JUNE Supplement - journal of human rhythm

Transkript

JUNE Supplement - journal of human rhythm
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
1
2
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
Onursal Başkan
Prof. Dr. Muzaffer ELMAS - Sakarya Üniversitesi Rektörü
Eş Başkanlar
Prof. Dr. Sevin ALTINKAYNAK - Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Müdürü
Prof. Dr. Nursan ÇINAR - Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Müdür Yardımcısı
Prof. Dr. A. Serhan CEVRİOĞLU- Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi
Yrd. Doç. Dr. Gülgün DURAT - Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölüm Başkanı
Düzenleme Kurulu
Yrd. Doç. Dr. Gülgün DURAT - Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu
Öğr. Gör. Zekiye TURAN - Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu
Arş. Gör. Kevser ÖZDEMİR - Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu
Arş. Gör. Özlem DOĞU - Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu
Arş. Gör. Gümrah Duygu ATMACA - Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu
Arş. Gör. Yasemin AYDIN - Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu
İletişim:
e- mail: [email protected]
Tel: 0264 295 3853 (6628- 6609)
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
INDEX / İÇİNDEKİLER
P-01: Hemşire ve Ebelerin Anne Sütü ve Laktasyon Dönemi ile İlgili Bilgi Düzeyleri
Öznur Tiryaki, Döndü Sevimli Düler, Nursan Çınar
P-02: Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Çalışan Hemşirelerin Yenidoğanda Cilt Bakımına Yönelik Bilgileri
Öznur Tiryaki, Döndü Sevimli Güler, Nursan Çınar
P-03: Ebelik ve Hemşirelik İntörn Öğrencilerin Tıbbi Hataya Eğilim Düzeylerinin Belirlenmesi
Yasemin Aydın, Zekiye Turan, Yurdanur Dikmen, Emriye Taştan, Güllüzar Yılmaz
P-04: Gebe Danışmanlığı Birimine Başvuran Gebelerin Gebe Eğitim Sınıfına Katılmama Nedenlerinin İncelenmesi
Öznur Tiryaki, Döndü Sevimli Güler, Ebru Halimoğlu
P-05: Ebelik İntörn Öğrencilerinin Doğum Ağrısının Kontrolünde Uygulanan Non-Farmakolojik Yöntemler Hakkında
Bilgi Düzeylerinin Belirlenmesi
Yasemin Aydın, Zekiye Turan, Öznur Ömür Malkoç
P-06: Ebelik ve Hemşirelik İntörn Öğrencilerinin Human Papilloma Virüsü Hakkındaki Bilgi Düzeyleri
Zekiye Turan, Yasemin Aydın, İlknur Öztürk
P-07: İntörn Ebelik ve Hemşirelik Öğrencilerinin Mobbing Hakkındaki Görüşleri ve Maruz Kalma Durumları
Zekiye Turan, Yasemin Aydın, Işık Atasoy, Hatice Karaağaçlı, Simge Vanaz
P-08: Ebelik İntörn Öğrencilerinin Uygulama Öncesi Enfeksiyon Kontrolü; Eğitim Şart
Özlem Doğu, Gülsüme Kaya, Oğuz Karabay
P-09: Kadın Doğum Hekimlerinin ve Ebelerin Doğal Doğuma Bakış Açıları
Pınar Tabakoğlu, Sümeyye Özer, İlknur Günel, Hilal Uslu Yuvacı
P-10: Ebelik Öğrencilerinin Sezaryen Sonrası Cerrahi Alan Enfeksiyonlarının Önlenmesi Hakkında Bilgi Düzeylerinin
Belirlenmesi
Zeynep Suver, Nihal Tufan, Dilek Aygin
P-11: Hastanede Çalışan Ebe ve Hemşireler Çalışma Ortamlarını Nasıl Algılıyor?
Döndü Sevimli Güler,Öznur Tiryaki
P-12: Ebe ve Hemşirelerin Şiddet Deneyimleri ve Kadına Yönelik Şiddete İlişkin Bilgi Düzeylerini Belirlemek
Esma Selçuk, Fatma Arslan, Öznur Tiryaki, Döndü Sevimli Güler
P-13: Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinde Hasta Güvenliği Kültürünün Değerlendirilmesi
Funda Akduran, Yurdanur Dikmen, Nursan Çınar
P-14: Hemşirelik ve Ebelik Öğrencilerinde Kültürlerarası Duyarlılık ve Etkileyen Faktörlerin İncelenmesi
Yurdanur Dikmen, Funda Akduran, Özlem Doğu, Nursan Çınar
3
4
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
P-15: Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde Hastane Enfeksiyon Hızlarının İncelenmesi
Gülsüm Kaya, Ertuğrul Güçlü, Özlem Doğu, Aziz Öğütlü
P-16: Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi Çalışanlarının El Hijyeni Uyumu
Ertuğrul Güçlü, Gülsüm Kaya, Aziz Öğütlü
P-17: İntörnlük Stajlarını Aile Sağlığı Merkezlerinde Yapan Ebelik Öğrencilerinin Staj Alanına İlişkin Görüş ve
Önerileri: Niteliksel Bir Çalışma
Ayşe Çevirme, Nasibe Yağmur Filiz, Özge Kaynak
P-18: Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin Kadın Cinsiyeti ve Aile İçi Şiddete Bakış Açıları
Dilek Ayazguk, Gümrah Duygu Atmaca, Yasemin Aydın, Gülgün Durat
P-19: Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinde Premenstrüel Dönem Belirtileri İle Somatizasyona Yatkınlık Arasındaki
İlişkinin İncelenmesi
Gülgün Durat, Gümrah Duygu Atmaca, Yasemin Aydın, Dilek Ayazguk
P-20: Mediko Sosyal Merkezine Başvuran Çocukların Doğum Şekillerinin Retrospektif İncelenmesi
Dilek Köse, Sevin Altınkaynak, Sümeyra Topal, TijenNemut, Nursan Çınar
P-21: Çocukların İlk 24 Ay Anne Sütü İle Beslenme Durumları
Sümeyra Topal, Nursan Çınar, Sevin Altınkaynak, Dilek Köse, TijenNemut
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
5
P-01
NURSES’ AND MIDWIVES’ LEVELS OF KNOWLEDGE
ON BREASTMILK AND LACTATION PERIOD
Öznur TİRYAKİ1, Döndü SEVİMLİ GÜLER1, Nursan ÇINAR2
1
Ministry of Health, Sakarya University Training and Research Hospital, Sakarya
2
Sakarya University School of Health, Yüksekokulu, Children’s Health and Nursing Department, Sakarya
Objective:
This study aims to determine the level of knowledge on breastmilk and lactation period among nurses and
midwives.
Materials and Methods:
The study was carried on in the units of obstetrics and gynecology, maternity, newborn, child and child
surgery between the dates of 25 March – 1 April 2015 in Sakarya Training and Research Hospital. It created
the voluntary participation of 90 (70.3%) nurses and midwives sample. The correct answers were scored as
“1” and the wrong ones “0”. For the analysis of the data, SPSS 17.0 statistics programme was used.
Results:
A total of 68 % were married,64.4 % had children and breastfeeding experience.68.7 % of them had
breastfeeding training, but 32.3 % thought that they didn’t have enough knowledge on this issue.The average
of correct answers to the multiple choice questions was 11.7±2,45.
About breastfeeding and breastmilk, a total of 88.9 % of the participants stated that “a mother diagnosed with
hepatitis A should breastfeed”,77.8 % stated that “a mother with hepatitis B should keep on breastfeeding”
and they gave correct answers. A total of 81.7 % gave wrong answers by stating “Betalaktaglobul is one of
the breastmilk proteins”.
Conclusion:
This study displayed that the participants did not have enough knowledge on breastmilk and safe lactation.
Key Words:
Breastmilk; lactation period; nurse/midwife; level of knowledge
6
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
HEMŞİRE VE EBELERİN ANNE SÜTÜ VE LAKTASYON DÖNEMİ
İLE İLGİLİ BİLGİ DÜZEYLERİ
Öznur TİRYAKİ1, Döndü SEVİMLİ GÜLER1, Nursan ÇINAR2
1
Sağlık Bakanlığı Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Sakarya
2
Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı, Sakarya
Objective:
Bu çalışmada Hemşire ve Ebelerin Anne sütü ve laktasyon dönemi ile ilgili bilgilerinin belirlenmesi amaçlandı.
Materials and Methods:
Çalışma Sakarya Eğitim Araştırma Hastanesinin kadın doğum, doğumhane, yenidoğan, çocuk ve çocuk cerrahi
ünitelerinde 25 Mart-1 Nisan tarihleri arasında yapıldı. Gönüllü katılımı olan 90 (%70.3) ebe ve hemşire
örneklemi oluşturdu. Çoktan seçmeli sorulara verilen yanıtlardan doğru olanlar ‘1’, yanlış olanlar ‘0’ puan
olarak değerlendirildi. Verilerin analizinde SPSS 17.0 istatistik paket programı kullanıldı.
Results:
Katılımcıların %68’inin evli, %64.4’ü çocuk sahibi olduğu ve emzirme deneyimi yaşadıkları belirlendi.%68.7’sinin
emzirme eğitimi aldığı, ancak %32.3’sinin konu ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmadıklarını düşündüğü saptandı.
Çoktan seçmeli sorulara verilen doğru yanıt ortalamasının 11.7±2,45 olduğu belirlendi.
Emzirme ve anne sütü ile ilgili olarak katılımcıların %88.9’u “Hepatit A tanısı alan anne emzirmeli’’,%77.8’i‘‘Hepatit
B tanısı alan anne ’’emzirmeye devam etmeli diyerek doğru yanıt vermişlerdir.“Betalaktaglobülin anne sütü
proteinlerinden biridir’’ %81.7’i yanlış seçeneği işaretlemişlerdir.
Conclusion:
Bu çalışmada da katılımcıların anne sütü ve güvenli laktasyon konularında yeterli bilgiye sahip olmadığı
sonucuna ulaşılmıştır.
Key Words:
Anne sütü; laktasyon dönemi; hemşire/ebe; bilgi düzeyi
Corr. Author: Nurse Öznur TİRYAKİ
Ministry of Health, Sakarya University Training and Research Hospital, Sakarya/Turkey
Phone: 0264 888 40 00, e - mail: [email protected]
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
7
P-02
KNOWLEDGE OF NURSES IN NEWBORN INTENCIVE CARE
UNITS ON SKIN CARE OF THE NEWBORN
Öznur TİRYAKİ1, Döndü SEVİMLİ GÜLER1, Nursan ÇINAR2
1
Ministry of Health, Sakarya University Training and Research Hospital, Sakarya
2
Sakarya University School of Health, Yüksekokulu, Children’s Health and Nursing Department, Sakarya
Objective:
The aim of this study is to determine the levels of knowledge of the nurses who work in the NICUs on
evidence-based skin care
Materials and Methods:
Among the 41 nurses who work in the Newborn Intensive Care Unit of Sakarya Training and Research Hospital
Central Campus and the Obstetrics Campus between the dates of 25-26 March 2015, 35 volunteering
nurses participated in our study. According to the answers, the correct ones were scores as “1” and the
wrong ones were “0” point. SPSS 17,0 statistics programme was used in the analysis of data
Results:
Who had been working in the NICU (newborn intensive care unit)for 5 years or more was 42.9 %. The
average score of the participants was 14.02±3.3. It was found out that 57.1 % of the participants did not have
any education on evidence based skin care of the newborn.
The rate of answers to the question “the umbilical cord should not be left in the diapers” were 100%, “babies
should be given a bath after the delivery in case of an infection from the mother” was 97.1 %.
62.9 % had incorrect informaton about the use of sterile water in the bath of newborn younger that 32
weeks, and 57.1 % about the temparature of the bathroom.
Conclusion:
As a result of the study, it was found out that nearly half of the nurses participated in the study had missing
or incorrect information about the skin features and skin care of the newborn.
Key Words:
Newborn; Skin care; Nurse
8
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNDE ÇALIŞAN
HEMŞİRELERİN YENİDOĞANDA CİLT BAKIMINA YÖNELİK
BİLGİLERİ
Öznur TİRYAKİ1, Döndü SEVİMLİ GÜLER1, Nursan ÇINAR2
1
Sağlık Bakanlığı Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Sakarya
2
Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı, Sakarya
Amaç:
Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde çalışan hemşirelerin kanıt temelli cilt bakımına yönelik bilgi düzeylerini
belirlemek.
Materya ve Method:
ÇAraştırmaya Sakarya Eğitim Araştırma Hastanesi Merkez ve Kadın Doğum Kampüsün de bulunan Yenidoğan
Yoğun Bakım Ünitesi’nde 25-26 Mart 2015 tarihleri arasında çalışan 41 hemşireden gönüllü toplam 35
hemşire dahil oldu. Sorulara verilen yanıtlara göre doğru ‘1’, yanlış ‘0’ puan olarak değerlendirildi. Verilerin
analizinde SPSS 17,0 istatistik paket programı kullanılmıştır.
Bulgular:
YYBÜ de çalışma süresi 5 yıl ve üzeri %42,9 olduğu, çalışmaya katılanların ortama puanı 14.02±3.3 olarak
belirlendi. Katılımcıların %57.1’sinin yenidoğanın kanıt temelli cilt bakımına yönelik eğitim almadığı bulundu.
Sorulardan ‘göbek bağı bebek bezinin içinde bırakılmamalı’ %100,‘annede enfeksiyon bulaş riski nedeniyle
bebeklere doğum sonrası banyo yaptırılması gerekir diyenlerin oranı’ %97.1 idi. %62.9’unun 32 haftanın altı
bebeklerin banyosunda steril su kullanılması ile ilgili,%57.1’nin banyo yaptırılan odanın ısısı ile ilgili bilgilerinin
yanlış olduğu belirlenmiştir.
