İndirmek İçin lütfen tıklayınız.

Transkript

İndirmek İçin lütfen tıklayınız.
Baíkan’dan
Baíkan’dan
Kentleíen Dünya, Kentleíen Türkiye
Birleímií Milletler (BM) verilerine
göre, 1950’de 732 milyon olan dünya
kentli nüfusu, 50 yıl sonra, 2000’de 2.8
milyar, 2006’da ise 3.2 milyar olmuítur.
Kentlerde yaíayan nüfus, toplam dünya
nüfusunun % 49’unu oluíturmaktadır.
Yine BM verilerine göre, yakın gelecekte, dünya nüfusunun yarıdan fazlası
kentlerde yaíıyor olacaktır. Kentleíme,
Avrupa ve Kuzey Amerika’da yavaílarken; Asya, Afrika ve Latin Amerika’da
hızla artmaktadır. 2010 yılında, kentlerde yaíayan nüfusun %75’i, düíük ve orta gelirli ülkelerde yaíıyor olacaktır.
Geliímekte olan ülkelerde kentsel nüfusun hızla artmasının nedeni, doðal artıí yanında, büyük ölçüde göçten kaynaklanmaktadır.
Küresel düzeydeki kentleímenin en önemli göstergelerinden biri de,
nüfusun büyük kentlerde (metropollerde) yoðunlaímasıdır. Dünya
kentli nüfusunun yaklaíık % 10’u, nüfusu 10 milyonu aían mega kentlerde yaíamaktadır. BM verilerine göre, 2015 yılında, 21 mega kentin
nüfusu 10 milyonu aímıí olacaktır.
2007 yılı itibari ile, Türkiye nüfusunun %70.5’i kentlerde yaíamaktadır. ñstanbul’un nüfusu ise 12.5 milyona ulaímıí ve dünyanın 21
mega kenti içinde yer almıítır.
Hem dünya genelinde, hem de ülkemizde yaíanan bu hızlı kentleíme, bizleri iki temel sorunla karíı karíıya getirmektedir. Birincisi, tahmin edilemeyen ölçülerdeki kentsel hizmet ihtiyacı; ikincisi de
kentlilik bilincinin geliítirilmesi ihtiyacıdır. Kentleímenin yavaí olduðu dönemlerde; ülke sathına yayılmıí nüfusa götürülecek yol, su ve
kanal hizmetlerini merkezden plânlamak ve yerine getirmek rasyonel
olabilirken; günümüzde bilginin ve teknolojinin yerelleímesi ile bu
tür bir yaklaíım rasyonel olmaktan çıkmıítır.
Kentlerimizin yönetiminde, bir yandan artan kentsel hizmet ihtiyacını karíılarken, diðer yandan, “kurallı kent” oluíturmalıyız. Bu
amaçla, kent kültürünün geliítirilmesine, kentlilik bilincinin yükseltilmesine, toplumun özel olarak korunması gereken -yaílılar, çocuklar,
gençler, engelliler- kesimlerine sürekli özen göstermeliyiz. Geliímií
ülkeler, 300-400 yılda geliítirdikleri kent kültürüne sahip yerleíim birimleriyle modernleítiler. Kentlerimizi daha iyi yönetebilmek ve daha
güvenli ortak yaíam alanları oluíturabilmek için; birbirimizin ve diðer
ülkelerin deneyimlerinden yararlanmak zorundayız. Bu temel ihtiyacımızı karíılayacaðımız en önemli platformun Birliðimiz olduðu kanaatindeyim.
Bu düíüncelerle, Birlik üyelerimize çalıímalarında baíarılar diler,
saygılar sunarım.
Kadir TOPBAì
Birlik Baíkanı
ñstanbul Büyükíehir Belediyesi Baíkanı
S A H ÝB Ý
T.C Marmara ve Boðazlarý
Belediyeler Birliði adýna
K a d i r To pb a þ
GENEL YAYIN YÖNETMENÝ
D o ç . D r. Re c e p B o z l a ð a n
YAYIN KURULU
D o ç . D r. Re c e p B o z l a ð a n
Y rd . D o ç . D r. Ay n u r C a n
Y rd . D o ç . D r. N a i l Y ý l m a z
Av. H i l a l Ü n l ü
Hakan Þiþman
M e h m et A k a r
M u ra t D a o u d ov
SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ
MÜDÜRÜ VE EDÝTÖR
Aynur Þenol
MUHABÝRLER
Nesrin Akk aþ
Cihan Dað
SANAT YÖNETMENÝ
Kenan Özcan
TASARIM
Gürkan Elma
KAPAK FOTOÐRAFI
Bilecik Belediyesi
Arþivi
ÝLETÝÞÝM ADRESÝ
Zindankapý, Deðirmen Sokak,
N o : 15 , 34134 E m i n ö n ü - Ý s t a n b u l
Te l : ( 0 212 ) 513 5 6 5 0
Fa k s : ( 0 212 ) 5 2 6 5 2 76
YAPIM
H a y a t Y a y. Ýlet. Yap. Eðit.
Hiz. Tic. Ltd. Þti.
BASKI
B i l g e Y a y. E ð i t . S a ð .
Hiz. Tic. A.Þ.
Yýlanlý Ayazma Sokak , No:8,
K a t : ,1 D a v u t p a þ a , Z e y t i n b u r n u
Ýstanbul
Te l : ( 0 212 ) 4 8 3 15 16
Fa k s : ( 0 212 ) 4 8 3 3 0 5 5
Ye re l S ü re l i Ya y ý n
Dergide yayýnlanan yazýlardaki
görüþ ve önerilerden yazarlarý
s o r u m l u d u r.
ñÇñNDEKñLER
T . C .
M A R M A R A
10 RÖPORTAJ
Bilecik Belediye Baíkanı Selim Yaðcı
14 KAPAK DOSYASI
Toplumda Özürlülere Bakıí
V E
B O ï A Z L A R I
32 PLANLAMA
ñstanbul’da Metropolitan Planlama Süreci
36 ULUSLARARASI PERSPEKTùF
Yerelden Uluslararası Hedeflere
22 KENT ESTETù÷ù
40 MARMARA’DAN
30 ÇEVRE
42 SÖYLEôù
Görüntü Kirliliði ñle Mücadele
Atık Yönetimi
ìeyh Edebali’nin Osman Bey’e Öðüdü
Öðr. Gör. Gülbin Göral ile Yönetimin ñlkeleri
B E L E
D ñ Y E L E R
B ñ R L ñ ï ñ
Y A Y I N
O R G A N I D I R
4 HABERLER
25 TEKNOLOJñ
46 KENT VE YAôAM
Bir Uygarlıðın Doðduðu Topraklar; Bilecik
26 ÖRNEK PROJE - ñNEGÖL
ñnegöl’de Sanal Gezinti
28 ÖRNEKPROJE - BAïCILAR
Baðcılarda Özürlülerin Tüm ñhtiyaçları Karíılanıyor
30 ÇEVRE
ìehirlerde ve Sanayilerde Entegre Atık Yönetimi
54 TARùH VE MEKÂN
Narmanlı Han
52 ñZBIRAKANLAR
Ahmet Hamdi Tanpınar’ı Okumak
56 HAYRABOLU BELEDñYESñ
Trakyanın Orta Yeri: Hayrabolu
58 SÖïÜT BELEDñYESñ
Türkün Bayramyeri: SÖïÜT
60 YEREL GELùôùM
Yerel Yönetim Gelirlerinde Reforma Doðru
62 KÜLTÜR & SANAT
68 BñRLñK’TEN HABERLER
76 AKADEMñK PLATFORM
Sempozyum, Kitaplık ve Tez Sayfası
76 AKADEMùK PLATFORM
Avrupalı Türk Göçmenlere Bakıí
Birlik 2008/1
3
Haberler
Haberler
Balıkesir ile Siirt Kardeí
ìehir Oldu
Balıkesir ile Siirt arasında Kardeí ìehir Protokolü imzalandı. Balıkesir Belediye Baíkanı
Sabri Uður ve Siirt Belediye Baíkanı Mervan
Gül tarafından imzalanan Kardeí ìehir Protokolü, Türkiye’nin doðusu ile batısı arasında kurulacak kardeílik iliíkileri açısından önemli bir
adım olarak deðerlendirildi.
Balıkesir Belediyesi Meclis Salonu’nda düzenlenen Protokol ñmza Töreni’nde biraraya gelen taraflar, kardeílik ve barıí mesajları verdi: “Burada, altına
imza koyduðumuz metin, sadece Balıkesir ile Siirt
arasındaki kardeíliði öngörmekle kalmayacak; aynı
zamanda ülkemizin doðusu ile batısı arasında bundan sonra kurulacak kardeílik köprüleri için de ilk ve
önemli bir adım olacaktır. Biz de ilk fırsatta, kalabalık
bir heyetle Siirt’e gitmek ve bu iíbirliðimiz ile halka dönük kaliteli hizmetler sunmak istiyoruz.” diyen
Balıkesir Belediye Baíkanı Sabri Uður, böyle bir pro-
tokolün Balıkesir’de imzalanıyor olmasından gurur
duyduðunu belirtti.
Kardeílik çaðrımız, tüm ülkeyi
kapsıyor...
ñmza töreninde Uður’dan sonra söz alan Siirt
Belediye Baíkanı Mervan Gül de: “Cumhuriyeti birlikte kurduk, birlikte yaíatıyoruz; ebediyete kadar da
birlikte yaíatacaðız. Güzel ülkemizin en doðusundan,
Siirt’ten; en batısına, Balıkesir’e uzanan bir sevgi,
hoígörü ve kardeílik köprüsü kurma hedefiyle yola
çıktık. Aslında bu çaðrımızın, cennet ülkemizin 81
ilini kapsayacak íekilde çıð gibi büyümesini, memleketimizin bütün insanlarını sarmasını diliyoruz.”
dedi.
Konuímaların ardından, hazırlanan Kardeílik
Protokolü imzalandı ve karíılıklı hediyeler verildi.
Siirt Belediye baíkanı Mervan Gül, Balıkesir Belediye Baíkanı Sabri Uður’a; biri üzerinde ayyıldız bulunan ve “Belediye Baíkanı / Sabri Uður” yazılı, iki adet
Siirt Battaniyesi hediye etti. Baíkan Uður da Baíkan
Gül’e, bir adet Yaðcı Bedir Halısı ve Balıkesir kolonyası armaðan etti.
Kardeí ìehir Protokolü, Balıkesir Belediye Baíkanı Sabri Uður ve Siirt Belediye Baíkanı Mervan Gül
tarafından imzalandı.
Su ve Elektrik Tasarrufu Konferansı
Küresel ısınmanın su kaynaklarını yok etmeye baílamasıyla, belediyeler de vatandaíları bilinçlendirmek
adına harekete geçti. Bunlardan biri olan Sarıgazi Belediyesi de Aralık ayında gerçekleítirdiði konferansla,
özellikle ev hanımlarının bilinçli birer tüketici haline gelebilmesine katkı saðlamayı hedefledi. Genco Erkal
Kültür Merkezi’nde düzenlenen ve çok sayıda dinleyicinin katıldıðı “Su ve Enerji Tasarrufu” konulu konferansta konuímacı olarak, Eðitimci Zahide Güneí söz aldı. “Küresel ısınma dünyamızı etkilemektedir. Su
ve enerji ile ilgi yapılan hatalar gelecek nesillere daha fazla zarar verecek. Sadece bugünümüzü deðil, gelecek
nesilleride düíünerek hareket etmemiz gerekiyor.” diye konuían Güneí’in üzerinde durduðu baílıklar ise
íunlar oldu: Evde Suyumuzu Kurtarmanın 10 Basit Yolu, Evde Enerji Tasarrufu, Çevre Kirliliði, Çamaíır ve
Bulaíık Makinesi Kullanımında Tasarruf ve Deterjan Kullanımı.
4
Birlik 2008/1
Baðcılar’da 23 Engelli,
Akülü Araçlarına Kavuítu
Baðcılar Belediyesi, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla düzenlediði organizasyonda
engelli öðrencileri hediyeleriyle sevindirdi.
3 Aralık Dünya Özürlüler Günü dolayısıyla düzenlenen organizasyon, Baðcılar Halk Sarayı’nda gerçekleítirildi. Geçtiðimiz günlerde Bingöl Valiliði’ne
atanan Baðcılar Eski Kaymakamı ñrfan Balkanlıoðlu,
ñstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık, Milli Eðitim
Müdürü Kadir Kuí, AKP ñlçe Baíkanı Necati Kahraman ile yüzlerce engelli vatandaí ve ailelerinin katıldıðı programın açılıí konuímasını, Baðcılar Belediye
Baíkanı Lokman Çaðırıcı yaptı. “Engelli öðrencilerimiz artık okullarına yardımsız gidecekler.” diyen
Baíkan Çaðırıcı, sözlerine íöyle devam etti: “Engelli
çocuklarımız okullarına zorlukla gidiyorlardı. Artık
evlerinin bahçelerinde diledikleri gibi dolaíabilecek;
okulda, teneffüslerde kimsenin yardımı olmadan dıíarı çıkabilecekler. Onların mutluluðu tüm hizmetlerimize eídeðerdir.”
Baðcılar eski Belediye Baíkanı, íimdiki ñstanbul
Milletvekili Feyzullah Kıyıklık ise; yaptıðı konuímada Baðcılar’ın engelli vatandaílar için yaíanabilir bir
ilçe olduðuna deðinirken, onlara her türlü imkânın
saðlanmaya çalıíıldıðını söyledi. Kıyıklık: “Engelli vatandaílarımız, onlara destek olduðumuz ölçüde
Bursa’da Engelli
Envanteri Çıkarılıyor
Bursa Büyükíehir Belediyesi, engellilere yönelik hazırladıðı bir projeyi hayata geçiriyor. “Engeliniz Bize Ulaímanıza Engel Olmasın” sloganıyla yola çıkılan projede, íehirde yaíayan engelli
vatandaíların envanterlerinin çıkarılarak onlara
daha iyi hizmet sunulması amaçlanıyor.
Büyükíehir Belediyesi sınırları içinde ikamet eden
engelli bireylere yönelik yardım ve destek hizmetlerinin güçlendirilmesinin hedeflendiði, Bursa’daki
Engellilerin Envanterinin Oluíturulması Projesi ile;
engelli vatandaíların toplum yaíamına katılımlarının
kolaylaítırılması öngörülüyor. “Engeliniz Bize Ulaímanıza Engel Olmasın” sloganıyla yola çıkılan projede, hoígörülü bir toplum yapısının oluíturulmasına
önemli baíarılara imza atıyorlar. Olimpiyatlarda, koíularda, tiyatrolarda, folklor gösterilerinde ve birçok
yarıímada dereceye giriyorlar. Bugün onlara hediye
edilen akülü araçlar, onların hayatlarını biraz daha
kolaylaítıracak. Teneffüslerde camdan dıíarıyı seyretmek yerine, okul bahçelerinde dolaíabilecekler.”
diyerek konuímasını tamamladı.
“Annem için seviniyorum. Artık, beni sırtında
taíımayacak.”
Baðcılar ñstiklâl ñlköðretim Okulu 6. sınıf öðrencisi Onur Akar’ın, akülü aracına kavuítuðunda söyledikleri, salonda bulunan konuklara duygulu anlar
yaíattı. “Kendimden çok annem için seviniyorum.
Artık, beni sırtında taíımaktan kurtuldu.” diyen
Onur, kendisi gibi akülü arabasına kavuían 22 arkadaíının da sesi oldu.
Baðcılar Belediyesi, engelli çocukları sevindirdi.
katkıda bulunmak amacıyla, kentte yaíayan engellilerin bilgilerinin toplanması hedefleniyor.
Bu çerçevede; Bursa’da ikamet eden, sosyal yardım, destek ve meslek edindirme hizmetlerine baívurmak isteyen engelli vatandaílar ya da yakınları;
engellilik oranını beyan edici saðlık raporu, nüfus
cüzdanı, varsa engelli
kimlik kartı fotokopileriyle Büyükíehir Belediyesi
Sosyal Hizmetler ìube
Müdürlüðü’ne baívurabilecekler. Envanter oluíumu için Bursaray ìehreküstü ñstasyon Merkezi’ne
baívuru yapılabildiði gibi
www.bursa.bel.tr adresindeki formun doldurulmasıyla da kayıt iílemi gerçekleítirilebiliyor.
Birlik 2008/1
5
Pamukova’da Aðaç Dikim
Seferberliði
Pamukova Belediyesi, Aralık ayında baílattıðı aðaç dikim kampanyasıyla Mart ayı sonuna
kadar 12 bin fidan dikmeyi hedefliyor.
Pamukova’da aðaç dikim seferberliðinin kesintisiz olarak devam ettiðini belirten Pamukova Belediye
Baíkanı Hikmet Ferudun Turan: “Aðaç dikim kampanyası çerçevesinde bir ayda 6500 fidan diktik ve
1200 yeni fidan sipariíi verdik. Hedefimiz Mart ayı
sonuna kadar 12 bin fidan dikmek. Diktiðimiz fidanlarla; leylandi, sedir, çınar, top akasya cinsinden aðaçlar adeta görsel bir íölen oluíturacak.” dedi. Turan,
ayrıca: “Pamukova, zaten yeíilin ve aðacın bol olduðu bir yer. Açılan her yeni yolu ve elveriíli alanları
derhal aðaçlandırıyoruz. Geçen yıl ıslahı tamamlanan
Karandere’nin her iki yönüne yüzlerce fidan dikerek
burayı adeta bir park haline dönüítürdük.” íeklinde
bilgi verdi.
Nilüfer’de Trafolara
Sanatsal Dokunuí
Nilüfer Belediyesi, belediye sınırlarında yer
alan elektrik trafolarını estetik birer kent mobilyasına dönüítürmek için onları resimlerle beziyor. Bursa’ya özgü bitkilerin resmedilmesiyle
baílayan proje, ünlü ressamların yaptıðı kadın
portrelerinin kübik yorumlarıyla devam edecek.
Projenin son aíaması ise, Cumhuriyet’in kuruluí
sürecini anlatacak.
Nilüfer Belediyesi-Nilüfer Yerel Gündem 21
iíbirliði ile yürütülen çalıímanın birinci etabında;
Cumhuriyet, Ataevler, Beíevler, Karaman ve Konak
mahallelerinde bulunan 8 trafo, Bursa’ya özgü endemik bitki resimleriyle bezenmiíti.
Pamukova’nın imara açılan Cumhuriyet ve Elperek Mahallesi kesimlerinde aðaçlandırma çalıímalarının tamamlandıðını da belirten Belediye
Baíkanı Hikmet Ferudun Turan, en genií çaplı
aðaçlandırmanın ise Seyir Terası’nda yapıldıðını söyledi ve íöyle konuítu: “Seyir Terası, tamamlandıðı
anda Pamukova’nın gururu olacak. Burada önceleri
su yoktu. Önce suyu getirdik, íimdi de 450 dönüm
olan bu alanı tamamen aðaçlandırıyoruz.”
Pamukova’da baílatılan aðaç dikim seferberliðinde
hedef, 12 bin fidan dikmek.
lerle bezeniyor. Konak, Ataevler, ñhsaniye, Esentepe,
Barıí, Cumhuriyet ve Karaman mahallelerinde bulunan 12 trafoya; Cezanne, Gaugin, Renoir gibi ünlü
ressamların yaptıðı kadın portrelerinin kübik yorumları resmediliyor.
Nilüfer’deki elektrik trafolarını gözü tırmalayan
birer yapı olmaktan çıkarıp sanat unsurları taíıyan
son derece íık ve estetik birer kent mobilyasına dönüítüren Nilüfer Belediyesi, projenin son aíamasında ise belirli bir güzergâh üzerindeki trafolarda,
Cumhuriyet’in kuruluí sürecini anlatan önemli
olayların rölyeflerine yer verecek. Böylelikle yıl sonuna kadar 40 trafo yeni görünümleri kentin estetiðine katkıda bulunacak.
Boyanarak güzelleítirilen trafolara, yalnızca
Bursa’ya özgü bitkiler resmediliyor. Bu bitkilere
iliíkin bilgilendirme levhaları yerleítirerek aynı zamanda onlara öðretici bir iílev de kazandıran Nilüfer Belediyesi, bu çalıímanın ikinci etabında ise ünlü
ressamların eserlerini trafo binalarında sokakla buluíturacak.
Çalıíma kapsamında, Nilüfer’deki 12 trafo daha,
yerli ve yabancı ünlü ressamların eserlerinin kübik
olarak yeniden yorumlanması ile elde edilen figür-
6
Birlik 2008/1
Nilüfer Belediyesi, projeyle trafoları daha estetik bir
görünüme kavuíturuyor.
Bozüyük Belediyesi
Yaílıları Yalnız Bırakmıyor
Bozüyük Belediyesi, belediye bünyesinde kurulan Tabiplik ve Aceze Evi’nde; kimsesiz ve
bakıma muhtaç yaílıların saðlık sorunları ve ihtiyaçlarıyla yakından ilgileniyor.
ve yaíanılır bir yer haline getirmek için yapılan düzenlemeler de bu çalıímalardan birisi. Yıllık bakım
çalıíması kapsamında dıí cephe ve iç cephe badanası
yapılan binada; yataklar, nevresim takımları ve mutfak gereçleri de yenilendi. Yaílı vatandaílar için hayatı
kolaylaítırmak ve onların kimseye muhtaç olmadan
yaíamalarını saðlamak için ellerinden geleni yaptıklarını dile getiren yetkililer, onları daha iyi íartlarda
misafir etmek için çalıítıklarını belirttiler.
Bozüyük Belediyesi, yalnız kalan ya da yatacak
yeri bile olmayan yaílı vatandaíların her türlü saðlık
sorunları ve ihtiyaçları ile yakından ilgileniyor. “Dün
ile bugün arasında köprü kuran, kültürümüzü ve deðerlerimizi yarınlara taíımamızı saðlayan en deðerli
varlıklarımız olan yaílılarımıza yapılan hizmetler,
aynı zamanda onlara bir minnet borcudur.” diyen
belediye yetkilileri, hayatlarını topluma ve ülkeye
hizmetle geçiren ve bakıma ihtiyaç duydukları dönemde ailelerinden ve çocuklarından destek alamayanlara, Bozüyük Belediyesi, olarak bu hizmeti vermeye çalıítıklarını belirttiler.
Bozüyük Belediyesi, yaílı vatandaílara sunduðu
Bozüyük Belediyesi Tabiplik ve Aceze Evi, Bozüyük’te
hizmetlerin yanı sıra, belediye bünyesinde de bazı yaíayan kimsesiz ve bakıma muhtaç yaílıları yalnız bırakiyileítirmeler yapıyor. Tabiplik binasını daha saðlıklı mıyor.
Atık Yaðlar Toplanıyor
Adapazarı Büyükíehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Baíkanlıðı, atık yaðları
topluyor ve ülke ekonomisine kazandırıyor.
Adapazarı Çevre Koruma ve Kontrol Daire Baíkanlıðı teknik ekiplerince 2007 yılında baílatılan atık
yaðların toplanması çalıímaları, hız kesmeden devam ediyor. 2007 yılında yapılan çalıímalarla 7.227
kg atık motor yaðı toplandıðını belirten yetkililer, bu
yaðların Büyükíehir Belediyesi ile Çevre ve Orman
Bakanlıðı arasında imzalanan protokol gereði, bakanlıðın lisans verdiði yakma tesislerine götürülmek
üzere yetkili firmaya teslim edildiðini açıkladı. Ayrıca; ADASU, Adapazarı Merkez Belediyesi, Erenler
Belediyesi, Serdivan Belediyesi, Arifiye Belediyesi
de bünyelerinde oluían motor atık yaðlarını, Büyükíehir Belediyesi’nin organizasyonu çerçevesinde
aynı firmaya teslim etti.
verdiði için kesinlikle yakmayacaktır. Ayrıca bu atıklar su, toprak gibi alıcı ortamlara doðrudan verilmeyecek; kanalizasyona boíaltılmayacaktır. Bu tarz atık
yaðları oluían kiíi veya kuruluíların, çevreyle uyumlu yönetimin saðlanması amacıyla atık yaðlarını lisans
almıí taíıyıcılar vasıtasıyla lisanslı bertaraf tesislerine
göndermesi gerekmektedir. Adapazarı Büyükíehir
Belediyesi’nin teknik elemanları ve Çevre Zabıtası
tarafından yapılan denetimlerde, bu hususlara uymayan ií yerleri hakkında, 2872 sayılı Çevre Kanunu’na
göre yasal iílem yapılacaktır.” denildi.
Belediye yetkilileri konuyla ilgili bilgi almak isteyen vatandaíların, Büyükíehir Belediyesi Çevre
Koruma ve Geliítirme Müdürlüðü’nün 273 41 52
(155-156) no’lu telefonunu veya 24 saat görev yapan
Çevre Zabıta Kontrol Denetim Karakolu’nun 291
22 32 no’lu telefonunu aramalarının yeterli olacaðını
söylediler.
Konuyla ilgili Büyükíehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Baíkanlıðı’ndan yapılan açıklamada, “Söz konusu firmalar, yaptıkları ií gereði, ellerinde bulunan; benzin, motorin, ayrıca íanzıman,
diferansiyel, antifriz, gres ve diðer özel taíıt yaðları
ile tüm kullanılmıí taíıt yaðlarını, endüstriyel yaðları her ne sebeple olursa olsun, gelir elde edilmesi
amacıyla kullanmayacak ve hava kirliliðine sebebiyet
Birlik 2008/1
7
“Erken Uyarı Sistemi” ñle
Buzlanmaya Son!...
ñstanbul Büyükíehir Belediyesi, bu yıl ilk defa
íehrin en kritik 25 noktasına Otomatik Yol Meteoroloji Gözlem Sensörleri kurarak, buzlanmanın önüne geçiyor ve buzlanma nedeniyle meydana gelebilecek trafik kazalarını önlüyor.
Konuyla ilgili AKOM’da (Afet Koordinasyon
Merkezi) açıklama yapan ñstanbul Büyükíehir Belediye Baíkanı Kadir Topbaí, Kasım ayında devreye
alınan “Erken Uyarı Sistemi” ile; otomatik yol meteoroloji gözlem sensörlerinin, asfalttaki buzlanmayı 3
saat önceden haber verdiðini söyledi.
ñstanbul’un en çok buzlanma görülen 25 noktasına yerleítirilen bu cihazların, tuzlama çalıímalarını
doðru bir íekilde yapmalarına yardımcı olacaðını vurgulayan Baíkan Kadir Topbaí: “Tuzlama çalıímalarının ñstanbul'a ciddi bir maliyeti vardı. Bu sistemin
bize maliyeti 1 milyon dolar. Tuzlama çalıímalarının
günlük maliyeti ise 500 bin YTL. Böylece biz 2-3
günde bu sistemi amorti ediyoruz. ñíçilik ve malzeme
açısından çok doðru ve yerinde bir adım. Kar yaðan
tüm illere bu sistemi öneriyoruz. Bilgi ve deneyim
paylaíımına hazırız.” dedi.
Sensörlerin bir kısmının ABD’den alındıðını, bir
kısmının da Türkiye’de imâl edildiðini ifade eden
Kadir Topbaí: “ñstanbul’da kamyonlarla ve küreklerle tuzlama dönemini geride bıraktık. Bunun yerine
íimdi daha doðru ve daha bilimsel bir çalıímayla sadece buzlanma olacak alanlara müdahale ediyoruz.
Devreye soktukları “Erken Uyarı Sensörleri” ile
ñstanbul’un kritik 25 yolunda buzlanmanın önüne geçtiklerini belirten Baíkan Topbaí: “Bilimsel bir çalıímayla
buzlanmayı 3 saat önceden tespit ederek müdahale ediyoruz.
Üstelik daha az maliyetle…” dedi.
Bu, çok doðru ve maliyeti daha düíük bir adım.” diye
konuítu.
Elektronik olarak hava ölçümü yapan sensörler,
uydu aracılıðıyla verileri AKOM’a iletiyor ve burada
yapılacak deðerlendirmeyle yolların o anki durumu
belirleniyor. Ardından ekipler sensörlerden gelen
bilgiler doðrultusunda yönlendirilerek, buzlanmanın
önüne geçilecek gerekli tuzlama ya da solüsyon çalıíması yapılıyor. Buzlanmanın nerelerde ve ne zaman
baílayacaðı önceden belirleniyor. Bu sayede yollara
atılan kimyasalların doðru zamanda ve yeterli miktarda kullanılması saðlanıyor. Yaðmur, kar, don, buzlanma, íiddetli rüzgâr ve sisli havalar önceden belirleniyor. Can ve mal kaybı minimuma indirilerek, erken
ve doðru müdahale ile trafik güvenliði saðlanıyor.
Bandırmalı Öðrencilerden Kaðıt Toplama
Kampanyası
Bandırma Vecihibey ñlköðretim Okulu Sivil Savunma Kulübü’nde yer alan 41 öðrenci, kullanılmıí kaðıt
toplama kampanyası düzenleyerek, topladıkları 7 ton aðırlıðındaki iki kamyon kaðıdı Bandırma Belediyesi’ne
teslim ettiler. Bandırma Belediye Baíkan Recep Eraydın da, bu kampanyanın önemine iíaret ederek, öðrencileri kutladı. Öðrenciler, “Ekim 2007- Ocak 2008 ayları arasında topladıðımız atık kaðıtları Bandırma
Belediyesi’ne teslim ederek; küresel ısınmaya, aðaçların katledilmesine ve geri dönüíümü saðlanabilecek bir
maddeyi çöpe atmaya engel olabiliriz diye düíündük.” íeklinde konuíarak, atık kaðıt toplama kampanyasını
sürdüreceklerini belirttiler.
Türkiye’nin En Büyük ñlçesi Gaziosmanpaía
Türkiye nüfusu açıklandı ve Gaziosmanpaía 1 milyon 13 binlik nüfusuyla Türkiye’nin en büyük ilçesi
oldu. Gaziosmanpaía, bu sonuçla nüfus yoðunluðu bakımından, Türkiye’nin 63 ilini de geride bıraktı. ñçiíleri Bakanı Beíir Atalay tarafından açıklanan rakamlara göre Türkiye’nin en kabalalık ilçesi ünvanını elde eden
Gaziosmanpaía’yı 1 milyon 7 bin nüfusuyla Adana’nın Seyhan ilçesi izledi.
8
Birlik 2008/1
ñstanbul Trafiði Artık
Cep’te
ñstanbul Büyükíehir Belediyesi ve Turkcell
iíbirliðiyle gerçekleítirilen ve mobil telefonlardan
trafik durumunun öðrenilebildiði “CepTrafik
Projesi” hizmete girdi.
Trafik Kontrol Merkezi’nde düzenlenen toplantıda konuían ñstanbul Büyükíehir Belediye Baíkanı
Kadir Topbaí, “Proje, ñstanbul halkının, cep telefonları üzerinden ñstanbul trafiði ile ilgili anlık durum
bilgilerine her an, her yerden ulaímalarına imkân
saðlayacak bir uygulama olacak” dedi. Yazılımı, dıía
baðımlı olmadan belediye personelince hazırlanan ve
dünyada ilk kez ñstanbul’da uygulanan bir proje olduðunu söyleyen Topbaí, ñstanbulluların en uygun
güzergahı seçme, trafiðe çıkıí saatleri belirleme ve
böylece daha az vakit kaybetme imkanı bulacaklarını belirtti. Konuímasının ardından Baíkan Topbaí,
kendi cep telefonuyla sistemin ilk uygulamasını basın
mensuplarına gösterdi.
Nasıl kullanılacak?
‘Turkcell 1530’a “IBBCEPTRAFIK” yazılıp kısa
mesaj gönderildiðinde uygulamanın linki otomatik olarak cep telefonuna gelecek. Linke tıklanarak
‘ñBBCepTrafik’ uygulaması telefona indirilebilecek.
ñstanbullular uygulamaya Mart ayına kadar GPRS
üzerinden ulaíabilecek. Mart’tan itibaren yıl sonuna
kadar abone olanlara ilk 3 ay baðlantı ücretsiz olacak.
Sonrasında da ayda 5 YTL ödeyerek kullanabilecek.
Kontörlü hat kullanıcıları ise, bu hizmet karíılıðında aylık 40 kontör ödeyecek. Bu bedelin yüzde 25’ini
belediye alacak.
Birlik 2008/1
9
Röportaj
Röportaj
Fotoðraflar :
Nesrin Akkaí
Serhat Keskin
Kuruluíun ve Kurtuluíun Beíiði:
Bilecik
Bilecik, küçük bir il olmasına
raðmen hem ekonomik hem de sosyal
açıdan yüksek bir potansiyele sahip.
Özellikle geliíen sanayisiyle dikkati
çeken íehir, Anadolu illeriyle önemli
bir baðlantı noktası olarak da görülüyor. Tarihi kimliðini de arkasına
alan Bilecik, tüm bu özelliklerine
yeni kurulan üniversitesini de ekleyince, Marmara Bölgesi’nde yükselen bir deðer olarak göze çarpıyor.
Bilecikliler, íehirlerine, “kuruluíun
ve kurtuluíun beíiði” diyorlar ki, haksız
da deðiller. Bilecik, 6 yüzyıldan uzun
süre, üç kıtada hüküm sürmüí Osmanlı ñmparatorluðu’nun kurulduðu merkez olarak biliniyor ve burada yaíayan
hemen hemen herkes bu tarihi mirasla
gurur duyuyor. Bunun için, “kuruluíun beíiði” de diyorlar bu topraklara,
“kurtuluíun beíiði” de… Çünkü Mustafa Kemal Atatürk’ün ñsmet Paía’ya,
“Siz orada sadece düímanı deðil, milletin makûs talihini de yendiniz.” dediði
ñnönü Savaíları da, yine bu topraklar
üzerinde gerçekleíiyor.
10
Birlik 2008/1
Tarihi mirasa karíı duyulan sorumluluðun oldukça yoðun olduðu Bilecik, aynı zamanda dört bölgede topraðı olan tek íehir…
Coðrafi açıdan oldukça stratejik bir noktada bulunan Bilecik,
Türkiye’nin en önemli íehirlerini birbirine baðlayan karayolları
üzerinde bulunuyor. Bugüne kadar uzun yıllar kabuðuna çekilerek yaíamıí íehir, yavaí yavaí o kabuðunu kırıyor. Sanayisinin
geliímesi üzerine, Bilecik Belediye Baíkanı Selim Yaðcı íehirde 3.
Organize Sanayi Bölgesi’ni kurmak için kolları sıvamıí. Baíkan,
bunun dıíında ií baíında olduðu dönem içerisinde gerçekleítirdiði pek çok geliímeyi Marmara ve Boðazları Belediyeler Birliði
aracılıðıyla Birlik Dergisi’ne anlattı. Baíkan Yaðcı, tek hedeflerinin
Bilecik’e ait tarihi motiflerin ön planda olduðu, modern bir íehir
inía etmek olduðunu söylüyor. Selim Yaðcı, “Bizler sadece dünüyle övünen deðil, bugün baíardıkları sayesinde geleceðe de güvenle
bakabilen bir íehir olmak istiyoruz.” diyor.
Bilecik’te görev yapan bir baíkan olarak Bilecik’in Türkiye açısından önemi nedir sizce?
Bilecik, çok büyük tarihi önemi olan bir íehir. Bizler Bilecik
için “kuruluí ve kurtuluíun beíiði” diyoruz. 6 yüzyıldan uzun bir
süre dünyaya hak ve adalet daðıtan Osmanlı Devleti’nin kurulduðu topraklar, bizim íu anda hizmet ettiðimiz coðrafya üzerinde bulunmaktadır. Bunun ötesinde, büyük önder Mustafa Kemal
Paía’nın ñsmet Paía’ya, “Siz orada sadece düímanı deðil, milletin
makûs talihini de yendiniz.” dediði ñnönü Savaíları’nın geçtiði
mekan da yine Bilecik topraklarıdır.
Bilecik, aynı zamanda coðrafi konum olarak da son derece
önemli bir noktadadır. ñstanbul-Akdeniz-Ege arasındaki karayolu-
nun en önemli güzergahı Bilecik üzerinde bulunuyor. Yine ñstanbul- Ankara demiryolu da Bilecik’in içinden geçiyor.
Bilecik’in iklimi de Türkiye’de birçok ile nasip olmayacak derecede çeíitlilik gösteriyor. Bu nedenle tropikal ürünler hariç, her
türlü tarım ürününü de bu topraklar üzerinde yetiítirebiliyoruz.
Sanayimiz özellikle 1980’den sonra çok hızlı bir geliíim gösterdi. Kimse, Bilecik’in nüfusuna bakıp aldanmasın. Çünkü Bilecik,
Türkiye Cumhuriyeti’nden saðlanan destekten daha fazla üreten
ve katma deðeri yüksek olan bir il.
ñlimizin geneline baktıðınızda 6 tane organize sanayi bölgesine sahip olduðumuzu görüyorsunuz. Bunlardan ikisi, Bilecik
Merkez’de yer alıyor. Bunun dıíında Türkiye’nin ilk özerk sanayi
bölgesi de Bilecik’te bulunuyor. Diðer sanayi bölgesi çalıímalarımızda da son aíamaya geldik.
Sizce Bilecik’in en büyük problemi nedir? Bu problemlerin çözümü için nasıl bir yol izliyorsunuz?
Bilecik’te kentsel hayat standardının düíük, konut ihtiyacının
fazla olması ve yollarımızın bu zamana kadar yapılmamıí olmasını
en önemli problemlerimiz arasında sayabiliriz.
Bilecik, aslına bakılırsa, pek çok imkanı kendi bünyesinde taíıyor. Ancak zamanında doðru adımlar atılamadıðından, pek tercih
edilen bir íehir olmamıí. Bilecik’in en önemli problemi alt yapıyla
ilgiliydi. Alt yapı hizmetleri tam anlamıyla yapılmadıðı için insanlarımızın sosyal statülerine uygun standartlar oluíturulamamıítı.
ñnsanlar, baíka bir íehirde yaíayacaðı standardı Bilecik’te bulamayacaðı endiíesiyle, bu íehirde yaíamayı göze alamıyor. Bu noktadan bakıldıðında Bilecik, kısır bir döngüye giriyor. ñnsanların
kentsel yaíamına katkı saðlayacak yatırımı yapmak isteyen giriíimci, önce tabela nüfusu 34.100 olan mütevazi ölçekli bir íehir görüntüsünü göz önünde bulunduruyor. Bu anlamda sosyal hayatı
canlandıracak bir yatırımcı, baílarda biraz tereddüt edebiliyordu.
Ama artık üniversitemizin kurulması kararı ile birlikte, ilimizde
çok ciddi hareketlenme olacaðını düíünüyorum.
ñkinci sorunumuz ise, konut sıkıntısıydı. Bu sıkıntıyı aímak
için de 2 bin konut hedefi koyduk ve hedefimizin yarısını gerçekleítirdik.
Bunun yanında Bilecik, çok önemli bir güzergâh üzerinde olmasına raðmen baðlantı yollarımızın standartları çok kötüydü. Bu
anlamda da Bozhöyük- Mekece ve Mekece- Adapazarı yol çalıímalarının sonlanmasını heyecanla bekliyoruz. Devamında da hızlı
tren projesinin bitirilmesi hedefleniyor.
Sosyal yaíam standardının düíük olduðundan bahsettiniz. Bu anlamda sizin çalıímalarınız neler?
Baíkan olduðum ilk zamanlarda Bilecik’te hayat neredeyse sabah 10.00’da baílayıp akíam 18.00’de bitiyordu. ìu anda kıí aylarında olmamıza raðmen akíam saat 22.00’ye kadar pek çok dükkanın açık olduðunu görüyorum. ìehirde sosyal yaíam süresini
ne kadar uzatabilirseniz, sosyal hareketlilikle birlikte ekonomi ve
ticareti de o kadar canlandırmıí olursunuz.
Bilecik Belediye Baíkanı Selim Yaðcı
ñnsanların açık havada toplanabileceði bir tane park vardı. Bilecik’te maalesef kahvehane kültürü çok yaygın.
