8 Sulucakarahöyük/HACIBEKTAŞ Cuma Onur

Transkript

8 Sulucakarahöyük/HACIBEKTAŞ Cuma Onur
8
Japonya’da Fukuþima nükleer faciasýnýn
ardýndan tüm dünya nükleer enerjiden kaçarken
Baþbakan Erdoðan ile Japonya Baþbakaný Abe
Sinop nükleer santral anlaþmasýný imzaladý.
Türkiye’ye 22 milyar dolara mal olmasý beklenen
nükleer tesis yapým ihalesini Japon Mitsubishi
Heavy Industries ve Fransýz Areva ortaklýðý
kazanmýþtý.
Fukuþima faciasýný yaþayan Japonya’nýn
Baþbakaný ile bir araya gelen Baþbakan Erdoðan’ýn
açýklamalarýysa ibretlik: “Sinop’ta nükleer santrali
Japonya ile yapacaðýz. Japonya depreme karþý
tecrübe ve ‘know how’ sahibi. Çevreye olan
duyarlýlýk konusunda da ileride. Fransýz Areva’nýn
da teknolojik gücü yüksek.” Enerji Bakaný Taner
Yýldýz açýklamalarý ise Baþbakan Erdoðan’ýn
açýklamasýyla paralel: “Türkiye Fukuþima’dan ders
çýkardýðý için nükleer konusunda kararlý.”
Türkiye Halk Kurtuluþ Ordusu (THKO) kurucusu ve
önderlerinden DENÝZ GEZMÝÞ, arkadaþlarý YUSUF ASLAN ve
HÜSEYÝN ÝNAN, egemenler tarafýndan idam ediliþlerinin 41.
yýlýnda Ankara’da mezarlarý baþýnda anýldýlar. 6 Mayýs Pazartesi
günü Karþýyaka Mezarlýðýnda gerçekleþtirilen anmanýn formatý,
DENÝZ GEZMÝÞ ve arkadaþlarýnýn avukatlýðýný yapan, 89 yaþýnda
iken 5 Mayýs 2011 tarihinde yaþamýný yitiren HALÝT ÇELENK’i
de içerecek bir þekilde gerçekleþtirildi.
KESK Ankara Þubeler Platformu, DÝSK Ankara Bölge
Temsilciliði, TMMOB Ankara ÝKK, ÝHD, PSAKD, Devrimci
78’liler Federasyonu, Halklarýn Demokratik Kongresi (HDK)
bileþenleri, Halkevleri, EHP, ÖDP ve TKP, Ankara 78’liler Birlik
ve Dayanýþma Derneði tarafýndan ortak gerçekleþtirilen anma için
kitleler, saat: 12:00’de Karþýyaka Mezarlýðý 2 Numaralý kapýda
buluþtular.
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ
Cuma Onur ÞAHÝN
Haber kaynaðý:Arif Oruç Gürlek
[email protected]
Comenius Programý nedir?
Comenius Programý’nýn temel amacý, "Okul
Eðitimi" alanýnda Avrupa ülkeleriyle iþbirliði
yapmak suretiyle eðitimde kaliteyi artýrmak
ve kültürel diyalogu saðlayarak dil
öðrenimini teþvik etmektir. Bu program,
• Okul Öncesi Eðitim
• Ýlköðretim
Türkiye´nin peribacalarý, kaya kiliseleri ve
yer altý kent yerleþimleri ile en önemli kültür
turizm merkezlerinden biri olan Kapadokya
bölgesindeki tarihi ve turistik merkezleri, bu
yýlýn ilk dört aylýk döneminde 615 bin turistin
ziyaret ettiði bildirildi.
• Ortaöðretim alanlarýný kapsamaktadýr.
Okul eðitimi ile yakýndan ilgili olan
Comenius Programý, Lizbon hedeflerine
ulaþabilmek için öðrenciler ve eðitim
personeli arasýnda Avrupa kültür ve dil
çeþitliliði ile deðerleri hakkýnda bilgi ve
anlayýþ oluþturmayý, iþbirliðini
güçlendirmeyi, aktif bir Avrupa vatandaþý
olma yolunda öðrencilerin kiþisel geliþimleri
için gerekli olan temel becerileri ve
yeterlilikleri edinmelerini ve amaçlamaktadýr.
Haberin Devamý 3’DE
Metin Kemal Kahraman kardeþler
ilk kez bir film müziðiyle
müzikseverlerin karþýsýna çýkarken
filmle ayný ismi taþýyan Oðul albümü
vesilesiyle Metin Kahraman’la sohbet
ettik. Sohbetimizde albümün yaný sýra,
Dersim’e ve gelecekteki çalýþmalarýna
iliþkin de konuþtuk. Yeni albümün
önceki albümlerden farkýný þöyle
açýklýyor Metin Kahraman: “Bu bizim
için de bir deneyim oldu. Ýlk kez uzun
metrajlý bir filme müzik yaptýk. Filmin
öyküsünü çok beðendik. Filmin,
“Birbirimizin acýsýný anlayabilirsek
barýþ gelir” mesajý vardý. Biz de benzer
mesajlar vermek istiyorduk. Bizim
açýmýzdan isabetli oldu. Filmdeki her
karakter üzerine müzik yapacak kadar
bir çalýþma yaptýk.
Sahasýnda Sivas spor’u 4-2 yenen Fatih Terim'in
öðrencileri puanýný 68'e çýkarýp ligin bitimine 2
hafta kala þampiyonluðunu ilan etti.
Proletarya tanýmý; Proletarya (Latince
proles kelimesinden gelir) alt sosyal sýnýfý
tanýmlamak için kullanýlan terim, bu sýnýfa
mensup kiþilere proleter denir. Ýlk olarak
oðullarýndan baþka malý olmayan insanlarý
tanýmlamak için kullanýlan aþaðýlayýcý bir
kelime iken, Karl Marx’tan sonra iþçi
sýnýfýný tanýmlamak için kullanýlan
sosyolojik bir terim halini almýþtýr.
Marksist teoride proletarya üretim
araçlarýna sahip olma-yan sýnýfýn adýdýr.
Proleter ücret alan iþçidir.
Proletarya, feodalizmin çözülmesiyle
mülksüzleþen insanlarýn, emek gücünü
belli bir ücret karþýlýðýnda satmaktan baþka
yaþam seçeneði kalmamasýyla ortaya
çýkan, üretimdeki konumlarý itibariyle
belirli bir grup oluþturan kesimin sýnýfsal
olarak tanýmlanmasýdýr. Marksizm,
proletarya ve burjuvaziyi (kapitalist sýnýf)
birbirinin zýttý iki pozisyona koyar, örnek
olarak fabrika iþçisi ücretini olabildiðince
fazla almak isterken patron sayýlan üretim
araçlarýna sahip insanlar da olabildiðince
az vermeye çalýþýr.
Bunun da ötesinde, her iki sýnýf,
üretimdeki yerleri ve toplumsal yaþamdaki
konumlarýyla tamamen çatýþma
halindedirler. Bu çatýþma geçici ve
aþýlabilir deðildir aksine, ancak sýnýfsýz
topluma geçildiðinde bitecek bir
çatýþmadýr. KaynakWh:
http://www.webhatti.com/genel/ 737574proletarya.html
Nisan ayýnýn son haftasýný bayram
kutlamasý için ayýrdýk genç sosyalist
arkadaþlar ile hafta boyunca ülkemiz
gündemindeki acil sorunlarý içeren, çok
güzel hazýrlanmýþ bir bildiriyi daðýttýk.
Yine bayram için hazýrlanmýþ afiþler ile
kendi çapýmýzda afiþleme yaptýk. Yerel
gazetelere bayram ile ilgili basýn
açýklamasý yapýldý. Yerel televizyon
kanalýnda bayram çaðrýmýz duyuruldu.
1 Mayýs günü ise toplanama alanýndan
miting alanýna kadar marþlarýmýz
sloganlarýmýz ile ulaþtýk. Alanda günün
önem ve anlamýna yaraþýr konuþmalar
dinledik. Her ne hikmet ise alandaki bir
grup bir baþka grubu istemiyordu. Ýþte
bayram bu düþünceler ile gölgelendi. Alaný
bir grup terk etti. Ulusal kanallarda dahi
gösterildi ilimiz ile ilgili haber. Olmasa
iyi idi. Biz sol ve sosyalistliðimizden
vazgeçmeyeceðiz elbet, her þeye raðmen.
Ancak insan düþünmeden edemiyor
sýnýf bilinci yani proletaryanýn sýnýf bilinci
sýnýf tarafýndan neden iyi anlaþýlmýyor da
sýnýf hep baþkalarýnýn tahriklerine
kapýlýyor? Örneðin üç bayramdýr ilimizde
ayný tiyatro býkmadan oynanýyor. Ya
gelmeyeceksin, geliyorsan iþçi sýnýfýna
yaraþýr davranacaksýn, öyle deðil mi?
Umarým baþka 1 Mayýs’larda bu sorunu
bir daha yaþamayýz…
Ýþçi sýnýfý tanýmýný yazýnýn baþ
paragrafýna özellikle aldým. Umarým
anlaþýlýr. Ayrýca Ýstanbul'da bayramý
gündem için kana bulayanlarý kýnýyorum.
Not: Ýþçi sýnýfýnýn yiðit önderi Deniz
Gezmiþ ile daraðacýna gönderilen üç
fidanýmýzýn ölüm günü bu gün. Iþýklar
içinde olsunlar…
Serbay MANSUROÐLU
Gebze Belediyesi'nin düzenlediði
Hünkâr'a Vefa Programý'nda belediyenin
Gebze Ýlçe Milli Eðitim Müdürlüðü'nden
talebi üzerine belirlenen 10 lisenin öðrencileri
dün Cuma namazý ve gýyabi cenaze namazý
kýlýp, Kuran dinledi, dua etti
Kocaeli Gebze Belediyesi ile Hünkâr
Vakfý tarafýndan Fatih Sultan Mehmet'i anma
gerekçesiyle bu sene ilk defa gerçekleþen I.
Uluslararasý Hünkâr'a Vefâ Sempozyumu'nun
son gün programý 'Hünkâr'a Vefa Gýyabi
Cenaze Namazý' baþlýðý altýnda gerçekleþti.
Hünkâr'a Vefa Programý'nýn son gününde
10 lisenin son sýnýf öðrencileri Gebze Ýlçe
Milli Eðitim Müdürlüðü'nün talimatýyla
Cuma namazýna taþýndý. Öðrenciler önce
cuma namazýný kýlýp Kuran dinledi, ardýndan
Fatih Sultan Mehmet'in gýyabýnda cenaze
namazý kýldý.
'BELEDÝYE ÇALIÞIYOR'
Gebze Belediyesi Kültür ve Sosyal Ýþler
Müdürlüðü'nün dün gerçekleþen programýn
öncesinde Gebze Ýlçe Milli Eðitim
Müdürlüðü'ne yazý yazarak programa
katýlýmýn arttýrýlmasýný istediði ortaya çýktý.
Belediye Baþkan Yardýmcýsý Nilay Ayran
imzasýyla gönderilen yazýda; “Gebze hünkar
çayýrýnda Fatih Sultan Mehmet Han için
Kur'an Tiaveti, Cuma Namazý eda edilmesi
ve yemek ikramý yapýlmasý programý için
yine müdürlüðünüz personeli, Okul Müdür
ve Müdür Yardýmcýlarý, tarih öðretmenleri
ve diðer katýlmak isteyen öðretmen ve
personelin yaný sýra Müdürlüðünüz tarafýndan
belirlenecek olan 10 adet lisenin son sýnýf
öðrencilerinin program alanýna Belediyemiz
otobüsleri ile taþýnýp tekrar geri götürülmesi
için gerekli çalýþmanýn yapýlmasý ve
Belediyemize otobüslerin kalkacaðý yerlerin
adresleri kaç adet otobüs talep edildiði
konusunda cevap verilmesi hususunu
bilgilerinize arz ederim” ifadeleri yer aldý.