Sonuç:
Çalışma sonucunda araştırmaya katılan hemşirelerin yarısına yakınının yenidoğanın cilt özellikleri ve bakımı
konusunda eksik veya yanlış bilgileri olduğu belirlenmiştir
Anahtar Kelimeler:
Yenidoğan; Cilt Bakımı; Hemşire
Corr. Author: Nurse Öznur TİRYAKİ
Ministry of Health, Sakarya University Training and Research Hospital, Sakarya/Turkey
Phone: 0264 888 40 00, e - mail: [email protected]
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
9
P-03
DETERMINATION LEVEL OF MEDICAL ERROR TENDENCY
MİDWİFERY AND NURSİNG İNTERN STUDENT
Yasemin AYDIN1, Zekiye TURAN2, Yurdanur DİKMEN3, Emriye TAŞTAN4, Güllüzar YILMAZ4
1
Sakarya University, Health High School, Department of Midwifery, Research Assistant. SAKARYA
2
Sakarya University, Health High School, Department of Midwifery, Lecturer. SAKARYA
3
Sakarya University, Health High School, Department of Nursing, Assistant Professor, SAKARYA
4
Sakarya University, Health High School, Department of Midwifery, third grade student. SAKARYA
Objective:
This study was performed to determine nursing and midwifery intern students’ levels of medical error
tendency and factors that might affect.
Materials and Methods:
The population of the study which planned descriptive and analytical design has been totally from 150
students who studying last grade nursing and midwifery at Sakarya University in 2014-2015 academic year.
Targeted to be reached to the all of population but from this population the sample consisted of 120 students
who can be reached and agreed to participate in research. Data were collected by "Medical Errors Scale
Tendency in Nursing" which developed by Özata and Altunkan (2010). Scale’s Cronbach's alpha coefficient
was found 0.96 for the sample group in this study
Results:
The average age of students is 22.26 ± 0.99 and % 52.5 are studying in the nursing department. It was
found that the average total scale score 213.37 ± 23.4. When students’ answers that include causes of
medical errors tendency are examined, ıt was determined that % 86.7 of them expressed "workload", % 63.3
"Lack of theoretical knowledge" and % 58.3 "Lack of experience". It was statistically significant difference
between points of medical errors tendency according to the intern students’ department which they have
been enrolled (p <0.05).
Conclusion:
In the results of this study, ıt was determined generally to be high levels of medical error tendency in
midwifery and nursing intern students, however midwifery students in drug and transfusion practices and
communication subscale the medical errors tendency was significantly lower than nursing student.
Key Words:
Medical errors, medical errors tendency, Nursing students, midwifery students.
10
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
EBELİK VE HEMŞİRELİK İNTÖRN ÖĞRENCİLERİN TIBBİ
HATAYA EĞİLİM DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ
Yasemin AYDIN1, Zekiye TURAN2, Yurdanur DİKMEN3, Emriye TAŞTAN4, Güllüzar YILMAZ4
1
Sakarya Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu, Ebelik Anabilim Dalı, Araştırma Görevlisi, SAKARYA
2
Sakarya Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu, Ebelik Anabilim Dalı, Öğretim Görevlisi, SAKARYA
3
Sakarya Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu, Hemşirelik Bölümü, Yardımcı Doç. Dr. SAKARYA
4
Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Ebelik 3. Sınıf Öğrencisi, SAKARYA
Amaç:
Bu çalışma, ebelik ve hemşirelik intörn öğrencilerinin tıbbi hatalara eğilim düzeylerini ve bunu etkileyebilecek
faktörleri belirlemek amacıyla yapıldı
Materya ve Method:
Tanımlayıcı ve analitik desende planlanan araştırmanın evrenini, bir kamu üniversitesinin hemşirelik ve
ebelik bölümü son sınıfında öğrenim gören toplam 150 öğrenci oluşturmuştur. Evrenin tamamına ulaşılması
hedeflenmiş ancak örneklem bu evrenden, ulaşılabilen ve araştırmaya katılmayı kabul eden 120 öğrenciden
oluşmuştur. Veriler, Özata ve Altunkan (2010) tarafından geliştirilen, “Hemşirelikte Tıbbi Hataya Eğilim Ölçeği”
ile toplanmıştır. Ölçeğin bu çalışmadaki örneklem gurubu için Cronbach Alfa katsayısı 0.96 olarak bulundu.
Bulgular:
Öğrencilerin yaş ortalaması 22.26±0.99 olup, %52.5’i hemşirelik bölümünde öğrenim görmektedir. Toplam
ölçek puan ortalaması 213.37±23.14 olarak bulundu. Öğrencilerin tıbbi hataya eğilim nedenlerini içeren
yanıtlar incelendiğinde, %86.7’si “iş yükü”, %63.3’ü “teorik bilgi eksikliği”, %58.3’ü ise “deneyim eksikliği”
olarak ifade ettiği saptanmıştır. İntörn öğrencilerin öğrenim gördükleri bölümlere göre tıbbi hataya eğilim
puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur (p<0.05).
Sonuç:
Bu çalışma sonucunda, intörn ebelik ve hemşirelik öğrencilerinin genel olarak tıbbi hatalara eğilim düzeyinin
yüksek olduğu ancak ebelik bölümünde öğrenim gören öğrencilerin, ilaç ve transfüzyon uygulamaları ile
iletişim alt boyutlarında hemşirelik bölümünde öğrenim gören öğrencilere göre tıbbi hataya eğiliminin anlamlı
olarak daha düşük olduğu saptandı.
Anahtar Kelimeler:
Tıbbi hata, Tıbbi hata eğilimi, Hemşirelik öğrencileri, Ebelik öğrencileri
Corr. Author: Yasemin AYDIN
Sakarya University, Health High School, Department of Midwifery, Research Assistant SAKARYA
e-mail: [email protected], Tel: 05432870029
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
11
P-04
AN ASSESSMENT ON THE CAUSES OF NONATTENDANCE
TO PREGNANCY EDUCATİON CLASSES BY THE PREGNANT
WOMEN WHO APPLİED TO THE PREGNANCY COUNSELİNG
UNİT
Döndü SEVİMLİ GÜLER, Öznur TİRYAKİ, Ebru HALİMOĞLU
Ministry of Health, Sakarya University Training and Research Hospital, Sakarya
Objective:
This study aims to assess the causes of pregnant women for not attending pregnancy education classes
although they have applied for it.
Materials and Methods:
The study was conducted among 7 to 36 week-pregnant women who applied to the Pregnancy Consultation
Polyclinics of a Training and Research Hospital between the dates of 1 – 3 April 2015. 142 women who
volunteered to participate in the study were interviewed face to face and informed about the study. SPSS 17,0
statistics programme was used in the analysis of collected data.
Results:
69% had a planned pregnancy, and the average pregnancy week was 19±8.9. A total of 31 % of the pregnant
women were primiparous, 13.05 % had health problems in reproductive and antenatal periods. All pregnant
women who applied to these polyclinics were invited to the training sessions by pregnancy consultation unit
and only 19 % of them considered attending to these sessions. The ones who considered attending the
sessions were asked about their expectations; 44.4 % said they expected to have a healthy delivery, 29.6 %
wanted to get informed about baby care, 25.9 % wanted to have a spontaneous delivery.
Conclusion:
It was clear in our study that transportation was the most common problem that caused nonattendance to
these programmes. .
Key Words:
Pregnancy training, Consultancy, Preparation for birth
12
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
GEBE DANIŞMANLIĞI BİRİMİNE BAŞVURAN GEBELERİN
GEBE EĞİTİM SINIFINA KATILMAMA NEDENLERİNİN
İNCELENMESİ
Döndü SEVİMLİ GÜLER, Öznur TİRYAKİ, Ebru HALİMOĞLU
Sağlık Bakanlığı Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Sakarya
Amaç:
Bu çalışmada gebe danışmanlığı birimine başvuran gebelerin gebe eğitim sınıfına katılmama nedenlerini
incelemek amaçlandı.
Materya ve Method:
Çalışma 1-3 Nisan 2015 tarihleri arasında bir Eğitim Araştırma Hastanesinin Gebe Danışmanlığı Polikliniğine
başvuran 7 ile 36 haftalık gebe kadınlar üzerinde gerçekleştirildi. Çalışmaya katılmayı kabul eden 142 kadınla
yüz yüze görüşülerek çalışma ile ilgili bilgilendirme yapıldıktan sonra veri toplama formları araştırmacılar
tarafından dolduruldu. Elde edilen verilerin analizinde SPSS 17,0 istatistik paket programı kullanıldı.
Bulgular:
%69’unun gebeliğinin planlı olduğu, gebelik haftasının ortalama 19±8.9 olduğu saptandı. Gebelerin %31’inin
primipar olduğu, %13,05’nin reprodüktif ve antenatal dönemde sağlık problemi yaşadığı belirlendi. Başvuran
tüm gebelerin aynı hastanede bulunan gebe danışmanlığı birimi tarafından eğitim sınıfına davet edildiği,
bunların %19’unun katılmayı düşündüğü belirlendi. Gebe eğitim sınıfına katılmayı düşünenlere beklentileri
sorulduğunda %44.4’nün sağlıklı doğum yapmak, %29.6’sının bebek bakımı hakkında bilgilenmek,%25.9’unun
normal spontan doğum yapmak yanıtlarını verdikleri görüldü.
Sonuç:
Çalışmamızda ulaşım probleminin bu programlara katılamama nedenleri arasında ilk sırada geldiği görüldü.
Anahtar Kelimeler:
Gebe eğitimi; Danışmanlık; Doğuma hazırlık
Corr. Author: Nurse Öznur TİRYAKİ
Ministry of Health, Sakarya University Training and Research Hospital, Sakarya/Turkey
Phone: 0264 888 40 00, e - mail: [email protected]
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
13
P-05
DETERMINATION KNOWLEDGE LEVEL OF MIDWIFERY
INTERN STUDENTS ABOUT NON-PHARMACOLOGICAL
METHODS USED IN CONTROL PAIN OF LABOR
Yasemin AYDIN1, Zekiye Turan2, Öznur Ömür Malkoç3
1
Sakarya University, Health High School, Department of Midwifery, Research Assistant. SAKARYA
2
Sakarya University, Health High School, Department of Midwifery, Lecturer. SAKARYA
3
Sakarya University, Health High School, Department of Midwifery, Senior Student. SAKARYA
Objective:
This study was conducted to determine level of knowledge midwifery intern students about nonpharmacological methods that used in the control of labor pain
Materials and Methods:
The population of the descriptive study planned to has been totally from 50 students who studying last
grade midwifery at the public university in 2014-2015 academic year. Targeted to be reached to the all of
population but from this population the sample consisted of 36 students who can be reached and agreed
to participate in research. As data collection tool was used a questionnaire which prepared in according to
literature by researchers. This form which measures the level of knowledge valued at a total of 20 points that
for correct answers given 1 points and for incorrect answers given 0 points.
Results:
Average age of students is 22.44±0.77. %86.1 of students stated that have knowledge about nonpharmacological methods and % 50 learned this topic from the university education. % 77,8 of students
expressed that they have knowledge about the breathing techniques, % 47.2 hot application, %22,2 cold
application, %8.3TENS, %11.1 intradermal fluids injection, % 13.9 reflexology methods. The average
knowledge about non-pharmacological methods which used in the control of labor pain score of students
was 10.72 ± 0.74 through 20 points. There were no significant differences between the high school that
graduated from and the average knowledge score about non-pharmacological methods which used for the
labor pain.
Conclusion:
As a result of this study emerged that midwifery intern students have intermediate information about nonpharmacological methods which used in the control of labor pain.
Key Words:
Midwifery Students, Labor pain, Non-pharmacological methods
14
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
EBELİK İNTÖRN ÖĞRENCİLERİNİN DOĞUM AĞRISININ
KONTROLÜNDE UYGULANAN NON-FARMAKOLOJİK
YÖNTEMLER HAKKINDA BİLGİ DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ
Yasemin AYDIN1, Zekiye Turan2, Öznur Ömür Malkoç3
1
Sakarya Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu, Ebelik Anabilim Dalı, Araştırma Görevlisi, SAKARYA
2
Sakarya Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu, Ebelik Anabilim Dalı, Öğretim Görevlisi, SAKARYA
3
Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Ebelik 4. Sınıf Öğrencisi
Amaç:
Bu çalışma, ebelik intörn öğrencilerinin doğum ağrısının kontrolünde uygulanan non-farmakolojik yöntemler
hakkında bilgi düzeylerinin belirlemesi amacıyla yapılmıştır.
Materya ve Method:
Tanımlayıcı desende planlanan araştırmanın evrenini, Sakarya üniversitesi 2014-2015 öğretim yılı ebelik
bölümü son sınıfında öğrenim gören toplam 50 öğrenci oluşturmuştur. Evrenin tamamına ulaşılması
hedeflenmiş ancak örneklem bu evrenden, ulaşılabilen ve araştırmaya katılmayı kabul eden 36 öğrenciden
oluşmuştur. Veriler, araştırmacılar tarafından literatür doğrultusunda geliştiren soru formu ile toplanmıştır.
Bilgi düzeyini ölçen form doğru yanıt için 1 ve yanlış yanıtlar için 0 puan olmak üzere, yanıtlar toplam 20 puan
üzerinden değerlendirilmiştir.
Bulgular:
Öğrencilerin yaş ortalaması 22.44±0.77 dir. Öğrencilerin %86.1’i non-farmakolojik yöntemler hakkında bilgi
sahibi olduğunu ve bu konuda %50’sinin üniversite öğreniminden, %22.2’sininde internetten bilgi sahibi
olduğunu ifade etmiştir. Öğrencilerin, %77,8’i solunum teknikleri, %47.2’si sıcak uygulama, %22,2’si soğuk
uygulama, %8.3’ü TENS, %11.1’i intradermal sıvı enjeksiyonu, %13,9’u refleksoloji yöntemleri hakkında bilgi
sahibi olduklarını ifade etmişlerdir. Öğrencilerin doğum ağrısının kontrolünde kullanılan non-farmakolojik
yöntemlere ilişkin bilgi puan ortalaması 20 puan üzerinden 10,72±0,74’dir. İntörn öğrencilerin mezun
oldukları liseye göre, doğum ağrısı için kullanılan non-farmakolojik yöntemlere ilişkin bilgi puan ortalaması
arasında anlamlı bir fark saptanmamıştır (p > 0.05).
