murat göğebakan aslen k.maraş`lı

Transkript

murat göğebakan aslen k.maraş`lı
MURAT
GÖĞEBAKAN
K.MARAŞ'LI...
ASLEN
Yakalandığı kan kanserine yenik düşerek geçen yıl temmuz
ayında hayatını kaybeden sanatçı Murat Göğebakan’ın annesi
Hatice Göğebakan, oğlunun bilinmeyen yönlerini anlattı.
Cumhurbaşkanı
şarkısını
Recep Tayyip
hediye
Erdoğan’a
eden
“Uzun Adam”
Göğebakan’ın
sanatçılığından yardımseverliğine, eğitime olan aşkından
hedeflerine kadar farklı yönlerinin anlatan anne Göğebakan,
asıl memleketlerinin Kahramanmaraş’ınPazarcık ilçesi olduğunu
söyledi.
Anne Göğebakan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sanatçının
45 yıllık hayatında hep gönül insanı olmaya çalıştığını
belirtti.
Yaşamında, “zengin gemisini karada yürütür ama fakir denizde
zor yürütür” ifadesini her zaman kullandığını dile getiren
Göğebakan, “Yaşamında insanları çok seven, cebindeki son
kuruşuna kadar fakirlere yardım eden, sevecen bir gönül
insanıydı. Paraya hiç önem vermezdi. Allah’ı ve yarattıklarını
seven bir insandı. O küçükle küçük, fakirle fakir, zenginle
zengin oluyordu” dedi.
“Yaptığı hayrı kimseye söylemezdi”
Aslen Pazarcıklı olduklarını belirten Göğebakan, bunu kimsenin
bilmediğini, işleri gereğiAdana’da ikamet ettiklerini ifade
etti.
Akraba ziyaretine büyük önem verdiğini dile getiren Göğebakan,
oğlunun kuzenleriyle beraber büyüdüğü için birbirlerine çok
bağlı olduklarını, bu yüzden de Pazarcık’a kendisi gibi çok
sık gelip gittiğini vurguladı.
Sanatçının Adana’da doğup büyüdüğünü, bu nedenle de Adanalı
olarak bilindiğine işaret eden Göğebakan, oğlunun eğitime ve
kimsesiz çocuklara verdiği önemi anlattı.
Adana’da aldığı iki katlı evi kimsesiz çocuklara hediye
etiğini aktaran Göğebakan, şöyle devam etti:
“Yaptığı hayrı kimseye söylemezdi. İlk İstanbul’a gittiğinde
çıkardığı ‘Ben Sana Aşık Oldum’ albümününden aldığı ilk parayı
burs olarak çocuklara dağıttı. Her ay birçok öğrenci için
bankalara para yatardı. Yardım ettiği kişiler onu tanırdı
fakat o yardım ettiği kişileri tanımazdı. Hatta hastalığının
artması üzerine bankalara bir ay para yatmadı. Bu
nedenle maaşımı vermemi isteyince ben de verdim ve çocukların
paraları yatırıldı. Zaten yaklaşık 15 gün sonra da vefat etti.
Mezara koyarken ismini bilmediği bir öğrencisi, ‘Murat ağabey,
ben senin çok ekmeğini yedim ve şimdi seni buraya koymak bana
mı nasip oldu’ ifadesini kullanmıştı.”
“Kanser üzerine kitap yazacaktı”
Anne Göğebakan, sanatçının özellikle de gitarına gözü gibi
baktığını söyledi.
İlk konserinden kazandığı 20 lirayı yıllardır gitarının içinde
sakladığını ve halen içinde olduğunu belirten Göğebakan,
konser sonrası aldığı paraları da herkese dağıtarak “hep ben”
demediğini ifade etti.
Oğlunun hastalığını yenerek bir albüm daha çıkartmayı
planladığını dile getiren Göğebakan, “Elde edeceği geliri de
LÖSEV’e bağışlayacaktı ama buna ömrü yetmedi. Kanser üzerine
bir kitap yazacaktı. Bildiğini herkesle paylaşmasını
severdi. Bu nedenle de gönüllerde güzel bir yer edindi” diye
konuştu.
Adanalı sanatçılarla ilişkisi
Oğlunun sanata ve sanatçılara olan saygısını da anlatan anne
Göğebakan, şöyle konuştu:
“Müzikle uğraşan insanları çok severdi. Cengiz Kurtoğlu’nu,
Ferdi Tayfur’u ve Müslüm Gürses’i Adanalı olarak bir başka
severdi. Onların bir balkon kafesi vardı ve hep orada bir
araya gelirlerdi. Cengiz Kurtoğlu çok samimi arkadaşıydı.
Cenazesine de gelmişti. Arkadaşları bizi hiç yalnız bırakmadı.
Cenazede de hep yanımızda oldular. Tabii gelmeyenler de oldu.
Yaz dönemi olduğu için herkes bir yerlere gitmişti, bu nedenle
gelemediklerini düşünüyorum.”
Oğlunun Anadolu yemeklerini çok sevdiğini aktaran anne
Göğebakan, “Özellikle de eti çok severdi ve bu yüzden etsiz
yemek yemezdi. Haftada bir bizim evde mangal yanardı. İçli
köfteyi, analı-kızlıyı ve patlıcan kebabını da çok severdi.
Hiç sevmediği de pırasaydı. O olduğu zaman bizim evde pırasa
pişmezdi” ifadelerini kullandı.

Benzer belgeler

Gümüşlük`te Jazz Başlıyor Balede Son Temsiller

Gümüşlük`te Jazz Başlıyor Balede Son Temsiller unvanına sahip Piyanist Erol Erdinç’in 16 Ağustos’ta vereceği konserle başlayacak olan caz günlerine büyülü sesiyle Sibel Köse, ülkemizi dünyada da başarıyla temsil eden Saksafoncu İlhan Erşahin, b...

Detaylı

Ocak 2010 - Zeytinburnu Kültür Sanat

Ocak 2010 - Zeytinburnu Kültür Sanat her şeye “hayır” demek gerektiğini anlatmaya çalışan, insana, hayata ve evrene dair bir hikâye. Filmde, iki ayrı insan, iki ayrı dünya bir araya geliyor ve anlatılmaya çalışılan dede torun ilişkisi...

Detaylı

Yükle

Yükle bu sürprizi bizler için güzel bir evlilik hediyesi oldu” sözleriyle dile getirdi. Vapur, kazı-kazan kuponu, Kebapçı ve sahne … Yarışmada dereceye girenlerin anıları son derece ilginç. Birinci olan ...

Detaylı