Şubat 2008

Transkript

Şubat 2008
08.02.2008
0090
Sayfa 1.qxp
08:38
Seite 1
Hüsnü Þenlendirici Taksim-Trio ile baþladý
Karnavallar Belçika’yý coþturdu
15’te
20’de
Flaman Barolar Birliði, polis ve istihbarat teþkilatýnýn
terör alarmýný “halký panik
ortamýnda tutmak” için kötüye kullandýðýný açýkladý.
19’da
www.binfikir.be
Bu yýl dördüncüsü düzenlenen
0090 Türkiye Sanat Festivali Anvers’te baþladý. Festival açýlýþýný yapan Hüsnü Þenlendirici-TaksimTrio müzik severleri coþturdu.
Türk Köyü olarak isimlendirilen Faymonville'nin geleneksel karnavalýna Türkler yoðun
ilgi gösterirken, Aalst þehrindeki karnavala hükümet görüþmeleri ve siyaset damga
vurdu.
Terör alarmý
suistimal ediliyor
5. sayfaya
EDN×Q×]
connecting the world
Hasret Video 25 yaþýnda
25 yýl önce Brüksel’deki Türkleri
Türkçe filmlerle buluþturan Hasret
Video’nun kurucusu Süleyman Özdemir, Türk toplumunun sinema
alýþkanlýklarýný gazetemize anlattý.
Okuyun, bir fikir edinin
Sayý 26 - Þubat 2008
14’te
Muhalefet sesini yükseltti
Çiçeði burnundaki geçici hükümeti topa tutan muhalefet partileri Flaman Yeþiller Partisi Groen!,
Frankofon Yeþiller Partisi Ecolo
ve Flaman Sosyalist Partisi SP.A
Verhofstadt III hükümetini rol
yapmayý býrakýp acilen gerçek sorunlarla uðraþmaya çaðýrdý.
SP.A Baþkaný Caroline Gennez
partisinin yeniyýl resepsiyonunda
acilen alým gücünü korumaya öncelik veren bir hükümet kurulmasýný istedi. “Þimdi rol yapmayan,
yöneten bir hükümete ihtiyaç
var” diyen Gennez “Politikacýlar
sanki meþgüllermiþ gibi yapmamalý, ama somut yanýtlar vermeli.
Alým gücü düþtü. Bu konuda neredeyse her gün konuþuluyor. Bu
konuya öncelik verilmeli” þeklinde konuþtu. Binfikir’in kendisiyle
yaptýðý söyleþide de hükümeti topa tutan Gennez “10 kiþiye þimdi-
Yaya geçidi deyip geçmeyin
Belçikalý Türklerin
profili çýkarýldý
Hasselt'te yaya geçitlerinden karþýya
geçmek isteyenleri bugünlerde ilginç bir
sürpriz bekliyor. Limburglu sanatçýlar ve
tasarýmcýlar kentin alýþveriþ caddeleri ve
Yeþil Bulvar üzerindeki 19 yaya geçidini
sanat ürünlerine çevirdiler.
20’de
Köþe yazarlarýmýz
17’de
Özgür BALCI
6
Leyla ERTORUN
7
Adnan Yýldýz
10
Mustafa KÖR
11
Ýlknur CENGÝZ
14
Mehmet AYDOÐDU
15
Haydar ABÝ
18
Kenan GÖRGÜN
19
Nihat DURSUN
22
editör’den
23 Mart’a kadar devam
edecek olan geçici hükümet
üçte birlik ömrünü doldururken, vatandaþlar özellikle de
muhalefet hükümetin icraatlarýnýn meyvelerini görmek
istiyor.
3’te
Almanya ve Fransa’da Türk
diyasporasý üzerinde yaptýklarý çalýþmalarý “Euro Türkler:
Türkiye ile Avrupa Birliði Arasýnda Köprü mü, Engel mi?”
adýnda bir kitapda toplayan
Bilgi üniversitesi öðretim üyelerinden Ayhan Kaya ve Ferhat Kentel, Kral Boudewijn
Vakfý’nýn desteklediði bir çalýþmada Belçika’da yaþayan
Türklerin profilini çýkardýlar.
Araþtýrma sonuçlarýna göre
Belçikalý Türkler Avrupa Birliði ile Türkiye arasýnda köprü
olabilirler.
3’te
ki politik durumu sorarsanýz,
9.5’u utanç verici bulur. Ben de
bu 9.5 arasýndayým. Seçimden bu
yana 7 ay geçti ve þimdiye kadar
hiçbir þey yapýlmadý. Hala iyi bir
yönetimden
bahsedemiyoruz.
Hükümet ve 14 Bakan var ama
programlarý yok, uygulanmasý gereken 10 madde belirlediler ama
bunlar da net deðil” diyerek eleþtirisini sürdürdü.
Diðer taraftan Flaman Yeþiller
Partisi Groen! ve Frankofon Yeþiller Partisi Ecolo, Verhofstadt III
hükümetini acilen gerçek sorunlarla uðraþmaya çaðýrdý. Yeþillere
göre bazý sorumluluklar aradan
bir ay geçmesine karþýn hala paylaþýlmamýþ durumda. Örneðin “tüketiciyi korumak” henüz hiçbir
bakanlýðýn sorumluluðunda deðil.
12-13 ve 21’de
Caroline Gennez hükümeti rol yapmakla suçladý
Hİ
ZMETİAYAĞI
NI
ZA GETİ
RDİ
K
İ
Kİ
NCİŞUBEMİ
ZPLACE LI
EDTS’
DE AÇI
LDI
“HERKESE,HER KESEYE UYGUN ÇÖZÜMLER”
KAYNAK KREDİ
’
DE
ŞenolAbı
z(
GSM)
:0476/440160
Rahmi
yeKutl
u(
GSM)
:0476/992691
Merkez:RueMari
eChri
sti
ne,
2201020Laeken
Tel
:02/4265119Faks:02/4257926
Şube:Pl
aceLi
edts18B,1030Schaerbeek
Tel
:02/2417760GSM:0486/901382
.
.
.
.
Pr
ot
est
ol
uevsahi
pl
er
i
ne
evkr
edi
siveşahsikr
edii
mkanı
Mevcutkr
edi
l
er
i
ni
z
it
ekkr
edi
de
t
opl
ayı
pyükünüz
ühaf
i
f
l
et
i
yor
uz
Tür
ki
ye’
denevveyaar
saal
mak
i
st
eyenl
er
ekr
edikol
ayl
ı
ğı
İ
şsi
z
l
i
ködeneği
ndenyar
ar
l
ananl
ar
(
chomage)
,
emekl
i
l
er
(
pensı
on)
,hast
akal
anl
ar
(
mut
uel
l
e)
eğerevsahi
bii
seni
z20.
000€’
yakadar
kr
edii
mkanı
nıkul
l
anmakt
aacel
eedi
ni
z
!
Sayfa 3x.qxp
08.02.2008
09:02
Seite 1
Þubat 2008
GÜNDEM
Belçikalý Türkler konusunda ezberler bozuldu
Avrupalý Türklerin profili çýkarýldý
Haber Merkezi
lmanya ve Fransa’da Türk diyasporasý üzerinde yaptýklarý çalýþmalarý “Euro Türkler:
Türkiye ile Avrupa Birliði Arasýnda Köprü
mü, Engel mi?” adýnda bir kitapda toplayan Bilgi
üniversitesi öðretim üyelerinden Doç.Dr. Ayhan Kaya ve Doç.Dr. Ferhat Kentel, Kral Boudewijn Vakfý’nýn desteklediði bir çalýþmada Belçika’da yaþayan
Türklerin profilini çýkardýlar. Vakýf yakýnda Faslýlar
hakkýnda da benzeri bir araþtýrma yaptýracak.
“Belçikalý Türkler: Türkiye ile Avrupa Birliði Arasýnda Köprü mü, Engel mi?” baþlýðý altýnda yayýnlanan araþtýrma sonuçlarýna göre Belçikalý Türkler Avrupa
Birliði ile Türkiye arasýnda köprü olabilirler.
“En az anne-babalarýndan biri Türk
olan “Belçikalý Türkler” kim ve Belçika,
Türkiye ve Avrupa Birliðine karþý tutumlarý nasýl” sorularaýna yanýt bulmak için 20062007 yýllarýnda iþadamlarý, öðrenciler, evkadýnlarý ve iþsizlerin de içinde bulunduðu
Belçikalý Türklerle 9 ayrý focus grubu ve 48
ayrýntýlý görüþme yapýldý. Bu nitel bölüm 400 yapýsal
standart anketle de nicel olarak desteklendi.
Belçika’da 200 bin Türk yaþýyor ve bunlarýn yüzde
58’i Türkiye’de ve yüzde 42’si Belçika’da doðdu.
Belçikalý Türklerin yüzde 74.5’i Belçika yurttaþý. Bu
oran Fransa’da yüzde 35.5 ve Almanya’da yüzde
26.2. 1990 ve 2003 yýllarý arasýnda 93282 Türk Belçika yurttaþlýðýný aldý. En önemli Belçika’ya geliþ nedeni olarak ortaya yüzde 41 ile aile birleþimi çýktý. Bunu yüzde 22 ile çalýþmak için Belçika’ya gelmek izliyor.
Belçikalý Türkler özellikle Belçika’nýn saðlýk kurumlarý ve sosyal güvenlik sistemine güveniyorlar.
Ýkinci sýrayý ise Camiiler, Sendikalar ve Hükümet alýyor. Belçikalý Türklerin en az güvendiði kurumlar ise
medya ve siyasi partiler.
Belçikalý Türklerin karþýlaþtýklarý en önemli sorunlar ayrýmcýlýk, ýrkçýlýk ve iþsizlik olarak belirlendi.
A
- Belçikalý Türklerin yüzde 94’ü Türkçe
konuþuyor. Fakat ayný zamanda Türklerin
2/3’ü iyi ya da çok iyi derecede Fransýzca ya
da Flamanca konuþuyor.
- Belçikalý Türklerin yüzde 60’ý Türkiye’de
ev sahibi. Yüzde 64’ünün ise Belçika’da evi
var.
- Belçikalý Türklerin yüzde 55’i Türk politikasý ile ilgileniyor ancak Belçika politikasý
ile daha az ilgileniyorlar. Belçika politikasýyla ilgilenenlerin çoðu sosyalist ya da
sosyal demokrat partileri destekliyor.
Ancak yüzde 32’si Belçika’da kendisine yakýn parti bulamýyor.
- Belçikalý Türklerden Belçika’da
doðmuþ olanlar ya Türkiye ve Belçika’ya ayný derecede yakýn veya
Belçika’ya daha yakýn hissediyorlar.
- Belçikalý Türkler Avrupa Birliðini daha çok bir ekonomik iþbirliði(yüzde 42), daha az kültürel (yüzde 7) veya Demokrasi projesi (yüzde 6.5) olarak görüyorlar. Bu oranlar Almanya ve Fransa Türkleri ile paralellik sergiliyor.
- “Türkiye Avrupa Birliði’ne üye olmalý
mý?” sorusuna verilen yanýtlar ise deðiþken.
Yüzde 34 üyeliðe evet derken yüzde 30’u
karþý.
-Belçikalý Türklerin çok büyük bölümü
kendisini “inanýyor” olarak tanýmlýyor. Yüzde 45’i ise dini ödevlerini yerine getirmeden
inandýðýný belirtiyor.
-Belçikalý Türklerin yüzde 68’i din ve dünya iþlerinin birbirinden ayrý tutulmasýný istiyor. Belçika Türkleri bu konuda Fransa’daki Türklerle benzerlik sergiliyor ancak Almanya’daki Türklerden farklýlýk gösteriyorlar. Almanya Türklerinin sadece yüzde 45’i
din ve dünya iþlerinin ayrýlmasýndan yana.
Doç.Dr.
Belçikalý Türkler Türkiye için
AYHAN KAYA: önemli bir insan sermayesi
Doç. Dr. Ayhan Kaya, Knack dergisine yaptýðý açýklamada, “20 yýl
önce göç demek anavataný arkada
býrakýp neredeyse hiç iletiþim kurmamak anlamýna geliyordu. Bugün
biz ‘transmigrant’tan bahsediyoruz:
bunlar iki yerde ayný anda yaþýyorlar. Fiziki olarak gidilen ülkede
ama ruhsal olarak anavatanda yaþýyorlar. Çünkü artýk internet, cep telefonu ve televizyon aracýlýðýyla
anavatana baðlarýný sürdürüyorlar.
Belçikalý Türklere göre Türkiye’nin
de Belçika’nýn da iyi ve kötü yönleri var. Ama Belçikalý Türkler Türkiye’ye geri dönmeyi düþünmüyorlar” saptamasýnda bulundu.
Kentel ve Kaya çalýþmalarýnda
Belçikalý Türklerin Avrupa Birliði
ve Türkiye arasýnda köprü olabileceði sonucuna varýyorlar. “Belçikalý
Türkler en az 2-3 dil biliyorlar ve
Türkiye için önemli bir insan sermayesi oluþturuyorlar. Belçikalý
Türkler Belçika’nýn merkez olduðu
Avrupa Birliði için lobi yapabilirler
ve Türk otoriteleri ile bað kurabilirler. 3. Kuþak Avrupalý Türklerden
Türkiye’deki uluslararasý þirketlerde
çalýþmak için Türkiye’ye dönenlerin sayýsý artýyor. Almanya, Fransa,
Hollanda ve Belçika’dan Türkiye’ye
beyin göçü var.”
Ancak Belçika’daki Türklerin sadece 1/3’ü Türkiye’nin Avrupa Birliði’ne üye olmasý gerektiðini söylüyor. Bu da araþtýrmacýlarýn savlarý
ile çeliþiyor. Bunu doðrulayan Doç.
Dr. Kaya “bu oran konjoktürden
çok çabuk etkilenen bir konu ile ilgili. Özellikle Nicolas Sarkozy’nin
açýklamalarýndan sonra Türkiye ve
Fransa arasýnda iliþkilerin gerilmesi
etkili olmuþ olabilir. Önemli olan
Belçikalý Türklerin Ekonomik kalkýnma, demokrasi ve insan haklarý
gibi Avrupa Birliði deðerlerine
olumlu yaklaþmasý” diyor.
3
editör’den
[email protected]
Serpil Aygün
Binfikir hepimizin
platformu
Belçikada politika sahnesi tekrar hareketleniyor. 23
Mart’a kadar devam edecek olan geçici hükümet üçte
birlik ömrünü doldururken, vatandaþlar özellikle de
muhalefet hükümetin icraatlarýnýn meyvelerini görmek
istiyor. Flaman Sosyalistleri ile Frankofon ve Flaman
Yeþillerin eleþtiri bombardýmanýna tuttuðu geçici hükümet, bir taraftan uluslararasý arenada imaj düzeltmek
için çalýþýrken, içerde de vatandaþý memnun etmeye
uðraþýyor. Frankofon Sosyalistler (PS) hükümet içinde
yer alýrken, Flaman Sosyalistler (sp.a) hükümete aðýr
eleþtiriler yapýyor. Sp.a ‘nýn çiçeði burnunda Baþkaný
Caroline Gennez ile hükümet, parti baþkanlýðý,
Belçika’daki Türk toplumu, baþörtüsü gibi pek çok
konuyu orta sayfa röportajýmýzda irdeledik.
Belçika’da siyaset gündemi dýþýnda hareketli olan bir
baþka haftaya da girdik. 0090 Türkiye Sanat Festivali 8
Þubat itibariyle baþlayarak tam 15 gün boyunca birbirinden güzel tiyatro, dans, müzik ve görsel sanat örnekleriyle dolu dolu günler yaþatacak bizlere.. Bu yýl dördüncüsü düzenlenen festivalin programýný 15. sayfamýzda
bulabilirisiniz.
Farkedeceðiniz gibi editör köþem fotoðraf sanatçýsý
Bram’a yer açmak için biraz kýsaldý. Bu ay aramýza katýlan Bram, politikacýlarla yaptýðýmýz orta sayfa röportajlarýmýzda fotoðraflarýyla anlatacak, politikacýda gördüklerini. Umarýz sizlerin de keyifle takip edeceði bir
fotoðraflar serisi olacak..
Son olarak bir kez daha vurgulamak isterim ki
Binfikir, bizlerin, sadece yazarlarýnýn, çizerlerinin gazetesi deðil. Tüm topluma açýk bir platform. 26 sayýdýr, bu
amaçla çalýþýyoruz. Bu anlamda Binfikir’de yazýlan, çizilen, resmedilenlere karþý herhangi bir eleþtiriniz olduðunda bunu doðru üslubu ve yöntemi ile sunmanýzda
hiçbir sakýnca yok. Bu sayfalar sizlere açýk. Açýk sayfalarý paylaþmak umuduyla...
Flaman sosyalistlerinin ilk kadýn
Baþkaný CAROLINE GENNEZ
FOTO POLÝTÝKA
Sayfa 4x.qxp
08.02.2008
07:16
Seite 1
Þubat 2008
GÜNDEM
4
Janssens’ýn açýklamalarý Debie’yi kýzdýrdý
Anvers Temyiz Mahkemesi’nde
2003 yýlýnda Uludoðan ailesinin sorgulanmasý sýrasýnda þiddet kullandýðý için ýrkçýlýktan
ceza alan eski polis komiseri
Bart Debie hakkýnda Anvers
Belediye Baþkaný Patrick Janssens’ýn açýklamalarý, Debie’yi
kýzdýrdý.
Debie olayýnda olduðu gibi polisin
kendisinin kentin güvenliðini tehlikeye atmasýný da kabullnemeyeceðini
bildirdi. Ancak Debie’nin mensubu
olduðu ýrkçý parti Vlaams Belang’ýn
üst yöneticilerinden Filip Dewinter,
Debie’nin Jansens’ý sözlerinden dolayý
mahkemeye verdiðini duyururken,
Debie de Jansens’ýn bu sözlerinden
dolayý toplumun hem belediye baþkaný, hem kamu bakaný hem de yargýcý
gibi davrandýðýný ifade etti.
2003 yýlýnda Uludoðan ailesinin sorgulanmasý sýrasýnda þiddet kullanan
Anvers eski polis memuru Bart Debie,
o dönem verilen 3 yýllýk hapis cezasýna itiraz etmiþ ve geçtiðimiz günlerde
sonuçlanan mahkeme de kendisine 1
yýl efektif olmak üzere toplam 4 yýl
ceza verildi. Ayrýca kararda önemli
olan geliþme mahkeme bu defa Debie’yi ýrkçýlýktan da suçlu bulundu.
Haber Merkezi
Irkçýlýktan da suçlu bulunan eski
Anvers polis komiseri Bart Debie
hakkýnda Belediye Baþkaný Patrick
Janssens’ýn “ Debie’nin Anvers polis
þefi olarak þimdiye kadar yaptýðý en
iyi iþ görevinden istifa etmek oldu”
þeklindeki sözleri Debie’yi kýzdýrdý.
Bart Debie’nin, Anvers Belediye Baþkaný Jansens’e bu sözlerinden dolayý
dava açtýðý bildirildi.
Jansens, belediye baþkaný olarak sorumluluk alanlarý arasýna giren emniyet hizmetlerine çok önem verdiðini
ve polisin suçlara karþý sert tavýr takýnmasýnýn gerekliliðini vurgularken, Bart
Yabancý kökenli
gençlerde iþsizlik
azalýyor
Haber Merkezi
Flamanca yayýmlanan saygýn
gazetelerden De Standaard yabancý kökenli iþsiz gençlerin sayýsýnýn neredeyse yarý yarýya azaldýðýný yazdý. Ýþsizlik rakamlarýný
analiz eden sosyolog Jan Hertogen sonuçu “mucize” olarak nitelendirdi. 2007 yýlý aralýk ayý sonnunda Flaman Bölgesi’nde iþsiz
gençlerin sayýsý iki yýl öncessine
göre yüzde 39 azaldý. Bu oran
düþük eðitimli gençlerde yüzde
32 olarak gerçekleþti. Düþük eðitimli gençlerdeki iþsiz sayýsýnýn
azalmasý özellikle Flaman kentlerinde ve Limburg maden belediyelerindeki Fas ve Türk kökenli
gençlerde dikkat çekici boyutta.
Buralarda son iki yýldýr gençlere
özel rehberlik öngören geçlik iþsizlik planý uygulanýyor. Ýþ Bulma
Kurumu bu amaçla yerel idareler
ve derneklerle iþbirliði yapýyor.
Uludoðan ailesi polis þiddetine maruz kalmýþtý
Seçim olmadýðýnda
da gelsinler
Anversli Aleviler aþure daðýttý
Haber Merkezi
Anvers Alevi Kültür Merkezi’nin düzenledigi aþure
gününe ilgi yoðundu. Anvers Kraliyet Güzel Sanatlar
Müzesi’nin önünde düzenlenen aþure gününde Anvers Alevi Kültür Merkezi,
hem alevi vatandaþlarla
Belçikalaýlarý biraraya getirdi hem de Alevi külütürünün bir parçasý olan aþureyi Belçikalýlara tanýtma
amacýný gerçekleþtirmiþ oldu. Anvers Alevi Kültür
Merkezi yönetici ve üyeleri
tarafýndan kent merkezinde
´Aþure´ daðýtýlýrken, gençler de ´Semah´ gösterisinde
bulundu.