Sonuç:
Bu çalışma sonucunda, intörn ebelik öğrencilerinin doğum ağrısının kontrolünde kullanılan non-farmakolojik
yöntemlere ilişkin bilgilerinin orta düzeyde olduğu ortaya çıkmıştır.
Anahtar Kelimeler:
Ebelik Öğrencileri, Doğum ağrısı, Non-farmakolojik yöntemler
Corr. Author: Yasemin AYDIN
Sakarya University, Health High School, Department of Midwifery, Research Assistant. SAKARYA
e-mail: [email protected], Phone Number: 05432870029
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
15
P-06
THE KNOWLEDGE LEVEL OF NURSING AND MIDWIFERY
INTERN STUDENS ABOUT HUMAN PAPILLOMAVIRUS
Zekiye Turan1, Yasemin AYDIN2, İlknur ÖZTÜRK3
1
Sakarya University, Health High School, Department of Midwifery, Lecturer. SAKARYA
2
Sakarya University, Health High School, Department of Midwifery, Research Assistant. SAKARYA
3
Sakarya University, Health High School, Department of Midwifery, Senior Student. SAKARYA
Objective:
This study was conducted to determine the level of knowledge Sakarya University’s nursing and midwifery
intern student about human papillomavirus (HPV).
Materials and Methods:
The population this descriptive study has been totally from 150 students who studying last grade nursing and
midwifery at Sakarya University in 2014-2015 academic year. Targeted to be reached to the all of population
but from this population the sample consisted of 102 students who can be reached and agreed to participate
in research. As data collection tool was used a questionnaire which prepared in according to literature by
researchers.
Results:
The average age of students is 22.54 ± 0.11, % 60 of them was nursing students. %51 of students graduated
high school. %91.2 of students has expressed that they have knowledge about HPV vaccines, %57 expressed
that sources of information is university. %46.1 of student associated HPV with the genital warts while %34.3
has associated with cancer. %81.4 of student stated that HPV cause of cervical cancer and %70.6 expressed
that should be done vaccine. %38.2 of students stated that HPV vaccine should be done earliest when 9 years
old and % 2.9 of student has been vaccinated. There were no significant differences between midwifery and
nursing students in terms of knowledge of HPV and the vaccine (p> 0.05). The nursing students' willingness
to make a vaccine was found to be significantly higher (x2 = 4.465, p <0.05).
Conclusion:
It was determined that knowledge about HPV and the vaccine is insufficient for students and considered that
more needs to informed studies in terms of community health.
Key Words:
Nursing student, Midwifery student, Human papillomavirus
16
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
EBELİK VE HEMŞİRELİK İNTÖRN ÖĞRENCİLERİNİN HUMAN
PAPİLLOMAVİSÜS HAKKINDAKİ BİLGİ DÜZEYLERİ
Zekiye Turan1, Yasemin AYDIN2, İlknur ÖZTÜRK3
1
Sakarya Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu, Ebelik Bölümü, Öğretim Görevlisi. SAKARYA
2
Sakarya Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu, Ebelik Bölümü, Araştırma Görevlisi. SAKARYA
3
Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Ebelik Bölümü 4. Sınıf Öğrencisi. SAKARYA
Amaç:
Bu çalışma, Sakarya Üniversitesi ebelik ve hemşirelik intörn öğrencilerinin human papillomavirüs (HPV)
hakkındaki bilgi düzeylerinin belirlemesi amacıyla yapılmıştır
Materya ve Method:
Tanımlayıcı olan araştırmanın evrenini, Sakarya Üniversitesi 2014-2015 öğretim yılı ebelik ve hemşirelik
bölümü son sınıfta öğrenim gören toplam 150 öğrenci oluşturmuştur. Evrenin tamamına ulaşılması
hedeflenmiş, ancak örneklem bu evrenden, ulaşılabilen ve araştırmaya katılmayı kabul eden 102 öğrenciden
oluşmuştur. Veri toplama aracı olarak, araştırmacılar tarafından literatür doğrultusunda hazırlanan anket formu
kullanılmıştır.
Bulgular:
Öğrencilerin yaş ortalaması 22,54 ± 0,11 olup, % 60’ını hemşirelik bölümü öğrencileri oluşturmuştur. İntörn
öğrencilerin %51’i düz lise mezunudur. Öğrencilerin %91,2’si HPV aşıları hakkında bilgi sahibi olduklarını ve
%57’si de bilgi kaynağının üniversite olduğunu ifade etmiştir. Öğrencilerin HPV ile ilgili bilgileri sorgulandığında
%34,3’ü kanser ile ilişkilendirirken, %46,1’i genital siğiller ile ilişkilendirmiştir. %81,4’ü serviks kanserine
neden olduğunu ve %70,6’sı da aşı yapılması gerektiğini ifade etmiştir. Öğrencilerin %38,2’si HPV aşısının
en erken 9 yaşında yapılması gerektiğini belirtmiş ve %2,9’u da aşıyı yaptırmıştır. HPV ve aşıları konusundaki
bilgiler açısından ebelik ve hemşirelik öğrencileri arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0,05). Hemşirelik
bölümü öğrencilerinin aşı yaptırmak konusunda isteklerinin anlamlı olarak daha yüksek olduğu saptanmıştır
(x2=4,465, p<0,05).
Sonuç:
Öğrencilerin HPV ve aşıları konusunda bilgi düzeyinin yetersiz olduğu gözlenmiş ve toplum sağlığı açısından
daha fazla bilgilendirilme çalışmalarına ihtiyaç olduğu düşünülmüştür.
Anahtar Kelimeler:
Hemşirelik Öğrencisi, Ebelik Öğrencisi, Human papillomavirüs
Corr. Author: Zekiye TURAN
1Sakarya University, Health High School, Department of Midwifery, Lecturer. SAKARYA
e-mail: [email protected], Phone Number: 05055376788
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
17
P-07
OPINIONS ABOUT MOBBING AND EXPOSURE STATUS OF
MIDWIFERY AND NURSING INTERN STUDENTS
Zekiye TURAN1, Yasemin AYDIN2, Işık ATASOY3, Hatice KARAAĞAÇLI4, Simge VANAZ4
1
Sakarya University, Health High School, Department of Midwifery, Lecturer. SAKARYA
2
Sakarya University, Health High School, Department of Midwifery, Research Assistant. SAKARYA
3
Sakarya University, Health High School, Department of Nursing, Lecturer. SAKARYA
4
Sakarya University, Health High School, Department of Midwifery, third grade student. SAKARYA.
Objective:
This study was conducted to determine opinions about mobbing and exposure status of midwifery and
nursing intern students.
Materials and Methods:
The population this descriptive study has been totally from 150 students who studying last grade nursing
and midwifery at the public university in 2014-2015 academic year. Targeted to be reached to the all of
population but from this population the sample consisted of 124 students who can be reached and agreed
to participate in research. As data collection tool was used a questionnaire which prepared in according to
literature by researchers.
Results:
The average age of students is 22.54 ± 0.08, % 51,6 of them was nursing students. 67.7% of students stated
that heard concept of mobbing. It was determined significant differences between midwifery and nursing
students that midwifery students hear the mobbing concept more than nursing (x2= 19,053, p < 0.05).
73.3% of students reported mobbing is a crime, % 33.9 of
report tahat manager are mobbing applier and % 39.5 of report that women exposed to mobbing. % 53.3
of the students reported they had been exposed to mobbing, there was no statistically significant difference
between departments (x2 = 1.865, p> 0.05). 74.6% of students were exposed to mobbing in practice, %
59.4 share the case with friends, % 68,8 do nothing, % 17.2 complained within the institution, % 1.6 was
sued and called number 170. %4,8 has received support from an expert.
Conclusion:
It was determined that the majority intern students heard about the concept of mobbing and partially were
exposed to mobbing.
Key Words:
Mobbing, Nursing student, Midwifery student
18
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
İNTÖRN EBELİK VE HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİNİN MOBBİNG
HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ VE MARUZ KALMA DURUMLARI
Zekiye TURAN1, Yasemin AYDIN2, Işık ATASOY3, Hatice KARAAĞAÇLI4, Simge VANAZ4
1
Sakarya Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu, Ebelik Anabilim Dalı, Öğretim Görevlisi
2
Sakarya Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu, Ebelik Anabilim Dalı, Araştırma Görevlisi
3
Sakarya Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu, Hemşirelik Anabilim Dalı, Öğretim Görevlisi
4
Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Ebelik 3. Sınıf Öğrencisi
Amaç:
Ebelik ve hemşirelik bölümü son sınıf öğrencilerinin mobbing hakkındaki görüşleri ve mobbinge maruz kalma
durumlarının belirlemesi amacıyla yapılmıştır.
Materya ve Method:
Tanımlayıcı olan araştırmanın evrenini, bir kamu üniversitesinin 2014-2015 öğretim yılı ebelik ve hemşirelik
bölümü son sınıfında öğrenim gören toplam 150 öğrenci oluşturmuştur. Evrenin tamamına ulaşılması
hedeflenmiş ancak, örneklemi bu evrenden ulaşılabilen ve araştırmaya katılmayı kabul eden 124 intörn
öğrenci oluşmuştur. Veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından literatür taranarak hazırlanan anket
formu kullanılmıştır.
Bulgular:
Öğrencilerin yaş ortalaması 22.54 ± 0.08 olup, % 51,6’sını hemşirelik bölümü öğrencileri oluşturmuştur.
Öğrencilerin %67,7’si mobbing kavramını duyduğunu ifade etmiştir. Mobbing kavramını ebelik bölümü
öğrencilerinin, istatistiksel açıdan anlamlı şekilde hemşirelikten daha fazla duyduğu tespit edilmiştir (x2=
19,053, p < 0.05). Öğrencilerin %73,3’ü mobbingin suç olduğunu, %33,9’u mobbing uygulayanların
yöneticiler olduğunu, %39,5’i kadınların mobbinge maruz kaldığını bildirmişlerdir. Öğrencilerin %53,3’ü
mobbinge maruz kaldıklarını bildirmiş olup, bölümler arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır
(x2=1,865, p >0.05). Öğrencilerin %74,6’sı mobbinge uygulama alanında maruz kaldıklarını, %59,4’ü durumu
arkadaşları ile paylaştıklarını, %68,8’i hiçbir şey yapmadıklarını, % 17,2’si kurum içinde şikayet ettiğini, %
1.6’sının dava açıp Alo 170’i aradığını, %4,8’inin bir uzmandan destek aldığını ifade etmişlerdir.
Sonuç:
İntörn öğrencilerin çoğunluğunun mobbing kavramını duyduğu ve kısmen mobbinge maruz kaldıkları
belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler:
Mobbing, Hemşirelik Öğrencisi, Ebelik Öğrencisi
Corr. Author: Zekiye TURAN
Sakarya University, Health High School, Department of Midwifery, Lecturer. SAKARYA
e-mail: [email protected], Phone Number: 05055376788
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
19
P-08
INVESTIGATION EFFECT OF INFECTION EDUCATION WHICH
GIVEN BEFORE INTERN PRACTICE ON KNOWLEDGE LEVEL
OF MIDWIFERY STUDENTS
Özlem DOĞU1, Gülsüm KAYA2, Oğuz KARABAY3
1
Sakarya University Health High School, Depertmant of Midwifery, Research Assistant, Sakarya
2
Sakarya University Education and Research Hospital, Nurse, Sakarya
3
Sakarya University, School of Medicine, Professor, Sakarya
Objective:
Nosocomial infections is a problem that however can be prevented, mortality rate and cost is high and gained
an important role in recently. In this study aimed to evaluate the effectiveness training of midwifery student
by training giving infection education (hand hygiene, use of protective equipment, injuries with penetrating
instruments, exposure to body fluids and waste management) before clinical practice.
Materials and Methods:
In this study was planned to given throughout four hours education which given by clinical infection control
team to students at 2-9 February 2015. Knowledge level was evaluated before and after education by the
form which created in according to literature by researchers. It was evaluated this form which containing
25 question given 1 points for correct answers and 0 for wrongs. It was given as statistical frequency
and percentages of categorical data. Kolmogorov-Smirnov used to determine the normal distribution of
comparative groups and t test was used for dependent groups.
Results:
The average age students who participated in the study was 26.06 ± 0.96 (min: 19, max: 24). It was determined
that 62,8's% of students (n = 27) didn’t have any education about protection from infection previously. It was
founded that the average knowledge score after education was 19.90 ± 3.45 after education (min: 8 max:
24) while the average knowledge score before education was 13.18 ± 3.47. It was determined that it was
statistically significant between average knowledge score before and after education which given (p = 0.031
t: -7.795).
Conclusion:
It was observed that education about the subject increase the level of knowledge.
Key Words:
Infection education; interns; midwifery.
20
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
EBELİK ÖĞRENCİLERİNE İNTÖRN STAJI ÖNCESİ VERİLEN
ENFEKSİYON EĞİTİMİNİN BİLGİ DÜZEYLERİNE OLAN
ETKİSİNİN İNCELENMESİ
Özlem DOĞU1, Gülsüm KAYA2, Oğuz KARABAY3
1
Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Ebelik Bölümü, Sakarya, Türkiye
2
Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Sakarya, Türkiye
3
Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Sakarya, Türkiye
Amaç:
Hastane enfeksiyonları maliyeti ve mortalitesi yüksek, ancak önlenebilen ve son yıllarda giderek önem
kazanan bir problemdir. Çalışmada, ebelik intörn öğrencilere klinik uygulama öncesi enfeksiyon eğitimi
verilerek (el hijyeni, koruyucu ekipman kullanımı, kesici-delici alet yaralanmaları, vücut sıvılarına maruziyet ve
atık yönetimi), eğitimin etkinliğinin değerlendirilmesi amaçlandı.
