“yeni türkiye”yi tartışmak

Transkript

“yeni türkiye”yi tartışmak
Yıllık Konferansı
2010
Annual Conference
2010
S E TA | S i y a s e t , E k o n o m i v e To p l u m A r a ş t ı r m a l a r ı Va k f ı Fo u n d a t i o n f o r Po l i t i c a l , E c o n o m i c a n d S o c i a l R e s e a r c h
“YENİ TÜRKİYE”Yİ TARTIŞMAK
DEBATING ‘NEW TURKEY’
3 Aralık Cuma 2010 | Friday, December 3rd, 2010
Washington, D.C.
I N S I G H T
T U R K E Y
2
Insight Turkey Yıllık Konferansı:
Insight Turkey Annual Conference:
“Yeni Türkiye”yi Tartışmak
Debating “New Turkey”
Program
Program
9:45-10:00
Kayıt
9:45-10:00
Registration
10:00-10:15
Açılış Konuşmaları
10:00-10:15
Introductory Remarks
İhsan DAĞI | Insight Turkey
Ihsan DAGI | Insight Turkey
Nuh YILMAZ | SETA DC
Nuh YILMAZ | SETA DC
10:15-12:00
Panel I: Türkiye Siyaseti Nereye Gidiyor?
10:15-12:00
Panel I: Turkish Politics: Quo Vadis?
Oturum Başkanı
David CUTHELL | Türk Çalışmaları Enstitüsü
Moderator
David CUTHELL | Institute of Turkish Studies
Panelistler
Levent KÖKER | Atılım Üniversitesi
Türkiye’de Anayasa Referandumu Tartışmaları
Speakers
Levent KOKER | Atilim University
Why Turkey Needs a New Constitution
Taha ÖZHAN | SETA
Demokratik Açılım
Taha OZHAN | SETA Foundation
Democratic Opening
Dilek CİNDOĞLU | Columbia Üniversitesi
Kadın ve Laiklik: Türkiye’de Başörtüsü
Yasağı
Dilek CINDOGLU | Columbia University
Women and Secularism: the Headscarf Ban in Turkey
Ersel AYDINLI | Bilkent Üniversitesi
Türkiye’de Sivil-Asker İlişkilerinin
Dönüşümü
Ersel AYDINLI | Bilkent University
Transformation of Civil-Military Relations in Turkey
12:00 - 1:30
Öğle Yemeği
12:00 - 1:30
Lunch Break
1:30 - 3:15
Panel II: Türkiye’nin Yeni Bölgesel Aktivizmi
1:30 - 3:15
Panel II: Turkey’s New Regional Activism
Oturum Başkanı
Kadir ÜSTÜN | SETA DC
Moderator
Kadir USTUN | SETA DC
Panelistler
İbrahim KALIN | Türkiye Başbakan Baş
Speakers Ibrahim KALIN | Chief Advisor to Prime
Danışmanı
Minister of Turkey
Türk Dış Politikası: Çerçeve, Değerler ve
Mekanizmalar
Hajrudin SOMUN | Philip Noel-Baker
Amb. Hajrudin SOMUN | Philip Noel-Baker
International Üniversitesi
International University
Balkanlardaki Türk Bölgesel Politikası
Trita PARSI | İran-Amerikan Ulusal Konseyi
Tahran Deklarasyonu Sonrası Türkiyeİran İlişkileri
Recent Developments in Turkish Foreign
Policy: An Assessment
The Balkan Interpretations of Turkish
Regional Policy
Trita PARSI | National Iranian American Council
Turkey-Iran Relations post-Tehran Declaration
Amjad ATALLAH | Yeni Amerika Vakfı
Türkiye ve Orta Doğu’daki Boşluk
Amjad ATALLAH | New America Foundation
Turkey and the Middle East Vacuum
3:15 - 3:30
Kahve Arası
3:15 - 3:30
Coffee Break
3:30 - 5:00
Panel III: Türk-Amerikan Ortaklığı
3:30 - 5:00
Panel III: Turkish-American Partnership
Oturum Başkanı
Şaban KARDAŞ | TOBB ETÜ
Moderator
Saban KARDAS | TOBB University
Panelistler
Nuh YILMAZ | SETA DC
Stratejik Ortaklıktan “Model” Ortaklığa
Speakers Nuh YILMAZ | SETA DC
From Strategic to Model Partnership
Ömer TAŞPINAR | Brookings Institution
Stratejik Ortaklıktan “Transaksiyonel” Ortaklığa
Omer TASPINAR | Brookings Institution
A Transactional Partnership?
