NİN SESİ

Transkript

NİN SESİ
’NİN SESİ
MAYIS 2015 SAYI: 393
Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı
‘Lojistik Koordinasyon Kurulu’ kuruluyor
Çarklar
hızlı dönecek
GÜMRÜK BİRLİĞİ YENİLENİYOR
içindekiler
Mayıs
2015
24
32
18 İtalya kendi ticaretine zarar veriyor
Türkiye ve İtalya arasında işbirliği ve ortaklık fırsatlarını geliştirmek amacı ile İtalya
Başkonsolosluğu ve İtalyan Dış Ticaret ve Tanıtım Ajansı tarafından 26 Mayıs’ta
Wyndham Grand İstanbul Otel’de toplantı gerçekleştirildi.
20 TİM Lojistik Konsey Toplantısı’nda
sektör sorunları ele alındı
TİM Lojistik Konsey Toplantısı’nda und İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener,
sektörümüzün ve ülkemiz ihracatçılarının gümrük idarelerinde karşılaştığı sorunlarla ilgili derinlemesine bir sunum gerçekleştirdi.
22 Gümrük ve Ticaret Konseyi,
UND’nin katılımıyla gerçekleşti
UND Başkanı Nuhoğlu; ülkemizin zamanında teslim alanında 27’nci sıradan 41’inci
sıraya gerilediğini aktarırken, bunun uluslararası pazarda karşılaşılan engellemeler
ve gümrük idarelerimizde yaşanan sorunlardan kaynaklandığını, gerilemenin yaşandığı bir başka kriterin “gümrük” olduğunu ve burada da 32’nci sıradan 34’üncü
sıraya düşüldüğünü belirtti.
24 Nisan ayında ihracat
11.8 milyar dolar olarak gerçekleşti
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), 2015 yılı Nisan ayı ihracat verilerini,
Bayburt’ta açıkladı. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “İhracatımız bu yıla
maalesef arzu ettiğimiz şekilde başlayamadı.
26 Tamer Dinçşahin ve ekibini transfer eden
Ekol, Rusya’da şirket kuruyor
Lojistik sektörünün öncü firmalarından Ekol Lojistik, UND eski başkanlarından Tamer Dinçşahin’i transfer etti. Rusya’da şirket kuracak olan Ekol
Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, Rusya’ya Ro-Ro başlayabileceğini ifade etti.
UND Danışmanlık ve Tanıtım
Hizmetleri A.Ş Adına Sahibi
Ömer Çetin Nuhoğlu
Genel Yayın Yönetmeni
Fatih Şener
Sorumlu ve Yazı İşleri Müdürü
Hatice Hacısalihoğlu
Yayın Kurulu
Ali Çiçekli, Şerafettin Aras,
Nagihan Soylu,
Banu Damla Alışan
Mali İşler Müdürü
Muhammet Haybarlık
Editör
Ahmet Doğan
Yazı Kurulu
Alper Özel, Evren Bingöl,
Muammer Ünlü, Elif Sevim
Reklam Sorumlusu
Hatice Hacısalihoğlu
0212 359 26 00 / 208
Grafik Tasarım
Erhan Aydın
Haber Merkezi
Alpdoğan Kahraman,
Berkalp Kaya, Erman Ereke,
Gürol Gülbeyaz,
İbrahim Çolak, Burak Çığa,
Kadir Çirkin
Yayına Hazırlık
LOCA MEDYA
ORG. VE REK. HİZ. LTD. ŞTİ
Genel Yönetmen
Mutlu Doğan
İletişim
0212 579 92 35
ctp baskı ve cilt
İstanbul Basım Ltd.Şti
0212 603 26 20
Mayıs 2015
Adres: Cennet Mah. Hürriyet Cad. No: 1/1 B Blok Cennet / Küçükçekmece - İSTANBUL - TÜRKİYE
Tel: 0212 579 92 35 Fax: 0212 598 47 62 / [email protected] / Yerel ve Süreli Yayın
44
28
28 İhracatçı her şeye rağmen
50 bin yeni istihdam yarattı
TİM’in geleneksel hale gelen ‘Eğilim Anketi’ çalışmasında; girdi maliyetlerinin arttığı, karlılığın ciddi baskı altında olduğu ortaya çıkarken karlılığın
alarm verildiğini ve bir an önce bu konuda önlem alınması gerektiği
ortaya çıktı.
44 Türkiye’nin yıldız ihracatçılarının
14’üncü gurur gecesi
2015 yılının “UBAK İzin Belgeleri Bilinçlendirme Yılı” ilan edilmesi kapsamında, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve UND işbirliği ile
düzenlenecek bilgilendirme seminerlerinin ilki bakanlık bünyesinde 2
Nisan’da Ankara’da, ikincisi ise 9 Nisan’da İstanbul’da gerçekleştirildi.
31
46Nisan ayında ihracat 11.8 milyar dolar olarak gerçekleşti
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), 2015 yılı Nisan ayı ihracat verilerini,
Bayburt’ta açıkladı. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “İhracatımız bu yıla
maalesef arzu ettiğimiz şekilde başlayamadı.
48 Koç ve Ford’dan Türkiye’nin
geleceğine yeni bir yatırım
Ford Otosan’dan Türkiye’nin en büyük Ar-Ge merkezini İstanbul
Sancaktepe’de hayata geçirdi.
51 TTA sektörü ateşledi,
sekiz Türk markası daha İran pazarına girdi
Tercihli Ticaret Anlaşması (TTA), İran’la ticareti hareketlendiriyor.
8 marka daha İran pazarına gitti. Gelen bilgiler eylülde 30 markanın daha
yer bakmaya gideceği yönünde.
56
52 Sektörün oyun kurucuları
Münih Transport ve Lojistik Fuarı’na çıkarma yaptı
Türkiye lojistik sektörünün oyuncuları 5-8 Mayıs’ta Almanya’mın Münih
şehrinde gerçkeleştirilen Münih Transport ve Lojistik Fuarı’na çıkarma
yaptı. Ülkemizi karayolu ve hava kargo ağırlıklı olmak üzere 18 firma
temsil etti.
57 Irak’a uçmalıyız
Türkiye-Irak ilişkilerinin güçlenmesi için Gaziantep’e çıkarma yapan TISİAD
heyetine, Gaziantep-Erbil arası uçuşların bir an önce başlaması için çağrı
yapıldı. TISİAD Başkanı Nevaf Kılıç, Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ikinci
ülke olan Irak’ta güvenlik sorunları olsa da, geleceğin parlak olduğunu
söyledi.
37
BAŞYAZI
ÖMER ÇETİN NUHOĞLU
Değerli Dostlarım,
Lojistik sektörü, turizmden sonra ülke ekonomisine en fazla
katma değeri sağlıyor. Uluslararası Nakliyeciler Derneği olarak
hazırladığımız raporlarla sektörümüzün ülke ekonomisi içerisindeki yerine sürekli dikkat çekmeye çalışıyoruz. Geçişlerdeki keyfi
bekletmeler, vizeler, kotalar, geçiş ücretleri, dayatmalar bu güzide
sektörün ülke ekonomisine ‘daha fazla’ katma değer sunmasını
zorlaştırıyor. Elimizin, kolumuzun bağlandığı; rakiplerimizle eşit
bir şekilde yarışamadığımız bir ortamda başarıdan söz edilemez.
Fakat yine de tüm bu dayatma ve engellemelere karşın ülkemiz
uluslararası nakliyecisi son derece başarılı işler gerçekleştiriyor.
Şu an sektör olarak kapasitemizin çok altında çalışıyoruz. Bunun
nedeni ise engellemeler ve dayatmalarla birebir ilintili.
Sektörümüzün istediğimiz seviyelere gelebilmesi için UND
olarak neler yapılması gerektiğini her platformda bilimsel veriler
ışığında yetkililerimize ilettik, iletmeye de devam edeceğiz.
Nitekim, devletimiz de bu sebeple, ülkemizin 2023 hedeflerinin
ilk aşamasını temsil eden 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında ekonomimizi dönüştürecek 25 öncelikli sektörden biri
olan “Lojistik” sektörünün yapısal dönüşümünde derneğimize
ciddi sorumluluklar verdi. Hazırlanan “Taşımacılıktan Lojistiğe
Dönüşüm Eylem Planı”ndaki 3 ana bileşenin altında toplam 12
eylemde UND’ye doğrudan sorumluluk vermiş bulunuyor. Bu
önemli görevi memnuniyetle üstlenirken, bu eylemlerin halihazırda derneğimizin 2013 yılında Kamu ile gerçekleştirmiş olduğu
Arama Konferansı sonucunda belirlenmiş 40 hedef ile hemen
hemen aynı olmasından da büyük gurur duyuyoruz. Tüm
bunlar, UND’nin yaptığı analizler ve çalışmaların””çok doğru
konumlandığı”na ve doğru projelerin geliştirildiğine en güzel kanıtı oluşturmaktadır. 41 yıllık birikiminin neticesinde artık UND,
danışılan bir kurum niteliğinde.
Ancak genel seçimler öncesinde, seçim vaatlerine dahi yön verebilen stratejik değer ve önemdeki bir sektör, bizden artık somut
kazanımlar ve iyileşmeler bekliyor. Örneğin; lojistik köy kavramı
bundan yıllar önce ortaya atıldı. Fakat geldiğimiz noktada lojistik
köylerin gerçekleşmediğini, sadece bir söylemden ibaret olduğunu üzülerek izliyoruz. UND olarak tüm sektörün lojistik köylere
UND YÖNETİM KURULU BAŞKANI
ne denli ihtiyacı olduğunu ve bu tür yapıları beklediğini biliyor,
görüyoruz. Yine 10. Kalkınma Eylem Planı çerçevesinde ilk defa
lojistiğin devlet tarafından resmi politika haline getirildiğini görüyoruz. Fakat bu konularda da adımların istediğimiz hızda atılmadığı
bir gerçek. Artık sektörümüzün ülkemiz ekonomisine sağladığı
katma değerinin görülmesi gerekiyor. Bu katma değerin daha
da artırılabilmesi için başımızda sürekli Demokles’in kılıcı misali
sallanan sorunların aşılması ve eşit rekabet ortamına kavuşmamız
gerekiyor.
Mayıs ayının başlarında Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu tarafından bizzat açıklanan ‘Lojistik Koordinasyon Kurulu’ UND’nin yıllardır dile getirdiği ve ‘elzem’ olarak nitelendirdiği konulardan biriydi.
Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun kurulacak olması sektörümüz
adına son derece büyük bir kazanç. Dağınık ve hantal bir yapıda
olan bürokrasimiz içerisinde ‘hız’ kavramını kaybetmiş durumdayız. Lojistik Koordinasyon Kurulu ile birlikte sorunların daha hızlı
çözüleceğine inanıyorum. Sorunlarımızı nokta atışı yaparcasına
gerekli mercilere iletebilecek ve onlardan ivedilikle çözüm alabileceğiz. Lojistik Koordinasyon Kurulu’nda mutlaka sektörümüzü
iyi bilen, konulara hakim, sorunlarımızı ve sorunlara karşı çözüm
yollarını iyi etüt etmiş kişilerin bulunması gerekmektedir.
Türkiye, ekonomik açıdan çok önemli bir yol ayrımında bulunuyor.
Bir yandan Euro Bölgesi’nde toparlanma sinyalleri geliyor, diğer
yandan ABD’de iyileşmeler sürüyor. Bizim de bu durumlara cevap
vererek mevcut pazarlarımızı daha güçlendirmemiz gerekmektedir. Çünkü yakın coğrafyamızda hala istikrar ve güven ortamından
bahsetmek mümkün değil. Suriye ve Irak’ta savaş ya da kaos hali
hala en ciddi şekilde bizleri olumsuz etkiliyor. Mısır ve Libya’nın
da durumu ortada... Yeni pazarlara ulaşabilmemiz, buralarda
ülke ekonomimiz adına verimli ticaret geliştirebilmemiz açısından
Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun elimizi güçlendireceğine inanıyorum. Sektöre gönül ve emek vermiş olan bizler artık yetkililerimizden sektörümüzle ilgili ciddi adımlar atılmasını bekliyoruz. Eğer
‘lojistik köy’lerde olduğu gibi sadece bu konular söylemden ibaret
kalınırsa, zaten ciddi sıkıntılar karşısında ayakta kalma mücadelesi
veren sektörümüzün geleceği riske edilecektir.
Saygı ve Sevgilerimle...
8
Mayıs 2015
Editör’den
“Türkiye ve Gümrük Birliği ilişkilerinde Ekonomi
Bakanlığı’nın öncülüğünde çok önemli bir rapor
hazırlanıyor. Rapor’da Gümrük Birliği ilişkilerimizin revize edilmesini ve yeniden yapılandırılmasını
kapsayan 3 ana, 1 ara madde var. Raporun üçüncü
kısmında lojistik kotalar konusu, vergiler ve burada
alınan masraflar yer alıyor. Bu rapor, lojistik sektörümüzü birebir ilgilendiriyor. Çünkü Türkiye’de ihracat
yapan TIR’larımızın Avrupa ülkelerine girişi esnasında
kotaların kaldırılması ve kapılarda bekleme sürelerinin
azaltılması ile ilgili bir çalışma da raporda yer alıyor.”
Fatih ŞENER
UND İcra Kurulu Başkanı
Merhaba,
Gelişen ve değişen Türkiye ekonomisinde Gümrük Birliği
kavramını sıklıkla sorguluyor ve değerlendirmeye tabi tutuyoruz.
Çünkü Gümrük Birliği’nin ülkemize getirisi kadar götürüsü de
tartışmaya açık bir konu. UND olarak Türkiye-Gümrük Birliği ilişkilerini akademik çevrelerle derinlemesine çalışarak bu konuların
rapor haline gelmesini sağladık. Bu raporlar kamunun gerekli
kesimlerine bizzat UND tarafından ulaştırıldı. Dünya Bankası’nın
Türkiye-Gümrük Birliği ilişkilerinde yayınladığı rapor ezber
bozmaya yetti. Yıllardır uluslararası arenada söylediğimiz konu
başlıklarının Dünya Bankası tarafından yetit edilmesi UND’nin
haklılığını bir kez daha ortaya koydu. Gümrük Birliği’nin bizim için
önemini biliyor, bu alanda taşların yerine oturması için çalışmalar
yapıyoruz.
Türkiye-Gümrük Birliği ilişkilerinin en çok tartışılan konulardan biri
konumunda olduğunu ve bu durumda gerekli düzenlemelerin
kaçınılmaz hale geldiğini UND olarak katıldığımız her platformda
ifade ediyoruz. Gümrük Birliği’nin kurucuları arasında yer alan
ülkemizin maalesef ki Gümrük Birliği’nden yeterince yararlanamadığı hatta bu birlikten zarar gördüğü acı bir gerçek. Gümrük
Birliği’ndeki kotalardan, kısıtlamalardan dolayı da zarar görmemizi öğrenilmiş çaresizliğe benzetiyorum Böyle gelmiş, böyle
gider mantalitesini artık değiştirmek gerekmektedir. Sektörümüz
Gümrük Birliği’nde en az ihracatçı, üretici kadar dertli durumda.
Türkiye-Gümrük Birliği konusunda sevindirici ve bizleri umutlandıran gelişme 27 Nisan tarihinde geldi. Türkiye ve Gümrük Birliği
ilişikileri alanında bir rapor çalışmasına başlandı. 27 Nisan’da bu
raporun teklif olarak çalışması tamanlandı. Çalışmanın başladığı
ile ilgili kısım kamuoyuna duyuruldu.
Bölgesinde lider bir Türkiye’nin sanayi, üretim ve lojistik alanlarında engellenmemesi gerekiyor. Özellikle lojistik iş süreçlerinin
gerçekleşmesi için vizeler, kotalar, dayatmalar, kısıtlamalar ve
bunların toplamında haksız rekabetin son bulması gerekmektedir. 27 Nisan tarihinde Ekonomi Bakanlığı’nın öncülüğünde
Türkiye ve Gümrük Birliği ilişkilerinde hazırlanan rapor hem
sektörümüz hem de ülkemiz adına bir dönüm noktası niteliğinde.
Rapor’da Gümrük Birliği ilişkilerimizin revize edilmesini ve yeniden yapılandırılmasını kapsayan 3 ana, 1 ara madde var. Gümrük Birliği ile ilgili
yapılacak yeni değişikliklerden kazanan mutlaka Türkiye olacaktır. Raporun birinci kısmında Türkiye’nin Avrupa ile yapmış olduğu Serbest
Ticaret Antlaşmaları yer alıyor. Türkiye’nin serbest ticaret anlaşması
yaptığı ülkeler ile paralel serbest ticaret antlaşması yapması ve bu
noktada karar mekanizmalarının içerisinde olması, masada oturarak
karar alma aşamasında etkili olması konusu var. Masada oturmamız
ve karar alma sürecinde aktif rol üstlenmemiz bizi yıllardır engelleyen
prangalarımızdan kurtarmak anlamına gelmektedir. Raporun ikinci
kısmı Türkiye’nin tarım, hizmetler ve kamu alımları noktasında Gümrük
Birliği’ne katılması ve güncellemeler yapılması konusunu kapsıyor.
Üçüncü kısımda ise lojistik kotalar konusu, vergiler ve burada alınan
masraflar yer alıyor. Bu, üç ana madde raporun konusunu oluşturuyor. Bu raporda dördüncü ve belki de en önemli bölümde ise ABD
ve AB arasında yapılması planlanan multitip Transatlantik Serbest
Ticaret Antlaşması ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması ve buna taraf olması
konusunda ön çalışmaların yapılması var. Burada işleyecek sürece
baktığımızda ise sürecin şu şekilde işleyeceğini görüyoruz: Avrupa’da
yaklaşık 12 ay sürecek bir çalışma grubu oluşturulacak. Bu kapsamda
Avrupa’da ofis açılacak. Bu açılacak olan ofiste sektör uzmanları yer
alacak. Bu ofiste bu işe tamamiyle kanalize olmuş uzmanlar olacak.
Bu uzmanlar 1 yıllık çalışmanın ardından Türkiye aleyhine hangi maddeler varsa bu maddeleri belirleyecekler. Avrupa’da açılacak olan ofiste görev alacak uzmanlarca belirlenecek olan konu başlıkları karşılıklı
görüşülecek ve bu aşamadan sonra imzalar atılacak. Bu rapor, lojistik
sektörümüzü birebir ilgilendiriyor. Çünkü Türkiye’de ihracat yapan
TIR’larımızın Avrupa ülkelerine girişi esnasında kotaların kaldırılması ve
kapılarda bekleme sürelerinin azaltılması ile ilgili bir çalışma da raporda
yer alıyor. Güzel günlerin zorlu virajlardan geçtiğini biliyoruz. En zorlu
virajları ustalıkla aldık. Bundan sonra sabrımızın karşılığını alacağımızı
ve gelecek güzel günlerin ülkemize hayırlar getireceğini öngörüyorum.
Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar, hoşçakalın.
Saygılarımla…
10
UND’den
UND ‘Lojistik Sektörüne Genç Bakış’
konferansını gerçekleştirdi
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Yeniçağa Yaşar Çelik Meslek Yüksekokulu Genç Lojistikçiler Topluluğu
tarafından 27 Nisan’da “ Lojistik
Sektörüne Genç Bakış” konferansı gerçekleştirilDİ. Üniversiteye
bağlı birçok bölümden öğrencilerin
katılım sağladığı etkinliğe de UND
de davet edildi. Türkiye Karayolları
Politikası,( Nalçacılar Ulusl.Nak.
Nida Nalçacı ) Türkiye’de Lojistik
Sektörü,( UND Yönetim Kurulu
Üyesi Ömer Gülen ) İş hayatında
iletişim (Binmedya Belgin Yavuz )’un
değerlendirildiği konferansta UND
adına UND Yönetim Kurulu Üyesi
Ömer Gülen ve UND Bolu Bölge
Temsilcisi Nusret Özarslan katılım
sağladı.
“Türkiye-İran İşbirliği” toplantısı Gaziantep
Ticaret Odası’nda gerçekleştirildi
Türkiye İran İşbirliği toplantısı bölge
ihracatçıları ve İran güzergahına
çalışan üye firmaların katılımı ile
Gaziantep Ticaret Odası’nda (GTO)
gerçekleştirildi. Gaziantep Ticaret
Odası Başkanı Eyüp Bartık, UND
Yönetim Kurulu Üyesi Memik Hilmi
Taner’in katlım gösterdiği toplantıda transit taşımalarda yaşanan
sorunların dile getirildiği bilgi notu
büyükelçi ve Ticaret müşavirine
iletildi. GTO Başkanı Eyüp Bartık
“Türkiye-İran İşbirliği” toplantısında, İran’ın en fazla ihracat yaptığı
ikinci ülkenin Türkiye olduğunu
söyledi. Bu ülkenin en fazla ithalat
yaptığı beşinci ülkenin de Türkiye
olduğunu ifade eden Bartık, şöyle
devam etti: “Ticaret, yolunu bulur.
Biz ticaret adamı olarak polemiklerle ilgilenmemeliyiz. İki ülke arasında
Mayıs 2015
gelişen diyalog iş dünyasına olumlu
yansıyacaktır. Aslında burada iş
dünyasına da önemli görevler düşüyor. İş dünyasının ticareti artırması
iki ülkenin daha da yakınlaşmasına
neden olacaktır” dedi. Bartık, hedef
pazarının İran olduğunu vurgulayarak, kazan-kazan politikasıyla
pastadaki payı artırmak istediklerini
aktardı. Bartık, İran pazarını daha iyi
analiz etmek için en kısa zamanda
bu ülkeye iş gezisi düzenleyeceklerini kaydetti. İran Büyükelçisi Ali
Reza Bikdeli ise , ambargolar ve yabancı müdahalelerden dolayı 2013
ve 2014 arasında ticari rakamlarda
azalma olduğunu ifade etti. Bu
rakamların artışa geçtiğini anlatan
Bikdeli, ilerleyen süreçte rakamların
istenen seviyelere ulaşacağını dile
getirdi.
Sektörün
Gürcistan’da
yaşadığı
problemler
masaya yatırıldı
Gürcistan-Azerbaycan-Karadeniz
Bölge Çalışma Grubu Toplantısı
Batum Başkonsolosluğu ve Doğu
Karadeniz Bölge Müdürlüğü’nün
katılımıyla gerçekleşti. UND’nin
Gürcistan/Azerbaycan/Karadeniz
Bölge Çalışma Grubu, Gümrük ve
Ticaret Bakanlığı Batum Gümrük
Ataşesi Sayın Özay Kutlu, Ekonomi
Bakanlığı Batum Ticaret Ataşesi Mikail Develioğlu, Gümrük ve
Ticaret Bakanlığı Doğu Karadeniz
Bölge Müdür Yardımcısı Hüseyin
Şanverdi, GTB Doğu Karadeniz
Bölge Müdürlüğü Transit Birimi Şefi
Sayın Tayfun Şahin’in katılımlarıyla
Trabzon’da bir araya geldi. Gündemi Gürcistan olan toplantıda, uluslararası nakliyecilerin Gürcistan’da
sektörel anlamda yaşadıkları
problemler geniş bir perspektifte
ele alındı. Bölge çalışma grubu
toplantısına YK Üyesi Abdullah
Özer (Özer), YK Üyesi Alişan Ender
Topaloğlu (Başoba), Çalışma Grubu
Başkanı Hüseyin Özdemir (Efsane),
Çalışma Grubu Üyeleri; Salim Uzun
(Uzunoğlu), Mahmut Karslı (Onat),
Coşkun Yılmaz (Petek), Kral Faysal
Çillioğlu (Rizeport), Ercan Ataoğlu
(Ataoğlu), İsa Baş (Çağlayan 61),
Mustafa Sağıroğlu (Birses), Aydemir
Kaya (Kaya Otomotiv), Can Yılmaz
Turan (Kazazlar), Abdullah Aydın
(Uğurtrans), Paşa Gürsoy (Gürsoy),
Alihan Sağıroğlu (Gürsoy), Mustafa
Aslan (Muci), Tolga Bakır (Rizeport), Seyfettin Engin (Kuzeytrans),
Muharrem Baytar (Kaytrans), Hasan
Erdoğan (Özer), Hasan Çillioğlu
(Rizeport), katılım sağladı.
12
UND’den
Geçiş belgesi kotası Rusya ihracatına zarar veriyor
Rusya, Kazakistan ve BDT Ülkeleri
Çalışma Grubu toplantısı 12 Mayıs’ta
gerçekleştirildi. Rusya KUKK Toplantısı ve Çin Karayolu Taşımacılığı
ana gündem maddeleri oldu. Rusya
KUKK toplantısına ilişkin olarak bakanlığımıza bildirilmek üzere UND’nin
görüşlerinin oluşturulması, Çalışma
Grubu üyelerinin taleplerinin ve analizlerinin belirlenmesinin amaçlandığı
toplantıda son zamanda UND’nin
Rusya taşımalarımız ile gerçekleşen
girişimleri hususunda katılımcılara bilgi
verildi. Toplantıya katılım sağlayan
Çalışma Grubu üyelerine, UND ve
Rus muadil Derneği ASMAP nezaretinde Rus ve Türk frigorifik taşımacılarca Antalya’da Akdeniz İhracatçı
Birlikleri ve Antalya’da yerleşik gıda
ihracatçılarımıza gerçekleştirilen saha
ziyaretleri hususunda bilgilendirme-
lerde bulunuldu. Çalışma grubu saha
ziyaretleri sonrasında düşük Rus
geçiş belgesi kotasının, özellikle gıda
ve diğer ihracat kalemi ürünlerimizin zamanında Rusya’ya teslimine
en büyük engel olduğu hususunda
mutabakata vardı, özellikle frigorifik ve
normal geçiş belgelerinin sayısının bir
an önce arttırılması gerektiğini önemle
belirttiler. Çin karayolu taşımacılığına ilişkin olarak ise UND hazırlamış
olduğu istatistik ve bölge taşımacılık
analizlerini çalışma grubu üyelerine
sunarak, Çin’e taşıma hususunda
çalışma grubu üyelerimizin fikirlerini önemle not etti. Çalışma Grubu
Başkanı Nilşah Alptekin (Yardımcılar)
başkanlığında gerçekleşen çalışma
grubumuza Yönetim Kurulu Üyesi
Cihan Sünel (Logi Trans), Çalışma
Grubu Başkan Yardımcısı Kadir Kuş
UNTRR’nin 25. Yıldönümü’nde
AB’de karayolu taşımacılığı tartışıldı
Romen Derneği UNTRR‘ nin 25. Yıl
Kutlama Etkinlikleri çerçevesinde
uluslararası bir panel düzenlenerek
AB içerisinde son yıllarda gelişen
korumacılık anlayışı değerlendirildi.
Yapılan panelde, konuşmacılar tarafından bazı AB ülkelerince uygulamaya konulan korumacı tedbirlerin
AB’ye sonradan katılan doğu Avrupa ülke taşımacılarını zor durumda
bıraktığı bu kısıtlamaların AB ruhuna
aykırı olduğu ifade edildi. Panelde
ya AB muhafazakârlaşacak ya da
özgürlükçü olacak şeklinde görüşler
paylaşıldı. Panele konuşmacı olarak
Mayıs 2015
UND de davet edilerek, Türkiye’nin
bakış açısının yansıtılması istendi.
Bu manada son yıllarda bazı AB
ülkelerinin, Türkiye ile AB arasından
imzalanan anlaşmalara aykırı olarak,
transit taşımalarda karşılaşılan kota
kısıtlamaları örnekler üzerinden anlatıldı. Dünya Bankası’nın AB- Türkiye Gümrük Birliği Raporu’nun bu
konudaki sonuçları UND İcra Kurulu
Başkan Yardımcısı Alper Özel tarafından katılımcılar ile paylaşıldı.
Etkinlik Romen derneğinin 25. yıl
kutlamaları ve davet edilen derneklerin hediye takdimi ile son buldu.
(Özkuş), Sevim Soylu (UNO), Gökhan
Kavak (Kavak), Onur Gül (Gülsan), Sinan Çelikcan (Türkcan), Ali Gülgönül
(Trans 14), Serkan Başbilen (Supet),
Ufuk Cengizoğlu (Asil), Muzaffer
Başbilen (Özbaşak), İmdat Başbilen
(Başbilen), Serkan Civelek, Cevdet
Sayar (Düzce), Ayhan Erdem (Tuna)
ve UND İcra Kurulu Üyesi Alpdoğan
Kahraman katıldı.
Tacikistan Duşanbe
Büyükelçisi ile
tanışma toplantısı
yapıldı
Duşanbe Büyükelçiliği’ne atanan
Öztürk Yılmaz ile tanışma toplantısı
5 Mayıs’ta DEİK koordinatörlüğünde
yapıldı ve UND de toplantıya katılım
sağladı. Duşanbe yeni Büyükelçisi
ile sektörümüzün Tacikistan’da
yaşadığı sorunlar paylaşıldı. Taleplerimiz arasında yer alan vize şartının
kaldırılarak Türkiye’nin Tacikistan
vatandaşlarına uyguladığı gibi vize
muafiyeti getirilmesi, ikili/transit geçiş
belgesi kotalarının libere edilmesi,
Tacikistan’da sürücülere tanınan kalış
sürelerinin yetersizliği ve uzatılmasının
sağlanması hususları Büyükelçi tarafından not edildi. Büyükelçi Yılmaz,
sektörümüze ve taleplerimize tüm
desteğin verilebileceği belirtti.
13
Mayıs 2015
14
UND’den
Gebze organize
sanayisi üyelerine
“ADR Güvenlik
Danışmanı” konulu
eğitim verildi
Gebze organize sanayisinin daveti
üzerine Gebze tesisinde UND tarafından firmalara yönelik ‘ADR Güvenlik
Danışmanı’ konulu bir eğitim gerçekleştirildi. UND adına sunum yapan
İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Alper
Özel’in, ADR Güvenlik Danışmanı Nedir? Görev ve Sorumlulukları Nelerdir?
Güvenlik Danışmanı olmak için ne tür
kriterler gerekir? Güvenlik Danışmanı
ne zaman yürürlüğe girecek ve buna
bağlı cezai yaptırımlar nelerdir? gibi
sorulara cevap verdiği seminer yoğun
katılımla gerçekleşti.Organizasyondan dolayı Gebze Organize Sanayi
yetkililerine teşekkür eden Alper Özel,
ADR Güvenlik Danışmanlığı’na ilişkin
her türlü konuda UND uzmanlarına
danışabileceğini belirtti.
İran-Irak-Afganistan-Türk Cumhuriyetleri
çalışma grubu toplantısı gerçekleştirildi
İran-Irak-Afganistan-Türk Cumhuriyetleri çalışma grubu toplantısı
13 Mayıs’ta UND Mersin Bölge
Temsilciliği’nde gerçekleştirildi.
Toplantıda İran taşımalarında
yaşanılan sorunlar, Irak taşımalarında yaşanılan gelişmeler
ve Habur Gümrük Kapısı’ndaki
X-Ray kontrollerinde yaşanılan
sorunlar, Türkmenistan plaka-
UND Yönetim Kurulu, Konya çalışma
grubu üyeleri ile bir araya geldi
9 Mayıs’ta Konya’ya gerçekleştirilen
kahvaltılı Çalışma Grubu toplantısında Konya çalışma grubu üyeleri
bölge sorunları hakkında fikir alışverişinde bulundu.UND Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcısı Cavit Değirmenci,
UND Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim
Ethem Öcal (Yörük), BÇG Başkanı
Alibey Yüksel ( Yükseller), Serdar
Özdemir (Ahmet Özdemir), Ceyhun
Can (Mertcan), Hasan Öcal (Yörük),
Mehmet Serin (Serin Dorse) ve UND
Konya Bölge Temsilcisi Tahsin Faruk
Kaya’nın katıldığı toplantıda, sektörMayıs 2015
de yaşanan gelişmeler ve sorunlar
değerlendirildi. Başkan Yardımcısı
Değirmenci, UND’nin kamuda yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Ayrıca taşımacılık sektörü ve şirket
faaliyetleri hakkında gelen sorular
ışığında bilgi ve deneyimlerini paylaştı. Toplantı sonrası Cavit Değirmenci
ve Çalışma Grubu üyeleri tarafından
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı eski
müsteşarı ve milletvekili adayı olan
Sayın Ziya Altunyaldız’a bir ziyaret
gerçekleştirerek, sektördeki son
gelişmeleri paylaştı.
lı araçların ülkemize yaptıkları
taşımalar, ADR konvansiyonunun
ülkemizde uygulanmaya başlanması konuları görüşüldü. Ayrıca
İran-Irak-Afganistan-Türk Cumhuriyetleri Çalışma Grubu Başkan
ve Başkan Yardımcılığı seçimi de
gerçekleştirildi.
Çalışma Grubu Başkanı Nihat Irmak, Başkan Yardımcısı
Hüseyin Salman oy birliği ile
seçildiler. Toplantıya; UND Yönetim Kurulu Üyesi Ercan Arslan
(Meter), Çalışma Grubu Üyeleri;
M.Mücahit Altay (Gültur), Erkan
Yurteri (Botros&Levante), Nihat
Irmak (Gülbin), Hüseyin Salman
(Salman Global), Ferhat Aydoğan (Ferhat), Hayrettin Tümbek
(Nokta Lojistik), Çağlar Ustabaşı
(Gökay), Osman Özcan (Özcanlar), Abdulhalim Akdağ (Akdağlar)
ve UND Mersin Bölge Temsilcisi
Şemsettin Kurtay katılım sağladı.
