PDF için tıklayınız - Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Arkeoloji Bölümü

Transkript

PDF için tıklayınız - Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Arkeoloji Bölümü
İLETİŞİM AĞLARI
VE SOSYAL ORGANİZASYON
AYRIBASIM / OFFPRINT
Tematik Arkeoloji Serisi 2
İLETİŞİM AĞLARI
VE SOSYAL ORGANİZASYON
Yayına Hazırlayan
Adnan BAYSAL
Tematik Arkeoloji Serisi 2
İletişim Ağları ve Sosyal Organizasyon
Yayına Hazırlayanlar
Adnan BAYSAL
© 2015 Ege Yayınları
ISBN 978-605-4701-72-8
Yayıncı Sertifika No: 14641
Baskı
Dijital Düşler Basım San. ve Tic. A.Ş.
Seyrantepe M. Nato C. Çınarlı S. No.: 17
Kağıthane-İstanbul
Tel: +90 (212) 279 64 44
Kültür Bakanlığı Setrifika No: 12922
Yapım ve Dağıtım
Zero Prod. Ltd.
Abdullah Sokak, No. 17 Taksim 3443 İstanbul - Türkiye
Tel: +90 (212) 244 75 21 (3 hat) Faks: +90 (212) 244 32 09
E.posta: [email protected]
www.zerobooksonline.com
To Ray
The man who taught himself how to fly
Katılımcılar
Eşref Abay
(Ege Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü - İzmir)
Arkeoloji Lisans eğitimini 1987 yılında Ege Üniversitesi Arkeoloji Bölümünde bitirmiştir. 1988-1996
yılları arasında Freie Üniversität Berlin’de Yüksek Lisans ve Doktora eğitimini tamamlamış olup 1997
yılında Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi
Ana Bilim Dalında Araştırma Görevlisi olarak göreve başlamıştır. 1999 yılında Yardımcı Doçent, 2006
yılında Doçent ve 2011 yılında Profesör unvanlarını almıştır. Tunç Çağı Güneydoğu Anadolu ve
Suriye ilişkileri, Batı Anadolu Neolitiği ve Urartu Mühür Sanatı konuları üzerine çalışmaları bulunmaktadır. Batı Anadolu Yukarı Menderes Bölgesinde arkeolojik yüzey araştırmaları gerçekleştirmiş
olup, 2007 yılından itibaren Beycesultan Höyüğü kazı başkanlığını yürütmektedir.
Belgin Aksoy
(Uludağ Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü, Bursa)
Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi, Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü Klasik Arkeoloji Anabilim
Dalı’ında tamamladı. Berlin Freie Universitaet’de Ösya Arkeolojisi ve Coğrafya dallarında master
derecesini aldıktan sonra yine aynı üniversitede “Bursa Bölgesinde tarih öncesi yerleşimlerinin bölgesel analizi” adlı doktora tezini 2013 yılında bitirdi. Uludağ Üniversitesi’nde görev yapmakta olup, ilgi
alanları Anadolu Tunç Çağları, Bölgesel Arkeoloji ve Demografi üzerinde yoğunlaşmakatdır.
Çiğdem Atakuman
(Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Yerleşim Sistemleri Arkeolojisi - Ankara)
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Yerleşim Arkeolojisi Ana Bilim Dalında Öğretim Üyesidir. Çalışmaları,
Yakın Doğu Neolitiği ve Kültürel Miras Politikaları üzerine odaklanmıştır.
Adnan Baysal
(Trakya Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü - Edirne)
Lisans ve Yüksek Lisansını İstanbul Üniversitesinde, doktora çalışmasını Liverpool Üniversitesi
(İngiltere) School of Archaeology, Classics ve Egyptology (SACE)‘de tamamladı. Türkiye ve İngiltere’de
bir çok arkeolojik projeye katkıda bulundu. Öğütme taşları ve prehistorik hammadde kaynakları üzerindeki çalışmalarını yürütmektedir.
VIII
Emma Baysal
(Trakya Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü - Edirne)
Doktorasını Liverpool Üniversitesinde Prehistorik Zanaatlar üzerine tamamladıktan sonra
Anadolu’da prehistorik dönem takı ve süs eşyaları üzerine araştırmalarını sürdürmektedir. Bir çok
kazı ve araştırma projesi üyesi olarak çalışmalarına devam etmektedir. Araştırma ve ilgi alanları
zanaatin orijini ve hammadde teknolojileri üzerinde yoğunlaşmakta olup Trakya Üniversitesi’nde
öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.
Özlem Çevik
(Trakya Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü - Edirne)
Lisans ve Yüksek lisansını Ege Üniversitesi Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı’nda ve Doktorasını
“Anadolu’da Kentleşme Süreci” başlıklı teziyle aynı üniversitenin Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi
Anabilim Dalı’nda tamamladı. Trakya Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapmakta olup ilgi
alanları sosyal ve kültürel dönüşüm dinamikleri, Etnoarkeoloji, Urartu ve Ege prehistoryası konuları
üzerinde yoğunlaşmaktadır
Filiz Divarcı
(Trakya Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü - Edirne)
Lisans eğitimini Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Klasik Arkeoloji Bölümü’nde tamamladı. Aynı
üniversitede “M.Ö. III. Binde Marmara Bölgesi” başlıklı yüksek lisans tez çalışmasını 2007 yılında
bitirdi. Şu anda, İstanbul Üniversitesi Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı’nda “Hitit
Döneminde Maşat Höyük: Arkeolojik Açıdan Yeniden Değerlendirme Çalışması” başlıklı doktora tezi
çalışmalarını sürdürmektedir. Trakya Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nde 2008 yılından bu yana
Araştırma Görevlisi olarak da görev yapmaktadır.
Güneş Duru
(İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü - İstanbul)
Yıldız Teknik Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi’nde mimari ve arkeolojik restorasyon ve konservasyon üzerine eğitim aldı. Yüksek lisans derecesini İstanbul Teknik Üniversitesi’nde, doktora derecesini ise İstanbul Üniversitesi Prehistorya Anabilim Dalı’nda tamamladı. University College London
ve Cambridge Üniversitesi’nde misafir öğrenci ve araştırmacı olarak bulundu. İnsan ve mekan etkileşimi, hane halkları ve yerleşme olgusu üzerine çalışmakta ve Dünya Arkeoloji Kongresi (WAC) sekreteryasını da yürütmektedir.
Hamza Ekmen
(Bülent Ecevit Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkoloji Bölümü - Zonguldak)
Gazi Üniversitesi’nde lisans öğrenimini bitirdikten sonra aynı üniversitede “Doğu Anadolu Bölgesi
Geç Kalkolitik Çağ Seramiği” isimli tez çalışması ile yüksek lisansını tamamladı. “Acemhöyük’te Asur
Ticaret Kolonileri Çağı Ölü Gömme Adetleri” isimli tez çalışmasıyla 2012 yılında doktora derecesini
aldı. Hitit Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nde araştırma görevlisi olarak görev yapmış ve daha sonra
2013 yılında Bülent Ecevit Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’ne öğretim üyesi olarak atanmıştır. Ilısu
Barajı Aşağı Salat ve Bakü-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı kurtarma kazılarına katılarak, Köşk Höyük
ve Acemhöyük kazılarında çeşitli görevler üstlendi. M.Ö. 3. ve 2. bin Anadolu kültürleri üzerinde
çalışmalarını yoğunlaştırmaktadır.
Türkiye Arkeolojisi’nde Yerleşim Sistemleri: Sorun ve Yöntemler
IX
Deniz Erdem
(Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Yerleşim Sistemleri Arkeolojisi - Ankara)
Hacettepe Üniversitesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi’nden mezun olduktan sonra yüksek
lisans ve doktora çalışmalarını Orta Doğu Teknik Üniversitesi Yerleşim Arkeoloji Dalı’nda tamamladı.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, TAÇDAM (Tarihsel Çevre Araştırma ve Değerlendirme Merkezinde
Araştırma Görevlisi olarak görev yapmaktadır. Çalışmaları Yakın Doğu’nun Geç Neolitik Dönemi ve
müzeler bağlamında bilim ve toplum faaliyetlerine odaklanmıştır.
Burçin Erdoğu
(Trakya Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü - Edirne)
Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi, Protohistorya ve Önasya arkeolojisinde, Yüksek Lisansını
University College London’da (İngiltere) ve Doktora eğitimini Durham Universitesi’nde (İngiltere)
tamamladı. 2005 yılında Trakya Üniversitesinde Yrd.Doç., 2006 ‘de Doçent, 2012’de Profesörlük kadrolarını aldı.