Yani erkekler genelde kahvehanelere
gider ama hanımları, çocukları ile birlikte çıkabilecekleri alan bulamazlardı.
Bunları aímak adına da birçok sosyal ve
kültürel faaliyet gerçekleítirme çabamız
var. Önce çocuklarımıza ve gençlerimize oturabilecekleri, dinlenebilecekleri, streslerini atabilecekleri mekanlar
yapmayı planladık. ìu aíamada 23 tane
park yaptık. Önce “her mahalleye bir
park” derken íimdi neredeyse “her sokaða bir park” düíecek íekilde çalıímalarımızı sürdürüyoruz. Engelli çocuklar için özel olarak yapılan ve aynı anda
100 -150 çocuðun bir arada oynayacaðı
çocuk dünyası oluíturduk. ñnsanlarımızın aileleriyle gidip istirahat edebileceði, vakit geçirebileceði, çocuklarını
gezdirebileceði Kent Ormanı Projesini,
Çevre ve Orman Bakanlıðı ile iíbirliði
içinde gerçekleítirdik.
Bunların yanı sıra düzenlediðimiz
tiyatro festivalleri de önemli birer sosyal etkinlik. Buradaki ilk yılımızda bu
etkinliðe seyirci bulamazken, bu sene
seyirciye yer bulamamanın sevincini
yaíadık. Her geçen yıl halkın ilgisinin
arttıðı festivale bu sene 12 bin kiíi katıldı.
Birlik 2008/1
11
Bilecik dendiði zaman akla ne
gelmeli?
Aslında Bilecik dendiði zaman, insanların aklına bir “tarih ve kültür íehri” gelmesi gerekir. Ama ne acıdır ki,
biz, tarihi motiflerimizi bu zamana kadar çok iyi kullanamamıíız. Ancak son
zamanlarda Söðüt ve Ertuðrul Gazi’yi
Anma Törenlerimiz ile Bilecik’in Kurtuluí Törenleri çok daha farklı bir anlam kazandı.
Bilecik’in, Kurtuluí Savaíı yıllarında 3 kere yakılması, belki
de en büyük íanssızlıðı. Aslında tarihi eser açısından çok büyük
zenginliði olan Bilecik, bu yakılmalar yüzünden çok büyük tarihi
eser kaybı yaíamıí. Yarım kalan minareler yıllardır benim yüreðimi sızlatır.
ìeyh Edebali Osmanlı Devleti’nin
manevi kurucusu olarak kabul edilir.
ìeyh Edebali Türbesi’nin bulunduðu vadiyi canlandırmak için
bir proje hazırladık. Hedefimiz buradaki eserleri daha da ilgi çekici
hale getirip, bu bölgeye günümüz íartlarında hazırlanan 250 adet
Osmanlı evi yapmak. Osmanlı ve Türk el sanatlarının iílenebileceði, pansiyon ve restaurantların yer aldıðı Osmanlı Sokaðını canlandırmak istiyoruz. Sabahları; bahçesinde ayvası, narı, cevizi olan,
Bilecik’te yetiíen horozun sesiyle uyandıkları bir mekan oluíturmak istiyoruz.
Selim Yaðcı: Biz Bilecik’i íöyle de
tarif ediyoruz: “Taíı mermer, topraðı
seramik, yapraðı ipek; kuruluí ve kurtuluíun beíiði, ìeyh Edebali diyarı…”
Sizin için oldukça heyecan verici bir proje olan Bilecik
Üniversitesi’nin hangi aíamada olduðundan bahseder misiniz?
Bilecik’in sanayi ve hammadde potansiyeli de ön planda olduðu için, son
zamanlarda bir sanayi íehri olarak da
tanınmaya baíladı. Özellikle mermer
rezervleri açısından önemli bir konumda olmasının tabii sonucu olarak
Türkiye’nin ve dünyanın önemli mermer fabrikaları da burada bulunuyor.
Bunun yanında seramik, tekstil, granit
ve alüminyum sektöründe de büyük
kuruluílar, yine bizim sınırlarımızda
yer alıyor. Böyle deðerlendirdiðimizde,
Bilecik’in ciddi anlamda bir sanayi bölgesi olduðunu da görürsünüz.
Üniversite, Bilecik gibi mütevazi bir íehir için hem sosyal,
hem kültürel hem de ekonomik yönleri olan, çok önemli bir
yatırım. Yeni açılan üniversitemize 2007’nin son ayında Bilecik
Üniversitesi Rektörü olarak. Prof. Dr. Fevzi Sürmeli atandı. Üniversiteden beklentilerimiz oldukça yüksek. Çünkü, íehrimizin
sosyal hayat düzeyini geliítirecek, yeni bir perspektif kazandıracak nitelikte önemli bir unsur. ìehrimize bilimsel ve kültürel geliíim noktasında kazandıracakları ise, tartıíılamaz. Ayrıca Bilecik
Bilecik’in tarihi dokusunun büyük önem taíıdıðını belirttiniz. Bu
anlamda Bilecik’in turizmin çekim
merkezi olduðunu söyleyebilir miyiz?
Maalesef biz Bilecik’e, tarihi misyonumuzun gerektirdiði vizyonu yükleyememiíiz. Bu anlamda dıí dünyaya
12
açılamamıí ve buna iliíkin gerekli projeleri de üretememiíiz. Ama
özellikle son dönemlerde elimizdeki envanterleri, tarihi yapıları
ortaya çıkardık. Bu konuda hem Kültür Bakanlıðı’mız hem de Vakıflar Genel Müdürlüðü’müz ile çok ciddi çalıímalar içerisindeyiz.
Birçok tarihi eserimizi restore ediyoruz. Bunun dıíında bu özelliðimizi hareketlendirmek için önümüzdeki yıl bir “Çadırkent”
kurmayı planlıyoruz. Bilecik’e 400 çadırla gelip, 3 kıtaya yayılmıí
atalarımızı simgeleyen 40 çadırdan oluían Çadırkent ile bu dokuyu
yaíatmak istiyoruz. Bu Çadırkent’e gelen konuklarımıza Osmanlı
Devleti’nin yaíam tarzı hakkında bilgi verecek hizmetler sunarak,
Osmanlı’ya özgü deðerleri anlatmaya çalıíacaðız.
Birlik 2008/1
Üniversitesi’nin, bir sanayi íehri olan Bilecik’te, gerekli teknik elemanın yetiítirilmesi noktasında zaman içerisinde çok daha etkili
olacaðını düíünüyorum.
TOKñ ile birlikte yaptıðımız konutlaíma hamleleriyle, íu anda
üniversiteliler için de Bilecik’te konut sıkıntısı kalmadı. ìehrimizde Kredi ve Yurtlar Kurumu’na ait bir yurdumuz var. Bir íeyi sadece istemek, o íehrin geliíimi için yeterli olmuyor. Buraya gelen
miz ile Küre, Çaltı ve Bayırköy beldelerimizi kapsayan bu büyük projenin,
ancak yüzde 22’si bitirilmiíti. Projenin
akıbetinin ne olacaðı noktasında bazı
sıkıntılar vardı. Göreve baíladıðımızda,
diðer belediye baíkanı arkadaílarımızla
birlikte kısa sürede Karasu ñçme Suyunu Kullanma Birliði’ni kurduk ve bu
birlik içerisinde hukuki problemleri de
kısa sürede aíarak 52 trilyonluk projenin tamamını bitirmií olduk. Küresel
ısınmanın hızla arttıðı bir dönemde,
böyle bir projeyi tamamlamıí olmanın
gelecek için çok büyük bir avantaj olduðunu düíünüyorum.
Konuímamız boyunca bu konuda bazı ipuçları vermií olsanız da,
özetle, gelecekte nasıl bir Bilecik
hayal ettiðimizi öðrenebilirmiyiz?
Kentsel altyapı problemlerini çözmüí, kendi ihtiyaçlarını kendi kaynaklarıyla karíılayan ve kendine özgü özellikleri koruyabilen bir íehir inía etmek
istiyoruz. Bu tarihi íehri, çaðdaí insanın ihtiyaçlarını karíılayabilecek, eksiksiz bir kent haline getirmek istiyoruz.
TOKñ ile yapılan çalıímalar neticesinde íu anda Bilecik’te konut
sıkıntısı yok.
genç öðrencilerin kendi çocuklarımız olduðu bilinci içerisindeyiz.
Onların biraraya gelebilecekleri karíılaíma mekanları oluíturmaya çalıíıyoruz. Bunun yanında, spor kompleksleri projelerimiz de
2008 yılında hayata geçirilecek ve umuyoruz ki, Bilecik Üniversitesi, güzel ve özgün yerini kazanacak.
Bilecik’in 30 yıllık senaryosunu çıkarmıí durumdayız. Bundan
sonra hangi yıllarda neresi imara açılacak, hedefi ne olacak, ne zaman, nereye kadar büyüyecek bunları planlıyoruz. Mutlaka eksiklikler vardır. Süreç içerisinde hatalarımızdan da aldıðımız derslerle
bu eksikleri tamamlayıp, çaðın íartlarına uygun bir Bilecik inía
etmek ve gelecek nesile aktarmak istiyoruz.
Karasu Projesi Bilecik için oldukça önemlidir. Bu projeden ve bölgeye katkılarından bahseder misiniz?
Bilecik’in önemli bir sorunu da su problemiydi. Belki günlük
ihtiyaçta biz bunu çok fark etmiyorduk; ama Bilecik’i geleceðe taíıyacak su kaynaðımız pek yoktu. Mevcut su kaynaklarımız da hakikaten saðlıklı deðildi. Bilecik’in daha önceki yöneticileri de geçmií
dönemlerde bu sıkıntıları yaíadıðı için, 1991 yılında devlet yatırım
projesi kapsamına giren Karasu ñçme Suyu Projesi’ni baílatmıílardı. Biz göreve geldiðimizde Söðüt, Pazaryeri, Osmaneli ilçeleri-
Bilecik sadece dünüyle övünen bir
íehir olmamalı, bugününü ve geleceðini de planlayan, gelecek nesillerin de
övünebileceði bir íehir olmalı. Çünkü
Bilecik Türk toplumuna bir emanet ve
Türk toplumu için bir sembol. Atalarımızın bu íehri bizlere emanet ettiði bilinciyle ve titizlikle Bilecik’e ve insanımıza hizmet etmeye devam ediyoruz.
Marmara ve Boðazları Belediyeler Birliði’nin bu çalıímalarınızda,
size katkıları neler oluyor?
Ben deniz aynı zamanda MBB
Meclis Baíkan Vekiliyim. Bu anlamda
Birlik, beraberlik ve birtür kaynaíma
zemini ve ortamı sunması açısından,
yıllardır son derece önemli bir görevi
yerine getiriyor. Birliðimizin daha da
geliímesi ve aktivitelerinin arttırılması
noktasında tüm belediye baíkanı arkadaílarım gibi biz de, üzerimize düíeni
yapmaya hazırız.
Birlik 2008/1
13
Kapak
Dosyası
Kapak
Dosyası
Cihan Dað
Sadece Sevmek Yetmez
Karíınıza çıkan bir kaldırım sizin için engel olmayabilir. Peki ya
onlar için?
Son açıklanan verilere göre Türkiye’de her 8 kiíiden biri engelli. Yani
yaklaíık 8,5 milyon insan, normal bir
kiíinin kiíisel ya da sosyal yaíantısında
kendi kendisine yapması gereken iíleri,
bedensel veya zihinsel yeteneklerindeki
kalıtımsal ya da sonradan olma herhangi bir eksiklik nedeniyle yapamıyor. Bu
rakama onların çekirdek ailelerini de
dahil ettiðimizde, ortaya inanılmaz bir
sonuç çıkıyor. Türkiye’de 34 milyon kiíinin ya kendisi ya çocuðu ya da kardeíi
engelli. Peki, onların ne kadar farkındayız? Onları seviyoruz; ama hayatı onlar
için gerçekten kolaylaítırıyor muyuz?
Sosyal hayata ne kadar dahil olabiliyorlar? Toplum olarak onları yeteri kadar
istihdam edebiliyor muyuz? Ya onlar
haklarının ne kadar farkında?
14
Birlik 2008/1
Biz de bu ayki dosya konumuzda, Türkiye’deki engellileri
ele alarak; konuyu gerek hükümet, gerek yerel yönetimler gerekse akademik açıdan enine boyuna irdeledik. TBMM’de aynı
zamanda görme engelli insanımızı temsil eden AK Parti ñstanbul
Milletvekili Lokman Ayva’ya göre, 2005 yılında TBMM’de kabul
edilen Özürlüler Yasası, bir milat konumunda. Türkiye’de yaíayan
özürlülerin ihtiyaçlarına göre düzenlenen yasa, belki özürlülerin
sorunlarını bitirmeyecek; ama çözüm noktasında önemli bir adım
olduðuna íüphe yok.
Zorluklar ve baíarılarla dolu bir yaíamınız var. Kendinizden biraz bahseder misiniz?
1966 yılında Konya’da doðdum. 11 yaíındayken geçirdiðim
menenjit hastalıðı nedeniyle görme kabiliyetimi kaybettim. Eðitimime 5 yıl kadar ara verdikten sonra, Ankara Körler Okulu’na
girdim. Lise, üniversite ve mastır derken eðitimimi tamamladım.
ñíportacılıktan ñngilizce öðretmenliðine, belediyede danıímanlıktan milletvekilliðine kadar pek çok alanda görev aldım. Her zaman
sıkıntı içindeki insanlarımızın yaíadıðı problemleri en aza indirme
ve onlara daha güzel bir yaíam sunma çabası içinde oldum. Bu
nedenle sivil toplum kuruluílarında, yurt içi ve yurt dıíı proje çalıímalarında içinde yer aldım.
En büyük engelimiz
ön yargımız
Size göre toplumda özürlü nasıl bir yer ediniyor?
Vatandaíımız özürlülerle ilgili kavramları özürlüleri gözlemleyerek öðrenmiyor. Annesinden, babasından, dedesinden, komíularından ya da arkadaílarından bir mirası devralırcasına yaklaíıyor
özürlüye. Bu yüzden bizleri yüzlerce yıl öncesinin bakıí açısıyla
algılıyor. Bu bakıí açısıyla vatandaí, gerçekte bizi tanımadan fikir
sahibi oluyor. Bizi deðil yüzlerce yıl önceki körleri gören bu bakıí
açısı, en büyük engelimiz.
Nasıl bir bakıí açısı bu?
Toplum; özürlülerin okuyabileceklerine, eðitim alabileceklerine, kariyer sahibi olabileceklerine, çalıíıp üretebileceklerine,
toplumsal hayata katılıp yuva kurabileceklerine inanmıyor. Mesela
kör birinin tırnak kesmesini, tıraí olmasını anlayamıyor. Bunun
yanında eðitim görmek istediðinde, müdür okula kabul etmek istemiyor ya da öðretmen sınıfa, iíveren iíe kabul etmek istemiyor.
Bu nedenle öncelikle özürlülerle ilgili geçmiíten kalan bu bakıí
açısının düzeltilmesi gerekiyor.
Geliímií ülkelerle kıyasladıðınızda, Türkiye’nin özürlülere karíı izlediði politikayı nasıl deðerlendiriyorsunuz?
Avrupa için konuíursak orada özürlülerin durumu pek iç açıcı
deðil. Avrupa, bol para aktararak bu sorunu çözdüðünü zannediyor. ñísiz oranları, topluma katılımın az olması, mahkeme kararları, parlamento çalıímalarının yetersizliði, özürlülerin mutsuz
olmaları hep örnek teíkil ediyor.
Türkiye, özürlülere yaklaíım açısından Avrupa’dan daha
hızlı ilerliyor. Amerika ise, özürlülere yaklaíımda dünyada
alıíılagelmií bakıí açısının dıíına çıkarak daha gerçekçi bir
açısından yaklaíıyor.
2005 yılında çıkan Özürlüler Yasasının önemli bir dönüm noktası olduðunu söylediniz. Bu yasayı çıkarırken ne
gibi zorluklarla karíılaítınız?
Bu yasayı çıkarmak, diðer yasalara göre oldukça kolay oldu.
Özürlüler Yasası Türkiye’ye has bir yasadır. Türkiye’deki özürlüerin ihtiyaçları ve sorunları göz önüne alınarak hazırlandı. Pek
çok açıdan Avrupa ülkelerindeki örneklerinden de önde bir yasa.
ñnsanların hayata karíı algılamalarını deðiítirmeyi amaçlıyor. Biz
bu yasayı çıkarırken Baíbakanımız Recep Tayip Erdoðan ile íunu
söylemiítik: “Bu yasa sorunları bitiren bir yasa deðil, çözümleri
baílatan bir yasa olacak.” Çünkü temel sorun bakıí açısı. Sistemin
özürlülere göre ayarlanmıí olmaması ve özürlülerin kendilerine
karíı özgüvenlerinin olmaması. Bunları da birkaç yasa çıkararak
çözemezsiniz. Özürlülerle sürekli iç içe olan biri olarak íunu söyleyebilirim ki, yasa çıktıktan sonra güzel geliímeler yaíandı. Artık
özürlüyü; sokaklarda, sinemalarda, törenlerde daha çok görüyorum.
AK Parti ñstanbul Milletvekili Lokman Ayva: “Özürlüler Yasası sorunları
bitiren bir yasa deðil, çözümleri baílatan
bir yasa olacak.”
Özürlüler Yasası
sorunları bitirmeyecek
ama çözümleri
baílatacak
Özürlüler Yasası size göre ihtiyacı karíılıyor mu?
ìunu unutmamak gerekir ki, bütün
sorunları çözemezsiniz. Çünkü ihtiyaçlar bitmez ve sürekli deðiíir. 2005’te
çıkardıðımız yasa Türkiye’nin 20 sene
ilerisinde; ancak Türkiye’deki özürlüler olarak bizler henüz o yasanın iíimizi
göreceði hale gelemedik. Mesela orada
ayrımcılık suç haline getirildi; ama biz
ayrımcılıðı konuíabilecek durumda deðiliz. Türkiye’deki özürlüler ayrımcılık
acısını hala çekmekteler; çünkü hiçbir
íey talep etmediler. Siz talebinizi ortaya
koymadıðınız sürece, ayrımcılıkla karíılaímaz, o ihtiyacı da fark etmezsiniz.
Peki yasa, uygulamayı kontrol
edebilme imkanı saðlıyor mu?
Aslında yasanın uygulanamaması
yasadan deðil, bizlerden kaynaklanıyor.
ìu anda özürlülerin sadece yüzde 18’i
yasanın çıktıðından haberdar. Yasanın
getirdiði hakları bilenlerin sayısı daha
da düíük. Siz bilmediðiniz bir hakkı
talep edemezsiniz. Bu íartlar altında
yasanın uygulanmasını da bekleyemezsiniz.
Birlik 2008/1
15
Baðcılar’da örnek saray:
Baðcılar Engelliler Sarayı
Türkiye’de engellilere yönelik önemli çalıímalar yürüten
Baðcılar Belediyesi, hayata geçirdiði projelerle yerel yönetimlere
örnek oluyor. Geçtiðimiz yıllarda
bedensel engellilerin ihtiyacına
yönelik açılan Engelliler Rehabilitasyon Merkezi’nin ardından
yakın bir zamanda faaliyete geçecek Engelliler Sarayı’yla da
engelli vatandaílarımıza hizmet
vermeye hazırlanıyor. Sarayda
engelli vatandaílarımızın kültürel ve sportif faaliyetlerle sosyal
hayata katılımları saðlanırken,
çeíitli kurslarla da becerilerini
geliítirmeleri amaçlanıyor. Atölyelerde ürettikleri ürünleri de
sergi alanlarında sergileyebilecek olan engelliler, ürünlerini
satarak gelir elde edebilecek.
Özürlü ailelere için psikolojik
danıíma merkezleri, konferans
salonları ile tedavi odaları olacak toplam 7 katlı olan sarayda
özürlülerin her ihtiyacı düíünülmüí durumda. Sinema, tiyatro
salonları, yüzme havuzları, rehabilitasyon ve psikolojik danıíma
merkezleri, eðitim merkezleri,
atölyeler, otopark vb.
16
Birlik 2008/1
Baðcılar Belediye Baíkanı Lokman Çaðırıcı
Yerel yönetimlerde bulunmuí, STK’larda çalıímıí ve íu
anki hükümettede milletvekilliði yapan birisi olarak; sizce
devlet, yerel yönetimler ve STK’lar arasında yeterli bir koordinasyon var mı?
Eskiden özürlülerle ilgili koordinasyona gerek duyulmazdı;
çünkü bu saydıðınız birimlerin doðru dürüst görevleri yoktu. Yöneticiler ya da ilgili kiíiler, içinden geldiði için bir íeyler yapıyorsa
yapıyordu. ìu an koordinasyon gerekiyor; çünkü son yıllarda kurumlarda ilgili birimler yapılanmıí kurulmuí durumda. Yasanın
çıkmasının ardından yeni bir durum oluítu. Belediyelerin, hükümetin, sivil toplum kuruluílarının, íirketlerin yeni duruma göre
pozisyonlarını belirlemeleri gerekiyor. ìu an için bu koordinasyon
henüz oluímuí deðil.
Belediyeler özürlüsünden haberdar olmalı
Yerel yönetimler özürlü vatandaílarımız için neler yapabilir?
Öncelikle belediyelerin özürlüsünden haberdar olması gerekir. Özürlünün nerede yaíadıðı ve neye ihtiyacı olduðunu bilmeli.
Bunu yapmak zor ve masraflı deðil. Maddi anlamda herkese yardımcı olamayabilirler. Özürlü Yasasını anlatarak da özürlülerin
kaynaklardan faydalanmasını saðlayabilirler.
Özürlüye yaklaíım konusunda toplum neler yapabilir?
Çok küçük íeyler. Mesela ona: En son okuduðun kitap hangisi? diye sorabilir. “Evli misin?” yerine “Kaç çocuðun var?” diye
sorabilir; “Çalıíıyor musun?” yerine “Nerede çalıíıyorsun?” diye
sorabilir. Bu tür ufak farklılıklar özürlüye sen yapabilirsin, sen
baíarabilirsin mesajı veriyor. Ya da çocuðunu okutmayan ailelere
baskı yapabilirler. Sivil toplum kuruluíları var, buralarda gönüllü
olarak çalıíabilirler.
ñSÖM’den özürlüleri sokaða
alıítıran proje
Baíbakan Recep Tayip Erdoðan’ın ñstanbul Büyükíehir Belediye Baíkanı iken kurulmasına önayak olduðu ñstanbul Büyükíehir Belediyesi Özürlüler Müdürlüðü (ñSÖM), özürlülere yönelik
yürüttükleri pek çok projeyle özürlülerin hayatını kolaylaítırıyor.
Özellikle hayata geçirdikleri Alo 153-3 projesiyle ñstanbul’da yaíayan özürlülerin sosyal hayata katılımında önemli bir mesafe bir
kaydetmií durumdalar. Biz de ñSÖM Müdürü Bekir Köksal’a bu
projenin detaylarını ve sıradaki projeleri sorduk.
ñSÖM’ün faaliyet alanları ve görevleri nelerdir? Özürlülerin hayatını kolaylaítırmak için ne tür çalıímalar yürütüyorsunuz?
ñstanbul Büyükíehir Belediyesi Özürlüler Müdürlüðü (ñSÖM)
olarak bizim asıl misyonumuz özürlüleri evinden çıkarıp topluma
dahil etmek. Bu amaçla ñstanbul’da 18 merkezde her yaítan ve
gruptan (ortopedik, görme, iíitme, süreðen, zihinsel) tüm özürlülere hizmet götürüyoruz.
ñSÖM olarak gerçekleítirdiðiniz projeler neler?
Zihinsel Özürlüler Mesleki Eðitim ve Beceri Kazandırma
merkezlerimizde, sadece zihinsel özürlülere okuma-yazma, resim,
müzik, takı-tasarım, ebru gibi derslerle hem mesleki eðitim vermeye çalıíıyor hem de onların sosyalleímelerine katkıda bulunuyoruz.
Bakırköy Florya’daki Çiroz Özürlüler Rehabilitasyon
Kampı’nda nisan ve ekim ayları arasında tatil imkanı bulamayan
4800 özürlü ve yakınına hizmet veriyoruz. 50 evin bulunduðu bu
kampta buzdolabından klimasına, sıcak suyundan televizyonuna
kadar her íey mevcut. ñstanbul’da yaíayan ve daha önce kampa katılmayan her özürlü bu hizmetten faydalanabiliyor. Beyaz baston,
ses kayıt cihazı, tekerlekli sandalye, koltuk deðneði, iíitme cihazı,
protez gibi medikal yardımlarda bulunuyoruz. 2001 yılında ñstanbul Milli Eðitim Müdürlüðü ile imzaladıðımız bir protokolle,
ÖSHA (Özürlünün Sosyal Hayata Adaptasyonu ya da Toplumun
Özürlüye Adaptasyonu) Projesini hayata geçirdik. Yapılan sunumlarla yılda doðrudan 25 bin civarında, dolaylı olarak da 240 bini aíkın öðrenciye özürlülüðün ne olduðu ve onlara nasıl davranılması
gerektiði konusunda eðitimler düzenliyoruz.
Eðitim, özürlüye bakıí açısında fark
yaratıyor
Peki, eðitimler fark yaratıyor mu?
Sunumun baíında her öðrenciye bir anket doldurtuyoruz ve
özürlülere bakıí açısını öðreniyoruz. “Zihinsel özürlü bir arkadaíınız olmasını ister misiniz” gibi sorular yöneltiyoruz. Sunumdan
sonra aynı testi tekrarladıðımızda çocuklarda, yüzde 90-95’e yakın
bir bilinç deðiíikliði oluyor. Önce “Özürlülerden korkarım.” diyen çocuklar sunumun ardından “Bundan sonra özürlülere yardımcı olacaðım.” diyorlar.
ñSÖM Müdürü Bekir Köksal
Özürlülere ulaíım kolaylıðı
saðlamak amacıyla yürürlüðe koyduðunuz “Alo 153” projeniz kamuoyunda da ses getirdi. Bu proje
özürlülere nasıl bir yarar saðlıyor?
Bir özürlü için en büyük sıkıntının
ulaíım olduðu gerçeðinden yola çıkararak, geçtiðimiz sene ALO 153–3 Özürlü Ulaíım Servisi’ni hizmete sunduk.
Toplu taíıma araçlarını kullanamayan
özürlü ve yaílılar, bizi arayarak diledikleri yerlere ulaíabilirler. 50 araçla
baílattıðımız bu çalıímayla her gün ortalama 200 özürlüyü sosyal hayata dahil
ettiðimiz için çok mutluyuz.
ìu ana kadar çok olumlu tepkiler
aldık. Birçok insan ilk kez evlerinden
çıkarak hayata karıíıyor. Sinemaya, deniz kenarına gidiyor.
“Belediyelerin her íeyden önce sınırları içindeki özürlü sayısını tespit
etmeleri gerekiyor. ñhtiyaçlar belirlendikten sonra, altyapı hizmetleri
özürlülere uygun yapılmalı.”
ñstanbul’da imkânlar oldukça
genií görünüyor. Bu konuda yerel
yönetimler neler yapabilir?
Belediyelerin her íeyden önce sınırları içindeki özürlü sayısını tespit
etmeleri gerekiyor. ñhtiyaçlar belirlendikten sonra, altyapı hizmetleri özürlülere uygun yapılmalı. Kaldırımlar,
yollar, sinyalizasyon ıíıkları özürlülere
uygun yapabilir ya da okullar, kamu
binaları ilk yapımlarında özürlülerin
Birlik 2008/1
17
de kullanabilecekleri íekilde düzenlenebilir. Zaten, yeni özürlüler yasasıyla
bu, bir zorunluluk haline geldi. Bunun
dıíında belediyeler kendi tesislerinde
özürlüler için kültürel ve sportif faaliyetler düzenleyebilir. Mesela çok düíük
maliyetle birçok çocuðun hayatını kurtarabilecek Denver adı verilen bir test
yapabilirler. Bu test 0–4 yaí arası çocuklara yapılıyor ve onlardaki olası zihinsel
geriliklerin tespit edilmesini saðlıyor.
Biz, aynı zamanda, belediyelere danıímanlık hizmeti vererek onlara yardım
ediyoruz. Anadolu’dan gelen belediyelere, özürlülerle ilgili nasıl projeler üretecekleri konusunda destek verebiliriz.
ñSÖM, özürlüleri ií
hayatına dahil ediyor
Özürlüleri ií hayatına kazandırmaya yönelik çalıímalarınız da
var. Bu projeden yeterince verim
saðlayabiliyor musunuz? Süreç ne
íekilde iíliyor?
Yasa, özürlülerin istihdamına yönelik 50 kiíiyi aían iíyerlerinde yüzde
3’lük bir kota koymuí; ama resmi kayıtlara baktıðımız zaman bunu dolduran
kuruluí hemen hemen yok gibi. ñSÖM
olarak biz hem iíverenlerin nitelikli iígücü bulabilmelerini saðlamak hem de
özürlülerden gelen talepleri buluíturabilmek için bir istihdam birimi kurduk.
Burada özürlülerin CV’sini alıyoruz ve
çeíitli insan kaynakları íirketlerinden ya
da doðrudan firmalardan istenilen nitelikleri öðreniyoruz. Çoðu kez ilk mülakatı burada yapıyor ve özürlüleri iíyerindeki görüímeye götürüp getiriyoruz.
ñíe girme sürecine dek onlara her türlü
desteði veriyoruz.
“Türkiye’de özürlülere yönelik
hizmet verilirken çekilen sıkıntılardan biri de gönüllülük esasının yeterince iílemiyor olması. Yurtdıíında gönüllülerden çok sayıda destek
geliyor Oysa Türkiye’de bu sistem
henüz oturmadı.”
18
Birlik 2008/1
Türkiye’de özürlülere hizmet götürürken karíılaítıðınız
sıkıntılar neler?
Türkiye’de özürlülere yönelik hizmet verilirken çekilen sıkıntılardan biri de gönüllülük esasının yeterince iílemiyor olması.
Bizim íu an yaptıðımız birçok hizmet için yurtdıíındaki gönüllülerden çok sayıda destek geliyor. Türkiye’de henüz bu sistem
oturmadı. Belediye kanununda yeni düzenlemeler yapıldı. Biz de
özürlülere destek verecek avukatlar, sosyologlar, psikologlar, sosyal hizmet uzmanları, fizyoterapistler ya da gerek bu alanlarda gerekse de farklı bölümlerde öðrenim gören üniversite öðrencileriyle
beraber çalıímak isteriz.
Özürlü vatandaílarımızın önündeki en büyük engel nedir?
En büyük sorun, özürlülerin haklarını bilmemesi ve onların bu
konuda bilinçlendirilmemeleri. Çünkü bilmedikleri için, haklarını
bile talep edemiyorlar. Keza aileler de yeterli bilgiye sahip deðiller.
Oysa haklarını bilseler eksikliklerin giderilmesi konusunda, gerek
yerel yönetimleri gerekse de toplumdaki diðer ilgilileri zorlayabilirler. Böylece görevlerini yapmayanlar da özürlülerin baskısıyla
mecburen yapacaklardır.
Bir yılı aíkın bir süredir ñSÖM’desiniz. Göreve baílamadan önce özürlülere bakıíınız nasıldı, íimdi nasıl?
Evinizde özürlü birisi yoksa, özürlülük size sıradan bir íeymií
gibi geliyor. Onların sıkıntılarını, taleplerini bir yerlerden duyuyorsunuz; ama gerçekte bilmiyor oluyorsunuz. “Baíkalarının ıstırabını çekmek çok kolaydır” diye bir söz vardır. Burada onlarla beraber çalıímaya baíladıðınız zaman, onların sıkıntıları giderilince
hissettikleri mutluluk size de yansıyor. Gözleri görmeyen bir çocuk geliyor ve siz kendi çocuðunuzu düíünüyorsunuz. Bu yüzden
onun geleceðinin daha güzel, daha farklı olması için gerekli çabayı
elinizden geldiði kadar gösteriyorsunuz.
Engellere meydan okuyan atlet
Ramazan Çuðlan:
1975 yılında ñstanbul’un Küçükçekmece ilçesinde doðan
Ramazan Çuðlan, 3 yaíında geçirdiði çocuk felci nedeniyle
yıllarca bacaklarını kullanamadı. Önceleri tekerlekli
sandalyesi olmadıðı için dıíarı çıkamadı. Bu nedenle
kardeíleri okula giderken, o, eðitimine baílayamadı.
Matbaada çalıían abisinin getirdiði dergiler ve kitaplar onun
hayata bakıíını deðiítirdi. Kitaplar Çuðlan’ın hayatında çok
önemli bir yer kapladı ve dıíarıdan okumaya karar verdi.
Yavaí yavaí hayatı tanımaya baílaması gerektiðini fark eden
15 yaíındaki Çuðlan, her alanda kendini geliítirdi. Kurslara
gitti. ñletiíimden elektroniðe, muhasebeden medikale, pek
çok konuda kendini donattı. Çok spora meraklıydı. Avrasya
Maratonu’na katılarak kendini sınamak istedi. Böylece
onun için profesyonellik kapısı açıldı. Türkiye’de pek çok
íampiyonada kendini gösterdikten sonra, sıra uluslararası
arenaya gelmiíti. Çuðlan kendi deyimiyle herkesin 4 saatte
koíarsın dediði 42 kmlik parkuru 2:00:01 dereceyle koítu ve
dünya klasmanında bir anda 33. sıraya yükseldi. Yurtiçinde ve dıíında pek çok madalya kazandı.
Ramazan Çuðlan hayat doluydu ve yaíamın her alanında varolmak istiyordu. Engellilerin yaíadıkları
sorunları çözmek amacıyla çok sayıda dernekte çalıítı hala da çalıímaya devam ediyor. ìu an
ñstanbul Büyükíehir Belediyesi Özürlüler Müdürlüðü’nde çalıían Çuðlan koordinasyon görevinin
yanında yüzlerce okuldan gelen binlerce öðrenciye engellilerin hayatı hakkında eðitimler veriyor.
Prof. Dr. Ali Seyyar: “ñíverenler
özürlü istihdamı konusunda
teívik edilmeli”
Özürlülerin gündelik hayatın getirdiði zorluklar dıíında en büyük problemlerinden biri de ií yaíamına yeterince dahil olamamaları. Türkiye’de 50’den fazla personel çalıítıran bir kurumun, bu
sayının yüzde 3’ünü özürlülerden seçmesi zorunlu. Ancak uygulamaya baktıðımızda bu anlamda aksaklıklar yaíanıyor. Sakarya Üniversitesi öðretim üyesi Prof. Dr. Ali Seyyar, istihdam konusunda
Batı standartlarına ulaíılabilmesi için iíverenlerin teívik edilmesi
gerektiðini düíünüyor.
Batı Dünyası ile Türkiye arasında yasal sosyal düzlemde
özürlülere karíı nasıl bir yaklaíım farklılıðı var?
Avrupa ülkeleri, 1970’li yıllardan itibaren özürlülük alanında,
önemli kanunî düzenlemeler gerçekleítirebilmií ve bu çerçevede
özürlülerin sosyal hakları belirlenmiítir. Bundan önceki dönemlerde özürlülük konusunda, medikal yaklaíımın bir yansıması
olan özel eðitim, tıbbî tedavi ve rehabilitasyon hakim idi. Medikal
model, gerek bakıma muhtaç özürlülerin, gerekse iígücü niteliði taíıyan özürlülerin temel ihtiyaçlarına cevap veremediði için,
sosyal model yaklaíımlarıyla zenginleítirilmiítir. Özürlülerde
görülen iísizlik ve yoksulluk gibi sorunlar, sosyal dıílanmanın bir
sonucu olarak düíünüldüðü için, örgütlü özürlü hareketlerin or-
Prof. Dr. Ali Seyyar
taya çıkmasına da yardımcı olmuítur.
Özürlülerin örgütlenmesinin, sosyal ve
çevresel engelleri ortaya çıkardıðı gibi,
özürlüler lehine yapılan kanunî düzenlemeleri de sosyal model ekseninde geliítirdiðini söyleyebiliriz.
Prof. Dr. Seyyar: “2005 tarihli
Özürlüler Yasası, özürlülerle ilgili, yıllardır biriken sorunların,
doðru bir íekilde çözümlenmesine
önemli derecede katkı saðlayan
bir vasıtadır.”
Birlik 2008/1
19
Türkiye’de bu süreçler 20–30 sene
gecikmeli olarak yaíanmıítır. Gerçi
1976’da çıkarılan 2022 sayılı yasa, iísiz
özürlüleri ve 65 yaí üzerindeki yaílıları
belirli bir gelire kavuíturmaktaydı. Ancak buradan elde edilen gelir, sosyal ihtiyaçlara cevap vermekten çok uzak idi.
Batı Dünyası, sosyal model ekseninde
oluíturulan kurumsal yapılarıyla özürlü
sorunlarına çoktan çözüm bulmuíken,
Türkiye, millî özürlüler politikalarını
belirlemek üzere Baíbakanlıða baðlı
Özürlüler ñdaresi Baíkanlıðı’na ancak
1997 yılında kavuíabilmiítir. Özürlülük bilinci ve örgütlü hareket de bu
süreçten sonra hız kazanmıítır. ñlk yasa
taslaðına bakıldıðında, içeriðinin medikal modele daha yakın olduðu anlaíılacaktır. Özürlülere dönük kanunî
hakların belirlenmesi ile ilgili taleplerin
gün ıíıðına çıkması ile özürlülüðe yönelik sosyal politikaların íekillenmesi
de mümkün olmuítur.
dur. Sosyal modelde, hayata tam olarak katılımda güçlük çeken bir
özürlü, engelli durumundadır. Sosyal politika kapsamında özürlülerin hayatlarını kolaylaítırıcı ve çevresel engelleri ortadan kaldırıcı
uygulamalar esastır. Sosyal bakım modelinde, engellilik özürlüler
için sosyal bir sonuçtur. Dolayısıyla engellilik, iílevsel yönden yetersiz olan özürlü bireyin çevre ortamının olumsuz íartlarıyla karíı
karíıya gelmesi ile ortaya çıkmaktadır. Özürlü, çevre íartlarından
dolayı engelli hale getirilmektedir. ñílevsel bozukluk veya yetersizlik kendi baíına bir engellilik teíkil etmemektedir.
2005 yılında, özürlülere yönelik
çıkan yasayı nasıl deðerlendiriyorsunuz?
Sizce yasadaki eksiklikler ve getirilen yenilikler nelerdir?
2005 tarihli Özürlüler Yasası, özürlülerle ilgili yıllardır biriken sorunların doðru bir íekilde çözümlenmesine önemli derecede katkı saðlayan bir
vasıtadır. O halde doðru, yani etkin
ve isabetli çözüm stratejileri nelerdir?
Bu, özürlüler konusuna nasıl baktıðımıza baðlıdır. Özürlüler Yasası, özürlüler konusunu ilk kez, sosyal politika
kapsamında deðerlendirmií ve böylece
önemli bir paradigma deðiíimine yol
açmıítır. Özürlülüðü engellilik ile eí
tutup yetersizliðe indirgeyerek, bireysel biyolojik bozukluklar olarak ele alan
“medikal model” yerine hukuki, fiziki,
mesleki ve sosyo-kültürel engelleri ortadan kaldıran bir “sosyal model” ortaya
çıkmıítır.
Nedir bu model?
