Pdf Formatı

Transkript

Pdf Formatı
Editörden
Dergimizin bu sayısını Yaşanabilir Kentler İçin
Sürdürülebilir Ulaşım Sistemleri konusuna
ayırdık.
gerçekleştirdikleri çalışmaları anlattılar.
İnşaat sanayicisi üyelerimiz bu çalışmalardan
örnekler sundular.
Şehir içi ulaşım sistemleri ekonomik, sosyal
ve kültürel yaşantının gelişmesinde kilit rol
oynamaktadır.
Giresun Belediyesi’nden özel bir çalışmayı
anlatıyoruz. Başkan Kerim Aksu, kentte
yaşayanların kitap okumalarını teşvik
amacıyla çağdaş bir uygulamaya imza atarak,
Kütüphane Otobüs Durağı Projesi’ni başlattı.
Projenin dalga dalga tüm şehirlere yayılmasını
umut ediyoruz.
Kentsel yaşamın düzenli ve kaliteli olarak
sürdürülebilmesi için etkin bir ulaşım sistemi
kurulmalıdır.
Bu nedenle Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığı’nın öncülüğünde
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı
başta olmak üzere tüm ilgili devlet kurumları,
belediyeler, özel sektör kuruluşları koordineli
çalışarak kent yaşamına uygun iyi bir ulaşım
sistemini tercih etmeye çalışmaktalar.
Toplu ulaşım sistemlerini geliştirmek adına
yapılan her yatırım özel araç kullanımını
azaltarak geleceğe yaşanabilir kentler
bırakacak.
Dergimizde kamu, belediyeler ve özel
sektör kurumları sürdürülebilir ulaşım için
Dünyayı İnşa Eden Türklerden Erol Üçer
sadece inşa ettiği eserler ile değil, eğitime
verdiği destek ile de ülkemiz geleceğine çok
önemli katkılar yapıyor. Üçer, gençlerimizin
hayatına dokunduğu çalışmalarını anlattı.
İNTES Genç Yöneticiler Grubu üyelerimizin
gerçekleştirdiği dev projelere ziyaretler devam
ediyor.
İlgiyle okuyacağınızı umduğumuz bir dergi
hazırlamaya çaba gösterdik. Bir sonraki
sayıda farklı içerikle bir araya gelmek dileği ile
sağlıcakla kalınız.
YÜZ
ELLİBİR
İNTES İşveren Sendikası Adına Sahibi
Celal KOLOĞLU
Sorumlu Müdür
H. Necati ERSOY
Yayına Hazırlayanlar
Ercan DEVA
Demet SOMUNOĞLU
Yönetim Yeri
4. Cadde 719. Sk. No: 3, Yıldız, Çankaya, Ankara
T: 0312 441 43 50 (pbx), F: 0312 441 36 43
[email protected] / www.intes.org.tr
‘’İnşaat Sanayii Dergisi® 556 Sayılı KHK
Uyarınca Türk Patent Enstitüsü Tarafından
Tescile Bağlanmıştır’’
İNTES Kuruluş Tarihi
5 Şubat 1964
Sendikamız Türkiye İşveren Sendikaları
Konfederasyonu üyesidir.
İnşaat Sanayii Dergisi Ocak-Şubat 2004
tarihinden itibaren hakemli dergidir.
İNTES İnşaat Sanayii Dergisi’nin adı da dahil
olmak üzere tamamı üzerindeki telif hakları
İNTES’e aittir.
Dergide yayınlanan yazılar yazarlarının
kişisel görüşü olup hiçbir şekilde İNTES tüzel
kişiliğinin görüşü olarak mütalaa edilemez.
Dergide yayınlanan yazıların her hakkı saklı
olup, İNTES’ten yazılı izin alınarak ve kaynak
gösterilmek suretiyle kullanılabilir.
ISSN: 1303-8028
Yayın Türü: Yerel Süreli Yayın,
Ücretsizdir. İki ayda bir yayımlanır.
Abonelerine ücretsiz olarak gönderilir.
Yapım
Reta Reklamcılık ve Tanıtım Ltd. Şti.
Ziyaurrahman Cd. 285. Sk. No: 26/19
Çankaya, Ankara
T: 0312 440 20 56, F: 0312 440 53 69
[email protected] / www.reta.com.tr
Basım
Desen Ofset San. ve Tic. A.Ş.
Birlik Mh. 448. Cd. 476. Sk. No: 2
Çankaya, Ankara
T: 0312 496 43 43, F: 0312 496 43 47
[email protected]
www.desenofset.com.tr
Basım Tarihi ve Yeri
21 Aralık 2015 / ANKARA
10
DOSYA:
Kent içi ulaşım çözümleri
büyük önem taşıyor
M. Hamdi YILDIRIM
Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı Müsteşar V.
04
06
18
14
DOSYA:
Tüm ulaşım sistemleri
etkin kullanılmalı
Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK
Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı
BAŞYAZI:
Şehir içi ulaşımda insana öncelik
Celal KOLOĞLU
Yönetim Kurulu Başkanı
DOSYA:
Kentlerde Sürdürülebilir Ulaşım
50
DOSYA:
Ulaştırma, enerji
tüketiminde başta gelen
sektörlerden biri
Metin KİLCİ
Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı
DOSYA:
Gaziantep bir ‘dünya kenti’ olacak
Fatma ŞAHİN
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı
58
DOSYA: Şehrimizi çağa uygun ulaşım
sistemleri ile donattık
Tahir AKYÜREK
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı
24
28
32
42
46
DOSYA:
ARGE faaliyetlerine önem veriyoruz
İsmail KARTAL
62
DOSYA: Ulaştırma yatırımları Mersin
turizmine katkı sağlıyor
Burhanettin KOCAMAZ
Türkiye Cumhuriyeti Karayolları Genel Müdürü
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı
DOSYA:
Toplu taşıma hızla teşvik edilmeli
Fatih TURAN
DOSYA: Ulaşımda konfor, havanın
kalitesi kadar öncelikli
Yusuf Ziya YILMAZ
66
Altyapı Yatırımları Genel Müdürü
Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı
DOSYA:
Daha akıcı ve güvenli trafik için önlemler
68
DOSYA: Ulaşımda öncelik toplu taşıma
sistemleridir
Prof Dr. Rafet BOZDOĞAN
Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri
Başkanlığı
Yalova Üniversitesi Ulaştırma Mühendisliği
Bölüm Başkanı
70
DOSYA: Sürdürülebilir ulaştırma
çözümleri ve kurumsal sosyal sorumluluk
Doç. Dr. İsmail ŞAHİN
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı
Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi
Ulaştırma Anabilim Dalı
DOSYA:
Şehirler insanlar için düzenlenmeli
Prof. Dr. Yılmaz BÜYÜKERŞEN
74
DOSYA: Bursa’da raylı sistemle güvenli
ve hızlı ulaşım
Levent FİDANSOY
DOSYA:
Hedefimiz daha ulaşılabilir bir Bursa
Recep ALTEPE
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı
BURULAŞ A.Ş. Genel Müdürü
38
54
126
130
142
DOSYA:
Ulaşım ana planı
çalışmasına ağırlık
veriyoruz
DOSYA:
Ulaşıma, yenilikçi ve
modern çözümler
üretiliyor
YAŞAM:
Eğitime destek,
vatandaşlık görevidir
KÜLTÜR / SANAT:
Kütüphane Otobüs
Durağı Projesi
vatandaşların ilgi odağı
İ. Melih GÖKÇEK
Aziz KOCAOĞLU
GAMA Holding
Onursal Başkanı
HABERLER:
Başkan Koloğlu Mesleki
Yeterlilik Kurumu
Yönetimi’nde görev
alacak
Ankara Büyükşehir
Belediye Başkanı
78
82
İzmir Büyükşehir
Belediye Başkanı
DOSYA: İzmir’de raylı sistemler kentin
omurgasıdır
Sönmez ALEV
124
İNŞAAT SANAYİCİLERİ:
TEKNOKON Endüstri
Tesisleri İnş. ve Montaj A.Ş.
145
HABERLER:
İş Hukuku ve Sosyal
Güvenlik Hukuku
Derneği’nde yeni yönetim
108
TOPLANTI:
İNTES, Türk Dünyası Mühendisler ve
Mimarlar Birliği iş birliği yapacak
132
İNTES MYM’DEN:
İNDER ve Türkiye MYM
sektördeki yeni dönem için
iş birliği yapıyor
146
SUMMARY
112
TOPLANTI:
İNTES Yüksek Danışma Kurulu
Toplantısının konuğu Kasım Özer oldu
134
YENİ YAYIN:
Libya’daki Türk
Müteahhitliğinin Arka Planı
116
İNŞAAT SANAYİCİLERİ:
ONUR TAAHHÜT TAŞIMACILIK İNŞAAT
TİC. VE SAN. A.Ş.
135
YENİ YAYIN:
İş Sağlığı ve Güvenliği
Kanunu ve İlgili
Yönetmelikler
118
İNŞAAT SANAYİCİLERİ:
HİDROMEK - HİDROLİK VE MEKANİK
MAKİNA İMALAT SAN. VE TİC. A.Ş.
136
İGY’DEN:
Genç Yöneticiler Grubu
Kurt Grup tesislerini
ziyaret etti
120
İNŞAAT SANAYİCİLERİ:
HASELSAN İNŞAAT VE TİCARET A.Ş.
138
İGY’DEN:
İGY’den Marka Projelere
ziyaretler devam ediyor
İGA Havalimanı CEO
DOSYA:
Kentte toplu taşıma tercihi artıyor
Feyzullah GÜNDOĞDU
DOSYA:Yaşanabilir şehirler için erişilebilir
ulaşım sistemleri
Ülkü ARIOĞLU
104
90
94
DOSYA: Raylı sistemler şehir yaşamını
kolaylaştırıyor
Ayhan YAVRUCU
İstanbul Ulaşım Haberleşme ve Güvenlik
Teknolojileri Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü
Alarko İnşaat A.Ş. Genel Müdürü
96
DOSYA: Raylı sistemler sürdürülebilir
ulaşımın temelidir
Gönül TALU
Doğuş İnşaat A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
100
DOSYA: Çağdaş ulaşım sistemleri önce
fiyat ve fayda dengesi sağlamalı
Müşfik YAMANTÜRK
GÜRİŞ İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Genel Müdür
122
İNŞAAT SANAYİCİLERİ:
E+M ELEKTRİK SİSTEM
HİZMETLERİ A.Ş
Yapı Merkezi A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi
Kalkınma Bakanlığı Uzmanı
DOSYA:
Akıllı Şehrin Mimarı: İSBAK
Muhammed ALYÜRÜK
Giresun Belediye Başkanı
144
102
DOSYA: İstanbul yeni havalimanı Türkiye’nin
simgesel yapılarından biri olacaktır
Yusuf AKÇAYOĞLU
İzmir Metro A.Ş. Genel Müdürü
DOSYA:
Sürdürülebilir ulaşım politikaları
Faruk CİRİT
Kerim AKSU
HABERLER:
Pakistan Büyükelçisi
Mahmood, İNTES Genel
Merkezi’ni ziyaret etti
Kayseri Ulaşım A.Ş. Genel Müdürü
86
Erol ÜÇER
BAŞYAZI
Celal KOLOĞLU
Yönetim Kurulu Başkanı
Şehir içi ulaşımda
insana öncelik
Sağlıklı ve hızlı ulaşım tüm dünya
ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’nin
de en önemli sorunu oldu.
Özellikle hızlı kentleşme
büyükşehirde sayısının milyonlarla
ifade edildiği yerleşim alanlarında
ulaşım sorununu insan yaşamının
ayrılmaz bir parçası haline getirdi.
Türkiye’de nüfusun giderek büyük
şehirlerde yoğunlaşması şehir
içi ulaşıma daha fazla önem
verilmesini zorunlu kılıyor. Araç
sayısında çok hızlı artışlar, büyük
şehirlerde şehir içi ulaşımında
hem trafik yoğunluğunun
artmasına hem de sera gazı
salınımlarının artması nedeniyle
hava kirliliğine yol açıyor. Yaşanan
4
sıkıntılar toplu taşıma araçlarına
öncelik verilmesini zorunlu hale
getiriyor. Raylı sistemler öncelikli
olunca, otomasyon sistemleri,
sinyalizasyon ve elektrifikasyondan
rayların bakımına kadar ürünler
ve çözümler üretmek gerekiyor.
Bu ise ileri teknoloji gerektiren
uygulamaları da beraberinde
getiriyor. Uygulamaların
yaygınlaşması büyük şehirlerde
yaşayan vatandaşlara kolay, rahat
ve stressiz ulaşım imkanı sunuyor.
Türkiye’nin en kalabalık nüfusa
sahip şehri olan İstanbul’da günlük
yolcu hareketinin 26 milyon kişiyi
bulduğu belirtiliyor. Bu kadar çok
sayıda insanın ulaşımının sağlıklı
yapılabilmesinde toplu taşıma
sistemleri öncelik kazanıyor.
İstanbul ve İzmir gibi büyük
şehirlerimizde raylı sistemlerin
yanı sıra deniz taşımacılığı da
oldukça önemli bir hale geliyor.
Başkent Ankara’da ise raylı
ulaşıma verilen önem artarken
metro ağları giderek tüm şehre
yayılıyor.
21. yüzyıl bilimsel düşünceyi bir
hayat felsefesi olarak algılamak
zorunluluğunu getiriyor.
Türkiye’de toplumun bu konuda
hazırlanmasını ana politika haline
getirmekte yarar var. Toplumun
gelecekte daha müreffeh ve
mutlu olabilmesinin ancak bu
yaklaşımın yaygınlaşması ile
sağlanabileceğine inanıyoruz.
Selanik’te doğan İzmir Valiliği de
yapan Halil Rıfat Paşa’nın ünlü
“Gidemediğin yer senin değildir”
sözü, şehirler büyürken ulaşımın
da yaygınlaşmasının gereklilik
olduğunu ispatlar niteliktedir. Artık
büyük şehirlerde daha sağlıklı
ulaşım için bilimsel düşünce ve
teknolojik yeniliklere öncelik veren
bir belediyecilik anlayışı zorunlu
hale gelmektedir. Büyükşehir
belediye başkanlarımızın da
icraatlarında sağlıklı ulaşım
başta olmak üzere “İnsanlara
öncelik veren düşünceyi” tüm
hizmetlerinde dikkate almaları
zorunlu görünüyor.
Ülkemizin tüm vatandaşlarının,
güvenli ve yaşanabilir kentler için
sürdürülebilir ulaşım sistemlerine
layık olduklarına yürekten
inanıyoruz.
İnşaat sanayicileri olarak büyük
şehirlerimizde hızlı ve sağlıklı
ulaşımın büyük önem taşıdığının
bilincindeyiz. Bu vesileyle
şehirlerimizde insan yaşamına
öncelik verilerek gerçekleştirilecek
yatırım ve projelere sektör olarak
destek vermeye hazır olduğumuzu
da belirtmek isteriz.
İnsanlarımızın mutluluğu,
mutluluğumuzdur.
2016 yılının ülkemize ve dünyaya
başta barış olmak üzere,
birlik, beraberlik ve güzellikler
getirmesini içtenlikle diliyoruz.
Saygılarımla.
5
DOSYA Kentlerde Sürdürülebilir Ulaşım
6
Yaşanabilir kentler için
sürdürülebilir ulaşım
sistemleri
Dünyada her geçen gün nüfus
dengeleri değişiyor. Sanayileşme
arttıkça kentleşme oranları da
artıyor. Bugün dünyada kentleşme
oranları %80 seviyesindedir.
Ülkemizde de dünyadaki
gelişmelere paralel kentleşme
seviyesi hızla artmış ve artmaya
devam etmektedir.
1972 yılında nüfusumuzun %75,8’i
kırsal alanlarda yaşarken, 2011
yılında tablo tersine dönmüş
%76,8’i kentlerde yaşamaya
başlamıştır. Şehirlerde artan nüfus
yoğunluğunun da olumlu-olumsuz
pek çok etkisi olmuştur.
Ülkemizde insanlar, sağlık,
eğitim, sosyal ve kültürel tesisler,
daha iyi bir eğitim ve ulaşım
olanaklarından faydalanabilmek
amacı ile kentlere göç etmişlerdir.
Ancak beklentiler böyleyken uzun
yıllar plansız kentleşme sorunu ile
karşı karşıya kalınmıştır. Plansız
kentleşme sosyo-ekonomik temel
problemlerimizin başında gelmiştir.
Dolayısıyla daha nitelikli kentleşme
için geniş sağlık, sosyal ve kültürel
hizmetlerin yanı sıra daha nitelikli
yapılara, daha nitelikli altyapı
sistemlerine, konforlu ve güvenli
ulaşım türlerine ihtiyaç doğmuştur.
Kentleşme hızı arttıkça günlük
hayatın en önemli sorunu iyi
bir şehir içi ulaşım sisteminin
sağlanamaması olmuştur. Şehir
içi ulaşım sorunu insanlara
daha iyi bir kent yaşamını tesis
edecek sürdürülebilir ulaşım
kavramını ortaya çıkartmıştır. Yani
günümüzün ihtiyacını karşılarken
gelecek nesilleri de düşünmemiz
gerektiği gerçeği ile karşılaştık.
Zira kentsel ulaşımın en önemli
öğesi insandır.
Özel otomobil tek başına
kullanıcısına hareket özgürlüğü
sağlar ama geniş ölçekte kent
yaşamımızı kısıtlar. Daha önemlisi
trafik kazalarının artması gibi
yüksek maliyeti vardır.
Tüm özel araç kullanıcılarının
talebini karşılayacak yol ağı
sağlanması da mümkün değildir.
Zira artan araç sayısı demek
zamanın kısıtlanması demektir,
çevre kirliliğidir, gürültüdür, özgür
adımların kısıtlayıcısıdır yani
sürdürülemez bir ulaşım sistemini
anlatmaktadır.
Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığı tarafından
hazırlanan rapora göre otobüs,
tren, metro, tramvay gibi toplu
taşıma sistemlerinin az ve birbirine
yakın düzeyde enerji tükettiği,
otomobilin tüketiminin ise bu
sistemlerin beş katından fazla
olduğu görülmektedir. Enerjide dışa
bağımlı bir ülke olduğumuz gerçeği
göz önünde bulundurulduğunda
alternatif ulaşım türlerinin
geliştirilmesinin önemi bir kez de
bu yönü ile ortaya çıkmaktadır.
Sürdürülebilir kent içi ulaşımın
temel politikası insanları
bireysel araba kullanımından
uzaklaştırmak, zihniyetlerini
değiştirerek toplu taşıma
sistemlerini kullanmaya teşvik
etmektir. Elbette bunun yolu
konforlu, dakik, güvenli, hızlı ulaşım
türlerinin yaygınlaştırılmasından
geçer. Yaşanabilir kentler için
kent merkezlerinde araç öncelikli
ulaşım türlerinden toplu ulaşım ve
yaya öncelikli yollara çevirmeliyiz.
Geleceğin ulaşım türlerinde tüm
ulaşım kanallarının birbiri ile entegre
olacak şekilde geliştirilmesi büyük
önem arz etmektedir. Daha etkin
ve verimli, çevreci, engelsiz yollar
inşa edilmeli, kalite ve konfor
ön planda olmalıdır. Yürüme ve
bisiklet yolları da tüm ulaşım
kanalları ile uyum içinde insanlar
için erişilebilir olmalıdır. Elbette yol
ve trafik güvenliği de sürdürülebilir
ulaşımın tamamlayıcı unsurudur.
Daha yaşanabilir bir kent yaşamı
tesis edebilmek için insan odaklı
yatırımlar yapılmalıdır. Bu
kapsamda Kalkınma Planlarında
kent içi ulaşım sistemlerine
yönelik politikalar öncelikli
olmuştur. Örneğin 1963-1967
yıllarını kapsayan Birinci Beş Yıllık
Kalkınma Planı’nda;
•Toplu taşımacılığa öncelik verilip
geliştirilmesi,
•Gerekli şartları yerine getirerek
artan yolcu, yük ve haber trafiğini
karşılamak,
•Fazla kapasite yaratmamak
ve eldeki kapasiteden tam
yararlanmak,
•Ulusal ekonomiye yararlı olacak
ulaştırma politikaları uygulanması,
•Her taşıma sisteminin toplam
taşımadaki payının dengeli
dağılması,
•Kentlerimizde daha rahat, hızlı,
ekonomik ve güvenli ulaştırma
olanakları yaratmak,
7
•Mevcut altyapının verimli şekilde
kullanılması,
•Taşıtları toplum ve ulusal
ekonominin yararına kullanmak
•Kentlerin fiziki planları ile ulaşım
planlarının bütünleştirilmesi,
•Planlama, uygulama, işletme
ve denetimde koordinasyonun
sağlanması,
•Çevre ile uyumlu ve kirleticiliği az
bir ulaşım hizmetinin sağlanması,
hedeflenmiştir.
2014-2018 yıllarını kapsayan
Onuncu Kalkınma Planı’nda da yine
sürdürülebilir şehir içi ulaştırma
sistemlerin geliştirilmesi temel
politika hedefi olmuştur.
8
•Şehir içi toplu taşımada trafik
yoğunluğu ve yolculuk talebindeki
gelişmeler dikkate alınarak
öncelikle otobüs, metrobüs
ve benzeri sistemler tercih
edilerek; bunların yetersiz kaldığı
güzergâhlarda raylı sistem
alternatifleri değerlendirilmesi,
•Büyükşehir belediyelerinin
mevcut ve planlanan şehir içi
raylı sistem projeleri; şehir
merkezlerinden geçen demiryolu
ana hattına, şehir içi lojistik
merkezlerine, şehirlerarası otobüs
terminallerine, havalimanlarına
ve diğer ulaşım türlerine entegre
olabilecek şekilde planlanması,
•Şehir içi ulaşım altyapısının
diğer altyapılarla entegrasyonu
güçlendirilmesi,
•Şehir içi ulaşımda trafik yönetimi
ve toplu taşıma hizmetlerinde
bilgi teknolojileri ve akıllı ulaşım
sistemlerinden etkin bir şekilde
faydalanılması,
•Yaya ve bisiklet gibi alternatif
ulaşım türlerine yönelik yatırım ve
uygulamalar özendirilmesi,
Şehir içi ulaştırma sistemlerinin
iyileştirilmesine yönelik ana
hedeflenmiştir.
politika araçlarından birisi
raylı sistem yatırımlarıdır.
Raylı sistemler çevresel ve
kullanım rahatlığı ile toplu
taşımanın en önemli kollarından
birisini oluşturmaktadır. Çünkü
raylı sistemler toplu ulaşım
sistemleri arasında en yüksek
yolculuk kapasitelerine sahip
ulaşım sistemleri olarak
kabul edilmektedir ve modern
şehircilik yaşamının en önemli
göstergelerinden birisidir. Bugün
dünyanın gelişmiş bölgelerinde
de metro sistemleri, dünyadaki
pek çok büyük şehirde birincil
toplu ulaşım sistemi olarak
kullanılmaktadır.
Büyük şehirlerde kent içi raylı
sistemlerin kent nüfusuna
yetecek kapasitenin altında
olmasına yönelik eleştiriler olsa
da bu konuda önemli yatırımlar
yapılmaktadır. Nüfusu 1.000.000’un
üzerindeki birçok şehirde artık
raylı sistemlere yönelik projelerin
gerçekleştirildiğini ve bu konuda
çalışmaların hızla devam ettiğini
görmekteyiz. İstanbul, Ankara,
İzmir, Bursa, Adana, Konya,
Gaziantep, Mersin, Diyarbakır,
Kayseri nüfusu 1.000.000 üzerinde
olup raylı sistem projeleri inşa
edilerek, halkın hizmetine sunulan
kentlerimizdir. Gerçekleştirilen
yatırımlar ile 2006 yılında kent içi
raylı sistem uzunluğu 292 km iken,
2013 yılında 477 km’ye ulaşmıştır.
2018 yılında hedef ise 787 km
olarak belirlenmiştir.
Bu kapsamda Onuncu Kalkınma
Planı döneminde Ankara’da
Kızılay-Çayyolu, Batıkent-Sincan
ve Tandoğan-Keçiören metro
projeleri ile Esenboğa raylı sistem;
İstanbul’da Üsküdar-Ümraniye,
Otogar-Bağcılar, Aksaray-Yenikapı,
Bakırköy-Beylikdüzü, ŞişhaneYenikapı, Kartal-Kaynarca,
Kabataş-Mahmutbey, BakırköyKirazlı metro; İzmir’de Trafik
Yönetim Sistemi, Deniz Ulaşımı
Geliştirme, Üçyol-F. Altay metro
ile Konak ve Karşıyaka tramvay;
Bursa’da 3. aşama, Kayseri’de
2. ve 3. aşama hafif raylı sistem;
Gaziantep’te 3. aşama ve Konya’da
2. aşama tramvay projelerinin
tamamlanması beklenmektedir.
Ve İstanbul… Çılgın projelerin
kenti… Tüm dünyayı kıskandıran
güzellikleri içinde barındıran
İstanbul’un göçlerle birlikte hızla
büyümesiyle plansız kentleşme
ile ulaşım en önemli sorun haline
geldi. İnsanlar için en kıymetli
değer olan zaman, trafikte yok
olup gidiyor. Artık buna çözüm
olacak projeler İstanbul’a hızla
kazandırılıyor. İşte raylı sistemlerin
omurgasını oluşturan Marmaray.
İstanbul’daki toplu ulaşım oranını
%30’a çıkartma hedefi ile yola
çıktı. Ağustos 2015 verilerine göre
günlük ortalama 148.103 yolcuyu
konfor ve güvenle ulaştırıyor.
2016 yılında hizmete sunulması
hedeflenen iki kıta arasındaki
mevcut köprülere alternatif
olacak Avrasya Karayolu Tüp
Geçit Projesi, İstanbul’un incisi
3. Boğaz Köprüsü. Her biri ölçek
büyüklüğü, teknolojisi ile dünya
standartlarında, literatürlere
girmiş projeler olarak insanımıza
zaman ve kaliteli yaşam
kazandıracak.
Kentler önce insan içindir. Onu
yaşanabilir kılmak da yine insanın
elindedir. Sürdürülebilir bir kent
yaşamı için dengeli, altyapıyla
uyumlu, çevreci bir ulaştırma
sisteminin kurulması kaçınılmazdır.
İnşaat Sanayi Dergimizde konunun
taraflarının dilinden tüm detaylar
ile sürdürülebilir bir kent yaşamı
için ulaşım sistemlerini anlattık.
Okuyucularımızın ilgiyle
okuyacağını umuyoruz.
9
DOSYA
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
M. Hamdi YILDIRIM
Türkiye Cumhuriyeti
Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığı Müsteşar V.
Toplu taşıma
alt yapısının
oluşturulması ne
kadar önemliyse
insanımızda toplu
taşımaya yönelik
zihniyet değişiminin
sağlanması da o
kadar önemli hale
gelmiştir.
Kent içi ulaşım
çözümleri büyük
önem taşıyor
Ülkemiz alabildiğine dinamik bir
ülkedir. Sadece yerel anlamda
değil, bölgesel ve küresel anlamda
da hareketli bir ülke konumundayız.
Bu hareketin berekete dönüşmesi
için ulaşım ve iletişim alt yapısını
tamamlamak suretiyle, hem
insanımızın yaşam kalitesini
yükselteceğiz hem de Türkiye’nin
imkânlarını küresel rekabete
uygun olarak dönüştüreceğiz.
Bu amaçla köy yollarından kent
içi ulaşıma, çevre yollarından
bölünmüş yollara bir yandan ulusal
yol ağımızı yenilerken, standardını
yükseltirken, yeni yollar
yaparken diğer yandan ülkemiz
üzerinden doğu-batı, kuzey-güney
istikametinde geçen uluslararası
koridorları işlevsel hale getiriyoruz.
Son yüzyılda yerel idarelerin de
genel idarelerin de çözmek için
10
uğraştığı en önemli sorunların
başında ise kentleşme sorunu
gelmektedir. Bu New York’ta da
aynı, Paris’te de aynı, Londra’da
da aynı. Göçün doğurduğu sosyal,
kültürel, ekonomik duruma
her yönüyle hazır bekleyen
bir büyükşehir örneği bulmak,
dünyada da ülkemizde de mümkün
değildir. Öngörülemeyen bu
büyümenin sağlıklı bir zemine
oturması, makro planda belirlenen
ulaştırma, sanayileşme, konut,
turizm, tarım politikalarının
birbirini tamamlayacak bir nitelikte
olmasını zorunlu kılmaktadır. Kent
nüfusunda yaşanan her artış ise
daha fazla taşıt trafiği olarak geri
dönmektedir. Bakınız ülkemizde
sadece bu yıl ilk sekiz ayda artan
taşıt sayısı 813 binin üzerinde.
Bu araçların yaklaşık üçte biri de
İstanbul trafiğine kayıtlıdır.
Ülkemizde yıllık
ortalama yüzde 1.6
nüfus artışı ve son
25 yıldaki büyüme
eğilimlerinin
sürmesi
durumunda 2023
yılına kadar toplam
taşıma talebinin
bugünkü düzeyin
üç katına çıkacağı
öngörülmektedir.
Taşıt sayısı artıyor, toplu taşıma
bilinci şart
Trafiğe yeni çıkan her 100 araçtan
35’inin İstanbul, 9’unun Ankara
ve 6’sının İzmir’de olması kent
içi ulaşım çözümlerinin ne kadar
önemli olduğunu gösteriyor.
2002 yılında 8 milyon 600 bin
olan motorlu taşıt sayısı bugün
19 milyon 700 bine yaklaştı.
Bu taşıtların 3.6 milyona yakını
İstanbul’da, 1.7 milyona yakını
Ankara’da, 1.2 milyona yakını
ise İzmir’de bulunuyor. Ve bugün
itibariyle bir günde yaklaşık 45
milyon insanımız motorlu taşıtla
yolculuk yapıyor. Bunların önemli
bir bölümü toplu taşıma sistemleri
ile yolculuk yapıyor.
Ancak halen ülkemizde toplu
taşıma bilinci oluşmuş değil.
Özellikle geçmiş yıllarda
toplu taşıma altyapısının iyi
oluşturulamamış olması,
ülkemizde toplu taşıma
sistemlerine güveni azaltmış
durumda. Toplu taşıma altyapısının
oluşturulması ne kadar önemliyse
insanımızda toplu taşımaya
yönelik zihniyet değişiminin
sağlanması da o kadar önemli
hale gelmiştir. Küçük kapasiteli
bireysel taşımacılığın baskın hale
gelmesi, bir yanıyla elbette sosyal
refahı göstermesi bakımından
önemlidir. Ancak diğer yanıyla
yüksek maliyet demektir, güvenlik
zafiyeti demektir, çevre kirliliği
demektir, trafik sıkışıklığı demektir.
Oysa toplu taşımanın, bireye de
işleticiye de ülkeye de maliyeti
daha düşüktür; daha çevrecidir,
daha güvenlidir. Çağdaş kentler;
zamanını verimli kullanarak her
türlü aktiviteye zaman ayırabilen
özgür bireylerine, erişilebilir
ve yüksek standartta kentsel
donatı olanağı ve yaşam kalitesi
sunabilen, çevreye duyarlı
kentlerdir.
2023 yılına kadar taşıma talebi 3
kat artacak
AB ülkelerinde son 20 yılda
taşıma talebi her yıl yaklaşık %2.6
oranında artma göstermiştir. Bu
artışa paralel olarak ulaştırma
sektörü; topluluk GSYİH’sının
%10’unu, toplam istihdamın
%7’sini, üye ülke yatırımlarının
%40’ından fazlasını ve enerji
tüketimlerinin %30’unu
kapsamıştır. Ülkemizde yıllık
ortalama %1.6 nüfus artışı ve son
25 yıldaki büyüme eğilimlerinin
sürmesi durumunda 2023 yılına
kadar toplam taşıma talebinin
bugünkü düzeyin üç katına
çıkacağı akademik çevrelerde
de kabul gören bir öngörü haline
gelmiştir. Halen göç alan İstanbul
başta olmak üzere Ankara ve
İzmir gibi büyükşehirlerimiz
bu talebin en fazla artacağı
illerimiz olacaktır. Bu bağlamda
büyükşehirlerimizin bu artan trafik
11
Toplu taşımada,
hem daha güvenli
hem de daha çevreci
olan raylı sistemleri
devreye almak
durumundayız.
karşısında durabilmesi için dev
projeler başlattık. Bakınız, transit
trafiği İstanbul dışına çekmek
için Kuzey Marmara Otoyolu’nu
yapıyoruz. İstanbul’un 3’üncü
Boğaz Köprüsü’nü de inşa ediyoruz.
Bu köprü ile transit trafiği şehir
dışına alacağız, İstanbul’un trafik
yükünü azaltacağız. İstanbul-İzmir
Otoyolu ve İzmit Körfez Geçişi
projesini devreye aldık. Hem
İstanbul’dan hem de İzmir’den
yapımına devam ediyoruz. Bu
otoyol, hem İzmir’in hem de
İstanbul’un transit trafiğini önemli
ölçüde şehir dışına taşıyacak.
Dünyanın en önemli projelerinden
biri olan Avrasya Karayolu Tüp
Geçit Projesi’ni de yapıyoruz.
Şimdiden tüneli deldik, iki yakayı
birbirine bağladık. Bu projenin
tamamlanması ile hem BostancıKadıköy arasındaki araçların
Sirkeci-Yenikapı -Zeytinburnu’na
geçişini sağlayacağız hem de şehir
merkezindeki trafik sıkışıklığını
engelleyeceğiz.
Ancak toplu taşımada hem daha
güvenli hem de daha çevreci olan
raylı sistemleri devreye almak
12
durumundayız. Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın
Büyükşehir Belediye Başkanlığı
döneminde başlattığı ve
Büyükşehir Belediye Başkanımız
Sayın Kadir Topbaş’ın devam
ettirdiği metro atağı sonrasında
şu anda İstanbul Metrosu her gün
1.8 milyona yakın insan taşıyor.
Ancak kent içi raylı taşımacılığa
daha fazla önem vermeliyiz.
Bu bağlamda, kent içi ulaşımda
raylı taşımacılığı yeniden dizayn
ediyoruz. İstanbul’da MARMARAY
ile İzmir’de EGERAY ve Gaziantep’te
GAZİRAY ile bu değişim başladı.
İstanbul Metro sistemi ile
Marmaray’ı da entegre hale
getirdik. Şu anda 3. Havalimanı’nı
Gayrettepe’ye bağlayacak metro
hattı için proje çalışmalarımızı
da başlatmış bulunmaktayız.
Ayrıca Yenikapı-İncirli, İncirliSefaköy metro hatlarının da yapım
işlerini üstlenmiş bulunmaktayız.
İzmir’de Egeray’ı hem kuzeyden
hem de güneyden uzatıyoruz.
Egeray’ı İzmir’in her köşesine
ulaştırmayı planlıyoruz. Ankara’da
da yeni metro ağını Bakanlığımıza
bağlı Altyapı Yatırımları Genel
Müdürlüğü yapıyor. Şimdiden iki
hattı tamamladık, üçüncü hattın
da sonuna yaklaştık. Bununla da
kalmayacağız, yeni hatlarla Ankara
metro sistemini havalimanına
ve Yüksek Hızlı Tren Garı’na da
bağlayacağız. Bunun çalışmaları da
son aşamaya geldi.
Ayrıca İstanbul’da da yine yapımını
Bakanlığımın üstlendiği LeventHisarüstü Metrosu’nu açtık.
Ancak İstanbul’a kendi gibi dev
projeler gerekiyor. Bu kapsamda
da Bakanlık olarak 3 Katlı İstanbul
Metro ve Karayolu Boğaz Geçişi
Projesi’ni başlattık. Günde 6.5
milyon yolcunun yararlandığı
dokuz farklı şehir içi raylı sistem,
hızlı metro ile entegre olacak ve
kıtalararası yolculuk kolaylaşacak.
İncirli’den Söğütlüçeşme’ye hızlı
metro ile 40 dakikada ulaşılacak.
Hasdal Kavşağı’ndan Ümraniye
Çamlık Kavşağı’na araçla 14
dakikada geçilecek. Çevre yollarına
bağlantısı ile diğer şehir içi yollara
daha kolay ve daha hızlı erişim
sağlanacak. Tüm ana arterler
birbirine bağlanmış olacak. Ayrıca
bu proje ile birlikte İstanbul’un üç
havalimanı raylı sistem ile birbirine
bağlanmış olacak. Başakşehir’den
Sabiha Gökçen Hava Limanı’na
kadar uzanan bir metro hattı da
yapılacak.
Kent içi ulaşımda 2023’e ve 2035’e
kadar hedefler
Düzenlediğimiz 11. Uluslararası
Ulaştırma ve Haberleşme
Şurası’nda ulaşımın her alanı
olduğu gibi kent içi ulaşımın
da kısa, orta ve uzun vadeli
yol haritasını çıkardık. Kent
içi ulaşımla ilgili 2023’e ve
2035’e kadar gerçekleşmesini
öngördüğümüz birbirinden önemli
hedefler belirledik. Bu kapsamda
da 2023 yılına kadar kent içi toplu
taşımacılığın teşviki için bazı
düzenlemeler yapacağız. Kent içi
ulaşım planlarının, imar planları
ile entegrasyonunu sağlayacağız.
Ulusal “hareketlilik veri tabanı”
oluşturacağız. Yayalaştırılmış
bölgeler ve bisiklet ulaşımının
yaygınlaştırılmasını sağlayacağız.
Temiz yakıt ve enerji verimliliği
yüksek taşıt teknolojileri ile
“Akıllı Ulaşım Sistemleri”nin tüm
kentlerimizde etkin kullanımını
artıracağız. Ulaşım ana planlarında
yolculuk değerleri yüksek olan
hatlarda raylı sistemler teşvik
edeceğiz. Denizyolu, demiryolu,
karayolu kombine taşımacılığını
yaygınlaştıracağız. Şu anda
Bakanlık olarak yaptığımız
çalışmalar, bu hedeflerimize
ulaşmamız için attığımız
adımlardır.
13
DOSYA
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK
Türkiye Cumhuriyeti
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
Müsteşarı
Bakanlığımızca
şehir içi ulaşımdan
kaynaklanan hava
kirletici emisyonların
azaltılmasını
sağlayarak
hava kalitesinin
iyileştirilmesi
çalışmaları
yürütülmektedir.
14
Tüm ulaşım
sistemleri etkin
kullanılmalı
Geleceğin ulaşım politikaları; başta
yayalar, engelliler ve motorsuz
araç kullanıcıları olmak üzere
herkes için sürdürülebilir ulaşımı
sağlamalı; emniyetli, çevreci,
enerjiyi etkin kullanan, esnek ve
bir o kadar da ekonomik ulaşım
türlerinin daha fazla kullanılmasını
teşvik etmeli; daha etkin ve verimli
olan toplu ve bireysel taşıma
sistemlerine odaklanmalıdır.
Günümüzde hızla artan nüfus,
işgücü ve trafikteki araç sayısına
paralel olarak ulaşım sorunları
göz önüne alındığında, hızla
büyüyen şehirlerimizde ekonomik
ve verimli bir ulaşım sistemi
oluşturmanın temel koşulu diğer
taşıma sistemleri ile entegre
olmuş metro, tramvay gibi hafif
raylı taşıt sistemleri ağlarının
oluşturulmasıdır. Yine birçok büyük
ilimizin liman kenti olduğunu
düşündüğümüzde, İstanbul ve İzmir
gibi kentlerimizde deniz ulaşımının
da etkin bir şekilde kullanılması
önem arz etmektedir. Tüm bunların
yanı sıra bisiklet vb. motorsuz
taşıtlarında özellikle topoğrafyanın
müsait olduğu yerlerde sisteme
dâhil edilmesi çok önemlidir.
Bu konuda Avrupa Birliği, daha iyi
bir şehir yaşamı için ideal ulaşım
sistemini şöyle ifade etmektedir;
“Tüm toplumun temel erişim
ve gelişme ihtiyaçlarını güvenli
bir şekilde karşılayan, insan ve
ekosistem sağlığını dikkate alan
bugünün ve gelecek nesillerin
eşitliğini destekleyen; araç değil,
insan odaklı ulaşım sistemleridir.”
Bunun temelinde toplu taşıma
ile birlikte, bisiklet ve yürüme
yollarının diğer kara ve raylı
ulaşım sistemleri ile entegresyon
içerisinde çalışması yatmaktadır.
Bakanlığın şehir içi ulaşım
sistemlerine katkı veren görev
alanları
Mekânsal strateji planlarını
hazırlamak ve mahalli idarelerin
plan kararlarının bu stratejilere
uygunluğunu denetlemek; planlara
ve bunların uygulanmasına
yönelik temel ilke, strateji
ve standartları belirlemek
ve bunların uygulanmasını
sağlamak; yerleşmeye, çevreye
ve yapılaşmaya dair imar,
çevre, yapı ve yapım mevzuatını
hazırlamak, uygulamaları izlemek
ve denetlemek Bakanlığımızın ana
görevlerindendir.
Bu kapsamda ulaşım ağlarının
da yer aldığı mekânsal stratejiler
hazırlanmakta; stratejiye uygun
olarak üst ölçekli çevre düzeni
planları ve ulaşım master
planları yapılmakta; küçük
ölçekli imar planları ve ulaşım
planlarında ulaşımın daha etkin
ve verimli olmasını sağlayacak
düzenlemeler yapılmaktadır.
Ayrıca imar mevzuatında yapılan
iyileştirmelerle yerleşme ve
yapılaşma daha yaşanabilir ve
ulaşım sistemleri ile uyumlu hale
getirilmektedir.
Şehir içi ulaşımdan kaynaklanan
hava kirletici emisyonların
azaltılmasını sağlayarak hava
kalitesinin iyileştirilmesi
çalışmaları da Bakanlığımızca
yürütülmektedir. Bu
doğrultuda Çevre ve Şehircilik
İl Müdürlüklerimizden trafik
sıkışıklığının önlenmesi adına
kavşaklarda sinyalizasyon
düzenlemelerinin yapılması,
toplu taşıma ve raylı ulaşım
sistemlerinin yaygınlaştırılması,
yeşil dalga uygulamaları gibi
önlemleri içeren Temiz Hava Eylem
Planlarını yerel yönetimler ile
koordineli şekilde hazırlamaları
talep edilmekte ve bu planlar
Bakanlığımızca değerlendirilerek
takibi sağlanmaktadır. Kente
özgü meteorolojik ve topolojik
koşulları da dikkate alan Temiz
Hava Eylem Planlarının, belediyeler
tarafından hazırlanan Strateji
Planı ve/veya Ulaşım Ana Planına
entegrasyonu ile şehir içi ulaşım
sistemlerinin düzenlenmesine
katkı sağlanmaktadır.
Büyükşehirlerde sürdürülebilir
kent yaşamına yönelik çalışmalar
Bakanlığımızın konut alanları ile
oluşturulacak çekim merkezleri
arasındaki ulaşıma katkı
sağlayacağını düşündüğü önemli
projelerinden birisi mevzuat
15
Ulaştırma
sektörünün
geliştirilmesi
ve çevreyi
destekleyici şekilde
yönlendirilmesi
iklim değişikliği ile
mücadelede önemli
bir rol oynayacaktır.
çalışmalarının sonuna gelinmiş
olan “Şehir İçi Yollarda Bisiklet
Yolları, Bisiklet İstasyonları ve
Bisiklet Park Yerleri Tasarımına
ve Yapımına Dair Yönetmelik”tir.
Yönetmelikle; ülkemizde bisiklet
yollarını ulaşıma entegre etmek,
araç trafiğini azaltmak, dolayısı
ile hava kalitesini yükseltmek ve
enerji tasarrufunun sağlanması
amaçlanmaktadır.
Bisiklet yolları ulaşım ağları
ve yerleşim yerlerinin
merkezi bölgelerini birbiriyle
irtibatlandıracak bir ağ oluşturacak
şekilde tasarlanacak, bisiklet
yollarının tasarım ve yapımı
standartlara uygun hale getirilecek,
bisiklet yolları yapılacak trafik
işaretlemeleri ile sinyalizasyon
sistemleriyle ulaşım sistemine
entegre edilecek, bisiklet
kullanımının ulaşım amaçlı hale
getirilecek ve metro, tren, otobüs,
vapur gibi toplu ulaşım araçlarında
gerekli önlemler alınacak, bisiklet
park istasyonları ve park yerleri
yapılacak; bisiklet yollarının
engelli araçları tarafından da
kullanımına izin verilerek engelli
vatandaşlarımız için ulaşımda
kolaylıklar sağlanacaktır.
Bakanlığımız tarafından karayolu
ulaşımından kaynaklanan
emisyonların azaltılması üzerinde
olumlu etkisi olan ve ekonomik
açıdan enerji ve yakıt tasarrufu
gibi olumlu katkıları da olduğu
bilinen bisiklet kullanımının
illerimizde yaygınlaştırılması
kararlaştırılmıştır. Bu kapsamda
bisiklet yollarının yapımı
için hazırlanan projelerden
Bakanlığımızca uygun bulunanlar
bütçe imkânları dâhilinde
desteklenmektedir.
Trafik yoğunluğunun çevreye
zararlarının azaltılması
Bilindiği üzere iklim değişikliğine
sebep olan atmosferde biriken
sera gazı emisyonlarının temel
oluşum nedenlerinden biri de
ulaştırma sektörüdür. Araçlardan
16
çıkan sera gazı emisyonları birçok
gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede
olduğu gibi bizim ülkemizde de
dikkat çekmektedir. Bu kapsamda
İklim Değişikliği Eylem Planı
çerçevesinde iklim değişikliği ile
mücadelede, ülkemizde ulaştırma
sektörünü de kapsayan kısa, orta
ve uzun vadeli hedeflerimizi ortaya
koyan bir yol haritası belirlenmiştir.
2020 yılını öngörerek hazırlanan bu
eylem planı Türkiye’nin kalkınma
ve çevre alanındaki gelecek
hedeflerinin entegrasyonunun hızla
devam etmesini amaçlamaktadır.
Eylem planı kapsamında ulaştırma
sektörüne ilişkin birçok hedef yer
almaktadır.
Bu çerçevede 2023 yılı
itibariyle demiryollarının yük
taşımacılığında (2009 yılında
%5 olan) payının %15’e,
yolcu taşımacılığındaki (2009
yılında %2 olan) payının %10’a
çıkarılması hedeflenmektedir.
Bu hedefe ulaşmak amacıyla
demiryolu altyapısının ve üst
yapısının geliştirilmesi ve
kombine taşımacılık geliştirilerek
demiryollarının yolcu ve yük
taşımacılığındaki rolünün
etkinleştirilmesi için gerekli
çalışmalar yapılmaktadır.
Bu kapsamda 2023 yılına
kadar 10.000 km hızlı tren
demiryolu hattının ve 5.000 km
konvansiyonel demiryolu hattının
inşa edilmesi planlanmaktadır.
Ayrıca mevcut demiryolu ağının
yenilenerek standartlarının
yükseltilmesi, elektrifikasyon
ve sinyalizasyonunun yapılması
çalışmaları devam etmektedir.
Bunlara ek olarak demiryollarında
yolcu taşıma hizmet kalitesinin
yükseltilmesi için Büyükşehirlerde
demiryolu ana istasyonlarına
yolcu ulaşımını sağlayan alternatif
ulaşım hatları oluşturulmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Devlet
Demiryolları’nın sorumluluğunda
gerçekleştirilecek olan bu
plan ve politikalar Türkiye’nin
ulaştırma sektörüne ait sera gazı
emisyonlarını büyük bir oranda
düşüreceğini öngörmektedir.
Tüm bunların yanı sıra
Bakanlığımız diğer kurum
ve kuruluşlar ile iş birliği
içerisinde iklim değişikliği ile
mücadele amacıyla ulusal
katkısını hazırlamıştır. Ekim ayı
itibariyle Birleşmiş Milletler İklim
Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi
Sekreteryası’na sunulan ulusal
katkı kapsamında ülkemizin
toplam sera gazı emisyonlarının
2030 itibariyle %21 oranında
azaltılacağı belirtilmiştir. Bu
azaltım oranı içerisinde ulaştırma
sektörünün payı önem arz
etmektedir. Dolayısıyla ulaştırma
sektörünün bunlar göz önünde
bulundurularak geliştirilmesi
ve çevreyi destekleyici şekilde
yönlendirilmesi iklim değişikliği
ile mücadelede önemli bir rol
oynayacaktır.
Gelişmiş batı ülkelerinde günlük
hayatta bisiklet kullanımı toplam
yolculukların yaklaşık %25’ini
oluşturmaktadır. Yukarıda
bahsedildiği üzere bisiklet
yollarının ve bisikletlilere hizmet
verecek bisiklet park yerleri ile
bisiklet istasyonlarının yapılması,
bisiklet kullanımını özendirecek ve
bisikletin bir ulaşım aracı olarak
kullanılmasını sağlayacaktır.
Ülkemizde karayolu taşımacılığı
nedeniyle meydana gelen CO2
salınımı 2013 yılında 58.196.000
ton olarak gerçekleşmiş olup
bunun %32.58’i otomobil
kaynaklıdır. Otomobillerden
kaynaklanan CO2 salınımının
yarısının şehir içi ulaşımda
meydana geldiği kabul edilir ve
şehir içi ulaşımın %10’unun bisiklet
kullanımı ile gerçekleştirileceği
hedeflenirse; CO2 salınımının
kaba bir hesapla 948.000 ton
azalacağı düşünülmektedir.
Bisikletin şehir içlerinde ulaşım
amaçlı kullanılması; hem enerji
tasarrufuna hem de karbon
salınımının azaltılmasıyla hava
kalitesine olumlu yönde katkı
yapacaktır.
Bisiklet kullanımının
illerimizde
yaygınlaştırılması
kararlaştırılmıştır. Bu
kapsamda bisiklet
yollarının yapımı
için hazırlanan
projelerden
Bakanlığımızca
uygun bulunanlar
bütçe imkânları
dâhilinde
desteklenmektedir.
17
DOSYA
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
Metin KİLCİ
Türkiye Cumhuriyeti
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı Müsteşarı
“Erişilebilirliği
yüksek, güvenli,
çevre dostu ve
ekonomik bir
ulaşım sistemi”
olarak tanımlanan
sürdürülebilir ulaşım
kavramının en temel
bileşenlerinden biri
de kent içi ulaşımın
sürdürülebilirliğidir.
Ulaştırma,
enerji tüketiminde
başta gelen
sektörlerden biri
Son yüzyıllık dönemde hızlı bir
kalkınma süreci yaşanmış ancak
kalkınma politikalarının daha fazla
üretim ve ekonomi düzleminde
ele alınması sonucunda doğal
kaynakların tükenmesi, çevresel
kirlilik ve küresel ısınma gibi ciddi
sorunlar ortaya çıkmıştır.
Sürdürülebilir kalkınma kavramı
ekonomik, sosyal ve çevresel
olmak üzere üç boyutta ele
alınmaktadır. Dolayısıyla
kalkınmaya ilişkisi olan bütün
sektörlerde söz konusu üç boyuta
dikkat çekilmiş ve sürdürülebilirlik
kavramı sektörel düzeyde
18
gündemdeki yerini almıştır. Bu
çerçevede, ulaştırma sektörü
de ekonomik, çevresel ve sosyal
anlamda kalkınmaya en çok etki
eden sektörlerden biri olması
sebebiyle “sürdürülebilir ulaşım”
konusu ulaştırma sektöründe
popüler konulardan biri haline
gelmiştir.
Kısaca, “erişilebilirliği yüksek,
güvenli, çevre dostu ve ekonomik
bir ulaşım sistemi” olarak
tanımlanan sürdürülebilir
ulaşım kavramının en temel
bileşenlerinden biri de kent içi
ulaşımın sürdürülebilirliğidir.
Otomobillere
olan bağımlılığın
azaltılması ve daha
sürdürülebilir bir
ulaşım sisteminin
tesis edilebilmesi
adına park yeri
planlaması,
ücretlendirmesi ve
yönetimi önemli
politikalar arasında
yer almaktadır.
Günümüzde kentler nüfusun
önemli bir kısmına ev sahipliği
yapmakta ve dolayısıyla kent
alanlarının ve ekonomik
faaliyetlerin giderek artıyor
olmasına paralel olarak kent içi
ulaşım talebi de hızlı bir artış
göstermektedir.
Sürdürülebilir kent içi ulaşım
kavramı kapsamında genel olarak
motorlu taşıt sayısının artış
hızı, kentsel hava kirliliği, yol
emniyeti, düşük gelir gruplarının
ulaşım ihtiyaçları ile yaşlıların
ve engellilerin ihtiyaçları gibi
konular ele alınmaktadır. Kent
içi ulaşımın önünde iki temel
engel bulunmaktadır. Bunlardan
ilki geleneksel kent ve ulaşım
planlamasının özel araç kullanımını
teşvik edici bir tarzda ele alınması
sonucu otomobillerin yoğun bir
şekilde kullanılması, ikincisi ise
ulaşım sisteminin yarattığı sorun
ve maliyetlerin bireyler üzerinde
adil olarak paylaştırılamaması yani
sosyal adaletin sağlanamamasıdır.
Ülkemizde de kent içi ulaşımda
yaygın olarak kullanılan otomobile
olan bağımlılık ekonomik, sosyal ve
çevresel anlamda büyük maliyetler
oluşturmaktadır. Otomobiller kişi
başına düşen emisyon, yakıt ve
kaplanan alan bakımından son
derece verimsiz ulaşım aracıdır
ve şehirlerde meydana gelen
ses ve hava kirliliğinin en önemli
sebeplerindendir. İlaveten, Türkiye
gibi gelişmekte olan ülkelerde,
otomobil yedek parçaları ile petrol
ve türevlerinin çoğunlukla ithal
edildiği düşünüldüğünde otomobile
bağımlı ulaşımın ülke ekonomisi
için önemli bir yük teşkil ettiği
anlaşılmaktadır.
Literatürde sıklıkla belirtildiği gibi
trafiği rahatlatmak adına yapılan
yeni yol yatırımları kendi trafiğini
oluşturmakta ve kısa vadede
çözüm gibi görünse de uzun
vadede trafik probleminin daha da
büyümesine neden olmaktadır.