Cevdet Merih Erek
(Gazi Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü - Ankara)
Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü, Prehistorya
Anabilim Dalı’ndan mezun olarak aynı üniversitenin Prehistorya Anabilim Dalında Yüksek Lisans ve
Doktora eğitimini tamamladı. 1999-2007 tarihleri arasında Mustafa Kemal Üniversitesi, Arkeoloji
Bölümünde ve 2007’den bu yana Gazi Üniversitesi Arkeoloji Bölümünde öğretim üyesi olarak görev
yapmaktadır. 2006-2012 yıllarında Kahramanmaraş İli Prehistorik Dönem Yüzey araştırmalarını gerçekleştirmiş ve 2007 yılından itibaren de Direkli Mağarası Kazılarını sürdürmektedir.
Erkan Fidan
(Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü - Bilecik)
İstanbul Üniversitesi Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim dalından mezun oldu. Aynı
bölümdeki Yüksek Lisans öğreniminin ardından ‘’Küllüoba İTÇ mimarisinin Batı Anadolu ve Ege
Dünyası İçindeki Yeri’’ başlıklı doktora tezini tamamladı. İstanbul Üniversitesi Arkeoloji bölümünde
Araştırma Görevlisi olarak görev yaptıktan sonra 2011 yılından itibaren Bilecik Şeyh Edebali
Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’ne öğretim üyesi olarak atandı.
Sezer Seçer-Fidan
(Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü - Bilecik)
İstanbul Üniversitesi Hititoloji Anabilim dalından mezun olduktan sonra aynı anabilim dalında yüksek lisans eğitimini tamamladı. 2013 yılından itibaren Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Arkeoloji
Bölümü’nde Hitit kültürü ve dili ile ilgili dersler vermektedir.
Murat Türkteki
(Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü - Bilecik)
İstanbul Üniversitesi, Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü, Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim
Dalı’nda başladığı Arkeoloji eğitimini tamamlayarak aynı bölümde “Küllüoba İlk Tunç Çağı III Çanak
Çömleği” yüksek lisans tezini 2004 yılında ve “ Batı ve Orta Anadolu’da Çark Yapımı Çanak Çömleğin Ortaya
Çıkışı ve Yayılımı” başlıklı doktora çalışmasını 2010 yılında tamamladı. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesinde
öğretim üyesi ve Küllüoba kazı projesinde kazı başkan yardımcısı olarak görev yapmaktadır.
İçindekiler
Giriş ................................................................................................................................................................................................................................................................... 1
I. Bölüm | İletişim Ağı (Network)
Adnan BAYSAL
Arkeolojide İletişim Ağı (Network) ve Sosyal Organizasyon.......................................................................................................................11
Burçin ERDOĞU
Ege’de Erken Prehistorik Dönemlerde Denizcilik ve Denizyolu İletişim Ağı..................................................................................31
Hamza EKMEN
Filolojik ve Arkeolojik Verilere Göre Anadolu’da M.Ö. II. Binde İletişim
ve Ulaşım Aracı Olarak Nehirlerin Önemi....................................................................................................................................................................47
Cevdet Merih EREK
Epi-Paleolitik Dönemde Anadolu - Yakındoğu İlişkilerindeki İzler.........................................................................................................67
Filiz DİVARCI
Erken Tunç Çağı Makro Ölçekteki Ticaret Ağı İçinde Marmara Bölgesi’nin
Hammadde Kaynaklarına Mikro Ölçekte Bir Bakış.............................................................................................................................................85
Emma L. BAYSAL
Bir İletişim Ağı Perspektifinden Neolitik ve Kalkolitik Boncuk ve Bileziklerini Yorumlamak......................................95
Özlem ÇEVİK
Ulucak Höyük Neolitik Toplumunda Antroposantrik İletişim Ağı...................................................................................................... 111
II. Bölüm | İletişim Ağı ve Sosyal Organizasyon
Belgin AKSOY
Sosyal Sistemler ve İletişim: Arkeolojik Kontekste Sorulabilecek Sorular ve Olası Yanıtlar..................................... 131
Çiğdem ATAKUMAN – Deniz ERDEM
Geç Neolitik’te Zaman, Mekan ve Ritüel: Domuztepe’de İnsan, Mekan ve Nesne Gömüleri.................................... 143
Erkan FİDAN
Batı Anadolu’da Sosyal Sınıf Farklılıklarının Ortaya Çıkışı: Aşağı ve Yukarı Yerleşme Sistemi........................... 175
XII
Eşref ABAY
İletişimin Göç ve Kültürel Etkileşimdeki Rolü Bağlamında Erken Transkafkasya Kültürünün
Güney Yayılımı...................................................................................................................................................................................................................................... 185
Güneş DURU
Kamusal İnsanın (İlk) Çöküşü............................................................................................................................................................................................... 195
Murat TÜRKTEKİ
Yeni Teknolojilerin Kullanılması ve Yayılmasında Kültürel İletişim Ağlarının Rolü:
Çömlekçi Çarkı Perspektifinden Bir Değerlendirme......................................................................................................................................... 211
Sezer Seçer FİDAN
Hitit Sosyal Sınıfları İçinde Hür İnsanlar ve Köleler...................................................................................................................................... 223
Önsöz
Elinizde bulunan çalışma, Trakya Üniversitesi’nde (Edirne) gerçekleştirilen ‘Yerleşim
Sistemleri ve Mekan Analizi’ adlı mini sempozyumunun (2013) sonunda ortaya konulan bir
düşüncenin sonucunda, devamlılığı olan, belli bir yapıya ve dinamizme sahip, en önemlisi arkeolojik temalar üzerinde yoğunlaşan bir seriye dönüşmesinin ardından gerçekleşen ikinci ‘Tematik
Arkeoloji Serisi (TAS)’ buluşmasının sonucudur. TAS bir yandan arkeoloji dünyasında bilinen, iyi
tanınan konuları veya arkeolojik alanda yeni gelişmekte olan konulara değinmeyi bir yandan da
eksikliği büyük oranda hissedilen literatür boşluğunu doldurmayı ve yabancı literatürde karşılaşılan bir çok terimin de dilimizde kullanılabilirliğine zemin hazırlamayı hedeflemektedir. Bu
süreç içinde de genel olarak özel bir tema seçerek o konu üzerine odaklanırken aynı zamanda da
konuyla ilgili çalışmaları ve ilgileri olan bireylere akademik tartışma ve yayın ortamı yaratarak
interaktif bir paylaşım platformu hazırlamaktadır. Bir başka deyişle, bilim insanlarını bir araya
getirerek, iletişimlerini (network) kurarak farklı bir perspektiften ilgi ve araştırma alanlarını
değerlendirmelerini, ortak paydaları bulmalarını ve bilgi akışını, dinamik bir ortam içinde sağlamayı amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda gerçekleştirilen titiz çalışmaların ürünü olarak da
elinizdeki TAS 2 yayını doğal bir sonuç olarak ortaya çıkmış ve sizlere ulaştırılmıştır. TAS 2 çalışmasının konusu ‘Network’ ve ‘Sosyal Organizasyon’ olarak belirlenmiştir. Bu konunun TAS 2
için seçilmesindeki nedenlerden bir tanesi İletişim Ağı (Network)’nın analitik açıdan ve grafik
uygulama olarak değerlendirilebilmesi, bir çok örnekte görüldüğü gibi arkeolojide pratik uygulama alanının olması ve bu bağlamda ‘Yerleşim Sistemleri ve Mekan Analizi’ olarak adlandırılan
birinci konferanstaki uygulamalı araştırmalara metodolojik açıdan da yakın durmasıdır.
Bu noktadan itibaren sizlerde temanın konusu olan ‘Network’e bir okuyucu, değerlendirici,
eleştirici, destekleyici veya katkıda bulunmak ve konunun çerçevesini daha da genişletmek üzere
dahil ve bir parçası olarak İletişim Ağı (Network)’na katılıyorsunuz. Bir anlamda Ağ Örgüsü
(Meshwork)’ne dönüşüyorsunuz.
TAS 2014 deki toplantı yaklaşık on yıldır arkeolojik literatürde bir hareketlilik kazanmaya
başlayan ‘İletişim Ağı’ (Network) ve Sosyal Organizasyon’ u ele alarak genel bir değerlendirmeyi
ve bu yaklaşım içinde de Anadolu ve Ege arkeolojisi perspektifinden eldeki ve yeni verilerin
değerlendirilmesini amaçlamaktadır. Özellikle İletişim Ağı (Network) anlayışının arkeoloji için
son derece yeni olan ve arkeolojik araştırmalarda büyük katkı sağlayabilecek, teorik olmaktan
çok metodolojik anlamda bir yaklaşım olduğu da söylenebilir. Elbette, her yaklaşımın ve metodun da bağlı olduğu, geliştiği ve yer bulduğu düşünsel veya teorik bir platform vardır. Bunun
XIV
yanında ‘sosyal organizasyon’ konusu da aynı şekilde iletişim ile çok yakın ve arkeolojik açıdan
özellikle Türkiye Arkeolojisi içinde çok az işlenen bir konu olduğundan burada her ikisinide farklı açılardan kısa da olsa değerlendirme veya en azından bir potada eritme imkanı oldu.