İran taşıma
sorunları
Mersin’de
görüşüldü
Mersin Bölge Çalışma Grubu toplantısı
20 Mayıs’ta UND Mersin bölge temsilciliğinde gerçekleştirildi. Toplantıda;
İran taşımalarında yaşanılan sorunlar,
Irak taşımalarında yaşanılan gelişmeler
ve Habur Gümrük Kapısı’nda yaşanılan
beklemeler ile bölge İstişare Kurulu
Üyelerinin seçimi konuları görüşüldü. Çalışma Grubu Başkanı Ferid
Cevheroğlu’nun (Cevheroğlu) Başkanlığında gerçekleşen çalışma grubuna
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Hakkı Keleş (Özkeleşler), Yönetim
Kurulu Üyesi Ercan Arslan, (Meter),
Çalışma Grubu Başkan Yardımcısı Burhan Özcan (Özcanlar), Çalışma Grubu
Üyeleri; M.Mücahit Altay (Gültur), Nihat
Irmak (Gülbin), Yaşar Özkaya (Öz Özkayalar), Şeyhmus Tekin (Nubahar), M.
Nuri Bulun (Öz Bilal), Hüseyin Salman
(Salman Global), Osman Kahramanlı
(Osman Lojistik) ve UND Mersin Bölge
Temsilcisi Şemsettin Kurtay katılım
sağladı.
15
Mayıs 2015
16
UND’den
Ortadoğu çalışma grubu toplantısı gerçekleştirildi
Ortadoğu Çalışma Grubu toplantısı,
13 Mayıs’ta Hatay bölge temsilciliğimizde gerçekleşti. Toplantıya
katılan UND çözüm ortağı AS24
yetkilisi Okan Taşel; kart kontrol
sistemi , KDV iadeleri ve geçerli
olduğu ülke, güzergahlar , ödeme
şekilleri ve UND üyelerine sağlanan
avantajlar ile ilgili detaylı bilgilerin
olduğu bir sunum gerçekleştirdi. Bölgede uygulanan akaryakıt
denetimi ve Ortadoğu taşımalarında
Ro-Ro ile ilgili yaşanan sıkıntılar
görüşülmek üzere Bölge Yönetim
Kurulu üyelerinin Hatay Valisi Ercan
Topaca yapmış olduğu ziyaret hakkında bilgilendirmeler yapıldı. Vali
Ercan Topaca ile yapılan görüşmede akaryakıt denetimi konusunda
bölgede uygulanan denetimler
konusunda çözüm taleplerinin iletildiği bilgisi toplantı katılımcılarına aktarıldı. Çalışma grubu toplantısında,
çalışma grubu üyelerinin oy birliği ile
yeni başkan ve başkan yardımcısı
seçildi. Grup başkanlığına Mehmet
Arslan (Trans Mehmet Selim Nakliyat) , Yardımcılığına ise Ahmet Erek
(Erekler Nakliyat) getirildi. Çalışma
grubu Toplantısına, Kemal Gül
(Gülsan) , Kamil Sağ (Özsağlam) ,
Yusuf Girişken (Gisa) ,Abdurrahim
Kılıç (Yakup) , Rasim Ray (Astray) , Hamit Şanverdi (Zaimoğlu)
, Mehmet Arslan (Trans Mehmet
Selim) ,Yusuf Günsaldı (Günsaldı)
, Mehmet Kayabölen (Özuzunbağ)
, Hikmet Aslan (Özaslan) , Nev-
TOBB-UND Avrupa’da
“Ön Gümrükleme Sistemi” ile
bir ilki daha başardı
Türkiye’nin en
yüksek tutarlı
transit teminat
sağlayıcısı TOBB
UND, İtalya
Trieste’de gümrük işlemleri için beklemeye son veren
yeni bir uygulama ile bir ilke daha imza attı. 14 Mayıs
itibarıyla, İtalya Trieste Limanı’na gelen araçların bilgileri
önceden gümrüğe gönderilerek, araç limana gelmeden
bir gün önce işlemleri tamamlanıyor ve araç geldiğinde
Transit Beyannamesi hazırlanmış oluyor. İtalya Gümrükleri
işbirliğinde gerçekleştirilen bu yenilik sayesinde gümrük
işlemlerinde zaman kaybetmeden araç yola devam ediyor.
Sadece TOBB UND müşterilerinin faydalanabildiği bu
uygulama için araç plakası, vagon numarası, EX-1, fatura
ve CMR bilgilerinin tren yola çıktığında TOBB UND İtalya
temsilciliğine gönderilmesi yeterli oluyor. Bu ayrıcalıklı
hizmetten yararlanmak için [email protected] adresine
e-posta gönderilmesi yeterli oluyor.
Mayıs 2015
rez Erek (Erekler) , Mehmet Uçar
(Özuçar) , Samih Kılıç (Asil) , Tahsin
Bulut (Bulut) , Ahmet Erek (Erekler)
, M.Salim Akın (Özakın) , Metin
Dağlı (Dağlı) , ve Bölge temsicimiz
Fulya Özdemir katılım sağladı.
SKAL’a Türk ulusal karayolu
taşımacılığı anlatıldı
Finlandiya Derneği
SKAL İstanbul’da
üyelerine yönelik
yapmış olduğu etkinliğe UND’yi davet
ederek Türkiye uluslararası karayolu taşımacılığı hakkında
bilgilendirme talep
etti. Yapılan bilgilendirmede; ülkemizin mevcut filo yapısı,
kapasitesi, taşıma sayıları değerlendirildi, bölgede sahip
olduğu önemi vurgulandı, devletin lojistik ve taşımacılık
konusundaki politikaları, 10. Kalkınma Planı çerçevesinde faaliyetler ve alınan kararlar aktarıldı, Dünya Lojistik
Performans Endeksi çerçevesinde ülkemizin hedefleri paylaşıldı. Finli nakliyeciler tarafından son yıllarda
Türkiye’nin bölgedeki lojistik merkez olma konusundaki
önemi gittikçe arttığı ve ilerleyen yıllarda Avrupa ile Orta
Asya’nın birleşmesinde en önemli rolü oynayacağı ifade
edildi. UND adına İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Alper
Özel toplantıya katıldı ve Finli nakliyecileri bilgilendirdi.
17
İkra Lojistik, lastiklerini profesyonellere bıraktı
Brisa ve İkra Lojistik “Profleet Filo
Yönetim Çözümleri” kapsamında
imzaladıkları sözleşme ile işbirliklerini bir adım ileri taşıdı. Brisa; İkra
Lojistik’in şirketin Azerbaycan, Türkiye ve Irak’da devam eden tüm operasyonlarında işortağı İkikardeş Ticaret ile birlikte hizmet verecek. 27
Mart‘ta Sabancı Center’da düzenlenen sözleşme imza törenine, Brisa
Genel Müdürü Hakan Bayman, İkra
Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı ve
Genel Müdürü Akın Konyar ve Brisa
İş Ortağı Uğur İkikardeş’in yanısıra
bu şirketlerin çalışanları da katıldı.
İkra Lojistik, Brisa ile imzalanan sözleşme çerçevesinde, lastik tedariki,
kaplama ve araç bakımının yanısıra
Profleet kapsamında sunulan Filofix
yol yardımı, Aspects+ ölçüm ve
raporlama programı gibi hizmetlerden yararlanarak operasyonel
maliyetlerinde tasarruf sağlayacak.
Aynı zamanda lastik atıklarını ve
yakıt tüketimini düşürerek, operasyonlarının çevre üzerindeki olumsuz
etkilerini de azaltmış olacak. İşbirliği
kapsamında, Brisa tarafından İkra
Lojistik teknisyenlerine ve şoförlerine
lastik eğitimleri de verilecek. Brisa,
İkra Lojistik’in Türkiye, Azerbaycan
ve Irak’da devam eden tüm operasyonlarına, iş ortağı İkikardeş Ticaret
ile birlikte destek verecek.
Mayıs 2015
18
UND’den
İtalya kendi ticaretine zarar veriyor
Türkiye ve İtalya arasında işbirliği ve ortaklık fırsatlarını geliştirmek amacı ile İtalya
Başkonsolosluğu ve İtalyan Dış Ticaret ve Tanıtım Ajansı tarafından 26 Mayıs’ta
Wyndham Grand İstanbul Otel’de toplantı gerçekleştirildi. Türkiye ve İtalya arasında taşımacılıkla ile ilgili sorunları dile getiren UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener
“Avrupa’da sadece İtalya ile taşıma sorunu yaşıyoruz. İtalyan tarafı ihtiyacın çok
daha altında bir taşımaya izin veriyor. Son 8 yılda iki ülke ulaştırma bakanları toplantı yapamadı Şubat ayında yapılan toplantıda ise taraflar uzlaşamadan ayrıldı.
Böyle bir sistemle çalışmaya devam edersek İtalya ile taşıma yapılamaz” dedi.
İtalyan firmalar ile Türk firmalarını
bir araya getiren İtalya Başkonsolosluğu ve İtalyan Dış Ticaret
ve Tanıtım Ajansı tarafından
İstanbul’da gerçekleştirilen toplantıya UND Başkanı Fatih Şener de
katıldı. Türkiye ve İtalya arasında
ticareti alıkoyan taşımacılıkla ilgili
sıkıntılar olduğunu belirten Şener,
Türkiye ve İtalya’nın aynı tedarik
zincirinin parçaları olduğunu ve bürokratik engeller yüzünden iki ülke
arasında taşımacılıkla ilgili sıkıntılar
yaşandığını ifade etti.
Taşıma kotaları İtalya ile
ihracata zarar veriyor
Toplantıda yaptığı konuşmada,
Türkiye ve İtalya arasında güçlü
bir siyasi ilişki olduğunu söyleyen
UND Başkanı Fatih Şener konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye
sadece İtalya ve Rusya ile taşıma
sorunu yaşıyor. Avrupa’da İngiltere, Almanya, Hollanda gibi taşıma
sorunu yaşamadığımız ülkelerle
ihracatımız yüzde 80 artarken İtalya ile ticaretimiz hızla azalıyor. Son
üç yılda Almanya’nın Türkiye’ye
ihracatı nerede ise 1 milyar dolar
artarken İtalya’nın ihracatı ise 1.3
milyar dolar azalmış durumda
İtalya bu yaklaşımı ile kendine
zarar veriyor ve taşıma sorunları
sebebiyle birlikte kaybediyoruz.
Bugün olduğu gibi pek çok İtalyan
heyeti iki ülke arasındaki ticareti
geliştirmek için Türkiye’ye geliyor ancak taşıma sorunu varken
ticaret artamaz. İtalya Türkiye’ye
taşıma izni vermek zorundadır. Biz
İtalya ihraç ürünlerini Türkiye’den
Orta Doğu ve Orta Asya’ya
Avrupa’nın en çevreci ve en genç
filoları ile taşıyabiliriz” dedi. Şener;
Mayıs 2015
“Türkiye olarak İtalyan kamuoyunda farkındalığı arttırmaya
çalışıyoruz. Bu konunun iyileşmesi
konusunda yapacağımız lobiye
ekonomi bakanlıkları ve iş dünyası
insanlarının destek vermesini çok
istiyoruz. İtalya’nın kotaları kendisine zarar veriyor. İtalya’nın bu
korumacı tavrı sebebi ile İtalya’nın
bizim ardımızdaki Kafkas ve Orta
Asya’daki ülkelere mallarını taşımasında da sorun yaşıyor. İtalyan
taşımacılar karlı Avrupa pazarını
bırakıp Türkiye pazarında taşıma
yapmayı tercih etmiyorlar. Anlaşılmaz bürokrasi Türkiye ve İtalya
ticaretine zarar vermekte ısrar ediyor” dedi. Şener konuşmasında,
İtalya ve Türkiye arasındaki taşıma
sorunu geçmişinin 7 yıl öncesine
kadar dayandığını ve en son 2008
de KUKK toplantısı yapan iki ülke
bakanlıklarının 7 senedir toplantı
yapmadığını, Şubat 2015’te yaptıkları toplantıda masaya yumruklar
vurularak anlaşma yapamadan
19
Gümrük Birliği’nde revize yapılacak,
kazanan Türkiye olacak
Türkiye ve Gümrük Birliği ilişkilerinde Ekonomi Bakanlığı’nın öncülüğünde çok
önemli bir rapor hazırlanıyor. Rapor’da Gümrük Birliği ilişkilerimizin revize edilmesini ve yeniden yapılandırılmasını kapsayan 3 ana, 1 ara madde var. MÜSİAD
Lojistik Sektör Kurulu Başkanı Emin Taha, Gümrük Birliği ile ilgili yapılacak yeni
değişikliklerden kazananın Türkiye olacağına vurgu yapıyor.
Türkiye-Gümrük Birliği ilişikileri en çok
tartışılan konulardan biri konumunda.
Gümrük Birliği’nin kurucuları arasında
yer alan ülkemiz maalesef ki Gümrük
Birliği’nden yeterince yararlanamıyor.
Yararlanamadığı gibi de Gümrük Birliği’ndeki kotalardan, kısıtlamalardan
dolayı da zarar görüyor. Lojistik sektörü Gümrük Birliği’nde ihracatçı, üretici
kadar dertli durumda. Kimi uzmanlar
Gümrük Birliği konusunu ta en başından ‘bir hata’ olarak değerlendirirken
kimi uzmanlar da bu konuda ciddi bir
revize yapılması gerektiğini savunuyor.
Konuyu MÜSİAD Lojistik Sektör Kurulu Başkanı ve Taha Kargo Yönetim
Kurulu Başkanı Emin Taha’ya sorduk.
Gümrük Birliği-Türkiye ilişkileri konusunda bir revize olacağını ve bu konu
ile ilgili çalışmaların başladığını ifade
eden Taha, “Türkiye ve Gümrük Birliği
ilişikileri alanında bir rapor çalışmasına
başlandı. 27 Nisan’da bu raporun
teklif olarak çalışması tamanlandı.
Çalışmanın başladığı ile ilgili kısım da
zaten kamuoyuna duyuruldu” dedi.
konusu ve vergiler ve burda alınan
masraflardan oluşuyor. Bu, üç ana
madde raporun konusunu oluşturuyor. Bu raporda dördüncü ve belki
de en önemli bölümde ise ABD ve
AB arasında yapılması planlanan
multitip Transatlantik Serbest Ticaret
Antlaşması ve Yatırım Ortaklığı
Anlaşması ve buna taraf olması
konusunda ön çalışmaların yapılması
var” dedi. Sürecin işleyişi hakkında
Taha şu bilgileri verdi: “Süreç şöyle
işleyecek: Avrupa’da yaklaşık 12 ay
sürecek bir çalışma grubu oluşturulacak. Bu kapsamda Avrupa’da
ofis açılacak. Bu açılacak olan ofiste
sektör uzmanları yer alacak. Bu
ofiste bu işe tamamiyle kanalize olmuş uzmanlar olacak. Bu uzmanlar
1 yıllık çalışmanın ardından Türkiye
aleyhine hangi maddeler varsa bu
maddeleri belirleyecekler. Avrupa’da
açılacak olan ofiste görev alacak
uzmanlarca belirlenecek olan konu
başlıkları karşılıklı görüşülecek ve bu
aşamadan sonra imzalar atılacak.”
Rapor lojistik sektörü ve
sanayici için mühim bir çalışma
Ekonomi Bakanlığı bünyesinde
uzun süreden beri yürütülüyor
Bölgesinde lider bir Türkiye’nin
sanayi, üretim ve lojistik üçgeni bakımından daha güçlü olması önkoşulunun olmazsa olmaz olduğunun
altını çizen Taha, “Raporda üç ana
madde, bir ara madde var. Raporun
birinci kısmında Türkiye’nin Avrupa
ile yapmış olduğu Serbest Ticaret
Antlaşmaları’na yaptığı ülkeleri ile
paralel serbest ticaret antlaşması yapması ve bu noktada karar
mekanizmalarının içerisinde olması,
masada oturarak karar alma aşamasında etkili olması konusu var. Raporun ikinci kısmı Türkiye’nin tarım,
hizmetler ve kamu alımları noktasında Gümrük Birliği’ne katılması ve
güncellemeler yapılması konusunu
kapsıyor. Üçüncüsü lojistik kotalar
Bu raporun uzun süreden beri
yürütüldüğüne dikkat çeken Taha,
“Ekonomi Bakanımız Sayın Nihat
Zeybekci’nin uzun süreden beri
sessizce yürüttüğü bir çalışma
var o da Avrupa Gümrük Birliği
ile ilgili Türkiye’yi birebir ilgilendiren ve demin de bahsettiğimiz üç
tane ana bir ara maddenin olduğu
rapor. Bu rapor, lojistik sektörümüzü birebir ilgilendiriyor. Türkiye’de
ihracat yapan TIR’larımızın Avrupa
ülkelerine girişi esnasında kotaların
kaldırılması ve kapılarda bekleme
sürelerinin azaltılması ile ilgili bir
çalışma da raporda var. Bunların
haricinde bir de kamu ile ilgili bir
çalışma var. Avrupa Birliği bu üç
maddeye değinilmesinden, bu üç
maddenin açılmasından yana değildi. AB, bu üç maddeyi özellikle
istemiyordu. Şimdi ikna olmuşlar.
Ve bu üç konuya değinecekler, bu
üç hususu ele alacaklar. Maksimum 1 yıl içinde bu konu, olumlu
şekilde çözülecek, onaylanacak.
Biz de bunu bekliyoruz” dedi. Raporla ilgili öngörülerinin bu şekilde
olduğunu ifade eden Taha, Avrupa
Birliği ile ABD arasında Transatlantik Sözleşmesi’ne Türkiye’yi
dahil etmenin son derece müspet
sonuçlar doğuracağını da söyledi.
Avrupa’da açılacak olan ofiste
konunun uzmanlarının konuyu
detaylandırıp Gümrük Birliği kapsamında Türkiye’nin önünü tıkayan,
elini kolunu bağlayan durumların
saptanacağını ve bu sorunların
Türkiye’nin lehine çözüleceğini
de söyledi. Büyün bu gelişmelerin Türkiye’deki sanayici, lojistikçi
ve üretici için çok önemli katma
değerler sağlayacağını vurgulayah
Taha, “MÜSİAD camiası olarak
bu konuda katkı sunmaya hazırız.
Önemli olan ülkemizin, vatanımızın
ekonomisinin daha güçlü olmasıdır.
Lojistik sektörümüzün bu oluşum
sayesinde daha güçlü bir potansiyele sahip olması sektördeki bizlerin en büyük temennisidir” dedi.
Mayıs 2015
20
UND’den
TİM Lojistik Konsey Toplantısı’nda
sektör sorunları ele alındı
TİM Lojistik Konsey Toplantısı’nda und İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener,
sektörümüzün ve ülkemiz ihracatçılarının gümrük idarelerinde karşılaştığı
sorunlarla ilgili derinlemesine bir sunum gerçekleştirdi.
Ülkemiz ticaret erbabının ve
sektörümüzün yaşadığı sorunların ele alındığı, çözüm önerilerinin
görüşüldüğü ve ortak akıl ile üretilen
projeler ile ülkemiz ticaret erbaplarının daha iyi bir geleceğe sahip olabilmesi adına faaliyetlerin planlandığı
önemli bir paylaşım platformu olan
Türkiye İhracatçılar Meclisi Lojistik
Konseyi, UND’nin katılımı ile faaliyetlerine devam ediyor. 14 Mayıs’ta
gerçekleştirilen Lojistik Konseyi
Toplantısı’nın ana gündem maddeleri: Avrupa Birliği karayolu kota
uygulamaları ile ilgili Derneğimizce
devam ettirilen dava süreçleri, Hazar
Transit Koridoru Projesi, Türkiye
Sanayi Stratejisi 2015-2018 Eylem
Planı’nda yer alan lojistik ile ilgili eylemler, AB ülkelerine yapılan ihracat
taşımalarında karşılaşılan sorunlar,
Gümrük idarelerinde karşılaşılan sorunlar, Sektörümüze yönelik devlet
teşvik mekanizmasının etkinleştirilmesi, İstanbul’daki trafik yasaklarının
etkileri başlıkları altında oldu.
UND yetkilileri gümrük idarelerinde
karşılaşılan sorunlara vurgu yaptı
Mayıs 2015
Toplantıda, Avrupa Birliği’ndeki kota
sorunları ile ilgili UND girişimleri ve
açılacak davalar ile ilgili UND tarafından bilgilendirme yapıldı ve süreçler
istişare edildi. Bir başka gündem
maddesi olan Hazar Transit Koridoru ile ilgili mevcut Ro-Ro hatları
ve alternatifler masaya yatırıldı,
maliyetlerin düşürülmesi ve hat sayısının arttırılması ile ilgili çalışmalar
hakkında karşılıklı bilgilendirmeler
yapıldı. Sektörümüzün ve ülkemiz
ihracatçılarının gümrük idarelerinde
karşılaştığı sorunlar toplantının ana
gündem maddelerinden biri olurken,
gümrük idarelerinde karşılaşılan
sorunlara ilişkin UND İcra Kurulu
Başkanı Fatih Şener tarafından bir
sunum gerçekleştirildi ve gümrük
idarelerindeki mevcut sorunlar ve
iyileştirme önerileri karşılıklı olarak
tartışıldı. Bir diğer gündem maddesi
olan hizmet ihracatı ile ilgili devlet
teşviklerinin etkinleştirilmesi hususunda, sektörümüzün devlet teşvik
mekanizmasından yararlandırılabilmesi adına Ekonomi Bakanlığı
çalışmaları hakkında bilgilendirmeler
yapıldı. Toplantıya, TİM Lojistik
Konseyi Başkanı Bülent Aymen,
TİM Genel Sekreteri İsmet Yalçın,
TİM Şube Müdürü İbrahim Özçelik, Doğu Karadeniz İhracatçılar
Birliği Yönetim Kurulu Başkanı
Ahmet Hamdi Gürdoğan, Ekonomi
Bakanlığı Daire Başkanı Oğuzhan
Berber, Ekonomi Bakanlığı Uzmanları Nuh Üstün, Sibel Toper, Dilara
Zümreoğlu Tek, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Şube
Müdürü Ahmet Damcıdağ, Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı Uzmanı Barış
Biçimseven, Deniz Ticaret Odası adına Asım Barlın, Demiryolu
Taşımacıları Derneği Genel Müdür
Yardımcısı Nükhet Işıkoğlu, Bursa
Gümrük Müşavirleri Derneği Başkanı Orhan Kattaş, TİM Uzmanları
Funda Özgüleç ve Merve Yıldız Güler, UTİKAD Yönetim Kurulu Üyesi
Arif Badur’un yanı sıra UND adına
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Murat Baykara, İcra Kurulu Başkanı
Fatih Şener, Yönetim Kurulu Başdanışmanı Cahit Soysal, İcra Kurulu
Üyesi Erman Ereke katılım sağladı.
21
Güvenli sürüş için doğru lastik
“Aracınızın yol ile temasını sağlayan tek bağlantı noktası lastiğinizin yola bastığı alandır, o da eliniz kadardır. Bu alanı doğru kullanmazsanız hayatınızı tehlikeye atmış olursunuz’’ diyen LASİD Genel Sekreteri Ünsal güvenli sürüş için doğru
lastiğin önemine işaret ederek doğru lastiğin kriterlerini sıraladı.
Lastik Sanayicileri ve İthalatçıları
Derneği (LASİD) güvenli sürüşte lastiğin önemine dikkat çekerek; ‘doğru
lastik kullanımı’ konusunda sürücüleri uyardı. LASİD Genel Sekreteri
Bahadır Ünsal, lastiğin hayati önemini vurgulayarak şöyle dedi: “Lastik,
güvenli bir sürüş için can simididir.
Aracınızın yol ile temasını sağlayan
tek bağlantı noktası, lastiğinizin yola
bastığı alandır; o da neredeyse elinizin boyutu kadardır. Bu alanı doğru
kullanmazsanız hayatınızı, araçtaki
yolcuların hayatını, trafikteki başka
araçları ve onların taşıdığı hayatları
da tehlikeye atmış olursunuz. Güvenli sürüş için aracınıza en uygun ve
doğru lastiği seçmeli, onu da doğru
şekilde kullanmalısınız ancak şunu
da unutmamalıyız ki trafik; tüm sürücü ve yayaların ortak bir bilinçle ve
birbirine saygı duymaları sayesinde
sağlıklı yürür.”
Doğru lastik nedir?
Ünsal; doğru lastiğin kriterlerini şöyle
sıraladı: “Araç için en doğru lastik,
araç üreticisinin belirlediği ve araca
orijinal olarak taktığı ebattaki lastiktir.
Araç üreticileri, aracı dizayn ederken hız, yol, yük, sürücü ve benzeri
etkenlere göre en uygun ebat ve
özellikteki lastiği, test ve onay sürecinden sonra saptarlar. Sürücülerin
yapacağı şey; tavsiye edilen tip ve
ebattaki lastiği seçmektir. Öte yandan, farklı hava, yol ve kullanım koşulları da lastik seçiminde önemli bir
kriterlerdir. Örneğin; kış koşullarında
kış lastiği kullanılırken; +7 derecenin
üzerindeki sıcaklıklarda yani bahar ve
yaz aylarında yaz lastiği gerekir.”
Yazın kış lastiği
yakıt tüketimini artırır
Ünsal; daha üstün performans ve
güvenli bir sürüş için yaz lastiklerine zamanında geçişin önemine
de işaret ederek şöyle dedi: ‘’Kış
koşullarında sizlere daha iyi hizmet
etmesi için üretilen kış lastiklerinizi
yaz koşullarında da kullanmaya
devam ederseniz, kış lastiğinin
sağladığı tüm avantajlar yazın
sizin aleyhinize döner. Örneğin;
Yuvarlanma direnci yüksek olduğu için yakıt tüketiminiz artar,
Farklı sırt karışımı nedeniyle fren
mesafeniz uzar ve olası tehlikelere
yol açar.”
Lastiğin doğru kullanımı
için ne yapmalı?
Peki ya lastiğin doğru kullanılması
için hangi noktalara dikkat etmeliyiz? Ünsal, şu noktaların altını
çizdi: Diş derinliği çok önemli: Yaz
lastiğine geçerken, lastiğinizin diş
derinliğini mutlaka kontrol etmeli/
ettirmelisiniz. Diş derinliğinin yasal
diş derinliği olan, 1.6 mm’den
daha düşük olmaması gerekir. 1.6
mm’den daha az diş derinliği olan
lastikler yol tutuşu, fren mesafesi,
yakıt tüketimi gibi konularda olumsuzluk getirirken, yasal olarak da
kullanılması mümkün olmadığından,
yenileri ile değiştirilmelidir. Düzensiz aşınmalara ve özürlere dikkat:
Yaz lastiklerinizin diş, topuk, yanak
ve sırt kontrollerini yaptırmalısınız.
Lastiğinizin herhangi bir noktasında
görülen düzensiz aşınma, delinme,
yıpranma ve yırtılma benzeri özürler
uzmanları tarafından incelenmeli ve
alınacak karara göre uygulama yapılmalıdır. Doğru janta monte: Lastiklerinizin araç üreticilerince belirlenen
ve teknik olarak uygun janta monte
edilmesini sağlamalısınız. Aracınıza
uygun hava: Lastiklerinizin uygun
hava değerlerinde şişirilip şişirilmediğini kontrol edin. Lastiğinize, aracınızın kitabında önerilen doğru ve uygun
havayı basmalı/bastırmalısınız. Balans
ayarı: Lastiklerinizin balans ayarlarını yaptırmalısınız. Lastiğin araca
montajı: Lastiklerinizi aracınıza monte
ettirirken, hep karşılıklı gelen bijonları
sıkarak tam ve sağlıklı bir şekilde
aracınıza monte ettirmelisiniz. Düzenli
Hava basıncı kontrolü: Lastiğinizin
havalarını mümkün olduğunca sık ve
lastikler soğuk iken ölçmeli ve azalma
var ise tamamlatmalısınız. Unutmayın
doğru lastik doğru hava ile daha verimli çalışır, daha az yakıt tüketimine
yardımcı olur. Öte yandan, Yüksek
hava lastiğinizin sırtının ortasında,
düşük hava ise lastiğinizin sırtının
omuza doğru kenarlarında anormal
aşınmalara yol açar ve zamanından
önce lastiğinizi değiştirmek zorunda
kalırsınız.
Mayıs 2015
22
UND’den
Gümrük ve Ticaret Konseyi,
UND’nin katılımıyla gerçekleşti
Gümrük ve Ticaret Konseyi’nde ülkemizin, Küresel Lojistik Performans Endeksine ilişkin son dönemde “gümrük” ve “zamanında teslim” kriterlerinde yaşadığı düşüşün nedenlerine değinen UND Başkanı Nuhoğlu; ülkemizin zamanında
teslim alanında 27’nci sıradan 41’inci sıraya gerilediğini aktarırken, bunun uluslararası pazarda karşılaşılan engellemeler ve gümrük idarelerimizde yaşanan
sorunlardan kaynaklandığını, gerilemenin yaşandığı bir başka kriterin “gümrük”
olduğunu ve burada da 32’nci sıradan 34’üncü sıraya düşüldüğünü belirtti.
22.06.2012 tarihli Resmi Gazete yayınlanarak yürürlüğe giren
ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
tarafından kurulan Gümrük ve
Ticaret Konseyi’nin, ilk toplantısı 13 Mayıs’ta ilgili bakanlıkların,
kamu kuruluşlarının ve sivil toplum
kuruluşlarının yoğun katılımı ile
İstanbul’da gerçekleştirildi. Gümrük
ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih
Metin başkanlığında gerçekleştirilen
konsey toplantısına, konseyin temsilci üyesi olan UND adına Yönetim
Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, İkinci Başkan Şerafettin Aras, Başkan
Yardımcısı Cavit Değirmenci, İcra
Kurulu Başkanı Fatih Şener ve İcra
Kurulu Üyesi Erman Ereke katıldı.
UND Başkanı Nuhoğlu
Dünya Gümrük Örgütü’nün
çalışmalarına değindi
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na,
gümrük ve iç ticaret politikalarının
oluşturulması ve uygulanması ile
ilgili olarak görüş bildirmek ve bu
konularda araştırma ve çalışmalar
yapmak, gümrük ve ticaret politikalarına, ekonomik sistemdeki tüm
aktörlerin ortak katılımı ve işbirliği
temelinde ve objektif esaslara göre
yön vermeye katkı sağlamak amacıyla kurulan bir danışma organı
olan Gümrük ve Ticaret Konseyinin işleyişi ve yapısı ile ilgili görüş
ve önerilerin paylaşıldığı konsey
toplantısı, Bakan Yardımcısı Fatih
Metin’in Gümrük ve Ticaret Bakanlığının faaliyetlerine ve projelerine
ilişkin sunumu ile başladı. Konsey
toplantısında, konseyin temsilci
üyesi olan Uluslararası Nakliyeciler Derneği adına Yönetim Kurulu
Başkanı Çetin Nuhoğlu konuşma
yaparken, konuşmasında; ülkemizin 2023 yılına ilişkin hedeflerine
Mayıs 2015
giden yolda Dünya Gümrük Örgütü
çalışmalarının önemine değindi ve
ülke performansının artırılması adına
işbirliğinin geliştirilmesi gerektiğini
vurguladı. Uluslararası alanda taşımacılık sektörüne getirilen engellemelerin uluslararası anlaşmalar ve
Bali Kararları’nı ihlal ettiğini ve ülke
olarak sektörümüzün önündeki
engellemelerin kaldırılması adına
hareket edilmesi gerektiği Başkan
Nuhoğlu tarafından vurgulanan bir
başka husus oldu.
Gümrük ve zamanında teslim
Ülkemizin, Küresel Lojistik Performans Endeksine ilişkin son dönemde “gümrük” ve “zamanında teslim”
kriterlerinde yaşadığı düşüşün
nedenlerine değinen UND Başkanı
Nuhoğlu; ülkemizin zamanında
teslim alanında 27’nci sıradan
41’inci sıraya gerilediğini aktarırken, bunun uluslararası pazarda
karşılaşılan engellemeler ve gümrük
idarelerimizde yaşanan sorunlardan
kaynaklandığını, gerilemenin yaşandığı bir başka kriterin “gümrük”
olduğunu ve burada da 32’nci sıradan 34’üncü sıraya düşüldüğünü
belirtti. Ülkemizin genel sıralamada
30’uncu sırada yer aldığı ve ilk 15
içine girilebilmesi adına gümrük
alanında iyileştirmelerin bir an önce
hayata geçirilmesi gerektiğini, ürün
teslimlerinde yaşanan gecikmelerin
ortadan kaldırılması adına beklemelere neden olan sorunların analiz
edilerek, bunların çözüme kavuşturulması gerektiğinin altını çizdi.
Konseyin ülkemiz açısından taşıdığı
öneme değinen Nuhoğlu, Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı tarafından
hayata geçirilen proje ve devam
edecek çalışmalar adına teşekkürlerini ileterek konuşmasını sonlandırdı. Konsey’de dile getirilen ve
sektörümüz açısından önem arz
eden diğer öneriler ise, taşımacılık
ve lojistik ile ilgili ayrı bir çalışma
komitesinin oluşturulması, mevzuat
düzenlemelerinin öncelikle konsey
gündemine getirilmesi, Konsey’in
İcra Kurulu’nda özel sektör temsilci sayısının artırılması, sektörler
açısından etkinliğin fazlalaştırılması
adına toplanma sıklığının artırılması,
yaşanan mevcut sorunların çözümüne yönelik çalışmalara bir an
önce başlanması hususları oldu.