Ayrımcılık yapmama, fırsat eíitliði
ve sosyal hayatın bütün kademelerine
tam katılım gibi ilkeler, yasanın temel
açılımlarıdır. Sosyal model anlayıíına
göre, özürlülük bir hastalık deðil sosyal bir realite ve bir insanlık durumu-
20
Birlik 2008/1
Özürlülük, dar anlamda ve sosyal politika uygulamaları dıíında ele alındıðında çoðu kez engellilik ile eí anlamlı tutulmaktadır. Özürlülük, kalıcı ve ortadan kaldırılması mümkün olmayan
sürekli bir durum arz etmektedir. Özürlülüðüne raðmen toplum
hayatında, baíkalarıyla eíit düzeyde yer alma fırsatlarından yararlanabilme íansına sahip olması halinde ise kiíi, engelli olmaktan
çıkmaktadır. Engelliliðin ortadan kaldırılması, bir baíka ifadeyle
özürlülerin sosyal hayata eíit katılımının saðlanması, aktif sosyal
politikalar ve sosyal duyarlı kesimlerin gönüllü katkıları ile mümkündür.
Özürlülerin manevi ihtiyaçları da
karíılanmalı
Özürlüler Yasası, özürlü dostu sosyal politika enstrümanlarıyla,
bütün özürlü grupların temel ihtiyaçlarına uygun çözüm sunmaktadır. Bütün bu yeniliklere raðmen kanunda, gerek SHÇEK (Sosyal
Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu) kurumlarında, gerekse ev
ortamında yaíayan bakıma muhtaç özürlülere dönük tıbbî ve sosyal
bakım uygulamalarına yönelik temel uygulamalara yer verilirken,
özürlülerin manevi ihtiyaçlarının karíılanmasına yönelik bakım,
danıímanlık ve rehberlik hizmetleri göz ardı edilmiítir. Halbuki
bütüncül ve etkin bir bakım konseptinin oluíturulabilmesi açısın-
dan tamamlayıcı
bir
unsur olarak
manevi bakım hizmetlerine her
halükârda
ihtiyaç vardır. Sosyal
boyutuyla
manevi bakım, bakıma muhtaç
kiíinin maneviyatını,
yani kiíisel
geliíimini ve moralini güçlendirmeyi, hayata baðlılıðını artırmayı,
iç dünyasıyla barıíık olmasını, manevi sapmalarını ve korkularını
gidermeyi amaçlayan insan odaklı bütüncül hizmetlerdir. Sosyal
modelden sonra manevi model konseptinin de geliítirilmesi gerekmektedir.
“Engelliliðin ortadan kaldırılması, bir baíka ifadeyle
özürlülerin sosyal hayata eíit katılımının saðlanması; aktif
sosyal politikalar ve sosyal duyarlı kesimlerin gönüllü katkıları ile mümkün.”
Türkiye’de özürlü istihdamına yönelik ne tür eksiklikler
gözlemliyorsunuz? Bu eksikliklerin giderilmesi için çözüm
önerileriniz nelerdir?
Özürlü iígücünün istihdam oranı Batı Dünyasına göre halen
düíük seviyelerdedir. ñíverenler, özürlü istihdamı konusunda teívik edilmeli. Özel sektörün özürlü istihdamı konusunda daha istekli olabilmesi için, emek piyasasına yönelik uygulanan “kota” ve
“para cezası“ sistemi, iíverenlere de makul gelebilecek fakat son
tahlilde özürlülerin lehine olabilecek bir íekilde yeniden yapılandırılmalıdır. ñlk önce kota kapsamına giren iíletmelerin sayısının
artırılması gerekmektedir, Bir baíka ifadeyle, 50 iíçi çalıítırma limiti, zamanla veya etaplar halinde aíaðıya doðru çekilmelidir. Diðer taraftan kota oranları, iíletmelerin büyüklüðüne göre esnek bir
íekilde artırılabilir. Özürlü iígücünün verimliliðini artırabilmek
adına da ñì-KUR, özürlülere dönük sistemli mesleki rehabilitasyon programları uygulamalıdır.
Korumalı iíyerleri hakkındaki düíüncelerinizi öðrenebilir miyiz?
Normal iígücü piyasasına kazandırılmaları güç olan zihinsel
özürlüler, aðır derecede özürlüler ve birden fazla özrü olanların
da istihdam edilmeleri son derece önemlidir. Bu kesim için kota
sisteminin iílerliði bir anlam taíımaz. Çünkü iíverenler, genelde
hafif derecede sakat olanları tercih etmekte. O halde korumalı
iíyerlerinin oluíturulması ve iíletilmesi, devlet tarafından teívik
edilmelidir. Gerçi 2006 yılında “Korumalı ñíyerleri Hakkında
Yönetmelik” çıktı. Ancak yönetmelik,
korumalı iíyerinin ve çalıíacak personelin özellikleri ve kuruluí íartları ile
ilgili detaylı bilgiler vermesine karíılık
devlet desteðinin biçimi üzerinde fazla
durmamaktadır.
ñíverene destek verilmeli
Peki devlet desteði nasıl olabilir?
Devlet, korumalı iíyeri açacak gerçek veya tüzel kiíilere yatırım maliyetlerinin belirli bir oranını karíılamak
üzere faizsiz kredi vermelidir. Diðer
taraftan korumalı iíyerlerinde çalıíacak
özürlülere ödenecek ücretlerin belirli
bir kısmı, devlet tarafından karíılanmalıdır. Kiíi baíına ödenecek meblað, kiíinin özürlülük derecesine göre
belirlenmelidir. ñíverenlerin ödemesi
gereken iíveren sigorta prim hisseleri de hazine tarafından karíılanabilir.
Korumalı iíyerlerini, kurumlar vergisinden de muaf tutulmalıdır. Korumalı
iíyerlerinde verilecek ií eðitimleri, halk
eðitim merkezleri aracılıðı ile ve meslek tecrübesine sahip emeklilerin (usta
öðreticiler, ií adamları, meslek öðretmenleri) gönüllü katılımı saðlanarak
gerçekleítirilmelidir.
Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
Son yıllarda özürlülük konusunda
halkımız, medyanın sorumlu yaklaíımı
ile daha bilinçli bir seviyeye gelmiítir.
Özürlülerin toplum hayatına kazandırılmaları tek taraflı bir süreç olmadıðına
göre; üniversiteler, okullar ve özellikle
ií dünyası, bu sürece aktif olarak katkı saðlamalıdır. Toplumsal kaynaímanın saðlanması, baíta birbirimize nasıl
baktıðımıza baðlıdır. Özürlü bireylerin
geleceðe ümitle bakabilmeleri, onlara
saðlayacaðımız fırsatlarla yakından ilgilidir. Kanunlar, yol gösterici yönleriyle özürlülere bir hak olarak tanınan
bu fırsatların asgari boyutunu gösterir.
Özürlülükle ilgili sosyal sonuçların hedeflenenin üzerinde gerçekleímesini
istiyorsak, hepimiz ahlâki ve vicdani
sorumluluk alanımızı genií tutmalıyız.
Birlik 2008/1
21
KentKent
Estetiði
Estetiði
Nesrin Akkaí
Görüntü Kirliliði ñle Mücadele
22
ñstanbul, asırlardır birçok medeniyetin gözbebeði olurken, günümüzün de sayılı metropolleri arasında
önemini korumaya devam ediyor.
Tarihle modernizmin buluítuðu
böylesine önemli bir kentte, kent estetiðini korumak ve daha da güçlendirmek de oldukça özen gerektiren
bir faaliyet. ñstanbul Büyükíehir
Belediyesi, Kentsel Tasarım Müdürlüðü de bu özeni göstermek adına var
gücüyle çalıíıyor.
Her geçen gün nüfusu artan bir íehir olan ñstanbul, tanıtım
yapmak isteyen firmalar için de oldukça kârlı bir mecra. Bunun farkına varan ve íehrin dört bir yanında afií, tabela ya da billboardlarla
reklamlarını yapmak isteyen firmalar, ñstanbul Büyükíehir Belediyesi bünyesinde hizmet veren Kentsel Tasarım Müdürlüðü’nün
rehberliðinde bu isteklerini gerçekleítiriyor. Peki, ñstanbul gibi
modern; ama tarihi dokusuyla da geleneksel olan bir íehirde, bu
tip görsel araçların íehrin mimari dokusuna uygunluðu nasıl saðlanıyor? 2001 yılında faaliyete geçirilen Kentsel Tasarım Müdürlüðü, ñstanbul’un ana arterlerinde kullanılan tüm görsel malzemeler
için hem bir baívuru hem de denetim mecrası. ñstanbul gibi bir
metropolde görsel kirliliðe sebep olmadan, gelen talepleri doðru
deðerlendirmek adına hizmet verdiklerini belirten Kentsel Tasarım Müdürü ìule Savaí, íehrin tarihi ve mimari önemi nedeniyle
sorumluluklarının da büyük olduðunu belirtiyor.
Bakırköy, Sefaköy, Halkalı,
Güngören, Esenler, Bayrampaía gibi ilçelerde, binalar
üzerinde yer alan tabelalar
açısından düzenleme yapılması gereken yerler; Niíantaíı,
ìiíli, Beyoðlu gibi ilçelerde ise
çok baíarılı cephe çalıímaları
var.
Kentsel Tasarım Müdürlüðü’nün görev ve yetkileri nelerdir?
Birlik 2008/1
Kentsel Tasarım Müdürlüðü, Reklam ñlan ve Tanıtım Yönetmeliði kapsamında çalıímalarını sürdürmektedir. 2005 yılında yayınlanan bu yönetmelikte belirtilen iílevleri yürüten birimimizin
görev tanımında da ñstanbul’un ana arterlerindeki tüm görsel elemanlar, reklam panoları, tanıtım tabelaları ve bunlarla ilgili öðeler
yer alıyor. Bu yönetmelikte; bahsi geçen görsel elemanın, binanın
neresinde, hangi boyutta, hangi renkte ya da hangi yazı biçiminde
yer alması gerektiðine kadar birçok ayrıntı yer alıyor. Biz de fir-
malardan gelen teklifleri, talepleri bu yönetmelik doðrultusunda
inceleyip sonuçlandırıyoruz.
Yönetmelik yürürlüðe girdiðinden bu yana, geçmiíte
asılmıí tabelaların düzeltmeleri nasıl yapılıyor? Bu konuda
nasıl bir yaptırım uyguluyorsunuz?
Biz bu noktada Zabıta Daire Baíkanlıðı ile birlikte çalıíıyoruz.
Ana arterler üzerinde yeri olan iíyeri sahipleri tabela vergisi ödemek için baívuru yaptıðında, Gelirler Müdürlüðü tarafından Kentsel Tasarım Müdürlüðü’ne yönlendirilir. Bizim çalıíma íeklimiz
fotoðraflarla oluyor. Bizler gelen fotoðrafı deðerlendiriyor, “Yönetmeliðimize uygundur ya da uygun deðildir” diye kaíemizi basıyoruz. Bizim kaíelediðimiz fotoðraf, Zabıta Daire Baíkanlıðı’na
ve Gelirler Müdürlüðü’ne gidiyor, onlar da gereðini yapıyor. Eðer
uygun görüí vermediysek, o tabela yerinden kaldırılıyor. Baívuru sahibinin uygun görüí verdiðimiz tabelanın vergisini, Gelirler
Müdürlüðü’ne ödemesi saðlanıyor ve o iíyeri, orada olduðu sürece
tabelası izinli oluyor.
ñstanbul’un kentsel ve tarihsel
kimliði çok önemli
Bu süreç, tabelaların dıíında tanıtım amaçlı afií, ilan ve
billboardlarda nasıl iíliyor?
Açık hava reklamcılıðı bizim görev tanımımızın bir diðer boyutu. Billboardlar, Emlak Müdürlüðü’nün tasarrufunda olan kamu
alanlarında konumlandırılmaktadır. Bize bu alanlar için çok sayıda
baívuru yapılıyor. Kentsel Tasarım Müdürlüðü, bunu sadece estetik kaygılarla inceleyen bir birim durumda. Biz, tek tek yerinde
inceliyor, yaya ulaíımını etkileyip etkilemediði gibi pek çok konuda bu tanıtımların deðerlendirmesini yapıyoruz. Bununla ilgili deðerlendirmemizi yaptıktan sonra olumlu ya da olumsuz olduðuna
dair bir rapor yazıyor ve bu raporu Emlak Müdürlüðü’ne gönderiyoruz. Bu noktada da Emlak Müdürlüðü uygun gördüðümüz sayıda billboard asılmasına izin vererek, bu yerleri ihale usulü kiraya
veriyoruz. Bunun yanı sıra açık hava reklamlarında mimarlıktaki
tabiriyle; “saðır duvar” yani penceresiz duvarlara reklam alınıyor.
Yine bunların uygunluk kararını biz veriyoruz. Bunun için de yine
tarihi dokuya önem vererek deðerlendirmelerimizi yapıyoruz.
ñstanbul’un kentsel ve tarihsel kimliði çok önemli. Bu nedenle de
bazı çekincelerimiz olduðunu söyleyebilirim. Daire baíkanımız,
binalar üzerinde bulunan reklamların yan yana geldiðinde oluíturduðu görüntü için, ‘yürüyen televizyon’ tabirini kullanıyor.
Açıkçası böyle olmaması için uðraíıyoruz. ñstanbul reklam íehrine
döndü. Aslında tarihi dokumuz ve güzelliklerimizin ön plana çıkması gerekiyor. Açıkhava reklamlarında, reklamcılarla yerel yönetimler arasında bakıí açısı biraz farklı. Açıkhava reklamcıları tarihi
dokunun en yoðun olduðu, dolayısıyla insanların en fazla ziyaret
ettiði yerlere reklam koymak istiyorlar. Biz ise bu uygulamaya, tarihi dokuyu bozmamak adına pek sıcak bakmıyoruz.
Bir baíka deyiíle; herhangi bir tarihi mekâna konum-
Kentsel Tasarım Müdürü ìule Savaí
landırılması planlanan görselin, o
tarihi dokuyu zedelemeyecek bir
içerikte olmasına özen gösteriyorsunuz.
Evet, bunu yapmak istiyoruz. Son
zamanlarda çıkan reklam kampanyalarının renklerine baktıðımızda, kırmızı,
turuncu gibi çok fazla göz alıcı renkler
görüyoruz. Mesela tarihi dokunun yoðun olduðu bir bölgede, bu, göze pek
de hoí gelmiyor. Öyle bir yere, belki
daha íık tasarımlar ve daha pastel tonlar
kullanılması gerektiðini anlatmaya ve
bunun uygulanmasını saðlamaya çabalıyoruz.
ñstanbul’da kent estetiðini güçlendirmek ya da korumak adına
nasıl çalıímalar yapıyorsunuz?
Kent içerisinde öncelikle planlama
kararları almak gerekir. Hangi bölgede
ne kadar insanın yaíayacıðını planlayarak ilk adımı atarsınız. Bunlar, uzun
soluklu kararlardır. Bunun yanında
mevcut dokuyu çok kısa sürede rehabilite eden projeler de yine Kentsel Tasarım Müdürlüðü’nde karara baðlanıyor.
Bizim üzerinde çalıítıðımız bir baíka
konu da cephe rehabilitasyonunun yapılması ya da yapılmasının saðlanması.
Bu projelerde bütün bir cadde boyunca
Birlik 2008/1
23
yer alan binaları yan yana getirip oradaki
sokak ya da cadde dokusunu projelendiriyoruz. Onlara binaların belirli bir
tonda renklendirilmesini öneriyoruz.
Bu alanlarda tabelaların bile nereye konulması gerektiði konusunda yönlendirmeler yapıyoruz. Ayrıca apartmanların kendi içinde de bir ortak nokta
oluíturmasına gayret ediyoruz. Mesela
bir apartmanda herkes balkonunu bir
íekilde kapatmıí, bir kiíi kapatmamıí
ise, onun için de gerekli çalıímayı yapıyoruz. Bunlar genel itibariyle, bir kentin
estetiðini oldukça etkileyen unsurlar.
Biz de gerek yaptırımlarımız gerekse
kendi projelerimizle, ñstanbul’da bunu
uygulamaya gayret ediyoruz. Belli yaptırımlarımız dıíında, görüntüsünden
rahatsızlık duyduðumuz bazı noktalara
da çözüm önerileri sunuyoruz.
ñstanbul gibi büyük bir íehirde,
ilanve tabela baívurusunun çok
olduðu düíünülebilir. Bu baívuruların deðerlendirmelerini neye göre
yapıyorsunuz?
Bu konuyla ilgili atmamız gereken
her adım, yönetmelikte belirtiliyor.
Bunun dıíında, reklamlarla ilgili, yerin
özelliðine göre bir ön çalıíma yapılıyor.
Reklam veren firmalar, baívuru yaparken bize, fotomontaj tekniði ile hazırlanmıí bir ön çalıíma sunarlar. Biz de
baívuru deðerlendirmesini o tanıtımın
istenilen yerde, nasıl göründüðüne göre
yaparız. Bununla ilgili bir Kentsel Tasarım Müdürlüðü, Gelirler Müdürlüðü,
Zabıta Müdürlüðü, Emlak Müdürlüðü
ve Trafik Müdürlüðü personellerinden
oluían kapsamlı bir komisyonumuz
var. Bu komisyonun deðerlendirmesiyle, reklamlara 2 yıl süreyle izin verebiliyoruz.
Yerel yönetimler
artık halka yakın
Vatandaílardan gelen istek ya
da íikayetler oluyor mu?
Elbette oluyor. Artık yerel yönetimler halka çok yakın. Biz bu íikayetleri
24
Birlik 2008/1
Kentsel Tasarım Müdürlüðü’nün íehiriçi tasarımlarından biri
deðerlendiriyor ve gerekeni yapıyoruz. Avcılar’dan Tuzla’ya kadar
1500 adet billboard var. Bunların hepsinin tam olarak uygun olması pek mümkün görünmüyor. Bu açıdan deðerlendirdiðimizde,
eðer íikayetler arasında haklı gerekçeleri olanlar varsa, bunun yaptırımını da uyguluyoruz.
Tasarımlarınızda nelere dikkat ediyorsunuz? Ekibinizden biraz bahseder misiniz?
Ofisimizde aðırlıklı olarak mimarlar çalıíıyor. ìu anda 15 tane
mimarımız var. Tasarımlarda genellikle çalıímanın yer alacaðı
bölgenin ve görselin özelliklerini göz önünde bulunduruyoruz.
Mesela tarihi motiflerin olduðu bir bölgede, kutu harf kullanılımını özendiriyor, o motifleri bozmayacak tasarımlar olmasına
özen gösteriyoruz. Normal binalarda genellikle tasarımın tarzından çok, ebatlarına kısıtlama getiriyoruz. Taksim bölgesi ya da
Sultanahmet’te açık hava dediðimiz, reklam mecralarında, odak
noktası olmayacak soluk renkler kullanmaya özen gösteriyoruz.
Reklamın, o yerin mimari kimliðinden daha öne çıkmasını engellemeye çalıíıyoruz.
ñzinsiz reklam ve tanıtım tabelası asılması durumlarında
nasıl bir prosedür uyguluyorsunuz?
Bu durumla çok fazla karíılaíıyoruz. Bununla ilgili Zabıta
Müdürlüðü çok daha rahat çalıíabiliyor. Onlar tutanak tutuyor ve
bize; ilanın, afiíin ya da tabelanın izni olup olmadıðını soruyorlar.
Bizim verdiðimiz bilgiye göre de o tabela kaldırılıyor ya da kaldırılmıyor.
ñstanbul Büyükíehir Belediyesi bütçesinden Kentsel Tasarım Müdürlüðü’ne ne kadarlık bir pay ayrılıyor?
Bununla ilgili ciddi bir bütçemiz yok ve aslında olmasına da
gerek yok. Sadece gelen talepleri deðerlendiriyor ve bölgedeki çalıímalarımız sonucunda íehir içinde düzenlemeler yapıyoruz. Bu
kendi personelimizle yapabildiðimiz bir íey; çünkü sadece cephe
rehabilitasyonu konusunda belirli bir bütçemiz var.
Teknoloji
Teknoloji
Eminönü Belediyesi’nden
ñnternette Kolaylık
Eminönü Belediyesi’nin internet sitesi rahat kullanımı ve
estetik tasarımıyla dikkat çekiyor.
Eminönü Belediyesi’nin internet sitesine girdiðiniz hafif bir
müzik karíılıyor sizleri. Bu müzik eíliðinde internet sitesinin kolay
kullanımında siz istediðiniz her íeyi arama imkânını bulabiliyorsunuz. Oldukça canlı renklerden oluían site bu yönüyle rahat bir
kullanımı da beraberinde getiriyor. Sitenin en üst kısmında Eminönü silueti bulunuyor. Bu siluet siteye estetik bir görsellik kazandırıyor. Hemen alt kısmında sitenin haritasını oluíturan linkler
yer alıyor. Yine bu linklerin hemen altında akan yazı halinde geçen
güncel haberler sayesinde Eminönü ve Eminönü Belediyesi’nde ki
geliímelerden haberdar olabiliyorsunuz. Bu haberlerin içeriklerini
ise sayfanın orta bölümündeki linklerden ulaíabiliyorsunuz.
Sayfanın hemen sol üst köíesinde bulunan Eminönü çocuk
portalı sitenin minik ziyaretçileri için özenle hazırlanmıí. Bu bölümde çocukların geliíiminden, masallara ve resimlere kadar her
íey düíünülmüí. Rengârenk tasarımı ile de çocukların vazgeçemeyeceði bir bölüm olacak gibi görünüyor. Sayfanın sol tarafında size
Eminönü’nün tarihini anlatan bilgiler eíliðinde Eminönü sokaklarında gezinti yapabilirsiniz. Sitenin faydalı linkler bölümünde
gündelik kullanımınıza yönelik pek çok baðlantıyı bulabilirsiniz.
Sitenin dikkat çekici hizmetlerinden
bir tanesi de ‘Online Nikâh Randevu’ linki. Bu link sayesinde Eminönü
nikah dairesinden online olarak nikah
günü alınabiliyor.
Sitenin sol köíesinde belediyenin
stratejileri, faaliyetleri ve programlarına
iliíkin bir bölüm yer alıyor. Bu bölüme
tıkladıðınızda Eminönü Belediyesi’ne
iliíkin her türlü detayı bulabilirsiniz.
Site günlük kullanım açısından da oldukça faydalı. Eðer her gün bu siteyi
ziyaret ediyorsanız deniz otobüslerinin
saatlerini ve ñETT sefer saatleri hakkında da detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz
demektir. Tüm bunların dıíında eðer
siteye üyeliðiniz var ise site size pek
çok kolaylık sunuyor. Örneðin insan
kaynakları bölümünden ií takibi yapabilir ve özgeçmiíinizi bıraktıðınızda
iíverenle temasa geçebilirsiniz.
Birlik 2008/1
25
Örnek
Proje:
Örnek
Proje:ñnegöl
ñnegöl
Kerem Ulusoy
ñnternet Tabanlı 3 Boyutlu
Kent Bilgi Sistemi
ñnegöl Belediyesi tarafından geliítirilen “ñnternet Tabanlı 3 Boyutlu Kent Bilgi Sistemi” Türkiye’de
bir ilk olma özelliði taíıyor. Uygulama sayesinde dünyanın herhangi bir
yerindeki internet kullanıcısı ñnegöl
caddelerinde, sokaklarında, binalarında, parklarında 3 boyutlu olarak
gezebilecek. Uydu görüntüsü destekli sistem ile ñnegöl farklı açılardan,
tüm detayları ile incelenebilecek.
ñnternet Tabanlı 3 Boyutlu Kent Bilgi Sistemi’ni kullanabilmek için sadece
internet baðlantısı olan bir bilgisayara
sahip olmak yeterli. Bu sistem sayesinde vatandaílar fare (mouse) kullanımı
ile ñnegöl’ün istedikleri bölgesindeki
okul, cami, karakol, saðlık gibi önemli
adreslerin 3 boyutlu görüntüsüne ücretsiz ve kolay bir íekilde ulaíabilirler.
ñnternet arama motoru Google’nin
“Google Earth” ismiyle sunduðu hizmetle benzer özellikler taíıyan sistem,
ñnegöl için daha zengin bir içeriðe sahip. ñnegöl’deki tüm cadde ve sokakların yer aldıðı sisteme her gün yeni eklemeler yapılıyor. Sisteme giren herkes,
26
Birlik 2008/1
geliítirilecek olan özellikleri sayesinde;
• ñkamet ettiði binanın teknik özelliklerini (parsel, ada, bina
ve kapı numaraları, kat sayısı, verilen kat yüksekliði izni, apartman
adı, yol ve bina kodu ile mahalle ve sokakların tümünü) görebilir
• Emlak kaçakları, bina ruhsatları ve kentin geliíimi 3 boyutlu
izlenebilir
• Ada/parsel sorgulamaları ile gayrimenkullere hızlı bir íekilde ulaíılarak her türlü beyan bilgileri görüntülenebilir ve
e-belediyecilik uygulamaları daha kapsamlı, hızlı ve verimli olarak
uygulanabilir.
• ñstenilen adres bilgisine mahalle, cadde, sokak, kapı no sorgulamaları kullanılarak gidilebilir.
• Resmi kurumlar, emniyet birimleri, saðlık kurumları, alt yapı
tesisleri, dini tesisler, eðitim kurumları, sanayi ve üretim alanları, sosyal amaçlı kurumlar, ticari kuruluílar, ulaíım, turizm, yeíil
alan, spor ve dinlenme tesisleri gibi önemli adreslere veya herhangi bir adrese 3 boyutlu olarak hızlı bir íekilde gidilebilir.
• Mülkiyet ve mükellef bilgilerine daha hızlı ulaíılabilir.
• Her türlü gayrimenkul iílemlerinde binalar fotogerçekçi dokular ile 3 boyutlu olarak görüntülenebilir.
• 3 boyutlu görsel íehir planlaması yapılabilir,
• 3 boyutlu görüntüler gerçek ülke koordinatları ile sunulduðu
için istenilen yerin koordinatlarına ulaíılabilir.
• 3 Boyutlu görüntü üzerinden alan ve mesafe ölçümü yapı-
dır. Proje hizmeti ile ñnegöl ilçesine ait
uydu görüntüsü, hava fotoðrafı, arazi
modeli, binalar ile bu coðrafi nesnelere
ait sözel veri setlerinin görsel sistemler
üzerinde iliíkisel yapıya dönüítürülmesi saðlanmıí olup kenti sanal ortamda analiz ederek vatandaía sunulan
hizmetlerin daha doðru ve ekonomik
olarak planlanlanması saðlanmakta.
3 boyut (3D) ñnegöl yazılımı ücretsiz olup kullanımı için herhangi bir
lisans bedeli ödenmemektedir.
labilir.
• Görüntülü bilgiye sınırsız sayıda kullanıcı ulaíabilir.
• Kullanıcılar bilgisayar bilgileri ne düzeyde olursa olsun sadece fare (mouse) kullanımı ile istedikleri bilgilere ulaíabilir.
• Vatandaílar, yapım iíi tamamlanmıí veya yapım aíamasında
olan projelerimizi 3 boyutlu görüntü üzerinden takip edebilir.
Yapılan araítırma, geliítirme çalıímaları çerçevesi kapsamında,
otomatik ödeme, imarla ilgili bilgiler, ruhsat baívuruları ve borç
sorma iílemleri de bu sistem üzerinde yapılabilecek.
Proje Türkiye’de, Türk mühendisler tarafından yapılan ilk ve
tek proje olmasıyla ön plana çıkmakta. Baíarılı mı? Bizce evet.
Teknoloji adına önemli bir adım olması dolayısıyla takdiri hak
ediyor. ñnegöl’ün tüm sokaklarında 3 boyutlu olarak dolaíabiliyorsunuz. ìu da unutulmamalıdır ki bu tür programların öncüsü
olan Google Earth Türkiye’de 3 boyutlu hizmet vermemektedir.
ìu an da bunu Türkiye Haritası üzerinde yapabilen sadece ñnegöl
Belediyesi’nin programı. ñnegöl Belediyesi’ni atmıí olduðu bu büyük adım için kutluyoruz.
Tüm bu olumlu yanları ve baíarısıyla birlikte programın eksik yanlarıda yok deðil. Projenin kullanılabilirliðinin exe dosyasını
bilgisayarınıza kurma zorunluluðuna baðlı olması bir zorluk olarak
karíımıza çıkıyor. Çoðu internet kullanım alanlarında ana bilgisayar tarafından kullanıcı bilgisayarlarına .exe dosyası kurmanız
kısıtlanmakta. Diðer bir eksiklik de íu an için programın çok yavaí olması. Tabi burada bu projenin Türkiye’de bir ilk olduðunu
ve henüz daha AR-GE çalıímalarının devam ediyor olmasını da
unutmamak lazım. Tüm bunların yanında projenin tam kapsamıyla maliyetinin çok yüksek olması da sanırız ki ñnegöl Belediyesi’ni
sınırlayan diðer bir huhsus.
Projedeki amaç;
Günümüz 3 boyutlu görsel Coðrafi Bilgi Sistemi teknolojileri
ve uygulamalarının ñnegöl Belediyesi bünyesinde kurulup, yaygınlaítırılması, bu sistemin saðladıðı yararların ñnternet aracılıðıyla
Belediyenin ve vatandaíın kullanımına sunulması amaçlanmakta-
Vatandaílar sunucudan gelen verileri gerçek zamanlı veriler ile görüntüleyebilmenin yanı sıra her türlü adres
nesne ve parsel sorgulamasını 3 boyutlu olarak yapabilmektedirler.
Bunun yanı sıra 3 boyutlu arazi
modeli ve uydu görüntüsü üzerinde
navigasyon yaklaí - uzaklaí yapılarak
model üzerinde gerçek zamanda uçuí
yapılabilmekte olup; hız, klavye (+) ve
(-) tuíları artırılıp azaltılabilmektedir.
Arazi modeli üzerinden gerçek koordinat yükseklik ve nesne sorgulama
yapılabilir olmakla birlikte katman yapısı ile istenilen verilerin ekranda görüntülenmesi saðlanmaktadır.
3d ñnegöl, kullanıcılarının uygulamayı daha sonraki kullanımlarında
performans elde edebilmeleri açısından
Cache (verilerin disk ve ram belleðinde
saklanması) mekanizması ile daha önce
gezilen yerlerin internet baðlantısı olmadan da diskten yüklenebilmesi saðlanabilmektedir.
3d ñnegöl programı, üzerinde gezilen bölgelere ait video kaydetme özelliðini de beraberinde getiren uygulama
sayesinde, dileyen kullanıcılarında ekran görüntüsünü “layout” olarak hazırlayarak yazıcı üzerinden çıktı alabilmektedirler.
Ekranda gezinti yapılan yerlere ait
konum ve açı bilgileri diske kayıt edilerek, gerektiðinde dosya seçimiyle gezinti yerleri otomatik olarak gösterilebiliyor.
3 boyutlu ñnegöl” için www.inegol.
bel.tr ziyaret edebilirsiniz.
Birlik 2008/1
27
Örnek
Proje:
Örnek
Proje:Baðcılar
Baðcılar
Cihan Dað
Baðcılarda Özürlülerin Tüm
ñhtiyaçları Karíılanıyor
Önce insan sloganıyla yola çıkan
Baðcılar Belediyesi ilçede yaíayan
bedensel engellilerin ihtiyaçlarını
karíılamak amacıyla hayata geçirdiði projelerle yerel yönetimlere örnek
oluyor.
2005 yılında Türkiye Büyük Millet
Meclisi tarafından kabul edilen Özürlüler Yasası özürlülere pek çok hak saðlamanın yanı sıra altyapının özürlülere
uygun hale getirilmesinden istihdama,
onların sosyal ve kültürel hayata karıíabilmesi amacıyla yerel yönetimlere
kamuya ve özel sektöre önemli görevler
veriyor. Son tarih ise 2012... Ancak bu
tarihi hatta Özürlüler Yasasının çıkmasını bile beklemeden yıllar önce onlar
için pek çok proje üreten yerel yönetimler de mevcut. Bunlardan biri de
ñstanbul’un Baðcılar Belediyesi… 2004
yılında Baðcılar Baíak Engelliler Rehabilitasyon Merkezini hizmete sokarak
28
Birlik 2008/1
Baðcılarda yaíayan özürlülerin tıbbi ihtiyaçlarını ücretsiz olarak
karíılayan belediye, yakın bir zamanda da Engelliler Sarayını faaliyete geçirmeyi planlıyor. Sarayda Baðcılarda yaíayan özürlülerin
kültürel, sosyal, sportif ihtiyaçlarını karíılamanın yanı sıra verilecek eðitimlerle de ií imkanlarının yaratılması amaçlanıyor. Biz de
özürlülere yönelik geliítirdiði projelerle örnek belediyeler arasında yer alan Baðcılar Belediyesinin Baíkanı Lokman Çaðırıcı ile bu
merkezlerin iílevlerine yönelik konuítuk.
Özürlülere yönelik ciddi projeler üretiyorsunuz. Rehabilitasyon merkezini kurdunuz, Özürlüler Sarayı projeniz
de halen devam ediyor. Bu projelere baílarken nasıl yola
çıktınız?
Bir önceki Belediye Baíkanımız Feyzullah Kıyıklık önderliðinde öncelikle özürlülerin sayıları tespit edildi. Böylece Baðcılarda
yaíayan özürlü vatandaílarımızın sayısına yönelik önemli veriler
elde ettik. Burada sıkıntı görülünce öncelikle rehabilitasyon merkezini kurarak bu sorunu çözmek istedik. Rehabilitasyon merkezimizde her gün 400’e yakın hastamıza hizmet veriyoruz. Bu merkez
sayesinde tıbbi müdahale dıíında hiçbir engellimiz Baðcılar dıíına
çıkmıyor. Ardından yeni bir takım ihtiyaçlar doðdu. Bilgisayarlı
muhasebe, kültürel ve sportif faaliyetlere yönelik çalıímalar oluyordu ama tek bir merkezde ve bütünsel anlamda her türlü sosyal,
kültürel ve sportif ihtiyaçların giderildiði bir merkez yoktu. Meslek edindirme kursları ve özürlü ailelerinin rehabilitasyonuna yönelik kapsamlı bir çalıímanın yapılabileceði görüldü. Bu nedenle
rehabilitasyon merkezimizin ardından Özürlüler Sarayı adı altında
büyük bir merkez inía ettirmeye karar verdik. ìu an için proje son
aíamasına geçti ve yakında da açılıíını yaparak önemli bir ihtiyacı
gidermeyi planlıyoruz.
Baðcılar Belediye Baíkanı Lokman Çaðırıcı: “Hükümetin 2005 yılında çıkardıðı Özürlüler Yasası’nda yer alan düzenlemelerle de zaten bütün yerel yönetimler, kamu ve özel
kurumlar altyapılarını düzenlemekle sorunlu. Kanun son
tarih için 2012 yılını iíaret ediyor ama biz bu çalıímaların
büyük bölümünü bitirmií durumdayız.”
Peki, bu projelerle neyi amaçlıyorsunuz?
Baðcılar Belediyesi olarak biz toplumda hiçbir kesimin ihmal
edilmesini ya da istismar edilmesini istemiyoruz. Bizim öncelikli hedeflerimiz Baðcılarda yaíayan özürlüler hiçbir ihtiyaçları
için uzak mesafeler katetmek zorunda kalmamaları. Bu nedenle
ilçemizde onlara yönelik merkezler kuruyoruz. Hükümetin 2005
yılında çıkardıðı Özürlüler Yasası’nda yer alan düzenlemelerle de
zaten bütün yerel yönetimler, kamu ve özel kurumlar altyapılarını düzenlemekle sorunlu. Kanun son tarih için 2012 yılını iíaret
ediyor ama biz bu çalıímaların büyük bölümünü bitirmií durumdayız. ìunu söyleyebilirim ki Baðcılarda özürlülere yönelik sorunlara kalıcı ve kökten bir çözüm getirebildik.
Özürlü ailelerin rehabilitasyonundan bahsettiniz. Ailelerin rehabilitasyonu neden önemli?
Özürlülerin en büyük sorunlarından biri sosyal hayata karıíamayarak adeta eve mahkum yaíamları. Aileler bunu bire bir
yaíıyorlar. Zaman zaman gerek utançlarından gerekse de bakım
zorluðundan özürlüler teívik edilmiyor. Bu nedenle yıllarca sokaða çıkmayan insanlar var. Bundan toplum olarak hepimiz sorumluyuz. Engelli kendi engeliyle baí baía kalmıí. Aileler de onun
utancı ve sıkıntısıyla yalnızlıða itilmií ama íimdi rehabilitasyon
merkezimizle birlikte hem ailelere hem de özürlülere psikolojik
destek veriyoruz.
“Engelliler Rehabilitasyon Merkezimizde Baðcılarda yaíayan tüm özürlülerin tıbbi müdahale haricindeki tedavileri
yapılabiliyor. Ayrıca her türlü eðitimleri gerçekleítirilerek hayata güvenle bakmaları ve kendi kendilerine yetinebilmeleri
öðretiliyor.”
Engelliler Rehabilitasyon Merkezi örnek projeler arasında gösteriliyor. Özürlüler hangi hizmetlerden yararlanabiliyor? Bize merkezden bahsedebilir misiniz?
Baðcılar Baíak Engelliler Rehabilitasyon Merkezimizde Baðcılarda yaíayan tüm özürlülerin tıbbi müdahale haricindeki tedavileri yapılabiliyor. Ayrıca her türlü eðitimleri gerçekleítirilerek hayata
güvenle bakmaları ve kendi kendilerine yetinebilmeleri öðretili-
Baðcılar Belediye Baíkanı
Lokman Çaðırıcı amaçlarının
özürlülerin sosyal hayata karıíabilmelerini saðlamak olduðunu
söyledi.
yor. Özürlülerimiz merkeze gelmek
için merkezimizi arıyor. Onlara ücretsiz araç tahsis ediyoruz ve ihtiyaçlarını
karíıladıktan sonra tekrar evlerine bırakıyoruz. Amaç onların gereksinimlerini mümkün olduðunca kendi baílarına
karíılamaları ve sosyal hayata kazandırılabilmeleri…
Baðcılarda özürlüler
için tam donanımlı rehabilitasyon merkezi
Hizmete 2004 yılında giren
ve 5 katlı bir merkez ve parktan oluían Baðcılar Baíak Engelliler Rehabilitasyon Merkezinde, hasta ve yakınları için
1 bekleme odası ve ií-uðraí
odası, 12 bireysel tedavi odası, 2 duyu algı odası, 3 fizyoterapi odası ve özürlülerin
çeíitli ihtiyaçlarını karíılayabilecekleri odalar bulunuyor.
Konusunda uzman bir ekibin
özürlülere destek verdiði merkezde psikologundan hidroterapi uzmanına, psikologdan
fizyoterapi uzmanına dek 30’a
yakın personel çalıíıyor.
Birlik 2008/1
29
Çevre
Çevre
Aynur Acar
Türk Alman Çevre Yönetim
Merkezi Yöneticisi
ìehirlerde ve Sanayide Entegre
Atık Yönetimi
Almanya’da 85’den fazla íehirde
uygulanmıí, Avusturya’nın Graz
íehrinde ve íehrin sanayisinde en
iyi sistem ödülü almıí bir entegre
atık yönetimi modeli tanıtılmasına
çalıíılacaktır. Model ISO 14001’in
devreye girmesiyle daha pratik uygulanabilir bir proje olarak programlanıp ve baíarıyla uygulamaya geçirilmiítir. Aynı model Slovenya, ñtalya,
Hollanda, Macaristan, Rusya, Çin,
Bulgaristan ve Romanya gibi pek
çok ülkede halen baíarılı bir íekilde
uygulanmaktadır.
Belediyeler ve
özel sektör için
sürdürülebilirlik:
ÖKOPROFIT modeli, iíletmeleri
yenilikçi, entegre teknolojiler kullana-
Firmalarda Eko - Verimlilik saðlamak için yapılması
gerekenler:
Katı atıðı yönetirken önleme
ve geri dönüíümü saðlamak;
enerjiyi yönetirken verimlilik
için yenilenebilir kaynakları
tespit etmek ve yenilemek; su
ve atık suyu yönetirken kapalı
döngüler ve atık su arıtımını en
tasarruflu íekilde gerçekleítirmek; verimlilik ve motivasyon
için hareketliliði saðlamak; kaynak etkinliði için madde akımı
analizini yaparak gerekiyorsa
teknolojiyi deðiítirmek; proses
optimizasyonunda bakım, onarım ve servisi düzenli yapmak;
kanun ve yönetmelikleri dikkate
almak; çevre politikasını hazırlarken strateji belirlemek; çevre
ekibi grupları oluíturmak.
