İndirmek İçin lütfen tıklayınız.
Transkript
İndirmek İçin lütfen tıklayınız.
Baíkan’dan Baíkan’dan Kentleíen Dünya, Kentleíen Türkiye Birleímií Milletler (BM) verilerine göre, 1950’de 732 milyon olan dünya kentli nüfusu, 50 yıl sonra, 2000’de 2.8 milyar, 2006’da ise 3.2 milyar olmuítur. Kentlerde yaíayan nüfus, toplam dünya nüfusunun % 49’unu oluíturmaktadır. Yine BM verilerine göre, yakın gelecekte, dünya nüfusunun yarıdan fazlası kentlerde yaíıyor olacaktır. Kentleíme, Avrupa ve Kuzey Amerika’da yavaílarken; Asya, Afrika ve Latin Amerika’da hızla artmaktadır. 2010 yılında, kentlerde yaíayan nüfusun %75’i, düíük ve orta gelirli ülkelerde yaíıyor olacaktır. Geliímekte olan ülkelerde kentsel nüfusun hızla artmasının nedeni, doðal artıí yanında, büyük ölçüde göçten kaynaklanmaktadır. Küresel düzeydeki kentleímenin en önemli göstergelerinden biri de, nüfusun büyük kentlerde (metropollerde) yoðunlaímasıdır. Dünya kentli nüfusunun yaklaíık % 10’u, nüfusu 10 milyonu aían mega kentlerde yaíamaktadır. BM verilerine göre, 2015 yılında, 21 mega kentin nüfusu 10 milyonu aímıí olacaktır. 2007 yılı itibari ile, Türkiye nüfusunun %70.5’i kentlerde yaíamaktadır. ñstanbul’un nüfusu ise 12.5 milyona ulaímıí ve dünyanın 21 mega kenti içinde yer almıítır. Hem dünya genelinde, hem de ülkemizde yaíanan bu hızlı kentleíme, bizleri iki temel sorunla karíı karíıya getirmektedir. Birincisi, tahmin edilemeyen ölçülerdeki kentsel hizmet ihtiyacı; ikincisi de kentlilik bilincinin geliítirilmesi ihtiyacıdır. Kentleímenin yavaí olduðu dönemlerde; ülke sathına yayılmıí nüfusa götürülecek yol, su ve kanal hizmetlerini merkezden plânlamak ve yerine getirmek rasyonel olabilirken; günümüzde bilginin ve teknolojinin yerelleímesi ile bu tür bir yaklaíım rasyonel olmaktan çıkmıítır. Kentlerimizin yönetiminde, bir yandan artan kentsel hizmet ihtiyacını karíılarken, diðer yandan, “kurallı kent” oluíturmalıyız. Bu amaçla, kent kültürünün geliítirilmesine, kentlilik bilincinin yükseltilmesine, toplumun özel olarak korunması gereken -yaílılar, çocuklar, gençler, engelliler- kesimlerine sürekli özen göstermeliyiz. Geliímií ülkeler, 300-400 yılda geliítirdikleri kent kültürüne sahip yerleíim birimleriyle modernleítiler. Kentlerimizi daha iyi yönetebilmek ve daha güvenli ortak yaíam alanları oluíturabilmek için; birbirimizin ve diðer ülkelerin deneyimlerinden yararlanmak zorundayız. Bu temel ihtiyacımızı karíılayacaðımız en önemli platformun Birliðimiz olduðu kanaatindeyim. Bu düíüncelerle, Birlik üyelerimize çalıímalarında baíarılar diler, saygılar sunarım. Kadir TOPBAì Birlik Baíkanı ñstanbul Büyükíehir Belediyesi Baíkanı S A H ÝB Ý T.C Marmara ve Boðazlarý Belediyeler Birliði adýna K a d i r To pb a þ GENEL YAYIN YÖNETMENÝ D o ç . D r. Re c e p B o z l a ð a n YAYIN KURULU D o ç . D r. Re c e p B o z l a ð a n Y rd . D o ç . D r. Ay n u r C a n Y rd . D o ç . D r. N a i l Y ý l m a z Av. H i l a l Ü n l ü Hakan Þiþman M e h m et A k a r M u ra t D a o u d ov SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ VE EDÝTÖR Aynur Þenol MUHABÝRLER Nesrin Akk aþ Cihan Dað SANAT YÖNETMENÝ Kenan Özcan TASARIM Gürkan Elma KAPAK FOTOÐRAFI Bilecik Belediyesi Arþivi ÝLETÝÞÝM ADRESÝ Zindankapý, Deðirmen Sokak, N o : 15 , 34134 E m i n ö n ü - Ý s t a n b u l Te l : ( 0 212 ) 513 5 6 5 0 Fa k s : ( 0 212 ) 5 2 6 5 2 76 YAPIM H a y a t Y a y. Ýlet. Yap. Eðit. Hiz. Tic. Ltd. Þti. BASKI B i l g e Y a y. E ð i t . S a ð . Hiz. Tic. A.Þ. Yýlanlý Ayazma Sokak , No:8, K a t : ,1 D a v u t p a þ a , Z e y t i n b u r n u Ýstanbul Te l : ( 0 212 ) 4 8 3 15 16 Fa k s : ( 0 212 ) 4 8 3 3 0 5 5 Ye re l S ü re l i Ya y ý n Dergide yayýnlanan yazýlardaki görüþ ve önerilerden yazarlarý s o r u m l u d u r. ñÇñNDEKñLER T . C . M A R M A R A 10 RÖPORTAJ Bilecik Belediye Baíkanı Selim Yaðcı 14 KAPAK DOSYASI Toplumda Özürlülere Bakıí V E B O ï A Z L A R I 32 PLANLAMA ñstanbul’da Metropolitan Planlama Süreci 36 ULUSLARARASI PERSPEKTùF Yerelden Uluslararası Hedeflere 22 KENT ESTETù÷ù 40 MARMARA’DAN 30 ÇEVRE 42 SÖYLEôù Görüntü Kirliliði ñle Mücadele Atık Yönetimi ìeyh Edebali’nin Osman Bey’e Öðüdü Öðr. Gör. Gülbin Göral ile Yönetimin ñlkeleri B E L E D ñ Y E L E R B ñ R L ñ ï ñ Y A Y I N O R G A N I D I R 4 HABERLER 25 TEKNOLOJñ 46 KENT VE YAôAM Bir Uygarlıðın Doðduðu Topraklar; Bilecik 26 ÖRNEK PROJE - ñNEGÖL ñnegöl’de Sanal Gezinti 28 ÖRNEKPROJE - BAïCILAR Baðcılarda Özürlülerin Tüm ñhtiyaçları Karíılanıyor 30 ÇEVRE ìehirlerde ve Sanayilerde Entegre Atık Yönetimi 54 TARùH VE MEKÂN Narmanlı Han 52 ñZBIRAKANLAR Ahmet Hamdi Tanpınar’ı Okumak 56 HAYRABOLU BELEDñYESñ Trakyanın Orta Yeri: Hayrabolu 58 SÖïÜT BELEDñYESñ Türkün Bayramyeri: SÖïÜT 60 YEREL GELùôùM Yerel Yönetim Gelirlerinde Reforma Doðru 62 KÜLTÜR & SANAT 68 BñRLñK’TEN HABERLER 76 AKADEMñK PLATFORM Sempozyum, Kitaplık ve Tez Sayfası 76 AKADEMùK PLATFORM Avrupalı Türk Göçmenlere Bakıí Birlik 2008/1 3 Haberler Haberler Balıkesir ile Siirt Kardeí ìehir Oldu Balıkesir ile Siirt arasında Kardeí ìehir Protokolü imzalandı. Balıkesir Belediye Baíkanı Sabri Uður ve Siirt Belediye Baíkanı Mervan Gül tarafından imzalanan Kardeí ìehir Protokolü, Türkiye’nin doðusu ile batısı arasında kurulacak kardeílik iliíkileri açısından önemli bir adım olarak deðerlendirildi. Balıkesir Belediyesi Meclis Salonu’nda düzenlenen Protokol ñmza Töreni’nde biraraya gelen taraflar, kardeílik ve barıí mesajları verdi: “Burada, altına imza koyduðumuz metin, sadece Balıkesir ile Siirt arasındaki kardeíliði öngörmekle kalmayacak; aynı zamanda ülkemizin doðusu ile batısı arasında bundan sonra kurulacak kardeílik köprüleri için de ilk ve önemli bir adım olacaktır. Biz de ilk fırsatta, kalabalık bir heyetle Siirt’e gitmek ve bu iíbirliðimiz ile halka dönük kaliteli hizmetler sunmak istiyoruz.” diyen Balıkesir Belediye Baíkanı Sabri Uður, böyle bir pro- tokolün Balıkesir’de imzalanıyor olmasından gurur duyduðunu belirtti. Kardeílik çaðrımız, tüm ülkeyi kapsıyor... ñmza töreninde Uður’dan sonra söz alan Siirt Belediye Baíkanı Mervan Gül de: “Cumhuriyeti birlikte kurduk, birlikte yaíatıyoruz; ebediyete kadar da birlikte yaíatacaðız. Güzel ülkemizin en doðusundan, Siirt’ten; en batısına, Balıkesir’e uzanan bir sevgi, hoígörü ve kardeílik köprüsü kurma hedefiyle yola çıktık. Aslında bu çaðrımızın, cennet ülkemizin 81 ilini kapsayacak íekilde çıð gibi büyümesini, memleketimizin bütün insanlarını sarmasını diliyoruz.” dedi. Konuímaların ardından, hazırlanan Kardeílik Protokolü imzalandı ve karíılıklı hediyeler verildi. Siirt Belediye baíkanı Mervan Gül, Balıkesir Belediye Baíkanı Sabri Uður’a; biri üzerinde ayyıldız bulunan ve “Belediye Baíkanı / Sabri Uður” yazılı, iki adet Siirt Battaniyesi hediye etti. Baíkan Uður da Baíkan Gül’e, bir adet Yaðcı Bedir Halısı ve Balıkesir kolonyası armaðan etti. Kardeí ìehir Protokolü, Balıkesir Belediye Baíkanı Sabri Uður ve Siirt Belediye Baíkanı Mervan Gül tarafından imzalandı. Su ve Elektrik Tasarrufu Konferansı Küresel ısınmanın su kaynaklarını yok etmeye baílamasıyla, belediyeler de vatandaíları bilinçlendirmek adına harekete geçti. Bunlardan biri olan Sarıgazi Belediyesi de Aralık ayında gerçekleítirdiði konferansla, özellikle ev hanımlarının bilinçli birer tüketici haline gelebilmesine katkı saðlamayı hedefledi. Genco Erkal Kültür Merkezi’nde düzenlenen ve çok sayıda dinleyicinin katıldıðı “Su ve Enerji Tasarrufu” konulu konferansta konuímacı olarak, Eðitimci Zahide Güneí söz aldı. “Küresel ısınma dünyamızı etkilemektedir. Su ve enerji ile ilgi yapılan hatalar gelecek nesillere daha fazla zarar verecek. Sadece bugünümüzü deðil, gelecek nesilleride düíünerek hareket etmemiz gerekiyor.” diye konuían Güneí’in üzerinde durduðu baílıklar ise íunlar oldu: Evde Suyumuzu Kurtarmanın 10 Basit Yolu, Evde Enerji Tasarrufu, Çevre Kirliliði, Çamaíır ve Bulaíık Makinesi Kullanımında Tasarruf ve Deterjan Kullanımı. 4 Birlik 2008/1 Baðcılar’da 23 Engelli, Akülü Araçlarına Kavuítu Baðcılar Belediyesi, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla düzenlediði organizasyonda engelli öðrencileri hediyeleriyle sevindirdi. 3 Aralık Dünya Özürlüler Günü dolayısıyla düzenlenen organizasyon, Baðcılar Halk Sarayı’nda gerçekleítirildi. Geçtiðimiz günlerde Bingöl Valiliði’ne atanan Baðcılar Eski Kaymakamı ñrfan Balkanlıoðlu, ñstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık, Milli Eðitim Müdürü Kadir Kuí, AKP ñlçe Baíkanı Necati Kahraman ile yüzlerce engelli vatandaí ve ailelerinin katıldıðı programın açılıí konuímasını, Baðcılar Belediye Baíkanı Lokman Çaðırıcı yaptı. “Engelli öðrencilerimiz artık okullarına yardımsız gidecekler.” diyen Baíkan Çaðırıcı, sözlerine íöyle devam etti: “Engelli çocuklarımız okullarına zorlukla gidiyorlardı. Artık evlerinin bahçelerinde diledikleri gibi dolaíabilecek; okulda, teneffüslerde kimsenin yardımı olmadan dıíarı çıkabilecekler. Onların mutluluðu tüm hizmetlerimize eídeðerdir.” Baðcılar eski Belediye Baíkanı, íimdiki ñstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık ise; yaptıðı konuímada Baðcılar’ın engelli vatandaílar için yaíanabilir bir ilçe olduðuna deðinirken, onlara her türlü imkânın saðlanmaya çalıíıldıðını söyledi. Kıyıklık: “Engelli vatandaílarımız, onlara destek olduðumuz ölçüde Bursa’da Engelli Envanteri Çıkarılıyor Bursa Büyükíehir Belediyesi, engellilere yönelik hazırladıðı bir projeyi hayata geçiriyor. “Engeliniz Bize Ulaímanıza Engel Olmasın” sloganıyla yola çıkılan projede, íehirde yaíayan engelli vatandaíların envanterlerinin çıkarılarak onlara daha iyi hizmet sunulması amaçlanıyor. Büyükíehir Belediyesi sınırları içinde ikamet eden engelli bireylere yönelik yardım ve destek hizmetlerinin güçlendirilmesinin hedeflendiði, Bursa’daki Engellilerin Envanterinin Oluíturulması Projesi ile; engelli vatandaíların toplum yaíamına katılımlarının kolaylaítırılması öngörülüyor. “Engeliniz Bize Ulaímanıza Engel Olmasın” sloganıyla yola çıkılan projede, hoígörülü bir toplum yapısının oluíturulmasına önemli baíarılara imza atıyorlar. Olimpiyatlarda, koíularda, tiyatrolarda, folklor gösterilerinde ve birçok yarıímada dereceye giriyorlar. Bugün onlara hediye edilen akülü araçlar, onların hayatlarını biraz daha kolaylaítıracak. Teneffüslerde camdan dıíarıyı seyretmek yerine, okul bahçelerinde dolaíabilecekler.” diyerek konuímasını tamamladı. “Annem için seviniyorum. Artık, beni sırtında taíımayacak.” Baðcılar ñstiklâl ñlköðretim Okulu 6. sınıf öðrencisi Onur Akar’ın, akülü aracına kavuítuðunda söyledikleri, salonda bulunan konuklara duygulu anlar yaíattı. “Kendimden çok annem için seviniyorum. Artık, beni sırtında taíımaktan kurtuldu.” diyen Onur, kendisi gibi akülü arabasına kavuían 22 arkadaíının da sesi oldu. Baðcılar Belediyesi, engelli çocukları sevindirdi. katkıda bulunmak amacıyla, kentte yaíayan engellilerin bilgilerinin toplanması hedefleniyor. Bu çerçevede; Bursa’da ikamet eden, sosyal yardım, destek ve meslek edindirme hizmetlerine baívurmak isteyen engelli vatandaílar ya da yakınları; engellilik oranını beyan edici saðlık raporu, nüfus cüzdanı, varsa engelli kimlik kartı fotokopileriyle Büyükíehir Belediyesi Sosyal Hizmetler ìube Müdürlüðü’ne baívurabilecekler. Envanter oluíumu için Bursaray ìehreküstü ñstasyon Merkezi’ne baívuru yapılabildiði gibi www.bursa.bel.tr adresindeki formun doldurulmasıyla da kayıt iílemi gerçekleítirilebiliyor. Birlik 2008/1 5 Pamukova’da Aðaç Dikim Seferberliði Pamukova Belediyesi, Aralık ayında baílattıðı aðaç dikim kampanyasıyla Mart ayı sonuna kadar 12 bin fidan dikmeyi hedefliyor. Pamukova’da aðaç dikim seferberliðinin kesintisiz olarak devam ettiðini belirten Pamukova Belediye Baíkanı Hikmet Ferudun Turan: “Aðaç dikim kampanyası çerçevesinde bir ayda 6500 fidan diktik ve 1200 yeni fidan sipariíi verdik. Hedefimiz Mart ayı sonuna kadar 12 bin fidan dikmek. Diktiðimiz fidanlarla; leylandi, sedir, çınar, top akasya cinsinden aðaçlar adeta görsel bir íölen oluíturacak.” dedi. Turan, ayrıca: “Pamukova, zaten yeíilin ve aðacın bol olduðu bir yer. Açılan her yeni yolu ve elveriíli alanları derhal aðaçlandırıyoruz. Geçen yıl ıslahı tamamlanan Karandere’nin her iki yönüne yüzlerce fidan dikerek burayı adeta bir park haline dönüítürdük.” íeklinde bilgi verdi. Nilüfer’de Trafolara Sanatsal Dokunuí Nilüfer Belediyesi, belediye sınırlarında yer alan elektrik trafolarını estetik birer kent mobilyasına dönüítürmek için onları resimlerle beziyor. Bursa’ya özgü bitkilerin resmedilmesiyle baílayan proje, ünlü ressamların yaptıðı kadın portrelerinin kübik yorumlarıyla devam edecek. Projenin son aíaması ise, Cumhuriyet’in kuruluí sürecini anlatacak. Nilüfer Belediyesi-Nilüfer Yerel Gündem 21 iíbirliði ile yürütülen çalıímanın birinci etabında; Cumhuriyet, Ataevler, Beíevler, Karaman ve Konak mahallelerinde bulunan 8 trafo, Bursa’ya özgü endemik bitki resimleriyle bezenmiíti. Pamukova’nın imara açılan Cumhuriyet ve Elperek Mahallesi kesimlerinde aðaçlandırma çalıímalarının tamamlandıðını da belirten Belediye Baíkanı Hikmet Ferudun Turan, en genií çaplı aðaçlandırmanın ise Seyir Terası’nda yapıldıðını söyledi ve íöyle konuítu: “Seyir Terası, tamamlandıðı anda Pamukova’nın gururu olacak. Burada önceleri su yoktu. Önce suyu getirdik, íimdi de 450 dönüm olan bu alanı tamamen aðaçlandırıyoruz.” Pamukova’da baílatılan aðaç dikim seferberliðinde hedef, 12 bin fidan dikmek. lerle bezeniyor. Konak, Ataevler, ñhsaniye, Esentepe, Barıí, Cumhuriyet ve Karaman mahallelerinde bulunan 12 trafoya; Cezanne, Gaugin, Renoir gibi ünlü ressamların yaptıðı kadın portrelerinin kübik yorumları resmediliyor. Nilüfer’deki elektrik trafolarını gözü tırmalayan birer yapı olmaktan çıkarıp sanat unsurları taíıyan son derece íık ve estetik birer kent mobilyasına dönüítüren Nilüfer Belediyesi, projenin son aíamasında ise belirli bir güzergâh üzerindeki trafolarda, Cumhuriyet’in kuruluí sürecini anlatan önemli olayların rölyeflerine yer verecek. Böylelikle yıl sonuna kadar 40 trafo yeni görünümleri kentin estetiðine katkıda bulunacak. Boyanarak güzelleítirilen trafolara, yalnızca Bursa’ya özgü bitkiler resmediliyor. Bu bitkilere iliíkin bilgilendirme levhaları yerleítirerek aynı zamanda onlara öðretici bir iílev de kazandıran Nilüfer Belediyesi, bu çalıímanın ikinci etabında ise ünlü ressamların eserlerini trafo binalarında sokakla buluíturacak. Çalıíma kapsamında, Nilüfer’deki 12 trafo daha, yerli ve yabancı ünlü ressamların eserlerinin kübik olarak yeniden yorumlanması ile elde edilen figür- 6 Birlik 2008/1 Nilüfer Belediyesi, projeyle trafoları daha estetik bir görünüme kavuíturuyor. Bozüyük Belediyesi Yaílıları Yalnız Bırakmıyor Bozüyük Belediyesi, belediye bünyesinde kurulan Tabiplik ve Aceze Evi’nde; kimsesiz ve bakıma muhtaç yaílıların saðlık sorunları ve ihtiyaçlarıyla yakından ilgileniyor. ve yaíanılır bir yer haline getirmek için yapılan düzenlemeler de bu çalıímalardan birisi. Yıllık bakım çalıíması kapsamında dıí cephe ve iç cephe badanası yapılan binada; yataklar, nevresim takımları ve mutfak gereçleri de yenilendi. Yaílı vatandaílar için hayatı kolaylaítırmak ve onların kimseye muhtaç olmadan yaíamalarını saðlamak için ellerinden geleni yaptıklarını dile getiren yetkililer, onları daha iyi íartlarda misafir etmek için çalıítıklarını belirttiler. Bozüyük Belediyesi, yalnız kalan ya da yatacak yeri bile olmayan yaílı vatandaíların her türlü saðlık sorunları ve ihtiyaçları ile yakından ilgileniyor. “Dün ile bugün arasında köprü kuran, kültürümüzü ve deðerlerimizi yarınlara taíımamızı saðlayan en deðerli varlıklarımız olan yaílılarımıza yapılan hizmetler, aynı zamanda onlara bir minnet borcudur.” diyen belediye yetkilileri, hayatlarını topluma ve ülkeye hizmetle geçiren ve bakıma ihtiyaç duydukları dönemde ailelerinden ve çocuklarından destek alamayanlara, Bozüyük Belediyesi, olarak bu hizmeti vermeye çalıítıklarını belirttiler. Bozüyük Belediyesi, yaílı vatandaílara sunduðu Bozüyük Belediyesi Tabiplik ve Aceze Evi, Bozüyük’te hizmetlerin yanı sıra, belediye bünyesinde de bazı yaíayan kimsesiz ve bakıma muhtaç yaílıları yalnız bırakiyileítirmeler yapıyor. Tabiplik binasını daha saðlıklı mıyor. Atık Yaðlar Toplanıyor Adapazarı Büyükíehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Baíkanlıðı, atık yaðları topluyor ve ülke ekonomisine kazandırıyor. Adapazarı Çevre Koruma ve Kontrol Daire Baíkanlıðı teknik ekiplerince 2007 yılında baílatılan atık yaðların toplanması çalıímaları, hız kesmeden devam ediyor. 2007 yılında yapılan çalıímalarla 7.227 kg atık motor yaðı toplandıðını belirten yetkililer, bu yaðların Büyükíehir Belediyesi ile Çevre ve Orman Bakanlıðı arasında imzalanan protokol gereði, bakanlıðın lisans verdiði yakma tesislerine götürülmek üzere yetkili firmaya teslim edildiðini açıkladı. Ayrıca; ADASU, Adapazarı Merkez Belediyesi, Erenler Belediyesi, Serdivan Belediyesi, Arifiye Belediyesi de bünyelerinde oluían motor atık yaðlarını, Büyükíehir Belediyesi’nin organizasyonu çerçevesinde aynı firmaya teslim etti. verdiði için kesinlikle yakmayacaktır. Ayrıca bu atıklar su, toprak gibi alıcı ortamlara doðrudan verilmeyecek; kanalizasyona boíaltılmayacaktır. Bu tarz atık yaðları oluían kiíi veya kuruluíların, çevreyle uyumlu yönetimin saðlanması amacıyla atık yaðlarını lisans almıí taíıyıcılar vasıtasıyla lisanslı bertaraf tesislerine göndermesi gerekmektedir. Adapazarı Büyükíehir Belediyesi’nin teknik elemanları ve Çevre Zabıtası tarafından yapılan denetimlerde, bu hususlara uymayan ií yerleri hakkında, 2872 sayılı Çevre Kanunu’na göre yasal iílem yapılacaktır.” denildi. Belediye yetkilileri konuyla ilgili bilgi almak isteyen vatandaíların, Büyükíehir Belediyesi Çevre Koruma ve Geliítirme Müdürlüðü’nün 273 41 52 (155-156) no’lu telefonunu veya 24 saat görev yapan Çevre Zabıta Kontrol Denetim Karakolu’nun 291 22 32 no’lu telefonunu aramalarının yeterli olacaðını söylediler. Konuyla ilgili Büyükíehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Baíkanlıðı’ndan yapılan açıklamada, “Söz konusu firmalar, yaptıkları ií gereði, ellerinde bulunan; benzin, motorin, ayrıca íanzıman, diferansiyel, antifriz, gres ve diðer özel taíıt yaðları ile tüm kullanılmıí taíıt yaðlarını, endüstriyel yaðları her ne sebeple olursa olsun, gelir elde edilmesi amacıyla kullanmayacak ve hava kirliliðine sebebiyet Birlik 2008/1 7 “Erken Uyarı Sistemi” ñle Buzlanmaya Son!... ñstanbul Büyükíehir Belediyesi, bu yıl ilk defa íehrin en kritik 25 noktasına Otomatik Yol Meteoroloji Gözlem Sensörleri kurarak, buzlanmanın önüne geçiyor ve buzlanma nedeniyle meydana gelebilecek trafik kazalarını önlüyor. Konuyla ilgili AKOM’da (Afet Koordinasyon Merkezi) açıklama yapan ñstanbul Büyükíehir Belediye Baíkanı Kadir Topbaí, Kasım ayında devreye alınan “Erken Uyarı Sistemi” ile; otomatik yol meteoroloji gözlem sensörlerinin, asfalttaki buzlanmayı 3 saat önceden haber verdiðini söyledi. ñstanbul’un en çok buzlanma görülen 25 noktasına yerleítirilen bu cihazların, tuzlama çalıímalarını doðru bir íekilde yapmalarına yardımcı olacaðını vurgulayan Baíkan Kadir Topbaí: “Tuzlama çalıímalarının ñstanbul'a ciddi bir maliyeti vardı. Bu sistemin bize maliyeti 1 milyon dolar. Tuzlama çalıímalarının günlük maliyeti ise 500 bin YTL. Böylece biz 2-3 günde bu sistemi amorti ediyoruz. ñíçilik ve malzeme açısından çok doðru ve yerinde bir adım. Kar yaðan tüm illere bu sistemi öneriyoruz. Bilgi ve deneyim paylaíımına hazırız.” dedi. Sensörlerin bir kısmının ABD’den alındıðını, bir kısmının da Türkiye’de imâl edildiðini ifade eden Kadir Topbaí: “ñstanbul’da kamyonlarla ve küreklerle tuzlama dönemini geride bıraktık. Bunun yerine íimdi daha doðru ve daha bilimsel bir çalıímayla sadece buzlanma olacak alanlara müdahale ediyoruz. Devreye soktukları “Erken Uyarı Sensörleri” ile ñstanbul’un kritik 25 yolunda buzlanmanın önüne geçtiklerini belirten Baíkan Topbaí: “Bilimsel bir çalıímayla buzlanmayı 3 saat önceden tespit ederek müdahale ediyoruz. Üstelik daha az maliyetle…” dedi. Bu, çok doðru ve maliyeti daha düíük bir adım.” diye konuítu. Elektronik olarak hava ölçümü yapan sensörler, uydu aracılıðıyla verileri AKOM’a iletiyor ve burada yapılacak deðerlendirmeyle yolların o anki durumu belirleniyor. Ardından ekipler sensörlerden gelen bilgiler doðrultusunda yönlendirilerek, buzlanmanın önüne geçilecek gerekli tuzlama ya da solüsyon çalıíması yapılıyor. Buzlanmanın nerelerde ve ne zaman baílayacaðı önceden belirleniyor. Bu sayede yollara atılan kimyasalların doðru zamanda ve yeterli miktarda kullanılması saðlanıyor. Yaðmur, kar, don, buzlanma, íiddetli rüzgâr ve sisli havalar önceden belirleniyor. Can ve mal kaybı minimuma indirilerek, erken ve doðru müdahale ile trafik güvenliði saðlanıyor. Bandırmalı Öðrencilerden Kaðıt Toplama Kampanyası Bandırma Vecihibey ñlköðretim Okulu Sivil Savunma Kulübü’nde yer alan 41 öðrenci, kullanılmıí kaðıt toplama kampanyası düzenleyerek, topladıkları 7 ton aðırlıðındaki iki kamyon kaðıdı Bandırma Belediyesi’ne teslim ettiler. Bandırma Belediye Baíkan Recep Eraydın da, bu kampanyanın önemine iíaret ederek, öðrencileri kutladı. Öðrenciler, “Ekim 2007- Ocak 2008 ayları arasında topladıðımız atık kaðıtları Bandırma Belediyesi’ne teslim ederek; küresel ısınmaya, aðaçların katledilmesine ve geri dönüíümü saðlanabilecek bir maddeyi çöpe atmaya engel olabiliriz diye düíündük.” íeklinde konuíarak, atık kaðıt toplama kampanyasını sürdüreceklerini belirttiler. Türkiye’nin En Büyük ñlçesi Gaziosmanpaía Türkiye nüfusu açıklandı ve Gaziosmanpaía 1 milyon 13 binlik nüfusuyla Türkiye’nin en büyük ilçesi oldu. Gaziosmanpaía, bu sonuçla nüfus yoðunluðu bakımından, Türkiye’nin 63 ilini de geride bıraktı. ñçiíleri Bakanı Beíir Atalay tarafından açıklanan rakamlara göre Türkiye’nin en kabalalık ilçesi ünvanını elde eden Gaziosmanpaía’yı 1 milyon 7 bin nüfusuyla Adana’nın Seyhan ilçesi izledi. 8 Birlik 2008/1 ñstanbul Trafiði Artık Cep’te ñstanbul Büyükíehir Belediyesi ve Turkcell iíbirliðiyle gerçekleítirilen ve mobil telefonlardan trafik durumunun öðrenilebildiði “CepTrafik Projesi” hizmete girdi. Trafik Kontrol Merkezi’nde düzenlenen toplantıda konuían ñstanbul Büyükíehir Belediye Baíkanı Kadir Topbaí, “Proje, ñstanbul halkının, cep telefonları üzerinden ñstanbul trafiði ile ilgili anlık durum bilgilerine her an, her yerden ulaímalarına imkân saðlayacak bir uygulama olacak” dedi. Yazılımı, dıía baðımlı olmadan belediye personelince hazırlanan ve dünyada ilk kez ñstanbul’da uygulanan bir proje olduðunu söyleyen Topbaí, ñstanbulluların en uygun güzergahı seçme, trafiðe çıkıí saatleri belirleme ve böylece daha az vakit kaybetme imkanı bulacaklarını belirtti. Konuímasının ardından Baíkan Topbaí, kendi cep telefonuyla sistemin ilk uygulamasını basın mensuplarına gösterdi. Nasıl kullanılacak? ‘Turkcell 1530’a “IBBCEPTRAFIK” yazılıp kısa mesaj gönderildiðinde uygulamanın linki otomatik olarak cep telefonuna gelecek. Linke tıklanarak ‘ñBBCepTrafik’ uygulaması telefona indirilebilecek. ñstanbullular uygulamaya Mart ayına kadar GPRS üzerinden ulaíabilecek. Mart’tan itibaren yıl sonuna kadar abone olanlara ilk 3 ay baðlantı ücretsiz olacak. Sonrasında da ayda 5 YTL ödeyerek kullanabilecek. Kontörlü hat kullanıcıları ise, bu hizmet karíılıðında aylık 40 kontör ödeyecek. Bu bedelin yüzde 25’ini belediye alacak. Birlik 2008/1 9 Röportaj Röportaj Fotoðraflar : Nesrin Akkaí Serhat Keskin Kuruluíun ve Kurtuluíun Beíiði: Bilecik Bilecik, küçük bir il olmasına raðmen hem ekonomik hem de sosyal açıdan yüksek bir potansiyele sahip. Özellikle geliíen sanayisiyle dikkati çeken íehir, Anadolu illeriyle önemli bir baðlantı noktası olarak da görülüyor. Tarihi kimliðini de arkasına alan Bilecik, tüm bu özelliklerine yeni kurulan üniversitesini de ekleyince, Marmara Bölgesi’nde yükselen bir deðer olarak göze çarpıyor. Bilecikliler, íehirlerine, “kuruluíun ve kurtuluíun beíiði” diyorlar ki, haksız da deðiller. Bilecik, 6 yüzyıldan uzun süre, üç kıtada hüküm sürmüí Osmanlı ñmparatorluðu’nun kurulduðu merkez olarak biliniyor ve burada yaíayan hemen hemen herkes bu tarihi mirasla gurur duyuyor. Bunun için, “kuruluíun beíiði” de diyorlar bu topraklara, “kurtuluíun beíiði” de… Çünkü Mustafa Kemal Atatürk’ün ñsmet Paía’ya, “Siz orada sadece düímanı deðil, milletin makûs talihini de yendiniz.” dediði ñnönü Savaíları da, yine bu topraklar üzerinde gerçekleíiyor. 10 Birlik 2008/1 Tarihi mirasa karíı duyulan sorumluluðun oldukça yoðun olduðu Bilecik, aynı zamanda dört bölgede topraðı olan tek íehir… Coðrafi açıdan oldukça stratejik bir noktada bulunan Bilecik, Türkiye’nin en önemli íehirlerini birbirine baðlayan karayolları üzerinde bulunuyor. Bugüne kadar uzun yıllar kabuðuna çekilerek yaíamıí íehir, yavaí yavaí o kabuðunu kırıyor. Sanayisinin geliímesi üzerine, Bilecik Belediye Baíkanı Selim Yaðcı íehirde 3. Organize Sanayi Bölgesi’ni kurmak için kolları sıvamıí. Baíkan, bunun dıíında ií baíında olduðu dönem içerisinde gerçekleítirdiði pek çok geliímeyi Marmara ve Boðazları Belediyeler Birliði aracılıðıyla Birlik Dergisi’ne anlattı. Baíkan Yaðcı, tek hedeflerinin Bilecik’e ait tarihi motiflerin ön planda olduðu, modern bir íehir inía etmek olduðunu söylüyor. Selim Yaðcı, “Bizler sadece dünüyle övünen deðil, bugün baíardıkları sayesinde geleceðe de güvenle bakabilen bir íehir olmak istiyoruz.” diyor. Bilecik’te görev yapan bir baíkan olarak Bilecik’in Türkiye açısından önemi nedir sizce? Bilecik, çok büyük tarihi önemi olan bir íehir. Bizler Bilecik için “kuruluí ve kurtuluíun beíiði” diyoruz. 