23
Mayıs 2015
24
LOJİSTİK
KARA-DENİZ VE DEMİRYOLU
KORİDORU KURUYOR
Borusan Lojistik, yurtdışı hizmetlerde liderlik koltuğuna oturmak için harekete
geçti. İlk hamleyi Balnak satın almasıyla yapan marka, bu entegrasyonu tamamlarken 50 kişilik bir satış operasyon ekibi oluşturdu. Avrupa’ya 3 koldan giderek
taşımacının önündeki engelleri bypass etmeyi düşünen Borusan, karayolu, RoRo ve Ro-La ile birlikte konteyner taşımaları da yapacak.
Yurtiçi lojistikte hizmetlerinde
zirvede yar alan Borusan Lojistik,
bunu uluslararası hizmetlere de
taşımakta kararlı. Balnak satın almasıyla bu yönde çalışmalara başlayan marka, entegrasyon çalışmalarını tamamladı ve düğmeye bastı.
Uluslararası taşıma organizasyonu
daha etkin yapmak için satış operasyonu oluşturdu. Farklı farklı segmentasyonlarla 50 kişinin yer aldığı
bir satış ekibi, satış destek bölümü,
key acount, (Kilit Müşteri Yönetimi),
saha satışı, tele satış ve tele market
bölümlerinden oluşuyor. Borusan’ın
en fazla ses getirecek adımı ise;
Avrupa yönlü taşımalarda Türk
Mayıs 2015
nakliyecisinin önüne konun engelleri
ortadan kaldıracak 3 ayaklı bir hat
oluşturması olacak. Bu yıl hizmete
girmesi beklenen karayolu-denizyolu ve demiryolundan oluşan hat ile
Borusan rekabette öne çıkmayı ve
farklılaşmayı hedefliyor.
Borusan Lojistik Genel Müdürü
Kaan Gürgenç, karayolu-Ro-Ro ve
Ro-La hatlarını içeren bir doğu-batı
koridoru oluşturduklarını söylüyor.
Avrupa’ya yapılan taşımalarda
karayolunu yüzde 70 oranında
azaltacaklarını, bunu demir ve deniz
yoluna kaydıracaklarını belirten
Gürgenç, testlerin başladığını ve
hizmetin bu yıl içinde başlayacağı
bilgisini paylaşıyor. Bunu yurtdışındaki acenteleriyle birlikte yapacaklarını aktaran Gürgenç, oluşturacakları koridorlar ilgili şu bilgileri
veriyor: “Biz bu engellemeleri, nasıl
bypass ederiz diye çalıştık. Kapıların problemlerini ortadan kaldıracak
çözümler üretiyoruz. Hem Avrupa
trafiği hem Kazakistan, ve diğer
alt ülkeleri birleştireceğiz. Bunu
Avrupa’daki acentelerimizle birlikte
yapacağız. Kuvvetli olan networkümüzü bile değiştiriyoruz. Daha
yapısal daha anlam ifade eden
kırılması zor anlaşmalar haline
getiriyoruz.”
Kaan Gürgenç, yurtiçi taşımacılık
25
ve lojistik hizmetlerinde çok güçlü
olduklarını ve bunu uluslararası alana da taşımakta kararlı olduklarını
söyleyerek atılan adımları ve hedefleri açıklıyor. 2016 yılında herkese
“Uluslararası taşıma işini Borusan
farklı yapıyor” dedirteceklerini iddia
eden Gürgenç, Balnak satın almasının bunun ilk aşaması olduğunu
ifade ediyor. “Ben Balnak’ı üzerine
bir bina inşa etmek için, bir sıçrama
tahtası yapıp üzerine daha fazlasını koyacağım diye aldım” diyen
Gürgenç, Balnak resmi ile Türkiye
uluslararası taşımacılık sektörü
resmi arasında bir fark olmadığını ve
o farkı inşa ettiklerini aktarıyor.
Oluşturdukları satış operasyon
ekibine oldukça güvenen Gürgenç
“Arkada hızlı çalışan, iyi çalışan bir
makine var. Ön tarafta da satış
olacak. Böylece müşteriye daha
yakın ve daha yalın bir organizasyon
oluşturuldu ve oluşum 5 Ocak’ta
tamamlandı” diye konuşuyor.
Büyümek sistem gerektirir
“Uluslararası taşıma şirketleri patronlar üzerinden yürüyor ve patronlar kendilerini sıkıntıya sokacağını
düşündükleri işlere girmiyorlar” diye
konuşan Gürgenç, “Çünkü büyümek sistem gerektirir” diyor.
Türkiye’de genelde insana dayalı
sistemlerin kullanıldığını anlatan
Gürgenç bu sistemlerin bir süre
sonra büyümenin önünde engel
oluşturduğunu kaydediyor. Gürgenç
sektördeki işleyiş ve kendilerinin
farklılaşma yönündeki adımlarını
şöyle anlatıyor: “Balnak’ta arkadaşlarımız müşteriye yakın olduklarını
söylüyorlardı. Müşterinizin hangi
takımı tuttuğunu, hangi partiye oy
verdiğini bilmek müşteriye yakınlık
değildir dedik. Müşterinin toplam
potansiyelini bileceksiniz, onlarla
günlük yaşayacaksınız, alacağınız
yüklerin tamamını alabiliyor olacaksınız, sistematik olarak müşterinin
tüm yükünü görüyor olacaksınız.
Yetkin ve etkin satış teşkilatını ortaya
çıkarabilmek için işin A, B, C’sinden
başlayıp yöneticisi dahil herkese satışın ne demek olduğunu anlatan bir
eğitim dizayn ettim. Sabancı Üniversitesi ile birlikte bu eğitimi arkadaşlar
peyderpey alıyorlar. Herkese işin bir
parçasını vererek bir süreç dizayn
ettik. ‘ Arkadaşlarımız biz eskiden
Almanya masası olarak maraton koşuşu yapıyormuşuz. Planlamayı biz
yapıyorduk, tedariki biz yapıyorduk,
satışı biz yapıyorduk, şimdi sen
bunları aldın parçalara böldün bize
bayrak koşusu yaptırıyorsun’ diyorlar. Eskiden hatalar bir masa içerisinde kalabiliyordu ama şimdi senin
iyi olabilmen için senden öncekinin
görevini iyi yapmış olması gerekiyor. Bu sürece tamamen ölçülebilir
hala getirdiğim zaman gelişmeye
başlayacağım. Borusan’da bunda
başarılı olduk. Bunu uluslararası
taşımacılığın dinamiklerine uygun
şekilde monte ediyoruz.”
Balnak’ı büyüttük
Gürgenç’e, sektörde Balnak satın
almasının Borusan Lojistik’e yaramadığı değerlendirmelerinin yapıldığını söylüyoruz. Gürgenç buna;
“Ben Balnak’ı satın aldığımda
cirosu 120 milyon dolardı. Bugün
bu ciro 150 milyon dolar. Balnak’ı
aldığımızda parite 1.35’ti. Şimdi parite 1,05. Parite olarak bakarsanız
ciro daha fazla olur. Gelirler Euro
olduğundan dolara bölündüğünde
dolar değer kazandığında daha
küçük bir değer gibi görünüyor.
Yani biz ciroyu yüzde 25 değil yüzde 42 büyütmüşüz. Biz çok fazla
kendimizi anlatmayı seven bir şirket
olmadığımız için dedikodu mekanizması devreye giriyor. Sektörün
inanılmaz bir dedikodu mekanizması var” diye cevap veriyor.
Uluslararası taşımada
herkes aynı hizmeti veriyor
“Yurtiçi taşımacılıkta her 100
müşterimizden 99’u kontratlı.
Ancak uluslararası taşımacılıkta
100 müşterimden sadece bir tanesi
kontratlı. Bu kadar değişik bir yapı
var. Çünkü uluslararası taşımacılıkta
iş birbirine o kadar bezer ki. Siz her
gün evinize ekmek alıp gidiyorsunuz.
Bunun için kontrat yapar mısınız?
Bakkaldan, orası olmadı fırından
orası olmadı marketten ekmek alabilirsiniz” diyerek uluslararası taşımacılıkta herkesin aynı hizmeti verdiğini
anlatan Gürgenç, uluslararası hizmet
alacak müşterilerine Borusan Lojistik
ile çalışma alışkanlığı kazandırmak
istediklerini söylüyor. Müşteriye
Borusan’ın bu işi farklı yaptığını söyletmek istediklerinin altını çiziyor.
650 milyon dolarlık
dev bir şirket
Kaan Gürgenç, Borusan Lojistik
olarak 2014 yılını yüzde 11 büyüme
ile kapattıklarını ancak bu dönemde
motorin fiyatlarının geriye gitmesinden
dolayı üzerlerinde karlılık baskısını çok
fazla hissettiklerini ifade ediyor. Müşteri
ile yaptıkları anlaşmalarda motorin
fiyatları düştüğünde müşteri fiyatlarının
da düştüğünü ancak aynı düşüşü
pazarda kullandıkları kamyonculardan
alamadıklarını anlatan Gürgenç, “2014
yılı her şeye rağmen 2014 yılı büyüdüğümüz müşterilerimize yeni müşteriler
kattığımız bir yıldı” diyor. 650 milyon
dolarlık cironun nereden geldiğini de
açıklayan Gürgenç şu bilgileri paylaşıyor: “300 milyon doları Türkiye içi
lojistikte yapıyoruz, 150 milyon doları
uluslararası taşımada yapıyoruz, 60
milyon doları limandan yapıyoruz, diğer
hizmetlerden gelenlerle birlikte toplam
650 milyon dolar ciromuz var.”
Mayıs 2015
26
GÜNCEL
Tamer Dinçşahin ve ekibini transfer
eden Ekol, Rusya’da şirket kuruyor
Lojistik sektörünün öncü firmalarından Ekol Lojistik, UND eski başkanlarından
Tamer Dinçşahin’i transfer etti. Rusya’da şirket kuracak olan Ekol Lojistik
Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, Rusya’ya Ro-Ro başlayabileceğini ifade etti.
Global bir Türk lojistik mar-
kası yaratma hedefi doğrultusunda
yatırımlarını hızla sürdüren ve ciroda
1.2 milyar TL’yi aşan Ekol Lojistik,
yurtdışındaki 11. şirketini Rusya’da
kuruyor. Aynı zamanda Türk ihracatçısının Rusya’ya daha hızlı ve
sorunsuz ulaşmasını hedefleyen Ekol,
bu pazarda büyük deneyimi bulunan
UND’nin eski başkanlarından Tamer
Dinçşahin’i Ekol Dış Ticaret Genel
Müdürü olarak transfer etti.
Musul, şirketin önemli bir yatırım planını açıkladı. Son olarak Polonya’daki
yatırımı ile yurtdışındaki şirket sayısını
10’a çıkaran Ekol’ün yeni durağı ise
Rusya olacak. Moskova’da şirket
kurma hazırlığında olan Ekol, sadece
taşıma yapmayacak, Rusya’ya taşıma
yapan Türk ihracatçısına dış ticaretten, gümrüklemeye depolamadan
dağıtıma komple hizmet sunacak.
Şirket bu hedefi doğrultusunda Rusya
pazarında deneyimli bir isim olan
Tamer Dinçşahin’i Ekol’e transfer etti.
UND eski başkanı olan Tamer Dinçşahin, son olarak Türkiye ve Rusya
ülkeleri arasında devlet düzeyinde
imzalanan protokollerle uygulamaya konan Basitleştirilmiş Gümrük
Hattı’nın (BGH) tek yetkili firması Favor
Trans’ta Genel Müdür olarak görev
yapıyordu. Bu yetki Favor Trans’ta
alınarak TİM’e verildi. Ekibi ile Ekol’e
Mayıs 2015
geçen Tamer Dinçşahin, Ekol Dış
Ticaret Bölümü Genel Müdürü oldu.
Ahmet Musul, bu ekibi bünyelerine
katarak Türk ihracatçısına Rusya’ya
yönelik faaliyetlerinde kaliteli ve hızlı bir
hizmet vermek istediklerini vurguladı.
Musul, “Bundan önce bu ekip işin
bürokratik tarafında yer alıp, izinlerin
alınması gümrük işlemlerinin yapılması
gibi işlerle ilgileniyordu. Fiili hizmet
tarafında yoktu. Biz Ekol olarak hem
işin taşımasında hem orada depolanmasında ve dağıtılmasında arzu eden
müşterilerin dış ticaretinin öncesinden
fiili hizmetin bitimine kadar tüm süreci
gerçekleştirecek altyapıyı kuruyoruz.
Haziran ayında şirketimizi kurmuş
olacağız” dedi.
Rusya’ya Ro-Ro başlayabilir
Alternatif Ro Ro’yu yeniden yapılandırarak bağımsız bir şirkete dönüştüren ve geçtiğimiz ay filoya Fadiq
ismi verilen 5’inci gemiyi katan Ekol
Lojistik, Rusya’ya yönelik yeni bir
Ro-Ro hattının kurulmasına da sıcak
bakıyor. Musul, “Bu pazarda belli
bir hacim yaratabilirsek, o hacmin
vermiş olduğu güvenle Rusya’ya RoRo hattını gündemimize alabiliriz, bu
konuda farklı gelişmeler yapabiliriz”
dedi.
28
EKONOMİ
İhracatçı her şeye rağmen
50 bin yeni istihdam yarattı
TİM’in geleneksel hale gelen ‘Eğilim Anketi’ çalışmasında; girdi maliyetlerinin
arttığı, karlılığın ciddi baskı altında olduğu ortaya çıkarken karlılığın alarm
verildiğini ve bir an önce bu konuda önlem alınması gerektiği ortaya çıktı.
firmaların yüzde 39’u, yılın ilk çeyreğinde yeni pazarlara girebildi. Anket
sonuçlarını değerlendiren Büyükekşi, ihracatçıların tüm dünyada yaşanan daralmaya rağmen, karlılığının
düşmesini göze alarak pazar payı
kazanmaya odaklandığını’ söylerken, “İhracatçılarımız bunun için
yatırım yapmaya ve istihdama katkı
vermeye devam ediyor” dedi. 2’nci
çeyrekte birim ihraç fiyat beklentilerinin yükselmesini de olumlu olarak
değerlendiren TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi, “Birim ihraç fiyat beklentilerinin artması ihracat için çok iyi
bir gelişme çünkü ihracatımızı kilo
bazında arttırıyoruz. Buna ek olarak
birim fiyat beklentilerinin artması
önümüzdeki dönemde ihracatımıza
pozitif yansıyacak” dedi. Büyükekşi,
ilk çeyrekte girdi maliyetlerinin arttığını belirten ihracatçıların oranının
yüzde 66,5 olduğunu enerji birim
girdi maliyetlerinin arttığını belirten
firmaların oranının ise yüzde 48’den
yüzde 55’e yükseldiğini ifade etti.
İhracata parite etkisi
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)
tarafından geleneksel hale getirilen ve
yılın çeyreklerine göre gerçekleşme
ve beklentileri değerlendiren Eğilim
Anketi çalışmasının 2015 yılı 1’inci
Mayıs 2015
Firmaların hammadde temininde
döviz dağılımında en yüksek payı
Euro’nun aldığını belirten TİM
Başkanı “Euro ihracat kırılımında
yüzde 49, ithalat kırılımında ise
yüzde 42’lik bir paya sahip. Euro
kazanıp dolar harcayan bir yapıda
paritedeki düşüşlerin bizi etkilemesinin sebebi de bu. Sadece AB-28
pazarında parite, ihracatımıza 4
ayda 4,5 milyar dolar negatif etki
yaptı. Nasıl Euro yükseldiğinde,
geçtiğimiz yıl aynı günlerde olduğu
gibi pozitif etkisinden bahsediyorsak, Euro düştüğünde de negatif
etkisini ortaya koyuyoruz” dedi.
çeyrek gerçekleşme ve 2’nci çeyrek
beklenti sonuçları açıklandı. Anket
sonuçlarına göre ihracatçı firmalar
yaşanan sıkıntılara rağmen pazar
payı kazanmaya odaklandı. İhracatçı
Anketten çıkan
sonuçlar şöyle
İhracatçının 2’nci çeyrek dolar /
TL kur tahmini 2,66, euro / TL
29
kur tahmini 2,85, eur/dolar parite
tahmini ise 1,07 oldu. İhracatçılar,
yıl sonunda pariteyi dolar için 2,76,
euro için 2,91 ve euro/dolar için 1,07
öngördüklerini söyledi. İhracatçıların
2015 yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 7.25 oldu. İhracatçıların yıl sonu
büyüme beklentisi yüzde 3.1 oldu.
İhracatçıların rekabetçi-ideal kur
beklentileri Dolar’da 2,55; Euro’da
2,93, paritede ise 1,15 olarak şekillendi. İhracatçıların yüzde 61.4’ü
döviz kurlarını öncelikli sorun olarak
görürken; yüzde 44.6’sı enerji maliyetlerini, yüzde 39.6’sı ise ara mal ve
hammadde fiyatlarını öncelikli sorun
olarak tanımladı. Rusya en yüksek
oranda hedef pazar olarak belirginleşti. Rusya’yı ABD, Çin, Almanya
ve Brezilya izledi. Yılın ilk çeyreğinde
mevcut pazarlarda yeni müşterilerden sipariş aldıklarını belirten ihracatçıların oranı yüzde56 ile geçtiğimiz
dönemdeki seyrini korudu.
elektrik tüketiminin arttığını belirenlerin oranı ise yüzde 41,2’den yüzde
34’e geriledi.
İhracatçılar umudunu koruyor
2015 yılının 2. çeyreğine üretim ve
ihracatlarının artacağı beklentisi ile
giren ‘umutlu’ ihracatçıların oranı
sırasıyla yüzde 34,9 ve yüzde 37,6
olarak gerçekleşti.
İhracatçı firmaların yüzde 29,3’ü
üretimlerinin, yüzde 31,2’si ise
ihracatlarının geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında yükseldiğini belirtti.
Karlılık alarm veriyor,
acil önlem alınmalı
Genel karlılık düzeyinin azaldığını belirten firmaların oranı yüzde
45’ten yüzde 54,4’e, ihracatta
karlılık düzeyinin azaldığını belirten
firmaların oranı ise yüzde 40,4’ten
yüzde 58,8’e yükseldi.
İhracatçının
en temel 3 sorunu
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)
2015 yılı 1’inci çeyrek gerçekleşme
ve 2’inci çeyrek beklenti anketi
sonuçlarına göre, yılın ilk çeyreğinde
ihracatçı firmalar yaklaşık 50 bin
yeni istihdam yarattı. TİM Başkanı
Mehmet Büyükekşi, “İhracatçıların
yılın ‘‘inci çeyreğinde birim ihraç
fiyat beklentisi yüksek. Bu çok
olumlu bir gelişme çünkü ihracatımızı kilo bazında artırıyoruz.
Birim fiyatın artması ihracata pozitif
yansıyacak” dedi. Ankete göre ihracatçıların en büyük ilk üç sorunu,
euro kaynaklı döviz kurları, enerji
maliyetleri ile hammadde ve ara mal
fiyatları oldu. İhracatçılar yılın 2’inci
çeyreğinde, doların 2.66, Euro’nun
2.85 ve Euro/Dolar paritesinin ise
1.07 olacağını tahmin etti.
Girdi maliyetleri artıyor,
karlılık ciddi baskı altında
Anket sonuçlarına göre 2015 yılı
ilk çeyreğinde ihracatçı firmaların
üretim, tedarik ve enerji kullanımı
açısından geçtiğimiz iki dönemde
olduğu gibi üzerinde durdukları en
önemli gerçekleşme girdi maliyetlerindeki artış oldu. Girdi maliyetlerinin
arttığını belirten ihracatçıların oranı
yüzde 66,5. Yılın son çeyreğinde 8
puan gerileyen bu oran ilk çeyrekte
eski trendine geri döndü. Benzer
trend, enerji maliyetlerinde de görülüyor. Enerji birim girdi maliyetlerinin
arttığını belirten firmaların oranı yüzde
48’den yüzde 55’e yükselirken,
Mayıs 2015
30
DOSYA
‘Lojistik Koordinasyon Kurulu’ ile
ÇARKLAR
HIZLI DÖNECEK
Başbakan Ahmet Davutoğlu ile ekonomi kurmaylarının katıldığı TOBB’un
8. Sektörel Ekonomi Şurası’nda 60 sektör meclisinin, sektörlerinde tespit ettikleri sorunlar ve bunlar için öngördükleri çözüm önerileri tartışıldı.
TOBB tarafından düzenlenen 8. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurasında,
TOBB Türkiye Ulaştırma ve Lojistik Sektör Meclisi Başkanı Çetin Nuhoğlu,
Başbakan Ahmet Davutoğlu ve beraberindeki 8 bakana lojistik sektörünün sorunlarını içeren bir sunum gerçekleştirdi.
TOBB Sektörel Ekonomi Şurası’nda konuşan
Çetin Nuhoğlu, yoğun kara gümrükleri, sınır ve iç tren
gar gümrüklerindeki uygulamalar, 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu’nun rekabete aykırı hükümler
içermesi, gümrük Mevzuatı değişiklikleri nedeniyle
karşılaşılan sorunlar, profesyonel TIR şoförlerinin,
“Türkiye-Avrupa Birliği (AB) Vize Serbestisi Diyaloğu”
kapsamında öncelikli muafiyet kategorisine alınmamış
olması, 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında hedeflenen “Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm” programı kapsamındaki bazı eylemlerin henüz başlatılmamış
olması ile ilgili olarak Başbakan Ahmet Davutoğlu ve
heyetini bilgilendirdi.
Bir hafta içerisinde Lojistik Koordinasyon
Kurulu kurulacak
Sektörün taleplerini tek tek dinleyen Başbakan Ahmet
Davutoğlu, ‘Taşımacılıktan Lojistiğe Geçiş’ konusunda hükümetin bir yol haritası açıkladığını, bu süreci
yönetmek amacıyla ‘Lojistik Koordinasyon Kurulu’
oluşturulmasını kararlaştırdıklarını ve bir hafta içinde
Mayıs 2015
Başbakanlık genelgesiyle bu kurulun kurulacağını bildirdi.
Sektörler ‘check-up’tan geçti
60 farklı sektörün temsilcisi Başbakan Davutoğlu ve
Bakanlarla TOBB’da düzenlenen 8. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası’nda biraraya geldi. TOBB Başkanı
Hisarcıklıoğlu’nun evsahipliğindeki Şura’da sektörler
check-up’tan geçti. Sorunlar ve öneriler net bir şekilde
ortaya konuldu. Şura’nın açılış konuşmasını yapan Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, “Kamu ile özel sektör arasında kurduğumuz
kapsamlı diyalog mekanizmaları sayesinde, özel sektör ile
kamu idaresi arasında, ortak akıl ve empati sağlandı” dedi.
Hisarcıklıoğlu, konuşmasına, sözde Ermeni soykırımı konusunda Avrupa Parlamentosu’nun aldığı kararı üzüntüyle
karşıladığını ifade ederek başladı. Kararın tarihi gerçeklerle
bağdaşmayan, Avrupa tarihi ve siyaseti için utanç duyulması gereken yanlış bir adım olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “İnşallah Avrupalı muhataplarımız tarihin masa
başında yazılmayacağını bir gün mutlaka anlayacaklardır”
diye konuştu.
31
Hisarcıklıoğlu: Sektör meclisleri istişare
mekanizması olarak faaliyet gösteriyor
Şuranın
tüm sektörleri bir araya getiren, Türkiye’nin bu alandaki
en büyük ve en kapsamlı buluşması olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, sektör meclislerinin her
sektördeki en büyük 40 firmayı
içerdiğini dile getirdi. Hisarcıklıoğlu, bu sayede sektörleri yakından
takip edebildiklerini söyledi. Ayrıca
her sektör meclisinde, o sektör ile
ilgili kamu idaresinden de daimi
bir temsilcinin yer aldığını belirten
Hisarcıklıoğlu, “Böylece Türkiye
sektör meclisleri, özel sektör ile
kamu idaresinin bir araya gelerek
aynı masa etrafında istişare ettiği,
birlikte çalıştığı, sorunları tartıştığı,
mutabık kalınan önerilerin kamu
idaresine aktarıldığı, sektörel
ve istişare mekanizması olarak
faaliyet gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu. Hisarcıklıoğlu,
sektör meclisi başkan ve üyelerinin, bir taraftan iş hayatında
başarıyla mücadele ederken diğer
taraftan sektörlerini temsil etmek
gibi büyük emek isteyen önemli görev üstlendiklerine dikkati
çekti. Dile getirilen tüm sorunlar
ve önerilerin ilgili bakanlıklar ve
kurumlar bazında da ayrıca tasnif
edileceğini ve kendilerine iletileceğini anlatan Hisarcıklıoğlu,
“İnanıyorum ki arkadaşlarımızın
bu değerli çalışmaları, kamuözel sektör işbirliğine yeni bir
ivme kazandırarak, ekonominin
büyümesine destek verecektir”
ifadesini kullandı. Önceki sektörel
şuralarda gündeme getirdikleri
çeşitli konularda, hükümetin attığı
adımlar ve sağladığı ilerlemelerin,
reel sektörün büyümesini sağladığını kaydeden Hisarcıklıoğlu,
tekstil, ilaç ve turizm alanındaki
KDV indirimleri, denizcilik ve
turizme yönelik destekler, Kaynak
Kullanımını Destekleme Fonu’nun
kaldırılması, KOBİ’lere tanınan
yeni imkanlar ve istihdam desteklerini bunlara örnek olarak gösterdi. Tüm bu gelişmelere karşın
sıkıntıların hepsinin aşılmadığını
belirten Hisarcıklıoğlu, “Sorunlar
elbette var, var olmaya da devam
edecek ama bunlar aşılamayacak
sorunlar değil. Daha da önemlisi,
artık sorunları daha rahat aşma
imkanını yakaladık. Kamu ile özel
sektör arasında kurduğumuz bu
kapsamlı diyalog mekanizmaları
sayesinde, özel sektör ile kamu
idaresi arasında, ortak akıl ve
empati sağlandı. İş hayatındaki sorunları anlatabildiklerini ve bunların
çözülebildiğini gören girişimcileri-
M. Rifat Hisarcıklıoğlu
Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği (TOBB) Başkanı
mizin de bakış açıları değişti, gelişti”
görüşünü dile getirdi. Şuraya Maliye
Bakanı Mehmet Şimşek, Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı
Feridun Bilgin, Ekonomi Bakanı
Nihat Zeybekci, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi
Eker, Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Gümrük ve Ticaret
Bakanı Nurettin Canikli ile Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık
da katıldı.
Başbakan Davutoğlu:
Yapamayacağımız hiçbir şeyi vadetmedik
Başbakan Ahmet Davutoğlu Şura’nın açılışında yaptığı
konuşmada, 1915 olaylarına
yönelik Türkiye üzerinden çirkin
oyunlar oynanmak istendiğini ve
buna geçit vermeyeceklerini ifade
etti. Başbakan Ahmet Davutoğlu: “1915 olayları ile ilgili birçok
telefon diplomasisi yapacağız.
Türkiye’ye yönelen o haksız ve
hepimizi isyana teşvik eden yani
gönüllerimizden gelen seslerle
tepki vermemize yol açan bu haksız ithamlar ve Türkiye’yi kıskaca
alma çabalarına karşı mücadele
ediyoruz” dedi. Davutoğlu, TOBB
Genel Merkezi’nde düzenlenen TOBB Sektörel Ekonomi
Şurası’nda yaptığı konuşmada,
8 Nisan’da 81 ilin temsilcileriyle
birlikte olduklarını, 59 sektörden kadın ve genç girişimcilerin
temsilcileriyle de görüşeceklerini,
sektör bazında Türkiye’nin sanayisini geliştirmek, üretimi artırabilmek için yapılacakları konuları ele
alacaklarını söyledi. Siyasi karar
mekanizmalarıyla ekonomik alanda çalışan özel sektör temsilcileri
ve girişimcileri arasında sağlıklı is-
Başbakan Ahmet Davutoğlu
Mayıs 2015
32
DOSYA
tişare olmazsa, karşılıklı görüş alışverişi olmazsa Ankara’da aldıkları
kararların kağıt üzerinde kalacağını
belirten Davutoğlu, diğer taraftan
bürokrasinin bu kararların hayata
geçmesini birçok mevzuat engeliyle yavaşlatabileceğini de kaydetti.
Sektörlerimizin bizlerle sağlıklı
iletişim kanallarına sahip olması
gerekiyor
Başbakan Davutoğlu, “Eğer sizler,
bizlerle sağlıklı iletişim kanallarına
sahip olmazsanız sizin şirketleriniz
bazında, sektör bazında geçtiğiniz
stratejilerle bizim Türkiye’nin makro ekonomik gelişmesi ve makro
stratejisi anlamındaki kararlarımız
arasında bir irtibat olmaz” diye
konuştu. Türkiye’nin 12 yıl içinde
yapısal bir değişim yaşadığını
belirten Davutoğlu, konuşmasını
şöyle sürdürdü: “Ama en büyük
değişim zihniyet değişimi. Zihniyet
değişimi aslında eski Türkiye, yeni
Türkiye ayrımında da kendisini çok
açık bir şekilde ortaya koyan bir
yaklaşım. Daha önceki dönemlerde seçim öncesinde vaatler
verilir, seçim sonrasında eldeki dar
kaynaklarla bu vaatler karşılanamadığı için ekonomik krizlerin ve
itibar kaybının önü açılırdı. Niye
biz 12 yılda her seçimi kazandık
biliyor musunuz? Çünkü yapamayacağımız hiçbir şeyi vadetmedik, vadettiğimiz her şeyi de
yaptık. İşte bu sebeple bir itibar,
bir güven, istikrar ortamı oluştu.”
Davutoğlu, son dönemde TOBB
ile neden yakın istişarede bulunduklarına ilişkin ise şu açıklamaları
yaptı: “Çünkü vadettiklerimizin
hayata geçmesi için sizlerin ve
bizlerin omuz omuza çalışması
Mayıs 2015
gerekiyor. Kamu ile özel sektörün
birlikte bu vaatleri hayata geçirmesi gerekiyor. Nitekim, 12 yıl içinde
dünya ekonomisi küçülürken,
özellikle 2008 krizinden sonra,
Türk ekonomisi eğer büyümüşse
siyasi karar alıcıların yani bizlerin, daha önceki dönemde Sayın
Cumhurbaşkanımızın Başbakan
olduğu dönemde onun, şimdi bizlerin temel ilkesinin toplumun her
kesimiyle istişare etmek, toplumu
motive etmek, hedef koymak, hedefe gidecek adımları da rasyonel
bir şekilde planlamak. Ekonomide
en büyük tehlike irrasyonelitedir, akıl dışılıktır, mantık dışılıktır,
hesaba gelmemezliktir. Hedefiniz
ve vizyonunuz büyük olacak, iddia
sahibi olacaksınız ama kesinlikle
bu iddianız bir tür hayalperestliğe
dönüşmeyecek.”
Bütün ana aksları otobanlara
çevireceğiz
İddia sahibi oldukları için çok kötü
şartlardaki karayollarını duble
yollara dönüştürdüklerini vurgulayan Davutoğlu, ileriki dönemde
ise bütün ana aksları otobanlara
çevireceklerini söyledi. Davutoğlu,
“Çökmüş bir demiryolu ağına sahipken önce rehabilite ettik, sonra
hızlı trene geçtik, şimdi yüksek
hızlı trene geçiyoruz. İstanbulAnkara 6-7 saat sürerken 3,5
saate indi. Şimdi hedefimiz 1,5
saate indirmek. Bunu şunun için
zikrediyorum, hedefleriniz olacak,
aynen sizin iş dünyasında yaptığınız gibi. Ama hedefler fizibiliteye
dayanacak. Olabilir hedeflere
dönük olarak da planlamalar
yapılacak, hesap yapılacak. Hem
ülkenin makro gelişmesi hem de
vatandaşlarımızın mikro hayatlarının, kendi dünyalarındaki alanlarının genişlemesi icap edecek”
diye konuştu. Böyle bir mantıkla
62. hükümeti kurduktan sonra
orta vadeli programı, 25 öncelikli
dönüşüm programlarını açıkladıklarını, değişik sektörlerle bir araya
geldiklerini anımsatan Davutoğlu,
toplumsal nabızla ekonominin
nabzının aynı frekansta atmasını
sağlamaya çalıştıklarını söyledi.
Başbakan Davutoğlu konuşmasını şöyle devam etti: “2002’de
hem bizimle ilgili kararlar alırlardı bu şekilde, ülke adları
zikretmeyeyim, 2001’de Fransa
başta olmak üzere. Ama sonra
Türkiye’de siyaset yapımcıları
Türkiye’yi, milletimizi böyle tahkir
eden, milletimize hakaret eden
çevrelerle oturup IMF müzakereleri yapmak zorunda kalırdı. Eğer
biz tarihimizi, milli onurumuzu korurken, ayakları üstünde sağlam
bir şekilde bunu koruma çabası
içinde olabiliyorsak, arkamızda
sağlam bir ekonomi olduğundandır. Sağlam bir ekonomi olmadığı zaman Düyun-u Umumiye
dönemi gibi, siz bir müddet sonra
kendi milli onurunuzu, çıkarınızı
da koruyamaz hale gelirsiniz.