Dernek adýna bir açýklama yapan Baþkan Yardýmcýsý Ýlkay Altun, aþure günü
vesilesiyle Anvers'te bir ilki
gerçekleþtirdiklerini ifade
ederken, "hem kültürümüzü Belçikalýlara tanýttýk
hem de Anvers’te ilk defa
sokakta aþure daðýtarak
Belçikalýlarýn
katýlýmýný
saðladýk” dedi.
Verviers’te de aþure günü düzenlendi
Verviers’de Orhan Gazi Camii’nde ilk defa aþure günü düzenlendi. Baþkan Mahmut Bostan ve yardýmcýsý Mahli Þahin
yaptýklarý açýklamada “bazý ilklere imza atýyoruz. Vatandaþ istedikçe biz de destek oluyoruz”
derken, “ Muharrem ayýnýn dinimiz açýsýndan önemi büyük.
Tüm müslümanlarý ilgilendiren
önemli olaylar yaþandý. Biz de
aþure günü ile bu olaylarýn hatýrlanmasý ile kendi çaðýmýza
katkýda bulunmak istedik” dediler. Verviers’deki Türklerin geleneklerini unutmamasý için bu
Mahli Þahin
Mahmut Bostan
ve benzeri dini, tarihi ve kültürel etkinlikleri yapmaya devam edeceklerini kaydeden
yetkililer, “genç neslin kökenimizi unutmamasý” tek amacýmýz dediler. Camii yetkilileri Kutlu doðum haftasý, Kerbela’da Peygamberimizin torunlarýnýn katledilmesi, Mekke ve Medine Hicreti gibi dini günlerin yanýnda Çanakkale Zaferi, 23 Nisan Çocuk
Bayramý gibi milli öneme sahip kutlamalarý da Camii bünyesinde gerçekleþtirdiklerini
ifade ediyorlar.
Lier’de vatandaþlar Türk kökenli
siyasetcilerin sadece seçim zamaný
ortada gözüküp daha sonra kaybolmalarýndan yakýnýp Türk kökenli politikacýlarý seçim olmadýðý
zamanlar da halkla içiçe olmaya
çaðýrdýlar.
Molla Gürani Camii yöneticilerinden Naci Saraç konuyla ilgili olarak
“Politikacýlar seçim zamaný dýþýnda
da gelip bize yapmak istediklerini
anlatsýnlar, bilgilendirsinler. Halký
tanýsýnlar. Bizim dertlerimizi dinlesinler ve yapýp-yapamadýklarýný anlatsýnlar. Toplumla diyalog içinde
olsunlar. Hepsi seçim zamaný dýþýnda da bekliyoruz. Gelip bir çayýmýzý içsinler” þeklinde konuþtu.
Genç iþsizlere yeni plan
Brüksel'de gençler arasýnda
%35,3 iþsizlik oranýný düþürmek
üzere Brüksel Bölge Hükümeti
Baþbakaný Charles Picqué (PS) ve
Çalýþma Bakaný Benoît Cerexhe
(CDH) aksiyon planý geliþtirdiler.
Sonuçlandýrýlmýþ 26 baþlýktan oluþan planla gençlerin iþ deneyimleri
basitleþtirilirken, iþ aramada rehberlik edilmesi amaçlanýyor.
1.000.000
AŞAN MÜŞTERİLERİMİZE
KALİTEYİ VE GÜVENİ SEÇTİKLERİ
İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ
TÜRKİYE İÇİN
TELEFON GÖRÜŞMELERİ
DAKİKASI
€
0,17
*
İTİBAREN
*TARİFELER 1 AĞUSTOS 2007 İTİBARİYLE GEÇERLİDİR
BAĞLANTI ÜCRETİ ARAMA BAŞINA 7 EURO SENTTİR
BÜTÜN ÜCRETLERE BTW/TVA DAHİLDİR
TARİFELERİN TAM LİSTESİNİ GÖRMEK İÇİN
WWW.ORTELMOBILE.BE ADRESİNİ ZİYARET EDEBİLİRSİNİZ
www.ortelmobile.be
BINFIKIR.indd 1
7-2-2008 16:07:24
Sayfa 6x.qxp
08.02.2008
07:25
Seite 1
Þubat 2008
GÜNDEM
6
enk þehrinde birkaç hafta önce
Ford ve Ford fabrikasýna hizmet
veren yan þirketlerde grevler oldu ya,
þu hiç izlemediðim ekonomi kanalý Kanal Z’yi bir açýp izleyeyim dedim. Belki
de iþçilerin grev nedenlerini anlar, olayý baþka bir çerçeveden izlemiþ olurum
diye düþündüm. Zira Ford ve Ford fabrikasýna hizmet veren yan þirketlerde
birçok Türk çalýþmakta. Onlarýn isyanlarýný anlamak ve dile getirmek gerekir.
Habere göre grevin iki tane ana nedeni varmýþ: tüketim fiyatlarýnýn yükselmesinden kaynaklanan alým gücünün azalmasý (yani ayný maaþla daha
az alabilme ve tüketebilme) ve geçici
(interim) iþ sözleþmelerinden kaynaklanan iþ konusundaki belirsizlikler. Görüntülerde bir grup Türk gördüm. Soðukta bir ateþ yakmýþ, fabrikanýn kapýsýnda grev yapýyorlardý. Aralarýnda bir
de siyasetçi Selahattin Koçak vardý. Kýyafetinden çalýþmaya gelmediði anlaþýlýyordu. Hem grev yapan iþçilerle konuþuyordu, hem binaya girip çýkýyordu. Anlaþýlan, iþveren ve iþçiler arasýnda bir çözüm aramaktaydý.
Evet, fiyatlar havaya fýrladý ve maaþlar bu yükselmeyi takip etmeyince alým
gücü düþtü. Bu durumlarda daha az tüketilir. Az türketildiði için daha az üretilir. Bu da ekonominin geriye gittiði
G
Speakers
Corner
[email protected]
Ford, Volvo, GM ve diðerleri
Ekonomik þartlar böyle giderse, inanýyorum ki ilerki yýllarda, þirketlerin taþýnmasýna neden olan ve grev yapýp iþsiz kalan Türklere, Türkiye Cumhuriyeti onur madalyasý verecek.
anlamýna gelir. Kýsacasý, fiyatlarýn yükselmesi ne iþverenlerin ne de iþçilerin
iþine yarar.
Bu sektörde iþ olanaklarý yaratan
Ford, Volvo ve GM (Opel) gibi uluslararasý otomotiv þirketleri, zamanýnda
Belçika’yý neden seçmiþler acaba? Bence Belçika’daki iþçiler (ve buna tabii ki
Türk iþçileri de dahil) kaliteli mal çýkarýyorlar, özveriyle çalýþýyorlar da ondan. Zaten tam rekabet piyasalarýnda
en önemli olan da en kaliteli malý çýka-
rabilmek deðil midir? Nitekim her kâr
güden þirketin amacý gibi, þirketler her
zaman çýkardýklarý mallarýn maliyetini
(iþçi maliyeti, hammadde giderleri gibi,..) kontrol altýnda tutmak isterler.
Ancak o zaman þirketler kar marjlarýný
koruyabilir ve þirketlerinin iflas etmesini önleyebilirler.
Yaþanan problemler de zaten bu
noktada kenetleniyor. Ham madde fiyatlarý çýktýðý için, üretim maliyeti çýkýyor ve bu da kar marjýnýn olumsuz et-
kiliyor. Fiyatlar yükseldiði için, bu sefer
iþçilerin alým gücü düþüyor ve zam istiyorlar. Bir problem diðerini de beraberinde getiriyor. Zaten zor durumda
olan þirketler bu sefer “acaba sirketlerimizi üretim maliyetinin düþük olduðu
ülkelere mi taþýsak?” diye düþünmeye
baþlýyorlar. Akýllarýna Polonya, Çin ve
tabii ki Türkiye gibi ülkeler geliyor.
Geçici kontratlarýn altýnda yatan sebep
de bu deðil midir zaten?
Taþýnma kararý beraberinde iþsizlik
getirir. Ýþsizlik maaþýna baþvuranlar artar ve bu da Belçika’nin devlet bütçesini olumsuz etkiler. Her þeyden önce
toplumun yaþam þartlarý hýzla geriye
gider. Kýsacasý, böyle dönemlerde bizlere iþ olanaklarý yaratan þirketlere daha iyi sarýlmak gerekirken, bizler tam
tersini yapýp onlarý bu ülkeden soðutuyoruz. Grev yapan arkadaþlarý kesinlikle haksýz bulmuyorum, ama ekonomik
þartlar böyle giderse inanýyorum ki ilerki yýllarda, þirketlerin taþýnmasýna neden olan ve grev yapýp iþsiz kalan
Türklere, Türkiye Cumhuriyeti onur
madalyasý verecek. Zira Belçika’da
4000 tane Belçikalý, 500 tane Ýtalyan ve
500 tane Türk yerine, Türkiye’de 5000
tane Türk’e iþ olanaðý saðlayacaðýz.
Öyle bir madalyayý bizler hak etmeyeceðiz de kim hak edecek?
Yanlýþ anlaþýlan mesaj yerini bulmaz
UETD’nin vermek istediði
mesajýn Binfikir okuyucularý
tarafýndan doðru anlaþýlmasý
için bildirimizin tam metnini
hatýrlatmak
lazým
(www.uetd.be adlý websitemizde mevcuttur).
Bildirimiz sadece geçici hükümeti hedeflemiyor. Bulunduðumuz süreç bir kriz sürecidir. Altý buçuk aylýk hükümet
boþluðunu ve bu anlamda ki
geliþmeleri izleyip deðerlendirdik ve bu bildiriyi yayýnlayarak
çeþitli toplumlardan STK yetkililerinin hissettiði rahatsýzlýðý
kaðýda döktük. Ne mekan ne
de zamanlama yanlýþtýr. Koalisyon ortaklarýnýn bir kurumsal çýkmazda olduklarýný ve bu
sebeple farklý toplumsal hassasiyetlerin bu sürece dahil edilmesinin dinamizm ve akýlcýlýk
katabileceðini söylemekteyiz.
Hükümet kurulmadan önce
çeþitli aþamalardan geçildi. Ýlk
aþamada Kral, siyasi sorumlularý kabul etti. Ýkinci aþamada enformatör Didier Reynders, iþ ve
STK dünyalarýnýn temsilcilerini
kabul etti. Bu aþamada alým gücü, yasal oturumu olmayanlar,
devlet reformu, göç gibi önemli konular sendikalar, insan
haklarý dernekleri, iþ veren fe-
derasyonlar ve bir çok daldan
uzmanlarla görüþüldü. Sancýlý
bir þekilde formatör Guy Verhofstadt ile sonuçlanan üçüncü
aþama da bu geleneðe uydu.
Yani kimseyle görüþülmedi demek doðru deðildir.
Belçika Devletinin geleceði
tartýþýldýðý ve bu geleceðin Belçika kurumlarý kadar bizi de
etkileyeceði için ilgilendirdiði
bir ortamda kullandýðýmýz inisiyatif hakkýnda sýrasý deðil demek þaþýrtýcýdýr. Arzumuz, yakýnda tekrar gündeme gelecek
devlet reformu tartýþmasý konusunda ki katýlým arzumuzu
þimdiden yetkili organlarýn
dikkatine sunmaktýr.
Politik partisipasyon ve katýlýmcý demokrasi konusunda
kendisine misyon belirlemiþ
bir kuruluþ olarak, her bir duyurumuzu Belçika’nýn tüm karar organlarýna ulaþtýrýyoruz.
Federal düzeyin yaný sýra, topluluk/bölge meclis ve hükümetleri, belediyeler ve resmi
kurumlarýn hepsi UETD için
çalýþma alanýdýr.
Yetki düzeyleriyle alakalý
yorum iki açýdan yersizdir. Birincisi, bildirimizin amacý çok
kültürlülük bünyesinde proje
yürütmek deðildi. Çok kültür-
lülük bu kontekst içinde sadece bir hatýrlatmaydý. Niyetimiz,
Belçika’nýn, en azýndan sosyolojik açýdan, çok kültürlü temellere dayandýðýný hatýrlatarak politik katýlým arzusunu
devlet reformu gerçekleþtirme
yetkisine sahip olan federal
kurumlarýna iletmekti. Ýkincisi,
evet kültür politikalarý topluluk hükümetlerinin, haklar
eþitliði politikalarý ise bölge
hükümetlerinin yetki alanlarýnda. Peki nasýl oldu da bazý yetki alanlarý topluluk ve bölge
hükümetlerine transfer edildi?
Federal düzeyde devlet reformlarý yapýldýðý için. Yani
devlet reformu yetkisi, ki en
önemli yetki bu, federal düzeyin görevidir. Peki anayasa deðiþikliðiyle gerçekleþecek devlet reformu deðil mi Belçika’nýn geleceðini, yani bizim
de geleceðimizi, etkileyecek
olan þey? O zaman federal düzeye böyle bir katýlým arzusunu iletmek kadar yerinde ne
olabilir?
Son olarak, bildirimiz hem
Flaman hem Frankofon toplam 6 kuruluþ tarafýndan desteklenmektedir. Hedeflediðimiz kitle açýsýndan mesajýmýzýn doðru algýlandýðýný, çok sa-
yýda basýn organý, siyasi kurum ve STK yetkililerinden aldýðýmýz feedbacklerden anlýyoruz. Bu geliþmeler mutlaka
aldýðýmýz inisiyatifin geniþlemesine yol açacaktýr.
Mehmet Alparslan
SAYGIN
UETD Brussels Genel
Sekreteri
Sayfa 7.qxp
08.02.2008
10:04
Seite 1
Þubat 2008
GÜNDEM
7
Lier de türbaný yasakladý
Haber Merkezi
nvers ve Gent’ten sonra Lier Belediye Meclisi
de giþe memurlarýnýn
dinsel semboller takmasýný 8’e
karþý 23 oyla yasakladý. Tüm
memurlara dönük yasak getirilmesini isteyen önerisini geri
alan ýrkçý Vlaams Belang sadece giþe memurlarýna yasak getiren yeni Open-Vld önerisini
Open-Vld, CD&V ve Lijst De-
A
decker ile birlikte kabul etti. Lier Belediye yönetimindeki koalisyonda yeralan sp.a-Spirit (Lier & Co) yasaklamaya karþýydý.
Oylamanýn yapýldýðý toplantýda
özellikle yabancý kökenliler Belediye binasýnýn çevresinde toplandýlar. Ancak Belediye Meclisi’ndeki oylama sakin geçerken
koalisyon partileri arasýndaki
görüþ ayrýlýðý koalisyonun geleceði konusunda soru iþaretleri
ortaya çýkardý. Vlaams Be-
lang’ýn en büyük parti olduðu
Lier’deki Belediye koalisyonunda Liberaller, Sosyalistler ve
Hristiyan Demokratlar yer alýyor.
sp.a-Spirit öncülüðünde yasaða karþý hazýrlanan bildiriye kýsa sürede 900 imza toplandý.
sp.a-Spirit koalisyon ortaklarýnýn sadakatini sorguluyor. Lier
Belediyesi’nde giþede çalýþanlardan sadece bir personel türban takýyor.
Erkek doktor reddedilemeyecek
elçika’da yaþayan Müslümanlar kadýnlarýn erkek doktor tarafýndan kontrol edilmesini artýk reddedemeyecek. Halen
Belçika’da özellikle kadýn doðum hastalýklarý konusunda çok sýk olarak erkek doktor reddetme
vakasý yaþanýyor.
Belçika Jinekologlar Odasý önerisi ile nöbet ve
acil servis hizmetleri yönetmeliðinde yapýlacak
olan deðiþiklikle “gelen hastalarýn doktoru cinsiyeti nedeniyle reddedememesi” öngörüldü. Hastanalerde sigara içilmesinin yasaklanmasý gibi bir
düzenleme olan yeni yönetmelik tasarýsý görüþ
bildirmeleri için savcýlýk, Tabibler Odasý ve Eþit
Haklar ve Irkçýlýkla Mücadele Merkezi’ne sunulacak.
Belçika Jinekologlar Odasý Baþkaný Johan Van
Wiemeersch “müdahale zamaný geldi” diyerek
yabancý kökenli erkeklerin hastanede erkek doktor görünce kadýn doktor bulmak için baþka hastanelere gittiklerini ifade etti. Yeni düzenlemeye
uymanýn zorunlu olduðunu belirten Van Wiemeersch “gerekirse polis çaðrýlacak ama umarým o
aþamaya gelinmez” dedi.
Brugmann Hastesi Baþhekimi Profesör Luc
B
Baeyens hastanelerinde en azýndan haftada bir
kez erkek doktor reddine rastladýklarýný söyledi.
Müslüman Temsil Kurulu’nun
ödenekleri kesildi
Anvers’te Avrupalý
Türkler Konferansý
Adalet Bakaný Jo Vandeurzen (CD&V) Müslüman Temsil Kurulu’na 2008 yýlý için verilecek olan ödenekleri
“kurumun mali konumu ile ilgili güvenilir bilgiler saðlanýncaya kadar” askýya aldý. Bakan “Kurulun yarýsý istifa
etmiþ durumda ya da genel kurula güvenmiyor. Bu nedenle temsil kurulu artýk Müslümanlarý temsil etmiyor.
Ayrýca 2005 yýlýndan beri ödeneklerin harcanmasý konusunda soruþturma sürüyor” diyen Vandeurzen “çok yakýnda ilgili tüm taraflarla yapýcý bir çözüm bulabilmek
için görüþmeler yapacaðýný” açýkladý.
22-23 Þubat 2008 tarihlerinde, Türk
Dernekler Birliði, Willemsfonds, Anvers Belediyesi ve Kayseri Erciyes Üniversitesi tarafýndan Anvers’te "Uluslararasý Eðitim ve Kültür Baðlamýnda Avrupalý Türkler Kongresi" düzenleniyor.
Birlikten yapýlan açýklamada «amacýmýz bu çalýþmayla Avrupalý Türklerin
ilgisini biraz olsun eðitim ve kültür temalarýna çekmektir» denildi.
DHKP-C davasýnda sürpriz karar
nvers Mahkemesi, DHKP-C üyelerinin
bazýlarýna daha önce verilen cezalarý hafifletirken bazý sanýklar beraat etti. Mahkeme kararýna göre, gýyabýnda yargýlanan Dursun Karataþ ile Zerrin Sarý, Þükriye Akar ve Bahar Kimyongür beraat ettiler. Firarda bulunan
Fehriye Erdal 2 yýl hapis, 1230 Avro para cezasýna, Musa Asoðlu 3 yýl hapis, 1230 Avro para cezasýna, Kaya Saz 21 ay hapis ve 1230 Avro para
cezasýna çarptýrýldýlar.
A
Hapis cezasý alan sanýklarýn daha önce tutuklu
bulunduklarý süreler dikkate alýndýðýndan, tutuklanmalarýna gerek görülmedi.
Anvers Mahkemesi, önceki kararlarýn aksine,
DHKP-C'yi “terör örgütü'' olarak nitelendirmeyi
de reddetti. Mahkemenin gerekçeli kararýnda,
savcýlýðýn, DHKP-C’nin bir terör örgütü, sanýklarýnsa terör örgütü üyesi olduklarýný, bir çete veya suç örgütünün söz konusu olduðunu somut
verilerle kanýtlayamadýðý belirtildi.
[email protected]
Baþýmýzýn Örtüsü
“Türkiye’de olanlara bakar mýsýn? Ne oluyor ya size, öyle Anayasý deðiþtirmeler falan. Bizde Türkiye’ye gýpta ediyorduk. Ne güzel hem müslüman bir
ülke, hem de laiklik prensipleriyle ne güzel bir
denge kurmuþ, din ve devlet iþleri birbirinden ayrý
diye. Ama bir süredir bakýyoruz, bu hükümetiniz
hiç de ýlýmlý Ýslam’dan yana filan deðil düpedüz radikal Ýslamdan yana” diyor Belçikalý bir arkadaþýmýz. Diðer bir arkadaþýmýz, “iþte bu yüzden bazýlarý Türkiye’yi Avrupa’da istemiyor. Sarkozy’e kýzýyoruz Türkiye ile ilgili açýklamalarýndan ötürü ama bu
türban ile ilgili uygulamalar için taa Anayasa maddelerine baþvurulmasi endiþelerimizin haklý çýktýðýna iþaret ediyor. Din konusunda radikalleþiyorsunuz” diyor. Bu arada bu konuþmalarý dinleyen bir
Türk arkadaþýmýz, dayanamayýp ama” bu olup bitenler hep sizin yüzünüzden, bunlarý siz Avrupalýlar
cesaretlendirdiniz” diyor. Ne göçmenlere
Belçikalý arkadaþlar aðzý
açýk þaþkýn bakarken “evet ne de dini
evet” diyor, Türk arkadaþý- inançlara ön
mýz “kâh kiþisel özgürlükyargý ile baklere saygý göstermelisiniz,
dediniz, kâh Atatür de her mayan bu arþeyi tepeden indirmiþ hal- kadaþlarýn takýn ne istediði sorulmamýþ,
dediniz ve en nihâyet laik- výrlarýnýn deðiþliðin bekçisi Asker mi diye tiðini gözlemlidiye” þimdiki hükümete bu yorum.
primi siz Avrupalýlar verdiniz.