Materya ve Method:
Çalışmada 2-9 Şubat 2015 tarihlerinde klinik enfeksiyon kontrol ekibi tarafından öğrencilere 4 saat süren
eğitim planlandı. Eğitim öncesi ve sonrası bilgi düzeyi araştırmacılar tarafından ilgili literatür doğrultusunda
oluşturulan formlarla değerlendirildi. 25 bilgi sorusu içeren formda doğru yanıtlanan sorulara“1” puan,
yanlışlara “0” puan verilerek değerlendirildi. İstatistiksel olarak kategorik verilerin sıklığı ve yüzdeleri verilmiştir.
Karşılaştırmalı gruplarda normal dağılımı belirlemek amaçlı Kolmogorov-Smirnov değerine bakılıp bağımlı
gruplarda t testi kullanılmıştır. p<0.05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir.
Bulgular:
Çalışmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 26,06±0,96 (min:19, max:24) idi. Öğrencilerin % 62,8'sinin
(n: 27) daha önce enfeksiyondan korunma hakkında eğitim almadığı saptandı. Eğitim öncesi bilgi puan
ortalaması 13,18±3,47 (min:6, max:19) iken, eğitim sonrası bilgi puan ortalamasının 19,90±3,45 (min:8,
max:24) olduğu saptanmıştır. Yapılan eğitim öncesi ve sonrası bilgi puan ortalamaları arasında istatistiksel
olarak anlamlı fark olduğu belirlendi (p: 0.031 t: -7,795).
Sonuç:
Eğitimin konu hakkında bilgi düzeyini arttırdığı görüldü.
Anahtar Kelimeler:
Enfeksiyon eğitimi; intörn; ebelik.
Corr. Author: ÖZLEM DOĞU
Sakarya University, Health High School, Department of Midwifery , SAKARYA
e-mail: [email protected], Phone Number: 05056792063
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
21
P-09
PERSPECTİVES OF THE OBSTETRİCİANS AND MİDWİVES
ABOUT NATURAL BİRTH
Pınar TABAKOĞLU, Sümeyye ÖZER, İlknur GÜNEL, Hilal USLU YUVACI
Sakarya University Educational and Training Hospital, Department of Obstetrics and Gynecology, Sakarya, Turkey
Objective:
The aim of this study was to determine the perspectives of the obstetricians and midvives toward natural
birth working in Sakarya University Educational and Training Hospital (SUETH) Department of Obstetric and
Gynecology.
Materials and Methods:
This study was conducted in 19 obstetrician and 28 midwives (47 person) who work at SUETH. We collected
data with “perspectives toward natural birth” during face to face interview. The researchers prepared the
interwiew form according to the literature. All data analyses were performed by using the SPSS 22 programme.
Results:
The mean age of participants was 38.29±8.09, the average work year period of the participants was
15,56±8,49 years. The average education level of the participants are university graduated. The answers
were similar in terms of approach to naural birth midwives and doctors. Most of the obstetrician (%52.6,
n=10) thought ‘You have to use medication to reduce pain in childbirth’, otherwise according to most
midwives (%89,2, n=25) at birth is no need to use drugs to relieve pain
Conclusion:
İn conclusion, the role of midwives in the birth process should be organized for the reduction of birth
intervention and lowering the caesarean section rate. The delivery room conditions are adapted to the natural
birth of pregnant women and increasing the number of midwives in the birth process who give psychological
care, which is essential for the development of the mother-infant health.
Key Words:
Natural Birth; Midwife; Obstetrician
22
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
KADIN DOĞUM HEKİMLERİNİN VE EBELERİN DOĞAL
DOĞUMA BAKIŞ AÇILARI
Pınar TABAKOĞLU, Sümeyye ÖZER, İlknur GÜNEL, Hilal USLU YUVACI
Sakarya Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD, Sakarya, Türkiye
Amaç:
Bu çalışmanın amacı, Sakarya Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum (SEAH)
bölümünde çalışan kadın doğum uzmanı ve ebelerin doğal doğuma yönelik bakış açılarını belirlemek amacıyla
yapılmıştır.
Materya ve Method:
Bu çalışmaya SEAH’ de çalışan 19 kadın doğum uzmanı ve 28 ebe (47 kişi) katılmıştır. "Doğal doğuma yönelik
bakış açısı" ile ilgili veriler yüz yüze görüşme sırasında toplanmıştır. Araştırmacılar literatüre göre bir görüşme
formu hazırlamıştır. Tüm veriler SPSS 22 analiz programı kullanılarak değerlendirilmiştir.
Bulgular:
Araştırmaya katılanların yaş ortalaması 38,29±8,09 çalışma yılı ortalaması 15,56±8,49, çoğunluğunun eğitim
durumu (n=23) üniversite mezunu olduğu saptanmıştır. Doğal doğumla ilgili bakış açıları sorulduğunda hekim
ve ebelerin cevapları birbirine benzer bulunmuştur. Hekimlerin çoğunluğu “doğumda ağrı kesici kullanımı
gereklidir” diye düşünürken (%52.6, n=10) ebelerin çoğunluğu (%89.2, n=25) “doğumda ağrı kesici
kullanımının gerekli olmadığını” belirtmişlerdir.
Sonuç:
Sonuç olarak, doğum sürecinde ebelerin rolü doğuma müdahalenin azaltılması ve sezaryen oranının
düşürülmesi için organize edilmelidir. Doğumhane şartları hamile kadınların doğal doğum yapabilmeleri için
ayarlanmalı, doğum sürecinde psikolojik bakım veren ebe sayısının artışı anne-çocuk sağlığı gelişimi için
gereklidir.
Anahtar Kelimeler:
Doğal Doğum; Ebe; Kadın Doğum Uzmanı
Corr. Author: Hilal Uslu YUVACI
SEAH Kadın Hast. ve Doğum AD. 3. Kat. Ormanpark yanı, Sakarya
Tel: 05056236937, e-mail: [email protected]
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
23
P-10
DETERMINING THE STUDENTS’ KNOWLEDGE LEVEL
ON THE PREVENTION OF SURGICAL SITE INFECTION
AFTER C-SECTION
Zeynep SUVER1, Nihal TUFAN1, Dilek AYGİN2
1
2
Sakarya University, Midwifery Department, Sakarya, Student
Sakarya University, Nursing Department, Sakarya, Associate Professor
Objective:
The object of this study is determining the students’ knowledge level on the prevention of surgical site
infection(SSI) after Cesarean Section(C-sections).
Materials and Methods:
This study is cross sectional and descriptive and it is conveyed with 101 students. The data is collected
through social network between the dates 03.01.2015-04.10.2015. The questionnaire consists of 25
questions (score is 0-100). Higher scores are regarded as good knowledge level. ANOVA and Pearson
Correlation tests were used in the evaluation part.
Results:
The average age of the students is 21.53±1.61. %42.6 of them are fourth grade (third;%28.7, second;%18.8,
first;%10.9)students. The average score the students got from the questionnaire about SSI is 75.52 ±12.90. It
is determined that the overall knowledge level is fairly good. However, correct response rate was determined
to be low which says “diabetes mellitus(DM) alone is a risk factor at SSI or C-section infection which is found
in patients with DM(%22.8). C-section stitches can be removed in 7 days(%45.5). Severe protein calorie
malnutrition decreases incidence of SSI or C-section infection and mortality by affecting the wound healing
process(%51.5). Prophylactic treatment is not applicable for the prevention of SSI or C-section(%57.4)”. A
conclusive difference could not be found by comparing the age and grade variables and the total average
score(p>0.05).
Conclusion:
The overall level of knowledge of the students on the wound treatment after C-section and SSI is determined
to be above average. However, it is also concluded that the students’ level of knowledge about the risk factors
is relatively low.
Key Words:
cesarean section, surgical wound infection, midwifery
24
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
EBELİK ÖĞRENCİLERİNİN SEZARYEN SONRASI CERRAHİ
ALAN ENFEKSİYONLARININ ÖNLENMESİ HAKKINDA BİLGİ
DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ
Zeynep SUVER1, Nihal TUFAN1, Dilek AYGİN2
1
Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Ebelik Bölümü, Öğrenci
2
Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Doçent
Amaç:
Bu çalışmanın amacı; Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölümü öğrencilerinin sezaryen sonrası
cerrahi alan enfeksiyonlarının önlenmesi hakkında bilgi düzeylerinin belirlenmesidir.
Materya ve Method:
Bu çalışma kesitsel ve tanımlayıcı nitelikte olup 101 öğrenci ile yürütülmüştür. Veriler 01.03.2015- 10.04.2015
tarihleri arasında araştırmacı tarafından literatür taranarak oluşturulan soru formu kullanılarak sosyal medya
aracılığı ile veriler şifreli ortamda ve IP engellenerek gizli olarak toplandı. 25 sorudan oluşan soru formundan
alınabilecek en düşük puan 0, en yüksek puan 100’dür. Puan arttıkça bilgi düzeyi iyi olarak değerlendirildi.
Verilerin değerlendirilmesinde yüzdelik, ortalama, ANOVA ve Pearson Korelasyon testleri kullanıldı.
Bulgular:
Öğrencilerin yaş ortalaması 21.53±1.61 yıldır. %42.6’sı dördüncü sınıf, %28.7’si üçüncü sınıf, %18.8’i ikinci
sınıf ve %10.9’u birinci sınıf öğrencisiydi. Öğrencilerin cerrahi alan enfeksiyonlarının (CAE) önlenmesine
yönelik 25 sorudan oluşan soru formundan aldıkları puan ortalaması 75.52 ±12.90’dı. CAE önlenmesi
konusundaki bilgi düzeylerinin iyi olduğu belirlendi. Ancak Diyabetes mellituslu (DM) hastalarda görülen CAE
veya sezaryen enfeksiyonunda, DM’un tek başına risk faktörü olduğu kesindir ifadesi %22.8’dir. Sezaryen
dikişleri 7 gün içinde alınabilir %45.5’tir. Şiddetli protein kalori malnütrisyonu, yara iyileşmesini bozarak
cerrahi alan enfeksiyonu veya sezaryen enfeksiyonu insidansını ve mortaliteyi azaltır %51.5’tir. Cerrahi alan
enfeksiyonu veya sezaryen enfeksiyonlarını çok önceden önlemek için proflaktik tedavi uygulanması uygun
değildir %57.4 olarak bulundu. Yaş ve sınıf değişkeniyle toplam puan ortalaması karşılaştırıldığında istatistiksel
olarak anlamlı bir fark bulunmadı (p>0.05).
Sonuç:
Öğrencilerin genel sezaryen sonrası yara bakımı ve cerrahi alan enfeksiyonları hakkındaki bilgi düzeylerinin
ortalamanın üzerinde olduğu ancak risk faktörleri hakkında bilgi düzeylerinin daha az olduğu saptandı.
Anahtar Kelimeler:
Sezaryen, cerrahi alan enfeksiyonu, ebelik
Corr. Author: Zeynep SUVER
Sakarya University, Midwifery Department, Sakarya, Student
e-mail: [email protected], Phone Number: 0551 1011904
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
25
P-11
HOW DO THE NURSES AND MİDWİVES WORKİNG AT
HOSPİTALS PERCEİVE THEİR WORKİNG CONDİTİONS?
Öznur TİRYAKİ, Döndü SEVİMLİ GÜLER
Ministry of Health, Sakarya University Training and Research Hospital, Sakarya
Objective:
The aim of this study is to evaluate the perception of nurses and midwives working at hospitals about the
circumstances where they work.
Materials and Methods:
Being a descriptive one, this study was conducted between the dates of 1- 10 April 2015 among the nurses
and midwives working at Sakarya Training and Research Hospital. A questionnaire on demographic features
and working conditions of the nurses was prepared and given to the participants. The study included 170
voluntary nurses and midwives. The analysis of the data was performed by SPSS 17.0 statistics programme.
Results:
Questionnaire on working conditions (QWC) had 3 sub-groups;1st sub-group was about the adequacy of
human power and the other resources (items 1,3,4,6,7), 2nd sub-group was about the use of care plans in
nursing diagnosis (items 9, 10), 3rd sub-group was about motivation and career development (items 2, 5, 8).
The participants stated in the 1st subgroup that the number of support services, nurses and midwives was
not enough for performing the existing work and for giving good care to the patient. In the second subgroup
they expressed that up-to-date care plans were used actively for the nursing diagnosis. In the third subgroup,
they stated that nurse manager was a good director and a leader who was active in organizing training
programs and improving the staff
Conclusion:
Lack of labor force is highlighted in the study and it is recommended that research and planning should be
done in order to obtain sufficient work from the nurses and support services.
Key Words:
Nurse/ Midwife; Working conditions; Perception
26
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
HASTANEDE ÇALIŞAN EBE VE HEMŞİRELER ÇALIŞMA
ORTAMLARINI NASIL ALGILIYOR?
Öznur TİRYAKİ, Döndü SEVİMLİ GÜLER
Sağlık Bakanlığı Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Sakarya
Amaç:
Bu çalışmanın amacı hastanelerde çalışan ebe ve hemşirelerin, çalışma ortamlarına ilişkin algılarını
değerlendirmektir.
Materya ve Method:
Tanımlayıcı özellikte olan çalışma 1-10 Nisan 2015 tarihleri arasında Sakarya Üniversitesi Eğitim Araştırma
Hastanesinde çalışan ebe/hemşirelere yapılmıştır. Hemşirelerin demografik ve çalışma ortamlarına yönelik
(ÇOY) soru formu oluşturulup katılımcılara yöneltilmiş. Çalışma gönüllü katılmayı kabul eden 170 ebe/
hemşireye uygulanmıştır. Verilerin analizi SPSS 17.0 programı kullanılarak yapılmıştır.
