İslam`da kadın
Transkript
İslam`da kadın
Kadın Ve Islamın Kadına Verdigi Önem İdris YAVUZYİĞİT [email protected] “YARATAN” VE YARATILAN Allah’ın yeryüzüne insan olarak gönderdiği her varlık, varoluş itibarı ile onurlu ve mükemmel yaratılmıştır. Yaratılışından itibaren onur simgesi olan insan, Allahın muhatap kabul ettiği ve onurunu en iyi şekilde koruyacağı bir takım ilahi hitap, emir ve yasaklara muhatap tutulmuştur. Zira yaratan Allah, yaratılan insandır. İnsan, insanlık şeref ve haysiyetini, onur ve kerametini Allah ve peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.)’in öğretilerinde bulmuş, onunla yücelmiş, varlıklar arasında hak ettiği konumu almıştır. KUR’AN’DA TANITILAN İNSAN Allah’ın En Güzel Şekilde Yarattığı Ve Bütün Organlarını Tastamam Yaptığı, َْلقَدْ ْ َخ َلق َنا ْ(ال ِان َسا َْنْ ٖفىْاَح َسنِْْ َتق ٖويمTîn 4.) Tertemiz Rızıklar Verdiği, ات ِْ ( َو َر َز َق ُكمْْ ِم َْنْال َّط ِّي َبMü'min 64.) ِ َخْ ٖفي ِْهْ ِمنْْ ُر Ruhundan Üfleyerek Şereflendirdiği, وح ْٖه َْ (ثُ َّْمْ َس ّٰوی ُْهْ َونَفSecde 9) Allah’ın Muhatap Aldığı Ve Yeryüzünde Halifesi Kabul Ettiği, Yaratılmışlara Üstün Kıldığı Ve Şan Şeref Sahibi Yaptığı, َو َف َّضل َنا ُهمْ ْ َعلٰى ْ َك ٖثيرْْ… َولَقَدْ ْ َك َّرم َنا ْ َب ٖنى ْاٰ َد َْم ( ِم َّمنْْ َخ َلق َناْ َتف ٖضيلًاİsrâ 70.) Yaratılan Her Şeyi İstifadesine Sunduğu, ض ِْ ات ْ َو َما ْفِى ْالاَر ِْ الس ٰم َو َّ ْ اَلَمْ ْ َت َروا ْاَ َّْن ْاللّٰ َْه ْ َسخَّ َْر ْلَ ُكمْ ْ َما ْفِى (Lokman 20.) Akıl, İrade Ve Özgürlük Verdiği, اب ِْ ( َو َماْ َي َّذك َُّْرْاِ َّلاْاُولُواْالاَل َبBakara 269.) Peygamberler Ve Kitaplar Göndermek Suretiyle Doğru Yolu Gösterdiği, َْفا ٰ ِم ُنوا ْبِاللّٰ ِْه ( َو َر ُسولِ ِْهA'raf 158.) İradeli Ve Bilinçli Olarak İman Ve İbadet Etmesini İstediği, ْس ْاِ َّلا َْ ت ْال ِج َّْن ْ َوال ِان ُْ َو َما ْ َخ َلق ِْ (لِ َيع ُبدZâriyât 6.) ُون İyilik Yapanları Mükâfatlandırıp Kötülük Yapanları Cezalandıracağı Ve Sorumlu Kıldığı Varlıktır ﴾٧﴿ْ﴾ْ َف َمنْْ َيع َملْْ ِمثقَا َْلْ َذ َّرةْْ َخي ًراْ َي َرُْه٨﴿ْ( َو َمنْْ َيع َملْْ ِمثقَا َْلْ َذ َّرةْْشَ ًّراْ َي َرُْهZilzâl 7-8) Allah’ın tertemiz fıtrat üzere yarattığı ve Şah damarından daha yakın olduğunu bildirdiği varlıktır. Allah Teala insanoğlunu bir tek kadın ve erkekten yaratmıştır. Allah, insanın yaratılış itibari ile erkek veya kadın olmayı seçmesini insanın tercihine bırakmış değildir. ْاسْاتَّقُواْ َر َّب ُك ُمْالَّذىْ َخ َل َق ُكمْ ِمنْنَفس َْو ِاحدَة َْو َخ َل َقْ ِمن َها ُ َياْاَ ُّي َهاْال َّن اْونِ َس ًْاء َ ثير َ َزو َج َه ً اْو َب َّثْ ِمن ُه َماْر َِجا ًلاْ َك “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının...” (Nisa 4/1 ) Allah, insanın yaratılış itibari ile erkek veya kadın olmayı seçmesini insanın tercihine bırakmış değildir. ِ ْالس ٰم َو ْضْ َيخلُ ُقْ َماْ َي َش ُاءْ َي َه ُبْلِ َمنْ َي َش ُاءْاِنَا ًثا ِ ات َْوالاَر َّ ُلِلّٰ ِهْ ُملك َْو َي َه ُبْلِ َمنْ َي َش ُاءْال ُّذكُو َر ِ ً ْاْو َيج َع ُلْ َمنْ َي َش ُاءْ َع ٖقي ًماْاِنَّ ُهْ َع ٖلي ٌمْ َق ٖدي ٌر ث َا ن َ ًاْوا َ اَوْ ُي َز ِّو ُج ُهمْ ُذك َران “Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Dilediğini yaratır; dilediğine kız çocukları, dilediğine de erkek çocukları bahşeder. Yahut onları, hem erkek hem de kız çocukları olmak üzere çift verir. Dilediğini de kısır kılar. O, her şeyi bilendir, her şeye gücü yetendir.” (Şura 49, 50) ÜSTÜNLÜK CİNSİYETTE DEĞİL ALLAH’A BAĞLILIKTA İnsanlar arasında yaratılış ve dini sorumluluk açısından mutlak eşitlik vardır Yaratılışta eşit olan kadın ve erkek arasındaki üstünlük, Takva alanındadır. ْاْو َق َبائِ َل َ اسْاِن َ ىْو َج َعل َناكُمْشُ ُعو ًب َ َّٰاْخ َلق َناكُمْ ِمنْ َذ َكر َْواُنث ُ َياْاَ ُّي َهاْال َّن ْخبي ٌْر َ لِ َت َعا َرفُواْاِنَّْاَك َر َم ُكمْ ِعندَْاللّٰ ِهْاَت ٰقی ُكمْاِنَّْاللّٰ َهْ َعلي ٌم "Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır." (Hucurat 13) Hz. Peygamber: “Allah katında insanların en değerlisi, en derin takva bilincine erişmiş olanlarıdır.” (Buhârî, Tefsîr 2) Erkeklerin de kazandıklarından nasipleri var, kadınların da kazandıklarından nasipleri var. ِ ِ ْيبْ ِم َّما َص ن ْ ال ج ر ل َ ٖ ِّ َو َلاْ َت َت َم َّنواْ َماْ َف َّض َلْاللّٰ ُهْبِهْ َبع َض ُكمْ َعلٰىْ َبعضْل ٌ ِ ِ َْصيبْ ِم َّماْاك َت َسب َن َْوس َپلُواْاللّٰ َهْ ِمنْ َفض ِل ٖهْاِنَّْاللّٰ َه ن ْ ء ا س ن ل ِّ َ اك َت َس ُب ٌ َ واْول َكانَْبِ ُك ِّلْشَ یءْ َع ٖلي ًما “Allah'ın sizi, birbirinizden üstün kıldığı şeyleri (başkasında olup da sizde olmayanı) hasretle arzu etmeyin. Erkeklerin de kazandıklarından nasipleri var, kadınların da kazandıklarından nasipleri var. Allah'tan lütfunu isteyin; şüphesiz Allah her şeyi bilmektedir.” (Nisa, 4/ 32) Tarihte kadına hak ettiği değeri her zaman İslam vermiştir Tarih incelendiğinde görülür ki kadın, haklar bakımından asırlar boyu ihmal edilmiş, horlanmış, en ağır zulüm, baskı ve işkencelere maruz tutulmuştur. 19. yüzyılın ortalarına kadar, gerek Avrupa, gerekse Asya'da kadın, hak ve hukuk açısından yoksun bırakılmıştır. TARİH SAYFASINDA KADININ DEĞERİ Tarihte kadına hak ettiği değeri her zaman İslam vermiştir Yahudiler, kızları babalarının evlerinde hizmetçi kabul edilmiş, Tevrat’ta insan mıdır? değil midir? tartışmaları halen mevcut ve uğursuz addedilmektedir, şeytandan ona üfürülüp üfürülmediği? tartışmalara sebep olmuştur. Îran'da mezdek, ana ve kız kardeşle evlenmeyi meşru gören yeni bir din kurmuş!.. Hindistanda kadın, zavallı bir yaratık olarak kabul edilmiş, her türlü aşağılık arzulara alet edilmiştir. Vedaları okumaktan uzak tutuluyor, ayin ve merasimlere kabul edilmiyordu. Kadının dini efendisine hizmet etmekti. Görevi ve değeri, eğer kocası ölmüş ise onun cesedi üzerinde kendisini yakmasıydı. Eski Yunanlılarda da kadın, medeni haklar adına hiçbir şeye malik değildi. Kadın kocasının, kocası yoksa babasının, o da olmazsa akrabasından diğer erkeklerin vasiliği altında yaşardı. Kocası onu istediği zaman boşar ya da başkasına devredebilirdi. Eski Roma'da da kadın, kadının ruhsuz ve edebi hayattan nasibi olmayan bir hayvandan ve şeytanın iğrenç işinden ibaret bulunduğuna dair kararlar alındığı eski kaynaklarda mevcuttur. • • • • Ortaçağda Bizans'ın en şaşaalı zamanlarında Kadın erkeğin malı idi. Onda istediği gibi tasarruf hakkı vardı. Hayat ve ölümü eşinin elindeydi. Köle olarak kabul edilirdi. Kadının önce babasının, evlendikten sonra kocasının, kocası ölünce de oğlunun esiri idi. Kadın bir şehvet metaı addolunurdu. Atinalılar arasında bile kadın çarşılarda satılır, başkalarına ihale olunurdu. O sadece evin düzeni, çocuklara bakmak için lâzımdı, bu gün çekilen filmlerine dahi bu tarihi bilgiler konu edilmekte ve kadınların gördükleri zillet gözler önüne serilmektedir. ingiltere'de 1788 yıllarına kadar kadın kocasına mutlak itaate mecbur olup hemen hemen hiçbir hakka sahip değildi. 1888 yılında İngiliz piskoposlarından "Dour", Vestminister kilisesinde yaptığı bir konuşmasında şöyle diyordu. "Bundan 100 sene evveline gelinceye kadar kadın, erkeğin sofrasına oturmak hakkına sahip olmadığı gibi sorulmadan söze başlaması da caiz değildi. Kocası da başının ucuna kocaman bir sopa asardı ki karısı ne zaman bir emrini tutmazsa, onu kullanırdı”. Asya da; kadın insan kabul edilmezdi, ailede kız dünyaya geldi mi o aileye bir musibet geleceğine inanılırdı. Cahiliye Devrinde Kadının Konumu • Kızlara karşı nefret duyuluyordu • Kabile savaşlarında kadınlar en büyük tehlikeydi, ganimet malı olarak görülüyordu. • Kadın ticareti yapılıyordu. • Miras hakkından mahrumdu. • Zulüm ve hakaretlere maruz bırakılıyordu. • Bazı aileler kız çocuklarını diri diri toprağa gömüyorlardı. Cahiliye Devrinde Kadının Konumu Cahiliye inançlarını benimsemiş toplumlarda kadınlara karşı son derece olumsuz düşünceler mevcuttu. Bu düşünce bir çok yanlış uygulamalara yol açmıştır. Allah Kuran'da bu toplumlarda, insanların kız çocuklarını değersiz görerek doğar doğmaz, diri diri toprağa gömdüklerini bildirmektedir: ُْْس ِئ َلتْ بِأَ ِّيْ َذنبْقُ ِت َلت ُ َوإِ َذاْال َموؤُو َدة "Ve 'diri diri toprağa gömülen kızcağıza' sorulduğu zaman: "Hangi suçtan dolayı öldürüldü?" (Tekvir Suresi, 8-9) Araplardan birine kız çocuğu olduğu haber verilince anasından emdiği süt adeta burnundan gelirdi. Ne yapacak, kızı büyütüp aşağılık bir insan gibi mi yaşayacak yoksa onu toprağa mı gömecek. Bakın kuran onların bu durumunu haber veriyor: ْاْو ُه َوْك َٖظي ٌم َ َواِ َذاْ ُبشِّ َرْاَ َح ُد ُهمْبِالاُنثٰىْ َظ َّل َْوج ُه ُهْ ُمس َو ًّد ِ ْسو ِءْ َماْ ُبشِّ َرْبِ ٖهْ َا ُيم ِس ُك ُهْ َعلٰىْ ُهونْ َامْ َيد ُُّس ُه ِ َي َت َوا ٰر ِ ْفىْال ُّت َر ْاْس َاءْ َماْ َيحْ ُك ُمو َن َ ابْاَ َل ُ ىْم َنْالقَو ِم ِْمن “Onlardan birine kız müjdelendiği zaman öfkelenmiş olarak yüzü kapkara kesilir. Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün! Bakın ki, verdikleri hüküm ne kadar kötüdür!” (Nahl Suresi, 58-59) Tarihte kadına hak ettiği değeri her zaman İslam vermiştir İSLAMIN KADINA VERDİĞİ DEĞER İslâmda kadına işkence etmek, onu horlamak, küçük görmek, mal varlığına tecavüz etmek yoktur. Kadına aile içinde ve toplumda saygı esastır. "İslâmda kadın malı, nefsi ve zimmeti üzerine istediği gibi tasarruf hakkına maliktir. Kimsenin iznine ve hakimin müdahalesine ihtiyacı yoktur. Evlenme, alım-satım, kiraya verip alma, bağış yapma, kefil alma, ödünç para verme, şirket kurma, vekalet, sulh ve ibra, dava ve ikrar gibi bilcümle hususlarda erkek gibidir. Erkek gibi gayrimeşru fiil ve hareketlerinden mal ve vicdan bakımından sorumludur" İslâm kadınlara siyasal tercihlerini kullanma hakkını da tanımıştır. Hz. Peygamber kadınların Biat/oylarını kabul etmiştir. Her türlü eğitim hakkını vermiştir. Dünyanın her yerinde insan haklarının çiğnendiği, insan ve kadın ticaretinin yapıldığı, kadına hiçbir hakkın tanınmadığı, her türlü zulüm ve hareketin reva görüldüğü, bir meta gibi elden ele satıldığı, hatta uzun süre "Kadının ruhu var mıdır, yok mudur?" diye tartışmasının yapıldığı bir çağda, İslâm'ın ve sevgili Peygamberimizin kadın haklarına karşı gösterdiği titizlik, hiç şüphesiz yüce dinimiz İslâm'ın getirdiği yeniliklerdir. Tarih budur, gerçek budur. 