum fonksiyonu gelişimi ile göreceli olarak küçük serebellum ve küçük beyin sapıyla ilişkilendirilen kas hipotonisine atfedilmektedir. Somato-sensori ve vestibular bozukluklar da ayrıca işaret edilmiştir. Sonuç olarak, Harris, bir müdahale stratejisi olarak nöro-gelişimsel tedaviye (NDT ya da Bobath Metodu) karar verdi. Harris, terapötik anlamda bu metodun genel amaçlarının, DS’lu çocukların motor problemlerine uygun olduğunu varsaymıştır. Yazarın fikrine göre, NDT’deki önemli amaçlar şu şekilde özetlenebilir: Normal kas tonusunun ve doğrulmanın, denge ve korumaya yönelik tepkilerin kolaylaştırılması ve sonucunda normal hareket paternlerinin gelişimi... Bununla birlikte, otomatik hareketin kolaylaştırılmasının, çok küçük ve zihinsel engelli çocuklarda uygun bir tedavi metodu olduğunu öne sürmüştür. Yazar, DS’lu çocukların hipotoni karakteristikleri ile bu çocukların motor beceri aşamalarının kazanılmasındaki gecikmeler arasında bir ilişki bulmuştur. Çalışma, evde yaşayan ve test yapıldığında yaşları 2.7 ila 21.5 aylık arasında değişen 20 DS’lu çocuk grubu ile yapılmıştır. İki çocuktan birinde kalp bozukluğu olduğu biliniyordu ve bütün çocuklarda değişen seviyelerde hipotoni vardı. Çocukların deneysel ve kontrol gruplarına yerleştirilmelerinde yaş ve cinsiyet baz olarak alındı; ikisi arasında belirgin farklılıklar yoktu. Tedavi esas olarak çocukların evlerinde ve tecrübeli fizyoterapistlerce sürdürüldü. Bu tedavi haftada 3 kez olacak şekilde, 9 hafta boyunca yapıldı ve her bir seans yaklaşık 40 dakika sürdü. Tedavi çocuk başına 4 bireysel ve spesifik amaç ile 3 genel amaç bazında sürdürüldü: Normal postüral tonusun, doğrulmanın, dengenin ve koruyucu tepkilerin sağlanması ile normal hareket paternlerinin artırılması. Tonusun normalleştirilmesi, eklem aproksimasyonu, tapping ve harekete direnme gibi, spesifik NDT teknikleri ile yapıldı. Postüral tepkiler; yüzüstü, sırtüstü, emekleme, oturma ve ayakta durma pozisyonlarında yürütüldü. Gelişimsel anlamda uygun hareket paternleri, postüral tonuyu artırmak için aktivitelerden sonra yürütüldü. Bu çalışmalar; yüzüstü pozisyonda pivot, yüzüstünden sırtüstüne ve sırtüstünden yüzüstüne dönme, karın üstünde yüzüstü ilerleme, resiprokal emekleme, gövde rotasyonu kullanarak oturma pozisyonuna geçiş ve oturma pozisyonundan 48 çıkışı içermekteydi. İsteğe bağlı ebeveyn katılımı, kontrol edilemeyecek değişkenin tanıtılmasına bağlı olarak, göz önünde bulundurulmadı. Müdahalenin ölçümü; Bayley Bebek Gelişimi Ölçeği ve Peabody Gelişimsel Motor Ölçeği ile yapıldı. Bununla birlikte ölçümler; sayısallaştırılabilir, bireyselleştirilmiş tedavi amaçları ile yapıldı. Ayrıca bunun gözlemciler arası güvenilirliği test edildi ve uygun olduğuna karar verildi. Bayley Bebek Gelişimi Ölçeği ve Peabody Gelişimsel Motor Ölçeği ile müdahale ölçümü; tedavi ve kontrol grupları arasındaki motor ve zihinsel gelişim seviyelerinde belirli bir farklılık göstermedi. Bireysel olarak belirlenmiş hedefler, deneysel grubun avantajına göre önemli ölçüde değişti. Harris, araştırmanın sonuçlarının; NDT metoduna göre yapılan terapinin DS’lu çocukların motor kazanımlarını geliştirdiği yönündeki hipotezi desteklediğini öne sürdü. Gerçek şu ki, yazar tarafından küçük araştırma grubuna atfedilen iki gelişimsel ölçeğin testinden çıkan sonuç; gerek kısa müdahale periyodu gerekse kullanılan ölçüm araçlarının elverişsiz duyarlılığından dolayı, kolay anlaşılabilir değildir. Yazar, spesifik olarak DS’lu çocuklar için geliştirilecek bir değerlendirme aracını savunmuştur. Bu araçla, motor becerilerin kalite seviyesi ve onlardaki değişiklikler kaydedilebilecektir. Harris aynı zamanda başka bir araştırma metodolijisini de savunmuştur. Problemlerin kompleks yapısının karşısında, grup karşılaştırmasını gerçekçi bulmamış ve tek denek tarzını (sayı: 1) tavsiye etmiştir. 3.4 Tartışma 3.4.1 Teorik Sistem DS’lu çocukların motor yetenekleri ile bağlantılı olarak tanımlanmış 12 araştırma çalışması içinde motor gelişimdeki belli bozuklukları yorumlayan iki farklı görüş ortaya çıkmıştır. Bir taraftan bu motor gelişim gecikmeli fakat normal olarak görülmekte; diğer taraftan spesifik motor problemler bildirilmektedir. Tercihli teorik sistem, önemli bir kapsamda, uygulanan tedavi metodunun içeriğiyle birlikte müdahale ölçümünün tavrını da saptamaktadır. Stimüle eden 8 programın 5’inde (Hayden & Dmitriev, 1975; Aronson & Fällström, 1977; Hanson & Schwarz, 1978; Clunies-Ross, 1979; Piper & Pless, 1980; Tablo 3.1) DS’lu çocukların becerilerinin gerilemiş olduğu kabul edilmektedir. Bununla birlikte gelişimsel dezavantajlara sahip çocukların gelişiminde zenginleşmiş çevrenin pozitif etkileri olduğu önermesi 49 yer almaktadır. Esas olarak yöneltilmiş motive müdahale, yaklaşık olarak genel stimülasyondur. Etkiler, engelsiz çocuklar üzerinde standardize edilmiş gelişim testleri ile ölçülmüştür. Ancak Touwen (1988), “gecikmiş” teriminin, stimülasyon ile düzeltilebilecek bir dezavantaj olduğu fikrini önermiştir. Touwen, zihinsel engelli kişiler için “alternatif gelişim” konseptini tercih etmiş ve bu yaklaşımda “yaşa özel bireysel gelişim” ve “sıklıkla azalmış bireysel çeşitlilik” olarak anmıştır. Çeşitli yazarlar, DS’lu çocukların motor gelişiminin, bu gelişimi “diğer” yapan pek çok görünüm içerdiğini belirtmişlerdir. Burada fazlasıyla önem taşıyan nokta; Dyer, Gunn, Rauh ve Berry (1990) ve Haley (1987) tarafından kaydedilmiş motor becerilerin çarpık gelişimsel sırasıdır. Bununla birlikte, çeşitli yazarlar DS’un postüral ve hareket paternlerinin karakteristiğinin gelişimini tanımlamışlardır (Lydic & Steele, 1979; Lauteslager, 1991; Åkerström & Sanner, 1993). Son olarak, Connolly ve Michael (1986) DS’lu çocukların motor problemlerinin bu sendroma özel olduğunu açıklamışlardır; diğer zihinsel engellere sahip çocuklarla karşılaştırıldıklarında motor alanda daha az başarılı olmaktadırlar. DS’lu çocukların motor gelişimlerindeki spesifik problemler diğer 3 stimülasyon programında da kabul görmüştür. Brinkworth (1972) uyarma işlemi sınırlı derecede olan, az gelişmiş sinir sistemine ve hipotoniye atıfta bulunmuştur. Sharav &Scholomo (1986) bir mesleki terapist ile bir fizyoterapistin sağlayacağı erken tedavinin gerekli olduğunu belirtmişler ama bununla ilgili bir teorik sistem sunmamışlardır. Sonunda, Cunningham (1987) hipotoni ve koordinasyon yokluğunu rapor etmiştir. Bunu; göreceli olarak küçük serebellum, küçük beyin sapı ve merkezi sinir sistemindeki gecikmiş olgunlaşmaya bağlamıştır. Bu 4 spesifik motor programda, müdahalenin teorik temeli, genel olarak daha kapsamlıdır. Kugel (1970) spesifik motor problemler olduğunu rapor etmiştir. Hipotoni ve koordinasyon bozukluklarına değinmiş ve bunu adlandırmadan, eklemlerin kas dokusu ko-kontraksiyonunun stabilize edilmesindeki yetersizlik olarak tanımlamıştır. Ancak denge problemlerinden bahsedilmemiştir. Motor gelişimin çeşitli evrelerinin motor problemler tarafından nasıl etkilendiği yetersiz olarak tanımlanmış ve motor evreler arasındaki spesifik gelişimsel tutarlılık belirtilmemiştir. Connolly ve diğerleri (1976; 1980; 1984; 1993) müsküler hipotoniyi temel bir problem olarak kaydetmişler ama bunun postüral kontrol sistem üzerindeki 50 sonuçlarıyla bir bağlantı kurmamışlardır. Eklemlerin etrafındaki stabilite problemlerini kas kuvvetinin yokluğu olarak yorumlamışlar ve bu soruna bu şekilde muamele etmişlerdir. Denge ile ilgili problemlerden bahsedilmemiştir. Vurgulama, hareketin kalitesine değil; motor beceri aşamalarının kazanılmasının temposu üzerine yapılmıştır. Kalitatif motor sürece ya da bunun, spesifik motor problemler ve motor gelişimin çeşitli evreleriyle olan ilişkisine odaklanılmamıştır. Nitekim Kanner, Allen ve Chase’in (1976) müdahalesi bir teorik sistem üzerine kurulmamıştı. Yazarlar vestibüler stimulasyonu seçmişlerdi çünkü stimülasyonun bu türü çeşitli egzersiz terapisi metotlarının tamamlayıcısı konumundaydı. Ancak bunun etkisi üzerine hiç araştırma yapılmadığını belirtmişlerdir. Bu yaklaşım DS’lu çocukların motor problemleriyle ilintili değildir. Denge reaksiyonlarının yetersizliği açıkça ortadaydı ama kompleks motor problemlerin bir öğesiydi. Harris’in (1981a; 1981b ) araştırmasındaki teorik sistem, DS’lu çocukların spesifik motor problemlerinin analizi baz alınarak yapılmamıştır. Bu sistemin genel tedavi metotları, NDT metodundan alınmıştır. Harris’in tedavi metodu olarak, NDT metodunu seçmesi anlaşılabilir bir durumdur çünkü DS’lu çocuklarda hipotoni, postüral kontroldeki bozuklukla ilişkili olan karakteristik bir problemdir. İşte bu yüzden, tonusun normalizasyonu ve postürel reaksiyonların fasilitasyonu normal postür ve hareket paternlerinin geliştirilmesinde temel olarak yararlı görünmektedir. Yine de NDT gibi gelişimsel amaçlı motor müdahaleyi uygularken, DS’lu çocuğun spesifik gelişim yolunu kavramak esastır, ancak bu şekilde bireysel tedavi hedefleri ortaya çıkarılabilir. Özetle, motor problemlerin yapısının ışığı altında, DS’lu çocukların motor gelişiminin gecikmeli olduğunu savunmak makul değildir. Geriye kalan 3 genel stimulasyon programı ve 4 spesifik motor programında spesifik motor problemlerin değişen durumları olduğu varsayılmıştır. Ancak bu çalışmaların hiçbirinde, DS’lu çocukların motor gelişim problemlerinin analizini baz alan bir tedavi metodu yoktur. Bu durumdan; tartışılan müdahale çalışmalarının hiçbirinin, gelişimsel bakış açısı ile DS’lu çocukların spesifik motor problemlerini yorumlayan teorik bir sistem kullanılarak yapılmadığı sonucu çıkarılabilir. Teorik temel, uygulanan tedavi metotları ve ölçüm araçları bu yüzden tartışmaya açıktır. Henderson ve Block (1991), müdahale araştırmasında uygun araştırma materyalinin kullanılmasının gerekli olduğunun altını çizmişlerdir. 51 3.4.2 Tedavinin metotları Müdahale çalışmalarının sonuçlarını değerlendirirken en önemli öğe, kullanılan metotların iyi bilinmesidir. Bu yüzden daha da çarpıcı olan; 12 yazardan 11’nin bunu rapor etmemiş olmasıdır. Örnek vermek gerekirse, Sharav&Scholomo’nun makalesinde motor alandaki tedavinin içeriği belirtilmemiştir. Piper&Pless’in (1980) negatif sonuçları baz alan tedavi metotları da çok açık değildir. Sadece Harris (1981a; 1981b) sağlık çalışanları arasında da geniş anlamda kabul gören NDT metodundan faydalanmıştır. Bunlar dikkate alındığında, tartışılan çalışmalar kullanılan motor tedaviye yetersiz bir anlayış sağlar. Bundan da, sunulan sonuçların çalışma alanında sınırlı bir anlamı olduğu anlaşılır. Tartışılan 8 genel stimülasyon programından 5’inde (Hayden & Dmitriev, 1975; Aronson & Fällström, 1977; Hanson & Schwarz, 1978; Clunies-Ross, 1979; Piper & Pless, 1980; Tablo 3.1), engelsiz çocukların gelişim paternlerini temel alan, gelişim odaklı bir müdahale kullanılmıştır. Belirtildiğine göre motor stimülasyonun biçimi belirli değildir. Geri kalan 3 program kısıtlı bir kapsamda spesifik motor problemlere yönelmiştir. Brinkworth (1972), sınırlı sayıdaki teorik tanımlamaların temeli üzerine, geniş açıda yapılan stimülasyon kanalıyla beyin aktivitesine, denge ve propriosepsiyonun stimülasyonuna önem vermiştir. Bu tedavi metodu DS’lu çocukların motor problemlerinin karmaşıklığı göz önüne alındığında, yeterince spesifik değildir. Sharav ve Shlomo (1986) ne kullandıkları tedavi metotları ne de teorik sistem ile ilgili bilgi vermemişlerdir. Kullandıkları ölçüm aracı engelsiz çocuklar üzerinde standardize edildiğinden, sendroma özgü motor problemlere yeterli derecede dikkat çekilmemiş olması mümkündür. Cunningham (1987) müdahalesini sınırlı teorik açıklamalar üzerine kurmuş ve motor gelişimin kalitatif durumlarına yeterli dikkati göstermemiştir. 8 çalışmanın 3’ü (Sharav&Shlomo, 1986; Clunies-Ross, 1979; Piper&Pless, 1980) bir fizyoterapistin katılımını rapor etmiştir. Tartışılan genel stimülasyon programlarında motor müdahalenin, DS’lu çocukların motor problemlerinin uygun analizi üzerine kurulmadığı sonucuna varılabilir. Bunun sonucunda, amaç ve tedavi yeterli derecede spesifik değildi ve sonuçların değeri de sınırlıydı. Spesifik motor programlara adapte edilen yaklaşımda hatırı sayılır bir çeşitlilik olduğu görünmektedir (tablo 3.2). 4 programdan 3’ünde, 52 müdahale metodu olarak egzersiz terapisi seçilmiştir. Kantner ve diğerleri (1976) seçimlerini spesifik vestibülar stimülasyondan yana yapmışlardır. Kantner ve diğerlerinin (1976) ve Harris’in (1981a; 1981b) çalışmalarında müdahale periyodu süre açısından yetersizdi (sırasıyla 2 ve 9 haftaydı) ve ebeveyn katılımını içermiyordu. Connolly ve Russell’ın (1976) çalışmasında, müdahale, çocukların hayatının ilk üç yılı boyunca sürdü. Kugel’in (1970) çalışmasında, müdahale 18 ay sürdü. Her iki çalışma da katılımın bir çeşidini tanımlıyordu (sırasıyla ebeveyn ve bakım ekibinin katılımı). Müdahalenin uzunluğunun karşılığında, Kugel (1970) ve Connolly&Russell’ın (1979) yaklaşımları, motor gelişim üzerinde daha yapısal bir etkiye yönlenmeliydi. Kantner ve diğerlerinin (1976) ve Harris’in (1981a; 1981b) çalışmalarındaki müdahalenin süresi, gelişimsel stimülasyon açısından bir sonuç çıkarmak için kısadır. 4 çalışma çocukların yaşları açısından kabaca birbiriyle uyumludur (0-36 aylık). Kugel’in araştırması (1970) bir dereceye kadar spesifik postüral ve hareket paternlerinin gözlemi üzerine kurulmuştu ama spesifik gelişimsel sistemin perspektifinden belirtilen problemleri yeterli derecede tanımlayamıyordu. Bununla birlikte, tedavi aynı zamanda normal motor gelişim üzerine kurulmuştu ve fizyoterapistlerin gözetimi altındaki bakım ekibi tarafından sürdürülüyordu. Connolly ve Russell (1976) stabilite problemlerini, müsküler hipotoniden kaynaklanan kas güçsüzlüğü olarak yorumlamışlar ve genel motor stimülasyonun kombinasyonuyla kasların kuvvetlendirilmesine karar vermişlerdir. Tedavi ekibinde bir fizyoterapist de vardı. Motor becerilerin kalitatif durumuna yeterli dikkat verilmemiştir: Refereans noktası olarak normal motor beceri aşamaları kullanılmıştır. Yukarıda da belirtildiği gibi Kantner ve diğerlerinin (1976) çalışmasındaki motivasyon ve tedavi metotları, diğer programlardan oldukça farklıdır. Motor müdahale ölçümü kantatif anlamda yer almış, tedavi problem analizi üzerine kurulmamış ve DS’lu çocuklar tarafından tecrübe edilen motor problemlerin sınırlı bir boyutunu kapsamıştır. Bu yüzden gelişimsel olarak yönlendirilmiş müdahale programlarının değerlendirilmesiyle ilintisi kısıtlıdır. Son olarak Harris’in (1981a; 1981b) müdahale ile ilgili genel amaçları NDT metodunun amaçları üzerine kurulmuştu ve hedef grubun, motor becerilerinin analizine dayanmamaktaydı. Her ne kadar bu amaçlar NDT metodunun amaçlarıyla kabaca uyuyorsa da, yine de spesifik motor gelişimi ve spesifik motor 53 paternlerinin gelişimi arasındaki tutarlılıkla ilgili bir anlayışı içermemekteydi. Tedavi, bireysel terapi amaçları baz alınarak yapıldı ve kalifiye fizyoterapistler tarafından sürdürüldü. Bu durumda; spesifik motor programlardaki amaçların limitli olduğu gibi bir sonuca varılabilir. Sonuçta DS’lu çocukların motor problemlerine yeterince odaklanmış bir araştırma bulunmamaktadır. Bu problemlerin yapısı, NDT metodunu en uygun görünen yöntem yapmıştır ancak bazı adaptasyonlar gerektirmiştir. Henderson (1985) DS’lu çocukların problemlerine ilişkin bir hipotez geliştirilmesini; Gibson & Harris (1988) müdahale programlarındaki problemlerle ilgili bilgilerin tamamlanmasını önermiştir. 3.4.3 Sonuçlar 12 müdahale çalışmasının hedef grupları, motor becerileri geliştirme sürecindeki engelli küçük çocuklardan oluşuyordu. Bu yüzden, sonuçların geçici bir eğitim etkisini mi ifade ettiği yoksa tedavi edilen çocuğun gelişiminin kalite ve işlevselliğine yapısal olarak katkıda mı bulunduğunun bilinmesi çok önemlidir. Genel stimülasyon programlarıyla (tablo 3.1), Brinkworth (1972) hafif pozitif ve istatistik olarak belli olmayan kısa dönem etkilerin olduğunu iddia etmiş; Hayden&Dmitriev de (1975) pozitif etkileri olduğunu belirtmişlerdir. Aronson&Fallström (1977) hareket yeteneği (lokomosyon) alanında pozitif bir kısa dönem etkisi olduğunu ama 1 yıl sonra bu etkinin yapısal olmadığının anlaşıldığını ifade etmişlerdir. Hanson &Schwarz (1978) ve Clunies-Ross (1979) göreceli minör pozitif kısa dönem etkisi olduğunu tanımlamışlardır. Piper&Pless (1980) azalan bir motor skor olduğunu rapor etmişler. Sharav&Shlomo’nun (1986) çalışması 18 aya kadar, azaldığı farkedilebilir bir gelişimsel eğilim olduğunu göstermiştir. Sonuç olarak, Cunningham (1987) uygulanan stimülasyonun süresi için pozitif bir etki olduğunu ama genelleştirilmiş bir etkisi olmadığını tanımlamıştır. Bu yüzden, kaba motor beceri alanındaki sonuçlar, çok çeşitli ama esas olarak hafif pozitiftir. Motor beceri alanında herhangi bir olumlu etki varsa da, bunun yapısal ve gelişimsel bir katkıdan dolayı olduğu net değildir. Spesifik motor programlar kaba motor beceri alanında pozitif kısa dönem etkilerin olduğunu göstermiştir (tablo 3.2). Harris’in araştırmasında (1981a; 1981b) bu sonuç, Bayley Bebek Gelişimi Ölçeği ve Peabody Gelişimsel Motor Ölçeği skorlarından belli olmamakta ama, bireysel olarak tayin edilmiş 54 amaçların skorlarından belli olmaktadır. Connolly ve diğerleri (1980;1984; 1993) kaba ve ince motor beceriler alanında umut kırıcı uzun dönem etkileri olduğunu rapor etmişlerdir. Spesifik motor programlar da DS’lu çocukların motor gelişimi üzerinde açıkça bir fayda göstermemişlerdir ama kısa dönem etkileri, genel stimülasyon programlarından daha pozitif bir genel manzara sunmuştur. Sunulan sonuçların anlamı, bunların hangi biçimde elde edildiğine bağlıdır. Gibson & Harris (1988) erken müdahalenin DS’lu çocukların gelişimi üzerindeki sonuçlarının metodolojik problemlerden dolayı kafa karıştırıcı olduğu sonucuna varmışlardır. Yukarıdakilerle bağlantılı olarak, kullanılan ölçüm araçlarına ve değerlendirme kontrolüne ilişkin eleştirinin anlamlı noktaları vardır. 3.4.4 Değerlendirme Ölçümü Tartışılan 12 müdahale araştırma çalışmasında, toplamda 17 adet güvenilir ölçüm aracı kullanılmıştır. Sadece Hanson&Schawarz’ın çalışmasında (1978) müdahale ölçümünün güvenilirliği açık değildir. 3 müdahale çalışmasında Gesell Motor Gelişim Çizelgesi, Griffiths’in Gelişim Ölçeği, Stanford-Binet ve Bayley Bebek Gelişimi Ölçeği kullanılmış; buna ek olarak ölçümler diğer 13 ölçüm aracı ile yapılmıştır (tablo 3.1 ve 3.2). Bu çeşitlilikteki araçlardan birinin, DS’lu küçük çocukların motor davranışlarının kaydı için özellikle uygun bulunduğu gibi bir sonuç çıkarılabilir. Aynı zamanda açıkça ortada ki, müdahalenin etkisini ölçmek için sağlıklı normal çocuklarda standardize edilmiş gelişimsel ölçekler kullanılmıştır. Eiper ve Azen (1978) DS’lu çocuklar için Bayley Bebek Gelişimi Ölçeğini tavsiye etmişlerdir. Ancak diğer yazarlar, bu çocukların hayatlarının ilk yılındaki gelişimsel katsayılarındaki düşüşü, ölçüm aracının yapısına bağlamışlardır (Sharav&Shlomo, 1986; Dyer ve diğerleri, 1990). Bu evrede test öğeleri, genellikle motor beceriler ve DS’lu çocukların hipotoniden negatif etkilenmiş seviyeleri üzerine kurulur. Engelsiz çocuklarla karşılaştırıldıklarında DS’lu çocuklar, Bayley Bebek Gelişimi Ölçeği’nin birkaç öğesini değişik bir gelişimsel sırada gerçekleştirirler (Dyer ve diğerleri, 1990). Buna ek olarak araştırmacılar böyle gelişimsel testlerin DS’lu çocukların spesifik motor problemlerini ortaya koymadığına karar vermişlerdir. Van Empelen (1992), günümüzde uygulanan pediatrik fizyoterapide kullanılan ölçüm araçlarının, hareketin kalitesini değerlendirmede yetersiz olduğunu belirtmiştir. 55 NDT metoduyla uygulanan müdahalenin sonucu olarak gelişimsel ilerleme, Bayley Bebek Gelişimi Ölçeği ve Peabody Gelişimsel Motor Ölçeği’nin hassasiyeti olmadığı için kaydedilememiştir (Harris, 1981a; 1981b). Bu yüzden gerekli olan, sendroma özel iyi bir ölçüm aracının geliştirilmesi, bu sayede motor becerilerin kalitesinin seviyesi ve bunlardaki değişikliklerin ölçümlenebilmesidir. Müdahalenin sonuçlarının güvenilir şekilde test edilmesi gerekir. Ancak yeterli bir ölçüm cihazının halihazırda olmadığı gözlenmektedir. Harris’in (1980) örneğini takip ederek; bir çocuğun motor gelişimine ışık tutacak testin yönetimiyle elde edilen sonuçtan, sırasal olarak klasifiye edilmiş bir dizi temel motor becerinin gelişimine ilişkin seviyenin tanımlanabiliyor olması gerekir. Postür ya da hareketin kapsamı ve DS’lu çocuğun gelişim sürecinin bireysel yapısı burada çalıştırma gücü olmalıdır. Üstelik, böyle bir ölçüm aracının olmaması, yukarıda açıklanan sonuçların sadece göreceli değerler olduğu anlamına gelir. Bazı yazarlar kısmen etik endişelerden dolayı, bir kontrol grubu kullanmayı tercih etmemişlerdir. Sağlıklı çocuklar için standardize edilmiş gelişimsel testlerin normları ya da spesifik bir grup DS’lu çocuğu baz alan gelişimsel normlar referans olarak kullanılmıştır (Fishler ve diğerleri, 1964, Dicks-Mireaux, 1972). Normal çocuklarla karşılaştırma, çarpık bir manzaranın oluşmasına neden olmuş çünkü spesifik problemler belirtilmemiştir (Dyer ve diğerleri, 1990). Bunun yanında, DS’lu çocukların farklı gelişimi görmezden gelinmiştir. DS’lu çocuklar için normların kullanılması gerçekleşmemiştir çünkü düzgün, evrensel olarak uygulanabilir, standardize edilmiş normlar mevcut değildir (Gibson&Fields, 1984). Harris (1980) pratik bir bakış açısından bakıldığında, saf deneysel araştırma için gerekli olan eşdeğer deneysel ve kontrol gruplarının kurulmasının DS’lu çocuklar için mümkün olmadığını belirtmiştir. Bunun sebebi bu çocukların motor problemlerinin karmaşıklığından kaynaklanır. Hipotoninin derecesi, tonus bozukluğunun bireysel çeşitliliği, zihinsel seviye, sosyal geçmiş, sıkça rastlanan kalp bozuklukları ve solunum yetmezliği gibi genel sağlık problemleri değişkenlerin çeşitliliğini gösterir. Harris’in (1980) yanıtı, tek denekli tasarımı (n=1) bir araştırma metodu olarak kullanmaktır. Kalite amaçlı araştırma çalışmaları kapsamında, tedavi edilen her çocuğun kendi referans sistemini oluşturduğu bir zaman serisi bir olasılık olabilir. 56 3.5 Sonuçlar ve tavsiyeler Günümüze kadar yapılan müdahalenin DS’lu çocukların motor gelişimleri üzerindeki etkisini konu alan çalışmalara bakıldığında, bunların, bu çocukların gelişimlerine katkısı olduğunu belirtmek mümkün değildir. Bunun için çeşitli nedenler bulunmaktadır. Bu çalışmaların hiçbirinde spesifik motor problemleri yorumlayan ve bunları gelişimsel bir perspektif içine yerleştiren teorik bir sistem kullanılmamıştır. Kullanılan tedavi metotlarının ve ölçüm araçlarının yeterince hassas ve motor problemlere ilişkin uygun değerlendirmeyi yapacak seviyede olmadıkları görülmüştür. Sonuç olarak, tedavi ve müdahale ölçümü vurgulanmamıştır. Buna ek olarak motor müdahalelerin içeriğine yeterli dikkat yöneltilmemiş; terapistin uygunluğu ve hedef grubun belirlenmesi sadece sınırlı derecede yapılabilmiştir. Sonuç olarak yeterli formda kontrolün sağlanmasında, referans verinin azlığından ve hedef grubun heterojenliğinden dolayı problemler yaşanmaktadır. DS’lu çocukların ebeveynleri daha fazla motor müdahale talebinde bulunmaktadırlar. Spesifik müdahalenin önemini belirten literatürde uygun anlatımlar vardır. Bununla birlikte, tatmin edici motor beceriler bilişsel ve sosyal etkileşimi desteklemektedir (Henderson, 1985). Bilişsel fonksiyonlar ve sensori-motor beceriler arasında karşılıklı bir ilişki olduğu hipotezi öne sürülmüştür (Griffiths, 1976). Touwen (1989), bebek ve küçük çocuk periyodundaki motor ve zihinsel gelişimin birbiriyle yakından ilişkili olduğuna işaret etmiştir. Yeterli motor olasılıklar DS’lu çocuğa geniş anlamda gelişimsel olanak sağlayabilir. DS’lu çocukların motor problemleri bellidir ve motor gelişimlerinde müdahale arzu edilmektedir. DS’lu çocukların spesifik postüral ve hareket paternlerinin gelişiminde kapsamlı bir teorik sistemin temeli üzerinde bir model, spesifik tedavi metodu ve bir spesifik ölçüm aracı geliştirmek mümkün olabilir. Bir müdahale çalışmasında, referans problemlerinin önüne geçmek amacıyla, bir zaman serisi araştırma tasarımı olabilecektir. 57 3.6 Özet Bölüm 2’de anlatılan DS’lu çocukların motor problemleri, müdahale için neden teşkil etmektedir. (Giriş’e bakınız). Bu bölüm 1970’den itibaren DS’lu çocukların motor gelişimlerine etki etmiş özel müdahaleyi araştıran çalışmalara bir bakış kazandıracaktır. Bu bölümün amacı iyi yapılandırılmış bir tedavi metodu oluşturmaktır. Tartışma gözden geçirilen 12 çalışmaya ilişkin 4 görüşe odaklanacaktır: Adapte edilen teorik sistem çalışması, tedavi metodu, kaba ve ince motor beceriler üzerine müdahalenin etkisi ve müdahale ölçüm metodu. Gözden geçirilen çalışmaların, DS’lu çocukların spesifik motor problemleri için tanımlanan müdahalelerin değerini göstermek açısından uygun olmadığı görünmektedir. Önemli olan nokta; gözden geçirilen araştırmalardan hiçbirinin, motor problemlerin gelişimsel perspektiften yorumlanmasını sağlayacak teorik bir model kullanmamasıdır. Tedavi metotları ve ölçüm araçları bundan dolayı teorik bir sisteme oturtulmamış, bunun sonucunda motor problemler yeterince uygun ve spesifik tedavi almamış ve test edilmemiştir. Buna ek olarak müdahale araştırması kapsamında uygun bir izleme formu sağlanmasında problem olduğu düşünülmektedir. Tartışma, müdahalenin DS’lu küçük çocukların motor gelişimleri üzerindeki etkisini araştırmaya yönlendirmektedir. Araştırmanın, bu çocuklardaki motor problemlere uygun envanter üzerine kurulmuş teorik bir sisteme yerleştirilmesi gereklidir. Böyle bir sistem, motor gelişimin her evresi için spesifik tedavi amaçlarını şekillendirmeli ve istenen müdahalenin tanımlanmasını sağlamalıdır. Bununla birlikte, bu sistem bazında, müdahalenin etkilerinin kontrollü bir şekilde ölçülmesi için spesifik bir motor test geliştirilebilir. Benzeri deneysel bir araştırma tasarımı bu sorunu aşmak için iyi bir seçenek olabilir. 3.7 Literatür Åkerström, M.S. & Sanner, G. (1993). Movement patterns in children with Down’s syndrome: a pilot study. Physiotherapy Theory and Practice, 9, 33-41. Aronson, M. & Fällström, K. (1977). Immediate and long-term effects of developmental training in children with Down’s syndrome. Developmental Medicine and Child Neurology, 19, 489494. 58 Block, M.E. (1991). Motor development in children with Down’s syndrome: a review of the literature. Adapted Physical Activity Quaterly, 8, 179-209. Brinkworth, R. (1972). The unfinished child. Effects of early home training on the mongol infant. In A.D.B. Clark & A.M. Clark (Eds.), Mental Retardation and Behavioral Research: Study Group 4 (syf. 213-222). Edinburgh: Churchill Livingstone. Carr, J. (1970). Mental and motor development in young mongol children. Journal of Mental Deficiency Research, 14, 205-220. Clunies-Ross, G.G. (1979). Accelerating the development of Down’s syndrome infants and young children. The Journal of Special Education, 13, 169-177. Connolly, B.H. & Michael, B.T. (1986). Performance of retarded children, with and without Down’s syndrome, on the Bruininks Oseretsky test of motor proficiency. Physical Therapy, 66, 344-348. Connolly, B.H., Morgan, S.B. & Russell, F.F. (1984). Evaluation of children with Down’s syndrome who participated in an early intervention program. Physical Therapy, 64, 1515-1519. Connolly, B.H., Morgan, S.B., Russell, F.F. & Fulliton, W.L. (1993). A longitudinal study of children with Down’s syndrome who experienced early intervention programming. Physical Therapy, 73, 170-179. Connolly, B.H., Morgan, S.B., Russell, F.F. & Richardson, B. (1980). Early intervention with Down’s syndrome children. Physical Therapy, 60, 1405-1408. Connolly, B.H. & Russell, F.F. (1976). Interdisciplinary early intervention program. Physical Therapy, 56, 155-158. Cunningham, C.C. (1982). Down’s syndrome: An introduction for parents. London: Souvenir Press. Cunningham, C.C. (1987). Early intervention in Down’s syndrome. In G. Hosking & G.Murphy (Eds.), Prevention of mental handicap: 59 a world view (syf. 169-182). London: Royal Society of Medicine Services Ltd. Dicks-Mireaux, M. (1972). Mental development of infants with Down’s syndrome. American Journal of Mental Deficiency, 77, 26-32. Dyer, S., Gunn, P., Rauh, H. & Berry, P. (1990). Motor development in Down’s syndrome children: an analysis of the motor scale of the Bayley Scales of Infant Development). In A. Vermeer (Ed.), Motor Development, Adapted Physical Activity and Mental Retardation (syf. 7-20). Basel: Karger AG. Eiper, D.S. & Azen, S.P. (1978). A comparison of two developmental instruments in evaluating children with Down’s syndrome. Physical Therapy, 58, 1066-1069. Empelen, R. van. (1992). Meetmethoden gericht op de kwaliteit van de motoriek (Measuring methods focused on the quality of motor skills). Nederlands Tijdschrift voor Fysiotherapie, 6, 184-188. Fishler, K., Share, J. & Koch, R. (1964). Adaptation of Gesell developmental scales for evaluation of development in children with Down’s Syndrome (Mongolism). American Journal of Mental Deficiency, 68, 642-646. Gibson, D. & Fields, D.L. (1984). Early infant stimulation programs for children with Down’s syndrome: a review of effectiveness. In M.L. Wolraich & D.K. Routh (Eds.), Advances in Developmental and Behavioral Pediatrics (Vol. 5, syf. 331-371). Greenwich: JAI Press. Gibson, D. & Harris, A. (1988). Aggregated early intervention effects for Down’s syndrome persons: patterning and longevity of benefits. Journal of Mental Research, 32, 1-17. Griffiths, M.I. (1976). Development of children with Down’s syndrome. Physiotherapy, 62, 11-1 5/23. Gunn, P. & Berry, P. (1989). Education of infants with Down’s syndrome. European Journal of Psychology of Education, 4, 235- 246. 60 Haley, S.M. (1987). Sequence of development of postural reactions by infants with Down’s syndrome. Developmental Medicine and Child Neurology, 29, 674-679. Hanson, M.J. & Schwarz, R.H. (1978). Results of a longitudinal intervention program for Down’s syndrome infants and their families. Education and Training of the Mentally Retarded, 13, 403-407 Harris, S.R. (1980). Transdisciplinary therapy model for the infant with Down’s syndrome. Physical Therapy, 60, 420-423. Harris, S.R. (1981a). Physical therapy and infants with Down’s syndrome: the effect of early intervention. Rehabilitation Literature, 42, 339-343. Harris, S.R. (1981b). Effects of neurodevelopmental therapy on motor performance of infants with Down’s syndrome. Developmental Medicine and Child Neurology, 23, 477-483. Hayden, A.H. & Dmitriev, V. (1975). The multidisciplinary preschool program for Down’s syndrome children at the university of Washington model preschool center. In B.Z. Friedlander, G.M. Sterrit& G.E. Kirk (Eds.), Exceptional Infant: Vol. 3, Assessment and Intervention (syf. 193-221). New York: Brunner/Mazel. Henderson, S.E. (1985). Motor skill development. In D. Lane & B. Stratford (Eds), Current approaches to Down’s Syndrome (syf. 187-218). London: Holt, Rinehart and Winston. Kantner, R.M., Clark, D.L., Allen, L.C. & Chase, M.F. (1976). Effects of vestibular stimulation on nystagmus response and motor performance in the developmentally delayed infant. Physical Therapy, 56, 414-421. Kugel, R.B. (1970). Combating retardation in infants with Down’s syndrome. Children, 17, 188-192. Lauteslager, P.E.M. (1991). Syndroom van Down; motoriek in ontwikkeling (Motor development in young children with Down’s syndrome. Nederlands Tijdschrift voor Fysiotherapie), 101, 260-269. 61 Lauteslager, P.E.M. (1995). Motor development in young children with Down’s syndrome. In A. Vermeer & W.E. Davis (Eds.), Physical and motor development in mental retardation (syf. 75-98). Basel: Karger AG. Lydic, J.S. & Steele, C. (1979). Assessment of the quality of sitting and gait patterns in children with Down’s syndrome. Physical Therapy, 59, 1489-1494. Piper, M.C. & Pless, I.B. (1980). Early intervention for infants with Down’s syndrome: a control led trial. Pediatrics, 65, 463-468. Sharav, T. & Shlomo, L. (1986). Stimulation of infants with Down’s syndrome: long-term effects. Mental Retardation, 24, 81-86. Touwen, B.C.L. (1988). Ontwikkeling van het zenuwstelsel en zwakzinnigheid (Development of the nervous system and the mentally disabled). In G.H. Gemert van & W.K. Noorda (Eds.), Leerboek zwakzinnigenzorg (Manual on the care of the mentally disabled) (syf. 51-58). Assen/Maastricht: Van Gorcum. Touwen, B.C.L. (1989). Psychomotorische ontwikkelingen en stoornissen (Psychomotor development and disorders). In A.J.M. Bonnet-Breusers, T.A. Hofma, H.B.H. Rensen & J. Wassenaar (Eds.), Handboek jeugdgezondheidszorg (Manual youth health care). Utrecht: Wetenschappelijke uitgeverij Bunge, D6, 1-6. Vermeer, A. (1993). Motorische ontwikkeling van verstandelijk gehandicapten (Motor development of the mentally disabled). In G.H. Gemert van & R.B. Minderaa (Eds.), Zorg voor verstandelijk gehandicapten (Care of the mentally disabled) (syf.112-119). Assen/Maastricht: vanGorcum, 112-119. 62 4 Down Sendromlu çocukların motor davranışlarındaki bozukluklar: Teorik bir sistemin gereksinimi Down Sendromlu çocukların motor gelişimi üzerine yapılan çalışmada birçok araştırma yer alır. Henderson (1985) ve Block (1990) eleştirilerinde, bu çocukların motor gelişimlerini etkileyen faktörlerle ilgili kapsamlı ve çeşitli araştırmaların bulunduğunu rapor ederler. Spesifik motor problemlerle ilgili yeterli derecede kanıt vardır. Hipotoni, anormal reflekslerin gelişimi, instabilite ve obezitenin önemli roller oynadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte konjenital kalp anormallikleri, sensori-motor problemleri ve eklemlerin hipermobilitesi gibi sağlık durumlarının yanı sıra, bilişsel ve sosyal kısıtlamalar da çok önemlidir. Eldeki bilgi kapsamlıdır ama birbiriyle birleştirilmemiştir. Hem Henderson (1985) hem de Block (1991) mevcut araştırma materyalinin sentezine ihtiyaç duyulduğunu belirtirler. Bölüm 3’te gözden geçirilen çalışmalar, DS’lu çocukların motor gelişimi üzerindeki müdahalenin değerlerinin gösterilmesi için uygun değildir. Bir başka önemli faktör ise şudur: Bu araştırma çalışmalarının hiçbiri, bu çocukların motor problemlerini gelişimsel perspektiften yorumlayacak teorik bir sistem kullanmamıştır. Bölüm 4 şunları baz alır: Lauteslager, P.E.M., Vermeer, A. & Helders, P.J.M. (1994). Houdingsregulatie stoornissen bij kinderen met het syndroom van Down; een literatuurstudie (Disturbances in the regulation of postural control; a review of the literature). Nederlands Tijdschrift voor Fysiotherapie,) 104, 160-169. Lauteslager, P.E.M., Vermeer, A. & Helders, P.J.M. (1998). Disturbances in the motor behaviour of children with Down’s syndrome: the need for a theoretical frame work.Physiotherapy, 84, 5-13. Lauteslager, P.E.M., Vermeer, A., Helders, P.J.M. (1998). Zaburzenia zachowania motorycznego u dzieci z zespotem Downa-potrzeba opracowania teoretycznego (Disturbances in the motor behaviour of children with Down’s syndrome: the need for a theoretical framework). Rehabilitacja Medyczna, Tom 2, nr 4, 47-55. 63 Böyle bir sistemin oluşturulması önemlidir. DS’lu çocuklar için hedefe yönelik, hastalıkla ilintili bir temel üzerine kurulmuş motor müdahale olmalıdır (Lauteslager, Vermeer &Helders, 1995; 1996). 4.1 Literatür DS’lu çocukların gelişimsel testlerinin değeri hakkındaki en son tartışmalar, böyle bir sentez için bir başlama noktası olabilir. Sağlıklı çocuklar için standardize edilmiş psikometrik testlerin kullanımı, bir çok yazarın görüşüne göre tavsiye edilebilir değildir (Henderson, 1985; Sharav&Shlomo 1986; Piper ve diğerleri, 1986). DS’lu çocukların motor gelişimi kendi spesifik gelişim rotasını göstermekte ve normal gelişim referans alınarak ispatlanamamaktadır. Bu, Dyer ve diğerlerinin çalışmalarıyla (1990) doğrulanmıştır. Onlar, DS’lu çocukların motor gelişimini ölçmek için Bayley Bebek Gelişimi Ölçeği’nin kullanılabilirliğini (BSID) incelemişlerdir. BSID’de, evde bakılan 229 DS’lu çocuk ile kaydedilmiş 707 skoru analiz etmişlerdir. Bu analizin sonucu, doğrulanmış spesifik motor gelişim eğrisidir. Bu eğri kabul edilmiş şekilde gecikmelidir; ama engelli çocuklarla karşılaştırıldığında benzer bir ilerlemeyi işaret eder. Ancak, DS’lu çocuklar tarafından gösterilen gelişimsel becerilerin sırası açıkça sapmaktadır. Postüral kontrole dayalı beceriler daha geç gerçekleşir. DS’lu çocuk gecikmiş ama değişmez bir motor gelişime sahiptir ancak ulaşılan gelişimsel evrelerin sırası postüral yönetimin yokluğundan etkilenmektedir. BSID gibi psikometrik testlerin sonuçlarının test çıkarımlarına bir yorum sağlamadığı gerçeğinden yola çıkarak bakıldığında, Dyer ve diğerlerinin sonuçları (1990) iki soruya yol açar. İlk soru DS’lu çocuklarda hangi motor becerilerin kalitatif olarak geliştiğiyle ilgilidir. İkincisi ise denge, ko-kontraksiyonlar ve kas tonusu gibi postür düzenleyici faktörlerin DS’lu çocukların motor gelişimi üzerindeki etkisiyle ilgilidir. Gallahue ve Ozmun (1994) normal motor gelişimi dört evreye ayırır: Refleksif hareketler evresi (prenatal ve hayatın ilk yılı); rudimenter hareketler evresi (hayatın ilk iki yılı); fundemental hareketler evresi (iki yaştan yedi yaşa kadar ) ve uzmanlaşmış hareketler evresi (10 yaş ve sonrası)... Literatürde, DS’lu çocukların rudimenter hareket evresindeki postür ve hareketlerinin kalitatif taraflarını yorumlayan ve tarif eden 11 tane yazar vardır (tablo 4.1) Bu yazarlar, rudimenter hareketler evresinde 9 temel motor beceri belirlemişlerdir: Yüzüstü ve sırtüstü pozisyonlarda 64 motor beceriler, dönme, zemin üzerinde öne doğru hareket etme, oturma, otururken mobilite, ayakta durma, ayağa kalkma ve yürüme...Yazının takip eden kısmında 11 yazar tarafından tanımlanan, motor davranışların postüral ve kalitatif tarafları, aşağıda belirtilen dokuz temel motor beceri altında bir araya getirilmiştir. Yazarların sunduğu bilgiler, teorik açıklamalar ve mevcut araştırma materyali ile DS’lu çocukların motor problemleriyle ilgili teorik bir sistem oluşturulması için girişimde bulunulacaktır. Tablo 4.1 tartışılan çalışmalar hakkındaki arkaplan bilgisinin bir sinopsisini vermektedir. Teorik bir sistemin geliştirilmesi amacıyla, yazarlar tarafından sunulan teorik açıklamalar da aynı zamanda kaydedilmiştir. 65 Yazar Denekler: sayı ve yaş Deneysel Kontrol Akerström&Sanner 1993 s= 14 (DS) 3 h – 74 a Cowie, 1970 s= 97 (DS) 0-46 a Dyer,Gunn,Rauh &Berry,1990 s=229 (DS), 1-83 a Haley, 1986 s= 20 (DS) 2-24 a Kugel, 1970 s=7 (DS) 4-17 a Ortalama 9.8 a Lauteslager, 1995 s=5 (DS) 4-46 a Lydic&Steele, 1979 s=104 (DS) 1-3 y (nüfusun %52’si) Parker,Bronks&Snyder, 1986 s= 10 (DS) Ortalama 5 y s= 9 (EO) ortalama 5 y Rast&Harris, 1985 s= 15 (DS) 3.5-4.5 a s= 15 (EO) 3.5-4.5 a Shumway-Cook&Woollacott 1985 s= 6 (DS) 22 a- 6 y s= 11 (EO) 15 a-6 y Ulrich, Ulrich&Collier , 1992 s= 7 (DS) 11 a s= ? (EO) 1-10 a s= 40 (EO) Tablo 4.1. Deneklerin detayları, ölçüm araçları ve teorik açıklamalar. 66 Ölçüm Aracı Motor Problemler için açıklama Denetim altında olan gözlem Nöroanatomik bozukluklar, hipotoni, postüral reaksiyonların yetersiz ve gecikmiş gelişimi, koordinasyonda bozukluk, eklemlerde hipermobilite Nörolojik değerlendirme, Bayley Bebek Gelişimi Ölçeği kendi başına doğrulma ve postüral kontrol yokluğu ile ilişkili hipotoni Bayley Bebek Gelişimi Ölçeği (motor ölçek) Hipotoni, yetersiz propriyoseptif geri bildirim, eklemlerde hipermobilite, geri kalmış denge reaksiyonları Bayley Bebek Gelişimi Ölçeği Çocukların Hareket Değerlendirmesi Yeterli postüral reaksiyonlar (kendi kendine doğrulma denge ve antipatori reaksiyonlar) motor beceri aşamalarının temellerini oluşturur. Gesell Gelişimsel Ölçekler Hipotoni, koordinasyonda bozukluklar Denetim altında olan gözlem Sendroma özel motor problemleri doğuran hipotoniden kaynaklanan yetersiz ko-kontraksiyonlar Soru anketi Motor gelişim için beden rotasyonunun önemi Film çekiminin bilgisayar analizi İnstabilite, yetersiz nöromüsküler kontrol Çocukların Hareket Değerlendirmesi Elektromiyografik Araştırma Normal motor gelişimin şartları olarak yeterli postüral reaksiyonlar yetersiz postüral reaksiyonlar Koşu bandı stimülasyonunun kaydedilmesi Yetersiz postüral reaksiyonlar, araştırmaya karşı azalmış ihtiyaç, eklemlerde hipermobilite, fazla kilo, yetersiz kas stabilite ve kuvveti Kullanılan Kısaltmalar s h a y Sayı Hafta Ay Yıl EO Engelli Olmayan DS Down Sendromu 67 4.2 Temel hareketlerin gelişmesi sırasındaki belli motor davranışlar 4.2.1 (Pron) Yüzüstü pozisyonda motor beceri 97 DS’lu çocuğun nörolojik gelişimini kapsayan boylamsal bir çalışmada Cowie (1970), sırtın ve baş kaldırmanın 14 haftalıktan hatta 40 haftalıktan önce gerçekleşmediği, aşırı düz bir yüzüstü pozisyon tarif etmektedir. Cowie, Landau reaksiyonuyla incelenen grubun %79’unda gövde ekstansiyonunun ve baş ile kol-bacakların kendi kendine doğrulma reaksiyonlarının olmadığını not etmiştir (33 haftalıktan 46 haftalığa kadar). Müsküler hipotoninin derecesi ve gövde ekstansiyonunun olmayışı ile Landau Reaksiyon Testi’ndeki kendiliğinden doğrulma arasında açık bir bağlantı olduğuna işaret etmiştir. Kugel motor müdahalenin etkileri ile ilgili raporunda, katılan 7 DS’lu çocuktan 4’ünün (vasati yaşları 9.8 haftalık olan) müdahalenin başlangıcında önce yüzüstü pozisyonunda yetersiz baş ve boyun kontrolü gösterdiğini not etmiştir. Bununla birlikte, yüzüstü pozisyonda başın uzatıldığını tanımlamaktadır. Kugel, hem postüral kontrolü hem de baş ekstansiyon yokluğunu hipotoni ile ilişkilendirmektedir. Erken postüral reaksiyonların ortaya çıkışlarının incelenmesinde (kendiliğinden doğrulma, denge ve beklenen reaksiyonlar), Rast ve Harris (1985) DS’lu 15 çocuğu aynı yaştan engelsiz çocuklarla karşılaştırmıştır. Yazarlar, baş pozisyonunun gövdeyle bağlantılı biçimde sürdürülmesinde problemler olduğuna işaret ederler. Bazı çocuklar baş pozisyonunu desteklemek için başlarını boyunlarında dinlendirerek bunu telafi etmişlerdir. Farklılıklar istatistiksel olarak belirgindir. Rast ve Harris, yeterli postüral reaksiyonları motor beceri aşamalarının kazanılması olarak kabul etmekte ve bu reaksiyonların, sendroma özel telafi hareketlerinin ortaya çıkışını engelleyeceğini düşünmektedirler. Yüzüstü pozisyonda bulunan, 14 DS’lu çocuğun (3 haftalıktan 74 aylığa kadar) gözlemlerine dayanarak, Akerström ve Sanner (1993) başın kaldırılması, göğsün yerden kaldırılması ve kollara dayanılması ile ilgili problemler tanımlamaktadır. Üç çocuk kollarını gererken sırt ekstansiyonu gösterdi. Pelvis ve bacaklar yerden kaldırıldığında (aktif hareket) çocuk dengesini kaybeder göründü ve devrildi. İki çocuk yüzüstü pozisyonda denge sağlayamaz durumdaydı. Yazarlar postür sağlamada problemler, 68 müsküler hipotoni ve genişlemiş eklem mobilitesi ile birlikte gelişimi geri kalmış kendiliğinden doğrulma reaksiyonları önermişlerdir. Lauteslager (1995) 9 DS’lu çocuğun denetim altında videoya kaydedilmiş gözlemini rapor etmiştir (5 aylıktan 46 aylığa kadar). Başın kaldırılması, ağırlığın kollarda desteklenmesi ve transfer edilmesi, gövde ve kalçaların ekstansiyonu ve kolların uzatılmasıyla ilgili problemler tanımlamaktadır. İki çocuk düzenli olarak başlarını boyunlarında taşımıştır (18 aylık). Bir çocuk (22 aylık) uzanırken, pelvis ve bacaklarını yerden kaldırmıştır. Yazar bu problemleri baş, omuz kuşağı ve gövde pozisyonlarının stabilize edilmesindeki yetersizliğe ve bunun sonucu olarak da hipotoniden kaynaklanan yetersiz ko-kontraksiyonlara atfetmiştir. Özetlemek gerekirse; yüzüstü pozisyonda yer çekiminin kuvvetine üstün gelmek için, postürü korumakta problemler oluşmaktadır. Bu problemler özellikle başın kaldırılmış pozisyonunu stabilize ederken, bunu kollarla desteklerken ve onları gererken meydana gelmektedir. Gövdenin stabilize edilememesi beş yazardan ikisi tarafından tarif edilmektedir. Bir yazar problemleri sadece yüzüstü poziyonunun sağlanması olarak tanımlamıştır. Üç yazar başın keskin bir servikal ektansiyon ile tutulduğunu ifade etmiştir. İki yazar bunu baş pozisyonunu desteklemek için yapılan telafi mekanizması olarak yorumlamıştır. İşaret edilen sebepler hipotonidir ama aynı zamanda ko-kontraksiyon stabilizasyonu gibi postür düzenlemesi işlemi ve kendiliğinden doğrulma reaksiyonu gelişiminde gecikme gibi hipotoniyle ilişkili sebeplerdir. 4.2.2 Sırtüstü pozisyonda motor beceri Cowie (1970) herhangi bir derecede gövde fleksiyonu olmayan, pasif bir düz postür bildirmiştir. 14 haftaya kadar genişçe abdükte olmuş kollar gözlenmiştir; bacaklar ise sıklıkla kurbağa pozisyonundadır. Cowie bu motor problemleri hipotoninin semptomları olarak yorumlamıştır. Akerström ve Sanner (1993), üç çocuğun ilk üç ayda, sırtüstü pozisyonda kalamadığını gözlemlemişlerdir. Üç çocuk (2 aylık) kol-bacaklarını gerilmiş şekilde yüzey boyunca hareket ettirmiş, iki çocuk bacaklarını dizleri düz olacak şekilde kaldırmış ve bu yüzden ayaklarına dokunanamıştır. Hipotoni ve postürün düzenlenmesindeki bozukluklar sebep olarak gösterilmiştir. Lauteslager (1995) sırtüstü pozisyonda kollarda yaşasın pozisyonu ve bacaklarda kurbağa pozisyonu olduğunu tanımlamıştır (5 aylık). Postür pasiftir ve kol-bacaklar yerden kaldırılmamıştır. Bir çocuk kollarıyla 69 uzanmada problem yaşamıştır (22 aylık). Telafi etmek için postür, üst kollar göğüse bastırılarak stabilize edilmiştir. Buna sebep olarak hipotoni gösterilmiştir. Sonucunda omuz ve kalça eklemlerinde ko-kontraksiyon stabilizasyonu gerçekleşmemektedir. Özetlemek gerekirse; kol-bacakların yerden kaldırılamamasına ilişkin olarak üç yazarın bulguları benzerdir. Buna ek olarak Cowie (1970) gövdede fleksiyon aktivitesinin yokluğunu rapor etmiş; Akerström & Sanner (1993) ise gövdede aşırı ekstansiyon olduğunu belirtmiştir. Yazarlar tarafından gösterilen sebepler kollektif olarak postüral düzenlemede bozukluk olarak tanımlanıp, hipotoni ile ilişkilendirilebilir. 4.2.3 Dönme Lauteslager (1995), dönme sırasında gövde rotasyonunun olmadığını işaret etmiştir (18, 34, 35 ve 46 aylık). Dönme omuzlarla pelvik kemer arasında disosiyasyon olmadan gerçekleşmiş, bacaklar tarafından oynanan rol ise çok az olmuştur. Bir çocuk (18 aylık) dönebilmek için spinal kolonunu kuvvetlice uzatmıştır. Aynı şey, Akerström & Sanner (1993) tarafından 10 haftalık bir çocuk için de rapor edilmiştir. Lauteslager (1995) dönmenin gövde ekstansiyonu ve ağırlık transferi gerektirdiği kadar, bir kol ya da bir bacağın serbest bırakılmasını gerektirdiğine de işaret etmiştir. Ancak çocuklar, hipotoniden kaynaklı eklemler etrafındaki miyojen kontraksiyonların stabilize edilememesinin sonucu olarak, simetrik destekle dengede kalmayı tercih etmişlerdir. Özetlemek gerekirse; dönme sırasında yetersiz gövde motor becerisi ve sınırlı bacak fonksiyonu rapor edilmiştir. Buna, hipotoni ile ilişkili olarak postüral düzenlemenin olmayışı sebep gösterilmiştir. Bu da yetersiz ko-kontraksiyonlar olarak belirtilmiştir. 4.2.4 Yerde ileri doğru hareket etme Lauteslager (1995) çocukların kendilerini elleri üzerinde simetrik olarak desteklerken, kendilerini ileri doğru ittiklerini tanımlamıştır. Bacaklardan minimal destek gelmiştir (18 aylık). Değişen “sürünme” hareketi görülmüş; bacakların öne doğru itme gücündeki yetersizliğe ek olarak, birbiri ardına ağırlık taşıyan omuz eklemini stabilize etmekte problem gözlenmiştir. Akerström&Sanner (1993) ve Lauteslager (1995) emekleme pozisyonunun sağlanmasında problemler tanımlamıştır. Çocuklar ne zaman emekleme pozisyonuna bırakılsa, bacaklar yanlara doğru kaymıştır. Akerström ve Sanner (1993) bunu aşırı 70 ekstansiyon paterni olarak kabul etmişler; Lauteslager ise (1995) omuz ve kalça ekleminde hipotoniden kaynaklanan stabilite yokluğu ve bacakların ileri doğru itme gücünde yetersizlik olduğunu belirtmiştir. Özetlemek gerekirse; eklemlerin stabilize edilmesinde problemler meydana gelmekte ve yerde ileri doğru hareket ederken bacaklarda ileri doğru itici güç yokluğu gözlenebilmektedir. Bunun sonucu olarak çarpık postür ve hareket paternleri gelişmektedir. Gösterilen sebep, hipotoni ile ilişkili yetersiz ko-kontraksiyonlardır. 4.2.5 Oturma postürü DS’lu 104 çocuğun ebeveynleri tarafından cevaplanan, hareketin kalitesi ile ilgili soru anketini baz alarak, Lydic ve Steele (1979) çocukların %47’sinde oturur pozisyonda genişçe abdükte olmuş kalçalar ve uzatılmış dizler rapor etmiştir. Gövde rotasyonu yoktur. Yazarlar ileri hareket paternlerinin gelişimi için gövde rotasyonunun önemini belirtmişlerdir. Akerström ve Sanner (1993) aynı oturma postürüne işaret etmiş ve gövde ekstansiyonunun orta derecede geliştiğini eklemişlerdir. Aynı zamanda çocuklar oturma pozisyonlarını fazla değiştirmemiştir; yana doğru oturma ise nadiren gerçekleşmiştir. Hipotoni, postür düzeni ve eklemlerin hipermobilitesi bu durumun sebepleri arasında gösterilmiştir. Kugel (1970) otururken yetersiz baş ve boyun kontrolü gözlendiğini, bacakların genişçe açık olduğunu ve gövdenin yığılmış gibi duruduğunu belirtmiştir. Yazar bunu hipotoni ile ilişkilendirmiştir. Lauteslager (1995) zemine yayılarak stabilize edilen statik bir oturma postürü tanımlamış (bacaklar çok açılmış ya da çapraz yapılmış) ve ağırlığın, kolların üst bacağa ya da yere dayanmasıyla desteklendiğini belirtmiştir. Gövde lateral fleksiyonu ve rotasyonu hemen hiç gözlenmemiş; ağırlığın transferi kollar ve bacaklar tarafından desteklenmiştir. Gövde ekstansiyonu orta derecede gelişmiş ve baş destek için sıklıkla boyunda dinlendirilmiştir. Bu duruma sebep olarak denge ve stabilite yokluğuyla birlikte hipotoni gösterilmiştir. Özetlemek gerekirse; bütün yazarlar otururken çarpık bacak pozisyonu rapor etmiş ve dört yazardan üçü, gövde ekstansiyonu yokluğu bildirmiştir. Bir yazar açık bacakla oturma pozisyonunu ve kolla desteği, denge ve gövde ekstansiyonunun yokluğununun telafisi olarak yorumlamıştır. Dört yazardan üçü, otururken postür ve hareketin kalitatif özelliklerinde, gövde rotasyonu ve lateral fleksiyon, yan oturma yokluğu ve postürde çeşitliliğin yokluğu 71 gibi bozukluklar tanımlamıştır. İki yazar başın çarpık pozisyonunu tanımlamıştır. Hipotoni, dört yazardan üçü tarafından nedensel faktör olarak görülmüş; hipotoniyle bir kombinasyonu olup olmadığına bakılmaksızın, postür düzeninde denge ve ko-kontraksiyon yokluğu gibi iki vurgulanmış bozukluk belirtilmiş ve bir yazar artmış eklem mobilitesinin üzerinde durmuştur. 4.2.6 Oturma pozisyonunda mobilite Lydic ve Steele (1979) çalışmalarına katılmış 104 çocuğun %46.1’nin, oturma pozisyonuna gelirken anormal hareket paternleri sergilediklerini rapor etmiştir. 35 çocuk, yüzüstü pozisyondan iterek oturma pozisyonuna geçişte aşırı simetrik kalça abdüksiyonu/dış rotasyonu (ayrılmış) kullanmıştır. Gövde rotasyonunun yokluğundan ortaya çıkan bu durum ileri motor becerilerin gelişmesinde önemli sonuçlar doğurmaktadır. Haley (1986) oturma pozisyonuna geçerken yapılan bu simetrik davranışı, azalmış postür reaksiyonlarından (denge ve kendiliğinden doğrulma) kaynaklanan telafi edici hareket paterni olarak yorumlamıştır. Akerström ve Sanner (1993) aynı hareket paternini, 14 çocuktan birinde tanımlamışlardır. Gövde rotasyonunun olmadığını belirtmişler ve postür düzeni ile ilgili problemleri, müsküler hipotoni ve eklemlerin hipermobilitesini tartışmışlardır. Kugel (1970) oturma pozisyonuna gelirken gövde rotasyonu yokluğundan bahsetmiş ve bunu hipotoniye ve bir de göreceli kısa kol boyuna atfetmiştir. Lauteslager (1995) DS’lu çocukların oturmaya, diz çökmeye ve emeklemeye geçerken, yukarıda belirtilen de dahil olmak üzere (beş çocuktan üçü) daha spesifik hareket paternleri olduğunu tanımlamıştır. Bahsedilen ortak faktörler yan oturmanın, gövde rotasyonunun ve gövde lateral fleksiyonun yokluğudur. Bu hareketler için iyi bir gövde kontrolü gereklidir. Postüral tonus yokluğuna bağlı olarak, DS’lu çocuklar iyi bir gövde rotasyonu geliştirebilecek stabiliteye sahip değillerdir ve bunu adapte edilmiş hareket paternleri ile telafi etmektedirler. Cowie (1970) yardımla oturma pozisyonuna gelirken, baş denetiminin çok zayıf olduğunu rapor etmiştir (Traksiyon testi; 97 çocuktan %49’ı, 33 ila 46 haftalık arası). Ayrıca hipotoninin derecesi ile ilgili net bir bağlantı bulmuştur. Rast ve Harris (1985) bu bağlamda, telafi edici hareket paterni rapor etmişlerdir. Baş ekstansiyonda stabilize edilmiştir, fleksiyon aktivitesi ise büyük ölçüde noksandır. Özet olarak; yedi yazardan dördü, oturmaya geçerken kalçalarda simetrik abdüksiyon paterni tanımlamıştır. Dört yazar gövde motor 72 becerisinin, rotasyon ve yan oturma gibi kalitatif öğelerin noksanlığına değinmiştir. Bu, iki yazar tarafından telafi edici hareket olarak yorumlanmıştır. İki yazar traksiyon testi sırasında başın postüral denetiminde bozukluklar olduğunu belirtmiş; bir tanesi ise telafi edici bir hareket paterni tanımlamıştır. DS’lu çocuklar genellikle, oturma pozisyonunda simetrik hareket paternleri sergilemektedirler. Dört yazar, bunun nedenini; postür denetimindeki kendiliğinden doğrulma reaksiyonunun yokluğu, denge ve eklemler etrafındaki ko-kontraksiyonun yetersiz stabilizasyonu gibi bozukluklarla ilgili olsun ya da olmasın, azalmış postüral tonuya bağlamıştır. 4.2.7 Ayakta durma Akerström ve Sanner (1993) DS’lu çocukların, adım atmaksızın ya da zıplamaksızın, gereğinden çok ekstansiyondaki dizlerle desteklenmiş bir şekilde ayakta durmaya eğilimli olduklarını belirtmiş, postüral denetimdeki yetersizliği de buna sebep olarak göstermişlerdir. Dyer ve diğerlerinin araştırmalarından (1990) ayakta dururken de denge problemleri yaşandığı ortaya çıkmıştır. Bunlara sebep olarak denge reaksiyonlarıyla birlikte postür değişikliklerine gösterilen yavaş reaksiyonları, hipotoni ve eklem hipermobilitesini göstermişlerdir. Shumway-Cook ve Woollacott (1985) DS’lu altı çocuğun ayakta dururken denge bozukluklarına gösterdikleri reaksiyonları, elektromiyografik anlamda bir araştırmayla incelemişlerdir. Bu veriler, engelsiz çocukların verileriyle karşılaştırılmıştır. Dört ve altı yaş arasındaki postüral reaksiyonların engelsiz çocukların reaksiyonlarına benzediğine karar vermişlerdir. Ancak, sonradan (uzatılmış durgun periyot) vücut hareketleri ve denge kaybında artışla sonuçlanan önemli ölçüde postüral reaksiyon meydana gelmiştir. Yazarlar, postüral kontrolün ontogenetik gelişiminde, normal çocuklarla DS’lu çocuklar arasında spesifik farklar olduğunu vurgulamışlar ancak daha ileri araştırmanın gerekliliğinin altını çizmişlerdir. Özetle; üç yazardan biri çok açılmış bacaklarla oluşturulmuş statik bir ayakta durma tanımlamış; iki yazar ayakta durmada denge problemleri olduğuna işaret etmiştir. Gösterilen sebep, ayakta dururken aynı zamanda postüral denetim noksanlığı olduğudur. Bu bağlamda hipotoni ve eklemlerin hipermobilitesi gösterilmiştir. Beraber çalışan kas gruplarının koordinasyonunu, eklemler etrafında yeterli ko-kontraksiyonu temin etmek açısından özellikle çok önemlidir ve bu yüzden de stabilite ve dengeyi etkilemektedir. 73 4.2.8 Ayağa kalkma Dyer ve diğerleri (1990) asimetrik olarak ayağa kalkmak için gerekli olan denge, gövde rotasyonu ve lateral fleksiyonun göreceli olarak geç gerçekleştirildiğini göstermişlerdir. Bu durum genel olarak, hipotoni ve eklemlerin hipermobilitesi ile kombine olmuş postür denetimi problemlerine atfedilmektedir. Lauteslager (1995) ayağa kalkmanın esas olarak simetrik bir tarzda gerçekleştirildiğini, genellikle vücut rotasyonu olmadığını ve el-ayaklardan maksimum destek alındığını belirtmiştir. Denge kaybı olabildiğince önlenmeye çalışılmıştır. Yazar bunları, yetersiz ko-kontraksiyonlar ve hipotoninin ışığında yorumlamış ve sonuç olarak yetersiz stabilitenin gelişmiş olabileceğini belirtmiştir; postüral denetim eksikliği görülmüştür. Özetle; iki yazardan biri, kalitatif motor durumun gerekli olduğu asimetrik olarak ayağa kalkmanın göreceli olarak geç geliştiğini belirtmiştir. Diğer yazar ayağa kalkmanın, gövde rotasyonu olmadan ve olabildiğince maksimum destekle, telafi edici simetrik hareketlerle karakterize olduğunu belirtmiştir. Gösterilen sebepler, postüral denetim problemleri (denge ve ko-kontraksiyon eksikliği), eklem hipermobilitesi ve hipotonidir. 4.2.9 Yürüme Parker, Bronks ve Synder (1986), 5 yaşındaki 10 DS’lu çocuğun film materyallerinin bilgisayar analizlerini kullanarak, DS’lu çocukların yürüme paternleri ile ilgili bilgi sağlamışlardır. Bilgi hareket eğrileri, ritim, adım boyu ile ayakta durma ve salınma evreleri ile ilgili toplanmıştır. Bu veri, engelsiz çocuklardan alınan materyal ile karşılaştırılmıştır. Yazarlar yürüme paternlerinde önemli ölçüde farklılıklar olduğunu belirtmişlerdir. Daha küçük bacak boyu anlamına gelen küçük averajlı adım boyu olduğunu rapor etmişlerdir. Genel postür, instabiliteyi telafi etmek için göreceli olarak daha fazla fleksiyon (gövde, kalça ve diz) göstermiştir. Bilek hareketleri sırasında, azalmış eklem kontrolünü ifade eden dalgalanmalar gözlenmiş ve kasların güçsüzlüğü ya da anormal bir nöromüsküler kontrol olduğu önerilmiştir. Ulrich ve diğerleri (1992), yürüme bandına konan 11 aylık 7 DS’lu çocuğun kayış postüründe birbiri ardı sıra adım paternlerinin ortaya çıkışını incelemişlerdir. Bu verileri engelsiz çocukların bilgileriyle karşılaştırmışlardır. Test yapıldığı zaman, çocuklar yürüyemiyorlardı. Yazarlar; DS’lu çocukların yürüme bandı stimülasyonuna, engelli olmayan küçük çocuklarınkine benzer 74 şekilde tepki verdiklerini bulmuşlardır. Yazarların görüşüne göre, adımlama paternini gerçekleştiren nöromüsküler beceri, yeterli şekilde yürümek için gerekli olan diğer esaslı öğelerden daha önce gelişmektedir. Engelsiz çocuklarla ilgili olarak, Ulrich ve diğerleri burada güç ve postüral kontrol yokluğuna atıfta bulunmuşlardır. DS’lu çocuklarla ilgili olarak gecikmiş postür reaksiyonları, eklem hipermobilitesi, ekstra kilo, kas stabilitesi yokluğu ve daha az aktif keşif gibi ilave faktörlere de gönderme yapmaktadırlar. Dyer ve diğerlerinin araştırmasından (1990), Bayley Bebek Gelişimi Ölçeği’ndeki motor beceride, yürüme ile ilgili öğelerin gelişim açısından göreceli olarak geciktiği sonucu çıkarılmaktadır. Bu da postüral kontrol eksikliği, hipotoni ve eklem hipermobilitesine bağlanmaktadır. Lydic ve Steele (1979), 104 çocuğun %34.7’sinin açık bacakla ve Duchenne yürüyüşü ile yürümekte olduğunu ve bunun yanında göreceli büyük miktarda kalça dış rotasyonu ve anormal kol pozisyonu bulunduğunu belirtmişlerdir. Çocukların %29’u ise henüz yürümemektedir. Onların bakış açısına göre özellikle yeterli gövde rotasyonu bulunmamaktadır. Akerström ve Sanner (1993) yürürken dizlerde aşırı ekstansiyon ve yürüyen beş çocuktan ikisinde ayakta eversiyon gözlenmiştir. Yazarlar tarafından belirtilen sebep müsküler hipotoni ile bağ gevşekliğinin kombinasyonudur. Lauteslager (1995) hipotonik bacak aksiyonuna, denge problemlerine (34 ila 46 aylık), eksorote ve abdükte kalçalarla gövde rotasyonsuz açık bacaklı yürümeye işaret etmiştir (34 aylık). Gösterilen sebep, hipotoniye bağlı olarak yetersiz postüral kontrol, yetersiz gövde rotasyonu ve denge gelişimi sonucunda ko-kontraksiyonların stabilizasyonunun yokluğudur. Özetle; yedi yazardan ikisi kalçaların dış rotasyonda olduğu açık bacaklı yürüyüş, gövde rotasyonu yokluğu ve ayak-bileklerde koordinasyon problemi olduğunu tanımlamışlardır. Bununla birlikte, daha küçük çocukların aşırı ekstansiyonda dizler ile yürüdüğünü belirtmişler; ama DS’lu çocukların bu yaşı takip eden beş yaşta kalçalarda, dizlerde ve gövdede engelsiz çocuklara oranla daha fazla fleksiyon ile yürüdüğüne işaret etmişlerdir. Bayley Bebek Gelişimi Ölçeği ile ölçülen yürüme, gelişimde geri kalmıştır. Birkaç yazar aynı zamanda yürümede denge problemleri olduğunu belirtmiştir. Buna ek olarak azalmış adım uzunluğu, daha kısa ayakta durma safhası, Duchenne yürüyüşü, anormal kol pozisyonu ve hipotonik bacak aksiyonu da not edilmiştir. Adımlama paternlerini üretmek için nöromüsküler mekanizmaların, yürümeyi mümkün kılabilmek için güç ve postüral kontrolden daha önce meydana geldiği ortaya çıkmıştır. Tanımlanan sebepler ise şöyledir: Postüral kontrol yokluğu, hipotoni, eklem hipermobilitesi, müsküler stabilite yokluğu, obezite ve zihinsel engelden kaynaklanan daha az aktif keşif... 75 4.3 Teorik sistem Gözden geçirilen 11 makale DS’lu çocukların motor problemlerinin, rudimenter hareketlerin gelişmesi periyodunda olduğunu işaret eder. Spesifik postür ve hareket paternlerinin tanımlama ve analizi, DS’lu çocukların motor bozukluklarını düzenlemek için motor davranışlarını nasıl adapte ettiklerine açıklık getirmektedir. Bu adapte edilmiş motor davranışın yorumu, bir hipotezin oluşumunu stimüle etmektedir. Tablo 4.1, her yazarın spesifik motor davranışın ortaya çıkışı için açıklayıcı bir model sağladığını göstermektedir. Bunun bir kısmı kuramsaldır, yazarlar tanımlanan motor problem için varsayılmış bir açıklama öne sürerler. Öte yandan Cowie (1970), Rast ve diğerleri (1985), Shumway-Cook ve diğerleri (1985), Haley (1986), Dyer ve diğerleri (1990) bilimsel bazlı öğeleri formüle edilecek teorik sistemin bir parçası olarak sunarlar. Rats ve diğerlerinin (1985) bulgularının, Shumway-Cook ve diğerleri (1985) ile Haley’in bulgularını (1986) desteklemesi ilginçtir. Bu yazarlar DS’lu çocuklarda yetersiz postüral reaksiyonlar olduğu yönünde birleşmişlerdir. Haley (1986), Rast ve diğerleri (1985), yeterli postüral reaksiyonların normal postür ve hareket paterni gelişiminde önemli bir koşul olduğunu belirtmişlerdir. Bu koşul DS’lu çocuklar tarafından yerine getirilmez. Bu sonuçlar, Dyer ve diğerlerinin (1990) bulgularıyla örtüşmektedir ki, postüral endişelerle ilgili olan Bayley Bebek Gelişimi Ölçeği’ndeki öğelerin DS’lu çocukların gelişiminde, engelsiz çocuklara oranla daha gecikmiş olduğunu gösterdiği ortadadır. 11 yazar postür sağlamaktaki problemleri tanımladıklarında da bunun şekli çizilecektir. Yetersiz postüral kontrolün önemli bir öğesinin de yetersiz denge reaksiyonlarından kaynaklandığı söylenebilir. Bobath (1982) tonusun uygun denetiminin ve postür / hareket paternlerinin gelişimi için yeterli ko-kontraksiyonların önemini vurgular. Cowie (1970), DS’lu küçük çocuğun azalmış kas tonusunu net bir biçimde ispatlar. Bu azalmış kas tonusunun, DS’lu çocuğun postür ve hareket paternlerinin gelişimi üzerinde dezavantajlı etkileri olacaktır. Bu hipotezin teorik bir sisteme yerleştirilmesi gereklidir. Akerström ve diğerleri tarafından öne sürülen; hipotonus ile serebellum ve beyin sapının nöroanatomik bozuklukları arasında bağlantı olduğu varsayımına daha fazla önem verilmelidir. 11 çalışmanın 3’ünde hipermobiliteden (Dyer ve diğerleri, 1990; Ulrich ve diğerleri, 1992; Akerström ve diğerleri, 1993); 3 çalışmada ise eklem instabilitesinden (Parker ve diğerleri 1986; 76 Ulrich ve diğerleri (1992); Lauteslager, 1995) açıklayıcı bir model olarak bahsedilmiştir. Bobath, uygun eklem stabilizasyonunun, postür ve hareket paterni gelişimi açısından önemine işaret etmektedir. Nörolojik açıdan bakıldığında, bir eklemin stabilize becerisinin etkinliği ko-kontraksiyonların yeterliğine bağlıdır; ortopedik açıdan bakıldığında ise bu mobiliteye bağlıdır. Propriyoseptif geri bildirim sistem de postür ve hareket üzerinde etkilidir. Bunlar postüral kontrol için önemli şartlar olduğundan, literatürü daha derin çalışarak yukarıdaki hipotezlerin temellerini keşfetmek yararlı olacaktır. Kugel ve Akerström ile diğerleri (1993) tarafından öne sürülen koordinasyon bozuklukları, motor bozukluklara gelişimsel bir perspektiften bakılarak yorumlanabilir. Ulrich ve diğerleri tarafından bir sebep olarak rapor edilmiş, keşfetmeye karşı azalmış dürtünün de elbette bir etkisi vardır ama özellikle DS’lu çocuklara uygulanamaz. Connolly ve Michael (1986), DS’lu çocukların öğrenme bozukluğu olan diğer çocuklarla karşılaştırıldıklarında, spesifik motor problemleri olduğunu göstermişlerdir. Ulrich ve diğerleri tarafından vurgulanan obezite durumu, nedensel bir bakış açısıyla ikincil bir yer tutmaktadır. 4.3.1 Sendroma özgü nöroanatomik anormallikler Bazı yazarlar DS’lu çocukların motor problemlerini tartışırken, azalmış total beyin ağırlığı (normal beyin ağırlığının %76’sı), özellikle daha küçük bir beyin sapı ve serebellumun (%66) varlığını rapor eden Crome’a (1965) başvururlar. Serebellum postür ve hareketin koordinasyonunda merkezi bir rol oynar; vestibulum ve motor aparatustan bilgi alır. Serebellumda bozukluklar oluştuğunda, denge ve hareket koordinasyonu bozuklukları ile hipotoni gözlemlenebilir. Gama motor nöronlarının fasilitasyonu beyin sapı seviyesinde denetlenir. Bu sistemde ilgili ekstansörlerin yeterli tonusa sahip olmaları gerektiğinden, alfa motor nöronların gama ilik halkası yoluyla aktivasyonu, postürün sağlanması için esastır (Bernards &Bouman, 1976). Bu nöroanatomik bozukluklarla DS’lu insanların hareket bozuklukları arasındaki bağlantı yeteri kadar açık olsa da, henüz ispatlanmamıştır (Cowie 1970; Henderson, 1985). Ancak bu bir nöroanatomik bozukluklar vakası ise ve en belirgin motor karakteristik de nöromotor olan ise, örnek olarak azalmış postüral tonus verilebilir; o zaman spesifik motor davranış gelişimine, nöromotor gelişim bozukluğunun bir sonucu olarak bakmak uygun olacaktır. 77 4.3.2 Hipotoni ve ko-kontraksiyonlar DS’lu çocukların en karakteristik nöromotor bozukluğu, azalmış kas gerilimidir. DS’lu 97 çocuğun nörolojik gelişimi üzerine yapılan bir çalışmada, Cowie (1970), çocuklardan hiçbirinin normal kas gerilimine sahip olmadığını rapor etmiştir. Bununla birlikte, hayatlarının ilk on ayında kas geriliminde artış meydana gelir. Bu gelişim devam ediyor gibi görünmektedir (Owens, Dawson&Losin, 1971; Morris ve diğerleri, 1982; Smith, 1988) ama yetişkinler üzerindeki veri, sonuca varamayacak kadar eksik belgelenmiştir. Literatürü gözden geçiren Henderson, DS’lu bütün çocukların hipotonik olduğu ve bunun da onların motor gelişimini etkileme olasığı bulunduğu sonucuna varmıştır. Cowie (1970) hipotoni ile postüral kontrol yokluğu arasında açık bir bağlantı olduğunu rapor etmiştir. Çalışmasında hipotoni, ko-kontraksiyonların yetersizliğinde belirgindir. Davis ve Kelso (1982) eklemlerin miyojenik stabilizasyon kalitesi hakkında, DS’lu 7 çocuk ve genç / yetişkin ile (14-21 yaşları arasında), 6 engelsiz çocuğun karşılaştırılmasına dayanan bilgiler toplamışlardır. Her iki grubun sonuçları da önemli ölçüde uygundu. Statik durumlar altındaki motor kontrolün organizasyonu temel olarak aynıydı. Her iki grupta da sinir sistemi kaslar/eklemler sisteminin ince ayarını, kullanılan kasların güç ve uzunluğunu denetleyecek yeterlikteydi; rapor edilecek farklılıklar vardı. DS’lu grup, eklemlerin bir pozisyonu daha az stabilize ediyordu ve eklemlerin pozisyonunu korumaya çalışırken daha belirgin şekilde zorluk çekiyordu. Eklemlerin pozisyonu etrafında hareket vardı ve ko-kontraksiyonlar istikrarsızdı. DS’lu insanların kaslarını daha az aktive edebildikleri olasıdır (Davis &Sinning, 1987). Davis ve diğerleri (1982) hipotoninin en belirgin motor problem olduğunu kabul etmezler. Onların görüşüne göre, tonusun aktif hareketle ilişkisi yoktur, pasif olarak test edilmiştir ve bizim hareket bozukluklarından anladığımıza katkıda bulunmamaktadır. Onlara göre ko-kontraksiyonların stabilite sağlamasının derecesi azalmış kas tonusu problemlerinden çok, hareket problemlerine bir anlayış getirmektedir. Bazı çalışmalar postüral ve hareket gelişiminin çeşitli evrelerinde yetersiz ko-kontraksiyonların altını çizmiş ama özellikle hipotoni ile ilişkilendirmiştir. Eklemler etrafındaki miyojenik kontraksiyonların stabilize edilmesinin yetersizliği, hipotoninin göstergelerinden biridir. Oysa, bu anlamda, tonus konseptini postüral tonusla değiştirmek doğru olacaktır. Böylece, 78 postür ve hareket tonusla ilişkilendirilmiş olur. Bobath normal postüral tonusun ve geniş çeşitlilikte postüral hareket paternleri gelişimi için yeterli ko-kontraksiyonun önemini rapor eder. Postüral tonus ve ko-kontraksiyon eksikliği, postür ve hareket gelişiminde stabilizasyon problemlerine yol açar. DS’lu çocuklar stabilizasyon problemlerini statik ve simetrik hareket stratejileri uygulayarak telafi ederler; sonucunda da hareketin kalitatif öğeleri yeterli şekilde gelişmez. 