Bulgular:
ÇOY soru formu 3 alt boyutta gruplandırılıp 1.alt boyut insan gücü ve diğer kaynakların yeterliliği (1,3,4,6,7.
md.) , 2.alt boyut hemşirelik tanılarında bakım planı kullanımı (9,10. md.), 3.alt boyut motivasyon ve kariyer
geliştirme (2,5,8. md.) başlıklarından oluşmaktadır. Katılımcılar 1.alt boyuta göre destek hizmetlerinin ebe ve
hemşire sayısının mevcut işlerin tamamlanması ve kaliteli bakım için yetersiz olduğunu, 2.alt boyutta güncel
bakım planlarının hemşirelik tanılarında aktif kullanıldığını, 3.alt boyutta yönetici hemşirenin iyi bir yönetici
ve lider olduğunu personel geliştirmede aktif ve sürekli eğitim programlarının düzenlendiğini belirtmişlerdir.
Sonuç:
Araştırmada iş gücü yetersizliği vurgulanmış hemşire ve destek hizmetleri eksikliğinin yeterli hale gelmesi için
çalışma ve planlama yapılması önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler:
Ebe/Hemşire; Çalışma ortamı; Algı
Corr. Author: Nurse Öznur TİRYAKİ
Ministry of Health, Sakarya University Training and Research Hospital, Sakarya/Turkey
Phone: 0264 888 40 00, e - mail: [email protected]
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
27
P-12
TO DETERMİNE THE LEVEL OF KNOWLEDGE OF NURSES
AND MİDWİVES ON VİOLENCE AGAİNST WOMEN AND
THEİR EXPERİENCES OF VİOLENCE
Esma SELÇUK, Fatma ARSLAN, Öznur TİRYAKİ, Döndü SEVİMLİ GÜLER
Ministry of Health, Sakarya University Training and Research Hospital, Sakarya
Objective:
This study aims to determine the violence experiences of midwives and nurses and their levels of knowledge
on violence against women.
Materials and Methods:
The study was carried on among the nurses and midwives working in Sakarya University Training and
Research Hospital Obstetrics Polyclinics and Delivery Rooms. The universe was made up of 54 people and
the sample consisted of 34 (62.9%) nurses and midwives volunteering to participate in the study. The data
were collected via a scale named “A Scale on Nurses’ and Midwives’ Recognizing Signs of Violence Against
Women” (NMRSVW) developed by Leyla Baysan Arabacı and a questionnaire on demographic features. The
ones who correctly answered the questions at a rate 80 % or more were evaluated as “sufficient”, 50-79 %
were “partly sufficient”, 50%and less were “insufficient”.
Results:
67.6 % of nurses and midwives expressed that they were exposed to violence at work; 56.5 % of the ones
who committed violence were patient relatives and 87% received emotional violence. More than 70 % of the
nurses and midwives assessed the symptoms such as temporary seeing-hearing loss, bruises in the genital
region, the presence of wounds at different healing levels, abused woman’s avoiding eye contact, dull facial
expression, to act like nothing happened as symptoms of violence
Conclusion:
It was determined that health staff were inadequate in identifying the signs of violence against women. Their
level of knowledge on NMRSVW was detected as “Partly Sufficient” (57.4 %).
Key Words:
Women, Violence, Nurse/Midwife
28
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
EBE VE HEMŞİRELERİN ŞİDDET DENEYİMLERİ VE KADINA
YÖNELİK ŞİDDETE İLİŞKİN BİLGİ DÜZEYLERİNİ BELİRLEMEK
Esma SELÇUK, Fatma ARSLAN, Öznur TİRYAKİ, Döndü SEVİMLİ GÜLER
Sağlık Bakanlığı Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Sakarya
Amaç:
Bu çalışma ebe ve hemşirelerin şiddet deneyimleri ve kadına yönelik şiddet ile bilgi düzeylerini belirlemek
amacı ile yapılmıştır.
Materya ve Method:
Çalışma 1-10 Nisan 2015 tarihleri arasında Sakarya Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi Kadın Doğum
Klinikleri, Kadın Doğum Poliklinikleri ve Doğumhanelerde çalışan ebe ve hemşirelere yapıldı. Çalışmanın
evreni 54 kişi olup gönüllü katılan 34(%62.9) ebe ve hemşire örneklemi oluşturdu. Veriler; Leyla Baysan
Arabacı tarafından geliştirilen ‘Hemşire ve Ebelerin Kadına Yönelik Şiddet Belirtilerini Tanımalarına Yönelik
Ölçek Formu (HEKYŞBT)’ ile demografik özelliklerin yer aldığı soru formu kullanılarak toplandı. Toplam ölçek
puanlarını oluşturan maddelerin % 80’i ve daha fazlasını doğru bilen HEKYSBT konusundaki bilgileri “Yeterli”,%
50–79’ unu doğru bilen “Kısmen Yeterli”,% 50 ve daha azını doğru bilen “Yetersiz” olarak değerlendirilmiştir.
Bulgular:
Ebe ve Hemşirelerin % 67.6’sı mesleki alanda şiddet yaşadığını, şiddeti uygulayanın %56.5 hasta yakını
olduğunu ve %87 oranında duygusal şiddete maruz kaldıklarını bildirdi. Ebe ve hemşirelerin %70’inden fazlası
geçici görme-işitme kaybı, genital bölgedeki çürükler, farklı iyileşme düzeyindeki yaraların bulunması, istismar
edilen kadının göz teması kurmaktan kaçınması, donuk yüz ifadesi, bir şey olmamış gibi davranmasını şiddet
belirtisi olarak değerlendirdi.
Sonuç:
Sağlık çalışanlarının kadına yönelik şiddet belirtilerini tanımlamada yetersiz kaldıkları belirlenmiştir. Bu
çalışmada HEKYSBT konusundaki bilgileri “Kısmen Yeterli” (%57.4) bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler:
Kadın; Şiddet; Ebe/Hemşire
Corr. Author: Nurse Öznur TİRYAKİ
Ministry of Health, Sakarya University Training and Research Hospital, Sakarya/Turkey
Phone: 0264 888 40 00, e - mail: [email protected]
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
29
P-13
AN EVALUATION ON PATIENT SAFETY CULTURE OF
STUDENTSAT SCHOOL OF HEALTH
Funda AKDURAN, Yurdanur DİKMEN, Nursan ÇINAR
Sakarya University School of Health Nursing Department
Objective:
The study was conducted to evaluate patient safety culture of health school students
Materials and Methods:
The sample of the study, planned as a descriptive one, consisted of 80 voluntary students studying at the 4th
grade of Nursing and Midwifery Departments of a health school during 2014-2015 spring semester. Data
were collected via a questionnaire prepared by the researchers and “Patient Safety Culture Scale” developed
by Türkmen et al. (2010). Percentage and arithmetic mean were used to evaluate the data. Total Cronbach
alpha reliability coefficient of the scale for this sample was found to be 0.97, and the correlation between its
subdimensions 0.86 and 0.94 was found to be at a good level.
Results:
Most students (61.3 %; n=49) stated they got a training on patient safety during their professional education
while 52.5 % expressed they needed a training again. The total score average was 2,72 ± 0,54; subdimension
score averages were 2,75 ± 0,57 (management and leadership), 2,66 ± 0,70 (staff training), 2,60 ± 0,67
(unexpected events and error reporting), 2,84 ± 0,59 (care circumstances), 2.75 ± 0,61 (staff attitudes).
It was concluded that students got a training on patient safety practices, but they didn’t display sufficient
attitudes on reporting.
Conclusion:
Patient safety culture level of the students was intermediate, the lowest average was at “unexpected events
and error reporting” subdimension, the highest average score was at “training” subdimension. The students
were detected to need a training on patient safety.
Key Words:
Patient safety, Patient safety culture, nursing and midwifery students
30
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
SAĞLIK YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİLERİNDE HASTA
GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜNÜN DEĞERLENDİRİLMESİ
Funda AKDURAN, Yurdanur DİKMEN, Nursan ÇINAR
Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu Hemşirelik Bölümü
Amaç:
Araştırma, Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin hasta güvenliği kültürünü değerlendirmek amacıyla yapıldı.
Materya ve Method:
Tanımlayıcı olarak planlanan çalışmanın örneklemini 2014-2015 yılı bahar yarıyılında bir Sağlık
Yüksekokulu’nun Hemşirelik ve Ebelik Bölümü 4.sınıfında öğrenim gören ve çalışmaya katılmaya gönüllü 80
öğrenci oluşturdu. Veriler, literatür doğrultusunda araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formu ve Türkmen
ve ark. (2010) tarafından geliştirilen “Hasta Güvenliği Kültürü Ölçeği (HGKÖ)” kullanılarak toplandı. HGKÖ,
toplam 51 maddeden oluşan, dörtlü likert tipi bir ölçme aracıdır. Hasta güvenliği uygulamalarının etkinliği,
“1 Tamamen ka¬tılmıyorum”, “2 Katılmıyorum”, “3 Katılıyorum”, “4 Tamamen katılıyorum” şeklinde “1”den
“4”e kadar değişen puanların sonuçlarına dayanılarak değerlendirildi. Ölçek puanının yorumlanmasında ise
puan ortalamasının 4’e doğru yükselmesi olumlu hasta güvenliği kültürünü, 1’e doğru azalması ise olumsuz
hasta güvenliği kültürünün varlığını göstermektedir. Çalışmada veriler; yüzde ve aritmetik ortalama kullanılarak
değerlendirildi. Çalışmada bu örneklem için ölçeğin toplam Cronbach Alfa güvenirlik katsayısı 0.97, alt
boyutları ise 0.86 ile 0.94 arasında iyi düzeyde bulundu.
Bulgular:
Çalışmaya katılan öğrencilerin %88.8’i kız, %11.3’ü erkek olup, yaş ortalaması 22.37±0,92 idi. Öğrencilerin
çoğunluğu (%61.3; n=49) mesleki eğitimi içinde hasta güvenliği konusunda eğitim aldığını belirtirken, %52.5’i
hasta güvenliği konusunda tekrar eğitim alma ihtiyacı duyduğunu bildirdi. Ölçeğin toplam puan ortalaması
2,72 ± 0,54 olup, alt boyut puan ortalamaları ise sırasıyla; 2,75 ± 0,57 (yönetim ve liderlik), 2,66 ± 0,70
(çalışanların eğitimi), 2,60 ± 0,67 (beklenmedik olay ve hata raporlama), 2,84 ± 0,59 (bakım ortamı) ve 2.75
± 0,61 (çalışan davranışı) olarak saptandı. Buna göre öğrencilere hasta güvenliği uygulamaları ile ilgili eğitimler
verildiği ancak raporlama konusunda yeterli tutum göstermedikleri görüldü.
Sonuç:
Sağlık yüksekokulu öğrencilerinde hasta güvenliği kültürünün orta düzeyde olduğu, en düşük puan
ortalamasının “beklenmedik olay ve hata raporlama” alt boyutunda, en yüksek puan ortalamasının ise, “eğitim”
alt boyutunda olduğu; öğrencilerin hasta güvenliğine yönelik eğitime ihtiyaç duyduğu saptandı.
Anahtar Kelimeler:
Hasta güvenliği, hasta güvenliği kültürü, hemşirelik ve ebelik öğrencileri
Corr. Author: Funda AKDURAN
Sakarya University, Health High School, Department of Nursing. SAKARYA
e-mail: [email protected]
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
31
P-14
A STUDY ON INTERCULTURAL AWARENESS AT STUDENT
NURSES AND MİDWİVES AND AFFECTİNG FACTORS
Yurdanur DİKMEN1, Funda AKDURAN2, Özlem DOĞU3, Nursan ÇINAR4
1
Sakarya University, Health High School, Department of Nursing, Associate Professor, SAKARYA
2
Sakarya University, Health High School, Department of Nursing, Lecturer. SAKARYA
3
Sakarya University, Health High School, Department of Midwifery, Research Assistant. SAKARYA
4
Sakarya University, Health High School, Department of Nursing, Professor, SAKARYA
Objective:
This study aims to determine the intercultural awareness of student nurses and midwives and the affecting
factors
Materials and Methods:
Being a descriptive and analytical study, its universe consisted of 150 intern student nurses and midwives,
and the sample included 80 students. Data were collected via a “Student Identification Form” prepared by
the researchers and “Intercultural Awareness Scale (IAS)” whose reliability and validity were performed by
Bulduk et al. MannWhitmey U test was used for studying the difference between independent variables in the
analysis of scale scores not having a normal distribution (Kolmogorov-Smirnov Z=0.199, p<0.05).
Results:
A total of 42.5 % of the students stated that they spoke a foreign language adequately, 73.8 % stated
that they had experiences with people from other cultures. Most students (58.8 %) stated they wanted to
join student exchange programmes while only 3.8 % expressed they had the chance to have an education
abroad by this way. Total Cronbach alpha reliability coefficient was found 0.89 and total score average was
3,54±0,63; subdimension scores were 3,65±0,79 for responsible communication, 3,56±0,83 for respect
to cultural differences, 3,39±0,74 for self-confidence in communication, 3,39±0,93 for communication
pleasure, 3,67±0,75 for careful communication. There was significant difference between scale levels in
terms of the state of students preference for nursing profession, level of foreign language knowledge and
their wish for benefitting from student exchange programmes (p<0.05).
Conclusion:
The level of intercultural awareness of students were found to be satisfactory, and the most affective factors
were “responsibility in communication” and “careful communication”. Students wishing to benefit from
exchange programmes were found out to have higher levels of intercultural awareness.
Key Words:
Intercultural communication; awareness; student nurses and midwives.