Onun için sizinle bugün buluşmamız aynı zamanda ekonomik güç
bakımından, milli güç kapasitemizin de yansıması anlamında son
derece önemli bir buluşmadır.
Sizler güçlü olursanız, sektörleriniz de uluslararası alanda rekabet ederse biz güç buluruz. Biz
güçlü olursak ve sağlam bir siyasi
irade sergilersek sizler dünyada
daha güçlü ve daha rekabetçi
bir şekilde yarışa katılabilirsiniz.
Sizin gücünüz bizim gücümüzdür.
Bizim gücümüz sizin gücünüzdür
çünkü biz hep birlikte Türkiye’yiz.
Bütün vatandaşlarımızla birlikte.”
25 öncelikli dönüşüm programını işaret fişeği olarak hazırladık
Dünya ekonomisinde büyük
sıkıntıların yaşandığı bir dönemde
reel ekonomiyi harekete geçirebilmek için birçok tedbir aldıklarını
belirten Davutoğlu, 25 öncelikli
dönüşüm programlarını yeni bir
atılımın, yeni bir niteliksel dönüşümün işaret fişeği olarak hazırladıklarını söyledi. Davutoğlu, “Ne
yapmaya çalışıyoruz orada? Kat-
33
ma değeri artıran bir üretim stratejisi, istihdamı artıran bir sosyal
ekonomik politik anlayış, Ar-Ge’yi,
teknolojiyi teşvik eden bilimsel
alt yapının değişimini öngörün bir
zihniyet transformasyonu. İthalatın ve ihracatın, ithalatı karşılama
oranını artıran bir dış ekonomik
strateji. Niteliksel anlamda dönüşümü teşvik edecek şekilde
eğitimde bir reform, kaliteli, nitelikli
insan yetiştirme stratejisi. Bunların
hepsi biri diğeriyle bütünleşik, bir
bütüncül stratejilerin bir parçası”
diye konuştu.
Sürümden değil, nitelikten
kazanmak istiyoruz
Bu hedefleri hep birlikte gerçekleştireceklerinin altını çizen
Davutoğlu, şunları kaydetti: “Her
sektörde yeni, ulaşılabilir ve iddialı
hedefler ortaya koyacağız. Her
sektörde Ar-Ge’yi, tasarımı ve
markalaşmayı teşvik edeceğiz.
Ar-Ge önemlidir. Çünkü bugün
rekabetçi bir dünyada teknolojiyi
üretmedikçe, bunu en iyi şekilde
ve en ucuz şekilde kullanmadıkça bir taraftan da demokrasiyi
güçlendirmiş ve o anlamda bir Çin
değilseniz, yani sendikal hayat ve
demokratik alt yapı bağlamında da
emeği ucuzlatma gibi bir şansın
yok, aksine emeğin de hakkını
daha fazla verme iddiasındaysanız
tek yolu var Ar-Ge’yi, teknolojik alt
yapıyı genişletip her türlü katkıyı
sağlayacaksınız.” Yatırımı teşvik
paketine bakıldığında Ar-Ge yatı-
rımlarına 5. bölge teşviki verildiğini anımsatan Davutoğlu, Başbakan olduktan sonra ‘’Nerede bir
Ar-Ge yatırımı varsa, açılışında
mutlaka bulunacağız’’ sözü verdiğini kaydetti. Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Çünkü
nihayetinde yeni dönemde bizim
gücümüze güç katacak olan niteliksel dönüşümü teşvik edecek
olan şey Ar-Ge’dir. Tasarım ve
girdiler itibarıyla mutlaka sektörlerimizin bizim tasarımımızla,
sadece bir tabiri caizse taklit ve
benzer üretimler yapmak yerine
kendi tasarımımızla alana çıkmamız lazım. Bunun doğal sonucu
olarak da markalaşmaya gelmemiz lazım. Sürümden kazanmak
tabiri benim babamın 1970’li,
1980’li yıllarda tekstil sektöründeki temel tabiriydi. Şimdi sürümden değil, nitelikten kazanmak
istiyoruz. Sürüm yine olsun ama
o sürüm nitelikli ve dünya şartlarında rekabet edebilecek ölçekte
olsun. Hedefimiz sizlerle birlikte
her sektörde bir devrim gerçekleştirebilmek.”
Kapalı değil, açık ve rekabetçi
bir ekonomi
Davutoğlu, Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği (TOBB), Sektörel Ekonomi Şurası’nda yaptığı
konuşmada, hedeflerinin tüm sektörlerde devrim gerçekleştirmek ve
seçim beyannamesini paylaşırken
öne çıkardıkları kavramlardan
birinin de “millileşme” olduğunu
vurgulayarak, ‘”Kastedilen kapalı
bir ekonomi değil, açık ve rekabetçi bir ekonomi’” diye konuştu.
İktidarları döneminde başlattıkları ve hayata geçirecekleri çok
sayıda milli projenin uygulamaya
konulacağını belirten Başbakan
Davutoğlu, milli marka otomobilin
ve 2023 yılında da Türk yapımı milli
muharip uçağının semalarda yerini
alacağını söyledi. Sadece savunma
sanayinde değil, sağlık sektöründe
milli aşı yapabilecek kapasitede bir
alt yapıya ihtiyaç duyulduğunun
altını çizen Davutoğlu, milli tohum
gen bankasının kurulduğunu,
Türkiye’nin de dünyada en gelişmiş
milli tohum gen bankasının sahibi
olduğunu kaydetti. Türkiye’de artık
milli tohum, tarım, milli sağlık ve ilaç
stratejisini geliştirebilen bir alt yapı
bulunduğunu anlatan Davutoğlu,
gelecek dönemde Türkiye’nin kendi
kapasitesiyle üretim yapabilmesini
ve dünyada rekabet edebilmesini
istediklerini vurguladı. Davutoğlu,
“Başkalarının tasarımını yaptığı,
markalaştırdığı şeyleri taklit mantığıyla Türkiye’de üretmenin dönemi
bitsin istiyoruz. Aksine tasarımını
biz yapalım, markasını biz oluşturalım, Ar-Ge’sini biz geliştirelim, üzerine de Türk malı diye damga vurduk
mu gerçek anlamda Türk malı
olsun” dedi. Şirket ve sektörlerin
hedefleriyle milli ekonomiyi geliştirme yönündeki çizginin örtüştüğünü
vurgulayan Davutoğlu, konuları
istişare ederek, bunları hep birlikte
gerçekleştireceklerini aktardı.
Nuhoğlu: Lojistik Koordinasyon
Kurulu ivedilikle oluşturulmalı
TOBB’un 8. Sektörel Ekonomi
Şurası’nda Başbakan Davutoğlu ve
kurmaylarına bir sunum gerçekleştiren UND Yönetim Kurulu Başkanı
Çetin Nuhoğlu, yoğun kara gümrükleri, sınır ve iç tren gar gümrüklerindeki uygulamaların başlı başına
bir sorun olduğunu ifade ederek
şu açıklamalarda bulundu: “Bahse
konu gümrüklerin 7/24 esasına göre
çalışmaması, fazla mesai, yolluk
ücretinin hizmet alandan tahsili, sınır
garlarında komşu ülkelerle ortak ve
tek gümrük kontrolü oluşturulmamış
olması maliyetleri önemli ölçüde
artırmaktadır. Bu konuda çözüm
önerisi şudur: 4458 sayılı Gümrük
Kanunu’nun 35., 220. ve 221.
maddeleri, Türkiye Gümrük Bölgesine giriş/çıkış ile iç gümrük idarelerindeki her türlü gümrük işlemlerinin
7/24 esasına göre, fazla mesai ve
yollukları ise Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarınca
karşılanıp hizmet alana rücu edilmeyecek şekilde düzenlenmeli. Sınır garlarındaki gümrük işlemlerinin
mübadele/değişim garında, komşu
ülkelerdeki gümrük işlemlerini de
kapsayacak şekilde, ortak ve tek
Çetin Nuhoğlu
UND Yönetim Kurulu Başkanı
Mayıs 2015
34
DOSYA
noktadan yapılması sağlanmalıdır.”
Bu konuda ilgili kurumların Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Ulaştırma
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı
olduğunu ifade eden Nuhoğlu, ikinci
sorunun ise 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu’nun rekabete aykırı
hükümler içermesi olduğunu ifade
etti. Nuhoğlu, “Anılan Kanun ile 30
senedir serbest piyasa koşullarında
çalışan bir piyasada, posta tekeli
oluşturulmakta, evrensel hizmet
yükümlülüğü tekel imtiyazı ile birlikte
PTT’ye verilmektedir. Ayrıca hizmet
sağlayıcılarından karşılanmak üzere
Bakanlar Kurulu’nun iki katına kadar
artırmaya yetkili olduğu yüzde 2 fon
kesintisi mevcuttur. Diğer yandan
firmalara, net satışlarının yüzde
3’ü gibi astronomik düzeyde para
cezası kesilebilecek ve bu cezalar, firmaları kapanma noktasına
getirebilecektir” dedi. Bu konu ile
ilgili çözüm önerilerini ise Nuhoğlu
şu şekilde özetledi: “Posta hizmetlerinde tekel sınırlaması kaldırılarak
rekabet ortamı sağlanmalı, evrensel hizmet yükümlülüğü ihale ile
belirlenmeli, rekabete aykırı olan
tekel hakkı ile fon kesintisi hakkı bir
işletmeye verilmemeli, firmaların net
satışlarının yüzde 3’üne endekslenen cezaların miktarı makul seviyeye indirilmelidir.” Bu konularda
ilgili kurumların Ulaştırma Denizcilik
ve Haberleşme Bakanlığı ve BTK
olduğunu ifade eden Başkan
Nuhoğlu, gümrük mevzuatı değişiklikleri nedeniyle karşılaşılan sorunlar
konusunda şu açıklamalarda bulundu: “02/12/2014 tarihli Gümrük
Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle,
Türkiye Gümrük Bölgesine denizyoluyla getirilen dolu konteynerlerin,
denize iskele bağlantısı olmayan
geçici depolama yerlerine alınmasına, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
tarafından belirlenecek zorunlu
haller dışında izin verilmemesi;
özellikle İstanbul Ambarlı Liman
Bölgesi içinde kalan terminallerde
sıkışıklıklar, beklemeler yaşanmasına, ihracat tesliminde gecikmelere
ve ek ardiye maliyetlerine neden
olmaktadır. 02/12/2014 tarihinde
Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği
Tebliği’nde yapılan değişiklerle,
Yetkilendirilmiş Gümrük Müşarvirleri
(YGM)’lerin yaptığı işlerin büyük
kısmı iptal edilerek gümrük memurlarına devredilmiştir. Değişiklikle,
antrepo açılış ve kapanışları gümrük
Mayıs 2015
memuru tarafından yapılmakta ancak yetersiz memur sayısı
sebebiyle işlemler gecikmektedir.
Ayrıca, YGM ve gümrük memurlarının giderlerini karşılayan antrepo
işletmecilerinin maliyetleri artmıştır.”
Bu konudaki çözüm önerilerini
UND Başkanı Nuhoğlu şu şekilde
sıraladı: “Konteynerlerin, iskele
bağlantısı olmayan geçici depolara
alınmasına, şarta bağlanmadan izin
verilmeli, YGM sisteminin değişiklik öncesi yetkilerle devam etmesi
sağlanmalıdır.”
TIR şoförlerinin vize
serbestisi diyaloğu
Profesyonel TIR şoförlerinin, “Türkiye-Avrupa Birliği (AB) Vize Serbestisi Diyaloğu” kapsamında öncelikli
muafiyet kategorisine alınmamış
olmasının da sektördeki en başat
problemlerden biri olduğunu ifade
eden Başkan Nuhoğlu, “Türkiye’de
kayıtlı profesyonel TIR şoförlerinin
ve çalıştıkları firmaların, Türkiye-AB
vize serbestisi kapsamına alınmamış olması, şoförlerin, Schengen
Bölgesi ülkelerinde vize işlemlerinde sıkıntılara ve taşıma yaptıkları
bu ülkelerde olması gerekenden
fazla zaman geçirmesine neden
olmaktadır. Bu durum, TürkiyeAB Gümrük Birliği’nin işleyişi ve
ticaretinin gelişimi açısından ciddi
engel teşkil etmekte ve ek maliyete sebep olmaktadır” dedi. TIR
şoförlerine yönelik uygulanan kısa
süreli Schengen vizelerinde, kalış
süresi kısıtlamasının kaldırılmasının
sağlanması gerektiğini ifade eden
Nuhoğlu, “AB tarafından kabul
gören ‘güvenilirlik ve izlenebilirlik’
kriterlerini karşılayan şoförlerin
listesinin, AB Komisyonu’nun
Schengen Bölgesi Vize Sistemi’nin
yönetiminden sorumlu üst düzey
yetkililerine, Dışişleri Bakanlığı
yetkilileri tarafından, Türkiye-AB
Vize Diyaloğu II. Gözden Geçirme
Toplantısı kapsamında sunulmalıdır” dedi.
Taşımacılıktan Lojistiğe
Dönüşüm Programı
henüz başlatılmadı
10. Beş Yıllık Kalkınma Planı
kapsamında hedeflenen “Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm”
programı kapsamındaki eylemlerin
henüz başlatılmamış olmasına
vurgu yapan Nuhoğlu konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “10. Beş
Yıllık Kalkınma Planı kapsamında
uygulamaya konan Taşımacılıktan
Lojistiğe Dönüşüm Programı ile
lojistik devlet politikalarına dahil
olmuş ancak hedeflenen eylemlere
ilişkin çalışmalara başlanmamıştır.
Plan kapsamında hedeflenen sektörel dönüşüm süreci başlatılmalı,
sektöre ilişkin tüm politikaların ve
kurumların eşgüdümü sağlanmalı,
Lojistik Koordinasyon Kurulu ivedilikle kurulmalı, Ulaştırma ve Lojistik
Master Planı’nın tamamlanması
beklenmeden, sektördeki mevcut
istatistikleri derleyecek ve paylaşıma açacak olan Lojistik İstatistik
Portalı oluşturulmalıdır.”
35
Ali Çiçekli: Lojistik, komisyonlara veya kurullara havale
edilip savsaklanmaması gereken ciddi bir konudur!
“Bildiğiniz gibi geçen hafta,
Başbakan Ahmet Davutoğlu ile
ekonomi kurmaylarının katıldığı
TOBB’un 8. Sektörel Ekonomi
Şurası’nda 60 sektör meclisinin,
sektörlerinde tespit ettikleri sorunlar
ve bunlar için öngördükleri çözüm
önerileri tartışıldı. Bu çerçevede
toplantıya katılan TOBB Ulaştırma
ve Lojistik Sektör Meclisi ve UND
Başkanı Çetin Nuhoğlu, Başbakan
Ahmet Davutoğlu ve beraberindeki
8 bakana lojistik sektörünün sorunlarını içeren bir sunum gerçekleştirdi. Sektörün taleplerini dinleyen
Başbakan Ahmet Davutoğlu,
“Taşımacılıktan Lojistiğe Geçiş” konusunda hükümetin bir yol haritası
açıkladığını, bu süreci yönetmek
amacıyla “Lojistik Koordinasyon
Kurulu” oluşturulmasını kararlaştırdıklarını ve bir hafta içinde Başbakanlık genelgesiyle bu kurulun
kurulacağını bildirdi. Pek tabi ki tüm
lojistik faaliyetlerinin bir merkezde
toplanmasını amaçlayan böyle bir
kurulun ihdas edilmesi yararlıdır.
Ancak önemli olan kurulun ihdasından çok, işlevi ve nasıl çalışacağıdır.
Zira geçtiğimiz yıllarda ve yakın
zamanda lojistik konusunda birçok
çalışmalar yapılmış, koordinasyon
kurulları oluşturulmaya çalışılmıştır.
Ancak ne yazık ki bugüne kadar
somut hiçbir gelişme sağlanamamıştır. Ülkemizde maalesef şöyle bir
kültür var: Herhangi bir konudaki
bir girişim için hemen hızlı başlanılır
ama bir türlü sonu getirilemez ve
sürüncemede kalır. Aynı şekilde ve
özellikle kamuda, birden fazla kamu
kurumunu ilgilendiren herhangi bir
konu çözümlenemediği zaman
hemen bir komisyona ya da kurula
havale edilir. O komisyon ya da
kurulun gerçek ‘sahibi’ de olmadığı
için konu kurumlar arasında yuvarlanır gider ve hiçbir sonuca ulaşılamaz. Kalkınma hedefini dış ticarete
göre kurgulamış ülkemiz için hayati
öneme haiz olan lojistik konusu da
maalesef bu şanssız anlayıştan nasibini almıştır. Hatırlayalım; yaklaşık
15 yıl önce ekonomi literatürümüze
giren lojistik konusunda ilk olarak
lojistik köyler yapılması gündeme
gelmişti. Ancak bu lojistik köylerin
kimler tarafından nasıl ve ne şekilde
yapılacağı bir türlü netleştirilemedi.
Bu durumdan vazife çıkaran birçok
kamu ve özel sektör kuruluşu
kendince lojistik köyler kurgulamaya çalıştı. Bu bağlamda; başta
Ulaştırma Bakanlığımız olmak
üzere, DDY, Gümrük Bakanlığı,
Ekonomi Bakanlığı, Kalkınma
Bakanlığı, TOBB, TİM gibi kurumlar ve hatta bazı Belediyeler de
kendilerince lojistik kurgulamalar ve
çalışmalar yaptılar. Uzun bir süre
böyle geçmesine (harcanmasına)
rağmen maalesef ne lojistik köy
oldu ne de kasaba..! Bunun üzerine hükümet yanılmıyorsam 2010
yılında ülkemizin lojistik master
planının hazırlanması kararını aldı.
Bu konuda da Ulaştırma Denizcilik
ve Haberleşme Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ile
TOBB, TİM, UND gibi özel sektör
kuruluşlarının ortak hareket ederek
master planının çıkarılması ve
bunun koordinasyonunun Kalkınma
Bakanlığı’na verilmesi kararlaştırıldı.
Yine bir süre daha geçti ve herhangi somut bir ilerleme sağlanamadı.
Sonra nasılsa bu kurulun koordinasyonu Ulaştırma Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığı’mıza geçti.
10.Beş Yıllık Kalkınma Programı’na
büyük bir heyecanla ve bizzat Sayın Başbakan tarafından duyurulan
‘Taşımacılıktan Lojistiğe Geçiş’
konusu gündeme getirildi. Bu konu
elbette çok önemliydi ve taşıma
şirketlerimizin uluslararası rekabet
edebilirliklerini artırmaya yönelik bir
gelişmeydi. Ancak bu dönüşümün
nasıl, hangi süreçlerde, kiminle
ve en önemlisi hangi kaynaklarla
sağlanacağı bir türlü ortaya konulamadı. Programın açıklanmasının
üzerinden bir yıla yakın bir süre
geçmiş olmasına rağmen, bildiğim kadarıyla lojistik konusunda
henüz somut hiçbir adım atılmadı.
Yani bu konuda da bir çeşit yine
‘komisyona havale edildi’ klasiği
yaşandı... Lojistik, komisyonlara
veya kurullara havale edilip savsaklanmaması gereken ciddi bir
Ali Çiçekli - ALC Lojistik Yönetim
Kurulu Başkanı/ UND Başkan
Yardımcısı/ Öğretim Görevlisi
konudur.! 2023 yılında 500 milyar
dolar ihracat ve yaklaşık 700 milyar
dolar ithalat hedefleyen ülkemizin bu
hedeflerine ulaşabilmesi için lojistiğin
çok sağlam ve güçlü olması şarttır.
Lojistik altyapısını ve organizasyonunu tamamlamadan ülkemiz dış
ticaretinin bu hedefe ulaşması koca
bir ütopyadır. Taşımacılıktan Lojistiğe Geçiş diyoruz ama diğer yandan
taşımacıların lojistik işi yapabilmesi
için halihazırda birçok yetki belgesi
alması ve her birine ayrı ayrı bedel
ödemesi gerekir. Örneğin; uluslararası eşya taşımacılığı yapacak bir
şirket öncelikle C2 Yetki Belgesi, Ev
ve Büro eşyası taşıyacaksa C3 Yetki
Belgesi, taşıma organizatörlüğü yapacaksa R2 Yetki Belgesi, lojistik işi
yapacaksa L2 Yetki Belgesi, kargo
işi yapacaksa M3 Yetki Belgesi, dağıtım işi yapacaksa P2 Yetki Belgesi
almak zorundadır. Bu belgeler için
de yaklaşık toplam 1.600.000,00
TL Bakanlığa belge ücreti ödemesi
gerekir. Uluslararası eşya taşımacılığı yapmak isteyenlerin C2 Yetki
belgesi için bu ücretlere ilaveten en
az 4.000.000,00 TL araç yatırımı
da yapması gerekir. Diğer bir ifade
ile, taşımacı daha yatırıma başlamadan işletmenin tüm sermayesini
belge ücretlerine ödemek durumunda. Hal böyle iken taşımacılıktan
lojistiğe nasıl geçiş yapılıp dönüşüm
sağlanabilir? Gümrüklü bir lojistik
antrepo işletmek için ayrıca Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı’ndan da yetki
belgesi almak gerekir ve oraya da
Mayıs 2015
36
GENEL KURUL
harç ve teminat ödemek gerekir. Oysa antrepo işletmeciliği de
esas itibari ile bir lojistik faaliyetidir.
Yani bu işi yapacak olan daha ilk
başlarda iki bakanlığa bağlı olmak
zorunda. Gümrükler ve Ulaştırma
ile diğer kamu kuruluşları arasında
ziyadesiyle bulunan zorunlu ilişkiler,
yetki ve sorumluluk kargaşası esas
itibari ile taşımacı/ lojistikçi önündeki en büyük engeldir. Örneğin bir
taşımacı; yetki belgeleri ve taşıma
kuralları bakımından Ulaştırma
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına, Antrepo ve gümrük ile sınır
geçişleri konusunda Gümrük ve
Ticaret Bakanlığına,sürücü istihdamı ve sorunları konusunda Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na,
sürücü vizeleri, kotalar gibi konularda Dışişleri Bakanlığı, AB
Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı ve
Ulaştırma Bakanlığı’na, geçiş
belgelerinin dağıtımı ve TIR karnesi konusunda TOBB’a bağlıdır.
Çok hızlı işlemesi gereken lojistik
süreç tüm bu karmaşık ve çok
başlı yapıyla nasıl başarılı olabilir
ki? İhraç yükü taşıyan bir araç
çoğu zaman 24 saatte gümrüklerden geçemiyorsa, kapılarda
günlerce kuyruklarda bekliyorsa,
geçiş belgesi temin edilemediği için
taşıma yapamıyorsa,en basitinden
şirketler arasında bir çekici/yarı
römork eşleşmesinin bile yapılmasına müsaade edilmiyorsa,taşımacı
her gün ‘acaba hangi sürücü bana
dava açacak’ endişesi taşıyorsa
ve çalışma barışı sağlanamıyorsa,
buna benzer yüzlerce yapısal ve
cari pratik sorunlar çözümlenemiyorsa oluşturulacak kurullar ne
gibi bir fayda sağlayabilir ki? Yeni
Kurullar ihdasıyla zaman geçirilmemelidir! Ülkemizin coğrafi konumu
ve ekonomik konumlandırması
gereği lojistik konusu bir an önce
ciddiyetle ele alınmalıdır. Sorunları ötelemekten başka bir yararı
olmayan ve esas itibarıyla bugüne
kadar etkin bir işlevselliği olmayan
benzer kurulların ihdasıyla geçirilecek zaman ülkemiz için önemli bir
kayıptır. 2023 hedeflerine gerçekten ulaşılması isteniyorsa lojistiğin topyekün yeniden ele alınıp
yapısal ve işlevsel sorunlarının bir
an önce çözümlenmesi gerekir.
Bunun için de tüm lojistik süreç ve
faaliyetlerin tek bir elde toplanması
gerekir. Ama bu toplanma, öncekilerde olduğu gibi kurumlar arası
yetki ve sorumluluk kargaşası yaratacak kurullar şeklinde olmamalıdır. Bunun yerine tüm lojistik süreç
ve faaliyetlerin düzenleneceği tek
yetkili olarak ‘Lojistik Bakanlığı’
kurulmalıdır.”
Geyik: Kurul’da sektörümüzün
yetkin insanları bulunmalı
“Türkiye Cumhuriyeti, jeopolitik
konumu ve tarihi sayesinde, Asya,
Avrupa ve Ortadoğu medeniyetlerini
ticari ve kültürel anlamda birbirine
bağlayan bir köprü görevi görmektedir. Buna ek olarak, ülkemiz
bulunduğu konum itibariyle, tüm
otoritelerin kabul ettiği gibi kısa sure
içerisinde dünya üzerinde çok önemli
bir lojistik üs olma imkânına sahiptir.
Ancak, şunu itiraf etmemiz gerekir
ki, bu güçlü ve önemli potansiyelini
hakkettiği anlamda ve ticari / ekonomik ölçütlerde, verimli bir şekilde
kullanamamaktadır. Öncelikle, lojistik
kelimesinin kökeninin, Eski Yunanca
`da `Hesap Yapma Bilimi` olduğunu
bir kenara not etmeliyiz, fakat ülkemiz
sektörüne baktığımızda, maalesef
bu bilimselliğin henüz emekleme
aşamasında olduğunu görebiliriz ve
maalesef Avrupa ve ABD gibi gelişmiş
ülkeler seviyesinde, bilimsel ve verimli
bir faaliyet şekline sahip olamadığımızı
söylememiz gerekiyor. Bu bağlamda yeni kurulacak yapının, Türkiye
için emsal oluşturabilecek modelleri
inceleme, bunun ardından bir Ulusal
ve Uluslararası Lojistik Politikasını
oluşturma, sektördeki aktörlerin
sorunlarını saptama ve çözüm bulma,
Mayıs 2015
nakliyeciler-Ulaştırma Bakanlığı,
UND ve uluslararası muhataplarını
bir araya getirebilecek ve koordinasyonu sağlayacak bir kurum olma ve
sektördeki bu boşluğu doldurma
sansına sahip olacaktır. Böylelikle, taşımacılık sektöründe faaliyet
gosteren şirketlerin sorunları masaya
yatırılarak, Türkiye’nin bir lojistik üssü
olması adına adımlar hızlı bir şekilde
atılabilecektir. Bu yapının arzu edilen
çözümleri ve katma değeri sağlayabilmesi için öncelikle ‘Lojistik Meclisi/
Kurulu’ ile ilgisinin net olarak belirlenmesi ve kesinlikle uygulama yetkisinin
olması gerekmektedir. Bahse geçen
sorunların sorunlarla ilgili olarak hızlı
ve efektif çözüm sağlaması için devlet
içindeki kurumlarla (Ulaştırma Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı,
Maliye Bakanlığı, Adalet Bakanlığı vb)
koordineli olması ve her bakanlıktan
yetkili kişilerin bu kurulun yapısı içinde
olması kaçınılmazdır. Tabii ki unutmamak gerekir ki bu yapıda sektörü
temsilcilerinin soyutlanmayarak aktif
rolde söz sahibi olması gerekmektedir. Sektöre yıllarını vermiş biri olarak
gözlemim: Sınır geçişlerinin kolaylaştırılması (Özellikle Kapıkule ki bu
kapıda kaybettiğimiz zaman örtülü bir
Sedat Geyik/Barsan Global Lojistik
Yönetim Kurulu Kara Nakliye
Direktörü
atıl kapasite yaratmakta ve Avrupa’ya
olan coğrafi yakınlığımızı maalesef
etkin bir şekilde avantaja dönüştürmemizde engel teşkil etmektedir.)
Uluslararası sürücülerin hukuksal
tanımlanması, Rekabet gücümüzü zayıflatan maliyetlerin ( Akaryakıt , sigorta
, motorlu taşıtlar vergisi gibi ) azaltılması, Devamlı olarak gündemimize gelen
ama maalesef çözümünde yeterince
yol alamadığımız başlıca sorunlardır.
Kişisel beklentim; oluşturulacak olan
kurulun olmazsa olmazının belirttiğim
sorunların çözümlenmesidir.”
37
Değirmenci: Bugüne kadar ekonomik
planlarımız içerisinde lojistik göz ardı edilmiştir
“Ülke olarak 2023 hedeflerini
yakalamak hatta üzerine çıkmak,
ulaşılmayacak hedefler değil. Lakin
bunların vücut bulması için dış ticaret
erbabının hayatını global rekabet arenasında kolaylaştırmak, hız ve maliyet
anlamında elini güçlendirmek gerekiyor. Altyapının ve taşıma modellerinin
etkin biçimde kullanılamaması sonucu
oluşan negatif maliyet etkenlerine rağmen, satış hedefleri gerçekleşse bile
zamanında yapılamayan teslimatlar ile
süreç tıkanacaktır. Bu nedenle tek başına satışların gerçekleşmesi bir anlam
ifade etmemekle birlikte etkin taşıma
koridorlarının da oluşması gerekiyor.
Maalesef ülkemizde bugüne kadar
ekonomik planlar içerisinde lojistik
göz ardı edilmiştir. Lojistik ayağında
yaşanan olumsuzlukların sonucunun
aslında sektör erbabının değil, dış ticaretimizin önemli bir engeli olduğu yeni
görülmüştür. Her ne kadar gecikmiş
bir tespit olsa da, bu belirlemenin
sektörümüz ve dış ticaretimiz açısından devrim niteliğinde olduğunun altını
çizmek istiyorum. Bu nedenle 10.
Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında
hedeflenen “Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm” programına alınması
son derece önemlidir. Söz konusu
sürecin sağlıklı oluşması ve doğru
yol haritalarının belirlenmesi açısından paydaşlardan oluşan Lojistik
Koordinasyon Kurulu’nun kurulması
ve adreslemesinin yapılması doğru bir
hamledir. Sektöre ve ekonomimize
ciddi girdileri olacaktır. Lojistik Koordinasyon Kurul’undan genel anlamda
başlıca beklentiler: Ekonomik veriler
doğrultusunda ihtiyaç haritalarının çıkartılması, Mal trafiğinin yoğunluğuna
göre doğru taşıma modellerinin sağlanabilmesi için lokasyonların belirlenmesi ve altyapılarının oluşturulması,
Çok kullanıcılı modellerin oluşması
ve maliyet avantajlarının yaratılması
için doğru modellemelerin yapılması,
İlgili kamu kuruluşları arasındaki eş
güdüm yasalarının bürokrasi oluşturmayacak şekilde set edilmesi, Ulaşım
koridorlarındaki tıkanmaların önüne
geçilmesi uluslararası arenalarda
lobilerin oluşturulması, birlikte takım
oyunu oynamaları, Fiziki mekanlarda
kontrol süreçlerinin yapılması yerine,
teknolojinin etkin kullanılmasıyla risk
analizlerinin yapılarak mobil denetimlerin oluşturulması gibi konulardan
oluşuyor. Kurul bunları; dinamik
Cavit Değirmenci
Ekol Filo Genel Müdürü
olarak takip ederek değişkenliklerin
veya yeni gelişmelerin gerçek hayatla
örtüşecek şekilde devreye alınmasını
sağlamalıdır. Sektörün belirlenen ve
set edilen modeller doğrultusunda iş
planlarını oluşturması, kendini geliştirmesi ve önünü görerek hareket
etmesi açısından son derece önemlidir. Global rekabete hazır olunabilmesi
açısından rastgele kaynak planlaması
yapmak yerine Ar-Ge yatırımlarını
yapmak, ölçülebilir ve izlenebilir etkin
planların yapılmasına ışık tutacaktır.”
Taha: Sektörümüz açısından
büyük bir kazanç olacak
“Türkiye, 2023 ihracat hedefleri
doğrultusunda 500 milyart dolarlık
bir rakamı konuşuyor. Ülkemizde
bu rakamın konuşulması, uzun vaeli
master planlarının yapılması bizleri
son derece olumlu bir şekilde etkiliyor. Dünya genelinde 2008 yılında
meydana gelen global ölçekli krizden
en az zararla çıkıp, krizi fırsata
dönüştüren ve büyümesini hedefinin
üstünde gerçekleştiren bir ülke için
500 milyar dolarlık ihracat hedefi irrasyonel bir hedef değildir. Bizler, bu
hedeflere kamu ve özel sektör olarak
inanır, ve o inanç disiplini içerisinde
çalışırsak bu rakamları yakalar hatta
geride bile bırakırız. Dünya, hızlı bir
şekilde değişiyor. Bu değişimden
küresel ticaret, bölgesel (lokal) ticaret
de nasibini alıyor. Bu değişime ayak
uydurmak yerine bu değişimi kontrolümüz altına almalıyız. Ülkemizdeki
değişimler bu anlamda önemsenmesi gereken değişimlerdir. Lojistik
sektörü olarak çeşitli sıkıntılarımız
var elbette. Ama gerek hükümetimiz
olsun gerek MÜSİAD, TOBB, TİM ve
UND gibi kurululşlar olsun hepimiz
ortak bir paydada buluşuyoruz.
