Metnin tamamını indirmek için lütfen tıklayınız

Transkript

Metnin tamamını indirmek için lütfen tıklayınız
Ekonomi Bülteni
21 Mart 2011, Sayı: 11

Yurtdışı Gelişmeler

Yurtiçi Gelişmeler

Finansal Göstergeler

Haftalık Görünüm
Japonya’daki Deprem ve Ekonomik Etkileri
* Büyümeye katkısı beklentilerin aksine olumlu , fakat bütçeye dikkat...
* Finansal piyasalara etkisi de Japonya’yla sınırlı kalacak…
* Özet ve Sonuç
Ekonomik Araştırma ve Strateji
Dr. Saruhan Özel
Ercan Ergüzel
Berke Gümüş
1
21 Mart 2011
DenizBank Ekonomi Bülteni
Yurtdışı Gelişmeler
* Japonya’daki doğal felaketler, Yen’i yükseltti. Japonya’daki 8.9 ölçekli depremden sonra Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) 14 Mart’taki toplantısında politika faizleri %3.5-4 arasında tutarken, Ekim 2010’da başlatılan varlık alım ve
likidite destek programının büyüklüğünün 5 trilyon Yen (61 milyar $) arttırarak 40 trilyon yene (488 milyar $) çıkardı.
* G7 Ülkeleri, Yen’e müdahale kararı aldı. Yen’e BoJ, Avrupa Merkez Bankası (ECB), Kanada Merkez Bankası, Amerikan Merkez Bankası (FED) müdahalede bulundu. Müdahale sonrası ikinci dünya savaşından sonra en yüksek seviyeleri gören Yen’de artış sınırlandı.
* AB Maliye Bakanları, Brüksel’de bir araya geldi. Avrupa Birliği (AB) maliye bakanları, Euro Bölgesi’nin ekonomik
sıkıntı içindeki ülkelerine yardım edecek kurtarma fonunun olanaklarını genişletme konusunda uzlaştılar. 24-25 Mart’ta
yapılacak zirvede liderlerin 2013’e kadar kurtarma fonunun kapasitesini 500 milyar $’a çıkarması bekleniyor.
* IMF, Yunanistan’a kurtarma paketinden 4.1 milyar € ödenmesini onayladı. IMF, Yunanistan’a AB+IMF kurtarma
programı kapsamında 4.1 milyar €’luk ödeme yapılmasını kararlaştırırken, yetkililerden de sıkı ekonomik reformlarda
ilerleme kaydetmelerini istedi.
* ABD Merkez Bankası (FED), gösterge faizi %0-0.25 aralığında tuttu. Ekonominin daha güçlü büyümesi ve işsizliğin düşürülmesine yardımcı olmak amacıyla 600 milyar $ büyüklüğündeki tahvil alım programının Haziran ayı sonuna
kadar sürdürüleceğini teyit etti. Ekonomik toparlanmanın ivmelenmeye başladığını belirterek enerji fiyatlarındaki artıştan kaynaklanan enflasyonun kısa süreli olacağı öngörüldü.
* Çin Merkez Bankası, bankaların zorunlu karşılık oranlarını 50 baz puan arttırarak %20’ye yükseltti. Böylece
zorunlu karşılıklarda enflasyonu düşürmek için bu yıl üçüncü defa Kasım’dan bu yana 6.defa artış yapıldı. Çin Merkez
Bankası bu yolla aşırı ısınmış ekonomiyi bankalar üzerinden soğutmaya çalışıyor. Buna ek olarak bu yolla artan enflasyonun da önüne geçilmeye çalışılıyor.
* Euro Bölgesi’nde enflasyon Şubat’ta yıllık bazda nihai %2.4; çekirdek enflasyon %1.1 yükseldi. Şubat ayı enflasyonu ECB’nin enflasyon limiti olan %2’nin üzerinde açıklanarak faiz artırım ihtimalini canlı tuttu.