32
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
HEMŞİRELİK VE EBELİK ÖĞRENCİLERİNDE KÜLTÜRLERARASI
DUYARLILIK VE ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN İNCELENMESİ
Yurdanur DİKMEN1, Funda AKDURAN1, Özlem DOĞU2, Nursan ÇINAR1
1
Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu, Hemşirelik Bölümü, Doçent, Sakarya, Türkiye
2
Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu, Hemşirelik Bölümü, Öğretim Görevlisi, Sakarya, Türkiye
3
Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu, Ebelik Bölümü, Araştırma Görevlisi, Sakarya, Türkiye
4
Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu, Hemşirelik Bölümü, Profesör, Sakarya, Türkiye
Amaç:
Bu çalışma, hemşirelik ve ebelik bölümü son sınıf öğrencilerinin kültürlerarası duyarlılıklarını tanımlamak ve
etkileyen faktörleri incelemek amacıyla yapıldı.
Materya ve Method:
Tanımlayıcı ve analitik desende planlanan araştırmanın evrenini, hemşirelik ve ebelik bölümü inörn 150
öğrenci oluştururken, örneklemi 80 öğrenciden oluştu. Veriler, araştırmacılar tarafından hazırlanan “Öğrenci
Tanıtım Formu” ve Bulduk ve arkadaşları tarafından geçerlilik güvenirliği yapılan “Kültürlerarası Duyarlılık
Ölçeği (KDÖ)” ile toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde frekans, yüzde, aritmetik ortalama, ve Cronbach
alfa güvenirlik katsayısı hesaplandı. Normal dağılım göstermeyen ölçek puanlarının (Kolmogorov-Smirnov
Z=0.199, p<0.05), analizinde bağımsız değişkenlerle arasındaki farkı incelemek amacıyla ManyWhitney U
Testi kullanıldı.
Bulgular:
Öğrencilerin %42.5’i yabancı bir dili yeterli düzeyde bildiğini, %73.8’i ise başka kültürlerden insanlarla
deneyimleri olduğunu ifade etti. Öğrencilerin çoğunluğu (%58.8) öğrenci değişim programlarına katılmak
istediklerini belirtirken, yalnızca %3.8’inin öğrenci değişim programları ile yurtdışında eğitim alma fırsatı elde
ettiği saptandı. Çalışmada bu örneklem için ölçeğin toplam Cronbach alfa güvenirlik katsayısı 0.89 olarak
bulunurken, toplam puan ortalaması 3,54±0,63 olup, alt boyut puanları ise etkileşimde sorumluluk: 3,65±0,79,
kültürel farklılıklara saygı gösterme: 3,56±0,83, etkileşimde kendine güvenme:3,39±0,74, etkileşimden
hoşlanma:3,39±0,93 ve etkileşimde dikkatli olma: 3,67±0,75 olarak saptandı. Öğrencilerin hemşirelik
mesleğini isteyerek tercih etme durumu, yabancı bir dil bilme düzeyi ve öğrenci değişim programından
yararlanma isteklerine göre ölçek düzeyleri arasında anlamlı farklılıklar olduğu belirlendi (p<0.05).
Sonuç:
Araştırma bulgularına göre, öğrencilerinin kültürlerarası iletişim duyarlılık düzeyinin tatmin edici olduğu, etkili
olan en önemli faktörlerin “etkileşimde sorumluluk” ve “etkileşimde dikkatli olma” olduğu, öğrenci değişim
programından yararlanmak isteyen öğrencilerin daha yüksek düzeyde kültürlerarası duyarlılık taşıdıkları
saptandı.
Anahtar Kelimeler:
Kültürlerarası iletişim; kültürlerarası duyarlılık; hemşirelik ve ebelik öğrencisi.
Corr. Author: Yurdanur DİKMEN
Sakarya University, Health High School, Department of Nursing , SAKARYA
e-mail: [email protected], Phone Number: 05058160959
33
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
P-15
INVESTIGATION OF NOSOCOMIAL INFECTION RATES IN
NEONATAL INTENSİVE CARE UNIT
Gülsüm Kaya1, Ertuğrul Güçlü2, Özlem Doğu3, Aziz Öğütlü2
1
Department of Infectious Diseases, Sakarya University Institute of Health Science, Sakarya, Turkey
2
Department of Infectious Diseases and Clinical Microbiology, Faculty of Medicine, University of Sakarya, Turkey
3
Department of nursing principles, Sakarya University Institute of Health Science, Sakarya, Turkey
Objective:
Neonatal intensive care units (NICU) have a great risk for health care associated infections (HI). This study was aimed
to investigate the HI rates, invasive device using rates (IDUR) and invasive device associated infection rates in NICU at
Sakarya University Training and Research Hospital between January 1, 2014 and December 31, 2014.
Materials and Methods:
This study was made in the 2. and 3. level NICU with a total of 17 beds. After obtaining the consent of Hospital management
and infection control committee, records of patients who were followed with active surveillance methods was analyzed
retrospectively. HI rates, infection subgroups and IDUR belong to the year 2014 were investigated. "National hospital
infections guide" was used in the diagnosis of HI and “National hospital surveillance network (UHESA) 2013 data" was
used in the comparison of HI rates.
Results:
A total of 334 patient admission and 5862 hospital bed days was occurred in NICU in 2014. HI rate and infection density
were 1.79% and 1.023‰, respectively. IDU was shown Figure-1. When evaluated according to the infection subgroups;
4/6 (66%) of them were laboratory-confirmed bloodstream infection, 1/6 (%16) of them were umbilical catheter-related
bloodstream infection (UCR-BSI), and 1/6 (%16) of them were central venous catheter-related bloodstream infection
(CRBSI). According to 2013 UHESA data, CRBSI rate was between the 75th-90th percentile with the rate of 5.9 ‰
and the UCR-BSI rate was at 90th percentile with rate of 15.2‰. Ventilator-associated pneumonia (VIP) and catheterassociated urinary tract infection (UCA-UTI) were not detected.
Figure 1: Invasive Devices Usage in Neonatal Intensive Care Unit
Neonatal Intensive Care Unit
Number of
Patients
Patient Day
urinary catheter
using rate
ventilator using
rate
umbilical catheter using rate
central venous
catheter using rate
334
5862
0,002
0,15
0,13
0,09
Conclusion:
Only bloodstream infections had been identified in NlCU in Sakarya University Training and Research Hospital in the one
year period. VIP and UCA-UTI did not observed. This may be associated with less use of invasive devices. In order to
reduce the CRBSI and UCR-BSI rates, prevention measures such as maximum hand hygiene compliance of health staff,
taking maximum barrier precautions and preparing clean skin with a chlorhexidine preparation with alcohol during CVC
and UC insertion and using appropriate catheter dressings should be applied carefully.
Key Words:
neonatal intensive care unit, nosocomial infections, use of invasive devices
34
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ’NDE HASTANE
ENFEKSİYON HIZLARININ İNCELENMESİ
Gülsüm Kaya1, Ertuğrul Güçlü2, Özlem Doğu3, Aziz Öğütlü2
Sakarya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Enfeksiyon Hastalıkları ABD
Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ABD
3
Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu, Hemşirelik Esasları ABD
1
2
Amaç:
Yenidoğan yoğun bakım üniteleri (YDYBÜ) invaziv işlemler sıklıkla yapıldığı için hastane enfeksiyonları (HE) açısından
riskli alanlardandır. Bu çalışmada 1 Ocak 2014-31 Aralık 2014 tarihleri arasında Sakarya Üniversitesi Eğitim ve
Araştırma Hastanesi’nde YDYBÜ’nde HE hızı, invaziv alet kullanım oranları (İAKO) ve invaziv alet ilişkili enfeksiyon hızı
değerlendirilmesi amaçlandı.
Materyal ve Method:
Bu çalışma toplam 17 yatak kapasitesine sahip olan 2. ve 3. düzey YDYBÜ’nde yapıldı. Hastane yöneticiliği ve Enfeksiyon
Kontrol Komitesinin onayı alındıktan sonra aktif sürveyans yöntemi ile takip edilen olguların kayıtları retrospektif incelendi.
2014 yılı HE hızı, enfeksiyon alt grupları ve invaziv alet kullanım oranları incelendi. HE tanısı koymada “ulusal hastane
enfeksiyonları rehberi” ve enfeksiyon hızlarının karşılaştırılmasında “ulusal hastane sürveyans ağı (UHESA) 2013 verileri”
kullanıldı.
Bulgular:
YDYBÜ’nde 2014 yılında hasta yatış sayısı 334,hasta günü 5862 idi. Hastane enfeksiyon hızı % 1.79,enfeksiyon dansitesi
‰ 1.023 idi. İAKO şekil-1’de verildi. Enfeksiyon alt gruplarına göre değerlendirildiğinde; 4/6 (%66)’sı laboratuvar
kaynaklı kan dolaşımı enfeksiyonu, 1/6 (%16)’sı UK ilişkili kan dolaşımı enfeksiyonu (UKİ-KDE), 1/6 (%16)’sı SVK ilişkili
kan dolaşımı enfeksiyonu (SVKİ-KDE) idi. SVKİ-KDE hızı ‰5.85 oranla 2013 UHESA Türkiye ortalamasında göre %75-90
persantil arasında, UKİ-KDE hızı ise ‰15.15 oranla %90 persantildeydi. Ventilatör ilişkili pnömoni (VİP) ve üriner kateter
ilişkili idrar yolu enfeksiyonu (ÜKİ-ÜSE) tespit edilmedi.
Şekil-1: Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi İnvaziv Alet Kullanımı
Yenidoğan
Yoğun Bakım
Ünitesi
Hasta
Sayısı
Hasta
Günü
Üriner Kateter
Kullanım Oranı
Ventilatör
Kullanım Oranı
Umbilikal Kateter
Kullanım Oranı
Santral Venöz Kateter
Kullanım Oranı
334
5862
0,002
0,15
0,13
0,09
Conclusion:
YDYBÜ’nde bir yıllık dönem içinde sadece kan dolaşım enfeksiyonu tespit edilmiş olup VİP ve ÜKİ-ÜSE görülmemiştir. Bu
durum invaziv alet kullanımının az olması ile ilişkili olabilir. SVKİ-KDE ve UKİ-KDE hızlarını azaltmak için SVK ve UK takma
işlemi sırasında sağlık personelinin el hijyenine mutlak uyumu, maksimum bariyer önlemlerin alınması, kateter takılacak
bölgenin klorheksidin’li solüsyonlarla antisepsisinin yapılması, uygun kateter örtüleri kullanılması gibi enfeksiyon önleme
tedbirleri dikkatle uygulanmalıdır.
Key Words:
Yenidoğan yoğun bakım ünitesi, hastane enfeksiyonları, invaziv alet kullanımı
Corr. Author: Gülsüm KAYA
Sakarya University Institute of Health Science, Nurse , SAKARYA
e-mail: [email protected], Phone Number: 05370289575
35
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
P-16
HAND HYGIENE COMPLIANCE OF HEALTH WORKERS IN
THE NEONATAL INTENSIVE CARE UNIT
Ertuğrul Güçlü1, Gülsüm Kaya2, Aziz Öğütlü1
1
Department of Infectious Diseases and Clinical Microbiology, Faculty of Medicine, University of Sakarya, Turkey
2
Department of Infectious Diseases, Sakarya University Institute of Health Science, Sakarya, Turkey
Objective:
Hand hygiene in preventing hospital-acquired infections are the most effective and cheapest way. Hand hygiene
compliance has been shown to decrease 15-30% of hospital-acquired infections.
In this study, we aimed to evaluate hand hygiene monitoring data in neonatal intensive care unit (NICU) at Sakarya
University Training and Research Hospital (SEAH) in 2014, retrospectively.
Materials and Methods:
In this study, hand hygiene observation data that observed in four audits in 2014 at NICU of SEAH were examined,
retrospectively. Hand hygiene observation was performed according to the rules of five indications. According to the
rules of five indications, expected to hand hygiene of healthcare workers are; before touching a patient, before aseptic/
clean procedure, after body fluid exposure risk, after touching a patient, and after touching patient surroundings. Hand
hygiene monitorings were made after noticing personnel about the audit and it was done by infection control nurses.
Notification was made by e-mail from the electronic patient tracking system one week before the audit. Data were
analyzed by standard compiled form.
Results:
A total of 6 doctors, 27 nurses, and 6 auxiliary health staff were observed in the NICU during 2014. During audits a total
of 166 hand hygene indication were occurred and hand hygene event were identified in 87 (52.4%) of them. When
evaluated compliance results according to the five indications; It was observed that the highest compliance rate was
after body fluid exposure risk and the minimum compliance was before touching a patient (Figure 1). According to the
healthcare worker category; compliance rate was occurred 47.6% in doctors, 54.1% in nurses, 47.8% in auxiliary health
staff.
Figure-1: Hand hygiene compliance in neonatal intensive
care unit according to the five indication
Conclusion:
Hand hygiene event is highest when there is a visible pollution; and lowest before touching a patient when they thought
that their hand is clean. In educations to improve hand hygiene compliance; it should be emphasized that their hands can
be contaminated within hours they work in a hospital, and if they did not make hand hygene before touching a patient,
they may cause patient become infected.
Key Words:
neonatal intensive care unit, hand hygiene compliance, five indication rules
36
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ ÇALIŞANLARININ
EL HİJYENİ UYUMU
Ertuğrul Güçlü1, Gülsüm Kaya2 Aziz Öğütlü1
1
Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ABD
2
Sakarya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Enfeksiyon Hastalıkları ABD
Amaç:
El hijyeni hastane enfeksiyonlarını önlenmesinde en etkili ve en ucuz yoldur. El hijyeni uyumu ile hastane enfeksiyonlarının
%15-30 azaldığı gösterilmiştir. Bu çalışmada Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi (SÜEAH) yenidoğan
yoğun bakım ünitesi (YDYBÜ)’nde 2014’te yapılan el hijyeni gözlemi verilerinin retrospektif değerlendirilmesi amaçlandı.
