Yahya Kemal`in sakladığı saç kimin?

Transkript

Yahya Kemal`in sakladığı saç kimin?
Meryem Aybike SinanHaber 7
Yahya Kemal’in sakladığı saç kimin?
Evet, Yahya Kemal sevdiği kadının saçlarını saklamış!
27 Şubat 2012 09:33 1,858 Okunma
Geçtiğimiz gün Beyazıt’tayım.
Kubbealtı Vakfının İstanbul Fetih Cemiyetinde “1453” romanım için düzenlediği imza
günü için bu tarihi mekânın sır dolu atmosferinde buluyorum kendimi ansızın.
Muhteşem Osmanlı işte karşımda duruyor!
Bu medresedeki avlunun ortasına bağdaş kurup oturmuş dev çınar ağacına bakıyorum
bir süre. İçimden sayısız turnalar uçuyor sanki. Sonra avluyu bir anne şefkatiyle saran
duvarlar, yalnız ve kimsesiz duvarlara takılıyor gözlerim. Ne de güzel saklamışlar bu
tarihi abideyi, ne güzel sarıp sarmalamışlar.
Fetih cemiyetinde görevli Özlem Hanım karşılıyor beni. Bu tür mekânlarda üzerime
birdenbire tarifi mümkün olmayan bir huzur ve sükûnet bulaşıyor sanki. Bu binada Yahya
Kemal müzesinin de bulunduğunu öğreniyorum Özlem Hanımdan. Heyecanlanıyorum
birden. Bu dev şairin hayatından anıların, sırların, eşyaların nasıl gelip geçtiğini tam da
öğrenmek vakti diyorum. Ortalıkta kimsecikler yok ve Özlem Hanımla birlikte iki katlı
müzeyi dolaşıyorum.
Yahya Kemal’in resimleri, Paris ve Londra’dan gönderdiği kartpostallardan tutunuz,
kalemlerine, ayakkabılarına, cüzdanlarına, kravatlarına, çakmaklarına, kupalarına,
çalışma masası ve sandalyesine, defter ve kitaplara kadar sürekli kaldığı Park Oteldeki
odasından geriye kalan her ne varsa tümü buradalar.
Hele bir büyük bavulu vardı ki minik bir gardırop biçiminde olup içinde takım elbiselerini,
gömleklerini asacağı askılardan tutunuz, gömlek ve diğer çamaşır ve ayakkabılarını
koyacağı çekmeleriyle gerçekten çok ilginçti. Bugün piyasada böyle askılı valizlerden var
mıdır bilmiyorum!
Bu müzede beni en çok etkileyen, yüreğimi burkan bir şey vardı ki bu yazının
yazılış amacı da bu husustur. İki yuvarlak kapaklı kutu içinde saklanmış bir tutam
sarı saç buklesi özenle saklanmış ve saç aradan uzun zaman geçtiği için rengini
kaybetmeye başlamış adeta.
Evet, Yahya Kemal sevdiği kadının saçlarını saklamış!
Bu özenle saklanmış sarı saçları gördükten sonra hayretle kendimi dışarıya attım.
Şaşkınım. Şarkılarda, türkülerde, roman ve hikâyelerde ve filmlerde gördüğümüz ancak
gerçek hayatta esamisinin okunmadığı bu incelik bu sevda karşısında dona kaldım
adeta.
Peki, bu sarı saçları saklanan talihli kadın kimdi?
Aklıma hemen değerli dost, Üstat Beşir Ayvazoğlu’nun Ötüken Yayınlarından
çıkan “Yahya Kemal Eve Dönen Adam” kitabı geliyor. Yahya Kemal’in âşık olduğu ve
uğruna bir daha evlenmediği kadın yine ünlü bir şair olan Nazım Hikmet’in annesi Celile
Hanımdan başkası değildir.
Rivayete odur ki Celile Hanım İstanbul’un en güzel ve en eğitimli kadınlarından birisidir.
Celile Hanım ve Yahya Kemal Bektaşilikle hiçbir bağları olmamasına karşın sık sık
gittikleri Bektaşi dergâhında karşılaşırlar ve aralarında büyük bir aşk başlar. Her ikisi de
