TEKSTİL LİFLERİNİN ÖZELLİKLERİ Lif özelliklerinin varyasyonu

Transkript

TEKSTİL LİFLERİNİN ÖZELLİKLERİ Lif özelliklerinin varyasyonu
TEKSTİL LİFLERİNİN ÖZELLİKLERİ
Lif özelliklerinin varyasyonu büyük olduğu için seçimi ve takipleri zaman zaman
sorunlara yol açabilmektedir. Çünkü liflerde olabilecek çeşitli varyasyonlar iplik özelliklerinde de varyasyonlara yol açacaktır.
Bilindiği gibi iplik özelliklerine ya da başka bir değişle iplik kalitesine etki yapan çok
sayıda iplik parametresi bulunmaktadır. Ayrıca lif özelliklerine olan etkileri de eğirme
tekniğine bağlı olarak değişmektedir. Bu nedenle iplikçilerin istenen kalitede iplik
üretebilmeleri, bu ilişkiler hakkında belirli bazı bilgileri edinmeleri gerekmektedir. Lif
özelliklerini belirlerken bunların süratle ölçülebilir olmaları endüstride uygulamalar
bakımından büyük önem taşımaktadır. Bu sayede sürekli kontrol ve takipleri
işletmeleri de mümkün olmaktadır.
Buna
göre
lif
özelliklerini
şu
şekilde
sıralamamız
mümkündür:
1-DÜZGÜNSÜZLÜK
2-UZUNLUK
3-NEPS
4-İNCE YER
5-KALIN YER
6-İNCELİK
7-BÜKÜM
8-MUKAVEMET
9-LİF OLGUNLUĞU
10-ESNEKLİK
11-KOHEZYON
12-YUMUŞAKLIK
13-EĞİLME VE BÜKÜLME
14-RENK VARYASYONU VE PARLAKLIK
15-YOĞUNLUK VE ÖZ AĞIRLIK
16-EMME ÖZELLİĞİ
17-RUTUBET VE NEM
18-ISI TUTMA YETENEĞİ
19-ALEVLENME VE YANMA ÖZELLİKLERİ
20-ELEKRİKLENME ÖZELLİKLERİ
21-YABANCI MADDE
Bununla birlikte iplik özellikleri elde edilecek kumaşın özelliklerine direk olarak etkir.
Buna göre LİF-İPLİK-KUMAŞ geçişi sırasında oluşan değişiklikleri inceleyerek
birbirlerini nasıl etkiledikleri aşağıdaki makalede gösterilmeye çalışılacaktır.
İplikçilikte kalite, son yıllarda üzerinde yoğun araştırmalar ve ölçümler yapılan bir
konu haline gelmiştir. Bunun en önemli sebepleri, artan rekabet koşulları ve değişen
müşteri talepleridir. İpliğin kaliteli olması, daha sonra uygulanan işlemlerin verimi ve
elde edilen mamulün kalitesi (görünümü,tutum özellikleri vs.) açısından önemlidir.
FİZİKSEL ÖZELLİKLER
1-DÜZGÜNSÜZLÜK:
Düzgünsüzlük, ölçülebilen herhangi bir iplik özelliğinin varyasyonu ya da doğrusal
yoğunluktaki değişimi olarak ifade edilebilir.
İplik düzgünsüzlüğün başlıca nedeni şunlardır:
-Hammadde özellikleri ve tesadüfi elyaf düzeninden ileri gelen doğal düzgünsüzlükler.
-Çekim işlemi nedeniyle liflerin gruplaşması sonucu ortaya çıkan düzgünsüzlükler
-Mekanik hatalar sonucu doğrusal yoğunluktaki periyodik düzgünsüzlükler
-Tesadüfi dağişiklikler sonucu oluşan düzgünsüzlükler
İplik düzgünsüzlüğü, dokumada şu gibi etkilere sahip olabilir:
-Düzgün olmayan bir iplik, eğirme, bobinleme, dokuma ve örme veya ipliğe
gerilim uygulanan diğer bütün işlemler esnasında kopma eğilimi gösterecektir. Bu da
verimi düşürür.
-Kumaş yüzeyinde gözle görülebilen bariz hatalar oluşır. Örneğin kolonlar veya moire
efekti gibi.
-Deformasyona karşı dirençlerinin az olmasından dolayı iplikteki ince yerlerde daha
fazla büküm toplanır.
Bundan başka; boncuklanmaya karşı direnç, kire karşı tutum, rutubet emiş derecesi,
ışık yansıtma ve parlaklık gibi kumaş özellikleri de iplik düzgünsüzlüğü tarafından
etkilenmektedir.
