16/17/18 Eylül 1982: Sabra ve Şatilla katliamında

Transkript

16/17/18 Eylül 1982: Sabra ve Şatilla katliamında
16/17/18 Eylül 1982: Sabra ve Şatilla katliamında binlerce Filistinli öldürüldü | Marksist.org
Atilla Dirim tarafından yazıldı.
Pazar, 16 Eylül 2012 23:04
Sabra ve Şatilla katliamı, yakın tarihin en barbarca eylemlerinden biridir. Aralarında
yaşlıların, kadınların ve çocukların çoğunlukta olduğu binlerce silahsız ve savunmasız
Filistinli mülteci, İsrail ordusunun denetimi ve gözetimi altındaki Falanjistler tarafından
canice bir imha planıyla katledildiler. Birleşmiş Milletler, 16 Aralık 1982'de bu katliamı
mahkûm etti ve bir soykırım olduğunu onayladı.
Katliamın arka planı
Sabra ve Şatilla katliamı, İsrail ile Falanjistler arasındaki işbirliğinin sonucuydu. Filistin halkına
ve Filistin Kurtuluş Örgütü'ne (FKÖ) karşı uzun yıllardır savaşan İsrail, Lübnan'ın orta
sınıflarına ve deklase olmuş işçilerine dayanan Falanjistler nezdinde kendisine bir müttefik
bulmuştu. Falanjistler, Lübnan'a gelen çok sayıda Filistinli mültecilerden rahatsızdılar.
Filistinlilerin Lübnan'a iltica etmesinin asıl sebebi İsrail'di kuşkusuz; ancak Falanjistler bunu
görmeye istekli değildi. Filistinlilere karşı olan ortak düşmanlıkları, İsrail ile Falanjistler
arasında gizli bir ittifakı ortaya çıkarmıştı. Faşist Falanjistler bu ittifak çerçevesinde FKÖ ile
savaşmaları için İsrail'den silah ve para yardımı alıyorlardı.
Katliamın ana sebebi 1948 yılında yaşanan terör sonucunda Lübnan'a sığınmış olan
Filistinlilerin, ülkeden kaçmalarını sağlamaktı. Yaşanan katliam, kesinlikle Beşir Cemayel'in
öldürülmesine karşı ani gelişen bir intikam hareketi değildi, aksine tüm detayları ayrı ayrı
planlanan, uzun bir çalışmanın ürünüydü. İsrail, daha önce Filistinlilere yönelik olarak
gerçekleştirdiği katliamlarda yaşlı, kadın, çocuk demeden önüne çıkanı öldürmüştü ve bu kez
farklı olması için bir sebep yoktu.
İsrail Batı Beyrut'u işgal ediyor
İsrail, 15 Eylül 1982 sabahı Batı beyrut'u işgal etti. Bu karar İsrail Başbakanı Menahem Begin
ve Savunma Bakanı Ariel Şaron tarafından alınmıştı. Bu, FKÖ'nün Beyrut'u boşaltılması için
yapılan ateşkes anlaşmasının açık bir ihlaliydi. Lübnan'ın ve uluslararası toplumun tüm
itirazlarına rağmen, İsrail ordusu Batı Beyrut'un tümünü denetimi altına aldı. İsrail ordusu
1/3
16/17/18 Eylül 1982: Sabra ve Şatilla katliamında binlerce Filistinli öldürüldü | Marksist.org
Atilla Dirim tarafından yazıldı.
Pazar, 16 Eylül 2012 23:04
Sabra ve Şatilla'ya girmedi, kampların etrafını askerler ve tanklarla çevirmekle yetindi.
Lübnanlı Falanjistleri Sabra ve Şatilla'ya sokma kararı, olayı aydınlatmak üzere kurulan
komisyona göre, İsrail Genelkurmay Başkanı Rafael Eitan tarafından 14 Eylül 1982 tarihinde
alınmıştı. İsrail Genelkurmay Başkanı ve Falanjistlerin komutanı bir araya gelerek ayrıntıları
görüştüler. Faşistlerin kamplara saldırtılması kararının İsrail kabinesi tarafından ayın 16.sında
onaylanmasından sonra, planın uygulamasına geçildi.
Katliam
Her biri 50 kişiden oluşan üç birlik 16 Eylül 1982'de Sabra ve Şatilla kamplarının sınırına
gelerek, İsrail ordusunun komutanlarından gelecek emri beklemeye başladılar. Daha önce
kararlaştırıldığı gibi, saat 17:00'ye doğru kampa girme emrini aldılar, böylece ayın 18.ine