4.3.3 Postüral reaksiyonlar ve hipotoni Shumway-Cook ve Woollacott (1985) DS’lu çocukların postüral kontrol sisteminin kalitesini, ayakta dururken denge bozukluklarını elektromiyografik kaydetme yaparak incelediler. DS’lu çocuklarda ölçülen postüral reaksiyonların normal çocukların postüral reaksiyonlarıyla aşağı yukarı benzer olduğuna ama bu reaksiyonların önemli ölçüde daha geç gerçekleştiğine karar verdiler (uzatılmış durgun periyot). Postüral kontrol sisteminde anormallik olduğundan denge problemleri oluşmaktadır. Raast ve Harris (1985) erken postüral reaksiyonların, denge reaksiyonlarının gelişimi ve motor beceri aşamalarının kazanılması açısından önemini vurgulamıştır. Haley (1986) postüral reaksiyonların (kendiliğinden doğrulma, denge ve beklenen reaksiyonlar) başın, gövde ve uzuvların otomatik stabilitesini temin ettiğini ve normal hareket ve ağırlık transferinin de bundan sonra mümkün olduğunu belirtmiştir. 20 DS’lu çocukla (2 ila 24 aylık) 40 engelsiz çocuğun (2 ila 10 aylık) karşılaştırılmasına dayanarak, postüral reaksiyonların DS’lu çocuk grubunda daha sonra geliştiği sonucuna varmıştır. Bununla birlikte, postüral reaksiyonların meydana çıkışıyla motor beceri aşamalarının kazanılması arasında yakın ilişki olduğu ama bunun yaşla ilgili olmadığı sonucuna varmıştır. DS’lu çocuklar postüral reaksiyonlarda daha az çeşitlilik göstermekte; sadece belli bir motor evreyi kazanmak için gerekli olan reaksiyonları gerçekleştirmektedirler. Bununla birlikte, Haley (1987) gelişen postüral reaksiyonların sırasının normal çocuklara göre belirgin şekilde çarpık olduğunu rapor etmiştir. Beklenen reaksiyonlar denge reaksiyonlarının yerine, göreceli olarak erken gelişmiştir. Haley (1987) DS’lu çocuklardaki düşük gövde tonusunu göreceli geç gelişen denge reaksiyonlarına ve göreceli erken gelişen ileriye yönelik (anticipatory) reaksiyonlara bağlamıştır. 79 4.3.4 Hipotoni, eklem hareketliliği ve propriosepsiyon Dyer ve diğerleri (1990), 229 DS’lu çocuk üzerinde yaptıkları kapsamlı çalışmada; hipotoninin, kas ve eklemlerdeki sensori yapılardan gelen proprioseptif geri bildirim üzerinde yıkıcı etkileri olduğunu iddia etmişlerdir. Propriosepsiyon, müsküloskeletal sistemden (kaslar, tendonlar, kapsüller, bağlar, eklemler) kaynaklanan bilgidir ve bununla bilinçli bir postür ve hareket imajı oluşturulur; böylece kontrol edilir (Bernards&Bouman, 1976). Bu nedenle, DS’lu çocuklardaki hipotoni, postür ve hareketle ilgili bilgiyi etkileyebilir; ko-kontraksiyon ve postüral reaksiyonların uygunluğu üzerinde negatif etkileri olabilir. DS’lu 30 çocuğu engelli olmayan çocuklarla karşılaştırmaya dayanan çalışmada, Parker ve James (1985) DS’lu çocuk grubunda, ortalama olarak daha fazla eklem mobilitesi olduğunu; hem çalışma grubu hem de kontrol grubunun artan yaşla birlikte mobilitesinin azaldığını göstermişlerdir. Her iki grupta da, eklemlerdeki dokunun olgunlaşmasındaki biyolojik süreçte esaslı bir farklılık olmadığı sonucuna varmışlardır. Ancak, paternde değişiklik vardır. Engelli olmayan çocuklar artan yaşla birlikte mobilitede tutarlı bir düşüş gösterirken, DS’lu çocuklar özellikle 5 ila 10 yaşları arasında daha fazla düşüş göstermişlerdir. Parker ve James bunu (1985) tonusun azalmasına bağlarlar. Livingstone ve Hirst (1986) DS’lu çocukların sıklıkla bir ya da daha fazla hipermobil ekleme sahip olduğunu rapor etmişlerdir ama eklemlerin gevşekliği ile ilgili kapsayıcı bir soru bulunmamaktadır. Parker ve James gibi (1985), onlar da, müsküler hipotoni ile bir ilişki olmasının daha muhtemel olduğunu düşünmüşlerdir. Artmış eklem mobilitesi postüral kontrole negatif anlamda katkıda bulunabilir. Ko-kontraksiyonun yetersizliği ile birlikte, bu eklemlerin stabilitesini etkileyebilir. Eklem algılayıcılarından gelen proprioseptif bilginin etkilenmesi olasıdır. Bununla birlikte postür ve haraket kaydını etkilemesi de mümkündür. 4.3.5 Sentez Literatür, DS’lu çocukların motor problemlerine yönelik kapsamlı araştırmalar göstermektedir. Engelbert&Lauteslager (2000) DS’lu çocukların bozukluğa özgü motor gelişim profilleri olduğu sonucuna varmışlardır. Motor becerileri göreceli olarak yavaş gelişmekte ve motor beceri aşamalarını kazanmakta da geç kalmaktadırlar (Cunningham, 1982). Ancak, motor bozukluğun 80 zihinsel olandan göreceli olarak daha büyük olduğu ortaya çıkmaktadır (Carr, 1970). Engelsiz çocuklarla karşılaştırıldıklarında, motor becerilerin elde edilmesi sırasında da farklılık saptanmıştır (Dyer ve diğerleri, 1990). Başka şekilde zihinsel özrü olan insanlarla karşılaştırıldıklarında spesifik motor problemleri vardır (Connolly&Michael,1986). Sonuç olarak engelsiz çocuklarda gözlenmeyen, spesifik postüral ve hareket paternleri tanımlanmaktadır. (Lauteslager, 1995). Literatür, DS’lu çocukların motor davranışlarının gelişiminde meydana gelen iki ana problem olduğunu gösterir. Bir tarafta yer çekiminin kuvvetine karşı postür geliştirme ve adapte etmede ortaya çıkan problemler; diğer tarafta ise hareketin kalitatif öğelerinin gelişiminin eksikliği vardır. Buna örnek olarak denge, rotasyon, lateral fleksiyon ve ekstansiyon gibi gövde kontrolünün şekilleri verilebilir. Motor problemler, “postüral kontrol sistemindeki bozukluklar” olarak tanımlanabilir. Postüral kontrolün denetimi vücudun, motor davranış sırasındaki postürünü korumasına ve adapte etmesine izin veren, kendi işlemlerinin koordinasyonu olarak tanımlanabilir. Her bir çocuğun azalmış postüral tonusu bulunur. Bunun sonucunda da ko-kontraksiyonların ve denge reaksiyonlarının yeterliliği negatif şekilde etkilenir. Bunlar da postür ve hareket üzerinde kusurlu proprioseptif geri besleme ve artmış eklem mobilitesiyle bağlantılıdır. Birincil - azalmış postüral tonus İkincil - ko-kontraksiyonların yetersizliği - denge reaksiyonlarının yetersizliği - azalmış propriyosepsiyon - eklemlerde atmış mobilite Sonuçları - postür ve hareket pozisyonlarını temin etme ve korumada problemler - motor becerinin kalitatif şekillerinin gelişiminde yetersizlik - yetersiz uygun motor beceri Tablo 4.2. Postüral kontrol sisteminde bozukluklar. Bu, koşullu biçimde tüm reaksiyonların temelind nöroanatomik ve nörofizyolojik sistemlerle kombinasyon içindedir. Motor wproblemlerin gelişimsel bir perspektife yerleştirilmesi gerekir. Tek bir motor evrede görülen problemler tek başlarına durmazlar ama 81 bir önceki evrelerde gelişirler ve motor gelişimin ileri evrelerinde de sonuçları olur. Bu bağlamda, postür ve hareketin stabilize edilmesinde meydana gelen problemler; statik ve simetrik motor beceriye, telafi hareketlerine ve böylece gövde rotasyonu ve denge gibi kalitatif motor öğelerin bozuk gelişimine yol açar. Örneğin yüzüstü pozisyondaki ekstansiyon gelişiminin yokluğu, gövde ve kalçaların oturma ve ayakta durma pozisyonlarındaki ekstansiyon becerisini etkileyecektir. DS’lu çocuğun postüral kontrolü zaman içinde arttığından, postür kontrolü becerisi de artar. Ancak postür kontrol becerisi, başlangıçta yeterli bir postür meydana getirip onu stabilize etmesi için yeterli değildir. Ama, çocuk belli motor becerilerin gelişimi için hazırdır ve şimdilik motor becerilerine, elverişli telafi mekanizmalarını entegre eder. Bu motor gelişim büyük ölçüde DS’lu çocuklara özgü bir yapıya sahiptir. Örneğin karakteristik özelliklerinden biri de, DS’lu çocuğun motor davranışın rotasında kullandığı postüral destektir. Örnek vermek gerekirse; oturuş sırasında gövdenin postürü ellerle desteklenir, ve emekleme sırasında çocuk bacaklarını kaldırmak yerine yerde kaydırır. Asimetrik motor aktiviteler simetrik motor davranış gerektirdiğinden, daha yeterli postüral kontrol sistemi gerektirir. DS’lu çocuklar postüral kontroldeki bozukluklarını simetrik motor aktivitelerle telafi ederler. Tanımlamak gerekirse; denge reaksiyonları asimetrik hareketler gerektirir (lateral gövde fleksiyonu ve gövdenin rotasyonu). DS’lu çocuğun denge tepkileri yetersizdir ve uygun olmayan şekilde gelişir. Çocuk, bunu postürü destekleyen yüzeyi genişleterek ve bu genişletilmiş alanda hareket ederek telafi eder. Örneğin, bacakları iyice açılmış şekilde oturur ve gövdeyi bu genişletilmiş destekleme yüzeyinin dışına hareket ettirmez. Bunun motor davranışın dinamikleri üzerinde negatif etkileri vardır. Hareket edebilme yeteneği ve hareketin çeşitliliği, yeterli postüral kontrol gerektirir. DS’lu çocuğun postüral kontrol seviyesi yetersizdir. Motor davranışı statik ve tekdüze şekilde gelişir. 82 4.3.6 Fizyoterapi tedavi sistemi Daha ileri motor gelişimin temelleri, temel motor becerilerin gelişiminde yattığından (Gallahue&Ozmun, 1998), bu periyotta motor müdahalenin yer alması tercih edilir. DS’lu çocukların motor davranışının limitlerinin ortaya çıkışındaki başlangıç, postürlerin stabilize edilmesindeki yetersizliktir. Fizyoterapi tedavisi bağlamında bu; yüzüstü pozisyonda başın kaldırılması, emekleme postürü ya da ayakta durma postürü gibi her temel becerinin gelişiminde birincil postürün stimüle edilmesi gerektiği anlamına gelir. Yeterli stabilizasyonu, eklemler etrafındaki kas gruplarının miyojenik kontraksiyonlarını teşvik ederek (ko-kontraksiyonlar), bir postürün stabilize edilmesini teşvik etmek çok önemlidir. Motor gelişiminde her zaman olduğu gibi, kullanım simetrik temel postürlerin ilkinde yapılır ve ihtiyaç olan yerde destek verilir. Zorluk seviyesinin arttığı durumda, motor aktivite birincil olarak statik yapıda olabilir. Bir sonraki basamakta çocuğun daha önce belirtilen simetrik postürlerden hareket etmeye başlaması teşvik edilir ve mümkünse destek verilmez. Böylelikle, postüral kontrol sisteminin artan kapsamda kullanılması talep edilir. Çocuğun örneğin oturma ya da ayakta durma pozisyonunda ağırlığını yan taraflara transfer etmesi kolaylaştırılır ki bu şekilde; gövde motor aktivitesi (gövde rotasyonu ve lateral gövde fleksiyonu), postüral tepki (denge), hareket dağılımı ve hareketin çeşitliliği talep edilir. Son olarak hareket dağılımı asimetrik temel pozisyonlarda daha kolaylaştırılır, postüral tepkilerin seviyelerinin geliştirilmesi için çaba gösterilir ve daha kapsamlı hareket çeşitliliği stimüle edilir. Her çocuğun farklı geliştiği ortadadır. Fizyoterapi tedavisi bireysel amaçların temelinde gerçekleştirilir. Burada zihinsel engelli küçük çocukların egzersiz terapisi söz konusu olduğundan, çocuğun çevresine uyan anlamlı durumların oluşturulması tercih edilir. Motor akitivite fonksiyonel olmalıdır ve geniş anlamda çocuğun gelişimini desteklemelidir. Pratik bir bakış açısından bakıldığında telafi edici motor davranış pozitif olarak geliştirilir; daha bölünmüş ve çeşitlenmiş motor davranışın gelişimine doğru bir ara basamak olarak kullanılır. Arzu edilen motor davranış, fonksiyonel kapsamda teşvik edilir. Anne-babanın katılımı çocuğu, çeşitli durumlarda yeni elde edilen motor becerileri uygulamaya teşvik eder. Ebeveynlerden, bu entegre edilmiş becerileri çocuklarıyla gündelik birlikteliklerindeki oyun ve bakım zamanlarında teşvik etmeleri istenir; böylece motor davranışlara uygulanması gerçekleştirilir. 83 4.3.7 Motor becerileri için ölçüm aracı Kazanılan postüral kontrolün seviyesi çocuğun motor davranışındaki uygunlukta gösterilir. Motor beceriler için bir ölçüm aracı oluşturulması açısından bakıldığında ortaya çıkan fikir, Harris’in örneğini takip ederek (1980), bazı ardaşık evre seviyesinde birkaç temel motor becerinin gelişiminin tarifidir. Tanımlanan gelişimsel evrelerin sırasal bir tutarlılığı vardır. Motor beceri başına gelişimsel evre aracılığıyla, postürü denetleme becerisinin gelişimi pratiğe yerleştirilmelidir. Ancak bundan sonra bu gelişimsel yolun spesifik evrelerini tanımlamak için tarifler kullanılabilir. Bir çocuğun motor gelişimi sonradan, o çocuğun görülen motor davranışı ile tanımlanan altbölümlerin karşılaştırılmasıyla değerlendirilebilir. Her temel motor becerinin altbölümlerinin şartları, düzenli çizgiler üzerine kurulabilir çünkü böyle bir gelişimde, artan seviyedeki postüral kontrol karşılaştırabilir biçimde ortaya konur. Tanımlanan son evre seviyesi, postüral kontrolün uygulanabilir seviyesindeki motor davranışı temsil eder. Temel motor beceri ancak bundan sonra postür ve hareket yönünde yeterli şekilde uygulanabilir. Orta derecede kalan evre seviyeleri gelişimsel seyri, artan postür kontrol becerisinin etkisi altındaymış gibi gösterir. Her bir temel motor beceri için tarif edilmesi gereken ilk motor davranış, bir postür sağlama becerisinin simetrik olarak kaydedilebildiği motor davranış olmalıdır. Daha sonra motor davranış, simetrik postürün dışına çıkabilme becerisinden, arttığı belli olan bir postüral kontrolle tanımlanır. Üçüncü safhada, her bir beceri için, postüral tepkilerin kullanılması becerisinde hangi motor davranışın temsilcilik ettiğinin (örneğin denge tepkileri) bir tanımı vardır. Bununla birlikte motor davranış, postüral tepkilerin artan gelişiminin ilerleme kaydederek artan bir seviyede postüre girebilme becerisiyle tanımlanabilir. Hareket çeşitliliği ve dolayısıyla motor davranışın yeterliliği pekişir. Buna ek olarak, DS’un tipik postüral ve hareket paternlerinin de tanımlamalara dahil edilmesi önemlidir. Bir çocuğun motor davranışını safha spesifikasyonuyla karşılaştırarak bir safha sınıflandırması yapılabilir. Bir çocuktan spesifik davranış temin etmenin ve gözlemlenen davranışın kaydedilip değerlendirilmesinin standardize edilmiş metodu, ölçüm aracının bir bileşeni olmalıdır. Aynı kural şurada da 84 uygulanmalıdır: Değerlendirilecek olan motor davranışın çocuk için anlamlı olması ve pratik bir kapsamda stimüle edilmesi gerekir. Ölçüm aracının geçerliliği ve fizyoterapi sisteminin etkinliği daha fazla incelenmelidir. 4.4 Sonuçlar ve tavsiyeler Öğrenme engeli olan diğer çocuklarla karşılaştırıldıklarında, DS’lu çocuklarda belli spesifik motor problemler vardır. Her çocukta görülen azalmış postüral tonus, bu durumda başrol oynar. Azalmış postüral tonus ko-kontraksiyonlardaki yetersizlik, yetersiz denge reaksiyonları, postür ve harekette kusurlu propriyoseptif geribildirim ve eklemlerin hipermobilitesi ile bağlantılıdır. Özetle, DS’lu çocukların motor gelişimi, postüral kontrol sistemlerindeki bozukluklar yoluyla olumsuz olarak etkilenir. Sonucunda, postür ve hareket sağlama ile adapte etmede problemler oluşur ki bu yüzden hareketin kalitatif şekillerinin yetersiz gelişimi ortaya çıkar. Gelişim sırasında bir araya gelen statik ve simetrik postür ve hareket paternleri, telafi edici hareket stratejileri ve çeşitlilik eksikliği buna örnek olarak verilebilir. Gelişimsel bir safhada meydana gelen motor problemler tek bir şekilde ortaya çıkmaz. Bu problemler daha önceki safhaların sonuçlarıdır ve takip eden safhalar üzerinde de etkileri vardır. DS’lu çocukların postüral tonusu zaman içinde artar ama temel motor becerilerin gelişimi, azalmış postüral tonusun etkisi altında gerçekleşir. Bu motor problemleri hesaba katarak, gelişen motor paternleri etkilemek hem arzu edilir hem de anlamlıdır. Bu bölümde, problemler gelişimsel bir perspektife oturtulmuştur. Bu teorik sistemin temelinde müdahale, geçerli bir opsiyon olarak görünmektedir. Postüral tonustaki artış; müdahale yoluyla düzeltilmiş postür ve hareket paternlerinin sonunda, hareket sağlamak için daha iyi bir temel kazanıldığı anlamına gelebilir. Bir tedavi genel olarak, motor gelişimin her bir safhasında eklemler etrafındaki stabilitenin geliştirilmesine odaklanmalı; bunun sonucu olarak da bir çocuğun postür oluşturması mümkün kılınmalıdır. Birincil olarak, çocuk bunu gerekirse destek ile simetrik olarak yapacak ama artan postüral kontrol ile asimetrik postürlere doğru çalışacak ve destek kademeli olarak azaltılacaktır. Postüral kontrol sisteminin etkinliği için artan bir talep oluşmuştur. Nihayetinde, hareket dağılımı, asimetrik birincil pozisyonlarda mümkün kılınmış, postüral kontrolün seviyesini ve hareket çeşitliliğini geliştirmek için çaba sarfedilmiş, sonucunda da stimüle edilmiştir. DS’lu çocuğun 85 artan postüral tonusu, müdahale ile düzeltilen postüral ve hareket paternlerinin hareket için uzun vadede daha iyi bir temel kazandığı anlamına gelir. Uygun bir motor ölçüm aracının çocuğun postür adapte etme ve sağlama becerisindeki artışı statik olarak, dinamik motor davranış süresince kaydedebilmesi gerekir. Bu şekildeki müdahalenin etkileri için yapılacak araştırma, DS’lu çocukların motor gelişimini anlamamıza ve yeni bilgiler edinmemize katkıda bulunacaktır. 4.5 Özet Bu bölümde, DS’lu çocukların motor gelişimlerinin çeşitli evrelerinde ortaya çıkan bozukluklar baz alınarak, onların spesifik motor problemleri hususunda teorik bir sistem geliştirilmiştir. Postüral kontrolün denetimi; motor davranış sırasında postür adapte etme ve sağlamayı mümkün kılan vücudun kendi işlemlerinin koordinasyonu olarak tanımlandı. DS’lu çocukların motor gelişimi postüral kontrol sisteminin bozukluklarından olumsuz olarak etkilenmektedir. Her bir çocukta görülen azalmış postüral tonus, bu durumda başrol oynamaktadır. Azalmış postüral tonus; ko-kontraksiyonların ve denge reaksiyonlarının yeterliliğini olumsuz yönde etkilemektedir. Postüral kontrolün yokluğu; postür ve hareket üzerindeki yetersiz propriyoseptif geribildirim ve eklemlerin artmış mobilitesi ile ileride daha da kötüleşmektedir. Bunlar, postür ve harekette pozisyon sağlama ve adapte etmede problemlere yol açmaktadır. Dolayısıyla motor becerilerin kalitatif şekilleri yetersiz gelişmekte; böylelikle postür ve hareketin hedefe yönelimi azaltmaktadır. DS’lu çocukların karakteristik özellikleri; statik ve simetrik hareket paternleri, telafi edici hareket stratejileri ve çeşitlilik noksanlığıdır. Gelişimsel evreler bunlarla ilişkilidir. Gelişimsel evredeki motor problemler tek çeşitte meydana gelmez ama daha önceki evrelerin sonucudur ve sonraki evreler üzerinde de etkileri vardır. Teorik sistemin temelinde bazı başlangıç noktaları; bir motor ölçme aracı ve bir fizyoterapötik tedavi programına göre formüle edilmiştir. 86 4.6 Literatür Åkerström, M.S., Sanner G. (1993). Movement patterns in children with Down’s syndrome: A pilot study. Physiotherapy Theory and Practice, 9, 33-41. Bernards, J.A., Bouman, L.N. (1976). Fysiologie van de mens (Human Physiology). Bohn, Scheltema en Holkema, Utrecht. Block, M.E. (1991). Motor development in children with Down’s syndrome: a review of the literature. Adapted Physical Activity Quarterly, 8, 179-209. Bobath, K. (1982). Behandeling van de cerebrale parese op neurofysiologische grondslag (A Neurophysiological Base for the Treatment of Cerebral Palsy). Bohn, Scheltema en Holkema, Utrecht/Antwerpen. Carr, J. (1970). Mental and motor development in young mongol children. Journal of Mental Deficiency Research, 14, 205-220 Connolly, B.H., Michael, B.T. (1986). Performance of retarded children,with and without Down’s Syndrome, on the Bruininks Oseretsky test of motor proficiency. Physical therapy, 66, 344-348. Cowie, V.A. (1970). A Study of the Early Development of Mongols. Pergamon Press Ltd, Oxford. Crome, L. (1965). Pathology of Down’s disease. In: Hilliard, L.T., Kirman, B.H. (eds.). Mental Deficiency (2nd ed.), Little, Brown & Co., Boston. Cunningham, C.C. (1982 Down’s syndrome: an introduction for parents. London: Souvenir Press. Davis, W.E., Scott Kelso J.A. (1982). Analysis of ‘invariant characteristics’ in the motor control of Down’s syndrome and normal subjects’. Journal of Motor Behavior, 14, 194-212. Davis, W.E., Sinning, W.E. (1987). Muscle stiffness in Down’s syndrome and other mentally handicapped subjects: a research note. Journal of Motor Behavior, 19, 130-144. 87 Dyer, S., Gunn, P., Rauh, H., Berry, P. (1990). Motor development in Down’s syndrome children: an analysis of the motor scale of the Bayley Scales of Infant Development. Motor Development, Adapted Physical Activity and Mental Retardation, 30, 7-20. Gallahue, D.L., Ozmun, J.C. (1994). Understanding Motor Development: Infants, Children, Adolescents (3rd ed), Benchmark Press, Indianapolis. Haley, S.M. (1986). Postural reactions in infants with Down’s Syndrome. Physical Therapy, 66, 17-22. Haley, S.M (1987). Sequence of development of postural reactions by infants with Down’s syndrome. Developmental Medicine andChild Neurology, 29, 674-679. Henderson, S.E. (1985). Motor skill development. In: Lane, D., Stratford, B., Current Approaches to Down’s Syndrome. Holt, Rinehart and Winston, London. Jones, K.L. (1988). Smith’s recognisable patterns of human malformation. W.B. Saunders Company, London. Kugel, R.B. (1970). Combating retardation in infants with Down’s syndrome. Children, 17, 188-192. Lauteslager, P.E.M. (1995). Motor development in young children with Down’s syndrome. In: Vermeer, A. & Davis, W.E. (eds.), Physical and Motor Development in Mental Retardation. Karger AG, Basel. Lauteslager, P.E.M., Vermeer, A. & Helders, P.J.M. (1995). Theoretische fundering van motorische interventie bij kinderen met het syndroom van Down; een literatuurstudie (Theoretical foundation of motor intervention for children with Down’s syndrome: a review of the literature). Nederlands Tijdschrift voor de Zorg aan Verstandelijk Gehandicapten), 21, 108-122. Lauteslager, P.E.M., Vermeer, A. & Helders, P.J.M. (1996). Motorische interventie bij kinderen met het syndroom van Down; eenliteratuur-studie (Motor intervention for children with Down’s 88 syndrome; a review of the literature). Nederlands Tijdschrift voor Fysiotherapie, 106, 52-61. Engelbert, R.H.H., Lauteslager P.E.M. (2000). Aandoeningsgebonden motorische ontwikkelingsprofielen (Disease related motor development profiles). In: Empelen, R. van, Nijhuis-van der Sanden, M.W.G., Hartman, J.E.M. (eds). Kinderfysiotherapie. Maarssen: Elsevier gezondheidszorg.) Livingstone, B., Hirst, P. (1986). Orthopaedic disorders in school children with Down’s syndrome with special reference to the incidence of joint laxity. Clinical Orthopaedics and Related Research), 207, 74-76. Lydic, J.S., Steele, C. (1979). Assessment of the quality of sitting and gait patterns in children with Down’s syndrome. Physical Therapy, 59, 1489-1494. Morris, A.F., Vaughan, S.E., Vaccaro, P. (1982). Measurements of neuromuscular tone and strength in Down’s syndrome children. Journal of Mental Deficiency Research, 26, 41-46. Owens, D., Dawson, J., Losin, S. (1971). Alzheimer’s disease in Down’s Syndrome. American Journal of Mental Deficiency, 75, 606-612 Parker, A.W., Bronks, R., Snyder, Jr. C.W. (1986). Walking patterns in Down’s syndrome. Journal of Mental Deficiency Research, 30,317-330. Parker, A.W., James, B. (1985). Age changes in the flexibility of Down’s syndrome children. Journal of Mental Deficiency Research, 29, 207-218. Piper, M.C., Gosselin, C., Gendron, M., Mazer, B. (1986). Developmental profile of Down’s syndrome infants receiving early intervention. Child: Care, Health and Development), 12, 183-194. Rast, M.M., Harris, S.R. (1985). Motor control in infants with Down’s syndrome. Developmental Medicine and Child Neurology), 27,682-685. 89 Sharav, T., Shlomo, L. (1986). Stimulation of infants with Down’s syndrome: long-term effects. Mental Retardation, 24, 81-86. Shumway-Cook, A., Woollacott, M.H. (1985). Dynamics of postural control in the child with Down’s syndrome, Physical Therapy, 65, 1315-1322. Ulrich, B.D., Ulrich, D.A., Collier, D.H. (1992). Alternating stepping patterns: hidden abilities of 11-month-old infants with Down’s syndrome. Developmental Medicine and Child Neurology), 34,233-239. 90 5 Down Sendromlu Çocukların Temel Motor Becerileri Testi: Güvenilirlik ve Yapısal Geçerlilik DS’lu çocukların motor gelişimi spesifik problemler gösterir. (Lauteslager, 1991; 1995; Connolly&Michael, 1986). Gelişim sadece gecikmiş değildir (Cunnigham, 1982); aynı zamanda motor becerilerin kazanılmasının sırasında da anormallik gözlenir (Dyer, Gunn, Rauh& Berry, 1990). Tüm DS’lu çocuklarda azalmış postüral tonus vardır (Cowie, 1970). Bunun doğal takibinde de yetersiz ko-kontraksiyonlar (Davis&Scott Kelso, 1982), uygun olmayan postüral reaksiyonlar (Shumway-Cook&Woollacott, 1985), hipermobilite (Parker&James, 1985) ve bozulmuş propriyosepsiyon bulunur (Dyer ve diğerleri, 1990). Bu problemler “postüral kontrol sistemindeki bozukluklar” olarak adlandırılır ve gelişimsel tutarlılığı vardır (Tablo 5.1) (Lauteslager, Vermeer&Helders, 1994; 1998). Bu sistemdeki bozukluklar DS’lu çocukların motor gelişimindeki spesifik paternlerin ortaya çıkmasının başlıca nedenleridir. Bu problemler motor müdahale gerektirir. Bunun pozitif etkileri henüz tatmin edici şekilde ispatlanmamıştır. Bunun en önemli sebeplerinden biri de uygun bir ölçüm aracının bulunmamasıdır. Motor müdahalenin sonucunu nesnelleştirmek için, bozukluğa özel ölçüm aracının geliştirilmesi esastır. (Lauteslager, Vermeer&Helders, 1995; 1996a). Bölüm 5 şunları baz alır: Lauteslager, P.E.M., Pennings, A.H. (†), Vermeer, A. & Helders, P.J.M. (1996) Motorische basis-vaardigheden bij kinderen met het syndroom van Down: deontwikkeling van een meetinstrument (Basic motor skills of children with Down’s syndrome: the construction of a motor measuring instrument). Bewegen & Hulpverlening, 13, 40-52, 65, 67. Lauteslager, P.E.M., Pennings, A.H. (†), Vermeer, A., Helders, P.J.M. & Hart, H. ‘t. (1998). Test van Basis-motorische Vaardigheden van Kinderen met het syndroom van Down: onderzoek naar betrouwbaarheid en construct-validiteit (Test of ‘Basic Motor Skills of children with Down’s syndrome’: reliability and construct validity). Nederlands Tijdschrift voor Fysiotherapie,) 108, 155-163 91 Birincil - azalmış postüral tonus İkincil - ko-kontraksiyonların yetersizliği - denge reaksiyonlarının yetersizliği - azalmış propriyosepsiyon - eklemlerde atmış mobilite Sonuçları - postür ve hareket pozisyonlarında, temin etme ve korumada problemler - motor becerinin kalitatif şekillerinin gelişiminde yetersizlik - yetersiz uygun motor beceri Tablo 5.1. Postüral kontrol sistemindeki bozukluklar Müdahale, temel motor becerilerin geliştiği periyotta yer almalıdır (Lauteslager, Pennings, Vermeer&Helders, 1996b). Bu, ilerideki motor gelişimin temellerinin atıldığı periyottur (Gallahue&Ozmun, 1998). Postüral kontrol sistemindeki bozukluklar problemin esasını oluşturduğundan, bozukluğa özel ölçüm aracının, temel motor becerilerin gelişimi sırasındaki postüral kontrolün seviyesini kaydediyor olması gerekir. “DS’lu Çocukların Temel Motor Becerileri Testi” (orijinal kısaltmasıyla BMS) bunun için yapılandırılmıştır. Bölüm 5, BMS’in fizyometrik değerlendirmesi üzerine bilgi verecektir. 5.1 Araştırmanın amacı, ölçüm araçları ve hipotez 5.1.1 Araştırmanın amacı Bu araştırmanın iki amacı vardır. İlk amaç; BMS’de işlemselleşmiş, DS’lu çocukların temel motor becerilerinin gelişmesi sırasındaki postüral kontrol seviyesini ifade edebilen birçok boyutlu değişken yapılandırmaktır. İkinci amaca uygun olarak ise BMS’in güvenilirliğini ve yapısal geçerliliğini, yani BMS’in altta yatan teorik sistemin temeli üzerine kurulmuş beklentilerin kapsamını tetkik edeceğiz. 92 tez 5.1.2 Ölçüm aracı BMS (DS’lu Çocukların Temel Motor Becerileri Testi), “postüral kontrol sistemindeki bozukluklar” teorik sisteminin temeli üzerinde geliştirildi (Lauteslager ve diğerleri, 1994; 1998). Araç, 18 temel motor becerinin postüral kontrol seviyesini 18 test öğesi kapsamında ölçer (tablo 5.2). 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. Yüzüstü pozisyonda başın kaldırılması Sırtüstü pozisyonda uzanma Yüzüstü pozisyonda dirsek desteği Sırtüstü pozisyonda başın kaldırılması Sırtüstü pozisyonda bacakların kaldırılması Yüzüstü pozisyondan sırtüstü pozisyona dönme Yüzüstü pozisyonda ellerin desteklenmesi Yüzüstü pozisyonda ekstansiyon 9. Sırtüstü pozisyondan yüzüstü pozisyona dönme 10. Oturma 11. Zemin boyunca hareket etme 12. Destekle ayakta durma 13. Oturuşa geçme 14. Destekle ayağa kalkma 15. Destekle yürüme 16. Desteksiz ayakta durma 17. Desteksiz yürüme 18. Desteksiz ayağa kalkma Tablo 5.2 18 BMS test öğesi Gelişimsel sıraya göre yerleştirilmiş 18 test öğesi, 1’den 18’e kadar bir ölçek oluşturmakta ve postüral kontrolün artan seviyesini temsil etmektedir. Her bir temel motor beceri de sırayla postüral kontroldeki spesifik gelişimi işaret eder. BMS’de bu gelişimin her becerisinin altbölümlere ayrılmış tanımı bulunmaktadır. Bu altbölümler, test öğesi başına, postüral kontrolün artan seviyesini ve buna bağlı olarak bir ölçek oluşturan gelişimsel sırayı meydana getirir. (örneğin, test öğesi 10, tablo 5.3). 93 Uygulama Çocuk, yatay yüzeyde desteksiz oturma pozisyonuna yerleştirilmiştir. Çocuk, kollarıyla yukarıya doğru ulaşmak suretiyle gövdeden esnemesi ve kollarıyla yanlara ulaşarak ağırlığını yanlamasına transfer etmesi için teşvik edilmiştir. Ölçek 0. Test öğesi doğru şekilde yönetilmiştir ancak çocuk aşağıdaki aşama spesifikasyonunda tanımlanan motor davranışlardan hiçbirini göstermememiştir. 1. Çocuk stimülasyon sırasında, pozisyonunu iki eliyle destekleyerek, bağımsız olarak en az 5 saniye oturabilmektedir. 2. Çocuk stimülasyon sırasında, pozisyonunu tek eliyle destekleyerek, bağımsız olarak en az 5 saniye oturabilmektedir. 3. Çocuk stimülasyon sırasında, kollarından destek almadan eğik bir sırtla, bağımsız olarak en az 2 saniye oturabilmektedir. 4. Çocuk, stimülasyon sırasında, kollarından destek almadan düz bir sırtla lumbar lordoz olmaksızın, bağımsız olarak en az 2 saniye oturabilmektedir. 5. Çocuk stimülasyon sırasında, kollarından destek almadan, bağımsız şekilde oturmaktadır. Sırtını esnetirken, en az 2 saniye boyunca net bir lumbar lordoz gözlenmektedir. 6. Çocuk stimülasyon sırasında, kollarından destek almadan, bağımsız şekilde oturmaktadır. Sırtını esnetirken ve ağırlığı lateral olarak transfer ederken, en az 2 saniye boyunca net bir lumbar lordoz ve açıkça lateral olarak eğilmiş bir gövde gözlenir. Tablo 5.3 “Oturma sırasında postüral kontrolün denetlenmesi” Test öğesi 10’un klasifikasyonu. 18 motor beceriyi altbölümlerine ayırırken, DS’lu çocukların postüral kontroldeki problemlerinin ayırt edici özellikleri belirgin hale gelir (Lauteslager ve diğerleri, 1996b). Testin standardize edilmiş biçimi; test öğesinin amacının açık spesifikasyonunun ve beraberinde testin yönetimi ve stimülasyon metodunun şartlarının kurulmasıyla elde edilmiştir. Her testin yönetiminin video kaydı alınmıştır. Kamera pozisyonları çocukla ilişkili olarak sabitlenmiştir (tablo 5.4). Hipotezler test öğeleri ve altbölümlerinin sırasal yerleştirilmesine göre ve BMS’in total skoruyla yaş arasındaki ilişkiye göre formüle edilmiştir. 94 Hedef - Çocuğun desteksiz olarak oturabildiği aşamanın kaydedilmesi. Uygulama - Birincil postür: Bağımsız oturma pozisyonu - Çocuğu, oturma pozisyonunu 5 saniye boyunca, olabildiğince az kol desteğiyle sağlaması için stimüle edin. - Çocuğu, gövdesini 5 saniye boyunca öne ve yukarı doğru uzanarak genişletmesi için stimüle edin. - Çocuğu, 2 saniye, gövdesinin lumbar lordozunu gösterecek şekilde, öne ve yukarı doğru uzanması için stimüle edin. - Çocuğu, 2 saniye boyunca, gövdesinin lordoz ve lateral fleksiyonunu gösterecek şekilde yukarı ve yanlara doğru uzanması için stimüle edin. Stimülasyon - Motive edici oyuncağı çocuğun önüne ve bir şekilde yukarısına doğru tutarak gösterin. - Oyuncağı öne ve yukarıya doğru, çocuğun biraz uzağında hareket ettirin. - Oyuncağı öne ve yanlara doğru, çocuğun biraz uzağında hareket ettirin. - Gerekirse gövdeyi pasif olarak pozisyonlayın. - Gerekirse kolları pasif olarak pozisyonlayın. Kamera Pozisyonu - Çapraz olarak çocuğun arkasına, 45 derecelik açıyla, önden arkaya doğru yönelmiş olan düzlemde pozisyonlayın. Tablo 5.4 Test öğesi 10 için prosedür “Oturma sırasında postural kontrolün denetlenmesi” 5.1.3 Hipotez 1: Test öğelerinin gelişimsel sırası DS’lu çocuklar için 18 test öğesinin gelişimsel sırası, literatürden çıkarsanamaz. Bu sebepten, test öğelerinin sırasal ölçeklemesi, engelli olmayan çocukların beceri aşamalarının gelişimsel sırasından türetilmiştir (Gallahue&Ozmun, 1998; Flehmig, 1982). Ancak, test öğeleri ile beceri aşamaları arasında, karşılaştırıldıklarında, belirgin bir farklılık vardır. Her bir test öğesi 95 bir motor becerinin gelişimiyle ilintilidir ve gelişimsel bir periyodu kapsar. Diğer taraftan, bir motor beceri aşaması, gelişimsel periyottaki bir anı işaret eder. Şimdiki çalışmada 18 test öğesinin sırasal klasifikasyonu DS’lu çocuklara uygulanabilir şekilde madde madde belirtilmiştir. Bu çocuklar kendi ayırt edici motor gelişim süreçlerinden geçtiklerinden, sıranın sağlıklı çocuklara göre sapacağı farzedilmiştir ama normal motor gelişim için bulunmuş elementer ilişkiler, test öğelerinin nihai klasifikasyonunda belirgin şekilde kalacaktır. Bu varsayımı test etmek için 18 test öğesi, karşılıklı ilintili 4 grup temel motor beceriye bölünmüştür. Bu ilişki normal motor gelişimden türemiştir. Grup A, (1, 2, 3, 4, 5, 7 ve 8. öğeler) yüzüstü ve sırtüstü pozisyonlarda gelişen becerilerden oluşmaktadır. Grup B (6, 9, 10, 11 ve 13. öğeler) aksiyal motor beceriler ve gövde disasosiyasyonun artan şekilde önemli olduğu becerilerden oluşmaktadır. Grup C destekle gerçekleştirilen ayakta durma ve yürüme ile ilgili becerilerden (12, 14 ve 15. öğeler); Grup D ise desteksiz gerçekleştirilen ayakta durma ve yürüme (16, 17 ve 18. öğeler) ile ilgili becerilerden oluşur. Varsayım, Grup A ve D’nin gelişimsel sırada olduğu ve yükselen derecede postüral kontrolü temsil ettiği yönündedir. Gruplar, test öğesi başına ihtiyaç duyulan postüral kontrol seviyesinin belli bir ölçüye göre tanımlanmasıyla ve sonra her bir grup test öğesi başına ortalama ölçümün hesaplanmasıyla karşılaştırılabilir. Grup A’nın ortalama postüral kontrol seviyesi Grup B’ninkinden düşük; Grup B’ninki Grup C’ninkinden düşük; Grup C’ninki de Grup D’ninkinden düşük olacaktır. Sonuç olarak, hipotez şöyledir: “A’dan D’ye ayrılmış temel motor beceri grupları artan seviyede postüral kontrolü temsil ederler. 5.1.4 Hipotez 2: Alt bölümlerin test öğesi başına gelişimsel sırası Her bir temel motor becerinin kendi gelişimi vardır. Bu gelişimin birincil öğesi postür kontrolü kabiliyetidir. Bu kabiliyet arttıkça, çocuğun uygun motor davranış kazanımı da artar; diğer bir deyişle, temel motor beceri artan şekilde fonksiyonelleşir. Postüral kontrol sistemindeki bozukluklara dayaranarak, DS’lu çocuklar için BMS’in 18 motor becerisinin her birinin spesifik bir gelişimi vardır. Bu gelişim, beceri başına sırasıyla klasifiye edilmiş altbölümlere ayrılmıştır. Bu altbölümler birlikte beceri başına bir ölçek oluştururlar ve postüral kontrolün yükselen seviyesini 96 temsil ederler. Her bir ölçek için tanımlanan motor davranış, artan kapsamda postüral kontrol gerektiren zorluğun derecesini gösterir. Altbölüm 1 altbölüm 0’dan; altbölüm 2 altbölüm 1’den, altbölüm 3 altbölüm 2’den daha karmaşıktır. BMS’in yapısal geçerliliğiyle ilgili önemli bir araştırma sorusu da, altbölümlerin test öğesi başına varsayılmış sırada olup olmadığıdır. Bu da hipotez 2’nin formulasyonuna yol açar: “Altbölümlere ayrılmış motor davranışlar, test öğesi başına artan seviyede postüral kontrolü temsil eder.” 5.1.5 Hipotez 3: BMS skoru ve yaş arasındaki ilişki BMS’in güvenilir ve dahilen uygun olduğu anlaşılır ve hipotez 1 ile hipotez 2 onaylanırsa, o zaman total skor ve çocuğun yaşı arasındaki ilişki de açıkça ortaya çıkar. Testin yapılanması ve farzedilen motor gelişimle ilişkisi durumunda, çocuğun BMS’deki skorunun yaşla birlikte artması beklenir. Hipotez 3, bu beklentinin temeli üzerine formüle edilmiştir: “Bir çocuğun BMS’deki total skoru pozitif olarak o çocuğun yaşıyla ilintilidir”. BMS skoruyla ilgili olarak iki cinsiyet arasında herhangi bir farklılık olması beklenmemektedir (Carr, 1970). 5.2. Metot 5.2.1 Denekler Denekler, Hollanda’daki Down Sendromu Vakfı tarafından bir araya getirilmiştir. Vakıfta Hollanda’nın orta bölgelerinde bulunan ve yaşları 0 ila 4 arasında değişen DS’lu çocuklara sahip 66 ailenin adresleri kayıtlıdır. İrtibata geçilen 66 aileden 52’sinden pozitif reaksiyon alınmıştır. Çocukları seçerken, yaşa göre eşit dağılım yapılmaya çalışılmıştır. Sonuç olarak BMS; evde yaşayan, yaşları 0 ila 4 arasında değişen, yaş ortalaması 2,57 olan ve 15.96’lık sapma standardı bulunan 42 DS’lu denekle yönetilmiştir (16 kız, 26 erkek çocuk) (tablo 5.5). 97 Cinsiyet Yaş Grup s e k dağılım 0 7 4 3 0-11 6,86 2.10 1 8 5 3 12-23 18,38 2.87 2 10 7 3 24-35 30,40 3.44 3 9 4 4 36-47 40,89 2.60 4 8 5 3 48-59 53,50 4.00 26 16 0-59 31.00 15,96 Total 42 ortalama sapma standardı Tablo 5.5 Denekler. 12 aydan hesaplanıp gösterilmiş 5 yaş grubu; yaş grubu ve cinsiyet grubu (e/k) başına sayı (s); ay bazında yaş 5.2.2 İstatiksel Analiz Hipotez 1, 2 ve 3’ü test etmek için; test öğlerinin postüral kontrol seviyelerinin test öğesi başına altbölümlerin ve deneklerin bir ölçüm olarak ifade edilmesi için bir değişken yapılandırmak gerekir. Bu amaçla, elde edilen veri Kısmi Kredi Modeli (orjinali PCM) ile analiz edilir (Wright&Masters, 1982; Wrigt&Linacre,1992). PCM, “gizlenmiş özellik modeli” grubunun bir parçası olan istatiksel analiz modelidir ve Rasch’ın madde-tepkisi modelinden türetilmiştir (1960). PCM kullanılarak, postüral kontrolün seviyesini ifade edecek bir değişken yapılandırılır. İstatistiksel anlamda, değişken jeneriktir (türle ilgili); örneğin içerisindeki karşılaştırılabilir kişileri klasifiye etmek için kullanılabilir. Rasch modellerinin bir önemli özelliği de ölçüm ölçeklerinin gelişimini, tek boyutlu hiyerarşik yapıdan kolaylaştırmalarıdır. Artan bir karmaşıklık gösteren bir grup ardışık öğeden oluşan hiyerarşik bir ölçektir. Daha düşük ölçekteki öğelerin hakimiyeti, daha yüksek seviyedeki öğelerin başarısının şartıdır. Kurama dayanmayan deneysel veri Rasch modeli ile analiz edildiğinde, 98 ölçek tek boyutludur. Bu araştırmada BMS’in 18 test öğesinin kolaydan zora doğru bir ileri gidiş gösteriyor olması gerekir (hipotez 1). Bununla birlikte, PCM, ardışık ve birbiriyle ilintili yeterlik seviyeleri bulunan öğeler üzerindeki deneklerin performanslarını analiz etmek için uygundur (Masters, 1982). BMS’in test öğesi başına ardışık altbölümlerinin her biri, o test öğesindeki kısmi ve yükselen başarıya işaret eder. Ölçümler, deneklerle test öğelerini karşılaştırmak ve standart tahmin hatalarını hesaplamak için aralıklı-ölçekli skorlar olarak analiz edilirler. Test öğesi başına altbölümlerin varsayılmış sırası PCM kullanılarak analiz edilebilir (hipotez 2). Postüral kontrolde daha yeterli olan deneğin BMS’de daha az yeterli olan denekten daha yüksek skor yapacağı varsayılır ve bu yeterlilik de yaşla artacaktır. Bir deneğin BMS’deki performansları total skora götürür. BMS skoru ile yaş arasındaki ilişki test edilebilir (hipotez 3). PCM, her bir çocuk için, bir test öğesinde hangi skor seviyesinin bekleneceğini kararlaştırmak için kullanılabilir. BMS’in yapılandırılması için; bir test öğesinin, deneklerin beklenen skordan sapan skorlarını ne kapsamda sağlayacağı üzerine düşünmek önemlidir. Sapmış skorlar, PCM ile “fit’in iyiliği”nin analizi anlamında görülebilir hale getirilebilir. Deneklerin skorlarındaki, beklenen skorlardan sapmanın derecesi standardize edilmiş “geri kalan” (rezidüal) ile ifade edilebilir. Bu geri kalanlar, her bir test öğesi için fit skoruna dönüştürülür. PCM, bir test öğesinin ölçüm dağılımının içerisinde kalan sapmış skorlar (uyumlu-infit) ile bu dağılımın sınırındaki sapmış skorlar (uyumun dışında-outfit) arasındaki ayrımı yapar. Çok büyüklü test öğelerinde, “misfit” (norm: <-2 ve > +2) yani “uymayan” analiz edilebilir. “Fit’in iyiliği” analizi BMS’in tek boyutluluğuna bir anlayış sağlayacaktır. Deneklerin infit ve outfit’i PCM ile özdeş bir yolla hesaplanabilir. Beklenen skorlardan sapmış skorlara sahip denekler bu skorların baz aldığı test öğeleri ile birlikte, daha ileri bir analiz için işaretlenir. Analiz, deneklerin BMS’deki skorlarının homojenliğine bir anlayış getirir. Big Steps bilgisayar programı (Wright&Linacre, 1992) ölçek yapılandırması ve sırasallık üzerinde test hipotezi 1 ve 2’ye göre ayarlandı. One-parameter Logistic Model (OPLM) adlı programla bir kontrol sürdürüldü (Verhelst, Glas&Verstralen, 1995). Statistical Product and Service Solutions (SPSS/PC+) program paketi kullanılarak, yaş ile BMS skoru arasındaki ilişkiyle ilgili hipotez 3 tetkik edildi. 99 5.2.3 Prosedür Test, bir test lideri (fizyoterapist) tarafından standardize edilmiş şartlarda 6 değişik lokasyonda sürdürüldü. Bir çocuğu test etmek, 15 ila 30 dakika sürdü. Bütün çocuklar işbirliği içinde test edildi. Her bir test standardize edilmiş bir prosedüre göre videoya kaydedildi. Her bir video kaset bağımsız olarak (gözlemciler arası güvenilirlik) iki farklı gözlemci (fizyoterapistler) tarafından skorlandı. 3 ay, 10 test sonrasında gelişigüzel olarak seçilerek tekrar değerlendirildi (tek bir gözlemci tarafından yapılan değerlendirme güvenirliği). Veri analizine bakılırsa, ham skorlarda 3 problem ortaya çıkar. İlk olarak, iki gözlemcinin skorları birkaç farklılık gösterir. Ancak veri işlemek, tek anlamlı skorlar gerektirir. Test öğelerinin sırasallığı ve altbölümler kesinlikle tek anlamlı skorlardan saptandığından, video kayıtları baz alınarak verilmiş skorlardan üçüncü gözlemci tarafından bir seçim yapıldı. İkinci olarak, deneklerin sayısının, tanımlanan altbölümler için tam bir skor seti çıkaramayacak kadar az olduğu anlaşıldı. Test öğesi başına düşen altbölümlerin sayısı 4 ila 9 arasında değişti. Altbölümlerin test öğesi başına 4 skor kategorisine (0, 1, 2, 3) ve sonucunda da 18X4 =72 olası skor kategorisine ayrılmasına karar verildi. Örneğin, test öğesi 10’nun (oturmada postüral kontrol) 6 adet altbölümü vardır (tablo 5.3). Altbölümler 1, 2 ve 3 skor kategorisi 1’de; altbölümler 4, 3 ve 5 kategori 2’de birleştirildi. Altbölüm 6 ise skor kategorisi 3’ü temsil etti. Üçüncü olarak, her BMS yönetimi 18 skorla sonuçlanmadığından, birkaç skor doldurulamamıştır. Tamamlanmamış skorlar üç farklı durumda meydana gelmiştir. Birincisi istenen davranışı gösterecek motor yeterliliğe sahip olmayan çocuklarla yapılan daha yüksek test öğelerinde (0-skor)... İkincisi, bağımsız oturabilen küçük yaştaki çocuklarda... Bu çocuklar gerçek gelişim dağılımının uygun şekilde kayıt edilmesine izin vermişler ama yüzüstü ve sırtüstü pozisyonlardaki test öğelerinin sürdürülmesinde yeterli derecede işbirliği yapmamışlar, oturmuşlardır (3 skor). Buna bir başka örnek daha verebiliriz: Sırtüstü pozisyondan yüzüstü pozisyona (test öğesi 9) dönerek geçiş de böyle vakalarda idare edilebilir (çocuk oturmaya geçer) ama yüzüstünden sırtüstüne dönerken (test öğesi 6) yapılamaz. Üçüncü olarak ayakta durabilen, yürüyebilen ve desteksiz ayağa kalkabilen çocukların skorları da doldurulamamıştır. Destekle ilişkili test öğeleri yönetilmemiştir (3 skor). Veriyi istatistiksel olarak işlemek için, her bir deneğin tamamlanmış seride 18 skoru olmalıdır. Ancak 100 tamamlanmamış skorlar, belirli bir dağılımı olan gelişimsel alanın değerlendirmesinde, ölçüm araçlarının kullanımında içseldir. BOS 2-30’un (van der Meulen, Smrkovsky, 1983) yönetiminde, bir çocuğun gerçek gelişimsel alanını belirleyip sonra çocuğun tamamladığı gelişimsel alanı pozitif olarak değerlendirmek normaldir. Bu, daha temel motor becerilerin daha karmaşık motor becerilere entegre olduğu gerçeğine dayanır. Şunu söylemek gerekir ki, biz burada BMS’e karşıt olarak, normalize edilmiş bir ölçüm aracı ile ilgileniyoruz. Bu karar, deneğin gerçek gelişimsel alanını kararlaştırmak için verilmiştir. Bu alanın altındaki tamamlanmamış skorlar 3-skor ile; bu alanın üstündeki tamamlanmamış skorlar ise 0-skor ile doldurulmuştur. Gelişimsel alanın içinde tamamlanmamış skorlar, çocuğun BMS’in yönetimi sırasındaki motor performansı baz alınarak yorumlayıcı bir şekilde doldurulmuştur. Bu 42 deneğe totalde 18X42=756 skor tahsis edilmiştir. Bunlardan, 516’sı (%68.3’ü) gözlemciler tarafından video materyali baz alınarak sağlanmıştır. 204 skor (%27’si) gerçek gelişimsel alanın dışında, tamamlanmamış 0-skor ve 3-skorlara ilişkilendirilmiştir. 36 tamamlanmamış skor (%4.7’si) bir çocuğun gelişimsel alanı içerisinde yorumlayıcı skorlar doğurmuştur. 5.3 Sonuçlar 5.3.1 Güvenilirlik 18 test öğesinin gözlemciler arası güvenilirliği (Cohen’in anlam ayrımı (kappa’sı)) .61 ile 1.00 arasında değişmektedir. Test öğesi 3’ten (.61) ayrı olarak, tüm test öğeleri .71’in üzerindeydi. Cohen’in kappası ortalamada .85 idi. Ortalama tek bir gözlemci tarafından yapılan değerlendirme güvenirliğinin test öğesi başına hesaplaması .89’du (Cohen’in kappası). Cronbach’ın alfası ise ortlamada .94’du (içsel tutarlılık). 5.3.2 “Fit” Analizi Takibinde, 18 test öğesi üzerinde “fit’in iyiliği” analizi sürdürüldü. Tablo 5.6 test öğelerini tahmini postüral kontrol seviyesine göre klasifiye eder ve her bir test öğesi başına bir infit ve bir de outfit değeri verir. Bu değerler test öğesi bir için “aşırı” olarak çıkmıştır. Geri kalan test öğelerinin infit değeri misfit kriteri olan -2 ile +2 sınırının kapsamına girer. Test öğeleri 7, 8, 6, 5 ve 9 çok yüksek outfit değerleri gösterirler (5.1, 4.6, 2.8, 2.4 ve 2.2). Bu bulgular OPLM programıyla yapılan analiz sonuçlarıyla kuvvetle desteklenir. Tablo 5.7, 42 deneğin bu test öğelerindeki skor 101 gelişimini tasvir etmektedir. Her bir test öğesi için, 42 deneğin kategorik skorları görüntülenmiş ve yatay olarak 2 sıraya bölünmüştür (1. sıra: 1’den 25’e denekler, 2. sıra 26’dan 42’ye denekler). Tablo 5.6 18 test öğesinin postüral kontrol kapsamında klasifiye edilmesi (ölçüm). Infit ve Outfit Test Öğesi TÖ 18 TÖ 8 TÖ 17 TÖ 13 TÖ 16 TÖ 14 ölçüm 2.78 1.88 1.75 1.67 1.62 0.64 0.45 0.45 0.40 -0.19 -0.43 -0.49 -0.62 -1.31 -2.69 -2.86 -3.04 -5.96 Desteksiz ayakta durma Yüzüstü ekstansiyon Desteksiz yürüme Oturmaya geçiş Desteksiz ayağa kalkma Destekle ayağa kalma TÖ 12 Destekle ayakta durma TÖ 15 Destekle yürüme TÖ 7 Yüzüstü pozisyonda eller ile destek TÖ 11 TÖ 10 TÖ 9 TÖ 6 TÖ 3 TÖ 4 TÖ 2 TÖ 5 TÖ 1 Zemin boyunca hareket Oturma Sırtüstü pozisyondan yüzüstü pozisyona dönme Yüzüstü pozisyondan sırtüstü pozisyona dönme Yüzüstü pozisyonda dirsekle destek Sırtüstü pozisyonda başı kaldırma Sırtüstü pozisyonda uzanma Sırtüstü pozisyonda bacakları kaldırma Yüzüstü pozisyonda başı kaldırma Test Öğesi TÖ7 yüzüstü iken ellerle destek pp 1-25: Skor Arta kalan pp 26-42: Skor Arta Kalan TÖ8 yüzüstü iken ekstansiyon Skor pp 1-25: Arta kalan Ölçüm 0 0 0 2 2 3 4 .40 12222 1 12 Outfit 5.08 3 2 2 21 2.01 31222 1 22223 -1 13123 -3 -4-2 00111 5 3 5 1.88 11111 2 1 1 1 2 4.62 11111 1 11 Skor pp 26-42: 3 3 3 3 2 Arta Kalan - 1 TÖ5 sırtüstü pozisyonda bacakları kaldırmak Skor pp 1-25: 13232 Arta kalan 1 11111 -1-1 3 3 3 3 0 -1 .24 11111 -1 1 33 -49 22322 -1 -2 2.15 33132 1 32331 32233 -1 -1 11111 -1 -1 -1 -2 33333 -1 2 2 3 21 111 23 23 -1-1 1 1 -.62 2.75 1.23 22322 33132 33333 Skor pp 26-42: 3 3 3 3 3 33333 Arta Kalan TÖ9 sırtüstü pozisyondan yüzüstü pozisyona dönmek Skor pp 1-25: 0 0 0 0 0 3 3 3 3 0 Arta kalan 1 1 1 -1 -1 3 3 3 3 2 -0.9 4.6 -1.0 -0.4 -0.9 -1.4 -1.2 -1.1 5.1 -1.1 0.1 2.2 2.8 1.2 -0.4 -0.7 2.4 Aşırı 33 33 pp 26-42: -1.6 0.2 -0.8 -0.9 -0.5 -1.1 -0.8 -0.2 2.0 -0.6 -1.2 1.2 1.2 0.0 0.7 -1.6 -0.8 Aşırı -1 32331 -3 -6 2.44 33333 Skor Arta Kalan 32233 -1 -3.04 3 3 3 3 2 -1 Outfit Infit 2 1 2 2 2 -1-2-1 Skor pp 26-42: 1 1 1 1 1 Arta Kalan -1 TÖ6 yüzüstü pozisyondan sırtüstü pozisyona dönmek Skor pp 1-25: 10010 Arta kalan 21 1 1-1 Infit -3 -,85 33333 3323 -9 1.15 33333 33 -6 Tablo 5.7. Outfitleri 2.0 değerinin üzerinde olan test öğeleri. Test öğesi başına 42 katılımcının (pp) kategorik skorları, yatay olarak iki ayrı sıraya (pp 1-25 ve pp 26-42) bölünmüş, yaşa göre klasifiye edilmiş uygun arta kalan değerleri de altında gösterilmiştir. Her bir test öğesi için ölçüm, outfit ve infit değerleri verilmiştir. 102 Bu skorun beklenen skordan sapma kapsamı, skorun altında verilmiştir (arta kalan). 1, 7 ve 8. test öğeleri hakkındaki tartışma, bunların BMS’den çıkarılmasıyla sonuçlanmıştır. Sonra, geri kalan 15 test öğesinin infit ve outfit değerleri tekrar sağlanmıştır. 6, 5 ve 9 numaralı test öğelerinin çok yüksek outfit değerlerine ek olarak; test öğesi 3’de (outfit 3.3) olduğu gibi, test öğesi 18’de de (infit: -2.4) ayrıca işaret edilmiştir. Tartışma, 15 test öğesinin korunmasıyla sonuçlanmıştır. Tablo 5.8. tüm olası BMS skorlarını (0’dan 45’e) uygun ölçümlerle göstermektedir. Skor Değer SH Skor Değer SH Tablo 5.8 Değişken; BMS kategorik total skor (15 test öğesi), diğer (postüral kontrolün kapsamı) ve standart hata (SH) Özdeş bir tavırda, denekler üzerinde bir “fit’in iyiliği” analizi sürdürülmüştür. 42 denekten 2’sinde sapmış outfit (9.9;2.5), 1’inde sapmış infit (2.3) ve bir diğerinde sapmış infit ve outfit (2.3; 3.3) meydana gelmiştir. Geri kalan 38 çocuğun skorları belirtilen misfit kriteri olan -2’den +2’ye skorun limitleri içinde kalmıştır. 5.3.3 Hipotez 1: Test Öğelerinin Sırası Geri kalan 15 test öğesinin postüral kontrol seviyesine (ölçüm) göre sıralandırılması tablo 5.9’da görülebilir. En düşük ölçüm test öğesi 5 için (-3.16), en yüksek ölçüm test öğesi 18 için (3.34) not edilmiştir. Bu bulgular aynı zamanda OPLM programı kullanılarak yapılan analizin sonuçlarıyla da desteklenmiştir. Ayrılmış test öğesi gruplarının ortalama ölçümünü hesaplamak 103 için, tablo 5.9’daki ölçümler kullanılmıştır; yani 1, 7 ve 8 numaralı test öğeleri BMS’den çıkarıldıktan sonra... Grupların ayrılması da şartlara uygun şekilde ayarlanmıştır. Her bir grup başına ortalama ölçüm (postüral kontrol seviyesi) tablo 5.10’da gösterilmiştir. Test Öğesi (TÖ) Ölçüm TÖ 18 TÖ 17 TÖ 13 TÖ 16 TÖ14 TÖ12 TÖ 15 TÖ 11 TÖ10 TÖ9 TÖ 6 TÖ 3 TÖ 4 TÖ 2 TÖ 5 3.34 2.20 2.10 2.05 0.86 0.63 0.63 -0.10 -0.36 -0.43 -0.58 -1.36 -2.82 -2.98 -3.16 Desteksiz ayağa kalkma Desteksiz yürüme Oturuşa geçme Desteksiz ayakta durma Destekle ayağa kalkma Destekle ayakta durma Destekle yürüme Zemin boyunca hareket etme Oturma Sırtüstü pozisyondan yüzüstü pozisyona dönme Yüzüstü pozisyondan sırtüstü pozisyona dönme Yüzüstü pozisyonda dirsek desteği Sırtüstü pozisyonda başı kaldırmak Sırtüstü pozisyonda uzanmak Sırtüstü pozisyonda bacakları kaldırmak Infit -2.4 -1.4 1.5 -0.9 -1.4 -0.8 -0.6 -0.5 -1.0 1.7 1.8 0.5 1.0 -1.9 -0.9 Outfit -0.5 -1.0 1.2 -0.8 -1.4 -0.7 -1.2 -0.8 2.0 2.6 3.3 3.3 -0.2 -0.4 3.9 Tablo 5.9 15 test öğesinin postüral kontrol kapsamında klasifiye edilmesi. Infit ve Outfit Gruplara ayrılmış test öğeleri (TÖ) Grup A (TÖ2,TÖ3,TÖ4, TÖ5) Grup B (TÖ6,TÖ9, TÖ,10, TÖ 11, TÖ13) Grup C (TÖ 12, TÖ 14, TÖ 15) Grup D ( TÖ 16, TÖ 17, TÖ 18) Ortalama ölçüm -2.58 0.13 0.71 2.53 Tablo 5.10. Test Öğesi (TÖ) grupları başına ortalama ölçüm (postüral kontrol kapsamında) 5.3.4 Hipotez 2: Altbölümlerin test öğesi başına gelişimsel sırası Tablo 5.11’deki grafik, PCM tarafından tahmin edilen skor kategorisi (kategorize edilmiş altbölümler) başına gerekli postüral kontrol seviyesini göstermektedir. Bu figür, geriye kalan 15 test öğesini dikey bir sırada yukarıdan aşağıya doğru azalan zorlukta göstermektedir. Yatay olarak değişkenin (postüral kontrolün seviyesi) logaritmik ölçeği bulunmaktadır. Figür, skor kategorileri 0, 1, 2, 3’e bölünmüş motor davranışlar için gereken postüral kontrol seviyesini göstermektedir. Test öğeleri arasındaki klasifikasyon figür 5’ten görülebilir. Tüm 15 test öğesinin kategorize edilmiş altbölümlerinin 0, 1, 2, 3 olarak sırası vardır. 104 Test Öğesi TÖ 18 Desteksiz ayağa kalkma TÖ 17 Desteksiz yürüme TÖ 13 Oturuşa geçme TÖ 16 Desteksiz ayakta durma TÖ14 Destekle ayağa kalkma TÖ12 Destekle ayakta durma TÖ 15 Destekle yürüme TÖ 11 Zemin boyunca hareket etme TÖ10 Oturma TÖ9 Sırtüstü pozisyondan yüzüstü pozisyona dönme TÖ 6 Yüzüstü pozisyondan sırtüstü pozisyona dönme TÖ 3 Yüzüstü pozisyonda dirsek desteği TÖ 4 Sırtüstü pozisyonda başı kaldırma TÖ 2 Sırtüstü pozisyonda uzanma TÖ 5 Sırtüstü pozisyonda bacakları kaldırma Tablo 5.11 Test öğesi başına (dikey) postüral kontrol kapsamındaki klasifikasyonunun değişken boyunca kategorik skorları 0, 1, 2, 3 (yatay). 0 ile 1 arasında kategorik skor 0; 1 ile 2 arasında kategorik skor 1; 2 ile 3 arasında kategorik skor 2; 3 ile 3 arasında kategorik skor 3’tür. 5.3.5 BMS skoru ve yaş arasındaki korelasyon Başlamak için, ürün-an korelasyonunun katsayısı yaş ve BMS total skoru için (postüral kontrol seviyesi) için hesaplandı. Yaş ve BMS skoru arasında anlamlı bir korelasyon kurulabilir (r =.81, p <.001). Takiben, BMS’nin ayırım gücü tetkik edilmiştir (değişikliğin analizi). Bu sebeple, denekler 4 ayrı yaş grubuna ayrılmıştır (tablo 5.5’e bakınız: grup 0: 0’dan 11 aylığa; grup 1: 12 aylıktan 23 aylığa; grup 2: 24 aylıktan 35 aylığa; grup 3: 36 aylıktan 47 aylığa; grup 4: 48 aylıktan 59 aylığa kadar). BMS; 0’dan 1 yaşa kadar olan çocuklar grup, 1 yaştan 2 yaşa kadar olan grup ve 2 yaştan 3 yaşa kadar olan grupta istatiksel olarak (p<.05) anlamlı bir farklılık yapmıştır. 3’ten 4 yaşa kadar ve 4’ten 5 yaşa kadar olan grup için de farklıdır ama belirgin şekilde değildir. Sonuç olarak, postüral kontrol seviyesi ile cinsiyet arasındaki korelasyon (t-testi) analiz edilmiştir. Postüral kontrol referans alındığında kızlarla erkekler arasında belirgin bir fark olduğu anlaşılmıştır. 105 5.4 Tartışma Adapte edilen araştırma metodu açısından birkaç yorum yapılması gerekmektedir. İlk olarak, gözlemler, BMS’nin gelişimine katkıları olan fizyoterapistler tarafından sürdürülmüştür. Bununla birlikte, numune göreceli olarak küçüktür. Bu da sonuçların çok dikkatli şekilde yorumlanmasını gerektirir. Ancak tartışmanın esas noktası, PCM ile yapılan analizlerde tamamlanmamış skorların doldurulmasının gerekliliğidir. Skorların doldurulmasıyla, test öğelerinin fit’leri geliştirilmiştir. Sadece fit’in değil aynı zamanda öğelerin sırasallığı da OPLM kullanılarak izlenmiştir. Bu programın bir özelliği de tamamlanmamış skorlar ile çalışabilmesidir. Böylelikle, deneklerin tamamlanmış skor serilerini tamamlama gerekliliği yoktur. Fit analizi PCM ile sürdürülmüş; test öğelerinin klasifikasyonları, OPLM ile yapılan analizin sonuçlarıyla desteklenmiştir. OPLM analizi, test öğesi başına skor kategorilerinin sırasallığı hakkında kullanılabilir veri sağlamadığından (hipotez 2), analize PCM ile devam etme kararı alınmıştır. Test yönergelerine, tamamlanmamış skorların doldurulması hakkında bir protokol eklenmesi gerekmektedir. 5.4.1 Güvenilirlik Gözlemciler arası güvenilirlik ve tek bir gözlemci tarafından yapılan değerlendirme güvenirliğinin değerlendirilmesi şunu göstermiştir: BMS’nin yönetim sistemi ve motor davranışın alt seviyeler bazında değerlendirilmesi iyi bir güvenilirliğe sahiptir. 70’deki kappa’lar ve yüksek fonksiyon iyi güvenilirliğin işaretidir. Bulunan kappa ölçümü, daha önceden yapılmış pilot çalışmanın kappa ölçümünden yüksektir (.82) (Lauteslager ve diğerleri, 1996b). Test öğeleri 2 ve 15’in kappa’larına daha fazla odaklanılmıştır çünkü bunlar daha önce yapılmış pilot çalışmada çok düşük çıkmıştır (sırasıyla.54 ve.22) (Lauteslager ve diğerleri 1996b.). Buna bağlı olarak, test öğeleri 2 ve 15 için test yönergeleri buna göre ayarlanmış ve iyi değerlerle sonuçlanmıştır. Test öğesi 3 için kappa değeri .61 göreceli olarak daha düşüktür. Pilot çalışmada .77 kappa değeri kaydedildiğinden, henüz başka sonuç çekilmemiştir. BMS’nin test öğelerinin değişken “postüral kontrol seviyelerini” tek boyutlu olarak ölçmesi ve BMS skoruna homojen olarak katkıda bulunması hayati önem taşımaktadır. Cronbach’ın alfa’sı, bunu kontrol etmek için uygundur. Ölçüm .94’ün iyi bir içsel tutarlılıkta olduğu söylenebilir. 106 Yüksek alfa ölçümlerinin karşısında, 18 test öğesinin iyi bir korelasyonu olduğu ve BMS total skoruna homojen olarak katkıda bulunduğu sonucuna varılabilir. 5.4.2 “Fit” Analizi “Fit’in iyiliği” analizi, test öğesi için aşırı infit ve outfit üretmektedir. Her bir deneğin maksimum skoru bulunmaktadır. Daha küçük ya da daha az yeterli olan çocuğun bir skor ayrımı göstereceği olasıdır. Test öğesi 1, denekler arasındaki ayrıma katkıda bulunmamakta ve bu yüzden de BMS skorundan çıkarılmaktadır. Geri kalan test öğeleri iyi bir infit göstermektedir. Bütün test öğeleri postüral kontrol seviyesini kendi ölçüm dağılımlarında tek boyutlu olarak ölçmektedir. Bu da BMS’in tek boyutluluğunun altını çizmektedir. 5 test öğesinin sapmış skorları ölçümün dağılımının sınırında meydana gelmiştir (outfit). Outfit değerleri, test sırasında ya da skorlama sırasında meydana gelen tesadüfi olaylara karşı çok hassastır ve infit değerlerinden daha az önemlidir. Tablo 5.7, test öğeleri 6 ve 9’un (yüzüstünden sırtüstüne dönmek; sırtüstünden yüzüstüne dönmek) denek 36 ve 40’ın skorlarının outfit ölçümünün çok yüksek olmasından sorumlu olduğunu göstermektedir. Her iki çocuk da beklenen PCM’den az bir skor elde etmiş ve yetersiz gövde rotasyonu olduğuna dair kanıt göstermiştir. Bu da yüksek “arta kalanlara” ve numunenin göreceli olarak küçük olmasından, perimetrenin dışında kalan bir outfite yani misfit kriteri olan -2’den 2’ye yol açmıştır. Skorlar ilgili olan deneklere odaklanmıştır. DS’lu çocukların gövde motor becerilerinin kısıtlı olması gerçeğine dayalı olarak ve outfit değerlerinden dolayı (2.75 ve 2.15) test öğeleri alıkonmuşlardır. Test öğeleri 7 ve 8 sapmış skorlara sahip bir büyük grup denek göstermektedir (sırasıyla 16 ve 23 çocuk). Test öğesi 7 de (yüzüstü pozisyonda elle destekleme) PCM’de beklenenden daha düşük olmuştur. Özellikle skor katergorisi 3, (yüzüstündeyken elle destekleme ve bir kolu esnetme) çoğunlukla meydana gelmemiştir. BMS’nin yönetimi sırasında, bu seviyedeki performansın çocuklar için çok zor olduğu ortaya çıkmıştır. Gövde ve omuz kuşağında göreceli olarak daha büyük miktarda kuvvet ve stabiliteye ihtiyaç duyulmakta, bu da işbirlikçi bir davranış gerektirmektedir. Postüral kontrole ek olarak, diğer durumların da bunda rol oynadığı görülmüştür. Test öğesi 7 BMS testinden çıkarılmıştır. Test öğesi 8’de (yüzüstü pozisyonda ekstansiyon), 42 çocuktan 23’ünün skorları sapmıştır (tablo 5.7). Burada daha yüksek 107 skorlar da yoktur. Yüzüstü pozisyonda gövdeyi ve kalçaları esnetmek ve her iki kolla uzanmak açıkça zordur. Kuvvet ve işbirliği gibi durumlar da burada rol oynamaktadır. Bundan başka, her bir test öğesi, istenen motor davranışın kasıtlı ve rastgele karakteri olacak şekilde yapılandırılmıştır. Tatlı dil döküldüğünde, çocukların kasıtlı ve fonksiyonel motor becerileri canlanmıştır. Ancak, gelişen ekstansiyonun bir ifadesi olarak kolların, gövde ve kalçaların ekstansiyona gelmesi özellikle küçük çocuklarda gözlenmiştir ama bu kasıtlı motor davranış kadar olmamıştır. Bu, Landau testinin gidişatında (yüzüstü süspansiyon sırasında baş ve gövdenin postürü) gözlenen motor davranış tarafından örneklenmiştir. Araştırma çalışmalarından bilindiği üzere (Cowie 1970), DS’lu çocuklar hayatlarının ilk yılında yetersiz gövde, kol ve bacak ekstansiyonu gelişimi göstermektedirler. Küçük çocukların test öğesi 8’i yapacak yeterlilikte olmamaları olasıdır. Diğer taraftan, daha büyük çocuklar için, bu göreceli olarak zor bir test öğesidir ama özellikle eksik olan şey, sunulan durumla bağlantılı olarak istenen davranışın yorumudur. Test öğesi 8 BMS’den çıkarılmış; test öğesi 15 bırakılmıştır. Geri kalan 15 öğenin fit analizi (5.9) aynı zamanda test öğesi 3’e dikkat çekmektedir (yüzüstü pozisyonda dirsek desteği). Daha ileri analiz, yüksek olan outfit değerinin denek 39’a atfedilebileceğini göstermektedir. Motor beceride büyük ölçüde kabiliyetli olan bu çocuk, yetkinliği düşük olan test öğesi 3’ü reddetmiş; bu yüzden de outfit de bunun kuvvetli bir etkisi olmuştur. Test öğesi 18’in -2.4 değerli infit’i olması da çarpıcıdır (tablo 5.9). Karşılaştırmalı daha zor olan test öğesi 7 ve 8’i çıkarmakla, denek 38 ve 39’un göreceli yüksek kategorik 3 skoru da daha geniş kapsamda vurgulanmıştır. 15 test öğesinin atipik fit değerleri tatmin edici bir şekilde açıklanabilir. Misfit kriteri -2 ila +2’nin keskin olduğu bir gerçektir ve bu yüzden de atipik bir outfit göreceli olarak daha az önemlidir. Sonuçlar test öğelerinin tek boyutluluğunu onaylamaktadır. 15 test öğesinin BMS’de bırakılmasına karar verilmiştir. Deneklerin fit analizlerinde sadece 4 çocuğun atipik skoru ortaya çıkmıştır. Çocuklar, motor davranışları BMS ile homojen şekilde grafiklenebilir şekilde eşit skorlar elde etmişlerdir. 108 5.4.3 Hipotez 1: Test öğelerinin sırası 15 test öğesinin yeterliliğinin karşılaştırmalı klasifikasyonunda (tablo 5.9), bir grup, test öğesi 5, 2, 4 ve 3 ile aşağıdan yukarı doğru öne çıkmaktadır. Bu grup, erken gelişim sırasında yatay orijinal postürdeki motor becerilerde gelişimi temsil eder. İkinci grup test öğesi (6, 9, 10, 11) yer çekimine karşı yapılan ayrışmış motor becerinin gelişiminin başlangıcını temsil eder. Gövde ayrışması ve gövde stabilitesi gelişimi bu anlamda rol oynar. Üçüncü grup (15, 12, 14) destekle yürüme ve ayakta durmayı temsil ederken, dördüncü grup (16, 17 ve 18) desteksiz olarak ayakta durma ve yürümeyle bağlantılıdır. Birbirleriyle ilişkilerinde gruplar, normal motor gelişimle bağlantılı bir sıradadır. Varsayıldığı üzere, grup A’nın (postüral kontrol seviyesi) ortalama ölçümü Grup B’den; Grup B’nin ölçümü Grup C’den ve Grup C’nin ölçümü de Grup D’den küçüktür (tablo 5.10) Bu 15 test öğesi literatürde belirtilen sırada değillerdir (sağlıklı çocuklar için beceri aşamaları). Bu, bir beceri aşaması (gelişim anı) ile bir test öğesindeki farklılıktan kaynaklanıyor olabilir (gelişim periyodu.) Aynı zamanda DS’lu çocukların motor gelişiminin spesifik karakterinden de anlaşılabilir. İlk grupta, yüzüstü pozisyondaki test öğeleri sırtüstü pozisyondakilere göre daha fazla yeterlilik gerektiriyordu (tablo 5.9). Bu litaratüre uygundur. DS’lu çocuklar gövdeyi esnetmekte ve bu yüzden de gövde motor becerilerinin gelişiminde problem yaşamaktadırlar (Haley, 1987; Lydic&Steele, 1979). Bu aynı zamanda test öğesi 13’ün (oturmaya geçiş) yüksek pozisyonundan da bellidir (Tablo 5). Bunun için maksimum skor, yeterli gövde motor kabiliyetinin kazanılması için özellikle tasvir edicidir. Destekle ayakta durmak ve destekle yürümek ( test öğesi 12 ve 15) aynı seviyede tahmin edilirler (tablo 5.9). Destekle ayakta durmanın gelişimi tabii ki daha erken beklenir. Bu büyük olasılıkla destekle ayakta durma için tanımlanan maksimum seviye ile bağlantılıdır. Bunu yapmak için çocuk; gövde ve destekleyen bacak ayrışmış ve kontrollü bir şekilde hareket ederken, ağırlığını tek bacağına verir. Nitekim, bunlar destekle ve başarılı şekilde yürümek için önemli şartlardır. Özetle; hipotez 1, sonuçlarla onaylanmıştır. Test öğelerinin Grup A’dan D’ye klasifikasyonu kurulduğundan, bu, BMS’in yapısal geçerliliğinin önemini belirtir. 109 5.4.4 Hipotez 2: Alt bölümlerin test öğesi başına sırası Önemli bir soru da, test öğesi başına kategorize edilmiş altbölümlerin gerçekten 0, 1, 2 ve 3 sırasında olup olmadığıdır. Figür 5.11 altbölümlerde ayrılmış motor davranışlar için gerekli olan postüral kontrol seviyesini gösterir (0, 1, 2, 3 olarak kategorize edilmiş) ve aralarındaki klasifikasyonu belli eder. 15 test öğesinin altbölümlerinin (kategorize edilmiş) varsayılan sırada olduğu ve hepsinin gösterildiği ortaya çıkar. Test öğesi 5’in kategorik skor 3’e katkıda bulunan motor davranışı, (sırtüstü pozisyonda bacakları kaldırmak) kategorik skor 2 ile yorumlanan davranıştan daha düşük seviyede bir yeterlilik gerektirseydi, o zaman bu farklı olurdu. Böyle bir durumda 1, 3, 2 sırası soldan sağa doğru yatay olarak gösterilirdi. Bir kategorik skor grafikte gösterilmediğinde, bu skorun en olası tepki olarak hiçbir zaman uygulanmadığını gösterir. Hipotez 2 bu sonuçla birlikte onaylanır ve böylece BMS’nin yapısal geçerliliği kabul edilir. Kategorize altbölümler beklenen sıradadır ve her biri belli derecede olasılığa sahiptir. 5.4.5 Hipotez 3: BMS skoru ile yaş arasındaki korelasyon Hipotez 1 ve 2’nin onayı hipotez 3’ün test edilmesinin anahtarıdır (yaş ile BMS skoru arasındaki korelasyon). Yaş ile postüral kontrol seviyesi arasında kuvvetli korelasyon olduğu ortaya çıkar. Hipotez 3 BMS’in motor gelişimi kaydettiğini onaylamaktadır. Aracın, 0’dan 3 yaşa kadar olan DS’lu çocukların ayırımlanmasına uygun olduğu ortaya çıkar. 3 ve 4 yaşlarındaki çocuklar da aynı zamanda seçilmiştir ama bu ayırt etme istatiksel olarak belirgin değildir. Bu da BMS’in ölçüm dağılımının kısıtlamalarından kaynaklanır. 3 yaştan ileriye doğru gidildiğide, 15 test öğesini giderek daha fazla çocuk başarır. Artan kapsamda, çocuklar tam skor serileri gösterirler. BMS’in yönetimi, düşük yeterlilikte olan 3 ve 4 yaşlarındaki çocuklar için halen faydalıdır. Carr’ın (1970) önceki sonuçlarına bağlı olarak; numune, erkekler ve kızlar arasındaki BMS skorlarında belirgin bir farklılık göstermez. 110 5.5 Sonuç Özetle, aşağıdaki sonuçlara varılabilir: BMS yüksek derecede güvenilirdir. Test öğeleri total skorun oluşturulmasına homojen olarak katkıda bulunurlar. “Fit’in iyiliği” analizi, varsayılan değişkenin tek boyutlu olarak ölçüldüğünü ve DS’lu çocukların BMS’de homojen olarak sunum yaptığını göstermektedir. Üç hipotez de onaylanmıştır. Test öğelerinin postüral kontrol seviyesinde sıralanmasında, varsayılan sıra açıkça ortadadır. Test öğesi başına ölçek basamaklarının varsayılmış sırası onaylanmıştır. Bununla birlikte, yaş ile BMS skoru arasında belirgin bir korelasyon vardır. Ölçüm aracının yapısal geçerliliği onaylanmış ve böylece altta yatan teorik sistem de desteklenmiştir. Klinik olarak elde edilen veriden, hem çocuklar hem de test öğeleri, PCM kullanılarak yapılandırılan motor testle sınıflandırılabilmektedir. BMS’in, 0 ila 3 yaş arasındaki DS’lu çocukların motor performansını istatiksel olarak belirgin şekilde ayrıştırabildiği ortaya çıkmıştır. Testin daha büyük DS’lu çocuklar için yönetimi, çocuklar (motor bakış açısından bakıldığında) testin ölçüm dağılımının sınırları içinde oldukları sürece mümkündür. BMS, 0 ila 3 yaşlarındaki DS’lu çocukların temel motor becerilerinin postüral kontrol seviyesini kaydedebilecek bir ölçüm aracıdır. Bu geçerliliğin yönleri için daha ileri araştırma yapılması tavsiye edilir. 5.6 Özet DS’lu çocukların motor gelişiminde belirgin problemler olduğu durumda, motor müdahalenin pozitif etkileri kurulmamıştır. Bunun en majör sebebi spesifik motor ölçüm aracının eksikliğidir. Bu ihtiyacı karşılamak için, “DS’lu Çocukları Temel Motor Becerileri” testi geliştirilmiştir (BMS). BMS, DS’lu çocukların kazanımlarını 15 temel motor beceri içinde ölçer. Bu 15 beceri gelişimsel sıradadır ve sırasal bir ölçek oluşturur. Her bir becerinin bir spesifik gelişimi vardır. Bu beceri başına gelişimin altbölümlere ayrılmış bir tanımı vardır. Bu altbölümler gelişimsel bir sıradadır ve aynı zamanda da sırasal bir ölçek oluştururlar. BMS ile psikometrik bir araştırma sürdürülmüştür. Bu araştırmanın amacı, DS’lu bir çocuğun temel motor becerilerinin geliştiği periyottaki postür denetimi seviyesini ölçen tek boyutlu bir değişkenin yapılandırılmasıdır. Bununla birlikte araç, güvenilirlik ve yapısal geçerlilik açısından da test edilmiştir. BMS, evde yaşayan, yaşları 0 ila 4 arasında değişen ve yaş ortalamaları 111 2 yaş ve 7 ay olan 42 DS’lu denek ile sürdürülmüştür. Test, sabit prosedürlere göre uygulanmış standart şartlarda yapılmış ve videoya kaydedilmiştir. Her bir video iki gözlemci tarafından bağımsız olarak (gözlemciler arası güvenilirlik) değerlendirilmiştir. 