1789 Fransız Büyük îhtilali'nin, kan akıtarak yazdığı "Hukuku Beşer Beyannamesi" ve ondan çok yıllar sonra, Birleşmiş Milletlerin "İnsan Hakları Beyannamesinden", insanlığın çok uzak olduğu bir dönemde ta 15 asır önce, İslâm'ın kadına tanıdığı haklar hiç de küçümsenecek ölçüde değildir. Sevgili Peygamberimiz Veda hutbesinde: "Ey insanlar! Sizin kadınlarınız üzerinde birtakım haklarınız vardır. Onlar sizin haklarınıza riayet etmelidirler. Onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Onlara karşı iyi davranınız. Eşlerinize şefkatle muamele edin. Siz onları Allah'ın ahdi ile aldınız. Onlar size Allah'ın ahdi ile helâl olmuştur" buyurmuşlardır. Tarihte kadına hak ettiği değeri her zaman İslam vermiştir İSLAM GELENEĞİNDE KADIN İLK İMAN EDEN KADINLAR 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. Hz. Hatice Lubane Bint El Haris (Abbasın Hanımı) Hz. Peygamberin Kızları Ümmü Seleme Bint Ebi Ümeyye (Habeşistan’a İlk Hicret Edenlerden) Leyla Bint Ebi Hasme (Habeşistan’a İlk Hicret Edenlerden) Sehle Bint Süheyl (Habeşistan’a İlk Hicret Edenlerden) Sevde Bint Zem’a (Habeşistan’a İlk Hicret Edenlerden) Ümmü Habibe (Habeşistan’a İlk Hicret Edenlerden) Fatıma Bint El Hattap (Hz. Ömer Müslüman Olmadan Önce Dövmüştür) Hz. Sümeyye (Ammar B. Yasir’in Annesi) Ümmü Eymen (Hz. Peygamberin Dadısı) Safiyye Bint Abdilmuttalip ( Hz. Peygamberin Halası) Esma Bint Ebi Bekir Selma Bint Sahr (Hz. Ebu Bekir’in Annesi) Hz. Osman, Talha, Zübeyir, Abdurrahman B. Avf’ın Anneleri Fatıma Bint Esed (Ebu Talip’in Eşi/ Efendimizin 2. Annem Dediği Kadın) İMANINDAN DOLAYI İŞKENCE GÖREN KADINLAR 1. Sümeyye Bint Hubbat, Mahzumilerin işkencesine maruz kalmış ve Ebu Cehil tarafından Şehid edilmiş ilk sahabedir. 2. Lubeyne, En Nahdiye, Ümmü Ubeys, Bilal’in annesi Hamame ve Zinnire isimli kadınlar işkenceye maruz kalmışlar ve Hz. Ebu Bekir tarafından satın alınarak hürriyetlerine kavuşturulmuşlardır. 3. Kureyşli bir genç Hz. fatıma’ya taş atarak başını yarmıştır. 4. Zinnire isimli cariyeye işkence edilerek gözleri kör edilmiş, lat ve uzza onu çarptı demişler. Bunu üzerine onların bunu yapmadığını söylemiş ve daha sonra şifa bulmuştur. KADINLARIN DİNİ TEBLİĞDEKİ YERİ 1. 2. 3. 4. 5. 6. İlk inen ayetlerin kadınlara ulaşmasındaki en büyük görev Hz. Hatice validemize düşüyordu. Abbas’ın İslam’a girmesine de vesile olmuştur. Guzeyye isminde bir kadın tebliğ faaliyetinde bulunmuş, anlaşılınca da sürgün edilmiştir. Habeşistan’a hicret eden Ümmü Habibe Bint Ebi Süfyan orada irşat faaliyetlerinde bulunmuş ve vesile olmuş. Hicret esnasında efendimiz ve Ebu Bekir, Ümmü Mabed isminde bir kadınla tanışır ve onu İslam’a davet eder. Daha sonra kadın kocasına durumu anlatır ve İslam’a girerler ve Medine’ye hicret ederler. Bir sefer esnasında ailesine su götüren bir kadın efendimizle tanışır. Efendimiz ona ikramda ve tebliğde bulunur. Kavmine döndüğü zaman başından geçenleri anlatır ve kavmi Müslüman olur. Müslüman olan İranlı bir cariye Selman-ı Farisi’yi efendimize getirerek İslam’a girmesine sebep olur. KADINLARIN İBADET HAYATINDAKİ YERİ 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. İlk inen ayetleri okuyup amel etmişler Cebrail abdest almayı ve namaz kılmayı efendimize öğretince efendimizde eşi Hz. Hatice’ye öğretmiş ve beraber namaz kılmışlardır. (ilk ibadet eden kişi ve ilk cemaat kadın) Kadınların mescide gitmelerinin engellenmesine karşı olmuştur (ْاء َْ َلا ْ َتم َن ُعوا ْإِ َم ِ )اللَّ ِْهْ َم َس اج َْدْاللَّ ِْه Hz. Ömer Atike bint Zeyd’e evlilik teklif eder. Oda mescide gitmesini engellememesi ve dövmemesi şartıyla kabul eder ve Hz. Ömer camide şehit edilinceye kadar cemaate devam eder. Mescide kadınların rahat girip çıkmaları için ayrı bir kapı açtırır. Farz namazlar bitince önce kadınların çıkmasını bekler ve sonra efendimiz daha sonra da erkek cemaat mescitten dışarı çıkardı. Peygamberimiz mescitte konuşacaksa namazdan sonra herkese hitap ederdi. Amre Bint Abdirrahman ve Ümmü Hişam insanlara Cuma günü hutbe irat edilirken Hz. Peygamberin ağzından kaf suresini öğrendiklerini söylerler. Hz. Peygamber kadınları hacca da teşvik ettiği rivayetlerde görülür. “Kadınların cihadı haccetmektir” Veda haccına hanımlarının hepsini götürmüştür. KADINLARIN SOSYAL HAYATTAKİ YERİ 1. Peygamberimiz (s.a.v.) kadınların okuma yazma öğrenmelerini ister ve buna teşvik buyururlardı. Okuma yazma bilen zeki ve tecrübeli bir kadın olan Şifa Hatun'dan, kendi eşi Hafsa'ya yazı yazmayı öğretmesini istemiştir. 2. Hz. Aişe, Muhaddis, fakih sahabelerdendir. 3. Hz. Ümmü Seleme validemiz Hasan-ı Basrinin en önemli hocasıdır. 4. Asrı Saadet’e 4 kadın doktor , 12 kadın hemşire 5. Tüccar hanım sahabî sayısı 11 6. ilk muhacirlerden Şifa Hatun zabıta 7. Kadın âlimlerinin sayısı 8 (Hz Aişe) 8. Sahabe’nin içerisinde şair olan hanım sayısı 11 9. Hatibe olan hanım sayısı 13’dür. 10. Meslekleri ile bildiğimiz 72 hanım sahabe (İslam Peygamberi, Muhammed Hamidullah) KUR’ANDA KADIN ERKEK AYRIMI YOK Kadın yaratılış itibarıyla erkekle aynıdır. ًَْاْواَ َج ٌلْ ُم َس ًّمىْ ِعن َد ُهْثُ َّمْاَن ُتمْ َتم َت ُرون َ ُه َوْالَّ ٖذ ٖ ىْخ َل َق ُكمْ ِمن َ ْطينْثُ َّمْ َق ٰضىْاَ َجل “Sizi bir çamurdan yaratan, sonra ölüm zamanını takdir eden ancak O'dur. Bir de O'nun katında muayyen bir ecel (kıyamet günü) vardır. Siz hâla şüphe ediyorsunuz.” (Enam 2) “Sizi َْْخ َل َق ُكم ِْمنْتُ َرابْثُ َّمْاِ َذاْاَن ُتمْ َب َش ٌرْ َتن َت ِش ُرون َ َو ِمنْاٰ َياتِ ٖهْاَن topraktan yaratması, O'nun (varlığının) delillerindendir. Sonra siz, (her tarafa) yayılan insanlar oluverdiniz.” (Rum 20) KUR’ANDA KADIN ERKEK AYRIMI YOK Peygamber ve Kur’an kadın ve erkek herkese gelmiştir. ْىْو ُين ِذ ُرونَ ُكمْلِق ََاء ِ َياْ َمع َش َرْال ِج ِّن َْوال ِان َ سْاَلَمْ َياتِ ُكمْ ُر ُس ٌلْ ِمن ُكمْ َيق ُُّصونَْ َع َلي ُكمْاٰ َيا ٖت َْيو ِم ُكمْ ٰهـ َذا “Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu günle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?” (En'âm 130) KUR’ANDA KADIN ERKEK AYRIMI YOK İman ve amel bakımından insanlar aynıdırlar ْين ِْ ينْ َوالقَانِ َت ِْ ينْ َوال ُمؤ ِم َن ِْ ينْ َوال ُمس ِل َم َّ اتْ َو َ الصا ِد ٖق َ اتْ َوالقَانِ ٖت َ اتْ َوال ُمؤ ِم ٖن َ اِنَّْال ُمس ِل ٖم ْات ِْ ينْ َوال ُم َت َص ِّد َق ِْ ينْ َوال َخ ِاش َع ِْ الصابِ َر ِْ الصا ِد َق َّ ينْ َو َّ اتْ َو َّ َو َ اتْ َوال ُم َت َص ِّد ٖق َ اتْ َوال َخ ِاش ٖع َ الصابِ ٖر ْات ِْ ينْاللّٰ َهْ َك ٖث ًيراْ َوال َّذا ِك َر ِْ وج ُهمْ َوال َح ِاف َظ ِْ الصائِ َم َّ ينْ َو َّ َو َ ينْفُ ُر َ اتْ َوال َّذا ِك ٖر َ اتْ َوال َح ِاف ٖظ َ الصائِ ٖم اَ َعدَّْاللّٰ ُهْلَ ُهمْ َمغ ِف َرة ًَْواَج ًراْ َع ٖظي ًما “Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, taata devam eden erkekler ve taata devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevazi erkekler ve mütevazi kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah'ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar var ya; işte Allah, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.” (Ahzab, 33/35) KUR’ANDA KADIN ERKEK AYRIMI YOK İnanç bakımından eşitlik ْاٰ َم َنْال َّر ُسو ُلْبِ َماْاُن ِز َلْاِلَي ِهْ ِمنْ َر ِّب ٖه َْوال ُمؤ ِم ُنونَْكُ ٌّلْاٰ َم َنْبِاللّٰ ِه َْو َمل ٰ ِئ َك ِت ٖه َْوكُ ُت ِب ٖه َْوُْر ُسِْل ٖه ِ ِ ِ ِ َ َ ُ َ َ ُ َك َك ْير ص م ْال ي ل ا اْو ن ب ر ْ ن ا ر ف غ ْا ن ع ط ا اْو ن ع م واْس ل ا ق ْو ه ل س ر ْ ن م َْلاْنُ َف ِّرقُْ َبي َنْاَ َحد َ ٖ َ َ َ َ ُ ٖ َّ َ َ َ َ ُ َ َ ُ “Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de (iman ettiler). Her biri Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. «Allah'ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. İşittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır» dediler.” (Bakara 285) KUR’ANDA KADIN ERKEK AYRIMI YOK İbadet bakımından bazı farklılıklarla birlikte eşitlik ْ ِواْو ُجو َه ُكم َْواَي ِد َي ُكمْاِلَىْال َم َرا ِفق َّ َينْاٰ َم ُنواْاِ َذاْقُم ُتمْاِل ُ ُىْالصلٰو ِةْ َفاغ ِسل َ َياْاَ ُّي َهاْالَّ ٖذ ْْج ُن ًباْ َفاطَّ َّه ُروا ُ َوام َس ُحواْبِ ُرؤ ُِس ُكم َْواَر ُج َل ُكمْاِلَىْال َكع َبي ِن َْواِنْكُن ُتم “Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın). Eğer cünüp oldunuz ise, boy abdesti alın.” (Maide 6) KADINLARIN İBADET HAYATINDAKİ YERİ Kadınlarla erkekler arasında temelde hiçbir ayrım gözetilmemiştir. İman, ibadet, ekonomik haklar, yaşam hakkı, ev bark sahibi olma, Kanun önünde eşitlik, yönetme ve yönetilme, çalışma, Hakkını savunma ve arama, evlenme ve yuva kurma, vb haklar Erkeklerle aynı oranda verilmiştir. Bazı durumlarda kadınların Biyolojik ve fizyolojik yapılarından dolayı kolaylık gösterilmiştir. 1. İbadetlerde hayız ve nifas hallerinde bulunan kadınlar için 1. Kur’an okuma 2. Namaz kılma 3. Oruç tutma 4. Hac konularında bazı kolaylıklar gösterilmiştir. 2. Ekonomik anlamda 1. Geçim konusu 2. Nafaka sorumluluğu 3. Mehir 4. İddet döneminde yeme-içme, giyim ve barınma gibi hususlar erkeklerin sorumluluğuna bırakılmıştır. KUR’ANDA KADIN ERKEK AYRIMI YOK Salih Amelde Eşitlik ْْح ٰيوةًْ َط ِّي َب ًة َْولَ َنج ِز َي َّن ُهم َ َمنْ َع ِم َل َ ىْو ُه َوْ ُمؤ ِم ٌنْ َف َل ُنح ِي َي َّن ُه َ ْٰصالِ ًحاْ ِمنْ َذكَرْاَوْاُنث اَج َر ُهمْبِاَح َس ِنْ َماْكَانُواْ َيع َملُو َْن “Erkek veya kadın, mümin olarak kim iyi amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve mükâfatlarını, elbette yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz.” (Nahl 16/97) ْابْلَ ُهمْ َر ُّب ُهمْاَ ٖنىْ َلاْاُ ٖضي ُعْ َع َم َلْ َع ِامل ِْمن ُكم ِْمنْ َذكَرْاَوْاُنثٰىْ َبع ُض ُكم ِْمنْ َبعض َ َفاس َت َج ِ واْواُخر ُِج ْْسِّْيَْپاتِ ِهم َ ينْ َه َ ُىْو َقا َتل َ ىْس ٖبي ٖل َ اج ُر َ َفالَّ ٖذ َ واْوقُ ِتلُواْ َلا ُ َك ِّف َرنَّْ َعن ُهم َ واْمنْ ِد َيارِ ِهم َْواُو ُذواْ ٖف ِ ْعن ِدْاللّٰ ِه َْواللّٰ ُه ِ اْمن ِ ىْمنْ َتح ِت َهاْالاَن َها ُرْ َث َوا ًب ِ ْج َّناتْ َتج ٖر ِْ ْحس ُنْالْثَّ َوا ب ُ ْعن َد ُه َ َو َلاُد ِخ َل َّن ُهم “Bunun üzerine Rableri, onların dualarını kabul etti. (Dedi ki:) Ben, erkek olsun kadın olsun -ki hep birbirinizdensiniz- içinizden, çalışan hiçbir kimsenin yaptığını boşa çıkarmayacağım. Onlar ki, hicret ettiler, yurtlarından çıkarıldılar, benim yolumda eziyete uğradılar, çarpıştılar ve öldürüldüler; andolsun, ben de onların kötülüklerini örteceğim ve onları altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Bu mükâfat, Allah tarafındandır. Allah; karşılığın güzeli O'nun katındadır.