Nedir bu payda: Ülkemizin dünya
ticaret pazarında hak ettiği yeri ve dilimi alması. Türkiye, genç ve dinamik
nüfusu kadar, eğitimli iş gücü ile de
son derece önemli bir konumdadır.
Rakiplerimizde genç nüfus sıkıntısı
had safhadayken bizdeki bu genç
ve eğitimli beyin gücünü avantajımıza döndürmeliyiz. Bütün bunların
Emin Taha/ Taha Group Yönetim
Kurulu Başkanı/ MÜSİAD Lojistik
Sektör Kurulu Başkanı
haricinde ülkemizin dünya haritasındaki yerine bir göz gezdirecek olursak
Asya-Avrupa ve Afrika’nın tam da
kesişim alanında bulunuyoruz. Bu
üç devasa kıtayı birleştiren başka
bir ülke var mıdır? Bütün bu stratejik
konumlarımızı, bütün bu demografik
olgunluklarımızı lehimize çevirebilmeliMayıs 2015
38
yiz. Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun
Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu tarafından birebir müjdelenmesi sektörümüz adına son derece
önemlidir. Çünkü bu tür kurullar,
meclisler sektörümüzün daha rahat
nefes almasını beraberinde getirecektir. Mesela sektörümüzdeki bir
arkadaşımızın bir sorunu mu var, bu
kurulllar sayesinde direkt muhatabına
ulaşabilecektir. Lojistik çok geniş bir
kavram olduğundan mütevellit biz şu
ana kadar muhatap bulamamaktan
şikayet ederdik. Kurulması kararlaştırılan bu kurul ile doğru muhataplarımıza ulaşacağız. Bu da günüzümün
en değerli objesi olan ‘zaman’
kavramından tasarruf etmemizi
sağlayacaktır. Lojistik Koordinasyon
Kurulu’nun aslında çalışmalarını yıllar
öncesinden MÜSİAD ailesi olarak
rapor haline getirmişlerdi arkadaşla-
rımız. MÜSİAD olarak bu ne benzeri
konularda sonuna kadar bilgi birikimimizi yetkililerimiz ile paylaşacağız.
Lojistik Koordinasyon Kurulu’nda
kamu’nun bürokratları kadar sektörümüze emek vermiş, kafa yormuş,
amiyane tabirle beyin patlatmış kişi
ve kişilerinin de yer alması gerektiği
düşüncesi içerisindeyim. Kurul’un
ülkemize ve sektörümüze hayırlı ve
uğurlu olmasını niyaz ediyorum.”
Bilen: Sektörümüz daha
nitelikli bir hale bürünecek
“Ülkemizde son yıllarda önemli
gelişmeler oluyor. Duble yollar, 3.
Köprü, 3. Havalimanı, demiryollarındaki ilerlemeler, deniz yollarımızın
daha efektif ve aktif kullanılması,
iletişimin her geçen gün daha nitelikli
kullanılması bunlara birer örnektir.
Ülkemizde turizmden sonra hizmet
sektörleri içerisinde en büyük katma
değeri lojistik sektörü yani bizler
oluşturuyoruz. İlk önce sektörümüzün
bu hakkını bitamam teslim etmemiz
gerekiyor. Sektör adına yapılacak her
türlü iyileştirmeler elbette ki bizlerin
elini daha da güçlendirecektir. Daha
güçlenen elimizle neler yapabiliriz hep
beraber düşünelim. Evvela 2023 ihracat hedeflerimiz içerisinde önümüzde
altın gibi parlayan 500 milyar dolarlık
hedefe daha rahat ulaşabiliriz. Daha
fazla kişinin sektörümüzde çalışması
sağlanabilir ve istihdama giden yolda
da ‘merhem’ olabiliriz. TIR’larımızın
uluslararası karayollarında dolaşması
Türkiye’nin en büyük reklamlarından
birini oluşturur. Kendine güvenen,
emin adımlarla ilerleyen ülkemize
daha fazla ‘nitelikli’ yabancı sermaya
ve yatırım gelir. Bunun gibi onlarca
madde sıralayabilirim. Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun hazırlanması sektörümüz için son derece önemlidir.
Koordine olamayan sektörümüzde
artık koordinasyon eksikliğinden dolayı kaybetmeyeceğimizi (hem zaman
hem de para) bilmek çok güzel bir
duygu. Bu bakımdan bu düşüncenin
oluşmasında ve gelişmesinde emeği
geçen herkese teşekkür ederim.
Almanya’da, Fransa’da ve ABD’de
lojistik sektörüne ne denli önem
veriliyor bunu hepimiz biliyor yakından
Ergün Bilen
ABC Lojisitk Genel Müdürü
takip ediyoruz. Artık ülkemizde de bu
ülkelerdeki gibi sektörümüzün ön plana çıkması, sektörümüzün kıymetinin
bilinmesi bizleri hem onore etmiştir
hem de ayrı bir sorumluluk yüklemiştir.
Biz, lojistik sektöründekiler ‘uç beyleri’
gibiyiz. En ücra, en uzak yerlerde bile
ülkemizi hakkıyla temsil etmekteyiz.
Lojistik Koordinasyon Kurulu ile uç
beyliği statütümüz daha da önemli
hale gelecektir.”
Açıkgöz: Sektörün gelişimi
açısından anlamlı olacaktır
“Şüphesiz Lojistik Koor-
dinasyon Kurulu’nun kurulması
sektörün gelişimi açısından anlamlı
olacaktır . Özellikle Başbakanımız
önderliğinde bu kurulun hazırlıkları yapılırken sektöre yön veren
isimlerin de görüşünün alınması;
konunun ne kadar önem verilerek ilerleme kaydedebilineceğinin
emaresidir. Yol haritasının çizilmiş
olması başlangıç olarak yani soyut
bir durumdan somut duruma geçişi
burada anahtar role sahip olup, yabancı kaynağın da istikrar beklentisine katkıda bulunacaktır. Lojistik
Mayıs 2015
sektörü ülkemizin en önemli hizmet
sağlayan sektörelerinden biri konumunda bulunuyor. Sektörümüzün
bir ‘tık’ daha yukarı çıkmasında biz
sektör oyuncularına olduğu kadar
kamu’nun gerekli kesimlerine de
işler düşüyor. Lojistik Koordinasyon
Kurulu, muhteva olarak ‘kavram
kargaşasını’ giderecektir. Bu kurul
ile beraber muhataplarımıa nokta
atışları yapabileceğiz ve birebir
görüşme imkanına kavuşacağız
belki de. Bu oluşumu önemsiyor
ve destekliyorum. Başta ülkemiz
olmak üzere sektörümüze hayır-
Mustafa Açıkgöz/ Açıkgöz Nakliyat
Yönetim Kurulu Başkanı
lar getirecek her türlü oluşumun
desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.”
39
Yarmalı: Lojistikte
ciddi yatırımlar şart
“Lojistik, her geçen gün önemi
artan ve bu önemle ticaretin temel
taşını oluşturan bir unsur olarak
gözümüze çarpıyor. Gelişen ve değişen dünyada bu temel taşın önemi
herkes tarafından daha iyi anlaşılır
hale geliyor. Özellikle ülkemizde bu
önem ile değişimlerle birlikte lojistikte
ciddi yatırımlar yapılıyor. Duble yollar,
hızlı trenler, üçüncü köprü, Marmaray
bu yatırımlara örnek olarak gösterebileceğimiz çalışmalardan sadece
birkaçı. Ancak, her ne kadar lojistik
konularıyla ilgili ciddi yatırımlar yapılsa
da, bu konuya özel bir önem verilse
de; üç tarafı denizlerle çevrili, Asya ile
Avrupa’yı birbirine bağlayan bir köprü
konumuna sahip ülkemizde halen
daha lojistiğin tek bir yerden yönetilmemesi ve ülkemizin kendisine ait
bir lojistik master planının olmaması,
lojistik sektörünün ilerlemesinin hızını
kesiyor. Bu nedenle ülkemizin; gerek
özel, gerekse kamu sektörünü tek
elden yönlendirmek suretiyle kurum-
lar arası koordinasyonu sağlayacak
bir kamu biriminin oluşturulması
gerekiyor. Bizler MÜSİAD ailesinin
lojistik sektör kurulu fertleri olarak
böyle bir oluşuma her türlü desteği
vermeye hazır olduğumuzu belirtmek
istiyoruz. MÜSİAD’ın bu konularda oluşturduğu raporumuzda yer
alan gösterge ve açıklamalarında
bu görüşümüzü destekler nitelikte
olduğunu düşünüyoruz. Bu sene
oluşturduğumuz raporumuz, diğer
senelerdeki raporlardan biraz farklı
olarak, içeriğinde akademik birtakım
çalışmaları da bulunduruyor. Sürekli
olarak dilimizden düşmeyen lojistik
teriminin anlamı ve tarihçesi gibi konular; lojistikte kalite yönetimiyle ilgili
örnek bir akademik çalışma; İstanbul
gibi büyük bir şehirde yaşanan lojistik
sorunu ve çözüm önerisi raporumuzda detaylarıyla işlendi. Ayrıca Yasin
Serhat Şen’in yoğun çalışmaları ve
akademik araştırmaları sonucu raporumuzda kaynakları da gösterilmek
Özgür Yarmalı
GAT Lojistik Genel Müdürü
suretiyle kitap, makale, tez, internet
sitesi ve sektörel yayınlardan da
çeşitli alıntılar yapıldı. Eserin hazırlanma
sürecinde özellikle akademik anlamda vermiş olduğu destekten dolayı
değerli dostum Yasin Serhat Şen’e ve
yardımcılığını yapmaktan dolayı büyük
onur duyduğum değerli büyüğüm
MÜSİAD Lojistik Sektör Kurulu Başkanımız Emin Taha ve başkan yardımcımız Murat Baykara’ya teşekkürlerimi
sunar, raporumuzun MÜSİAD ve
lojistik sektörüne katkı sağlamasını
temenni ederim.”
Öcal: Sektörümüzü
bilen kişiler kurulda olmalı
“Ülkenin kalkınması lojistikten,
lojistiğin gelişmesi de süreçlerin
ve süreç yönetimlerinin mükemmelliğinden geçer. Ülke olarak
gelişmekte olan, gelişmeyi daha
çok arzulayan ve bunlarla beraber
gelişmek için neler yapabiliriz onun
çabasındayız. Lojistik Koordinasyon Kuruluda bu çerçevede önemli
bir rol üstlenmiş olacaktır. Belki
biraz koordinasyon kurulu için geç
kalınmış olsa da gelecek ve sektör
için bir şeylerin yapılıyor olması
bizleri mutlu etmektedir. Şüphesiz
bu kurulda sektör adına yapılacak
olan olumlu her şeyin, gelişimin
ve yeniliğin sektöre ve bu sektörle
birlikte ülkenin ne denli iyi yere
geleceğini kimse tahmin bile edemeyecektir. Sektör olarak ne yazık
ki birçok yerde engellenip, mağdur
edilip yavaşlatılmak isteniyoruz.
Bireyler olarak engellerin aşılması
zor olsa da kurulacak olan devlet
nezdindeki kurul ile şüphesiz daha
kolay olacaktır. Bu kurulda sektör
adına mağduriyetleri ve haksızlıkları
bilen, yaşayan ve bu sıkıntıların
çözümü için sonuca ulaşabilen,
süreci hızlandırabilecek ileri görüşlü
devlet ve sektör adına kişilerin
olmasını yeğlemekteyiz. Sektör
olarak birçok konuda mağduriyetimiz bulunmaktadır. Bunların hemen
bir anda çözümünü beklemiyoruz,
fakat devlet nezdinde çözülebilecek olan vize sorunu, gümrük
mevzuatından dolayı yaşanılan
sorunlar, sınır gümrüklerindeki
gereksiz yoğunluklar ve iç gümrükteki uygulamaların düzeltilmesi gibi
konuların ele alınması gerektiğini
düşünüyoruz. Bu kurul ile sektörümüz, devlet nezdindeki yukarıdaki
belirttiğim konular ile ilgili daha
çabuk sonuca ulaşacağını, bu
İbrahim Ethem Öcal
Yörük Transport Genel Müdürü
sorunların çözümü ile de azimli ve
istekli sektör bireylerinin, sektörü
taşımacılıktan lojistiğe dönüşümünün kendilerinin yapacağı düşüncesindeyim. Herkes bilmelidir ki
ülkenin gelişimi ve ilerlemesi bu
sektörün verimliliğinden geçmektedir. Bu sektöre yapılan yatırım
ve her türlü iyileştirme ile ülkenin
çok daha ileriye gideceğinden
şüphemiz yoktur.”
Mayıs 2015
40
DOSYA
Ankara: UND’nin bu oluşumda
mutlaka bulunması gerekiyor
“Lojistik sektörü ülkemiz adına
son derece önemli sektörün başında
gelmektedir. Bu, büyük sektörün
daha nitelikli katma değer sağlamasının temel ölçütü ise verimlilikten geçiyor. Verimlilik hem kamu’nun hem
de özel kesimin olmazsa olmazıdır.
Fakat ne yazık ki verimlilik konusunda daha çok mesafe katetmemiz gerekmektedir. Sektörleri verimli kılacak
olan mevcut sektörlerdeki sıkıntıların,
sorunların çözümlebilmesinden geçmektedir. Lojistik Koordinasyon Kurulu ile sektörümüzün daha da hızlı,
nitelikli ve verimli bir hale geleceğini
öngörüğyorum. Devlet tarafından
bir kurulun ve eylem planının olması
alınması gereken çok önemli bir
karardı. Sektörümüzün sorunları
detaylı tartışabilecek, ortak çözüm
yolları daha kolay bulanacaktır ve
sektöre hız kazandıracaktır. Kurulda
sektörden de mutlaka (UND )
birilerinin dahil olması gerektiğini
düşünüyorum. Bunun nedenini ise
şu şekilde açıklayabilirim: Türkiye’de
maalesef kurulan kurullar ya da
meclisler sektörleri tanımayan insanlarla dolmuş durumda. Elbette ki
çok önemli bürokratlar, akademis-
Taner Ankara - Batu International
Logistics Yönetim Kurulu Başkanı
yenler vs. var ama sektörün içinden
(çekirdekten) yetişmiş kişi ya da
kişileri de mutlaka değerlendirmekte
fayda bulunmaktadır.”
Özer: Devlet artık lojistiğin
ne anlama geldiğini biliyor
“Lojistik ve Koordinasyon,
önce kelimelerin ne anlam ifade
ettiğine bakmak lazım. Lojistik, her
türlü ürünün ihtiyaç duyulan yer ve
istenilen zamanda tedarik edilmesi
için bir gerekli süreçlerin tümünü
ifade eder. Satış/alış veya üretim
organizasyonunun, lojistik destek
olmadan başarılması imkansızdır.
Koordinasyon, belirli bir amaca
ulaşmak için türlü işler arasında
bağlantı, ilişki, düzen ve uyum sağlamak. Lojistik koskoca bir derya,
ben yine sektörümü ilgilendiren
kısmıyla alakalı naçizane düşüncelerimi paylaşacağım. Ne yalan söyleyeyim, devletim ne zaman lojistiği
ağzına alsa, sadece bir bölümünde
yer alıyor olmamıza rağmen ben
fazlasıyla heyecanlanıyorum. Devlet
artık lojistiğin ne anlama geldiğini
biliyor, güçlü bir lojistik olmadan
güçlü bir ülke olunamayacağından
haberdar, kendiliğinden toprağa
savrulmuş tohumundan çıkan koca
bir çınar misali Avrupa’ya sektörel
anlamda kafa tutan bu sektörü
ayakta tutması gerektiğini artık
öğrendi, dinliyor ve dinamiklerine
ayak uydurmak adına çalışıyor.
Ben böyle anlıyorum ve buna
inanmak istiyorum. Bu önemliydi, Çetin Nuhoğlu Başkan’ın bu
Mayıs 2015
konuya farkındalık yaratmak adına
devletin kurumlarıyla yoğun mesaileri oldu, bu bağlamda kendisine
sektör olarak minnettarız. Belirttiğim gibi, ben sektörümle alakalı
yorumlarda bulunmayı daha doğru
buluyorum. Başkan’ın bir sözü hiç
aklımdan çıkmaz, “Çözüm istiyorsanız katılmak zorundasınız” der.
Bu doğrultuda, sektörün içeride ve
dışarıdaki toplantılarına katıldığımda şunu gördüm, biz kendimiz için
değil meğer ülkemizin menfaatleri
için mücadele etmekteymişiz. Bir
yere kadar çıkarlarınızı korumak
adına uğraş veriyorsunuz, bir
yerden sonra bu duygudan arınıyor
ülkenizin menfaatleri adına uğraş
verdiğinizi fark ediyorsunuz. İşte
tam da bu noktadan sonra gerçek
mücadeleniz başlamış oluyor. Biz,
taşıma yaptığımız ülkelerde Türk
araçlarına yönelik korkunç bir baskı
görüyoruz. Geçiş belgesi kotaları,
sürüş kısıtlamaları, sürücü vizeleri,
gayri resmi ücretler, anlamsız trafik
cezaları, yüksek bedelli usulsüzlük cezaları ve tarife dışında kalan
diğer engeller hep kendi sektörlerini ayakta tutmak, bize karşı haksız
rekabet avantajıyla birkaç adım
ilerimizde olmak adına sektörlerine
sahip çıkan yönetimler gözlemli-
Abdullah Özer/ Özer Uluslararası
Taşımacılık Genel Müdürü
yoruz. Tüm bu oyunların tek bir
amacı var elbette, pazar hakimiyeti. Pazara hakim olan eşya
hareketliliğine de, dolayısıyla dış
ticarete de hakim olur. Bu uzun
soluklu bir oyundur, hiçbir ülke
başka bir ülkenin nakil aracıyla
ihracatını taşımak istemez, bu
kontrolün elinden çıkması anlamına gelir, böyle bir kurgu yok oluşun başlangıcıdır. İşi en iyi yapan
bilir, devlet bu işi yapmadığından
bu işi yapanla ilerletmesi şart.
Evet, ülkemi yönetme sevdalılarına sesleniyorum; güçlü bir ülke
istiyorsanız katılmak zorundasınız,
lojistik ağlarınızı güçlü örmelisiniz,
sektörü ne içeride ne de dışarıda
kendi kaderine terk etmemelisiniz.
Kurulması planlanan Lojistik Koordinasyon Kurulu’na benim yüklediğim görev budur. Biz saldıran
41
bir toplum değiliz, saldırmıyorsak
savunmayı dört dörtlük gerçekleştirebilmeliyiz. Taşıma pazarlarıyla
ilgili, gerek varış ve gerekse transit
ülkelerde karşılaşılan her sorunla alakalı ilgili ülkeye ve ilgili ülke
araçlarına mütekabiliyeti, bu kurul
üzerinden tasarlayarak ivedi şekilde gerçekleştirebilmeliyiz. Sadece
savunmak yetmez, lojistiğe konu
uzun vadeli politika ve stratejileride
bu kurul üzerinden tasarlayarak,
planlı bir şekilde fiiliyata geçirebilmek doğrultusunda birlikte çalışmalıyız. Lojistiğe temas eden tüm
kurumların bu kurulun içerisinde
olması, faaliyetlerin hızlı ve kesintisiz gerçekleşebilmesi, politikaların benimsenmesi açısından son
derece önemlidir. Bu benim hep
hayalimdi, temas halinde olduğumuz kurum temsilcilerinin katılımları ile ortak bir çalışma grubunun
kurulması ve bu kurulun “burada
işler böyle gelmiş böyle gider”
sözüne kulak tıkayarak ülkesine
hizmet için mücadele vermesi. Kağıt üzerinde değil, sektörle birlikte
sahada faaliyet halinde olunmasını
diliyorum.”
Karagülle: Lojistikte strateji ve kurumsal
yapılanmanın oluşturulması
“10. Kalkınma Planı ile başlayan,
Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm
Eylem Programı ile detaylandırılan
dönüşüm, yıllardır savunduğumuz
farkındalığın yaratılması açısından
önemli bir adım olmuştur. Lojistiğin
başlı başına bir uzmanlık ve bilim
alanı olduğu, profesyonellerinin de
bu çerçevede yetiştirilmesi gerekliliği
başta olmak üzere, pek çok yapısal
dönüşüm bu kapsamda gündeme gelmiştir. Bu sevindirici ve geç
kalınmış programın temel başlıklarından biri olan “Lojistikte Strateji ve
Kurumsal Yapılanmanın Oluşturulması” başlığı, programın bütününde
yer alan eylem ve hedefler için bakış
açısı ve zemini hazırlayacak önemli
bir unsurdur. Lojistikte kurumlar arası
bir koordinasyon mekanizması görevi görecek “Lojistik Koordinasyon
Kurulu”nun kurulması ise bu eylem
planı çerçevesinde atılan kritik bir
adım olmakla birlikte, bu kurul program içerisinde yer alan eylemler için
yönlendirici bir görev üstlenecektir.
Kamusal öncelikler, bütçe kısıtları ve
yürütmeden kaynaklanan sapmalarla birlikte, eş zamanlı ya da birbirleriyle ilişkili çeşitli faaliyetlerinin önceliklerinin değişmesi, bu faaliyetler
için öngrülen bütçelerde değişiklikler
yapılması ya da planlama aşamasından sonra ortaya çıkan gelişmeler
doğrultusunda hedef ve eylemlerin
revize edilmesi söz konusu kurulun üstleneceği görevler içerisinde
başarı üzerinde en çok etkiye sahip
olan görevlerdir. Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun kısa bir sürede
lojistik sorunlarının çözümünde
etkin roller üstlenip sektörde önemli
bir değişim yapacağı gerçekçi bir
beklenti olmamakla birlikte, stratejik
yönlendirme yapma, koordinasyon
mekanizmasını kullanarak proje ve
eylemlerin iş akışlarını kolaylaştırmak
gibi temel üst düzey beklentilerin
de bu kurul tarafından karşılanması
gerekmektedir. Diğer yandan lojistik
sektörünün sorunlarının çözümünde
etkinliği artırmak amacıyla kamuo-
Yrd.Doç.Dr. A. Özgür Karagülle
İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve
Lojistik Yüksekokulu
yu oluşturmak da stratejik düzeyde
etki sağlanabilecek bir alan olarak
düşünülebilir. Lojistik Koordinasyon
Kurulu’nun konulara nasıl bir bakış
açısıyla yaklaşacağı, sektör için
işleyen bir stratejik yönlendirme ve
koordinasyon kurulu mu olacağı yoksa bürokrasinin basamakları içerisinde etkilikten uzak kalarak mı varlığını sürdüreceği kurulun ve eylem
planının başarısı üzerinde doğrudan
etkili olacaktır. Tüm paydaşların ortak
ve kimi zaman da birbirleriyle çelişen
beklentilerini gözetmek ve konulara
sektörel bakış açısının da üzerine
çıkarak uluslararası ve ulusal siyaset,
ekonomik ve sosyal boyutlarıyla yaklaşmak gerekecektir. Kurulda görev
alacak kişilerin kamu – özel sektör –
akademik hayat – sivil toplum örgütleri gibi farklı paydaşların beklentilerini
karşılayacak şekilde olmaları, eğitim
ve tecrübelerinin farklı ve birbirini
tamamlayıcı alanlardan oluşması
kurulun etkinliğini ve fonksiyonelliğini
artıracaktır.”
Mayıs 2015
42
EKONOMİ
İncaz: Lojistik Koordinasyon
Kurulu ve Lojistik Master Planı
“Ülkemizde ihraç edilen
araçların yüzde 94’ü denizyolu,
yüzde 2’si demiryolu ve yüzde 4’ü
ise karayolu ile taşınmaktadır. Lojistik
planlaması ve maliyeti, otomotiv
sanayinin karşı karşıya bulunduğu
önemli bir sorundur. TOBB’un 8.
Sektörel Ekonomi Şurası’nda 60
sektör meclisi sektörlerinde tespit
ettikleri sorunlar ve bunlar için öngördükleri çözüm önerileri içinde tespit
edilen ve önerilen konular içinde
lojistik ve lojistikle ilgili sorunlarla ilgili
olarak, bazı eylemlerin başlatılamadığı tespit edilerek, “Taşımacılıktan
Lojistiğe Dönüşüm” programının
sorunlarını ortaya koymuşlardır. Bu
sorunlara çözüm olarak, 10. Beş Yıllık
Kalkınma Planı kapsamında hedeflenen “Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm” programı kapsamında yapılması
gerekenler içinde en önde gelen
konu hammaddenin üretiminden
nihai ürüne ulaşıncaya kadar geçen
tüm üretim ve hizmet aşamaları için
geçerli olan Lojistik Master Planı’nın
hazırlanarak, “Lojistik Koordinasyon
Kurulu”nun oluşturulması önerilmektedir. “Ulaştırma ve Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun oluşturulması
için başta Ulaştırma Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığı olmak üzere
ilgili bakanlıklar arası etkin bir koor-
dinasyon gerçekleştirilerek, sektörel
ve bölgesel bazda üretim ve ticaret
potansiyelini de ortaya koyacak
şekilde, kapsamlı bir analiz içermelidir. Bu analiz ve koordinasyon,
hem üst düzeyde ilgili Bakanlıklar
hem de TOBB’a bağlı lojistikle ilgili
sektör meclis temsilcileri, devlet ve
eğitim kurumları temsilcileri, diğer
siyasi parti temsilcilerinin lojistikle
ilgili temsilcileri, lojistik özel sektör
işletmeleri, başta deniz ve demiryolu
olmak üzere tüm ulaştırma modları
özel ve kamu işletmeleri, Ticaret
Odaları temsilcileri ve sivil toplum
kuruluşları arasında gerçekleştirilebilir. Oluşturulacak Ulaştırma ve Lojistik
Koordinasyon Kurulu’na, lojistik faaliyetlerin sorunlarının tespit edilmesi,
güvenli, düzenli ve ekonomik lojistik
sisteminin geliştirilmesi, ilgili usul ve
prosedürlerinin belirlenmesi, düzenlenmesi görevleri verilebilir. Ulaştırma
ve Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun
kurulmasını takiben, VIII. TOBB
Türkiye Sektörel Ekonomi Şurasında
da (21 Nisan 2015) ifade edildiği gibi,
Ulaştırma ve Lojistik Master Planı’nın
tamamlanması beklenmeden sektördeki mevcut istatistikleri derleyecek
ve paylaşıma açacak olan Lojistik
İstatistik Portalı oluşturulmalıdır.
Sanayimizin yüzde 95’inin yer aldığı
Doç. Dr. Serap İncaz Nişantaşı Üniversitesi İktisadi,
İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi
Uluslararası Ticaret ve
Lojistik Bölüm Başkanı
Doğu ve Güney Marmara’da lojistik
alt yapısı yetersiz kalmaktadır. Lojistik altyapısının geliştirilmesi, temel
ihraç konularını da dikkate alacak
şekilde Master Planın hazırlanarak,
ihracat açısından limanların çevresindeki demiryollarının iyileştirilmesi ve
genişletilmesi sağlanarak, intermodal
lojistik altyapısı yetersizliğinin giderilmesi gerçekleştirilerek, ekonomide
büyük zaman ve finansal kayıplara
neden olacak geri dönüşü olmayan
verimsiz yatırımlar önlenebilecektir.
10. Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında hedeflenen “Taşımacılıktan
Lojistiğe Dönüşüm” programına,
kurulacak olan Ulaştırma ve Lojistik
Koordinasyon Kurulu ve bu Kurul’un
hazırlayacağı Lojistik Master Planı
ışığında ulaşılacaktır.”
Uzel: Taşımacılıktan lojistiğe dönüşümde ilk adım:
Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun oluşturulması
“Geçtiğimiz günlerde Başba-
kan Ahmet Davutoğlu ile ekonomi
kurmaylarının katıldığı TOBB’un 8.
Sektörel Ekonomi Şurası’nda lojistik
sektörünü ilgilendiren çok önemli
gelişmeler kaydedilmiştir. Kasım
2014’te yayınlanan Onuncu Kalkınma Planı – Taşımacılıktan Lojistiğe
Dönüşüm Programı içerisinde
Haziran 2015’e kadar öngörülen
Kurumlar Arası Koordinasyon İçin
Yeni Bir Yapı Oluşturulması ve Lojistik Mevzuat Düzenlemesi kapsamındaki birinci politikanın ilk adımı olan
“Lojistik Koordinasyon Kurulunun
Mayıs 2015
Oluşturulması” eyleminin önümüzdeki günlerde bir genelgeyle faaliyete geçeceği bildirilmiştir. Ülkemizde
faaliyet gösteren birçok sektörde
olduğu gibi lojistik sektöründe de
2023 yılını hedef alan bazı gelişme
beklentileri bulunmaktadır. Özellikle
lojistik sektörünün mevcut düzende
yaşadığı birçok problem beklenti
düzeylerinde bir düşüşe sebep
olmakta ve ne kadar umutlu olunsa
da yine de gelecek konusunda
şüpheler bulunmaktadır. Gerçekleştirilen şurada da Lojistik Sektör
Meclisi Başkanı Çetin Nuhoğlu tara-
Yard. Doç. Dr. Ezgi Uzel/Beykoz
Lojistik Meslek Yüksekokulu
43
fından yaşanan kronik sorunlar dile
getirilmiştir. Dile getirilen sorunlara
baktığımızda ise daha çok ülkemizde baskın olarak kullanılan karayolu taşımacılığına işaret edildiğini
görmekteyiz ki bu özellikle taşımacılıktan hala lojistiğe geçemedik mi
sorusunu akla getirmektedir. Bununla birlikte yaşamakta olduğumuz bu
sorunlar da gerçeğin ta kendisidir ve
derhal çözülmesi elzemdir. Mademki gerçekleşen taşıma işlemlerinde
kullanılan en baskın taşıma türü
karayoludur o zaman kesinlikle ilk
olarak bu ana damardaki problemlerin çözülmesi gerekir. Ancak yine
de stratejik planlama olarak ele aldığımız eylem planımızın karayolu ya
da herhangi başka bir diğer taşıma
türü ile sınırlı kalması da sakıncalıdır. Bu anlamda sunulan kalkınma
planında ilk olarak lojistik sektörünün
taşımacılıktan ibaret olmadığını,
hizmet sektörleri içerisinde ülkemizin
yıllardır komşu ülkelere göre rekabet
avantajı sağlayacak düzeyde bir
lojistik deneyim ve hacimelde ettiğini
ve devletin de stratejik olarak sektörle beraber aynı paralelde hareket
etmesi gerekliliğinin altı çizilmesi
gerekir. Burada anahtar kelimenin tüm dünyada olduğu gibi özel
sektörle devletin işbirliği içerisinde,
gerçekler ve gerçekleşenler üzerinden hareket etmesi zorunluluğudur.
Zira ülkemizde lojistiğin en önemli
faaliyetlerinden biri olan, depo
yönetimi konusunda donanımlı bir
mevzuatın eksikliği söz konusudur.
Örneğin Türkiye’nin ADR Sözleşmesi kapsamında tehlikeli madde
taşımacılığı konusunda son dönemde harcadığı çaba takdiri hak
etmektedir ancak tehlikeli maddeleri
depolayan işletmelerin bu konuda
taşıdıkları sorumluluk açısından
göreceli bir durum söz konusudur
ve bu alanda faaliyet gösterenlerin
bilgi yetersizliği içerisinde olduğu
söylenebilir. Bunun gibi daha birçok
lojistik faaliyet içerisinde sayılabilecek faaliyetlerin düzenlenmesi
kurulan kurulun ödevi olmalıdır.
Lojistiğin faaliyet açısından tek tek
ele alınması gerekliliğinin yanı sıra,
yine eylem planında dikkat çekici bir
başka unsur kurulun hangi taraflardan oluşacağıdır. Planda, Lojistik
Koordinasyon Kurulu; Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı
Müsteşarı Başkanlığında Kalkınma Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı,
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı,
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı,
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İçişleri
Bakanlığı Müsteşarlarının katılımıyla oluşacaktır denmiştir. Lojistik
Koordinasyon Kurulu bünyesinde
Genel Müdür seviyesinde Çalışma
Grubu oluşturulacaktır da denmektedir. Ancak hemen ardından ihtiyaç
duyulması halinde daha alt seviyede
çalışma grupları da kurulabilecek,
diğer kamu kurum temsilcileri ve
STK temsilcileri komisyona dahil
edilebilecektir denmiştir ki bunun ihtiyaç duyulan bir konu olduğu, lojistik
alanında çalışan her türlü tarafın bu
kurulda yer alması, bilgi paylaşması ve söz hakkı verilmesinin genel
işlevsellik ve planın başarısı açısından gerekli olduğu yadsınmamalı
ve atılan bu ilk adımda katılımcılığın
önem arz ettiğini, işbirliğinin ve bilgi
paylaşımının stratejik olarak lojistik
sektörümüzü ileri götüreceği ve hak
ettiği değeri bu şekilde bulacağının
farkındalığının edinilmesi gerekmektedir.”