kadar sürecek olan katliam başlamış oldu. Lübnan'da bulunan İsrail ordusunun komutanı
Rafael Eitan, Falanjistlerin komutanıyla Doğu Beyrut'ta buluşarak, kamplarda gerçekleşen
"askeri operasyonun" başarısı nedeniyle onu ve askerlerini tebrik etti.
Bu görüşme esnasında Falanjistlerin lideri, büyük iş makinelerinin getirilmesini istedi. İş
makinelerinin gelmesiyle birlikte derin çukurlar kazıldı ve katliamda ölen Filistinlilerin cesetleri
toplu mezarlara atıldı. Yine de sokakları doldurmaya devam eden cesetleri ortadan kaldırmak
için, bir dizi ev yerle bir edildi. Washington Post gazetesinden Loren Jenkins, kamplarda
gördüklerini 23 Eylül 1982'de şöyle anlatıyordu:
"Yabancı gözlemciler cumartesi günü Şatilla'ya geldiklerinde, gerçek bir kâbusla karşılaştılar.
Kadınlar şişmeye başlamış cesetlerin başında ağlıyordu, bütün sokaklar mermi kovanlarıyla
doluydu. İçlerinde insanlar bulunan evler buldozerlerle yıkılmış, yerle bir edilmişti. Delik deşik
duvarların diplerinde, kurşuna dizildikleri belli olan cesetler gruplar halinde yığılıydı. Sokaklar
ise görünüşe göre kaçmaya çalışırken vurulan insanların cesetleriyle doluydu ".
Yine ikisi de Amerikalı gazeteciler olan Ralph Schoenman ve Mya Shone, katliam hakkında
araştırma komisyonuna verdikleri ifadede şöyle diyorlardı:
"18 Eylül 1982 cumartesi, yani katliamın son günü Sabra ve Şatilla'ya geldiğimizde, her yerde
vücutlar gördük. Balta ve bıçaklarla parça parça edilmiş kurbanların fotoğraflarını çektik. Bu
insanların sadece pek azı silahlıydı. Kiminin kafaları parçalanmış, gözleri oyulmuş, boğazları
2/3
16/17/18 Eylül 1982: Sabra ve Şatilla katliamında binlerce Filistinli öldürüldü | Marksist.org
Atilla Dirim tarafından yazıldı.
Pazar, 16 Eylül 2012 23:04
kesilmiş, derileri yüzülmüştü. Bazılarının iç organları dışarı çıkartılmıştı. Katiller Filistinlilerin
evlerini yağmalamaya bile vakit bulmuşlardı ."
Kurbanların sayısı
Katliam kurbanlarının sayısı hiçbir zaman tam olarak belirlenemedi. Uluslararası Kızılhaç
Komitesi 1.500 ceset saydı, ancak 22 Eylül'de bu sayı 2.400'e yükseldi. Ertesi gün 350 ceset
daha bulundu ve toplam ölü sayısı 2.750 oldu. Toplu mezarlardaki cesetlerin sayısı asla tam
olarak tespit edilemedi, çünkü Lübnan yönetimi çukurların açılmasını yasakladı. Ayrıca yıkılan
evlerin altında kalanların sayısı ve canlı olarak bilinmeyen yerlere götürülenlerin kaç kişi
olduğu da tespit edilemedi. Kurban sayısı, kimi Filistin kaynaklarına göre 7.500'ü buluyordu.
Sonuçlar
Siyonist korsan İsrail devletinin geçmişi ve bugünü ölümle, kanla, acıyla ve katliamla dolu.
Sabra ve Şatilla katliamı, İsrail'in kabarık suç dosyasındaki ilk katliam değil, sonuncusu da
olmadı. 1982'den sonra da İsrail katliamlarına devam etti; bugün de Filistinliler insanlık dışı
koşullar altında yaşamlarını sürdürmeye devam ediyorlar.
Son olarak Mavi Marmara baskınında katliamcı yüzünü gösteren İsrail, ortadoğuda
emperyalizmin bekçiliğini yapıyor. O günden bu yana Filistinli Araplar, bu korsan devletle
mücadelelerini sürdürüyorlar. Verdikleri bu mücadele, küçük generallerin önderliğindeki
İntifadalar, dünya emekçilerinin ve emperyalizme karşı olan herkesin desteğini kazanıyor.
Sabra ve Satilla katliamının bir daha yaşanmaması için, barbarlığın değil insanlığın kazanması
için Filistin'e özgürlük istemek ve Filistin'in yanında olmak gerekiyor.
3/3

Benzer belgeler