Bu çalışmanın amacı sadece yeni teorik bir yaklaşımı tanıtmak veya empoze etmek değildir.
Aksine, bu türden teorik veya metodolojik yaklaşımın arkeolojik araştırmalarda veri toplama
yöntemi, toplanan verilerden elde edilecek yüksek düzeyde çıkarımların bir uygulama modeli,
metodolojiye dönüştürülerek kullanılabilirliği ve geçmişte elde edilmiş arkeolojik bilgilerin ve
verilerin tekrardan değerlendirilebileceği gibi birbirine eklemlenerek daha kapsamlı ve bütünlüğü olan bilgi bütününe dönüştürülebilmesinde oynayabileceği role dikkat çekmektir. Bu sayede
arkeolojik verileri daha büyük bir resim olarak görmek ve değerlendirmek de mümkün olacaktır.
Her şeyin son derece büyük bir hızla geliştiği modern dünyada, özellikle internet ağının
olması ve bizlerin de bir şekilde bu ağın bir parçası olarak yaşamlarımızı ve işlerimizi devam
ettirdiğimiz bir iletişim ağı (network) dünyasında sadece internet üzerinden değil sosyal, ekonomik duygusal, daha bir çok katmanlardan oluşan ve bunlarında kompleks bir ağ oluşturduğu
dünyada, özneleri veya nesneleri birleştiren bağlantıların (link) arasına bu çalışmayı ekleyerek
en azından arkeolojik anlamda da bir network oluşturma çabamız sizlerin bu çalışmaya dahil
olduğunca genişleyerek, gelişecek ve amacına ulaşacaktır.
Teşekkürler
Bu çalışmanın gerçekleşmesinde bir çok kişi ve kurum katkıda bulundu. Sempozyum olarak
organizasyonundan kitap olarak hazırlanmasına kadar olan süreçte destek ve yardımlarını esirgemeyen herkes büyük bir heyecan ve enerji ile destek verdiler. Aslında bu heyecan sempozyumun hazırlamasından elinize ulaşan kitaba kadar bir dinamo görevi gördü.
Öncelikle sempozyumun organizasyonunda ve gerçekleştirilmesinde güven verici, cesaretlendirici ve kararlı yaklaşımıyla yol göstererek destek veren Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü
sayın Prof. Dr. M. Özer’e, destek ve yardımlarından dolayı yine Bülent Ecevit Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Dekanı K. Büyükgüzel’e ve Fen-Edebiyat Fakültesi sekreteri sayın S. Saner’e,
sempozyumun sorunsuz şekilde gerçekleşmesinde ve her adımda yardımcı olan Basın, Yayın ve
Halkla İlişkiler Koordinatörü sayın Yrd. Doç. Dr. H. Özer’e ve başta E. Güner olmak üzere tüm
personele, aynı şekilde sabırla destek veren Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanı sayın M. İnan’a
ve personel K. Sarıhan’a, İdari ve Mali İşler Bürosundan sayın A. Aksoy’a sonsuz teşekkürlerimi
sunuyorum.
Buna ek olarak lojistik problemlerin aşılmasında da önemli rol oynayan ve sempozyumun
organizasyonunda sponsorluk yapan Zonguldak FIAT Keleşsan Grubu’ndan sayın E. Keleş’e göstermiş olduğu incelikli yaklaşımı ve desteği için teşekkürlerimi sunarım.
Organizasyonun hareketliliğini ve transfer işini üstlenen Emniyet Taxi’den sayın Ç. Çatraş’a
ve ekibindeki herkese destekleri, zamanları ve enerjilerinden dolayı teşekkür ederim.
Sempozyum için bildiri özetleri kitapçığının hazırlanması aşamasında da yardım ve desteklerini esirgemeyen Gökay Kırtasiye’den sayın M. Hamarat’a da ayrıca teşekkür etmek isterim.
B.E. Üniversitesi Arkeoloji Bölümünden Araş. Gör. Ali Güney’e, bölüm öğrencileri ve aynı
zamanda Bülent Ecevit Üniversitesi Arkeoloji Kulübü üyelerinden Hacer Er, Merve Erdoğdu,
Derya Demirkapı, Demet Coşkun, Hilal Uslu, E. Nur Hazer, Serkan Tetik, Kadir Ateş, Oluç
Aydoğan, Mehmet Kıraç, Emre Filiz’e ve daha bir çok katkı veren öğrencilerimize özverili çalışmalarından dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.
Sempozyum katılımcıları ve dinleyiciler arasında olan meslektaşlarıma ve öğrencilere canlı
bir tartışma ortamı yaratarak bilgilerini paylaşmaları ve entellektüel düzeyde platformu yüksek
tutarak destekleri sayesinde düşüncenin akış hızını arttırarak sürekli beyin fırtınası yarattıklarından dolayı tüm katılanlara ve özellikle TAS 2 yayınına yazılarıyla katılan ve uzun süren hazırlık döneminde sabırla ve anlayışla çalışmalarına devam eden yazarlara teşekkür etmek isterim.
XVI
Tematik Arkeoloji Serisinin (TAS) basım ve yayın işini üstlenen, bu süreçte emeği geçen ve
katkısı bulunan Ege Yayınları sahibi A. Boratav’a ve personeline de sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Ege yayınlarının desteği olmadan bu serinin gerçekleşmesi ve vücut bularak sizlere ulaşması mümkün olmayacaktı.
Son olarak, sempozyumun tüm hazırlıkları ve gerçekleşmesi sürecinden kitabın derlenmesi
ve yayına hazırlanması aşamasına kadar sabır ve anlayışla destek veren eşim Dr. E. Baysal’a ve
transformer’ler hakkında engin bilgisini benimle sürekli paylaşmaktan çekinmeyen oğlum O.
Baysal’a hayatımda var oldukları için minnettarım.
Yeni Teknolojilerin Kullanılması ve Yayılmasında Kültürel İletişim Ağlarının Rolü: Çömlekçi Çarkı Perspektifinden Bir Değerlendirme, TAS 2 (2015) 211–222
Yeni Teknolojilerin Kullanılması ve Yayılmasında
Kültürel İletişim Ağlarının Rolü: Çömlekçi Çarkı
Perspektifinden Bir Değerlendirme
Murat TÜRKTEKİ*
Abstract
3rd
The second half of the
millenium BC., in other words, the EB 3 Period in western
Anatolia is a time span during which particularly important steps were taken in urbanism and intensified relations were established between far distant areas. Transformations
in the social structuring and cultural interactions which emerged as a result of these
developments, increased and diversified the demands in metal working and pottery and
led to the invention of new technologies. Trade networks and the main communication
routes play an important role in the determination of the direction and intensification of
the cultural interactions –besides the communication routes – the location of natural
resources, and centres gradually gaining political, social and economical power are also
important. All these developments provided favourable conditions for technology transfer. However, it is not fully understood how this transfer was realised. The article focuses
on these new technologies and looks for possible answers on how they emerged.
Keywords: Potter’s Wheel, Technology Transfer, Küllüoba, EBA 3, Trade Network
Özet
MÖ. III. binyılın ikinci yarısı, yani İTÇ 3 Batı Anadolu’da, özellikle şehircilikte önemli
aşamaların kaydedildiği ve uzak bölgeler arası ilişkilerin yoğunluk kazandığı bir zaman
dilimi olarak bilinir. Bu gelişmelere paralel olarak ortaya çıkan sosyal yapıdaki değişiklikler ve kültürel etkileşim, madencilikte ve çömlekçilikte ihtiyaçların artmasına, çeşitlenmesine ve yeni teknolojilerin kullanılmasına zemin hazırlamıştır. Kültürel etkileşimin
yönünün ve yoğunluğunun belirlenmesinde -doğal ulaşım yolları dışında- doğal hammadde kaynaklarının bulunduğu bölgeler; siyasal, sosyal ve ekonomik yönden giderek
güçlenen yönetimlerin bulunduğu merkezlerin konumları; ticaret ağı ve bu ağ üzerindeki
ana ulaşım yolları önemli rol oynamıştır. Bütün bu gelişmeler teknoloji transferi için
uygun koşullar oluşturmuştur. Ancak bu transferin ne şekilde gerçekleştiği henüz yeterince aydınlatılamamıştır. Bu yazıda söz konusu yeniliklerin batı Anadolu’da ilk ortaya
çıkışı ve bunun hangi sebeplerle gerçekleştiği üzerinde durulmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Çömlekçi Çarkı, Teknoloji Transferi, Küllüoba, İTÇ 3, Ticaret Ağı
* Murat Türkteki ([email protected])
212
Murat TÜRKTEKİ
Giriş
İletişim ağları teorisi ya da bu çalışma özelinde esas olarak üzerinde durulacak olan kültürel ilişki ağları bununla bağlantılı olan sosyal iletişim ve etkileşim çeşitli teoriler ile açıklanmaya çalışılmaktadır. Bu teoriler basitçe iki yakın nokta arasında kurulan direkt iletişimden (Broodbank
2000) karmaşık yapılı uzak bölgeler arası ilişki ağlarına kadar (Evans, Knappett ve Rivers 2009)
uzanan oldukça geniş bir yelpazede ele alınmaktadır (Brughmans, Isaksen ve Earl 2012).