Gebze Ýlçe Milli Eðitim Müdürlüðü,
belediyenin ricasýný geri çevirmeyip gerekli
çalýþmalar için bütün lise ve baðlý kurumlara
Ýstanbul Ýþçi Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði Meclisi
geçtiðimiz nisan ayýnda iþçi ölümlerinin en
fazla inþaat ve metal sektörlerinde
görüldüðünü bildirdi. Nisan ayýnda en az
57 iþçi yaþamýný yitirdi.
Ýstanbul Ýþçi Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði
Meclisi Nisan 2013’te en az 57 iþçinin
hayatýný kaybettiðini açýkladý.
Nisan ayýnda inþaat ve metal sektörleri
iþ ölümlerinin en çok görüldüðü sektörler
oldu.
Yarýdan fazlasý düþme nedenli olmak
üzere 21 inþaat iþçisi yaþamýný yitirdi.
Bu yýlýn baþýndan bu yana ölümlerin hýzla
arttýðý bir sektör de metal setörüydü; nisan
ilgili yazýyý gönderdi. Kaymakamlýðýn da
olur verdiði program için belirlenen liselerin
öðrencileri dün Hünkar Çayýrý'nda
gerçekleþen programa katýldý.
ÝDARECÝLER SORUMLU
DAVRANMIYOR
Eðitim Sen Gebze Þubesi ise konuyla
ilgili yaptýðý deðerlendirmede; “Gebze’deki
yerel yöneticiler bindikleri dalý
kesmektedirler. Laiklik karþýtý akýmlarý
güçlendirmektedirler. Bunun ne kendilerine
ne bölgemize ne de ülkemize bir yararý
yoktur. Laiklik ve öðretim birliði ülkedeki
barýþýn ve her türlü geliþmenin, güvencesidir.
Bu güvenceyi yok edecek kurumlarýn ve
kiþilerin yasalara ve konumlarýna uygun
davranmalarýný istiyoruz. Bu doðrultuda
Gebze kaymakamýmýz kamuoyunun
vicdanýnda büyük yaralar ve tahribatlar
oluþturmuþtur” ifadelerine yer verdi.
Bakanlar Davutoðlu ve Ergün anmada
Fatih Sultan Mehmet'in anýlmasýyla ilgili
dün Hünkar Çayýrý'nda kurulan otaðda
düzenlenen anmaya Dýþiþleri Bakaný Ahmet
Davutoðlu, Bilim, Sanayi ve Teknoloji
ayýnda bu sektörde görülen iþçi ölümlerinin
sayýsý yediydi.
Madencilik ve eðitim, büro ve sinema
alanýnda dörder ölüm; tarým, orman, gýda,
þeker, enerji, tersane, liman, deniz,
konaklama,eðlence sektörlerinde üçer ölüm,
çimento, toprak, cam, taþýmacýlýk, savunma,
güvenlik ve belediye ve genel iþlerde birer
ölüm görüldü.
Hayatýný kaybeden iki kiþinin sektörleri
ise belirlenemedi.
Sanayi kentlerinde ölüm
Ýstanbul Ýþçi Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði
Meclisi’nin iþ ölümleriyle ilgili raporuna
göre, Ýþçi ölümleri sanayi kentlerinde
yoðunlaþtý.
Bakaný Nihat Ergün, Gebze Kaymakam
Vekili ve Dilovasý Kaymakamý Hasan Göç,
Gebze Cumhuriyet Baþsavcýsý Ýbrahim Baðcý,
Çayýrova Belediye Baþkaný Ziyaettin Akbaþ,
Ýlçe Emniyet Müdürü Abdulkadir Demir,
AKP Ýl Baþkaný Mahmut Civelek, AKP Ýlçe
Baþkaný Cemalettin Kaflý, AKP Ýl Kadýn
Kollarý Baþkaný Oya Tuncel, Ýlçe Kadýn
Kollarý Baþkaný Vasfiye Aydýn ve belediye
meclis üyeleri katýldý.
Ýlçe milli eðitim müdürlüðü tarafýndan
belirlenerek programa katýlan liseler ise
þunlar:
Ziya Gökalp Lisesi
Cumhuriyet Lisesi
Ýmam Hatip Lisesi
Sarkusyan Lisesi
Gebze Lisesi
STFA Teknik ve E. M. Lisesi
Süleyman Demirel Anadolu Lisesi
Atatürk Anadolu Lisesi
Ticaret Meslek Lisesi
Ticaret Odasý Ticaret Meslek Lisesi
Kaynak:BirGün
Ýþçi ölümlerinin tespit edildiði þehirler
þöyle:
Beþ ölüm Ýstanbul’da; dört ölüm
Kocaeli’nde; üçer ölüm Antalya,
Kahramanmaraþ, Kayseri ve Zonguldak’ta;
ikiþer ölüm Ankara, Bursa, Çanakkale, Ýzmir,
Konya, Malatya, Mersin, Samsun, Þanlýurfa
ve Tekirdað’da; birer ölüm ise Aðrý, Ardahan,
Aydýn, Balýkesir, Bartýn, Burdur, Çorum,
Denizli, Erzurum, Kýrklareli, Kütahya,
Nevþehir, Rize, Sakarya, Sinop ve Þýrnak’ta
belirlendi.
Yeni yönetmelik
Raporda, bir yýl önce hayatýný kaybeden
Selin Erdem de anýldý.
Sine-Sen üyesi Selin Erdem 1 Mayýs
2012’de, Seyrantepe’deki sette hayatýný
kaybetmiþti.
“Ýþinin baþýnda, iþyerinde, patronlarýnýn
güvenli çalýþma ve dinlenme koþullarý
saðlamamasý nedeniyle Selin hayatýný
kaybetti. Patronun iþ cinayetini basit bir trafik
kazasý gibi göstermeye çalýþmasý karþýsýnda
verilen mücadele sonucu Sosyal Güvenlik
Kurumu, trafik kazasý olarak geçiþtirilmeye
çalýþýlan olayýn ‚‘iþ kazasý‘ olduðuna dair
rapor verdi.“
Ýstanbul Ýþçi Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði
Meclisi Sine-Sen ve Oyuncular Sendikasý’nýn
“Sinema ve Dizi Setlerinde Ýþçi Saðlýðý ve
Ýþ Güvenliði Yönetmeliði” hazýrlamakta
olduðunu da bildirdi.
BÝA Haber Merkezi
Hayatboyu Öðrenme Programý’na AB üyesi
27 ülke ile
Ýzlanda, Norveç, Lihtenþtayn ve Türkiye
katýlabilmektedir. Makedonya ve Hýrvatistan
da bazý alt programlarda yer almaya
baþlamýþtýr. Comenius Programý, okul
eðitimindeki kaliteyi artýrmak ve Avrupa
boyutunu güçlendirmek amacýyla:
• Okullar ve öðretmen yetiþtiren kurumlar
arasýnda uluslararasý iþbirliði ve deðiþimi
teþvik eder,
• Pedagojik metotlar ve materyaller
geliþtirmeyi teþvik eder,
• Okullarýn idaresine yönelik güzel
• Deðiþik kültürlere yönelik farkýndalýðýn
geliþtirilmesini teþvik etmek,
• Okul eðitimi sektöründe kültürler arasý
eðitim giriþimlerini geliþtirmek,
• Kültürler arasý eðitim alanýnda öðretmenlerin
yeteneklerini geliþtirmek,
• Irkçýlýk ve yabancý korkusu/düþmanlýðýyla
mücadeleyi desteklemek; için tasarlanmýþ
uluslararasý etkinlikler yardýmýyla Avrupa’daki
okul eðitiminde kültürler arasý farklýlýklarýn
bilincine varýlmasýný teþvik eder.
Biz Hacý Bektaþ Veli Ortaokulu olarak Ulusal
Ajans bünyesindeki Comenius projesi
olan “CAN WE MAKE A
DIFFERENCE?” “Bir Farklýlýk yaratabilir
miyiz?”
“PROMOTING ENVIRONMENTAL
AWARENESSES” yani “çevresel
farkýndalýklarý teþvik etme” isimli çevre
projesini yürütmekteyiz. 2012-2014 yýllarý
arasýnda olmak üzere
çalýþmalarýn ve yeniliklerin uluslararasý
boyutta yaygýnlaþtýrýlmasýný destekler,
• Eðitimde dýþlanma ve okulda baþarýsýzlýkla
mücadelede, özel eðitime ihtiyaç duyan
öðrencilerin entegrasyonu ve eðitimin bütün
sektörlerinde fýrsat eþitliðini teþvik eden
yöntemler geliþtirir ve bunlarý yaygýnlaþtýrýr,
• Okul eðitiminde ve okul eðitiminde görev
yapan personelin eðitiminde Bilgi ve
Ýletiþim Teknolojilerinin (BIT) kullanýmýný
teþvik eder.
Ayrýca Comenius Programý:
• Yabancý dil olarak Avrupa dillerinin
öðretiminde kaliteyi artýrmak,
• Dil öðretmenlerinin pedagojik yeteneklerini
geliþtirmek,
• Az kullanýlan ve öðretilen dillerin
öðretmenlerinin dil yeteneklerini geliþtirmek,
• Öðretilen yabancý dil çeþitliliðini artýrmak,
• Bütün öðretmen ve öðrencilerin
konuþabildikleri yabancý dil sayýsýný artýrmak
ve konuþma düzeylerini yükseltmek.
Yönünde yapýlan etkinlikler yardýmýyla
Avrupa’da okul eðitiminde dil öðreniminin
geliþmesine katkýda bulunur.
Bunlarýn yaný sýra Comenius Programý:
2 yýllýk bir süreyi kapsamakta olan projemizin
Polonya, Yunanistan, Letonya, Finlandiya ve
Türkiye olmak üzere beþ adet ortaðý vardýr.
Projemizin ana temasý olan çevre olgusunun
alt baþlýklarý ise geri dönüþüm, yenilenebilir
enerji, enerji tasarrufu, fidan dikimi, çevreyi
koruma, toplumu bilinçlendirme, saðlýklý
yaþam gibi konulardýr. Bu proje ile daha
yaþanýlabilir bir dünya hayalini
gerçekleþtirmeye çalýþýyoruz. Biz okulumuzu,
çevremizi, ilimizi, ülkemizi ve dünyayý
deðiþtirmek için bu yola
çýktýk.
Comenius grubumuzu gönüllü olarak katýlan
28 öðrenci ve 12 öðretmenden oluþturduk ve
çalýþmalarýmýza okullarýn açýlmasýyla
baþladýk. 2 yýl boyunca yapacaðýmýz
çalýþmalar, araþtýrmalar, anketler ve
görüþmelerle Çevremiz için yapmamýz
gerekenler konusunda tavsiye ve öneriler
geliþtirmek üzere çalýþmalar yaptýk.
Öðrencilerimizin bu yöndeki görüþ ve
önerilerini, Ýngilizce veya Türkçe þarký ve
þiirlerle, okul çapýnda kompozisyon ve resim
yarýþmalarý, okul çapýnda bilgi yarýþmasý
düzenleyerek almaya çalýþtýk. Bütün bu
çalýþmalarý yaparken amacýmýz ve beklentimiz
hem okulumuzdaki hem de Hacý Bektaþ
Veli’deki öðrencilerin görüþ ve önerilerini
almak hem de dikkatlerini Çevre Temizliði
üzerine çekmekti. Bunun sonucunda bir çevre
temizliði bilinci oluþturmayý hedefledik.