Stephen LARRABEE | RAND Corporation
Sorunlu Ortaklık Daha Büyük Bir Sorun mu Yaşıyor?
Stephen LARRABEE | RAND Corporation
A Troubled Partnership in Deeper Trouble?
5.00 - 5. 15
Kapanış Konuşması
5.00 - 5. 15
Closing Remarks
Talip KÜÇÜKCAN | SETA
Talip KUCUKCAN | SETA
YENİ TÜRKİYE’Yİ TARTIŞMAK
D E B AT I N G ‘ N E W T U R K E Y ’
TAKDİM
PRESENTATION
Insight Turkey, Türkiye’nin iç ve dış güncel siyaseti üze-
Insight Turkey is an academic journal focused on cur-
rine araştırma yazıları ve yorumlar yayınlayan bir aka-
rent issues in Turkey’s domestic and foreign policy.
demik dergidir. Insight Turkey, SETA Vakfı tarafından
Insight Turkey is published by the SETA Foundation.
yayınlanmaktadır.
Insight Turkey held its first annual conference on De-
Insight Turkey’in ilk yıllık konferansını 3 Aralık 2010 ta-
cember 3rd, 2010 in Washington, D.C. The one-day
rihinde Washington’da yapmış bulunuyoruz. 3 ayrı pa-
conference, composed of 3 separate panels with a to-
nelden oluşan ve toplamda 11 konuşmacının sunum
tal of 11 speakers, aimed to showcase and introduce
yaptığı bir günlük konferansın amacı derginin misyo-
the journal’s mission to international academics, poli-
nunu uluslararası akademisyenler, siyasetçiler, devlet
ticians, and policy makers.
adamları ve düşünce önderlerine tanıtmak idi.
Turkey has witnessed many important developments
Özellikle 2010 yılı içerisinde, Türkiye hem iç hem de dış
in domestic and foreign policy areas in recent years.
siyasette çok önemli gelişmelere tanık oldu. SETA Vakfı
Believing that the dynamics of the change Turkey has
olarak, Türkiye’nin son yıllarda geçirmekte olduğu de-
been experiencing over the past several years as well
ğişimin ve uluslararası zeminlerde yükselen profilinin
as the country’s increased international profile have
dinamiklerinin yeterince iyi anlaşılmadığı kanaatinde-
not been properly understood, we decided to hold
yiz. Bu nedenle, uluslararası düşünce önderlerine nite-
Insight Turkey’s first annual conference in Washing-
likli bir kaynak teşkil etmesini amaçladığımız Insight
ton D.C. We aim to make it an indispensable and a
Turkey dergimizin ilk yıllık konferansını Washington’da
quality source for international opinion makers. The
yapmayı uygun gördük. Konferansa gösterilen son de-
level of attention and interest the conference attract-
rece yüksek ilgi ve alaka bu konuda ne kadar isabetli
ed proved that this was the right choice. In addition,
bir seçim yaptığımızı gösterdi. Konferansa katılan pa-
the media attention to the conference proceedings
nelistlerin yaptığı sunumların kamuoyunda bulduğu
helps us comfortably say that the conference was a
yankıyı da göz önünde bulundurduğumuzda, konfe-
success.
ransın amacına ulaştığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
We would like to extend our gratitude to all those
Konferansın organizasyonunda emeği geçen tüm çalı-
who contributed to the planning, organization, and
şanlarımıza ve bu projeyi destekleyen meslektaşlarımı-
execution of this conference.
za burada bir defa daha teşekkürü borç biliriz.
We also would like to give our warmest thanks to In-
Insight Turkey’in Editörü Prof. Dr. İhsan Dağı ve yardım-
sight Turkey’s Editor-in-Chief Prof. İhsan Dağı and his
cılarına bu derece derinlikli ve etki yapan bir derginin
team for their labor in publishing this journal with
çıkmasındaki emeklerinden dolayı teşekkürlerimizi su-
such depth and impact.
nuyoruz.
As İhsan Dağı stated in his opening remarks at the
İhsan Dağı’nın konferans açılış konuşmasında ifade
conference, we invite you to the “New Turkey” debate.
ettiği gibi, elinizdeki bu tanıtma metniyle sizleri ‘Yeni
Sincerely,
Türkiye’ tartışmasına davet ediyoruz.