Anadolu İlk Tunç Çağları’nda ise sosyal iletişim ve etkileşim konusu ile ilgili olarak gerçekleştirilen araştırmalar genel olarak kültürel yayılım (Brughmans, Isaksen ve Earl 2012; Goldman
1956; Mellaart 1963; Mellaart 1981; Mellink 1989; Yakar 1981) ve uzun mesafeler arası ticaret
(Efe 2007; Mellink 1998; Rahmstorf 2006; Şahoğlu 2005; Zimmermann 2007) olmak üzere iki
ana eksende tartışılmıştır.
Aşağıda detaylı bir şekilde üzerinde durulacak olan çömlekçi çarkı teknolojisinin transferi
esas olarak MÖ. 3. binyıl ortalarından itibaren uzak bölgeler arasında kurulan karmaşık ilişki
ağlarının bir sonucudur. Burada ilişkilerin oluşması ve gelişmesinde başta siyasi yapı, coğrafi
mesafe, yerleşme büyüklükleri ve talep olmak üzere dört ana etken sayılabilir. Bu dört ana etkene bağlı olarak gerçekleşen organize ticaret söz konusu sosyal ilişki ağının en önemli dışa yansımasıdır. Bu noktada Anadolu’da İlk Tunç Çağları’nın sonunda yoğunlaşan ve organize bir hal
alan ticaret kavramı, yaygın olarak bilinen anlamıyla değiş-tokuş’a dayalı görünmekle birlikte
esasen kavramsal olarak değiş-tokuş, fikir alışverişi ya da sosyo-kültürel özelliklerin aktarımı
gibi konuları da içeren daha geniş bir ifadedir. Bu noktada standart ölçü birimlerinin ve gümüş,
altın ve bakır gibi değerli madenlerin kullanıldığı, uzak bölgeler arasında bilinçli olarak gerçekleşen bu alışverişi değiş-tokuş’tan öte gerçek anlamda ticaret olarak tanımlamak daha doğru olacaktır.
Sosyal ilişki ağı teorilerini açıklamada kullanılabilecek olan bilgi, söz konusu ticaretin sonucu
olarak ele geçen arkeolojik verilere dayanmaktadır. Teknoloji transferi ve burada ele alınacak
olan çömlekçi çarkı özelinde ise söz konusu veriler çanak çömlek üzerinde yapılan analizlerden
elde edilmektedir.
Teknoloji transferinin sonucu olarak ortaya çıkan bir diğer olgu ise yeni bir usta sınıfının
sosyal sınıf içerisinde yerini almasıdır. Burada söz konusu olan çarkı kullanan çömlekçi ustasının
nasıl ortaya çıktığı, eğitimi ve teknolojinin yayılmasında etkileri dolayısıyla sosyal organizasyon
içerisinde ne şekilde yer aldığı da çalışmada açıklanmaya çalışılmıştır.
Batı Anadolu’da İTÇ III’ün Genel Görünümü ve Çömlekçi Çarkının
Kullanılması
Batı Anadolu’da İTÇ II’nin sonundan itibaren mimaride, idari binalar, aşağı ve yukarı şehir
düzenlemesi, anıtsal yapılar ve sur gibi şehirciliğin gelişimine ve buna bağlı olarak yönetici sınıfın varlığına işaret edebilecek bulgular ele geçmiş ve bu durum İTÇ III’te giderek belirginleşmiştir. Ayrıca İTÇ III’te yerleşme sayılarının azaldığı ve giderek daha büyük boyutlu merkezi yerleşmelerin oluşmaya başladığı anlaşılmaktadır (Dedeoğlu 2014, Figür 7-8; Sarı 2013b:228, Figür
8). Böylece merkezileşmeye doğru giden bir gelişim süreci görülür (Çevik 2007).
Yeni Teknolojilerin Kullanılması ve Yayılmasında Kültürel İletişim Ağlarının Rolü: Çömlekçi Çarkı Perspektifinden Bir Değerlendirme
213
Diğer yandan yine İTÇ II’nin sonundan itibaren madencilik alanında da granülasyon, lehimleme ve telkari tekniği gibi teknolojik yenilikler ve “toggle pin” denilen gözlü süs iğneleri gibi
Kuzey Suriye kaynaklı yeni aletler de eşzamanlı olarak ortaya çıkmıştır (Fidan 2012).
İTÇ III döneminin sonuna doğru ise kalaylı bakırın kullanımı yaygınlaşmaya başlamıştır.
Ancak bu durum sadece Mezopotamya’dan Troia’ya uzanan dar bir hat üzerinde geçerlidir
(Pernicka 2001:409). Söz konusu bu hattın sınırları çömlekçi çarkının ilk kullanılmaya başladığı
bölge ile benzerlik gösterir (Figür 1). Diğer bölgelerde ise arsenikli bakır kullanılmaya devam
eder.
Teknoloji transferinde bir diğer önemli yenilik ise İTÇ III’te Batı Anadolu’nun bazı bölgelerinde çömlekçi çarkının kullanılmaya başlanmasıdır. MÖ. 4. binyılın ortalarından itibaren
Mezopotamya’da kullanılan ve Kilikya’ya kadar ulaşan çömlekçi çarkı teknolojisi Anadolu
Yarımadası’na yaklaşık 1500 yıl sonra MÖ. 3. binyılın ikinci yarısında ulaşmıştır. Bu teknoloji bir
sonraki aşamada yani MÖ. 3. binyılın son çeyreğinde, Ege dünyası’na ulaşmış ve Anadolu kökenli formlarla birlikte kullanılmaya başlanmıştır (Rutter 1979:15).
Çömlekçi çarkı söz konusu dönemin başında Anadolu yarımadasında sadece Tarsus-Troya
arasında iç batı Anadolu üzerinden geçen bir hat üzerinde ve ilk aşamada oldukça az bir yoğunlukta kullanılmıştır (Figür 1) (Türkteki 2012). Bu hat aynı zamanda İlk Tunç Çağı’nın başından
beri çanak çömlek gruplarına göre saptanmış olan kültür bölgelerinden olan Konya-Akşehir,
Frigya-Bitinya ve Troya kültür bölgelerinin yayılım alanının da sınırlarını oluşturur (Figür 2)
(Efe 2004). Bu kültür grupları İTÇ III’ten itibaren sadece çömlekçi çarkı bağlamında değil, ayrıca
çanak çömlekte ve diğer buluntularda da pek çok ortak özelliği bünyesinde barındırır (Sarı
2013a). Dolayısıyla kültürel birlikteliğe doğru giden ve daha sonrasında ise belki de krallıklara
dönüşecek olan bu kültür grupları kendi içerisinde organize bir ilişki ağı kurmuş olmalıdır (Efe
2004; Sarı 2013a).
Söz konusu kültür bölgelerinin sınırları içerisinde bulunan ana ulaşım yolu üzerinde yer alan
Eskişehir Seyitgazi yakınlarındaki Küllüoba’da (Figür 3) İTÇ III dönemi IIIC-IIIB-IIIA olmak
üzere üç ayrı evrede stratigrafik olarak saptanabilmiştir (Türkteki 2013:194). Buradan elde edilen veriler çark yapımı çanak çömleğin ilk aşamada tüm çanak çömlek içerisindeki kullanım oranının % 3 daha sonra % 8 ve İTÇ III’ün sonunda ise % 13 olmak üzere giderek artan oranlarda
kullanıldığını göstermektedir (Figür 4) (Türkteki 2010; Türkteki 2012). Bu teknoloji ile üretilen
formlara bakıldığında ise el yapımı tabaklar, kaseler, gaga ağızlı testi, tankard ve amforalar gibi
daha önce de batı Anadolu’da kullanılan ve batı Anadolu’ya özgü olan formların çarkta üretilmeye başlandığı anlaşılmaktadır. Çarkta üretilen formların % 80’i ise, olasılıkla kıvrımsız hatları ve
basit şekli nedeniyle çarkta daha kolay üretilebilir olmasının bir sonucu olarak, tabak formudur
(Figür 5). Batı Anadolu’da İTÇ III’ten önce kullanılmakta olan el yapımı tabakların çömlekçi çarkında şekillendirilmiş bir türevi olan A2 tabakları giderek artan oranda üretilmeye başlanır ve
buna paralel olarak el yapımı tabak üretimi azalır (Figür 6). Bu teknolojinin kullanımı mal gruplarında da önemli değişikliklere yol açar. Özellikle yalın mal olarak adlandırılan astarsız ve açkısız mal grubu, çömlekçi çarkında üretimin karakteristik mal grubudur. Söz konusu mal grubu
çömlekçi çarkı teknolojisinde üretimin zorunlu bir sonucudur. Çarkta üretiminde suyun kullanılmasının astarlama ihtiyacını ortadan kaldırması, ayrıca hızlı üretimin bir gereği olarak açkı ve
bezeme gibi işi yavaşlatacak uygulamalardan kaçınılması yalın malın üretiminde etkili olmuştur.