* Portekiz, tahvil ihalesinde 1 milyar € borçlandı. Portekiz’in 12 aylık tahvil ortalama getirisi hafta sonunda Avrupa
kurtarma fonunun büyütülmesi üzerinde varılan
PIIGS CDS'leri ve Ratingler (5 Yıl; Fitch, LT FX)
mutabakata rağmen %4.3’e yükseldi. İhaleden he1200
men önce kredi derecelendirme kuruluşu MoTR, BB+
Ita, AAody’s’in Portekiz’in kredi notunu 2 basamak indirePor, A+
Spa, AA+
1000
rek A3’e düşürmesinin bu faiz artışında etkisi olduYun, BB+
Ire., BBB+
ğu anlaşılıyor. İspanya ise 18 ve 12 aylık tahvil
800
ihalesiyle 5.5 milyar € borçlandı. 18 aylık tahvil ihalesinde ortalama getiriler yükseldi. Belirsizlikle ar600
tan maliyetlerin EFSF fonunun 24-25 Mart 2011’de
kesin bir sonuca varılmasıyla düşmesi bekleniyor.
400
* S&P, Bahreyn’in kredi notunu indirdi. S&P,
Bahreyn’in kredi notunu iki kademe indirerek “A- 200
“dan “BBB”ye çekti, kredi notunu negatif izlemede
0
tuttu. Fitch de benzer bir not indirimine Bahreyn’in
Ocak 10
Nisan 10
kredi notunu BBB’ye düşürdü ve siyasi riskin artması durumunda yeni not indirimlerinin gündeme geleceğini belirtti.
Temmuz 10
Ekim 10
Ocak 11
* Moody’s kredi notunu indirdi. Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Mısır’ın kredi notunu “Ba3”e indirdi, görünümü ise negatif açıklandı.
2
21 Mart 2011
DenizBank Ekonomi Bülteni
Yurtiçi Gelişmeler
Şubat Verileri Bütçenin Olumlu Performansının Devam Ettiğini Gösteriyor…
* Şubat’ta bütçe dengesi 1 milyar TL, faiz dışı denge ise 7.2 milyar TL fazla verdi.
Merkezi Yönetim Bütçesi
* 12 aylık kümülatif değerler açısından
baktığımızda faiz dışı harcamalar %
14,gelirler ise %19 arttı. Gelir artışındaki
güçlü seyirde özellikle vergi gelirlerinin
pozitif katkısı büyük.
* Vergi gelirleri içinde Şubat’ta ithalde
alınan KDV’ni %49 artış olması dış ticaret dengesi açısından olumsuz trendin
Şubat’ta da devam ettiğine işaret ediyor.
Harcam alar
Faiz Dışı
Personel Giderleri
Mal&Hizm . Alım ları
Cari Transferler
Serm aye Giderleri
Şubat 10
Şubat 11
Nom inal
Şubat 10
Şubat 11
Nom inal
Şubat 10
Şubat 11
Nom inal
Aylık
Aylık
Değişim (%)
Yıl. Bugüne
Yıl. Bugüne
Değişim (%)
12 Aylık
12 Aylık
Değişim (%)
22
18
5
1
10
0
24
17
6
2
8
0
6%
-2%
17%
30%
-19%
89%
45
34
11
2
18
0
46
36
13
3
17
0
3%
5%
16%
27%
-5%
92%
268
217
57
29
94
20
295
247
64
29
101
26
10%
14%
12%
1%
8%
32%
Faiz
5
6
35%
11
10
-6%
50
48
-5%
Gelirler
20
16
2
1
4
2
25
21
3
2
4
3
23%
31%
32%
103%
2%
49%
40
33
6
4
8
5
48
41
7
6
9
6
22%
22%
15%
43%
10%
20%
220
178
38
22
46
28
263
218
41
28
58
37
19%
22%
9%
30%
27%
32%
-2
2
1
7
210%
-5
5
2
12
127%
-47
3
-32
15
-32%
417%
Vergi Gelirleri
Gelir Vergisi
KDV
ÖTV
İthalde KDV
Bütçe Dengesi
Faiz Dışı Denge
* Giderler tarafında en öneli destek faiz giderlerinden
geliyor. Şubat’ta bir önceki yılın aynı dönemine göre %35 50
artmış olsa da 12 aylık kümülatif performans açısından
40
faiz giderleri %5 azalmış durumda.