Nebol: Lojistik Koordinasyon Kurulu
etkili ve verimli çözümler üretebilir
“Lojistik (ve taşımacılık)
sektörü başdöndürücü bir hızla
gelişmekte ve büyümektedir. Ancak, yasal düzenlemeler, hükümet
idari girişimleri ve kararları ile ülkeler
arası ilişkiler, ve hatta akademik
ilerlemeler bu gelişme hızına ayak
uyduramamaktadır. Bu nedenle,
Sayın Çetin Nuhoğlu’nun bir bölümünü dile getirdiği sorunlar yaşanmaktadır. Bunlar kadar yaşanan
sorunlar ile ilgili olarak, daha çok
sivil toplum kuruluşlarının (UND;
TOBB, vb) öncülük ettiğini görüyoruz. Zaman zaman ortaya çıkan
çözümler ise münferit olmakta ve
bir çözüm, başka bir sorunu ortaya
çıkarmaktadır. Bu nedenle lojistik
sektörünün sorunları bütünleşik
olarak ele alınmalı ve İş Alemi
(UND, TOMM, vb) ile Hükümet
kanadından ilgili bakanlık temsilcileri biraraya gelerek sorunlara ortak
olarak eğilmelidirler. Bu kapsamda
düşünüldüğünde, İş Alemi ve
İlgili Bakanlıkların temsilcilerinden
oluşacak bir “Lojistik Koordinasyon
Kurulu” etkili ve verimli çözümler
üretebilir. Gerekirse, bu Kurula
akademisyenler de, (tartışılan konulara göre) davet edilebilir. Katılımcı
bir kurul oluşturulması ve çalışması,
kanımca bütünleşik çözüm önerileri
yaratmak ve Lojistik Sektörünün
geleceğini biçimlendirmek yolunda
çok yararlı olabilir.”
Doç.Dr. Erdal Nebol/ Yeditepe Üniversitesi Lojistik Bölüm Başkanı
Mayıs 2015
44
GÜNCEL
Türkiye’nin yıldız ihracatçılarının
14’üncü gurur gecesi
İhracatın Yıldızları-İhracatı Teşvik Ödülleri sahiplerini buldu. Başbakan
Yardımcısı Ali Babacan’ın katıldığı geceye iş dünyasının saygın temsilciler
büyük ilgi gösterdi.
Türkiye’nin ihracat maratonu görkemli bir gece ile sonuçlandı. “14’üncü İhracatın Yıldızlarıİhracatı Teşvik Ödülleri”ne töreni
Ekonomiden Sorumlu Başbakan
Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye
İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı
Mehmet Büyükekşi, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı
Ömer Cihad Vardan, İstanbul
Kimyevi Maddeler ve Mamulleri
Mayıs 2015
İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı
Murat Akyüz, UND İcra Kurulu
Başkanı Fatih Şener ve Türk-Mısır
İş Konseyi Başkanı Zuhal Mansfield gibi ihracat ve iş dünyasının
önde gelen isimleri katıldı. Gecede, 440’ı aşkın firma arasından 8
kategori ve özel değerlendirmeler
ile toplam 19 firma ödüllendirilirken, “Yılın İhracatçısı Ödülü”nü Eti
Maden İşletmeleri kazandı.
Babacan: Büyümemiz
üç puan daha yüksek olabilirdi
Törende ‘İhracatın Yıldızları’na
seslenen Başbakan Yardımcısı
Ali Babacan, ihracatın Türkiye
ekonomisinin itici gücü ve sürükleyicisi olduğunu söyledi.
Türkiye’nin tasarruf oranlarının
düşük olmasının ve cari açığının
bulunmasının, ihracata dayalı bir
büyümeyi zorunlu kıldığına işaret
45
eden Babacan, “Hak ettiğimizin
üzerinde bir tüketim ve bunun getirdiği suni refah kalıcı olmaz” dedi.
Türkiye’de büyümenin ve refah
artışının gerçekçi ve sürdürülebilir
olması için mutlaka yatırıma, üretime ve ihracata dayalı bir büyüme
elde etmek gerektiğini vurgulayan
Babacan, “Son birkaç yıldır daha
yüksek büyüme oranlarını yakalayabilirdik. İç tüketime, özellikle
tüketici kredilerine biraz ön açıcı,
yol verici bir politikayla belki bir
puan, iki puan, hatta üç puan daha
yüksek olabilirdi büyümemiz. Ama
bunu yapmadık. Özellikle dünyada
likiditenin daralacağı, azalacağı ve
pahalanacağı bir dönemde iç tüketime dayanan bir büyüme modeli
Türkiye’nin ancak ve ancak cari
açığını artırırdı” dedi.
Mikro ekonomik reformlar
alanında yapmamız gereken
çok iş var
İhracatın niceliğinin yanında bunun kompozisyonunun niteliğinin
de kritik olduğunu vurgulayan
Babacan, Ar-Ge, inovasyon ve
bilgiye dayanan bir ihraç ürünü
kompozisyonunun Türkiye için
bundan sonraki dönemde çok
önemli ve belirleyici olacağını
belirtti. Türkiye’nin özellikle mikro
ekonomik reformlar alanında yapması gereken çok iş olduğunu belirten Babacan, buradaki başarının
cari açık sorununu çözebileceğini
söyledi. Türkiye’nin bir başka sağlam ayağının bankacılık olduğunu
dile getiren Babacan, bir başka
önemli ayağın da para politikaları olduğunu ve bunun Merkez
Bankası’nın çalışma alanı olduğunu söyledi. Merkez Bankası’nın
küresel şartların ve ülkenin içinde
bulunduğu iç konjonktürün gereğini yapıyor olması gerektiğini ifade eden Babacan, şunları söyledi:
“Bunu da her durumda Merkez
Bankası’nın gerçekleştiriyor olması lazım. Bu da önemli taşıyıcı bir
sütun. Bu alana da son derece
dikkat etmek gerekiyor. Makro
çerçevede en önemli konular;
bankacılık, kamu maliyesi ve para
politikası... Bu üç sütunda sağlam
olacak, birini kesip gevşettiğinizde
üç ayaklı sehpa nasıl ayakta durmazsa makro çerçeveniz bozulur.
Makro ekonomik istikrar ve makro
çerçeve dediğimizde bu üç ayak
var. Birini gevşettiğinizde masa
sallanır, tamamen kestiğinizde
devrilir.”
Büyükekşi: İnovasyon çalışmalarının devam etmesi lazım
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi törende yaptığı konuşmada,
Türkiye’nin ihracatındaki katma
değeri artırabilmek için inovasyon
çalışmalarının aralıksız devam
edeceğini belirtti. Büyükekşi,
“İnovasyon haftası düzenliyoruz.
Ayrıca yeni pazarlar bulmak için
ihracatçı birliklerimizle, bakanlarımızla, iş adamlarımızla birlikte
dünyanın dört bir tarafını dolaşıyoruz” dedi. Doların değer bazında ülke para birimleri karşısında
bu kadar değerlenmesi nedeniyle
tüm dünyada dış ticaretin olumsuz etkilendiğini kaydeden Büyükekşi, şöyle devam etti:”Tüm
dünya dış ticareti 2015’in ilk iki
ayında yüzde 9,2 azaldı. Buna
rağmen ilk iki ayda Tükiye’nin
kaybı yüzde 3.4; ilk 4 ay ise
yüzde 5,4. Dolayısıyla Türkiye bu
anlamda tüm dünyadan pozitif
yönde ayrışmış durumda.”
Yılın ihracatçısı ödülü Eti
Maden İşletmeleri’nin oldu
Net ihracatta Türkiye birincisi:
‘Yılın İhracatçısı’ Ödülü’nün sahibi Eti Maden İşletmeleri oldu. Eti
Maden İşletmeleri Genel Müdürü
Orhan Yılmaz ödülü Başbakan
Yardımcısı Ali Babacan’ın elinden
aldı. Geçen yıl 903 milyon dolarlık satış yaptıklarını anlatan Eti
Maden İşletmeleri Genel Müdürü
Orhan Yılmaz, bunun 875 milyon
dolarlık kısmını ihracatın oluşturduğunu kaydetti. Son 10 yılda
karı 28 kat artırdıklarına değinen
Yılmaz, şöyle devam etti: “Geçen
yıl 473 milyon dolar kar ettik. İhracatımız da 3.5 kat arttı. Eskiden
mal satıyorduk, şimdi akıl satmaya
başladık. Madencilikten,kimyaya
oradan eşyaya dönüyoruz. Bunun
da en önemli örneği deterjanımız
Eti Matik.” İzmirli firma Cemer
Kent Ekipmanları ‘Deltoik Tırmanma’ adlı çocuk parkı ürünüyle
‘Kreatif Ürün’ kategorisinde birinci
oldu. Üretiminin yüzde 50’sinden
fazlasını ihraç eden Aksa Jeneratör, Yeni Pazar- Pazar Çeşitliliği
Birincilik Ödülü’ne layık görüldü.
Ciner Erdemir, Kibar: Geçen yıl
ihracatını dolar bazında bir önceki
yıla göre yüzde 355, nokta bazında ise 63 artıran Ciner Dış Ticaret
‘İhracat Performans’ kategorisinde birincilik kazandı. Mount-Blade
adlı video oyun serisini 5 milyon
adedin üstünde satmayı başaran
ve alanında dünyanın ilk 100 ihracatçısı arasında yer alan bilgisayar
oyun firması Taleworlds, Hizmet
İhracatı Ödülü’ne layık görüldü.
Türkiye’nin ilk yerli elektrikli hizmet
aracını üreten Pilotcar, İnovasyon
Şampiyonu Ödülü’nü almaya hak
kazandı. Bu yıl Ticaret Elçisi Ödülü
Metro Toptancı Market’in oldu.
Yılın ‘Markalı İhracat’ ödülünü alan
Silverline Ev Gereçleri geçen yıl
50 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. e-İhracat kategorisinin kazananı Biletall oldu. 2014
İhracatın Yıldızları Jüri Özel ödülü
Simit Sarayı’nın oldu. Sürdürülebilirlik İçin Çözüm Üreten ihracat”
ödülünü alan Ezinç Grup, güneşe
dayalı çatı tipi su ısıtma sistemlerinde dünyanın 3.büyük üreticisi.
Mayıs 2015
46
ARAŞTIRMA
Nisan ayında ihracat
11.8 milyar dolar olarak gerçekleşti
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), 2015 yılı Nisan ayı ihracat verilerini, Bayburt’ta açıkladı. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “İhracatımız bu yıla maalesef arzu ettiğimiz şekilde
başlayamadı. Tüm dünyada doların değer kazanması ve paritedeki düşüş, ihracatımıza
baskı yapıyor. Geçtiğimiz yılın Nisan ayına göre ortalama 1,38 seviyesinden yüzde 22
düşüşle 1,08 seviyelerine inen paritenin negatif etkisi aylık 1,5 milyar doları buldu” dedi.
TİM verilerine göre nisan ayında ih-
racat geçen yılın aynı dönemine göre
yüzde 9,8 gerileyerek 11 milyar 823
milyon dolar oldu. Yılın ilk 4 ayında
toplam ihracat yüzde 8,1 gerileme
ile 48 milyar 951 milyon dolar olarak
gerçekleşti. İhracatta son 12 aylık
süreçte ise geçen yılın aynı dönemine
göre yüzde 1,6 gerileme ile 153 milyar
66 milyon dolar oldu. İhracatta nisan
ayında kilogram bazında yüzde 3 artış
kaydedilirken, ağırlıklı olarak EuroDolar paritesine bağlı olarak gerileme
yaşandı. Döviz kurlarına dikkat çeken
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi,
“İhracatımız bu yıla maalesef arzu
ettiğimiz şekilde başlayamadı. Tüm
dünyada doların değer kazanması ve
paritedeki düşüş, ihracatımıza baskı
yapıyor. Geçtiğimiz yılın Nisan ayına
göre ortalama 1,38 seviyesinden yüzde 22 düşüşle 1,08 seviyelerine inen
paritenin negatif etkisi aylık 1,5 milyar
doları buldu” dedi. Kümülatif bazda
bakıldığında sadece AB-28 ülkelerine
Euro-dolar paritesi kaybı sebebiyle
yaşanan ihracat düşüşü ilk 4 ayda 4,5
milyar doları aştı.
Nisan ayı lideri otomotiv
Büyükekşi, sektörel bazda nisan
ayında en fazla ihracatı 1 milyar 843
milyon dolarla otomotiv sektörü
yaptığını vurgularken, bu sektörü
Mayıs 2015
kimyevi maddeler ve hazır giyim sektörlerinin takip ettiğini belirtti. Verilere
göre nisan ayında en fazla ihracat
artışını yüzde 64,6 ile fındık sektörü
yakaladı. Bu sektörü, yüzde 49,6
ile tütün ve yüzde 35,9 ile gemi ve
yat sektörü takip etti. Nisan ayında
en fazla ihracat yaptığımız 5 ülke Almanya, İngiltere, Irak, İtalya ve ABD
oldu. Almanya’ya ihracatımız yüzde
9,6, İngiltere’ye yüzde 8,1, Irak’a
yüzde 23,4, İtalya’ya yüzde 12,4
düştü. ABD’ye ise yüzde 1,8 arttı.
Nisan ayında en fazla ihracat yaptığımız 30 ülke arasında, en yüksek
ihracat artışını yüzde 35,9 ile Mısır’a
yakaladık. Nisan ayında ihracat artışında öne çıkan ülkeler şöyle oldu:
Nisan ayında Umman’a ihracatımız
yüzde 181, Singapur’a yüzde 127,
Kuveyt’e yüzde 94, Güney Kore’ye
yüzde 56 arttı. Nisan ayında AB’ye
ihracatımız yüzde 10,4, Afrika’ya
ihracatımız yüzde 2,4, Ortadoğu’ya
yüzde 5,1 gerilerken, Kuzey
Amerika’ya yüzde 6,2 artış gösterdi.
En fazla ihracat yapan ilk 10 ilimiz
arasında ihracatını en fazla artıran
ilimiz yüzde 12 artış ile Hatay oldu.
Nisan ayında Kocaeli’nin ihracatı
yüzde 3,7, Ankara’nın yüzde 6,9,
İstanbul’un yüzde 8,1, Gaziantep’in
yüzde 9,2, İzmir’in yüzde 12,5,
Bursa’nın yüzde 13,1, Denizli’nin
yüzde 15,2, Manisa’nın yüzde 21,1,
Sakarya’nın yüzde 35,1 geriledi.
2015 yılında yeni normal:
“Yavaş büyüme”
Büyükekşi, ihracat verilerini açıklamasının yanı sıra Türkiye ve dünya gündemi
ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu.
Tüm dünyada yavaş büyümeye dikkat
çeken ve bunun artık normal senaryo
haline gelidiğini aktaran Büyükekşi,
“Bu yıl dünya ekonomisi için yüzde
2,9, gelişmiş ülkeler için yüzde 2,4 ve
gelişen ülkeler için yüzde 4,3 büyüme bekleniyor. Diğer taraftan 30 yıl
boyunca global çapta en hızlı büyüyen
ekonomi Çin’in büyümesi yavaşlıyor.
Çin’in büyümesinin yavaşlaması da
emtia fiyatlarının gerilemesine yol açıyor” diye konuştu. Avrupa Birliği’ndeki
toparlanmaya dikkat çeken Büyükekşi,
burada büyüme ile birlikte bu bölgede ithalat artış beklentileri arttığını
kaydetti. Büyükekşi, “AB ithalatındaki
artış Türkiye’nin ihracatına da olumlu
katkı sağlayacak. Kesinleşen Eurostat
verilerine göre Türkiye’nin AB’ye euro
cinsi ihracatı ilk iki ayda tam yüzde 12
arttı. Aynı dönemde ise AB’nin birlik
dışı ithalatı euro bazda yüzde 1 geriledi.
Türkiye ilk 2 ayda AB’ye ihracatını en
fazla arttıran 4.ülke oldu. Buna göre
Türkiye AB-28’de güçlü bir Pazar payı
artışı yakaladı” dedi.
47
Kimya ihracatı miktar bazında yüzde 47 arttı
İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Akyüz, “Özellikle paritede yaşanan düşüş ihracatımızı etkileyen en önemli etkenlerden biri. Nisanda kimya sektörü açısından
bu toparlanmanın hissedildiğini söylemek mümkün” dedi.
Kimya ihracatında değer bazındaki azalış nisan ayında toparlanma
sürecine girerken, miktar bazında
ihracat yüzde 47 artarak 1,69 milyon
tona ulaştı. İstanbul Kimyevi Maddeler
ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nden
(İKMİB) yapılan açıklamaya göre,
Türkiye genelinde ihracat nisan
ayında da gerilerken kimya sektörü,
1 milyar 445 milyon dolarlık ihracatla
hazır giyimi geride bırakarak otomotivin ardından en fazla ihracat yapan
sektör oldu. Kimya ihracatında değer
bazındaki azalış Nisan ayında toparlanma sürecine girerken, miktar bazında ihracat yüzde 47 artarak 1,69
milyon tona ulaştı. Geçen ay kimya
sektörünün en çok ihracat yaptığı ilk
üç ülke Mısır, Irak ve Almanya olarak
sıralandı. Bu ülkeleri Malta, Suudi
Arabistan, İspanya, Birleşik Arap
Emirlikleri, İran, Çin ve İtalya takip
etti. Uzun bir aradan sonra tekrar ilk
sıraya yükselen Mısır’a ihracat yüzde
38,44 artışla 93 milyon dolar olarak
gerçekleşti. Kimya sektörünün dört
aylık ihracatı ise yüzde 10,74 azalışla
5 milyar 178 milyon dolar oldu. Bu
dönemde Birleşik Arap Emirlikleri,
Irak, Mısır, Almanya, İspanya, İtalya,
İran, Azerbaycan-Nahcivan, Malta
ve Suudi Arabistan en fazla ihracat
yapılan ülkeler olarak sıralandı.
Toparlanma hissediliyor
İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı
Murat Akyüz, kimya ihracatının
Nisan ayı performansına ilişkin şu
değerlendirmede bulundu: “Kimya
ihracatımız Türkiye ihracatına paralel
bir seviyede ilerliyor. Özellikle paritede
yaşanan düşüş ihracatımızı etkileyen
en önemli etkenlerden biri. Bu süreç
sadece kimyayı değil tüm sektörleri
çok etkiliyor. Yılın ilk aylarında toparlanmanın etkilerini önümüzdeki aylarda
hissedeceğimizi vurgulamıştık. Nisan
ayında kimya sektörü açısından bu
toparlanmanın hissedildiğini söylemek mümkün. Her ne kadar Avrupa
ihracatımızda kayıplar yaşansa da
uzun bir aradan sonra Mısır tekrar ilk
sıraya yükseldi.” Ticaret heyetlerinin,
milli katılımlı fuar organizasyonlarının
ve alternatif pazar arayışlarının devam
ettiğini belirten Akyüz, mayıs ayı içinde
PLMA Amsterdam ile Dubai Beautyworld Middle East fuarlarına milli katılım organizasyonları düzenleyeceklerin
ve üye firmaların bu ülkelerden güzel
haberlerle döneceğine inandıklarını
kaydetti.
Mayıs 2015
48
GÜNCEL
Türkiye’nin en büyük
Ar-Ge merkezini açtı
Ford Otosan’dan Türkiye’nin en büyük Ar-Ge merkezini İstanbul Sancaktepe’de
hayata geçirdi. Törende konuşan Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y.
Koç, “Ford Otosan, bugün bir aracı sıfırdan ticari bir ürün haline dönüşene
kadar, motoru da dahil olmak üzere; komple tasarlayacak, geliştirecek ve test
edecek gerekli tüm yetenek ve altyapıya sahip tek Türk otomotiv şirketidir”
diyerek bundan sonra da Ar-Ge yatırımlarına devam edeceklerinin altını çizdi.
Ford Otosan, 29 Nisan’da
gerçekleştirdiği törenle Sancaktepe
Ar-Ge merkezinin açılışını yaptı. 68
milyon liralık yatırımla hayata geçen
merkezin açılışına; Bilim Sanayi
ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Koç
Holding Yönetim Kurulu Şeref Başkanı Rahmi M. Koç, Koç Holding
Yönetim Kurulu Üyesi ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y.
Koç ve Ford Avrupa Operasyonlar
Başkanı Barb Samardzich’in katılımı
ile düzenlendi.
Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi
ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç, Ar-Ge ve
inovasyona yapılan yatırımın daha
rekabetçi ve daha katma değeri
yüksek ürün demek olduğunu
vurgulayarak “Bu da ürettiğimiz ve
ihraç ettiğimiz her bir birimin daha
büyük bir yüzdesinin ülkemize
değer olarak kalması demek. Bu
Mayıs 2015
değer de çarpan etkisiyle, daha büyük nitelikli istihdam, daha az genç
işsizliği ve daha hızlı büyümeye
olanak veriyor. Geleceğin teknolojisini tasarlarken geleceğin insan
kaynağını da tasarlamamız gerekiyor. Giderek artmasını hedeflediğimiz Ar-Ge ve inovasyona yönelik
sahalarda çalışacak nitelikli insan
gücünün stratejisinin de bugünden
çok doğru şekilde belirlenmesi ve
bu strateji ile yol haritasının oluşturulması sürecine özel sektörü de
dahil etmek son derece isabetli
olacaktır” diye konuştu.
En çok Ar-Ge harcaması
yapan grubuz
Ar-Ge kavramı henüz Türkiye’de
yokken, Koç Topluluğu’nun kurucusu merhum Vehbi Koç’un, ülkeleri ve
şirketleri geleceğe taşıyacak yolun
araştırma ve geliştirmeden geçtiğini
kavrayarak, yatırım planlarına Ar-Ge
çalışmalarını da dâhil etmeye başladığını vurgulayan Koç, “Yaklaşık
yüzde 10’luk bir payla, ülkemizin
özel sektörde en çok Ar-Ge harcaması yapan grubuyuz. 2007-2014
yılları arasında Topluluğumuz, ArGe’ye yaklaşık 4,5 milyar TL yatırım
yapmıştır. Bünyemizde bulunan 14
Ar-Ge merkezimizde 3 bini aşkın
mühendisimiz görev yapmaktadır. Bu rakam, ülkemizdeki Ar-Ge
merkezlerinde çalışan, tescil edilmiş
mühendis ve doktoralı mühendisin
yüzde 20’sini teşkil etmektedir.
Tüm bu yatırımlarımızın sonucu
olarak, geçen yıl 563 yeni patent
başvurusu yaptık. Koç Topluluğu
olarak bugüne kadar yaptığımız gibi
gelecekte de ülkemize olan sonsuz
inancımızla, kendi yeteneklerimize
de güvenerek, yatırım yapmaya
kararlıkla devam edeceğiz.“
49
5 yılda 300 milyon doları aşan
mühendislik
ihracatı yaptık
Ford Otosan’ın 1959 yılında lisans
alarak başladığı faaliyetlerine bugün
lisans vererek ve know-how üreterek devam ettiğini belirten Ali Y.
Koç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ford Otosan hali hazırda Ford
Avrupa’nın ticari araç üssüdür.
Son 5 yılda Türkiye’den dünyaya
300 milyon doları aşan mühendislik
ihracatı yaptık. Bu rakamın önümüzdeki yıllarda giderek artacağını
öngörüyoruz. Zira Türk mühendisi
ve işçisinin gücüyle tasarlanıp üretilen, fikri mülkiyet haklarının yüzde
yüzüne sahip olduğumuz Cargo
kamyon ve Ecotorq motorumuzun
dünyanın en büyük kamyon pazarı
olan Çin’de üretilmek üzere Çin’in
JMC firması ile lisans anlaşması
imzaladık. Böylelikle Ford Otosan,
Türkiye otomotiv sektörünün bu
ölçekte “teknoloji ihracatı” gerçekleştiren ilk şirketi olmuştur.”
Törende konuşan Bilim, Sanayi
ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, ArGe’ye verdikleri desteği ve bunun
Türkiye’nin uluslararası arenadaki
başarısına yaratacağı katkıyı anlattı.
Otomotiv sektörünün Türkiye ekonomisinin aynası olduğunu ifade
eden Işık, Türkiye’nin otomotiv endüstrisindeki teknolojik dönüşümün
uzağında kalamayacağını kaydetti.
‘One Ford’ stratejisi doğrultusunda
şirketimizin global ürün geliştirme
yaklaşımı için büyük önem taşıyor.”
dedi. Hafif ticari araç modellerinin
tamamının son 2 yıl içinde yenilendiğini, ürün gamına yeni modellerin
eklendiğini ve bunda en büyük
payın Ford Otosan’ın olduğunu
da hatırlatan Samardzich, şöyle
devam etti: “Ford Otosan, Ford’un
global ürün geliştirme ekibinin ayrılmaz bir parçası olarak hafif ve ağır
ticari araçlarımız ile motor sistemlerinin geliştirilmesinde büyük bir
sorumluluk üstlenmiş durumdadır.
Bu muhteşem Ar-Ge Merkezi’nde
çalışan ve gelecekte çalışacak olan
mühendisler dünyanın en iyi eğitimli
ve yetkin mühendisleri arasında
yer alıyor. Bu mühendisler, araç
ve motor sistemlerini tasarlayıp,
geliştirip test edebilecek yetkinliğe
ve deneyime sahip bu takımın bir
parçası olarak, yeni Ar-Ge merkezinde daha da iyisini başaracak.
Ford 3 yıl önce Avrupa’nın 7’nci
en büyük ticari araç markası iken
2015’te birinciliğe yükseldi. Yeni
modellerimizin katkısıyla Avrupa’nın
ikinci en çok satan otomobil markası konumumuzu da pekiştirdik.
Bu büyük başarıda Ford Otosan ve
çalışanlarının önemli katkıları bulunduğunu belirtmek isterim.”
kaydederek, “Bugün Ford Otosan,
Ford Motor Company’nin Avrupa’daki en büyük ticari araç üretim
merkezidir. Yılda 415 bin araç üretim
kapasitesi ile Türkiye’nin en büyük
otomotiv şirketidir” dedi.
Sektörümüzün
ihracat şampiyonuyuz
Törene katılan Ford Avrupa Operasyonlar Başkanı Barb Samardzich
da konuklara hitap etti. Samardzich, “Sancaktepe Ar-Ge Merkezi,
Ford Otosan Genel Müdürü Haydar
Yenigün, ise Ford Otosan’ın bugün
bir sanayi şirketi olmasının yanı
sıra bir mühendislik şirketi olarak
anılmasını, 1961 yılında otomotiv
sektöründeki ilk Ar-Ge çalışmalarını
başlatmasına borçlu olduklarını
“Ford Otosan, 2011-2014 yılları
arasında yaptığı 1,6 milyar doların
üzerinde yatırım ile aynı zamanda
sektörünün en büyük yatırımcısı
olma gururunu taşımaktadır. Bu
sayede 2014 yılı itibariyle şirketimizin
piyasa değeri 4,9 milyar dolara ulaşmıştır” diyen Yenigün, konuşmasına
şöyle devam etti: “Şirketimiz, 3 üretim tesisi, Ar-Ge merkezleri ve diğer
faaliyetleri ile 10 bin kişiye istihdam
yaratan büyük bir ailedir. Türkiye’nin
en büyük 2. sanayi kuruluşu olarak
2014 yılında 245 bin adet hafif
ticari ve ağır ticari araç üretmiştir.
Ve bu sayede de Türkiye ticari araç
üretiminin yüzde 56’sını gerçekleştirmiştir. Ulaştığımız bu adetler bizi
12 milyar TL ciro ile tarihimizin en
yüksek seviyesine taşımıştır. Türkiye
ticari araç ihracatının da yüzde
62’sini yaptığımız 2014 yılında, bu
satışlardan 3,5 milyar dolar ihracat
cirosu elde edilmiştir. Son 5 yılda
yaptığımız araç, parça ve mühendislik ihracatı ile 2 miyar dolar net
ihracat gerçekleştirilerek, Türkiye’nin
dış borç problemini gidermek konusunda olumlu bir katkı sağlanmıştır.
Üretim ve satışlarla bu başarıları
elde ederken, bir yandan da Ar-Ge
çalışanı kadromuzu 2002 yılından bu
yana tam 7 kat artırdık. Bugün 1.350
mühendisimizle, sektörün en büyük
Ar-Ge organizasyonuna sahibiz.”
Ali Y. Koç - Koç Holding Yönetim Kurulu
Üyesi ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı
Barb Samardzich
Ford Avrupa Operasyonlar Başkanı
Haydar Yenigün
Ford Otosan Genel Müdürü
Samardzich: Ford Otosan
mühendisleri, Global Ford
için çalışıyor
En büyük ticari
araç üreticisi olduk
Mayıs 2015
50
GÜNCEL
200 milyon euro ciroya ulaştı
Mercedes-Benz Türk ikinci elde de liderliğini sürdürüyor
Mercedes-Benz Türk, geçtiğimiz yıl 2 bin 297 adet kamyon, 555 otobüs ve
bin 236 adet hafif ticari olmak üzere toplam 4 bin 88 adet ikinci el araç
satışı gerçekleştirdi.
Mercedes-Benz Türk 2.
el faaliyetleri büyümeye devam
ediyor. Mercedes-Benz Türk’ün
2. el faaliyetleri ile ilgili 2014 yılının
değerlendirildiği ve 2015 yılı ile ilgili
hedeflerin anlatıldığı basın toplantısına Mercedes-Benz Türk 2. El
Faaliyetler Genel Müdürü Osman
Nuri Aksoy, Mercedes-Benz Türk
Used1 & EL2 Kısım Müdürü Faruk
Özer, Mercedes-Benz Türk BusStore Kısım Müdürü Haluk Burçin Akı
ve Mercedes-Benz Türk TruckStore
Kısım Müdürü Tolga Bilgisu katıldı.
Toplantıda ilk konuşmayı yapan
Mercedes-Benz Türk 2. El Faaliyetler Genel Müdürü Osman Nuri Aksoy, “7 yıllık geçmişe sahibiz ve 200
milyon euro ciroya yükseldik. Artık
biz bu işi bayiler üzerinden yapmayı
istiyoruz. 2014’ü yüzde 12’lik bir
büyüme ile kapattık. Toplamda
10 bin işlem (alım satım) hacmine
ulaştık. 4 bin 88 adet araç satışı ile
tamamladık” dedi.
2015 yılı ile ilgili de bir değerlendirme yapan Osman Nuri Aksoy
şunları söyledi: “2015’in ilk çeyreğinde yüzde 57 büyüme elde ettik.
İlk çeyrekte bin 341 adet satış gerçekleştirdik. 2. el bizim hayatımızın
Mayıs 2015
bir gerçeği oldu. Bundan sonraki
hedef bu noktayı daha ileri taşımak.
Hedefimiz burada yeni araç satışını desteklemekti. Bizim işimizde güven ve hız çok önemli. Hız
konusunda hale çalışmalara devam
ediyoruz. Daha hızlı nasıl olabiliriz
diye düşünüyoruz. Biz 2 saatte bir
aracın tüm işlemlerini yapıp teslim
edebiliyoruz. 7 yıl önce biz bu işe
başladığımızda bu işlemler bazen 2
gün sürüyordu. Şimdi her gün daha
hızlı nasıl olabilirizin üstünde çalışıyoruz. İnanın bu 2 saat bile yetmiyor. Sadece satış sürecinde değil,
alım sürecinde de hız konusunda
çalışmalar yapıyoruz. Bugün özellikle kamyon ve otobüste araçlarını
satmak isteyen herkes TruckStore
ve BuStore’nin web sitesini ziyaret
ediyor ya da telefon ederek bilgi
almadan satış yapmıyor.”
Mercedes-Benz Türk TruckStore
Kısım Müdürü Tolga Bilgisu ise
yaptığı konuşmada 2014’te yapılan
2. el kamyon satışları ile ilgili şunları
söyledi: “Bizim için güven en önemli
unsur. TruckStore global bir marka.
2009 yılında 101 tane araç satmıştık, 2014 yılına gelindiğinde 2 bin
300 adetlik satış gerçekleştirdik.
Yani 23 kat büyüdük. 2014’te bir
önceki yıla göre yüzde 30’luk bir
büyüme gerçekleştirdik. Daimler’de
bu alanda hem adette hem de
ciroda Almanya’dan sonra 2.
sıradayız. 200 milyon euro cironun
100 milyon euro ciroyu TruckStore
yaptı. Bizim için en önemli başarı kriteri hız. Pazarın içinde hızlı
olmanız gerekiyor. Bu anlamda
bir farklılık yaratmaya çalışıyoruz.
Bunu Mercedes-Benz Türk bayi
ağı ile yapıyoruz. Bu hızın içinde bir
takım anlayışı var. Biz müşterilerimize sahada temas ediyoruz. Kapı
kapı dolaşıyoruz. Türkiye genelinde 9 ayrı lokasyonda TruckStore
Satış Noktası bulunuyor. Garanti
sistemini faaliyete geçirdik. Sahada
olmaya devam edeceğiz. Gitmediğimiz il kalmadı. 30 ilde 75 noktada
‘Merhaba’ demeye gidiyoruz.
2015 yılında 6 bine gelen işlem
hacmi hedefliyoruz ve 2 bin 600
adet satış öngörüyoruz. Bu başarıda katlanarak devam edecek.
2015’in ilk çeyreğinde ise bir önceki yıla göre yüzde 41’lik bir artış
gösterdik.”
TruckStore: 2014 yılında TruckStore markası, bir önceki yıla göre
% 30 artışla 2.297 adet ikinci el
kamyon satışı gerçekleştirdi.
BusStore: Her marka ve model
otobüs temin imkânıyla ihracat
pazarlarına yönelik de ticari fırsat
ve potansiyelleri değerlendiren
BusStore markası ise 555 adet
otobüsle satış hacmini 2013 yılına göre % 17 oranında artırmayı
başardı.
