söz verdiğimiz gibi
Transkript
söz verdiğimiz gibi
TÜRK METAL SENDİKASI GENEL MERKEZİ AYLIK YAYIN ORGANI TÜ R K M KASI Dİ TÜRK EYLÜL 2015 | SAYI: 194 AL SE N ET METAL ÜRETMEK, KAZANMAK, KAZANDIRMAK İSTİYORUZ Bütün üyelerimize eğitim yardımı... M AL SE N ET KASI Dİ TÜ R K Temsilciler seçiliyor... SÖZ VERDİĞİMİZ GİBİ... Başarılı çocuklara burs... ANADOLU HOTELS ESENBOĞA TERMAL Editörden Sendi Sendikalara sahip çıkalım... B ir ülkede sanayinin çarkları dönüyorsa, o çok sözü edilen huzur ve güven varsa, insanlar çalışıyor ve bacalar tütüyorsa, o ülkede ekonomik göstergeler de olumlu demektir… Emekçiler ve bütün çalışanlar, böylesi dönemlerde mutludur... Aksi bir durumda ortaya çıkan ekonomik krizden, ilk önce işçiler ve tüm emekçiler zarar görür. İşsizlik, artan vergiler, kapanan iş yerleri, yükselen faizler, ödenemeyen borçlar, ithal edilen temel girdilerin anormal zamlanması, zaten nefes almakta zorlanan dar ve sabit gelirli halkı perişan eder… Türkiye yine böyle bir dönemden geçiyor. Geldiğimiz noktada, arka arkaya yapılan iki genel seçim, milyonlarca Suriyeli mülteci, artan terör olayları, ticaretimizin yoğun olduğu sınırlarımızda ve Ortadoğu’nun diğer bölgelerinde yaşanan sıcak çatışmalar… İşçinin, memurun, dar ve sabit gelirlinin ekonomik krizlerden sonra, artık daha fazla kemer sıkacak, idare edecek hali kalmadı… İşte bu yüzden, ülkede ekonomik çarkların sorunsuz dönmesini, herkesten önce, işçileri temsil eden sendikalar ister. Sendikalar, sosyal dengeyi koruyan, temsil ettiği kitlelerin ekonomik krizler ve acımasız sistemin çarkları arasında ezilmesine karşı duran, bu büyük kitlenin sesi olan kuruluşlardır. Çünkü, örgütlülük her şeydir… İşte bu yüzden, gerçek demokrasinin vazgeçilmezi olan sendikalara, işçilerin yanı sıra, hükümetinden muhalefetine, bürokratından işverenine, gencinden yaşlısına, kadınından erkeğine herkesin sahip çıkması, destek vermesi gerekir. Gelişmiş demokrasilerde sendikalar, halkın neredeyse % 90’ınını temsil eder. Bir eylem kararı alındığı zaman herkes destek verir. Eylem ekonomik koşullarla ilgili olsun ya da olmasın, halk sendikaların yanında yer alır. Tıpkı, Ankara’da yapılan “Teröre Hayır, Kardeşliğe Evet” miting ve yürüyüşünde olduğu gibi… Son dönemde tırmanan terör olaylarına tepki amacıyla, 200’den fazla sivil toplum örgütünün gerçekleştirdiği eylem, örgütleri de aşarak, halkın eylemine dönüştü. Türk Metal’in de aktif olarak katıldığı miting ve yürüyüşe ilişkin haberi dergimizde bulacaksınız… Yine Türk Metal’in üyelerine bu zamana kadar pek çok konuda sözler verdiğini, hepsini de yerine getirdiğini; getirmeye de devam edeceğini hepimiz biliyoruz… Eylül ayı, 15. Olağan Genel Kurulumuzda verilen sözlerin birer birer hayata geçirilmeye başlandığı bir dönem oldu. Bu sayımızda, işyerlerindeki temsilci seçimlerinden, üyelerimize eğitim yardımı çeklerinin dağıtımı, üyelerimizin üniversite sınavlarında başarılı olan çocuklarına verilecek karşılıksız bursla ilgili gelişmeleri gururla haber yaptık. Bu ay da metal işçilerine yakışır bir dergi hazırladık… Eylül ayı ile birlikte izinler ve tatiller sona ererken, herkese kazasız, belasız bir çalışma dönemi diliyoruz… mal Şen Mustafa Ke TÜ R K AL SE N ET KASI Dİ M TÜRK METAL SENDİKASI AYLIK YAYIN ORGANI EYLÜL 2015 | Sayı: 194 YAYIN SAHİBİ Türk Metal Sendikası Adına Pevrul KAVLAK İçindekiler İçindekiler Kısa Kısa ................................................................. 4 Sektörden................................................................. 5 Dünyadan................................................................. 6 Konfederasyon’dan Gün Birlik ve Beraberlik Günüdür................................... 7 Haberler Akdeniz Bölgesi Sendikaları “Akdeniz Atölyesi”nde Bir Araya Geldi............................. 8 Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Mustafa Kemal ŞEN YÖNETİM MERKEZİ Türk Metal Sendikası Genel Merkezi Basın Müşavirliği Beştepe Mahallesi Yaşam Caddesi 1. Sokak No:7/A 06520 Söğütözü/ANKARA Telefon: 0312 292 64 00 Faks: 0312 284 40 18 [email protected] www.turkmetal.org.tr www.turkmetaldergi.com PRODÜKSİYON: KARATAHTA CTCP: REPROTEK BASKI: Ziraat Gurup Matbaacılık A.Ş. Ziraat Bankası Tesisleri İstanbul Yolu Trafo Karşısı Varlık - ANKARA Tel: 0 (312) 384 73 44 - 45 YAYIN TARİHİ : 30/ 9 / 2015 YAYIN ARALIĞI : BİR (1) AY YAYININ TÜRÜ : Yaygın süreli YAYIN DİLİ: TÜRKÇE Dergimiz basın ahlak yasasına uyar. Ayda bir yayımlanır ve üyelerimize ücretsiz dağıtılır. Teröre Hayır, Kardeşliğe Evet!...................................... 10 Değişim Başladı......................................................... 12 Sider ve Ede Demir Çelik Duyun Sesimizi!..................... 18 Makale İşgücü Piyasasında Dezavantajlı Bir Grup: Kadınlar/ Ar. Gör. E. DENİZ ELA..................................................... 20 Öncü Kahkaha/ Dr. Naci ÖNSAL.................................... 24 Torba Yasalarda İş Sağlığı ve İş Güvenliği (1) Özcan KARABULUT...................................................... 28 Sizin Köşeniz.......................................................... 32 İşte Hayatımız......................................................... 36 TM-MESS Ortak Eğitim Programı.......................... 42 Emekçinin Not Defteri............................................. 45 Sinema - Kitap........................................................ 46 Bulmaca................................................................. 48 TÜ R K AL SE N ET KASI Dİ M Başyazı Başyazı Mücadeleye Devam... Başaracağız! M ücadeleye Devam... Başaracağız! İçimizi yakan şehit haberleri... Çatışmalar... Tırmanan gerginlik... Sınırımızın hemen ötesindeki çatışmaların uluslararası boyuta sıçrama tehlikesi... İhracatımızın düşmesi... Dövizin fırlaması... Üretimde ve istihdamda azalma... Satışlarda daralma... Enflasyonda artış... İşten çıkarmalar... Bu yazıyı hazırlamak için masaya oturduğumda işte bu tablo vardı karşımda... Oysa Türk Metal olarak çok etkili, dolu dolu bir ayı geride bırakmıştık. Söz verdiğimiz gibi işyerlerine temsilci seçimi için düğmeye basmıştık. Dünya sendikalar tarihinde bir ilke imza atmış, ilan ettiğimiz takvim doğrultusunda örgütlü olduğumuz temsilcilikler için en temiz, en şeffaf, en demokratik seçim için sandık başına gitmiştik. Kazananın da kaybedenin de kolkola olduğu, kardeşçe bir ortamda seçimlere başlamıştık. Söz verdiğimiz gibi, Kurban Bayramı’ndan önce “eğitime destek çeklerini” dağıtmış, yine dünya tarihinde bir ilki gerçekleştirip, bu denli büyük bir meblağı üyelerimize vermiştik. Üyelerimizin üniversite sınavında başarılı olan çocukları için burs çalışmalarını tamamlamış, bursa hak kazanan evlatlarımızı ilan etmek için hazırlıklarımızı bitirmiştik. PEVRUL KAVLAK TÜRK-İŞ Genel Sekreteri Türk Metal Sendikası Genel Başkanı [email protected] twitter.com/KavlakPevrul Büyük işyerleri için şube kuracağız sözümüzü tutup, Renault için düğmeye başmış, hatta Renault şubesi için yer bile tutmuştuk. Evet tüm bunları yapmıştık... Hem de başkasının hayal bile edemeyeceği bütün bu başarıları, sadece bir aya sığdırmıştık. Ama... Ülkemizin içinde bulunduğu durum yüzünden, yüzümüz bir türlü gülmedi. Hep birlikte, başarımızla övünemedik, gururlanamadık. Çünkü, içimiz gelen şehit haberleri ile yanıyor, ekonomiden gelen olumsuz haberlerle umudumuz kırılıyordu. Ama bunca karanlık içinde çıkıp gelen iki kişi, benim çalışma şevkimi, mücadele azmimi yok eden bu duyguları dağıttı: Biri dergimizin kapağında gördüğünüz kız çocuğu, diğeri Nobel ödülü alan Türk bilim insanı... Biri, babasına verdiğimiz hediye çeki ile alınan kırtasiye malzemesini yanına dizip, Türk Metal’e teşekkür eden evladımız... Diğeri, yoksulluk içinde Mardin’de hayata başlayıp, bilimin zirvesine çıkan, çalışmalarından çok etnik kimliğini merak edenlere “Türküm, Türk!” diyen gurur kaynağımız... Biri, gülen gözleriyle bizim doğru yolda olduğumuzu söylüyor... Diğeri, başarılarıyla bu ülkenin ve vatanın bölünmez bütünlüğünü tescil ediyor. Bu iki kişi, bir ve birlik olunca neleri başarabileceğimizi gösteriyor... Bu iki kişi, bize “durmayın, doğru yoldayız, mücadeleye devam” diyor. Biz de onlara söz veriyoruz: Mücadeleye devam... Başaracağız! KISA KISA Türkiye, Birleşmiş Milletler hedeflerinde sondan ikinci Almanya’da Bertelsmann Vakfı’nın yaptığı araştırmada, Türkiye, Birleşmiş Milletler’in (BM) 2030 yılına kadar geçerli ‘Sürdürülebilir Gelişme Hedefleri’ne en yakın ülkeler sıralamasında sondan ikinci oldu. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) üyesi 34 ülkenin dahil olduğu listede, İsveç birinci sırada yer aldı. Meksika’nın sonuncu olduğu listede, Türkiye sondan ikinci, Macaristan ise sondan üçüncü oldu. 17 konu başlığı ile 2 Ağustos’ta kabul edilen ‘Sürdürülebilir Gelişme Hedefleri’ programı içerisinde ‘yoksulluğa son verme’, ‘açlığı bitirme, besin güvenliğini sağlama ve besin değerlerinde iyileştirme yapma’, ‘cinsiyet eşitliğini sağlama ve kadın haklarını güçlendirme’, ‘kentleri sürdürülebilir ve güvenli yapma’, ‘iklim değişikliği ve etkilerine karşı acil eylem planı uygulama’, ‘güvenlik’ ve ‘eğitim’ gibi konular bulunuyor. Savunma sanayinin yerlilik oranı %60 Bank of China 2016’da Türkiye’de Çin’in en büyük bankalarından Bank of China’nın gelecek yıl içinde Türkiye’de faaliyete geçmeyi planladığı öğrenildi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) kaynaklarından elde edilen bilgilere göre, BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben’in ev sahipliğinde, bazı kurul üyeleri, Bank of China Başkan Yardımcısı Gao Yingxin ve bankanın diğer yetkililerinin katıldığı bir toplantı yapıldı. Elde edinilen bilgilere göre, yaklaşık iki saat süren toplantı neticesinde Bank of China’nın resmi başvuru için gerekli hazırlıklarını tamamlamak üzere olduğu, önümüzdeki günlerde banka kuruluş talebini BDDK’ya ileteceği, gelecek yıl içerisinde de faaliyete geçmeyi planladığı ifade edildi. TÜRK 4 Son yıllarda başarılı projelere imza atılan savunma sanayinde, TSK’nın ihtiyaçlarını yurtiçinden karşılama oranı %60’lara yükseldi. Savunma ve Havacılık Sanayii İmalatçılar Derneği (SASAD) verilerine göre, sektörün geçen yılki toplam cirosu 5,1 milyar dolara ulaştı. Sektörün geçen yıl kişi başına cirosu ise 163 bin 273 dolar olurken, son 5 yılın ortalama büyüme oranı yıllık %21’e ulaştı. Milli tank “Altay”, taarruz helikopteri “Atak”, kara ve deniz hedeflerine karşı kullanılan “SOM”, hava savunma füze sistemi “Hisar” , orta ve uzun menzilli tanksavar füze sistemi “Mızrak” gibi başarılı projelere imza atan sektör, geçen yıl yurtdışı satışlardan 1 milyar 86 milyon dolar gelir sağladı. Sektörün geçen yılki ithalat miktarı ise 1 milyar 35 milyon dolar olarak gerçekleşti. METAL ACT Otomotiv, Mercedes için de üretmeye başladı ACT Otomotiv Genel Müdürü Kemal Aydın, geçtiğimiz yıl tanıtımını yaptıkları Mactera markalı direnç kaynak makinesinin satışına başladıklarını anımsatarak, son olarak Mercedes’i müşterileri arasına eklediklerini belirtti. Mercedes siparişlerinin teslimatını kasım ayında yapacaklarını söyleyen Aydın, “Tofaş’ın siparişlerini geçtiğimiz aylarda teslim ettik. Toyota için üretimimiz devam ediyor. Ekim ayında tamamlamış olacağız. Mactera direnç kaynak makinesi, aynı zamanda elektrik ürünleri üreticisi Legrand’ın da tercihi” dedi. Aydın, Tofaş, Toyota, Mercedes, Isuzu, Karsan gibi OEM’lerin yanı sıra, Mako, Beyçelik ve Coşkunöz gibi büyük yan sanayilere çözüm ortaklığı sunduklarını ifade etti. ACT Otomotiv’in makine satışlarının beklenenden yüksek olması sebebiyle, toplam büyümesinin 2015 yılsonunda %35’i bulacağını anlatan Aydın, ihracata yönelik çalışmalarının devam ettiğini kaydetti. Berlin’deki IFA Fuarı’nda akıllı beyaz eşyalarını tanıtan BSH Ev Aletlerinin Türkiye CEO’su Norbert Klein, Ar-Ge faaliyetlerini tamamladıkları Türk kahvesi makinesini çok yakında pazara sunacaklarını açıkladı. Norbert Klein, “Türkiye’nin bu değerini dünyaya çok güçlü tanıtacağız” dedi. Klein ayrıca, Türkiye’nin gelecek potansiyeline çok inandıklarını ve bölgesinde Rusya ile en önemli pazar olmaya devam ettiğini bildirdi. Türkiye’nin bir ihracat üssü olarak gelişmesini sürdürdüğünü söyleyen Klein, “Çerkezköy’deki üretimimizin %50’sini iç pazara sunarken, %50’sini ise ihraç ediyoruz. Bu yıl ihracat, iç pazara oranla biraz daha fazla gelişti. Bunda Türkiye’deki Ar-Ge faaliyetlerimizin global standartlarda üretim kabiliyetimizle birleşmesinin ve tüm dünyada pazarladığımız inovatif ürünleri Çerkezköy’de geliştirmemizin rolü büyük” dedi. Otokar ihracatını arttırdı Beko ABD yolcusu Geçtiğimiz nisan ayında Levent Çakıroğlu’nun Koç Holding CEO’su olması sonrasında Arçelik Genel Müdürlüğü görevine getirilen Hakan Bulgurlu, hedeflerinin yurtdışında büyümeyi sürdürmek olduğunu belirtti. Bulgurlu, “Arçelik olarak ABD’de en prestijli binaların mutfaklarına ankastre ürünler yapmaya başladık. Pazara yıl sonunda Beko markasıyla da gireceğiz” diye konuştu. Özellikle Asya-Pasifik ve Amerika pazarlarının kendileri için itici güç olacağını söyleyen Bulgurlu, bu pazarlara hızlı bir giriş yaptıklarına dikkat çekti. Arçelik A.