Örme kumaşlarda iplik düzgünsüzlüğü kendini kumaş üzerinde belli eder. İplikte
düzgün bir şekilde devam eden numara varyasyonu yüzeyde açıklı koyulu bölgeler
oluşturmuştur. İplikte kalın bölgeler örme kumaşta daha koyu, ince bölgeler ise açık
renkteki yerleri meydana getirmiştir.
Ayrıca boyama işleminden sonra da iplikteki kalın bölgelerin ince bölgelerden daha
çok boya almasından dolayı farklılıklar daha belirgin hal alır. Özellikle düz örgüler,
diğer örgü türlerine göre iplik hatalarını daha belirgin olarak gösterirler
2-UZUNLUK:
Lif uzunluğu genel olarak iplik düzgünsüzlüğü, iplik mukavemeti,makine ayarları vb.
gibi faktörlere etkir.Bir elyafın iplik çekimi sırasında hızının artması ile bütün
etrafındakileri de aynı hızla sürüklemeye çalışacağı açıktır.Bunu gerçekleştirirse o
bölgede bulunan yüzen elyaflar hızla çekilecek ve ortamda bir kısa elyaf azalması
ortaya çıkacaktır.Böylece yavaş hareket eden elyaflar derhal galip vaziyete geçerek
elyaf akışını kontrol edeceklerdir.Ve tekrar yüzen elyaf grubu göz önüne alınan
bölgeye gelinceye kadar kesitte kontrol devam edecek ve yüzen elyaflar gelince gene
bir grup halinde gerçekleşecektir. Böylece iplikte daima periyodik olarak incelik ve
kalınlık değişimleri yani düzgünsüzlük ortaya çıkacaktır.
Lif uzunluğunun önemi, ipliğin mukavemetine etki etmesi bakımından da büyüktür.
Bilindiği gibi bir ipliğin mukavemeti hiçbir zaman o lifleri meydana getiren liflerin
mukavemet toplamına eşit değildir.Zira iplik kopacak derecede çekildiği zaman liflerin
bir kısmı mutlak olarak kopmayıp birbiri üzerinden çözülerek ve sıyrılarak ayrılırlar.Şu
halde, lifler ne kadar uzun olur ve ne kadar uzun mesafelerden birbirlerine sarılmak
suretiyle temas alanlarını çoğaltmış olurlarsa, sıyrılma keyfiyeti de o kadar güç
olacağından mukavemeti artmış olur.İplik eğirme sınırı, yani elyaftan eğrilebilecek en
ince iplik sınırı özellikle elyaf inceliği ile sınırlandırılmıştır.Elyaf inceldikçe kesitteki
minimum elyaf sayısı artar ve ipliğin eğrilebilmesine imkan tanıyan iplik mukavemeti
sağlanmış olur. Bunun yanısıra kısa elyaf yüzdesi de önemlidir.
Kısa elyafın etkileyeceği iplik hataları;
-İplik kopuş sayısı artışı
-İplik mukavemetinde azalma
-İplikte şantuk ve neps oluşumu
-İplik düzgünsüzlüğünde artış
-Tüylülükte artış
-Telef miktarında artış
-Uçucu elyaf miktarındaki artış
-Makinalarda çabuk tozlanma
-Klima tesisatında zorlanma olarak özetlenebilir.
Bunun yanında elyaf kırılmasının az olması için(iplik oluşumu sırasında)makine
ayarlarının elyaf uzunluk değişimlerine göre yapılması gerekmektedir. Bir pamuğun
uzunluğu arttıkça ve inceldiçe iplik kopuş frekansı düşer ve eğirme potansiyeli
yükselir.
Bunun ring iplikçiliği için de geçerli olduğuna inanılmaktadır.Mtex cinsinden lif inceliği
ve üst yarı ortalama uzunluk biliniyorsa, uygun bir istatistiksel model kullanılarak belli
bir iplik numarası için kabul edilebilir bir doğrulukla kopuş frekansı tahminlenebilir.
Aynı model, verilen bir kabul edilebilir maximum iplik kopuş sayısında eğirme limitini
tahminlemek için kullanılabilir.
3-NEPS:
Yaklaşık 4 mm. uzunluğunda ve iplik kesit alanının %140 kadar daha kalın olan elyaf
düğümleridir. Neps miktarı iplik kalitesinin önemli bir faktörüdür. Ürün görümünü,
kalitesini ve özellikle de boyama kalitesini etkilemektedir.
İplikteki neps miktarı hammaddenin kalitesi ve teknolojik prosesin akışı tarafından
belirlenmektedir.
Nepsler üç grup altında incelenebilir:
-Biyolojik orijinli neps (Olgunlaşmamış veya ölü pamuk liflerinde meydana gelen
kütleler)
-Çekirdek kabukları(Uzaklaştırılması zordur, mekanik olarak neps meydana getirir. )
-Mekanik
neps
(Çeşitli
eğirme
proseslerinde
ortaya
çıkar.)