Aslýnda bu arkadaþlarýmýzýn söyledikleri sadece Türkiye’yi ilgilendirmiyor,
Belçika ile ilgili de endiþeleri var. Acaba Türkiye gibi ülkelerde olup bitenler burada ki müslüman göçmenlerin tavýrlarýný cesaretlendirir mi, diye korkuyorlar. Ne göçmenlere ne de dini inançlara ön yargý ile bakmayan bu arkadaþlarýn tavýrlarýnýn deðiþtiðini gözlemliyorum. Ýslam terörü tehdidinden bahsediyorlar. Biliyorsunuz Belçika da bir takým tehditler sonucunda yýlbasý maytaplarý bile iptal edildi.
Ancak Avrupalý da kendi iç güvenliði tehlike de
olunca önemsiyor bu tür olaylarý, baþka ülkelerde
olunca o örgütlere karþý tavýr koymuyorlar. Arkadaþlarýmýza bunlarý hatýrlatýp aman dikkat ortada insanlarý birbirine düþürmek için yapýlan þeyler var,
islamofobiye kapýlmayýn diyoruz. “Tamam ama
gördünüz mü son Noël bayramýnda Adalet Sarayýnda süs lambalarý yanýyor diye indirmek isteyen
müslümanlar oldu. Örneðin, biz inançlý Hristiyanlar
olduðumuzdan deðil ama yýllardýr süren geleneðimiz olduðu ve Noël aileyi biraraya getirdiði için yemek veriyor ve çam süslüyoruz. Buna tepki gösteren müslümanlar çoðaldý. Örneðin okullara niye
Saint Nicolas geliyor diye tepki gösterenler olmaya
baþladý. Ama bu kadar da olur mu? Sonradan Belçika’ya gelenlerin de haklarýna saygý göstermek gerek tamam ama bu bizim yüzyýllardýr süregelen geleneklerimizin sorgulanmasý olmamalý”.
Anlaþýlan o ki baþýmýzýn örtüsü sadece Türkiye
gündemini deðil buralarý da iþgal edecek.
Sayfa 8x.qxp
08.02.2008
07:43
Seite 1
Þubat 2008
GÜNDEM
8
‘Alafrangalýk aþkýmýz kendimize
olan saygýmýzý kaybettirmemeli’
Haber Merkezi
elçika Atatürkçü Düþünce Derneði her yýl
olduðu gibi bu yýl da
gazeteci-yazar Uður Mumcu’yu unutmadý. Dernek
Mumcu’yu, eski Dýþiþleri bakanlarýndan Anayasa Hukuku Profesörü ve Cumhuriyet
Gazetesi yazarý Mümtaz Soysal’ýn verdiði “Tam Baðýmsýzlýk ve Uður Mumcu” konulu
B
bir konferansla andý.
Konuþmasýnda devrim tarihini ve baðýmsýzlýk mücadelesini özetleyen Soysal, mandacýlarýn bulunduðu bir dönemde Mustafa Kemal’in “Ya
baðýmsýzlýk ya ölüm” diyerek
“tam baðýmsýzlýðýn çýkýþ yolu
olduðunu” gördüðünü belirtti. Kurtuluþ savaþý yerine istiklal savaþý demenin daha
doðru olduðunu vurgulayan
Soysal “En önemli sorunumuz kafamýzda bir projemi-
11 dilde korunma yöntemleri
Haber Merkezi
arolles Aile Planlamasý Merkezi ve Josaphat Saðlýk Grubu
öncülüðünde doðum kontrol
metodlarýnýn ayrýntýlý bir sekilde anlatýldýðý bir « Gebeliðe
karþý korunma yöntemleri »
broþürü hazýrlandýðý ve 11 farlý
dilde 14 bin adet basýldýðý bildirildi. Çeþitli grafiklerle zenginleþtirilen bu broþür, tamamen
M
Fransýz Toplumu Konseyi (COCOF) tarafýndan, bu konseyde
Aile ve Sosyal Ýþlerden Sorumlu
Bakan olan Emir Kýr öncülüðünde finanse edildi. Bir toplantý yaparak broþürü basýna tanýtan bakan Emir Kýr « Bu broþürün 11 dilde hazýrlanmasý konuya verilen önemi göstermektedir. Burada özellikle bu broþür projesini getiren Marolles
Aile Planlamasý Merkezi ve Josaphat Saðlýk Grubu yetkililerine teþekkür ediyorum. 2006 yýlýndan bu yana aile planlamasý
Merkezlerine desteklerimiz devam etmektedir ve bunun için
öncelikli aile planlamasý merkezlerine yardýmlar ayrýlmýþtýr.
Ayrýca, COCOF tarafýndan tanýnan aile planlamasý merkezlerinde bedava doðum kontrol
haplarý daðýtýlmaktadýr» þeklinde konuþtu.
Polakça, Rusça, Bulgarca,
Romence, Svaili, Portekizce, Ýngilizce, Ýspanyolca, Türkçe ve
Arapça olarak hazýrlanan broþürlerde « Gebeliðe karþý korunma yöntemleri » ilgi çekici
bir þekilde anlatýlýyor.
zin olmamasý. Mücadele sýrasýnda, hatta daha öncesinden Mustafa Kemal’in bir
Türkiye projesi vardý ve onu
gerçekleþtirdi” þeklinde konuþtu. Yunanlýlarýn Ýzmir’e
çýkmasýný “iyi ki de çýkmýþlar, bu sayede kendimize geldik, toparlandýk” þeklinde
deðerlendiren Soysal “Keþke
þimdi de çýksalar da jeton
düþse” dedi.
Cumhuriyet’in tam baðýmsýzlýða gitme sürecinin siyasi,
ekonomik ve felsefi aþamalarýný anlatan Soysal, “Jocobenizm bizim gibi ülkelerde tek
çaredir. Tepeden aþaðý deðiþtireceksiniz” saptamasýnda
bulundu.
“Ýþime gelirse AB’nin de
üyesi olurum ama istenenler
ulusal çýkarlarýmýzla çeliþiyorsa vazgeçelim. Alafrangalýk aþkýmýz kendimize olan
saygýmýzý kaybettirir hale
gelmemeli” diyen Soysal
“Kýbrýs konusunda haklý ve
güçlü olduðumuz halde hata
yapýldý ve AB’ye girmek uðruna ödün verildi”dedi.
Keulen: Belçikalýlara
istihdam saðlýyorsunuz
Merkezi Anvers’te bulunan Aktif Giriþimciler Birliði’nin
düzenlediði (UNACO) yeni yýl resepsiyonu Flaman Hükümeti Uyum ve Ýçiþleri Bakaný Marino Keulen, Unizo
Anvers Bölgesi Yöneticisi Peter Aerts, Türk dernek temsilcileri, UNACO üyeleri ve Belçikalý iþadamý arkadaþlarýnýn katýlýmýyla Anvers’teki Academie Merkezi’nde gerçekleþti.
Flaman Hükümeti Uyum Bakaný Marino Keulen “Giriþimcilere çok iþ, iyi fiyatlar, yüksek kar marjlarý, çok satýþ, zamanýnda ödeyen müþteriler ve saðlýklý bir 2008 diliyorum. Flaman Bölgesi’nde giriþimcilere ihtiyaç var.
Belçika’nýn en geliþmiþ bölgesiyiz ama aktivite derecemiz
66. Avrupa’nýn en geliþmiþ bölgesi olmak istiyoruz. Yaþlanmanýn geleceðe etkisini düþünmeliyiz. Emekliliði ve
saðlýk giderlerini finanse etmemiz lazým. Bu nedenle yeni Flamanlara yani yabancý kökenli Flamanlara ihtiyacýmýz var. Gelecek 10 yýlda aile þirketlerinin yüzde 30’u kapanacak. Bunun bir kýsmýný sizler devralabilirsiniz. Bizim
size ihtiyacýmýz var. Sadece kendinize deðil, diðer insanlara ve Belçikalýlara da istihdam yaratýyorsunuz. ”dedi.
UNACO baþkaný Ali Anaz, Bakan Marino Keulen´e bir
plaket vererek birliklerine yaptýðý katkýlar için teþekkür
etti.
Music Club 6. yaþýný kutladý
Serpil Aygün
elçika’nýn Beringen kentinde baþarýlý müzik faaliyetleri ile dikkat çeken Music Club 6. yaþýný mütevazý
bir törenle kutladý. Anvers Baþkonsolosu
Ahmet Arda ve Federal Milletvekili Hilal Yalçýn’ýn da katýldýðý kutlamada Music Club öðrencileri hocalarý Ýsmail Erdoðdu yönetiminde sazla türküler söylerken, 6. yaþ pastasýný
Ýsmail Erdoðdu,
eþi ve Anvers Baþkonsolosu Ahmet
Arda birlikte kestiler.
Ýsmail Erdoðdu
yaptýðý kýsa konuþmada gençlerimize
önce Türkçemizi
öðreteceðiz, sonra
kültürümüzü derken “kendi imkanlarýmýz ölçüsünde
yetiþtirdiðimiz talebelerimizle 6. yaþgünümüzde sizlere
bir þeyler söyleyeceðiz” dedi. Daha
sonra Anvers Baþkonsolosu Ahmet
Arda “ öðreten bir
B
insanýn ocaðýndayýz. Burda bunun hazzýný
yaþýyoruz” derken, Music Club’ün 6. yaþýný
kutladý.
Music Club, 1 Þubat Cuma akþamý Hasselt’tan KANTIKUNE adlý bir dayanýþma korosu ile ortaklaþa bir interkültürel konser
verdi. Paal’daki DE BUITING buluþma merkezinde verilen konserde madenler ve göçle ilgili Afrika, Latin Amerika, Flaman, Ýtalyan ve Türk koro þarkýlarý seslendirildi.
Sayfa 10x.qxp
08.02.2008
08:19
Seite 1
Þubat 2008
Sivil Toplum
10
Posgüder’in kapýsý Posoflu
olmayanlara da açýk
[email protected]
Sorumluluklarýmýz
en istediðim gibi yaþarým, kimse karýþamaz diyemezsin. Olmaz böyle þey, çünkü insanlarýn sorumluluklarý vardýr. Özelikle bir müsluman hiçbir zaman bencil düþünemez ve de bencil olamaz.
B
1- Önce bizi yaradan, var eden yüce rabbimiz Allah’a
karþý sorumluluklarýmýz vardýr. Bunlara tek kelime ile ‘kulluk’ diyebiliriz. Yani Müslüman olan, ‘Müslümaným’ diyen
herkesin Allah’a karþý sorumluluðunu, yani kulluk görevini
yerine getirmesi gerekir. Kulluk görevi olan sekiz fiili
amel’li yerine getirmek mecburiyetindedir. Bunlara ‘Efal-i
Mükellefin’ de denilir. Bu sekiz kýsým amel ve iþler Farz,
Vacip, Sünnet, Müstehap, Mübah, Haram, Mekruh, Müfsit’tir.
Toplumun bir
ferdiysek topluma karþý da sorumluluklarýmýz
vardýr. Çevremizde olup bitenler hakkýnda
duyarsýz kalamayýz.
2- Ýnsanlarýn kendilerine karþý
sorumluluklarý vardýr. Yüce rabbimizin bize verdiði nimetleri istediðimiz gibi kullanýp harabedemeyiz. Örnek verecek olursam, Allah’ýn bize verdiði vücudumuzu
uyuþturucu, alkol vs. gibi þeylerle
harabedemeyiz.
3- Ailemize karþý sorumluluklarýmýz vardýr. Eðer annemiz babamýz
bize bu yaþa kadar bakmýþsa, yememiþ yedirmiþ, içmemiþ içirmiþ,
giymemiþ giydirmiþse, bizlerin de
onlara karþý sorumluluklarý vardýr.
Ýyi bir evlat olmalý, onlarýn razýlýðýný almalýyýz.
4- Müslümanýn eþine karþý sorumluluðu: Bunlarýn bazýlarý
maddi, bazýlarý manevi, bazýlarý da sosyaldir. Her müslüman bunlarý da yerine getirmek zorundadýr. Karþýlýklý anlayýþ içerisinde olunmalýdýr. Hiçkimse ‘ben istediðimi yaparým’ diyemez.
5- Çocuklarýmýza olan sorumluluklarýmýz: Bu konu sadece maddi yanýyla düþünülmemeli, yani ‘karnýný doyuruyorum, üstü baþý da var, bir çatý altýnda yaþýyor’ deyince sorumluluk üzerimizden kalkmaz. Özellikle çocuklarýmýza iyi
bir eðitim, iyi bir kimlik vermeli, dinimizi, örf ve adetlerimizi iyi þekilde öðretmeli ve pratik de ettirmeliyiz ki çocuklarýmýz iyi bir kiþiliðe sahip olsun.
6- Toplumun bir ferdiysek topluma karþý da sorumluluklarýmýz vardýr. Çevremizde olup bitenler hakkýnda duyarsýz
kalamayýz. Birkaç hadis-i þerifle örnek vereyim:
‘Komþusu açken kendi tok yatan bizden deðildir.’
‘Ýman etmedikçe cennete gidemezsiniz, birbirinizi sevmedikçe iman etmiþ olmazsýnýz.’
‘Müslüman öyle biridir ki, kuzeydekinin ayaðýna diken
batsa güneydeki bunun acýsýný çeker.’
Hadis-i þerifler ne güzel yorumluyor, topluma karþý olan
sorumluluklarýmýzý.
Bir de yabancý bir ülkede azýnlýk bir toplumdansan, ona
göre daha dikkat etmelisin. Senin hareketinden toplum zarar görmemeli, yani Belçikalý bir vatandaþ senin yüzünden
‘bu Türkler böyle’ veya ‘müslümanlar böyle’ dememeli.
7- Son olarak da devlete olan sorumluluklarýmýz var ki,
bunlar da kanunlardýr.
Ýlknur Cengiz
nsanoðlu gittiði her yerde,
bulunduðu her toplumda
kendi yeri, kendi köþesi
olsun ister ve her zaman takýlabileceði bir ortam, bir dernek
kurar. Ýþte Posoflu gençler de
günlerden bir gün kendi mekanlarý olsun istemiþler ve babalarýnýn kahvehanelerine takýlmaktansa, kendilerine her türlü
faaliyet imkaný sunan bir ortam
yaratarak, derneklerini kurmuþlar.
Avrupa’da kurulan ilk Posoflular Derneði olan Posküder,
neredeyse 11. yýlýný doldurmak
üzere. Sosyo-kültürel bir dernek olarak calýþmalarýna baþlayan Poskuder, son yýllarda faaliyetlerini gençlere yönelik hazýrlayarak, zaman zaman Belçikalý komþu derneklerle de ortak
calýþmalar yapmaya baþlamýþ.
Posküder yönetimi, kadýn erkek
eþitliðinden yana
bir tutum içinde.
Yönetimde, erkekler kadar kadýnlarýn kararlarý da
önemli. Hatta kadýnlarýn katýldýðý
toplantýlarda kararlar daha da kolay
alýnýyormuþ. Ne diyelim, her baþarýlý
derneðin arkasýnda bir kadýn vardýr.
Fakat Poskuder kadýnlarý yalnýzca derneðin arkasýnda kalmýyor, ön plana çýkan bir çok
önemli, eðitici faaliyetlere de
imza atýyorlar.
Kadýn kollarý çalýþmalarýna
2005 yýlýnda baþlamýþ. Haftanýn
her pazartesi akþamýnda bir araya gelen bayanlar eðitim, film,
spor, eðlence ve gezilere katýlma imkanýna sahip oluyorlar.
Fakat kadýn kollarý Baþkaný Sunay Durgun þikayetçi: “Maalesef eðitim akþamlarýna talep
çok az. Ýnsanlarýmýzýn eðlenmeyi sevmesi elbette çok güzel,
ancak toplumun geliþmesin de
eðitim ve bilgilendirme de çok
önemli. Eðitim akþamlarýnda,
bakým, uyuþturucu problemi,
acil yardým gibi derslerimiz var.
Bu bilgiler hepimiz için önemli.
Bunu defalarca vurgulasak da
katýlým az.”
Baþkan Ali Demirci ekliyor:
”Maalesef hem bayanlardan
hem de erkek yöneticilerden
bayraðý devralacak kiþilerin azlýðý bizi üzüyor. Gençler so-
Ý
rumluluk altýna girmek istemiyor çünkü derneði ayakta tutmak ciddi bir özveri istiyor.
Þimdiki gençlerimiz zamanlarýný
bu tarz çalýþmalara deðil, bilgisayar oyunlarýna ayýrýyorlar. Fakat biz yine de Posoflularý bir
çatý altýnda topladýðýmýz için
gurur duyuyoruz. Genç yaþlý
demeden herkesin burada bir
araya gelerek sohbet edebilmesi çok önemli. Normal þartlarda
bir araya gelmeyen iki nesil,
burada hem çay sohbetleri yapabiliyor hem de ayný filmi izleyip, gündemi ve futbolu tartýþabiliyorlar.
Gençler dernek olmadan önce sokak köþelerinde buluþup,
sohbet ediyorlardý. Polis tarafindan yersiz uyarýlara dahi maruz
kaldýlar. Bu bölgenin böyle bir
faaliyet merkezine çok ihtiyacý
vardý.”
Dernek hem klasik Türk kah-
bol maçlarý, voleybol, perþembe günleri dil kurslarý, ödevlere
yardým, Posof gecesi, Halay gecesi (22 Þubat 2008), eðitim akþamlarý…ve her yýl yenilenen,
farklý kesimlere hitap eden zengin bir programý var.
Diðer derneklerle olan iletiþimi baþkan Ali Demirci þöyle anlatýyor:
“Amaç imkanlarýmýzý kullanarak daha büyük faaliyetlere imza atmak. Yelpazenin geniþlemesi Postküder için çok önemli. Bunun için gerek Türk gerekse Flaman derneklerle küçük çapta da olsa çalýþmalarýmýz oldu.
Almanya’daki derneklerden
dahi birlikte dergi çýkarma teklifi geldi.”
Flaman dernekleriyle çalýþmalarý arttýrmak isteseler de, bariyerlerin olduðunu vurgulayan
Demirci, derneklerin çok sýcak
bakmadýklarýndan þikayetçi:
“Kendi kabuklarý içine çekilerek çalýþmayý
tercih ediyorlar, biz Postküder olarak bunu aþmak istiyoruz”.
Zor dönemlerden geçmiþ
olan dernek,
temelinin saðPosküder ekibi lam atýlmýþ olmasýndan ötüvesi ortamýna giremeyen genç- rü, þimdiki gençlerin yönetiler hem de ev hanýmlarý için ge- minde kendinden emin bir þerekli bir buluþma noktasý.
kilde yola devam diyor.
Her ne kadar adý Postküder
Onbir senedir istikrarlý bir þeolsa da derneðin misafirleri yal- kilde varlýðýný koruyan dernenýzca Posoflular deðil tabiki. ðin tek þikayeti maddi desteðin
Posoflu gençler Emirdaðlý, Is- geniþ çaptaki faaliyetler için yepartalý ve Belçikalý arkadaþlarýný tersiz olmasý. Düzenlenen birda yanlarýna alarak, düzenle- çok faaliyeti kendi çabalarýyla
nen faaliyetlere katýlýyor, hatta gerçekleþtirmeye çalýþan Derbirlikte eðlenceler veya noel nek Baþkaný Demirci: “Derneðe
pazarlarý dahi düzenliyorlar.
emeði geçenler, gönüllü arkaDernekte maksat muhabbet daþlar. Çok emek isteyen bir iþ,
havasý esiyor, bu ortamý seven eksiði bitmiyor. Postküder kahgençlerin bazen geç saatlere ve ortamý deðil, gelir getirmek
kadar orada kaldýðý da oluyor- amacýyla da kurulmamýþ. Fakat
muþ. Demirci: “Bu uðramalar planladýðýmýz faaliyetlerimizi
hafta sonlarý daha da yoðun. Ýn- gerçekleþtirebilmemiz bütçemiternet imkaný gençlerin ilgisini ze baðlý”.
çekiyor.”
Derneðe üye olmak için PoGent Postküder Derneði her soflu olmak gerekmez. Fakat
yýl düzenlediði Seyran þenliðine onemli olan bir unsur var; resde öncülük yaparak, Avrupa mi faaliyetlere katýlmak için üye
genelindeki Türkleri yýlda bir olmak þart.
kez de olsa bir araya getirmeyi
Dernek hakkýnda daha fazla
baþarýyor.
bilgi için derneðin internet sayDerneðin düzenlediði diðer fasýný ziyaret etmeniz yeterlidir:
faaliyetler arasýnda; Bowling,
www.postkuder.be
Ardenlere geziler, her pazar fut-
Sayfa 11x.qxp
08.02.2008
07:52
Seite 1
Þubat 2008
SÝZbize
11
‘Alým gücü düþtü’
Alým gücü azalýrken, enflasyon son on beþ yýlýn en yüksek seviyesine çýktý.
Konuyla ilgili olarak, Liege, Charleroi ve Brüksel’de yaþayan vatandaþlarýmýza, ‘son günlerde fiyatlarýn arttýðýný farkettiniz mi? Bu sizin gündelik hayatýnýza nasýl yansýyor’ diye sorduk
[email protected]
Genk aþký
u ay deðiþik bir makale. Bu ay þiir ayý. Þiir,
öz, toplu, candan, nakýþ misali kýsa sözcükler sanatý. Adeta el iþi, veya nakkaþ. Sýcacýk. Bir
dünyayý, ülkeyi, þehri ve içinde yaþayan insanlarý
ve onlarýn tarihini, alemini anlatan kelimeler. Þairlik. En sevdiðim meþguliyetim.