“ (Al-i İmran,3/195) KUR’ANDA KADIN ERKEK AYRIMI YOK Mali ibadetlerde eşitlik (Zekat, Fitre, Kurban, Hac) ْين َّ َواَ ٖقي ُم َ واْالصلٰوة ََْواٰتُواْال َّزكٰوة ََْوار َك ُعواْ َم َعْال ّٰرا ِك ٖع tam kılın, zekâtı hakkıyla edenlerle beraber rükû edin.” (Bakara 43) “Namazı verin, rükû ْْخيرْ َت ِجدُو ُهْ ِعندَْاللّٰ ِهْاِنَّْاللّٰ َْه َ واْالصلٰوة ََْواٰتُواْال َّزكٰوة ََْو َماْتُ َق ِّد ُمواْلِاَنف ُِس ُكمْ ِمن َّ َواَ ٖقي ُم ْبِ َماْ َتع َملُونَْ َب ٖصي ٌر “Namazı kılın, zekâtı verin, önceden kendiniz için yaptığınız her iyiliği Allah'ın katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı noksansız görür.” (Bakara 110) KUR’ANDA KADIN ERKEK AYRIMI YOK Emri Bil Ma’ruf Nehyi Anil Münker ِ اتْ َبع ُض ُهمْاَولِ َي ُاءْ َبعضْ َيا ُم ُرونَْبِال َمع ُر َْوف َْو َين َهون ُْ َوال ُمؤ ِم ُنونَْ َوال ُمؤ ِم َن َْْالصلٰوة ََْو ُيؤ ُتونَْال َّزكٰوة ََْو ُي ٖطي ُعونَْاللّٰ َه َْو َر ُسولَ ُه َّ َع ِنْال ُمن َكر َِْو ُي ٖقي ُمون ْح ٖكي ٌْم َ ْس َير َح ُم ُه ُمْاللّٰ ُهْاِنَّْاللّٰ َهْ َع ٖزي ٌز َ َاُولٰـ ِئك “Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resûlüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azîzdir, hikmet sahibidir.” (tevbe 71) KUR’ANDA KADIN ERKEK AYRIMI YOK İlimde eşitlik Kuranda, ilimden bahseden veya ilme teşvik eden 750 ayet olup, hiçbirisinde her hangi bir cinsiyet ayrımı yapılmamaktadır. ِ ينْ َلاْ َيع َل ُمونَْاِنَّ َماْ َي َت َذكَّ ُرْاُولُواْالاَل َب ْاب َ ينْ َيع َل ُمون َ َْوالَّ ٖذ َ قُلْ َهلْ َيس َت ِوىْالَّ ٖذ “De ki: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar.” (Zümer Suresi, 9) اِنَّ َماْ َيخ َشىْاللّٰ َهْ ِمنْ ِع َبا ِد ِهْال ُع َل ٰم ُؤا “Allah’a karşı ancak; kulları içinden âlim olanlar derin saygı duyarlar.” (Fatır Suresi, 28) Peygamberimiz: “İlim öğrenmek erkek ve kadına farzdır” (İbn Mace, Mukaddime, 17) KUR’ANDA KADIN ERKEK AYRIMI YOK Cennet’e Talip Olmada eşitlik ِ ِ ِ ِ ِ ِ َ ْين د ل ا ْخ ر ا ه ن ا اْال ه ت ح ت ْ ن م ْى ر ج ت ْ ات ن ج ْ ْ ات ن م ؤ م ال و ْ ين ن م َ َ َ َّ ٖ َ ٖ ُ َ َ َ ُ َ َ َو َعدَْاللّٰ ُهْال ُمؤ َ ٖ ٰ اتْ َعدن َْورِض َوانٌْ ِم َنْاللّٰ ِهْاَك َب ُر ِ ىْج َّن ْْذلِكَ ْ ُه َو َ اْو َم َسا ِك َنْ َط ِّي َب ًةْ ٖف َ ٖف َيه الفَو ُزْال َع ٖظي ُْم “Allah, mümin erkeklere ve mümin kadınlara, içinde ebedî kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler vâdetti. Allah'ın rızası ise hepsinden büyüktür. İşte büyük kurtuluş da budur.” (tevbe 72) ALLAH VE RASULÜNÜN HÜKMÜNE BOYUN EĞERLER َْو َماْ َكانَْلِ ُمؤ ِمن َْو َلاْ ُمؤ ِم َنةْاِ َذاْ َق َضىْاللّٰ ُه َْو َر ُسولُ ُهْاَم ًراْاَنْ َي ُكونَْلَ ُه ُم ْْضلَا ًلاْ ُم ٖبي ًنا ِ ال ِخ َي َرةُْ ِمنْاَم ِر ِهم َْو َمنْ َيع َ ْض َّل َ صْاللّٰ َه َْو َر ُسولَ ُهْ َفقَد “Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” (Ahzab 36) İSLAM DİNİ KADINLARIN HAKKINI KORUMAYI HEDEFLEMİŞ ُ . اَل َي ِتي ِم َْوال َمرأِْة:ْالض ِعيفَي ِْن ج ر ح َّ ْح َّق َ ُ ِّ َ اللَّ ُه َّْم! إنِّىْأ Ebu Hureyreden: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: Ben şu iki zayıfın hakkının çiğnenmesinden cidden sakındırırım: "Allahım! Yetim ve kadın." (İbn Mace, Edep, 6, II, 1213) İSLAM DİNİ KADINLARIN HAKKINI KORUMAYI HEDEFLEMİŞ Peygamberimiz : “Kadınlar, erkeklerle birlikte bir bütünü tamamlayan diğer yarıdır.” (Ebû Dâvûd, Tahâret, 94) Tarihte kadına hak ettiği değeri her zaman İslam vermiştir KUR’AN’IN KADINA VERDİĞİ DEĞER KUR’AN’DA KADINA DAİR BİLGİLER • Kur’an’da kadınlara ait sureler var (Nisa (Kadınlar), Müntehine (imtihan edilen kadın), mücadele (mücadele eden kadın), Meryem (Hz. İsa’nın annesi )... gibi sure isimleri vardır.) • Kadınların giyim kuşamlarına, evden dışarı çakarken ki hallerine dair bilgiler • Sosyal hayatta kadının tutum ve davranışlarına dair bilgiler • Kadınların ibadetleri ve özel halleriyle ilgili bilgiler (Hayız ve nifas) • Kadınların eş olarak görevlerine dair ayetler • Neslin devamını sağlayan kişiler olmaları, • Miras ve mehir hakları • Anne olmaları ve hamileliklerine dair bilgiler • Haksızlık karşısında hak aramaları gerektiğine dair bilgiler • Allah’ın “Rahim” sıfatının annede tecelli etmesi ve rahmin annenin özelliği ve güzelliğine işaret etmesi MEHİR VE MİRS HAKLARI ٰ ِ ْص ُد َقاتِ ِه َّنْنِح َل ًةْ َف ِان َوا س ن واْال ت اء ْْطب َنْلَ ُكمْ َعنْشَ یءْ ِمن ُه ُ ِّ َ َ َ ًْنَف ًساْ َف ُكلُو ُهْ َه ٖن ًيپاْ َم ٖر ٔیا “Kadınlara mehirlerini gönül rızası ile verin; kendi arzuları ile mehrin bir kısmını size hediye ederlerse, onuda afiyetle yersiniz.”(Nisa,4) İMTİHAN EDİLEN KADINLAR Mekke'den Medine'ye hicret eden Müslüman kadınların, gerçekten inanıp inanmadıklarını anlamak maksadıyla imtihan edilmelerini isteyen ".onları imtihan edin.." emri bulunmaktadır. Bu ayette geçen imtihan kelimesine istinaden, sureye, "imtihan edilen kadınlar" anlamında "Mümtahine" adı verilmiştir. Hudeybiye anlaşmasına göre, Mekke'den Medine'ye kaçan Müslümanlar müşriklere iade edilecekti. Birçok Müslüman bu anlaşmadan sonra Mekke'ye iade edilmiştir. ِ اتْ ُم َه ْاج َراتْ َفام َت ِح ُنو ُه َّنْاَللّٰ ُهْاَع َل ُم ُ اْج َاءكُ ُمْال ُمؤ ِم َن َ ينْاٰ َم ُنواْاِ َذ َ َياْاَ ُّي َهاْالَّ ٖذ ِ بِ ٖاي َمانِ ِه َّنْ َف ِانْ َع ِلم ُت ُمو ُه َّنْ ُمؤ ِم َناتْ َفلَاْ َتر ِج ُعو ُه َّنْاِلَىْال ُك َّفارِْ َلاْ ُه َّن ْْح ٌّلْلَ ُهم َْو َلا ُْهمْ َي ِحلُّونَْلَ ُه َّن “Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, onları, imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz de onların inanmış kadınlar olduklarını öğrenirseniz onları kâfirlere geri göndermeyin. Bunlar onlara helâl değildir. Onlar da bunlara helâl olmazlar. Onların (kocalarının) sarfettiklerini (mehirleri) geri verin.”(Mümtehine 10) MÜCADELE EDEN KADIN Bir kadının, kocasının zihar (cahiliyede bir boşama çeşidi) yaparak kendisini boşayan kocasının davranışlarının yanlış olduğu hususunda, peygamberimizle tartışmasından bahsedilmektedir. ْاْو َتش َت ٖكىْاِلَىْاللّٰ ِه َْواللّٰ ُهْ َيس َم ُع َ ْس ِم َعْاللّٰ ُهْ َقو َلْالَّ ٖتىْتُ َجا ِدلُكَ ْ ٖفىْ َزو ِج َه َ َقد ْْس ٖمي ٌعْ َب ٖصي ٌر َ َت َح ُاو َركُ َماْاِنَّْاللّٰ َه “Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikâyette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir. Allah, sizin konuşmanızı işitir. Çünkü Allah işitendir, bilendir.” (Mümtehine 10) GİYİM VE KUŞAM İÇİNDE KADIN VÜCUT HATLARINI GÖSTEMEYECEK, İNCE VE ŞEFFAF OLMAYACAK, ERKEKLERE BENZEMEYECEK TARZ ِ َوقُلْلِل ُمؤ ِم َن ْْزي َن َت ُه َّنْاِ َّلاْ َماْ َظ َهَْر َ اتْ َيغ ُضض َن ِْمنْاَب َصا ِر ِه َّن َْو َيحفَظ َنْفُ ُر َ وج ُه َّن َْو َلاْ ُيب ٖد ٖ ين ْْزي َن َت ُه َّنْاِ َّلاْلِ ُب ُعولَ ِت ِه َّن ُ ٰ اْول َيضرِب َنْبِ ُخ ُم ِر ِه َّنْ َعل َ ِمن َه َ ىْج ُيوبِ ِه َّن َْو َلاْ ُيب ٖد ٖ ين “Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. … başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler)…” (Nur 31) ْْذلِكَْْاَدنٰى ْٰ ْجلَا ٖبي ِب ِه َّن َ ينْ َع َلي ِه َّن ِْمن َ ينْ ُيد ٖن َ َياْاَ ُّي َهاْال َّن ِب ُّىْقُلْلِاَز َو ِاجكَ َْو َب َناتِكَ َْونِ َسا ِءْال ُمؤ ِم ٖن ْاَنْ ُيع َرف َنْ َفلَاْ ُيؤ َذي َن َْوكَانَْاللّٰ ُهْ َغفُو ًراْ َر ٖحي ًما Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.” “Ey Peygamber! (Ahzab 59) KADINLARA.. DÜŞKÜNLÜK SİZE SÜSLÜ GÖSTERİLDİ ِ ِ ِ ِ ْين ن ب ال ْو ء ا س ن ْال ن ْم ات و ه ب ْح س ا ن ل … ُز ِّي َنْل َّْالش ِ ِّ َّ ٖ ُ َ َ َ َ َ ََ ُّ ِ اْواللّٰ ُه ْْحس ُنْال َما ٰ ِب ُ ْعن َد ُه َ ْ ٰذلِكَ ْ َم َتا ُعْال َح ٰيو ِةْالدُّن َي “Nefsanî arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar, dünya hayatının geçici menfaatleridir. Halbuki varılacak güzel yer, Allah'ın katındadır. ” (Ali İmran 14) KADINLAR BİRBİRLERİNİ ALAYA ALMASINLAR ُْواْخي ًراْ ِمن ُهم َْو َلاْنِ َس ٌاء َ ينْاٰ َم ُنواْ َلاْ َيس َخرْ َقو ٌمْ ِمنْ َقومْ َع ٰسىْاَنْ َي ُكون َ َياْاَ ُّي َهاْالَّ ٖذ ِ ْخي ًراْ ِمن ُه َّن َْو َلاْ َتل ِم ُزواْاَنف َُس ُكم َْو َلاْ َت َنا َب ُزواْبِالاَلق َْاب َ ِمنْنِ َساءْ َع ٰسىْاَنْ َي ُك َّن ِ بِئس ْالاس ُمْالف ُُسوقُْ َبعدَْال ٖاي َم ِان َْو َمنْلَمْ َي ُتبْ َفاُول ٰ ِئكَ ْ ُه ُمْال َّظالِ ُمو َْن َ “…Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fâsıklık ne kötü bir isimdir! Kim de tevbe etmezse işte onlar zalimlerdir.” (Hucurat 11) ِ ِ َاتْال ُمؤ ِم َن ِ اتْال َغافِل ِ ينْ َير ُمونَْال ُمح َص َن َّ ْاتْلُ ِع ُنواْفِىْالدُّن َيا ذ ل َّْا ن ا ٖ َ ٰ ِ ِ َ َ ابْ َع ٖظي ٌْم ذ ع ْ م ه ل ْو ة ر خ ٌ َ ُ َ َ َوالا “Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin kadınlara zina isnadında bulunanlar, dünya ve ahirette lânetlenmişlerdir. Yapmış olduklarına, dilleri, elleri ve ayaklarının, aleyhlerinde şahitlik edeceği gün onlar için çok büyük bir azap vardır.” (Nûr, 24/23). Namusa dil uzatanlar, iffetli kimselere iftira atanlar tel’in ediliyordu vahiy ile 44 ALLAH HAKKINDA KÖTÜ ZANDA BULUNAN KADIN VE ERKEKLERE AZAB VAR: ِ ين َْوال ُمش ِر َك ِ ين َْوال ُم َنا ِفق ْينْبِاللّٰ ِه َ اتْال َّظ ٖان َ َات َْوال ُمش ِر ٖك َ َو ُي َع ِّذ َبْال ُم َنا ِف ٖق ُْْالسو ِء َْو َغ ِض َبْاللّٰ ُهْ َع َلي ِهم َْولَ َع َن ُهم َْواَ َعدَّْلَ ُهم َّ ْالسو ِءْ َع َلي ِهمْ َدائِ َرة َّ َظ َّن َج َه َّن َم َْو َس َاءتْ َم ٖص ًيرا «(Bir de bunlar) Allah hakkında kötü zanda bulunan münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah'a ortak koşan erkeklere ve ortak koşan kadınlara azap etmesi içindir. Müslümanlar için bekledikleri kötülük çemberi başlarına gelsin! Allah onlara gazap etmiş, lânetlemiş ve cehennemi kendilerine hazırlamıştır. Orası ne kötü bir yerdir!» (Fetih 6) Tarihte kadına hak ettiği değeri her zaman İslam vermiştir KUR’AN’DA ÖRNEK OLARAK ZİKREDİLEN KADINLAR KUR’AN’DA ZİKREDİLEN ÖRNEK KADIN ŞAHSİYETLER • • • • • • • • • • Muciye tanıklık eden İmanlı anne örneği: Hz. Meryem İmanlı eş örneği: Hz. Hatice, (Allah selam ediyor) Küfür karanlığı içerisinde İmanlı kadın örneği: Hz. Asiye (Musa) İmanlı kız örneği: Hz. Şuayp peygamberin kızları (Hz. Musa evlenir) Kafir kadın örneği: Hz. Nuh’un Karısı, Hz. Lut peygamberin eşi İman eden kadın örneği: Yemen ülkesi / Sebe melikesi Belkıs İftiraya maruz kalan kadın örneği: Hz. Aişe Sevgi ve kıskançlık örneği: Hz. Züleyha (Aşkın karanlıklarından İman denizine akan bir hayat) Tevbe eden kadın örneği: Hz. Havva (Arafatta vakfe) Şeytanla mücadelede başarı örneği: Hz. Hacer (Safa Merve Arası Sa’y, Şeytan taşlama) MERYEM (A.S), MUCİZEYE TANIKLIK EDEN İFFETLİ KADIN OLARAK ÖRNEK GÖSTERİLİR ِ َو َمر َي َمْاب َن َتْ ِعم ٰرنَْالَّ ٖتىْ َاح َص َنتْ َفر َج َهاْ َف َنفَخ َناْ ٖفي ِهْ ِمنْ ُر ْوح َنا ِ َو َص َّد َقتْبِ َك ِل َم ْين َ اتْ َر ِّب َه َ اْوكُ ُت ِب ٖه َْو َكانَتْ ِم َنْالقَانِ ٖت “İffetini korumuş olan, İmran kızı Meryem'i de (Allah örnek gösterdi). Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O gönülden itaat edenlerdendi.” (Tahrim 11) ALLAH’A TEVEKKÜL EDEN KADIN OLARAK FİRAVUN’ UN KARISI ÖRNEK GÖSTERİLİR ْينْاٰ َم ُنواْام َراَ َتْ ِفر َعونَْاِذْ َقالَتْ َر ِّبْاب ِنْ ٖلى َ َو َض َر َبْاللّٰ ُهْ َم َثلًاْلِلَّ ٖذ َْْو َع َم ِل ٖه َْون َِّج ٖنىْ ِم َنْالقَو ِم َ ِعن َد َكْ َبي ًتاْ ِفىْال َج َّن ِة َْون َِّج ٖنىْ ِمنْ ِفر َعون ْين َ ال َّظالِ ٖم “Allah, inananlara da Firavun'un karısını misal gösterdi. O: Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap; beni Firavun'dan ve onun (kötü) işinden koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar! demişti.” (Tahrim 11) İFFETİNİ KORUYAN KIZLAR ÖRNEĞİ ِ َْْو َو َجدَْ ِمنْ ُدونِ ِه ُم ن ُو ق س ي ْ س ا ن ْال ن م ِ َّ َ َ َولَ َّم َ َ ْاْو َر َدْ َم َاءْ َمد َي َن َْو َجدَْ َع َلي ِهْاُ َّم ًة ْىْح ّٰتىْ ُيص ِد َرْال ِّر َع ُاء َ ام َراَ َتي ِنْ َت ُذو َد ِانْ َقا َلْ َم َ اْخط ُب ُك َماْ َقالَ َتاْ َلاْنَس ٖق َواَ ُبونَاْشَ ي ٌخْ َك ٖبي ٌْر “Musa, Medyen suyuna varınca, orada (hayvanlarını) sulayan bir çok insan buldu. Onların gerisinde de, (hayvanlarını) engelleyen iki kadın gördü. Onlara: Derdiniz nedir? dedi. Şöyle cevap verdiler: Çobanlar sulayıp çekilmeden biz (onların içine sokulup hayvanlarımızı) sulamayız; babamız da çok yaşlıdır.” ( Kasas 23 ) Sevgi ve kıskançlık örneği: Hz. Züleyha (Aşkın karanlıklarından İman denizine akan bir hayat) ِ َو َر َاو َدت ُهْالَّ ٖتىْ ُه َوْ ٖفىْ َبي ِت َهاْ َعنْنَف ِس ٖه َْو َغلَّق ْاب َْو َقالَتْ َهي َت َ َتْالاَب َو لَكَ ْ َقا َلْ َم َعا َذْاللّٰ ِهْاِنَّ ُهْ َر ٖبىْاَح َس َنْ َمث َوا َیْاِنَّ ُهْ َلاْ ُيف ِل ُحْال َّظالِ ُمون “Evinde bulunduğu kadın, onun nefsinden murat almak istedi, kapıları iyice kapattı ve «Haydi gel!» dedi. O da «(Hâşâ), Allah'a sığınırım! Zira kocanız benim velinimetimdir, bana güzel davrandı. Gerçek şu ki, zalimler iflah olmaz!» dedi.” ( Yusuf 23 ) ْْسوءْ َقالَ ِت َ َقا َلْ َم َ فْ َعنْنَف ِس ٖهْقُل َن َ وس ُ اشْلِلّٰ ِهْ َماْ َع ِلم َناْ َع َلي ِه ِْمن َ ْح ُ اْخط ُب ُك َّنْاِذْ َر َاودتُ َّنْ ُي َْ الصا ِد ٖق ين َّ ْصْال َح ُّقْاَنَاْ َر َاودتُ ُهْ َعنْنَف ِس ٖه َْواِنَّ ُهْلَ ِم َن َ ام َراَ ُتْال َع ٖزيزِْال ٰپ َن َ ْحص َح “(Kral kadınlara) dedi ki: Yusuf'un nefsinden murat almak istediğiniz zaman durumunuz neydi? Kadınlar, Hâşâ! Allah için, biz ondan hiçbir kötülük görmedik, dediler. Azizin karısı da dedi ki: «Şimdi gerçek ortaya çıktı. Ben onun nefsinden murat almak istemiştim. Şüphesiz ki o doğru söyleyenlerdendir.” ( 12.51 ) Tevbe eden kadın örneği: Hz. Havva (Arafatta vakfe) ْين َ اْواِنْلَمْ َتغ ِفرْلَ َن َ َقا َلاْ َر َّب َناْ َظ َلم َناْاَنف َُس َن َ اْو َتر َحم َناْلَ َن ُكونَ َّنْ ِم َنْال َخ ِاس ٖر “(Âdem ile eşi) dediler ki: Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.” ( Araf 23 ) Şeytanla mücadelede başarı örneği: Hz. Hacer (Safa Merve Arası Sa’y, Şeytan taşlama) • • • • • • • Bu kadın, köle iken firavun tarafından, Hz. İbrahim veya bir diğer rivayete göre İbrahim’in karısı Sara’ya cariye olarak hediye edilmeye layık nitelikte vasıflara sahip bir kadındır. Köle ve siyah derili bir kadın olduğu halde, Hz. İbrahim’in karısı Sara’nın, bir peygambere eş olarak kendi eliyle sunduğu bir kadındır. Bu kadın öyle bir kadındır ki, hamile kalması ve çocuk doğurması bile kıskanılacak nitelikte bir kadındır. Bu kadın öyle üstün vasıflara sahip bir kadındır ki, bir resul tarafından bir küçük bebek ya da bir başka rivayete göre küçük bir çocukla tek başına yaşama elverişsiz bir mahalde bırakılabilecek kadar güçlü bir kadındır. Bu kadın öyle bir kadındır ki, bir bebekle bırakıldığı meskûn mahalde, bir peygamberi yetiştiren, bir medeniyetin temellerini kuran vasıflarda bir kadındır. Hz. Hacer; Firavun için değerli bir köle; Hz. İbrahim’in karısı Sara için ideal bir kuma; peygamber İbrahim için itaatkâr bir sahabe ve sadık bir eş; Hz. İsmail için “bulunmaz” bir anne; Allah için ona muti bir kul; İnananlar için kıyamete dek muhteşem bir abide ve örnekliktir. İslam tarihinde, İslam kaynaklarında yer alan Hz. Hacer ve Hz. İsmail’in, Mekke’de başlarından geçtiği kabul edilen su arayışı hadisesi, Hac ibadetinin bir menasiki olmuştur. Şeytanla mücadelede başarı örneği: Hz. Hacer (Safa Merve Arası Sa’y, Şeytan taşlama) َْر َّب َناْاِ ٖنىْاَس َكن ُتْ ِمنْ ُذ ِّر َّي ٖتىْبِ َوادْ َغيرِْ ٖذىْ َزرعْ ِعندَْ َبي ِتكَ ْال ُم َح َّر ِمْ َر َّب َنا ْسْ َته ٖوىْاِلَي ِهم َْوار ُزق ُهمْ ِم َن ِ واْالصلٰوةَْ َفاج َعلْاَف ِپ َدةًْ ِم َنْال َّنا َّ لِ ُي ٖقي ُم ِ الثَّ َم َر اتْلَ َعلَّ ُهمْ َيش ُك ُرو َْن “Ey Rabbimiz! Ey sahibimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için ben, neslimden bir kısmını senin Beyt-i Harem'inin (Kâbe'nin) yanında, ziraat yapılmayan bir vâdiye yerleştirdim. Artık sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meyledici kıl ve meyvelerden bunlara rızık ver! Umulur ki bu nimetlere şükrederler.” ( İbrahim 37 ) KAFİRLER İÇİN NUH (A.S) IN VE LUT (A.S) IN KARILARI ÖRNEK GETİRİLDİ ْينْ َكف َُرواْام َراَ َتْنُوح َْوام َراَ َتْلُوطْ َكانَ َتاْ َتح َت َ َض َر َبْاللّٰ ُهْ َم َثلًاْلِلَّ ٖذ َْاْصالِ َحي ِنْ َف َخانَ َتا ُه َماْ َف َلمْ ُيغ ِن َیاْ َعن ُه َماْ ِم َنْاللّٰ ِهْشَ ي ًپا َ َعبدَي ِنْ ِمنْ ِع َبا ِدن ِ َو ٖقي َلْاد ُخلَاْال َّنا َرْ َم َعْالد ْين َ َّاخ ٖل “Allah, inkâr edenlere, Nuh'un karısı ile Lût'un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki sâlih kişinin nikâhları altında iken onlara hainlik ettiler. Kocaları Allah'tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara: Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin! denildi. ” (Tahrim 10) HZ. AİŞE: İFTİRA ATILAN KADIN ْْخي ٌرْلَ ُكمْلِ ُك ِّل َ ْجاؤُْبِال ِاف ِكْ ُعص َب ٌةْ ِمن ُكمْ َلاْ َتح َس ُبو ُهْشَ ًّراْلَ ُكمْ َبلْ ُه َو َ ين َ اِنَّْالَّ ٖذ ِ ِ ِ ِ ِ ّٰ َّ َ َ ابْ َع ٖظي ٌْم ذ ع ْ ه ل ْ م ه ن م ْ ه ر ب ك ْى ل و ت ْى ذ ل ا ْو م ث ا ْال ن م ْ ب س ت اْاك م ْ م ه ن م ْامرِئ َ ٖ َ َ ِ ُ ُ ُ ُ َ َ َ َ ٌ َ َ َ “(Peygamber'in eşine) bu ağır iftirayı uyduranlar şüphesiz sizin içinizden bir guruptur. Bunu kendiniz için bir kötülük sanmayın, aksine o, sizin için bir iyiliktir. Onlardan her bir kişiye, günah olarak ne işlemişse (onun karşılığı ceza) vardır. Onlardan (elebaşlık yapıp) bu günahın büyüklüğünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azap vardır.” ( Nur 11 ) ِ َ ْاْو َقالُواْ ٰه َذا ذ ا ْا ل لَو َ اتْبِاَنف ُِس ِهم ُ َْوال ُمؤ ِم َن َ ْخي ًر َ ْس ِمع ُت ُمو ُهْ َظ َّنْال ُمؤ ِم ُنون َ اِفكٌ ْ ُم ٖبي ٌْن “Bu iftirayı işittiğinizde erkek ve kadın müminlerin, kendi vicdanları ile hüsnüzanda bulunup da: «Bu, apaçık bir iftiradır» demeleri gerekmez miydi?” ( 24.12 ) Tarihte kadına hak ettiği değeri her zaman İslam vermiştir EFENDİMİZİN KADINA VERDİĞİ DEĞER Hz. Peygamber’in kadına verdiği değer • • • • • • • • • • • • • • • • • • • Hz. Hatice’ye her daim bağlılığı, ölümünden sonra anması Hz. Aişe’ye olan sevgisi “kör düğüm gibi sevmesi ve Hz. Aişe’nin zaman zaman kör düğüm nasıl diye sorması ve her seferinde eskisi gib diye cevaplaması. Hz. Fatıma geldiğinde ayağa kalkması ve kendi yerine oturtması. Vefatına yakın sırrını Hz. Fatıma’ya söylemesi. Efendimizin soyunun Kızıyla devam etmesi. Ev işlerinde eşlerine yardımcı olması. Kervan yolculuğu sırasında söylediği şarkılar ve çaldığı şeylerde develeri coşturan Enceşe’ye “Kristalleri incitme” diye uyarıda bulunması. Kadınlarla istişarelerde bulunması (Hudeybiye bölgesinde hac yolculuğu engellenince Ümmü Seleme ile istişare etmesi) İslam tebliğinde kadınlara müsaade etmesi ve görevlendirmesi Madine döneminde zabıta memuru olarak kadın görevlendirmesi. Savaşlarda yaralıları tedavi etmek üzere kadınları görevlendirmesi. Kız çocuğu yetiştirenlere cennet müjdesi vermesi. Çocuklar arasında kız ve erkek ayrımı yapılmaması konusundaki uyarıları. Anneye hizmet etmenin cihada denk olduğunu ifade etmesi. Cennetin anaların ayakları altında olduğunu söylemesi. Hak gözetmede önceliğin anneye ait olduğunu bildirmesi. ailenin nafakasını temin etmek için çalışmanın ibadet olduğunu vurgulaması. Kadınlara haftanın bir gününü tahsis etmesi. Kadınlardan biat alması…. ALLAHIN SELAM ETTİĞİ KADIN: HZ. HATİCE Vahyin kesildiği bir devrede Hz. Peygamber Hira’ya çıkar ve üç gün dönmez. Yaşlı kadın endişelidir, eşinin azığı belki bitmiştir diye. Azık hazırlar ve dağa tırmanmak üzere yola koyulur. Zor zahmet, ilerleyen yaşına rağmen bu gün dahi çıkılması zor ve meşakkatli dağa tırmanır ve huzurdadır. Bir zamanların en zengin kadını, Üzerinde yamalı elbiselerle, saygıyla efendisine bakar ve Allah sevgisini izhar eden selametinin ifadesi olan kelamını cibril’le Hz. Peygambere bildirir: «Ya Hatice! Allah sana selam ediyor» İşte dünyanın, yaşanılan hayatın en anlamlı anıdır yaşanan tablo… Peygamber Efendimiz, hanımlarıyla oturur konuşur, hatta bir arkadaş gibi onlarla bazı meselelerin müzakeresini bile yapardı. EFENDİMİZİN TORNUNA OLAN SEVGİSİ Bir gün Hz. Peygamber elinde bir gerdanlık olduğu hâlde evine gelir. Gerdanlığı göstererek “Bunu içinizden en çok sevdiğim kimseye vereceğim” der. Herkes Hz. Aişe’ye vereceğini sanır. Fakat o, kızı Zeyneb’in kızı Lübâbe’ye verir. EFENDİMİZİN HZ. FATIMAYA OLAN SEVGİSİ Peygamber Efendimiz, Hz. Fâtıma huzûruna girdiğinde kalkar, elini tutar, kendisini öper ve yanına oturturdu. Fâtıma -radıyallahu anhâ- da muhterem babasına aynı şekilde mukâbele ederdi. (Ebû Dâvûd, Edeb, 143-144) EFENDİMİZİN ÇOCUKLARA OLAN SEVGİSİ Hz. Peygamber “Uzun kılmak niyetiyle namaza dururum, derken bir çocuk ağlaması işitir, annesine sıkıntı vermesin diye namazı kısa keserim” Peygamber efendimiz, yanında Ebu’l-As’ın kızı Umame olduğu hâlde yanımıza geldi. O hâlde namaz kılmaya başladı. Rükû ederken onu yere bırakıyor, kalktığı zaman onu da beraber kaldırıyordu. Namaz gibi huşu gerektiren bir ibadet sırasında bile, Peygamberimizin çocuklara karşı duyduğu bu şefkat anlayışında, bütün insanlık için örnek alınması icâp eden yönler vardır. Peygamber Efendimiz, hanımlarıyla oturur konuşur, hatta bir arkadaş gibi onlarla bazı meselelerin müzakeresini bile yapardı. Hudeybiye anlaşması yapılır. Bu arada Peygamber Efendimiz, kendisiyle umreye niyet edenlere, kurbanlarını kesmelerini ve ihramdan çıkmalarını emreder. Ancak sahabe, "Acaba verilen kararda bir değişiklik olur mu?" düşüncesiyle meseleyi ağırdan alırlar. Peygember Efendimiz, emrini bir defa daha tekrarlar. Fakat, sahabenin ümitli bekleyişi değişmez. Sahabedeki bu durumu sezince hemen çadırına girer ve hanımı Ümmü Seleme validemizle istişare eder. Hz.