Üretim işlemleri sırasında; açma ve temizlemede neps sayısında artış
gözlemlemektedir. Taraklama ve tarama prosesleri ara ürünlerde neps sayısını
azaltmaktadır. Neps uzaklaştırılma miktarının analizi yapıldığında, büyük boyutlu
nepslerin teknolojik proseslerde çoğunlukla kantitatif değişime uğradığı görülür. Farklı
hammaddelerdeki aynı neps miktarı, aynı numaralı ipliklerde benzer neps içeriğine yol
açmaktadır.
Bobinden iğneye iplik sevk edilirken iplik üzerindeki nepsler, iplik klavuzlarının
deliklerini ve iğnelerin kancalarını tıkayabilir ve belirli bir süre sonra iplik akamaz hale
gelerek kopar.Bu yüzden örme kumaşlarda deliklenmeler oluşur. İplik klavuzlarında
toplanan bu lif birikintilerinin temizlenmesi gerekir.Bu da makinenin sık sık
durulmasına yol açar. İplikteki nepsler örme kumaş üzerinde düzgünsüz bir yüzey
oluşmasına neden olur.
4-İNCE YER:
İplik kesit alanının, normal iplik kesitine göre %30-%70 azaldığı yerlerdir.Bu bölge
ileride üzerine fazla büküm aldığından büküm varyasyonu, dolayısıyla daha az
boyarmadde alımı ve kumaş üzerinde de enine çizgilerin oluşmasına neden olur.
5-KALIN YER:
İplik enine kesitinde %40-%100’lük artıştır. Kalın yerler kopma uçuntu, gezer uçuntu,
uzun uçuntular, balıklar, sıyrılmalar, zincirler ve büzülmeler olarak gruplara
ayrılmaktadır. Kalın yerler, dokumada sürtünmenin ve kopuşların artmasına, kumaş
görünümünün bozulmasına yol açar. Örmede de, çalışma esnasında iğne başlarının
kırılmasına yol açar. Genellikle bobinleme işlemiyle bu yerler temizlenir veyerini
düğüm alır. Ancak kötü atılmış düğüm temizleme maliyetini yükseltir ve örme
kumaşlarda delikler oluşmasına neden olur. Ayrıca bu tür hatalar içeren ipliklerden
örülen kumaşlarda enine kabartılar meydana gelir.
6-İNCELİK:
İncelik direk olgunlukla ilgilidir ve pamuğun yetiştirme şartlarından,hasat zamanından
büyük ölçüde etkilenir. Lif inceliği bir varyete özelliği olduğundan aynı türe ait soylar
arasında da incelikler bakımından büyük farklılıklar görülür.Pamuklarda uzunluk
arttıkça incelik azalır.Genellikle ince liflerden ince iplikler elde edilir.
Pamuklarda incelik uzunluk gibi kalıtsal bir özelliktir .Boyama karakteristiklerini ve
neps teşekkülünü etkiler. Ring eğirmede çok düşük mikronerli pamuklardan
kaçınılmalıdır.Ring eğirmelerde düşük mikronerli lifler, aşırı lif kırılmalarına, fazla neps
oluşumuna ,kötü iplik görünümüne ve boyama zorluklarına yol açar.Çok düşük
mikronerli lifler ise üretim esnasında yapışmalara, düşük üretime ve aşırı telefe yol
açar. Ancak ince iplik üretiminde, kesite giren elyaf sayısı arttığı için mukavemet artışı
dolayısıyla kopuşta azalma olur.
İncelik rotor eğirmede de eğirme sınırlarını ve prodüktiviteyi etkileyen en önemli
faktörlerden biridir.Rotor iplik eğirme yönteminde büküm verme noktasında gerilim
oldukça bükümün aktarılabilmesi için kesitte daha fazla lifin bulunması gerekir.
İplik düzgünsüzlüğünün iyi yada kötü olması, iplik kesitindeki lif sayısı ile yakından
ilgilidir. Ayrıca incelik, ipliğin tutum yapısını da değiştirmektedir. Esasen ince lifler
daha yumuşak, kalın lifler daha sert bir iplik tutumu vermektedir. İpliğin tutumuna
büküm sayısı daha fazla etki etmekle beraber iplik kesitinde ince lifler olduğunda
daha fazla lif yerleştirilebileceği için gerekli büküm sayısını azaltmak mümkün
olabilmektedir. Bu arada ince liflerin kopuş sayıları üzerine de olumlu etkileri
belirlenmiştir.