214
Murat TÜRKTEKİ
(Türkteki 2010:73). Diğer yandan teknolojinin kaynağı olan bölgeye, yani Kuzey Suriye ve
Mezopotamya’ya ilişkin herhangi bir formun batı Anadolu’da üretilmediği, sadece ithal olarak az
sayıda geldiği ve yerel olarak üretilmediği anlaşılmaktadır. İthal formlar arasında özellikle Suriye
şişeleri ve kadehler (beaker) önemli yer tutmaktadır.
Çömlekçi çarkında üretilmiş çanak çömlek daha çok küçük boyutlu formlarla karakterize
olur. Zaman zaman sucuk çark yöntemi gibi melez yöntemlerin kullanılması (Türkteki 2014),
büyük boyutlu kapların çarkta birkaç seferde ayrı ayrı çekilerek birleştirilmesi ya da sadece ağız
kısımlarının çarkta yapılması gibi teknolojik veriler, batı Anadolu’da kullanılan aletin yavaş
dönen çömlekçi çarkı (tournette) olduğunun kesin göstergesidir (Türkteki 2013).
Mezopotamya’da yaklaşık olarak MÖ.4. binyılın ortalarından itibaren kullanılan çark, bu
dönemde Kilikya haricinde Batı ve Orta Anadolu’ya yayılamamıştır. Söz konusu bu iki bölge coğrafi nedenlerle orta ve batı Anadolu ile ilişkilere kapalıdır ve dolayısıyla, Anadolu yarımadasının
Kuzey Suriye ile olan ilişkilerinde coğrafi bir sınır olarak görülebilir. Kilikya bölgesi söz konusu
teknolojinin yayılmasında ya da genel olarak iletişim ağlarının kurulmasında bir sınır oluşturması açısından coğrafi anlamda önemli gözükmekle birlikte bu durum sadece coğrafya ile açıklanamaz. Gerek teknolojilerin, gerekse ürünlerin transferinde sosyal ve siyasi yapının da buna
elverişli olması gerekir. Özellikle uzak bölgeler arası ilişkiler bağlamında organize ticaretin gelişebilmesi için öncelikle geçiş izinleri ve güvenliğin sağlanmasına yönelik bölgeler arası anlaşmaların yapılması gereklidir.
Özellikle Akkad metinlerinde yer alan, belki de propaganda amaçlı olarak abartılmış olarak
yer alan ifadeler, en azından iki uzak bölge arasında önemli ilişkilerin bulunduğunu doğrular
niteliktedir. Sargon dönemi’nde Akkad’lı tüccarların Anadolu’ya ticaret amaçlı olarak geldikleri
bilinmektedir. Daha sonra tüccarların yerel beylerle anlaşamaması sonucu Sargon’un
Prushanda’ya gelerek buranın yerel beyi ile anlaştığı da yazılı belgelerden anlaşılmaktadır
(Güterbock 1938:47). Ek olarak, Naramsin’in Anadolu’daki 17 düşman ülke kralına karşı kazandığı zaferden bahsedilmektedir (Güterbock 1938:67 vd). Dolayısıyla daha sonraki dönemde bir
savaş olasılığı da gündeme gelmektedir.
Diğer yandan organize ticaretin gerçekleşebilmesi için ticari anlamda ortak bir sistemin oluşmuş olması gerekmektedir. Özellikle terazi ağırlıkları olarak nitelendirilen buluntuların bu
dönemle birlikte daha çok ele geçmesi ortak ölçü birimlerinin bulunduğuna işaret etmektedir
(Rahmstorf 2006). Bu durum, ortak ticaret öğelerin yerleşmiş olduğunun göstergesidir.
Çömlekçi Çarkının Kullanılmasındaki Olası Sosyal Nedenler
Batı Anadolu’da çömlekçi çarkının Mezopotamya’dan yaklaşık 1500 yıl sonra kullanılmaya başlanmasında sosyal bazı değişimler de rol almış olmalıdır. Burada özellikle Mezopotamya’da çarkın
kullanımının yaygınlaştığı Geç Uruk dönemi ile batı Anadolu İTÇ III arasında son derece önemli
bazı benzerlikler bulunmaktadır. Çömlekçi çarkının yoğun olarak kullanımının gerçekleştiği Geç
Uruk dönemi siyasi ve ekonomik olarak önemli bir kırılma noktasıdır. Nüfus artışı, ekonomik
gelişim ve bunlara paralel olarak şehirciliğin gelişmesi ve siyasi birliğe doğru giden süreç, diğer bir
deyişle daha bir karmaşık toplum düzeninin ortaya çıkışına bağlı olarak iş bölümünün önem
kazanması ve usta sınıflarının belirginleşmesi, teknolojik gelişmeleri de tetiklemiş olmalıdır.
Yeni Teknolojilerin Kullanılması ve Yayılmasında Kültürel İletişim Ağlarının Rolü: Çömlekçi Çarkı Perspektifinden Bir Değerlendirme
215
Yoğun nüfusun artan taleplerine hızlı yanıt verilmesi bağlamında çömlekçi çarkı da
zamanla geliştirilmiştir. Böylece daha seri üretimi yapılan çanak çömlek yoğun bir kullanım
oranına ulaşmıştır. Bu durum ayrıca çok daha standart formların oluşmasını sağlamış ve
böylece bölgelere göre daha az farklılıklar içeren bir çanak çömlek geleneği ortaya çıkmıştır.
Mezopotamya’da Geç Uruk döneminde gerçekleşen bu kırılmanın ardından çömlekçi çarkı
teknolojik olarak çok fazla değişikliğe uğramadan hemen hemen MÖ 2. binyıl başlarına kadar
bölgenin tamamında yoğun olarak kullanılmıştır. Ancak, batı Anadolu’da çömlekçi çarkı ilk
olarak sadece organize ticaretin ilk gerçekleştiği dar bir bölgede kullanılmıştır.
Teknoloji transferinin gerçekleşebilmesi sadece alışverişe dayalı, basit ve kısa süreli ilişkiler ile mümkün görünmemektedir. Ancak, organize ve yoğun bir ticaret kültürel etkileşimi
daha güçlü kılar. Çünkü, ürünün değil, teknolojinin transferi, diğer bir deyişle teknolojinin
öğrenilmesi, zaman alan bir olgudur. Çömlekçi çarkında üretim, elde üretimden farklı olarak
gerçek anlamda bir uzmanlaşma gerektirir (Roux ve Corbetta 1989:28). Örneğin sucuk yöntemi ile kap yapımında uzmanlaşmak için 2-3 yıl gibi bir süre yeterli iken çömlekçi çarkı ile
ilgili gerçekleştirilen etno-arkeolojik çalışmalar, bu işte tam anlamıyla uzmanlaşılabilmesi
için on yıllık bir deneyime ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir (Roux 2003:15). Dolayısıyla
bu alanda deneyim kazanılabilmesi için belli bir zamana ihtiyaç vardır. Diğer yandan evsel
üretimin önemini koruması, kalıp, el ile açma gibi baskın üretim tekniklerinin yaygın bir
şekilde devam etmesi teknolojiye adaptasyon sürecini etkileyen diğer faktörlerdir.
Bu genel durumun ardından esas olarak cevaplanması gereken soru yeni teknolojilerin
benimsenmesi ve kullanılmasının ne şekilde gerçekleştiğidir. Arkeolojide geleneksel olarak
yapılan değerlendirmelerde çoğunlukla bu tip yeniliklerin özellikle ticari ilişkilere dayalı olarak kültürel etkileşim sonucu gerçekleştiği belirtilir ancak, bunun nasıl olabileceği ve detayları ise çoğunlukla göz ardı edilir.