3 ay sonrasında, gelişigüzel olarak 10 test seçilmiş ve bir kez daha değerlendirilmiştir (tek gözlemcinin değerlendirmesine dayanan güenilirlik). Veriler, Wright&Linacre’nin (1992) Kısmi Kredi Modeli ve SPSS kullanılarak analiz edilmiştir. BMS, gözlemciler arası güvenilirliğe ve tek gözlemcinin değerlendirmesine dayanan güvenilirliğe (Cohen’in kappa’sı), sırasıyla .85 ve. 89 ve Cronbach’ın alfası ile .94 olarak sahiptir. Test parçalarının postür denetimi seviyesinde klasifikasyonunda varsayılan sıranın taslağı çizilmiştir. Test bölümleri başına ölçek basamaklarının varsayılmış sırası da aynı zamanda onaylanmıştır. Bununla birlikte, BMS skoru ile yaş arasında belirgin bir korelasyon vardır (r=.81; p<.001). Araştırma, BMS’in, 0’dan 3 yaşa kadar olan DS’lu çocukların temel motor becerilerinin postür denetim seviyesini ölçen bir araç olduğunu kanıtlar. Bu test, DS’lu çocukların temel motor becerilerinin gelişimi üzerinde fizyoterapinin etkilerini araştırmak için kullanılabilir. 5.7 Literatür Carr, J. (1970). Mental and motor development in young mongol children. J Ment Def Res, 14, 205-220. Cowie, V.A. (1970). A study of the early development of mongols. Oxford: Pergamon Press Ltd. Connolly, B.H., Michael, B.T. (1986). Performance of retarded children, with and without Down’s syndrome, on the Bruininks Oseretsky test of motor proficiency. Physical Therapy, 66, 344-348. Cunningham, C.C. (1982). Down’s syndrome: An introduction forparents. London: Souvenir Press. Davis, W.E., Scott Kelso, J.A. (1982). Analysis of invariant characteristics in the motor control of Down’s syndrome and normal subjects. Journal of motor behavior, 14, 194-212. 112 Dyer, S., Gunn, P., Rauh, H., Berry, P. (1990). Motor development in Down’s syndrome children: an analysis of the motor scale of the Bayley Scales of Infant Development. In: Vermeer, A. (ed), Motor Development, Adapted Physical Activity and Mental Retardation, 30, 7-20. Flehmig, I. (1982). Normale ontwikkeling van de zuigeling en haar afwijkingen (Normale Entwicklung des Säuglings und ihre Abweigungen) (Normal development of infants and disturbances). Lochem-Poperinge: Uitgeversmaatschappij de Tijdstroom. Gallahue, D.L. & Ozmun, J.C. (1998). Understanding motor development: infants, children, adolescents, adults. Boston: McGraw Hill. Haley, S.M. (1987). Sequence of development of postural reactions by infants with Down’s syndrome. Developmental Medicine and Child Neurology, 29, 674-679. Lauteslager, P.E.M. (1995). Motor development in young children with Down’s syndrome. In: Vermeer, A. & Davis, W.E. (eds), Physical and motor development in mental retardation. Basel: Karger AG. Lauteslager, P.E.M., Vermeer, A., Helders, P.J.M. (1995). Theoretische fundering van motorische interventie bij kinderen met hetsyndroom van Down; een literatuurstudie (Theoretical foundation of motor intervention in children with Down’s syndrome; a review of the literature). Nederlands Tijdschrift voor de zorg aan verstandelijk gehandicapten, 21, 108-122 Lauteslager, P.E.M., Vermeer, A., Helders, P.J.M. (1996a). Motorische interventie bij kinderen met het syndroom van Down; een literatuur-studie (Motor intervention in children with Down’s syndrome; a review of the literature). Nederlands Tijdschrift voor Fysiotherapie, 106, 52-61. Lauteslager, P.E.M., Pennings, A.H., Vermeer, A., Helders, P.J.M. (1996b). Motorische basis-vaardigheden bij kinderen met het syndroom van Down: de ontwikkeling van een meetinstrument (Basic motor skills of children with Down’s syndrome: the development of a measuring instrument). Bewegen & Hulpverlening, 13, 40-52, 65, 67. 113 Lauteslager, P.E.M., Vermeer, A., Helders, P.J.M. (1998). Disturbances in the motor behaviour of children with Down’s syndrome: theneed for a theoretical framework. Physiotherapy, 84, 5-13. Lydic, J.S., Steele, C. (1979). Assessment of the quality of sitting and gait patterns in children with Down’s syndrome. Phys Ther, 59,1489-1494. Masters, G.N. (1982). A Rasch model for partial credit scoring. Psychometrika, 47, 149-174. Meulen van der, B.F. & Smrkovsky, M. (1983). Bayley Ontwikkelingsschalen (Bayley developmental scales). Lisse: Swets & Zeitlinger BV. Parker, A.W., James, B. (1985). Age changes in the flexibility of Down’s syndrome children. Journal of mental deficiency research,) 29, 207-218. Rasch, G. (1960). Probabilistic models for some intelligence and attainment tests.Copenhagen: Danmarks paedogogiske institut). (Chicago: University of Chigaco Press, 1980. Shumway-Cook, A., Woollacott, M.H. (1985). Dynamics of postural control in the child with Down’s syndrome. Physical Therapy, 65, 1315-1322. SPSS Inc. Verhelst, N.D., Glas, C.A.W. & Verstralen, H.H.F.M. (1995). One parameter logistic model. Cito, National institute for educational measurement. Wright, B.D. & Masters, G.N. (1982). Rating scale analysis. Chigaco: Mesa Press. Wright, B.D., Linacre, J.M. (1992). A user’s guide to Bigsteps. Chigaco: Mesa Press. 114 6 Fizyoterapinin Down Sendromlu çocukların temel motor becerilerinin gelişimi üzerindeki etkisi DS’lu çocukların temel motor becerilerinin glişimi kısıtlıdır (Lauteslager, 1991;1995). Müdahalenin bu motor gelişim üzerindeki etkileri konusunda yapılan araştırma düzgün ve kesin bir sonuç vermemiştir. Ancak, çalışmalar teori oluşturulması alanında ve sonucun değerlendirilmesinde boşluklar olduğunu göstermiştir (Lauteslager, Vermeer&Helders, 1995;1996). Lauteslager, Vermeer ve Helders (1994;1998) tarafından en son formüle edilen “postüral kontrol sistemindeki bozukluklar”ın teorik sistemi, DS’lu çocukların temel motor gelişimleri sırasında gösterdikleri motor problemlere daha fazla anlayış getirmiştir. Postüral denetim alanındaki eklem stabilitesi ve denge gibi şarta bağlı öğelerin hedefe yönelikliğinin yetersiz olduğu ve bunun sonucunda da motor becerilerin gelişiminin buna bağlı olarak adapte edilerek devam ettiği varsayılmıştır. Bu önermeyi baz alarak, özellikle bu hedef grup için, bu problemlere adapte edilmiş bir fizyoterapi tedavi konsepti geliştirilmiştir (DS’lu küçük çocuklar için fizyoterapi, Lauteslager, 1996). Böylelikle postüral kontrol alanındaki eksik şarta bağlı öğeler uygun egzersiz terapisi ile stimüle edilebilecektir. Literatürden görüleceği üzere, DS’lu çocukların sonuçlarının değerlendirmesi için bir hazırlanma yoktur (Lauteslager ve diğerleri, 1995; 1996). Bazı araştırmacılar bu sebeple, spesifik bir motor ölçüm aracının geliştirilmesine karar verdiler (Harris, 1981ª;1981b; Sharav&Shlomo, 1986). Bölüm 6 şunları baz almıştır; Lauteslager P.E.M., Vermeer A., Helders P.J.M., Hart H, „t & Klugkist I.G. (2000) Het effect van fysiotherapie op de ontwikkeling van basis-motorische vaardigheden van kinderen met het syndroom van Down (The effect of physiotherapy on the development of basic motor skills of children with Down’s syndrome). Nederlands Tijdschrift voor Fysiotherapie, 110, 12-21. 115 Bu nedenle, yakın bir tarihte, “DS’lu Çocukların Temel Motor Becerileri “ testi geliştirilmiş (BMS) (Lauteslager, 1997) ve psikometrik kalite açısından değerlendirilerek pozitif sonuçlar alınmıştır (Lauteslager, Pennings,Vermeer&Helders,1996; Lauteslager,Pennings,Vermeer, Helders&’t Hart, 1998). BMS, 15 temel motor becerinin postüral kontrol seviyesini ölçmekte ve 0’dan 3 yaşa kadar olan DS’lu çocukların motor seviyelerinin kaydedilmesini mümkün kılmaktadır. Eylül 1996’dan Nisan 1998’e kadarki periyotta, yukarıdaki isimle anılan fizyoterapi konsepti kullanılarak 22 DS’lu çocuk ile birlikte bir müdahale araştırması sürdürüldü. Etki ölçümü BMS ile yapıldı. Literatür çocukların zihinsel gelişimiyle motor gelişimi arasında bir bağlantı kurulmasını tavsiye ettiğinden (Griffith, 1976; Henderson, 1985; Touwen, 1989), sonuçların yorumu için BOS 2-30 zihinsel ölçeği de aynı zamanda yönetilmiştir (der Meulen&Smrkovsky, 1983). Bu incelemenin amacı, sağlanan tedavi ile DS’lu çocukların temel motor becerilerinin gelişimi arasındaki bağlantının araştırılmasıydı. Araştırma, etik olarak Stichting Steunfonds Vereniging’s Heeren Loo (‘s Heeren Loo Destek Toplumu Vakfı) tarafından değerlendirilmiştir. Bu araştırmanın sonuçları bu makale içerisinde sunulacaktır. Çalışma deneysele benzer bir araştırma tasarımına sahipti (basit zaman serileri) ve her çocuk periyodik olarak tedavi ediliyordu (Baarda&en de Goede, 1990). Müdahalesiz geçen dalgalı periyotlar yüzünden, her çocuğun motor gelişiminin tedavi ve dinlenme zamanı arasında bir karşılaştırma yapmak mümkün oluyordu. Deneysele benzer bir araştırma tasarımı adapte edildi çünkü bugüne kadar sürdürülen müdahale araştırmasında kontrol gruplarının kompozisyonundan dolayı problemler çıkmıştı (Lauteslager ve diğerleri 1995; 1996). Diğer taraftan, etik gerekçelerden dolayı, kontrol gruplarında müdahale kesintisi açısından bir direnme olduğu ortaya çıktı. Ancak, DS’lu çocukların motor gelişimi üzerine standardize edilmiş normlar ve onların motor gelişimlerindeki problemlere uygun düzgün temelli bir terapötik alternatif mevcut değildi (Gibson&Fields, 1984). Başka bir taraftan, DS’lu çocukların motor problemlerinin karmaşıklığının bir rol oynadığı yönünde işaretler vardı. Hipotoninin derecesi, tonusun dağılımındaki kişisel farklılıklar, zihinsel seviye, sosyal geçmiş, genel sağlık problemleri (kalp ve solunum bozuklukları) gibi faktörler DS’lu çocukların tecrübe ettiği motor kısıtlamaların gelişimini ve doğasını etkileyebilen değişkenlerin çokluğunu garantilemektedir. Kişisel motor yatkınlıktan, psiko-sosyal ve biyolojik faktörlerden 116 kaynaklanan motor davranış ve bunun gelişimi de her çocukta emsalsizdir (Block,1991). Harris (1980) bir deneysel ve bir kontrol grubunun kullanıldığı saf deneysel araştırmada deneklerin karşılaştırılması imkansız olduğundan, bu araştırmanın karşısında durmuştur. Harris deneysele benzer araştırma tasarımını tavsiye etmiştir. Bir basit zaman serisi, her bir deneğin tedavisini mümkün kılmakta ve aynı zamanda da deneğe kendi kontrolünü kullanma imkanı vermektedir. Denek başına tekrarlanan bu ölçümleri elde etmek için, deneysel değişkenin kontrollü manipülasyonu ve olası dış faktörlerin kontrolü esastır. 6.1 Metot 6.1.1 Denekler Hem deneklerin sağlığını iyileştirmek için hem de fizyoterapistlerin denekleri tedavi etmesi için, Hollanda Çocuk ve Ergen Sağlığı Fizyoterapi Birliği’ne (N=960) bağlı çalışan kalifiye fizyoterapistlerle kontağa geçildi. Bu gruptan 164 pediatrik fizyoterapist, terapilerine DS’lu bir çocuğun sunulması şartıyla gönüllü olacaklarını belirtmişlerdir. Bunu takiben 4 aylık periyotta 26 çocuk sunulmuş, bunlardan 22’si de araştırma için kaydedilmiştir. Yer alacak çocuklar; yaşları baz alınarak, çalışmanın geri kalanına katılım sağlayabilme durumları göz önünde bulundurularak ve cinsiyetler arasında dengeli bir dağılım yapılarak seçilmiştir. 22 çocuktan 4’ü çalışmadaki katılımlarını zamansız olarak sonlandırmışlardır. Vakalardan ikisinde medikal faktörler (kalp ameliyatı ve lösemi), diğer ikisinde ise sosyal faktörler etkili olmuştur (ailesel şartlar). Geri kalan 18 çocuğun giriş yaşları ( 4 haftalık prematüreden düzelti yapılmış) 9 haftalıktan 47 haftalığa kadardı (ortalaması 26.3 hafta, standart sapma 13.1 hafta). Hepsi Hollanda’nın çeşitli bölgelerinde (Noord-Holland, Zuid-Holland, Brabant, Overijssel ve Gelderland gibi taşralar) evlerinde, yaşıyorlardı. 18 çocuğun intake verileri tablo 6.1’de kaydedilmiştir. Bu çocuklar araştırma periyodunun tamamında yer almışlardır ve bu çocukların tamamlanmış veri serileri istatistiksel olarak analiz edilmiştir. 18 çocuğun araştırma bağlamındaki tedavileri, Hollanda’da kayıtlı 16 genel ve uzmanlaşmış pediatrik fizyoterapist tarafından sürdürülmüştür. Ebeveynler bunun için muvaffakat vermişlerdir. İntake’in öncesinde çocuklara fizyoterapi tedavisi verilmemiştir. 117 Cinsiyet 9 erkek 9 kız Hafta sayısına göre yaş (kronolojik) dağılım ortalama standart sapma 13 ila 47 haftalık 27.2 hafta 12.9 hafta Hafta sayısına göre yaş (düzeltilmiş) dağılım ortalama standart sapma 9 ila 47 haftalık 26.3 hafta 13.1 hafta Ebeveynlerin eğitim seviyesi LBO* MBO** HBO***, WO**** s= 2 s= 9 s= 7 Ailenin boyutu s=8 s=7 s=2 s=1 3 aile üyesi 4 aile üyesi 5 aile üyesi 6 aile üyesi Sağlık DS 4 haftadan fazla erken doğum Konjenital kalp bozukluğu Solunum yetmezliği Mide/bağırsak bozukluğu Tiroid bozukluğu Duyma kaybı Görme kaybı s=18 s= 3 s=4 s=1 s=3 s=1 s=1 s=1 BMS intake seviyesi (maksimum 45) 3 ila 17 7.8 4.0 dağılım ortalama Standart sapma BOS 2-30 intake dağılım Aylık bazda seviye ortalama (BSID) standart sapma Tablo 6.1 Kısaltmalar *LBO: İkincil derecede alt mesleki eğitim **MBO: İkincil derecede üst mesleki eğitim ***HBO: Yüksek profesyonel eğitim ****WO: Üniversite eğitimi 118 2.5 ila 10.5 5.2 2.3 6.1.2 Ölçüm araçları “DS’lu Çocukların Temel Motor Becerileri” testi BMS, spesifik olarak DS’lu çocuklar için yapılandırılmıştır. BMS, 15 test öğesine ayrılmış 15 temel motor becerinin “postüral kontrol seviyesini” ölçer (tablo 6.2). 1. Sırtüstüyken bacakları kaldırma 2. Sırtüstüyken uzanma 3. Sırtüstüyken başı kaldırma 4. Yüzüstündeyken dirsek desteği 5. Yüzüstünden sırtüstüne dönme 6. Sırtüstünden yüzüstüne dönme 7. Oturma 8. Zeminde ileri doğru hareket etme 9. Destekle yürüme 10. Destekle ayakta durma 11. Destekle ayağa kalkma 12. Desteksiz ayakta durma 13. Oturuşa geçme 14. Desteksiz yürüme 15. Desteksiz ayağa kalkma Tablo 6.2 Onbeş BMS test öğesi Temel motor becerilerin gelişiminin (yatma, oturma, ayakta durma, yürüme) periyodunu kapsayan bu 15 beceri, gelişimsel sıradadır ve birlikte yükselen bir ölçeği oluştururlar. Her bir becerinin spesifik bir gelişim seyri vardır. Böyle bir gelişimi desteklemek için artan bir “postüral kontrol seviyesi” gerekmektedir. Motor gelişim, test öğesi başına ayrılmış ölçeklerle belirtilir. Beceri başına ölçek basamakları gelişimsel sıradadır ve aynı zamanda artan bir ölçek oluştururlar. Tablo 6.3 test öğesi 7’nin ölçek dağılımının örneğini sağlar (oturmada postüral kontrol). Araç, güvenilirlik ve geçerlilik konsepti için ölçülmüştür. (BMS’in altta yatan teorik sistem bazındaki beklentileri karşılaması kapsamında) (Lauteslager ve diğerleri, 1996; Lauteslager ve diğerleri, 1998). Buraya kadar, BMS, yaşları 0 ila 4 arasında değişen ve yaş ortalamaları 2 yaş 7 ay olan 42 DS’lu deneğe uygulanmıştır. Veriler, Wright &Linacre’nin Kısmi Kredi Modeli ile analiz edilmiştir (PCM; 1992). Bu veriler baz alınmış; PCM kullanılarak tek boyutlu bir değişken yapılandırılmış; böylelikle deneklerin “postüral kontrol seviyesi”, test öğeleri ve ölçek basamaklarına birer değer verilerek ifade edilebilmiştir. Aynı zamanda test öğelerinin ve deneklerin fit analizi de yapılmıştır. BMS’in gözlemcilere dayalı güvenilirliği ve bir gözlemcinin değerlendirmesinin güvenilirliği yüksek derecelidir ve sırasıyla Cohen’in kappa’sında .85 ve .89; Cronbach’ın alfasında ise .94’dür. 119 Uygulama Çocuk, yatay yüzeyde desteksiz oturma pozisyonuna yerleştirilmiştir. Çocuk, kollarıyla yukarıya doğru ulaşmak suretiyle gövdeden esnemesi ve kollarıyla yanlara ulaşarak ağırlığını yanlamasına transfer etmesi için teşvik edilmiştir. Ölçek 0. Test öğesi doğru şekilde yönetilmiştir ancak çocuk aşağıda tanımlanan aşama spesifikasyonlarından hiçbirine motor davranış göstermemiştir. 1. Çocuk pozisyonunu iki eliyle desteklerken, stimülasyon sırasında en az 5 saniye boyunca bağımsız olarak oturur. 2. Çocuk pozisyonunu tek eliyle desteklerken, stimülasyon sırasında en az 5 saniye boyunca bağımsız olarak oturur. 3. Çocuk stimülasyon sırasında kollardan destek almadan ve eğik bir sırtla en az 2 saniye boyunca bağımsız olarak oturur. 4. Çocuk stimülasyon sırasında, kollarından destek almadan, lumbar lordoz olmadan, dik bir sırt ile en az 2 saniye bağımsız olarak oturur. 5. Çocuk stimülasyon sırasında kollarından destek almadan bağımsız olarak oturur. Sırtını esnetirken, en az 2 saniye boyunca açık bir lumbar lordoz gözlenir. 6. Çocuk stimülasyon sırasında kollarından destek almadan bağımsız olarak oturur. Sırtını esnetirken ve lateral olarak ağırlık transferi yaparken, en az 2 saniye boyunca açık bir lumbar lordoz ve lateral fleksiyonda olan gövde gözlenir. Tablo 6.3 Test öğesi 7’nin seviye klasifikasyonu, “Oturmada postüral kontrol”. PCM analizi, test öğelerinin değişken “postüral kontrol seviyesini” tek boyutlu olarak ölçtüğünü göstermektedir. BMS’in yapısal geçerliliği de desteklenmiştir çünkü varsayılan sıra, postüral kontrol seviyesindeki test öğelerinin klasifikasyonunda çizilmiştir. Aynı zamanda, test öğesi başına ölçek basamaklarının varsayılan sırası da konfirme edilmiştir. Bununla birlikte, BMS skoru ile yaş arasında belirgin bir korelasyon vardır (r=.81; p<.001). BMS’in yapısı ve motor gelişimle olduğu varsayılan korelasyonun karşısında, BMS’in motor gelişimi kaydettiği hipotezi tasdik edilir. BMS’e ek olarak, Bayley Bebek Gelişimi Ölçeği’nin zihinsel ölçekleri (BOS2-30; van der Meulen&Smrkovsky, 1983) kullanılmıştır. Günümüzde, BOS 2-30, DS’lu çocukların motor ve zihinsel gelişimlerini kaydetmek için en çok kullanılan araçlardan biridir. Her bir yaş grubunun zihinsel ölçeği için güvenilirliği (Cronbach’ın alfası) .73 ve .93 arasında olup, ortalaması da .89’dur. Motor ölçeğin güvenilirliği de .62 ile .90 arasında olup, ortalaması .81’dir. 120 6.1.3 Tasarım ve prosedür Araştırmanın deneysele benzer bir tasarımı vardır (basit zaman serileri; Baarda&de Goede,1990); bütün çocuklara fizyoterapi uygulanmıştır ve her çocuk kendi kontrolünü sağlamaktadır. Bunu tamamlamak için araştırma periyodu (tablo 6.4), 4 haftalık bir baz periyodu (P1), her biri 13 haftadan oluşan iki tedavi periyodu (P2 ve P4) ve her biri 13 haftadan oluşan iki dinlenme periyodu (P3 ve P5) olmak üzere 5 periyoda bölünmüştür. Birinci ve ikinci tedavi periyodunda, her bir çocuğa haftada bir kez fizyoterapi uygulanmıştır. Periyot 3 ve periyot 5 tedavinin olmadığı dinlenme periyotlarıdır. İlk test periyodunun öncesinde (P2), çocuğun doğal gelişimi kaydedilmiştir (P1; baz periyodu). Çocuk bu taban çizgi periyodunda fizyoterapi tedavisi almamıştır. İlk tedavi periyodundan önce (P2) bir pediatrik fizyoterapist tarafından ebeveynlere tavsiyeler verilmiştir. Bu anlamda ebeveynlere verilen tavsiyeler çocuğun bakım ve davranışlarıyla ilgilidir; örneğin kaldırma ve taşıma metotları gibi... T1 P1 T2 P2 T3 P3 T4 P4 T5 P5 Baz Birinci Birinci İkinci İkinci periyodu tedavi dinlenme tedavi dinlenme 4 hafta periyodu periyodu periyodu periyodu 13 hafta 13 hafta 13 hafta 13 hafta T6 Table 6.4 Araştırma tasarımı: Test anları (T1’den T6’ya ), baz periyodu (P1), tedavi periyotları (P2 and P4) ve dinlenme periyotları (P3 and P5). Tayin edilmiş tedavinin uygulaması ile çocuğun BMS’de işlemselleştirilmiş motor gelişimi arasındaki korelasyonu araştırdığımızdan, çocukların iki tedavi periyodundaki (P2 ve P4) BMS skoru artışının, dinlenme periyodundaki BMS skoru artışından (P3 ve P5) daha büyük olup olmadığını test ettik. Bu amaçla, yer alan çocukların gelişimi her bir periyot için kaydedilmiştir. BMS totalde bir fizyoterapist tarafından 6 kez uygulanmıştır (T1’den T6’ya). T1 intake’de uygulanmış; daha sonra 5 periyodun sonuçlanmasında T2 ve T6 uygulanmıştır (tablo 6.4). Her BMS ölçümü videoya kaydedilmiştir. Bu video kasetlerdeki motor davranış bir gözlemci tarafından (fizyoterapist) protokole göre skorlanmıştır. Gözlemci test anlarından habersizdir ve bu yüzden hangi periyodun 121 değerlendirildiğini bilmemektedir. Ölçümleri elde etmek için baz periyot ve her periodun sonuçlanması öncesine, bir test haftası koyulmuştur. Bu hafta boyunca, BMS’e ek olarak, bir araştırmacı (hareket bilimci) tarafından Bayley Bebek Gelişim Ölçeği’nin zihinsel ölçeği uygulanmıştır (BOS2-30; van der Meulen&Smrkovsky, 1983). Skorlar “test yaşı” olarak görüntülenmiştir. İntake sırasında; çocuğun yaş, cinsiyet ve sağlık durumu ile ailesinin boyutu, ebeveynlerin evin dışında kaç saat bulundukları, ebeveynlerin eğitimsel seviyeleri (sosyo-ekonomik çevre), bakım fasiliteleri ve çocuğun günlük rutini kaydedilmiştir. Bu araştırma periyodu boyunca, periyot başına fark yaratacak ve söz konusu periyotta (canlılık, gelişim stimülasyonu, günlük rutin ve ebeveynlerin çocuklarına uyguladıkları motor stimülasyonun derecesi) çocuğun motor ve zihinsel gelişimini etkileyebilecek değişkenler; önceki periyotla ilişkili olarak test anları T2 ve T6’ya kaydedilmiştir. Bununla birlikte, iki tedavi periyodu boyunca, ebevyenler her iki haftada bir, evdeki motor stimülasyonun yoğunluğuyla ilgili bir soru listesini yanıtlamışlardır. Her bir oturumdan sonra, çocukları tedavi eden pediatrik fizyoterapist, tedavi üzerine verileri, özel olarak geliştirilmiş bir forma kaydetmiştir. Ebevyenler için soru listesinin ve tedavinin değerlendirilmesi ile ilgili formların kullanımı protokolde tanımlanmıştır. Tedavi, genel ve uzmanlaşmış fizyoterapistler tarafından sürdürülmüştür. Yer alan fizyoterapistler tedavi programının uygulaması ve T1’den önceki araştırma metotları konusunda eğitim görmüşler ama ölçüm aracını kendi tasarruflarında kullanmamışlardır. 3 aylık iki tedavi periyodundan önce, onlara çocuğun 15 temel motor becerisinin gerçek gelişim seviyesinin BMS bazında oluşturulmuş tanımlaması verilmiştir. Bu BMS raporu aynı zamanda BMS şartları bazında bireysel motor gelişim amaçlarını da içermektedir. İki müdahale periyodu sırasında, çocuklar haftada bir kez tedavi edilmiştir (2X13 hafta). Bir tedavi 30 ila 45 dakika arasında sürmüştür. Her hafta, pediatrik fizyoterapist tedavinin performansını madde madde belirtmiş ve tedavinin durumunu ebeveynlere aktarmıştır. Bu test sonuçları ve tedavi tavsiyeleri, tedavi programı ve fizyoterapistin uzmanlığı bazında yapılmıştır. 122 6.1.4 Fizyoterapi Tedavisi Fizyoterapi terapisi, yukarıda bahsedilen teorik sisteme dayanarak özellikle hedef grup için geliştirilmiş terapi konseptini baz almıştır (Ek 1 Lauteslager, 1996). Konsept, DS’lu çocukların motor problemlerini, uygun fizyoterapi tedavisinin amaçlarını ve temel motor beceri gelişimi periyodu sırasında ebevyenlere verilen talimatları tanımlamıştır. Bu tedavi konseptindeki majör kaygı; bu periyodun, postüral kontrol sistemindeki spesifik motor davranış gelişimine yol açan bozukluklardan etkilenmesidir. Genel olarak, DS’lu çocuklar simetrik postür ve hareketleri tercih etmektedirler. Bu çocukların motor davranışları; hareket ayrışması eksikliği, denge reaksiyonu ve hareket çeşitliliği eksikliği şeklinde karakterize olmuştur. Hem fonksiyon hem de uygunluk bakımından yetersizdir. DS’lu çocuğun azalmış postüral tonusu zaman içinde artar ve bununla birlikte postüral kontrol seviyesinde de artış gözlenir. Ancak, temel motor becerilerin gelişimi, göreceli azalmış postüral kontrolün etkisi altında oluşur. Genel anlamda fizyoterapi tedavisi, motor davranışı daha fonksiyonel bir duruma çevirmek için; postüral kontrol alanındaki yetersiz, şarta bağlı öğeleri stimüle ederek temel motor becerilerin spesifik gelişimine hakim olmayı amaçlamaktadır. Daha belirli şekilde ifade etmek gerekirse, bu tedavi; emekleme, oturma ve ayakta durma postürü gibi her motor evresindeki postür gelişimini geliştirmeyi hedefler. Burada önemli olan, yeterli ko-kontraksiyonun üretimini stimüle ederek uygun stabilitenin sağlanmasıdır (bir eklemin etrafındaki kas grubunun miyojenik kontraksiyonlarını stabilize etmek). Genelde motor gelişimde olduğu gibi, bu ilk olarak (gerekirse) destekli olan simetrik postürlerde meydana gelir. Bunu takiben motor davranış, çocuğun desteksiz olduğu her motor evresinde ve yukarıda bahsi geçen simetrik postürlerden uzaklaşmaya başladığında stimüle edilir. Çocuk, örneğin otururken veya ayakta dururken vücut ağırlığını yanlara transfer etmesi için stimüle edilir; böylece gövde motor kabiliyetini (gövde rotasyonu ve gövde lateral fleksiyonu), postüral reaksiyonları (denge), hareket ayrışmasını ve harekette çeşitliliği egzersiz eder. Motor becerilerin gelişimsel bir tutarlığı olması önemlidir. Mevcut olan beceriler ileride oluşacak becerileri etkiler ve bunlar daha önceki becerilerin etkisinde gelişirler. Mümkünse, çocuğun tecrübe dünyasıyla ilişkili olan anlamlı durumlar sağlanmalı, böylelikle istenen motor davranış fonksiyonel bağlamda stimüle edilmelidir. Her çocuk değişik bir 123 şekilde gelişir; bu çok açıktır. Fizyoterapi tedavisi bireysel amaçlara bağlı olarak uygulanır. Bu yüzden tedavi programı, terapinin talimatlarını değil, sistemini oluşturur. Ebeveynlere ait görevlerin yerine getirilmesi ve ebeveynlerin katılımı tedavinin asli unsurlarıdır. Ebeveynlerin, motor davranış stimülasyonunu bir oyunun parçasıymış gibi günlük yaşama ve bakım periyoduna entegre etmeleri; çocuğun motor davranış paterninin yerleştirilmesini etkilemektedir. Çocuğu tedavi eden fizyoterapist, tedavinin belli durumlarını ebevyenlere gösterir. Prosedürün açıkça anlaşılması için, “ebeveynlere talimatlar” protokolü oluşturulmuştur. Ebeveynlere delege edilen her beceri, tedavi sırasında anlatılmış ve gösterilmiştir. Daha sonra ebeveynlere seans sırasında pratik yapma imkanı verilmiştir. Evde kullanılmak üzere becerinin bir tanımı verilmiştir. Ebeveynler, becerileri günlük rutinlerine eklemeleri için teşvik edilmiştir (oyun ve çocuk bakımı). 6.1.5 İstatiksel analiz Veriler SPSS kullanılarak analiz edilmiş ve .05’ten küçük p-değerleri istatiksel açıdan anlamlı bulunmuştur. Kaydedilen değişkenler 3 gruba bölünebilir. İlk grup: T2’den T6’ya kadar ölçümlenen BMS ve BOS 2-30 skorları bağımsız değişkenlerdir. Bu periyot başına motor ve zihinsel gelişim periyodunu (T2-T1, T3-T2, T4-T3, T5-T4, T6-T5) ve araştırma periyodunun tamamındaki motor ve zihinsel gelişimi (T6-T1) gösterir. Grup 2: T1’deki intake’de kaydedilen kontrol değişkenleridir. Çalışmanın gidişatında, çocukların motor ve zihinsel gelişimi üzerinde olası etkisi olduğu varsayılan değişmez faktörleri oluştururlar (BMS intake skoru, BOS 2-30 intake skoru; yaş, cinsiyet, aile boyutu, ailelerin evin dışında geçirdikleri zaman, ebevyenlerin eğitimsel seviyesi, intake sağlık durumları ve ebeveyn tavsiyelerinin derecesine göre; ilk tedavi periyodunun başlangıcından önce düzeltilmiştir). Ölçümün beş anındaki üçüncü grup değişkenler (T2, T3, T4, T5, ve T6), bundan önceki periyotların kontrol değişkenleri üzerinde değerlendirilmiştir (herhangi bir periyotta çocuğun canlılığında azalma- örn: hastalık sebebiyle- bir periyotta ebeveynlerin verdiği stimülasyonun derecesi, bir periyottaki gelişim stimülasyonunun derecesi “SPD ve konuşma terapisi”, bir periyottaki günlük rutinin derecesi “gündüz bakımı, ebeveyn/çocuk grubu, yüzme”). Bu değişkenler araştırma 124 boyunca periyot başına değişiklik gösterebilir ve periyot başına çocuğun zihinsel ve motor gelişimi üzerinde etkisi olabilir. Grup 1’den alınan bağımsız değişkenler ile T1’den T6’ya BMS ve BOS 2-30 skorları, motor ve zihinsel gelişim periyot başına ayrılmıştır. Çok değişkenli değişken analizi kullanılarak (MANOVA), 5 değişik periyottaki motor ve zihinsel gelişimin derecesi karşılaştırılabilmektedir. T1 ve T2 arasındaki periyot 5 hafta, geri kalan periyotlar 14 hafta sürdüğünden; veriler periyotların süresinin uzunluğuna göre düzeltilmiştir. Örneğin, P1 (T2-T1) intake periyodundaki motor gelişim ilk tedavi periyodu olan P2(T3-T2) ile; kontrast formülü kullanılarak (14[T2-T1] = 5[T3-T2]) karşılaştırılmıştır. Bununla birlikte, bu periyotlar arasındaki farklılığın anlamı test edilmiştir. Bundan sonra, BMS ve BOS 2-30 intake seviyesi (T1) ve tüm araştırma periyodundaki (T6-T1) motor ve zihinsel gelişimde çocuklar arasındaki farkın; grup 2’deki kontrol değişkenlerindeki farklılıklarla açıklanıp açıklanamayacağını kontrol ettik. Bu amaçla; intake yaşı (düzeltilmiş), T1’deki BMS skoru, T1’deki BOS 2-30 skoru, ailenin boyutu, ebeveynlerin evin dışında geçirdikleri toplam saat miktarı ve ebeveyn tavsiyelerinin derecesinin ilk tedavi periyodundan önceki korelasyonu ölçülmüştür. Bununla birlikte, 2 taraflı bir t-testi kurup çocuklar arasındaki farklılıkların cinsiyet ya da sağlıkla ilgili olup olmadığına baktık. Bununla birlikte, çocuklar arasındaki farklılıkların ebeveynlerin eğitimsel seviyesiyle ilgili olup olmadığını kontrol ettik (ANOVA). Son olarak, grup 3’teki kontrol değişkenlerinin periyotlar arasındaki belirgin BMS kontrastlarına herhangi bir etkisi olup olmadığını test ettik. BMS ve BOS 2-30 periyot gelişimlerinin arasındaki farklılığın anlamını belirlemek için kullanılan kontrast formüller, daha sonra kesin değerdeki periyotlar arasındaki kontrastı, yani kontrast değerini ifade etmek için kullanılmıştır. Bu kontrast değerler aynı zamanda kontrast formülü anlamında grup 3’teki kontrol (periyot) değişkenleri için kullanılmıştır. Kontrast değeri, kayıt edilen (periyot) kontrol değişkenlerinin periyotlar arasındaki farklılığını ifade eder (periyot). Kontrast değişkenlerinin belli BMS kontrastları üzerindeki etkisini bulmak için, gelişim stimülasyonu ve günlük rutin test edilmiştir. Bununla birlikte, intake yaşının (düzeltilmiş) ve cinsiyetin etkisi anlamlı BMS kontrastlarına kaydedilmiştir. Kendall’ın tau b’si, doğrusal olmayan ve bağlantılı klasifikasyon yüzünden, yaş üzerindeki korelasyon ölçümü için kullanılmıştır. Yukarıdakilerin bir illüstrasyonu olarak, P2 ve P3 arasındaki kontrast, T3-T2=T4-T3 kontrast formülü ile anlatılabilir. Böylelikle 125 kontrast değerleri belirlenebilir. Artık hem P2 ve P3 arasındaki BMS gelişimi hem de P2 ve P3 arasındaki kontrol değişkenlerinin değişikliğindeki farklılık için kontrast değerlerin hesabı yapılabilecektir. Bir sonraki aşamada; BMS ile ölçülmüş motor büyüme için P2 ve P3 arasındaki kontrastın korelasyonu ile; kontrol değişkenlerinin değişikliği için P2 ve P3 arasındaki kontrastın korelasyonu, bu kontrast değerleri kullanılarak test edilmiştir. 126 6.2 Sonuçlar 6.2.1 Her çocuğun motor gelişimi Deneysel gruptaki çocuklar BMS ile ölçülmüş motor gelişim temposunda (tablo 6.5) periyot başına değişkenlik göstermiştir. Bunu dikkate almak için, periyot başına her çocuğun ortalama BMS gelişimi haftalık olarak belirlenmiştir. Bundan sonra, her bir çocuğun 5 periyot boyunca göreceli ilerlemesi kaydedilmiştir. İlk tedavi periyodu P2’de; 18 çocuğun 14’ü baz periyot P1 ile karşılaştırıldığında motor gelişim temposunda bir ivme göstermiştir. Dört çocuk gerileme göstermiştir (tablo 6.6). İlk dinlenme periyodu P3’te, ilk tedavi periyodu P2 ile karşılaştırıldığında, 17 çocukta motor gelişimde gerileme olduğu gözlenmiştir. Bir çocuk, ilk tedavi periyodu P2’de gelişimsel temposuna devam etmiştir. 18 çocuğun 17 si, ilk dinlenme periyodu P3’le karşılaştırıldığında ikinci tedavi periyodu P4’te motor gelişimde ivme göstermiştir. 18 çocuktan 16’sı, ikinci tedavi periyodu P4’e kıyasla dinlenme periyodu P5’in ikinci aşamasında motor gelişimde gerileme göstermiş; çocuklardan birinde ise gecikmeli gelişme gözlenmiştir. 18 çocuktan 16’sı, ikinci tedavi periyodu P4’e kıyasla ikinci dinlenme periyodu P5’te motor gelişimde gecikme göstermiştir. Bir çocuk dinlenme periyodunda bir ivme göstermiş ve bir çocuk ise tedavi periyodu P4’te gelişimsel temposuna devam etmiştir. Hipotezin ışığı altında, intake periyot P1 ve iki dinlenme periyodu P3 ve P5 ile karşılaştırıldığında, P2 ve P4 tedavi periyotlarında çocukların daha hızlı bir motor gelişim eğiliminde oldukları gözlenmiştir. 127 Denek (pp) ve Hafta olarak intake (giriş) yaşı (düzeltilmiş) T1 6 aylık test anlarında (T) BMS skorları T2 T3 T4 T5 T6 pp 1 pp 2 pp 3 pp 4 pp 5 pp 6 pp 7 pp 8 pp 9 pp 10 pp 11 pp 12 pp 13 pp 14 pp 15 pp 16 pp 17 pp 17 5 5 8 6 5 9 7 5 7 10 6 9 6 13 15 16 16 21 11 15 15 14 10 17 13 10 13 16 13 17 13 23 21 22 19 32 12 16 14 14 12 18 14 13 14 18 19 19 17 27 23 26 22 35 16 26 20 18 18 28 21 20 17 30 26 23 25 34 37 32 33 37 16 30 21 17 22 35 20 27 23 34 31 2 25 35 40 36 34 35 9 13 13 16 17 17 18 19 19 21 23 31 35 43 44 45 45 46 Denekler (pp) ve Hafta olarak Intake (giriş) yaşı (düzeltilmiş) pp 1 pp 2 pp 3 pp 4 pp 5 pp 6 pp 7 pp 8 pp 9 pp 10 pp 11 pp 12 pp 13 pp 14 pp 15 pp 16 pp 17 pp 17 9 13 13 16 17 17 18 19 19 21 23 31 35 43 44 45 45 46 5 3 6 5 5 4 7 6 6 9 5 8 4 11 14 13 12 17 6 test anında (T) BOS 2-30 skorları (ay) T1 T2 T3 T4 T5 T6 2,5 3 4 3 3,5 3,5 3 4 4 4,5 4 7 6 8 8 10,5 7 8 4 5 4,5 4 4,5 5 4,5 4 4,5 6 5 8 7 10 9 10 9 8 5 5,5 7 5,5 7 8 6 8 7 9 8 9 9 13 11 13 11 13 9 10 11 8 9 10 9 11 10 11 12 12 10 16 13 15 14 15 10 12 14 8 12 11 12 13 12 12 14 14 12 16 15 16 16 16 12 16 16 10 15 14 16 16 13 15 16 16 15 18 16 18 16 18 Tablo 6.5 Denekler (pp), intake (giriş) yaşı (düzeltilmiş), 6 test anında (T) BMS ve BOS 2-30 skorları 128 Periyod karşılaştırması P1/P2 P2/P3 P3/P4 P4/P5 Hızlanma s=14 s=0 s=17 s=1 Gecikme s=4 s=17 s=1 s=16 Aynı olan s=0 s=1 s=0 s=1 Tablo 6. 18 çocuğun 5 periyot boyunca BMS gelişimi bağlamında gidişatı. 6.2.2 Deney grubunun motor ve zihinsel gelişimi Deneysel grubun hafta başına ortalama BMS gelişimi bir bütün olarak; intake (giriş) periyodu (P1), ilk tedavi periyodu (P2), ilk dinlenme periyodu (P3), ikinci tedavi periyodu (P4) ve ikinci dinlenme periyodu (P5) için hesaplanmıştır. Maksimum BMS skoru 45 puandır. Ortalamada, deneysel grup intake (giriş) periyodunda haftada 0.32 BMS puanı, ilk tedavi periyodunda 0.50 puan, birinci dinlenme periyodunda 0.15 puan, ikinci tedavi periyodunda 0.51 puan ve ikinci dinlenme periyodunda 0.18 puan elde etmiştir (figür 6.1). BMSDeğeri Periyod Figür 6.1 Hafta ve periyot başına ortalama BMS gelişimi (s=18, P1= baz periyodu , P2= ilk tedavi periyodu, P3= ilk dinlenme periyodu, P4= ikinci tedavi periyodu, P5= ikinci dinlenme periyodu) 129 Ortalamada, intake (giriş) periyodu P1 ve iki dinlenme periyodu P3 ve P5 ile karşılaştırıldığında, P2 ve P4 tedavi periyotlarının yararına olacak şekilde motor gelişimin derecesinde farklılık vardır. Bununla birlikte, hafta başına ortalama BOS 2-30 gelişimsel tempo, deneysel grup için 5 periyodu kapsayacak şekilde bir bütün olarak hesaplanmıştır. Ortalamada deneysel grup intake (giriş) periyodunda haftada 0.21, ilk tedavi periyodunda haftada 0.17, ilk dinlenme periyodunda haftada 0.20, ikinci tedavi periyodunda haftada 0.12, ve ikinci dinlenme periyodunda haftada 0.16 kazanmışlardır (figür 6.2). BOS 2-30 Değeri Periyod Şekil 6.2 hafta ve periyot başına Ortalama BMS 2-30 gelişimi (n= 18) P1= baz değeri, P2= ilk tedavi periyodu, P3= ilk dinlenme periyodu, P4= ikinci tedavi periyodu, P5= ikinci dinlenme periyodu 6.2.3 Periyodlar arası motor ve zihinsel gelişimdeki farklılıklar Daha sonra periyotlar arasında, motor gelişimde bir fark olup olmadığı hesaplanmıştır (tablo 6.7). İlk tedavi periyodu P2’deki motor gelişimin ilk dinlenme periyodu P3’ten belirgin şekilde daha büyük (F(1:17)=59.65; p=.000) olduğu ortaya çıkmıştır. İkinci tedavi periyodu P4’teki motor gelişimin ikinci dinlenme periyodu P5’ten (F(1:17)=31.14; p=.000) belirgin şekilde daha büyük olduğu ortaya çıkmıştır. Baz periyodu P1 ile karşılaştırıldığında, birinci ve ikinci test periyotları P2 ve P4’teki motor gelişimin (sırasıyla ; F(1:17)=5.93; p=.026 ve F(1:17)=4.70; p=.045 ) daha büyük olduğu ortaya çıkmıştır. Baz periyodu P1 ile karşılaştırıldığında ilk dinlenme periyodu P3’teki motor gelişimin belirgin şekilde (F(1:17)=4.72; p=.044) daha küçük olduğu ve ikinci dinlenme periyodu P5’te ise (F(1:17=2.65; p=.122) uygulanabilir olmadığı 130 ortaya çıkmıştır. P2’deki motor gelişim ile P3’teki motor gelişimin birleşimi, P4 ile P5’tekinin bileşimi ile karşılaştırıldığında belirgin şekilde değişiklik göstermemekte; P1’deki motor gelişim ile P2, P3, P4 ve P5 periyotlarındaki birleşmiş gelişim karşılaştırıldığında belirgin olarak farklılık ortaya çıkmamaktadır. İlk tedavi periyodu P2’deki gelişim, istatistiksel açıdan ikinci tedavi periyodu P4 ile aynı; ilk dinlenme periyodu P3’deki gelişim ise ikinci dinlenme periyodu P5 ile aynıdır. Özetle, merkezi hipotezin ışığında, iki tedavi periyodundaki motor gelişim iki dinlenme periyodundaki gelişimden daha hızlı bir ilerleme göstermiş, aynı zamanda baz periyottan da belirgin olarak daha hızlı ilerlemiştir. Periyod karşılatırması Periyodun uzunluğu için düzeltilmiş kontrast Formülü Periyod kontrastları BMS Periyod kontrastları BOS 2-30 Tablo 6.7 Periyot karşılaştırması (n=18; *= P<.05) Aynı periyotlar, periyot başına zihinsel gelişimi ölçmek için de karşılaştırılmıştır (tablo 6.7). P1’deki (baz periyodu) zihinsel gelişimin ikinci tedavi periyodu P4’ten belirgin olarak daha büyük olduğu (F(1:17)=5.15; p=.037) gösterilmiştir. İlk tedavi periyodu P2’deki zihinsel gelişim ile ilk dinlenme periyodu P3’teki zihinsel gelişim birleştiğinde; ikinci tedavi periyodu P4 ile P5’teki zihinsel gelişimin toplamından belirgin olarak daha büyüktür (F(1:17)=7.13; p=.016). Periyodlar arasındaki farkların diğer karşılaştırmaları belirgin değildir. Özetle, bu çalışmada zaman içinde zihinsel gelişim düşmektedir. Bu sonuç da literatürde belirtilen (Carr,1970) BOS 2-30’da DS’lu çocukların zihinsel gelişimindeki düşüş ile örtüşmektedir. 131 6.2.4 Kontrol değişkenleri (intake-girişteki) ile motor gelişimi arasındaki korelasyon Bir taraftan çocukların (düzeltilmiş) intake-giriş anındaki yaşı ile diğer taraftan BMS ve BOS 2-30’daki intake – giriş skoru (sırasıyla; r=.84, p <.01 ve r=.94, p<.01, tablo 6.8) arasında belirgin bir korelasyon vardır. Beklentilere göre, çocuklar büyüdükçe BMS ve BOS 2-30’da daha yüksek intake-giriş skoru almaktadır. BMS ve BOS 2-30’un intake skorlarının arasındaki korelasyon da açıkça belirgindir (r=.82, p<.01); nitekim her iki araç da gelişimi ölçmektedir. Sonuç olarak, BOS 2-30 intake skoru ile T1 ve T6 arasındaki BOS 2-30 gelişimi arasında ve (r=-.53, p<.05) intake yaş ile T1 ve T6 arasındaki BOS 2-30 gelişimi arasında negatif korelasyon vardır (r=-.50, p<.05). Gösterildiği üzere, daha büyük çocuklar intake anında, BOS 2-30 zihinsel ölçeğinde daha iyi performans gösteriyorlar ama daha sonra araştırma periyodunda göreceli olarak daha yavaş gelişiyorlar. Bu sonuç, bir önceki bölümdeki sonucu onaylamakta ve literatürün bulguları ile örtüşmektedir. BMS ve BOS 2-30 intake skolarındaki ve T1 ve T6 arasındaki BMS ve BOS 2-30 gelişimindeki farklılıklar; cinsiyet, aile boyutu, ebeveynlerin evin dışında geçirdikleri saat miktarı, ebevyenlerin eğitimsel seviyesi ve sağlık durumlarından (prematüre doğum, konjenital kap bozuklukları, sağlık) oluşan kontrol değişkenleri için izlenmiştir (tablo 6.8; tablo 6.9). Belirgin bir farklılık kaydedilmiştir. T2’den önce bazı ebeveynlere çocuklarını nasıl tutacakları konusunda tavsiyeler verilmiştir. Bu tavsiyenin, baz periyodu P1’deki ya da müdahale periyodu P2345’teki motor gelişim üzerinde bir etkisi olmamıştır (tablo 6.8). 132 (Intake) Kontrol değişkenleri BMS T1 Yaş (düzeltilmiş) r= .84’ BMS T1 - BOS 2-30 T1 BOS 2-30 T1 BMS T6-T1 BOS 2-30 T6-T1 r= .94’ r= .30 r= .82’ r= -.10 r= -.16 r= .82’ - r= -.27 r= -.53’ Ailenin boyutu r= .35 r= .22 r= -.21 r= -.05 Annenin iş volümü r= -.05 r= -.18 r=.12 r= -.20 Babanın iş volümü r= .18 r= .27 r= .19 r= .32 Ebeveyn tavsiyesi r= -.12 - r= .72 r= -.50’ - Tablo 6.8 (Intake) kontrol değişkenleri ve BMS ve BOS 2-30 intake (T1) ve (T6-T1) ((n=18; * = p<.05) arasındaki korelasyon. (Intake) kontrol değişkenleri BVK T1 Cinsiyet t= -.30 BOS 2-30 T1 t=-.13 BVK T6-T1 t= -.78 BOS 2-30 T6-T1 Ebeveynlerin eğitim seviyesi F= 1.05 F= .0.4 F= 1.26 Sağlık t=.1.02 t=-.77 t= .17 t= .53 Prematüre doğum t= .83 t= .69 t= .41 t= .48 Konjenital kalp bozukluğu t= -.40 t= 1.73 t= -1.66 t=.19 F= .44 t= .95 Tablo 6.9 BMS ve BOS 2-30 intake’den (T1) ve (T6-T1) kontrol değişkenlerine (n=18; * = p<.05) gelişimde farklılıklar 6.2.5 Kontrol değişkenleri ile motor gelişim arasındaki (periyot) korelasyon Yaşın (düzeltilmiş), BMS kontrast değeri P1-P2’de (tau b=-.35, p<.05) belirgin bir etkisi olduğu gösterilmiştir. Çocuk ne kadar büyükse, baz periyot ile ilk tedavi periyodu arasındaki gelişim farklılığı o kadar küçük olmaktadır. Bu durum; deneysel gruptaki bazı büyük çocukların baz periyodu P1’de göreceli olarak kuvvetli gelişim göstermiş olmalarına bağlanabilir. Geri kalan belirgin BMS kontrast değerleri ile bir korelasyon bulunamamıştır. Konuşma terapisi kontrast değeri P1-P3’ün BMS kontrast değeri P1-P3 ile belirgin bir korelasyonu vardır (rs=.49, p<.05). Araştırmanın gidişatında, tedavi sırasında çocukların konuşma terapisine devam ettikleri yönünde bir eğilim olduğu ortaya çıkmıştır. Baz periyodu P1’de, 3 çocuk konuşma terapisi alıyordu. İlk dinlenme periyodu P3’te 10 çocuk konuşma terapisi alıyordu. 133 Sonuç olarak ikinci dinlenme periyodu P5’te 11 çocuk konuşma terapisi alıyordu. P1 ve P3 arasındaki farklılık öyle bir boyuttaydı ki, P1 ile P3’teki motor gelişimle karşılaştırıldığında ortaya çıkan düşüşle, aralarında belirgin bir korelasyon vardı. Dinlenme periyodunda ebeveynlerin oral motor becerileri tanıtma stimülasyonuna ve konuşma ve dil gelişimine daha fazla odaklanmış olması olasıdır. Bundan başka bu korelasyon, geri kalan belirgin BMS kontrast değerleri ile birlikte beyan edilmemiştir. Canlılık, ebevyenlerin muvaffakati, gelişim stimülasyonu ve günlük rutinden oluşan kontrol değişkenlerinin periyot kontrast değerleri, belirgin BMS kontrast değerlerinde belirgin bir farklılık göstermemiştir (tablo 6.10). Aynı zamanda cinsiyetteki farklılık da BMS kontrast değerlerinde farklılık göstermemiştir (tablo 6.11). Motor gelişim için periyotlar arasındaki belirgin farklılıklar farklı kontrol değişkenleri ile açıklanamamıştır. Bu da periyodik olarak uygulanan fizyoterapiye gönderme yapılabilecek özelliktedir. (Periyod) Kontrol Değişkenleri Intake yaşı Düzeltilmiş BMS kontrast değeri P2/P3 tau b= -.35 BMS kontrast BMS kontrast BMS Kontrast BMS kontrast değeri P4/P5 değeri P1/P2 değeri P1/P4 değeri P1/P3 tau b= .13 tau b= -.35 tau b= -.16 tau b= -13 Canlılık kontrast değeri r= .31 r= .01 r= -.05 r= .38 r= .20 Ebeveynlerin muvaffakati Kontrast değeri rs= .25 rs= .11 rs= .20 rs= .26 rs= .28 SPD (dipnot 1’e Bkz) kontrast değeri rs= .24 rs= -.13 rs= .18 rs= -.26 rs= -.31 Konuşma eğitimi Kontrast değeri rs= .12 rs= .17 rs= .30 rs= .40 rs= .49 rs= .09 rs= -.02 rs= .00 Yüzme kontrast değeri rs= -.03 rs= .09 rs= -.07 rs= -.03 Ebeveyn/çocuk grubu Kontrast değeri rs= .26 rs= .09 rs= .17 rs= -.21 Gündüz bakımı Kontrast değeri Tablo 6.10 Bir tarafta belirgin BMS bağlam değerleri ile diğer tarafta kontrol değişkenleri periyoduna uygun kontrast değerleri ve (düzeltilmiş) yaş arasındaki korelasyon (n=18; * = p<.05) 134 Kontrol değişkenleri Cinsiyet (intake) BMS kontrast değeri P2/P3 t= .35 BMS kontrast değeri P4/P5 t= .00 BMS kontras değeri P1/P2 t= 1.31 BMS Kontrast değeri P1/P4 t= .00 BMS kontrast değeri P1/P3 t= .98 Tablo 6.11 Cinsiyet aracılığı ile belirgin BMS kontrast değerleri farklılığı (n=18; * = p<.05) 6.3 Tartışma ve Sonuçlar Bu araştırmanın sonuçlarını yorumlamak için gerekli olan; DS’lu küçük çocukların motor gelişim profilidir. Ancak mevcut literatüre dayanarak, genel bir motor gelişim profili oluşturmak henüz mümkün değildir. Bazı araştırmacılar, bu çocukların hayatlarının ilk iki yılındaki motor gelişimde, büyümenin düştüğünü not etmişlerdir (Carr, 1970; Cowie, 1970; Gath, 1978; Henderson, 1986; Sharav ve diğerleri,1986). Ancak düşmekte olan bu büyüme, çocukların kendi gelişim profillerine değil; engelsiz çocuklar üzerinde standardize edilmiş psikometrik gelişim testlerinin karakteristiğine atfedilmiştir (Henderson,1985; Sharav ve diğerleri, 1986; Guralnick, 1995). Diğer araştırmacılar kontrast olarak, yavaş ilerleyen ve tekdüze bir gelişim kaydetmişlerdir (Share, Koch, Web&Graliker, 1964; Berry, Gunn&Andrews, 1984). Gibson&Fields (1984) hedef grup için standardize edilmiş tekdüze gelişim modeli olmadığı sonucuna varmışlardır. Bu araştırmada, iki tedavi periyodundaki motor gelişim, iki dinlenme periyodundakilerle kıyaslanmıştır. Standardizasyona katkıda bulunmak için, her bir çocuğun baz periyottaki motor gelişimlerinin doğal ilerlemesi de saptanmıştır. Baz standardizasyon, BMS ile ölçülmüş motor gelişim ile yaş arasında doğrusal bir bağlantı olduğunu ifade eder. Bundan öncesinde DS’lu çocukların BMS’deki gelişimsel profili hakkında yeterli bilgi olmadığı kabul edilmelidir. BMS, müdahalenin etkilerini değerlendirebilmek için geliştirilmiştir ve henüz hedef grup için standardize edilmemiştir. BMS ile ölçülen motor gelişim, hafta başına müdahale periyodunun (P2345) tamamında ortalamada yüksek ama istatistiksel anlamda baz periyodu P1’deki artışa eşit olarak gösterilmiştir. Doğrusal gelişime bağlı olarak bu araştırmadaki çocuklar; 14 aylık periyotta, 3 aylık iki periyotta fizyoterapi tedavisi almalarına rağmen, motor gelişimde bir ilerleme göstermemişlerdir. Motor gelişimleri BMS ile ölçülen deneysel gruptaki çocuklar, iki tedavi periyodu P2 ve 135 P4’te baz periyodu P1’e kıyasla belirgin şekilde daha hızlı ilerleme göstermişlerdir. Şimdi sorulacak soru şudur: Kesintili tedavi yerine devamlı tedavi uygulansaydı, etkisi ne olurdu? Burada daha ileriki araştırma için de olasılıklar vardır. İki dinlenme periyodu P3 ve P5’teki ortalama motor büyüme, baz periyodu P1’dekinden açıkça daha küçüktür. P3 ve P5’teki gelişim doğal motor gelişimi temsil ediyorsa, bu, baz periyodu P1 ile kıyaslandığında aşamalı olarak düşen motor gelişimi gösterir. Ancak, iki dinlenme periyodundaki gelişimin önceki tedavi periyotlarında ivmelenmiş büyümeden etkilenmiş olması da muhtemeldir. Aynı zamanda çocukların iki dinlenme periyodunu, yeni kazanılmış motor olanakları motor davranışlarına entegre etmek için kullanmış olmaları da olasıdır. Çarpıcı olan P1 ve P3’teki farklılığın belirgin olması ama P1 ile P5 arasında artık belirgin olmamasıdır. Bu, müdahale periyodu sırasında azalmış gelişimsel temponun bir şekilde arttığını göstermektedir. Bundan başka, P3 ve P5 arasındaki farklılıklar belirgin değildir. Baz periyodu P1’de bulunan 0.32 ortalama BMS gelişiminin yüksek tarafta olması gibi bir kanı vardır. Çocuklardan dördü o kadar yüksek skor almıştır ki, bu periyotta bütün grubun gelişiminin %55’inden sorumludurlar. Baz periyodundaki gelişimin, ikinci test anı T2’de çocukların ölçüm aracına ve denetçiye alışmış olmalarından kasıtsız olarak etkilenmiş olması mümkündür ama aynı zamanda ebeveynlerin intake’den sonra çocuklarının motor gelişimlerinin daha fazla farkında olmaları ve bilinçaltlarında konuya daha dikkatli yaklaşmalarından da etkilemiş olabilir. Motor gelişim, ilk tedavi periyodu P2’de, ilk dinlenme periyodu P3’de ve baz periyodu P1’de olduğundan belirgin şekilde daha hızla ilerleme kaydetmektedir. Motor gelişim, ikinci tedavi periyodu P4’te, ikinci dinlenme periyodu P5 ve baz periyodu P1’e oranla belirgin şekilde daha hızlı ilerlemektedir. Ölçülen periyot değişkenleri olan canlılık, ebeveynlerin stimülasyonu (muvaffakat), gelişimsel stimülasyon ve günlük rutin, yukarıda belirtilen farklılıkları belirgin şekilde etkilememektedir. Sonuçlar periyodik olarak uygulanan fizyoterapi tedavisinin, BMS’de daha yüksek skorlara ve temel motor becerilerin ivmelenmiş gelişimine yol açtığını kuvvetle desteklemektedir. Iki tedavi periyodunun motor kazanımının, iki dinlenme periyodunda bozulmadığını da belirtmek önemlidir. Buradaki sonucun yapısal (gelişimsel) bir sonuç olduğu ve geçici bir öğrenme etkisi olmadığı açıktır. Temel motor becerilerin periyodik olarak hedeflenmiş müdahale 136 ile manipüle edilebileceği gerçeği, söz konusu motor becerilerin potansiyel olarak gelişebileceği ama şarta bağlı öğelerin gerçekte bunun olması için yeterli olmadığı söylenerek, açıklanabilir. Bu araştırmadaki hipotez, eksik olan şarta bağlı öğelerin postüral kontrol alanında olduğudur. Probleme özel fizyoterapi tedavisi ile bu şartlar tanıtılıp öğretilmiş ve postüral kontrol alanındaki şarta bağlı öğeler eklenmiştir. Bu şartların postüral kontrol alanında tanıtılmasıyla, bir çocuk uygun motor davranışı, örneğin oyunda, fonksiyonel olarak artan derecede kullanabilir. Eğer bir çocuğun oturabilecek kadar gövde ekstansiyonu ve stabilitesi yoksa, büyük olasılıkla oturma postüründe denge reaksiyonu geliştiremeyecektir. Eğer çocuk oturma postüründe yeterli denge reaksiyonunu yönetmeyi öğrenmezse, bu postürde hareket çeşitliliği gelişimi ya da oynama konusunda ilerleme kaydedemeyecektir. Bunun tersine, bir çocuk motor davranışları anlamlı durumlarda, odaklanmış ve başarılı şekilde ne kadar sık kullanıyorsa, motor gelişimi üzerindeki etkisi de o kadar büyük olacaktır. Tedavinin metodik yaklaşımı bu sonuçlar için hayati önem taşımaktadır. Bir BMS testini baz alarak, postüral kontrol alanındaki spesifik problemleri düzgün olarak kaydetmek amacıyla, çocuğun temel motor becerilerin gelişim seviyesini detaylı olarak belirlemek, beceri başına spesifik fizyoterapi tedavisi formüle etmek mümkündür. Kesin olarak tayin edilmiş tedavi konsepti ve standart ebeveyn tahsisinin birleşimi, fizyoterapistlerin probleme özel ve hedeflenmiş motor davranışı stimüle etmelerini mümkün hale getirir. Tekrarlanan BMS ölçümleriyle, periyodik değerlendirme ve tedavi amaçlarının düzenlenmesi mümkündür. BMS’in ve tedavi konseptinin pediatrik fizyoterapistin uygulamasına eğitim amacıyla tanıtılması akıllıca görünmektedir. Sonuçlar, bir müdahale periyodunda yapılan motor ilerlemenin dinlenme periyodunda otomatik olarak ilerlemediğini göstermektedir. Postüral kontrol alanında bir gelişimsel periyotta gelişen şartların otomatik olarak başarılı periyotlarla ilişkilendirilmemesi de mümkündür. Bunun, DS’lu çocuğun kazanılmış motor becerileri uygulama ve onları başka durumlara uygulama yetersizliğini gösteriyor olması da olasıdır. Takip eden araştırma, iki tedavi periyodunda kaydedilen motor gelişimdeki artışın, tedavi kesintili olmadığında da devam edip etmeyeceğini gösterebilir. Bununla birlikte en uygun tedavi sıklığı da saptanabilir. Bunun yanında, postüral kontrol alanında eklenmiş şartların stimülasyonsuz olarak güvende olup olmayacağı sorusu ortaya 137 çıkar. Küçük yaştaki tedavi yapısal olarak gelişmiş bir motor potansiyele mi yoksa motor tavana daha erken ulaşmaya mı yol açar? Ya da DS’lu genç insanların ve yetişkinlerin de postüral kontrol alanındaki şarta bağlı öğelerin eğitimine odaklanmış bir şekilde (örneğin sporla devam etmesi tavsiye edilebilir mi? Sonuç olarak bu araştırma intake yaşı ile T1 ve T6 arasındaki BMS gelişimi arasında bir korelasyon göstermemektedir. Deneysel gruptaki çocuklar herhangi bir yaşta sağlanan motor stimülasyona daha açık değillerdir. Ya da zihinsel intake seviyesi ile T1 ve T6 arasındaki BMS gelişimi arasında da bir bağlantı bulunmamıştır. Bu yüzden, zihinsel olarak daha yeterli olan çocuklar fizyoterapinin etkisi ile motor alanda otomatik olarak daha iyi gelişmezler. Bununla birlikte, bir motor alanda intake’de daha iyi performans gösteren çocuklar otomatik olarak daha hızlı motor veya zihinsel gelişim göstermezler; BMS intake seviyesi ve T 1 ve T6 arasındaki BMS veya BOS 2-0 gelişimleri arasında bir bağlantı yoktur. Bundan başka, araştırmanın başlangıcından önce ve baz periyodu sırasında pediatrik fizyoterapist tarafından yapılan ebeveyn rehberliğinin, baz periyodunda ya da deneysel periyodun tamamında motor gelişim üzerinde belirgin etkisi olmadığı ortaya çıkmıştır. Kontrol değişkenlerinin periyot başına değişiklikleri ile çocukların motor gelişimlerindeki değişiklikler arasında bir korelasyon bulunmaması da çarpıcıdır. Örneğin, bir çocuğun sağlık durumundan (canlılık) ya da ebevyenlerin günlük bakım ve oyunlara aldıkları tavsiyeleri entegre etmelerinden pozitif etkiler beklenir. Deneysel grubun böyle bir etkiyi ölçemeyecek kadar küçük olması da mümkündür. Yine burada da yapılacak bir takip araştırması duruma açıklık getirebilir. 6.4 Özet Müdahalenin DS’lu çocukların motor gelişimi üzerindeki etkilerini araştıran çalışma; teorik temel alanında, ölçüm aracı seçiminde, tedavi konseptinde ve araştırma tasarımında bazı problemler tespit etmiştir. Bu problemleri çözmek için spesifik olarak DS’lu çocuklar için “postüral kontrol sistemindeki bozukluklar” isimli teorik sistem kurulmuş ve “DS’lu Çocukların Temel Motor Becerileri Testi - BMS” ve tedavi konsepti “DS’lu küçük çocuklar için fizyoterapi” ölçüm araçları geliştirilmiştir. Müdahale araştırması, yeni geliştirilmiş öğeler kullanılarak 14 ay boyunca evde yaşayan 18 DS’lu çocuk üzerinde gerçekleştirilmiştir (yaş dağılımı: 9-47 hafta; ortalama yaş 26 hafta). Hipotez, postüral kontrol durumlarının fizyoterapistin spesifik 138 stimülasyonunun temel motor becerilerin daha çabuk ve daha bütün şekilde gelişmesini sağladığını ve böylece motor davranışın artarak daha fonksiyonel hale geldiğini destekler. Araştırmanın deneysele benzer bir araştırma tasarımı vardır (basit zaman serileri). Araştırma periyodu, beş ardışık periyodu kapsar (baz periyodu (P1), 4 hafta; tedavi periyodu 1 (P2) 13 hafta; dinlenme periyodu 1 (P3), 13 hafta; tedavi periyodu 2 (P4) 13 hafta; dinlenme periyodu 2 (P5) 13 hafta). Her bir periyodun başında ve bitiminde çocuklar BMS kullanılarak test edilir. Zihinsel seviyenin motor gelişim üzerindeki etkisini değerlendirmek için, Bayley Bebek Gelişimi Ölçeği zihinsel ölçümü de kullanılmıştır. Her iki tedavi periyodunda da her bir çocuk haftada bir konsept konusunda eğitim görmüş, çocuk fizyoterapisti tarafından tedavi edilmiştir. Araştırmanın amacı; iki tedavi periyodunda uygulanan tedavinin, çocukların temel motor becerileri üzerindeki etkilerini, baz ve dinlenme periyotlarıyla kıyaslayarak incelemektir. İlk tedavi periyodu P2’deki motor gelişimin ilk dinlenme periyodu P3’ten daha büyük olduğu anlaşılmıştır. İkinci tedavi periyodu P4’teki motor gelişimin ikinci dinlenme periyodu P5’ten belirgin olarak daha büyük olduğu ortaya çıkmıştır. Birinci ve ikinci tedavi periyotları P2 ve P4’ün her ikisinde de motor gelişim BMS ile ölçüldüğü üzere, P1 baz periyodundakinden belirgin olarak daha büyüktür. Baz periyodu P1’deki motor gelişim, bütün müdahale periyodu P2345’teki motor gelişimden belirgin olarak fark edilebilir değildir. Kaydedilmiş kontrol değişkenlerin, Bayley Bebek Gelişimi Ölçeği değerleri de dahil olmak üzere, sonuçlar üzerinde belirgin etkisi yoktur. Sonuç olarak metodik ve probleme özel bir fizyoterapi müdahalesi; postüral kontrol alanındaki, stabilite ve denge gibi, yetersiz öğeleri geliştirebilir. Bunun sonucunda da tedavi periyotlarında DS’lu küçük çocukların temel motor becerilerinin gelişiminde belirgin bir ivme kazanılabilir. DS’lu çocukların BMS’deki gelişim profili hakkında fazla bilgi olmadığından; bu çocukların BMS’deki gelişimi, daha uzun periyotlarda yapılan fizyoterapi tedavisinin motor gelişim üzerindeki etkisi ve bu müdahalenin yapısal sonuçları üzerine bir takip araştırması yapılması tavsiye edilir. 139 6.5 Literatür Baarda, D.B. & Goede, M.P.M. de (1990). Basisboek methoden en technieken (Research methodology). Leiden/Antwerpen: Stenfert Kroese uitgevers. Bayley N. (1969). Manual for the Bayley Scales of Infant Development.New York: the Psychological Corporation. Berry, P., Gunn, V.P. & Andrews, R.J. (1984). Development of Down’s syndrome children from birth to five years. In J.M. Berg (Ed.), Perspectives and progress in mental retardation (syf. 168). Block, M.E. (1991) Motor development in children with Down’s syndrome: a review of the literature. Adapted Physical Activity Quaterly, 8, 179-209. Carr, J. (1970). Mental and motor development in young mongol children. Journal of Mental Deficiency Research, 14, 205-220. Cowie, V.A. (1970). A study of the early development of mongols). Oxford: Pergamon Press Ltd. Gath A. (1978). Down’s syndrome and the family). New York: Academic Press. Gibson, D. & Fields, D.L. (1984). Early infant stimulation programs for children with Down’s syndrome: a review of effectiveness. In M.L. Wolraich & D.K. Routh (Eds.), Advances in developmental and behavioral pediatrics (Vol. 5, syf. 331-371). Griffiths, M.I. (1976). Development of children with Down’s syndrome. Physiotherapy, 62, 11-15/23. Guralnick, M. (1995). Toekomstige ontwikkelingen in early intervention (vroeghulp) voor kinderen met Down’s syndroom. Down + Up nr.30, Update nr. 10, 2-10. Harris, S.R. (1980). Transdisciplinary therapy model for the infant withDown’s syndrome. Physical Therapy), 60, 420-423. Harris, S.R. (1981a). Physical therapy and infants with Down’s syndrome: the effect of early intervention. Rehabilitation Literature, 42, 339-343. 140 Harris, S.R. (1981b). Effects of neurodevelopmental therapy on motor performance of infants with Down’s syndrome. Developmental Medicine and Child Neurology, 23, 477-483. Henderson, S.E. (1985). Motor skill development. In D. Lane & B. Stratford (Eds.), Current approaches to Down’s Syndrome (syf.187-218). London: Holt, Rinehart and Winston. Henderson, S.E. (1986). Some aspects of the development of motor control in Down’s syndrome. In H.T.A. Whiting & M.G. Wade (Eds.), Themes in motor development (syf. 69-92). Kleij, J.E. van der, Hoekman, J., Retel, E. & Velden, M. van der (1994). Uw kindje heeft Down’s syndroom (Your child has Down’s syndrome). Leiden: Rijksuniversiteit. Lauteslager, P.E.M. (1991). Syndroom van Down; motoriek in ontwikkeling (Motor development in young Down’s syndrome children). Nederlands Tijdschrift voor Fysiotherapie, 101,260-269. Lauteslager, P.E.M. (1995). Motor development in young children with Down’s syndrome. In A. Vermeer & W.E. Davis (Eds.), Physical and motor development in mental retardation (syf. 75-98). Basel:Karger AG. Lauteslager, P.E.M. (1996). Fysiotherapie voor jonge kinderen met het syndroom van Down (Physiotherapy for young children with Down’s syndrome, concept), intern manuscript ‘s Heeren LooLozenoord, Ermelo. Lauteslager, P.E.M. (1997). Test van Basis-motorische Vaardigheden van Kinderen met het syndroom van Down (Test of basic motor skills of children with Down’s syndrome, concept), intern manuscript’s Heeren Loo-Lozenoord, Ermelo. Lauteslager, P.E.M., Pennings, A.H., Vermeer, A. & Helders, P.J.M. (1996). Motorische basis-vaardigheden bij kinderen met het syndroom van Down: de ontwikkeling van een meetinstrument (Basic motor skills of Down’s syndrome children: The construction of a measuring instrument). Bewegen & Hulpverlening, 13, 40-52,65, Lauteslager, P.E.M., Pennings, A.H., Vermeer, A., Helders, P.J.M. & Hart, H. ‘t (1998). Test van Basis-motorische Vaardigheden van 141 Kinderen met het syndroom van Down: onderzoek naar betrouwbaarheid en validiteit (Test of “Basic motor skills of children with Down’s syndrome”: reliability and construct validity). Lauteslager, P.E.M., Vermeer, A. & Helders, P.J.M. (1994). Houdingsregulatie stoornissen bij kinderen met het syndroom van Down; een literatuurstudie (Disturbances in the regulation of postural control; a review of the literature). Nederlands Tijdschrift voor Fysiotherapie, 104, 160-169. Lauteslager, P.E.M., Vermeer, A. & Helders, P.J.M. (1995) Theoretische fundering van motorische interventie bij kinderen met het syndroom van Down; een literatuurstudie (Theoretical foundation of motor intervention for children with Down’s syndrome: a review of the literature). Nederlands Tijdschrift voor de Zorg aan Verstandelijk Gehandicapten, 21, 108-122. Lauteslager, P.E.M., Vermeer, A. & Helders, P.J.M. (1996). Motorische interventie bij kinderen met het syndroom van Down; een literatuur-studie (Motor intervention for children with Down’s syndrome; a review of the literature). Nederlands Tijdschrift voor Fysiotherapie, 106, 52-61. Lauteslager, P.E.M., Vermeer, A. & Helders, P.J.M. (1998). Disturbances in the motor behaviour of children with Down’s syndrome: the need for a theoretical frame work. Physiotherapy, 84, 5-13. Meulen, B.F. van der & Smrkovsky, M. (1983). BayleyOntwikkelingsschalen. Lisse: Swets & Zeitlinger BV.Sharav, T. & Shlomo, L. (1986). Stimulation of infants with Down’s syndrome: long-term effects. Mental Retardation, 24, 81-86. Share, J., Koch, R., Web, A. & Graliker, B. (1964). The longitudinal development of infants and young children with Down’s syndrome (mongolisme). American Journal of Mental Deficiency, 68,685-692. SPSS 7.5 (Windows 95), Inc. Touwen, B.C.L. (1989). Psychomotorische ontwikkelingen en stoornissen (Psychomotor development and disturbances). Wright, B.D. & Linacre, J.M. (1992). A user’s guide to Bigsteps. Chigaco: Mesa Press). 142 7 Nihai Sonuçlar Bu çalışma; Hollanda’daki DS’lu küçük çocukların ebeveynlerinin, çocuklarının motor gelişimi için artan şekilde pediatrik fizyoterapi rehberliği talep etmeleriyle harekete gelmiştir (van der Kleij, Hoekman, Retel&van der Velden, 1994). Ancak, profesyonel grup bu rehberliği birbirinden tamamen farklı formlarda vermektedir. Hollanda’daki pediatrik fizyoterapi bu amaca özel, açık ve iyi yapılandırılmış bir metoda sahip değildir. Mevcut çalışmanın esas amacı, DS’lu küçük çocukların motor gelişimi için sistematik bir fizyoterapi rehberliği sağlamak amacıyla bilimsel bazlı bir metodun tanıtılmasına katkıda bulunmaktır. 7.1 Teorik Yapı Son yıllardaki bazı gelişmeler bu çalışmanın tasarımını, özellikle de müdahale araştırmasının tamamlayıcı öğelerinin yapısını (teorik sistem, motor ölçüm aracı, fizyoterapi rehberlik sistemi, araştırma tasarımı) etkilemiştir. İlk olarak DS’lu çocukların motor gelişiminin spesifik motor problemlere yol açtığı gerçeği literatürde kademeli olarak tanınmıştır. Çocukların zihinsel gelişime kıyasla, motor alanda daha kısıtlı oldukları anlaşılmıştır. Bununla birlikte, motor gelişimleri sadece geri kalmış değildir; aynı zamanda engelsiz çocukların gelişimlerine kıyasla sapmıştır. Ayrıca belli motor bozukluklardan etkilenmiştir, öyle ki motor becerileri uygun şekilde etkili değildir. DS’lu çocukların kendi spesifik motor gelişim süreçleri vardır. Bu, geçmiş yıllarda uygulanan motor müdahalenin içeriğinin tanımlayıcı faktörü olmuştur. 1980’lerde, özellikle başlangıçta hareket aktivasyonunun genel formlarında kısıtlanmış limitli müdahale, bir kısım araştırmacıyı motor problemlerin spesifik karakterini tanıyıp spesifik motor stimülasyonu seçmeye itmiştir. Ancak eksik olan; motor bozukluklar ve motor faaliyetlerdeki engellerin gelişme yolları için düşünülmüş bir model, teorik bir yapıdır (Henderson, 1985; Block, 1991). Bu çalışmada, teorik yapının gelişimi (“postüral kontrol sistemindeki bozukluklar”) çocukların motor bozukluklarının terapötik yaklaşımında temel olmuştur. Bu teorik modelde önemli olan nokta, motor gelişim sırasında meydana gelen motor sakatlıkları değil; çocukların fonksiyonel motor davranışındaki sınırlamanın kaynağını vurgulamaktır. Teorik sistem, motor sakatlıkların motor davranış gelişimi üzerindeki etkilerine ve bu yüzden fonksiyonel alanda meydana gelen 143 engellere odaklanmış bir motor gelişim modelidir. Motor sakatlıklara rağmen, çocuklar harekete doğal olarak ihtiyaç duymaktadır. Çocuklar motor sakatlıklara rağmen, motor problemleri telafi etmektedirler ve bu yolla, adapte edilmiş bir motor davranış geliştirmektedirler. Bu teorik model, ölçüm aracının gelişimi için temel olarak kullanılmıştır, yani “DS’lu Çocukların Temel Motor Becerileri Testi” (BMS) ve “DS’lu küçük çocuklar için fizyoterapi” terapötik sistemi... 7.2 Anlamlı müdahale Bu araştırmada, DS’lu çocukların fonksiyonel motor davranışlarında meydana gelen engeller üzerindeki odak, zihinsel engellilerin bakım ve destek hizmetlerinin ilk örneğinden türetilmiştir. Zihinsel engellilerin zihinsel faaliyetlerinde meydana gelen bozukluklar, bakım yapanların anlamlı ve fonksiyonel bir müdahaleye konsantre olmalarını gerektirmiştir. Eğer sağlanan bakım anlamlı bir kapsamda sunulmaz ve anlamlı bir sonuca götürmezse, o zaman çocuğu işbirliği için motive etmek zorlaşacaktır. Elbette bu sadece zihinsel engelli insanlarla değil, aynı zamanda küçük çocukların rehberliği ile de alakalıdır. Bu şekildeki düşünce, fizyoterapideki son gelişmelerle de uyuşmaktadır. Çok uzun zamandır postüral ve hareket organlarının sakatlığının tedavisine vakfedilen dikkat, kademeli olarak, motor davranışın uygunluğuyla bağlantılı sakatlıkların yol açtığı olası engellere doğru kaydırıldı. (van der Net, 1995;Visser&Ketelaar, 1997). ICIDH’ya (Sakatlıkların, Yetersizliklerin ve Engellerin Uluslararası Klasifikasyonu) (WCC, 1995) dayanarak danışanların sorularının sakatlıklara göre değil, yetersizliklere ve engellerin seviyesine göre formüle edildiği anlaşılmaktadır. Kısmen de, sakatlıklara yönelik limitli sonuçlardan kaynaklanan fizyoterapi tartışmalarına da bağlıdır (Vermeer&Bakx,1990). Fizyoterapide yardım ve tedavi amaçlarının taleplerinden, günlük faaliyetlerdeki engellerden türetilmiş daha fonksiyonel bir yaklaşım ortadadır. Tedavi, bu faaliyet sırasında becerilerin uygulanmasına odaklanır ve tedavinin başarısı böyle bir faaliyetin üzerindeki etkileri anlamında ölçülür (Wimmers&de Vries, 1992). Bir çocuk için, “engeller” teriminin yetişkinlere kıyasla daha fazla boyutu vardır. Hangi vakada olursa olsun, çocukluk dönemi gelişimin başlıca bölümüdür. Çocuklar haraket eder, keşfeder, aksiyonları aracılığıyla öğrenirler ve bu hareketi daha ileriye götürmek için çevreleri onlara meydan okur. Temel motor 144 beceriler ve onların gelişimi, gelişimle daha geniş anlamda bir ilişkiyi işaret eder. Motor davranış, bir çocuğun gelişimsel ihtiyaçlarını karşılayabilmelidir. Motor beceriler, eğer çocuk günlük faaliyetlerinde engelleniyorsa özellikle “kısıtlayıcı” olur ve bu gelişimi için de kısıtlayıcı niteliktedir. Bir çocuğun, verimli ve yaşına uygun motor davranışı, keşfetmenin ve gelişimin koşulsuz birlikteliğiyle karakterizedir. Uygun postüral kontrol, motor davranışın uygunluğunun kapsamını belirler. Postüral kontroldeki bozukluklar diğer taraftan, çocuğun keşfini ve böylece de gelişimini kısıtlar. 7.3 Değerlendirici motor ölçüm araçları “DS’lu Çocukların Temel Motor Becerileri testi – BMS” ölçüm aracı, DS’lu çocukların temel motor becerilerinin spesifik gelişimine bir anlayış sağlamak için yapılandırılmıştır. Bu amaçla, 15 temel motor becerinin gelişimi 15 test öğesine ayrılıp, test öğesi başına ilişkin gelişimsel basamaklar eklenmiştir. Test öğeleri ve test öğesi başına kazanım seviyelerinin gelişimsel bir tutarlılığı vardır. Motor davranışın gelişimi kazanım seviyeleri anlamında ayrılmıştır ve temel motor becerilere ilişkin uygun ve fonksiyonel motor kabiliyet üretmektedir. Bir BMS testinin yönetimi, bir çocuğun motor sürecine ve gerçek motor davranışının uygunluğuna bir anlayış sağlar. Bir BMS testinin yönetilmesinin sonucunda, o periyot için gerçek fizyoterapi amaçları formüle edilebilmektedir. Bu bakımdan, BMS bir değerlendirme aracıdır ve fiziksel engellerin saptanmasından ziyade, hastaların engellerinin kaynağına bir anlayış getiren ölçümleme araçlarına duyulan ihtiyaçla birleşiktir (Ketelaar, Vermeer&Helders,1998). BMS, DS’lu küçük çocuğun, postüral kontrol bozukluklarla kendini gösteren fonksiyonel motor davranışının kısıtlamasının derecesini kaydeder. Tekrarlanan ölçümler o anda yer alan gelişime bir anlayış sağlar. Aracın iyi bir güvenilirliği vardır ve altta yatan teorik yapıya dayanarak formüle edilmiş beklentilerle ilgili olduğu sürece de geçerlidir. Basit BMS ölçümlerini yorumlamak için, takip etme çalışmaları kapsamında DS’lu çocukların standardizasyonunun kurulması olasılığını incelemek faydalı olacaktır. Çocukların motor gelişim profili, motor tedavinin yoğunluğuyla ilgili kararlar anlamında bir gösterge olabilir. Bununla beraber BMS’in “Fizyoterapinin DS’lu çocukların temel motor becerilerinin gelişimi üzerindeki etkisi” konulu araştırmada kullanılmasına karar verilmiştir. 