30
Birlik 2008/1
rak sürdürülebilir bir íekilde ekonomik bakımdan güçlendirmeyi
aynı zamanda da íehrin ya da bölgenin ekolojik durumunu iyileítirmeyi amaçlayan bir kazan-kazan (win-win) modelidir. Kurum
ya da firmaların iíletme içi çevre koruma yatırımlarıyla masraflarını düíürmelerini ve verimliliklerini artırmalarını saðlar.
‘ÖKOlogische PROjekt Für Integrierte Umwelt-Technik’
yani, ‘Entegre Çevre Tekniði ñçin Ekolojik Proje’ adıyla 1991 yılında ortaya atılan model, Graz Kenti Çevre Dairesi’nde geliítirilmií olan bir sürdürülebilir ekonomik geliíme programıdır. ìehir,
bu proje ile ‘1996 yılı Avrupa Sürdürülebilir Kent Ödülü’nü (European Sustainable City Award 1996) alırken, 2001 yılı ‘Bremen
Ortaklık Ödülü Yarıíması’nda da (Bremen Partnership Award
Contest 2001) finale kaldı. Proje son olarak ise ‘2002 yılı Yaíam
Çevresini Geliítirmek için ñyi Uygulamalar Dubai Uluslararası
Ödülü’nü (Dubai International Award for Best Practices to improve the Living Environment 2002) aldı.
PPP-Kamu-Özel sektör ortaklıðı modeli:
ÖKOPROFIT’in baíarısındaki en önemli faktörlerden birisi;
belediye, iíletmeler ve danıímanlar arasında ortaklaía yapılandırılan eðitim programlarındaki ya da katılan iíletmelerin birbirleriyle
iliíkilendirilmesindeki iíbirliði ile geliítirilen uygulama biçimidir.
Yani iliíkilerin yakınlaítırılması, daha aktif bir bilgi akıíı ve sinerji
etkilerinin kullanılması…
Sürdürülebilir kalkınmada bir yapıtaíı:
Modelde kurum ya da firma hedefleriyle, bölgesel çevre düíüncesi hemen hemen eíit bir íekilde bir arada odak noktasında
tutulur. Böylece hem ekonomik faaliyetlerin çeíitlenmesi hem de
gelecekteki istihdam olanaklarının güvence altına alınması gözetilmií olur. Proje bu íekilde aynı zamanda sosyal bileíen de içermektedir. ÖKOPROFIT’e çok yönlü bakıldıðında, saðladıðı ekonomik, ekolojik ve sosyal faydalarla sürdürülebilir kalkınmanın üç
boyutunu da mükemmel bir íekilde yerine getirdiði görülmektedir.
Modelde, bir íehir veya bölgede bir taraftan sistem inía edilirken bir taraftan da kalkınmanın saðlanması için neler yapılması
gerektiði düíünülmüítür. Projenin hedeflerini íu baílıklarda özetlemek mümkündür:
1. Ekolojik kalkınma
Sorunlara entegre çözümler üreterek mevcut sistemi verimli
hale getirmek ve sistemdeki olumsuzlukları yenilenebilir kaynaklarla çözmek…
2. Ekonomik kalkınma
Kurum ya da firmaların geliítirilmesi için (PPP-Public Pirivate
Partnership) kamu-özel sektör iíbirliði çerçevesinde bir bilgi aðı
oluíturmak; belediyenin bütçesinin en ekonomik íekilde deðerlendirilmesini saðlayarak devam eden hizmetler için yeni pazarlar
yaratmak; kılavuzlar tayin ederek ve çevreye duyarlı yatırımlar yapılmasını saðlamak…
3. Kültürel ve sosyal ihtiyaçların karíılanması
Proje ortakları ile birlikte bir çalıíma aðı oluíturularak yeni iílevler geliítirmek; projedeki bütün çalıímaların sosyal faaliyetler
haline getirilmesi saðlamak…
4. Atık yönetiminde kurum ya da firmaların sürdürülebilir kalkınması
Modelde íehrin en üst düzey yöneticilerinden (vali, belediye
baíkanı vb.) bürokratlara, ií adamlarından halkın içinden herhangi
bir dükkan sahibine kadar herkes bir bütün halinde hareket ederek, sorumluluk almıílardır. Burada hedef maliyetleri düíürmek,
atık azaltıcı ekonomik ürünleri teívik etmek ve projenin sosyal kabul edilebilirliðini saðlamaktır.
5. Kamu ve özel sektörün aða katılımı
Uzman atık danıímanları ve yöneticileri, belediye çalıíanları,
Yerel Gündem 21 yöneticileri ve ÖKOPROFIT Kulübü altında yer alan firmalar, kamu yönetimi, uzmanlar, üniversitelerden
oluíturulan Atık Yönetimi Komisyonu ile sürdürebilir mahalle
kalkınması ve geliíimi için íimdiye dek saðlanan kazanımları íöyle
özetlemek mümkün.
• Atık ve enerji tüketimini azaltma vb.
• Tüm evleri bilgilendirme çalıímaları,
• STK’lar ile düzenli çevre toplantıları,
• ìehirde gerçekleítirilen çevre aktiviteleri ve ekoloji turları,
• Enerji ekipleri ile toplu konutlara tasarruf projeleri,
6. Kurum ya da firmalarda entegre atık yönetiminde Ekoverimlilik yoluyla atık önleme, geri dönüíüm ve bertaraf
etme
Kurum, ev, firma, okul ya da hastanelerde katı atık madde yönetimi için alınması gereken tedbirler mevcuttur. Bu alanlarda
girdiler (hammadde, ürün, gaz, su, enerji vb.) ve çıktılar (emisyonlar, ürünler hizmetler, atık vb.) çok önemlidir. ÖKOPROFIT
modelinde girdiler ve çıktılar çok iyi gözlemlenmií, raporlanmıí
ve ona göre çözümler üretilmiítir. En önemlisi çıktılarda yer alan
atıkların geri dönüíümünün yapılmasıdır. Yani çalıíma yapılan
alandan elde edilen atıkların yine bu alanda geri dönüíümü yapılarak kullanılmasıdır. Atık suyu arıtıp tekrar tuvaletlerde, bahçe sulamasında, araba yıkamasında kullanmak veya enerji kullanımının
fazla olduðu yerlerdeki kaçakları tespit edip, yenilenebilir kılarak
enerjiden tasarruf etmek ya da elde edilen fazla enerjiyi ısıya dö-
nüítürerek binanın ısınmasını desteklemek gibi örnekler bu çalıímaya örnek
gösterilebilir.
Fabrikalardan uygulama örnekleri:
Çelik ve hadde imalathanesinde;
elektrikli ark fırınında CO yakma sisteminin kurulması; fırınlarda oksijen
tedarikinin optimizasyonu; yeniden
ısıtılan fırınların kontrollerinin yenilenmesi ve binaları ısıtmak için üretimin atık ısısının kullanılması ile
elektrik tüketiminde yüzde 27 tasarruf
saðlanmıítır. Çelik fabrikasında spesifik ısı sarfiyatında yüzde 30, bira fabrikasında spesifik su sarfiyatında yüzde
70, evlerde ve kurumlarda ise enerjide
yüzde 50 oranında tasarruf kazanımı
olmuítur.
ÖKOPROFIT Modeli ile
Graz kentinde elde edilen
sonuçlar:
1991 yılında Graz kentinde
yapılan atık yönetimi çalıímalarında; kentte bulunan firmalardan 150’si, kent dıíından da
1500 uluslararası firma projeye
destek vermiítir. Proje kapsamında 38 ÖKOPROFIT Proje ìubesi oluíturularak 24 bin kiíiye
istihdam saðlanmıítır. Proje çalıímaları sonucunda 3,7 Milyar
Euro ciro, yüzde 70’e kadar da
tasarruf saðlanmıítır. Ekonomik
faktörlerde ise maliyetlerde 20
milyon Euro tasarruf elde edilirken, ciroda da yüzde 40 oranında artıí saðlanmıítır. Ekolojik
faktörlerde, ürün birimi baíına eko-verimlilikte artıí (atıkta
yüzde 54, suda yüzde 30, solventlerde yüzde 72, elektrikte
yüzde 8, doðalgazda yüzde 20,
ısıda yüzde 15) saðlanmıítır.
Birlik 2008/1
31
Planlama
Planlama
Doç. Dr. K.Taylan Dericioðlu, Ulaí Akın
ñstanbul’da Metropoliten Planlama Süreci:
Neden ve Nasıl Bir Nazım ñmar Planı?
I. Girií
Çeyrek yüzyıla yakın bir dönemdir.
Kent bütününü kapsayan fiziki bir plandan yoksun olarak geliíen ve dünyadaki
diðer metropoller gibi temel sorunlarla
karíılaían ñstanbul; yapısal yetersizliklerini gidermek, yaíayanlarının yaíam
kalitesini yükseltmek ve dünyadaki küresel rekabet gücünü arttırmak üzere
geliítirdiði ‘planlama’ vizyonuyla yeni
bir döneme girmektedir. Bu dönemde
fiziki planlama süreci, ñstanbul’un geleceðinin íekillenmesinde etkili olacak
aktörlerin ortak doðrultuda hareket etmelerini amaçlayan kendine özgü bir
‘að yönetimi’ örneði sergilemektedir.
Birlikte hareket edilecek ortak doðrultuyu; üzerinde uzlaíılabilecek bir fiziki
plan yardımıyla ñstanbul’un geliíiminin
32
Birlik 2008/1
gerçekleítirilmesi ve kalkınmasına sürdürülebilir bir íekilde yön
verilmesi olarak tanımlamak mümkündür.
ñstanbul Nazım ñmar Planı’nın üretim sürecinde; sınırlı zaman
ve koíullarda hem kamu sektörü hem de özel sektör aktörleriyle deneyimlenen, ‘yer seçimi odaklı karar geliítirme’ yaklaíımları
önemli rol oynamıítır. Birlikte karar geliítirme süreci, kentin geçmiíteki uzun süreli ‘plansız’ geliíimine karíı oluíturulan ‘planlı’
tercihin bir ürünüdür. Böyle bir yönetiíim süreci; Kalkınma Ajansı için ihtiyaç duyulan ‘kurumsallaíma’ sürecine de doðrudan katkı
saðlayacaktır. Ayrıca, yurtdıíı deneyimlerinin aktarıldıðı platformlarda sıkça vurgulanan ‘ajanslar arası iíbirliði’ konusunun bugünden gerçekleítirilecek iletiíim süreciyle olumlu bir rotaya çekilmesi
için öngörülen ‘bölgesel yaklaíım’a, ñstanbul’da yaíanan planlama
ve yönetiíim süreci kapsamında gereken önem verilmektedir.
II. Yaklaíım
ñílevsel olarak ñstanbul’un il sınırlarını aían ‘metropoliten bölgeyi’ sınır ötesi bir vizyon ve gelecek algısıyla ele alarak yapılan
planlama çalıímalarını anlamlı ve etkin kılmak, bölgesel bir pers-
pektifle hareket edilmesini gerektirmektedir. Planlama mevzuatında üst ölçekli planlama yaklaíımının “...varsa, Bölge Planı’nın
esas alınması…” ibaresi ile etkisiz bir íekilde yer alması, güncel
uygulama ve yasal çerçeve içinde tümevarımsal bir yöntemi yansıtmaktadır. Normatif açıdan, tümdengelim yöntemine dayanması
gereken bu yaklaíımın ñstanbul ve Marmara Bölgesi yerel aktörleri
tarafından benimsenmesi ve merkezi yönetimle uzlaíılarak yaklaíıma iílerlik kazandırılması hedeflenmiítir.
Bu çerçevede; 1/25.000 ölçekli ñstanbul Nazım ñmar Planı’nın
önemli bir iílevi, bölgesel referansları barındıran farklı planlar ve
ölçekler arası geribildirim süreçlerine girdi saðlamak olmaktadır.
Söz konusu geribildirim süreçleri;
• Üst düzlemde, 1/100.000 ölçekli ñstanbul ñl Bütünü Çevre
Düzeni Planı’nın revizyonuna ve 1/100.000 ölçekli Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı’nın ñstanbul ile uyum içerisinde olmak
üzere güncellenmesine girdi saðlamak
• Alt düzlemde ise, 1/5.000 ölçekli ñstanbul Nazım ñmar
Planları’nın hazırlık aíamalarından beslenmektir.
1/25.000 ölçekli ñstanbul Nazım ñmar Planı’nın temel iílevini;
alt ölçekli planlara kılavuz olmasının yanı sıra, baíta kamu yatırımları ile özel sektör yatırımlarının mekanda konumlandırılması ve
bunların etkinlikle gerçekleítirilmesi için ortak bir ‘iletiíim belgesi’ olması íeklinde tanımlamak yanlıí olmayacaktır.
III. Kurgu
Fiziki planlama sürecinin yasal ve aíamalarından biri olan
1/25.000 ölçekli Nazım ñmar Planı; üst düzlemde 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ile alt düzlemde 1/5.000 ölçekli Nazım
ñmar ve 1/1.000 ölçekli Uygulama ñmar Planları arasında ‘köprü’
oluítururken, ñstanbul’un bir bütün olarak algılandıðı son stratejik
ölçekli plan olma özelliðini de taíımaktadır.
ñstanbul Nazım ñmar Planı’nda kentsel ve bölgesel geliíme-
nin nerede ve ne kadar alanda gerçekleíeceði, 2023 yılı perspektifinde
öngörülmektedir. ñstanbul vizyonu
doðrultusunda tanımlanan ana amaç ve
hedefler, izlenecek strateji ve kullanılacak araçlar, gerçekleítirilecek etkiler
ve elde edilecek çıktıların kurgulandıðı
dizge, planlama çalıímaların mantıksal
basamaklarını oluíturmuítur. Bu kavramlar temel referans noktası olarak
alınmıí ve 1/25.000 ölçekli Nazım ñmar
Planı’nın ñstanbul vizyonu; “Ekonomik, sosyal ve çevresel sürdürülebilirlik ilkeleri ıíıðında, küresel rekabetçiliðini saðlamak için; ekonomik yapısını
bilgiye dayalı hizmet ekonomisine dönüítüren, küresel bir Metropol olmak”
üzere tanımlanmıítır.
ñstanbul Nazım ñmar Planı çalıímaları ilkin ‘il’ düzeyinde ve sonra bir alt
kademede olmak üzere coðrafi ve iílevsel bütünlüðe sahip altı adet ‘planlama
alt-bölgesi’ düzeyinde ele alınarak gerçekleítirilmiítir. Altı adet planlama altbölgesi Asya tarafında Anadolu Yakası
Güney ve Anadolu Yakası Kuzey Planlama Alt-bölgeleri olarak belirlenirken;
Avrupa tarafındakiler ise Merkezi ñí
Alanı (MñA), Göllerarası ve MñA Etkileíim Alanı, Batı Geliíme Alanı ve
Avrupa Yakası Kuzey Planlama Altbölgeleri olmaktadır.
Kademeli planlama sistematiðinin
üçüncü düzeyinde ise; yine alt-bölgede
iílevsel ve sosyal bütünlüðe sahip,
Avrupa Yakası Kuzey
Planlama Altbölgesi
Avrupa Yakası Kuzey
Planlama Altbölgesi
ÇORLU
ÇERKEZKÖY
Göller Arası ve
MøA Etkileúim Alanı
Planlama Altbölgesi
Merkez (MøA)
Planlama Altbölgesi
Anadolu Yakası Güney
Planlama Altbölgesi
Batı Geliúme Alanı
Planlama Altbölgesi
GEBZE
Sürdürülebilirlik øliúkisi
Geliúebilirlik øliúkisi
Bütüncülük øliúkisi
Plan’daki Altbölgeler ve Makro ñliíkiler Bütünü
Birlik 2008/1
33
1/25.000 ölçekli ñstanbul Nazım ñmar Planı Taslak ìeması
‘küme’ adı verilen mekansal birimler
yer almaktadır. Plan’ın üzerine kurgulandıðı bütüncül modeli gerçekleítirecek ana stratejik odaklar ‘özel planlama
alanları’ ve ‘özel proje alanları’ olarak
tanımlanmıí ve bu doðrultuda 4 adet
özel planlama alanı ile 50 adet özel proje alanı belirlenmiítir. Böylelikle Plan,
ñstanbul’un doðu ve batı kanatlarına
açılım saðlayan alt-merkezler öngörerek; gerekli altyapı yatırımlarının da
senkronizasyonuyla, ekonomik geliímenin mekansal açıdan yönlendirilmesine katkı koyacak kademeli merkezler
yaklaíımını ve bu yaklaíımın temel unsurlarını içermií olmaktadır.
ñstanbul’un planlamasına kavramsal açıdan yaklaíılırken, Metropol’ün
küresel çerçevedeki konumuna ve küresel kentler sistemi ile entegrasyonuna
da bakılmaktadır. Küresel metropoller
aðında, ñstanbul’un içinde bulunduðu
‘küresel bölgenin merkezi’ olmasının
Plan’da öngörülmesi, kentin küresel
bölge ekonomisinde güç odaðı olmasını
gerekli kılmaktadır. Kentsel ölçekte hedeflenen ise; Türkiye’nin adaylıðı çerçevesinde AB standartlarına ve yaíam
kalitesine eriíilmesidir.
1/25.000 ölçekli Nazım ñmar Planı
ñstanbulluların refah düzeyini yükseltmeyi amaçlarken; bunun sürdürülebilirlik çerçevesinde, doðal ve kültürel
varlıklarının korunması koíuluyla ger-
34
Birlik 2008/1
çekleímesini öngörmektedir. ñstanbul’un kuzeyinde korunması gereken doðal varlıklarından ‘ormanlar’ ilin toplam alanının
%50’sini, ‘su havzaları’ ise %40’ını kaplamaktadır. ñstanbul’a özgü
canlı türlerinin de yaíam alanı olan bu narin coðrafyanın yerleíilebilir kısmı, sadece Marmara Denizi boyunca uzanan dar bir
kıyı bandı olmaktadır. Su, orman ve diðer doðal varlıkların yok
olmasını önlemek adına; ñstanbul’un taíıyabileceði nüfusun 16-17
milyon civarında olabileceði, yapılan planlama çalıímaları sonucu
belirlenmiítir.
Sürdürülebilirliðin gereði olarak algılanması gereken bu demografik eíiðin saðlanabilmesi için doðal nüfus artıíına ek olarak,
ñstanbul’a yönelik göç sürecinin baílıca unsuru olan sanayi kaynaklı istihdam olanakları da deðerlendirmeye alınmıítır. Göçü
durdurmanın, yavaílatmanın ve önlemenin önemli bir aracının
da; ñstanbul’a gelmek veya ñstanbul’da geliímek isteyen sanayinin; kapasitesi olan komíu iller baíta olmak üzere, ñstanbul dıíına yönlendirilmesi olduðu yargısına varılmıítır. Komíu illere;
öncelikle de Çerkezköy ve Gebze’ye yönlendirilecek sanayilerin
ñstanbul’dan alacakları hizmetlerin ise, ñstanbul’un batısında Silivri ve doðusunda Kartal-Kurtköy bölgelerinde oluíturulması öngörülen geliímií hizmet sektörü yıðılma ve yoðunlaíma alanlarından
saðlanması Plan’da öngörülmektedir.
ñstanbul’un çevre iller ile iliíkiler bütünü dört mekansal boyut
üzerine kurgulanmıítır. Bunlardan ilkinin özelliði; Anadolu Yakası
Güney Planlama alt bölgesi, Merkez (MñA) Planlama alt bölgesi ile
Göllerarası ve MñA Etkileíim Alanı Planlama alt bölgesinin birbirileriyle olan iliíkilerinin iílevsellik eksenli olmasıdır. ñkinci boyutun niteliði; Anadolu Yakası Güney Planlama alt bölgesi, Merkez
(MñA) Planlama alt bölgesi ile Göllerarası ve MñA Etkileíim Alanı
Planlama alt bölgesinden oluían metropoliten yerleíim kütlesinin
Anadolu Yakası Kuzey ve Avrupa Yakası Kuzey Planlama altbölgeleri ile olan iliíkisinin, yaíam destek sistemleri üzerine oturtulmuí
sürdürülebilirlik eksenli olmasından kaynaklanmaktadır. Üçüncü
boyutun özelliði; Metropol’ün tümünün Batı Geliíme Alanı Plan-
lama alt bölgesi ile olan iliíkisinin geliíebilirlik eksenli olmasıdır.
ñstanbul’un doðuda Gebze, batıda Çorlu ve Çerkezköy yerleíimleri ile olan iliíkisinin, bütüncüllük ekseni üzerine dayanması dördüncü boyutun özelliðidir.
IV. Süreç
ñstanbul’un Merkezi ñí Alanı (MñA); Metropol ve bölgedeki
endüstri iíletmelerinin yönetim merkezlerinin yanı sıra, ülkedeki iíletmelerin çoðunun yönetim merkezlerini de bünyesinde
barındırmaktadır. Küresel bölge merkezi olmaya yönelik vizyon
çerçevesinde ñstanbula yönelik ciddi boyutlarda gerçekleíen iç ve
dıí geliíme talepleri, kentin ana merkezinin mekansal kapasite geliítirme sürecini zorlayacaðından, Plan’da MñA’nın batıya doðru
geliítirilmesi öngörülmektedir.
Yeni mekansal konumlanma talepleri karíısında yerleíim dokusu üzerinde gerçekleítirilmesi öngörülen eylemler; eski sanayi
alanlarının hizmet merkezlerine dönüítürülmesidir. ñstanbul’da
yerleíik sanayileíme sürecinin diðer bir uzantısı ise sanayi varoílarında konumlanan konut alanları olmuítur. Yetersiz malzeme,
iíçilik ve teknoloji ürünü olan ve çoðunlukla plansız geliíen sanayi
türevi konutlar, kent içinde yerleíik sanayi tesislerine paralel bir
dönüíüm sürecine konu olmaktadır. ñstanbul’u tehdit eden deprem olasılıðı da; gerek belirtilen konut dokusunun dayanıksızlıðı,
gerek Marmara kıyısı boyunca jeolojik riskli alanların bulunması
ve bunların çakıíması sonucu artan depremsellik riski nedeniyle,
konut alanlarının dönüíüm kapsamında yenilenmesi gereðini öne
çıkarmaktadır. Dönüíüm sürecinin diðer önemli bir hedefi ise;
afete duyarlı yapılanmanın saðlanması, donatı alanlarının oluíturulması ve yaíam kalitesinin yükseltilmesidir.
Plan’ın en önemli öngörüsü; ñstanbul’un Dünya’daki geliímeler doðrultusunda, endüstri aðırlıklı ekonomiden bilgi ve hizmet
aðırlıklı ekonomiye dönüíümünün gerçekleítirilmesidir. Bu dönüíümün gereði olan süreçte ise; tarihi Yarımada, Beyoðlu, Maslak ve Kadıköy’den oluían ve tek merkez üzerine kurulan hizmet
yapılanmasının çok merkezli ve kademeli bir yapılanmaya dönüítürülmesi öngörülmektedir. Yeni merkezlerin kademeli ve dengeli
olarak Metropol genelinde daðıtılması kurgusu, ñstanbul Nazım
ñmar Planı’nda benimsenen model olmaktadır.
Yukarıda deðinildiði üzere “sanayi” ve “hizmet” odaklı iki
sürecin kesiímesi, Plan’da ekonomik ve teknolojik ömrünü doldurmuí sanayi alanlarının hizmet merkezlerine dönüíümü olarak
gerçekleímektedir. Bu merkezlerin birbirlerine baðlanmalarını
ve akıíkanlıklarını saðlayan ulaíım aðının oluíturulmasında toplu
taíımacılıða aðırlık ve öncelik verilerek; karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu sistemlerinin entegrasyonu öngörülmektedir.
Metropol içine düzensiz bir íekilde daðılmıí lojistik birimlerinin
çepere çıkartılarak, ñstanbul’un doðu ve batı kanatlarında kurulacak lojistik alanlarda toplanmaları ve bunların yeni liman, iskele,
terminal ve hava meydanları ile Ro-Ro ve Ro-La sistemlerine dayandırılarak baðlantılandırılması, mal ve hizmet akıílarını daha
rasyonel hale getirmektedir.
V. Sonuç
1/25.000 ölçekli ñstanbul Nazım
ñmar Planı kendisine bir üst çerçeve
oluíturan 1/100.000 ölçekli ñstanbul ñl
Bütünü Çevre Düzeni Planı’nın temel
politika ve stratejilerini diðer alt ölçekli
planlar için açılımlandırmaya yönelik bir araçtır. Dolayısıyla, söz konusu
Plan’ın yöntemi ve kapsamı, planlar
arası kademelenme sistematiðinde bir
tutarlılık unsuru oluíturmak açısında
büyük önem taíımaktadır.
ñstanbul Nazım ñmar Planı’na iliíkin olarak ilgili kuruluílar ve temsilcilerince yapılacak deðerlendirmelerde, ñstanbul’un sosyo-ekonomik ve
mekansal rasyonalitesi gereðinin; hem
metropoliten, hem de bölgesel düzeyde desentralizasyona ve çok merkezli,
kademeli yapılanmaya yönelmesi olduðu göz ardı edilmemelidir.
Ancak böylesine bir yapılanmayla
üretim ve hizmetlerde zaman ve maliyet tasarruflarına gidilebilecek olup;
küresel rekabette bilgi, teknoloji, finans, yönetim, kültür, tarih, sanat ve
turizm aðırlıklı faaliyetlerle yer tutmak
mümkün olabilecektir. Plan’ın yukarıda belirtilen amaca yeterince araç olup
olamadıðına bakılması ve yapılacak deðerlendirme ile eleítirilerin bu konuları kapsayan tematik odaklarda toplanması, kuíkusuz tüm kamu, özel ve sivil
kesimlerce verilmek istenen katkıların
yapıcı olmasını saðlayacaktır.
Birlik 2008/1
35
Uluslararası Perspektif
Murat Daoudov
MBB AB ve Uluslararası
ñliíkiler Ofisi Yöneticisi
Yerelden Uluslararası Hedeflere
Demokrasinin dünya çapında
yaygınlaíması sürecinde yerel yönetimler, demokrasi ve ekonomik
kalkınmanın kökleímesi için öncü
aktörler olarak öne çıkmaktadır.
Günümüzde yerel yönetimler ve
özellikle büyük kentlerin, ufuklarının geniílediðini ve zorlukları iíbirliði ve tecrübe paylaíımı içerisinde
aímaya gayret ettiklerini, hatta ulusal sınırları aíıp küresel sorunların
çözümüne katkıda bulunmaya da
talip olduklarını görmekteyiz.
Halka en yakın seviyede bulunan
yerel yönetimlerin topluma karíı rolünün hızla arttıðı, artık íehirler diplomasisinin konuíulduðu ve özellikle
ülkemiz açısından Avrupa Birliði sürecinde köklü deðiíimlerin yaíandıðı
günümüzde, yerel yönetimlerin istiíare ve dayanıíma ihtiyacı da aynı ölçüde
artmaktadır. Bütün bunlar, uluslararası
düzeyde kentlerle bölgeler arası temas
ve etkileíimi artırmakta olup, yerel yö-
36
Birlik 2008/1
netimlerin bu iliíkileri verimli bir íekilde deðerlendirilmesini ve
etkin yönetimini gerektirmektedir.
Yerelden dünyaya açılmak
Uluslararası düzeyde etkin rol oynamak isteyen bir yerel yönetim biriminin öncelikle etkin, dinamik ve verimli bir “dıí iliíkiler
politikası” olmalı. Böyle bir politikanın geliímesi için gereken zemin ise, íu üç unsurun buluíması ile oluíur:
a. Kentin konumu (coðrafi, stratejik…) ve potansiyeli (ekonomik, kültürel…)
b. Ulusal düzeyin dıí politika rotası
c. Uluslararası arenadaki eðilimler
Bu üç faktörün buluítuðu noktadaki bir yerel yönetim, etkin
bir “dıí iliíkiler politikasını” oluíturabilir, ulusal sınırları aíabilir,
hatta küresel çapta eylem sahibi olabilir. Peki, böyle bir potansiyel
ñstanbul ve Marmara Bölgesi açısından mümkün müdür? ìimdi
bunu analiz etmeye çalıíalım.
Bölgemizin lideri ve Birliðimizin merkezi olan ñstanbul, gerek tarihi misyonu gerekse bugünkü konumu itibariyle büyük bir
potansiyele sahiptir. Ülke ekonomisi ve kültürel hayatın merkezi
olan Marmara Bölgesi aynı zamanda yerel yönetim ve belediyecilik alanında da Türkiye’nin canlı laboratuarı olmuítur. Birçok yeni
uygulamanın geliítirilerek uygulandıðı bölgemiz, Avrupa-Asya ile etkin bir dıí iliíkiler politikasının geHıristiyan-Müslüman dünyaları arasında da köprü durumunda- liímesi için gerekli íartlar oluímuí dudır.
rumdadır.
Diðer yandan, ulusal düzeydeki geliímelerin rotası hangi yöndedir, dıía dönük bir açılıma ve proaktif dıí siyasete müsait bir
ortam söz konusu mudur? Türkiye, son yıllarda istikrar içinde
büyüyen, AB sürecinde kararlı bir íekilde ilerleyen, siyasi ve ekonomik cazibesi gittikçe artan, dünyada aktör ve bölgesinde lider
olmaya aday bir ülkedir. Hükümetin politika ve eylemlerinde belirgin bir dıí siyaset ve AB vurgusu var. Ülkenin dıía açılmasına
yönelik bir teívik olduðu gibi, yerel yönetimlerin geliímesine yöDergimizin önceki sayısında, dıí
nelik önemli reformlar da gerçekleítirilmekte ve bu sayede onların faaliyetlerimizin üç eksen üzerinde kukonumu güçlenmektedir.
rulduðu ifade edilmiíti:
Yerelde
uluslararası iliíkiler
yönetimi
Üçüncü faktör olarak: Yerel yönetimlerin uluslararası alanda
önem kazandıklarını ve iíbirliði aðlarını geliítirdiklerini görmekteyiz. Yerel yönetimlerin dayanıíma ve iíbirliði mekanizmaları
özellikle Avrupa’da hızla geliímektedir. Bir yandan uluslararası
kurumlar bünyesinde yerel ve bölgesel düzeye hitap eden yapılar ortaya çıkmakta, diðer yandan yerel ve bölgeselin oluíturduðu
platformlar uluslararası kurumlar üzerinde etkilerini artırmaktadır. Potansiyeli her geçen gün daha da artan ve AB yolunda ilerleyen Türkiye’nin en önemli bölgesi yerel yönetimleri bu güce daha
da güç katabilecek kapasiteye sahipler. Bugün birçok uluslararası
ve Avrupalı yerel yönetim platformu, Türk meslektaílarına kapılarını açmak istemektedir. Yani, uluslararası boyutta da uygun bir
konjonktür söz konusudur.
a. Uluslararası iliíkiler
b. AB politikaları ve kurumsal iíbirliði
c. Fon destekli proje ve iíbirliði
En genií açıdan uluslararası alanda elde ettiðimiz kazanımlar, bize AB
alanında da yarar saðlamaktadır. Yani
uluslararası düzeyde görünürlüðümüzü ve itibarımızı artıran faaliyetler,
AB kurumları ile olan iliíkilerimizi de
olumlu etkilemektedir. Bunlarla olumlu ve etkin iíbirliði ise bize, AB fonları
Sonuç olarak, bölgemizdeki yerel yönetimler ile onların ortak alanında katkı saðlıyor (Örn: ilk elden
sesi olan Marmara ve Boðazları Belediyeler Birliði’nin güçlü ve bilgi, fonların íekillenme süreçlerine
katılım vs). Geri dönüíüm olarak da,
AB fonları ile geliítirilen projeler, yerel yönetimlerimize AB standartlarını
yakalamayı öðretiyor, AB’ye olan ilgi ve
bilinci artırıyor. Son olarak, AB ile olan
olumlu ve güçlü iíbirliði, bizim uluslararası arenada yaptıðımız eylem katkıda
MBB DIì ñLñìKñLER
bulunuyor.
MBB’nin “Üç Eksen” yaklaíımı
POLñTñKASI
Uluslararası ñliíkiler
AB Politikaları ve
Kurumsal ñíbirliði
Proje Geliítirme
Yerelin AB
stratejisi...
Ulusal dıí politikanın öncelikli hedefi olan Avrupa Birliði, artık, yerel
yönetimlerimiz için somut bir eylem
alanıdır. Bu alanda yerel yönetimler,
lobi çalıímaları ve proaktif yaklaíımı ile
ulusal düzeyin eylemine katkıda bulunarak onu tamamlayıcı rol oynayabilir.
Bu yaklaíım, üç temel eylem alanını
içermektedir:
a. AB’ye yönelik Türkiye merkezli
çalıímalar
Birlik 2008/1
37
b. Brüksel lobiciliði
AB Kurumsal ìemasında
c. Dolaylı etki kullanımı
Görev Daðılımı
Detaylarına girmeden önce, kısaca
Avrupa Birliði kurumsal íemasını tanıyalım.
Tabloda da gördüðünüz gibi, Avrupa Birliði içinde “AB Kurumsal Üçgeni” diye adlandırılan bir karar mekanizması bulunmaktadır. AB’nin “denge
sistemi”nde farklı aktörlerin çıkarlarını
gözetecek kurumlar ortaya çıkmıítır.
Örneðin, Avrupa Birliði Konseyi, AB’ye
üye devletlerin sesi ve en güçlü kurumsal aktörüdür. Avrupa Komisyonu, Birliðin çıkarlarını gözetirken, Avrupa Parlamentosu, Birlik içinde vatandaíların
gözü ve kulaðıdır. Ekonomik ve Sosyal
Komite, bu yapıya ekonomik ve sosyal
unsurların (iíverenler, sendikalar, tüketiciler...) sesini katmıítır. Bu íemaya en
son 1994’te yerel ve bölgesel yönetimlerin sesi olan Bölgeler Komitesi de katılmıítır. AB kurumları, yerel ve bölgesel
düzeyi doðrudan ilgilendiren alanlarda
karar alırken, Bölgeler Komitesi’nin
görüíüne zorunlu olarak baívurur. Bu
alanlar: Ekonomik ve sosyal bütünleíme, eðitim, kamu saðlıðı, istihdam
politikası, sosyal politika, kültür, çevre,
mesleki eðitim, ulaíım, Avrupa-aíırı
altyapı aðları olarak sayılabilir.
… Ve lobicilik
anahtarları
AB’ye yönelik Türkiye merkezli
faaliyetlerde bu kurumsal íema göz
önünde bulundurularak uygun bir eylem geliítirilebilir. Yerel yönetimler
bünyesinde kurulan AB Ofisleri, bu
kurumlara yönelik çeíitli bilgilendirme,
temas, istiíare ve geri bildirim faaliyetlerini geliítirirler. Bu genel çalıímanın
içinde, ayrıca, özel olarak hedef alacakları birimler de var. Örneðin; Bölgeler
Komitesi bünyesinde kurulan “Türkiye
Çalıíma Grubu”. Aralık 2007’den beri
çalıímalara katılan MBB, bu platform
ile aktif bir iíbirliði geliítirmektedir.
Ancak, hedefimiz bununla sınırlı
38
Birlik 2008/1
Yönergeler Tüzükler Kararlar
Birli÷in çıkarları
Avrupa
Komisyonu
Devletlerin
çıkarları
Yerel &
Bölgeselin
sesi
Bölgeler Komitesi
Vatandaúların
çıkarları
AB Kurumsal
Üçgeni
AB Konseyi
Avrupa
Parlamentosu
Danıúma ve görüú belirtme
Çalıúan &
øúverenlerin sesi
Ekonomik ve Sosyal
Komite
* Pascal Goergen, 2004
kalmıyor. AB ile ortaklık anlaíması bulunan ülkelerle bir Ortak
ñstiíare Komitesi’ni kurabilen Bölgeler Komitesi, bunu Türkiye’ye
önermiítir. Sadece istiíare fonksiyonu olan çalıíma grubundan
farklı olarak, böyle bir komitede, AB üyesi olmayan ülkenin yerel
temsilcileri oy hakkına sahiptir. Bundan dolayı, Birlik Baíkanımız
ve ñstanbul Büyükíehir Belediye Baíkanı Sayın Kadir Topbaí’ın,
kurulmasının önemine dikkat çektiði bu komite, bir an önce
hayata geçirilmelidir. Bir diðer hedef ise, Bölgeler Komitesi’nin
önerdiði (AB-Türk Hükümeti düzeyinden baíka), baðımsız bir alt
düzeyin oluíturulmasıdır. AB’ye uyum sürecini yerel ve bölgesel
düzeyde takip etmede, fonların ve bölgesel politikaların íekillendirilmesine katılma olanaðını tanıyacak bu mekanizmanın oluíması,
önemli bir adım olacaktır. Diðer yandan, Bölgeler Komitesi yılda iki defa toplantısını Brüksel dıíında yapabilmektedir. Örneðin,
bu toplantılardan birinin Türkiye’de yapılması Türk yerel yönetimlerinin AB’de itibarını olduðu kadar görünürlüðünü de artıracaktır. Bu baðlamda, ñstanbul Büyükíehir Belediye Baíkanı’nın
daveti üzerine, Türkiye Çalıíma Grubu’nun Bahar 2008 toplantısını ñstanbul’da yapacak olması, önemli bir geliímedir. Bu sayede Bölgeler Komitesi’nin daha genií katılımlı bir toplantısının
Türkiye’de yapılmasına da zemin hazırlanacaktır.
Son yıllarda, AB’yi sürekli ve yakından etkilemenin yararının
anlaíılması üzerine, Brüksel’de yerel/bölgesel lobicilik olarak
adlandırılan yeni bir fenomen geliímiítir. Yerel ve bölgesel yönetimlerin temsilcilik açarak, AB’ye yönelik etkileme çalıímalarını
doðrudan Brüksel’den yürütme eðilimi, ilk olarak Alman eyaletlerinin ve ñngiliz yerel yönetimlerin 1984’ten beri Brüksel temcililiklerini açmaları ile baílamıítır. Günümüzde, dünya lobicilik
merkezi haline gelen Brüksel’de, uluslararası kuruluíların, ekonomi ile finans devlerinin yanı sıra, yerel ve bölgesel yönetimler
ve onların birlikleri de 300’den fazla ofis ve irtibat noktası ile üs
kurmuítur. Üyelik sürecinde Brüksel üzerinde etkisini artırması
gereken Türkiye’nin, artık yerel düzeyi ile de Brüksel’de var olması gerekir. Gerek AB kurumları üzerinde etki kurmak ve saðlıklı
bir geri bildirimi yapmak, gerekse orada mevzilenmií uluslararası
yerel yönetim platformları ile etkin bir iíbirliði ve dayanıímayı
saðlamak için Türkiye’nin de yerel düzeyi ile Brüksel’de var olması gerekir. Bu düíünceyle MBB, ilgili mevzuat araítırmasını
yapmıí ve Brüksel’de yabancı yerel temsilcilikleri ziyaret ederek
incelemelerde bulunmuítur. Brüksel’de ofis açmanın, temsil bütünlüðü ve koordinasyon kolaylıðı açısından Türkiye Belediyeler Birliði tarafından yapılmasının uygun olacaðı kanaatinde olan
MBB, gerektiðinde bu konuda teknik destek ve bilgi desteði saðlamaya da hazırdır.