SETA Foundation
Saygılarımızla,
SETA Vakfı
3
I N S I G H T
T U R K E Y
4
Açılış Konuşması
Opening Remarks
Insight Turkey Genel Yayın Yönetmeni İhsan Dağı;
konferans açılışında yaptığı konuşmasında, bugün değişen Türkiye algısının altını çizerek, “eski
Türkiye’nin” devletin toplum üzerinde kurduğu
üstünlüğe dayanan, “Yeni Türkiye”nin “evet, başarabiliriz” tavrı ile kendine güvenen bir tutum içinde
olduğunu belirtti. 12 Eylül 2010 Anayasa referandumunu bir dönüm noktası olarak nitelendiren
Dağı: “Eski ve yeni Türkiye arasındaki temel fark; demokrasinin “Yeni Türkiye”de geriye döndürülemez
bir şekilde yerleşmekte oluşudur.” dedi. Yeni Türkiye vizyonunu; demokrasi, açık toplum ve piyasa
ekonomisine dayanan Post-Kemalist (Kemalizm
sonrası) bir cumhuriyet olarak tanımlayan Dağı,
tüm katılımcıları “Yeni Türkiye”yi tartışmaya davet
ederek selamladı.
In his opening remarks, the Editor-in-Chief of
Insight Turkey, Ihsan Dagi, emphasized the sense
of novelty one feels about Turkey today. The “old
Turkey”, he noted, was one “based on a notion of
superiority of the state over the society.” The “new
Turkey”, however, is one that is self-confident with
a “yes, we can” attitude. Identifying the September
12th, 2010 constitutional referendum as a
turning point, Dagi said that the main difference
between the “old” and “new” Turkey was the fact
that democracy is becoming firmly established
in an “irreversible” manner. Defining his vision
of the “new Turkey” as a “post-Kemalist republic”
based on virtues of “democracy, open society and
market economy”, Dagi welcomed all conference
participants by inviting them to the debate on the
“New Turkey”.
YENİ TÜRKİYE’Yİ TARTIŞMAK
D E B AT I N G ‘ N E W T U R K E Y ’
Panel I: Türkiye Siyaseti
Nereye Gidiyor?
Panel I: Turkish Politics: Quo
Vadis?
Levent Köker, “Türkiye’de Anayasa Referandumu
Tartışmaları” başlıklı konuşmasında Türkiye’nin neden yeni bir anayasaya ihtiyaç duyduğunu özetledi.
Yürürlükteki Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının önsözünün demokratik olmayan doğasını vurgulayan Köker, Türkiye’deki otoriter eğilimleri ve siyasi partilerin
kapatılmalarını İspanya’daki durum ile karşılaştırdı.
Mevcut anayasadaki en temel problemin ve tutarsızlığın, devletin temel amacının ve görevinin “cumhuriyeti korumak” olarak tanımlanması olduğunu belirtti.
Köker, “eğer devlet bir cumhuriyet ise, nasıl kendisini
korumak gibi bir görevi olabilir?” sorusunu sordu. Bu
tanımlamanın, devleti ve cumhuriyeti iki ayrı varlık
olarak gördüğünü ve devletin kendilerini Türkiye’nin
gerçek sahipleri ve koruyucuları olarak gören sivil ve
asker elitler tarafından temsil edildiğini belirttiğini
açıkladı. Köker, Kürtçe eğitim hakkının ve siyasi partilerin kapatılmasının Türkiye’de yeni bir sivil anayasa
yapmak için etkin sebepler olduğunu da ekledi.
Levent Koker, in his talk “Constitutional Referendum
Debates in Turkey,” outlined the reasons why Turkey
needs a new constitution. Emphasizing the undemocratic nature of the Preamble to the current Turkish
constitution, Koker likened authoritarian tendencies
and political party bans in Turkey to the situation in
Spain. For instance, one of the major problems and
inconsistencies in the current constitution is that the
fundamental aim and duty of the state is defined as
“protection of the republic.” Koker asked, “if the state
is a republic, how can it have the duty to protect it?”
The implication of this is that the state and the republic are perceived as separate, whereby the state is represented by the civilian and military elites who deem
themselves the true owners and protectors of Turkey.
Koker added that the right to education in Kurdish
and political party closures are significant motivators
for drawing up of a new civilian constitution in Turkey.
Ersel Aydınlı, “Türkiye’de Sivil-Asker İlişkilerinin Dönüşümü” başlıklı konuşmasında Türkiye’de sivil-asker
ilişkilerinin yapısal bir dönüşüm geçirdiğini belirtti.