Used1: Hafif ticari araçların 2.
El faaliyetlerini yürüten Used1
markası ise geçtiğimiz yıl toplamda1.236 adet araç satışı gerçekleştirdi.
51
TTA sektörü ateşledi,
sekiz Türk markası daha İran pazarına girdi
Tercihli Ticaret Anlaşması (TTA), İran’la ticareti hareketlendiriyor.
8 marka daha İran pazarına gitti. Gelen bilgiler eylülde 30 markanın daha yer
bakmaya gideceği yönünde.
İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon
İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı
Hikmet Tanrıverdi, Rusya’daki kayıtlı
ihracat kaybının yüzde 50’leri, bavul
ticaretindeki kaybın da yüzde 80’leri
bulduğunu belirterek, diğer yandan
yılbaşında yürürlüğe giren tercihli
ticaret anlaşması ile birlikte İran’a
satışlarının yüzde 35 arttığını söyledi.
“Rakamlar çok fazla bir şey ifade
etmiyor. Çünkü hem İran hem de
Rusya ile aramızdaki ticaret daha
çok bavul ticareti şeklinde gerçekleşiyor” diyen Tanrıverdi, “İran’da
Türk mağazaları açılmaya başladı.
Önümüzdeki dönemde markalarımız
daha hızlı bir şekilde çoğalacak.
Bu yıl 8 markamız mağaza açtı.
Bunlar; Koton, Collection, Penti, LC
Waikiki, Derimod ile Aydınlı Grup’un
Pierre Cardin, Cacharel ve U.S Polo
ASSN markaları. Roman da mağaza
açmak üzere. Şu an oraya giden,
araştıran ve partner arayan markalarımız var. Bunlar da yıl sonuna doğru
mağaza açmaya başlar. Türk markaları İran’da ciddi ilgi görüyor” dedi.
Gümrük indirimi yeterli değil
Bu gelişmelere rağmen Türkiye-İran
Tercihli Ticaret Anlaşması ile birlikte
yapılan gümrük indiriminin yeterli olmadığını savunan Tanrıverdi, “Vergiler daha az uygulanırsa Türk firmaları
İran’da ciddi bir şekilde boy gösterir”
dedi. BMD Genel Sekreteri Ekrem
Utku, eylül ayında İran’a gideceklerini
söyledi. Utku, “Pazar araştırması için
gidiyoruz. AVM’lere, AVP projelerine,
caddelere bakılacak. Daha önce 14
- 15 markayla böyle geziler olurdu.
Bu geziye ilgi var, 30 markayı buluruz sanıyorum. İran pazarı ilgi çekiyor. Geçen hafta bir toplantı yaptık.
İranlı bir AVM yatırımcısı BMD’ye
gelerek sunum yaptı” dedi. BMD’nin
düzenlediği toplantıda konuşan İran
Mall CEO’su Reza Samizadeh, İran
ekonomisinin yeni dönemde hızlı büyüme potansiyeline sahip olduğunu
belirterek, yurtdışına yatırım planlayan Türk marklarını ülkesinde daha
etkin olmaya davet etmişti. İran’daki
fırsatları anlatan Samizadeh, “Türk
markalarını 30 milyar dolarlık ticaret
hedefinden yaralanmaya davet
ediyoruz. İran’da çok sayıda AVM
yatırımımız var. Dünya markalarının
yanında Türk markalarını da mutlaka
görmek istiyoruz” demişti.
Gençoğlu: Rusya kaybını
telafi edebilir
Uludağ Meyve Sebze Mamulleri
İhracatçıları Birliği Başkanı Orhan
Gençoğlu, Rusya pazarındaki
kayıplarının ilk dört ayda yüzde 15
olduğunu aktardı. Sektörün İran’a
ihracatının gelecek aylarda hızlanabileceğini Gençoğlu, “TTA yeni
devreye girdiği için çok hissetmedik.
İran’a olacak artışları sektörümüz
açısından avantaj olarak görüyoruz.
Rusya’daki kaybı telafi eder” dedi.
Mobilyacılar da umutlu
İran’ın yakın zamana kadar en iyi
pazarlarından biri olduğunu anımsatan İnegöl Mobilya Sanayicileri
Derneği Başkanı Yavuz Uğurdağ,
değişen vergi oranları, ithalat şartları
ve kur hareketi nedeniyle pazardaki
paylarının düştüğünü vurguladı.
Uğurda, TTA ile birlikte yeniden İran
pazarında ilerlemeye başladıklarının
altını çizdi.
Anlaşma ve ambargonun
gevşemesi umutları artırdı
İran’la yapılan Tercihli Ticaret Anlaşması Türkiye’nin Serbest Ticaret
Anlaşmaları dışında ticaretin artırılmasına yönelik yaptığı ilk anlaşma.
Onaylanmasına İlişkin Bakanlar Kurulu kararı ve söz konusu anlaşma
metni, 4 Kasım 2014 tarihli Resmi
Gazete’de yayımlandı. 1 Ocak
2015 itibariyle yürürlüğe girdi. Bu
anlaşmayla; meyve, sebze, peynir,
ton balığı, orkinos, uskumru gibi su
ürünleri başta olmak üzere 140 tarım ürününün Türkiye’ye ithalatında
gümrük vergisi indirimi ve ithal edilecek malların miktarına artış izni (kota
artışı), buna karşılık tekstil, mobilya,
otomotiv, sabun, iplik, demir-çelik
İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi
gibi 125 sanayi ürününün de İran’a
ithalinde gümrük vergisi indirimi sağlandı. Anlaşmanın yürürlüğe girmesi
ile birlikte bu ürünlerde ihracatın, 3 yıl
sonunda iki katına çıkması bekleniyor. Anlaşma kapsamında İran’a
taviz verilen tarım ürünlerinin İran’dan
yapılan toplam tarım ürünleri ithalatı
içindeki payı yüzde 57 seviyesinde.
Anlaşma kapsamında, her iki ülke,
birbirlerine sağlamış oldukları tavizleri
daha da genişletmek üzere çalışmayı da taahhüt etti. İran, gümrük
vergilerinde oranlı vergilerin haricinde
spesifik vergiler de uyguluyordu.
Özellikle kilogram başına vergi alınan
ürünler nedeniyle sanayi ürünleri
İran’a çok pahalı giriyordu. Bazen
ürünün üç katı vergi çıkıyordu. Bu
nedenle bölgeye başta mobilya ve
otomotiv yan sanayi olmak üzere
birçok sektör ihracat yapamıyordu.
Anlaşma ile yüzde 40’a varan vergi
indirimlerinin yanı sıra ürünlerden
spesifik vergi alınmayacağı için indirimler üç katı bulmaya başladı. İran’la
ticarette umutları artıran bir başka
gelişmede ambargo ve yaptırımların
kalkma yolunda olması... Kasım
2013’te Cenevre müzakereleri olumlu sonuçlandı. AB İran’a uyguladığı
ekonomik yaptırımları kaldırma kararı
aldı. ABD de altı aylık izleme süreleriyle bazı yumuşamalar yapacak. Bu
da İranla ticarette kısıtları kaldıracağı
gibi bankacılık sisteminin işlemesini
sağlayacak. dolarlık ithalat yapıldı.
Mayıs 2015
52
FUAR
Sektörün oyun kurucuları
Münih Transport ve Lojistik
Fuarı’na çıkarma yaptı
Türkiye lojistik sektörünün oyuncuları 5-8 Mayıs’ta Almanya’mın Münih şehrinde gerçekleştirilen Münih Transport ve Lojistik Fuarı’na çıkarma yaptı. Ülkemizi
karayolu ve hava kargo ağırlıklı olmak üzere 18 firma temsil etti. Özel hizmetlerini
tanıtmaya ağırlık veren firmalarımız, yeni işbirliklerine imza attılar. Türk firmalarına
özellikle; Ortadoğu, Rusya ve Türki Cumhuriyetler’e yönelik taşımalar soruldu.
Münih Lojistik ve Transport
Fuarı, 5-8 Mayıs tarihlerini arasında
Almanya’nın Münih şehrinde yapıldı. 62 ülkeden 2 bin 50 firmanın
katılım sağladığı fuarda firmalar
110 bin metrekarelik alanda ürün
ve hizmetlerini tanıttılar. 124 ülkeden 55 bin ziyaretçinin katıldığı
fuarda ziyaretçilerin yüzde 48’i
farklı ülkelerden geldiler. Almanya
yüzde 41 katılımcı sayısıyla yine ilk
sırada yer alırken onları sırasıyla ;
Hollanda, İtalya, Belçika, Fransa,
İngiltere ve Avusturya takip etti.
Mayıs 2015
Türkiye ise fuara 18 firma ile katılım
sağladı. UND’nin Sesi olarak fuardaki firmalarımızla özel söyleşilerle
firmalarımızın global lojistik hareketleri ve bu hareket içerisinde
Türk firmalarının verdiği hizmetleri
araştırdık. Firmalarımız fuarda genel hizmetlerini tanıtmaktan ziyade
özel hizmetlerini tanıtmayı tercih ettiler. Karayolu taşımacılığında ağır
ve gabari taşımalarını tanıtan firmalarımızın; (Transotto, Ulus Trans,
Kıta Lojistik) yanında Avrupa’da
ördüğü ağlarla adından söz ettiren
(Ekol Lojistik) ve kendi alanında
eksper durumuna gelen (Alışan
Lojistik) firmalarımız vardı. Fuarın
en kalabalık hollerinden olan hava
kargoda ise Türk katılımcılara ilgi
yüksekti. Hava kargoda, Türkiye
dünyadaki büyümeden ç ok daha
hızlı bir performans gösteriyor. Bu
da fuara ilginin Türk firmalarına
çevrilmesine neden oldu. Başta
Turkish Kargo olmak üzere, Atlas
Global, MNG Airlines gibi firmalarımızın standları en çok ziyaretçi
çeken firmalarımızdan oldu.
53
Damla Alışan: Tehlikeli madde
taşımalarında bilgi merkezi gibi çalıştık
Fuara ikinci kez katılan Alışan Lojistik,
bir önceki fuardaki standından çok
daha büyük bir stand alanında
ziyaretçilerini ağırladı. Ziyaretçilerin en
çok Rusya ve Türki Cumhuriyetler’e
yönelik hizmetleri sorguladığını
söyleyen Alışan Lojistik Yönetim
Kurulu Başkan Yardımcısı Damla
Alışan, tehlikeli madde taşımalarındaki eksper konumları nedeniyle bu
alanda bilgi merkezi gibi çalıştıklarını
aktarıyor. Fuardan oldukça memnun
kaldıklarını anlatan Alışan, servis alan
ve verenlerin burada buluştuğunu,
bütün tarafların birbirini tanıma fırsatı
yakaladıklarını ifade ediyor. Özellikle
Rusya ve Sırbistanlı ziyaretçi sayısının geçtiğimiz yıllara oranla arttığını
aktaran Alışan, İran ve Irak ile ilgili
taleplerle karşılaştıklarını kaydediyor.
Kendilerinin bu ülkelerde büyüdüklerini yeni açtıkları Mersin ofisi, İskende-
run Limanı’daki depoları ve Gaziantep deposu ile bu bölgede daha fazla
büyüyecek altyapıyı oluşturduklarını
ifade ediyor. Rusya’nın enteresan bir
pazar olduğunu ve bölgede hizmetlerinin devam ettiğini ancak şu anda
önceliklerinin İran ve Irak olduğunun
altını çiziyor. Irak’ın, Almanya’dan
sonra ikinci büyük ihraç pazarı olduğunu anlatan Alışan, bu pazarın büyüyerek devam edeceği öngörüsünü
paylaşıyor. İrap pazarının ambargonun kalkması ve ticaretin serbestleşmesiyle yüksek bir potansiyel
barındırdığını söylüyor. İran’da ciddi
bir üretim olduğuna dikkat çeken
Alışan, him ihracatı hem de ithalatı
destekleyecek bir hat oluşacağının
altını çiziyor. Kimyasal maddelerin
taşınmasıyla ilgili yabancı firmaların
Alışan ekspertizliğini bildikleri için
kendilerine geldiklerinin üzerinde du-
“Şuanda Türkiye yapılanmamızı büyütüyoruz. Çok yakında yeni ofisler yeni depolar açacağız. Özellikle Orta Anadolu’da
depo, ofis ve operasyon merkezini hayata
geçireceğiz.”
ran Damlı Alışan, özellikle yeni çıkan
ADR regülasyonları sonrası durum
hakkında ve Türkiye’de ne gibi
hizmetler verebilecekleri konusunda
bilgi istediklerini belirtiyor. ADR’de
Türkiye’nin adım adım ilerlediğini savunun Alışan, “Bana sorarsanız biraz
daha hızlı yol alabiliriz” diyor.
Ahmet Musul: Müşterilerimiz nasıl bir firma ile
çalıştıklarını görsün istedik
Ekol Lojistik fuara tam kadro
katıldı. 2 katlı ve gemi yansımalarının yer aldığı Ekol standı, fuarın
en gösterişli ve geniş standlarının
başında geldi. Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul,
lojistikte marka alma yolunda hızla
ilerlediklerini ve bunu pekiştirmek
istediklerini söyleyerek, “Müşterilerimiz nasıl bir firma ile çalıştıklarını
görsün istedik. Çalışanlarımıza
da mesajdı. Biz büyük bir firmayız ve hedeflerimiz de oldukça
yüksek” diyor. Finansal anlamda
fedakarlık yaparak büyük, iki katlı
ve gösterişli bir stand hazırladıklarını belirten Ekol Lojistik Yönetim
Kurulu Başkanı Ahmet Musul,
“Amacımız sadece Ekol’ün marka
bilinirliliğini artırmak değil, bir Türk
lojistik sektörün tanıtımına da katkı
sağlamak” diyor.
Rusya’ya Ro-Ro açabiliriz
Musul, şirketin önemli bir yatırım
planını açıkladı. Son olarak Polonya
ofisi ile yurtdışındaki şirket sayısını
10’a çıkaran Ekol’ün yeni durağı ise
Rusya olacak. Moskova’da şirket
kurma hazırlığında olan Ekol, sadece taşıma yapmayacak, Rusya’ya
taşıma yapan Türk ihracatçısına dış
ticaretten, gümrüklemeye depolamadan dağıtıma komple hizmet
sunacak. Şirket bu hedefi doğrultusunda Rusya pazarında deneyimli
bir isim olan Tamer Dinçşahin’i
Ekol’e transfer etti. Musul, Rusya
pazarı için belli bir hacim yaratabilirlerse bu güvenle, Rusya’ya Ro-Ro
hattını gündeme alabileceklerini de
kaydediyor. Intermodal taşımacılıkta
geldikleri noktanın büyük gayretlerin
ve fedakarlıkların sonucu olduğunu
söyleyen Musul, “Bir Alman şirketi
sizin katlandığınız sıkıntıları çözmek
için mücadele vermez. Bu hem kar
azlığına hem de zaman kaybına neden olur. Ancak arkadaşlarımız bu
sistemi ayağa kaldırmak için günde
16 saat çalıştılar. Ortaya çok güzel
bir sonuç çıktı. Bir şey yapıyorsanız karşılığını da alıyorsunuz” diye
konuşuyor.
Mayıs 2015
54
FUAR
Emre Eldener: Tüm Avrupa’ya hizmet
verebilecek ciddi bir partner arayışımız var
Kıta Lojistik Genel Müdürü Emre
Eldener fuara ilk kez katıldıklarını
kendileri için hareketli bir fuar geçirdiklerini söylüyor. Hem müşterileriyle hem de acenteleriyle bir araya
gelip değerlendirme şansı bulduklarını anlatan Eldener, bunun yanında yeni firmalarla tanışma şansı
yakaladıklarını ifade ediyor. Eldener,
“Önümüzdeki günlerde bütün bu
tanışıklıkları detaylandırıp görüşmelere devam edip birtakım kazanımlar elde edebileceğimize inanıyoruz
“ diyor. Türkiye operasyonları dışında yeni başladıkları Suudi Arabistan
operasyonlarını burada tanıttıklarını
aktaran Eldener, bununla ilgi çok
olumlu dönüşler aldıklarını kayde-
diyor. Fuarda genel anlamda tüm
hizmetlerini tanıttıklarını söyleyen
Eldener, “Fuar Almanya’da olduğu
için çok doğrudan kara hizmetlerini
ilgilendiren bir fuar. Bu noktada
bizim de bir partner arayışımız var.
Karayolunda bir çok faydalı görüşmeler yapma imkanımız oldu” diye
konuşuyor. Irak ve Ortadoğu ili ilgili
talepler geldiğini, kendilerinin bu
bölgelere odaklandıkları için bundan memnun kaldıklarını anlatan
Eldener şunları söylüyor: “ Türkiye olarak hem doğulu hem batılı
sayılırız. Bunun getirdiği avantajları
da batılı firmalar çok iyi bir şekilde
kullanabilirler. Çünkü biz orada tam
anlamıyla ara yüz olabiliyoruz. Türk
lojistik sektörü olarak İşlerin realize
edilmesi noktasında çok ciddi bir
fonksiyon üstlenebiliyoruz. Burada
doğu ve batı arasında bir köprü
vazifesi kurabileceğimizi anlatmaya
çalışıyoruz.”
İffet Türken: Müşteriye olan yakınlığımız devam edecek
Tırsan Kässbohrer İş Geliştirme
İcra Kurulu Üyesi İffet Türken,
Kässbohrer olarak operasyonlarının bulunduğu, Türkiye, Almanya, Rusya, İtalya ve Hollanda’da
geçen yıla oranla yüzde 32’lik bir
artış kaydettiklerini söyleyerek bu
anlamda fuarın kendileri için çok
önemli olduğunu söylüyor. Yaklaşık
1,5 yıl önce kilit müşteri departmanı
kurduklarını, bayi ve satış kanalları
üzerinden değil direkt müşteri üzerinden ilerlediklerinin bilgisini veriyor.
“Başka bir treyler üreticisi yok ki tek
bir fuarda perdeli semi treyler ve 60
metreküp hacimli damperli silosunu
aynı anda burada sergilesin” diyen
İffet Türken, yine Talson’un FNA
sınıfı ATP sertifikalı hava kargo aracını burada sergilediklerini belirtiyor.
Hava kargonun önemli olduğunu
Talson markasıyla Avrupa’da yüzde
50 Pazar payına sahip olduklarını
aktarıyor.
Yeni imaj kampanyası ile katıldı
Kässbohrer fuara yeni imaj
kampanyası ile katıldı. “This is
Kässbohrer”mottosuyla müşterilerin resimleri kullanılıyor. Türken
son müşteriye dinlemeye, anlamaya önem veren firma olduklarını söylüyor. Bu bilgi sayesinde
Mayıs 2015
Avrupa’da diğer markalardan farklı
ürün gamlarıyla bulunduklarını ve
tercih edildiklerini anlatıyor. Türken
“Müşteriye olan yakınlığımız artarak
devam edecek” diyor.
Fuarda teslimat
Fuarda teslimatları gelenek haline getiren Kässbohre, bu geleneği Münih’te de bozmadı.
KässbohrerGmBh olarak Alman-
ya’daki Ağır Taşımacılık Derneği’nin
(DSK) üyesi olduklarını, söyleyen
Türken, “DSK’nın yönetim kurulu
üyeleri bizi onure ettiler. Lowbed’de de önemli bir atılım içerisindeyiz. İki dingilli low-loder hidrolik
ürünlerimizi sattık onlara. Prensip
olarak el sıkıştık. Böyle de bir güzel
gelişme oldu. Almanya da lowbed’de bizi tekdir ediyor, bu da
başarımızı gösteriyor” diye konuştu.
55
Ümit Töredi: Türkiye’de aktarmasız kapıdan kapıya teslimat yapabilen tek firmayız
Trans Otto, ağır taşımada kapıda kapıya hizmetlerini tanıttı
Ağır ve gabari taşımalarda TürkiyeAvrupa ve Avrupa-Türkiye hattında
verdikleri hizmeti tanıtan Trans
Otto, Türk firmalarının bu işi layıkıyla
yapacağını gösteren firmalardan.
Trans Otto Kurucu Ortak ve Genel
Müdürü Ümit Töredi, Türkiye’de
direkt aktarmasız kapıdan kapıya
teslimat yapabilen tek firma olduklarını söyleyerek, fuarın kendilerini
için çok verimli geçtiğini , TransOtto
ismini ve ne iş yaptığını göstermiş
olduklarını söylüyor. Ağırlıklı olarak
Avrupalı firmalardan iş aldıklarını
söyleyen Ümit Töredi, işi kimden
aldığına değil işi nasıl sonuçlandırdıklarına baktıklarını belirtiyor.
Pirensip olarak taşımayacakları
yükleri almadıklarını belirten Töredi,
filoları hakkında şu bilgileri paylaşı-
yor: “Low-bed’lerimiz 3 dingilden
10 dingile kadar var. Uzayabilen,
genişleyebilen, yerden 30 cm
yüksekliği olan low-bed’lerimiz var.
Tenteli grubumuzda ise rulo sac
taşıyıcılarımız var. Jumbo araçlarımız var. 3.5 metreye kadar genişleyebilen, 3 metre 30 santimetreye
kadar yükselebilen ve tente altında
gabari taşımaya müsaade edilen
özel yapım araçlarımız bulunuyor.”
İtalya’da ağır ve gabari taşıma izni
bulunan tek Türk firması olduklarını
anlatan Töredi, 6.5 metreye kadar
genişliği olan, 25 metre uzunluğu
olan, 4.13 cm yüksekliğe kadar 100
ton ağırlığı bulunan malları AvrupaTürkiye arasında direkt kapıdan
kapıya taşıyabildiklerini kaydediyor.
Ümit Töredi, Türkiye’de ağır ve ga-
bari taşımalarda yaşadıkları sıkıntıları da anlattı. “Avrupa’da 5 yıla kadar
araç hareketleri için izin alabiliyoruz
ama Türkiye’de aracın her hareketi
için izin almamız gerekiyor. Boğaz
Köprüsü başlı başına problem.
Ambarlı’ya gitmek için Bandırma’ya
gidip deniz yılıyla geçmek zorunda kalıyoruz. Bu da maliyetleri ve
zamanı artırıyor.”
Olgun Hacısalihoğlu: Türkiye, pazarda rağbet görüyor
Fuara ikinci kez katılan Ulustrans,
ağır taşımacılık ve proje taşımacılığını
ön palana çıkardı. Ulustrans Genel
Müdürü Olgun Hacısalihoğlu, bu hizmeti veren katılımcı sayısının çok az
olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye’nin
Avrupa ve Asya arasında bir köprü
olduğunu düşünürsek Avrupa’dan
Türki Cumhuriyetler’e yapılacak proje
taşımaları çok önemli. Bu sebeple biz
de bu servisimizi ve departmanımızı
özellikle tanıtmak istedik” diyor. “Türk
firması olduğumuz için ilgi yoğun.
Türkiye, pazarda rağbet görüyor.
Ziyaret eden müşterilerin yüzde 99’u
Avrupalı ve Uzakdoğulu meslektaşlarımız. Bunlar Türkiye’deki iş geliştirme
ve yürütme süreçlerini merak ve
takip ediyorlar” diyen Hacısalihoğlu,
kendilerinin Türkiye’deki lojistik iş
süreçlerini, gelişmeleri ve ülkemizin
gücünü temsil ettiklerini söylüyor.
Bu tür fuarların, firmaların birbirlerini
tanımaları ve yeni işbirlikleri geliştirmeleri açısından son derece önemli
olduğunu aktaran Hacısalihoğlu,
tanıttıkları hizmetlerini şu şekilde
özetliyor: “Biz tamamen olayı planlayan, sermayesine güvenen ve almış
olduğu projeyi en az maliyetle en iyi
zamanda sonuçlandıran bir firmayız.
Farklı ürünlere yönelik oluşturduğumuz bir filomuz var. Tedarikçilerimizi
kullanarak oluşturduğumuz filoyu çok
iyi organize ediyoruz. Gemi de kiralıyoruz liman da çalıştırıyoruz. Biliyoruz
ki önemli olan projeyi sağlıklı şekilde
yürütebilmek.”Proje taşımacılığının
farklı modların bir arada sürdürüldüğü
bir taşıma şekli olduğunu belirten Hacısalihoğlu, “Proje taşımacılığı başlangıç ve bitiş tarihi belli olan, elinizdeki
listedeki envai çeşit ürünlerin en ucuz
maliyetlerle taşındığı bir taşıma türüdür. Ağır taşıma denilince işin içine
liman arası taşıma, karayolu taşıması,
demiryolu taşıması, bazen de nehir
taşımaları giriyor. Hepsinde uzman ol-
manız gerekiyor” diyor. Ağır ve gabari
taşımalarına yönelik yeni düzenleme
ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan
Olgun Hacısalihoğlu, “Eski düzenlemenin güncellenmesi gerekiyordu.
Eski düzenleme günün koşullarında
çok eksik kalıyordu. Örneğin gece
taşıma yapamıyoruz, boş araların her
hareketi için izin almamız gerekiyor,
yol var ama köprüden geçemiyoruz,
limandan yol çıkışlarına kadar altyapı
problemleri var. Tüm bu düzenlemeler
sektörümüzün çok daha iyi organize
edilmesini sağlayacak ve iş süreçlerini
hızlandıracak” diye konuşuyor.
Mayıs 2015
56
EKONOMİ
Çin’in En Büyük Yatırımcıları İstanbul’da Türk Firmaları ile Tanıştı
Şanghay-İstanbul İpek Yolu Ticaret ve
Ekonomi Forumu’nda yeni işbirlikleri başlatıldı
Çin Hükümeti 21. Yüzyılın İpekyolu çalışması olarak “İpek yolu Ekonomik Kuşağı - OneBelt, One Road” projesini 2,1 trilyonluk bir yatırım ile başlattı. 65 ülkeyi kapsayan projenin en büyük ayaklarından birini de Türkiye oluşturuyor. Bu
kapsamdaÇin’in Gayrisafi Milli Hasılasına 351 milyar dolar katkısı ile ilk sırada yer
alan Şanghay’ın Belediye Başkanı Sayın YangXiong ve önderliğindeki İşadamları
Heyeti Türkiye’de “Şanghay – İstanbul İpek Yolu Ticaret ve Ekonomi Forumu’nu”
düzenledi. Çin ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilerde öncülük eden ChinaHomelifeTurkey Fuarları ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurumu (DEİK) gerçekleştirilen forumda ev sahipliğini üstlendi.
Düzenlenen forumda, 23
Ekim 1989 tarihinde Türkiye ve Çin
Halk Cumhuriyeti arasında imzalanan “Ekonomik İş Birliği” anlaşmasına katkıda bulunmak amacıyla;
Şanghay Belediyesi ve DEİK arasında “Mutabakat Sözleşmesi” (MOU)
imzalandı.
ChinaHomelifeTurkey Fuarı; Çin’in
deniz ticaretini güçlendirmek
adına başlatılan ve Dünyanın yüzde
63’üne ulaşılması hedeflenen “İpek
yolu Ekonomik Kuşağı” projesinin
Dünya çapındaki uygulayıcılardan
biri olma ve Şanghay – İstanbul
İpek yolu Ticaret ve Ekonomi
Forumu’nun resmi platformu olma
Mayıs 2015
görevini üstlendi.
Hilton BosphorusHotel’de düzenlenen etkinliğe mühendislik, bilişim,
inşaat, gayrimenkul, lojistik, sanayi,
denizcilik, elektrik, enerji, mücevherat, tekstil, danışmanlık ve bitkisel
yağ üretimi sektörlerinde faaliyet
gösteren Çin’in önde gelen firma
temsilcileri katılarak ikili görüşmeler
ile yeni yatırımlar için imzalar atıldı.
Forumun açılış konuşmalarının
ardından, 23 Ekim 1989 tarihinde
Türkiye ve Çin Halk Cumhuriyeti
arasında imzalanan “Ekonomik
İş Birliği” anlaşmasına katkıda
bulunmak amacıyla; Şanghay
Ticaret ve Sanayi Odası ve DEİK
arasındaki “Mutabakat Zaptı
(MOU)”, Şanghay Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı WangXinpei
ve DEİK Yönetim Kurulu Başkanı
Ömer Cihad Vardan tarafından
imzalandı.
Şanghay Belediye Başkanı
YangXiong, “İpek yolu Ekonomik
Kuşağı - OneBelt, One Road”
ticari işbirliği forumu ve girişimciler
toplantısına katılmaktan memnun olduğunu belirterek, Çin ve
Türkiye’nin ekonomik iş birliği ile
Şanghay-İstanbul dostluk ilişkilerinin geliştirilmesinin etkili bir şekilde
desteklenmiş olacağını söyledi.
57
Irak’a uçmalıyız
Türkiye-Irak ilişkilerinin güçlenmesi için Gaziantep’e çıkarma yapan TISİAD heyetine, Gaziantep-Erbil arası uçuşların bir an önce başlaması için çağrı yapıldı.
TISİAD Başkanı Nevaf Kılıç, Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ikinci ülke olan
Irak’ta güvenlik sorunları olsa da, geleceğin parlak olduğunu söyledi.
Türkiye-Irak Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TISİAD) yönetimi,
Gaziantep’e çıkarma yaptı. TISİAD
Başkanı Nevaf Kılıç, Yönetim Kurulu
Üyeleri Mehmet Zahir Irmak, Reber
Haşimoğlu, Cengiz Atalay ile üyeler
Cansu Anılan, Halil Coşkun, Bilal
Kılıç temasları kapsamında; Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya, Gaziantep
Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma
Şahin, Gaziantep Irak Başkansolosu
Taban Al Bazzaz, Gaziantep Ticaret
Odası (GTO) Yönetim Kurulu Başkanı
Eyüp Bartık, Gaziantep Ticaret Borsası (GTB) Yönetim Kurulu Başkanı
Ahmet Tiryakioğlu, Acarsan Holding
Yönetim Kurulu Başkanı Selim Acar,
Altunkaya Group Yönetim Kurulu
Başkanı Mahsum Altunkaya, Beşler
Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cemal
Çakmak ve Akai Biskivü ve Çikolata
Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nuri
Akay’ı ziyaret etti.
yapıldığını kaydeden Başkan Kılıç,
2015 yılının ilk 3 ayında Türkiye’den,
dünyaya yapılan ihracatta ilk 6’ıncı
sırada yer alan Gaziantep’in, Irak’a
yapılan ihracatta da önemli bir paya
sahip olduğunu belirtti. Kılıç, “Ülkemiz
2015 yılı ilk üç ayında Irak’a 2 milyar
291 milyon dolar olup, bu ihracatta
Gaziantep’in payı 2014 yılının ilk üç
ayında Gaziantep’ten Irak’a 549
milyon dolar olurken, 2015 yılı ilk 3
ayında 462 milyon dolar ihracat gerçekleştirildi. Düşüşe rağmen bu gün
hala Gaziantep’ten dünyaya yapılan
ihracatta Irak ilk sırada yer almaktadır” şeklinde konuştu.
Türkiye-Irak iş zirvesi
büyük ihtiyaç
Ziyaretlerinde; önümüzdeki aylarda
düzenlenecek Türkiye-Irak İş Zirvesi
ile ilgili de bilgi vererek, Gaziantep
iş dünyasını zirveye davet ettiklerini
söyleyen Başkan Kılıç, “Ticaretimizin
büyük kısmı Kuzey Irak ile yapılıyor.
Amacımız Irak’ın 18 vilayetinden
bürokrat ve iş insanlarını ülkemize
davet ederek, ilişkilerin ve ticaretin
gelişmesini hedefliyoruz. İlişkilerin
gelişmesi ile ticaretimiz Irak geneline
yayılacaktır. Gaziantep iş dünyasına
davetimizi memnuniyetle karşılayarak, böyle bir organizasyonun
büyük bir ihtiyaca cevap vereceğini
bildirdi. Bu da bizim ne kadar doğru
bir iş yaptığımızı bir kez daha ortaya
koydu” dedi.
Gaziantep-Erbil uçuşları
bir an önce başlamalı
Irak ile ilişkilerin güçlenmesi ve
ticaretin artması için Gaziantep
iş dünyasının taleplerini de dile
getiren Başkan Kılıç, özellikle
Gaziantep-Erbil arası hava ulaşımı
konusuna dikkat çekildiğini söyledi. “Biz de bu konuyu her platformda dile getiriyoruz; Gaziantep
ile Erbil arasında hava ulaşımının
bir an önce başlatılması gerekiyor.
İhracatımızın büyük bir bölümünü
yaptığımız ülkeye ulaşımımızın hızlı
olması lazım. Karayoluyla Irak’a
günübirlik gidip geliş zor, havayoluyla da aktarmalı gidiyoruz. Bizim
Irak’a, Gaziantep’ten uçuş yapmamız lazım” diye konuştu.
Gaziantep en çok
Irak’a ihracat yapıyor
Ziyaretlerin oldukça verimli geçtiğini
söyleyen TISİAD Başkanı Nevaf Kılıç,
güvenlik sorunu olmasına rağmen halan Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı
ikinci ülkenin Irak olduğunu vurgulayarak, “Irak’ın geleceği parlak” dedi.
