Temmuz-Ağustos- Eylül 2014
Transkript
Temmuz-Ağustos- Eylül 2014
İÇİNDEKİLER 07 08 Yönetimden İnşaat sektöründe ilk kural: GÜVENLİK 12 14 16 18 19 20 22 26 Esra Güldeş Yakar: Suçlu Kim? İMO Bursa’da seçim heyecanı İMO’da Başkan Basri Akyıldız İMO Bursa’da Afet Komisyonu kuruldu Başkanlara tebrik ziyareti İnşaat sektöründe ‘iş güvenliği’ çok önemli “Bursa’da güvenilir konut ihtiyacı var” Depremi unutma, unutturma 27 28 30 32 34 35 36 37 38 40 42 44 Mudanya Belediyesi ile protokol yolda İMO’dan 3. Köprü inşaatına teknik gezi Yemenli mimar ve mühendisler İMO’nun çalışmalarını örnek alacak İhsan Akar: Finansal kiralama yeni yöntem: Sat ve geri kirala uygulaması Genç mühendisler Timsah Arena’da BTSO İnşaat Konseyi’nden birlikte çalışma çağrısı İstanbul Yapı Fuarı’na Bursa çıkarması İMO üyelerine ‘uygulamalı çelik yapılar’ kursu Erol Kılıkçıer: İş kazalarında işverenlerin sorumluluğu Sakallıoğlu’nun model araba tutkusu Geleneksel Cumalıkızık evlerinde ahşap konut sistemi Temsilciliklerde yeni dönem 46 48 Genç mühendislerin dayanışma gecesi Şampiyon İnşaat Beton TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI BURSA ŞUBESİ Sayı: 61 Temmuz-Ağustos-Eylül 2014 İMO Bursa Şubesi Adına İmtiyaz Sahibi: Basri AKYILDIZ Yazı İşleri Müdürü: Fatih CANBAZOĞLU Yayın Kurulu: Sezai ÖZOKUTANOĞLU Fatih CANBAZOĞLU M.Burak İMREKOĞLU Kayhan ÖZYILDIRIM Muazzez MUTLU Yayına Hazırlayan: Cumhuriyet Mh. Nilüfer Hatun Cd. Kurumahmutoğlu Apt. No:140 Nilüfer/BURSA Tel: 0224 451 66 67 Faks: 0224 451 70 71 www.yazievi.com.tr Yayın Yönetmeni Elif SEZGİN Editör Erdal ŞEN Haber Ramazan GÜLTAŞ Suat KILINÇ Görsel Yönetmen Sinem Durbak Reklam Koordinatörü Yıldız Koyuncu İMO BURSA ŞUBESİ Odunluk Mah. Akademi Cd. BAOB Yerleşkesi No:8/A-1 Nilüfer / BURSA Tel: 0224 452 94 00 GSM: 0530 408 37 48 web: www.imobursa.org e-posta: [email protected] 55 SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 3 YÖNETİMDEN Saygıdeğer meslektaşlarımız; İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi (İMO) Bülten’in 61’inci sayısı ile sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İMO Bursa Şubesi olarak TMMOB Yasası’na göre 2 yılda bir gerçekleştirilen Olağan Genel Kurul sürecini geride bıraktık. Süreç içerisinde gerek yönetimimiz gerekse yönetime talip olan arkadaşlarımız tarafından karşılıklı olarak gösterilen saygı ve hoşgörü anlayışı, diğer odalara da örnek teşkil etmiştir. Oda seçimlerimizin sonucunda kaybeden taraf olmamıştır. Bizler de bu anlayış içerisinde bulunmaya devam edeceğiz. Geride bıraktığımız seçim sürecinde meslektaşlarımız kullandıkları oylar ile teveccühlerini bizler lehine kullanmışlardır. Tüm meslektaşlarımızın, Oda yönetimini sonuna kadar destekleyeceğine inanıyoruz. Birlik ve beraberliğin gerekliliği de budur. Bu aşamadan sonra yapacağımız her çalışma, ele alacağımız her konu yine arkamızdaki İMO Bursa Şubesi üyelerinin desteğiyle olacaktır. Bu sayımızın dosya konusu olarak ‘İş Sağlığı ve Güvenliği’ konusunu ele aldık. 17 Ağustos Marmara Depremi’nin 15’inci yıldönümünde yine yetkililere depremin yıkıcı etkisini göstermek ve alınması gereken önlemleri hatırlatmak için geleneksel olarak gerçekleştirdiğimiz 17 Ağustos fotoğraf sergisini açtık ve deprem konusunda yapılması gerekenleri bir basın açıklamasıyla kamuoyuna sunduk. Ayrıca bünyemizde bir Afet Komisyonu kurarak, deprem sonrasındaki çalışmalara nasıl katkı sağlanabileceği konusunda AFAD ile fikir alışverişinde bulunduk. Geride bıraktığımız dönemde mesleki geziler gerçekleştirmeye devam ettik. Birçok özelliği ile dünyada ilk olacak 3’üncü Boğaz Köprüsü ve İzmit Körfez Geçişi Asma Köprü inşaatlarını gezdik. Gençlik Komisyonu üyeleri de Bursa Timsah Arena’ya teknik gezi gerçekleştirdiler. Ayrıca bu yıl da İstanbul Yapı Fuarı’na düzenlediğimiz gezi ile üyelerimizi sektörümüzdeki son yenilikler ve teknolojik gelişmelerle buluşturduk. Bu dönemde de üyelerimizin mesleki gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla alanında uzman isimlerle kurslar düzenledik. Kurs ve seminerlerimiz, sizlerin ilgisi ve desteği ile önümüzdeki dönemde de tüm hızıyla devam edecektir. İş Teftiş Grubu’nun yönetimimize hayırlı olsun ziyaretinde iş güvenliğinin önemine dikkat çekildi. BTSO İnşaat Konseyi’ni ve BUSİAD’ı konuk ettik, Yemenli meslektaşlarımızı ağırladık. 30 Mart yerel seçimleri öncesi belediye başkan adaylarımızı ağırlarken, yerel seçimlerin ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Recep Altepe, Nilüfer Belediye Başkanı Sayın Mustafa Bozbey, Yıldırım Belediye Başkanı Sayın İsmail Hakkı Edebali ve Mudanya Belediye Başkanı Sayın Hayri Türkyılmaz’ı makamlarında ziyaret ederek yeni görevlerinde kendilerine başarı dileklerimizi ilettik. Osmangazi Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürü Ahmet Donbaloğlu’nu ziyaretimizde yerel yönetimlerle işbirliğini geliştirme isteğimizi dile getirdik. Sosyal etkinlikler açısından da her dönem olduğu gibi yoğun bir dönem oldu. BAOB Bowling Turnuvası’nda şampiyon olduk. Genç inşaat mühendisleri dayanışma gecesinde bir araya geldiler. TSM Koro’muzun Bahar Konseri’ni Tayyare Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdik. İKK Futbol Turnuvası’nda İnşaat Beton onuruna yemek düzenleyerek, şampiyonluklarını kutladık. TMMOB İKK ve BAOB çatısı altında düzenlenen Kan Bağışı kampanyasına katılarak kan bağışı ile hayat kurtarmanın önemine dikkat çektik. Sonuç olarak sizlere Bursa’mızı ve mesleğimizi ilgilendiren pek çok konuda görüşlerimizin, etkinliklerimizin ve çalışmalarımızın yer aldığı dopdolu bir bülten sunmaya çalıştık. Tüm bu çalışmalarımıza destek veren ve etkinliklerimize iştirak eden siz değerli üyelerimiz, ilan verenlerimiz ve emeklerimizin sizlerle buluşmasını sağlayan tüm basın mensubu arkadaşlarımıza gösterdikleri ilgi ve verdikleri destek için şükranlarımızı sunuyoruz. Saygılarımızla… İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 5 DOSYA İnşaat sektöründe ilk kural: GÜVENLİK İş kazalarının yüzde 12’sinin, ölümlü iş kazalarının ise yüzde 34’ünün inşaatlarda meydana gelmesi, inşaat sektörünün iş sağlığı ve güvenliği alanında taşıdığı riski açıkça ortaya koyuyor. Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası bu kötü rekoru silme anlamında önemli yaptırımlar getirirken, bu alandaki temel eksiklikler; denetim, bilinçlendirme ve eğitim faaliyetleri olarak göze çarpıyor. 6 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 İ nşaat sektörü, iş kazalarının sayısal çokluğu ve ağır sonuçları bakımından Türkiye’deki iş kolları arasında ilk sırada yer alıyor. Çalışma şartlarının düzensizliği, denetim eksikliği ve eğitimsiz çalışanlar gerçeği, bu durumun en temel nedenleri arasında gösteriliyor. Ülkemizde 2012 yılında meydana gelen 745 ölümlü iş kazasında, inşaat sektörü 245 ölüm vakasıyla ilk sırada yer alıyor. Çalışma ortamı, kullanılan iş makineleri ve malzemelere bağlı olarak birçok tipte kaza görülmekle beraber, en sık karşılaşılan kaza türü ise çalışanların yüksekten düşmesi. İnşaat sektöründeki bu acı tablonun önüne geçebilmek için yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası bir umut olarak görülüyor. Yasa, işverene ve işçiye yeni sorumluluklar getirirken, yaptırımlar da oldukça ağır. Bu araştırmamızda inşaat sektöründe işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemini ve yeni yasayı, konunun paydaşlarından aldığımız yorumlarla anlattık. EKONOMİYE MALİYETİ 63 MİLYAR TL! Ülkemizde iş kazaları ve meslek hastalıklarının ekonomiye olan zararlarının, gerek doğrudan maliyetler gerekse dolaylı maliyetler açısından dikkate alındığında oldukça büyük ölçekli olduğu görülmektedir. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre, gelişmekte olan ülkelerin iş kazaları ve meslek hastalıkları maliyetleri; cari fiyatlarla, gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 4’ü tutarındadır. Dolayısıyla, ülkemizin 2013 yılına dair iş kazaları ve meslek hasta- lıkları maliyeti de yaklaşık 63 milyar lira civarındadır. Çalışma şartları bakımından içerisinde birçok tehlikeyi ve riski barındıran ve risklerin sürekli olarak değişkenlik gösterdiği yapı işleri (inşaat sektörü), meydana gelen iş kazası sayıları ve bu kazalar sonucu oluşan kayıplar incelendiğinde tüm iş kolları arasında sürekli ilk sıralarda yer almaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından yayımlanan 2010, 2011 ve 2012 yıllarına ait iş kazası ve meslek hastalıkları istatistikleri inşaat sektörü açısından incelendiğinde; ortaya çıkan tablo ise şu şekildedir: NOT: 2013 ve 2014 yılı verileri SGK tarafından henüz açıklanmamıştır. İ nşaatlarda çalışma ortamı, kullanılan iş makineleri ve malzemelere bağlı olarak birçok tipte kaza görülmekle beraber en sık karşılaşılan kaza türleri aşağıdaki gibidir: - Çalışanların yüksekten düşmesi, - Uzuv kaptırma, uzuv sıkışması gibi makine kazaları, - Düşen cisimler, - Elektrik çarpması ve - Göçük, şantiye içi trafik kazaları vb. diğer tipte kazalar. BURSA’DA DURUM: Öte yandan 2012 yılında Bursa ilinde yaşanan toplam iş kazası sayısı 9303’tür. Bu kazalarda 30 çalışan hayatını kaybetmiştir. Bursa, iş kazası sayısı bakımından İstanbul’un (9450) hemen arkasında 2’nci sırada yer alırken, iş kazası sonucu meydana gelen ölüm sayıları dikkate alındığında ise sırasıyla İstanbul, Ankara ve İzmir’in ardında 4’üncü sırada bulunmaktadır. Aşağıdaki tablolarda iş kazası ve ölüm sayıları en yüksek 5 ilimiz gösterilmektedir. SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 7 DOSYA “Önce zihniyet değişmeli” İşçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerini bir maliyet yaklaşımı olarak alan zihniyeti, iş kazalarının temel nedeni olarak gören Doç. Dr. Gürkan Emre Gürcanlı, zorlayıcı ve caydırıcı cezalar olmadığı takdirde bu durumun süreceğini söyledi. S on yıllarda inşaat sektöründeki hızlı gelişme, bir başka boyutu da ön plana çıkardı: Sektörün ölümlü iş kazalarında ilk sıraya yerleşmesi. Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre; 2000-2011 yılları arasında 344 işçi şantiyelerde yaşamını yitirirken, 2011 yılı değerlerine bakıldığında da iş kazaları sonucu meydana gelen 1.700 ölümden 570’inin, yani her 3 ölümden birinin inşaat sektöründe olduğu göze çarpıyor. Bu rakamların inşaat sektörünün ne ölçüde insanı öğüttüğünün de açık bir göstergesi olduğunu belirten İTÜ İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gürkan Emre Gürcanlı, sektörün şaha kalktığı söylenen yıllarında, iş kazalarının da şaha kalktığını söyledi. İstihdamdaki payı yüzde 6 olan inşaat sektörünün, sürekli iş göremezlikteki payının yüzde 20, ölümlerdeki payının ise yüzde 30’lar mertebesinde olduğuna dikkati çeken Doç. Dr. Gürcanlı, şöyle devam etti: “İnşaat sektöründe projelerin aşırı hızlı bir şekilde tamamlanmaya çalı- 8 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 08 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 60 şılması, taşeron sisteminin getirdiği dağınık ve koordinasyonsuz üretim şekli ve benzeri pek çok husus, işyerlerinde bir karmaşa yaratmakta, bu da ölüm ve yaralanmalara yol açmaktadır. Sektörde işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin ise çok azının alındığı, denetimin zayıf olduğu görülmektedir. En basitinden şu söylenebilir; inşaatlardaki ölümlerin neredeyse yarısı yüksekten düşme, bunların da yine yarısı iskelelerden düşme şeklinde gerçekleşmektedir. Kaba bir hesapla yaşamını yitiren 4 işçiden 1’i iskeleden düşerek hayatını kaybetmektedir. Ancak şöyle bir gezip, inşaatlara baktığınızda, korkuluklu iskele sistemlerinin bile ne kadar azınlıkta kaldığını görülebilir. Mahalle aralarında yapılan inşaatlarda bile gerekli denetim yapılmalı, olmadığı takdirde yapı ruhsatı iptal edilmelidir.” UYGULAMA VE DENETİM EKSİKLİĞİ! Bu alandaki temel sorunun mevzuatlarda değil, uygulama ve devlet denetimi eksikliğinden kaynaklandığını anlatan Gürcanlı, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin zorunluluk değil de ek bir maliyet olarak görülmesinin, zorlayıcı ve caydırıcı cezalar olmadığı takdirde süreceğini ifade etti. İşçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerini bir maliyet yaklaşımı olarak alan zihniyeti, iş kazalarının temel nedeni olarak gören Doç. Dr. Gürcanlı, yapılması gerekeni; sermayeden ve siyasi