Biyolojik ve Kimyasal Silahların Tarıma E

Transkript

Biyolojik ve Kimyasal Silahların Tarıma E
Forum: GK6 Silahsızlanma Komitesi Sorun: Biyolojik ve Kimyasal Silahların Tarıma Etkisi Yazar: Maya Beresi Pozisyon: Başkan vekili Giriş Biyolojik ve kimyasal silahlar, Nükleer Silahları da içine alan Kitle İmha Silahları (KİS) grubuna girmektedirler. Sivil halk üzerinde oldukça büyük ve yıkıcı etkiye sahip olan kimyasal ve biyolojik silahlar insan, hayvan, bitki ve doğal çevrelerde uzun süreli tahribat yaratırlar. Kullanıldıklarında insanlar üzerinde ölümcül ve çok tehlikeli sonuçlar doğururlar. Biyolojik ve Kimyasal silahlar çok pahalı olmayan hatta ucuz sınıfına girebilecek silahlardır ve bu yüzden de erişimlerinin kolaylığı, onları daha da tehlike teşkil eden bir problem yaratmaktadır. Anahtar Kelimelerin Tanımları Kimyasal Silah: Kimyasal silahlar hedef bölgede asker ve sivilleri saf dışı bırakmak, hareket kabiliyetlerini azaltmak, bitkisel ve hayvansal besinleri zehirleyerek kullanılmaz hale getirmek amaçlarına yönelik tehdit unsurları olarak bulundurulur. Kimyasal silahlar katı, gaz (buhar, aerosol) ve sıvı halde bulunan, kimyasal özellikleri ile canlı organizmaların hücrelerine etki ederek, kitleleri öldürücü, yaralayıcı ve kapasite azaltıcı etki gösteren kimyasal ajanlardır. Biyolojik Silah Kullanımı: Biyolojik silah terimi bakteri, virüs gibi canlı mikroorganizmaların ya da bunların toksinlerinin, hastalık ya da ölüm amaçlanarak ya da panik ve kargaşa yaratmak için sivil halk üzerinde kullanımını ifade eder. Biyoterörizm: Panik, hastalık ve ölüme yol açmanın amaç güdüldüğü biyolojik silah kullanımları biyoterörizme girer. Genel Bakış Biyolojik silahlar diğer canlılar üzerinde zararlı etkiler oluşturmak amacıyla kullanılan bakteri, virüs vb. bulaşıcı organizmalar içermektedirler. Bu tanım genellikle biyolojik olarak elde edilen toksinleri ve zehirleri de kapsayacak şekilde genişletilebilir. Biyolojik savaş araçları, yaşayan mikroorganizmaları (bakteri, protozoa, riketsia, virüs ve mantar) içerdiği gibi bitkiler ve hayvanlar tarafından üretilen toksinleri (kimyasallar) de kapsar. Bazı araştırmacılar toksinleri kimyasal olarak kabul ederken, çoğunluğu 1972 Biyolojik Silahlar Konvansiyonunda da belirtildiği gibi biyolojik etken olarak kabul etmektedir. Biyolojik ve kimyasal silahların kamuoyu tarafından da ilgi görmesi, bazılarına göre İran-­‐Irak Savaşı sonrası, bazılarına göre de 11 Eylül Saldırıları sonrası olsa da bu silahların asıl korkutucu etkisi ve kapasiteleri I. Dünya Savaşı’ndaki acı deneyimlerle anlaşıldı. I. Dünya Savaşı biyolojik silahlarla ilgili yeni deneylerin yapılması için fırsatlar sundu; Stockholm’deki Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü’ne (SIPRI) göre Almanya, Birinci Dünya Savaşı’nda karşı safta yer alan İtalya’da kolerayı, Rus cephesinde vebayı silah olarak kullandı. I. Dünya Savaşı’nın ardından 1925’de imzalanan Cenevre Protokolü ile aralarında ABD’nin de bulunduğu 40 ülke, kimyasal ve biyolojik silahların yasaklanmasına imza attılar. Ancak çok geçmeden yaklaşan II. Dünya Savaşı’nın müstakbel tarafları anlaşmaları çiğnemekte sakınca görmedi. II. Dünya Savaşı sırasında 1939-­‐1942 yılları arasında Japon kuvvetleri Mançurya’ da şarbon, veba, çiçek, ruam, kolera, kızıl, menenjit, tüberküloz, salmonellozis ve difteri gibi çeşitli iltihap hastalıklarını esirler üzerinde deneyip, çok sayıda ölüme neden oldular. Aynı yıllarda İngilizler İskoçya açıklarındaki Gruinard adasında şarbonla çok sayıda deneme yapmışlar ve ada topraklarının takip eden 36 yıl boyunca şarbon sporları ile buluşmasına neden olmuşlardı. Adanın hastalıklardan arındırılmasına 1979 yılında başlandı ve 280 ton formaldehit kullanıldıktan sonra ancak 1987 yılında