Türkiye ile Irak arasında 2014 yılında
10 milyar 662 milyon dolar ihracat
Mayıs 2015
58
KISALAR
Mercedes-Benz Türk’e Yeni Başkan
Mercedes-Benz Türk A.Ş.’nin yeni
Direktörler Kurulu Başkanı Britta Seeger, 1 Ağustos 2015 tarihi itibariyle
görevi Rainer Genes’ten devralıyor.
1 Mart 2013’ten bu yana MercedesBenz Türk A.Ş. Direktörler Kurulu
Başkanlığı görevini sürdüren Rainer
Genes, Daimler’de başarıyla geçen
18 yıllık çalışma hayatını, kariyerine
başka bir sektörde devam etmek
üzere sonlandırıyor. Rainer Genes, Mercedes-Benz Türk A.Ş.’nin
başında bulunduğu dönem zarfında gerek üretimde, gerekse satış
rakamlarında şirket tarihinin önemli
başarılarına imza attı. Britta Seeger,
Mercedes-Benz Türk A.Ş.’nin Direktörler Kurulu Başkanı olarak hem
şirketin özellikle kamyon ve otobüs
alanlarındaki faaliyetlerinden, hem
de Daimler Grubu’nun Türkiye’deki
temsilinden sorumlu olacak. 1992
yılından beri Daimler’de Pazarlama,
Satış, Satış Sonrası Hizmetler alanlarında farklı seviye ve pozisyonlarda
görev alan Seeger, 2013 yılından bu
yana Mercedes-Benz Kore Ltd’nin
CEO’luğu görevini yürütüyordu.
Seeger, hem uluslararası anlamda
hem de farklı birimlerde kazandığı güçlü deneyimleri Türkiye’nin
başarısına adamaya hazırlanıyor.
Ağustos 2015 itibarıyla MercedesBenz Türk’ün yeni Direktörler Kurulu
Başkanı olarak görevine başlayacak olan Britta Seeger 45 yaşında,
evli ve üç çocuk annesi. Seeger,
Mercedes-Benz Türk A.Ş.’nin ilk
kadın CEO’su olma özelliği ile de ön
plana çıkıyor.
Füsun Ülengin 8.Türkiye Ticaret ve
Sanayi Şurası’na katıldı
Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Füsun Ülengin,
Türkiye Ulaştırma ve Lojistik Meclisi
Danışmanı unvanıyla 8. Türkiye
Ticaret ve Sanayi Şurası’nda bulundu. Füsun Ülengin, 2009 yılından
bu yana Türkiye Ulaştırma ve
Lojistik Meclisi Danışmanı görevini
sürdürüyor. TOBB Başkanı M. RifatHisarcıklıoğlu’nunevsahipliğinde
ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun
katılımıyla gerçekleşen toplantı
TOBB İkiz Kuleler’de gerçekleşti.
Şuranın en önemli yönü, 81 ilin
sektör başkan ve danışmanlarının,
başbakan ve ilgilibakanlarla bir araya geldikleri bir platformda, kendi
sektörlerine ilişkin en önemli beş
sorunu dile getirme ve hızlı çözüm
arayışlarına girme fırsatı yakalamaları oldu. Dekan Füsun Ülenginkonuyla ilgili olarak “Bu tür platformların
sektörlerin sorunlarına hızlı ve etkin
çözüm yöntemleri bulmada yararlı
olduğunu düşünüyorum” dedi.
Füsun Ülengin, Türkiye Ulaştırma
Mayıs 2015
ve Lojistik Meclisi Danışmanı olarak
iki yılda bir Ulaştırma ve lojistik
alanında ortaya çıkan son gelişmeleri içeren bir rapor hazırlıyor.
Söz konusu raporda, Türkiye’de
tüm ulaştırma modlarında mevcut
durum analizi, sorunlar, tehditler,
zayıflıklar ve çözüm önerileri kısa,
orta ve uzun dönemli bakış açısı ile
ele alınıyor.
59
Üniversiteliler, lojistiği yerinden öğreniyor
Omsan, lojistiğe ilgi duyan üniversite öğrencileri için 15 Nisan’da
gelenekselleştirdiği Omsan’la
Lojistik Yolculuğu’nu düzenledi.
Lojistik sektörü konusunda bilgi
almak ve süreçleri yerinde görmek
isteyen öğrenciler için düzenlenen “Omsan’la Lojistik Yolculuğu”, Omsan’ın Cevizli’deki Genel
Müdürlüğü’nde, Omsan Lojistik Genel Müdürü Osman Küçükertan’ın
şirket hakkında gerçekleştirdiği sunum ile başladı. Sunumun ardından
Küçükertan, öğrencilerin sorularını yanıtladı. Daha sonra Omsan
Lojistik İnsan Kaynakları ve Kalite
Sistemleri Müdürü Bilge Baykurt
Özkes, Omsan’da ve sektördeki
kariyer imkânları hakkında öğrencilere bilgi sundu. Kendilerine yapılan
şirket sunumu ile ilgili çeşitli sorular
yöneltilen öğrenciler arasından sorulara doğru yanıt verenlere ödüller
verildi. Etkinlikte bir diğer sunum
ise Lojistik Derneği (LODER) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet
Tanyaş tarafından gerçekleştirildi.
Tanyaş, öğrencilere lojistik ve tedarik zinciri ile ilgili değerli bilgiler verdi.
Lojistik ve lojistiğin geleceği ile ilgili
sunum ve sohbetlerin gerçekleştirildiği Cevizli Kampüsü gezisinde
öğrenciler, T.C. Kalkınma Bakanlığı
ve İstanbul Kalkınma Ajansı’nın
(İSTKA) desteğiyle Omsan mühendisleri tarafından geliştirilen ve lojistik
sektöründe bir ilk olan Emniyetli
ve Ekonomik Sürüş Simülatörü’nü
deneme fırsatı buldular.
MAN, MAN TGX EfficientLine 2 Modelinde Conti EcoPlus’ı tercih etti
MAN, yüksek yakıt tasarruflu uzak
yol aracı MAN TGX EfficientLine 2
modelinde Conti EcoPlus’u tercih etti.
Ayrıca Continental’in Conti Hybrid ve
Conti Scandinavia ürün grubu MAN’ın
orijinal ekipmanları arasında yer aldı.
Dünyanın en büyük uluslararası lastik
ve orijinal ekipman tedarikçilerinden
Continental, ünlü kamyon ve otobüs
üreticisi MAN ile uzun vadeli ortaklığını güçlendirerek sürdürüyor. Ortaklık
doğrultusunda Continental’in 3. nesil
kamyon lastiği Conti EcoPlus, yüksek
yakıt tasarruflu uzak mesafe aracı
MAN TGX EfficientLine 2 modelinde
standart ekipman olarak kullanılacak.
Ayrıca MAN, Conti Hybrid ve Conti
Scandinavia kamyon lastiklerini orijinal ekipman portföyüne ekleyecek.
Continental ve MAN ortaklıklarını farklı
platformlara da taşıyor. Continental,
son olarak Mart ayında düzenlenen
MAN Trucknology Günleri’nde yer
almış ve Conti Hybrid ürün serisinin
avantajlarını farklı ülkelerden gelen
katılımcılarla paylaşmıştı. Continental
Kamyon Lastikleri OE Başkanı Peter
Matzke “MAN ile uzun yıllara daya-
nan köklü bir ortaklığımız var. Conti
EcoPlus lastiklerimizin yeni TGX EfficientLine 2 modelinin yakıt ekonomisine
katkıda bulunmasıyla gurur duyuyoruz.
MAN’ın araçlarında orijinal ekipman
olarak Conti Hybrid ve Conti Scandinavia ürün serilerimizi kullanmasından
dolayı ayrıca çok heyecanlıyız” dedi.
Mayıs 2015
60
GÜNCEL
Türkiye’nin AB uzmanı
İKV 50. yaşını kutladı
İktisadi Kalkınma Vakfı 50. yaşını kutladı. İKV Yönetim Kurulu Başkanı Ömer
Cihad Vardan, İKV tarafından Realta Araştırma Şirketi’ne, Türkiye genelinde
AB’ye ilişkin bilgi ve farkındalık düzeyinin belirlenmesi ile Türkiye’de AB üyeliğine destek konusundaki görüşlerin incelenmesi amacıyla yaptırılan kamuoyu
araştırma çalışmasının sonuçlarını toplantıda başlıklar altında özetledi.
İktisadi Kalkınma Vakfı’nın (İKV)
kuruluşunun 50. yılı vesilesiyle, 9
Mayıs 2015 Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
ile AB Bakanı ve Başmüzakereci
Volkan Bozkır’ın katılımlarıyla, İKV
Yönetim Kurulu Başkanı Ömer
Cihad Vardan’ın ev sahipliğinde,
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, İKV’nin kurucu kuruluş Başkanları İSO Başkanı Erdal Bahçıvan
ve İTO Başkanı İbrahim Çağlar’n
katılımları ile bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıda İKV tarafından yaptırılan, kamuoyundaki AB desteği ve
kamuoyunun AB ile ilgili görüşlerini
ortaya koyan, bugüne kadar ki en
kapsamlı kamuoyu araştırmasının
sonuçları açıklandı.
Mayıs 2015
Erdoğan: Hedefimiz asla
AB’den bağımsız bir hedef değil
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan, Türkiye’nin AB üyeliği
sürecinde yaşanan gelişmeleri
değerlendirdi. Erdoğan: “Bizim
yeni Türkiye hedefimiz asla AB’den
bağımsız bir hedef değildir.
Avrupa’nın güvenliği, bizim batı sınırlarımızda değil doğu sınırlarımızda başlıyor. Türkiye, AB’de sadece
siyasi değil ekonomik istikrarının
da anahtarıdır” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yeni AB
stratejisinin üç temel üzerine inşa
edildiğini hatırlatırken, sözlerine
şöyle devam etti: “Bu yeni vizyonun muhataplarımızda karşılık
bulması ve benimsenmesi gereki-
yor. İKV, 1965’ten bugüne kadar
bu kapsamda örnek bir çalışma
yürüttü. Bu katkının artmasına
ihtiyaç var. Ulusal değil, uluslararası bazda bir kamu diplomasisine
ihtiyaç duyuyoruz. Ben sizlere
güveniyor ve inanıyorum. 12 yıl
önce hiçbir fasıl açılmadığı halde
bir mücadele başlattık. 15 üye
vardı. Daha sonra alınan 13 üyenin Türkiye ile kıyaslanacak hiçbir
tarafı yoktur. Tamamen siyasi
karar verilmiştir.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin ihtiyacı olan
reformların devam ettirileceğini
vurgularken, 23 ve 24 numaralı
fasıllar açılması konusunda, Avrupalı muhatapların Türkiye’ye hak
verdiğine dikkat çekti.
61
Bozkır: 300 milyar dolarlık Gümrük Birliği’ne ulaşmak istiyoruz
AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, AB müzakere sürecinin
artık bir ekonomik reform meselesi
olmaktan çıktığına dikkat çekti.
Türkiye’nin 28 AB üye ülkesinin
22’sinden daha iyi durumda olduğuna dikkat çeken Bakan Bozkır,
ülkemizin Kopenhag kriterlerine
uygun reformları gerçekleştirildiğini vurguladı; “300 milyar dolarlık
Gümrük Birliği’ne ulaşmak istiyoruz”
dedi.
Hisarcıklıoğlu: Vize konusundaki
kısıtlamalar kabul edilemez
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ise, 9 Mayıs Avrupa Gününde
gerçekleşen toplantıda “AB’ye
bakışımız kazan-kazan esasına
dayanmaktadır. Bu süreçte toplumun tüm kesimleri kazanacaktır”
dedi. Sözlerine “TOBB olarak 50
yıldır İKV’nin vizyonuna sahip çıkıyor
ve destek oluyoruz. AB üyesi birçok
ülke, Maastricht kriterlerini yakalayamazken, Türkiye bu kriterleri
karşılıyor” dedi. Vize serbestliği
diyaloğunun bir an önce tamamlanması gerektiğini vurgulayan TOBB
Başkanı Hisarcıklıoğlu, vize konusunda getirilen kısıtlamaların kabul
edilemez olduğunu söyledi.
İKV Başkanı Vardan kamuoyu
araştırmasını detaylandırdı
İKV Yönetim Kurulu Başkanı Ömer
Cihad Vardan, toplantının açış konuşmasında İKV tarafından Realta
Araştırma Şirketi’ne, Türkiye genelinde AB’ye ilişkin bilgi ve farkındalık
düzeyinin belirlenmesi ile Türkiye’de
AB üyeliğine destek konusundaki
görüşlerin incelenmesi amacıyla yaptırılan kamuoyu araştırma
çalışmasının sonuçlarını şu şekilde
özetledi:
AB’yi duyuyoruz
ama bilmiyoruz
Araştırmaya katılan her 5 kişiden
4’ü AB’yi daha önce duyduğunu
ifade etmekle birlikte, katılımcıların
yüzde 85’i AB hakkında ‘hiç’ veya
‘biraz’ bilgi sahibi olduğunu belirtmiştir. Bu durum Türkiye kamuoyunda AB konusunda genel olarak
bilgi eksikliğinin bulunduğuna işaret
ediyor. AB hakkında bilgi düzeyinin
coğrafi dağılımına bakıldığında,
Türkiye’nin batısından doğusuna gi-
dildikçe AB’ye ilişkin bilgi düzeyinin
azaldığı görülüyor. Bunun yanında
genç nüfusta AB bilinirliğinin daha
fazla olduğu görülüyor, yaş ilerledikçe AB hakkındaki bilgi seviyesi
düşüyor.
AB’yi medyadan ve
internetten takip ediyoruz
Türkiye’nin AB üyesi olmasını beklemiyor.
Gençler AB üyeliğinden daha
umutlu
45 yaşın altındaki nüfusun AB üyeliğinin gerçekleşeceği konusunda
daha umutlu olduğu görülüyor.
Araştırma AB hakkında yaygın bilgi
kaynaklarının geleneksel medya
araçları (televizyon, gazete, radyo)
ile internet olduğunu gösteriyor. Her
ikisi birlikte AB hakkındaki bilgi kaynaklarının neredeyse yüzde 80’ine
denk geliyor. Bilgi kaynaklarına
ilişkin şaşırtıcı bir diğer sonuç ise,
Türk ve AB resmi kurumlarının AB
konusunda bilgi kaynağı kullanımının son derece düşük olduğudur.
AB’ye desteğin nedenleri:
Ekonomik gelişmişlik düzeyinin
artması ve serbest dolaşım
Türkiye’nin AB üyeliğini destekliyoruz ama üyeliğe olan
inancımız azalıyor
Araştırma sonuçları AB üyeliğini
desteklememe sebeplerinin başında
AB’nin Türkiye’ye yönelik uyguladığı
çifte standartlı yaklaşımı gösteriyor.
Aynı zamanda, her 4 katılımcıdan 1’i
AB üyeliğinin Türk kültür ve kimliğine
zarar vereceği kaygısını taşıyor.
Türkiye’de kamuoyu, AB üyeliğini
desteklemekle birlikte, Türkiye’nin
AB’ye üye olacağına inanıyorr.
Araştırma sonuçlarına göre,
Türkiye’de AB üyeliğine destek
yüzde 61,8 iken, Türkiye’nin AB
üyesi olacağına inananların oranı
sadece yüzde 30’dur. Benzer
şekilde araştırma katılımcılarının
yüzde 73’ü de Türkiye’nin AB
üyeliğine olan inançlarının azaldığını
ifade ediyor.
Araştırmaya katılanların yüzde
77’si önümüzdeki beş yıl içinde
Katılımcılarının yaklaşık yarısı,
Türkiye’nin AB üyeliğini refah ve
ekonomik gelişmişlik düzeyinin artması ile serbest dolaşım imkânlarına
erişim sağlanacağı gerekçeleriyle
destekliyor.
Temel kaygı:
Taraflı yaklaşım ve kimlik
AB üyeliği ekonomik
açıdan yararlı
Araştırma katılımcılarının yaklaşık
yüzde 65’i Türkiye’nin AB üyeliğini
ekonomik açıdan yararlı buluyor.
Bunun yanında araştırmaya katılan
her 3 kişiden biri Türkiye’nin ekonomik açıdan AB’ye ihtiyacı olmadığını
düşünüyor.
Mayıs 2015
62
KISALAR
Haliç Üniversitesi öğrencileri U.N.Ro-Ro Pendik Limanı’nı gezdi
Haliç Üniversitesi Meslek Yüksek
Okulu lojistik programı öğrencileri,
“İşyeri Uygulamaları” dersi kapsamında U.N. Ro-Ro’nun Pendik
Limanı’nı ziyaret etti. Kara, deniz,
demir ve havayolu taşımacılığı
konusunda eğitim gören Lojistik
Programı öğrencileri; U.N. RoRo’da depolama, stok yönetimi,
muayene ve gözetim, paketleme,
yükleme ve sevkiyatın yanı sıra sigorta gibi departmanları da ziyaret
etti. U.N. Ro-Ro Liman Operasyon Müdürü Levent Şinel, lojistik
programı öğrencilerinin ziyareti ile
ilgili olarak şunları söyledi: “İleride
aramıza katılmalarını umduğumuz
öğrencilerimizi burada ağırlamaktan dolayı çok mutluyuz. Lojistik,
teori kadar pratiğin de önemli
olduğu bir alan. Öğrencilerin daha
eğitim aşamasındayken meslekleri ile ilgili ziyaretlerde bulunması,
çalışacakları ortamlara dair bir fikir
Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki filo
sahiplerinden Ford Trucks’a tam not!
Ford Otosan’ın yüzde 100 mühendisliğini gerçekleştirdiği ve Eskişehir İnönü Fabrikası’nda üretilen
Ford Trucks kamyon ve çekicileri
Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti
Dubai’de filo müşterileri ile buluştu.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin Başkenti
Dubai’de, bölgenin en güçlü otomotiv şirketlerinden Al Tayer Motors
ile yapılan distribütörlük anlaşması
ile Kasım 2014’te hizmete giren
Ford Trucks tesisi kısa zamanda filo
sahipleri tarafından ilgi ile karşılandı. Al Tayer Motors tarafından
düzenlenen etkinlik kapsamında,
Dubai’deki filo araç müşterileri Ford
Trucks modellerini kullanma ve
deneyimleme imkanı buldular. Ford
Trucks filo araç müşterilerinin, Sıcak
Mayıs 2015
İklim Paketi’ne sahip Ford Cargo
1843T Çekici aracını test ettiği
etkinliğin ardından deneyimli sürücüler tarafından Ford Cargo 1843T
ile “Drift Show” gerçekleştirildi. Ford
Otosan’ın mühendislik tecrübesi ile
bölge müşterisinin taleplerine uygun
şekilde geliştirilen ve üretilen kamyon ve çekiciler, etkinlikte filo sahiplerinden tam not aldı. Ford Trucks
Ortadoğu Ülkeler Müdürü Mustafa
Caner Sinanoğlu, Kasım 2014’te
açtıkları ofisin Ford Trucks markası
için pozitif bir ivmede ilerlediğini
belirtti ve yapılan bu tarz etkinliklerle
filo sahiplerine araçları tanıtmanın
yanısıra müşterileri daha yakın olarak ihtiyaçlarını daha hızlı karşılama
fırsatı elde ettiklerini söyledi.
edinmeleri çok güzel. Böyle faydalı
bir çalışmaya ortak olduğumuz
için Haliç Üniversitesi’ne teşekkürlerimi sunuyorum.”
Pirelli’den
Bonuscard’a
özel kampanya
Pirelli, tüketicilerinin hayatını kolaylaştıran kampanyalara imza atmaya
devam ediyor. 30 Haziran’a kadar
devam edecek yeni kampanyada,
Pirelli Yetkili Satıcıları’ndan otomobil,
SUV ve hafif ticari araç yaz lastiği
satın alan tüketiciler Bonus’a özel +6
taksit fırsatından yararlanıyor. Sadece
teknolojileriyle değil, gerçekleştirdiği
kampanyalarla da tüketici dostu
bir yaklaşım sergileyen Pirelli, kış
lastiği uygulamasının sona ermesinin ardından yaz lastiklerine özel bir
kampanyaya imza atıyor. Pirelli’nin
kış lastiğinden yaz lastiğine geçerek araçları yaza hazırlama fırsatını
sunduğu kampanyada tüketiciler,
otomobil, SUV ve hafif ticari araç yaz
lastiklerini Bonuscard’a özel +6 taksit
seçeneğinden yararlanarak alabiliyor.
63
Mars Logistics
fuar taşımacılığında
hız kesmiyor
Shell, hizmeti ile müşterilerini gülümsetiyor
Shell& Turcas, değişen perakende
sektörü ve tüketici ihtiyaçları doğrultusunda hizmetlerini farklılaştırmak
amacı ile “Shell’e Hoş Geldiniz”
müşteri deneyimi programını başlatıyor. Türkiye, Shell’in global olarak
faaliyet gösterdiği 80 ülke arasında
Shell’e Hoş Geldiniz programını hayata geçirecek ilk ülke olarak seçildi.
Shell& Turcas, müşteri ihtiyaçlarına özel tasarlanmış hizmetleri ile
istasyonlardaki müşteri deneyimini
farklılaştıracak. Ayrıca şirket “Shell’e
Hoş Geldiniz” programı kapsamında bir çok proje başlatacak. Bu
kapsamda Shell & Turcas istasyon
çalışanlarına özel hazırlanmış 100
bin saatin üzerindekiçalışan eğitimi
programını başlattı. Nisan 2015’te
Shell1 tarafından gerçekleştirilen ve
yeni programın amacını da destekleyen araştırmanın sonuçlarına
göre, gülümsemenin gücü iyi bir
müşteri deneyimi için çok önemli;
zira Türkiye’de müşterilerin yüzde
79’u istasyon çalışanların kendilerine gülümseyerek hizmet vermesinin
onları istasyonda alacakları hediye
veya ödüllerden daha fazla mutlu
ettiğini dile getiriyorlar. Buna ek olarak, araştırmada çalışanların konuya
hakimiyeti ve aldıkları hizmetin hızı
da müşteri memnuniyetinde önemli
noktalar olarak yer alıyor.
Uluslararası ticaretin ve global
ekonominin vazgeçilmez unsurlarından olan fuar organizasyonları için müşteriye özel çözümler
üreten Mars Logistics; iki önemli
fuarın daha lojistik destekçisi oldu.
İstanbul Ticaret Odası tarafından
organize edilen, Ekonomi Bakanlığı
bünyesinde milli katılım fuarı olarak
düzenlenen ve bu yıl 41 firmanın
yer aldığı Hannover Messe Sanayi
Fuarı’nda, tüm dünya ülkelerinden
gelen ziyaretçilere özellikle otomotiv
sektörü ile ilgili büyük bir tanıtım
yapılacak. Mars Logistics’in lojistik
verdiği, Bursa Uludağ İhracatçılar
Birlikleri Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği tarafından organize
edilen ve bu yıl 14 firmanın yer
aldığı Automechanika 2015 Chicago Fuarı’na ise hem ABD içindeki
üreticiler ve sektör firmaları hem de
çevre ülkelerden pek çok ziyaretçi
geliyor ve Türk ürünlerine büyük ilgi
gösteriyorlar.
Transportx.com Logıstıc ve Transport Fuarı’nı başarıyla tamamladı
Almanya’nın Münih şehrinde 5-8
Mayıs 2015 tarihinde düzenlenen
Uluslararası Lojistik, Mobilite, IT
ve Tedarik Zinciri Yönetimi İhtisas
Fuarı’na katılan Transportx.com,
fuarda yeni işbirlikleri sağlayarak büyüme devam etti. Transportx.com
Yönetim Kurulu Üyesi Burcu Doğantekin, Almanya’da gerçekleşen
fuara ilk kez katıldıklarını belirterek,
“İstanbul’da düzenlenen Logitrans
Transport ve Lojistik Fuarı’na 3
senedir katılıyorduk. Sistemimizin
büyümesi sebebiyle bu sene Münih’teki fuara da katılma kararı aldık.
Mevcut ilişkilerimizi güçlendirme ve
potansiyel müşterilerimizle tanışma
imkanını elde ettik. Fuarın bizim
açımızdan oldukça olumlu geçtiğini
rahatlıkla söyleyebilirim” dedi. Yabancı firmaların sisteme katılmasıyla
beraber, Transportx.com’daki hareketliliğin artacağı yönündeki bek-
lentilerine de değinen Doğantekin,
“Yabancı firmaları sisteme katarak,
mevcut üyelerimize farklı firmalar
ile çalışma imkanı vermek niyetindeyiz. Özellikle transit taşımalarda
çok daha uygun navlunlara yüklerini
taşıtma fırsatları bulmalarının, hem
firmalara hem de ülke ekonomisine
artı bir değer sağlayacağı görüşündeyiz” dedi.
Mayıs 2015
64
TESLİMAT
Stralis’i denedi 200 adet alım yaptı
Ağır vasıtada yeni bir yapılanmaya giderek iddiasını güçlendiren Iveco, Türkiye’deki en
büyük satışını gerçekleştirdi. 200 adet Stralis Hi-Road Mars Logistics’e teslim edildi.
Iveco 13 Mayıs’da gerçekleştirdiği törenle Mars Logistics’e 200
adet stralis Hi-Road aracı teslim
etti. 200 adetlik alımın arkasında
yatan neden ise geçen yıl Mars
Logistics’e denemek için verilen 5
adetlik Stralis’in göstermiş olduğu
yüksek performans ve verimliliğin
etkili olduğu belirtildi. Teslimat için
yapılan törene, Mars Logistics
Yönetim Kurulu Başkanı Garip
Sahillioğlu, Genel Müdür Alper
Bilgili ve Ali Tulgar ile Iveco Türkiye
Genel Müdürü Maurizio Manera ve
satışı gerçekleştiren Iveco Otomotiv
Genel Müdürü Ömer Bursalıoğlu
katıldı. Maurizio Manera yaptığı
konuşmada 200 adetlik bu teslimatın kendileri için çok önemli olduğunun altını çizerek “Ancak bundan
daha önemlisi Türkiye’nin en büyük
lojistik firmasının iş ortağı olarak bizi
seçmesi çok daha önemli” dedi.
Bu anlaşmanın daha önce Mars
Logistics’e verilen 5 adet Stralis’in
üzerine inşa edildiğini belirten Manera, bu satış ile Stralis’in ilk yıl elde
ettiği yılın kamyonu ödülü başarısının Türkiye’de de tescillendiğinin
göstergesi olduğunu aktırdı.
Ömer Bursalıoğlu da satışta test
için verilen Stralis’lerin performan-
sının etkisine dikkat çekti. Iveco
Stralis başarısı üzerine sorulan
bir soruya ise Bursalıoğlu “Tabi
Stralis’e olan ilgi bizi çok mutlu
ediyor. Bu ilgide Stralis’in yenilenmesinin ve verimliliğinin etkisi
büyük. Ancak bunda Iveco’nun ağır
vasıtada yeni yapılanmasının da
etkisi var. Bakım onarım konusunda
müşterilerimize verdiğimiz hizmet
kalitesi de önemli etken” diye
konuştu. Garip Sahillioğlu yeni araç
alımı ile ilgili değerlendirmelerde
bulunarak bu işbirliğinin uzun süre
devam edeceğine dikkat çekerek,
hem kalite yönünden hem de yakıt
tüketimindeki başarısından dolayı
Stralis’lerden memnun kaldıklarını
anlattı. Mars Logistic’in intermodal
taşımalardaki durumu ile ilgili de
konuşan Sahillioğlu, çevrece çözümleri artırmak için çalışmalarının
devam ettiğini Lüksemburg Devlet
Demir Yolları ile yaptıkları tren taşımalarını haftalık 6 sefere çıkaracaklarını söyledi. Almanya ve farklı
bölgeler için de demiryolu taşımaları
yapmayı düşündüklerini anlatan
Sahillioğlu bunun için araştırmalarının sürdüğünü aktardı.
Tırsan’dan Emiroğlu’na 10 Adetbrandalı Maxima
21 Mayıs 2015, İstanbul -Tırsan,
Emiroğlu Uluslararası Nakliyat‘a10
adet Tırsan Brandalı Maxima Plus semi-treyler, T.SNS X teslim etti. Tırsan
Adapazarı Fabrikasında düzenlenen
Mayıs 2015
törene Tırsan, Emiroğlu Uluslararası
Nakliyat firmasının sahiplerinden
Erdoğan Balcı ve DAF-Tırsan Satış
Temsilcisi Orkun Demir katıldı. Emiroğlu Uluslararası Nakliyat firmasının
sahiplerinden Erdoğan Balcı gerçekleşen teslimat töreninde yaptığı açıklamada, “Öncelikli tercih nedenimiz,
Tırsan’a duymuş olduğumuz güven
ve ürettikleri treylerlerin sağlamlığı ve
kalitesidir. Öte yandan DAF-Tırsan’ın
geniş servis ağı ilebize sunduğu
hızlı ve çözüm odaklı hizmetlerde
bizim için önemli” dedi. Emiroğlu,
“Tırsan’ın şasi ve parçalarının paslanmaya karşı kataforez kaplı olması da
araçlarımızın 2.el değerini yükseltiyor.
Böylelikle alırken de satarken de kazanıyoruz” ifadesini kullandı. Merkezi
Kayseri olan Emiroğlu Uluslararası
Nakliyat, Avrupa ve Asya ülkelerine
mobilya, otomotiv parçaları, makine
aksamı ve kimyasal madde taşımacılığıalanında hizmeti veriyor.
65
Tırsan’dan Kafkas Nakliyat’a 16 adet Perdeli Maxima
6Mayıs 2015, İstanbul –Kafkas
Nakliyat 16 adet Tırsan Perdeli
Maxima+semi-treylerleri Tırsan
Adapazarı Fabrikası’nda düzenlenen
tören ile teslim aldı. Tırsan bayisi
Gelecek Otomotiv tarafından satışı
gerçekleştirilen araçların teslimat
töreni, Tırsan Treyler Yönetim Kurulu
Başkanı Çetin Nuhoğlu, Kafkas
Nakliyat Yönetim Kurulu Başkanı
Korkmaz Okut, Lojistik Müdürü
Yakup Özyurt,Tırsan Yurtiçi Satış
Genel Müdür Yardımcısı Ercan
Kulaksız ve Gelecek Otomotiv Satış
Danışmanı Fatih Dikbaş’ın katılımı
ile gerçekleştirildi. Kafkas Nakliyat
Yönetim Kurulu Başkanı Korkmaz
Okut gerçekleştirilen törende,Tırsan’ı
tercih etme nedenlerini şu şekilde
açıkladı: “Tırsan’ı tercih etmemizdeki en önemli neden perdeli ürün
segmentinde sektörün en iyisi
olması, ürünlerin kalitesi ve markaya
duymuş olduğumuz güvendir. Öte
yandan, Tırsan treylerlerin sahip
olduğu K-fix yük sabitleme sistemi
sayesinde taşımalarımızı hızlı ve güvenli yapabilmekteyiz. Tırsan Perdeli
Maxima+semi-treylerlerin şasisi ve
tüm kaynaklı komponentlerinin paslanmaya karşı tri-elektron metoduna
uygun olarak çinko-fosfat kataforez
(KTL) kaplı olması sayesinde 10
yıl paslanmazlık garantisi altında.
Araçların bakım maliyetlerinin aşağı
çekilmesini sağlayan kataforez
kaplama sayesinde araçların ikinci
el değeri de yükseliyor. Merkezi
Iğdır olan Kafkas Nakliyat ağır
inşaat malzemeleri, gıda, sağlık,
perakende, tekstil, endüstri ve yapı
& dekorasyon taşımacılığı alanında
müşterilerine lojistik hizmeti veriyor.
Medlog filosuna 250 çekici katıldı
Medlog Lojistik Türkiye, Mayıs ayı
itibarıyla 250 adet çekiciyi filosuna
dahil ederek filodaki araç sayısını artırdı ve gençleştirdi. Haziran
2011’de Türkiye’de faaliyete
başlayan Medlog Lojistik Türkiye,
müşteri memnuniyetini artırmak ve
müşterilerin lojistik ihtiyaçlarına çözümler sunmak amacıyla MSC’nin
(Mediterranean Shipping Company)
bir iştiraki olarak kuruldu. İstanbul
merkez olmak üzere Tekirdağ,
İzmir, Bursa, Gemlik, Eskişehir,
Gebze, Samsun, İskenderun, Mersin, Antalya, Trabzon ve Ankara’da
şubeleri bulunan Medlog Lojistik, filosunu Mayıs ayı itibarıyla 250 adet
2015 model Ford Cargo 1846T ile
yenileyerek araç sayısını artırmış
oldu. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
tarafından “İlk Kapsamlı Teminata
Sahip Taşıyıcı Firma” ödülü sahibi
olan Medlog Lojistik, karayolu taşımacılığındaki son hamlesiyle daha
güçlü bir filo organizasyonuna da
ulaştı. Her türlü lojistik hizmet ihtiyacını karşılamaya yönelik alt yapı
çalışmalarına devam eden Medlog
Türkiye 255 adet vagon ile, tüm
hatlarla gerçekleştirilen yüklemelerin kapıdan kapıya taşımasının
yanı sıra; demiryolu taşımacılığı,
transit taşıma, proje taşımacılığı
ve depo hizmetleri veriyor. Medlog
Türkiye, yaptığı vagon yatırımlarıyla
demiryolu bağlantısı olan limanlarda karayoluna alternatif çözümler
sunuyor.
Mayıs 2015
medya

Benzer belgeler