Liflerin inceliği, kendilerinden yapılan ipliğin kalınlığına da etki eder. Bu bakımdan iplik
yapımında kullanılacak her lifin inceliğini önceden bilmek gerekir. Böylelikle en
rantabıl şekilde, bir lif partisinden yapılacak ipliğin numarasını tayin etmek mümkün
olur.
Numara varyasyonu: Bu tip hatalar, genelde kumaş üzerinde muntazam dağılış
gösterirler. Çoğunlukla iplik üretimi sırasında, herhangi bir aşamada mekanik
aksamlarda oluşan hasarlar, çatlaklara sebep olmaktadır. Üretimde sürekli mekanik
zorlamalar olduğu için bu hatanın tamamen engellenmesi imkansızdır; ancak sınır
konulabilir.
Atkı bobini içerisinde kopstan kopsa olabilecek numara farklılıklarının sonucu olarak
dokuma kumaşta gözle görülebilen bant hataları ortaya çıkar. Örme kumaşlarda da,
iplikte düzgün bir şekilde devem eden numara varyasyonu yüzeyde açıklı koyulu
bölgeler oluşturur. Numara varyasyonundan kaynaklana bu hatalar, bazı durumlarda
periyodik ve uzun aralıklarla görülebilir.
7-BÜKÜM:
İpliği meydana getiren lifleri bir arada tutmak amacıyla ipliğe verilen spiral
dönüşlerdir. Büküm sayısı aşırı arttırılırsa, ipliğin serbest bırakılması durumunda
kıvrılmalar olur ki bu da çalışmaları olumsuz yönde etkiler. Ancak büküm almadan
paralel hale getirilmiş liflerin mukavemeti çok az olur. Pamuk gibi devamlı olmayan
liflerden meydana getirilmiş fitillerde, gerilime tabi tutulduğunda kopuşların
önlenmesi ve dolayısıyla mukavim olmalarının sağlanması, liflerin birbirine tutunması
ile olur.
Lifler arasındaki yapışma esas olarak bükümle sağlanır. Bir germe kuvveti etki
ettirildiğinde lifler üzerindeki baskı, yan yana duran iki lif arasındaki sürtünmeyi
geliştirir. Her ne kadar iplikler maksimum mukavemeti verecek büküm faktörlerine
eğrilirse de ipliğin kullanılacağı yerin dikkate alınması gerekir. Büküm sayısını
belirleyen faktörler şunlardır:
*Elyaf inceliği, kesitteki elyaf sayısı
*Elyaf uzunluğu
*İpliğin dokuma yada triko için üretiliyor olması
*İplik inceliği
Büküm Varyasyonu: İpliğin ince kısımlarında birim uzunluktaki büküm sayısı, kalın
kısımlara nazaran daha fazladır ve bu nedenle ince kısımlar daha serttir. Bu özellik
düzgünsüzlükleri daha belirgin hale getirir.Bükümdeki varyasyon,lifleri birbirine
bağlayan kuvvetlerde de varyasyonlara sebep olur.Bu varyasyon ile enine kesitteki lif
sayısının varyasyonu birleşince mukavemet özelliklerinde değişimler ortaya çıkar.
Kopma noktasındaki lif sayısının yanı sıra o noktadaki lif sıklığı ve liflerin diziliş tarzı da
iplik mukavemetine etki eder. Eğer aynı materyalden, aynı numara ve bükümde iki
iplik yapılırsa, doğrusal yoğunluktaki varyasyonu daha fazla olan ipliğin mukavemeti
daha düşük olur. Bu iplik daha az varyasyon gösteren ikinci ipliğe göre daha fazla
sayıda zayıf kısım içerir. Böyle bir iplik, eğirme , bobinleme, çözgü çekme, dokuma
veya çözgü çekme işlemlerinde daha fazla kopuş gösterir;bu da verimliliği
düşürür,maliyeti arttırır.Bu iplikten dokunan kumaşta,iplikteki zayıf noktalar kumaş
mukavemetinde önemli varyasyonlara neden olmazlar, çünkü ipliklerin birbiri ile
kesişmeleri sonucu lifleri birbirine bağlayan kuvvetler artmıştır.Örme kumaşlarda ise,
iplikte zayıf noktalar bulunduğunda delik oluşumu gözlenebilir.Ancak hem dokuma
hem de örme kumaşlarda, kumaş yapımında kullanılan düzgünsüz iplikler daha çok
kumaşın görünüşünde bozukluklara yol açar.
Ayrıca hava geçirgenliği ile örtme faktörü arasında belirli bir ilişki bulunmaktadır.
Örtme Faktörünün artması hava geçirgenliğinde azalmaya sebep olmaktadır. Bu
azalma örgü tiplerinde en çok bezayağı kumaşlarda kendini belli
etmektedir. Dimi ve saten kumaşlarda etki daha hafiftir.