erkten bağımsız ancak yaptırım gücü yüksek bir denetim organının, şu anki haliyle iş müfettişliğinin, daha iyi yapılandırılması ve korunması ile iş müfettişlerinin sayısının arttırılması olması olarak açıkladı. ATILMASI GEREKEN ADIMLAR Doç. Dr. Gürcanlı, inşaat sektöründe yaşanan kazaların önlenmesi ve en aza indirilmesi adına atılması gereken temel adımları da şu şekilde sıraladı: -Yürütülmekte olan projelerinin hepsinde, devletin, meslek odalarının, üniversitelerin de katılımıyla etkin bir İSİG uygulaması için merkezi planlama yapılması, -Alt işverenlik ve taşeronluk adı altında, işin neredeyse tamamının küçük, eğitimsiz, denetimsiz taşeronlara/iş ekiplerine yaptırılmasının önüne geçilmesi, -Devlet denetiminin ivedilikle artırılması, inşaat mühendisi iş müfettişi sayısının artırılarak, habersiz denetimlerin başlatılması, -Kamu İhale Kanunu kapsamında inşaatlarda; idarelerin sözleşmelere özel hükümler koyması ve işçi sağlığı ve iş güvenliğine aykırı hususlarda sözleşmeyi feshedebileceğini ve cezai yaptırım uygulayabileceğini yüklenici firmalara dayatması, -En küçük mahalle arası inşaatlarda bile İSİG önlemlerinin alınmaması durumunda, belediyelerin yapı ruhsatlarını iptal edeceğini açıklaması ve bunu uygulaması, -Kaza analizlerinin gösterdiği, en ölümlü kaza tiplerine göre (örneğin iskeleler) etkin denetim, standardizasyon ve imalat yöntemleri geliştirilmesi, -İş güvenliği uzmanlığının mevcut statüsünün değiştirilmesi, etkin, bağımsız bir iş güvenliği uzmanlığı ve işyeri hekimliği kurumunun yerleştirilmesi gerekmektedir. “Sadece çalışanlar değil, işverenler de eğitilmeli” Bilinçli müteahhitlerin değil de parası olup müteahhitlik yapan kişilerin yanındaki çalışanların daha fazla kazaya maruz kaldığını belirten A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Şenel Şen, sektörde sadece çalışanların değil, işverenlerin de eğitilmelerinin şart olduğunu söyledi. T ürkiye’de 1985 yılından bu yana meydana gelen ölümlü iş kazalarının yüzde 30’u inşaat sektöründe yaşanıyor. Yani bu demek oluyor ki iş kazaları sonucu hayatını kaybeden her üç kişiden biri inşaat sektöründen. Uzun yıllar İş Teftiş Kurulu Bursa Grup Başkanlığı görevini yürüten, emekli olduktan sonra da kendi şirketini kuran A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı ve İnşaat Mühendisi Şenel Şen’e göre, sektörde sadece çalışanların değil, işverenlerin de eğitilmesi şart. “İşverenler eğitildiği takdirde; iskele sisteminin iş güvenliği kurallarına göre yapılması sağlanıyor, kişisel koruyucu malzemelerin kullanımına dikkat ediliyor, çalışma saatleri düzene giriyor ve dolayısıyla yaşanan kazalar azalıyor” diyen Şen, ölümlü iş kazalarının ülkemiz ekonomisine yıllık kaybının 7,6 milyar TL olduğunu, bu rakamın da 2,5-3 milyar TL’sinin inşaat sektöründe yaşandığını söyledi. “İNŞAAT, DEVLETİN ÜVEY EVLAT SEKTÖRÜ” İnşaat sektörünü, Türkiye Cumhuriyeti devletinin üvey evlat sektörü olarak tanımlayan Şen, sektörde en fazla kaza oranının yüzde 43 ile yüksekten düşmelerden kaynaklandığı bilgisini vererek, “İnşaatlarda en fazla kazaya metrekare yapanlar maruz kalır. Çünkü ne kadar çok üretirse, o kadar çok kazanacaktır. Dolayısıyla bu alanda çalışanlar için iş güvenliği ön planda değildir. İş Kanunu’na göre, 6 gün çalıştırılan bir kişi 7’nci gün mutlaka istirahat ettirilmelidir. Fakat bu sektörde insan 90 gün cumartesi, pazar demeden çalışır” dedi. Bilinçli müteahhitlerin değil de parası olup müteahhitlik yapan kişilerin yanındaki çalışanların daha fazla kazaya maruz kaldığına da dikkati çeken Şen, sektörün önde gelen sıkıntılarından birinin de devletin 6331 sayılı yasayla zorunlu kıldığı uzman ve hekim çalıştırma yükümlülüğüne uyulmaması olduğunu dile getirdi. Diğer taraftan ortak sağlık güvenlik birimlerinde çalışanların yüzde 80’e yakınının da bu işi tam olarak bilmediğine vurgu yapan Şen, inşaat sektöründeki OSGB’lerin A sınıfı inşaat mühendisi uzmanlarına sahip olmadığına işaret etti. YASANIN KİLİTLENDİĞİ NOKTA! 6331 sayılı yasanın işçiye; ‘Burada benim hakkımı tehlikeye sokan bir durum var’ diyebilme yetkisini vermesine rağmen, maalesef bu maddenin işlemediğine dikkati çeken Şen, “Siz, bunu dediğinizde işveren, işinize son veriyor. Dolayısıyla işçi, işini kaybetmemek için bazı durumlara göz yumuyor. İşte yasa da bu noktada kilitleniyor” dedi. Altı çizilmesi gereken konulardan birinin de işverenlerin eğitime tabi tutulması olduğunu bildiren Şen, teknik uygulama sorumlusu, proje müdürü ya da şantiye şefi diye tanımlanan kişilerin, sadece binanın statik ve betonarmesiyle değil, çalışanların sağlığı ve güvenliğiyle de yakından ilgilenmeleri gerektiğini sözlerine ekledi. “BRANŞLAŞMA ŞART!” Şenel Şen: “Maalesef elektrik mühendisi, tekstil mühendisi, kimya mühendisi arkadaşlarımız inşaat sektöründe uzmanlık yapıyorlar. Bu çok yanlış ve Bakanlığın acilen çözüm bulması gereken bir konu. Bu alanda biran önce branşlaşmaya gidilmesi gerekiyor. İşin özünde de aslında şu yatıyor: İş kazaları inşaat çalışanının kaderi değildir. Maalesef yaşanan kazalar bizim cahilliğimiz ve eksikliğimizden kaynaklanıyor.” SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 9 SAYI 60 İMO BURSA BÜLTEN 09 DOSYA “İş kazalarının temelinde eğitimsizlik yatıyor” İMO Bursa Şubesi geçmiş dönem Yapı Denetim Komisyon Başkanı Maksut Kaya, tüm iş kazaları ve sonucunda oluşan meslek hastalıklarının temelinde eğitimsizliğin yattığını söyledi. İnşaat sektörünün, iş kazaları açısından her zaman risk teşkil eden bir sektör olduğunu, olmaya da devam edeceğini belirten Maksut Kaya, bu durumun kanun ve yasalarla da önlenemeyeceğini düşünüyor. “Yasada geçen tüm tedbirleri mutlaka almalısınız; iskele, baret, emniyet kemeri, bina çevresindeki güvenlik çizgileri, katlardaki korkuluklar ve asansör boşluklarının etrafının kapatılması… Fakat tüm önlemleri alsanız da kaza riski hep vardır” diyen Kaya’ya göre; bu alandaki en büyük sorumlu, gerekli tedbirlerin alınmasını denetlemekle yükümlü olan devlet. “İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI YENİ YETİŞİYOR” Yıllar önce dönemin Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili bir yasa çıkarıldığını ve yasa çerçevesinde yapı denetim firmalarına pek çok sorumluluk verildiğini kaydeden Kaya, “Oysa ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği uzmanı daha yeni 10 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 yeni yetişmeye başladı. Biliyorsunuz inşaatlarda kalifiye eleman çalıştırma zorunluluğu vardır, belgesi olmayan ustayı, işçiyi inşaatta çalıştıramazsınız. Ama bugüne kadar bu yönde ne kadar eğitim verildi? Bunlar sorgulanmalı. Berber kalfalığı yapan kişi bile belgesi olmadan berberlik yapamazken, müteahhitlik için böyle bir şart yok.” “TOPU SÜREKLİ TACA ATIYORUZ” Sektörel olarak bakıldığında da eğitim düzeyi en düşük kesimin, yine inşaat sektöründe olduğuna işaret eden Kaya, ustasından kalfasına, tesisatçısından kalıpçısına ve demircisine kadar tüm çalışanlara gerekli eğitimlerin verilmesini gerektiğini, bu ortam yaratılmadığı sürece de iş kazalarının önüne geçilemeyeceğini söyledi. Kısacası tüm iş kazaları ve sonucunda oluşan meslek hastalıklarının temelinde eğitimsizliğin yattığını vurgulayan Kaya, “Bu tabloya rağmen yaşananlara kalıcı bir çözüm bulmayı denemiyor, topu sürekli taca atıyoruz” ifadesini kullandı. Yıllar önce Gürsu’da inşaat ustalarına yönelik açılan bir kursla ilgili anısını da paylaşan Kaya, şöyle devam etti: “Bu kursta ustalara 256 saat kurs verildi. 150’ye yakın kişi o kurslarda eğitim gördü ve kurs bitiminde hep birden dediler ki ‘Biz, çok şey bildiğimizi sanıyorduk, oysa hiçbir şey bilmiyormuşuz’. Kısacası devletin bu imkânları tüm şehirlerde sağlaması gerekiyor. İnşaat sektöründe iş sağlığı ve güvenliği son derece önemli. İnşaat başladığı andan itibaren, kullanım izni alınıncaya kadar tüm süreçler kontrol edilmeli. Kazanın önüne geçilemeyebilir, ancak bunların ölümcül kazalar olmasının engellenebilir.” “MÜTEAHHİT OLMAK İÇİN KRİTERLER KONMALI” Maksut Kaya: “Müteahhitlerin inşaatla ilgili bir eğitim alıp almadığı, yüzlerce daire yaparken denetlenip denetlenmediği neden sorgulanmaz? Bir insanın müteahhit olabilmesi için belli kriterler olmalı, fakat maalesef ülkemizde böyle bir kriter yok. Bugün baktığımızda inşaat mühendisleri ya da mimarlar dışında her meslek grubundan insanın da rahatlıkla müteahhitlik yapabildiğini görüyoruz. Devlet bu durumun önlemini muhakkak almalı.” SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 11 YAZAR Suçlu kim? Esra Güldeş Yakar İMO Bursa Yönetim Kurulu Üyesi 12 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 12 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 Gelişmekte olan ülkemizin önündeki en büyük engellerden biri ironik olsa da insanlarımızın gelişmiş ülkelerdeki refah seviyesine duyduğu büyük açlıktır ve bu arzu esasen gelişime değil, zenginleşmeye duyulmaktadır. Her bireyin en büyük hedefi, kısa sürede sosyoekonomik olarak sınıf atlamak ya da en azından mevcut durumunu korumaya çalışmaktır. Bunun için çalışkan insanlarımız şikâyet etmeden, sorgulamadan bazen de düşünmeden çalışır, Soma’da olduğu gibi. Somadaki aktörlerin tamamı aynı hedefe kilitlenmişti: “para kazanmaya”, çok büyük bir acının yaşanmasında ortak rol aldıklarını bilmeden. Peki, kimdi o aktörler? Somada çalışan işçi; belki bir zamanlar tarlasını eken çiftçiydi; ‘mevsim şartları ne getirir, rekolte ne olur, ürün kaça satılır…’ belirsizliğinden sıkılıp, cebine ay sonunda girecek paradan emin olmak istemişti. Belki yer altında çalışanların erken emekli olduğunu duymuştu ya da diğer işlerin maaşlarından biraz fazla maaş veriliyor olması, razı gelmesine yetmişti. Ona göre çalışabileceği en iyi şartlarda çalışıyordu, çalışmıyor olsa bile şikâyet edebilecek durumda değildi. Bu ülkede sorgulayan, talep eden, eleştiren hiç kimse sevilmezdi, yaşama hakkı tanınmazdı, işini kaybetmek vardı. Zaten zor değildi yerini doldurmak, kapıda onlarcası bu iş için sırada beklerken. Mühendisin durumu da farklı değildi. O da emir eriydi ve eğitiminin hakkını vererek çalışabileceği bir işletme, ülkesi sınırlarında yok denecek kadar azdı. Ya daha az gelire razı olup, daha az sorumluluğu olan başka bir işte çalışacaktı ya da elinden geleni yapıp gerisini görmezden gelecekti. Taşeronlar da çoğu zaman çalıştırdıkları işçinin maaşını dahi ödeyebilecek mali yeterlilikleri olmadan bir cesaret iş alıyor, çok para kazanmak ve yakın gelecekte daha büyük işler yapmak arzusuyla çalışıyorlardı. Kazanılacak paranın önündeki bütün engellerin sağından-solundan bir şekilde geçiliyordu. Üretim; problem çözmek ya da iyileştirme yapmak adına yavaşlayamazdı. İşletme müdürü desen pek az insana nasip olabilecek bir makamda, altında yüzlerce çalışanla en yetkili isimdi. Görevi; hedeflenen kârı tutturmak, işletmenin varlığını güvenle sürdürmek, patronu temsil etmekti. Yerini koruyabilmek için üretimi mutlak suretle artırması ve bunu minimum maliyetle yapması ayrıca patronun canını ıvır zıvır detaylarla sıkmaması gerekiyordu. Patron, zaten yatırım yaparak şirketini büyütmek adına en büyük riski almıştı. Riskin karşılığını bir an önce alarak kârlı duruma geçebilmeliydi ya da yaptığı diğer yatırımları finanse etmek için kârlılığını koruyabilmeliydi. Koca holding sahibi, altında binlerce çalışan; her işletmesindeki çalışma koşullarını tek tek denetleyemezdi. Bunun için görevlendirdiği dolgun maaşlı müdürleri vardı. Hem patronun işi para kazanmaktı, gerisi teferruattı. Devlet de zaten bunun için ocaklarında üretim yapmaktan vazgeçmişti. Teferruatla uğraşmadan, üretimi artırarak ülkeyi zenginleştirmek adına ya rödovans sözleşmesi yapıyordu ya da hizmet almayı tercih ediyordu. Zaten bundan on yıl önce kendisi yılda sadece 1 milyon ton üretirken, bugün devrettiği firmalar yılda 11 milyon ton üretiyordu, üstelik aynı tekniklerle. Hem devlet de işletmeyi başıboş bırakmıyor, müfettişler gönderiyordu, işler yolundaydı. Çünkü son denetimde müfettişler daha önce böyle düzgün çalışan bir işletme görmediklerini beyan etmişlerdi. Kıyasladıkları arasında en iyisi gerçekten Soma olabilirdi ama kıyasla denetim yapmanın doğru bir yaklaşım olmadığını biliyor olmalılardı. Bu duruma onları teşvik eden neydi, henüz çözülemedi