Aydınlı, Türk ordusunun politikanın “üstünde” yer aldığı sürece geleneksel olarak politikaya karışmadığını
ve bu durumdan ordunun olduğu kadar sivillerin de
sorumlu olduğunu söyledi. Ayrıca Aydınlı, ordunun
hiçbir zaman tek ses olmadığına ve bünyesinde iki
grubu barındırdığına dikkat çekti; mutlakıyetçiler (absolutists) ve tedriciciler (gradualists). Türk tarihi mutlakıyetçilerin daha baskın olduğunu ortaya koysa da,
diğer grup da özellikle Kürt Sorununun başka türlü çözülemeyeceği anlaşılmışken, sivillerle işbirliği kurmayı
Ersel Aydinli, in his talk entitled “Transformation of
Civil-Military Relations in Turkey,” argued that civilmilitary relations in Turkey have been undergoing a
structural transformation, which is here to stay unless extraordinary events occur. Aydinli said that the
Turkish military traditionally remained outside politics
on the condition that they would be “above” politics,
a situation civilians are to be blamed as much as the
military. Aydinli drew attention to the fact that the
military has never been a single voice, but had two
main camps: absolutists and gradualists. While Turkish history displays the dominance of the absolutist
camp, the latter group has opted to cooperate with
civilians especially when it was clear that the Kurdish
issue could not be resolved otherwise. Thus, a new
5
I N S I G H T
T U R K E Y
tercih etmiştir. Bu nedenle, siyasi siviller ve ordudaki
tedriciciler arasında yeni bir anlaşma olması mümkündür. Bu dönüşüm, Kürt Sorunu en büyük riski oluştursa da aynı zamanda yeni bir Türkiye doğmasına da
vesile olabilir.
pact between civilian politics and the gradualists in
Dilek Cindoğlu, “Kadın ve Laiklik: Türkiye’de Başörtüsü
Yasağı” başlıklı sunumunda, laiklik ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği arasındaki ilişkiye değindi. “Laiklik bir kadın problemi mi?” sorusuna cevap aradı. Cindoğlu, başörtüsü yasağının kadınların kamu sektöründe olduğu
kadar özel sektörde de iş hayatına katılımını engellediğini savundu. Başörtülü kadınları işe alan özel şirketlerin de, kamuoyunda dindar bir şirket olarak tanımlanmamak için bu kadınları geri plana atma eğiliminde
olduğunu belirtti. Cindoğlu, başörtülü kadınların istihdam edilirken nasıl bir ayrımcılığa maruz kaldığını, hak
edilen terfilerin verilmemesi ve işten ilk çıkartılanlar
arasında yer almaları gibi örneklerle açıkladı.
the Headscarf Ban in Turkey,” focused on the relation-
Taha Özhan, “Demokratik Açılım” başlıklı konuşmasında demokratikleşmenin merkezinde “Kürt Sorununun Çözümü” olduğunu savundu. Özhan, Kürt
Sorunu’nu çözmek için başlatılan projenin hala çok
başlarda olduğunu ve daha çok zamana ihtiyaç duyduğunu belirtti. Bu süreçte değişen koşullara direnişin
ve hatta tepkilerin ortaya çıkmasının doğal olduğunu
söyledi. Asıl sorunun ise Kürt Sorununun çözümünde
rol alması gereken ana aktörlerin ikinci planda kalması olduğunu belirtti. Aktörlerin kaprislerinin, gerekli
adımların atılmasını engellediğini söyledi. Sorunun
çözümünde yer alan ve devleti temsil eden aktörlerin
sayılarında bir azalış olduğunu belirten Özhan, diğer
tarafta da benzer bir eğilimin ortaya çıkmasının uzun
vadede çok yararlı olacağını savundu. Böylece, Kürt
Sorunu’nun PKK, AB ve ABD gibi farklı aktörler tarafın6
dan farklı yönlere çekilmesi engellenmiş olur.
the military became possible. While the Kurdish issue
poses the biggest risk, this transformation may lead to
the emergence of “New Turkey”.
Dilek Cindoglu, in her talk “Women and Secularism:
ship between secularism and gender inequality. She
posed the question, “is secularism a woman’s problem?” Cindoglu argued that headscarf ban impacted
women’s participation in the workforce not only in
the public sector but in the private sector as well. Private businesses that hire women with headscarves
tend to “hide” these women’s presence so as to avoid
being stigmatized as a religious company. Cindoglu
cited various examples of employment discrimination
against women with headscarves, such as lack of deserved promotion and being first ones to be laid off.
Taha Ozhan, in his talk “Democratic Opening,” argued that the resolution of the Kurdish issue is at the
heart of the democratic initiative. Ozhan said that
this initiative is still in its infancy and we need to give
it more time. It is natural that there will be resistance
to change in conditions on the ground and there
may be backlashes as well. The main issue before us,
Ozhan argued, is that the main actors in this process
have relegated the resolution of the Kurdish issue to a
secondary position. Thus, their whims have prevented
the necessary steps from being taken. Ozhan said that
since the number of state actors has been decreasing,
a similar trend in other actors would be helpful in the
long run. This way, the Kurdish issue could be considered without being pulled from all different directions
by different actors as varied as PKK itself and the international actors such as the EU and the US.