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ
Haber/Foto: Mustafa SÜMEN
Sahasýnda Sivas spor’u 4-2 yenen Fatih
Terim'in öðrencileri puanýný 68'e çýkarýp ligin
bitimine 2 hafta kala þampiyonluðunu ilan
etti. Galatasaray ligdeki 19. þampiyonluðuna
ulaþtý.
Þampiyonluk kutlamalarý ilçemizde de
GALATASARAY’ýn Tam Baðýmsýz Taraftar
oluþumu ULTURASLAN’ýn Hacýbektaþ
Hedefimiz ideallerimizi ilk baþta kendi
okulumuz ve çevremizde, sonra ise ulusal
boyutta gerçekleþtirmektir. Bu anlamla ulusal
ve uluslararasý çalýþmalar yapmaktayýz. Ulusal
çalýþmalarýmýz bakacak olursak; öncelikle
okul içi toplantýlar yapýldý. Bu toplantýlar
okulumuz ve çevremiz adýna yapýlabilecek
olanlar planlandý. Bu planlamalar sonucunda
atýk plastik ve metalleri okul bünyesinde
toplayarak, bu maddelerden geri dönüþüm
kutularý yapýldý.50 öðrencinin ürettiði Türkçe
ve Ýngilizce sloganlarý arasýndan 40’a yakýný
seçilerek konuþma balonlarý biçimindeki
renkli kartonlara bastýrýldý ve okulun çeþitli
yerlerine asýldý. Okulun her sýnýfýnda ve çeþitli
birimlerinde atýk kâðýt toplama noktalarý
oluþturularak; toplanan kâðýtlar geri dönüþüm
firmalarýna verildi. Derslerin öðretmen ile
öðrenciler açýsýndan daha zevkli geçmesi ve
çevre bilinci aþýlanmasý amacýyla sýnýf içi ve
sýnýf dýþý aktivite ve dersler düzenlendi.
Öðrencileri projeyle ilgili bilgilendirmek
amacýyla okulun çeþitli panolarýna ve
köþelerine; öðrencilerin ülkelerle ilgili
hazýrladýðý tanýtýcý afiþler asýlmýþtýr.
Uluslararasý çalýþmalarýmýza bakýlacak olursak
burada en çok ülke toplantýlarýmýz söz
konusudur. Bu toplantýlar her ülke için
dönemin planlanan iki haftasýnda
yapýlmaktadýr.
Ülke toplantýlarýnda daha çok diðer
öðrencilerle tanýþma ve çevreyle ilgili ortak
sorun ve yapýlabileceklerin tartýþýlmasý, o
ülkenin çevre konusunda neler yapýp hangi
seviyede olduklarýnýn gözlenmesi þeklinde
geçer. Bu süreçte bulunan ülkede öðrencilerin
ve toplumun bilgilendirilmesi amaçlý çeþitli
konferanslar ve aktiviteler düzenlenmektedir.
Ekim 2012’de Finlandiya’daki toplantýya
2 öðretmen, Þubat 2013’de Letonya’daki
toplantýya 4 öðretmen 4 öðrenci ile katýldýk.
Mayýs 2013’de Yunanistan’daki toplantýya
ise 5 öðretmen ve 4 öðrenci ile katýlacaðýz,
Eylül 2013‘ de Türkiye ve Þubat 2014 ‘de
ise Polonya toplantýlarý yapýlacaktýr.
Toplantýlara genel olarak öðretmen ve
öðrencilerden oluþan ve her seferinde proje
sorumlusu öðretmenler hariç farklý öðrenci
ve öðretmen götürülmektedir.
2012-2013 eðitim öðretim yýlýnda baþlayan
Comenius projemizin ilk proje toplantýsýný
Finlandiya’nýn Keminmaa þehrinde yaptýk.
Bu ilk toplantý olduðu için, burada ortak
okullarýn ve bulunduklarý ülke ve þehirlerin
tanýtýmlarý ve sunumlarý yapýldý. Ýsimlerini
ilk kez duyduðumuz þehirler ve bölgeler
hakkýnda birçok þey öðrenmiþ olduk. Türkiye’
yi görmemiþ, belki hiç bilmeyen, Türk
insanýný tanýmayan ve birçok önyargýlarý olan
insanlara
Türkiye’yi, Nevþehir’imizi, Hacýbektaþ
ilçemizi, Türk insanýný, eðitim öðretim
sistemimizi elimizden geldiði kadar anlatmaya
çalýþtýk. Bu toplantýda yýl içinde yapýlacak
faaliyetler planlandý. Bütün bu faaliyetler
veya proje ile ilgili yapýlan farklý þeyler diðer
ortak okullarla paylaþýlacaktýr.
Daha sonraki toplantýmýz Letonya’nýn Auce
þehrinde gerçekleþti. Toplantýya 4 öðretmen
5 öðrenci katýlmýþtýr.
Bir diðer toplantý 11-15 Mayýs tarihleri
arasýnda Yunanistan’ýn Eleousa þehrinde
gerçekleþtirilecektir. Bu toplantýya
okulumuzun 5 öðretmeni ve 4 öðrencisi
katýlacaktýr.
Proje toplantý dönüþlerimizde çekilen video
ve resimleri okulumuzdaki panomuzda
sergiledik. Comenius öðretmen ve öðrenci
gruplarýný toplantý hakkýnda bilgilendirdik ve
yýl içinde yapýlacak faaliyetler ile ilgili
görüþlerini aldýk.
2012 yýlýnda çýktýðýmýz Comenius
yolculuðunda Avrupa’ya Türk insanýný
tanýtmak,
Türkler hakkýndaki önyargýlarý yýkmak,
kültürümüzü ilk aðýzdan doðru bir þekilde
aktarmak, diðer ülke ve kültürleri tanýmak
ve Türk bayraðýný Finlandiya’da ve
Letonya’da taþýmak ilkini gerçekleþtirdik.
Okulumuzda 5 ortak okulun katýlýmýyla
yapýlacak olan amacýmýz Proje Toplantýsýnda,
öðretmen, öðrenci ve velilerimiz çevremizi,
Türk kültürünü, Türk insanýný, doðal
güzelliklerimizi, tarihi deðerlerimizi, özel
yiyeceklerimizi özenle tanýtmaktýr. Ayrýca,
öðretmen ve öðrencilerimiz, Avrupa okullarýný
görme, insanlarýný tanýma, çevrelerine
gösterdikleri özeni inceleme fýrsatýný bu
projeyle bulmuþlardýr. Umarýz ki, yaptýðýmýz
bütün bu çalýþmalar Kültürlerarasý Diyaloga,
Barýþa, Milletlerarasý Hoþgörü, Sevgi ve
Saygýya katkýda bulunur.
Temsilciliði öncülüðünde, meþaleler eþliðinde
coþkuyla kutlandý. Taraftarlarýn hep bir
aðýzdan söylediði “ÞÝKE YAPSANA, ÞÝKE
YAPSANA; AZÝZ YILDIRIM ÞÝKE
YAPSANA” tezahüratý ise gecenin ilginç
ayrýntýlarýndandý.
Çözümün konuþulduðu bugün, bundan
41 yýl önce idam edilen ve son sözleri “Kürt
ve Türk halklarýnýn kardeþliði” olan 3 fidan
anýlýyor. Devrimin üç kýzýl karanfili Deniz
Gezmiþ, Hüsyin Aslan ve Yusuf Aslan'ýn
asýlarak katlediliþinin üzerinden 41 yýl geçti.
Yurdun dört bir tarafýnda on binler 6 Mayýs
1972'deki katliamýn yýldönümünde "Deniz
olup alanlara akacak." Deniz'lerin
avukatlarýndan Orhan Ýzzet Kök ve 68
kuþaðýnýn önemli isimlerinden Oktay Etiman
BirGün'e konuþtu.
DARAÐACINDA ÜÇ FÝDAN'IN
AVUKATLARINDAN ORHAN ÝZZET
KÖK:
Hep dimdik durdular
>>Türkiye'nin hala konuþtuðu bir
davanýn avukatýydýnýz. Dava sürecini
biraz anlatýrmýsýnýz?
Denizlerin davasýna özel bir hazýrlýk
yaptýk. Toplam 11 avukattýk. Halit Çelenk
ve Niyazi Aðýrnaslý dýþýnda genç
avukatlardan oluþuyordu. Ya bürolarda ya
Halit Abi'nin sendikasýndaki odasýnda ya
da evlerdeydik. Dosyalara bakýp,
itirazlarýmýzý konuþurduk. Bu toplantýlarý
defalarca polis bastý. Bu tempo dava devam
ettiði sürece sürdü, hiç esnemedi.
>>Bugünden geriye baktýðýnýzda
savunmada bir eksiklik görüyor
musunuz?
Savunmamýz 300 sayfa civarýndaydý.
Bunun yarýsý Türkiye'nin tahlili idi. Bu tahlili
Halit abi yazdý. Çocuklara istinat edilen
suçlar, 146 suçlarýn uygulanmasýný da biz
hazýrladýk. Mahkeme baþkaný Ali Elverdi,
küçük daðlarý ben yarattým havasýndaydý.
Ali Elverdi, daha sonra Adalet Partisi'ne
geçti. Elverdi, parti propogandasýný
“komünistleri asan adam” olarak yaptý ve
öyle seçildi. Böyle bir mahkeme baþkaný
vardý. Karar önceden verilmiþti.
>>Ýnfazlarda yer aldýnýz mý?
O infazlar ile bizim aramýzda trajik bir
ortaklýk yarattý. Yeni avukatýz. 3 tane de
infaz var. Kiþi baþýna birer avukat istediler.
Kim gelecekse biz sizi gece alacaðýz dediler.
Sýkýyönetimden dolayý gece çýkma yasaðý
vardý. Halit abi gitti ve bir arkadaþýmýz gitti.
Ben gidemedim, izleyemedim, yapamadým.
Sadece müvakkil deðil, arkadaþlarýmýzdý.
Her gün hücrede görüyorsunuz,
konuþuyorsunuz. Her zaman dimdiktiler, hiç
kýrýlma olmadý.
>>En son ne zaman görüþtünüz?
Ýnfazlardan iki gün önce. O gün, Halit
abi telefon etti, kim gidebilir dedi. Ben
gideyim dedim. Her an infaz bekleniyordu.
Gergindik. Toplu görüþtürülmüyorduk,
hücreden tek tek getiriliyordu. Kafes içinde
görüþtürüyorlardý. Deniz'den sonra Yusuf,
Hüseyin geldi. Yusuf, Meclisteki bir
tartýþmadan bahsetti “topak ve tarým
reformuna tedbirler alýnýyor” falan dedi.
Bana tartýþma nedir diye sordu. Toprak
reformuna hazýrlýk yapýlýyor ben de tam
bilemiyorum basýndan takip ettiðim kýsým
sýnýrlý dedim. Yusuf, “Ne zaman asýlacaðýmýz
belli deðil, bakarsýn uzar, sen Meclis'te ki
tasarýyý getirebilir misin” dedi. Dehþete
kapýldým, okumak istiyordu. Meclise ne
geliyor ne gidiyordu. Ölüm beklenirken, o
merak içindeydi. Bir þekilde meclisten bu
tasarýyý buldum. Götürdüm, verdim, son
arzusu diye rica ettim. Ýnfaz sonrasýnda
eþyalarýndan çýktý. Okumuþ notlar almýþ
altlarýný çizmiþti.
>>Yargýlamanýn hýzý da ilginç deðil
mi?
Mahkeme özel bir husumet duygusu ile
hareket etti. Yargýlama 83 günde bitirildi.