tam anlamıyla temizlenebildi. İnsanlar kadar çevre de bu silahların kullanımından etkilenmektedir. Bu silahların kullanıldığı çevrelerden diğerlerine yayılma ihtimali insanlık için bir tehdit oluşturmaktadır. Örneğin, Vietnam Savaşı yıllarında, Amerikan ordusu çok fazla miktarlarda “portakal gazı” kullanmıştır. Bu kullanım, Güney Vietnam’da yapılan trımın %15’ini imkansız hale getirmiştir. Aynı zamanda çevredeki sivillere, askerlere ve yerel hayvanlara da verdiği zarar çok büyüktür ve maalesef çoğu kimyasal-­‐biyolojik silah kullanımı vakasında olduğu gibi telafi edilememektedir. Buna karşılık olarak, ABD yasadışı uyuşturucu faaliyetlerini engelleyebilmek için uyuşturucu bitkilerini yok edici gazla üretmektedir fakat bu da çeşitli uluslararası anlaşmalardaki maddelerle çeliştiği için bu anlaşmaları bozuyor sayılabilir, fakat kesin bir çerçeve olmadığından bir karar verilememektedir. Aynı zamanda 1925 Cenevre protokolü ile gelen sert kısıtlamalar, bu silahların geliştirilmesi ve depolanması ile ilgili yeterli ve açık sınırlamalar getirmemektedir, aynı zamanda ülkelerin bu silahlar tarafından saldırıya uğradığında kendilerini savunma gerekçesiyle edinecekleri haklardan da bahsetmemektedir. Olayların Zaman Çizelgesi Haziran 1925 Aralık 1940 Ağustos 1942 Temmuz 1945 Japonya’da Ping Fan biyolojik Silah programı başlatılır. ABD’de Manhattan projesi başlatıldı. ABD ilk nükleer testini gerçekleştirdi Ağustos 1945 ABD, Hiroşima’ya ve Nagazaki’ye atom bombası attı Ocak 1946 BM, nükleer silahların yok edilmesi çağrısı yaptı Ağustos 1949 Sovyetler Birliği ilk nükleer bombasını test etti Ekim 1952 İngiltere nükleer silah denemesi yaptı Kasım 1952 ABD, hidrojen bombası denemesi yaptı Mart 1954 ABD, devasa “Bravo Testi”ni gerçekleştirdi Temmuz 1955 Russel-­‐Einstein manifestosu yayınlandı Şubat 1958 İngiltere silahsızlanma kampanyası kuruldu Aralık 1959 Antartika’da nükleer ve kimyasal-­‐biyolojik deneme yapmak yasaklandı Şubat 1960 Fransa ilk nükleer silah denemesini yaptı Ekim 1962 Küba füze krizi patlak verdi Ağustos 1963 Kısmi Test Yasağı Anlaşması imzaya açıldı Ekim 1964 Çin ilk nükleer denemesini gerçekleştirdi Şubat 1967 Latin Amerika nükleersiz bölge oldu Mayıs 1974 Hindistan ilk nükleer denemesini yaptı Eylül 1979 Hint Okyanusu’nda nükleer patlama Eylül 1986 İsrail’in nükleer programı ortaya çıktı Ekim 1986 Aralık 1995 ABD ve Sovyet liderleri, nükleer silahların tamamen ortadan kaldırılmasını tartıştılar Güneydoğu Asya nükleersiz bölge oldu Nisan 1996 Afrika nükleersiz bölge oldu Haziran 1996 Ukrayna nükleersiz devlet oldu Temmuz 1996 Milletlerarası Mahkeme nükleer silahları yasa dışı ilan etti Eylül 1996 Nükleer denemeleri tamamen yasaklayan anlaşma imzalandı Mayıs 1998 Hindistan ve Pakistan nükleer deneme yaptı Ekim 2006 Kuzey Kore nükleer silah denemesi yaptı Nisan 2007 ICAN Viyana’da kuruldu Antlaşmalar ve Olaylar Kimyasal Silahlar Sözleşmesi: Kimyasal Silahlar Sözleşmesi (KSS), kimyasal silahların üretimini, stoklanmasını ve kullanımını yasaklayan bir silah kontrol antlaşmasıdır. Konvansiyonun tam adı “Kimyasal Silahların Geliştirilmesinin, Üretiminin, Stoklanmasının ve Kullanımının Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili Sözleşme” şeklindedir. 