AB’nin yereli ilgilendiren politikalarını takip etme ve etki yaratma çalıímaları, AB dıíında sahip olunan imkânlarla da yapılmalıdır. Dolaylı etki kullanımı yöntemi ile bazı çalıímalar yapılabilir. Örneðin, Türkiye’nin üyesi olduðu Avrupa Konseyi’ne
baðlı olan Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’ndeki potansiyeli
devreye sokulabilir. Avrupa Birliði ile Avrupa Konseyi’nin bu iki
türdeí kuruluíu arasında yapılan ñíbirliði Anlaímasına göre bir ñrtibat Komitesi kurulmuítur. Yerel yönetimlerimiz, AB ile arayüz
görevini yapan ve önemli bir etki aracı olabilecek bu platformda
mutlaka yer almalıdır. Ayrıca, Kongre’nin Yerel Yönetimler Meclisi ile iki ana bölümden biri olan Bölgeler Meclisi Baíkanlıðı’nın
bir Türk temsilci tarafından yürütülüyor olması, Türkiye açısından büyük bir fırsattır. Üstelik Yavuz Mildon’un Çanakkale ñl
Genel Meclisi üyesi olması, bölgesel birliðimiz açısından önemini
daha artırmaktadır.
Diðer dolaylı etki kullanımı olanaklarını ele alacak olursak, Avrupa genelinde faaliyet gösteren birçok yerel ve bölgesel yönetim
platformu mevcuttur. AB üzerinde lobicilik faaliyetlerini sürdüren
ve önemi gittikçe artan bu oluíumlar, AB ile iliíkilerini kurumsallaítırmaya önem verirler. Örneðin, Bölgeler Komitesi, bu tür kuruluílarla iliíkilerini iíbirliði protokolü, eylem planı gibi belgeler
çerçevesinde yürütmektedir. Dolayısıyla, yerel aktörlerimizin bu
kuruluílar içinde yer almaları ve etkin konuma gelmeleri, onlara
yeni etki anahtarlarını sunacaktır. Yerel yönetimlerimizin bu potansiyelini etkin bir íekilde kullanması, sadece kendileri açısından
yararlı olmakla kalmayıp, ileride genel AB-Türkiye iliíkilerine de
önemli katkı saðlayabilecektir.
Genelde uluslararası iíbirliðini geliítirmek, özelde ise bu tür
anahtarlara sahip olmak amacıyla, Birliðimiz son aylarda önem-
li adımlar atarak Avrupa Kentler ve
Bölgeler Konseyi CEMR’e, gözlemci statüde katılmak, Avrupa Bölgeler
Meclisi AER ile iíbirliði geliítirmek,
Güney-Doðu Avrupa Yerel Yönetim
Birlikleri Aðı NALAS’a üye olmak
üzere giriíimlerde bulunmuítur.
Sonuç olarak, AB-Türkiye iliíkilerinde, klasikleímií bir “geniíleme”
penceresinden bakıí hakimdir. Oysa
özellikle yerel yönetimlerimizin bu
çerçeveyi aímaları, “istenmeyen aday”
psikolojisine kapılmadan AB kurumsal íemasının içine kadar girmeleri gerekir. Türkiye’de hemen hemen herkes Geniílemeden Sorumlu Avrupa
Komisyonu Üyesi Olli Rehn’in adını
biliyor. Oysa yerel yönetimlerimiz
tarafından Bölgesel Politikadan Sorumlu Avrupa Komisyonu Üyesi Danuta Hübner de tanınmalıdır. AB’nin
bölgesel politikaları íimdiden takip
edilmelidir; zira kendi bölgelerine yönelik geliítirilen bu politikalar, yarın
Türkiye’nin de politikaları olacaktır.
Bunlar, çeíitli uyum reformları ile dolaylı íekilde íimdiden Türkiye’ye gelmeye baílamıí bile.
Birlik 2008/1
39
Marmara’dan
Marmara’dan
EY OïUL, ARTIK BEYSñN
Bundan gayrı öfke bize, gönül almak sana;
Suçlamak bize, katlanmak sana;
Acizlik yanılgı bize, hoígörmak sana;
Kem göz, íom aðız bize, baðıílamak sana;
Üíengeçlik bize, gayretlendirmek sana;
Bölmek bize, bütünlemek sana;
Çatıíma geçimsizlik anlaímazlık bize, adalet sana düíer.
ìeyh Edebali
40
Birlik 2008/1
Birlik 2008/1
41
Söyleíi
Söyleíi
Nesrin Akkaí
ñí Hayatında Mükemmellik Mümkün
Marmara Üniversitesi Sosyal
Bilimler Meslek Yüksekokulu Büro
Yönetimi ve Sekreterlik Program
Danıímanı Öðretim Görevlisi Gülbin Göral, bir iíte baíarılı olmanın
sırrını íu sözcüklerle özetliyor; sevgi,
dürüstlük, ií ahlakı, kalite, çalıíkanlık ve iíini en iyi íekilde yapabilme.
ñí dünyası fırtınalı bir denize benzer.
Yaptıðımız hatalar, bazen geri dönüíü
olmayan sonuçlar doðurur. ñí dünya-
sında ortaya çıkan bir boíluk, siz ya da bir baíkası tarafından iyi ya
da kötü bir biçimde mutlaka doldurulur. ñnsan ömrünün büyük
bir kısmının böyle bir ortamda geçtiði bile söylenebilir. Yapmamız
gereken íeyse, dizginleri elimize almak. Pek çoðumuz için bunu
yapmak oldukça zor gibi görünse de, sanılanın aksine bu kadar da
güç deðil. Kendisi de akademik hayatında pek çok baíarılara imza
atmıí olan Öðr. Gör. Gülbin Göral, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu’nda ofis yönetimi, yönetici asistanlıðı, ideal yönetici profili konularını öðrencileriyle paylaíırken,
özel kuruluílara verdiði eðitimlerle de tecrübelerini profesyonellere aktarıyor. Kendisiyle yaptıðımız söyleíide, ií hayatında mükemmelliðe ulaímanın mümkün olduðunu anlatan Göral; profesyonelliðin öneminin altını özellikle çiziyor. Göral’a göre asıl önemli
olan, yaptıðımız iíi kendi iíimiz gibi sahiplenebilmemiz.
ñnsanı üstün kılan özellik: ñíe
yarar hayat felsefesi
ñnsanların birbirlerine üstünlükleri olduðunu biliyoruz.
Bir insanı diðerinden üstün kılan özellikler ií iliíkilerine ve
psikolojilerine nasıl yansır?
ñnsanlar farklı özelliklerle dünyaya gelmiítir; ancak hepsinin
“yeterli olma, üstün olma” gibi bir “ben” duygusuna sahip olduklarını söyleyebiliriz. Üç taí yontma iíçisinin öyküsü pek bilinir:
Taí yontmakta olan iíçilerden birine ne yaptıðı sorulur: “Para
kazanmak için uðraíıyorum.” der. ñkinci iíçi: “Okul iníaatında
çalıíıyorum.” Üçüncü iíçi ise; “Ülkenin en güzel taíını ben
yontuyorum.” diye cevap verir. Temelde hepsinin ulaíacaðı
nokta, geçimlerini saðlayacak olan parayı kazanmak olduðu
halde, üçüncü iíçinin gözünde yaptıðı iíin önemi, üstünlük
duygusuyla anlatılabilir.
Bir insanı diðerinden üstün kılan özelliklerin en
baíta geleni “ñíe yarar hayat felsefesine sahip olması
ve yaptıðı iíe bir felsefe katabilmesi”dir. “Neden” sorusunun cevabını, sahip olduðumuz felsefe verir ve
bizim amacımızı anlatır.
Marmara Üniversitesi SBMYO Öðretim
Görevlisi Gülbin Göral
42
Birlik 2008/1
Baíımızın üzerinde bir yuvarlak olduðunu düíünelim. Adı da “amaç” yuvarlaðı olsun. O amaç
yuvarlaðının içine “para” oturtuluyorsa, bu düíük
düzeyde bir “neden”dir. Halbuki “sevgi, dürüstlük,
ií ahlakı, kalite, çalıíkanlık, iíi en iyi íekilde yapmak...”
gibi, bir anlam ifade eden kavramlar topluluðunun oturtulması, iíe yarar bir felsefe geliítirmemizi saðlar. Yaptıðı
ií ne olursa olsun ona bir felsefe yükleyen insanlar, yalnızca para için çalıíanlardan farklıdır, üstündür. ñnsanın, daha
yüksek mevki ve statüye gözünü dikmeden önce, kendi kiíiliðini
geliítirmeye çalıíması ve kiíisel kalitesini yükseltmeye bakması, iíe
yarar bir felsefedir.
Ofis çalıíanlarının ortak sorunu gün içerisinde aynı verimle çalıíamamak. Bu performansı tüm gün yüksek düzeyde tutmak sizce mümkün mü?
Gün içerisinde performansımızda inií çıkıílar olması normaldir. Çünkü performansın bir formülü var. Uzmanlar diyorlar ki
Performans = Yetenek x Motivasyon. Performans ií demektir,
icra demektir. Performansın düíük ya da yüksek olması yetenek
ve motivasyonun çarpımına baðlı. ñí hayatının fırtınalı bir denize
benzediðini söylemiítik. Çalıíanın motivasyonu, o fırtınalardan ne
kadar etkilenir? Ya da bırakalım motivasyonu, yetenek kısmına dönelim. Diyelim ki bir büro elemanı 10 parmak “f” klavye yazmasını
biliyor; fakat yöneticisi ondan “q” klavye kullanmasını istiyor. Bu
durumda asistanın yeteneði düíeceði için performansı da düíecektir. O halde diyebiliriz ki, performansımızın yüksek olması; bütün
íartların bir araya getirilip onların düzenli ve dengeli bir íekilde
kullanılmasına baðlıdır. ñí arkadaíınızdan iíittiðiniz kötü bir söz,
yaptıðınız bir hata ya da yöneticinizin size kızması; güle oynaya
geldiðiniz bir ií gününde verimsiz bir çalıíma sergilemenize pekala neden olabilir. ñí hayatında performansın yüksek ya da düíük
olması, bunun gibi çok çeíitli faktörlere baðlıdır.
Profesyonelliðin ilkeleri
Performans düíüklüðünü en aza indirmek için neler yapılabilir?
ñí hayatında elbette bazı inií çıkıílar ya da bizi üzen, yoran
sözler, hareketler ve davranıílar olacaktır. Peki, her duyduðumuz
kötü sözde kırılıp dökülecek miyiz? Bu durumun profesyonellik-
le birebir baðlantısı var. Profesyonellik
“iíini en iyi yapan insan olma keyfiyetidir.” Profesyonelseniz engel tanımaz,
mutlaka o engeli aíarsınız; çünkü her
engel için mutlaka bir stratejiniz vardır. Profesyonelseniz, iíiniz ne olursa olsun dört elle sarılır ve en iyisini
yapmaya çalıíırsınız. Profesyonelseniz
daima istekli ve íevklisinizdir. Asla “
Bu kadar maaía bu kadar ií” zihniyeti
taíımazsınız. Profesyonelseniz “Hayır”
demeyi bilirsiniz ve öne sürdüðünüz
akılcı bir özürle karíınızdaki bir adım
geri bırakırsınız. Profesyonelseniz her
íeyi kuralına göre yaparsınız; ahlak, hukuk, görgü, oyun vs. hiç fark etmez. Ne
yazık ki, bugün profesyonellik deyince
insanların aklına para geliyor.
“Yönetim, baíkalarına ií gördürme sanatıdır”
Yöneticilik özellikleri sizce nasıl olmalıdır?
Yönetimde rasyonellik çok önemli bir unsurdur. Yapılan planların tam
isabet saðlaması çok büyük önem taíır.
Yönetim baíkalarına ií gördürme sanatıdır. Ben sanat diyorum. Her ne kadar
disiplin gibi görünse de aslında onu
sanatla yoðurmadıkça gerçek manada
bir sonuca varmanız mümkün olmaz.
Çünkü yöneticilik duyarlılık gerektiren
bir iítir. Siz istediðiniz kadar yönetimi
bilim olarak bilin; ama insanın duygularına hitap etmediðiniz müddetçe etkili bir sonuç alamazsınız. Mesela yö-
Birlik 2008/1
43
netimde, biçimsel boyut bir de biçimsel
olmayan boyut vardır. ñnsanların ruh
alemine girerek onları ikna etmek, inandırmak, yönetim yörüngesine almak
çok önemli bir yöneticilik özelliðidir.
Bu da insanlarla resmi olmayan boyutlarda özel bir takım dostluklar kurulmasını gerektiriyor. Günümüzde akılcı davranan yönetimler özel piknikler
düzenleyerek kurum çalıíanlarıyla özel
iliíkiler kuruyorlar. Bugün Türkiye’de
baíarılı olmuí pek çok íirket yönetimi
bu íekilde davranıyor.
Peki, ií hayatında kiíilik geliítirme noktasında sizin önerileriniz
nelerdir?
Ben bu konuyla ilgili bir formül
buldum. Derslerimde ve eðitimlerde
buna kısaca “ñPU” diyorum. Bunun
açılımı ise; ñstek, Plan ve Uygulama.
Kiíiliðinizi geliítirmek için öncelikle
bunu istemeniz lazım. Daha sonra bunun için bir Plan hazırlamalı ve Uygulamaya geçmelisiniz. Eðer uygulamaya
geçmezseniz, o istek plan aíamasında
kalır. Çünkü planlama, yönetimde statik bir evredir yani duraðandır. Bu nedenle planınızı bir an önce uygulamaya
geçirmek zorundasınız. Kiíilik geliítirmek de öyle bir íeydir. ñnsanın geliímesi yüzde 90 kendi çabaları ile mümkündür. Edison’un meíhur bir sözü vardır:
“Sanmayın ki ben her íeyi tesadüfen
buldum. Yaptıðım bütün çalıímaların
yüzde 99’u alın teridir. Ampulü buluncaya kadar beni ampule götürmeyecek
1999 tane yol öðrendim. Edison, 2000.
denemesinde bulmuí ampulü…
Yine ií ortamında iyi iliíkiler
kurabilme noktasında tavsiyeleriniz nelerdir?
ñnsanlarla iyi iliíkiler kurabilmenin
temelinde, karíıdaki insana ihtiyaçları çerçevesinde davranabilmek vardır.
Bence en önemlisi bu. Aç bir insana
yemek vermeniz, saygıya ihtiyacı olan
bir insana ise saygı göstermeniz gerekir.
Tüm bunlar, sizi o insanın gözünde yüceltir. ñkinci önemli noktaysa, insanların
kiíilik özelliklerine göre davranmaktır.
Biz buna halk dilinde “nabza göre íer-
44
Birlik 2008/1
bet vermek” deriz. Üçüncüsü ise da karíımızdaki insanın algılama
düzeyine göre hareket etmektir. Çünkü her insanın algılayacaðı
dil farklıdır. Hani Mevlana’nın bir sözü vardır: “Ne kadar bilirsen
bil, söylediklerin karíındakinin anlayabildiði kadardır.” diye. O
bakımdan algılama süreçlerimiz farklıdır. Önyargılar, yanlıí algılamalar, mesajda boílukları yanlıí doldurmalar… Mesaj iletirken ya
da alırken boíluðu yanlıí doldurabiliyoruz.
Yönetimin en önemli ilkesi akılcılıktır. ñnsanın kendini temsil ettiði en deðerli özellik ‘akıl’dır. Su hayatı,
toprak bereketi, arı disiplini, karınca çalıíkanlıðı, aslan
gücü temsil eder… ñnsan için ‘akıl’dan daha övünülecek
bir íey yoktur. Aklını iyi kullanan insan ise dünyayı temsil íeklini gayet rahat belirleyebilir ve ona bütün gücüyle
sarılır. Aklını iyi kullanmak ‘bilgi’ye dayanır. Beyninizdeki, tasarrufunuzdaki bilginin niteliði ve niceliði kadar isabetli davranıílar içine girebilirsiniz.
ñnsanın makine ya da teknoloji ile olan iliíkileri, günümüzde insanlar arası iliíkiler kadar önem kazanmıí durumda. Sanal ortamda kendini ifade etmenin ve ií iliíkilerini
düzenlemenin farklılıkları, üstünlükleri ve tehditleri üzerine neler söylenebilir?
ñnsanoðlunun “haberleíme ihtiyacı” her devirde, her sosyal
grupta var olan bir durumdur. Haberleíme iíleri sanal ortamlarda
yapılırken, teknolojinin en son gereklerini vakit geçirmeden öðrenmek ve uygulamak zorundasınız. Aksi takdirde hızlı geliíime
ayak uyduramayacaðınız için; zaman, emek vb. gibi birçok kaybınız söz konusu olacaktır. Diðer taraftan; teknoloji ne kadar geliíirse geliísin, sanal hayat insanı ne kadar sararsa sarsın, neticede insan
insandır. Birey, insani vasıflarını her zaman koruma ve sürdürme
ihtiyacı içindedir. Bizler özel arkadaí veya ií görüímeleriyle ilgili
olarak, bilgisayardan yaptıðımız yazıímalardan ziyade, bir araya ge-
lip, yüz yüze konuítuðumuzda daha mutlu olmuyor muyuz? Ayrıca sanal ortamdaki yazıímaların getireceði tehditlerin en büyüðü,
dilimizin tahribatıdır. Bilindiði üzere; yazı dili farklı, konuíma dili
farklıdır. ñnsanlar bilgisayar yazıímalarında “konuíur” gibi yazıyorlar ve bu da dilimize zarar veriyor. Oysa hepimizin dilbilgisine
ve yazım kurallarına son derece özen göstermesi gerekir.
“Daha vakit var” sözünü hayatınızdan kesinlikle çıkaracaksınız. Ben buna, “Hemen íimdi yap!” ilkesi diyorum. Daha vakit var düíüncesi kaçırılan tren demektir;
sizi beklemez ve gider. ñkincisi de kesinlikle üíenmeyeceksiniz. Buna da “Kolları sıva” ilkesi diyorum. Üçüncüsü
de “Hemen baíla” kuralı; kesinlikle ertelemeyeceksiniz,
üíenmeyeceksiniz ve hemen baílayacaksınız.
Zaman hayattır, hayatın sırrı
dengedir
Yaíadıðımız çaðda zaman hızlı bir biçimde akıyor ve biz
onun hızına yetiíemiyoruz. Herkes zamanın dar oluíundan
ve ona yetmeyiíinden íikâyetçi… Zaman ile iliíkimiz nasıl
olmalı?
Hayat bir ritimdir. Geceler, gündüzler, mevsimler, kalp atıílarımız, adımlarımız, yaðmurun yaðması… Her íey muhteíem bir
ritimle çalıíır ve hayatın içinde “zaman” dediðimiz kavrama karıíır
gider. Her íeyin bir zamanı vardır. Zamanı gelmeden veya zamanı
geçtikten sonra, o íeyi yapmanın hiçbir yararı olamaz. Zamanın
yetmeyiíinden íikâyet etmeyi anlayamıyorum. Bence, insan ne isterse yapabilir. Yeter ki, ona, o imkanı saðlayacak faktörlere sahip
olabilsin. ñíte zamanı kullanmada bu faktörler çok önemlidir. Faktörlere yön verecek olan ise insanın kendisidir. Bir baíka íekilde
söylemek gerekirse insan, yapacaðı iílerin hepsini belirli zaman
dilimleri içerisinde yapar; ancak öncelikleri belirlemek zorundadır. Bütün
mesele öncelikleri iyi hesaplamak, iyi
bilmektir. Zamanı kullanmayı eðlenceli bir ií olarak alabiliriz. Aynı anda
birkaç iíe baílayıp, önceliklerine göre
her birini tamamlayıp bitirdiðimizde,
neler yapabileceðimizi görerek mutlu
olabiliriz. Her iíin kendine özgü bir
yapılma süresi vardır. O süreleri doðru
kullanıp, iíler arasında denge saðladıðınızda; her iíi yapabilecek zamana da sahip olursunuz. Zaman hayattır, hayatın
sırrı dengedir. “Daha vakit var sözünü”
hayatınızdan kesinlikle çıkaracaksınız.
Buna, “Hemen íimdi yap!” ilkesi diyorum ben. Daha vakit var düíüncesi
kaçırılan tren demektir; o sizi beklemez
ve gider. ñkincisi de kesinlikle üíenmeyeceksiniz. Buna da “Kolları sıva” ilkesi
diyorum. Üçüncüsü de “Hemen baíla”
kuralı; kesinlikle ertelemeyeceksiniz,
üíenmeyeceksiniz ve hemen baílayacaksınız.
Tecrübelerinizden yola çıkarak,
yerel yöneticilere yönetim konusundaki tavsiyeleriniz neler olabilir?
Buradaki önemli nokta íudur ki;
insanların nabızlarını ve iílerin nabızlarını tutarak en uygun iíleri belirleyip,
yerel yöneticilerin herhangi bir zümrenin kazancına herhangi bir insanın
menfaatine bakmaksızın o belirledikleri ihtiyaçları hakkıyla yerine getirmeleri
gerekir. Burada dediðim gibi en önemli
íey insanın kendi kendini idare etmesidir. Ama bir denetim mekanizmasının
varlıðını hissettirmek de çok önemlidir.
Birlik 2008/1
45
KentKent
ve veYaíam
Yaíam
Fotoðraflar :
Nesrin Akkaí
Serhat Keskin
Bir Uygarlıðın Doðduðu Topraklar
Taíı mermer, topraðı seramik,
yapraðı ipek; kuruluí ve kurtuluíun
beíiði: Bilecik…
diyorlar. Bilecik’e ilk adımınızı attıðınızda, Osmanlı Devleti’nin
köklerinin bu topraklarda olduðunu düíünmek bile insana baíka
bir manevi haz saðlıyor.
Bu diyarlara “Taíı mermer, topraðı
seramik, yapraðı ipek; kuruluí ve kurtuluíun beíiði, ìeyh Edebâli diyarı…”
Marmara Bölgesi’nin güneydoðusunda Marmara, Karadeniz,
ñç Anadolu ve Ege Bölgelerinin kesim noktaları üzerindeki íehir,
doðudan Bolu ve Eskiíehir, güneyden Kütahya, batıdan Bursa, kuzeyden Sakarya illeri ile çevrili. Türkiye açısından büyük önem taíıyan ñstanbul, Bursa ve Eskiíehir’i birbirine baðlayan Bilecik; aynı
zamanda 4 bölgede topraðı olan tek íehir. Böyle önemli yolları,
tarihi ve kültürel misyonları sınırlarında barındıran Bilecik; uzun
zamandır, üzerindeki kabuðu kırmak için büyük çaba sarf ediyor.
Bunu tetikleyen en önemli unsur yeni kurulan Bilecik Üniversitesi… Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nin meslek yüksekokullarını uzun süre bünyesinde barındıran íehir, üniversite potansiyelinin bir íehir için öneminin farkında. Yeni projelerle, Bilecik’e yeni
bir vizyon kazandırmaya çalıían herkes Bilecik’in görünenden
daha büyük bir potansiyele sahip olduðu konusunda hemfikir.
Tarihte Bilecik
Her ne kadar, Bilecik’te yerleíim MÖ. 3000’li yıllara uzansa
da, belki de bu íehrin Türkler için önemi MS. 395 yılında Bizans ñmparatorluðu’nun yönetimi altına geçmesiyle baílıyor. Bu
dönemde bir Tekfurluk olan Bilecik toprakları, sık sık BizanslarEmeviler ve Bizanslılar- Abbasiler arasında el deðiítiriyor. 1230’lu
yıllarda Ertuðrul Bey idaresinde Selçukluların bir boyu olan Kayıların 400 çadırlık bir bölümünün Söðüt ilçesine yerleímesin-
46
Birlik 2008/1
den sonra, Bilecik için bir Türk devri baílamıí oluyor. Osmanlı
kaynaklarına göre 1281 yılında vefat eden Ertuðrul Bey’in türbesi,
Söðüt ilçesinde en çok ziyaret edilen mekândır. Bilecik’e gittiðinizde mutlaka Söðüt’e uðramalı ve 400 çadırlık bir uçbeyliðinden
bir devletin doðuíunda rol alan en önemli Türk büyüklerinden
Ertuðrul Gazi’nin türbesini ziyaret etmelisiniz.
Bunun dıíında yine, Söðüt’e yolunuz eylül ayının ilk haftasında düíerse; pek çok devlet erkânının bir araya geldiði ve Bilecik
için büyük önem taíıyan Ertuðrul Gazi ìenliklerini izleme íansına
da sahip olabilirsiniz.
Ertuðrul Gazi’nin vefatından sonra Kayıların baíına Osman
Bey geçer ve yüzyıllar boyunca hüküm sürecek devletin tohumları
da tam bu sıralarda atılır. Osman Bey, Osmanlı ñmparatorluðu’nun
kurucusu olarak tarihe, izi silinmeyecek bir imza atar. Her ne kadar, tarih kitaplarında Osmanlı Devleti’nin kurucusu olarak ismi
geçmese de, bu imparatorluðun bir de manevi kurucusu vardır.
O da yine Bilecik açısından büyük önem taíıyan Kayı Ahilerinin
baíı ìeyh Edebali Hazretleridir. Osman Bey’in 400 çadırlık Kayı
boyunu bir imparatorluk haline getirmesinde en çok katkı sahibi
olanlardan biridir ìeyh Edebali.
1280’li yıllarda henüz Bizans hâkimiyetinde olan Bilecik toprakları, 800 yıllık bir imparatorluða kucak açacaðı tarihi bekliyordu. Osman Bey Bizans topraklarına sürekli seferler düzenliyordu. Bu savaíları izleyen Selçuklu Sultanı I. Alaadin Keykubat,
Karacahisar Kalesi’ne geldiðinde burada güçlerini Osman Bey ile
birleítirdi. Kuíatma sırasında kaleyi ele geçiren Selçuklu Sultanı,
Osman Bey’e bir sancak, tuð alem ve gümüí takımlı bir at gönderdi. Karacahisar’daki Rum Kilisesini camiye çeviren Osman Bey
ilk kez bu tarihte adına hutbe okuttu. Çeíitli kaynaklar, bu olayın
Osmanlı Devleti’nin kuruluíunun ilk iíaretleri olduðu konusunda
birleíirler.
Osman Bey’in
rüyası
Bizans’ın hakimiyetindeki Batı
Anadolu, sihat diyarı olduðundan; bölgede gaza niyetiyle bulunan pek çok
kumandan, mücahit, dervií ve alim yer
alıyordu. Osman Gazi, Anadolu’nun
Osman Bey’in oðlu Orhan Gazi’ye öðüdünden
bir bölüm :
“Sakın, orduya ve zenginliðe maðrur olma. Hakiki âlim ve
ariflere, bilginlere hürmet edip,
sarayında onlara yer ver. Benim
hâlimden ibret al ki; zayıf, güçsüz bir karınca misali, hiç lâyık
olmadıðım halde buraya geldim
ve Allahü Teâlânın nice ihsanlarına ve inayetlerine kavuítum.
Sen de benim uyduðum ve uyguladıðım nizamı uygula. Muhammed Aleyhisselâmın dinini,
bu yüce dinin mensuplarını ve
itaat eden diðer tebaanı himaye eyle! Allahu Teâlâ’nın hakkını ve kullarının hakkını gözet.
Dinimizin tayin ettiði beytü’lmâldaki gelirin ile kanaat eyle!
Devletin zaruri ihtiyaçları dıíında sarfiyatta bulunmaktan son
derece sakın! Senden sonra
geleceklere de aynı nasihatlerde bulun ve iyice tembih eyle.
Daima adalet ve insaf üzerine
bulun. Zulme meydan verme.
Herhangi bir iíe baílayacaðın
zaman Allahu Teâlâ’nın yardımına sıðın! Tebaanı, düímanların ve zalimlerin saldırılarından
koru. Haksız olarak hiç kimseye
muamelede bulunma. Daima
halkını hoínut edecek íeyleri
arayıp, yapılmasını saðla. Onların gönüllerini kazanmayı,
bunun devamını ve artmasını
büyük nimet bil! Tebaanın sana
olan güveninin sarsılmamasına
son derece dikkat eyle!”
Birlik 2008/1
47
rak eski Bilecik’i seyredebilirsiniz. Bizanslılar tarafından yapılan
kalenin, íimdi sadece bazı kalıntıları ayakta kalabilmií.
Bu tarihi ziyaretinizi tamamladıðınızda bölgenin çıkıíında duran Zincirlikaya ile ilgili, birileri size mutlaka bir efsane anlatacaktır. Bize anlatılan efsane, düítü düíecek gibi, bir tepeden ayrı
duran tepeye paralel bu kaya parçasının, üzerindeki zincirle açılıp
kapanan bir kapı olduðuydu. Her ne kadar böyle bir kayayı yerinden kıpırdatmanın mümkün olmadıðını düíünsek de eski yerleíim birimine tek girií noktasının orası olması, bu efsaneyi bir an
gerçekçi kılabiliyor.
Kurtuluíun beíiði
Osman Bey
ñslamlaítırılıp, Türkleítirilmesi faaliyetine katılan bu gönül sultanlarından
ve ahilerden biri olan Karamanlı ìeyh
Edebali’nin sohbetlerini kaçırmamaya
gayret ederdi. 1277 senesinde, Edebali
hazretlerinin dergâhında misafir olduðu bir gün bir rüya gördü. Rüyasında,
hocası Edebali’nin koynundan bir ayın
çıkıp, kendi koynuna girdiðini, arkasından da kendi göbeðinden bir çınar
aðacının bitip, alemi tuttuðunu, gölgesinde nice daðların bulunup, nehirlerin
aktıðını, bir çok insanın kaynaítıðını,
kimisinin bahçe ve tarla sulayıp, kimisinin çeímeler akıttıðını gördü. Gördüðü
rüyayı ertesi gün hocasına anlattı. ìeyh
Edebali O’na: “Müjde ey Osman! Hak
Teâlâ sana ve senin evladına saltanat
verdi. Bütün dünya, evladının himayesinde olacak, kızım Mâl Hatun da sana
eí olacak.” deyip rüyasını tabir etti. Osman Bey on dokuz yaíında iken ìeyh
Edebali’nin kızı Mâl Hatun ile evlendi.
Bu evlilikten, büyümeye baílayan imparatorluðun baíına geçecek olan Orhan Gazi doðdu.
Bilecik ziyaretiniz sırasında bir tepe
üzerinde duaları bekleyen ìeyh Edebali Türbesi’ne ve hemen yanında duran
Orhan Gazi Camisi’ne mutlaka uðramalısınız. Buradan sonra eðer sarp bir
kayayı çıkabilirseniz, Osman Gazi’nin
ilk fethi olan Belikoma Kalesi’ne çıka-
48
Birlik 2008/1
Osmanlı Devleti’nin kuruluíuna baíkentlik eden Bilecik, aynı
zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında da oldukça
önemli bir paya sahip. Mustafa Kemal Atatürk’ün ñsmet Paía’ya,
“Siz orada sadece düímanı deðil, milletin makûs talihini de yendiniz.” dediði ñnönü Savaíları yine bu topraklar üzerinde kazanıldı.
Bilecik, bu kadar güçlü bir tarihi sırtında taíıyan küçük bir il.
Aslına bakılırsa, bunca önemli olaya ev sahipliði yapmıí bir kenti
düílediðinizde; belki de bu íehri açık hava müzesi sanabilirsiniz.
Ancak Bilecik’i gezdikten sonra, geriye çok da fazla tarihi eser kalmadıðını göreceksiniz. Bunun sebebi ise Bilecik’in Kurtuluí Savaíı
yıllarında 3 kere yakılmıí olmasıdır. ñígal kuvvetlerinin saldırdıðı
bu topraklar, yıkık ya da yakılmıí olsa da; yaíanmıí bir tarihin haklı
gururuyla íimdilerde dimdik ayakta.
Minareleri zamana direnen 3 tane cami karíılıyor sizi, tepeden
bakınca… Eskiden ñpek Yolu güzergâhı olduðu söylenen vadi üzerinde duran minareler, onca nefretle yakılmaya karíın zamana direniyor ve insana hüzün hissi veriyor. “Aíaðı Camiler Mevkî” olarak adlandırılan yerdeki bu minarelerden ikisi Emirler ve Karacalar
Camilerine ait. Her iki caminin de ne zaman ve kimler tarafından
yapıldıðı bilinmiyor. Bilinen tek íey, bu camilerin ve camilerin et-
rafındaki yerleíim bölgesinin iígâl sırasında “Yunanlılar” tarafından yakılmıí olduðu…
Topraðın sanatla buluítuðu köy
Bilecik’in merkezinden çıkıp ilçelerine gittiðinizde ise, gerçek bir Türk misafirperverliði ile karíılaíacaksınız. Çömlekleriyle
meíhur Kınık’a gittiðinizde, herkes size hediye olarak bir çömlek
vermek isteyecektir. Bilecik- Bozhöyük yolu üzerindeki Pazaryolu ilçesine baðlı Kınık Köyü’nde, neredeyse her ev bir sanat atölyesi gibi Yazın Kınık’a gitme fırsatınız olursa, her evde, üretilen
çömleklerin sergilediðinin görebilirsiniz. Ancak, el emeðine olan
ilginin giderek azalması çömlekçilikle uðraían aile sayısını da
bir hayli azaltmıí durumda. Köyde çömlekçilik yapan bu evlere
aynı zamanda “ocak” da deniyor. Çömlek yapımındaki topraðın
bulunması ve çömleðin yapımıyla, genellikle erkekler ilgilenirken; üzerlerine yapılan el iíleriyle, kadınlar uðraíıyorlar. Çömlek için en uygun toprak
da yine Kınık’ta bulunuyor. Öyle ki;
Türkiye’ye Bulgaristan’dan gelip burada hayatını seramiðe adayan ìakir
Aða, aradıðı topraðı sadece Kınık’ta
bulabilmií. Kınık ve çevresinde bulunan sarı renkteki demiroksit bileíimli
Topraðın hası
Kınık ve çevresi, piítiði zaman kırmızıya dönüíen
sarı renkli demiroksit bileíimli killi topraða sahip. Bu
toprak çeíidi seramikçilik için en kaliteli topraklardan
birisidir. Seramikle uðraíabilmek ve en iyi topraðı bulmak adına bütün servetini ortaya koyan seramik ustası
ìakir Aða’nın diyar diyar gezmesinin sebebi de önem
verdiði fildiíi tonundaki fon astarını en kusursuz íekilde uygulayabileceði çamura ulaímaktı.
killi topraðı oldukça kaliteli. Bu sebeple
günümüzde tanınmıí pek çok seramik
fabrikası Kınık’ta kurulmuítur. Kınıklı
çömlekçiler aynı zamanda çömlekçilikle hobi olarak ilgilenmek isteyenlere de
Birlik 2008/1
49
yaz aylarında açtıðı uygulama atölyelerinde bu iíin inceliklerini anlatıyor. Yılın belli zamanlarında gerçekleítirilen
bu etkinlik sayesinde çömleðin tarih ve
toprak kokan dünyasında bir yolculuða
çıkabilirsiniz.
Tarihi Osmaneli
evleri
Bilecik ilçelerinden biri olan Osmaneli, en çok tarihi evleriyle meíhur.
Osmaneli evleri; ahíap payandalara dayanan çıkmaları, renkli camlarla motiflendirilmií alçıtepe pencereleri ve
bezemeli ahíap tavanlarıyla bugün Osmanlı sivil konut mimarisinin güzel
örneklerini sunarlar. Osmaneli’deki
bütün yapıların bugünlere taíınmasında, temellerinde kullanılan ve bugün
hala yapısını koruyan lefke taíının payı
büyüktür.
Bilecik’te yemek
Bilecik’te öyle göze çarpan bir yemek kültürü yok. Bakıldıðında, tahıl
türleri beslenmede ilk sırayı alıyor.
Bölgeye özgü yemeklerin çoðunluðunu
hamur iíleri oluíturuyor. Yöre halkının
bir bölümü ekmeðini kendisi piíirir.
Pide, bükme, hodalak fırında piíirilen
ekmek türleridir.
Yeni sönmüí ocaðın kıvılcımlı küllü
ateíine gömülerek yapılan ve “kömme”
diye adlandırılan ekmek de yöreye has
hamur iílerinden.
50
Birlik 2008/1
Yöre halkı; makarna,
tarhana, kuskus, eriíte gibi
yiyecekleri de kendisi hazırlıyor. Geleneksel beslenme
düzeni, aðırlıðını koruyor
bu ilde. Büzme, nohutlu,
tavuklu mantı, keíkek, ovmaç çorbası, mercimekli
mantı, kesme hamur, saçta
yufka böreði, yaðlı yufka, su
böreði, keklik kebabı, güveç,
kuru fasulye, kuskus pilavı,
piruhi, samsı, pancar pekmezi, saç kebabı, köpük helvası, höímerim, kıtırcı helvası, karacaoðlu helvası, cevizli üzüm sucuðu, mantı, kavurma Bilecik’e özgü yemeklerin belli baílı olanları.
Bilecik’te yaíam
Bilecik’te hayatın en önemli dinamiklerinden birinin kente
yeni kurulan Bilecik Üniversitesi olması bekleniyor. Daha önce
de Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nin meslek yüksekokullarını
sınırları içerisinde barındıran Bilecik; zamanla öðrencisiyle uyum
içerisinde yaíayan bir kent halini almıí. Anlatılanlar da bunu doðrular nitelikte… Bundan birkaç yıl önce öðrenciler yurt haricinde
barınacak yer sıkıntısı çekerken artık Bilecik’in tamamı “kiralık”
dolu. Belediye Baíkanı Selim Yaðcı; bu konuda insanların da artık
bilinçlendiðini, öðrencilerle doðru iliíkiler kurmaları gerektiðinin farkına vardıklarını belirtiyor. Öðrenciler her ne kadar íehrin
sosyal imkânlarından pek memnun olmasa da; boí vakitlerini geçirebilecekleri kafe, internet cafe, oyun salonu, parklar, bir tane
alıíverií merkezi ve bir de sinema olduðunu görebiliyoruz. Baíkan
Selim Yaðcı da sosyal imkânların kısıtlı olduðunu farkında… Bu
sebeple yerel yönetim, pek çok yeni projeye baílamak için kolları
sıvamıí.
ìehirde bulunan kent ormanı zamanla, özellikle yaz aylarında
Bilecik halkının uðrak mekânlarından biri haline gelmií. Bilecik’te,
insanların aileleriyle birlikte zaman geçirebilecekleri yer sıkıntısı
da bu kent ormanı projesiyle çözüme kavuímuí. Yaz aylarında akíamları ya da hafta sonları ailenizle birlikte rahatsız edilmeden dinlenebileceðiniz, isterseniz mangal keyfi yapabileceðiniz, çay bahçelerinde sıcak çayınızı yudumlayabileceðiniz bir yer haline gelmií
bu orman.
ìehrin giriíinde sizi
Türkiye’nin doðal taílarla
yapılmıí ilk yapay íelalesi
karíılıyor. Bilecik, kıí aylarında özellikle akíamları
çok soðuk olduðu için siz
bu íelalenin sesini duyamıyorsunuz. Bunun yerine sizi, özellikle akarken
donmuí bir su görüntüsü
Büyük íehirler
arasında geçií
noktası
karíılaíıyor. Dilerseniz bir íehir turundan sonra bu íelalenin bulunduðu yere yapılmıí çay bahçesinde dinlenerek íehrin manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.
Bilecik’te iísizlik oranı oldukça düíük. Bilecik genelinde bulunan 6 tane Organize Sanayi Bölgesi, bölgenin istihdamının pek çoðunu karíılamaya yetiyor. Bunun dıíında Bilecik, kırsal kesimiyle
baðlantısını koparmayan bir topluluktan oluíuyor. Hemen herkes,
sık sık köyünü ziyaret ediyor ve burada çiftçilik faaliyetlerini de
devam ettiriyor.
Bilecik, söylediðimiz gibi 4 bölgede
topraðı olan tek íehir. Bu özelliði ona
jeopolitik bakımdan oldukça büyük
anlamlar yüklüyor. ñstanbul-AkdenizEge arasındaki karayolunun yer aldıðı
en önemli güzergâh ve ñstanbul- Ankara
demiryolu da Bilecik üzerinden geçiyor.