25 kiþiden 18 kiþiye idam verildi. Sonra
yargýtay 3 kiþiye indirdi. 18 idamý asgari
yargýtay bozmasýna raðmen mahkeme itiraz
etti. Böyle bir dava 83 günde bitiriliyor.
Avukatlar tehdit altýnda görev yaptýlar. Dört
dörtlük faþist bir dönemdi. 12 Mart bir
anlamda faþizmin staj dönemiydi. 12 Eylül
uzmanlaþmaydý.
>>Ayný suçlardan bahsedilmesine
raðmen neden üç isimde ýsrar edildi?
18 idam kararý 3'ü Yargýtay tarafýndan
kabul edildi. 3 idam rastlantýsal deðil. Deniz,
Hüseyin ve Yusuf'un suçlarý diðerlerinden
daha fazla ya da daha eksik deðildi. Bunlar
lider görülüyordu ve toplum bunlarý severek
tanýyordu. Yoksa suçlar ayný suçlar. Bir de
Meclis'te ki 3'e 3 meselesini biliyoruz.
***
68 KUÞAÐININ DEVRÝMCÝ
LÝDERLERÝNDEN OKTAY ETÝMAN:
Onlar bugünün mücadelesinde yaþýyor
>>68 kuþaðýnýn en temel özellikleri
nelerdi?
Bir bütün olarak þu özellikleri taþýr
diyemem. Benim kiþisel tarihim açýsýndan
Çukurova'da çeliþkileri fark eden, bu
çeliþkilerin ortadan kalkmasýna inanan ve
daha sonrada Adana'dan Ankraya
geldiðimde kurtuluþun sosyalizmde
olacaðýna karar veren bir gençtim. Örneðin
Mahir Çayan, Hüseyin Ýnan'la, Hüseyin
Cevahir'le bir araya gelince birlikte
mücadeleye baþlayýnca ortaya çýkan bir
karardý. Daha çok alt orta sýnýftan gelen
bir kuþaktýk.
>>Silahlý mücadele dönemi nasýl
baþladý. Buna nasýl karar verdiniz?
1970'li yýllara yaklaþtýðýmýz dönemde
parlementer sistemle çözümün mümkün
olmayacaðý, barýþçýl bir çözümün artýk
imkansýzlaþtýðý kafamýzda oluþmaya baþladý.
Benim içinde bulunduðu THKP-C grubu o
dönemde silahli mücadeleye baþlamadan
legal mücadele verme potansiyelini içinde
taþýyorudu. Böyle bir yaygýnlýða sahipti.
Bizim düelloya girmemiz delikanlý olmaktan,
genç olmaktan kaynaklý deðil. Türkiye'deki
konjektüre bakmak lazým. O dönem 1971'le
birlikte faaliyette olan örgütler THKP-C,
THKO ve hatta TÝKKO devlete karþý küçük
çaplý bir baþkaldýrý gerçekleþtirdik. Fiziksel
olarak yenilmiþ olabiliriz ama tarihsel
olarak baktýðýmýzda orada yenillgiyi
göremezsiniz. Düþündüðümüz gibi
davrandýk.
>>Gündelik hayatýnýz nasýl geçerdi?
Ben bizim hareketin bir yazaný, çizeni,
kuramcýsý deðildim, daha çok eylemcisi
karekterli bir devrimciydim. Ama Mahir
Çayan'a baktýðýmýzda, diðer bazý
arkadaþlarýmýz ise hakikaten bir köþeye
çekilerek orada okumaya zaman
buluyorlardý. Mahir'in yeteneði ve becerisi
o zamanlar Türkiye'de sayýsý az olan
Marksist literatürden çok olumlu sonuçlar
çýkarabilmiþ olmasýdýr. Yani günümüze de
ýþýk tutabilecek sonuçlara varabilmiþ
olmasýdýr.
>>Devrimcilerin, devrimci örgütlerin
kendi aralarýnda iliþkileri nasýldý?
Deniz Ýstanbul'daydý. Ankara'da
ODTÜ'de Yusuf Arslan, Hüseyin Ýnan vardý.
Biz Türkiye Ýþçi Partisi'nden itibaren onlarla
Orta Doðu'daki devrimci sosyalist
arkadaþlarýmýza yakýn iliþkilerimiz vardý.
Ben þahsen siyasal bilgilerde bulunan bir
devrimci olarak ODTÜ'de devrimci sosyalist
arkadaþlarýmýzýn varlýðýndan hep güç
alýrdým. Bizim iliþkimiz çok yakýndý. 12 Mart
darbesinden önce hatta yýllarca önce iç içe
yaþadýk, birlikte bir çok eylemimiz oldu.
Köylere birlikte gittik. Ýþçilerin demokratik
mücadelelerin yürütüldüðü anda birlikte
olduk. Yoldaþlýk açýsýndan o zamaan
birbirimize daha yakýndýk. Farklý
yapýlardada olsak da yakýndýk. O zamanlar
yoldaþ sözü bu kadar yaygýnlaþmamýþtý daha
nadiren kullandýk, ama yoldaþ hissederdik.
Büyük bir devrimci dayanýþma
içerisindeydik.
**************
DENÝZLERÝN AVUKATI HALÝT
ÇELENK'ÝN KIZI SERPÝL GÜVENÇ
Devrimciler ve Savunmanlara Dair
“Haksýzlýðýn envaýný gördük... Bu mu
kanun? / En gamlý sefaletlere düþtük... Bu
mu devlet? / Devletse de, kanunsa da artýk
yeter olsun; / Yeter olsun bu deni [alçak]
zulm ü cehalet” diyen þair Tevfik Fikret, bu
dizeleri yazarken elbette cuntalý yýllarý ya
da AKP’nin on yýllýk iktidarýnda toplumsal,
siyasal ve yargý alanlarýnda yaþanan
haksýzlýklarý düþünmemiþti. Ama 1
Mayýs’larda, HES direniþlerinde,
adliyelerde, grevlerde, üniversitelerde,
cezaevi önlerinde öldüresiye gazlanan ve
dövülen emekçileri, köylüleri, gençleri, ana
babalarý, eþleri gören ya da bu vahþeti
yaþayan bir insanýn içinde benzer bir isyanýn
yükselmemesi olanaksýz. Ýronik olan, bütün
bunlarýn sorumlusu AKP iktidarýnýn “ileri
demokrasi” mimarlýðýna soyunmasý!
Bu haksýzlýklar ve öldürümler tarihimizin
ilkleri deðil. Bugün, 12 Mart askeri cuntasý
döneminde, uygulanmasýný istedikleri 1961
Anayasasý’ný ortadan kaldýrmaktan yani
iþlemedikleri bir suçtan yargýlanan Deniz
Gezmiþ ve arkadaþlarýnýn idam edilmesinin
4'inci yýlý. Ýki yýl önce ise avukatlarý Halit
Çelenk, eþi Þekibe Çelenk’in sözleriyle
“Bizleri terketti ve çok sevdiði çocuklarýnýn
yani Denizlerin yanýna gitti.”
Denizler ve Çelenk çoðu kez birlikte
anýlýr. Belki de bu durum, Denizleri bedenen
yitirdiði ve yasal olarak avukatlýðý sona
erdiði halde doðanýn kanunlarýna yenik
düþene dek onlara yapýlan haksýzlýðý,
davalarýný ve mücadelelerinin amacýný
savunmayý sürdürmesinden
kaynaklanmaktadýr. Sadece Denizlerin
avukatý deðil, onlarýn yoldaþýdýr Halit
Çelenk. O da, Denizlerin, Mahirlerin ve
Ýbrahimlerin dünya görüþünü paylaþmakta
yani bilimsel sosyalizm düþüncesinin yol
göstericiliðinde sýnýfsýz ve sömürüsüz bir
topluma kavuþmak için verilecek bir
baðýmsýzlýk ve demokrasi mücadelesine
inanmaktadýr. Kitaplarýnda ve yazýlarýnda
sürekli olarak sosyalist bir hukuk anlayýþýný
savunur. Müvekkili olan devrimciler gibi
toplumsal ve siyasal alanda mücadele eden,
örgütlenen ve örgüt kuran bir kiþidir. O da,
savunduðu “güzel insanlar” gibi egemenler
karþýsýnda baþýný eðmemiþ, verdiði hukuk
savaþýnda da sermayenin saltanatýna teslim
olmamýþ, doðru bildiðini sonuna dek
savunmuþ, yaþamý boyunca emek ve
emekçinin yanýnda yer almýþtýr. Ne saldýrýlar
ne soruþturmalar ne de yetmiþli yaþýnda
götürüldüðü kontrgerilla merkezlerindeki
sorgular onu yolundan çevirebilmiþtir.
Savunan ve savunulan özdeþleþmiþ, bir
olmuþtur.
Bugün Denizler’den, Mahirler’den,
Kaypakkaya’lardan ve Halit Çelenk’ten bize
kalan, her koþul altýnda emek mücadelesinin
içinde olma inancý ve kararlýlýðýdýr.
Emperyalizm ve iþbirlikçilerine karþý
ödünsüz bir karþý duruþtur. Bir emekçi
iktidarýnýn kurulmasý mücadelesidir.
Çaðdaþ Hukukçular Derneði’nin
kurucusu olan Halit Çelenk ve devrimci
avukatlarýn 60’lý ve 70’li yýllardan
baþlayarak benimseyip yaþama geçirdikleri
bu ilkeli duruþu sürdüren, cezaevinden ilk
mektubunu Halit Çelenk’e yollayan ve ona
yüreðinden bir kýrmýzý karanfil sunan sevgili
Taylan Tanay gibi, içerde ve dýþarýdaki tüm
genç devrimci savunmanlar, direnen diðer
toplum kesimleri gibi aðýr bedeller
ödüyorlar. Ezilenleri savunarak geleneðe
sahip çýkýyorlar.
Durumu sual edenlere ise yanýtý, “Göz
yumma güneþten ne kadar nuru kararsa/
Sönmez ebedi, her gecenin bir gündüzü
vardýr” diye seslenen Fikret ve “O duvar o
duvarýnýz / výz gelir bize výz / bizim
kuvvetimizdeki hýz / ne bir din adamýnýn
dumanlý vaadinden / ne de bir hülyanýn
gönlü yakýþýndandýr / O / tarihin o
durdurulmaz akýþýndandýr” diye haykýran
Nazým veriyor.
Fazla söze ne gerek!
Kaynak:BirGün
Metin Kemal Kahraman kardeþler ilk
kez bir film müziðiyle müzikseverlerin
karþýsýna çýkarken filmle ayný ismi taþýyan
Oðul albümü vesilesiyle Metin Kahraman’la
sohbet ettik. Sohbetimizde albümün yaný
sýra, Dersim’e ve gelecekteki çalýþmalarýna
iliþkin de konuþtuk. Yeni albümün önceki
albümlerden farkýný þöyle açýklýyor Metin
Kahraman: “Bu bizim için de bir deneyim
oldu. Ýlk kez uzun metrajlý bir filme müzik
yaptýk. Filmin öyküsünü çok beðendik.
Filmin, “Birbirimizin acýsýný anlayabilirsek
barýþ gelir” mesajý vardý. Biz de benzer
mesajlar vermek istiyorduk. Bizim
açýmýzdan isabetli oldu. Filmdeki her
karakter üzerine müzik yapacak kadar bir
çalýþma yaptýk. Bir yazýya göre ya da bir
görüntüye göre müzik kurguluyorsunuz.
Diðer albümlerden böyle bir farký var bu
albümün.”