Ş Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tülin Karabük ve Finansman ve Mali İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Polat Şen‘in de katıldığı toplantıda yurtdışı yatırımlarının devam edeceğini belirten Bulgurlu, “Her yıl ortalama 150-200 milyon Euro yatırım yapıyoruz. Çin’de fabrikamız var. Tayland’a da 100 milyon dolar yatırdık. Fabrika yıl sonu devreye girecek. Bu pazarda 3 yılda 300 milyon ciro hedefliyoruz” dedi. Toplu taşımacılık alanında minibüs, Sultan, Doruk ve Kent markalı otobüsler, Land Rover lisansı ile Land Rover Defender 4x4 taktik tekerlekli arazi tipi araçlar, savunma sanayi için tekerlekli hafif zırhlı araçlar, nakliye ve lojistik sektörü için treyler ve semi-treyler üreten Otokar, Sakarya’daki fabrikasında geçen ay 360 araç üretti. Fabrika bu yıl Ocak-Temmuz döneminde bin 384 midibüs, 343 otobüs, 220 küçük kamyon ve 197 kamyonet üretimi gerçekleştirdi Geçen yıl aynı dönemde 242 araç ihracatı yapan fabrika, bu yılın aynı döneminde ihracatını artırarak 394’e çıkardı. Otokar, 2014 yılında 580, 2013 yılında ise 620 araç ihraç etmişti. SEKTÖRDEN Türk kahvesini dünyaya Alman Bosch içirecek Dünyadan Volkswagen Bosch’u dinlememiş ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA), 18 Eylül’de VW’nin ABD’de sattığı bazı dizel motorlu araçların, emisyon testlerinin maniple edilmesinden dolayı çevreyi, standartlardan 40 kat daha fazla kirlettiğini açıklamıştı. Söz konusu manipülasyondan yaklaşık 482 bin dizel aracın etkilendiğini bildiren EPA, VW hakkında para cezası ve ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini duyurmuştu. Volkswagen’i dünya çapında zor duruma düşüren ve şirket üst yönetiminde depreme yol açan emisyon skandalı konusunda, daha önce uyarıldığı ortaya çıktı. Emisyon yazılımı VW’ye satan Bosch şirketinin 2007 yılında gönderdiği yazıda, bu yazılımın test amaçlı olduğu, araçların normal kullanımı için öngörülmediği ifade edilerek, yazılımın kullanılmasının yasalara aykırı olduğunun bildirildiği ortaya çıktı. VW, dünya genelinde 11 milyon dizel motorlu aracın emisyon testi manipülasyonundan etkilendiğini ve zararı karşılamak için yaklaşık 6,5 milyar avroluk bütçe ayırıldığını açıklamıştı. HP, 30 bin kişiyi işten çıkarmaya hazırlanıyor Yılın sonlarına doğru iki şirkete ayrılmayı planlayan Hewlett-Packard tarafından yapılan açıklamada, düşen taleple başa çıkabilmek için, dünya genelinde 25-30 bin çalışanın işten çıkartılacağı bildirildi. Ekim 2014 itibariyle 300 bin çalışanı bulunan şirketin, personelde yapacağı %10’luk kısıtlamayla, yıllık 2,7 milyar dolar tasarruf etmeyi hedeflediği belirtiliyor. 2015 sonunda ikiye ayrılacak olan HP’nin, sektördeki satışların düşmesi nedeniyle son dönemlerde zor duruma düştüğü kaydediliyor. Filistin bayrağı Birleşmiş Milletler’de Amerikan market zincirinde ilk kez sendikalaşmaya gidiliyor 1902’de kurulan ABD’li perakende satış zinciri Target bünyesinde ilk kez sendikalaşmaya gidiliyor. 2 bin mağazası olan zincirde, sendikalaşmanın eczane çalışanları arasında gerçekleştirileceği bildiriliyor. Target tarafından yapılan açıklamada, sendikalaşmanın “üzüntü verici” olduğu belirtilirken, şirketin eczane kolunu CVS Health Corp. isimli şirkete satmaya hazırlandığı kaydedildi. Sendikalaşmanın 2011’de yapılan ve “mikro sendika”lara izin veren bir yasayla mümkün olduğu bildiriliyor. İşçilerin oylamaya giderek sendikalaşma kararını aldıkları aktarıldı. En son 1990’larda ve 2011’de ciddi sendikalaşma girişimlerine engel olduğu belirtilen Target bünyesinde alınan sendikalaşma kararının, işçiler için büyük bir zafer olduğu vurgulanıyor. TÜRK New York’taki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda yapılan oylamada, üye ülkelerin çoğunun ‘evet’ oyuyla kabul edilen tasarı uyarınca, Vatikan bayrağıyla beraber Filistin bayrağının da diğer ülkelerin bayrağının arasında temsil edilmesi kararlaştırıldı. BM, 2012 yılındaki oylamada da Filistin ve Vatikan’a ‘üye olmayan gözlemci devlet’ statü verilmesini kabul etti. Filistin’in tam üye devlet olması, 2011’de BM Güvenlik Konseyi’nin engeline takılmıştı.Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas, “Bu tarihi bir an. Her yerdeki halkıma sesleniyorum, Filistinlilerin bayrağını yükseklere çekin, çünkü bu bizim kimliğimizin sembolüdür. Bu bizim için övünç dolu bir gündür” diye konuştu. 6 METAL KONFEDERASYON’DAN GÜN BİRLİK VE BERABERLİK GÜNÜDÜR TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, 9 Eylül’de Akçay’da düzenlenen ‘Bölgesel Şube Başkanları Toplantısı’na katıldı. T oplantıda bir konuşma yapan Atalay, tırmanan terör eylemlerine dikkat çekerek, şöyle devam etti: “20 Temmuz tarihinden itibaren 118 canımız şehit oldu. Allah mekânlarını Cennet eylesin. Bugün bu salonda olanlardan birimizin çocuğu o bölgede olsa, inanın gece bir dakika uyku gözümüze girmez. İnsanın evladı ateşin içindeyken göğsündeki ağrı dinmez. Şimdi ben TÜRK-İŞ Genel Başkanı olarak bu ortamda işçinin sorunlarını, sıkıntılarını çıkıp anlatmaya kalksam, beni kimse dinlemez. Ülkenin huzuru kalmadığında, hiç kimse hiçbir işi halledemez. Bugün oynanmak istenen oyun da, ülkeyi tamamen bir kargaşanın içerisine sokma isteğidir. Bunun altını çizerek söylüyorum; son günlerde yaşanan olaylara baktığımızda, insanımızı birbirine kırdırmaya çalıştıklarını görüyoruz. Bizi bize düşürmeye çalışanların oyununa gelmeyelim. Gün birlik GENEL BAŞKAN ERGÜN ATALAY SOMA ŞEHİTLİĞİNDE... TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, Kurban Bayramı vesilesiyle Soma Maden Şehitliğini ziyaret etti. Ardından, yapımı TÜRKİŞ tarafından üstlenilen okul inşaatında incelemelerde bulunan Atalay, Soma Kaymakamı Ahmet Atıntaş, ilçe protokolu ve şehit maden işçilerinin aileleri ile de bayramlaştı. TÜRK 7 METAL ve beraberlik günüdür. Sizlerden isteğim, bu toplantıdan sonra bölgelerinize gittiğinizde, temsil ettiğimiz işçi kardeşlerimize bu mesajı iletmenizdir. Konuşacak çok konumuz var ama, en başında söylediğim gibi, benim bu ortamda konuşma isteğim, arzum hiç yok.” Toplantıya TÜRK-İŞ Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat, Tesİş Genel Başkanı Mustafa Şahin, TÜRK-İŞ Bursa Bölge Temsilcisi Sabri Özdemir, İzmir Bölge Temsilcisi Hasan Hüseyin Karakoç, Bursa, İzmir, Afyon, Burdur, Isparta ve Antalya illeri Şube Başkanları katıldı. HABERLER AKDENİZ BÖLGESİ SENDİKALARI “AKDENİZ ATÖLYESİ”NDE BİR ARAYA GELDİ Türk Metal Sendikası ve İtalyan sendikal kuruluş SINDNOVA’nın ortaklaşa düzenlediği Akdeniz Atölyesi toplantısına, Türk Metal’in yanı sıra, İtalya, İspanya ve Fransız sendikalarından temsilciler, işveren vekilleri, otomotiv sektöründe örgütlü olduğumuz işyerlerinin baştemsilcileri ve temsilcileri ile uzmanlar katıldı. Atölyenin açılışında konuşan Genel Başkanımız Kavlak, “İşçi sınıfının küreselleşmeye karşı mücadelesi, ancak uluslararası düzeyde etkili olabilirse, başarılı sağlayabilir” dedi. T ürk Metal Sendikası ile İtalyan sendikal araştırma kuruluşu SINDNOVA, “Otomotiv Sektöründe Teknolojik Buluşlar, Üretimin ve İşin Organizasyonu” adıyla bir Akdeniz Atölyesi çalıştayı düzenledi. 2-3 Eylül tarihlerinde, Anadolu Hotels Didim Resort’ta gerçekleştirilen çalıştaya, Türk Metal Sendikası, İtalyan sendikal kuruluş SINDNOVA, İspanyol UGT Konfederasyonu’na bağlı MCA, İtalya CISL Konfederasyonu’na bağlı FIM ve Fransa’dan CFDT Konfederasyonu’na bağlı FGMM sendikalarından temsilciler katıldı. Çalıştayın açılışında konuşan Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, metal işkolunda yaşanan sorunları özetledi ve Türk Metal’in işkolunda sürdüğü mücadeleyi anlattı. İşçi sınıfının küreselleşmeye karşı mücadelesinin, ancak uluslararası düzeyde etkili olabilirse, başarı sağlayabileceğini vurgulayan Kavlak, “Yani biz, hepimiz, uluslararası alanda bir işçi sınıfı dayanışmasını örgütleyebilirsek, bu dayanışmayı Gianni Aliotti - SINDNOVA TÜRK 8 METAL kalıcı hale getirebilirsek, bu sürece karşı başarılı olma şansımızı artırırız. Unutmayalım ki, işçi sınıfının uluslararası birliği ve örgütlü mücadelesi önemlidir. İster Fransız, İtalyan, Türk ya da İspanyol olalım, bizim kaderimiz ortaktır, işte bu toplantılarımızın amacı budur. Dileğim, toplantımızın amacına ulaşmış olmasıdır. Bundan sonra daha çok birlikte olmamız gerekiyor. Mücadelemizi ortaklaştırmak adına, Türk Metal Sendikası üzerine düşeni yapacaktır” diye konuştu. Çalıştayda daha sonra, SINDNOVA’dan Gianni Aliotti, programın amaçlarını özetleyen bir konuşma yaptı. Atölye çalışmasında, küresel rekabete ve otomobil sektöründeki krize cevap verebilmek için sektördeki işin organizasyonu ve teknolojik gelişmeler, işçilerin sağlığı ve güvenliği için ergonomik bakış ve sonuçları, işyerinde işin ve teknolojik buluşların uygulanması açısından toplu pazarlık ve toplu pazarlığın rolü, Türkiye’de işyerinde işin ve teknolojik buluşların uygulanması açısından toplu pazarlık ve toplu pazarlığın rolü ile Türkiye’de işyerinde iş sağlığı ve güvenliği gibi konular ele alındı. Türkiye’de otomotiv alanında üretim yapan fabrikalardan çok sayıda temsilcinin katıldığı çalıştayda, İtalyan, Fransız ve İspanyol sendikacılar da söz alarak, ülkelerindeki uygulamalar hakkında bilgi verdiler. Toplam 18 sunumun gerçekleştirildiği çalıştayda, Genel Sekreterimiz Av. Taliphan Kıymaz, TÜRK-İŞ Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Naci Önsal, ve İSG Uzmanımız Cem Snaet de birer sunum yaptı. Çalıştaya, Genel Başkan Yardımcımız Yusuf Ziya Odabaş, Genel Mali Sekreterimiz Uysal Altundağ, Genel Sekreterimiz Av. Taliphan Kıymaz, Genel Merkez eski yöneticilerimizden Süleyman Yıldırım ve İsmail Dursun, işveren kesiminden, MESS Genel Sekreteri Hakan Yıldırımoğlu, MESS Dış İlişkiler Eğitim ve Projeler Bölüm Müdürü Fatih Tokatlı, BMC Otomotiv İnsan Kaynakları Direktörü Özlem Çarkoğlu, Ford Otosan Endüstri İlişkiler ve İnsan Kaynakları Operasyonu ve Kocaeli Fabrikası İnsan Kaynakları Müdürü Ali Rıza Aksoy, Karsan Otomotiv İSG ve Endüstriyel İlişkiler Yöneticisi Ersun Şahin, MAN Türkiye A.Ş. İnsan Kaynakları Direktörü Mustafa İskifoğlu, Mercedes Benz Türk İnsan Kaynakları Müdürü Salih Ertör, Otokar İnsan Kaynakları Müdürü Berent Ergin, Tofaş Endüstriyel İlişkiler Yöneticisi Cem Temizarabacı, Tofaş İnsan Kaynakları Direktörü Burhan Çakır, Tofaş Endüstriyel İlişkiler Uzmanı Ahmet İzmirli, Türk Traktör İnsan Kaynakları Direktörü Haluk Gümüşderelioğlu da katıldı. Çalıştay, atölye çalışmalarının ardından, katılan tüm sendikaların oybirliğiyle kabul edilen, aşağıdaki Sonuç Bildirisi’nin yayımlanmasıyla tamamlandı. Akdeniz Atölyesi Otomobil Sektöründe Üretimin ve İşin Organizasyonunda Teknolojik Buluşlar Sonuç Bildirisi Didim/Türkiye’de 2-3 Eylül tarihlerinde «Otomobil Sektöründe İşin ve Üretimin Organizasyonunda Teknolojik Buluşlar» konulu 2. Akdeniz Atölyesi toplanmış ve bu toplantıda, katılımcılar arasında toplu pazarlık ve sendikal deneyimlerin alışverişi gerçekleştirilmiştir. Türk Metal Sendikası ve SINDNOVA tarafından düzenlenen toplantıya İtalya’dan FIM-CISL, Fransa’dan FGMM-CFDT ve İspanya’dan MCA-UGT sendikaları temsilcileri ile Türkiye’den otomotiv sektöründe örgütlü Türk Metal Sendikası işyeri temsilcileri ve otomobil sektöründeki en önemli işyerlerinin işveren vekilleri katılmışlardır. (FCA, TOFAŞ, RENAULT, MAN, GM). Atölye çalışmaları esnasında katılımcılar, otomobil sektöründe yaşanmakta olan gelişmelerin, sektördeki iş ilişkileri toplu pazarlık ve iş sağlığı ve güvenliği üzerindeki etkilerini tartışmışlardır. Tartışmalar son derece zengin, verimli ve katılımcı olmuştur. Atölye çalışmalarının olumlu sonuçları bu çalışmaların devamı ve yeni aktivitelerin planlanıp otomobil sektöründe katılımcı sendikalar arasında işbirliğini güçlendirmek için doğrudan ilişkilerin kurulmasını teşvik etmiştir. Tüm katılımcılar, Türk Metal Sendikası’na, Genel Başkanı Sayın Pavrul Kavlak’a ve bu atölyenin gerçekleşmesinde emeği geçen arkadaşlara en içten teşekkürlerini sunarak, Türk Metal ve SINDNOVA’yı, ilgili sendikalarla işbirliği yaparak, önümüzdeki aylarda yeni faaliyetler organize etmeye davet eder. TÜRK 9 METAL TERÖRE HAYIR, KARDEŞLİĞE EVET! Aralarında TÜRK-İŞ ve TOBB’un da yeraldığı örgütlerce Ankara’da organize edilen ve yaklaşık 200 sivil toplum örgütünün desteklediği “Teröre Hayır, Kardeşliğe Evet” yürüyüş ve mitingine, sendikamız Türk Metal 10 bin üyesiyle katıldı. S on dönemde tırmanan terör olayları ve ard arda gelen şehit haberleri üzerine, aralarında TÜRKİŞ ve TOBB’un da bulunduğu 14 sivil toplum örgütü ve meslek kuruluşu, 17 Eylül’de Ankara’da, “Teröre Hayır, Kardeşliğe Evet” adıyla bir yürüyüş ve miting düzenleme kararı aldı. 200’ü aşkın sivil toplum örgütü tarafından desteklenen yürüyüş ve mitinge yüzbinlerce kişi katıldı. Konfederasyonumuz TÜRK-İŞ’in de yoğun bir katılımla destek verdiği mitinge katılanlar, ellerinde bayraklarla ilk olarak Ankara Sıhhiye Meydanı’nda buluştu. Kalabalık Kızılay’dan Opera meydanında kadar uzanınca yürüyüş başladı. Sendikamızın Kırıkkale ve Ankara şubelerinden yaklaşık 10 bin üyemiz de, mitinge katılarak, yürüyüş kortejinin önlerinde yer aldı. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak da, üyelerimizle birlikte yürüdü. Kortej hep bir ağızdan “Şehitler Ölmez, vatan bölünmez” sloganları attı. Kortej Ulus’a ulaştığında saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. İlk Meclis binası önünde yapılan mitingte, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu kısa bir konuşma yaparak, birlik ve beraberliğin önemine vurgu yaptı. TÜRK 11 METAL DEĞİŞİM … I D A L Ş BA TÜRK 12 METAL SÖZ VERDİĞİMİZ GİBİ… TÜRK METAL’DEN HER ÜYESİNE 150 TL’LİK EĞİTİM YARDIMI Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın, “sendikacılık tarihinde bir milat” olarak isimlendirdiği 15. Olağan Genel Kurul’da alınan kararlar adım adım gerçekleştiriliyor. Bu çerçevede, sendikacılık tarihinde ilk kez, Türk Metal, bütün üyelerine, 150 liralık eğitim yardımı gerçekleştirdi. Ü yelerimizin tamamı, Kurban Bayramı’ndan önce, 150 lira tutarındaki yardım çeki-kartlarını aldı. Eğitim yardımı çeklerinin dağıtımı, fabrikalarda üyelerimiz arasında memnuniyetle karşılandı. Genel Merkezimize, çok sayıda teşekkür mektubu, telefonu ve mesajı gönderildi. Başta Genel Başkanımız Pevrul Kavlak olmak üzere, Türk Metal yönetimine iletilen TÜRK mesajlarda, bu uygulamanın ders yılının başlangıcında yapılmasının, isabetli olduğu da vurgulandı. Sosyal sendikacılığın öncüsü sendikamız, bir kez daha birikimlerini üyeleriyle paylaşarak, dayanışmanın gücünü gösterdi. Büyük Türk Metal Ailesinin tüm fertlerine eğitim yardımı çekikartlarının hayırlı olmasını diliyor, gücümüzün ve birliğimizin kaynağı üyelerimize teşekkür ediyoruz. 13 METAL SÖZ VERDİĞİMİZ GİBİ… METAL İŞÇİSİ TEMSİLCİSİNİ SEÇİYOR Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın, sendikamızın 15. Olağan Genel Kurulu’nda, “daha demokrat ve daha şeffaf” olunacağı yolundaki açıklaması çerçevesinde, yetkili olunan bütün işyerlerinde, üyelerin temsilcilerini belirlemesini sağlamak üzere, sandıklar kuruldu. 1 Eylül’de Manisa 1 Nolu Şubemizin yetkili olduğu Bosch Termo Teknik iş yerinde başlayan temsilci seçimleri, tamamen demokratik ve şeffaf bir ortamda gerçekleştiriliyor. Temsilci seçimleri, Aralık ayının sonuna kadar devam edecek. Bazı fabrikalardaki temsilci seçimlerini, Genel Merkez yöneticilerimiz de yerinde izledi. Genel Başkan Yardımcımız Yusuf Ziya Odabaş, 47 adayın yarıştığı ve 6 temsilcinin seçimle belirlendiği Bolu Arçelik Pişirici Cihazlar İşletmesi’ndeki seçimi takip etti. Odabaş, seçimin ardından şu değerlendirmeyi yaptı: “Arkadaşlar gece yarısı başlayan seçim günün İlk temsilcilik seçimi 1 Eylül'de Manisa şubemizinin yetkili olduğu Bosch Termo Teknik işyerinde yapıldı. Genel Başkan Yardımcımız Yücel Yücel Arçelik Buzdolabı İşletmesindeki temsilcilik seçimlerini izledi. Genel Başkan Yardımcımız Yusuf Ziya Odabaş, Bolu Arçelik Pişirici cihazlar İşletmesi'ndeki seçimleri izledi. TÜRK 14 METAL ilk ışıkları ile sonuçlandı. Sizler de, merakla beklediğiniz sonuçları, Şube Başkanımız Özgür Elçi’nin duyurusu ile öğrenmiş bulunuyorsunuz. Ben, medeni cesaretini göstererek aday olan tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. Burada aslında herkes kazandı. Sizlerin de gördüğünüz üzere, objektif ve şeffaf olunmaya çalışıldı. Ben, emek veren, aday olan ve kazanan temsilci arkadaşlarımı canı gönülden kutluyorum. Artık her şey daha güzel olacak.” Kendilerini en iyi temsil edeceklerini inandıkları arkadaşlarını yönetime getirmek için birçok iş yerinde oy kullanan üyelerimiz, bu önemli demokratik adım için, Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’a ve tüm Türk Metal Ailesine teşekkür ettiler. Genel Sekreterimiz Taliphan Kıymaz Arçelik Elektronik İşletmesi temsilci seçiminde. Temsilcilik seçimleri için panolarda duyurular asıldı. Seçimler, sosyal medya ve Vardiya Gazetesi aracılığıyla da duyuruldu. TÜRK 15 METAL SÖZ VERDİĞİMİZ GİBİ… S ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE BURS endikamızın 15. Olağan Genel Kurulunda alınan karar doğrultusunda, üyelerimizin, üniversite sınavında ilk 100 bine girerek, bir lisans programına kayıt hakkı kazanan çocuklarına burs verilmesi için internet sitemizden, şube ve temsilciliklerimizden duyurular yapıldı; burs müracaatları tamamlandı. Sosyal sendikacılık ilkesi çerçevesinde, sadece üyelerine değil, onların eş ve çocuklarına da hizmet sunmayı prensip edinen, bu doğrultuda dünya sendikacılığına örnek olan Türk Metal, üyesinden aldığı aidatları, üyelerine sosyal hizmet olarak yansıtmaya devam ediyor. Metal işçilerinin çocuklarının başarısına ve geleceğine de katkı sağlamayı hedefleyen Türk Metal, bu çerçevede, üyelerimizin, üniversite sınavlarında ilk 100 bine girerek, TÜRK 16 METAL bir lisans programına kayıt hakkı kazanan çocuklarına karşılıksız burs verilmesini kararlaştırdı. Burs için, sendikamız internet sitesi ile şube ve temsilciliklerde duyurular yapıldı. Başvurular 30 Eylül’de tamamlandı ve gerekli koşulları sağlayan gençlerimize, 2015-2016 öğretim yılı için sağlanacak burs için değerlendirmeler, tamamlanma aşamasında. UAMİF T EĞİTİMLERİ acikistan ve Kırgızistan Dağ maden Metalürji San. İşçileri Sendikası’ndan bir heyet, Uluslararası Avrasya Metal İşçileri Federasyonu’nca 7-11 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilen eğitim programına katıldı. Eğitim programının açılışına katılan Genel Başkan Yardımcımız Yusuf Ziya Odabaş, Tacik ve Kırgız sendikacıları Türkiye’de ağırlamaktan büyük mutluluk duyduklarını belirterek, “İnanıyoruz ki bu eğitimler, ülkeler ve sendikalar arasındaki ilişkileri güçlendirecek ve yeni bir boyut kazandıracaktır” dedi. UAMİF Genel Sekreteri Mehmet Soyupek de konuşmasında, “UAMİF, küresel emperyalist düzen karşısında Avrasya bölgesinde faaliyet gösteren sendikaların kan kaybetmesini engelleyerek, gelişmesini ve ilerlemesini sağlayan, kendini güçlü bir şekilde ifade eden sendikacılığın öncüsü olmuştur” dedi. METAL İŞÇİLERİ KIRGIZİSTAN’DA Genel Başkan Yardımcımız Yusuf Ziya Odabaş ve sendikamıza üye bir grup metal işçisi, Kırgızistan’da düzenlenen 2. Spor Etkinliğine katıldı. Genel Başkan Yardımcımız Yusuf Ziya Odabaş, UAMİF Genel Sekreter Yardımcısı Turajan Raupov ve sendikamıza bağlı işyerlerinden bir grup üyemiz, UAMİF üyesi Kırgızistan Dağ Maden ve Metalurji Sendikası’nca düzenlenen 2. Spor Etkinliğine katıldı. Genel Başkan Yardımcımız Odabaş, bu tür sosyal ve kültürel faaliyetlerde bir araya gelmenin, sendikal mücadeledeki dayanışmayı güçlendireceğini ifade etti. TÜRK 17 METAL Sider ve Ede Demir Çelik duyun sesimizi! Çalıştıkları işyerlerinden ücretlerini uzun süredir alamayan Sider ve Ede Demir Çelik emekçilerinin sorunlarını dile getirmek amacıyla, İzmir Konak Meydanı’nda kitlesel basın açıklaması gerçekleştirildi. İ zmir 2 Nolu Şubemizin yetkili olduğu Sider ve Ede Demir Çelik işyerlerinde çalışan ve aylardır ücretlerini alamadıkları için mağdur olan emekçilerin sorunları, Konak Meydanı’nda düzenlenen kitlesel basın açıklamasıyla dile getirildi. İzmir 2 Nolu Şubemizce ilk olarak, emekçilerin mağdur edildiği işyerlerinden Sider Dış Tic. A.Ş. işyeri önünde, 30 Eylül’de direniş çadırı kurularak eylemi başlatıldı. Sider ve Ede Demir Çelik emekçileri için, 1 Ekim’de de İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Hayrettin Çakmak tarafından, Konak Meydanı’nda bir basın açıklaması yapıldı. TÜRK-İŞ 3.Bölge Temsilcisi Hasan Hüseyin TÜRK 18 METAL Karakoç ve konfederasyona bağlı bazı sendikaların şube başkanlarının da destek verdiği açıklamada, bir an önce emekçilerin mağduriyetlerinin giderilmesi istendi. Açıklamada, Türk Metal’in, “İnsana sevgi, emeğe saygı, Üretmek, kazanmak, kazandırmak istiyoruz” ilkelerini kendisine rehber edindiğini ve bu ilkelerden asla ödün vermediğini vurgulayan Çakmak, şöyle dedi: “Bugün burada toplanmışsak insana sevgi duyulmadığı, emeğe saygı gösterilmediği için toplandık, bugün burada toplanmışsak, ürettiğimiz, kazandırdığımız ama kazanamadığımız için buradayız. Bunca zamandır emek verilmiş, alın teri dökülmüş ömürden ömür gitmiş, üretilmiş, işverene de kazandırılmış. Hem de elverişsiz koşullar altında, yeterli iş sağlığı ve güvenliğinin bulunmadığı bir ortamda. Ama maalesef yaptığımız fedakârlığın, verdiğimiz emeğin karşılığını alamadık. Evine, ocağına ekmek götürmek, borcunu ödemek, geçimini sağlamak için üzerine düşeni yapan emekçimiz karşılığını alamıyorsa, çok net bir ifade ile söylüyorum, burada zulüm var demektir, kul hakkı var demektir, vicdansızlık var demektir, gasp vardır, gasp…” Hayrettin Çakmak, Sider Demir’de alın teri döken 500 emekçinin Temmuz ayından beri işine devam edemediğini, geriye dönük 5 aydır da ücretlerini alamadığını kaydederek, “Biz Türk Metal olarak emek sahibi arkadaşlarımızın hakları için görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Bize söylenen işyerini çalıştırmak ve tekrar eski günlerine döndürmek için gayret etmekte olduklarıdır. Ancak maalesef bu zamana kadar bir sonuç alınamadı. Eğer fabrika resmen kapanacaksa, alacaklarımızı bilmeliyiz, hakkımızın derhal ve acilen daha fazla emekçilerimiz mağdur edilmeden almalıyız” dedi. Ede Demir’de alın teri döken 300 emekçinin de şubat ayından beri işine devam edemediğini, geriye dönük neredeyse bir yıldır da ücretlerini alamadığını ifade eden Çakmak, Türk Metal olarak, çalışanların hakları için yaklaşık bir yıldır mücadele edildiğini, işyeri ve Valilik önünde eylemler yapıldığını, Valilik ile görüşüldüğünü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına şikâyetlerde bulunulduğunu, ancak taleplerin görmezden gelindiğini anlattı. Çakmak, şöyle dedi: “İş yerimiz, ekmek kapımız hala kapalı, biz ücretlerimizi, haklarımızı alamadığımız gibi, bu iş yerinin sahibi de şu anda cezaevinde bulunuyor. Bir ailenin evine bir yıldır ücret girmemesi ne demektir? Nasıl izah edilebilir? Hangi akla mantığa sığdırılabilir? Burada kazanılmış bir hak söz konusu. Türk Metal olarak biz bu hakkımızın peşini bu zamana kadar bırakmadık, bundan sonra da asla bırakmaya niyetimiz yok. Şimdi sizlere soruyorum emekçi arkadaşlarım; Bu mücadelenin peşini bırakacak mıyız? Bırakacak mıyız? Üyelerimiz için, onların eş ve çocukları ile birlikte rahat ve TÜRK 19 METAL huzur içinde yaşayabilmesi için ne yapılması gerekiyorsa onu yapacağız. Yeter ki birliğimizi ve beraberliğimizi daim kılalım. Yeter ki hep birlikte bu hakkın peşine düşelim. Bugün burada kazanılmış haklarımızın, emeğimizin ve alın terimizin karşılığını almak istediğimizi, bir kez daha belirtmek için toplandık. Kapanma noktasında bulunan, mahkemece hacizli konumda olan iş yerimizde öncelikli olarak emekçilerin haklarının iade edilmesini istiyoruz. Hastamıza ilaç, çocuğumuza süt, evimize ekmek ve su getirebilmek için mücadelemizi devam ettireceğiz, bu yoldan da geri dönmeyeceğiz. “ MAKALE İşgücü Piyasasında Dezavantajlı Bir Grup: Kadınlar Ar. Gör. E. DENİZ ELA Gazi Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü İ şgücü piyasaları, diğer piyasalardan farklı olarak, içinde insan emeğini ve emeği karşılığında elde ettiği ücretle yaşamını sürdüren hane halklarını barındıran yapısıyla her zaman özel olarak değerlendirilmesi ve düzenlenmesi gereken piyasalardır. Küresel ve ulusal düzeydeki tüm işgücü piyasaları, istihdam edilme açısından diğerlerine göre dezavantajlı konumda bulunan; kadınlar, gençler, uzun süreli işsizler, göçmenler, engelliler ve yaşlılar gibi pek çok grubu içinde barındırmaktadır. Küresel ekonomik krizin işgücü piyasaları üzerinde oluşturduğu kalıcı hasara, ülkemizde bitmek bilmeyen seçim sürecinin yarattığı bazı olumsuz koşulların da eklenmesiyle, bu grupların istihdam edilme şansları daha da azalmıştır. Düşük ekonomik büyüme performansı, bu büyümenin hanehalkı tüketim harcamalarının artışından kaynaklanması, Türk Lirası’nın değer kaybetmesi, döviz fiyatlarının artması, ihracatın gerilemesi, ülkeden döviz çıkışının hızlanması ve süren siyasi belirsizlik ortamı, işletmelerin işe alım kararlarını ertelemelerine ya da istihdam kompozisyonu açısından mevcut pozisyonlarını korumaya yönelmelerine yol açmaktadır. Üretim yerine tüketim kaynaklı ekonomik büyüme, çalışanların ücretlerinde kayda değer bir TÜRK 20 METAL artışın da olmaması sonucu gelir dağılımında ortaya çıkan çarpıklığa ve çalışan yoksulluğuna vurgu yapmayı gerekli hale getirmektedir. Bu pek de parlak olmayan makro ekonomik tablonun olumsuz etkileri, ancak ülkede siyasi istikrarın sağlanmasından bir süre sonra azalabilecektir. Dolayısıyla, önümüzde yer alan altı ay ya da bir yıllık süreçte dezavantajlı grupların ekonomiden aldıkları payın daha da gerilemesi beklenmektedir. Ülkemizde kadınların işgücüne katılım oranlarının son derece düşük olması, en önemli kalkınma sorunlarından biridir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yıllık verilerine göre, 2014 yılında erkeklerin işgücüne katılma oranı %71,3 iken, bu oran kadınlarda %30,3’tür. İşgücü kompozisyonunu eğitim durumuna göre incelediğimizde ise; lise mezunu erkeklerin %71, mesleki ve teknik lise mezunu erkeklerin %80,4, yüksek öğretim mezunu erkeklerin %85 oranında işgücüne katıldığı; lise mezunu kadınların %31,9, mesleki ve teknik lise mezunu kadınların %39,8, yüksek öğretim mezunu kadınların ise %71,3 oranında işgücüne katıldığı görülmektedir. Buradan eğitim düzeyi artan kadınların işgücüne katılma konusunda daha avantajlı oldukları sonucunu çıkarmak mümkündür. Tarım sektöründe çalışan kadınların çoğunluğunun ücretsiz aile işçiliği kategorisinde yer aldığını, tarım dışı sektörlerde ise ücretli ve yevmiyeli kategorisinde yer aldıklarını da analize eklemek gerekir. Bunun yanında, TÜİK istatistiklerinden işgücüne dâhil olmama nedenlerine bakıldığında, işgücüne dâhil olmayanlar arasında “ev işleriyle meşgul olma” seçeneğinin erkekler tarafından tamamen boş bırakıldığı, işgücüne dâhil olmayan kadınların yarısından fazlasının ise bu seçeneği tercih ettiği görülecektir. Özellikle kentlerde her şeyden önce nitelikli çocuk, yaşlı ve hasta bakım hizmetlerinin devlet ve özel sektör