Günümüzde kent içi ulaşımda;
enerji verimliliğinin artırılması,
emisyonların ve gürültünün
azaltılması ve enerji tüketiminin
ekonomi üzerindeki yükünün
düşürülmesi amacıyla bireysel
araçlar yerine toplu ulaşımın
geliştirilmesi sürdürülebilir
ulaşım açısından kaçınılmazdır.
Sürdürülebilir ulaşım türleri olarak
otobüs, metrobüs gibi lastikli toplu
taşıma araçları, tramvay ve metro
gibi raylı sistemlerin yanı sıra
yürüme ve bisiklet gibi motorsuz
ulaşım türleri enerji verimliliğinin
artırılması ve emisyonların
azaltılmasına yönelik en etkin
ve en yaygın uygulamalar olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Sürdürülebilir kent içi ulaşım için
neler yapılmalı
Vergilendirme, araç sahipliliğini
veya araç kullanımını doğrudan
etkilediğinden dolayı sürdürülebilir
kent içi ulaşım politikaları
içinde önemli bir yere sahiptir.
Araç sahipliğini doğrudan
etkileyebilecek ekonomik
unsurlar aracın alım satımı
sırasında uygulanan vergiler
ile yıllık taşıt vergileridir. Ayrıca
yakıt üzerindeki vergiler de araç
kullanımını etkileyen ekonomik
enstrümanlardan biri olarak
kullanılmaktadır. Yakıt vergilerinin
oluşturulmasında yakıtların
çevreye olan etkisi, ülkenin petrol
ithalatı ve ihracatı gibi hususlar rol
oynamaktadır.
Araç alım satımı sırasında
uygulanan vergiler genelde
fiyatıyla doğru orantılı olarak her
ülkenin kendine göre belirlemiş
olduğu katma değer vergisi ile bazı
ilave vergilerden oluşmaktadır.
Yıllık taşıt vergisi ise genelde
kullanıma bağlı olmaksızın motor
hacmine veya aracın yaşına
göre belirlenmekle birlikte son
yıllarda artan çevresel hassasiyet
neticesinde emisyon miktarına
göre düzenlenmesi yaygın hale
gelmiştir.
Yakıt vergilendirmesi ise özellikle
gelişmiş ülkelerde otomobil
kullanımına yönelik etkin bir
politika olarak uygulanmaktadır.
Yakıt vergilerinin oluşturulmasında
yakıtların çevreye olan etkilerinin
yanı sıra petrol ithalat ve
ihracatı gibi unsurlar da dikkate
alınmaktadır.
Kentsel yol ücretlendirme
sistemleri iki farklı şekilde
uygulanmaktadır. Finansman
amacıyla uygulanan sistemler, kent
sakinlerinin ulaşım alışkanlıklarını
etkilemek değil altyapı
yatırımlarına kaynak yaratmak
amacını taşımaktadır. Trafiğin
yoğun olduğu ana arterlerde
veya bölgelerde uygulanan
ücretlendirme sisteminde ise temel
amaç gelir elde etmekten ziyade
sürücüleri otomobil kullanmaktan
vazgeçirmek ve alternatif ulaşım
türlerini kullanmaya teşvik
etmektir.
Otomobile bağımlı ulaşım
sitemlerinde görülen en temel
sorunlardan biri de düzenlemeye
ve herhangi bir planlamaya tabi
olmayan park yönetimidir. Park
alanlarının yarattığı kapasite,
özellikle şehir merkezlerine
otomobil ile ulaşımı tetikleyen
en temel unsurlardan biridir.
Otomobillere olan bağımlılığın
azaltılması ve daha sürdürülebilir
bir ulaşım sisteminin tesis
edilebilmesi adına park yeri
19
planlaması, ücretlendirmesi ve
yönetimi önemli politikalar arasında
yer almaktadır. Park alanları
ekonomik, çevresel ve sosyal
sürdürülebilirlik bakımından da bazı
olumsuzluklara sahiptir.
Park olgusunun kentler için yarattığı
problemleri basit bir hesap ile
ortaya koymak mümkündür. Sıradan
bir otomobil için 15 m2’lik bir park
alanına ihtiyaç duyulmakta; ev,
işyeri ve diğer mekanlarda da farlı
park alanları gerektiğinden her
bir araç için toplam 2-6 adet park
yeri gerekmektedir. Bu veriler
doğrultusunda otomobillerin en
verimsiz ulaşım türü olduğu ve kent
alanı içerisinde ne kadar fazla yer
kapladığı anlaşılmaktadır.
Park politikaları kapsamında
toplu taşımanın gelişmiş olduğu
şehirlerde uygulanan önemli bir
araç da Park Et-Bin sistemidir.
Bu sistem, çevre semtlerden
şehir merkezine seyahat
eden sürücülerin toplu taşıma
sistemleriyle entegrasyonu
sağlanmış güvenli park alanlarına
araçlarını bırakarak toplu taşımayı
kullanmalarını sağlayan etkin bir
park politikasıdır. Bu uygulama
ile elde edilen en temel fayda
yoğunluğun olduğu saatlerde
trafik sıkışıklığının azaltılması ve
20
buna bağlı olarak yakıt, zaman ve
emisyon azaltımı ile ilgili ekonomik
kazanç sağlanmasıdır.
İlaveten, şehir merkezlerinde
bulunan park alanı ücretlerinin
park et-bin alanındaki ücretlerden
daha yüksek olması, toplu taşıma
koridoru üzerinde bulunan park
alanı sayısının ise azaltılması
gerekmektedir. Bu şekilde,
sürücüler toplu taşımayı tercih
etmeleri ile feragat edecekleri
konfor ve zamana karşılık park
ücretinden ve yakıt masrafından
sağladıkları tasarruf ile sistemi
kullanmaya teşvik edilmiş
olacaklardır.
Bu politikaların amacı kent
içi ulaşımda park alanlarının
ücretlendirilerek otomobil
kullanımının daha masraflı hale
getirilmesi ve sürücülerin toplu
taşımaya yönlendirilmesidir.
Özellikle yaşam alanları civarında
yer alan cadde ve sokaklarda
motorlu araçların seyir hızının
belirli bir düzeyde tutulması,
risklerin azaltılması ve daha güvenli
kent ortamlarının sağlanması
önemlidir.
Trafik yavaşlatma dünyanın
birçok kentinde uygulanan, düşük
maliyetli ve etkin bir politikadır. Bu
politika doğrultusunda cadde ve
sokakların geometrik tasarımının
değiştirilmesiyle sürücüler zorunlu
olarak hızlarını azaltmakta, bu
sayede tehlikeli durumlar ve
kazalar azaltılabilmektedir.
Azalan ortalama hız ile aynı
zamanda gürültü seviyesinde de
azalma sağlanır. Trafik yavaşlatma
ile bir sokak ya da cadde de gürültü
seviyesinde 4 dB’ye varan düşüşler
sağlanabilmektedir.
İnsanların ulaşımda verimlilik
konusunda bilinçlenmesi amacıyla,
piyasada satışa veya kiraya sunulan
yeni binek otomobillerinin CO2
emisyonu ve yakıt ekonomisi
konusunda tüketicilerin bilgi
edinmesi sağlanmalı ve sürücü
belgesi verilen kurslarda ekonomik
sürüş tekniği ve çevre konularına
yer verilmelidir.
Bu bağlamda, ülkemizde de
sürdürülebilir kent içi ulaşımın
geliştirilmesine yönelik olarak
yasal düzenlemeler yapılmaktadır.
Bu çerçevede 2007 yılında
yürürlüğe giren 5627 sayılı Enerji
Verimliliği Kanunu kapsamında
ulaşımda enerji verimliliğinin
artırılması amacıyla çıkarılan
Ulaşımda Enerji Verimliliğinin
Yürüme, insanların
ulaşım ihtiyacını
karşılayan en temel
ulaşım türüdür.
Temel bir ulaşım
türü olmasının
yanında diğer
ulaşım türleriyle
entegrasyonu
sağlaması
bakımından da önem
arz etmektedir.
Artırılmasına İlişkin Usul ve
Esaslar Hakkındaki Yönetmelik
yürürlüğe girmiştir. Ulaşımda
enerji verimliliğinin artırılması
amacıyla motorlu araçların birim
yakıt tüketimlerinin düşürülmesini,
araçlarda verimlilik standartlarının
yükseltilmesini, toplu taşımacılığın
yaygınlaştırılmasını, trafik akımının
arttırılmasına yönelik sistemlerin
kurulmasını amaçlayan bu
Yönetmeliğe rağmen ulaştırma
sektöründe enerji verimliliği
uygulamaları henüz istenen düzeye
gelmemiştir.
İlaveten, Şubat 2012’de yürürlüğe
giren Enerji Verimliliği Strateji
Belgesi kapsamında ulaşımda
enerji verimliliğinin sağlanması
amacıyla “Motorlu taşıtların birim
fosil yakıt tüketimini azaltmak,
yük ve yolcu taşımacılığında
demiryollarının ve şehir içinde
toplu taşımanın payını artırmak ve
şehir içi ulaşımda gereksiz yakıt
sarfiyatını önlemek ve çevreye
zararlı emisyonlarını düşürmek.”
başlıklı stratejik amaca yer
verilmiştir.
Diğer taraftan 2013 yılında
yayımlanan 10. Kalkınma Planı’nda
da enerji verimliliği hedefleri özel
bir politika olarak ele alınmış ve
Enerji Verimliliğinin Geliştirilmesi
Programı eylem planında ulaşım
sektörü ile ilgili olarak;
Kentlerde araçların sık sık durmak
zorunda kalmasının, enerji
maliyetlerine etkisi
“Ulaşımda toplu taşımanın
yaygınlaştırılması, uygun yerleşim
yerlerinde akıllı bisiklet şebekeleri
kurulması ve trafiğe kapalı yaya
yolları oluşturulması, motorlu
taşıtlarda enerji verimliliğini
artıran ve emisyonları sınırlandıran
bir vergilendirme sisteminin
oluşturulması, kamuda düşük yakıt
tüketimi olan taşıt kullanımının
yaygınlaştırılması, ulaşım altyapıüstyapısının enerji etkinliğinin
sağlanması” ile ilgili eylemler
öngörülmüştür; Bakanlığımızın
koordinasyonunda ve Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı,
Belediyelerin ve diğer ilgili
bakanlıkların sorumluluğunda söz
konusu bileşenlerle ilgili eylemlerin
2018 sonuna kadar hayata
geçirilmesi planlanmaktadır.”
Kent içi yollarda trafik tıkanıklığının
olması, bir yandan tüm toplumun
daha çok hava kirliliği, gürültü,
kaza olasılığındaki artış vb.
olumsuzluklara katlanmasına
neden olurken diğer yandan araç
sürücülerinin yolculuklarını daha
çok araç kullanma ve zaman
maliyetleriyle gerçekleştirmesine
neden olmaktadır.
Enerji Verimliliği Strateji Belgesi
ve 10. Kalkınma Planının Enerji
Verimliliğinin Geliştirilmesi
Programı’nda yer alan amaç, hedef
ve önlemleri gerçekleştirmek üzere
halihazırda Ulusal Enerji Verimliliği
Eylem Planı hazırlanmakta olup bu
planda ulaştırma sektörüne yönelik
eylemlere yer verilmektedir.
Amerika’da yapılan bir araştırmaya
göre1 2011 yılında trafik
yoğunluğu nedeniyle oluşan
zaman ve yakıt maliyetinin
yaklaşık 121 milyar dolar olduğu
belirtilmektedir. Ülkemizde de
Bahçeşehir Üniversitesi Ulaştırma
Mühendisliği’nin 2014 yılında
yaptığı bir çalışmaya göre2 sadece
İstanbul’da yaşanan trafik sıkışıklığı
maliyetinin 6 milyar lirayı bulduğu
vurgulanmaktadır.
Trafiğin sebep olacağı çevre
etkilerinin başında gürültü ve hava
kirliliği gelmektedir. Ülkemizde
taşımacılığın ağırlıklı olarak
1 Texas Transportation Institute - Urban
Mobility Report
2 Bahçeşehir Üniversitesi - İstanbul’da
Trafik ve Ulaşım Anketi
21
Daha yaşanabilir
kent ortamlarının
sağlanması için
bireysel araçlar ile
sağlanan ulaşım
türlerinden toplu
taşıma, yürüme,
bisiklet ve raylı
sistemler gibi
sürdürülebilir ulaşım
türüne geçilmelidir.
gerçekleştiği karayolları ulaşımı,
ulaştırma sektöründen kaynaklı
CO2 emisyonlarında en yüksek paya
sahiptir. Araçlardan kaynaklı bu
emisyonlar; aracın yaşı, motorun
çalışma devri, çalışma sıcaklığı,
ortam sıcaklığı, ortam basıncı, yakıt
türü ve kalitesi gibi parametrelere
bağlıdır.
Tüm dünyada ulaşımdan
kaynaklanan CO2 emisyonlarının
2025 yılında yaklaşık bir milyar tona
ulaşacağı ve bu artışın %90’ının
özel araçlardan kaynaklanacağına
işaret edilmektedir. Türkiye’de
ise gelir düzeyindeki büyümeyle
beraber yük ve yolcu taşımasında
büyük bir artış olmuştur. Yük ve
yolcu taşımacılığındaki bu artış, gelir
düzeyindeki büyümenin yaklaşık
iki katı olarak gerçekleşmiştir.
Ayrıca Türkiye’de ulaştırmadan
kaynaklanan CO2 emisyonu gelişmiş
ülkelerdeki emisyon miktarının
altında olmakla beraber artış
hızının çok yüksek olması nedeniyle
mevcut gelişme eğilimleri
değiştirilmezse Türkiye’de sera
gazı emisyonunun önemli oranlarda
artacağı ve ulaştırma sektörünün bu
süreçte önemli bir rol üstleneceği
görülmektedir.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA)
tarafından hazırlanan “Yenilenmiş
Şehirlerin Hikayesi” başlıklı
çalışmaya göre küresel petrol
tüketiminin yarısı ve enerji
22
tüketiminin %20’si ulaşım
sektöründe gerçekleşirken söz
konusu tüketimin %40’ının şehir
içi ulaşımdan kaynaklandığı
vurgulanmaktadır. Rapora göre
şehir içi ulaşım sistemlerinde
enerji verimliliğinin artırılması ile
2050’ye kadar araç, yakıt ve ulaşım
altyapısında harcanacak 70 trilyon
dolar tasarruf elde edilebileceği
belirtilmektedir. Ayrıca mevcut
eğilimlerin devam etmesi
halinde, araç teknolojilerindeki
gelişme ve yakıt ekonomisindeki
iyileşmelere rağmen 2050 yılında
şehir içi ulaşımda tüketilen enerji
miktarının ikiye katlanması
beklenmektedir.
Kent içi ulaşım sistemlerinin
geliştirilmesi ve dengeli
dağılımının enerji verimliliğine
katkıları
Kentlerde ekonomik, sosyal ve
çevresel sorunların ortadan
kaldırılması ve daha yaşanabilir
kent ortamlarının sağlanması
için mevcut bireysel araçlar ile
sağlanan ulaşım türlerinden toplu
taşıma, yürüme, bisiklet ve raylı
sistemler gibi sürdürülebilir ulaşım
türüne geçilmesi kaçınılmazdır.
Toplu ulaşım türlerinden olan
otobüs sistemleri, belirli hatlarda
belirli zaman aralıklarıyla işletilen,
esnek, konforlu ve yüksek
kapasiteli toplu ulaşım sistemleri
olup özellikle gelişmemiş veya
gelişmekte olan ülkelerde
ulaşım alt yapısının geliştirilmesi
ve konforlu bir toplu taşıma
sisteminin kurulması adına en
uygun çözümlerden biri olarak
ortaya çıkmaktadır.
Küçük kentlerde ana ulaşım türü
olarak kullanılan otobüsler orta
ve büyük ölçekli kentlerde ana
ulaşım türü olmasının yanı sıra
raylı sistemleri besleyen tür olarak
da kullanılmaktadır. Otomobillerin
kapladığı alan, tükettiği enerji ve
taşıdığı yolcu sayıları göz önüne
alındığında, otobüs sistemleri,
motorlu karayolu taşıma sistemleri
arasında en hesaplı, en çevre
dostu, maliyet ve ihtiyaç duyulan
alan bakımından en etkin ulaşım
sistemidir.
Otobüs sistemlerinin sonuncusu
ise günümüzde oldukça popüler
bir sistem olan tam tahsisli
yolda yapılan Metrobüs (hızlı
otobüs) sistemleri işletmeciliğidir.
Bu sistemlerin temeli genel
olarak özel otobüs şeritlerine
dayanmaktadır. Metrobüs sistemi,
yeraltı metro sistemlerinde olduğu
gibi trafikten ayrılmış yalnızca
kendine tahsisli özel bir hatta
yüksek kapasiteli ve düşük tabanlı
otobüsler ile sık sefer aralıklarıyla
işletilen dakik, konforlu, hızlı
kaliteli ve maliyet-etkin bir toplu
taşıma sistemidir. Bu sistemin
özelliği ise metro gibi yüksek yolcu
kapasitesini otobüs sisteminin
esnekliği ve maliyet avantajlarıyla
sağlamasıdır. Metrobüs
sitemlerinin altyapı yatırım maliyeti
tramvay ve hafif raylı sistem
maliyetinin dört ile yirmide biri,
metro maliyetinin ise on ile yüzde
biri oranındadır.
Metro (raylı sistemler) herhangi
bir dış etkiye maruz kalmadan
kendine özel hatlarda işletilen
gelişmiş sinyalizasyon sistemine
sahip raylı sistemlerdir. Metrolar,
yolculara yüksek konfor ve
güvenilirlik sunmasının yanı
sıra işletme, enerji verimliliği ve
sürüş güvenliği bakımından da
avantajlar sunmaktadır. Raylı
sistemler, trafik yoğunluğunun
yüksek olduğu saatlerdeki yolculuk
talebinin; tramvay, hafif raylı ve
metro sistemleri için sırasıyla
asgari 7.000 yolcu/saat, 10.000
yolcu/saat ve 15.000 yolcu/saat
kapasitesini karşılayacak şekilde
planlanmaktadır.
Sürdürülebilir kent içi ulaşımı
kapsamında uygulanan bir
diğer önemli politika da motorlu
taşıtların kullanılmadan ulaşım
ihtiyacının karşılanması temeline
dayanan “motorsuz ulaşım”
politikasıdır. Bu politikanın temel
amacı yürümenin ve bisikletin
yaygınlaştırılmasıdır. Günlük
yaşantımızda yolculuklarımızın
önemli bir kısmı ev ile iş arasında
olsa da yapmakta olduğumuz
yolculukların küçük bir kısmını
oluşturmaktadır. Yolculukların çoğu
alışveriş, eğitim, eğlence ve gezinti
amaçlı yolculuklar oluşturmakta
ve bunlar da genellikle 1 ile
5 km’lik mesafeler içinde
gerçekleşmektedir. Örneğin AB’de
gün içinde gerçekleştirilen tüm
yolculukların yaklaşık %50’sinin
3 km’den kısa mesafeli olduğu,
otomobille yapılan yolculukların
ise yaklaşık %30’unun 3 km’den,
%50’sinin de 5 km’den kısa olduğu
vurgulanmaktadır.
Yürüme, insanların ulaşım
ihtiyacını karşılayan en temel
ulaşım türüdür. Temel bir ulaşım
türü olmasının yanında diğer
ulaşım türleriyle entegrasyonu
sağlaması bakımından da önem
arz etmektedir.
Günümüzde özellikle gelişmiş
ülkelerde yaygın olarak kullanılan
bisikletler sahip olduğu
özellikler bakımından ulaşımda
sürdürülebilirliğe önemli katkılar
sağlamaktadır. Bisiklet kullanımı
özellikle enerji ve çevre dostu
bir ulaşım türü olması sebebiyle
uluslararası platformda giderek
artan bir popülariteye sahiptir.
Ulaşımda enerji tüketiminin
azaltılması
yaygınlaştırılması gerektiği açıkça
görülmektedir.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de
de halkın refah seviyesinin
artmasıyla birlikte artan yaşam
kalitesi ve buna bağlı gelişen ulaşım
talebindeki artışla 1980’li yıllardan
itibaren ulaşım sektörü büyük bir
gelişme göstermiştir. Dolayısıyla
ülkemizin enerji tüketiminde başta
gelen sektörlerden biri de ulaşım
sektörü olmuştur. 2013 yılı verilerine
göre bu sektör, yaklaşık 22.8 milyon
ton petrol eşdeğeri (TEP) enerji
tüketimi ile ülkemiz nihai enerji
tüketiminde yaklaşık %19’luk bir pay
almaktadır ve sektör hemen hemen
tamamen ithal petrole bağımlıdır.
2013 yılında havayolu, boru hatları
ve deniz taşımacılığı karayolları ile
kıyaslandığında geçmiş yıllarda,
düşük enerji tüketimlerine rağmen
en büyük ortalama büyümeyi
gösterirken ulaştırma sektörü içinde
karayolları enerji tüketiminin %91’ini
gerçekleştirmiştir. Farklı yıllardaki
istatistiki farklılıkları dışarıda
bıraktığımızda, enerji yoğunluğu
geçtiğimiz on yılda düşük ve yüksek
şeklinde dalgalanmıştır. Sektörün
enerji dağılımı daha çok petrol
ürünlerinden (2013 yılında %98.1)
oluşmaktadır. 2013 yılında tüketilen
petrolün %98’inin ithal edildiği göz
önünde bulundurulursa, ulaşım
sistemlerinin gelişiminin ve dengeli
dağılımının, ülkemizin bu konudaki
dışa bağımlılığının önemli ölçüde
azaltılmasına yardımcı olacağı
değerlendirilmektedir.
AB ülkeleriyle karşılaştırıldığında
da ülkemizdeki karayolu
taşımacılığının yolcu ve yük
taşımacılığındaki payının son
derece yüksek olduğu ortaya
çıkmaktadır. Karayolu ile yapılan
yolcu ve yük taşımacılığındaki
birim enerji tüketimleri diğer
ulaşım alternatiflerine göre
çok daha yüksektir. Dolayısıyla
ulaşım sektöründeki enerji
yoğunluğunun düşürülmesi,
enerji verimliliğinin artırılması ve
emisyonun azaltılmasına yönelik
çalışmaların başında özellikle
demiryolu ve denizyolu ulaşımının
Enerji Verimliliği Strateji Belgesi’nde
de hedeflendiği üzere karayolu
taşımacılığının toplam taşımacılık
içindeki payının azaltılması ve
alternatif ulaştırma türlerinin
altyapısının geliştirilerek yük
ve yolcu taşımacılığında deniz,
havayolu ve demiryollarının payının
artırılması yönünde çalışmaların
artırılması önemlidir.
23
DOSYA
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
ARGE faaliyetlerine
önem veriyoruz
İsmail KARTAL
Türkiye Cumhuriyeti
Karayolları Genel Müdürü
Karayolu ağında
Akıllı Ulaşım
Sistemleri’nin
mimarisini,
uygulama planlarını,
teknik şartnamelerini
ve birim fiyat
tariflerini kapsayan
teknik dokümanların
oluşturulmasına dair
hazırlık çalışmaları
2013 yılında
başlatıldı.
24
Otoyollar, Devlet ve İl Yolları
ağına giren güzergâhları tayin ve
tespit etmek, plan ve programlar
gereğince bu ağlar üzerindeki
yol, köprü ve sanat yapılarını inşa
etmek, onarmak, bu hususlarda
teknik esasları tespit etmek,
yolların sürekli açık tutulması
ile ilgili bakım ve onarımı ile
kar mücadelesini yapmak ve
tarif edilen işlerle ilgili diğer
tamamlayıcı işleri yapmakla görevli
olan Kuruluşumuz ülkemizin
ulaştırma sektörüne yön vererek
kalkınmada önemli bir görev
üstlenmektedir. Yenilikleri ve yeni
teknolojiyi yakından takip eden ve
uygulayan çalışmalarıyla konforlu,
güvenli, uzun ömürlü, çevre dostu
yolları hayata geçiren Kurumumuz,
yolları projelendirmeden üretime
ve yapıma kadar geçen süreçte,
en iyiyi ortaya çıkarma adına
çalışmalarına devam etmektedir.
Bu kapsamda ülkemize teknik,
ekonomik ve çevresel kazançlar
sağlayan Kuruluşumuz oldukça
önem verdiği ARGE faaliyetlerinde
hayli mesafeler kat etmiştir.
Öncelikle 2012 yılında yürürlüğe
giren KGM ARGE Yönergesi ile
Genel Müdürlüğümüzün faaliyet
alanlarıyla ilgili bilimsel ve
teknolojik gelişme sağlayacak
ARGE Projelerinin desteklenmesi
sağlanmıştır.
ARGE Yönergesi’nin yürürlüğe
girmesiyle birlikte 20 adet projenin
sözleşmesi imzalanmış olup
projeler halen yürütülmektedir. Son
10 yılda TÜBİTAK tarafından sekiz
adet projemiz desteklenmiştir.
Bunlardan yedisi başarıyla
tamamlanmış olup bir proje halen
devam etmektedir.
ARGE Projelerine Yönelik Öncelikli
Araştırma Alanları;
•Çevre
•Trafik, Güvenlik ve İşletme
•Planlama ve Proje
•Yapım, Bakım ve Onarım
•Yol Yapı Malzemeleri
•Cihaz, Ekipman, Sistem,
Ölçüm ve Tasarım
•Bilgi ve İletişim Teknolojileri
olarak tanımlanmıştır.
Küreselleşen dünyamızda
her konuda olduğu gibi asfalt
kullanımında da uluslararası iş
birliği yapılarak bu çerçevede
çalışmalar gerçekleştirmek
zorunlu hale gelmiştir. Bu düşünce
ile karayolu sektöründe Avrupa’nın
en büyük iş birliği kuruluşu olan
“Avrupa Ulusal Karayolu Araştırma
Laboratuvarları Forumu”na
2013 yılında üye olunmuştur.
Bu organizasyona üye olmakla
birlikte farklı yol otoriteleri ile
bir araya gelerek, birlikte ortak
çalışma alanları belirleme ve
böylece ülkeler arası ortak
projeler yürütebilme, üye ülkelerin
yürüttüğü projelerle ilgili bilgi ve
dokümanlara ulaşabilme, periyodik
yapılan toplantılara katılarak alınan
kararlara ortak olabilme imkânı
sağlanmıştır.
ARGE projeleri ile elde edilen
kazanımlar
•Araştırma, proje ve yapım
aşamalarında önemli oranlarda
ekonomik kazanç ve buna bağlı
olarak ülke ekonomisine, toplumsal
ve sosyal yaşama doğrudan katkı
sağlanmıştır.
•“Bitümlü Sıcak Karışım Aşınma
Tabakası İçin Performansı Yüksek
Karışımların Belirlenmesi” Projesi
TÜBİTAK’ın “Kamu Araştırma
Projelerini Destekleme Programı”
kapsamında Türkiye’de ilk
tamamlanan Kamu Projesi olma
özelliğindedir.
•Yol üstyapı tasarımına yönelik
TÜBİTAK projesi ile yol üstyapısı
maliyetleri %16 azaltılmıştır.
•BSK performansları üzerine
yapılan TÜBİTAK projesi ile
bakım maliyetleri azaltılmış,
aşınma imalatlarının ömrü %33
artırılmıştır.
•Sathi Kaplamaların
Performansının Artırılması Projesi
ile sathi kaplamanın ömrü %30
artırılmaktadır.
•Bitüm sınıfının seçimi ve üstyapı
yönetim sisteminin geliştirilmesine
yönelik ARGE projeleri ile üstyapı
bakım-onarım maliyetlerinde
yaklaşık %30 civarında tasarruf
sağlanması öngörülmektedir.
•Çevre Dostu Su Bazlı Yol Çizgi
Boyası Geliştirilmesi Projesi
ile üretilen su bazlı boyaların
solvent bazlı boyaya göre daha
dayanıklı olması ve çözücü
olarak solvent (Tiner) yerine su
kullanıldığından yıllık 8 Milyon
TL tasarruf beklenmekte, ayrıca
çevreye verilen %25 oranında
zararlı emisyonların azaltılması
planlanmaktadır.
•2007 yılından itibaren başlatılan
Geri Kazanım (Recycling)
uygulaması sonucunda, kazılan
toplam 685 bin ton asfalt kaplama
yeniden kullanılarak yaklaşık 50
Milyon TL tasarruf elde edilmiştir.
•Son 5 yıl içinde yaklaşık 5,3
milyon ton Taş Mastik Asfalt
(TMA) imalatı gerçekleştirilerek,
yolun proje ömrü artırılmış,
taşıtların çevreye verdiği gürültü
azaltılmıştır. Bu uygulama ile
yol ömrünün en az 3 yıl artacağı
ve bakım onarım masraflarının
azalacağı, ayrıca avantajlı
yüzey özellikleri nedeniyle
trafik kazalarının azalacağı
Kurumumuzca öngörülmektedir.
•“Ilık Karışım Asfalt Katkıları
Üretim Teknolojilerinin
Geliştirilmesi” isimli TÜBİTAK
destekli ARGE projesinde
ılık asfaltların ülkemizde
uygulanmasıyla; ılık karışım
asfalt üretiminde kullanılan
enerjinin azaltılması, asfalt üretim
maliyetlerinin düşürülmesi,
çevreye verilen zararlı
emisyonların azaltılması, inşaat
sezonunun uzatılması, ılık karışım
asfalt ile üstyapıların ömürlerinin
uzatılması, daha az bakım-onarım
maliyeti, daha uzun mesafelerde
taşıma ve işçilere daha temiz bir
çalışma ortamının sağlanması
hedeflenmiştir.
•2012 yılından itibaren Araştırma
ve Geliştirme Faaliyetleri
Yönergesi kapsamında Genel
Müdürlüğümüz ile birlikte çok
sayıda üniversite, enstitü, kamu ve
özel sektör kuruluşları ile birlikte
ARGE projeleri yürütülmektedir.
Bu çalışmalar kurumların
uygulamalarına ivme kazandırmış
ve toplam kalite anlayışında artış
olmuştur.
Bu çalışmalarda Genel
Müdürlüğümüzün Kalite Yönetim
Sistemi kapsamında, uluslararası
izlenebilirliğe sahip gelişmiş
teknolojik altyapı imkânları ve
25
Karayolları, yatay ve
düşey işaretleme,
otokorkuluk montajı,
sinyalize kontrollü
kavşak tesisi, kaza
kara noktası ve
kaza potansiyeli
yüksek kesimlerde
iyileştirme
çalışmaları yapıyor.
laboratuvarları kullanılmakta
olup ülkemizde diğer kurum
ve kuruluşlara öncü faaliyetler
gerçekleştirilmektedir.
Dünyada hızlı bir bütünleşme
süreci yaşanmaktadır. Coğrafi
sınırlar ortadan kalkmakta,
ülkeler arasında siyasi sınırlar
şeffaflaşmaktadır. Bilimde ve
teknolojide ulaşılan muazzam
yeniliklerin, yakın tarihlere kadar
hayal olan birçok düşünceyi,
pratiğe taşımakta olduğuna tanık
oluyoruz. Her alanda olduğu
gibi hiç şüphe yok ki karayolu
ulaştırma faaliyetlerini de artık
yalnızca ulusal boyutlarda değil,
daha ileri giderek bölgesel ve
küresel çaplarda ele almamız
kaçınılmazdır. GPS ve kablosuz
teknolojinin kullanılarak
karayolu ağı ve araçlar arasında
geliştirilecek ağ aracılığı ile
akıllı yollar ve akıllı araçlar tesis
edilmektedir.
Karayolu ağında Akıllı Ulaşım
Sistemleri’nin mimarisini,
uygulama planlarını, teknik
26
şartnamelerini ve birim fiyat
tariflerini kapsayan teknik
dokümanların oluşturulmasına
dair hazırlık çalışmaları Genel
Müdürlüğümüz tarafından
2013 yılında başlatılmıştır.
Söz konusu çalışmaların
tamamlanmasının ardından yapım
aşamasına geçilecek olup bu
çalışmalar da 2023 yılına kadar
devam edecektir. Bu süreçte
Akıllı Ulaşım Sistemleri’nin
ülkemizde yaygınlaştırılması
hedeflenmektedir.
Trafik güvenliği ülkemizin en
önemli toplumsal sorunlarından
biridir. Bu konuda sürdürdüğümüz
çalışmalar kapsamında yatay ve
düşey işaretleme, otokorkuluk
montajı, sinyalize kontrollü
kavşak tesisi, kaza kara noktası
ve kaza potansiyeli yüksek
kesimlerde iyileştirme çalışmaları
yapılmaktadır.
Belirli bir nedenden dolayı belirli
bir kaza türünün yoğunlaştığı ve
belirlenen kriterleri aştığı kesim
veya noktalar Kaza Kara Noktası
Yatırım programında
yer alan 1.824
projede çalışma
sürüyor.
olarak tanımlanmaktadır. Kaza
Kara Noktalarının belirlenmesini
kısaca açıklayacak olursak,
Emniyet Genel Müdürlüğünden ve
Jandarma Genel Komutanlığından
alınan trafik kaza bilgileri, oluş
türlerine göre analiz edilerek her
bir nokta için Kaza Oranı İndeksi
(RI), Frekans İndeksi (FI) ve Şiddet
İndeksi (SI) olmak üzere üç
indeks değeri hesaplanır. Bütün
indeks değerleri 1’den büyük
olan noktalar seçilerek Kaza Kara
Noktaları Ham Listesi oluşturulur,
oluşturulan bu listeler incelenmek
üzere ilgili Bölge Müdürlüklerine
gönderilir. Teknik elemanlarca
yerinde yapılan inceleme
sonucunda iyileştirme çalışması
yapılması gereken noktalar tespit
edilerek kesinleşmiş Kaza Kara
Noktası listesi oluşturulur ve bir
sonraki yıl iyileştirilmek üzere
yatırım programına dahil edilerek
iyileştirmelerin gerçekleştirilmesi
ve kazaların önlenmesi sağlanır.
Bölünmüş yol ağının genişlemesi,
trafik güvenliği kapsamında yapılan
çalışmalar ve yolların standardının
yükseltilmesiyle birlikte
yaralanmalı, ölümlü ve maddi
hasarlı kaza sayısında önemli
ölçüde azalma olduğu istatistiki
çalışmalarla tespit edilmiştir.
Karayollarındaki trafik
kazalarında uluslararası ölçüt
olan can kaybının trafik hacmine
göre değerlendirilmesini
incelediğimizde ise yerleşim yeri
dışındaki yollarda meydana gelen
kazalar dikkate alındığında 100
milyon taşıt-km başına düşen can
kaybı 2003 yılında 5.72 kişi iken,
bu değer 2014 yılında 2.17 kişiye
düşmüş ve yaklaşık %62 azalma
sağlanmıştır. Bu istatistiki veriler
gerçekleşen karayolu projelerinin
trafik güvenliğine olan olumlu
etkilerini göstermektedir.
Karayolu ulaşımının etkin,
ekonomik, sürdürülebilir ve çevre
dostu olması hedefiyle hizmet
veren ve 2.289 km’si otoyol olmak
üzere 66.244 km yol ağından
sorumlu olan Genel Müdürlüğümüz
yatırım programında yer alan
1.824 adet projede çalışmalarını
sürdürmekte, ülkemizin yüz akı
önemli projelere imza atmaktadır.
27
DOSYA
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
Fatih TURAN
Altyapı Yatırımları Genel Müdürü
Toplu taşıma
hızla teşvik edilmeli
Birçok kentte,
otomobiller trafik
tıkanmasının ve
hava kirliliğinin
en önemli nedeni
olarak görülmekte
ve ulaşım, kent
yaşamının en sorunlu
etkinliği olarak
değerlendirilmektedir
28
20. yüzyılın son çeyreğinden
günümüze kadarki süreçte
küresel ulaşım politikaları, kent
planlanmasında “sürdürülebilirlik”
kavramı çerçevesinde gelişerek,
çevreye duyarlı ve enerji
tasarruflu ulaşım sistemlerinin
geliştirilmesine odaklanmıştır.
Günlük kent içi yolculuklarda
motorlu taşıt kullanımının
artması yalnızca kent içinde
trafik sıkışıklığı ve güvenlik gibi
konularda erişilebilirliği olumsuz
yönde etkilemekle kalmayıp
yenilenemeyen enerji kaynaklarının
(fosil yakıtların) atıklarının
atmosfere salınımı kentlerde
çevreyi kirleterek iklim değişikliği
sürecini hızlandırmaktadır. Fosil
yakıtların tüketilmesi kentlerdeki
havayı kirleterek, bu havayı
solumak durumunda kalan tüm
kentlilerin sağlığı üzerinde de
olumsuz etkiler yaratmaktadır.
Günümüz kentlerinin sürdürülebilir
ulaştırma sistemi kurgularında;
•Doğal çevreye zarar vermeyen
enerjilerin geliştirilmesi ve az
yakıt tüketen, çevreyle uyumlu
(çevre dostu) ulaşım araçlarının
üretilmesi,
•Düşük değerlerde fosil yakıt
tüketen ulaşım türlerine ağırlık
verilmesi ve geliştirilmesi,
•Günlük kent içi yolculuklarda
otomobil kullanımını
sınırlandıracak, tüm motorlu
taşıtların daha az yakıt
tüketmelerini sağlayacak ve
yolculuk talebini azaltacak arazi
kullanım, ulaştırma politikaları
ve ulaşım sistemi seçimleri ile
uygulamalarına ağırlık verilmesi,
•Tüm kullanıcılar için hızlı ve
kolay erişimi mümkün kılan ulaşım
Kent içi yolcu taşımacılığı denilince
yaya, bisiklet taşımacılığı,
toplu taşımacılık, özel otomobil
taşımacılığı, parklanma, motosiklet,
ara toplu taşıma ve türler arası
entegrasyon akla gelmelidir.
Ülkemizde şehir içi ulaşımın temel
sorunlarını söyle özetleyebiliriz:
•Kent içi ulaşımda karayolu ve
bireysel ulaşım türleri hakim olup
sunulan hizmet kalitesi düşük ve
çağdaş standartlardan uzaktır.
•Toplu taşıma altyapı ve
işletmeciliği verimlilikten uzak bir
yapıda olup türler, işleticiler ve
hizmetler arasındaki bütünleşme
yetersizdir.
•Toplu taşıma işleticileri
kentlilere yeterli standartlarda ve
konfor düzeylerinde bir yolculuk
sunamadığından kentliler bireysel
ulaşım tercihlerine yönelmektedir.
çözümlerinin geliştirilmesi temel
ilkeler olarak belirlenmiştir.
Konfor, güvenlik, hızlı erişim
gibi unsurlar nedeniyle otomobil
kullanımına yönelenlerin, daha
düşük maliyetli ve yaya erişiminin
mümkün olabildiği, hızlı ve entegre
toplu taşıma sistemlerini tercih
etmelerinin sağlanması, merkezi
ve yerel yönetimlerin güçlü politika
ve yasalarla destekli kentsel
ulaşım uygulamalarını zaruri
kılmaktadır.
Ulaşım sistemlerinin
geliştirilmesinin şehir
ekonomisine katkısı
Ulaşım sektörünün ülke, bölge
ve küresel ölçekte ekonomilerin
büyümesine olan katkısı
yadsınamaz derecede büyüktür.
Kentlerin ekonomik aktivitelerinde,
ulaşım sistemlerinin türü ve
çeşitliliği, kullanılan teknolojiler,
işletme sistemleri, enerji tüketimi,
sistemler arası entegrasyon
önemli teknik parametrelerdir. Bu
parametrelerin durumu ulaşımda
erişilebilirlik, hız, ekonomi,
kolaylık ve konfor seviyesi
olarak kullanıcıyı etkilemektedir.
Kentlerin ekonomisine olan etkisi,
ulaşım sektöründeki verimliliği
de gündeme getirmektedir.
Yük ve mal akışları kentlerin
ekonomik hayatı için ne kadar
gerekli ise bir o kadar da önemli
olan husus bu taşımacılığın daha
verimli sistemlerle yapılmasının
gerekliliğidir. Aksi takdirde ulusal
ve bölgesel ölçekte, üretilen
ürünlerin rekabete yenik düşmesi
söz konusu olmaktadır. Kentlerin
bu rekabetteki yerini belirleyen de
ulaşım sistemlerindeki verimliliktir.
•Toplu taşıma hizmetleri, araçları,
istasyon ve durakları ile engelli,
yaşlı ve diğer fiziksel kısıtlı
(çocuklu ve hamile anneler gibi)
yolcuların rahat bir şekilde toplu
taşıma araçlarını kullanmasına
olanak vermemektedir. Bu tür
yolculara yönelik olarak yapılan
sınırlı düzenlemeler sistem
genelinde bütünlük içinde ele
alınmadığı için kesintiye uğramakta
ve amacına ulaşamamaktadır.
Şehir içi ulaşımda altyapı dahil
çözüm önerileri
Kentlerin yolcu taşımacılığına
ilişkin talep ve sorunlar ancak
toplu taşımacılık öne çıkartılarak ve
toplu taşımacılığa ağırlık verilerek
çözülebilir. Kentlerimizde bireysel
motorlu ulaşımı geri plana atacak
ve toplu taşıma kullanımını teşvik
edecek uygulamalar hızla devreye
sokulmalıdır. Burada önemli olan
toplu taşıma hizmetini iyileştirecek,
geliştirecek, gerektiğinde
kapasitesini artıracak ve yolcular
için daha çekici hale getirecek ilgili
adımların hızla atılmasıdır. Toplu
taşımanın yeterince geliştirilmediği
Günümüzde birçok kentte,
otomobiller trafik tıkanmasının ve
hava kirliliğinin en önemli nedeni
olarak görülmekte ve ulaşım, kent
yaşamının en sorunlu etkinliği
olarak değerlendirilmektedir.
Motorlu araç trafiğinden
kaynaklanan tıkanıklıkların
ve çevresel kirlenmenin
dışsal maliyetleri konusunda
değerlendirmeler kentlerin
yoğunluğuna, tıkanma düzeyine ve
bölgeye göre değişmektedir.
•Mevcut kent içi ulaşım altyapısı
verimli kullanılmamaktadır.
29
Toplu taşıma
işleticileri
kentlilere yeterli
standartlarda ve
konfor düzeylerinde
bir yolculuk
sunamadığından
kentliler bireysel
ulaşım tercihlerine
yönelmektedir.
kentlerimizde ulaşım ve trafik ile
ilgili sorunlar sürekli büyümektedir.
Raylı ulaşım türleri, sağladıkları
yüksek taşıma kapasiteleri, hız,
güvenlik, konfor gibi hizmet
nitelikleri ve çevre üzerindeki
olumsuz etkilerinin azlığı
nedenleriyle büyük kentlerdeki
ulaşım taleplerinin karşılanmasında
en önemli rolü oynamaktadırlar.
Diğer bir deyimle büyük kentlerin
toplu taşıma sisteminin omurgasını
banliyö demiryolu, metro ve hafif
metro hatları oluşturmakta, otobüs,
minibüs gibi daha düşük kapasiteli
toplu taşıma türleri bu ana hatları
besleme işlevini görmektedir.
Ülkemizde de başta İstanbul olmak
üzere büyükşehirlerimizde birçok
raylı sistem projesi tamamlanarak
işletmeye açılmıştır.
Şehirlerde hızlı güvenli, ekonomik,
düzenli, konforlu ulaşım
Marmaray Projesi: Bakanlığımızca
yürütülen, İstanbul Boğazı’nda pik
saatte tek yönde 75.000, günde
ise 1.500.000 yolcu taşımayı
hedefleyen, yatırım bedeli 4.5
30
milyar dolar olan Marmaray
Projesi ile Halkalı’dan Gebze’ye
kadar kesintisiz 76.3 km demiryolu
bağlantısıyla daha hızlı ve konforlu
seyahat etme imkanı sağlanacaktır.
Karayolu Tüp Geçişi Projesi: Yatırım
bedeli 1.28 milyar dolar olan ve 30
Ocak 2013’te yer teslimi yapılarak
işe başlanmış olan 14.6 km’lik
İstanbul Boğazı Karayolu Tüp Geçişi
Projesi ile de 120.000-130.000
araç kapasitesiyle 15 dakikada
İstanbul’un her iki yakasının
birbirine bağlanması yönünde
önemli bir adım atılmıştır.
Ankara Metroları: Ankara
metrolarının Büyükşehir
Belediyesi’nden devrinin
alınmasıyla 44 km’lik üç metro
hattında (Kızılay-Çayyolu, BatıkentSincan, Tandoğan-Keçiören)
çalışmalar hızla yürütülerek
Ankara’daki kent içi raylı sistem
uzunluğu 23.5 km’den 67.5
km’ye çıkarılmıştır. Bu metroların
kapasitesi saatte 65.000 ve günde
toplam 1.200.000 yolcu olup
öngörülen yatırım bedeli 2.5 milyar
TL’nin üzerindedir.
Üç katlı Büyük
İstanbul
Tüneli Projesi,
hinterlandındaki
6.500.000 milyon
İstanbullunun ulaşım
ihtiyacına hitap
edecek. Projenin
toplam yatırım tutarı
3.5 milyar ABD Doları
olacak.
İstanbul Metroları: İstanbul’da
toplam 38 km’lik üç metro hattının
(Bakırköy- Beylükdüzü, BakırköyKirazlı, Levent-Hisarüstü) yapımı
Bakanlığımızca üstlenilmiş olup
saatte tek yönde 70.000 ve günde
toplam 1.280.000 yolcu kapasiteli
önemli raylı sistem akslarının
teşkili ile ulaşım ve erişim
sorununun çözümleri üstlenilmiştir.
İzmir Raylı Sistem Projeleri:
İzmir’de Büyükşehir Belediyesi
ile iş birliği sonucunda 80 km’lik
modern bir kent içi raylı sistem
(İZBAN) aktive edilmiş, Otogarı
Halkapınar’a bağlayacak
metro hattının projeleri devam
etmektedir.
Havaalanı Raylı Sistem
Bağlantıları: Bakanlığımız büyük
şehirlerimizin havalimanlarına
erişimi kolaylaştırmak için
raylı sistem bağlantılarını da
kurgulamakta ve inşa etmektedir.
Esenboğa Havalimanı etüt
projesi devam etmektedir. Sabiha
Gökçen Havalimanı bağlantısı
yapımı başlamıştır. İstanbul 3.
Havalimanının hizmete girmesiyle
eşzamanlı hizmete girmesi
planlanan raylı sistem bağlantıları
projelendirilmektedir. Antalya
Meydan- Havalanı-EXPO tramvay
hattının yapımı çalışmalarına
başlanılmıştır.
Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemi:
Belediyelerce oluşturulan
Kentsel Akıllı Ulaşım Sistemleri,
Bakanlığımızca yürütülen Ulusal
Akıllı Ulaşım Sistemine uyumlu
yapılması ile kent içi ulaşımda
önemli bilgi akışı ve bütünlüğü
sağlanacaktır.
Raylı Sistem Kriterleri: Raylı
toplu taşım sistemlerinde objektif
ölçüler içinde bir standardizasyona
gidilmesi ve bu konuda yönlendirici
çalışmalar yapmak amacı ile
Bakanlığımız koordinatörlüğünde
ilgili kurum ve kuruluşların da
görüşleri alınarak ülke genelinde
yerel yönetimlerce uygulanacak
“Raylı Sistem Kriterlerinin” değişen
raylı toplu taşım teknolojisine,
yayımlanan ulusal ve uluslararası
standartlar ile mevzuata uyum
sağlamak amacıyla güncellenmesi
çalışmaları tamamlanmıştır. Bu
çalışma kapsamında hazırlanan
kriter kitapçıklarında “Engelliler
İçin Ek Tedbirler” başlığı altında
konu detaylandırılmıştır.
Gerçekleştirilen tüm projelerde
hareket kısıtlılığı bulunanlar için
gerekli tedbirlerin alınmasına özen
gösterilmektedir.
Ulaşım Ana Planlarının Onayı:
Bakanlığımızın kentlerin ulaşım
sistemlerinin esasını oluşturan
Ulaşım Ana Planlarının yapımına
katkı vermesine ve Bakanlığımızca
belli büyüklüğün üzerindeki
şehirlerin mutlak surette Ulaşım
Ana Planı yapmalarının zorunlu
hale gelmesine yönelik yasal
çalışma altlıkları çalışılmaktadır.
Planlanan projeler kapsamında
2016 yılında şehir içi ulaşım
öncelikleri
3 Katlı Büyük İstanbul
3 Katlı Büyük İstanbul Tüneli
Projemiz kapsamında TEM Çamlık
Kavşağı ile TEM Hasdal Kavşağı
arasında boğaz geçişi dahil toplam
16.150 metre 2X2 Karayolu
bağlantısı ile İncirli Söğütlüçeşme
arasında yine boğaz geçişi dahil
31 kilometre uzunluğunda ve 14
istasyondan oluşan Hızlı Metro
bağlantısı mevcuttur.
Hinterlandındaki 6.500.000
milyon İstanbullunun ulaşım
ihtiyacına hitap edecek projenin
toplam yatırım tutarı 3.5 milyar
ABD Doları olması beklenilmekte
olup projemizi kamu kaynakları
kullanmaksızın Yap-İşlet-Devret
usulü ile gerçekleştireceğiz.
Yap-İşlet-Devret ihalesi yapabilmek
için Yüksek Planlama Kurulu Kararı
başvurumuzu yapmış bulunuyoruz,
YPK sonrasında YİD Yapım İhalesi’ni
gerçekleştireceğiz.
Bu arada zaman kazanmak
açısında Boğaz Jeofizik
ve Jeoteknik etütlerini
gerçekleştirmek üzere 3 Katlı
Tünelimizin Etüt-Proje işlerini
ihaleye çıkmış bulunuyoruz.
Önümüzdeki günlerde teklifleri
alacağımız Etüt-Proje işinde
elde ettiğimiz bilgileri YİD Yapım
İhalesi için istekli olan firmalar ile
paylaşacağız.
Diğer Projeler
2015 yılı içinde ihaleleri yapılarak
çalışmalara başlanılmış projeler
dışında; Bakanlar Kurulu’nca
devri alınmış olan İstanbul
Yenikapı-Sefaköy-İncirli metro
hattı , Ankara Keçiören metro
hattının Kızılay bağlantısı olan
AKM-Gar-Kızılay metro hattı ve
Konya raylı sistem proje işleri
ve yapım işleri başlatılacak olup
belediyelerce yapılan taleplerin
değerlendirilmesi sonucunda
Bakanlar Kurulu kararı ile
devrinin yapılması uygun görülen
kent içi raylı ulaşım sistemlerin
yapımlarına devam edilecektir.
Bakanlığımız Stratejik Planı’nda da
yer aldığı üzere Kentsel Ulaşımın
Sektörünün Stratejik amacı
“Güvenli, erişimi ve kullanımı en
kolay, toplu taşıma ağırlıklı, hızlı,
konforlu, ekonomik ve sosyal
gelişmeye katkısı en yüksek,
kentsel gelişimi olumlu yönde
etkileyecek, çevreci ve kullanıcıya
maliyeti en az, çağdaş kent
yaşamına katkı verecek bir sistem
kurmak” tır.
31
DOSYA
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
Emniyet Genel Müdürlüğü
Trafik Hizmetleri
Başkanlığı
Trafik ekiplerimizce
yapılan denetim
ve güzergah
kontrollerinde
görülen aksaklıklara
müdahale edilerek
ilgili kurum ve
kuruluşlara bilgi
verilmektedir.
Daha akıcı ve güvenli
trafik için önlemler
Büyükşehir ulaşım ana planını
yapmak veya yaptırmak ve
uygulamak; ulaşım ve toplu
taşıma hizmetlerini planlamak
ve koordinasyonu sağlamak;
kara, deniz, su ve demiryolu
üzerinde işletilen her türlü toplu
taşıma araçlarının sayılarını,
güzergâhlarını belirlemek gibi
görevler 5216 sayılı Büyükşehir
Belediyesi Kanunu’nun 7’nci
maddesinin birinci fıkrasının (f)
ve (p) bentleriyle belediyelere
verilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik
Kanunu’nun 50’nci maddesinin
birinci fıkrasında; “Motorlu
araçların cins ve kullanma
32
amaçlarına göre sürülebileceği
en çok ve en az hız sınırları,
şehirlerarası çift yönlü kara
yollarında 90km/saat, bölünmüş
yollarda 110 km/saat, otoyollarda
120 km/saat hızı geçmemek
üzere yönetmelikte belirlenir.”
hükmü ile Karayolları Trafik
Yönetmeliği’nin 100’üncü maddesi
ile şehir içi yollarda araç cinsi
ayırt etmeksizin hız sınırı 50 km/
saat olarak belirlenmiş, yerleşim
yeri içinden geçen bölünmüş
devlet ve il yolları ile belediyelerin
yapım ve bakımından sorumlu
olduğu taşıma kapasitesi yüksek,
can ve mal güvenliği açısından
gerekli tedbirlerin alındığı,
yaya geçişlerinin alt ve üst
geçişlerle sağlandığı bölünmüş
karayollarında araç cinsleri için
ayrı ayrı olmak üzere hız sınırlarını
32 km/saate kadar artırma yetkisi
büyükşehir statülü illerimizde
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi
Kanunu hükümleri uyarınca Ulaşım
Koordinasyon Merkezleri’ne
(UKOME) verilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik
Kanunu’nun 10’uncu maddesinin
(b) fıkrasında belirtilen, yapım
ve bakımından sorumlu olduğu
yolları trafik düzeni ve güvenliğini
sağlanması, gerekli görülen
kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı
işaretleri, işaret levhaları koymak
ve yer işaretlemeleri yapılması,
görev ve yetkisi belediyelere
verilmiştir.
Ülkemizdeki şehir içi yollarda
trafik akışına ilişkin düzenlemeler
belediyeler, şehir dışı
karayollarında ise Karayolları
Genel Müdürlüğü tarafından
yapılmaktadır. Bu kurumlarımızca
gerekli alt ve üst yapı çalışmaları,
trafik işaret ve levhalarının bakım
ve onarımı konularında ihtiyaç
duyulan gerekli düzenlemelere
gidilmektedir. Bu bağlamda trafik
ekiplerimizce yapılan denetim ve
güzergah kontrollerinde görülen
aksaklıklara müdahale edilerek
ilgili kurum ve kuruluşlara bilgi
verilmektedir. Otobüs, kamyon,
çekici gibi araçların şehir içerisinde
trafik kazalarına karışmalarını
engellemek ve trafik yoğunluğunu
azaltmak amacıyla çevre yolu
ve alternatif güzergahı bulunan
illerimizde UKOME, il veya ilçe
trafik komisyonlarınca karar
alınarak, bu araçların şehir
merkezlerine girişlerine kısıtlama
getirilerek alınan bu kararların
sürücüler tarafından uyulmasının
sağlanmasına yönelik denetimler
yapılmaktadır.