aşk denilen bir hayal salıncağına binerler ve olanlar olur.
Önceleri Celile Hanımın evine oğlu Nazım Hikmet’e ders vermeye gider. Annesiyle
hocasının duygusal yakınlaşmasını fark eden Nazım bir mektup yazarak hocasının
paltosunun cebine gizlice koyar ve şunu söyler:
“Hocam olarak girdiğiniz bu eve babam olarak giremezsiniz!”
Yahya Kemal, Celile Hanımı aynı zamanda derin bir kıskançlıkla sever ve ona hiçbir
şekilde güvenmez de. Karşılıklı aşkın içinden çıkılmaz bir hal almasıyla Celile Hanım
evini, kocasını ve çocuklarını terk eder. Bu terk etmeyi hazmedemeyen Yahya Kemal
âşık olduğu, çok sevdiği bu kadına hiçbir vakit güvenmeyecektir.
“Kirpikleri süzgün o ihanet dolu gözler
Dikkatle bakarken bile bir fırsatı gözler”
Yahya Kemal bazen kıskançlık nöbetleriyle sokak sokak dolaşır ve hatta şiddetli
lodoslarda Büyükada’dan sandal kiralayıp Celile Hanımı takip edecek kadar kıskançlıkta
hudut tanımaz hale gelir.
Evlenmeye karar verilir.
Ancak bir anda Yahya Kemal vazgeçer ve Celile Hanım, bir kadının yaşayabileceği en
büyük kırıklığı yaşar. Bunun sebebini Yahya Kemal daha sonraları şöyle açıklayacaktır:
“Bu kadar dile gelmiş bir kadınla ben nasıl evlenebilirim? Sonra herkes bana ne
der? Ne gözle bakar?
Sonrası malum.
Büyük şair büyük bir acıyla baş başa kalır ancak Celile’yi hiç unutamaz. Celile resim
dersleri almak için ülke dışına çıkar ve bir daha gelmez. Celile’ye çok büyük acı
çektirişinin fevkinde bir acıyı da kendisi yaşar Yahya Kemal. Gençlik yıllarında yaşadığı
bu aşkı kalbinden söküp atamaz ve hayatı boyunca yüreğinde korur ve bir daha hiçbir
kadına bağlanmaz ve evlenmez.
Sanki Nazım Hikmet’in bedduası her ikisini tutmuş gibidir.
Ve bu hikâyenin kendi hayatına etkilerini, yalnızlığını şöyle anlatır büyük şair:
Büyük şair, büyük edip olmaktan önemli olan üç şey var:
Birincisi evlenip yuva kurmak, ikincisi bir ev sahibi olmak, üçüncüsü bir tarafta
kimseye muhtaç olmayacak kadar parası bulunmak… Ben bunların üçünü de
yapmadım. Akşam oldu mu dostlar dağılır, evlerine gider. Ben şu otel odasında
yalnızlığı bütün dehşetiyle duyarım.
Ne şiir, ne kitap ve ne de dostlarım beni bu korkunç yalnızlıktan çekip alabilirler!”
Yazdığı şiirleri öldükten sonra kitaplaşan bu büyük şairin bir tutam saç hikâyesi kısaca
böyle. Ne diyelim Allah hiç kimseyi olmayacak aşkların içine düşürmesin.
Muhabbetle Kalınız!
Meryem Aybike Sinan - Haber7
[email protected]

Benzer belgeler

Kurulum ve Bakım Kılavuzu

Kurulum ve Bakım Kılavuzu 7-Bütün vida, cıvata ve somunların sıkılmış olup olmadığını kontrol ediniz gerekiyorsa sıkınız. 8- Kol, üst boru rulman ve oturak altında bulunan kızakların aylık periyotlar da yağlamasını yapınız....

Detaylı

Mobil sürüm için pdf hali - Fen Okulu |www.fenokulu.net

Mobil sürüm için pdf hali - Fen Okulu |www.fenokulu.net ağırlığından fazladır. C. Yer değiştiren sıvının ağırlığı yüzen cismin ağırlığından fazladır. D. Sıvı içerisinde yüzen bir cisim kendi ağırlığından daha az sıvının yükselmesini sağlar.

Detaylı