Filmin 2011’de gösterimde olduðunu
hatýrlatan Kahraman, albümle ilgili yaptýklarý
teknik altyapý düzenlemelerinin ardýndan
albümü bu yýlýn Þubat ayýna
yetiþtirebildiklerini ifade ediyor. Filmde
mevzunun iki babanýn yaþadýðý acýlar
üzerinden anlatýlmasýnýn filmin özgün yaný
olduðuna iþaret eden Kahraman, babanýn
hem devleti, hem de savaþan taraflarý temsil
ettiðini anlatarak, “Tabii babalar oðullarýna
nasýl aðýt yakýyor, buna kafa yorduk” diyor.
DERSÝM’ÝN NÝNNÝLERÝ…
Albümdeki Ninni þarkýsý da, Dersim’deki
ninnilere dikkat çekiyor. Kahraman bu
þarkýyý da þöyle açýklýyor: “Bu albümde,
annelerin çocuklarýný uyutmak için
söyledikleri bir ninniyi besteledik.
Annemizden öðrendiðimiz bir ninniyi,
otobüs yolculuðu sýrasýnda yaþlý bir kadýnýn
doðaçlama okuduðu bir ninniye baðladýk.
Bunu besteledik ve Maviþ albümde okudu.”
Ninninin sözleri þöyle: “Duzgý roniso
kemerde/Tezbe bonco ho verde / Vaze na
çeneka rýndeke mare pil ke”, yani, “Düzgün
kayasýnda otursun/ Elinde tesbihini sallasýn/
Ona diyin ki, bu güzel bebeði bize baðýþlasýn,
büyütsün.”
Kahraman, Dersim düðün türküleri
üzerine çalýþtýklarýný söyleyerek, “Koçgiri,
Dersim, Varto’ya kadar uzanan bir bölgede
düðünlerde neler söylendiðini araþtýrýyoruz.
Ayrýca, Maviþ ve Kemal’in 1910 ila
1950’lerde savaþlarda Dersimlilerin
kaybettiklerine yaktýklarý aðýtlar üzerine bir
çalýþmalarý da sürüyor. Bu aðýtlar, 1915
Ermeni Katliamý ve Rus savaþý, Çanakkale,
‘38 aðýtlarý ve Kore savaþýnda kaybedilenlere
yakýlmýþ” diyor.
TEKLEÞTÝRME ÇORAKLAÞTIRIR
“Dersim müziði yaptýklarýna” dair gelen
eleþtiriye iliþkin de Metin Kahraman’ýn
cevabý þöyle: “Dersim kültürü, Anadolu ve
Mezopotamya’dan baðýmsýz deðil. Zazaca,
Anadolu’nun geniþ bir coðrafyasýnda
konuþulan bir dil. Kaybolma tehlikesi
yaþayan bir dil. Haklý olarak dili kaybolan
birinin ne yapmasý gerekiyorsa biz de onu
yapmaya çalýþýyoruz. Dersimlilerin ana dilini
yaþatma çabasý bölgecilik olarak
tanýmlanamaz. Dersim inancýyla, kültürel
dokusuyla ve dilleriyle Anadolu’nun orijinal
kültür merkezlerinden biridir. Bu kültürün
yok edilmesine hiçbir sosyalist kayýtsýz
kalmamalý. Kültürlerin tekleþmesinden,
dillerin tekleþmesinden korkmak gerekir.
Zazaca, Koçgiri’den Siverek’e kadar, bütün
Fýrat havzasý boyunca konuþulan bir dil.
Bunu belki defalarca söylemiþizdir: Her
dilde insanlýk için saklý gelen bir þey vardýr.
Dünyaya bir bakýþ, kendine has bir gerçeklik
ve felsefe vardýr. Bunlarýn yok olmasý,
hepimizin kültürel hayatýný
çoraklaþtýracaktýr.”
Kahraman, sadece Zazaca ve Kürtçenin
deðil, ülkedeki tüm dil ve inançlarýn yaþam
bulmasý için gereken, televizyon, radyo,
basýlý yayýnlar gibi altyapýnýn da saðlanmasý
gerektiðini düþünüyor.
PERTEK KAPLICASINDA ÞÝFA
SEMPOZYUMU
21-22 Mayýsta Pertek Termal Otel’de
“Dersim’de Geleneksel Ýyileþtirme ve Þifalý
Bitkiler Sempozyumu” düzenlenecek.
Sempozyumu Metin Kahraman ve Týp
Tarihçisi Kýzýlca Yürür birlikte organize
ediyor. Pertek Belediyesinin ev
sahipliðindeki sempozyuma Hozat,
Nazýmiye, Pülümür, Ovacýk, Mazgirt ve
Tunceli merkez belediyeleri de, destek
veriyor. Sempozyuma katýlan
akademisyenler ve yerel þifacýlar, bölgedeki
cerrah, lokman hekim, ebe ve kýrýk çýkýkçý
soylarý; þifalý bitkiler, þifalý su kaynaklarý
ve iyileþtirici ocak ve ocaklamalar konularýna
odaklanarak, bu binlerce yýllýk sistemin
günümüzdeki izlerini takip edecek.
Kahraman, zaman içinde toplanan
bilgiyle, Dersim’de derman bahçeleri
kurulabileceðini, þifalý bitki üretiminin hem
bitkilerin varlýðýný sürdürmesi, hem insanlara
yeni bir geçim kapýsý açýlmasý için bir olanak
sunduðunu belirtiyor. Pülümür Vadisi’ndeki
bitki örtüsü zenginliðinin, yapýlmak istenen
barajýn iptal olmasýna katkýda bulunduðunu
hatýrlatan Kahraman, “Barajlara karþý
mücadelede inanç merkezlerinin önemini
ve bölgenin bitki zenginliðini ön plana
çýkarmýþ olsaydýk, belki daha güçlü bir karþý
duruþ oluþturabilir ve daha ikna edici
olurduk. Böylece, Hýzýr’ýn mekaný Gole
Çetu da su altýnda kalmazdý” diyor.
Dersim’in hýzlý kentleþme, madencilik,
kitlesel turizm, enerji projeleri, endüstri
tesisleri ve bu yatýrýmlarý koruyacak
karakollarla iþgal altýna alýndýðýna dikkat
çeken Kahraman, “Daðlarýn ve ovalarýn
çehresi þimdiden deðiþti” diyor. Kahraman
þöyle devam ediyor: “Örneðin, Nazýmiye’nin
Peri ýrmaðý kýyýsýnda, Harige köyündeki,
bir þifalý su kaynaðýný ve sülük gölünü
barýndýran More Sur (Kýrmýzý Yýlan) ve
More Þae (Kara Yýlan) ziyaretleri,
taþocaðýnýn göçüðü altýnda kaldý. Bu deðiþen
dünyada, þifalý bitkilere de, yaþayacak bir
yer kalmayacak. Bitkilerin, sularýn bilgisinin
insanlar için yaþamsal önemi var. Bu
nedenle, bu sempozyum bizim için önemli.”
Kaynak:Evrensel
Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR
Cuma Onur ÞAHÝN
Türkiye´nin peribacalarý, kaya kiliseleri ve yer altý
kent yerleþimleri ile en önemli kültür turizm
merkezlerinden biri olan Kapadokya bölgesindeki tarihi
ve turistik merkezleri, bu yýlýn ilk dört aylýk döneminde
615 bin turistin ziyaret ettiði bildirildi.
Bölgeye gelen yerli ve yabancý turist sayýsý
geçtiðimiz yýla göre artýþ gösterdi. Kapadokya
bölgesindeki müze ve ören yerlerini geçtiðimiz yýlýn
ayný döneminde 531 bin 231 turist ziyaret etmiþti.
Nevþehir Valiliði'nden yapýlan açýklamaya göre,
Kapadokya bölgesinde Kültür ve Turizm Bakanlýðý
tarafýndan turizme açýk bulundurulan Göreme Açýk
Hava Müzesi baþta olmak üzere Zelve, Açýksaray ve
Mustafapaþa örenyeri, Nevþehir, Ürgüp, Hacýbektaþ
Arkeoloji ve Etnoðrafya ve Hacýbektaþ Veli Müzesi,
Hacýbektaþ Atatürk Evi, Çavuþin, Gülþehir St.Jean,
Mustafapaþa Constantin-Eleni, Karanlýk ve El Nazar
Kiliseleri ile Özkonak, Tatlarin, Kaymaklý ve Derinkuyu
yeraltý kentlerini bu yýlýn ilk dört aylýk döneminde 615
bin 324 yerli ve yabancý turistin ziyaret ettiði bildirildi.
Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR
Hasan KANKAL
Nevþehir Üniversitesi (NEÜ) Öðr. Gör.
Hakan Alptürker, Erasmus Ders Verme
Hareketliliði kapsamýnda 22-26 Nisan 2013
tarihleri arasýnda, Romanya´da bulunan "1
Decembrie 1918"Üniversitesi´nde ders
Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR
Hüseyin KAÝM
Türkiye Ýstatistik Kurumu (TUÝK)
Nevþehir Bölge Müdürlüðü, aylýk ve
yýllýk enflasyon rakamlarýný açýkladý.
Nevþehir, Kýrþehir, Niðde, Aksaray
ve Kýrýkkale illerini kapsayan
Nevþehir Bölge Müdürlüðü'nde
Tüketici Fiyatlarý Endeksi (TÜFE)
yüzde -0,10 azaldý. Nevþehir
Bölgesi'nde zam þampiyonu yüzde
16,22 ile fiyat artýþý ile marul oldu.
2003 Temel Yýllý Tüketici Fiyatlarý
Endeksi (TÜFE)'nin 2013 yýlý Nisan
ayýnda ulusal bazda bir önceki aya
göre yüzde 0,42 artýþ gösterdi.
Nevþehir, Kýrþehir, Niðde, Aksaray
ve Kýrýkkale illerini kapsayan
Nevþehir Bölge Müdürlüðü'nde ise
yüzde 0,10 azaldýðý. 2003 temel yýllý
TÜFE'de 2013 yýlý Nisan ayýnda bir
önceki yýlýn ayný ayýna göre ulusal
bazda yüzde 6,13 artýþ meydana geldi.
Nevþehir Bölge Müdürlüðü'nde bir
önceki yýlýn ayný ayýna göre yüzde
6,14 olarak gerçekleþti.
2003 temel yýllý TÜFE tüketim
kalýplarý itibariyle; 2013 yýlý Nisan
ayýnda, bir önceki aya göre madde
bazýndaki deðiþimler incelendiðinde,
ulusal bazda, en yüksek artýþ yüzde
25,41 ile cekette (kadýn için ) meydana
gelirken, en fazla düþüþ ise yüzde
51,89 ile sivri biberde gerçekleþti.
Kýrþehir, Niðde, Aksaray ve
Kýrýkkale illerini kapsayan istatistiki
bölgede madde bazýnda en yüksek
artýþ yüzde 16,22 ile marulda, en fazla
düþüþ ise yüzde -52,88 ile sivri biberde
meydana geldi.
verdi.
Hafta boyunca verilen derslerde,
Türkiye´nin yönetim sistemi ve yerel
yönetim yapýsý ile Romanya´nýn yerel
yönetim yapýsý anlatýlarak iki ülke yönetim
yapýlarýna göre karþýlaþtýrýldý.
"1 Decembrie 1918" Üniversitesi Hukuk
ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekaný Prof.
Ioan Gânfâlean, öðretim elamanlarýndan
Minura Tudoraþcu ve "1 Decembrie 1918"
Üniversitesi Rektörü Prof. Daniel Breaz,
Romanya´da bulunan NEÜ heyetine iki
üniversite arasýnda yapýlan ikili anlaþmadan
ve ziyaretten duyduklarý memnuniyeti dile
getirerek teþekkür ettiler. Görüþmeler
sonrasýnda öðrencilere NEÜ ve
Kapadokya´yý tanýtan CD ve broþürler
daðýtan NEÜ heyeti, ayrýca NEÜ plaketini,
"1 Decembrie 1918" Üniversitesi Rektörü
Prof. Daniel Breaz´a takdim etti.