145 7.4 Tedavinin metodu Bu çalışma, fizyoterapi metodunun kullanılmasının, tedavi periyotları boyunca, DS’lu çocukların temel motor becerileri üzerinde belirgin bir ivme yarattığını göstermektedir. Teorik bir sisteme dayanarak, DS’lu çocuklar için özel olarak bir tedavi sistemi modeli geliştirilmesi önemlidir. Sistem transfer edilebilir ve fizyoterapistin tedavilerinde kullanılabilir. DS’lu çocukların spesifik motor gelişimine, meydana gelen engellere ve uygun bir tedavi stratejisine bir anlayış getirir. Tedavi sistemi; ebeveynlerin ve çocuğun aktif bir şekilde katılımını, motor becerilerin anlamlı kapsamda uygulanmasını ve eğitimini amaçlar. Eğitim ve standart talimatlar anlamında, ebeveynlere, çocuklarının günlük bakım ve günlük oyun zamanlarında motor becerilerin stimülasyonu konusunda rehberlik verilmektedir. Tedavinin yapılandırılmış olması ve metodik bir şekilde sağlanması önemlidir. BMS’in değerlendirilebilir karakteri, bir çocuğun motor gelişiminin kesin seviyesini göstererek, fizyoterapi tedavisinin kısa-dönem ve uzun-dönem amaçlara uygun şekilde formüle edilmesini sağlar. Tedavinin sonuçları nesnel anlamda değerlendirilebilmekte ve bu değerlendirmenin sonucu olarak tedavi amaçları oluşturulmaktadır. Fizyoterapi sistemi ve standart ebeveyn talimatları hem ebeveynlere hem de fizyoterapistlere yön vermektedir. En uygun sıklıktaki tedavi, bireysel olarak saptanmalıdır. Müdahale araştırmasının gidişatında 3 ay boyunca haftada bir tedavi ve sonraki 3 aylık dönemlerde de dinlenme periyodu yer almıştır. Bu yapı deneyde kullanılmıştır. Ancak bunun en uygun sıklık olup olmadığı henüz açıklık kazanmamıştır. Takip araştırmasında, tedavinin yoğunluğunda değişiklikler yapılarak ve aile ile çocuğa uygunluğunu göz önünde bulundurarak tecrübe kazanılması önemlidir. Ebeveynler ve çocuklar için tedavi her zaman öncelikli olmadığından tedavisiz periyotları da kayda almak faydalıdır. Tekrarlanan BMS testleri ile ilerlemenin ölçümü bu anlamda yapılabilir. Daha önce de belirtildiği gibi, basit BMS ölçümlerini değerlendirmek için, DS’lu çocukların gelişimsel profilini ya da standardizasyonunu kurmak gerekir. Yapılan değerlendirmede; müdahale araştırmasında uygulandığı üzere tedavinin metodik şekli, ebeveynler ve fizyoterapistler tarafından bütün olarak son derece pozitif bulunmuştur. Ebeveynlerin, çocuklarının test edilmesine karşı reaksiyonları, raporlar, fizyoterapi tedavisi ve motor stimülasyonun evde uygulanması bunun bir öğrenme süreci olduğunu ortaya çıkarmış; 146 kolay anlaşılır, kullanışlı ve tamamında çok zahmetli olmadığını göstermiştir. Pediatrik fizyoterapistler BMS ölçümleri sisteminin, BMS raporlarının, tedavinin sisteminin ve yazılı ebeveyn talimatlarının günlük çalışmalarda iyi bir etki ile kullanılabileceğini düşünmektedirler. Fizyoterapistler tedavinin sistemini net bulmuştur ve bir çocuğun özelinde bireysel bir tedavi adapte edilmesi imkanını da takdirle karşılamıştır. BMS raporlarının kısa ve net olduğunu, hedeflenmiş ve iyi ayrıştırılmış bir terapötik tedaviye fayda sağlandığı düşünülmüştür. Ayrıca tedavi sisteminin kaba motor karakteriyle ilgili de yorumlar yapılmıştır. Ebeveyn talimatlarının illüstrasyonlarla netleştirilmesi yönünde de bir tavsiye olmuştur. 7.5 Takip eden araştırmalar Fizyoterapinin DS’lu çocukların temel motor becerilerinin gelişimi üzerine etkisi için yapılan araştırmanın sonuçları, son derece yararlı olduğu yolunda değerlendirilmiştir. Ancak, bu noktada biraz dikkatli olmak ve sonuçları da dikkatle değerlendirmek gerekir. Araştırma yapısı gereği keşfe dayalı olmuş ve ümit verici araştırma alanının incelemesi tamamlanmıştır. Gerçek şu ki, sonuçlar az sayıdaki deneğe dayanmaktadır ve araştırma, küçük bir grup araştırmacının doğrudan katılımıyla gerçekleşmiştir. Literatürden alınan bulgular, deneysele benzer bir araştırma tasarımına yönlendirilmiştir. Araştırma tasarımındaki bir takip araştırması ve BMS’deki çocuklar için standart değerlerin eksikliğinden kaynaklanan limitlerden dolayı, bu pozitif sonuçların yapısal anlamda pozitif olup olmadığı ya da bir çocuğun ileri gelişimini etkileyip etkilemeyeceği henüz açık değildir. Bu ilk sonuçlar ümit vericidir ve DS’lu çocukların tedavisi ve motor gelişimi üzerine bir takip araştırması yapılmasını gerektirmektedir. Bu takip araştırmasının kapsamında önemli olan, yukarıda bahsi geçen standart değerleri kurmaktır. Bununla birlikte, bu takip araştırması, tedavinin bireysel ve optimal yoğunluğunun kurulmasını mümkün kılacaktır. 147 7.6 Eğitimsel perspektifte fizyoterapi Literatür, ebeveynlerin çocuklarının motor gelişimlerinin iyileştirilmesine destek olunması taleplerinden de anlaşılacağı üzere, DS’lu çocukların motor problemlerini net olarak işaret etmektedir. Bu yardım talebi aynı zamanda Hollanda Pediatri Birliği’nin DS Kalıtsal ve Konjenital Bozukluklar Çalışma Grubu’nun “ DS’lu Çocukların Medikal Gözetimine Giriş” bölümü tarafından da tanınmış ve itibar görmüştür (Borstlap, 1996). Bu çalışmada verilen tavsiye, çocuğun doğumunu takip eden ikinci ya da üçüncü aydan itibaren çocuğun motor gelişiminin bir pediatrik fizyoterapist tarafından değerlendirilip gerekli gözetim ve önerilerin alınması yönündedir. Günümüzde, sonuçlar karşısında en uygun opsiyon, DS’lu çocuğun pediatrik fizyoterapi tedavisinin temelini bu çalışmada geliştirilen metoda uygun olarak yapılandırmaktır. Bu yüzden DS ekiplerine ve pediatrik fizyoterapiye bu metotların sunulması, DS’lu çocuklara metoda dayanarak bir fizyoterapi muayanesi yapılması ve gerekirse tedavi edilmesi tavsiye edilebilir görünmektedir. DS’lu çocukların motor gelişimi ve gözetimi bu çalışmanın ana teması olmuştur. Bu tasvirlemenin araştırmaya faydaları olmuştur. Apaçık ortadadır ki, çocukların gelişimi, motor beceriler ve ebeveynlerin DS’lu çocuklarına yardım etmek istemelerinden daha fazlasını içermektedir. Bu yüzden, DS’lu çocukların motor gelişiminin desteklenmesi, yardımcı eğitim ve paramedikal disiplinin sunulduğu bütünsel bir desteğin bir parçasını oluşturmalıdır. Ebeveynler esas eğitmenler olarak sorumlu ve tavsiyeleri sürdürecek kişiler olduklarından (van den Brink, 1990), ebeveynlerin talepleri çok önemlidir (Vermeer’den adapte edilmiştir, 1999) Pediatrik fizyoterapistin görevi ebeveynlerin total amaçlarını spesifik motor amaçlarla desteklemektir. Çocuk ve aile için destek, kolay ulaşılabilir ve eve yakın olmalıdır. Bölünmemiş erken destek ihtiyaca yönelik, profesyonel olarak bireysel ihtiyaçlara göre tasarlanmış ve tutarlı şekilde sağlanıyor olmalıdır (Leemans&Nieuwenhuizen, 1997). 148 7.7 Literatür Block, M.E. (1991). Motor development in children with Down’s syndrome: a review of the literature. Adapted Physical Activity Quaterly, 8, 179-209. Borstlap, R. (1996). Leidraad voor de medische begeleiding van kinderen met het Down syndroom (Protocol for medical care of Down’s syndrome children). In R.M.F. Berger & L.W.A. SuijlekomSmit van (Eds.). Het syndroom van Down, wat is optimale zorg? (Down’s syndrome, what is optimal care?) (syf. 49-67). Rotterdam: Sophia kinderziekenhuis. Brink, C. van den (1990). Een reactie van een therapeut: een paar opvoedkundige axioma’s (Reflex of a therapist: a few educational axioms). Bewegen & Hulpverlening, 4, 371-375. Henderson, S.E. (1985). Motor skill development. In D. Lane & B.Stratford (Eds.), Current approaches to Down’s syndrome) (syf.187-218). London: Holt, Rinehart and Winston. Ketelaar, M., Vermeer, A. & Helders, P.J.M. (1998). Functional motor abilities of children with cerebral palsy: a systematic literature review of assessment measures. Clinical Rehabilitation, 12, 369-380. Kleij, J.E. van der, Hoekman, J., Retel, E. & Velden, M. van der (1994). Uw kindje heeft Down’s syndroom (Your child has Down’s syndrome). Leiden: Rijksuniversiteit. Leemans, P.A.M. & Nieuwenhuizen, C. (1997). Samenwerken aan integrale vroeghulp, een handleiding voor de praktijk (Working together on integral early intervention, a manual for practitioners). Utrecht: NIZW. Net, J. van der (1995). Functional aspects of rheumatic diseases in childhood. Utrecht: Universiteit Utrecht, Faculteit Geneeskunde. Vermeer, A. (1999). Kinderrevalidatie: Geneeskunde of opvoeding (Child rehabilitation: medical care or education). Tijdschrift voor Orthopedagogiek, 38, 159-163. 149 Vermeer, A. & Bakx, V. (1990). Evaluating intervention research with cerebral palsied children: a literature review. Journal of Rehabilitation Research, 3, 7-15. Visser, M. & Ketelaar, M. (1997). Functionele fysiotherapie (Functional physiotherapy). In A. Vermeer & G.J. Lankhorst (Eds.), Kinderen met cerebrale parese: motorische ontwikkeling en behandeling. (Children with cerebral palsy: motor development and intervention) (syf. 155-169). Bussum: Uitgeverij Coutinho b.v. WCC (1995). Internationale Classificatie van Stoornissen, Beperkingen en Handicaps (International classification of impairments,disabilities and handicaps). Herdruk 1993. WCC: Zoetermeer. Wimmers, R.H. & Vries, C.D.L. de (1992). Functionele fysiotherapie.Het functioneel onderzoeken van de problematische handeling (Functional physiotherapy. A functional approach in the investigation of problems in motor behaviour). Nederlands Tijdschrift voor Fysiotherapie, 102, 47-53. 150 Özet Motor gelişim Genel açıklama makaleleri DS’lu çocukların motor problemlerine kapsamlı araştırma getirirler. Bu çocukların bozukluğa özel motor gelişim profili vardır. Motor yeterlikleri göreceli olarak gelişir ve motor gelişim aşamalarını da daha geç kazanırlar. Bununla birlikte, motor becerilerin yönetilmeye başlamasının da farklı bir sırası vardır. Zihinsel özürlü insanlarla kıyaslandıklarında spesifik motor problemlere sahiptirler. Nitekim, motor bozukluk zihinsel bozukluktan göreceli olarak daha büyüktür. Sonuç olarak, engelsiz çocuklarda gözlenmeyen spesifik postüral ve hareket paternleri tanımlanır. Bununla birlikte, motor davranışın karakteristik gelişimini etkileyebilecek bazı bozukluklar bulunur. Hipotoni, reflekslerin anormal gelişimi, instabilite ve fazla kilolar bunda rol oynar. Ayrıca bilişsel ve sosyal kısıtlamaların yanı sıra, konjenital kalp anormallikleri ya da sapmış tiroid bezi fonksiyonları da kendi rollerini oynarlar. Bölüm 2; DS’lu çocukların karakteristik hareket paternlerini temel motor beceri gelişimi periyodu süresince yapılan gözlemleri referans alarak tanımlamaktadır. Bu özet şunları baz almıştır; Lauteslager, P.E.M., Vermeer, A. & Helders, P.J.M. (1996) Motorische problematiek en interventie (Motor problems and intervention). In R.M.F. Berger & L.W.A. Suijlekom-Smit van (Eds.), Het syndroom van Down, wat is optimale zorg? (Down’s syndrome: what is the best care?) (syf.23-26). Rotterdam: Sophia kinderziekenhuis (Rotterdam: Sophia children’s hospital). Lauteslager, P.E.M., Bakker B.A., van den Heuvel, M.E. (1998). (Physiotherapy for children with Down’s syndrome: the development of a method. In E. de Graaf, A. Vermeer, H.S.A. Heymans & M.I.M. Schuurman (Eds.), Down’s syndrome behind the dykes )(pp. 133-141). Amsterdam: VU University Press. 151 Bir motor davranış ilgili literatür referans alınarak analiz edilmiştir. Amaç, bu çocukların motor davranışının gelişiminin spesifik şekline ve böyle bir gelişime mani olan faktörlere bir anlayış getirmektir. Sonuçta, DS’lu çocukların hareket gelişimi geniş kapsamda eklemler etrafındaki ko-kontraksiyonların stabilizasyonundaki yetersizlikten, olasılıkla da azalmış kas gerginliğinden etkilenmektedir. Bunun sonucu olarak, çocuk aşırı simetrik hareket etmeyle karakterize olmuş spesifik motor davranış ve hareket çeşitliliği eksikliği geliştirmektedir. Gelişimi kısıtlanmış DS’lu bir çocuğun denge reaksiyonları, motor davranışının azalmış uygunluğunda belirgin faktörlerden biridir. Motor müdahale DS’lu çocukların ebeveynleri, çocuklarının doğumlarından itibaren ilk yıllarındaki spesifik motor gelişimleri için gözetim ihtiyaçlarını artan taleplerle ifade etmişlerdir. Literatürde, spesifik motor müdahalenin önemine sıklıkla işaret edilmektedir. Yeterli motor beceriler bilişsel ve sosyal interaksiyonları destekleyebilir. Tatmin edici motor potansiyel DS’lu çocuğa kapsamlı gelişim imkanı verebilir. Bölüm 3; bir terapi stratejisinin tanımını, bu çocukların motor limitasyonları üzerindeki kanıtlanabilir pozitif etkileriyle birlikte vermektedir. Müdahalenin DS’lu küçük çocukların motor gelişimi üzerindeki etkilerini inceleyen on iki çalışmanın tartışması yapılacaktır. Müdahalenin süresi, 10 günden 2,5 yıl ve daha fazla süreye kadar değişmektedir. Kısa dönemli etkileri genellikle pozitiftir. Ama kaba motor becerilerdeki yapısal gelişim avantajlarının uzun dönemli etkilerinin kanıtlanabilir olmadığı anlaşılmıştır. Her durumda, bu araştırma çalışmalarında, müdahalenin teorik temeli ve etkisinin ölçümü konusunda eksiklik vardır: Hiçbiri motor problemleri teorik bir sisteme dayalı olarak değerlendirmemektedir. Bunun sonucunda, sağlam temellerle kurulmuş bir terapi metodu seçimi imkansızdır. Bununla birlikte, kullanılan terapi metotlarındaki anlayış yetersizdir. Sunulan sonuçların profesyoneller için kısıtlı bir anlamı vardır. Daha önce başvurulan incelemelerde, etki ölçümü, on yedi farklı araç kullanılarak yapılmıştır. Gesell Motor Gelişim Zaman Çizelgeleri, Griffiths’in Gelişim Ölçekleri, Stanford-Binet ve Bayley Bebek Gelişimi Ölçeği’nin her biri üç çalışmada kullanılmıştır. Bununla birlikte, 13 başka ölçüm aracı kullanılmıştır. 152 Bu ölçüm metotlarından hiçbiri, DS’lu çocukların motor problemlerindeki değişikliği kaydetmek üzere geliştirilmemiştir. Bununla birlikte, ölçüm araçlarının çeşitliliğinin sonucu olarak net bir tercih işaret edilmemektedir. Müdahalenin sonucunda kesin pozitif sonuçların beklenmeyen yokluğu, birkaç araştırmacıyı kullandıkları ölçüm metoduyla ilgili şüpheye sürüklemiştir. Bu; DS’lu çocuklar için Bayley Bebek Gelişimi Ölçekleri’nin uygulanabilirliğine ilişkin bir incelemede kanıtlanmıştır. Su yüzüne çıkarılan nokta, bu çocukların bu testin bazı öğelerini standart normdan sapmış bir sırayla yönetmeleridir. Nitekim, DS’lu çocukların sapmış motor gelişimi, engelsiz çocuklarla kıyaslandığında da böyle olmuştur. DS’lu çocukların, engelsiz çocuklar için standardize edilmiş ölçüm araçlarıyla test edilmesi önemsizdir ve bir spesifik motor test geliştirmenin önemine işaret etmektedir. Pek çok araştırmacı bilim adamı, bazen etik endişelerden dolayı, bir kontrol grubu kullanmamayı tercih ederler. Gelişim testlerinde, engelsiz çocuklar için standardize edilmiş normlar ya da spesifik bir grup DS’lu çocuğa dayanan gelişim normları daha sonra referans olarak kullanılır. Ancak, engelli çocuklara kıyasla, orantısız bir resim ortaya çıkar çünkü spesifik problemler eklenmemiştir ve Down Sendromlu çocukların tüm farklı gelişimi görmezden gelinmiştir. Bu normları DS’lu çocukların normlarıyla kıyaslamak bir işe yaramaz çünkü düzgün, evrensel olarak uygulanabilir ve standardize edilmiş normlar bulunmamaktadır. Kontrol gruplarının oluşturulmasındaki ikinci problem ise DS’lu çocuklar tarafından tecrübe edilen motor problemlerin karmaşıklığıdır. Hipotoninin derecesi, tonus dağılımındaki bireysel varyasyon, zihinsel seviye, sosyal geçmiş, kalp bozuklukları ve solunum hastalıkları vb. sağlık sorunları gibi faktörler, deneysel kapsamda eşit bir kontrol grubunun oluşturulmasını imkansız kılar. Müdahale araştırması için, her bir çocuğun tedavi edildiği ve kendi referansını oluşturduğu bir zaman serisi kurgulamak iyi bir alternatif olabilir. Denek başına tekrarlanan ölçümler, deneysel değişkenin gözlenen manipülasyonu (motor müdahale) ve olası dış faktörlerin gözlenmesi bu anlamda esastır. DS’lu çocukların belli motor problemleri müdahale gerektirir ama müdahale metotlarının uygunluğuna dair yeterli bir anlayış yoktur. Bu ancak, araştırmacılar güvenilir ve geçerli bir araca sahip olduğunda ve problemlere uygun terapi metodu geliştirildiğinde saptanabilir. Ölçüm aracı ve terapi metodunun, DS’lu çocukların 153 motor gelişiminin spesifik süreci göz önünde bulundurularak ve teorik bir sisteme dayanarak oluşturulması gerekir. Teorik Sistem Bölüm 4’te; literatür araştırmasına dayanarak DS’lu çocukların motor problemleri için “postüral kontrol sitemindeki bozukluk” teorik sistemi önerilmiştir. Bu çocukların motor davranışlarında iki önemli kısıtlama ayırt edilmiştir. Bir taraftan yer çekimine karşı postür sağlamakta ve adapte etmekte problemler varken; diğer tarafta postürde hareketin çeşitli gelişimin eksikliği, kalitatif motor öğelerin yetersiz gelişimine bağlı gövde motor kabiliyeti ve denge reaksiyonları vardır. İlk kısıtlama, postüral kontrol sistemindeki bozukluklardan kaynaklı problemleri göz önünde bulundurarak net olarak açıklanabilir. Postüral kontrol, spesifik vücut süreçlerinin bütün sisteminin koordinasyonuna işaret eder ki bunlarda, motor davranış sırasında postürün adapte edilmesinden sorumludur. Her bir DS’lu çocuğun çok ya da az derecelerde hipotoniden zarar gördüğü açıktır. Azalmış postüral tonus, yetersiz ko-kontraksiyonlar, uygun olmayan denge reaksiyonları, postür ve harekette bozulmuş propriyoseptif geri bildirim ve eklemlerin hipermobilitesiyle sonuçlanır. Postüral kontroldeki problemlere bağlı olan motor davranıştaki ikinci kısıtlama, gelişimsel bir perspektife yerleştirilebilir. Postür ve hareket esnasında pozisyon adapte etme ve sağlamada oluşan problemler sonucunda, motor becerilerin kalitatif öğeleri olan gövde rotasyonu, denge ve hareket çeşitliliği yetersiz gelişir. Postür ve hareket stabilizasyonunda yaşanan problemler telafi edici hareket stratejilerine, statik ve simetrik motor becerilere yol açmakta; böylelikle de kalitatif motor öğelerin bozulmuş gelişimi gerçekleşmektedir. Bu, motor becerilerin etkinliğini azaltır. Motor gelişimin bir evresinde ortaya çıkan problemler tek değildir, motor gelişimin önceki evrelerinde de evrimleştiği için birbirini izleyen evrelerde de sonuçları oluşur. 154 Motor ölçüm aracı Etkileyen motor gelişim tercihen, temel motor becerilerin gelişimi periyodunda yer almalıdır. Bu, gelecekteki motor gelişimi için temellerin atıldığı periyottur. Bu yüzden, müdahale araştırmasında, bu periyottaki postüral kontrolün seviyesini ölçmek için bir araca ihtiyaç duyulur. “Postüral kontrol sitemindeki bozukluk” teorik sistemine dayanarak, “DS’lu Çocukların Temel Motor Becerileri Testi – BMS” geliştirilmiştir. BMS, DS’lu çocukların performansını on beş temel motor beceriye dayanarak, ilgili on beş test öğesinde ölçen değerlendirilebilir bir araçtır. Bu on beş beceri gelişimsel bir sıradadır ve yükselen bir ölçek oluşturur. Her bir temel motor becerinin spesifik bir gelişimi vardır. Bu gelişim, yeterlilik seviyelerine göre ayrılmıştır. Yeterlik seviyeleri gelişimsel bir sıradadır ve aynı şekilde yükselen bir ölçek oluşturur. Bölüm 5, BMS kullanılarak yapılmış psikometrik bir araştırmayı tanımlar. Bu araştırmanın amacı, DS’lu çocukların temel motor becerilerinin gelişimi periyodundaki postüral kontrolün seviyesini ölçebilecek tek boyutlu bir değişken yapılandırmaktır. Bununla birlikte araç, güvenilirlik ve yapısal geçerlilik için test edilmiştir. BMS testi yaşları 0 ile 4 arasında değişen, yaşlarının ortalaması 2 yaş 7 ay olan DS’lu 42 denek ile yapılmıştır. Test; bir test lideri ile standart koşullarda belirtilen prosedüre göre yapılmıştır. Her bir test videoya kaydedilmiştir. Her bir video kaset, birbirinden bağımsız iki gözlemci tarafından skorlanmıştır. 3 ay ve 10 testten sonra, gelişigüzel seçilerek tekrar değerlendirilmiştir. Veriler, Wright&Linacre’ın Kısmi Kredi Modeli’ne göre analiz edilmiştir. BMS’in gözlemciler arası ve bir gözlemcinin değerlendirmesine dayanan güvenilirlik derecesi yüksektir; sırasıyla .85 ve .89 (Cohen’in kappa’sı) ve Cronbach’ın alfasında .94’tür. Fit analizleri, test öğelerinin değişken “postüral kontrol seviyesini” tek boyutlu olarak ölçtüğünü işaret etmektedir. Varsayılan sıra, postüral kontrol seviyesinde test öğelerinin klasifikasyonuyla gösterilmiştir. Test öğesi başına varsayılmış sıra da aynı zamanda onaylanmıştır. Bununla birlikte, yaş ile BMS skoru arasında belirgin bir korelasyon olduğu saptanmıştır. (r=.81; p<.001). BMS’in 0 ila 3 yaş arasındaki DS’lu çocukların temel motor becerilerine ilişkin postüral kontrol seviyesini ölçebilen bir araç olduğu sonucuna varılmıştır. 155 Müdahale Araştırması Bölüm 6, DS’lu çocukların temel motor becerilerin gelişiminde fizyoterapinin etkisini araştıran çalışmayı tanımlar. Araştırma grubu, ilk başta evde yaşayan 22 çocuktan oluşuyordu; bu çocuklardan dördü hastalık sebebiyle araştırmayı bıraktı (intake yaşları 9 ila 27 hafta arasında değişip, ortalaması 26.3 haftadır). Araştırmada yer alan çocuklar; yaş ve cinsiyete göre, ayrıca işbirliğinin araştırma periyodu süresince devam edip etmeyeceği göz önünde bulundurularak seçilmiştir. Araştırmanın deneysele benzer bir tasarımı vardır (basit zaman serileri). Bütün çocuklar fizyoterapi tedavisi almış ve her çocuktan alınan veri de müdahalenin sonuçlarını görüntülemek için kullanılmıştır. Araştırma periyodu, 3 aylık 4 periyottan oluşmaktaydı (13 hafta). 3 ayın ilk ve üçüncü periyotlarında, çocuklar haftada bir kez fizyoterapi tedavisi almıştır ve ebeveyn rehberliği de gerçekleşmiştir. 2. ve 4. periyot dinlenme periyotlarıdır. Bu sürede, tedavi ve ebeveyn rehberliği olmamıştır. İlk tedavi periyodundan önce, çocuğun fiziksel gelişimi kaydedilmiştir (baz spesifikasyonu). Baz periyodu 1 ay sürmüştür. Bu periyotta fizyoterapi tedavisi olmamıştır ama bazı vakalarda ebeveynlere tavsiyeler verilmiştir. İnceleme; baz ve dinlenme periyotlarıyla kıyaslandığında, bu iki tedavi periyodunda uygulanan fizyoretapi tedavisinin, araştırmada yer alan çocukların temel motor becerilerinin gelişimi üzerindeki pozitif etkisi konusunda yapılmıştır. Veriler SPSS kullanılarak analiz edilmiştir. Çocuk katılımcıların gelişimi, BMS ile totalde 6 kez ölçülmüştür. Literatür, çocuğun zihinsel kabiliyeti ile motor gelişimi arasında bir korelasyon olduğunu varsaydığından, Bayley Bebek Gelişimi Zihinsel Ölçeği de altı kez yönetilmiştir (BOS 2-30). Tüm araştırma periyodu boyunca; sağlık, bakım, günlük aktiviteler ve ebeveyn muvaffakati gibi olası dış değişkenler gözlenmiştir. Kayıt edildikten sonra, çocuğun motor ve zihinsel kabiliyeti test edilmiş ve baz periyodu başlamıştır. Bir ay sonra, bu periyot ikinci bir test ile (BMS ve BOS 2-30, zihinsel ölçek) devam etmiştir. Akabinde, yukarıda verilen zaman çizelgesine göre ilk tedavi periyodu başlamıştır. Üç ayın her bir periyodu (hem tedavi hem de dinlenme) BMS ve BOS 2-30 yönetilerek sonuçlandırılmıştır. Fizyoterapi tedavisi, daha önce belirtilen teorik sistemden türemiş ve spesifik olarak DS’lu çocuklar için geliştirilmiş terapi konseptine 156 dayanmaktadır. Konsept, bu çocukların motor problemlerini ve ebeveynlerin eşliğinde yapılan ilgili fizyoterapi tedavisini temel motor becerilerin gelişme periyodunda tanımlamaktadır. Bu konseptte temel bir varsayım da bu periyodun postüral kontrol sistemindeki bozuklardan etkilendiği ve bunun da spesifik motor davranışların gelişmesine yol açtığı yönündedir. Genel olarak konuşmak gerekirse, DS’lu çocuklar simetrik postüral ve hareket paterni geliştirmeyi tercih etmektedirler. Bu çocukların motor davranışları hareket ayrışması, denge reaksiyonu ve hareket çeşitliliğinin eksikliği ile karakterize olmuştur. Hem fonksiyon hem de uygunluk açısından yetersizdir. DS’lu çocukların postüral tonusu aslında zaman içinde artmaktadır; bunun artışıyla birlikte postüral kontrol seviyesi de artmaktadır ancak temel motor becerilerin gelişimi, azalmış bir postüral tonusun etkisinde gerçekleşir. Genel anlamda fizyoterapi tedavisi, temel motor becerilerin spesifik gelişimini düzeltmeyi ve böylelikle motor davranışı daha fonksiyonel kılmayı amaçlar. Artan postüral tonus, prensipte, düzeltilmiş motor paternlerin daha iyi temelli olmasını temin eder. Daha spesifik olarak tanımlamak gerekirse bu tedavi, her motor evrede postür gelişiminin artmasını amaçlar. Bu anlamda önemli olan, yeterli ko-kontraksiyonların üretiminin stimüle edilmesiyle uygun stabilitenin sağlanmasıdır. Motor gelişim konusunda her zaman olduğu gibi, bu ilk olarak simetrik şekilde ve gerekirse destekle yer alır. Akabinde, her bir motor evrede amaç, çocuğun tercihen bir destek olmadan, daha önce başvurulan simetrik postürlerden uzaklaşarak motor davranış kazanmasıdır. Çocuklar vücut ağırlıklarını yanlara transfer etme, gövde motor kabiliyeti, postüral reaksiyonlar (denge) ve hareket ayrışması için stimüle edilir; aynı zamanda hareket çeşitliliği ve fonksiyonellik pratiği de yapılır. Bu anlamda önemli olan, motor becerilerin gelişimsel tutarlılığının olmasıdır. Belli ki, her çocuk farklı şekilde gelişmektedir. Fizyoterapi tedavisi bireysel amaçlara dayanarak yer almaktadır. Bu yüzden tedavi programı talimat değil, terapinin sistemini sunmaktadır. Tedavi pediatrik fizyoterapist tarafından, özel seanslarda ve hastanelerde yapılmaktadır. 3 aydaki iki tedavi periyodundan önce motor testlerin sonuçları onlara verilmiş ve teste dayanarak bireysel terapi amaçları belirtilmiştir. Her iki müdahale periyodu süresince, çocuklar haftada bir tedavi edilmiştir (13 haftalık iki periyot). Her bir tedavi 157 seansı 30 ila 45 dakika sürmüştür. Her hafta pediatrik fizyoterapist tedavinin içeriğini ve testlere dayalı olarak karar verilen ebeveyn görevini, tedavi tavsiyelerini ve tedavi programını tanımlamıştır. Ebeveyn görevi ve katılımı tedavinin gerçek bileşenleri olarak görülmektedir. Egzersiz terapisi, ancak ebevyenlerin oyun ve günlük bakım şeklinde motor paternlerin düzeltilmesine entegre edilmesiyle ve böylelikle çocuklarının motor davranışlarına bunları uygulamalarıyla anlam kazanacaktır. Ebevyenlere delege edilen her beceri, tedavi sırasında anlatılır ve gösterilir. Ebeveynlere bunları seanslar sırasında pratik etme şansı verilir. Evde kullanılmak üzere becerinin kısa bir tanımı verilir. Ebevyenler becerileri günlük aktivitelerde stimüle etmeleri için teşvik edilirler (oyun ve çocuk bakımında). Fizyoterapi tedavisinin P2 ve P4 tedavi periyotlarındaki sonuçları kesinlikle pozitiftir. İlk tedavi periyodu P2’deki gelişimin ilk dinlenme periyodu P3’ten daha büyük olduğu ve ikinci tedavi periyodu P4’teki gelişimin ikinci dinlenme periyodu P5’ten daha büyük olduğu anlaşılmıştır. İlk ve ikinci tedavi periyotlarında (P2 ve P4) BMS ile ölçülen motor gelişimin baz periyodu P1’den belirgin şekilde daha büyük olduğu ortaya çıkmıştır. Ancak baz periyodu P1’deki motor gelişim, bütün müdahale periyodu P2345’teki motor gelişimden belirgin şekilde ayırt edilebilir değildir. Kaydedilen kontrol değişkenleri, bu sonuçları belirgin şekilde etkilememiştir. Sonuç, yürütülen metodik probleme özel fizyoterapi tedavisinin, stabilite ve denge gibi postüral kontrol alanında yetersiz şarta bağlı öğeleri geliştirdiği yönündedir. Bunun sonucu olarak, DS’lu küçük çocukların temel motor becerilerinin gelişimindeki tedavi periyotları süresinde belirgin bir ivme kazanılmıştır. BMS’de DS’lu küçük çocukların gelişim profili ile ilgili yeterli bilgi olmadığından, bu çocukların BMS’deki gelişimleri, motor gelişim üzerinde fizyoterapinin uzun dönem etkileri ve böyle bir müdahalenin yapısal sonuçları üzerinde bir takip araştırması önerilmektedir. 158 159 160 Özgeçmiş Peter Lauteslager 29 Eylül 1958’de Utrecht, Hollanda’da doğmuştur. 1976’da, Utrecht’teki Bonifatius Lyceum’dan (üniversite öncesi orta okul) Atheneum-B diplomasını (üniversite öncesi orta öğretim) aldıktan sonra; Amsterdam’daki Stichting Academie voor Fysiotherapie’de (SAFA) fizyoterapist olarak eğitim almıştır. Pediatrik fizyoterapi alanında çeşitli eğitimleri tamamladıktan sonra, 1997’de pediatrik fizyoterapist olarak ruhsat almıştır. Yazar 1981’den bu yana, Ermelo’daki Heeren Loo Midden Nederland’de zihinsel engelli insanlara yeni fikirler ve tavsiyeler vermektedir. Bununla birlikte paramedikal bölümünün yöneticisidir. 1991’de DS’lu çocukların motor gelişimi üzerine yayınladığı ilk çalışmanın sonucu olarak, yazar Stichting Steunfond’s Heeren Loo’dan araştırma bütçesi almıştır. Utrecht Üniversitesi ile gözetim anlaşması üzerine sonuca vardıktan sonra, 1993 yılının mayıs ayında resmi bir kurumda yarı zamanlı bilimsel araştırmacı olarak çalışmaya başlamıştır. Yazar 2000 yılında doktorasını almıştır (PhD). Araştırma periyodu sürecinde Utrecht Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi’nde ve ulusal araştırma merkezi ISED’de (Eğitim ve İnsan Gelişimi Araştırmaları Enstitüsü) aktivitelere katılmıştır. ISED yazarın “DS’lu Çocukların Temel Motor Becerileri Testi: Güvenilirlik ve Yapısal Geçerlilik Üzerine Araştırma” başlıklı yayınını 1998 ISED Makale Ödülü ile ödüllendirmiştir. Yazar, araştırmasını üniversitelerde ve pediatrik fizyoterapi üzerine profesyonel eğitim veren kurumlarda düzenlenen konferanslarda sunmuş; sempozyum, seminer ve konferanslarda dersler vermiştir. 161 162 Down Sendromlu Çocukların Temel Motor Becerileri Testi Ek 1 163 İçindekiler 1. Postüral kontrol sistemindeki bozukluklar ve temel motor becerilerin gelişimi 165 2. Ölçüm aracı 168 3. BMS’i yürütmek için genel kurallar 164 173 4. BMS skoru ve BMS raporlaması 181 5. Test gereçleri 184 6. Test bölümleri 6.1 Sırtüstü pozisyonda bacakları kaldırırken postüral kontrol 6.2 Sırtüstü pozisyonda kollar ile uzanırken postüral kontrol 6.3 Sırtüstü pozisyonda başı kaldırırken postüral kontrol 6.4 Yüzüstü pozisyonda dirseklere dayanırken postüral kontrol 6.5 Yüzüstü pozisyondan sırtüstü pozisyona dönerken postüral kontrol 6.6 Sırtüstü pozisyondan yüzüstü pozisyona dönerken postüral kontrol 6.7 Otururken postüral kontrol 6.8 Zeminde ileri doğru hareket ederken postüral kontrol 6.9 Destekle yürürken postüral kontrol 6.10 Destekle ayakta dururken postüral kontrol 6.11 Destekle ayağa kalkarken postüral kontrol 6.12 Desteksiz ayakta dururken postüral kontrol 6.13 Yüzüstü pozisyondan oturma pozisyonuna geçerken postüral kontrol 6.14 Desteksiz yürürken postüral kontrol 6.15 Desteksiz ayağa kalkarken postüral kontrol 185 185 190 195 200 206 213 220 226 233 239 245 251 256 263 269 1 Postüral kontrol sistemindeki ve temel motor beceri gelişimindeki bozukluklar DS’lu çocuklar belirgin motor problemler ve spesifik motor gelişim profili gösterirler. DS’lu çocukların gelişimi, engelli olmayan çocuklarla kıyaslandığında net olarak daha yavaştır. Ayrıca bu çocukların motor becerileri de anormal bir sırada gerçekleşir. En çok farkedilen nöromotor bozukluk azalmış postüral tonustur. Bütün DS’lu çocuklar, az ya da çok, hipotoniktir. Bununla birleşmiş olarak yetersiz denge tepkileri, eklemlerdeki ko-kontraksiyonlarda yetersiz stabilizasyon, postür ve harekette eksik propriyoseptif geribildirim ve artmış eklem mobilitesi de görülür. Bunun sonucu olarak, bu çocukların motor gelişiminin karakteristik bir profili vardır. Postür üstlenme ve sürdürmedeki kabiliyetleri azalmıştır. Bu da postürde motilite problemlerine yol açar: Motor davranışları statik ve simetrik bir yapıdadır. Tüm gelişimin resmi, teorik yapıda “Postüral kontrol sistemindeki bozukluklar”a işaret eder (Tablo 1). Birincil - azalmış postüral tonus İkincil - ko-kontraksiyonların yetersizliği - azalmış propriyosepsiyon - artmış eklem mobilitesi Sonuçları - postür ve harekette pozisyon kazanma ve sürdürmede problemler - motor kabiliyetin kalitatif yönlerinin gelişiminde yetersizlik - yetersiz uygun motor kabiliyet Tablo 1 Postüral kontrol sistemindeki bozukluklar Postüral kontrol “bir kişinin motor davranışta postür sağlamaktan sorumlu vücut süreçlerinin koordinasyonu” demektir. Postüral kontroldeki bozukluklar özellikle, çocuk yer çekimine karşı postür ve hareket gerçekleştirmek isterken belli olur. Yer çekiminin üstesinden gelmek harekette içseldir; postüral kontroldeki bozuklukların sonuçları bu yüzden bu çocukların motor davranışlarında özellikle farkedilir. Çeşitli motor evrelerin gelişimsel bir tutarlılığı olduğundan, belli bir evredeki motor problem, akabindeki evrelerdeki motor kabiliyetlerin gelişimini de etkileyecektir. Normal motor gelişim dört evreye ayrılabilir: Refleksif hareketlerin evresi (prenatal ve hayatın ilk yılı), rudimenter hareketler ya da temel motor becerilerin evresi 165 (hayatın ilk iki yılı), asıl hareketlerin evresi (hayatın ikinci yılından yedinci yılına) ve uzmanlaşmış hareketlerin evresi (onuncu yıl ve sonrası)... Bu evrede, asıl ve uzmanlaşmış hareketlerin gelişiminin temelleri atıldığından, temel motor becerilerin evresinin bozulmamış süreci motor gelişim için çok önemlidir. Temel motor becerilerin gelişiminin evresinde, yer çekimine karşı motor davranışın spesifik bir yönü olacak şekilde belli beceriler seçilebilir. Bu belli becerilerin gelişimi DS’lu çocuklarda postüral kontrol sistemindeki bozukluklardan negatif olarak etkilenmektedir. Bunun sonucu olarak, gelişimlerinin aşırı idyosenkratik bir doğası vardır. DS’lu bir çocuğun postüral kontrolü zaman içinde arttığından, postür kontrol kabiliyeti de artar. Ancak postür kontrolü kabiliyeti ilk olarak çocuğun uygun bir postür gerçekleştirip onu stabilize etmesi için yeterli değildir. Çocuk yine de belli motor becerileri gelişimi için hazırdır; idareten, motor becerilerine telafi edici makenizmalar entegre eder. DS’lu çocuğun motor davranış sürecinde kullandığı postüral destek karakteristiktir. Örneğin, oturuştaki gövde postürü eller tarafından desteklenmiştir ve emeklerken çocuk bacaklarını kaldırmak yerine kaydırır. Asimetrik motor aktiviteler, simetrik olanlara kıyasla daha uygun bir postüral kontrol sistemi gerektirir. DS’lu çocuklar postüral kontroldeki bozuklukları simetrik motor aktivitelerle telafi ederler. Denge reaksiyonları, tanım olarak, asimetrik reaksiyonlar gerektirir (lateral gövde fleksiyonu ve gövdenin rotasyonu). DS’lu çocuğun denge tepkileri yetersizdir ve uygun olmayan şekilde gelişmiştir. Çocuk bunu, postürün destekleme zeminini genişleterek ve bu genişletilmiş destek alanında hareket ederek telafi eder. Örneğin, bacakları genişçe açık şekilde oturur ve vücudunu genişletilmiş destek zeminin dışına hareket ettirmez. Bunun motor davranışın dinamikleri üzerinde negatif etkileri vardır. Hareketin motilite ve çeşitliliği uygun postüral kontrol gerektirir. DS’lu çocuğun postüral kontrol seviyesi yetersizdir; motor davranışı statik ve tekdüze bir şekilde gelişir. Tablo 2, “oturma” temel motor becerisinin gelişiminin postüral kontroldeki bozukluklardan etkilenmesine bir örnek verir. 166 Yetersiz postüral kontrol seviyesinin sonucu olarak DS’lu çocuk, oturma postürünü stabilize etmek için uygun bir pozisyonda olmayacaktır. Gelişim çocuğun desteksiz olarak oturmaya başladığı anda başlar ama gövdesinin pozisyonunu ellerini önünde yere ya da bacaklarının üzerine koyarak destekler. Postür kontrolündeki artan kabiliyeti ile, gerekli kol desteği azalır; bir kolla destekleme evresinden sonra, kollardan destek gelmeden oturabilmek mümkün olur. Çocuk ilk olarak fleksiyona gelmiş bir sırtla ve pelvisi geriye doğru yaslanmış şekilde oturur. Akabinde sırtı ekstansiyona getirmek artan şekilde mümkün olmaya başlar. Bu; çocuk esas olarak dik, düz bir sırtla, açık bir kambur ya da lordoz olmadan oturmaya başladığında görülür; pelvis artık öne ve arkaya yaslanacak şekilde orta pozisyondadır. Eninde sonunda, çocuk sırtını dik bir şekilde, bir lombar lordoz ile ve pelvisi öne doğru yaslanmış şekilde uzatacaktır. Pozisyon artık esas olarak dikey olur. İlk olarak, elde edilmiş pozisyonun ayrışması mümkün değildir; omuz kuşağının pelvisle ilişkili şekilde rotasyonu buna örnek verilebilir. Çocuğun oturuşu statik bir karaktere sahiptir. Postürü kontrol etmekte artan bir kabiliyetle, simetri artık postürü korumak için bir şart olmaktan çıkar. Çocuk artık, omuz kuşağını ve pelvik kemerini birbirleriyle ilişkide olacak şekilde döndürebilir. Elde edilen desteksiz postür bir lombar lordoz ile birleşmiştir ve gövde lateral fleksiyonda olacak şekildedir. Eninde sonunda, çocuk bir kalçasının üzerinde lateral yaslanmış bir pelvis ve lateral fleksiyondaki gövdesiyle oturacak yeterlilikte dengeye sahip olur. Oturma postürünü kaybetmeden yanlara doğru oturabilmektedir. Tablo 2 “Oturma”nın spesifik motor gelişimi. 167 2 Ölçüm Aracı Ölçüm aracı olan “DS’lu Çocukların Temel Motor Becerilerinin Gelişimi Testi” (BMS), spesifik olarak DS’lu küçük çocukların motor becerileri için tasarlanmış bir testtir ve “postüral kontrol sistemindeki bozukluklar” teorik sistemini baz almıştır. BMS psikometrik bir incelemeye tabi tutulmuştur. Bu kitabın 4. bölümünde bu incelemeye ilişkin rapor bulunmaktadır. BMS ile motor davranışın postüral kontrolünün seviyesi, temel motor becerilerin gelişimi periyodunda ölçülebilmektedir. BMS, istemli hareket gelişiminin başladığı andan itibaren bağımsız ayakta durma, ayağa kalkma ve yürüme başlayana kadar kullanılabilir. Genel olarak, bu test üç aylıktan 3 yaşa kadar olan çocuklara uygulanabilir. BMS, 15 temel motor becerinin postüral kontrol seviyesini ölçer (Tablo 3). Beceriler açık olarak meydana gelen postüral kontrol bozukluklarına göre seçilmiştir ve grup olarak bunlar DS’lu çocukların temel motor becerilerini geliştirdikleri periyottaki motor problemleri temsil etmektedirler. 15 beceri gelişimsel sıraya konmuştur ve birlikte yükselen bir ölçek oluşturmaktadırlar. 1. Sırtüstü pozisyonda bacakları kaldırmak 2. Sırtüstü pozisyonda uzanmak 3. Sırtüstü pozisyonda başı kaldırmak 4. Yüzüstü pozisyonda dirseklerle destekleme 5. Yüzüstü pozisyondan sırtüstü pozisyona dönmek 6. Sırtüstü pozisyondan yüzüstü pozisyona dönmek 7. Oturma 8. Yerdeyken öne doğru hareket etme 9. Destekle yürümek 10. Destekle ayakta durmak 11. Destekle ayağa kalkmak 12. Desteksiz ayakta durmak 13. Oturma pozisyonunu adapte etmek 14. Desteksiz yürümek 15. Desteksiz ayağa kalkmak Tablo 3 Onbeş temel motor beceri Her bir motor beceri, postral kontroldeki bozukluklardan etkilenmiş karakteristik bir gelişimi gösterir. BMS’de her bir beceri için bu gelişimin bir tanımı vardır. Tanım, açıkça ayrılmış aşama seviyelerine bölünmüştür. Her beceri için evre seviyeleri, gelişimsel bir sıraya konmuştur ve bağlantılı olarak beceri başına yükselen bir ölçek oluşturur. 168 BMS’nin 15 ölçeği bulunur; motor beceriye ilişkin her bir ölçekle, kaydedilecek artan seviyede postüral kontrol kabiliyeti vardır (Tablo 4). DS’lu çocuğun motor davranışını ayrılmış evre seviyeleri ile kıyaslayarak, bir evre tanımı yapmak mümkün olur. Uygulama Çocuk, yatay bir zeminde desteksiz oturma pozisyonuna yerleştirilir ve kollarla yukarı doğru uzanırken gövdeden ekstansiyona gelmesi ve ağırlığını lateral olarak yanlara doğru transfer ederken kollarıyla uzanması sağlanmaya çalışılır. Ölçek 0. Test öğesi doğru olarak yönetilmiştir, ancak çocuk aşağıdaki evre spesifikasyonlarında tanımlanan motor davranışlardan göstermemiştir. 1. Çocuk stimülasyon sırasında pozisyonu iki eliyle destekleyerek bağımsız olarak en az 5 saniye oturuyor. 2. Çocuk stimülasyon sırasında pozisyonu bir eliyle destekleyerek bağımsız olarak en az 5 saniye oturuyor. 3. Çocuk stimülasyon sırasında bağımsız olarak kollardan destek almadan ve eğilmiş bir sırt ile en az 2 saniye oturuyor. 4. Çocuk stimülasyon sırasında bağımsız olarak kollardan destek almadan, dik bir sırt ve lombar lordoz olmadan en az 2 saniye oturuyor. 5. Çocuk stimülasyon sırasında bağımsız olarak kollardan destek almadan oturuyor. Sırtını ekstansiyona getirirken en az iki saniye boyunca açık bir lombar lordoz gözlenmektedir. 6. Çocuk stimülasyon sırasında bağımsız olarak kollardan destek almadan oturuyor. Sırtını ekstansiyona getirirken ve lateralde ağırlığını transfer ederken, en az iki saniye boyunca açık bir lombar lordoz ve lateral fleksiyonda gövde gözlenmektedir. Tablo 4. Evre bölümlemesinin bir örneği. Test öğesi 7: Oturuşta postüral kontrol 15 temel motor beceriyi ve bir ölçüm aracı olarak ilgili ölçekleri kullanabilmek için, 15 test öğesi yapılmıştır. 169 Aşağıdaki durumlar test öğesi başına tertip edilmiştir. - Amacın ve test öğesinin operasyonel sisteminin kısa bir tanımı. - Temel motor becerinin spesifik gelişiminin postüral kontrolle ilişkili tanımı. - Kaydedilen gelişimsel noktalar da dahil olmak üzere bir açıklama ve test prosedürünün bir tanımı. - Çocukla bağlantılı olarak kamera pozisyonu. - Test talimatları. - Skorlama için talimatlar Temel motor becerinin motor davranışının gelişimi oldukça karmaşık bir konudur. Bunun evre altbölümündeki gösterimi bir basitleştirmedir. Her temel motor becerinin gelişimi, prensipte her biri postüral kontrol sistemdeki bozukluklardan etkilenebilen ek motor becerilerin gelişimine altbölümlenebilir. Temel motor beceri başına, her biri bir ek görünüşün gelişimini kaydeden, birkaç evre altbölümü yapmak mümkündür. Bu BMS’i daha da karmaşık bir hale getireceğinden, her bir temel motor beceri için bir evre altbölümü yapılmasına karar verilmiştir. Bu evre bölünmeleriyle, postüral kontrol sistemindeki bozukluklarla etkilenmiş motor becerilerin gelişiminin göstergesi olan motor davranışın yönleri değerlendirilebilir. Evre seviyesi 1, bir motor becerinin motor davranışının ilk gözlenebilir ifadesini temsil eder. Beceri başına bir evre seviyesinin son tanımı, fonksiyonel seviyeli postüral kontrollü bir motor davranışı temsil eder. Temel motor beceri postür ve hareket sürecinde uygulanabilir. Geçici evre seviyeleri, artan postür kontrolü kabiliyetinin etkisi altındaki gösterilen gelişim seyrini temsil eder. Bunda, ilk fırsatta, simetrik postür ve stabiliteyle ilgili artan imkanlar alanında genel hatlar gözlenebilir. Akabinde artan postüral kontrol, asimetrik hareketi mümkün kılar. Bunun sonucunda, üçüncü aşamada, postüral reaksiyonların gelişimi harekete geçirilir. Artan postüral reaksiyon gelişimi, bir postüre doğru kaymada kabiliyet artışı ile sonuçlanır. Hareket çeşitliliğindeki artış, motor davranışın fonksiyonelliğinde artışa yol açar. Bununla birlikte, telafi edici hareket stratejilerinin ortaya çıkışı gerçekleşir. Evre tanımı 0, bahsi geçen test öğesinin doğru olarak yönetildiğini ama gösterilen motor davranışın, bahsi geçen evre seviyelerinden hiçbirine yerleştirilemeyeceğini anlatır. Evre altbölümleri yapısal anlamda, mümkün olduğu kadar, tekdüzedir. Çocuk elde ettiği postürü stabilize etme kabiliyetini gösterebildiği anda, zaman kaydı gerçekleştirilir. 170 Elde edilen postürü belirli bir periyot sırasında stabilize etme kabiliyeti, postüral kontrol seviyesinde ayrım yapmak için nesnel bir ölçümdür. Bir postürün minimum 2 ya da 5 saniye sağlanabildiğini ölçmek için kronometre kullanılabilir. Çocuğun elde edilen postüre yaklaşma becerisi ile postürel kontrol seviyesinin artışı birbiriyle orantılıdır. Bir postürde artan kapasitede ayrışmış hareket; dolayısıyla da artan bir fonksiyonellik vardır. Bir çocuğun motor davranışının evre seviye tanımı ile kıyaslanması, bir evre spesifikasyonu oluşturmak için yeterlidir. Motor becerilerin gelişimindeki motor davranışta büyük çeşitlilik vardır. Evre altbölümlerinde, kuralı oluşturan öğeleri bu şekilde adlandırmak sayıyı azaltmıştır. Bu, bir motor davranışın çeşitliliğini bir evre seviye altbölümü ile değerlendirmeyi mümkün kılar. Ancak ortaya çıkan bütün çeşitlilikler burada klasifiye edilemez. Test öğesi 8 (yerde öne doğru hareket etme) ve test öğesi 13’ün (oturuşa geçme) temel motor becerilerinin ikisi de, iki çeşitli biçimde gerçekleşen gelişimsel yola sahiptir. Davranışın değerlendirilmesi amacıyla, her iki gelişim yolu uygun evre seviyesi altbölümünde birleştirilmiştir. Bundan başka, bazı beceriler, benzer seviyede değerlendirilmiş farklı çeşitteki motor davranışın evre seviyesi klasifikasyonuna sahiptir. Böyle vakalardaki motor davranış çeşitlerinin tanımı, paralelde bir seviyede birleştirilir. Örneğin, ilk evre spesifikasyonunda temel motor beceri 3 (sırtüstü pozisyonda başı kaldırma), 8 (yerde ileri doğru hareket etme) ve 15 (desteksiz ayağa kalkma) motor davranışın çeşitli formlarını kapsar. Bu davranış, ilgili motor becerinin gelişiminin başlangıcı olarak her bir vakada gözlenebilir ve aynı zamanda benzer seviyede değerlendirilebilir. BMS, sırasal bir ölçüm aracıdır. Hem 15 temel motor beceri hem de beceri başına evre seviyeleri gelişimsel sıradadır ve sırasal tutarlılığı vardır. Birlikte, motor gelişimin sürecine anlayış sağlarlar. Belirleyici ya da psikometrik bir aracın tersine, BMS standardize edilmemiştir. Her evre seviyesi tanımının; önceden gelen ve başarılmış evre seviyesi tanımlarıyla hiyerarşik bir gelişimsel tutarlılığı olduğundan, bağımsız bir değeri vardır. Hiyerarşik olarak düzenlenmiş gelişimsel evrelerin tutarlılığı motor gelişimin değerlendirilmesi için göstergedir. BMS, eğitilmiş bir pediatrik fizyoterapistin elinde son derece pratik ve rafine bir araçtır. Yönetilmesinden sonra, test edilen motor becerilerin gelişimine ilişkin çocuğun bulunduğu seviye ile ilgili kurala bağlı kalmış bir rapor çıkarılabilir. 171 Becerilerin sırasal tutarlılığına ve test öğesi başına evre seviyeleri arasındaki gelişimsel tutarlılığa dayanarak, takip eden evrelerin fizyoterapi anlamında nazar-ı itibara alındığı, kurala bağlı bir kanıt verilebilir. Ölçümleri belirli aralıklarla tekrar ederek gelişim süreci değerlendirilebilir ve gerekirse bir müdahale ayarlanabilir. Fonksiyonel gelişimsel motor kabiliyetin ölçüldüğü gerçeği ve sırasal ölçüm araçlarının spesifik karakteri, BMS’i zihinsel özürlü küçük çocukları test etmek için özellikle uygun bir araç haline getirir. Nitekim, sırasal ölçeklerin yönetim prosedürü psikometrik araçlarla kıyaslandığında çok esnektir. Psikometrik testlerin test prosedürleri ve materyalleri standardize edilmiştir; denetçinin pasif bir rolü vardır ve tanımlanmış talimatları doğru bir şekilde sunmakla sorumludur. Diğer yandan, sırasal ölçeklerde, denetçinin aktif bir rolü vardır. Görevi, testi çocuğun optimal olarak davranacağı şekilde sunmaktır. Her şeyden önce, denetçi, çocuğun motor davranışının uygunluğu ile ilgilenir. Çocuğun standardize edilmiş bir duruma gösterdiği reaksiyonla ilgilenmez. BMS’in her test öğesinin amacı bellidir ve öğe başına tanımlanmıştır. Genel olarak istenen motor becerinin gerçekleştirilmesinde etkili olan stimülasyon metodu da aynı zamanda tanımlanmıştır. Stimülasyonun şekli değişebilir ancak denetçi test öğesinin amacına uygun olarak kullanıldığından ve çocuk tarafından gerçekleştirilen motor davranışın sadece çocuğun çabalarıyla gerçekleştiğinden emin olmalıdır. 172 3 BMS’i yürütmek için genel kurallar BMS’in tecrübeli bir pediatrik fizyoterapist tarafından yönetilmesi gerekir. Test, motor davranışı değerlendirmek amacıyla videoya kaydedilmelidir. Denetçinin test bölümlerinin tanımına ve testin yönetimine aşina olması gerekir. Çocuğun teste ilgi göstermesi için sınamanın esnek ve rutin bir şekilde gerçekleştirilmesi önemlidir. Aynılığı ve test yönetiminin yapısını desteklemek adına, denetçi için test öğesi başına adım adım amacın, uygulamanın, stimülasyonun şeklinin ve kameranın konumunun belirtildiği kısa talimatlar yer alır (Tablo 5). Tutarlı bir test yapısı videonun değerlendirilmesi için son derece faydalıdır. Amaç - Çocuğun desteksiz olarak oturabildiği evrenin kaydının yapılması. Uygulama - Birincil postür: Bağımsız oturma pozisyonu. - Çocuğu, 5 saniye boyunca, oturma pozisyonunu mümkün olduğunca az kol desteği ile koruyacak şekilde stimüle edin. - Çocuğu, 5 saniye boyunca, öne ve yukarı doğru uzanarak gövdesini ekstansiyona getirmesi için stimüle edin. - Çocuğu, 2 saniye boyunca, öne ve yukarı doğru uzanarak gövdesinin lombar lordozunu göstermesi için stimüle edin. - Çocuğu, 2 saniye boyunca, yukarı ve yanlara doğru uzanarak gövdesini lordoza ve lateral fleksiyona getirmesi için stimüle edin. Stimülasyon - Motive edici oyuncağı önüne ve bir şekilde çocuğun üzerine doğru sunun. - Oyuncağı çocuğun ulaşamayacağı uzaklıkta öne ve yukarı doğru hareket ettirin. - Oyuncağı çocuğun ulaşamayacağı uzaklıkta yanlara ve yukarı doğru hareket ettirin. - Gerekirse gövdeyi pasif olarak pozisyonlayın. - Gerekirse kolları pasif olarak pozisyonlayın. Kamera pozisyonu - Eğik olarak, sagital düzleme göre 45 derecelik açıyla, çocuğun arkasına yerleştirin. Tablo 5 Test Talimatları Test öğesi 7: Otururken postüral kontrol 173 Bir test öğesi çocuğun motor kabiliyetindeki ayrımlaşma göre, tamamen net ve uygun bir şekilde yürütülmelidir. Denetçi, bir çocuğun bir test öğesinde maksimum ulaşılabilirliğini görülebilir kılmalıdır. Videonun değerlendirilmesi amacıyla, bu maksimum seviyeyi iki defa tekrarlamak iyi bir fikirdir. Bunun iki defadan fazla yapılması gerekmez çünkü bu testi gereğinden fazla uzatır. Denetçinin bir test öğesine, bu öğenin testi tamamlandığında bir isim vermesi gerekir. Eğer denetçi durumu test tanımına uyan bir kapsamda belirlemezse ve test öğesi de bu şekilde adlandırılmazsa, çocukların spontane motor davranışları skorlanmaz. Örneğin, test öğesi 4’te (yüzüstü pozisyonda dirsek desteği) eğer çocuk spontane olarak doğru başlangıç postürü üstleniyorsa, bu, testte ilerlemek için bir engel değildir. Hem denetçi hem de gözlemci her seferinde değerlendirmesi yapılacak test öğesinin doğru yönetildiğini kontrol eder. Eğer böyle yapılmazsa skorun anlamı kalmaz. Çocuğun kameraya göre pozisyonu, bilgilerde ve öğe başına test talimatlarında anlatılmıştır. Açıklığın sağlanması için, kamera hareketi ve ileri-geri zumlama minimumda olmalıdır. Filme alınacak davranış tersini gerektirmedikçe, örneğin desteksiz yürümede (test öğesi 14), kayıt işlemi olabildiğince statik devam etmelidir. Prensipte, filme alma işlemi çocuğun resmi dolduracağı şekilde yapılmalıdır. Denetçinin kayıtta görünmesine gerek yoktur; dikkatli olmalı ve gözlemcilerin manzarasını bozmamalıdır. Ancak, stimülasyonun şekli ve motive eden oyuncak resimde görünmelidir. Bir test öğesini tamamladıktan sonra, gerekirse kamera bir sonraki test öğesine devam edene kadar kapatılabilir. Yukarıda belirtildiği üzere, test öğeleri 1’den 15’e kadar numaralandırılmıştır ve sırasal bir yapıdadır. Testin pratik olarak yönetilmesi amacıyla, test öğeleri başlangıç postürüne göre gruplanmıştır. Test öğesi 4 yüzüstü pozisyonda; öğeler 1, 2 ve 3 ise sırtüstü pozisyonda yönetilirken, test 5 ve 6 yüzüstünden sırtüstüne dönüşte ve tam tersi pozisyonda yönetilir. Test öğesi 7, 8 ve 13’te postür oturuştur. 9,10 ve 11 destekle ayakta durma ve yürüme ile; 12, 14 ve 15 ise desteksiz ayakta durma ve yürüme ile ilgilidir. 15 test öğesinin 12’si egzersiz matının üzerinde; 12, 14 ve 15 ise yerde yapılır. Motor kabiliyetin seviyesine ve çocuğun ilgisine bağlı olarak denetçi BMS’i yönetmeye gruplardan bir tanesiyle başlayabilir. Test öğelerinin sabitlenmiş bir sırada yönetilmesinin önemi yoktur ve pratikte bu arzulanmaz. 174 Daha önce de belirtildiği gibi, her bir test videoya kaydedilir. Test skorlaması, video kaydını takiben, en karmaşık motor davranış optimal olarak değerlendirilecek şekilde yapılır. DS’lu çocukların spesifik motor problemleri ve BMS konusunda eğitilmiş fizyoterapistler, skorlamadan sorumludur. Gözlemciler için skor talimatları mevcuttur (Tablo 6). Bu talimatların içinde, aşama altbölümü olan karakteristik unsurların test öğesi başına tanımı vardır ve her aşama tanımı başına tamamlayıcı unsurlar adlandırılmıştır. Motor davranışı değerlendirmek için ilgili bilgiyle birlikte tamamlanmış aşama altbölümü her zaman en uygun olanıdır ama skor talimatları, her evre altbölümü için aşama tanımları arasındaki farklılıkları tespit etmek için bir değer olabilir. Aşama altbölümünün karakteristik unsurları Yönetimi a. Test öğesi doğru şekilde yönetildi. Hareket b. Lombar lordoz. / c. Gövde lateral fleksiyonu. Postür d. Pozisyonu iki elle destekler. e. Pozisyonu tek elle destekler. f. Kol desteği yok. g. Sırt eğilmiş. h. Sırt, lombar lordozsuz dik. Periyot i. En az 2 saniye. / j. En az 5 saniye. Aşama tanımı 0. 1. 2. 3. 4. 5. 6. Unsurlar a. a, d, j. a, e, j. a, f, g, i. a, f, h, i. a, b, f, i. a, b ,c ,f, i. Tablo 6 Skorlama. Test öğesi 7: Yüzüstü pozisyonda başı kaldırırken postural kontrol 175 Testi yönetirken, çocuğun dış faktörler yüzünden dikkatinin dağılmamasına özen gösterilmelidir. Odada çocuk, ebeveynler, denetçi ve gerekiyorsa kameraman dışında kimse olmamalıdır. Oda ve içindeki mobilyalar, çocuğun teste iştirak edeceği şekilde düzenlenmelidir. Odada bir egzersiz matı ve iki ayarlanabilir masa bulunmalıdır. Stimülasyon materyali denetçinin yakınında ama çocuğun göremeyeceği bir yerde olmalıdır. Test öğesi 14 yani “destekle ayakta durma” için standart bir masa kenarı geliştirilmiştir. Burada bir video kamera bulunması gerekir ama bu kurulum dikkat dağıtmayı önleyecek şekilde yapılmalıdır. Çocuk kıyafetsizdir, ama gerekirse pantalonu ve bezi bırakılabilir. Sonraki pratik öneme sahiptir ve bezin motor davranışı geciktirebileceği gerçeğine karşın yapılır. Test öğesi başına tanımlanan test prosedürü, çocuğa tepki göstermesi için optimal derecede imkan sağlanacak şekilde sürdürülür. Denetçinin, oyuncağın çocuğun dikkatini çektiği ve motor davranışı gerçekleştirmesi için kandırdığı konusunda ikna olması önemlidir. Bununla beraber, çocuk aşama altbölümlerinde tanımlanan motor davranışlardan birini göstermezse, denetçinin bu test öğesini tamamlaması gerekir. Total test süresi 30 ila 45 dakika kadar sürmelidir. Testin yönetimi çocuk tarafından bir oyun gibi algılanmalıdır. Küçük çocuklara, test öğesinin amacı, denetçi tarafından konumlandırma gösterilerek belirtilebilir. Örneğin, eğer denetçi elini çocuğun pelvisine konumlandırmazsa bağımsız olarak oturabilen bir çocuğu yüzüstü pozisyonda tutmak aşağı yukarı imkansızdır. Ancak, örneğin bir çocuk yüzüstü pozisyonda uzanıyorsa ki bununla kasıtsız olarak yapılması gereken motor davranışta yardım almış olur, pelvis üzerinde duran bir el stabilite yaratabilir. Denetçinin bunun farkında olması gerekir ve konumlandırmayı açıklayıcı şekilde kullanabilir ama burada kasıtsız yardımda bulunmaktan kaçınmalıdır. Gözlemcinin konumlandırmanın doğru kasıtla yapıldığından emin olması gerekir. Bir pozisyon, çocuk için uygun olan alanın sınırları çizilerek netleştirilebilir. Örneğin, yüzüstü ve sırtüstü pozisyondaki test öğeleri, Bobath masasında yönetilebilir. Böylelikle çocuk test durumundan çekilmek için daha az imkana sahip olur. Denetçi aynı zamanda istenen postürü ya da hareketi göstererek ya da çocuğun bekleneni hissetmesini sağlayarak kısaca tanımlama yapabilir. İstenen motor davranış, pasif olarak çocuğun üzerinde uygulanabilir ya da çocuktan yapması istenebilir. Örneğin, bir çocuğun sırtüstü pozisyondayken 176 bacağını kaldırması gerekiyorsa (test öğesi 1), denetçi ilk seferde bacakları ve ayakları çocuğun görüş alanına pasif bir şekilde getirebilir. Unutmamak gerekir ki; çocuk motor davranışı bağımsız olarak yaparsa bir skor oluşabilir. Bacakların çocuk tarafından yerden tamamen kaldırılması gerekir. Böyle bir durumda, denetçi çocuğa bir postür ya da hareketi elde etme ve sürdürme imkanını verecektir. Bir çocuk, belli bir aşama spesifikasyonunda, tarif edilen motor davranışı en az bir kere başarabilirse pozitif skor alır. Bu da, denetçinin testi odaklanmış ve uzman bir şekilde yönetmesi; böylelikle istenen ayrıma ulaşması gerektiği anlamına gelir. Çeşitli aşama spesifikasyonları birbirini dışlayan özelliktedir. Bu yüzden bir çocuk bir motor beceri için test edilirken bir aşama spesifikasyonu skorlar. Eğer, bir test öğesinin yönetiminde, çocuk skorlanabilen özellikte, çeşitli tarzda motor davranış gösterirse, sadece en yüksek skoru elde eden motor davranış değerlendirmelidir. Eğer çocuk düşecek gibi hisseder ve bir hareket görevini yerine getiremeyecek gibi olursa, denetçi onu muhafazaya almalıdır. Seviye spesifikasyonlarından bazıları, ilgili eklemlere uygulanabilir motor davranışı tanımlar. Örneğin, sırtüstü pozisyonda bir kolla uzanmak, sağ tarafla ya da sol tarafla olabilir. Tayin edilen test öğesi dahilinde belirtilmediği sürece, testten sol/sağ ayrımını çıkarmayı tercih ettik. Örneğin, test öğesi 12’de dizle ilgili pozisyonda desteksiz ayakta durma esnasında, çocuk motor davranışı dizlerinden herhangi biriyle gerçekleştirdiğinde pozitif skor alacaktır. Sol/sağ ayrımının sonucu olarak, çocuk dizi ilgilendiren aşamalarda çeşitli spesifikasyonlara riayet edecektir. Böyle bir durumda, en yüksek dereceli skoru tanımlayan seviye hesaba alınmalıdır. Keza, test öğeleri 5 ve 6’da (dönme), sağ taraftan ya da sol taraftan dönme ile seviyelerde farklılıklar gözlenebilir. Burada da yine, aşama seviyesinin yüksek skorlu spesifikasyonu hesaba alınır. Başlıca simetrik postürlerin tanımlandığı bazı aşama spesifikasyonlarında, postürün sağlanabildiği periyot süresini belirlemek önemlidir. Gözlemci bunu yapabilmek için kronometre kullanır. Periyot postür adapte edildiğinde başlar ve postürün bozulduğu anda bitirilir. Postürü adapte ederken ya da postür bozulduktan sonra gösterilen motor davranış için harcanan zamanı tutmak gerekmez. Testin optimal uygulaması için çocuğun kendini rahat hissetmesi çok önemlidir. 177 Bu amaçla test günündeki zamanlama; ebeveynlerle konsültasyon yapılıp, yemek ve uyku zamanları göz önünde bulundurularak seçilir. Ebeveynler arka planda bulunmalıdır ama eğer isterlerse testin lideri tarafından testin yönetilmesine dahil edilebilirler. Örneğin test öğesi 14’te (desteksiz yürüme) çocuk ebeveynlerinden birine yürümesi için teşvik edilebilir. Ebevyenlerin kendilerini rahat hissetmeleri için, onlara testin şekli hakkında önceden bilgi verilebilir. Böyle bir durumda, çocuğa hemen yaklaşılmaz; denetçiye ve duruma alışması için imkan verilir. Daha önce de belirtildiği gibi; çocuğun öncelikle, koşulsuz olarak yer alması beklenen öğelerle başlaması kuvvetle tavsiye edilir. Test bu noktadan sonra yönetilmeye devam edilebilir. Ayarlanmış bir test sırası izlemek uygun değildir. Test sırasında bazı test öğelerinin çocuğun seviyesinin altında ya da üstünde olduğu netleşirse; testin sırasal yapısı karşısında, bu test öğelerinin gerçekleştirildiği ya da mümkün olmadığı varsayılır. Örneğin, bağımsız olarak oturabilen bir çocuk, genel olarak, sırtüstü pozisyonda kol motor becerilerini göstermeye meyletmeyecektir. Denetçi şunun farkında olmalıdır: Test edilen çocukların zihinsel engelli olduğu göz önünde bulundurulduğunda, motor gelişimde uyumsuzluklar olması mümkündür. Ayrıca, bir motor becerinin gelişiminin tamamıyla tamamlanmamış olması da mükündür. Her halükarda, motor becerilerin gelişiminde bir çakışma vardır. Şüphe halinde, bir test öğesi testin daha sonraki bir aşamasında tekrarlanabilir. Bütün olarak ele alındığında, örneğin bir çocuk destekle ayakta duramıyorsa, testin geri kalan yönetiminde tercih yapılır ve desteksiz yürüme öğesini test etmeye gerek kalmaz. Motor beceriler oyuncaklarla sağlanabilir. Bir oyuncakla çocuğun dikkatini çekmek mümkün. Ancak çocuğun ilgisinin test öğesinin yönetimi süresince devam ettiğinden emin olmak önemlidir. Özellikle zihinsel engelli çocuklarda, çocuğun istenen motor davranışı gerçekleştirmediği için mi yoksa oyuncakla stimüle edilemediği için mi reaksiyon göstermediğinden emin olunması gerekir. Bu sebeple, farklı yaş grupları ve gelişim seviyeleri için tasarlanmış ve çeşitli fonksiyonları olan oyuncaklar bulundurmakta fayda vardır. Testin temeli aynı kaldığı sürece, stimülasyonlar farklılık gösterebilir. Belli ki, bebekler için uygun oyuncaklara ihtiyaç duyulmaktadır ama daha büyük bebek ve küçük çocukların da stimülasyona ihtiyacı vardır. Oyuncakların hoş görünmesi kadar; seslerinin ve hislerinin de iyi olması önemlidir. 178 Ayrıca ağza konuluyor ve üzerine oturuluyor olmaları gerekir. Materyalin ilginç ve heyecan verici olmasına dikkat edilmelidir. Bir çocuğun oyuncak konusunda tercihleri olabilir. Böyle bir bilgiyi ebeveynlerden almak iyi bir fikirdir ve en başından bu favori oyuncaklar kullanılmalıdır. Test öğesi oyuncakların spesifik özellikleri olmasını gerektirebilir. Örneğin, çocuk yüzüstü pozisyonda tek elle uzanmada, iki elle değil de tek elle kavranabilecek bir oyuncakla stimüle edilebilir. Oyuncakların güvenli olması gerekir. Küçük parçalı, çıkan bileşenleri ya da sivri köşeleri olan oyuncaklardan sakınılmalıdır. Oyuncakları teker teker uzatmak ve geri kalanları gözden uzak tutmak gerekir. Fermuarlı bir çanta ya da kapaklı bir kutu bu iş için uygun olabilir. Oyuncakları değiştirirken de incelikli davranmak gerekir. 179 180 4 BMS skorları ve raporlaması BMS skor kağıdı SC 0 SC 1 SC 2 SC 3 Skor 1. Sırtüstü pozisyonda bacakların kaldırılması 0 1 2 3 4 5 6 7 2. Sırtüstü pozisyonda uzanma 0 1 2 3 4 5 6 7 3. Sırtüstü pozisyonda başın kaldırılması 0 1 2 3 4 5 4. Yüzüstü pozisyonda dirseklere dayanma 0 1 2 3 4 5 6 5.Yüzüstünden sırtüstüne dönme 0 1 2 3 4 5 6 6.Sırtüstünden yüzüstüne dönmek 0 1 2 4 5 6 7. Oturma 0 1 2 8. Yerde ileri hareket 0 1 2 9. Destekle yürüme 0 1 5 6 10. Destekle ayakta durma 0 1 2 3 4 5 7 8 11. Destekle ayağa kalkma 0 1 2 3 4 5 12. Desteksiz ayakta durma 0 1 2 3 4 5 3 3 4 5 6 3 4 5 2 3 4 6 13. Oturma pozisyonuna geçme 0 1 2 14. Desteksiz yürüme 0 1 2 3 4 5 15. Desteksiz ayağa kalkma 3 4 0 1 2 8 3 BMS total skoru Tablo 7 BMS skor kağıdı. Skor kategorilerinin test öğesine dağıtımı (SC) Çocuğun skorları bir skor kağıdına not alınır (Tablo 7). BMS total skorunu oluşturmak için, test öğesi başına altbölümler 4 skor kategorisine bölünmüştür (SC 0, SC 1, S 2 ve SC 3). Nitekim altbölümlerin sayısı 4’ten (test öğesi 13) 9’a kadar değişir (test öğesi 1). Örneğin test öğesi 7’nin 6 altbölümü vardır (Tablo 4, Tablo 7). Test öğesi 7’nin altbölümleri 1, 2 ve 3 skor kategorisi 1’in altında, altbölüm 4 ve 5 skor kategorisi 2’nin altında, altbölüm 6 ise skor kategorisi 3’ün altında toplanmıştır. Skor kategorisine göre bölünme skor kağıdında ve ayrıca aşama altbölümlerindeki altbölüm gruplamasında görülebilir (Tablo 4). Her test öğesine maksimum 3 puan yazılabilir. 181 Her bir test öğesi için skor kategorisi 1 bir puan, skor kategorisi 2 iki puan ve skor kategorisi 3 üç puan alabilir. Bu yüzden maksimum BMS skoru 15 X 3 yani 45 puandır. Her BMS yönetimi 15 test öğesinin hepsinde skorla sonuçlanmaz. Tamamlanmamış skorlar belirli dağılımdaki bir gelişim alanının değerlendirilmesinin yapıldığı ölçüm araçlarının kullanımında içseldir. Tamamlanmamış skorlar, ağırlıklı olarak üç farklı durumda meydana gelir. İlk olarak, daha yüksek test öğelerinde, istenen motor davranışı gösterecek yeterlilikte olmayan çocuklarda meydana gelir. İkinci olarak, yeni yürümeye başlayan ve oturma pozisyonunu bağımsız olarak gerçekleştiren çocuklarda görülür. Bu çocuklar net olarak geçerli gelişim alanlarına işaret ederler ama sırtüstü ve yüzüstü pozisyonlardaki test öğelerini sürdürmek için yetersiz işbirliği gösterirler; oturma pozisyonunu adapte ederler. Örneğin sırtüstü pozisyondan yüzüstü pozisyona (test öğesi 6) dönerken böyle durumlar icra edilebilir (çocuk oturma pozisyonuna geçer) ama yüzüstü pozisyondan sırtüstü pozisyona geçerken yapılamaz (test öğesi 5). Üçüncü olarak ayakta durabilen, desteksiz yürüyüp ayağa kalkabilen çocuklarda skor tamamlanmaz. Destekle yapılan ilgili test öğeleri yürütülmemiştir (3-skor). Tamamlanmamış skor durumunda BMS total skora ulaşabilmek için, bu skorları doldurarak devam ederiz. Bu, karmaşık motor becerilere daha temel motor beceriler entegre edilerek yapılır. Tamamlanmamış skorları doldurarak devam etmek için 15 test öğesi, birbirine bağlantılı 4 motor beceri grubuna bölünmüştür (Tablo 8). 15 test öğesi sırasal olarak klasifiye edilmiştir. Grup 1 1. Sırtüstü pozisyonda bacakları kaldırma 2. Sırtüstü pozisyonda uzanma 3. Yüzüstü pozisyonda başı kaldırma 4. Yüzüstü pozisyonda dirsekle destek Grup 2 5. Yüzüstünden sırtüstüne dönme 6. Sırtüstünden yüzüstüne dönme 7. Oturma 8. Yerde öne doğru hareket Grup 3 9. Destekle yürüme 10. Destekle ayakta durma 11. Destekle ayağa kalkma Grup 4 12. Desteksiz ayakta durma 13. Oturma pozisyonunu adapte etme 14. Desteksiz yürüme 15. Desteksiz ayağa kalkma Tablo 8 Tamamlanmamış skorlara ilaveler; 4 test öğesi grubu. 182 Grup 1, erken gelişim sırasındaki yatay birincil postürdeki motor becerilerin gelişimini temsil eder. Grup 2, aksiyal motor beceri ve gövde ayrışması için fazlasıyla gerekli olan becerilerden oluşur. Grup 3, destek ile yapılan yürüme ve ayakta durmayla ilgili becerilerden; grup 4 ise desteksiz yürüme ve ayakta durma ile ilgili becerilerden oluşur. Bir skor, 3 şarta uyuyorsa tamamlanmamış kabul edilir. Birincisi, çocuk test öğesinde yer almaz. İkincisi, durumun geçmişinde tamamlanmamış motor davranış vardır. Üçüncüsü, tamamlanmamış skorun meydana geldiği grubu takip eden test öğeleri grubu, en az iki test öğesi dahil olmak üzere, 0’dan daha yüksek değerlendirilmiş bir kategorik skor almıştır. Tamamlanmamış test skoru o zaman, tamamlanmamış skorun meydana geldiği test öğeleri grubundaki skorların ortalaması hesaplanarak elde edilir. Kategorik skor 0, 1, 2, ya da 3’e yuvarlanır. Hesaplanan her değer, ondalık puandan sonra gelen rakam 0.5’ten azsa, aşağı doğru yuvarlanır (Örn: Bir grubun ortalaması 2.33 ise ilave edilecek 2 skoru ile sonuçlanır). Bir test öğesi grubunun 2 veya 3 skoru tamamlanmamışsa, ortalaması tamamlanmamış skorların meydana geldiği grubun skorlarından alınır. Yuvarlama yapıldıktan sonra, hesaplanan ortalama skor tamamlanmamış skorlara eklenmek için kullanılır. Eğer bir grubun bütün skorları eksikse ve yukarıda tamamlanmamış skorlar için belirtilen 3 kritere uyuyorsa, ilgili gruptaki her bir test öğesi tamamlayıcı kategorik skor 3’ü elde eder. Bir BMS raporu, bir BMS yönetimine dayanarak açık bir şekilde yapılabilir. Çocuğun aşama skorlarına dayanarak, 15 temel motor becerinin güncel gelişimsel seviyesi kesin olarak tanımlanabilir. Aşama spesifikasyonunun tanımı kural olarak kullanılabilir. 15 test öğesi ve her bir test öğesinin altbölümlerinin sırasal bir tutarlılığı vardır; aynı zamanda bireysel motor terapi amaçlarını belirlemek mümkündür. Aşama altbölümlerinin tanımları da aynı zamanda bunun için bir temel oluşturabilir. 