ñstanbul, Bursa, Eskiíehir, Adapazarı ve
ñzmit gibi birçok cazibe merkezine bu
denli yakın oluíu, Bilecik’in konumunu son derece önemli kılıyor.
Bilecik bugünkü görünümüyle, tarihi arka planını, yeni kurulan üniversitesini, sanayisini, ií kollarını, jeopolitik
konumu nedeniyle bir geçií noktası
olmasının saðladıðı katma deðeri en iyi
íekilde kullanarak, kabuðunu kırmaya
hazırlanan bir íehir portresi çiziyor.
Osmanlı ñmparatorluðu’nun manevi kurucusu;
ìeyh Edebali
Osmanlı Devleti'nin kuruluí yıllarında yaíamıí bir mütefekkir ve mutasavvıf, Ahi íeyhi, Osman Gazi'nin kayınpederi ve hocası, Orhan Gazi'nin dedesi bir anlamda da
Osmanlı Devleti'nin fikir babasıdır.
Kaynaklara göre, aslen Karamanlı’dır. ñlk tahsilini
memleketinde yapan Edebali, tahsilini ìam’da tamamlamıítır. Tefsir, hadis ve özellikle ñslam hukukunda uzmanlaímıítır. Mevlana gibi, zamanının büyüklerinin sohbetinde bulunmuítur. Tasavvuf yoluna girdiði, Baba ñlyas
halifelerinin ileri gelenlerinden olduðu belirtilmektedir.
Doðum tarihi kesin olmamakla beraber, 1206 yıllarında
doðduðu tahmin edilmektedir.
1326'da, 120 yaílarında Bilecik’te
vefat etmií, dergâhının yanında defn
edilmiítir. Türbesi bugün Bilecik’te
en çok ziyaret edilen mekânlardan
biridir.
ìeyh Edebali, Eskiíehir yakınlarında ñtburnu denilen
köyde yaíar, yaptırmıí olduðu zaviyede öðrenci yetiítirir
ve halkı aydınlatırdı. Bilecik’te bir dergâh yaptırmıí, Osman Gazi'yi de birçok defa burada misafir etmiítir.
Altı asırdan fazla devam edecek olan bir devletin
temelleri Osman Gazi ile atılır ve Osman Gazi’nin gördüðü bir rüyayı açıklayarak bunun ilk müjdecisi olan
ìeyh Edebali’dir. Bu sebeple ìeyh Edebali, Osmanlı
ñmparatorluðu’nun manevi kurucusu olarak kabul edilir.
Birlik 2008/1
51
ñz Bırakanlar
ñz Bırakanlar
Beíir Ayvazoðlu
Ahmet Hamdi Tanpınar’ı Okumak
Bazı yazarlar vardır, okur geçersiniz; kazancınız sadece fikir edinmií olmaktır, dönüp bir daha okumak ihtiyacını pek hissetmezsiniz.
Bazıları da vardır ki, her okunuíta
yeni bir derinliði keífedilir. Ahmet
Hamdi Tanpınar gibi…
1940’larda Garipçiler, 1950’lerde köy romanları yazan sosyalist
gerçekçiler tarafından çıkarılan büyük gürültüde Tanpınar’ın sesinin duyulmadıðı, duyulsa bile pek anlaíılmadıðı bir gerçektir. Üstelik Milli ìef devrinin, kendi tarihlerini ve kültürlerini sırtlarında
ilk fırsatta atılacak bir yük gibi taíıyan aydınlarından bazıları “Mavi
Yolculuk”a çıkmıí, Yunanî sulara doðru pupayelken gidiyor, daha
doðrusu kaçıyorlardı. Hâlbuki Tanpınar, 1932’den itibaren “kendisi için tefsir ettiði bir íarkta yaíamaya” baílamıí, Türk tarihinin
ve kültürünün meselelerine dalmıítı. Bizim sularda tek baíınaydı.
Belki tek baíına denemez, ama çaðdaíı hiçbir aydın onun kadar
derinlere dalamadıðı için üç beí kulaç sonra ister istemez tek baíına kalıyordu. Onun eserlerini verdiði geçií döneminde aydınların
gündemi o kadar farklıydı ki, uzun bir süre okunmak ve anlaíılmak íöyle dursun, ciddiye bile alınmadı. Hatta kılıðına kıyafetine
itina göstermediði için Ankara’daki öðretmenliði sırasında kendisine -büyük ihtimalle Nurullah Ataç tarafından- “Kırtipil” lâkabı
takılmıítı.
Tanpınar baíından beri hem kendi deðerinin farkındaydı, hem
de en yakın dostları tarafından bile fazla ciddiye alınmadıðının...
Günlüklerinde, Türkçeyi, hece veznini ve Türk tarzı duyuíu daha
ilerilere götürmek istediðini söyledikten sonra, yapacaðı çok ií olduðunu ifade ederek íöyle yakınmıítır: “Varsın sussunlar, varsın
okumasınlar, beðenmesinler, hayatlarına getirdiðim íeyin farkında olmadan, satıhtan beni tanısınlar, Bursa íiirimle iktifa etsinler.
52
Birlik 2008/1
Varsın en aptal íiirleri okusun(lar), gazeteler bana boykot yapsın.
Ben yine iíime devam edeceðim.”
ñstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji
Bölümü’nde, Prof. Dr. Mehmet Kaplan’ın ve talebelerinin gayretiyle eserleri ciddi bir biçimde okunup
incelense de, yıllarca üniversitenin dıíına taíamayan
Tanpınar, ancak 1970’lerde tartıíılmaya baílanmıítır.
ìurası bir gerçektir ki, o, medeniyet deðiítirme teíebbüsümüzün yarattıðı kimlik krizini ve ortadan ikiye bölünmüílüðün acısını iliklerine kadar hisseden adamdı.
Tanpınar, en azından kendi içinde bir “tamlık” haline gelebilmek için oburca okuyor, düíünüyor, yazıyordu. ñki medeniyetin
mukayesesini en yetkin biçimde yapabilecek hatırı sayılır bir “mütebahhir” (erudit), gerçek bir entelektüeldi. Onun kadar edebiyatın içinde, onun kadar íiirin, romanın, hikâyenin vb. girdisi çıktısıyla uðraímıí, daha da önemlisi, geçmií zamanları yeniden yaíanır
kılmada onun kadar ustalaímıí yazar nadirdir.
Tanpınar’ın üzerinde ısrarla durduðu en önemli mesele “devamlılık”tı. Huzur romanında sıkca üzerinde
durduðu, onun sanat ve düíünce dünyasına girebilmek
için bir anahtar olarak kullanabileceðimiz, bu kavram
birçok bakımdan Bergson’un “durée” fikrini hatırlatır ve
içinde “deðiíme” fikrini barındırır. Devamlılıðı sekteye
uðramıí veya kendini yeniden üretme kabiliyetini kaybedip içine kapanmıí kültürler yaratıcılıklarını yitirirler.
“Millî hayat devamdır”, ancak kendi içinde deðiímeyi de baíarması gerekir. Yaíayan her íey deðiímeye mecburdur, hatta canlılıðını ve güzelliðini ona borçludur. Fakat bu deðiíme mutlaka
kendi istikametinde olmalıdır. “Sıçrayabilmek, ufuk deðiítirmek
için dahi bir yere basmak lâzım. Bir hüviyet (kimlik) lâzım. Bu
hüviyeti her millet mâzisinden alıyor”. Özetle, saðlıklı bir millî hayat, dolayısıyla “millî devlet” için “devam ederek deðiímek, deðiíerek devam etmek” esastır. Kültürde ve hayatta yaíanan kırılmalar
bugün sonuçlarını yaíadıðımız derin problemlerin doðmasına yol
açar.
tir. Bu da sırtımızda aðır bir yük gibi
taíıdıðımız geçmiíi bir dinamizm
kaynaðı, hareket ettirici bir güç haline
getirmekle mümkündür. Tercümesi:
Derinlerde hâlâ çalıían, ancak üzerindeki aðır baskı yüzünden bulabildiði
çatlaklardan çarpık filizler vererek yeni
sancıların yaíanmasına yol açan tarih ve
gelenekle barıímak...
Eðer Tanpınar temel fikirlerini
muhafaza ederek günümüze kadar yaíasaydı, zannederim, artık halkın ve
hayatın devleti geride bıraktıðını, ancak
devletin olup biteni anlamakta çok zorlandıðını hayretle görecekti.
Dönüp dönüp yeniden okunacak
yazardır Tanpınar. Türk tarihinin, kültürünün ve edebiyatının meselelerine ilgi duyan herkesin Ahmet Hamdi
Tanpınar’ı ders çalıíır gibi satır satır
okuması gerekir diye düíünüyorum.
Genç dostlarımız Beí ìehir’den baílayabilirler. Sonra Saatleri Ayarlama
Enstitüsü’nü, ardından da Yaíadıðım Gibi’yi okumalıdırlar. Okumayı seven birinin, bu üç kitaptan sonra
Tanpınar’dan kopması mümkün deðildir. Diðer kitaplarını kendisi arayıp
bulacak ve onun her kitabının her okuyuíta yeni ufuklar açtıðını görecektir:
Mahur Beste, Sahnenin Dıíındakiler,
XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi, Edebiyat Üzerine Makaleler, Yahya Kemal,
Yaíadıðım Gibi, Mektuplar, ìiirler...
Bence Tanpınar’ı külliyat olarak
okumuí olmak bir ayrıcalıktır.
Hâlâ derinden yaíadıðımız kültür ikiliðini medeniyet krizine
ve devletin hayata sık sık müdahalesine baðlayan Tanpınar’ın íu
düíüncesi, bugüne de ıíık tutacak önemdedir: “Tabii íekilde ihtilal, halkın ve hayatın devleti geride bırakmasıyla olur. Bizde ise
hayat ve halk, yani asıl kütle devlete yetiímek mecburiyetinde”.
Öncelikle, cemiyetimizi zihniyet bakımından ikiye bölen ve
ameliyesini zamanla derinleítirerek içimize iíleyen ikiliðin ortadan kaldırılması gerektiðini düíünen Tanpınar, Huzur romanında
ñhsan’ın aðzından íunları söylüyor: “Evvela insanı birleítirmek.
Varsın aralarında hayat standardı yine ayrı olsun; fakat aynı hayatın ihtiyaçlarını duysunlar”. Aynı hayatın ihtiyaçlarını duymak,
anomi’nin son bulması, normların yerli yerine oturması demek-
Birlik 2008/1
53
Tarih
veveMekân
Tarih
Mekân
Tünel’in Ucundaki Huzur:
Geçmiíte dönemin birçok ünlü
yazarına, ressamına, íairine hatta
ve hatta casuslarına ev sahipliði yapan Narmanlı Han bugün kedileri, mor salkımları ve akasyalarıyla
ñstanbul’da zamana direnen ender
binalarından biri..
Bugünden 170 sene öncesine gitsek;
yitip giden bir tarih yerine Narmanlı
Han’ın avlusunda akasyalar, fresk sarmaíıklar, mor sümbüllerle donanmıí
ve içinde rengarenk balıkların yüzdüðü bir süs havuzu karíılayacaktı bizleri. Zamanı biraz daha ileriye götürsek;
54
Birlik 2008/1
Cihan Dað
Narmanlı Han
yazar Ahmet Hamdi Tanpınar’ı Narmanlı’nın bahçesinde kahvesini yudumlarken görebilecek, belki de yeni kitabının en can alıcı cümlesini düíünürken yakalayabileceðiz… Ya da ressam Bedri
Rahmi Eyüboðlu’na elleri boya içinde tuvalinin baíındayken selam
verebileceðiz… Heykellere íekil veren çekicin sesini duyabileceðiz... Narmanlı Han ya da kimilerinin deyimiyle Narmanlı Yurdu; içinde yaíayanlarla, yaíananlarla tarihin izlerini hemen fark
edebileceðiniz bir mabet, bir huzur mekanıdır. Hele de ñstiklal
Caddesi’nin gürültüsünden biraz olsun uzaklaímak isteyenler için
ideal bir yerdir.
Zamana direnen kale
ñstiklal Caddesi’nin Tünel ile buluítuðu yerin hemen yakınında bulunan Narmanlı Han, 19. yüzyılın ilk döneminde Beyoðlu
íekillenirken yapılan binalardan biri olarak tarihin sayfaları arasından yer alıyor. ñstanbul’da yaíadıðı 19 yıl boyunca kentteki pek çok
önemli yapıta imzasını koyan dönemin ünlü mimarı ñtalyan Giusseppe Fossati, Narmanlı Han’ın yapımında da çıkıyor karíımıza.
Han, mimar Fossati’nin yapımına 1843 yılında baíladıðı karíı sıradaki yeni elçilik binasının yapımı sona erene dek Rus Sefareti olarak kullanılır. Avlunun içindeki binalar hariç dıí tarafı iki katlı olan
Narmanlı, bu haliyle adeta bir kaleyi andırır. Zira binanın Sofya
Sokaðı’na bakan kısmı, yapıldıðı ilk yıllarda hapishane olarak kullanılır. Binanın üst katına, aðır ve büyük filayakları üzerine kurulu
girií merdivenlerinden çıkılır. ñki kanatlı ve çok aðır kapıları olan
Han’ın giriíi tam ortada konumlanmıítır. Ana giriíin dıíında ofis-
lere çıkan binanın yan
cephesinde iki küçük kapı
daha bulunur. Kemerli
olan giriíin çevresinde
geçmiíte at arabalarının
yanaíması ve beklemesi için yapılan íimdi ise
dükkan olarak kullanılan
boíluklar dikkat çeker.
Rus neo-rönesans üslubunun kaba örneklerinden biri olan Narmanlı Han, ilk yapıldıðı
yıllarda çok daha genií bir alandadır. Ancak 1905 yılında ñstiklal
Caddesi’ni geniíletme çalıímaları sırasında binanın bugünkü sınırına getirildiði bilinir.
Uzun süre Rus Elçiliði olarak kullanılan han, I. Dünya Savaíı sırasında Rusya ile Osmanlı’nın iliíkileri kötüleíince bakımsız
kalır. Buna raðmen 1917 Rus Ekim Devrimi sırasında hala sefaret
durumundadır. Öyle ki Rusya’dan kaçan çok sayıda mülteciye ev
sahipliði yapar. Cumhuriyet dönemiyle birlikte binada Rus devletine ait sadece iki tane resmi turizm bürosu faaliyetini sürdürmektedir. 1920’li yıllarda ise sosyalist ideolojinin etkili isimlerinden Rus Troçki de Narmanlı Han’a konuk olur. O’ nun Türk
sosyalistleriyle iliíkiye geçmesinden çekinen Türk istihbaratçıları
her adımını izlerler. Ama Troçki’yi izleyen sadece Türk ajanları
deðildir. ìu an içinde onlarca kedinin tembellik yaptıðı avlunun
zeminini, baíta Sovyet ajanları olmak üzere, bir çok devlete mensup istihbaratçılar da aíındırırlar.
O dönem yerleri Eminönü’nde olan Narmanlı kardeíler
ticaretle uðraímakta ve zamanın hatırı sayılır zenginlerindendir. Aynı zamanda sanatsever olan kardeíler, hanı
satın aldıktan sonra ofislerini Narmanlı’nın ikinci katına
taíırlar. Arabaların yanaítıðı boílukları ise vitrinlerle kapayıp dükkan haline getirirler. Binaya kendi isimlerini veren
kardeílerin, handaki odaları, Anadolu’dan gelen tüccarlara yüksek fiyatlarla kiralamak gibi bir niyetleri yoktur. Narmanlı Han bir sanat merkezi olacaktır.
Sadece onlar mı? Ya dükkanları kiralayanlar. ñz bırakmadan, ayrılan yoktur o dükkanlardan. Nedense yıllardır
resmi iíler için kullanılan avlunun içindeki tek katlı bina haricindeki dükkanlarda çeíitli kitabevleri, sahaflar, müzikevleri vardır. Andrea Kitabevi yanında
halıcı Antoine Visconte, Sahaf Hayım,
Ulus Gazetesi’nin temsilcisi Neí’et
Atay Bey... Son olarak ise öðrencilerin
ve müzik tutkunlarının buluíma mekanı olan ve kapılarını 1996 yılında kapatan Deniz Kitabevi…
Günümüzde ikinci dereceden tarihi eser kapsamında olan Narmanlı
Han; ñstiklal Caddesi cephesindeki
dükkanlarda, avlusu içinde bulunan
Beyoðlu II. Noteri’nde, birkaç küçük
ofis, bir iki konut ve bir atölyede sayıları gün geçtikçe azalan konuklarını aðırlamaya devam ediyor.
Rus elçiliðinden sanat
mabedine
Tarih 1933 yılını gösterip bu iki büro da taíınınca, bina Avni ve
Sıtkı Narmanlı kardeílere satılır. ñçinde ressamlar en güzel eserlerini verecek, yazarlar en nitelikli yazılarını yazacak, heykeltıraílar
atölyelerde olmaz denilen ayrıntıları, iíledikleri taílara yansıtacaklardı. Bu nedenle odalar yüksek kira bedelleri yerine dönemin en
önemli sanatçılarına çok ucuza kiralanır. Kimler yoktur ki aralarında... Ressam Bedri Rahmi Eyüboðlu’ndan Aliye Berger’e, yazar
Ahmet Hamdi Tanpınar’dan heykeltıraí Firsek Karol’e kadar pek
çok sanatçı huzuru yakalar Narmanlı’nın mor salkımlı, akasyalı ve
kedileriyle ünlü avlusunda.
Birlik 2008/1
55
Hayrabolu
Hayrabolu
Trakya’nın orta yeri:
Aynur ìenol
Hayrabolu
Türkiye’deki ayçiçeði üretiminin
%10’u gibi büyük bir bölümünü tek
baíına karíılayan Hayrabolu, hem
zirai hem de ticari bir atılım gerçekleítirmenin eíiðinde. Sanayinin
daha da geliímesi için uygulanmakta olan Yerel Kalkınma Programı da
Hayrabolu’daki ekonomik sıçramanın bir baíka göstergesi.
Trakya’nın en eski yerleíim yerlerinden biri olarak bilinen ve 2500 yıllık
bir tarihe sahip olan Hayrabolu, 1357’de
Osmanlılar tarafından Bizans’tan alınarak Türk topraklarına katıldı. ñlçe
sınırlarında bulunan tarihi eserlerden;
tarih boyunca Makedon, Hun, Avar,
Peçenek, Bulgar gibi milletlerin akınlarına uðradıðı ve bu devletlerin yerleíim
birimi olduðu okunabilen Hayrabolu,
Türkler’in fethine kadar Roma ñmparatorluðu’ nun hakimiyetinde kaldı. Hayrabolu daha sonraki yıllarda, Avrupa’ya
fetihlere giden Osmanlı ordusunun
konaklama ve karargâh merkezlerinden
biri olarak önemli baíarıların kazanılmasında da pay sahibi oldu.
Türk tarihi açısından böylesine
önemli bir yere sahip olan ilçe bugün,
ekonomiyi geliítirmeye yönelik attıðı
adımlarla da adından söz ettiriyor. 1869
yılında ilçe olarak kabul edilen ve belediye teíkilatı kurulan Hayrabolu’yu,
Belediye Baíkanı ìener Çelikayar’dan
dinledik. Hayrabolu’da gerçekleítirilen
ekonomik ve sosyal projeleri bizlerle
paylaían Çelikayar, ilçedeki en büyük
sorunun iísizlik olduðunu söyleyerek
uygulanan Yerel Kalkınma Programı ile
bu ve benzeri sorunların ortadan kaldırılacaðı müjdesini veriyor.
Hayrabolu Belediyesi’nin Tekirdað ili ve Türkiye açısından yeri ve
öneminden bahseder misiniz?
Bizce Hayrabolu denince ilk akla gelenler; ayçiçeði tatlısı, tarım makineleri
56
Birlik 2008/1
ve çalıíkan insanı. Bu yönleriyle Hayrabolu’yu “kazançlı yatırımın
adresi” olarak da ifade edebiliriz. ñlçemiz, Tekirdað’ın en eski yerleíim yerlerinden birisi olmakla birlikte; tarımsal faaliyetleri ve tarım makineleri imalatı açısından da son derece önemli bir merkez
durumunda. Buðday, ayçiçeði, íeker pancarı, çeltik öncelikli ve en
önemli zirai ürünlerimiz. Bugün ülkemizde üretilen ayçiçeðinin
%10’u Hayrabolu’da yetiítirilmektedir. Organize Sanayi Bölgesi
ile de bölgemiz ve ülkemiz açısından yükselen bir ekonomik deðer. Bunun yanı sıra bu yıl Dünya Gıda Örgütü (FAO) tarafından
ödüle layık görülen ilçemize mahsus bir peynir tatlımız da var.
Size göre Hayrabolu’nun en büyük eksikliði nedir? Belediye olarak siz bu eksiklikleri gidermek için ne gibi çalıímalar yapıyorsunuz?
Hayrabolu’ nun en büyük problemini iísizlik olarak ifade edebiliriz. Ancak bize göre daha da önemlisi sahip olduðu potansiyeli ve imkânları kullanamamasıdır. Hayrabolu zengin tarımsal
faaliyetler sonucu oluíturduðu katma deðeri ve tarım makineleri
imalatını yeterince gerçekleítirememektedir. Daha profesyonel bir
yaklaíımla hedefleri yükseltmeli ve birlikte ií yapabilme yeteneðini
biraz daha geliítirmeliyiz. Bu konuda hergün mesafe kaydederek
mevcut geliíme trendini sürekli yükseltme gayretindeyiz.
ñísizlik sorununun çözümü
Belediye olarak iísizlik sorununun giderilmesine yönelik ne gibi çalıímalarınız var?
Bu konuda ciddi çalıímalarımız var. Her türlü ticari faaliyete
öncülük ediyor, destek veriyor, teívik ediyoruz. ñíletmelerimizin
vizyonunu geniíletmesi için gayret gösteriyor, fuarlara katılıyor,
paneller tertip ediyoruz. Ayrıca bir Yerel Kalkınma Programı uyguluyoruz. Bu programın en önemli ayaðı ise Organize Sanayi
Bölgesinin faaliyete geçmesi. Bunun da iísizliðe çare olmasını hedefliyoruz. Geldiðimiz nokta itibariyle OSB fiziki olarak tamamlanmıí, artık yatırım süreci baílamıítır.
coíku ile heyecanın en yüksek seviyelerde olduðu ve Türkiye’nin tanıdıðı
bir organizasyona dönüítü.
Kent kimliðini ve kentlilik
bilincini oluíturacak faaliyetler
gerçekleítiriliyor
Ayçiçeði Festivali’nde; Ayçiçeði
Sempozyumu, arıcılık ve bal, hayvancılıðın geliítirilmesi, Organize Sanayi
Bölgesinin geliímesi, Sarban-ı Ahmet’i
anma gibi birçok panel ve toplantı düzenlenmií böylelikle festivale bilimsel,
ekonomik, sosyal ve kültürel bir boyut
kazandırılmıítır. Bu toplantı ve panellere konusunda uzman, deneyimli yerli
ve yabancı konukların katılması saðlanmıítır. Yine Ayçiçeði Festivali’nde fuar
alanı oluíturularak; hem yerli zirai alet
ve makinelerimizin teíhiri yapılmıí
hem de ulusal ve uluslararası birçok
firmanın otomotiv, traktör ve makine
teíhirinin imkânı saðlanmıí, bu sayede
ilçemiz festival boyunca bölgemizin cazibe merkezi haline gelmiítir. Festival
süresince ilçemiz, günlük ortalama 40
bin konuðu aðırlamıítır.
Belediye olarak kültürel ve sosyal hizmetlere verdiðiniz
önemden ve bu konudaki çalıímalarınızdan bahseder misiz?
Hayrabolu Belediyesi olarak ekonomik kalkınmanın yanında
kent kimliðini ve kentlilik bilincini oluíturacak kültürel ve sosyal
faaliyetlere de oldukça önem veriyoruz. Eðitime her aíamada destek vererek; gerek yeni okulların yapılması gerekse var olan okullarda daha iyi íartların saðlanması adına çalıímalar yapıyor ve kitap
okuma kampanyaları düzenliyoruz. Devlet Tiyatrolarının ilk kez
sahne alması, Belediye Tiyatroları, sempozyumlar, anma günleri,
tarihi ve kültürel mekân gezileri, ilçemize ekonomik ve kültürel
kimlik kazandırma adına baílattıðımız Ayçiçeði Festivali ve bu festival kapsamındaki zengin etkinlikler baílıca faaliyetlerimizdir .
Yine sosyal belediyecilik faaliyetleri kapsamında; iftar çadırlarının kurulması, gıda, erzak, kömür daðıtımı yapılması, ihtiyaç sahibi
çocukların giydirilmesi, toplu sünnet ve nikâhların düzenlenmesi,
üniversite öðrencilerine burs verilmesi, engelli vatandaílarımıza
tekerlekli sandalye temin edilmesi ve ücretsiz saðlık taramaları gibi
faaliyetlerimiz bulunuyor.
Hayrabolu’da her yıl Ayçiçeði Festivali düzenleniyor.
Festivalin içeriðinden ve Hayrabolu için öneminden bahseder misiniz?
Ayçiçeði Festivali ilçemizde daha önce düzenlenen Aðustos
ìenlikleri’nden yola çıkılarak, bu organizasyonun geliítirilmesiyle
ortaya çıktı. Festivalin; ilçemizin en önemli unsuru olan ayçiçeðini merkezine alan, halkın sahiplenebileceði, ilçemize ekonomik
ve kültürel kimlik kazandıracak bir çalıíma olmasını amaçladık.
Böylelikle festival; önceki halinin aksine binlerce insanın katıldıðı,
Hayrabolu Belediye Baíkanı ìener Çelikayar
Siz aynı zamanda MBB Meclisi
AB’ye Uyum ve Uluslararası ñliíkiler Komisyonu Baíkanı olarak görev yapıyorsunuz. Geçtiðimiz günlerde bir heyetle Brüksel’e gittiniz,
buradaki temaslarınızdan bahseder
misiniz?
MBB Meclisi AB’ye Uyum ve
Uluslararası ñliíkiler Komisyonu Baíkanı olarak, Birlik Baíkan Vekili, Birlik
Encümen Üyesi ve AB ve Uluslararası iliíkiler danıímanımızla birlikte AB
Bölgeler Komitesi Türk Çalıíma Grubu toplantısına katıldık. Türkiye’den ilk
defa böyle bir toplantıya MBB olarak
davetli olmamız sevindirici. AB müzakere sürecinde Yerel Yönetimlerin
fevkalade olumlu katkılar saðlayacaðını
düíünüyorum. Katıldıðımız toplantıda, Brüksel’de temsilciliði bulunan
ülke ziyaretlerimizde ve AB Komisyonu merkezinde yaptıðımız ziyaretler
son derece önemlidir. Bu toplantı vesilesiyle AB Bölgeler Komitesi Türkiye
Çalıíma Grubunun bundan sonraki ilk
toplantısının ñstanbul’da yapılması kararı alınmıítır. Bu önemli bir aíamadır.
MBB olarak AB müzakere sürecinin
ülkemiz açısından olumlu bir seyir izlemesine katkı saðlayacak her türlü çalıímaya öncülük etnede kararlıyız.
Birlik 2008/1
57
Söðüt
Söðüt
Türk’ün Bayram Yeri:
Aynur ìenol
Söðüt
Bir imparatorluðun kurulduðu coðrafya olarak Türk tarihinde
önemli bir yere sahip olan Söðüt, küçük bir alanda kurulu olmasına karíın sanayi, tarım ve imar faaliyetleriyle canlı kalmaya devam ediyor.
Söðüt toprakları; 400 çadırlık aíiretten bir cihan devletinin, Devlet-i Ali
Osmaniye’nin doðduðu, ulu çınarın
kök salıp filizlendiði ulvi topraklardır.
Bu topraklar; kuruluíun olduðu kadar, kurtuluíun da beíiði. Azeri’nin,
Kazak’ın, Türkmen’in, Özbek’in,
Kırgız’ın, Kıbrıs Türkü’nün, Yörüðün,
kısacası Anadolu renkliliðinin bir iz dü-
Söðüt hakkında:
Ertuðrul Gazi’nin babası Gündüzalp, 4 oðlu ve aíireti ile bugünkü
Türkmenistan’ın Merv bölgesinden,
Anadolu’ya “önce toprak, sonra
bayrak sahibi olmak” için yaptıkları
göç esnasında Fırat Nehri’ni geçerken boðulur. Oðullarından Sungurtekin ve Gündoðdu Beyler, bu olayı
uðursuzluk sayarak nehri geçmek
istemez ve geri dönerler. Fakat anneleri Hayme Ana ile diðer oðulları
Ertuðrul ve Dündar Beyler, maiyetlerindeki 400 çadırlık ahali ile birlikte
babalarının ideallerini gerçekleítirmek üzere yola koyulurlar. Anadolu
Selçuklu Sultanı I. Alaaddin Keykubat
özellikle Eskiíehir bölgesinde Sultan
Höyük, Söðüt ve Domaniç’in fethinde
gösterdikleri baíarıdan dolayı Ertuðrul Gazi ve aíiretine Söðüt’ü kıílak,
Domaniç’i ise yayla olarak verir. Bu
durum karíısında Hayme Ana oðlu
Ertuðrul Gazi’ye;
“Oðul,
Anayurttan ayrılalı yıllar geçti.
Deli rüzgarlar önünde oradan oraya
savrulduk. Beylik otaðını kurduðumuz íu yaylalar, artık son duraðımız,
son konaðımız olsun.” deyince, 623
yıl sürecek bir Cihan Devleti’nin temelleri Söðüt’te atılmıí olur.
58
Birlik 2008/1
íümü ve adeta bir bayram yeridir. Tarihte bu denli önemli izler
bırakmıí ilçeyi, Belediye Baíkanı Halil Aydoðdu anlattı.
Size göre Söðüt’ün en büyük eksikliði nedir? Belediye
olarak siz bu eksiklikleri giderme noktasında ne gibi çalıímalar yapıyorsunuz?
ñçme suyu sıkıntısı, Söðüt’ü Eskiíehir ile Bilecik’e baðlayan yol
ve tanıtım problemi baílıca sorunlarımız. Söðüt, su yönünden oldukça sıkıntılı bir bölgeydi. 2000 yılında baílattıðımız Bilecik Karasu Grup ñçme Suyu Projesi ile nihayet 2007 yılı itibariyle ilçemize su getirmeyi baíardık. Bizimle beraber toplam yedi belediyeye
su götürecek proje artık bitme safhasına gelmií durumda. Proje
henüz tamamlanmamıí olmasına karíın, ciddi biçimde içme suyu
sıkıntısı çeken ilçemize kısmi olarak su verilmiítir.
Bunun yanında Söðüt’ü Eskiíehir, Bilecik ve Bozüyük’e baðlayan yollar çok kötü durumda idi. Karayolları ile yaptıðımız görüímeler sonucunda Söðüt–Bilecik ve Söðüt–Eskiíehir yollarının
projelendirilmesi tamamlandı ve 2001 yılında Söðüt–Bilecik yolunun ihalesi yapılarak çalıímalara baílandı. Büyük bir ihtimalle
bu yol, 2008 yılı içerisinde tamamlanacaktır. Söðüt–Eskiíehir yolunun ihalesinin ise 2008 yılı içerisinde yapılacaðını umut ediyoruz. Burası da tamamlandıðında Söðüt’ün yol problemleri büyük
ölçüde bitmií olacaktır.
Bir baíka problem Söðüt’ün tanıtımındaki eksiklikler de. Bunun için de gerek yurt içinde gerekse yurtdıíında çeíitli tanıtım
faaliyetleri gerçekleítirmek için belediye olarak elimizden geleni yapıyoruz. Bu anlamda yaptıðımız çalıímaların en önemlisi
“Ertuðrulgazi’yi Anma ve Söðüt ìenlikleri”dir.
Söðüt halkı geçimini nasıl saðlıyor?
Söðüt’ün taíı, mermer; topraðı, seramik; yapraðı da ipektir. Söðüt halkının en önemli geçim kaynaðı ise sanayidir. Halkımızın bir
kısmı topraða dayalı seramik ve ateí tuðlası fabrikalarında ve çok
az bir kısmı da mermer fabrikalarında çalıímaktadır. Bu oranın
dıíında kalanlar ise genellikle tarım ile geçinmektedir. Maalesef
ilçemizdeki ipekçilik faaliyetleri oldukça düíük seviyededir.
ñísizlik sorunu
Bölgenizde iísizlik oranı yüksek mi? Gençlere ií imkanı
saðlayan alanlarınız var mı?
Bölgemizdeki iísizlik oranı son zamanlarda iyice artmıí durumda. Özellikle seramik sektöründeki olumsuz geliímeler bir
fabrikamızın kapanmasına neden oldu. Diðer fabrikalar ise ekonomik zorluklar nedeniyle iíçi çıkardıðından, iísizlik oranı had
safhaya yükseldi. ñísizliðe çözüm noktasında Özel ñdare tarafından
yapılan Söðüt Organize Sanayi Bölgesi’nin altyapı çalıímaları bir
an önce tamamlanmalı ve sanayiciye teslim edilmelidir.
Söðüt Belediyesi olarak yürüttüðünüz projeler hangi
aíamada?
Söðüt Belediyesi olarak yürüttüðümüz üç önemli proje vardır. Bunlardan birincisi 2100 metrelik Oðuzkent Yolu Projesi.
Projenin yol kısmı tamamlandı ve taí parkesi döíendi. Sırada yaya
kaldırımlarının tamamlanması var. ñkinci önemli proje ise, íehir
içerisinde yaptırdıðımız yeni ií merkezi binası. Kabası tamamlanan
binanın ince iíleri bu yıl bitirilecek. Üçüncü projemiz de Söðüt’e
daha modern bir görünüm saðlayacak olan yeni íehirlerarası otobüs terminali projesi. Hedefimiz, projeye 2008 yılı içerisinde baílamak ve bitirmek. Yine 2008’de hayvan pazarı projesi ile çaríı içi
düzenleme projelerine baílanacak olup, aynı yıl içerisinde bitirilecektir.
Tarım arazilerinin daha verimli hale getirilmesi ve altyapı çalıímaları adına belediyenizce yürütülen çalıímalardan
söz edebilir misiniz?
Söðüt’te çok fazla tarım arazisi olduðu söylenemez. ñlçemize
baðlı Çaltı ve Küre Beldesi tarım ile uðraímaktadır. Beldelerimiz
ve köylerimizde tarımın geliítirilmesi için bizler de her türlü yardımı yapmaktayız.
Sosyal etkinliklere destek
Söðütlülerin sosyal etkinliklerine ve günlük yaíantılarının düzenlenmesine yönelik belediyenizin katkıları nelerdir?
Belediye olarak biz, her zaman Söðüt halkının sosyal etkinlik-
Söðüt Belediye Baíkanı
Halil Aydoðdu
lerden yararlanmasını amaç edindik.
Söðüt’ü daha yaíanabilir bir yer yapmak
için uðraí veriyoruz. Bu amaçla sinema
salonu, kültür merkezi, parklar, sosyal
tesisler inía ediyoruz. Buraların çalıíabilir hale gelmesi için öncülük ediyor,
esnafa destek olmaya çalıíıyoruz.
Ertuðrul Gazi’yi Anma ve Söðüt
ìenlikleri her yıl tekrarlanıyor. Bu
íenlikler hakkında neler söylemek
istersiniz?
“Ertuðrulgazi’yi Anma ve Söðüt
ìenlikleri” gerek ilçenin tanıtılması
gerekse Ertuðrul Gazi Bey baíta olmak
üzere tüm Türk büyüklerimize ahde
vefanın gösterilmesi açısından oldukça
önemlidir. Dünyada eíi benzeri olmayan bu törende, Ertuðrul Gazi Bey’in
saðlıðında baílayan toy (yemek verme
ve íenlik yapma) geleneði kendisinin
ölümünden sonra devam ettirilmektedir. Hem bu geleneði sürdürmek hem
de Ertuðrul Gazi’yi anmak için Söðütlüler, Yörükler kısaca bütün Türk milleti; her yıl eylül ayının 2. pazar günü,
ataları Ertuðrul Gazi’nin türbesinde
toplanıp yüzlerce koyun ve erkeç keserek íifalı pilavlar, bazlamalar, gözlemeler piíirerek çadırlarda ikramlarda
bulunurlar. Söðüt, bu törenlerde, ülkenin dört bir yanından ve yurt dıíından
gelen misafirleri aðırlamaktadır.
Birlik 2008/1
59
YerelYerel
Geliíim
Geliíim
Dr. Ülkü Arıkboða
ñBB Gelirler Müdür Yardımcısı
Yerel Yönetim Gelirlerinde Reforma Doðru
Son yıllarda, kamu yönetiminde
dönüíüm ve buna paralel olarak Yerel
Yönetim Reformu çalıímaları kapsamında il özel idareleri, belediyeler ve
büyükíehir belediyelerini doðrudan
ilgilendiren temel kanunlar yeniden
hazırlanmıí, güncellenmií, bu kanunlarla yerel yönetimlerin görev ve yetkileri eskiye oranla artırılmıítır. Ancak,
bu temel yasal düzenlemelerden sonra,
Yerel Yönetim Reformunun ikinci aíaması olması gereken yerel yönetimlerin
gelirlerine iliíkin düzenlemeler bugüne
kadar bir türlü tamamlanamamıí, reformun bir ayaðı eksik kalmıítır. Geçen
yasama döneminde hükümet tarafından
hazırlanan “ñl Özel ñdaresi ve Belediye
Gelirleri Kanun Tasarısı” 26.09.2006
tarihinde meclise sunulmakla birlikte,
kanunlaíamamıítır. 06.02.2008 tarihinde Meclis ñçiíleri Komisyonu ile Plan
ve Bütçe Komisyonu gündemine tekrar
alınan bu tasarının, hem yerel yönetim
reformunun eksik kalan kısmını tamamlayacaðı, hem de mevcut durumda
yerel yönetimlerin gelir yapısına iliíkin
birçok sorunun çözümüne önemli bir
60
Birlik 2008/1
katkı saðlayacaðı düíünülmektedir.
“ñl Özel ñdaresi ve Belediye Gelirleri Kanun Tasarısı” ile yerel
yönetimlerin gelirleri bütüncül bir yaklaíımla ele alınmıí, öz gelirler güncellenmií ve transfer mekanizması (merkezi yönetimin
yardım mekanizması) yeniden yapılandırılmıítır.
Mevcut durumda belediyelerin gelir kaynakları 5393 sayılı Belediye Kanunu, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu ile, il özel idarelerinin gelir kaynakları ñl
Özel ñdaresi Kanunu, büyükíehir belediyelerinin gelir kaynakları
2464 sayılı kanun ve 5216 sayılı Büyükíehir Belediye Kanunu ile
düzenlenmekte; ayrıca, merkezi yönetim tarafından genel bütçe
vergi gelirlerinden aktarılan paylara iliíkin usul ve esaslar 2380 sayılı kanunda yer almaktadır. Tasarıda yerel yönetimlerin gelirleri
bütüncül bir yaklaíımla ele alınarak, il özel idareleri ve belediye
gelirleri tek bir kanun ile düzenlenmekte ve merkezi yönetim tarafından genel bütçe vergi gelirlerinden aktarılacak paylar da yine
aynı kanun kapsamında ele alınmaktadır.
Tasarı, yerel yönetimlerin öz gelir kaynakları açısından incelendiðinde, en büyük yenilik, mevcut gelir kaynaklarının güncellenme ve yenilenme çalıímasıdır. Bunun dıíında, mevcut öz gelir
yapılanmasının korunduðu, yerel yönetimlerin mali özerklikleri
ve gelir yaratma kapasiteleri konusunda bir geliíme kaydedilemediði görülmektedir. Mevcut vergilerden Yangın Sigorta Vergisi öz
gelir yaratma potansiyelini yitirdiði, Haberleíme Vergisi de çifte
vergilemeye sebep olduðu ileri sürülerek kaldırılmıí, Konaklama
Vergisi adı altında yeni bir vergi ihdas edilmiítir. Günümüzde
güncelliðini yitiren bazı harçlar kaldırılarak (Tellallık Harcı, Ölçü
ve Tartı Aletleri Muayene Harcı vs.), maktu harç tarifelerinin her
yıl yeniden deðerleme oranında artırılması saðlanmıítır. Ancak,
mevcut sistemde olduðu gibi, tasarıda da yerel yönetimlerin vergi
ve harçların oranlarını belirleme yetkisi bulunmamaktadır.