YENİ TÜRKİYE’Yİ TARTIŞMAK
D E B AT I N G ‘ N E W T U R K E Y ’
Panel II: Türkiye’nin Yeni
Bölgesel Aktivizmi
Panel II: Turkey’s New
Regional Activism
Ibrahim Kalın, “Türk Dış Politikası: Çerçeve, Değerler ve Mekanizmalar” başlıklı konuşmasında Türk
dış politikasının ana parametrelerini özetledi. Kalın,
Türkiye’nin Soğuk Savaş Sonrası dönemde ortaya
çıkan çok boyutlu yeni dünya düzenine cevap verdiğini savundu. Bu yeni jeopolitik bağlamın artık bir
tehdit değil bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini
belirtti. Türkiye de bütün komşuları ile ilişkilerini gözden geçiriyor ve dış politikasını jeopolitik ve tarihi
gerçeklere dayalı olarak tasarlıyor. Öte yandan Türkiye, batılı müttefikleri ile kurduğu ilişkilerle aynı nitelikte olan ilişkileri komşuları ile kurmayı amaçlamıyor
ve AB üyeliği için gerekli reformlara hala devam ediyor. Kalın, Türkiye’nin gelişen ekonomik çıkarlarını
ve ekonomik profilini ülkenin yumuşak güç (soft
power) kapasitesinin artması olarak değerlendirdi.
Türkiye yumuşak güç kapasitesini, Irak, Afganistan,
İran’ın nükleer sorunu, Kosova, Orta Doğu barış
Görüşmeleri gibi müttefikleri ile kurduğu işbirlikleri
çerçevesinde arttırmaya çalışıyor. Kalın, konuşmasını
“tarihimizden, jeopolitik konumumuzdan, aktif sivil
toplum örgütlerinden ve özel sektörden gelen istekler doğrultusunda daha aktif bir dış politika” gözetilmesi gerektiğini belirterek bitirdi.
Ibrahim Kalin, in his talk “Turkey’s Foreign Policy:
Framework, Values, and Mechanisms,” outlined the
main parameters of Turkish foreign policy. Kalin
argued that Turkey is responding to a new multidimensional world order in the post-Cold War era.
This new geopolitical context should no longer
be seen as a threat but an opportunity. Turkey is
reviving its relationship with all its neighbors and
designing its foreign policy based on its historical
and geographical realities. Turkey does not seek improved relations with its neighbors at the expense
of its western allies and continues its quest for EU
membership. Kalin emphasized the business interests and increased economic profile of the country
as indicators of Turkey’s increasing capacity for soft
power. While Turkey seeks to increase its soft power,
it does so in cooperation with its allies, a fact proven
by Turkey’s involvement in Iraq, Afghanistan, Iranian
nuclear issue, Kosovo, Middle East Peace process,
among others. Kalin ended his talk with a promise
to “push for a more active foreign policy, because it
is necessitated by our history, geography, a very active NGO community, and the business community.”
Büyükelçi Hajrudin Somun, “Balkanlar’daki Türk Bölgesel Politikası” başlıklı sunumunda Türk dış politikası aktivizminde “Balkanlar Algısını” tartıştı. Somun,
algıların ülkeden ülkeye değiştiğini ama Türkiye’nin
güçlü bir ülke olduğundan algısının daha öne çıktığını savundu. Balkanlarda politika söz konusu olduğu
zaman Türkiye’nin imajının tarihin ağırlığını yansıttığını belirtti. Birçok kişinin Türkiye’nin Balkanlardaki
barış ve istikrara katkı sağlamasını olumlu bulurken
bazı kişilerin ise bunu Türkiye’nin Balkanlardaki politikayı kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmek
istemesi olarak gördüğünü savundu.
Amb. Hajrudin Somun, in his talk “The Balkan Interpretations of Turkish Regional Policy,” focused
on the Balkan perceptions of Turkish foreign policy
activism in the region. Somun noted that the perceptions varied from country to country but Turkey
as a powerful country is the prevailing perspective.
When it comes to politics in the Balkans, however,
Turkey’s image is still burdened by history. While
many welcome Turkey’s contribution to peace and
stability, some see it as Turkey’s efforts to shape the
politics in the Balkans based on its perception of its
own history.