Faiz Dışı Denge (milyar TL, 12Ay Kümülatif)
30
* Giderler tarafında 12 aylık performanslar açısından en 20
çok artan gider kalemlerinin SGK devlet primleri, sermaye giderleri ve sermaye transferleri olduğu görülüyor.
10
15.4
8.7
0
* Orta vadeli hedeflerde 2011 sonu için %2.8 bütçe açığı / GSYİH hedefi var. Şubat’ta 12 aylık bütçe açığını -10
tahmini GSYİH’e oranladığımızda %2.9’a ulaşıyoruz. Bu Aralık 06
anlamda mevcut gidişat açısından yıl sonu hedeflerinin
biraz üzerinde gidildiği söylenebilir.
Aralık 07
-5
-3
-0.6%
-27
Aralık 09
Aralık 10
Bütçe Dengesi
0
* Diğer taraftan Haziran’daki genel seçimlerin ardından -10
bütçenin daha da sıkılaştırılacağı hesaba katıldığında yıl
sonu hedefine rahatlıkla ulaşılacağı söyleyebiliriz.
Aralık 08
-21
-11
0%
-13
-1.1%
-1.6%
-20
-1.8% -34
-5.2%
-26
-21
-4%
-3.6%
-6%
-5.5%
Bütçe Dengesi (Milyar $)
-30
-2%
-8%
% GSYİH
-40
-8.8%
2003
3
-10%
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010 Feb-11
21 Mart 2011
DenizBank Ekonomi Bülteni
Haftalık ve Aylık Getiri
Finansal Göstergeler
5 Günlük Değ (%, $ Bazında)
DIBS End.
1 Aylık Değ (%, $ Bazında)
DIBS End.
0.3
Emtia End.
Emtia End.
-0.1
Altın
0.1
Altın
$/TRY
0.3
$/TRY
EURO/$
0.0
3.2
MSCI TR
-0.8
MSCI EM
-1.5
MSCI EM
ABD-S&P
-1.5
ABD-S&P
-2
5.8
2.2
EURO/$
1.6
MSCI TR
-0.1
-1
0
1
2
-4.6
-2.7
-4.3
-8
-4
0
4
8
Risk iştahının azaldığı hafta olmasına karşın Euro’daki yükseliş dikkat çekiciydi.
Para Piyasaları
2.4
3 Aylık Libor Faizi (%)
USD Libor 1 ay, 3 ay ve 12 ay (%)
3
2
1.6
2
12 Aylık USD Libor
USD
1.2
0
Aralık 08
1
3 Aylık USD Libor
0.4
0.30
0.25
1 Aylık USD Libor
Haziran 09
Aralık 09
EUR
1,12
0.77
0.8
JPY
Haziran 10
0,30
0,2
0
Aralık 08
Aralık 10
Aralık 09
Aralık 10
Japonya’daki depremin faizler üzerinde etkisi olmadı...
H. Senedi Piyasaları
Hisse Senedi Endeksleri Değişim (%)
Çin-Shangai
Tr-Imkb100
Mac-Bux
Rus-Micex
Cz-Prague
Pol-WIG
Br-Bovespa
Meks-Bolsa
MSCI Emerging
-0.6
0.4
1.1
-2.3
-0.6
-15.1
Jp-Nikkei225
Ger-Dax
Fr-Cac40
UK-FTSE 100
EU-DJ Stoxx 50
ABD-DJ Indus
ABD-S&P
G-7 Ortalama
MSCI Global
-10.2
-10.0
-5.9
-8.6
-7.5
-6.1
-12
-6
MSCI IMKB Endeksi
150
0.8
-1.1
-2.7
-1.5
-4.2
-8.1
-18
MSCI GOÜ Endeksi
2.9
2.3
0.3
-1.3
-4.9
200
0.2
1 Aylık Değ (%)
5 Günlük Değ (%)
Hisse Senedi Endeksleri (Eylül 2008=100)
0.2
-0.9
-3.2
100
-2.7
-1.8
-2.8
-4.0
-1.2
-4.3
-1.5
-3.1
50
Eylül 08
-2.7
0
6
IMKB GOÜ’ye kıyasla daha limitli oranda geriledi.