Bunun için öncelikle üretimin nitelikleri hakkında bazı değerlendirmeleri ele almak faydalı olacaktır. Costin’e göre üretim tipleri evsel üretim, kişisel üretim, evsel endüstri, atölye
endüstrisi, köysel endüstri ve geniş ölçekli endüstri olmak üzere gruplandırılmıştır (Costin
1991, Figür 1.2). Burada üretim yoğunluğu geniş ölçekli endüstriye doğru giderek artmaktadır. Söz konusu örneğe göre değerlendirdiğimizde üretim yoğunluğunun düşüklüğü, merkezi
otoriteden bağımsız bir üretimin göstergesi olabilir. Ancak burada her üretim tipinin aynı
oranda merkezi otorite ile bağlantılı olup olmadığı konusu tartışmalıdır. Örneğin maden
silah üretimi gibi daha fazla merkezi otoriteye bağımlı üretim tipine karşılık çömlekçilik çoğu
zaman, Anadolu’da en azından Hitit dönemine kadar, daha bağımsız bir üretim tipi olarak
kalmıştır. Ancak çömlekçi çarkındaki üretimde ilk aşamada yoğunluğun düşük olması sadece
merkezi otoriteden bağımsız bir üretim tipi olmasıyla açıklanamaz. Burada teknolojinin
öğrenilme süreci, benimsenmesi ve ihtiyaçların artışı gibi sosyal nedenler de rol oynamış
olmalıdır.
Üretimin organizasyonunu karakterize eden dört parametre yine Costin tarafından ele
alınmıştır (Costin 1991, Figür 1.4). Buna göre batı Anadolu’da çömlekçi çarkında üretimi,
merkezi otoriteden bağımsız, dağınık, küçük ölçekli ve yarı zamanlı bir üretim şekli olarak
düşünmek mümkündür. Mezopotamya’da ise üretim otoriteye bağımlı, merkezi, geniş ölçekli
ve tam zamanlı bir endüstri olarak görünmektedir. Dolayısıyla burada birbirleriyle ilişkileri
216
Murat TÜRKTEKİ
olan ancak farklı sosyal düzenleri olan iki bölge ve üretim sistemi söz konusudur. Bunlardan
ilki büyük oranda siyasi birliğin sağlandığı tapınak merkezli bir ekonomiye sahip
Mezopotamya’dır. Anadolu’da ise henüz tam olarak siyasi bir birliktelik bulunmamaktadır.
Ancak yavaş yavaş yönetici sınıfın ortaya çıkmaya başladığı ve üretimin henüz daha bağımsız
olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu bu iki bölge arasında ticaret odaklı bir ilişki gerçekleşmiştir. Anadolu Yarımadası’nın maden kaynakları özellikle gümüş, altın ve bakır, tarım ürünleri ve tekstil hammaddesi açısından oldukça zengin olduğu söylenebilir. Burada gerçekleşen
ticarette Mezopotamya kültür bölgesi Anadolu’daki hammaddenin Mezopotamya’ya taşınmasını amaçlamış olmalıdır. Anadolu açısından ise ticaret sadece belli başlı ürünler ile sınırlı
görünmektedir. Bunlar egzotik eşyalar, hazır tekstil ürünleri, değerli ya da yarı değerli taşlar
gibi çoğunlukla statü eşyaları olarak nitelendirebileceğimiz buluntulardır. Dolayısıyla burada
Anadolu açısından ticaretin çoğunlukla yönetici sınıfın ihtiyaçlarına yönelik olduğu anlaşılmaktadır, bu aşama İTÇ III’ün sonlarına denk gelir. Ancak madencilik ve çömlekçilik açısından ele alındığında bu ilişkilere bağlı olarak teknoloji transferinin de gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu durum özellikle gelişim aşamaları ele alındığında, örneğin çark tekniklerinin
yavaş yavaş geliştiği ve Mezopotamya’daki düzeyden uzak olduğu, üretilen çark yapımı çanak
çömleğin tamamının Anadolu formlarının devamı niteliğinde olduğu değerlendirildiğinde,
Mezopotamya’lı ustaların değil, sadece bilgi transferinin gerçekleşmiş olduğu daha mümkün
görünmektedir.
Sadece belli başlı formların çarkta üretilmesi ise standartlaşmaya doğru bir gidişin olduğunu ve bunun evsel endüstri ya da atölye endüstrisi sonucu gerçekleşmiş olabileceğine işaret eder. Çark yapımı çanak çömleğin ele geçtiği batı Anadolu’daki tüm yerleşmelerde sürekli
aynı formların üretilmesi, bu endüstrinin bir noktada tüm bölgede bazı ortak özellikler içerdiğini gösterir. Bu ortak anlayışla üretim birkaç şekilde gerçekleşebilir.
a- Çömlekçi ustalarının eğitilmesi
Olasılıklardan ilki, ustaların bir merkezde eğitim almaları ve daha sonra kendi yerleşmelerinde bu işi sürdürmeleridir (Eslick 2009:233). Bu anlamda Tarsus söz konusu ustaların teknolojiyi öğrendikleri bir koloni niteliğinde olabilir.
Çömlekçi çarkında üretimin ilk ortaya çıktığı hattın güneydoğu ucunda geç Kalkolitik’ten
beri Mezopotamya kültür bölgesinin içerisinde yer alan Tarsus’ta eş zamanlı olarak batı
Anadolu kökenli bir mimari gelenek olan megaron mimarisinin ve yine depas, tankard ve A2
tabağı gibi batı Anadolu kökenli formların ortaya çıkışı özellikle bu yerleşmenin iki uzak
bölge arasında biraz daha farklı bir konumda bulunduğunu göstermektedir.
Bir teknolojinin başka bir bölgeye yayılabilmesi göç ve siyasi hakimiyet gibi nedenlerle
gerçekleşebileceği gibi bilgi alışverişi sayesinde de gerçekleşebilir. Tarsus ya da benzer bir
merkezde çömlekçi çarkını kullanmayı öğrenen ustaların öğrendikleri bu teknolojiyi kendi
bölgelerinde kullanmış olmaları da bir olasılık olarak görülebilir. Keza bu durumun bir benzeri, hattın Kuzeybatı ucundaki Kanlıgeçit için de Özdoğan (2003) tarafından dile getirilmiştir. Kanlıgeçit’te de bu dönemde megaron mimarisi gibi batı Anadolu kökenli bir etki yanında
bazı batı Anadolu kökenli formlar ve çark yapımı çanak çömlek de kullanılmıştır. Çömlekçi
çarkının yayılımında bu tip koloni merkezlerinin ve burada yetişen ustaların katkısı olabilir.
Yeni Teknolojilerin Kullanılması ve Yayılmasında Kültürel İletişim Ağlarının Rolü: Çömlekçi Çarkı Perspektifinden Bir Değerlendirme
217
b- Üretim merkezlerinden dağıtım.
Batı Anadolu’da bugüne kadar gerçekleştirilmiş olan kazılarda çanak çömlek üretiminin gerçekleştirildiği atölyeler sınırlı sayıda saptanabilmiştir. Bunlardan en önemlisi bir üretim merkezi
olarak da tanımlanan ve atölyelerin ortaya çıkarıldığı Seyitömer’dir (Bilgen, Coşkun, Bilgen,
Ünan, v d. 2014:352). Burada çanak çömleğin İTÇ III’teki genel görünümü el yapımıdır.
Yerleşmenin içerisinde çok sayıda fırın ve çanak çömlek yapımında kullanılan kil ya da taş kalıplar ele geçirilmiştir. Burada ele geçirilen on binlerce çanak çömlek, bu yerleşmenin bir üretim
merkezi olarak yorumlanmasına yol açmıştır. Yerleşme ile iç içe geçmiş olan bu atölyeler söz
konusu görüşü doğrular. Diğer yandan burada olasılıkla yerleşmeye dışarıdan getirilmiş çark
yapımı çanak çömlek te daha az bir oranda ele geçmiştir. Elde çömlek yapım geleneğini temsil
eden Seyitömer örneği belki de çömlekçi çarkında üretim yapan başka merkezlerin olabileceğini
ve çark yapımı çanak çömleğin bu tip merkezlerden dağıtıldığı düşüncesini akla getirmektedir.