183 5 Test gereçleri BMS testini yönetebilmek için denetçi, bir egzersiz matı (200X125 cm.), yüksekliği ayarlanabilir iki masa, bir standart masa kenarı, bir egzersiz sopası (100 cm.) ve çeşitli oyuncaklara ihtiyaç duyar. Oyun materyalinin çocuğun dikkatini çekiyor olması, çocuğun bakmasını stimüle etmesi ve kavranabilmesi gerekir. Ayrıca çocuğun ona doğru ilerleyebiliyor olması önemlidir. Oyuncaklar çocuğu oynamaya teşvik etmelidir çünkü çarpıcı renkleri vardır, ses çıkarırlar, hareket ederler, onlara dokunmak zevkli ve heyecan vericidir. Oyuncak çeşitleri; kırılmayan bir ayna, çıngırak küpleri, bir müzik kutusu, iki sıra çan, ses çıkaran hayvanlar ve halkalı çıngırıklardan oluşmalıdır. Bunlara ek olarak; yerinden çıkabilen yolcuları olan oyuncak otobüsler, sağlam plastik çiftlik hayvanları, oyuncak bebekler, içiçe geçen kaplar ve kurulabilen kurbağalar da bu oyuncaklar arasında yer almalıdır. Her çeşit top (sünger top, zıplayan top, çıngıraklı top, delikli top) ve içi köpük malzemesi dolu keseler kullanılabilir. Video kaydı için ayaklı bir video kameraya ihtiyaç vardır (Tablo 9). Video kamera ve ayağı Egzersiz matı İki adet yüksekliği ayarlanabilen masa Standart masa kenarı Egzersiz sopası Oyun materyali çeşitleri - Kırılmaz ayna - Müzik kutusu - İki sıra çan - Oyuncak bebekler - Yumuşak oyuncaklar - Toplar - Yolcuları olan oyuncak otobüs Tablo 9 test gereçleri 184 - Çıngıraklı küpler - Halkalı çıngırak - Ses çıkaran hayvanlar - İçiçe geçen kaplar - Kurulabilen kurbağalar - Çiftlik hayvanları 6 Test bölümleri 6.1 Test Öğesi 1: Sırtüstü pozisyonda bacakları kaldırırken postüral kontrol Amaç ve metot Bu test öğesinin amacı, çocuğun sırtüstü pozisyondayken bacaklarını kaldırabildiği aşamayı kaydetmektir. Bu amaçla, çocuk sırtüstü pozisyona konur ve bacaklarını kaldırması için teşvik edilir. Postüral kontrolle ilgili olarak motor gelişim Tatmin edici olmayan bir postüral kontrol seviyesinin sonucunda, DS’lu çocuk ilk olarak bacaklarını yerden kaldıramaz. Bacaklar genellikle yer tarafından tamamen desteklenmiş şekilde ve fleksiyona gelmiş pozisyonda uzanır (kurbağa postürü) ve ilk seferde hareket etmesi zordur. Bu test öğesi ile ilgili olarak, sırtüstü pozisyonda bacakları kaldırmanın gelişimi, çocuğun stimülasyona bacaklarını yatay düzlemde hareket ettirerek reaksiyon gösterdiği anda başlar. Ancak bu, çocuğun bacaklarını yerden kaldırması ile sonuçlanmaz. Artan postüral kontrol ile, çocuk bacaklarını kaldırma konusunda her defasında daha fazla başarılı olur. İlk seferde, sadece dizler kaldırılacak ve ayaklar zemin tarafından destekli kalacaktır. Sonra, bütün bacak zeminden kaldırılacaktır. Bunu yaparken, kontralateral bacak ilk olarak gövdeyi stabilize etmek için zeminde kalacak ama akabinde, çocuk iki bacağını da birlikte kaldıracaktır. Fonksiyonel seviyede bir postüral kontrole, örneğin eller ve ayaklarla oynanan bir pozisyonda olduğunda ulaşılabilecektir. İlk olarak lombar kolon yassılatılır; pelvis bir şekilde bedenin fleksiyon aktivitesinin göstergesi olarak arkaya doğru yaslanır. Eninde sonunda, bacaklar bedenin kuvvetli fleksiyonunun eşlik etmesiyle kaldırılır. Pelvis arkaya doğru yaslanmıştır ve kuyruk sokumu yerden kalkar. Test öğesinin yönetimi ve değerlendirilmesi için bilgi Bu test öğesinin yönetiminde çocuğun sırtüstü pozisyonda bacaklarını yerden kaldırıp kaldıramadığını tasdik etmek önemlidir. Gövde stabilize bir fleksiyon aktivitesi ile eşlik ediyor ise pelvisin geriye doğru yaslanıp yaslanmadığı ve gerektiğinde 185 kuyruksokumundan kaldırılıp kaldırılmadığı kaydedilmelidir. İlgiyi çocuğun ayaklarına çekmelisiniz ki, elleriyle ayaklarını ya da ağzını, ellerini ve ayaklarını bir araya getirmeyi istemeli. Denetçi ayakları pasif olarak çocuğun vizyonuna, ellerine ya da ağzına getirebilir. Ayaklar, üzerine çekici bir oyuncak iliştirilerek özellikle ilginç bir hale getirilebilir. Pratik bir bakış açısı ile, ilgi çekici oyuncağın ayaklardan bacağın üst kısmına düşmemesi gerekir. Eğer bu olursa, çocuk oyuncaya erken ulaşır ve bacaklarını yerden kaldırmaz. Final test durumu sırasında, çocuk ayaklarını yerden bağımsız olarak kaldırabilmelidir. Denetçi, başlangıç evresinde çocuğun bacaklarının zeminde düz şekilde uzandığından emin olmalıdır. Lider, çocuğun kaldırılmış bacak pozisyonunu elleriyle desteklenmesini engellemelidir. Çocuk bir veya iki bacakla ya da dizle kaldırılmış bir pozisyon yakaladığında, aksiyonun süresi sonraki ayrışma ile saptanır (kısa süren ya da minimum 2 saniye süren). Zaman kaydı bacak, bacaklar ya da dizin yerden bağımsız olarak kaldırılması ile başlar. Aşama seviyeleri 4, 5 ve 6 ile ilgili olarak, bu, ikinci bacağın yerden kurtulduğu andır. Bu, çocuğun edindiği pozisyonu kaybettiği anda son bulur. Lombar lordozun süresini kaydetmeye gerek yoktur. Gövdenin artan fleksiyon aktivitesi, bacakların kaldırılıp bacak pozisyonunun stabilize edildiği esnada pelvisin arkaya doğru yaslanma derecesinden belli olur. Mide kaslarının stabilize olmuş kontraksiyonu bellidir çünkü pelvis arkaya doğru yaslanır ve lombar spinal kolon o zaman düzleşir. Sonuç olarak pelvisin, kuyruk sokumu yerden kurtulacak derecede yaslandığı gözlenebilir. Dikkat edilmeli Bacaklar birbiri ardına mı yoksa az çok simultane şekilde mi kaldırılıyor; bunu belirlemek önemlidir. Bacaklar birbiri ardında net bir şekilde kaldırıldığında yukarıdaki bacak dik pozisyona geçtiği anda, ilk kaldırılan bacak kaldırılmak üzere olan bacak için dengeleyici bir ağırlık sağlayacaktır. Bu gövde stabilitesi kabiliyetinin eksikliğinin telafi şeklidir. Senkronlu ya da neredeyse senkronlu bir şekilde bacakların kaldırılması gövde stabilizasyonu kabiliyeti için maksimum ihtiyaç gerektirir. İkinci bacak, ilk bacak dik pozisyona geldiği anda gecikmeden kaldırılmalıdır. Her iki bacak da simultane şekilde kaldırıldığında, kalçalar maksimum fleksiyona ulaşmadan önce, pelvik yaslanma gözlenmelidir. Böyle bir durumda, pelvik yaslanma gövde 186 stabilizasyonuna atfedilebilir. Bu pozisyonun ötesinde pelvisin yaslanmasına yer çekim kuvvetinin sebep olması mümkündür. Bu, örneğin, çocuk ayaklarını elleriyle tutup ağzına doğru götürdüğünde meydana gelebilir. Bu gövde aktivitesinin sebep olduğu bir yaslanma olmadığından, yaslanma skorlanmaz. Bundan başka, çocuğun bacaklarını kaldırmak için bir yanına döndüğü gözlenebilir. Bu da aynı şekilde skorlanmaz çünkü bacakların kaldırılması sırtüstü pozisyonda yer çekim kuvvetine karşı gerçekleşmelidir. Kameranın Pozisyonu: Kamera çocuğun yan tarafında, sagital düzleme 90 derecelik açıda yatay olarak kayıt yapıyor olmalıdır. Aşama klasifikasyonu Uygulama Çocuk, sırtüstü pozisyonda bacakları yatay yüzeyde uzanacak şekilde yerleştirilir ve bacaklarını kaldırması için teşvik edilir. Ölçek 0. Test öğesi doğru şekilde yönetilmiştir. Ancak, aşağıda tanımlanan aşama spefikasyonlarından herhangi birine uyan bir motor davranış göstermemiştir. 1. Çocuk bir ya da her iki bacağını yatay düzlemde yerde hareket ettirir. Bacaklar tamamen yerden destek olacak şekilde kalır, onları kaldırmak mümkün değildir. 2. Çocuk bir dizini ya da her iki dizini yerden kaldırır. Kaldırılmış pozisyon en az 2 saniye stabilize edilir, ayaklar yerden destek almaya devam eder ve hareket ettirilmez. 3. Çocuk bir bacağını ya da her iki bacağını, bir dizi yerden kalkmış şekilde hareket ettirir. Ayaklar hareket eder ama hala yerden destek almaktadır. 4. Sırtüstü pozisyonda bir an için bir bacağını ya da her iki bacağını yerden keser. 5. Sırtüstü pozisyonda çocuk, bacaklarını birbiri ardına net bir şekilde yerden kaldırır ve kaldırılmış şekilde en az iki saniye tutar. 6. Sırtüstü pozisyonda çocuk, neredeyse simultane bir şekilde her iki bacağını yerden kaldırır ve en az 2 saniye bu şekilde tutar. 7. Sırtüstü pozisyonda çocuk neredeyse simultane bir şekilde her iki bacağını yerden kaldırır. Gövdedeki fleksiyon aktivitesi açıktır çünkü lombar spinal kolon bacaklar kaldırıldığında ve pelvis bir şekilde arkaya doğru yaslandığında yassılanır. 8. Sırtüstü pozisyonda, çocuk neredeyse simultane bir şekilde her iki bacağını yerden kaldırır. Bacaklarını kaldırırken gövdesini, pelvis arkaya doğru yaslanacak ve kuyruk sokumu yerden kesilecek şekilde fleksiyona getirir. 187 Test talimatları Amaç - Çocuğun sırtüstü pozisyonda bacaklarını kaldırabildiği seviyenin kaydı. Uygulama - Birincil postür: Sırtüstü pozisyon, bacaklar düz olarak yerde. - Çocuğu bacaklarını simultane kaldıracak şekilde teşvik edin. - Çocuğu kaldırılmış bacakları iki saniye boyunca stabilize etmeye teşvik edin. - Çocuğu gövdesini fleksiyona getirmeye teşvik edin. Stimülasyon - Ayağa motive edici bir oyuncak iliştirin. - Gerekirse bacakları pasif şekilde konumlandırın. Kamera pozisyonu - Çocuğun yan tarafına, sagital düzleme 90 derecelik açıyla yerleştirin. 188 Skorlama Aşama altbölümlerinin karakteristik özellikleri Yönetimi a. Test öğesi doğru şekilde yönetildi. Hareket b. Bir ya da her iki bacağını hareket ettiriyor. c. Ayaklarını oynatıyor. d. Bir ya da her iki bacağını kaldırıyor. e. Net olarak bacaklarını birbiri ardına kaldırıyor. f. Bacaklarını neredeyse aynı anda kaldırıyor. g. Lombar spinal kolonu yassılanıyor ve pelvis bir şekilde arkaya yaslanıyor. h. Pelvisi arkaya doğru yaslıyor ve böylece kuyruk sokumu serbest kalıyor. Postür i. Bacaklar tamamen yerden destek alıyor. j. Dizler kaldırılıyor, ayaklar yerden destek alıyor. k. Bacaklar kaldırılıyor. Periyot l. Kısa süre. m. Minimum 2 saniye. Aşama spesifikasyonu Elementler 0. 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. a. a, b, i. a, j, m. a, b, c, j. a, d, l. a, e, k, m. a, f, k, m. a, f, g. a, f, h. 189 6.2 Test öğesi 2: Sırtüstü pozisyonda kollar ile uzanırken postür kontrolü Amaç ve metot Bu test öğesinin amacı, çocuğun sırtüstü pozisyondayken kollarıyla uzandığı aşamanın kaydedilmesidir. Bu sebeple, çocuk, yerde desteksiz bir sırtüstü pozisyondadır; kolları gövdesinin yanlarındadır, bir yada her iki koluyla yukarı doğru uzanması teşvik edilir. Akabinde ise bir motivasyon oyuncağı ile yanlara doğru uzanması teşvik edilir. Postüral kontrolle ilişkili olarak motor gelişim Tatmin etmeyen seviyede postüral kontrolün sonucu olarak, DS’lu çocuk ilk olarak kollarını yerden kaldıramaz. Kollar genellikle gövdenin yanlarında kıvrık olarak (yaşasın pozisyonu) ve tamamen yerden destek alacak şekilde uzanır; zorlukla hareket ettirilir. Bu test öğesinin kapsamında kaydedilen motor davranışın gelişimi, çocuk motive edici bir oyuncağa reaksiyon gösterip kollarını yatay düzlemde hareket ettirmeye başladığında başlar. Kollar hala yerden destek almaktadır. Bundan sonraki aşama, vücut yada göğüs tarafından desteklenen ellerin, birbirine doğru ya da ağza doğru hareket ettirilmesidir. İlk seferde kollar kaldırılmaz ama yerde ve karşılıklı olacak şekilde vücudun üzerinde sürüklenir. Çocuklar bundan sonra, kollarını kısa aralıklarla yerden kaldıracak pozisyona gelirler. Ancak kararlı bir şekilde bir oyuncağa ulaşmak için yukarı doğru uzatma henüz mümkün değildir. Bir grup çocuk, önkollarını göğüslerinden kaldırıp oyuncağın yönünde uzattıklarında üstkolları göğüsle desteklidir. Takip eden gelişim aşamasında, kolun tamamı uzanmak için kullanılır. Çocuk kolun tamamıyla uzanabildiğinde ve aynı zamanda oyuncağı yanlara doğru takip etme pozisyonundayken fonksiyonel bir motor seviyesi meydana gelir. Çocuk artık sırtüstü pozisyonda oyun oynayabilir. Kolların gövdeyle ilişkili olarak yanlarda hereket ettirilmesi esastır. Çocuk vücudu dönerken oyuncağı yanlara doğru takip ettiğinde, omuz kuşağının postüral kontrol seviyesi ayrımlanmış hareketi mümkün kılmak için yetersizdir. Çocuk bunu telafi etmek için vücudunu döndürür. 190 Test öğesinin yönetimi ve değerlendirilmesi için bilgi Bu test öğesi yönetilirken çocuğun kollarını sırtüstü pozisyonda kaldırıp kaldıramadığı ve kolunu ekstansiyona getirme pozisyonunun iki saniye sürdürülüp sürdürülemediğinin saptanması önemlidir. Sonuç olarak, çocuk oyuncağı yanlara doğru kolları uzanmış bir şekilde takip edebiliyor olmalıdır. Oyuncak çocuğun dikkatini çekebilecek şekilde uzatılmalı, çocuk oyuncakla ilgili kalmalı ve ona doğru uzanmayı istemelidir. Stimulasyon kolun biri neredeyse dikey pozisyon alacak şekilde yapılması gereklidir. Eğer gerekiyorsa denetçi pasif olarak uzanma pozisyonunu çocuğa gösterebilir. İlk postürde, çocuğun kolları yerde gövdeye yakın olarak durmalıdır. Birkez çocuk uzandıktan sonra tüm kolla uzanıp uzanmadığının net olarak saptanması önemlidir. Oyuncak bunun ayrışması yapılacak şekilde uzatılmalıdır. Eğer çocuk bir oyuncağa doğru tüm koluyla ya da önkoluyla uzanıyorsa, postürün iki saniye boyunca sürdürülüp sürdürülmediğinin saptanması önemlidir. Stimülasyon sırasında kollar vücudun yanında uzanmış şekilde kaldığında, önkollardan biri veya her ikisinin ya da ellerin kaldırılması istemli şekilde oyuncağa doğru uzanmaya doğru yönlenmiyorsa, bu bir ya da her iki kolun hareket ettirilmesi olarak değil (seviye aşaması 3a) ya da bir ya da her iki önkolla uzanma olarak değil (seviye aşaması 3b), kolların destekle hareket ettirilmesi olarak değerlendirilmelidir (seviye aşaması 1 ya da 2). Bazı çocuklar servikal spinal kolonlarını uzanma sırasında genişleterek ekstra yüksekliğe uzanmaya çalışırlar. Çocuk başını yere doğru bastırır ve bu şekilde omuz kuşağını haliye biraz kaldırır. Bu motor davranış daha ileri skor ayrışmalarına yol açmaz. Çocuğun uzanma pozisyonu gövdeyle ilişkili şekilde bir veya her iki koluyla yanlara doğru uzanma haline gelirse fonksiyonel bir postüral kontrol seviyesine ulaşılır. Bu amaçla, oyuncak daireler çizilerek lateral olarak çocuğun başı etrafında çocuğun ulaşamayacağı bir mesafede oynatılır. Rotasyon yaparak oyuncağı yanlara doğru takip etmek, omuz kuşağı etrafında yetersiz postüral kontrol seviyesinin sonucunda oluşmuş telafi olarak değerlendirilmelidir. Oyuncağı kasıtlı olarak yanlara doğru takip etmek ile kolların postüral kontrol yokluğundan dolayı yanlara düşmesi arasındaki farkı ayrıştırmak önemlidir. 191 Dikkat edilmeli Bu kapsamda “uzanmak” oyuncağın yönüne doğru odaklanmış şekilde, az çok dik pozisyonda kol ya da önkolu kaldırmak anlamındadır. Kolla uzanma pozisyonu ile, dirseğin bütünüyle ekstansiyona gelmesi gerekmez. Zaman kaydı, kaldırılmış ya da uzatılmış kol ya da önkolun, yerden kesilmesi ile başlar; çocuğun kaldırma yada uzanma postürünü kaybettiği anda biter. Kamera pozisyonu Kamera çocuğun ayaklarının yanına yerleştirilir, sagital düzleme az çok 45 derecelik açıda yatay olarak kayıt yapılır. Aşama klasifikasyonu Uygulama Çocuk yatay bir zeminde kolları vücudunun yanlarında uzanacak şekilde sırtüstü yerleştirilir; bir ya da her iki koluyla motivasyon oyuncağını yanlara doğru takip edecek şekilde stimüle edilir. Ölçek 0. Test öğesi doğru şekilde yönetilmiştir. Ancak, aşağıda tanımlanan aşama spesifikasyonlarından herhangi biriyle ilişkili bir motor davranış göstermemiştir. 1. Çocuk yerde bir kolu ya da her iki kolu vücudunun yanlarında olacak şekilde hareket eder. Yerle destekli duran kolları kaldırmak mümkün değildir. 2. Çocuk bir kolunu ya da her ikisini yerde ve vücudunun üzerinde oynatır. Kollar kaldırılmaz, ama yerde ve vücudunun üzerinde desteklidir. 3a. Kısa bir süre için, bir kolunu ya da her ikisini tamamen yerden kaldırır. 3b. Çocuk motive edici oyuncağa bir kolu ya da her iki önkoluyla en az 2 saniye boyunca uzanır. Uzanmak için kullanılan kol göğüs üzerinde destekli olarak kalır. 4. Kısa bir süre için, motive edici oyuncağa bir ya da her iki koluyla uzanır. 5. Çocuk motive edici oyuncağa en az iki saniye boyunca bir ya da iki koluyla uzanır. 6. Çocuk oyuncağa bir kolu yada her iki koluyla ulaşır ve onu yanlara doğru takip eder. Bunu yapmak için gövdesini döndürür; kollar vücutla ilişkili olacak şekilde zorlukla hareket ettirilir. 7. Çocuk bir ya da her iki koluyla oyuncağa uzanır ve vücuduyla ilişkili olarak yanlara doğru takip eder. 192 Test talimatları Amaç - Çocuğun sırtüstü pozisyondayken kollarıyla yukarı doğru uzanabildiği seviyenin kaydedilmesi. Uygulama - Birincil postür: Sırtüstü pozisyon, kollar vücudun yanlarında yerde düz durur. - Çocuğu bir ya da her iki koluyla yukarı doğru uzanmaya teşvik edin. - Çocuğu yukarı kaldırılmış kol pozisyonunu 2 saniye boyunca stabilize etmesi için teşvik edin. - Uzanma hareketinden sonra, çocuğu bir ya da her iki koluyla yanlara doğru takip etmesi için teşvik edin. Stimülasyon - Oyuncağı çocuğun ulaşamayacağı mesafede yüzünün üzerinden uzatın. - Oyuncağı çocuğun ulaşamayacağı mesafede başının yanında dairesel hareketlerle oynatın. - Gerekirse kolları pasif şekilde konumlandırın. Kamera pozisyonu Çocuğun ayaklarının yanında, sagital düzleme yaklaşık 45 derecelik açıda konumlandırın. 193 Skorlama Aşama altbölümlerinin karakteristik özellikleri Yönetimi a. Test öğesi doğru şekilde yönetildi. Hareket b. Bir ya da her iki kolunu oynatıyor. c. Bir ya da her iki kolunu kaldırıyor. d. Bir ya da her iki önkoluyla uzanıyor. e. Bir ya da her iki koluyla uzanıyor. f. Bir ya da iki koluyla yanlara doğru takip ediyor. g. Gövdeyi döndürüyor, kollar gövdeyle ilişkili hareket ettirilmiyor. h. Kolları gövdeyle ilişkili olarak oynatıyor. Postür i. Kollar destekli olarak yerde. j. Kollar destekli olarak göğüste. Periyot k. Kısa süre. l. En az 2 saniye. Aşama spesifikasyonu 0. 1. 2. 3a. 3b. 4. 5. 6. 7. 194 Elementler a. a, b, i. a, b, i, j. a, c, k. a, d, j, l. a, e, k. a, e, l. a, e, f, g. a, e, f, h. 6.3 Test öğesi 3: Sırtüstü pozisyonda başı kaldırırken postüral kontrol Amaç ve metot Bu test öğesinin amacı, çocuğun sırtüstü pozisyonda başını kaldırabildiği seviyenin kaydedilmesidir. Bu amaçla, çocuk sırtüstü pozisyondayken pasif şekilde hafif bir gövde fleksiyonu sağlayarak başını yerden kaldırması için stimüle edilir. Postüral kontrol ile ilişkili olarak motor gelişim Yetersiz postüral kontrol seviyesinin bir sonucu olarak DS’lu çocuk ilk olarak sırtüstü pozisyonda başını kaldıramaz, kaldırılmış pozisyonu koruyamaz ve gövdesini fleksiyona getiremez. Bu test öğesi ile ilgili olarak, baş kaldırma hareketinin gelişiminin başlaması iki şekilde olabilir. Bir taraftan, denetçi çocuğun gövdesini pasif olarak biraz esnettiğinde çocuk gövdeye göre başını stabilize edebilir. Bunun sonucunda, başı yerden kalkar. Ancak ilk seferde çocuk bunu başını servikal ekstansiyonla stabilize ederek gerçekleştirir. Diğer taraftan, çocuk kısa bir süre için başını stabilize edemeden yerden kaldırır ve servikal spinal kolon gövdenin fleksiyona gelmiş eğrisini takip etmez. Postürü kontrol etme kabiliyeti yoğunlaştığında, servikal fleksörler başı kaldırmada artan şekilde yer alır ve başın pozisyonunu stabilize eder. İlk olarak, baş fleksiyon ve ekstansiyon söz konusu olduğunda bir orta pozisyonda halen stabilizedir, çene böylelikle içe doğru çekilir (atlanto-oksipital fleksiyon). Akabinde, baş fleksiyon pozisyonunda artarak stabilize edilir ve servikal spinal kolon çizgisi gövdenin fleksiyona gelmiş eğrisini izler. Eninde sonunda, çocuk denetçinin kollarında kendini yukarı doğru çektiğinde aktif bir kol ve gövde rotasyonu gözlenir. Test öğesinin yönetimi ve değerlendirmesi üzerine bilgi Bu testi yönetirken, çocuğun sırtüstü pozisyondayken başını hangi boyutta kaldırabildiğinin ve aynı zamanda gövdesini yeterli şekilde fleksiyona gelmiş postürde stabilize ettiğinin saptanması önemlidir. Bu amaçla, sırtüstü pozisyonda, kolların hafif bir traksiyonu ile, bir kısım gövde fleksiyonuna neden olarak, çocuk başını yerden kaldırmaya teşvik edilir. Denetçi çocuğun önünde oturur ve onun dikkatini çekecek motive edici bir oyuncakla başını yerden kaldırmaya teşvik eder. 195 Gerektiğinde, denetçi çocuğu pasif olarak kaldırılmış baş pozisyonuna geçirebilir. Kollardaki hafif traksiyon harekete bir yön verme kastıyla yapılır ve çocuğa bir davet hareketi olarak görülmelidir. Denetçi çocuğun tepkisini beklemelidir ve baş yerden pasif olarak kaldırılana kadar traksiyona devam etmemelidir. Biraz gövde fleksiyonu sağlandığı sürece, çocuk her şekilde başını stabilize ettiğinde baş yerden kalkacaktır. Çocuğun oturur pozisyona geçmesi test öğesinin amacı değildir; bu bir traksiyon testi değildir. Sırtüstü pozisyondayken başın kaldırılması az çok yatay bir pozisyonda yer alır; başın ve gövdenin sırtüstü pozisyonda fleksiyon ve postüral kontrolünün gelişimine işaret eder. Eğer çocuk sırtüstü pozisyonda başını denetçiden bir traksiyon olmadan kaldırırsa, bu da aynı şekilde skor ile sonuçlanır. Bazen, çocuklar oyuncağa reaksiyon göstermekte geç kalırlar. Aynı zamanda çocuğun öncelikle kendini yarı oturur pozisyona ya da oturma pozisyonuna çektiği; ancak bundan sonra servikal spinal kolonu fleksiyona getirdiği gözlenmektedir. Ancak, örneğin gözlemciler göreceli olarak geç reaksiyon olarak skorladıklarında, reaksiyonun tempo ve sırasında bir ayrışma yapılmaz. Başın çocuk servikal spinal kolonunu sabitlediği için mi kaldırıldığı yoksa bir esneme ya da servikal spinal kolonun fleksiyonunun, fleksiyon ve başın aktif olarak kaldırılması ile mi gerçekleştiğinin ayırt edilmesi önemlidir. Çocuk sadece başını stabilize ettiğinde baş denetçinin yardımıyla yerden kalkar. Bu, kollara traksiyonun baş pozisyonunun stabilize edilmesiyle birleşmesinden dolayı başın yerden kalkmasının sebep olduğu gövde fleksiyonudur, çocuğun servikal fleksiyon aktivitesine bağlı değildir. Eğer bir pozisyonun stabilizasyonu varsa, bunun süresi saptanır (en az iki saniye). Aşama 5’te gövde fleksiyonu yaratmak için denetçi tarafından kolların traksiyonu artık gerekli değildir, çocuk aktif olarak gövdesini fleksiyona getirir ve kendini kollarında yukarı doğru çeker. Çocuğa kendini yukarı doğru çekme imkanının verilmesi önemlidir. Bunu netleştirmek için denetçi çocuğu yarı oturur pozisyona çekmekten kaçınmalıdır. Elleri hareket ettirmeyerek, çocuğun kendini çekip çekmediği anlaşılır. Böyle bir durumda, fleksiyon hareketi aracılığıyla, çocuk denetçinin ellerine yetişebilir. Kamera pozisyonu Kamera çocuğun yan tarafında, sagital düzleme 90 derecelik açıda, az çok yatay olarak kayıttadır. 196 Aşama klasifikasyonu Uygulama Çocuk yatay bir yüzeyde sırtüstü pozisyonda yerleştirilir. Denetçi, çocuğu bileklerinden kavrayarak biraz traksiyon verir. Bunun sonucunda gövde hafifçe fleksiyona gelir. Bu arada, çocuk başını kaldırmak için stimüle edilir. Ölçek 0. Test öğesi doğru şekilde yönetilmiştir ancak çocuk aşağıdaki aşama spesifikasyonlarından herhangi birinde tanımlanan bir motor davranış göstermemiştir. 1a. Çocuk başını kısa bir süre için yerden kaldırır, ancak gövdesinin eğrisiyle aynı çizgiye getiremez. 1b. Çocuk başının pozisyonunu servikal ekstansiyon ile stabilize eder. Baş yerden denetçinin traksiyonu sayesinde kalkar. Çocuk kaldırılmış pozisyonu en az 2 saniye için stabilize eder. 2. Çocuk başını orta pozisyonda fleksiyon ve ektansiyon ile stabilize eder. Baş yerden denetçinin traksiyonu sayesinde kalkar. Çocuk kaldırılmış pozisyonu en az 2 saniye boyunca stabilize eder. 3. Çocuk başını kısa bir süre için kaldırır, servikal spinal kolonunu fleksiyona getirerek başını gövde eğrisiyle aynı çizgiye getirir. 4. Çocuk başını kaldırır ve servikal spinal kolonunu fleksiyona getirerek başını gövde eğrisiyle aynı çizgiye getirir. Çocuk kaldırılmış pozisyonu en az 2 saniye boyunca stabilize eder. 5. Çocuk başını kaldırır ve servikal spinal kolonunu fleksiyona getirerek başını gövde eğrisiyle aynı çizgiye getirir. Bununla birlikte gövde ve kollarını fleksiyona getirerek çocuk kendini denetçinin kollarında yukarı çeker. 197 Test Talimatları Amaç - Çocuğun sırtüstü pozisyonda başını kaldırabildiği seviyenin kaydedilmesi. Uygulama - Birincil postür: Sırtüstü pozisyonda, bileklerden biraz traksiyon ile gövde hafifçe fleksiyona getirilir. - Çocuğu başını kaldırması için stimüle edin. - Çocuğu kaldırılmış baş pozisyonunu en az 2 saniye stabilize etmesi için stimüle edin. - Çocuğu gövde ve kollarını fleksiyona getirmesi için stimüle edin. - Dikkat edilmeli: Bu bir traksiyon testi değildir. Stimülasyon - Çocuğun görüş alanında, bir motivasyon oyuncağı temin edin. - Gerekirse çocuğun başını pasif olarak konumlandırın. Kamera pozisyonu - Çocuğun yan tarafında, sagital düzleme göre 90 derecelik açıda konumlandırın. 198 Skorlama Aşama altbölümlerinin karakteristik elementleri Yönetim a. Test öğesi doğru şekilde yönetildi. Hareket b. Başı kaldırıyor. c. Servikal spinal kolonun fleksiyona gelmesi. d. Fleksiyon ve ekstansiyon ile ilgili orta pozisyon. e. Servikal spinal kolonun fleksiyonu. f. Gövde ve kollarını fleksiyona getiriyor. Postür g. Baş gövde eğrisiyle aynı çizgide değil. h. Baş yerden kesildi. i. Baş gövde eğrisi ile aynı çizgide. Periyot j. Kısa bir süre. k. En az 2 saniye. Aşama tanımlaması Elementler 0. a. 1a. a, b, g, j. 1b. a, c, h, k. 2. a, d, h, k. 3. a, b, e, i, j. 4. a, b, e, i, k. 5. a, b, e, i, f. 199 6.4 Test Öğesi 4: Yüzüstü pozisyonda dirseklere dayanırken postüral kontrol Amaç ve metot Bu test öğesinin amacı çocuğun yüzüstü pozisyonda dirseklerine dayanabildiği seviyenin kaydedilmesidir. Bu amaçla, çocuk yüzüstü pozisyonda başı kaldırılmış olarak yerleştirilir; kendini dirsekleriyle destekler ve ağırlığını yanlara doğru bir koluna transfer etmesi ve diğer koluyla uzanması için teşvik edilir. Postüral kontrolle ilgili motor gelişimi Yetersiz postüral kontrol seviyesinin bir sonucu olarak DS’lu çocuk ilk olarak yüzüstü pozisyonda kendini dirsekleri üzerinde destekleyemez. Bu test öğesi ile ilgili olarak, bunun gelişimi, çocuk yüzüstü pozisyonda baş ve gövde tarafından edinilen pozisyonu, göğsünün altında fleksiyona getirilmiş olarak uzanan kollarıyla desteklediğinde başlar. Artan bir postüral kontrol seviyesi ile, kolların fonksiyonel pozisyonu dirsekleri desteklemek için ortaya çıkar. Bunda, üst kolların pozisyonu gövdeye göre yaklaşık 90 derecelik ve zemine göre de 90 derecelik açıyla değişken olabilir (yandan bakıldığında). Bu postürü koruyabilmek için her iki dirseğe de simetrik olarak ağırlık dağılımı esas oluşturur. Akabinde, çocuk ağırlığını, üst koldaki 90 derecelik açıyı bozmadan tek bir kola transfer edeceğinden simetrinin önemi azalır. Çocuk ağırlığını bir kola transfer ettiğinde ve örneğin diğer koluyla oyuncağı kavramak için uzandığında postüral kontrol fonksiyonel bir seviyede kazanılmış olur. Yukarı doğru uzanmanın seviyesine bağlı olarak gövdede artan bir ekstansiyon ve rotasyon omuz kuşağında ise artan derecede bir stabilite gerekli olacaktır. İlk olarak, çocuğun kendini desteklediği omuz, üst kol ile göğüs birbirine değecek ve karşılıklı pozisyonlarını destekleyecek şekilde addüksiyonda olacaktır. Eninde sonunda bu karşılıklı desteğe gerek kalmayacaktır. Her halükarda, omuzun addüksiyonu açıkça gözlenebilir. Fonksiyonel bir durum oluşmuştur. Çocuk bir koluyla uzanacak, diğer omuz abdüksiyon ve addüksiyonla ilgili olarak merkezi pozisyonda stabilize olacaktır. Test öğesinin yönetilmesi ve değerlendirilmesi üzerine bilgi Bu testin yönetilmesinde; yüzüstü pozisyonda, çocuğun baş ve gövdesiyle elde ettiği pozisyonu göğüs altında kıvrılmış kollarla mı 200 desteklediği yoksa dirseklerde fonksiyonel bir destek mi (aşama seviyesi 2’den 6’ya) olduğunun saptanması önemlidir. Daha sonraki durumda, üst kolların tanımlanan pozisyonunun gövdeye ve zemine göre 90 derecelik açısı değişebilir (yandan bakıldığında). Dirsekler üzerinde etkili bir destek yoksa, baş ve gövdenin kaldırılmış pozisyonunu kollar destekler ama bu kez dirsekler göğsün altında daha kıvrık bir şekilde olur. Üst kolların pozisyonu yere göre vücuda karşı 90 derecelik bir açı ile değişiklik göstermektedir. Bu durumda aşama seviyesi 1 skorlanmaktadır. Omuz eklemlerinin belli bir oranda abdüksiyonu desteğin etkisini azaltmamaktadır. Çok fazla abdüksiyon olması durumunda dirsekler destek fonksiyonlarını yitirmektedirler. Her iki postür en az iki saniyeliğine stabilize edilmelidir. Akabinde, fonksiyonel desteğin simetrik olması gerekliliği, ağırlığın yanlara aktarılması stimule edilerek sağlanmalıdır. Bu gövde hareketini orta çizgiye, laterale doğru sağlar ve ipsilateral omuz üstündeki ağırlığı arttırır. Ağırlığın yanlara transferi net bir şekilde farkedilir olmalıdır. Postürel kontrol aşamasının etkinliği nihai olarak, ağırlığını bir koluna trasfer ettikten sonra, diğer koluyla en az iki saniye boyunca uzanmaya teşvik edildiğinde açıkça belli olur. Burada da, başlangıç postürü olarak fonksiyonel dirsek desteğinin sağlanması önemlidir. Örneğin ulaşabilmek için yanlara doğru dönmek, uzanmak olarak kabul edilmez. Denetçinin, çocuğun eliyle uzandıktan sonra, motive eden oyuncaktan destek alarak bu uzanma pozisyonunu stabilize etmediğinden emin olması gerekir. Çocuğun üzerine yaslandığı omuzun postüral kontrol seviyesi, diğer kolla uzanma sırasında eklemin addükte olup olmadığı belli olacaktır. Göğüs ve üst kolun karşılıklı pozisyonlarını desteklemeleri gerekebilir. Test öğesinin başarılı olması için, testin doğru bir başlangıç postüründen sonra sürekli olarak yönetilmesi önemlidir. Bu yüzden, başlangıç postürüne yerleştirirken, denetçi çocuğu zemine kendini dirsekleri üzerinde destekleyecek şekilde bırakır. Çocuğun yüzüstü pozisyonda başının kaldırılmış olduğu açıkça belli olmalıdır. Gövdeyle ve zeminle bağlantılı olarak üst kolun açısı fonksiyonel desteğe imkan verecek derecede olmalıdır. Belli miktarda abdüksiyona izin verilir ama çok fazla abdüksiyon ile dirseğin etkin pozisyonu kaybolur. Postürün çocuk tarafından aktif olarak stabilize edilmesi gerektiğinden, denetçinin çocuğa gerçekten bu aksiyonu üstlenme imkanı vermesi gerekir. Çocuk aktif olarak tanımlanan başlangıç postürünü doğru olarak elde ettiğinde, test öğesi normal olarak yönetilebilir. Çocuğun görüş alanına sunulan oyuncakla ilgilenmesi gereklidir ve böylelikle 201 sanki kavraması mümkünmüş gibi uzanmalıdır. Denetçinin, çocuğun oyuncağı kavradıktan sonra ondan destek almadığından ve böylelikle uzanma pozisyonunu stabilize etmediğinden emin olması gerekir. Eğer oyuncak çocuğun yan tarafında çok uzakta tutulursa, bu gereksiz yere postürün kaybedilmesine sebep olur. Çocuk uzanmadığında, denetçi, oyuncağı çocuğun başının etrafında sağa ya da sola doğru oynatarak ağırlık transferi yapmaya stimüle edebilir. Bundan sonra çocuk görsel olarak objeyi takip eder ve başını olabildiğince döndürür (arkaya bakarak). Gerekirse, denetçi pasif olarak ağırlık transferini ve bir kolla uzanmayı gösterebilir. Ağırlık transferinin farkedilecek netlikte olması gerekir. Dikkat edilmeli Bir kolla uzanma esnasında, çocuğun ipsilateral kalçasını fleksiyona getirerek yüzüstü pozisyonu stabilize ettiği gözlenebilir. Bu fizyolojik bir hareket paterni olduğundan ve gerçekte yüzüstü pozisyonda bir değişken olduğundan farklı bir skora yol açmaz. Birinin mide ve pelvisin yerden kalkmasını gözlemesi gerekir. Bu anda yüzüstü pozisyon bir başlangıç postürü olarak kaybedilir. Ağırlığı lateral olarak transfer ederken, çocuk kontralateral kolla el desteğine yönelebilir. Böyle bir durumda çocuk seviye 4’ü skorlar. Kamera pozisyonu Kamera çocuğun önüne çapraz olarak yerleştirilir, uzunluk ekseni ile bağlantılı olarak, az çok yatay şekilde 45 derecelik açıda kaydeder. 202 Uygulama Çocuk yatay zeminde yüzüstü pozisyonda fonksiyonel olarak kendini dirsekleriyle destekleyecek şekilde yerleştirilir. Baş kaldırılır. Ağırlığını bir kola transfer edip kontralateral koluyla uzanması için teşvik edilir. Ölçek 0. Test öğesi doğru şekilde yönetilmiştir, ama çocuk aşağıdaki aşama spesifikasyonlarında tanımlanan motor davranışlardan hiçbirini göstermemiştir. 1. Yüzüstü pozisyonda çocuk, esasen simetrik olarak dirsekleri üzerinde en az 2 saniye kendini destekler. Üst kolun yerle bağlantılı olarak gövdeye karşı pozisyonda açısı ortalama 90 derecedir (yandan bakıldığında). 2. Yüzüstü pozisyonda çocuk, esasen simetrik olarak dirsekleri üzerinde en az 2 saniye kendini destekler. Üst kolun gövdeyle bağlantılı olarak açısı yaklaşık 90 derece, yerle bağlantılı olarak yaklaşık 90 derecedir (yandan bakıldığında). 3. Yüzüstü pozisyonda çocuk, esasen simetrik olarak dirsekleri üzerinde en az 5 saniye kendini destekler. Üst kolun gövdeyle bağlantılı olarak açısı yaklaşık 90 derece, yerle bağlantılı olarak yaklaşık 90 derecedir (yandan bakıldığında). 4. Çocuk yüzüstü pozisyonda fonksiyonel bir dirsek desteğinden sağa ya da sola doğru ağırlık transferi yapar. Üst kolun gövdeyle bağlantılı olarak açısı yaklaşık 90 derece, yerle bağlantılı olarak yaklaşık 90 derecedir (yandan bakıldığında). 5. Çocuk yüzüstü pozisyonda fonksiyonel bir dirsek desteğinden en az 2 saniye boyunca bir koluyla uzanır. Çocuğun kendini desteklediği üst kolun pozisyonu gövdeyle bağlantılı olarak yaklaşık 90 derece, yerle bağlantılı olarak yaklaşık 90 derece değişkendir (yandan bakıldığında). Çocuğun yaslandığı omuz açıkça addükte olmuştur, göğüs ve üst kol birbirine dokunur ve karşılıklı pozisyonlarını destekler. 6. Çocuk yüzüstü pozisyonda fonksiyonel bir dirsek desteğinden en az 2 saniye boyunca bir koluyla uzanır. Çocuğun kendini desteklediği üst kolun pozisyonu gövdeyle bağlantılı olarak yaklaşık 90 derece, yerle bağlantılı olarak yaklaşık 90 derece değişkendir (yandan bakıldığında). Çocuğun yaslandığı omuz hiçbir şekilde addükte değildir. 203 Test talimatları Amaç - Çocuğun kendini dirsekleri üzerinde destekleyebildiği seviyenin kaydedilmesi. Uygulama - Başlangıç postürü: Dirseklerle desteklenmiş yüzüstü pozisyon. Baş kaldırılmış pozisyon. - Üst kolların pozisyonu yerle ilişkili olarak 90 derecede, gövdeyle 90 derecelik açıda değişkendir (yandan bakıldığında). - Çocuğu postürü 2 ila 5 saniye boyunca stabilize edecek şekilde stimüle edin. - Çocuğu, örneğin etrafına bakmasını sağlayarak, yanlara doğru ağırlık transferi yapmaya stimüle edin. - Çocuğu tek koluyla 2 saniye boyunca uzanacak şekilde stimüle edin. - Dikkat edilmeli: Sürekli olarak çocuğu başlangıç pozisyonuna yerleştirin. Stimülasyon - Motive edici oyuncağı çocuğun önünde tutun. - Motive edici oyuncağı yatay bir çizgide ve dairesel hareketlerle sağa ya da sola doğru oynatın. - Gerekirse, ağırlığın laterale transferini pasif olarak gösterin. - Motive edici oyuncağı ulaşamayacağı mesafede uzatılmış kolun biraz üzerinde tutun. - Gerekirse kolu pasif olarak konumlandırın. Kamera pozisyonu - Çapraz olarak çocuğun önüne, uzunluk eksenine göre 45 derecelik bir açıda yerleştirin. 204 Skorlama Aşama altbölümlerinin karakteristik elementleri Yönetim a. Test öğesi doğru şekilde yönetildi. Hareket b. Esas olarak simetrik şekilde dirseklerinde destekliyor. c. Ağırlığını yanlara doğru transfer ediyor. d. Bir koluyla uzanıyor. Postür e. Üst kolun pozisyonu zeminle ilişkili olarak yaklaşık 90 derecede değişken, gövdeye karşı bir pozisyonda (yandan bakıldığında). f. Üst kolun pozisyonu gövdeyle ilişkili olarak yaklaşık 90 derecede değişken, yere yaklaşık 90 derecelik açıda (yandan bakıldığında). g. Göğüs ve üst kol birbirine değmekte ve karşılıklı pozisyonlarını desteklemekte. Periyot h. En az 2 saniye. i. En az 5 saniye. Aşama spesifikasyonu 0. 1. 2. 3. 4. 5. 6. Elementler a. a, b, e, h. a, b, f, h. a, b, f, i. a, c, f. a, d, g, h. a, d, f, h. 205 6.5 Test öğesi 5: Yüzüstü pozisyondan sırtüstü pozisyona dönerken postüral kontrol Amaç ve metot Test öğesinin amacı, çocuğun yüzüstü pozisyondan sırtüstü pozisyona dönebildiği seviyenin kaydedilmesidir. Bu amaçla, yüzüstü pozisyondaki çocuk sırtüstü pozisyona dönmesi için teşvik edilir. Postüral kontrolle ilişkili olarak motor gelişim DS’lu çocuk yüzüstü pozisyondan sırtüstü pozisyona döndüğünde, postüral kontrol sistemdeki bozukluklar başın, gövdenin ve kol-bacakların motor fonksiyonlarında gözlenebilir. Bu bozuklukların dönmenin ek fonksiyonları üzerinde etkisi olabilir ama aynı zamanda tamamen dönmenin motor fonksiyonu üzerinde de etki gösterebilir. DS’lu çocuğun dönmeyi geliştirme şekli, postüral kontroldeki bozuklukların, burada meydana gelen gelişimle bireysel – spesifik dağılımıyla saptanır. Örneğin gövdede kanıtlanmış azalmış postüral kontrol seviyesi, dönmede baş, kol ve bacakların motor becerilerine vurgu yapacaktır. Gövde motor kabiliyetinde örneğin hareket ayrışmasının yokluğu gibi, telafi hareketleri gözlenebilir (kendi içinde ve aynı zamanda fleksiyon ve ekstansiyonla birleşmiş rotasyon). Yetersiz postüral kontrol seviyesinin bir sonucu olarak, DS’lu çocuk başlangıç olarak yüzüstü pozisyondan dönerken başını kaldıramayacaktır. Bu test kapsamında başının motor kabiliyetinin gelişimi, dönme çabasıyla başın ekstansiyona gelmesiyle başlar. Çocuk sanki başının destekleme yüzeyi alanının dışına çıkıp onu dengesiz hale getirmiş gibi bir tarafına doğru uzanıp düşer. Çocuk aynı zamanda ekstansiyonu daha aktif şekilde kullanılıp sırtüstü pozisyona gelebilir. Akabinde, başı fleksiyona getirecek kadar ayrışma meydana gelir. Çocuk fleksiyonu rotasyonla birleştirebildiği anda dönmek konusunda fonksiyonel bir hamle mümkün olur. Yetersiz postüral kontrol seviyesi, dönme sırasında kollarda kısıtlanmış bir role sebep olabilir. Bu test öğesinin sisteminde, kolun motor aktivitesinin gelişimi simetrik kol fonksiyonu ile başlar. Bu simetrik gövde motor aktivitesi ile birleşmiştir ama, gövde rotasyonu gözlenmez. Sonra, kontralateral kol dorsomedyale kayar, kol kaldırılmaz ama gövde tarafından destekli olarak kalır. 206 Sonuç olarak, fonksiyonel seviyede bir postüral kontrol meydana gelir; kontralateral kol kaldırılır ve dönme sırasında gövdeden serbest hale gelir. Asimetrik kol motor aktivitesinin gelişimi gövde rotasyonunun gelişimi ile birleşmiştir. Yetersiz postüral kontrolün bir sonucu olarak, yüzüstü pozisyondan sırtüstü pozisyona dönmede bacakların rolü kısıtlanacaktır. Bu test öğesinin kapsamında, bacak motor aktivitesi dönebilmek için bacakların az çok simetrik şekilde fleksiyona geldiği anda başlar. Bu simetrik gövde motor aktivitesi ile birleşmiştir. Artan postüral kontrol seviyesi ile, kontralateral bacak akabinde geriye doğru kıvırmak için kalçada kıvrılır ya da uzatılır, böylece ipsilateral bacak çaprazlanır. Bunda, kontralateral bacak ilk olarak kaldırılmaz ama ipsilateral bacak üzerinde desteklenir. Postüral kontrolün fonksiyonel seviyesi, kontralateral bacağın, dönmeye hamle edildiğinde kaldırılmasıyla nihayetinde kazanılmış olur. Asimetrik bacak motor aktivitesinin gelişimi gövde rotasyonunun gelişmi ile birleşmiştir. Gövde motor aktivitesi, artan ayrışma imkanlarıyla artan postüral kontrol seviyeleri ile gelişir. İlk olarak omuz kuşağı ve pelvik kemer birbirleriyle ilişkili olarak hareket etmezler ve dönme bağımsız olarak gerçekleşir. Dönme hamlesi süresince yüzüstü poziyonda gövde fleksiyonu gözlenmez, bazı durumlarda gövde gerçekten uzatılır. Sonuç olarak, gövde rotasyonu ile dönme sağlanır ve omuz kuşağı ve pelvik kemerinde rotasyon başladığında kesin farklılık gözlenir. Gövde rotasyonuyla kombinasyonda, yüzüstü pozisyondayken dönme hamlesinde, gövde fleksiyonu kalça fleksiyonu ile birlikte kontralateral bacakta gerçekleşir ya da gerçekte uzatılmış kontralateral bacaktaki kalça ekstansiyonuyla kombinasyondadır. Test öğesinin yönetilmesi ve değerlendirilmesi üzerine bilgi Bu motor becerinin kalite ve fonksiyonelliği, en düzgün şekilde, yüzüstü pozisyondan sırtüstü pozisyona dönmekle ilgili olarak ek motor aktivitenin gelişimi için ayrı aşama spesifikasyonu yapılarak kaydedilebilir. Uygulamayla ilgili sebeplerden dolayı tek kombine aşama spesifikasyonu yapmaya karar verdik. Gövde motor aktivitesinin gelişimi burada anahtar roldedir çünkü bu gelişim, yüzüstünden sırtüstüne dönme pozisyonunun gelişimine işaret eder ki bu da postüral kontrol problemlerinden dolayı bozulmuştur. Test öğesini değerlendirmek için çocuğu düz bir başlangıç pozisyonuna yerleştirmek önemlidir. Örneğin, eğer denetçi çocuğu dirseklerinden destek alacak şekilde yüzüstü 207 yerleştirirse, çocuk dengesini kaybedip yan tarafına yatabilir. Bunun dönme ile alakası yoktur. Ayrıca denetçi test öğesi 5 ve 6’yı kombine edip yüzüstünden sırtüstüne ve yine yüzüstüne bir dönme yaparak kolaylaştırmaktan kaçınmalıdır. Çünkü hareketler birbiri üzerine biner ve birbirini etkiler, bu yüzden bunun değerlendirmesi özellikle zorlaşır. Bu test öğesini yönetirken, dönme esnasında çocuğun başı ekstansiyonda mı yoksa fleskiyona mı geliyor; bunu saptamak önemlidir. Çocuk yüzüstü pozisyonda dönmeye başlarken gövdesi uzanıyor mu yoksa fleskiyona mı geliyor? Ayrıca bunu da saptamak gerekir. Omuz kuşağı ve pelvik kemerin az çok birlikte hareket edip etmediklerini ya da birbirleriyle ilişkili olarak açık bir rotasyon yapıp yapmadıklarını saptamak da önemlidir. Gövde rotasyonunun açık bir şekilde gözleniyor olması ve skorlamayla devam etmek için isimlendiriliyor olması gerekir. Son olarak, her iki kol ve her iki bacağın az çok birbirleriyle simultane olacak şekilde aktif olup olmadıklarının gözlenip kaydedilmesi gerekir. Aktivite sırasında destekleniyorlar mı yoksa kaldırılıyorlar mı; aynı şekilde bunun da gözlenip kaydedilmesi gerekir. Nihai neticenin de göz önünde bulundurulması önemlidir. Eğer çocuk sadece yana doğru yatıyor ise, bu sırtüstü pozisyona dönmeye devam etmesine göre daha düşük bir motor seviyesi ile değerlendirilmelidir. Yüzüstü pozisyondan sırtüstü pozisyona dönme çocuğa çekici gelen bir oyuncağın, çocuğun önünden çapraz olarak ve bir şekilde üstüne doğru gelecek şekilde sunulmasıyla stimüle edilebilir. Çocuk buna bakacak ve olasılıkla kavramak isteyecektir. O zaman oyuncak dairesel bir hareketle çocuğun başının üzerinde ulaşamayacağı bir mesafede hareket ettirilir. Çocuk oyuncağı başı veya koluyla takip ettiğinde, dönme temin edilir ve aksiyona çevrilir. Denetçi stimülasyon şekliyle, çok fazla baş ve gövde rotasyonu oluşturmamaya dikkat etmelidir. Bu söz konusu olduğunda, oyuncak doğal bir şekilde sunulmalıdır. Gerekirse, test öğesinin amacı, denetçi tarafından dönme elle temin edilerek netleştirilebilir. Ancak, bağımsız olarak oturabilen bir çocuğu yüzüstü pozisyondan sırtüstüne dönmeye stimüle etmek neredeyse imkansızdır. Çocuk yüzüstü pozisyondan oturma pozisyonuna geçecektir. Eğer doğru şekilde yönetildiyse, test öğesi tamamlanmamış olarak değerlendirilir. Dikkat edilmeli “Dönme”, tüm dönme sürecinde aktif olarak katılım anlamına gelir. Tüm dönme hareketi desteklenmiştir. Diğer taraftan, “dönmeye 208 başlamak” dönmenin halihazırda başladığı ya da başlatıldığı anlamındadır ve bu kapsamda belirgin olarak farklı anlamı vardır. Dönmenin ilk 90 derecesinde, yani yüzüstünden sırtüstü pozisyona dönüş esnasında gövde rotasyonunun olup olmadığı değerlendirilir. Bundan sonra olası bir gövde rotasyonu yer çekimine karşı yer alabilir. Dönmenin ikinci 90 derecesinde gözlenen rotasyonlar, yani yan yatma pozisyonundan sırtüstü pozisyona geçmek, yer çekiminin bir sonucu olarak meydana gelebilir ve bu yüzden de değerlendirilmez. Diğer yandan kollar ve bacakların motor aktivitesi, total hareket yolu kapsamında değerlendirilmektedir. Bazı çocuklar gövdelerini kaldırırlar ve bu yolla yarı oturur bir pozisyona gelirler; yarı yan oturma pozisyonundan sırtüstü pozisyona geçerler. Gövde ile zemin arasındaki açı 45 dereceden fazla olmadığı ve gövde, kollar ve bacakların motor aktivitesi aşama spesifikasyonu bazında değerlendirilebildiği sürece, davranış dönme olarak değerlendirilebilir. Ancak, eğer çocuk bir oturma postürü, yan oturma ya da emekleme postürü gösterirse, motor davranış bir dönme olarak değerlendirilemez. Bunun tamamlanmamış bir skor mu yoksa 0 skor mu olduğunun kontrol edilmesi gerekir. Kamera pozisyonu Kamera çocuğun yan tarafına, sagital düzlemle yaklaşık 90 derecelik açıda az çok yatay şekilde kayıt yapacak şekilde konumlandırılır. 209 Aşama klasifikasyonu Uygulama Çocuk yatay bir yüzeye, kolları yerde düz olacak şekilde yüzüstü yerleştirilir ve sırtüstü pozisyona dönmesi için teşvik edilir. Ölçek 0. Test öğesi doğru olarak yönetilmiştir, ama çocuk aşağıdaki aşama spesifikasyonlarında tanımlanan motor davranışlardan hiçbirini göstermemiştir. 1. Çocuk yan-yatma pozisyonuna döner. 2. Çocuk sırtüstü pozisyona dönme çabasıyla başını ya da gövdesini ekstansiyona getirir. Gövde rotasyonu neredeyse gözlenmez. 3. Çocuk gövdesini fleksiyona getirir, sırtüstü pozisyona dönerken esasen simetrik olan kol ve bacak motor aktivitesi gösterir. Gövde rotasyonu neredeyse gözlenmez. 4. Çocuk net olarak gövdesini rotasyona sokar ve sırtüstü pozisyona dönerken esasen simetrik olan kol ve bacak motor aktivitesi gösterir. 5. Çocuk net olarak gövdesini rotasyona sokar ve sırtüstü pozisyona dönerken esasen asimetrik olan kol ve/veya bacak motor aktivitesi gösterir. Kontralateral kol ve kontralateral bacak kaldırılmaz ama destekli kalır. 6. Çocuk net olarak gövdesini rotasyona sokar ve sırtüstü pozisyona dönerken esasen asimetrik olan kol ve/veya bacak motor aktivitesi gösterir ve aynı zamanda dönme esnasında kontralateral kol ve/veya kontralateral bacak kaldırılır. 210 Test talimatları Amaç - Çocuğun yüzüstü pozisyondan sırtüstü pozisyona dönebildiği seviyenin kaydedilmesi. Uygulama - Birincil postür: Yüzüstü pozisyon, kollar düz yerde. - Çocuğu sırtüstü posizyona dönmeye stimüle edin. Stimülasyon - Motive edici oyuncağı çapraz olarak çocuğun yüzünün üstünde tutun. - Motive edici oyuncağı çocuğun ulaşamayacağı mesafede başının üzerinde dairesel olarak hareket ettirin. - Gerekirse, pasif dönme sağlayın. - Dikkat edilmeli: Fazladan servikal ve/veya torasik ekstansiyonun stimüle edilebileceği de hesaba katılmalıdır. Kamera pozisyonu Çocuğun yanında, sagital düzleme 90 derecelik açıda. 211 Skorlama Aşama altbölümlerinin karaktesritik elementleri Yönetim a. Test öğesi doğru olarak yönetildi. Hareket b. Baş ve/veya gövdeyi ekstansiyona getiriyor. c. Hemen hemen hiç gövde rotasyonu görülmüyor. d. Gövdesini fleskiyona getiriyor. e. Simetrik kol ve bacak motor aktivitesi. f. Net bir gövde rotasyonu ile. g. Asimetrik kol ve/veya bacak motor aktivitesi. h. Kontralateral kol ve /veya bacağın kaldırılması. Postür i. Yana yatıyor. j. Sırtüstü pozisyona geliyor. k. Desteklenmiş kontralateral kol ve /veya bacak. 212 Aşama spesifikasyonu Elementler 0. 1. 2. 3. 4. 5. 6. a. a, i. a, b, c, j. a, c, d, e, j. a, e, f, j. a, f, g, j, k. a, f, g, h, j. 6.6 Test Öğesi 6: Sırtüstü pozisyondan yüzüstü pozisyona dönerken postüral kontrol Amaç ve metot Bu test öğesinin amacı, çocuğun sırtüstü pozisyondan yüzüstü pozisyona dönebildiği seviyeyi kaydetmektir. Bu amaçla, çocuk sırtüstü pozisyondayken yüzüstü pozisyona dönmesi için stimüle edilir. Postüral kontrol ile ilgili olarak motor gelişim DS’lu çocuk sırtüstü pozisyondan yüzüstü pozisyona döndüğü zaman, postüral kontrol sistemindeki bozukluklar baş, gövde ve kol-bacakların motor aktivitesinde tanımlanabilir. Bu bozuklukların etkileri sadece dönmenin ek fonksiyonlarında değil, aynı zamanda dönmenin tamamındaki motor aktivitede de görülür. DS’lu çocukta gelişen dönme, vücuttaki bireysel spesifik postüral kontrol problemi derecesiyle olduğu kadar, bunun içinde gerçekleşen gelişim ile de saptanır. Örneğin servikotorasik alanda belirgin hipotonisi olan çocukta başın motor aktivite katkısı göreceli olarak küçüktür. Örneğin dönme dürtüsü esas olarak bacaklarla sağlanırken, başın motor aktivitesinde telafi edici hareket gözlenebilir. Yetersiz postüral kontrol seviyesinin bir sonucu olarak, DS’lu çocuk başlangıç olarak başını kaldıramayacaktır. O zaman başın fleksiyonu ile dürtülenen dönme hareketi mümkün olmayacaktır. Bu test öğesinin kapsamında, başın motor aktivitesinin gelişimi, çocuk servikal ekstansiyon ile kendini, başını yere bastırarak ittiğinde başlayacaktır. Son olarak, rotasyon ve fleksiyon esnasında, baş da kaldırılır ve dönmeye fonksiyonel bir katkıda bulunur. Yetersiz postüral kontrol seviyesi vakasında, kollar başlangıç olarak dönmede bir role sahip değildir. Bu test öğesinin kapsamında kolların motor aktivitesinin gelişimi, kolların dönmeyi başlatmak için az çok simetrik şekilde kullanılmasıyla başlar. Bu aşama gelişiminin ayırt edici özelliği, gövde rotasyonunun eksikliğidir; gövde muhtemelen fleksiyona gelir. Artan gelişim esnasında kontralateral kol ipsilateral tarafa ulaşır. Kol gövdeye çaprazdır ama kaldırılmamıştır ancak gövde tarafından destekli kalır. Eninde sonunda fonksiyonel bir postüral kontrol seviyesi meydana gelir, kol bu kez dönme dürtüsüyle uzanırken kaldırılır. Asimetrik kol motor aktivitesinin gelişimi gövde rotasyonunun 213 gelişimi ile birleşir. Yetersiz postüral kontrol seviyesi durumunda, bacak motor aktivitesi ilk olarak dönmeye katkıda bulunmaz. Bu test öğesinin kapsamında, bacak motor aktivitesinin gelişimi dönme dürtüsünde az çok simetrik bir kalça fleksiyonu meydana geldiğinde başlar. Gövde de aynı zamanda fleksiyona gelir ama gövde rotasyonu meydana gelmez. Postüral kontrol seviyesi arttığında, dönme dürtüsünde kontralateral bacak kalçada kıvrılır, ama geçiş sırasında ipsilateral bacak bu bacakla desteklenir. Eninde sonunda, kontralateral bacak geçişte kaldırılır. Ancak, kontralateral bacak aynı zamanda dönmek üzere itmek için de kullanılabilir. O zaman kalça uzatılır ve ayak vücudun arkasından yere bastırılır. Bu tip asimetrik bacak motor aktivitesi formlarının meydana gelmesi, fonksiyonel bacak motor aktivitesi kazanımında gövde rotasyonun meydana gelmesi ile kombine edilmiştir. Baş ve kol-bacakların fonksiyon gelişiminin kombinasyonu ile; gövde fleksiyonu kabiliyeti, gövde esktansiyonu ve gövde rotasyonu aynı zamanda meydana gelir. İlk olarak omuz kuşağı ve pelvik kemer birbiriyle ilgili olarak rotasyonda değildir ama örneğin baş ve gövdenin uzatılmasıyla bir bütün olarak dönerler. Bundan başka, sırtüstü pozisyonda gövde fleksiyonu ve yüzüstü pozisyonda gövde ekstansiyonu uygun olarak yapılabilir değildir. Baş, kol ve bacak motor aktivitelerinin ayrışmasının gelişiminde, çocuk sonunda gövde rotasyonu ile döner. Omuz kuşağı ve pelvik kemer rotasyona başladığında açık bir ayırt etme gözlenebilir. Dönme esnasında, sırtüstü pozisyonda gövde fleksiyonu; döndükten sonra ise yüzüstü pozisyonda gövde ekstansiyonu gözlenebilir. Gövde motor aktivitesi sırtüstü pozisyondan yüzüstüne dönerken fonksiyonel bir seviyede katkıda bulunur. Gövdedeki fleksiyon aktivitesi baş, kollar ve/ veya bacakların kaldırılması ile sonuçlanabilir. Ancak, gövdedeki başlangıç fleksiyon aktivitesi aynı zamanda pasif yana doğru yatmaya yol açabilir. Böyle bir durumda bacaklar kaldırılır, sonra çocuk haliyle yan yatma durumuna düşer çünkü bacaklar destekleme alanının dışında hareket etmektedir ve çocuk kendi dengesini bozmuştur. Çocuk ayrıca fleksiyonu daha aktif bir şekilde kullanıp yüzüstü pozisyona döner. Bu test öğesinde gelişimleri bağımsız oturma pozisyonuna ulaşabilecek seviyede olan çocuklar, yüzüstü pozisyon yerine eller-dizler üzerine ya da oturma pozisyonuna geçmeye meylettirilecektir. 214 Test öğesinin yönetilmesi ve değerlendirilmesi üzerine bilgi Sırtüstünden yüzüstüne dönmeyle ilgili ek motor aktivitelerin gelişimi için ayrı aşama spesifikasyonları yaparak, bu motor becerinin kalitesi ve fonksiyonelliği en düzgün şekilde kaydedilebilir. Uygulamayla ilgili sebeplerde, bir kombine aşama klasifikasyonu yapmayı tercih ettik. Bunda, gövde motor kabiliyetinin gelişimi başlama noktası olarak kullanılır çünkü bu gelişim sırtüstünden yüzüstüne dönmenin postüral kontrol problemleri sebebiyle bozulmuş gelişiminin en belirgin işaretidir. Bu test öğesini değerlendirmek için, çocuğu düz bir başlangıç postürüne yerleştirmek önemlidir. Örneğin, çocuk denetçi tarafından kıvrılmış bacaklarla sırtüstü pozisyona yerleştirilirse, çocuk dengesini kaybettiği için yan yatma pozisyonuna geçebilir. Bunun dönme ile bir ilgisi yoktur. Aynı zamanda denetçinin test öğeleri 5 ve 6’yı kombine ederek dönme testini kolaylaştırıp, yüzüstünden sırtüstüne, oradan da yüzüstüne geçmemesi gerekir. Hareketler birbirlerinin üzerine binip birbirlerinden etkileneceğinden, bu değerlendirmeyi daha zor hale getirecektir. Bu test öğesini yönetirken dönme dürtüsünde başın ekstansiyonda mı yoksa fleksiyonda mı olduğunun saptanması önemlidir. Çocuğun, dönmeye başlarken sırtüstü pozisyonda gövdesini ekstansiyona mı yoksa fleksiyona mı getirdiğinin saptanması da aynı şekilde önemlidir. Kollar ve bacaklar simetrik olarak mı asimetrik olarak mı aktif? Kolların ve bacakların aktivite sırasında desteklendiği mi yoksa kaldırıldığı mı gözleniyor? Bunların da etraflıca saptanması gerekir. Son olarak, omuz kuşağı ve pelvik kemerin az çok aynı anda hareket edip etmediğinin ya da birinde diğeriyle ilgili olarak net bir rotasyon gözlenip gözlenmediğinin değerlendirilmesi gerekir. Rotasyonun varlığına koşulsuz olarak karar verilmeli ve bu şekilde skorlanmalıdır. Nihai sonuç da aynı zamanda göz önünde bulundurulmalıdır. Eğer çocuk sadece yana yatıyorsa, bu, yüzüstüne aktif olarak dönmeden ziyade daha düşük motor seviyesi olarak değerlendirilmelidir. Eğer çocuk yüzüstü pozisyona gelmiyor ama oturma ya da eller-dizler üzerinde durma pozisyonuna geçiyorsa, denetçinin sırtüstü pozisyondan yüzüstüne dönmenin seviye 0 olarak mı yoksa tamamlanmamış skor olarak mı değerlendirileceğine karar vermesi gerekir. Sırtüstü pozisyondan yüzüstü pozisyona dönme çocuğa ilginç gelecek bir oyuncakla stimüle edilebilir. Oyuncak çapraz ve biraz da başının üzerinde olacak şekilde uzatılmalıdır. Çocuk buna bakacak ve belki kavramak isteyecektir. Motivasyon oyuncağı o zaman 215 çocuğun ulaşamayacağı bir mesafede başının üzerinde dairesel hareketlerle oynatılmalıdır. Çocuk oyuncağı başıyla ya da koluyla takip etmeye başladığında, dönme harekete geçirilmiş olur. Denetçinin, motivasyon oyuncağının hareket şekline bağlı olarak çok fazla baş ve gövde ekstansiyonunun yaratılabileceğinin farkında olması gerekir. Bu açıdan, oyuncak olabildiğince doğal olarak uzatılmalıdır. Gerektiğinde denetçi, test öğesinin amacını çocuğun dönmesini manuel olarak kolaylaştırarak netleştirebilir. Dikkat edilmeli “Dönme” konsepti, dönmede aktif katılımı ifade eder. Total dönme hareketi desteklenmiştir. Öte yandan “dönmeye başlamak” dönmenin başladığına ya da girişilmeye başlandığı anlamına gelir ve bu bağlamda başka bir anlamı vardır. Gövde rotasyonu olsun olmasın, bu dönmenin ilk 90 derecesinde değerlendirilir, yani sırtüstü pozisyondan yana yatma pozisyonuna geçme esnasında... Daha sonra herhangi bir rotasyon yer çekim kuvvetine karşı gerçekleşir. Dönmenin ikinci 90 derecesinde rotasyonlar gözlenir, bu noktada yana yatma pozisyonundan yüzüstü pozisyona geçiş yer çekiminin kuvvetiyle gerçekleşebilir ve bu sebeple de sayılmaz. Diğer yandan kol ve bacak motor aktivitesi, hareketin tüm yolu üzerinden değerlendirilir. Bazı çocuklar gövdelerini kaldırıp yarım oturma ya da yarım yan oturma pozisyonu ile yüzüstü pozisyona geçerler. Gövde ile zemin arasındaki açı 45 dereceden fazla olmadığı ve gövde, kol ve bacak motor aktiviteleri aşama klasifikasyonuna dayanarak değerlendirilebildiği sürece, davranış dönme olarak sayılır. Ancak, eğer çocuk bir oturma, yan oturma ya da emekleme postürü gösterirse, o zaman davranış artık dönme olarak sayılamaz. Denetçinin bunun tamamlanmamış bir skor mu ya da 0 skor mu olduğunu kontrol etmesi gerekir. Yüzüstü pozisyonda eğer bir bacak son olarak gövdenin altında kıvrılmış kalırsa, bu halen bir yüzüstü pozisyon olarak kabul edilebilir. Kamera pozisyonu Kamera çocuğun yan tarafındadır; sagital düzleme göre 90 derecede az çok yatay olarak çekim yapar. 216 Aşama klasifikasyonu Uygulama Çocuk yatay bir zemine kolları ve bacakları düz olacak şekilde sırtüstü yerleştirilir ve dönerek yüzüstü pozisyona geçmesi için teşvik edilir. Ölçek 0. Test öğesi doğru şekilde yönetilmiştir, ama çocuk aşağıda belirtilen aşama spesifikasyonlarındaki davranışlardan hiçbirini göstermemiştir. 1. Çocuk yan yatacak şekilde döner. 2. Çocuk sırtüstü pozisyonda, yüzüstüne doğru dönmeye bir dürtü olarak, başını ve/veya gövdesini uzatır. Gövde rotasyonu henüz gözlenmemektedir. 3. Çocuk başını, kollarını yada bacaklarını kaldırarak gövdesini fleksiyona getirir ve yüzüstü pozisyona doğru dönmeye başlarken esas olarak simetrik kol ve bacak motor aktiviteleri gösterir. Gövde rotasyonu henüz gözlenmemektedir. 4. Çocuk net olarak gövdesini rotasyona sokar ve yüzüstü pozisyona dönerken esasen simetrik olarak kol ve bacak aktiviteleri gösterir. 5. Çocuk net olarak gövdesini rotasyona sokar ve dönerken esasen asimetrik kol ve/veya bacak motor aktiviteleri gösterir. Kontralateral kol ve kontralateral bacak kaldırılmaz ama desteklidir. 6. Çocuk net olarak gövdesini rotasyona sokar ve esasen asimetrik kol ve/veya bacak motor aktivitesi gösterir ve yüzüstü pozisyona dönerken kontralateral kol ve/veya kontralateral bacağı kaldırır. 217 Test talimatları Amaç - Çocuğun sırtüstünden yüzüstü pozisyona dönebilmesinin hangi seviyede gerçekleştiğinin kayıt edilmesi. Uygulama - Başlangıç postürü: Sırtüstü pozisyon, kollar ve bacaklar düz olarak yerdedir. - Çocuğu yüzüstü pozisyona dönmesi için stimüle edin. Stimülasyon - Motive edici oyuncağı çapraz şekilde, çocuğun yüzünün üzerinden uzatın. - Motive edici oyuncağı çocuğun ulaşamayacağı mesafede başının etrafında dairesel hareketler çizerek kafatasının yanına ve kafatasına doğru hareket ettirin. - Gerekirse, çocuğu pasif olarak döndürün. - Dikkat edilmeli: Fazladan servikal ve /veya torasik ekstansiyonun stimüle edilebileceğini hesaba katın. Kamera pozisyonu - Çocuğun yan tarafında, sagital düzleme 90 derecelik açıda. 218 Skorlama Aşama klasifikasyonunun karakteristik elementleri Yönetimi a.Test öğesi doğru olarak yönetilmiştir. Hareket b. Baş ve/veya gövdeyi uzatıyor. c. Gövde rotasyonu gözlenmez. d. Gövdeyi fleksiyona getirir. e. Simetrik kol ve/veya bacak aktiviteleri. f. Net bir gövde rotasyonu ile. g. Asimetrik kol ve /veya bacak motor aktiviteleri. h. Kontralateral kol ve /veya bacağını kaldırır. Postür i. Yan yatar. j. Yüzüstü pozisyona gelir. k. Desteklenmiş kontralateral kol ve bacak. Aşama spesifikasyonu Elementler 0. 1. 2. 3. 4. 5. 6. a. a, i. a, b, c, j. a, c, d, e, j. a, e, f, j. a, f, g, j, k. a, f, g, h, j. 219 6.7 Test öğesi 7: Otururken postüral kontrol Amaç ve metot Bu test öğesinin amacı, çocuğun desteksiz olarak oturabildiği seviyeyi kaydetmektir. Bu amaçla, çocuk desteksiz bir oturma pozisyonunda, bir ya da her iki koluyla öne ve yanlara doğru uzanmaya teşvik edilir. Postüral kontrolle ilgili olarak motor gelişim Yetersiz postüral kontrol seviyesinin bir sonucu olarak DS’lu çocuk, ilk olarak oturma postürünü stabilize edemez. Bu test öğesinin kapsamında gelişim, çocuğun desteksiz olarak oturabildiği ama gövdenin pozisyonunu elleri yere ya da bacaklarına konmuş şekilde kollarıyla desteklediği zaman temin edilir. Artan kabiliyette bir postür kontrolü ile, kollarla destekleme ihtiyacı azalır; bir kolla destekleme evresinin ardından, kollarla desteklenmeden oturmak mümkün olur. İlk olarak, çocuk eğilmiş bir sırtla ve pelvisi arkaya doğru yaslanmış olarak oturur. Sonra sırtını ekstansiyona getirmek artan şekilde mümkün hale gelir. Bu, daha çok dik ve düz bir sırtla, belirgin bir kamburluk ya da lordoz olmaksızın gözlenir; daha sonra pelvis bir orta pozisyonda öne ve arkaya doğru yaslanır. Eninde sonunda çocuk sırtını; oturuş dik bir sırtla, bir lombar lordoz ile ve pelvis öne doğru yaslanmış olarak gerçekleşecek şekilde esnetir. Pozisyon bundan sonra diktir. İlk olarak omuz kuşağını pelvisle bağlantılı olarak rotasyona sokarak temin edilen pozisyonun ayrışması mümkün değildir; oturma pozisyonunun statik bir doğası vardır. Postür kontrol kabiliyetinin artmasıyla, bunu sağlamak için simetri artık gerekmez. Desteklenmeden temin edilmiş postür lombar lordoz kombinasyonu ile devam ederken çocuk, omuz kuşağı ve pelvik kemerini birbiriyle bağlantılı olacak şekilde rotasyona ve gövdeyi de lateral olarak fleksiyona sokacak pozisyondadır. Eninde sonunda, çocuk bir kalçasının üzerinde lateral olarak yaslanmış pelvis ve lateral fleksiyondaki gövdeyle oturabilecek dereceye gelir. Bacakları yanlara açılmış ve oturma postürünü kaybetmeden oturabilmektedir. Test öğesinin yönetimi ve değerlendirilmesi üzerine bilgi Desteklenmemiş oturma esnasında, DS’lu çocuğun postüral kontrol sistemindeki bozukluklar baş, gövde ve kol-bacaklardaki motor aktivite gelişimi ile tanımlanabilir. 220 Bu ek fonksiyonların spesifik gelişiminin kaydedilmesi ile oturuşun tüm profili çıkarılabilir. Uygulamayla ilgili sebeplerden dolayı, kombine bir aşama spesifikasyonu yapılmasına karar verilmiştir. Bu durumda, gövde motor aktiviteleri gelişiminin burada önemli bir rolü vardır çünkü bu, oturma sırasında görülen postüral kontrol gelişiminin en belirgin özelliğidir. Aşama spesifikasyonlarında, çocuğun kollarıyla yukarı, öne ve yanlara uzanması için yapılan stimülasyonun sonunda üstlendiği postürler ve hareketler tanımlanır. Bu test öğesinin yönetiminde, çocuğun kollarıyla destekli ya da desteksiz olarak bağımsız şekilde oturup oturmadığının saptanması önemlidir. Bundan başka, çocuğun fleksiyonda mı yoksa dik sırtla mı oturduğu kaydedilmelidir. Bu açıdan ayrışma kollarla uzanmada elde edilebilir. Burada pelvisin pozisyonu önemlidir. Çocuğun fleksiyonda bir sırtla ve arkaya yaslanmış bir pelvisle mi, orta pozisyonda bir pelvisle mi yoksa lombar lordoz kombinasyonuyla bir şekilde öne yaslanmış bir pelvisle mi oturduğunun saptanması önemlidir. Çocuk oturma postürünü stabilize edebildiği zaman, oturma süresinin uzunluğu ayrışma amacıyla saptanır. Sırası gelmişken belirtelim; denetçinin çocuğun bağımsız oturma kabiliyetsizliğini onun düşmesine izin vererek belirtmesine gerek yoktur. Akabinde, oturma esnasında gövde motor aktivitesinin mümkün olup olmadığının saptanması önemlidir. Stimülasyondan sonra, çocuğun desteksiz bir oturma pozisyonunda bir ya da iki koluyla uzanırken gövdesini uzatıp lateral fleksiyona getirebilip getiremediği değerlendirilir. Çocuk sırtını ekstansiyona getirdiğinde, bundan dolayı pelvisin hafifçe öne doğru yaslandığı lombar alanda lordozun oluşup oluşmadığının saptanması önemlidir. Eğer çocuk bir lombar lordoz ve hafifçe öne doğru yaslanmış bir pelvis ile oturabiliyor gibi görünüyorsa, bunun hala gövdenin lateral fleksiyonu ile sağlanıp sağlanmadığının saptanması gerekir. Gövdenin lateral fleksiyonu esnasında, son olarak, çocuk pelvisi lateral olarak yaslanacak ve bir kalçası üzerinde oturacak şekilde vücut ağırlığını transfer edebilir. Bu noktada bir yan oturma postürü temin edilebilir. Çocuk belli bir postürü elde edebilecek hale geldiği zaman bunun süresinin ayrışma amacıyla saptanıyor olması gerekir. Tanımlanan oturma pozisyonunun bu şekilde sağlanması önemlidir. Zevkleri doğrultusunda topuklarının üzerinde ya da dizüstü oturan çocukların pozisyonu düzeltilmelidir. Sırtı esnetmek ve fleksiyona getirmek için, oturan çocuğun dikkati, yukarı ve yanlara doğru bir ya da iki koluyla uzanmak isteyeceği şekilde çekilmelidir. 221 Bu amaçla, motivasyon oyuncağı çocuğun ulaşamayacağı bir mesafede hem önünde üstte hem de yanında üstte olacak şekilde uzatılmalıdır. Denetçi, çocuk oyuncağa doğru uzandığında, oyuncağın çocuğun öne doğru çok fazla uzanmasına ve dik gövde pozisyonunu bozmasına yol açmayacak şekilde tutulduğundan emin olmalıdır. Çok yukarıda tutulan bir oyuncak, servikal ve torasik spinal kolonun çok fazla esnemesine de yol açacaktır. Yanlara doğru uzanırken çocuk ağırlığını lateral olarak transfer edecek şekilde stimüle edilmelidir. Mümkün olduğunca buna gövdesi destekleme zeminin dışında olacak şekilde ulaşmalıdır. Eğer oyuncak çok yukarıda ve yeterince yanda değilse, gövde destekleme zemininin dışına çıkmayacak şekilde bir gövde lateral fleksiyonu gözlemlenir hale gelir. Bu da çocuğun ağırlığını lateral olarak transfer etme kabiliyetiyle ilgili yeterli bilgi vermez. Gerekirse, uzanma, çocuğa denetçi tarafından pasif olarak gösterilebilir. Ancak, değerlendirilecek son motor davranış çocuk tarafından bağımsız olarak gerçekleştirilmelidir. Dikkat edilmeli Bir lombar lordoz genellikle hafifçe öne yaslanmış bir pelvis ile eşlik eder ve oturma sırasında esasen dik bir gövde pozisyonuyla sonuçlanacak şekilde toraks tarafından telafi edilir. Eğer çocuk gövde pozisyonunu stabilize edebilecek yeterlikte değilse, lombar lordoz öne doğru uzanma sırasında da devam edecektir. Sonra çocuk sanki yüzü yere doğru olacak şekilde sallanır ve sırtı tamamen lordoz olarak oturma pozisyonunu kaybeder. Bu lombar bölgede kısıtlı kalan ve otururken esasen dik gövde pozisyonuna yol açan lordoz ile karıştırılmamalıdır. Esasen dik desteksiz gövde pozisyonu lombar lordoz ve doğal pelvik pozisyonunun öne ve arkaya yaslanması olmaksızın meydana gelirse, sırtın düz olduğuna karar verilir. Çocuk kontralateral eliyle yanlara doğru uzandığında ve yere ve vücuduna kontralateral tarafta dokunduğunda, bunun destek almak olarak değerlendirilmemesi gerekir. Bu şekilde etkili bir destek almak mümkün değildir. Ancak, çocuk yanlara doğru yetersiz uzanma olduğunda ve oyuncak sanki çocuğun üzerinden uzatıldığında bu şekilde destek alabilir. “Yan-oturma”, vücut ağırlığının esasen tek bir kalçada olduğu ve gövdenin lateral olarak kontralateral tarafta fleksiyona girdiği bir asimetrik oturma postürü olarak anlaşılır. İpsilateral bacak kalçada dışa doğru rotasyona girmiştir ve kontralateral bacak içe doğru rotasyondadır. 222 Ancak, örneğin, çapraz bacakla oturmada olduğu gibi bacaklar simetrik olarak da tutulabilir. Koşullu anlamda yan oturma yeterli seviyede postür kontrolü fonksiyonları gerektirir. Kamera pozisyonu Kamera çapraz olarak çocuğun arkasında yerleştirilir, sagital düzleme 45 derecelik açıda az çok yatay olarak kaydeder. Aşama klasifikasyonu Uygulama Çocuk düz bir zemine desteksiz oturma pozisyonunda yerleştirilmiştir; kollarıyla yukarı doğru uzanarak ve kollarıyla yukarı uzanırken ağırlığını lateral olarak transfer ederek gövdeden esnemesi için teşvik edilir. Ölçek 0. Test öğesi doğru şekilde yönetilmiştir ancak çocuk aşağıdaki aşama spesifikasyonlarında tanımlanan motor davranışlardan hiçbirini göstermemiştir. 1. Çocuk stimülasyon sırasında pozisyonunu iki eliyle desteklerken bağımsız olarak en az 5 saniye oturur. 2. Çocuk stimülasyon sırasında pozisyonunu tek eliyle desteklerken bağımsız olarak en az 5 saniye oturur. 3. Çocuk stimülasyon sırasında kollarından destek almadan ve fleksiyonda bir sırtla bağımsız olarak en az 2 saniye oturur. 4. Çocuk stimülasyon sırasında kollarından destek almadan, dik bir sırtla ve lombar lordozsuz, bağımsız olarak en az 2 saniye oturur. 5. Çocuk stimülasyon sırasında kollarından destek almadan bağımsız olarak oturur. Sırtını esnetirken, en az 2 saniye net bir lombar lordoz gözlenir. 6. Çocuk stimülasyon sırasında kollarından destek almadan bağımsız olarak oturur. Sırtını esnetirken ve lateral olarak ağırlığını transfer ederken, 2 saniye boyunca net bir lombar lordoz ile gövdenin net olarak lateral fleksiyonda olduğu gözlenir. 223 Test Talimatları Amaç Çocuğun desteksiz olarak oturabildiği aşamanın kaydedilmesi. Uygulama - Birincil postür: Bağımsız oturma pozisyonu. - Çocuğu, olabildiğince az kol desteğiyle, oturma pozisyonunu bağımsız olarak 5 saniye boyunca sağlaması için stimüle edin. - Çocuğu öne ve yukarıya uzanarak gövdesini, 5 saniye boyunca ekstansiyona getirmesi için stimüle edin. - Çocuğu öne ve yukarıya uzanarak gövdenin lombar lordozunu 2 saniye boyunca göstermesi için stimüle edin. - Çocuğu yukarı ve yanlara doğru uzanmaya stimüle ederek, 2 saniye boyunca gövdenin lordoz ve lateral fleksiyon olmasını sağlayın. Stimülasyon - Motive edici oyuncağı çocuğun önünde ve bir şekilde yukarısında tutun. - Oyuncağı öne ve yukarı doğru oynatıp çocuğun ulaşamayacağı mesafede tutun. - Oyuncağı yanlara ve yukarı doğru oynatıp, çocuğun ulaşamayacağı mesafede tutun. - Gerekirse, gövdeyi pasif olarak konumlandırın. - Gerekirse kolları pasif olarak konumlandırın. Kamera pozisyonu - Çapraz olarak çocuğun arkasında, sagital düzleme 45 derecelik açıyla. 224 Skorlama Aşama klasifikasyonunun karakteristik elementleri Yönetim a. Test öğesi doğru olarak yönetildi. Hareket b. Lombar lordoz. c. Lateral gövde fleksiyonu. Postür d. Pozisyonunu iki eliyle destekliyor. e. Pozisyonunu bir eliyle destekliyor. f. Kol desteği yok. g. Sırtı fleksiyonda. h. Sırtı lombar lordozsuz, dik. Periot i. En az 2 saniye j. En az 5 saniye Aşama spesifikasyonu 0. 1. 2. 3. 4. 5. 