Dolayýsýyla bana Genk sehri tarafýndan verilen
2008 ‘kent þairliði’ ünvaný beni þereflendirdi. Bu
beþinci yýldönümünde benden önce bu ünvana layýk görülen Bart Moeyaert, Joke van Leeuwen, Luuk Gruwez ve Rik de Leeuw gibi büyük þairler
arasýna eklenmek ne kadar gurur verici anlatamam. Bunu þiir, þiirim kendisi söylesin.
B
LÝEGE
CHARLEROI
Muhammed Yýlmaz / iþsiz
Etem Turan / iþçi
Bir gün Belçika'da
hayat pahalýlýðýnýn
bu seviyelere çýkabileceði hiç ama
hiç aklýmdan geçmezdi. Genelde
saðlýklý bir toplumsal yapýya sahip gibi görünen Belçika
ekonomisinin bu
kadar dalgalanmasýna anlam vermek
de çok zor. Son
yedi ayda her þey o kadar pahalandý ki, en
ihtiyacýmýz olan ekmek, et veya ýsýnma gibi
giderlerimizde müthiþ bir patlama oldu.
Maaþlar ve ek ödeneklerde herhangi bir kýpýrdanma olmadýðý için de insanlarýn yaþam
standardýnda büyük bir düþüþ yaþanýyor. Hükümet acil bir sekilde bu konuya el atmalý.
Herkes gibi ben de bu kötü geliþmelerden
çok etkilendim. Artýk Belçika'da dolgun bir
maaþý olmayanlarýn nasýl geçineceði beni düþündürüyor. Þirketler bol ve kolayca kazanýyor, halk ise çok zor koþullarda yaþamaya
mecbur ediliyor. Bu bir insanlýk ayýbýdýr.
Günümüzde hayat þartlarý çok zor. Özellikle
son aylarda fiyatlar aldý
baþýný gidiyor. Önceleri
ALDI maðazasýnda alýþ
veriþ yaptýðýmýzda 50
Euro ile arabamýzý
dolduruyorduk, simdi
yarýsý bile dolmuyor.
Petrol fiyatlarý, yakacak, hele hele gýda maddeleri fiyatlarý çok yükseldi. Tüketim maddelerine, vergiye, vs. zam gelirken maaþlar yükselmiyor. Euro vatandaþýn, özellikle de dar gelirli
vatandaþýn belini büktü. Ayýn sonunu getirmek çok zorlaþtý.
Feryale Gümüþboða / belediye memuru
Tabii ki, ben de
herkes gibi yaþanan bu ciddi
ekonomik krizden nasibimi alýyorum. Yine de
iþim ve maaþým
olduðu için seviniyorum. Ya iþsiz, emekli veya
sosyal yardým
alanlar ve de aciliyet durumunda
olanlar ne yapýyor diye kendi kendime sormadan edemiyorum. Belçika'da hayat pahalýlýðý o derece ilerledi ki insanlar artýk
nasýl ev alabilir veya kaliteli bir lojmanda
yaþayabilir. Kriz her yeri vurdu savurdu.
Geriye dönüþü olmayan bir hayat pahalýlýðý
söz konusudur artýk. Bence, kaliteli yaþamýn birincil ihtiyaçlarýndan biri olan gýda
ve lojman büyük sorunlara gebe gibi görünmekte. Ýþsizliðin artacaðý da açýkça bellidir. Hatta insani dramlarýn yaþanmasýndan
korkarým. Siyasetçilere seçimlerde verdikleri sözlerini hatýrlatarak, kendilerini görevlerini yerine getirmekte hassasiyete davet
ederim.
BRÜKSEL
Naciye Kuntel
1971 yýlýndan beri
Belçika’dayým, iki kýzým bir de oðlum var.
Hayat pahalýlýðý felaket! Özellikle Avro’ya
geçtikten sonra her
þey daha da pahalandý. Alýþ-veriþe gidince
þok oluyorum. Eskiden 1000 Frank’a aldýðýmýzý þimdi 75 Avro’ya
alabiliyoruz. En çok evimize aldýðýmýz yiyeceklere zam geldi. Artýk paranýn hiç kýymeti yok.
Dünya’nýn her yerinde kriz var. Ýþsizlik arttý,
insanlarýn alým gücü düþtü...
Göktürk Güzel
1990 yýlýndan beri
Belçika’dayým. Lokanta iþletmeciliði yapýyorum. Özellikle Avro’ya
geçtikten sonra, hemen hemen her þeyin
fiyatý arttý. Avro’ya geçiþle beraber bizde fiyatlarýmýzý arttýrmýþtýk,
o günden sonra bir
daha zam yapmadýk. Buna karþýn aldýðýmýz
etin, yaðýn fiyatý sürekli arttý; geçen yýl kutusunu 41 Avro’ya aldýðýmýz tereyaðý þimdilerde 63
Avro. Biz her defasýnda, bunu müþterimize
yansýtamayýz. Frank zamanýnda her þey daha
bereketliydi sanki. Eskiden 2000 Frankla hafta
sonunu çok rahat çýkartabilirken, bu gün 50
Avro’yla ancak 2 saat geçirilebiliyor.
N.Dursun/M.Aydoðdu/C.Tamoðullarý
Tuhaf güz günü idi
Ruhum vurulduðunda
Hayaller dolu bavulumla
Adým atmýþtým Genk topraðýna
Altýn sözleriyle
Baþtan çýkarttý beni
Misafirperver güzel
Zaten ateþli garip ben
özden içine dalýp
Kayboldum sýrlarýnda
Her kývýlcýmýyla beni hümüklemiþ ve
Artýk çakmaklarý sönmüþ ise de
O kömür gözleriydi
Müslüman dudaklarýmýn
Doyasýya öpemediði
*****
Genker liefde
Het was in die zonderlinge herfs
Dat mijnziel blijvend is getroffen
Met een valies vol dromen
Zette ik voet op Genker bodem
De ontvankelijke deerne
Verleidde me met goudbeloftes
Diep in haar verborgen
Koortsachtig als ik was drong
Ik haar vol overgave binnen en
Dwaalde in haar mysteries
Ofschoon elk haar stofdeeltje me
Lieflijk wurgde en thans d’r
Karbonkels doofden
Het waren haar koolzwarte ogen
Die mijn moslimlippen niet
Genoeg konden kussen
Sayfa 12xx.qxp
08.02.2008
07:03
Seite 1
12
SÖYLEÞTÝK
Þubat 2008
‘Yönetmiyor, rol yapýyorlar’
Erdinç Utku
duyguyu parti tabanýna yansýtmamýz
iyi bir baþlangýç.
27 Ocak’ta yapýlan yeni yýl resepsiyonunda geçici hükümete yaptýðý aðýr
eleþtirilerle tekrar gündeme gelen Gennez ile parti içi demokrasi, geçici hükümet, baþörtüsü, kaçaklara af gibi
önemli konularý konuþtuk.
27 Ocak’ta partinizin yeni yýl resepsi yonunda geçici hükümet hakkýnda ilginç þeyler söylediniz. “Bu hükümet
yönetmiyor, sadece rol yapýyor, yönetiyormuþ gibi yapýyor... Para olmadýðýný
söylemek, ilgi olmadýðýný söylemek demektir... Eðer para yoksa, bu diðer par tilerin ilgilenmediði anlamýna gelir...
Ýktidar þimdiye kadar tek somut bir iþ
yaptý, yakýt fonunun geniþletilmesi!
Onu da Sosyalist Parti’nin önerisiyle
yaptýlar” dediniz. Geçiçi hükümeti nasýl
deðerlendiriyorsunuz?
Çok negatif. Baþka türlü olabileceðini de sanmýyorum. 10 kiþiye þimdiki
politik durumu sorarsanýz, 9.5’u utanç
verici bulur. Ben de bu 9.5 arasýndayým. Seçimden bu yana 7 ay geçti ve
þimdiye kadar hiçbir þey yapýlmadý.
Hala iyi bir yönetimden bahsedemiyoruz. Hükümet ve 14 Bakan var ama
programlarý yok, uygulanmasý gereken
10 madde belirlediler ama bunlar da
net deðil. Baþbakan yurt dýþýnda imaj
kampanyasý baþlatacaðýz diyor. En iyi
imaj kampanyasý ülkenin istikrarlý olmasýný, uygun bir hükümetle yönetilmesini saðlamak, ekonomik kalkýnmayý sürdürerek istihdam ve sosyal önlemler için kaynak yaratmakla olur.
Bunlarý yapmýyorlar, çokuluslu þirketlere “vergi indirimi hediyesi” veriyorlar.
Bu benim ilerici iyi yönetim vizyonuma
ters. Yeni bir hükümet anlaþmasý ve
“içerik” görüþmelerine baþlanmalý. Biz
SP.A olarak çok somut 6 maddeden
oluþan sosyal talepler paketimizi belirledik ama Open Vld ve CD&V tarafýndan “yeterince kaynak yok” denilerek
reddedildi. Bu saçma. Her zaman kaynak var. Bu sadece tercih yapma sorunu: kaynaklarý büyük þirketlere vergi
indirimi olarak mý harcayacaksýnýz yoksa insanlar için, çocuk parasý, saðlýk
hizmetleri ve emeklilik için mi kulanacaksýnýz? Biz insanlar için kullanýlmasý
taraftarýyýz, bunu gerçekleþtirmeye çalýþýyoruz.
SP.A’nýn ilk kadýný baþkaný oldunuz.
Bunu önemli buluyor musunuz? Bu
arada Groen! ve Spirit de yeni kadýn
baþkan seçti. Kadýnlar siyaseti baþka
türlü mü yapýyor, onlarýn yaklaþýmý
farklý mý?
Bazý kadýnlar öyle diyor ama ben öyle düþünmüyorum. Ben kendi yöntemlerimle siyaset yapýyorum ve raslantý
sonucu da kadýným. Bundan memnunum ama kadýnsal politika yapma yöntemi ya da eril politika yapma yöntemi
diye farklýlýklar olduðuna inanmýyorum. Bu tamamen kiþiliðe baðlý, çok
sert kadýn politikacýlar olduðu gibi çok
duygusal erkek politikacýlar da var. Ancak ilerici partilerde kadýn baþkanlar
seçilmesi de bir raslantý deðil. Bu partiler deðiþik fýrsat gruplarýna, kadýnlara,
yabancý kökenlilere sað partilere göre
daha fazla ilgi gösteriyorlar ve fýrsat veriyorlar.
Þimdi iþiniz zor mu? Hedefleriniz çok
hýrslý. 2009 seçimlerinde partiyi toparlamak, 2011 yýlýnda tekrardan ataða ge çirmek istiyorsunuz? “Yeni kuþak sos yalistler”den bahsediyorsunuz. Yeni insanlara nasýl ulaþacaksýnýz? ”Daha de rinlikli bir vizyon, daha iyi bir örgütlen me ve daha keskin bir profil” diyorsunuz, “daha keskin bir profil”den neyi
kastediyorsunuz?
Kesinlikle partiyi tepeden týrnaða yeniden inþa etmemiz gerektiðini düþünüyorum. Seçimi kaybettik. 20 yýldýr iktidardaydýk. Uzlaþma iyi bir þey ama
profilini ve kimliðini kaybediyorsun.
“Ýçeriðe çalýþmalý ve çok net bir þekilde
savunduklarýmýzý anlatmalýyýz.” Bunu
iki þekilde yapmalýyýz. Bir siyasi parti
olarak, özellikle de deðiþim isteyen bir
parti olarak insanlarýn karþýlaþtýklarý somut sorunlara çok somut çözümler
önermeliyiz. Son aylarda çok sýk karþýlaþtýðým soru “hayat pahalandý, sosyalistler bu konuda ne yapacaklar” sorusu oluyor. Enerjide tavan (maksimum)
fiyat uygulamasý baþlatýlmasýný istiyoruz. Bu konuda yasa tasarýmýz var. Saðlýk hizmetleri konusunda ise hastane
masraflarý sigortasý çok pahalýlaþtý. Bu
kaldýrýlýp, saðlýk hizmetleri dayanýþma
sisteminin içine alýnabilir. Somut yanýtlar verilmeli ve ayný zamanda sosyalistler insanlara hayal vermeli, insanlar
için pozitif projeniz, gelecek projeniz
olmalý. Bu bizim farkýmýz. Sað partiler
her zaman geriye bakýyorlar, “geçmiþ
daha iyiydi” diyorlar. Hiçbir zaman geriye dönemezsiniz. Ýnsanlarý geleceðe
taþýmalýsýnýz. Tabii ki arkanýza da baka-
Caroline Gennez, 21 Aðustos 1975 tarihinde Sint-Truiden’de doðdu. 5 Yaþýnda tenise baþladý. Gelecek vaadeden bir tenisçi iken 14
yaþýnda tenisi býraktý. Politikaya adým atmasý Sýðýnmacýlar Evi ve
Þiddete Maruz kalmýþ Kadýnlar Merkezi’nde gönüllü olarak çalýþýrken oldu. Caroline, o zaman insanlarýn durumunu ancak hükümette
iyileþtirilebileceðine ikna olmuþ. Önce Genç Sosyalistlere (JongSocialisten -JS) üye oldu. 2001 yýlýnda baþkan olup Jong Socialisten
adýný daha geniþ, açýlýmcý ve ilerici bir gençlik hareketi yapmak
için “animo” olarak deðiþtirdi. Gençlik kolu baþkanýyken Senatör
olarak atandý. 2004 yýlýndaki bölge seçimlerinden sonra Senato’yu
býrakarak Flaman Parlamentosu’na geçti. sp.a-spirit grup baþkaný
oldu. Steve Stevaert baþkanken baþkan yardýmcýsý seçildi. 2006 yerel seçimlerinde Mechelen’de genç ve yeni bir liste ile girdi.
2007’den itibaren istihdam, sosyal ekonomi, gençlik, eðitim ve esnaflardan sorumlu Belediye Baþkan Yardýmcýlýðý görevini yürütüyor.
10 Haziran Federal Seçimlerinde SP.A kaybedince Johan Vande
Lanotte istifa etti ve yerine geçici olarak Caroline Gennez geçti. 21
Ekim’de yapýlan kongrede partinin sol kanadýndan yüzde 33.6 oy
alan Erik De Bruyn’a karþý yüzde 66.4 ile kazanarak partinin ilk
kadýn baþkaný oldu.
caksýnýz ama bunu herkesin birlikte
olup-olmadýðýný görmek için yapmalýsýnýz. Ýkinci olarak partimizi bir örgüt
olarak yapý ve að anlamýnda yeniden
güçlendirmek için tartýþma, görüþ alýþveriþini ve fikirlerin çarpýþmasý yoluyla
herkesin partiye ilgisini çekmek ve katýlýmýný saðlamak, herkesin düþüncesini
rahatça açýklayabildiði görüþlerin rahatça söylenebildiði bir ortam yaratarak
“yeni kuþak sosyalistler”i oluþturmalýyýz.
Sadece iþçiler deðil, tüm çalýþanlar?
Tabii ki. Modern bir sosyalist parti
olarak sadece bir katagorideki insanlarý hedeflememelisiniz. Postacý, hemþire, bakkal, restorancý, Genk Ford fabrikasýndaki bir iþçi ya da bir avukat...
eþitsizlik ve adaletsizliðe karþýlarsa
hepsi pekala sosyalist olabilir.
Yaklaþýk 3 aydýr parti baþkanýsýnýz.
Beklentileriniz ve gerçekler! Kendinizi
baþkan olarak nasýl deðerlendiriyorsunuz?
Ben kendimi dürüstçe deðerlendirmekten yanayým. Diðer meslektaþlarým da umarým aynýsýný yaparlar. Baþkan olarak fildiþi kulesinde oturmamalý. Her zaman meslektaþlarýma ve arkadaþlarýma baþkanlýðýmý deðerlendirttiriyorum. Partimiz tekrar atak hale
geldi. Havlu atmýþ, seçim kaybetmiþ
bir haldeyken þimdi atak bir parti konumundayýz. Partideki insanlar ve
üyelerimiz “% 16, Sp.A için çok az,
tekrar çalýþmaya baþlamak istiyoruz”
diyorlar. “Biz buradayýz ve birlikte baþaracaðýz” demeleri sevindirici. Bu
Yeni yýl resepsiyonunda ayrýca hükümette yer alma olasýlýðýndan da bahset tiniz. “Sizce geçici asimetrik hükümet
23 Mart’tan sonra da devam edecek mi?
Erken seçim mi yapýlýr, yoksa SP.A’nýn
da yer aldýðý simetrik hükümet ya da
baþka yeni bir koalisyon formülü mü
bulunur? Siz daha önce muhalefeti seçtiðinizi söylemiþtiniz, þimdi hükümette
yer almaktan bahsediyorsunuz. Bu ara da ne deðiþti?
Geçici hükümetin devamý konusunda bir þey söylemek çok zor. Bunu
kendilerinin de bildiðini sanmýyorum.
Önce devlet reformlarý diyorlar ama bu
konuda çok küçük adýmlar atýlabildi.
Fazla bir geliþme yok. SP.A olarak biz
her zaman muhalefette ya da iktidarda
devlet reformlarý konusunda yapýcý bir
iþbirliðinden yanayýz. Eðer iyi öneriler
Sayfa 13x.qxp
08.02.2008
07:11
Seite 1
13
Þubat 2008
yapýlýrsa onlarý da destekleriz. Muhalefet ya da iktidarda olmak konusunda bizim durumumuzda hiçbir þey deðiþmedi. Benden önceki Baþkanýmýz Johan
Vande Lanotte 10 Haziran Federal seçimlerinden sonra, “kaybettik, muhalefette devam edeceðiz” dedi. Bu bana da
çok mantýklý geldi. Ancak seçim sonrasýnda Yves Leterme hükümet kurmak
için çalýþmalara baþladý. Arada baþkalarýnýn da görev aldýðý bir süreçte 2 kez
baþarýsýz oldu. 6 ay sonra hala biz kenarda duracaðýz diyemezsiniz. “Biz muhalefette kendimizi iyi hissediyoruz ama
hükümete katýlmamýz istenirse bunun
için de programýmýz hazýr, bunu tartýþabiliriz” diyoruz ama þimdiye kadar bize
çok fazla ilgi gösterilmedi. Bu da kötü
deðil. Parti içinde yapýlacak daha çok
iþimiz var. Sorumsuzca davranýp kenarda da durmamalýyýz ama hükümette yer
alabilmek, birkaç bakanlýk alabilmek
için donumuza kadar da soyunmamalýyýz. Bunu diðer partiler yaptýlar.
kendimizi daha farklý konumlandýrmak
zorundayýz. Kendi bölgenizde olup bitenlere öncelik vermelisiniz. SP.A ve PS
çok iyi iþbirliði yapýyor, birlikte çalýþýyor. Elio’yu da çok sýk görüyorum. Parlamentoda da iþbirliði içinde çok iyi çalýþýyoruz. Onlar iktidarda, biz muhalefette olmamýza karþýn birlikte çok sayýda yasa tasarýsý hazýrladýk.
Siz daha önce sýðýnmacýlar evinde gönüllü olarak çalýþtýnýz. Kaçaklara olasý
bir af konusunda ne düþünüyorsunuz?
Biz en az 5 yýl Belçika’da yaþayan çocuklu ailelere oturum verilmesini istiyoruz. Burada yaþamýný sürdüren, dil öðrenmiþ, uyum saðlamýþ insanlara oturum verilmeli ama prosedürü gevþetip
tüm kapýlarýn açýlýp dünyanýn Belçika’ya
akýn etmesinden de yana deðiliz.
Baþörtüsü konusuna gelecek olursak.
SP.A’nýn baþörtüsüne yaklaþýmý An -
sanlar dini kimliklerini dýþarý vurmak istiyorlarsa bunun için laik devleti, normlarý, deðerleri ve yasalarý deðiþtirmemeli
ancak çeþitliliðe de karþý deðilim. Eðer
çeþitlilik devletin nötr olmasýyla birlikte
gerçekleþtirilebilirse en ideal olaný bu.
Hoþgörünün en son boyutu herkesin
birbirini olduðu gibi kabul etmesi ve
farklýlýklara saygý göstermesi. Devletin
nötr olduðu, dini sembollere izin verilmeyen Fransýz ya da Türk modelleri ile
bir sorunum yok. Ancak daha fazla açýklýk için çaba harcanmalý diye düþünüyorum. Ben haç iþareti, sen baþörtüsü, öteki kep. Kafana ne takdýðýn hiç önemli
deðil, önemli olan kafanýn içindeki.
SP.A’da yeterince yabancý kökenli var
mý? Partinizdeki Türk politikacýlarý tanýyor musunuz? Sizce Türk toplumunu niçin SP.A’ya oy versin?
Çünkü biz Belçika’da yaþayan herkesin mutlak eþitlik içinde ve eþit fýrsatlar
Bu enternasyonalizm ideolojisi ile çeliþmiyor mu?
Katýlmýyorum. Sonuçta her iki parti de
sosyalist parti. Herkes kendi bölgesinde
aktif. Flaman Bölgesi Valon Bölgesi’nden daha zengin ve bu durumda
Belçika’nýn entegrasyon politikasý konusunda ne düþünüyorsunuz? Belçika’da bir entegrasyon politikasý var mý?