7
I N S I G H T
T U R K E Y
Trita Parsi, “Tahran Deklarasyonu sonrası Türkiye-İran ilişkileri” başlıklı konuşmasında İran ve
Türkiye’nin aynı bölgede birbirlerini görmezden gelmelerinin mümkün olmadığını savundu. İranlıların,
Türkiye’nin ABD ile olan ilişkileri nedeniyle Türkiye’ye
şüphe ile yaklaştığını ancak Türkiye’nin bölgedeki
oyunu değiştiren bir aktör olduğu gerçeğini de göz
ardı edemeyeceğini belirtti. Türkiye iddialı bir rol takınarak bölgesel bir aktör olarak öne çıkıyor. İran da
geçmişte böyle bir rol oynamak istemiş ve başarısız
olmuştu, bu da bölgede öne çıkan bir aktör olmaya
çalışan İran’a ya da diğer ülkelere ABD’nin karşı olup
olmadığı sorununu ortaya çıkartıyor. İran, Türkiye’nin
Filistin’i desteklemesi gibi bölgedeki aktif politikalarından memnun ve Türkiye de bölgedeki istikrara
katkı açısından İran’dan daha iyi konumlanmış gözüküyor. Parsi, iki ülke arasındaki rekabetin geleceği
hakkındaki bir soruya ise, rekabetin illa ki olumsuz
anlama gelmeyeceğini belirterek cevap verdi.
8
Amjad Atallah, “Türkiye ve Orta Doğu’daki Boşluk”
başlıklı sunumunda Arap devletlerinin siyasi durgunlukları üzerine konuştu. Türkiye’nin bu duruma
panzehir sağladığını belirtti. Atallah, bölgedeki savaşlara karşı sessiz kalan ve hatta zaman zaman bu
olaylarda suç ortaklığı yapan birçok Arap hükümetinin zayıf olduğunu ve meşruiyetlerini ABD’nin sağladığı güç ile temin ettiklerini savundu. Bu nedenle,
bu devletlerin Filistin’in özgürleşmesi konusunda
ABD’nin başarılı olmasını desteklediklerini, çünkü
bu durumun kendileri için daha çok ABD iltiması
sağlanması anlamına geldiğini belirtti. Fakat ABD
henüz bunu başarmış değil, çünkü İsrail hükümetini kontrol edemiyor. Bölgedeki güç boşluğu birçok
ılımlı İslami grup, El Kaide tarzı örgütler, İran ve Türkiye tarafından doldurulmuş gibi gözüküyor. Atallah
son olarak, İbrahim Kalın’ın da belirttiği gibi karşılıklı
yetkilendirme prensibi çerçevesinde Türkiye’nin bölgede istikrar sağlayıcı bir rol oynadığını söyledi.
Trita Parsi, in his talk “Turkey-Iran Relations postTehran Declaration,” argued that both Iran and Turkey cannot ignore each other in the region. While
the Iranians were skeptical of Turkey’s relationship
with the US in the past, they can not ignore the fact
that Turkey is changing the game in the region. Turkey is taking up the role of a regional player with an
increasingly assertive role. Iran tried to play such a
role in the past, yet failed, which raises questions
about whether the US is opposed to Iran or any
country who is assertive in the region. Iranians prefer the latter perspective. While Iranians feel that
Turkey gets credit for what they have been doing all
along, such as their support for Palestinians, Turkey
is much better positioned than Iran in contributing
to regional stability. In his response to a question
about future competition between the two countries, Parsi said that competition does not have to be
a negative one.
Amjad Atallah, in his talk “Turkey and the Middle
East Vacuum,” focused on the political stagnancy
of the Arab states. Turkey provides an antidote to
this. Outlining the instances where Arab regimes remained silent and often complicit in wars throughout the region, Atallah argued that most Arab governments are weak, and they draw their legitimacy
from the American power. Thus, they have an interest in the US’ success in liberation of Palestine which
would mean greater US leverage working for them.
Yet, the US cannot deliver this because it cannot
control the Israeli government. The vacuum created
as such has been filled by moderate Islamic groups,
al-Qaeda type organizations, Iran, and finally Turkey.
Through a principle of mutual empowerment as Kalin pointed out, Turkey has continued to play a stabilizing role in the region.