İplikteki yassılma durumları kumaştaki örtme ve geçirgenliği etkileyen en önemli
faktör olmaktadır. İpliklerin yassılmasına en önemli etkiyi büküm yapmaktadır. Büküm
arttıkça ipliğin lifleri daha sıkı paketlenirler ve iplik kesiti dairesel hale yaklaşır,
yassılaşma azalır. İplik yassılmadığı zaman ise kumaştaki hava geçirgenliği doğal
olarak artacaktır.Örgüsü, örtme faktörü ve hammaddesi(lifleri) aynı olduğu halde
hava geçirgenliği farklı olan numunelerin mikroskopla incelenmesi sonucunda da
bunların büküm farklılığı nedeniyle yapısal değişiklik gösterdikleri anlaşılmıştır.Düşük
bükümlü veya bükümsüz ipliklerin lifleri yayılarak kumaş yüzeyini tamamen
örtmektedir.Yüksek bükümlü iplikler ise kumaşta büyük açıklıkların oluşması
nedeniyle geçirgenliği arttırmaktadır.İplik bükümünün örtmeye olan etkisi sebebiyle
ısı geçirgenliğini de
etkilemesi doğaldır.
Ayrıca örme kumaş üzerinde oluşan dönmenin temel sebebi iplikteki bükümdür. Belli
ölçüde büküm verilmiş bir ipliğin ilmek biçimini alırken uğradığı eğilme nedeniyle
oluşan gerilme etkisiyle ilmek dönerek kumaş düzlemi dışına çıkar. Kumaşın seyrek
örülmesi ölçüsünde bu dönüklük artar, çünkü ipliğin hareket edeceği alan
genişlemiştir. Kumaşın daha sık örülmesi durumunda ise ilmeklerin dönme hareketi
zorlaşacaktır. Diğer yandan,kumaşın örülmesinde kullanılan iplik inceldikçe ipliğe
verilen büküm artmaktadır.Yüksek büküm; ilmeklerin bükülme eğilimini arttıracak
olan bir etkendir.
8-MUKAVEMET:
Lif mukavemeti iplik mukavemetine etki yapan önemli bir özelliktir.Sağlam lifler
normal olarak daha mukavemetli ipliklerin üretimi sağlayarak yüksekhızlı eğirmeye ve
kullanım sırasında kopuşların azalmasına yardımcı olurlar.İplik inceldikçe kesitteki lif
sayısının azalmasına bağlı olarak lif mukavemetinden yararlanma oranının da düştüğü
anlaşılmaktadır.
Mukavemeti etkileyen faktörleri genel olarak:
*Elyaf olgunluğu ve mukavemeti
*Elyaf uzunluğu
*Elyaf inceliği
*Büküm miktarı olarak özetlenebilir.
Elyaf mukavemeti, imalat esnasındaki germe, çekme vs. işlemleri açısından da büyük
önem taşımaktadır.Elyafın mukavemeti elyaf tiplerine bağlı olarak değişmektedir. Her
bir lif cinsinin mukavemeti farklı olduğu gibi doğal liflerde mukavemet, bölge
yetiştirme şartlarına da bağlıdır.
Aynı zamanda ortam şartları da mukavemete etki eder.Nem miktarı ve ortam
sıcaklığının da bu bazda göz önünde bulundurulması gerekir. Bu açıklamalardan sonra
özellikle denizcilikte, bitkisel liflerin niçin halat,yelken bezi ve diğer mamüller halinde
kullanıldıkları daha iyi anlaşılır.
9-LİF OLGUNLUĞU:
Elyaf olgunluğu, tekstil lifleri içerisinde pamuğa has bir özelliktir.Pamuğun olgun
sayılabilmesi için yaklaşık olarak selüloz tabakasının lif kesitinin %50-80’ini kaplaması
gerekir.Bu oran %30-40 ise olgunlaşmamış,%25’ten az ise ölü lif adını alır.Buna
büyüme koşulları, hasat zamanı ve çeşitli hastalık ve zararlılar sebep olmaktadır.