Japonya’da Fukuþima nükleer faciasýnýn
ardýndan tüm dünya nükleer enerjiden
kaçarken Baþbakan Erdoðan ile Japonya
Baþbakaný Abe Sinop nükleer santral
anlaþmasýný imzaladý. Türkiye’ye 22 milyar
dolara mal olmasý beklenen nükleer tesis
yapým ihalesini Japon Mitsubishi Heavy
Industries ve Fransýz Areva ortaklýðý
kazanmýþtý.
Fukuþima faciasýný yaþayan Japonya’nýn
Baþbakaný ile bir araya gelen Baþbakan
Erdoðan’ýn açýklamalarýysa ibretlik:
“Sinop’ta nükleer santrali Japonya ile
4.Mayýs 1937 tarihinde alýnan bir kararla
Dersimde katliam resmen baþlatýlmýþ oldu.
Bir uçtan baþlayarak büyük küçük demeden
yapýlan katliama hayýr bu bir katliam deðil
isyaný bastýrma dediler. Bunu söylerken de
söyleyenlerin ve yazanlarýn yüzleri
kýzarmadý.
Dersim katliamýnýn canlý þahidi köylüm
Hýdýr Çakmak ile sýk sýk bir araya gelip
söyleþiler yapýyoruz. Kendisi 4 Aðustos
1938 tarihinde Hozat Aðzunik köyünde
yapýlan katliamdan yaralý kurtulanlardan
birisi.
Birçok araþtýrmacý ile Hýdýr amcanýn
söyleþilerine katkýda da bulundum.
Tanýmadýðý birileri Hýdýr amcadan bir þeyler
sormak istediðinde derhal beni arar, yanýnda
olmamý ister hatta konuþup konuþmama
konusunda benden iþaret bekler.
Bunun nedeni aradan 75 yýl geçmiþ
olmasýna raðmen korku ve kaygýlarý
içerisinden atamamasýdýr.
Köylüleri köy ortasýnda toplayan askerler
kadýnlarý ve çocuklarý bir dere kenarýna,
erkekleri de tepenin arkasýna götürerek sýraya
dizerler. Önce tepenin arkasýndan makinalý
tüfek sesleri gelir, kadýnlar baðrýþmaya baþlar
ama küçük Hýdýr ne olduðunu anlamaz bile.
O kucaðýnda küçük kardeþi olan annesinin
eteðinden tutunmuþ olup bitenleri izlerken
bu defa karþýlarýnda kurulu bulunan makinalý
tüfekler ötmeye baþlar.
Sýralý duran kadýnlardan kurþun isabet
eden yere yýðýlýr. Hýdýr’ýn annesi de kurþunu
yiyince kucaðýndaki küçük çocuðu ile yere
yýðýlýrken yanýndaki oðlu Hýdýr’ý da yere
yatýrýr ve arkasýna saklamaya çalýþýr.
Silah sesleri kesildiðinde bir çak feryadýn
dýþýnda fazla ses yoktur.
Hýdýr’ýn annesi sorar oðul sana bir þey deðdi
mi?
Hýdýr cevap verir,
Yoo bana bir þey deðmedi ya sana deðdi
mi?
Anneden cevap gelmez ve yerinden bir daha
kýpýrdamaz.
Anne, çocuðunun hayatta kaldýðýný görmenin
mutluluðu içerisinde oracýkta can verir.
Katliam baþlamadan kaçýp kurtulan dýþýnda
Hýdýr’la birlikte iki çocuk daha kurtulur.
Bahsedilen katliam sýrasýnda Hýdýr’ýn
kendisinden 3 yaþ büyük aðabeyi Çako
daðda hayvan otlattýðý için oda kurtulmuþtu
ama anne, baba, kardeþ otacýkta can vermiþti.
Benim ailem o tarihlerden çok önce
Dersim’den ayrýlmýþlardý ama akrabalarýn
tamamýna yakýný Dersim’de yaþamlarýný
sürdürürlerken katliamdan onlar da
nasiplerini almýþlardý.
Hýdýr amca ile birlikte Dersim’e
gidecektik ve katliamýn yaþandýðý yerleri
bir bir gösterecekti. Birlikte Dersim’e Hozat
ilçesi Aðzunik köyüne gitmiþtik. Henüz
gezip görmeden ve beni atlatarak köyden
ayrýlýp Elazýð’a gitmiþti.
Anladým ki Hýdýr amca o vahþetin
yapacaðýz. Japonya depreme karþý tecrübe
ve ‘know how’ sahibi. Çevreye olan
duyarlýlýk konusunda da ileride. Fransýz
Areva’nýn da teknolojik gücü yüksek.”
Enerji Bakaný Taner Yýldýz açýklamalarý ise
Baþbakan Erdoðan’ýn açýklamasýyla paralel:
“Türkiye Fukuþima’dan ders çýkardýðý için
nükleer konusunda kararlý.” Ýþte bu ders,
tecrübe ve duyarlýlýk Japonya’da nükleer
felakete yol açmýþtý.
ÇERNOBÝL ÝZLERÝ
Sinop nükleer güç santrali ihalesine
Japon ve Çinli firmalar katýlmýþtý. Çin,
yalandýðý yeri görmeye tahammül edemedi.
Hozat Nüfus Müdürlüðünden 1938
Dersim katliamýnda hayatlarýný kaybeden
akrabalarýmýn isim listesini almakta epey
zorlandým. Tamamýný alamadým ama
alabildiðim listede ilginç bir rastlantý vardý.
Dört Aðustos 1938 tarihinden önce
ölenlerin ölüm tarihleri gün, ay ve yýl olarak
yazýlý ancak o tarihten sonra iki aylýk süre
içerisinde ölenlerin sadece ölüm tarihi 1938
olarak yazýlmakta, bazýlarýnýn ise 00/08/1938
olarak yazýldýðýný belge olarak alabildim.
Elde edindiðim dökümanlarda 104
yaþýnda Besi Tunç vardý ki bayan. 99 yaþýnda
Ýsmi Hatun Kangotan vardý ve oda bayandý.
60 yaþýndaki oðlu, üç torunu ayný olayýn
kurbanlarý.
Dikkatlerden kaçmayan ve isyan diye
açýklama yapanlarýn bu olayda bilmesi
gereken bir gerçek ve elde belge var ki oda
Hozat Nüfus Müdürlüðünden aldýðým
belgelerden iþte birkaç örnek.
Güri Kango 56 yaþýnda kadýn,
Makbule Kango 26 yaþýnda kadýn,
Besi Koç 42 yaþýnda kadýn,
Zeri Koç 17 yaþýnda kýz çocuðu,
Fatma Koç 12 yaþýnda kýz çocuk,
Halise Koç 11 yaþýnda kýz çocok,
Lilli Koç 1 yaþýnda kýz çocuk,
Seyithan Koç 5 yaþýnda erkek çocuk,
Seycan Koç 4 yaþýnda erkek çocuk,
Besi Tunç 104 yaþýnda kadýn,
Zeynep Tunç 45 yaþýnda kadýn,
Perize Tunç 16 yaþýnda kýz çocuk,
Perize Tunç 9 yaþýnda kýz çocuk,
Ani Tunç 4 yaþýnda kýz çocuk,
Yusuf Tunç 3 yaþýnda erkek çocuk,
Haným Tunç 2 yaþýnda kýz çocuk,
Hasan Tunç 1 yaþýnda erkek çocuk,
Güzel Demir 30 yaþýnda kadýn,
Ými Hatun Kangotan 99 yaþýnda kadýn,
Zeynep Coþkun 16 yaþýnda kýz çocuðu,
Bu liste uzayýp gitmektedir.
Hýdýr amca o tarihte yaklaþýk üçyüz elli,
dört yüz civarýnda insan yaþadýðýný tahmin
ediyor ve bunlardan kalan sayýsý yirmi otuz
civarýnda insan.
Yukarýdaki tablo yalan yanlýþ anlatýlan
hikaye deðil, bizzat gidip Hozat Nüfus
idaresinden aldýðým belgelerin bir kýsmý.
Burada yer vermediðim oldukça fazla
doküman ellerimizde mevcuttur.
Bütün bu bilgi ve belgelere raðmen
Dersim’de katliam deðil isyan diyenlere iþte
ispatý.
Yukarýda verdiðim sayý sadece benim
akrabalarýmýn ancak onda birisi kadardýr.
Vücudunda yedi süngü iz ve iki kurþun
iþi bulunan ve bugün Ulu bir çýnar gibi
ayakta duran Hýdýr amca da belgelere ilave
olarak bir delildir. Hala hayatta olan onlarca
Hýdýr amcalar var.
Bizler acýlarýn adamý olduk. Acýyý bal
eyledik ama hala yüreklerde yanan alev
sönmedi sönmüyor da.
4 Mayýs 2013
santral inþaatýnda kullandýðý teknolojileri
Türkiye’ye devretmeye hazýr olduðunu
bildirmiþti. Enerji Bakanlýðý, santralin 22
milyar dolara mal olacaðýný tahmin ediyor.
Sinop nükleer santralinin 2023 yýlýnda
faaliyete geçmesi planlanýyor.
Mitsubishi Heavy Industries ve Fransýz
Areva ortaklýðýnda yapýlacak Sinop nükleer
santrali memleket için büyük bir tehlike...
Baþka bir ifade ile patlamaya hazýr bomba.
En küçük bir sýzýntý bile on yýllar boyunca
halkýn yaþamýný etkileyebilecek saðlýk
sorunlarýna yol açýyor. Enerjide baðýmlýlýðý
azaltacaðý söylense de dýþ baðýmlýlýk
azalmýyor, artýyor. Ayrýca nükleer enerji
dünyanýn en pahalý enerjisi durumunda.
Mersin Akkuyu’dan sonra Sinop’ta da
nükleer santral için imzalar atýlýrken
hükümet üçüncü nükleer santrali Ýðneada’ya
yapmayý planlýyor. Dünyada nükleer enerji
üretiminin toplam enerji içindeki payý
giderek azalýrken Türkiye’nin nükleer
yatýrýmlarý insan yaþamý ve çevre saðlýðý
açýsýndan da büyük tehlikelere gebe.
Takvimler 26 Nisan 1986’yý
gösterdiðinde, dünyanýn bugüne dek
gördüðü en büyük nükleer felaket
yaþanmýþtý: Çernobil. Her biri 1.000MW
gücünde olan dört reaktörün hatalý
tasarýmýna, reaktörlerden birinde deney
yapmak için güvenlik sisteminin devre dýþý
býrakýlmasý da eklenince felaket
gerçekleþmiþti.
Nükleer kazadan kaynaklanan radyasyon
bulutlarý 3 kýtada insanlarýn saðlýðýna mal
oldu. Yayýlan radyoaktivitenin etkileri hâlâ
devam ediyor. Türkiye’de kazadan etkilenen
ülkeler arasýndaydý. 27 yýl sonra bugün,
Çernobil Nükleer Santrali’ni inþa etmiþ
Rosatom þirketinin, Mersin Akkuyu’da bir
santral kurmasý planlanýyor.
NÜKLEER YALANLAR
YALAN-1: Artýk güvenli nükleer
reaktörler yapýyorlar.