YENİ TÜRKİYE’Yİ TARTIŞMAK
D E B AT I N G ‘ N E W T U R K E Y ’
Panel III: Türk-Amerikan
Ortaklığı
Panel III: Turkish-American
Partnership
Nuh Yılmaz “Stratejik Ortaklıktan Model Ortaklığa”
başlıklı konuşmasında model ortaklık için gerekli
olan koşulların Obama yönetiminden önce oluşturulduğunu ve ortaklığın Obama’dan sonra da devam edeceğini savundu. Fakat ABD yönetiminde
sürece yardımcı olmaktan çok köstek olmaya çalışan bir eğilimin olduğunu söyledi. Yılmaz, stratejik
ortaklık ile model ortaklık arasındaki temel farkın
hiyerarşik bir ilişkiden tamamlayıcı bir ilişkiye geçilmesi olduğunu belirtti. Bu geçiş sürecinde, son
zamanlarda sızan belgeler, Türk ve Amerikan siyasetçiler arasında psikolojik bir çatlak oluştuğunu
gösteriyor. Bu belgelerde ABD’li diplomatlar iki
ülke arasındaki iletişim sorunlarına dikkat çekerken, bu sorunların sadece Türk tarafından kaynaklanmadığını anlamaları gerekiyor. Yılmaz, bu
problemlerin karşılıklı anlayış ile aşılabileceğini
cümlelerine ekledi.
Nuh Yilmaz, in his talk entitled “From Strategic to
Model Partnership,” argued that the actual conditions for “model partnership” had already been
created before the Obama administration and this
concept will not be abandoned after Obama. However, there seems to be a sense of urgency in the
US administration which hinders the process rather than help it. The main difference between a strategic and model partnership is the transition from
a hierarchical relationship to a complementary
one. In this transitional period, a psychological rift
between the Turkish and American policy-makers
is exemplified by the recently leaked documents.
While the US diplomats have noted communication issues between the two countries, they will
need to recognize that such problems do not derive only from the Turkish side and problems in understanding one another will have to be overcome.
Ömer Taşpınar “Stratejik Ortaklıktan Transaksiyonel Ortaklığa” başlıklı konuşmasında ABD ve
Türkiye arasında disiplin eksikliğine ve gerekli işbirliğinin kurulamamasına yol açan ortak düşman
noksanlığına dikkat çekti. 1980’ler ve 90’lar boyunca etnik ve dini kimlik sorunlarını aşmaya çalışan
Türkiye’de anti-Amerikancılığın arttığını savundu.
Soğuk Savaş dönemi boyunca ise, ABD, Türkiye’nin
iç meselelerine karışmıyor gibi gözüküyor. Taşpınar, ABD tarafı ise Türkiye gibi ABD çıkarlarını zorlayan orta büyüklükteki güçlerle nasıl ilgilenileceğini
bilmemenin yarattığı problemle uğraşıyor diye konuştu.
Omer Taspinar, in his talk “From Strategic to Transactional Partnership,” pointed out the lack of a
common enemy between the US and Turkey which
leads to a lack of discipline and distracts from necessary cooperation. In the process of overcoming
Turkey’s ethnic and religious identity issues during
the 80s and the 90s, anti-Americanism increased
in Turkey. During the Cold War era, the US was not
seen as involved in Turkish domestic matters. On
the American side, there is a problem of not knowing how to deal with mid-size powers such as Turkey, especially when theses powers challenge US
interests.
9
I N S I G H T
T U R K E Y
Stephen Larrabee “Sorunlu Ortaklık Daha Büyük Bir Sorun mu Yaşıyor?” başlıklı konuşmasında
Türkiye’nin yeni dış politika aktivizminin güvenlik
ortamının yapısal değişiminden kaynaklandığını
savundu. Türkiye-ABD arasında 60’lar ve 90’lar boyunca birçok problem yaşandığını (Jüpiter füzeleri, ABD silah ambargosu, Irak işgali gibi) belirten
Larrabee, son zamanlarda yaşanan sıkıntıların Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan yapısal değişimler
sonucu oluşan Türk dış politikası aktivizminden
kaynaklandığını söyledi. Larrabee, Türkiye’nin Orta
Doğu’ya olan ilgisinin AK Parti hükümetinin İslami
kökenlerinden kaynaklanmadığını, birçok tehdit ve
zorluğun Türkiye’nin güneyinden (Orta Doğu’dan)
gelmesinden kaynaklandığını belirtti. Larrabee,
ABD’nin hala iyi ilişkiler “isteyen” ve buna “ihtiyaç
duyan” yeni bir Türkiye ile uğraşması gerektiğini
söyledi.