6 yüzyıldan uzun bir süre dünyaya hak ve adalet daðıtan Osmanlı Devleti’nin kurulduðu topraklar, bizim íu anda hizmet ettiðimiz coðrafya üzerinde bulunmaktadır. Bunun ötesinde, büyük önder Mustafa Kemal Paía’nın ñsmet Paía’ya, “Siz orada sadece düímanı deðil, milletin makûs talihini de yendiniz.” dediði ñnönü Savaíları’nın geçtiði mekan da yine Bilecik topraklarıdır. Bilecik, aynı zamanda coðrafi konum olarak da son derece önemli bir noktadadır. ñstanbul-Akdeniz-Ege arasındaki karayolu- nun en önemli güzergahı Bilecik üzerinde bulunuyor. Yine ñstanbul- Ankara demiryolu da Bilecik’in içinden geçiyor. Bilecik’in iklimi de Türkiye’de birçok ile nasip olmayacak derecede çeíitlilik gösteriyor. Bu nedenle tropikal ürünler hariç, her türlü tarım ürününü de bu topraklar üzerinde yetiítirebiliyoruz. Sanayimiz özellikle 1980’den sonra çok hızlı bir geliíim gösterdi. Kimse, Bilecik’in nüfusuna bakıp aldanmasın. Çünkü Bilecik, Türkiye Cumhuriyeti’nden saðlanan destekten daha fazla üreten ve katma deðeri yüksek olan bir il. ñlimizin geneline baktıðınızda 6 tane organize sanayi bölgesine sahip olduðumuzu görüyorsunuz. Bunlardan ikisi, Bilecik Merkez’de yer alıyor. Bunun dıíında Türkiye’nin ilk özerk sanayi bölgesi de Bilecik’te bulunuyor. Diðer sanayi bölgesi çalıímalarımızda da son aíamaya geldik. Sizce Bilecik’in en büyük problemi nedir? Bu problemlerin çözümü için nasıl bir yol izliyorsunuz? Bilecik’te kentsel hayat standardının düíük, konut ihtiyacının fazla olması ve yollarımızın bu zamana kadar yapılmamıí olmasını en önemli problemlerimiz arasında sayabiliriz. Bilecik, aslına bakılırsa, pek çok imkanı kendi bünyesinde taíıyor. Ancak zamanında doðru adımlar atılamadıðından, pek tercih edilen bir íehir olmamıí. Bilecik’in en önemli problemi alt yapıyla ilgiliydi. Alt yapı hizmetleri tam anlamıyla yapılmadıðı için insanlarımızın sosyal statülerine uygun standartlar oluíturulamamıítı. ñnsanlar, baíka bir íehirde yaíayacaðı standardı Bilecik’te bulamayacaðı endiíesiyle, bu íehirde yaíamayı göze alamıyor. Bu noktadan bakıldıðında Bilecik, kısır bir döngüye giriyor. ñnsanların kentsel yaíamına katkı saðlayacak yatırımı yapmak isteyen giriíimci, önce tabela nüfusu 34.100 olan mütevazi ölçekli bir íehir görüntüsünü göz önünde bulunduruyor. Bu anlamda sosyal hayatı canlandıracak bir yatırımcı, baílarda biraz tereddüt edebiliyordu. Ama artık üniversitemizin kurulması kararı ile birlikte, ilimizde çok ciddi hareketlenme olacaðını düíünüyorum. ñkinci sorunumuz ise, konut sıkıntısıydı. Bu sıkıntıyı aímak için de 2 bin konut hedefi koyduk ve hedefimizin yarısını gerçekleítirdik. Bunun yanında Bilecik, çok önemli bir güzergâh üzerinde olmasına raðmen baðlantı yollarımızın standartları çok kötüydü. Bu anlamda da Bozhöyük- Mekece ve Mekece- Adapazarı yol çalıímalarının sonlanmasını heyecanla bekliyoruz. Devamında da hızlı tren projesinin bitirilmesi hedefleniyor. Sosyal yaíam standardının düíük olduðundan bahsettiniz. Bu anlamda sizin çalıímalarınız neler? Baíkan olduðum ilk zamanlarda Bilecik’te hayat neredeyse sabah 10.00’da baílayıp akíam 18.00’de bitiyordu. ìu anda kıí aylarında olmamıza raðmen akíam saat 22.00’ye kadar pek çok dükkanın açık olduðunu görüyorum. ìehirde sosyal yaíam süresini ne kadar uzatabilirseniz, sosyal hareketlilikle birlikte ekonomi ve ticareti de o kadar canlandırmıí olursunuz. Bilecik Belediye Baíkanı Selim Yaðcı ñnsanların açık havada toplanabileceði bir tane park vardı. Bilecik’te maalesef kahvehane kültürü çok yaygın. Yani erkekler genelde kahvehanelere gider ama hanımları, çocukları ile birlikte çıkabilecekleri alan bulamazlardı. Bunları aímak adına da birçok sosyal ve kültürel faaliyet gerçekleítirme çabamız var. Önce çocuklarımıza ve gençlerimize oturabilecekleri, dinlenebilecekleri, streslerini atabilecekleri mekanlar yapmayı planladık. ìu aíamada 23 tane park yaptık. Önce “her mahalleye bir park” derken íimdi neredeyse “her sokaða bir park” düíecek íekilde çalıímalarımızı sürdürüyoruz. Engelli çocuklar için özel olarak yapılan ve aynı anda 100 -150 çocuðun bir arada oynayacaðı çocuk dünyası oluíturduk. ñnsanlarımızın aileleriyle gidip istirahat edebileceði, vakit geçirebileceði, çocuklarını gezdirebileceði Kent Ormanı Projesini, Çevre ve Orman Bakanlıðı ile iíbirliði içinde gerçekleítirdik. Bunların yanı sıra düzenlediðimiz tiyatro festivalleri de önemli birer sosyal etkinlik. Buradaki ilk yılımızda bu etkinliðe seyirci bulamazken, bu sene seyirciye yer bulamamanın sevincini yaíadık. Her geçen yıl halkın ilgisinin arttıðı festivale bu sene 12 bin kiíi katıldı. Birlik 2008/1 11 Bilecik dendiði zaman akla ne gelmeli? Aslında Bilecik dendiði zaman, insanların aklına bir “tarih ve kültür íehri” gelmesi gerekir. Ama ne acıdır ki, biz, tarihi motiflerimizi bu zamana kadar çok iyi kullanamamıíız. Ancak son zamanlarda Söðüt ve Ertuðrul Gazi’yi Anma Törenlerimiz ile Bilecik’in Kurtuluí Törenleri çok daha farklı bir anlam kazandı. Bilecik’in, Kurtuluí Savaíı yıllarında 3 kere yakılması, belki de en büyük íanssızlıðı. Aslında tarihi eser açısından çok büyük zenginliði olan Bilecik, bu yakılmalar yüzünden çok büyük tarihi eser kaybı yaíamıí. Yarım kalan minareler yıllardır benim yüreðimi sızlatır. ìeyh Edebali Osmanlı Devleti’nin manevi kurucusu olarak kabul edilir. ìeyh Edebali Türbesi’nin bulunduðu vadiyi canlandırmak için bir proje hazırladık. Hedefimiz buradaki eserleri daha da ilgi çekici hale getirip, bu bölgeye günümüz íartlarında hazırlanan 250 adet Osmanlı evi yapmak. Osmanlı ve Türk el sanatlarının iílenebileceði, pansiyon ve restaurantların yer aldıðı Osmanlı Sokaðını canlandırmak istiyoruz. Sabahları; bahçesinde ayvası, narı, cevizi olan, Bilecik’te yetiíen horozun sesiyle uyandıkları bir mekan oluíturmak istiyoruz. Selim Yaðcı: Biz Bilecik’i íöyle de tarif ediyoruz: “Taíı mermer, topraðı seramik, yapraðı ipek; kuruluí ve kurtuluíun beíiði, ìeyh Edebali diyarı…” Sizin için oldukça heyecan verici bir proje olan Bilecik Üniversitesi’nin hangi aíamada olduðundan bahseder misiniz? Bilecik’in sanayi ve hammadde potansiyeli de ön planda olduðu için, son zamanlarda bir sanayi íehri olarak da tanınmaya baíladı. Özellikle mermer rezervleri açısından önemli bir konumda olmasının tabii sonucu olarak Türkiye’nin ve dünyanın önemli mermer fabrikaları da burada bulunuyor. Bunun yanında seramik, tekstil, granit ve alüminyum sektöründe de büyük kuruluílar, yine bizim sınırlarımızda yer alıyor. Böyle deðerlendirdiðimizde, Bilecik’in ciddi anlamda bir sanayi bölgesi olduðunu da görürsünüz. Üniversite, Bilecik gibi mütevazi bir íehir için hem sosyal, hem kültürel hem de ekonomik yönleri olan, çok önemli bir yatırım. Yeni açılan üniversitemize 2007’nin son ayında Bilecik Üniversitesi Rektörü olarak. Prof. Dr. Fevzi Sürmeli atandı. Üniversiteden beklentilerimiz oldukça yüksek. Çünkü, íehrimizin sosyal hayat düzeyini geliítirecek, yeni bir perspektif kazandıracak nitelikte önemli bir unsur. ìehrimize bilimsel ve kültürel geliíim noktasında kazandıracakları ise, tartıíılamaz. Ayrıca Bilecik Bilecik’in tarihi dokusunun büyük önem taíıdıðını belirttiniz. Bu anlamda Bilecik’in turizmin çekim merkezi olduðunu söyleyebilir miyiz? Maalesef biz Bilecik’e, tarihi misyonumuzun gerektirdiði vizyonu yükleyememiíiz. Bu anlamda dıí dünyaya 12 açılamamıí ve buna iliíkin gerekli projeleri de üretememiíiz. Ama özellikle son dönemlerde elimizdeki envanterleri, tarihi yapıları ortaya çıkardık. Bu konuda hem Kültür Bakanlıðı’mız hem de Vakıflar Genel Müdürlüðü’müz ile çok ciddi çalıímalar içerisindeyiz. Birçok tarihi eserimizi restore ediyoruz. Bunun dıíında bu özelliðimizi hareketlendirmek için önümüzdeki yıl bir “Çadırkent” kurmayı planlıyoruz. Bilecik’e 400 çadırla gelip, 3 kıtaya yayılmıí atalarımızı simgeleyen 40 çadırdan oluían Çadırkent ile bu dokuyu yaíatmak istiyoruz. Bu Çadırkent’e gelen konuklarımıza Osmanlı Devleti’nin yaíam tarzı hakkında bilgi verecek hizmetler sunarak, Osmanlı’ya özgü deðerleri anlatmaya çalıíacaðız. Birlik 2008/1 Üniversitesi’nin, bir sanayi íehri olan Bilecik’te, gerekli teknik elemanın yetiítirilmesi noktasında zaman içerisinde çok daha etkili olacaðını düíünüyorum. TOKñ ile birlikte yaptıðımız konutlaíma hamleleriyle, íu anda üniversiteliler için de Bilecik’te konut sıkıntısı kalmadı. ìehrimizde Kredi ve Yurtlar Kurumu’na ait bir yurdumuz var. Bir íeyi sadece istemek, o íehrin geliíimi için yeterli olmuyor. Buraya gelen miz ile Küre, Çaltı ve Bayırköy beldelerimizi kapsayan bu büyük projenin, ancak yüzde 22’si bitirilmiíti. Projenin akıbetinin ne olacaðı noktasında bazı sıkıntılar vardı. Göreve baíladıðımızda, diðer belediye baíkanı arkadaílarımızla birlikte kısa sürede Karasu ñçme Suyunu Kullanma Birliði’ni kurduk ve bu birlik içerisinde hukuki problemleri de kısa sürede aíarak 52 trilyonluk projenin tamamını bitirmií olduk. Küresel ısınmanın hızla arttıðı bir dönemde, böyle bir projeyi tamamlamıí olmanın gelecek için çok büyük bir avantaj olduðunu düíünüyorum. Konuímamız boyunca bu konuda bazı ipuçları vermií olsanız da, özetle, gelecekte nasıl bir Bilecik hayal ettiðimizi öðrenebilirmiyiz? Kentsel altyapı problemlerini çözmüí, kendi ihtiyaçlarını kendi kaynaklarıyla karíılayan ve kendine özgü özellikleri koruyabilen bir íehir inía etmek istiyoruz. Bu tarihi íehri, çaðdaí insanın ihtiyaçlarını karíılayabilecek, eksiksiz bir kent haline getirmek istiyoruz. TOKñ ile yapılan çalıímalar neticesinde íu anda Bilecik’te konut sıkıntısı yok. genç öðrencilerin kendi çocuklarımız olduðu bilinci içerisindeyiz. Onların biraraya gelebilecekleri karíılaíma mekanları oluíturmaya çalıíıyoruz. Bunun yanında, spor kompleksleri projelerimiz de 2008 yılında hayata geçirilecek ve umuyoruz ki, Bilecik Üniversitesi, güzel ve özgün yerini kazanacak. Bilecik’in 30 yıllık senaryosunu çıkarmıí durumdayız. Bundan sonra hangi yıllarda neresi imara açılacak, hedefi ne olacak, ne zaman, nereye kadar büyüyecek bunları planlıyoruz. Mutlaka eksiklikler vardır. Süreç içerisinde hatalarımızdan da aldıðımız derslerle bu eksikleri tamamlayıp, çaðın íartlarına uygun bir Bilecik inía etmek ve gelecek nesile aktarmak istiyoruz. Karasu Projesi Bilecik için oldukça önemlidir. Bu projeden ve bölgeye katkılarından bahseder misiniz? Bilecik’in önemli bir sorunu da su problemiydi. Belki günlük ihtiyaçta biz bunu çok fark etmiyorduk; ama Bilecik’i geleceðe taíıyacak su kaynaðımız pek yoktu. Mevcut su kaynaklarımız da hakikaten saðlıklı deðildi. Bilecik’in daha önceki yöneticileri de geçmií dönemlerde bu sıkıntıları yaíadıðı için, 1991 yılında devlet yatırım projesi kapsamına giren Karasu ñçme Suyu Projesi’ni baílatmıílardı. Biz göreve geldiðimizde Söðüt, Pazaryeri, Osmaneli ilçeleri- Bilecik sadece dünüyle övünen bir íehir olmamalı, bugününü ve geleceðini de planlayan, gelecek nesillerin de övünebileceði bir íehir olmalı. Çünkü Bilecik Türk toplumuna bir emanet ve Türk toplumu için bir sembol. Atalarımızın bu íehri bizlere emanet ettiði bilinciyle ve titizlikle Bilecik’e ve insanımıza hizmet etmeye devam ediyoruz. Marmara ve Boðazları Belediyeler Birliði’nin bu çalıímalarınızda, size katkıları neler oluyor? Ben deniz aynı zamanda MBB Meclis Baíkan Vekiliyim. Bu anlamda Birlik, beraberlik ve birtür kaynaíma zemini ve ortamı sunması açısından, yıllardır son derece önemli bir görevi yerine getiriyor. Birliðimizin daha da geliímesi ve aktivitelerinin arttırılması noktasında tüm belediye baíkanı arkadaílarım gibi biz de, üzerimize düíeni yapmaya hazırız. Birlik 2008/1 13 Kapak Dosyası Kapak Dosyası Cihan Dað Sadece Sevmek Yetmez Karíınıza çıkan bir kaldırım sizin için engel olmayabilir. Peki ya onlar için? Son açıklanan verilere göre Türkiye’de her 8 kiíiden biri engelli. Yani yaklaíık 8,5 milyon insan, normal bir kiíinin kiíisel ya da sosyal yaíantısında kendi kendisine yapması gereken iíleri, bedensel veya zihinsel yeteneklerindeki kalıtımsal ya da sonradan olma herhangi bir eksiklik nedeniyle yapamıyor. Bu rakama onların çekirdek ailelerini de dahil ettiðimizde, ortaya inanılmaz bir sonuç çıkıyor. Türkiye’de 34 milyon kiíinin ya kendisi ya çocuðu ya da kardeíi engelli. Peki, onların ne kadar farkındayız? Onları seviyoruz; ama hayatı onlar için gerçekten kolaylaítırıyor muyuz? Sosyal hayata ne kadar dahil olabiliyorlar? Toplum olarak onları yeteri kadar istihdam edebiliyor muyuz? Ya onlar haklarının ne kadar farkında? 14 Birlik 2008/1 Biz de bu ayki dosya konumuzda, Türkiye’deki engellileri ele alarak; konuyu gerek hükümet, gerek yerel yönetimler gerekse akademik açıdan enine boyuna irdeledik. TBMM’de aynı zamanda görme engelli insanımızı temsil eden AK Parti ñstanbul Milletvekili Lokman Ayva’ya göre, 2005 yılında TBMM’de kabul edilen Özürlüler Yasası, bir milat konumunda. Türkiye’de yaíayan özürlülerin ihtiyaçlarına göre düzenlenen yasa, belki özürlülerin sorunlarını bitirmeyecek; ama çözüm noktasında önemli bir adım olduðuna íüphe yok. Zorluklar ve baíarılarla dolu bir yaíamınız var. Kendinizden biraz bahseder misiniz? 1966 yılında Konya’da doðdum. 11 yaíındayken geçirdiðim menenjit hastalıðı nedeniyle görme kabiliyetimi kaybettim. Eðitimime 5 yıl kadar ara verdikten sonra, Ankara Körler Okulu’na girdim. Lise, üniversite ve mastır derken eðitimimi tamamladım. ñíportacılıktan ñngilizce öðretmenliðine, belediyede danıímanlıktan milletvekilliðine kadar pek çok alanda görev aldım. Her zaman sıkıntı içindeki insanlarımızın yaíadıðı problemleri en aza indirme ve onlara daha güzel bir yaíam sunma çabası içinde oldum. Bu nedenle sivil toplum kuruluílarında, yurt içi ve yurt dıíı proje çalıímalarında içinde yer aldım. En büyük engelimiz ön yargımız Size göre toplumda özürlü nasıl bir yer ediniyor? Vatandaíımız özürlülerle ilgili kavramları özürlüleri gözlemleyerek öðrenmiyor. Annesinden, babasından, dedesinden, komíularından ya da arkadaílarından bir mirası devralırcasına yaklaíıyor özürlüye. Bu yüzden bizleri yüzlerce yıl öncesinin bakıí açısıyla algılıyor. Bu bakıí açısıyla vatandaí, gerçekte bizi tanımadan fikir sahibi oluyor. Bizi deðil yüzlerce yıl önceki körleri gören bu bakıí açısı, en büyük engelimiz. Nasıl bir bakıí açısı bu? Toplum; özürlülerin okuyabileceklerine, eðitim alabileceklerine, kariyer sahibi olabileceklerine, çalıíıp üretebileceklerine, toplumsal hayata katılıp yuva kurabileceklerine inanmıyor. Mesela kör birinin tırnak kesmesini, tıraí olmasını anlayamıyor. Bunun yanında eðitim görmek istediðinde, müdür okula kabul etmek istemiyor ya da öðretmen sınıfa, iíveren iíe kabul etmek istemiyor. Bu nedenle öncelikle özürlülerle ilgili geçmiíten kalan bu bakıí açısının düzeltilmesi gerekiyor. Geliímií ülkelerle kıyasladıðınızda, Türkiye’nin özürlülere karíı izlediði politikayı nasıl deðerlendiriyorsunuz? Avrupa için konuíursak orada özürlülerin durumu pek iç açıcı deðil. Avrupa, bol para aktararak bu sorunu çözdüðünü zannediyor. ñísiz oranları, topluma katılımın az olması, mahkeme kararları, parlamento çalıímalarının yetersizliði, özürlülerin mutsuz olmaları hep örnek teíkil ediyor. Türkiye, özürlülere yaklaíım açısından Avrupa’dan daha hızlı ilerliyor. Amerika ise, özürlülere yaklaíımda dünyada alıíılagelmií bakıí açısının dıíına çıkarak daha gerçekçi bir açısından yaklaíıyor. 2005 yılında çıkan Özürlüler Yasasının önemli bir dönüm noktası olduðunu söylediniz. Bu yasayı çıkarırken ne gibi zorluklarla karíılaítınız? Bu yasayı çıkarmak, diðer yasalara göre oldukça kolay oldu. Özürlüler Yasası Türkiye’ye has bir yasadır. Türkiye’deki özürlüerin ihtiyaçları ve sorunları göz önüne alınarak hazırlandı. Pek çok açıdan Avrupa ülkelerindeki örneklerinden de önde bir yasa. ñnsanların hayata karíı algılamalarını deðiítirmeyi amaçlıyor. Biz bu yasayı çıkarırken Baíbakanımız Recep Tayip Erdoðan ile íunu söylemiítik: “Bu yasa sorunları bitiren bir yasa deðil, çözümleri baílatan bir yasa olacak.” Çünkü temel sorun bakıí açısı. Sistemin özürlülere göre ayarlanmıí olmaması ve özürlülerin kendilerine karíı özgüvenlerinin olmaması. Bunları da birkaç yasa çıkararak çözemezsiniz. Özürlülerle sürekli iç içe olan biri olarak íunu söyleyebilirim ki, yasa çıktıktan sonra güzel geliímeler yaíandı. Artık özürlüyü; sokaklarda, sinemalarda, törenlerde daha çok görüyorum. AK Parti ñstanbul Milletvekili Lokman Ayva: “Özürlüler Yasası sorunları bitiren bir yasa deðil, çözümleri baílatan bir yasa olacak.” Özürlüler Yasası sorunları bitirmeyecek ama çözümleri baílatacak Özürlüler Yasası size göre ihtiyacı karíılıyor mu? ìunu unutmamak gerekir ki, bütün sorunları çözemezsiniz. Çünkü ihtiyaçlar bitmez ve sürekli deðiíir. 2005’te çıkardıðımız yasa Türkiye’nin 20 sene ilerisinde; ancak Türkiye’deki özürlüler olarak bizler henüz o yasanın iíimizi göreceði hale gelemedik. Mesela orada ayrımcılık suç haline getirildi; ama biz ayrımcılıðı konuíabilecek durumda deðiliz. Türkiye’deki özürlüler ayrımcılık acısını hala çekmekteler; çünkü hiçbir íey talep etmediler. Siz talebinizi ortaya koymadıðınız sürece, ayrımcılıkla karíılaímaz, o ihtiyacı da fark etmezsiniz. Peki yasa, uygulamayı kontrol edebilme imkanı saðlıyor mu? Aslında yasanın uygulanamaması yasadan deðil, bizlerden kaynaklanıyor. ìu anda özürlülerin sadece yüzde 18’i yasanın çıktıðından haberdar. Yasanın getirdiði hakları bilenlerin sayısı daha da düíük. Siz bilmediðiniz bir hakkı talep edemezsiniz. Bu íartlar altında yasanın uygulanmasını da bekleyemezsiniz. Birlik 2008/1 15 Baðcılar’da örnek saray: Baðcılar Engelliler Sarayı Türkiye’de engellilere yönelik önemli çalıímalar yürüten Baðcılar Belediyesi, hayata geçirdiði projelerle yerel yönetimlere örnek oluyor. Geçtiðimiz yıllarda bedensel engellilerin ihtiyacına yönelik açılan Engelliler Rehabilitasyon Merkezi’nin ardından yakın bir zamanda faaliyete geçecek Engelliler Sarayı’yla da engelli vatandaílarımıza hizmet vermeye hazırlanıyor. Sarayda engelli vatandaílarımızın kültürel ve sportif faaliyetlerle sosyal hayata katılımları saðlanırken, çeíitli kurslarla da becerilerini geliítirmeleri amaçlanıyor. Atölyelerde ürettikleri ürünleri de sergi alanlarında sergileyebilecek olan engelliler, ürünlerini satarak gelir elde edebilecek. Özürlü ailelere için psikolojik danıíma merkezleri, konferans salonları ile tedavi odaları olacak toplam 7 katlı olan sarayda özürlülerin her ihtiyacı düíünülmüí durumda. Sinema, tiyatro salonları, yüzme havuzları, rehabilitasyon ve psikolojik danıíma merkezleri, eðitim merkezleri, atölyeler, otopark vb. 16 Birlik 2008/1 Baðcılar Belediye Baíkanı Lokman Çaðırıcı Yerel yönetimlerde bulunmuí, STK’larda çalıímıí ve íu anki hükümettede milletvekilliði yapan birisi olarak; sizce devlet, yerel yönetimler ve STK’lar arasında yeterli bir koordinasyon var mı? Eskiden özürlülerle ilgili koordinasyona gerek duyulmazdı; çünkü bu saydıðınız birimlerin doðru dürüst görevleri yoktu. Yöneticiler ya da ilgili kiíiler, içinden geldiði için bir íeyler yapıyorsa yapıyordu. ìu an koordinasyon gerekiyor; çünkü son yıllarda kurumlarda ilgili birimler yapılanmıí kurulmuí durumda. Yasanın çıkmasının ardından yeni bir durum oluítu. Belediyelerin, hükümetin, sivil toplum kuruluílarının, íirketlerin yeni duruma göre pozisyonlarını belirlemeleri gerekiyor. ìu an için bu koordinasyon henüz oluímuí deðil. Belediyeler özürlüsünden haberdar olmalı Yerel yönetimler özürlü vatandaílarımız için neler yapabilir? Öncelikle belediyelerin özürlüsünden haberdar olması gerekir. Özürlünün nerede yaíadıðı ve neye ihtiyacı olduðunu bilmeli. Bunu yapmak zor ve masraflı deðil. Maddi anlamda herkese yardımcı olamayabilirler. Özürlü Yasasını anlatarak da özürlülerin kaynaklardan faydalanmasını saðlayabilirler. Özürlüye yaklaíım konusunda toplum neler yapabilir? Çok küçük íeyler. Mesela ona: En son okuduðun kitap hangisi? diye sorabilir. “Evli misin?” yerine “Kaç çocuðun var?” diye sorabilir; “Çalıíıyor musun?” yerine “Nerede çalıíıyorsun?” diye sorabilir. Bu tür ufak farklılıklar özürlüye sen yapabilirsin, sen baíarabilirsin mesajı veriyor. Ya da çocuðunu okutmayan ailelere baskı yapabilirler. Sivil toplum kuruluíları var, buralarda gönüllü olarak çalıíabilirler. ñSÖM’den özürlüleri sokaða alıítıran proje Baíbakan Recep Tayip Erdoðan’ın ñstanbul Büyükíehir Belediye Baíkanı iken kurulmasına önayak olduðu ñstanbul Büyükíehir Belediyesi Özürlüler Müdürlüðü (ñSÖM), özürlülere yönelik yürüttükleri pek çok projeyle özürlülerin hayatını kolaylaítırıyor. Özellikle hayata geçirdikleri Alo 153-3 projesiyle ñstanbul’da yaíayan özürlülerin sosyal hayata katılımında önemli bir mesafe bir kaydetmií durumdalar. Biz de ñSÖM Müdürü Bekir Köksal’a bu projenin detaylarını ve sıradaki projeleri sorduk. ñSÖM’ün faaliyet alanları ve görevleri nelerdir? Özürlülerin hayatını kolaylaítırmak için ne tür çalıímalar yürütüyorsunuz? ñstanbul Büyükíehir Belediyesi Özürlüler Müdürlüðü (ñSÖM) olarak bizim asıl misyonumuz özürlüleri evinden çıkarıp topluma dahil etmek. Bu amaçla ñstanbul’da 18 merkezde her yaítan ve gruptan (ortopedik, görme, iíitme, süreðen, zihinsel) tüm özürlülere hizmet götürüyoruz. ñSÖM olarak gerçekleítirdiðiniz projeler neler? Zihinsel Özürlüler Mesleki Eðitim ve Beceri Kazandırma merkezlerimizde, sadece zihinsel özürlülere okuma-yazma, resim, müzik, takı-tasarım, ebru gibi derslerle hem mesleki eðitim vermeye çalıíıyor hem de onların sosyalleímelerine katkıda bulunuyoruz. Bakırköy Florya’daki Çiroz Özürlüler Rehabilitasyon Kampı’nda nisan ve ekim ayları arasında tatil imkanı bulamayan 4800 özürlü ve yakınına hizmet veriyoruz. 50 evin bulunduðu bu kampta buzdolabından klimasına, sıcak suyundan televizyonuna kadar her íey mevcut. ñstanbul’da yaíayan ve daha önce kampa katılmayan her özürlü bu hizmetten faydalanabiliyor. Beyaz baston, ses kayıt cihazı, tekerlekli sandalye, koltuk deðneði, iíitme cihazı, protez gibi medikal yardımlarda bulunuyoruz. 2001 yılında ñstanbul Milli Eðitim Müdürlüðü ile imzaladıðımız bir protokolle, ÖSHA (Özürlünün Sosyal Hayata Adaptasyonu ya da Toplumun Özürlüye Adaptasyonu) Projesini hayata geçirdik. Yapılan sunumlarla yılda doðrudan 25 bin civarında, dolaylı olarak da 240 bini aíkın öðrenciye özürlülüðün ne olduðu ve onlara nasıl davranılması gerektiði konusunda eðitimler düzenliyoruz. Eðitim, özürlüye bakıí açısında fark yaratıyor Peki, eðitimler fark yaratıyor mu? Sunumun baíında her öðrenciye bir anket doldurtuyoruz ve özürlülere bakıí açısını öðreniyoruz. “Zihinsel özürlü bir arkadaíınız olmasını ister misiniz” gibi sorular yöneltiyoruz. Sunumdan sonra aynı testi tekrarladıðımızda çocuklarda, yüzde 90-95’e yakın bir bilinç deðiíikliði oluyor. Önce “Özürlülerden korkarım.” diyen çocuklar sunumun ardından “Bundan sonra özürlülere yardımcı olacaðım.” diyorlar. ñSÖM Müdürü Bekir Köksal Özürlülere ulaíım kolaylıðı saðlamak amacıyla yürürlüðe koyduðunuz “Alo 153” projeniz kamuoyunda da ses getirdi. Bu proje özürlülere nasıl bir yarar saðlıyor? Bir özürlü için en büyük sıkıntının ulaíım olduðu gerçeðinden yola çıkararak, geçtiðimiz sene ALO 153–3 Özürlü Ulaíım Servisi’ni hizmete sunduk. Toplu taíıma araçlarını kullanamayan özürlü ve yaílılar, bizi arayarak diledikleri yerlere ulaíabilirler. 50 araçla baílattıðımız bu çalıímayla her gün ortalama 200 özürlüyü sosyal hayata dahil ettiðimiz için çok mutluyuz. ìu ana kadar çok olumlu tepkiler aldık. Birçok insan ilk kez evlerinden çıkarak hayata karıíıyor. Sinemaya, deniz kenarına gidiyor. “Belediyelerin her íeyden önce sınırları içindeki özürlü sayısını tespit etmeleri gerekiyor. ñhtiyaçlar belirlendikten sonra, altyapı hizmetleri özürlülere uygun yapılmalı.” ñstanbul’da imkânlar oldukça genií görünüyor. Bu konuda yerel yönetimler neler yapabilir? Belediyelerin her íeyden önce sınırları içindeki özürlü sayısını tespit etmeleri gerekiyor. ñhtiyaçlar belirlendikten sonra, altyapı hizmetleri özürlülere uygun yapılmalı. Kaldırımlar, yollar, sinyalizasyon ıíıkları özürlülere uygun yapabilir ya da okullar, kamu binaları ilk yapımlarında özürlülerin Birlik 2008/1 17 de kullanabilecekleri íekilde düzenlenebilir. Zaten, yeni özürlüler yasasıyla bu, bir zorunluluk haline geldi. Bunun dıíında belediyeler kendi tesislerinde özürlüler için kültürel ve sportif faaliyetler düzenleyebilir. Mesela çok düíük maliyetle birçok çocuðun hayatını kurtarabilecek Denver adı verilen bir test yapabilirler. Bu test 0–4 yaí arası çocuklara yapılıyor ve onlardaki olası zihinsel geriliklerin tespit edilmesini saðlıyor. Biz, aynı zamanda, belediyelere danıímanlık hizmeti vererek onlara yardım ediyoruz. Anadolu’dan gelen belediyelere, özürlülerle ilgili nasıl projeler üretecekleri konusunda destek verebiliriz. ñSÖM, özürlüleri ií hayatına dahil ediyor Özürlüleri ií hayatına kazandırmaya yönelik çalıímalarınız da var. Bu projeden yeterince verim saðlayabiliyor musunuz? Süreç ne íekilde iíliyor? Yasa, özürlülerin istihdamına yönelik 50 kiíiyi aían iíyerlerinde yüzde 3’lük bir kota koymuí; ama resmi kayıtlara baktıðımız zaman bunu dolduran kuruluí hemen hemen yok gibi. ñSÖM olarak biz hem iíverenlerin nitelikli iígücü bulabilmelerini saðlamak hem de özürlülerden gelen talepleri buluíturabilmek için bir istihdam birimi kurduk. Burada özürlülerin CV’sini alıyoruz ve çeíitli insan kaynakları íirketlerinden ya da doðrudan firmalardan istenilen nitelikleri öðreniyoruz. Çoðu kez ilk mülakatı burada yapıyor ve özürlüleri iíyerindeki görüímeye götürüp getiriyoruz. ñíe girme sürecine dek onlara her türlü desteði veriyoruz. “Türkiye’de özürlülere yönelik hizmet verilirken çekilen sıkıntılardan biri de gönüllülük esasının yeterince iílemiyor olması. Yurtdıíında gönüllülerden çok sayıda destek geliyor Oysa Türkiye’de bu sistem henüz oturmadı.” 18 Birlik 2008/1 Türkiye’de özürlülere hizmet götürürken karíılaítıðınız sıkıntılar neler? Türkiye’de özürlülere yönelik hizmet verilirken çekilen sıkıntılardan biri de gönüllülük esasının yeterince iílemiyor olması. Bizim íu an yaptıðımız birçok hizmet için yurtdıíındaki gönüllülerden çok sayıda destek geliyor. Türkiye’de henüz bu sistem oturmadı. Belediye kanununda yeni düzenlemeler yapıldı. Biz de özürlülere destek verecek avukatlar, sosyologlar, psikologlar, sosyal hizmet uzmanları, fizyoterapistler ya da gerek bu alanlarda gerekse de farklı bölümlerde öðrenim gören üniversite öðrencileriyle beraber çalıímak isteriz. Özürlü vatandaílarımızın önündeki en büyük engel nedir? En büyük sorun, özürlülerin haklarını bilmemesi ve onların bu konuda bilinçlendirilmemeleri. Çünkü bilmedikleri için, haklarını bile talep edemiyorlar. Keza aileler de yeterli bilgiye sahip deðiller. Oysa haklarını bilseler eksikliklerin giderilmesi konusunda, gerek yerel yönetimleri gerekse de toplumdaki diðer ilgilileri zorlayabilirler. Böylece görevlerini yapmayanlar da özürlülerin baskısıyla mecburen yapacaklardır. Bir yılı aíkın bir süredir ñSÖM’desiniz. Göreve baílamadan önce özürlülere bakıíınız nasıldı, íimdi nasıl? Evinizde özürlü birisi yoksa, özürlülük size sıradan bir íeymií gibi geliyor. Onların sıkıntılarını, taleplerini bir yerlerden duyuyorsunuz; ama gerçekte bilmiyor oluyorsunuz. “Baíkalarının ıstırabını çekmek çok kolaydır” diye bir söz vardır. Burada onlarla beraber çalıímaya baíladıðınız zaman, onların sıkıntıları giderilince hissettikleri mutluluk size de yansıyor. Gözleri görmeyen bir çocuk geliyor ve siz kendi çocuðunuzu düíünüyorsunuz. Bu yüzden onun geleceðinin daha güzel, daha farklı olması için gerekli çabayı elinizden geldiði kadar gösteriyorsunuz. Engellere meydan okuyan atlet Ramazan Çuðlan: 1975 yılında ñstanbul’un Küçükçekmece ilçesinde doðan Ramazan Çuðlan, 3 yaíında geçirdiði çocuk felci nedeniyle yıllarca bacaklarını kullanamadı. Önceleri tekerlekli sandalyesi olmadıðı için dıíarı çıkamadı. Bu nedenle kardeíleri okula giderken, o, eðitimine baílayamadı. Matbaada çalıían abisinin getirdiði dergiler ve kitaplar onun hayata bakıíını deðiítirdi. Kitaplar Çuðlan’ın hayatında çok önemli bir yer kapladı ve dıíarıdan okumaya karar verdi. Yavaí yavaí hayatı tanımaya baílaması gerektiðini fark eden 15 yaíındaki Çuðlan, her alanda kendini geliítirdi. Kurslara gitti. ñletiíimden elektroniðe, muhasebeden medikale, pek çok konuda kendini donattı. Çok spora meraklıydı. Avrasya Maratonu’na katılarak kendini sınamak istedi. Böylece onun için profesyonellik kapısı açıldı. Türkiye’de pek çok íampiyonada kendini gösterdikten sonra, sıra uluslararası arenaya gelmiíti. Çuðlan kendi deyimiyle herkesin 4 saatte koíarsın dediði 42 kmlik parkuru 2:00:01 dereceyle koítu ve dünya klasmanında bir anda 33. sıraya yükseldi. Yurtiçinde ve dıíında pek çok madalya kazandı. Ramazan Çuðlan hayat doluydu ve yaíamın her alanında varolmak istiyordu. Engellilerin yaíadıkları sorunları çözmek amacıyla çok sayıda dernekte çalıítı hala da çalıímaya devam ediyor. ìu an ñstanbul Büyükíehir Belediyesi Özürlüler Müdürlüðü’nde çalıían Çuðlan koordinasyon görevinin yanında yüzlerce okuldan gelen binlerce öðrenciye engellilerin hayatı hakkında eðitimler veriyor. Prof. Dr. Ali Seyyar: “ñíverenler özürlü istihdamı konusunda teívik edilmeli” Özürlülerin gündelik hayatın getirdiði zorluklar dıíında en büyük problemlerinden biri de ií yaíamına yeterince dahil olamamaları. Türkiye’de 50’den fazla personel çalıítıran bir kurumun, bu sayının yüzde 3’ünü özürlülerden seçmesi zorunlu. Ancak uygulamaya baktıðımızda bu anlamda aksaklıklar yaíanıyor. Sakarya Üniversitesi öðretim üyesi Prof. Dr. Ali Seyyar, istihdam konusunda Batı standartlarına ulaíılabilmesi için iíverenlerin teívik edilmesi gerektiðini düíünüyor. Batı Dünyası ile Türkiye arasında yasal sosyal düzlemde özürlülere karíı nasıl bir yaklaíım farklılıðı var? Avrupa ülkeleri, 1970’li yıllardan itibaren özürlülük alanında, önemli kanunî düzenlemeler gerçekleítirebilmií ve bu çerçevede özürlülerin sosyal hakları belirlenmiítir. Bundan önceki dönemlerde özürlülük konusunda, medikal yaklaíımın bir yansıması olan özel eðitim, tıbbî tedavi ve rehabilitasyon hakim idi. Medikal model, gerek bakıma muhtaç özürlülerin, gerekse iígücü niteliði taíıyan özürlülerin temel ihtiyaçlarına cevap veremediði için, sosyal model yaklaíımlarıyla zenginleítirilmiítir. Özürlülerde görülen iísizlik ve yoksulluk gibi sorunlar, sosyal dıílanmanın bir sonucu olarak düíünüldüðü için, örgütlü özürlü hareketlerin or- Prof. Dr. Ali Seyyar taya çıkmasına da yardımcı olmuítur. Özürlülerin örgütlenmesinin, sosyal ve çevresel engelleri ortaya çıkardıðı gibi, özürlüler lehine yapılan kanunî düzenlemeleri de sosyal model ekseninde geliítirdiðini söyleyebiliriz. Prof. Dr. Seyyar: “2005 tarihli Özürlüler Yasası, özürlülerle ilgili, yıllardır biriken sorunların, doðru bir íekilde çözümlenmesine önemli derecede katkı saðlayan bir vasıtadır.” Birlik 2008/1 19 Türkiye’de bu süreçler 20–30 sene gecikmeli olarak yaíanmıítır. Gerçi 1976’da çıkarılan 2022 sayılı yasa, iísiz özürlüleri ve 65 yaí üzerindeki yaílıları belirli bir gelire kavuíturmaktaydı. Ancak buradan elde edilen gelir, sosyal ihtiyaçlara cevap vermekten çok uzak idi. Batı Dünyası, sosyal model ekseninde oluíturulan kurumsal yapılarıyla özürlü sorunlarına çoktan çözüm bulmuíken, Türkiye, millî özürlüler politikalarını belirlemek üzere Baíbakanlıða baðlı Özürlüler ñdaresi Baíkanlıðı’na ancak 1997 yılında kavuíabilmiítir. Özürlülük bilinci ve örgütlü hareket de bu süreçten sonra hız kazanmıítır. ñlk yasa taslaðına bakıldıðında, içeriðinin medikal modele daha yakın olduðu anlaíılacaktır. Özürlülere dönük kanunî hakların belirlenmesi ile ilgili taleplerin gün ıíıðına çıkması ile özürlülüðe yönelik sosyal politikaların íekillenmesi de mümkün olmuítur. dur. Sosyal modelde, hayata tam olarak katılımda güçlük çeken bir özürlü, engelli durumundadır. Sosyal politika kapsamında özürlülerin hayatlarını kolaylaítırıcı ve çevresel engelleri ortadan kaldırıcı uygulamalar esastır. Sosyal bakım modelinde, engellilik özürlüler için sosyal bir sonuçtur. Dolayısıyla engellilik, iílevsel yönden yetersiz olan özürlü bireyin çevre ortamının olumsuz íartlarıyla karíı karíıya gelmesi ile ortaya çıkmaktadır. Özürlü, çevre íartlarından dolayı engelli hale getirilmektedir. ñílevsel bozukluk veya yetersizlik kendi baíına bir engellilik teíkil etmemektedir. 2005 yılında, özürlülere yönelik çıkan yasayı nasıl deðerlendiriyorsunuz? Sizce yasadaki eksiklikler ve getirilen yenilikler nelerdir? 