Öz gelir kaynakları açısından incelenmesi gereken bir baíka
husus, büyükíehir belediyeleri ile ilçe belediyeleri arasındaki yetki
paylaíımıdır. Tasarının kurguladıðı sistemde, öz vergi gelirlerini
toplama konusunda büyükíehir belediyeleri ile ilçe belediyeleri
arasındaki yetki paylaíımında “yetkili idare” ilkesinden çok, “paylaíıma dayalı bir sistem”in öngörüldüðü anlaíılmaktadır. Mevcut
durumda vergi tahsilatı konusunda genel olarak “yetkili idare ilkesi” kabul edilmií, yalnızca Çevre Temizlik Vergisi ve Eðlence
Vergisi’nin ilçe belediyeleri ile büyükíehir belediyeleri arasında
paylaíımı öngörülmüítür. Ancak, tasarı ile tamamen paylaíıma
dayalı bir sistemin getirilmeye çalıíıldıðı görülmektedir. Tasarıya göre, büyükíehir belediyeleri yalnızca Eðlence Vergisi tahsilatı konusunda (kendi alanında ) yetkili iken, diðer bütün belediye
vergileri ilçe belediyeleri tarafından tahsil edilecek ve bu vergilerden kanunda öngörülen oranlarda büyükíehir belediyelerine pay
ayrılacaktır. Böyle bir sistemin (özellikle büyükíehir belediyelerine aktarılacak payın %75’e ulaítıðı ñlan ve Reklam Vergisi’nde)
ilçe belediyelerinin vergi toplama gayretini olumsuz etkilemesi ve
vergi toplama maliyetine yüklenen bu verginin belirli bir oranını
baíka bir idareye aktarmak konusunda isteksiz davranması gibi bir
sakıncası ortaya çıkabilecektir. Bunun yerine, bazı vergilerin ilçe
belediyelerine, bazı vergilerin büyükíehir belediyelerine bırakılması, vergi tahsilatında etkinlik ve idareler arası iliíkiler açısından
daha olumlu sonuçlar verebilecektir.
Tasarının getirdiði en büyük yenilik, yerel yönetimlere merkezden yapılan transfer mekanizması alanında ortaya çıkmaktadır.
Tasarı ile genel bütçe vergi gelirlerinden yerel yönetimlere pay
verme sistemi ve daðıtım yöntemi yeniden tasarlanmıítır. Bu yenilik ile son yasal düzenlemelerle yerel yönetimlerin artan görev
yükünü bir ölçüde de olsa karíılayabilecek bir gelir artıíının saðlanması ve yerel yönetimler arasındaki gelir eíitsizliklerinin giderilmesi hedeflenmiítir.
Tasarının öngördüðü sistemde, genel bütçe vergi gelirleri tahsilatından yerel yönetimlere pay ayrılırken, mevcut sistemde kapsam dıíı tutulan bazı vergiler (Petrol ve Doðalgaz Ürünlerinden
Alınan Özel Tüketim Vergisinin tamamı, Motorlu Taíıtlardan
Alınan Özel Tüketim Vergisinin %28’i, Alkollü ve Gazlı içeceklerden Alınan Özel Tüketim Vergisi’nin % 60’ı, Özel ñletiíim
Vergisi) daðıtım havuzunun içine dahil edilerek, havuzun kapsamı
geniíletilmií, merkezi yönetim vergi gelirlerinin tamamından pay
ayrılması esası benimsenmiítir. Bu deðiíikliðin, yerel yönetimlerin genel bütçe vergi gelirlerinden alacakları payda yaklaíık yüzde
20 oranında artıía neden olacaðı hesaplanmıítır.
Ayrıca, her bir yerel yönetim birimi için, genel bütçe vergi gelirlerinden tek bir pay ayrılması öngörülerek, sistem basitleítirilmiítir. Büyükíehir belediyelerinin mevcut durumda büyükíehir
belediye sınırları içindeki vergi gelirlerinden aldıkları paylar ile ñller Bankası
aracılıðıyla genel bütçe vergi gelirlerinden aldıkları paylar kaldırılarak, genel
bütçe vergi gelirlerinden büyükíehir
belediyeleri için tek bir pay ayrılması
esası benimsenmiítir. Tasarıya göre,
genel bütçe vergi gelirlerinden il özel
idareleri için yüzde 1,15, belediyeler
için yüzde 3,20, büyükíehir belediyeleri için yüzde 5, büyükíehir belediyeleri
sınırları içindeki ilçe belediyeleri için
yüzde 1,65 oranında pay ayrılacaktır.
Payların daðıtımı konusunda ise her
bir yönetim türü için farklı bir daðıtım
mekanizması söz konusudur. Büyükíehir belediyeleri için yapılacak daðıtımda
büyükíehir belediyelerinin nüfusa göre
üç gruba ayrılması, büyükíehir belediye
sınırları içindeki ilçe ve ilk kademe belediyelerine ise yalnızca nüfus esasına
göre daðıtım yapılması öngörülmüítür.
ñl özel idareleri için, nüfusun yanı sıra;
illerin yüzölçümü, kırsal alan nüfusu,
geliímiílik endeksi; belediyeler için ise,
geliímiílik endeksi ve performans sonuçlarının da yer aldıðı bir formül uygulanması benimsenmiítir. Dolayısıyla,
bu transfer sisteminin mevcut sisteme
göre yerel yönetim birimleri arasındaki
yatay eíitliði (görev-gelir dengesi arasındaki farkın eíitlenmesi) saðlama hedefini daha fazla gözettiði söylenebilir.
Ancak, sistem henüz test edilemediði
için mevcut kriterlerin bu eíitliði ne ölçüde saðlayabileceði, baíarılı bir íekilde
uygulanıp uygulanamayacaðı cevaplanacak sorular arasındadır.
Sonuç olarak “ñl Özel ñdaresi ve Belediye Gelirleri Kanun Tasarısı” mevcut
gelir yasalarının güncellenip bir çatı altında birleítirilmesi, yerel yönetimlerin
etkin bir gelir yapısına kavuíturulması,
yeni bir transfer mekanizmasının getirilerek yerel yönetimlerin gelir artıíının
ve yerel yönetim birimleri arasındaki
yatay eíitliðin saðlanması açılarından
önemli bir adım olarak kabul edilebilir.
Ancak, bu tasarıda da yerel yönetimlerin mali özerkliklerinin artırılması
konusunda çok fazla düzenlemeye yer
verilmediði dikkat çekmektedir.
Birlik 2008/1
61
Caddebostan’da ñki
Büyük Müzik Virtüözü
Caddebostan Kültür Merkezi 19 ìubat gecesi Kadıköy Belediyesi’nin de katkılarıyla iki dev
ismi aðırladı.
Kadıköy Belediyesi Kadıköylüleri sanatla buluíturmaya devam ediyor. Operadan tiyatroya dek sanatın hemen her dalında amatör ya da profesyonel
sanatçılara destek veren Kadıköy Belediyesi son olarak iki önemli ismi Caddebostan Kültür Merkezi’nde
aðırladı. 30 yılı aíkın sanat yaíamını ‘Sahnede 30 Yıl’
albümüyle taçlandıran Yıldız ñbrahimova’ya klarnette dünya müziðinin en önemli yarıíması BBC
ñncesaz’dan Gönül Telini
Titreten Konser
Nilüfer Belediyesi, 2008 yılının ilk konser organizasyonunda, ñncesaz grubunu Bursalı müzikseverlerle buluíturdu. Uður Mumcu
Sahnesi’nde gerçekleítirilen ve büyük ilgi gören
konserde ñncesaz’a solist olarak Bursalı sanatçı
Güzin Deðiímez eílik etti.
Radio 3 World Music ödüllü ñvo Papasov eílik etti.
Bulgaristan’ın büyük klarnet sanatçı ve ñbrahimova’ya
piyanoda Jivko Petrov, basgitarda Eko Veselin Veselinov, davul ve vurmalı çalgılarda Hristo Yotsov ve
kanunda Tahir Aydoðdu eílik etti.
ñki dev sanatçı Kadıköylülere müzik ziyafeti verdi.
yuran grup, gönül telini titreten müzikleri ve Güzin
Deðiímez’in yorumladıðı íarkılarıyla ayakta alkıílandı. ‘Eski Nisan’, ‘Eylül ìarkıları’, ‘ñstanbul’a Dair’,
‘Mazi Kalbimde’ adlı albümlerinde yer alan kendi çalıímalarının yanı sıra, yüz yıl öncesinin íarkılarını da
yorumlayan gruba, konser sonunda Nilüfer Belediye
Baíkan Vekili Fahri Coíkun çiçek vererek teíekkür
etti.
1997 yılında Murat Aydemir, Derya Türkan ve
Cengiz Onural tarafından kurulan ve ardından basgitarda Akın Aral’ın da katılmasıyla oluíumunu tamamlayan ñncesaz grubu, Bursa’da verdiði ilk konserde büyük beðeni topladı. Çıkardıðı 4 albümün
yanı sıra, ñkinci Bahar gibi televizyon dizileri için
besteledikleri müziklerle de adını genií kitlelere du-
Keían’da Kitap Günleri
Keían Belediyesi Kitap Günleri 25 Ocak’ta
baíladı. Açılıía katılan genç kuíaðın büyük ilgiyle takip ettiði yazar Cezmi Ersöz, imza gününün
yanında okurları için íiir dinletisi düzenledi.
Keían Belediyesi tarafından ìehitlik Parkı’nda
gerçekleítirilen Kitap Günleri 25 Ocak günü kapılarını kitapseverlere açtı. Gerçekleítirilen açılıíta yazar
62
Birlik 2008/1
Cezmi Ersöz hem kitaplarını imzaladı hem de íiir
dinletisi düzenledi. Tüm
bölge halkı için ücretsiz
olan Kitap Günleri çerçevesinde kitapseverlere
yüzde 20 ile yüzde 30 arasında indirim saðlandı.
Eminönü Belediyesi’nden
tüm ñstanbul’a Ücretsiz
Kültür Gezileri
Eminönü Belediyesi’nin 22 Ocak’ta ücretsiz
sunmaya baíladıðı kültür gezileri tüm hızıyla
sürüyor.
ñstanbul dünyanın en önemli kültür merkezlerinden biri. Her yıl yüzbinlerce turist elde haritalar karıí
karıí bu büyülü íehri keífederken bırakın ñstanbul
dıíında yaíayan insanları, ñstanbul’da yaíayan ancak
Boðaziçi’ni bile gör(e)meyen binlerce insan bulunuyor. UNñCEF tarafından açıklanan Kültürel miraslar arasında bulunan ve 2010 yılında Avrupa Kültür
Baíkentliði yapmaya hazırlanan ñstanbul’un kültürel
deðerlerini, Eminönü Belediyesi, tüm vatandaílara
Balıkesir’de ìiir
ve Edebiyat Dolu
Günler
Ünlü edebiyatçı ve íair Hilmi Yavuz seri halinde düzenlenecek üç konferansla, Balıkesirliler ile íiir ve edebiyat üzerine konuíacak.
Mevlana Adapazarı’nda
Anıldı
Mevlana doðumunun 800. yılında, Adapazarı
Büyükíehir Belediyesi ve Gökkuíaðı Derneði’nin
düzenlediði etkinlikle anıldı.
ücretsiz olarak gezdirmek amacıyla harekete geçti.
Eminönü Belediyesi Aile Merkezi tarafından Eminönü ve ñstanbul’daki tarihi mekânlara düzenlenen
geziler Ocak ayından sonra ìubat ve Mart ayları boyunca da sürecek. Tüm vatandaíların ücretsiz olarak
katıldıðı geziler, saat 10.00’da belirtilen toplanma yerinden baílayarak saat 16.00’a kadar sürüyor.
4 MART SALI
ùEHSUVAR BEY
SARAÇ øSHAK
MøNøATÜRK
TOPKAPI SARAYI
KADIRGA KÜLTÜR
MERKEZø
5 MART
ÇARùAMBA
K.AYASOFYA
MøNøATÜRK
TOPKAPI SARAYI
KADIRGA KÜLTÜR
MERKEZø
6 MART
PERùEMBE
SULTANAHMET
MøNøATÜRK
TOPKAPI SARAYI
MARMARA ÜNV.
REKTÖRLÜöÜ
11 MART
SALI
EMøN SøNAN
BøNBøRDøREK
MøNøATÜRK
TOPKAPI SARAYI
KADIRGA KÜLTÜR
MERKEZø
12 MART
ÇARùAMBA
CANKURTARAN
MøNøATÜRK
TOPKAPI SARAYI
EROL TAù
KÜLTÜR MERKEZø
13 MART
PERùEMBE
SÜLEYMANøYE
KÜÇÜKPAZAR
MøNøATÜRK
TOPKAPI SARAYI
VEFA BOZACISI
Özellikle üniversite öðrencilerinin ve
edebiyat meraklılarının yakından tanıdıðı
Hilmi Yavuz, birçok üniversitede Türk íiiri üzerine verdiði derslerle de adından sıkça söz ettiren bir edebiyatçı. Halen Zaman
gazetesinde kültür yazıları yazan ve Bilkent
Üniversitesi’nde öðretim görevlisi olarak
çalıímaya devam eden Yavuz 1, 15, 29 Mart
tarihlerinde Balıkesirlilerle íiir ve edebiyat
üzerine konuíacak.
tövbeni bozsan da yine gel’ diyerek, gönlünü bütün
dünya insanlıðına açan Mevlana’nın kardeílik felsefesinde kendimizi birleítirdik” dedi. Sesini tasavvuf
müziði ile duyuran Erkan Mutlu da gecede birbirinden güzel ilahiler söyledi. Etkinlikte Marmara Türk
Müziði Topluluðu da sema gösterisi sundu.
Gerçekleítirilen etkinlikte tasavvuf müziðinin
güçlü ismi Erkan Mutlu konser verirken, Marmara
Türk Müzik Topluluðu sema gösterisi sundu. Programda ünlü Türk düíünürünün hayatından kesitler
okundu. Hoígörü ve sevgi mesajlarının verildiði gecede kısa bir konuíma yapan Adapazarı Büyükíehir
Belediye Baíkanı Aziz Duran, “Bizleri bu anlamlı
gecede bir araya getiren Mevlana’nın asırları aían
sevgi mesajıdır. Ne olursan ol yine de gel yüz kere
Birlik 2008/1
63
Gölcüklü Hanımlardan
‘Bir Yastıkta Kocatan’
Sergi
Gölcük Belediyesi ve Hanım Moda Evi’nin
iíbirliðiyle gerçekleítirilen Gelinlik ve Aksesuarları kursunun sona ermesinin ardından kurs
boyunca yapılan çalıímalar Gölcük Belediyesi
Kültür Sanat Merkezi’nde açılan sergiyle vatandaíların beðenisine sunuldu.
2007 Haziran ayında baílayan kurslar hazırlanan
programlar dahilinde gerçekleítirilerek ilçede bir ilke
imza atılmıí oldu. Gölcük Belediye Baíkanı Mehmet Ellibeí açılıíta bir konuíma yaparak: “Gölcük
Belediyesi olarak Türkiye’de bir ilki gerçekleítirmií
olmamız da bize ayrı bir onur ve gurur yaíatmakta.
Ev hanımları ve genç kızlarımız için kaçırılmayacak
bir fırsat olan bu projemiz sayesinde ev hanımları ve
genç kızlarımız hem meslek öðrendiler hem de bu
öðrendiklerini kursların sonunda evlerinde uygulayarak ticarete baílamıí olacaklar.” dedi.
Küresel Isınmaya Karíı
Sanatla Mücadele
Akademi ñstanbul tarafından yapılan, küresel
ısınmayı konu alan kısa film senaryo yarıímasında ödüller sahiblerini buldu.
Akademi ñstanbul ve Cinemascope Dergisi iíbirliði ile yapılan organizasyon Fransız Kültür
Merkezi’nde gerçekleítirildi. Sinema oyuncusu Atilla Yiðit, Beyoðlu Belediye Baíkanı Ahmet Misbah
Demircan ve çok sayıda davetlinin katılımı ile gerçekleítirildi. Onur Bilgetay kampanya film dalında
birincilik ödülüne layık görülürken Raskolnikov rumuzuyla yarıímaya katılan Bilgetay ödülünü Beyoðlu
Belediye Baíkanı Sayın Ahmet Misbah Demircan’ın
KO-MEK kursiyerlerinden
resim sergisi
Kocaeli Büyükíehir Belediyesi Meslek Eðitim
Kursları’nda (KO-MEK) resim eðitimi gören
kursiyerler yaptıkları kara kalem çalıímalarını
Osman Hamdi Bey Müzesi’nde sergiledi.
64
Birlik 2008/1
Baíkan Ellibeí kurs öðretmenleri Zeynep Tantaoðlu, Demet Mert, Kadriye Akdoðan ve Defne
Yılmaz’ı da kutlayarak bu güzel hizmetin ilçeye kazandırılmıí olmasından dolayı tebriklerini sundu.
Gölcük Belediyesi ve Hanım Moda Evi’nin ortaklaía
ücretsiz düzenlediði kursta kursiyerler gelin çiçeði,
duvak, niíanlık ve gelinlik yapımı gibi eðitimler alarak ií hayatına farklı bir baílangıç yapmıí odular.
Baíkan Mehmet Ellibeí sergi öncesinde moda evinde
çalıímalarını sürdüren hanımları ziyaret etti.
elinden aldı. Yarıímada ayrıca ìirin Soysal ikinciliði
ve jüri özel ödülüne ise Perihan Bal Zeyrek Akademi ñstanbul Yönetim Kurulu Baíkanı Gode Levon
Balcıoðlu ve Cinemascope Genel Yayın Yönetmeni
Tayfun ìahin’in elinden aldı.
Film dalında birincilik ödülüne Onur Bilgetay layık
görüldü.
KO-MEK’te resim eðitimi gören kursiyerlerin
yaptıkları kara kalem çalıímaları ilgi gördü. Yaklaíık 200 eserin yer aldıðı sergi Osman Hamdi Bey
Müzesi’nde sergilendi. Bir ay boyunca açık kalan sergide resimlere tam not verilirken kursiyerlere eðitim
veren usta ressamlar Nalan Kumralı ve Elif ìengül
sergide 70 kursiyerin eserinin bulunduðunu belirttiler.
Beykoz ile Mülheim An
Der Ruhr Belediyeleri
Arasında Kültürel ñíbirliði
Beykoz ve Almanya’nın Mülheim An Der
Ruhr Belediyeleri arasında kültürel ve sosyal entegrasyonu iíbirliði için kardeílik imzası atıldı.
ñstanbul’un Beykoz ilçesiyle Almanya’nın Mülheim An Der Ruhr belediyeleri arasında kültürlerarası entegrasyonu ve iíbirliðini geliítirmek amacıyla
kardeí uygulaması baílatıldı. ñíbirliði için gerekli imzalar Beykoz Belediye Baíkanı Muharrem Ergül ve
Mülheim An Der Ruhr Belediye Baíkanı Dagmar
Mühlenfeld arasında ñstanbul’un tarihi mekanlarından Hidiv Kasrında atıldı.
ñki yıldan bu yana süren görüímelerin ardından
varılan mutabakata göre her iki yörede yaíayan genç
nüfusun kaynaíması ve kültürlerarası bütünleíme
amaçlanıyor. Kardeí íehir projesi; karíılıklı gençlik
kültürü projelerinin, bilgi alıíveriíinin ve öðrenci
deðií-tokuíunun desteklenmesi, ortak spor etkinlikleri, sporcuların deðií-tokuíu, fuarlar, toplantılar,
hemíerilerin buluíması gibi etkinliklerin düzenlenmesi, iki yöredeki kültürel, tarihi ve turistik kuru-
Yıldırımlı Çocuklara
Büyük Alkıí
Yıldırım Belediyesi YIL-MEK kursiyerlerinin Barıí Manço Kültür Merkezi’nde düzenlediði kültür sanat etkinliði büyük ilgi gördü. Çeíitli
branílarda eðitim gören kursiyerler düzenledikleri etkinlikte müzik, íiir dinletisi, tiyatro ve halk
oyunları gösterisi yaptı.
luíların tanıtılması, eski eserlerin korunması alanın
iíbirliði konularını içeriyor.
ñmza töreninde konuían Beykoz Belediye Baíkanı
Ergül dünya artık küresel bir köye benzedi derken bu
noktada en büyük sıkıntının bütünleíme olduðunu
söyledi. Tüm dünyada sıkıntı yaratan terör sorunun
bütünleíme ve kültürel iíbirliði ile giderilebileceðine
dikkat çeken Ergül bu amaçla sosyal ve kültürel iíbirliði için her türlü desteðe hazır olduklarını belirtti.
Konuk belediye baíkanı Dagmar ise kentlerin artık
çok uluslu bir yapıya kavuítuðuna deðinirken barıí
ve iíbirliðini saðlayarak yaíama kültürüne katkıda bulabileceklerini söyledi. Konuk heyet imza töreninin
ardından Beykoz’un tarihi ve turistik yerlerini gezdi.
Beykoz ile Mülheim An Der Ruhr’u kardeí belediye
yapan imzaları iki belediye baíkanı attı.
de baíta Bakacak olmak üzere tüm öðrencileri tebrik etti. Keskin yaptıðı kısa konuímada: “YIL-MEK
birçok vatandaíımıza meslek edindirmenin yanı sıra
geleceðimizin teminatı çocuklarımızın da boí vakitlerini doðru deðerlendirebilecekleri bir yer oldu. Bu iíe
gönül vermií hocalarımıza ve çocuklarını teívik eden
velilerimize bu vesileyle teíekkür ediyorum” dedi.
Yıldırım Belediyesi ve Yıldırım Halk Eðitim Merkezi iíbirliði ile baílatılan ücretsiz meslek edindirme
kursları 7’den 70’e herkesin ilgisini çekti. ìimdiye dek binlerce Yıldırımlıya meslek edindiði kursta
eðitim gören öðrencilerin düzenlediði kültür sanat
etkinliðinde 8-12 yaíları arasında çocukların tiyatro,
halk oyunları ve müzik dinletisi izleyenlerin beðenisini topladı. Özellikle Yıldırım ñMKB Kız Meslek
Lisesi 3. sınıf öðrencisi Müge Bakacak’ın “Sol Yanım
Acıyor Anne” isimli íiiri dinleyenlere duygu yüklü anlar yaíatırken Belediye Baíkanı Özgen Keskin
Birlik 2008/1
65
Tarihin Dönüm
Noktalarında Bir Mimar
Osmanlı Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti’nin
önemli mimarlarından Kemaleddin Bey’in çalıímalarının yer aldıðı “Mimar Kemaleddin: Tarihin Dönüm Noktalarında Bir Mimar” sergisi,
Taksim Sanat Galerisi’nde ñstanbul Büyükíehir
Belediye Baíkanı Kadir Topbaí tarafından törenle açıldı.
Kendisi de mimar olan Baíkan Topbaí açılıíta yaptıðı konuímada çaðdaí mimariyi en iyi yorumlayan
ilk meslektaílarından biri olan Mimar Kemaleddin’in
bu sergiyle kendi dönemini bugüne taíıdıðını söyledi. Mimarlıðın bir çırak-usta iliíkisi olduðunu vurgulayan Topbaí, “Öncüleriniz, ustalarınız varsa iyi
mimarlar yetiítirme imkanına sahip olursunuz; yoksa sadece literatürde kalan deðerler veya dokümanlarla bu meslek icra edilemez. Mimar Kemaleddin
de kendi döneminde özellikle Avrupa baíta olmak
üzere dünyadaki hareketleri takip ederek güzel mimari eserleri bize bırakan önemli bir insan. Bugün
onun eserlerini, çalıímalarını 80 yıl sonra anan ve anlatan insanlar olması bizim için mutluluk vesilesidir.
Bu çalıíma, mimarlar ve mimarlık öðrencileri için
önemli ufuklar açacaktır” íeklinde konuítu.
dı. Sergiyle ilgili bilgi veren Batur,
1870–1927 yılları arasında yaíayan ve
önemli eserlere imza atan Kemaleddin Bey’in aralarında Mahmut ìevket Paía Türbesi, Ankara ñkinci Vakıf
Apartmanı, Edirne Karaaðaç Gar binasının çatı yapısının da bulunduðu
çeíitli maketlere de yer verdiklerini
söyledi. Eski Türk üslubunu yeni
gereksinimleri karíılayıcı biçimde
uygulama çabalarıyla yeni bir çıðır
açan Mimar Kemaleddin’in baílıca
eserleri arasında; ñstanbul 2. 3. ve
4. Vakıf Hanları, íimdi üniversite kütüphanesi olan
Medreset-ül-Kuzzat, Abide-i Hürriyet Tepesi’ndeki
“ìehitler Anıtı”, Bostancı, Bebek, Bakırköy Camileri,
Çamlıca Kız Lisesi binası, Laleli’deki sıra apartmanlar, Ayazma Mektebi, Mahmut ìevket Paía, Cevat
Paía, Ali Rıza Paía Türbeleride var.
Küratörlüðü Prof. Dr. Afife Batur tarafından
yapılan sergi 24 Ocak tarihine dek ziyarete açık kal-
Mehmet Akif Ersoy
Unutulmadı
ñstiklal Maríı’nın büyük íairi Mehmet Akif
Ersoy, ölümünün 71. yıldönümünde törenlerle
anıldı.
Genií bir katılımla yapılan Edirnekapı
Mezarlıðı’ndaki ilk tören, saygı duruíu ve ñstiklal
Maríı’nın okunması ile baíladı. Konuímaların ardından íiirler okundu. Eyüp Belediyesi Kültür ve Sosyal
ñíler Müdürü ñrfan Çalıían, Mehmet Aktif Ersoy’un
ñstiklal Maríı’na “Korkma” diyerek baíladıðını belirterek íairin bir ümit adamı olduðunu vurguladı.
ñstiklal Maríı’nın bir milletin mutabakat metni olduðunu belirten Çalıían, gençlerin ñstiklal Maríı’nı
gerektiði gibi anlamasını, özümsemesini istedi. Belediye Baíkanı Ahmet Genç ise Mehmet Akif Ersoy’un
íair, fikir adamı olmasının yanında vatansever bir in-
66
Birlik 2008/1
san olduðunu ifade ederek “Mehmet Akif vefatından
sonra da yaíamaya devam eden, fikirleriyle, íahsiyeti
ile bizi etkileyen bir íahsiyettir. Büyük íair olmakla
birlikte fikirleri ve imanı olan Mehmet Akif, bunu
ifade etmekten de çekinmeyen, yaíayan bir íahsiyettir, millet olarak Mehmet Akif’in mirasına ve anısına
sahip çıkmalıyız” dedi.
Mehmet Akif Ersoy ölümünün 71. yıl dönümünde
Edirnekapı mezarlıðı’nda törenlerle anıldı.
Rumeli Dramının Belgeseli: Sürgün ve Ölüm
Zeytinburnu Belediyesi Osmanlı’nın duraklama döneminden itibaren Balkanlar’dan,
Kırım’dan, Çin ve Doðu Türkmenistan’dan göçe
zorlanan Türklerin yol açtıðı trajedileri “Bir Göç
Hikayesi” alt baílıklı “Sürgün ve Ölüm” belgesine dönüítürdü.
Müslüman Türklerin sürgünle yaíadıðı acıları anlatan belgeselin yönetmen koltuðunda “Son Kale Çanakkale” adlı yapıma da imza atan Ahmet Okur vardı.
Yapımı Zeytinburnu Belediyesi tarafından üstlenilen
belgeselin senaryosu Cemil Yavuz’a müzikleri ise
Ali Otyam’a ait. Yüzyıllardır yaíadıkları topraklardan
sürülen insanların acılarla dolu göçünün belgeler ve
tanıklarla aktarıldıðı belgesel, 3 yılda, yaklaíık 130
kiíilik ekibin çalıímasıyla çekildi. Her bölümünde
farklı bir coðrafyadaki göçün ele alındıðı belgesel için
Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, Kosova, Sırbistan, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Romanya, Ukrayna,
Kırım, Avusturya, Moldova ve Macaristan’da 114
bin kilometre yol kat edildi. 13 ülke, 53 íehir ve 169
köyde çekimler gerçekleítirildi. Göçü yaíayan 350
kiíiyle röportaj yapılan çekimlerde, fotoðraf ve belge
araítırmalarda çeíitli ülkelerden temin edilen toplam
9 bin adet fotoðraf, belgeselde kullanılmak üzere seçildi. Canlandırmaların da yapıldıðı çekimlerde 780
figüranla çalıíıldı, bin kostüm diktirildi, 2 bin adet
aksesuar hazırlandı. Her bölümü 60 dakikadan oluían belgesel için yaklaíık 500 saatlik çekim gerçekleítirildi.
Ara Güler Fotoðraflarıyla
Bursa’da
Türkiye’nin dünyaca ünlü fotoðraf sanatçısı
Ara Güler, 4-15 ìubat tarihleri arasında, fotoðraflarıyla, Bursa’ya konuk oldu.
Çektiði fotoðraflarla sadece yurtiçinde deðil, aynı
zamanda yurtdıíında da önemli pek çok projeye
imza atan Ara Güler, bu fotoðraflarıyla Ressam ìefik Bursalı Sanat Galerisi’ne konuk oldu. Time-Life,
Der-Stern gibi dergilerde muhabirlik yapan Güler,
yurtdıíında da pek çok ilke imza attı. Yüzyılımızın
en önemli ressamlarından Picasso’nun 90. yaí günü
için yayınlanan Picasso Metamorphose et Unite adlı
kitap için yaptıðı foto-röportaj, sanatçının adını daha
da duyurmasını saðladı. Güler’in ñsmet ñnönü, Wins-
90 dakikalık özetinin sunulduðu toplam dokuz bölümden oluían belgeselin galasına Kültür ve
Turizm Bakanı Ertuðrul Günay, AK Parti ñstanbul
Milletvekili Hüseyin Kansu, Zeytinburnu Belediye
Baíkanı Murat Aydın ile birlikte çok sayıda davetli
katıldı. Belgeselin anlatıcılıðını da üstlenen Bedirhan
Gökçe’nin sunduðu gecede kısa bir konuíma yapan
Bakan Günay “acıları bile olsa baíkasına kıymamıí bir
milletin evladı olmaktan gurur duyduðunu söyledi ve
bir daha kimsenin bu acıları yaíamamasını temenni
etti.
Tarihten acı dolu kesitler Sürgün ve Ölüm belgeselinde günıíıðına çıktı.
ton Churchill, Indira Gandi, John Berger, Bertrand
Russel, Bill Brandt, Alfred Hitchcock, Ansel Adams,
Imogen Cunningham, Salvador Dali, Maria Callas,
Fikret Mualla için yaptıðı çalıímaların ardından son
olarak 90. yaí günü dolayısıyla Picasso için hazırlanan Picasso Metamorphose et Unite adlı kitap için
yaptıðı foto-röportaj, sanatçının adının unutulmazlar
arasında girmesini saðladı. 4-15 ìubat tarihleri arasında açık kalacak olan sergide, Ara Güler’in geçmií
ve yakın zamandaki fotoðraf örnekleri yer aldı.
Birlik 2008/1
67
Birlik’ten
Birlik’tenHaberler
Haberler
MBB, ARCHIMEDES’in
Üçüncü Toplantısı ñçin
Venedik'teydi
MBB, ñstanbul Büyükíehir Belediyesi ile
Venedik Belediyesi’nin birlikte çalıítıðı MEDPACT programına yönelik olarak hazırlanan
"ARCHIMEDES" (Kentsel Dönüíüm ve Sürdürülebilir, Yenilikçi Akdeniz Ekonomik ñíbirliði) Projesi kapsamındaki üçüncü toplantı için
Venedik’e gitti.
05-08 Aralık 2007 tarihlerinde Venedik’te gerçekleítirilen toplantıya ñBB Strateji Geliítirme Daire
Baíkanı Köksal Tandıroðlu, ñBB Etüd ve Projeler
Daire Baíkanı Murat Tuncay, Alan Yönetimi Baíkanı Yüksek Mimar ñhsan Sarı, ñBB Tarihi Çevre Koruma Müdürü Cem Erií, AB ñliíkileri Müdürü ve
Proje Koordinatörü Yaíar Karaca, Proje Teknik ekibinden Dr. Aras Neftçi, Proje Koordinatör Yardımcısı Ravza Kan ile MBB’yi temsilen Genel Sekreter
Doç. Dr. Recep Bozlaðan katıldı.
Projenin ilk yılı ile ilgili finansman raporları ve
proje aktivite planını komisyona sunan proje ekibi,
daha sonra Çemberlitaí-Mahmutpaía–Yenicami
Turizm Güzergahının hazırlanması için oluíturulan
Venedik Belediyesi projenin mükemmel yürüdüðünü ve aynı zamanda aynı proje formatları ile
tekrar Büyükíehir Belediyesince ortak ARCHIMEDES 2 Projesi için öneride bulundular. Büyükíehir
Belediyesi Proje Ekibi ise önerilen proje teklifinin
deðerlendirileceðini beyan etti.
MBB, AB Bölgeler
Komitesi’nin Türkiye
Çalıíma Grubu’na Katıldı
katıldı. Sadece yerel yönetimler arası deðil kurumlar arası iíbirliðini geliítirmek için de çaba harcadıklarını dile getiren Türkiye Çalıíma Grubu Baíkanı
Karl-Heinz Klär, bunun Türkiye’nin Avrupa Birliði
üyeliðine hazırlık çalıímalarına da büyük katkı saðlayacaðını ifade etti.
AB Bölgeler Komitesi binasında yapılan toplantıda Türkiye’nin üyelik sürecindeki geliímeleri masaya yatırıldı.
Toplantıya MBB heyetinin yanı sıra Türkiye’deki
belediyeleri temsilen, Büyükçekmece Belediye Baíkanı ve MBB Encümeni üyesi Dr. Hasan Akgün,
Marmara Boðazları ve Belediyeler Birliði
(MBB) heyeti, AB kurumlarıyla bir dizi temaslarda bulunmak üzere 6 ve 7 Aralık 2007 tarihlerinde
Belçika’daydı. MBB Baíkan Vekili ve Zeytinburnu
Belediye Baíkanı Murat Aydın, MBB Meclisi AB’ye
Uyum ve Uluslararası ñliíkiler Komisyonu Baíkanı ve Hayrabolu Belediye Baíkanı ìener Çelikayar ile AB ve Uluslararası ñliíkiler Ofisi Sorumlusu
Murat Daoudov’dan oluían MBB heyeti temaslarının ilk gününde Avrupa Birliði sürecinde, AB ve
Türkiye’deki yerel ve bölgesel yönetimler arasındaki
diyaloðu geliítirmek amacıyla kurulan AB Bölgeler
Komitesi Türkiye Çalıíma Grubu’nun toplantısına
68
Stratejik Planın hatları ile ilgili proje ortakları ile görüímelerde bulundu. Daha sonra Venedik Belediyesi tarafından projenin devamı için yararlanılabilecek
fonlar hakkında bir sunum yapıldı. Proje Koordinatörü Yaíar Karaca bir sonraki yapılacak olan yerel
çalıíma grubu için bütçe ayrılması talebinde bulundu. Ayrıca Venedik’te restorasyonu devam eden bir
binanın incelenmesi ile heyetlerin katıldıðı çalıíma
toplantısı tamamlandı.
Birlik 2008/1
Denizli Belediye Baíkanı Nihat Zeybekçi, Bolvadin (Afyon) Belediye Baíkanı Dr. Ahmet Helvacı,
Bostaniçi (Van) Belediye Baíkanı Gülcihan ìimíek
katıldılar. Belediye baíkanlarının yanı sıra Batman
Valisi Dr. Recep Kızılcık, Tokat Valisi Recai Akyel ve
Mardin Valisi Mehmet Kılıçlar da toplantıya iítirak
ettiler.
Türkiye heyeti adına ilk konuímayı yapan MBB
heyet baíkanı Murat Aydın, Marmara ve Boðazları Belediyeler Birliðinin çalıíma alanının önemli ve
özgün bir bölgeyi kapsadıðını, bölgemizdeki belediyeler tarafından birçok yeni uygulamanın burada
baílatılıp geliítiðini belirti. Murat Aydın, “MBB,
Türkiye’de demokratik yerel yönetim hareketinin
geliímesi, belediyelerin yetki ve kaynaklarının artırılması, ortak sorunlara iíbirliði içinde çözüm bulunması gibi birçok alanda öncülük etmiítir. ìimdi ise,
AB müktesebatının önemli bölümünü yerine getiren
yerel yönetimler, Türkiye’nin üyelik sürecinde kilit
rol oynamalı ve MBB yine bu alanda da öncü rol üstlenmelidir.” dedi.
Diðer konuímacılar da Türkiye’nin AB sürecinde yerelde yaíadıðı çeíitli sorunları dile getirdiler.
Büyükçekmece Belediye Baíkanı Dr. Hasan Akgün,
Türkiye’de belediyecilik alanında yaíanan geliímelere deðindi. Son olarak söz alan Hayrabolu Belediye
Baíkanı ìener Çelikayar ise Avrupa’da daha fazla
íeffaf, katılımcı ve kent merkezli yönetim anlayıíının
hakim olmaya baíladıðını ifade etti.
Toplantı sonunda Türkiye Çalıíma Grubu üyesi
Bayan LUND (Danimarka), bir sonraki grup toplantısına KKTC belediyelerinin de davet edilmesi
yönünde sözlü öneride bulundu. Bu öneriye destek
veren MBB heyeti, Kıbrıs Türk belediyelerinin de
2008’ın baharında ñstanbul’da yapılacak toplantıya
katılması konusunda gerekli giriíimlerde bulunacaðını belirtti.
Toplantı sonrasında Marmara ve Boðazları Belediyeler Birliði heyeti baíkanı Murat Aydın, Bölgeler
Komitesi Türkiye Çalıíma Grubu Baíkanı Dr. KarlHeinz Klär’e MBB adına bir ebru tablosu hediye etti
ve bir plaket verdi.
Brüksel’de yoðun temaslar
Ziyaretin ikinci gününde diðer AB ve üye ülkelerin kurumları ile bir dizi temaslarda bulunan heyet,
AB Komisyonu binasında AB’nin bölgesel politikalarından sorumlu yetkililer ile biraraya geldi.
AB Komisyonu Bölgesel Politikadan Sorumlu
Üyesi Danuta Hübner’in temsilcisi Themis Christophidou, AB Bölgesel Politika Genel Müdürlüðü’nden
Katılım Öncesi Mali Yardım Programı Direktörü
Vassiliki Kotsoni, Bölgesel ñíbirliði Program Direktörü Moray Gilland ve Bütünleíme Politikası ve
Üyelik Müzakereleri Ünitesi Yöneticisi Angel Catalina Rubianes ile görüíen MBB heyeti, Bölgesel ñíbirliði programları, Yapısal Fonlar, Avrupa Bölgesel
Kalkınma Fonu, Katılım Öncesi Mali Yardım Mekanizması, Sınırötesi ñíbirliði paketleri konusunda
brifing aldı. Mali fonlar konusunda belediyelerimizin tecrübelerinin ve yaíadıkları sıkıntıların dile getirildiði görüímenin sonunda MBB Heyeti Baíkanı
Aydın, AB Komisyonu yetkililerine bir plaket takdim
etti.
Yerelin haklarını savunan temsilcilikler…
Estonya Ulusal Yerel Yönetim Birlikleri Brüksel
Birlik 2008/1
69
Ofisi’ni ziyaret eden MBB heyetini karíılayan daimi
temsilci Ille Allsaar, adaylıktan tam üyeliðe geçií süreci, yerel yönetimler konusundaki tecrübeleri, lobi
faaliyetleri, Brüksel’de niçin ofis açtıkları, Estonya
Belediyelerin AB fonlarını nasıl etkili kullandıkları
konusunda bilgi verdi.