ancak, kazadan iki ay önce bu görece iyilik hali onlara yeterli gelmişti. Herkes kendinden bekleneni yapmışken yaşananların sorumlusu kimdi? Suçlu; zihniyetti, eğitim sistemiydi, yaşam tarzıydı, değerlerdi. Üstelik aynı suçlu, yaşamımızın her alanında, her an suç işlemeye devam ediyor. Biraz düşününce, bizim sektörümüzden birebir şahit olunan örnekler sıralamak hiçte zor değil. Çalıştığı inşaatta ikinci kattan düşen ve şans eseri ciddi bir şekilde yaralanmayan işçinin, bir hafta sonra beşinci katta hiçbir güvenlik önlemi talep etmeden, korkusuzca çalışmaya devam etmesi… Eğitilmeye, öğretilmeye kapalı, en iyisini bildiğini ve en iyisini yaptığını düşünen, egosu yüksek, yaşlanıncaya kadar ölümsüz olduğuna inanan gözü kara işçiler. Taşerona yaptığı işte alması gereken güvenlik önlemleri anlatılınca, bu sebeple işin birkaç dakika daha uzun süreceğini hesap ederek, önlem almaktan vazgeçmesi. Başka bir taşeronun, iş kazası geçirmiş ve acil müdahaleye ihtiyaç duyan işçisini hastaneye götürmeden önce, dosyalar arasında panikle işçinin sigortalılık durumunu kontrol etmesi, ambulans çağırmayarak durumdan kurtulma çabası. Şantiyelerde iş güvenliği eğitimi vermek için işverenin uygun gördüğü tek zaman diliminin yağışlı havalar olması. Vincin askıda tuttuğu 6 tonluk yükün altında 7 kişi çalışma yaparken, aşırı yıpranmış sapan konusunda uyarılan işverenin, depoda yeni sapan olduğunu, ancak değiştirmek için vinçte takılı olanın kopmasını beklediğini söylemesi. Fiiliyatta paraya dönüşmeyecek her tür iyileştirmenin zül gelmesi, angarya görünmesi. Şantiye şeflerinin işi geciktirmemek, maliyeti artırmamak ve patrona yaranmak adına gerekli güvenlik önlemlerini almaktan imtina etmesi. İnşaatların tamamına yakınında iskele ve kalıplarla ilgili teknik hesap yapma gereğinin duyulmaması, bununla ilgili usta işçi deneyimine güvenilmesi. İş güvenliğinin baret takmaktan ibaret olduğunu sanan, görevini layığıyla yapıp yapamayacağını sorgulamadan iş üstüne iş alan iş güvenliği uzmanları. Bünyesinde onlarca mühendis çalışan devlet kurumlarının yaptırdığı sanat yapılarının bile, çok kısa sürelerde bitirilme gayreti sebebiyle, yeterli mühendislik hizmeti ve güvenlik önlemi alamadan örnek teşkil etmeyecek şekillerde yapılması. İş güvenliğine çok önem veren ve bu konuyla ilgili ciddi adımlar atan devletimizin, 10 kişinin çalıştığı ve risklerin her gün değiştiği bir inşaata, çalışanların her türlü sorumluluğunu yüklediği iş güvenliği uzmanının ayda 2 saat hizmet vermesini yeterli görmesi. Böylece işverenlerin maddi manevi yükünü hafifletmesi, olası bir kazada yakasından tutacak kişi aramaya gerek duymadan, vakitten tasarruf ederek kamu vicdanını rahatlatması. Ve bunun gibi niceleri… Soma’da yaşananlar yüreğimizi sızlattı. Hep beraber ekran başında nefesimizi tutup, yaşamını yitirenlerin sayısının artmaması için dua ettik. Hepimiz, babalarının mezarları başında ağlayan çocuklarla ağladık. Mühendisleri, iş güvenliği sorumlularını, müfettişleri, işletme müdürünü, patronu, olmadı devleti suçladık. Hepsini katil ilan ettik. Ama aynı suç her gün her saniye işlenmeye devam ediyor, biz yine görmezden geliyoruz. Suçlu zihniyet, suçlu eğitim sistemi, suçlu yaşam tarzı, suçlu değerler. Suçlu aslında biziz ve bu acıların yaşanmasını istemiyorsak önce kendimiz doğru davranmalıyız. SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 13 SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 13 FAALİYETLER İMO Bursa’da seçim heyecanı Türkiye’nin en büyük meslek odalarından biri olan 3200’ü aşkın üyesi bulunan İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesinin 13. Seçimli Genel Kurulu geçtiğimiz aylarda Bursa Akademik Odalar Birliği Yerleşkesi’nde yapıldı. P rof. Dr. Adem Doğangün’ün Divan Başkanlığında gerçekleştirilen Genel Kurul’un açılışında konuşan İMO Bursa Şube Başkanı ve yeni dönem Başkan Adayı Basri Akyıldız, “Yeni dönemde görevde kalmamız durumunda, inşaat mühendisliğinin nitelik kaybına uğratılmasına yol açan uygulamaların karşısında, mesleki yeterliliği esas alan yeni bir mühendislik yasasının hazırlanması için çalışacağız” dedi. “TAŞIDIĞIMIZ SORUMLULUĞUN BİLİNCİNDEYİZ” Geçmiş dönemde bir taraftan Bursa’nın kaçak yapılaşmanın pençesinden kurtulması için mücadele verirken, diğer taraftan da kentsel dönüşüm çalışmalarındaki yanlışlıkları dile getirdikleri aktaran Akyıldız, “Bizler İMO Bursa’nın parmakla gösterilir bir şube olması için çabalayan anlayışın devamıyız. Meslektaşlarımızın menfaatlerini her ortamda koruyan, kollayan, kent sorunlarıyla birebir ilgilenen bir yönetim olduk. Seçilmemiz durumunda her zaman kent ve vatandaş odaklı hareket edecek, meslektaşlarımız adına doğru bildiğimizi söylemeye devam edeceğiz” diye konuştu. 14 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 “TÜM MESLEKTAŞLARIMIZLA DAYANIŞMA İÇİNDE OLACAĞIZ” Genel Kurul’da söz alan bir diğer Başkan Adayı Ertuğrul Akagündüz de oldukça etkin ve güçlü bir camiadan oluşan İMO Bursa Şubesine hizmet etme isteğiyle aday olduğunu ifade ederek, Oda çatısı altındaki bütün meslektaşlarının görüşlerine saygı duyan ve hepsiyle dayanışma içerisinde olan bir yönetim anlayışı ile hareket edeceklerini dile getirdi. SEÇİLECEK YÖNETİME BAŞARI DİLEKLERİ Genel Kurul’un misafir konuşmaları bölümünde CHP Bursa Milletvekili Sena Kaleli, Bursa’nın marka kent haline gelmesinde önemli çalışmalar yapan İMO Bursa’nın sorumluluğunu alacak bir yönetimin seçilmesini dilerken, Orhangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep İleri de hem teknik hem de estetik açıdan çağı anlamak zorunda olan bir meslek grubunun bireyleri olarak, seçilecek yönetime başarılar diledi. Kent Konseyi Başkanı Semih Pala ise İMO Bursa Şubesinin sorumluluğu altına girecek ve başarısı için çalışacak yeni yönetime başarılar diledi. Son olarak meslektaşlarıyla bir arada bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, İMO Bursa Şubesini daha güçlü kılacak yönetimin seçilmesini diledi ve Nilüfer belediyesi olarak seçilecek yönetimin her zaman yanında olacakları sözünü verdi. FAALİYETLER İMO Bursa’da Başkan Basri Akyıldız Necati Şahin’in