Not: Tüm veriler rapor tarihinde saat 17:00 itibarı ile güncellenmiştir.
4
Nisan 09
Kasım 09
Mayıs 10
Aralık 10
21 Mart 2011
DenizBank Ekonomi Bülteni
Finansal Göstergeler
Politika Faizi ve Gösterge Tahvil Getirisi
Tahvil Piyasaları
25
400
GOÜ CDS'leri ve Ratingler (5 Yıl; Fitch, LT FX)
350
20
300
250
Benchmark Tahvil
Faizi (Bileşik)
15
200
150
10
8.55
100
Politika Faizi (Bileşik)
5
Eylül 08
TR, BB+
O/N Karşılığı: 6.25%
Haziran 09
Mart 10
50
Ocak 10
Aralık 10
Hun, BBB-
Nisan 10
Temmuz 10
Rus, BBB
Ekim 10
Bra, BBBOcak 11
Gösterge tahvil getirisi olumlu bütçe görünümüne paralel gerilemeye devam ediyor...
GOÜ Para Birimleri (Aralık 2008=100)
-1.2
CZK
3.3
1.2
-0.4
PLN
1.4
-1.6
-1.3
KRW
Aralık 10
80
2.0
90
2.1
5 Günlük Değ (%)
0.0
0.3
JPY
-0.5
110
2.5
0.9
120
0.5
EURO
3.2
1.6
-2
100
1 Aylık Değ (%)
-0.2
TRY
GBP
Nisan 10
0.3
HUF
ZAR
Ağustos 09
Değer Kaybediyor
Döviz Piyasaları
MXN
Aralık 08
70
-0.7
-0.5
-0.2
Değerleniyor
USD'ye Karşı Değişim (%, Pozitif Değerler= $'a karşı değerleniyor)
BRL
0
2
TRY
BRL
HUF
KRW
CZK
ZAR
130
4
TL diğer GOÜ’lere paralel hareket etmeye başladı...
Emtia Piyasaları
Emtia Endekslerinde Değişim (%)
-10.0
Tarım
1 Aylık Değ (%)
-4.3
-2.5
Tem. Maden
150
Petrol Fiyatları (Brent Ham, $)
130
5 Günlük Değ (%)
1.7
110
2.5
Değ. Maden
-0.9
90
12.3
Enerji
-0.4
70
5.8
Top. Endeks
-0.1
-10
-6
-2
2
6
10
50
Ocak 08
14
Ocak 09
Ocak 10
Petrol fiyatları Japon depremi + Ortadoğu gerginliğinin azalmasına paralel geriliyor.
Not: Tüm veriler rapor tarihinde saat 17:00 itibarı ile güncellenmiştir.
5
Ocak 11
21 Mart 2011
DenizBank Ekonomi Bülteni
Haftalık Görünüm
Japonya’daki Deprem ve Ekonomik Etkileri
Bir hafta önce Cuma günü Japonya'dan tarihinin en şiddetli deprem haberlerinden geldi. İlk gelen haberler 9 şiddetindeki
depremin çok limitli hasara ve can kaybına neden olduğu yönündeydi. Fakat hafta sonu dünya medyasına yansıyan haberlerle beraber işin rengi baştan sona değişmeye başladı. Bugün itibarıyla depremin üzerinden bir hafta geçmiş olmasına karşın yaklaşık 10 bin kişinin akıbetine ilişkin net bir bilginin ortada olmayışı yaşanan felaketin boyutlarını anlatmaya
yeterli. Yakın tarihinde büyük depremler yaşamış bir ülke olarak depremin insani boyutlarının son derece farkındayız.
Fakat bu raporun konusu gereği aşağıdaki yorumlarımızı ekonomik ve finansal boyutlarla sınırlı tutacağız.
Büyümeye beklentilerin aksine olumlu katkısı olacak, fakat bütçeye dikkat...