işbirliği ile yaygınlık kazanması önem arz etmektedir. Kayıt dışı işlerin çoğunluğunun da kırdan kente göç eden kadınlar tarafından yapıldığı düşünüldüğünde, kadınların omuzlarına binen kalkınma yükünün, insana yaraşır iş (decent work) bağlamından ne kadar uzak olduğu görülecektir. oluşturan kadınlar, hem toplumsal bakış açısı (kadının yerinin çalışma ortamı değil ev olduğuna dayalı görüş ve tutumlar) hem de bu toplumsal bakış açısı bağlamında gereken önlemlerin alınmaması sebepleriyle, işgücü piyasasında yeterli ölçüde yer alamamaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin çeşitli yüzleri bulunmaktadır. Bunlar, kadına yönelik şiddet, ekonomik eşitsizlikler, üreme sağlığı konusundaki eşitsizlikler ve kadınlara zarar veren geleneksel uygulamalar şeklinde özetlenebilir. Ülkemizde 2002-2015 yılları arasında işlenen kadın cinayetlerinin -bu konuda bir veri sorunsalı olmasına rağmen- 6500’ün üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Bu kadınların yarısından fazlası eşi, tanıdığı ya da akrabası tarafından öldürülmüştür. Dezavantajlı gruplar içinde gerek küresel gerekse ulusal anlamda niceliksel olarak en büyük grubu TÜRK 21 METAL En önemli eşitsizliklerden biri de kadın-erkek ücret farkları şeklinde kendini göstermektedir. Hemen her ülkede erkeklerle aynı işi yapan kadınlar, erkeklere oranla daha düşük ücretlerle çalışmakta ve yoksulluk olgusuna daha fazla maruz kalmaktadır. Dünyada günde bir dolardan daha az gelir elde edenlerin %70’ini kadınlar oluşturmaktadır. Farklı coğrafyalarda farklı görünümlerin ortaya çıkmasına rağmen, kadınlar genel olarak ekonomik kaynaklardan daha az pay almaktadırlar. Bu durum, siyasi temsilde kadınların oranının düşük olması ve böylelikle de kaynak dağılımında daha az söz sahibi olmaları kısır döngüsünden kaynaklanmaktadır. Türkiye’de Siyasi Temsilde Kadının Yeri İşgücü piyasasında yer alamayan kadınların siyasi sistem içindeki temsiliyetine baktığımızda, Türkiye’de pek çok ülkeye göre çok düşük seviyelerle karşı karşıya kalmaktayız. Zorunlu kadın kotasının uygulanmadığı ülkemizde, çeşitli siyasi partiler kendi inisiyatifleri ile kadın kotası uygulamakta, ancak kadın adayları listelerde seçilme şansı olmayan sıralara yerleştirmek suretiyle kendi uygulamalarını işlevsiz kılmaktadırlar. 7 Haziran 2015 seçimlerinde ortaya çıkan meclis kompozisyonunda kadın milletvekillerinin sayısının - Türkiye tarihinde bir rekor olmakla birlikte (98)- erkek milletvekillerinin sayısının dörtte birinden daha az olduğu görülmektedir. 2015 yılı seçim sonuçlarına göre Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) milletvekilleri dağılımında kadın miletvekilleri, tüm milletvekillerinin %17,82’sini oluştururken, erkek milletvekillerinin oranı %82,18’dir. İsveç, Norveç, Finlandiya, Hollanda, Belçika ve Danimarka gibi Batılı ülkelerde, parlamentodaki kadın milletvekili oranlarının %40-50 aralığında değiştiği görülmektedir. Bölgesel olarak dünya ortalamalarına bakıldığında ise, İskandinav ülkelerinin %40-45, Amerika ve Avrupa kıtaları ülkelerinin %20-25, Asya ve Afrika ülkelerinin %18-20 gibi kadın siyasi katılım oranlarına sahip oldukları görülmektedir. Türkiye tablosunda kendini temsil etme gücünden yoksun bırakılan kadınların işgücü piyasasında istedikleri ölçüde yer alamamasına ve bu büyüklükteki işgücünün ekonomik anlamda israf edilmesinin tartışılmasına bile yanaşılmamasına da şaşırmamak gerekir. Siyasi temsilde kadının yeri böyle olunca, kadına yönelik politikaların yine erkekler tarafından belirlenmesinin sonuçlarını yaşamaya mahkûm edildiğimiz açıktır. Cinsiyete Dayalı Gelişme Endeksi’nde Türkiye’nin Yeri Her yıl Birleşmiş Milletler (UN) tarafından yayımlanan İnsani Gelişme Raporları (Human Development Report) 2014 yılı itibariyle cinsiyet eşitsizliklerine dayalı olarak yapılan yeni bir ölçümle, ülkeler için Cinsiyete Dayalı Gelişme Endeksi’ni de barındıracaktır. Bu endeks ile insani gelişmenin “uzun ve sağlıklı yaşam”, “bilgiye erişim” ve “insana yakışır yaşam standardı” boyutlarındaki cinsiyet eşitsizlikleri ölçülmektedir. İnsani gelişme endeksinde 2014 yılı için 187 ülke arasında 69. sırada ve yüksek insani gelişme kategorisinde yer alan Türkiye, cinsiyete dayalı gelişme endeksine bakıldığında, insani gelişme değerleri açısından Avrupa ve Orta Asya ülkeleri ortalamasının gerisinde kalarak, 148 ülke arasında 118. sırada yer almaktadır. Türkiye’de kadınların milli gelirden aldıkları pay erkeklerin aldıkları payın üçte birinden daha azdır ve cinsiyete dayalı gelişme endeksinin değerini düşüren en yüksek etki de bu durumdan kaynaklanmaktadır. Bu durum, ülkemizde kadın istihdamının artırılması hedefinin ne kadar önemli olduğunu yeniden altını çizmektedir. TÜRK 22 METAL Sonuç Yerine İstihdam süreçlerinde kadınerkek eşitliği sağlanmasının piyasa şartlarına bırakılması mümkün değildir. Ülkemizde 80›li yıllardan sonra artan özelleştirme uygulamalarının olumsuz etkileri, sosyal güvenlik sistemindeki yetersizlikler, kırdan kente göç sürecinde yeterli becerilere sahip olmayanların enformel sektöre itilmesi gibi sebepler, işgücü piyasasındaki dezavantajlı gruplardan biri olan kadınları daha çok etkilemiştir. Önümüzdeki yıllarda, binlerce yıla dayanan sosyo-kültürel yapının ve kadının çalışma hayatındaki yerine ilişkin tutumların toplumsal cinsiyete duyarlı hale getirilmesi elbette kolay olmayacaktır. Ancak, ekonomik kalkınmadan bahsedebilmek için kadın işgücünün dışarıda tutulması da söz konusu olamaz. Hatta, kadınların ekonomik hayata katılması kalkınmada öncelikli hedef olmak zorundadır. Bu öncelikli hedef dâhilinde, özellikle talep cephesinin kadın işgücünü tercih etme ve etmeme sebeplerinin ortadan kaldırılması için politika üretilmesi gerekmektedir. Örneğin, işverenlerin kadın çalışanları tercih etmeme sebepleri arasında evlilik ya da doğum sonrasında iş bırakmaları, evdeki sorumlulukları sebebiyle işlerini aksatmaları ya da devamsızlık yapmaları, iş için gerekli beceri ve deneyime sahip olmamaları önde gelmektedir. Bu koşulların değişmesi işverenlere yönelik hâlihazırda da mevcut olan teşvik uygulamalarının artırılması, işletmeleri gelir ve kurumlar vergilerinden muaf tutacak teşviklerin verilmesi, ücretsiz çocuk ve yaşlı bakım hizmetlerinin nitelikli ve yaygın hale getirilmesi ile mümkün olabilir. Bunun yanında, kadınların ve erkeklerin kalıplaşmış toplumsal cinsiyet rollerinin dışına çıkabilecekleri konusunda yüreklendirilmeleri gerekmektedir. Bireylerin kendi becerileri, ilgi alanları ve kariyer tercihleri doğrultusunda hareket edebilmelerine yönelik eğitim ve danışma programları yaygınlaştırılmalıdır. Her alanda bonkörce kullanılan kamu spotları bile bu konuda toplumun kafa yormasını rahatlıkla sağlayabilir. Not 1: Temmuz ayında İtalya‘nın Torino şehrinde Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) Uluslararası Eğitim Merkezi’nde (ITC ILO) düzenlenen bir haftalık “Toplumsal Cinsiyet Ekonomisi ve Toplum” eğitimine katılma fırsatı buldum. Genel olarak öğrenciler, akademisyenler, uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşları çalışanlarının yoğun olarak ilgi gösterdiği bu eğitim programı sırasında programı düzenleyenlerin en önemli şikâyeti, erkek katılımcıların yeterince başvuruda bulunmamış olmasıydı. Eğitim sırasında yaklaşık otuz kişilik katılımcı grubumuzda yalnızca iki, eğitim verenler arasında da yine iki erkek vardı. Belki de toplumsal cinsiyetin tartışıldığı bu programa pek çok alanda kadınlar için uygulanan kota uygulamasının erkekler için konulması yerinde olur. Çünkü toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamanın yolu sadece kadınların mücadelesinden değil erkeklerin de bu konuda eğitilmesinden geçiyor. Ülkemizde farklı cinsel yönelimlere sahip bireylerin işgücü piyasasında eşit fırsatlara sahip olması konusunda bir tartışma ortamının yaratılmasına ise henüz çok uzak olsak da, ilerleyen yıllarda bu konuda önemli ve ilerici değişikler yaşanabileceğini düşünüyorum. Yılda bir kez düzenlenmesi düşünülen ve bu sene ikincisi gerçekleşen bu eğitime arama motorlarına “ITC ILO - Gender Economics and Society” yazarak kolayca ulaşabilir, bunun yanında sosyal medyada yer alan sayfalarda katılımcılarla iletişime geçebilir, bilgi paylaşımında bulunabilirsiniz. Toplumsal cinsiyet konusuna ilgi duyan özellikle genç arkadaşlarımın ILO deneyimini yaşamaları için bu eğitimi ya da aynı merkezde verilen diğer eğitimleri takip etmelerinin faydalı olacağını düşünüyorum. Not 2: Sosyal politikaya ilgi duyan herkese ve özellikle Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümleri öğrencilerine Jean-Pierre ve Luc Dardenne’in yönetmenliğini yaptığı 2014 yılı yapımı “İki Gün ve Bir Gece” (Orijinal ismiyle “Deux Jours Une Nuit”) filmini izlemelerini tavsiye ederim. Filmde, çalıştığı işletmenin işçi çıkarması sürecinde piyangonun kendisine isabet ettiği genç bir kadın ve anne olan Sandra’nın hikâyesi anlatılıyor. Sandra’nın, işinden atılması karşılığında ciddi bir prim alacak olan çalışma arkadaşlarını, bu prim ödemesinden vazgeçirmek için sadece iki günü var. Aksi halde işini kaybedecek olan genç kadının bazen ateşli bazen de umutsuzca devam eden mücadelesi neoliberal ekonomi politikalarının çalışma yaşamında ve toplumsal yaşamda dayanışma duygusu üzerindeki olumsuz etkisini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Trailer linki: http://www.imdb.com/video/%C4%B1mdb/ vi3307908377?ref_=tt_pv_vi_aiv_1 Kaynaklar: - Çağlar, N. Kadının Siyasal Yaşama Katılımı ve Kota Uygulamaları, Süleyman Demirel Üniversitesi Dergisi, 201, 3(4): 56-79. - Dedeoğlu, S. 2000’li Yıllarda Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Politikaları: Muhafazakârlığın ve Neo-liberalizmin Gölgesinde mi? Himmet, Fıtrat, Piyasa- AKP Döneminde Sosyal Politika içinde, Koray, M.ve Çelik, A. (Der.), İstanbul: İletişim Yayınları, 2015, s. 259-277. - İzgi, B.B. Kalkınma ve Kadın İşgücü: Eğitim Eksikliği mi, Fırsat Eşitsizliği mi?, Farklı Boyutlarıyla Türkiye’de Kalkınma içinde, Selahattin Bekmez (Ed.), Ankara: Efil Yayınları, Mart 2014, s. 373-392 - Kümbetoğlu, B., User, İ. ve Akpınar, A. Kayıp İşçi Kadınlar- Kayıtdışı çalışmaya dair bir alan araştırması, İstanbul: Bağlam Yayıncılık, Kasım 2012. - TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu. Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme (Gender Responsive Budgeting) Komisyon Raporu, https://www.tbmm.gov.tr/komisyon/kefe/docs/kefek_but_rpr.pdf, Temmuz 2014. - Toksöz, G. Kalkınmada Kadın Emeği, İstanbul: Varlık Yayınları, 2012. - Uras, G. Harcayarak Büyüyoruz, Milliyet Gazetesi, http://www.milliyet.com.tr/harcayarak-buyuyoruz/ekonomi/ ydetay/2115667/default.htm, 11.09.2015. TÜRK 23 METAL ÖNCÜ KAHKAHA DR. NACİ ÖNSAL TÜRK-İŞ Genel Sekreter Yardımcısı T ürk karikatürü birçok başarılı sanatçı yetiştirmiştir. Bunlardan bazıları dönemini etkilemiş veya okul oluşturmuşlardır. Böyle olmasına karşın, karikatür/çizgi roman sanatçıları ile ilgili biyografik ve bibliyografik çalışmalar çok fazla değildir. Başta Anadolu Üniversitesi olmak üzere, üniversitelerimiz karikatür ile ilgilenmeye başlamışlardır. Umarım bu ilgi Türk karikatürünün/çizgi romanının hak ettiği akademik çalışmaları yaratır. Sayılı biyografik çalışmalardan bir tanesi Cihan Demirci’ye aittir. Cihan Demirci, “ustam” dediği Suavi Süalp için “Bir Mizah Ustası Suavi Süalp” isimli; kendi deyişiyle “vefa borcu kitabı” hazırlamıştır. Kitabın baskısı tükenmiş durumdadır. Varlığını öğrendiğim andan itibaren peşine düştüğüm için biliyorum. Elimdeki nüshayı da internet üzerinden satış yapan bir organizasyon aracılığıyla edindim. Kitabı satın aldığımda doğal olarak sevindim, ancak bir yandan da üzüldüm. Kitap, 8 kasım 1999 tarihinde, yazarı Cihan Demirci tarafından bir yazara “mizah dolusu sevgilerimle” yazılarak imzalanmış, nasıl olduysa 5 şubat 2000 tarihinde Cihan Demirci kitabı “ tastiklenmiştir!..2. kez onaylı” yazarak ikinci kez imzalamıştır. Böyle olunca kitabın benim için değeri daha da arttı. Cihan Demirci ile karşılaşırsam, bu kez adıma imzalamasını isteyeceğim. Üzüntüm ise vefasızlık, değer bilmezlik. “Bir Mizah Ustası Suavi Süalp” Cihan Demirci’nin önsözüyle başlıyor. Sonra Cihan Demirci’nin yirmi yılda hazırladığını söylediği “özgeçmiş” bölümü yer alıyor. Bu bölümü Suavi Süalp’in kendi daktilosundan çıkmış yaşam hikayesi izliyor. Arkasından Cihan Demirci’nin Suavi Süalp’e yazdığı, adres olarak da “Zincirlikuyu Mezarlığı”nı gösterdiği duygu yüklü mektubu geliyor. “Suavi Süalp ve Absürt Mizah” bölümünü; Kandemir Konduk, Refik Erduran, Semih Balcıoğlu, Turhan Selçuk, Sunder Erdoğan, Sinan Gürdağcık, Mesut Ekener’in Suavi Süalp ile ilgili anıları ve görüşleri izliyor. Kitabın bundan sonrasında Suavi Süalp’in çalışmalarından örnekler yer alıyor. TÜRK 24 METAL Benim de bu yazımda birinci derece kaynağım Cihan Demirci’nin kitabı oldu (Bir Mizah Dehası Suavi Süalp, İnkılap Yayınları, Anka Basım, İstanbul, 1999). Diğer kaynaklarım ise hafızam ve elimdeki dergiler. Cihan Demirci kitabında “Suavi Süalp de, zamanında kültürel Rönesans yaşayamamış bir ülkenin sanatçısı olma talihsizliğiyle, bugün neredeyse adını bile kimsenin bilmediği, bilenlerin de çoklukla unuttuğu bir öncü kahkahadır mizahımızda…” diyor. “Öncü kahkaha” çok güzel bir deyiş. Suavi Sualp 23 Nisan 1926 tarihinde İstanbul- Üsküdar’da doğdu. Haydarpaşa Lisesi’ni bitirdikten sonra İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nin afiş bölümünde eğitimini sürdürdü. İlk çalışmalarını 1945 yılından itibaren Afacan Çocuk Gözü, Hafta, Yavrutürk dergilerinde görüyoruz. Semih Balcıoğlu, Akademide bir yıl beraber okuduklarını, Süalp’in ekonomik nedenlerle Akademiden ayrılarak yaşam mücadelesine başladığını söylüyor. Süalp bir yandan ressamlık yaparken, karagözcü ve kuklacıların yanında çalışmış, Üsküdar Musiki Derneğinde kanun çalmayı öğrenirken diğer yandan da sünnet düğünlerinde kanun çalmıştır. Küçük bir reklam atölyesi açarak piyasaya reklam resimleri ve etiket işleri yapmıştır. Son Saat, Akşam, Tercüman, Hergün, Gece Postası gazetelerinde ressam/grafiker olarak çalışmıştır. 