Şehir içi trafik kazalarının
önlenmesi ve azaltılması yönünde
yapılan çalışmalar
Trafik kural ihlalleri sonucu
oluşan trafik kazalarının ve
sonuçlarının önlenebilmesi için yol
kullanıcılarını, trafik kuralları ve
güvenliği konusunda bilgilendirip
bilinçlendirmek, gerek şehir
içi gerekse şehir dışı yollarda
trafiğin düzenini ve akışkanlığını
sağlamak, güvenli bir trafik ortamı
sağlayarak, trafik kazalarını
önlemek ve sonucundaki ölüm,
yaralanma ve maddi kayıpları
azaltmak amacıyla yürütülen
çalışmalar 31/07/2012 tarihinde
Başbakanlık genelgesi olarak
Resmi Gazete’de yayımlanan
33
“Trafik Güvenliği Stratejisi ve Eylem
Planı” kapsamında yapılmaktadır.
Yol kullanıcılarının, trafik
kurallarına uyma bilinç ve
alışkanlıklarını geliştirmek, planlı
ve etkin bir denetim planlaması ile
Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi
ve Eylem Planı ile 2020 yılına kadar
trafik kazası sonucu meydana
gelen ölümlerin %50 oranında
azaltılması hedeflenmiştir.
Vatandaşlarımızın can ve mal
güvenliğini sağlamaya yönelik
olarak trafik kuruluşlarımızda
görevli personelimiz başta olmak
üzere tüm illerimizde tesis edilmiş
olan Trafik Elektronik Denetleme
Sistemleri (TEDES) ve (MOBESE)
ile 24 saat aralıksız olarak
karayollarında trafiğin yönetimi
ve denetimi hizmetlerini aralıksız
olarak yürütülmekte olup, bu
hizmet 2918 sayılı Karayolları
Trafik Kanunu, Karayolları Trafik
Yönetmeliği ile polise görev veren
diğer kanun ve yönetmeliklere göre
yapılmaktadır.
İstatiksel verilerin incelenmesi
sonucunda 2010 yılına göre
34
2014 yılında motorlu taşıt
sayısında %26, Ankara, İstanbul
ve İzmir’de meydana gelen trafik
kaza sayısında ise %21, trafik
denetimlerinde kontrol edilen araç
ve sürücü sayısında %60 oranında
artış olduğu görülmektedir. Trafik
denetimleri ile araç sürücülerinde
yakalanma algısını geliştirmek
ve sürücülerin daha dikkatli ve
duyarlı olarak araç kullanmaları
hedeflenmektedir. Bu kapsamda
trafik güvenliğinin sağlanması
yönünde denetim, eğitim,
bilgilendirme ve bilinçlendirme
faaliyetlerimiz aralıksız olarak
sürdürülmektedir.
Büyükşehirlerde de trafik
güvenliğinin bilimsel ve uzun
dönemi kapsayan bir plan
dahilinde yapılması hususunda
yapılan çalışmalar
EGM-YÖK İşbirliği Protokolü
Trafik güvenliği alanında
üniversitelerimiz ile iş birliği
yapılarak ihtiyaç duyulan bilimsel
çalışmaların gerçekleştirilmesi ve
mevcut çalışmaların verimliliğinin
artırılmasına yönelik, trafik
güvenliği alanında uzman
personel yetiştirilmesi, tüm
eğitim kurumlarında verilen trafik
güvenliği eğitimlerinin artırılması
ve geliştirilmesi amacıyla Emniyet
Genel Müdürlüğü ile Yükseköğretim
Kurulu Başkanlığı arasında 04 Mart
2014 tarihinde “Trafik Güvenliği İş
Birliği Protokolü” imzalanmıştır.
Protokol kapsamında İl
bünyelerinde üniversiteler ile
Emniyet Müdürlükleri belirlenen
konularda ortak proje ve faaliyetler
yürütülmesi bu çalışmalara
ülke genelinde katılım ve
destek sağlanması, YÖK’ün ve
üniversitelerin internet sitelerinde
trafik güvenliği konusuna yer
verilmesi, üniversitelerin ilgili
birimlerinden mezun olan
öğrencilerin trafik güvenliğine
yönelik tez ve proje yapmalarının
teşvik edilmesi, trafik konulu yurt
dışı yayınların Türkçeye çevrilmesi
ve kullanıma sunulması, yapılan
çalışmaların sonucunda elde
edilen verilerin taraflarca uygun
görülmesi halinde yazılı (makale,
Trafik güvenliğinin
sağlanması yönünde
denetim, eğitim,
bilgilendirme ve
bilinçlendirme
faaliyetlerimiz
aralıksız olarak
sürdürülmektedir.
tez vb.) ve görsel yayın yoluyla
kamuoyu ile paylaşılması, 2014
yılı içerisinde başlatılan Yerleşke
Trafik Güvenliği kapsamında
üniversitelerimizde trafik güvenliği
çalışmaları düzenleyebilecek idari
yapıların kurulması, yerleşke
planlamasında araç ve yaya
trafik güvenliği unsurlarının ele
alınacağı bir rehber oluşturulması,
hazırlanacak rehber doğrultusunda
çalışma takviminin uygulamaya
geçirilmesi amacıyla yapılan
çalışmalar kapsamında İstanbul,
Erzurum, Diyarbakır, İzmir,
Sakarya, Konya illerinde tanıtım
toplantıları yapılmıştır.
EGM, KGM ve TBB arasında Trafik
Güvenliği İş Birliği (TEDES) Projesi
Emniyet Genel Müdürlüğü,
Karayolları Genel Müdürlüğü
ve Türkiye Belediyeler Birliği
arasında belediye personeli
ve bağlı idare mensuplarının
“Trafik Güvenliği İş Birliği Projesi
Kapsamında’’’ bilgilendirilmeleri
ve bu konulara yönelik faaliyetlerin
gerçekleştirilmesi amacıyla
hazırlanan “Trafik Güvenliği İş
Birliği Protokolü” 29 Aralık 2014
tarihinde imzalanmıştır.
Belediyeye ve bağlı idare
personeline yönelik olarak
düzenlenecek eğitim, toplantı,
seminer, konferans vb. etkinlikler
için trafik güvenliği konusunda
gerekli eğitim ve bilgilendirme
materyallerini paydaş kurumlarla
hazırlanarak, protokol kapsamında
düzenlenecek eğitimlerde, trafik
güvenliği konusunda ve karayolu
işaretlemeleri konularında
ders içeriğinin oluşturulması ve
imkanlar dahilinde eğiticilerin
görevlendirilmesinin sağlanması,
Belediyelerce TEDES kurulması
konusunda eğitim desteği
sağlanması, protokol kapsamında
düzenlenmesi taraflarca
kararlaştırılan eğitim, toplantı,
seminer, konferans vb etkinliklerin
yer ve zamanının paydaş
kurumlarla koordineli olarak
belirlenmesi. Yapılan çalışmalar
sonucunda elde edilen verilerin
taraflarca uygun görülmesi
halinde yazılı (makale, tez vb.) ve
görsel yayın yoluyla kamuoyu ile
35
paylaşılması amacıyla 81 ilden
gelen paydaş kurum temsilcilerinin
katılımıyla tanıtım toplantıları
yapılmıştır.
MEB ve TŞOF ile iş birliğinde Okul
Servis Araçları Şoförlerine Yönelik
Trafik Eğitimi Projesi
Bu bağlamda okul servis araçları
şoförlerinde trafik kültürü ve
güvenli sürücülük farkındalığı
oluşturmak amacıyla İçişleri
Bakanlığı Emniyet Genel
Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı
ve TŞOF’un iş birliğinde imzalanan
Okul Servis Araçları Şoförlerine
Yönelik Trafik Eğitimi Iş birliği
protokolü kapsamında 06-08
Nisan 2015 tarihleri arasında
Antalya ilinde Okul Servis Araçları
Şoförlerine Eğitici Eğitimi Semineri
düzenlenmiştir.
Antalya ilindeki eğitim seminerine
katılan eğiticilerimiz ile İl Milli
Eğitim Müdürlüğü Çocuk Şube
Müdürlüğü personelinin katılımıyla
koordineli bir şekilde il ve ilçe
yürütme kurulları oluşturularak,
servis aracı şoförlerine yönelik
eğitim programı hazırlanması
ve protokolün yürütülmesinin
sağlanmasına, bu bağlamda
36
il ve ilçelerde protokol
kapsamında verilecek eğitimlerin
planlanması ve uygulanmasına,
verilen eğitimlerin takibi ve
değerlendirilmesine, eğitim verilen
okul servis araçlarının şoförlerinin
kayıtlarının tutulması ve takibinin
yapılmasına, oluşturulacak basılı
ve görsel materyallerin dağıtımının
sağlanmasına, konu başlıkları
altında 81 ilden gelen eğitimcilere
Okul Servis Araçları Şoförleri
Eğitici Eğitimi Semineri eğitimi
verilmesine başlanılmıştır.
Trafik Güvenliği Eğitimi’nin
yaygınlaştırılması hususunda
yapılan çalışmalar;
Sürücü ve yaya eğitimleri
Trafik Hizmetleri Başkanlığımızın
organizasyonu ve Valiliklerimizin
koordinasyonunda, “Sürücü ve Yaya
Eğitim Seminerleri” adı altında
proje başlatılmış ve 2000 yılından
günümüze kadar yaklaşık 18
milyon yol kullanıcısına trafikteki
risk faktörleri ve trafik güvenliği
konularında eğitim verilmiştir.
Trafik olgusu içerisinde yer alan
yayalar, otomobil sürücüleri,
kamyon ve otobüs şoförleri,
çocuklar gibi farklı hedef kitlelerini,
trafikteki riskler konusunda
bilincinin artırılarak doğru
alışkanlıklar kazandırılmasını
sağlamayı amaçlamaktadır.
Bu kapsamda eylem planında
eğitim verilen yol kullanıcısı
sayısının hedeflenen oranda
artırılması amacıyla 2013 yılında
1.833.169 yol kullanıcısına trafik
güvenliğinin sağlanması amacıyla
bilgilendirme seminerleri verilerek
ulaşılmıştır. Can kayıplarının
%50 oranında azaltılması, trafik
güvenliği konusunda daha çok
bilgilendirilerek bilinçlenmesi,
daha etkili bir hale getirilmesi,
belirtilen seviyede artırılması,
kazaların en asgariye indirilmesi ve
eylem planında belirtilen hedeflere
ulaşılması doğrultusunda
Başkanlığımız koordinesinde 81 İl
Emniyet Müdürlüğümüz tarafından
çalışmalara devam edilmektedir.
Sempozyum ve sergi
İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel
Müdürlüğü (Trafik Hizmetleri
Başkanlığı ve Polis Akademisi
Başkanlığı) ile Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanlığı (Karayolu
Düzenleme Genel Müdürlüğü,
Karayolları Genel Müdürlüğü)
2000 yılından
günümüze kadar
yaklaşık 18 milyon
yol kullanıcısına
trafikteki risk
faktörleri ve trafik
güvenliği konularında
eğitim verilmiştir.
Büyükşehir belediyesi olan illerde polis sorumluluk bölgesinde şehir içi
trafik birimlerinin kaza tespit tutanağı düzenlediği ölümlü / yaralanmalı
trafik kazası bilgileri
(2010-2011-2012-2013-2014 YILLARI TOPLAMI)
İL PLAKA KODU
KAZA SAYISI
ÖLÜ SAYISI
YARALI SAYISI
ADANA
16.735
102
24.415
ANKARA
45.310
310
69.422
ANTALYA
21.771
218
31.462
AYDIN
7.557
47
11.164
BALIKESİR
8.205
54
12.366
iş birliğinde; trafik güvenliğinin
bilimsel bir platformda, tüm yönleri
ile analiz edilerek trafik kazalarının
önlenmesi ve trafik güvenliğinin
sağlanması için uygulanacak
yöntem, teknik ve stratejilerin
belirlenmesi amacıyla PolisÜniversite-Sivil Toplum Kuruluşları
trafik güvenliği uzmanlarının
katılımıyla, ülkemiz trafik güvenliği
hakkındaki bilimsel öneri ve
değerlendirmelerini almak, gelecek
için çeşitli projeksiyonları ortaya
koyarak ve analitik bir düşünce
ile sentez yaparak kamuoyuna
açıklamak amacıyla 12-14 Kasım
2015 tarihlerinde Ankara ATO
Kongre Merkezi’nde “6. Karayolu
Trafik Güvenliği Sempozyumu ve
Sergisi” düzenlenmiştir.
BURSA
19.291
152
28.096
DENİZLİ
7.979
66
12.088
DİYARBAKIR
5.476
53
9.693
ERZURUM
3.640
48
6.682
ESKİŞEHİR
6.645
80
10.020
GAZİANTEP
11.307
89
17.546
HATAY
9.201
65
14.143
MERSİN
16.356
162
23.925
İSTANBUL
64.491
860
94.943
İZMİR
32.670
200
44.191
KAYSERİ
13.644
90
21.882
KOCAELİ
11.786
165
19.561
KONYA
21.026
202
32.085
Çocuklar için Trafik Eğitimi (Trafik
Dedektifleri) Projesi
MALATYA
4.052
36
6.680
MANİSA
11.303
128
17.574
Bu projenin amacı 3-17 yaş
aralığındaki çocukların trafik
konusunda bilgilendirilmeleri ve
aile bireylerinin trafik kazaları
ile ilgili farkındalıklarının
yükseltilmesi ve bu alanda
kamuoyunun oluşturulmasıdır.
KAHRAMANMARAŞ
6.443
46
10.610
MARDİN
2.018
37
3.378
MUĞLA
9.235
79
13.332
ORDU
3.985
57
6.650
SAKARYA
6.926
60
10.947
Bunun yanında İçişleri Bakanlığı
(EGM), Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı,
Diyanet İşleri Başkanlığı, Polis
Eşleri Kaynaşma-Yardımlaşma
Derneği’nin iş birliğinde ve OPET’in
desteğiyle, 2016 yılı Haziran
ayına kadar 1.5 milyon çocuğa
doğrudan ulaşılarak trafik eğitimi
verilmesidir.
SAMSUN
8.525
126
13.736
TEKİRDAĞ
4.180
56
6.670
TRABZON
3.836
49
6.497
ŞANLIURFA
4.549
59
7.177
VAN
3.153
39
5.449
TOPLAM
391.295
3.735
592.384
37
DOSYA
İ. Melih GÖKÇEK
Ankara Büyükşehir
Belediye Başkanı
Kavşakların birbirleri
ile uyumlu çalışması,
kavşaklardaki
gereksiz bekleme
sürelerinin
azaltılması
amacıyla sensör,
dedektör, kamera,
yeşil dalga
vb pek çok farklı
uygulamaya
başlandı.
38
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
Ulaşım ana planı
çalışmasına ağırlık
veriyoruz
Daha iyi bir şehir yaşamı için o
şehirde yaşayan herkese eşit
fırsatlar sunan, katılımcı, kamu
yararını gözeten, çevreye duyarlı,
ekonomik açıdan verimli, güvenli
ve akıcı yaya ve taşıt hareketinin
sağlanmasını esas alan bir ulaşım
sistemi olmalıdır.
İyi bir şehir yaşamı için öncelikle o
şehirde yaşayan insanların yaşam
kalitesini yükseltmek ve hayatını
kolaylaştırmak için modern,
güvenli ve entegre bir ulaşım ağı
oluşturmak, yüksek kalitede, planlı
ve sürdürülebilir bir ulaşım hizmeti
sunmak gerekmektedir.
İnsanların güne huzurlu
başlayabilmelerini sağlayan;
ulaşım türlerinin birbiriyle entegre,
yaya ve araç güvenliği hususunda
sağlam, insanların gün içindeki
türlü işlerine yardımcı olacak
şekilde akıcı, yayalar ve araç
kullanıcıları açısından keyifli,
ulaşım maliyetini en aza düşürecek
kadar verimli, çevre koşullarını
gözeten, çevreci bir ulaşım sistemi
olmalıdır.
Şehir içi ulaşım yatırımların
Ankara ekonomisine katkıları
Ulaşım sisteminde yapılan
yatırımlar sayesinde trafiğin
güvenli ve akıcı olması
sağlanmakta, enerji verimliliği
artmakta, yakıt tüketimi
azalmakta, tüm yol kullanıcıları
için zaman, enerji ve maddi kazanç
sağlanmaktadır.
Yeni açılan bulvarlar sayesinde
yol güzergahları kısalmakta,
insanlar, ulaşım için harcadıkları
zamanı işlerine ve özel
hayatlarına ayırabilmekte, bu da
o kişilerin işlerinde daha verimli
çalışabilmelerini sağlamaktadır.
Özellikle istihdamın yüksek
olduğu üretim kuruluşları, sağlık
tesisleri, askeri bölgeler gibi
yoğun ulaşım ihtiyacına haiz
alanlarda yapılan uygulamalar ile
bu bölgelere ulaşım daha rahat
biçimde sağlanmakta, bu sayede
elde edilen zaman, yakıt ve enerji
tasarrufu ile hem çalışanlara hem
de yatırımcılara ekonomik olarak
katkı sağlanmaktadır.
Bu yönde kentimizin mevcut ve
gelecekteki ulaşım özellikleri
tespit edilmekte, halkımızın ulaşım
taleplerinin gerektirdiği önlem ve
yatırımlara yön verecek etüt, plan
ve projeler gerçekleştirilmektedir.
Yürütmekte olduğumuz tüm
çalışmalardaki temel ilkemiz,
kentimizin dünyanın her yerinden
insanların görmek ve yaşamak için
gelmek isteyeceği, yaşam kalitesi
yüksek, ülkemizdeki diğer kentler
için öncü ve örnek bir kent olması
için en önemli kriterlerden biri olan
ulaşım hizmetlerini, hak ve hukuka
uygun, tüm paydaşlarımızın hakkını
gözeten biçimde adil ve verimlilikte
etkin biçimde halkımıza sunmaktır.
Ankara’da kolay, hızlı, çevreci,
ekonomik ulaşım yatırımları
Kentimizdeki ulaşım sisteminin
iyileştirilmesine yönelik olarak
öncelikle Ulaşım Ana Planı
çalışmasına ağırlık vermekteyiz.
Ankaray ve Kızılay Metro hatlarına
ilave olarak 11 istasyondan oluşan
Çayyolu ve yine 11 istasyondan
oluşan Sincan metro hatlarımızı
hizmet açtık.
Ayrıca kent içi ulaşımda lastik
tekerlekli ve raylı sistemlerin
yanında düşük CO2 emisyonlu,
güzergah boyunca arazide az
yer kullanılması, yüksek kot
farklılıklarında hızlı ulaşımı
sağlaması, trafik sıkışıklıklarından
etkilenmemesi ve düşük işletme
maliyetleri gibi nedenlerden dolayı
Yenimahalle-Şentepe (T1 Hattı)
arasında metro ile entegre bir
şekilde 2014 yılında 3.257 m ve
dört istasyondan oluşan Teleferik
hattımız hizmete açılmıştır.
Malazgirt Bulvarı ve Ankara Bulvarı
gibi yeni açılan bulvarlarımız ve
pek çok noktada yapılan alt ve
üst geçitlerimiz sayesinde kent
trafiğinde önemli ölçüde rahatlama
sağlanmıştır.
Akıllı ulaşım sistemlerinin
uygulanması kapsamında
şehrimizin cadde ve bulvarlarında
yer alan kavşakların birbirleri ile
uyumlu çalışması, kavşaklardaki
gereksiz bekleme sürelerinin
azaltılması amacıyla sensör,
dedektör, kamera, yeşil dalga
vb. pek çok farklı uygulamaya
başladık.
Engelli vatandaşlar için
ulaşılabilirliğin güvenli bir şekilde
sağlanmasına yönelik, mevcut
sinyalizasyon ağımıza sesli uyarı
cihazları monte etmekteyiz.
Çocuklarımıza trafik eğitimi
verebilmek amacıyla kurulmuş
olan Kurtuluş Parkı Çocuk Trafik
Eğitim Pistimizde öğrencilerimize,
çocuklara özel eğitimler
vermekteyiz.
Bununla birlikte trafik düzen
ve güvenliğinin sağlanabilmesi
için kent genelinde yatay, düşey
ve ışıklı işaret yapısının etüt,
plan ve uygulamasını yapmakta
bakım, onarım ve devamlılığını
sağlamaktayız.
Toplu taşıma hizmeti veren özel
toplu taşıma araçları, özel halk
otobüsleri ve servis araçlarının
etkin ve verimli çalışmalarını
sağlamak amacıyla denetim
hizmetlerini yürütmekteyiz.
Çekim merkezlerine ulaşımla ilgili
yatırımlar
Şehir içi ulaşımında trafik akışını
iyileştirmek, can ve mal emniyetini
sağlamak, enerji tüketimini asgari
seviyeye düşürmek ve tasarrufu
sağlamak için tüm dünyadaki
uygulamalara benzer çalışmalar
yürütmekteyiz.
Kent içinde taşıt trafiğinin yoğun
olması nedeni ile istenilen
noktalara güvenli bir şekilde
39
“Bisikletli Ulaşım”ın
teşvik edilmesi
amacıyla ANKARAY
ve Ankara Metro
İşletmelerine
ait istasyonların
uygun noktalarına
“Bisiklet Parkları”nın
yapılarak yolcuların
hizmetine sunulması
planlanıyor.
ulaşabilmek amacıyla katlı kavşak
projelerimize devam etmekteyiz.
Özellikle Ankara’nın merkez
konumda olması nedeni ile komşu
şehirlere bağlanan Samsun Yolu,
Konya Yolu, Anadolu Bulvarı
ve Ayaş Yolu gibi ana yollarda
yapılacak olan alt ve üst geçitler
ile kesintisiz bir trafik akışının
sağlanması amaçlanmaktadır.
Yine şehir içinde Turan Güneş
Bulvarı, İrfan Baştuğ Caddesi,
İstasyon Caddesi gibi kentimizin
ana damarları niteliğinde olan
yollarda ilçe belediyeleri ile birlikte
yürüttüğümüz ortak akıl projeleri
ile alternatif yollar planlamaktayız.
Yozgat Bulvarı, Etlik, Ulus
güzergahında planlaması devam
eden alt ve üst geçit projelerimiz
ile kentimizin en önemli akslarında
rahatlama sağlanacaktır.
Keçiören bölgesindeki trafik
akımını iyileştirmek için de Ankara
Üniversitesi alanından geçecek
yeni bir bulvar projesi üzerinde
çalışmaktayız.
Ayrıca kentimizin en önemli
istihdam alanları olan Organize
Sanayi Bölgeleri’nin ana ulaşım
aksı olan Yenikent-Temelli
bağlantısı Belediyemizce
40
tamamlanmış olup ihale süreci
Karayolları Genel Müdürlüğü’nce
yürütülmektedir.
Bununla birlikte Ankara Çevre
Otoyolu’na Çayyolu-Dodurga
ve Karapürçek noktaları gibi
birkaç noktadan yeni bağlantılar
planlanmaktadır.
Ankara Metrosu’nun 4. Etabı
olan Keçiören-AKM (M4 hattı)
arasında 9.220 m ve 9 istasyon
olarak planlanmış ve yapım
çalışmaları Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığı tarafından
yapılmakta olan metro hattı da
belediyemize teslim edilmesine
müteakip halkımızın hizmetine
sunulacaktır.
Ayrıca AKM-Gar-Kızılay arasındaki
3.200 m ve üç istasyondan
oluşan M4 hattının devamı
niteliğinde planlanan metro hattı
da projelendirilmiş olup yapım
ihalesine çıkılacaktır.
Havaalanı - Gar arasındaki 29.380 m
ve 10 istasyon olarak planlanan
metro hattı da müşavir firma
tarafından gerekli etüt çalışmaları
yapılmış olup yapım ihalesine
çıkılacaktır.
Keçiören Metrosu (M4 Hattı) devamı
olan Gazino-Forum AVM arasında
5.200 m ve altı istasyondan oluşan
metro hattı planlanmaktadır.
AKM-Etlik-Forum AVM arasında, yapımı devam eden Şehir
Hastaneleri ve Etlik bölgesini
kapsayacak şekilde 8.790 m ve
yedi istasyondan oluşan metro
hattı planlanmaktadır.
ANKARAY (A1 Hattı) hattına ilave
olarak, M2 Metro hattı ile entegre
olacak şekilde AŞTİ-Söğütözü
arasında 788 m uzunluğundaki
uzatma hattı da yapımının
tamamlanmasına müteakip
halkımızın hizmetine sunulacaktır.
Yol, kaldırım ve şehir
donatılarındaki yeni tasarımlar Kentimizdeki tüm yollarda
yayalar ve engelliler için ilgili
kanun ve yönetmeliklere
uygun biçimde düzenlemeler
yapmaya çalışmaktayız. Engelli
vatandaşlarımız için uygulamakta
olduğumuz rampa ve sarı şerit gibi
konularda belirlenen standartlara
uyum konusunda gerekli
hassasiyeti göstermekteyiz.
Bununla birlikte toplu taşıma
durakları, yol üzerindeki cepler,
yolların eğimi ve deveri gibi pek
çok parametrede tüm dünyada
uygulanan tasarım örneklerini
Çocuklara trafik
eğitimi verebilmek
amacıyla kurulmuş
olan Kurtuluş Parkı
Çocuk Trafik Eğitim
Pisti’nde öğrencilere,
çocuklara özel
eğitimler veriliyor.
incelemekte ve bu örneklerden
şehrimiz için uygun olabilecek yeni
modeller geliştirmekteyiz.
Ankara’da yaya ulaşımı, bisiklet ve
yürüme yolları
Öncelikle Ulaşım Ana Planı’nda
bu yönde çalışmalar yapmaktayız.
Bununla birlikte yeni planlanan
alanlarda tüm gelişmiş ülkelerde
gözetilen “bisiklet yollarının”
planlanması, bu bağlamda, bisiklet
kullanımının yaygınlaştırılması ve
bu amaçla planlama bütününde
düzenlenecek bisiklet yollarına
ilişkin olarak Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel
Müdürlüğü tarafından yayınlanan
“Bisiklet Yolu Kılavuzu”nda ve 3
Kasım 2015 tarihli Resmi Gazete’de
yayımlanarak yürürlüğe giren
Bisiklet Yolları Yönetmeliği’nde
belirtilen hususlara uygun projeler
hazırlamaktayız.
Raylı sistem hatlarımızın, yolcular
tarafından verimli bir şekilde
kullanılabilmesi için tüm ulaşım
modları ile entegre edilmiş
düzenlemeler yapılmasına özen
gösteriyoruz. Bu modlardan birisi
olan “Bisikletli Ulaşım”ın teşvik
edilmesi amacıyla ANKARAY ve
Ankara Metro İşletmelerimize
ait istasyonlarımızın uygun
noktalarına “Bisiklet Parkları”nın
projelendirilerek yapılması,
ilerleyen dönemler içerisinde de
bisiklet paylaşım sistemlerinin
oluşturularak, yolcularımızın
hizmetine sunulması
planlanmaktadır.
Kent içi ulaşımı destekleyici
otopark yatırımları
Kentimizdeki mevcut ve
planlanan taşıt ve yaya yollarının
standartlara ve yoğunluk
taleplerine ilişkin analizlere
dayanılarak düzenlenmeye,
yolların tasarımında toplu taşıma
durakları, yol bağlantıları, park
etme ve duraklama alanları
gibi kullanımlara hassasiyet
göstermekteyiz.
Kentimizin çekim gücü yüksek
olan Bahçelievler, Kızılay, Tunalı
Hilmi Caddesi gibi bölgelerinde
önerdiğimiz yer altı otoparkı
projeleri açılan davalar sonucu
iptal edilmiştir.
Hacı Bayram Camisi’nin yanında
büyük bir katlı otopark yapımı
tamamlanmış ve bölgenin otopark
sorunu çözülmüştür.
Uygulaması devam eden Ankapark
için de çok büyük bir otopark
projesi hazırlanmıştır.
Kentimizde giderek yoğunlaşan
yapılaşma nedeni ile artan ulaşım
ilişkilerine özen gösterilmesi ve
gelecekte yoğunluğu artabilecek
olan toplu taşıma hizmetlerinin
daha etkin sağlanabilmesi
amacı ile çalışmalarımız artarak
sürmektedir.
Kent ulaşım sorunları bir bütün
olarak ele alınarak çözülmekte,
mevcut durumda kent içinde
yetersiz kalan yollarda sıkışan
trafiği rahatlatmak ve tüm kentin
ulaşımında enerji verimliliğini
artırmak ve yakıt tüketimini
düşürmek için trafiğin güvenli
ve akıcı olmasının sağlanması
yönünde çalışılmakta, bu bağlamda
kentimizdeki tüm cadde ve
sokakları sürekli olarak gözden
geçirilmektedir.
41
DOSYA
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
Recep ALTEPE
Bursa Büyükşehir
Belediye Başkanı
“Biz yerli tramvayı
üretiriz” dediğimizde
inanmayanlar,
artık Bursa’da
üretimi yapılan
tramvaylardan satın
almak istiyor.
Hedefimiz daha
ulaşılabilir bir Bursa
İyi bir şehir yaşamı, ulaşımdan
sosyal yapısına kadar her alanda
sağlıklı ve modern sistemleri
bünyesinde bulunduran bir
kent anlamına gelir. Bursa’da
Büyükşehir Belediye Başkanı
olarak görev yaptığımdan dolayı
kendi şehrimden örnekler vermek
isterim. Bursa, sürekli büyüyen
ve son yıllarda hızla gelişen bir
kent. Dünyanın en hızlı büyüyen
ve gelişen dördüncü kenti olarak
dikkati çeken Bursa, sahip olduğu
değerleri ve sürekli artan yaşam
kalitesiyle hem Türkiye’ye hem de
dünyanın önemli ülkelerine örnek
oluyor artık.
Ulaşım, Bursa gibi hızlı gelişen bir
kentin de en önemsenmesi gereken
konularındandı. Kentin coğrafi
durumuna göre hem şehir içinde
hem de şehirlerarası ulaşımında
kolay ulaşılabilir, rahat ve modern
ulaşım sistemlerinin vatandaşlarca
kullanılabildiği, çevreye duyarlı
42
araçların trafikte yol aldığı, raylı
sistemlerin toplu ulaşımda yoğun
olarak tercih edildiği, transfer
uygulamalarıyla toplu ulaşımda
da aktarmalı yolculukların
yapılabildiği ve en önemlisi pratik
ulaşım sistemleri daha iyi bir şehir
yaşamını destekler.
Şehir içi ulaşım yatırımlarının
Bursa’nın ekonomisine katkıları
Bursa, nüfusu kent merkezinde 2.5
milyonu aşan, il sınırları bazında da
3 milyon civarına ulaşan bir şehir
artık. Son 20 yılda nüfusu 50 kat
artış gösteren Bursa’da, ulaşım
sisteminin doğru uygulanabilirliği
hem vatandaşların gündelik
yaşamında pratiklik kazandırırken
hem de kentin ekonomisine de
katkı sağlar. Bugün, günümüzde
en değerli kavram zamandır.
İster iş adamı olsun ister öğrenci
veya esnaf, kimse vaktinin
çoğunu ulaşımda harcamak
istemez, zannetmiyorum.
Çünkü zaman değerli… Bu
noktada da yerel yönetimlerin
kentin ulaşımını destekleyici
hizmetler gerçekleştirmesinden
yanayız. Bu nedenle Bursa’nın
ihtiyaçlarını gözeterek ilk yerli
tramvay üretimini, Bursa’da,
Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde
gerçekleştirdik. Bu üretimle, hem
dışarıya harcayacağımız paranın
çoğu Bursa’da kaldı ve kent
ekonomisine kazanç sağladı hem
de yerli istihdama destek sağlandı.
İşe ilk adımı atıp “Biz yerli tramvayı
üretiriz” dediğimizde inanmayanlar,
artık Bursa’da üretimi yapılan
tramvaylardan satın almak istiyor.
Bu durum da Bursa’nın sanayi ve
ekonomik potansiyelini daha da
artırıyor doğal olarak. Bizler, her
alanda üretimin gelişmesinden
yanayız. Aynı zamanda ulaşımı
düzenli şekilde işleyen Bursa’da,
Uludağ’dan Mudanya’ya kadar yani
dağından denizine, tarihi-kültürel
mirasından sosyal yaşamına
kadar kentin her alanda ziyaretçi
çekmesi de daha kolaylaşıyor.
Ulaşımın gelişmesi turizmi de
olumlu etkiliyor özetle. Bursa’nın
gelişimine katkı koymaya devam
edeceğiz.
Kolay, hızlı, çevreci şehir içi
ulaşım sistemi için belediyemizin
katkıları
Göreve geldiğimizden bu yana
Bursa’da, Büyükşehir Belediyesi
olarak ulaşımın kaliteli, sağlıklı,
pratik, hızlı ve güvenilir olması
hedefiyle çalışmalarımıza yön
verdik. Geçmiş dönemlerde hatalı
planlardan dolayı aksayan ulaşıma
köklü çözümler getirmek adına
faaliyetlerimizi hızlandırdık.
Bursa’nın daha ulaşılabilir bir
kent olması hedefiyle kara, hava
ve deniz ulaşımlarımıza yeni
alternatifler getirdik. Bursa’nın
markası BUDO, denizde Bursa
ile İstanbul’u birbirine daha da
yakınlaştırırken, vatandaşların en
çok kullandığı ulaşım aracı haline
geldi. Seferleri yoğun ilgi gören
deniz otobüslerini Bursalılar da
sahiplendi.
Öte yandan özellikle yoğun seyahat
zorunluluğu taşıyan iş adamlarının
Bursa’nın markası
BUDO, denizde
Bursa ile İstanbul’u
birbirine daha da
yakınlaştırırken,
vatandaşların en çok
kullandığı ulaşım
aracı haline geldi.
işini kolaylaştıran deniz uçağı ve
helitaksi uygulamaları da zamanla
yarışanlara İstanbul’a ulaşımda
önemli birer alternatif oldu.
Bursa’da en çok önemsediğimiz
ulaşım sistemlerinden biri de
raylı sistemdi. “Bursa’yı demir
ağlarla öreceğiz” dedik, bunu da
gerçekleştiriyoruz. Pratik, daha
hızlı, çevreci ve ekonomik bir şehir
içi ulaşım sistemi olan BursaRay
hattı, kentin doğusunda Kestel’den
batıda Uludağ Üniversitesi’ne
güneyde de Mudanya istikametinde
43
Emek’e kadar uzanıyor. Bu sistemi
besleyen otobüs hatları ve kentin
merkezinde sefer yapan T1
tramvay sisteminin yanı sıra Yalova
Yolu’nun çehresini değiştirecek
olan BursaRay hattının ve kentin
yüksek semtlerinden BursaRay
istasyonlarına ulaşıma kolaylık
sağlayacak olan şehir içi teleferik
hatlarının çalışmalarını da
sürdürüyoruz. Uludağ’daki teleferik
sisteminin tümüyle yenilenmesiyle
de Oteller Bölgesi’ne de ulaşımda
da kolaylık yaşanmaya ve turistlerin
sayısında artış gözlenmeye başladı.
Konut kompleksleri ile çekim
merkezlerine Belediyenin katkıları
Bursa’da geçmiş yılların hatalarını
bugün bizler telafi ediyoruz desek
doğru olur. Çarpık yapılaşmadan
dolayı planlarda görülmesine
rağmen gerçekte olmayan yolları
açmak için her gün binalar yıkıyor,
yollar açıyoruz. Kent merkezindeki
mevcut yolları yenileyip
düzenlerken, alternatif yollarla
ve çevre yollarıyla da Bursa’nın
ulaşımına nefes aldırıyoruz. Bursa,
44
son yıllarda kentin batısına doğru
büyüme gösterdi. Bu noktada
ulaşım sistemlerinde de gerekli
düzenlemeler yapıldı, ihtiyaçlar
doğrultusunda çalışmalarımız
sürüyor.
Yol, kaldırım ve şehir
donatılarındaki yeni tasarımlar
Yaşanmasından en çok mutluluk
duyulan şehir olan Bursa’yı sağlıklı
ve modern bir geleceğe taşırken
kent içini de renklendirmeye
gayret ediyoruz. Kent merkezinde
ve ilçelerde parklar ve meydanlar
oluşturuyor, vatandaşlarımıza
nefes alabilecekleri alanlar
sağlıyoruz. Mahallelere
yaya mesafede spor alanları
oluşturuyoruz.
Öte yandan Bursa’nın gerçek
anlamda çağdaş Avrupa kenti
kimliğine kavuşması için kent
estetiğine yönelik çalışmalara
da ağırlık veriyoruz. Ana
caddelerdeki tretuvar bozuklukları
gideriliyor, görüntü kirliliği
oluşturan duvarlar ressamlar
tarafından tablo haline getiriliyor.
Büyükşehir Belediyesi bünyesinde
faaliyet gösteren birimlerimiz,
tretuvar düzenlemelerinden
duvar boyalarına ve peyzaj
uygulamalarına dek her konuda
güzel faaliyetlere imza atıyor.
Şehirdeki kötü yapıların insanları
olumsuz etkilediğini düşünüyoruz,
bu nedenle de başta ana caddeler
olmak üzere Bursa’nın her
köşesinde göze batan bina, yol
ve tretuvarların tamamını estetik
görünüme kavuşturuyoruz. Her
geçen gün kabuk değiştiren
Bursa’nın gerçek anlamda çağdaş
bir kent olması amacıyla göze
batan her köşeyi güzelleştiriyoruz.
Bisiklet ve yürüme yollarının
geliştirilmesi
Bursa’da kent merkezinde hizmete
açtığımız parklarda vatandaşların
sportif faaliyetlerini yapabilecekleri
alanlara geniş yer veriyoruz.
Buralarda bisiklet ve yürüme
yollarını en rahat kullanılabilecek
şekilde projelendiriyoruz. Bursa’nın
spor kenti olması adına her
mahallede spor merkezleri ve sosyal
alanlar oluşturuyoruz. 7’den 77’ye her
yaştan vatandaşın spor yapabilmeleri
adına sporu teşvik eden aktiviteleri
gerçekleştiriyoruz. Yeni yapılan yerleşim
alanlarında yürüyüş ve bisiklet yollarına
yer verilmesini özellikle önemsiyoruz.
Toplu taşımayı ve kent içi ulaşımı
destekleyici otoparklar
Büyükşehir Belediyesi olarak Tarihi
Çarşı ve Hanlar Bölgesi olmak üzere
kent merkezindeki trafik yoğunluğunu
ortadan kaldırmak için çeşitli
projeler geliştiriyoruz. Bunların en
önemlilerinden biri de 800 araçlık
dev otopark… Bursa Doğanbey Katlı
Otoparkı şehir merkezindeki araç
trafiğinin ciddi oranda azalttı. Ana ve
ara arterlerde yapılan otoparklarla
Bursa’daki parklanma sorununa
kalıcı çözümler üretilmişti. Bunlara ek
olarak başta Haşim İşcan Caddesi ve
Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi olmak
üzere şehrin merkezine hizmet veren
Doğanbey Katlı Otoparkı, aynı anda 800
araç ile 70 otobüsün parkına imkân
veriyor. Uzun yıllar konuşulan bu
hizmeti de biz gerçekleştirdik, mutluyuz.
Çarşıya çıkan vatandaş aracını artık
buraya park edecek. Ulucami’nin
önünde yolcusunu indiren otobüs de
buraya gelecek. Yolcusunu yine buradan
alıp çıkış yapacak. Bizden istenen
15-20 otobüslük otoparktı, 70 araçlık
yaptık. 800 araçlık kısım da tüm bölgeye
hizmet verecek.
Parklanma, Bursa’da çok riayet
edilmeyen bir konu. Araçlarımız
gelişigüzel park ediliyor. Artık yol
kenarlarına araç park edilmesin
istiyoruz. İl Emniyet Müdürlüğü’yle ortak
çalışacağız. Hatalı parklanma yapan
araçları tek tek çekeceğiz. Bu yönelik
olarak takviye çekicilerimiz geldi.
Doğanbey Katlı Otoparkı’nda ücret, 3
saate kadar 2 TL. Yeter ki vatandaşımız
alışsın. Aracını getirsin buraya bıraksın.
Çevreye, şehir içi ulaşıma rahatsızlık
vermesin. Gerçekleştirdiğimiz her
icraat, daha yaşanabilir bir Bursa için…
45
DOSYA
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
Prof. Dr. Yılmaz BÜYÜKERŞEN
Eskişehir Büyükşehir
Belediye Başkanı
Tramvay, Eskişehir
halkına son teknoloji
ve güvenli bir ulaşım
şekli sunarken, uzun
vadedeki en önemli
kazanımlarımızdan
biri şehir merkezinin
yayalaştırılması oldu.
Şehirler insanlar
için düzenlenmeli
Bir şehirde yaşayan insanların,
yaşam kalitelerini belirleyen ve
etkileyen ana unsurlardan biri
de o şehirde bir yerden bir yere
nasıl ulaştıklarıdır. Bu ulaşım
biçimi, yaya olarak veya bir araçla
mümkündür. Araçla şehir içi ulaşım
biçimi de bizim “Şehir İçi Toplu
Ulaşım” değimiz sistemle ya da
kişilerin kendi özel araçlarıyla
gerçekleşir.
“Şehir İçi Toplu Ulaşım” sistemleri,
belediyeler tarafından organize
edilir. Belediyelerin kendilerine ait
ulaşım araçları ile özel sektörle ya
da her ikisi ile birlikte.
Yukarıda da söylediğim gibi şehir
içi ulaşım, o şehirdeki yaşam
kalitesini belirleyen önemli
unsurlardan biri. Gideceğiniz
yere, mümkün olan en kısa zaman
içinde, güvenli ve konforlu bir
sistemle ulaşmanız gerekir. İşe,
okula, hastaneye, gezmeye, alış
46
verişe gitmek ve dönmek işkence
olmamalıdır, trafik yoğunluğuna
etkisi mümkün olan en alt
seviyede tutulmaya çalışılmalı.
Aynı zamanda, hem çevre
hem de insan sağlığı üzerinde
yaratacağı olumsuzlukları en aza
indirmek, çevre ve görüntü kirliliği
yaratmamasına dikkat edilmelidir.
Biz Eskişehir Büyükşehir Belediyesi
olarak İstanbul Teknik Üniversitesi
Şehir Planlama Bölümü tarafından
hazırlanan “Eskişehir Ulaşım
Master Planı” çerçevesinde
çalışmalarımızı yaptık. Aynı
bölümle birlikte çalışarak her
4-5 yılda bir, şehrin artan ve
değişen ihtiyaçlarına göre bu planı
güncelliyoruz.
Şehir içi ulaşım yatırımlarının
Eskişehir ekonomisine katkıları
Benim 1999 yılında göreve
seçilmemin ardından önemli
projelerimizi hayata geçirmek
için hemen harekete geçtik.
Ancak hatırlanacağı gibi 1999
yılının Ağustos ayında büyük bir
deprem felaketi yaşadık. Ülkenin
içinde bulunduğu o zor koşullar
altında biz de projelerimizi bir
süre ertelemek zorunda kaldık.
Ancak bu süreci, “ortak akıl”
dediğimiz, şehrin dinamikleriyle
görüşmeler yaparak geçirdik. İşte
o dönemde, öncelikli projelerimiz
Porsuk Çayı’nın Islahı ve şehir içi
toplu ulaşımında köklü bir değişim
yaratan Tramvay Projesi’ydi.
Birinci etap tramvay hatlarımızı,
rekor denilecek bir zaman dilimi
içinde tamamlayıp (22 ayda) 2004
yılının Aralık ayında hizmete
soktuk. Tramvay sisteminin
ana omurgasını kurmuştuk.
Şehirdeki iki üniversite, sağlık
kuruluşları, hastaneler, devlet
kurumları gibi bir çok önemli
noktayı bu güzergahın içinde kolay
ulaşılabilir bir hale getirdik. Şehir
merkezindeki önemli hatları araç
trafiğine kapadık ve yayalaştırdık.
Tramvay, Eskişehir halkına son
teknoloji ve güvenli bir ulaşım şekli
sunarken, uzun vadedeki en önemli
kazanımlarımızdan biri şehir
merkezinin yayalaştırılmasıydı.
Bunun öncelikle şehrin merkezinde
ticaret ve eğlence sektörünün
önünü açtığını söyleyebilirim.
Zira yayalaştırdığımız bölgelerde
hareket ve canlılık son derece arttı.
Ayrıca şehri gezmeye, görmeye
gelenlerin çoğalmasına da neden
oldu. 2014 yılının Ağustos ayında
da tramvay sistemimizin ikinci
etabını tamamlayarak 22 yeni
mahalleye daha bu hizmetin
gitmesini sağladık.
Kolay, hızlı, çevreci ve ekonomik
şehir içi ulaşım yatırımları
Yukarıda da anlattığım gibi şehir
içi ulaşım sistemi denildiğinde
bunun içinde şehrin caddeleri,
sokakları, şehir merkezi ile uzak
mahalleleri birbirine bağlayan
akslar anlaşılmalı. Bunun yanında
da trafik düzeni önemli bir etmen.
Şehir merkezinde kalan cadde ve
sokakları genişletmek mümkün
değil. İnanılmaz büyüklükte
kamulaştırmalar gerekiyor ve bu
da çok büyük maliyetler demek. O
nedenle yeni cadde ve bulvar açma
çalışmalarımızı daha çok şehrin
genişleyen yeni bölümlerinde
yürütüyoruz. Elbette bununla
birlikte altyapı çalışmalarını da
yapıyoruz.
Tramvay yatırımına gelince.
Projenin ilk etabını Avrupa Yatırım
Bankası’ndan sağladığımız dış
kaynaklı kredinin bir bölümüyle
yaptık. Biliyorsunuz, yabancı banka
ve kuruluşlar sağlayacakları
kredinin nasıl ve ne amaçla
kullanıldığını çok iyi inceler ve
takip ederler. Projemizi son derece
rantabl buldukları için bize bu
krediyi sağladılar. Tramvay sistemi
şu anda günlük 110-120 bin yolcu
taşıyor ve uluslararası standartlara
uygun. Hatta bu konuda aldığımız
ödüllerimiz var.
Şehir donatılarındaki yeni
tasarımlar
Bugün Eskişehir, gerçekten
de Türkiye çapında bir marka
şehirdir. 1999 döneminden itibaren
gerçekleştirdiğimiz değişim ve
dönüşüm projelerimiz sayesinde
bugün, yalnızca Türkiye’de değil,
dünya çapında dikkat çeken,
izlenen ve hayata geçirdiği projeleri
yurt dışından gelen belediyelerce
de incelenen ve örnek alınan bir
şehir haline geldik. Elbette bu
47
Şehre kattığınız her
şey birbiriyle uyumlu
olmalı.
kolay bir süreç değil ve henüz
bitmiş, tamamlanmış da değil.
Zaten aynı insanlar gibi şehirlerin
ihtiyaçları da hiç bitmez. Sürekli
yenilenmeleri gerekir.
Böyle bir değişim ve dönüşüm
sürecinde şehre kattığınız her şey
birbiriyle uyumlu olmak zorunda.
Yollarınız, kaldırımlarınız, şehir
donatılarınız, şehir mobilyalarınız…
Hepsi. Yoksa, birbiriyle uyumlu
olmayan, birbirini tamamlamayan
unsurlar, kalabalık ve görüntü
kirliliği yaratabilir. O nedenle
bizim, tasarımlarımızdaki birinci
öncelik bunu sağlamaktır. Tabii
bunun yanında şehrin ihtiyacına
cevap vermeleri, maliyetlerinin
karşılanabilir olması da çok önemli.
Yaya ulaşımını teşvik eden bisiklet
ve yürüme yolları projeleri
Yukarıda da anlattığım
üzere tramvay güzergahının
özellikle birinci etabında, şehir
merkezindeki önemli caddeleri
yayalaştırdık. Bazı kesimlerden
yoğun tepkiler alsak da,
bugün herkes çok memnun bu
durumdan. Eskişehir için çok
48
önemli bir kazanım. Benim en
büyük arzularımdan biri, şehrin
merkezinin tamamen araç trafiğine
kapatılması ya da kapatılmasa bile
çok sıkı kurallara tabi tutulması.
Çünkü ben şehirlerin araçlar için
değil, insanlar için düzenlenmeleri
gerektiğine inanıyorum.
Bisiklet yolları konusunda da
çalışmalarımız, projelerimiz var.
Belirlediğimiz güzergahlarımız
var. Aslına bakarsanız, Eskişehir
tam bir bisiklet şehridir. Yıllar
önce şehrin fabrikalarına insanlar
bisikletlerine binip gider gelirlerdi.
Fabrikaların bahçelerinde
boydan boya dizilmiş bisikletleri
görürdünüz. Ancak zamanla o
bisikletlerin yerine otomobiller
aldı. O zamanlar insanlar,
kazandıkları paranın bir kısmıyla
bisiklet alırlardı, şimdi ise otomobil
alıyorlar. Hatta bankalar o kadar
özendiriyor ki bir yıl, iki yıl sıfır
faizli krediler, kampanyalar… Hepsi
teşvik ediyor insanları. İşte bu
otomobil işgali karşısında trafikte
yaşanan sıkıntılar had safhaya
çıkınca, zaten geçmişten bugüne
çok geniş olmayan Eskişehir
caddelerinde bisiklet yolları
ayırmanın çok kolay olmadığı açık.
İnanır mısınız, bazı bölümlerde
bisiklet yolu olarak ayırdığımız
yerlere hiç durmadan otomobil
park edilip gidiliyor. Bisiklet
kültürünün, kullananlar için değil
ama otomobil kullanıcıları için
yeniden verilmesi lazım. Bizim
sürücülerimiz henüz caddelerin
de hem kendileri hem bisikletliler
hem de yayalarca kullanılacağının
çok farkında değil. Araç sahipleri,
yaya kaldırımlarını işgal etmekte
bir beis görmüyorlar ama sıra,
caddelere, yol ve sokaklara gelince
son derece bencil davranıyorlar.
Kent içi ulaşımı destekleyici
otopark yatırımları
Eskişehir Büyükşehir Belediyemiz
tarafından yapılıp işletilen, kiraya
verilen, özel firmalar tarafından
işletilen ancak denetimleri
bizim tarafımızdan yapılan
otoparklarımız var. Halen şehrin
üç farklı yerinde üç yeni otopark
inşaatımız devam ediyor. Ancak
otomobil sayısındaki hızlı artışa
cevap verebilmek için şehrin
en değerli yerlerini kapalı veya
açık otoparklarla dolduracak
değiliz. Başka türlü çözmenin
yollarını da aramalıyız. Örneğin,
şehrin merkezinde önemli bir
bölgede, Bakanlar Kurulu kararı
gereği “Kentsel Dönüşüm
Projesi” uygulanacak. İşte bölgeyi
sıfırdan planlarken o bölgenin
altının tamamının otopark olarak
planlanması ve yapılması çok
önemli. Projenin bu şekilde
gerçekleşmesi halinde otopark
sorunu, en azından o bölge için
çözümlenmiş olacaktır.
49
DOSYA
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
Fatma ŞAHİN
Gaziantep Büyükşehir
Belediye Başkanı
Bizim bir an önce
ulaşımda toplu
taşıma kültürünü
kazanmamız
gerekiyor. İnsanımız
toplu taşıma
alışkanlığını daha
da yaygın bir şekilde
edinmeli.
Gaziantep bir ‘dünya
kenti’ olacak
Gaziantep Türkiye ortalamasından
iki kat daha hızlı büyüyen bir
şehir. Şehirdeki ekonomik büyüme
sürekli göç almasına neden oluyor.
Bu hızla artan nüfusu doğru
yönlendirebilmek, ulaşımdan
sağlığa, eğitimden konut sorununa
kadar birçok sorunu da beraberinde
getiriyor. Bahsettiğimiz tüm bu
konular birbiriyle bağlantılı. Eğer
doğru planlamalar yaparsanız
sorun hızlı bir şekilde kendiliğinden
çözümü beraberinde getiriyor.
Yerinde ve doğru dokunuşlarla
meseleler büyük ölçüde
hallolabiliyor.
Bu hızlı değişim ve büyümeye bağlı
olarak şehrin en büyük sorunlarının
başında ulaşım ve trafik geliyor.
Kentte yaşanan bu büyüme artan
insan sayısı, araç sayısıyla yeni
ulaşım yollarını kaçınılmaz kılıyor.
Bu nedenle göreve geldiğimiz ilk
günden beri bu konu üzerinde
hassasiyetle duruyorum.
50
Kendimize öncelikli olarak bu iki
hedefi belirledik. Gaziantep’in
trafik ve ulaşım sorununu nasıl
çözecektik? Gaziantep’in trafik
ve ulaşım sorunlarını ve çözüm
yollarını tespit etmeye çalıştık.
Gaziantep’te başlatmış olduğumuz
akıllı kavşak ve dinamik kavşak
uygulamalarımızla ve şehirde
uygun gördüğümüz yerlerde
yaptığımız köprülü kavşaklarla
trafiği büyük ölçüde rahatlattık.
Çevreyolu bağlantılarıyla ulaşımı
büyük ölçüde kolaylaştırdık.
İnsanımızın zamandan tasarruf
etmesini sağladık.
Ulaşımdaki sıkıntıları asgariye
indirmek için kentin 20 değişik
bölgesinde açtığımız yeni çevre
yollarıyla daha yaşanılabilir
bir Gaziantep için el ele verdik.
Gaziantep’in en geniş yolu olma
özelliğini taşıyan yolumuz trafik
akışının hızlandırılmasıyla
rahatlatmaya başladı bile.
Şehir merkezindeki
stadyumu yıkarak
yeşil alanı olan,
insanların yürüyüş
yapabileceği, bisiklet
parkurlarına sahip
çevre dostu bir
meydan yapacağız.