Ümmü Seleme validemiz: "Ya Resülallah! Emrini bir daha tekrar etme. Belki muhalefet eder ve mahvolurlar. Fakat Sen, kendi kurbanlarını kes ve onlara bir şey demeden de ihramdan çık. Onlar verdiğin emrin kesinliğini anlayınca ister istemez Sana itaat edeceklerdir." Peygamber Efendimiz hemen bıçağını eline aldı ve çadırından çıkarak, kendisine ait kurbanları kesmeye başladı. O daha birkaç kurban kesmişti ki, sahabe de kendi kurbanlarını kesmeğe koyuldular, (Buhari, Şurût, 15) KADIN YÖNETİCİDİR “Kadın, evinin ve çocuklarının yöneticisidir. Hepiniz yöneticisiniz ve hepiniz yönettiklerinizden sorumlusunuz" (Müslim, İmâre, 20) KRİSTALLERİ İNCİTME Veda haccı sırasında Rasülullah (s.a.v)’in kafiledeki develerin yürüyüşünü ezgileriyle diri tutan bir hizmetkârı vardı. Adı Ençeşe’ydi, sesi çok güzeldi. Ençeşe bazı ezgiler okumuş develeri iyice hızlandırmıştı. O günlerde develeri ezgilerin temposuyla götürmek adettendi. Develer ezgiye göre hızlanıp yavaşlıyorlardı. Belki yavruluk dönemlerinden beri bu eğitimi alıyorlardı. Kervandaki kadınların ve ezvacı tahiratın güç yetirmeyeceği şekilde develerin hızlı gittiğini gören Efendimiz Ençeşe’ye seslendi ِ ِ ِ َ َ ُ َ ِ َ ِْْسو َقكَ ْلِل َق َوا ِرير و ا ِْ ر ي ر ا و ق ل ل ْ ر س ك ت ْا ل ْ ة ش ج ن ا ْا ي ْ َك ُْر َويد َ َ َ َ َ َ “Ey Ençeşe dikkat et, ağır ol, Pırlantaları, Kristal parçalarını kırma.” (Buhari, Edep, 90) Efendimizin bakışıyla kadın bir billur, bir kristal, bir pırlantadır. KIZ ÇOCUĞU YETİŞTİRMEK ْاْج َاءْ َيو َم َ ْح َّتىْ َتبلُ َغ َ ْجا ِري َتي ِن َ َمنْ َعا َل َ ِ ِ اْو ُهوْ َك َها َتي ِْن ن ْأ ة م يا ق َ َ َ ال “Her kim iki kız çocuğunu yetişkinlik çağına gelinceye kadar büyütüp terbiye ederse, kıyamet günü o kimseyle ben şöyle yan yana bulunacağız” buyurdu ve parmaklarını bitiştirdi. (Riyazü’s-Salihin, Hadis No: 269) KIZ ÇOCUĞU YETİŞTİRMEK • “Kimin bir kız çocuğu olur da onu diri diri gömmezse, onu aşağılamazsa ve erkek çocuğunu ona tercih etmezse Allah onu cennete sokar.” (İmam Ahmed, Müsned) Enes radıyallahu anh’den şu hadis rivayet edilir: • “Kim iki kız çocuğunun büluğa erinceye kadar geçimini sağlarsa Kıyamet günü ben ve o şu ikisi gibi olduğumuz halde gelir.” (Müslim) • “Kimin üç kız çocuğu varsa, onlara sabrederse ve bulabildiğinden onları giydirirse onlar, onun için cehennemden koruyan bir engel olur.” KADINLAR YETİŞTİRMEK “Bir kimsenin üç kız çocuğu ya da kız kardeşi olur da onlara ihsanda bulunursa, mutlaka cennete girer.” (Tirmizi ve Ebu Davud) “Her kim kız çocukları yüzünden bir sıkıntıya uğrar da onlara iyi bakarsa, bu çocuklar onu cehennem ateşinden koruyan bir siper olurlar.” (Riyazü’s-Salihin, Hadis No: 270) Kadının, yabancı bir kadın olması durumunda dahi ona yardıma teşvik etmiştir. “Dul kadına ve miskine yardıma koşan Allah yolunda cihat eden, bıkmadan namaz kılan ya da sürekli oruç tutan gibidir.” (Buhari ve Müslim) MESCİDİ TEMİZLEYEN SİYAHİ KADIN Ebu Hüreyre’den nakledildiğine göre siyah tenli bir kadın (Ümmü Mihcen), mescidi süpürüyordu. (Bir gün) Rasulullah (s.a.s.) onu görememiş ve kendisini sormuştu. Oysa sahabe, onu çok fazla önemsemedikleri için öldüğünü Hz. Peygamber (s.a.s.)’e haber verip kendisini rahatsız etmek istememişler, götürüp cenazesini defnetmişlerdi. Bunu duyan Rasulullah (s.a.s.): “Bana haber vermeli değil miydiniz?” diye serzenişte bulundu ve onun kabrini kendisine göstermelerini istedi, gidip kabrinin üzerinde cenaze namazını kıldı. (Buhârî, “Salât”, 72, “Cenâiz”, 5) 70 Nesibe UHUT SAVAŞINDA BİR KADIN: NESİBEanha BİNTİ KA’B binti Ka’b radıyallahu Medineli bir kadındı. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber cihada çıkan ilk kadındır. İki evlilik yaptı. Dört çocuk doğurdu. Çocuklarının hepsini iyi bir mücahid olarak yetiştirdi. Akabe gecesine, Uhud’a, Hudeybiye’ye , Huneyn’e ve Yemane’ye katıldı. Cihad meydanlarında erkekler gibi cihad etti. Son cihadında kolu koptu. On iki yerinden ağır yara aldı. Peygamber aleyhisselamdan hadisler rivayet edip alimler arasına katıldı. Küçük oğluyla beraber Uhud’a katılmıştı. Oradaki dağınıklık esnasında Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin yanına yaklaşıp O’nu korumaya çalıştı. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Sağa sola nere dönsem, Nesibe’yi önümde beni savunurken görüyordum.” Anne oğul gösterdikleri gayret Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemi memnun etti. Onlara dua etti. Nesibe: ‘Dua et de cennette senin yanında olayım.’ diye rica etti. Efendimiz de: ’Allahım. Onları cennette arkadaşım kıl.’ diyerek dua etti. Nesibe bu duaya çok sevindi. Dünya umurumda değil, diyerek sevincini ifade etti. YEMAME SAVAŞINDA BİR KADIN: NESİBE BİNTİ KA’B Nesibe (r.anha) Peygamber aleyhisselamdan sonra da cihada devam etti. Yalancı peygamber Müseyleme, oğlunun kollarını kesip vücudunu ateşte yaktı. Nesibe de diğer oğluyla beraber Yemame Savaşı’na katılıp oğlunun intikamını almak istedi. O savaşta diğer oğlu, Müseyleme’yi öldürdü. Bu savaşta Nesibe’nin kolları koptu. Kolsuz haliyle Medine’ye geri döndü. Geçmiş olsun diyenlere hep şunu söyledi: ‘Ben cennette Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber olayım da dünyadan bir şey istemem.’ Hani kadınlar sabırsızdı? Hani kadınlar dayanıksızdı? Hani kadınlar sadece konuşurdu? Ey Nesibe! Bey’at kadını, Uhud kadını, Yemame kadını! Ey mücahide! O zirveye çıkarken kadınları da ezdin binlerce erkeği de! Allah senden razı olsun. Kanından, damarından bize de nasip etsin. YERMÜK SAVAŞINDA BİR KADIN: ESMA BİNT YEZİD Hz. Ebu Bekir döneminde Yermük savaşının kızıştığı bir dönemde iman ehli kadın Esma, söktüğü bir çadırın direğiyle 9 küffar kişiyi öldürmüştür. Kız doğduğunda babasına cennet kapısı açılır; Evlendiğinde kacasının imanının yarısı tamamlanır; Anne olduğunda cennet ayaklarına serilir… AİLE HAYATINDA KADIN AİLE HAYATINDA KADIN: HER ŞEYDİR • • • • • • Eş Anne Öğretmen İffet, edep ve ahlak örneği Emanetçi Ev işlerini gören, tertip ve düzen sağlayın kişi (Temizlik, Bulaşık vs.) • Aşçı “SALİH” VE “SALİHA” EŞ ُْالصالِ َح ُْة َّ ْ َو َخي ُرْ َم َتا ِعْالدُّن َياْال َمرأة،اَلدُّن َياْ َم َتا ٌْع Abdullah b. Amr b. As (Ra.) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (SAV) buyurdular: “Dünya bir meta'dır. Dünya metaının en hayırlısı saliha kadındır.” (Müslim, Rada 64, (1467); Nesaî, Nikah 15, (6, 69)) SALİHA KADIN DİNİN YARISI KABUL EDİLMİŞ َ ًْْصالِ َح ًةْ َفقَدْاَ َعانَهْ َع َلىْشَ طرِْ ِدي ِن ِه ة َ َمنْ َر َز َق ُهْالَّلهْإِم َرأ َفل َي َّت ِقْالل ِهْ ِفىْشَ طرِْال َبا ِقي Hz. Enes (Ra.) peygamberimizin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: Allah her kime Saliha bir kadın nasip etmiş ise, dininin yarısında ona yardım etmiş demektir. Geri kalan yarısında da Allahtan korksun.” “ (Etterğib ve Terhib, imam münziri, c4, s203) EVLİLİĞE ADIM ATARKEN KADINA ÖNEM VERMEK GEREKİR ِ تُن َك ُحْال َمرأةُْلار َب ِع .ْ َولِ ِدينِ َها،ْ َولِ َج َمالِ َها،ْ َولِ َح َس ِب َها، لِ َمالِ َها:ال ِْ ْخ َص ِ َفأظفَرْبِ َذ .ْ َت ِر َبتْ َيدَا َْك،ِّين ِ اتْالد Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: "Rasulullah (a.s) buyurdular ki: "Kadın dört hasleti için nikahlanır: Malı İçin, Nesebi (Asaleti) İçin, Güzelliği İçin, Dini İçin. Sen dindar olanı seç de huzur bul.” (Buharî, Nikah 15) Hanefilerde denklik 6 hususta aranmıştır: Dindarlık, İslam, Hürriyyet, Nesep, Mal, Meslek EŞLERLE İYİ GEÇİNMEK EMREDİLMİŞTİR ِ َو َع ِاش ُرو ُه َّنْبِال َمع ُر ْوفْ َف ِانْ َكرِه ُت ُمو ُه َّنْ َف َع ٰسىْاَنْ َتك َر ُهواْشَ ي ًپا ْْخي ًراْ َك ٖث ًيرا َ َو َيج َع َلْاللّٰ ُهْ ٖفي ِه “Onlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadıysanız, olabilir ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız da Allah onda pek çok hayır yaratmış olur.” (Nisa, 4/19) Günümüzde ihmal ettiğimiz bir değer eş Aile kutsallığını yitirmeye başladı maalesef… 1. 2011 yılında kadına ve çocuğa karşı öldürme töre namus adına 1.136 cinayet işlendi 2. 2011 yılında kadına karşı kasten yaralama 207.253 3. 2011 yılında kadına karşı cinsel saldırı 3.327 4. 2012 yılında 603.751 evlilik olayı meydana gelmiş; Zina Cana kast ve pek fena muamele Cürüm ve haysiyetsizlik Terk Akıl hastalığı Geçimsizlik vb. nedenlerle 123.325 boşanma meydana gelmiş. 5. Kürtaj her geçen gün artan rakamlar 80 İslâm’da kadın annelik görevini yerine getirdikten sonra doktor, hemşire, avukat, öğretmen, ... olabilir. Hatta bazı kadınların yukarıdaki mesleklere sahip olmaları farzı kifayedir, bir toplumda mutlaka olmalıdır. Fakat İslam toplumlarında kadının ne insan olma yönünün tartışılması, ne Kur’an’a dokunmaması durumu, ne alıp satılımıfahişelik - durumu söz konusudur. İslami yaşam ve batı tarzı yaşam, hangi yaşam tarzı insanı mutlu kılar, hangisinde boşanma aza indirgenir. Cevabı batılı bir araştırmacıdan, Gibbon’dan alalım : “300 senelik Osmanlı dönemi İstanbul arşivini inceleyen Gibbons, 300 senede İstanbul’da toplam 10 boşanma davasının olduğunu” araştırmaları sonucu bul muştur. Ya günümüzde 3 saatte sadece İstanbul ‘un bir mahkemesinde kaç boşanma davası görülmektedir ? KADIN İNSANLIK İÇİN HUZURDUR ًْاْو َج َع َلْ َبي َن ُكمْ َم َو َّدة َ َو ِمنْا َياتِهْاَن َ ْخ َل َقْلَ ُكمْ ِمنْاَنف ُِس ُكمْاَز َو ًاجاْلِ َتس ُك ُنواْاِلَي َه َو َرح َم ًةْاِنَّْفىْذلِكَ ْ َلا َياتْلِقَومْ َي َت َف َّك ُرو َْن “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır”. (Rum, 30/21) "... Onlar, sizin 187) ِ ِ َ ُ َ ْاسْلَ ُه َّن ب ل ْ م ت ن ا ْو م ك ل ْ اس ب ُ َ َ َ ٌ ٌ ُه َّنْل örtüleriniz, siz de onlara örtüsünüz..." (Bakara KADIN GÜNAHLARIMIZIN DÖKÜLME SEBEBİDİR “Kişi zevcesinin yüzüne sevgi ve merhametle baktığı vakit zevcesi de onun yüzüne aynı duygularla bakarsa Allah her ikisine de rahmet nazarıyla bakar. Keza erkek hanımının ellerini avucuna alınca, o da zevcinin ellerini tutarsa parmaklarının arasından günahları dökülür.” (Feyzü'l-Kadir, 2/333.) KADINLARIN HAKLARI ْ أَنْ ُتط ِع ُم َهاْإِ َذا: َقا َْل:اْح ُّقْ َزو َج ِةْأَ َح ِدنَاْ َع َلي ِْه َ َم:ُقل ُتْ َياْ َر ُسو َلْلل ِْه ْْو، َ ْوْ ُت َق ِّبح، َ ْوْ َتضر ِِبْال َوج َه، َ َْوأنْ َتك ُسو َهاْإِ َذاْاك َت َسي َت،َ ُط ِعمت .ت ِْ َته ُجرْإِْ ِفيْال َبي Hakîm İbnu Mu'âviye babası Mu'âviye (radıyallahu anh)'den anlatıyor: "Ey Allah'ın Resûlü! dedim, bizden her biri üzerinde, zevcesinin hakkı nedir?“ "Kendin yiyince ona da yedirmen, giydiğin zaman ona da giydirmen, yüzüne vurmaman, takbîh etmemen, evin içi hariç onu terketmemen." (Ebu Dâvud, Nikâh, 42) HAYIRLI OLMAK İÇİN “Sende mi ya Ömer!” Hazret-i Ömer'in (ra) hilâfeti zamanında bir adam, davranışlarını beğenmediği karısını şikâyet etmek üzere Halife’nin evine gelir. Kapının önüne oturur ve Hz. Ömer'in çıkmasını bekler. Derken içerden bir gürültü kopar, Hazreti Ömer'in hanımı, koca Halife’ye bağırıp çağırmakta, fakat Hz. Ömer (ra) ağzını açıp da karısına tek kelime söylememektedir. Bu hali gören kapıdaki kimse boynunu bükerek: — Bütün şiddetine ve sertliğine rağmen, üstelik de müminlerin emîri iken Ömer'in hâli böyle olursa, benim hâlim nice olur? Diyerek kalkıp giderken, Hz. Ömer dışarı çıkar. Adamın arkasından: — Hayır ola, derdin neydi? Diye seslenir. Adam da der ki: — Ey müminlerin emîri! Karımın kötü huylarını ve bana karşı haddini aşıp ileri gittiğini sana şikâyet etmek üzere gelmiştim. Senin karının da sana karşı olmadık sözler söylediğim duyunca, vazgeçip geri döndüm ve kendi kendime dedim ki: ‘Müminlerin emiri karısıyla böyle olunca, benim derdime nasıl deva bulacak?’ Bu sözleri dinleyen Hz. Ömer, adama şunları söyledi: — Kardeşim, karımın benim üzerimdeki hakları sebebiyle ona tahammül etmeye çalışıyorum. Zira o benim hem aşçım, hem fırıncım, hem çamaşırcım, hem de çocuklarımın sütannesidir. Hâlbuki o bütün bunları yapmak zorunda da değildir. Üstelik gönlümün harama meyil etmesine engel olan da odur. Bu sebeple onun yaptıklarına katlanıyorum, deyince Adam: — Ya Emîre'l Müminîn! Benim karım da aynen öyle, dedi. Hz. Ömer şunları söyledi: — Haydi kardeşim, karına katlanmaya bak! Hayat dediğin göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor. (Zehebî, el-Kebâir, 179) KADINLAR İÇİN SEVGİMİZ OLSUN Mecnun Leyla’ya çok aşıktır, ondan başkasını görmez gözü. Nereye baksa orada Leyla, dağlarda, taşlarda, duyduğu her seste, aldığı her nefeste Leyla, dilinden dökülen her sözde Leyla… Bir gün insanlar Leyla’nın çok çelimsiz, zayıf, birazda çirkin olduğunu görüp dile getirdiklerinde mecnun onlara “siz bir de benim gözümle bakın” dediği gibi Eşlerimizi her haliyle kabullenip kuranın ifadesiyle birbirimize örtü olabilsek… Erkekle kadın birbirlerinin eksiklerini tamamlayan bir elmanın iki yarısı gibidirler. ِ ِ َ ُ َ ْاسْلَ ُه َّن ب ل ْ م ت ن ا ْو م ك ل ْ اس ب ُ َ ٌ َ ٌ َ ُه َّنْل "Onlar (hanımlar) sizin için bir elbise; siz de onlar için bir elbisesiniz.“ (2/Bakara, 187) ْس ِ سْ َمنْاَن َف ُع ُهمْلِال َّنا ِ َْخي ُرْال َّنا “İnsanların en hayırlısı Megazi, 35) buyurdunuz. insanlara faydalı olandır.” (Buhari, Biz iyilikte ve hayr’da yarışamadık. ِ ْواْح َّتىْ َت َحا ُّبوا ن م ُ َ واْو َلاْ ُتؤ ِم ُن َ َلاْ َتد ُخلُونَْال َج َّن َة َ ْح َّتىْتُؤ “Allah'a yemin ederim ki; sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de gerçek iman etmiş olamazsınız." (Müslim, İman, 81) Cennete giden yolun ve imanın kemalinin birbirimizi sevmekten geçtiğine dikkat çektiniz, lakin biz muhabbet fedaileri olamadık. 87 Kocanın Karısına Karşı Görevleri 1. Koca eşine mehrini cömertçe vermelidir. 2. Koca eşinin nafakasını temin etmeli 3. Koca eşini himaye etmek, ona zarar verecek maddi ve manevi şeylerden onu korumakla yükümlüdür. 4. Koca eşini Allah’ın bir emaneti olarak görmeli ve haklarına tecavüz etmemelidir. Onu cehennem yakıtı olmaktan korumalıdır. 5. Koca, karısına ve çocuklarına Kur’an’ı, farzları ve İslamiyet hakkında gereken bilgileri mutlaka öğretmelidir. 6. koca eşiyle İyi Geçinmeli, Aile efradına karşı cömert davranmalı HAYIRLI OLMAK İÇİN ِ ْو ِخ َيا ُركُم، .ْخ َيا ُركُمْ‘هلِ ِْه ُ ينْإي َماناًْأح َس ُن ُهم َ ًْخلُقا َ أك َم ُلْال ُم ِؤم ِن Hz. Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Mü'minler arasında imanca en kâmil olanı, ahlâkça en güzel olanıdır. En hayırlınız da ailesine hayırlı olandır." (Tirmizî, Radâ 11, III, 466; Ebu Dâvud, Sünnet 16, V, 60) HZ. Peygamber Müslüman Ve Mü’min’i Bize Tanıtıyor ِ ْوال ُم ِؤم ُنْ َمن، ِ ْسلِ َمْال ُمسلِ ُمون ِ ْْأمن ُه ن م ْ م َ َْمنْلِ َسانِ ِه َْو َي ِد ِه َ َ ُ المسل ْالناسْعلىْدمائهمْوأم َوالِ ِهم ُ "Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden zarar görmediği kimsedir. Mü'min de, halkın, can ve mallarını kendisine karşı emniyette bildikleri kimsedir." (Tirmizî, İman 12) buyurdun. Biz güven duygumuzu kaybettik. Elimizi ve dilimizi kardeşimize fütursuzca uzattık. 90 KADINLARI İHMAL ETMEK… َ ِ ً ِ »ُْوت ق ْي ن م ْ ع ي ض ي ْ ن ْأ ا م ث إ ْ ء « َكفيْبِالمر ُ َ َ َ ِّ ُ “Bakmakla yükümlü olduğu kişileri (sorumluluklarını yerine getirmeyerek) zayi etmesi kişiye günah olarak yeter.” (Ebu Davud, Zekat 45/1692) KENDİNİZİ VE NESLİNİZİ KORUYUN ْين َ َولاَْ ُتلقُواْبِاَي ِدي ُكمْاِلَىْال َّتهلُ َك ِة َْواَح ِس ُنواْاِنَّْالل َهْ ُي ِح ُّبْال ُمح ِس ِن “(Dünyaya dalıp da âhireti bir tarafa bırakarak) kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın!” َ َ َ ِ ِ َّ ُ ُ ُ ُ اسْ َوال ِح َجا َرُْة ن اْال ه د و ق اْو ر َا ن ْ م ك ي ل ه أ ْو م ك ُس ف ن واْأ ق ْوا ن م ْآ ين ذ ل ا ْا ه ي َياأ َّ ُ َ ُ ً ُّ َ َ َ َ َ َ ُ (Bakara 2/195) kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten “Ey iman edenler koruyun…” (Tahrim,66/6) KADIN ANNEDİR: DOĞUM SANCISINI YAŞAYAN KADINDIR ْىْوهن َْو ِف َصالُ ُهْ ٖفىْ َعا َمي ِن َ َو َو َّصي َناْال ِان َسانَْبِ َوالِدَي ِه َ ٰ ْح َم َلت ُهْاُ ُّم ُه َْوه ًناْ َعل ُْ ىْولِ َوالِدَيكَ ْاِلَ َّیْال َم ٖص ير َ اَ ِنْاش ُكرْ ٖل “Biz insana, ana babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için) önce bana, sonra da anababana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak banadır” (Lokman 14) ْاْو َحملُ ُه َ َو َو َّصي َناْال ِان َسانَْبِ َوالِدَي ِهْاِح َسان َ اْو َو َض َعت ُهْكُر ًه َ ًاْح َم َلت ُهْاُ ُّم ُهْكُر ًه َْو ِف َصالُ ُهْ َثلٰثُونَْشَ ه ًرا “Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu. Taşınması ile sütten kesilmesi, otuz ay sürer.” (Ahkaf 15) KADIN ANNEDİR Eş, kadın “anne” olmuştur artık. Rabbimizin “rahim” sıfatını kuşanır ve şefkat abidesi olarak bağrını açar yeni dünyaya gözlerini açan “can”a. Ve anne, ağzına atmak üzere olduğu hurmayı kendisinden isteyen yavrularına kıyamayıp bölüştürür de, bu davranışı ile cenneti kazanır. «Hz. Aişe’ye bir gün kucağında iki kızıyla birlikte bir kadın gelir, ihtiyaç sahibi, validemiz 3 hurma verir kadına ve çocuklarına birer tane verir, diğerini ağzın atacak aç durumda kadın. Çocuklar annelerine bakar ve kadın kıyamaz hurmayı onlara paylaştırır. Efendimize anlatır validemiz ve cenneti kazandığını söyler» Anne Fedakârdır; emeğinin hesabını tutmaz. Sevgi doludur; yüreğinin kapısını kapamaz. Affedicidir; kucağından geri çevirmez. Duası müstecaptır. Ahı asla yerde kalmaz varlığın adıdır anne. Annenin adımları cennete öylesine yakındır ki Peygamber efendimiz “anneye hizmeti cihat” olarak adlandırır. (Ebû Dâvûd, Cihâd, 31) KADIN ANNEDİR Kur’an, kadına anne olması itibarıyla, hiçbir medeniyette benzeri görülmeyen bir yücelik ve değer vermiştir. َْو َق ٰضىْ َر ُّبكَ ْاَلَّاْ َتع ُبدُواْاِ َّلاْاِ َّيا ُه َْوبِال َوالِدَي ِنْاِح َسانًاْاِ َّماْ َيبلُ َغ َّنْ ِعن َد َكْال ِك َب َر ْاْوقُلْلَ ُه َماْ َقو ًلاْك َٖري ًما ٍّ ُاَ َح ُد ُه َماْاَوْ ِكلَا ُه َماْ َفلَاْ َتقُلْلَ ُه َماْا َ ف َْو َلاْ َتن َهر ُه َم ْىْص ٖغ ًيرا َ احْال ُّذ ِّلْ ِم َنْال َّرح َم ِة َْوقُلْ َر ِّبْار َحم ُه َماْ َك َماْ َر َّب َيا ٖن َ اْج َن َ َواخ ِفضْلَ ُه َم “Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, • Kendilerine «of!» Bile deme; • Onları azarlama; • İkisine de güzel söz söyle. • Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat ger ve: • «Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!» diyerek dua et. ” (İsra, 17/23-25.) KADIN ANNEDİR İslam, kadının hakkını anne iken de gözetmiştir. İslam, anneye iyilik ve hürmette bulunmaya, babanın hakkını yerine getirmekten daha çok vurguda bulunmuştur. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e bir adam gelir ve “Ey Allah’ın Rasulü! Kime iyilik ve hürmette bulunayım?” der. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, “Annene” buyurur. Adam, “Sonra kime?” der. “Annene” buyurur. Adam, “Sonra kime?” der. “Annene” buyurur. Adam, “Sonra kime?” der. “Babana” buyurur. (Buhari ve Müslim) ِْ اَل َج َّن ُةْ َتح َتْاَقدَا ِمْالا ُ َّم َه ات Peygamberimiz de, “Cennet annelerin ayakları altındadır.” (Nesai, Cihad, 6.) buyurarak annelik ve kadınlık onuruna verdiği değeri göstermiştir. CİHAD’A EŞ bir değer annelik Abdullah b. Amr b. As (r.a.) anlatıyor: “Bir adam Hz. Peygamber’e (s.a.v.) gelerek cihada katılmak için kendisinden izin istedi. Hz. Peygamber (s.a.v.) ona: –Annen baban sağ mı? diye sordu. Adam:–Evet sağdırlar, dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.) adama: Öyleyse onların rızasını kazanma uğrunda cihad et! – buyurdu. (Buhârî, Müslim, Ebû Davud, Tirmizî ve Nesaî ) 97 Günümüzde ihmal ettiğimiz bir değer annelik Türkiye'de Yaşlılara Hizmet Veren Kuruluşlarda bakılan yaşlı sayımız bugün 19.596 kişidir. Gündüz bakım evlerimizde de 1115 kişi… Ailemiz, en büyük zenginliğimiz idi. Anne-babanın hürmeti Allah’a itaatin yanı başında geliyordu ِ ِ ِ ِ ُ ِ ْيْس َخ ِطْال َوالِ ِد ْف ب ر ْال ط خ س ْو د ال و ىْال ض ر ْي ْف رِ َضىْال َّر ِّب َ َ َ َ ِّ َّ َ َ “Allah’ın rızası, ana-babanın rızasında; Allah’ın gazabı da ana-babının kızmasındadır”. (Tirmizi, Birr, 3) Varlık sebebimiz olan bu insanları sığdıramaz olduk evlerimize. 98 KADINLAR ÖĞRETMEN VE MÜREBBİDİR • • • • • • • • • • İnsan dünyayı annesinin gözünden tanımaya başlar. Hayatı, sevgiyi, tebessümü, şefkat ve merhameti, fedakarlığı, Başkasını kendine tercih etmeyi, konuşmayı, Yemeyi-içmeyi, giymeyi, temizliği… Doğru sözü, ibadeti, ihlas ve samimiyeti, dürüst olmayı, İffetli olmayı, tesettürün allah emri olarak yaşanması gerektiğini, Allah sevgisinin acıları lezzetlendirdiğini, Sabrın sonunun selamet olacağını, Helal algısını anneden öğrenir bilinç altına atarak gözlemlerini… Ve aile olmanın ne olduğunu anne öğretir kucağında emzirdiği, beşiğinde salladığı, hastalandığında hasta olduğu, gecesini gündüzüne katarak kol kanat gerdiği yavrusuna… KADINLAR ÖĞRETMEN VE MÜREBBİDİR Charles İver: “Bir erkeği eğitirseniz, tek bir insanı eğitmiş olursunuz. Bir kadını eğitirseniz, bütün bir aileyi eğitmiş olursunuz.” Ülkemize Atalarımız ANADOLU adını vermiştir. Zira Anadolu'yu fethedecek gençleri doğurup yetiştirmelerine ve İslam yurduna çevirmelerine nispetle bu isim verilmiştir. KADINLAR ÖĞRETMEN VE MÜREBBİDİR YASİN ÇOCUĞU Kadının biri çocuğunu emzirirken sürekli yasin suresini okurmuş ve helalinden yiyip çocuğunu o şekilde emzirirmiş. Çocuk büyüyüp aklı başında dürüst, vakarlı muttaki ahlaklı bir müslüman genç oluyor. Herkes gıpta ediyor. Komşular anneye gelip soruyorlar: nasıl böyle bir çocuk yetiştirdin diye sorunca yasin'le ve helal lokma ile büyüdü der. KADINLAR ÖĞRETMEN VE MÜREBBİDİR Besmele çeken Kadın Bir Kadın her söze ve işe başlarken besmele çekermiş. O kadının birde münafık bir kocası varmış. Besmele çekmesine çok kızarmış. Hanımını Besmele ile ilgili bir işte mahcup etmeye karar vermiş. Bir gün hanımına, içerisinde para bulunan bir kese verir, "Bunu sakla , sonra senden isterim" der. Hanımı keseyi Besmeleyle bir yere koyup üzerini örter. Kocası, hanımın haberi olmadan gidip keseyi alıp ve kuyuya atar. Sonra gelip hanımından keseyi getirmesini ister. Kadın keseyi koyduğu yere gidip, Besmele çeker. Allahü teala o anda Cebrail aleyhisselâma, yer yüzüne inip keseyi kuyudan alıp yerine koymasını emreder. Cebrail aleyhisselâm keseyi kuyudan alıp suları akar bir vaziyette yerine koyar. Kadın keseyi almak için elini uzatınca, keseyi ıslak bir halde bulunca "Bu kese nasıl ıslandı?" diye hayretler içinde kalır. Hiçbir şeyden habersizce kocasına götürüp verir. Bu durum karşısında Hayretler içinde kalan kocası da hemen tevbe edip salih bir müslüman olur. Bundan sonra her işe başlarken ve bir şey yaparken Besmele çekmeye başlar. KADINLAR ÖĞRETMEN VE MÜREBBİDİR ÖRNEK İSLAM KADINI Amr ibni Haris'in kızı meşhur şaire Hansa çok güzel kahramanlık şiirleri söylerdi. Müslüman olduğunda, dört oğlunu birden Kadisiye Muharebesine gönderirken şöyle diyordu: - "Ya islam'ın zafer bayrağını Kadisiye'de dalgalandıracaksınız, yahut da din uğruna cihad ederken şehid olduğunuzu duyacağım" Nitekim öyle olmuştur. Hasta yatağında yatarken dört oğlunun şehadet haberi getirilince: -"Yani ben şimdi şehid