1950 yılında 101 Roman Dergisinde “Mandrake- Sihirbazlar Kralı” isimli romanı yazmış ve çizmiştir. (1) Türk sinemasında isim yapan Ertem Eğilmez Tef dergisini çıkarmaktadır. Süalp’in ilk mizah yazıları 1953 yılında bu dergide yayımlanır. Suavi Süalp’i keşfeden kişi Ertem Eğilmez gibi görülmektedir. Suavi Süalp, hem yazar hem de çizerdir. 1959 yılında ilk özgün çizgi roman dergisi olan “Çapkın Hırsız”ı çıkarmıştır. Süalp, 1960 yılında film senaryosu yazmaya başlamıştır. Yazdığı senaryoların sayısı 40’ı aşmıştır. Örneğin, “Saffet Beni Affet” isimli film bugün elli yaşını aşmış hemen herkesin hafızasındadır. 1967 yılında Karakedi Mizah Dergisinde ve Akbaba’da çizmeye başlamıştır. 1968 yılından itibaren tiyatro yazarlığına başlamıştır. Yazdığı tiyatroların sayısı net olarak bilinmemektedir. Cihan Demirci, tiyatro oyunlarının sayısının 17- 30 civarında olduğunu belirtmektedir. 1971 yılında “Zavallı Behçet” ve “Meşhur Rezaletler” isimli mizah kitapları yayımlanmıştır. 1972 yılında “Salata” isimli mizah dergisini çıkarır: Sinirleri dinlendiren, Sovanlı, Pansumanlı, Deterjanlı Tek Dergi. Bu dergi çok TÜRK 25 METAL önemlidir. Başlı başına bir tarz yaratmış, sulu mizahın öncüsü olmuş, belki de efsane Gırgır’ın çıkışını yaratmıştır. Bu dergiden sonra Suavi Süalp’e “absürt mizahın öncüsü” dememek mümkün değildir. Absürt sanat anlayışı bir edebiyat ve tiyatro akımı olarak İkinci Dünya Savaşından sonra ortaya çıkmış ve bütün dünyaya yayılmıştır. İkinci Dünya Savaşının yıktığı bütün değerlerin yarattığı boşluğa yerleşen absürt anlayış saçmadır ve saçmayla gelişen olayların aslında hayatımızı nasıl etkilediğini anlatmaya çalışır. Tezini açıklamaz, okuyucunun anlamasına ve yorumuna bırakır. Absürt anlayış kötümserdir. Amacı tedirgin etmek, okuyucuya/izleyiciye kendisini; tutunacak dalı olmayan, özlemlerini gerçekleştiremeyen, çevresine yabancı, belki de ürkmüş birisi olarak göstermektir. Ben, Suavi Süalp’in mizah yazarlığından çok çizerliği ile ilgiliyim. Karikatür ve çizgi roman sanatçıları benim ilgi alanım. Suavi Süalp yazılarıyla, yazarlığıyla öne çıkıyor. Karikatürleri çok değil, o çizgi romancı. Yazıp çizdiği çizgi romanları olduğu gibi, diğer sanatçılar tarafından çizilmiş çizgi romanları da var. Türk karikatürü ve karikatürcüleri için hazırlanmış çalışmalarda adını bulamıyoruz. Semih Balcıoğlu ile Ferit Öngören’in birlikte hazırladıkları ve 1973 yılında yayımlanan “50 Yılın Türk Mizah ve Karikatürü” isimli kitaplarında ve Ferit Öngören’in imzası ile 1983 ve 1998 yıllarında ilaveler yapılarak yayımlanan “Türk Mizahı ve Hicvi” isimli kitabında, Suavi Süalp’in “Cevdet Nazif” ile ilgili yazısına yer verilmekle yetinilmiştir. Aziz Nesin ise, 1973 yılında yayımlanan “Cumhuriyet Döneminde Türk Mizahı” isimli kitabında, Süalp’in “TrınTrın Kaptan” isimli yazısına yer vermiştir. Orhan Koloğlu, 2005 tarihli “Türkiye Karikatür Tarihi” isimli kitabında, Gırgır dergisinden bahsetmesine karşın Salata’nın adını anmamıştır. Suavi Süalp, 1973 yılında Oğuz Aral tarafından Gırgır’a transfer edilmiş, kısa bir süre bu dergide çalışmıştır. “Arsen Lüpen Fikri” isimli çizgi romanı yazıp çizmiş, bu çalışması Akbaba’da yayımlanmıştır. Milliyet Gazetesinde çalışmaktadır. Milliyet gazetesinde de yazdığı çizgi romanları İsmail Gülgeç çizmiştir. “Kolombo Şakir”, “Kömpüter Kazım” bunlar arasındadır. “Gündüz İnsan Gece Hırt” isimli çizgi romanını önce İsmail Gülgeç, daha sonra Bülent Arabacıoğlu çizmiştir. 1979-1980 yıllarında Karakedi, Çarşaf, Gırgır dergilerindedir. “Sen de Erkek Misin” isimli romanı Zeki Beyner tarafından, “Fan Fin Fon Ailesi” ve “ Selahattinin Lambası” Semih Balcıoğlu tarafından çizilmiştir. Suavi Süalp 1975 yılında Çarşaf dergisinde, 1977 yılında TÜRK 26 METAL Görüldüğü gibi, Suavi Süalp sıkça işyeri değiştirmiştir. Bu durum, çalıştığı piyasanın koşullarından mı Süalp’in karakterinden mi kaynaklanmaktadır? Büyük olasılıkla iki neden de geçerlidir. Sıkıntılı bir hayatı olmuş, eşleri ile ilgili sorunlar, çocukları üzerinden yapılan kavgalar, kendisine dikkat etmeden sürdürülen yaşam ve sonunda kalp krizi, ölüm. 55 yaşında hayata veda eden Süalp, yaşasa yazmaya devam edeceği kesindir, kim bilir kaç kişiye daha mizahı sevdirirdi? turkmetaldergi.com urkmetaldergi.com turkmetaldergi.com turkmetald turkmetaldergi.com turkmetaldergi.c turkmetaldergi.com rkmetaldergi.com turkmetaldergi.com turkmetald turkmetaldergi.com turkmetaldergi.com turkmetaldergi.com turkmetaldergi.com urkmetaldergi.com urkmetaldergi.com TÜRK turkmetaldergi.com turkmetaldergi turkmetaldergi.com turkmetaldergi.com METAL Dergisi’nde yayımlanan her şeye, l Çalışma hayatı haberlerine, l Makalelere, l Araştırma dosyalarına, l Özel röportajlara, bu adresten ulaşabilirsiniz... turkmetaldergi.com Torba Yasalarda İş Sağlığı ve İş Güvenliği (1) ÖZCAN KARABULUT / İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı 10 .9.2014 tarihinde kabul edilen İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair 6552 Sayılı Kanun ile iş sağlığı ve güvenliği alanında şu değişiklikler yapılmıştır: TÜRK 28 METAL n Kanunun 16. maddesi ile 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 6. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde değişiklik yapılarak, “işyeri hekimi ve” bulunmamaktadır. Bununla birlikte, kısmi süreli olarak işyeri hekimi çalıştıran 10 kişiden fazla çalışanı olan çok tehlikeli işyerleri diğer sağlık personeli çalıştırmak zorundadır. n Kanunun 16. maddesiyle 6331 sayılı kanunun 6. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine, “Belirlenen niteliklere ve gerekli belgeye sahip olmayan ancak 10’dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyeri işverenleri veya işveren vekili tarafından Bakanlıkça ilan edilen eğitimleri tamamlamak şartıyla işe giriş ve periyodik muayeneler ve tetkikler hariç iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütebilirler.” cümlesi eklenerek, 10 kişiden az çalışanı olan az tehlikeli işler için işvereninin işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı çalıştırma zorunluluğu bazı koşullarla kaldırılmıştır. ibaresinden sonra “10 ve daha fazla çalışanı olan çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde” ibaresi eklenmiş, “diğer sağlık personeli” çalıştırması zorunlu işyerleri olarak 10 ve daha fazla çalışanı olan çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri kapsama alınmıştır. Böylece, 10 kişiden az çalışanı olan tüm işyerlerinde diğer sağlık personeli çalıştırma zorunluluğu kaldırılmış, diğer sağlık personeli çalıştırma zorunluluğu 10 çalışandan fazla olan çok tehlikeli işlerle sınırlandırılmıştır. Tam süreli işyeri hekimi çalıştıran işyerleri için diğer sağlık personeli çalıştırma zorunluluğu bulunmamaktadır. Tam süreli işyeri hekimi çalıştıran çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinin de diğer sağlık personeli çalıştırma zorunluluğu Tehlikeli ve çok tehlikeli işyerleri ile 10’dan fazla çalışanı olan az tehlikeli işler için işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı çalıştırma zorunluluğu devam etmekte olup, 10 kişiden az çalışanı olan az tehlikeli işler için yukarıda sıralanan koşullarla işverenin işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı çalıştırma zorunluluğu kaldırılmıştır. n Kanunun 17. maddesiyle 6331 sayılı kanunun 15. maddesinin ikinci fıkrasında geçen “işyerlerinde” ibaresi “işlerde” biçiminde değiştirilmiştir. Böylece, NACE sınıflamasına göre çok tehlikeli sınıfta yer alan bir işyerinin az tehlikeli ya da tehlikeli sınıfına giren bölümlerinde çalışanlar için de işyerinin çok tehlikeli sınıfta yer aldığı dikkate alınarak çalışanların sağlık raporu almaları gerekirken, yeni düzenleme, işyeri kavramı yerine iş kavramını benimseyerek, çok tehlikeli bir işyerinin az tehlikeli bölümünde alınması gereken işe uygun sağlık raporu az tehlikeli sınıf için alınmış olacaktır. n Kanunun 17. maddesiyle 6331 sayılı kanunun 15. maddesinde yapılan değişiklikle, “Bu Kanun kapsamında alınması gereken sağlık raporları işyeri hekiminden alınır. 10’dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli işyerleri için ise kamu hizmet sunucuları veya aile hekimlerinden de alınabilir” hükmü getirilmiştir. Bu düzenleme ilke olarak sağlık raporlarının işyeri hekiminden alınması hükmünü getirmekle birlikte, 10’dan az çalışanı olan az tehlikeli işyerleri için kamu hastaneleri ile aile hekimlerinden de sağlık raporu alınabileceğini hükme bağlamıştır. Kanunun diğer bazı maddelerinde Soma ve Ermenek’te meydana gelen iş kazalarında hayatlarını kaybeden çalışanların hak sahiplerine bağlanacak aylıklar ve yapılacak ödemelerle ilgili hükümler bulunmaktadır. 04.04.2015 tarihinde kabul edilen İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6645 sayılı Kanun ile iş sağlığı ve güvenliği alanında şu değişiklikler yapılmıştır: n Kanunun 1. maddesiyle 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 8. maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddenin beşinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir: “(2) İşverene iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda rehberlik ve danışmanlık yapmak üzere görevlendirilen işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı, görev aldığı işyerinde göreviyle ilgili mevzuat ve teknik gelişmeleri göz önünde bulundurarak iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili eksiklik ve aksaklıkları, tedbir ve tavsiyeleri belirler ve işverene yazılı olarak bildirir. Eksiklik ve aksaklıkların düzeltilmesinden, tedbir ve tavsiyelerin yerine getirilmesinden işveren sorumludur. Bildirilen eksiklik ve aksaklıkların acil durdurmayı gerektirmesi veya yangın, patlama, göçme, kimyasal sızıntı ve benzeri acil ve hayati tehlike arz etmesi, meslek hastalığına sebep olabilecek ortamların bulunmasına rağmen işveren tarafından gerekli tedbirlerin alınmaması hâlinde, bu durum işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanınca, Bakanlığın yetkili birimine, varsa yetkili sendika temsilcisine, yoksa çalışan temsilcisine bildirilir. Bildirim yapmadığı tespit edilen işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının belgesi üç ay, tekrarında ise altı ay süreyle askıya alınır. Bu bildirimden dolayı işvereni tarafından işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanının iş sözleşmesine son verilemez ve bu kişiler hiçbir şekilde hak kaybına uğratılamaz. Aksi takdirde işveren hakkında bir yıllık sözleşme ücreti tutarından az olmamak üzere tazminata hükmedilir. İşyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanının iş kanunları ve diğer kanunlara göre sahip olduğu hakları saklıdır. Açılan davada, kötü niyetle gerçek dışı bildirimde bulunduğu mahkeme kararıyla tespit edilen kişinin belgesi altı ay süreyle askıya alınır.” “Sektörel düzenleme çerçevesinde maden ve yapı ile diğer sektörlerde öncelikli olarak hangi meslekî unvana sahip iş güvenliği uzmanlarının görev yapacağının ve bunların yanında görev yapacak diğer mesleklere sahip iş güvenliği uzmanlarının belirlenmesine dair usul ve esaslar, Bakanlıkça belirlenir.” n Kanunun 2. maddesiyle 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 25. maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen “mülki idare amiri tarafından” ibaresinden sonra gelmek üzere “kolluk kuvvetleri marifetiyle” ibaresi ve anılan maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir: “(7) Çok tehlikeli sınıfta yer alan ve ihale ile alınan işlerde; teknolojik gelişme, iş gücü kapasitesinin artırılması, üretim metotlarında yenilik gibi bir kısım unsurlar sağlanmadan üretim ve/veya imalat planlarına, iş programlarına aykırı hareket edilerek üretim zorlaması TÜRK 30 METAL nedeniyle hayati tehlike oluşturacak şekilde çalışma biçimleri, işin durdurulma sebebi sayılır. (8) İşyerinde durdurulan işlerde izinsiz çalışma yaptıran işveren veya işveren vekillerine üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.” n Kanunun 3. maddesiyle 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 25. maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir: “Ölümlü iş kazası sebebiyle kamu ihalesinden yasaklama MADDE 25/A – Ölümlü iş kazası meydana gelen maden işyerlerinde kusuru yargı kararı ile tespit edilen işveren, mahkeme tarafından iki yıl süreyle kamu ihalelerine katılmaktan 5/1/2002 tarihli ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 26 ncı maddesinin ikinci fıkrasında sayılanlarla birlikte yasaklanır. Kararın bir örneği işverenin siciline işlenmek üzere Kamu İhale Kurumuna gönderilir ve Kurumun internet sayfasında ilan edilir.” n Kanunun 4. maddesiyle 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 26. maddesinin birinci fıkrasının (ğ) ve (l) bentleri ile ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve birinci fıkraya aşağıdaki bentler ile fıkralar eklenmiştir: b) On ila kırk dokuz çalışanı bulunan işyerlerinden; “ğ) 17’inci maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene, her bir aykırılık için çalışan başına ayrı ayrı beşyüz Türk Lirası,” 2) Tehlikeli sınıfta yer alanlar için yüzde elli oranında artırılarak, 1) Az tehlikeli sınıfta yer alanlar için aynı miktarda, 3) Çok tehlikeli sınıfta yer alanlar için yüzde yüz oranında artırılarak, “l) 25’inci maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene ihlale uğrayan her bir çalışan için bin Türk Lirası, aykırılığın devam ettiği her ay için aynı miktar,” “o) Çalışanlarına, standartlara uygun ve CE işaretli kişisel koruyucu donanım temin etmeyen işverenlere çalışan başına beşyüz Türk Lirası, ö) Yer altı maden işletmelerinde çalışanların bulundukları yeri ve giriş çıkışlarını gösteren takip sistemini kurmayan işverenlere çalışan başına beşyüz Türk Lirası,” “(2) Bu Kanunda belirtilen idari para cezaları, 14’üncü maddede belirtilen bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere uygulanacak idari para cezaları hariç gerekçesi belirtilmek suretiyle Çalışma ve İş Kurumu il müdürünce verilir. 