Mili Egemenlik Bulvarı’nı
Cumhuriyet Mahallesi’ne
bağlıyoruz. Şu an yoğun bir şekilde
çalışmalar devam ediyor. Askeri
alanın içerisinden 2 km’lik bir
yol açıyoruz. İlk etapta 35 metre
genişliğinde ve çift şeritli olan yol
Hoşgör, Cumhuriyet ve Binevler
Mahallesi’ne kadar olacak. Böylece
Cumhuriyet semtinde oturanlar,
D-400 karayolu ile Başpınar
Organize Sanayi Bölgesi’ne daha
kısa zamanda ulaşmış olacak.
Şu ana kadar 5 köprülü kavşak
yaptık. Yenilerini de ihtiyaçlar
doğrultusunda yapmaya devam
edeceğiz. Şimdi bu yola köprülü
kavşak çalışmaları yapıyoruz. Biz
Gaziantep’in ulaşım sorununu
çözmeye kararlıyız. Çünkü biliyoruz
ki yol medeniyettir.
Tabii tüm bu çalışmalarla beraber
insanımızın da toplu taşımayı
kullanmaya alışması gerekiyor.
Gelişmiş ülkelerin tamamında
insanlar daha hızlı sonuç almak,
trafiği rahatlatmak ve çevreye
duyarlı olmak adına ulaşımda toplu
taşımayı kullanıyorlar. Bizim bir
an önce bu kültürü kazanmamız
gerekiyor. İnsanların toplu taşıma
alışkanlığını daha da yaygın bir
şekilde kazanması gerekiyor.
Özellikle şehir merkezine inerken
toplu taşımadan faydalanmamız
şehrin trafik yükünü büyük ölçüde
rahatlatacaktır.
Şehir içi ulaşım sistemi
yatırımlarının Gaziantep’in
ekonomisine katkıları
Sanayi, bu şehrin temel
dinamiklerinden biri. Gaziantep,
rekabetçi şehirler arasında
dünyanın 7’nci sırasında yer alıyor.
Bunu bu şehrin belediye başkanı
olarak ben söylemiyorum. Şehir
milliyetçiliği yapmıyorum. Dünya
Bankası’nın araştırmaları söylüyor.
Dolayısıyla buradaki büyümenin
devam etmesi ve yatırımların daha
da artması için ne gerekiyorsa onu
yapmaya hazırız. Ulaşım sistemini
güçlendirmemiz ekonomide
istikrarımızı arttıracaksa bu
dönüşümü sağlayacağız.
Sayın Bakanımız Mehmet Şimşek
beyefendinin Antep için söylediği
güzel bir sözü var. “Bu şehir, küçük
bir Amerika, küçük bir İstanbul.”
İçerisinde her şeyi barındıran,
rekabetçi gücüyle büyüyen,
yatırımcının ilgi odağı olmayı
başaran bu şehri, üretimin merkezi
haline getirmemiz gerekiyor.
Gaziantep’in cazibe merkezi
haline gelmesi yeni yollarıyla,
köprülü kavşaklarıyla, rahatlamış
ulaşımıyla, modern görüntüsüyle
mümkün olabilir. Ekonomik
büyümeyi tüm bu bahsettiğimiz
konularla harmanlayabilirsek
Türkiye’nin ve dünyanın dikkatini
çekebilir.
7 Haziran Seçimleri öncesinde
Gaziantep için 12 Dev
Proje’nin tanıtımını yapmıştık.
Organizenin yükünü azaltacak,
işçi kardeşlerimizin ulaşımına
kolaylık sağlayacak ‘Gaziray
Projesi’ ile Organizeden Küsget’e
kadar 25 km’lik yolla ulaşımı
rahatlatmayı planlıyorduk. Aynı
zamanda Gaziray’ı tramvaya da
bağlayarak şehrin içine kısa sürede
ulaşımı sağlayacaktık. 7 Haziran
sonrası gerçekleştiremediğimiz
bu projemizi inşallah, şimdi
gerçekleştireceğiz. Ulaşım
konusunda yapılan çalışmalar
ticaret ve sanayi hayatımızı
daha da kolaylaştıracağı için
bütün bu çalışmaların Gaziantep
ekonomisine katkısı çok olacak.
Ayrıca yapılan çalışmaların
şehrimizdeki ticari akışı
hızlandırdığı da bir gerçek.
51
Biz Gaziantep için neler yapabiliriz
bunun derdindeyiz. İnşallah, en iyi
hizmet benim şehrime gelecek.
Kolay, hızlı, çevreci ve ekonomik
bir şehir içi ulaşıma belediyemizin
katkıları
Kentlerin planlamalarının 25 yılda
bir periyodik olarak yapılması
gerekmektedir. Şehrin sosyal
ve teknik altyapısını bu ihtiyaç
doğrultusunda yapacağız.
Gaziantep gibi metropol bir şehir
tek bir hat üzerinden büyüyüp
gelişemez.
Belediyecilikte imar ve şehrin
planlanması önemlidir. Bunun
içinde öngörülü olup ilerde
Gaziantep’in yaşayabileceği
sorunları iyi tahlil edip çözümleri
şimdiden üretmeye başlamak
lazım. Örneğin 5 yıl sonra
Gaziantep’in yaşayacağı altyapı
sorunu ile ilgili çalışmalara
bugünden başlamamız gerekir.
Şehrimizin gelecekteki ihtiyaçlarını
bugünden öngörerek oluşabilecek
sorunları bugünden çözmeye
çalışıyoruz.
Biz şu an Gaziantep’in 15 yıllık
Ulaşım Master Planı’nı hazırlıyoruz.
2030 yılının Gaziantep’inin
ulaşımını planlıyoruz. Şu an
arkadaşlarımız yoğun bir şekilde
52
çalışıyor. Ana planlamadaki
çalışmaları bekliyoruz.
Konut kompleksleri ile çekim
merkezleri yatırımları
Şehir içi ulaşımın, kentin üst ve
alt ölçekli plan kararlarını dikkate
alarak ve eşgüdüm içerisinde
analiz edilmesi, düzenlenmesi,
toplu taşım sistemlerine ve yaya/
bisiklet gibi çevre dostu ulaşım
biçimlerine öncelik verilerek
ulaşım ve trafik sorunlarına
çözümler getirilmesi ve buna
paralel olarak toplu taşım
ve ara toplu taşım türlerinin
entegrasyonu ile bunların
durak ve terminal alanlarının
düzenlenmesi, özel ulaşım dahil
çeşitli ulaşım türlerinin birbirleri
ile rekabet etmeyecek ve birbirini
tamamlayacak şekilde bütün olarak
planlanması ve işletilmesi, aktarma
olanaklarının geliştirilmesi amaçlı
bir proje yürütmekteyiz.
Bizim Gaziantep için hedefimiz
çok büyük. Hızlı büyümeden, nüfus
artışından kaynaklı TOKİ’yle birlikte
başlatmış olduğumuz 8,5 milyon
metrekare alan üzerinde 50 bin
konutluk Gaziantep Kuzey Şehir
Projemiz inşallah 2023 yılına kadar
tamamlanmış olacak. 4. Organize
Sanayi’nin arka tarafında kurulacak
olan bu projenin ilk etabında 3 bin
konut yapılacak.
Çalışmamızın tamamlanmasıyla
nereye, nasıl bir düzenleme
getireceğimizi belirleyeceğiz. Bu
çalışma bizim yol haritamız olacak.
Hangi bölgeye yeni bir köprülü
kavşak yapmalıyız, hangi alanda
trafik sıkışıklığını rahatlatmalıyız,
ulaşımı nasıl arttırmalıyız tüm
bu soruların çözümünü o yol
haritasına bağlı olarak çözeceğiz.
Tüm fiziki ve sosyal yaşam
alanlarını bünyesinde barındıracak
olan bu yeni yerleşim alanında
Gaziantep’in yapısal dinamiklerini
ihmal etmeyeceğiz. Sosyal
donatıları oluşturarak ve estetik
algısını koruyarak geleneksel
mahalle kültürümüz ve komşuluk
ilişkilerini, zenginliklerimizi bir
arada tutacağız. Bu proje şehrin
geleceği açısından çok önemli.
Elbette ki böyle bir komplekste ne
ulaşım ne sağlık ne de eğitim göz
ardı edilemez.
Gaziantep Kuzey Şehir
Projesi’nde, dar ve orta gelir
grubu vatandaşlarımızın yanı
sıra Organize Sanayi Bölgesi
çalışanlarımıza özel bir kontenjan
ayıracağız. Kuzey Şehir ile ev
sahibi olacak işçilerimiz, daha
Şu an Gaziantep’in
15 yıllık Ulaşım
Master Planı’nı
hazırlıyoruz. 2030
yılının Gaziantep’inin
ulaşımını planlıyoruz.
kaliteli yaşam alanlarına kavuşarak
Gaziantep’in üretim gücüne güç
katacaklar.
tenis kortu, basketbol sahası,
mescidi, duşu, tuvaleti olan bir tesis
yaptık.
Bisiklet ve yürüme yolları projeleri
Diğer ilçelerimizde de böyle tesisler
yaparak insanımızın rahat bir nefes
almasını sağlayacağız.
Bildiğiniz gibi 6360 sayılı
Büyükşehir Belediye Yasası’nın 30
Mart Yerel Seçimlerinden sonra
yürürlüğe girmesiyle birlikte taşra
ilçelerindeki birçok hizmetler
büyükşehir belediyelerinin
kapsamına girdi. Nizip’e yaptığımız
Karpuzatan Mesire Alanı Projemiz
hayata geçti.
Yeşilin suyla birleştiği 57 dönümlük
arazi üzerindeki mesire alanı kısa
sürede Nizip ve çevre sakinleri için
cazibe merkezi haline geldi. Antepli
yeşilliği, suyu sever. Bu şehirde
diğer şehirlerde olmayan bir sahre
kültürü var. Keyfine düşkün Antepli
üretimdeki yaratıcılığını ve gücünü
belki de buradan alıyordur. Göze
ve mideye hitap eden bir mangal
sefasının ardından gelen temiz
havada yapılan bir yürüyüş, spor
etkinlikleri hemşerilerimizin deşarj
olmasını sağlıyor.
İçinde yürüyüş parkuru, bisiklet
yolu, 600 metrelik gölet, sandal
sefası, iskelesi, otoparkı,
kafeteryası, çocuk oyun parkı,
mesire alanları, mangal alanları,
Şehrin merkezinde bulunan
stadyumun yeşil alana çevrilmesi
ve meydanla daha modern bir
görüntüye kavuşması için kentsel
dönüşümü konunun uzmanları ile
istişare ederek, koordinasyonu
sağlayarak, imar planı ve ulaşım
planını birbiriyle uyumlu bir şekilde
çözüme kavuşturacağız.
Şehrimizin merkezinde yer alan
stadyumu yıkarak yeşil alanı olan,
insanların yürüyüş yapabileceği,
bisiklet parkurları olan çevre
dostu bir meydan yapacağız. Bütün
dünyada kentler meydanlarıyla
anılır. Gaziantep de bir ‘dünya
kenti’ olarak böyle bir meydana
kavuşacak.
Tüm bunların haricinde az önce
bahsettiğim Ulaşım Master
Planı kararlarının neticelenmesi
sonucunda kent merkezi trafik
sirkülasyonu projeleri, bisiklet
yolları, yaya yolları ortaya çıkacaktır.
Ayrıca yeni açılan imar yollarımızda
uygun bölgelerde bisiklet
güzergahlarını projelendirmekteyiz.
Toplu taşıma ve kent içi ulaşımı
destekleyici otopark yatırımları
Tramvaylar şu anda İbrahimli Hattı
ve Gar-Burç Hattı ( Ana Hattımız)
olmak üzere iki hat olarak hizmet
veriyor.
İbrahimli Hattı’nda günlük
ortalama 12 bin, ana hattımızda
ise günlük ortalama 41 bin kişi
taşınıyor. Böylece günlük ortalama
tramvaylar ile taşınan yolcu sayısı
53 bin’dir. Bu rakam Köprülü
Kavşak çalışmasından dolayı
aktarma söz konusu olduğu içindir.
Köprülü Kavşak çalışmasından
önce taşınan günlük ortalama yolcu
sayısı 65 bin idi.
Gaziantep Ulaşım Master Planı
kararları sonucunda yeni toplu
taşıma hatlarını belirleyeceğiz.
Otopark yapılanmasıyla ilgili
olarak da uzun dönemde kent
merkez odağının yol üstü ve yol dışı
otopark alanlarından arındırılması,
merkez odağının yakın çevresinde
öngörülecek otopark alanlarının
toplu taşım türleri ile aktarma
yapılmasına olanak tanıyacak
şekilde yer seçmesi önerilecektir.
53
DOSYA
Aziz KOCAOĞLU
İzmir Büyükşehir
Belediye Başkanı
Toplu ulaşımı
ön plana
çıkararak ulaşım
problemlerinin
önüne geçilmesi ve
raylı sistemlerin,
bisiklet yollarının,
yaya yollarının
ve alternatif
ulaşım türlerinin
entegrasyonlarının
sağlanması şehir
yaşamının olmazsa
olmazlarıdır.
54
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
Ulaşıma, yenilikçi ve
modern çözümler
üretiliyor
Kentlerimizde artan nüfus ve
sanayileşme sonucu çoğalan
yolculuk talepleri bir yandan sınırlı
toplu taşımacılık olanaklarını
zorlarken diğer yandan da özel
araç kullanımında artışa neden
olmaktadır. Buna bağlı olarak özel
araç kullanımının yoğunlaşması
hava ve gürültü kirliliğine, stres,
trafik sıkışıklığı, zaman kaybı,
serbest yaya hareketlerinin
kısıtlanması gibi olumsuzluklara yol
açıyor. Kentlerimizde, daha kaliteli
bir şehir yaşamının sağlanması,
yayaların ve bisikletlilerin şehir
içinde güvenli ve rahat bir
şekilde seyahat edebilmesi, toplu
taşımanın tercih edilebilirliğinin
arttırılması ve dolayısıyla kentli
halkın özel araçlara bağımlılığının
azaltılmasına yönelik ulaşım
politikalarına ihtiyacımız var.
Toplu ulaşımı ön plana çıkararak
ulaşım problemlerinin önüne
geçilmesi ve raylı sistemlerin,
bisiklet yollarının, yaya yollarının
ve alternatif ulaşım türlerinin
entegrasyonlarının sağlanması
şehir yaşamının olmazsa olmazları.
Günümüzün modern kentleri,
bu tür ulaşım sistemleri ile
şekillendirilmiş yaşam alanları
olarak tasarlanmaktadır.
Şehir içi ulaşım yatırımlarının
İzmir’in ekonomisine katkıları
İzmir Büyükşehir Belediyesi ulaşım
yatırımları açısından yenilikçi ve
modern çözümler üreterek çevreci
ve ekonomik tasarruf yöntemleri
geliştirmenin çabasındadır. İzmir
Metrosu için geliştirilen ve cer
enerjisinin maksimum (hızlanma
enerjisi) ve minimum (boşta sürüş
noktalarının hassas hesaplarla
belirlenerek, fren noktalarının
yeniden düzenlenmesini içeren
inovatif proje ile kilometre başına
%11’lik ve 1 milyon TL’ye isabet
eden bir enerji tasarrufunun
sağlanması bunun son örneği
olarak gösterilebilir. Üç yıl
içerisinde tam verimli olarak
çalışması planlanan elektrikli
otobüs filosu ile birlikte yılda 16
milyon litre akaryakıt tasarrufu
sağlanması bekleniyor. Homeros
Bulvarı’nı Otogar’a bağlayan
güzergah içerisindeki derin tünel
projesi ile birlikte kamulaştırma
maliyetlerinde büyük oranda
azalma hedefleniyor.
Daha kolay, hızlı, çevreci ve
ekonomik şehir içi ulaşım
Belediyemiz, Ağustos 2015 sonu
itibariyle yenilenme çalışmaları
başlayan Ulaşım Ana Planı
ile kentin gelişimini hesaba
katarak, bugünün ve geleceğin
ulaşım altyapısı için gerekli
olan yatırımlarını belirliyor. Bu
amaçla mevcut ve ortaya çıkacak
ihtiyaca yönelik kapasitelere sahip
olan toplu taşıma sistemlerine
dair çözümler, yaya dolaşımını
kolaylaştırıcı güzergâh çalışmaları
ve bisikletin toplumun her kesimi
tarafından bir ulaşım aracı olarak
benimsenebilmesi için bisiklet
yolu ağını genişletme çalışmaları
yapılıyor. Ayrıca Ulaşım Ana Planı
Revizyonu çalışmalarına paralel
olarak önemli yatırımlara imza
atıyoruz.
Belediye’nin ulaşım yatırımları
•Kent içi trafiği rahatlatacak, raylı
sistemleri tamamlayıcı nitelikte
Karşıyaka ve Konak tramvay hatları
hayata geçiriliyor. Çalışmalar
kapsamında Nisan 2015’te
yapımına başlanan 14 duraklı
Karşıyaka hattında ray döşeme
çalışmaları sürüyor.
•Metronun, Narlıdere ve Buca
yönüne, İZBAN hattının ise Torbalı
- Selçuk ve Bergama yönlerine
uzatılma çalışmaları devam ediyor.
•Bisiklet ağı yaygınlaştırılıyor,
BİSİM Projesi ile halk bisiklet
kullanımına teşvik ediliyor.
•Yayaların yaygın olarak kullandığı
Alsancak Limanı ile Kemeraltı
arasındaki bölgede yayalaştırma
projeleri yürütülüyor.
•Yılda 16 milyon litre akaryakıt
tasarrufu, egzoz kaynaklı hava
kirliliği ve motor gürültüsünde
büyük azalma sağlayacak olan
elektrikli otobüs filosunun
ilk alımları için çalışmalar
Mavişehir-İnciraltı
arasında Körfezi
dolaşan bir
bisiklet güzergahı
oluşturulması, 29
istasyon ve 311
bisiklet ile hizmet
vermeye başlayan
BİSİM sistemi hayata
geçiriliyor.
sürdürülüyor. Bu kapsamda üç
yıl içinde 400 otobüs alınması
planlanıyor.
•Dünyanın pek çok gelişmiş
kentinde uygulanan akıllı, çevreci ve
engelli dostu trafik sisteminin pilot
uygulamaları başladı. Bu sistem
sayesinde kavşaklarda anlık trafik
yoğunluğuna göre sinyalizasyon
süreleri otomatik olarak
belirleniyor ve taşıtların trafikteki
bekleme sürelerini azalıyor.
55
Üç yıl içerisinde
tam verimli olarak
çalışması planlanan
elektrikli otobüs
filosu ile birlikte
yılda 16 milyon litre
akaryakıt tasarrufu
sağlanması
bekleniyor.
•İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin
yetki alanına giren 30 ilçenin
tamamına otobüs seferleri
başlatıldı. Otobüs filomuzun
tamamı klimalı ve engelli binişine
uygun, alçak tabanlı hale getirildi.
•Dış körfeze yönelik vapur
seferleri Karşıyaka - Konak - Foça
hattında başladı. Sırada Karaburun,
Mordoğan ve Urla var.
•Deniz ulaşımının iyileştirilmesi
için 15 adet yolcu gemisi ve üç adet
arabalı yolcu gemisi alımı yapıldı.
6 iskele yeni gemilere uygun
olarak modernize ediliyor. 4 adet
yeni iç körfez iskelesi (Mavişehir,
Adliye, Karataş, Göztepe) ve 4
adet yeni dış körfez iskelesi (Urla,
Güzelbahçe, Karaburun, Foça)
yapımı için ön çalışmalar devam
ediyor. Ayrıca belirlenen noktalarda
vatandaşlarımızın kullanımına açık
olarak tekne bağlama ve tekne
indirme yerleri hazırlanıyor.
•Ayrıca deniz ulaşımının
geliştirilmesi projesi kapsamında
satın alınan 3 adet arabalı vapurdan
ilki olan Hasan Tahsin Arabalı Yolcu
Gemisi teslim alındı ve seferlerine
başladı. 79 metre uzunluğunda, 450
yolcu, 71 araç, 10 motosiklet ve 10
bisiklet kapasiteli, özel donanımlı
gemi ile Bostanlı - Üçkuyular
arasındaki deniz ulaşımı daha
hızlı, modern ve konforlu bir hale
getirildi.
•Kent içi toplu ulaşımın raylı
sistem odaklı olarak belirleyen
İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir
Metrosu ve İZBAN ve tramvay
56
yatırımlarına devam ediyor.
Metronun Narlıdere ve Buca’ya
uzatılması ile ilgili ihaleler
tamamlandı. Metro için 95 adet
yeni klimalı vagon alımı yapıldı,
üretimleri devam ediyor. İzmir
Banliyö hattını Selçuk’a uzatacak
çalışmalar ilerlerken tramvay
inşaatları da sürüyor.
•İzmir’de kent içi ulaşımda
kullanılan aktarma sistemi ve
elektronik ücret toplama sistemi
90 dakika içerisinde birinci biniş
sonrasında diğer tüm binişlerin
ücretsiz olması ilkesine dayanıyor.
Elektronik ücret toplama sistemi
denizden raylı sisteme, raylı
sistemden lastik tekerlekli
araçlara tüm ulaşım türlerinde
aktarma sağlıyor. Bu sistem 2011
Yılında Dubai’de düzenlenen 59.
Uluslararası Toplu Taşımacılar
Birliği (UITP) Dünya Kongresi ve
Fuarı’nda UITP Bölgesel ödülünü
kazandı.
•Buca Onat Caddesi’nden başlayan
7 km uzunluğunda ve 6 şerit
genişliğindeki yeni güzergah, Konak
ve Bornova’dan geçerek Homeros
Bulvarı’nın Otogar’a ulaşımını
sağlayacak ve İzmir trafiğine
büyük rahatlama getirecek.
Güzergahın Buca-Bornova
arasında kalan 2.4 km’lik bölümü,
bölgedeki 250 ağacın korunması
ve konut alanlarında yaşayan
vatandaşların mağdur edilmemesi
için “derin tünel” ile geçilecek ve
kamulaştırma maliyetleri azaltılmış
olacak.
Konut kompleksleri ile çekim
merkezleri projelerine belediyenin
katkıları
Ulaşım Ana Planları, kentlerin kısa,
orta ve uzun vadede gelişecekleri
yönler ve yeni yerleşime açılacak
alanlarını da analiz ederek bu
alanlara yönelik ulaşım yatırımları
öngörmektedir. 2009 yılında
Belediyemizce Dokuz Eylül
Üniversitesi, Ege Üniversitesi ve
Pamukkale Üniversitesi iş birliğinde
hazırlanan İzmir Ulaşım Ana
Planı’nda da kentimizin gelişme
eğilimleri ve yönelme alanları
tespit edilmiş, bu alanlara ilişkin
yatırım kararları dikkate alınmıştır.
Ayrıca yenileme çalışmaları devam
etmekte olan İzmir Ulaşım Ana
Planı, 2030 yılı hedefli olarak ve
kentin gelişme eğilimleri dikkate
alınarak hazırlanmaktadır.
Yol, kaldırım ve şehir
donatılarındaki yeni tasarımlar
İzmir Büyükşehir Belediyesi
yaya, bisiklet ve toplu taşıma
ağırlıklı bir ulaşım sistemini
benimsiyor. Tüm yatırımlarda
olduğu gibi şehir donatıları, yol
ve kaldırım tasarımlarında da bu
vizyon doğrultusunda, çevreci,
engelli dostu ve yaya odaklı
hedefleri hayata geçiriyor. İzmir
Körfezi’ni çevreleyen kıyılar
tamamen kentlilere ait yeşil akslar,
rekreasyon alanları, bisiklet ve
yaya güzergahları ile kentlilerin
deniz ve doğa ile bütünleşebileceği
şekilde tasarlandı. Bu doğrultuda,
”İzmirdeniz Kıyı Tasarım Projesi”
kapsamında yer alan Mustafa
Kemal Sahil Bulvarı Karayolu Alt
Geçidi çalışmalarına başlandı.
Mithatpaşa Parkı önündeki yol
yer altına alınarak, alt geçidin
üzerindeki alanın doğrudan denize
açılan yemyeşil bir meydana
dönüştürülmesi planlanıyor.
Kaldırımlar tüm kentlilerimizin,
özellikle engelli vatandaşlarımızın,
daha güvenli ve kesintisiz
yolculuk yapabilmesi için yeniden
yapılandırılıyor. Bunun yanı sıra
trafiğin yoğun olduğu ve araçların
yayalarla çok sık karşı karşıya
geldiği bölgelerde üst ve alt geçit
projeleri ile hem trafiğin normal
seyrinde akışı hem de yayaların
güvenli biçimde karşıya geçişleri
sağlanıyor. Ayrıca tüm mevcut
yaya geçitlerine asansör sistemi
eklenerek engellilerin erişimine
uygun hale getiriliyor, yeni yaya
geçitleri de asansörlü olarak inşa
ediliyor.
Yaya ulaşımını teşvik eden bisiklet
ve yürüme yolları
İzmir’de yaya ve bisiklet ulaşımının
geliştirilmesi yönünde çok ciddi
adımlar atıyoruz. Bunlardan en
Kent merkezi
çeperlerinde,
aktarma merkezleri
ile entegre biçimde
oluşturulan ve
yüksek kapasiteli
otopark yapılarını
içeren “park et devam et” bölgeleri
ile özel araçların
bu alanlara park
edilmesi ve kent
merkezine erişimin
toplu ulaşım
ile sağlanması
amaçlanıyor.
önemlileri; Mavişehir-İnciraltı
arasında körfezi dolaşan bir
bisiklet güzergahı oluşturulması,
29 istasyon ve 311 bisiklet ile
hizmet vermeye başlayan BİSİM
sisteminin hayata geçirilmesi ve
Alsancak - Konak yaya aksının
hayata geçirilmesi olarak sayılabilir.
Ayrıca bisiklet ve yaya akslarının
toplu taşıma sistemleri ve aktarma
merkezleri ile entegrasyonun
sağlanması amacıyla revizyonu
devam eden Ulaşım Ana Planı
kapsamında bir çok yeni bisiklet
ve yaya güzergahı projesi
planlanıyor. Aynı zamanda tüm
iskeleler, aktarma merkezleri ve
terminallerde bisiklet park yerleri
yapmayı planlıyoruz. Hedefimiz
bisikletin diğer ulaşım sistemlerine
entegrasyonunu sağlamaktır.
Bunların yanı sıra 2. Kordon’da
yapılan yeni düzenleme ile yaya
yolları genişletildi, yollarda ise
renkli ve desenli asfalt uygulaması
gerçekleştirildi. Ayrıca bu bölgede
parklanmayı önlemek amacıyla
metal önleyiciler monte edildi.
Bunun yanında, Yeni Foça’da 1.4
km’lik sahil bandında yol, tretuvar ve
bisiklet yolu çalışmalarımız sürüyor.
Toplu taşımayı destekleyici
otopark yatırımları
Otopark yönetimi konusunda temel
stratejimiz kent merkezine erişimde
özel araç yerine toplu ulaşımın
tercih edilmesini destelemek
şeklindedir. Bu kapsamda kent
merkezi çeperlerinde, aktarma
merkezleri ile entegre biçimde
oluşturulan ve yüksek kapasiteli
otopark yapılarını içeren “park
et - devam et” bölgeleri ile özel
araçların bu alanlara park edilmesi
ve kent merkezine erişimin toplu
ulaşım ile sağlanması amaçlanıyor.
Sistemin daha etkin işleyebilmesi
açısından hem fiziki hem de ücret
vb. entegrasyonların geliştirilmesi
yönünde çalışmalarımız devam
ediyor. Çiğli Yeni Mahalle’de
yaklaşık 5 dönüm alan üzerinde
kurulan park alanının yanı başında
düzenlediğimiz 160 araçlık otopark
alanı bu anlamda güzel bir örnek
teşkil ediyor.
57
DOSYA
Tahir AKYÜREK
Konya Büyükşehir
Belediye Başkanı
Belediyemize,
Transist 2014
Uluslararası
Ulaşım Teknolojileri
Sempozyumu’nda
ulaşımda yaptığımız
altyapı yatırımları,
çevreye duyarlılık
ve enerji, finansal
caziplik, hizmet
kalitesi, işletme ve
verimlilik, sağlık ve
güvenlik, teknolojik
faydalanmadan
dolayı “Erişilebilirlik
Ödülü” verildi.
58
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
Şehrimizi çağa uygun
ulaşım sistemleri ile
donattık
Konya’da hızla gelişen şehrimizin
ulaşım ihtiyaçlarının gerisinde
kalmamak için Ulaşım Master
Planı’nı yeniden hazırladık. Hizmet
dönemimizde kavşak ve yol
yatırımlarımızla bir rekora imza
attık. 2004’e kadar 12 köprülü
kavşak yapılan şehrimize 11 yılda
65 alt-üst geçit yaparak trafiği
rahatlattık. Hızlı tren hattında
hemzemin geçitleri kaldırdık.
Şehrimizi modern yaya alt-üst
geçitleriyle donattık.
Konya’da bir ilki gerçekleştirerek
merdivensiz, rampalı, yürüyen
merdivenli, asansörlü, zeminden
ısıtmalı üst geçitleri şehrimize
kazandırdık. Ulaşımı rahatlatmak
için 132 kilometre uzunluğunda
43 yeni cadde açtık. Belediyemizin
sorumluluğundaki 400 kilometre
uzunluğunda 90 caddenin asfalt,
bordür ve kaldırımlarını AB
standartlarında yeniledik.
Yeni Büyükşehir Yasası ile merkeze
bağlanan yeni ilçe merkezlerinde
57 caddenin altyapı, asfalt, bordür
ve peyzaj düzenleme çalışmaları
yapılıyor. Konya’nın etrafını kuşatan
toplam 77 kilometre uzunluğundaki
Ankara, İstanbul, Aksaray,
Karapınar-Ereğli, Karaman, Antalya
ve Beyşehir çevre yollarının asfalt,
kaldırım ve peyzaj çalışmalarıyla
bakımını, onarımını ve altyapı
çalışmalarını tamamladık. Şehir
merkezi dahil tüm ana caddelerde
trafiğe yeni çözümler üretmek
maksadıyla caddelerin fonksiyonel
kullanımı için sinyalizasyonları
kaldırdık, dönel kavşaklar ilave
ettik. Belediyemizin otobüs filosunu
önce 169 adet düşük tabanlı,
çevreci otobüs ile geçtiğimiz yıl
da doğalgazla çalışan 100 yeni
otobüs ile güçlendirdik. Ayrıca 182
adet son model otobüs daha satın
aldık. Bunlardan 37 tanesini teslim
aldık, 25 tanesi ilçelerde, 12 tanesi
de merkezde çalışmaya başladı.
Tamamı yıl sonuna kadar teslim
alınacak. Son alınan bu 182 klimalı,
çevreci ve engelsiz otobüsün 141
tanesi doğalgazlı, 4 tanesi elektrikli
olacak.
Belediyemize, Transist 2014
Uluslararası Ulaşım Teknolojileri
Sempozyumu’nda ulaşımda
yaptığımız altyapı yatırımları,
çevreye duyarlılık ve enerji,
finansal caziplik, hizmet kalitesi,
işletme ve verimlilik, sağlık ve
güvenlik, teknolojik faydalanmadan
dolayı “Erişilebilirlik Ödülü” verildi.
Belediyemizin raylı sistem
alanındaki yatırımları
Anadolu’da tramvayı ilk kullanan
şehir olan Konya’da raylı sistem
yatırımları kapsamında mevcut
22 kilometrelik hatta geliş-gidiş
14 kilometrelik Alaaddin-Adliye
hattını da ekledik. Türkiye’de ilk
defa katanersiz sistemle çalışan
tramvayları halkımızın hizmetine
sunduk. Raylı sistem taşıtlarımızın
tamamını yeniledik. Mevcut hat
için 60 adet son model tramvayın
yanında Alaaddin-Adliye hattı için
12 adet katanersiz tramvay satın
aldık. Hükümetimizin desteği ile
Konya, Başkent ile buluştu. Yüksek
Hızlı Tren hattı ile şehrimiz İstanbul
ve Ankara’ya bağlandı.
Konya’da yaya ulaşımını teşvik
eden bisiklet ve yürüme yollarının
geliştirilmesine yönelik hayata
geçirilen projeler
Türkiye’de kişi başına en fazla
bisiklet düşen şehir olan Konya’da
ilk defa ulaşım amaçlı bisiklet
yollarını başlattık. 300 kilometre
bisiklet yolu yaptık. Hedefimiz bin
kilometre bisiklet yolu. Bisiklet
yolu projemizi 28 ilçemizde de
uygulamaya devam ediyoruz.
Türkiye’de ilk defa Akıllı Bisiklet
uygulamasını geçtiğimiz yıllarda
Konya’da başlattık. 40 istasyonda
500 akıllı bisiklet hizmete girdi.
Akıllı Bisikletleri bugüne kadar 500
binden fazla kişi kullandı.
Toplu taşımayı ve kent içi ulaşımı
destekleyici otopark yatırımları
Konya’da otopark sisteminde
modern dönüşümü sağladık. Yeni
otopark konseptimiz olarak yer altı
otoparklarının üzerini sosyal donatı
alanları ve yaşam merkezlerine
dönüştürüyoruz. Zindankale ve
Konevi katlı otoparklarını hizmete
açarak şehir merkezinde trafiğin
yoğun olduğu alanlarda rahatlama
sağladık. Ayrıca yol üzeri ve açık
otoparklarımız ile de halkımıza
katkı sağlıyoruz. 59
Dünyada ilk defa tüm
kolay ödemeli kredi
kartları ile ulaşım
dönemini Konya’da
başlattık.
Ulaşım alanında geliştirilen
projeler
Toplu ulaşım kullanıcılarına
kolaylık sağlamak amacıyla
Akıllı Toplu Ulaşım Sistemi’ni
(ATUS) hizmete sunduk.
Hizmet ile Konyalılar ücretsiz
kısa mesaj, mobil uygulama,
karekod uygulaması, araç içi
bilgilendirme ekranı ve web sitesi
aracılığıyla otobüslerin nerede
olduğunu görebiliyor. Dünyada
ilk defa tüm kolay ödemeli kredi
kartları ile ulaşım dönemini
Konya’da başlattık.
60
Akıllı Yolcu Bilgi Bilgilendirme
Sistemi’ni geliştirdik. Sistem
sayesinde otobüs içine takılan
renkli monitörlerle ve sesli anons
ile yolculara durak ve mesafe
bilgileri veriyoruz. 2013 yılında
uygulamaya başladığımız Akıllı
Trafik Sistemi ile kavşaklarda
sabit bir ışık sistemi yerine
yoğunluğa göre ayarlanan bir
sistem oluşturuldu. Bu sistemde,
kavşaklardaki kameralar
trafik ışıklarını tamamen araç
yoğunluğuna göre yönetiyor.
Böylece, araçların ortalama
bekleme süresi en aza inmiş oluyor.
Konya Büyükşehir Belediyesi
olarak çalışmalara devam
ediyoruz
Konyamız son 11 yılda
belediyecilikte çağa uygun
şekilde, dünya belediyeleri
ile rekabet ederek çağ atladı.
Konya belediyecilik tarihinin en
önemli yatırımlarını bu dönemde
gerçekleştirdik. Türkiye’nin
TÜBİTAK destekli ilk Bilim
Merkezi’nden dünyanın en güzel
beş stadından biri olan Büyükşehir
Arena’ya, Mevlana Kültür
Merkezi’nden 10 bin kişilik spor ve
kongre merkezine, Atıksu Arıtma
Tesisleri’nden Elektrik Enerjisi
Üretim Tesisi’ne, yeni raylı sistem
yatırımlarından yeni tramvaylar ve
otobüslere, Hayvan Park ve Pazar
Yeri’nden köprülü kavşaklara,
Konya tarihinde ilk kez yapılan
meydanlardan büyük yeşil alanlara,
gençlik merkezlerinden mesleki
eğitim merkezlerine kadar onlarca
yatırımı hayata geçirdik. Yeni
Büyükşehir Yasası ile birlikte 42 bin
kilometrekarelik bir alanda hizmet
vermeye başladık.
Konya, 13’üncü yüzyılın en
muhteşem Türk şehriydi. Selçuklu
payitahtıydı. Bu coğrafyanın
çekim merkezi konumundaydı.
Şimdi de Konya’yı geçmişi kadar
görkemli bir geleceğe taşıma
vizyonuyla 21. yüzyılın muhteşem
Konya’sı için çalışıyoruz. Bu
yatırımları tüm Konyalılarla,
hemşehrilerimizle birlikte
başardık. Konya, Başbakanımızın
da şehri olarak Yeni Türkiye için
yeni bir sorumluluk üstlenmiştir.
Bu sorumluluğun farkında olarak
çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Türkiye’de kişi
başına en fazla
bisiklet düşen şehir
olan Konya’da ilk
defa ulaşım amaçlı
bisiklet yollarını
başlattık.
61
DOSYA
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
Burhanettin KOCAMAZ
Mersin Büyükşehir
Belediye Başkanı
Tüm belediye
otobüslerimizi
kamera, alarm
sistemi ve araç takip
sistemi ile donattık.
Türkiye’de bir ilk
olan uygulama ile
yolcular, tehlike
anında ‘acil durum
butonu’ ya da akıllı
telefonlarından
anında yardım
isteyebilecek.
62
Ulaştırma yatırımları
Mersin turizmine
katkı sağlıyor
Mersinli vatandaşlarımız için
yaya öncelikli, ulaşım talebi olan
herkese makul ve kabul edilebilir
çözümler sunan bir ulaşım
sistemi hedefliyoruz. Alternatif
ulaşım araçlarına yer veren, trafik
güvenliğini besleyen ve hızlı,
konforlu, ekonomik bir ulaşım
sistemi ile kenti rahatlatan bir
yapıdan bahsediyorum. Bu gelişen
ve gelişmiş kentler için standart bir
yapıdır.
İyi bir şehir içi ulaşım sistemi için
yapılan yatırımların Mersin’in
ekonomisine katkıları
Hızlı ve güvenli bir ulaşım sistemi,
insanları işlerine kolay ve çabuk
ulaştıracaktır. Psikolojilerini
bozmayan ve vatandaşları iş
öncesi, iş sonrası rahatlatan
bir ulaşım sistemi, insanların
performansına da yansıyacaktır.
Dolayısıyla güvenli trafik ile milli
servetimiz ve canımız korunacak,
hızlı ve konforlu ulaşımla da
performansımız artacaktır.
Mersin’de daha kolay, daha
hızlı, çevreci ve ekonomik bir
şehir içi ulaşım sistemi için
gerçekleştirilen yatırımlar
Mersin’de daha kolay, daha hızlı,
çevreci ve ekonomik bir şehir
içi ulaşım sistemi için Mersin
Büyükşehir Belediyesi olarak
hali hazırda yapmış olduğumuz
çalışmaların yanı sıra önemli
projelerimiz de bulunuyor. Bu
konuda en büyük ve iddialı
yatırımımız monoray olacak.
Monoray için Almanya, Kore,
Japonya ve Çin’de incelemelerde
bulunduk. Sivil toplum
kuruluşlarıyla da fikir alışverişi
içerisinde projeyi şekillendirmeye
Mersin’de daha kolay,
daha hızlı, çevreci ve
ekonomik bir şehir
içi ulaşım sistemi için
Mersin Büyükşehir
Belediyesi olarak
en büyük ve iddialı
yatırımımız Monoray
olacak.
başladık. Şu an her yönden
çalışmalarını sürdürdüğümüz
raylı sistem çalışmalarımız devam
ediyor. İnşallah ilk etabı Mezitli-Gar
arasında planlıyoruz.
Tabii öncesinde başlattığımız
Tulumba Bat-Çık Projesi, bölgedeki
trafik sorununu büyük ölçüde
rahatlatacak, ışıksız sinyalizasyon
sistemi sayesinde trafik akışını
sorunsuz bir şeklide düzenleyecek
olan ayrıca iki farklı yaya alt geçidi,
iki farklı yaya üst geçidi ve kavşak
düzenlemeleri ile yaya güvenliğini
de sağlayacağız.
Mersin Büyükşehir Belediyesi
tarafından kentin trafik akışını
düzenlemek amacıyla Tulumba
Bat-Çık projesi akabinde Okan
Merzeci Bulvarı ile Akbelen
Bulvarı’nın kesiştiği Mezarlık 1
Kavşağı ile Rıfat Uslu Caddesi
ile Akbelen Bulvarı’nın kesiştiği
Mezarlık 2 ve Limonluk
Kavşakları’na yapılacak olan
Bat-Çık projelerini de hayata
geçireceğiz.
Bu projelerin tamamlanmasıyla
hem Mersin’in trafik akışında
önemli ölçüde rahatlama
sağlanacak hem de teknolojik
açıdan çağa ayak uyduran önemli
ulaşım sistemlerini Mersin’de
uygulamak için zemin hazırlanmış
olacak.
Mersin’de kentleşmeye yönelik
geliştirilen kent içi ulaşım
politikaları
Şu an 2010’da yapılan Mersin
Ulaşım Ana Planı’nı revize ediyoruz.
Büyüyen ve değişen bölgelerimize
ve şehrin tümüne yönelik
çalışmalarımız var. Kısa, orta ve
uzun vadeli çözüm önerilerinin de
getirileceği çalışmalar mart ayı
gibi sona erecek. Hazırlanan plan
doğrultusunda da çalışmalarımıza
hemen başlayacağız.
Kent yaşamını kolaylaştıran
çalışmalar
Ulaşımı ele alacak olursak hayata
geçireceğimiz akıllı duraklarla
vatandaşlarımız durakta beklerken
bekleyeceği süreyi görebilecek.
Mobil uygulamayla birlikte akıllı
telefonlara indirilen Mersin ulaşım
uygulaması ile duraklar, otobüs
hareket süreleri vatandaşlarımız
tarafından görülebilecek. Ayrıca
engellilerimiz daha önce ulaşımda
hedef kitle olarak görülmemiş.
Biz engellilerimize uygun bir
araç filosunu hizmete soktuk.
Engelsiz otobüslerimiz, engelsiz
rampalarımız, trafikte sesli
sinyalizasyon sistemlerimiz
ve sarı şeritlerle de engelli
vatandaşlarımıza güvenli ulaşım
imkanı oluşturmaya çalışıyoruz.
Aynı zamanda trafik sıkışıklığına
neden olan kavşakları tespit ederek
çalışmalarımıza başladık. Bu
kavşakları kaldırıp sinyalizasyon
sistemi ile destekleyerek oradaki
trafik yoğunluğunu azalttık.
Kavşak çalışmalarımıza yoğun bir
şekilde devam edeceğiz ve diğer
kavşaklardaki sorunu da ortadan
kaldıracağız.
Mersin Büyükşehir Belediyesi
olarak tüm belediye otobüslerimizi
kamera, alarm sistemi ve
araç takip sistemi ile donattık.
Türkiye’de bir ilk olan uygulama ile
yolcular, tehlike anında ‘acil durum
butonu’ ya da akıllı telefonlarından
anında yardım isteyebilecek.
Otobüs içindeki görüntüler 24 saat
kesintisiz olarak kaydedilirken,
bunları anında ve geçmişe dönük
izleyebileceğiz.
63
“Akıllı Bisiklet
Mersin Sahili’nde
Projesi” ile Mersin’de
bisiklet kullanımının
kontrollü olarak
arttırılmasını, trafik
yoğunluğunun
azaltılmasını ve
çevre kirliliğinin
önlenmesini
amaçlıyoruz.
Otobüslerimize yerleştirilen
dört tane acil durum butonu ile
tehlike anında merkeze alarm
verilebilecek. Butona iki kez üst
üste basıldığında merkeze sinyal
gidecek ve alarmın hangi konumda
basıldığı, şoförün ismi, saati, hangi
hatta olduğu, aracın plakası online
olarak sistemden görülebilecek.
Bazı kavşaklarda yaya disiplinini
sağlamak ve trafik güvenliğini
arttırmak için yaya tipi korkuluk
yaptırdık.
64
Şerit çizgisi çalışmalarıyla
hava şartlarından etkilenen,
boyaları silindiği için tam olarak
anlaşılmayan, yıpranan yol ve yaya
geçit çizgilerini yeniliyoruz.
Güvenli Okul Bölgesi Projemiz ile
okul bölgelerine yaklaşan araç
sürücülerinin uyması gereken
kuralları hız kesici kasis, düşey
işaretleme ve yatay işaretlemeler
ile belirterek, olası kazaların ve
can kayıplarının önüne geçmeyi,
aynı zamanda öğrencilerin düşey
ve yatay işaretleri tanıyarak,
trafikte daha bilinçli olmalarını
hedefliyoruz. Bu sayede hem
öğrencilerimizi olası tehlikelerden
koruyor hem de sürücülerimizin
trafikte uyması gereken kurallara
dikkat çekiyoruz. Trafikte can ve
mal kayıplarının yaşanmaması çok
önemli. Dolayısıyla bu projemizi
tüm okullarımızda uygulayacağız.
Yaya ulaşımını teşvik eden
bisiklet ve yürüme yollarının
geliştirilmesine yönelik çalışmalar
Büyükşehir Belediyesi olarak
öncelik verdiğimiz en önemli
konuların başında bisiklet
ve yürüyüş yolları geliyor.
Çok şanslıyız ki 321 km sahil
şeridi ile Mersin, bu projelerin
uygulanabilirliği açısından çok
elverişli. 2016 yılında bisiklet
yollarının yapımına başlıyoruz.
Ayrıca geçtiğimiz günlerde
Belediyemiz ve Çukurova
Kalkınma Ajansı’nın ortaklaşa
gerçekleştirdiği “Akıllı Bisiklet
Mersin Sahili’nde Projesi”nin
imzalarını attık. 18 ayda
tamamlanması planlanan proje
ile Mersin’de bisiklet kullanımının
kontrollü olarak arttırılmasını,
trafik yoğunluğunun azaltılmasını
ve çevre kirliliğinin önlenmesini
amaçlıyoruz.
Projede yer alan bisikletler, Adnan
Menderes Bulvarı üzerinde bulunan
Hilton Oteli sahil parkından Mersin
Üniversitesi Yenişehir Kampüsü
arasındaki sahil şeridinde
konumlandırılacak.
Projede, kentimizi ziyarete gelen
turistlerin sahil şeridindeki
güzellikleri daha keyifli ve
ekonomik bir şekilde tanımasını
ve güzergah üzerinde bulunan
müzelere de kolaylıkla ulaşımlarını
hedefliyoruz. “Akıllı Bisiklet Mersin
Sahili’nde Projesi”nden Mersin
Kartı olan herkes yararlanabilecek.
Mersin’e gelen
turistlerin ihtiyaç
duyduğu modern,
konforlu ve güvenli
ulaşımı sağlamak,
Mersin Büyükşehir
Belediyesi olarak
öncelikli görevlerimiz
arasında yer
almaktadır.
Öte yandan bisiklet sevenler için
otobüslerimize aparatlar yaptırdık.
Bu sayede bisiklet severleri uzak
mesafelere hızlı ve konforlu bir
şekilde ulaştırıyoruz.
Kentimizde yaya öncelikli bir
trafik akışı planlıyoruz. Bunun için
vatandaşlarımızın bilinçlenmesi
çok önemli. Bu nedenle trafik
eğitimine ve algıyı arttırmaya
yönelik çalışmalarımız var. Trafik
otobüsümüz, okul okul gezerek
eğitime katkıda bulunuyor. En kısa
zamanda çocuklarımıza yönelik
trafik eğitim parkı da yapacağız.
Toplu taşımayı ve kent içi ulaşımı
destekleyici otopark yatırımları
Şehirdeki otoparkların tamamını
tespit ettik. Trafiği rahatlatacak
otopark yatırımlarımız Mersin
Ulaşım Ana Planı’nın revizesinin
tamamlanması ile 2016 yılında
başlayacak. Otoparka en çok ihtiyaç
duyan bölge Mersin Çarşısı. Burada
yollar dar ve yoğun bir trafik akışı
var. Öncelikli olarak buradaki
otopark sorununu çözecek bir proje
geliştireceğiz.
Mersin Büyükşehir Belediyesi
olarak önceliğimiz
Mersin, hem nüfusu hem de yaz
aylarında kentimize gelen turist
sayısı göz önüne alındığında önemli
bir ulaşım ağına gerek duyan bir
şehir. Biliyoruz ki turizm kaynakları
açısından çok değerli olan
kentimizde ulaşım için yapılan her
türlü yatırım, turizmin gelişmesine
katkı sunacaktır. Bu bilinçle
hem vatandaşlarımızın hem de
Mersin’e gelen turistlerin ihtiyaç
duyduğu modern, konforlu ve
güvenli ulaşımı sağlamak, Mersin
Büyükşehir Belediyesi olarak
öncelikli görevlerimiz arasında yer
almaktadır. Bunun yanı sıra gelişen
teknolojiyi de takip ederek, kente
en uygun ulaşım şeklini belirlemek
için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
65
DOSYA
Yusuf Ziya YILMAZ
Samsun Büyükşehir
Belediye Başkanı
Samsun deniz ile
iç içe getirilmiş,
40 km’lik uzun
sahil, bisiklet, koşu
alanları ve plajlar
ile donatılarak
halkımızın
kullanımına
sunulmuştur.
66
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
Ulaşımda konfor,
havanın kalitesi
kadar öncelikli
Ülkemizdeki refah seviyesindeki
artış insanlarımızın yaşam
kalitesinin iyileşmesine yol açarken
beraberinde yaşam tarzlarının
değişimine yol açmaktadır. Bu
değişimi en çok yapılan yolculuk
sayılarındaki artıştan görebiliriz.
Günlük kişi başına düşen
yolculuk sayısının artışı, şehir
ekonomisini canlandırırken
sosyal hayatı renklendirmekte,
insan çevre arasındaki etkileşimi
güçlendirmektedir.
Yolculuk sayısındaki artış talebi
beraberinde konforlu, güvenli,
çevreyle barışık ve sürdürülebilir
bir ulaşım altyapısını da zorunlu
hale getirmektedir. Günümüzde
insanlarımızın ulaşımda konfor
beklentisi, teneffüs ettiğimiz
havanın kalitesi kadar öncelikli
konuma gelmiştir.
Diğer bir husus ise konforlu,
güvenli, çevreyle barışık ve
sürdürülebilir bir ulaşım
altyapısına sahip olan şehirlerin
diğer şehirlere göre yaşam kalitesi
açısından rekabet edebilirliğinin
yüksek olması ve şehrin gelişim
ivmesinin artmasıdır. Ulaşım
altyapısının konforundaki artış
yaşamı da kolay hale getirmektedir.
İnsanlarımız şehir içi ve
şehirlerarası ulaşım ihtiyaçlarını
karşılarken konfor şartları,
güzergâh ve zaman gibi faktörlerin
etkisiyle genellikle kişisel araç
kullanımını tercih etmektedir.
Bu tercih şehirlerarası yollarda
sürdürülebilir olurken şehir içi
ulaşımda artan trafik yoğunluğu,
çevre kirliliği ve trafik güvenliği
açısından olumsuzlukları
beraberinde getirmektedir.
Bu nedenle yerel yönetimler,
insanlarımızın şehir içi ulaşımda
toplu taşım araçlarını tercih
etmelerini sağlayabilmek için
konuya ciddi eğilmekte, büyük
yatırım tutarlarına rağmen çağdaş
ve yüksek konforlu toplu taşım
sistemlerine yatırım yapmaktadır.
Raylı Sistem hattına dikakslardan,
yolcu yoğunluğu dikkate alınarak
oluşturulan güzergâhlar boyunca
Ring Hatları oluşturulmuş ve
insanlarımızın raylı sisteme erişimi
sağlanmıştır.
Şehir içi ulaşıma yönelik yapılan
yatırımlar şehrin ekonomik ve
sosyal gelişimini olumlu yönde
etkilerken, rekabet edebilirliğini
yükseltmektedir.
Şehir içi toplu taşımacılığın
vazgeçilmezi olan otobüsler,
Büyükşehir Belediyesi tarafından
işletilmekte iken hatlarıyla
birlikte özel sektöre devredilmiş,
modernizasyonu sağlanarak
vatandaşlarımızın erişimine
sunulmuştur.
Kent içi ulaşım sistemlerinde
teknolojik gelişmişlik ve konfor
kriterleri dikkate alındığında
sıralama Ağır Metro, Metro, Hafif
Raylı Sistem, Tramvay, Tercihli
Yolda Otobüs Taşımacılığı ve
Otobüs şeklinde oluşmaktadır.
Şehrimizde hâlihazırda kullanılan
16 km ve yatırımı devam etmekte
olan 14 km’lik Hafif Raylı Sistem
ile 75.000 - 100.000 yolculuk/
gün kapasitesine erişilmiş, şehrin
Doğu-Batı aksı raylı sistemlerle
birbirine bağlanmıştır. Şehir
Hafif Raylı Sistem hattına paralel
olarak gelişmekte buna bağlı
olarak da Hafif Raylı Sistemin
kent içi toplu taşımdan aldığı pay
günden güne artmaktadır. Hafif
Yol ve kaldırım donatılarının
planlanması ve imalatında
dezavantajlı gruplar dikkate
alınarak çalışmalar yapılmış, süreç
dezavantajlı grup temsilcilerinin
katılımıyla sürdürülmektedir.
Bisiklet yolları ve yaşam boyu
spor parkurları, rekreasyon
alanları ve peyzaj ile çekici hale
getirilen yol ve kaldırımlarımızda
kendi üretimimiz olan doğal taş
elemanlarını kullanıyoruz.
Doğu-Batı istikametinde şehrimiz
önünde Büyük Samsun Limanı
olmasına rağmen şehir deniz
ile iç içe hale getirilmiş, 40
km’lik uzun sahil, bisiklet,
koşu alanları ve plajlar ile
donatılarak halkımızın kullanımına
sunulmuştur. Şehrimizde toplu
taşımayı ve kent içi ulaşımı
destekleyici otopark ihtiyacını
tam olarak karşılayabildiğimizi
söyleyemiyorum. Bir miktar
otopark inşa ettik.
Kapasiteyi genişletmek adına özel
sektörü otopark yatırımlarına
özendirmeye çalışıyoruz. Şehir
içinde uyguladığımız “Parkomat”
uygulamalarından iyi sonuç aldık,
devam ettirmeye çalışıyoruz.
Şehir içi trafik yönetimiyle ilgili
olarak sinyalizasyon, akıllı
kavşak yönetimlerine yönelik
yatırımlarımız devam ediyor.