Farklı yatırım bankaları tarafından yapılan hesaplamalar yaşanan depremin maliyetinin 180-200 milyar $ düzeyinde olduğunu gösteriyor. Ekonomik maliyetin büyüklüğünü gösterme açısından bu rakam Türkiye’nin 700 milyar GSYİH’sının
yaklaşık üçte biri. 1999 Kocaeli Depreminin Türkiye’ye maliyetinin ise 10 katı büyüklüğünde. Diğer taraftan deprem maliyetlerini ülkelerin ekonomik büyüklüğüne oranladığımızda Kocaeli Depreminin Türkiye’nin o tarihteki GSYİH’sına oranı
yaklaşık %9 iken Japon depreminin oranı %4’ün altında kalıyor. Bu açıdan baktığımızda yaşanan deprem Japonya’nın
ekonomik performansını dramatik anlamda etkilememesi gerektiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Buna ek olarak Japonya tasarrufun oldukça yüksek fakat yatırımın oldukça limitli olduğu bir ülke. Bu beraberinde düşük
büyüme oranlarını getiriyor. 1980-90 arasında ortalama %4.5 büyüyen Japon ekonomisi, 1990 sonrasında ortalama sadece %0.9 büyüyebildi. Buna paralel 1990’ların başlarında global GSYİH’in neredeyse %20’sini üreten Japonya bugün
itibarıyla sadece 8’lik kısmını üretebiliyor. Bu anlamda deprem ve tsunami ile yaşanan yıkım, son 20 yıldır ekonomisini
canlandırmak için her yolu deneyen Japonya’nın arzuladığı büyüme oranları yakalamasına yardımcı bile olabilir. Benzer
bir etkiyi 1995’te Kobe depreminden sonra da görmüştük ve depremi takip eden yıl ekonomik büyüme %4’lü seviyelerine
yaklaşmıştı. Bu beklentiyi doğrular biçimde piyasaların Japonya’nın 2012 büyüme beklentisini depremin hemen ardından
%1.83’ten %1.92’ye yükselttiğini izledik (2011 büyüme beklentisinde ise bir değişiklik yapılmadı).
Diğer taraftan yapılan hesaplamalar önümüzdeki 5 yıl boyunca deprem maliyetlerinin Japonya’da bütçe açığı / GSYİH
oranını yılda ortalama %0.4 arttıracağını gösteriyor. Hali hazırda son iki senedir global kriz nedeni ile %7’nin üzerinde
bütçe açığı veren ve bu sene de %8’in üzerinde açık vermesi beklenen Japon ekonomisinde depremin borçlanma sınırlarını zorlayacağı açık. Çünkü bugün itibarıyla zaten %204’lük Kamu borcu / GSYİH oranı ile dünyanın en borçlu gelişmiş ülkesi konumundaki Japonya’yı bu oranı artan bütçe açıklarına bağlı olarak daha da arttırması son bir yıl içinde
AB’de çokça örneklerini gördüğümüz cinsten kamu borç problemlerine sebep olabilir. Diğer taraftan AB ülkelerinden
farklı olarak Japonya’nın toplam kamu borcunun %95’inin iç kaynaklı olması Japonya’yı rahatlatan en önemli etken.
Finansal piyasalara etkisi de Japonya’yla sınırlı kalacak…
Depremin ilk duyulduğu gün global piyasalar buna neredeyse hiç tepki vermedi ve global hisse senedi endeksi (MSCI
Global Endeks) %0.1 değer kazandı. Fakat resim bu hafta hızla değişti ve endeks ilk 3 günde %4’ün üzerinde değer
kaybetti. Bozulan risk algısının arkasında en önemli neden olarak depremde ziyade Fukushima Nükleer Enerji santralindeki sorunlar öne çıkıyor. Fukushima Japonya’daki sayıları 50’yi geçen nükleer enerji santrallerinden sadece bir tanesi.