14’üncü maddede belirtilen bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyenler için uygulanan idari para cezaları hariç tahsil edilen idari para cezaları genel bütçeye gelir kaydedilir. 14’üncü maddede belirtilen bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere uygulanacak idari para cezaları ise doğrudan c) Elli ve daha fazla çalışanı bulunan işyerlerinden; 1) Az tehlikeli sınıfta yer alanlar için yüzde elli oranında artırılarak, 2) Tehlikeli sınıfta yer alanlar için yüzde yüz oranında artırılarak, Sosyal Güvenlik Kurumunca verilir. Sosyal Güvenlik Kurumunca verilen idari para cezalarının tebliğ, itiraz ve tahsilinde 5510 sayılı Kanunun 102 nci maddesi hükümleri uygulanır. Verilen diğer idari para cezaları tebliğinden itibaren otuz gün içinde ödenir. İdari para cezaları tüzel kişiliği bulunmayan kamu kurum ve kuruluşları adına da düzenlenebilir.” “(3) Bu maddede belirtilen idari para cezaları; a) Ondan az çalışanı bulunan işyerlerinden; 1) Az tehlikeli sınıfta yer alanlar için aynı miktarda, 2) Tehlikeli sınıfta yer alanlar için yüzde yirmi beş oranında artırılarak, 3) Çok tehlikeli sınıfta yer alanlar için yüzde elli oranında artırılarak, TÜRK 31 METAL 3) Çok tehlikeli sınıfta yer alanlar için yüzde iki yüz oranında artırılarak, uygulanır. (4) İşin durdurulması hâlinde, durdurmaya sebep olan fiilden dolayı ilgili idari para cezası uygulanmaz. (5) Çalışan sayısıyla çarpılarak verilen idari para cezalarında üçüncü fıkra hükümleri uygulanmaz. (6) 14 üncü maddede belirtilen bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyenler için uygulanan idari para cezaları hariç olmak üzere bu Kanuna göre tahsil edilen idari para cezaları, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili eğitim ve araştırma-geliştirme projelerine ilişkin harcamalarda kullanılır. Bu amaçla ihtiyaç duyulan ödenek, Bakanlık bütçesinde öngörülür. Söz konusu ödeneğin kullanılmasına ilişkin usul ve esaslar, Bakanlık ile Maliye Bakanlığınca müştereken belirlenir.” Celal Tozan TÜRK-İŞ Sosyal ı Güvenlik Danışman SİZİN KÖŞENİZ ail.com celaltozan@hotm Güvenliği nın, İş Sağlığı ve sı sa Ya ı as rt go ğiniz Si öğrenmek istedi ve Genel Sağlık in ar al şk rt ili a go ın Si ar al al sy So uygulam sının içeriğine ve sa Ya İş , ın n sı sa Ya m... lı a y la p a v e c n u r her şeyi so liği ve iş ilişkileri sağlığı ve güven iş r? l sağlık sigortası, ne ge a, rt ilgili sorun mu va go si la al ız n rı la Sosy ak h u ysel ve topl konularında bire erelim... n ö m ü z ö ç , n u r o li Bize s Ne zaman emek asıl hak ederiz? rını n rlanır? k ve ölüm aylıkla dan kimler yara ın lığ ay m lü Ö ? Emeklilik, malullü ız ptırır ak erken tespitini nasıl ya rçlanması yapm bo et m iz H ? k oluruz? Maluliyet ca ar mı? aları nasıl yapıla olumlu katkı sağl a n şı Hizmet borçlanm tı ar n rı la lık emekliliğe ve ay unuz? s r o iy t is i m k e Öğrenm ları konusunda ve istirahat para ı istirahat raporlar İşçilere verilecek ar? sorununuz mu v sağlanan ık sigortaları ile ı, hastalık ve anal lığ ta as h k le es m İş kazası, haklarınızı... u runacaksınız? B ko ıl as n ı rş ka a n ları nin neler meslek hastalık yükümlülükleri ile rı la İş kazalarına ve k lu lu m ve işçinin soru konuda işverenin olduğunu... rda eğinizi, ne mikta ec ed ak h ıl as n i in larından ? İşsizlik ödeneğ gi işsizlik yardım an h İşsiz mi kaldınız ve ı ız ın ağ ödenek alac ı... ve hangi sürede yararlanacağınız ınızı kıdem tazminat ve r ba ih , ız ın a ıld ve iş yeri çalışm işten mi çıkart de iz in İş . ız n sı ak Sebepsiz olarak ıl kullanac ücretiniz in haklarınızı nas l tatil günlerinde ne ge ile li ti ta ta alamadınız mı, iz haf anacak? şiklik mi yapıldı, inatı nasıl hesapl zm ta em koşullarında deği ıd k ve ak, ihbar nasıl hesaplanac rsunuz? o iy t is i m k e m il B ma ş lı a ç e v k li n e v gü Kısacası sosyal her iz in iğ d e t is k e ilm hayatı ile ilgili b vaplayalım. şeyi sorun ce TÜRK 32 METAL Eşlerden birinin çalışması halinde, engeli çocuğu olduğunu raporla belgeleyen çalışan eşe engelli mazeret izini verilecek mi? Hocam, 6645 sayılı Torba Kanunda engelli çocuğu olan ve çalışan ebeveynden sadece birine ücretli izin verilmesi kabul edilmiş. Hocam, bu izin eşlerden ikisinin de çalışması halinde mi verilecek? İşveren Kanunu böyle yorumluyor. Bu konuda bilgi verir misiniz? Teşekkürler. (Kayseri) İ ş Sağlığı ve Güvenliği Yasası İle Bazı Yasa ve Yasa Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Yasayla, İş Yasasına eklenen Ek 2’inci madde, “İşçilerin en az %70 oranında engelli veya süreğen hastalığı olan çocuğunun tedavisinde, hastalık raporuna dayalı olarak ve çalışan ebeveynden sadece biri tarafından kullanılması kaydıyla, bir yıl içinde toptan veya bölümler hâlinde on güne kadar ücretli izin verilmesi” hükme bağlanmıştır. Görülüyor ki, yapılan düzenlemede, engelli çocuğu olan eşlerden birinin çalışması halinde, çalışan eşe engeli çocuk mazeret izninin verilmeyeceğine dair kural bulunmamaktadır. Düzenlemede var olan kural, engelli çocuğu olan eşlerin her ikisinin de çalışması halinde, engelli mazeret izninin sadece eşlerden birine verilmesi ile ilgilidir. Nitekim, madde gerekçesinde, “işçi olan anne veya babaya bir yıl içinde 10 güne kadar mazeret izini verileceği” çok acık olarak belirtilmiştir. Buna göre, engelli çocuğu olan eşlerden sadece biri çalışsa dahi, en az %70 oranında engelli veya süreğen hastalığı bulunan çocuğunun olduğunu raporla belgelemesi kaydı ile çalışan eş, çocuğunun tedavisi için bir yıl içinde 10 güne kadar ücretli mazeret izini kullanabilecektir. 1 Eylül 2015 tarihinden itibaren kıdem tazminatının yıllık azami miktarının artığı doğru mudur? Celal hocam, 1 Eylül’den itibaren, kıdem tazminatının 3.828 liraya yükseltildiği söyleniyor. Doğru mu? Hocam kıdem tazminatı Ocak ve Temmuz ayında yükseliyordu. Değişti mi? (İstanbul) 1 475 Sayılı İş Yasası uyarınca, toplu sözleşmelerle ve iş sözleşmeleri ile belirlenen kıdem tazminatlarının yıllık miktarı, Devlet Memurları Yasasına tabi en yüksek Devlet memuruna 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasasının hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçememektedir. 27.08.2015 tarih, 29458 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 2015/8057 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile, 1/Eylül 2015 tarihinden itibaren “5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Yasası hükümleri uyarınca, emekli, adi malullük, vazife malullüğü, dul ve yetim aylıkları ile emekli ikramiyelerinin hesaplanmasında, Sandık iştirakçilerine ödenmekte olan zam, tazminat ve ödenekler ile benzeri ödemeler toplamına ilişkin olarak dikkate alınacak oranların” yükseltilmesi nedeniyle Devlet Memurları Yasasına tabi en yüksek Devlet memuruna ödenecek olan emekli ikramiyesi tutarı da artmıştır. Buna bağlı olarak, 1 Eylül 2015 tarihinden itibaren kıdem tazminatının yıllık azami miktarı da 3.828,37 liraya yükselmiştir. Hak sahipleri, ölen sigortalı adına askerlik borçlanması yaparak, ölüm aylığına hak kazanabilir mi? Ben Türk Metal’in üyesiyim. Adresinizi temsilcimiz verdi. Sizden bir konu hakkında bilgi almak istiyorum. Babamın vefat etmeden önce sigortalı olarak çalıştığını öğrendik. Sigortadan 830 günü olduğunu söylediler. Askerliğini borçlanmak için dilekçe vermiş ama hiç ödememiş. Babam 2013 yılında vefat etti. Acaba biz askerlik hizmeti borcunu ödeyebilir miyiz? Ödersek anneme babamdan ölüm aylığı bağlanır mı? (İstanbul. HT) S osyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası uyarınca, işçi statüsündeki sigortalının hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için, sigortalının ölüm tarihine kadar hizmet borçlanması dahil toplam 1800 gün prim ödemiş olması veya 5 yıllık sigortalılık TÜRK süresini doldurmuş ve hizmet borçlanması hariç, en az 900 gün prim ödemiş olması gerekmektedir. Babanız hayatta iken, fiilen çalışarak 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödememiş olduğundan, 5 yıllık sigortalılık süresi ile 900 prim gün sayısı şartı üzerinden annenize dul aylığı bağlanması mümkün değildir. Babanızın askerlik hizmeti sürelerini hak sahipleri olarak borçlanabilirsiniz. Ancak, askerlik borçlanması ile babanızın toplam prim gün sayısını 1800 güne tamamlamanız halinde, annenize dul aylığı bağlanacaktır. Bunun için de babanızın en az 2 yıl 8 ay askerlik hizmetinin yapmış olması gerekmektedir. Aksi takdirde, annenize dul aylığı bağlanması mümkün olmayacaktır. 33 METAL 15 yıllık sigortalılık süresinin hesabında çalışılmayan süreler dikkate alınarak, kıdem tazminatına hak kazanılabilinir mi? Celal hocam, 1998 yılında iki ay kadar sigortalı olarak çalıştım. İşten ayrıldıktan iki ay sonra askere gittim. Asker dönüşü 2001 yılının Mart ayına kadar iş bulamadım. Mart’ın sonunda fabrikada işe başladım. Hiç ara vermeden çalışıyorum. Fabrikadan çıksam kıdem tazminatımı bana öderler mi? (İzmir) 08.09.1999 tarihinden sonra ilk defa sigortalı olanların ise toplam 7000 gün prim ödemiş olmaları veya 25 yıllık sigortalılık sürelerini doldurmuş, toplam 4500 gün prim ödemiş olmaları gerekmektedir. Sigortalılık süresi, sigortalının ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başladığı tarihten itibaren, kıdem tazminatını almak için işyerinden ayrılacağı tarihe kadar çalışılan ve boşta geçen toplam süredir. Siz ilk defa sigortalı olarak 1998 yılında işe başladığınıza göre, bu güne kadar 15 yıllık sigortalılık sürenizi tamamlamış bulunmaktasınız. Mart/2001’den beri de ara vermeden çalıştığınızdan, gerekli olan 3600 prim gün sayınızı da doldurmuş durumdasınız. İşten kendi isteğinizle ayrılarak kıdem tazminatınızı alabilirsiniz. İ ş Yasası, işçinin işyerinden kendi isteği ile ayrılarak kıdem tazminatını almasını, Sosyal Sigortalar Yasasındaki yaş hariç yaşlılık aylığını hak etmedeki diğer şartları yerine getirme şartına bağlamıştır. Buna göre; ilk defa 08.09.1999 tarihinden önce sigortalı olanların, 15 yılık sigortalılık sürelerini tamamlamaları ve en az 3600 gün prim ödemiş olmaları. İşveren zorla fazla çalışma yaptırabilir mi? bir arızanın mümkün olabileceğinin ön görülmesi halinde yahut makineler veya araç ve gereç için hemen yapılması gerekli acele işlerde, ya da zorlayıcı sebeplerin ortaya çıkması durumunda işveren, işçilerin hepsine veya bir kısmına fazla çalışma yaptırma yetkisine sahiptir. Bu nedenlerle yapılacak fazla çalışma, işyerinin normal çalışmasını sağlayacak dereceyi aşmaması gerekmektedir. İşveren zorunlu nedenler veya olağanüstü haller nedeniyle fazla çalışma yaptırdığı işçilerine uygun bir dinlenme süresi vermesi de zorunludur. Yukarıda açıklandığı üzere, işyerinizde zorlayıcı bir neden veya Bakanlar Kurulunca kabul edilmiş olağanüstü bir durum yok ise işverenin, işçinin onayını almadan fazla çalışma yaptırması mümkün değildir. İşveren bize zorla fazla mesai yaptırmak istiyor. Biz istemiyoruz. Hocam ne yapmamız lazım, çalışmak zorunda mıyız? (Kırıkkale) İ ş Yasası ve bu Yasaya dayanılarak çıkartılan Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği uyarınca, işverenin, fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma yaptırmak için işçinin yazılı onayını alması gereklidir. Ancak, zorunlu nedenlerle veya olağanüstü durumlarda yapılan fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma için bu onay aranmamaktadır. Fazla çalışma yaptırmak isteyen işveren, her yılbaşında işçilerinden yazılı olarak onay alıp, özlük dosyalarında saklamak zorundadır. İş Yasası uyarınca, “Gerek bir arıza sırasında, gerekse Bulgaristan’dan göçmen olarak gelen vatandaşlarımız, Bulgaristan’da geçen hizmetlerini borçlanarak malulen emekli olabilir mi? Hocam, annem Bulgaristan’dan göçmen olarak geldi. Türkiye’de 800 gün sigortalılığı var. Hasta artık çalışamıyor. Bulgaristan’daki hizmetlerini borçlanarak malulen emekli olsun istedik. Sigorta, Bulgaristan’da geçen süreleri borçlanarak malulen emekli olamayacağını söyledi. Ne yapmamız lazım, yardımcı olur musunuz? (Bursa M.K) S osyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası İle Bazı Yasa ve Yasa Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Yasada yapılan düzenleme, Sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerden 1/1/1989 tarihinden 8 Mayıs 2008 tarihine kadar zorunlu göçe tabi tutulan ve Türk vatandaşı olup Türkiye’de ikamet edenlerin, sosyal güvenlik kuruluşlarından gelir veya aylık almamak koşulu ile yurt dışında geçen ve belgelendirilen çalışma sürelerini yaşlılık aylığı bağlanmak üzere borçlanmalarına imkan sağlamıştır. TÜRK Yapılan bu düzenleme ile Bulgaristan’dan zorunlu göçe tabi tutulan ve Türk vatandaşlığına geçenler, Bulgaristan’da geçen çalışma sürelerini sadece yaşlılık aylığı bağlanmak üzere borçlanabileceklerdir. Bu nedenle annenize, Bulgaristan’da geçen çalışma sürelerini borçlanarak, malullük aylığı bağlanması mümkün değildir. 