anası mı oldum?" diye soruyor, evet diyorlar, dört şehid anası tekrar soruyor: -"Zafer kimlerde?" -Zafer müslümanlarda, şimdi Kasidiye'de İslam'ın bayrağı dalgalanıyor. -"İslam'ın bir zaferi için dört oğlum feda olsun dayan Hansa Hatun ellerini açarak şöyle yalvarıyor: -"Ya Rabbi! Bana emanet ettiğin dört kahramanı gene senin dinin uğruna feda etmiş bulunuyorum. artık beni şehid anaları defterine kayd eyle. Benim için şehid anası olmak kâfi ikramdır. Bunu Benden esirgeme!" Her ne zaman Hansa Hatundan söz edilse Efendimiz (S.A.V) onun için: -"Örnek İslâm kadını", buyururlardı. KADINLAR İMTİHANDIR, ANNE, EŞ, KIZ, KIZ KARDEŞ… ِ ﴾ْو َص ْ﴾ْلِ ُك ِّلْامرِئ ِْمن ُهم٣٦﴿ْاح َب ِت ٖه َْو َب ٖني ِه َ ٣٥﴿ْ﴾ْواُ ِّم ٖه َْواَ ٖبي ِه َ ٣٤﴿َْيو َمْ َي ِف ُّرْال َمر ُء ِْمنْاَ ٖخي ِه ِ ﴾ْض ْ﴾ْو ُو ُجو ٌهْ َيو َم ِئذ َ ٣٨﴿ٌْ﴾ْو ُجو ٌهْ َيو َم ِئذْ ُمس ِف َرة َ ٣٩﴿ٌْاح َك ٌةْ ُمس َتب ِش َرة ُ ٣٧﴿َْيو َم ِئذْشَ انٌْ ُيغ ٖني ِه ْ﴾٤٢﴿ُْ﴾ْاُول ٰ ِئكَ ْ ُه ُمْال َكف ََرةُْالف ََج َرة٤١﴿ٌْ﴾ْ َتر َهق َُهاْ َق َت َرة٤٠﴿ٌَْع َلي َهاْ َغ َب َرة “Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır. O gün birtakım yüzler vardır ki pırıl pırıl parlarlar, Gülerler, sevinirler. O gün nice yüzler de vardır ki, toz toprak içindedirler. Onları bir siyahlık bürür. İşte onlar, kâfirlerdir, günaha dalanlardır.” (Abese 33-42) Tarihte kadına hak ettiği değeri her zaman İslam vermiştir GÜNÜMÜZDE KADIN KADINLARIN BOZULMASINA SEBEP OLAN DURUMLAR 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. Tv. de bulunan dizi, magazin, evlilik programları Reklamların her çeşidine konu olması Eğitimden uzaklaşmaları Toplumsal açıdan gereken değerin verilmemesi Haklarının verilmeyişi İnternetin Kontrol Edilememesi (Oyun Ve Eğlence, Saatlerce) Başlık parası veya berdel karşılığında evlendirilmeleri dini değerlerden daha çok aile ve aşiret değerleriyle büyütülmeleri 9. Camilerden, kurslardan, sohbetlerden, dini bilgiden yoksun yetiştirilmeleri 10. Toplum algısının islami değerlerin önüne geçmesi KADINLARIMIZI İHMAL … NASIL GERÇEKLEŞİ(YO)R? 1. İslami Bilgiden Yoksun, Dinden Uzaklaşmış Aile 2. İbadet Hayatı Neredeyse Bulunmayan 3. Ahlaki Terbiyeden Yoksunluk 4. Ailelerin İlgisizliği Ve Denetimsizliği 5. Televizyonun Bilinçsiz Kullanımı (Saatlerce) 6. İnternetin Kontrol Edilememesi (Oyun Ve Eğlence, Saatlerce) 7. Basın Yayındaki Ahlak Dışı Yayın Ve Görseller, Müstehcenlik 8. Kötü Arkadaş Çevresi Ve Zararlı Akımların Etkisi, 9. Gösteriş Ve Özenti, Moda Merakı, 10. Bilinçsiz Ve Yanlış Kimseleri Taklit 11. Kısa Yoldan Zengin Ve Ünlü Olma Hayali 12. Zararlı Alışkanlıklar (Alkol, Sigara, Uyuşturucu Vb.) 13. Kumar Ve Şans Oyunları (İddia, Toto, Loto, Piyango Vs.) 14. Boş Zamanı Heva Ve Heves Peşinde Geçirmek 15. Okuma Alışkanlığından Yoksunluk GÜNÜMÜZDE KADINA VERİLEN DEĞER Kimsesiz ve bakım evlerinde kalan kadınlar Hapishanelerde bulunan kadınlar (beş bin civarı-2010 444 annenin yanında 479 çocuk barındırılmaktadır.) Şiddet gören kadınlar (Emniyet Genel Müdürlüğü’nün resmi kayıtlarına göre, Şubat 2010-Ağustos 2011 arasındaki 19 ayda 78 bin 488 aile içi şiddet vakası yaşanmıştır. ) Aile yapısı bozulan kadınlar Boşanmış kadınların durumları Taciz (TUİK verilerine göre 2005–2010 yılları arasında, 100 binin üzerinde kadın cinsel saldırı sonucunda mağdur olmuştur.) Öldürülen kadınların (2011- 3358)(İzmir Ekonomi Üniversitesi'nden Sevda Alankuş’un verdiği rakamlara göre, 2002-2012 yılları arasında 4,675 kadın erkek şiddeti sonucu hayatını kaybetti. Basına yansıyan haberlerde erkekler 2012 yılında 171 kadın,12 çocuk,2 bebek,5 trans birey,13 erkek öldürmüştür.) Okutulmayan kadınlar (Okuryazarlık oranı kadınlarda %92,2 iken erkeklerde %.98,3’tür. ) Kürtraj yapan kadınlar (Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Türkiye genelinde gerçekleşen kürtaj olarak da adlandırılan rahim tahliyesi sayısının 2009'da 60 bin 140, 2010'da 58 bin 186, 2011'de 69 bin 364 olduğunu açıkladı. Dünyada yılda 42 milyon kürtaj yapılırken, ) İş hayatında ezilen kadınlar (2012 yılında işgücüne katılım oranı kadınlarda %29,5 iken erkeklerde %71’dir.) Ticaret meta’ olarak görülen kadınlar Tarihte kadına hak ettiği değeri her zaman İslam vermiştir KADINA KARŞI ŞİDDET BİZ BU “MÜJDE”YE NASIL DAVRANIYORUZ “KRİSTALLERİ İNCİTME” 2011 yılında kadına ve çocuğa karşı öldürme töre namus adına 1.136 cinayet işlendi 2011 yılında kadına karşı kasten yaralama 207.253 2011 yılında kadına karşı cinsel saldırı 3.327 ْفْ َبي َنْقُلُوبِ ِهم َ ََّواَل Aramıza sevgiyi sen koymuştun, (Enfâl 63) Rabbim. KADIN İNSANLIK İÇİN MÜJDEDİR Kız doğduğunda babasına cennet kapısı açılır; Evlendiğinde kacasının imanının yarısı tamamlanır; Anne olduğunda cennet ayaklarına serilir… Sevgiyi de tükettik, rahmeti de. Şiddeti iletişim dili hâline getirince ne huzur kaldı, ne onur, hanelerimizde. Yılanı bile deliğinden çıkaracak kadar etkili olan tatlı dilimizi eleştiri, hakaret, küçümseme ve daha nice yanlışlarda kullanarak kırdık birbirimizi. Kur’an-ı Kerim’de kadının biyolojik yapısının erkeğe benzemediği ifade edilerek erkeğe kadını gözetme görevi verilmiştir. ِ اَل ِّر َجا ُلْ َق َّوا ُمونَْ َع َلىْال ِّن َسا ِءْبِ َماْفَ َّض َلْاللّٰ ُهْ َبع َض ُهمْ َعلٰىْ َبعض َْوبِ َماْاَن َفق ُْواْمنْاَم َوالِ ِهم ْاْح ِف َظْاللّٰ ُه َْوالّٰ ٖتىْ َت َخافُونَْن ُُشو َز ُه َّنْ َف ِع ُظو ُه َّن ٌ ْح ِاف َظ ٌ اتْ َقانِ َت ُ الصالِ َح َّ َف َ اتْلِل َغي ِبْبِ َم َ ات ِ َواه ُج ُرو ُه َّن ِْفىْال َم َض َْْس ٖبيلًاْاِنَّْاللّٰ َهْكَان َ اج ِع َْواض ِر ُبو ُه َّنْ َف ِانْاَ َطع َن ُكمْ َفلَاْ َتب ُغواْ َع َلي ِه َّن َْع ِل ًّياْك َٖب ًيرا “Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür.” (NİSA 34) Kur’an-ı Kerim’de kadının biyolojik yapısının erkeğe benzemediği ifade edilerek erkeğe kadını gözetme görevi verilmiştir. Erkeklere, koruyup kollama görevinin verilmiş olması iki cins arasında bir eşitsizlik gözetilmiş olmasından değil; erkeklerin güç, kuvvet ve fizikî oluşum bakımından farklı bir yapıya sahip bulunmalarındandır. Bu durum kadını erkekten aşağı bir konuma düşürmez. Buna karşılık erkeklere, ailenin geçimini ve yönetimini sağlamak gibi ağır bir sorumluluk yükler. Ayette geçen şekliyle baş kaldırmasından, edepsizlik ve hayasızlık yapmalarından hareketle onlara vaaz etmemiz, öğüt vermemizin, bu olmazsa yatakları ayırmanın yada dövmenin bir ölçü ve sınırı vardır. İnsanın en kolayına geleni dayak olduğu için ayeti anlamayan bazıları hemen dayağın Allah’ın emri olduğuna sarılıp kadınları istedikleri gibi tedip edebileceklerini sanıyorlar. Kadınlarını dövenleriniz iyileriniz değildir Ayetin baş tarafındaki ifadeler, böyle bir eylemin ancak ‘nâşize’ olan kadınlarla ilgili olduğunu göstermektedir. Nâşize kelimesinin kendisinden türediği ‘Nüşûz’ kelimesi, kadının iffet noktasında ayağının kayma aşamasına gelmesi ve kocasına karşı düşmanca tavırlara girip başkasına göz koyması’ anlamına gelmektedir. Yani ortada iffet probleminin bulunduğu bir durum vardır. Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle Mü’minler için en güzel örnek Hz. Muhammed Aleyhisselamdır. Bu âyet-i kerimeyi en iyi anlayan da şüphesiz ki odur. Kesin olarak biliyoruz ki o ömründe bir defa olsun elini kaldırıp bir kadına vurmamıştır. “Kadınlarını dövenleriniz iyileriniz değildir” buyuran da odur, “İçinizden biri, karısını köle döver gibi dövüp sonra da gece onunla yatabilir mi?” diyerek karı koca ilişkilerinin sevgiye dayanması gerektiğine dikkat çeken de odur. Kadın dövme hakkını kimse kendinde görmemelidir Yeri gelmişken kadına vurma hususunda islam’ın getirdiği bir takım kriterler vardır. Bu işin göstermelik olduğunu bu kriterlerden bizler anlıyoruz. Fırsat ele geçti deyip kum torbası yerine koymak, yüzünü gözünü dağıtmak, vücudunun her hangi bir yerini morartmak gibi bir durum söz konusu değildir. Yüzüne vuramazsın, sırtına vuramazsın, önemli ve hayati öneme sahip organlarına vuramazsın, üç taneden fazla vuramazsın, sopayla veya başka bir cisimle vuramazsın, ancak kaba yerlerine vurabilirsin ve buda intikam alırcasına değil. Günümüzde durum böylemi; her gün gazetelerde, televizyonlarda internet ortamında kaşı gözü patlamış, suratı dağılmış, yürüyemeyecek hale getirilmiş insanları görmekteyiz. sopayla dövülmüş, İslam hiçbir erkeğe bu hakkı vermemiştir. Oysa kadınlara önce öğüt vermekten vaaz etmekten bahsedilmektedir. Ama adamın herhangi bir bilgisi yok. Ne öğüt versin ne biliyor ki ne anlatsın. İyisi mi kızdın mı vur gitsin. Sonra da bunu kıt akılla Allaha mal edelim ve İslamı küçük düşürelim. Önce gelişelim, bilinçlenelim, aile olmaya, birbirimizin haklarının nerede başlayıp nerede bittiğini öğrenelim. Ondan sonra bakalım durum hala böylemi olacak. İslam Dini, kadınların ruh yapısının da farklı yaratıldığına işaret ederek onlara karşı hassas davranmamız istenmektedir. Bir hadislerinde Hz. Peygamber (s.a.s.) Efendimiz şöyle buyurmaktadır. “Kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum; vasiyyetimi tutunuz. Zira kadın kısmı kaburga kemiği gibidir. Onu doğrultmaya kalkarsan kırarsın. Eğer ondan faydalanmak istersen bu hâliyle de faydalanabilirsin.” Sevgili Peygamberimiz bu hadisleriyle kadınlarla nasıl geçinmemiz gerektiğini anlatmıştır. Dayakla veya ona hakaret etmekle kadını kişinin kendi istediği şekle sokamayacağının mümkün olmadığı belirtmiştir. Ayrıca hiddet ve şiddet yerine, ülfet ve şefkat yolunu tutmayı tavsiye etmiştir. Kadına ancak bu yolla yaklaşmanın ve ona tesir etmenin mümkün olabileceğini ifade etmiştir. Günümüzde kadın haklarına yönelik gerçekleştirilen hak ihlallerinin ve kadına yönelik şiddetin sebebi asla İslam Dini değildir. KADINLAR FARKLIDIR Biyolojik Açıdan, Biyolojik olarak erkeklerden farklı idrak ve sezgi kapasitesine sahip olan kadınlarda, konuşma eğilimi doğal olarak daha baskındır. Yine bu özelliğe bağlı olarak, kadınlarda daha gelişmiş bir işbirliği ve sosyalleşme eğilimi görülür. Psikolojik Açıdan, Psikolojik özellikleri itibariyle, oldukça duygusal bir yapıya sahip olan kadınların iletişimde de farklı ihtiyaç ve beklentileri bulunmaktadır. Kadınların temel psikolojik ihtiyacı paylaşmak, şefkat, anlayış ve yakınlık hissetmek, haklı görülmek ve güvence aramaktır. Sosyolojik Açıdan, Sahip oldukları farklılıklar nedeniyle, zaman zaman dışlanan ya da aşağılanan kadınlar, durumlarının iyileştirilmesi adına yapılan tüm çalışmalara rağmen, henüz hak ettikleri toplumsal hak ve statüye erişememiştir. Tarihte kadına hak ettiği değeri her zaman İslam vermiştir EĞİTİMDE KADIN KADINLARIN EĞİTİM HAKKINA DİKKAT EDİLMELİDİR İslam'da ilim öğrenmek ve öğretmek konusuna büyük önem verilmiştir. Eğitim görme meselesi, denilebilir ki, bir haktan çok