6. elementler a. a, d, j. a, e, j. a, f, g, i. a, f, h, i. a, b, f, i. a, b, c, f, i. 225 6.8 Test öğesi 8: Zeminde ileri doğru hareket ederken postüral kontrol Amaç ve metot Bu test öğesinin amacı, çocuğun yerdeyken ileri doğru hareket edebildiği seviyenin kaydedilmesidir. Bu amaçla, çocuk hem yüzüstü hem de oturur pozisyondayken öne doğru hareket etmesi için stimüle edilir. Postüral kontrol ile ilgili olarak motor gelişim DS’lu çocukta, yerde ileri doğru hareket, postüral kontrol problemlerinin vücut üzerindeki kişisel, spesifik dağılımından ve burada meydana gelen gelişimden etkilenir. Prensipte, kaliteleri açısından değerlendirilebilen iki gelişimsel çizgi ortaya çıkar. Göreceli olarak kollarında ve gövdelerinde yeterli postüral kontrole sahip çocuklar, yüzüstü pozisyonda ileri doğru hareket edecektir. Gövde ve kollarında önemsiz denemeyecek sayıda postüral kontrol bozukluğu olan çocuklar oturma pozisyondayken ileri doğru hareket etmeyi tercih ederler. Yetersiz postüral kontrol seviyesinin bir sonucu olarak DS’lu çocuk, ilk olarak öne doğru hareket edemeyecektir. Yüzüstü ya da oturma pozisyonundayken gövdeyi esnetme ve stabilize etme kabiliyeti eksik olduğu gibi, kollara ve bacaklara dayanma ve bunlarla itme de eksiktir. Bu test öğesi ile ilgili olarak, gelişme, çocuk bağımsız olarak öne doğru hareket etmeye başladığında başlayacaktır. Çocuğun öne doğru hareket etmek için kullanacağı hareket şekli, kişisel spesifik postüral kontrol bozukluklarının kapsamına bağlıdır. Çocuk herhangi bir bozukluğu olabildiğince telafi etmeye çalışacaktır. Prensipte, bu test öğesinin kapsamında ileri doğru hareket etmek için ilk hareket formu kabul edilebilecek birkaç değişken vardır. Gövdesinde ekstansiyon eksikliği olan ve göreceli olarak bacaklarında kollarına kıyasla daha fazla postüral kontrol olan çocuk, belki de sırtüstü pozisyonda bacaklarıyla simetrik olarak iterek ileri hareket etmeyi tercih edecektir. Kollarında bacaklarına oranla göreceli olarak daha fazla olanağa sahip olan çocukta önemli ölçüde gövde ekstansiyonu olacak ve belki de yüzüstü pozisyonda öne doğru hareket edecektir. Aynı zamanda, normal motor gelişimde gözlenen bir hareket paternini kullanacak ve her iki koluyla simetrik şekilde iterek geriye doğru hareket edecektir. Gövdesini ekstansiyona getirmekde ve omuz ve dirseklerini stabilize etmekte açıkça zorlanan, aynı zamanda 226 gelişimsel açıdan oturabilen bir çocuk kendini kalçalarının üzerinde geriye doğru kaydıracaktır. Kollarla ve bacaklarla itmek simetrik olarak meydana gelir, hareket bazen gövdeyi fleksiyona sokarak sağlanır. Çocuk gövdesini, bacaklarının destekleme yüzeyinde tutar ve rotasyon ve lateral fleksiyon gibi asimetrik gövde motor aktiviteleri gözlenmez. Postüral kontroldeki artan gelişim kapasitesiyle, iki gelişim çizgisi akabinde gözlenebilir. Bir tarafta, yüzüstü pozisyonda öne doğru hareket eden çocuklar; diğer tarafta oturma pozsiyonundayken ileri doğru hareket eden çocuklar vardır. Yüzüstü pozisyondayken öne doğru hareket edecek olan çocuk, bunu ilk olarak simetrik şekilde yapar. Gövdesini ekstansiyona getirme imkanları ve kollardaki postüral kontrol kapsamıyla, çocuk az çok simetrik olarak aynı anda elleri ve dirsekleri ile iter (fok balığına benzer bir hareketle). Gövdede rotasyon gözlenmez. Çocuk yeterli gövde ekstansiyonuna ve bir kol üzerinde ağırlık transferi ve destek sağlayabilecek stabiliteye sahip olduğunda, karşılıklı kollarıyla iter. Sürünerek öne doğru hareket eder. Çocuk öne doğru hareket ederken gövde rotasyonu gözlenir. Öne doğru harekette bacakların sağladığı katkı, gelişim aşamasına ve postüral kontrol seviyesine bağlıdır. İlk olarak, bacaklar öne doğru itmez; akabinde bu simetrik olarak gerçekleşir ve sonunda dalgalı olarak devam eder. Oturma pozisyonundayken öne doğru hareket eden çocuklar da bunu ilk seferinde simetrik olarak yaparlar. Gövde fleksiyona gelmiş ve esnemiştir; kollar ve bacaklar öne doğru iter, esasen simetriktir. Bir gövde rotasyonu sorgulanmaz. Daha sonra “kalça üzerinde kayma” gözlenir ki bu da sürünmenin bir alternatifi olarak gözlenen normal motor gelişimdir. Yukarıda tanımlanan şeklin aksine, bu şekildeki “kalça üzerinde kayma” simetrik değildir; örneğin çocuk bir yan oturma pozisyonunda kayabilir ve çocuğun kayma yaptığı postür değişkendir. Rotasyon ve lateral fleksiyon gözlendiğinde gelişen bir gövde motor aktivitesi meydana gelir. Yeterli denge tepkilerinden de faydalanılır. Hem “sürünen” hem de “kalça üzerinde kayan” çocukların akabinde emekleme pozisyonunda öne doğru hareket ettikleri gözlenebilir. Çocuğun elleri ve dizleri üzerinde durmaya yetecek kadar stabilitesi vardır. İlk olarak, öne doğru hareket etme eğilimindeki çocuk kolları ve bacaklarını öne doğru simetrik olarak ve sırayla hareket ettirir (tavşan zıplaması). Bacaklar yerden kalkmaz ama öne doğru iter. Sonra çocuk ağırlığını yanlara transfer edecek pozisyona gelir ve kollar ve bacaklar ardı sıra hareket ettirilir. 227 İlk defasında, kalça yeterli olarak esnememiştir çünkü çocuk vücut ağırlığını bacaklarda taşımayı tercih eder. Asimetrik ağırlık taşıma kısa sürer, emekleme hareketleri kısadır, kollar ve bacaklar kaldırılacağına ileri iter. Son olarak emekleme sırasında kollar ve bacaklar dönüşümlü olarak kullanılır, kollar-bacaklar yerden kalkar ve hareket sırasında kalçalar, diz kalça eklemini geçecek şekilde esnetilir. Bununla birlikte, çocuğun elleri ve ayakları üzerinde dönüşümlü olarak hareket ettiği gözlenir ve buna fil yürüyüşü adı verilir. Test öğesinin yönetimi ve değerlendirilmesi için bilgi Motor beceri olarak öne doğru hareket etmek, iki paralel işletme aşama altbölümüne dayanarak skorlanabilir. Bazı çocuklar hem birinci hem de ikinci gelişimsel çizgide isimlendirilen hareket formlarından gösterirler. Böyle bir durumda, bu hareket formu en yüksek skoru alır. Bu test öğesini yönetirken; çocuğun yüzüstü pozisyonda mı, sırtüstünde mi, emekleme pozisyonda mı, otururken mi ve tabii ki dönerken mi ileri doğru hareket ettiğinin saptanması önemlidir. Hem oturma hem de yüzüstü pozisyonda ileri doğru hareket etmede, kol ve bacak motor aktivitesinin simetrik mi yoksa asimetrik mi olduğunun ve gövdenin rotasyonda ve/veya lateral fleksiyonda gözlenip gözlenmediğinin kaydedilmesi esastır. Öne doğru hareket etmek bu şekilde sadece çocuk yerde en az bir metre ileri gittiğinde skorlanır. Çocuk topuklarının üzerinde ya da TV pozisyonunda otururken (kalçalar iç rotasyonda ve baldırlar bileklerin arasında) vücut ağırlığını dönüşümlü olarak iki yana doğru ve aynı zamanda dönüşümlü olarak kontralateral bacağı öne doğru itmek için hareket ettirir; bu “oturma pozisyonunda hareket etme” olarak skorlanabilir. Sadece simetrinin derecesi değerlendirilmelidir. Bundan başka, bir çocuk dizlerinin üzerinde oturmaktan çabucak emekleme pozisyonuna, oradan da simetrik olarak ya da tersi olacak şekilde emeklemeye geçer. Sadece emekleyebilen bir çocuk emekleme pozisyonuna bırakıldığında bu emekleme olarak skorlanmaz. Test öğesinin doğru olarak yönetilmesi için, emeklemenin yüzüstü ya da oturma pozisyonundan başlaması gerekir. Denetçinin çocuğu ikna ederek pasif olarak bu şekilde emeklemeye yöneltmesi de mümkündür. Daha önce de belirtildiği gibi test öğesinin sonuç olarak spesifikasyona göre yönetilmesi gerekir. Belli bir öne doğru hareket etme şekli gösteren ama örneğin yerde oturma sebebiyle bunu kesik hareketlerle yapan çocukta katedilen mesafe 228 total olarak alınabilir. Ancak totalde öne doğru bir metreden daha fazla yol alan ama herbiri 1 metreden az çeşitli hareket formları gösteren çocukta en düşük skorlu hareket formu kaydedilir. Motor beceri çocuğa, otururken ya da karınüstünde uzanırken bir motive edici oyuncak sunularak ikna edilebilir. Çocuk oyuncakla, ona doğru hareket etmek isteyecek şekilde ilgilenmelidir. Dikkat edilmeli Yan oturma asimetrik bir oturma şeklidir, vücut ağırlığı esasen bir baldırda ve gövde kontralateral yanda lateral olarak fleksiyondadır. İpsilateral bacak, kalçada dışarı doğru rotasyonda ve bunun tersine, kontralateral bacak kalçadan içeri doğru rotasyondadır. Bazen bacakların postürü de simetriktir, örneğin çaprazlanmış bacaklarda olduğu gibi... Şarta bağlı şekilde bu postür, yeterli seviyede postüral kontrol fonksiyonlarını gerektirir. Kol ve bacak hareketlerindeki simetri (fok balığı hareketi, tavşan zıplaması) sol koldaki motor davranışın sağ koldakiyle aynı olduğu anlamına gelmez ama hareketlerin az çok aynı anda meydana geldiğini gösterir. Asimetrik olarak hareket eden kol ve bacaklar dönüşümlü hareket eder. Çocuğun vücut ağırlığını bir dize ve ayağa yüklediği emekleme postürü; emekleme postürü olarak kaydedilir. Oturma ve dizüstünde durmanın dönüşümlü olarak yapıldığı motor aktivite hareket davranışı “kalça üstünde kayma” olarak değerlendirilir. Kamera pozisyonu Kamera çocuğun önüne çapraz olarak yerleştirilir, sagital düzleme az çok yatay olarak 45 derecelik açıyla çekim yapar. 229 Aşama klasifikasyonu Uygulama Çocuk yatay düzlemde yüzüstü pozisyona ve oturma pozisyonuna başarılı bir şekilde bırakılır ve her iki başlangıç postüründe ileri doğru hareket etmeye ikna edilir. Ölçek 0. Test öğesi doğru şekilde yönetilmiştir ancak çocuk, aşağıdaki aşama spesifikasyonlarında tanımlanan motor davranışlardan hiçbirini göstermemiştir. 1. Çocuk yüzüstü pozisyonda dönerek, sırtüstü pozisyonda ya da oturma pozisyonunda geriye doğru en az 1 metre hareket eder. 2a. Çocuk yüzüstü pozisyonda en az 1 metre öne doğru hareket eder. Kol motor aktivitesi esasen simetriktir, örneğin “fok balığı hareketleri gibi”. Gövde rotasyonu ya da lateral gövde fleksiyonu kesinlikle gözlenmez. 2b. Çocuk oturma pozisyonununda en az 1 metre öne doğru hareket eder. Gövde rotasyonu ya da lateral gövde fleksiyonu kesinlikle gözlenmez. 3a. Çocuk yüzüstü pozisyonda en az 1 metre öne doğru hareket eder. Kol motor aktivitesi esasen asimetrik ve dönüşümlüdür (sürünme). Net bir gövde rotasyonu ve/veya lateral gövde fleksiyonu gözlenir. 3b. Çocuk oturma pozisyonunda en az 1 metre ileri doğru hareket eder. Net bir gövde rotasyonu ve/veya lateral gövde fleksiyonu gözlenir. 4. Çocuk elleri ve dizleri üzerinde en az 1 metre ileri doğru hareket eder. Kol ve /veya bacak motor aktivitesi esasen simetriktir. Sırayla, hem kollar hem de bacaklar hareket eder (tavşan zıplaması). 5. Çocuk ellerini ve dizlerini ya da ellerini ve ayaklarını dönüşümlü olarak kullanarak en az 1 metre emekler (fil yürüyüşü). Kol ve bacak motor aktiviteleri asimetriktir. 230 Test talimatları Amaç - Çocuğun yerde ileri doğru hareket edebildiği seviyenin kaydedilmesi. Uygulama - Birincil pozisyon: Yüzüstü ve oturma pozisyonu. - Çocuğu 1 metreden daha fazla hareket etmesi için ikna edin. Stimülasyon - Çocuğun önüne motive edici bir oyuncak sunun. Oyuncak ulaşamayacağı uzaklıkta olsun. - Gerekirse pasif olarak nasıl ileri hareket edeceğini gösterin. Kamera pozisyonu Çapraz olarak çocuğun önünde, sagital boylama göre 45 derecelik açıda. 231 Skorlama Aşama altbölümlerinin karakteristik elementleri Yönetimi a. Test öğesi doğru olarak yönetildi. Hareket b. Simetrik kol motor aktivitesi. c. Asimetrik kol motor aktivitesi. d. Simetrik kol ve/veya bacak motor aktivitesi. e. Asimetrik kol ve/veya bacak motor aktivitesi. f. Hiç gövde rotasyonu ve/veya lateral gövde fleksiyonu yoktur. g. Net bir gövde rotasyonu ve/veya lateral gövde fleksiyonu vardır. Postür h. Yüzüstü pozisyon. i. Oturma. j. Eller ve ayaklar. k. Eller ve dizler. Uzaklık l. En az 1 metre. m. En az 1 metre öne doğru. 232 Aşama spesifikasyonu Elementler 0. 1. 2a. 2b. 3a. 3b. 4. 5. a. a, l. a, b, fh, m. a, f, i, m. a, e, g, h, m. a, g, i, m. a, d, k, m. a, e, j, k, m. 6.9 Test Öğesi 9: Destekle yürürken postüral kontrol Amaç ve metot Bu test öğesinin amacı, çocuğun destekle yürüyebildiği seviyenin kaydedilmesidir. Bu amaçla, çocuk göğsü hizasında bir masanın önüne konur ve yürümesi için ikna edilir: İlk seferinde masanın desteğiyle, daha sonra bir başka masaya geçmek üzere. Postüral kontrol ile ilgili olarak motor gelişim Yetersiz postüral kontrol seviyesinin bir sonucu olarak çocuk, ilk olarak destekle ayakta duracak ama masanın yanında yürümeyecektir. Bu test öğesinin kapsamında gelişim, masadan göğüs hizasında aldığı destekle ipsilateral bacağıyla yan yan ilerleyip kontralateral bacakla ardışık adımlar atmaya başladığı anda başlayacaktır. Devam edebileceği bir pozisyonda olabilmesi için, çocuğun ağırlığını bir bacağına transfer edip diğer bacağını kaldırması ve yan yan hareket etmesi gerekir. Simetrik olarak her iki bacakta desteklemek artık yeterli olmayacak, vücut ağırlığının destekleyen bacağa; gerekirse kollara va gövdeye de dağıtılması gerekecektir. Çocuk masadan aldığı desteğin miktarını değiştirebilir. İlk seferinde, çocuk postüral kontrol yokluğunu telafi etmek için masadan maksimum destek alacaktır. Çocuk göğsüyle masaya yaslanarak ve kollarını masanın üzerine koyarak çok miktarda destek alır. Son olarak, çocuk yürürken elleriyle masayı tutarak sadece dengesini sağlar ve pozisyon diktir. Çocuk ikinci bir masaya geçtiğinde, yürüme sadece bir elle desteklenir ya da bir saniye için hiç destek bulunmaz. Gövdenin postürünün simetrisi rotasyon ile giderilir. Bir başka masaya geçmek, masanın yanında yürümekten daha fazla postüral kontrol kabiliyeti gerektirir çünkü artmış derecede hareket ayrışması gerektirecektir. Test öğesinin yönetilmesi ve değerlendirilmesi üzerine bilgi Postüral kontrol seviyesi çocuğun masanın yanında yürümesi için ihtiyaç duyduğu destek miktarının kaydedilmesi ile tatmin edici şekilde tahsis edilebilir. Çocuk yetersiz bir postüral kontrol seviyesi için hem kolları hem göğsüyle masadan destek alarak maksimum telafi kazanır. Denetçinin, çocuğun göğüs desteğinden faydalanıp faydalanmadığını sözlü olarak bildirmesi gerekir çünkü göğüs desteğinin video kaydını yapmak neredeyse imkansızdır. 233 Bu test öğesinin sisteminde masanın yanında yan yan yürümek, çocuk yan yan giderek en az 3 kez uygun ardışık adım attığında tanımlanabilir. Önemli olan çocuğun, dönüşümlü olarak, bir bacağına ağırlık koyarak diğerini hareket ettirmesidir. Ardışık adımın, ayakların birbirinin yanında ilerlemesi gibi bağlantılı bir adım olması gerekmez. Çocuk, sonunda masa boyunca yürürken dengesini her iki eliyle ya da hatta bir eliyle sağladığında, bacaklarının üzerinde ağırlık taşımak konusunda artan bir kabiliyet gösterir. Vücut postürü daha dik hale gelir. Kol ve el desteğini saptamak önemlidir. El desteği denge desteği olarak yorumlanırken, her iki kol da destek için kullanıldığında bacaklar yürüme esnasında daha açıkça desteklenir ve bu şekilde skorlanmalıdır. Eğer çocuk yürürken masayı bir eliyle tutarak destek alıyorsa, örneğin diğer dirseğiyle masadan kendini desteklemesi iki koluyla destek almak olarak yorumlanmalıdır. Diğer yandan, yürüyüşünü sadece elleriyle destekleyen çocuk, belirtildiği üzere, desteklenmemiş ağırlık taşıyabiliyor ama yetersiz denge seviyesi için elleriyle telafi ediyordur. El desteği “çocuk masanın kenarını tutuyor ama aynı zamanda masanın üzerindeki ellerinden destek alıyor” anlamına gelebilir. Çocuğun bir diğer masaya dik açılarla geçiyor olabilmesi de ekstra bir element olarak eklenmiştir. Çocuk destekle, 90 derecelik açıyla döner, bunun için ayrışma gerekiyor olsa da, postürünü stabilize ediyor olmalıdır. Bu anlamda, kollarla destek ile ellerle destek arasındaki ayrımın da yapılması gerekir. Son olarak, çocuğun karşıya desteksiz geçip geçemediğini görmek üzere bir deneme yapılır. Motor beceri, çocuğu göğsü masaya karşı gelecek şekilde yerleştirip ve masanın üzerine ulaşamayacağı mesafede motive edici bir oyuncak koyarak temin edilebilir. Çocuğu yerleştirirken denetçinin ona ayakta durma pozisyonunu temin etmesi için imkan vermesi gerekir. Çocuk hareket ettiğinde, denetçinin oyuncağı çocuğun ulaşamayacağı mesafede aynı oranda ilerletmesi gerekir. Denetçinin oyuncağı çocuktan çok uzağa koymadığından emin olması gerekir çünkü bu çocuğun göğsü ve kollarıyla masaya dayanmasına neden olur. Olabildiğince az destekle masa boyunca yürümek, oyuncağı çocuğun durduğu yerin karşı kenarında oynatarak sağlanabilir. İmkan dahilinde, denetçi pasif olarak çocuğun ağırlığını ayaklarına bindirerek minimal destekle yürümeyi stimüle edebilir. Gerekirse denetçi, örneğin pelvis yoluyla yan yan yürümenin beklendiğini açıklayabilir. 234 Çocuk bir kez gövde desteği olmadan sadece el desteği ile masa boyunca yürüdüğünde, denetçi oyuncağı dik açıdaki masaya, çocuğu karşıya ikinci masaya geçmesi için ikna etmek amacıyla transfer eder. İki masa arasındaki mesafe değişebilir. Akabinde, masalar aralarında az bir mesafe olacak şekilde yerleştirilir; bu şekilde bir diğerine geçerken çocuğun bir an için desteksiz yürümesi sağlanır. Ancak, bu düzenin çocuğun desteksiz şekilde adım atmasına yol açacak şekilde olmaması gerekir. Karşıya geçmek, çocuğu bir eliyle, ikinci masanın yönündeki oyuncağı kavramaya ikna ederek sağlanabilir. Oyuncağın çocuğun ilgisini çekecek ve kavramak isteyeceği özellikte olması; çocuğun görüş çizgisinde sunulması gerekir. Dikkat edilmeli Kullanılan masanın göğüs yüksekliğinde olması gerekir. Bundan alçak ya da yüksek olan masalar, adapte edilmiş motor davranışı stimüle eder. Uygulamada, yüksekliği ayarlanmış bir egzersiz bankı, bu amaca harika şekilde hizmet eder. Kamera pozisyonu Kamera çapraz olarak çocuğun arkasında, sagital düzleme 45 derecelik açıda az çok yatay olarak yerleştirilir. 235 Aşama klasifikasyonu Çocuk yatay bir zeminde göğüs hizasında bir masanın önüne destekle yerleştirilir ve masanın yanında olabildiğince az destekle yürümesi için ikna edilir. Mümkünse, çocuk ikinci bir masaya dik açılarla geçecek şekilde stimüle edilir. Ölçek 0. Test öğesi doğru şekilde yönetilmiştir ama çocuk aşağıdaki aşama spesifikasyonlarında tanımlanan motor davranışlardan hiçbirini göstermemiştir. 1. Çocuk masanın yanında en az 3 adım yürür ve kendini esas olarak göğsüyle masaya dayanarak ve bir ya da her iki kolu masada olacak şekilde destekler. 2. Çocuk masanın yanında en az 3 adım yürür, göğsü desteksiz olarak kendini bir ya da iki kolu masanın üzerinde olacak şekilde destekler. 3. Çocuk masanın yanında en az 3 adım yürür, masanın kenarını bir yada iki eliyle tutarak kendini destekler. 4. Çocuk ikinci bir masaya dik açılarla geçer ama bir yada iki kolu masalardan biriyle sürekli kontak sağlar. 5. Çocuk ikinci bir masaya dik açılarla geçer ama bir yada iki kolu masalardan biriyle sürekli kontak sağlar. 6. Çocuk ikinci masaya dik açılarla geçer. Bir saniye kadar iki masadan birinden destek almaz. 236 Test talimatları Amaç - Çocuğun destekle yürüyebildiği seviyeyi kaydetmek. Uygulama - Başlangıç postürü: Göğüs yüksekliğinde masanın önünde pozisyon. - Çocuğu olabildiğince az destekle masanın yanında yürümeye ikna edin. En az 3 adım. - Çocuğu olabildiğince az destekle ikinci bir masaya dik açılarla geçmeye ikna edin. Katedilecek mesafeyi değiştirin. Stimülasyon - Motive edici oyuncağı çocuğun yanında ama ulaşamayacağı mesafede sunun. - Dikkat edilmeli: Masada tutulan oyuncağın pozisyonunun çocuğun alacağı desteğin miktarını değiştireceğini hesaba katın. - Motive edici oyuncağı masanın üzerinde yanda, çocuğun ulaşamayacağı mesafede oynatın. - Gerekirse, pasif olarak çocuğa masanın yanında nasıl yürüyeceğini gösterin. - Gerekirse, pasif olarak çocuğa masanın yanında gövde desteği olmadan nasıl yürüyeceğini gösterin. - Dikkat edilmeli: Gövdeden destek alıp alınmadığı hakkında yorumda bulunun. - Motive edici oyuncağı ulaşamayacağı mesafede, dik açılarla ikinci masanın istikametinde sunun. - Motive edici oyuncağı ulşamayacağı mesafede, dik açılarla ikinci masanın istikametinde hareket ettirin. - Gerekirse, pasif olarak uzanan kol pozisyonunu gösterin. - Gerekirse, pasif olarak karşıya geçmeyi gösterin. Kamera pozisyonu - Çapraz olarak çocuğun arkasında, sagital düzleme 45 derecelik açıda. 237 Skorlama Aşama altbölümlerinin karakteristik elementleri Yönetimi a. Test öğesi doğru olarak yönetildi. Hareket b. Masa boyunca yürüyor. c. Karşıya geçiyor. Postür d. Göğüs desteği. e. Kol desteği. f. El desteği. g. Desteksiz. Mesafe h. En az 3 adım. Aşama spesifikasyonu 0. 1. 2. 3. 4. 5. 6. 238 Elementler a. a, b, d, e/f, h. a, b, e, h. a, b, f, h. a, c, e. a, c, f. a, c, g. 6.10 Test Öğesi 10: Destekle ayakta dururken postüral kontrol Amaç ve metot Bu test öğesinin amacı, çocuğun destekle ayakta durabildiği ve lateral olarak ağırlık transfer edebildiği seviyenin kaydedilmesidir. Bu amaçla, çocuk bir masadan destek alarak ayakta durması için teşvik edilir; sonra yanlara tek koluyla ulaşması için ikna edilir. Postüral kontrolle ilgili olarak motor gelişim DS’lu çocuk ayakta dururken, karakteristik uzatılmış postür sağlama problemi ile karşılaşır. Postüral kontrol sistemindeki bozuklukların sonucu olarak gövde, kalça, dizler ve ayak bileklerinin pozisyonunun stabilizasyonunda problemler meydana gelir ve bu sebeple de ayakta durma postürünün sağlanmasında bir bütün olarak problem yaşar. Yetersiz postüral kontrol seviyesinin bir sonucu olarak DS’lu çocuk ilk olarak destekle ayakta duramamaktadır. Bu test öğesi ile ilgili olarak, destekle ayakta durmanın gelişimi, çocuğun yardımsız, göğüs hizasındaki bir masanın önünde ayakta durabilmesiyle başlar. İlk olarak gövde, kalçalar ve dizlerinin pozisyonunu stabilize etmek de problem yaşar. Gövdesini masaya dayayarak büyük ölçüde destek alacaktır ve kolları masanın üzerinde olacak şekilde postüral kontrol eksikliğini telafi edecektir. Vücut ağırlığını dik olarak ayaklarına yüklemez ama masaya doğru dayanır. Gövdesini ve bacaklarını esnetme kabiliyetinin ve stabilizasyonun artışıyla, çocuk ilk olarak pozisyonu kollarıyla destekleyerek sağlayacak ama sonra sadece ellerini kullanacak ve göğüs ve kol desteği artık gerekmeyecektir. Çocuk ağırlığını ayaklarına dikey olarak verdiğinden bundan sonra pozisyon da daha dik olacaktır. Eninde sonunda, çocuğun postüral kontrolü yeterli olur; böylece tek eliyle destek alarak ayakta dururken, diğer koluyla uzanır, motivasyon oyuncağının istikametindeki bacağına ağırlık transfer eder ve gövdesini kontralateral olarak lateral fleksiyona getirir. Bir tarafa ağırlık transfer etmek postüral kontrol sistemine artan şekilde talep yükler çünkü gövdenin lateral fleksiyonu simetrik ekstansiyon yoluyla yarılırken, bir bacak artan şekilde ağırlık taşır ve çocuk bu yüzden ayrışmalı şekilde ayakta durabilmek zorundadır. İlk olarak, dizlerin pozisyon kontrolünü eklemlerini statik olarak sağlamlaştırarak genelde ekstansiyonda sağlar. Bu durumda dizler kilitlenir. 239 Bu şekildeyken çocuk ağırlık taşıyamaz ama diz eklemlerini oynatmaya kalkışmaz. Dengedeki bozukluklarla birlikte ağırlık transferi çocuk için problemdir. Eninde sonunda, diz ekleminin postürünün fleksiyon ve ekstansiyon gerektiren fonksiyonel bir pozisyonda sağlanması gerekir ki böylelikle dinamik-stabil bir postür oluşabilsin. Ağırlığın yanlara doğru transferinde fonksiyonel olarak oynatılabilir, dengedeki bozukluklar dinamik olarak kontrol edilir. Test öğesinin yönetilmesi ve değerlendirilmesi için bilgi “Destekle ayakta durma”nın postüral kontrol seviyesi, çocuğun simetrik olarak ayakta kalabilmesi için ihtiyaç duyulan desteğin miktarının kayıt edilmesiyle uygun şekilde kurulabilir. İkinci olarak, çocuğun motive edici oyuncak yönünde tek bacağına ağırlık transferi yaparak, bu şekilde gövdesini kontralateral olarak lateral fleksiyona getirdiğinde simetriyi bozup bozamayacağının saptanması önemlidir. Bununla birlikte, denetçi, ağırlığını lateral olarak transfer ederken statik ya da dinamik diz stabilizasyonu sağlayıp sağlayamadığını kaydeder. Bu test öğesini yönetirken, çocuğun ne kadar bir destekle bağımsız olarak göğsü masanın karşısında olacak şekilde ayakta kalabileceğinin saptanması önemlidir. Simetrik olarak ayakta durma esnasında, şarta bağlı anlamda, masadan gövde desteği alıp almadığının saptanması önemlidir. Çocuğun kendini kolları masanın üzerinde olacak şekilde mi yoksa iki eliyle ya da tek eliyle yeterli şekilde mi desteklediğinin kurulması önemlidir. Bir kez çocuk tek eliyle masadan destek sağlayıp bağımsız olarak ayakta durduğunda, o zaman çocuğun asimetrik haraket formlarını gerçekleştirip gerçekleştiremediğinin saptanması gerekir. Bu amaçla, motive edici oyuncağın yönünde ağırlık transferi yapması ve bir bacağında daha fazla ağırlık taşıması için teşvik edilir. Bundan sonra, bunun gövdenin kontralateral olarak lateral fleksiyonuna yol açıp açmadığının ve ipsilateral diz eklemenin ne şekilde stabilize olduğunun saptanması önemlidir. Bu açıdan, az çok esnemiş eklem pozisyonu, pasif stabilizasyon (diz hareketi görülmez) ile eklemin fleksiyon ve ekstansiyon gerektiren fonksiyonel pozisyonda dinamik şekilde stabilizasyonu arasındaki ayrımın yapılması gerekir (belirgin diz hareketi).Stabilizasyonun bir sonraki seviyesi eklemde fonksiyonel harekete izin verir. İnstabilitenin bir sonucu olarak dizde gözlemlenen hareketler, dinamik olarak statik değil ama statik olarak değerlendirilmelidir. Çocuk denetçi tarafından göğüs yüksekliğinde bir masanın 240 karşısına, ayakta durma pozisyonunu sağlama imkanı verilecek şekilde göğsü masaya dönük olarak yerleştirilir. Gerekirse, denetçi çocuğa pasif olarak göğüs desteksiz, sadece elleriyle destek almak suretiyle ayakta durma pozisyonunu gösterir. Destekle simetrik bir ayakta durma sağlandığı anda, postürün 2 ya da 5 saniye boyunca stabilize edilip edilemediğinin saptanması gerekir. Çocuk elleri yardımıyla ayakta durabildiği zaman bir eliyle yanlara doğru uzanma, çocuğun ulaşamayacağı mesafede, omzunun yüksekliğinden bir motive edici oyuncak sunularak sağlanır. Gerekirse, denetçi, çocuğa tek eliyle nasıl uzanacağını pasif olarak gösterebilir. Çocuk uzanabildiğinde, oyuncak ulaşamayacağı mesafede yanlara ve yukarıya doğru oynatılır; böylelikle çocuğun ağırlığını oyuncak yönündeki tarafa transfer etmesi ve mümkünse gövdesini kontralateral tarafta lateral olarak fleksiyona getirmesi sağlanır. Uzanmanın kapsamını değiştirerek, gövdenin lateral fleksiyonu ve ipsilateral diz eklemenin motor aktivitesi sağlanır. Oyuncağın çocuğa, ona ulaşmak isteyeceği şekilde ilginç gelmesi gerekir. Dikkat edilmeli Bu test öğesinde, çocuğun önünde ayakta durduğu masanın yüksekliği önemlidir. Eğer masa çok yüksekse, çocuğu göğsü ve kollarıyla masaya karşı kendini desteklemeye teşvik edecektir. Eğer çok alçaksa, çocuğun pozisyonunu desteklemek için göğsünü ve kollarını masanın üzerine koymasına yol açabilir. Masanın üzerinin göğüs hizasında olması gerekir; bu noktada ayarlanabilir bir masa kullanmak önemlidir. Çocuk ayakta durma pozisyonunda tek eliyle masayı tutup desteklenmiş kolunun dirseğiyle masaya dayanırsa, bunun iki koluyla destek olarak değerlendirilmesi gerekir. Diğer yandan, iki eliyle tutunan çocuk ağırlığını desteksiz şekilde taşıyabilir ama yetersiz denge seviyesini elleriyle telafi eder. Gözlemcilerin doğru değerlendirme yapması için, denetçinin sözel olarak göğsü masayı dayalı şekilde destek alıp almadığını belirtmesi gerekir. Aksi takdirde daha sonra bunun monitor ekranından belirlenmesi zor olacaktır. Çocuk tek eliyle uzandığında, çocuğun pozisyonunun özel olarak diğer elle sağlanıp sağlanmadığının saptanması önemlidir. Kamera pozisyonu Kamera çocuğun arkasına çapraz olarak yerleştirilir, sagital düzleme 45 derecelik açıda az çok yatay olarak kayıt yapar. 241 Aşama klasifikasyonu Uygulama Çocuk, düz bir zeminde, ayakta durur pozisyonda, göğüs hizası yüksekliğinde bir masanın önüne yerleştirilir. Olabildiğince az destekle ayakta durup, sonra bir koluyla yanlara doğru uzanıp ağırlığını lateral olarak transfer etmesi için telkin edilir. Ölçek 0. Test öğesi doğru olarak yönetilmiştir ama çocuk aşağıdaki aşama spesifikasyonlarında tanımlanan motor davranışlardan hiçbirini göstermemiştir. 1. Çocuk göğsü masaya dayanmış şekilde destek alarak en az 2 saniye ayakta durur. 2. Çocuk göğsü masaya dayanmış şekilde destek alarak en az 5 saniye ayakta durur. 3. Çocuk, kollarıyla masanın üzerinden destek alarak, göğüs desteksiz şekilde en az 5 saniye ayakta durur. 4. Çocuk sadece iki eliyle masaya tutunarak en az 5 saniye ayakta durur. 5. Çocuk sadece bir eliyle masaya tutunarak en az 5 saniye ayakta durur. 6. Çocuk masayı tek elle tutarak ayakta durur. Motive edici oyuncağın yönünde ağırlığını lateral olarak transfer eder ve gövdenin lateral fleksiyonu görülmez. 7. Çocuk sadece tek eliyle masayı tutarak ayakta durur. Motive edici oyuncağın yönünde vücut ağırlığını transfer eder ve kontralateral yönde gövdesini lateral fleksiyona getirir. İpsilateral dizinin pozisyonunu statik olarak stabilize eder, diz ekleminde bir hareket görülmez. 8. Çocuk sadece tek eliyle masayı tutarak ayakta durur. Motive edici oyuncağın yönünde vücut ağırlığını transfer eder ve kontralateral yönde gövdesini lateral fleksiyona getirir. İpsalateral dizinin pozisyonunu dinamik olarak stabilize eder ve diz ekleminde açıkça bir hareket vardır. 242 Test talimatları Amaç - Çocuğun destekle ayakta durabildiği pozisyonun seviyesinin kaydedilmesi. Uygulama - Başlangıç postürü: Göğüs yüksekliğinde bir masanın önünde ayakta durmak. - Çocuğu kollarından ve gövdesinden mümkün olduğunca az destek alarak, bağımsız şekilde 2 ya da 5 saniye ayakta durması için stimüle edin. - Çocuğu; bir eliyle masaya tutunurken, ağırlığını motive edici oyuncağın yönünde, gövdesini kontralateral olarak lateral fleksiyona getirecek ve ipsilateral dizini dinamik olarak stabilize edecek şekilde stimüle edin. Stimülasyon - Motive edici oyuncağı masanın üzerine, çocuğun önüne koyun. - Gerekirse, çocuğa pasif şekilde gövde desteği olmadan ayakta durmayı gösterin (2 kolla, 2 elle ya da 1 elle destek şeklinde). - Dikkat edilmeli: Desteğin gövde ile olup olmadığını rapor edin. - Motive edici oyuncağı yanda ve çocuğun biraz üstünde, ulaşamayacağı mesafede tutun. - Motive edici oyuncağı lateral ve biraz yüksekte hareket ettirin. - Gerekirse kolu pasif olarak konumlandırın. - Gerekirse, ağırlığını lateral olarak nasıl transfer edeceğini pasif olarak gösterin. Kamera pozisyonu - Çapraz şekilde çocuğun arkasında, sagital düzleme 45 derecelik açıyla. 243 Skorlama Aşama altbölümlerinin karakteristik elementleri Yönetimi a. Test öğesi doğru şekilde yönetildi. Hareket b. Ağırlığını lateral olarak transfer etti. c. Gövdesini kontralateral olarak lateral fleksiyona getirdi. Postür d. Kol desteği. e. Gövde desteği. f. El desteği. g. Bir elle destek. h. Dinamik olarak stabil diz. Periyot j. En az 2 saniye. k. En az 5 saniye. Aşama spesifikasyonu 0. 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 244 Elementler a. a, e, j. a, e, k. a, d, k. a, f, k. a, g, k. a, b, g. a, b, c, d, g, h. a, b, c, g, i. 6.11 Test öğesi 11: Destekle ayağa kalkarken postüral kontrol Amaç ve metot Bu test öğesinin amacı, çocuğun destekle bağımsız şekilde ayağa kalkabildiği seviyenin kaydedilmesidir. Bu amaçla çocuk, yatay bir zeminde oturur pozisyondan ayağa kalkması için stimüle edilir. Destek için göğüs hizası yüksekliğinde bir masa kullanılır. Postüral kontrolle ilgili olarak motor gelişim Yetersiz postüral kontrol seviyesinin bir sonucu olarak, DS’lu çocuk ilk olarak oturma pozisyonundan destekle ayağa kalkma pozisyonuna geçecek yeterlilikte değildir. Bunun gelişimi, bu test öğesiyle ilgili olarak, çocuğun simetrik şekilde masanın kenarını iki eliyle tutup kendini yukarı çekerek ayağa kalkabilmesiyle başlar. İlk olarak, bacaklar ayağa kalkmak için herhangi bir katkıda bulunmaz. Çocuk kollarıyla kendini çeker ya da iter, bacaklar az çok simetrik ve pasif olarak eksen görevi görür. İstisnai bir vaka olarak çocuklar dizüstü pozisyondayken dirseklerini masanın üzerine koyup gövdeyi öne doğru yaslayarak, kendilerini esasen kollarıyla yukarı doğru iterler. Artan bir postüral kontrol seviyesi ile, bacaklar daha çok kullanılır ve çocuk bacaklarını esasen simetrik şekilde uzattığında dikleşir. Kolların fonksiyonu ayakta durma pozisyonunu korumak için önemli bir rol oynamaya devam eder. Ancak, şimdi, çocuk kendini yukarı doğru çekmek için masayı daha az sıklıkta kullanır ama kollarını dengede kalabilmek için kullanmaktadır. Bundan sonra, çocuk simetrik bir şekilde, ayağa kalkmadan önce dizüstü pozisyona gelebilir. Pozisyonu kolları masanın üzerinde olacak şekilde korur ve bacaklarıyla onları simetrik şekilde uzatarak kendini yukarı doğru iter. Bundan sonraki aşamada, ayakta durmada ilerleme kaydeder; bunu dizüstü pozisyonda olmasa da, yarı dizüstü postür aracılığıyla yapar. Yukarı doğru itmenin vurgusunun fonksiyonu net olarak bacaklardadır; kollar ve ellerle masaya tutunma yoluyla dengeyi sağlar. Bu amaçla, dizüstü pozisyonda çocuk ağırlığını bir bacağa transfer eder. Bunun sonucu olarak, kontralateral bacak kaldırılabilir ve öne ya da yanlara doğru ayağı yere yerleştirilebilir. Bundan sonra çocuk ağırlığını öne ya da yanlara öne doğru adım atmış olan kontralateral bacağına transfer edebildiği sürece, ayağa kalkma pozisyonuna geçebilir. Artan seviyede postür kontrol kabiliyeti, masa üzerinde azalmış kol desteği ile belirgindir. 245 İlk olarak, dik pozisyon kollar masadan destek alacak şekilde elde edilir; bunu takiben sadece eller de ayakta durma esnasında yeterli desteği sağlayacaktır. Test öğesinin yönetilmesi ve değerlendirilmesiyle ilgili bilgi Bu test öğesini yönetirken; dikleşmeyi sağlamada motor aktivite vurgusunun kol fonksiyonunda mı yoksa bacak fonksiyonunda mı olduğunun saptanması büyük önem taşır. Bazı çocuklar kendilerini kollarının ya da ellerinin yardımıyla, bacaklarını aktif olarak ekstansiyona getirmeden yukarı çekerler. Böyle bir vakada, çocuk ayaklarını bir araya koyarak sabit bir nokta yaratıp eğme noktası vazifesi oluşturur ya da masanın karşısında bunları stabilize eder. Yukarı itme işinde bacak fonksiyonu pasif olmasına rağmen, çocuk dizüstü ya da yarı dizüstü postür gösterebilir. Ayakta durma pozisyonunu kazanmak için bacaklar aktif olarak kullanılıyorsa, o zaman esasen yukarı itmeden sorumludurlar ve dengeyi sağlamak için masa kollarla tutulmaktadır. Bacak fonksiyonunun simetrik mi yoksa asimetrik mi olduğunun kaydedilmesi gerekir. Simetrik bacak motor aktivitesiyle, çocuk dizüstü pozisyonunu bir geçiş postürü olarak gösterir. Asimetrik bacak motor aktivitesi durumunda yarı dizüstü postür geçiş postürü olarak gösterilir. Yarı dizüstü postürü, çocuğun gövdesini esasen dik tuttuğu, bir dizinin üzerinde durduğu ve vücudunun önünde ya da yanında tuttuğu bir ayağıyla ayağa kalktığı postürdür. Eğer çocuk yarı dizüstü ya da dizüstü postürü bir geçiş postürü olarak gösteriyor ama sonra esasen kollarıyla kendini çekip ayağa kalkıyorsa, bu seviye 1 olarak değerlendirilir. Son olarak, çocuğun yarı dizüstü postürle ayağa kalktığı pozisyonda çocuğun dengesini elleriyle mi yoksa kollarıyla mı sağladığının saptanması önemlidir. Motor beceri yerde oturan çocuğa masanın üzerinde motive edici bir oyuncak sunularak telkin edilebilir. Çocuğun oyuncağı görmesi ve ona ulaşmak isteyecek kadar ilgilenmesi gerekir. Denetçinin, oyuncağın çocuğun ulaşamayacağı mesafede tutulduğundan emin olması gerekir. Gerekirse, denetçi, test öğesine kasıtlı olarak manuel şekilde müdahale edip, örneğin pelvisten manipüle edebilir. Skorlanacak davranışın bağımsız olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Dikkat edilmeli Masanın göğüs yüksekliğinde olması gerekir. Daha alçak ya da yüksek masalar adapte edilmiş davranışı stimüle eder. Yüksekliği ayarlanabilir bir masa kullanmak gerekir. Bundan başka, gösterilen 246 motor davranışın seviyesi, çocuğun masanın kenarını ne şekilde kavrayabildiğine bağlıdır. Bu test öğesi için yapılmış bir çubuk ayarlanabilir masanın kenarına iliştirilir. Çocuk tek eliyle masayı tutarak ayağa kalkma pozisyonunu bir kolunun dirseği masada olacak şekilde sağladığında, bu iki kolla destek olarak yorumlanmalıdır. Diğer taraftan, ayakta durmayı elleriyle destekleyip, desteklenmemiş ağırlığı kaldırabilen çocuk yetersiz denge derecesini elleriyle telafi eder. Yarı dizüstü postür çocuğun gövdesi dik olarak bir dizinin üzerinde kalktığı ve bir ayağının da vücudunun önünde ya da yanında tutulduğu postürdür. Kamera pozisyonu Kamera çapraz olarak çocuğun arkasında yerleştirilir, sagital düzleme 45 derecelik açıyla az çok yatay şekilde kaydeder. 247 Aşama klasifikasyonu Uygulama Çocuk yatay bir zeminde, oturma pozisyonunda, göğüs yüksekliğinde bir masanın önüne yerleştirilip destekle ayağa kalkması için stimüle edilir. Ölçek 0. Test öğesi doğru şekilde yönetilmiştir ama çocuk aşağıdaki aşama spesifikasyonlarında tanımlanan motor davranışlardan hiçbirini göstermez. 1. Çocuk ayakta durma pozisyonuna kendini kollarıyla çekerek ya da iterek gelir. Ayakta durma pozisyonunun elde edilmesi esnasında çocuk esas olarak inaktif bacak fonksiyonu gösterir. 2. Çocuk ayağa kalkar ve aktif, esasen simetrik bacak fonksiyonu gösterir. Çocuk hareketi kolları ya da elleri masanın üzerinde duracak şekilde destekler. 3. Çocuk dizüstü pozisyonla ayakta durmaya geçerek aktif ve esasen simetrik bacak fonksiyonu gösterir. Çocuk hareketi, kolları ya da elleri masanın üzerinde duracak şekilde destekler. 4. Çocuk yarı dizüstü postürle ayağa kalkar ve aktif bacak fonksiyonu gösterir. Hareketi, kolları masanın üzerinde duracak şekilde destekler. 5. Çocuk yarı dizüstü postürle ayağa kalkar ve aktif bacak fonksiyonu gösterir. Hareketi, elleri masanın üzerinde duracak şekilde destekler. 248 Test talimatları Amaç - Çocuğun bağımsız olarak destekle ayağa kalkabileceği seviyenin kaydedilmesi. Uygulama - Başlangıç postürü: Göğüs yüksekliğinde bir masanın önünde yerde oturma. - Çocuğu masanın desteğiyle ayağa kalkması için stimüle edin. - Dikkat edilmeli: Standart kenarlı bir bir masa kullanın. Stimülasyon - Motive edici oyuncağı masanın üstüne koyun. - Motive edici oyuncağı çocuğun ulaşamayacağı yükseklikte oynatın. - Gerekirse, çocuğa pasif olarak nasıl ayağa kalkılacağını gösterin. Kamera pozisyonu - Çapraz olarak çocuğun arkasında, sagital düzleme 45 derecelik açıda. 249 Skorlama Aşama altbölümünün karakteristik elementleri Yönetimi a. Test öğesi doğru şekilde yönetildi. Hareket b. Kendini kolları ya da elleriyle çekiyor. c. Aktif bacak fonksiyonu. d. Transiyonel postür olarak dizüstü pozisyonu. e. Transiyonel postür olarak yarı dizüstü pozisyonu. Postür f. Simetrik bacak pozisyonu. g. İnaktif bacak fonksiyonu. h. Bir yada iki kolla masa üzerinde destek. i. Bir ya da iki elle masa üzerinde destek. Aşama spesifikasyonu 0. 1. 2. 3. 4. 5. 250 Elementler a. a, b, g. a, c, f, h, i. a, c, d, f, h, i. a, c, e, h. a, c, e,i. 6.12 Test öğesi 12: Desteksiz ayakta dururken postüral kontrol Amaç ve metot Bu test öğesinin amacı, çocuğun desteksiz olarak ayakta durup ağırlığını lateral olarak transfer edebildiği seviyenin kaydedilmesidir. Bu amaçla, çocuk desteksiz olarak ayakta durma pozisyonunda, bir kolla yanlara ulaşması için ikna edilir. Postüral kontrolle ilgili olarak motor gelişim Yetersiz postüral kontrolün bir sonucu olarak, DS’lu çocuk ilk olarak desteksiz olarak ayakta durmaya devam edemez: Gövdesinin, kalça ve dizlerinin pozisyonunu stabilize etmekte güçlük çeker. Bu test öğesi ile ilgili olarak, desteklenmemiş ayakta durma çocuğun belli bir süre için desteksiz olarak ayakta durmaya devam etmesiyle başlar. Kademeli olarak, desteksiz olarak ayakta durmanın süresi uzayacaktır. Desteksiz ayakta durma postürü, çocuk bir bacağına ağırlık transfer edebildiğinde dinamik ve fonksiyonel hale gelir. Bir tarafa doğru artarak ağırlık transfer edebilme, postüral kontrol sistemine talepte bulunur çünkü bir bacak artarak ağırlık taşımaya başlar. Son olarak gövde motor aktivitesi de görülür hale gelir. Çocuk lateral olarak gövdesini fleksiyon ve rotasyona getirir ve böylelikle gövdenin simetrik ektansiyonundan kurtulur; ayrışmalı olarak ayakta durmaya devam eder. Çocuk ilk olarak pozisyonu, diz eklemlerini az çok esnemiş pozisyonda kilitleyerek kontrol eder. Bu yolla, çocuk ağırlığı taşır ama diz eklemlerini hareket ettirmeye yeltenmez. Ağırlık transferi de, denge bozukluklarıyla karşılaşmak da problemler yaratır. Eninde sonunda eklemin postürü, dinamik stabil postürün oluşacağı bir fleksiyon ve ekstansiyon gerektiren fonksiyonel bir pozisyonla sağlanır. Dizler hareket ettirilebilir ve denge bozuklukları dinamik olarak kontrol edilir. Test öğesinin yönetimi ve değerlendirilmesi için bilgi Daha önce de belirtildiği gibi, DS’lu çocuk uzatılmış postürü sağlarken, spesifik problemlerle karşılaşır. Postüral kontrol sistemindeki bozuklukların sonucu olarak gövde, kalça, diz ve ayak bileklerinin pozisyonunu stabilize etmede problemler çıkar ve bu sebeple bir bütün olarak ayakta durma pozisyonunun sağlanmasında sorun oluşur. 251 Postüral kontrolün seviyesi çocuğun desteksiz olarak ayakta kaldığı periyot, kaydedilerek (en az 2 veya 5 saniye) ve sonra da çocuğun lateral ağırlık transferi yaparak simetriyi bozup bozmadığı saptanarak tespit edilir. Bunu yaparkan gövdenin lateral fleksiyonda olup olmadığının saptanması önemlidir. Ağırlık transferi esnasında, ipsilateral dizin stabilize etme kabiliyeti kaydedilir. Böylelikle, az çok esnetilmiş eklem pozisyonundaki statik stabilizasyon ile eklemin fonksiyonel pozisyonunun dinamik şekilde stabilizasyonu arasındaki ayrışma; fleksiyon ve ekstansiyon göz önünde bulundurularak yapılır. Bu seviyedeki bir stabilizasyon sonunda eklemde harekete olanak verir. Diz ekleminde instabilitenin bir sonucu olarak gözlenen hareketler, dinamik olarak sabit değil; statik olarak değerlendirilmelidir. Çocuk yerde ayakta durur pozisyona yerleştirilir, bundan sonra denetçi tarafından bu pozisyonu kendi başına sürdürmesine imkan verilir. Gerekirse, çocuk ayakta durma pozisyonuna masanın desteği olacak şekilde bırakılmalıdır. Bu durumda, desteksiz ayakta durma, motive edici bir oyuncağın yardımıyla elde edilebilir. Desteksiz olarak ayakta durabildiğinde motive edici oyuncak omuz hizasında ve ulaşamayacağı noktada tutulur ve çocuğun oyuncağa bir eliyle uzanması sağlanmaya çalışılır. Çocuk uzanabildiğinde, oyuncak yana ve yukarı doğru ulaşamayacağı mesafede hareket ettirilir; sonucunda da çocuk ağırlığını lateral olarak transfer eder, gövdesinin kontralateral tarafını lateral olarak fleksiyona getirir. İpsilteral diz ekleminin motor aktivitesi, çocuğun yatay olarak yana uzanmasıyla elde edilir. Kıvrılmış bir diz yanlara doğru daha ileri uzanmayı sağlar. Denetçi pasif olarak nasıl uzanılacağını gösterebilir. Gerekirse ve mümkün olduğunda, ayağın yanlara doğru uzanırken oynatılmayacağı, örneğin bir ayağın etrafına bir çember yerleştirilerek açıklanabilir. Ağırlık lateral olarak transfer edilirken ipsilateral ayak yerden kaldırılır kaldırılmaz, eşlik eden adımlama şeklinde bir transfer reaksiyonu oluşur. Postür o anda biter; zaman kaydı bu noktada durdurulmalıdır. Eğer istenirse, desteksiz olarak ayakta durma tekrar teşvik edilebilir. Motive edici oyuncağın çocuğun dikkatini çeken ve ona ulaşmak isteyeceği özellikte olması gerekir. Kamera pozisyonu Kamera çapraz olarak çocuğun arkasına yerleştirilir, sagital boylama 45 derecelik açıda az çok yatay olarak kaydeder. 252 Aşama klasifikasyonu Uygulama Çocuk yatay bir zeminde ayakta durma pozisyonuna yerleştirilir ve desteksiz olarak ayakta durmaya teşvik edilir. Daha sonra, bir koluyla yanlara ulaşmaya ikna edilerek, kontralateral gövde lateral fleksiyonuyla kombinasyonda olacak şekilde lateral olarak ağırlık transferi yapmaya teşvik edilir. Ölçek 0. Test öğesi doğru şekilde yönetilmiştir ama çocuk aşağıdaki aşama spesifikasyonlarında tanılanan motor davranışlardan hiçbirini göstermez. 1. Çocuk desteksiz olarak en az 2 saniye ayakta durur. 2. Çocuk desteksiz olarak en az 5 saniye ayakta durur. 3. Çocuk desteksiz olarak ayakta durur ve lateral olarak ağırlığını transfer eder. Çocuk hiçbir şekilde gövdesini kontralateral tarafta lateral fleksiyona getirmez. 4. Çocuk desteksiz olarak ayakta durur. Ağırlığını lateral olarak transfer eder ve kontralateral tarafta gövdesini açıkça lateral fleksiyona getirir. Çocuk ipsilateral dizinin pozisyonunu çoğunlukla statik olacak şekilde, diz ekleminde az hareketle veya hiç hareketsiz olarak stabilize eder. 5. Çocuk desteksiz şekilde ayakta durur. Ağırlığını lateral olarak transfer eder ve kontralateral tarafta gövdesini açıkça lateral fleksiyona getirir. Ipsilateral dizinin pozisyonunu çoğunlukla dinamik olarak ve diz ekleminde hareketle stabilize eder. 253 Test talimatları Amaç - Çocuğun desteksiz olarak ayakta durabildiği seviyenin kaydedilmesi. Uygulama - Başlangıç postürü: Desteksiz ayakta durma. - Çocuğu desteksiz olarak 2 ya da 5 saniye ayakta durması için teşvik edin. - Çocuğu lateral olarak ağırlığını transfer etmesi, gövdesini kontralateral olarak 2 saniye boyunca lateral fleksiyona getirmesi ve ipsilateral dizini dinamik olarak stabilize etmesi için teşvik edin. - Gerekirse, bir bacağına çember geçirin. Stimülasyon - Çocuğun önüne motive edici bir oyuncak koyun. - Çocuğun yan tarafında omuz hizasında, ulaşamayacağı bir mesafeden motive edici bir oyuncak gösterin. - Ulaşamayacağı mesafede, oyuncağı lateral olarak ve biraz da yüksekte hareket ettirin. - Gerekirse, kolunu pasif olarak ulaşma pozisyonuna getirin. - Gerekirse, çocuğa pasif olarak lateral ağırlık transferinin nasıl yapıldığını gösterin. Kamera pozisyonu - Çocuğun arkasında çapraz şekilde, sagital düzleme 45 derecelik açıda. 254 Skorlama Aşama altbölümünün karakteristik elementleri Yönetimi a. Test öğesi doğru şekilde yönetilmiştir. Hareket b. Ağırlığını lateral olarak transfer eder. c. Gövdesini kontralateral olaral lateral fleksiyona getirir. Postür d. Statik olarak stabil diz. e. Dinamik olarak stabil diz. Periyot f. En az 2 saniye. g. En az 5 saniye. Aşama spesifikasyonu 0. 1. 2. 3. 4. 5. Elementler a. a, f. a, g. a, b. a, b, c, d. a, b, c, e. 255 6.13 Test öğesi 13: Yüzüstü pozisyondan oturma pozisyonuna geçerken postüral kontrol Amaç ve metot Bu test öğesinin amacı, çocuğun yüzüstü pozisyondan oturma pozisyonuna geçebildiği seviyenin kaydedilmesidir. Bu amaçla, çocuk yüzüstü pozisyona konulur ve oturmaya geçmesi için teşvik edilir. Postüral kontrolle ilgili olarak motor gelişim Çocuğun motor gelişiminin belli bir evresinde, oturma postürü kesin olarak bir geçiş postürü olarak ortaya çıkar. Bu evrede çocuk sıklıkla oturma postürünün etrafında hareket eder: Oturmadan yan oturmaya, daha sonra yüzüstü ya da emekleme pozisyonuna geçer ya da tam tersi şekilde davranır. Gelişimin bu evresinde denge, gövde ekstansiyonu, gövde rotasyonu ve gövde lateral fleksiyonu gibi yüksek dereceli motor aktivitelerin kalitatif olarak gelişimi gözlenebilir. DS’lu çocuklarda, bu formdaki hareketlerin gelişimi, postüral kontrol sistemindeki bozukluklardan dolayı ters yönde etkilenir. Bu test öğesinin sisteminde dikkat, yüzüstü pozisyondan oturma pozisyonuna geçişin gelişimi üzerinde odaklanır. Burada ortaya çıkan problemler, bu evredeki gelişimde gözlenen motor problemlerin temsilcisi olarak görülür. Yetersiz postüral kontrol seviyesinin bir sonucu olarak DS’lu çocuk, ilk olarak oturma pozisyonunu bağımsız olarak elde edemez. Bu test öğesi ile ilgili olarak, gelişim, çocuk oturma pozisyonuna esasen kollarının simetrik desteğiyle gelebildiğinde başlar. Ayırt edici bir özellik olarak, motor davranış esnasında gövde motor aktivitesi (gövde rotasyonu ve gövde lateral fleksiyonu) dikleşmeyi sağlamak için kısıtlı bir rol oynar. Bu anlamda, esas olarak dört hareket değişkeni fark edilir. Oturma pozisyonunun elde edilmesinin tipik şekli, yüzüstü pozisyonda gövdenin kollarla yukarı doğru itilmesi ve bacakların simetrik olarak geniş abdüksiyonda öne getirilmesidir. Burada, her ne kadar bazı çocuklar bir dizlerini kıvrık tutsalar da, dizler uzatılabilir. İkinci olarak, çocuk dizlerini bir şekilde (eller-dizler pozisyonu gibi) gövdesinin altına koyabilir ve sonra gövdesini kollarıyla iterek baldırları üzerine ya da ayakları arasına oturur 256 pozisyona gelir. Hareket değişkenlerinin hiçbirinde gövde destek yüzeyinin dışına gelmez ve çocuk dengesini kaybetmez. Kalçalar esasen simetrik olarak hareket ettirilir. Yan oturma gözlenmez, gövde hareketleri simetriktir ve az bir gövde motor aktivitesi gerektirir. Bazı çocuklar yüzüstü pozisyondayken dizlerini gövdelerinin altına değil, yanına yerleştirir. Akabinde, bir şekilde yan yatma/yarı yan oturma pozisyonunda, gövde ilk olarak pelvisin üzerinde olabildiğince yukarıya itilir. Bunun sonucunda pelvis yatay pozisyona yaslanır. Gövde kollarla dikleşmeye itilir. Pasif bir gövde lateral fleksiyonu gözlenebilir ama bu yukarı doğru iten kollar tarafındandadır. Bazı çocuklar spinal kolonu stabilize etme kabiliyetine daha fazla sahip olduğundan, gövdelerini lateral fleksiyon ve kısaltma ile daha nötral bir pozisyona getirirler. Tanımlanan ilk değişkenlerle, bu motor davranışlardan hiçbiri yan oturmayı göstermez. Artan postüral kontrol seviyesi ile, motor beceri daha asimetrik bir karakter elde eder. Çocuğun gövde motor kabiliyeti daha iyi gösterilir. Bu iki değişik hareket formuyla sergilenir. Birincisinde çocuk dizlerini gövdesinin yanına yukarı çekerek yan oturma aracılığıyla oturma pozisyonuna geçer. Yukarı doğru iten kollar tarafında lateral gövde fleksiyonu gözlenebilir. Ancak gövdenin kontralateral lateral fleksiyonu hala yeterli derecede aktif değildir ve oturma pozisyonunun kazanılmasında etkin faktör, kollarla yukarı doğru itmektir. İkinci değişkende, yüzüstü pozisyondaki çocuk dizlerini karnının altına çeker ve eller-dizler üzerinde durma pozisyonuna geçer. Yan oturmadan oturma pozisyonuna geçişte gövde motor aktivitesinde gelişme gözlenir. Bu yer çekimi kanununa aykırı durum için gereken gövde motor aktivitesi hareket paterninin kurulmasına katkıda bulunur. Daha ileri bir gelişim olması durumunda üçüncü seviye meydana gelir. Kontralateral gövde lateral fleksiyonu her seferinde biraz daha aktif olur ve oturma pozsiyonunda kolların pozisyonu daha az önemli hale gelir. Sonunda, hareketin son evresinde kolların desteği iyice gereksiz hale gelir. Gövde, oturma tabanına yer çekim kuvvetine karşı odaklanmış aktif gövde lateral fleksiyonu ve biraz kol desteği ile getirilir. Yan oturma bir geçiş postürü olarak gözlenebilir. Test öğesinin yönetimi ve değerlendirilmesi için bilgi Bu test öğesi yönetilirken, gösterilen hareket paternlerindeki simetrinin derecesinin klasifiye edilmesi önemlidir. 257 Bu açıdan, çocuğun yan oturmayı bir gövde rotasyonu ve lateral fleksiyonun bir göstergesi olarak yapıp yapmadığının kaydedilmesi esastır. İşaret edildiği gibi seviye 1’de, dört hareket değişkeni tanımlanabilir. Bu dört değişkenin özelliği, gövdenin kollarla yukarı doğru itilmesi ve net bir yan oturmanın gözlenmemesidir. Yan oturmanın bir postür olarak tanımlanması önemlidir. Yan oturmak, vücut ağırlığının esasen bir baldır üzerinde durduğu ve gövdenin kontralateral tarafta lateral fleksiyonda olduğu asimetrik bir oturma postürü gerektirir. Tam bir yan oturma postüründe ipsilateral bacak kalçada dış rotasyondadır, kontralateral bacak ise iç rotasyondadır. Ancak sıklıkla, bacaklar bir çeşit çapraz bacak oturma postüründeyken dış rotasyon her iki kalçada da gözlenir. Bu postür de yan oturma olarak sayılır. Yan oturma postürü, şarta bağlı olarak özellikle dengede, yeterli seviyede postüral kontrol fonksiyonunu gerektirir; gövde motor aktivitesinin geliştiğinin göstergesidir. Seviye 1’deki ilk iki hareket paterninde, çocuk gövdesini destekleyici zeminin dışına çıkarmazken, kalça motor aktivitesi oldukça simetrikdir. Öte yandan, çocuk gövdesini kollarıyla yukarı doğru iter ve kalçalarını genişçe abdükte ederken bacaklarını öne doğru hareket ettirir. Oturma pozisyonunu kazanır ve net bir yan oturma gözlenmez. Bu paternde kalçaların geniş abdüksiyonu, her iki uzatılmış dizde de, biri uzatılmış biri kıvrılmış olarak gözlenir. Sonraki vakada belirgin olarak yan oturma vardır çünkü kıvrılmış diz tarafındaki baldır, pelvisin yana doğru yaslanmasından ötürü daha yüksektedir. Bununla beraber, çocuk gövdesi destekleyici zeminin üzerinde olacak şekilde kalır ve kalçalardaki rotasyon esasen simetrikdir. Diğer taraftan, çocuk gövdesini kollarıyla yukarı iterken dizlerini gövdesinin altına çeker. Oturma postürünü gövdesini destekleyici alanın dışına çıkarmadan elde eder, ve net bir yan oturma gözlenmez. Yine bu vakada da, buna yan oturma denecektir çünkü bacaklar tamamen simetrik olarak ağırlık yüklenir vaziyette değildir ve pelvis de bir şekilde yana doğru yaslanmıştır. Üçüncü değişken, yukarı doğru iten kolların yanlarında gövde lateral fleksiyonu gösterir. Çocuk gövdesini kollarıyla kaldırır ve dizlerini gövdesinin yanına çeker. Gövde ilk olarak kollar kullanılarak destekleyici zeminin üzerinde kaldırılır ve pelvisin yatay olarak yaslanmasına neden olur. Bunun sonucu olarak, yukarı doğru iten kolların tarafında, net bir gövde lateral fleksiyonu gözlenir. Dördüncü değişkende, 258 gövde daha fazla stabilizedir ama hareket paterni daha sonra üçüncü değişkenle eşittir. Aynen ilk iki değişkende olduğu gibi, değişken üç ve dörtte yan oturma gözlenmez ve dikeyin elde edilmesi için kollarla yukarı itmek gerekir. Aşama spesifikasyonu 1’in aksine, seviye 2 yan oturmanın pasif formunu hareketin bileşeni olarak gösterir. Burada gövde optimal seviyede aktif değildir ve oturma pozisyonunun elde edilmesi için aktif olarak lateral fleksiyona gelmez. Çocuğun oturma pozisyonunu elde etmesini sağlayan kollarla itmedir. Diğer taraftan, yan oturma eksantrik olarak yer çekiminin bir sonucu olarak meydana gelir çünkü çocuk, eller-dizler üzerindeki pozisyondan baldırlarını yerde ayaklarının yanına yerleştirir ve bacaklarını aşağı indirerek oturma pozisyonunu kazanır. Diğer taraftan, çocuk gövdesini yan yatma/yarım yan oturma pozisyonundan yukarı doğru iter ki, bunun sonucu olarak da pasif gövde lateral fleksiyonu meydana gelir. Son olarak, seviye 3 aktif gövde motor aktivitesi gerektirir; yan oturma özellikle yan yatma/yarı yan oturma pozisyonundan aktif gövde lateral fleksiyonu yoluyla meydana gelir ve el desteğine duyulan ihtiyaç kısıtlıdır. Motor beceri, çocuğa yüzüstü pozisyonda çapraz yukarıda ve bir şekilde çocuğun başıyla kaudal olacak şekilde, görüş alanında ama ulaşamayacağı mesafede motive edici bir oyuncak gösterilerek elde edilebilir. Oyuncağın çocuğun bir koluyla uzanmak isteyeceği ilginçlikte olması gerekir. Çocuk uzandığında, oyuncak biraz yukarıya çekilmeli ve kaudal olarak gösterilerek dikleşmenin sağlanması için teşvik edilmelidir. Çocuğun yan oturma pozisyonu aracılığı ile oturma pozisyonunu elde etmesi için teşvik edileceği açıktır. Bundan başka, oturma pozisyonuna bağımsız olarak geçen çocuğun oturmak için kuvvetli bir dürtü gösterdiği de gerçektir. Bu durumda motor davranışın sağlanması tamamen gereksizdir. Yüzüstü pozisyondan emekleme pozisyonuna geçen bazı çocuklar, oturmadan önce biraz emekler. Motor davranış aşama tanımına dahil edilebildiği sürece bu davranış oturma pozisyonunun elde edilmesi olarak değerlendirilebilir. Kamera pozisyonu Kamera çocuğun önüne çapraz olarak yerleştirilir; sagital düzleme 45 derecelik açıda az çok yatay olarak kayıt yapar. 259 Aşama klasifikasyonu Uygulama Çocuk yatay bir zeminde yüzüstü pozisyona yerleştirilir ve oturma pozisyonunu kazanması için teşvik edilir. Ölçek 0. Test öğesi doğru şekilde yönetilmiştir ancak çocuk aşağıdaki aşama spesifikasyonlarında tanımlanan motor davranışlardan hiçbirini göstermemiştir. 1. Çocuk oturma pozisyonunu gövdesini kollarıyla yukarı iterek edinir. Herhangi bir net yan oturma göstermez. 2. Çocuk oturma pozisyonunu gövdesini kollarıyla yukarı iterek edinir. Net olarak yan oturma gösterir. 3. Çocuk oturma pozisyonunu gövdesini, aktif lateral fleksiyonuyla ve biraz el desteğiyle kaldırarak edinir. Net bir yan oturma gösterir. 260 Test talimatları Amaç - Çocuğun yüzüstü pozİSyondan oturma pozisyonuna geçebildiği seviyenin kaydedilmesi. Uygulama - Başlangıç postürü: Yüzüstü pozisyon. - Çocuğu bir oturma pozisyonu edinmeye teşvik edin. Stimülasyon - Motive edici oyuncağı çocuğun önüne çapraz şekilde ama ulaşamayacağı şekilde sunun. - Motive edici oyuncağı biraz daha yukarı hareket ettirin. Oyuncağı vücuda paralel ve kaudal (vücudun aşağısı) olarak oynatın. - Gerekirse, oturma pozisyonunu nasıl elde edeceğini pasif olarak gösterin. Kamera pozisyonu Çapraz olarak çocuğun önünde, sagital düzleme 45 derecelik açıyla. 261 Skorlama Aşama klasifikasyonunun karakteristik elementleri Yönetimi a. Test öğesi doğru şekilde yönetildi. Hareket b. Oturma pozisyonunu edinir. c. Gövdesini kollarıyla yukarı doğru iter. d. Aktif gövde lateral fleksiyonu ve kollardan biraz yardımla. Postür e. Yan oturma yoktur. f. Yan oturma. 262 Aşama spesifikasyonu Elementler 0. 1. 2. 3. a. a, b, c, e. a, b, c, f. a, b, d, f. 6.14 Test öğesi 14: Desteksiz yürürken postüral kontrol Amaç ve metot Bu test öğesinin amacı, çocuğun desteksiz olarak yürüyebildiği seviyenin kaydedilmesidir. Bu amaçla, çocuk desteksiz olarak yürümesi için ikna edilir. Postüral kontrolle ilgili olarak motor gelişim Yapısı gereği, yürümede, vücut ağırlığı, diğerinin kaldırılıp hareket ettirilmesi için bir bacağa transfer edilir. Bundan dolayı, yürümek, ayrışmış başlangıç postürleri ile hareket ederken postürün kontrolü için çok fazla kabiliyet gerektiren asimetrik bir motor davranıştır. DS’lu bir çocuk yürürken, postüral kontrol sistemindeki bozukluklar baş, gövde ve kol-bacakların motor aktivitesinde gözlenir. Bu bozuklukların, yürümenin yardımcı fonksiyonlarında etkileri olur ama ayrıca bir bütün olarak yürüyüş üzerinde de etkileri vardır. Bu yardımcı fonksiyonların genel anlamda uygulanabilir karşılıklı gelişimsel sırası verilemez. Yürümedeki gelişimin şekli her durumda, postüral kontrol problemlerinin kapsamının çocuğun vücudundaki dağılımıyla olduğu kadar, içinde yer alan gelişimle de saptanır. Çocuk bunları telafi etmek için vücudunun bazı kısımlarını kilitleme eğiliminde olabilir. Örneğin, daha alt uzantılardaki görünür şekilde azalmış postüral kontrol, son ensktansiyonda dizlerin statik ve pasif olarak stabilize edilmesine yol açabilir. Telafi edici denge tepkileri daha sonra da gövde ve kollarda gözlenebilir. Yetersiz postüral kontrol seviyesine bağlı olarak, DS’lu çocuk desteksiz olarak yürüyemeyecektir. Bu test öğesinin kapsamında yürüme gelişimi, çocuğun desteksiz olarak birkaç adım atmasıyla başlar. Postür kontrolünde artan kabiliyet, yürüme sırasındaki hareket ayrışmasının daha sık meydana gelmesinden belli olur. Omuz kuşağı ve pelvik kemer başlangıçta birbirleriyle bağlantılı olarak rotasyona girmezken, gövde rotasyonu meydana gelebilir. Baş ve omuzlar, retraksiyon ile kilitlenmek yerine, daha dinamik ve fonksiyonel olarak stabilize edilebilir. Çocuk o zaman, örneğin yürürken daha özgür şekilde etrafına bakabilir. Kollar yürürken, kanat pozisyonunda sabitlenmek yerine daha fonksiyonel şekilde kullanılır. Çocuk başlangıçta denge sağlamakta problem yaşar. Bacaklar iyice açılmış şekilde yürür. 263 Ağırlığını özellikle yanlara transfer ederek “Trendelenburg” yürüyüşü sergiler. Artan postüral kontrol seviyesiyle, desteksiz yürürken denge sağlamadaki kabiliyette gelişme vardır. Açılmış bacaklarla yürüyüşü daralır; ağırlık taşıyan kalçasını daha iyi stabilize eder ve kalçalarını daha seçici şekilde fleksiyona getirir. Ağırlık da yanlara değil, daha çok öne doğru transfer edilir. Dizler statik olarak sabitlenmiş pozisyondan çok hafif bir fleksiyonla dinamik olarak ağırlık taşır hale gelir ve ayaklarda artarak kontrol edilen bir gelişme yer alır. Devam eden gelişimle, yürüme mesafesi artacak ve yürümek daha fonksiyonel hale gelecektir. Çocuk yürüyüşünün yönünü oturmadan ya da destek kullanmadan değiştirebilecektir. Sonunda koşmak, zıplamak, geri yürümek gibi yürüyüşün pek çok çeşidi meydana gelecektir ama bunlar bu testin parametrelerinin dışında kalmaktadır. Test öğesinin yönetilmesi ve değerlendirilmesi üzerine bilgi Desteksiz olarak yürümedeki postüral kontrolün seviyesi, bir bütün olarak yürümedeki fonksiyonelliğin derecesinden anlaşılabilir. Daha lokal olarak da başın ve omuz kuşağının motor aktivitesinden, kolların pozisyonundan, gövdedeki hareket ayrışmasından, kalça ve dizlerin stabilitesinden, ağırlığın transfer edilme şeklinden, ayak ve ayak bileğindeki postür ve hareketten anlaşılır. Postüral kontrolün seviyesi çocuğun desteksiz olarak yürüyebildiği mesafenin kaydedilmesiyle, çocuğun yürüyüşünün yönünü değiştirebilip değiştirememesinin değerlendirilmesiyle, çocuğun gövde rotasyonuyla yürüyüp yürümediğinin ispatlanması ve ayakta durma evresinde dizlerin motor aktivitesinin skorlanmasıyla uygun şekilde saptanabilir. Özellikle desteksiz yürüme esnasında gövde rotasyonunun varlığını ya da yokluğunu skorlamak kolay değildir ve bunun meydana gelmesi yürümedeki denge ve fonksiyonelliğin gelişiminin önemli bir göstergesidir. Omuz kuşağı ve pelvik kemeri net olarak birbirleriyle ilişkili şekilde rotasyondayken, çocuk gövde rotasyonuyla yürür. Bu rotasyonun, yürümenin büyük kısmında da algılanabiliyor olması gerekir. Bir gözlemcinin rotasyonun anlarını araması gerekmez; böyle bir durumda, bu negatif olarak skorlanacaktır. Engelsiz çocukların yürüyüşünde, gövde rotasyonunun varlığı ve yokluğu net olarak anlaşılır. DS’lu çocukların gövde rotasyonunun fark edilebilmesi için yardımcı olacak şey, bunun genellikle daralmış-bacaklı yürümenin gelişimiyle, öne doğru hareket ettirilen bacağın kalçasının fleksiyonunun daha seçici olmasıyla ve ayakta duran 264 bacağın kalçasının daha seçici şekilde ağırlık taşımasıyla aynı zamana gelmesidir. Daha önce de belirtildiği gibi, ağırlık kaldıran diz ekleminin postüral kontrol seviyesini, ayakta durma evresinde kaydetmeye karar verdik. Böylelikle, fleksiyon ve ekstansiyon söz konusu olduğu sürece, eklemin az çok esnetilmiş pozisyonda statik olarak stabilize edilmesiyle eklemin fonksiyonel bir pozisyonda dinamik şekilde stabilizasyonu arasındaki ayırt etme gerçekleştirilir. Bu sonraki stabilizasyonun seviyesi son olarak eklemdeki hareketin skorlanmasına imkan verir. Statik ya da dinamik stabilizasyona, esasen yürüme esnasında gözlendiğinde karar verilebilir. Desteklenmemiş yürüme, çocuğun yere bırakılması ve motive edici bir oyuncağın gösterilmesiyle temin edilir. Oyuncak çocuğun ona doğru hareket etmeyi isteyeceği özellikte olmalı. Ayrıca oyuncağın pozisyonu öyle bir ayarlanmalı ki çocuk oyuncağa ulaşabilmek için hareket etmek zorunda kalmalı. Denetçinin çocuğa ayakta durma pozisyonuna ulaşabilme imkanını vermesi gerekir; gerekirse, örneğin bir masanın önünde ya da denetçinin desteğiyle başlangıç noktası olarak destekli bir ayakta durma sağlanır. Gerekirse, denetçi çocuğa pasif olarak nasıl yürüyeceğini örneğin pelvis ya da kollarıyla gösterebilir. Çocuğun sonuç olarak skorlanacak motor davranışı bağımsız olarak taşıyor olması gerekir. Dikkat edilmeli Çocuk elinde bir oyuncakla her yürüyüşünde, denetçinin yürüme paterninin bundan etkilendiğini farketmesi gerekir. Böylece yürüme esnasında iki eliyle top taşımak çocuğun gövde rotasyonunu etkileyecektir. Seviye 1 ve 2’de, atılan adımların sayısı sonuca götüren bir anlam taşır. Bir bacağın öne doğru hareketi bir adım olarak sayılır. Akabinde, kontralateral bacağın ileri hareketi de takip eden adım olarak sayılır. Kamera pozisyonu Çocuğun yürüdüğü yöne göre 90 derecelik açıda olmalıdır. Çapraz olarak önden, yandan ve çapraz olarak arkadan olacak şekilde çocuğun yürümesi yatay olarak kaydedilir. 265 Aşama klasifikasyonu Uygulama Çocuk yatay bir zeminde ayakta durur pozisyonda bırakılır ve desteksiz olarak yürümesi için stimüle edilir. Ölçek 0. Test öğesi doğru olarak yönetilmiştir ama çocuk aşağıdaki aşama spesifikasyonlarında tanımlanan motor davranışlardan hiçbirini göstermemiştir. 1. Çocuk desteksiz olarak en az 3 adım yürür. 2. Çocuk desteksiz olarak en az 7 adım yürür. 3. Çocuk desteksiz olarak en az 7 adım yürür; ileriye ve geriye yürür. Gövde rotasyonu gözlenmez. Ayakta durma evresinde dizlerin pozisyonu esasen statik olarak stabile edilmiştir. 4. Çocuk desteksiz olarak en az 7 adım yürür; ileriye ve geriye yürür. Ya net bir gövde rotasyonu ya da ayakta durma esnasında dizlerin esasen dinamik olarak stabilize edildiği pozisyon gözlenir. 5. Çocuk desteksiz olarak en az 7 adım yürür; ileriye ve geriye yürür. Net bir gövde rotasyonu gözlenir ve ayakta durma evresinde dizlerin pozisyonu esasen dinamik olarak stabilize edilmiştir. 266 Test talimatları Amaç - Çocuğun desteksiz olarak yürüyebildiği seviyenin kaydedilmesi. Uygulama - Başlangıç pozisyonu: Ayakta durma - Çocuğu desteksiz yürümesi için teşvik edin. 3 adım, 7 adım, ileriye ve geriye. Stimülasyon - Ayakta duran çocuğa ulaşamayacağı mesafede motive edici bir oyuncak uzatın. - Oyuncağı çocuğun ulaşamayacağı mesafede oynatın. - Gerekirse, çocuğa pasif olarak nasıl yürüyeceğini gösterin. Kamera pozisyonu - Çocuğun yürüdüğü yöne göre 90 derecelik açıda olmalıdır. Çapraz olarak önden, yandan ve çapraz olarak arkadan olacak şekilde çocuğun yürümesi yatay olarak kaydedilir. 267 Skorlama Aşama klasifikasyonunun karakteristik elementleri Yönetim a. Test öğesi doğru şekilde yönetildi. Hareket b. Desteksiz yürür. c. gövde rotasyonsuz. d. Ya gövde rotasyonu ya da dinamik olarak stabil diz. e. Hem gövde rotasyonu ve hem de dinamik olarak stabil diz. Postür f. Statik olarak stabil diz. Mesafe g. 3 adım h. 7 adım i. İleriye ve geriye 268 Aşama spesifikasyonu Elementler 0. a. 1. a, b, g. 2. a, b, h. 3. a, b, c, f, i. 4. a, b, d, i. 5. a, b, e, i. Test Öğesi 15: Desteksiz ayağa kalkarken postüral kontrol Amaç ve metot Bu test öğesinin amacı çocuğun desteksiz olarak ayağa kalkabildiği seviyenin kaydedilmesidir. Bu amaçla, çocuk yatay bir zeminde, oturma pozisyonundan ayağa kalkması için stimüle edilir. Postüral kontrol ile ilgili olarak motor gelişim Yetersiz postüral kontrol seviyesinin bir sonucu olarak, DS’lu çocuk başlagıçta desteksiz olarak ayağa kalkamaz. Bu test öğesinin kapsamında, ilgili gelişimin başlangıcı çift olarak gerçekleşir. Birinci seviye motor aktivitenin ortak karakteristiği, uygulanan hareket paternlerinin simetrik olmasıdır. Bir yandan, çocuğun oturma pozisyonundayken simetrik olarak eller-dizler pozisyonu yoluyla eller-ayaklar postürüne geçtiği gözlemlenebilir. Gövde rotasyonu ve gövde lateral fleksiyonu gözlenmez. Çocuk vücut ağırlığını ayaklarının üzerine, ellerini ayaklarına doğru kaydırarak getirir. Sonra simultane olarak sırtını ve bacaklarını gererek ayağa kalkar. Öte yandan, oturma pozisyonundaki bir çocuğun ayaklarını yere koyup böylelikle simetrik bir çömelme pozisyonuna geldiği gözlemlenebilir. Bundan sonra, ellerinin yardımı ile ya da yardımsız, her iki bacağını simultane olarak esneterek simetrik bir ayağa kalkma pozisyonuna doğru gelişim gösterir. Yine burada biraz simetrik gövde motor aktivitesi gözlemlenebilir. Motor davranış, örneğin, oturma pozisyonundan yan oturma yoluyla eller-dizler postürüne ya da eller-dizler postüründen ayaklarını tek tek yere koyarak eller-ayaklar postürüne geçtiğinde, daha az simetrik hale gelir. Bu amaçla, ağırlık lateral olarak transfer edilir ve daha iyi gelişmiş seviyede bir denge ve stabilite gerekir. Postüral kontrol seviyesi daha da geliştiğinde, çocuk eller-ayaklar postüründen simetrik olarak ayağa kalkar ama ayağa kalkmak için ilk olarak elleri ayaklara doğru götürmek gerekmez. Eller-dizler postürüne geçişin artan gövde motor imkanlarının bir göstergesi de, gövde rotasyonu ve/veya lateral gövde fleksiyonunun hareket paterninde gözlenmesidir. Akabinde, çocuk sonunda kalkarken yarı diz çökme postürünü kullanacaktır. Yarı diz çökme postürü çocuğun esasen dik taşınan bir gövdeyle bir dizinin ve yere, vücudunun 269 önüne koyduğu bir ayağın üzerinde destek aldığı bir postürdür. Yerde duran bir elle ya da bir ya da iki eli adım attığı bacağında olacak şekilde destek alarak, ayağa kalkmaktaki denge sağlama işini ilk önce kolaylaştırır. Çocuk yarım dizüstü postür yoluyla ayağa kalktığında fonksiyonel seviyede bir postüral kontrol elde edilir ve çocuğun artık kol desteğine ihtiyacı yoktur. Test öğesinin yönetimi ve değerlendirilmesi üzerine bilgi Desteksiz olarak ayağa kalkmaktaki postüral kontrolün seviyesi, oturma pozisyonundan eller-ayaklar postürüne ya da çömelme postürüne geçişteki hareket paternindeki simetrinin kapsamından anlaşılabilir. Bundan başka, ayağa kalkma esnasında yarım dizüstü postürün kullanılıp kullanılmadığından ve hareketin kollarla desteklenme derecesinden de anlaşılabilir. Bu test öğesi ile ilgili olarak, çocuğun oturma pozisyonundan simetrik olarak eller-ayaklar postürüne mi yoksa çömelme postürüne mi geçtiğinin saptanması gerekir. Buradaki karar verme faktörü, gövde rotasyonu ve/veya lateral fleksiyonun gözlenip gözlenmediğine bağlıdır. Rotasyon ve/veya lateral fleksiyon yoluyla, çocuğun gövdesi destekleme yüzeyinin dışına çıkar ve bu da gövde ayrışması hakkında bir kanıttır. Örneğin, oturma pozisyonundan eller-dizler postürüne geçtiğinde yan oturma gösterir ya da ayaklarını teker teker öne alarak, eller ve dizler postüründen eller ve ayaklar postürüne veya çömelme postürüne geçer. Çocuk eller-ayaklar postürü ya da çömelme pozisyonuna net bir gövde rotasyonu ve/veya lateral fleksiyon ile geçebildiği anda, çocuğun ne şekilde ayağa kalkmaya geçtiğinin saptanması önemlidir. Bu noktada yarı diz çökme postürünü kullanması artan postür ayrışması kabiliyetinin ve artan denge sağlama kabiliyetinin göstergesidir. Yarı diz çökme yoluyla ayağa kalkmada, çocuğun hareketi elleriyle destekleyip desteklemediğinin gözlenmesi gerekir. Ellerinin yardımı olmaksızın yarı diz çökme postürü yoluyla ayağa kalkma pozisyonuna geçtiğinde fonksiyonel bir postüral kontrol seviyesi kazanılmıştır. Bu motor beceri, yerde oturan çocuğun üzerinde ulaşamayacağı bir mesafede tutulan motive edici oyuncakla temin edilebilir. Yüzüstü pozisyondan ayağa kalkmaya geçerken geçiş postürü olarak oturmayı göstermeyen çocuğun düzeltilmesi gerekir, çünkü çocuğun “topuklarının üzerinde oturarak” başlaması gerekir. Çocuk dikey olmayı temin ettiğinde, denetçi oyuncağı bir oran dahilinde daha yukarı doğru hareket ettirir. Oyuncağın, çocuğun kavramak isteyeceği kadar ilginç 270 olması gerekir. Gerekirse, denetçi gerekli motor davranışı, örneğin çocuğun elleri ya da omuzlarıyla işaret edebilir. Daha büyük çocuklarda hareket denetçi tarafından örneklenerek gösterilebilir ya da sözlü olarak açıklanabilir. Sadece bağımsız olarak gerçekleştirilen motor davranış değerlendirilecektir. Çocuk elinde bir oyuncakla ayağa kalktığında bu çocuğun ayağa kalkma biçimini etkileyecektir. Çocuk ayağa kalkma pozsiyonunu esasen dik bir gövde pozisyonu ile elde etmelidir. Dikkat edilmeli “Yarı diz çökme” konseptini daha fazla tanımlamak da fayda vardır. Yarı diz çökme, gövdenin esasen dik olarak taşındığı, çocuğun kendini bir dizinde destekleyip diğer ayağı yerde önünde ya da vücudunun yanında tuttuğu anda gerçekleşir. postürdür. Yarı diz çökme postürünün bir diğer karakteristiği de az çok dik olan gövdedir. Bir ya da her iki el yere ya da bacaklara konarak destek alınır. Her iki destekleyen el de yere konduğunda, gövde postürü çabucak daha yatay hale gelir ve bir emekleme postürü meydana gelir ki bu da bu şekilde değerlendirilmelidir. Kamera pozisyonu Kamera çocuğun arkasına çapraz olarak yerleştirilir; sagital düzleme 45 derecelik açıda az çok yatay şekilde kaydeder. 