2005 tarihli Özürlüler Yasası, özürlülerle ilgili yıllardır biriken sorunların doðru bir íekilde çözümlenmesine önemli derecede katkı saðlayan bir vasıtadır. O halde doðru, yani etkin ve isabetli çözüm stratejileri nelerdir? Bu, özürlüler konusuna nasıl baktıðımıza baðlıdır. Özürlüler Yasası, özürlüler konusunu ilk kez, sosyal politika kapsamında deðerlendirmií ve böylece önemli bir paradigma deðiíimine yol açmıítır. Özürlülüðü engellilik ile eí tutup yetersizliðe indirgeyerek, bireysel biyolojik bozukluklar olarak ele alan “medikal model” yerine hukuki, fiziki, mesleki ve sosyo-kültürel engelleri ortadan kaldıran bir “sosyal model” ortaya çıkmıítır. Nedir bu model? Ayrımcılık yapmama, fırsat eíitliði ve sosyal hayatın bütün kademelerine tam katılım gibi ilkeler, yasanın temel açılımlarıdır. Sosyal model anlayıíına göre, özürlülük bir hastalık deðil sosyal bir realite ve bir insanlık durumu- 20 Birlik 2008/1 Özürlülük, dar anlamda ve sosyal politika uygulamaları dıíında ele alındıðında çoðu kez engellilik ile eí anlamlı tutulmaktadır. Özürlülük, kalıcı ve ortadan kaldırılması mümkün olmayan sürekli bir durum arz etmektedir. Özürlülüðüne raðmen toplum hayatında, baíkalarıyla eíit düzeyde yer alma fırsatlarından yararlanabilme íansına sahip olması halinde ise kiíi, engelli olmaktan çıkmaktadır. Engelliliðin ortadan kaldırılması, bir baíka ifadeyle özürlülerin sosyal hayata eíit katılımının saðlanması, aktif sosyal politikalar ve sosyal duyarlı kesimlerin gönüllü katkıları ile mümkündür. Özürlülerin manevi ihtiyaçları da karíılanmalı Özürlüler Yasası, özürlü dostu sosyal politika enstrümanlarıyla, bütün özürlü grupların temel ihtiyaçlarına uygun çözüm sunmaktadır. Bütün bu yeniliklere raðmen kanunda, gerek SHÇEK (Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu) kurumlarında, gerekse ev ortamında yaíayan bakıma muhtaç özürlülere dönük tıbbî ve sosyal bakım uygulamalarına yönelik temel uygulamalara yer verilirken, özürlülerin manevi ihtiyaçlarının karíılanmasına yönelik bakım, danıímanlık ve rehberlik hizmetleri göz ardı edilmiítir. Halbuki bütüncül ve etkin bir bakım konseptinin oluíturulabilmesi açısın- dan tamamlayıcı bir unsur olarak manevi bakım hizmetlerine her halükârda ihtiyaç vardır. Sosyal boyutuyla manevi bakım, bakıma muhtaç kiíinin maneviyatını, yani kiíisel geliíimini ve moralini güçlendirmeyi, hayata baðlılıðını artırmayı, iç dünyasıyla barıíık olmasını, manevi sapmalarını ve korkularını gidermeyi amaçlayan insan odaklı bütüncül hizmetlerdir. Sosyal modelden sonra manevi model konseptinin de geliítirilmesi gerekmektedir. “Engelliliðin ortadan kaldırılması, bir baíka ifadeyle özürlülerin sosyal hayata eíit katılımının saðlanması; aktif sosyal politikalar ve sosyal duyarlı kesimlerin gönüllü katkıları ile mümkün.” Türkiye’de özürlü istihdamına yönelik ne tür eksiklikler gözlemliyorsunuz? Bu eksikliklerin giderilmesi için çözüm önerileriniz nelerdir? Özürlü iígücünün istihdam oranı Batı Dünyasına göre halen düíük seviyelerdedir. ñíverenler, özürlü istihdamı konusunda teívik edilmeli. Özel sektörün özürlü istihdamı konusunda daha istekli olabilmesi için, emek piyasasına yönelik uygulanan “kota” ve “para cezası“ sistemi, iíverenlere de makul gelebilecek fakat son tahlilde özürlülerin lehine olabilecek bir íekilde yeniden yapılandırılmalıdır. ñlk önce kota kapsamına giren iíletmelerin sayısının artırılması gerekmektedir, Bir baíka ifadeyle, 50 iíçi çalıítırma limiti, zamanla veya etaplar halinde aíaðıya doðru çekilmelidir. Diðer taraftan kota oranları, iíletmelerin büyüklüðüne göre esnek bir íekilde artırılabilir. Özürlü iígücünün verimliliðini artırabilmek adına da ñì-KUR, özürlülere dönük sistemli mesleki rehabilitasyon programları uygulamalıdır. Korumalı iíyerleri hakkındaki düíüncelerinizi öðrenebilir miyiz? Normal iígücü piyasasına kazandırılmaları güç olan zihinsel özürlüler, aðır derecede özürlüler ve birden fazla özrü olanların da istihdam edilmeleri son derece önemlidir. Bu kesim için kota sisteminin iílerliði bir anlam taíımaz. Çünkü iíverenler, genelde hafif derecede sakat olanları tercih etmekte. O halde korumalı iíyerlerinin oluíturulması ve iíletilmesi, devlet tarafından teívik edilmelidir. Gerçi 2006 yılında “Korumalı ñíyerleri Hakkında Yönetmelik” çıktı. Ancak yönetmelik, korumalı iíyerinin ve çalıíacak personelin özellikleri ve kuruluí íartları ile ilgili detaylı bilgiler vermesine karíılık devlet desteðinin biçimi üzerinde fazla durmamaktadır. ñíverene destek verilmeli Peki devlet desteði nasıl olabilir? Devlet, korumalı iíyeri açacak gerçek veya tüzel kiíilere yatırım maliyetlerinin belirli bir oranını karíılamak üzere faizsiz kredi vermelidir. Diðer taraftan korumalı iíyerlerinde çalıíacak özürlülere ödenecek ücretlerin belirli bir kısmı, devlet tarafından karíılanmalıdır. Kiíi baíına ödenecek meblað, kiíinin özürlülük derecesine göre belirlenmelidir. ñíverenlerin ödemesi gereken iíveren sigorta prim hisseleri de hazine tarafından karíılanabilir. Korumalı iíyerlerini, kurumlar vergisinden de muaf tutulmalıdır. Korumalı iíyerlerinde verilecek ií eðitimleri, halk eðitim merkezleri aracılıðı ile ve meslek tecrübesine sahip emeklilerin (usta öðreticiler, ií adamları, meslek öðretmenleri) gönüllü katılımı saðlanarak gerçekleítirilmelidir. Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir? Son yıllarda özürlülük konusunda halkımız, medyanın sorumlu yaklaíımı ile daha bilinçli bir seviyeye gelmiítir. Özürlülerin toplum hayatına kazandırılmaları tek taraflı bir süreç olmadıðına göre; üniversiteler, okullar ve özellikle ií dünyası, bu sürece aktif olarak katkı saðlamalıdır. Toplumsal kaynaímanın saðlanması, baíta birbirimize nasıl baktıðımıza baðlıdır. Özürlü bireylerin geleceðe ümitle bakabilmeleri, onlara saðlayacaðımız fırsatlarla yakından ilgilidir. Kanunlar, yol gösterici yönleriyle özürlülere bir hak olarak tanınan bu fırsatların asgari boyutunu gösterir. Özürlülükle ilgili sosyal sonuçların hedeflenenin üzerinde gerçekleímesini istiyorsak, hepimiz ahlâki ve vicdani sorumluluk alanımızı genií tutmalıyız. Birlik 2008/1 21 KentKent Estetiði Estetiði Nesrin Akkaí Görüntü Kirliliði ñle Mücadele 22 ñstanbul, asırlardır birçok medeniyetin gözbebeði olurken, günümüzün de sayılı metropolleri arasında önemini korumaya devam ediyor. Tarihle modernizmin buluítuðu böylesine önemli bir kentte, kent estetiðini korumak ve daha da güçlendirmek de oldukça özen gerektiren bir faaliyet. ñstanbul Büyükíehir Belediyesi, Kentsel Tasarım Müdürlüðü de bu özeni göstermek adına var gücüyle çalıíıyor. Her geçen gün nüfusu artan bir íehir olan ñstanbul, tanıtım yapmak isteyen firmalar için de oldukça kârlı bir mecra. Bunun farkına varan ve íehrin dört bir yanında afií, tabela ya da billboardlarla reklamlarını yapmak isteyen firmalar, ñstanbul Büyükíehir Belediyesi bünyesinde hizmet veren Kentsel Tasarım Müdürlüðü’nün rehberliðinde bu isteklerini gerçekleítiriyor. Peki, ñstanbul gibi modern; ama tarihi dokusuyla da geleneksel olan bir íehirde, bu tip görsel araçların íehrin mimari dokusuna uygunluðu nasıl saðlanıyor? 2001 yılında faaliyete geçirilen Kentsel Tasarım Müdürlüðü, ñstanbul’un ana arterlerinde kullanılan tüm görsel malzemeler için hem bir baívuru hem de denetim mecrası. ñstanbul gibi bir metropolde görsel kirliliðe sebep olmadan, gelen talepleri doðru deðerlendirmek adına hizmet verdiklerini belirten Kentsel Tasarım Müdürü ìule Savaí, íehrin tarihi ve mimari önemi nedeniyle sorumluluklarının da büyük olduðunu belirtiyor. Bakırköy, Sefaköy, Halkalı, Güngören, Esenler, Bayrampaía gibi ilçelerde, binalar üzerinde yer alan tabelalar açısından düzenleme yapılması gereken yerler; Niíantaíı, ìiíli, Beyoðlu gibi ilçelerde ise çok baíarılı cephe çalıímaları var. Kentsel Tasarım Müdürlüðü’nün görev ve yetkileri nelerdir? Birlik 2008/1 Kentsel Tasarım Müdürlüðü, Reklam ñlan ve Tanıtım Yönetmeliði kapsamında çalıímalarını sürdürmektedir. 2005 yılında yayınlanan bu yönetmelikte belirtilen iílevleri yürüten birimimizin görev tanımında da ñstanbul’un ana arterlerindeki tüm görsel elemanlar, reklam panoları, tanıtım tabelaları ve bunlarla ilgili öðeler yer alıyor. Bu yönetmelikte; bahsi geçen görsel elemanın, binanın neresinde, hangi boyutta, hangi renkte ya da hangi yazı biçiminde yer alması gerektiðine kadar birçok ayrıntı yer alıyor. Biz de fir- malardan gelen teklifleri, talepleri bu yönetmelik doðrultusunda inceleyip sonuçlandırıyoruz. Yönetmelik yürürlüðe girdiðinden bu yana, geçmiíte asılmıí tabelaların düzeltmeleri nasıl yapılıyor? Bu konuda nasıl bir yaptırım uyguluyorsunuz? Biz bu noktada Zabıta Daire Baíkanlıðı ile birlikte çalıíıyoruz. Ana arterler üzerinde yeri olan iíyeri sahipleri tabela vergisi ödemek için baívuru yaptıðında, Gelirler Müdürlüðü tarafından Kentsel Tasarım Müdürlüðü’ne yönlendirilir. Bizim çalıíma íeklimiz fotoðraflarla oluyor. Bizler gelen fotoðrafı deðerlendiriyor, “Yönetmeliðimize uygundur ya da uygun deðildir” diye kaíemizi basıyoruz. Bizim kaíelediðimiz fotoðraf, Zabıta Daire Baíkanlıðı’na ve Gelirler Müdürlüðü’ne gidiyor, onlar da gereðini yapıyor. Eðer uygun görüí vermediysek, o tabela yerinden kaldırılıyor. Baívuru sahibinin uygun görüí verdiðimiz tabelanın vergisini, Gelirler Müdürlüðü’ne ödemesi saðlanıyor ve o iíyeri, orada olduðu sürece tabelası izinli oluyor. ñstanbul’un kentsel ve tarihsel kimliði çok önemli Bu süreç, tabelaların dıíında tanıtım amaçlı afií, ilan ve billboardlarda nasıl iíliyor? Açık hava reklamcılıðı bizim görev tanımımızın bir diðer boyutu. Billboardlar, Emlak Müdürlüðü’nün tasarrufunda olan kamu alanlarında konumlandırılmaktadır. Bize bu alanlar için çok sayıda baívuru yapılıyor. Kentsel Tasarım Müdürlüðü, bunu sadece estetik kaygılarla inceleyen bir birim durumda. Biz, tek tek yerinde inceliyor, yaya ulaíımını etkileyip etkilemediði gibi pek çok konuda bu tanıtımların deðerlendirmesini yapıyoruz. Bununla ilgili deðerlendirmemizi yaptıktan sonra olumlu ya da olumsuz olduðuna dair bir rapor yazıyor ve bu raporu Emlak Müdürlüðü’ne gönderiyoruz. Bu noktada da Emlak Müdürlüðü uygun gördüðümüz sayıda billboard asılmasına izin vererek, bu yerleri ihale usulü kiraya veriyoruz. Bunun yanı sıra açık hava reklamlarında mimarlıktaki tabiriyle; “saðır duvar” yani penceresiz duvarlara reklam alınıyor. Yine bunların uygunluk kararını biz veriyoruz. Bunun için de yine tarihi dokuya önem vererek deðerlendirmelerimizi yapıyoruz. ñstanbul’un kentsel ve tarihsel kimliði çok önemli. Bu nedenle de bazı çekincelerimiz olduðunu söyleyebilirim. Daire baíkanımız, binalar üzerinde bulunan reklamların yan yana geldiðinde oluíturduðu görüntü için, ‘yürüyen televizyon’ tabirini kullanıyor. Açıkçası böyle olmaması için uðraíıyoruz. ñstanbul reklam íehrine döndü. Aslında tarihi dokumuz ve güzelliklerimizin ön plana çıkması gerekiyor. Açıkhava reklamlarında, reklamcılarla yerel yönetimler arasında bakıí açısı biraz farklı. Açıkhava reklamcıları tarihi dokunun en yoðun olduðu, dolayısıyla insanların en fazla ziyaret ettiði yerlere reklam koymak istiyorlar. Biz ise bu uygulamaya, tarihi dokuyu bozmamak adına pek sıcak bakmıyoruz. Bir baíka deyiíle; herhangi bir tarihi mekâna konum- Kentsel Tasarım Müdürü ìule Savaí landırılması planlanan görselin, o tarihi dokuyu zedelemeyecek bir içerikte olmasına özen gösteriyorsunuz. Evet, bunu yapmak istiyoruz. Son zamanlarda çıkan reklam kampanyalarının renklerine baktıðımızda, kırmızı, turuncu gibi çok fazla göz alıcı renkler görüyoruz. Mesela tarihi dokunun yoðun olduðu bir bölgede, bu, göze pek de hoí gelmiyor. Öyle bir yere, belki daha íık tasarımlar ve daha pastel tonlar kullanılması gerektiðini anlatmaya ve bunun uygulanmasını saðlamaya çabalıyoruz. ñstanbul’da kent estetiðini güçlendirmek ya da korumak adına nasıl çalıímalar yapıyorsunuz? Kent içerisinde öncelikle planlama kararları almak gerekir. Hangi bölgede ne kadar insanın yaíayacıðını planlayarak ilk adımı atarsınız. Bunlar, uzun soluklu kararlardır. Bunun yanında mevcut dokuyu çok kısa sürede rehabilite eden projeler de yine Kentsel Tasarım Müdürlüðü’nde karara baðlanıyor. Bizim üzerinde çalıítıðımız bir baíka konu da cephe rehabilitasyonunun yapılması ya da yapılmasının saðlanması. Bu projelerde bütün bir cadde boyunca Birlik 2008/1 23 yer alan binaları yan yana getirip oradaki sokak ya da cadde dokusunu projelendiriyoruz. Onlara binaların belirli bir tonda renklendirilmesini öneriyoruz. Bu alanlarda tabelaların bile nereye konulması gerektiði konusunda yönlendirmeler yapıyoruz. Ayrıca apartmanların kendi içinde de bir ortak nokta oluíturmasına gayret ediyoruz. Mesela bir apartmanda herkes balkonunu bir íekilde kapatmıí, bir kiíi kapatmamıí ise, onun için de gerekli çalıímayı yapıyoruz. Bunlar genel itibariyle, bir kentin estetiðini oldukça etkileyen unsurlar. Biz de gerek yaptırımlarımız gerekse kendi projelerimizle, ñstanbul’da bunu uygulamaya gayret ediyoruz. Belli yaptırımlarımız dıíında, görüntüsünden rahatsızlık duyduðumuz bazı noktalara da çözüm önerileri sunuyoruz. ñstanbul gibi büyük bir íehirde, ilanve tabela baívurusunun çok olduðu düíünülebilir. Bu baívuruların deðerlendirmelerini neye göre yapıyorsunuz? Bu konuyla ilgili atmamız gereken her adım, yönetmelikte belirtiliyor. Bunun dıíında, reklamlarla ilgili, yerin özelliðine göre bir ön çalıíma yapılıyor. Reklam veren firmalar, baívuru yaparken bize, fotomontaj tekniði ile hazırlanmıí bir ön çalıíma sunarlar. Biz de baívuru deðerlendirmesini o tanıtımın istenilen yerde, nasıl göründüðüne göre yaparız. Bununla ilgili bir Kentsel Tasarım Müdürlüðü, Gelirler Müdürlüðü, Zabıta Müdürlüðü, Emlak Müdürlüðü ve Trafik Müdürlüðü personellerinden oluían kapsamlı bir komisyonumuz var. Bu komisyonun deðerlendirmesiyle, reklamlara 2 yıl süreyle izin verebiliyoruz. Yerel yönetimler artık halka yakın Vatandaílardan gelen istek ya da íikayetler oluyor mu? Elbette oluyor. Artık yerel yönetimler halka çok yakın. Biz bu íikayetleri 24 Birlik 2008/1 Kentsel Tasarım Müdürlüðü’nün íehiriçi tasarımlarından biri deðerlendiriyor ve gerekeni yapıyoruz. Avcılar’dan Tuzla’ya kadar 1500 adet billboard var. Bunların hepsinin tam olarak uygun olması pek mümkün görünmüyor. Bu açıdan deðerlendirdiðimizde, eðer íikayetler arasında haklı gerekçeleri olanlar varsa, bunun yaptırımını da uyguluyoruz. Tasarımlarınızda nelere dikkat ediyorsunuz? Ekibinizden biraz bahseder misiniz? Ofisimizde aðırlıklı olarak mimarlar çalıíıyor. ìu anda 15 tane mimarımız var. Tasarımlarda genellikle çalıímanın yer alacaðı bölgenin ve görselin özelliklerini göz önünde bulunduruyoruz. Mesela tarihi motiflerin olduðu bir bölgede, kutu harf kullanılımını özendiriyor, o motifleri bozmayacak tasarımlar olmasına özen gösteriyoruz. Normal binalarda genellikle tasarımın tarzından çok, ebatlarına kısıtlama getiriyoruz. Taksim bölgesi ya da Sultanahmet’te açık hava dediðimiz, reklam mecralarında, odak noktası olmayacak soluk renkler kullanmaya özen gösteriyoruz. Reklamın, o yerin mimari kimliðinden daha öne çıkmasını engellemeye çalıíıyoruz. ñzinsiz reklam ve tanıtım tabelası asılması durumlarında nasıl bir prosedür uyguluyorsunuz? Bu durumla çok fazla karíılaíıyoruz. Bununla ilgili Zabıta Müdürlüðü çok daha rahat çalıíabiliyor. Onlar tutanak tutuyor ve bize; ilanın, afiíin ya da tabelanın izni olup olmadıðını soruyorlar. Bizim verdiðimiz bilgiye göre de o tabela kaldırılıyor ya da kaldırılmıyor. ñstanbul Büyükíehir Belediyesi bütçesinden Kentsel Tasarım Müdürlüðü’ne ne kadarlık bir pay ayrılıyor? Bununla ilgili ciddi bir bütçemiz yok ve aslında olmasına da gerek yok. Sadece gelen talepleri deðerlendiriyor ve bölgedeki çalıímalarımız sonucunda íehir içinde düzenlemeler yapıyoruz. Bu kendi personelimizle yapabildiðimiz bir íey; çünkü sadece cephe rehabilitasyonu konusunda belirli bir bütçemiz var. Teknoloji Teknoloji Eminönü Belediyesi’nden ñnternette Kolaylık Eminönü Belediyesi’nin internet sitesi rahat kullanımı ve estetik tasarımıyla dikkat çekiyor. Eminönü Belediyesi’nin internet sitesine girdiðiniz hafif bir müzik karíılıyor sizleri. Bu müzik eíliðinde internet sitesinin kolay kullanımında siz istediðiniz her íeyi arama imkânını bulabiliyorsunuz. Oldukça canlı renklerden oluían site bu yönüyle rahat bir kullanımı da beraberinde getiriyor. Sitenin en üst kısmında Eminönü silueti bulunuyor. Bu siluet siteye estetik bir görsellik kazandırıyor. Hemen alt kısmında sitenin haritasını oluíturan linkler yer alıyor. Yine bu linklerin hemen altında akan yazı halinde geçen güncel haberler sayesinde Eminönü ve Eminönü Belediyesi’nde ki geliímelerden haberdar olabiliyorsunuz. Bu haberlerin içeriklerini ise sayfanın orta bölümündeki linklerden ulaíabiliyorsunuz. Sayfanın hemen sol üst köíesinde bulunan Eminönü çocuk portalı sitenin minik ziyaretçileri için özenle hazırlanmıí. Bu bölümde çocukların geliíiminden, masallara ve resimlere kadar her íey düíünülmüí. Rengârenk tasarımı ile de çocukların vazgeçemeyeceði bir bölüm olacak gibi görünüyor. Sayfanın sol tarafında size Eminönü’nün tarihini anlatan bilgiler eíliðinde Eminönü sokaklarında gezinti yapabilirsiniz. Sitenin faydalı linkler bölümünde gündelik kullanımınıza yönelik pek çok baðlantıyı bulabilirsiniz. Sitenin dikkat çekici hizmetlerinden bir tanesi de ‘Online Nikâh Randevu’ linki. Bu link sayesinde Eminönü nikah dairesinden online olarak nikah günü alınabiliyor. Sitenin sol köíesinde belediyenin stratejileri, faaliyetleri ve programlarına iliíkin bir bölüm yer alıyor. Bu bölüme tıkladıðınızda Eminönü Belediyesi’ne iliíkin her türlü detayı bulabilirsiniz. Site günlük kullanım açısından da oldukça faydalı. Eðer her gün bu siteyi ziyaret ediyorsanız deniz otobüslerinin saatlerini ve ñETT sefer saatleri hakkında da detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz demektir. Tüm bunların dıíında eðer siteye üyeliðiniz var ise site size pek çok kolaylık sunuyor. Örneðin insan kaynakları bölümünden ií takibi yapabilir ve özgeçmiíinizi bıraktıðınızda iíverenle temasa geçebilirsiniz. Birlik 2008/1 25 Örnek Proje: Örnek Proje:ñnegöl ñnegöl Kerem Ulusoy ñnternet Tabanlı 3 Boyutlu Kent Bilgi Sistemi ñnegöl Belediyesi tarafından geliítirilen “ñnternet Tabanlı 3 Boyutlu Kent Bilgi Sistemi” Türkiye’de bir ilk olma özelliði taíıyor. Uygulama sayesinde dünyanın herhangi bir yerindeki internet kullanıcısı ñnegöl caddelerinde, sokaklarında, binalarında, parklarında 3 boyutlu olarak gezebilecek. Uydu görüntüsü destekli sistem ile ñnegöl farklı açılardan, tüm detayları ile incelenebilecek. ñnternet Tabanlı 3 Boyutlu Kent Bilgi Sistemi’ni kullanabilmek için sadece internet baðlantısı olan bir bilgisayara sahip olmak yeterli. Bu sistem sayesinde vatandaílar fare (mouse) kullanımı ile ñnegöl’ün istedikleri bölgesindeki okul, cami, karakol, saðlık gibi önemli adreslerin 3 boyutlu görüntüsüne ücretsiz ve kolay bir íekilde ulaíabilirler. ñnternet arama motoru Google’nin “Google Earth” ismiyle sunduðu hizmetle benzer özellikler taíıyan sistem, ñnegöl için daha zengin bir içeriðe sahip. ñnegöl’deki tüm cadde ve sokakların yer aldıðı sisteme her gün yeni eklemeler yapılıyor. Sisteme giren herkes, 26 Birlik 2008/1 geliítirilecek olan özellikleri sayesinde; • ñkamet ettiði binanın teknik özelliklerini (parsel, ada, bina ve kapı numaraları, kat sayısı, verilen kat yüksekliði izni, apartman adı, yol ve bina kodu ile mahalle ve sokakların tümünü) görebilir • Emlak kaçakları, bina ruhsatları ve kentin geliíimi 3 boyutlu izlenebilir • Ada/parsel sorgulamaları ile gayrimenkullere hızlı bir íekilde ulaíılarak her türlü beyan bilgileri görüntülenebilir ve e-belediyecilik uygulamaları daha kapsamlı, hızlı ve verimli olarak uygulanabilir. • ñstenilen adres bilgisine mahalle, cadde, sokak, kapı no sorgulamaları kullanılarak gidilebilir. • Resmi kurumlar, emniyet birimleri, saðlık kurumları, alt yapı tesisleri, dini tesisler, eðitim kurumları, sanayi ve üretim alanları, sosyal amaçlı kurumlar, ticari kuruluílar, ulaíım, turizm, yeíil alan, spor ve dinlenme tesisleri gibi önemli adreslere veya herhangi bir adrese 3 boyutlu olarak hızlı bir íekilde gidilebilir. • Mülkiyet ve mükellef bilgilerine daha hızlı ulaíılabilir. • Her türlü gayrimenkul iílemlerinde binalar fotogerçekçi dokular ile 3 boyutlu olarak görüntülenebilir. • 3 boyutlu görsel íehir planlaması yapılabilir, • 3 boyutlu görüntüler gerçek ülke koordinatları ile sunulduðu için istenilen yerin koordinatlarına ulaíılabilir. • 3 Boyutlu görüntü üzerinden alan ve mesafe ölçümü yapı- dır. Proje hizmeti ile ñnegöl ilçesine ait uydu görüntüsü, hava fotoðrafı, arazi modeli, binalar ile bu coðrafi nesnelere ait sözel veri setlerinin görsel sistemler üzerinde iliíkisel yapıya dönüítürülmesi saðlanmıí olup kenti sanal ortamda analiz ederek vatandaía sunulan hizmetlerin daha doðru ve ekonomik olarak planlanlanması saðlanmakta. 3 boyut (3D) ñnegöl yazılımı ücretsiz olup kullanımı için herhangi bir lisans bedeli ödenmemektedir. labilir. • Görüntülü bilgiye sınırsız sayıda kullanıcı ulaíabilir. • Kullanıcılar bilgisayar bilgileri ne düzeyde olursa olsun sadece fare (mouse) kullanımı ile istedikleri bilgilere ulaíabilir. • Vatandaílar, yapım iíi tamamlanmıí veya yapım aíamasında olan projelerimizi 3 boyutlu görüntü üzerinden takip edebilir. Yapılan araítırma, geliítirme çalıímaları çerçevesi kapsamında, otomatik ödeme, imarla ilgili bilgiler, ruhsat baívuruları ve borç sorma iílemleri de bu sistem üzerinde yapılabilecek. Proje Türkiye’de, Türk mühendisler tarafından yapılan ilk ve tek proje olmasıyla ön plana çıkmakta. Baíarılı mı? Bizce evet. Teknoloji adına önemli bir adım olması dolayısıyla takdiri hak ediyor. ñnegöl’ün tüm sokaklarında 3 boyutlu olarak dolaíabiliyorsunuz. ìu da unutulmamalıdır ki bu tür programların öncüsü olan Google Earth Türkiye’de 3 boyutlu hizmet vermemektedir. ìu an da bunu Türkiye Haritası üzerinde yapabilen sadece ñnegöl Belediyesi’nin programı. ñnegöl Belediyesi’ni atmıí olduðu bu büyük adım için kutluyoruz. Tüm bu olumlu yanları ve baíarısıyla birlikte programın eksik yanlarıda yok deðil. Projenin kullanılabilirliðinin exe dosyasını bilgisayarınıza kurma zorunluluðuna baðlı olması bir zorluk olarak karíımıza çıkıyor. Çoðu internet kullanım alanlarında ana bilgisayar tarafından kullanıcı bilgisayarlarına .exe dosyası kurmanız kısıtlanmakta. Diðer bir eksiklik de íu an için programın çok yavaí olması. Tabi burada bu projenin Türkiye’de bir ilk olduðunu ve henüz daha AR-GE çalıímalarının devam ediyor olmasını da unutmamak lazım. Tüm bunların yanında projenin tam kapsamıyla maliyetinin çok yüksek olması da sanırız ki ñnegöl Belediyesi’ni sınırlayan diðer bir huhsus. Projedeki amaç; Günümüz 3 boyutlu görsel Coðrafi Bilgi Sistemi teknolojileri ve uygulamalarının ñnegöl Belediyesi bünyesinde kurulup, yaygınlaítırılması, bu sistemin saðladıðı yararların ñnternet aracılıðıyla Belediyenin ve vatandaíın kullanımına sunulması amaçlanmakta- Vatandaílar sunucudan gelen verileri gerçek zamanlı veriler ile görüntüleyebilmenin yanı sıra her türlü adres nesne ve parsel sorgulamasını 3 boyutlu olarak yapabilmektedirler. Bunun yanı sıra 3 boyutlu arazi modeli ve uydu görüntüsü üzerinde navigasyon yaklaí - uzaklaí yapılarak model üzerinde gerçek zamanda uçuí yapılabilmekte olup; hız, klavye (+) ve (-) tuíları artırılıp azaltılabilmektedir. Arazi modeli üzerinden gerçek koordinat yükseklik ve nesne sorgulama yapılabilir olmakla birlikte katman yapısı ile istenilen verilerin ekranda görüntülenmesi saðlanmaktadır. 3d ñnegöl, kullanıcılarının uygulamayı daha sonraki kullanımlarında performans elde edebilmeleri açısından Cache (verilerin disk ve ram belleðinde saklanması) mekanizması ile daha önce gezilen yerlerin internet baðlantısı olmadan da diskten yüklenebilmesi saðlanabilmektedir. 3d ñnegöl programı, üzerinde gezilen bölgelere ait video kaydetme özelliðini de beraberinde getiren uygulama sayesinde, dileyen kullanıcılarında ekran görüntüsünü “layout” olarak hazırlayarak yazıcı üzerinden çıktı alabilmektedirler. Ekranda gezinti yapılan yerlere ait konum ve açı bilgileri diske kayıt edilerek, gerektiðinde dosya seçimiyle gezinti yerleri otomatik olarak gösterilebiliyor. 3 boyutlu ñnegöl” için www.inegol. bel.tr ziyaret edebilirsiniz. Birlik 2008/1 27 Örnek Proje: Örnek Proje:Baðcılar Baðcılar Cihan Dað Baðcılarda Özürlülerin Tüm ñhtiyaçları Karíılanıyor Önce insan sloganıyla yola çıkan Baðcılar Belediyesi ilçede yaíayan bedensel engellilerin ihtiyaçlarını karíılamak amacıyla hayata geçirdiði projelerle yerel yönetimlere örnek oluyor. 2005 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen Özürlüler Yasası özürlülere pek çok hak saðlamanın yanı sıra altyapının özürlülere uygun hale getirilmesinden istihdama, onların sosyal ve kültürel hayata karıíabilmesi amacıyla yerel yönetimlere kamuya ve özel sektöre önemli görevler veriyor. Son tarih ise 2012... Ancak bu tarihi hatta Özürlüler Yasasının çıkmasını bile beklemeden yıllar önce onlar için pek çok proje üreten yerel yönetimler de mevcut. Bunlardan biri de ñstanbul’un Baðcılar Belediyesi… 2004 yılında Baðcılar Baíak Engelliler Rehabilitasyon Merkezini hizmete sokarak 28 Birlik 2008/1 Baðcılarda yaíayan özürlülerin tıbbi ihtiyaçlarını ücretsiz olarak karíılayan belediye, yakın bir zamanda da Engelliler Sarayını faaliyete geçirmeyi planlıyor. Sarayda Baðcılarda yaíayan özürlülerin kültürel, sosyal, sportif ihtiyaçlarını karíılamanın yanı sıra verilecek eðitimlerle de ií imkanlarının yaratılması amaçlanıyor. Biz de özürlülere yönelik geliítirdiði projelerle örnek belediyeler arasında yer alan Baðcılar Belediyesinin Baíkanı Lokman Çaðırıcı ile bu merkezlerin iílevlerine yönelik konuítuk. Özürlülere yönelik ciddi projeler üretiyorsunuz. Rehabilitasyon merkezini kurdunuz, Özürlüler Sarayı projeniz de halen devam ediyor. Bu projelere baílarken nasıl yola çıktınız? Bir önceki Belediye Baíkanımız Feyzullah Kıyıklık önderliðinde öncelikle özürlülerin sayıları tespit edildi. Böylece Baðcılarda yaíayan özürlü vatandaílarımızın sayısına yönelik önemli veriler elde ettik. Burada sıkıntı görülünce öncelikle rehabilitasyon merkezini kurarak bu sorunu çözmek istedik. Rehabilitasyon merkezimizde her gün 400’e yakın hastamıza hizmet veriyoruz. Bu merkez sayesinde tıbbi müdahale dıíında hiçbir engellimiz Baðcılar dıíına çıkmıyor. Ardından yeni bir takım ihtiyaçlar doðdu. Bilgisayarlı muhasebe, kültürel ve sportif faaliyetlere yönelik çalıímalar oluyordu ama tek bir merkezde ve bütünsel anlamda her türlü sosyal, kültürel ve sportif ihtiyaçların giderildiði bir merkez yoktu. Meslek edindirme kursları ve özürlü ailelerinin rehabilitasyonuna yönelik kapsamlı bir çalıímanın yapılabileceði görüldü. Bu nedenle rehabilitasyon merkezimizin ardından Özürlüler Sarayı adı altında büyük bir merkez inía ettirmeye karar verdik. ìu an için proje son aíamasına geçti ve yakında da açılıíını yaparak önemli bir ihtiyacı gidermeyi planlıyoruz. Baðcılar Belediye Baíkanı Lokman Çaðırıcı: “Hükümetin 2005 yılında çıkardıðı Özürlüler Yasası’nda yer alan düzenlemelerle de zaten bütün yerel yönetimler, kamu ve özel kurumlar altyapılarını düzenlemekle sorunlu. Kanun son tarih için 2012 yılını iíaret ediyor ama biz bu çalıímaların büyük bölümünü bitirmií durumdayız.” Peki, bu projelerle neyi amaçlıyorsunuz? Baðcılar Belediyesi olarak biz toplumda hiçbir kesimin ihmal edilmesini ya da istismar edilmesini istemiyoruz. Bizim öncelikli hedeflerimiz Baðcılarda yaíayan özürlüler hiçbir ihtiyaçları için uzak mesafeler katetmek zorunda kalmamaları. Bu nedenle ilçemizde onlara yönelik merkezler kuruyoruz. Hükümetin 2005 yılında çıkardıðı Özürlüler Yasası’nda yer alan düzenlemelerle de zaten bütün yerel yönetimler, kamu ve özel kurumlar altyapılarını düzenlemekle sorunlu. Kanun son tarih için 2012 yılını iíaret ediyor ama biz bu çalıímaların büyük bölümünü bitirmií durumdayız. ìunu söyleyebilirim ki Baðcılarda özürlülere yönelik sorunlara kalıcı ve kökten bir çözüm getirebildik. Özürlü ailelerin rehabilitasyonundan bahsettiniz. Ailelerin rehabilitasyonu neden önemli? Özürlülerin en büyük sorunlarından biri sosyal hayata karıíamayarak adeta eve mahkum yaíamları. Aileler bunu bire bir yaíıyorlar. Zaman zaman gerek utançlarından gerekse de bakım zorluðundan özürlüler teívik edilmiyor. Bu nedenle yıllarca sokaða çıkmayan insanlar var. Bundan toplum olarak hepimiz sorumluyuz. Engelli kendi engeliyle baí baía kalmıí. Aileler de onun utancı ve sıkıntısıyla yalnızlıða itilmií ama íimdi rehabilitasyon merkezimizle birlikte hem ailelere hem de özürlülere psikolojik destek veriyoruz. “Engelliler Rehabilitasyon Merkezimizde Baðcılarda yaíayan tüm özürlülerin tıbbi müdahale haricindeki tedavileri yapılabiliyor. Ayrıca her türlü eðitimleri gerçekleítirilerek hayata güvenle bakmaları ve kendi kendilerine yetinebilmeleri öðretiliyor.” Engelliler Rehabilitasyon Merkezi örnek projeler arasında gösteriliyor. Özürlüler hangi hizmetlerden yararlanabiliyor? Bize merkezden bahsedebilir misiniz? Baðcılar Baíak Engelliler Rehabilitasyon Merkezimizde Baðcılarda yaíayan tüm özürlülerin tıbbi müdahale haricindeki tedavileri yapılabiliyor. Ayrıca her türlü eðitimleri gerçekleítirilerek hayata güvenle bakmaları ve kendi kendilerine yetinebilmeleri öðretili- Baðcılar Belediye Baíkanı Lokman Çaðırıcı amaçlarının özürlülerin sosyal hayata karıíabilmelerini saðlamak olduðunu söyledi. yor. Özürlülerimiz merkeze gelmek için merkezimizi arıyor. Onlara ücretsiz araç tahsis ediyoruz ve ihtiyaçlarını karíıladıktan sonra tekrar evlerine bırakıyoruz. Amaç onların gereksinimlerini mümkün olduðunca kendi baílarına karíılamaları ve sosyal hayata kazandırılabilmeleri… Baðcılarda özürlüler için tam donanımlı rehabilitasyon merkezi Hizmete 2004 yılında giren ve 5 katlı bir merkez ve parktan oluían Baðcılar Baíak Engelliler Rehabilitasyon Merkezinde, hasta ve yakınları için 1 bekleme odası ve ií-uðraí odası, 12 bireysel tedavi odası, 2 duyu algı odası, 3 fizyoterapi odası ve özürlülerin çeíitli ihtiyaçlarını karíılayabilecekleri odalar bulunuyor. Konusunda uzman bir ekibin özürlülere destek verdiði merkezde psikologundan hidroterapi uzmanına, psikologdan fizyoterapi uzmanına dek 30’a yakın personel çalıíıyor. Birlik 2008/1 29 Çevre Çevre Aynur Acar Türk Alman Çevre Yönetim Merkezi Yöneticisi ìehirlerde ve Sanayide Entegre Atık Yönetimi Almanya’da 85’den fazla íehirde uygulanmıí, Avusturya’nın Graz íehrinde ve íehrin sanayisinde en iyi sistem ödülü almıí bir entegre atık yönetimi modeli tanıtılmasına çalıíılacaktır. Model ISO 14001’in devreye girmesiyle daha pratik uygulanabilir bir proje olarak programlanıp ve baíarıyla uygulamaya geçirilmiítir. Aynı model Slovenya, ñtalya, Hollanda, Macaristan, Rusya, Çin, Bulgaristan ve Romanya gibi pek çok ülkede halen baíarılı bir íekilde uygulanmaktadır. Belediyeler ve özel sektör için sürdürülebilirlik: ÖKOPROFIT modeli, iíletmeleri yenilikçi, entegre teknolojiler kullana- Firmalarda Eko - Verimlilik saðlamak için yapılması gerekenler: Katı atıðı yönetirken önleme ve geri dönüíümü saðlamak; enerjiyi yönetirken verimlilik için yenilenebilir kaynakları tespit etmek ve yenilemek; su ve atık suyu yönetirken kapalı döngüler ve atık su arıtımını en tasarruflu íekilde gerçekleítirmek; verimlilik ve motivasyon için hareketliliði saðlamak; kaynak etkinliði için madde akımı analizini yaparak gerekiyorsa teknolojiyi deðiítirmek; proses optimizasyonunda bakım, onarım ve servisi düzenli yapmak; kanun ve yönetmelikleri dikkate almak; çevre politikasını hazırlarken strateji belirlemek; çevre ekibi grupları oluíturmak. 