Olgunlaşmış pamuk lifleri büklümlü, lümeni dar, enine kesiti böbrek veya fasulye
şeklindedir.Ayrıca bunlar sağlam olup, mekanik işlemler sırasındaki gerilme ve
zorlanmalara dayanabilirler. Olgun olmayan pamuk lifleri ise büklüm sayısı az veya
büklümsüz, lümen genişliği fazla, şerit şeklinde, enine kesitleri çubuk şeklinde olup
mukavemetleri düşüktür.Düzgün olma- yan boyamalara sebep olurlar.Boyama
sonucunda elde edilen tekstil mamulünde renk farklılıkları görülür Yeterince
olgunlaşmamış pamuk ,iplik üretiminde ise aşağıdaki hatalara sebep olur:
-Elyafın kırılması
-Tarama sırasında neps oluşumu
-Kısa elyaf oranının yüksekliği
-Baskı silindirinde sarma
-Kopuşların artması
-Kötü mukavemet değerleri
10-ESNEKLİK:
Lifler tabi hallerinde iken herhangi bir kuvvet çekimine maruz kalırsa kopmadan önce
az veya çok uzamak suretiyle bu kuvvete karşı koymaya çalışırlar. Eğer bu kuvvet
kopma gerçekleşmeden önceden kalkacak olursa liflerin eski hallerini almaya
çalıştıkları görülebilir. Özellikle giyim eşyaları yapımında kullanılacak olan liflerde
esneklik özelliğinin olması istenir. Çünkü böyle liflerden yapılacak giyim eşyalarında
diz dirsek gibi oynak kısımlarında şekil bozuklukları ve potluklar az olur. Buna karşı
esneklik kabiliyeti noksan bulunan hammaddelerden yapılan giyim eşyalarında bu
bozukluklar daha çok görüldüğünden bunların sık sık ütülenmesi gerekir.
11-KOHEZYON:
Liflerin yığın halde iken veya serbest bulundukları zaman birbirini çekme
yeteneklerine, eğrildikleri zaman birbirine sarılma ve keçelenme yeteneklerine
kohezyon denir. Bu özellik esas itibariyle liflerin üst yüzleri tarafından sağlanır.
Sürtünmeye karşı mukavim bir tabaka ile örtülü olan lif yüzeyler çeşitli görünümler
arz ederler. Örneğin yünün üst yapısı balığın veya genç bir çam dalının üstü gibi
pulludur. Yün lifleri bu pullar sayesinde birbiriyle o kadar kuvvetli kaynaşırlar ki,
sonradan bunları birbirinden ayırmak güç olur. Buna örnek olarak çobanların giydiği
kepenkler örnek olarak gösterilebilir.
12-YUMUŞAKLIK:
Dokuma maddesi olarak kullanılan lifler elle yoklandıkları zaman bunların farklı
tutumlu oldukları kolayca anlaşılır. Bu maddelerin yumuşak ve ya sert tutumlu olması
onların kullanılacakları yerleri belli eder.Bu bakımdan önemli özelliklerden sayılır.Giyim
eşyası yapımında kullanılacak kumaş ve benzeri iplikler için yumuşak tutumlu liflerin
seçilmesi lazım geldiğine şüphe yoktur.Çünkü bunlar iplik olurken eğrilecek,
bükülecek, katlanacak dokumadan sonra ise biçilecek, dikilecek ve vücudu sarabilen
giyim eşyası haline konulacaktır.Bu özelliklere sahip olmayan liflerin bu amaçla
kullanılması doğru olmadığından bunlar ancak daha kaba mamüllerin yapımında
uygun şekilde kullanılabilir.İşte bunun için lifler daha önce yumuşaklık
Sertlik bakımından incelenmeye tabi tutulurlar.
13-EĞİLME VE BÜKÜLME ÖZELLİKLERİ:
Liflerin iplik ve dokuma yapımında kullanılabilmesi için bunların kolaylıkla eğilme ve
bükülme yeteneklerine sahip olmaları lazımdır.Bu liflerin strüktürü, yumuşaklığı,
inceliği ve kohezyon özellikleri ile oranlıdır.Genel olarak sert tutumlu liflerden istenilen
incelikte iplik ve mamul yapılamaz.Buna karşılk yumuşak tabiatlı olan lifler birbirini
tutma ve birbirine sarılma özelliklerine sahipseler; kolaylıkla eğrilebilir ve
bükülebilirler. Bu gibi liflerin mukavemetleri ve esneklik yetenekleri de yüksek
olduğundan bunlardan istenilen incelikte iplik yapılabildiği gibi, dokumaları da güzel
ve sağlamdır.
Bir lifin eğilme ve bükülme yeteneğinin yüksekliği veya düşüklüğü, onların kullanılma
alanını tayin eder ve fiyatı üzerine etki eder. Filament halinde bulunan devamlı
liflerden istenilen incelikte iplik yapılması , bu liflerin strüktürü ve yumuşaklığı ile,
bilhassa inceliği ile orantılıdır.Bu lifler uzun olduğundan uzak mesafelerden birbirlerine
sarılırlar.Bu yüzden bunların kohezyon yeteneği ile birbirini tutma ve sarılma
yetenekleri iplik mukavemetinde büyük rol oynamaz.Mukavemetlerin az veya çok
olması elde edilen ipliklerin sağlamlığı üzerine etki eder.Kolaylıkla kopabilen liflerden
yapılan iplik ve mamüller de o kadar çürük olacaktır.