Japonya ülkenin elektriğinin yaklaşık 4’te birini nükleer enerjiden karşılıyor ve dünya üzerinde en büyük nükleer enerji
gücü bazında ABD ve Fransa’nın ardından üçüncü ülke. Mevcut nükleer serpinti riski hem bu santralin 1970’li yılların
teknolojisine dayanmasından hem de Japonya’nın bu ölçüde büyük bir depremi ve buna bağlı tsunamiyi hesaba katmamasından kaynaklanıyor. Konu çok teknik olmakla beraber analizler genelde Fukushima’daki en olumsuz sonuçta dahi
problemlerin Çernobil düzeyinde olmayacağını gösteriyor. Fakat belirsizliğin eşittir risk/kazanç olduğu finansal piyasalar Fukushima’dan gelen her yeni habere sert tepki veriyorlar. Örneğin geçen Çarşamba akşamı AB Enerji Komisyonu
üyesinin kişisel görüşleri Japonya birkaç saat içinde nükleer bir felakete sürüklenecek olarak algılandı ve çok kısa zaman içerisinde global finansal piyasaların her iki yöne sert gelgitler sergilediğini izledik.
6
21 Mart 2011
DenizBank Ekonomi Bülteni
Haftalık Görünüm
Finansal piyasalarda daha kalıcı etkiler doğal olarak Japonya’nın lokal finansal varlıklarına ilişkin oldu. Yen depremin
ardından $’a karşı %5’in üzerinde değer kazandı ve $/Yen paritesi 78’li seviyelere gerileyerek 2. Dünya Savaşı’dan
sonraki en düşük değerine inmiş oldu. Farklı bir ülkede benzer bir deprem olsa para biriminin tam tersi yönde hareket
etmesi gerekirken Japonya’da farklı bir hareket görmemiz aslında hiç de sürpriz değildi. Çünkü Japon sigorta şirketleri
devasa deprem sigorta tazminatlarını (farklı tahminlere göre 10 ile 60 milyar $ arasındaki) ödemek zorunda kalacaklar
ve bu amaçla yüklü miktarda yurtdışı yatırımlarında tuttukları finansal varlıklarını Yen’e çevirerek ülkeye sokacaklar. Buna ek olarak Japon Hükümeti yukarıda anlatıldığı üzere artan bütçe açıklarını borçlanarak kapatacak, bu amaçla da yurtiçine önemli miktarda Yen’e çevrilmiş varlığın girmesi bekleniyor. Bu beklentilerle “carry trade”de (Türkçe okunuşu keri
tıreyd…örneğin düşük faizli Yen borçlanıp Brezilya Real’i gibi yüksek faizli para birimlerine yatırım yapmak) yüksek pozisyonu bulunan Japon yatırımcılarının da pozisyonlarını son günlerde hızla bozmaya başladıkları ve tekrardan Yen almaya başladıkları görülüyor. Tüm bu gelişmelere bakan Japon Hükümeti ihracatçıları zor durumda bırakmamak amacıyla depremden tam bir hafta sonra Yen’e müdahale etti. Buna ek olarak G7 ülkeleri de Yen’deki değerlenmeye karşı ortak
hareket edeceklerini açıkladılar. Bu koordineli hareket sonrasında Yen’in hızla değer kaybederek depremden önceki seviyelerine yaklaştığını izledik. Fakat 1995 Kobe depreminden sonraki 6 aylık süreç zarfında Yen’in $’a karşı %15’in üzerinde değerlendiğini hatırlatmak isteriz. Bu anlamda yapay müdahalelerin gücü limitli olabilir.
Hisse senedi tarafında da Nikei Endeksi depremin ardından %17’nin üzerinde değer kaybettiren sonra biraz toparlayarak kayıplarının bir kısmını yerine koydu. Çünkü analizler net bir şekilde 200 milyar $’lık deprem zararına karşın borsa
endeksinin depremin arından 600 milyar $’ın üzerinde değer kaybetmiş olduğunu gösteriyordu. Mevcut nükleer risk
problemi ortadan kalktıktan sonra yeniden yapılanmanın da etkisinin Nikei endeksi üzerindeki olumlu etkileri görülebilir.