34 METAL "İŞTE IZ M I T A Y A H BOLU'DA" RÖPORTAJ: UĞUR POLAT [email protected] TÜRK METAL HUZUR DEMEK “İşte Hayatımız”da bu ay Bolu’dayız… Bolu Arçelik Pişirici Cihazlar işyerinde çalışan İlhami Demirgen, çalışma arkadaşları ve ailesi ile bu ayki sayfalarımızın konuğu oldu. İ İLK ÖNCE 1 NİSAN ŞAKASI GİBİ GELDİ AMA GERÇEĞİN TAM KENDİSİYDİ... lhami Demirgen, Bolu’nun merkez e bağlı Yumrukaya köyünde yaşayan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş. Arçelik Pişirici Cihazlar işyerinde çalışmaya başlamadan önce, ailesi ile birlikte tarım ve hayvancılık işleri ile uğraşmış. “Bolu’da kırsal alanda yaşayan bir ailenin ferdi olarak, köyde tarım ve hayvancılık işleri ile uğraşıyordum. Aileme yardım ediyor ve onlarla birlikte geçimimizi sağlıyordum. Fakat ailemin ve benim ne bir sigortamız ne de bir güvencemiz vardı. Aile kurmak için iyi bir işimin olmasını istiyordum. 2003 yılında askerliğimi tamamladıktan sonra Arçelik Pişirici Cihazlar işyerine iş başvurusu yaparak, beklemeye başladım. Beklerken, bu arada köyde ailemin gündelik işlerini takip ediyordum. 2004 yılı Mart ayının son günleri idi, eve bir telefon geldi. Arçelik Pişirici Cihazlar işyerinden, beni fabrikaya çağıyorlardı. Ertesi gün hemen fabrika gittim. Bir anda hayatımın akışı değişti. Kendime güvenim, en önemlisi cesaretim geldi. 1 Nisan Perşembe günüydü. Evet, 1 Nisan günüydü… Şaka değildi. Benim için gerçeğin tam kendisiydi.” Arçelik Pişirici Cihazlar İşletmesi, Demirgen için ilk çalışma yeri olmuş. 2004 yılında başlayan Arçelik serüveninde bugün 11. yılını tamamlamış durumda. “Arçelik benim ilk işyerim sayılır. Çünkü köyde çoğunlukla tükettiğimiz kadar üretiyorduk. Bugün işyerinde 11.yılımı tamamladım ve 12.yılımın içerisindeyim. İyi kötü birçok anım olduğu bu işyerinde, özellikle ilk başlangıç döneminde makinelere ve bant sistemine çabuk ayak uydursam da, alışmam gerçekten zor oldu. Bolu bildiğiniz üzere deprem bölgesinde. Bir gece 24.00 - 08.00 vardiyasında çalışıyorduk. 5.2 şiddetinde bir deprem oldu. Bir an da ne olduğunu anlayamadık. Aslında sesli bir ortamda çalışıyorduk, ama bizi iyi korkuttu. Alışık olmamıza rağmen, iş temposunda dalgınlıkla bize iyi bir korku verdi. Bu olay, iş yerinde unutamadığım olaylardan biri oldu.” Demirgen, Bolu’nun küçük bir il olduğunu fakat işyerlerinin Bolu iline göre çok büyük bir işyeri olduğunu, işyerinde herkesin birbirini çok iyi tanıdığını ve çok iyi anlaştığını TÜRK 37 METAL anlatıyor. “Arçelik Pişirici Cihazlar işyerine ilk işe başladığımda D bandında montaj işçisi olarak görev aldım. Güzel bir ekibimiz vardı. O dönem bant sonu ‘son kontrol’ diye bir bölüm var, orada çalışmaya başladım. Burada fırınları kontrol ediyordum, bu sayede iyi tecrübe kazanmıştım. 8 sene burada çalıştıktan sonra kendi köylümüz, Mehmet Yaman, ‘Sarı Mehmet’ derler kendisine, onun tavsiyesi ile kalite güvence yöneticiliğine geçtim. Zaten 8 yıl kadar son kontrolcü olarak çalıştığım için deneyim ve tecrübem iyi düzeydeydi. Burada bant sonu Audit kontrolcüsü olarak görev yapmaya başladım. O gün bugündür 7. Bantta Audit kontrolü yapıyorum. İşyerinde çok güzel bir arkadaş ortamımız var. Arkadaşlardan bir iş yetişemeyince mutlaka yardıma birileri geliyor. Güzel dostluklarımız var. Arkadaşlarım saygılı ve dürüst insanlar. Hepsi aile geçindiriyor ve işlerindeki sorumluluklarının farkındalar. Belki de bundan dolayı hepsini seviyorum. Buradan sizlerin aracılığı ile hepsine teşekkürlerimi iletmek istiyorum.” İLK OĞLUMUZ ARDA, AİLEMİZİN KADERİNİ DEĞİŞTİRDİ 12 yıllık evli olan Demirgen eşi Emine Demirgen ile evlenmeden çok önce tanıştıklarını anlatıyor. “Eşim Emine ile Bolu merkeze bağlı Yumrukaya köyü doğumluyuz. Aynı köyde yaşayan iki ailenin çocuklarıyız. İlk tanışma dönemimiz lise yıllarında oldu. Her yörenin mutlak bir düğün adabı olur. Bizim köy düğünlerimiz de, köyün genç kızları ve erkekleri için aslında tanışma günü diyebiliriz. Ben de Emine’yi yine bir köy düğününde gördüm, kendisi ile tanışmak istediğimi söyledim ve onun için büyük bir mücadele verdim. O dönemler gençtim, biraz da yaramazdım, hızlı yaşıyordum. Hal böyle olunca, bana karşı Emine’nin tutumu biraz farklıydı. Kendime biraz çeki düzen verdim ve Emine’yi ikna ettim. 5-6 yıl kadar bir flört dönemimiz oldu. Severek evlendik ve o gün bugündür huzur ve mutluluk içinde devam ediyoruz. 2003 yılında evlendik Bugün aslan parçası 2 oğlumuz oldu. Büyük oğlum Arda 2005 yılında küçük oğlum Kayra Sami ise 2010 yılında dünyaya geldi.” Evliliklerin ilk günlerinde sıkıntılı dönemler geçirdiklerini anlatan Demirgen ailesi, ilk oğulları Arda’nın doğumu ile sıkıntılı dönemleri atlattıklarını söylüyorlar. “Evliliğimizin ilk dönemlerinde çok zor süreçlerden geçtik. Bazı sıkıntılarımız oldu. Arda’nın dünyaya gelmesi bir anda her şeyimizi değiştirdi. Oğlumuz Arda’nın şansı mıdır bilemiyoruz ama, Arda’nın doğumu ile yaşadığımız sıkıntılar son buldu. Evimizi aldık, arabamızı değiştirdik, yaşadığımız sıkıntılardan kurtulduk, hani derler ya, çocuk evin mutluluğudur diye, biz oğlumuz Arda ile sanki yeniden doğduk. Kaderimiz değişti diyebilirim. Tabi ikinci çocuğumuz da bizim için çok önemli. Onun ailemize verdiği mutluluk da bambaşka…” “Evliliğimizin ilk dönemlerinde çok zor süreçlerden geçtik. Bazı sıkıntılarımız oldu. Arda’nın dünyaya gelmesi bir anda her şeyimizi değiştirdi. Oğlumuz Arda’nın şansı mıdır bilemiyoruz ama, Arda’nın doğumu ile yaşadığımız sıkıntılar son buldu. Evimizi aldık, arabamızı değiştirdik, yaşadığımız sıkıntılardan kurtulduk, hani derler ya, çocuk evin mutluluğudur diye, biz oğlumuz Arda ile sanki yeniden doğduk.” Ailesi ile çok iyi ve düzenli bir yaşam sürdürdüklerini anlatan Demirgen, şöyle devam ediyor: “Ben de eşim de köy ortamında büyüdük. Herkes gibi bizler de zor şartlarda bu günlere geldik. Zaman geçtikçe yaşam koşulları da tabi değişiyor. Ben çocuklarımın bazı değerleri bilmesini istiyorum ve alacakları terbiyenin Türk örf ve adetlerine uygun olması için mücadele ediyorum. Köyümüz Bolu merkez köyü olduğu için hafta sonları ailecek köye gideriz. Orda da evimiz bağ bahçemiz var. Burada çocuklarla zaman geçirerek, onlara sürekli bilgiler aktarmaya çalışıyorum. Annem babam yazın yaylada kalır. Çocuklarım yayla ortamını çok seviyor. Orda doğanın içinde birçok şeyi yerinde öğreniyorlar. Tabi her şey köy değildir. Bolu yeşil bir memleket ve her yeri göllerle dolu… Bazen ailecek pikniğe çıkarız. Evimize yakın AVM var ve gerekli olduğu hallerde eşim Emine hanımla gezmeye çıkarız. Arda futbolu çok seviyor ve Boluspor U1011 takımına seçildi, burada futbol oynuyor. Arda’yı idmana götürürüm ve onu izlerim. Akşamları işten yorgun gelsek te mutlaka çocuklarla zaman geçiririm.” BABAM DA SENDİKA DEMİŞTİ İ lhami Demirgen, Arçelik işyerinde işe başlamadan önce sendikanın ne olduğunu ne iş yaptığını bilmediğini, ama babasının, sendikanın olduğu yerde güvende olacağını belirttiğini hatırlıyor. “Ben 12 yıldır Arçelik işyerinde çalışma hayatımı devam ettiriyorum. Allah’a şükürler olsun ki, bu güne kadar kimseye yüzümüzü kara çıkartmadık. Rençberlik sonrası ilk defa bir fabrikada işçi olarak işbaşı yaptım. O dönemler anlamıyordum ama, yıllar geçtikçe sendikanın ne olduğunu, bir işçinin haklarını nasıl koruduğunu görmüş oldum. Babam ben işe girmeden ‘Oğlum bak hem sendika da var. Senin haklarını korur. Güvencen olur’ dediğinde hiç bir şey anlamıyordum. Ta ki, Arçelik işyerine işbaşı yapana kadar. Kendi işimizi yapabilirdik, besicilik yapardık, ama iş yaşamını tercih ettim. Çocuklarımıza daha iyi bir gelecek sağlamak adına. Çalıştığım süre içerisinde örnek bir insan olmaya çalıştım. Yaptığım işte başarılı olmaya çalıştım. Siz bana dergimiz için ‘İşte Hayatımız’ sayfasında yer alacağımı söyleyince, bunu düşündüm. Neden ben diye? Demek ki, fark edilebilen bir çalışanım. Bu benim çok hoşuma gitti ve çok mutlu oldum.” BENİM İÇİN TÜRK METAL HUZUR DEMEK A rçelik işyerinde 12. çalışma yılı içerisinde olan Demirgen’e, Türk Metal’i sorduğumuzda, huzur cevabını veriyor. “Türk Metal Sendikası çok güçlü bir sendika... Ben her geçen gün ne kadar büyük ve güçlü bir sendika olduğunu görüyorum. Ben, 12 yıllık bir sendikalı olarak bize sunulan birçok yeni imkânı gördüm ve yaşadım. En önemlisi, verilen her sözün tutulduğunu gördüm. Benim için Türk Metal demek huzur demek. Ben kendimi Türk Metal Sendikası’nın bir ferdi olarak şanslı görüyorum. Sendikasız yerlerde çalışan arkadaşlarım var. Onlarla sohbet ettiğimizde, onların sorunlarını dinleyince, gözümden film şeridi gibi geçiyor farkımız. Şükürler olsun ki, sendikalıyım ve Türk Metal üyesiyim. Ben her zaman arkadaşlarıma şunu derim. Arkadaşlar, Allah gecinden versin, bir cenazemiz oluyor sendikamız her zaman yanımızda. Bizlerin bir sağlık sorununda ambulans hizmetimizde, gece gündüz birimize bir şey olsa herkes geliyor… Unutamadığım, sendika ile ilgili en büyük olaylardan biri de, Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın Bolu şubemize geldiği gün, bizlerin elini güçlü ve samimi bir şekilde sıkması ve kucaklaması oldu. Sanki işçi sınıfının bir lideri değil, bizim mesai arkadaşımız gibi davrandı bize... Genel kurulun coşkusu her zaman gözümün önüne geliyor. O gün bize izletilen bir video vardı. İşte sendika ne iş yapar diyenlerin, aslında o videoyu izlemesi lazım. Bizler belki ‘Sendika nedir? Türk Metal nedir?’ sorularının cevabını tam olarak ifade edemiyor olabiliriz. Eğer Metal emekçisi o videoyu izlerse, Genel Başkanımızın, sendikamızın bizler için verdikleri emeği daha iyi görmüş olacaklar ve bizler için sağladıkları imkânları görecekler.” Demirgen, sendikal eylemlere ve mücadelelere katıldığını dile getiriyor. “Sendikamızın bizlerin hakları için “Bizler belki ‘Sendika nedir? Türk Metal nedir?’ sorularının cevabını tam olarak ifade edemiyor olabiliriz. Eğer Metal emekçisi o videoyu izlerse, Genel Başkanımızın, sendikamızın bizler için verdikleri emeği daha iyi görmüş olacaklar ve bizler için sağladıkları imkânları görecekler.” verdiği tüm mücadelelerde yer aldım. Bazen arkadaşlara, kıdem tazminatı eylemi var gidelim arkadaşlar diyorum, olumsuz tepkiler alınca ben de kızıyorum, ya arkadaşlar, insanlar bizim için canla başla mücadele ediyor siz kılınızı kıpırdatmıyorsunuz diye. Yaklaşık dokuz yıldır toplu iş sözleşmesi için yapılan eylemler olsun, kıdem tazminatı olsun ya da sendika genel merkezimizin aldığı karar doğrultusunda ülke genelinde yapılan tüm eylemlere katıldım. Bundan sonra da katılmaya devam edeceğim.” Demirgen ile söyleşimizi tamamlarken, hem evlerinde hem de işyerlerinde bizlere gösterdikleri sıcak ve samimi yaklaşımlardan dolayı teşekkürlerimizi bir kez de dergimiz aracığıyla iletmek istiyoruz. Aynı zamanda, söyleşimiz sırasında bizleri yalnız bırakmayan ……………………. Fatih Gündüz’e da sonsuz teşekkürler… TÜRK METAL Bizi takip edebileceğiniz sosyal medya hesaplarımız @kavlakpevrul facebook.com/pevrulkavlak @turkmetalsen facebook.com/turkmetalsendikasi youtube.com/turkmetalsendikasi turkmetal.wordpress.com turkmetalsen.blogspot.com dailymotion.com/turkmetalsendikasi TÜRK METAL ŞUBELERİMİZİN SOSYAL MEDYA HESAPLARI TÜRK METAL SENDİKASI ESKİŞEHİR 1 www.facebook.com/turkmetalsendikasi www.facebook.com/TurkMetalEskisehirSubesi AKSARAY 1 GEBZE 1 www.facebook.com/tms.aksaraysube www.facebook.com/turkmetalSendikasi. ANKARA gebzebirnolusubesi www.facebook.com/tms.ankarasube ANKARA 2 GEBZE DİLOVASI www.facebook.com/TurkMetalAnkara2Subesi www.facebook.com/gebzedilovasisube ANKARA 3 GEMLİK www.facebook.com/TurkMetalAnkara3Subesi www.facebook.com/gemliksube BALIKESİR GÖLCÜK www.facebook.com/balikesirsube www.facebook.com/TurkMetalGolcukSubesi BİGA 1 İSKENDERUN www.facebook.com/TurkMetalBiga1Subesi www.facebook.com. BOLU TurkMetaliskenderunSubesi www.facebook.com/TurkMetalBoluSubesi İSKENDERUN 1 BOZÜYÜK www.facebook.com/turkmetal. www.facebook.com/TurkMetalBozuyukSubesi iskenderunsube BURSA İST. ANADOLU www.facebook.com/Turk.Metal.BursaSube www.facebook.com/turkmetal.istandyaksb BURSA NİLÜFER İSTANBUL 1 www.facebook.com/turkmetal. www.facebook.com/TurkMetalistanbul1Subesi bursanilufersube İZMİR 1 BURSA 1 www.facebook.com/TurkMetalizmir1Sube www.facebook.com/TurkMetalBursa1Sube İZMİR 2 BURSA 3 www.facebook.com/TurkMetalizmir2Subesi www.facebook.com/ KAYSERİ turkmetalsendikasibursa3nolusube www.facebook.com/ TurkMetalKayseriSubesi BURSA OSMANGAZİ KDZ.EREĞLİ www.facebook.com/turkmetalsendikasi. www.facebook.com/turkmetalkdzeregli bursaosmangazisubesi KIRIKKALE ÇAYIROVA www.facebook.com/TurkMetalKirikkaleSubesi www.facebook.com/TurkMetalCayirovaSubesi KOCAELİ ÇERKEZKÖY