Cam liflerinin görünüşleri güzel ve cazip olmasına karşılık bunların eğilme ve bükülme
yetenekleri noksan olduğundan aynı zamanda koptukları ve kırıldıklarından bu lifler
bu güne kadar geniş bir kullanım alanına sahip olamamıştır.
14-RENK VARYASYONU VE PARLAKLIK:
Renk varyasyonu ipliğin renk ve renk koyuluğundaki değişimlerdir. İpliği oluşturan
lifler, yetiştirilme şartlarından dolyı farklı renk tonlarına sahip olmaktadır. O yüzden
bu liflerden iplik yapılırken, iyi bir harmanlama yapılmaz ise ipliğin renk tonlarında da
varyasyonlar oluşmaktadır. İplik üretimindeki ara işlemler (örneğin dublaj)esnasında
birim ağırlık düzgünsüzlükleri düzeltir, böylece de renkler de karıştırılmış olur. Pamuk
renginin ölçülmesi, ondan üretilecek iplik ve kumaşın hangi oranda ağartılacağı ve
boyaya yatkınlık derecesinin ölçülebilmesi açısından önem taşımaktadır.
Lifler için önemli olan bir başka özellik de parlaklıktır. Örneğin parlak pamuklar ipek
görünümü verirler ve iplikçiler tarafından tercih edilirler.
Ayrıca parlak kumaşların üretiminde ek işlemleri azaltmak ve dolayısıyla maliyeti
düşürmek için parlak liflerin kullanımı tercih edilmektedir.
15-YOĞUNLUK VE ÖZ AĞIRLIK:
Yoğunluk belli hacimdeki bir maddenin kütlesidir. Liflerin yoğunluğu bunlardan
yapılan kumaş ve benzerilerinin ağırlığını belli eder. Özgül ağırlığı yüksek olan liflerin
mukavim olduğu bilinmekle beraber, giyim eşyası yapımında hafif olanlar tercih edilir.
Bu nedenle yoğunluğu düşük ve mukavemeti yüksek olan bir lif, dokumak için ideal
bir madde sayılır. Karışım liflerinin yoğunluğu bizce ayrı ayrı bilinirse, bu karışık
mamulün yoğunluğunu hesaplamak mümkün olur.
16-EMME ÖZELLİĞİ:
Ağartma ve boyama çözeltilerini kendi bünyesine geçirebilmek, absorbe edebilme
özelliğine sahip olma niteliği giyim ve mobilya eşya yapımına elverişli olan liflerde çok
aranır.Aynı şekilde muhtelif renklere boyanarak kullanılacak iplik ve dokumalarda
kullanılan
liflerin
emme
yeteneklerinin
yüksek
olması
aranır.
17-RUTUBET VE NEM:
Tekstil maddelerinin çoğu higroskopik olduklarından kendilerini çevreleyen
atmosferden az veya çok rutubet absorbe ederler.Bu miktar çoğalırsa elle tutuldukları
zaman yaşlık hissedilir. Liflerin bu yeteneği serbest halde bulundukları zaman daha iyi
belli olur.
Lifler bazı koşullar altında ihtiva ettikleri fazla rutubeti atmosfere iadeederler. Bundan
dolayı, atmosferin nispi rutubeti ile lifler arasında rutubet alma ve verme olayı
karşılıklı bir denge kuruluncaya kadar devam eder. Doğal koşullar altında meydana
gelen bu rutubet alış verişinin hızı tekstil maddelerinin fiziksel özelliklerine, iplik ve
kumaş halinde bulunduklarına, göre değişir.
Özellikle higroskopik nem oranı her lif için belirlenen ortalama değerden küçük olursa
bu, elde edilecek ipliğin bükümünde sorunlara yol açar, büküm vermek zorlaşır. Elde
edilen iplik sert bir tutum kazandığı gibi bundan elde edilecek kumaşın tutumunun da
sertleşmesine yol açar.
18-ISI TUTMA ÖZELLİĞİ:
İnsanlar giydikleri elbiselerle vücutlarını dış etkilerin zararlarından korudukları gibi,
vücut sıcaklığını da iklim şartlarına göre düzenlemiş olacaktır. Bu çeşitli liflerin ısı
tutma yetenekleri bakımından birbirinden farklı özelliklere sahip olması ile sağlanır.
Bilindiği gibi soğuk mevsim ve yerlerde vücut hararetinin dışarı sızmasını önleyecek
önleyecek elbiseler giymekle, sıcak mevsim ve yerlerde ise bunun tersine vücut
sıcaklığının dışarı çıkmasını ve hava ceryanını sağlayan elbise giymekle, vücut dış
çevrenin etkisinden korunmuş olur.