istifasının ardından İMO Bursa Şube Başkanlığı görevini üstlenen Basri Akyıldız, 13. Olağan Genel Kurul’da ipi göğüsleyerek güven tazeledi. de gerek meslektaşlarımızın gerekse ülkemizin bizi ilgilendiren sorunlarının çözümü için yoğun çaba göstermeye devam edeceğiz. Üyelerimizin bu güvenine layık olmak için elimizden gelen bütün gayreti göstereceğiz. İMO Bursa Şubesi mesleğimizi, meslektaşlarımızı, kentlerimizi ve ülkemizi ilgilendiren konularda lokomotif olmaya devam edecektir” dedi. İ MO Bursa Şubesi başkanlığına Basri Akyıldız seçildi. İMO Bursa Şubesi 13’üncü Olağan Genel Kurulu, 15-16 Şubat tarihlerinde yapıldı. Bursa Akademik Odalar Birliği Yerleşkesinde gerçekleştirilen Genel Kurul’da Çalışma Grubu adayı Basri Akyıldız ile Çağdaş İnşaat Mühendisleri Grubu adayı Ertuğrul Akagündüz yarıştı. Yapılan seçim sonunda, Çalışma Grubu listesi 592 oy alarak ipi göğüsledi. Çağdaş İnşaat Mühendisleri 16 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 Grubu listesi ise 443 oyda kaldı. Seçimlerde İMO Bursa Şubesi’nin 3 bin 189 üyesinden bin 91’i oy kullandı. Oda sicil numarasına göre sınıflandırılan üyeler, sekiz sandıkta seçime girdi. İMO LOKOMOTİF OLMAYA DEVAM EDECEK Seçim sonuçlarını değerlendiren Basri Akyıldız, İMO Bursa Şubesinin oldukça yoğun bir dönemi geride bıraktığını işaret ederek, “Önümüzdeki dönemde YÖNETİM KURULU Seçim sonucunda İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu, şu isimlerden oluştu:Fatih Canbazoğlu, Özgür Yaşar Özbey, Haluk Emre Akgün, Oktay Kaysı, Nurten Topaloğlu, Gökçen Eryılmaz. Yönetim Kurulu yedek listesinde ise Esra Güldeş Yakar, Mustafa Burak İmrekoğlu, İsa Serintürk, Yavuz Bahadır Aksoy, Alper Aydın, Umut Akdeniz ve Fatih Söylemez isimleri yer aldı. TMMOB İMO Genel Merkez delegeleri ise, Mehmet Semih Pala, İbrahim Hakkı Demir, Mehmet Albayrak, Tahsin Kul, Sait Nur Şahin, Ali Kamil Goral, Doğan Tuğcu, Fettah Bilaloğlu, Mustafa Nihat Sağlam, Mehmet Mustafa Gökbulut, Mehmet Tekin, Ahmet Bağırgan, Mah- mud Sami Döven, Mahmut Renkler, Aytaç Yılmaz, Turgay Yel, Erbil Doğru, Serdar Atak, Abdullah Turhan, Murat Gül, Ali Kemal Özbay, Sıddık Ebubekir Aslan ve Mehmet Şuayip Çatal isimlerinden oluştu. GÖREV DAĞILIMI YAPILDI İMO Bursa Şubesi’nin 13. Olağan Genel Kurulu’nda üyelerinin desteğini alarak göreve gelen yeni yönetim, Divan Başkanı Prof. Dr. Adem Doğangün’ün elinden mazbatasını alarak görevine başladı. İMO Bursa Şubesinde düzenlenen törende, yeni Yönetim Kurulunun görev dağılımı da gerçekleştirildi. Yeni ve eski Yönetim Kurulu üyelerinin hazır bulunduğu törende konuşan İMO Bursa Şubesi Başkanı Basri Akyıldız “Bizlerin yeniden seçilmesini sağlayan tüm üyelerimize teşekkür ediyoruz, görev süremiz boyunca daha önce yapıldığı gibi Bursa’nın sorunlarını dile getirmeye devam edeceğiz. Özellikle oda olarak yaşadığımız ciddi sıkıntılar konusunda Ankara ile sürekli temas halinde olacağız ve odamızın geleceği için elimizden gelen her şeyi yapacağız” diye konuştu. Yeni yönetim kurulunun görev dağılımının da gerçekleştirildiği törende Basri Akyıldız Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçilirken, Fatih Canbazoğlu Genel Sekreterlik, Özgür Yaşar Özbey ise Saymanlık görevlerine getirildi. Yönetim Kurulu asıl üyeleri Haluk Emre Akgün, Oktay Kaysı, Nurten Topaloğlu, Gökçen Eryılmaz’dan oluşurken; Esra Güldeş Yakar, Mustafa Burak İmrekoğlu, İsa Serintürk, Yavuz Bahadır Aksoy, Alper Aydın, Fatih Söylemez ve Umut Akdeniz yedek üyeler olarak belirlendi. Seçilen isimler, Yönetim Kurulu üyeliğinin yanı sıra Oda yönetiminde çeşitli komisyonlarda görev yapacaklar. SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 17 FAALİYETLER İMO Bursa’da Afet Komisyonu kuruldu Deprem gerçeğinden hareketle bu yöndeki çalışmalarını yoğunlaştıran İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, bünyesinde bir Afet Yönetim Komisyonu kurdu. O lası bir deprem sırasında yapılacak çalışmalara katkı koymak amacıyla İMO Bursa Şubesi bünyesinde kurulan Afet Yönetim Komisyonu faaliyetlerine başladı. Bu kapsamda Bursa İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünü ziyaret eden İMO Bursa Yönetim Kurulu üyeleri, Sivil Savunma Arama Kurtarma Birlik Müdürü Yalçın Mumcu ve sivil savunma uzmanlarıyla bir araya geldi. Bursa’nın deprem gerçeğinin konuşulduğu ve bir deprem sonrası İMO Bursa Afet Yönetim Komisyonu’nun üstlenebileceği görevlerin ele alındığı toplantıda bilgi paylaşımları ve disiplinler arası ortak çalışmaların yapılabileceği vurgulandı. “ÇALIŞMALARA NASIL KATKI KOYABİLİRİZ’İN HESABINDAYIZ” Toplantının ardından açıklamalarda bulunan İMO Bursa Yönetim Kurulu üyeleri Özgür Yaşar Özbey ve Burak İmrekoğlu, “Bursa, deprem riski taşıyan illerin başında geliyor ve bir deprem anında İnşaat Mühendisleri Odası olarak, süreci beyin takımı gibi yönetecek en az bir ekibe sahip olmamız 18 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 gerektiğini düşündük. Şüphesiz sadece bu ekibimiz değil, inşaat mühendisleri arkadaşlarımızın tamamı mutlaka o anda yapılanlara katkı koyacaktır ama çalışmaların organize edilmesi noktasında afet ekibinin önemli bir işlevi olacaktır. İMO olarak, deprem sonrasında sürece ve çalışmalara ne kadar katkı koyabiliriz’in hesabındayız” ifadelerini kullandılar. Deprem sonrasında görev alan birçok kişinin enkaz yıkıldıktan sonra ne yapması gerektiği üzerine yeterince bilgisi olmadığını ve bu durumun kurtarma çalışmalarını sekteye uğrattığını belirten AFAD yetkilileri de bunun en son sıkıntısının Van Erciş depreminin ardından yaşandığını söylediler. Başta bölgeyi bilen ve yapılacak çalışmalarda koordinasyonu sağlayacak yetkin kişilere her zaman ihtiyaç duyulduğunu kaydeden AFAD yetkilileri, şunları aktardı: “İnşaat mühendisleri, enkazın başındaki çalışmaların koordinesine ciddi katkılar koyabilir. Böyle bir ekip bize de büyük destek olur. Aynı zamanda depremin ardından çökme riski taşıyan ve tehlike oluşturan binaların tespitinde inşaat mühendisleri, hayati bir görev üstlenebilirler.” Toplantıda ayrıca, önümüzdeki günlerde bu yönde bir protokol imzalanması ve İMO Bursa Afet Komisyonu üyelerine çeşitli eğitimlerin