Eðitimde ve istihdam konusunda bazý
küçük adýmlar atýldý. Bu olumlu bir yönde seyrediyor. Ama global olarak bakarsak toplumlar arasýnda karþýlýklý güvensizlik var. Bu sorun sosyalist partinin
üzerinde çalýþmasý gereken önemli bir
konu. Bunu çok açýk bir þekilde yapmalýyýz. Sorunlarý görmezden gelerek, yok
sayarak yapamayýz bunu. Yerli ya da
yabancý kökenli Belçikalýlar arasýnda
suçlu aranmamalý, karþýlýklý konuþma ve
toplumlarýn birbirini daha iyi tanýmasý
gerekiyor. Sen öyle ben böyle yaþýyorum bu kimseyi rahatsýz etmez. Hepimiz
ayný ülkedeyiz.
Parti içi demokrasi. Tabaný dinliyor
musunuz? Partinin sol kanadýndan Erik
De Bruyn yüzde 33.6 oy aldý ama Parti
Merkez Yönetiminde yok. Partinizde
yeterince parti içi demokrasi var mý?
Solcu ya da saðcý sosyalist olur mu?
Ýyi, kötü sosyalist ayrýmýný mantýksýz
buluyorum. Tüm sosyalistler iyidir. Ben
seçildiðim andan itibaren kendimi sadece bana oy verenlerin deðil tüm SP.A’lýlarýn baþkaný olarak görüyorum. Dýþarýya karþý bölünmüþ bir görüntü deðil,
birlik ve bütünlük görüntüsü ve tek ses
yansýmalý. Erik De Bruyn Parti Meclisi’ne aday olmadý. Aday olup seçilenler
yönetime girdi. Parti içinde tabii ki tartýþma olmalý ama çoðunluk azýnlýk tarafýndan rehin alýnmamalý. Uzun tartýþmalardan sonra bir konuda karar alýnmýþsa
buna herkes uymalý. Aksi takdirde parti
yönetimi de ülke yönetimi de mümkün
olmaz.
Devlet reformlarý konusunda bir þey
söylemediniz.
Bizim için devlet reformlarý hiçbir zaman bir hedef olmadý. Bu konuya mesafeli yaklaþýyorum. Bunun yerine alýmgücü gibi somut sorunlar tartýþýlmalý.
Fakat devletin yeniden yapýlanmasý ve
devletin ekonomide ve diðer alanlarda
gerekince devreye girmesi bizim için
önemli. Güçlü bölgesel hükümetler ve
sosyal sigortalar ve yaþlanma masraflarýný ödeyebilmek için de güçlü bir Federal hükümet gerek. Federal hükümete
bugünkünden daha fazla kaynak aktarýlmalý. Ayný zamanda istihdam ve eðitim
gibi yetki alanlarýndaki konularda sorumluluklarýný yerine getirebilmeleri için
de bölgesel hükümetler güçlendirilmeli.
Sosyalizm evrensel. Belçika’da iki sosyalist parti var ve bazen sanki “bölgeci
partiler” olarak görülüyorsunuz. Enternasyonalizm unutuluyor mu? SP.A daha
açýlýmcý ve biraz liberal, Frankofon Sosyalist Partisi PS ise geleneksel bir sosyalist parti olarak görülüyor. Bu iki partiyi
karþýlaþtýrýr mýsýnýz?
Enternasyonal sosyalizm konusunda
PS ile ayný þekilde düþünüyoruz ama
herkes kendi yöntemiyle amaçlara ulaþmaya çalýþýyor. Sosyalist sendikada olduðu gibi partilerde de bu böyle. Evet,
biz baþka bir partiyiz. Bu da doðru. Ülkenin güneyinde ve kuzeyinde baþka
gerçekler var. PS yüzde 30’luk büyük
bir parti. SP.A sadece yüzde 16’lýk bir
parti. Yaklaþýmlarýmýzda da farklýlýklar
var. PS daha çok bir kurulu düzen (establishment) partisi, bölgenin göbeðinde ve Valon Bölgesi’nin patronu. Biz ise
gitgide kurulu düzen karþýtý (anti-establishment) bir parti konumuna gelmek
zorundayýz. Flaman Bölgesi zenginleþiyor ve biz ilerici düþüncelerin açýk bir
þekilde siyasete yansýmasýný saðlamak
durumundayýz.
için daha mutlu bir topluma ulaþmak
için öngördüðümüz sacayaðýnýn 3.
önemli ayaðý.
vers’te farklý Gent, Lier ve diðer kentlerde farklý oldu. Anvers’te yasaklanmasý
istenirken diðer kentlerde serbestlikten
yana tavýr sergilendi. Örneðin yasak konusunda partinizin aðýr toplarýndan Louis Tobback, SP.A’lý Anvers Belediye
Baþkaný Patrick Janssens’ý eleþtirdi.
SP.A’nýn bu konuda bir parti kriteri var
mý?
Birçok partide olduðu gibi bizde de
yerel özerklik var. CD&V ve open
VLD’de de ayný. Bu konu politikacýlarýn
kiþisel etik deðerlendirmesine kalmýþ.
Kiþisel olarak ben baþörüsünün teþvikçisi olmam, buna herkes kendisi karar
vermeli. Ama ben yasaða da karþýyým.
Yasak insanlarý gruplara böler, gerginlik
yaratýr. Benim Belediye Baþkan Yardýmcýsý olduðum Mechelen’de baþörtüsü yasaðý yok. Parti düzeyinde bir yasak kararýna da karþýyým.
Belki izliyorsunuz, Türkiye’de de bu
konu gündemde. Türkiye’nin Ýranlaþmasýndan söz edenler var. Laiklik ilkesinin tehlikede olduðu konuþuluyor. Bu
konuda siz ne düþünüyorsunuz? Belçika’da ve Türkiye’de durum ayný mý?
Atatürk Laik Cumhuriyeti çok uzun
süre iþledi. Hala da iþliyor. Ancak halkýn
istemleri de dikkate alýnmalý. Tabi in-
verilerek yaþamasýný destekleyen tek
partiyiz. Problemlere de sosyo-ekonomik olarak yaklaþýyoruz. Ýnsanlar için
yatýrým yapýlmasýndan yanayýz. Ýstihdam
yaratýlmasý için kaynak harcanýrsa, insanlar iþ edinirse, toplum da daha mutlu olur.
Türk toplumu iyi örgütlenmiþ bir toplum. Parti olarak Türk toplumu ile muhatap olmayý tercih ediyoruz. Partimizde Türk toplumunun her katmanýndan
ve birbirinden çok farklý insanlar var.
Örneðin Fatma Pehlivan, Selahattin Koçak’tan çok farklý. Cemal Çavdarlý daha
farklý.
Eðitimde eþitsizlik, fakirliðin saðlýðý
olumsuz etkilemesi ve ayrýmcýlýk göze
batan sorunlar. Sizce Belçika’da en
önemli 3 sorun ne?
Ýþ, iþ, iþ... mümkün olduðu kadar çok
insana iþ. Daha az þanslý insanlarýn iþ
pazarýnda yer alabilmesi için bunlar
özel olarak desteklenmeli.
Eðitim de çok önemli. Özellikle çocuklar arasýnda uçurum büyümeden
eðitimde gerekli önlemler alýnmalý.
Frank Vandenbroek bu konuda çok baþarýlý çalýþmalar yapýyor.
3. önemli sorun ise saðlýk hizmetleri
ve sosyal güvenlik. Bu 3 konu bizim
Azýnlýðýn yönetimde oransal olarak
temsil edilmesi gerekmez mi?
Ben parti içi demokrasinin savunucusuyum. Ama bu çok iyi tanýmlanmalý.
Prosedürler ve tartýþmalardan sonra karar alýnýnca buna herkes uymalý.
Küçükken tenis oynadýnýz. Politikayý
tennis ile karþýlaþtýrýr mýsýnýz?
Tenisde de politikada da baþarmak
için tamamen inanmalý ve kendinizi
yüzde yüz vermelisiniz.
Dirk Van Maelen 21 Ekimde seçildiðinizde göðsünüzden tuttu. Þimdi yutobe’de meþhursunuz.
Bu bir kaza. Kasti deðil.
Greate Dont politikayý güzel kadýnlar
ve yakýþýklý erkeklerin þansý daha fazla
diyerek býraktý. Sizce güzellik önemli
mi?
Ýnsanlar dýþ görünüþün önemli olduðunu düþünüyor. Verhoftstadt ve Leterme pek yakýþýklý sayýlmazlar ama çok
sayýda oy topluyorlar.
Siz baþkan olmadan önce daha kiloluydunuz. Baþkanlýk mý zayýflattý?
Partide çok çalýþýyoruz. Çok çalýþmaktan kilo verdim.
Demek “Politik diyet” diye bir diyet
var!
Sayfa 14x.qxp
08.02.2008
08:13
Seite 1
Þubat 2008
ARTfikir
14
‘Þaban’lar Orhan Kemal’dir,
Þaban’lar Aziz Nesin’dir’
[email protected]
Ahþap hayatlar
lime geçen eski bir fotoðrafta, ön balkonu gözüken ahþap bir eve takýldý gözüm. O dönemi
yaþamamýþ olsam da, tuhaf bir özlem duydum, o
ana, o sokaða, o mükemmel mimarisi olan ahþap
eve.
Orman kokan bir ev düþünün; sizi doðadan uzaklaþtýran deðil de, hem sýcak bir ortamý andýran, hem
de sizi doðadan koparmayan bir ev.
Trabzanlarýna dayanarak yapýlan sohbetler, gýcýrdayan kapýlar, merdivenler düþünün… Tarihe dalýp,
‘keþke’ diyesi geliyor insanýn.
Ahþap evlerde birçoðumuzun anne babasýnýn anýlarý gizlidir aslýnda. Çocukluklarý, gençlikleri, sevdalarý, ümitleri...
O dönem hatýralar ve maziyle baðdaþlaþtýrýlýr, çünkü anca anne babamýzýn anlattýklarýyla yetinebiliyoruz ahþap hatýralardan bahsedildiðinde.
Söylenilenler her ne kadar
nostaljik gelse de kulaða, ahAhþap hayatþap evler tekrardan 21.yüzyýlarýn asýl güzel la damgasýný vurdu bile.
Ahþap, en eski yapý malzeyaný da, bütün
melerinden biridir. Yüzyýllaryýkýmlara raðdýr her amaca uyabilen tek
men, vazgeçilyapý malzemesi olduðu için,
ahþap ev ve ahþap hayatlarýn
mez olmalarý
da bir döneme deðil, saðlýklý
deðil midir?
olduðu için, her döneme ait
olmasý gerekir… Neyse ki
dünyanýn birçok yerinde bunun farkýna varýldý.
A.B.D.' de konutlarýn %90'ý ahþaptýr. Yine Norveç, Ýsveç, Finlandiya ve Almanya gibi ülkelerde ahþap yapýlar 21.yüzyýlýn yapýlarý olmaktadýr.
Fakat maalesef Türkiye’de bu tezlerle dalga geçilircesine son surat ahþap evler yakýlýyor. Ýnsanoðlunun
doðayla ne alýp veremediði olabilir ki? Ýnsana zararý
olmayan, aksine yalnýzca avantajlar sunan doðayla
insanýn sorunu ne olabilir?
Her ne kadar her yaþam ortamý kendi koþullarý
içinde oluþup geliþse de 21.yüzyýlda ahþabýn yaþam
mekanlarýnda kullanýlan diðer sentetik ürünlere göre
çok daha saðlýklý olduðu dünya bilim adamlarýnca da
tespit edilmiþ ve ahþabýn yegane yapý malzemesi olarak tekrar gündeme gelmiþ olmasý, erimekte olan
dünyamýzýn en azýndan ömrünün son sahnelerinde
yüzünü güldürme yolunda ilerliyor. Ölümü bir yok
oluþ olarak görürsek, her yakýlan ahþap ev de bir hayatýn, bir geçmiþin yok oluþudur.
Ahþap, kaynaðý yenilenebilen tek yapý malzemesidir. Üretimi ve iþlenmesi için az enerji gerekmesi,
dönüþebilir olmasý ve üstün ýsý koruma özellikleri ile
çaðýmýzýn çevre ve enerji sorunlarýna en uygun malzemesidir. Ahþap kullanmak ormanlarýn yaþamasýný
ve gençleþmesini saðlar. Nitekim fazla ahþap kullanan ülkelerde orman alanlarý devamlý geniþlemektedir.
Ahþap evlerin birer birer nasýl yalnýzlýða, küskünlüðe, sonra da, yok oluþa doðru gittiklerini göre göre yakmaya devam ediliyor. Halbuki dayanýklý ve
doðal bir malzeme olmasý onu daha da deðerli kýlmalý... Ahþap hayatlarýn asýl güzel yaný da, bütün yýkýmlara raðmen, zaten vazgeçilmez olmalarý deðil
midir?
E
1962’de Güveçli köyünde
Türkmen Yörük bir ailenin
çocuðu olarak doðan Süleyman Özdemir, Brüksel’de ilk Türkçe filmleri sunan Hasret Video adlý
dükkânýnýn 25. yýlýný kutluyor. Devasa bir sinema ve
müzik arþivi oluþturan Özdemir’le 25. yýlýnda Türk sinemasýný ve Belçika Türk
toplumunun sinema alýþkanlýklarý üzerine sohbet ettik.
salonu vardý, yaþlýsý genci oraya
gidiyordu. O zamanýn velileri
þimdi evlerine kapanmýþ oldu.
Bir okul müdürü bir gün bana
gelip tanýþma günü düzenlemek
istediðini söyledi ve gösterilmek
üzere filmler hazýrlamamý istedi.
Birkaç gün sonra veliler “biz çocuklarýmýza bu filmlerin gösterilmesini istemiyoruz” diye baský
yapmýþlar. “Hakkari’de bir Mevsim”, “Kurbaðalar”, “14 Numara”... Bu filmler lise çocuklarýnýn
eðitimine katký saðlayabilecek
filmlerdi.” Özdemir’e göre “keþke biraz eðitime yoðunlaþarak,
tartýþmalar yaratýlarak insanlarýn
film seyretme kültürü geliþtirilseydi, ki bu benim deðil baþka
cek eserler deðil onlar. Ama insanlar herhalde iþlerini yaparken
her filmden birkaç sahne seyrettiler, ciddi olarak seyretmediler o
filmleri. Çünkü ben bazen bunun muhasebesini yapýyorum:
“7000 film seyrettirmiþiz bu topluma, bu kadar þey seyreden bir
toplum bu kadar kapalý olabilir
mi, diyorum.”
Yine de bir þeyler deðiþmiþ olmalý ki Belçika Türk toplumundan kaliteli ve ünlü sinemacýlar
çýkýyor. Bu isimler hakkýnda
umutlu konuþuyor Süleyman
Özdemir: “Mustafa Balcý, Banu
Akseki, Güldem Durmaz, hepsi
ciddi çocuklar. Mustafa yedinci
filmini yaptý, Güldem ve Banu
kurumlarýn görevi, çok tatlý bir
durum olurdu. Çok pedagojik
filmler var, Türkiye’de kadýnlarýn
sorunu, göç sorunu, birçok sorunu anlatan filmler var.”
Tüm bu çekincelere raðmen
genç kuþaklarýn kültürel ve genel eðitimine katkýda bulunabilmenin mutluluðunu yaþýyor Süleyman Özdemir: “Gençler bazen ‘Hasret Video’nun filmleri
sayesinde Türkçe konuþuyoruz’
diyorlar. Genel olarak buraya
gelen birisi 3 yaþýnda geliyorsa
büyüyüp çýkýp gidiyor. Somut
olarak da 3 yaþýnda ilk kez geliyorsa hafýzasýnda kalýyor, sonra
tekrar uðruyor bir þeyler almak
için.”
Hasret Video sayesinde Türk
toplumunu tanýyan Süleyman
Özdemir’e göre insanlar daha
çok komedi filmleri seçseler bile
bunlardan mesaj çýkarabilmeleri
gerekiyor: “Þaban’lar Orhan Kemal’dir, Þaban’lar Aziz Nesin’dir.
Ciddi dayanýþmacý, pedagojik
filmlerdir ve temelleri çok saðlamdýr, kesinlikle burun büküle-
üçüncü filmlerini yaptýlar. Ses
mühendisi olarak Emre Gültekin’i de unutmamak lazým.”
Gelgelelim 25 yýl içinde özlemini duyduðu araþtýrmalara vesile olabilmiþ Süleyman Özdemir:
“Ýki tane doktora tezinde adýmýz
geçiyor. Bir Belçikalý bayan öðretmen Türkoloji eðitimi sonunda bir doktora tezinde benim
önerimle Erden Kýran’ýn “Hakkari’de bir Mevsim” filmini incelemiþ, güzel sürpriz oldu bana. Bir
de buradaki yönetmen Mustafa
Balcý Fransýzca Türk Sinema Tarihi kitabýný yazdý. O da önemli
bir çalýþma.”
Yazýnýn baþýnda kaynak kiþi
dedik ya; Hasret Video ne ilginçtir ki daðýtýmýný yaptýðý film þirketlerine þimdi kaynak olmuþ:
“Türkiye’de birçok film þirketi
dijital’e geçince ellerindeki bantlarý atmýþ. Þu an birçok filmin en
eski bant kaydý bende bulunuyor, ta Türkiye’den gelip kopyalýyorlar. Hatta bazý kopyalarýn
kapaðýnda grafik tasarýmcý olarak kýzýmýn adý var!”
Erdem Resne
ayýs 1976’da Belçika’ya geliþini biraz tesadüf olarak yorumluyor, Süleyman Özdemir: “demek
ki gitmek zorundaymýþýz Türkiye’den. Zaten göç çocuðuyum,
atalarým Yörük, Türkmen geleneðinden geliyor. Önce Eskiþehir’e göçtük, sonra Belçika’ya,
ama buradan göçemiyoruz bir
türlü!”
Ýþte “Hasret Video”nun adý
belki burada gizli: “bir türlü göçemiyoruz.” Soðuk Belçika’da
kalmak kendi açýsýndan zor olsa
da, Schaerbeek’in dar sokaðýna
sýkýþmýþ Video ve Müzik
dükkânýný bilen herkes, Süleyman Özdemir’in Brüksel’e demir
atmasýndan memnun. Dükkâný
iþlettiði 25 yýl içinde 7.000’e yakýn film ve bir o kadar önemli
müzik arþiviyle tam bir “kültür
kaynak kiþisi” olmuþ.
Belçika’ya geliþi kadar sinema’ya ilgisi de tesadüf sonucu
doðmuþ: “buraya ilk geldiðimde
demiryollarýnda temizlik iþinde
çalýþtým. Sonra dondurma fabrikasýnda eksi 50-60 derecede, ardýndan bir nükleer santralde artý
50-60 derecede çalýþtým! Sinemaya geçiþ nasýl oldu diye 25 yýl
sordum kendime ama bulamadým, mutlaka bir yerden etkilendim ama nereden? Bilmiyorum.”
Bugün iletiþim çaðýnda her türlü sanata ulaþmak daha kolay olsa da, Özdemir’e göre 25 yýl önceki Belçika Türk toplumu sinema’ya daha duyarlý, yeni gelmiþ
olmasýna raðmen daha saðlýklý
bir toplumdu: “o zamanlar gençlerimizde kriminel eðilim yoktu.
Ýnsanlar eskiden 100’er kiþi toplanýp Chaussée de Haecht üzerinde ellerinde film afiþleriyle sinema’ya girip çýkýyorlardý. Yunanlý amca Elefteris’in sinema
M
Sayfa 15x.qxp
08.02.2008
08:30
Seite 1
Þubat 2008
ARTfikir
15
0090 Festivali baþladý
Serpil Aygün
nvers’te 3 yýldýr Türkiye’deki güncel sanatý
Belçikalý sanat çevresi ve
severleri ile buluþturan 0090 Türkiye Sanat Festivali baþladý. Bu
yýl 4. sü düzenlenen festivalin
açýlýþ konserinde aralarýnda klarnet ustasý Hüsnü Þenlendirici’nin
de bulunduðu, baðlamada Ýsmail
Tuçbilek ve kanunda Aytaç Doðan’ýn yeraldýðý Taksim-Trio grubu yer aldý.
“0090 Türkiye Sanat Festivali”
Avrupa’da yaþayan pek çok sanatçý, yazar, akademisyenin ortak
kaderi olan “yabancý sanatý“,
“göçmen bilim adamý” gibi tanýmlamalarý kýrarak “sanat festivali”
olarak anýlmayý baþardý.
Güncel sanatý farklý örnekleriyle festival programýna taþýyarak,
A
kaliteyi düþürmeden toplumunda
algýlayabileceði çalýþmalara da
yer veren 0090 Türkiye Sanat festivalinde bu yýl Zeynep Günsur’un yönettiði Hareket Atölyesi
ve Þahika Tekand’ýn yönettiði Evridike’nin Çýðlýðý tiyatro gösterilerinin yanýnda Takva, Beþ Vakit,
Rýza ve Ýklimler gibi Türk sinemasýndan örnekler var.
Festival içinde festival olan
“Mestizoclub goes 0090” çokkültürlü bir deneme. Farklý ülkelerden müzik gruplarýnýn bulunduðu “Mestizoclub goes 0090” dj’yi,
konserleri, film gösterimleri, Öznur Karaca’nýn sunacaðý stand-up
gösterileri ile eðlenceyi gece boyunca yaþatacak, kaliteli ve pek
çok kiþinin izlemeyi isteyeceði etkinlikler içinde yerini alýyor.