Samsun’da sürdürülebilir bir
yaşam için akıllı şehir konseptine
yönelik yol haritamızı hazırlıyoruz.
Yol haritamızın oluşmasından
sonra ilgili kurum ve kuruluşlarla
senkron bir biçimde yapılacak
yatırımlarla şehrimizin
yaşanabilirlik seviyesini daha
yukarılara taşımayı hedefliyoruz.
67
DOSYA
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
Prof Dr. Rafet BOZDOĞAN
Yalova Üniversitesi
Ulaştırma Mühendisliği
Bölüm Başkanı
Ulaşımda öncelik
toplu taşıma
sistemleridir
Raylı sistemler en
çevreci, en hızlı, en
güvenli ve en temiz
taşıma sistemleridir.
68
Şehirlerin ulaşım sistemleri,
şehrin nüfusu, hareketliliği, sosyoekonomik durumu, topografyasına
bağlı olarak çeşitlilik
göstermektedir. Bununla beraber
kentlerde ana taşıma sistemi
olarak toplu ulaşım sistemleri
aktif olarak yer almaktadır.
Toplu ulaşımda yukarıdaki
parametrelere bağlı olarak önce
minibüs – taksi, minibüs – taksi
– otobüs, nüfus ve hareketlilik
artıkça raylı sistemler (tramvay,
hafif metro ve metro) devreye
girer. Dolayısıyla yaşanabilir bir
kent için erişilebilirlik önemlidir
ve toplu taşıma sistemleri
öncelikli ulaşım sistemleridir.
Raylı sistemler nüfusu 500 binden
büyük olan kentler için kaçınılmaz
bir şekilde toplu taşımanın ana
omurgasını oluşturmaktadır.
Diğer toplu ulaşım sistemleri ise
besleyici özellikte olmaktadır.
Bunlara ilaveten bir kentin yine
yukarıdaki parametrelere bağlı
olarak bir taraftan maksimum
toplu taşımanın olmasının yanında
optimum miktarda karayolu
sistemleri ve taşıması olmalıdır.
Kent içi ulaşım sistemlerinin
geliştirilmesinin şehirlerin
ekonomik gelişmesine etkileri
Kent içi ulaşım sistemlerinin
geliştirilmesinin şehirlerin
ekonomik gelişmesine çok büyük
katkısı vardır. Kent içi ulaşım
sistemleri insan vücudundaki kan
damarları gibidir. İyi bir ulaşım
sistemi kenti içinde insan, mal ve
hizmetlerin seri ve daha ekonomik
erişilebilirliğini sağlayacaktır. Yolcu,
mal ve hizmetlerin erişilebilirliği,
hareketliliği artıracağının yanında
zaman israfını da önleyecektir.
Bu durum şehrin üretim, tüketim,
hizmet ve kültürel aktivitelerine
büyük katkı sağlayacaktır. Birçok
gelişmiş ülkelerde yatırımın
önceliklerinden birisi de ulaşımın
kolaylığıdır. Ayrıca üretilen
ürünlerin tüketiciye eriştirilmesi
ve onların da mal ve hizmetlere
erişmesi ulaşım sistemlerinin
gelişmişliğine bağlıdır. Aynı şey
ülkeler için de geçerli olup bir
ülkeyi kalkındırabilmesi için önce
ulaşım ve enerji sistemlerini
kolaylaştırmanız gerekmektedir.
Kent içi ulaşımın daha hızlı, daha
kolay, daha ekonomik ve çevreye
daha duyarlı olacak yönde hizmet
verilmesi için gerekli araçlar
Kent içi ulaşım sistemlerinde
hızlı, daha kolay, daha ekonomik
ve çevreci ulaşım sistemi
toplu taşımadır. Daha öncede
bahsettiğimiz gibi toplu taşıma
sistemlerinden özellikle nüfusu
500 bini ve hareketlilik katsayısı
1.0 aşan kentlerde ana omurga
raylı sistemlerdir. Raylı sistemler
en çevreci, en hızlı, en güvenli, ve
en temiz taşıma sistemleridir. Bu
sistemler yolculuk talebine bağlı
olarak tramvay (en düşük), trafik
metro (orta) ve metro (en yüksek)
olmak üzere farklı adımları vardır.
Bu nedenle toplu taşıma sistemleri
dominant bir taşıma sistemi olmalı
ve gerek lastik tekerlekli (otobüs
– minibüs – taksi) gerekse raylı ve
deniz ulaşımı her ne olursa olsun
daha çevreci teknolojileri ihtiva
eden araçlar kullanılmalıdır.
Yalova Üniversitesi Ulaştırma
Mühendisliği Bölümü
Ülkemiz ve kentlerimiz
yatırımlarına ve sorunlarına
bakıldığında en çok sorun ulaşım
konusunda ve en çok yatırım
da ulaşım sektöründedir. Bu
nedenle ulaşım planlaması
ve tasarımı, toplu taşıma
sistemlerinin modellenmesi,
ulaşım altyapılarının (yol, kavşak,
raylı sistem vb) inşaat, bakım ve
onarım, işletimi, lojistik sistemleri
ve kent içi trafik sistemlerinin
yönetimi ve kontrolü oldukça
önem taşımaktadır. Bahse konu
bu konular genellikle inşaat,
harita, endüstri ve şehir planlama
mühendisleri ve mimarlar
tarafından yapılmaktadır. Bu
meslek mensupları ya yüksek
lisans yaparak ya da uygulamada
tecrübe kazanmaktadır.
Üniversitemizde Ulaştırma
Mühendisliği, bu bölümlerin
hibrit yapısı olup mezun
olunduktan sonra çok daha
kısa sürede uygulama yeteneği
kazanacaklardır. İstihdam olarak
başta Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanlığı ve
belediyeler gibi kamu birimleri
yanında plan – proje, lojistik,
taşıma, işletim ve yapım
birimleri olan özel sektörlerin
de ciddi mühendis ihtiyacını
karşılamaktadır.
69
DOSYA
Doç. Dr. İsmail ŞAHİN
Yıldız Teknik Üniversitesi
İnşaat Fakültesi
Ulaştırma Anabilim Dalı
Toplumun ulaştırma
gereksinimlerini
karşılamak için
yaratıcı zekâ ürünü
proje fikirlerinin
geliştirilmesi, bu
fikirlerin bilgiye
dayanan proje
seçeneklerine
dönüştürülmesi ve
bu seçeneklerin etik
hassasiyetler üst
düzeyde gözetilerek
değerlendirilmesi
gerekir.
70
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
Sürdürülebilir
ulaştırma çözümleri
ve kurumsal sosyal
sorumluluk
Önceki yıllarda gözlenen ve son
yıllarda yaygınlaşarak yaşanan
olağandışı doğa olayları, günlük
yaşamı olumsuz etkilerken
geleceğe dönük kaygıları da
arttırıyor. Küresel ölçekteki iklim
değişikliğiyle ilişkilendirilen hava
koşulları, aşırı kurak ya da aşırı
yağışlı, aşırı sıcak ya da aşırı soğuk
etkiler gösteriyor. Bu aşırılıklarda
enerji üretimi, ısınma, mamul
üretimleri, ulaştırma gibi etkinlik
alanlarında fosil kökenli yakıtların
tüketilmesi sonucu atmosfere
salınan sera gazlarının önemli
ölçüde rol oynadığı bilinmekte.
Ulaştırmanın etkileri “ağ/
şebeke” yapısı nedeniyle geniş
coğrafyalara yayıldığından, ağın
eriştiği bölgelerde olumlu ya da
olumsuz biçimlerde hissedilir.
Özellikle olumsuz etkilerin sürekli
ve geri döndürülemez sonuçlar
doğurma potansiyeli doğal olarak
sorgulanmaktadır: Bugünün
gereksinimlerini karşılarken
gelecek kuşakların da kendi
gereksinimlerini karşılama olanak
ve hakları nasıl gözetilebilir?
Sürdürülebilir kalınma
modeli, ulaştırma sorunlarının
tanımlanması ve çözüm
seçeneklerinin oluşturulması için,
bütüncül bir yapı sunar. Model,
ekonomik büyüme, sosyal adalet
ve çevresel koruma sacayakları
üzerine oturur. Şekilde görülen
mavi renkli büyük elipsin teknik
ve teknolojik olarak yapılabilir
ulaştırma projeleri kümesini
temsil ettiğini kabul edelim. Bu
kümenin içinde çeşitli özelliklere
sahip çok sayıda proje bulunabilir.
Bunların arasında, sürdürülebilir
kalkınmanın sacayaklarıyla
da örtüşen ekonomik büyüme
odaklı, sosyal adalet odaklı ve
çevresel koruma odaklı projeler
vardır. Sürdürülebilir projeler, bu
Teknik ve teknolojik olarak yapılabilir projeler kümesi
modelde, sac ayaklarının ortak
bölgesinde, kalkınma bileşenlerinin
dengeli ağırlıklarıyla belirlenir.
Bileşenlerden birinin veya ikisinin
ağır bastığı, diğerinin güdük
kaldığı kalkınma, dengesiz ya da
engelli gelişme anlamına gelir. Bu
bakımdan, ulaştırma koridorları
ve yapıları; yarattıkları canlılık
nedeniyle geçtikleri bölgelerin
ekonomik kalkınmasına, çeşitli
toplum kesimlerine sağladıkları
erişme olanaklarıyla sosyal
adalete ve sahip oldukları
geometrik, fiziksel ve estetik
özellikleriyle çevresel korumaya
katkı yapmalıdırlar. Ülkemizde,
maalesef, sürdürülebilirlik
bileşenlerinin dengesiz
paylarıyla oluşturulan ulaştırma
projeleri gerçekleştirilmiş
ve gerçekleştirilmeye devam
etmektedir. Bu tür projeler,
gereksinimleri karşılayıp sorunları
çözmek yerine yeni sorunlar
yaratmakta ve bunların toplumsal
maliyetleri çok yüksek olmaktadır.
Sürdürülebilir ulaştırma projeleri
ya da çözümleri geliştirmek ve
uygulamak için güçlü bir karar
verici irade, donanımlı bir teknik
ekip ve sıkı bir sivil toplum
denetimi şarttır. Proje geliştirme
ve uygulama sürecinde bunların
varlığı ve işlerliği, iyi proje
seçeneklerinin geliştirilmesi ve
içlerinden en iyi (optimum) çözüm
seçeneğinin bulunup çıkarılması
için şarttır. Sürdürülebilir kalkınma,
bir bakıma, “optimum” proje
seçeneğini ya da seçeneklerini
arama sürecini de kapsar.
Günümüzde karar vericilerin
çeşitli nedenlerle sadece “bir
çözüm” üretmek gibi bir eğilimleri
vardır. Teknik ve teknolojik
olarak yapılabilir çok sayıda
proje seçeneği üretilebildiğinden,
bu tür projeler, çoğunlukla,
sürdürülebilirlik bakımından
optimum olmaktan çok uzaktır.
Üniversiteler ulaştırma projelerinin
geliştirildiği ve uygulandığı
süreçlerde görev alan teknik
ekiplerin yetiştiği kurumlardır.
Üniversitelerimizdeki mühendislik
programlarının akreditasyonu
Yükseköğretim Kurulu’nun
yetkilendirdiği Mühendislik Eğitim
Programları Değerlendirme ve
Akreditasyon Derneği (MÜDEK)
tarafından yapılmaktadır. MÜDEK,
mühendislik programlarını
tanımladığı ölçütlere göre
değerlendirir. Bu ölçütler
aracılığıyla, karmaşık mühendislik
problemlerini ve sistemlerini analiz
etme ve tasarlama bilgi, beceri
ve davranışlarının mezunlara
hangi düzeyde kazandırıldığını
değerlendirir. Böylece toplumsal
gereksinimlerin etik kurallar ve
sürdürülebilir etkiler dikkate
alınarak karşılanmasını sağlamaya
katkı yapar. Toplumun ulaştırma
gereksinimlerini karşılamak
için yaratıcı zekâ ürünü proje
fikirlerinin geliştirilmesi, bu
fikirlerin bilgiye dayanan proje
seçeneklerine dönüştürülmesi ve
bu seçeneklerin etik hassasiyetler
üst düzeyde gözetilerek
değerlendirilmesi gerekir. Bunlar
da teknik personelin uygun
donanımla yetişmesine bağlıdır.
Amerika Birleşik Devletleri’nde
bir grup kuruluş, Sürdürülebilir
Altyapılar Enstitüsü (ISI, https://
www.sustainableinfrastructure.
org/) adlı bir oluşum kurup
Envision® adı verilen internet
tabanlı bir sürdürülebilir altyapı
projeleri puanlama sistemi
geliştirmiştir. Sistemin ve bu
konuda verilen eğitimin genel
hedefi, ülkenin sivil mühendislik
71
72
yapılarının sürdürülebilirliğini
arttırmaktır (halen kullanılanlar
hariç). Katılımcı kuruluşlar
şunlardır: Amerika İnşaat
Mühendisleri Odası (ASCE),
Amerika Kamu Hizmetleri Birliği
(APWA) ve Amerika Mühendislik
Şirketleri Konseyi (ACEC).
Geliştirilmiş ve kullanımda
olan başka altyapı puanlama
sistemleri de bulunmaktadır
(BE2ST-in-Highways, GreenLITES,
Greenroads, I-LAST ve INVEST).
Sistemlerin ortak özelliği su,
enerji ve malzeme tüketimi
ve yönetimiyle ilgili olmaları,
farklılıkları ise uyguladıkları
yöntemlerde ve çeşitli ölçütlere
verdikleri ağırlıklardadır.
Ülkelerinin sürdürülebilir
mühendislik yapılarına sahip
olmasını denetlemek üzere bir
araya gelen bu kuruluşların
yaptıkları, kurumsal sosyal
sorumluluğun teknik anlamdaki
somut örnekleridir.
Sürdürülebilir kalkınmanın
dayandığı temel çelişki,
doğadaki canlılığın sürdürülmesi
ile ekonomideki canlılığın
sürdürülmesi arasında
bulunmaktadır. Sürdürülemezlik,
insan-doğa çatışmasında
ortaya çıkmakta, yaratılan
kısır döngüler bu çatışmayı
körükleyerek doğanın yok
oluşunu hızlandırmaktadır. Doğa
“nedensiz” varlığını sürdürürken,
yaşama “nedenleriyle” değer
katan insan, doğa olmaksızın
bunu başaramayacağını görmekte
zorlanıyor.
Doğadaki canlılıktan vazgeçmek
istemiyorsak, ekonomiyi canlı
tutmak uğruna yaptıklarımızı
gözden geçirmek zorundayız;
tüketim alışkanlıklarımızı, üretim
yöntemlerimizi ve yaşam tarzımızı
değiştirerek...
73
DOSYA
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
Levent FİDANSOY
BURULAŞ A.Ş.
Genel Müdürü
Bursa’da raylı sistemle
güvenli ve hızlı ulaşım
BURULAŞ
bünyesinde, özel yola
sahip (denetimsiz)
hafif raylı sistem ile
kısmen özel yola
sahip, yarı denetimli,
ring seferleri
gerçekleştiren
tramvay ile
Bursa’ya ve Bursa
halkına zaman
kazandırılmaktadır.
74
Özel araç kullanımının yüksek
olduğu ülkemizde, trafik sıkışıklığı,
hava ve gürültü kirliliği gibi
olumsuz etkileri bertaraf etmek
ancak şehir içi ve şehirlerarası
yolculuk taleplerinin, büyük bir
kısmının toplu taşıma sistemleri
ile gerçekleştirilmesi halinde
mümkündür. Toplu taşımayı tercih
etme noktasında, halkın bu yönde
karar vermesi ve toplu taşımayı
kullanması hızlı, güvenli ve entegre
bir ulaşım modelinde hizmet
verilmesini gerektirmektedir. Pek
çok büyükşehir uygulamalarında
da görüldüğü gibi hız ve güveni bir
araya getiren sistemler ise raylı
sistem ağırlıklı sistemlerdir. Raylı
sistemlerle şehrin bir ucundan,
diğer ucuna yapılan toplu taşıma,
lastik tekerlekli araçların, dikey
besleme hatları ile yolcuyu sisteme
ulaştırmaları ile desteklenmelidir.
Toplu taşımanın, elektronik
ücret toplama sistemleri, yolcu
bilgilendirme sistemleri ile
donatılması ve planlamanın şehrin
nazım planlarına uygun olarak
dizayn edilmesi de bir diğer
gerekliliktir. Ayrıca raylı sistemlerin
ağırlıklı olarak elektrik enerjisi ile
çalışması hava ve gürültü kirliliğini
de önemli ölçüde azaltmakta,
insan sağlığı açısından kabul
edilebilir seviyelerde seyretmesini
sağlamaktadır.
Hızlı yapılaşmanın kent içi ulaşıma
etkileri
Hızlı yapılaşma yoğun nüfus
artışını, yoğun nüfus artışı, yoğun
ulaşım ihtiyacını beraberinde
getirmektedir. Ulaşım ihtiyacının
karşılanması; planlama, bütçe
ve insan kaynağı ile mümkündür.
Ulaşım şirketlerinin, kısa vadede
Avrupa’da bile eşi
benzeri olmayan
Helitaxi Projesi ile
iki şehir arasında
karşılıklı helikopter
seferi yapılıyor.
sorunları ortadan kaldırabilecek
çözümler üretebilmesi noktasında,
hızlı yapılaşma olumsuz
sonuçlar doğurmaktadır. Zaman
kısıtlılığı nedeniyle yeterli sayı
ve uygunlukta ulaşım araçlarının
ve uygun sefer planlamasının
sağlanamaması, toplu taşımayı
tercih eden ya da kullanmak
zorunda olanlar adına sıkıntılı
hale gelebilmektedir. Bu olumsuz
faktörler nedeniyle toplu taşımanın
tercih edilmemesi ise kentte trafik
yoğunluğu, enerji kısıtlılığı, çevre
kirliliği vb. olumsuzlukları da
beraberinde getirir.
Burulaş A.Ş. ulaşım ağları ve
yolcu kapasitesi
Şehirlerarası ulaşımda;
Havacılık operasyonlarını 1 adet
helikopter, 1 adet kara uçağı ve
hem karaya hem de denize inişkalkış yeteneğine sahip (amfibik)
iki adet deniz uçağı olmak üzere
toplam 4 adet hava aracıyla
gerçekleştiriyoruz.
Deniz uçakları yolcu kapasitesi
sekiz kişidir ve tarifeli seferlerle
Bursa-Gemlik/İstanbul-Haliç,
İstanbul-Haliç/Bursa-Gemlik/
Bandırma, İstanbul-Haliç/BursaGemlik/Bodrum, İstanbul-Haliç/
İzmir-Çeşme güzergahlarında
veya özel kiralama müşterilerinin
talepleri doğrultusunda belirlenen
destinasyonlarda hizmet veriyoruz.
Helikopter yolcu kapasitesi ise 5
kişidir ve tarifeli seferlerle Bursa
Nilüfer Heliport-İstanbul-Kadıköy
İspark Heliport-Şişli Evlendirme
Dairesi Heliport- Atatürk
Havalimanı Heliport arasında
veya özel kiralama müşterilerinin
talepleri doğrultusunda belirlenen
destinasyonlarda hizmet veriyoruz.
75
Toplu taşımanın
tercih edilmemesi
kentte trafik
yoğunluğu,
enerji kısıtlılığı,
çevre kirliliği vb.
olumsuzlukları da
beraberinde getirir.
Bursa Deniz Otobüsleri
operasyonlarını, altı adet deniz
otobüsü ve bir adet şehir hatları
vapuru ile gerçekleştiriyoruz.
Marmara Denizi’nde hizmet veren
beş adet deniz otobüsümüzün her
biri 340 yolcu kapasitesine sahiptir.
Tarifeli seferlerle tüm yıl boyunca
Bursa-Mudanya/İstanbul-Kabataş,
Bursa Mudanya/Yalova-Armutlu/
İstanbul Kabataş güzergahlarında,
yaz sezonunda ise Balıkesir-Erdek/
Avşa/Marmara Adası/Tekirdağ,
İstanbul-Kabataş/Avşa/Marmara
Adası güzergahlarında hizmet
veriyoruz. 110 kişilik 1 adet deniz
76
otobüsümüzle yaz sezonunda
İznik Gölü’nde Orhangazi - İznik
tarifeli seferlerini yapıyoruz. 450
yolcu kapasiteli şehir hatları
vapurumuzla yaz sezonunda,
Mudanya-Büyükada arası tarifeli
seferlerini gerçekleştiriyoruz.
ve şehirlerarası ulaşımda tam bir
entegrasyon sağlanarak konforlu,
güvenli, kesintisiz yolculuk
hedeflenmiştir.
Şehir içi ulaşımda;
Şehir içi ulaşımda sistem
seçiminde, işletme maliyeti ve
kapasite ilişkisi en önemli etken
olup ve günlük toplu taşıma
adetlerinin 200.000’den fazla
olduğu kentlerde sistemin
omurgası ilimizde de olduğu gibi
raylı sistemlerdir.
yolcu kapasiteleri 6 mt. 16+7=23
kişilik, 9 mt. 26+34=60 kişilik,
12 mt. 31+73=104 kişilik, 18
mt.(körüklü) 42+108=150 kişilik
yolcu kapasitesine sahip 344
adet otobüs, 102 adet tren
ve 12 adet tramvay ile toplu
taşıma hizmeti verilmektedir.
Trenlerimizin yolcu kapasitesi
vagon başına ortalama 250 kişidir.
İki ayrı tip tramvayımız mevcut
olup kapasiteleri 70 ve 133 kişi
olarak değişmektedir. İpekböceği
Tramvayı ise bir vagonda 163+58=
221 kişi taşımaktadır. Şehir içi
Raylı sistemlerin ekonomik,
sosyal ve çevresel katkıları
Raylı sistemlerin en önemli
özellikleri, geçiş üstünlüğü,
hızı, kapasitesi, düzenliliği,
güvenliği şeklinde sıralanabilir.
BURULAŞ AŞ bünyesinde, özel
yola sahip (denetimsiz) hafif
raylı sistem ile kısmen özel
yola sahip, yarı denetimli, ring
seferleri gerçekleştiren tramvay
ile Bursa’ya ve Bursa halkına
zaman kazandırılmaktadır. Bu
bakımdan oldukça fazla kullanılan
hafif raylı sistem kent trafiğini
olumlu anlamda etkilemektedir.
Şehrin bir ucundan diğer ucuna
kadar aktarma indirimli uygun
tarifeler ve tam bir entegrasyonla
gerçekleştirilen bu seferler,
vatandaşa hem zaman hem
de ekonomik anlamda kazanç
sunmaktadır. Şehir merkezinde
ulaşım faaliyeti gösteren taksi,
dolmuş, özel araç vb. lastik
tekerlekli araçların trafik
yoğunluğunu da önemli ölçüde
azaltan bu sistemlerin çevresel
etkilerine gelince hava ve gürültü
kirliliğine olumlu katkılarıdır.
Engelsiz ulaşım alan çalışmaları
Engelli vatandaşlarımızın toplu
taşımayı rahatlıkla kullanabilmeleri
adına birçok tedbir almaktayız.
Engelli dostu otobüsler, hafif
raylı sistem duraklarında
bulunan engelli asansörleri ve
yolları, bazı istasyonlarımıza
konuşlandırdığımız akülü tekerlekli
sandalye şarj cihazlarımızla engelli
vatandaşlarımıza engelsiz ulaşım
sağlamak adına çaba sarf ediyoruz.
Bursa Deniz Otobüsleri ve
BURULAŞ Havacılık’ta geleceğe
yönelik büyüme vizyonumuz
Yolcularımızın gösterecekleri
teveccühe paralel olarak yeni
destinasyonlar açmak, Bursa’nın
çevre illere ve merkeze olan hava
ve deniz ulaşım ihtiyacını büyük
ölçüde gidermektir. Bu strateji
doğrultusunda ilk olarak Bursa
Deniz Otobüsleri’nin MudanyaBüyükçekmece arası seferleri
başlatma çalışmalarına hız verdik.
Havacılık stratejimizi de deniz
otobüslerinde olduğu gibi filo
yapısının geliştirilmesi, hizmet
çeşitliliğinin artırılması hedefiyle
büyüme yönünde belirledik.
Avrupa’da bile eşi benzeri
olmayan Helitaxi Projesi ile iki
şehir arasında karşılıklı helikopter
seferi ve yine Türkiye’de şu an
yalnızca Burulaş’ın gerçekleştirdiği
deniz havacılığı faaliyetlerinin,
sistemli bir şekilde büyütülmesi,
diğer illere örnek olacak şekilde
geliştirilmesi ve bu yolla Türk
Sivil Havacılık sektörünün
gelişmesine bir nebze olsun
katkıda bulunulması en önemli
hedeflerimiz arasındadır.
77
DOSYA
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
Sönmez ALEV
İzmir Metro A.Ş.
Genel Müdürü
Alt yapıyı verimli
kullanan, çevre
ile uyumlu,
kirletici olmayan
toplu ulaşım
modellerine öncelik
verip geliştiren,
entegrasyon
sağlayan yönetimler,
kentlerde hızlı
yapılaşmanın
getireceği olumsuz
etkileri önleyebilir.
78
İzmir’de raylı
sistemler kentin
omurgasıdır
Çağdaş kent yaşamının en
önemli unsurları olan kent içi
ulaşım sistemleri, ekonomik
büyümenin olduğu kadar toplumun
modernleşmesinin de göstergesidir.
Kent içi çağdaş ve sürdürülebilir
ulaşım sistemini gerçekleştirmenin
yolu, halka alternatifli, kolay
ulaşılabilen, geniş erişim ağına
sahip, hızlı ve güvenilir toplu ulaşım
modelleri sunmaktan geçer. Bunu
sağlayan yönetimlerin hizmetleri
başarılı kabul edilir, kent halkından
onay alır. Ulaşım sorunu çözülmüş
kentlerde yaşam kaliteli ve çağdaş
şekilde sürdürülebilir.
Bu sonuca varmada en önemli
çözüm olarak görülen raylı toplu
taşıma sistemlerine yönelim,
öngörülü bir yaklaşım ile İzmir’de
yıllar önce başladı.
Günümüzde ise raylı sistemler
İzmir Metrosu ve İZBAN olarak
100 km’yi aşan ve her geçen gün
büyüyen güzergahı ile kent içi
ulaşım sisteminin omurgasını
oluşturdu.
Her iki raylı sistem işletmesi, iki
noktadan aktarma bağlantısı ile
kentin kuzey, güney; doğu batı
olarak birbirine entegre olmasını
sağladı.
Metinde yer alan harita, İzmir
Metro ve İZBAN ile birlikte kent
içi raylı sistem ağının, uzatma
projeleriyle birlikte göstermektedir.
Hızlı yapılaşmanın ulaşıma etkileri
İzmir de dahil olmak üzere büyük
kentlerde yaşanan nüfus artışı
ve buna bağlı olarak ortaya
çıkan yapılaşma, ulaşım ihtiyacı
ile doğrudan ilişkilidir. Her yeni
yerleşim bölgesi, ulaşım talebini
oluşturacaktır. O nedenle önceden
alt yapısı hazırlanmış planlı imar
düzenlemesi ile büyüme, kentler
için önem taşımaktadır.
Ancak alt yapıyı verimli kullanan,
çevre ile uyumlu, kirletici olmayan
toplu ulaşım modellerine öncelik
verip geliştiren, entegrasyon
sağlayan yönetimler, kentlerde hızlı
yapılaşmanın getireceği olumsuz
etkileri önleyebilir.
Sorunu zamanında yakalayıp
çözmekten uzak yaklaşımlar,
kentlerde ulaşım zorluğu, trafik
tıkanıklığına bağlı ekonomik
kayıplar, çevre kirliliği en önemlisi
kentlinin yaşam kalitesini düşüren
sonuçlara yol açacaktır. Bu
anlamda, İzmir Metrosu ve İZBAN
kente ekonomik, sosyal ve çevresel
boyutta katkı koyan toplu ulaşım
modelleridir.
İzmir Metro A.Ş. bünyesindeki
ulaşım ağları ve yolcu kapasiteleri
İzmir’de toplu ulaşım hizmetleri raylı
sistemler deniz taşımacılığı ve lastik
tekerlekli (kara taşımacılığı) olarak
üç farklı model ile verilmektedir.
Metinde yer alan grafik, işletmelerin
toplu ulaşım sistemlerindeki yolcu
paylarını göstermektedir. Raylı
sistemler toplu ulaşımda %33.65
gibi önemli bir paya sahiptir.
Tüm sistemler birbiri ile entegredir
ve yaygın aktarma noktaları ile
yolcular birinden diğerine rahat
geçiş sağlar.
İzmir, toplu ulaşım sisteminde
“İzmirim Kart” olarak bilinen
elektronik kart kullanılır. Bu kart,
ilk binilen toplu ulaşım sisteminde
ücretlendirme yapar; sonrasındaki
90 dakika içinde kullanılan diğer
ulaşım sistemlerinde kart yine
kullanılır ancak ücret düşmez.
İzmir, aktarma sistemi ile 90 dakika
içinde bir bilet ile tüm ulaşım
sistemlerinden yararlanılan tek
kenttir. Bunun yanı sıra aktarma
hakkı bulunmayan 2-3 ve 5 binişlik
yolculuk imkanı olan elektronik
kartlar da ulaşım sistemlerinde
kullanılmaktadır.
Raylı sistemlerin İzmir’e katkıları
Fahrettin Altay- Evka arasında 17
istasyon 20 km’lik güzergahta toplu
ulaşım hizmeti veren İzmir Metro
A.Ş’nin yolcu sayıları, faaliyete
başladığı Mayıs 2000 tarihinden
bu yana katlanarak artmış, günlük
350 bine yaklaşan büyüklüğe
ulaşmıştır. Halen araç sayısı 87’dir,
yapımı devam eden 95 yeni aracın
da filoya katılmasıyla rakam 182’ye
ulaşacaktır.
Bombardier firmasıyla sürdürülen
sinyalizasyon sisteminin
geliştirilmesi çalışmasıyla sefer
aralıkları 90 saniyeye inebilecektir.
79
İzmir, aktarma
sistemi ile 90
dakika içinde bir
bilet ile tüm ulaşım
sistemlerinden
yararlanılan tek
kenttir.
İzmir Metro’nun
istasyonlardaki
tüm alanları
engelli kullanımına
uygundur.
İzmir Metrosu, kullandığı enerji
türü nedeniyle hava kirliliğine yol
açmayan çevre üzerinde olumsuz
etki yaratmayan ulaşım modelidir.
Hızlı, güvenilir, konforlu ve tam
zamanında ulaşım hizmeti sunması
nedeniyle kentlinin, hizmet verilen
güzergahtaki öncelikli ulaşım
tercihidir.
80
Engelsiz ulaşım alanında
gerçekleştirilen çalışmalar
Tüm istasyonlarında “Erişim,
Bilgilendirme ve Yönlendirme”
Projesi’ni hayata geçiren İzmir
Metro A.Ş, sisteminin tamamını
engelli gruplarının sorunsuz
kullanabileceği bir yapıya
kavuşturmuştur.
5378 sayılı Yasa’nın öngördüğü
standartların çok üzerinde bir
içerikle hazırlanan projeyle, görme
engelliler için ‘bu yolu takip et’,
‘uyarıcı bir yere geldin’, ‘dur ve
dikkat et’ anlamları taşıyan sarı
yer uygulamaları, Braille alfabeli
yönlendirme ve istasyon haritaları
yapılmıştır. İşitme engelliler
için ‘Akıllı İşitme Sistemi’ olarak
bilinen ses ayrıştırıcı sistemler
istasyonlarda bulunmaktadır.
İstasyonlardaki tüm alanların
engelli kullanımına uygun hale
getirildiği bu proje çalışması ile
İzmir Metrosu, “3 Yıldızlı Kırmızı
Bayrak alan ilk ve tek toplu ulaşım
sistemi” olmuştur.
İzmir Metrosu, istasyonlarındaki
engelli şarj üniteleri ile ortopedik
engelli vatandaşlarımızın sosyal
ve ekonomik hayata uzun süreli
ve konforlu katılımlarına katkı
vermektedir.
İzmir Metro A.Ş. kalitesi
İzmir Metrosu, Türkiye’nin en
saygın belgelendirme kuruluşu
TSE’den 5 farklı alanda kalite
yönetim sistemi belgesi alan ilk
ve tek toplu ulaşım kuruluşu olma
özelliğini de taşımaktadır.
2008 yılında; TS-EN ISO 9001 Kalite
Yönetim Sistemi belgesi
TS-EN ISO 14001 Çevre Yönetim
Sistemi belgesi
TS 18001 İş Sağlığı Güvenliği
Yönetim Sistemi belgesi
2011 yılında; TS-ISO 10002 Müşteri
Memnuniyeti ve Şikâyet Yönetimi
belgesi
TS-EN 50001 Enerji Yönetim
Sistemi Belgesi
alan İzmir Metro A.Ş. her yıl yapılan
tetkiklerde belgelerini yenilemeyi
sürdürüyor.
Örnek bir model olarak İZBAN
İZBAN, Aliağa-Cumaovası
arasındaki banliyö hattında hizmet
İzmir Büyükşehir
Belediyesi, iki
farklı hat olarak
Konak ve Karşıyaka
tramvaylarının
yapımına başladı.
veren, ülkemizin havalimanı
bağlantılı, en büyük kent içi raylı
toplu taşıma sistemlerinden biridir.
Yolculuğu ön işletmeye 30
Ağustos 2010 tarihinde başlayan
İZBAN, TCDD ile İzmir Büyükşehir
Belediyesi’nin %50 ortaklıklarıyla
kurulmuştur. Halen 82 km’lik hat
üzerinde 32 istasyon ile hizmet
veren İZBAN, çalışmaları devam
eden Torbalı ve Selçuk uzatma
projeleri tamamlandığında 185
km’lik hat uzunluğuna erişecektir.
Raylı Sistem ağına tramvay da
ekleniyor
İzmir Metrosu ve İZBAN’ın yanı sıra
kent içi raylı sistem toplu taşıma
ağına tramvay da ekleniyor. İzmir
Büyükşehir Belediyesi, iki farklı
hat olarak Konak ve Karşıyaka
tramvaylarının yapımına başladı.
Tamamlandığında işletmeciliği
İzmir Metro A.Ş. tarafından
yapılacak.
8.8 km’lik Karşıyaka hattı üzerinde
14 durak yer alıyor ve bu hat
Mavişehir’den başlayıp Karşıyaka
İskele’de sonlanıyor.
Konak tramvayı; F.Altay MeydanıKonak-Halkapınar güzergahında
yol alacak 12.7 km’lik hat üzerinde
19 durak ile hizmet verecek.
Eshot
700000
Oranlar %
600000
500000
400000
Eshot
İzulaş
İzdeniz
İzdeniz - Araba
Metro
%49,98
%13,68
%2,48
%0,22
%18,18
İZBAN
%15,47
300000
200000
Metro
İZBAN
İzulaş
100000
İzdeniz
0
İzdeniz
Araba
81
DOSYA
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
Feyzullah GÜNDOĞDU
Kayseri Ulaşım A.Ş.
Genel Müdürü
Şehir yaşamının
ve insan hayatının
belirli konfor
şartlarına göre
sürdürülebilirliğinin
yolu toplu taşımanın
sistematik, verimli,
dakik ve konforlu
çalışmasından
geçmektedir
Kentte toplu taşıma
tercihi artıyor
Günümüzde kent merkezlerindeki
hızlı yapılaşma ile birlikte ulaşım
ve şehir yaşamı gün geçtikçe daha
büyük problem haline gelmektedir.
Bu nedenle yapılaşmanın ve
şehir planlarının mutlaka ulaşım
projeleri ve modları göz önünde
bulundurularak yapılması
gerekmektedir.
Şehir yaşamının ve insan hayatının
belirli konfor şartlarına göre
sürdürülebilirliğinin yolu toplu
taşımanın sistematik, verimli,
dakik ve konforlu çalışmasından
geçmektedir. Bir şehirde toplu
taşıma, kent insanı tarafından
tercih ediliyor ve bu kültür
benimseniyorsa o şehirde trafik
problemi ve stres kaynakları
nispeten daha azdır.
Birleşmiş Milletler raporlarına
göre 2025 yılında 8.2 milyara, 2050
yılında ise 9.6 milyara ulaşması
beklenen dünya nüfusu göz
önüne alındığında ulaşım, toplu
taşıma ve kaynakların verimli
82
kullanımının önemini daha iyi
anlayabiliriz. Dünyadaki enerji
kaynaklarını ve doğal kaynakları
hesapsızca tüketmek ve çevreyi
ölçüsüzce kirletmek gelecek
nesillere yapılabilecek en büyük
haksızlıktır. Bütün bunlar ışığında
hem çevreyi daha az kirletmek
hem enerji kaynaklarını ve doğal
kaynakları daha ölçülü tüketmek
adına ulaşımda toplu taşımanın
özendirilmesi, payının artması
ve kullanılması çok büyük öneme
sahiptir.
2009 yılında, Uluslararası Toplu
Taşımacılar Birliği (UITP) 2025
yılında dünya çapında toplu taşıma
pazar payını iki katına çıkarma
hedefiyle sektör için bir vizyon
başlattı ve Kayseri Ulaşım A.Ş. de
UITP’nin etkin bir üyesi olarak bu
vizyonu paylaşmakta ve bunun için
çalışmaktadır. Kayseri Ulaşım A.Ş.
olarak UITP Politika Kurulu’nda
da bulunmakta ve ülkemizi temsil
etmekteyiz.
UITP’nin yayınladığı bir başka bilgi
ise şöyle; özel taşıtlarla yapılan
yolculuklar toplu taşıma ile yapılan
yolculuklara kıyasla her kilometre
başına 3,5 kat daha fazla sera
gazı emisyonu salınmasına neden
olmaktadır.
Toplu taşımanın ulaşımdaki payını
iki katına çıkarmak şu anlamlara
geliyor:
•Yaklaşık 170 milyon ton petrol
tasarrufu ( Türkiye’nin 2013 yılı
petrol tüketimi 33 milyon ton),
•Yaklaşık 550 milyon ton
karbondioksit gazı salınımını
önleme,
•Şehir içi trafik kazaları kaynaklı
ölümlerin %15 azalması,
•Toplu taşıma sektöründe
istihdamın iki katına çıkması,
•Kalp krizi ve obezite riskinin %50
azalması.
Bütün bu fayda/maliyet
analizlerinin yerel yönetimler
ve üst makamlar tarafından
uyum ve koordinasyon içinde
yapılıp önlemler alınması, uzun
vadeli çalışmalar yapılması
gerekmektedir. Kayseri Ulaşım A.Ş.
olarak bu konuda üstümüze düşen
sorumluluk toplu taşımadaki
hizmet kalitesini, erişilebilirliği ve
konforu artırarak toplu taşımanın
özel araç kullanımına tercih
edilmesini sağlamaktır.
ve temizliğini titizlikle yapıp
operasyon planlamasını çok
dikkatli yapmaya ve yürütmeye
özen göstermekteyiz. 2014 yılı
ortalama sefer oranımız %99.65
olarak gerçekleşmiştir. Bu,
planlanan seferlerin %99.65’inin
planlandığı gibi gerçekleştiği
anlamına gelmektedir.
Bu konuda yaptığımız çalışmalar
ise şöyle:
Toplu taşımanın tercih edilebilmesi
için çok önemli bir diğer nokta ise
kent insanının ulaşım ihtiyaçları
göz önünde bulundurularak
hat ve güzergâh planlamasının
yapılmasıdır.
Her yıl yolcu memnuniyet
araştırması yapıp hizmetlerimizden
ve genel şartlardan memnuniyeti
tespit etmekte ve iyileştirmeye
açık alanlarımızla ilgili
çalışmalar başlatmaktayız. Ayrıca
yolcularımızın 7 gün 24 saat
ulaşabilecekleri çağrı merkezimiz
vasıtasıyla şikayetleri ve önerileri
kayıt altına alıp gerekli çalışmaları
başlatmaktayız. Hizmet kalitesi
kontrollerini ise ekiplerimiz
periyodik olarak yapmakta ve
ortaya çıkan raporlar sonucu
önlemler ve iyileştirmeler
geliştirilmekte. Ayrıca yolculuk
konforu ve dakik çalışma için
de araçlarımızın bakım-onarım
34 kilometrede 55 istasyon
Kayseri Ulaşım A.Ş, Kayseri
Büyükşehir Belediyesi iştirakidir
ve Kayseri’de Hafif Raylı Sistem
İşletmeciliği yapmaktadır.
Bünyemizde bulunan ulaşım ağı 34
kilometrelik raylı sistem hattından
oluşmakta ve 46 hafif raylı sistem
aracı ile hizmet vermekteyiz. 34
kilometrelik hattımız bünyesinde
55 istasyon bulunmaktadır ve
Kayseri’nin batısında bulunan
Organize Sanayi Bölgesi ile
83
Kayseri Ulaşım
A.Ş. 2010 Dünyada
En İyi Hafif Raylı
Sistem Ödülü ve
2010 Yılın En İyi
Kentsel Entegrasyon
Ödülü’nü almıştır.
doğusunda bulunan İldem
bölgesini birbirine bağlamaktadır.
Ayrıca şehir merkezinden güney
istikametinde ana hattan ayrılan
raylı sistem hattı ise Erciyes
Üniversitesi içinden geçip Talas’ta
son bulmaktadır. Hattımızın bir
başka ayırt edici özelliği ise yeşil
hat olmasıdır. Raylı sistem hattımız
boyunca ve depo sahamızda toplam
200.000 metrekare yeşil alan ve
7.500 adet ağaç bulunmaktadır.
Kayseri Ulaşım A.Ş olarak
vizyonumuzun ilk cümlesine
insanı ve çevreyi önceleme ilkesini
yerleştirdik. Bu çerçevede gerek
çalışanlarımızın gerekse dolaylı
veya doğrudan temas ettiğimiz
insanımızın mutluluğunu ve
memnuniyetini önemsemekteyiz.
Ayrıca çevreye etkiyi de en aza
indirmek için çalışmalarımızı
özenle yürütmekteyiz. Kurumumuz
ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi,
ISO 140001 Çevre Yönetim
Sistemi, OHSAS 18001 İş Sağlığı
ve Güvenliği Yönetim Sistemi ve
ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti
Yönetim Sistemi belgelerine
sahiptir ve bu belgelerin
gereklerini layıkıyla yerine
getirmektedir. Çevre ve kaynaklar
açısından çok önemsediğimiz
ve enerji verimliliğini odak
noktasına koyan ISO 50001 Enerji
Yönetim Sistemi Belgelendirme
çalışmalarımız ise sona yaklaşmış
olup kısa zamanda bu konuda da
belge almayı hedeflemekteyiz.
2014 yılında yaklaşık 35 milyon
yolcu taşımış olan kurumumuz,
toplu taşıma ile yolculuk eden her
84
bir yolcuyu çevreye katkı sağlayan
birer damla olarak görmektedir.
İngiltere’de yapılan bir çalışma
sonrasında özel otomobil ile
yapılan yolculuklarda her yolcu-km
başına 205 gr, hafif raylı sistem ile
yapılan yolculuklarda ise yolcukm başına 71 gr CO2 emisyonu
ortaya çıktığı tespit edilmiştir.
2014 yılında taşıdığımız yolcular
üzerinden basit bir hesap yapacak
olursak hizmetlerimiz nedeniyle
yaklaşık 2485 ton CO2 emisyonu
ortaya çıkmıştır. Eğer taşıdığımız
35 milyon yolcu ulaşımlarını özel
otomobillerle yapmış olsalardı
yaklaşık 7175 ton CO2 emisyonu
ortaya çıkmış olacaktı. Bu durumda
yaklaşık 4700 ton daha az CO2 gazı
ortaya çıkmış olmasını çevreye ve
gelecek nesillere karşı önemli bir
sorumluluk olarak görmekteyiz.
30 farklı noktada bisiklet
istasyonu
Kayseri Ulaşım A.Ş. olarak
önemli çevresel toplumsal
sorumluluklarımızdan birisi de
Kayseri Kent İçi Bisiklet Sistemi
uygulamamızdır. Bu sistemde
şehrin 30 farklı noktasında bulunan
bisiklet istasyonlarımızdaki
toplam 600 bisikletimizle Kayseri
halkına hizmet vermekteyiz.
Kayseri Bisiklet Sistemi (KAYBİS)
şehir içinde insanların bir
istasyondan bisikleti alıp şehrin
herhangi bir bölgesindeki başka
bir istasyonumuza bırakabildiği
ve ulaşımını sağlayabildiği
bir sistemdir. Şehir içi kısa
mesafelerde bisiklet kullanılarak
ulaşımın sağlanması hem daha
rahat bir trafik hem de yaşanabilir
ve sürdürülebilir bir şehir olma
yönünde bütün gelişmiş ülkelerin
yönlendiği ve odaklandığı bir
alandır. Bu bağlamda KAYBİS
sistemimizin çevreye ve topluma
sağladığı katkıyı önemsiyor ve bu
yöndeki çalışmalarımızı kararlılıkla
sürdürüyoruz.
Kayseri Ulaşım A.Ş. olarak topluma
fayda sağlayan çalışmalarımız
sadece hizmet alanlarımızla
sınırlı değildir. Çeşitli alanlarda
yaptığımız sosyal sorumluluk
projelerimiz bulunmaktadır.
Kızılay’ı kurumumuza davet ederek
gerçekleştirdiğimiz “Kan Ver Can
Ver” kampanyamızın ikincisini
gerçekleştirdik ve çalışanlarımız
yoğun ilgi gösterip kan bağışında
bulundular. Düzenlediğimiz ağaç
dikme etkinliğine ise çalışanlarımız
çocukları ile katılıp onlarla birlikte
ağaç diktiler ve çevreye saygılı
bireyler yetiştirme yolunda ilk
adımlarını atmış oldular. Engelli
yolcularımızı kuruma davet
ederek çalışma alanlarımızı tanıtıp
yaptığımız işleri anlatıp sorunlarını
ve taleplerini dinlediğimiz Engelli
Yolcu Odak Grup Toplantıları
gerçekleştiriyoruz. Kayseri Ulaşım
A.Ş. engelsiz ulaşım için bu
çalışmaları ve sonrasında ortaya
çıkan bilgileri önemsemekte
ve iyileştirmeler yapmaktadır.
Hâlihazırda bütün istasyonlarımızın
giriş çıkışları engelli ulaşımına
uygun durumdadır. Ayrıca
istasyonlarımızda platform
yüksekliği engelli araçlarının
sorunsuz iniş biniş yapabilmeleri
için raylı sistem araçlarının
yüksekliğine uygun tasarlanmıştır.
Araçlarımızda engelli alanları
bulunmakta ve istasyonlarımızdaki
güvenlik görevlisi arkadaşlarımız
engellilerin yardıma ihtiyacı
olduğu durumlarda onlara
eşlik etmektedir. Raylı sistem
araçlarındaki sesli anonsun görme
engelli vatandaşlarımız tarafından
beğeni ile karşılandığını geri
bildirimlerde almaktayız. Ayrıca bir
istasyonumuzda engelli aracı şarj
istasyonumuz bulunmaktadır ve
engelli vatandaşlar bu istasyonu
kullanabilmektedir. Bu şarj
istasyonu sayısını şehrin bazı
bölgelerine de uygulama yaparak
artırma çalışmalarımız devam
etmektedir.
Bütün bunlara ek olarak
Kayseri Ulaşım A.Ş. toplu
taşımanın tanıtılması, öneminin
anlatılması, bu konudaki bilincin
oluşturulması ve toplu taşımadaki
kurallar konusunda Milli Eğitim
Müdürlüğü’nden ve Kayseri
Valiliği’nden aldığı izinlerle
okullarda öğrencilere bu konularda
eğitimler vermektedir. Topluma
toplu taşımanın önemini anlatmak
ve her bireyin bu konuda duyarlı
olmasını sağlamak adına yapılan
bu çalışmalar da artarak devam
ettirilecektir. Bugüne kadar
toplamda 176 okulda öğrencilere
bu konularda eğitim verilmiştir.
danışmanlık yaparak paylaştığımız
çalışmalarımız da bulunmaktadır.
Ayrıca Kayseri Ulaşım A.Ş.
uluslararası ve ulusal düzeyde
çeşitli ödüller almıştır.
Kazanılan ulusal ve uluslararası
ödüller
• 2011 Sürdürülebilir Gelişme Ödülü
Kayseri Ulaşım A.Ş.
çalışmalarında ortaya çıkan
bilgi ve tecrübeyi sektörle ve
diğer kuruluşlarla paylaşmayı
da ilke edinmiştir. Çeşitli
sempozyum ve konferanslarda
çalışanlarımız tarafından çok
sayıda bildiri, makale sunulmuş ve
yayınlanmıştır. Bilgi ve tecrübemizi
• 2010 Dünyada En İyi Hafif Raylı
Sistem Ödülü
• 2010 Yılın En İyi Kentsel
Entegrasyon Ödülü (UITP LIGHT
RAIL AWARDS)
• 2014 Verimlilik Ödülü ( Kayseri
Büyükşehir Belediyesi ile birlikte
yapılan çalışma sonucu)
• 2015 UITP Akıllı Finansman ve İş
Modeli Ödülü
• Ayrıca Kayseri Ulaşım A.Ş Türkiye
Kalite Derneği (KALDER) üyesidir.
KALDER ile Ulusal Kalite
Hareketi’ne dahil olduğumuz
2015 Mart ayındaki imza
töreninde Büyükşehir Belediye
Başkanımız Mustafa Çelik,
“Mükemmellik Hareketi İyi Niyet
Bildirgesi”ni imzalamıştır. Kalder’in
25. kuruluş yıldönümünde,
24’üncüsü düzenlenen Kalite
Kongresi’nde daha önce EFQM
Mükemmellik Modeli çerçevesinde
değerlendiriciler tarafından
değerlendirilen Kayseri Ulaşım A.Ş’
ye EFQM Mükemmellikte Kararlılık
Belgesi verilmiştir.
Kalite, mükemmellik ve topluma
faydalı örnek bir kurum olma
yolundaki çalışmalarımız
kararlılıkla sürecek ve kaliteyi
yaşam biçimi haline getirmiş
bir kurum olarak mükemmellik
modelini çalışanlarımızla ve
paydaşlarımızla gerçekleştireceğiz.
85
DOSYA
Faruk CİRİT
Kalkınma Bakanlığı Uzmanı
Kentlerimizde
yolculuk talebine
uygun kapasiteye
sahip toplu taşıma
sistemlerinin
tesis edilmesi
gerekmektedir.
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
Sürdürülebilir ulaşım
politikaları
Daha iyi bir şehir hayatı,
gündelik hayatımızın en önemli
unsurlarından biri olan ulaşım
ihtiyacının konforlu ve güvenli bir
şekilde karşılanması ve ulaşımın
insanlar tarafından bir problem
olarak görülmemesi ile mümkün
olabilecektir. Günümüzde ulaşımın
yalnızca teknik bir mesele
olmadığı, ekonomik, sosyal ve
çevresel açıdan bir bütün olarak
değerlendirilmesi gerektiği fikri
çerçevesinde sürdürülebilir kent içi
ulaşım politikaları kent yaşamının
iyileştirilmesi adına ön plana
çıkmaktadır.
Sürdürülebilir kent içi ulaşım
politikalarının temel amacı
ulaşımda otomobil kullanımının
payının düşürülmesi, toplu
taşımanın ve motorsuz ulaşım
türlerinin payının artırılmasıdır.
Bu politikalar iki başlık altında
toplanabilir. İlki insanları
toplu taşıma gibi ekonomik ve
çevre dostu ulaşım türlerine
yönlendirmeye yönelik çekme
86
politikaları; ikincisi ise ekonomik,
sosyal ve çevresel açıdan birçok
zarara neden olan otomobilin
kullanımının azaltılmasına
yönelik itme politikalarıdır. Ancak
bu politikalara geçmeden önce
ulaşım planlaması ile mekânsal
planlamanın etkin ve entegre bir
biçimde ele alınması hayati önem
taşımaktadır.
Çekme politikalarının amacı sosyal
eşitlik felsefesine dayalı, kent ve
ülke açısından ekonomik ve çevreci
ulaşım türlerinin tesis edilmesi ve
yaygınlaştırılmasıdır. Kentlerimizde
yolculuk talebine uygun kapasiteye
sahip toplu taşıma sistemlerinin
tesis edilmesi gerekmektedir.
Bunlar otobüs ve metrobüs
gibi lastik tekerlekli sistemler
olabileceği gibi tramvay, hafif raylı
sistem ve metro gibi raylı sistemler
de olabilir.
Toplu taşımada konfor ve dakiklik
en çok önemsenen faktörlerdendir.
Konforun sağlanabilmesi için
yolculuk talebi ile uyumlu bir
kapasitenin yaratılması, bununla
birlikte güvenli ve modern toplu
taşıma araçlarının temin edilmesi;
dakiklik için ise işletme hızını
olumsuz etkileyecek şartların en
aza indirilmesi gerekmektedir.
Lastik tekerlekli sistemlerde
trafiğin olumsuz etkilerini
azaltmaya yönelik özel yol/şerit
tahsis uygulamaları ile kavşaklarda
geçiş önceliğinin sağlanması gibi
metotlar kullanılmalıdır.
Toplu taşıma sistemlerinin
birbiriyle entegrasyonu ulaşımın
konfor ve dakikliğini etkilemekte,
toplu taşımanın tercih edilmesinde
katkı sağlamaktadır. Ayrıca
yolcular toplu taşıma sistemlerine
yürüyerek, bisiklet kullanarak
veya özel araçlarıyla rahatça
erişebilmelidir. Bu amaçla istasyon
çevresinde belirli standartlara
göre yaya yolları ile bisikletler ve
özel araçlar için park yerleri tesis
edilmelidir.
Son olarak toplu taşımaya olan
talebin artması için toplu taşıma
bilgi sistemleri ve trafik yönetim
sistemleri gibi bilgi teknolojisi
uygulamalarından da yoğun bir
biçimde faydalanmak suretiyle
kentte yaşayanların bilgiye anlık
ve doğru bir biçimde ulaşabilmesi
sağlanmalıdır.
Çekme politikaları yalnızca motorlu
toplu taşıma sistemlerinden
müteşekkil değildir. Yürüme ve
bisiklet kullanımı gibi motorsuz
ulaşım sistemleri de bu gruba
dahildir. Yürümek ekonomik ve
çevreci bir ulaşım türü olmakla
birlikte sağlık açısından da oldukça
faydalıdır. Ancak yürümenin
insanlar tarafından tercih
edilebilmesi için uygun altyapı ve
çekici bir tasarım da gereklidir.