30 Birlik 2008/1 rak sürdürülebilir bir íekilde ekonomik bakımdan güçlendirmeyi aynı zamanda da íehrin ya da bölgenin ekolojik durumunu iyileítirmeyi amaçlayan bir kazan-kazan (win-win) modelidir. Kurum ya da firmaların iíletme içi çevre koruma yatırımlarıyla masraflarını düíürmelerini ve verimliliklerini artırmalarını saðlar. ‘ÖKOlogische PROjekt Für Integrierte Umwelt-Technik’ yani, ‘Entegre Çevre Tekniði ñçin Ekolojik Proje’ adıyla 1991 yılında ortaya atılan model, Graz Kenti Çevre Dairesi’nde geliítirilmií olan bir sürdürülebilir ekonomik geliíme programıdır. ìehir, bu proje ile ‘1996 yılı Avrupa Sürdürülebilir Kent Ödülü’nü (European Sustainable City Award 1996) alırken, 2001 yılı ‘Bremen Ortaklık Ödülü Yarıíması’nda da (Bremen Partnership Award Contest 2001) finale kaldı. Proje son olarak ise ‘2002 yılı Yaíam Çevresini Geliítirmek için ñyi Uygulamalar Dubai Uluslararası Ödülü’nü (Dubai International Award for Best Practices to improve the Living Environment 2002) aldı. PPP-Kamu-Özel sektör ortaklıðı modeli: ÖKOPROFIT’in baíarısındaki en önemli faktörlerden birisi; belediye, iíletmeler ve danıímanlar arasında ortaklaía yapılandırılan eðitim programlarındaki ya da katılan iíletmelerin birbirleriyle iliíkilendirilmesindeki iíbirliði ile geliítirilen uygulama biçimidir. Yani iliíkilerin yakınlaítırılması, daha aktif bir bilgi akıíı ve sinerji etkilerinin kullanılması… Sürdürülebilir kalkınmada bir yapıtaíı: Modelde kurum ya da firma hedefleriyle, bölgesel çevre düíüncesi hemen hemen eíit bir íekilde bir arada odak noktasında tutulur. Böylece hem ekonomik faaliyetlerin çeíitlenmesi hem de gelecekteki istihdam olanaklarının güvence altına alınması gözetilmií olur. Proje bu íekilde aynı zamanda sosyal bileíen de içermektedir. ÖKOPROFIT’e çok yönlü bakıldıðında, saðladıðı ekonomik, ekolojik ve sosyal faydalarla sürdürülebilir kalkınmanın üç boyutunu da mükemmel bir íekilde yerine getirdiði görülmektedir. Modelde, bir íehir veya bölgede bir taraftan sistem inía edilirken bir taraftan da kalkınmanın saðlanması için neler yapılması gerektiði düíünülmüítür. Projenin hedeflerini íu baílıklarda özetlemek mümkündür: 1. Ekolojik kalkınma Sorunlara entegre çözümler üreterek mevcut sistemi verimli hale getirmek ve sistemdeki olumsuzlukları yenilenebilir kaynaklarla çözmek… 2. Ekonomik kalkınma Kurum ya da firmaların geliítirilmesi için (PPP-Public Pirivate Partnership) kamu-özel sektör iíbirliði çerçevesinde bir bilgi aðı oluíturmak; belediyenin bütçesinin en ekonomik íekilde deðerlendirilmesini saðlayarak devam eden hizmetler için yeni pazarlar yaratmak; kılavuzlar tayin ederek ve çevreye duyarlı yatırımlar yapılmasını saðlamak… 3. Kültürel ve sosyal ihtiyaçların karíılanması Proje ortakları ile birlikte bir çalıíma aðı oluíturularak yeni iílevler geliítirmek; projedeki bütün çalıímaların sosyal faaliyetler haline getirilmesi saðlamak… 4. Atık yönetiminde kurum ya da firmaların sürdürülebilir kalkınması Modelde íehrin en üst düzey yöneticilerinden (vali, belediye baíkanı vb.) bürokratlara, ií adamlarından halkın içinden herhangi bir dükkan sahibine kadar herkes bir bütün halinde hareket ederek, sorumluluk almıílardır. Burada hedef maliyetleri düíürmek, atık azaltıcı ekonomik ürünleri teívik etmek ve projenin sosyal kabul edilebilirliðini saðlamaktır. 5. Kamu ve özel sektörün aða katılımı Uzman atık danıímanları ve yöneticileri, belediye çalıíanları, Yerel Gündem 21 yöneticileri ve ÖKOPROFIT Kulübü altında yer alan firmalar, kamu yönetimi, uzmanlar, üniversitelerden oluíturulan Atık Yönetimi Komisyonu ile sürdürebilir mahalle kalkınması ve geliíimi için íimdiye dek saðlanan kazanımları íöyle özetlemek mümkün. • Atık ve enerji tüketimini azaltma vb. • Tüm evleri bilgilendirme çalıímaları, • STK’lar ile düzenli çevre toplantıları, • ìehirde gerçekleítirilen çevre aktiviteleri ve ekoloji turları, • Enerji ekipleri ile toplu konutlara tasarruf projeleri, 6. Kurum ya da firmalarda entegre atık yönetiminde Ekoverimlilik yoluyla atık önleme, geri dönüíüm ve bertaraf etme Kurum, ev, firma, okul ya da hastanelerde katı atık madde yönetimi için alınması gereken tedbirler mevcuttur. Bu alanlarda girdiler (hammadde, ürün, gaz, su, enerji vb.) ve çıktılar (emisyonlar, ürünler hizmetler, atık vb.) çok önemlidir. ÖKOPROFIT modelinde girdiler ve çıktılar çok iyi gözlemlenmií, raporlanmıí ve ona göre çözümler üretilmiítir. En önemlisi çıktılarda yer alan atıkların geri dönüíümünün yapılmasıdır. Yani çalıíma yapılan alandan elde edilen atıkların yine bu alanda geri dönüíümü yapılarak kullanılmasıdır. Atık suyu arıtıp tekrar tuvaletlerde, bahçe sulamasında, araba yıkamasında kullanmak veya enerji kullanımının fazla olduðu yerlerdeki kaçakları tespit edip, yenilenebilir kılarak enerjiden tasarruf etmek ya da elde edilen fazla enerjiyi ısıya dö- nüítürerek binanın ısınmasını desteklemek gibi örnekler bu çalıímaya örnek gösterilebilir. Fabrikalardan uygulama örnekleri: Çelik ve hadde imalathanesinde; elektrikli ark fırınında CO yakma sisteminin kurulması; fırınlarda oksijen tedarikinin optimizasyonu; yeniden ısıtılan fırınların kontrollerinin yenilenmesi ve binaları ısıtmak için üretimin atık ısısının kullanılması ile elektrik tüketiminde yüzde 27 tasarruf saðlanmıítır. Çelik fabrikasında spesifik ısı sarfiyatında yüzde 30, bira fabrikasında spesifik su sarfiyatında yüzde 70, evlerde ve kurumlarda ise enerjide yüzde 50 oranında tasarruf kazanımı olmuítur. ÖKOPROFIT Modeli ile Graz kentinde elde edilen sonuçlar: 1991 yılında Graz kentinde yapılan atık yönetimi çalıímalarında; kentte bulunan firmalardan 150’si, kent dıíından da 1500 uluslararası firma projeye destek vermiítir. Proje kapsamında 38 ÖKOPROFIT Proje ìubesi oluíturularak 24 bin kiíiye istihdam saðlanmıítır. Proje çalıímaları sonucunda 3,7 Milyar Euro ciro, yüzde 70’e kadar da tasarruf saðlanmıítır. Ekonomik faktörlerde ise maliyetlerde 20 milyon Euro tasarruf elde edilirken, ciroda da yüzde 40 oranında artıí saðlanmıítır. Ekolojik faktörlerde, ürün birimi baíına eko-verimlilikte artıí (atıkta yüzde 54, suda yüzde 30, solventlerde yüzde 72, elektrikte yüzde 8, doðalgazda yüzde 20, ısıda yüzde 15) saðlanmıítır. Birlik 2008/1 31 Planlama Planlama Doç. Dr. K.Taylan Dericioðlu, Ulaí Akın ñstanbul’da Metropoliten Planlama Süreci: Neden ve Nasıl Bir Nazım ñmar Planı? I. Girií Çeyrek yüzyıla yakın bir dönemdir. Kent bütününü kapsayan fiziki bir plandan yoksun olarak geliíen ve dünyadaki diðer metropoller gibi temel sorunlarla karíılaían ñstanbul; yapısal yetersizliklerini gidermek, yaíayanlarının yaíam kalitesini yükseltmek ve dünyadaki küresel rekabet gücünü arttırmak üzere geliítirdiði ‘planlama’ vizyonuyla yeni bir döneme girmektedir. Bu dönemde fiziki planlama süreci, ñstanbul’un geleceðinin íekillenmesinde etkili olacak aktörlerin ortak doðrultuda hareket etmelerini amaçlayan kendine özgü bir ‘að yönetimi’ örneði sergilemektedir. Birlikte hareket edilecek ortak doðrultuyu; üzerinde uzlaíılabilecek bir fiziki plan yardımıyla ñstanbul’un geliíiminin 32 Birlik 2008/1 gerçekleítirilmesi ve kalkınmasına sürdürülebilir bir íekilde yön verilmesi olarak tanımlamak mümkündür. ñstanbul Nazım ñmar Planı’nın üretim sürecinde; sınırlı zaman ve koíullarda hem kamu sektörü hem de özel sektör aktörleriyle deneyimlenen, ‘yer seçimi odaklı karar geliítirme’ yaklaíımları önemli rol oynamıítır. Birlikte karar geliítirme süreci, kentin geçmiíteki uzun süreli ‘plansız’ geliíimine karíı oluíturulan ‘planlı’ tercihin bir ürünüdür. Böyle bir yönetiíim süreci; Kalkınma Ajansı için ihtiyaç duyulan ‘kurumsallaíma’ sürecine de doðrudan katkı saðlayacaktır. Ayrıca, yurtdıíı deneyimlerinin aktarıldıðı platformlarda sıkça vurgulanan ‘ajanslar arası iíbirliði’ konusunun bugünden gerçekleítirilecek iletiíim süreciyle olumlu bir rotaya çekilmesi için öngörülen ‘bölgesel yaklaíım’a, ñstanbul’da yaíanan planlama ve yönetiíim süreci kapsamında gereken önem verilmektedir. II. Yaklaíım ñílevsel olarak ñstanbul’un il sınırlarını aían ‘metropoliten bölgeyi’ sınır ötesi bir vizyon ve gelecek algısıyla ele alarak yapılan planlama çalıímalarını anlamlı ve etkin kılmak, bölgesel bir pers- pektifle hareket edilmesini gerektirmektedir. Planlama mevzuatında üst ölçekli planlama yaklaíımının “...varsa, Bölge Planı’nın esas alınması…” ibaresi ile etkisiz bir íekilde yer alması, güncel uygulama ve yasal çerçeve içinde tümevarımsal bir yöntemi yansıtmaktadır. Normatif açıdan, tümdengelim yöntemine dayanması gereken bu yaklaíımın ñstanbul ve Marmara Bölgesi yerel aktörleri tarafından benimsenmesi ve merkezi yönetimle uzlaíılarak yaklaíıma iílerlik kazandırılması hedeflenmiítir. Bu çerçevede; 1/25.000 ölçekli ñstanbul Nazım ñmar Planı’nın önemli bir iílevi, bölgesel referansları barındıran farklı planlar ve ölçekler arası geribildirim süreçlerine girdi saðlamak olmaktadır. Söz konusu geribildirim süreçleri; • Üst düzlemde, 1/100.000 ölçekli ñstanbul ñl Bütünü Çevre Düzeni Planı’nın revizyonuna ve 1/100.000 ölçekli Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı’nın ñstanbul ile uyum içerisinde olmak üzere güncellenmesine girdi saðlamak • Alt düzlemde ise, 1/5.000 ölçekli ñstanbul Nazım ñmar Planları’nın hazırlık aíamalarından beslenmektir. 1/25.000 ölçekli ñstanbul Nazım ñmar Planı’nın temel iílevini; alt ölçekli planlara kılavuz olmasının yanı sıra, baíta kamu yatırımları ile özel sektör yatırımlarının mekanda konumlandırılması ve bunların etkinlikle gerçekleítirilmesi için ortak bir ‘iletiíim belgesi’ olması íeklinde tanımlamak yanlıí olmayacaktır. III. Kurgu Fiziki planlama sürecinin yasal ve aíamalarından biri olan 1/25.000 ölçekli Nazım ñmar Planı; üst düzlemde 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ile alt düzlemde 1/5.000 ölçekli Nazım ñmar ve 1/1.000 ölçekli Uygulama ñmar Planları arasında ‘köprü’ oluítururken, ñstanbul’un bir bütün olarak algılandıðı son stratejik ölçekli plan olma özelliðini de taíımaktadır. ñstanbul Nazım ñmar Planı’nda kentsel ve bölgesel geliíme- nin nerede ve ne kadar alanda gerçekleíeceði, 2023 yılı perspektifinde öngörülmektedir. ñstanbul vizyonu doðrultusunda tanımlanan ana amaç ve hedefler, izlenecek strateji ve kullanılacak araçlar, gerçekleítirilecek etkiler ve elde edilecek çıktıların kurgulandıðı dizge, planlama çalıímaların mantıksal basamaklarını oluíturmuítur. Bu kavramlar temel referans noktası olarak alınmıí ve 1/25.000 ölçekli Nazım ñmar Planı’nın ñstanbul vizyonu; “Ekonomik, sosyal ve çevresel sürdürülebilirlik ilkeleri ıíıðında, küresel rekabetçiliðini saðlamak için; ekonomik yapısını bilgiye dayalı hizmet ekonomisine dönüítüren, küresel bir Metropol olmak” üzere tanımlanmıítır. ñstanbul Nazım ñmar Planı çalıímaları ilkin ‘il’ düzeyinde ve sonra bir alt kademede olmak üzere coðrafi ve iílevsel bütünlüðe sahip altı adet ‘planlama alt-bölgesi’ düzeyinde ele alınarak gerçekleítirilmiítir. Altı adet planlama altbölgesi Asya tarafında Anadolu Yakası Güney ve Anadolu Yakası Kuzey Planlama Alt-bölgeleri olarak belirlenirken; Avrupa tarafındakiler ise Merkezi ñí Alanı (MñA), Göllerarası ve MñA Etkileíim Alanı, Batı Geliíme Alanı ve Avrupa Yakası Kuzey Planlama Altbölgeleri olmaktadır. Kademeli planlama sistematiðinin üçüncü düzeyinde ise; yine alt-bölgede iílevsel ve sosyal bütünlüðe sahip, Avrupa Yakası Kuzey Planlama Altbölgesi Avrupa Yakası Kuzey Planlama Altbölgesi ÇORLU ÇERKEZKÖY Göller Arası ve MøA Etkileúim Alanı Planlama Altbölgesi Merkez (MøA) Planlama Altbölgesi Anadolu Yakası Güney Planlama Altbölgesi Batı Geliúme Alanı Planlama Altbölgesi GEBZE Sürdürülebilirlik øliúkisi Geliúebilirlik øliúkisi Bütüncülük øliúkisi Plan’daki Altbölgeler ve Makro ñliíkiler Bütünü Birlik 2008/1 33 1/25.000 ölçekli ñstanbul Nazım ñmar Planı Taslak ìeması ‘küme’ adı verilen mekansal birimler yer almaktadır. Plan’ın üzerine kurgulandıðı bütüncül modeli gerçekleítirecek ana stratejik odaklar ‘özel planlama alanları’ ve ‘özel proje alanları’ olarak tanımlanmıí ve bu doðrultuda 4 adet özel planlama alanı ile 50 adet özel proje alanı belirlenmiítir. Böylelikle Plan, ñstanbul’un doðu ve batı kanatlarına açılım saðlayan alt-merkezler öngörerek; gerekli altyapı yatırımlarının da senkronizasyonuyla, ekonomik geliímenin mekansal açıdan yönlendirilmesine katkı koyacak kademeli merkezler yaklaíımını ve bu yaklaíımın temel unsurlarını içermií olmaktadır. ñstanbul’un planlamasına kavramsal açıdan yaklaíılırken, Metropol’ün küresel çerçevedeki konumuna ve küresel kentler sistemi ile entegrasyonuna da bakılmaktadır. Küresel metropoller aðında, ñstanbul’un içinde bulunduðu ‘küresel bölgenin merkezi’ olmasının Plan’da öngörülmesi, kentin küresel bölge ekonomisinde güç odaðı olmasını gerekli kılmaktadır. Kentsel ölçekte hedeflenen ise; Türkiye’nin adaylıðı çerçevesinde AB standartlarına ve yaíam kalitesine eriíilmesidir. 1/25.000 ölçekli Nazım ñmar Planı ñstanbulluların refah düzeyini yükseltmeyi amaçlarken; bunun sürdürülebilirlik çerçevesinde, doðal ve kültürel varlıklarının korunması koíuluyla ger- 34 Birlik 2008/1 çekleímesini öngörmektedir. ñstanbul’un kuzeyinde korunması gereken doðal varlıklarından ‘ormanlar’ ilin toplam alanının %50’sini, ‘su havzaları’ ise %40’ını kaplamaktadır. ñstanbul’a özgü canlı türlerinin de yaíam alanı olan bu narin coðrafyanın yerleíilebilir kısmı, sadece Marmara Denizi boyunca uzanan dar bir kıyı bandı olmaktadır. Su, orman ve diðer doðal varlıkların yok olmasını önlemek adına; ñstanbul’un taíıyabileceði nüfusun 16-17 milyon civarında olabileceði, yapılan planlama çalıímaları sonucu belirlenmiítir. Sürdürülebilirliðin gereði olarak algılanması gereken bu demografik eíiðin saðlanabilmesi için doðal nüfus artıíına ek olarak, ñstanbul’a yönelik göç sürecinin baílıca unsuru olan sanayi kaynaklı istihdam olanakları da deðerlendirmeye alınmıítır. Göçü durdurmanın, yavaílatmanın ve önlemenin önemli bir aracının da; ñstanbul’a gelmek veya ñstanbul’da geliímek isteyen sanayinin; kapasitesi olan komíu iller baíta olmak üzere, ñstanbul dıíına yönlendirilmesi olduðu yargısına varılmıítır. Komíu illere; öncelikle de Çerkezköy ve Gebze’ye yönlendirilecek sanayilerin ñstanbul’dan alacakları hizmetlerin ise, ñstanbul’un batısında Silivri ve doðusunda Kartal-Kurtköy bölgelerinde oluíturulması öngörülen geliímií hizmet sektörü yıðılma ve yoðunlaíma alanlarından saðlanması Plan’da öngörülmektedir. ñstanbul’un çevre iller ile iliíkiler bütünü dört mekansal boyut üzerine kurgulanmıítır. Bunlardan ilkinin özelliði; Anadolu Yakası Güney Planlama alt bölgesi, Merkez (MñA) Planlama alt bölgesi ile Göllerarası ve MñA Etkileíim Alanı Planlama alt bölgesinin birbirileriyle olan iliíkilerinin iílevsellik eksenli olmasıdır. ñkinci boyutun niteliði; Anadolu Yakası Güney Planlama alt bölgesi, Merkez (MñA) Planlama alt bölgesi ile Göllerarası ve MñA Etkileíim Alanı Planlama alt bölgesinden oluían metropoliten yerleíim kütlesinin Anadolu Yakası Kuzey ve Avrupa Yakası Kuzey Planlama altbölgeleri ile olan iliíkisinin, yaíam destek sistemleri üzerine oturtulmuí sürdürülebilirlik eksenli olmasından kaynaklanmaktadır. Üçüncü boyutun özelliði; Metropol’ün tümünün Batı Geliíme Alanı Plan- lama alt bölgesi ile olan iliíkisinin geliíebilirlik eksenli olmasıdır. ñstanbul’un doðuda Gebze, batıda Çorlu ve Çerkezköy yerleíimleri ile olan iliíkisinin, bütüncüllük ekseni üzerine dayanması dördüncü boyutun özelliðidir. IV. Süreç ñstanbul’un Merkezi ñí Alanı (MñA); Metropol ve bölgedeki endüstri iíletmelerinin yönetim merkezlerinin yanı sıra, ülkedeki iíletmelerin çoðunun yönetim merkezlerini de bünyesinde barındırmaktadır. Küresel bölge merkezi olmaya yönelik vizyon çerçevesinde ñstanbula yönelik ciddi boyutlarda gerçekleíen iç ve dıí geliíme talepleri, kentin ana merkezinin mekansal kapasite geliítirme sürecini zorlayacaðından, Plan’da MñA’nın batıya doðru geliítirilmesi öngörülmektedir. Yeni mekansal konumlanma talepleri karíısında yerleíim dokusu üzerinde gerçekleítirilmesi öngörülen eylemler; eski sanayi alanlarının hizmet merkezlerine dönüítürülmesidir. ñstanbul’da yerleíik sanayileíme sürecinin diðer bir uzantısı ise sanayi varoílarında konumlanan konut alanları olmuítur. Yetersiz malzeme, iíçilik ve teknoloji ürünü olan ve çoðunlukla plansız geliíen sanayi türevi konutlar, kent içinde yerleíik sanayi tesislerine paralel bir dönüíüm sürecine konu olmaktadır. ñstanbul’u tehdit eden deprem olasılıðı da; gerek belirtilen konut dokusunun dayanıksızlıðı, gerek Marmara kıyısı boyunca jeolojik riskli alanların bulunması ve bunların çakıíması sonucu artan depremsellik riski nedeniyle, konut alanlarının dönüíüm kapsamında yenilenmesi gereðini öne çıkarmaktadır. Dönüíüm sürecinin diðer önemli bir hedefi ise; afete duyarlı yapılanmanın saðlanması, donatı alanlarının oluíturulması ve yaíam kalitesinin yükseltilmesidir. Plan’ın en önemli öngörüsü; ñstanbul’un Dünya’daki geliímeler doðrultusunda, endüstri aðırlıklı ekonomiden bilgi ve hizmet aðırlıklı ekonomiye dönüíümünün gerçekleítirilmesidir. Bu dönüíümün gereði olan süreçte ise; tarihi Yarımada, Beyoðlu, Maslak ve Kadıköy’den oluían ve tek merkez üzerine kurulan hizmet yapılanmasının çok merkezli ve kademeli bir yapılanmaya dönüítürülmesi öngörülmektedir. Yeni merkezlerin kademeli ve dengeli olarak Metropol genelinde daðıtılması kurgusu, ñstanbul Nazım ñmar Planı’nda benimsenen model olmaktadır. Yukarıda deðinildiði üzere “sanayi” ve “hizmet” odaklı iki sürecin kesiímesi, Plan’da ekonomik ve teknolojik ömrünü doldurmuí sanayi alanlarının hizmet merkezlerine dönüíümü olarak gerçekleímektedir. Bu merkezlerin birbirlerine baðlanmalarını ve akıíkanlıklarını saðlayan ulaíım aðının oluíturulmasında toplu taíımacılıða aðırlık ve öncelik verilerek; karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu sistemlerinin entegrasyonu öngörülmektedir. Metropol içine düzensiz bir íekilde daðılmıí lojistik birimlerinin çepere çıkartılarak, ñstanbul’un doðu ve batı kanatlarında kurulacak lojistik alanlarda toplanmaları ve bunların yeni liman, iskele, terminal ve hava meydanları ile Ro-Ro ve Ro-La sistemlerine dayandırılarak baðlantılandırılması, mal ve hizmet akıílarını daha rasyonel hale getirmektedir. V. Sonuç 1/25.000 ölçekli ñstanbul Nazım ñmar Planı kendisine bir üst çerçeve oluíturan 1/100.000 ölçekli ñstanbul ñl Bütünü Çevre Düzeni Planı’nın temel politika ve stratejilerini diðer alt ölçekli planlar için açılımlandırmaya yönelik bir araçtır. Dolayısıyla, söz konusu Plan’ın yöntemi ve kapsamı, planlar arası kademelenme sistematiðinde bir tutarlılık unsuru oluíturmak açısında büyük önem taíımaktadır. ñstanbul Nazım ñmar Planı’na iliíkin olarak ilgili kuruluílar ve temsilcilerince yapılacak deðerlendirmelerde, ñstanbul’un sosyo-ekonomik ve mekansal rasyonalitesi gereðinin; hem metropoliten, hem de bölgesel düzeyde desentralizasyona ve çok merkezli, kademeli yapılanmaya yönelmesi olduðu göz ardı edilmemelidir. Ancak böylesine bir yapılanmayla üretim ve hizmetlerde zaman ve maliyet tasarruflarına gidilebilecek olup; küresel rekabette bilgi, teknoloji, finans, yönetim, kültür, tarih, sanat ve turizm aðırlıklı faaliyetlerle yer tutmak mümkün olabilecektir. Plan’ın yukarıda belirtilen amaca yeterince araç olup olamadıðına bakılması ve yapılacak deðerlendirme ile eleítirilerin bu konuları kapsayan tematik odaklarda toplanması, kuíkusuz tüm kamu, özel ve sivil kesimlerce verilmek istenen katkıların yapıcı olmasını saðlayacaktır. Birlik 2008/1 35 Uluslararası Perspektif Murat Daoudov MBB AB ve Uluslararası ñliíkiler Ofisi Yöneticisi Yerelden Uluslararası Hedeflere Demokrasinin dünya çapında yaygınlaíması sürecinde yerel yönetimler, demokrasi ve ekonomik kalkınmanın kökleímesi için öncü aktörler olarak öne çıkmaktadır. Günümüzde yerel yönetimler ve özellikle büyük kentlerin, ufuklarının geniílediðini ve zorlukları iíbirliði ve tecrübe paylaíımı içerisinde aímaya gayret ettiklerini, hatta ulusal sınırları aíıp küresel sorunların çözümüne katkıda bulunmaya da talip olduklarını görmekteyiz. Halka en yakın seviyede bulunan yerel yönetimlerin topluma karíı rolünün hızla arttıðı, artık íehirler diplomasisinin konuíulduðu ve özellikle ülkemiz açısından Avrupa Birliði sürecinde köklü deðiíimlerin yaíandıðı günümüzde, yerel yönetimlerin istiíare ve dayanıíma ihtiyacı da aynı ölçüde artmaktadır. Bütün bunlar, uluslararası düzeyde kentlerle bölgeler arası temas ve etkileíimi artırmakta olup, yerel yö- 36 Birlik 2008/1 netimlerin bu iliíkileri verimli bir íekilde deðerlendirilmesini ve etkin yönetimini gerektirmektedir. Yerelden dünyaya açılmak Uluslararası düzeyde etkin rol oynamak isteyen bir yerel yönetim biriminin öncelikle etkin, dinamik ve verimli bir “dıí iliíkiler politikası” olmalı. Böyle bir politikanın geliímesi için gereken zemin ise, íu üç unsurun buluíması ile oluíur: a. Kentin konumu (coðrafi, stratejik…) ve potansiyeli (ekonomik, kültürel…) b. Ulusal düzeyin dıí politika rotası c. Uluslararası arenadaki eðilimler Bu üç faktörün buluítuðu noktadaki bir yerel yönetim, etkin bir “dıí iliíkiler politikasını” oluíturabilir, ulusal sınırları aíabilir, hatta küresel çapta eylem sahibi olabilir. Peki, böyle bir potansiyel ñstanbul ve Marmara Bölgesi açısından mümkün müdür? ìimdi bunu analiz etmeye çalıíalım. Bölgemizin lideri ve Birliðimizin merkezi olan ñstanbul, gerek tarihi misyonu gerekse bugünkü konumu itibariyle büyük bir potansiyele sahiptir. Ülke ekonomisi ve kültürel hayatın merkezi olan Marmara Bölgesi aynı zamanda yerel yönetim ve belediyecilik alanında da Türkiye’nin canlı laboratuarı olmuítur. Birçok yeni uygulamanın geliítirilerek uygulandıðı bölgemiz, Avrupa-Asya ile etkin bir dıí iliíkiler politikasının geHıristiyan-Müslüman dünyaları arasında da köprü durumunda- liímesi için gerekli íartlar oluímuí dudır. rumdadır. Diðer yandan, ulusal düzeydeki geliímelerin rotası hangi yöndedir, dıía dönük bir açılıma ve proaktif dıí siyasete müsait bir ortam söz konusu mudur? Türkiye, son yıllarda istikrar içinde büyüyen, AB sürecinde kararlı bir íekilde ilerleyen, siyasi ve ekonomik cazibesi gittikçe artan, dünyada aktör ve bölgesinde lider olmaya aday bir ülkedir. Hükümetin politika ve eylemlerinde belirgin bir dıí siyaset ve AB vurgusu var. Ülkenin dıía açılmasına yönelik bir teívik olduðu gibi, yerel yönetimlerin geliímesine yöDergimizin önceki sayısında, dıí nelik önemli reformlar da gerçekleítirilmekte ve bu sayede onların faaliyetlerimizin üç eksen üzerinde kukonumu güçlenmektedir. rulduðu ifade edilmiíti: Yerelde uluslararası iliíkiler yönetimi Üçüncü faktör olarak: Yerel yönetimlerin uluslararası alanda önem kazandıklarını ve iíbirliði aðlarını geliítirdiklerini görmekteyiz. Yerel yönetimlerin dayanıíma ve iíbirliði mekanizmaları özellikle Avrupa’da hızla geliímektedir. Bir yandan uluslararası kurumlar bünyesinde yerel ve bölgesel düzeye hitap eden yapılar ortaya çıkmakta, diðer yandan yerel ve bölgeselin oluíturduðu platformlar uluslararası kurumlar üzerinde etkilerini artırmaktadır. Potansiyeli her geçen gün daha da artan ve AB yolunda ilerleyen Türkiye’nin en önemli bölgesi yerel yönetimleri bu güce daha da güç katabilecek kapasiteye sahipler. Bugün birçok uluslararası ve Avrupalı yerel yönetim platformu, Türk meslektaílarına kapılarını açmak istemektedir. Yani, uluslararası boyutta da uygun bir konjonktür söz konusudur. a. Uluslararası iliíkiler b. AB politikaları ve kurumsal iíbirliði c. Fon destekli proje ve iíbirliði En genií açıdan uluslararası alanda elde ettiðimiz kazanımlar, bize AB alanında da yarar saðlamaktadır. Yani uluslararası düzeyde görünürlüðümüzü ve itibarımızı artıran faaliyetler, AB kurumları ile olan iliíkilerimizi de olumlu etkilemektedir. Bunlarla olumlu ve etkin iíbirliði ise bize, AB fonları Sonuç olarak, bölgemizdeki yerel yönetimler ile onların ortak alanında katkı saðlıyor (Örn: ilk elden sesi olan Marmara ve Boðazları Belediyeler Birliði’nin güçlü ve bilgi, fonların íekillenme süreçlerine katılım vs). Geri dönüíüm olarak da, AB fonları ile geliítirilen projeler, yerel yönetimlerimize AB standartlarını yakalamayı öðretiyor, AB’ye olan ilgi ve bilinci artırıyor. Son olarak, AB ile olan olumlu ve güçlü iíbirliði, bizim uluslararası arenada yaptıðımız eylem katkıda MBB DIì ñLñìKñLER bulunuyor. MBB’nin “Üç Eksen” yaklaíımı POLñTñKASI Uluslararası ñliíkiler AB Politikaları ve Kurumsal ñíbirliði Proje Geliítirme Yerelin AB stratejisi... Ulusal dıí politikanın öncelikli hedefi olan Avrupa Birliði, artık, yerel yönetimlerimiz için somut bir eylem alanıdır. Bu alanda yerel yönetimler, lobi çalıímaları ve proaktif yaklaíımı ile ulusal düzeyin eylemine katkıda bulunarak onu tamamlayıcı rol oynayabilir. Bu yaklaíım, üç temel eylem alanını içermektedir: a. AB’ye yönelik Türkiye merkezli çalıímalar Birlik 2008/1 37 b. Brüksel lobiciliði AB Kurumsal ìemasında c. Dolaylı etki kullanımı Görev Daðılımı Detaylarına girmeden önce, kısaca Avrupa Birliði kurumsal íemasını tanıyalım. Tabloda da gördüðünüz gibi, Avrupa Birliði içinde “AB Kurumsal Üçgeni” diye adlandırılan bir karar mekanizması bulunmaktadır. AB’nin “denge sistemi”nde farklı aktörlerin çıkarlarını gözetecek kurumlar ortaya çıkmıítır. Örneðin, Avrupa Birliði Konseyi, AB’ye üye devletlerin sesi ve en güçlü kurumsal aktörüdür. Avrupa Komisyonu, Birliðin çıkarlarını gözetirken, Avrupa Parlamentosu, Birlik içinde vatandaíların gözü ve kulaðıdır. Ekonomik ve Sosyal Komite, bu yapıya ekonomik ve sosyal unsurların (iíverenler, sendikalar, tüketiciler...) sesini katmıítır. Bu íemaya en son 1994’te yerel ve bölgesel yönetimlerin sesi olan Bölgeler Komitesi de katılmıítır. AB kurumları, yerel ve bölgesel düzeyi doðrudan ilgilendiren alanlarda karar alırken, Bölgeler Komitesi’nin görüíüne zorunlu olarak baívurur. Bu alanlar: Ekonomik ve sosyal bütünleíme, eðitim, kamu saðlıðı, istihdam politikası, sosyal politika, kültür, çevre, mesleki eðitim, ulaíım, Avrupa-aíırı altyapı aðları olarak sayılabilir. … Ve lobicilik anahtarları AB’ye yönelik Türkiye merkezli faaliyetlerde bu kurumsal íema göz önünde bulundurularak uygun bir eylem geliítirilebilir. Yerel yönetimler bünyesinde kurulan AB Ofisleri, bu kurumlara yönelik çeíitli bilgilendirme, temas, istiíare ve geri bildirim faaliyetlerini geliítirirler. Bu genel çalıímanın içinde, ayrıca, özel olarak hedef alacakları birimler de var. Örneðin; Bölgeler Komitesi bünyesinde kurulan “Türkiye Çalıíma Grubu”. Aralık 2007’den beri çalıímalara katılan MBB, bu platform ile aktif bir iíbirliði geliítirmektedir. Ancak, hedefimiz bununla sınırlı 38 Birlik 2008/1 Yönergeler Tüzükler Kararlar Birli÷in çıkarları Avrupa Komisyonu Devletlerin çıkarları Yerel & Bölgeselin sesi Bölgeler Komitesi Vatandaúların çıkarları AB Kurumsal Üçgeni AB Konseyi Avrupa Parlamentosu Danıúma ve görüú belirtme Çalıúan & øúverenlerin sesi Ekonomik ve Sosyal Komite * Pascal Goergen, 2004 kalmıyor. AB ile ortaklık anlaíması bulunan ülkelerle bir Ortak ñstiíare Komitesi’ni kurabilen Bölgeler Komitesi, bunu Türkiye’ye önermiítir. Sadece istiíare fonksiyonu olan çalıíma grubundan farklı olarak, böyle bir komitede, AB üyesi olmayan ülkenin yerel temsilcileri oy hakkına sahiptir. Bundan dolayı, Birlik Baíkanımız ve ñstanbul Büyükíehir Belediye Baíkanı Sayın Kadir Topbaí’ın, kurulmasının önemine dikkat çektiði bu komite, bir an önce hayata geçirilmelidir. Bir diðer hedef ise, Bölgeler Komitesi’nin önerdiði (AB-Türk Hükümeti düzeyinden baíka), baðımsız bir alt düzeyin oluíturulmasıdır. AB’ye uyum sürecini yerel ve bölgesel düzeyde takip etmede, fonların ve bölgesel politikaların íekillendirilmesine katılma olanaðını tanıyacak bu mekanizmanın oluíması, önemli bir adım olacaktır. Diðer yandan, Bölgeler Komitesi yılda iki defa toplantısını Brüksel dıíında yapabilmektedir. Örneðin, bu toplantılardan birinin Türkiye’de yapılması Türk yerel yönetimlerinin AB’de itibarını olduðu kadar görünürlüðünü de artıracaktır. Bu baðlamda, ñstanbul Büyükíehir Belediye Baíkanı’nın daveti üzerine, Türkiye Çalıíma Grubu’nun Bahar 2008 toplantısını ñstanbul’da yapacak olması, önemli bir geliímedir. Bu sayede Bölgeler Komitesi’nin daha genií katılımlı bir toplantısının Türkiye’de yapılmasına da zemin hazırlanacaktır. Son yıllarda, AB’yi sürekli ve yakından etkilemenin yararının anlaíılması üzerine, Brüksel’de yerel/bölgesel lobicilik olarak adlandırılan yeni bir fenomen geliímiítir. Yerel ve bölgesel yönetimlerin temsilcilik açarak, AB’ye yönelik etkileme çalıímalarını doðrudan Brüksel’den yürütme eðilimi, ilk olarak Alman eyaletlerinin ve ñngiliz yerel yönetimlerin 1984’ten beri Brüksel temcililiklerini açmaları ile baílamıítır. Günümüzde, dünya lobicilik merkezi haline gelen Brüksel’de, uluslararası kuruluíların, ekonomi ile finans devlerinin yanı sıra, yerel ve bölgesel yönetimler ve onların birlikleri de 300’den fazla ofis ve irtibat noktası ile üs kurmuítur. Üyelik sürecinde Brüksel üzerinde etkisini artırması gereken Türkiye’nin, artık yerel düzeyi ile de Brüksel’de var olması gerekir. Gerek AB kurumları üzerinde etki kurmak ve saðlıklı bir geri bildirimi yapmak, gerekse orada mevzilenmií uluslararası yerel yönetim platformları ile etkin bir iíbirliði ve dayanıímayı saðlamak için Türkiye’nin de yerel düzeyi ile Brüksel’de var olması gerekir. Bu düíünceyle MBB, ilgili mevzuat araítırmasını yapmıí ve Brüksel’de yabancı yerel temsilcilikleri ziyaret ederek incelemelerde bulunmuítur. Brüksel’de ofis açmanın, temsil bütünlüðü ve koordinasyon kolaylıðı açısından Türkiye Belediyeler Birliði tarafından yapılmasının uygun olacaðı kanaatinde olan MBB, gerektiðinde bu konuda teknik destek ve bilgi desteði