Fukuþima I nükleer santralinde meydana
gelen kaza, güvenli reaktörlerin bir masaldan
ibaret olduðunu kanýtladý. Avrupa
Radyasyon Risk Komitesi (ECCR)
raporlarýna göre 200 bin kiþi kanser riskiyle
karþý karþýya. Deprem olduðu sýrada bakým
nedeniyle kapalý olan 4. reaktör, atýk
çubuklarýnýn açýða çýkmasý nedeniyle sýzýntý
yaptý. 2. reaktörde deprem sonrasý açýlan
20 cm’lik çatlak yüzünden onbinlerce ton
radyoaktif su denize karýþtý. Üstelik, nükleer
santrallerde, rutin çalýþma halinde dahi
radyoaktif maddeler havaya ve suya
salýnýyor.
Fransa’nýn güneyinde popüler turistik
bölgesinde iki nehirde musluk sularýnýn
içilmesi, yüzmek ve balýk tutmak
yasaklandý. Sebebi ise Tricastin nükleer
santralinden 75 kg’lýk radyoaktif maddenin
suya karýþmasýydý.
YALAN-2: Ekonomik kalkýnma
saðlayacaðýz.
Ticari nükleer santraller elektrik üretirler.
Giderek artan ilk yatýrým maliyetlerinden
dolayý bu elektrik pahalý bir elektriktir.
Belarus’a göre Çernobil kazasý’ndan ortaya
çýkan maliyet 235 milyar dolar. Bu
Türkiye’nin toplam ekonomisinin (GSYÝH)
üçte birinden daha fazla. 25 yýl geçmiþ
olmasýna raðmen hala her yýl Ukrayna ve
Belarus yýllýk bütçelerinin yüzde 5-9’luk
önemli bir kýsmýný sadece Çernobil
giderlerine ayýrýyor. (Bu oran oran olarak
Türkiye’nin kamu saðlýk harcamalarýna
denk)
YALAN-3: Nükleer santraller
yapýlmazsa karanlýkta kalacaðýz.
Bir nükleer reaktörün çalýþmayý
durdurmasý için illa büyük bir deprem
gerekmiyor. Yani nükleer santraller bizi yarý
yolda býrakabilir, karanlýða mahkum
edebilir. 2007 yýlýnda Japonya’da meydana
gelen 7.1 kuvvetindeki depremden sonra,
Japonya’nýn en yeni santrali Kaþivazaki
Kariva santralindeki aylarca yýllarca kapalý
kalmýþtý. Bir nükleer reaktörde herhangi bir
arýza, küçük ölçekli bir kaza bile o nükleer
santralin aylarca hatta yýllarca durmasýna
neden olabilir. Yenilenebilir enerjilerin
2010’daki durumuna iliþkin Yenilenebilir
Enerji Aðý Raporu’na (REN21) göre
2010’da yenilenebilir enerjiler dünyanýn
birincil enerji (elektrik, ýsý ve ulaþým)
tüketiminin yüzde 16’sýný karþýladý. Bu
rakam, dünyada nükleer santrallerin
saðladýðý enerjinin 5 katýndan fazla.
FUKUÞÝMA’DAN KALANLAR
“Fukuþima'dan geriye kalanlar” adlý
rapora göre, dünya çapýnda nükleer
endüstrisindeki düzenlemelerin, herhangi
bir nükleer kaza sonrasýnda nükleer santrali
iþleten firma ya da ana tedarikçileri sorumlu
tutmadýðýný, en büyük bedeli halkýn
ödediðini ortaya koyuyor.
Fukuþima nükleer felaketi, kaza sonrasý
maliyetlerin çok azýnýn santral operatörleri
tarafýndan ödendiði, reaktörlerin
tedarikçilerinin ise hiçbir bedel ödemediði
bir sistemin hatalarýný ortaya çýkardý. Yüz
binlerce insaný düzgün bir tazminattan
mahrum býrakan bu sistemin sonuçlarý
dünyanýn herhangi bir yerinde tekrar edebilir
çünkü nükleer endüstri kendi hatalarýndan
sorumlu tutulmuyor.
Fukuþima’da tehlike bitmedi.
Fukuþima’daki dört reaktör dengeli bir
konumda deðil ve oradan sýzmakta olan
radyoaktivite, okyanus ve topraðý kirletiyor.
Radyasyon seviyeleri iþçilerin reaktöre
girmesini imkansýz hale getirecek derecede
yüksek. Ýþçiler reaktörlere nitrojen sýkýp
olasý hidrojen patlamalarýný engellemeye
devam ediyor.
Hali hazýrda, reaktörde 100.000 tondan
fazla kirletilmiþ su depolanýyor – bu su,
reaktörleri soðutmak için kullanýlýyor –
yüksek miktarda radyasyon kirliði olan
suyun temizlenme projesi baþarýsýz oldu.
Fukuþima reaktörünün iþletmesinin
tamamen durdurulmasý 40 yýl sürebilir.
Kaynak:Evrensel
Sulucakarahöyük/ANKARA
Yýlmaz KIZILIRMAK
Türkiye Halk Kurtuluþ Ordusu (THKO)
kurucusu ve önderlerinden DENÝZ
GEZMÝÞ, arkadaþlarý YUSUF ASLAN ve
HÜSEYÝN ÝNAN, egemenler tarafýndan
idam ediliþlerinin 41. yýlýnda Ankara’da
mezarlarý baþýnda anýldýlar. 6 Mayýs
Pazartesi günü Karþýyaka Mezarlýðýnda
gerçekleþtirilen anmanýn formatý, DENÝZ
GEZMÝÞ ve arkadaþlarýnýn avukatlýðýný
yapan, 89 yaþýnda iken 5 Mayýs 2011
tarihinde yaþamýný yitiren HALÝT
ÇELENK’i de içerecek bir þekilde
gerçekleþtirildi.
KESK Ankara Þubeler Platformu, DÝSK
Ankara Bölge Temsilciliði, TMMOB
Ankara ÝKK, ÝHD, PSAKD, Devrimci
78’liler Federasyonu, Halklarýn Demokratik
Kongresi (HDK) bileþenleri, Halkevleri,
EHP, ÖDP ve TKP, Ankara 78’liler Birlik
ve Dayanýþma Derneði tarafýndan ortak
gerçekleþtirilen anma için kitleler, saat:
12:00’de Karþýyaka Mezarlýðý 2 Numaralý
kapýda buluþtular. Saat: 12:30’da saygý
duruþuyla baþlayan anma, düzenleyen
kurumlar adýna KESK Ankara Þubeler
Platformu Dönem Sözcüsü Dengiz
SÖNMEZ’in konuþmasýyla baþladý.
“Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan ve Hüseyin
Ýnan yoldaþlarýmýzýn idam edilerek
katlediliþlerinin 41. yýlýnda yine onlarla
birlikteyiz. Üç fidanla birlikte onlarýn can
yoldaþý Halit Çelenk’i de anýyoruz” diyerek
konuþmasýna baþlayan SÖNMEZ,
ÇELENK’in her zaman olduðu gibi
çocuklarýnýn yaný baþýnda, aydýn olmanýn
sorumluluklarýný yerine getirmenin onuru
ile yattýðýný, Onlarýn þahsýnda, dünyada ve
Türkiye’de, sömürüye ve baskýya boyun
eðmeyerek yaþamýný yitirmiþ bütün
devrimcileri saygý ile andýklarýný vurguladý.
“68’lerden bugüne, tüm dünyada ve
ülkemizde, baþta ABD olmak üzere
emperyalizme ve onun savaþ örgütü
NATO’ya karþý mücadele, yoldaþlarýmýzýn
býraktýðý yerden devam ediyor” diyen
SÖNMEZ, yürüttükleri mücadelenin,
emperyalizmi ve kapitalizmi yeryüzünden
silinceye dek süreceðini, Türkiye’nin 68
gençliðinin anti – emperyalist duruþlarýnýn,
ABD ve NATO’ya karþý çýkýþlarýndaki
kararlýlýklarýnýn, Mahirlerin devrimci
dayanýþma tutumlarýnýn, Ýbrahimlerin yiðitçe
direniþinin, Mazlumlarýn bedenlerini ortaya
koyan dirençlerinin, bugünün gençliðine
direnç kazandýrmaya ve yol göstermeye
devam ettiðini kaydetti.
Baþta ABD olmak üzere tüm emperyalist
ülkelerin, ülkemizin bulunduðu coðrafyada,
yüz binlerce insanýn canýna kýydýðýný ve
kan dökmeye devam ettiklerini belirten
SEZGÝN konuþmasýný þu sözlerle sürdürdü;
“ABD ve AB emperyalistlerinin, onlarýn
savaþ örgütü olan NATO’nun, Ortadoðu ve
bölgemizdeki müdahaleleri tehlikeli bir
aþamaya gelmiþtir. Ülkemizde ise AKP
iktidarýnýn dýþ politikasý, emperyalistlerin
çýkarlarý için tüm komþularýmýzla düþmanlýk
düzeyine taþýnmýþtýr. Ýran ve Suriye’ye karþý
ise tam bir düþmanlýk politikasý içindedir.
Suriye halklarý kan, gözyaþý, toplu göçler,
açlýk ve yýkým ile yüz yüzedir. Komþu
ülkelerin içiþlerine, egemenlik haklarýna
müdahale ile halklarýn kardeþçe bir arada
yaþamasýnýn zemini dinamitleniyor. Ýran’a
emperyalist müdahalenin arifesindeyiz. Bir
süredir dinlenmede olan Ýsrail, Türkiye ile
iliþkilerini yeniden düzelterek sahneye
çýkmýþtýr. ABD, Ýsrail, Türkiye Ortadoðu
gericiliðinin baþ aktörleri durumuna
gelmiþlerdir.”
Dengiz SÖNMEZ’in konuþmasý þu
sözlerle devam etti;
“Malatya Kürecik’te “Füze Kalkaný”
üssü kurdurulmasý, önceki NATO üsleri
yetmezmiþ gibi patriot füzelerinin
topraklarýmýza yerleþtirilmesi bölge
halklarýný ve ülkemizin geleceðini tehdit
ediyor. AKP iktidarýnýn ve efendileri
emperyalistlerin fetihçi ve iþgalci
politikalarýný ve müdahalelerini
reddediyoruz. Yoldaþlarýmýzýn, Nurhak
Daðlarýnda Kürecik üssüne karþý
antiemperyalist tutumlarý, Ýsrail’e karþý
Filistin halkýyla enternasyonalist dayanýþma
içinde olmalarý öðreticidir ve bugüne ýþýk
tutmaktadýr. ABD emperyalizminin
Vietnam’ý iþgalini hatýrlayalým. 68
Gençliðinin, dünyada ve ülkemizde
gösterdikleri savaþ karþýtý duruþ ve
dayanýþma mücadelesi hala saygýnlýðýný
korumaktadýr. Emperyalist savaþa karþý
barýþý, halklarýn düþmanlaþtýrýlmasýna karþý
kardeþliði öne çýkarmak bugün daha da
elzemdir.
Deniz Yoldaþ; “Yaþasýn Tam Baðýmsýz
Türkiye” ve” Yaþasýn Türk ve Kürt
Halklarýnýn Kardeþliði” derken bugünü
görür gibidir. Kürt sorununda
çözümsüzlüðün dayatýlmasý sonucu,
ülkemizdeki halklarýn birbirlerine karþý
düþmanlaþtýrma politikalarýný, idam
sehpasýnda boþa çýkartmýþtýr. Bölge
halklarýnýn baþkaldýrýlarýnýn özü, Kürt
halkýnýn mücadelesinin içeriðinde anlam
bulmaktadýr. Ülkemizi yönetenlerin, Türkler
dýþýndaki halklarý, özellikle Kürt halkýný
yok sayma, inkar ve imha politikalarý artýk
iflas etmiþtir. Kürt halkýnýn tam hak eþitliði
ve özgürlük talepleri, iktidarý çözüm
sürecine mecbur etmiþtir. Kürt halkýnýn
haklarýnýn iadesi ve taleplerinin arkasýnda
durarak ülkemiz halklarýnýn enternasyonel
dayanýþmasýný mücadele birliðini saðlamak
zorunda olduðumuz açýktýr. Kürtler
dýþýndaki diðer halklardan iþçi ve emekçiler,
bu süreci uzaktan izleyen olamaz.