Festivalin dans bölümünde ise
GRAF- Taldans, Sek Sek – Taldans ve aKabý-Aydýn Teker yer
alýyor. Tüm etkinliklerin Anvers’te düzenlendiði festival 8-22
Þubat tarihleri arasýnda izlenebilecek.
Festival Programý
Takva (Film)
Tarih : 15 Þubat 2008
Saat : 20:00
Yer : MuHKA-Media
Waalse Kaai 47,
2000 Antwerpen
Tel. 03/2609990
www.muhka.be/film
Beþ Vakit (Film)
Tarih : 15 Þubat 2008
Saat : 22:00
Yer : MuHKA-Media
Waalse Kaai 47,
2000 Antwerpen
Tel. 03/2609990
www.muhka.be/film
Kýsa Filmler Gösterisi
Tarih : 16 Þubat 2008
Saat : 14:30
Yer : MuHKA-Media
Waalse Kaai 47,
2000 Antwerpen
Tel. 03/2609990
www.muhka.be/film
Ýklimler (Film)
Tarih : 16 Þubat 2008
Saat : 20:00
Yer : MuHKA-Media
Waalse Kaai 47,
2000 Antwerpen
Tel. 03/2609990
www.muhka.be/film
Rýza (Film)
Tarih : 17 Þubat 2008
Saat : 20:00
Yer : MuHKA-Media
Waalse Kaai 47,
2000 Antwerpen
Tel. 03/2609990
www.muhka.be/film
Evridike'nin Çýðlýðý
-Studio Oyuncularý- Tiyatro
Tarih : 18 Þubat 2008
Saat : 20:00
Yer : Het Toneelhuis
Komedieplaats 18,
2000 Antwerpen
Tel. 03/2248844
www.toneelhuis.be
Graf – Taldans- Dans
Tarih : 19 Þubat 2008
Saat : 20:00
Yer : de Singel
Desguinlei 25, 2018 Antwerpen
Belçika filmi Oscar’a aday
Academy of Motion Picture Arts and Sciences
(AMPAS) Flaman Guido
Thys’in kýsa metrajlý filmi
"Tanghi Argentini"nin en
iyi kýsa metrajlý film Oscar’ýna aday gösterildiðini
açýkladý.
"Tanghi Argentini" Aralýk 2007’de aday gösterilmesi beklenen ilk 10 film
arasýna girmiþti. Senaryosunu Geert Verbanck’ýn
yazdýðý filmde Dirk Van
Dijck, Koen Van Impe ve
Hilde Norga baþrolleri
paylaþýyor.
68 festivalde gösterilen
ve þimdiye kadar 28 ödül
alan "Tanghi Argentini"
Belçika kýsametrajlý film
tarihinin en önemli filmi
olmayý baþardý. En iyi kýsametrajlý film Oscar’ý sonuçlarý 24 Þubat’ta ilan
edilecek.
Tel. 03/2482828
www.desingel.be
SekSek – Taldans- Dans
Tarih : 20 Þubat 2008
Saat : 20:00
Yer : de Singel
Desguinlei 25, 2018 Antwerpen
Tel. 03/2482828
www.desingel.be
Hazavuzu enstalasyon
(görsel sanatlar)
Tarih : 21-24 Þubat 2008
Saat : 20:00
Yer : lokaal01
Provinciestraat 287,
2018 Antwerpen
Tel. 03/2388166
www.lokaal01.org
aKabý – Aydýn Teker-Dans
Tarih : 22 Þubat 2008
Saat : 20:00
Yer : de Singel
Desguinlei 25, 2018 Antwerpen
Tel. 03/2482828
www.desingel.be
[email protected]
‘Ýnsan ancak içindeki
kurdunu besler’
ültürler arasýnda diyalog ve medeniyetler
arasýndaki birleþme veya karþýlýklý beslenme noktasýnda gezinen ve gevezelik yapan binlerce siyasetçi kalabalýðýna her gün þahit olmaktayýz. Ama, cereyan eden yaþam ile yaþanan toplumsal olaylara bakarsak bunun ne kadar düzenli bir oyun olduðunu anlamakta zorlanmayýz.
Hemen bir örnek vereyim.
Demokrasinin eviyim diye övünen Fransa’ya
bakarsak, bu ülkede bu güne kadar yabancý kökenli, lider sýfatýný taþýyabilecek hiçbir siyasetçi
olmamýþtýr. Neden?.. Çünkü bu ülke kendi içine
dönük ve ötekilere kapalý bir diyalog anlayýþýna
sahiptir. Bu konuda Belçika, Almanya, Amerika
veya Ýngiltere daha mý baþarýlý, diye sormayýn
sakýn. Onlar da bu konuda deðiþime giden yolu
almakta çok tembel davranýyorlar. Burada Amerika Baþkanlýðýna aday adaylarý arasýnda yer
alan Afrika kökenli Barack Obama’yý bir kenara
býrakarak, þu andaki mevcut durum deðerlendirmesini yapacaðým. Uyum, entegrasyon konusunda baþarýlý olup olunmadýðý deðerlendirmesini yapmayacaðým, çünkü bunu daha baþka bir
yazýmda kaleme alacaðým.
Alphonso Jackson, Elaine Chao, Carlos Gutierrez ve Condoleezza Rice ile Amerika 15 bakanlýktan oluþan hükümetine yabancý kökenli 4 bakan almayý baþarmýþ bir ülke. Bunlar hükümetin
neredeyse dörtte birini oluþturuyorlar.
Almanya, Ýspanya, Hollanda, Ýtalya vs. bir çok
demokratik ülkede bu sayý sýfýrdýr. Ýngiltere 28
bakanlýktan biri ile Fransa 15 bakanlýktan birini
yabancý kökenli seçilmiþe vererek, hükümetlerinin yabancý kökenli siyasetçilere açmakta biraz
daha gayretli olduklarýný ispat etmeye çalýþýyorlar. Fransa’da ise hükümet içinde bakan ve devlet sekreteri olarak yer alanlarýn sayýsý 33 üzerinden 3’tür. Yani yüzde on. Bence pek de baþarý
sayýlmaz.
Dürüst konuþmak gerekirse, bütün bunlar birer göz boyamadan ileriye gitmeyen siyasi kararlardýr. Bu durumu daha iyi algýlamak için Türkiye-AB iliþkilerini örnek verebilirim. Avrupa Birliði Komisyonu 27 üyeden oluþtuðu halde, Asya
kültürüne yakýn kimlikli ve müslüman olan Türkiye ile ticaret yapmaktan çekinmeyen, ama onu
üye sýfatýyla kabul etmekte bocalayan bir cadýlar
hamamýna benziyor.
Aldatýlmamak isteyen insanlar, ki yabancý kökenli bizler de söz konusuyuz, ait olduklarý ve
içinde bulunduklarý nüfusun büyük bir bölümünün ne kadar büyük bir siyasi ve sosyal güç olduðunu öðrenmeli ve öðretmelidirler. Kesinlikle
siyaset ve onun içeriðine hiçbir zaman ulaþamayacaðý bilinciyle yürütülen bir þüphe ile verimli
ve yapýcý olmak mümkün deðildir. Bunu bilmelisiniz. Ýnsan ancak içinde ki kurdu besler sözünü çürütmeye çalýþmalýsýnýz. Anmadan sürekli
eski günleri, býrakýn da artýk biraz yaðmur yaðsýn dünyamýza. Bereketli olmasý dileðiyle.
K
Sayfa 16x.qxp
08.02.2008
16
07:35
Seite 1
Þubat 2008
GÜNDEM
Mustafa Kör ile edebiyat akþamý
Þimdi sýra
imaj düzeltmede
Haber Merkezi
lamanca yayýn yapan De
Morgen Gazetesi’nin bildirdiðine göre, Dýþiþleri
Bakaný Karel De Gucht(Open
VLD), büyükelçilerden Belçika’nýn imajýný düzeltmek için
ekstra çaba sarfetmelerini istedi.
Uzun süren hükümet görüþmeleri dýþ dünyada Belçika’nýn
imajýný sarsarken, ekonomik
olarak da güvensiz bir imaj yaratmýþ, yabancý giriþimciler Belçika’ya yatýrým yapmaktan çekinir hale gelmiþlerdi.
Dýþiþleri Bakaný Karel De
Gucht, Büyükelçilere gönderdiði bir bilgilendirme notuyla bu
konuda özel inisiyatifler alarak,
Belçika’nýn imajýný tazelemelerini istedi. Bakan Gucht diplomatlara, ülkede yaþanan hükümet
krizini dýþ dünyanýn negatif algýlamamasý için özel çaba sarfetmelerini isterken, krizi açýlýða
kavuþturan Belçika’ya özel durumlarý da izah etti. Gucht, Bel-
F
urieus Genk, 15 Þubat’ta saat 20.00’de “Dieplaan 2, 3600 Genk”
adresindeki CC Genk Kültür Merkezi’nde yazarýmýz Mustafa
Kör’ün katýlacaðý bir edebiyat akþamý düzenliyor.
Flaman Devlet Televizyonu VRT haber sunucusu Goedele Wachters etkinlikte Mustafa Kör ile “De Lammeren” (Kuzular) adlý romaný ile ilgili bir
söyleþi yapacak. Söyleþiye Limburg Valisi Steve Stevaert da aktif olarak katýlacak.
Mustafa Kör Maasmechelen kültür ödülünü almýþ ve 2008 yýlý için Genk
þehri kent þairi seçilmiþti. Yazar ayrýca ‘Groene waterman’ halk jürisi ödülüne layýk görülmüþtü.
C
çika’nýn yaþadýðý krizin þaþýrtýcý
olmadýðýný anlatmak için, Belçika’da toplum ve bölgelerin kendilerine has duyarlýlýklarý olan
yönetim yapýsý hakkýnda bilgiler
sundu. Seçim sisteminin de içinde bulunduðu tüm bu nedenlerle Belçika’da hükümet kurmanýn hiçbir zaman kolay olmadýðýný anlattýðý bilgi notunda
Gucht, Büyükelçilere yöntem
konusunda da küçük önerilerde
bulundu. Büyükelçilerin bulunduklarý ülkelerdeki toplumun fikirlerini yönlendiren gazeteciler,
politikacýlar, eleþtiremenler ve
iþadamlarý ile gayri resmi görüþmelerde Belçika hakkýnda
olumlu görüþleri yaygýnlaþtýrmalarýný isteyen Bakan Gucht,
özel basýn toplantýlarýnýn yanlýþ
olacaðýný da ekledi. Bakan
Gucht, Belçika’da yaþanan hükümet krizinin gerek uluslararasý iliþkiler gerekse Belçika’nýn
ekonomik dengelerinde negatif
bir etkisinin olmadýðýnýn vurgulanmasýný talep etti.
Sayfa 17x.qxp
08.02.2008
07:39
Seite 1
Þubat 2008
GÜNDEM
Grevdeki sýðýnmacýlar eylem yaptý
Serpil Aygün
elçika’da seçim sonucu
vaad edilenleri bulamayan sýðýnmacýlar, geçici
hükümetin görevde olduðu þu
günlerde tekrar eylemlerle seslerini duyurmaya çalýþýyorlar. Baþkent Brüksel’de açlýk grevi yapan
ve kaðýtsýzlar olarak ifade edilen
150 kiþi Brüksel özgürlük meydanýnda sessiz gösteri yaptý.
Uluslararasý Kaçaklarýn Haklarýný Koruma Federasyonu- UDEP
önderliðinde 1 Ocak’ta baþlatýlan
açlýk grevi, Belçika’ya sýðýnma talebinde bulunarak red cevabý
alan Afgan, Pakistanlý, Afrikalý,
Ýranlý, Faslý ve Türkiye’den Kürt
kökenli 150 ilticacýdan oluþuyor.
Brüksel’de bulunan ve Fransýz
topluluðuna baðlý bir binada açlýk
grevini sürdüren sýðýnmacýlar, iltica talepleri kabul edilene kadar
açlýk grevini sürdürecekler. Bu
arada içiþleri Bakanlýðýna UDEP
tarafýndan grevin baþladýðý bildirildi ancak sýðýnmacýlar seslerini
sessiz eylemlerle de duyurmak istiyorlar. Bu amaçla gerçekleþen
B
17
Kaçaklara iþ
olanaðý
ederal Ýçiþleri Bakaný Patrick Dewael(Open Vld) Belçika’da ihtiyaç duyulan ve Belçikalýlarla doldurulamayan iþgücü gereksinimini yabancýlara açma
seçeneklerini deðerlendirmek istediðini
açýkladý.Bakan Dewael bu amaçla yakýnda
Bölgelerin Çalýþma Bakanlarý Frank Vandenbroucke (SP.A) Flaman Bölgesi, Jean-Claude
Marcourt (PS) Valon Bölgesi ve Benoît Cerexhe Brüksel
ile biraraya gelecek.
Bakanýn amacýnýn “halen eleman bulunaman 300 000 iþe uygun kiþiler bulmak ve
bazý iþler için bir kereliðine ve geçici bir süre için yabancýlardan ve gerekirse de Belçika’daki kaçaklardan yararlanmak” olduðu
ifade edildi. Geçici Hükümet Programýnda
“Ekonomik Göç” konusunda herhangi bir
anlaþma olmamasýna karþýn Liberal bakanýn
böyle bir giriþimde bulunmasý dikkatleri
üzerine çekti. Flaman Serbest Meslek Örgütü UNIZO daha önce doldurulamayan iþler
için Belçika’da kaçak olarak yaþayan ancak
uyum saðlamýþ kiþilerin iþe alýnmasýný önermiþti.
F
eylemde Özgürlük meydanýnda
bulunan anýtýn etrafýnda zincir
oluþturan eylemciler, pankartlar
ve üzerlerinde taþýdýklarý tiþörtlerle eylemlerini seslendirdiler.
CDH, PS ve Ecolo partilerinin seçim öncesi sýðýnmacýlarla ilgili
verdikleri sözleri de hatýrlatan
belgelerin sahnelendiði eylemde
bayýlan bir yelemci de hastaneye
kaldýrýldý.
Her hafta sessiz eylem planladýklarý belirtilen eylemciler, sessiz
seslerini duyurmaya çalýþacaklar.
Sayfa 18xx.qxp
08.02.2008
09:07
Seite 1
Þubat 2008
18
Hayt Huyt
Park
Haydar Abi
“Delikanlý adamýn köþesi...
Lightlar ve yumuþaklar okumasýn!”
Artýk Radyo Anatolya’dayým
Bizim Binfikirciler Radyo Anatolya’da Pazartesi akþamlarý
ARTfikir adýnda bir kültür sanat programýna baþladýlar.
Programýn ilki 21 Ocak’ta yayýnlandý. Tabii program baþlamadan önce Ramazancýðým (Ramazan Kurt) geldi benden rica
etti. “Haydar Abi olaya el at, gel programa renk kat” diye neredeyse yalvardý. Tabii Ramazancýðým iþi biliyor. Bugün bir
Haydar Abi kolay yetiþmiyor. Öyle birkaç entoþ-dantoþ ile bu
iþ olmaz. Haydar Abi’nin de kendine göre bir aðýrlýðý var haliynen. Kendisini kýramadým.
Cüneyt denyosunu nereden buldularsa iyi bulmuþlar. Serpil
kýzýmýzý zaten daha önceden bilirim. Bu alemin en harbi ve de
delikanlý programý “Haydar Abi ile Kültür Sanat
Muhabbetleri”ni özellikle dinleyin.
“90-60-90 Haydar Abi Sanat Festivali”
Tutturmuþlar bir 0090 festivalidir gidiyor. Programý 0090
reklam bürosuna çevirdiler. Yok kardeþim bize 0090 deðil “9060-90” festivali lazým. Seda Sayan, Hülya Avþar, Gülben Ergen
ve bilumum manken sanatçýlarý dolduracaksýn. Bak bakalým
Türk halký festivali dolduruyor mu doldurmuyor mu? Zaten bu
0090’cýlar da entoþ-dantoþ takýmýndan olduðundan fazla aðýr
takýlýyorlar. “Sanatýn fazlasý delikanlýlýðý bozar: azý karar çoðu
zarar” bu sözümü atasözü olarak bir yere yazýn. Seneye 0090’a
alternatif olarak ben de “90-60-90 Haydar Abi Sanat Festivali”
düzenleyeceðim. Bu festivalde bizim çocuklarýn ýsrarý üzerine
bir de “Haydar Abi’nin yamulttuklarý sergisi” açacaðýz.
Delikanlýlýk kariyerim boyunca benden dayak yeme ayrýcalýðýna sahip olmuþ kiþilerin fotoðraf sergisini açacaðýz. En baþta da
Ýsmail Doðan yamuðu var tabi. Ünlü kameraman Beyhan
Özhan “Haydar Abi bir belgeselini yapalým” dediyse de ben
kabul etmedim. Saðolsun Pýnar kýzýmýz da yönetmenlik yapacaktý. “Abi sen iste sana bu alemin en kral müziðini besteleyim” dedi Pýnarcýðým.
“Güzellik” sanatý
Þimdi fotoðraf sergisi dedik de hatýrladým. Anvers Eyalet
Meclisi çýplak kadýn fotoðraflarý sergisini “sanatsal deðeri yok”
diye iptal etmiþ. Bu artizler sanattan anlamýyo valla. Sütun gibi
bacaklar, tornadan çýkmýþ gibi popo ve göðüsler. Al iþte, bu da
sana “güzellik” sanatý. Güzele bakmak sevaptýr, zaten dini vecibelerimizi yerine getiremiyoruz, gider biraz sevap kazanýrdýk.
Neyse Anvers iptal etti ama 4 Nisan’da Gent’te sergilenecekmiþ
fotoðraflar. Bizim Yalkavuk Binfikir sitesinden öðrenmiþ. Bizim
koçlar 22400 adet fotoyu gün boyu incelemeye karar verdi.
Brüksel’den bizim kahvenin önünden Gent’e otobüs kaldýrýyoruz. Sevaba hepimizin ihtiyacý var icabýnda! Þimdi bu çýplak
kadýn fotolarýnýn sanatsal deðeri düþük diyen zihniyeti burada
kýnamak istiyorum. Sen kim oluyorsun da yüce Allahýn yarattýðý sanat eserleri hakkýnda yorum yapýyorsun. Kardeþim ben
de Mehmet Aydoðdu’nun gerçek-üstü resimlerinden bir þey
anlamýyorum. Rahat býrak Mehmet bizi. Þöyle çýplak hatun
resimleri falan çiz de biraz gözümüz gönlümüz açýlsýn. Býrak
bu gerçek-üstü ayaklarýný. Gerçeðe dön, üstü sen de kalsýn. Bu
sürrealist Belçika’da hayatýn kendisi zaten gerçek-üstü.
Bu alemin, sanal alemin ve dahi sürrealist alemin en baba
Abisi Haydar Abi’niz hepinize bol 90-60-90’lý günler diliyor.
Koçca kalýn
Kim hangi þarkýyý söylüyor?
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti: (Avrupalý Türkler için)
“Seni uzaktan sevmek
aþklarýn en güzeli”
Vlaams belang’ýn aðýr toplarýndan Filip Dewinter: (Belçika’daki Türkler için)
“Kapý açýk, arkaný dön ve
çýk, istenmiyorsun artýk”
Birinci kuþak Belçikalý Türkler:
“Gitsem gidemem, kalsam
kalamam, ateþteyim ben
ateþte”
Valonlar: (Flamanlar için)
“Biz ayrýlamayýz... Eller ayrýlsa bile....”
Sayfa 19x.qxp
08.02.2008
07:58
Seite 1
Þubat 2008
GÜNDEM
19
Alarm suistimal ediliyor
Haber Merkezi
laman Barolar Birliði,
polis ve istihbarat teþkilatýnýn terör alarmýný
“halký panik ortamýnda tutmak”
için kötüye kullandýðýný açýkladý. Tutuklananlarýn haklarý için
de bir kampanya planlanýyor.
Belçika’daki terörle mücadele
yasalarý içerdeki ve dýþardaki istihbarat örgütleri(CIA) tarafýndan dikte edilmiþ durumda.
Avukatlar “gözaltýna alýnan ya
da tutuklananlara istisnai yöntemlerin kullanýlýp kullanýlmadýðýný ya da haklarýna saygý gösterilip gösterilmediðini” denetleyemiyorlar.
Flaman Barolar Birliði Baþkaný
F
Jo Stevens dünkü yeni yýl resepsiyonunda “ Demokrasilerde generaller yasakoyucu yerine
oturmadýðý gibi istihbarattan
anonim gölge figürlerin yardým
ettiði baþsavcýlar da kendilerini
yasakoyucu yerine koyamazlar”
diyerek terör alarmý konusunda
ateþ püskürdü.
Flamanca yayýmlanan
De
Standaard gazetesi ile yaptýðý
söyleþide Stevens tüm avukatlarý istisnai yasalara karþý adli savaþ baþlatmaya çaðýrdý.
“Avukat bunu bir yüksek
mahkemeye baþvurarak yapabilir. Zaten Anayasa Mahkemesi
de avukatýn sorumluluðu konusunda bizle ayný düþünüyor.
Müvekkilimizi yalnýz býrakama-
Reklam
anlayýþlarý
da farklý
McCann Erikson reklam ajansýnýn
yaptýðý araþtýrmada “Valonlar ve Flamanlarýn birbirlerinin reklamlarýný sevmedikleri ve iki tarafta da baþarýlý olan
kampanya sayýsýnýn çok az olduðu” ortaya çýktý. Frankofonlar reklamý bir tür
rahatlama aracý olarak görürken Flamanlar reklamdan mesaj bekliyorlar.