Özet ve Sonuç:
1- Japonya dünyanın üçüncü büyük ekonomisi ve global üretim tedarik zincirinde önemli bir oyuncu. Örneğin bilgisayar
hard disklerinin %30’u bu ülkede üretiliyor. Deprem nedeni ile gloEmtia Endekslerinde Değişim (%)
bal şirketlerin üretimde problemler yaşayabilecekleri düşünülse de ilk
gelen açıklamalar bu anlamda şimdilik önemli bir problem olmadığını
-10.0
Tarım
1 Aylık Değ (%)
-4.3
gösteriyor. Bu anlamda depremin global ekonomi üzerinde belirgin bir
-2.5
etkisi olmayacağı görülüyor.
Tem. Maden
5 Günlük Değ (%)
1.7
2- Bu doğrultuda global ekonominin resesyona gitmesi ihtimaline karşın depremin hemen ardından hızla gerileyen emtia endeksleri riskin
boyutlarının anlaşılması ile beraber hızla toparladı. Belki tarım endeksi ve petrol fiyatlarını bu trendin dışında tutabiliriz. Tarım endeksi zaten son bir yıldır çok hızlı yükseliyordu. Spekülatif yatırımcıların bu
tarzda belirsizlik ortamlarında pozisyonlarından çıkabileceği bekleniyordu. Petrol tarafında ise Ortadoğu gerginliğinin azalmasına paralel
gerilemeye devam ediyor.
12.3
-0.4
5.8
Top. Endeks
-0.1
-10
-6
-2
2
6
10
14
Petrol Fiyatları (Brent Ham, $)
130
4- Japonya depremin yaralarını sarmak için, zaten ekstra açılmış olan
bütçesini daha da zorlayacak, buna bağlı olarak halihazırda çok yükselmiş kamu borcu daha da artacak.
110
5- Finansal piyasaların mevcut olumsuz tepkisi nükleer santraldaki
risklerin nereye varabileceğinin bilinmemesinden kaynaklanıyor. Geçmiş tecrübeler ve konunun uzmanlarının açıklamaları Fukushima’nın
Çernobil’den çok farklı olduğunu ve risklerin Çernobil’deki düzeyinin
oldukça altında olduğunu gösteriyor.
70
7
-0.9
Enerji
150
3- Büyümekte zorlanan Japon ekonomisi orta vadede depremden
aldığı destekle daha hızlı büyüyecek.
2.5
Değ. Maden
90
50
Ocak 08
Ocak 09
Ocak 10
Ocak 11
21 Mart 2011
DenizBank Ekonomi Bülteni
Haftalık Görünüm
6- Her ne kadar eski bir teknolojiden kaynaklanıyor olsa da (Fukushima 1970’li yılların teknolojisi ile yapılmış bir nükleer
santral) yaşanan kriz budan sonra birçok ülkenin nükleer enerji konusuna oldukça şüpheli yaklaşmasına sebep olacak.
Zaten çok gündemde olan yenilebilir enerji (güneş, rüzgar vs. kaynaklardan enerji elde edilmesi) daha da popüler hale
gelecek.
7- Değerlenen Yen’e müdahale G7 desteğiyle beraber geldi. Benzer bir koordineli para birimi müdahalesi en son 2000
yılında hızla değer kazanan Euro’ya karşı gerçekleştirilmişti. Fakat daha önceki Kobe depremi düşüldüğünde etkisi sınırlı olabilir.
8- Son olarak bu yılın manşetlerini gözden geçirdiğimizde Avusturya’daki sel felaketi, Kuzey Afrika’daki darbeler, Ortadoğu’daki iç savaş ve son olarak Japonya’daki deprem ve buna bağlı nükleer risklerin ortaya çıkmasına karşın global
hisse senedi endeksi 2010 sonuna göre yatay. Çünkü piyasaların uzun vadeli olumlu seyri açısından önemli olduğunu
düşündüğümüz 3 temel etmenin pozitif katkısı sürüyor: i- likidite bol, ii- faizler tarihi düşük seviyelerinde ve iii- ekonomik toparlanma.
8

Benzer belgeler