Ülkemizde barýþ umudu büyümektedir. Ama
biliyoruz ki; barýþýn içeriði, demokrasi ile
iliþkilendirildiðinde anlamlý olacaktýr. Hiç
unutmayalým ki, Ortadoðu ve yakýn
coðrafyamýzdaki halklar ile ülkemiz
halklarýnýn mücadele birlikteliði,
dayanýþmasý ve kardeþliði güçlendikçe,
emperyalistlerin bütün sinsi ve alçakça
oyunlarý bozulacaktýr.
68 gençliðinin, özerk-demokratik
üniversite ve bilimsel eðitim için verdikleri
mücadele, bugün daha iyi anlaþýlmaktadýr.
AKP Hükümetinin, gerici güçlerden
aldýklarý destekle eðitimde yaptýklarý son
deðiþiklik, kapitalist-emperyalist sistemi
sorgulamayan ve biat eden gençler
yetiþtirmede önemli mesafeler almýþtýr.
Geleceðimiz tehdit altýndadýr.
Ýþçi sýnýfý, kölece çalýþma ve yaþam
koþullarýna mahkum ediliyor. Ýþ cinayetleri,
yoksulluk, iþsizlik çekilmez hale gelmiþtir.
Siyasal ve sendikal örgütlenme haklarýnýn
elde edilmesi bir yana, var olan haklarý gasp
edilmektedir. Kadýnlarýmýz, cinsiyet
eþitsizliði, þiddet ve aþaðýlayýcý
uygulamalarla yüz yüzedir. Ýþçiler ve
emekçiler, saðlýklý yaþam güvencesinden
ve sosyal haklardan mahrum
býrakýlmaktadýr. Ancak iþçi sýnýfý, kendisine
dayatýlan sömürü ve kölelik koþullarýnda
bir yaþama itiraz ediyorlar. Ýþçi sýnýfýnýn
mücadelesinin; kazanýmla bitecek bir
toplusözleþme süreci, iþ güvencesi ve
demokratik talepler doðrultusunda her geçen
gün yükseldiðini görüyoruz.
Doðal yaþam alanlarýmýz, emperyalist
tekellerin ve onlarýn yerli iþbirlikçilerinin
yaðma ve talanýna açýlmýþtýr. Ülkemiz,
topraðýmýz, yaþam alanlarýmýz tehdit
altýndadýr. Bugün; insana özgü, iyi olan ne
varsa, emperyalistlerin ve iþbirlikçilerinin
çýkarlarýna kurban ediliyor.
AKP ve hükümet çevreleri, bir yandan
demokrasiyi dillerinden düþürmezken; diðer
yandan da seçilmiþ yöneticiler, siyasetçiler,
gazeteciler, aydýnlar, çocuklar ve gençler
hala cezaevlerinde tutsaklar. Bütün bunlar,
12 Eylül generallerinin anayasasýna ve
yasalarýna dayandýrýlarak yapýlmaktadýr.
Halklarýn demokratik bir anayasa için
talepleri hala orta yerde duruyor. Görülen
o ki; bizler demokrasi ve özgürlüklerin elde
edilmesi için anayasa tartýþmalarýna müdahil
olmazsak, 12 Eylül anayasasý ve gücünü
bundan alan baskýlar ve zorbalýklar halklarýn
baþýnda bela olmaya devam edecektir.
Umutsuzluða ve karamsarlýða savaþ
açmalýyýz. Hiçbir kiþisel çýkar gözetmeden,
gencecik bedenlerini baðýmsýzlýk, demokrasi
ve sosyalizm mücadelesine adamýþ
yoldaþlarýmýzýn kararlýlýklarýný örnek
almalýyýz. Onlarýn, iþçi sýnýfý ve onun yüce
ideolojisi Marksizm-Leninizm’e olan
baðlýlýklarý yolumuzu aydýnlatmaya devam
ediyor. Yoldaþlarýmýza ve onlarýn
mücadelelerine saygýnýn ölçüsü,
omuzlarýmýzda taþýdýðýmýz bugünün
görevlerini ne kadar yerine getirdiðimize
baðlýdýr.
Emperyalizm, dünya halklarýnýn
direniþiyle er-geç yenilecektir. Baðýmsýzlýk,
demokrasi ve sosyalizm mücadelesi
kazanacaktýr. Ýþçi sýnýfý; bütün halklarýmýzýn
talepleriyle birleþerek kapitalizmi mezarýna
gömecektir. Yoldaþlarýmýza sözümüz var:
Umudu büyüterek geleceðin sýnýfsýz ve
sömürüsüz dünyasýný mutlaka kuracaðýz.
YAÞASIN ÝÞÇÝLERÝN BÝRLÝÐÝ,
HALKLARIN KARDEÞLÝÐÝ – YAÞASIN
DEVRÝM, YAÞASIN SOSYALÝZM”
DENGÝZ’in konuþmasýnýn ardýndan
DENÝZ GEZMÝÞ’lerin yoldaþý Aydýn
ÇUBUKÇU söz aldý.
ÇUBUKÇU, “Deniz, Hüseyin, Yusuf,
Halit Abimiz yine buradayýz. 1 Mayýs’ýn
öfkesiyle ve coþkusuyla buradayýz” diyerek
sürdürdüðü konuþmasýnda; 5 gün önce
alanlarda karþýladýðýmýz 1 Mayýs’ýn
karþýmýzdakilerin korkaklýðýnýn yeni bir
kanýtý olarak kutlandýðýný, Dilan ALP’ýn
alnýnýn ortasýna biber gazý sýkarak
öldürülmek istendiðini, Ýstanbul Valisinin
‘onun bir militan’ olduðunu, Baþbakanýn
‘onun çiçek çocuðu’ olmadýðýný söylediðini
hatýrlatarak, bütün bunlar öldürülmesi için
yeterli neden midir diye sordu.
Daha dün Ýsrail’in Þam’ý bombaladýðýný,
Baþbakanýn ise Esad’ýn çocuk katili
olduðundan söz ettiðini ifade eden
ÇUBUKÇU, Ýsrail’in Þam’ý bombaladýðý
bir süreçte Baþbakanýn böyle sözler
sarfetmesinin anlaþýlýr olmadýðýný bildirdi.
ÇUBUKÇU konuþmasýný þu sözlerle
sürdürdü;
“Kapitalistler, iþbirlikçiler, kalleþler!
Deniz,Yusuf, Hüseyin tam diþinize göre bir
düþman var karþýmýzda. Þimdi buradan
kalkýp savaþma zamanýdýr. Ant olsun ki
yeryüzünün bu güzel ülkesinden onlarýn
kirli ellerini silene kadar mücadele edeceðiz.
Sizler iyi ki bizlere bu yolu gösterdiniz.
Yeneceðiz, kazanacaðýz. Çünkü yenmenin
mutluluðu ve kazanmanýn onurunu sizler
bize öðrettiniz.”
“Biz bugün ayný zamanda ezilen halklarý,
emperyalizmin boyunduruðundan
kurtarmak, egemen sýnýflarýn düþmanlýðýna
karþý baþý dik mücadele etmek için
buradayýz” diyen ÇUBUKÇU,
emperyalizmin iki yüzlü ve kalleþ
olduðunun devrimciler tarafýndan iyi
bilindiðini, ama bununla özgürlük ve
demokrasi mücadelesini karþý karþýya
getirmediklerini kaydetti.
Bu topraklarda, her çatlaktan sýzan
emperyalizme karþý açýk sözlü, savaþarak
ve okuyarak öðrenmiþ devrimcilerin
olduðunu, devrimcilerin hak yemediklerini,
hakký olaný almasýný da bildiklerini
kaydederek, emperyalizme karþý mücadele
ederken ayný zamanda özgürlüðü
savunmanýn birbiriyle çeliþen þeyler
olmadýðýný ifade etti.
“Deniz, Hüseyin, Yusuf, Halit Çelenk
kazanan ve kazanacak olan Kürt halkýnýn
yanýnda olmayý size baðlýlýðýmýzýn bir
göstergesi olarak alnýmýzda taþýyoruz” diyen
ÇUBUKÇU, birkez daha tekrar ederek, “ant
içiyoruz kazanacaðýz ve mücadele etmeye
devam edeceðiz. Sizin adýnýza ve tüm
devrimci þehitler adýna da mücadele
edeceðiz. Kazanacaðýz! Kazanacaðýz!”
diyerek konuþmasýný tamamladý.
Yapýlan konuþmalarýn ardýndan anmaya
katýlan örgütler, bir yürüyüþ korteji halinde
DENÝZ GEZMÝÞ ve arkadaþlarýyla HALÝT
ÇELENK’in mezarlarýný ziyaret ettiler,
saygý duruþunda bulundular ve konuþmalar
yaptýlar.
6 Mayýs’ ta gerçekleþtirilen anmaya
katýlan; Denizlerin avukatý HALÝT
ÇELENK’in eþi Þekibe ÇELENK, kýzý
Serpil ÇELENK GÜVENÇ ve damadý Kaya
GÜVENÇ kürsüden konuþmadýlar.
Ankara Karþýyaka’da ki anmaya; BDP
Muþ Milletvekili Sýrrý SAKIK, DÝSK Genel
Baþkaný Kani BEKO, DÝSK ve KESK’e
baðlý sendikalarýn yöneticileri, üyeleri,
TMMOB ve TTB Yöneticileri de katýldý.
HKP’nin yaný sýra CHP’nin de Ankara
Ýl Örgütü pankart ve bayraklarýyla katýldýðý
anmada, Ayaþ Belediye Baþkaný Ali
BAÞKARAAÐAÇ’ta CHP kortej içinde
yürüdü.
Karþýyaka Mezarlýðýna anma törenine
katýlanlar sadece DENÝZLERÝN ve HALÝT
ÇELENK’in mezarlarýna uðramakla
kalmadýlar; MAHÝR ÇAYAN, ULAÞ
BARDAKÇI, KUTSÝYE BOZOKLAR,
NECDET ADALI, ERDAL EREN ve daha
pek çok devrimcinin mezarlarýný ziyaret
ettiler. Madýmak Katliamýnda yakýnlarýný
kaybedenler de, “UNUTMADIK
UNUTTURMAYACAÐIZ” yazýlý pankartla
DENÝZLERÝ ziyarete geldiler. Saatler
15:00’i gösterirken Karþýyaka
mezarlýðýndaki hareketlilik hala sürüyordu.
6 Mayýs 1972 tarihinde, Ankara
Ulucanlar Cezaevinde idam edilerek
yaþamlarý sonlandýrýlan devrimciler bugün
ülkenin dört bir yanýnda gerçekleþtirilen
etkinliklerle anýldý.
Ýstanbul’da DENÝZLERÝ anmak üzere
Galatasaray Lisesinin önünden
Dolmabahçe’ye yürümek isteyen yüzlerce
kiþinin devletin silahlý güçlerinin cop,
tazyikli su ve biber gazý engeliyle karþýlaþtýðý
öðrenildi. Haberin hazýrlandýðý saatlerde
Ýstiklal Caddesi ve Taksim Meydaný
bölgesinde ortalýðýn savaþ alanýna döndüðü,
pek çok sayýda gözaltýnýn gerçekleþtiði,
yeniden yürümek isteyen aralarýnda BDP
Ýstanbul Milletvekili Sebahat TUNCEL’in
de bulunduðu bir grubun Mis Sokak’ta
toplandýðý bilgisi alýndý.

Benzer belgeler