verilebileceği de gündeme getirildi. Başkanlara tebrik ziyareti İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu, 30 Mart seçimlerinden zaferle ayrılan Büyükşehir, Nilüfer ve Yıldırım belediye başkanlarına hayırlı olsun ziyaretleri gerçekleştirdi. İ MO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu üyeleri, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali’yi ziyaret ederek, 30 Mart seçimlerindeki başarılarından dolayı başkanları tebrik etti. Altepe’yi ziyarette konuşan İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız, İMO olarak hem Büyükşehir belediyesi hem de diğer belediyelerle işbirliğine hazır olduklarını söyledi. Akyıldız “Kent ile ilgili konularda katkı koymak adına belediyelerle işbirliği içine girmek istiyoruz. Bu kentin vatandaşları ve akademik oda temsilcileri olarak bu bizim asli görevlerimizden biri, Bursamız için yerel yönetimlerle ortak çalışmalar yürütmek en çok önem verdiğimiz konuların başında geliyor” diye konuştu. ALTEPE: KAPIMIZ AÇIK Akademik odaların Bursa için önemine dikkat çeken Başkan Recep Altepe ise odaların ortak çalışma tekliflerine olumlu baktıklarını söyledi. Geçmiş dönemde odalarla her zaman iletişim halinde olduklarını kaydeden Altepe, önümüzdeki dönemde de kapılarının akademik odalara açık olacağını belirtti. NİLÜFER İLE YENİ PROJELER YOLDA İMO Bursa yönetiminin, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’i ziyaretinde, Nilüfer Belediyesi ile hali hazırda devam eden denetim protokollerinden son derece memnun olduklarını ifade eden Basri Akyıldız, sağlıklı yapılar için sağlıklı denetim mekanizmalarının oluşturulmasının önemine değindi ve İMO Bursa Şubesi olarak üzerlerine düşen sorumluluğu her zaman yapacakları mesajını verdi. Yeni dönemde İMO Bursa Şubesi ile yeni birliktelikler düşündüklerini kaydeden Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de bunların başında Nilüfer’e yeni dahil olan beldelerdeki yapıların, deprem envanter çalışmalarının yapılmasına yönelik protokolün geldiğini açıkladı. YILDIRIM’A DESTEĞE HAZIRIZ İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu üyeleri Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali’yi de ziyaret etti. Ziyarette konuşan Basri Akyıldız, İMO olarak özellikle kentsel dönüşüm konusunda, belediyeden beklentilerinin yüksek olduğunu belirterek, “Bilindiği gibi Yıldırım kaçak ve çarpık yapılaşma sebebiyle kentsel dönüşümün en çok ihtiyaç duyulduğu ilçelerimizin başında geliyor. Bu yüzden sorumluluğunuz çok büyük. İnşaat mühendisi olmanız sebebiyle kentsel dönüşümde yanlışların yaşanmayacağına inanıyoruz. İMO Bursa Şubesi olarak bizler de ne zaman istenirse her türlü teknik konuda katkı vermeye hazırız” dedi. Göreve başladıkları günden itibaren öncelikli konularının kentsel dönüşüm olacağını bildiklerini dile getiren Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Edebali de “Bunları yaparken elbette İMO’nun da teknik bilgisine başvuracağız” diye konuştu. İMO Bursa Şube Yönetim Kurulu, Başkan Edebali’nin ardından Yıldırım Belediyesinde Teknik Başkan Yardımcılığı görevine getirilen İnşaat Mühendisi Şenol Şimşek ve Şemsettin Hacıoğlu’nu da ziyaret ederek, yeni görevlerinde başarılar diledi. SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 19 HABER ‘Akademik odalarla işbirliğine hazırız’ Osmangazi Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürü Ahmet Donbaloğlu, belediye olarak akademik odalarla her zaman işbirliğine hazır olduklarını söyledi. İ MO Bursa Yönetim Kurulu Üyeleri, Osmangazi Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürü Ahmet Donbaloğlu’nu ziyaret ederek, yeni dönemde kendisine başarı dileklerinde bulundu. Ziyarette konuşan İMO Bursa Şube Genel Sekreteri Fatih Canbazoğlu, Oda olarak belediyelerle işbirliğini geliştirmek istediklerini söyledi. Canbazoğlu, Nilüfer ve Yıldırım belediyeleriyle imar ve yapı denetim hususunda rutin toplantılar yapmayı hedeflediklerini ifade ederek, Osmangazi Belediyesi ile de bu tarz toplantılar düzenlemek istediklerini kaydetti. ORTAK ÇALIŞMAYLA AKSAKLIKLAR SON BULUR Odaların, belediyelerle işbirliği içinde hareket ederek ortak kararlara imza atmasının, meslektaşlarının da işini kolaylaştıracağını söyleyen Canbazoğlu, düzenlenecek toplantılarda alınacak kararlarla yapı ruhsatlandırma ve ima- lat sürecinde yaşanan aksaklıkların da önüne geçmeyi hedeflediklerini söyledi. Ziyaretten dolayı duyduğu memnuniyeti dile getiren Osmangazi Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürü Ahmet Donbaloğlu ise, ilgili meslek odalarının ve yapı denetim kuruluşlarının da katılımıyla, toplantılar düzenlenip ortak çözümler üretilebileceğini söyleyerek belediye olarak akademik odalarla her zaman işbirliğine hazır olduklarını belirtti. ‘İnşaat sektöründe iş güvenliği çok önemli’ İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız, inşaat sektöründe iş güvenliğinin her şeyden önemli olması gerektiğini söyledi. İ ş Teftiş Grup Başkanı Yaşar Ata ve Yapı Denetim Müfettişleri, İMO Bursa Şubesini ziyaret etti. Ata ve beraberindeki heyet, seçimlerde üyelerinin desteğini alarak yeniden göreve gelen İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız ve yönetim kuruluna hayırlı olsun dileklerinde bulundu. İSKELE VE AĞ KULLANIMI Ziyarette konuşan İş Teftiş Grup Başkanı Ata, iş güvenliği konusuna da değinerek yaşanan sıkıntıları aktardı. İş güvenliği konusundaki sorunların başında iskele ve ağ kullanımından kaynaklanan eksikliklerin geldiğini söyleyen Ata, “Avrupa’da inşaat konusunda iş güvenliğine son derece önem veriliyor, iskele ya alınıyor ya kiralanıyor ancak ülkemizde maalesef pahalı olduğu 20 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 20 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 gerekçesiyle iskele kullanımından kaçılıyor. İnsan hayatı söz konusuyken bu gibi tasarruflara gidilmemelidir” dedi. İŞ GÜVENLİĞİ MALİYETİ ATLANIYOR İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız da inşaat firmalarının planlama aşamasında iş güvenliği maliyetini atladıklarına vurgu yaparak, ‘Bize bir şey olmaz’ mantığıyla hareket edildiğini söyledi