Materyal ve Method:
Çalışmada SÜEAH YDYBÜ’nde 2014 içinde dört dönem yapılan el hijyeni gözlemi verileri retrospektif incelendi. El hijyeni
gözlemi, 5 endikasyon kuralına göre yapıldı. 5 endikasyon kuralına göre sağlık çalışanının el hijyeni yapması beklenen
durumlar; hasta ile temas öncesi, hasta ile temas sonrası, vücut sıvıları ile maruziyet sonrası, aseptik işlemlerden önce
ve hasta çevresi ile temas sonrası. Gözlemler personel gözlem hakkında bilgilendirildikten sonra, enfeksiyon kontrol
hemşireleri tarafından yapıldı. Bilgilendirme gözlemden bir hafta önce hasta takip sistemi üzerinden e-mail yolu ile yapıldı.
Veriler standart bir formda derlenip analiz edildi.
Bulgular:
YDYBÜ’nde 2014 yılı içinde 6 doktor, 27 hemşire, 6 yardımcı sağlık personeli gözlendi. Gözlemde yakalanan 166 fırsatın
87 (%52.4)’sinde el hijyeninin yapıldığı tespit edildi. Beş endikasyona göre uyum sonuçları değerlendirildiğinde; en
yüksek uyumun vücut sıvıları ile maruziyet sonrası, en az uyumun ise hasta ile temas öncesi olduğu görüldü (Şekil-1).
Ünvanlara göre el hijyeni uyumu değerlendirildiğinde; doktorların uyum oranı % 47.6, hemşirelerin %54.1, yardımcı
sağlık personelinin %47.8 idi.
Şekil-1: Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi Beş Endikasyon
Kuralına Göre El Hijyeni Uyumu
Sonuç:
Sağlık personelinin el hijyeni uyumu gözle görülür kirlenme olduğunda en yüksek olurken, ellerinin temiz olduğunu
düşündükleri hasta ile temas öncesinde en düşük bulunmuştur.
El hijyeni uyumunu artırmak için yapılan eğitimlerde; ellerinin hastanede çalıştıkları mesai saatleri içerisinde kontamine
olabileceği ve hastalara temas etmeden önce olası bulaşı engellemek için el hijyeni yapmaları gerektiği vurgulanmalıdır.
Anahtar Kelimeler:
Yenidoğan yoğun bakım ünitesi, el hijyeni uyumu, beş endikasyon kuralı
Corr. Author: Ertuğrul GÜÇLÜ
Department of Infectious Diseases and Clinical Microbiology, Faculty of Medicine, University of Sakarya, Turkey
e-mail: [email protected], Phone Number: 05057192223
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
37
P-17
A STUDY ON OPINIONS AND SUGGESTIONS OF STUDENT
MIDWIVES AT FAMILY HEALTH CENTERS ABOUT THE
REGION OF INTERNSHIP: A QUALITATIVE STUDY
Ayşe ÇEVİRME1, Nasibe Yağmur FİLİZ2, Özge KAYNAK3
1
Sakarya University, Health High School, Department of Nurse, Lecturer. SAKARYA
2
Sakarya University, Health High School, Department of Nurse, Research Assistant. SAKARYA
3
Sakarya University, Health High School, Department of Nurse, Research Assistant. SAKARYA
Objective:
This study was conducted in order to detect opinion sand suggestions of intern student midwives on their internship at
Family Health Centers (FHC).
Materials and Methods:
Planned as a qualitative one and conducted as an in-depth interview, this study included purposive sampling. Required
consent and appointments were arranged forthe interview with 8 students. Data obtained were coded according to
themati care as forthe content analysis.
Results:
Students were asked to offer opinions on these four semi-structured main themes; 1) The contribution of internships
to Internship training, 2) Evaluation of internships, 3) Contribution of internship tothe profession, 4) Modern and
contemporary midwifer approach should be at FHCs. As a result of anlyses 8 sub-themes were identified. These are;
“compliance with the hospitals where they work”,“compliance with the place of internship”, “contribution of FHC
theoretical knowledge”, “contribution of Professional satisfaction”, “integration of FHC sand clinical internships”,
“contribution to pregnant women and infants”, “communication”, “pregnancy education”.
Conclusion:
As a conclusion, it was determined that internship had contributions to the profession, and that the students wanted
to participate in patient training, tounder take more active dutie sand to organize training classes for pregnant women.
Key Words:
Intern Midwifery Students, Family Health Centers, Qualitative Study, Opinions and Suggestions
38
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
İNTÖRNLÜK STAJLARINI AİLE SAĞLIĞI MERKEZLERİNDE
YAPAN EBELİK ÖĞRENCİLERİNİN STAJ ALANINA İLİŞKİN
GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİ: NİTELİKSEL BİR ÇALIŞMA
Ayşe ÇEVİRME1, Nasibe Yağmur FİLİZ2, Özge KAYNAK3
1
Sakarya Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu, Hemşirelik Anabilim Dalı, Öğretim Görevlisi, SAKARYA
2
Sakarya Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu, Hemşirelik Anabilim Dalı, Araştırma Görevlisi, SAKARYA
3
Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Anabilim Dalı, Araştırma Görevlisi, SAKARYA
Amaç:
Bu çalışma Sakarya Üniversitesi Sağlık yüksekokulu ebelik bölümü intörn öğrencilerin Aile Sağlığı Merkezlerinde(ASM)’
deki stajları ile ilgili görüş ve önerilerini belirlemek amacıyla yapıldı.
Materyal ve Method:
Niteliksel tipte planlanan ve derinlemesine görüşme yöntemiyle gerçekleştiren çalışmada amaçlı örneklem kullanılmıştır.8
öğrenci ile görüşme için gerekli onay ve randevu alınmıştır. Elde edilen veriler içerik analizi için tematik alanlara göre
kodlanmıştır.
Bulgular:
Yarı yapılandırılmış ve 4 ana tema şeklinde öğrencilerin görüşüne sunulan başlıklar, 1)‘İntörnlük stajının eğitime katkıları’,
2)İntörnlük stajlarının değerlendirilmesi’, 3) stajınmesleğe katkıları’, 4)‘ASM’de olması gereken modern ve güncel ebelik
yaklaşımları’ şeklindedir. Analizler sonucunda 8 alt tema belirlenmiştir. Bunlar ‘çalışılan hastaneye uyum, ‘intörnlük
yapılan yere uyum’ ,‘ASM’nin teorik bilgiye katkısı’, ‘klinik stajının meslekte doyuma katkısı’, ‘ASM ve klinik stajların
ınentegrasyonu’,‘gebe ve bebeklerde katkısı ‘, ‘iletişim’,‘gebe eğitimi’ olarak yer almaktadır.
Sonuç:
Araştırma sonucunda stajın mesleğe katkılarının olduğu öğrencilerin hasta eğitimine katılmak, daha aktif görev almak,
gebelere yönelik eğitim sınıfları oluşturmayı istedikleri saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler:
İntörn Ebelik Öğrencileri, Aile Sağlığı Merkezleri, Niteliksel Çalışma, Görüşler ve Öneriler
Corr. Author: Nasibe Yağmur FİLİZ
Sakarya University, Health High School, Department of Nurse, Research Assistant. SAKARYA
e-mail: [email protected], Phone Number: 055341605
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
39
P-18
PERSPECTIVE OF STUDENTS OF SCHOOL OF HEALTH ON
THE FEMALE GENDER AND DOMESTIC VIOLENCE
Dilek AYAZGUK1, Gümrah Duygu ATMACA2, Yasemin AYDIN3, Gülgün DURAT4
1
Sakarya University, Health High School, Midwifery Student. SAKARYA
2
Sakarya University, Health High School, Department of Nursing, Research Assistant. SAKARYA
3
Sakarya University, Health High School, Department of Midwifery, Research Assistant. SAKARYA
4
Sakarya University, Health High School, Department of Psychiatric Nursing, Assistant Professor. SAKARYA
Objective:
Identifying the perspective of 1st and 2nd year students of Sakarya University, School of Health on the female gender
and domestic violence.
Materials and Methods:
The population of this study, which is designed as a descriptive and analytical research, consists of a total of 450 students
attending 1st and 2nd year at School of Health of Sakarya University. Sample size consists of 162 students who could be
accessed and who accepted to participate in the study. Data was collected with a questionnaire, which was developed by
the authors in line with the literature to inquire the perspective of the participants on domestic violence and the female
gender. Percentile, arithmetic mean and Chi square were used in the analysis of the data.
Results:
Mean age of the students was 20.0±1.41. 63% of students attended first year while 37% attended second year. 84.6% of
these students were girls and 19.8% replied that they would want to be born as boys if it was possible. 15.4% of students
stated that they were subjected to physical violence by their parents in their childhood while 16% stated that they
witnessed physical violence between their parents and 27.2% stated that they resorted to violence themselves. 18.5%
have not participated in any training programme related with violence against women. 21% stated that they agreed with
the statement “Resorting to violence may be a solution in some cases”; 11.7% agreed with the statement “Woman must
be taken under pressure if she does not obey”, and9.3% agreed with the statement “Women subjected to sexual assault
are at fault”. 89.5% gave the answer, “Existence of violence against women is disturbing”. A significant difference could
not be found between the gender of the students and the answer given to the statement “Existence of violence against
women is disturbing” (x2:0,954; p:0,329).
Conclusion:
While great majority stated that violence against women was disturbing for them, a very small percentage has stated
that they received training related with violence against women. Increasing awareness and training on this subject is
important.
Key Words:
Women, Students of School of Health, Violence
40
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
SAĞLIK YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİLERİNİN KADIN CİNSİYETİ
VE AİLE İÇİ ŞİDDETE BAKIŞ AÇILARI
Dilek AYAZGUK1, Gümrah Duygu ATMACA2, Yasemin AYDIN3, Gülgün DURAT4
1
Sakarya Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu, Ebelik Öğrencisi, SAKARYA
2
Sakarya Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu, Hemşirelik Anabilim Dalı, Araştırma Görevlisi, SAKARYA
3
Sakarya Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu, Ebelik Anabilim Dalı, Araştırma Görevlisi, SAKARYA
4
Sakarya Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu, Psikiyatri Hemşireliği Anabilim Dalı, Yardımcı Doçent Doktor, SAKARYA
Amaç:
Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu 1. ve 2. sınıf öğrencilerinin kadın cinsiyeti ve aile içi şiddete bakış açılarını
belirlemek amacıyla yapılmıştır.
Materyal ve Method:
Tanımlayıcı ve analitik desende planlanan bu çalışmanın evrenini, Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu 1. ve 2. sınıfında
öğrenim gören toplam 450 öğrenci oluşturmaktadır. Örneklem, ulaşılabilen ve araştırmaya katılmayı kabul eden 162
öğrenciden oluşmuştur. Veriler, araştırmacılar tarafından literatür doğrultusunda geliştirilen, katılımcıların aile içi şiddet ve
kadın cinsiyetine yönelik bakış açılarının sorgulandığı anket formu ile toplanmıştır. Verilerin analizinde yüzdelik, aritmetik
ortalama ve ki kare testi kullanıldı.
Bulgular:
Öğrencilerin yaş ortalaması 20.0±1.41 dir. %63’ü birinci sınıf, %37’si ikinci sınıfta öğrenim görmektedir. Bunların
%84,6’sı kız olup, %19.8’i mümkün olsaydı erkek olarak doğmak isterdim yanıtını vermişlerdir. Öğrencilerin %15.4’ünün,
çocukluk döneminde anne ve babaları tarafından fiziksel şiddete uğradıkları, %16’sının anne ve babaları arasında fiziksel
şiddete tanık oldukları, %27.2’si ise kendilerinin şiddet uyguladığını ifade etmişlerdir. % 18.5’i kadına yönelik şiddet ile
ilgili bir eğitim programına katılmıştır. %21’i “Kimi durumlarda şiddet uygulamak çözüm yolu olabilir“, %11,7’si “Kadın
söz dinlemiyorsa baskı altına alınması gerekir”, %9.3’ü “Cinsel saldırıya uğrayan kadının bunda bir kabahati vardır”
önermelerine katıldıklarını ifade etmişlerdir. %89.5’i ise“Kadına yönelik şiddetin varlığı beni rahatsız eden bir durumdur”
şeklinde yanıt vermiştir. Öğrencilerin cinsiyetleri ile“Kadına yönelik şiddetin varlığı beni rahatsız eden bir durumdur”
önermesine verdikleri yanıtlar arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır (x2:0,954; p:0,329).
Sonuç:
Öğrencilerin büyük çoğunluğu kadına yönelik şiddetten rahatsız olduklarını dile getirirken, çok az bir kısmı kadına yönelik
şiddetle ilgili eğitim aldığını ifade etmiştir. Bu konuda farkındalığın ve eğitimlerin arttırılması önemlidir.
Anahtar Kelimeler:
Kadın, Sağlık Yüksekokulu Öğrencileri, Şiddet
Corr. Author: Gümrah Duygu ATMACA
Sakarya University, Health High School, Department of Nursing, Research Assistant. SAKARYA
e-mail: [email protected], Phone Number: 02642956628
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
41
P-19
STUDY OF THE RELATIONSHIP BETWEEN SYMPTOMS OF
THE PREMENSTRUAL PERIOD AND TENDENCY TOWARDS
SOMATISATION IN STUDENTS OF SCHOOL OF HEALTH
Gülgün DURAT1, Gümrah Duygu ATMACA2, Yasemin AYDIN3, Dilek AYAZGUK4
1
Sakarya University, Health High School, Department of Psychiatric Nursing, Assistant Professor. SAKARYA
2
Sakarya University, Health High School, Department of Nursing, Research Assistant. SAKARYA
3
Sakarya University, Health High School, Department of Midwifery, Research Assistant. SAKARYA
4
Sakarya University, Health High School, Midwifery Student. SAKARYA
Objective:
Study of the relationship between symptoms and changes occurring in the premenstrual period and tendency towards
somatisation in the midwifery and nursing students in their first year at Sakarya University, School of Health.