Ayrıca başta merkez konumundaki
yerler olmak üzere şehrin birçok
noktasında yayalaştırılmış
bölgelerin oluşturulması gerek
yürümenin yaygınlaştırılması
gerekse şehirlerin cazibelerinin
artırılması açısından önem
taşımaktadır.
Sürdürülebilir kent içi ulaşım
literatüründe en yakın otobüs
durağı gibi ihtiyaca yönelik
noktalara olan yürüme mesafesinin
en fazla 400-800 metre arasında
olması gerektiği, mesafenin
daha uzun olması durumunda
sürdürülebilirlikten uzaklaşılacağı
belirtilmektedir. Örneğin,
Singapur’da bir bireyin evi ile
otobüs veya metro gibi toplu taşıma
sistemleri arasındaki uzaklığın
en fazla 400 metre olmasına
yönelik ulaşım ve imar politikası
yürütülmektedir. Benzer şekilde
Londra’daki otobüs duraklarının
%90’ından fazlası şehir sakinlerine
en fazla 400 metrelik mesafede
bulunmaktadır.
Motorsuz ulaşım türlerinin bir
diğer öğesi de bisikletlerdir.
Bisiklet kullanımı; sağlıklı,
ekonomik, çevre dostu, temiz ve
sessiz bir ulaşım türü olması
bakımından sürdürülebilir
bir ulaşımın vazgeçilmez
unsurlarındandır. Bisiklet
kullanımının yaygınlaştırılabilmesi,
temel altyapının sağlanması
ile birlikte özellikle ilköğretim
yıllarından bilinçlendirme ve
yönlendirme çalışmalarının yoğun
olarak yürütülmesiyle mümkündür.
Literatürde bisiklet ile 2 ila 25
km/s arası hız yapılabileceği,
günlük etkin sürüş mesafesinin ise
2-25 km arasında değişebileceği
ifade edilmektedir. Dolayısıyla
bisikletin günlük yolculuklarımızda
özellikle de kısa mesafelerde
önemli bir alternatif olabileceği
görülmektedir.
Bisiklet denince akla Kopenhag
ve Amsterdam gibi şehirler
gelse de farklı bir coğrafyada
ve kültürde bisiklet kullanımının
nasıl teşvik edildiğine ilişkin bir
örnek sunmak faydalı olacaktır.
Dünya Bankası tarafından yapılan
sınıflandırmada Türkiye ile aynı
gelir grubunda (üst-orta gelir
grubu) yer alan Kolombiya’nın
başkenti Bogota 8 milyonluk bir
nüfusa sahiptir. Bogota’da özellikle
1998 yılı sonrasında otomobil
kullanımını azaltıcı politikalar ile
Singapur’da bir
bireyin evi ile
otobüs veya metro
gibi toplu taşıma
sistemleri arasındaki
uzaklığın en fazla
400 metre olmasına
yönelik ulaşım
ve imar politikası
yürütülmektedir.
kent merkezindeki motorlu taşıt
yolları ve park alanları azaltılmış,
kaldırımlar genişletilmiş, gidişgeliş çift şeritli bisiklet yolları
oluşturulmuştur. Böylelikle
motorsuz ulaşım türlerinin günlük
yolculuklardaki payı artmış; 1996
yılında %0.6 olan bisiklet kullanım
oranı 2010 yılına gelindiğinde %5’e
erişmiştir. Günümüzde Bogota’da
350 km’den fazla bisiklet yolu
mevcut olup bisikletler ile günde
300-400 bin düzeyinde yolculuk
yapılmaktadır.
Sürdürülebilir ulaşım kapsamında
uygulanan itme politikalarının
temel amacı ise özel araçlar gibi
çevresel, ekonomik ve sosyal
açıdan verimsiz ulaşım türlerinin
kullanımının sınırlandırılması ya
da kontrol altında tutulmasıdır.
Ancak itme politikaları insanları
kısıtlayıcı bir yapıya sahip
olduğundan dolayı çekme
politikaları ile uyumlu bir şekilde
hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Zira yeterli bir toplu taşıma ağının
olmadığı, özel araç kullanımına
alternatif teşkil edebilecek bir
altyapının kurulmadığı bir şehirde
itme politikalarının asıl amacına
ulaşması mümkün olmayacaktır.
Özel araç kullanımını caydırıcı
ekonomik tedbirlerden en
yaygın olanı vergilendirme
uygulamalarıdır. Özel araçların
ve yakıtların vergilendirilmesinde
gelişmiş ülkelerin birçoğu
emisyon değerlerini esas
almakta, “kirleten öder” felsefesi
87
çerçevesinde vergilendirme
yapmaktadır. Bu yöntem araç alım
vergilerinde, yıllık motorlu taşıt
vergilerinde ve yakıt türlerinin
vergilendirilmesinde kullanılmakta;
dolayısıyla da tüketicinin araç
tercihi doğrudan etkilemektedir.
Buna ilaveten ilk olarak
Singapur’da uygulanan araç kota
sisteminde ise araç tesciline belirli
kotalar dâhilinde izin verilmekte ve
yetki sertifikasını elde edebilmek
için oldukça yüksek bedellerin
ödenmesi gerekmektedir. Bu
sayede hem toplam araç sayısı
kontrol altında tutulmakta hem
de altyapı yatırımları için devlete
kaynak yaratılmaktadır.
Bir diğer ekonomik tedbir ise
yol ücretlendirme sistemleridir.
Şehirlerin belirli bölgelerine
özel araçlarıyla ulaşmak isteyen
sürücülerin geçiş ücreti ödemesi
mantığına dayanan bu sistem
Londra ve Singapur gibi şehirlerde
başarıyla uygulanmakta, bunun
sonucunda trafik yoğunluğu
azaltılırken altyapı yatırımları için
ciddi bir finansman kaynağı da
yaratılmaktadır.
İtme politikalarından bir diğeri
de park politikaları olup temel
amaç park yeri arzının kontrol
altında tutulması ve ücretlerinin
yükseltilmesi suretiyle özel araç ile
şehir merkezine gelmenin caydırıcı
hale getirilmesidir. Bu yöntem ile
trafik ve gürültü miktarı azalmakta,
yaya hareketliliğinde ve ekonomik
aktivitelerde artış yaşanmakta,
kârlı bir işletmecilik ile ulaşım
altyapısı yatırımlarına finansman
yaratılmaktadır.
Son olarak trafik yavaşlatma
uygulamaları ile şehir içinde
özellikle de yerleşim bölgelerindeki
cadde ve sokakların geometrik
tasarımında yapılacak düşük
maliyetli değişiklikler ile trafiğin
hızının düşürülmesi, tehlike arz
eden durumların ve kazaların
önlenmesi ve motorsuz ulaşımın
geliştirilmesi hedeflenmektedir.
Bu kapsamda cadde ve sokaklarda
hız kesici engel/tümsekler,
kavşak noktalarında adalar,
88
yaya geçitlerinde yükseltilmiş
kaplamalar uygulanmakta,
yolun hız yapmayı engelleyici
hale getirilmesiyle yol güvenliği
sağlanmaktadır. Nihayetinde daha
yaşanabilir bir yaşam alanı ile
yayalara ve bisiklet kullanımına
dayalı sosyal, insancıl ve çekici bir
ulaşım sistemi oluşturulmaktadır.
Sonuç olarak özellikle Türkiye gibi
hızla gelişmeye ve şehirleşmeye
devam eden ülkelerde daha
yaşanabilir kent ortamlarının
sağlanabilmesi adına ilk olarak
çekme politikaları hayata
geçirilerek toplu taşıma, yaya
erişimi ve bisiklet kullanımı
hususlarında belirli bir seviyeye
erişilmeli, ardından itme
politikaları kademeli olarak hayata
geçirilerek çekme politikalarının
etkinliği daha da artırılmalıdır.
Birçok şehirde finansal kaynak
sıkıntısı yaşanabilmekle birlikte
çok düşük maliyetlerle bile
özellikle de motorsuz ulaşım
türlerinin geliştirilmesi ve trafik
yavaşlatma uygulamaları ile etkili
sonuçlar alınabilmektedir.
Şehir içi ulaşım sistemlerinin
şehirlerin ekonomik gelişmesine
katkısı
Kentler fikir ve düşüncenin,
ticaretin, kültürün, bilimin, üretimin,
sosyal ve ekonomik gelişmenin
merkezleri konumundadır.
Kentlerde gerçekleştirilen
aktivitelerin devamının
sağlanabilmesi hareket ve erişim
ihtiyacının karşılanabilmesiyle
mümkündür. Dünya Bankası’nın
tanımladığı gibi kentler ekonomik
kalkınmanın ana makinesi;
kent içi ulaşım ise bu makinenin
tutukluk yapmasını engelleyen yağ
niteliğindedir.
Kent içi ulaşım sistemlerinin
geliştirilmesi birçok açıdan kent
ekonomisine katkı sağlamaktadır.
Öncelikle inşaat sanayii ulaşım
sistemlerinin geliştirilmesi
sürecinde doğrudan etkilenmektedir.
Raylı sistemler gibi büyük altyapı
yatırımına dayalı projelerde istihdam
yaratılmakta ve sektörde bir
büyüme etkisi oluşturulmaktadır.
Bu projelerde elde edilen proje
tecrübesi ve beşeri sermaye
birikimi, gerek ulusal gerekse
uluslararası düzeyde önemli bir
rekabet gücü sağlamaktadır. İşletme
sürecine gelindiğinde ise benzer
şekilde kent için teknik, idari ve
hizmet alanlarında önemli bir
istihdam kaynağı oluşturmaktadır.
Üretim boyutu değerlendirildiğinde,
raylı sistem araçlarının ya da lastik
tekerlekli toplu taşıma araçların
imalatı doğrudan ya da dolaylı
olarak yerel ekonomiye katkı
sağlamaktadır. Örneğin, Sakarya’da
raylı sistem araçlarının üretimine
yönelik yabancı ortaklıkla kurulan
fabrika hem kent hem de ülke
ekonomisine önemli bir katkı
sağlamaktadır. Bunun yanında yerli
girişimciler tarafından toplu taşıma
sistemlerinin üretimine yönelik
yatırımlar da mevcuttur.
Etkin bir kent içi ulaşım ağının
diğer bir faydası da gerek kent
sakinlerinin gerekse kente
gelen turistlerin hareketliliğinin
artırılması ve buna bağlı olarak
artan kentin ticaret hacminin
gelişmesidir.
Ulaşım sistemlerinin ve toplu
taşımanın gelişmesi ile kent
içinde yaşanan trafik yoğunluğu
azalmakta, gerek yakıt tasarrufu
gerekse kazanılan zaman
bakımından kent ve ülke
ekonomisine önemli bir ekonomik
kazanç sağlanmaktadır. Ayrıca
toplu taşımanın yaygınlaşması
ile özel araçların günlük
yolculuklardaki payı düşürülmekte,
bu sayede sera gazı emisyonu,
görüntü ve ses kirliliği azalmakta,
bu da potansiyel sağlık
harcamalarını azaltıcı bir etki
yaratmaktadır.
Örneğin, İETT verilerine göre
İstanbul’da işletilen 52 km’lik
metrobüs sistemi ile 2012 yılında
günde ortalama 80.000 araç
trafikten çekilmiş; harcanan
yakıt 242 ton, CO2 emisyonu 623
ton azalmış, yolcu başına günde
ortalama 132 dakikalık (yıllık 34
gün) zaman tasarrufu sağlanmıştır.
Öte yandan çeşitli çalışmalarda
İstanbul’da trafik sıkışıklığının
ve buna bağlı olarak fazladan
harcanan yakıtın ekonomik
maliyetinin milyar dolarlar
mertebesinde olduğu ifade
edilmektedir. Buradan sağlanacak
tasarrufun küçük bir kısmıyla
bile kent içi ulaşım yatırımlarına
önemli bir finansman kaynağı
sağlanabilmesi mümkündür. Diğer
bir örnekte, Brezilya’nın Sao Paulo
şehrinde 90’lı yılların sonunda
yaşanan trafik sıkışıklığının kente
maliyetinin yılda yaklaşık 21 milyar
ABD Doları düzeyinde olduğu
hesaplanmıştır.
Yüksek maliyetli altyapı
yatırımlarının yanı sıra nispeten
düşük maliyetler ile motorsuz
ulaşım türlerinin yaygınlaştırılarak
ciddi ekonomik kazanımlar elde
edilebileceği unutulmamalıdır.
Bogota’da bisiklet yollarının yapım
ve bakımı ile eğitim faaliyetleri
için 10 yıllık bir dönemde toplam
178 milyon ABD Doları tutarında
yatırım gerçekleştirilmiş, bunun
karşılığında yol yapım çalışmaları,
trafik sıkışıklığı, hava kirliliği,
trafik güvenliği ile otomobil ve
otobüslerin işletilmesine ilişkin
maliyetlerden toplam 1.3 milyar
ABD Doları tutarında tasarruf
edildiği tahmin edilmektedir.
Kopenhag’da ise bisiklet kullanımı
sonucu yalnızca sağlık açısından
elde edilen faydaların ekonomik
değerinin yılda yaklaşık 300
milyon ABD Doları’na eriştiği
hesaplanmaktadır.
Kent içi ulaşımın geliştirilmesine
yönelik politikalar ve Onuncu
Kalkınma Planı
Onuncu Kalkınma Planı, 20142018 yılları arasındaki beş yıllık
bir dönemi kapsamaktadır. Planda,
kent içi ulaşım sektörüne ilişkin
temel amaç “şehirlerimizde arazi
kullanım kararlarıyla uyumlu
politikalar ile trafik sıkışıklığını
azaltan, erişilebilirliği ve yakıt
verimliliği yüksek, konforlu, güvenli,
çevre dostu, maliyet etkin ve
sürdürülebilir bir ulaşım altyapısının
oluşturulması” olarak belirlenmiştir.
Bu amaç doğrultusunda Planda şu
politikalara yer verilmektedir;
•Kent içi ulaşımda kurumlar
arası uyumun ve koordinasyonun
geliştirilmesi,
•Yaya ve bisiklet gibi motorsuz
ulaşım türlerine yönelik yatırım ve
uygulamaların özendirilmesi,
•Toplu taşıma sistemlerinin
tercihinde trafik yoğunluğu ve
yolculuk talebindeki gelişmeler
dikkate alınarak birçok kentimizde
eksikliği yaşanan otobüsler ile
metrobüs sistemlerinin öncelikle
tercih edilmesi,
•Otobüs sistemlerinin kurulmasına
rağmen sistem kapasitesinin
yeterli olmadığı güzergâhlarda raylı
sistemlerin değerlendirilmesi, raylı
sistem tercihinde ise açılış yılında
doruk saatte tek yönde ve en yoğun
kesitte yolculuk talebinin tramvay
sistemleri için asgari 7.000 yolcu/
saat, hafif raylı sistemler için asgari
10.000 yolcu/saat, metro sistemleri
için ise asgari 15.000 yolcu/saat
olarak esas alınması,
•Kentlerde mevcut ve planlanan
her türlü ulaşım ve lojistik
altyapılarının birbirine entegre
edilmesi,
•Kent içi ulaşımda bilgi ve iletişim
teknolojileri ile akıllı ulaşım
sistemlerinden etkin bir şekilde
yararlanılması.
Bakanlığımız tarafından ulusal
ölçekte belirlenen bu politikaların
hayata geçirilebilmesi için bunların
başta yerel yönetimler olmak
üzere ilgili kurumlarca benimsenip
uygulanması önem taşımaktadır.
Her ne kadar ülkemizde kent içi
ulaşım alanında geç kalındığı
gibi eleştiriler yapılıyor olsa da
özellikle son yıllarda toplumun
bütün katmanlarında kent
içi ulaşıma ilişkin bilinç ve
farkındalık artmakta, merkezi ve
yerel idareler tarafından yapılan
yatırımlar sonucunda da kayda
değer gelişmeler sağlanmaktadır.
Önümüzdeki dönemde yapılacak
ilave yatırım ve düzenlemeler
ile çok daha yaşanabilir şehir
ortamlarının sağlanması
beklenmektedir.
89
DOSYA
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
Muhammed ALYÜRÜK
İstanbul Ulaşım Haberleşme ve
Güvenlik Teknolojileri Sanayi ve
Ticaret A.Ş. Genel Müdürü
Akıllı Şehrin Mimarı:
İSBAK
İstanbul’da yaşam
kalitesini artıran
çalışmalar yapan
İSBAK, kenti marka
şehir yapma yolunda
akıllı çözümler
üretiyor.
Globalleşen dünyada kent
nüfusunun hızlı artış göstermesi
metropol kentlerin megapol
şehirlere dönüşmesi, buralarda
yaşayan nüfusun yaşamlarına
daha fazla güven ve konfor katma
ihtiyacını beraberinde getirmiştir.
Bununla birlikte teknolojik
gelişmelerle kuşatılan kentlerde
düzen ve sürdürülebilirliğin
sağlanması da akıllı şehir yönetim
sürecini oldukça önemli bir noktaya
taşımıştır.
Yaptığı çalışmalarla akıllı şehirlerin
kurulmasında etkin rol oynayan
İstanbul Ulaşım Haberleşme ve
Güvenlik Teknolojileri Sanayi ve
Ticaret A.Ş. (İSBAK), İBB tarafından
trafik ve sistem mühendisliği
ile projelendirme ve uygulama
hizmetlerini gerçekleştirmek
amacıyla 1986 yılında kurulmuştur.
90
Öncü ve lider belediyecilik
anlayışıyla yaşam kalitesini
artıran çalışmalar yapan
İstanbul Büyükşehir Belediyesi
(İBB) ile İBB’nin teknoloji
yüzü olan İSBAK, dünyanın en
önemli metropollerinden biri
olan İstanbul’u marka şehir
yapma yolunda akıllı çözümler
üretmektedir.
Yerli sinyalizasyon sisteminin
kurulması için ilk adımları
atarak bu süreci başlatan İSBAK,
bugün başarısı kanıtlanmış
birçok projeyle sürdürülebilir
ve yaşam kalitesi yüksek
şehirler oluşturulmasına katkı
sağlamaktadır. Ülkemiz için Akıllı
Ulaşım Sistemleri alanında öncü
olarak kabul edilecek tüm işlerde
İSBAK imzası yer almaktadır.
Türkiye’nin İlk Adaptif Trafik
Kontrol Sistemi (ATAK)
Sürdürülebilir kentler için hayata
geçirdiği ulaşım çözümleri
ile İstanbul’a yeni bir vizyon
kazandıran İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Kadir Topbaş’tan
aldığı destekle çalışmalarını
sürdüren İSBAK, uygulamaya
geçirdiği ATAK Projesi ile yol
ağında seyahat süresi ve emisyon
değerlerinin azalmasına katkı
sağlamaktadır. Anlık trafik
değişkenliklerine gerçek zamanlı
cevap verebilen ulaşım teknolojisi
ATAK ile Türkiye’nin İlk Adaptif
Trafik Kontrol Sistemi Projesi’ni
hayata geçirmiştir.
Dünyanın en iyi yazılımları arasında
yer alan Adaptif Trafik Yönetim
Sistemi (ATAK) ile merkeze bağlı
olarak tüm kavşaklar gerçek
zamanlı olarak izlenebilmektedir.
ATAK aynı zamanda yaşanan
trafik yoğunluğunu anında
değerlendirerek, trafik modeli
oluşturmakta ve gerçek zamanlı
sinyal optimizasyonu gibi özellikleri
ile araçların bekleme sürelerini,
ortalama durma sayılarını, yakıt
tüketimini ve seyahat sürelerini
tüm kavşak ve/veya tüm network
için minimize edecek şekilde
ideal sinyal sürelerini %30
oranında iyileşmeler yaparak
oluşturmaktadır.
Yapılan ölçümlere göre ATAK,
seyahat sürelerini ortalama %22
kısaltmakta ve karbon salınımlarını
%18 düşürmektedir. ATAK projesi
simülasyon yazılımı olan I-SIM,
2013 yılında “Duke’s ChoiceAward”
ödülünü almıştır.
İSBAK ve İBB Ulaşım Daire
Başkanlığı’yla birlikte yürütülen
Akıllı Sinyalizasyon Projesi ATAK ile
2015 yılında İstanbul’da 50 kavşak
kendi kendini yönetebilir bir hale
gelmiştir.
İSBAK kendi bünyesinde yer
alan ve Türkiye’de ilk ve tek akıllı
ulaşım sistemleri alanında faaliyet
gösteren lisanslı ARGE merkezi ile
yerli teknolojilerin geliştirilmesi
faaliyetlerini sürdürmektedir.
Trafik sinyal denetimi ve trafik
bilgilendirme sistemleri ile birlikte
teknolojide dışa bağımlı olduğumuz
ürünlerin yerli olarak üretilmesini
ve bu yerli ürünlerin şehirlerimizde
kullanılmasını yaygınlaştıran
çalışmalar gerçekleştirilmektedir.
Akıllı Sinyalizasyon, Akıllı
Aydınlatma, Kavşak Kontrol,
Gelişmiş Bilgilendirme, Elektronik
Denetleme Sistemleri ile ilgili
yerli teknolojilerin yanı sıra
Tünel SCADA, Araç Takip ve Filo
Yönetim (İSMOBİL) gibi sistemler
de İSBAK’ın ulaşım dünyasına
yönelik zengin portföyü içinde yer
almaktadır.
TKM ile 7 / 24 tek merkezden
yönetim
Avrupa’dakilerden çok daha üstün
özelliklere sahip Trafik Kontrol
Merkezi (TKM) ile 1000’in üzerinde
trafik kamerası, İBB CepTrafik
uygulamasında gördüğümüz
800’ün üzerinde trafik sensörü,
300’ün üzerinde elektronik
denetleme sistemi ve 3 binin
üzerinde kavşak, kablosuz olarak
yönetilmektedir.
91
Sahada yer alan sensörlerden
GPRS iletişim altyapısı ile Trafik
Kontrol Merkezi’ne gelen anlık
trafik verileri değerlendirilmekte
ve İstanbul trafiği 7 gün 24 saat
sayısal olarak gözlemlenmektedir.
Elde edilen veriler gerekli analizler
sonucunda yorumlanarak,
Değişken Mesaj Panoları
(DMS) ve Yoğunluk Haritası vb
platformlardan sürücü, yolcu ve
yayalar bilgilendirilerek, mevcut
alt yapının daha etkin ve verimli
kullanılması sağlanmaktadır.
Tamamı yerli bir proje olan İBB
CepTrafik sürücüler ile yolculara
trafik ve yol bilgilerine, seyahat
öncesinde sahip olma imkânı sunan
bir uygulamadır. Bugün itibariyle
2 milyonun üzerinde indirilen
uygulamada cep telefonları
aracılığıyla günün her saatinde
anlık trafik durum bilgilerine
ulaşılmaktadır. Son yapılan
güncellemelerle İBB CepTrafik’e
trafiğin canlı olarak izlenebildiği bir
modül de eklenmiştir.
Trafikte sürücü ve yolcuların
bilgilendirilmesi kadar güvenliğinin
sağlanması da oldukça önemlidir.
Türkiye’ye ait bir marka olan
Elektronik Denetleme Sistemi
(EDS®), trafikte güvenli seyahat için
trafik ihlallerinin tespit edilmesine
yönelik bir proje olarak İSBAK
bünyesinde geliştirilmiştir.
92
Akıllı Ulaşım Sistemleri’nin yeni
nesil uygulaması olan EDS®,
Türk Patent Enstitüsü’nden
faydalı model ürün belgesi ve
EDS® marka tescili belgesi ile
belgelendirilmiştir.
EDS; kırmızı ışık, emniyet şeridi,
tramvay yolu, parklanma ve hız
ihlalleri gibi 13 ayrı ihlal tespit
sisteminin aynı uygulama üzerinde
kullanılabilmesine imkan sağlayan
bir uygulamadır. Daha konforlu ve
güvenli trafik için bu uygulamalara
ilave olarak İSBAK tarafından
geliştirilen Mobil EDS, sabit
ihlal tespit noktalarının kurulma
olanağının bulunmadığı bölgelerde
taşınabilir çözümler sunarak kural
ihlallerinin önüne geçmektedir.
EDS kusurlu sürücüleri
cezalandırmayı değil,
sürücülerde davranış değişikliği
gerçekleştirmeyi amaç
edinmiştir. Sistemin uygulandığı
noktalarda, kısa zamanda kural
ihlallerinin %90 oranında azaldığı
gözlemlenmiştir.
sinyaldeki 75 bin sinyal vericisinde
%88 oranında enerji tasarrufu
gerçekleştirilmektedir. Bu sayede
çevreye salınan zehirli gazların
önlenmesi oranında da fayda
sağlanmaktadır. Bu tasarruf sadece
İstanbul’daki trafik lambalarında
5 milyon TL’nin üzerinde 18 bin
Megawatt üzerindeki bir enerji
tasarrufunu sağlamaktadır. Bu
durum yıllık 15 bin km yol yapan
4 binin üzerinde aracın trafikten
çekilmesi anlamına gelmektedir.
Uygulamaya geçirilen LED
Tabanlı Bilgilendirme Sistemleri
ile sürücülerin trafik kazaları,
yoğunluk, hava ve yol durumu
gibi trafiği etkileyen olaylardan
haberdar edilmesi suretiyle
alternatif güzergâhlara
yönlenebilmesi ve yol ağı
kapasitesinin etkin olarak
kullanılması sağlanmaktadır.
Led tabanlı ulaşım teknolojileri ile
trafikte bilgilendirme dönemi
LED Tabanlı Bilgilendirme
Sistemleri, karayolu ağında
Değişken Mesaj Sistemi, Değişken
Trafik İşareti, Şerit Kontrol İşareti,
Yarı Dinamik Trafik Levhası, Hız
Uyarı Sistemi gibi uygulamaların
bir araya gelmesi ile oluşmaktadır.
2000’li yılların ortalarına
doğru İstanbul, Avrupa’nın LED
dönüşümünü sağlayan ilk kenti
olmuştur. Trafik sinyal sisteminin
tamamının dönüşümüyle birlikte
bugün İstanbul’da bulunan 2080
İstanbul’da 71 adet LED Tabanlı
Değişken Mesaj Sistemi, 60 adet
Değişken Trafik İşareti, 19 adet
Dinamik Bilgilendirme, 4 adet Park
Bilgilendirme Sistemi kurulmuştur.
İSBAK yapmış olduğu çalışmaları
tüm ülkeye yayarak Ankara’ya
36, İzmir’e 3, Kocaeli’ne de 4 adet
LED Tabanlı Bilgilendirme Sistemi
kurmuştur.
Akıllı şehir teknolojileri tünellerde
Ulaşım yönetiminin gerektiği her
alanda akıllı sistemleri hayata
geçiren İSBAK, güvenli ulaşım
için tünellerde de çalışmalarına
devam etmektedir. Yazılımının
ve servisinin İSBAK tarafından
geliştirildiği Tünel Scada Sistemi
ile tünelde meydana gelebilecek
her türlü yangın, kaza, vs. olaylar
tünel yakınında kurulan yönetim
merkezi ile kontrol edilmekte
ve gerekli hallerde anında
müdahale sağlanmaktadır. Ayrıca
aydınlatma, havalandırma, yangın
ve acil durum senaryoları gibi
tünel içi kurulacak tüm sistemler
ve otomasyon çalışmaları
yürütülmektedir. İstanbul’da
çok önemli olan tünellerin
işletmesiyle başlayan Tünel Scada
Projesi, Erzurum-Harput Tüneli
ve Mersin-Anamur Tünelleri ile
devam etmiştir. Tünellerde tüm
elektromekanik çalışmalar İSBAK
tarafından gerçekleştirilerek
hayata geçirilmiştir.
Bu sistemler tünel uzunluğuna
göre değişkenlik göstermektedir.
Özellikle uluslararası standartlar
ve Avrupa’nın öngördüğü kriterler
baz alınarak projelendirme,
kurulum ve bakım onarım
çalışmaları yapılmaktadır.
Otomasyon ile 7/24 sistemlerin
otomatik veya operatör ile
yönetilmesi sağlanmaktadır.
Akıllı ulaşım sistemleri alanında
ilk lisanslı ARGE merkezi
Sürdürülebilir kentler için hayata
geçirdiği ulaşım çözümleri
ile İstanbul’a yeni bir vizyon
kazandıran ve Türkiye’de AUS
alanında tek lisanslı ARGE kurumu
olmayı başaran İSBAK A.Ş.
teknoloji alanında sadece İstanbul’a
değil yurdumuzun dört bir yanına
ve dünyaya hizmet vermektedir.
İthalat ve ihracat kapsamında
ithalatı minimize edip ihracatı ise
maksimum seviyeye çıkarmayı
amaç edinen şirketimiz, her geçen
gün büyümeye ve ülkemize katma
değer vermeye devam etmektedir.
Türkiye’de ilk defa Trafik Kontrol
Sistemleri üzerinde araştırma
geliştirme çalışmalarına başlayan
İSBAK bugün Akıllı Ulaşım
Sistemleri alanında faaliyet
göstermekte ve geliştirdiği
teknolojileri Türkiye’de 46 şehirde,
dünyada da 17 ülkede aktif olarak
pazarlanmaktadır.
Bununla birlikte Karayolları Genel
Müdürlüğü’ne, Devlet Demir Yolları
İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne ve
Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ürün/
sistem kurulumu, malzeme satışı
ve bakım onarım hizmetlerini
sunmaktadır.
93
DOSYA
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
Ayhan YAVRUCU
Alarko İnşaat A.Ş. Genel Müdürü
Alarko, Ankara
Metro Projesi
elektromekanik işleri,
toplam 55 km ve 43
istasyondan oluşan
metro sisteminin
elektromekanik
işleri, zayıf akım,
haberleşme ,
sinyalizasyon ve
SCADA sistemleri,
cer gücü temini ve
dağıtımı işlerini yaptı.
94
Raylı sistemler
şehir yaşamını
kolaylaştırıyor
Çağdaş ve sürdürülebilir şehir
içi ulaşımın en doğru yöntemi
toplu taşımacılığın geliştirilmesi,
yaygınlaştırılması ve geniş halk
kitlelerinin ihtiyaçlarını asgari
seviyede de olsa karşılayabilir
duruma getirilmesidir. Toplu
taşımanın da şehirler içindeki en
hızlı, en ekonomik ve çevreye en az
zarar veren şekli raylı taşımacılık,
yani metro ve raylı sistemlerdir.
Şirketimiz bu konularda aşağıdaki
projeleri gerçekleştirmiştir;
• Levent-Hacıosman Metro Projesi,
yaklaşık 7 km tünel, 5 istasyon
inşaatı, Seyrantepe depo ve bakım
binası inşaatı, tüm elektromekanik
sistemler dahil,
• Levent-Hisarüstü Metro Projesi,
yaklaşık 4 km tünel ve 4 istasyon
inşaatı, tüm elektromekanik
sistemler dahil,
• Taksim-Yenikapı Metro Projesi,
5.2 km’lik metro hattının ve 3
istasyonun ince inşaat ve tüm
elektromekanik sistemleri,
sinyalizasyon, SCADA, haberleşme
ve zayıf akım sistemleri, cer gücü
temini ve dağıtımı, metro araçları
temini dahil,
• Adana Metro Projesi, toplam 14
km, 13 istasyondan oluşan yer
altı, hemzemin ve viyadük üstü
metro sisteminin tüm inşaat ve
elektromekanik işleri, araç temini,
zayıf ve kuvvetli akım sistemleri,
sinyal ve SCADA dahil,
• Antalya Hafif Raylı Taşıma
Sistemi, 11 km ve 16 istasyondan
ve depo sahası binalarından oluşan
hafif raylı metro sisteminin, tüm
inşaat işleri, eklektromekanik
işleri, araç temini dahil,
• Samsun Hafif Raylı Taşıma
Sistemi, yaklaşık 16 km, 21
istasyon, depo ve bakım binaları,
tüm elektromekanik sistemler ve
araç temini dahil,
• Ankara Metro Projesi
elektromekanik işleri, toplam
55 km ve 43 istasyondan oluşan
metro sisteminin elektromekanik
işleri, zayıf akım, haberleşme,
sinyalizasyon ve SCADA sistemleri,
cer gücü temini ve dağıtımı işleri,
• Kabataş-Mahmutbey Metro
Projesi (yapım aşamasında), toplam
22.7 km uzunluk ve 18 istasyondan
oluşan metro siteminin, 5.5 km’lik
kısmında tünel açılması, bu
bölümdeki üç istasyonun kaba ve
ince inşaat işleri, bakiye 16.2 km
tünel ve 15 istasyonun ince inşaat
ve elektromekanik sistemleri,
depo sahası ve binaları inşaat ve
elektromekanik işleri, ray döşeme
işleri, sinyal ve SCADA dahil olmak
üzere tüm zayıf ve kuvvetli akım
sistemleri dahil.
Bunlara ilaveten her ne kadar şehir
içi değilse bile Ankara-Eskişehir
arasında inşa edilen 210 km
uzunluğundaki, Türkiye’nin ilk hızlı
tren hattı yapımının da şirketimiz
tarafından gerçekleştirildiğini
belirtmek isteriz.
Raylı sistemlerin kent yaşamına
ketkıları
İnşa edilen metro ve raylı
sistem projelerinin kullanıcıya
teslimleri safhasında belirli
bir süre firmamız nezaretinde
çalıştırılması sözleşmeler gereği
olarak yapılmaktadır. Buradan
gördüğümüz önemli bir konu, bu
sistemlerin, şehirlerde yaşayan
insanlara ne kadar rahatlık ve
kolaylık getirdiği, ulaşımı ne
kadar rahatlattığıdır. Bu, gerek
bu hatları kullanan insanların
kendi ifadelerinden gerekse bu
hatların kullanılmaya başladığı
güzergahlardaki yer üstü trafiği
rahatlamasından anlaşılmaktadır.
Ancak şehir nüfusları devamlı
artış gösterdiğinden bu ferahlama
maalesef çok kısa süreli olmaktadır.
Bunun tek çözümü ise toplu taşıma
sistemlerinin gelişme hızının, nüfus
artışının önüne geçmesidir.
Bu sistemler ne kadar geliştirilirse
geliştirilsin, yer üstü araç trafiği
her zaman olacaktır. Bunun da
çözümü, araç trafiğini hızlandıracak
tüm tedbirleri olabildiğince
almaktır. Şehirler içinde yeni
ulaşım arterleri açmak gittikçe
zorlaşmaktadır. O zaman çözüm
mevcut duruma göre bulunmalıdır.
Alınacak tedbirler arasında
park sorununu kökten çözecek
sistemler ve yeraltı otoparklarının
geliştirilmesi, bu yeraltı
parklarına doğrudan bağlanacak
yeraltı bağlantı yolları, kamyon
ve ağır araç trafiğinin şehir
dışına yapılacak transit yollara
yönlendirilmesi, kavşaklarda yeni
alt-üst geçitler sayılabilir.
95
DOSYA
Gönül TALU
Doğuş İnşaat A.Ş.
Yönetim Kurulu Başkanı
Kirazlı-Bakırköy
İDO ve DudulluBostancı İDO hatları
tamamlandığında
İstanbul metro ağı
deniz otobüsleriyle
entegre olacak ve
kıtalararası erişim
için yeni bir koridor
açılacaktır.
96
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
Raylı sistemler
sürdürülebilir
ulaşımın temelidir
Günümüzde özellikle de İstanbul
gibi metropollerde insanların
ulaşım ihtiyaçları arttıkça ulaştırma
konusunda çeşitli sorunlar da
ortaya çıkmaktadır. Özellikle ileriye
yönelik olarak bir şehir planı
yapılmadığından, sorunlar çığ gibi
büyümekte ve öngörülmeyen bu
sorunlara yönelik çözüm yolları
bulunmaya çalışılmaktadır.
Bu noktada temel yaklaşımın
“sürdürülebilir ulaşım” olması
gerekmektedir. Sürdürülebilir
ulaşım, toplumun temel ulaşım
ve erişim ihtiyaçlarını güvenli ve
konforlu bir şekilde karşılayan,
insana ve ekosisteme saygılı,
bugünün ve gelecek nesillerin
eşitliği temeline dayanan,
insan odaklı tüm ulaşım proje
ve politikalarını içermektedir.
Ulaşımın sürdürülebilir olması
için erişilebilir, eşitlikçi ve çevreci
olması beklenir. Yani farklı
ulaşım alternatifleri sunması,
ulaşım sistemlerinin etkin bir
şekilde işletilmesi, toplu taşıma
sistemlerinin kalitesini yükseltecek
ve yolcu memnuniyetini artıracak,
sosyal, kültürel, çevresel ve
insan sağlığına yönelik kalıcı
çözümler sunması gerekir. Aynı
şekilde farklı gelir düzeylerinden,
yaş gruplarından, farklı fiziki
ve sosyo-kültürel gruplardan
kişilerin kent içinde iş, okul,
hastane ve şehrin sunduğu sosyal
ve kültürel imkanlara erişimini
sağlayacak ulaşım çözümleri de
bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Ayrıca bu yaklaşımla hava
kirliliğinin önlenmesi ve enerji
verimliliğinin sağlanması
hedeflenmelidir. Hiç şüphesiz
ki raylı sistemler sürdürülebilir
ulaşım yaklaşımını hayata
geçirebilmenin temelidir.
Doğuş Grubu’nun lokomotif
şirketi Doğuş İnşaat, 1951
yılından günümüze, Türkiye’de
ve uluslararası arenada
üstlendiği altyapı ve üstyapı
projeleriyle sektörünün lider
kuruluşlarındandır. 2003 yılından
bu yana ENR’ın (Engineering News
Record) “Dünyanın En Büyük 250
Uluslararası İnşaat Firmaları”
listesinde yer alan Doğuş İnşaat,
Ulaşımın
sürdürülebilir olması
için erişilebilir,
eşitlikçi ve çevreci
olması beklenir.
yurt içi faaliyetlerinin yanı sıra
Bulgaristan, Fas, Kazakistan,
Libya, Ukrayna, Umman, Katar ve
Suudi Arabistan’da faaliyetlerini
sürdürmektedir.
Doğuş İnşaat, 1971 yılında Türk
işçisi, mühendisi, müteahhidi ve
finans kurumlarıyla gerçekleştirdiği
ilk baraj ve hidroelektrik santrali
olan Hasan Uğurlu ve HES
Projesi ve günümüze kadar
gerçekleştirdiği yirmiyi aşkın
baraj projesi ile tünel yapımında
edindiği tecrübeleri metro tünelleri
yapımında kullanmış, İstanbul’un
ilk metrosunun 10.253 metrelik
Taksim-Şişli hattının tünellerini
de 1994 yılında tamamlamıştı.
Kadıköy-Kartal Raylı Toplu
Taşıma Sistemi’nin 17.200 metre
uzunluğundaki kısmı 2010 yılında,
47.325 metre uzunluğundaki
Otogar-Bağcılar-Kirazlı-Olimpiyat
Köyü Raylı Toplu Taşıma Sistemi
ise 2013 yılında Doğuş İnşaat
tarafından tamamlanarak hizmete
sunulan diğer iki önemli metro
projesidir.
Kent içi Ulaşımda Raylı
Sistemlerin Rolü
Modern şehirlerin kent içi ulaşımı
büyük ölçüde raylı sistemlerle
sağlanmaktadır. Raylı sistemler,
diğer toplu taşıma sistemlerine
kıyasla; daha konforlu, güvenli
ve çevreye duyarlıdır. Yolculuk
süresi açısından sağladığı zaman
tasarrufunun yanı sıra enerji ve
akaryakıt tüketimini azaltmaktadır.
Ayrıca otobüs/minibüs gibi
ulaşım araçlarının yatırım, bakım
ve onarım giderleri dikkate
alındığında, metrolar düşük işletme
maliyetleriyle büyük metropoller
için daha kazançlı bir alternatiftir.
Karayolu trafiğinin azaltılması,
ses kirliliğinden arınmış bir
ulaşım ağının sağlanması ve
kentsel arazi kullanımı ihtiyacının
minimize edilmesi metroların
tercih edilmesinin en önemli
nedenlerindendir.
İstanbul’a 127.3 km Raylı Sistem
Hattı
Tüm elektro-mekanik işler de
dahil olmak üzere Türkiye’de
ortaklık olmadan alınmış en
büyük metro projesi olan 52.490
metre uzunluğundaki ÜsküdarÜmraniye-Çekmeköy metro hattı
yapımı Doğuş’un hızla devam eden
projelerindendir. Türkiye’nin ilk
sürücüsüz metro hattı olacak bu
proje tamamlandığında günde
1.500.000 kişi taşınabilecek ve
Üsküdar-Çekmeköy arası 27
dakikada gidilebilecektir. Aynı
zamanda Doğuş İnşaat’ın İstanbul
raylı sistem ağına katkısı böylelikle
127.3 kilometreye ulaşacaktır.
İstanbul’a Yeni Metro Konsepti
İstanbul’un beşinci, Anadolu
Yakası’nın ise ikinci metro hattı
olacak Üsküdar-ÜmraniyeÇekmeköy (M5) Metrosu, Üsküdar
sahil bölgesinden Çekmeköy ve
Sancaktepe’ye kadar uzanan
17 km’lik çift tüp tünelli bir ana
hat üzerinde, 16 adet yeraltı
istasyonundan oluşmaktadır.
Dudullu’dan, yüzeydeki depo/bakım
alanına erişim 2.7 km’lik depo
bağlantı tüneli ile sağlanacaktır.
Metro hatlarının karakteristik
özelliklerinden birisi de tek yönde
yolcu/saat taşıma kapasitelerinin
yüksek olmasıdır. M5 Metro Hattı,
90 saniyelik sefer sıklığında ve
maksimum 80 km/saat hızda
çalışacaktır. 6’lı vagon dizilerinden
oluşacak trenlerin yolcu kapasitesi
1620 kişidir. Bu şartlar altındaki
sistem kapasitesi 64.800 yolcu/
saat/yön’e ulaşmaktadır.
97
Türkiye’nin ilk Sürücüsüz Metro
Araçları
Üsküdar-Ümraniye-Çekmeköy
Metrosu’nda Türkiye’nin ilk
sürücüsüz metro araçları
kullanılacaktır. Dünya raylı
sistem toplu taşıma literatüründe
Unattended Train Operation (UTO)
ya da “Fully Driverless Operation”
olarak bilinen tamamen sürücüsüz
raylı sistem hatları, özellikle son
yıllarda gelişim göstererek raylı
toplu taşıma sektöründe yaygın
hale gelmeye başlamıştır. Tamamen
sürücüsüz bir metro sisteminde
araç üzerinde görevli personel
bulunmaz ve acil durumlarda
yolcu yönlendirmeleri otomatik
olarak yapılır. Ayrıca sistemdeki
herhangi bir arızadan dolayı
işletmede duraksamaya sebebiyet
verilmemesi için kontrol sistemi
ve araçlar üzerinde güvenilirlikleri
yüksek ve yedekli ekipmanlar
kullanılmaktadır.
98
• Pik saatler dışındaki düşük
işletme modlarında ekonomik ve
etkin hizmet sağlanabilmesi,
• Yüksek kapasitelerde bile düşük
arıza oranları ile verimlilik elde
edilebilmesi,
• İnsan hatalarının, otomasyon
yardımı ile en aza indirgenebilmesi,
• Kısalan tren bekleme süreleri
ile daha hızlı ve dakik ulaşım
sağlanabilmesi.
Engelliler İçin Konforlu Ulaşım
M5 metro hattına ait mimari
tasarımlar, engelli vatandaşların
sorun yaşamadan erişim
sağlayabileceği şekilde
gerçekleştirilmiştir. Her istasyonda
en az bir engelli asansörü, istasyon
girişlerinden peronlardaki araçlara
biniş noktasına kadar kılavuzluk
eden yürüme yolları ve tuvaletlerde
engelli bölümleri yer alacaktır.
Park Et / Devam Et Konsepti
Sürücüsüz metro araçlarının yanı
sıra peronlara Peron Ayırıcı Kapı
Sistemi konulacaktır. Sürücüsüz
metro araçları istasyonlara
ulaştığında PAKS adı verilen bu
kapı sistemi, metro araçlarının
kapıları ile eş zamanlı olarak açılıp
kapanacak, bu sayede yolcuların
ray hattı ile olan irtibatı kesilerek
yolcuların güvenliği sağlanacaktır.
Dudullu ve Çekmeköy
istasyonlarında “Park Et /
Devam Et” konsepti çerçevesinde
kapalı otopark alanları yapılarak
yolcuların istasyonlara araçları
ile gelebilmeleri amaçlanmıştır.
Böylelikle metro ile istedikleri
yöne hızlı ve kolayca ulaşarak geri
dönüşlerinde tekrar araçlarıyla
evlerine/işlerine dönebileceklerdir.
Neden Tamamen Sürücüsüz Araç...
Entegre Metro Hatları
• Ekonomik bir işletme modeliyle
değişken yolcu yoğunluğuna hızlıca
cevap verilebilmesi,
Metro hatları; yolculuk sayıları,
ekonomik fizibiliteleri, maliyet
hesapları, tren tasarımları,
sinyalizasyon sistemleri ve
gelişmiş işletim sistemleri ile
belirli istasyonlar arasında
çalışan kapalı sistemlerdir. Bu
nedenle metro hatları planlanırken
yolculuk sayılarının önem arz ettiği
noktalarda hatlar kesiştirilerek
diğer hatlardaki yolcuların aynı
hatlardan faydalanabilmesi
amaçlanmaktadır. Birbirine
istasyonlarla entegre edilen hatlar
sayesinde yolcular yer üstüne
çıkmaya gerek duymaksızın
istedikleri varış noktasına
erişebilirler. M5 Metrosu’nun
İstanbul’un ulaşım ağındaki en
önemli fonksiyonlarından birisi de
diğer önemli kentiçi toplu taşıma
sistemlerine olan entegrasyonudur.
Avrupa ile Anadolu’yu birbirine
bağlayan Marmaray Projesi’nin
Üsküdar istasyonu ile M5
Metrosu’nu entegrasyonu Üsküdar
İstasyonu’nda yapılacaktır.
Ümraniye ve Çekmeköy
bölgelerindeki yolcular, raylı
sistem ağını kullanarak Avrupa
Yakası’ndaki diğer raylı sistem
hatlarına kolayca erişebileceklerdir.
Ayrıca Avrupa’dan ve
Çekmeköy’den gelen yolcular,
Ayrılıkçeşme istasyonu aracılığıyla
Kadıköy-Kartal (M4) Metrosu’na
erişecektir.
Anadolu’yu Avrupa’ya bağlayan
ikinci hat olan Metrobüs Hattı
ile entegrasyon Altunizade
İstasyonu’nda sağlanacaktır.
Metrobüs’ten inen yolcular,
erişim tünelleriyle M5 Metrosu’na
Tüm elektromekanik işler de
dahil olmak üzere
Türkiye’de ortaklık
olmadan alınmış en
büyük metro projesi
olan 52.490 metre
uzunluğundaki
Üsküdar-ÜmraniyeÇekmeköy metro
hattı yapımı
Doğuş’un hızla
devam eden
projelerindendir.
ulaşabilecek ve yolculuğuna devam
edebileceklerdir.
Dudullu-Bostancı Metro Hattı
ile entegrasyon ise Dudullu
İstasyonu’nda sağlanacaktır.
Bostancı’ya deniz otobüsü ile gelen
yolcular Dudullu’ya, Dudullu’dan
aktarma ile Üsküdar’a veya
Çekmeköy’e gidebilecektir.
Entegrasyonlar ile Seyahat
Süreleri Azalıyor...
Çekmeköy - Üsküdar 27 dk
Çekmeköy - Kadıköy 35 dk
Çekmeköy - Yenikapı 39 dk
Çekmeköy - Taksim 47 dk
Çekmeköy - Atatürk Havalimanı 71 dk
Çekmeköy - Atatürk Olimpiyat Stadı
81 dk
Doğuş İnşaat, yurt içinde
gerçekleştirdiği raylı sistem
projelerinin yanı sıra yurt dışında
da bu alandaki projeleri hayata
geçirmektedir. Bunlardan
Bulgaristan’ın başkenti Sofya’daki
metro genişletme projesi 2012
yılında tamamlanarak hizmete
girmiş olup, Doğuş İnşaat
gerçekleştirdiği istasyonlardan ikisi
ile Yılın Binası Ödülü’nü almaya hak
kazanmıştır.
“Şehir Planlamasına göre
Ulaşım” değil “Ulaşıma göre Şehir
Planlaması”
Nüfus artışının ve hareketinin
çok yoğun olduğu şehirlerimizde
plansız ve kontrolsüz kentleşme
sonucu ulaşım sorunu kaosa
dönüşmektedir. Yeni yerleşim
alanlarında, ulaşım imkanının nasıl
sağlanabileceği araştırıldıktan
sonra ulaşım sisteminin
kaldırabileceği kadar yaşam bölgesi
oluşturulmalıdır.
Planlaması yeni yapılacak bölgelere
raylı sistemler ve duble yollar
gibi ulaşım sistemlerinin yapılma
imkanının olmaması veya bu
sistemlerin yapımının kaynak, proje
gibi ön şartlara bağlı olarak uzun
zamana yayılması durumlarında,
istihdamlara sınır konulmalıdır.
Özellikle İstanbul’da büyük
probleme dönüşen trafiğin ana
nedeni nüfus yoğunluğudur. Bu
sebeple ilk olarak bu nüfusun
kontrol altına alınması, günlük şehir
içi nüfus hareketinin azaltılması
planlanmalıdır. Ancak bu da
muhakkak ki, İstanbullular için
mağduriyet ve düzen bozukluğu
yaratacaktır. Bu nedenle doğru
ulaşım sistemlerinin hayata
geçirilmesi daha kalıcı bir çözüm
sunacaktır.
Altyapı/Üstyapı arasındaki İlişki...
Ülkemizde, şehir planları
uygulamaya alınırken altyapı
ve üstyapı uyumu ne yazık
ki gözetilmemektedir. Bütçe
yetersizliği, hukuki mevzuatlar,
değişen iktidarlara göre yatırım
önceliklerinin değişmesi gibi
nedenlerden ötürü çoğu zaman
altyapı yatırımları tamamlanmadan
üstyapı yatırımları yapılmakta,
bunun sonucu olarak da altyapı
yatırımları üstyapı yatırımlarını
karşılayamamaktadır. Burada, şehir
plancılarına çok iş düşmektedir.
Üstyapı planlamasının, altyapı
planlamasıyla koordineli
şekilde yapılması öncelik olarak
gözetilmelidir.
Deniz Otobüsleriyle Entegrasyon
Kirazlı-Bakırköy İDO ve
Dudullu-Bostancı İDO hatları
tamamlandığında İstanbul metro
ağı deniz otobüsleriyle entegre
olacak ve kıtalararası erişim için
yeni bir koridor açılacaktır. Benzer
şekilde suyla bağı bu kadar yüksek
olan bir şehirde deniz ulaşımının
yapılabilmesi için eşitlikçi,
erişilebilir ve çevreci sürdürülebilir
sistemler geliştirilebilir, metro
hatlarının denize ulaştığı noktalarda
yeni deniz otobüsü hatları açılarak
ilave koridorlar eklenebilir. Yani
İstanbul’un iki yakası bir araya
getirilebilir.
Hava-Ray ve Tekerlekli
Sistemlerle Entegrasyon
Metro hatları tasarlanırken
maksimum yolcu taşımak için
zaman zaman güzergahın farklı
yönlere doğru uzatıldığı ve istasyon
sayısının artırıldığı görülebiliyor.
Yeni hatların güzergahları tespit
edilirken en fazla yolcu hareketi
olan noktalarda yer alan ana
istasyonlardan, gereken yönlere
hava-ray ile veya yerüstünde
tekerlekli ulaşım araçlarıyla ring
seferi yapılacak şekilde erişim
sağlanabilir.
Toplu Taşıma Araçları Kullanımı
Teşvik Edilmeli...
Günümüzde ulaşım sorunlarının
en çok karşılaşıldığı bölgeler
şehir merkezleridir. Nüfus
hareketinin azaltılmasının çok zor
olduğu bu bölgelerde insanları
yapılacak aktarma merkezleri ile
metro, raylı sistemler gibi toplu
taşıma araçlarına yönlendirmek
gerekmektedir. Bu sistemlerin
aktif olduğu bölgelerde bile
araç sahiplik oranındaki hızlı
artış nedeniyle yolcular, kısa
mesafelerde dahi metro yerine
özel araçlarıyla ulaşımı tercih
etmektedir. Bu alışkanlığın kırılması
için toplu taşıma standartlarının
yükseltilmesi ve metro gibi hızlı
ve konforlu ulaşımı mümkün kılan
kent içi ulaşım sistemleri teşvik
edilmelidir.
99
DOSYA
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
Müşfik YAMANTÜRK
GÜRİŞ İnşaat
Yönetim Kurulu Başkanı
Genel Müdür
Yeni bir sistem
yapılacaksa da
halka maksimum
fayda sağlayacak
şekilde var olan
teknoloji kullanılarak
yapılmalı.
Teknoloji ve kalite
standartlarına önem
verilmeli.
Çağdaş ulaşım
sistemleri önce fiyat
ve fayda dengesi
sağlamalı
GÜRİŞ İnşaat olarak Türkiye’nin
önemli metro ağlarının yapımını
üstlendik. Bunlar;
•Ankara Metro sistemi 1. Aşama
İnşaatı
•Ankara Metro 3. Aşama BatıkentSincan İnşaat işleri
•Ankara Metro Kızılay-Çayyolu
İstasyonları arası Metro hattı
•Bursa Hafif Raylı Sistem 1. Aşama
•İstanbul Metrosu, UnkapanıTaksim arası inşaatı
100
•İstanbul Metrosu, UnkapanıYenikapı arası inşaatı
•Ankara Metrosu ve Ankaray
-Kızılay ortak istasyonu ve makas
yapısı inşaatıdır.