www.facebook.com/TurkMetalKocaeliSubesi www.facebook.com/ MANİSA 1 TurkMetalCerkezkoySubesi www.facebook.com/manisaturkmetal ÇORLU SAKARYA www.facebook.com/tmscorlu www.facebook.com/turkmetal.sakarya TÜRK METAL/MESS ORTAK EĞİTİM PROJESİ 2015 yılında Anadolu Hotels Esenboğa Termal’de gerçekleştirilen eğitimlere katılan işçi sayımız: 5 7 5 7 TÜRK METAL - MESS Ortak Eğitim Projesi devam ediyor 9-26 Ağustos tarihleri arasında Anadolu Hotels Esenboğa Termal’de yapılan eğitim programımıza 730 üyemiz katıldı. Ankara, Aksaray 1 ve İskenderun 1 Ankara, Aksaray 1 ve İskenderun 1 Nolu şubelerimizden 212 üyemizin Nolu şubelerimizden 212 üyemizin katıldığı Türk Metal-MESS Ortak Ortak katıldığı Türk Metal-MESS eğitimieğitimi programı, 26-29 Ağustos programı, 26-29 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirildi. tarihleri arasında gerçekleştirildi. EğitimEğitim programının açılışı, Genel programının açılışı, Genel Mali Sekreterimiz Uysal Altundağ Mali Sekreterimiz Uysal Altundağ tarafından yapıldı.yapıldı. (Foto 1) tarafından Gebze Dilovası ve Bozüyük şubelerimizden 53 üyemizin katıldığı Türk Metal-MESS Ortak eğitimi programı, 30 Ağustos 2 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirildi. Eğitim programının açılışı, Genel Mali Sekreterimiz Uysal Altundağ tarafından yapıldı. İzmir 1 ve İzmir 2 Nolu şubelerimizden 79 üyemizin katıldığı, 2 - 5 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilen Türk Metal-MESS Ortak eğitim programının açılışı, Genel Başkan Yardımcımız Yücel Yücel tarafından yapıldı. İstanbul Anadolu Yakası ve Bolu şubelerimizden 56 üyemizin katıldığı Türk Metal-MESS Ortak eğitim programı 30 Eylül – 3 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirildi. Eğitim programının açılışı, Genel Mali Sekreterimiz Uysal Altundağ tarafından yapıldı. TÜRK 42 METAL TÜRK METAL/MESS ORTAK EĞİTİM PROJESİ Manisa 1 Nolu Şube ve Denizli Bölge Temsilciliğimizden 55 üyemizin katıldığı Türk Metal-MESS Ortak eğitimi programı, 6 - 9 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirildi. Eğitim programının açılışı, Genel Başkan Yardımcımız Yücel Yücel tarafından yapıldı. Ankara, Eskişehir 1, Gölcük, Çerkezköy, İstanbul 1 Nolu, İstanbul Anadolu Yakası, Çayırova ve Dilovası şubelerimizden 355 üyemizin eşleri ve çocukları ile katıldığı Türk Metal-MESS Ortak eğitim programı 20 - 23 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirildi. Sakarya şubemizden 168 üyemizin katıldığı 4 - 6 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilen Türk Metal-MESS Ortak eğitim programının açılışı, Genel Başkan Yardımcımız Yücel Yücel tarafından yapıldı. Kdz. Ereğli şubemizden 75 üyemizin katıldığı Türk Metal-MESS Ortak eğitimi programı, 9 -12 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirildi. Eğitim programının kapanışı, Genel Başkan Yardımcımız Yusuf Ziya Odabaş tarafından yapıldı. Sakarya şubemizden 200 üyemizin katıldığı Türk Metal-MESS Ortak eğitimi programı 12 - 14 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirildi. Eğitim programının açılışı, Genel Başkan Yardımcımız Yücel Yücel tarafından yapıldı. TÜRK 43 METAL TÜRK METAL/MESS ORTAK EĞİTİM PROJESİ Çerkezköy şubemizden 91 üyemizin katıldığı Türk Metal-MESS Ortak eğitimi programı, 13-16 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirildi. Eğitim programının açılışı, Genel Başkan Yardımcımız Yücel Yücel tarafından yapıldı. Bursa ve Gemlik şubelerimizden 76 üyemizin katıldığı 16-19 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilen Türk Metal-MESS Ortak eğitimi programının açılışı, Genel Başkan Yardımcımız Yücel Yücel tarafından yapıldı. İstanbul 1 ve Biga 1 Nolu şubelerimizden 51 üyemizin katıldığı Türk Metal-MESS Ortak eğitim programı, 27 - 30 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirildi. Eğitim programının açılışı, Genel Başkan Yardımcımız Yücel Yücel tarafından yapıldı. Ankara, Eskişehir 1, Gölcük, şubelerimizden 286 üyemizin eşleri ve çocukları ile katıldığı Türk Metal-MESS Ortak eğitim programı, 23-26 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirildi. Sendikal konuların işlendiği açılış programları, üyelerimiz tarafından ilgiyle takip edildi. Eğitim programı, çeşitli konularda işlenen derslerin yanında, çeşitli sosyal ve sportif etkinliklerle devam etti. Düzenlenen coşkulu gala programlarında keyifli saatler geçiren üyelerimiz. Anıtkabir ve Kurtuluş Savaşı Müzesi gezileri ile programı tamamladı. TÜRK 44 METAL n Doğal hak: Doğal olarak insanlara ait olan ve pozitif hukuktan, bir başka deyişle devletin var olmasından bağımsız olarak -onlardan önce de- varolan haklar. Bütün insanlar bu haklara dil, din, cinsiyet, sosyal ve ekonomik statü durumları gözetilmeksizin sahiptir. n Eşit davranma ilkesi: İş ilişkilerinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayanarak ayırım yapılamaması. n Kıdem: Eskilik; eskiden kalmış olma, bir işte rütbece eski olma. n Kıdem tazminatı: 1475 sayılı eski İş Kanunu’nun 14.maddesindeki koşullara uygun olarak, işverence işinden çıkarılan, emekli olan, askere giden, evlenen (sadece kadın işçi için), ölen (kanuni mirasçılarına) veya haklı nedenlerle iş sözleşmesini işçinin feshetmesi halinde, işverence işçiye, en yüksek devlet memuruna bir yıl için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçmemek üzere, iş sözleşmesinin devam ettiği her tam yıl için 30 günlük ücreti tutarında ödenen para. n Kıdem tazminatı sayılan ödemeler: Kanuna veya kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulan kurum ve kuruluşların haklarında 4857, 854, 5953, 5434 sayılı kanunların hükümleri uygulanmayan personeli ile kamu kuruluşlarında sözleşmeli olarak istihdam edilenlere mevzuat ve sözleşmelerine göre kıdem tazminatı niteliğinde yapılan ödemeler. n Kötü niyet tazminatı: İşçinin iş sözleşmesinin işverence kötü niyetle sona erdirilmesinin işçi tarafından ispatlanması halinde, işverence işçiye ödenen tazminat. n Ücreti ödenmeyen işçinin hakkı: Mücbir bir neden olmaksızın alışılmış ücret ödeme gününden itibaren yirmi gün geçmesine rağmen ücreti ödenmeyen işçinin, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınma hakkı. İşçilerin kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri, sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez. n Yeni iş arama izni: İş sözleşmesi, bildirim sürelerine uyularak feshedilen işçinin, bu süre ve iş saatleri içinde ve ücret kesintisi yapılmadan günde iki saatten az olmamak üzere kullanabileceği izin hakkı. İşçi isterse bu izin saatlerini birleştirerek topluca da kullanabilir. Ancak, iş arama iznini topluca kullanmak isteyen işçi, bunu işten ayrılacağı günden evvelki günlere rastlatmak ve bu durumu işverene bildirmek zorundadır. İşveren yeni iş arama iznini vermez veya eksik kullandırırsa o süreye ilişkin ücret işçiye ödenir. n Akord ücret: İşçinin bir kök ücretinin bulunduğu, verimliliğine bağlı olarak bu kök ücret üzerine ilave ücret aldığı ücret sistemi. n Nominal ücret: İş sözleşmesini kuran tarafların para cinsinden belirledikleri ücret. n Parça başına ücret: Ücretin üretilen parça başına belirlendiği sistem. n Performansa dayalı ücret: İşyerindeki hedeflere uygunluk içinde işçinin gösterdiği performansa bağlı olarak ücretinin belirlenmesi. n Hazırlama, tamamlama ve temizleme işleri: Bir iş yerinde yürütülen asıl işin düzenli, sağlıklı ve güvenli bir şekilde sürdürülmesi için normal çalışma saatlerinden önce veya sonra yapılması gereken işler. Hazırlama, tamamlama, temizleme işlerinin, asıl işe ilişkin günlük çalışma sürelerinden önce veya sonra yaptırılabilmesi, teknik bir zorunluluğun bulunmasına veya bu işlerin, asıl işin yürütümü sırasında yapılmasının sağlık ve güvenlik yönünden sakıncalı olmasına bağlıdır. n Hazırlama, tamamlama ve temizleme işçileri: Görevleri yalnız bu işleri yapmak olan işçiler. Veya günde en çok iki saat fazla çalışarak bu işleri yapan işçiler. n Hazırlama, tamamlama ve temizleme işleri yönetmeliği: Bir işyerinde yürütülen asıl işin düzenli, sağlıklı ve güvenli bir şekilde sürdürülebilmesi için yapılması zorunlu olan hazırlama, tamamlama ve temizleme işlerindeki çalışma koşullarını düzenleyen yönetmelik. Tanımlar, Dr. Naci Önsal’ın TÜRK-İŞ yayınları arasında yer alan Endüstri İlişkileri Sözlüğü’nden alınmıştır. KÜNYESİ FİLMİN KÜNYESİ FİLMİN Vizyon Tarihi : 23 Ekim 2015 Tür : Gerilim, Gizem Yönetmen : Afonso Poyart Oyuncular : Anthony Hopkins, Collin Farrell, Jeffrey Dean Morgan, Abbie Cornish Senaryo : James Vanderbilt, Peter Morgan, Sean Bailey, Ted Griffin Yapımcı : Beau Flynn, Trip Vinson Vizyon Tarihi : 23 Kasım 2015 Tür : Dram, Savaş Yönetmen : Mitsutoshi Tanaka Oyuncular : Massaki Uchino, Kenan Ece, Shiori Kutsuna, Alican Yücesoy, Yul Natsukawa Senaryo : Eriko Komatsu Yapımcı : Böcek Yapım Solace Ertuğrul Yönetmenliğini Afonso Poyart’ın yaptığı film, psişik güçleri olduğuna inanılan, ancak artık emekliye ayrılmış bir doktor olan John Clancy’nin, (Anthony Hopkins) bu güçlerini kullanarak FBI’ın da aradığı bir seri katilin peşine düşmesini konu ediniyor. Film, 1995 yapımı gerilim klasiği Yedi (Seven) filminin devamı olarak değerlendiriliyor. Japonya ile Türkiye’nin ilişkilerine damga vuran ve iki ülke arasındaki dostluğun pekişmesinde büyük rol oynayan iki tarihi olay; Japon-Türk ortak yapımı “Ertuğrul” filmiyle beyazperdeye yansıyacak. “Ertuğrul” filmi; 1890 yılında Japon sularında batan Osmanlı fırkateyni Ertuğrul’un hazin hikayesi ile 1985’te 215 Japon vatandaşının, Turgut Özal’ın talimatıyla THY tarafından İran-Irak savaşından kurtarılmasının çarpıcı öyküsünü kurgusal bir senaryoyla anlatıyor. TÜRK TÜRK 46 46 METAL METAL MENDERES IRMAĞIN GÖLGESİ Yazar: Üstün Dökmen Yayınevi: Remzi Kitabevi Sayfa Sayısı: 320 Baskı Yılı: 2015 G ünümüzün önemli sorunlarından biri de, bir toplulukta suçlanmak, dışlanmak, canından bezdirilmektir. Bir insanın ya da bir nesnenin ne zaman, kimin tarafından, neyle suçlanacağını, bezdiriye (mobinge) uğrayacağını kestirmek güçtür. Görünür ya da gizli tanıklar, aile içinde veya işyerinde kişiyi akla gelmedik şeylerle, örneğin bir ırmağın gölgesini çalmakla suçlayabilirler. Kişi büyük bir çabayla kendini aklayabilse de, çevresiyle, dünyayla olan ilişkisinde sıkıntı yaşar. Romanda, benzer sıkıntıları yaşayan kahramanımız İbrahim oğlu İsmail, tam nedenini bilemese de, kaynağından başlayarak Menderes ırmağını boydan boya yürümeye karar verir. Bu yolculuk sırasında hatırladığı kadarıyla tüm yaşadıklarıyla ve insanlığın başından geçen benzeri sorunlarla hesaplaşmaya girişir, onlara anlam vermeye çalışır. İbrahim oğlu İsmail, Menderes ırmağıyla ve tarihteki bazı kişilerle kendisi arasında benzerlikler kurar ve sonuçta, ırmağın denize ulaştığı noktaya vardığında tüm yaşamını değiştirecek beklenmedik bir karar verir. BENİM YOLUM Yazar: Christina Daniels Yayınevi: Martı Yayınları Sayfa Sayısı: 352 Baskı Yılı: 2015 Aamir Khan’ın İnanılmaz Yolculuğu H ayranları yeteneğini oynadığı filmlerden önce gözündeki ışıktan seziyor. Çünkü oyunculuğu da kendisi gibi samimi. “Gözleriyle oynayan adam” lakabını almasının bir sebebi var. Ona sadece sevgi değil saygı da duyuyorlar. Çünkü ülkesinde yolsuzluk, eğitim sistemi, cinsiyetçilik, çocuk istismarıyla mücadele, insan hakları gibi meselelerde örnek bir aktivist. O, bir zamanların Hintli çocuk yıldızı, sinemanın içinde doğmuş bir aileye mensup, oyunculuktan yönetmeliğe uzanan zirvenin sahibi. Gençlerin kalbinin gümbür gümbür atmasına sebep olan ‘çikolata oğlan’dan, Hint sinemasının dönüm noktası sayılan filmlere uzanan yolculuğuyla parlamış bir yıldız. Çağdaş Hint sineması ona çok şey borçlu. Filmografisindeki 21 filmle kalıplaşmış algısına yenilikler kattığı Bollywood’un gözbebeği, Time’ın seçtiği en etkili 100 isimden biri. Amir Khan’ın zirveye yaptığı tutkulu ve olgun yolculuğun, hayata ve sinemaya duyduğu aşkın, Tanrı’ya ulaşma çabasının inanılmaz hikâyesi… TÜRK 47 METAL n Timsahların renk körü olduğunu biliyor musunuz? n Sadece erkek kanaryaların öttüğünü biliyor musunuz? n Bir kilo limonda, bir kilo çilekten daha fazla şeker olduğunu biliyor musunuz? n Yarım kilo bal yapabilmek için arıların iki milyondan fazla çiçekten bitki özü toplamak zorunda olduklarını biliyor musunuz? n Tarantulaların iki buçuk yıl hiçbir şey yemeden yaşayabildiklerini biliyor musunuz? n İncilerin sirkede eridiklerini biliyor musunuz? B U L M A C A 7 2 3 1 7 5 3 4 9 7 6 2 4 3 8 5 9 2 3 5 2 3 6 4 4 TÜRK 8 48 METAL 1 SUDOKU BULMACA 8 ANADOLU HOTELS EREĞLİ ZONGULDAK ANADOLU HOTELS GİRNE Büyük Anadolu Güneşi Girne’den doğuyor... KIBRIS’IN turizm kenti Girne’de, 30.000 m² alan üzerinde kurulu olan Büyük Anadolu Girne Hotel, yeşilin ve mavinin en güzel tonlarını bir arada sunarak, eşsiz manzarası ile konuklarına ev sahipliği yapmaktadır. 70 odalı tesiste 60 standart oda, 58 m² kullanım alanlı 2 senior suit, 30 m² kullanım alanlı 8 corner suit oda bulunmaktadır. Tesiste, uyandırma servisi, tüm alanlarda ücretsiz internet erişimi, kuru temizleme ve çamaşır yıkama, merkezi klima sistemi, jeneratör ve açık otopark mevcuttur. KONUM: Ercan Havaalanı’na 35, Girne kent merkezine 1 km. mesafededir. STANDART ODA ÖZELLİKLERİ: Televizyon, telefon, ücretsiz internet erişimi, minibar, duş, merkezi klima, saç kurutma makinesi, elektronik para kasası, AKTİVİTELER: Tesislerimizde Kıbrıs’ın ilk ve tek olimpik yüzme havuzu, çocuk havuzu, sauna, yüzme okulu bulunmaktadır.