271 Aşama klasifikasyonu Uygulama Çocuk yatay zemine oturma pozisyonunda yerleştirilir ve ayağa kalkması için teşvik edilir. Ölçek 0. Test öğesi doğru şekilde yönetilmiştir ama çocuk aşağıdaki aşama spesifikasyonlarında tanımlanan motor davranışlardan hiçbirini göstermemiştir. 1. Çocuk simetrik olarak eller-ayaklar postürüne ya da çömelme postürüne geçer. Gövde rotasyonu ve/veya gövde lateral fleksiyonu hiç gözlenmez. Çocuk sonra, bacaklarını esasen simetrik bir şekilde esneterek ayakta durma pozisyonuna geçer. 2. Net bir gövde rotasyonu ve/veya gövde lateral fleksiyonu ile çocuk oturma pozisyonundan, eller-ayaklar postürüne ya da çömelme postürüne geçer. Sonra bacaklarını esasen simetrik olarak esneterek ayakta durma pozisyonuna geçer. 3. Çocuk ayakta durma pozisyonuna yarı dizüstü postür yoluyla ellerinin desteğiyle geçer. 4. Çocuk ayakta durma pozisyonuna yarı dizüstü postür yoluyla ellerinin desteği olmadan geçer. 272 Test talimatları Amaç - Çocuğun desteksiz olarak ayakta durabildiği seviyenin kaydedilmesi. Uygulama - Başlangıç postürü: Yerde oturma. - Çocuğu ayağa kalkması için teşvik edin. Stimülasyon - Motive edici oyuncağı çocuğun üzerinde ulaşamayacağı mesafede, çocuğun ayağa kalkmasıyla oranlı olarak hareket ettirin. - Gerekirse, pasif olarak ayağa kalkmayı kısaca tanımlayın ya da gösterin. Kamera pozisyonu - Çocuğun arkasında sagital düzleme 45 derecelik açıda durur. 273 Skorlama Aşama klasifikasyonunun karakteristik elementleri Yönetimi a. Test doğru olarak yönetilmiştir. Hareket b. Ayağa kalkar. c. Gövde rotasyonu ve lateral fleksiyon yoktur. d. Bacaklar simetrik olarak esnetilir. e. Açıkça belirtilmiş gövde rotasyonu ve/veya gövde lateral fleksiyonu. Postür f. Eller ve ayaklar pozisyonu yada çömelme postürü. g. Yarı diz çökme postürü. h. Ellerin desteğiyle. i. Ellerin desteği olmadan. 274 Aşama spesifikasyonu Elementler 0. a. 1. a, b, c, d, f. 2. a, b, d, e, f 3. a, b, g, h. 4. a, b, g, i. Down Sendromlu küçük çocuklar için fizyoterapi Tedavi edici bir sistem Ek 2 275 İçindekiler 276 1. Giriş 2. Motor bozukluklar ve kısıtlamalar 3. Fizyoterapi tedavisi 4. Ebeveyn katılımı 5. Fizyoterapötik tedavi sistemi 5.1 Evre 1: Yüzüstü pozisyonda motor davranış 5.2 Evre 2: Sırtüstü pozisyonda motor davranış 5.3 Evre 3: Dönme sırasında motor davranış 5.4 Evre 4: Oturma pozisyonunda motor davranış 5.5 Evre 5: Yerde ileri doğru hareket ederken motor davranış 5.6 Evre 6: Oturma pozisyonu etrafındaki postür değişimleri esnasındaki motor davranış 5.7 Evre 7: Ayakta duruken motor davranış 5.8 Evre 8: Ayağa kalkma sırasında motor davranış 5.9 Evre 9: Yürüme esnasında motor davranış 277 277 279 281 283 283 287 290 293 6. 6.1 6.2 6.3 6.4 6.5 6.6 6.7 6.8 6.9 312 Ebeveynler nasıl yardımcı olabilir Yüzüstü pozisyonda (karınüstü uzanırken) aktiviteler Sırtüstü pozisyonda (sırtüstü uzanırken) aktiviteler Dönerken aktiviteler Otururken aktiviteler Yerde ileri doğru hareket ederken aktiviteler Oturma pozisyonu etrafındaki postürdeki değişikliklerde aktiviteler Ayakta durma ile ilgili aktiviteler Ayağa kalkma ile ilgili aktiviteler Yürüme ile ilgili aktiviteler 297 300 303 306 309 312 317 322 326 330 333 336 341 345 1 Giriş Terapötik sistem “Down Sendromlu küçük çocuklar için fizyoterapi”, pediatrik fizyoterapiste DS’lu çocukların temel motor becerilerinin gelişimsel periyodundaki egzersiz terapisi için bir sistem sağlar. Bu sistem “DS’lu çocukların postüral kontrol sistemindeki bozukluklar”ın teorik konseptini baz alır ve motor kısıtlamaların, terapötik amaçların, egzersiz terapisi imkanlarının ve ebeveyn katılımının taslağını çizer. Terapötik sistem her şeyi kapsayan bir program değildir. Bu sisteminin ardındaki fikir pediatrik fizyoterapistin, DS’lu çocukların spesifik motor davranışlarının meydana gelmesine yol açan sürece ve böyle bir gelişimsel sürecin bu problemlere özel egzersiz terapisi ile şekillendirilmesinin imkanları hakkındaki anlayışa hazır olmasını sağlamaktır. Bireysel sistemin, bireysel olarak çocuğa adaptasyonu gereklidir ve bu da pediatrik fizyoterapistin sorumluluğundadır. Bu egzersiz terapisi, zihinsel kısıtlamaları olan küçük çocukların tedavisi olduğundan, motor alandaki tedavinin amaçları fonksiyonellikle alakalıdır. Çocuğun tecrübeleriyle birleşik anlamlı durumların sağlanması tercih edilir ki bu da gerekli motor davranışın doğal bir kapsamda stimüle edilmesiyle sonuçlanır. Ebeveyn katılımı etkilerin genelleştirilmesiyle ilgili en uygun prosedür olarak görünmektedir. Bu sisteme dayanarak DS’lu çocukların pediatrik fizyoterapi alması ve temel motor becerilerinin gelişimi periyodunda eğitilmesi mümkündür. 2 Motor bozukluklar ve kısıtlamalar Normal motor gelişim dört evreye bölünür: Refleksif hareketler evresi (prenatal ve hayatın ilk yılı); rudimenter hareketlerin ya da temel motor becerilerin aşaması (hayatın ilk iki yılı); fundamental (temele ait) hareketlerin aşaması (2 yaştan 7 yaşa kadar) ve uzmanlaşmış hareketlerin aşaması (10 yaş ve ilerisi)... Gönüllü motor aktivitenin gelişimi temel motor beceriler aşamasında başlar. Temel motor beceriler takip eden fundamental aşamanın gelişiminin temellerini oluşturur. Motor müdahalenin bu aşamada yer alması tercih edilir. Temel motor becerilerin gelişimi safhasında 9 fonksiyonel gelişimsel aşama ayırt edilir: Yüzüstü pozisyonda, sırtüstü pozisyonda, dönmede, oturmada, yerde ileri doğru harekette, oturma ve ayakta durma pozisyonunun etrafındaki motilitede, 277 ayağa kalkma ve yürmedeki motor aktivitenin gelişiminde... DS’lu çocukların çoğunda, hayatlarının ilk 3 ila 4 yılında oluşan motor davranıştır. DS’lu çocukların motor gelişimi; azalmış postüral tonus, eklemlerin ko-kontraksiyonlarının yetersiz stabilizasyonu, postür ve harekette yetersiz propriyoseptif geribildirim, yetersiz denge tepkileri ve genişlemiş eklem motilitesi ile etkilenir. Özetlemek gerekirse; postür kontrol sisteminde bozukluklar vardır (Tablo 1). Fonksiyonel bir bakış açısıyla, bu bozukluklar özellikle, çocuk postüral ve hareket paternlerini idare ederken motor gelişimde ortaya çıkar ki bunda yer çekim kuvveti galip gelir ve çocuk dikey duruma geçer. Birincil - azalmış postüral tonus İkincil - ko-kontraksiyonların yetersizliği - denge reaksiyonlarının yetersizliği - azalmış propriyosepsiyon - artmış eklem mobilitesi Sonuçları - postür ve harekette pozisyon kazanma ve sağlamakta problemler - motor kabiliyetin kalitatif yönlerinde yetersiz gelişim - yetersiz uygun motor aktivite Tablo 1 Postüral kontrol sistemindeki bozukluklar DS’lu çocuğun motor gelişimi esnasındaki karakteristikler arasında, başlangıçtaki yetersizlik ve yetersiz olsa da artan postür stabilize etme kabiliyeti yer alır. Ancak, çocuk haraket etmek ister ve bunun için o anda motor davranışta uygun telafi edici mekanizma geliştirir. Bu da örneğin asimetriye doğru giden yolda kısıtlı gelişimin olduğu simetrik postüral ve hareket paternleriyle sonuçlanır. Sonunda ayrışmada, dengede, değişkenlikte ve motilitede idyosenkratik imkanlar meydana gelir. Çocuk ardışık olarak, ilk etapta postür elde etmekte problemler yaşar ama sonra artan postüral kontrol seviyesi ile, bir postür elde edilir ama stabilize edilemez. Akabinde, çocuk elde ettiği postürü stabilize eder ancak bunun içinde kısıtlı bir kapsamda hareket edebilir. Elde edilen postürde hareket ayrışmasının gelişimi, fonksiyonel anlamda yetersiz uygunluktadır. 278 Örneğin gövde rotasyonu ve lateral fleksiyon gibi hareketin şekilleri ve neticesinde denge sağlama kabiliyeti yetersiz gelişmiştir. 3 Fizyoterapi tedavisi Temel motor beceriler aşaması sırasındaki spesifik fizyoterapi tedavisi, yukarıda adı geçen dokuz fonksiyonel safhada tartışılacaktır. Her bir safhayla ilgili olarak 7 öğe gözden geçirilecektir: - Genel motor resim - Spesifik motor problemler - Telafi edici motor aktiviteler - Motor gelişim üzerinde sonuçları - Tedavi amaçları - Egzersiz terapisi - Ebeveynlerin görev alması Probleme özel bir fizyoterapi verebilmek için, DS’lu çocukların kesin motor problemleri hakkında bilgiye sahip olmak çok önemlidir. Ayrıca problemleri gelişimsel bir sisteme oturtmak ve bir bütün olarak motor gelişim üzerindeki etkilerini tanımak da önemlidir. Bu sebeple, her evre için DS’lu çocuğun postüral kontroldeki spesifik problemlerinin listesi ve çocuk tarafından edinilen telafi edici motor aktivitelerin bir tanımı ile genel motor resim bulunur. Bundan sonra, bunların temel motor beceri gelişimi periyodu esnasında olası sonuçları üzerine tetkik yapılır. Taslağı çıkarılmış spesifik motor profilden yola çıkarak, probleme özel motor müdahale programının sınırları çizilir. Taslağı çıkarılan her problem her çocuk da görülmez. Her bir çocuk için postüral kontrol problemlerinin derecesine bağlı olarak, motor imkanları ilgilendirdiği sürece, fonksiyonel anlamda her biri arasında farklılıklar olacaktır. Spesifik fizyoterapi tedavisine nasıl şekil verileceği ve ebeveynlerin bu tedavide ne şekilde yer alacağı hakkında kısa ve öz bilgiler verilir. Tedavinin gerçekleştirilmesi çok detaylı olarak tanımlanmaz. Her bir çocuk değişik olarak gelişir ve iş başındaki pediatrik fizyoterapist de her bir birey için genel amaçlara uyan spesifik bir tedavi uygulayacaktır. Genelde, bir tedavi motor gelişimin her evresinde eklemler etrafındaki stabilitenin geliştirilmesine odaklanacak; bunun sonucunda da 279 çocuk bir postür temin edebilme kabiliyetine sahip olacaktır. Başlangıçta bunu simetrik olarak yapacak ve gerekirse destek alacak ama artan postüral kontrol ile, asimetrik postürler için çalışacak ve verilen destek de kademeli olarak azaltılacaktır. Sonunda, asimetrik başlangıç pozisyonlarında hareket ayrışması imkanı doğacak, postüral kontrol seviyesini ve hareket çeşitliliğini geliştirmek için gösterilen çabalar da bu şekilde stimüle edilecektir. DS’lu çocuğun artan postüral tonusu, müdahale ile düzeltilmiş postüral ve hareket paternlerinin uzun vadede elde edilen harekette daha büyük bir temel kazanması anlamına gelir. Tanım olarak bu, çocuğun aktif katılımını gerektirir. Burada ilgilenilen konu çok spesifik bir grup çocuğun fizyoterapi tedavisi olduğundan, bu terapiyi çocukların tecrübeleriyle ilişkilendirmek çok önemlidir. Çocuklar sunulan hareket durumlarıyla mücadeleye teşvik edilmelidir. Bunların içinde bazı şeyler farketmeli ve tecrübe etmeliler. Hareket durumlarının güvenli olması gerekir. Egzersiz terapisinin iyi dengelenmiş olması önemlidir ama aynı zamanda çocukların kendi motor potansiyellerinin sınırlarını keşfedebilecekleri kadar mücadele gerektiren ve yeni öğeler ekleyebilecekleri özellikte de olmalıdır. Hareket durumlarının açıkça gösterilmiş ve anlaşılabilir olması ve günlük hayattan derlenmiş olması gerekir. Bir hareket talebinin, kursun bir parçası olan bir motor tepkiyle sonuçlanıyor olması şarttır. 280 4 Ebeveyn katılımı Bu fizyoterapötik sistemde, ebeveynlerin talimatları ve katılımları bu tedavinin esaslı elementleri olarak görülür. Motor aktivitelerin kalitesi ve etkinliği, ancak ebeveynler çocuklarıyla olan interaksiyonlarına bu düzeltmeleri entegre edebilirlerse geçerli olur. Fizyoterapinin tedavi amaçları, bu yüzden günlük hayatın aktivitelerine entegre edilmelidir. Her şeyden önce, motor gelişim zaman alır ve motor becerilerin iyice öğrenilmesi de pratik ve tekrarlama gerektirir. Ancak bir pediatrik fizyoterapist, DS’lu küçük bir çocuğu olan ailede alacağı pozisyonu iyice gözden geçirmelidir. İçinde engelli bir çocuğun dünyaya geldiği bir aile, doğal ve belli paternleri içeren interaksiyonun işe yaramadığını gördüğünden kararsızlık yaşıyor olabilir. Dışarıdan sunulan bir tedavi programı bir çözüm gibi görünebilir ama terapistin terapi programı ile ailenin günlük rutinini saptıyor olması mümkündür. Ancak ailenin de birincil sorumlulukları vardır ve böyle bir durumda bunları da sürdürmeleri gerekir. Pediatrik fizyoterapistin görevi, spesifik motor (yardımcı) amaçlarla ilgili olarak ebevyenlerin bütün amaçlarını desteklemektir. Ebeveynlerin bu yardımın ne yönde şekilleneceğini saptamaları gerekir; fizyoterapi ebeveynlerin amaçlarının bir ürünüdür. Yüksek derecedeki aile katılımının daha iyi tedavi sonuçlarına götürdüğü muhtemeldir. Terapistin görevi bunu stimüle etmek ama aynı zamanda ebeveynlerle birlikte dengeli bir program planlamaktır. Bu amaçla, ebeveynleri çocuklarının problemleri, müdahalenin prosedürünün şekliyle ve amaçlarıyla birlikte onların katılımının önemi hakkında bilgilendirerek, onların görüş açısını genişletmek iyi bir fikirdir. Bundan başka, becerilerin transferine de gerekli dikkatin verilmesi gerekir. Bu tedavi kapsamında fizyoterapist tedavi sırasında arzulanan motor aktivite konusundaki yardımı gösterecek ve daha sonra ebeveynlere seans sırasında, kendi gözetiminde pratik yapma imkanı verecektir. Ebeveynlerden kendi becerilerini göstermeleri istenecek ve fizyoterapist geribildirimde bulunacaktır. Her seans sırasında verilen bilginin sınırlı olması gerekir. Ebeveynlere fizyoterapist tarafından destekleme amaçlı verilen yazılı görevlerde, terapötik sistemle bağlantılı kırk adet standart görev yer alır. Ebeveynlerin bir tedavideki destekleri her zaman odaklanmış dikkat gerektirmesine rağmen, katılım mümkün olduğunca az zorlama ile olmalı ve aile hayatını olabildiğince az bloke etmelidir. 281 Aileler bunun zorlayıcı olduğunu ne kadar çok düşünürlerse, terapinin sıklığı da o kadar azalacaktır. Bu anlamda her ailenin kendi optimal durumu vardır. Uygulanabilir ama aynı zamanda da fonksiyonel olarak odaklanmış çalışma biçiminin, ebeveynlerin çocuklarıyla olan günlük interaksiyonlarına entegre edebilir özellikte olması gerekir. Ebeveynlere günlük hayatları sırasında, çok fazla zaman almayacak ve bakım rutinlerini bozmayacak şekilde, odaklanmış motor becerileri hangi yolla stimüle edecekleri öğretilir. 282 5 Fizyoterapötik tedavi sistemi 5.1 Evre 1: Yüzüstü pozisyonda motor davranış Genel motor resim - Yer çekimine karşı postür ve hareket gelişiminde problemler vardır. - Bu da esasen düz bir yüzüstü pozisyona yol açar ve büyük ölçüde simetrik destek tercih edilir. Bunun da baş, gövde ve kol-bacakların uygun simetrik ekstansiyonunun gelişimi üzerinde negatif etkisi olur. - Simetrik desteğe olan eğilim ve eksik ekstansiyon gelişimi, yüzüstü pozisyonda ayrışmış hareketin meydana gelmesine engel olur. Bu başlangıç postüründeki motor davranışın bir özelliği de statik karakteridir: Çocuk pasif ve hipotoniktir. Spesifik motor problemler - Çocuk başın altındaki zemin tarafından desteklenmiş şekilde, pasif olarak uzanır. Çocuk başını kaldırmakta ve bununla bağlantılı olarak döndürmekte problem yaşar. - Kaldırılmış bir postürde başın konumlandırılması stabilite eksikliğinden dolayı problemlidir. - Eğer kaldırılmış bir baş postürü elde edilirse, bu başlangıçta sadece simetrik olarak mümkündür. - Baş pozsiyonunun fonksiyonel stabilizasyonu (etrafa bakmak), zorlukla gelişir. Tıpkı postür reaksiyonlarıyla birlikte postür değişikliklerine uygun reaksiyonda olduğu gibi... - Kollar vücudun yanında ve yer ile desteklenmiş şekilde pasif ve kıvrıktır. - Her iki kolla öne doğru kaldırma, esnetme ve uzanmanın gelişimi, omuz kuşağındaki stabilite eksikliğine bağlı olarak zorlukla oluşur. Omuz kuşağındaki stabilite eksikliğinden ve gövde ekstansiyonunun eksik gelişiminden kaynaklı, dirsekler ve eller üzerinde desteklemede problemler çıkar. Çocuk kendini dirsekleri ya da elleri üzerinde destekleyebildiği zaman, bu simetrik olarak yapılır. - Ağırlığı lateral olarak bir kola transfer etmede ve kontralateral kolla uzanmada problem vardır. Çocuğun kendini desteklediği omzunda yeterli stabilite gelişene ve gövdeyi ekstansiyona getirme ve rotasyona sokma kabiliyeti artana kadar bu imkansızdır. 283 - Manuel motor kabiliyet ve oyun yetersiz gelişmiştir. - Gövdeyi ve kalçayı esnetme kabiliyeti yetersiz gelişmiştir. Toraksı ve pelvisi yerden kaldırmada problemler çıkar. - Çocuk uzatılmış bir pozisyonda örneğin baş, kollar ve bacakları kaldırırken; gövdesini stabilize etmekte zorluk yaşar. - Gövde stabilitesinin olmaması, yüzüstü pozisyonda gövde rotasyonları ve dengenin yetersiz gelişimine yol açar. Ayrıca bunun yüzüstü pozisyonda kol motor aktivitelerinin gelişimi üzerinde yansımaları olur. Telafi edici motor aktiviteler - Yerden destek almak; baş, gövde, omuz kuşağı ve kalçaların stabilite eksikliğini telafi eder. - Başın pozisyonunu stabilize etmedeki problem, başın destek için boyundan içeri çekilmesiyle telafi edilir. - Omuz kuşağının etrafındaki stabilite eksikliği, kolları simetrik destek olarak kullanarak ve simetrik gövde pozisyonuyla telafi edilir. Motor gelişim için neticeleri - Postüral kontrolün kusurlu gelişimi ve bundan dolayı başın hareket ayrışması, bu fonksiyonların daha dikey pozsiyonlardaki gelişimini etkiler. - Omuz kuşağı etrafındaki postüral kontrolün yetersiz gelişiminin, yerde ileri doğru ilerlemenin gelişmesi üzerinde bazı etkileri vardır (emekleme, sürünme). Bununla birlikte, oturma pozisyonunun edinilmesinin gelişimini etkilediği gibi, oturma ve ayakta durma sırasında sırtüstü pozisyondaki manuel motor aktiviteyi de etkiler. - Başın postüral kontrol eksikliği ve uzanmadaki problemler; uzamsal oryantasyonun, oyun/oyun oynamanın ve manuel fonksiyonun gelişmesini etkiler. - Gövde ve kalçaların etkisiz ekstansiyon gelişimi, daha dikey pozisyonlardaki esneme ve stabiliteyi etkiler, örneğin oturma ve yürüme ile ayakta durma esnasında... - Yüzüstü pozisyonda gövde rotasyonu ve dengenin yetersiz gelişimi, örneğin oturma ve ayakta durma gibi gövdenin daha dikey pozisyonlardaki ayrışma gelişiminin imkanlarını etkiler. - Telafi edici hareket stratejilerinin ortaya çıkışı normal ve daha fonksiyonel hareket paternlerinin gelişimine engel olur. 284 Tedavinin amaçları - Başın postüral kontrol seviyesinin etkili bir şekilde gelişimi. Başın pozisyonunun stabilize edilmesinin mümkün olması gerekir. Çocuk ancak bundan sonra postüral değişikliklere uygun reaksiyon verebilir ve etrafında bakabilir. - Gövde, kalçalar ve kol-bacakların yeterli derecede esnetilmesinin gelişimi. - Gövde motor aktivitelerin oluşmasına ve baş ve kol-bacakların etkin şekilde hareket ettirilmesine olanak sağlayacak kapsamda gövde stabilitesi gelişimi. - Omuz kuşağının etkili stabilite seviyesinin gelişmesi ve böylelikle kollarla uzanmanın, manuel fonksiyonlar yapmanın ve oyun oynama gelişiminin mümkün olması. Egzersiz terapisi Başlangıç postürü: Bir mat ya da denge tahtası üzerinde yüzüstü pozisyon. - Başın kaldırılmasının kolaylaştırılması: Başın gövde ile ilişkisinde stabilite, denge ve motilitesinin egzersizi. - Dirsekler ve eller üzerinde simetrik desteğin kolaylaştırılması için hareket transferi, uzanma, kavrama ve oyun oynama. - Göğüs altında, rulo yapılmış bir havlu ya da sıkıştırılmış bir yastık, çocuğun baş pozisyonunu stabilize etmesini ve kollarıyla uzanmasını kolaylaştırır. - Gövde, kalçalar ve kol-bacaklardaki ekstansiyonun kolaylaştırılması. - Gövde stabilitesi ve gövde motor aktivitesinin kolaylaştırılması - Başın postüral kontrolünün düzeltilmesi için gövde stabilitesi ve gövde motor aktivitesinin rotasyonu (lateral gövde fleksiyonu, rotasyon ve denge). Başlangıç postürü: Göğsün hareketli bir egzersiz malzemesi üzerinde desteklendiği yüzüstü pozisyon (rulo havlu, bacak, Bobath topu, top). Bu yolla, başlangıç postürünün yatay ile daha dik pozisyon arasında değiştirilebilmesi sağlanır, rotasyonlar tanıtılır ve denge tepkileri temin edilir. - Başın kaldırılmasının kolaylaştırılması: Başın etrafında stabilite, denge ve motilite egzersizi. - Kollardaki desteğin derecesini çeşitlendirmek için ağırlık transferi, doğrulma reaksiyonlarının stimülasyonu, tekerlekli el arabası egzersizi. 285 - Uzanma, kavrama ve oynamanın temin edilmesi. - Gövde ekstansiyonunun derecesinin çeşitlendirilmesi. Kalçalar ve kol-bacaklarda ekstansiyonun kolaylaştırılması. - Başın postüral kontrol, gövde stabilitesi, lateral fleksiyon, rotasyon ve denge amacıyla döndürülmesi. - Gövdenin öne arkaya ve yanlara denge tepkisi. - Bacaklarda kademeli destek azaltılması. Ebevyenler için görevler - Gerekirse taşırken iyi şekilde destekleme. - Yüzüstü ve oturma pozisyonunda kaldırıp taşıyarak, böylelikle verilen desteğe bağlı olarak, başın kaldırılmasının ve stabilizasyonunun ve gövdenin esnetilmesinin değişen derecelerde teşvik edilmesi. - Rotasyonları gerektirecek şekilde çocuğun kaldırılması; bunun sonucunda, çocuğun aktif olarak başını stabilize etmesi. Çocuktan yana bir motor tepkinin oluşmasını beklemek esastır. - Bakım aktiviteleri sırasında rotasyondan yararlanmak ve başın takip edilmesi. Bir motor tepkinin beklenmesi gerekir. - Düzenli olarak yüzüstü pozisyonun seçilmesi. - Egzersiz terapisi tanımı altındaki aktivitelerin oyun ve bakım aktiviteleri sırasında temin edilmesi. - Çocuk arabası, puset, çocuk askısı, sallanan sandalye, bez değiştirme matı ve oyun parkı kullanımı için tavsiyelerin alınması. 286 5.2 Evre 2: Sırtüstü pozisyonda motor davranış Genel motor resim - Yer çekim kuvvetine karşı postür ve hareket gelişiminde problemler vardır. - Genel olarak düz ve olabildiğince destekli bir sırtüstü pozisyon vardır. Bunun, başın ve kol-bacakların yerden kaldırılmasının gelişimi ile fleksiyon motor aktiviteleri ve gövdenin stabilitesinin gelişimi üzerinde etkileri söz konusudur. - Desteğe olan dürtü ile fleksiyon gelişimi eksikliği ve stabilite eksikliği, sırtüstü pozisyonda ayrışmış hareketin ortaya çıkışını bloke eder. Bu başlangıç postüründeki motor resmin bir özelliği de statik karakteridir: Çocuk pasif ve hipotoniktir. Spesifik motor problemler - Baş esasen pasif uzanır ve zemin tarafından desteklenir. Çocuk başını kaldırmada problemler yaşar. - Gövdeyi stabilize etme ve fleksiyona getirme kabiliyeti yetersiz gelişmiştir. Bunun; başın kaldırılması, arkaya doğru yaslanması ile pelvis ve bacakları kaldırma kabiliyetinin gelişimi üzerinde negatif etkisi vardır. - Çocuğun yer çekimi kuvvetine karşı kollarıyla uzanmada problemi vardır, bu yüzden ellerini ortada bir araya getirmede ve ağza götürmede sorun yaşar. Kol motor aktivite pasif karaktere sahiptir. Burada ana faktör omuz kuşağının stabilitesinin eksikliğidir. - Bacakları kaldırmada problem vardır, bu yüzden de kalça ve gövdedeki stabilite eksikliğinin de bir sonucu olarak ayakları ellere ve ağza doğru getirmede sorun yaşar. Gövdenin fleksiyon olanakları, pelvisi geriye doğru yaslamak için ve pelvisle gövde pozisyonlarını stabilize edip bacakları kaldırmayı desteklemek için yetersizdir. Bunun sonucu olarak, çoğunlukla bacaklar pasif olarak uzanır ve zeminde desteklenir. Telafi edici motor aktiviteler - Kollarla uzanmak, dirseklerin göğüs üzerinde desteklenmesiyle gerçekleştirilir. Kollar ve bacaklar başlangıçta yatay düzlemde hareket ettirilir ve zemin tarafından desteklenir. 287 Motor gelişim üzerindeki neticeleri - Başın, gövdenin ve kalçaların fleksiyon motor aktivitesinin yetersiz gelişimi, mide kaslarının fonksiyonun gelişmesini etkiler. Bunun sonucu olarak da gövdenin diğer postürlerdeki (örneğin yüzüstü pozisyon, oturma ya da ayakta durmada) stabilizasyon kabiliyetini etkiler. - Kolları ve bacakları kaldırma ile kollarla ve bacaklarla uzanmanın gelişimindeki problemler manual motor aktiviteleri, el/el ile oynamadaki gelişimi, el/ağız ve el/ayakla oyanamadaki gelişimi etkiler. Bunun sonucunda da vücut şemasının gelişimi etkilenir. - Gövde rotasyonu ve gövde lateral fleksiyonunun yetersiz gelişimi mevcuttur. Bunun sonucu olarak da kollarla uzanmanın gelişimi zayıftır. Bu daha dik postürlerde devam eder. - Bacakların göreceli motor pasifliğinin, daha dik pozisyonlardaki bacak fonksiyonları üzerinde etkileri vardır. - Telafi edici hareket stratejilerinin ortaya çıkması, normal ve daha fonksiyonel hareket paternlerini kısıtlar. Tedavinin amaçları - Başı kaldırma kabiliyetinin gelişmesi. - Gövdedeki uygun fleksiyonun gelişimi. - Gövde motor aktivitesinin oluşacağı ve baş ve kol-bacakların etkin şekilde hareket edeceği şekilde gövde stabilitesi gelişimi. - Kollarla uzanma ve manuel motor aktivite ile oyun oynamanın mümkün olabileceği şekilde omuzların yeterli stabilite gelişimi. - Bacakları kaldırmanın ve eller/ayaklar kullanılarak oyun oynamanın mümkün olabileceği şekilde kalça stabilitesi gelişimi. Egzersiz Terapisi Başlangıç postürü: Kucakta sırtüstü pozisyon (terapist çocuğun başını dizleriyle destekler). Mat üzerinde sırtüstü pozisyon, denge tahtasında sırtüstü pozisyon vb... Başlangıç postürünü daha dik olan pozisyonlarla çeşitlendirebilirsiniz. - Çocuğun el/el ve el/ağız oyunlarını, göz/el koordinasyonunu ve vücut şemasını geliştirmenin mümkün olacağı şekilde omuz kuşağının pasif stabilizasyonun sağlanması. - Kalçaların pasif olarak stabilizasyonunun pelvisin geriye doğru yaslanması ve bacakların kaldırılması ile kombine edilmesi; bu sayede ayaklarla oynamanın ve gövde fleksiyonunun mümkün hale getirilmesi. 288 - Ayakları bir oyuncak yoluyla vurgulayarak ayak tabanının ve bunun gibi diğer şeylerin stimüle edilmesi; bu yolla vücut şemasının ve gövde fleksiyonunun geliştirilmesi. - Baş ve gövde fleksiyonunu kolaylaştırarak omuz desteğinin sağlanması. Destekli dik bir oturma pozisyonundan daha yatay bir başlangıç pozisyonunun geliştirilmesi. - Lateral fleksiyon ve başın rotasyonunun stimüle edilmesi; bunun sonucu olarak gövde rotasyonunun sağlanması. - Terapistin oturup çocuğu dizlerinin üzerine yatırması, dönüşümlü olarak bacaklarını oynatarak çocuğun başının rotasyonlarını kolaylaştırması ve çocuğun bu şekilde hareket ettirilmesi. - Ayakların altına ve ellere aksiyal tapping uygulayarak, kalça ve omuz stabilizasyonunun kolaylaştırılması. Diğer olası başlangıç postürleri - Çocuk yüzüstü pozisyonda kendini kolları üzerinde desteklerken, omuz kuşağı etrafındaki stabilitenin kolaylaştırılması. - Yüzüstü pozisyonda ekstansiyon stimülizasyonu ile emekleme, dizüstünde durma ve ayakta durma esnasında ağırlık taşıyarak kalça stabilitesinin kolaylaştırılması. Ebeveynler için görevler - Gerekirse taşırken iyice destekleyin. - Çocuğu, başının ve gövdesinin aktif rotasyon ve fleksiyonunu gerektirecek şekilde kaldırın. - Desteklenmiş ve fleksiyona gelmiş bir sırtüstü pozisyon sağlayın. Başın, kolların ve bacakların kaldırılmasının stimüle edilebileceği şekilde; baş, gövde ve pelvisin hafif eğilmiş şekilde pozisyonlanması. - Çocuk arabası, puset, araba koltuğu ve sallanan koltuk kullanımı için tavsiye alın. - Egzersiz terapisi başlığı altındaki aktiviteleri oyun ve günlük bakım aktivitelerine entegre edin. 289 5.3 Evre 3: Dönme sırasında motor davranış Genel Motor resim - Başlangıçta çok az bir dönme vardır. Çocuk pasif ve hipotonik görünür. - Dönme esnasında başın, gövdenin ve kol-bacakların yerden kaldırılmasında problem vardır. - Gövde motor aktivitesi oluşumu yetersizdir. Dönme esasen simetrik olarak meydana gelir. gövde rotasyonu ve ayrışması gecikmiştir ve etkin değildir. - Baş, gövde ve kol-bacaklar arasındaki ayrışmada yetersiz gelişim vardır. Spesifik motor problemler Yüzüstünden sırtüstüne dönme - Başlangıçta dönme hamlesinde, simetrik şekilde temin edilmiş baş pozisyonunda başın fleksiyonunda ve rotasyonunda problem vardır. - Başlangıçta yetersiz asimetrik kol fonksiyonu gelişiminden dolayı, dönme hamlesinde simetrik kol fonksiyonu tercih edilir. - Başlangıçta, bacakların aksiyonu minimaldir. Simetrik bacak motor aktivitelerinin gelişimi tercih edilir ve belli bir süre için asimetri yer almaz. İlk olarak bacaklar kaldırılmaz ve yerden ya da altta kalan bacaktan destek alma tercih edilir. - Uygun şekilde dönmek için başlangıçta gövde motor aktivitesi yetersizdir. Dönme hamlesi esnasında yüzüstü pozisyonda ve özellikle de gövde rotasyonunda yetersiz gövde fleksiyonu gelişimi vardır. Sırtüstünden yüzüstüne dönme - Dönme hamlesi esnasında başın kaldırılmasının gelişiminde problemler vardır. Rotasyon ve fleksiyon yerden alınan destek ile meydana gelir. - Kolları kaldırma ve uzanma, dönmenin başlangıcında yetersizdir. Uzanmak mümkün hale geldiğinde, kollar başlangıçta gövde tarafından desteklenir. Fazlaca bir süre için asimetrik kol fonksiyonu tercih edilir. - Yüzüstüne döndükten sonra, çocuk gövde rotasyonu eksikliğinden dolayı kollarını vücudunun altından çekemez. - Bacak aksiyonu başlangıçta minimaldir. Bacaklar dönmeye gerçekten etkili bir katkıda bulunduğunda, bunu simetrik olarak 290 gerçekleştirmek tercih edilir. İlk olarak bacakların kaldırılmasında problem vardır; bacak motor aktiviteleri yerden ve altta uzanan bacaktan alınan destekle gerçekleştirilir. - Gövde motor kabiliyeti başlangıçta dönmeyi etkili şekilde gerçekleştirmek için yetersizdir. Yüzüstü pozisyonda gövde fleksiyonu, sırtüstü pozisyonda ise gövde ekstansiyonu yetersizdir. Gövde rotasyonu eksik gelişmiştir. Telafi edici motor aktiviteler - Hem sırtüstünden yüzüstüne hem de yüzüstünden sırtüstüne dönerken, dönme hareketinin başlatılabilmesi için baş ve gövde aşırı şekilde gerilir. - Kollar-bacaklar ve baş yerden desteklenir; yer çekimi kuvvetine karşı vücudun yerden kaldırılması esnasında yaşanan problemlerin telafisi için oynatılır. - Kişisel hipotoni derecesine ve postüral tonusun vücuttaki kişisel spesifik dağılımına göre motor engellilik; göreceli olarak daha iyi postüral tonus ve stabilitenin temelini oluşturan dönmenin yardımcı fonksiyonlarının vurgulanması ile telafi edilir. Motor gelişim için neticeleri - Rotasyon, fleksiyon ve ekstansiyon gibi gövde motor aktivitelerinin yetersiz gelişimi, dik başlangıç postürlerinin gelişimini etkiler. Etkin etkiler oturma, ayakta durma ve yürümedeki dengede problemlere yol açar. - Bacaklardaki göreceli hareketsizliğin, sonraki motor gelişim aşamalarındaki bacak motor aktivitesi gelişiminde yansımaları olur. Terapinin amacı - Genel amacının; baş, gövde ve kol-bacakların fonksiyonel ve ayrışmış bir şekilde dönmeye katılacağı seviyede bir postüral kontrolün gelişimi olduğu söylenebilir. - Stabilitenin, dönme esnasında baş ve kol-bacakların asimetrik bir dönme gerçekleştirilebilecek şekilde gelişimi. - Etkili ve ayrışmış gövde motor aktivitelerinin gelişimi. - Bacak motor aktivitelerinin vurgulanması ve oluşması. 291 Egzersiz Terapisi - Ayrışmış bir dönmenin mümkün hale gelmesi. Vurgulanacak olan yardımcı fonksiyona bağlı olarak, uygulama noktası baş, kollar, pelvis ya da bacaklar arasında çeşitlendirilmelidir ya da terapist dönmenin yardımcı fonksiyonlarına karşı olan dirençle çalışabilir. Çocuğun motor reaksiyonunun önceden tahmin edilmesi önemlidir. - Dönme; Bobath topu, denge tahtası ya da denge topu gibi egzersiz aletleri ile kolaylaştırılabilir. - Gerekirse, terapist bir ön hazırlık yapabilir. Örneğin dönmeden önce baş, mide kaslarının çalıştırılması amacıyla kaldırılmış bir pozisyona getirilebilir. Ebeveynler için görevler - Rotasyon; kaldırılma ve oyun oynama esnasında çocuğun günlük bakımına entegre edilebilir. - Ayrıca baş, gövde ve kol-bacakların postüral kontrolü ve gövde motor aktivitesi yüzüstü ve sırtüstü pozisyonda stimüle edilebilir. Bunun için yüzüstü ve sırtüstü pozisyonda motor davranış bölümünü inceleyebilirsiniz. 292 5.4 Evre 4: Oturma pozisyonunda motor davranış Genel motor resim - Oturma pozisyonunun sağlanmasında problemler meydana gelir. - Çocuk eğilmiş bir sırtla oturur ve postürünü kollarını, bacaklarına ya da yere dayayarak destekler. - Çocuğun bacakları geniş oturma zemini yaratır. - Başlangıçta, oturma postürünün statik bir yapısı vardır. Çocuk oyun oynama ya da postür değiştirme kabiliyetine sahip değildir. Spesifik motor problemler - Başın pozisyonunun stabilize edilmesi kabiliyeti yetersiz olarak oluşur. Çocuk baş postürü sağlamakta zorluk çeker; bunun sonucu olarak etrafa bakmak için, rotasyonun derecesi uygun olmaz. - Oturma pozisyonunda gövde ekstansiyonunun gelişiminin zayıf olduğu söylenebilir. Pelvis başlangıçta geriye doğru yaslanmıştır ve çocuk sakral vertebra (kuyruk sokumu) üzerinde oturur. Sırt eğiktir ve lombar lordoza dair bir kanıt yoktur. - Çocuk kollarını uzatarak, ellerini bacaklarına ya da yere koyup dayanarak oturma postürünü destekler. Eğer gerekli olursa ellerden biri serbest bırakılıp bir şeyi kavramak için uzatılır ama diğer kolun oturma postürünü desteklemesi gerekir. Bunun sonucu olarak, çocuğun oyun için her iki eli birden müsait olmaz ve gövde ekstansiyonu eksikliği oyun ve manuel motor aktiviteleri gelişimi üzerinde negatif etki yaratır. - Omuz kuşağının stabilize edilmesi ve kolların yer çekim kuvvetine karşı kaldırılması için gereken kabiliyetin gelişimi zayıftır. Bunun; manuel motor aktivitelerin gelişimi, orta hattı çaprazlayan hareket ve oyun oynama üzerinde negatif etkileri vardır. - Gövde ekstansiyonunun eksikliği ve kollarla uzanmadaki problemlerin, gövde motor aktivitesi gelişimi üzerinde neticeleri vardır. Gövdenin rotasyonu ve lateral fleksiyonu yetersiz olarak gelişmiştir; bu yüzden de motor aktivite yetersizdir. Sonunda, oturma postürünün kontrolündeki kabiliyette yetersizlik oluşur ve denge reaksiyonları çalışmaz. Denge ve doğrulma reaksiyonlarının oluşmasının sırası düzenden sapar. Doğrulma reaksiyonları, yetersiz denge reaksiyonlarının yerine göreceli olarak erken oluşur. 293 - Bunun bir sonucu olarak, çocuk oturma alanını genişletmenin faydasını görecek ve bacakları simetrik olarak serilmiş şekilde, ya bağdaş kurmayı ya da yanlara doğru açmayı tercih edecektir. Bacaklar düz uzanır, yerden destek alır ve çocuk onları kaldırmakta sorun yaşar. Asimetrik bacak pozisyonları nadiren gözlenir. - Yukarıdaki durumlar statik oturma postürüne yol açar. Şartlı olarak, ağırlık transferi ve yan oturma pozisyonunun elde edilmesi için gövde motor aktivitesinin fonksiyonel seviyesi, çok uzun bir süre yetersiz kalır. Telafi edici motor aktiviteler - Başın postüral kontrol eksikliğinin telafi edilmesi için, pozisyonu desteklemek üzere genellikle baş boyna yerleştirilir. - Gövdenin postüral kontrol eksikliğinin telafisi için, oturma postürü kollar ve serilmiş durumdaki bacaklarla desteklenir; çocuk çok az hareket eder. Ayrıca çocuk telafi için sırtını sert bir şekilde uzatılmış olarak tutabilir. Motor gelişim için neticeler - Oturma pozisyonundaki gövde motor aktivitesinin zayıf gelişiminin belirgin bir etkisi olarak, motilite eksikliği meydana gelir. Çocuğun oturma pozisyonundan, yan oturma yoluyla emekleme postürüne ya da yüzüstü pozisyona veya aksine geçebiliyor olması gerekir. Asimetrik postür formları ve gerekli olan hareket iyi bir gövde motor aktivitesi gerektirdiğinden, DS’lu çocuğun hareketleri arasında bulunmaz. Bunun sonucu olarak oturma pozisyonunu çeşitlendirmez ya da kendini simetrik yapar; bu yüzden de telafi edici hareket paternleri geliştirir. - Oturma postürü, manuel becerilerin gelişimi için önemli bir başlangıç postürüdür. Manuel motor aktivitelerin ve oyun oynamanın gelişiminde belirtilmiş ve aynı zamanda motor gelişimin önceki aşamalarında da meydana gelen problemler, oturmada net olarak ortaya çıkar; bu yüzden motor gelişimin ileri aşamalarındaki manuel fonksiyonu etkiler. - Gövde ekstansiyonunun ve postüral kontrolün yetersiz gelişimi istisnai değildir, daha önce belirtilmiştir ve dik hareketlerin elde edilmesinde etkiler yaratmaya devam edecektir. - Telafi edici hareketin meydana gelişi, normal ve daha fonksiyonel hareket paternlerini engeller. 294 Tedavi amaçları - Başın postüral kontrolünün fonksiyonel seviyesinin gelişimi (ekstansiyon, rotasyon, lateral fleksiyon ve denge). - Gövdenin postüral kontrolünün fonksiyonel seviyesinin gelişimi (ekstansiyon, rotasyon, lateral fleksiyon ve denge). - Omuz kuşağının stabilitesinin yeterli seviyede gelişimi ve bunun sonucunda manuel motor aktivite gelişiminin mümkün hale gelmesi. Egzersiz terapisi - Yüzüstü ve sırtüstü pozisyonlarda baş motor aktivitesinin stimülasyonu. - Sabit ya da hareketli bir yüzeyde, gerekirse gövde desteklenmiş olarak otururken, başın motor aktivitesinin stimüle edilmesi. - Yüzüstü ve sırtüstü pozisyonda ve dönmede gövde motor gelişimi (rotasyon, lateral fleksiyon, ekstansiyon, denge, doğrulma). - Sabit bir yüzeyde oturmak (yatay, ters takoz, geniş ve dar yüzeyler). Denge ve doğrulma tepkileri ile gövde rotasyonunun kolaylaştırılması (omuzlar, pelvis ya da bacaklar kanalıyla); gövde lateral fleksiyonu ve ekstansiyonu (pelvis ileri). - Hareketli bir yüzeyde oturmak, destekli bacaklar (top, rulo havlu, sandalye, blok, terapist veya ebeveynin bacağı, salıncak vb). Gövde motor aktivitesinin kolaylaştırılması (rotasyon, lateral fleksiyon, ekstansiyon, denge, doğrulma). - Alçak bir masanın arkasında oturarak gövdenin desteklenmesi ve ekstansiyonunun kolaylaştırılması. - Uzanarak gövdenin ekstansiyonunun, lateral fleksiyonunun ve rotasyonunun kolaylaştırılması. - Omuz kuşağı stabilitesinin, yüzüstü pozisyonda desteklenerek ve uzanarak stimüle edilmesi. - Oturma pozisyonunda desteklenmiş gövde ile uzanmak. - Alçak bir masanın önünde oturarak destekli uzanma ve kavrama/oynama. - Oturma pozisyonunda kendini destekleme ve uzanma. Bunun gövde rotasyonuyla kombine edilmesi. - Uzanmanın, kavramanın ve oyun oynamanın çeşitli başlangıç postürlerinde kolaylaştırılması. 295 Ebevyenler için görevler - Çocuk tarafından edinilen pozisyonun çocuk tarafından sürekli farkındalığı ve çocuk taşınırken desteklenmesi. - Puset, sallanan sandalye, araba koltuğu, çocuk bisikleti koltuğu, çocuk oturağı kullanımı için tavsiye alınması. - Yerde ya da bir oturaktaki oturma postürünün örneğin giyinirken, yıkanırken ve beslenirken kullanılması. - Oyun oynama ve rutin bakım sırasında “egzersiz terapisi” başlığı altındaki aktivitelerin temin edilmesi. - Ayrıca yüzüstü, sırtüstü ve dönme pozisyonunda motor aktivitelere başvurulması. 296 5.5 Evre 5: Yerde ileri doğru hareket ederken motor davranış Genel motor resim - Yer çekimine karşı postür ve hareket gelişiminde problemler vardır. Çocuk kendini kolları ve bacakları üzerinde destekleme ve gövdesini etkili şekilde esnetmede zorlanır. Mümkün olduğunca fazla desteğe ihtiyaç duyar. - Stabilite eksikliğinin telafi edilmesi için simetrik postür ve hareket paternleri oluşturulmuştur (fok balığına benzer hareketler, popo üzerinde kayma, tavşan zıplaması). Çocuk ağırlığını lateral olarak transfer etmekte problem yaşar ve ileri doğru hareket eder. Spesifik motor problemler - Omuz ve kalçaların stabilize edilmesinde problemler vardır. - Kollar ve bacakların yer çekim kuvvetine karşı kaldırılmasında yetersizlik vardır. Bacaklar yeterli şekilde ileri doğru itemez. - Gövde motor aktivitesi yetersiz oluşmuştur. Gövde ekstansiyonu, gövde rotasyonu, lateral fleksiyon, gövde stabilitesi ve dengede eksiklik vardır. Telafi edici motor aktiviteler - Çocuk hareket etme ihtiyacı duyacaktır. Hareket etmeye başladığında ekstansiyon, stabilite ve itme kuvvetinin eksikliğini telafi edecektir. Çocuğun kullandığı ileri doğru hareket etmenin şekli, postüral kontroldeki bireysel bozukluklara ve çocuğun gelişim aşamasına bağlıdır. - Omuz kuşağı etrafındaki stabilite eksikliğinden kaynaklanan, postüral kontrol sapındaki esas bozukluklar; gövdedeki zayıf ekstansiyon gelişimi ile kombine olduğunda, bu dirsekler ya da eller üzerinde simetrik destek alma tercihine yol açar; kontralateral kolu oynatabilmek için ağırlığın lateral olarak transferi başlangıçta problemlere sebep olur ve sonucunda simetrik hareket stratejilerinin gelişmesine yol açar. Yüzüstü pozisyonda çocuk fok balığına benzer hareketler yapar ya da eller-dizler pozisyonunda tavşan zıplamasından faydalanır. - Omuz kuşağındaki stabilite eksikliği ve gövdedeki ekstansiyon eksikliği, yüzüstü pozisyonda ya da eller-dizler pozisyonunda hareket edemeyecek şekildedir. Böyle bir durumda ileri doğru hareket etme güçlükle oluşur. Çocuk, sırtüstü pozisyonda simetrik olarak bacaklarıyla itme yoluyla dönerek ya da oturma pozisyonunda ileri doğru giderek hareket eder. 297 - Oturma pozisyonunda ya da popo üzerinde kayarken ileri doğru hareket etme başlangıçta simetrik olarak gerçekleşecektir. Çocuk dengesini kaybetmemeye dikkat eder ama bacaklarını simetrik olarak ileri doğru iter ve çeker; bunu kollarıyla simetrik şekilde iterek, gövdesini fleksiyona getirip esneterek destekler. - Yüzüstü pozisyonda ileri doğru hareket ederken, bacaklar yeterli şekilde itemeyebilir. Bu durumda, çocuk dirsekleri üzerinde kendini ileri doğru çeker ve bunu yine başlangıçta simetrik olarak yapar. - Bacakların yanlara doğru kaymasının bir sonucu olarak emekleme postüründe kalçaların yeterli şekilde stabilize olamaması mümkündür. - Emekleme postüründe omuzlar göreceli stabilite eksikliği gösterdiğinde, çocuk vücut ağırlığını bacakları üzerinde geriye doğru hareket ettirir. O zaman kalçalar, emekleme sırasında yetersiz olarak uzatılır. - Vücut ağırlığını transfer etmek ve bir kol ya da bacağa destek vermek mümkün olmadığında, başka bir seçenek olarak, kontralateral bacağını kaldırmadan ama yerde sürükleyerek yine emekleyebilir. - Simetrik postüral ve hareket paternleri kanalıyla; bunu izleyen rotasyon, lateral fleksiyon ve ekstansiyon, stabilite ve gövdenin dengesi yerde ileri doğru ilerleme esnasında yetersiz olarak gelişir. Motor gelişim için neticeler - Omuzların stabilitesinin yetersiz gelişimi oturma pozisyonunun temin edilmesini, gövdenin kollarla dik pozisyona getirilmesi gerektiğinde etkiler. Aynı zamanda manuel motor aktivitesinin daha ileri gelişimi üzerinde de neticeleri vardır. - Kalçaların stabilitesinin yetersiz gelişimi, örneğin ayakta durma, ayağa kalkma ve yürüme sırasında, kalçaların stabilize edilmesi kabiliyeti üzerinde neticeler doğurur. - Oturma pozisyonu etrafındaki postür değişiklikleri sırasında ve yürüme esnasında motor aktivitenin vasat olarak gelişmesi gözlenebilir. Bununla birlikte gövde motor aktivitesi, örneğin oturmada, bu duruma bağlı olarak iyileşmeyecektir. - Bazı çocuklar ilk seferde emeklemez ama popoları üzerinde kayarlar. Bunun gelişimi için çocuğun gezebilmesinin önemi büyüktür. Motor açısından bakıldığında amaç, popo üzerinde kaymadaki asimetri (gövde, kollar ve bacaklar) olmalıdır. 298 Çocuklar artan postüral kontrolden geçerler, yürümeyi öğrendikten sonra da emeklemeye devam ederler. - Telafi edici hareket paternlerinin ortaya çıkışı, hedefe yönelik hareketin gelişimini engeller. Tedavi amaçları - Omuz ve kalçaların fonksiyonel stabilitesinin gelişimi. - Yeterli gövde motor aktivitelerin gelişimi. - Çocuk için hareket imkanlarının gelişmesi. Gezinebilmek için asimetrik hareket paternlerinin gelişimi (sürünme, emekleme, asimetrik olarak popo üzerinde kayma). Egzersiz terapisi - Yerde ileri doğru ilerlemenin temel şartları, önceki gelişimsel evrelerde daha ayrıntılı olarak gelişir. Gövde motor aktivitesi ile omuz kuşağının ve kalçaların stabilitesinin yüzüstü ve sırtüstü pozisyonda, dönme sırasında ve otururken imkanlı hale getirilmesi gerekir. Bu gelişimsel evrelerdeki vurgulama, asimetrik ve ayrışmış postüral ve hareket paternlerinin gelişimi üzerindedir. Bu; çocuğun gövdesini, omuzlarını ve kalçalarını stabilize edebildiği seviyenin fonksiyonel motor aktiviteyi mümkün kıldığı anlamına gelir. Örneğin yüzüstü pozisyonda dirsekler üzerinde desteklemede vurgu, ağırlığın lateral olarak transferinde ve kontralateral kolun serbest bırakılmasında olmalıdır. Akabinde bilateral ekstansiyon, rotasyon, lateral fleksiyon ve gövdenin stabilizasyonunun egzersiz edilmesi için, yatay düzlemde uzanmak kolaylaştırılır. - Omuz kuşağının, gövdenin ve kalçanın eller-dizler pozisyonunda stabilize kabiliyetinin iyileştirilmesi. Başlangıç postüründe ayrışma kazanılması kabiliyeti üzerinde çalışılır. Gerekirse, bu, gövdenin ekstra desteklenmesi ile, örneğin rola üzerinde yüzüstü pozisyonda çalışılabilir. - Yerde ileri doğru ilerlemenin kolaylaştırılması. İlk başta simetrik olsa da, asimetrik ve ayrışmış postüral ve hareket paternlerinin vurgulanması. - Eğimli bir yüzeyde yerde ya da yukarı basamaklarda hareket etmek, asimetrik hareket paternlerinin gelişimini stimüle eder. Ebeveynler için görevler - Yerde hareketin stimüle edilmesi. - “Yüzüstü pozisyon”, “dönme” ve “ayakta durma” başlığı altındaki bilgilere bakabilirsiniz. 299 5.6 Evre 6: Oturma pozisyonu etrafındaki postür değişimleri esnasındaki motor davranış Genel motor resim - Tipik özellik motilite eksikliğidir; çocuk çok az postür değişikliği gösterir. - Çocuk postürdeki değişikliklerin üstesinden simetrik olarak hareket ederek gelir. Ayrıca yetersiz seviyede gövde motor aktivitesi de gözlenir. Özellikle bu gelişimsel evrede motor aktivitenin işlevsiz olduğu gözlenir. - Bunun sonucu olarak, sık ve simetrik desteğe ihtiyaç vardır. Spesifik motor problemler - Omuz kuşağının stabilitesinde eksiklik vardır; sonucunda örneğin, yüzüstü pozisyondan iterek, rotasyonla oturma pozisyonuna geçişte problemler olur. - Oturma postürünün temin edilmesi esnasında baş pozisyonunun stabilize edilmesinde problem çıkar. - Kalçalardaki stabilite eksikliğinden dolayı bacaklar kayar; örneğin yüzüstü pozisyondan oturma pozisyonuna geçerken emekleme postürü kullanılırken oluşur. - Gövde motor aktivitesi yeterli şekilde oluşmaz. Postür değişiklikleri esnasında rotasyon, lateral gövde rotasyonu, denge, stabilite ve gövdenin esnetilmesi eksiklikleri vardır. Telafi edici motor aktivitesi - Yüzüstü pozisyondan oturma postürüne ve oturmadan yüzüstü pozisyona geçerken gövde motor aktivitesinin eksikliği, simetrik hareket paternleriyle kombine olmuş aşırı kalça abdüksiyonu ile telafi edilir. Bu açıdan gövde rotasyonundan, lateral gövde fleksiyonundan ve dengeden daha fazla bir yan oturma gözlenmemektedir. - Limitli gövde motor aktivitesinin sonucu olarak, çocuk yüzüstü pozisyondan eller-dizler postürüne dizlerini gövdesinin altına doğru çekerek geçer. Akabinde çocuk, gövdesini kollarıyla yukarı doğru iterek ve gövde ağırlığını arkaya kıvrılmış dizlerinin üzerine yaslayarak oturabilir. Sonunda çocuk baldırları ayaklarının arasında olacak şekilde oturmayı başarır. Aynı şekilde, yüzüstü pozisyon bir kez daha emekleme postüründen temin edilebilir. 300 Bu şekildeki hareketlerde, yan oturma gözlenir ve uygun gövde motor aktivitesi gerekli değildir. Motor gelişim için neticeler - Gelişimin özellikle bu aşamasında, normal olarak gövde rotasyonunun kalitesine çok ihtiyaç duyulur. Ancak buradaki esas faktör, bu ana kadar gelişmiş olan gövde motor aktivitesinin işlevsiz olmasıdır. Telafi edici hareket stratejileri kullanılarak gövde motor imkanlarının seviyesi gelişmeyecektir. Bunun gelişimin diğer aşamaları üzerinde yansımaları olur. Örneğin, yürüme ve oturmadaki denge esnasındaki gövde rotasyonu ve dengenin gelişimini göz önünde bulundurun. - Hareket çeşitlemesi ve bu yüzden de motilitenin gelişmesinde gecikmiş yetersizlik vardır. - Baş, omuz ve kalçaların stabilite gelişimindeki ilerlemede yetersizlik vardır. - Telafi edici hareket paternlerinin ortaya çıkması, hedefe yönelik hareketin gelişmesini engeller. Tedavi amaçları - Gövde motor aktivitesinin fonksiyonel seviyede gelişmesi (denge, rotasyon, lateral gövde fleksiyonu, ekstansiyon). - Baş, omuz ve kalçaların fonksiyonel seviyedeki stabilitelerinin ileri gelişimi. - Oturma postürü etrafındaki hareket çeşitliliğinin yan oturmanın entegrasyonu ile gelişimi; böylece gövde motor kabiliyetinin fonksiyonel bir seviyede oluşabilmesi. Egzersiz terapisi - Uygun gövde motor kabiliyeti ile baş, omuz ve kalçaların stabilitesinin temelinin motor gelişimin ilk evrelerinde kurulması gerekir (Dönme, oturma, yerde ileri doğru hareket ve ayakta durma esnasında, yüzüstü ve sırtüstü pozisyonlarda motor aktivite altında tanımlanan fizyoterapi imkanlarına bakınız). - Çocuk desteksiz olarak oturabildiği zaman, “rotasyonla oturma postürüne geçme”nin temeli, çocuğu hareket sırasında göğüs altından destekleyen omuz kuşağı stabilitesine gerek duyulmaksızın yüzüstü pozisyondan kurulabilir. 301 Terapistin bacakları arasında otururken, çocuğun, terapistin bacakları üzerinden yan oturma pozisyonu yoluyla yüzüstü pozisyona geçebilmesi sağlanır. Aynı zamanda kolların desteği, gövdenin ekstansiyonu ve ayrışma da kolaylaştırılabilir. Yan oturma ve oturmaya (gövde rotasyonuyla) geri geçiş pelvis ve bacaklar yoluyla sağlanır. Kollarla itebilme kabiliyeti yeterli değilse, terapist hafifçe bacaklarını kaldırarak yardım edebilir. - Gövdeyi desteklemek için, rulo yapılmış havludan ya da bir toptan faydalanılabilir. Ebeveynler için görevler - Ebeveynlerin “rotasyonla oturma pozisyonuna geçme” hareketini idare edebilmeyi öğrenmeleri ve bunu çocuklarıyla yaptıkları günlük interaksiyona ve oyun durumlarına entegre etmeleri gerekir. - Şartlı stabilitenin geliştirilmesinin imkanları sırtüstü ve yüzüstü pozisyonlar, dönme, oturma, yerde ileri doğru hareket etme ve ayakta durmanın motor aktivitelerinde tanımlanmaktadır. 302 5.7 Evre 7: Ayakta dururken motor davranış Genel motor resim - Ayakta durma postürünün sağlanmasında problemler vardır. Bu yüzden çocuk ayakta dururken destek arayacak ama ayakta dururken hareket etmekten kaçınacaktır. Çocuğun ayakta durma postürü statik görünür ve hareket ayrışması yeterli olarak mümkün değildir. Spesifik motor problemler - Başlangıçta çocuk bacaklarında fazla ağırlık taşımak istemez ve uzun bir süre boyunca “havada oturma” denen postürü sergiler. - Bugüne kadar, gövde motor aktivitesi yeterli olarak gelişmemiştir. Gövdenin postüral reaksiyonlarının ve ekstansiyonunun stabilize edilmesi kabiliyeti bu yüzden, ağırlık transferi ve postürdeki değişikliklere etkin olarak reaksiyon gösterecek yeterlikte değildir. - Aşağıdaki eklemlerde postüral kontrol eksikliği vardır. Kalçalar ve dizler uzatılmış pozisyonda yeterli olarak stabilize edilemez. Çocuğun çoğunlukla düşmüş bir boylamsal kavisi ile çaprazvari kavisi vardır ve ayak bilekleri sıklıkla içeri dönüktür. - Ayakta durma pozisyonu yapısal olarak statiktir. Bacak fonksiyonu simetrikdir ve lateral olarak ağırlık transferi kabiliyeti geç gelişir. Ayakta dururken gövde rotasyonu sınırlı bir kapsamda mümkündür. Telafi edici motor aktiviteler - Genel olarak ayakta durma pozisyonunun kontrolündeki problemler destek alarak, her iki bacağa simetrik olarak ağırlık bindirerek ve motiliteden kaçınarak telafi edilir. Ayakta durma pozisyonu statiktir. - Çocuk, ayakta durma pozisyonunu desteklemek için ellerini ve gövdesini kullanmayı tercih eder. - Dizleri ve kalçaları stabilize etme kabiliyetinin eksikliği pasif, maksimum ekstansiyonda simetrik stabilizasyonla telafi edilir. Motor gelişim için neticeler - Gövde motor aktivitesinin yetersiz gelişimi devam eder; ayakta durma ve yürüme sırasındaki gövde motor aktivitesi üzerinde 303 negatif etkilerle sonuçlanır. Bu, postüral ve hareket paternlerinin etkinliğinin etkisindedir. - Alttaki eklemlerde stabilite eksikliği vardır. Çocuk simetri ve destek ile telafi eder ve bu yüzden bu stabilize etme kabiliyetini oluşturamaz. Ayağa kalkmak ve yürümek için esaslı öneme sahip olan ağırlık transfer etme ve bir bacak üzerinde ayakta durma becerileri gelişmemiştir. - Ayakta durma esnasında postürü desteklemek için kollar ve eller kullanıldığında, ayakta durmadaki manuel motor aktivitenin gelişimi negatif olarak etkilenir. Bununla birlikte, bu, uzanma ve kavrama esnasında gövdenin stabilize edilmesi kabiliyetine başvurulamayacağı anlamına gelir. Bunun da gövde motor kabiliyetinin gelişimi üzerinde negatif etkisi vardır. Tedavinin amaçları - Gövdede, kalçalarda ve dizlerde uygun esnemenin gelişimi. - Ayakta durma postüründe gövde motor kabiliyetin gelişimi. - Ayakta durma postüründe lateral olarak ağırlık transferi kabiliyetinin gelişimi. Egzersiz terapisi - Özellikle yüzüstü pozisyonda ve ilgili olarak oturma postüründeki motor gelişimde; uygun ekstansiyon, gövde ve kalçaların stabilizasyonu ve etkin gövde motor kabiliyetinin temeli kurulmuştur. - Bacaklarda ağırlık taşımanın derecesindeki kademeli artış ve ihtiyaç duyulan desteğin miktarında azalma. - Bir top üzerinde yüzüstü uzanma esnasında, ağırlık kademeli olarak bacaklara yüklenebilir. Başlangıçtaki yatay pozisyon kademeli olarak dikleştirilirken gövde topla desteklenir; sonucunda bacaklar daha fazla yük taşır. Bu şekildeki destekli ayakta durma esnasında, çocuk ağırlığını bir bacağına transfer etmesi için teşvik edilebilir. - Bir topa ya da tek bacağa oturma esnasında, ağırlık bacaklara transfer edilebilir. Ağırlığın miktarı çeşitlendirilebilir ve nihai amaç ağırlık transfer etmek ve bacaklarda asimetrik ağırlık taşımak olabilir. - Bir bloğun önünde oturan çocukla; gövdesinden, kalçasından ve dizlerinden destek alıyor olsun ya da olmasın, kademeli olarak destek azaltılarak aktif ayakta durma üzerinde çalışılabilir. Ayakta durma iki elle desteklenebilir, ama aynı zamanda bir elle de olabilir. 304 Akabinde, ayakta durma pozisyonunda, gövde rotasyonu ve manuel fonksiyonların değeri arttırılabilir. - Hareketli bir zeminde; örneğin terapistin bacaklarında trampolin, denge tahtası, su yatağı ya da salıncakta ayakta durmak. - Zemini daraltarak adımlama postüründe ayakta durmak (gerekirse ayaklardan biri bir bankta durarak şekilde). - Ayakta durma pozisyonunda ağırlığı bir bacağa transfer edin, sonra diğer bacağı kaldırıp hareket ettirin. - Tek ayak üstünde durmak. - Ağırlık transferi ve dengeyi kolaylaştırmak için dizüstü çökme. Ebeveynler için görevler - “Egzersiz terapisi” başlığı altında listelenen imkanları oyun ve bakım aktivitelerine entegre edin. Örneğin çocuk kahve masasında oynarken ayakta durabilir ya da altını değiştirirken, yıkarken veya giydirirken uygulayabilirsiniz. - Ayakların dirence karşı esnetildiği oyun durumları için tavsiye alın. Örneğin itilebilen bir kamyon veya sallanan atla oynayabilir, zıplatma aracı veya üç tekerlekli bisiklete binebilir ve engellere tırmanabilir veya üzerinden geçebilir. - Ayakkabılar konusunda tavsiye alın. 305 5.8 Evre 8: Ayağa kalkma sırasında motor davranış Genel motor resim - Ayakta durma zorlukla oluşturulabildiği için, ayakta durma postürünün temin edilmesinde problemler vardır. Burada meydana gelen, çocukların simetrik olarak kollarıyla kendilerini çekerek ayakta durma pozisyonuna geçmeleri ve bunu yaparken çok destek almalarıdır. Sonuç olarak ayakta durma işleminde bacakların rolü göreceli olarak azdır. Spesifik motor problemler - Ayağa kalkmak ağırlığın ileri ve yanlara doğru transferinin gerekli olduğu, bu yüzden de asimetrik motor kabiliyet gerektiren bir motor beceridir. Ancak gövde motor aktivitesinin kalitesi, çocuğun ağırlık transferi yapması ve postürdeki değişikliklere uygun reaksiyon göstermesi için yetersiz derecede fonksiyoneldir. - Alttaki eklemlerdeki postüral kontrol seviyesi, bacakların ayağa kalkmaya etkili katkıda bulunmasına izin veremeyecek yetersizliktedir. Ağırlığı asimetrik olarak dağıtabilmek için yeterli stabilite olmadığından yukarı doğru hareket etme ve vücut ağırlığını taşıma kabiliyeti kısıtlıdır. - Gövde, kalçalar ve dizlerin uygun esnetilmesinin sağlanmasında problemler vardır. Telafi edici motor aktivite - Bacaklardaki postüral kontrol eksikliği, çocuğun kendini kollarıyla çekerek ayağa kalkma pozisyonuna geçmesine yol açar. Bacakların oynadığı rol azdır; çocuk bunu ağırlığı simetrik olarak bacaklara dağıtarak ve dizlerini maksimum ekstansiyonda stabilize ederek telafi eder. Bunun sonucunda, ayrışmış bacak motor aktivitelerinin gelişimi etkili değildir ve ağırlık transferi, bir bacakla adım atma ve yarı diz çökme pozisyonu kanalıyla ayağa kalkma zorlukla meydana gelir. - Yetersiz gövde motor aktivitesi; telafi etmek için çocuğun gövdesi, kolları ve bacakları için fazladan destek aramasına yol açar. Dengesini kaybetmemek için simetrik hareket paternlerini tercih eder. Simetrik motor aktivitelerin tercih edilmesi yine, takip eden ayrışmış bacak motor aktivitesinin gelişiminde negatif etkiye sahiptir. 306 Motor gelişimi için neticeler - Ağırlık taşıma, ağırlık transferi ve bacakların hareket ayrışmasındaki yetersiz gelişim, ayakta durma ve yürümedeki hareket imkanlarının gelişimini etkiler. - Bu motor evrede de, gövde motor aktivitesinin gelişimi yetersizdir. Bunun, yürüme sırasındaki gövde motor aktivitelerine yansımaları olur. Ayrıca postürün ve daha erken motor evrelerdeki hareketin kalitatif gövde motor aktivitesi gelişimine de yansımaları vardır. Örneğin oturma ve ayakta durmaya... - Telafi edici hareket paternlerinin ortaya çıkması, hedefe yönelik hareketin gelişimini engeller. Tedavinin amaçları - Alttaki eklemlerdeki postüral kontrol gelişiminin, çocuğun ayakta durma pozisyonunu yarı diz çökme postürü yoluyla desteksiz olarak kazanmasını sağlayacak şekilde olması. - Operasyonel gövde motor aktivitesinin gelişiminin, çocuğun ayakta durma pozisyonunu yarı diz çökme postürü yoluyla desteksiz olarak kazanmasını sağlayacak şekilde olması. Egzersiz terapisi Uygun gövde ve bacak motor aktivitelerinin şartlı gelişimi; yüzüstü, sırtüstü, oturma, ayakta durma ve dönme, yerde ileri doğru hareket ve oturma postürü etrafındaki hareketlerde meydana gelmelidir. - Burada önemli olan hareket çeşitlerinin ayakta durmada olduğu gibi çeşitlenmesi, ağırlığın tek bacak üstüne transfer edilmesi , diğer bacağın kaldırılması, gezinme ve gövde rotasyonu ile bağlantılı olarak uzanmasıdır. - İşlevsel stabilite ve dengenin diz çökme ve yarı diz çökme durumunda gelişmesi. - Ayakta dururken ve yürürken etkin bacak kuvvetinin gelişmesi. - Gövdeye ve kollara verilen desteğin değiştirilmesi; bu sayede bir oturağın veya terapistin bacağının üstündeki oturma pozisyonundan simetrik olarak ayağa kalkmanın sağlanması. - Diz çökme ya da yarı diz çökme postüründen ayağa kalkmanın sağlanması sırasında gövdeye kollar tarafından verilen destek derecesi değişmektedir. 307 Ebeveynler için görevler - Ebeveynlerin katılımı ile ilgili imkanlar yüzüstü ve sırtüstü, dönme, yerde ileri hareket, oturma, oturma pozisyonu etrafında hareket ve ayakta durma motor akvitilerinde tanımlanmıştır. Bundan başka, “egzersiz terapisi” başlığı altında belirtilen noktalar ebeveynler tarafından uygulanabilir. - Bacak fonksiyonlarının stimule edilmesi önemlidir. Ebeveynlerin bunu, örneğin tırmanırken ve merdiven inip çıkarken uygulaması mümkündür. 308 5.9. Evre 9: Yürüme esnasında motor davranış Genel motor resmi - Denge konusundaki problemler ve baş, gövde ve kol-bacakların hareket ayrışmasındaki eksiklik yürümenin karakteristiğidir. Genel olarak çocuk bacaklarını geniş açarak ve açılmış dizler ile gövde rotasyonu olmadan yürümektedir. Spesifik motor problemleri - Bugüne kadar tartışılan motor gelişimi aşamalarında tekrarlanan yetersiz gövde ve motor aktiviteleri problemi vardır. Aynısı yürüyüşte de gerçekleşmektedir. Ayağa kalkmak gibi, yürümek de ağırlığın bir bacağa aktarılmasını ve bu şekilde diğer bacağın kaldırılıp hareket ettirilmesini gerektiren asimetrik bir motor beceridir. Bu, gövde motor aktivitelerin kalitesi, postüral kontrol seviyesi ve özellikle de alttaki eklemlerde zorlanmaya yol açar. Yürümek için, operasyonel bir postüral kontrol seviyesinin gelişimi esastır; sonucunda yürüme sırasında telafi mekanizması formunda içsel kusurlar meydana çıkar. Gövde motor aktivitesinin kalitesi hareketin ayrışması için yetersizdir. Telafi edici motor aktiviteler - Yetersiz gövde motor aktivitesi; aşırı gövde ekstansiyonu ve bununla birlikte gövde rotasyonu ve lateral gövde fleksiyonunun sakınılması ile telafi edilir. Denge problemleri, çocuğun kollarını yanlarda kanat gibi tutması ile belli olur. - Denge ve stabilite eksikliğine bağlı olarak, çocuk vücut ağırlığını destekleme zemini içerisinde tutmayı tercih eder. Yürüyüşü açık bacaklıdır ve adımları küçüktür. Ağırlık transferi ve kendini lateral olarak destekleme açık bacaklı yürüyüşle ve azalmış ayakta durma ve sallanma evresi ile kısıtlanmıştır. - Dizi maksimum ekstansiyonda stabilize etmek, alttaki eklemlerdeki stabilite yokluğunu telafi eder. Kalçalar etrafındaki problemler Duchenne yürüyüşünde; ayak bileği etrafındaki problemler ise ağırlık taşırken ortaya çıkan eversiyonda görülür. Motor gelişim için neticeleri - Destekli veya desteksiz yürümek, DS’lu çocuğun gelişiminde geç meydana gelir. 309 - Günlük durumlar ve oyun oynama sırasındaki yürümedeki etkinlik azalmıştır. - Geniş anlamda konuşmak gerekirse yetersiz gövde motor aktivitesi, denge ve genel stabilite evresindeki hassasiyet devam eder. Neticeleri, yürümenin diğer formları olan koşma, merdiven çıkma, zıplama, hoplama ve aynı zamanda ayağa kalkmanın gelişimini de etkiler. Bundan başka; hareket formları olan bisiklete binme, paten kayma, scooter kullanma ve bunun gibi hareketlerin gelişimini de etkileyecektir. - Telafi edici hareket paternlerinin ortaya çıkması daha fonksiyonel hareket gelişimini etkiler. Tedavinin amacı - Gövde ve alttaki eklemlerdeki postürel kontrolün yeterli seviyede gelişimi örneğin yürüme sırasında, fonksiyonel açıdan ayrışmış olan yürüyüşe imkan vermektedir. Egzersiz terapisi - Esnetme, stabilite ve denge gibi uygun motor ve bacak aktivitelerinin şartlı gelişimi, daha önceki gelişimsel evrelerde meydana gelmiş olmalıdır. Burada önemli olan, ayakta durma pozisyonunda hareket ayrışmasının gelişimidir. Yürüme ile bağlantılı olarak çocuğun bireysel gelişimini aktifleştirecek çok sayıda imkan bulunmaktadır. - Destekli yan yürüyüş, köşeleri dönmek. - Karşıya geçmek, karşıya geçme mesafelerini değiştirmek. - Bir itme oyuncağı peşinden destekli yürüyüş. - Bir veya iki el ile destekli yürüyüş. - Destekli veya desteksiz, ileri ve geri adım atma. - Birleştirilmiş iki bank üzerinden destekli veya desteksiz yürümek. - Bank üzerinde destekli veya desteksiz yürümek. - Engel üzerinden destekli veya desteksiz olarak adım atmak. (Yüksekliği değiştirin.) Aynısı bank üzerinde yapılır. - Örneğin halkadan halkaya, bankdan banka geçerek adım genişliğini etkilemek. - Denge tahtasında destekli veya desteksiz yürümek. - Eğimli bir yerden çıkmak, merdiven tırmanmak. (Eğimlerin derecelerini değiştirin.) - Trompolinde zıplamak. 310 - Bir denge tahtasında ya da tahteravallide yürümek. - Bir ya da iki patenle yürümek. - Zıplayan topla zıplamak. - Scooter kullanmak. Ebeveynler için görevler - Daha önceki evrelerde verilen motor gelişimi görevlerine ve yukarıda adı geçen egzersiz terapisi imkanlarına bakınız. - Yürümeyi, oyun ve bakım esnasında tüm yönleriyle stimüle edin. - Uygun oyun materyalini sağlayın (sallanan at, itme oyuncağı gibi). 311 6 Ebeveynler nasıl yardımcı olabilir? 6.1 Yüzüstü pozisyonda (karın üstü uzanırken) aktiviteler 6.1.1.Yüzüstü pozisyonda başın kaldırılması Bilgi Genel olarak, DS’lu çocuklara yüzüstü pozisyondayken başlarını kaldırmak ve dengede tutmak zor gelir. Başı kaldırmak, sırt ve bacakların uzatılmasının gelişmeye başladığını gösterir. Evde stimülasyon Yüzüstü pozisyondayken, göğsünden biraz destek vererek başını kaldırmasına yardımcı olabilirsiniz. Örneğin, göğsünün altına destek olarak rulo yapılmış bir havlu ya da bebek battaniyesi koyabilirsiniz. Bundan sonra çocuğun göz hizasında ilginç bir şey olmasını (bir oyuncak ya da sizin yüzünüz) sağlayabilirsiniz. Eğer çocuğunuz başını kaldırmakta çok zorlanıyorsa, çenesinin altından elinizle destek vererek ona yardımcı olabilirsiniz. Eğer yerde uzanmak istemiyorsanız, çocuğu yüzüstü pozisyonda bir masanın üzerine koyabilirsiniz. Aklınızda bulunsun: Çocuğunuza her zaman olabildiğince az destek verin. Çocuğunuz bu hareketleri olabildiğince kendi yapmaya çalışmalıdır. 6.1.2.Yüzüstü pozisyonda başın kaldırılması Bilgi Genel olarak, DS’lu çocuklara yüzüstü pozisyondayken başlarını kaldırmak ve dengede tutmak zor gelir başını dengede tutmak, diğer şeylerle birlikte, etrafa bakınabilmesi anlamına gelir. sadece karnının üzerinde uzanırken etrafa bakabiliyor olması çocuk için ilginç değildir, aynı zamanda kucakta taşınırken, daha sonra otururken ve yürürken de bu ona ilginç gelecektir. 312 Evde stimülasyon Eğer çocuğunuz başını kaldırabiliyorsa, artık denge gelişimine daha fazla dikkat verme zamanı gelmiş demektir. Örneğin, çocuğunuzu karınüstü yatarken etrafa bakması için stimüle edebilirsiniz. Bunu dikkatini bir oyuncağa odaklamasını sağlayıp, daha sonra bu oyuncağı hareket ettirerek yapabilirsiniz. Çocuğunuz o zaman etrafına bakmaya başlayacak ve bu da sırasıyla denge duygusunu gerektirecektir. Başın dengesinin stimülasyonu başka şekillerde de kazanılabilir. Örneğin; çocuğunuzu karınüstü olacak şekilde bir plaj topuna yerleştirebilir ya da kendiniz yere oturup göğsünü bacaklarınızla destekleyebilirsiniz. Bu pozisyondayken zemini hareket ettirebilirsiniz. Bunun sonucunda çocuğunuz başını kaldırılmış olarak tutmak için elinden geleni yapacaktır. 6.1.3.Yüzüstü pozisyondayken dirseklerin üzerinde destekleme DS’lu çocuklar yüzüstü pozisyondayken kendilerini dirseklerinin üzerinde desteklemekte zorluk çekerler. Dirseklerinin üzerinde dururken, oyun oynamak için iyi bir pozisyondadır. Bununla birlikte bu pozisyonda sırt ve bacakların ekstansiyonu oluşur. Bu, örneğin, daha sonra ayakta durmak için çok önemlidir. Evde stimülasyon Eğer çocuğunuz henüz dirseklerinin üzerinde ağırlık taşıyamıyorsa, göğsünün altına rulo yapılmış bir havlu koyarak destek verebilirsiniz. Sonra dirseklerini, üst kol az çok gövdeye göre dik açıda duracak şekilde yere yerleştirin. Eğer karnınızın üzerinde yerde uzanırsanız, başlangıçta kolların pozisyonunu destekleyebilirsiniz. Çocuğunuza bakmaktan hoşlanacağı bir şey gösterebilirsiniz. Örneğin biraz yükseğe küçük oyuncaklar koyarak, onlara bakabilmek için kendisini kaldırmasını sağlayabilirsiniz. Amaç olabildiğince az destek vermek olmalıdır. 6.1.4. Yüzüstü pozisyondayken dirseklerin üzerinde destekleme Dirsek desteği kullanırken oyun oynamak ya da bir şeye tutunmak için çocuğunuzun bir elini kullanabiliyor olması gerekir. Bu da sadece bir dirseğinin üzerinde dayanıyor olmasını gerektirir (ters tarafta olan). Bunu yapabilmek için çocuğunuzun stabilite ve denge geliştirmesi gerekir. İki dirsek üzerinde simetrik destek alabildiği anda, bir dirsek üzerine ağırlık transfer etmenin zamanı gelir. 313 Bu çocuğunuzun stabilite ve dengesini geliştirecektir. Bu da bir kolla uzanıp bir şeyi kavramayı ve oyun oyunmayı mümkün kılacaktır. Evde stimülasyon Bunu çocuğunuzu etrafa bakmaya stimüle edip bir şeye tutunmasını sağlayarak yapabilirsiniz. Başlangıçta, göğsünün altından ekstra bir destek vermemek (örneğin rulo yapılmış bir havluyla) ya da bir dirseği desteklememek (elinizle) için bir sebep yoktur. Burada esas olan çocuğunuzun bunu olabildiğince kendi başına yapmayı öğrenmesidir. Bloklardan kuleler kurmak, oyuncak bir arabayı itmek ya da örneğin, geometrik şekilli bir yapboz setiyle yüzüstü pozisyonda oynamak, bu gelişimi stimüle etmenin başka yollarıdır. 