10
Stephen Larrabee, in his talk “A Troubled Partnership in Deeper Trouble?” argued that Turkey’s
recent foreign policy activism derives from the
“structural changes” in the security environment of
Turkey. The US-Turkey relations have had difficulties in the 60s and 90s (Jupiter missiles, US arms
embargo, invasion of Iraq etc.) but the current difficulties between the two countries are different due
to Turkey’s foreign policy activism as a result of the
structural changes in the post-Cold War era. Turkey’s interest in the Middle East, Larrabee argued,
does not derive from the Islamic roots of the ruling AK Party but from a realization that most of the
threats and challenges come from Turkey’s south.
Larrabee concluded that the US will have to deal
with a new Turkey who still “wants” and “needs”
good relations with the US.
YENİ TÜRKİYE’Yİ TARTIŞMAK
D E B AT I N G ‘ N E W T U R K E Y ’
Kapanış Konuşması
Closing Remarks
Insight Turkey Kitap Tanıtımı Editörü Prof. Dr. Talip
Küçükcan Insight Turkey’in ilk yıllık konferansıyla
Türkiye’nin iç ve dış politikasına ilişkin konuların
tartışılması için bir forum yaratmayı amaçladıklarını
söyledi. Küçükcan, zaman sınırlaması nedeniyle,
birçok önemli konuyu (enerji, ekonomik gelişme,
muhalefet partileri ve politikaları, sivil toplumun
gelişimi, Rusya’yla ilişkiler, Türkiye’nin Afrika’yla
ilişkileri) tartışma fırsatı bulamadıklarını belirtti.
Konferans sırasında tartışılan önemli bazı noktalara
işaret eden Küçükcan, son zamanlarda Türkiye’nin
geçirmekte olduğu değişim ve dönüşümlerin
“çeşitlilik, çoğulculuk, ve sivil-asker ilişkilerinin
yeniden yapılandırılması” kavramları etrafında
değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Küçükcan
konferans organizasyonunda emeği geçenlere,
katılımcılara ve derginin okuyucularına teşekkür
ederek konuşmasını sonlandırdı.
Talip Kucukcan, the book review editor of Insight Turkey, said that the first annual conference of Insight Turkey aimed to provide a forum
for discussion on questions regarding domestic
and foreign policy issues in Turkey. Kucukcan
pointed out that, due to time limitations, the
conference could not cover many important issues such as energy, economic development,
opposition parties and their policies, development of civil society, relations with Russia,
and Turkey’s presence in Africa etc. Outlining
some of the themes the conference addressed,
Kucukcan said that recent transformations and
“change” in Turkey should be treated within the
parameters of “diversity, pluralism, and restructuring of civil-military relations”. Kucukcan extended his thanks to the conference organizers,
participants, and the journal’s readers.
11
2010 yılı içerisinde, Türkiye hem iç hem de dış siyasette çok önemli gelişmelere
tanık oldu. SETA Vakfı olarak, Türkiye’nin son yıllarda geçirmekte olduğu değişimin ve uluslararası zeminlerde yükselen profilinin dinamiklerinin yeterince iyi
anlaşılmadığı kanaatindeyiz. Bu nedenle, uluslararası düşünce önderlerine nitelikli bir kaynak teşkil etmesini amaçladığımız Insight Turkey dergimizin ilk yıllık
konferansını Washington’da yapmayı uygun gördük. Konferansa gösterilen son
derece yüksek ilgi ve alaka bu konuda ne kadar isabetli bir seçim yaptığımızı gösterdi. Konferansa katılan panelistlerin yaptığı sunumların kamuoyunda bulduğu
yankıyı da göz önünde bulundurduğumuzda, konferansın amacına ulaştığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
During 2010, Turkey has witnessed many important developments in domestic
and foreign policy areas. As SETA Foundation, we believe that the dynamics of
the change Turkey has been experiencing over the past several years as well as
the country’s increased international profile have not been properly understood.
Because of this, we decided to hold Insight Turkey’s first annual conference in
Washington D.C. as we aim to make it an indispensable and a quality source for
international opinion makers. The level of attention and interest the conference
attracted proved to us that this was the right choice. In addition, when we consider the media attention to the conference proceedings, we can comfortably
say that the conference was a success.
S E TA | F O U N D AT I O N F O R P O L I T I C A L E CO N O M I C A N D S O C I A L R E S E A R C H
Reşit Galip Cd. Hereke Sokak No: 10
GOP Çankaya 06700 Ankara TÜRKİYE
Ph:+90 312.405 61 51 | Fax :+90 312.405 69 03
www.setav.org | [email protected]
S E TA | Wa s h i n g t o n D. C . O f f i c e
1025 Connec ticut Avenue, N.W., Suite 1106
Washington, D.C., 20036
Ph: 202-223-9885 | Fax: 202-223-6099
www.setadc.org | [email protected]

Benzer belgeler