saðlamaya da hazırdır. AB’nin yereli ilgilendiren politikalarını takip etme ve etki yaratma çalıímaları, AB dıíında sahip olunan imkânlarla da yapılmalıdır. Dolaylı etki kullanımı yöntemi ile bazı çalıímalar yapılabilir. Örneðin, Türkiye’nin üyesi olduðu Avrupa Konseyi’ne baðlı olan Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’ndeki potansiyeli devreye sokulabilir. Avrupa Birliði ile Avrupa Konseyi’nin bu iki türdeí kuruluíu arasında yapılan ñíbirliði Anlaímasına göre bir ñrtibat Komitesi kurulmuítur. Yerel yönetimlerimiz, AB ile arayüz görevini yapan ve önemli bir etki aracı olabilecek bu platformda mutlaka yer almalıdır. Ayrıca, Kongre’nin Yerel Yönetimler Meclisi ile iki ana bölümden biri olan Bölgeler Meclisi Baíkanlıðı’nın bir Türk temsilci tarafından yürütülüyor olması, Türkiye açısından büyük bir fırsattır. Üstelik Yavuz Mildon’un Çanakkale ñl Genel Meclisi üyesi olması, bölgesel birliðimiz açısından önemini daha artırmaktadır. Diðer dolaylı etki kullanımı olanaklarını ele alacak olursak, Avrupa genelinde faaliyet gösteren birçok yerel ve bölgesel yönetim platformu mevcuttur. AB üzerinde lobicilik faaliyetlerini sürdüren ve önemi gittikçe artan bu oluíumlar, AB ile iliíkilerini kurumsallaítırmaya önem verirler. Örneðin, Bölgeler Komitesi, bu tür kuruluílarla iliíkilerini iíbirliði protokolü, eylem planı gibi belgeler çerçevesinde yürütmektedir. Dolayısıyla, yerel aktörlerimizin bu kuruluílar içinde yer almaları ve etkin konuma gelmeleri, onlara yeni etki anahtarlarını sunacaktır. Yerel yönetimlerimizin bu potansiyelini etkin bir íekilde kullanması, sadece kendileri açısından yararlı olmakla kalmayıp, ileride genel AB-Türkiye iliíkilerine de önemli katkı saðlayabilecektir. Genelde uluslararası iíbirliðini geliítirmek, özelde ise bu tür anahtarlara sahip olmak amacıyla, Birliðimiz son aylarda önem- li adımlar atarak Avrupa Kentler ve Bölgeler Konseyi CEMR’e, gözlemci statüde katılmak, Avrupa Bölgeler Meclisi AER ile iíbirliði geliítirmek, Güney-Doðu Avrupa Yerel Yönetim Birlikleri Aðı NALAS’a üye olmak üzere giriíimlerde bulunmuítur. Sonuç olarak, AB-Türkiye iliíkilerinde, klasikleímií bir “geniíleme” penceresinden bakıí hakimdir. Oysa özellikle yerel yönetimlerimizin bu çerçeveyi aímaları, “istenmeyen aday” psikolojisine kapılmadan AB kurumsal íemasının içine kadar girmeleri gerekir. Türkiye’de hemen hemen herkes Geniílemeden Sorumlu Avrupa Komisyonu Üyesi Olli Rehn’in adını biliyor. Oysa yerel yönetimlerimiz tarafından Bölgesel Politikadan Sorumlu Avrupa Komisyonu Üyesi Danuta Hübner de tanınmalıdır. AB’nin bölgesel politikaları íimdiden takip edilmelidir; zira kendi bölgelerine yönelik geliítirilen bu politikalar, yarın Türkiye’nin de politikaları olacaktır. Bunlar, çeíitli uyum reformları ile dolaylı íekilde íimdiden Türkiye’ye gelmeye baílamıí bile. Birlik 2008/1 39 Marmara’dan Marmara’dan EY OïUL, ARTIK BEYSñN Bundan gayrı öfke bize, gönül almak sana; Suçlamak bize, katlanmak sana; Acizlik yanılgı bize, hoígörmak sana; Kem göz, íom aðız bize, baðıílamak sana; Üíengeçlik bize, gayretlendirmek sana; Bölmek bize, bütünlemek sana; Çatıíma geçimsizlik anlaímazlık bize, adalet sana düíer. ìeyh Edebali 40 Birlik 2008/1 Birlik 2008/1 41 Söyleíi Söyleíi Nesrin Akkaí ñí Hayatında Mükemmellik Mümkün Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Büro Yönetimi ve Sekreterlik Program Danıímanı Öðretim Görevlisi Gülbin Göral, bir iíte baíarılı olmanın sırrını íu sözcüklerle özetliyor; sevgi, dürüstlük, ií ahlakı, kalite, çalıíkanlık ve iíini en iyi íekilde yapabilme. ñí dünyası fırtınalı bir denize benzer. Yaptıðımız hatalar, bazen geri dönüíü olmayan sonuçlar doðurur. ñí dünya- sında ortaya çıkan bir boíluk, siz ya da bir baíkası tarafından iyi ya da kötü bir biçimde mutlaka doldurulur. ñnsan ömrünün büyük bir kısmının böyle bir ortamda geçtiði bile söylenebilir. Yapmamız gereken íeyse, dizginleri elimize almak. Pek çoðumuz için bunu yapmak oldukça zor gibi görünse de, sanılanın aksine bu kadar da güç deðil. Kendisi de akademik hayatında pek çok baíarılara imza atmıí olan Öðr. Gör. Gülbin Göral, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu’nda ofis yönetimi, yönetici asistanlıðı, ideal yönetici profili konularını öðrencileriyle paylaíırken, özel kuruluílara verdiði eðitimlerle de tecrübelerini profesyonellere aktarıyor. Kendisiyle yaptıðımız söyleíide, ií hayatında mükemmelliðe ulaímanın mümkün olduðunu anlatan Göral; profesyonelliðin öneminin altını özellikle çiziyor. Göral’a göre asıl önemli olan, yaptıðımız iíi kendi iíimiz gibi sahiplenebilmemiz. ñnsanı üstün kılan özellik: ñíe yarar hayat felsefesi ñnsanların birbirlerine üstünlükleri olduðunu biliyoruz. Bir insanı diðerinden üstün kılan özellikler ií iliíkilerine ve psikolojilerine nasıl yansır? ñnsanlar farklı özelliklerle dünyaya gelmiítir; ancak hepsinin “yeterli olma, üstün olma” gibi bir “ben” duygusuna sahip olduklarını söyleyebiliriz. Üç taí yontma iíçisinin öyküsü pek bilinir: Taí yontmakta olan iíçilerden birine ne yaptıðı sorulur: “Para kazanmak için uðraíıyorum.” der. ñkinci iíçi: “Okul iníaatında çalıíıyorum.” Üçüncü iíçi ise; “Ülkenin en güzel taíını ben yontuyorum.” diye cevap verir. Temelde hepsinin ulaíacaðı nokta, geçimlerini saðlayacak olan parayı kazanmak olduðu halde, üçüncü iíçinin gözünde yaptıðı iíin önemi, üstünlük duygusuyla anlatılabilir. Bir insanı diðerinden üstün kılan özelliklerin en baíta geleni “ñíe yarar hayat felsefesine sahip olması ve yaptıðı iíe bir felsefe katabilmesi”dir. “Neden” sorusunun cevabını, sahip olduðumuz felsefe verir ve bizim amacımızı anlatır. Marmara Üniversitesi SBMYO Öðretim Görevlisi Gülbin Göral 42 Birlik 2008/1 Baíımızın üzerinde bir yuvarlak olduðunu düíünelim. Adı da “amaç” yuvarlaðı olsun. O amaç yuvarlaðının içine “para” oturtuluyorsa, bu düíük düzeyde bir “neden”dir. Halbuki “sevgi, dürüstlük, ií ahlakı, kalite, çalıíkanlık, iíi en iyi íekilde yapmak...” gibi, bir anlam ifade eden kavramlar topluluðunun oturtulması, iíe yarar bir felsefe geliítirmemizi saðlar. Yaptıðı ií ne olursa olsun ona bir felsefe yükleyen insanlar, yalnızca para için çalıíanlardan farklıdır, üstündür. ñnsanın, daha yüksek mevki ve statüye gözünü dikmeden önce, kendi kiíiliðini geliítirmeye çalıíması ve kiíisel kalitesini yükseltmeye bakması, iíe yarar bir felsefedir. Ofis çalıíanlarının ortak sorunu gün içerisinde aynı verimle çalıíamamak. Bu performansı tüm gün yüksek düzeyde tutmak sizce mümkün mü? Gün içerisinde performansımızda inií çıkıílar olması normaldir. Çünkü performansın bir formülü var. Uzmanlar diyorlar ki Performans = Yetenek x Motivasyon. Performans ií demektir, icra demektir. Performansın düíük ya da yüksek olması yetenek ve motivasyonun çarpımına baðlı. ñí hayatının fırtınalı bir denize benzediðini söylemiítik. Çalıíanın motivasyonu, o fırtınalardan ne kadar etkilenir? Ya da bırakalım motivasyonu, yetenek kısmına dönelim. Diyelim ki bir büro elemanı 10 parmak “f” klavye yazmasını biliyor; fakat yöneticisi ondan “q” klavye kullanmasını istiyor. Bu durumda asistanın yeteneði düíeceði için performansı da düíecektir. O halde diyebiliriz ki, performansımızın yüksek olması; bütün íartların bir araya getirilip onların düzenli ve dengeli bir íekilde kullanılmasına baðlıdır. ñí arkadaíınızdan iíittiðiniz kötü bir söz, yaptıðınız bir hata ya da yöneticinizin size kızması; güle oynaya geldiðiniz bir ií gününde verimsiz bir çalıíma sergilemenize pekala neden olabilir. ñí hayatında performansın yüksek ya da düíük olması, bunun gibi çok çeíitli faktörlere baðlıdır. Profesyonelliðin ilkeleri Performans düíüklüðünü en aza indirmek için neler yapılabilir? ñí hayatında elbette bazı inií çıkıílar ya da bizi üzen, yoran sözler, hareketler ve davranıílar olacaktır. Peki, her duyduðumuz kötü sözde kırılıp dökülecek miyiz? Bu durumun profesyonellik- le birebir baðlantısı var. Profesyonellik “iíini en iyi yapan insan olma keyfiyetidir.” Profesyonelseniz engel tanımaz, mutlaka o engeli aíarsınız; çünkü her engel için mutlaka bir stratejiniz vardır. Profesyonelseniz, iíiniz ne olursa olsun dört elle sarılır ve en iyisini yapmaya çalıíırsınız. Profesyonelseniz daima istekli ve íevklisinizdir. Asla “ Bu kadar maaía bu kadar ií” zihniyeti taíımazsınız. Profesyonelseniz “Hayır” demeyi bilirsiniz ve öne sürdüðünüz akılcı bir özürle karíınızdaki bir adım geri bırakırsınız. Profesyonelseniz her íeyi kuralına göre yaparsınız; ahlak, hukuk, görgü, oyun vs. hiç fark etmez. Ne yazık ki, bugün profesyonellik deyince insanların aklına para geliyor. “Yönetim, baíkalarına ií gördürme sanatıdır” Yöneticilik özellikleri sizce nasıl olmalıdır? Yönetimde rasyonellik çok önemli bir unsurdur. Yapılan planların tam isabet saðlaması çok büyük önem taíır. Yönetim baíkalarına ií gördürme sanatıdır. Ben sanat diyorum. Her ne kadar disiplin gibi görünse de aslında onu sanatla yoðurmadıkça gerçek manada bir sonuca varmanız mümkün olmaz. Çünkü yöneticilik duyarlılık gerektiren bir iítir. Siz istediðiniz kadar yönetimi bilim olarak bilin; ama insanın duygularına hitap etmediðiniz müddetçe etkili bir sonuç alamazsınız. Mesela yö- Birlik 2008/1 43 netimde, biçimsel boyut bir de biçimsel olmayan boyut vardır. ñnsanların ruh alemine girerek onları ikna etmek, inandırmak, yönetim yörüngesine almak çok önemli bir yöneticilik özelliðidir. Bu da insanlarla resmi olmayan boyutlarda özel bir takım dostluklar kurulmasını gerektiriyor. Günümüzde akılcı davranan yönetimler özel piknikler düzenleyerek kurum çalıíanlarıyla özel iliíkiler kuruyorlar. Bugün Türkiye’de baíarılı olmuí pek çok íirket yönetimi bu íekilde davranıyor. Peki, ií hayatında kiíilik geliítirme noktasında sizin önerileriniz nelerdir? Ben bu konuyla ilgili bir formül buldum. Derslerimde ve eðitimlerde buna kısaca “ñPU” diyorum. Bunun açılımı ise; ñstek, Plan ve Uygulama. Kiíiliðinizi geliítirmek için öncelikle bunu istemeniz lazım. Daha sonra bunun için bir Plan hazırlamalı ve Uygulamaya geçmelisiniz. Eðer uygulamaya geçmezseniz, o istek plan aíamasında kalır. Çünkü planlama, yönetimde statik bir evredir yani duraðandır. Bu nedenle planınızı bir an önce uygulamaya geçirmek zorundasınız. Kiíilik geliítirmek de öyle bir íeydir. ñnsanın geliímesi yüzde 90 kendi çabaları ile mümkündür. Edison’un meíhur bir sözü vardır: “Sanmayın ki ben her íeyi tesadüfen buldum. Yaptıðım bütün çalıímaların yüzde 99’u alın teridir. Ampulü buluncaya kadar beni ampule götürmeyecek 1999 tane yol öðrendim. Edison, 2000. denemesinde bulmuí ampulü… Yine ií ortamında iyi iliíkiler kurabilme noktasında tavsiyeleriniz nelerdir? ñnsanlarla iyi iliíkiler kurabilmenin temelinde, karíıdaki insana ihtiyaçları çerçevesinde davranabilmek vardır. Bence en önemlisi bu. Aç bir insana yemek vermeniz, saygıya ihtiyacı olan bir insana ise saygı göstermeniz gerekir. Tüm bunlar, sizi o insanın gözünde yüceltir. ñkinci önemli noktaysa, insanların kiíilik özelliklerine göre davranmaktır. Biz buna halk dilinde “nabza göre íer- 44 Birlik 2008/1 bet vermek” deriz. Üçüncüsü ise da karíımızdaki insanın algılama düzeyine göre hareket etmektir. Çünkü her insanın algılayacaðı dil farklıdır. Hani Mevlana’nın bir sözü vardır: “Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karíındakinin anlayabildiði kadardır.” diye. O bakımdan algılama süreçlerimiz farklıdır. Önyargılar, yanlıí algılamalar, mesajda boílukları yanlıí doldurmalar… Mesaj iletirken ya da alırken boíluðu yanlıí doldurabiliyoruz. Yönetimin en önemli ilkesi akılcılıktır. ñnsanın kendini temsil ettiði en deðerli özellik ‘akıl’dır. Su hayatı, toprak bereketi, arı disiplini, karınca çalıíkanlıðı, aslan gücü temsil eder… ñnsan için ‘akıl’dan daha övünülecek bir íey yoktur. Aklını iyi kullanan insan ise dünyayı temsil íeklini gayet rahat belirleyebilir ve ona bütün gücüyle sarılır. Aklını iyi kullanmak ‘bilgi’ye dayanır. Beyninizdeki, tasarrufunuzdaki bilginin niteliði ve niceliði kadar isabetli davranıílar içine girebilirsiniz. ñnsanın makine ya da teknoloji ile olan iliíkileri, günümüzde insanlar arası iliíkiler kadar önem kazanmıí durumda. Sanal ortamda kendini ifade etmenin ve ií iliíkilerini düzenlemenin farklılıkları, üstünlükleri ve tehditleri üzerine neler söylenebilir? ñnsanoðlunun “haberleíme ihtiyacı” her devirde, her sosyal grupta var olan bir durumdur. Haberleíme iíleri sanal ortamlarda yapılırken, teknolojinin en son gereklerini vakit geçirmeden öðrenmek ve uygulamak zorundasınız. Aksi takdirde hızlı geliíime ayak uyduramayacaðınız için; zaman, emek vb. gibi birçok kaybınız söz konusu olacaktır. Diðer taraftan; teknoloji ne kadar geliíirse geliísin, sanal hayat insanı ne kadar sararsa sarsın, neticede insan insandır. Birey, insani vasıflarını her zaman koruma ve sürdürme ihtiyacı içindedir. Bizler özel arkadaí veya ií görüímeleriyle ilgili olarak, bilgisayardan yaptıðımız yazıímalardan ziyade, bir araya ge- lip, yüz yüze konuítuðumuzda daha mutlu olmuyor muyuz? Ayrıca sanal ortamdaki yazıímaların getireceði tehditlerin en büyüðü, dilimizin tahribatıdır. Bilindiði üzere; yazı dili farklı, konuíma dili farklıdır. ñnsanlar bilgisayar yazıímalarında “konuíur” gibi yazıyorlar ve bu da dilimize zarar veriyor. Oysa hepimizin dilbilgisine ve yazım kurallarına son derece özen göstermesi gerekir. “Daha vakit var” sözünü hayatınızdan kesinlikle çıkaracaksınız. Ben buna, “Hemen íimdi yap!” ilkesi diyorum. Daha vakit var düíüncesi kaçırılan tren demektir; sizi beklemez ve gider. ñkincisi de kesinlikle üíenmeyeceksiniz. Buna da “Kolları sıva” ilkesi diyorum. Üçüncüsü de “Hemen baíla” kuralı; kesinlikle ertelemeyeceksiniz, üíenmeyeceksiniz ve hemen baílayacaksınız. Zaman hayattır, hayatın sırrı dengedir Yaíadıðımız çaðda zaman hızlı bir biçimde akıyor ve biz onun hızına yetiíemiyoruz. Herkes zamanın dar oluíundan ve ona yetmeyiíinden íikâyetçi… Zaman ile iliíkimiz nasıl olmalı? Hayat bir ritimdir. Geceler, gündüzler, mevsimler, kalp atıílarımız, adımlarımız, yaðmurun yaðması… Her íey muhteíem bir ritimle çalıíır ve hayatın içinde “zaman” dediðimiz kavrama karıíır gider. Her íeyin bir zamanı vardır. Zamanı gelmeden veya zamanı geçtikten sonra, o íeyi yapmanın hiçbir yararı olamaz. Zamanın yetmeyiíinden íikâyet etmeyi anlayamıyorum. Bence, insan ne isterse yapabilir. Yeter ki, ona, o imkanı saðlayacak faktörlere sahip olabilsin. ñíte zamanı kullanmada bu faktörler çok önemlidir. Faktörlere yön verecek olan ise insanın kendisidir. Bir baíka íekilde söylemek gerekirse insan, yapacaðı iílerin hepsini belirli zaman dilimleri içerisinde yapar; ancak öncelikleri belirlemek zorundadır. Bütün mesele öncelikleri iyi hesaplamak, iyi bilmektir. Zamanı kullanmayı eðlenceli bir ií olarak alabiliriz. Aynı anda birkaç iíe baílayıp, önceliklerine göre her birini tamamlayıp bitirdiðimizde, neler yapabileceðimizi görerek mutlu olabiliriz. Her iíin kendine özgü bir yapılma süresi vardır. O süreleri doðru kullanıp, iíler arasında denge saðladıðınızda; her iíi yapabilecek zamana da sahip olursunuz. Zaman hayattır, hayatın sırrı dengedir. “Daha vakit var sözünü” hayatınızdan kesinlikle çıkaracaksınız. Buna, “Hemen íimdi yap!” ilkesi diyorum ben. Daha vakit var düíüncesi kaçırılan tren demektir; o sizi beklemez ve gider. ñkincisi de kesinlikle üíenmeyeceksiniz. Buna da “Kolları sıva” ilkesi diyorum. Üçüncüsü de “Hemen baíla” kuralı; kesinlikle ertelemeyeceksiniz, üíenmeyeceksiniz ve hemen baílayacaksınız. Tecrübelerinizden yola çıkarak, yerel yöneticilere yönetim konusundaki tavsiyeleriniz neler olabilir? Buradaki önemli nokta íudur ki; insanların nabızlarını ve iílerin nabızlarını tutarak en uygun iíleri belirleyip, yerel yöneticilerin herhangi bir zümrenin kazancına herhangi bir insanın menfaatine bakmaksızın o belirledikleri ihtiyaçları hakkıyla yerine getirmeleri gerekir. Burada dediðim gibi en önemli íey insanın kendi kendini idare etmesidir. Ama bir denetim mekanizmasının varlıðını hissettirmek de çok önemlidir. Birlik 2008/1 45 KentKent ve veYaíam Yaíam Fotoðraflar : Nesrin Akkaí Serhat Keskin Bir Uygarlıðın Doðduðu Topraklar Taíı mermer, topraðı seramik, yapraðı ipek; kuruluí ve kurtuluíun beíiði: Bilecik… diyorlar. Bilecik’e ilk adımınızı attıðınızda, Osmanlı Devleti’nin köklerinin bu topraklarda olduðunu düíünmek bile insana baíka bir manevi haz saðlıyor. Bu diyarlara “Taíı mermer, topraðı seramik, yapraðı ipek; kuruluí ve kurtuluíun beíiði, ìeyh Edebâli diyarı…” Marmara Bölgesi’nin güneydoðusunda Marmara, Karadeniz, ñç Anadolu ve Ege Bölgelerinin kesim noktaları üzerindeki íehir, doðudan Bolu ve Eskiíehir, güneyden Kütahya, batıdan Bursa, kuzeyden Sakarya illeri ile çevrili. Türkiye açısından büyük önem taíıyan ñstanbul, Bursa ve Eskiíehir’i birbirine baðlayan Bilecik; aynı zamanda 4 bölgede topraðı olan tek íehir. Böyle önemli yolları, tarihi ve kültürel misyonları sınırlarında barındıran Bilecik; uzun zamandır, üzerindeki kabuðu kırmak için büyük çaba sarf ediyor. Bunu tetikleyen en önemli unsur yeni kurulan Bilecik Üniversitesi… Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nin meslek yüksekokullarını uzun süre bünyesinde barındıran íehir, üniversite potansiyelinin bir íehir için öneminin farkında. Yeni projelerle, Bilecik’e yeni bir vizyon kazandırmaya çalıían herkes Bilecik’in görünenden daha büyük bir potansiyele sahip olduðu konusunda hemfikir. Tarihte Bilecik Her ne kadar, Bilecik’te yerleíim MÖ. 3000’li yıllara uzansa da, belki de bu íehrin Türkler için önemi MS. 395 yılında Bizans ñmparatorluðu’nun yönetimi altına geçmesiyle baílıyor. Bu dönemde bir Tekfurluk olan Bilecik toprakları, sık sık BizanslarEmeviler ve Bizanslılar- Abbasiler arasında el deðiítiriyor. 1230’lu yıllarda Ertuðrul Bey idaresinde Selçukluların bir boyu olan Kayıların 400 çadırlık bir bölümünün Söðüt ilçesine yerleímesin- 46 Birlik 2008/1 den sonra, Bilecik için bir Türk devri baílamıí oluyor. Osmanlı kaynaklarına göre 1281 yılında vefat eden Ertuðrul Bey’in türbesi, Söðüt ilçesinde en çok ziyaret edilen mekândır. Bilecik’e gittiðinizde mutlaka Söðüt’e uðramalı ve 400 çadırlık bir uçbeyliðinden bir devletin doðuíunda rol alan en önemli Türk büyüklerinden Ertuðrul Gazi’nin türbesini ziyaret etmelisiniz. Bunun dıíında yine, Söðüt’e yolunuz eylül ayının ilk haftasında düíerse; pek çok devlet erkânının bir araya geldiði ve Bilecik için büyük önem taíıyan Ertuðrul Gazi ìenliklerini izleme íansına da sahip olabilirsiniz. Ertuðrul Gazi’nin vefatından sonra Kayıların baíına Osman Bey geçer ve yüzyıllar boyunca hüküm sürecek devletin tohumları da tam bu sıralarda atılır. Osman Bey, Osmanlı ñmparatorluðu’nun kurucusu olarak tarihe, izi silinmeyecek bir imza atar. Her ne kadar, tarih kitaplarında Osmanlı Devleti’nin kurucusu olarak ismi geçmese de, bu imparatorluðun bir de manevi kurucusu vardır. O da yine Bilecik açısından büyük önem taíıyan Kayı Ahilerinin baíı ìeyh Edebali Hazretleridir. Osman Bey’in 400 çadırlık Kayı boyunu bir imparatorluk haline getirmesinde en çok katkı sahibi olanlardan biridir ìeyh Edebali. 1280’li yıllarda henüz Bizans hâkimiyetinde olan Bilecik toprakları, 800 yıllık bir imparatorluða kucak açacaðı tarihi bekliyordu. Osman Bey Bizans topraklarına sürekli seferler düzenliyordu. Bu savaíları izleyen Selçuklu Sultanı I. Alaadin Keykubat, Karacahisar Kalesi’ne geldiðinde burada güçlerini Osman Bey ile birleítirdi. Kuíatma sırasında kaleyi ele geçiren Selçuklu Sultanı, Osman Bey’e bir sancak, tuð alem ve gümüí takımlı bir at gönderdi. Karacahisar’daki Rum Kilisesini camiye çeviren Osman Bey ilk kez bu tarihte adına hutbe okuttu. Çeíitli kaynaklar, bu olayın Osmanlı Devleti’nin kuruluíunun ilk iíaretleri olduðu konusunda birleíirler. Osman Bey’in rüyası Bizans’ın hakimiyetindeki Batı Anadolu, sihat diyarı olduðundan; bölgede gaza niyetiyle bulunan pek çok kumandan, mücahit, dervií ve alim yer alıyordu. Osman Gazi, Anadolu’nun Osman Bey’in oðlu Orhan Gazi’ye öðüdünden bir bölüm : “Sakın, orduya ve zenginliðe maðrur olma. Hakiki âlim ve ariflere, bilginlere hürmet edip, sarayında onlara yer ver. Benim hâlimden ibret al ki; zayıf, güçsüz bir karınca misali, hiç lâyık olmadıðım halde buraya geldim ve Allahü Teâlânın nice ihsanlarına ve inayetlerine kavuítum. Sen de benim uyduðum ve uyguladıðım nizamı uygula. Muhammed Aleyhisselâmın dinini, bu yüce dinin mensuplarını ve itaat eden diðer tebaanı himaye eyle! Allahu Teâlâ’nın hakkını ve kullarının hakkını gözet. Dinimizin tayin ettiði beytü’lmâldaki gelirin ile kanaat eyle! Devletin zaruri ihtiyaçları dıíında sarfiyatta bulunmaktan son derece sakın! Senden sonra geleceklere de aynı nasihatlerde bulun ve iyice tembih eyle. Daima adalet ve insaf üzerine bulun. Zulme meydan verme. Herhangi bir iíe baílayacaðın zaman Allahu Teâlâ’nın yardımına sıðın! Tebaanı, düímanların ve zalimlerin saldırılarından koru. Haksız olarak hiç kimseye muamelede bulunma. Daima halkını hoínut edecek íeyleri arayıp, yapılmasını saðla. Onların gönüllerini kazanmayı, bunun devamını ve artmasını büyük nimet bil! Tebaanın sana olan güveninin sarsılmamasına son derece dikkat eyle!” Birlik 2008/1 47 rak eski Bilecik’i seyredebilirsiniz. Bizanslılar tarafından yapılan kalenin, íimdi sadece bazı kalıntıları ayakta kalabilmií. Bu tarihi ziyaretinizi tamamladıðınızda bölgenin çıkıíında duran Zincirlikaya ile ilgili, birileri size mutlaka bir efsane anlatacaktır. Bize anlatılan efsane, düítü düíecek gibi, bir tepeden ayrı duran tepeye paralel bu kaya parçasının, üzerindeki zincirle açılıp kapanan bir kapı olduðuydu. Her ne kadar böyle bir kayayı yerinden kıpırdatmanın mümkün olmadıðını düíünsek de eski yerleíim birimine tek girií noktasının orası olması, bu efsaneyi bir an gerçekçi kılabiliyor. Kurtuluíun beíiði Osman Bey ñslamlaítırılıp, Türkleítirilmesi faaliyetine katılan bu gönül sultanlarından ve ahilerden biri olan Karamanlı ìeyh Edebali’nin sohbetlerini kaçırmamaya gayret ederdi. 1277 senesinde, Edebali hazretlerinin dergâhında misafir olduðu bir gün bir rüya gördü. Rüyasında, hocası Edebali’nin koynundan bir ayın çıkıp, kendi koynuna girdiðini, arkasından da kendi göbeðinden bir çınar aðacının bitip, alemi tuttuðunu, gölgesinde nice daðların bulunup, nehirlerin aktıðını, bir çok insanın kaynaítıðını, kimisinin bahçe ve tarla sulayıp, kimisinin çeímeler akıttıðını gördü. Gördüðü rüyayı ertesi gün hocasına anlattı. ìeyh Edebali O’na: “Müjde ey Osman! Hak Teâlâ sana ve senin evladına saltanat verdi. Bütün dünya, evladının himayesinde olacak, kızım Mâl Hatun da sana eí olacak.” deyip rüyasını tabir etti. Osman Bey on dokuz yaíında iken ìeyh Edebali’nin kızı Mâl Hatun ile evlendi. Bu evlilikten, büyümeye baílayan imparatorluðun baíına geçecek olan Orhan Gazi doðdu. Bilecik ziyaretiniz sırasında bir tepe üzerinde duaları bekleyen ìeyh Edebali Türbesi’ne ve hemen yanında duran Orhan Gazi Camisi’ne mutlaka uðramalısınız. Buradan sonra eðer sarp bir kayayı çıkabilirseniz, Osman Gazi’nin ilk fethi olan Belikoma Kalesi’ne çıka- 48 Birlik 2008/1 Osmanlı Devleti’nin kuruluíuna baíkentlik eden Bilecik, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında da oldukça önemli bir paya sahip. Mustafa Kemal Atatürk’ün ñsmet Paía’ya, “Siz orada sadece düímanı deðil, milletin makûs talihini de yendiniz.” dediði ñnönü Savaíları yine bu topraklar üzerinde kazanıldı. Bilecik, bu kadar güçlü bir tarihi sırtında taíıyan küçük bir il. Aslına bakılırsa, bunca önemli olaya ev sahipliði yapmıí bir kenti düílediðinizde; belki de bu íehri açık hava müzesi sanabilirsiniz. Ancak Bilecik’i gezdikten sonra, geriye çok da fazla tarihi eser kalmadıðını göreceksiniz. Bunun sebebi ise Bilecik’in Kurtuluí Savaíı yıllarında 3 kere yakılmıí olmasıdır. ñígal kuvvetlerinin saldırdıðı bu topraklar, yıkık ya da yakılmıí olsa da; yaíanmıí bir tarihin haklı gururuyla íimdilerde dimdik ayakta. Minareleri zamana direnen 3 tane cami karíılıyor sizi, tepeden bakınca… Eskiden ñpek Yolu güzergâhı olduðu söylenen vadi üzerinde duran minareler, onca nefretle yakılmaya karíın zamana direniyor ve insana hüzün hissi veriyor. “Aíaðı Camiler Mevkî” olarak adlandırılan yerdeki bu minarelerden ikisi Emirler ve Karacalar Camilerine ait. Her iki caminin de ne zaman ve kimler tarafından yapıldıðı bilinmiyor. Bilinen tek íey, bu camilerin ve camilerin et- rafındaki yerleíim bölgesinin iígâl sırasında “Yunanlılar” tarafından yakılmıí olduðu… Topraðın sanatla buluítuðu köy Bilecik’in merkezinden çıkıp ilçelerine gittiðinizde ise, gerçek bir Türk misafirperverliði ile karíılaíacaksınız. Çömlekleriyle meíhur Kınık’a gittiðinizde, herkes size hediye olarak bir çömlek vermek isteyecektir. Bilecik- Bozhöyük yolu üzerindeki Pazaryolu ilçesine baðlı Kınık Köyü’nde, neredeyse her ev bir sanat atölyesi gibi Yazın Kınık’a gitme fırsatınız olursa, her evde, üretilen çömleklerin sergilediðinin görebilirsiniz. Ancak, el emeðine olan ilginin giderek azalması çömlekçilikle uðraían aile sayısını da bir hayli azaltmıí durumda. Köyde çömlekçilik yapan bu evlere aynı zamanda “ocak” da deniyor. Çömlek yapımındaki topraðın bulunması ve çömleðin yapımıyla, genellikle erkekler ilgilenirken; üzerlerine yapılan el iíleriyle, kadınlar uðraíıyorlar. Çömlek için en uygun toprak da yine Kınık’ta bulunuyor. Öyle ki; Türkiye’ye Bulgaristan’dan gelip burada hayatını seramiðe adayan ìakir Aða, aradıðı topraðı sadece Kınık’ta bulabilmií. Kınık ve çevresinde bulunan sarı renkteki demiroksit bileíimli Topraðın hası Kınık ve çevresi, piítiði zaman kırmızıya dönüíen sarı renkli demiroksit bileíimli killi topraða sahip. Bu toprak çeíidi seramikçilik için en kaliteli topraklardan birisidir. Seramikle uðraíabilmek ve en iyi topraðı bulmak adına bütün servetini ortaya koyan seramik ustası ìakir Aða’nın diyar diyar gezmesinin sebebi de önem verdiði fildiíi tonundaki fon astarını en kusursuz íekilde uygulayabileceði çamura ulaímaktı. killi topraðı oldukça kaliteli. Bu sebeple günümüzde tanınmıí pek çok seramik fabrikası Kınık’ta kurulmuítur. Kınıklı çömlekçiler aynı zamanda çömlekçilikle hobi olarak ilgilenmek isteyenlere de Birlik 2008/1 49 yaz aylarında açtıðı uygulama atölyelerinde bu iíin inceliklerini anlatıyor. Yılın belli zamanlarında gerçekleítirilen bu etkinlik sayesinde çömleðin tarih ve toprak kokan dünyasında bir yolculuða çıkabilirsiniz. Tarihi Osmaneli evleri Bilecik ilçelerinden biri olan Osmaneli, en çok tarihi evleriyle meíhur. Osmaneli evleri; ahíap payandalara dayanan çıkmaları, renkli camlarla motiflendirilmií alçıtepe pencereleri ve bezemeli ahíap tavanlarıyla bugün Osmanlı sivil konut mimarisinin güzel örneklerini sunarlar. Osmaneli’deki bütün yapıların bugünlere taíınmasında, temellerinde kullanılan ve bugün hala yapısını koruyan lefke taíının payı büyüktür. Bilecik’te yemek Bilecik’te öyle göze çarpan bir yemek kültürü yok. Bakıldıðında, tahıl türleri beslenmede ilk sırayı alıyor. Bölgeye özgü yemeklerin çoðunluðunu hamur iíleri oluíturuyor. Yöre halkının bir bölümü ekmeðini kendisi piíirir. Pide, bükme, hodalak fırında piíirilen ekmek türleridir. Yeni sönmüí ocaðın kıvılcımlı küllü ateíine gömülerek yapılan ve “kömme” diye adlandırılan ekmek de yöreye has hamur iílerinden. 50 Birlik 2008/1 Yöre halkı; makarna, tarhana, kuskus, eriíte gibi yiyecekleri de kendisi hazırlıyor. Geleneksel beslenme düzeni, aðırlıðını koruyor bu ilde. Büzme, nohutlu, tavuklu mantı, keíkek, ovmaç çorbası, mercimekli mantı, kesme hamur, saçta yufka böreði, yaðlı yufka, su böreði, keklik kebabı, güveç, kuru fasulye, kuskus pilavı, piruhi, samsı, pancar pekmezi, saç kebabı, köpük helvası, höímerim, kıtırcı helvası, karacaoðlu helvası, cevizli üzüm sucuðu, mantı, kavurma Bilecik’e özgü yemeklerin belli baílı olanları. Bilecik’te yaíam Bilecik’te hayatın en önemli dinamiklerinden birinin kente yeni kurulan Bilecik Üniversitesi olması bekleniyor. Daha önce de Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nin meslek yüksekokullarını sınırları içerisinde barındıran Bilecik; zamanla öðrencisiyle uyum içerisinde yaíayan bir kent halini almıí. Anlatılanlar da bunu doðrular nitelikte… Bundan birkaç yıl önce öðrenciler yurt haricinde barınacak yer sıkıntısı çekerken artık Bilecik’in tamamı “kiralık” dolu. Belediye Baíkanı Selim Yaðcı; bu konuda insanların da artık bilinçlendiðini, öðrencilerle doðru iliíkiler kurmaları gerektiðinin farkına vardıklarını belirtiyor. Öðrenciler her ne kadar íehrin sosyal imkânlarından pek memnun olmasa da; boí vakitlerini geçirebilecekleri kafe, internet cafe, oyun salonu, parklar, bir tane alıíverií merkezi ve bir de sinema olduðunu görebiliyoruz. Baíkan Selim Yaðcı da sosyal imkânların kısıtlı olduðunu farkında… Bu sebeple yerel yönetim, pek çok yeni projeye baílamak için kolları sıvamıí. ìehirde bulunan kent ormanı zamanla, özellikle yaz aylarında Bilecik halkının uðrak mekânlarından biri haline gelmií. Bilecik’te, insanların aileleriyle birlikte zaman geçirebilecekleri yer sıkıntısı da bu kent ormanı projesiyle çözüme kavuímuí. Yaz aylarında akíamları ya da hafta sonları ailenizle birlikte rahatsız edilmeden dinlenebileceðiniz, isterseniz mangal keyfi yapabileceðiniz, çay bahçelerinde sıcak çayınızı yudumlayabileceðiniz bir yer haline gelmií bu orman. ìehrin giriíinde sizi Türkiye’nin doðal taílarla yapılmıí ilk yapay íelalesi karíılıyor. Bilecik, kıí aylarında özellikle akíamları çok soðuk olduðu için siz bu íelalenin sesini duyamıyorsunuz. Bunun yerine sizi, özellikle akarken donmuí bir su görüntüsü Büyük íehirler arasında geçií noktası karíılaíıyor. Dilerseniz bir íehir turundan sonra bu íelalenin bulunduðu yere yapılmıí çay bahçesinde dinlenerek íehrin manzarasının tadını çıkarabilirsiniz. Bilecik’te iísizlik oranı oldukça düíük. Bilecik genelinde bulunan 6 tane Organize Sanayi Bölgesi, bölgenin istihdamının pek çoðunu karíılamaya yetiyor. Bunun dıíında Bilecik, kırsal kesimiyle baðlantısını koparmayan bir topluluktan oluíuyor. Hemen herkes, sık sık köyünü ziyaret ediyor ve burada çiftçilik faaliyetlerini de devam ettiriyor. Bilecik, söylediðimiz gibi 4 bölgede topraðı olan tek íehir. Bu özelliði ona jeopolitik bakımdan oldukça büyük anlamlar yüklüyor. ñstanbul-AkdenizEge arasındaki karayolunun yer aldıðı en önemli güzergâh ve ñstanbul- Ankara demiryolu da Bilecik üzerinden geçiyor. ñstanbul, Bursa, Eskiíehir, Adapazarı ve ñzmit gibi birçok cazibe merkezine bu denli yakın oluíu, Bilecik’in konumunu son derece önemli kılıyor. Bilecik bugünkü görünümüyle, tarihi arka planını, yeni kurulan üniversitesini, sanayisini, ií kollarını, jeopolitik konumu nedeniyle bir geçií noktası olmasının saðladıðı katma deðeri en iyi íekilde kullanarak, kabuðunu kırmaya hazırlanan bir íehir portresi çiziyor. Osmanlı ñmparatorluðu’nun manevi kurucusu; ìeyh Edebali Osmanlı Devleti'nin kuruluí yıllarında yaíamıí bir mütefekkir ve mutasavvıf, Ahi íeyhi, Osman Gazi'nin kayınpederi ve hocası, Orhan Gazi'nin dedesi bir anlamda da Osmanlı Devleti'nin fikir babasıdır. Kaynaklara göre, aslen Karamanlı’dır. ñlk tahsilini memleketinde yapan Edebali, tahsilini ìam’da tamamlamıítır. Tefsir, hadis ve özellikle ñslam hukukunda uzmanlaímıítır. Mevlana gibi, zamanının büyüklerinin sohbetinde bulunmuítur. Tasavvuf yoluna girdiði, Baba ñlyas halifelerinin ileri gelenlerinden olduðu belirtilmektedir. Doðum tarihi kesin olmamakla beraber, 1206 yıllarında doðduðu tahmin edilmektedir. 