Araþtýrmacýlar 3000 Belçikalýya TV ve
radyo spotlarý, yazýlý basýn reklamlarý
ve internet reklamlarýndan bir seçki
gösterdiler. Deðerlendirme sonunda
“Valonlarýn ticari kaygýlarla imaj peþinde olan spotlar yerine duygusallýk içeren reklamlarý beðendikleri Flamanlarýn ise mesaj içeren ve somut faydalarý
vurgulayan rasyonel iletiþim istedikleri”
belirlendi. Ayrýca Flamanlar modern tasarýmlarý tercih ederken Valonlar klasik
dizaynlarý yeðliyorlar.
Reklamda mizah konusunda ise Flamanlar güçlü, iðnelemeli Frankofonlar
ise yumuþak ve sözsel mizahý seviyorlar.
McCann Erikson reklam ajansýna göre her iki topluma ayrý reklam kampanyalarý ile ulaþýlmasý gerekiyor. Ancak
Belçika küçük bir pazar ve farklý kampanyalar da pahalýya maloluyor.
yýz” dedi.
Suç çevrelerinde þahitliklerle
ilgili dosyalara avukatlarýn bakamadýðý v.b. uygulmalarýn George Bush mantýðýnýn Belçika’ya
yansýmasý olarak deðerlendiren
Stevens “Bu terörle mücadele
için alýnmýþ bir önlemdi ama yavaþ yavaþ normal suçlarda da
kullanýlmaya baþlandý” diyerek
tepkisini dile getirdi. Adalet bakanlýðýnýn yasalarý uygulayýp uygulamadýðýnýn mahkeme tarafýndan kontrol edilmesi gerektiðini
söyleyen Stevens “çoðu zaman
bunun pratikte gözardý edildiðini” ifade etti. “Her oturumda
yargýç 30 kadar davaya bakýyor.
Yargýcýn dosyayý avukat gibi ayrýntýlý olarak incelemesi mümkün deðil” diyen Stevens bu yasalara uymayan uygulamayý Ýnsan Haklarý Mahkemesine götüren avukatlara destek veriyor ve
“Sanýklarýn ve tutuklularýn haklarýna saygý gösterilmesini saðlamak avukatlarýn sorumluluðu”
þeklinde konuþuyor.
Yüzlerce sanýk ilk sorgulamadan sonra salýveriliyor çoðu yargýç karþýsýna bile çýkmýyor” diyen Stevens Baro’nun “tutuklananlarýn özel yaþamlarýna saygý”
konusunda medya ve kamuoyuna yönelik bir kampanya baþlatacaðýný” söyledi.
Çocuklarda kumar
yaygýn
Kullanýcý Araþtýrma ve
Bilgi Merkezi OIVO’nun
yaptýðý kamuoyu yoklamasýna göre her geçen gün
daha fazla çocuk ve genç
para için kumar oynuyor.
Flamanca yayýmlanan eðitim dergisi Klasse öðretmenler için bilgilendirme
kampanyasý baþlatacak.
Çocuklarýn kumar oynamaya baþladýðý ortalama
yaþ 12’nin altýnda. On yaþlý gruptan gençler kumar
oynamaya bazen ayda 40
Avro harcýyorlar. Özellikle
poker küçük yaþtaki kumarcýlar arasýnda yaygýn
bir oyun.
Klasse Dergisi’nden Leo
Bormans VRT televizyonuna yaptýðý açýklamada “11
yaþýndaki bir çocuk sýnýfta
öðretmenine Noel kutlamasýnda poker oynamayý
önermiþ. Eðer öðretmen
bu öneriyi kabul etseydi
kumar oynamanýn normal
bir olgu olduðu izlenimi
yaratacaktý. Ancak kumar
uyuþturucu ve alkol gibi
bir baðýmlýlýk”dedi. Eðitim
dergisi Klasse bu nedenle
kumar baðýmlýlýðý ile mücadele etmeye karar verdi.
Öðretmenler ve danýþmanlýk merkezleri için kumar
baðýmlýlýðý
konusunda
pratik ipuçlarý ve öneriler
hazýrlayan dergi kumarla
baþ etmeyi ve baðýmlýlýk
konusunda çocuklarý duyarlý ve bilinçli hale getirmeyi amaçlýyor. Dergi
kampanyasýyla köþe dönme ve birden zengin olma
kültürüne inanýlmamasý
için çaba harcayacak.
10-17 yaþ arasýndaki çocuk ve gençlerin yüzde
40’a yakýný bir kere para
için oynamýþ durumda.
Ortalama harcanan para
ise ayda 6.5 Avro. Daha
büyüklerin bazen ayda 40
Avro harcadýðý oluyor. Kumara baþlama yaþý ise ortalama 11 yýl 8 ay olarak belirlendi. Yani 12 yaþýndan
daha az. Kumara baþlamada arkadaþ çevresinin çok
önemli rol oynadýðý belirtildi.
kenangörgü[email protected]
Gölgeler... Perde
Birkaç ay önce ufak bir kapý açtýk.
O kapýdan zaman zaman gölgelere dalacaktýk.
Ön sahneden biraz geri çekilip olaylara veya güncel hayata, farklý bir pencere edinmek için. O kapýdan hangimiz girdi, hangimiz girmedi bilmiyorum
ve bilemem. Ben girdim... Birkaç defa. Ýlgimi çeken
detaylara deðindim. Gördügümü sundum, küçük bir
ihtimal görünmemiþ bir þeyler sunarým düþüncesiyle.
Olmuþtur… Olmamýþ da olabilir.
Her neyse.
Bu ay son bir yazýyla arka sahnenin perdesini düþürmeye karar verdim.
Aslýnda fazla diyecek bir þey yok.
Hatta…Yazý yazmadan da olurdu.
O açtýðým kapýdan çýkýp arkamdan kapayabilirdim.
Sayýlarý az da olsa keyifli yazýlar oldu benim için.
Ýlk kez bir gazete için köþe yazýsý yazmýþ oldum
böylece. Üstelik Türkçe. Türkçemi berbat sayanlardan sadece kusura kalmamalarýný dilerim. Acaba
Türkçem söylemek
istediklerim
için
Her yaptýðýmýzý güzel
yetersiz mi kaldý?
Olabilir. Ay da bir
yapmamýzýn ne kadar
kez, yarým sayfa
önemli olduðunu göz
içinde,
gözleme
önüne alýrsam –ki
deðer gölgeleri ele
almak olumsuz bir
elimden geldiði kadar
deneyim mi, o da
bu prensibe saygý
doðru.
Bir de zaman.
göstermek isterim– o
Her yaptýðýmýzý
zaman gerçekten bu
güzel yapmamýzýn
perdeyi çekip «Gölgene kadar önemli
olduðunu göz önüler» köþesini gölgeler
ne alýrsam –ki
dünyasýna geri çaðýrelimden geldiði kamak gerekiyor.
dar bu prensibe
saygý göstermek isterim– o zaman
gerçekten bu perdeyi çekip «Gölgeler» köþesini gölgeler dünyasýna geri çaðýrmak gerekiyor.
Çünkü ben bu köþe iþini tam istediðim gibi yapmakta zorlanýyorum. Sadece bu yarým sayfayý yazmak deðil… Bunun içeriðini daha rahat ve uzun bir
zaman çerçevesinde aklýnýzda harmanlaþtýrmýþ olmanýz farklý bir önem taþýyor.
Ve ben yeterince vakit ayýramýyorum, bunun farkýndayým. Ve bu zaman sorunu ile düþüncelerimin
bu alanda yeterince serbest olmamasý, er ya da geç
beni yarým yamalak sakat veya ilgisiz yazýlara sürükleyecektir kaçýnýlmaz olarak.
Yazýk deðil mi yarým sayfaya?! Her þeyden çok, bu
köþeye ilgi göstermiþ birtakým okurlara karþý affedilmez bir saygýsýzlýk olur diye düþünüyorum.
Dolayýsýyla bu son yazým.
Binfikir ekibine, ve ilk sýrada beni her ay telefonla arayýp zamanýmýzýn ne kadar az kaldýðýný hatýrlatan Serpil Aygün’e, yazý teklifinde bulunduklarý için
teþekkür ederim. Beni gelecekte Binfikir dostu olarak varsayarlarsa bu beni mutlu edecektir.
Hoþçakalýn.
Sayfa 20x.qxp
08.02.2008
07:33
Seite 1
Þubat 2008
GÜNDEM
20
Karnavallar yine þenlikli geçti
Haber Merkezi
elçika’da karnaval dönemi tüm canlýlýðý ile
devam ediyor. Dün
80.si yapýlan Aalst Karnavalý
kortejine hükümet görüþmeleri
ve siyaset damga vurdu. Özellikle Yves Leterme, Joelle Milquet, Bart De Wever baþta olmak üzere siyasi liderlerin karikatürleri karnavalý renklendirdi. Polis geçen yýl olduðu
gibi bu yýl da sýký içki denetimleri yaptý.
Valon Bölgesi’nde bulunan ve Türk köyü olarak nitelendirilen Faymonville'nin geleneksel
karnavalýnda geçit töreni
de 4 Þubat’ta yapýldý. Hiçbir zaman Türk olarak
kimsenin bulunmadýðý Belçika'daki Faymonville köyü bu yýl da geleneksel Türk Karnavalýný kutladý.
Faymonville sakinleri her yýl olduðu gibi bu yýl
da
karnavala,
mehter takýmý ve
at üstünde Türk
bayraðý taþýyan
erkelerle katýldýlar. Karnavala Al-
B
manya, Hollanda ve Belçika’dan Türkler de ilgi gösterdiler. Her yýl karnaval döneminde Belçika’da yaþayan Türklerin ilgi odaðý Faymonville kö-
yü’nde Aslý Gülerman baþkanlýðýndaki Liege- Seraing Köprüden Köprüye Derneði ve
Nilgün Koçak baþkanlýðýndaki
Liege Saint-Nicolas Kanuni
Sultan Süleyman Camii Kadýnlar Kolu otobüslerle karnavalý
izlemeye gelirken, Music Club
Baþkaný Ýsmail Erdoðdu da katýlýmcýlar arasýndaydý. Türkiye
Kuvayi Milliye Mücahitler Derneði üyesi Ýsmail Saðlam da
karnavaldaydý.
Bu yýl T.C. Brüksel Büyükelçiliði ve Baþkonsolosluktan
katýlan olmadý. Karnaval yaðmurlu bir havada gerçekleþmesine karþýn çoþkulu ve þenlikliydi.
Yaya geçidi deyip geçmeyin
Erdinç Utku
elçika'nýn
Limburg
eyaletinin baþkenti
Hasselt'te yaya geçitlerinden karþýya geçmek isteyenler bugünlerde sadece soluna ve saðýna deðil, yere de
bakmak zorunda. Aralarýnda
Bram Boo , Steven Brouns ,
Geoffrey Brusatto , Stijn Helsen , Christophe Coppens , Piet Stockmans , Koen Vanmechelen ve Willo Gonissen 'in de
bulunduðu Limburglu sanatçýlar ve tasarýmcýlar "Crossover
Crosswalk" projesi kapsamýnda kentin alýþveriþ caddeleri ve
Yeþil Bulvar üzerindeki 19 yaya geçidini sanat ürünlerine
çevirdiler. Yazar Saskia De
Coster ve fikrin sahibi mimar
Vittorio Simoni de çalýþmalarýyla projeye katýldý.
Sýkýcý beyaz düz çizgiler, elbise patronu; yaya geçidi çizgilerini yiyerek beslenen acayip-ucubik yaya geçidi parazitleri; altýnda "Ses yolunun ritmidir" yazan ses dalgalarýndan
oluþan yaya geçidi; Roma ra-
B
kamlarýný andýran mavi figürlerin bulunduðu, altýnda "Bunu
duygularýnla oku" diye küçük
bir not düþülmüþ olan porselen yaya geçidi; 10 tane horoz
baþý fotosundan oluþan Kozmopolit Tavuk Projesi ve metinlerden oluþan yaya geçidi
gibi çalýþmalarla süslendiler.
Blink Atölyesi'nin "RendezVous" adlý çalýþmasý çok dikkat çekiyor ve konuþuluyor.
Sanatçýlar Emilie Lecouturier
ve Céline Poncelet erotik fi-
gürler ve seviþme pozisyonlarý
ile süslemiþler yaya geçidini.
Bu desenleri içeren duvar
kâðýtlarý zaten Belçika'da piyasada satýlýyormuþ.
Farklý projeye yoðun bir ilgi
gösterildi, ancak çalýþmaya
karþý çýkanlar da var. "Cumartesi günü gibi kalabalýk günlerde bu yaya geçitleri kuyruk
ve kazalara neden olabilir. Bu
yaya geçitleri geceleri özel olarak ýþýklandýrýlmalý, böylece
görünür ve dikkat çeker hale
getirilmeli" diyenler oluyor.
Hatta avukat Jeroen De Bruyn
çocuklarýmýn dikkatini daðýtýyor diye yaya geçitlerinin eski
haline çevrilmesi için dava açtý, ama yargýç takipsizlik kararý
verdi. Konunun trafik polislerini ilgilendirdiðini belirtti. Yaya
geçitleri, resmi trafik iþaretleri
ve þekilleri trafik yasasý ile belirlenmiþ durumda. Aslýnda
yapýlan yasaya aykýrý. Yaya
geçitleri "standart" ýn dýþýna
çýkarýlýyor. Bu nedenle bir kaza olmasý durumunda sorumluluk Hasselt Belediyesi'ne
yüklenecek.
Hasselt Belediye Baþkaný
Herman Reynders, "Bu orijinal proje ile yayalarýn güvenliðini ön plana çýkarmak istedik" diyor. Hasselt kenti bu
proje ile kent sakinlerini hiç
beklemedikleri mekânlarda sanatla buluþturuyor. Hasselt sadece ilham ve yaratýcýlýða
önem veren bir kent olduðunu
vurgulamakla kalmýyor, ayný
zamanda trafik ve ulaþým sorunlarýna da dikkat çekiyor.
Proje sanatçýlarýn topluma duyarlýlýðýný ve dinamik yaþayan
çevreye katkýlarýný yaratýcý bir
þekilde gösteriyor. Yaya geçitlerinde açýlan sergi, meraklýlar,
yayalar, bisikletliler ve sürücüleri bireyin etrafýndaki çevrenin önemi konusunda daha
duyarlý hale getirmeyi amaçlýyor. Renk, çizgiler, hacim, metin, boyut, oran, þekil... Kültürel aðýrlýklý görsel iletiþimin
öðeleri, ancak bunu çok azýmýz fark edebiliyoruz.
Yaya geçitleri 1 Temmuz
2008'e kadar sergilenmeye devam edecek. Hatta 19 sanat çalýþmasýný içeren "yaratýcý" yürüyüþ parkurunun yer aldýðý bir
de broþür hazýrlandý. Yaya geçitlerindeki sanat çalýþmalarý
yýpranarak kaybolacak, silinecek. Sadece iki tanesi sürekli
olarak Hasselt'te kalacak.
Sayfa 21x.qxp
08.02.2008
08:26
Seite 1
Þubat 2008
GÜNDEM
‘Gerçek sorunlarla uðraþýn’
Haber Merkezi
uhalefette
bulunan
Flaman Yeþiller Partisi
Groen! ve Frankofon
Yeþiller Partisi Ecolo, Verhofstadt
III hükümetini acilen gerçek sorunlarla uðraþmaya çaðýrdý. Yeþillere göre bazý sorumluluklar
aradan bir ay geçmesine karþýn
hala paylaþýlmamýþ durumda.
Örneðin “tüketiciyi korumak”
henüz hiçbir bakanlýðýn sorumluluðunda deðil.
Groen! Milletvekili Stefaan Van
Hecke “insanlar gerçek problem-
M
lere çözüm arayan bir hükümet
bekliyor” diyerek “Hükümet partilerinin bir sonraki seçimlere
odaklaþmasýný” eleþtirdi.
Yakýt fonunun geniþletilmesine karar verildiðini ancak enerji
konusuna yapýsal çözüm bulunmadýðýný belirten Yeþiller “kalkýnma yardýmýna ayrýlan bütçenin azalmasýný, sýðýnmacýlarýn
çocuklarýnýn sýðýnma merkezlerine kapatýlmasýna çözüm bulunmamasý ve bütçenin endiþe verir
hale gelmesini” de hükümetin
yapmadýklarýna örnek gösterdiler.
Yeþillerden af tasarýsý
Frankofon Yeþiller Partisi Ecolo ve Flaman
Yeþiller Partisi Groen! Belçika’da kaçak olarak
yaþayan yabancýlara önceden belirlenmiþ kriterlerin yerine getirilmesi halinde oturum verilmesi için yasa tasarýsý hazýrlamaya baþladý. Yeþiller, yasa tasarýsýnda “baðýmsýz bir oturum komisyonu” oluþturulmasýný istiyor. Tasarýda aftan
yararlanabilecek beþ farklý grup insan tanýmlanýyor.
Yeþillerin önerisine göre “3 yýl içinde idari süreci tamamlanamamýþ olan sýðýnmacýlar” oturuma baþvurabilecek. Ayrýca “kendi kontrolü dýþýndaki nedenlerden dolayý” ülkesine geri dönemeyenler ve aðýr derecede engelliler de aftan
faydalanabilecek. Kalýcý sosyal baðlarý olan yabancýlar ve “sosyo-ekonomik katký saðlayan bir
projesi” olanlar da oturum için baþvurabilecek.
21
Belçika’daki
Alevilerin tepkisi
eçtiðimiz aralýk ayýnda Almanya
resmi televizyon kanallarý olan
ARD ve NDR’de gösterilen ve
Alevileri rencide eden Tatort- Wem Ehre
gebührt-Namusuma Layýk Olmak adlý polisiye dizi filme Belçika’daki Alevilerden
de tepkiler geldi. Almanya’da yapýlan protesto gösterisine de katýlan Belçika Alevi
Dernekleri Federasyonu, Almanya’nýn
Brüksel’deki Büyükelçiliðini ziyaret ederek tepkilerini bir kez daha dile getirdiler.
Almanya Brüksel Büyükelçiliði Kültür
Ateþesi Veronika Krystek, yaptýðý açýklamada Alevi toplumunun inançlarýný zedeleyen bu olaydan dolayý üzüntü duyduklarýný ifade etti.
G
Sevim Ünal’dan ‘Sevimli
Sanat’ resim sergisi
Sevim Ünal 17
Þubat’ta
Anvers’te,
geliri
Türkiye’de sürdürülen eðitim
kampanyalarýna
destek olmak
üzere baðýþlanacak “SEVÝMLÝ
SANAT” adýnda
bir resim sergisi
açýyor. Anvers’te
Güzel Sanatlar Müzesi yakýnýnda bulunan
“Volkstraat 64, 2000 Anvers” adresindeki Chaldea Kilim Gallery’ de 17 Þubat ile
24 Þubat 2008 tarihleri arasýnda gezilebilecek.
Ressamýn ilk kiþisel sergisi olan “ Sevimli Sanat” karma resimlerden oluþuyor. Ýki
yýl boyunca yaptýðý çalýþmalardan oluþan
serginin gelirlerini “Kardelenler “ ve “Baba beni okula gönder” eðitim projelerine
baðýþlayacak olan Ressam Sevim Ünal,
sergisini yeni resimlerle birlikte Brüksel’e
de taþýmak istediðini ifade etti.
Selim Sesler Brüksel’de
22 Þubat saat 20.30’da klarnet ustasý Selim Sesler kanunda oðlu Bülent ve darbukada Serkan Koçan ile birlikte Chaussee
de Wavre 366, 1040 Brüksel adresindeki
Senghor salonunda bir roman müziði
konseri verecek.
Sayfa 22x.qxp
08.02.2008
07:28
Seite 1
22
Þubat 2008
YAÞAM
Umut yolundaki sefalet ve
Belçika’daki ‘KAÇAKLARINKAÐITSIZLARIN’ durumu
ünyadaki globalleþme politikasýnýn geri kalmýþ ülkeler
ve geliþmekte olan ülkelerdeki etkinliðinin getirdiði ekonomik
yetersizlik, sefalet, açlýk, savaþ gibi nedenlerden dolayý her gün binlerce insan, insanca yaþama kavuþmak, kendisine veya çocuklarýna yeni bir yaþam
sunmak amacýyla umut yolculuðuna
çýkýyor.
Bu umuda yolculuk binlerce insana
mezar olurken yüzbinlercesini de “kaçak” damgasýyla saðlýksýz ortamlarda
yaþamaya itiyor. Birleþmiþ Milletler’e
göre günümüzde dünyada 23 milyon
mülteci bulunmaktadýr. Ayný araþtýrmaya göre son on yýlda iki binden
fazla kiþi umut yolunda hayatýný kaybetmiþ.
Diðer taraftan, kaçaklar ve göçmen
pazarýndan belirli çevreler büyük kazançlar elde etmektedir. Örneðin, Avrupa’ya yýllýk 500 bin kaçak göçmen
giriyor. Kaçak gelenlerden kiþi baþýna
alýnan para miktarýný asgarî beþ bin
Euro’dan hesaplarsak, sadece Avrupa’da iki buçuk milyar Euro’luk kaçak
göçmen pazarýnýn olduðunu söyleyebiliriz.