Örnek bir model; ñskoçya Evi
MBB heyetinin Brüksel temaslarındaki son duraðı ñskoçya Evi oldu. ñskoçya Bölgesindeki yerel yönetimler, üniversiteler, meslek odaları ve diðer aktörlerin Brüksel’de ortaklaía açtıkları bir temsilcilik olan
ñskoçya Evi’nde Avrupa Birliði Faaliyetleri Direktörü
olarak görev yapan Sarah English ile görüítü. Farklı ülke, bölge ve sektörlerin temsilciliklerinin yoðun
olduðu Brüksel’de yıllardan beri bir model oluíturmuí olan ñskoç Evi’nin çalıímalarıyla ilgili bilgi veren
English, tüm sektörlerin tek bir çatı altında toplandıðı ve AB nezdinde faaliyetlerini koordinasyon içinde
yürüttüklerini belirterek, Brüksel’de bulunmanın
üyelerine saðladıðı somut faydaları ve ñskoç belediyelerinin AB Fonlarını nasıl etkin kullanmaya çalıítıklarını anlattı. Ziyaretin sonunda heyet baíkanı Murat
Aydın tarafından ñskoçya Evi AB Faaliyetleri Direktörü Sarah English’e Birlik adına bir plaket verildi.
MBB NALAS Genel Kuruluna Katıldı
Temel hedefi bölgedeki istikrara ve AB uyum sürecine katkıda bulunmak üzere yerel yönetimlerin bir
araya gelmesini saðlamak olan NALAS’ın düzenlediði toplantıya, Arnavutluk, Moldova, Bosna-Hersek,
Kosova, Slovenya, Makedonya, Romanya, Sırbistan,
Karadað ve Bulgaristan’dan gelen yerel yönetim birlikleri temsilcileri katıldı.
Toplantıda bir konuíma yapan Biga Belediye
Baíkanı Mehmet Özkan, bölge olarak Marmara’nın
Türkiye’deki önemini, belediyelerin tecrübelerini ve
geliímiílik düzeyini anlatarak MBB’nin NALAS’a
katılması durumunda bu oluíumun çok daha güçleneceðini ifade etti.
Güney-Doðu Avrupa Yerel Yönetimler Birlikleri Aðı (NALAS) Meclis Genel Kurul toplantısını Romanya’nın baíkenti Bükreí’te yaptı. Toplantıya katılan MBB heyeti, Marmara
Bölgesi’nin önemini ve bölgedeki belediyelerin
tecrübelerini anlattı.
Marmara ve Boðazları Belediyeler Birliði, bu yıl
üçüncüsü düzenlenen ve ev sahipliðini Romanya
Yerel Yönetimler Federasyonu’nun yaptıðı GüneyDoðu Avrupa Yerel Yönetimler Birlikleri Aðı (NALAS) Meclis Genel Kurul toplantısı için Romanya’ya
gitti.
14 Aralık 2007 tarihinde Bükreí’teki Romanya
Parlamento Sarayı’nda yapılan toplantıya Marmara
ve Boðazları Belediyeler Birliði’ni temsilen Birlik
Meclisinin AB’ye Uyum ve Uluslararası ñliíkiler Komisyon Baíkan Yardımcısı ve Biga (Çanakkale) Belediye Baíkanı Mehmet Özkan, Genel Sekreter Doç.
Dr. Recep Bozlaðan ile AB ve Uluslararası ñliíkiler
Ofisi Sorumlusu Murat Daoudov katıldılar.
70
Birlik 2008/1
NALAS fikrinin Avrupa Konseyi’nin ñstanbul’da
düzenlediði bir toplantıda doðmuí olduðundan hareketle, gelecek toplantılardan birinin ñstanbul’da yapılmasını öneren baíkan Özkan’ın bu teklifi NALAS
yetkilileri tarafından olumlu karíılandı.
Toplantıya katılan ve aralarında Avrupa Konseyi
Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi, ñsviçre Kalkınma ve ñíbirliði Ajansı, Alman Teknik ñíbirliði Kurumu, Makedonya Açık Toplum Enstitüsü, Avrupa
Kent ve Bölgeler Konseyi ve ñsrail Yerel Yönetimler
Birliði gibi kurumların temsilcileri, NALAS’ın daha
da geliímesi için gerekli her desteðin verilmesi kararını aldılar.
2008 yılı içerisinde uluslararası ve AB fonlarından yararlanma hedefleri ve yapılacak diðer aktiviteler konusunda MBB heyetini bilgilendiren NALAS
Baíkanı Tarzan Miloseviç’e, heyet baíkanı Mehmet
Özkan’a bir plaket takdim etti.
Toplantıdan sonra íehir turuna çıkan MBB heyeti,
Bükreí’teki Atatürk Anıtı ile Azerbaycan Parkı’ndaki
Haydar Aliyev heykelini ziyaret ettiler.
MBB Aralık Ayı Encümen Toplantısı Gerçekleítirildi
MBB Aralık ayı Encümen Toplantısı 27
Aralık 2007 tarihinde ñstanbul Zeytinburnu Belediye Baíkanlıðı toplantı salonunda yapıldı.
MBB Aralık ayı Encümen toplantısına Zeytinburnu Belediye Baíkanı ve MBB Baíkan Vekili Murat
Aydın, Büyükçekmece Belediye Baíkanı Dr. Hasan
Akgün, Saraybahçe Belediye Baíkanı H.Vehbi Yenice, Gümüíçay Belediye Baíkanı M.Tamer Ergün ve
Genel Sekreter Doç. Dr. Recep Bozlaðan katıldılar.
Ayrıca toplantının bir bölümüne, yapılan çalıímalar
hakkında Encümen üyelerine bilgi vermek üzere
MBB iítirakı Marmara Belde Yapım L.T.D Müdürü
Ömür Kahraman Aybar ve MBB AB ve Uluslararası
ñliíkiler Ofisi Sorumlusu Murat Daoudov da katıldılar.
2008 yılı mesleki ve teknik eðitim programları ile
yurtiçi ve yurtdıíı tanıtım, teknik inceleme ve temas
programlarının ele alındıðı MBB Encümen toplantısında Birliðin AB ve uluslararası iliíkiler alanındaki
faaliyetlerine de genií yer verildi.
Toplantıda
ayrıca
ñstanbul
Büyükíehir
Belediyesi’nin daveti üzerine, 2008 yılının Mart ayı
içerisinde ñstanbul’da toplanacak olan AB Bölgeler
Komitesi Türkiye Çalıíma Grubu için gerekli hazırlıkların ñstanbul Büyükíehir Belediyesi ile koordineli
bir íekilde yapılmasına ve gerekli bilgi ve koordinasyon desteðinin verilmesine karar verildi. Ayrıca bu
toplantıya, Kıbrıs Türk Belediyelerinin davet edilmeleri için gerekli giriíimlerde bulunulması kararlaítırıldı.
Yurtdıíı temas programları ile ilgili diðer deðerlendirmelerin de yapıldıðı toplantıda NALAS 2008
yılı bahar dönemi Encümen toplantısının ñstanbul’da
yapılması için davet edilmesine karar verildi. Türk
milleti ve tarihi açısından baðlarının olduðu Balkan
ülkelerindeki (Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Kosova, Bosna-Hersek, Sırbistan) yerel yönetimler ile kaynaímanın ve iíbirliðinin geliítirilmesi
amacıyla, 2008 yılının Mayıs ayı içerisinde Birlik
Encümeni’nce Balkanlar’daki yerel yönetim birimlerine yönelik bir dizi temas ve tanıtım ziyaretinin
gerçekleítirilmesi için gerekli hazırlıkların baílatılmasına, Birlik Encümeni’nin 2008 yılı Mayıs ayı
toplantısının da bu ziyaret esnasında yapılmasına,
ziyaret programına Meclis AB’ye Uyum ve Uluslararası ñliíkiler Komisyonu’nun bir üyesinin de katılması da karara baðlandı.
Ele alınan bir diðer konu da Avrupa Kentler ve
Bölgeler Konseyi (CEMR) ile yapılan temaslar oldu.
ñki kuruluí arasında iíbirliðinin geliítirilmesi için
CEMR Baíkanı ve Viyana Belediye Baíkanı Michael
Häupl’ın Türkiye’ye davet edilmesine ve MBB’nin
CEMR’a gözlemci statüsü ile katılması için gerekli
giriíimlerde bulunulması ise alınan bir baíka karar
oldu.
Encümenin diðer önemli kararları da; Paris ve
Strasbourg’daki uluslararası yerel yönetim kuruluílarının (Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi,
Avrupa Bölgeler Meclisi, Avrupa Kentler ve Bölgeler
Konseyi, Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetim Eðitim
Kuruluíları Aðı) ile teknik temasın saðlanması için
Genel Sekreter Doç. Dr. Recep Bozlaðan baíkanlıðında bir teknik heyetin Fransa’ya gönderilmesi, AB
kurumları ile gerekli irtibat ve iíbirliðinin oluíturulması için, Türkiye Belediyeler Birliði tarafından
Brüksel’de açılacak ñrtibat Ofisi’nin faaliyete geçmesi hususunda Birliðimizce gerekli bilgi ve teknik
desteðin saðlanmasına; Nisan ayı içerisinde yapılacak
Birlik Meclisi 2008 yılı Olaðan 1. Toplantısı’nda “su
ve enerji tasarrufu” konulu bir panel düzenlenmesine; bir sonraki Encümen toplantısının, Meclis
ñhtisas Komisyonlarının toplantıları ile birlikte geniíletilmií olarak, 31 Ocak 2008 Períembe günü
ñzmit-Saraybahçe Belediyesi’nde yapılması oldu.
Encümen toplantısının ardından, Zeytinburnu
Belediyesi Tıbbi Bitkiler Bahçesi Encümen üyeleri
tarafından incelendi. Zeytinburnu Belediyesi Baíkanı Murat Aydın, Türkiye’de bir ilk olan bu uygulamayı Encümen üyelerine tanıttı. Ayrıca, Tıbbi Bitkiler Bahçesi Derneði tarafından hazırlanan Osmanlı
dönemi bitkisel tedavi yöntemlerini anlatan tıp kitaplarının Türkçe çevirisi de Encümen üyelerine hediye edildi.
Birlik 2008/1
71
2008 yılının ilk toplantısını ñzmit’te yapan MBB encümen ve ihtisas komisyon üyeleri, birlikte
hareket etme kararı aldılar.
MBB Ocak Ayı Encümen Toplantısı
Saraybahçe’de Yapıldı
Ocak ayı Encümen toplantısı ile Meclis ñhtisas
Komisyonları Ortak Toplantısı, Saraybahçe’de
yapıldı
Marmara ve Boðazları
Belediyeler Birliði
(MBB) Ocak ayı Encümen toplantısı ile Meclis ñhtisas Komisyonları Ortak Toplantısı, Saraybahçe
Belediyesi’nin ev sahipliðinde ñzmit’te yapıldı.
Toplantı öncesinde Saraybahçe Belediye Baíkanı
Halil Vehbi Yenice rehberliðinde SEKA Park’ı gezen katılımcılar yapılan çalıímaları yakından inceleme imkanı buldular.
Saraybahçe Belediyesi Eðitim Salonu’nda düzenlenen toplantıya Marmara ve Boðazları Belediyeler
Birliði temsilcileri ile Kocaeli, Tekirdað, Edirne, Saraybahçe, Gümüíçay, Osmangazi, Sarıyer, Gemlik,
Orhangazi, Altınova, Pendik, Osmaneli, Mudanya
ve Bekirpaía belediyeleri baíkan ve meclis üyeleri
katıldı.
Yaklaíık 3 saat süren toplantılarda Anayasa taslaðında yer alan yerel yönetimlerle ilgili maddeler ile
72
Birlik 2008/1
“ñl Özel ñdaresi ve Belediye Gelirleri Kanunu Tasarısı” hakkında görüí alıíveriíinde bulunuldu. Birliðin
çalıímaları hakkında bilgi veren MBB Genel Sekreteri Doç. Dr. Recep Bozlaðan konukseverliðinden
dolayı Saraybahçe Belediye Baíkanı Halil Vehbi
Yenice’ye teíekkür etti.
Saraybahçe Belediye Baíkanı Halil Vehbi Yenice, bu toplantıya ev sahipliði yapmaktan son derece
mutlu olduðunu söyleyerek, MBB’nin çok önemli
bir iílevi olduðunu belirtti.
Marmara Bölgesi’nin Türkiye’nin en önemli bölgesi olduðunun altını çizen Kocaeli Büyükíehir Belediye Baíkanı ñbrahim Karaosmanoðlu, belediyeler
olarak ortak hareket etmeleri gerektiðini belirterek,
“Baíta çevre olmak üzere, ulaíım, su, tehlikeli atıklar
gibi birçok sorunu biraraya gelerek çözebiliriz. Bunun için de ortak projeler üretmeliyiz.” dedi.
Birlik Danıímanı Avukat Halil Ünlü eski anayasalar ve yeni anayasa tasarısının idare ile ilgili maddeleri hakkında bilgi verdi.
ñsveç Baíkonsolosluðu’ndan
MBB’ye Ziyaret
ñsveç’in ñstanbul Baíkonsolosu Ingmar
Karlsson, Marmara ve Boðazları Belediyeler
Birliði’nin AB ve Uluslararası ñliíkiler Ofisi’ni
ziyaret etti.
ñsveçli bir eðitim ve proje kurumu olan 3L Management Yöneticisi Sören Bäckman ile birlikte
MBB’ye ziyaret eden ñsveç’in ñstanbul Baíkonsolosu Ingmar Karlsson’u, AB ve Uluslararası ñliíkiler
Ofisi Yöneticisi Murat Daoudov karíıladı. Daoudov Karlsson’a, MBB’nin yurt dıíındaki yerel yönetim kuruluíları ve AB kurumları ile yaptıðı çalıímalar hakkında bilgi verdi. MBB’nin son dönemde
AB ekseninde yaptıðı giriíimleri takdirle karíılayan
Karlsson, bu tür giriíimleri desteklediklerini ifade
ederek, “ñsveç, AB’ye üye olduktan sonra, yerel yönetimlerimiz de benzer sorunlar yaíadılar. Ancak
belediyelerimiz kısa zaman içinde Avrupa finansmanları konusunda tecrübe edindiler ve çok mesafe
aldılar.” dedi.
ñsveç Baíkonsolosluðu’nun desteðinde ve
MBB’nin de katılımıyla yürütülen “Belediyeler ve
Mahalli ñdare Birliklerinin AB Mevzuatları Ko-
nusunda Kapasitelerinin
Geliítirilmesi
Projesi”nin son durumu hakkında bilgi veren Soren Bäckman,
bu projeden sonra Birlik ile yeni projeler geliítirmek istediklerini
anlattı. Türkiye’deki
diðer bölgesel birliklerin de MBB’yi örnek
almaları
gerektiðini
ifade eden Bäckman,
uluslararası iliíkiler ve
AB projeleri alanında
birlikler arası koordinasyonun saðlanmasına yönelik bir çalıímanın yapılabileceðini
söyledi.
MBB’ye ziyaret eden
ñsveç’in ñstanbul Baíkonsolosu Ingmar Karlsson,
AB ve Uluslararası ñliíkiler Ofisi Yöneticisi Murat
Daoudov’dan bilgi aldı.
MBB’den “Performans ve Çalıíma
Raporlarının Hazırlanması” Eðitim
Semineri
Marmara ve Boðazları Belediyeler Birliði,
“Performans ve Çalıíma Raporlarının Hazırlanması” konulu eðitim semineri programını, 13-14
ìubat tarihleri arasında ñSKñ’nin Aksaray’da
bulunan binasında gerçekleítirdi.
ñstanbul Büyükíehir Belediyesi Stratejik Planlama Müdürü Mustafa Kemal ñíler’in eðitmen olarak yer aldıðı “Performans ve Çalıíma Raporlarının
Hazırlanması” konulu eðitim seminerine birinci gün
246, ikinci gün ise 251 kiíi katıldı.
Eðitim semineri boyunca; farklı belediyelerin
aynı birimleri arasında gerçekleítirilen uygulama,
bilgi ve tecrübe aktarımı, belediyeler arasında bir
köprü oluíturulmasını saðladı. Katılımcılar, Mustafa Kemal ñíler’e sordukları sorularla konu hakkında
ayrıntılı bilgi aldı. Anlatımlı eðitimlerin yanında, uy-
gulamalı eðitimlerle de desteklenen bu programın,
daha uzun süreli ve daha küçük gruplarla tekrar
edilmesi ve ilerletilmesi hususunda katılımcılardan
talepler geldi.
Birlik 2008/1
73
MBB Heyeti, Yemen Devlet Bakanı ve Sana Belediye Baíkanı Prof. Yahya M. Al-Shaibi ile biraraya geldi.
MBB, Yemen ve Dubai’ye Teknik
ñnceleme Gezisi Düzenledi
MBB üyesi belediyelerin baíkanları, meclis
üyeleri ve belediye yöneticilerinden oluían Birlik Heyeti, 16-23 ìubat 2008 tarihleri arasında,
Sana (Yemen) ve Dubai (Birleíik Arap Emirlikleri) íehirlerini kapsayan “Teknik ñnceleme
ve Yurtdıíı Temas” programına katıldı.
MBB inceleme gezisi, 16 ìubat tarihinde
ñstanbul’dan hareket eden heyetin, 17 ìubat gece
yarısı Yemen’e varıíıyla baíladı. Heyet üyeleri 17 ìubat Pazar günü, Sana kentini gezdi ve eski San’a ile
buradaki Osmanlı eserlerini (Askeri Dikimevi, Ordu
Kararâghı, Bekiriyye Camii), Sana Türk Mahallesi’ni
(Bi’rül Azeb) ziyaret ettiler.
Heyet üyeleri aynı gün, Yemen Devlet Bakanı
ve Sana Belediye Baíkanı Prof. Yahya M. Al-Shaibi
tarafından davet edildikleri akíam yemeðine katıldılar. Prof. Yahya M. Al-Shaibi heyet üyelerine
Yemen ve Sana hakkında bilgi vermenin yanı sıra,
onlardan gelen soruları da cevapladı. Görüímelerin
sonunda Birlik Heyeti Baíkanı ve Ümraniye Belediye Baíkanı Hasan Can, Prof. Yahya M. Al-Shaibi’ye
Türkiye’deki belediyelerin çalıímaları ve Birlik hakkında bilgi vererek, misafirperverliðinden dolayı ayrıca teíekkür etti.
74
Birlik 2008/1
Heyet üyeleri, 18 ìubat Pazartesi günü, baíkent
Sana íehri ile Aden liman kenti arasındaki daðlık
bölgede bulunan Manaha, Haccara, Beytalamır ve
Husn Al Haimi adlı tarihi yerleíim merkezlerini ziyaret ettiler, yerel halkla birlikte olup onların kültürel etkinliklerine katıldılar.
19 ìubat günü, Yemen’in Vadi Dahr, Thula, ìibam, Kevkeban ve Habbaba adlı tarihi yerleíim merkezlerini gezen heyet üyeleri, Kevkeban’daki Osmanlı Mezarlıðını da (íehitliði) ziyaret etti.
Yemen’deki ziyaretlerini 20 ìubat günü tamam-
(DP World) ziyaret etti. Terminal yönetim binasında heyet üyelerini kabul eden terminal üst düzey yöneticilerinden Abdul Rahim Al- Haíimi, heyet üyelerine ñngilizce bir brifing verdi. Terminalde 30 bin
kiíinin çalıítıðını, iç yüzeyinin röntgeni ve radyoaktif
kontrol de dahil olmak üzere günde 100 binden fazla
konteynırın iílem gördüðünü söyleyen Al-Haíimi,
Türkiye’deki Yarımca dahil olmak üzere, 22 ülkedeki 42 terminal ile “network” halinde çalıíıldıðını ve
yılda 61 bin büyük yük gemisinin yükleme boíaltma
iíinin, tüm dünya ülkelerindekilere nazaran en kısa
sürede, burada yapıldıðını söyledi.
layan MBB Heyeti, daha sonra Dubai’ye (Birleíik
Arap Emirliði) hareket etti. 21 ìubat Períembe günü
Dubai kentinde genel bir íehir turu yapan heyet üyeleri, kentin eski yerleíim yerini, yeni proje alanlarını,
Palmiye proje alanını, yapay ada üzerinde yükselen 7
yıldızlı “Burj el Dubai Oteli”ni ve Dünyanın üçüncü
büyük konteynır terminali olan Dubai Terminali’ni
Brifingin ardından Heyet Baíkanı ve Ümraniye
Belediye Baíkanı Hasan Can, heyet adına bir teíekkür konuíması yaptı. Terminal içinde bir inceleme
turuna katılan heyet üyeleri, 22 ìubat Cuma günü
baíkent Abu Dabi’de bir íehir turuna çıktı. Aynı gün
öðleden sonra Dubai kentine dönen heyet, çölde düzenlenen bir kültür turizmi etkinliðinde de yer aldı.
Heyet üyeleri 23 ìubat Cumartesi günü yurda döndü.
Dubai Terminali üst düzey yöneticilerinden Abdul Rahim Al- Haíimi MBB Heyetini kabul
etti ve terminal hakkında bir brifing verdi.
Birlik 2008/1
75
Sempozyum
Sempozyum
Nesrin Akkaí
Avrupalı Türk Göçmenlere;
Siyasal, Kültürel, Sosyal ve Hukuksal Bakıí
Marmara Üniversitesi bünyesinde 17- 18 Ocak tarihlerinde gerçekleíen “Avrupalı Türk Göçmenler”
konulu konferansta, göçmenlerin
sorunları ele alındı ve bu sorunlara
çözüm yolları arandı.
Marmara Üniversitesi 17 – 18 Ocak
tarihlerinde “Avrupalı Türk Göçmenler” konulu uluslararası konferansa ev
sahipliði yaptı. Konferans, Marmara
Üniversitesi Avrupa Birliði Enstitüsü,
Hukuk Fakültesi, Atatürk Eðitim Fakültesi Alman Dili ve Eðitimi Anabilim
Dalı, Fen Edebiyat Fakültesi Alman
Dili ve Edebiyatı Bölümü ile Bremen
Üniversitesi Jean Monnet Avrupa Hukuku Bölümü, Bremen Türk – Alman
ñíbirliði Enstitüsü, ñstanbul Goethe
76
Birlik 2008/1
Enstitüsü, Alman Akademik Deðiíim Servisi (DAAD) ve Avrupa
Etütleri Türk Üniversiteler Birliði (TUNAECS) tarafından ortaklaía düzenlendi.
ñki gün süreyle, dört farklı baílıkta oturumların gerçekleítirildiði konferansa, Türkiye’nin Avrupa Birliði Nezdinde Daimi Temsilcilik görevini sürdüren Büyükelçi Volkan Bozkır ve Almanya
Ankara Büyükelçisi Dr. Eckart Cuntz’un da aralarında bulunduðu
pek çok akademisyen, uzman ve ií dünyası temsilcileri katıldı.
Konferans, Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necla Pur’un konuíması ile baíladı. Necla Pur böylesine önemli
ve güncel bir konunun, düzenlenen bu konferans ile Marmara
Üniversitesi’nin ev sahipliðinde gerçekleítiriliyor olmasından
duyduðu memnuniyeti dile getirdi.
Sosyal ve kültürel perspektiflerin ele alındıðı birinci gün oturumlarında, Sosyal Perspektifler baílıðı altında göçmenlerin dil ve
eðitim durumları ele alındı. “Almanya’da yaíayan Türk çocukların
Türkçe anadil eðitiminden kaynaklanan problemleri”, “Almanca –
Türkçe iki dilli eðitim öðretim yapan okullarda Almanca öðretimi”
man Dili ve Edebiyatı Bölüm Baíkanı
Prof. Dr. Acar Sevim tarafından da son
deðerlendirmeler yapılarak, izleyicilerin de katıldıðı soru-cevap bölümüne
geçildi.
ve “Almanya’da çok dillilik” konuları tartıíıldı. Sırasıyla Marmara
Üniversitesi Almanca Dili ve Eðitimi Anabilim Dalı öðretim üyeleri Prof. Dr. Cemal Yıldız, Prof. Dr. Feruzan Gündoðar ve Hamburg Üniversitesi Uluslararası ve Kültürlerarası Eðitim Bilimleri
Enstitüsü öðretim üyesi Prof. Dr. Ursula Neumann görüílerini
ifade etti. Sosyal perspektifleri içeren birinci oturumun baíkanlıðını ñstanbul Goethe Enstitüsü müdür yardımcısı Erika Broschek
gerçekleítirirken deðerlendirmeleri de Marmara Üniversitesi adına Alman Dili ve Eðitimi Anabilim Dalı Baíkanı Prof. Dr. Güler
Mungan ve Bremen Türk Alman ñíbirliði Enstitüsü Baíkanı Ali
Elií yaptı.
Eðitim ve kültür konularının iílendiði Kültürel Perspektifler
baílıðını taíıyan ikinci oturumda, “Alman edebiyatında Türk imgesi”, “Entegrasyon sürecinde dilin önemi” ve “Almanya’daki Türk
gençlerinde karma dil özellikleri” deðerlendirildi. Münih Ludwig
– Maximilian – Üniveristesi Alman Filolojisi Enstitüsü’nden Prof.
Dr. Volker Hoffmann, M.Ü Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü öðretim üyeleri Yrd. Doç. Dr. Süeda Özbent ve Yrd. Doç. Dr. Yasemin Balcı bu oturumun konuímacıları olarak görüílerini ve tespitlerini belirtti. Oturum, ñstanbul DAAD Bilgi Merkezi Müdürü
Susanne Scheiter tarafından yürütüldü. Marmara Üniversitesi Al-
Konferansın ikinci gününün ilk oturumunda olan, “Siyasal Perspektiflerde
Türkiye – Avrupa Birliði iliíkileri” detaylı bir íekilde ele alındı. AB’nin 2007
Türkiye ñlerleme Raporu’nun deðerlendirmesi gerçekleítirildi, önümüzdeki sürecin iliíkileri nasıl íekillendireceði, karíılıklı olarak tartıíıldı. M.Ü.
Rektör Yardımcısı ve aynı zamanda
AB Enstitüsü Müdürü olan Prof. Dr.
Muzaffer Dartan tarafından yönlendirilen oturumda, sırasıyla Almanya
Ankara Büyükelçisi Dr. Eckart Cuntz
ve Türkiye’nin AB Nezdinde Daimi
Temsilcisi Büyükelçi Volkan Bozkır
görüílerini açıkça belirtti, kendilerine
yöneltilen soruları cevaplandırdı.
Konferansın son oturumu olan
“Hukuksal Perspektifler” paneline Koç
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Tuðrul Ansay baíkanlık etti.
Bu panelde Almanya Konstanz Üniversitesi Uluslararası ve Avrupa Birliði
Göçmen ve ñltica Hukuku Araítırma
Merkezi yöneticisi olan Prof. Dr. Kay
Hailbronner, Bremen Üniversitesi
Jean Monnet Avrupa Hukuku Bölümü baíkanı Prof. Dr. Hagen Lichtenberg, ñstanbul Barosu avukatlarından
Dr. Mehmet Köksal konuímacı olarak katıldı. Oturumda “Almanya’daki
Göçmen Yasaları ve bu yasaların Avrupa Hukuku temelindeki yeri” ve
“Türkiye’de yaíayan Alman vatandaílarının hukuksal durumları” ele alındı.
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Dekanı ve aynı zamanda ñKV ve TUNAECS baíkanlıðını da yürüten Prof.
Dr. Halûk Kabaalioðlu da deðerlendirmelerde bulundu.
Oturumların ardından tüm konuímacılara, konferansın anısına plaketleri
takdim edildi ve bu konferansın devamı
niteliðinde ikinci bir konferansın 2008
yılı içerisinde Almanya’da gerçekleítirilmesi yönünde görüíler ve istekler
ortaya konuldu.
Birlik 2008/1
77
Kitaplık
Kitaplık
Yrd. Doç. Dr. Nail Yılmaz
Belediye Meclis Üyesi El Kitabı
Ülkemizde yerel yönetimlerin gücünün aktif olması hizmet yoðunluðunu ve kalitesini artıracaktır. Bu çerçevede belediye meclis üyelerinin haklarını ve temsil ettikleri gücü kullanmada etkin olmaları ve
bulundukları yer için katkılı çalıímalar yapabilmelerinin saðlanması ve
buna katkıda bulunabilmek kitabın temel amacıdır. Bu doðrultuda kitapta Belediye Meclisi çalıíma yönetmeliði, muhalif konularda görüíler,
5216 sayılı Büyükíehir Belediye Kanunu, 5393 sayılı Belediye Kanununun bulunmasının yanı sıra Belediye Meclisinin çalıíma íekli; gündem, toplantılar, konuímalar, oylamalar, komisyonlar, meclis üyesinin
tâbi olduðu kanunlar, görüíler, belediye yönetimi gibi konular da yer
almaktadır.
Murat Can
Nobel Yayın Daðıtım / Temmuz 2007
Kentsel Planlama Kuramları
Geleceðe yönelik hedeflere ulaímak amacıyla sistemli eylem programları hazırlama süreci olarak tanımlanan planlama, “yapısal zorunluluk” düíüncesinin yerini insanın özgür iradesinin alabileceðine, insanların yaíama müdahale edip ona egemen olabilecekleri anlayıíına dayanır.
Planlama, piyasa mekanizmasının belirsizliðine karíı yapıcı ve kurucu
insan bilincinin öne çıkartılmasıdır.
Melih Ersoy
Kent planlaması ise kentsel alanların mekânsal oluíum ve örgütlenmesinin nasıl olacaðını ve bu oluíum ve örgütlenme sürecinde izlenecek
farklı müdahale biçimlerinin tasarlanmasını içerir. Bu derlemede, ortaya çıkıíından baílayarak kent planlamasının tarihsel geliíimi, kuramsal
boyutu vurgulanarak sergilenmeye çalıíılmaktadır.
ñmge Kitabevi Yayınları / Mart 2007
Eski ñstanbul’dan Notlar
Semavi Eyice
Küre Yayınları / Kasım 2006
78
Birlik 2008/1
ñstanbul’un jeopolitik konumu ve barındırdıðı tarihi ve kültürel miras onu her zaman için benzersiz kıldı. Bizans’ın baíkenti Osmanlılar
tarafından fethedildiðinde íehir harap bir vaziyetteydi. Osmanlılar dört
bir koldan íehri imar etmeye baíladılar. Bu sayede ñstanbul kısa sürede
bir ñslam íehri olmayı baíardı. Dört bir yan camilerle, çeímelerle, sebillerle donatıldı. Cumhuriyet döneminde ise bu mirasa gereði gibi sahip
çıkılmadı. ìehirdeki imar ve iskân faaliyetleri eski yapıyı altüst ederken,
yerine eskisini ikame edebilecek güzellik ve özgünlükte eserler konulamadı. ìehir hızla eski kimliðinden uzaklaítırılıp betonlaítırıldı. Eski
ñstanbul’dan Notlarda íehrin tarih içerisindeki genel durumunu ele alan
Semavi Eyice, temelde ñstanbul’un kaybolan eserlerinin peíine düíüyor.
Eski fotoðraflardan yansıyan, artık var olmayan ñstanbul’a dair iç burkan
bir tablo ortaya koyuyor.
Kitaplık
ìehircilik Çalıímaları
Derleme
Gazi Üniversitesi ìehir ve Bölge Planlama Bölümünün 20. yılı anısına çıkarılan bu kitap; öðretim üyeleri ve yardımcılarının hazırlamıí
oldukları çalıímalardan oluían bir derleme niteliðindedir. Kitapta yer
alan çalıímalar yedi bölüm altında toplanmıítır. Bu bölümler; bölgesel geliíme, planlama, tasarım, mevzuat, ekoloji/çevre, kentsel koruma,
yenileme, dönüíüm ve kentsel altyapı olarak sıralanmaktadır. Kitabın
içeriði; yukarıda sayılan konu baílıkları altında íehir planlama disiplininde yirmi beí farklı çalıímadan oluímaktadır. Kitabın, öncelikle ìehir
Planlama alanında çalıíma yapan araítırmacılara, kent yöneticilerine, sivil toplum kuruluílarına ve özellikle ìehir Planlama öðrencilerine bir
kaynak iílevi göreceði düíünülerek “ìehircilik Çalıímaları” baílıðı altında toplanmıítır.
Nobel Yayın Daðıtım / 2005
99 Sayfada Küresel ñklim Deðiíimi
Mikdat Kadıoðlu
Serhan Yedig
Kitapta ñstanbul Valiliði ile ñstanbul Büyükíehir Belediyesi’ne afet
yönetimi konusunda danıímanlık yapan meteoroloji ve afet yönetimi
uzmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoðlu, küresel ısınma konusundaki bilgilerini paylaíıyor. Söyleíi biçiminde yazılan kitabı, yirmi yıllık aían
gazetecilik hayatında çeíitli basın kuruluílarında görev yapan, halen
Hürriyet gazetesinde haber editörü görevini yürüten Serhan Yedig kaleme aldı. 99 Sayfada Küresel ñklim Deðiíikliði, konuyla ilgili bilinmesi gerekenlere ıíık tutuyor, iklim deðiíikliði konusunda ilk elden bilgi
saðlarken küresel ısınmayı azaltmak için neler yapılması gerektiðini
anlatıyor. Kitap, “Küresel ısınma nedir?”, “Dünya’nın iklimi gerçekten
deðiíiyor mu?”, “Küremizi kim ısıttı?”, “Neden küresel iklim deðiíiminin bedelini en çok yoksul ülkeler ödeyecek?”, “Türkiye, küresel
ısınmadan nasıl etkilenecek?”, “Kiíi ve ülke olarak küresel ısınmayı
azaltmak için neler yapabiliriz?” gibi kritik sorulara cevap veriyor.
ñí Bankası / Aðustos 2007
Yazılı Haberleíme Tekniði ve
Alfabetik Steno
Gülbin Göral
Avcıol Basım Yayın / 2007
Bilgi çaðında haberleíme sistemlerinin teknolojiye baðlı olarak yürütüleceði, bilgisayar aðlarıyla haberleímenin gerçekleítirileceði düíünülse
de insan, her zaman kaleme ve kâðıda ihtiyaç duyacak ya da her zaman
bilgisayarda yazıímalarını sürdürecektir. Yazılı haberleíme önemlidir;
çünkü fikirler yazılı olarak daha kapsamlı íekilde ifade edilebilir. Beðenilmeyen bilgiler, iletilmeden önce deðiítirilebilir, gereken düzetmeler
yapılabilir. Bilimin en etkili yönü “yazılı” olmasıdır. Bilimsel çalıímalarda yapılan deney, gözlem, tanımlama, doðrulama gibi aíamalardan
sonra elde edilen bulgular “yazılaítırılır”. Kitapta yazı yazmanın tekniklerini anlatılmıí ve örneklerle zenginleítirilmií.
Birlik 2008/1
79
Tez Rafı
Tez Rafı
Yrd. Doç. Dr. Nail Yılmaz
Doktora:
KESKñN, Bedrettin (2008) “Yoksulluða Yerel
Müdahale Olarak ‘Sosyal Belediyecilik’ Karíılaítırmasında Eminönü ve Beíiktaí Belediyesi Örnekleri
Yüksek Lisans:
ÖZBERK, Yavuz (2007) Belediyelerde
Stratejik Planlama Süreci,
Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Kamu Yönetimi Anabilim Dalı,
Mahalli ñdareler ve Yerinden Yönetim Bilim Dalı.
Dünya’da yaíanan geliíim, deðiíim ve yeni
teknolojilerin etkisiyle birlikte, Türk Kamu
Yönetimi’nde deðiíim süreci gündeme gelmeye baílamıítır. Özellikle, küreselleíme süreci
ve Avrupa Birliði (AB) müktesebatıyla birlikte
bu süreç hız kazanmıítır. Yeni yönetim anlayıíı ve yeni geliímelerden yerel yönetimler de
etkilenmií bu durumla birlikte belediyelerde
yeni yönetim ve yeni tekniklerin kullanılması
zorunlu bir hal almaya baílamıítır.
Tezde belediyelerde stratejik yönetim
üzerinde durulmuítur. Bu çerçevede de strateji kavramı, stratejik yönetim, stratejik planlama, belediyelerin yasal ve kurumsal yapısı
genel olarak anlatılmıí ve belediyelerde stratejik planlama süreci; amacı, yasal dayanakları,
analiz yöntemleri ve tüm detaylarıyla birlikte
çeíitli stratejik plan çalıímalarından misyon,
vizyon, ilkeler, stratejik amaç ve stratejik hedef
örnekleri gösterilerek anlatılmıítır.
Çalıímanın teorik kısmı, oluíturulduktan
sonra, ñstanbul Eminönü Belediyesi’nde bir
alan araítırması yapılmıítır. Alan araítırması kapsamında, belediye personelinin stratejik
plan çalıímasından ne anladıðı, bu süreci nasıl
deðerlendirdiði ve konu hakkındaki düíüncelerini belirlemeye yönelik bir anket çalıíması
yapılmıítır.
80
Birlik 2008/1
Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Kamu Yönetimi Anabilim Dalı Mahalli ñdareler ve
Yerinden Yönetim Bilim Dalı
Zenginliðe inat yoksulluk sorunu gittikçe daha fazla
bireylerin ve toplumların gündeminde yer almaktadır.
Sorunun küresel, ülkesel ve yerel boyutu ile tartıíılmasına paralel olarak farklı ölçeklerde ve birimlerde çok yönlü
ve çok boyutlu çözüm arayıíları devam etmektedir. Yoksulluk sorununun çok farklı íekillerde karíımıza çıkması
ile yerel yönetimler de deðiíik birçok farklı uygulamaya
sahip olmuítur. Yerel yönetim birimleri, özellikle büyükíehir belediyeleri artan kentleíme ve kentsel yoksullukla
birlikte kendi yerellerinde yoksulluða karíı önemli sosyal
politika araçlarına sahiptir. Belediyelerin fiili olarak sahada yaptıkları ve son on yıldır gittikçe artan sosyal belediyecilik uygulamaları, yeni belediye yasaları ile yasal çerçeve içine dâhil edilmiítir.
Avrupa’da 1945 yıllarında yürürlüðe konulan sosyal
refah belediyeciliði uygulamaları, Türkiye’deki belediyeler tarafından önce 1973 yıllarında ardından da 1994 sonrasında sosyal belediyecilik faaliyetleri ile yürütülmüítür.
Yerel yönetimlerin bütçeleri içinde de önemli paya sahip
sosyal uygulamalar bilimsel çalıímalara konu olmamıítır.
Sosyal uygulamalar daha önce merkezi hükümetlerin görev ve sorumluluk alanlarında görülerek, bu faaliyetlere
makro pencereden bakılmıí, yerel yönetimlerin kendi
yerellerindeki sosyal uygulama ve uygulamadan kaynaklanan sorunlarına çok fazla deðinilmemiítir. Tez biraz da
bu boíluðu doldurmak amacıyla iki farklı belediye olan
Eminönü ve Beíiktaí belediyelerini sosyal belediyecilik
uygulamaları ile karíılaítırmaktadır. Bu iki ilçe, farklı
yerel mekân oluíumu, sosyo-ekonomik yapıları ile farklı temsillikleri yanında, farklı paradigmaların test edilme imkânları amacıyla seçilmiítir. Sosyal demokrat ve
muhafazakâr anlayıíların yoksulluk algıları yanında sosyal
belediyecilik deneyimleri de karíılaítırmalı olarak tanımlanmıítır. Bir tarafta “yoksul ilçe”, diðer tarafta “zengin
ilçe” ayrımında sosyal belediyecilik uygulamalarının nasıl
ayrıítıðı veya benzeítiði ortaya konulmaya çalıíılmıítır.