1326'da, 120 yaílarında Bilecik’te vefat etmií, dergâhının yanında defn edilmiítir. Türbesi bugün Bilecik’te en çok ziyaret edilen mekânlardan biridir. ìeyh Edebali, Eskiíehir yakınlarında ñtburnu denilen köyde yaíar, yaptırmıí olduðu zaviyede öðrenci yetiítirir ve halkı aydınlatırdı. Bilecik’te bir dergâh yaptırmıí, Osman Gazi'yi de birçok defa burada misafir etmiítir. Altı asırdan fazla devam edecek olan bir devletin temelleri Osman Gazi ile atılır ve Osman Gazi’nin gördüðü bir rüyayı açıklayarak bunun ilk müjdecisi olan ìeyh Edebali’dir. Bu sebeple ìeyh Edebali, Osmanlı ñmparatorluðu’nun manevi kurucusu olarak kabul edilir. Birlik 2008/1 51 ñz Bırakanlar ñz Bırakanlar Beíir Ayvazoðlu Ahmet Hamdi Tanpınar’ı Okumak Bazı yazarlar vardır, okur geçersiniz; kazancınız sadece fikir edinmií olmaktır, dönüp bir daha okumak ihtiyacını pek hissetmezsiniz. Bazıları da vardır ki, her okunuíta yeni bir derinliði keífedilir. Ahmet Hamdi Tanpınar gibi… 1940’larda Garipçiler, 1950’lerde köy romanları yazan sosyalist gerçekçiler tarafından çıkarılan büyük gürültüde Tanpınar’ın sesinin duyulmadıðı, duyulsa bile pek anlaíılmadıðı bir gerçektir. Üstelik Milli ìef devrinin, kendi tarihlerini ve kültürlerini sırtlarında ilk fırsatta atılacak bir yük gibi taíıyan aydınlarından bazıları “Mavi Yolculuk”a çıkmıí, Yunanî sulara doðru pupayelken gidiyor, daha doðrusu kaçıyorlardı. Hâlbuki Tanpınar, 1932’den itibaren “kendisi için tefsir ettiði bir íarkta yaíamaya” baílamıí, Türk tarihinin ve kültürünün meselelerine dalmıítı. Bizim sularda tek baíınaydı. Belki tek baíına denemez, ama çaðdaíı hiçbir aydın onun kadar derinlere dalamadıðı için üç beí kulaç sonra ister istemez tek baíına kalıyordu. Onun eserlerini verdiði geçií döneminde aydınların gündemi o kadar farklıydı ki, uzun bir süre okunmak ve anlaíılmak íöyle dursun, ciddiye bile alınmadı. Hatta kılıðına kıyafetine itina göstermediði için Ankara’daki öðretmenliði sırasında kendisine -büyük ihtimalle Nurullah Ataç tarafından- “Kırtipil” lâkabı takılmıítı. Tanpınar baíından beri hem kendi deðerinin farkındaydı, hem de en yakın dostları tarafından bile fazla ciddiye alınmadıðının... Günlüklerinde, Türkçeyi, hece veznini ve Türk tarzı duyuíu daha ilerilere götürmek istediðini söyledikten sonra, yapacaðı çok ií olduðunu ifade ederek íöyle yakınmıítır: “Varsın sussunlar, varsın okumasınlar, beðenmesinler, hayatlarına getirdiðim íeyin farkında olmadan, satıhtan beni tanısınlar, Bursa íiirimle iktifa etsinler. 52 Birlik 2008/1 Varsın en aptal íiirleri okusun(lar), gazeteler bana boykot yapsın. Ben yine iíime devam edeceðim.” ñstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü’nde, Prof. Dr. Mehmet Kaplan’ın ve talebelerinin gayretiyle eserleri ciddi bir biçimde okunup incelense de, yıllarca üniversitenin dıíına taíamayan Tanpınar, ancak 1970’lerde tartıíılmaya baílanmıítır. ìurası bir gerçektir ki, o, medeniyet deðiítirme teíebbüsümüzün yarattıðı kimlik krizini ve ortadan ikiye bölünmüílüðün acısını iliklerine kadar hisseden adamdı. Tanpınar, en azından kendi içinde bir “tamlık” haline gelebilmek için oburca okuyor, düíünüyor, yazıyordu. ñki medeniyetin mukayesesini en yetkin biçimde yapabilecek hatırı sayılır bir “mütebahhir” (erudit), gerçek bir entelektüeldi. Onun kadar edebiyatın içinde, onun kadar íiirin, romanın, hikâyenin vb. girdisi çıktısıyla uðraímıí, daha da önemlisi, geçmií zamanları yeniden yaíanır kılmada onun kadar ustalaímıí yazar nadirdir. Tanpınar’ın üzerinde ısrarla durduðu en önemli mesele “devamlılık”tı. Huzur romanında sıkca üzerinde durduðu, onun sanat ve düíünce dünyasına girebilmek için bir anahtar olarak kullanabileceðimiz, bu kavram birçok bakımdan Bergson’un “durée” fikrini hatırlatır ve içinde “deðiíme” fikrini barındırır. Devamlılıðı sekteye uðramıí veya kendini yeniden üretme kabiliyetini kaybedip içine kapanmıí kültürler yaratıcılıklarını yitirirler. “Millî hayat devamdır”, ancak kendi içinde deðiímeyi de baíarması gerekir. Yaíayan her íey deðiímeye mecburdur, hatta canlılıðını ve güzelliðini ona borçludur. Fakat bu deðiíme mutlaka kendi istikametinde olmalıdır. “Sıçrayabilmek, ufuk deðiítirmek için dahi bir yere basmak lâzım. Bir hüviyet (kimlik) lâzım. Bu hüviyeti her millet mâzisinden alıyor”. Özetle, saðlıklı bir millî hayat, dolayısıyla “millî devlet” için “devam ederek deðiímek, deðiíerek devam etmek” esastır. Kültürde ve hayatta yaíanan kırılmalar bugün sonuçlarını yaíadıðımız derin problemlerin doðmasına yol açar. tir. Bu da sırtımızda aðır bir yük gibi taíıdıðımız geçmiíi bir dinamizm kaynaðı, hareket ettirici bir güç haline getirmekle mümkündür. Tercümesi: Derinlerde hâlâ çalıían, ancak üzerindeki aðır baskı yüzünden bulabildiði çatlaklardan çarpık filizler vererek yeni sancıların yaíanmasına yol açan tarih ve gelenekle barıímak... Eðer Tanpınar temel fikirlerini muhafaza ederek günümüze kadar yaíasaydı, zannederim, artık halkın ve hayatın devleti geride bıraktıðını, ancak devletin olup biteni anlamakta çok zorlandıðını hayretle görecekti. Dönüp dönüp yeniden okunacak yazardır Tanpınar. Türk tarihinin, kültürünün ve edebiyatının meselelerine ilgi duyan herkesin Ahmet Hamdi Tanpınar’ı ders çalıíır gibi satır satır okuması gerekir diye düíünüyorum. Genç dostlarımız Beí ìehir’den baílayabilirler. Sonra Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nü, ardından da Yaíadıðım Gibi’yi okumalıdırlar. Okumayı seven birinin, bu üç kitaptan sonra Tanpınar’dan kopması mümkün deðildir. Diðer kitaplarını kendisi arayıp bulacak ve onun her kitabının her okuyuíta yeni ufuklar açtıðını görecektir: Mahur Beste, Sahnenin Dıíındakiler, XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi, Edebiyat Üzerine Makaleler, Yahya Kemal, Yaíadıðım Gibi, Mektuplar, ìiirler... Bence Tanpınar’ı külliyat olarak okumuí olmak bir ayrıcalıktır. Hâlâ derinden yaíadıðımız kültür ikiliðini medeniyet krizine ve devletin hayata sık sık müdahalesine baðlayan Tanpınar’ın íu düíüncesi, bugüne de ıíık tutacak önemdedir: “Tabii íekilde ihtilal, halkın ve hayatın devleti geride bırakmasıyla olur. Bizde ise hayat ve halk, yani asıl kütle devlete yetiímek mecburiyetinde”. Öncelikle, cemiyetimizi zihniyet bakımından ikiye bölen ve ameliyesini zamanla derinleítirerek içimize iíleyen ikiliðin ortadan kaldırılması gerektiðini düíünen Tanpınar, Huzur romanında ñhsan’ın aðzından íunları söylüyor: “Evvela insanı birleítirmek. Varsın aralarında hayat standardı yine ayrı olsun; fakat aynı hayatın ihtiyaçlarını duysunlar”. Aynı hayatın ihtiyaçlarını duymak, anomi’nin son bulması, normların yerli yerine oturması demek- Birlik 2008/1 53 Tarih veveMekân Tarih Mekân Tünel’in Ucundaki Huzur: Geçmiíte dönemin birçok ünlü yazarına, ressamına, íairine hatta ve hatta casuslarına ev sahipliði yapan Narmanlı Han bugün kedileri, mor salkımları ve akasyalarıyla ñstanbul’da zamana direnen ender binalarından biri.. Bugünden 170 sene öncesine gitsek; yitip giden bir tarih yerine Narmanlı Han’ın avlusunda akasyalar, fresk sarmaíıklar, mor sümbüllerle donanmıí ve içinde rengarenk balıkların yüzdüðü bir süs havuzu karíılayacaktı bizleri. Zamanı biraz daha ileriye götürsek; 54 Birlik 2008/1 Cihan Dað Narmanlı Han yazar Ahmet Hamdi Tanpınar’ı Narmanlı’nın bahçesinde kahvesini yudumlarken görebilecek, belki de yeni kitabının en can alıcı cümlesini düíünürken yakalayabileceðiz… Ya da ressam Bedri Rahmi Eyüboðlu’na elleri boya içinde tuvalinin baíındayken selam verebileceðiz… Heykellere íekil veren çekicin sesini duyabileceðiz... Narmanlı Han ya da kimilerinin deyimiyle Narmanlı Yurdu; içinde yaíayanlarla, yaíananlarla tarihin izlerini hemen fark edebileceðiniz bir mabet, bir huzur mekanıdır. Hele de ñstiklal Caddesi’nin gürültüsünden biraz olsun uzaklaímak isteyenler için ideal bir yerdir. Zamana direnen kale ñstiklal Caddesi’nin Tünel ile buluítuðu yerin hemen yakınında bulunan Narmanlı Han, 19. yüzyılın ilk döneminde Beyoðlu íekillenirken yapılan binalardan biri olarak tarihin sayfaları arasından yer alıyor. ñstanbul’da yaíadıðı 19 yıl boyunca kentteki pek çok önemli yapıta imzasını koyan dönemin ünlü mimarı ñtalyan Giusseppe Fossati, Narmanlı Han’ın yapımında da çıkıyor karíımıza. Han, mimar Fossati’nin yapımına 1843 yılında baíladıðı karíı sıradaki yeni elçilik binasının yapımı sona erene dek Rus Sefareti olarak kullanılır. Avlunun içindeki binalar hariç dıí tarafı iki katlı olan Narmanlı, bu haliyle adeta bir kaleyi andırır. Zira binanın Sofya Sokaðı’na bakan kısmı, yapıldıðı ilk yıllarda hapishane olarak kullanılır. Binanın üst katına, aðır ve büyük filayakları üzerine kurulu girií merdivenlerinden çıkılır. ñki kanatlı ve çok aðır kapıları olan Han’ın giriíi tam ortada konumlanmıítır. Ana giriíin dıíında ofis- lere çıkan binanın yan cephesinde iki küçük kapı daha bulunur. Kemerli olan giriíin çevresinde geçmiíte at arabalarının yanaíması ve beklemesi için yapılan íimdi ise dükkan olarak kullanılan boíluklar dikkat çeker. Rus neo-rönesans üslubunun kaba örneklerinden biri olan Narmanlı Han, ilk yapıldıðı yıllarda çok daha genií bir alandadır. Ancak 1905 yılında ñstiklal Caddesi’ni geniíletme çalıímaları sırasında binanın bugünkü sınırına getirildiði bilinir. Uzun süre Rus Elçiliði olarak kullanılan han, I. Dünya Savaíı sırasında Rusya ile Osmanlı’nın iliíkileri kötüleíince bakımsız kalır. Buna raðmen 1917 Rus Ekim Devrimi sırasında hala sefaret durumundadır. Öyle ki Rusya’dan kaçan çok sayıda mülteciye ev sahipliði yapar. Cumhuriyet dönemiyle birlikte binada Rus devletine ait sadece iki tane resmi turizm bürosu faaliyetini sürdürmektedir. 1920’li yıllarda ise sosyalist ideolojinin etkili isimlerinden Rus Troçki de Narmanlı Han’a konuk olur. O’ nun Türk sosyalistleriyle iliíkiye geçmesinden çekinen Türk istihbaratçıları her adımını izlerler. Ama Troçki’yi izleyen sadece Türk ajanları deðildir. ìu an içinde onlarca kedinin tembellik yaptıðı avlunun zeminini, baíta Sovyet ajanları olmak üzere, bir çok devlete mensup istihbaratçılar da aíındırırlar. O dönem yerleri Eminönü’nde olan Narmanlı kardeíler ticaretle uðraímakta ve zamanın hatırı sayılır zenginlerindendir. Aynı zamanda sanatsever olan kardeíler, hanı satın aldıktan sonra ofislerini Narmanlı’nın ikinci katına taíırlar. Arabaların yanaítıðı boílukları ise vitrinlerle kapayıp dükkan haline getirirler. Binaya kendi isimlerini veren kardeílerin, handaki odaları, Anadolu’dan gelen tüccarlara yüksek fiyatlarla kiralamak gibi bir niyetleri yoktur. Narmanlı Han bir sanat merkezi olacaktır. Sadece onlar mı? Ya dükkanları kiralayanlar. ñz bırakmadan, ayrılan yoktur o dükkanlardan. Nedense yıllardır resmi iíler için kullanılan avlunun içindeki tek katlı bina haricindeki dükkanlarda çeíitli kitabevleri, sahaflar, müzikevleri vardır. Andrea Kitabevi yanında halıcı Antoine Visconte, Sahaf Hayım, Ulus Gazetesi’nin temsilcisi Neí’et Atay Bey... Son olarak ise öðrencilerin ve müzik tutkunlarının buluíma mekanı olan ve kapılarını 1996 yılında kapatan Deniz Kitabevi… Günümüzde ikinci dereceden tarihi eser kapsamında olan Narmanlı Han; ñstiklal Caddesi cephesindeki dükkanlarda, avlusu içinde bulunan Beyoðlu II. Noteri’nde, birkaç küçük ofis, bir iki konut ve bir atölyede sayıları gün geçtikçe azalan konuklarını aðırlamaya devam ediyor. Rus elçiliðinden sanat mabedine Tarih 1933 yılını gösterip bu iki büro da taíınınca, bina Avni ve Sıtkı Narmanlı kardeílere satılır. ñçinde ressamlar en güzel eserlerini verecek, yazarlar en nitelikli yazılarını yazacak, heykeltıraílar atölyelerde olmaz denilen ayrıntıları, iíledikleri taílara yansıtacaklardı. Bu nedenle odalar yüksek kira bedelleri yerine dönemin en önemli sanatçılarına çok ucuza kiralanır. Kimler yoktur ki aralarında... Ressam Bedri Rahmi Eyüboðlu’ndan Aliye Berger’e, yazar Ahmet Hamdi Tanpınar’dan heykeltıraí Firsek Karol’e kadar pek çok sanatçı huzuru yakalar Narmanlı’nın mor salkımlı, akasyalı ve kedileriyle ünlü avlusunda. Birlik 2008/1 55 Hayrabolu Hayrabolu Trakya’nın orta yeri: Aynur ìenol Hayrabolu Türkiye’deki ayçiçeði üretiminin %10’u gibi büyük bir bölümünü tek baíına karíılayan Hayrabolu, hem zirai hem de ticari bir atılım gerçekleítirmenin eíiðinde. Sanayinin daha da geliímesi için uygulanmakta olan Yerel Kalkınma Programı da Hayrabolu’daki ekonomik sıçramanın bir baíka göstergesi. Trakya’nın en eski yerleíim yerlerinden biri olarak bilinen ve 2500 yıllık bir tarihe sahip olan Hayrabolu, 1357’de Osmanlılar tarafından Bizans’tan alınarak Türk topraklarına katıldı. ñlçe sınırlarında bulunan tarihi eserlerden; tarih boyunca Makedon, Hun, Avar, Peçenek, Bulgar gibi milletlerin akınlarına uðradıðı ve bu devletlerin yerleíim birimi olduðu okunabilen Hayrabolu, Türkler’in fethine kadar Roma ñmparatorluðu’ nun hakimiyetinde kaldı. Hayrabolu daha sonraki yıllarda, Avrupa’ya fetihlere giden Osmanlı ordusunun konaklama ve karargâh merkezlerinden biri olarak önemli baíarıların kazanılmasında da pay sahibi oldu. Türk tarihi açısından böylesine önemli bir yere sahip olan ilçe bugün, ekonomiyi geliítirmeye yönelik attıðı adımlarla da adından söz ettiriyor. 1869 yılında ilçe olarak kabul edilen ve belediye teíkilatı kurulan Hayrabolu’yu, Belediye Baíkanı ìener Çelikayar’dan dinledik. Hayrabolu’da gerçekleítirilen ekonomik ve sosyal projeleri bizlerle paylaían Çelikayar, ilçedeki en büyük sorunun iísizlik olduðunu söyleyerek uygulanan Yerel Kalkınma Programı ile bu ve benzeri sorunların ortadan kaldırılacaðı müjdesini veriyor. Hayrabolu Belediyesi’nin Tekirdað ili ve Türkiye açısından yeri ve öneminden bahseder misiniz? Bizce Hayrabolu denince ilk akla gelenler; ayçiçeði tatlısı, tarım makineleri 56 Birlik 2008/1 ve çalıíkan insanı. Bu yönleriyle Hayrabolu’yu “kazançlı yatırımın adresi” olarak da ifade edebiliriz. ñlçemiz, Tekirdað’ın en eski yerleíim yerlerinden birisi olmakla birlikte; tarımsal faaliyetleri ve tarım makineleri imalatı açısından da son derece önemli bir merkez durumunda. Buðday, ayçiçeði, íeker pancarı, çeltik öncelikli ve en önemli zirai ürünlerimiz. Bugün ülkemizde üretilen ayçiçeðinin %10’u Hayrabolu’da yetiítirilmektedir. Organize Sanayi Bölgesi ile de bölgemiz ve ülkemiz açısından yükselen bir ekonomik deðer. Bunun yanı sıra bu yıl Dünya Gıda Örgütü (FAO) tarafından ödüle layık görülen ilçemize mahsus bir peynir tatlımız da var. Size göre Hayrabolu’nun en büyük eksikliði nedir? Belediye olarak siz bu eksiklikleri gidermek için ne gibi çalıímalar yapıyorsunuz? Hayrabolu’ nun en büyük problemini iísizlik olarak ifade edebiliriz. Ancak bize göre daha da önemlisi sahip olduðu potansiyeli ve imkânları kullanamamasıdır. Hayrabolu zengin tarımsal faaliyetler sonucu oluíturduðu katma deðeri ve tarım makineleri imalatını yeterince gerçekleítirememektedir. Daha profesyonel bir yaklaíımla hedefleri yükseltmeli ve birlikte ií yapabilme yeteneðini biraz daha geliítirmeliyiz. Bu konuda hergün mesafe kaydederek mevcut geliíme trendini sürekli yükseltme gayretindeyiz. ñísizlik sorununun çözümü Belediye olarak iísizlik sorununun giderilmesine yönelik ne gibi çalıímalarınız var? Bu konuda ciddi çalıímalarımız var. Her türlü ticari faaliyete öncülük ediyor, destek veriyor, teívik ediyoruz. ñíletmelerimizin vizyonunu geniíletmesi için gayret gösteriyor, fuarlara katılıyor, paneller tertip ediyoruz. Ayrıca bir Yerel Kalkınma Programı uyguluyoruz. Bu programın en önemli ayaðı ise Organize Sanayi Bölgesinin faaliyete geçmesi. Bunun da iísizliðe çare olmasını hedefliyoruz. Geldiðimiz nokta itibariyle OSB fiziki olarak tamamlanmıí, artık yatırım süreci baílamıítır. coíku ile heyecanın en yüksek seviyelerde olduðu ve Türkiye’nin tanıdıðı bir organizasyona dönüítü. Kent kimliðini ve kentlilik bilincini oluíturacak faaliyetler gerçekleítiriliyor Ayçiçeði Festivali’nde; Ayçiçeði Sempozyumu, arıcılık ve bal, hayvancılıðın geliítirilmesi, Organize Sanayi Bölgesinin geliímesi, Sarban-ı Ahmet’i anma gibi birçok panel ve toplantı düzenlenmií böylelikle festivale bilimsel, ekonomik, sosyal ve kültürel bir boyut kazandırılmıítır. Bu toplantı ve panellere konusunda uzman, deneyimli yerli ve yabancı konukların katılması saðlanmıítır. Yine Ayçiçeði Festivali’nde fuar alanı oluíturularak; hem yerli zirai alet ve makinelerimizin teíhiri yapılmıí hem de ulusal ve uluslararası birçok firmanın otomotiv, traktör ve makine teíhirinin imkânı saðlanmıí, bu sayede ilçemiz festival boyunca bölgemizin cazibe merkezi haline gelmiítir. Festival süresince ilçemiz, günlük ortalama 40 bin konuðu aðırlamıítır. Belediye olarak kültürel ve sosyal hizmetlere verdiðiniz önemden ve bu konudaki çalıímalarınızdan bahseder misiz? Hayrabolu Belediyesi olarak ekonomik kalkınmanın yanında kent kimliðini ve kentlilik bilincini oluíturacak kültürel ve sosyal faaliyetlere de oldukça önem veriyoruz. Eðitime her aíamada destek vererek; gerek yeni okulların yapılması gerekse var olan okullarda daha iyi íartların saðlanması adına çalıímalar yapıyor ve kitap okuma kampanyaları düzenliyoruz. Devlet Tiyatrolarının ilk kez sahne alması, Belediye Tiyatroları, sempozyumlar, anma günleri, tarihi ve kültürel mekân gezileri, ilçemize ekonomik ve kültürel kimlik kazandırma adına baílattıðımız Ayçiçeði Festivali ve bu festival kapsamındaki zengin etkinlikler baílıca faaliyetlerimizdir . Yine sosyal belediyecilik faaliyetleri kapsamında; iftar çadırlarının kurulması, gıda, erzak, kömür daðıtımı yapılması, ihtiyaç sahibi çocukların giydirilmesi, toplu sünnet ve nikâhların düzenlenmesi, üniversite öðrencilerine burs verilmesi, engelli vatandaílarımıza tekerlekli sandalye temin edilmesi ve ücretsiz saðlık taramaları gibi faaliyetlerimiz bulunuyor. Hayrabolu’da her yıl Ayçiçeði Festivali düzenleniyor. Festivalin içeriðinden ve Hayrabolu için öneminden bahseder misiniz? Ayçiçeði Festivali ilçemizde daha önce düzenlenen Aðustos ìenlikleri’nden yola çıkılarak, bu organizasyonun geliítirilmesiyle ortaya çıktı. Festivalin; ilçemizin en önemli unsuru olan ayçiçeðini merkezine alan, halkın sahiplenebileceði, ilçemize ekonomik ve kültürel kimlik kazandıracak bir çalıíma olmasını amaçladık. Böylelikle festival; önceki halinin aksine binlerce insanın katıldıðı, Hayrabolu Belediye Baíkanı ìener Çelikayar Siz aynı zamanda MBB Meclisi AB’ye Uyum ve Uluslararası ñliíkiler Komisyonu Baíkanı olarak görev yapıyorsunuz. Geçtiðimiz günlerde bir heyetle Brüksel’e gittiniz, buradaki temaslarınızdan bahseder misiniz? MBB Meclisi AB’ye Uyum ve Uluslararası ñliíkiler Komisyonu Baíkanı olarak, Birlik Baíkan Vekili, Birlik Encümen Üyesi ve AB ve Uluslararası iliíkiler danıímanımızla birlikte AB Bölgeler Komitesi Türk Çalıíma Grubu toplantısına katıldık. Türkiye’den ilk defa böyle bir toplantıya MBB olarak davetli olmamız sevindirici. AB müzakere sürecinde Yerel Yönetimlerin fevkalade olumlu katkılar saðlayacaðını düíünüyorum. Katıldıðımız toplantıda, Brüksel’de temsilciliði bulunan ülke ziyaretlerimizde ve AB Komisyonu merkezinde yaptıðımız ziyaretler son derece önemlidir. Bu toplantı vesilesiyle AB Bölgeler Komitesi Türkiye Çalıíma Grubunun bundan sonraki ilk toplantısının ñstanbul’da yapılması kararı alınmıítır. Bu önemli bir aíamadır. MBB olarak AB müzakere sürecinin ülkemiz açısından olumlu bir seyir izlemesine katkı saðlayacak her türlü çalıímaya öncülük etnede kararlıyız. Birlik 2008/1 57 Söðüt Söðüt Türk’ün Bayram Yeri: Aynur ìenol Söðüt Bir imparatorluðun kurulduðu coðrafya olarak Türk tarihinde önemli bir yere sahip olan Söðüt, küçük bir alanda kurulu olmasına karíın sanayi, tarım ve imar faaliyetleriyle canlı kalmaya devam ediyor. Söðüt toprakları; 400 çadırlık aíiretten bir cihan devletinin, Devlet-i Ali Osmaniye’nin doðduðu, ulu çınarın kök salıp filizlendiði ulvi topraklardır. Bu topraklar; kuruluíun olduðu kadar, kurtuluíun da beíiði. Azeri’nin, Kazak’ın, Türkmen’in, Özbek’in, Kırgız’ın, Kıbrıs Türkü’nün, Yörüðün, kısacası Anadolu renkliliðinin bir iz dü- Söðüt hakkında: Ertuðrul Gazi’nin babası Gündüzalp, 4 oðlu ve aíireti ile bugünkü Türkmenistan’ın Merv bölgesinden, Anadolu’ya “önce toprak, sonra bayrak sahibi olmak” için yaptıkları göç esnasında Fırat Nehri’ni geçerken boðulur. Oðullarından Sungurtekin ve Gündoðdu Beyler, bu olayı uðursuzluk sayarak nehri geçmek istemez ve geri dönerler. Fakat anneleri Hayme Ana ile diðer oðulları Ertuðrul ve Dündar Beyler, maiyetlerindeki 400 çadırlık ahali ile birlikte babalarının ideallerini gerçekleítirmek üzere yola koyulurlar. Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaaddin Keykubat özellikle Eskiíehir bölgesinde Sultan Höyük, Söðüt ve Domaniç’in fethinde gösterdikleri baíarıdan dolayı Ertuðrul Gazi ve aíiretine Söðüt’ü kıílak, Domaniç’i ise yayla olarak verir. Bu durum karíısında Hayme Ana oðlu Ertuðrul Gazi’ye; “Oðul, Anayurttan ayrılalı yıllar geçti. Deli rüzgarlar önünde oradan oraya savrulduk. Beylik otaðını kurduðumuz íu yaylalar, artık son duraðımız, son konaðımız olsun.” deyince, 623 yıl sürecek bir Cihan Devleti’nin temelleri Söðüt’te atılmıí olur. 58 Birlik 2008/1 íümü ve adeta bir bayram yeridir. Tarihte bu denli önemli izler bırakmıí ilçeyi, Belediye Baíkanı Halil Aydoðdu anlattı. Size göre Söðüt’ün en büyük eksikliði nedir? Belediye olarak siz bu eksiklikleri giderme noktasında ne gibi çalıímalar yapıyorsunuz? ñçme suyu sıkıntısı, Söðüt’ü Eskiíehir ile Bilecik’e baðlayan yol ve tanıtım problemi baílıca sorunlarımız. Söðüt, su yönünden oldukça sıkıntılı bir bölgeydi. 2000 yılında baílattıðımız Bilecik Karasu Grup ñçme Suyu Projesi ile nihayet 2007 yılı itibariyle ilçemize su getirmeyi baíardık. Bizimle beraber toplam yedi belediyeye su götürecek proje artık bitme safhasına gelmií durumda. Proje henüz tamamlanmamıí olmasına karíın, ciddi biçimde içme suyu sıkıntısı çeken ilçemize kısmi olarak su verilmiítir. Bunun yanında Söðüt’ü Eskiíehir, Bilecik ve Bozüyük’e baðlayan yollar çok kötü durumda idi. Karayolları ile yaptıðımız görüímeler sonucunda Söðüt–Bilecik ve Söðüt–Eskiíehir yollarının projelendirilmesi tamamlandı ve 2001 yılında Söðüt–Bilecik yolunun ihalesi yapılarak çalıímalara baílandı. Büyük bir ihtimalle bu yol, 2008 yılı içerisinde tamamlanacaktır. Söðüt–Eskiíehir yolunun ihalesinin ise 2008 yılı içerisinde yapılacaðını umut ediyoruz. Burası da tamamlandıðında Söðüt’ün yol problemleri büyük ölçüde bitmií olacaktır. Bir baíka problem Söðüt’ün tanıtımındaki eksiklikler de. Bunun için de gerek yurt içinde gerekse yurtdıíında çeíitli tanıtım faaliyetleri gerçekleítirmek için belediye olarak elimizden geleni yapıyoruz. Bu anlamda yaptıðımız çalıímaların en önemlisi “Ertuðrulgazi’yi Anma ve Söðüt ìenlikleri”dir. Söðüt halkı geçimini nasıl saðlıyor? Söðüt’ün taíı, mermer; topraðı, seramik; yapraðı da ipektir. Söðüt halkının en önemli geçim kaynaðı ise sanayidir. Halkımızın bir kısmı topraða dayalı seramik ve ateí tuðlası fabrikalarında ve çok az bir kısmı da mermer fabrikalarında çalıímaktadır. Bu oranın dıíında kalanlar ise genellikle tarım ile geçinmektedir. Maalesef ilçemizdeki ipekçilik faaliyetleri oldukça düíük seviyededir. ñísizlik sorunu Bölgenizde iísizlik oranı yüksek mi? Gençlere ií imkanı saðlayan alanlarınız var mı? Bölgemizdeki iísizlik oranı son zamanlarda iyice artmıí durumda. Özellikle seramik sektöründeki olumsuz geliímeler bir fabrikamızın kapanmasına neden oldu. Diðer fabrikalar ise ekonomik zorluklar nedeniyle iíçi çıkardıðından, iísizlik oranı had safhaya yükseldi. ñísizliðe çözüm noktasında Özel ñdare tarafından yapılan Söðüt Organize Sanayi Bölgesi’nin altyapı çalıímaları bir an önce tamamlanmalı ve sanayiciye teslim edilmelidir. Söðüt Belediyesi olarak yürüttüðünüz projeler hangi aíamada? Söðüt Belediyesi olarak yürüttüðümüz üç önemli proje vardır. Bunlardan birincisi 2100 metrelik Oðuzkent Yolu Projesi. Projenin yol kısmı tamamlandı ve taí parkesi döíendi. Sırada yaya kaldırımlarının tamamlanması var. ñkinci önemli proje ise, íehir içerisinde yaptırdıðımız yeni ií merkezi binası. Kabası tamamlanan binanın ince iíleri bu yıl bitirilecek. Üçüncü projemiz de Söðüt’e daha modern bir görünüm saðlayacak olan yeni íehirlerarası otobüs terminali projesi. Hedefimiz, projeye 2008 yılı içerisinde baílamak ve bitirmek. Yine 2008’de hayvan pazarı projesi ile çaríı içi düzenleme projelerine baílanacak olup, aynı yıl içerisinde bitirilecektir. Tarım arazilerinin daha verimli hale getirilmesi ve altyapı çalıímaları adına belediyenizce yürütülen çalıímalardan söz edebilir misiniz? Söðüt’te çok fazla tarım arazisi olduðu söylenemez. ñlçemize baðlı Çaltı ve Küre Beldesi tarım ile uðraímaktadır. Beldelerimiz ve köylerimizde tarımın geliítirilmesi için bizler de her türlü yardımı yapmaktayız. Sosyal etkinliklere destek Söðütlülerin sosyal etkinliklerine ve günlük yaíantılarının düzenlenmesine yönelik belediyenizin katkıları nelerdir? Belediye olarak biz, her zaman Söðüt halkının sosyal etkinlik- Söðüt Belediye Baíkanı Halil Aydoðdu lerden yararlanmasını amaç edindik. Söðüt’ü daha yaíanabilir bir yer yapmak için uðraí veriyoruz. Bu amaçla sinema salonu, kültür merkezi, parklar, sosyal tesisler inía ediyoruz. Buraların çalıíabilir hale gelmesi için öncülük ediyor, esnafa destek olmaya çalıíıyoruz. Ertuðrul Gazi’yi Anma ve Söðüt ìenlikleri her yıl tekrarlanıyor. Bu íenlikler hakkında neler söylemek istersiniz? “Ertuðrulgazi’yi Anma ve Söðüt ìenlikleri” gerek ilçenin tanıtılması gerekse Ertuðrul Gazi Bey baíta olmak üzere tüm Türk büyüklerimize ahde vefanın gösterilmesi açısından oldukça önemlidir. Dünyada eíi benzeri olmayan bu törende, Ertuðrul Gazi Bey’in saðlıðında baílayan toy (yemek verme ve íenlik yapma) geleneði kendisinin ölümünden sonra devam ettirilmektedir. Hem bu geleneði sürdürmek hem de Ertuðrul Gazi’yi anmak için Söðütlüler, Yörükler kısaca bütün Türk milleti; her yıl eylül ayının 2. pazar günü, ataları Ertuðrul Gazi’nin türbesinde toplanıp yüzlerce koyun ve erkeç keserek íifalı pilavlar, bazlamalar, gözlemeler piíirerek çadırlarda ikramlarda bulunurlar. Söðüt, bu törenlerde, ülkenin dört bir yanından ve yurt dıíından gelen misafirleri aðırlamaktadır. Birlik 2008/1 59 YerelYerel Geliíim Geliíim Dr. Ülkü Arıkboða ñBB Gelirler Müdür Yardımcısı Yerel Yönetim Gelirlerinde Reforma Doðru Son yıllarda, kamu yönetiminde dönüíüm ve buna paralel olarak Yerel Yönetim Reformu çalıímaları kapsamında il özel idareleri, belediyeler ve büyükíehir belediyelerini doðrudan ilgilendiren temel kanunlar yeniden hazırlanmıí, güncellenmií, bu kanunlarla yerel yönetimlerin görev ve yetkileri eskiye oranla artırılmıítır. Ancak, bu temel yasal düzenlemelerden sonra, Yerel Yönetim Reformunun ikinci aíaması olması gereken yerel yönetimlerin gelirlerine iliíkin düzenlemeler bugüne kadar bir türlü tamamlanamamıí, reformun bir ayaðı eksik kalmıítır. Geçen yasama döneminde hükümet tarafından hazırlanan “ñl Özel ñdaresi ve Belediye Gelirleri Kanun Tasarısı” 26.09.2006 tarihinde meclise sunulmakla birlikte, kanunlaíamamıítır. 