Diğer yandan Anadolu’da bugüne kadar bilinen çömlekçi çarkına ait olabilecek tek parça
Troya’da ele geçmiştir (Schmidt 1902:306, No. 9275). Dolayısıyla bu örneğe göre en azından
Troya’da yerleşme içerisinde çarkta üretimin gerçekleştirildiğini söyleyebiliriz. Ancak çark yapımı çanak çömleğin oranının Troya’da da % 20’lerde kalması (Frirdich 1997, Figür 38) buranın
Seyitömer benzeri çömlekçi çarkında üretimin yapıldığı bir ana merkez olamayacağını da göstermektedir. Eldeki bu sınırlı veriler, çark yapımı çanak çömleğin üretim merkezi olabilecek yerleşmelerde hazırlandıktan sonra diğer yerleşmelere dağıtıldığını söyleyebilmek için henüz yetersizdir. Diğer yandan çark yapımı çanak çömleğin görüldüğü yerleşmelerde malzemenin yapımında
kullanılan kil, o bölgenin yerel kili olup çanak çömlekte birebir benzerlikler görülmemektedir
(Türkteki 2010:73). Bu durum en azından çark yapımı çanak çömleğin söz konusu üretim merkezlerinden dağılmış olması ihtimalini azaltmaktadır.
c- Gezici Ustalar
Çanak çömlek üretiminde batı Anadolu’da gezici ustaların varlığına ilişkin herhangi bir kanıt
bugüne kadar ele geçmemiştir. Bununla birlikte oransal düşüklüğün nedenini gezici ustaların
varlığı ile ilişkilendirmek mümkündür. Diğer yandan gezici ustaların varlığı durumunda kolay
taşınabilir ahşap çarkların varlığı gündeme gelmektedir. Bazı etno-arkeolojik çalışmalarda elde
edilen veriler prehistorik dönemde de ahşap çarkların kullanılmış olma olasılığını göstermektedir (Johnston 1977, Figür 18). Söz konusu ahşap çarklar, hafif olduğundan yapım aşamasında
kile uygulanan baskıya dolayısıyla frenlemeye direnci daha azdır. Bu nedenle dönüş hızı daha
yavaş olabilir. Söz konusu bu durumun çanak çömlek üretiminde teknolojik olarak Mezopotamya
örneklerinden farklı örnekleri ortaya çıkarması doğaldır. Böylece ustaların gelen talebe göre bildikleri formları çarkta üretmiş olmaları olasılık dahilindedir.
Diğer yandan yaklaşık 250 yıllık bir süreçte, üretim şeklinin son derece düşük bir oranda
kalmasını, teknolojiye adaptasyon süreci, çömlekçi ustalarının tutuculuğu ya da ihtiyacın sınırlı
kalması ile de ilişkilendirmek mümkündür. Ayrıca evsel üretimin de büyük bir oranda devam
etmesi çarkın kullanımı için henüz yeterince ihtiyacın oluşmadığı şeklinde de yorumlanabilir.
Sonuç
İdareci sınıfın ve şehirciliğin ortaya çıkması, giderek artan nüfusun şehirlerde toplanmaya başlaması, iş bölümünün artması ve ticaretin gelişmesi gibi etkenler giderek kurumsallaşan karmaşık
218
Murat TÜRKTEKİ
(kompleks) toplumların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Bu durum, gelişmenin doğal
sonucu olarak, ortaya çıkan ihtiyaçların ve talebin karşılanabilmesi için, insanoğlunu belli alanlarda seri üretime ve yeni teknolojiler geliştirmeye sevkederken belli uzmanlık alanlarının da
doğmasına yol açmıştır. İşte Mezopotamya’da Obeyd sonlarında başlayan ve gerçek anlamda
Uruk döneminde ortaya çıkan bu gelişmeler, birçok yeniliği beraberinde getirmiş ve bu kapsamda çömlekçi çarkının da icadına ve zamanla yoğun kullanımına yol açmıştır.
Kilikya’da çömlekçi çarkının kullanımı, Mezopotamya ve Kuzey Suriye’nin ki ile paralellik
gösterir. Bu teknolojinin Kilikya’dan Anadolu yarımadasının batısına ulaşması, icadından yaklaşık 15 asır sonra gerçekleşmiştir. İlk aşamada, bir başka deyişle geç İTÇ II’de, iç kuzeybatı
Anadolu’da doğu kökenli madeni aletlerin görülmesi, söz konusu bölgede Suriye-Kilikya etkilerinin kendini hissettirmeye başladığının bir delilidir. Bir sonraki aşamada (İTÇ III başları) ilişkiler
daha da yoğunlaşmış ve bu sefer Troya’ya kadar olan coğrafi bölgeyi de içine almıştır. İşte bu
gelişmelere paralel olarak çömlekçi çarkı da Kilikya’dan Troya’ya kadar yayılmıştır. Bu dönemde
bazı mal grupları ile depas, tankard ve tabak gibi batı Anadolu kökenli formlar da, Tarsus İTÇ
IIIA evresinde görüldüğü gibi aksi yönde Kilikya’ya kadar ulaşmıştır. Hatta depas, Kuzey Suriye
(Algaze, Goldberg, Honça, Matney, v d. 1995, Figür 35; Strommenger ve Kohlmeyer 2000:31;
van Loon 2001, 4A.180, 4A) ve Güneydoğu Anadolu’ya Alkım 1979:135-142, 140; Spanos
1972:370) kadar yayılmıştır. Tarsus’ta mimaride eşzamanlı olarak ortaya çıkan megaron planlı
yapılar da batı Anadolu ile ilişkilere işaret eder. Karşılıklı iletişim ağlarının oluşmasına dayalı
olarak gelişen bu durum, batı Anadolu kültürünün diğer bir deyişle batı Anadolu uygarlığının
etki alanının doğuya doğru genişlediğini gösterir.
Batı Anadolu’da yayılım veya etki alanlarının özellikle çanak çömlek gruplarına göre saptandığı kültür gruplarının veya siyasal güçlerin, birbirleri ile yaptıkları anlaşmalar doğrultusunda
organize ticaretin gelişmesinde ve ticari iletişimi sağlayan güzergahların oluşmasında rol oynamış olmaları imkan dahilindedir. İTÇ II’de, Kilikya ve Kuzey Ege gibi birbirine uzak iki bölge
arasında, bunların sınırlarının oluşmasında, coğrafyanın önemli bir etken olduğu sadece iki ana
kültür bölgesi söz konusudur. Bunlar Bitinya-Frigya ve Akşehir-Konya kültür bölgeleri olup aşağı
yukarı aynı sınırlarla erken İTÇ III’te de devam eder. Aynı zamanda olası siyasal otoriteleri barındırmış olması, bu kültür bölgelerinin doğal ulaşım yolu üzerinde sıralanması ve sayıca az olmaları bölgeler arasındaki ticaretin kurulmasını kolaylaştırmış olmalıdır. İki bölge arasında bu ilişkilerin kurulmasının gerisinde yatan en önemli neden olarak, Anadolu yarımadasında belli bölgeleri kontrolleri altında tutan ve ticaretin organizasyonunu üstlenen yeni bir siyasal yapılanmanın ortaya çıkması ve buna paralel olarak da ihtiyaçların çeşitlenmesi gösterilebilir.
Uzak bölgeler arası ticaretin Mezopotamya açısından hammadde ihtiyacını karşılamaya
yönelik olduğu, bunun için ise bölgede yer alan yöneticilere veya üst sınıfa yönelik ticari malların
getirildiği söylenebilir. Diğer yandan, batı Anadolu’daki bu siyasi oluşumun Kuzey’de olasılıkla
hammadde kontrolünü sağlama amaçlı bir koloni kurmuş olduğu anlaşılmaktadır. Kanlıgeçit
kazıları bu duruma ilişkin önemli veriler sağlamıştır. Güçlenen siyasi yapının diğer yöndeki etkileri ise Güney’de Tarsus’a kadar uzanmıştır. Böylece teknolojik yenilikler de söz konusu yoğun
ilişkilerin bir sonucu olarak batı Anadolu’ya ulaşmıştır. İşte tüm bu gelişmeler sosyal iletişim
ağlarının gelişmesine yol açmış ve böylece teknoloji transferi mümkün olabilmiştir.
Yeni Teknolojilerin Kullanılması ve Yayılmasında Kültürel İletişim Ağlarının Rolü: Çömlekçi Çarkı Perspektifinden Bir Değerlendirme
219
Kaynaklar
Algaze, G., P. Goldberg, D. Honça, T. Matney, v d. 1995 Titriş Höyük A Small EBA Urban Center in SE Anatolia: The
1994 Season. Anatolica 21:13-64.
Alkım, B. 1979 Gedikli-Karahöyük Çanak Çömleğine Toplu Bir Bakış,. Türk Tarih Kongresi VIII:135-142.
Bilgen, N., G. Coşkun, Z. Bilgen, N. Ünan, v d. 2014 Seyitömer Höyüğü 2012 Yılı Kazısı. Kazı Sonuçları Toplantısı
35(1):349-360.
Broodbank, C. 2000 An Island Archaeology of the Early Cyclades. Cambridge, New York: Cambridge University Press.
Brughmans, T., L. Isaksen, ve G. Earl 2012 Connecting the Dots: an Introduction to Critical Approaches in
Archaeological Network Analysis. İçinde Revive the Past, Computer Applications and
Quantitative Methods in Archaeology (CAA). M. Zhou, I. Romanovska, Z. Wu, P. Xu, ve P.
Verhagen,(Edr.), s. 359-369. Proceedings of the 39th International Conference, Beijing
April 12-16. Amsterdam: Pallas Publications.
Çevik, Ö. 2007 The Emergence of Different Social Systems in Early Bronze Age Anatolia: Urbanisation versus
Centralisation. Anatolian Studies 57:131-140.