1993’te 187 devlet tarafından imzalandı ve bütün kimyasal silahların kullanımı, geliştirilmesi, üretimi, edinilmesi, saklanması, stoklanması ve transferi yasaklandı. Devletler kimyasal silahların yok edilmesi konusunda yükümlü hale getirildi. Biyolojik Silahlar Konvansiyonu: 1972’de 162 devlet tarafından imzalandı. Biyolojik silahların üretimi, stoklanması, transferi yasaklandı. Devletler biyolojik silahlarını yok etmek konusunda yükümlü hale getirildi. Boğucu, Zehirleyici ve Benzer Gazların ve Bakteriyolojik Araçların Savaşta Kullanımının Yasaklanmasına İliskin Protokol (daha genel bilinen adıyla Cenevre Protokolü): biyolojik ve kimyasal silahların kullanımını yasaklayan antlaşmadır. Protokol 17 Haziran 1925'te Cenevre'de imzalandı ve 8 Şubat 1928'de yürürlüğe girdi. Sorunu Çözmek İçin Atılmış Önceki Girişimlerin Değerlendirilmesi Kimyasal silahların kontrolü ile ilgili ilk girişimler, bu tür silahların savaşlarda henüz belirgin bir şekilde kullanılmadığı dönemde yapıldı. Bu ilk antlaşma yeteri kadar kısıtlayıcı değildi. 1899 Lahey Konvansiyonu ABD tarafından hiç kabul edilmedi, 4 Eylül 1900'de sözleşmeye taraf olan Almanya ise 1904'te kimyasal maddeler üzerinde, savaşta kullanılmak amaçlı deneylere başladı. 1915'te Almanlar savaşta ilk kez gaz kullandı. Bunu takip eden süreçte itilaf devletleri de savaşta çeşitli kimyasallar kullanmaya başladılar. Birinci Dünya Savaşı esnasında her iki tarafta da kimyagerler 3000'in üzerinde kimyasal madde üzerinde potansiyel silah araştırması yaptılar. Bu maddelerden 30 kadarı silah olarak kullanıldı. Savaşta sadece kimyasal silah saldırıları ile ölen insan sayısı 100.000'i buldu. Savaş sonrasında genelde silah kontrol antlaşmaları destek kazandı. Savaştaki gaz saldırılarını gördükten sonra halk ezici bir çoğunlukla zehirli gazların yasaklanmasını destekledi. Aralık 1921'de ABD'liler arasında yapılan bir araştırmaya göre 367,000 kişi kimyasalların yasaklanmasını desteklerken, sadece 19 kişi bunların gelecekte de kullanılmasını destekledi. Bu kamu görüşü kimyasal silahların yasaklanması yönünde çabaların artmasına sebep oldu. İkinci Dünya Savaşı, muharip devletlerden hiçbirinin kayda değer bir şekilde kimyasal silah kullanmaması ile birlikte, kimyasal silah kontrolü için belirgin bir başarı olarak görülüyordu. Savaşın hemen ardından silah kontrol çabaları birinci olarak, muazzam yok edici bir güce sahip nükleer silahlara yöneldi ve kimyasal silahsızlanma öncelikli olmaktan çıktı. Durum böyle iken, Yemen İç Savaşı'ndaki gaz saldırıları] ve Kore Savaşı'ndaki kimyasal silahların kullanıldığına dair ithamlarla, kimyasal savaş tekrar yayılmaya başladı. Tüm bu olaylar ABD'nin Vietnam Savaşı'nda ölümcül olmayan dozda kimyasal harp maddesi (gözyaşı gazı ve defoliantlar da dahil) kullanması ile birleşince kimyasal silahsızlanmaya olan ilgi yeniden arttı. Bütün bu olaylara bakıldığında, birçok kez durdurulması denense de, kimyasal silahlar çoğu ülkenin savaşlar ve olası tehditlere karşı kaçış planı olmuştur. Yapılan katliamlara rağmen kimyasal silahlardan kalıcı olarak vazgeçilememiştir. Çözüm Önerileri Delegeler bu silahların etkilerini ve zararları hakkında bilgi sahibi olmalı, “Tamamen yasaklanmalı mı, yasaklanırsa nasıl uygulanabilir, yoksa hangi limitler içerisinde izin verilebilir? “ gibi sorulara cevap aramalıdır. Genel bakışta belirtilen eksepsiyonel durumlarda alınacak tavır ve hareket delegeler tarafından düşünülmelidir. Aynı zamanda uluslararası anlaşmaların getirdiği yasak ve uygulamaların gözlemciliği sağlanabilir ve hükümetlerin çalışmaları şeffaflık ilkesine dayanılarak kontrol edilebilir, fakat her devlet buna izin vermemektedir. Kimyasal ve biyolojik silah kullanımlarının daha ağır ekonomik ve politik yaptırımları olabilir. Bu şekilde ülkeler uluslararası hukuk kurallarına riayet etmek hükümlülüğünde kalır ve gelecek kullanımlar önlenebilir. Toplumlar bu silahların zararları hakkında bilgilendirilebilir. Sivil Toplum Örgütleri ve Birleşmiş Milletler organizasyonları bu projelerin düzenlenmesinde rol alabilirler. Bunun dışında delegeler yeni hukuki düzenlemeler önerebilir, bu silahların kullanımı ile ilgili yasakları düzenleyebilirler. Kaynakça http://www.gwc.org.uk/default/assets/File/MUN_papers/2014_conference/ChemicalWeapon.