06.02.2008 tarihinde Meclis ñçiíleri Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu gündemine tekrar alınan bu tasarının, hem yerel yönetim reformunun eksik kalan kısmını tamamlayacaðı, hem de mevcut durumda yerel yönetimlerin gelir yapısına iliíkin birçok sorunun çözümüne önemli bir 60 Birlik 2008/1 katkı saðlayacaðı düíünülmektedir. “ñl Özel ñdaresi ve Belediye Gelirleri Kanun Tasarısı” ile yerel yönetimlerin gelirleri bütüncül bir yaklaíımla ele alınmıí, öz gelirler güncellenmií ve transfer mekanizması (merkezi yönetimin yardım mekanizması) yeniden yapılandırılmıítır. Mevcut durumda belediyelerin gelir kaynakları 5393 sayılı Belediye Kanunu, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu ile, il özel idarelerinin gelir kaynakları ñl Özel ñdaresi Kanunu, büyükíehir belediyelerinin gelir kaynakları 2464 sayılı kanun ve 5216 sayılı Büyükíehir Belediye Kanunu ile düzenlenmekte; ayrıca, merkezi yönetim tarafından genel bütçe vergi gelirlerinden aktarılan paylara iliíkin usul ve esaslar 2380 sayılı kanunda yer almaktadır. Tasarıda yerel yönetimlerin gelirleri bütüncül bir yaklaíımla ele alınarak, il özel idareleri ve belediye gelirleri tek bir kanun ile düzenlenmekte ve merkezi yönetim tarafından genel bütçe vergi gelirlerinden aktarılacak paylar da yine aynı kanun kapsamında ele alınmaktadır. Tasarı, yerel yönetimlerin öz gelir kaynakları açısından incelendiðinde, en büyük yenilik, mevcut gelir kaynaklarının güncellenme ve yenilenme çalıímasıdır. Bunun dıíında, mevcut öz gelir yapılanmasının korunduðu, yerel yönetimlerin mali özerklikleri ve gelir yaratma kapasiteleri konusunda bir geliíme kaydedilemediði görülmektedir. Mevcut vergilerden Yangın Sigorta Vergisi öz gelir yaratma potansiyelini yitirdiði, Haberleíme Vergisi de çifte vergilemeye sebep olduðu ileri sürülerek kaldırılmıí, Konaklama Vergisi adı altında yeni bir vergi ihdas edilmiítir. Günümüzde güncelliðini yitiren bazı harçlar kaldırılarak (Tellallık Harcı, Ölçü ve Tartı Aletleri Muayene Harcı vs.), maktu harç tarifelerinin her yıl yeniden deðerleme oranında artırılması saðlanmıítır. Ancak, mevcut sistemde olduðu gibi, tasarıda da yerel yönetimlerin vergi ve harçların oranlarını belirleme yetkisi bulunmamaktadır. Öz gelir kaynakları açısından incelenmesi gereken bir baíka husus, büyükíehir belediyeleri ile ilçe belediyeleri arasındaki yetki paylaíımıdır. Tasarının kurguladıðı sistemde, öz vergi gelirlerini toplama konusunda büyükíehir belediyeleri ile ilçe belediyeleri arasındaki yetki paylaíımında “yetkili idare” ilkesinden çok, “paylaíıma dayalı bir sistem”in öngörüldüðü anlaíılmaktadır. Mevcut durumda vergi tahsilatı konusunda genel olarak “yetkili idare ilkesi” kabul edilmií, yalnızca Çevre Temizlik Vergisi ve Eðlence Vergisi’nin ilçe belediyeleri ile büyükíehir belediyeleri arasında paylaíımı öngörülmüítür. Ancak, tasarı ile tamamen paylaíıma dayalı bir sistemin getirilmeye çalıíıldıðı görülmektedir. Tasarıya göre, büyükíehir belediyeleri yalnızca Eðlence Vergisi tahsilatı konusunda (kendi alanında ) yetkili iken, diðer bütün belediye vergileri ilçe belediyeleri tarafından tahsil edilecek ve bu vergilerden kanunda öngörülen oranlarda büyükíehir belediyelerine pay ayrılacaktır. Böyle bir sistemin (özellikle büyükíehir belediyelerine aktarılacak payın %75’e ulaítıðı ñlan ve Reklam Vergisi’nde) ilçe belediyelerinin vergi toplama gayretini olumsuz etkilemesi ve vergi toplama maliyetine yüklenen bu verginin belirli bir oranını baíka bir idareye aktarmak konusunda isteksiz davranması gibi bir sakıncası ortaya çıkabilecektir. Bunun yerine, bazı vergilerin ilçe belediyelerine, bazı vergilerin büyükíehir belediyelerine bırakılması, vergi tahsilatında etkinlik ve idareler arası iliíkiler açısından daha olumlu sonuçlar verebilecektir. Tasarının getirdiði en büyük yenilik, yerel yönetimlere merkezden yapılan transfer mekanizması alanında ortaya çıkmaktadır. Tasarı ile genel bütçe vergi gelirlerinden yerel yönetimlere pay verme sistemi ve daðıtım yöntemi yeniden tasarlanmıítır. Bu yenilik ile son yasal düzenlemelerle yerel yönetimlerin artan görev yükünü bir ölçüde de olsa karíılayabilecek bir gelir artıíının saðlanması ve yerel yönetimler arasındaki gelir eíitsizliklerinin giderilmesi hedeflenmiítir. Tasarının öngördüðü sistemde, genel bütçe vergi gelirleri tahsilatından yerel yönetimlere pay ayrılırken, mevcut sistemde kapsam dıíı tutulan bazı vergiler (Petrol ve Doðalgaz Ürünlerinden Alınan Özel Tüketim Vergisinin tamamı, Motorlu Taíıtlardan Alınan Özel Tüketim Vergisinin %28’i, Alkollü ve Gazlı içeceklerden Alınan Özel Tüketim Vergisi’nin % 60’ı, Özel ñletiíim Vergisi) daðıtım havuzunun içine dahil edilerek, havuzun kapsamı geniíletilmií, merkezi yönetim vergi gelirlerinin tamamından pay ayrılması esası benimsenmiítir. Bu deðiíikliðin, yerel yönetimlerin genel bütçe vergi gelirlerinden alacakları payda yaklaíık yüzde 20 oranında artıía neden olacaðı hesaplanmıítır. Ayrıca, her bir yerel yönetim birimi için, genel bütçe vergi gelirlerinden tek bir pay ayrılması öngörülerek, sistem basitleítirilmiítir. Büyükíehir belediyelerinin mevcut durumda büyükíehir belediye sınırları içindeki vergi gelirlerinden aldıkları paylar ile ñller Bankası aracılıðıyla genel bütçe vergi gelirlerinden aldıkları paylar kaldırılarak, genel bütçe vergi gelirlerinden büyükíehir belediyeleri için tek bir pay ayrılması esası benimsenmiítir. Tasarıya göre, genel bütçe vergi gelirlerinden il özel idareleri için yüzde 1,15, belediyeler için yüzde 3,20, büyükíehir belediyeleri için yüzde 5, büyükíehir belediyeleri sınırları içindeki ilçe belediyeleri için yüzde 1,65 oranında pay ayrılacaktır. Payların daðıtımı konusunda ise her bir yönetim türü için farklı bir daðıtım mekanizması söz konusudur. Büyükíehir belediyeleri için yapılacak daðıtımda büyükíehir belediyelerinin nüfusa göre üç gruba ayrılması, büyükíehir belediye sınırları içindeki ilçe ve ilk kademe belediyelerine ise yalnızca nüfus esasına göre daðıtım yapılması öngörülmüítür. ñl özel idareleri için, nüfusun yanı sıra; illerin yüzölçümü, kırsal alan nüfusu, geliímiílik endeksi; belediyeler için ise, geliímiílik endeksi ve performans sonuçlarının da yer aldıðı bir formül uygulanması benimsenmiítir. Dolayısıyla, bu transfer sisteminin mevcut sisteme göre yerel yönetim birimleri arasındaki yatay eíitliði (görev-gelir dengesi arasındaki farkın eíitlenmesi) saðlama hedefini daha fazla gözettiði söylenebilir. Ancak, sistem henüz test edilemediði için mevcut kriterlerin bu eíitliði ne ölçüde saðlayabileceði, baíarılı bir íekilde uygulanıp uygulanamayacaðı cevaplanacak sorular arasındadır. Sonuç olarak “ñl Özel ñdaresi ve Belediye Gelirleri Kanun Tasarısı” mevcut gelir yasalarının güncellenip bir çatı altında birleítirilmesi, yerel yönetimlerin etkin bir gelir yapısına kavuíturulması, yeni bir transfer mekanizmasının getirilerek yerel yönetimlerin gelir artıíının ve yerel yönetim birimleri arasındaki yatay eíitliðin saðlanması açılarından önemli bir adım olarak kabul edilebilir. Ancak, bu tasarıda da yerel yönetimlerin mali özerkliklerinin artırılması konusunda çok fazla düzenlemeye yer verilmediði dikkat çekmektedir. Birlik 2008/1 61 Caddebostan’da ñki Büyük Müzik Virtüözü Caddebostan Kültür Merkezi 19 ìubat gecesi Kadıköy Belediyesi’nin de katkılarıyla iki dev ismi aðırladı. Kadıköy Belediyesi Kadıköylüleri sanatla buluíturmaya devam ediyor. Operadan tiyatroya dek sanatın hemen her dalında amatör ya da profesyonel sanatçılara destek veren Kadıköy Belediyesi son olarak iki önemli ismi Caddebostan Kültür Merkezi’nde aðırladı. 30 yılı aíkın sanat yaíamını ‘Sahnede 30 Yıl’ albümüyle taçlandıran Yıldız ñbrahimova’ya klarnette dünya müziðinin en önemli yarıíması BBC ñncesaz’dan Gönül Telini Titreten Konser Nilüfer Belediyesi, 2008 yılının ilk konser organizasyonunda, ñncesaz grubunu Bursalı müzikseverlerle buluíturdu. Uður Mumcu Sahnesi’nde gerçekleítirilen ve büyük ilgi gören konserde ñncesaz’a solist olarak Bursalı sanatçı Güzin Deðiímez eílik etti. Radio 3 World Music ödüllü ñvo Papasov eílik etti. Bulgaristan’ın büyük klarnet sanatçı ve ñbrahimova’ya piyanoda Jivko Petrov, basgitarda Eko Veselin Veselinov, davul ve vurmalı çalgılarda Hristo Yotsov ve kanunda Tahir Aydoðdu eílik etti. ñki dev sanatçı Kadıköylülere müzik ziyafeti verdi. yuran grup, gönül telini titreten müzikleri ve Güzin Deðiímez’in yorumladıðı íarkılarıyla ayakta alkıílandı. ‘Eski Nisan’, ‘Eylül ìarkıları’, ‘ñstanbul’a Dair’, ‘Mazi Kalbimde’ adlı albümlerinde yer alan kendi çalıímalarının yanı sıra, yüz yıl öncesinin íarkılarını da yorumlayan gruba, konser sonunda Nilüfer Belediye Baíkan Vekili Fahri Coíkun çiçek vererek teíekkür etti. 1997 yılında Murat Aydemir, Derya Türkan ve Cengiz Onural tarafından kurulan ve ardından basgitarda Akın Aral’ın da katılmasıyla oluíumunu tamamlayan ñncesaz grubu, Bursa’da verdiði ilk konserde büyük beðeni topladı. Çıkardıðı 4 albümün yanı sıra, ñkinci Bahar gibi televizyon dizileri için besteledikleri müziklerle de adını genií kitlelere du- Keían’da Kitap Günleri Keían Belediyesi Kitap Günleri 25 Ocak’ta baíladı. Açılıía katılan genç kuíaðın büyük ilgiyle takip ettiði yazar Cezmi Ersöz, imza gününün yanında okurları için íiir dinletisi düzenledi. Keían Belediyesi tarafından ìehitlik Parkı’nda gerçekleítirilen Kitap Günleri 25 Ocak günü kapılarını kitapseverlere açtı. Gerçekleítirilen açılıíta yazar 62 Birlik 2008/1 Cezmi Ersöz hem kitaplarını imzaladı hem de íiir dinletisi düzenledi. Tüm bölge halkı için ücretsiz olan Kitap Günleri çerçevesinde kitapseverlere yüzde 20 ile yüzde 30 arasında indirim saðlandı. Eminönü Belediyesi’nden tüm ñstanbul’a Ücretsiz Kültür Gezileri Eminönü Belediyesi’nin 22 Ocak’ta ücretsiz sunmaya baíladıðı kültür gezileri tüm hızıyla sürüyor. ñstanbul dünyanın en önemli kültür merkezlerinden biri. Her yıl yüzbinlerce turist elde haritalar karıí karıí bu büyülü íehri keífederken bırakın ñstanbul dıíında yaíayan insanları, ñstanbul’da yaíayan ancak Boðaziçi’ni bile gör(e)meyen binlerce insan bulunuyor. UNñCEF tarafından açıklanan Kültürel miraslar arasında bulunan ve 2010 yılında Avrupa Kültür Baíkentliði yapmaya hazırlanan ñstanbul’un kültürel deðerlerini, Eminönü Belediyesi, tüm vatandaílara Balıkesir’de ìiir ve Edebiyat Dolu Günler Ünlü edebiyatçı ve íair Hilmi Yavuz seri halinde düzenlenecek üç konferansla, Balıkesirliler ile íiir ve edebiyat üzerine konuíacak. Mevlana Adapazarı’nda Anıldı Mevlana doðumunun 800. yılında, Adapazarı Büyükíehir Belediyesi ve Gökkuíaðı Derneði’nin düzenlediði etkinlikle anıldı. ücretsiz olarak gezdirmek amacıyla harekete geçti. Eminönü Belediyesi Aile Merkezi tarafından Eminönü ve ñstanbul’daki tarihi mekânlara düzenlenen geziler Ocak ayından sonra ìubat ve Mart ayları boyunca da sürecek. Tüm vatandaíların ücretsiz olarak katıldıðı geziler, saat 10.00’da belirtilen toplanma yerinden baílayarak saat 16.00’a kadar sürüyor. 4 MART SALI ùEHSUVAR BEY SARAÇ øSHAK MøNøATÜRK TOPKAPI SARAYI KADIRGA KÜLTÜR MERKEZø 5 MART ÇARùAMBA K.AYASOFYA MøNøATÜRK TOPKAPI SARAYI KADIRGA KÜLTÜR MERKEZø 6 MART PERùEMBE SULTANAHMET MøNøATÜRK TOPKAPI SARAYI MARMARA ÜNV. REKTÖRLÜöÜ 11 MART SALI EMøN SøNAN BøNBøRDøREK MøNøATÜRK TOPKAPI SARAYI KADIRGA KÜLTÜR MERKEZø 12 MART ÇARùAMBA CANKURTARAN MøNøATÜRK TOPKAPI SARAYI EROL TAù KÜLTÜR MERKEZø 13 MART PERùEMBE SÜLEYMANøYE KÜÇÜKPAZAR MøNøATÜRK TOPKAPI SARAYI VEFA BOZACISI Özellikle üniversite öðrencilerinin ve edebiyat meraklılarının yakından tanıdıðı Hilmi Yavuz, birçok üniversitede Türk íiiri üzerine verdiði derslerle de adından sıkça söz ettiren bir edebiyatçı. Halen Zaman gazetesinde kültür yazıları yazan ve Bilkent Üniversitesi’nde öðretim görevlisi olarak çalıímaya devam eden Yavuz 1, 15, 29 Mart tarihlerinde Balıkesirlilerle íiir ve edebiyat üzerine konuíacak. tövbeni bozsan da yine gel’ diyerek, gönlünü bütün dünya insanlıðına açan Mevlana’nın kardeílik felsefesinde kendimizi birleítirdik” dedi. Sesini tasavvuf müziði ile duyuran Erkan Mutlu da gecede birbirinden güzel ilahiler söyledi. Etkinlikte Marmara Türk Müziði Topluluðu da sema gösterisi sundu. Gerçekleítirilen etkinlikte tasavvuf müziðinin güçlü ismi Erkan Mutlu konser verirken, Marmara Türk Müzik Topluluðu sema gösterisi sundu. Programda ünlü Türk düíünürünün hayatından kesitler okundu. Hoígörü ve sevgi mesajlarının verildiði gecede kısa bir konuíma yapan Adapazarı Büyükíehir Belediye Baíkanı Aziz Duran, “Bizleri bu anlamlı gecede bir araya getiren Mevlana’nın asırları aían sevgi mesajıdır. Ne olursan ol yine de gel yüz kere Birlik 2008/1 63 Gölcüklü Hanımlardan ‘Bir Yastıkta Kocatan’ Sergi Gölcük Belediyesi ve Hanım Moda Evi’nin iíbirliðiyle gerçekleítirilen Gelinlik ve Aksesuarları kursunun sona ermesinin ardından kurs boyunca yapılan çalıímalar Gölcük Belediyesi Kültür Sanat Merkezi’nde açılan sergiyle vatandaíların beðenisine sunuldu. 2007 Haziran ayında baílayan kurslar hazırlanan programlar dahilinde gerçekleítirilerek ilçede bir ilke imza atılmıí oldu. Gölcük Belediye Baíkanı Mehmet Ellibeí açılıíta bir konuíma yaparak: “Gölcük Belediyesi olarak Türkiye’de bir ilki gerçekleítirmií olmamız da bize ayrı bir onur ve gurur yaíatmakta. Ev hanımları ve genç kızlarımız için kaçırılmayacak bir fırsat olan bu projemiz sayesinde ev hanımları ve genç kızlarımız hem meslek öðrendiler hem de bu öðrendiklerini kursların sonunda evlerinde uygulayarak ticarete baílamıí olacaklar.” dedi. Küresel Isınmaya Karíı Sanatla Mücadele Akademi ñstanbul tarafından yapılan, küresel ısınmayı konu alan kısa film senaryo yarıímasında ödüller sahiblerini buldu. Akademi ñstanbul ve Cinemascope Dergisi iíbirliði ile yapılan organizasyon Fransız Kültür Merkezi’nde gerçekleítirildi. Sinema oyuncusu Atilla Yiðit, Beyoðlu Belediye Baíkanı Ahmet Misbah Demircan ve çok sayıda davetlinin katılımı ile gerçekleítirildi. Onur Bilgetay kampanya film dalında birincilik ödülüne layık görülürken Raskolnikov rumuzuyla yarıímaya katılan Bilgetay ödülünü Beyoðlu Belediye Baíkanı Sayın Ahmet Misbah Demircan’ın KO-MEK kursiyerlerinden resim sergisi Kocaeli Büyükíehir Belediyesi Meslek Eðitim Kursları’nda (KO-MEK) resim eðitimi gören kursiyerler yaptıkları kara kalem çalıímalarını Osman Hamdi Bey Müzesi’nde sergiledi. 64 Birlik 2008/1 Baíkan Ellibeí kurs öðretmenleri Zeynep Tantaoðlu, Demet Mert, Kadriye Akdoðan ve Defne Yılmaz’ı da kutlayarak bu güzel hizmetin ilçeye kazandırılmıí olmasından dolayı tebriklerini sundu. Gölcük Belediyesi ve Hanım Moda Evi’nin ortaklaía ücretsiz düzenlediði kursta kursiyerler gelin çiçeði, duvak, niíanlık ve gelinlik yapımı gibi eðitimler alarak ií hayatına farklı bir baílangıç yapmıí odular. Baíkan Mehmet Ellibeí sergi öncesinde moda evinde çalıímalarını sürdüren hanımları ziyaret etti. elinden aldı. Yarıímada ayrıca ìirin Soysal ikinciliði ve jüri özel ödülüne ise Perihan Bal Zeyrek Akademi ñstanbul Yönetim Kurulu Baíkanı Gode Levon Balcıoðlu ve Cinemascope Genel Yayın Yönetmeni Tayfun ìahin’in elinden aldı. Film dalında birincilik ödülüne Onur Bilgetay layık görüldü. KO-MEK’te resim eðitimi gören kursiyerlerin yaptıkları kara kalem çalıímaları ilgi gördü. Yaklaíık 200 eserin yer aldıðı sergi Osman Hamdi Bey Müzesi’nde sergilendi. Bir ay boyunca açık kalan sergide resimlere tam not verilirken kursiyerlere eðitim veren usta ressamlar Nalan Kumralı ve Elif ìengül sergide 70 kursiyerin eserinin bulunduðunu belirttiler. Beykoz ile Mülheim An Der Ruhr Belediyeleri Arasında Kültürel ñíbirliði Beykoz ve Almanya’nın Mülheim An Der Ruhr Belediyeleri arasında kültürel ve sosyal entegrasyonu iíbirliði için kardeílik imzası atıldı. ñstanbul’un Beykoz ilçesiyle Almanya’nın Mülheim An Der Ruhr belediyeleri arasında kültürlerarası entegrasyonu ve iíbirliðini geliítirmek amacıyla kardeí uygulaması baílatıldı. ñíbirliði için gerekli imzalar Beykoz Belediye Baíkanı Muharrem Ergül ve Mülheim An Der Ruhr Belediye Baíkanı Dagmar Mühlenfeld arasında ñstanbul’un tarihi mekanlarından Hidiv Kasrında atıldı. ñki yıldan bu yana süren görüímelerin ardından varılan mutabakata göre her iki yörede yaíayan genç nüfusun kaynaíması ve kültürlerarası bütünleíme amaçlanıyor. Kardeí íehir projesi; karíılıklı gençlik kültürü projelerinin, bilgi alıíveriíinin ve öðrenci deðií-tokuíunun desteklenmesi, ortak spor etkinlikleri, sporcuların deðií-tokuíu, fuarlar, toplantılar, hemíerilerin buluíması gibi etkinliklerin düzenlenmesi, iki yöredeki kültürel, tarihi ve turistik kuru- Yıldırımlı Çocuklara Büyük Alkıí Yıldırım Belediyesi YIL-MEK kursiyerlerinin Barıí Manço Kültür Merkezi’nde düzenlediði kültür sanat etkinliði büyük ilgi gördü. Çeíitli branílarda eðitim gören kursiyerler düzenledikleri etkinlikte müzik, íiir dinletisi, tiyatro ve halk oyunları gösterisi yaptı. luíların tanıtılması, eski eserlerin korunması alanın iíbirliði konularını içeriyor. ñmza töreninde konuían Beykoz Belediye Baíkanı Ergül dünya artık küresel bir köye benzedi derken bu noktada en büyük sıkıntının bütünleíme olduðunu söyledi. Tüm dünyada sıkıntı yaratan terör sorunun bütünleíme ve kültürel iíbirliði ile giderilebileceðine dikkat çeken Ergül bu amaçla sosyal ve kültürel iíbirliði için her türlü desteðe hazır olduklarını belirtti. Konuk belediye baíkanı Dagmar ise kentlerin artık çok uluslu bir yapıya kavuítuðuna deðinirken barıí ve iíbirliðini saðlayarak yaíama kültürüne katkıda bulabileceklerini söyledi. Konuk heyet imza töreninin ardından Beykoz’un tarihi ve turistik yerlerini gezdi. Beykoz ile Mülheim An Der Ruhr’u kardeí belediye yapan imzaları iki belediye baíkanı attı. de baíta Bakacak olmak üzere tüm öðrencileri tebrik etti. Keskin yaptıðı kısa konuímada: “YIL-MEK birçok vatandaíımıza meslek edindirmenin yanı sıra geleceðimizin teminatı çocuklarımızın da boí vakitlerini doðru deðerlendirebilecekleri bir yer oldu. Bu iíe gönül vermií hocalarımıza ve çocuklarını teívik eden velilerimize bu vesileyle teíekkür ediyorum” dedi. Yıldırım Belediyesi ve Yıldırım Halk Eðitim Merkezi iíbirliði ile baílatılan ücretsiz meslek edindirme kursları 7’den 70’e herkesin ilgisini çekti. ìimdiye dek binlerce Yıldırımlıya meslek edindiði kursta eðitim gören öðrencilerin düzenlediði kültür sanat etkinliðinde 8-12 yaíları arasında çocukların tiyatro, halk oyunları ve müzik dinletisi izleyenlerin beðenisini topladı. Özellikle Yıldırım ñMKB Kız Meslek Lisesi 3. sınıf öðrencisi Müge Bakacak’ın “Sol Yanım Acıyor Anne” isimli íiiri dinleyenlere duygu yüklü anlar yaíatırken Belediye Baíkanı Özgen Keskin Birlik 2008/1 65 Tarihin Dönüm Noktalarında Bir Mimar Osmanlı Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli mimarlarından Kemaleddin Bey’in çalıímalarının yer aldıðı “Mimar Kemaleddin: Tarihin Dönüm Noktalarında Bir Mimar” sergisi, Taksim Sanat Galerisi’nde ñstanbul Büyükíehir Belediye Baíkanı Kadir Topbaí tarafından törenle açıldı. Kendisi de mimar olan Baíkan Topbaí açılıíta yaptıðı konuímada çaðdaí mimariyi en iyi yorumlayan ilk meslektaílarından biri olan Mimar Kemaleddin’in bu sergiyle kendi dönemini bugüne taíıdıðını söyledi. Mimarlıðın bir çırak-usta iliíkisi olduðunu vurgulayan Topbaí, “Öncüleriniz, ustalarınız varsa iyi mimarlar yetiítirme imkanına sahip olursunuz; yoksa sadece literatürde kalan deðerler veya dokümanlarla bu meslek icra edilemez. Mimar Kemaleddin de kendi döneminde özellikle Avrupa baíta olmak üzere dünyadaki hareketleri takip ederek güzel mimari eserleri bize bırakan önemli bir insan. Bugün onun eserlerini, çalıímalarını 80 yıl sonra anan ve anlatan insanlar olması bizim için mutluluk vesilesidir. Bu çalıíma, mimarlar ve mimarlık öðrencileri için önemli ufuklar açacaktır” íeklinde konuítu. dı. Sergiyle ilgili bilgi veren Batur, 1870–1927 yılları arasında yaíayan ve önemli eserlere imza atan Kemaleddin Bey’in aralarında Mahmut ìevket Paía Türbesi, Ankara ñkinci Vakıf Apartmanı, Edirne Karaaðaç Gar binasının çatı yapısının da bulunduðu çeíitli maketlere de yer verdiklerini söyledi. Eski Türk üslubunu yeni gereksinimleri karíılayıcı biçimde uygulama çabalarıyla yeni bir çıðır açan Mimar Kemaleddin’in baílıca eserleri arasında; ñstanbul 2. 3. ve 4. Vakıf Hanları, íimdi üniversite kütüphanesi olan Medreset-ül-Kuzzat, Abide-i Hürriyet Tepesi’ndeki “ìehitler Anıtı”, Bostancı, Bebek, Bakırköy Camileri, Çamlıca Kız Lisesi binası, Laleli’deki sıra apartmanlar, Ayazma Mektebi, Mahmut ìevket Paía, Cevat Paía, Ali Rıza Paía Türbeleride var. Küratörlüðü Prof. Dr. Afife Batur tarafından yapılan sergi 24 Ocak tarihine dek ziyarete açık kal- Mehmet Akif Ersoy Unutulmadı ñstiklal Maríı’nın büyük íairi Mehmet Akif Ersoy, ölümünün 71. yıldönümünde törenlerle anıldı. Genií bir katılımla yapılan Edirnekapı Mezarlıðı’ndaki ilk tören, saygı duruíu ve ñstiklal Maríı’nın okunması ile baíladı. Konuímaların ardından íiirler okundu. Eyüp Belediyesi Kültür ve Sosyal ñíler Müdürü ñrfan Çalıían, Mehmet Aktif Ersoy’un ñstiklal Maríı’na “Korkma” diyerek baíladıðını belirterek íairin bir ümit adamı olduðunu vurguladı. ñstiklal Maríı’nın bir milletin mutabakat metni olduðunu belirten Çalıían, gençlerin ñstiklal Maríı’nı gerektiði gibi anlamasını, özümsemesini istedi. Belediye Baíkanı Ahmet Genç ise Mehmet Akif Ersoy’un íair, fikir adamı olmasının yanında vatansever bir in- 66 Birlik 2008/1 san olduðunu ifade ederek “Mehmet Akif vefatından sonra da yaíamaya devam eden, fikirleriyle, íahsiyeti ile bizi etkileyen bir íahsiyettir. Büyük íair olmakla birlikte fikirleri ve imanı olan Mehmet Akif, bunu ifade etmekten de çekinmeyen, yaíayan bir íahsiyettir, millet olarak Mehmet Akif’in mirasına ve anısına sahip çıkmalıyız” dedi. Mehmet Akif Ersoy ölümünün 71. yıl dönümünde Edirnekapı mezarlıðı’nda törenlerle anıldı. Rumeli Dramının Belgeseli: Sürgün ve Ölüm Zeytinburnu Belediyesi Osmanlı’nın duraklama döneminden itibaren Balkanlar’dan, Kırım’dan, Çin ve Doðu Türkmenistan’dan göçe zorlanan Türklerin yol açtıðı trajedileri “Bir Göç Hikayesi” alt baílıklı “Sürgün ve Ölüm” belgesine dönüítürdü. Müslüman Türklerin sürgünle yaíadıðı acıları anlatan belgeselin yönetmen koltuðunda “Son Kale Çanakkale” adlı yapıma da imza atan Ahmet Okur vardı. Yapımı Zeytinburnu Belediyesi tarafından üstlenilen belgeselin senaryosu Cemil Yavuz’a müzikleri ise Ali Otyam’a ait. Yüzyıllardır yaíadıkları topraklardan sürülen insanların acılarla dolu göçünün belgeler ve tanıklarla aktarıldıðı belgesel, 3 yılda, yaklaíık 130 kiíilik ekibin çalıímasıyla çekildi. Her bölümünde farklı bir coðrafyadaki göçün ele alındıðı belgesel için Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, Kosova, Sırbistan, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Romanya, Ukrayna, Kırım, Avusturya, Moldova ve Macaristan’da 114 bin kilometre yol kat edildi. 13 ülke, 53 íehir ve 169 köyde çekimler gerçekleítirildi. Göçü yaíayan 350 kiíiyle röportaj yapılan çekimlerde, fotoðraf ve belge araítırmalarda çeíitli ülkelerden temin edilen toplam 9 bin adet fotoðraf, belgeselde kullanılmak üzere seçildi. Canlandırmaların da yapıldıðı çekimlerde 780 figüranla çalıíıldı, bin kostüm diktirildi, 2 bin adet aksesuar hazırlandı. Her bölümü 60 dakikadan oluían belgesel için yaklaíık 500 saatlik çekim gerçekleítirildi. Ara Güler Fotoðraflarıyla Bursa’da Türkiye’nin dünyaca ünlü fotoðraf sanatçısı Ara Güler, 4-15 ìubat tarihleri arasında, fotoðraflarıyla, Bursa’ya konuk oldu. Çektiði fotoðraflarla sadece yurtiçinde deðil, aynı zamanda yurtdıíında da önemli pek çok projeye imza atan Ara Güler, bu fotoðraflarıyla Ressam ìefik Bursalı Sanat Galerisi’ne konuk oldu. Time-Life, Der-Stern gibi dergilerde muhabirlik yapan Güler, yurtdıíında da pek çok ilke imza attı. Yüzyılımızın en önemli ressamlarından Picasso’nun 90. yaí günü için yayınlanan Picasso Metamorphose et Unite adlı kitap için yaptıðı foto-röportaj, sanatçının adını daha da duyurmasını saðladı. Güler’in ñsmet ñnönü, Wins- 90 dakikalık özetinin sunulduðu toplam dokuz bölümden oluían belgeselin galasına Kültür ve Turizm Bakanı Ertuðrul Günay, AK Parti ñstanbul Milletvekili Hüseyin Kansu, Zeytinburnu Belediye Baíkanı Murat Aydın ile birlikte çok sayıda davetli katıldı. Belgeselin anlatıcılıðını da üstlenen Bedirhan Gökçe’nin sunduðu gecede kısa bir konuíma yapan Bakan Günay “acıları bile olsa baíkasına kıymamıí bir milletin evladı olmaktan gurur duyduðunu söyledi ve bir daha kimsenin bu acıları yaíamamasını temenni etti. Tarihten acı dolu kesitler Sürgün ve Ölüm belgeselinde günıíıðına çıktı. ton Churchill, Indira Gandi, John Berger, Bertrand Russel, Bill Brandt, Alfred Hitchcock, Ansel Adams, Imogen Cunningham, Salvador Dali, Maria Callas, Fikret Mualla için yaptıðı çalıímaların ardından son olarak 90. yaí günü dolayısıyla Picasso için hazırlanan Picasso Metamorphose et Unite adlı kitap için yaptıðı foto-röportaj, sanatçının adının unutulmazlar arasında girmesini saðladı. 4-15 ìubat tarihleri arasında açık kalacak olan sergide, Ara Güler’in geçmií ve yakın zamandaki fotoðraf örnekleri yer aldı. Birlik 2008/1 67 Birlik’ten Birlik’tenHaberler Haberler MBB, ARCHIMEDES’in Üçüncü Toplantısı ñçin Venedik'teydi MBB, ñstanbul Büyükíehir Belediyesi ile Venedik Belediyesi’nin birlikte çalıítıðı MEDPACT programına yönelik olarak hazırlanan "ARCHIMEDES" (Kentsel Dönüíüm ve Sürdürülebilir, Yenilikçi Akdeniz Ekonomik ñíbirliði) Projesi kapsamındaki üçüncü toplantı için Venedik’e gitti. 05-08 Aralık 2007 tarihlerinde Venedik’te gerçekleítirilen toplantıya ñBB Strateji Geliítirme Daire Baíkanı Köksal Tandıroðlu, ñBB Etüd ve Projeler Daire Baíkanı Murat Tuncay, Alan Yönetimi Baíkanı Yüksek Mimar ñhsan Sarı, ñBB Tarihi Çevre Koruma Müdürü Cem Erií, AB ñliíkileri Müdürü ve Proje Koordinatörü Yaíar Karaca, Proje Teknik ekibinden Dr. Aras Neftçi, Proje Koordinatör Yardımcısı Ravza Kan ile MBB’yi temsilen Genel Sekreter Doç. Dr. Recep Bozlaðan katıldı. Projenin ilk yılı ile ilgili finansman raporları ve proje aktivite planını komisyona sunan proje ekibi, daha sonra Çemberlitaí-Mahmutpaía–Yenicami Turizm Güzergahının hazırlanması için oluíturulan Venedik Belediyesi projenin mükemmel yürüdüðünü ve aynı zamanda aynı proje formatları ile tekrar Büyükíehir Belediyesince ortak ARCHIMEDES 2 Projesi için öneride bulundular. Büyükíehir Belediyesi Proje Ekibi ise önerilen proje teklifinin deðerlendirileceðini beyan etti. MBB, AB Bölgeler Komitesi’nin Türkiye Çalıíma Grubu’na Katıldı katıldı. Sadece yerel yönetimler arası deðil kurumlar arası iíbirliðini geliítirmek için de çaba harcadıklarını dile getiren Türkiye Çalıíma Grubu Baíkanı Karl-Heinz Klär, bunun Türkiye’nin Avrupa Birliði üyeliðine hazırlık çalıímalarına da büyük katkı saðlayacaðını ifade etti. AB Bölgeler Komitesi binasında yapılan toplantıda Türkiye’nin üyelik sürecindeki geliímeleri masaya yatırıldı. Toplantıya MBB heyetinin yanı sıra Türkiye’deki belediyeleri temsilen, Büyükçekmece Belediye Baíkanı ve MBB Encümeni üyesi Dr. Hasan Akgün, Marmara Boðazları ve Belediyeler Birliði (MBB) heyeti, AB kurumlarıyla bir dizi temaslarda bulunmak üzere 6 ve 7 Aralık 2007 tarihlerinde Belçika’daydı. MBB Baíkan Vekili ve Zeytinburnu Belediye Baíkanı Murat Aydın, MBB Meclisi AB’ye Uyum ve Uluslararası ñliíkiler Komisyonu Baíkanı ve Hayrabolu Belediye Baíkanı ìener Çelikayar ile AB ve Uluslararası ñliíkiler Ofisi Sorumlusu Murat Daoudov’dan oluían MBB heyeti temaslarının ilk gününde Avrupa Birliði sürecinde, AB ve Türkiye’deki yerel ve bölgesel yönetimler arasındaki diyaloðu geliítirmek amacıyla kurulan AB Bölgeler Komitesi Türkiye Çalıíma Grubu’nun toplantısına 68 Stratejik Planın hatları ile ilgili proje ortakları ile görüímelerde bulundu. Daha sonra Venedik Belediyesi tarafından projenin devamı için yararlanılabilecek fonlar hakkında bir sunum yapıldı. Proje Koordinatörü Yaíar Karaca bir sonraki yapılacak olan yerel çalıíma grubu için bütçe ayrılması talebinde bulundu. Ayrıca Venedik’te restorasyonu devam eden bir binanın incelenmesi ile heyetlerin katıldıðı çalıíma toplantısı tamamlandı. Birlik 2008/1 Denizli Belediye Baíkanı Nihat Zeybekçi, Bolvadin (Afyon) Belediye Baíkanı Dr. Ahmet Helvacı, Bostaniçi (Van) Belediye Baíkanı Gülcihan ìimíek katıldılar. Belediye baíkanlarının yanı sıra Batman Valisi Dr. Recep Kızılcık, Tokat Valisi Recai Akyel ve Mardin Valisi Mehmet Kılıçlar da toplantıya iítirak ettiler. Türkiye heyeti adına ilk konuímayı yapan MBB heyet baíkanı Murat Aydın, Marmara ve Boðazları Belediyeler Birliðinin çalıíma alanının önemli ve özgün bir bölgeyi kapsadıðını, bölgemizdeki belediyeler tarafından birçok yeni uygulamanın burada baílatılıp geliítiðini belirti. Murat Aydın, “MBB, Türkiye’de demokratik yerel yönetim hareketinin geliímesi, belediyelerin yetki ve kaynaklarının artırılması, ortak sorunlara iíbirliði içinde çözüm bulunması gibi birçok alanda öncülük etmiítir. ìimdi ise, AB müktesebatının önemli bölümünü yerine getiren yerel yönetimler, Türkiye’nin üyelik sürecinde kilit rol oynamalı ve MBB yine bu alanda da öncü rol üstlenmelidir.” dedi. Diðer konuímacılar da Türkiye’nin AB sürecinde yerelde yaíadıðı çeíitli sorunları dile getirdiler. Büyükçekmece Belediye Baíkanı Dr. Hasan Akgün, Türkiye’de belediyecilik alanında yaíanan geliímelere deðindi. Son olarak söz alan Hayrabolu Belediye Baíkanı ìener Çelikayar ise Avrupa’da daha fazla íeffaf, katılımcı ve kent merkezli yönetim anlayıíının hakim olmaya baíladıðını ifade etti. Toplantı sonunda Türkiye Çalıíma Grubu üyesi Bayan LUND (Danimarka), bir sonraki grup toplantısına KKTC belediyelerinin de davet edilmesi yönünde sözlü öneride bulundu. Bu öneriye destek veren MBB heyeti, Kıbrıs Türk belediyelerinin de 2008’ın baharında ñstanbul’da yapılacak toplantıya katılması konusunda gerekli giriíimlerde bulunacaðını belirtti. Toplantı sonrasında Marmara ve Boðazları Belediyeler Birliði heyeti baíkanı Murat Aydın, Bölgeler Komitesi Türkiye Çalıíma Grubu Baíkanı Dr. KarlHeinz Klär’e MBB adına bir ebru tablosu hediye etti ve bir plaket verdi. Brüksel’de yoðun temaslar Ziyaretin ikinci gününde diðer AB ve üye ülkelerin kurumları ile bir dizi temaslarda bulunan heyet, AB Komisyonu binasında AB’nin bölgesel politikalarından sorumlu yetkililer ile biraraya geldi. AB Komisyonu Bölgesel Politikadan Sorumlu Üyesi Danuta Hübner’in temsilcisi Themis Christophidou, AB Bölgesel Politika Genel Müdürlüðü’nden Katılım Öncesi Mali Yardım Programı Direktörü Vassiliki Kotsoni, Bölgesel ñíbirliði Program Direktörü Moray Gilland ve Bütünleíme Politikası ve Üyelik Müzakereleri Ünitesi Yöneticisi Angel Catalina Rubianes ile görüíen MBB heyeti, Bölgesel ñíbirliði programları, Yapısal Fonlar, Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu, Katılım Öncesi Mali Yardım Mekanizması, Sınırötesi ñíbirliði paketleri konusunda brifing aldı. Mali fonlar konusunda belediyelerimizin tecrübelerinin ve yaíadıkları sıkıntıların dile getirildiði görüímenin sonunda MBB Heyeti Baíkanı Aydın, AB Komisyonu yetkililerine bir plaket takdim etti. Yerelin haklarını savunan temsilcilikler… Estonya Ulusal Yerel Yönetim Birlikleri Brüksel Birlik 2008/1 69 Ofisi’ni ziyaret eden MBB heyetini karíılayan daimi temsilci Ille Allsaar, adaylıktan tam üyeliðe geçií süreci, yerel yönetimler konusundaki tecrübeleri, lobi faaliyetleri, Brüksel’de niçin ofis açtıkları, Estonya Belediyelerin AB fonlarını nasıl etkili kullandıkları konusunda bilgi verdi. Örnek bir model; ñskoçya Evi MBB heyetinin Brüksel temaslarındaki son duraðı ñskoçya Evi oldu. ñskoçya Bölgesindeki yerel yönetimler, üniversiteler, meslek odaları ve diðer aktörlerin Brüksel’de ortaklaía açtıkları bir temsilcilik olan ñskoçya Evi’nde Avrupa Birliði Faaliyetleri Direktörü olarak görev yapan Sarah English ile görüítü. Farklı ülke, bölge ve sektörlerin temsilciliklerinin yoðun olduðu Brüksel’de yıllardan beri bir model oluíturmuí olan ñskoç Evi’nin çalıímalarıyla ilgili bilgi veren English, tüm sektörlerin tek bir çatı altında toplandıðı ve AB nezdinde faaliyetlerini koordinasyon içinde yürüttüklerini belirterek, Brüksel’de bulunmanın üyelerine saðladıðı somut faydaları ve ñskoç belediyelerinin AB Fonlarını nasıl etkin kullanmaya çalıítıklarını anlattı. Ziyaretin sonunda heyet baíkanı Murat Aydın tarafından ñskoçya Evi AB Faaliyetleri Direktörü Sarah English’e Birlik adına bir plaket verildi. MBB NALAS Genel Kuruluna Katıldı Temel hedefi bölgedeki istikrara ve AB uyum sürecine katkıda bulunmak üzere yerel yönetimlerin bir araya gelmesini saðlamak olan NALAS’ın düzenlediði toplantıya, Arnavutluk, Moldova, Bosna-Hersek, Kosova, Slovenya, Makedonya, Romanya, Sırbistan, Karadað ve Bulgaristan’dan gelen yerel yönetim birlikleri temsilcileri katıldı. Toplantıda bir konuíma yapan Biga Belediye Baíkanı Mehmet Özkan, bölge olarak Marmara’nın Türkiye’deki önemini, belediyelerin tecrübelerini ve geliímiílik düzeyini anlatarak MBB’nin NALAS’a katılması durumunda bu oluíumun çok daha güçleneceðini ifade etti. Güney-Doðu Avrupa Yerel Yönetimler Birlikleri Aðı (NALAS) Meclis Genel Kurul toplantısını Romanya’nın baíkenti Bükreí’te yaptı. Toplantıya katılan MBB heyeti, Marmara Bölgesi’nin önemini ve bölgedeki belediyelerin tecrübelerini anlattı. Marmara ve Boðazları Belediyeler Birliði, bu yıl üçüncüsü düzenlenen ve ev sahipliðini Romanya Yerel Yönetimler Federasyonu’nun yaptıðı GüneyDoðu Avrupa Yerel Yönetimler Birlikleri Aðı (NALAS) Meclis Genel Kurul toplantısı için Romanya’ya gitti. 