Materials and Methods:
The sample of the study, which was planned with a descriptive and analytical design, consisted of 146 students who
could be reached and who accepted to participate in the study out of the total of 282 students attending first year at the
midwifery and nursing department of School of Health of Sakarya University. The Interview Form, inquiring the sociodemographic data, Premenstrual Assessment Form and the Somatosensory Amplification Scale have been used in the
collection of data. The Cronbach Alfa coefficients of the scales were found as 09.8 and 0.77, respectively in the study.
Study data was analysed with number, percentile and independent t test.
Results:
Mean age of the students was 23.0±1.32 and 62.3% attended the nursing department and 37.7% midwifery department.
61% of the students stated that they were informed on the problems that may be experienced in the menarch period and
15% stated that they consulted pharmacologic treatment for the premenstrual illnesses. The Premenstrual Assessment
Form of the midwifery students was determined as 2.22 while this was determined as 2.03 for the nursing students, and
a significant difference could not be observed between them (t: 1,268; p:0.208). Examination of the somatisation points
of the students revealed that a significant difference was not present between midwifery students with 27.09 and nursing
students with 27.31 (t:0,174; p: 0.862). A difference could not be found between those having regular and irregular
menstruation in terms of premenstrual period findings (t: 1.146; p: 0.254).
Conclusion:
It is determined that more than half of the students have experienced symptoms and changes specific to the premenstrual
period and had somatisation tendency. It is recommended that this study is carried out with a larger sample size and
training is provided on stress management, relaxing techniques and diet changes so as to help students having symptoms
specific to the premenstrual period.
Key Words:
Midwifery Students, Nursing Students, Premenstrual Period, Somatisation
42
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
SAĞLIK YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİLERİNDE PREMENSTRÜEL
DÖNEM BELİRTİLERİ İLE SOMATİZASYONA YATKINLIK
ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ
Gülgün DURAT1, Gümrah Duygu ATMACA2, Yasemin AYDIN3, Dilek AYAZGUK4
1
Sakarya Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu, Psikiyatri Hemşireliği Anabilim Dalı, Yardımcı Doçent Doktor, SAKARYA
2
Sakarya Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu, Hemşirelik Anabilim Dalı, Araştırma Görevlisi, SAKARYA
3
Sakarya Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu, Ebelik Anabilim Dalı, Araştırma Görevlisi, SAKARYA
4
Sakarya Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu, Ebelik Öğrencisi, SAKARYA
Amaç:
Araştırmada Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu 1. sınıf ebelik ve hemşirelik öğrencilerinin adet öncesi (premenstüral)
dönemde ortaya çıkan belirti ve değişimler ile somatizasyona yatkınlıkları arasındaki ilişkinin incelenmesi planlanmıştır.
Materyal ve Method:
Tanımlayıcı ve analitik desende planlanan çalışmanın örneklemini Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu 1. sınıf ebelik
ve hemşirelik bölümlerinde öğrenim gören toplam 282 öğrenciden, ulaşılabilen ve araştırmaya katılmayı kabul eden
146 öğrenci oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında sosyo-demografik verilerin sorgulanmış olduğu Görüşme Formu,
Premenstrüel Değerlendirme Formu ve Bedensel Duyumları Abartma Ölçeği kullanılmıştır. Ölçeklerin bu çalışma için
sırasıyla Cronbach Alfa katsayıları 0.98, 0.77 olarak bulundu. Araştırma verileri sayı, yüzdelik, bağımsız t testi, kullanılarak
analiz edilmiştir.
Bulgular:
Öğrencilerin yaş ortalaması 23.0±1.32 olup, %62.3’ü hemşirelik bölümünde, %37.7’si ebelik bölümünde öğrenim
görmektedir. Çalışmaya katılan öğrencilerin %61’i menarş öncesinde karşılaşılabilecek problemler konusunda
bilgi aldıklarını, %15’i ise premenstruel rahatsızlıklar için farmakololjik tedaviye başvurduklarını ifade etmişlerdir.
Ebelik öğrencilerinin Premenstrual Değerlendirme Formu puanları 2.22 iken, hemşirelik öğrencilerinin 2.03 olduğu
belirlenmiş ve aralarında anlamlı fark gözlenmemiştir (t: 1,268; p:0.208). Öğrencilerin somatizasyona yatkınlık puanları
incelendiğinde, ebelerin 27.09, hemşirelerin ise 27.31 olduğu ve anlamlı fark olmadığı saptanmıştır (t:0,174; p: 0.862).
Düzenli ve düzensiz menstruasyon görenler arasında premenstruel döneme ait bulgular açısından fark görülmemiştir (t:
1.146; p: 0.254).
Sonuç:
Öğrencilerin yarısından fazlasının premenstruel döneme özgü belirti ve değişiklikler yaşadıkları ve somatizasyona
yatkınlıklarının olduğu belirlenmiştir. Bu çalışmanın farklı yaş gruplarında daha büyük bir örneklemde yapılması ve
premenstruel döneme özgü belirtiler yaşayan öğrencilere yardım amacıyla stres yönetimi, gevşeme teknikleri, diyet
değişimleri konusunda eğitim yapılması önerilebilir.
Anahtar Kelimeler:
Ebelik Öğrencileri, Hemşirelik Öğrencileri, Premenstrüel Dönem, Somatizasyon
Corr. Author: Gümrah Duygu ATMACA
Sakarya University, Health High School, Department of Nursing, Research Assistant. SAKARYA
e-mail: [email protected], Phone Number: 02642956628
43
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
P-20
A RETROSPECTIVE STUDY ON THE TYPES OF BIRTH OF THE
CHILDREN ADMITTED TO THE MEDİCO-SOCIAL CENTRE
Dilek Köse, Sevin Altınkaynak, Sümeyra Topal, Tijen Nemut, Nursan Çınar
Sakarya University School of Health, Sakarya
Objective:
This study aims to evaluate the distribution of birth types of the children who were admitted to the medico-social centre
of a university.
Materials and Methods:
Birth records of the children who were born and admitted to the medico-social centre of a university in Sakarya between
the dates of 01.01.1990-31.12.2014 were examined retrospectively. 714 children participated in this study. The
distribution of their birth types according to years were evaluted.
Results:
The average labour weight of the children was 3300±574.63 gr. and average height was 50.57±3.02 cm. A total of 76.9
% (n=549) of the children participated in the study were born spontaneously and 23.1 % (n=165) were of ceaserean
section. Types of birth according to years were as; between 1990-1994 a total of 95.8 % (n=23) of the children,
between 1995-1999 a total of 92.9 % (n=104) of the children, between 2000- 2004 a total of 89.7 % (n=175), between
2005-2009 a total of 73.3 % (n=198) and between 2010- 2014 a total of 43.4 % (n=49) of the children were born
spontaneously (Graph 1). There was a statistically significant correlation between the types of birth according to years
(�²=112.455, p<0.001).
Graph 1. The distribution of rates of birth type as
percantage according to the years
Conclusion:
As the data show, spontaneous delivery had a higher rate compared to ceaserean section in the last 25 years, however,
it decreased. It is seen that after 2005 there is a decrease in the rate of spontaneous delivery while the rate of ceaserean
section increases.
Key Words:
Type of birth; ceaserean section; spontaneous labour; child
44
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
MEDİKO SOSYAL MERKEZİNE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN
DOĞUM ŞEKİLLERİNİN RETROSPEKTİF İNCELENMESİ
Dilek Köse, Sevin Altınkaynak, Sümeyra Topal, Tijen Nemut, Nursan Çınar
Sakarya Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu, Sakarya
Amaç:
Bu araştırma, bir üniversitenin Mediko Sosyal Merkezine başvuran çocukların yıllara göre doğum şekli dağılımlarının
incelenmesi amacıyla yapıldı.
Materyal ve Method:
Sakarya ilinde bir üniversitenin Mediko Sosyal Merkezine başvuran 01.01.1990-31.12.2014 tarihleri arasında doğan
çocuklara ait kayıtlar retrospektif olarak incelendi. Çalışmaya alınan 714 çocuk alındı. Çocukların doğum şekillerinin yıllara
göre dağılımı değerlendirildi.
Bulgular:
Çocukların doğum ağırlığı ortalaması 3300±574.63 gr ve doğum boyu ortalaması 50.57±3.02 cm idi. Çalışmaya alınan
çocukların doğumlarının %76.9’u (n=549) normal ve %23.1’inin (n=165) sezaryan ile gerçekleştiği bulundu. Yıllara göre
çocukların doğum şekilleri incelendiğinde; çoğunlukla 1990-1994 yılları arasında %95.8’i (n= 23) , 1995-1999 yılları
arasında %92.9’u (n=104), 2000- 2004 yılları arasında%89.7’si (n=175), 2005-2009 yılları arasında %73.3’ü (n=198) ve
2010- 2014 yılları arasında % 43.4’ü (n=49) normal doğum olduğu belirlendi (Grafik 1). Yıllara göre çocukların doğum
şekilleri incelendiğinde, aralarında istatistiksel olarak ileri düzeyde anlamlı fark bulundu (�²=112.455, p<0.001).
Grafik 1. Doğum şekli oranlarının yüzde olarak yıllara
göre dağılımı
Sonuç:
Elde edilen veriler sonucunda; son 25 yılda normal doğum oranının sezaryan doğum oranına göre daha fazla olduğu
ve giderek azaldığı görüldü. 2005 yılından sonra normal doğumla dünyaya gelen çocuk sayısında azalma görülürken,
sezeryanla doğan çocuk oranındaki artış dikkati çekti.
Anahtar Kelimeler:
doğum şekli; sezaryan; normal doğum; çocuk
Corr. Author: Dilek KÖSE
Sakarya University, Health High School, Department of Nursing, Research Assistant. SAKARYA
e-mail: [email protected], Phone Number: 05543485913
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
45
P-21
THE STATE OF BREASTFEEDING A CHILD IN THE FIRST
24 MONTHS
Dilek Köse, Sevin Altınkaynak, Sümeyra Topal, Tijen Nemut, Nursan Çınar
Sakarya University School of Health, Sakarya
Objective:
This study aims to detect the state of breastfeeding of children between 0-24 months old who were admitted to the
medico-social centre of a university.
Materials and Methods:
Medical records of children between 0-24 months who had been admitted to the medico-social centre of a university in
Sakarya were restrospectively examined. Their state of being only breastfed, the period of their breastfeeding and the
process of starting with additional food were all assessed.
Results:
Among the patients who had been admitted to the medico social centre between 1990-2014, a total of 265 children
between 0-24 months were chosen for the study. Their age averages were 11.83 ± 7.45 (min=1, max=24) months. A total
of 57.7 % (n=153) were male, and 42.3% (n=112) were female. A total of 15.5 % of the children were younger than 4
months, 17.7 % (n=47) were between 4–6 months and 66.8 % (n=177) were older than 6 months.
As for the state of being breastfed; it was detected that 90.2 % (n=37) of the babies younger than 4 months and 87.2 %
(n=41) of the ones between 4-6 months were only breastfed. A total of 5.7 % of the children who took place in the study
were detected to get no breastmilk.
Conclusion:
As a result, the rate of being only breastfed was found out to be high according to the data from TPHR-2013. It is
concluded that giving regular training on the subject during healthy child monitoring has a profound effect on this result.
Key Words:
breastmilk, breastfeeding, supplementary feeding, children between 0-24 months
46
Ebelikte Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
ÇOCUKLARIN İLK 24 AY ANNE SÜTÜ İLE BESLENME
DURUMLARI
Dilek Köse, Sevin Altınkaynak, Sümeyra Topal, Tijen Nemut, Nursan Çınar
Sakarya Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu, Sakarya
Amaç:
Bu araştırma, bir üniversitenin Mediko Sosyal Merkezine başvuran 0-24 aylık çocukların anne sütü ile beslenme
durumlarının belirlenmesi amacıyla yapıldı.
Materyal ve Method:
Sakarya ilinde bir üniversitenin Mediko Sosyal Merkezine başvuran 0-24 aylık çocuklara ait kayıtlar retrospektif olarak
incelendi. Çalışmada çocukların tek başına anne sütü ile beslenme ve ortalama emzirilme süreleri, ek gıdaya geçiş süreci
değerlendirildi.
Bulgular:
Mediko sosyal merkezine başvuran 1990-2014 yıllara ait hasta kayıtlarından 0-24 aylık 265 çocuk çalışmaya alındı.
Yaş ortalaması 11.83 ± 7.45 (min=1, max=24) ay olan çocukların %57.7’si (n=153) erkek ve %42.3’ü (n=112) kız idi.
Çocukların % 15.5’inin 4 aydan küçük, %17.7’sinin (n=47) 4-6 ay arasında ve %66.8’inin (n=177) 6 aydan büyük olduğu
belirlendi. Bebeklerin emzirilme durumları değerlendirildiğinde; 4 aydan küçük bebeklerin %90.2’inin (n=37) ve 4-6
ay arasındaki bebeklerin % 87.2’sinin (n=41) tek başına anne sütü ile beslendiği belirlendi. Çalışmaya alınan çocukların
%5.7’sinin hiç anne sütü almadığı bulundu.
Sonuç:
Elde edilen veriler sonucunda; tek başına anne sütü ile emzirilme oranının TNSA- 2013 verilerine göre yüksek olduğu
görüldü. Sağlam çocuk izleminde konu ile ilgili eğitimlerin düzenli olmasının bu durum üzerine etkili olduğu düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler:
anne sütü; emzirme; tamamlayıcı beslenme; 0-24 aylık çocuk
Corr. Author: Dilek KÖSE
Sakarya University, Health High School, Department of Nursing, Research Assistant. SAKARYA
e-mail: [email protected], Phone Number: 05543485913

Benzer belgeler