Belçika’daki kaçaklarýn durumuna
bir göz atalým. Eþit Haklar Merkezi’nin
(Centre pour l’Egalité des Chances et
la Lutte contre le Racisme- Centrum
voor Gelijkheid van Kansen en voor
Racismebestrijding) resmi rakamlarýna
göre Belçika’da 100 binden fazla oturumsuz, kaçak durumunda olan insan
yaþamaktadýr. Gayri resmi rakamlara
D
göre ise bu sayýnýn 150 bine yakýn olduðu tahmin edilmektedir. Zor þartlar
altýnda yaþamýný sürdüren bu insanlar,
bazý iþ sektörleri tarafýndan kullanýlmaktadýr. Örneðin, sadece inþaat sektöründe 2007 yýlýnda 75 bin kaçak iþçi
çalýþtýrýlmýþ. Charleroi bölgesinde polisin yapmýþ olduðu kontrollerde, yaþam standartlarýyla hiçbir alakasý olmayan, barýnak
bile denilemeyecek lojmanlarda
sekiz on kiþilik
gruplar halinde
yaþayan Bulgar
vatandaþlarýnýn,
haftanýn yedi
günü, günde 1012 saat çalýþtýrýlarak yaþadýklarý
belirtilmektedir.
Belçika’da bir
üniversitenin yaptýðý araþtýrmaya göre
bu kaçak insanlarýn sýrtýndan kazanýlan paraya ek olarak yýlda iki ila dört
milyar Euro arasý vergi kaçýrýldýðý ve
bu oranýn Valonya bölgesinin yýllýk
vergi gelirine denk olduðu belirtilmektedir.
Peki ne olacak bu insanlarýn hali?
1974 yýlýnda Belçika’da resmi olarak
yapýlan “kaçaklara af” programýndan
8000 kiþiye oturum verilmiþ. Yirmi
dört yýl sonra, yani 1999’da (yasa 2000
yýlýnda iþleme konuldu) daha kýsýtlý
þartlar altýnda, yeni bir “af”tan 32.662
kiþi faydalanmýþ. “Kaçaklar” (clandestin- vluchtelingen) statüsünden “kaðýt -
SOSYAL
REHBER
Nihat Dursun
[email protected]
sýzlar” (sans papiers-zonderpapieren)
statüsüne geçen bu insanlar yeni bir
“af” umuduyla günü güne ekleyip
beklerken, yýllarca patron, mafya, …
hatta politikacýlarýn çýkar odaðý olmaktadýrlar.
Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi, 24
Ocak 2008 tarihli kararýyla Belçika’yý,
Brüksel havaalanýndaki transit bölgesinde, mahkeme kararýna göre serbest býrakýlmalarý istenmesine raðmen, bir grup
Filistinlinin
alýkonulmasý
nedeniyle
mahkum etti.
Yýllardýr gündemini koruyan bu “kaçaklar-kâðýtsýzlar” konusuna, tüm olumsuzluklara raðmen hala
köklü bir çözüm getirilmemiþtir. Þu
anki Ýçiþleri Bakaný Patrick Dewael döneminde 10 açlýk grevi ve onlarca eyleme raðmen hâlâ ayný Bakan “yürürlükte olan düzenlemeyi deðiþtirmeye
gerek yoktur” demektedir.
Þu an yürürlükte olan “kaðýtsýzlarla”
ilgili düzenleme (régularisation-regularizasyon) 2004 yýlýnda Belçika basýnýnda yer alan, Ýçiþleri Bakaný’nýn «iþlemleri uzun süren ilticacýlarla ilgili dü zenleme» açýklamasý ile sýnýrlýdýr. Ýçiþleri Bakanlýðý’nýn açýklamasýna göre
Belçika’da en az 3 ve 4 yýldýr iltica
baþvurusunda bulunup, baþvurularý
henüz karara baðlanmamýþ olan kiþileri kapsamaktadýr. Ýçiþleri Bakanlýðý’nýn
beyaný, iltica baþvurusu reddedilenleri
ve ret sonucu Danýþtay’a (Conseil
d’Etat- Raad van Staat) itirazda bulunanlarý kapsamamaktadýr.
Ýçiþleri Bakanlýðý’nýn 2004 yýlýnda
açýklamýþ olduðu “düzenlemeyi” iki
gruba ayýrabiliriz:
- 1 Ocak 2001’den önce gelenler ve
o tarihten sonra gelip Belçika’da 3 ve
4 yýl ikamet edenler.
- 2001’den sonra Belçika’ya gelip
okul yaþýnda çocuklarý olan ve Belçika da 3 yýl ikamet eden aileler veya
bekar ya da okul yaþýnda çocuklarý olmayan, Belçika’da 4 yýl ikamet eden
kiþi veya aileler.
Her iki grubu kapsayan kiþilerin
“oturum müsaadesi” için, Yabancýlar
Kanunu’nun 9/3 maddesi (01/06/07
tarihinden beri 9.bis olarak bilinir)
çerçevesinde (genel tabirle “régülarizasyon” denilen) müracaatta bulunmalarý gerekmektedir. Daha önce “9.bis
maddesi” için müracaatta bulunanlarýn
ise Ýçiþleri Bakanlýðý’na yazýlý bir þekilde hatýrlatmada bulunmalarý istenilmektedir.
Yeni kurulacak Belçika Hükümeti’nin “kaðýtsýzlar-kaçaklarla” ilgili politikasý, kanýmca Fransa’nýn yeni ‘kaçak
göçmenler” politikasý doðrultusunda
geliþme gösterecektir: “Önce iþ sonra
aþ”, yani önce iþ bul, sonra oturum iste!
Ýmtiyaz Sahibi BÝNFÝKÝR VZW Genel Yayýn Yönetmeni Serpil Aygün Genel Koordinatör Erdinç Utku
Yayýn Kurulu Ýlknur Cengiz, Leyla Ertorun, Serpil Aygün, Erdinç Utku, Nihat Dursun, Mehmet Aydoðdu,
TASARIM Openwings REKLAM 0484 528 902 [email protected] ADRES Gustave Latinislaan 45, 1030 Bruxelles
TEL 0032 2 242 01 53 e-mail [email protected] WEB www.binfikir.be
Sayfa 23x.qxp
08.02.2008
08:57
Seite 1
Þubat 2008
23
GÜNDEM
Binfikir gazetesi daðýtým noktalarý
Siz neredeyseniz, Binfikir orada!
Gazetemiz her ay, dernekler, cami lokalleri ve kültür merkezlerine ulaþtýrýlýyor. Türklerin yoðun olduðu yerleþim birimlerinde kahvehaneler, supermarketler, fýrýnlar, lokantalar ve iþyerlerine de daðýtýlan Binfikir’i ay boyunca sürekli olarak bulabileceðiniz noktalarýn listesini yayýnlýyoruz.
VERVÝERS:
ÝSTANBUL MARKET
Rue de Hodimont 9
KARS FIRINI
Rue de Dison 9
LÝEGE:
MELEK FIRINI
Rue Leopold 31
AYHAN MARKET
Rue Saint-Nicolas 464,
GÜVEN FIRINI
Rue Saint Leonard 169,
PASAS FIRIN
Rue Leon Dubois, 354
ERDAL MARKET
Stalenstraat 17,
FARCÝENNES:
GÜLER FIRINI
Stalenstraat 67,
SHOP EXPRESS
Grande place 65,
6240 Farciennes
ERMAN MARKET
Stalenstraat 67,
CHATELINEAU:
SAHARA KASABI
Andredumanttlaan 88,
ANATOLIA MARKET
Rue Marechal Foch 9
BÝRLÝK MARKET
Rue de Gilly 28
LA LOUVIERE:
EMRE FIRINI
Andredumanttlaan 94,
EURO MARKET
Onderwijslaan 39/2,
MELÝH FIRINI
Rue Saint-Nicolas 295,
MERAM MARKET
Rue Keramis 81,
DUDEMSA MARKET
Vennestraat 66,
ÝÇEN FIRINI
Rue Saint-Nicolas 327,
BARAN MARKET
Rue Keramis 57,
MERVE FIRINI
Vennestraat 76,
GÜNEÞ FIRINI
Rue Saint-Nicolas 488,
BERÝNGEN-Mijn:
YEÞÝL GÝRESUN FIRINI
Hoefstadstraat 23,
ACER MARKET
Rue Saint Severin 75-81,
HASRET FIRINI
Rue Saint Severin 73,
CHERATTE:
MELÝSA MARKET VE
FIRINI
Rue De Vise 192
SERAING:
ARZUM MARKET
Rue du Papillon 1,
CHARLEROI:
ALÝMENTS INTER II
MARKET
Rue Turenne, 36
NEW ATLANTA FIRINI
Rue Turenne, 29
GÜNEÞ FIRINI
Rue de la regence 37
MARCHIENNE
AU PONT
EUROPEENNE FIRINI
Route De Mons, 30
TÝMPAÞ ANADOLU
Route De Mons, 7
ISTAN MARKET
Route De Mons, 29
REYHAN MARKET
Route De Mons, 40
MARCHIENNEBOCHERIE
AVRASYA FIRINI
Stationstaraat 21
KAYA MARKET
Stationstaraat 31-33
KOERSELBERINGEN
EYÜP MARKET
Sledderlo 54A
ÞENOVA FIRINI
Sledderlo 40
MERÝÇ MARKET
Stationstaraat 86
KOLDERBOS MARKET
VE FIRINI
Keinkesstraat 5
AVRASYA FIRINI
Koolmijnlaan 279
HASSELT:
BÝZÝM FIRIN
Koolmijnlaan 279
HEUSDEN-ZOLDER:
HÝLAL MARKET
Waterleidingstraat ,6
ÖMER BAÞ FIRINI
Abelenstraat 34
SELAM MARKET
Abelenstraat 34
EISDENMAASMECHELEN:
ANADOLU BAKKERÝJ
Koolmijnlaan 61
AHÝ FIRINI
Oudebaan 14,
ELÝF KASABI
Koolmijnlaan 74
KAAN FIRINI
Oudebaan 18,
HOUTHALEN:
ÝÇEN MARKET
Oudebaan 62-64,
KORENBLOEM FIRINI
Koolmijnlaan 6
(Houthalen-Helchteren)
ÖMER BAÞ FIRINI
Koolmijnlaan 135
(Houthalen-Helchteren)
GENK:
BAÞAK MARKET
Noordlaan 20
MOL:
NAZAR MARKET
Markt 19,
LIER:
ZELAL FIRINI
Kartuizersvest 86-90
2500 Lier
MONS:
ELÝF MARKET
Stalenstraat 29,
GÜNEÞ FIRINI
Rue Paul Pasteur 16,
Quaregnon
OSMAN'IN YERÝ
Rue Paul Pasteur 97,
Quaregnon
NAMUR:
SÝBEL FIRINI
Rue St Nikolas 30
SEVÝMLER MARKET
Rue Priet Pauchet, 10
ANVERS
ANADOLU C.V.B.A
Van Kerckhovenstraat, 39
ÞAÞKINIM
SUPPERMARKET
Statiestraat 111-113
2600 Berchem
ALKA FIRINI
Brederodestraat 65
ÖZYILDIZ BVBA
Klamperstaraat 1
AHÝ PAZARI
Snt. Bernaardsesteenweg
544, 2660 Hoboken
ALGÜL MARKET-FIRIN
Sint-Bernardsesteenweg
338
TEVHÝD FIRINI
Boerhavesstaraat 2
ÝTÝMAT BVBA
Sint Gummarusstraat 21
BE
BRÜKSEL
KEZBAN FIRINI
Rue Gallait 6
BARIÞ FIRINI
Rue Joseph Brand 52
GENT
BAKERIJ DEN TURKHAZAR BVBA
Tolhuislaan 129
GÜNEYDÝ FIRINI
Rue Josaphat 198
DEN TURK 2- CEHA
BVBA
Bevrijdingslaan 202
SPRL ÖZ-MÝGROS
Rue Josaphat 68
EMRE KASABI
Wondelgemstraat 80-A
EMÝRDAÐ SÝMÝT SARAYI
Rue Josaphat 138
BUNDEGENOT FIRINI
Wondelgemstraat 20
SULTAN BAÞAK FIRINI
Rue Josaphat 85,
CANTÜRK FIRINI
Wondelgemstraat 117
ÞEN KASAP
Rue Des Palais 132
MEÞELÝK FIRINI
Dendermoondsesteenweg
129
ESRA FIRINI
Chaussee de Haecht 185
FRESH MARKET
Chaussee de Haecht 343
ÞAHÝN FIRINI
Dendermoondsesteenweg
223
ÖZDÝLEK SPRL
Chaussée de Haecht 370,
LEZZETLÝ BVBA
Phoenixstraat 119,
B-9000 Gent
BÜYÜK DÜKKAN (TEOSCRI)
Chaussee de Haecht 117
YILDIZ FIRINI
Bevrijdingslaan, 30
FERHAT KASABI
Chaussee de Haecht 213
NÝMET FIRINI
Avenue de la Reine 115
ÇETÝN SHOP
Place Colignon 6
BAYRAMPAÞA FIRINI
Bevrijdingslaan, 128
BAÞKENT FIRINI
Sint Salvadorstraat 2,
ZELE
DURMAZ WINKEL
Roskotstraat 49
9240 Zele
AU GOURMET SPRL
Place de la Reine 50,
ÝLKNUR FIRINI
Chausse de Anvers 349,
Cado Center TOPUZ
Place de la Reine, 28
NÝMET FIRINI
Rue Marie -Christine, 70
1020 Laken
AYYILDIZ BAKKERÝJ
Hazewindstraat 63,
BOULANGERÝE EL'VAN
Rue Ribaucourt 70,
1080 Molenbeek
YILDIZ FIRINI
ZAND 7
B.A.V.S. SUPERMARCHE
Chaussée de Helmet, 222
GEMLÝK Patisserie
Avenue Rogier, 27
CHEZ TONTON NIGHT
Place Pogge 349μ
Gold Music
133, Rue Babant
RABÝHA BOULANGERÝEPATÝSSERÝE
Chaussee de Merctem 2,
1080 Molenbeek
LÝBRARÝE ERSAN
Place Liedts, 4
LÝBRARÝE LE PETÝT
BOTANIQUE SPRL
Rue Royal 178,
1210 Brüksel
MEHTAP SPRL
Place Houwaert 19
1210 Saint-Josse
SEVÝM FIRINI
Rue Emile Feron 31
1060 Saint Gilles
CANDAN MARKET
Rue Jeruselam, 36
SINT-NIKLAAS:
LOKEREN
ÖZKUL FIRINI
ZAND 30
WILLEBROEK:
AYÞEN FIRINI
Louýs de Naeyerplein 2
TEMSE
ÜÇ GÜL FIRINI
Schoolstraat 42
Sayfa 24x.qxp
08.02.2008
07:31
Seite 1
24
Þubat 2008
SPOR
7. Avrupa Tekvando Festivali
Brüksel’de yapýldý
Haber Merkezi
chaerbeek Belediyesi Baþkan Yardýmcýsý Sait Köse’nin himayesinde ve
Brüksel Bölge Hükümeti Bakaný
Emir Kýr’ýn desteði ve Centraal
Academie’nin organizasyonuyla
düzenlenen 7. Avrupa Tekvando
Festivali Kinetix Spor Merkezi’nde
gerçekleþtirildi. 17 ülkenin katýldýðý festivalde Bakan Emir Kýr,
Schaerbeek Belediye Baþkan Yardýmcýlarý Sait Köse ve Ettienne
Noel takýmlara kupalarýný verdiler.
27 Ocak Pazar günü, gün boyunca süren müsabakalarda ta-
S
kýmlara ödülleri verilirken, Schaerbeek Belediye Baþkan Yardýmcýsý Sait Köse ve Bakan Kýr da birer konuþma yaptýlar. Sait Köse
konuþmasýnda “spor insanlarýn
%100 eþit olduðu alanlardan birisidir. Ýki kiþi karþý karþýya gelir
ve burada kendi becerileriniz
önemlidir. Takým olduklarýnda da
ayný; ya hep beraber kazanýrlar
ya da kaybederler” derken Bakan
Emir Kýr ile ayný mahallede büyüdüklerini ve arkadaþlýklarýnýn
hala sürdüðünü ifade etti. Bakan
Kýr da konuþmasýna Sait Köse’ye
samimi ifadelerle baþlarken, bu
çalýþmayý ileriki yýllarda daha
yüksek seviyelere taþýmak istediklerini ve daha büyük bir organizasyon için þimdiden çalýþacaklarýný, ifade etti.
Festivale katýlan tüm takýmlara
kupa verilirken ilk 3’te Leinster(Ýrlanda), Keumgang(Almanya) ve
Houdeng(Belçika) takýmlarý sýralandý. Deðiþik takýmlardan festivale katýlan Schaerbeekli Türkler de
Türkiye adýna yarýþýp çeþitli dereceler aldýlar ve Türkiye’yi takým
halinde 6. sýraya taþýdýlar. Almanya’dan gelen bir Türk sporcu da
kilosunda 3. olarak takýma katkýda bulundu. Toplam 8 sporcu ile
mücadele eden ve Türkiye adýna
yarýþan sporculardan sadece biri
derece alamadý.
24 kiloda Bekim Benli(1.) ve
Cem Eryörük(3.); 36 kiloda Batuhan Köksal(1.); 40 kiloda Seydi
Gemici (1.); 47 kiloda Þükran Duran (1.) ve 51 kiloda Abdulkadir
Duran (3.) ve Almanya’dan katýlan Türk sporcu(3.) dereceye girdiler.
Festivalde Abdullah Köksal
Uluslararasý hakem, Oðuz Gençoðlu ise Uluslararasý antrenör
olarak görev yaptý.
Atatürk Kupasý
programý belirlendi
elçika Türk Spor Federasyonu (BTSF) Genel Sekreteri Özcan Pýnarcý bu yýl 13. sü
yapýlacak olan Belçika Atatürk Kupasý etkinlikleri programýnýn büyük ölçüde belirlendiðini
bildirdi. Anvers Türkspor tesislerinde bir araya gelen BTSF Baþkaný Hüseyin Dönmez, Türkspor Baþkaný Mehmet Özcan ve Türkspor yönetim kurulu
üyelerinden Mahir Tezerdi, Ali Bilican, Ýsmet Palit
Mayýs ayý içersinde yapýlacak etkinlik çerçevesi ve
takvimini belirlediler. 2 Mayýs’ta baþlayacak olan
turnuva boyunca kültür-sanat etkinliklerine de yer
verilecek.
17-18 Mayýs 2008 Atatürk Kupasý turnuvasýna bu
yýl 12+4 toplam 16 takým katýlacak. Finaller ise 18
Mayýs’ta gerçekleþtirilecek.
Atatürk Kupasý etkinliklerinde ilk defa bir Türk
Kýz Futbol takýmý final maçý öncesi maç yapacak.
Anvers Türkspor Kýz Futbol takýmý Anvers yýldýzlarýna karþý bir dostluk maçý oynayacak.
B
Þahinspor atakta
Gent’te Posküder Spor’dan gençlere spor yapma fýrsatý
Ýlknur Cengiz
ZVC Posküder (ZaalVoetbalClub Poskuder) 14-24 yaþ arasýndaki gençlerin oynadýðý bir salon futbol kulübü. Kulübe
ilginin yoðun olduðu
hafta sonlarý yaklaþýk
30 gençin çalýþmalara katýldýðý bildirildi.
Gençlerin ve ailelerin çok memnun olduðu ailelerin gençlerin spor yapamasýna olumlu baktýðý belirtildi. Takým, biri yaz aylarýnda diðeri kýþýn olmak üzere 2 turnuvaya katýlýyor. Diðer zamanlarda ise Pazar günleri gençlere spor yapma olanaðý
saðlanýyor. Posküder dernek yetkilileri ilginin bu þekilde devam etmesi durumunda
çalýþmalarýný sürdüreceklerini belirttiler.
Bilal Çakýr
1999’da kurulan ve baþkanlýðýný Murat Þahin’in
yaptýðý Þahinspor Hasselt Futsal Takýmý Belçika 2.
liginde þampiyonluða oynuyor. Þu anda lider durumda olan takým, Belçika kupasýnda da yarý finale
kaldý. Ýkinci Baþkan Fuat Þahin hedeflerinin birinci
lig olduðunu, Türkleri en iyi þekilde temsil etmek
olduðunu söylüyor. Takým, Hasselt’taki Türk halkýndan destek bekliyor.
Ýki takým tutan örnek taraftar
Ahmet Cirit 50. yýlýný
doldurmuþ Beþiktaþ ve
Galatasaray taraftarý olarak, Liege bölgesinde spor
baþkaný olarak anýlan çok
sevilen bir sporsever. Herkes tarafýndan sevilen ve
iki takýmý tutan istisna bir
sporsever olan Ahmet Cirit, Liege’deki vatandaþlar
tarafýndan ‘deðerli büyüðümüz’ diye de anýlýyor ve
herkese örnek taraftar olarak gösteriliyor.

Benzer belgeler

Mart 2008 - Binfikir

Mart 2008 - Binfikir istiyor” diyen Reynders, ekonomik göç projesine karþý çýkan PS Baþkaný Elio Di Rupo’ya Binfikir ile yaptýðý söyleþi aracýlýðýyla, “Zamanýnda babalarýmýz ekonomik göçe

Detaylı