bir vazife, bir sorumluluk durumundadır. Allah Resulü sahabesini hep ilme teşvik etmiştir. • Asr-ı Saadet kadınları içerisinde Hz. Aişe'nin ilmî sahada çok ayrı bir yeri vardır. Zira, Hz. Ayşe validemiz son derece zeki, bilgili ve dirâyetli bir kadındı. • Peygamberimizin amcası Hz. Abbas'ın hanımı olan Ümmü-l Fadl da devrinin ilim sahibi kadınlarındandı. Hz. Abbas'ın Müslüman oluşunda, zeki ve bilgili bir kadın olan Ümmü-l Fadl'ın büyük etkisi olmuştur. • Resul-i Ekrem kadınların okuma yazma öğrenmelerini ister ve buna teşvik buyururlardı. Okuma yazma bilen zeki ve tecrübeli bir kadın olan Şifa Hatun'dan, kendi eşi Hafsa'ya yazı yazmayı öğretmesini istemiştir. • Rabiatü'l Adeviyye Hazretleri de, tasavvuf ilminde çığır açmış büyük mutasavvıf kadınlardan biri idi. Hicri II. asırda tasavvuf onunla birlikte yeni bir yoruma kavuştu, Basra'dan Bağdat'a yayıldı. • Hz. Ümmü Seleme validemiz Hasan-ı Basrinin en önemli hocasıdır. • HZ. Peygamber kadınlara bir gün ayırmış ve onlarla özel sohbetlerde bulunmuş, özel hallerine cevaplar vermiştir. • Hicri 5. asrın bilgin hanımlarından ŞEHDE, Bağdat Camii'nde devrin en büyük edip ve bilginlerine tarih ve edebiyat konferansları vermiştir. KADINLARIN EĞİTİM HAKKINA DİKKAT EDİLMELİDİR Oku!’ emri ve birçok emir ve hitapları cinsiyet ayrımı gözetmeksizin kadın-erkek herkese hitap etmektedir. “İlim talep etmek her Müslümana farzdır.” (İbn Mace, Mukaddime, 17). Ancak daha sonraki kültür ve geleneklerde, dinin kaynaklarını yanlış yorumlamadan kaynaklanan ve neticede kadına dair asırlardır insanların zihninde yer eden olan bazı olumsuz algılar ortaya çıkmıştır. AHLAKLI VE TERBİYELİ GENÇ… َ ِ ِ ِ َ ْْح َسن ب د ْأ ن ْم ل ض ف ْأ ل َح ن ْ ن ًاْم د ل ٌْو د َ َ َ َ َ َماْن ََح َل َْوال “Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir hediye veremez.” Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Kadınlarına Yönelik Hizmetleri • • • • • • • • • • • • • • • Din eğitimi faaliyetlerinin, kadınların hepsine ulaştırılması noktasında birtakım eksiklikler söz konusudur. Camilerde kadınların lavabo ihtiyacını karşılayacak ve ibadet edebilmelerine imkan sağlayan mekanlar açmak için çalışıyor. Kuran kursları her geçen gün artıyor. Hizmet veren 20.572 kursumuz ve artan öğrenci sayısıyla illerimizin Kur’an kursu hizmeti oldukça ilerlemiştir. Öğretici sayısı kadrolu sözleşmeli 21.418, Geçici Öğretici: 7.097, Toplam: 28.515 olmuştur. 9 Müftü yardımcısı ve 450 vaiz ile 20 binin üzerinde bayan öğreticimizle hizmetlerini yürütmektedir. İl ve büyük ilçelerde Aile İrşad ve Rehberlik Büroları kurulmuş Kadınların fetvalarına cevap verecek bayan personeller görevlendirilmiş Haftanın belirli günlerinde vaaz yapmak suretiyle halka ulaşılmaya çalışılmış Ceza evlerinde kurslar açılmış ve vaizler görevlendirilmiş, Evlilik öncesi eğitimler verilerek sağlam aile yuvası kurulması hedeflenmiş Önemli gün ve gecelerde bayanlara yönelik ayrı programlar düzenlenmiş Konferanslar tertip edilmiş Camiler ve din görevlileri haftasının konusu Kadın olarak belirlenmiş Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Aile ve Araştırmalar Genel Müdürlüğü (ASAGEM), Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM) ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) gibi kamu kurum ve kuruluşlar ile işbirliği içerisinde görev alanı ile ilgili ortak çalışmalar Hac ve umre hizmetlerinde irşat faaliyetlerinde kadın görevlilere yer verilmeye başlandı. İslam’da kadın, toplumun en önemli unsurlarındandır. Asıl olan, kadının yeni nesillere eğitimci olması ve kahramanlar yetiştirmesidir. Bununla birlikte, hayırlı işe büyük değer veren İslam’ın öğretileri; kadının ahlakına zarar vermeyecek; şeref ve namusunu, hayâ ve iffetini koruyacak; dinini, bedenini, ırzını ve kalbini muhafaza edecek bir ortamda çalışmasını yasaklamamaktadır. Bu da, kadının yaratılışına, rolüne ve yeteneklerine, eğilimlerine ve gücüne göre bir işte çalışmasıyla olur. İslam, Kadının işinde vakûr ve fitnelerden uzak olmasını, erkeklerle bir arada bulunmamasını ve açılıp saçılmamasını şart koşmaktadır. Ancak günümüz dünyası çalışma hayatı kadını aileden kaparmış ve ailenin daha fazla ekonomik güç elde edeceğim gayretinin arkasında aslî unsurlarını yitirmesine sebep olmuştur. Kadın evine yabancılaşmaya, çoluk çocuğundan uzaklaşmaya başlamış, sorumluluklarını yerine getirme hususunda zaaflar baş göstermiş, aile çatırdamaları, ahlak zafiyetleri toplumu sarmaya başlamıştır. Batılı bir yazar şöyle demiştir: “İslam toplumunu yıkmak istersen kadını değiştir ve dinden ve aile yuvasından uzaklaştır” Konumuzu Bitirirken Erzincan İl Vaizimiz Sayın Ahmet ÜNAL Beyin Vaazının Sonunu Özetle Sizlerle Paylaşmak İstiyorum Yüce Rabbimiz katında kadın ve erkek kulluk yönünden aynı konumdadır İslam Dini kadınlar için annelik vasfı yüklemek suretiyle onlara itibar vermiş Cenneti annelerin ayaklarının altına yani onların razı olmalarına bırakılmıştır. Kadının yaratılış özelliği ön planda tutulmuş, erkeğin toplumdaki sorumlulukları da ifade edilmiş ve her iki grubunda faydasına olmak üzere ailenin geçimi erkeğe yüklenmiştir. Kadınların biyolojik yapıları sebebiyle aybaşı (adet) olduğu günlerde namaz mükellefiyeti kendilerinden kaldırılmış, tutamadıkları oruçlarını bir başka zamanda sıhhatlerine kavuştukları zamanda kaza etme hükmü getirilmiştir. Bu durumda yine kadına yapılan bir haksızlık değil, onun biyolojik yapısı da İslam dininde göz ardı edilmediğinin ve kendisine verilen kıymetin en büyük işaretidir. İnsanların erkek ve dişi olarak yaratıldığı ifade edilmiş, üstünlüğün yaratılış özelliklerinde değil, sonradan kazanılan takva da yani Allah’a saygı, Allah’ın emirlerine riayet yasaklarından kaçınmada olduğu belirtilmiş. Günümüz toplumlarında kadınlara reva görülen, onların iffetlerini ayaklar altına alan fuhşa sürüklenmek, cinsel istismar aracı olarak kullanmak, kadının çıplaklığıyla reklam unsuru olması haram kabul edilmiştir. Irz ve Namus hakkı en temel haklardan sayılmış, korunması ve gözetilmesi için gerekli prensipler getirilmiştir. Kadınların Bazı Haklarından Örnekler Mülk Edinme Hakkı İslam'da kadın, dilediği şekilde mülk edinip, mülkünde istediği gibi tasarruf eder. Hz. Hatice, Mekke'nin en zengin hanımlarından biriydi. Yönetime Katılma Hakkı Kadınlar Rıdvan Biatı'na katılmışlar ve Mekke'nin fethinden sonra da Allah'ın Resulü'ne tek tek biat etmişlerdir. Çalışma Hakkı İslam'da kadınların çalışabileceklerini öngörmüştür. Resulullah'a biat eden, ilk muhacirlerden Şifa Hatun'a Hz. Ömer, çarşı ve pazarları kontrol vazifesi yani günümüzdeki zabıta görevini vermiştir. Bağımsız Mahkemelerde Hak ve Hukuku Savunma Hakkı Kadınlar çok çeşitli meselelerini ve problemlerini bizzat Allah'ın Resulü'ne iletiyorlar ve hatta O'nun huzurunda eşlerinden bile şikayetçi olabiliyorlardı. Bu durum Dört Halife Devrinde de aynen devam etmişti. Hz. Ömer, Halifeliği zamanında minbere çıkmış ve mehr ile ilgili konuşurken Kureyş'ten bir kadın ayağa kalkarak kendi hakkını müdafaa etmiştir. Kadınların Bazı Haklarından Örnekler Seyahat Etme Hürriyeti İslam'da, bir kadının en önemli vasfı namusu ve hayasıdır. Nasıl bir kadının namus ve şerefine bir zarar gelmeden çalışmasında bir mahzur yoksa, seyahat etmesinde de can ve namus emniyeti her türlü tecavüzlerden korunduğu takdirde bir mahzur yoktur. Evlenme ve Yuva Kurma Hakkı Kadın da evlenirken bağımsız tercihini kullanır ve kimse kadını istemediği bir istikamete zorlayamaz. Bu bakımdan nikah akdi yerine getirilirken kadın "aldım, kabul ettim" gibi hüküm beyan eden cümlelerle kararını bildirir. Mehir, Nafaka ve Miras Hakkı Kocası, kadını evlilikleri süresince geçindirmeye mecburdur. Boşanma halinde ise kadına nafaka vermekle mükelleftir. Kadınların Bazı Haklarından Örnekler Kadınlarla ilgili olarak Kur'an'a yöneltilen başlıca tenkitleri şu başlıklar altında toplamak mümkündür: 1. Erkeklerin kadınlar üzerinde hakim olması. 2. İki kadının şahitliğinin bir erkeğin şahitliğine denk olması. 3. Mirasta erkeğe kadının iki misli hisse verilmesi. 4. Boşama hakkının erkeğe verilmesi. Bu Vaaz İdris YAVUZYİĞİT Tarafından; “İslam'ın Kadınlara Verdiği Değer” Ahmet ÜNAL, “İslam'da Kadın Hakları” M. Ş. K., “İslam’da Kadın Ve Kadın Hakları” Ercan ESER, “Kadına En Büyük Değeri İslam Vermiştir”, “Çeşitli Yönleriyle Kadın” Abdullah BÜYÜK, “Aile İlmihali” Hamdi Döndüren, “Etterğib Vet Terhib, Hadislerle İslam” İmam Münziri, Hasenat 4 Kuran Araştırma Proğramı Gibi Eeser, Makale Ve Vaaz Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır. Eser Sahiplerine Teşekkür Etmeyi Bir Borç Biliyor Sevgi Saygı Ve Selamlarımı Sunuyorum. Kadın Ve Islamın Kadına Verdigi Önem 1. Allahın yaratmış olduğu insanlara vermiş olduğu değer nasıldır? 2. Toplumumuzda bazen kadın-erkek ayrımının olduğu görülmektedir. İslam’ın, üstünlük için belirlediği kriterler var mıdır? 3. Tarihi süreç içerisinde Adem ve havva’nın yaratılışından İslam’ın gelişine kadar olan dönemde nasıl muamelelere tabi tutulmuştur? Bu bağlamda cahiliye döneminde kadın algısı nasıldı? 4. İslam’ın kadına verdiği değer nasıl olmuştur? 5. İslam döneminde ki kadını nasıl anlamak gerekir? İlk inananlar içinde kimler bulunuyordu? Sosyal Hayatta var mıydılar? İslam’ın ilk dönemlerinde nasıl hareket etmişler? Ne gibi faaliyetlerde bulunmuşlar? Tebliğ faaliyetlerinde bulunmuşlar mı? 6. Kur’an kadın ve erkek arasında her hangi bir ayrıma yer vermemiştir. Ayetler bağlamında konuyu ele alırsan neler söyleyebiliriz? 7. Kur’an’ın kadına verdiği değer elbette ki çok büyüktür. Bu değerlen nasıl anlaşılmalıdır? 8. Kur’an’da örnek gösterilen kadınlar var mıdır? 9. Efendimizin aile hayatıyla ilgili pek çok bilgi elde mevcuttur. Efendimizden kadınlarla ilgili birçok hadis bizlere intikal etmiştir. Hz. Hatice, Hz. Aişe, Hz. Fatıma gibi en yakınında bulunanlar olmuş. Bu hadisler ışığında peygamberin değer verdiği kadın tipi nasıldır? Kız çocuklarının yetiştirilmesiyle ilgili neler söylenebilir? 10.Aile hayatında kadın nedir? Kadının fonksiyonlarını nasıl sıralayabiliriz? Kadının en önemli özellikleri nelerdir dersek ne söyleyebiliriz? 11.Eş dediğimizde ne anlamak gerekir? 12.Anne dediğimiz kadını nasıl anlamak veya tanımlamak gerekir? Öğretmen ve mürebbi olan anneye ailede ne gibi sorumluluklar düşüyor? 13.Günümüzde kadınları ihmal etme sebeplerimiz nelerdir? Kadınların durumu nasıldır? 14.Kadına karşı şiddet her geçen gün artmakta ve devlet, sivil toplum kuruluşları bu konunun önüne geçebilmek için çalışmalar yapmaktadır. Bunun önüne geçmek mümkün müdür? 15.Diyanet işleri başkanlığının bu konuda, kadınlara yönelik ne gibi faaliyetleri bulunmaktadır?