Costin, C. L. 1991 Craft Specialization: Issues in Defining, Documenting, and Explaining the Organization of
Production. Archaeological Method and Theory 3:1-56.
Dedeoğlu, F. 2014 Yukarı Menderes Havzası Bölgesel Yerleşim Analizi: Erken Tunç Çağı’nda Sosyo-Ekonomik
Örgütlenmedeki Değişim ve Dönüşüm Süreçleri. İçinde Yerleşim Sistemleri ve Mekan
Analizi. Ö. Çevik ve B. Erdoğu,(Edr.), s. 19-42. Tematik Arkeoloji Serisi. İstanbul: Ege
Yayınları.
Efe, T. 2004 Kültür Gruplarından Krallıklara: Batı Anadolu’nun Tarihöncesi Kültürel ve Siyasal Gelişim Profili.
Colloquium Anatolicum III:15-29.
Efe, T. 2007 The Theories of the ‘Great Caravan Route’ Between Cilicia and Troy: the Early Bronze Age III period in
inland Western Anatolia. Anatolian Studies 57:47-64.
Eslick, C. 2009 Elmalı-Karataş V, The Early Bronze Age Pottery of Karataş: Habitation Deposits. Oxford: Archaeopress.
Evans, T., C. Knappett, ve R. Rivers 2009 Using Statistical Physics to Understand Relational Space: a Case Study from
Mediterranean Prehistory. İçinde Complexity Perspectives in Innovation and Social Change.
D. Lane, D. Pumain, S. Van der Leeuw, ve G. West,(Edr.), s. 451-480. New York: Springer.
Fidan, E. 2012 İç Kuzeybatı Anadolu İlk Tunç Çağı Gözlü Süs İğneleri (Toggle Pin). Colloquium Anatolicum XI:179-204.
Frirdich, C. 1997 Pinnacle E4/5-Die Keramik der Periode Troia II Im Vergleich. Studia Troica 7:111-258.
Goldman, H. 1956 Excavations at Gözlü Kule, Tarsus: From the Neolithic through the Bronze Age. Princeton: Princeton
University Press.
Güterbock, H. G. 1938 Die historische Tradition un ihre literarische Gestaltung bei Babyloniern und Hethitern bis
1200. Zeitschrift für Assyriologie und Vorderasiatische Archäologie. 42(1-4):1-91.
Johnston, R. 1977 The Development of the potter’s Wheel: An Analytical and Synthesizing Study. İçinde Material
Culture: Styles, Organization and Dynamics of Technolog y. H. Lechtmann ve R.S.
Merrill,(Edr.), s. 169-210. St. Paul: West Publishing Company.
Mellaart, J. 1963 Early Cultures of the South Anatolian Plateau, II: The Late Chalcolithic and Early Bronze Ages in the
Konya Plain. Anatolian studies 13:199-236.
Mellaart, J. 1981 Anatolia and the Indoeuropeans. Journal of Indoeuropean Studies 9:135-149.
Mellink, M. J. 1989 Anatolian and Foreign Relations of Tarsus in the Early Bronze Age. İçinde Anatolia and the Ancient
Near East: Studies in Honour of Tahsin Özgüç. K. Emre, B. Hrouda, M.J. Mellink, ve N.
Özgüç,(Edr.), s. 319-331. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.
Mellink, M. J. 1998 Anatolia and the Bridge from East to West in the Early Bronze Age. TÜBA-AR 1:1-8.
Özdoğan, M. 2003 Kanlıgeçit Une Colonie Anatolienne de l’ăge du Bronze. Dossiers d’Archeologie 281:82-86.
Pernicka, E. 2001 Metalle Machen Epoche. Bronze, Eisen und Silber. İçinde Begleitband zur Ausstellung. Troia - Traum
und Wirklichkeit. A.L. Baden-Württemberg,(Ed.), s. 369-372. Theiss: Konrad Verlag.
Rahmstorf, L. 2006 Zur Ausbreitung vor der asiatischer Innovationen in die Frühbronzezeitlische Agäis. Praehistorische
Zeitschrift 81:49-96.
Roux, V. 2003 A Dynamic Systems Framework for Studying Technological Change: Application to the Emergence of the
Potter’s Wheel in the Southern Levant. Journal of Archaeological Method and Theory
10(1):1-30.
220
Murat TÜRKTEKİ
Roux, V., ve D. Corbetta 1989 The Potter’s Wheel. Craft Specialization and Technical Competence. New Delhi: Oxford and
IBH Publishing.
Rutter, J. 1979 Ceramic Change in the Aegean Early Bronze Age. The Kastri Group, Lefkandi:I and Lerna IV:A Theory
Concerning the Origin of Early Helladic III Ceramics. Los Angeles: Institute of Archaeology,
University of California.
Şahoğlu, V. 2005 The Anatolian Trade Network and the Izmir Region during the Early Bronze Age,. Oxford Journal of
Archaeology 274(4):339-360.
Sarı, D. 2013a Evolution Culturelle et Politique de l’Anatolie de l’Ouest au Bronze Ancien et au Bronze Moyen. Lille: Atelier
National de Reproduction des Thèses.
Sarı, D. 2013b The Cultural Development of Western Anatolia in the Third and Second Millennia B.C. and Its
Relationship with Migration Theories. İçinde Luwian Identities, Culture, Language and
Religion Between Anatolia and the Aegean. A. Mouton, I. Rutherford, ve I. Yakubovich,(Edr.),
s. 305-328. Leiden: Brill.
Schmidt, H. 1902 Heinrich Schliemann‟s Sammlung Trojanischer Altertümer. Berlin: Georg Reimer.
Spanos, P. Z. 1972 Untersuchung über den bei Homer “depas amphikypellon genannten Gefässtypus. Istanbuler
Mitteilungen 6(Konuya Ayrılmış Özel Basım).
Strommenger, E., ve K. Kohlmeyer 2000 Tall Bi‟a / Tuttul-III Die Schichten Des 3. Jahrtausends V. Chr Im Zentralhügel E.
Saarbrücken: Saarbrücker Druckerei und Verlag.
Türkteki, M. 2010 Batı ve Orta Anadolu’da Çark Yapımı Çanak Çömleğin Ortaya Çıkışı ve Gelişimi. Yüksek Lisans Tezi,
Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi, İstanbul Üniversitesi.
Türkteki, M. 2012 Batı ve Orta Anadolu’da Çark Yapımı Çanak Çömleğin Ortaya Çıkışı ve Yayılımı. MASROP (Mimarlar,
Arkeologlar, Sanat Tarihçileri ve Restoratörler Ortak Platformu) / E-Dergi 7:45-111.
Türkteki, M. 2013 The First Use of Wheel-Made Pottery and its Distribution in Western and Central Anatolia. İçinde
‘Identity and Connectivity’ 16th Symposium on Mediterranean Archaeology (SOMA). L.
Bombardieri, A. D’Agostino, G. Guarducci, V. Orsi, ve Valentini,(Edr.), s. 193-200. BAR
International Series, Vol. I. Oxford: Archaeopress.
Türkteki, M. 2014 Early Bronze Age Pottery Manufacture in Western Anatolia: Identifying Hybrid Technologies
through X-ray Analysis. Anatolica XL:93-109.
van Loon, M. 2001 Selenkahiye:Final Report on the University of Chicago and University of Amsterdam. Excavations in the
Tabqa Reservoir, Northern Syria, 1967-1975. Leiden: Nederlands Historisch-Archaeologisch
Instituut te Istanbul.
Yakar, J. 1981 The Indo-Europeans and Their Impact on Anatolian Cultural Development Journal of Indoeuropean
Studies 9:94-112.
Zimmermann, T. 2007 Anatolia as a Bridge from North to South? Recent Research in the Hatti Heartland. Anatolian
Studies 57:65-75.
Yeni Teknolojilerin Kullanılması ve Yayılmasında Kültürel İletişim Ağlarının Rolü: Çömlekçi Çarkı Perspektifinden Bir Değerlendirme
Figür 1 Çömlekçi Çarkının Batı Anadolu’daki İlk Kullanımı
Figür 2 Çark Yapımı Çanak Çömleğin İlk Kullanıldığı Kültür Bölgeleri
Figür 3 Batı Anadolu’da İTÇ III Döneminin Saptandığı Önemli Merkezler
221
222
Murat TÜRKTEKİ
Figür 4
Küllüoba’da Çark Yapımı
Çanak Çömleğin Evrelere
Göre Kullanım Oranları
Figür 5
Küllüoba’da Çömlekçi
Çarkında Üretilen
Formların Oranları
Figür 6
Küllüoba’da El Yapımı
Tabaklar ve Çark Yapımı
Tabaklar Arasındaki
Evrelere Göre Ortaya Çıkan
Bağıntı

Benzer belgeler