6.1.5. Yüzüstü pozisyondayken dirseklerin üzerinde destekleme Bilgi Karnının üzerinde uzanırken ne kadar yüksekte olan bir şeye tutunur ve kendini dirsekleri üzerinde desteklerse, onu destekleyen omuz da o kadar stabiliteye ihtiyaç duyulacaktır. Bununla birlikte, sırtın ekstansiyonu ile gövdenin stabilizasyonu ve rotasyonu için artan talep olur. Çocuk, bu yolla, daha sonraki aşamalarda, örneğin oturma ve yürüme sırasında, denge için önemli olacak gövde motor kabiliyetini geliştirecektir. Evde stimülasyon Çocuk kendini diğer dirseği üzerinde destekleyerek diğer koluyla bir oyuncağa tutunabildiğinde, daha yüksek pozisyonda ve çeşitli yönlerde oyuncak sunmalısınız. Sırtının artan derecede ekstansiyona geldiğini göreceksiniz. Bu etkiyi aynı zamanda yüzüstü pozisyonda bir kule yapmasını isteyerek ya da bir koltuk ya da kahve masası üzerinden bir oyuncak almasını teşvik ederek yaratabilirsiniz. 6.1.6. Yüzüstü pozisyondayken ellerin üzerinde destekleme Bilgi DS’lu çocuklar sıklıkla, kendilerini uzatılmış dirseklerle yüzüstü pozisyonda ellerinin üzerinde desteklerken zorlanırlar. Bunu yapabilmek için, omuz ve dirseğin yeterli stabilitesi olmalıdır. 314 Çocuk aynı zamanda sırtını da etkin bir şekilde uzatabiliyor olmalıdır. Yüzüstü pozisyonda kendini ellerinin üzerinde destekleyerek çocuğunuz sırt ve kalçalarının ekstansiyonunu geliştirir. Bu, çocuğunuz oturmayı ve ayakta durmayı öğrenirken önemli yer tutacaktır. Uzatılmış kollarının üzerinde kendini destekliyor olması; çocuğunuz emeklemek ve oturmaya başlamak istediğinde ve ayağa kalkmayı öğrendiğinde de önemli olacaktır. Evde stimülasyon Eğer çocuğunuz uzatılmış kollarının üzerinde henüz kendini tamamen destekleyemiyorsa, ona farklı yollarla yardımcı olabilirsiniz. Örneğin, yüzüstü pozisyondayken kalın bir rulo ile kendini desteklemesini sağlayabilirsiniz. Bu desteği ne kadar çok mide ve kalçalara doğru kaydırırsanız, bu çocuğunuz için o kadar zorlaşacaktır. Eğer yerde çocuğunuzun önünde karnınızın üzerinde uzanırsanız ellerinizle dirseklerinin dik kalmasını sağlayabilirsiniz. Sırtüstü uzandığınızda çocuğunuzu karnınızın üzerine yerleştirip dirseklerini destekleyebilirsiniz. Her zaman bakılacak ve ilgi çekecek hoş bir şey olmasını sağlayın. Kendi yüzünüzü kullanın. Yanına uzanın ve birlikte aynaya bakın. 6.1.7. Yüzüstü pozisyondayken ellerin üzerinde destekleme Bilgi Çocuğunuz yüzüstü pozisyondayken ellerinin üzerinde kendini destekleyerek, sırt ve kalçalarının ekstansiyonunu geliştirir. Yüzüstü pozisyonda uzatılmış kolları üzerinde kendini desteklemesi; çocuğunuz emeklemek istediğinde, oturacağı zaman ya da ayağa kalkmayı öğrenirken önem kazanacaktır. Çocuğunuz yüzüstü pozisyonda kendini iki eli üzerinde destekleyebildiği zaman, ellerle destek postüründe ağırlığını yanlara transfer etmeyi öğrenmesi önem kazanacaktır. Eğer çocuğunuz yüzüstü pozisyondayken kendini iki eli üzerinde destekleyebiliyorsa, kendini elleri üzerinde desteklerken bir tarafa ağırlık transferi yapmayı öğrenmesi önemlidir. Eğer kendini tek bir uzatılmış kolunun üzerinde destekleyebiliyorsa, diğer eliyle bir şeye tutunmak ya da kolunu hareket ettirmek mümkün olur. Kendini ellerinin üzerinde desteklemek çocuğunuz için aktif bir postür haline gelir. Bu şekilde çocuğunuz etrafını görebilir, oyuncağını çekebilir, hatta oyuncağına doğru ilerleyebilir (sürünme, emekleme). 315 Evde stimülasyon Eğer yerde bacaklarınızı esneterek oturabilirseniz, çocuğunuzu karnının üzerinde diyagonal olarak kalçalarınıza yerleştirebilirsiniz. Bu şekilde el desteğinin miktarını ayarlayabilir; bunu bacaklarınızı biraz yukarı kaldırarak ya da karnının altından ya da kalçalardan destek vererek değiştirebilirsiniz. Çocuğunuzu bir plaj topunun üzerine karınüstü yerleştirdiğinizde, dikkatlice yerde biraz dönmesine izin verebilirsiniz. Eğer çocuğunuz buna uygunsa, kendini ellerini yere koyarak destekleyebilir. Topu yanlara doğru hareket ettirerek desteğin asimetrik olduğundan emin olun. Bu şekilde çocuğunuza ölçülü miktarda ellerinin üzerinde destekleme imkanı verirsiniz. Bu sırada, çocuğunuzu gövdesinden ya da kalçalarından sıkıca tutmalısınız. Başının uzun süre aşağıya doğru sarkmasına izin vermeyin; postürde çok fazla değişiklik olduğundan emin olun. Güzel küçük bir oyuncak çocuğunuzu, ağırlığını yanlara transfer etmesi ve oyuncağa tutunması için stimüle etmenize yardımcı olacaktır. 316 6.2 Sırtüstü pozisyonda (sırtüstü uzanırken) aktiviteler 6.2.1 Sırtüstü pozisyonda bacakları kaldırmak Bilgi DS’lu çocuklar, sırtüstü pozisyondayken göreceli olarak bacaklarını kaldırmakta ve ayaklarını ellerine doğru götürmekte daha fazla zorlanırlar. Kalçalarda ve gövdede bunları yapabilmeye yetecek stabilite yoktur. Bacaklarını kaldırarak ayaklarına tutunur ve onlarla oynar. Bu yolla bacaklarını ve ayaklarını keşfeder. Bu, örneğin ayakta durma gibi, sonraki gelişim aşamaları için önemlidir. Bacakları kaldırmak aynı zamanda karın kasları aktivitesinin stimüle olmasını sağlayacaktır. Bu, gövdenin stabilitesine de fayda sağlayacaktır. Evde stimülasyon Eğer evde, ayağınızı bir tabureye koyup rahat bir sandalyeye oturursanız, çocuğunuzu baldırlarınıza sırtüstü pozisyonda yatırabilirsiniz. Çocuğunuzun başı dizlerinizin üzerinde olmalı ve birbirinizi kolayca görebilmelisiniz. Çocuğunuzu kalçaları az çok sizinkilerin üzerine gelecek şekilde yerleştirirseniz, hafif kavisli bir sırtı olacaktır ve böylece pelvisi arkaya yaslanacaktır. Bu da doğal olarak kalçaların eğilmesine ve bacakların kaldırılmış pozisyona gelmesine sebep olacaktır. Daha sonra dikkatini bacaklarına ve ayaklarına çevirmesini sağlamak için, çocuğunuzu ellerini onlara doğru yönlendirebilir ya da ayaklarını ağzına doğru getirebilirsiniz. Bu dikkati ayaklarının altını gıdıklayarak ya da onlara doğru üfleyerek artırabilirsiniz. İşe yarayan başka bir formül de ayaklarına bir oyuncak bağlamaktır. Örneğin bir çoraba zil dikip, sonra bu çorabı ayağına giydirebilirsiniz. 6.2.2. Sırtüstü pozisyonda bacakların kaldırılması Bilgi DS’lu çocuklar sırtüstü pozisyondayken, ayaklarını tutup oynamak için gövdelerini eğmekte daha fazla problem yaşarlar. Gövdedeki stabilite yetersizdir. Bacaklarını kaldırarak, çocuk ayaklarına tutunabilir ve onlarla oynayabilir. Bu yolla bacaklarını ve ayaklarını keşfeder. Bunun, örneğin ayakta durmak gibi, gelişimin ileri aşamalarındaki önemi büyüktür. 317 Bacakları kaldırmak mide kaslarının çalışmasını stimüle eder. Bu gövdenin eğilmesine ve stabilitesine fayda sağlar. Evde stimülasyon Çocuk sırtüstü pozisyonda ayaklarıyla oynarken, sırtının yuvarlanmış şekilde olması önemlidir (pelvisi arkaya doğru yaslanmış). Çocuğunuz ayaklarını kaldırmaya hakim oldukça, gövdesini de o derecede eğebilecektir. Bundan sonra, çocuğunuz düz bir zeminde (oyun matı ya da yatak) ayaklarını çekip onlara tutunabildiğinde, bu postürde destek almak önemini yitirir. Ayaklarının altını gıdıklayarak ya da onlara doğru üfleyerek dikkatini buraya odaklayabilirsiniz. Eğer isterseniz ayağına bir çıngırak yerleştirebilirsiniz. En iyisi çoraba oyuncak iliştirmektir. Örneğin çoraba zil dikip sonra, bu çorabı ayağına giydirebilirsiniz. 6.2.3.Sırtüstü pozisyondayken ellerle uzanmak Bilgi Başlangıçta, DS’lu çocuğa, kollarıyla ileri doğru esneyip bazı şeylere tutunmak zor gelebilir. Omuz ekleminin stabilitesi henüz yeterli değildir. Oynama olasılıkları yoluyla ileriye uzanabilmesi ve buna ek olarak oynamasının gelişmesi, el fonksiyonlarının gelişimi için önemlidir. Evde stimülasyon Rahat bir sandalyeye oturup ayaklarınızı küçük bir tabureye koyduğunuzda çocuğunuzu sırtüstü pozisyonda üst bacağınıza yatırabilirsiniz. Bu şekilde çocuğunuzun başı dizlerinizde uzanıyor olur ve birbirinizi kolaylıkla görebilirsiniz. Omuzlarından sıkıca tutup ileri doğru hareket ettirdiğinizde, kolların ekstansiyonunu destekliyor olursunuz. Çocuğunuz, yüzü size doğru olacak şekilde esnemekten keyif alacaktır, örneğin saçınıza tutunacaktır. Onun uzanmasına imkan tanıyacak ölçüde destek vermelisiniz. Ne kadar az destek verirseniz, ellerinizle omuzlarını desteklemeniz o kadar önemsiz hale gelecektir. Çocuğunuzun her zaman başında ve omuzlarında bir miktar destekle rahatça uzandığından emin olun. Çocuk arabasına konacak bir bebek oyuncağı, bir örtü ya da oyun parkı bu aşamada çok işe yarayacaktır. 318 6.2.4 Sırtüstü pozisyonda ellerle uzanmak Bilgi Başlangıçta, DS’lu çocuk sırtüstü pozisyonda elleriyle yukarı doğru uzanmayı tercih eder. Yanlara doğru bir şeyi kavramak ya da soldan sağa hareket ettirilen bir şeyi izlemek için daha fazla omuz stabilitesi gerekir. Çocuğunuzun oyun oynaması ve daha sonraki oyun ve el fonksiyonlarının ileri gelişimi için, uzandığı ya da bir şeyler kavradığı yönleri değiştirmeyi öğrenmesi çok önemlidir. Yanlara doğru uzanmak gövdenin rotasyonuyla birlikte mide kaslarını da stimüle edecektir. Evde stimülasyon Çocuğunuzun sırtüstünde başı ve omuzları desteklenmiş olarak rahat bir şekilde uzandığından emin olun. Bu sizin kucağınızda, bir koltukta ya da yerde olabilir. Eğer çocuğunuz belli bir oyuncakla ilgileniyorsa ya da belki de yüzünüze ulaşmak istiyorsa, kolunun pozisyonunda değişiklikler yaparak esneyecek şekilde stimüle edebilirsiniz. Örneğin ayaklarının yönünde uzandığında mide kasları aktive olur; yanlara doğru uzanmak ise gövde rotasyonu için fayda sağlayacaktır. 6.2.5 Sırtüstü pozisyonda başı kaldırmak Bilgi DS’lu çocuklar sırtüstü pozisyondayken başlarını kaldırıp stabilize etmekte zorluk çekerler. Bu da çocuğu alt değiştirme matından ya da yataktan kaldırırken dikkatli olmak gerektiği anlamına gelir. Aksi takdirde, baş yetersiz şekilde stabilize olur ve arkaya doğru sarkar. Çocuğunuzun başının bu kontrolü sağlamayı geliştirmesi çok önemlidir. Bundan başka, başını kaldırmak aynı zamanda mide kaslarını stimüle eder. Bu gövdenin stabilitesi için faydalıdır. Evde stimülasyon Çocuğunuz günde birkaç kez sırtüstü pozisyondan kaldırılacaktır. Ne olursa olsun, başının geriye doğru sarkmadığından emin olun. Gerektiğinde uygun desteği sağlayın. Çocuğunuza, uygun kontrolü sağlayıp stabilite ile hareket edebilmeyi kazanması için yeterli zamanı verin. Rahat bir sandalyeye oturup ayaklarınızı küçük bir tabureye koyduğunuzda, çocuğunuzu sırtüstü pozisyonda üst bacaklarınıza koyabilirsiniz. Çocuğunuz o zaman başı 319 dizlerinizin yönünde olacak şekilde uzanır ve bu şekilde birbirinizi rahatlıkla görebilirsiniz. Omuzlarını iki elinizle sıkıca tutarak gövdesini eğebileceği pozisyonda olursunuz. Sonra çocuğunuzu, başını hafifçe kaldırıp size bakması için stimüle edebilirsiniz. Başının arkasından işaret ve orta parmağınızla destek verebilirsiniz. Ayaklarınızı daha yükseğe koyduğunuzda çocuğunuz daha dik bir pozisyonda oturur hale gelecektir. Bu başlangıç postüründe bir şekilde başı stabilize etmek daha kolaydır. Aynı zamanda çocuğunuzu, bu yarı oturma pozisyonundan tekrar sırtüstü pozisyona hareket ettirebilirsiniz. Başı kaldırmak ve stabilize etmek başlangıç için zor olabilir. Çocuğunuzun gerçekten başını oynatacak şekilde reaksiyon gösterip göstermediğini dikkatlice izleyin. Bu motor reaksiyon için bekleyin. 6.2.6 Sırtüstü pozisyonda başı kaldırmak Bilgi DS’lu çocuklar göreceli uzun bir periyoda hareket ederken, başlarını kaldırmayı ve stabilize etmeyi zor bulmaya devam ederler. Hareket sırasında başın pozisyonu üzerindeki kontrol gelişimi, her çeşit gelişimsel aşamada önemlidir. Bunlara örnek olarak dönme ve bağımsız olarak oturma verilebilir. Evde stimülasyon Rahat bir sandalyeye oturup ayaklarınızı küçük bir tabureye koyduğunuzda, çocuğunuzu sırtüstü pozisyonda üst bacaklarınıza yatırabilirsiniz. Çocuğunuz, başı dizlerinizin yönünde olacak şekilde yatar ve böylelikle birbirinizi rahatlıkla görebilirsiniz. Bir omzunu ileri doğru hareket ettirip diğerini yerinde tutarak gövdede bir rotasyon başlatırsınız. Bu anda çocuğunuzu başını rotasyona sokacak şekilde stimüle etmiş olursunuz. Çocuğunuzun bir bacağını bir şekilde kaldırarak, bunu çocuğunuz için kolaylaştırabilirsiniz. (Bu ileri doğru hareket ettirilen omuzla aynı tarafta olmalıdır). Ayrıca omuzlarını kaldırırsanız, çocuğunuzun başını rotasyona sokarak kaldırmasını stimüle edebilirsiniz. Eğer ayaklarınızı kaldırırsanız çocuğunuz daha dik bir pozisyonda oturacaktır. Bu başlangıç pozisyonunda çocuğunuzun başını stabilize etmesini hafifçe kolaylaştırabilirsiniz. Çocuğunuzu örtüsünden ya da oyun parkından alırken, aynı zamanda hareket halindeyken, başını kaldırmasını ve stabilize etmesini stimüle edebilirsiniz. 320 Örneğin, onu kaldırırken gövdenin rotasyon hareketini ortaya çıkarabilirsiniz. Çocuğunuzun gerçekten başını oynatarak hareket edip etmediğini dikkatle izleyebilirsiniz. Bu motor reaksiyon için bekleyin. 321 6.3 Dönerken aktiviteler 6.3.1 Dönme Bilgi DS’lu çocuklar yüzüstü pozisyondan sırtüstü pozisyona ve sonra yine yüzüstü pozisyona dönmeyi göreceli olarak zor bulurlar. Aynı zamanda, dönerken çok az gövde rotasyonu gösterirler. Diğer bir deyişle, dönerken, omuz ve pelvik kemeri birbiri ardına değil de aynı anda rotasyona girer. Gövde rotasyonunun gelişmesi gayet önemlidir. Gövde rotasyonu, ileri motor becerilerin (örneğin oturma) ve denge reaksiyonlarının (örneğin oturma ve ayakta durma) gelişimi için esastır. Evde stimülasyon Gövde rotasyonu giyinme ve soyunma esnasında ve bez değiştirme sırasında temin edilebilir. Çocuğunuzun bezini değiştirirken, genellikle çocuğunuzun poposunu bez değiştirme matından, her iki bacağından aynı anda çekerek kaldırırsınız. Ancak çocuğunuzun bir bacağını kalçadan içeri doğru fleksiyona getirip, diğer bacağın üzerine doğru hareket ettirdiğinizde hem çocuğunuzu yanlara doğru rotasyona sokmuş olursunuz hem de poposunu kaldırmış olursunuz. Böylelikle altını yıkayıp bu şekilde yeni bir bez bağlayabilirsiniz. Sonra çocuğunuzu üstteki bacağı düzleştirip rotasyona sokarak, tekrar sırtı üstü pozisyonda poposu beze gelecek şekilde yatırabilirsiniz. Tüm bunlarda, çocuğunuzun motor reaksiyonu için beklemek çok önemlidir. Yan tarafında yatacak şekilde rotasyona sokup sonra eski haline getirdiğinizde, onun oynamak için aktif bir rolü olmayacaktır. Hareketi bir bacağı kalçanın içine doğru fleksiyona getirip başlattığınızda, çocuğunuzdan motor reaksiyonu beklemeniz gerekir. Eğer aktif olarak rotasyonu desteklerse, siz gövde rotasyonu gelişimini stimüle etmiş olursunuz. Örneğin, çocuğunuz başını hareketle birlikte aktif olarak döndürürse ya da kol ya da omuz kuşağı aynı anda aktif olarak hareket ederse, rotasyon da gözlemlenebilir. Çocuğunuzu bez değiştirme matından ya da örtüsünden sırtüstü pozisyondayken kaldırmadan önce, yan tarafına döndürüp yatırabilirsiniz. Gövdesini sıkıca iki elinizle omuzlarının altından tuttuğunuzda, tekrar yan tarafında yatma pozisyonuna dönme hareketini başlatmış olursunuz. Başını oynatarak ya da pelvis ve bacaklarının hareketini takip ederek çocuğunuzun reaksiyon gösterip göstermediğini kontrol edin. 322 6.3.2 Dönme Bilgi DS’lu çocuklar, yüzüstü pozisyondan sırtüstü pozisyona ve sonra tekrar geriye dönmekte zorlanırlar. Ayrıca durum, dönerken çok az gövde rotasyonu gösterdiklerini ortaya koyar. Diğer bir deyişle, dönmede omuz ve pelvik kuşağı birbiri ardına değil de aynı anda rotasyona girer. Gövde rotasyonunun gelişimi çok önemlidir. Gövde rotasyonu daha ileri motor becerilerin gelişimi ve örneğin oturma ve ayakta durma gibi denge reaksiyonları için gereklidir. Evde stimülasyon Rahat bir sandalyeye oturup ayaklarınızı küçük bir tabureye koyduğunuzda, çocuğunuzu sırtüstü pozisyonda üst bacaklarınıza yatırabilirsiniz. Çocuğunuzun başı dizlerinizin yönünde olur ve böylelikle birbirinizin yüzünü rahatlıkla görebilirsiniz. Çocuğunuzun bir bacağını kalçada ve dizlerde fleksiyona getirip diğer bacağın üzerine doğru hareket ettirdiğinizde, onu yan tarafına dönmesi için stimüle etmiş olursunuz. Bunu, çocuğunuzun oynattığınız bacağı tarafında yer alan kendi bacağınızı hafifçe kaldırarak daha iyi vurgulayabilirsiniz. O zaman sanki çocuğunuz bir yamaçtan yuvarlanıyormuş gibi olacaktır. Sonra bunu, kendi bacaklarınızı aynı seviyede tutarak onun için daha zorlaştırabilirsiniz. Çocuğunuzun motor reaksiyonunu beklemek çok önemlidir. Eğer çocuğunuzu sadece yanına doğru yatırıp sonra geriye getirirseniz, bu şekilde aktif şekilde oynama rolü olmaz. Eğer hareketi bir kalçayı fleksiyona getirerek başlatırsanız, çocuğunuzun motor reaksiyonunu bekleyin. Eğer aktif olarak rotasyonu destekliyorsa, o zaman gövde rotasyonu gelişimini stimüle edersiniz. Örneğin, eğer çocuğunuz aktif olarak başını döndürürse ya da omuz ve kol kuşağı hareketle birlikte hareket ederse rotasyon gözlenebilir. Bu yolla, çocuğunuzun imkanlarını optimal düzeyde kullanarak dönmeyi stimüle ediyor olursunuz. Burada amaç çocuğunuzun mümkün olduğunca az yardımla dönmesini sağlamaktır. Çocuğunuz kendi başına dönmenin daha kolay olduğunu düşünürse, siz kademeli olarak yardımınızı azaltmalısınız. 323 6.3.3 Dönme Bilgi DS’lu çocuklar, yüzüstü pozisyondan sırtüstü pozisyona, sonra tekrar geriye dönmekte zorlanırlar. Ayrıca durum, dönerken çok az gövde rotasyonu gösterdiklerini ortaya koyar. Diğer bir deyişle, dönmede, omuz ve pelvik kuşağı birbiri ardına değil de aynı anda rotasyona girer. Gövde rotasyonunun gelişimi çok önemlidir. Gövde rotasyonu daha ileri motor becerilerin gelişimi ve örneğin oturma ve ayakta durma gibi denge reaksiyonları için gereklidir. Evde stimülasyon Dönme aynı zamanda çocuğunuz yerde uzanırken de stimüle edilebilir (halı ya da egzersiz matı). Bacaklarından birini kalçada ve dizde fleksiyona getirip öbür bacağa doğru hareket ettirdiğinizde, sırtüstü pozisyondayken yüzüstü pozisyona doğru dönmesini stimüle edersiniz. Ayrıca bacaklarından birini kalçada ve dizde fleksiyona getirip sonra bu bacağı geriye diğer bacağın üzerine doğru hareket ettirdiğinizde, yüzüstü pozisyondan sırtüstü pozisyona dönmesi için stimüle etmiş olursunuz. Bunu bir oyuncak uzatarak da kombine edebilirsiniz. Eğer döneceği yönde yere çekici bir oyuncak koyarsanız, ona ulaşmak isteyebilir. Dönme hereketi onun oyuncağa doğru koluyla uzanmasıyla teşvik edilir. Dönme hareketini sadece bacaklar yoluyla temin etmezsiniz. Dönmeyi aynı zamanda bir kol ya da pelvis yoluyla da stimüle edebilirsiniz. Çocuğunuz bundan sonra bacak hareketleriyle reaksiyon gösterme imkanına sahip olacaktır. Bunu fizyoterapistinizle tartışın. Çocuğunuzun motor reaksiyonunu beklemek önemlidir. Eğer çocuğu yuvarlarsanız, burada aktif bir rol oynamaz. Eğer hareketi başlatırsanız, çocuğunuzdan motor reaksiyon beklemeniz gerekir. Eğer çocuğunuz aktif şekilde rotasyonu desteklerse, gövde rotasyonu gelişimini stimüle etmiş olursunuz. Çocuğunuz başını çevirdiği zaman ya da kol ve omuz kuşağı aktif olarak vücudun geri kalanıyla birlikte hareket ederse, rotasyon göszlemlenir. Egzersizleri çeşitlendirerek, çocuğunuzun potansiyelinden optimal şekilde yararlanarak, dönme hareketini stimüle edersiniz. Burada hüner, çocuğunuzun olabildiğince az yardımla dönmesini sağlamaktır. Çocuğunuzun kendi başına dönebilecek imkanları sağlamaya başladığını fark ettiğinizde, kademeli olarak yardımı azaltmalısınız. 324 6.3.4 Dönme Bilgi DS’lu çocuklar, yüzüstü pozisyondan sırtüstü pozisyona, sonra tekrar geriye dönmekte zorlanırlar. Ayrıca durum, dönerken çok az gövde rotasyonu gösterdiklerini ortaya koyar. Bu da dönmede, omuz ve pelvik kuşağının birbiri ardına değil de aynı anda döndüğü anlamına gelir. Gövde rotasyonunun gelişimi çok önemlidir. Gövde rotasyonu daha ileri motor becerilerin gelişimi ve örneğin oturma ve ayakta durma gibi denge reaksiyonları için gereklidir. Evde stimülasyon Çocuğunuz dönmeyi daha kolay bulmaya başladığında, artık onu dönmesi için dokunarak stimüle etmenize gerek kalmadığını göreceksiniz. Dönmeyi temin etmenin en iyi yolu, onun dikkatini bir oyuncağa odaklamak ve daha sonra oyuncağı onun dönmesini istediğiniz yönde görüş hizasına koymak olacaktır. Gövde rotasyonuyla dönmeyi öğrenmesi çok önemlidir. Eğer çocuğunuz henüz bunu yapamıyorsa ama bağımsız olarak dönebiliyorsa, gövde rotasyonunu pelvisini yada kollarından birini bir süreliğine geriye çekerek stimüle edebilirsiniz. Bunu çeşitlendirerek dönmenin şeklini etkiliyor olursunuz. Bunu fizyoterapistinizle tartışın. 325 6.4 Otururken aktiviteler 6.4.1 Oturma Bilgi DS’lu çocuklar otururken ve denge sağlarken sırtlarını ekstansiyona getirmekte zorlanırlar. Genelde sırtları eğik şekildedir ve oturma postürünü elleri yerde ya da bacaklarının üzerinde olacak şekilde desteklerler. Burada dengenin gelişimi çok önemlidir çünkü oturma esasen oyun oynayabileceği bir postürdür. Ancak, çocuğunuz postürünü desteklemek için devamlı olarak ellerine ihtiyaç duyarsa, ince motor becerilerini ya da oyun oynamayı geliştiremeyecektir. Evde stimülasyon Çocukların oturma pozisyonununa çok erken yerleştirilmemesi gereklidir. Yüzüstü pozisyondayken sırtın ekstansiyonunun, sırtüstü pozisyondayken ise mide kasları aktivitesinin geliştirilmesi tercih edilir. Çocuğunuzu küçük ve alçak bir masanın önüne koyabilirsiniz (ya da küçük bir tabure). Oyuncakları masanın üzerine yerleştirerek, onu bunlara ulaşmaya teşvik edebilirsiniz. Elleri masanın üzerinde olacak şekilde oynamaya teşvik ettiğinizde, oturma pozisyonunu da teşvik etmiş olursunuz. Daha sonra daha yüksek seviyedeki oyuncakları almasını sağlayarak sırtının ekstansiyonunu stimüle edersiniz. Örneğin, çocuğunuzun bir kule yapmasını sağlayabilirsiniz (ya da kuleyi yıkmasını). Ne kadar yükseğe çıkarsa, sırtını o derecede ekstansiyona getirir. Aynı zamanda baldırlarının altına küçük bir minder koyarak oturma postürünü etkileyebilirsiniz. Bunun etkisiyle, pelvis biraz öne doğru yaslanmış olur ve sonucunda sırtı ekstansiyona girer. Alçak masa, küçük minder ve yukarı doğru ekstansiyonu ayrı olarak ama aynı zamanda kombine şekilde de kullanabilirsiniz. Fizyoterapistinize danışarak hangisinin çocuğunuz için en iyisi olduğunu öğrenin. 6.4.2 Oturma Bilgi DS’lu çocuklar otururken ve denge sağlarken sırtlarını ekstansiyona getirmekte zorlanırlar. Genelde sırtları eğik şekildedir ve oturma postürünü elleri yerde ya da bacaklarının üzerinde olacak şekilde desteklerler. Burada dengenin gelişimi çok önemlidir çünkü oturma esasen oyun oynayabileceği bir 326 postürdür. Ancak, çocuğunuz postürünü desteklemek için devamlı olarak ellerine ihtiyaç duyarsa, ince motor becerilerini ya da oyun oynamayı geliştiremeyecektir. Evde stimülasyon Çocuğunuzun hareketli bir zemine oturtarak denge kabiliyeti üzerine egzersiz yapabilirsiniz. Örneğin yere oturun ve çocuğunuzu üst bacaklarınıza yerleştirin. Bacağınızı hafifçe oynatarak, çocuğunuzun denge edinmekteki potansiyelini zorlarsınız. Bunun dereceli şekilde yapılması çok önemlidir. Burada amaç çocuğunuzda denge reaksiyonları elde etmektir. Bacağınızın üzerinden düşmemelidir. Çocuğunuzu ayrıca bir plaj topunun üzerine de oturtabilirsiniz. Eğer ayakları yerde olacak şekilde kendini destekliyorsa, pelvisi bir şekilde öne doğru yaslanır ve bu şekilde de sırttaki ekstansiyon stimüle edilir. Topu hafifçe hareket ettirerek denge reaksiyonlarını stimüle edersiniz. Eğer çocuğunuz bundan korkarsa, pelvise biraz destek verebilirsiniz. Bu şekilde, gövde denge reaksiyonlarıyla başa çıkmak için özgürdür. Aynı zamanda topun havasını biraz boşaltabilirsiniz. Bu şekilde pelvis topun içine gömülür ve ona daha çok destek verir. 6.4.3 Oturma Bilgi DS’lu çocuklar otururken ve denge sağlarken sırtlarını ekstansiyona getirmekte zorlanırlar. Genelde sırtları eğik şekildedir ve oturma postürünü elleri yerde ya da bacaklarının üzerinde olacak şekilde desteklerler. Burada dengenin gelişimi çok önemlidir çünkü oturma esasen oyun oynayabileceği bir postürdür. Ancak çocuğunuz postürünü desteklemek için devamlı olarak ellerine ihtiyaç duyarsa, ince motor becerilerini ya da oyun oynamayı geliştiremeyecektir. Evde stimülasyon Çocuğunuzu bir plaj topunun üzerine ayakları yere değmeyecek şekilde oturtun. Pelvisi desteklemeniz gerekecektir. Topu hareket ettirerek denge reaksiyonları temin edersiniz. Eğer topun öne dönmesine izin verirseniz, çocuğunuz sırtını ekstansiyona getirerek reaksiyon gösterecektir. Eğer topun yana doğru dönmesine izin verirseniz, o zaman da yanlara doğru denge reaksiyonlarını stimüle edersiniz. Çocuğunuz kendini denge ile ilgili iyi hissettiğinde, sadece topu tutmak 327 yeterli olacaktır. Oyun o zaman, hareket eden topun üzerinde oturmaktır. Çocuğunuz hareketli bir zeminde oturduğunda, bir oyuncak yakalaması için teşvik edin. Çocuğunuzun oyuncağı kavramayı sağladığında ve yanlara doğru ekstansiyona geldiğinde, çocuğunuzun denge reaksiyonlarını stimüle etmiş olursunuz. Oturma postüründe denge, her türlü oyun durumuyla stimüle edilebilir. Bir sallanan atın üzerinde ya da salıncakta oturmak denge reaksiyonlarını gerektirir. Çocuğunuzu bir kaykayın üzerine koyun ve odanın içinde bununla dikkatlice dolaşmasına izin verin. DS’lu çocuklar genelde bu tip oyun çeşitlerinden korkarlar. Her zaman gerekli güvenliği sağlayın ve çocuğunuzun düşmesine engel olun. Yine, çok fazla destek vermeyin. Çok fazla destek denge reaksiyonlarını faydasız hale getirir. 6.4.4 Oturma Bilgi DS’lu çocuklar otururken ve denge sağlarken sırtlarını ekstansiyona getirmekte zorlanırlar. Genelde sırtları eğik şekildedir ve oturma postürünü elleri yerde ya da bacaklarının üzerinde olacak şekilde desteklerler. Burada dengenin gelişimi çok önemlidir çünkü oturma esasen oyun oynayabileceği bir postürdür. Ancak, çocuğunuz postürünü desteklemek için devamlı olarak ellerine ihtiyaç duyarsa, ince motor becerilerini ya da oyun oynamayı geliştiremeyecektir. Evde stimülasyon Çocuğunuz desteksiz olarak oturabildiğinde, oturma postürünü düzenli olarak kullanmak iyi bir fikirdir. Bundan sonra çocuğunuzu; oturur şekilde kalabilmek için denge reaksiyonlarını kullanma ihtiyacı duyacak şekilde oturmaya yönlendirebilirsiniz. Günlük rutin esnasında bunun için çok çeşitli imkanlar vardır. Örneğin, giyinme ve soyunmayı oturma postüründeyken yapabilirsiniz. Bir çorap veya ayakkabı giydirirken denge reaksiyonlarını stimüle etmiş olursunuz. Bu aynı zamanda diş fırçalama ya da yıkanma esnasında da mümkündür. Çocuğunuz yıkanırken ve giyinirken oturma pozisyonundaysa, denge tepkileriyle reaksiyon göstermek durumunda kalır. Yemek yerken bile oturma pozisyonundan ihtiyatlı bir şekilde faydalanabilirsiniz. Çocuğunuzun yemek yerken bir taburede oturmasıyla yüksek bir sandalyede 328 tamamen desteklenmesi arasında çok büyük fark vardır. Bu bağlamda, oturma pozisyonunda sağladığınız desteğin farkında olmanız çok önemlidir. Çocuğunuzun bunu olabildiğince kendi başına yapmasını istersiniz ama bunun emniyetli ve uygulanabilir olması gerekir. Bunu fizyoterapistinizle tartışın. Eğer çocuğunuz oyun oynamak için yerde oturuyorsa, pek çok uygun imkan mevcuttur. Oyuncakları çocuğunuzun ulaşmak için denge reaksiyonlarını kullanabileceği şekilde koyabilirsiniz. Bu yüzden, oyuncakları yanına veya arkasına yerleştirebilirsiniz. Onun denge reaksiyonlarını bir oyuncak araba kullanmasını ya da bir topun üzerinde dönmesini sağlayarak stimüle edebilirsiniz. 329 6.5 Yerde ileri doğru hareket ederken aktiviteler 6.5.1 Yerde ileri doğru ilerlemek (“sürünme”, “emekleme*”) Bilgi DS’lu çocuklar diğer çocuklara oranla göreceli olarak yerde ileri doğru hareket ederken çok zorlanırlar (sürünme, emekleme, popo üzerinde kayma). Bunun çocuk için zor olmasının en önemli sebebi çocuğun sırtını ekstansiyona getirmekle ve kendini elleri ve dizleri üzerinde desteklemekle zorlanmasıdır. Bacaklarla itmek de aynı zamanda daha yavaş oluşur. Yerde ileri doğru hareket etmek çocuğun genel gelişimi için büyük önem taşır. Örneğin bir çocuk emekleyebiliyorsa, kendiliğinden girişimde bulunup belli oyuncaklara doğru gidebilir veya odayı keşfedebilir. Bundan sonra daha aktif olur ve daha yoğun şekilde oynar. Evde stimülasyon İster karınüstü veya sırtüstü ister poposunun üzerinde kendi başına yerini değiştirmeye başlayan çocuk, böyle yapması için stimüle edilmelidir. Çocuğunuzun ulaşamayacağı mesafeye çekici bir oyuncak koyun ve varsa çıngırağını sallayarak ya da sıkarak ses çıkarmasını sağlayıp çocuğunuzu ona doğru gelmesi için stimule edin. Onun oyuncağa doğru gittiğinden emin olun, bundan sonra oyuncakla oynayabilir. Genelde örneğin emeklemek için ön koşul, motor açıdan henüz sağlanmamıştır ama yine de çocuk gerçekten bir yerlere gitmek istemektedir. Kolları ve bacakları desteklemeyi göz önünde bulundurun, sırtını ekstansiyona getirin ve bacakları itin. Bu şartlar çocuk yüzüstüyken oyun sırasında stimüle edilebilir. Bu nokta için fizyoterapistinize danışın. Çocuk kendi vücut ağırlığını emeklemek için yeterli derecede kaldıramıyorsa, yüzüstü olarak kaykaya yerleştirebilirsiniz. Kolları ve bacaklarıyla yere ya da ellerinize bastırarak kaykayı hareket ettirebilir. 6.5.2 Yerde ileri doğru ilerlemek (“sürünme”, “emekleme”) Bilgi DS’lu çocuklar diğer çocuklara oranla göreceli olarak yerde ileri doğru hareket ederken çok zorlanırlar (sürünme, emekleme, * “sürünme” terimi, karnı yerde olacak şekilde kollarıyla çekip bacaklarıyla iterek öne doğru hareket etme anlamındadır. “Emekleme” ise karnı yerden kesilmiş olarak elleri ve dizleri yerde olacak şekilde ileri doğru hareket etmek anlamındadır. 330 popo üzerinde kayma). Bunun çocuk için zor olmasının en önemli sebebi çocuğun sırtını ekstansiyona getirmekte ve kendini elleri ve dizleri üzerinde desteklemekte zorlanmasıdır. Bacaklarla itmek de aynı zamanda daha yavaş oluşur. Yerde ileri doğru hareket etmek çocuğun genel gelişimi için büyük önem taşır. Örneğin bir çocuk emekleyebiliyorsa, kendiliğinden girişimde bulunup belli oyuncaklara doğru gidebilir veya odayı keşfedebilir. Bundan sonra daha aktif olur ve daha yoğun şekilde oynar. Evde stimülasyon Çocuğunuzun kolları ve bacaklarıyla sırayla itmeyi öğrenmesi çok önemlidir. Bu aynı şekilde bacakların dönüşümlü olarak kullanılmasında da geçerlidir. DS’lu çocuklar iki kollarıyla ya da iki bacaklarıyla birden itmeye meyillidirler. Kolları ve bacaklarıyla dönüşümlü olarak itmeyi, minderlerin üzerine tırmanmasını sağlayarak geliştirebilirsiniz. Eğer kendiniz yere uzanırsanız, kendinizi de bir engel olarak kullanabilirsiniz. Bu şekilde, uygun zamanda doğru yönde sessizce itmek için iyi bir pozisyon yakalamış olursunuz. Çocuğunuzun bunu olabildiğince kendi başına yapmasına izin verin. Bunun için ayrıca merdivenleri ya da koltuğu da kullanabilirsiniz. Örneğin, yerden sayıldığında üçüncü basamağa bir oyuncak koyun. Güvenlik önlemlerini elden bırakmayın. 6.5.3 Yerde ileri doğru hareket etme (“popo üzerinde kayma”) Bilgi DS’lu çocuklar diğer çocuklara oranla göreceli olarak yerde ileri doğru hareket ederken çok zorlanırlar (sürünme, emekleme, popo üzerinde kayma). Bunun çocuk için zor olmasının en önemli sebebi çocuğun sırtını ekstansiyona getirmekte ve kendini elleri ve dizleri üzerinde desteklemekte zorlanmasıdır. Bacaklarla itmek de aynı zamanda daha yavaş oluşur. Yerde ileri doğru hareket etmek çocuğun genel gelişimi için büyük önem taşır. Örneğin bir çocuk emekleyebiliyorsa, kendiliğinden girişimde bulunup belli oyuncaklara doğru gidebilir veya odayı keşfedebilir. Bundan sonra daha aktif olur ve daha yoğun şekilde oynar. Evde stimülasyon Eğer çocuğunuz emeklemek yerine yerde oturur pozisyonda 331 hareket ediyorsa, buna şaşırmamalısınız. DS’lu çocukların %30’u etrafta bu şekilde dolaşır. Aynı zamanda sağlıklı çocuklarda da popo üzerinde kayanlar vardır. Çocuğunuzun gelişimi için bir yerlere kendi başına gidebiliyor olması önemlidir. Emeklemek için ön koşul motor perspektif açısından henüz karşılanmamıştır ama çocuk yine de kendi başına gerçekten bir yerlere gitmek istemektedir. Bu şartlara vücudu kollar ve bacaklarla desteklemek, sırtı ekstansiyona getirmek ve bacaklarla itmek de dahildir. Yüzüstü pozisyonda ya da otururken oyun oynama esnasında stimüle edilebilirler. Bunun için fizyoterapistinize danışın. “Popo üzerinde kayma” tekniğini modifiye etmek de mümkündür. Çocuklar bunu, örneğin, bacakları yayılmış ve kollar bacakların arasında duracak şekilde ya da yanlarda bacakların iki tarafında duracak şekilde simetrik olarak yapmayı tercih edecektir. Çocuğunuzun bacaklarının ikisini de aynı tarafa koyarak yan tarafında oturma pozsiyonu alıp bu şekilde “popo üzerinde kayma” yapmasını sağlayabilirsiniz. Bu her iki bacağın da aynı yönü işaret ettiği, sırtın yana doğru fleksiyona girdiği ve kolların diğer tarafta postürü desteklediği bir pozisyon anlamına gelir. Bunu size göstermesi için fizyoterapistinize danışın. Bu pozisyonun avantajı, çocuğunuzun “popo üzerinde kayarken” dengesi üzerinde çalışabilmesidir. 332 6.6 Oturma pozisyonu etrafındaki postürdeki değişikliklerde aktiviteler 6.6.1 Yüzüstü pozisyondan oturmaya geçiş Bilgi DS’lu çocuklar yüzüstü pozisyondan oturma pozisyonuna bağımsız olarak geçmeyi göreceli olarak zor bulurlar. Oturmaya geçişi idare edebildiklerinde, genellikle yan oturma postürünü kullanmadıklarını görürsünüz. Normalde, yan oturma oturmaya geçişin bir bölümüdür. Ancak, bunu yapmak için, çocuğun iyi bir motor kabiliyete sahip olması gerekir (stabilite ve denge). Bir çocuk için, oturma pozisyonu önemli bir oyun pozisyonudur. Kendi başına oturmaya geçebilmesi, fonksiyonel açıdan da çok fazla şey ifade etmektedir. Oturmaya geçiş iyi bir gövde motor kabiliyeti gerektirir (stabilite ve denge). Bu motor beceriyi doğru şekilde elde etmek de, aynı zamanda gövde motor kabiliyetlerinin gelişiminde büyük önem taşır. Bununla birlikte, bu hareket paterni, emekleme postürüne geçiş ya da emekleme postüründen oturmaya geçiş için de kullanılır. Evde stimülasyon Oturmaya geçiş için gereken ön koşul, genellikle motor perspektif açısından henüz kazanılmamıştır ama yine de çocuk kendi yoluyla halihazırda oturmaya geçebilir. Bu ön koşullara kolları desteklemek, sırtı ekstansiyona getirmek, stabilize etmek ve denge de dahildir. Bunlar, yüzüstü ya da sırtüstü postürlerde ya da dönme ve oturma esnasında oynarken stimüle edilebilir. Bunun için fizyoterapistinize danışın. Çocuğunuz desteksiz olarak oturmaya başladığı ve bunda denge sergilediği anda, oturma pozisyonundan yüzüstüne geçerkenki harekette yan oturmayı tanıtmaya başlayabilirsiniz. Bunu yapmak için, yerde oturup bacaklarınızı genişçe açın ve çocuğunuzu yere bacaklarınızın arasına koyun. Çocuğunuzun yakınına ama bacağınızın dış tarafına bir oyuncak koyun. Çocuğunuzun yan oturma pozisyonundan bacağınızın üstünden yüzüstüne geçerek oyuncağa ulaşabilme için teşvik edin. Burada çocuğunuzun hareketlerini pelvis, bacaklar ve gövdede yönlendirmeniz gerekir. Talimatlar için fizyoterapistinize başvurun. Üst bacağınızın üzerindeki yüzüstü pozisyondayken çocuğunuzu yan oturma pozisyonundan oturma pozisyonuna geçmesi için stimüle edebilirsiniz. Gerekirse, çocuğunuzun gövdesine üst bacağınızı biraz kaldırarak ekstra destek verebilirsiniz. Yine bunda da çocuğunuzun hareketlerini pelvis, 333 bacaklar ve gövdede yönlendirmelisiniz. Bunun için fizyoterapistinizden görüş alın. Çocuğunuz yine oturduğunda, dikkatini, bacağınızın diğer tarafında duran oyuncağa odaklayabilirsiniz. Bu yolla diğer tarafa oturmayı stimüle edersiniz. Bu hareketi stimüle etmeyi başarabildiğinizde, bundan gerçekten dinamik bir oyun çıkarabilirsiniz. Sonucunda amacınız mümkün olduğunca az destek veriyor olmanızdır. 6.6.2 Yüzüstü pozisyondan oturmaya geçiş Bilgi DS’lu çocuklar yüzüstü pozisyondan oturma pozisyonuna bağımsız olarak geçmeyi göreceli olarak zor bulurlar. Oturmaya geçişi idare edebildiklerinde, genellikle yan oturma postürünü kullanmadıklarını görürsünüz. Normalde, yan oturma oturmaya geçişin bir bölümüdür. Ancak, bunu yapmak için, çocuğun iyi bir motor kabiliyete sahip olması gerekir (stabilite ve denge). Bir çocuk için, oturma pozisyonu önemli bir oyun pozisyonudur. Kendi başına oturmaya geçebilmesi, fonksiyonel açıdan da çok fazla şey ifade etmektedir. Oturmaya geçiş iyi bir gövde motor kabiliyeti gerektirir (stabilite ve denge). Bu motor beceriyi doğru şekilde elde etmek de, aynı zamanda gövde motor kabiliyetlerinin gelişiminde büyük önem taşır. Bununla birlikte, bu hareket paterni, emekleme postürüne geçiş ya da emekleme postüründen oturmaya geçiş için de kullanılır. Evde stimülasyon Oturmaya geçiş için gereken ön koşul, genellikle motor perspektif açısından henüz kazanılmamıştır ama yine de çocuk kendi yoluyla halihazırda oturmaya geçebilir. Bu ön koşullara kolları desteklemek, sırtı ekstansiyona getirmek, stabilize etmek ve denge de dahildir. Bunlar, yüzüstü ya da sırtüstü postürlerde ya da dönme ve oturma esnasında oynarken stimüle edilebilir. Bunun için fizyoterapistinize danışın. Eğer çocuğunuz artık sizin üst bacağınızla verdiğiniz gövde desteğine ihtiyaç duymuyorsa (yüzüstü pozisyondan oturma pozisyonuna geçişe bakın (1)), aynı zamanda yerde düz bir yüzüstü pozisyondan oturmaya geçişi de stimüle edebilirsiniz. Çocuğunuzun önünde, ellerinden uzakta olacak şekilde yanlara ve arkasına doğru bir oyuncak sallandırın. Bunu yaparken oyuncağı pelvis, bacaklar ve gövde aracılığıyla yönlendirin. Yan oturmanın kullanıldığından emin olun. Görüş için fizyoterapistinize başvurun. 334 Yan oturma aracılığı ile oturma pozisyonundan yüzüstü pozisyonuna geçmek bir şekilde daha kolaydır. Otururken çocuğunuza bir oyuncak verin ama yerde ulaşamayacağı mesafede yanlara ve arkaya doğru hareket ettirin. Eğer çocuğunuz oyuncağı takip edebiliyorsa, yüzüstü pozisyona geçecektir. Hareketi pelvis, bacaklar ve gövde aracılığı ile yönlendirin. Yan oturmanın kullanıldığından emin olun. Bu hareketin stimülasyonunu kavradığınız anda, çocuğunuzla gerçekten dinamik bir oyun imkanı yaratabilirsiniz. Sonuçtaki amacınız çocuğunuza mümkün olduğunca az destek vermek olmalıdır. 6.6.3 Yüzüstü pozisyondan oturmaya geçiş Bilgi DS’lu çocuklar yüzüstü pozisyondan oturma pozisyonuna bağımsız olarak geçmeyi göreceli olarak zor bulurlar. Oturmaya geçişi idare edebildiklerinde, genellikle yan oturma postürünü kullanmadıklarını görürsünüz. Normalde, yan oturma oturmaya geçişin bir bölümüdür. Ancak, bunu yapmak için, çocuğun iyi bir motor kabiliyete sahip olması gerekir (stabilite ve denge). Bir çocuk için, oturma pozisyonu önemli bir oyun pozisyonudur. Kendi başına oturmaya geçebilmesi, fonksiyonel açıdan da çok fazla şey ifade etmektedir. Oturmaya geçiş iyi bir gövde motor kabiliyeti gerektirir (stabilite ve denge). Bu motor beceriyi doğru şekilde elde etmek de, aynı zamanda gövde motor kabiliyetlerinin gelişiminde büyük önem taşır. Bununla birlikte, bu hareket paterni, emekleme postürüne geçiş ya da emekleme postüründen oturmaya geçiş için de kullanılır. Evde stimülasyon Oturmaya geçiş için gereken ön koşul, genellikle motor perspektif açısından henüz kazanılmamıştır ama yine de çocuk kendi yoluyla halihazırda oturmaya geçebilir. Bu ön koşullara kolları desteklemek, sırtı ekstansiyona getirmek, stabilize etmek ve denge de dahildir. Bunlar, yüzüstü ya da sırtüstü postürlerde ya da dönme ve oturma esnasında oynarken stimüle edilebilir. Bunun için fizyoterapistinize danışın. Eğer çocuğunuz emekleme pozisyonundaysa, yan oturma kanalıyla oturmaya geçmesini stimüle edebilirsiniz. Bunu baldırlarını topuklarının yanından yere doğru iterek pelvis yoluyla kolayca gösterebilirsiniz. Bunu çocuğunuzun kendi başına yapmasına izin verdiğinizde, 335 genellikle topuklarının üzerine oturduğunu gözlersiniz. Her halükarda, bu şekilde çocuğunuzu yan oturma pozisyonu yoluyla oturma pozisyonundan emeklemeye geçmesi için stimüle etmiş olursunuz. Yine, bunu bir oyun ya da oyuncakla kombine etmeniz gerekir. Bu hareketleri stimüle etmeyi kavradığınızda, çocuğunuzla gerçekten dinamik bir oyun imkanı yaratabilirsiniz. Hedefiniz olabildiğince az destek vermek olmalıdır. 6.7 Ayakta durma ile ilgili aktiviteler 6.7.1 Ayakta durma Bilgi DS’lu çocuklar diğer çocuklara oranla, bacaklarına ağırlık almakta ve bunun sonucunda da ayakta durmanın gelişiminde problem yaşarlar. Kalçalarını ve dizlerini ekstansiyonda olacak şekilde stabilize etmekte yeterli değillerdir ve dengelerini sağlamakta güçlük çekerler. Başlangıçta, ancak çok fazla destekle ayakta durabilirler. Ayakta durmak yürümeyi öğrenmenin ön koşuldur. Ayakta dururken dengeyi sağlamanın kabiliyeti, sonunda yürüme etkinliğini de etkiler. Evde stimülasyon Ayakta durabilmek çocuğunuzun sırtını, kalçalarını ve dizlerini yeterli derecede ekstansiyona getirmesi gerektiği anlamına gelir. Çocuk bu ekstansiyonu yüzüstü pozisyondayken motor becerilerini oluştururken öğrenir. Ön koşullar anlamında, sırt ve kalçaların ekstansiyonu yüzüstü pozisyondayken stimüle edilebilir. Bu imkanlar hakkında fizyoterapistinize danışın. Çocuğunuz ilk önce, sadece destek ile ayakta durabilecektir. Bu noktada zıplayan bir top kullanmak iyi bir fikirdir. Çocuğunuzu yüzüstü pozisyonda topun üzerine yatırın ve arkasında diz çökün. Topun hafifçe size doğru dönmesine izin verin. Bundan sonra çocuğunuzun ayaklarını üst bacağınızla ya da yerle destekleyin. Çocuğunuz biraz geriye doğru döndüğünde bacaklarına daha fazla ağırlık almak zorunda kalacaktır. Çocuğunuzu pelvisinden tutarak kalça ve bacakların fleksiyonunu engellemiş olursunuz. Az destek verirseniz, çocuğunuz bu hareketi kendi başına yapmak durumunda kalacaktır. Aynı zamanda çocuğunuzun poposu topa dayanacak şekilde ayakta durmasını sağlayabilirsiniz. Bu şekilde bir çeşit yarı oturma pozisyonunda olacak ve bacaklarında ağırlık taşıması gerekecektir. Burada avantaj kalçalarının desteklenmesi ve gövdenin göreceli olarak 336 desteksiz kalması olacaktır. Çocuğunuz için iki bacağının üzerinde ayakta durmak, tek bacağın üzerinde durmaktan daha kolay olacaktır. Ayakta durmadaki dengenin gelişmesi ve sonucunda yürümeye geçmek için, bir bacaktan diğerine yanlara doğru ağırlık taşımayı öğrenmesi gerekir. Şu an için, ayaklarını yerden kaldırmak gerekmez. Topu hafifçe yanlara doğru hareket ettirerek, çocuğunuzu ağırlığını yanlara doğru transfer etmesi için stimüle edersiniz. Eğer çocuğunuzu dik olarak bir aynanın önüne yerleştirirseniz, birlikte çok güzel şekilde “ce-ee” oyunu oynayabilirsiniz. 6.7.2 Ayakta durma Bilgi DS’lu çocuklar diğer çocuklara oranla, bacaklarına ağırlık almakta ve bunun sonucunda da ayakta durmanın gelişiminde problem yaşarlar. Kalçalarını ve dizlerini ekstansiyonda olacak şekilde stabilize etmekte yeterli değillerdir ve dengelerini sağlamakta güçlük çekerler. Başlangıçta, ancak çok fazla destekle ayakta durabilirler. Ayakta durmak yürümeyi öğrenmenin ön koşuldur. Ayakta dururken dengeyi sağlamanın kabiliyeti, sonunda yürüme etkinliğini de etkiler. Evde stimülasyon Ayakta durabilmek çocuğunuzun sırtını, kalçalarını ve dizlerini yeterli derecede ekstansiyona getirmesi gerektiği anlamına gelir. Çocuk bu ekstansiyonu yüzüstü pozisyondayken motor becerilerini oluştururken öğrenir. Ön koşullar anlamında, sırt ve kalçaların ekstansiyonu yüzüstü pozisyondayken stimüle edilebilir. Bu imkanlar hakkında fizyoterapistinize danışın. Çocuğunuz ilk önce ancak destek ile ayakta durabilecektir. Ancak verdiğiniz destek değişiklik gösterebilir. Örneğin, çocuğunuzu alçak bir sehpanın önüne koyun. Pelvis ve üst bacaklarını destekleyerek kalça ve dizlerin fleksiyonunu engellemiş olursunuz. Başlangıçta, çocuğunuz kendini her iki kolu ve göğsü sehpada olacak şekilde destekler. Sadece elleri ve kolları sehpada olacak şekilde destek alıp almadığına bakın. Göğsünü sehpadan çekin. Aslında burada yaptığınız, vücut ağırlığını tekrar ayaklara doğru hareket ettirmektir. Sehpanın üzerine bir oyuncak koyabilirsiniz. Çocuğunuz oyuncağı kavradığı anda, ayakta dururken kendini sadece bir eliyle destekleyecektir. Çocuğunuz için bir ayak üzerinde durmaktansa iki ayak üzerinde durmak daha kolay olacaktır. 337 Ayakta durmadaki dengenin gelişmesi ve sonrasında yürümek amacıyla, tek ayağının üzerinde ağırlık taşımayı öğrenmesi gerekmektedir. Eğer oyuncağı sehpanın yanına doğru koyarsanız, çocuğunuzu yana doğru ve tek ayak üzerine ağırlık transfer etmesi için stimüle etmiş olursunuz. 6.7.3 Ayakta durma Bilgi DS’lu çocuklar diğer çocuklara oranla, bacaklarına ağırlık almakta ve bunun sonucunda da ayakta durmanın gelişiminde problem yaşarlar. Kalçalarını ve dizlerini ekstansiyonda olacak şekilde stabilize etmekte yeterli değillerdir ve dengelerini sağlamakta güçlük çekerler. Başlangıçta, ancak çok fazla destekle ayakta durabilirler. Ayakta durmak yürümeyi öğrenmenin ön koşuldur. Ayakta dururken dengeyi sağlamanın kabiliyeti, sonunda yürüme etkinliğini de etkiler. Evde stimülasyon Ayakta durabilmek çocuğunuzun sırtını, kalçalarını ve dizlerini yeterli derecede ekstansiyona getirmesi gerektiği anlamına gelir. Çocuk bu ekstansiyonu yüzüstü pozisyondayken motor becerilerini oluştururken öğrenir. Ön koşullar anlamında, sırt ve kalçaların ekstansiyonu yüzüstü pozisyondayken stimüle edilebilir. Bu imkanlar hakkında fizyoterapistinize danışın. Ayakta dururken dengenin sağlanması çocuğunuzun iyi bir gövde motor becerisine sahip olmasını gerektirir. Çocuğunuz halihazırda bu gövde motor becerilerini, siz onu; yüzüstü, sırtüstü ve dönme pozisyonlarında, oturma ve dik oturmaya geçmesi için stimüle ettiğinizde geliştirecektir. Daha fazla bilgi için fizyoterapistinize danışın. Çocuk küçük bir sehpanın desteği ile ayakta durabildiğinde, onu masadan uzaklaşması için ikna etmeye çalışın. Bunu masaya dik açılarda bir oyuncak uzatarak yapabilirsiniz. Eğer çocuğunuz bu oyuncağı kavramak isterse, masadan uzaklaşacaktır. Ancak yine de kendini, masaya tek eliyle tutunarak destekleyecektir. Oyuncağı daha yüksekte ya da daha aşağıda uzatarak, çocuğunuzu dengesini sağlaması için stimüle edersiniz. Oyuncak kavrama aktivitesinden dinamik bir oyun çıkarın ve çocuğunuzun onu yakalamak için çaba harcadığından emin olun. Bezini değiştirebileceğiniz süre boyunca, çocuğunuzun düzgün olarak ayakta durup duramadığına bakın. 338 6.7.4 Ayakta durma Bilgi DS’lu çocuklar diğer çocuklara oranla, bacaklarına ağırlık almakta ve bunun sonucunda da ayakta durmanın gelişiminde problem yaşarlar. Kalçalarını ve dizlerini ekstansiyonda olacak şekilde stabilize etmekte yeterli değillerdir ve dengelerini sağlamakta güçlük çekerler. Başlangıçta, ancak çok fazla destekle ayakta durabilirler. Ayakta durmak yürümeyi öğrenmenin ön koşuldur. Ayakta dururken dengeyi sağlamanın kabiliyeti, sonunda yürüme etkinliğini de etkiler. Evde stimülasyon Ayakta durabilmek çocuğunuzun sırtını, kalçalarını ve dizlerini yeterli derecede ekstansiyona getirmesi gerektiği anlamına gelir. Çocuk bu ekstansiyonu yüzüstü pozisyondayken motor becerilerini oluştururken öğrenir. Ön koşullar anlamında, sırt ve kalçaların ekstansiyonu yüzüstü pozisyondayken stimüle edilebilir. Bu imkanlar hakkında fizyoterapistinize danışın. Ayakta dururken dengenin sağlanması çocuğunuzun iyi bir gövde motor becerisine sahip olmasını gerektirir. Çocuğunuz halihazırda bu gövde motor becerilerini, siz onu; yüzüstü, sırtüstü ve dönme pozisyonlarında, oturma ve dik oturmaya geçmesi için stimüle ettiğinizde geliştirecektir. Daha fazla bilgi için fizyoterapistinize danışın. Şimdi çocuğunuz desteksiz olarak ayakta durmaya hazırdır. Bunu sadece alçak bir masadan destek alacağı şekilde stimüle etmeye çalışın. Örneğin, iki elle kavramayı gerektirecek bir oyuncak uzatın ya da çocuğunuzu sırtı masadan destek alacak şekilde yerleştirin ve oyuncak yardımıyla vücut ağırlığını öne doğru hareket ettirecek şekilde stimüle edin. Bundan sonra vücut ağırlığını ayaklarının üstüne getirecek ve gövdesini masadan ayıracaktır. Anne ve babanın ikisi de aktivitelere katılıyorsa, ikisinden biri çocuğa arkadan, pelvisinden destek verebilir. Diğeri de yanlarda bir top oyunu oynatabilir (her iki elle). Arkadan destek sağlayan kişi, çocuk oyuna dahil olduğunda desteği azaltabilir ve hatta tamamen bırakabilir. Çocuğunuza, bacaklarını kararlı bir şekilde kullanabileceği oyuncaklar sağlayabilirsiniz. Sallanan bir at ya da ayakla itilince giden bir oyuncak araba olabilir. Ayakta dururken, Çocuğunuzun bezinin değiştirilmesine hazır olup olmadığını kontrol ettiniz mi? 339 6.7.5 Ayakta durma Bilgi DS’lu çocuklar diğer çocuklara oranla, bacaklarına ağırlık almakta ve bunun sonucunda da ayakta durmanın gelişiminde problem yaşarlar. Kalçalarını ve dizlerini ekstansiyonda olacak şekilde stabilize etmekte yeterli değillerdir ve dengelerini sağlamakta güçlük çekerler. Başlangıçta, ancak çok fazla destekle ayakta durabilirler. Ayakta durmak yürümeyi öğrenmenin ön koşuldur. Ayakta dururken dengeyi sağlamanın kabiliyeti, sonunda yürüme etkinliğini de etkiler. Evde stimülasyon Ayakta durabilmek çocuğunuzun sırtını, kalçalarını ve dizlerini yeterli derecede ekstansiyona getirmesi gerektiği anlamına gelir. Çocuk bu ekstansiyonu yüzüstü pozisyondayken motor becerilerini oluştururken öğrenir. Ön koşullar anlamında, sırt ve kalçaların ekstansiyonu yüzüstü pozisyondayken stimüle edilebilir. Bu imkanlar hakkında fizyoterapistinize danışın. Şimdi yapılacak şey desteksiz ayakta dururken çocuğunuzun dengesini geliştirmektir. Bunun için her türlü oyunu kullanabilirsiniz. Çocuğunuz dikkatli davranmaya meyledecektir. Ayakta dururken denge kazanması için teşvik edin. Uzağında bulunan oyuncaklara ulaşması, bir voleybol topuyla ya da balonla oynaması ya da balonla birlikte rulo yapılmış bir gazeteyi kullanması için teşvik edin. Çocuğunuz bir oyuncağı almak için adım atarken, hiçbir denge reaksiyonu kullanmadığını fark edersiniz. Ayaklarını tek bir yerde tutması gerektiğini ona açıklayın. Onu bir mata oturtun, buna da bir tekne adını verin ve aşağıya inerse ayaklarının ıslanacağını söyleyin. Bunu daha da zorlaştırmak için, çocuğunuzu alçak bir taburenin ya da iki geniş bloğun üzerinde ayakta durdurabilirsiniz. Bu aktiviteyi, hareket oyunları sırasında bir ayağını tabureye koymasını sağlayarak çeşitlendirebilirsiniz. İki bacağının üzerinde sağlam şekilde durabildiğinde, bir bacağının üzerinde durmaya çalışmak çekici gelecektir. Artık çocuğunuzun ayaktayken giydirilip soyulabileceğini fark edebiliyor musunuz? 340 6.8. Ayağa kalkmakla ilgili aktiviteler 6.8.1 Ayağa kalkma DS’lu çocuklar ayağa kalkarken, başlangıçta bacaklarını ekstansiyona getirip denge sağlamakta zorluk çekerler. Genellikle kollarını kullanıp, ayağa kalkmak için kendilerini çekerler. Ayağa kalkmak, iyi oluşmuş bir denge gerektirir. Kollardan destek almadan doğru şekilde ayağa kalkmayı öğrenmek bu anlamdaki denge için çok önemli bir eğitimdir. Yerde oturduğunuz zaman, sandalye ya da duvarın desteği olmadan ayağa kalkmak esas olarak pratiktir. Evde stimülasyon Motor açısından bakıldığında, ayağa kalkmak için çocuğunuzun epey fazla şey yapabiliyor olması gerekir. Ön koşullar anlamında ayağa kalkmak, iyi bacak motor becerileri ve iyi bir denge gerektirir. Gerekli olan bacak motor kabiliyeti emekleme, ayakta durma, yürüme ve oturma sırasında; gerekli olan gövde motor kabiliyeti ise dik oturuş, ayakta durma ve yürüme sırasında stimüle edilebilir. Bunun için fizyoterapistinize danışın. Eğer çocuğunuz az bir destekle, örneğin alçak bir masadan ayağa kalkıyorsa, kendi başına ayağa kalkmak istemesi uzun sürmeyecektir. Alçak bir masanın önünde, topuklarınızın üzerinde oturmaya çalışın. Çocuğunuzu kucağınıza alın, yüzünü masaya karşı çevirin ve ayakta duracağı şekilde ayaklarını yere koyun. Masanın üzerine bir oyuncak yerleştirin. Çocuğunuzun ellerini masanın üzerine koyun ve dikkatini oyuncağa çekin. Eğer ayağa kalkmak isterse, gerekli desteği verin. Çocuğunuz ne kadar alçaktan başlarsa, onun için o kadar zor olur. Yerden başlamasıyla, kucağınızdan başlaması arasında çok büyük fark vardır. Buna ek olarak eğer üst bacağınızı kaldırırsanız, çocuğunuzu yukarı doğru itme efektini elde edersiniz. Bunu yaparken denge sağlamak çocuğunuza zor geliyorsa, gövdesini desteklemiş olursunuz. Ayrıca, başlangıç noktası olarak bir tabure de kullanabilirsiniz. Eğer çocuğunuz bacaklarını ekstansiyona getirmekte zorluk çekerse, ellerinizle dizlerine ekstra destek verebilirsiniz. Çocuklar dizlerini çabucak ekstansiyona getirmeye ve sonra da kendilerini kollarıyla çekmeye meyillidirler. Bunun için onu yönlendirmeye çalışın. Çocuğunuzun fleksiyondaki dizlerini tutarken, bir şekilde onu size doğru aktif şekilde itmesi için stimüle edersiniz; bu şekilde de dizlerini ekstansiyona getirmesini sağlarsınız. 341 6.8.2 Ayağa kalkma Bilgi DS’lu çocuklar ayağa kalkarken, başlangıçta bacaklarını ekstansiyona getirip denge sağlamakta zorluk çekerler. Genellikle kollarını kullanıp, ayağa kalkmak için kendilerini çekerler. Ayağa kalkmak, iyi oluşmuş bir denge gerektirir. Kollardan destek almadan doğru şekilde ayağa kalkmayı öğrenmek bu anlamdaki denge için çok önemli bir eğitimdir. Yerde oturduğunuz zaman, sandalye ya da duvarın desteği olmadan ayağa kalkmak esas olarak pratiktir. Evde stimülasyon Motor açısından bakıldığında, ayağa kalkmak için çocuğunuzun epey fazla şey yapabiliyor olması gerekir. Ön koşullar anlamında ayağa kalkmak, iyi bacak motor becerileri ve iyi bir denge gerektirir. Gerekli olan bacak motor kabiliyeti emekleme, ayakta durma, yürüme ve oturma sırasında; gerekli olan gövde motor kabiliyeti ise dik oturuş, ayakta durma ve yürüme sırasında stimüle edilebilir. Bunun için fizyoterapistinize danışın. Çocuğunuz her iki ayağını birden iterek daha kolay ayağa kalkacaktır. Bunu kavradığı anda, ayağa kalkmayı daha asimetrik olarak yapmalısınız. Şöyle yapın: Çocuğunuzu alçak bir masanın önünde, diz çökme pozisyonuna ya da emekleme postürüne bırakın; siz de arkasında diz çökerek durun. Ellerinizi çocuğunuzun pelvisine koyun ve biraz yana doğru itin. Böyle yaparak, çocuğunuzun vücut ağırlığını tek ayağına yerleştirmiş olursunuz. Sonra diğer bacağını öne doğru getirip ayağını yere yerleştirin. Çocuğunuz bu şekilde yarı diz çökme pozisyonunda olacaktır. Pelvisine doğru biraz iterek, çocuğunuzu ağırlığını önünde duran bacağına transfer etmesi için stimüle edersiniz. Eğer çocuğunuz bu bacağını ekstansiyona getirirse, o zaman yarı diz çökme pozisyonu yoluyla ayağa kalkacaktır. İhtiyacı olan desteği pelvis yoluyla verin. Fizyoterapistinizden bunu size, göstermesini isteyin. Her zaman minimum desteği hedefleyin. 6.8.3 Ayağa kalkma Bilgi DS’lu çocuklar ayağa kalkarken, başlangıçta bacaklarını ekstansiyona getirip denge sağlamakta zorluk çekerler. Genellikle kollarını kullanıp, ayağa kalkmak için kendilerini çekerler. 342 Ayağa kalkmak, iyi oluşmuş bir denge gerektirir. Kollardan destek almadan doğru şekilde ayağa kalkmayı öğrenmek bu anlamdaki denge için çok önemli bir eğitimdir. Yerde oturduğunuz zaman, sandalye ya da duvarın desteği olmadan ayağa kalkmak esas olarak pratiktir. Evde stimülasyon Motor açısından bakıldığında, ayağa kalkmak için çocuğunuzun epey fazla şey yapabiliyor olması gerekir. Ön koşullar anlamında ayağa kalkmak, iyi bacak motor becerileri ve iyi bir denge gerektirir. Gerekli olan bacak motor kabiliyeti emekleme, ayakta durma, yürüme ve oturma sırasında; gerekli olan gövde motor kabiliyeti ise dik oturuş, ayakta durma ve yürüme sırasında stimüle edilebilir. Bunun için fizyoterapistinize danışın. Çocuğunuz bir masadan destek alarak, yarı diz çökme yoluyla ayağa kalkıyorsa, masadan mümkün olduğunca az destek almasını sağlayın. Belki sadece bir eliyle masadan destek alacak şekilde ayağa kalkmayı başaracaktır. Örneğin diğer eline bir oyuncak verin ya da masayı ileri hareket ettirin ve sizin ellerinizden destek alarak ayakta durup duramadığına bakın. Bir plaj topundan destek almasını sağlayın. Verilen desteğin miktarını çeşitlendirin. Sonunda, çocuğunuz desteksiz ayağa kalkabilmelidir. Desteksiz olarak ayağa kalkmayı öğrenebilmesi için, diz çökmüşken ya da yarı diz çökme pozisyonundayken denge oyunları oynayabilirsiniz. Çocuğunuz bu pozisyondayken arada bir, topu ileri ya da geri atın veya rulo yapılmış bir gazete ile bir balona vurmasını sağlayın. 6.8.4 Ayağa kalkma Bilgi DS’lu çocuklar ayağa kalkarken, başlangıçta bacaklarını ekstansiyona getirip denge sağlamakta zorluk çekerler. Genellikle kollarını kullanıp, ayağa kalkmak için kendilerini çekerler. Ayağa kalkmak, iyi oluşmuş bir denge gerektirir. Kollardan destek almadan doğru şekilde ayağa kalkmayı öğrenmek bu anlamdaki denge için çok önemli bir eğitimdir. Yerde oturduğunuz zaman, sandalye ya da duvarın desteği olmadan ayağa kalkmak esas olarak pratiktir. 343 Evde stimülasyon Motor açısından bakıldığında, ayağa kalkmak için çocuğunuzun epey fazla şey yapabiliyor olması gerekir. Ön koşullar anlamında ayağa kalkmak, iyi bacak motor becerileri ve iyi bir denge gerektirir. Gerekli olan bacak motor kabiliyeti emekleme, ayakta durma, yürüme ve oturma sırasında; gerekli olan gövde motor kabiliyeti ise dik oturuş, ayakta durma ve yürüme sırasında stimüle edilebilir. Bunun için fizyoterapistinize danışın. En sonunda, çocuğunuz bağımsız olarak ayağa kalkmayı öğrenecektir. Bunu yapabilmek için, kendini elleri yerde olarak destekleyebilir. İki eline de oyuncak vererek onu yönlendirmeye çalışın. Alternatif olarak, yukarıda tuttuğunuz bir ipe tutunmasını sağlayın. Bu ip yoluyla verdiğiniz desteğin miktarını azaltmanız daha kolay olur. Pelvis yoluyla her zaman yön ve destek verebilirsiniz. Bu şu şekilde yapabilirsiniz: Çocuğunuzu diz çökme pozisyonuna yerleştirin ve sonra onun arkasına diz çökün. Ellerinizi çocuğunuzun pelvisine yerleştirin ve çok az yana doğru itin. Böyle yaparak, çocuğunuzun vücut ağırlığını bir bacağına doğru yönlendirirsiniz. Sonra diğer bacağı öne doğru getirin ve yerde ayağının yanına yerleştirin. Bu şekilde çocuğunuz yarı diz çökme pozisyonunda olacaktır. Pelvisinden öne doğru bastırarak çocuğunuzu öndeki bacağına ağırlık transferi yapması için stimüle etmiş olursunuz. Eğer çocuğunuz sonra bacağını ekstansiyona getirirse, yarı diz çökme pozisyonuyla ayağa kalkacaktır. Gerekli olan desteği pelvis yoluyla verin ama bu desteği olabildiğince idareli olarak kullanın. Fizyoterapistinizden bu prosedürü size göstermesini isteyin. Çocuğunuzun desteksiz olarak ayağa kalkmayı öğrenmesi için, diz çökme ve yarı diz çökme pozisyonunda denge oyunları oynayın. Bu pozisyondayken ileri ve geri top atabilir ya da çocuğunuzun rulo yapılmış bir gazeteyle bir balona vurmasını sağlayabilirsiniz. Çoğunuzun nasıl ayağa kalkmasını istiyorsanız, bunu ona ara sıra gösterin. Farklılıkları fark edip, sizi taklit etmeyi isteyip istemediğine dikkat edin. 344 6.9 Yürümekle ilgili aktiviteler 6.9.1 Yürümek Bilgi DS’lu çocuklar diğer çocuklara göre göreceli olarak daha geç yürümeye başlarlar ve yürürken dengelerini sağlamakta daha fazla problem yaşarlar. Bu genellikle belli olur çünkü bacakları genişçe açılmış olarak, ekstansiyona gelmiş dizlerle yürürler ve gövdelerinde herhangi bir rotasyon hareketi göstermezler (gövde rotasyonu). A noktasından B noktasına yürümesini sağlamanız gerekir. Yürümek özgürlük sağlar ve her türlü imkana açık olmak anlamına gelir. Bununla birlikte, yürürken çocuğunuzun iyi bir dengeye sahip olması önemlidir. Ayrıca bu, yaşıtlarıyla her türlü oyuna katılabileceği anlamına gelir ve ayak altında çiğnenmekten korkmasına gerek kalmaz. Daha sonra bu temel, spor çeşitlerine katılmayı da mümkün kılmasıdır. Evde stimülasyon Yürüyebilmek için, sırtı ve bacakları ekstansiyona getirmek çok önemlidir. Bununla birlikte, çocuğunuz vücut ağırlığını bir ayağından diğerine transfer etmeyi başarabilmeli ve dengesini kontrol edebilmelidir. Bunlar, çocuğunuzun motor gelişiminde uzun süredir gerçekleştirdiği ön koşullardır. Aynı zamanda bu koşulları, yüzüstü ya da sırtüstü pozisyonda, dönme ve ayakta durma sırasında stimüle etmek oldukça kolaydır. Bunu fizyoterapistinizle konuşun. Bir çocuğun göstereceği ilk yürüme işareti bir masanın yanında ya da bir oyun parkının içinde ellerinin, kolların ve göğsünün yardımıyla olacaktır. Çocuğunuz destekle ayakta durabildiği ve ağırlığını yanlara doğru bir bacak üzerine transfer edebildiğinde, diğer bacağını oynatıp oynatamadığına bakmaya çalışın. Masanın üzerine ulaşamayacağı mesafeye ilginç bir oyuncak koyun ve gerekirse, bir ayağını hareket ettirmesine yardım edin. İlk başta küçük adımlarla tatmin olmalısınız. Çocuğunuz bir masa boyunca yanlara doğru hareket ettiğinde, bunun olabildiğince az destekle gerçekleşmesine özen göstermelisiniz. Örneğin kendini; göğsünü masanın kenarına dayayarak destekleyecektir. Göğsünü masanın kenarından kurtarmanın bir yolu olup olmadığına ve böyle olabilirse ayaklarına daha fazla ağırlık koyup koyamadığına bakın. 345 Aynısının kollar ve ellerle desteklemede de olup olmadığına dikkat edin. Burada amaç, yürürken kendini sadece elleri masanın üzerinde olacak şekilde desteklemesi olmalıdır. Bu olduğu anda, çocuğunuz bir eliyle size oyuncak taşıyabilir ve bundan sonra kendini sadece bir eli masada olacak şekilde destekleyebilir. 6.9.2 Yürümek Bilgi DS’lu çocuklar diğer çocuklara göre göreceli olarak daha geç yürümeye başlarlar ve yürürken dengelerini sağlamakta daha fazla problem yaşarlar. Bu genellikle belli olur çünkü bacakları genişçe açılmış olarak, ekstansiyona gelmiş dizlerle yürürler ve gövdelerinde herhangi bir rotasyon hareketi göstermezler (gövde rotasyonu). A noktasından B noktasına yürümesini sağlamanız gerekir. Yürümek özgürlük sağlar ve her türlü imkana açık olmak anlamına gelir. Bununla birlikte, yürürken çocuğunuzun iyi bir dengeye sahip olması önemlidir. Ayrıca bu, yaşıtlarıyla her türlü oyuna katılabileceği anlamına gelir ve ayak altında çiğnenmekten korkmasına gerek kalmaz. Daha sonra bu temel, spor çeşitlerine katılmayı da mümkün kılmasıdır. Evde stimülasyon Yürüyebilmek için, sırtı ve bacakları ekstansiyona getirmek çok önemlidir. Bununla birlikte, çocuğunuz vücut ağırlığını bir ayağından diğerine transfer etmeyi başarabilmeli ve dengesini kontrol edebilmelidir. Bunlar, çocuğunuzun motor gelişiminde uzun süredir gerçekleştirdiği ön koşullardır. Aynı zamanda bu koşulları, yüzüstü ya da sırtüstü pozisyonda, dönme ve ayakta durma sırasında stimüle etmek oldukça kolaydır. Bunu fizyoterapistinizle konuşun. Çocuğunuz bir eliyle masadan destek alıp ayakta durmaya hazır olduğunda, onu bir başka masaya ya da tabureye geçmesi için stimüle edebilirsiniz. Mesafeyi güvenli ve başlangıç için kısa tutun. Çocuğunuz gerçekte, iki masadan birine her an tutunuyor olmalıdır. Kademeli olarak iki masa arasındaki mesafeyi artırın. Çocuğunuzun iki kişi iki elinden tutmuş şekilde ve hatta tek elinden tutmuş şekilde yürümek isteyip istemediğini hiç merak ettiniz mi? Bu aşamada, bir çekçek size çok yardımcı olabilir. Bazı çocuklar kendi pusetlerini itmekten de çok zevk alırlar. Çocuğunuza oyuncaklar vererek bacaklarını amaca yönelik 346 şekilde kullanmasını sağlayabilirsiniz. Bunun için sallanan bir at ya da “Taş Devri” çizgi filmindeki gibi ayakla itilen bir oyuncak araba alabilirsiniz. 6.9.3 Yürümek Bilgi DS’lu çocuklar diğer çocuklara göre göreceli olarak daha geç yürümeye başlarlar ve yürürken dengelerini sağlamakta daha fazla problem yaşarlar. Bu genellikle belli olur çünkü bacakları genişçe açılmış olarak, ekstansiyona gelmiş dizlerle yürürler ve gövdelerinde herhangi bir rotasyon hareketi göstermezler (gövde rotasyonu). A noktasından B noktasına yürümesini sağlamanız gerekir. Yürümek özgürlük sağlar ve her türlü imkana açık olmak anlamına gelir. Bununla birlikte, yürürken çocuğunuzun iyi bir dengeye sahip olması önemlidir. Ayrıca bu, yaşıtlarıyla her türlü oyuna katılabileceği anlamına gelir ve ayak altında çiğnenmekten korkmasına gerek kalmaz. Daha sonra bu temel, spor çeşitlerine katılmayı da mümkün kılmasıdır. Evde stimülasyon Yürüyebilmek için, sırtı ve bacakları ekstansiyona getirmek çok önemlidir. Bununla birlikte, çocuğunuz vücut ağırlığını bir ayağından diğerine transfer etmeyi başarabilmeli ve dengesini kontrol edebilmelidir. Bunlar, çocuğunuzun motor gelişiminde uzun süredir gerçekleştirdiği ön koşullardır. Aynı zamanda bu koşulları, yüzüstü ya da sırtüstü pozisyonda, dönme ve ayakta durma sırasında stimüle etmek oldukça kolaydır. Bunu fizyoterapistinizle konuşun. Çocuğunuz desteksiz olarak küçük mesafede yürüyebildiğinde, yapılacak şey kat edilecek mesafeyi artırmaktır. Yürüme oyunları icat edin, örneğin “evime kim geliyor” oyununu oynayın. Çocuğunuz yürürken geri dönmesini sağlamak için onu geri çağırın ve yürüyüşünde yön değişikliği olduğundan emin olun. Örneğin çocuğunuzun yürürken bir oyuncak taşımasına izin verin. Büyük bir oyuncak seçin ki taşımak için iki elini de kullanmak zorunda kalsın. Masayı kurmanıza yardım etmesini sağlayın. Ayrıca çocuğunuzun, birçok engelle dolu bir alanda yürümesini sağlayın. Bir cumartesi günü bir pazar yerinde ya da bir süpermarkette yürüyüp yürüyemediğini kontrol edin. Çocuğunuz yürürken elinizi tutmak istiyor mu? 347 6.9.4 Yürümek Bilgi DS’lu çocuklar diğer çocuklara göre göreceli olarak daha geç yürümeye başlarlar ve yürürken dengelerini sağlamakta daha fazla problem yaşarlar. Bu genellikle belli olur çünkü bacakları genişçe açılmış olarak, ekstansiyona gelmiş dizlerle yürürler ve gövdelerinde herhangi bir rotasyon hareketi göstermezler (gövde rotasyonu). A noktasından B noktasına yürümesini sağlamanız gerekir. Yürümek özgürlük sağlar ve her türlü imkana açık olmak anlamına gelir. Bununla birlikte, yürürken çocuğunuzun iyi bir dengeye sahip olması önemlidir. Ayrıca bu, yaşıtlarıyla her türlü oyuna katılabileceği anlamına gelir ve ayak altında çiğnenmekten korkmasına gerek kalmaz. Daha sonra bu temel, spor çeşitlerine katılmayı da mümkün kılmasıdır. Evde stimülasyon Çocuğunuz bir şekilde daha uzun mesafeleri yürüyebildiğinde, yanında oyuncaklarını taşıyabildiğinde ve problemsiz şekilde yönünü değiştirebildiğinde, yürümeyi her türlü durumda kullanmanın zamanıdır. Örneğin, bir kaldırımda ya da üzerinde küçük dallar olan bir odunun üzerinde yürümeye konsantre olun. Burada da başlangıçta elinizi tutmaya ihtiyaç duyacaktır ama amaç tamamıyla bunu kendisinin yapmasıdır. Birlikte merdivenleri çıkın. Merdiven çıkmak her zaman inmekten daha kolaydır. Bunu, tırabzana tutunmak ya da tutunmamak konusunda dikkatli bir seçim yaparak gerçekleştirin. Her zaman yukarı çıkarken çocuğunuzun arkasında olun (güvenlik). Eğer çocuğunuzla futbol oynarsanız, topu tekmelemek için her seferinde bir ayağını kaldıracaktır ve bu şekilde tek bacağının üzerinde duracaktır. Çocuğunuzu ayakta durmak, geriye koşmak ve zıplamak için stimüle edin. Eğer bir oyun bahçesindeyseniz, bir denge çubuğu ya da tırmanma tahtası bulun. Eğer deniz kenarındaysanız, çocuğunuzun çıplak ayakla kumsalda yürümesini sağlayın. Eğer kum tepeleri varsa, bunları yukarı ve aşağı yürümek ve aşmak için kullanın. Uzun vadede paten, scooter, trampolin ve hava dolu minderlerde zıplamayı da göz önünde bulundurun. Üç tekerlekli bisikleti unutmayın. Tabii ki gelecekte iki tekerlekli bir bisikleti de olacaktır. 348 Küçük çocuk jimnastiğini hiç düşündünüz mü? Çevrenizde DS’lu çocuklar için bir spor salonu olabilir. Aksi takdirde, aradığınız şeyi belki bir jimnastik kuruluşunda da bulabilirsiniz. Bunu fizyoterapistinizden öğrenin. 349 Down Sendromlu küçük çocukların motor gelişiminde spesifik problemler gözlemlenir. Bu çocukların motor davranışlarındaki limitler “Postüral Kontrol Sistemindeki Bozukluklar” adını taşıyan teorik yapıda tanımlanmış ve yorumlanmıştır. Bu yapıya bağlı olarak, ölçme aracı olarak “Down Sendromlu Çocukların Temel Motor Becerileri Testi ” ve tedavi sistemi olarak “Down Sendromlu Küçük Çocuklar için Fizyoterapi” geliştirilmiştir. Hem ölçüm aracı hem de tedavi sistemi ile ilgili detaylar bu kitabın ek bölümünde yer almaktadır. Çalışma, motor testin fizyometrik araştırması ve fizyoterapötik tedavinin etkinliğinin araştırması konusunda kapsamlı bir rapor sunar.