GÜRİŞ İnşaat ve Mühendislik
olarak yol ve otoyol projelerine de
imza attık. Bunlar;
•Giresun-Espiye (Giresun Geçişi
Dahil) Devlet Yolu Km:0+000
24+576 Arası,
•Bursa Çevre Yolu, Yalova-AyrımıTuranköy Köprülü Kavşağı Kesimi
Km:2+000–7+000)
Çağdaş yapılaşmanın gereği
olarak kurulması gerekli ulaşım
sistemleri
Çağdaş yapılaşmanın gereği olarak
ulaşım sistemlerinin ilk önce fiyat
ve fayda dengesinin sağlanması
gerekir. Bugün Türkiye’de
birçok ülkede olduğu gibi akıllı
ulaşım sistemleri mevcuttur ve
gün geçtikçe ulaşım sistemleri
teknolojiyle birlikte gelişmektedir.
Ulaşım projeleri var olan bir
sistemin içine entegre edilecekse
fizibilite çalışmalarının dikkatli bir
süreç içinde yapılması gereklidir.
Yeni bir sistem yapılacaksa da
halka maksimum fayda sağlayacak
şekilde var olan teknoloji
kullanılarak yapılmalıdır. Teknoloji
ve kalite standartlarına önem
verilmelidir.
Çevresel etkileri azaltılmış,
güvenliği üst düzeyde olan
kurulduğu zaman şehirdeyse
bölgedeki trafik problemlerini
ortadan kaldıracak; kırsaldaysa
ulaşım ağını temel olarak
sağlayacak bir ulaşım sistemi
kurmak, halka yapılacak en önemli
hizmetlerden biridir.
101
DOSYA
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
Yusuf AKÇAYOĞLU
İGA Havalimanı CEO
İstanbul Yeni
Havalimanı,
tüm fazları
tamamlandığında
yıllık 200 milyon
yolcu kapasitesi
ile 350’den fazla
destinasyona uçuş
ve 150’den fazla
havayolu şirketine ev
sahipliği yapacak.
İstanbul Yeni
Havalimanı
Türkiye’nin simgesel
yapılarından biri
olacaktır
Doğu-Batı ve hatta Kuzey-Güney
arasında doğal bir köprü olan
Türkiye, tarih boyunca sahip
olduğu çekim merkezi özelliğini,
havacılık alanında da İstanbul
yeni havalimanı ile pekiştirecek.
Dünyanın en büyüğü olmaya aday
yeni havalimanımız, İstanbul’un
kuzeyine, şehir merkezine 35 km
mesafede inşa ediliyor.
Atatürk Havalimanı hâlihazırda
kapasite sınırı ve genişleme
imkânı bulunmaması sebepleriyle
102
dünyanın en önemli turizm ve iş
merkezlerinden biri olma yolunda
hızla ilerleyen İstanbul’un havayolu
yolcu trafiğini karşılamakta
yetersiz kalıyor. Özellikle
önümüzdeki dönem için yaşanan
bu kapasite sınırı sebebiyle
İstanbul’un bir dünya merkezi
olması açından büyük önem
arz eden havayolu ulaşımındaki
artış trendi sürdürülebilir olma
noktasından uzaklaşma durumuna
geldi. Yapılacak olan İstanbul Yeni
Havalimanı projesi yalnızca pist ve
terminal inşası ile sınırlı olmayıp
bünyesinde en üst standartlarda
fuar ve kongre merkezleri, ticaret
merkezleri, oteller, serbest
bölgeler yanında ayrıca bir de
havalimanı şehrini içeriyor.
Böylelikle yalnızca artan hava
trafiği değil, bu cazibe merkezlerin
oluşturduğu katma değer, İstanbul
Yeni Havalimanı’nı bir dünya kenti
olan İstanbul’un ve tüm Türkiye’nin
simgesel yapılarından biri haline
getirecek. İstanbullular daha
modern ve konforlu şartlar ile tüm
dünya şehirlerine seyahat etme
imkânının yanı sıra havalimanı
cazibe merkezinin sunduğu tüm
olanaklardan yararlanma imkânına
sahip olacaklardır.
Halihazırda İstanbul’u dünya
üzerinde bambaşka bir yere
konumlayacak havalimanımızın
açılışı ile birlikte tamamlanacak
olan metro bağlantısı, Kuzey
Marmara Otoyolu ve hızlı tren
projelerinin şehir içi ulaşımda
bizleri yeni bir döneme taşıyacağını
düşünüyoruz.
Ulaşım sisteminde çağdaş
yapılaşma nasıl olmalı
Dört fazda inşa edeceğimiz
havalimanının, ilk fazı olan 90
milyon yıllık yolcu kapasitesine
sahip terminali ile 2018 başında
hizmete geçirmek üzere
çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Yeni Havalimanı, tüm fazları
tamamlandığında yıllık 200 milyon
yolcu kapasitesi ile 350’den fazla
destinasyona uçuş ve 150’den fazla
havayolu şirketine ev sahipliği
yapacak.
Proje bu denli büyük olunca
havalimanına ulaşım da önem
kazanan noktalardan birisi haline
geliyor. Ağustos 2015 tarihinde
dönemin Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanı Feridun
Bilgin, Gayrettepe’den İstanbul
Yeni Havalimanı’na bir raylı sistem
kurulacağını ve böylelikle şehrin
merkezinden, 26 dakikada yeni
havalimanına ulaşımın mümkün
olacağını açıklamıştı.
Bu noktada özellikle havalimanını
şehre bağlayan ulaşım sisteminin
trafiği azaltması, diğer ulaşım
sistemleriyle entegre olması,
hızlı olması ve bu özellikleriyle
çevresindeki gelişim alanlarını
desteklemesinin çok önemli
olduğunu düşünüyoruz.
103
DOSYA
KENTLERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM
Ülkü ARIOĞLU
Yapı Merkezi A.Ş.
Yönetim Kurulu Üyesi
Yaşanabilir şehirler
için erişilebilir
ulaşım sistemleri
İstanbul’da trafik
tıkanıklığının en
büyük sebebi,
öngörüleri
eksik planlama
verilerinden yola
çıkan ve iyi etüt
edilmeden başlayan
yetersiz uygulama
projeleridir.
104
Yapı Merkezi, bu yıl 50’nci yılını
kutlayan, özellikle dünyada raylı
sistemler alanında iddialı bir inşaat
şirketidir.
Yapı Merkezi’nin büyüme dönemi
1986 yılında İstanbul YenikapıHalkalı arasındaki Hafif Metro
Projesi’yle başlamıştır. Bu bir
tesadüf değildir. Çünkü Yapı
Merkezi daha önce de raylı
sistemlere ilgi duymuş ve önemli
projelerin tasarım ve kontrol
sorumluluğunu üstlenmiştir.
Söğütlüçeşme Tren İstasyonu ve
Viyadüklerini (projelendirme ve
kontrol) 1975’te, İzmit Kent İçi Raylı
Sistem Etüdünü, (proje) 1976’da,
Ankara Metrosunu (proje) 1980’de
ve Karakaya Barajı Demiryolu
Köprüsü Projesi’ni (kontrol)
1986’da üstlenmiştir. Bütün bu
projelerden ciddi bilgi birikimi
sağlayan Yapı Merkezi’nin en
büyük özelliği, her projesinde hem
proje standartları hem de hizmet
vereceği idare ve toplum açısından
en verimli şekilde sonuçlandırmak
üzere ele almasıdır.
Bu donanımı nedeniyle İstanbul’da
ilk kent içi toplu taşıma projesi Yapı
Merkezi’nin doğal olarak ilgisini
çekmiştir. İsveç’in deneyimli ABB
firmasıyla kurulan Konsorsiyum
ile Yapı Merkezi, kent içi raylı toplu
taşıma döneminin başlamasına
önderlik etmiştir.
Konsorsiyum ortakları projedeki
işleri aşağıdaki gibi üstlenmişlerdi:
Yapı Merkezi sistemin güzergâhını
belirlemiş, tüm üstyapıları
(tüneller, viyadükler, istasyon
yapıları), altyapıları, hat, makas
donanımı, tamir bakım atölyesi
ve depo alanına ait tüm uygulama
projelerini hazırlamış ve sistemi
inşa etmişti. Araçlar, elektromekanik aksam, katener sistemi,
sinyalizasyon, telekomünikasyon
ve uzaktan kumanda sistemleri ise
Konsorsiyum ortağı ABB (İsveç)
tarafından gerçekleştirilmişti.
Yapı Merkezi proje aşamasında
İTÜ’nün uzmanlığını da yanına
alarak dünya standartlarında titiz
bir çalışma ortamı oluşturmuş,
özellikle güzergâh seçiminde
şehrin gelişmesine uzun yıllar
hizmet edecek bütünleşik bir
sistem kurulmasını amaçlamıştı.
Sistem bir ucu olan Yenikapı’dan
ileride denizyollarına
eklenebilecek, diğer ucu olan
Halkalı’da ise Sirkeci’ye ulaşan
banliyö hattı ile birleşerek bir
ring oluşturacaktır. Daha sonraki
aşamalarda banliyö hattının
ıslahıyla İstanbul, yeni yerleşimlere
de hizmet götüren, gelişmeye açık
bir raylı ulaşım sistemine sahip
olabilecekti. Ayrıca bu hat fazla
istimlak bedeli yaratmayacak
olduğu için de uygun bulunmuş
ve daha ekonomik olması için
hafifmetro standardında olmasına
karar verilmişti.
Sistemin birinci aşaması olan
Yenikapı-Otogar hattı, planlandığı
gibi 1989’da seçim dönemine
başarıyla yetişti. Ancak Belediye
Başkanlığını bir başka parti
kazanınca proje politik söylemlerle
iki yıla yakın askıya alındı, bütçesi
hazırken bekletildi. Sonunda
güzergâh otogardan havaalanı
yönüne çevrilerek projeye devam
edildi ve ancak 1993’te, Yeni
Bosna’ya ulaşan ucu açık 18.5
km’lik bir hat olarak tamamlandı.
Oysa başta planlandığı gibi devam
etseydi, 1991’de 21 km uzunluğunda
bütünleşen bir sistem olarak
İstanbul halkının hizmetine iki yıl
önce girmiş olacak, belki bugüne
kadar gelişme de gösterecekti.
Eskişehir Hafif Metrosu,
“Dünya Toplu Taşıma
Birliği’nin (UTIP)
2004 Dünya Raylı
Sistem” ödülüne layık
görülmüştür. Sistem,
şehrin kuzeybatı
güneydoğu ile
güneybatı-kuzeydoğu
bölgelerini çapraz
olarak birleştirerek
üniversite, hastaneler,
otogar ve kent
merkezi arasında
kaliteli bir bütünlük
oluşturmuştur.
105
Yapı Merkezi,
kent içi raylı toplu
taşıma döneminin
başlamasına önderlik
etmiştir. Güzergah
seçiminde şehrin
gelişmesine uzun
yıllar hizmet edecek
bütünleşik bir
sistem kurulmasını
amaçlamıştır.
İstanbul’da halen
serviste olan raylı
sistemlerin %38’i Yapı
Merkezi eseridir.
Buradan alabileceğimiz, aslında
herkesçe de bilinen bir ders var:
“Ulaşım projeleri politik kararlarla
değil, şehir ve toplum yararına
objektif verilerle ele alınmalıdır.”
Yapı Merkezi raylı sistemlere
ilgisini devam ettirdi ve 1986’dan
beri Hafif Raylı Sistem (Hafif
Metro), Metro, Tramvay ve
Füniküler olarak, dört farklı
sistemde başarılı projeleri hizmete
sundu. Bugün İstanbul’da halen
serviste olan raylı sistemlerin
%38’i Yapı Merkezi eseridir.
İstanbul dışında da kent içi raylı
sistemler inşa edilmiş ve bunların
çoğu uluslararası ödüller almıştır.
––Antalya Tramvayı 1998 5.1 km
––İzmir Metrosu 2000 11.6 km
––Eskişehir Tramvayı 2002 14.1 km
––Kayseri Hafif Metrosu 2005 18 km
––Konya Tramvayı 2006 3.3 km
––Bursa Hafif Metrosu 2008 9 km
Eskişehir Hafif Metrosu, “Dünya
Toplu Taşıma Birliği’nin (UTIP) 2004
Dünya Raylı Sistem” ödülüne layık
görülmüştür.
106
Sistem, şehrin kuzeybatıgüneydoğu ile güneybatıkuzeydoğu bölgelerini çapraz
olarak birleştirerek üniversite,
hastaneler, otogar ve kent merkezi
arasında kaliteli bir bütünlük
oluşturmuştur. Ödül aldığı konular;
––Ulaşım sorunun kısa ve orta
vadede çözülmesiyle Kentsel
Kalkınma Master planının hayata
geçirilmesi
––Çevreye duyarlılık
––24 ay inşa süresi, benzerlerinden
çok hızlı
––Başarılı uluslararası ortaklık (Türk
Yapı Merkezi - Kanadalı Bombardier
Konsorsiyumu)
Kayseri Tramvayı da ödül alan,
çevre dostu ve komple anahtar
teslimi yapılan bir kent içi raylı
sistem olup iki ödül sahibidir.
Uluslararası Toplu Taşım Birliği
(UTIP) tarafından 2010 yılının
“Dünyadaki En İyi Raylı Sistem
Entegrasyon” ödülü.
İngiltere Hafif Raylı Taşıma Sistemi
Birliği’nin (LRTA) “Yılın en iyi Yabancı
Tramvay Sistemi - 2010” ödülü. Bu ödülün verilme nedenleri:
––Çevreye olumlu etki
––Yolcu memnuniyeti
––Mevcut toplu sisteme entegrasyon
––İşletme verimliliği
––Anahtar teslimi proje kalitesi
––Konforlu, güvenli ve ekonomik oluşu
Bu iki sistemde de görüldüğü
gibi Yapı Merkezi raylı sistem
projelerinde kentin mevcut
sistemlerine ve kültürüne
entegrasyon; çevreye, insana,
estetik ve etik değerlere saygı;
bütçesine, programına uygunluk
ve en uygun teknolojiyi seçme
sorumluluğuyla öne çıkmaktadır.
Çağdaş yapılaşmanın gereği
olan bir ulaşım sistemlerinde
öncelikler
Trafik, şehirlerin kan dolaşımı
gibidir; insan, mal ve hizmet
taşır. Düzenli trafik, insan
emeğini verimli kılan sistemdir.
İstanbul’un 15 milyona yaklaşan
nüfusu, çok değerli doğal, tarihî,
kültürel ve estetik zenginliği var.
Ama hem nüfusuyla orantılı bir
ekonomik zenginliği yok hem
durma noktasına gelen bir trafik
keşmekeşi var. Çünkü İstanbul’un
bütünleşik, öngörüleri doğru
saptanmış bir şehirleşme ve
sürdürülebilir gelişim planı bir
türlü yapılamadı. Bu çerçevede
doğru verilere dayalı bir bütünleşik
ulaşım master planı da olamadı.
İstanbul, Türkiye ekonomisinin
%30’una sahip en büyük ve
Avrupa’nın 5. büyük şehridir.
Çağdaş yapılaşmanın gereği
olarak yukarıda bahsedilen
entegre master planlamaya ve
aynı şekilde o plana bağlı, şehrin
büyümesiyle gelişebilecek entegre
ve sürdürülebilir bir ulaşım
planlamasına ihtiyaç var.
Kent içi toplu taşımada,
erişilebilirliği en verimli olan raylı
sistem yanında; karayolu, bisiklet
yolu, yaya yolu ve mümkünse
deniz ve nehir gibi suyolları da
kullanılmalıdır. Önemli olan, şehrin
sahip olduğu bütün imkânların,
toplumsal beklentilerin ve
mevcut sistemlerin birbirine
bağlanabilmesi ve en konforlu
şekilde, kent içinde her maksada
ve hareketliliğe uygun ortamın
sağlanabilmesidir.
İstanbul’da trafik tıkanıklığının en
büyük sebebi, öngörüleri eksik
planlama verilerinden yola çıkan
ve iyi etüt edilmeden başlayan
yetersiz uygulama projeleridir.
Yapı Merkezi’nin yurt içi ve yurt
dışında kent içi ulaşıma katkıları
Yapı Merkezi yurt dışında da
başarılı kent içi raylı sistem
projeleri gerçekleştirdi.
––Mitsubishi liderliğinde
Obayashi, Kajima ve Yapı Merkezi
Konsorsiyumu olarak yapılan Dubai
Metrosu 2005’te tamamlandı.
Toplam 75 km uzunluğunda, tam
otomatik, sürücüsüz ve en konforlu,
en güvenli, en lüks olarak dünyada
öne çıkan bir metro. Aynı zamanda
dünyada tek bir ihaleyle yapılan en
uzun raylı sistem.
––Fas Casablanca Tramvayı da
“Tramways & Urban Transit”
Dergisi’nin “Yılın En İyi Tramvay
Sistemi - 2012” ödülüne layık
görülmüştür.
Yapı Merkezi kent içi raylı sistemler
yanında, ulaşımda yeni uygulama
alanlarına da ilgi duyuyor ve
gelecekteki yeni teknolojilere de
açık...
İşte Asya-Avrupa kıtalarını ilk kez
deniz tabanı altından birleştiren
Avrasya Tüneli de böyle bir proje.
Mühendislik açısından heyecan
verici bir “kıtalararası otoyol”.
Proje, Yapı Merkezi liderliğinde
SK E&C (Güney Kore) ile kurulan
“YMSK - JV” ortak girişimi
tarafından Yap - İşlet - Devret
sistemiyle yapılıyor.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı’na bağlı “Altyapı Yatırımları
Genel Müdürlüğü (AYGM)” toplum
adına işin sahibi. Yapı Merkezi
ve ortağı, teknik ve toplumsal
sorumlulukla, her türlü bilgi ve
veriyi işleyerek TÜNEL aşamasını
bitirdi; şimdi diğer işler yapılıyor.
Sistem 2016 sonunda servise
girecek. Mevcut otoyollarla entegre
olarak Göztepe-Kazlıçeşme arası
15 dakikaya inecek. Planlamada
yapılan kabul 100.000 araç/gün
kapasiteli. Tünelin çeperi, 127
yıl dayanımlı bir betondan, Yapı
Merkezi Prefabrikasyon tarafından
üretildi.
Asya ve Avrupa kıtalarını ilk kez
deniz tabanı altından birleştiren
Avrasya Geçişi Projesi mühendislik
ve tünelcilik alanında dünyanın
en saygın kuruluşlarından biri
olan Uluslararası Tünel ve Yeraltı
Yapıları Birliği’nin (ITA) “Dünyada
Yılın En Önemli Tüneli” ödülünü
Kasım 2015’de aldı. Böylece
Avrasya Tüneli Projesi şimdiye
kadar, “En İyi Çevresel ve Sosyal
Uygulama Ödülü” dahil, altı
uluslararası ödülün sahibi oldu.
107
TOPLANTI
İNTES, Türk Dünyası Mühendisler
ve Mimarlar Birliği iş birliği
yapacak
Koloğlu “Bu
coğrafyada birlikte
hareket etmek bu
toprakları dünyada
güçlü kılacaktır”
dedi.
108
İNTES ile Türk Dünyası Mühendisler
ve Mimarlar Birliği(TDMMB) 14
Eylül 2015 Pazartesi günü Swiss
Otel’de bir araya gelerek bir iş
birliği protokolü imzaladılar.
TDMMB’nin tanıtım sinevizyon
gösterisiyle başlayan toplantının
açılış konuşmasını İNTES Yönetim
Kurulu Başkanı Celal Koloğlu yaptı.
Konuşmasına, terör olaylarına
ilişkin üzüntüsünün derinliğini
paylaşarak başlayan Koloğlu,
“Olayları metanet, kararlılık
ve sabır ile karşılamalıyız.
Vatanımız güçlü Türk Hükümeti,
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk
Emniyet Güçlerine emanettir.
Her zamankinden çok birlik ve
beraberliğe ihtiyacımız var. Bizler
de bu zor günlerde üzerimize
düşen görevleri yapmaya
hazırız”dedi.
TDMMB’nin yönetimi ile bir araya
gelmekten duyduğu memnuniyeti
ifade eden Koloğlu, Onur Kurulu
Başkanı Binali Yıldırım ve Yüksek
Danışma Kurulu Başkanı Cahit
Turhan’a ve Çevre Şehircilik Bakanı
İdris Güllüce’ye saygı, sevgi ve
selamlarını dile getirdi. Koloğlu,
inşaat sektörüne yakın desteğini
esirgemeyen TDMMB Genel Başkanı
Akif Özkaldı’ya teşekkür etti.
TDMMB’nin 10 yıl içerisinde çok
önemli işlere imza attığını, Birliğin
gerçekleştirdiği yayın, seminer,
sempozyum, konferans, forum
ve kurultayları inşaat sektörü
camiasının ilgiyle takip ettiğini
belirten Koloğlu şunları söyledi:
“Mimarlar ve mühendisler inşaat
sektörünün gelişmesinin en
önemli unsurlarıdır. Uygulama
alanlarında yurt içi ve uluslararası
alanda önemli deneyim sahibi
olunmuştur. Mimarlarımız ve
mühendislerimiz sayesinde Türk
inşaat sektörünün dünyadaki gücü
ve saygınlığı artmıştır. Birlik ve
beraberlik düsturuyla kurulan
TDMMB ile İNTES olarak daima
iş birliği içerisinde olmaya hazır
olduğumuzu belirtmek isterim.
Türk coğrafyası içinde derin hazine
ve kültürü barındırmaktadır. Aynı
dili konuşan 400 milyona yakın
insan vardır. Sayın Özkaldı her
fırsatta “Dilde, Fikirde, İşte Birlik”
mesajını özenle vurgulamaktadır.
Bu mesajı ortak değerleri
yansıtmak açısından son derece
etkili gördüğümü belirtmek isterim.
Bu coğrafyada birlikte hareket
etmek bu toprakları dünyada
güçlü kılacaktır. Dünyada Türk
inşaat sektörü markasını daha da
yaygınlaştıracaktır. Türk inşaat
sektörüne yeni bir dinamizm
getirecektir. Bu konuda sizlerle,
üzerimize düşen sorumluluğu
yerine getirmek için özveriyle
çaba harcayacağımızı belirtmek
istiyorum.”
TDMMB Başkanı Akif Özkaldı da
konuşmasındaa terör olaylarından
109
duyduğu üzüntüyü paylaşarak
,“Kardeşliğimizi, birlik ve
beraberliğimizi koruyarak, bir
araya gelerek terörün üstesinden
geleceğimize güvenim tamdır” dedi.
Günümüzün modern dünyasını
artık sivil toplum kuruluşları
yönlendirdiğini belirten Özkaldı,
“Ülkemiz ve milletimiz sivil toplum
kuruluşlarına yabancı değildir.
Bugün geçmişimizden gurur
duyduğumuz, övündüğümüz ve
yaşatmaya çalıştığımız abidevi
eserlerin hemen hepsi Selçuklu’da
da Osmanlı’da da vakıflar marifeti
ile yaptırılmıştır. Abidevi eserlerin
yanında bu vakıflar eğitim, sosyal
ve kültür açısından da çok çeşitli
görevler üstlenmişler ve icra
etmişlerdir” dedi.
Sivil toplum hareketinin
sosyal ve kültürel alan dışına
da yayıldığını, bu alanlardan
birisinin de mühendislik ve
mimarlık meslek alanı olduğunu
kaydeden Özkaldı şöyle konuştu:
“Bu alanda, konjonktürel olarak
bir sivil toplum hareketine
ihtiyaç duyulması üzerine
meslektaşlarımız arasındaki
birlik, beraberlik, iletişim ve
dayanışmanın geliştirilmesi ana
hedefiyle 2002 yılında Mühendisler
Birliği adı altında kurulan
110
Birliğimiz, teknik alanda faaliyet
gösteren bir uluslararası sivil
toplum kuruluşudur. Birliğimiz,
kuruluşundan bugüne geçen 14
yıllık süreçte ülke çapında ve
uluslararası alanda birçok faaliyet
ve organizasyon gerçekleştirmiş,
bunun doğal bir sonucu olarak
da önce Bakanlar Kurulu kararı
ile Mühendisler Birliği adı önüne
“Türkiye” unvanını, ardından
da Cumhurbaşkanlarımızın
talimatları ile “Türk Dünyası”
unvanını alarak Türk Dünyası’nın
birlik ve beraberliği yolunda
karşılıksız hizmet etmeyi kendine
düstur edinmiş uluslararası bir
sivil toplum teşkilatı statüsü
kazanmıştır.”
Topluluklarında müşterek şehircilik
kültürünün hayata geçirilmesi
ve mesleki uygulamaların
müşterekliğinin sağlanması
yanında; tahrip olan, kaybolmaya
yüz tutan ve bulunduğu coğrafya
dışında bilinmeyen Türk İslam
Dünyası mimari eserlerinin
tespitlerini yaparak yok olmalarının
önüne geçmek ve bilinmesini
sağlanmak Birliğimizin öncelikli
hedefi olmuştur. Birliğimizin uzun
vadedeki hedeflerinden biri Türk
Dünyası Şehircilik Standartlarının
oluşturulması ve de Türk Dünyası
ve uluslararası camiayı harekete
geçirerek bu anlayışın tesisine
proje ve finansman kaynağı
sağlamaktır.”
Özkaldı, Türk Dünyası Mühendisler
ve Mimarlar Birliği’nin bugün 36
ülkede bulunan temsilcilikleriyle
mühendislik ve mimarlık alanında
faaliyet gösteren uluslararası
sivil toplum kuruluşları arasında
Türk Dünyası’nın en etkin
otoriteleri arasına girdiğini belirtti.
Özkaldı şöyle devam etti: “Türk
Dünyası’nın ortak paydası olan
‘Dilde, Fikirde, İşte Birlik’ ana
hedefinin mühendislik, mimarlık
ve şehircilik alanında Türk Dünyası
Kurultayları Organizasyonlarıyla
yine Türk Dünyası’nda ve Akraba
Konuşmalardan sonra TDMMB’nin
bugünlere gelmesinde önemli
katkıları olan Lütfi Akça, Fuat Gedik
ve Nihat Tosun’a teşekkür belgeleri
verildi.
İş Birliği Protokolü
Toplantıda İNTES ile TDMMB
arasında bir iş birliği protokolü
imzalandı. Protokolü, İNTES
Yönetim Kurulu Başkanı Celal
Koloğlu ile TDMMB Genel Başkanı
Akif Özkaldı imzaladı. Protokol
İNTES ile TDMMB arasında
iş birliğinin kurulması ve
geliştirilmesi, tecrübe paylaşımının
sağlanması amacıyla düzenlenecek
ortak etkinliklerde iş birliği
yapılmasını öngörüyor.
Protokole göre kurultay, kongre,
konferans, sempozyum, eğitim,
seminer, teknik gezi gibi
programların düzenlenmesi
sürecinde taraflar fikir
alışverişinde bulunacaklar. Taraflar,
ortak faaliyetlerin kamuoyuna
duyurulması hususunda da iş
birliği yapacaklar. Yılda en az
bir kere protokolde belirtilen
hususlarda yapılacak işleri
değerlendirmek üzere bir araya
gelecek olan taraflar birbirlerine
bilgi ve belge temininde kolaylık
sağlayacak, bilgi ve belge
paylaşımında bulunacaklar.
Söz konusu protokolün yürürlük
süresi dört yıl olarak belirlendi.
Toplantıda İNTES Yönetim Kurulu
Başkanı Koloğlu, TDMMB Genel
Başkanı Özkaldı’ya Orman ve Su
İşleri Bakanlığı, Ağaçlandırma
Genel Müdürlüğü’nün Erozyon
Kontrol Seferberliği Kampanyası
kapsamında fidan dikilmesi için
yapılan bağışa ilişkin sertifika
takdim etti. Özkaldı da Koloğlu’na
onur belgesi sundu.
111
TOPLANTI
İNTES Yüksek Danışma Kurulu
Toplantısının konuğu
Kasım Özer oldu
İSG Genel Müdürü
Özer, “İş sağlığı
ve güvenliği
hepimizin ortak
sorumluluğudur”dedi.
İNTES Yüksek Danışma Kurulu
Toplantısı, 9 Kasım 2015 Pazartesi
günü Swiss Otel’de yapıldı. Toplantı,
İNTES Yönetim Kurulu Başkanı
Celal Koloğlu ile Yüksek Danışma
Kurulu Başkanı Ahmet Çelik
başkanlığında gerçekleşti.
Toplantıda, katılımcılara Türkiye
MYM’nin giderek yaygınlaşan, daha
etkili ve kalıcı sonuçlar sağlayan
çalışmaları hakkında ayrıntılı
bilgiler aktarıldı.
Toplantının onur konuğu olan
İş Sağlığı ve Genel Müdürü
112
Kasım Özer, yaptığı konuşmada,
“Güvenle Büyü Türkiye” adı altında
tanımlanan iş sağlığı ve güvenliği
uygulamalarıyla ilgili bilgi verdi.
Özer, iş kazalarının maliyetinin
çok yüksek olduğunu, İSG kaynaklı
maddi kayıpların 2014 yılı itibariyle
2 milyar 531 milyon 813 bin liraya
ulaştığını belirterek şunları söyledi:
“Görünür maliyet ile görünmez
maliyet birleştiğinde maddi kayıp
14 milyar 557 milyon 925 bin liraya
yükseliyor. Kazaların görünür
maliyetlerinin tıbbi masraflar,
sigorta ödemeleri ve tazminatların
oluşturuyor. Çok sayıda olan
görünmeyen masrafların arasında
verim düşüklüğünden doğan
maliyet ile şirketin itibar kaybı da
var.” Özer, tehlikeli ve çok tehlikeli
sınıfta işe başlamadan önce sağlık
raporu zorunluluğu olduğunu da
kaydetti.
İSG Genel Müdürü Özer, şöyle
konuştu:
“İSG hizmetlerinin sunumunda,
işyerinde nitelikli çalışanının
görevlendirilmesi, kısmi süreli
İSG profesyoneli çalıştırılması,
tüm süreli İSG profesyoneli
çalıştırılması ve niteliklere sahip
işverenin deruhte etmesi gibi
uygulamalar yapılmaktadır.
113
114
Uygulama ortak sağlık ve güvenlik
birimlerinden hizmet alınması
ile işyeri sağlık ve güvenlik
biriminden yararlanılması ile
gerçekleştirilmektedir. İşyerinde
acil durum planları hazırlanması ve
acil durumlarla ilgili eğitimli yeterli
sayıda kişinin görevlendirilmesi iş
kazaları sayısının azaltılmasında
önemli rol oynayacaktır.
Bu amaçla Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı ile İNTES ortak
seminerler yapmaktadır. Güvenli
İskele - İskelede Güvenlik konulu
kampanyada İNTES’in yakın
desteğini ve katılımını gördük.
Bu arada, sağlık ve güvenlik
dokümanı ve yapı işlerinde
risk değerlendirmesi rehberi
gibi mevzuat çalışmalarını da
gerçekleştirdik.”
Özer, İSG Kanunu çıktıktan sonra
2012’den 2015’e kadar geçen
üç yıl içinde iş güvenliği uzmanı
sayısının 8 bin 665’ten 90 binin
üzerine çıktığını, işyeri hekim
sayısının 8 bin 446’dan 28 bin
500’e yükseldiğini, iş güvenliği
uzmanlığı sözleşme sayısının ise
1754’ten 298 bin 841’e ulaştığını
söyledi. Genel Müdür Özer, eğitici
sayısındaki artışın ise 913’ten
3880’e çıkmasının konuya verilen
önemin göstergesi olduğunu
kaydetti.
Özer, iş sağlığı ve güvenliğinin
ülkenin gelişmişlik düzeyi, sosyal
yapısı, sağlık sistemi, sanayileşme
düzeyi, eğitim sistemi ve düzeyi
gibi pek çok faktörle doğrudan
ilişkili olduğunu belirterek, “ İş
sağlığı ve güvenliği hepimizin ortak
sorumluluğudur” dedi.
115
İNŞAAT
SANAYİCİLERİ
ONUR
TAAHHÜT TAŞIMACILIK İNŞAAT TİC. VE SAN. A.Ş.
Kuruluş Tarihi
1991
Firma yetkilileri
Onur Çetinceviz
Yönetim Kurulu Başkanı
İhsan Çetinceviz
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
İletişim Bilgileri
İlkbahar Mahallesi 612 Sok. No:12
Çankaya, Ankara
T: 0 312 491 96 96
F: 0 312 491 88 77
[email protected]
www.cetinonur.com.tr
Faaliyet Alanları
Otoyol/Yol İnşaatı
Baraj İnşaatı
Havaalanı İnşaatı
Bina İnşaatı
116
Tramvay İnşaatı
Dekapaj İşleri
Toprak Kazı ve Dolgu İşleri
Üstyapı İşleri
Sanat Yapıları, Köprü ve Viyadük
Yapımı
Sathi Kaplama İşleri
Modifiye Bitüm Üretimi
Asfalt Emülsiyonu Üretimi
Beton Üretimi
Agrega Üretimi ve Ocak İşletmeciliği
Alt yapı, Kanalizasyon, İçme Suyu
Gruba dâhil firmalar, Ortak
girişimler
ÇETİN İşletmeleri İnşaat Taahhüt
Ticaret ve Sanayi A.Ş.
OPAL ON Prefabrik Yapılar İnşaat
Sanayi ve Ticaret A.Ş.
ONUR Havacılık Ticaret A.Ş.
Hilton Dalaman Hotel - Dalaman /
Muğla
BATINAH SAHİL YOLU PROJESİ, UMMAN
ENFIDHA ULUSLARARASI HAVAALANI, TUNUS
İlk üstlenilen proje
Ankara - İstanbul Otoyolu Kaynaşlı Gümüşova Kesimi Üstyapı Büyük Onarım İşi
Yurt dışında ilk üstlenilen proje
2002 - Hırvatistan, Zagreb- Bregana ve
Bosiljava Sv. Otoyolu bitümlü sıcak karışım
ve asfalt yapım işleri.
Yurt dışında faaliyet gösterilen ülkeler ve
faaliyet alanları
Hırvatistan - Otoyol /Yol İnşaatı
Ukrayna - Otoyol/Yol İnşaatı, Tramvay İnşaatı
Ukrayna - Tramvay Yolu İnşaatı
Moldova - Otoyol /Yol İnşaatı
Suudi Arabistan - Altyapı İşleri
Suudi Arabistan - Baraj İnşaatı
Suudi Arabistan - Otoyol/Yol İnşaatı
Tunus - Havaalanı İnşaatı
Ekvator Ginesi - Bina İnşaatı
Katar - Otoyol /Yol İnşaatı
KKTC - Otoyol /Yol İnşaatı
LVİV TRAMVAY YOLU PROJESİ, UKRAYNA
MEKKE JABAL OMAR GELİŞTİRME PROJESİ ALTYAPI İŞİ, SUUDİ ARABİSTAN
117
İNŞAAT
SANAYİCİLERİ
HİDROMEK
HİDROMEK - HİDROLİK VE MEKANİK
MAKİNA İMALAT SAN. VE TİC. A.Ş.
Kuruluş Tarihi
1 Mayıs 1978
Firma yetkilileri
Hasan Basri Bozkurt
Genel Müdür
Mustafa Bozkurt
Genel Müdür Yardımcısı
Ahmet Bozkurt
Genel Müdür Yardımcısı
İletişim Bilgileri
Ayaş Yolu 25. KM
1. Organize Sanayi Bölgesi,
Osmanlı Caddesi No:1 06935
Sincan, ANKARA, TÜRKİYE
T: 0 312 267 12 60
F: 0 312 267 12 39
www.hidromek.com.tr
[email protected]
118
Faaliyet Alanları
İş makineleri üretimi, yurt içi - yurt
dışı satış ve satış sonrası hizmetleri
Yurt dışında faaliyet gösterilen
ülkeler ve faaliyet alanları
Yurt dışında, satış ve satış sonrası
servis hizmetleri sunabilen 100’den
fazla bayii ağına sahiptir. Yurt dışı
operasyonlarına destek olarak
Barcelona-İspanya ve KrasnodarRusya’da yerleşik kendine ait satış
ve satış sonrası hizmet merkezleri
bulunmaktadır.
Ayrıca Kasım 2013’te Hidromek,
Japon Mitsubishi Heavy
Industries’in greyder üretimi ile ilgili
iş kolunun tümünü satın almıştır.
Bu satın alma sonucunda Greyder
üretimini Tayland’daki üretim
tesisinde gerçekleştirmektedir.
Hidromek’in yurt dışında faaliyet
gösteren üç firması vardır
a) İspanya, Portekiz, İtalya ve
Fransa bayi ağlarının yönetimini
yapan HİDROMEK WEST,
HİDROMEK ESB FABRİKA - İZMİR
HİDROMEK TAYLANDA FABRİKA - BANGKOK, TAYLAND
HİDROMEK RUS - KRASNODAR, RUSYA
b) Rusya bayi ağlarının yönetimini yapan
HİDROMEK RUS,
c) Motor Greyder İmalat ve Montaj
Fabrikası’nın olduğu Bangkok-Tayland’da
kurulu “Hidromek Construction Equipment
Ltd. (Thailand)”
Başlıca ihracat ülkeleri
Cezayir, İran, Bulgaristan, Arjantin,
Azerbaycan, Kazakistan, Tunus, Fransa,
İspanya, Portekiz ve Rusya’dır.
HMK 102 S ALPHA
HMK 490 LC HD
HMK 140 W
119
İNŞAAT
SANAYİCİLERİ
HASELSAN
İNŞAAT VE TİCARET A.Ş.
Murat Camadan
Faaliyet alanları
Su Boru Hatları (isale, şehir
şebekeleri)
Sulama Hatları
Kanalizasyon Boru Hatları (kolektör
şehir şebekeleri)
Yağmur Suyu Direnaj Boru Hatları
Hastane, Konut
Havaalanı
Baraj, Gölet
İletişim Bilgileri
Cinnah Cad. Melis Apt 57-1/8
Çankaya, Ankara
T: 0 312 443 00 33
F: 0 312 443 00 36
[email protected]
www.haselsan.com.tr
Gruba Dâhil Firmalar, Ortak
Girişimler
Hasel Beton Yapı Elemanları Ltd. Şti.
Güniz Otelcilik ve Turizm A.Ş.
Genel Teknoloji Savunma ve
Havacılık Ltd. Şti.
Asu Enerji A.Ş.
Yel Enerji A.Ş.
Kuruluş Tarihi
1988
Firma yetkilileri
Seda Öztürk
Yönetim Kurulu Başkanı
Hasan Hüseyin Öztürk
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Asude Öztürk Camadan
Yönetim Kurulu Üyesi
Yönetim Kurulu Üyesi
120
400 YATAKLI DEVLET HASTANESİ - AFYON
TERMİNAL, VİP BİNALARI VE APRON YAPIMI - GAZİANTEP HAVAALANI
İlk üstlenilen proje
Gölbaşı - Adıyaman İçmesuyu depoları ve
şebeke inşaatı
Yurt Dışında ilk üstlenilen proje
Morphou İçmesuyu ve Kanalizasyon Hattı
İnşaatı İşi (EU)
Yurt dışında faaliyet gösterilen ülkeler ve
faaliyet alanları
Kıbrıs
Avrupa Birliği Projeleri Kapsamında
İçmesuyu, Kanalizayon İnşaatı
MORPHOU İÇMESUYU VE KANALİZASYON İNŞAATI
Azerbaycan
Alman Kalkınma Bankası Projeleri
Kapsamında içmesuyu isale hattı
İçmesuyu ve Kanalizasyon Şehir Şebekeleri
İnşaatı
YAMAÇOBA GÖLETİ VE SULAMASI
121
İNŞAAT
SANAYİCİLERİ
E+M
ELEKTRİK SİSTEM HİZMETLERİ A.Ş
Kuruluş Tarihi
2001
Firma yetkilileri
Akın Aydın
İletişim Bilgileri
Kuleli Sok. No:18 GOP 06700
Çankaya, ANKARA
T: 0 312 440 8860
F: 0 312 440 8861
[email protected]
www.em.com.tr
122
Faaliyet Alanları
Raylı Sistemler (Altyapı -ÜstyapıElektrifikasyon İşleri)
Sinyalizasyon işleri
Bina ve alan otomasyon sistemleri
SCADA sistemleri
Endüstriyel sistemler
İlk Üstlenilen Proje
Sultançiftliği-Edirnekapı Raylı
Toplu Taşıma Sistemi
Gaziantep Raylı Sistem Depo Sahası Yapım işi
Halkalı Çerkezköy Elektrifikasyon Projesi
Hasanbey Lojistik Merkezi
Bursa Cumhuriyet Cad. Tramvay Projesi
123
İNŞAAT
SANAYİCİLERİ
TEKNOKON
Endüstri Tesisleri İnş. ve Montaj A.Ş.
Kuruluş Tarihi
1993
Firma yetkilileri
S. İlhan Ataman
Yönetim Kurulu Başkanı
Erkan Engin
Genel Müdür
A. Serhat Cesur
Genel Müdür Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi
B. Cengiz Erim
Yönetim Kurulu Üyesi
İletişim Bilgileri
Değirmen Sok. Nida Kule İş
Merkezi No: 18 Kat: 24 Kozyatağı
İstanbul, Türkiye
T: 0 216 384 04 28 (pbx)
F: 0 262 751 13 75
Faaliyet Alanları
Endüstriyel Tesislerin Anahtar
Teslimi Yapım İşleri. Enerji
Santralleri, Rafineriler, Petrol
Depolama Terminalleri, Demir
& Çelik Sanayi, Hava Ayrıştırma
124
Üniteleri, Madencilik, Petrokimyasal
Tesisler, Glikoz Üretim Tesisleri.
Ayrıca Teknokon Grup’a ait diğer
şirketler ile birlikte Endüstriyel
Tesislerde İnşaat ve Altyapı
Çalışmaları, Proses Ekipman
İmalatları, İzolasyon, Boya ve İskele
Kurulum Hizmetleri vermektedir.
Gruba dâhil firmalar, Ortak
girişimler
Teknokon Endüstri A.Ş.
Teknokon Makina A.Ş.
Teknomont İnşaat A.Ş.
Teknopur ISP A.Ş.
Teknokon Yönetim A.Ş. birlikte
Teknokon Grup’u oluşturmaktadır.
İlk üstlenilen proje
SASA CP-6 Polimerizasyon Tesisi,
Adana / Türkiye
Yurt dışında ilk üstlenilen proje
10 milyon ton / yıl Kapasiteli Vagon
Boşaltma ve Depolama Terminali,
Batum / Gürcistan
GAMA, DRUM
META, MANİSA
GAMA, KIRIKKALE
META, MANİSA
Yurt dışında faaliyet gösterilen ülkeler ve
faaliyet alanları
Rusya, Gürcistan, Küba, Türkmenistan,
Azerbaycan, Kazakistan, Ortadoğu
ülkelerinde yukarıda yazan faaliyet
alanlarında projeler üstlenilmiştir.
ETİ BAKIR, SAMSUN
MODERN KARTON
SİEMENS, BANDIRMA
125
YAŞAM
Erol ÜÇER
GAMA Holding
Onursal Başkanı
Başarılı bir işadamı
olmasının yanı
sıra çok boyutlu
sosyal sorumluluk
projeleriyle de
tanınan GAMA
Holding Onursal
Başkanı Erol Üçer,
dergimizde eğitime
verdiği katkıları
anlattı .
126
Eğitime destek,
vatandaşlık
görevidir
Özellikle korunmaya muhtaç
çocuklar ile eğitim olanakları
ellerinden alınmış, olumsuz şartlar
nedeniyle eğitim alamamış ve
ıslahevinden çıkan suça itilmiş
çocukların topluma kazandırılması
konularında son derece duyarlı
olan Erol Üçer, yetenekli gençlere
de destek veriyor. Sorularımız ve
Üçer’in yanıtları şöyle:
Erol Bey sizi sektörümüz ilk
önce iş adamlığınız ile tanıyor.
Ancak biliyoruz ki uzun yıllardır,
vaktinizin önemli bir bölümünü
de sosyal sorumluluk projelerine
ayırıyorsunuz. Bize biraz da bu
yönünüzü anlatır mısınız?
Bu topraklarda doğmuş, büyümüş
her Türk vatandaşının ülkesine
karşı ödevleri ve görevleri
olduğuna inanıyorum. Ben daha
ziyade eğitim alanında ihtiyacı
olan başarılı öğrencilere, belirli
bir program çerçevesinde destek
olmaya çalışıyorum. Eğitim
hayatımı, babamın mesleği
nedeniyle ülkemizin çeşitli
bölgelerinde, çok da kolay olmayan
şartlarda sürdürdüm. İstanbul
Teknik Üniversitesi’nde eğitimime
devlet bursu ile devam ettim ve
yüksek mühendis olarak mezun
oldum. Bu imkân olmasaydı belki
de bugün tamamen farklı bir yerde
olacaktım. Ülkemizin en önemli
sorunu olan eğitim eksikliği ve
eğitim şartlarındaki eşitsizlik
konularında herkesin, elbette
imkânlar çerçevesinde elinden
geleni yapmasının gerekliliğine
inanıyorum.
Özellikle korunmaya muhtaç
çocuklar ile eğitim olanakları
ellerinden alınmış veya olumsuz
şartlar nedeniyle eğitim alamayan
çocuklara, başarılı, yetenekli
gençlere bu şansın tanınması
gerektiğinin şart olduğuna
inanıyorum. 80’li yılların sonunda,
Ankara’da korunmaya muhtaç 200
çocuğun barınması için iki adet yurt
binası yaptırarak, Sosyal Hizmetler
ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na
bağışladım. Islahevinden çıkan
suça itilmiş çocuklar için iki
bina satın alıp barınmalarını ve
eğitimlerine devam etmelerini
sağladım ve bir şans daha verilen
çocukların da başarılarına şahit
oldum. Bu çocukların topluma
kazandırılmaları gerektiğine
gönülden inanıyorum.
Toplumun gelişmişlik seviyesinin
eğitim ile doğru orantılı olduğunu
biliyor, bilhassa kız çocuklarının
eğitim almasının daha da önemli
olduğunu görüyoruz. 10 yıl evvel,
Milliyet gazetesinin yürüttüğü
“Baba Beni Okula Gönder”
kampanyası kapsamında Iğdır,
Doğu Bayazıt ve Erzurum’da
toplam 350 öğrenci kapasiteli 3
adet kız öğrenci yurdu yaptırdım.
Ayrıca İstanbul Beyoğlu
Olgunlaşma Enstitüsü’nün
tamamen yenilenmesi ve
faaliyetlerinin geliştirilmesi
konularında da katkıda bulundum.
Özellikle kadınlarımızı eğitmeliyiz
ki onlar da çocuklarını çağdaş, laik,
ülkesine faydalı bireyler olarak
yetiştirsinler.
Öte yandan mezunu olduğum
ve devlet bursu ile okuduğum
İstanbul Teknik Üniversitesi’yle
de derin bir gönül bağım var.
1999 yılında İTÜ Rektörü Prof.
Dr. Gülsün Sağlamer’in başlattığı
Atılım Projesi kapsamında
İTÜ Dr. Erol Üçer Müzik İleri
Araştırmalar Merkezi’nin (MIAM)
kurulmasını gerçekleştirdim.
Bu arada Gümüşsuyu Yurdu’nun
yenilenmesine yaptığım maddi
katkının yanı sıra üniversitemin
geliştirilmesi için başlatılan
çeşitli projeleri de destekledim
ve geliştirilmelerine katkıda
bulundum. Uzun yıllar İTÜ’ye
destek veren ve bu desteklerini
büyük boyutlara ulaştıran Dr. Sedat
Üründül, Dr. Orhan Öcalgiray ve
şahsım, bu hizmetlerimizden
dolayı 2004 yılında İTÜ Senatosu
tarafından ilk defa ihdas edilen
“İTÜ Üstün Hizmet Madalyası” ile
taltif edildik.
Bunların yanı sıra ODTÜ
Teknokent’in kurulmasında çok
desteğim oldu ve 2010 yılında
“ODTÜ Üstün Hizmet Madalyası”na
layık görüldüm. Ayrıca uzun yıllar
ODTÜ Geliştirme Vakfı’nda yönetim
kurulu üyeliği görevini sürdürdüm.
Ankara Atatürk Lisesi Eğitim
Vakfı’nın nasıl kurulduğunu ve
amaçlarını anlatabilir misiniz?
Yurt dışında özellikle Amerika’da,
mezunlarının okullarına büyük
çapta bağışta bulunmalarını örnek
alan Atatürk Lisesi mezunu 92
arkadaş bir araya gelerek, 1985
yılında Atatürk Lisesi Eğitim
Vakfı’nı (ALEV) kurduk. Geçen 30 yıl
içinde Vakıf kurucuları ve eğitime
gönül vermiş hayırseverlerin
katkıları ile okulun birçok
ihtiyacının karşılanmasının
yanı sıra öğrencilerimize de
çeşitli burslar, eğitim destekleri
sağlamaktayız.
Vakfınızda öğrencilerin
geleceklerine ışık tutan pek çok
destek verildiğini biliyoruz. Onlara
sunduğnuz imkânları anlatabilir
misiniz?
Okulumuz 1995 yılında “Anadolu
Lisesi” statüsüne geçmiştir. Şu
127
anda Türkiye’de 10 Anadolu
Lisesi’nde, Ankara’da da sadece
okulumuzda, bir yıl lisan hazırlık
ve dört yıl lise eğitimi olmak üzere
beş yıllık eğitim verilmektedir.
Okulumuzu ilk sırada tercihine
yazarak, kazananlar listesinde
ilk 20’ye giren ve aralarında
hazırlık sınıfında başarılı olan
ilk 10 öğrenci ile Hazırlık
Sınıfı birincilerine, masrafları
vakfımızca karşılanmak üzere,
üç haftalık yurt dışında (İngiltere)
İngilizce dil eğitimi görme
imkânı sağlanmaktadır. Ayrıca
hazırlık sınıfında yoğun İngilizce
eğitimi alan öğrencilerimizin dil
pratiklerini artırabilmeleri için
masrafları yine Vakfımız tarafından
karşılanarak, her yaz tatilinde,
sekiz yabancı uyruklu öğretmen
eşliğinde İngilizce konuşma
kursları düzenlenmektedir. Diğer
yandan Vakfımızın kurulmasını
takiben, kapalı duran fizik-kimyabiyoloji laboratuvarları, spor
salonu, kütüphane ve konferans
salonu tamamen yenilenmiş ve
çağdaş eğitime uygun modern
cihazlarla donatılmıştır. Ayrıca
bilgisayar sunum odası ve
bilgisayar laboratuvarları en
son teknolojiye uygun olarak
kurulmuş ve her yıl bakım,
onarım ve yenilenmeleri de
gerçekleştirilmektedir. Vakfımız
bugüne kadar 3500’e yakın
öğrencimize karşılıksız burs
vermiş, ihtiyacı olan ve başarılı
öğrencilerimizin her türlü ulaşım,
128
yemek, giyim, kitap gibi ihtiyaçlarını
da karşılamıştır. Bunların yanı sıra
okulumuzdaki sportif, kültürel ve
sosyal faaliyetler (tiyatro, bilgi
yarışmaları, resim, satranç gibi)
desteklenmekte, çocuklarımızın
ve eğitmenlerinin tüm turnuva
masrafları, yarışma ücretleri
gibi giderleri karşılanmakta ve
başarıları da yine Vakfımızca
ödüllendirilmektedir.
Vakfımız şu anda halen lisede ve
üniversitede okuyan 250 öğrenciye
çeşitli burslar vermektedir.
Okulun spor takımları katıldıkları
sportif faaliyetlerde dikkat çekici
başarılar elde etmektedirler.
Öğrencilerimiz, vakfımızın sağladığı
antrenör desteği ile değişik sportif
yarışmalarda, devlet okulları
içinde daima yüksek dereceler
almaktadır.
Taş Mektep’ten mezun
olmanın size neler kattığını
düşünüyorsunuz?
1886’da Ankara İdadisi adıyla
kurulan lisemiz, Ankara Sultanisi,
Ankara Erkek Lisesi ve 1940
yılında da Ankara Atatürk Lisesi
olmuştur. İstiklal Harbi sırasında
Atatürk’ün Ankara’ya gelişinden
sonra lisemiz hem bir karargâh
hem de önemli bir eğitim ocağı
olarak hizmet vermiştir. Ankara’nın
en köklü lisesi olan okulumuzda
kuruluşundan itibaren birçok
değerli insan yetişmiş ve bu kişiler
ileriki hayatlarında, profesör,
doktor, mühendis, edebiyatçı,
sanatçı, sporcu, işadamı ve
siyasetçi olarak önemli makam
ve mevkilerde ülkemize değerli
hizmetler vermiştir, vermeye de
devam etmektedir. Prof. Dr. Gazi
Yaşargil, Prof. Dr. Münci Kalayoğlu,
Turgut Özakman, Orhan Veli,
Oktay Rifat, Melih Cevdet Anday,
Müşfik Kenter, Can Yücel, Burhan
Doğançay, Hüsamettin Cindoruk,
Altan Öymen, Prof. Dr. İlber Ortaylı,
rektörlerden Prof. Dr. Ergün Toğrol
(Boğaziçi Üniversitesi) Prof. Dr.
Ömer Saatçioğlu, Prof. Dr. Suha
Sevük ve Prof. Dr. Nuri Saryal
(ODTÜ), Prof. Dr. Cemal Taluğ
(Ankara Üniversitesi) aklıma gelen
ilk örnekler.
Dolayısıyla bu geleneği korumak
ve devam ettirmek konusunda
okulumuzun önemli bir görevi
olduğuna inanıyorum. Biz de
vakıf olarak bu görevin bize
verdiği sorumluluk ve bilinç
ile çalışmalarımızı geliştirerek
sürdürmeyi hedefliyoruz.
Öğrencilere spor dallarına
yönelme konusunda da
yönlendiricisiniz. Sizce bir öğrenci
neden bir spor dalı ya da sanat ile
ilgilenmeli?
Gençlerimizin eğitimleri yanında
mutlaka sosyal yönlerini de
geliştirmeleri gerektiğine
inanıyorum. Bu yolla dünyayı
anlayacaklar ve global düşünebilen,
disiplinli bireyler olacaklardır.
İleride iş hayatına atılacak bu
gençlerin iş dünyasının stresleri
ile başa çıkabilmeleri için de
mutlaka iş dışında hobileri olması
gerekmektedir. Seyahat eden,
sanatla, sporla ilgilenen insanlar
olmaları iş hayatındaki ilişkileri
daha kolay yönetebilmelerine
yardımcı olmaktadır. Dolayısıyla
bu kişiler iş arkadaşları ile
daha rahat bir biçimde, uyumla
çalışabilmektedirler.