pdf http://www.ttb.org.tr/eweb/savas/6.html#top http://icanturkiye.org http://icanturkiye.org/nukleer-­‐gercekler/nukleer-­‐silahlar-­‐zaman-­‐cizelgesi/ http://www.travma.org.tr/userfiles/file/vural%20altin.pdf http://www.travma.org.tr/userfiles/file/cigdem%20bal.pdf http://tr.wikipedia.org/wiki/Nükleer_silah http://www.dent.ege.edu.tr/yayinlarimiz/bitirme_tezleri/pdf/18.pdf Araştırma Soruları Lütfen cevaplarınızı sizin için ayrılan boşluklara yazınız. Bu soruları ve cevaplarını ülkeniz ve sosyal politikaları hakkında olabildiğince bilgi edinmek için bir kılavuz gibi kullanın. Soruları cevaplamak için önceden var olan bilgilerinizi kullanabilir, arkadaşlarınızdan, öğretmenlerinizden, ve forum yöneticilerinden yardım alabilirsiniz. Ayrıca, daha fazla bilgi için interneti, kitapları, gazeteleri ve magazinleri kullanabilirsiniz. Tüm yerleri doldurmak ve tüm soruları cevaplamak zorunda olmadığınızı unutmayın. O yüzden gerekli bilgileri bulamazsanız endişelenmeyin. Tartışmalara katılmak için her şeyi tamamıyla bilmeniz gerekmiyor. Ancak, ne kadar iyi araştırırsanız, argümanlarda fikirlerinizin ikna edilmesinde o kadar etkili olursunuz. 1. Sizin ülkenizin bu konudaki görüşleri nelerdir? 2. Bu soruna çözüm olarak ülkeniz ne tür önemler alıyor? 3. Bu sorunu çözmek için yapılan denemeler niye başarısız oldu? 4. Hangi ülkeler Kitle İmha Silahları’na sahip? 5. Kimyasal silah ne demektir?
6. Kitle İmha Silahlarının etkileri yüzünden üzerinde tarım yapılamayan alanlar,
tarıma nasıl tekrar kazandırılabilir?
7. Kitle İmha Silahlarının etkileri yüzünden tarım yapamayan ülkelere Birleşmiş
Milletler nasıl yardımda bulunabilir?
8. Kitle İmha Silahları’nı kullanmaktan devletler nasıl caydırılabilir?
9. Kimyasal Silahlar Sözleşmesi neyi belirtmektedir?
10. Bu konuda imzalanmış diğer anlaşmalarda neler eksik?
11. Yakın zamanda Kitle İmha Silahları’ndan kurtulmak isteyen ülkeler,
hangileridir? Bu konuda nasıl bir yol izlemişlerdir? (Bknz: Suriye, Ukrayna)

Benzer belgeler

insani-zirve-istanbulda-toplanirken-ican-turkiye-tum

insani-zirve-istanbulda-toplanirken-ican-turkiye-tum Bölgesel ve küresel çatışmaların giderek arttığı ve yoğunlaştığı günümüzde insanlığa karşı en büyük tehditlerden birisi de kullanıldığında ayrım gözetmeksizin kitlesel ölümlere, yaralanmalara, çevr...

Detaylı