Dokuma ve iplik halinde bulunan mamüllerin ısı tutma kabiliyetleri yığın halindeki
liflere nazaran daha azdır.Bitkisel lifler hayvansal liflere nazaran vücudu daha serin
tutmaktadır.Kışın vücut hararetini normal şekilde muhafaza etmek için daha çok yünlü
eşyaların giyilmesinin nedeni budur.
Liflerin iplikleri, ipliklerin ise kumaşları oluşturması sırasında ortaya çok değişik
yapıların çıkabilmesi sebebiyle, geçirgenlik durumlarının da değişmesi doğal olacaktır.
Ayrıca liflerin fiziksel özelliklerinin de dikkate alınması gerektiği açıktır. İplikler her
zaman aynı liflerden oluşmayıp, değişik cins liflerin farklı oranlarda harmanlamasıyla
da üretilmektedir. Farklı sıklık ve örgüde kumaşların dokunduğu düşünülerek, bu
kumaşların ve ısı geçirgenliklerinin hangi faktörlere ve ne derece bağlı olarak
değiştiğinin bilinmesi önem kazanmaktadır.
19-ALEVLENME VE YANMA ÖZELLİKLERİ:
Dokuma maddelerini teşkil eden lifler arasında;cam, asbest ve diğer madensel tel ve
lifler istisna edilecek olursa, her birinin yanma niteliğinde olduğu ve kolaylıkla
alevlendiği görülür.Bu nedenle dokuma hammaddelerinin olsun, iplik ve mamüllerin
olsun depolandıkları ve işlendikleri yerlerde veya ulaştırma sırasında çok dikkatli bir
suretle muhafaza edilmeleri ve itinalı bir şekilde taşınarak ateş ve yangından
korunmaları gerekir.
20-ELEKTRİKLENME ÖZELLİKLERİ :
Hakiki dokuma maddelerinin, genel olarak, elektriği iletme özelliği yoktur, denebilir.
Bu sebeple bu maddelerin çoğu izolatör yani tecrit malzemesi olarak elektrik
endüstrisinde geniş çapta kullanılır.
Dokuma maddelerinin elektrik özellikleri görülürken iplik yapımında ve dokuma
sırasında bir takım güçlükler doğuran statik elektrikten de bahsedilmesi lazımdır. Zira
lif ve ipliklerin birbirine veya başka maddelere sürtünmelerinden statik elektriklenme
sık sık görülür.
Statik elektriklenme sentetik lif çekilirken ve iplik üretimi sırasnda rahatsız ettiği gibi,
sentetik mamullerin kullanımı sırasında da rahatsız etmektedir. Giysiler vücuda ve
birbirine yapışmakta, hareket ettikçe yukarıya doğru kaymaktadırlar. Toz çekerek
kirlenmeleri daha fazla olmaktadır.Yer halıları ve dekorasyon malzemeleri daha çabuk
kirlenmekte, insanları sinirli yapmakta ve bazen ani boşalmalarla şok etkisi
yapmaktadır. Bunlarla temas halinde bulunan bilgisayar ve elektronik cihazlarda
arızalar meydana gelebilmekte, fotoğraf filmleri de bozulabilmektedirler. Çevrede
yanıcı gaz karışımları bulunuyorsa, statik elektriklenmenim kıvılcımlı boşalımları
patlamalara da yol açabilmektedir.
21-YABANCI MADDE:
Doğal dokuma maddelerinden bir çoğu liflerden başka bir çok yabancı maddeleri de
ihtiva eder. Bunlar lifler arasında dışarıdan karışmış veya bulaştırılmış olarak yer
alırlar. Bu yabancı maddeler bilhassa iplik yapımı sırasında bir çok özelliklerin
belirlenmesine sebep olur ve bazı hallerde de iplik yapımını imkansız kılar.
İçerisinde yabancı maddeler bulunan liflerden elde edilen ipliğin kalitesi, mukavemeti
düşmekte ve ipliğin üzerinde yer hataları oluşmaktadır. Mukavemet düşüşü de
dokuma ve örmede kopuşlara ve dolayısıyla makine duruşlarına, iğne kırılmaları vb.
yol açmaktadır.Bu da elde edilen tekstil yüzeylerinde istenmeyen delik, kalın - ince
yer ve iyi boyanmamış gibi istenmeyen görüntülerin oluşmasına neden olacaktır.
SONUÇ
Yapılan çalışmalar sonucunda liflerin fiziksel özelliklerinin iplik özelliklerini etkilediği,
elde edilen ipliklerin de kumaş özelliklerini etkilediği saptanmıştır. Dolayısıyla kaliteli
bir ürün elde etmek için bütün üretim proseslerinde kullanılan materyallerin yani lif ve
ipliklerin fiziksel özelliklerinin iyi olmasına özen gösterilmelidir.

Benzer belgeler