Destek verdiğiniz öğrencilerden
iş hayatında iyi kariyer sahibi
çok sayıda mezun var. Vakfınıza
bağlı öğrencilerin başarı
hikâyeleri örneklerinden söz
edebilir misiniz? Bugün hangi
üniversitelerde eğitim görüyorlar?
Bir devlet lisesi olan Ankara
Atatürk Lisesi’nde ALEV olarak
desteklediğimiz öğrencilerimizin
üniversite giriş sınavlarında yüksek
puanlar aldıklarını, kazandıkları
üniversitelerde dil barajını
aşabildiklerini görüyoruz. Lisemiz
en tercih edilen üniversitelere
öğrenci yerleştirmede Ankara’nın
en başarılı okulları arasındadır.
Örnek olarak lisemiz dünya
sıralamasında önemli bir yeri olan
ODTÜ’ye son 5 yıl içerisinde 400’e
yakın öğrenci, Tıp Fakültelerine de
210 öğrenci vermiştir.
Bir başarı hikâyesi olarak da
lisemizden bu yıl mezun olan,
yüzme dalında Dünya Birincisi
ve Olimpiyat Üçüncüsü Nida Eliz
Üstündağ’ı örnek verebilirim.
Kızımızın başarıları bizi
gururlandırmakta, geleceğe yönelik
umutlarımızı artırmaktadır.
Yine geçtiğimiz günlerde, gençler
için oluşturulan ve yabancı dillerde
gerçekleşen uluslararası Model
Birleşmiş Milletler (Model United
Nations) (Munesco) çalışmasında
öğrencilerimiz “Atatürk Lisesi Mun
Kulübü” olarak çeşitli ülkelerde
katıldıkları müsabakalardan sekiz
ödülle dönmüştür.
Çok yoğun bir iş temponuz
olduğunu biliyoruz. Bu tempo
içerisinde öğrenciler ile birebir
ilgilenme fırsatınız da oluyor mu?
Her zaman için çocuklar ile
beraber olmak için vakit yaratırım.
Belirli aralıklarla okulumuzda
bir araya geliriz. Özellikle de
ziyaretime geldiklerinde ya da bana
yazdıkları mektuplarda, maillerde
neler yaptıklarını anlattıklarında
çok mutlu olurum. Özellikle bir
desteğe ihtiyaç duyan öğrencinin,
o desteği aldıktan sonra neler
başarabileceğine şahit olmak her
şeye değmektedir. Öğrencilerle
bir araya geldiğimiz yemekler,
toplantılar, törenler, kutlamalar
benim için çok değerli zamanlardır.
İş adamlarının sizin gibi eğitime
katkı vermeleri konusunda neler
tavsiye edersiniz?
Her şeyi devletten beklememek
gerekiyor. Bugün toplumumuzun
en büyük eksiklerinden biri
eğitimsizlik, eğitimdeki eşitsizlik.
Benim özellikle üzerinde durduğum
konu bu. Ancak iş adamlarımıza,
şirketlerimize düşen görevlerin
arasında gönüllülük esasına
dayanan sosyal sorumluluk
kavramını iş hayatlarına katmaları
gerekliliği de bulunmaktadır.
Kaynakların tükenmeye yüz
tuttuğu günümüzde, bir önceki 50
yıla nazaran insanlar hızla birer
tüketici haline dönüştüler. Artan
bilgi-iletişim teknolojileri, hem
birbirine daha yakın toplumlar,
şirketler, kamu hizmetleri hem
de birbirinden uzaklaşan ve
yalnızlaşan hayatlar sunuyorlar.
Bunların yanında ise geriye
döndürmesi çok uzun sürecek
veya imkânsız olan, küresel
zararları, doğal afetleri, çevresel
sorunları, eşitsizlikleri ve en
önemlisi yoksulluğu daha gözle
görünür hale getirdi. Bu açıdan
artık toplumların, daha sorumlu
nesillere ve sürdürülebilir yaşam
biçimlerine ihtiyacı olduğunu
biliyoruz. Dolayısı ile bireysel
sorumluluk alınması ile toplumun
sorumluluğu, daha kitlesel
sorumluluklara dönüşecektir.
Bu bağlamda bireylerin küçük
yaşlardan itibaren sosyal
sorumluluk almasının sağlanması,
hem ailelere hem de eğitim
kurumlarına düşen önemli bir
görevdir.
Çağdaş eğitime sizin gibi destek
vermek isteyen gönüllüler
Vakfınızın bir üyesi nasıl olabilir?
Tüm gönüllülere memnuniyet ile
kapımız açık. Okulumuzun içinde
bulunan vakıf ofisimizi her zaman
ziyaret edebilirler.
129
KÜLTÜR / SANAT
Kerim AKSU
Giresun Belediye Başkanı
Giresun Belediyesi,
UNICEF bünyesinde
Çocuk Dostu
Şehir Projesi’ni
kazanmıştır. Biz
çocuklarımızın,
gençlerimizin
dünya vatandaşı
olarak yetişmesini
önemsiyoruz.
130
Kütüphane Otobüs
Durağı Projesi
vatandaşların ilgi odağı
Giresun Belediyesi Kütüphane
Otobüs Durağı Projesiyle çok özel
bir çalışmaya imza attı. Belediye
Başkanı Kerim Aksu, şehirde
yaşayanların daha çok kitap
okumalarını teşvik amacıyla çağdaş
bir uygulamaya imza atarak,
Kütüphane Otobüs Durağı Projesi’ni
başlattı. Aksu, Dergimizin bu
örnek uygulamayla ilgili sorularını
cevapladı.
Kütüphane Otobüs Durağı Projesi
fikrinin nasıl geliştiğini anlatabilir
misiniz?
Bugün dünya tarihine baktığımızda
gelişmiş medeniyetlerin temelinin
eğitim, kültür ve sanata dayandığı
görülür. Okuma alışkanlığının çocuk
yaşlardan başlaması ve her yaştaki
insanın okuma imkânı bulması için
bu projeyi geliştirdik. Aynı zamanda
belediyemiz tarafından geliştirilen
Kitap ve Oyuncak Kumbarası
yaptık. Bu proje de tamamen bize
aittir. Evlerde bulunan kitaplar,
oyuncaklar kumbarada toplanıyor,
bu kitap ve oyuncakları ihtiyaç
sahiplerine, talep eden okullara
kargo ile gönderiyoruz. Sokak
kütüphanemize koyuyoruz. Sokak
kütüphanesi Atatürk Meydanı’nda
bulunuyor. Burada öğrenciler,
gençler, emekliler kısacası her
yaştan insanımız günlük gazeteleri
ve arzu ettiği ilgi alanına giren
kitabı okuyabiliyor.
Bu uygulama hakkında
Belediyenize ulaşan vatandaşların
büyük mutluluk duyduklarını
tahmin ediyoruz. Giresunluların
değerlendirmeleri hakkında bilgi
verir misiniz?
Çok olumlu tepkiler aldık, takdir
edildik. Sosyal uygulamalarımızın
sadece bir tanesi olan bu kütüphane
birçok belediye tarafından
alındı. Bağcılar Belediyesi
otobüs duraklarına aynı projeyi
uyguladı. Birçok belediye bizden
projeyi istedi. Giresun Belediyesi
olarak sokak kütüphanesinin
yaygınlaşmasından çok mutluyuz.
Vatandaşlarımız kitaplarını
okuyor, temiz havanın keyfini
çıkarıyor ve bize memnuniyetlerini
dile getiriyorlar. Fotoğraf çekip
yurt içi ve yurt dışında “Dünya
Kenti Giresun” gibi başlıklarla
paylaşımlarda bulunuyorlar. Bu
güzel tepkileri görünce bizler de
memnun oluyoruz. Amacımız,
söyledikleri gibi Giresun’un bir
dünya kenti olması.
İnsan odaklı bu önemli projenin
benzerlerini şehrin başka
yerlerinde de gerçekleştirmeyi
düşünüyor musunuz?
Sokak kütüphanesi ve oyuncak
kumbarasını Giresun Üniversitesi
yerleşke alanına da koymayı
planlıyoruz. Belediye olarak
soysal bir belediyecilik anlayışı
içinde projeler hazırlıyoruz.
Projelerimizde halkın görüş ve
önerilerini alıyoruz. Çocuklarımıza
hayvan sevgisini aşılamak için
hayvanat bahçesi kurduk. Yaşlılar
evi, engelli birimi, engelli aracı,
“Yürek Takımı” adını verdiğimiz
engellilerin oluşturduğu tiyatro
grubumuz var. Konservatuar ve
şehir tiyatromuzda yaklaşık 1500
gönüllü bulunuyor. Üniversite
öğrencilerimiz için ücretsiz
çamaşırhanemiz var. İki caddemizi
trafiğe kapattık. Bu caddelerimizde
yaşlılara, hamilelere ve engellilere
golf arabası olarak bilinen iki araçla
ücretsiz hizmet veriyoruz.
Belediyenizin, geleceğin gençleri
olan çocuklara yönelik farklı
projeleri de var mı?
Giresun Belediyesi, UNICEF
bünyesinde Çocuk Dostu
Şehir Projesi kazanmıştır. Biz
çocuklarımızın, gençlerimizin
dünya vatandaşı olarak
yetişmesini önemsiyoruz. Onların
fikirlerini alarak hem katkıda
bulunmalarını sağlıyoruz hem
de diyalogumuzu sıcak tutmuş
oluyoruz. Çocuklarımıza büyük
önem veriyoruz. Her mahallemize
çocuk parkı yapıyoruz. Altı yılda
tüm çocuk parklarından daha fazla
çocuk parkı yaptık. Son olarak
genç yaşta yitirdiğimiz karikatürist
Derya Sayın’ın adını verdiğimiz
çocuk parkını 29 Ekim Cumhuriyet
Bayramı’nda açtık. 20-23 Mayıs
tarihleri arasında Uluslararası
Giresun Aksu Festivalimiz var. Bu
festivale getireceğimiz sanatçıları
gençlere soruyoruz. Belediye
bünyesinde proje ofisi kurduk. Bu
proje ofisimiz çok önemli projeler
hazırlıyor. Son olarak Uluslararası
Giresun Heykel Sempozyumu
yaptık. Konservatuarımızda
gençlerimize müzik, halk oyunları,
drama gibi kurslar açıyoruz.
Giresun, sosyal ve ekonomik
yatırımlarla kalkınan bir kent.
Bu kapsamda gelecek dönem
hedeflerinizden de söz edebilir
misinz?
Giresun Belediyesi, yaşanabilir bir
kent dokusunu oluşturmak için
önemli projeleri hayata geçirmiştir.
Atatürk Meydanı’na ilave olarak
Keşap Durağı olarak bilinen bölgeyi
meydan yapıyoruz. Kentlerin
meydanları ile anıldığından
hareketle bu projeleri tamamladık.
Gedikkaya bölgesine seyir
terasları ve gezi yolları projemiz
var. Giresun’a yakışır bir kültür
merkezi projemiz var. Bu projeleri
önümüzdeki yıl tamamlamayı
planlıyoruz. Giresun’un 50 yılını
kurtaracak altyapı, atık su biyolojik
arıtma, yağmur ve içme suyu
projemiz var. Toplam 101 milyon
euroluk AB desteği var. Bu projenin
ilk aşaması olan 34 milyon euroluk
kısmı 2016 yılında ihale edilecek.
Kentin geleceğini her alanda
planlıyoruz.
131
İNTES MYM'DEN
İNDER ve Türkiye MYM
sektördeki yeni dönem için
iş birliği yapıyor
İstanbul İnşaatçılar Derneği
(İNDER) ile TÜRKİYE MYM iş birliği
protokolü imzaladı.
Yapılan iş birliği kapsamında
Türkiye MYM’nin Türkiye genelinde
üstlendiği ‘Mesleki Yeterlilik Sınav
ve Belgelendirme’ faaliyetinin
İstanbul bölümü İNDER ile iş birliği
içinde yapılacak.
Konuya ilişkin bir basın bildirisi
yayımlayan İNDER Yönetim Kurulu
Başkanı Nazmi Durbakayım
protokol için “Sektörümüzde
kalifiye eleman seviyesini
yükseltecek bu girişim ile
132
İstanbul’da Yapı Müteahhitliği
sektör temsilcilerin çalıştırdığı
elemanların, mesleki yeterlilik
belgesi almasına katkı sağlamayı
amaçlıyoruz” açıklamasında
bulundu.
Teknik ve mesleki eğitim
standartlarının ve bu
standartları temel olan
yeterliliklerin geliştirilmesi,
uygulanması ve bunlara ilişkin
yetkilendirme, denetim, ölçme ve
değerlendirme, belgelendirme ve
sertifikalandırmaya ilişkin kural
ve faaliyetlerle İNTES ve TÜRKİYE
MYM’nin görevlendirildiğine
işaret eden Nazmi Durbakayım, iş
güvenliği ve kazaları konusunda
atılan en önemli ve somut
adımlardan birisi olan mesleki
yeterlilik belgeli usta çalıştırma
zorunluluğunun önemine dikkat
çekti.
Nazmi Durbakayım, yapı ruhsatına
tabi her türlü yapım işini
üstlenen Yapı Müteahhitleri’nin,
25 Mayıs 2016 tarihinden
itibaren şantiyelerinde mesleki
yeterlilik belgeli usta çalıştırma
zorunluluğunda olacağının altını
çizerek “03.05.1985 Tarih ve
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 28.
maddesinde yaptığı değişiklikle
birlikte Yapı Ruhsatına tabi
her türlü yapım işinde Yapı
Müteahhitliğini üstlenecek olan
gerçek ve tüzel kişiler; yetki belgeli
inşaat ve tesisat işlerini bağımsız
olarak yürütebilme sorumluluğu
olan usta çalıştırmak ve belgenin
bir örneğini şantiye dosyasında
bulundurmakla sorumlu
kılınmıştır” bilgisini paylaştı.
133
YENİ YAYIN
KİTAP
Libya’daki
Türk Müteahhitliğinin
Arka Planı
Yaşar ÖZKAN
Makina Mühendisi
İNTES Yayınıdır 216 sayfa
Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren
Sendikası’nın (İNTES) üyesi, Yaşar
Özkan Mühendislik ve Müteahhitlik
AŞ’nin Yönetim Kurulu Başkanı,
duayen inşaat sanayicisi Yaşar
Özkan, sektörle ve özellikle Libya’da
yaşadıklarıyla ilgili 30 yılı aşan
deneyimlerini kitaplaştırdı.
İNTES yayını olan kitap “Libya’daki
Türk Müteahhitliğinin Arka
Planı” adını taşıyor. Özkan, halen
Uluslararası Müteahhitler Birliği’nin
Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev
yapıyor.
Özkan, bugüne kadar hiç kimsenin
yazmaya cesaret edemediği
Libya’da yaşanan zorlukları
134
özgüven dolu gerçekçi üslubuyla
anlatıyor. Bu ülkede düşük
standartlı işlerden başlayarak nasıl
teknoloji geliştirerek tecrübe ve
bilgi sahibi olduklarından bahseden
Yaşar Özkan, Libya’nın Türk
müteahhitlik sektörü için bir “eğitim
alanı” ve “üniversite” olduğunu
vurguluyor.
Yaşadığı olayları aktarırken tümüyle
belgelere sadık kalan Özkan,
kitabında yer yer bürokrasiyi ve
bürokratları da açık bir şekilde
eleştiriyor. Ancak eleştirilerinde
geleceğin doğrularını bulmak
için sistemi yargıladığını da dile
getiriyor.
Özkan, inşaat sektörünün
gözetilmesi, korunması ve
geliştirilmesi gereken bir sektör
olduğunu belirtirken, sektöre
mali destek verilmesi gerektiğini
savunuyor.
Önsözünü Libya’da 1978 - 1985
yıllarında büyükelçi olarak görev
yapan Mustafa Aşula’nın yazdığı bu
kitap, Libya’da sektörün yaşadığı
zorluklarla nasıl mücadele ettiğini
tüm ayrıntılarıyla gözler önüne
seriyor.
“Libya’daki Türk Müteahhitliğinin
Arka Planı”, sektör için bir rehber,
bir referans belgesi niteliği taşıyor.
İş Sağlığı ve
Güvenliği Kanunu ve
İlgili Yönetmelikler
Prof. Dr. Tankut CENTEL
Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Öğretim Üyesi
MESS Yayını 516 sayfa
Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tankut
Centel’in “İş Sağlığı ve Güvenliği
Kanunu ve İlgili Yönetmelikler”
konulu kitabı MESS Yayınları’ndan
çıktı.
Türkiye’de iş kazaları ve meslek
hastalıkları çalışma hayatının
en önemli sorunları arasında
bulunuyor. 2012 yılında çıkarılan
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği
Kanunu neredeyse herkesi
uygulama alanı içine aldı. Kanunla,
iş sağlığı ve güvenliği konuları
artık sadece işçilere ve giderek
iş hukukuna özgü olmaktan çıktı,
bağımsız bir hukuk dalı olma
niteliği kazanmaya başladı.
Bu önemli konu, İNTES’in yıllardır
etkin çaba harcadığı ve toplumsal
bilinç oluşturmaya çalıştığı bir alan
niteliği taşıyor.
Hukuk alanında son derece titiz
çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr.
Centel, 6331 sayılı Kanun uyarınca
yayımlanan yönetmelikleri
derleyerek bir kitap haline getirmiş.
Kitap önemli bir kaynak niteliği
taşıyor, bu konuda önemli bir
boşluğun doldurulmasına hizmet
edeceği açıkça görülüyor.
Özellikle iş sağlığı ve güvenliği ile
meslek hastalıkları konusunda
olumsuzlukların yaşandığı inşaat
sektöründe çalışan kuruluşların bu
kitabı temin etmelerinde yarar var.
135
İGY’DEN
Genç Yöneticiler Grubu
Kurt Grup tesislerini ziyaret etti
İNTES Genç Yöneticiler Grubu
Başkanı Emrah Yaykıran, başkanlık
döneminde yeni bir faaliyet
başlattı: Yurt içi sosyal geziler.
Sosyal gezilerin ilki İNTES Genç
Yöneticiler Grubu üyelerinden
Çiğdem Kurt, Didem Kurt ve Erdem
Kurt’un Afyonkarahisar Çobanlar
ilçesinde bulunan domates serası
ve kuru sebze/meyve fabrikasına
gerçekleştirildi.
Genç yöneticiler tarafından yapılan
ziyaret ve incelemelerde ÇiğdemDidem ve Erdem Kurt serada
yetişen domatesler ve kuru sebze
meyve fabrikasında ürünlerin nasıl
hazırlandığını tüm ayrıntıları ile
anlattı. Fabrikaları sıfırdan kurup
büyük bir tesis haline getiren Kurt
kardeşler kurulum hikayesini de
güzel anekdotlar ile aktardılar.
İşletmenin Çobanlar ilçesi için
önemli bir istihdam kaynağı
olduğunu belirten Kurt ailesi sera
ve kuru sebze fabrikasında yerli
136
halkın istihdamına da önemli katkı
sağladıklarından söz ettiler.
Kurt kardeşler görüşmede
öncelikle kuru sebze ve meyve
fabrikasının çalışma koşulları ve
üretimi hakkında bilgi verdiler.
Üretim süreci sırasında yapılan
işlemleri, ürünlerin paketlenmesi
ve ihracata hazırlanması evrelerini
ve deneme ürünleri nasıl
yaptıklarını anlattılar.
5000 m2 alanda kurulu fabrika
ürünleri henüz deneme
aşamasında olup her türlü meyve
ve sebzeyi kurutarak piyasaya
sürme kapasitesine sahip olarak
tesis edildi. Tesisler yarattığı
istihdam ile bölgenin kalkınmasına
katkıda bulunurken, ihracat
ile dış ticaretimize dolayısıyla
ekonomimize önemli katkı
sağlamaktadır.
Dünya standartlarında üretim
yapılan tesislerde jeotermal enerji
kullanılarak faaliyet gösteriliyor ve
ileri teknoloji ile çalışılıyor.
Kurt ailesinin gerçekleştirdiği
sunum ve ürünlere ilişkin tadımlar
yaptırıldıktan sonra Kurt Gurme
Kuru Sebze/ Meyve Fabrikası’nın
kesimden fırınlamalara, soğuk
hava depolarından paketleme
bölümlerine kadar tesisin
tüm bölümleri gezildi. Elma,
domates kurusu gibi ürünlerin
denemelerinin yapıldığı tesiste
ülkemizde faydaları yeni
anlaşılmaya başlanan ve bitkisel
amaçlı kullanılan “Kurt Üzümü”
(Goji Berry) üretimi ve kurutulması
denemesinden örnekler sunuldu.
Ziyaretin ikinci bölümünde ise
dünyanın en önemli ve teknolojik
seralarından birisi olan domates
serası ve tesisleri gezildi. Sera,
Türkiye’nin bin metre yükseklikte
jeotermale dayalı sebze üretimi
yapan ilk serası.
Emrah Yaykıran ziyarete
ilişkin yaptığı konuşmada
misafirperverliklerin dolayı
Kurt ailesine teşekkür ederek
gün boyunca gerçekleştirilen
sunumlardan ve fabrikalardaki
üretim tesislerinden çok
etkilendiğini belirtti. Teknolojiyle
donatılmış, modern, en önemlisi
hijyen koşulları ile insan sağlığına
uygun, insanlarımıza geniş çapta
istihdam sağlamış bu tesisleri
gezmekten büyük mutluluk
duyduklarını ifade eden Yaykıran,
“Genç yaşta büyük bir başarı elde
etmiş arkadaşlarımın başarısını
gönülden kutlarım. Kurt Gurme’nin
dünyada isim yapan bir işletme
olması ve bol kazanç sağlamalarını
dilerim” diye konuştu.
Kendilerine sunulan tüm ürünlerin
tadına bakma şansına sahip
olduğunu aktaran Yaykıran,
kalitenin lezzete yansıdığını, Kurt
Gurme’nin farklılığının ürünlerde
açık bir şekilde hissedildiğini
söyledi. Yapılan işte büyük bir
emek olduğunu, temizlik kalite ve
lezzetin en üst noktada olduğunu
belirten Yaykıran, her iki tesis
için modern, örnek ve önder
proje tanımlamalarının rahatlıkla
kullanılabileceğini ifade etti.
137
İGY’DEN
İGY’den marka projelere
ziyaretler devam ediyor
İNTES Genç Yöneticiler Grubu
tarafından yurt içi şantiye
gezilerinin ikincisi Avrasya Tüneli
Projesi şantiyesine gerçekleştirildi.
Yapı Merkezi İnşaat A.Ş. Yönetim
Kurulu Başkanı Başar Arıoğlu’nun
ev sahipliğinde gerçekleşen
ziyarette genç yöneticilere, proje
hakkında sunum yapıldıktan sonra
saha gezisi düzenlendi.
Projeye ilişkin sunum Avrasya
Tüneli İşletme İnşaat ve Yatırım
A.Ş. inşaat mühendisi Umut Arda
Dündar tarafından yapıldı.
Dündar, projeyi insan ve kent
yaşamına katkı sağlayan üstün
niteliklere sahip ve ödüller
kazanmış dünya ölçeğinde anıtsal
bir yapı olarak tanımlayarak tünel
hakkında teknik detaylara ilişkin
bir sunum gerçekleştirdi.
Çeşitli alanlarda ilklerin ve dünya
sıralamasında yer bulan Proje
138
ile Asya ve Avrupa yakaları,
deniz tabanının altından geçen
bir karayolu tüneli ile birbirine
bağlanacak. İstanbul’da
araç trafiğinin yoğun olduğu
Kazlıçeşme-Göztepe hattında
hizmet verecek olan Avrasya
Tüneli, toplam 14.6 kilometrelik bir
güzergâhı kapsıyor.
Projenin 5.4 kilometrelik bölümü,
deniz tabanı altına özel bir
teknoloji ile inşa edilecek olan iki
katlı tünelden ve diğer metotlarla
inşa edilecek olan bağlantı
tünellerinden oluşurken Avrupa
ve Asya yakalarında toplam
9.2 kilometrelik güzergâhta ise
yol genişletme ve iyileştirme
çalışmaları yapılacaktır.
Sarayburnu-Kazlıçeşme ile
Harem-Göztepe arasında yer alan
yaklaşım yolları genişletilecek
ve araç alt geçitleri ve yaya üst
geçitleri inşa edilecektir.
Tünel geçişi ve yol iyileştirmegenişletme çalışmaları,
bütüncül bir yapıda araç trafiğini
rahatlatacaktır. İstanbul’da trafiğin
çok yoğun olduğu güzergâhta
yolculuk süresi 100 dakikadan 15
dakikaya kadar inerken güvenli
ve konforlu yolculuğun ayrıcalığı
yaşanacaktır.
Dündar, İstanbul’un hava kalitesini
iyileştirecek, İstanbul’un silüetini
bozmayacak şekilde tasarlanan,
çevre ve gürültü kirliliğinin
azalmasına da katkı sağlayacak
projeye ilişkin şu detayları aktardı:
Yaklaşık bir buçuk sene boyunca
hava kalitesinden gürültüye,
arazi kullanımından arkeolojiye
birçok konuda etüt ve çalışmalar
gerçekleştirilmiş, bu çalışma
ile projenin çevre ve toplum
üzerindeki etkileri tanımlanmış,
değerlendirilmiş ve olumsuz
etkilerden sakınmak veya bunları
azaltmanın yanı sıra yararlarının
artırılması için alınabilecek
önlemler belirlenmiştir.
Proje kapsamındaki ağaçlar
projeden etkilenmeyecek mesafeye
taşınmış ya da en az birebir
oranında yeniden dikilecektir. Proje
hayata geçtiğinde mesafelerin
kısalmasından kaynaklanan hava
kirleticilerinin toplam emisyonunda
bir azalma meydana getirecektir.
Proje, ayrıca İstanbul’daki CO2
emisyonlarını günde yaklaşık
250 ton ve yılda yaklaşık 92
bin ton miktarında düşürmek
suretiyle sera gazı emisyonlarının
azalmasına fayda sağlayacaktır.
Günlük 8-10 mesafe tünel kazma
makinesi olan Proje Güney
Kore’den SK E&C ortaklığı ile
yürütülmekte olup 55 ay gibi kısa
bir sürede tamamlanarak 2016
Aralık ayında hizmete sunulması
planlanmaktadır. Bu dev proje
285 milyon 121 bin 188 Amerikan
Doları tutarında özkaynak, 960
milyon Amerikan Doları tutarında
kredi kullanılarak toplam 1 milyar
245 milyon 121 bin 188 Amerikan
Doları yatırımla gerçekleşecektir.
18 yıllık vadesi ile Türkiye’de
bugüne kadar gerçekleştirilen Yapİşlet-Devret Alt Yapı Projeleri’nde
en uzun vadeye sahip kredi
paketidir.
139
Projenin 3.4 km uzunluğundaki
boğaz geçişi tünelinde dünyanın
en gelişmiş TBM teknolojisinden
yararlanılmıştır.
Tünel Kazma Makinesi, bentonit
bulamacı kullanan tünel açma
makineleri arasında 11 bar
değerindeki işletme basıncı ile
dünyada ikinci sırada, 13.7 metre
kazı çapı ile dünyada altıncı sırada
yer almaktadır.
Projede her türlü güvenlik unsuru
göz önünde bulundurulmuş, 2500
yılda bir olabilecek en büyük
deprem göz önüne alınmış olup
ayrıca tünel inşaatlarında önem arz
eden ileri analizlerle yapılan testler
ışığında yangına karşı dayanıklı
olarak tasarlanmıştır.
140
Başkan Emrah Yaykıran proje
ziyaretçileri için anı defterine
ise şunları yazdı: “ Tüm Avrasya
Tüneli çalışanlarına İNTES Genç
Yöneticiler Grubu’na ayırdıkları
zaman ve göstermiş oldukları
samimiyet ve ilgiden ötürü
şükranlarımızı sunarız. Bu prestijli
ve kıymetli projenin bir an önce
tamamlanarak İstanbul halkı ve
tüm Türkiye’ye önemli kazanımlar
sağlamasını temenni ederiz.
Tüm Yapı Merkezi ailesine de
teşekkürlerimizi sunarız.”
İNTES Genç Yöneticiler Grubu
üyeleri, ziyaretin ikinci ayağında
ise Yapı Merkezi Holding Yönetim
Kurulu Başkanı Ersin Arıoğlu’nu
ziyaret etiler.
İGY’nin duayen ziyaretleri
etkinliğinin sonuncusu Arıoğlu’na
yapıldı. Arıoğlu genç yöneticilere
sektöre giriş öyküsünden dünya
ölçeğinde müteahhitliğe uzanan
öyküsünü anlattı. Genç yöneticilerin
sorularını cevaplandıran Arıoğlu,
mühendislik mesleğinde başarıya
tırmanırken temel ilkelerini ve genç
yöneticilere tavsiyelerini aktardı.
Arıoğlu, genç yöneticilere
hayatını anlatan “Mühendislik”
adlı kitabının nasıl okuyucuları
ile buluştuğu öyküsünü de şu
ifadelerle paylaştı. “Günlerden bir
gün, beni Ülkü Hanımlar odaya
çağırdılar; o güne kadar nasıl
çalıştıklarını, ince ince anlattılar.
Sonra “Biz bu belgelenmiş tomarı,
kitap formunda hazırladık. Artık
baskıya gidiyoruz. Kapak iyi mi?
Kitabın ismi [Mühendis] olacak”
dediler ve ciltlenmiş, kalın bir
kitap maketini “işte hayatın”
der gibi masaya bıraktılar.
Donakaldım. Önerilen isim, ömrümü
vakfettiğim mesleğim idi. Evet,
kitap kapağındaki isim yaratıcı idi;
birçok konuya atıf yapmaktaydı.
Gönlüm “bu iş olsun” derken, aklım
“kendi kendine bu unvanı sunabilir
misin” diye soruyordu. Bunca yıldır
yaptığım işlere rağmen, ben tam
anlamıyla ‘Mühendis’ olabilmiş
miydim? Bu sorulardan doğan bir
tereddütle, “Arkadaşlar elinize
sağlık; ama bu ismi bir düşüneyim”
dedim. Odama çıktım, zihnim çok
gerilere gitti”
Genç yöneticilerin, Yapı Merkezi’nin
dünyanın pek çok bölgesinde
gerçekleştirdiği işler ile bir marka
olduğunu ifade etmeleri üzerine
Arıoğlu “Bayrağımı seviyorum,
daha da yukarı tutmak istiyorum,
sürdürdüğümüz işlerde hiç kimse
ile kavga etmedik ancak haklarımızı
iyi müdafaa edecek kadar bilgili
olmaya çalışıyoruz” dedi.
“Mühendislik yapının halinden
anlamak, yapıların kusurlarını
sihirli bir şekilde saklamaktır”
diyen Arıoğlu, mühendisliğe
Galata Kulesi’nin restorasyonu
ile başladığını ve bu projenin de
kendisi için en özel projelerden
birisi olduğunu aktararak, ““Kaça”
dediklerinde ise bedava bile
demeye razı idim. Konu, İstanbul
siluetine imza koymaktı” dedi.
Arıoğlu ile yapılan röportajın tam
metni Genç Yönetici Gazetesi’nde
yayımlanacak.
Görüşmeye Genç Yöneticiler
Grubu’ndan Başkan Emrah
Yaykıran, Başkan Yardımcıları Emre
Güray, Seda Öztürk, İGY Üyeleri
Gökçe Gül, Mehmet Göçen, Oğuz
Ayrancıoğlu, ayrıca İNTES Genel
Sekreteri H. Necati Ersoy, Basın
ve Halkla İlişkiler Uzmanı Demet
Somunoğlu katıldı.
141
HABERLER
Başkan Koloğlu Mesleki Yeterlilik
Kurumu Yönetimi’nde görev alacak
Mesleki Yeterlilik Kurumu
(MYK) 10’uncu Olağan Genel
Kurulu, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Ahmet Erdem’in
teşrifleri ve MYK Genel Kurul
temsilcilerinin katılımıyla çalışma
toplantısı formatında 15 Ekim
2015 Perşembe günü Ankara’da
gerçekleştirildi.
Toplantıya Türkiye İşveren
Sendikaları Konfederasyonunu
temsilen delege olarak TİSK
Onursal Başkanı ve KİPLAS
Yönetim Kurulu Başkanı Refik
Baydur, İNTES Yönetim Kurulu
Başkanı Celal Koloğlu ile İNTES
Yönetim Kurulu Üyesi Barış
Haşemoğlu katıldı.
MYK Başkanı Bayram Akbaş’ın
açış konuşmasından sonra
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Ahmet Erdem, Genel
142
Kurula hitap ederek Bakanlığın
temel görevlerine, MYK’nın
gelişimine ve misyonuna ilişkin
bir konuşma yaptı. MYK Genel Kurul üyeleri Erhan
Batur’un Başkan, F.Yasemin
Ertekin ve Elif Yıldırım’ın üye
olarak yer aldıkları Başkanlık
Divanı’nın yönettiği Genel
Kurul’da, Kurumun 30.09.201430.09.2015 dönemi Faaliyet
Raporu, 2014 Mali Yılı Kesin
Hesabı, 2015 yılı Çalışma
Programı, 2015 yılı Personel
Planlaması ve 2016 Yılı Bütçesi
Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanı
Bayram Akbaş tarafından sunuldu.
Gerçekleştirilen faaliyetler ve
çalışma programı, görüş bildiren
tüm Genel Kurul üyelerince
takdirle karşılandı, sunulan
raporlar ve programlar Genel
Kurulca kabul edildi.
Genel Kurulun ikinci oturumunda
gelecek üç yıllık dönemde görev
yapacak olan Mesleki Yeterlilik
Kurumu Yönetim Kurulu üyelikleri
için seçim yapıldı. MYK Yönetim Kurulu Asıl ve Yedek
Üyeliklerine Türkiye İşveren
Sendikaları Konfederasyonunu
temsilen İNTES Başkan’ı Celal
Koloğlu asıl üye,
İNTES Yönetim Kurulu Üyesi Barış
Haşemoğlu yedek üye olarak
seçilirken diğer üyelerin isimleri
ve temsil ettikleri kurumların
isimleri şöyle:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı’nı temsilen asıl üye
olarak Bayram Akbaş, yedek üye
olarak Erhan Batur;
Hak İşçi Sendikaları
Konfederasyonu temsilen asil üye
Dr. Osman Yıldız, yedek üye Elif
Yıldırım seçildi.
Milli Eğitim Bakanlığı’nı temsilen
asıl üye Doç. Dr. Mustafa Hilmi
Çolakoğlu, yedek üye Osman
Yıldırım;
Yönetim Kurulu üyeliklerine
seçilenler adına MYK Başkanı
Bayram Akbaş’ın teşekkür
konuşması ve Divan Başkanı
Erhan Batur’un kapanış
konuşmasıyla Genel Kurul
tamamlandı.
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nı
temsilen asil üye Prof.Dr. Mahmut
Özer, yedek üye Prof. Dr. Muzaffer
Elmas;
Türkiye Esnaf ve Sanatkârları
Konfederasyonu asil üye Bendevi
Palandöken, yedek üye M.Burhan
Aksak;
Başkan ve Başkan Vekili seçimi
gündemiyle gerçekleştirilen yeni
yönetim kurulu ilk toplantısında
Yönetim Kurulu Başkanlığına
Bayram Akbaş’ı, Yönetim Kurulu
Başkan Vekilliğine Prof. Dr.
Mahmut Özer’i seçti.
143
HABERLER
Pakistan Büyükelçisi Mahmood,
İNTES Genel Merkezi’ni ziyaret etti
Pakistan Büyükelçisi Sohail
Mahmood, Yönetim Kurulu Başkanı
Celal Koloğlu’nu 7 Ekim 2015
tarihinde İNTES Genel Merkezi’nde
ziyaret etti.
Başkan Koloğlu, ziyarette İNTES’in
faaliyetlerini anlattı 1964 yılında
kurulan İNTES’in sektörde etkin bir
kuruluş olduğunu aktaran Koloğlu,
gelenekselleşen toplantılar,
konferanslar, yayınlar gibi faaliyet
alanları hakkında bilgi verdi
Koloğlu müteahhitlik sektörünün
Türkiye ekonomisi içindeki yerini
aktararak, dünya standartlarında
144
iş üstlenen İNTES üyeleri hakkında
bilgi verdi. Müteahhitlerimizin yurt
dışında başarı ile gerçekleştirdiği
işler hakkında da bilgi veren
Koloğlu bugüne kadar Pakistan’da
da önemli işler gerçekleştirildiğini
belirtti. Başkan Koloğlu, iki ülke
arasındaki tarihten gelen dostluğa
ve iyi ilişkilere dayanarak ikili
ticaret hacmimizin artmasının
önemine değindi.
Söz konusu ziyarette Büyükelçi
Mahmood, Pakistan Yatırım
Kurulu’nca İslamabad’da 4-5 Kasım
tarihlerinde organize edilen Yatırım
Konferansı hakkında bilgi verdi.
Farkı sektörlerden 300’den fazla
yerli ve yabancı yatırımcının bir
araya getirildiği konferansta farklı
sektörlerden yatırım uygulamaları
ve sektörel yatırımcılar için uygun
fırsatların ele alınacağını aktaran
Mahmood, tüm İNTES üyelerini
konferansa davet etti.
Açılış konuşmasının Pakistan
Başbakanı tarafından yapıldığı
Konferans Pakistan Federal Su ve
Güç Bakanı, Bilişim Teknolojileri
Bakanı, Ticaret Bakanı, Petrol
ve Doğal Kaynaklar Bakanının
katılımları ile gerçekleşti. İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku
Derneği’nde yeni yönetim
Alpagut, Prof. Dr. Mustafa Alp,
Doç. Dr. Süleyman Başterzi; yedek
üyeliklerine ise Prof.Dr. Nurşen
Caniklioğlu, Doç.Dr. Mahmut
Kabakcı, Av. Ertan İren, Doç. Dr.
Gaye Burcu Yıldız ve Av. Abdi Pesok
yine oybirliği ile seçildi.
Uluslararası Derneği (International
Society for Labour and Social
Security Law - Geneva) ile iş
birliği içinde çalışma hayatını
yakından ilgilendiren faaliyetleri
gerçekleştirerek topluma katkıda
bulunmaktır.
Genel Kurul’da yapılan gizli oylama
sonucunda Prof. Dr. Savaş Taşkent,
İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik
Hukuku Derneği’ne oybirliği ile
başkan seçildi.
1974 yılında İstanbul’da İş Hukuku
ve Sosyal Güvenlik Hukuku Türk
Milli Komitesi adıyla kurulan
derneğin ilk başkanı Prof Dr. Kemal
Oğuzman olmuştu. Daha sonra
sırasıyla Prof. Dr. Münir Ekonomi,
Prof.Dr. Sarper Süzek ve Prof.Dr.
Polat Soyer başkanlık görevini
üstlendiler.
Derneğin Yönetim Kurulu’nun
asil üyeliklerine Prof. Dr. Kübra
Doğan Yenisey, Prof. Dr. Gülsevil
“İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik
Hukuku Derneği”nin amacı,
İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku
İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik
Hukuku alanında araştırma,
inceleme ve yayın yapmak,
sorunların çözümünde görüş
oluşturmak ve bilgi teatisini
sağlamak derneğin çalışma
konuları arasında yer almaktadır.
Dernek belirtilen amacı
doğrultusunda bilimsel toplantılar,
kongre, seminer ve konferanslar
düzenlemektedir.
Yargıtay Kararlarını Değerlendirme
Seminerleri ve diğer ulusal
ve uluslararası faaliyetleri ile
bilim ve uygulama arasındaki
diyaloğu sağlayarak ülkemizde İş
Hukuku’nun gelişmesinde büyük
bir katkısı olan İş Hukuku ve Sosyal
Güvenlik Hukuku Derneği’nin (Türk
Milli Komitesi) Olağan Genel Kurulu
3 Ekim 2015 günü İstanbul’da
gerçekleştirildi.
145
SUMMARY
Editorial: Celal Koloğlu, İNTES Chairman
In consequence of rapid
urbanization, transportation
problem became an integral part of
human life in the residential areas
defined as metropolises where
the number of inhabitants are
expressed in millions.
In Turkey’s most populous city
Istanbul, the daily passenger
transportation is stated to
reach almost 26 million people.
Therefore, public transportation
systems take priority in the cities.
In big cities such as Istanbul and
Izmir, rail systems as well as
marine transportation is becoming
crucial. There is a growing
146
importance attributed on rail
transportation also in the capital
city Ankara.
Very rapid increases in the number
of vehicles in Turkey leads both
to an intensification in traffic and
also air pollution in the big cities
also due to increase in greenhouse
gas emissions. The experienced
difficulties make it compulsory for
public transportation to be given
priority. When rail systems are to
be considered primary, various
products and solutions are needed
to be developed from automation,
signaling and electric systems to
maintenance of the rails. To those
citizens who live in big cities, the
widespread use of applications
offers easy, comfortable and
stress-free transportation.
As the construction industrialists,
we are aware of the cruciality of
fast and healthy transportation
in our metropolises. Taking this
opportunity, we would like to
underline that we, as the sector,
are ready to support investments
and projects that will be carried out
giving priority to human life in our
cities.
The contentment of our people,
shall as well be our contentment..
M. Hamdi Yıldırım: Ministry of Transport,
Maritime Affairs and Communications Deputy
Undersecretary
The increase in urban population
is resulting in more vehicle traffic.
The number of motor vehicles has
almost reached from 8 million 600
thousand in 2002, to 19 million 700
thousand. Nearly 45 million people
travel with a motor vehicle in a day.
An important part of these people
use public transportation.
The total transportation demand
in our country is estimated to
reach 3 times by 2023. Our
metropolises like Ankara and
Izmir but particularly Istanbul
still receiving immigration, will
be the cities where this demand
will increase the most. Within
this context, giant projects have
been launched by the Ministry of
Transport, Maritime Affairs and
Communications, with the aim to
stand the increasing traffic across
our metropolises. For instance,
the Northern Marmara Motorway
is under construction in order
to direct the transit traffic out of
Istanbul. 3rd Bosphorus Bridge of
Istanbul is also under construction.
Istanbul-Izmir Motorway and
Izmit Bay Crossing Projects are
in progress. The Eurasian Road
Tube Crossing Project that will
join the two sides of Istanbul is
in progress. Furthermore, rail
systems which are safer and more
environmentally friendly in public
transportation also continue to
be under rapid progress in the
metropolitan areas:
Major projects such as MARMARAY
in Istanbul, EGERAY in Izmir and
GAZIRAY in Gaziantep have made
urban transportation fast and
comfortable. Airport connections of
these metro systems will as well
be provided.
Ministry of Transportation will
conduct certain operations for
the promotion of urban public
transport by 2023. Integration
of the urban transportation
plans with the zoning plans
will be maintained. Studies will
further continue for popularizing
pedestrian zones and bicycle
transportation. The effective use
of “Intelligent Transport Systems”
in all the cities will be increased
through the use of clean fuel
and energy-efficient vehicle
technologies. Rail systems will be
promoted for the routes having
increased number of passengers.
Combined sea, railway and road
transportation will be expanded.
147
SUMMARY
Prof. Dr. Mustafa Öztürk: Ministry of
Environment and Urbanization Undersecretary
Studies are carried out by the
Ministry of Environment and
Urbanization to improve air quality
through reducing air pollutant
emissions caused by urban
transportation. In line with this,
the Provincial Directorates of
Environment and Urbanization,
in coordination with local
governments, are requested
to set Clean Air Action Plans
which involve measures such as
signalization arrangements for
the prevention of traffic jams at
intersections, wide spreading the
use of public transportation and
rail transportation systems as well
as green wave applications that are
evaluated and followed up by the
Ministry.
It is aimed by the Ministry to expand
bicycle lanes and integrate with
transportation, to reduce vehicle
traffic and consequently improve air
quality and provide energy savings.
Thus, a positive contribution will be
made to energy savings as well as
air quality through the reduction of
carbon emissions.
Conjunction of the bike lanes with the
central regions of the settlements
and transportation networks shall
be made available. The design and
construction of bicycle lanes shall
be made in compliance with the
standards. Necessary measures
shall be taken with the public
transportation vehicles such as
metro, train, bus, ferry. Parking
stations and parking spaces for
bicycles will be made. Bicycle lanes
will be allowed also for the use of
disabled vehicles and thus, ease
of transportation for the disabled
citizens will be maintained.
The Ministry, in collaboration
with other institutions and
organizations, has prepared its
national contribution to combat
climate change. Within the scope of
the national contribution submitted
to the United Nations Framework
Convention on Climate Change
Secretariat as of October, it is
declared that, by 2030, the total
greenhouse gas emissions of our
country will be reduced by 21%.
The share of the transportation
sector in this reduction rate plays a
crucial role.
Metin Kilci: Ministry of Energy and Natural
Resources Undersecretary
For the purpose of improving
energy efficiency, reducing
emissions and noise, and for
minimizing the burden of energy
consumption on the economy;
today with urban transportation,
promoting public transportation
instead of the use of individual
vehicles is indispensable for
sustainable transportation.
As sustainable means of
transportation; wheeled public
transportation vehicles like bus
and metrobus, rail systems like
tramway and metro, as well
as non-motorized means of
transportation such as walking
and cycling are the most effective
148
applications towards increasing
energy efficiency and reducing
emissions.
The urban traffic jams force the
society to suffer negativities such as
increasing probability of accidents,
air pollution, noise, etc. On the other
hand, this causes the vehicle drivers
to make their trips by driving more
and at higher time costs.
Foremost among the efforts to
reduce energy intensity in the
transportation sector, improve
energy efficiency and reduce
emissions; is to expand railway
and maritime transportation in
particular.
Improvement and balanced
spreading of the transportation
systems will significantly reduce
our dependency on foreign energy.
As aimed for in the Energy
Efficiency Strategy Paper; it is
essential to intensify studies
towards reducing the share of
road transportation in overall
transportation and increasing
the share of marine, airway and
railway transportation with freight
and passenger transportation, by
way of improving the infrastructure
of alternative means of
transportation.
İsmail Kartal: Director General of Highways
Through its studies ensuing from
close follow up and implementation
of innovations and new technologies;
General Directorate of Highways
brings to life comfortable, safe, long
lasting and environmentally friendly
highways.
The institution has come quite a long
way with its R & D activities in line
with these objectives and the R & D
Projects are provided support.
Priority Research Areas for R & D
Projects are defined as follows;
Environment, Traffic, Security and
Operations, Planning and Projects,
Construction, Maintenance and
Repair, Road Building Materials,
Devices, Equipment, Systems,
Measurement and Design,
Information and Communication
Technologies.
In the last 5 years, about 5,3 million
tons of Stone Mastic Asphalt (TMA)
production was realized through R
& D projects, and the project life of
the highways has been extended.
The noise pollution caused by
the vehicles on the environment
has been reduced. Through this
implementation, it is projected
that the life span of highways
will increase at least 3 years and
their maintenance repair costs
will reduce. Furthermore, due to
advantageous surface features,
traffic accidents are also foreseen
to decrease.
As a result of Recycling Application
started since 2007, a total of 685
thousand tons of recycled asphalt
was reused and approximately 50
million TL savings were achieved.
In terms of traffic safety,
improvement works are carried out
at areas with higher potential of
accidents.
By means of expanding divided
road networks and raising the
highway standards, and also
through various actions taken
within the scope of traffic safety;
there has been a significant
reduction in the number of
accidents involving death or
personal injury or those resulting
in material damage.
Taking into account the accidents
on the roads in non-residential
areas, fatalities per 100 million
vehicle-km were decreased 62% in
2014 as compared to 2003.
Fatih Turan: General Manager of Infrastructure
Investments
Transportation in many cities
is considered to be the most
problematic activities of urban
life. Assessments on the external
costs of traffic congestion and
environmental pollution resulting
from motor vehicles vary according
to the crowdedness of cities, level
of congestion and the region.
To mention about the urban
passenger transportation;
pedestrian, bicycle transportation,
public transportation, private
car transportation, parking,
motorcycles, paratransit and
integration between those means
of transportation should be
considered. Main issues of urban
transportation in our country can
be summarized as follows:
Demands and problems on urban
passenger transportation can only
be resolved by featuring and giving
weight to public transportation.
Rapid actions must be taken
to promote the use of public
transportation in our cities. At this
point, it is essential to take the
required steps quickly to improve
public transportation services,
to increase its capacity when
necessary, and to make it more
attractive for passengers.
Rail transport systems play the
most important role in meeting
the transportation demands in big
cities, for reasons of providing high
capacity, fast, safe, comfortable
service qualities and also
minimized adverse effects on the
environment. Suburb railways,
metro and light metro lines form
the basis of public transportation
systems of metropolises,
whereas lower capacity public
transportation systems like buses,
minibuses have a supplying
function to these main lines.
In order to facilitate access to
airports in big cities; Ministry of
Transport also plans and builds the
rail system links. Urban Intelligent
Transportation Systems developed
by the municipalities will provide
important information flow and
integrity in urban transportation.
Necessary measures for those with
disabilities are attentively taken
in all the projects that are being
carried out.
149
SUMMARY
General Directorate of Security Traffic
Applications and Inspection Department
Key actions are aimed for within
the scope of “Traffic Safety
Strategy and Action Plan”. These
are effected for the purpose of
informing road users and raising
their awareness on the traffic rules
and its consequences in order to
ensure the order and flow of traffic
on both inner city and intercity
roads by maintaining a safe traffic
environment, and to prevent traffic
accidents that happen due to
violation of these traffic rules, and
to minimize deaths or personal
injuries or any material damage
resulting from traffic accidents.
Through a well-defined and
effective supervisory planning, by
2020, deaths arising from traffic
accidents are aimed to be reduced
by 50%.
150
In order to ensure the security of
life and property of citizens; traffic
management and supervision
services on the highways are being
carried out uninterruptedly for 24
hours with Traffic Electronic Control
Systems established in all cities.
Supervision, training, informative
and awareness-raising activities
are carried out continuously for the
purpose of drivers to drive more
carefully and attentively.
Joint projects and activities
between the Higher Board of
Education and the General
Directorate of Security will further
be conducted with the aim of
training specialized personnel
in the field of traffic safety, as
well as increasing and improving
traffic safety trainings in all the
educational institutions.
Under the organization of Traffic
Services Department and with the
coordination of the Governorates,
the “Driver and Pedestrian Training
Seminars” Project was commenced
and since 2000 up to now, training
was given to nearly 18 million road
users on the risk factors in traffic
and traffic safety issues.
In line with the objectives of
reducing fatalities by 50%,
increasing awareness on traffic
safety issues through more and
effective information to the public,
and minimizing accidents; 81
Provincial Directorates of Security
continue to carry out relevant
activities.
Giresun Municipality Bus Stop Project
Giresun Mayor Kerim Aksu,
has put his signature under a
contemporary practice in order to
encourage the city dwellers to read
more, and launched the “Library
Bus Stop” Project.
Kerim Aksu explained the project
as follows: “We have developed this
project in order to support reading
habits to start from childhood
and enable people of all ages to
find opportunities to read. We
also made “Book and Toy Boxes”
developed by our municipalities. In
these boxes, we collect books and
toys brought by people from their
homes. We then cargo them either
to the needers or to schools upon
request. We also add on our street
library where students, pensioners,
youngsters, and in short, people of
all ages can read daily newspapers
and books of their field of interest.
We have received very positive
feedback from this application.
Our study has been taken as
an example by many other
municipalities. We, as the Giresun
Municipality are very pleased by
the street libraries to become
widespread. Our citizens are
reading their books, enjoying the
fresh air and are expressing their
satisfaction to us.
We also have various other projects
for our young people and children.
Giresun Municipality has been
awarded the UNICEF Child Friendly
Cities Project. We consider our
children and our young people to
grow as world citizens, important.
By taking their opinions, we both
provide their contributions and
keep our dialogue warm. We
build children’s playgrounds in
every neighborhood. Recently on
October 29 Republic Day, we have
inaugurated the playground which
we named after our cartoonist Derya
Sayın who passed away at a very
young age. We have established a
project office within the municipality,
where very important projects are
being developed. The latest was
the Giresun International Sculpture
Symposium we have hosted. In our
Conservatory, we are opening music,
folk dances, drama, etc. courses for
our young people.”
151
SUMMARY
Erol Üçer: GAMA Holding Honorary President
In addition to being a successful
businessman, GAMA Holding
Honorary Chairman Erol Üçer, also
known for his multi-dimensional
social responsibility projects,
explained about his contributions
to education:
“I aim to provide support to the
successful students in need with
their education, under the scope of
a specific program.
At late 80s, I built two dormitories
to accommodate 200 children in
need of protection in Ankara, and
donated to the Social Services and
Child Protection Agency. I bought
two buildings for the criminalized
children who come out of youth
detention centers and provided
housing for them and allowed them
to continue their education.
Within the scope of “Daddy Send
Me to School” campaign conducted
by the newspaper Milliyet, I built
3 sororities in Igdir, Erzurum
152
and Eastern Bayazıt with a total
350 student capacity. In addition,
I contributed to the complete
renovation of İstanbul Beyoğlu
Finishing School as well to the
improvement of its activities.
Within the scope of the
Breakthrough Project initiated
by the ITU Rector Dr. Gülsün
Sağlamer in 1999, I actualized
the establishment of the ITU Dr.
Erol Üçer Center for Advanced
Studies in Music (MIAM). I
have also contributed to the
development of various projects
initiated to improve my university.
I had also furnished supports
for the establishment of METU
Technopolis.
We, 92 friends as Ataturk High
School graduates, gathered
together and established the
Atatürk High School Education
Foundation (ALEV) in 1985. In the
last 30 years, not only numerous
needs of the school were covered
but also various scholarships and
tuition assistances were provided
with the contributions of the
founders and benevolent education
volunteers.
ALEV offers students English speaking courses and also English
language training opportunities in
England. Physics-chemistry-biology labs, gymnasium, library and
conference rooms of the school
have been fully renovated and equipped with modern training tools
and equipment. Computer presentation rooms and computer labs
have been established in accordance with the latest technology. Our
Foundation has granted non-refundable scholarships to almost 3500
of our students so far.
ALEV also supports cultural, social
and sport activities of the school
and continues to offer numerous
scholarships to 250 high school
and university students.

Benzer belgeler