14 Aralık 2007 tarihinde Bükreí’teki Romanya Parlamento Sarayı’nda yapılan toplantıya Marmara ve Boðazları Belediyeler Birliði’ni temsilen Birlik Meclisinin AB’ye Uyum ve Uluslararası ñliíkiler Komisyon Baíkan Yardımcısı ve Biga (Çanakkale) Belediye Baíkanı Mehmet Özkan, Genel Sekreter Doç. Dr. Recep Bozlaðan ile AB ve Uluslararası ñliíkiler Ofisi Sorumlusu Murat Daoudov katıldılar. 70 Birlik 2008/1 NALAS fikrinin Avrupa Konseyi’nin ñstanbul’da düzenlediði bir toplantıda doðmuí olduðundan hareketle, gelecek toplantılardan birinin ñstanbul’da yapılmasını öneren baíkan Özkan’ın bu teklifi NALAS yetkilileri tarafından olumlu karíılandı. Toplantıya katılan ve aralarında Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi, ñsviçre Kalkınma ve ñíbirliði Ajansı, Alman Teknik ñíbirliði Kurumu, Makedonya Açık Toplum Enstitüsü, Avrupa Kent ve Bölgeler Konseyi ve ñsrail Yerel Yönetimler Birliði gibi kurumların temsilcileri, NALAS’ın daha da geliímesi için gerekli her desteðin verilmesi kararını aldılar. 2008 yılı içerisinde uluslararası ve AB fonlarından yararlanma hedefleri ve yapılacak diðer aktiviteler konusunda MBB heyetini bilgilendiren NALAS Baíkanı Tarzan Miloseviç’e, heyet baíkanı Mehmet Özkan’a bir plaket takdim etti. Toplantıdan sonra íehir turuna çıkan MBB heyeti, Bükreí’teki Atatürk Anıtı ile Azerbaycan Parkı’ndaki Haydar Aliyev heykelini ziyaret ettiler. MBB Aralık Ayı Encümen Toplantısı Gerçekleítirildi MBB Aralık ayı Encümen Toplantısı 27 Aralık 2007 tarihinde ñstanbul Zeytinburnu Belediye Baíkanlıðı toplantı salonunda yapıldı. MBB Aralık ayı Encümen toplantısına Zeytinburnu Belediye Baíkanı ve MBB Baíkan Vekili Murat Aydın, Büyükçekmece Belediye Baíkanı Dr. Hasan Akgün, Saraybahçe Belediye Baíkanı H.Vehbi Yenice, Gümüíçay Belediye Baíkanı M.Tamer Ergün ve Genel Sekreter Doç. Dr. Recep Bozlaðan katıldılar. Ayrıca toplantının bir bölümüne, yapılan çalıímalar hakkında Encümen üyelerine bilgi vermek üzere MBB iítirakı Marmara Belde Yapım L.T.D Müdürü Ömür Kahraman Aybar ve MBB AB ve Uluslararası ñliíkiler Ofisi Sorumlusu Murat Daoudov da katıldılar. 2008 yılı mesleki ve teknik eðitim programları ile yurtiçi ve yurtdıíı tanıtım, teknik inceleme ve temas programlarının ele alındıðı MBB Encümen toplantısında Birliðin AB ve uluslararası iliíkiler alanındaki faaliyetlerine de genií yer verildi. Toplantıda ayrıca ñstanbul Büyükíehir Belediyesi’nin daveti üzerine, 2008 yılının Mart ayı içerisinde ñstanbul’da toplanacak olan AB Bölgeler Komitesi Türkiye Çalıíma Grubu için gerekli hazırlıkların ñstanbul Büyükíehir Belediyesi ile koordineli bir íekilde yapılmasına ve gerekli bilgi ve koordinasyon desteðinin verilmesine karar verildi. Ayrıca bu toplantıya, Kıbrıs Türk Belediyelerinin davet edilmeleri için gerekli giriíimlerde bulunulması kararlaítırıldı. Yurtdıíı temas programları ile ilgili diðer deðerlendirmelerin de yapıldıðı toplantıda NALAS 2008 yılı bahar dönemi Encümen toplantısının ñstanbul’da yapılması için davet edilmesine karar verildi. Türk milleti ve tarihi açısından baðlarının olduðu Balkan ülkelerindeki (Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Kosova, Bosna-Hersek, Sırbistan) yerel yönetimler ile kaynaímanın ve iíbirliðinin geliítirilmesi amacıyla, 2008 yılının Mayıs ayı içerisinde Birlik Encümeni’nce Balkanlar’daki yerel yönetim birimlerine yönelik bir dizi temas ve tanıtım ziyaretinin gerçekleítirilmesi için gerekli hazırlıkların baílatılmasına, Birlik Encümeni’nin 2008 yılı Mayıs ayı toplantısının da bu ziyaret esnasında yapılmasına, ziyaret programına Meclis AB’ye Uyum ve Uluslararası ñliíkiler Komisyonu’nun bir üyesinin de katılması da karara baðlandı. Ele alınan bir diðer konu da Avrupa Kentler ve Bölgeler Konseyi (CEMR) ile yapılan temaslar oldu. ñki kuruluí arasında iíbirliðinin geliítirilmesi için CEMR Baíkanı ve Viyana Belediye Baíkanı Michael Häupl’ın Türkiye’ye davet edilmesine ve MBB’nin CEMR’a gözlemci statüsü ile katılması için gerekli giriíimlerde bulunulması ise alınan bir baíka karar oldu. Encümenin diðer önemli kararları da; Paris ve Strasbourg’daki uluslararası yerel yönetim kuruluílarının (Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi, Avrupa Bölgeler Meclisi, Avrupa Kentler ve Bölgeler Konseyi, Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetim Eðitim Kuruluíları Aðı) ile teknik temasın saðlanması için Genel Sekreter Doç. Dr. Recep Bozlaðan baíkanlıðında bir teknik heyetin Fransa’ya gönderilmesi, AB kurumları ile gerekli irtibat ve iíbirliðinin oluíturulması için, Türkiye Belediyeler Birliði tarafından Brüksel’de açılacak ñrtibat Ofisi’nin faaliyete geçmesi hususunda Birliðimizce gerekli bilgi ve teknik desteðin saðlanmasına; Nisan ayı içerisinde yapılacak Birlik Meclisi 2008 yılı Olaðan 1. Toplantısı’nda “su ve enerji tasarrufu” konulu bir panel düzenlenmesine; bir sonraki Encümen toplantısının, Meclis ñhtisas Komisyonlarının toplantıları ile birlikte geniíletilmií olarak, 31 Ocak 2008 Períembe günü ñzmit-Saraybahçe Belediyesi’nde yapılması oldu. Encümen toplantısının ardından, Zeytinburnu Belediyesi Tıbbi Bitkiler Bahçesi Encümen üyeleri tarafından incelendi. Zeytinburnu Belediyesi Baíkanı Murat Aydın, Türkiye’de bir ilk olan bu uygulamayı Encümen üyelerine tanıttı. Ayrıca, Tıbbi Bitkiler Bahçesi Derneði tarafından hazırlanan Osmanlı dönemi bitkisel tedavi yöntemlerini anlatan tıp kitaplarının Türkçe çevirisi de Encümen üyelerine hediye edildi. Birlik 2008/1 71 2008 yılının ilk toplantısını ñzmit’te yapan MBB encümen ve ihtisas komisyon üyeleri, birlikte hareket etme kararı aldılar. MBB Ocak Ayı Encümen Toplantısı Saraybahçe’de Yapıldı Ocak ayı Encümen toplantısı ile Meclis ñhtisas Komisyonları Ortak Toplantısı, Saraybahçe’de yapıldı Marmara ve Boðazları Belediyeler Birliði (MBB) Ocak ayı Encümen toplantısı ile Meclis ñhtisas Komisyonları Ortak Toplantısı, Saraybahçe Belediyesi’nin ev sahipliðinde ñzmit’te yapıldı. Toplantı öncesinde Saraybahçe Belediye Baíkanı Halil Vehbi Yenice rehberliðinde SEKA Park’ı gezen katılımcılar yapılan çalıímaları yakından inceleme imkanı buldular. Saraybahçe Belediyesi Eðitim Salonu’nda düzenlenen toplantıya Marmara ve Boðazları Belediyeler Birliði temsilcileri ile Kocaeli, Tekirdað, Edirne, Saraybahçe, Gümüíçay, Osmangazi, Sarıyer, Gemlik, Orhangazi, Altınova, Pendik, Osmaneli, Mudanya ve Bekirpaía belediyeleri baíkan ve meclis üyeleri katıldı. Yaklaíık 3 saat süren toplantılarda Anayasa taslaðında yer alan yerel yönetimlerle ilgili maddeler ile 72 Birlik 2008/1 “ñl Özel ñdaresi ve Belediye Gelirleri Kanunu Tasarısı” hakkında görüí alıíveriíinde bulunuldu. Birliðin çalıímaları hakkında bilgi veren MBB Genel Sekreteri Doç. Dr. Recep Bozlaðan konukseverliðinden dolayı Saraybahçe Belediye Baíkanı Halil Vehbi Yenice’ye teíekkür etti. Saraybahçe Belediye Baíkanı Halil Vehbi Yenice, bu toplantıya ev sahipliði yapmaktan son derece mutlu olduðunu söyleyerek, MBB’nin çok önemli bir iílevi olduðunu belirtti. Marmara Bölgesi’nin Türkiye’nin en önemli bölgesi olduðunun altını çizen Kocaeli Büyükíehir Belediye Baíkanı ñbrahim Karaosmanoðlu, belediyeler olarak ortak hareket etmeleri gerektiðini belirterek, “Baíta çevre olmak üzere, ulaíım, su, tehlikeli atıklar gibi birçok sorunu biraraya gelerek çözebiliriz. Bunun için de ortak projeler üretmeliyiz.” dedi. Birlik Danıímanı Avukat Halil Ünlü eski anayasalar ve yeni anayasa tasarısının idare ile ilgili maddeleri hakkında bilgi verdi. ñsveç Baíkonsolosluðu’ndan MBB’ye Ziyaret ñsveç’in ñstanbul Baíkonsolosu Ingmar Karlsson, Marmara ve Boðazları Belediyeler Birliði’nin AB ve Uluslararası ñliíkiler Ofisi’ni ziyaret etti. ñsveçli bir eðitim ve proje kurumu olan 3L Management Yöneticisi Sören Bäckman ile birlikte MBB’ye ziyaret eden ñsveç’in ñstanbul Baíkonsolosu Ingmar Karlsson’u, AB ve Uluslararası ñliíkiler Ofisi Yöneticisi Murat Daoudov karíıladı. Daoudov Karlsson’a, MBB’nin yurt dıíındaki yerel yönetim kuruluíları ve AB kurumları ile yaptıðı çalıímalar hakkında bilgi verdi. MBB’nin son dönemde AB ekseninde yaptıðı giriíimleri takdirle karíılayan Karlsson, bu tür giriíimleri desteklediklerini ifade ederek, “ñsveç, AB’ye üye olduktan sonra, yerel yönetimlerimiz de benzer sorunlar yaíadılar. Ancak belediyelerimiz kısa zaman içinde Avrupa finansmanları konusunda tecrübe edindiler ve çok mesafe aldılar.” dedi. ñsveç Baíkonsolosluðu’nun desteðinde ve MBB’nin de katılımıyla yürütülen “Belediyeler ve Mahalli ñdare Birliklerinin AB Mevzuatları Ko- nusunda Kapasitelerinin Geliítirilmesi Projesi”nin son durumu hakkında bilgi veren Soren Bäckman, bu projeden sonra Birlik ile yeni projeler geliítirmek istediklerini anlattı. Türkiye’deki diðer bölgesel birliklerin de MBB’yi örnek almaları gerektiðini ifade eden Bäckman, uluslararası iliíkiler ve AB projeleri alanında birlikler arası koordinasyonun saðlanmasına yönelik bir çalıímanın yapılabileceðini söyledi. MBB’ye ziyaret eden ñsveç’in ñstanbul Baíkonsolosu Ingmar Karlsson, AB ve Uluslararası ñliíkiler Ofisi Yöneticisi Murat Daoudov’dan bilgi aldı. MBB’den “Performans ve Çalıíma Raporlarının Hazırlanması” Eðitim Semineri Marmara ve Boðazları Belediyeler Birliði, “Performans ve Çalıíma Raporlarının Hazırlanması” konulu eðitim semineri programını, 13-14 ìubat tarihleri arasında ñSKñ’nin Aksaray’da bulunan binasında gerçekleítirdi. ñstanbul Büyükíehir Belediyesi Stratejik Planlama Müdürü Mustafa Kemal ñíler’in eðitmen olarak yer aldıðı “Performans ve Çalıíma Raporlarının Hazırlanması” konulu eðitim seminerine birinci gün 246, ikinci gün ise 251 kiíi katıldı. Eðitim semineri boyunca; farklı belediyelerin aynı birimleri arasında gerçekleítirilen uygulama, bilgi ve tecrübe aktarımı, belediyeler arasında bir köprü oluíturulmasını saðladı. Katılımcılar, Mustafa Kemal ñíler’e sordukları sorularla konu hakkında ayrıntılı bilgi aldı. Anlatımlı eðitimlerin yanında, uy- gulamalı eðitimlerle de desteklenen bu programın, daha uzun süreli ve daha küçük gruplarla tekrar edilmesi ve ilerletilmesi hususunda katılımcılardan talepler geldi. Birlik 2008/1 73 MBB Heyeti, Yemen Devlet Bakanı ve Sana Belediye Baíkanı Prof. Yahya M. Al-Shaibi ile biraraya geldi. MBB, Yemen ve Dubai’ye Teknik ñnceleme Gezisi Düzenledi MBB üyesi belediyelerin baíkanları, meclis üyeleri ve belediye yöneticilerinden oluían Birlik Heyeti, 16-23 ìubat 2008 tarihleri arasında, Sana (Yemen) ve Dubai (Birleíik Arap Emirlikleri) íehirlerini kapsayan “Teknik ñnceleme ve Yurtdıíı Temas” programına katıldı. MBB inceleme gezisi, 16 ìubat tarihinde ñstanbul’dan hareket eden heyetin, 17 ìubat gece yarısı Yemen’e varıíıyla baíladı. Heyet üyeleri 17 ìubat Pazar günü, Sana kentini gezdi ve eski San’a ile buradaki Osmanlı eserlerini (Askeri Dikimevi, Ordu Kararâghı, Bekiriyye Camii), Sana Türk Mahallesi’ni (Bi’rül Azeb) ziyaret ettiler. Heyet üyeleri aynı gün, Yemen Devlet Bakanı ve Sana Belediye Baíkanı Prof. Yahya M. Al-Shaibi tarafından davet edildikleri akíam yemeðine katıldılar. Prof. Yahya M. Al-Shaibi heyet üyelerine Yemen ve Sana hakkında bilgi vermenin yanı sıra, onlardan gelen soruları da cevapladı. Görüímelerin sonunda Birlik Heyeti Baíkanı ve Ümraniye Belediye Baíkanı Hasan Can, Prof. Yahya M. Al-Shaibi’ye Türkiye’deki belediyelerin çalıímaları ve Birlik hakkında bilgi vererek, misafirperverliðinden dolayı ayrıca teíekkür etti. 74 Birlik 2008/1 Heyet üyeleri, 18 ìubat Pazartesi günü, baíkent Sana íehri ile Aden liman kenti arasındaki daðlık bölgede bulunan Manaha, Haccara, Beytalamır ve Husn Al Haimi adlı tarihi yerleíim merkezlerini ziyaret ettiler, yerel halkla birlikte olup onların kültürel etkinliklerine katıldılar. 19 ìubat günü, Yemen’in Vadi Dahr, Thula, ìibam, Kevkeban ve Habbaba adlı tarihi yerleíim merkezlerini gezen heyet üyeleri, Kevkeban’daki Osmanlı Mezarlıðını da (íehitliði) ziyaret etti. Yemen’deki ziyaretlerini 20 ìubat günü tamam- (DP World) ziyaret etti. Terminal yönetim binasında heyet üyelerini kabul eden terminal üst düzey yöneticilerinden Abdul Rahim Al- Haíimi, heyet üyelerine ñngilizce bir brifing verdi. Terminalde 30 bin kiíinin çalıítıðını, iç yüzeyinin röntgeni ve radyoaktif kontrol de dahil olmak üzere günde 100 binden fazla konteynırın iílem gördüðünü söyleyen Al-Haíimi, Türkiye’deki Yarımca dahil olmak üzere, 22 ülkedeki 42 terminal ile “network” halinde çalıíıldıðını ve yılda 61 bin büyük yük gemisinin yükleme boíaltma iíinin, tüm dünya ülkelerindekilere nazaran en kısa sürede, burada yapıldıðını söyledi. layan MBB Heyeti, daha sonra Dubai’ye (Birleíik Arap Emirliði) hareket etti. 21 ìubat Períembe günü Dubai kentinde genel bir íehir turu yapan heyet üyeleri, kentin eski yerleíim yerini, yeni proje alanlarını, Palmiye proje alanını, yapay ada üzerinde yükselen 7 yıldızlı “Burj el Dubai Oteli”ni ve Dünyanın üçüncü büyük konteynır terminali olan Dubai Terminali’ni Brifingin ardından Heyet Baíkanı ve Ümraniye Belediye Baíkanı Hasan Can, heyet adına bir teíekkür konuíması yaptı. Terminal içinde bir inceleme turuna katılan heyet üyeleri, 22 ìubat Cuma günü baíkent Abu Dabi’de bir íehir turuna çıktı. Aynı gün öðleden sonra Dubai kentine dönen heyet, çölde düzenlenen bir kültür turizmi etkinliðinde de yer aldı. Heyet üyeleri 23 ìubat Cumartesi günü yurda döndü. Dubai Terminali üst düzey yöneticilerinden Abdul Rahim Al- Haíimi MBB Heyetini kabul etti ve terminal hakkında bir brifing verdi. Birlik 2008/1 75 Sempozyum Sempozyum Nesrin Akkaí Avrupalı Türk Göçmenlere; Siyasal, Kültürel, Sosyal ve Hukuksal Bakıí Marmara Üniversitesi bünyesinde 17- 18 Ocak tarihlerinde gerçekleíen “Avrupalı Türk Göçmenler” konulu konferansta, göçmenlerin sorunları ele alındı ve bu sorunlara çözüm yolları arandı. Marmara Üniversitesi 17 – 18 Ocak tarihlerinde “Avrupalı Türk Göçmenler” konulu uluslararası konferansa ev sahipliði yaptı. Konferans, Marmara Üniversitesi Avrupa Birliði Enstitüsü, Hukuk Fakültesi, Atatürk Eðitim Fakültesi Alman Dili ve Eðitimi Anabilim Dalı, Fen Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü ile Bremen Üniversitesi Jean Monnet Avrupa Hukuku Bölümü, Bremen Türk – Alman ñíbirliði Enstitüsü, ñstanbul Goethe 76 Birlik 2008/1 Enstitüsü, Alman Akademik Deðiíim Servisi (DAAD) ve Avrupa Etütleri Türk Üniversiteler Birliði (TUNAECS) tarafından ortaklaía düzenlendi. ñki gün süreyle, dört farklı baílıkta oturumların gerçekleítirildiði konferansa, Türkiye’nin Avrupa Birliði Nezdinde Daimi Temsilcilik görevini sürdüren Büyükelçi Volkan Bozkır ve Almanya Ankara Büyükelçisi Dr. Eckart Cuntz’un da aralarında bulunduðu pek çok akademisyen, uzman ve ií dünyası temsilcileri katıldı. Konferans, Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necla Pur’un konuíması ile baíladı. Necla Pur böylesine önemli ve güncel bir konunun, düzenlenen bu konferans ile Marmara Üniversitesi’nin ev sahipliðinde gerçekleítiriliyor olmasından duyduðu memnuniyeti dile getirdi. Sosyal ve kültürel perspektiflerin ele alındıðı birinci gün oturumlarında, Sosyal Perspektifler baílıðı altında göçmenlerin dil ve eðitim durumları ele alındı. “Almanya’da yaíayan Türk çocukların Türkçe anadil eðitiminden kaynaklanan problemleri”, “Almanca – Türkçe iki dilli eðitim öðretim yapan okullarda Almanca öðretimi” man Dili ve Edebiyatı Bölüm Baíkanı Prof. Dr. Acar Sevim tarafından da son deðerlendirmeler yapılarak, izleyicilerin de katıldıðı soru-cevap bölümüne geçildi. ve “Almanya’da çok dillilik” konuları tartıíıldı. Sırasıyla Marmara Üniversitesi Almanca Dili ve Eðitimi Anabilim Dalı öðretim üyeleri Prof. Dr. Cemal Yıldız, Prof. Dr. Feruzan Gündoðar ve Hamburg Üniversitesi Uluslararası ve Kültürlerarası Eðitim Bilimleri Enstitüsü öðretim üyesi Prof. Dr. Ursula Neumann görüílerini ifade etti. Sosyal perspektifleri içeren birinci oturumun baíkanlıðını ñstanbul Goethe Enstitüsü müdür yardımcısı Erika Broschek gerçekleítirirken deðerlendirmeleri de Marmara Üniversitesi adına Alman Dili ve Eðitimi Anabilim Dalı Baíkanı Prof. Dr. Güler Mungan ve Bremen Türk Alman ñíbirliði Enstitüsü Baíkanı Ali Elií yaptı. Eðitim ve kültür konularının iílendiði Kültürel Perspektifler baílıðını taíıyan ikinci oturumda, “Alman edebiyatında Türk imgesi”, “Entegrasyon sürecinde dilin önemi” ve “Almanya’daki Türk gençlerinde karma dil özellikleri” deðerlendirildi. Münih Ludwig – Maximilian – Üniveristesi Alman Filolojisi Enstitüsü’nden Prof. Dr. Volker Hoffmann, M.Ü Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü öðretim üyeleri Yrd. Doç. Dr. Süeda Özbent ve Yrd. Doç. Dr. Yasemin Balcı bu oturumun konuímacıları olarak görüílerini ve tespitlerini belirtti. Oturum, ñstanbul DAAD Bilgi Merkezi Müdürü Susanne Scheiter tarafından yürütüldü. Marmara Üniversitesi Al- Konferansın ikinci gününün ilk oturumunda olan, “Siyasal Perspektiflerde Türkiye – Avrupa Birliði iliíkileri” detaylı bir íekilde ele alındı. AB’nin 2007 Türkiye ñlerleme Raporu’nun deðerlendirmesi gerçekleítirildi, önümüzdeki sürecin iliíkileri nasıl íekillendireceði, karíılıklı olarak tartıíıldı. M.Ü. Rektör Yardımcısı ve aynı zamanda AB Enstitüsü Müdürü olan Prof. Dr. Muzaffer Dartan tarafından yönlendirilen oturumda, sırasıyla Almanya Ankara Büyükelçisi Dr. Eckart Cuntz ve Türkiye’nin AB Nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Volkan Bozkır görüílerini açıkça belirtti, kendilerine yöneltilen soruları cevaplandırdı. Konferansın son oturumu olan “Hukuksal Perspektifler” paneline Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tuðrul Ansay baíkanlık etti. Bu panelde Almanya Konstanz Üniversitesi Uluslararası ve Avrupa Birliði Göçmen ve ñltica Hukuku Araítırma Merkezi yöneticisi olan Prof. Dr. Kay Hailbronner, Bremen Üniversitesi Jean Monnet Avrupa Hukuku Bölümü baíkanı Prof. Dr. Hagen Lichtenberg, ñstanbul Barosu avukatlarından Dr. Mehmet Köksal konuímacı olarak katıldı. Oturumda “Almanya’daki Göçmen Yasaları ve bu yasaların Avrupa Hukuku temelindeki yeri” ve “Türkiye’de yaíayan Alman vatandaílarının hukuksal durumları” ele alındı. Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı ve aynı zamanda ñKV ve TUNAECS baíkanlıðını da yürüten Prof. Dr. Halûk Kabaalioðlu da deðerlendirmelerde bulundu. Oturumların ardından tüm konuímacılara, konferansın anısına plaketleri takdim edildi ve bu konferansın devamı niteliðinde ikinci bir konferansın 2008 yılı içerisinde Almanya’da gerçekleítirilmesi yönünde görüíler ve istekler ortaya konuldu. Birlik 2008/1 77 Kitaplık Kitaplık Yrd. Doç. Dr. Nail Yılmaz Belediye Meclis Üyesi El Kitabı Ülkemizde yerel yönetimlerin gücünün aktif olması hizmet yoðunluðunu ve kalitesini artıracaktır. Bu çerçevede belediye meclis üyelerinin haklarını ve temsil ettikleri gücü kullanmada etkin olmaları ve bulundukları yer için katkılı çalıímalar yapabilmelerinin saðlanması ve buna katkıda bulunabilmek kitabın temel amacıdır. Bu doðrultuda kitapta Belediye Meclisi çalıíma yönetmeliði, muhalif konularda görüíler, 5216 sayılı Büyükíehir Belediye Kanunu, 5393 sayılı Belediye Kanununun bulunmasının yanı sıra Belediye Meclisinin çalıíma íekli; gündem, toplantılar, konuímalar, oylamalar, komisyonlar, meclis üyesinin tâbi olduðu kanunlar, görüíler, belediye yönetimi gibi konular da yer almaktadır. Murat Can Nobel Yayın Daðıtım / Temmuz 2007 Kentsel Planlama Kuramları Geleceðe yönelik hedeflere ulaímak amacıyla sistemli eylem programları hazırlama süreci olarak tanımlanan planlama, “yapısal zorunluluk” düíüncesinin yerini insanın özgür iradesinin alabileceðine, insanların yaíama müdahale edip ona egemen olabilecekleri anlayıíına dayanır. Planlama, piyasa mekanizmasının belirsizliðine karíı yapıcı ve kurucu insan bilincinin öne çıkartılmasıdır. Melih Ersoy Kent planlaması ise kentsel alanların mekânsal oluíum ve örgütlenmesinin nasıl olacaðını ve bu oluíum ve örgütlenme sürecinde izlenecek farklı müdahale biçimlerinin tasarlanmasını içerir. Bu derlemede, ortaya çıkıíından baílayarak kent planlamasının tarihsel geliíimi, kuramsal boyutu vurgulanarak sergilenmeye çalıíılmaktadır. ñmge Kitabevi Yayınları / Mart 2007 Eski ñstanbul’dan Notlar Semavi Eyice Küre Yayınları / Kasım 2006 78 Birlik 2008/1 ñstanbul’un jeopolitik konumu ve barındırdıðı tarihi ve kültürel miras onu her zaman için benzersiz kıldı. Bizans’ın baíkenti Osmanlılar tarafından fethedildiðinde íehir harap bir vaziyetteydi. Osmanlılar dört bir koldan íehri imar etmeye baíladılar. Bu sayede ñstanbul kısa sürede bir ñslam íehri olmayı baíardı. Dört bir yan camilerle, çeímelerle, sebillerle donatıldı. Cumhuriyet döneminde ise bu mirasa gereði gibi sahip çıkılmadı. ìehirdeki imar ve iskân faaliyetleri eski yapıyı altüst ederken, yerine eskisini ikame edebilecek güzellik ve özgünlükte eserler konulamadı. ìehir hızla eski kimliðinden uzaklaítırılıp betonlaítırıldı. Eski ñstanbul’dan Notlarda íehrin tarih içerisindeki genel durumunu ele alan Semavi Eyice, temelde ñstanbul’un kaybolan eserlerinin peíine düíüyor. Eski fotoðraflardan yansıyan, artık var olmayan ñstanbul’a dair iç burkan bir tablo ortaya koyuyor. Kitaplık ìehircilik Çalıímaları Derleme Gazi Üniversitesi ìehir ve Bölge Planlama Bölümünün 20. yılı anısına çıkarılan bu kitap; öðretim üyeleri ve yardımcılarının hazırlamıí oldukları çalıímalardan oluían bir derleme niteliðindedir. Kitapta yer alan çalıímalar yedi bölüm altında toplanmıítır. Bu bölümler; bölgesel geliíme, planlama, tasarım, mevzuat, ekoloji/çevre, kentsel koruma, yenileme, dönüíüm ve kentsel altyapı olarak sıralanmaktadır. Kitabın içeriði; yukarıda sayılan konu baílıkları altında íehir planlama disiplininde yirmi beí farklı çalıímadan oluímaktadır. Kitabın, öncelikle ìehir Planlama alanında çalıíma yapan araítırmacılara, kent yöneticilerine, sivil toplum kuruluílarına ve özellikle ìehir Planlama öðrencilerine bir kaynak iílevi göreceði düíünülerek “ìehircilik Çalıímaları” baílıðı altında toplanmıítır. Nobel Yayın Daðıtım / 2005 99 Sayfada Küresel ñklim Deðiíimi Mikdat Kadıoðlu Serhan Yedig Kitapta ñstanbul Valiliði ile ñstanbul Büyükíehir Belediyesi’ne afet yönetimi konusunda danıímanlık yapan meteoroloji ve afet yönetimi uzmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoðlu, küresel ısınma konusundaki bilgilerini paylaíıyor. Söyleíi biçiminde yazılan kitabı, yirmi yıllık aían gazetecilik hayatında çeíitli basın kuruluílarında görev yapan, halen Hürriyet gazetesinde haber editörü görevini yürüten Serhan Yedig kaleme aldı. 99 Sayfada Küresel ñklim Deðiíikliði, konuyla ilgili bilinmesi gerekenlere ıíık tutuyor, iklim deðiíikliði konusunda ilk elden bilgi saðlarken küresel ısınmayı azaltmak için neler yapılması gerektiðini anlatıyor. Kitap, “Küresel ısınma nedir?”, “Dünya’nın iklimi gerçekten deðiíiyor mu?”, “Küremizi kim ısıttı?”, “Neden küresel iklim deðiíiminin bedelini en çok yoksul ülkeler ödeyecek?”, “Türkiye, küresel ısınmadan nasıl etkilenecek?”, “Kiíi ve ülke olarak küresel ısınmayı azaltmak için neler yapabiliriz?” gibi kritik sorulara cevap veriyor. ñí Bankası / Aðustos 2007 Yazılı Haberleíme Tekniði ve Alfabetik Steno Gülbin Göral Avcıol Basım Yayın / 2007 Bilgi çaðında haberleíme sistemlerinin teknolojiye baðlı olarak yürütüleceði, bilgisayar aðlarıyla haberleímenin gerçekleítirileceði düíünülse de insan, her zaman kaleme ve kâðıda ihtiyaç duyacak ya da her zaman bilgisayarda yazıímalarını sürdürecektir. Yazılı haberleíme önemlidir; çünkü fikirler yazılı olarak daha kapsamlı íekilde ifade edilebilir. Beðenilmeyen bilgiler, iletilmeden önce deðiítirilebilir, gereken düzetmeler yapılabilir. Bilimin en etkili yönü “yazılı” olmasıdır. Bilimsel çalıímalarda yapılan deney, gözlem, tanımlama, doðrulama gibi aíamalardan sonra elde edilen bulgular “yazılaítırılır”. Kitapta yazı yazmanın tekniklerini anlatılmıí ve örneklerle zenginleítirilmií. Birlik 2008/1 79 Tez Rafı Tez Rafı Yrd. Doç. Dr. Nail Yılmaz Doktora: KESKñN, Bedrettin (2008) “Yoksulluða Yerel Müdahale Olarak ‘Sosyal Belediyecilik’ Karíılaítırmasında Eminönü ve Beíiktaí Belediyesi Örnekleri Yüksek Lisans: ÖZBERK, Yavuz (2007) Belediyelerde Stratejik Planlama Süreci, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Yönetimi Anabilim Dalı, Mahalli ñdareler ve Yerinden Yönetim Bilim Dalı. Dünya’da yaíanan geliíim, deðiíim ve yeni teknolojilerin etkisiyle birlikte, Türk Kamu Yönetimi’nde deðiíim süreci gündeme gelmeye baílamıítır. Özellikle, küreselleíme süreci ve Avrupa Birliði (AB) müktesebatıyla birlikte bu süreç hız kazanmıítır. Yeni yönetim anlayıíı ve yeni geliímelerden yerel yönetimler de etkilenmií bu durumla birlikte belediyelerde yeni yönetim ve yeni tekniklerin kullanılması zorunlu bir hal almaya baílamıítır. Tezde belediyelerde stratejik yönetim üzerinde durulmuítur. Bu çerçevede de strateji kavramı, stratejik yönetim, stratejik planlama, belediyelerin yasal ve kurumsal yapısı genel olarak anlatılmıí ve belediyelerde stratejik planlama süreci; amacı, yasal dayanakları, analiz yöntemleri ve tüm detaylarıyla birlikte çeíitli stratejik plan çalıímalarından misyon, vizyon, ilkeler, stratejik amaç ve stratejik hedef örnekleri gösterilerek anlatılmıítır. Çalıímanın teorik kısmı, oluíturulduktan sonra, ñstanbul Eminönü Belediyesi’nde bir alan araítırması yapılmıítır. Alan araítırması kapsamında, belediye personelinin stratejik plan çalıímasından ne anladıðı, bu süreci nasıl deðerlendirdiði ve konu hakkındaki düíüncelerini belirlemeye yönelik bir anket çalıíması yapılmıítır. 80 Birlik 2008/1 Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Yönetimi Anabilim Dalı Mahalli ñdareler ve Yerinden Yönetim Bilim Dalı Zenginliðe inat yoksulluk sorunu gittikçe daha fazla bireylerin ve toplumların gündeminde yer almaktadır. Sorunun küresel, ülkesel ve yerel boyutu ile tartıíılmasına paralel olarak farklı ölçeklerde ve birimlerde çok yönlü ve çok boyutlu çözüm arayıíları devam etmektedir. Yoksulluk sorununun çok farklı íekillerde karíımıza çıkması ile yerel yönetimler de deðiíik birçok farklı uygulamaya sahip olmuítur. Yerel yönetim birimleri, özellikle büyükíehir belediyeleri artan kentleíme ve kentsel yoksullukla birlikte kendi yerellerinde yoksulluða karíı önemli sosyal politika araçlarına sahiptir. Belediyelerin fiili olarak sahada yaptıkları ve son on yıldır gittikçe artan sosyal belediyecilik uygulamaları, yeni belediye yasaları ile yasal çerçeve içine dâhil edilmiítir. Avrupa’da 1945 yıllarında yürürlüðe konulan sosyal refah belediyeciliði uygulamaları, Türkiye’deki belediyeler tarafından önce 1973 yıllarında ardından da 1994 sonrasında sosyal belediyecilik faaliyetleri ile yürütülmüítür. Yerel yönetimlerin bütçeleri içinde de önemli paya sahip sosyal uygulamalar bilimsel çalıímalara konu olmamıítır. Sosyal uygulamalar daha önce merkezi hükümetlerin görev ve sorumluluk alanlarında görülerek, bu faaliyetlere makro pencereden bakılmıí, yerel yönetimlerin kendi yerellerindeki sosyal uygulama ve uygulamadan kaynaklanan sorunlarına çok fazla deðinilmemiítir. Tez biraz da bu boíluðu doldurmak amacıyla iki farklı belediye olan Eminönü ve Beíiktaí belediyelerini sosyal belediyecilik uygulamaları ile karíılaítırmaktadır. Bu iki ilçe, farklı yerel mekân oluíumu, sosyo-ekonomik yapıları ile farklı temsillikleri yanında, farklı paradigmaların test edilme imkânları amacıyla seçilmiítir. Sosyal demokrat ve muhafazakâr anlayıíların yoksulluk algıları yanında sosyal belediyecilik deneyimleri de karíılaítırmalı olarak tanımlanmıítır. Bir tarafta “yoksul ilçe”, diðer tarafta “zengin ilçe” ayrımında sosyal belediyecilik uygulamalarının nasıl ayrıítıðı veya benzeítiði ortaya konulmaya çalıíılmıítır.