ve ekledi: “Sektörümüzde iş güvenliği konusu her şeyden önemli olmalı, bu konuda gerekli düzenleme ve iyileştirmeleri şantiyelerimizde mutlaka gerçekleştirmeliyiz. Çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve iş güvenliğinin istenen standartlara yükselmesi konut üretiminde kaliteyi de beraberinde getirecektir” dedi. Akyıldız ayrıca iş güvenliği konusunda meslektaşlarının bilgilendirilmesi için üzerlerine düşen görevi yerine getirmeye hazır olduklarını kaydetti. Toplantıda ayrıca İş Teftiş Grubu ile işbirliğine gidilerek önümüzdeki dönemde iş güvenliği eğitim seminerleri düzenlenmesi kararlaştırıldı. RÖPORTAJ ‘Bursa’da güvenilir konut ihtiyacı var’ İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Basri Akyıldız, Bursa’da konut fazlası olduğu yönündeki değerlendirmenin doğru olduğunu, ancak sağlıklı, deprem riskleri açısından güvenilir ve yaşanabilir konut açığı bulunduğunu söyledi. İ MO Bursa Şubesinin yeni Başkanı Basri Akyıldız, inşaat sektörü ve inşaat mühendisliği ile ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. İnşaat sektörünün, son yıllarda gerek teknoloji gerek sektörün büyümesi manasında ciddi anlamda geliştiğini anlatan Akyıldız, Bursa’da ise konut fazlasının olduğunu, ancak sağlıklı, güvenilir ve yaşanabilir konutlara ihtiyaç olduğunu kaydetti. Akyıldız, şu anki İMO Bursa yönetiminin bugüne kadar gelmiş en genç yönetim olduğuna da vurgu yaparak, “Gençliğin vermiş olduğu farklılık mutlaka olacaktır. Bu; yönetim tarzında, yapılacak faaliyetlerde, eğitimlerde de kendini hissettirecektir. Yeni dönemde; üyelerimizi nasıl kazanabiliriz, Oda ile nasıl daha fazla temas kurmalarını sağlayabiliriz ve iletişimi nasıl arttırabiliriz noktasında bir anlayış benimsemeyi hedefliyoruz” dedi. -Bugün inşaat sektörünün ülkemizde ve Bursa’da ulaştığı konum nedir? Sektörün genelindeki gelişmeler Bursa ölçeğine de yansıyor. Belki Bursa, bazı yönleriyle Türkiye genelinde önde de gidebiliyor. Sektörde 2001 krizinin ardından bir dönüm noktası yaşandı ve büyüme 2006 yılında zirve yaptı. 2006’dan bu yana düşüşler-çıkışlar yaşansa da genel manada bir yükseliş söz konusu. Bu yükselişte de konut üretimi büyük paya sahip. Sektörün geleninin yüzde 49’unu konut üretimi oluşturuyor. Baktığımız zaman 2006’da büyüme hızı yüzde 18’di, 2013-2014 yılında bu oran daha düşük olsa da yine de yüzde 6-7 seviyelerinde. Ülke çapında bir kriz olmadığı sürece, büyüme hızı düşse de inşaat sektöründeki ilerlemenin sürekli olacağını düşünüyorum. -Bursa’da durum nedir? Bursa bir sanayi şehri ve bu alanda yapılan yatırımlar fazla olmasına rağmen, son yıllarda konut sektörüne ciddi bir yöneliş yaşandı. Bunun çeşitli sebepleri var; kredi faizlerini düşmesi, Kentsel Dönüşüm Yasası’nın gündeme gelmesi, TOKİ’nin sistemi tetiklemesi, belki bir de deprem riskleri. Biliyorsunuz Marmara depreminden sonra Simav’da, Van’da ve Anadolu’nun diğer bölgelerinde yaşanan depremler ile kaçak-çarpık yapılaşmanın fazla olması, insanları daha güvenli yapılara yöneltti. Baktığınızda ‘Bursa’da konut fazlası var’ söylemini çokça duyuyoruz. Evet, bu doğru ama sağlıklı, deprem riskleri açısından güvenilir ve yaşanabilir konut fazlası yok. Aslında Bursa’da sağlıklı, güvenilir ve yaşanabilir konut ihtiyacı var. 22 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 “KENTSEL DÖNÜŞÜM YASASI’NDAN YETERİNCE YARARLANAMADIK” -Kentsel Dönüşüm Yasası çıktığından bu yana sanki çok da yol alınamadı? İçeriğine baktığımızda yasa, bireysel anlamdaki dönüşümleri destekliyor. Ancak Bursa’da ruhsat almış, inşaata başlamış, binayı büyütmüş, kat eklemiş ve ruhsatsız duruma düşmüş, dolayısıyla kullanım izini alamamış yapılar çok fazla. Bölgesel olarak bir yerin kentsel dönüşüm veya çöküntü alanı ilan edilip, bölgesel bir dönüşüm çok da beklenmiyor. Dolayısıyla vatandaşın bireysel anlamda bir dönüşüm yapması ve yasadan faydalanması gerekiyor. Ama Bursa’da yasa çıktığından beri 60-70 arası bireysel anlamda faydalanıp dönüşüm yapan olmuş ve bunlar Bursa için çok küçük rakamlar. Ve yeni yeni müteahhitler durumu fark etmeye başladı. Ayrıca insanımızın, yasanın sağlamış olduğu avantajlardan çok da haberleri yok. Yasa size konutunuzu yıktığınız zaman isterseniz kira yardımı, ister düşük faizli uzun vadeli kredi imkanı sunuyor. Ruhsat harçlarından ve otopark ücretlerinden muafsınız ki büyük projelerde bunlar, çok ciddi rakamlar tutuyor. Tabi bunlar yeni yeni öğreniliyor. -İMO Bursa’nın bugün ulaştığı noktayı anlatır mısınız? İMO Bursa, bugün Türkiye genelinde adından söz ettiren, Genel Merkez’de diğer şubelere örnek gösterilen bir oda konumunda. Şu an Yalova, Bilecik ve Kütahya illeri Bursa’ya bağlı temsilcilikler durumunda. Temsilciliklerimizle beraber 3300 üyemiz var, bunun da yaklaşık 2500’ü Bursa sınırları içerisinde. Temsilciliklerimiz de gönül bağıyla Bursa Şube’ye bağlı olarak çalışıyorlar. Gönlümüz, belli standartlara ulaşmış temsilciliklerimizin artık temsilci olarak değil de şube olarak, yasalar değişirse de il odası olarak devam etmesinden yana. Hatta yönetmelik gereği temsilciliklerde atama usulü görevlendirme yapılırken, biz temsilciliklerimizde seçim yoluyla temsilcilik heyetlerinin oluşmasını sağlamaya çalışıyoruz. Aynı zamanda İMO Bursa, mesleki uygulamalarıyla, yapmış olduğu yerleşkesiyle, hatta çıkarttığı bültenle dahi hep örnek alınıyor. “MESLEKİ KONULARA AĞIRLIK VERECEĞİZ” -Önümüzdeki iki yıllık süreçte nasıl bir yönetim modelini benimseyeceksiniz? Geçmiş yönetimlerde tek ve belirgin bir farkımız olabilir, o da şu anki İMO Bursa yönetimi, bugüne kadar gelmiş en genç yönetim. Gençliğin vermiş olduğu farklılık mutlaka olacaktır. Bu yönetim tarzında, yapılacak faaliyetlerde, eğitimlerde, belki odanın işleyişinde de kendini hissettirecektir. Yeni dönemde; üyelerimizi nasıl kazanabiliriz, Oda ile nasıl daha fazla temas kurmalarını sağlayabiliriz, Oda’larına olan güvenlerini ve iletişimi nasıl arttırabiliriz noktasında bir anlayış benimsemeyi hedefliyoruz. Ayrıca önceki yıllarda sosyal veya toplumsal konulara daha çok ağırlık verirken, bu dönemde mesleki ve teknik anlamda bazı konulara daha fazla ağırlık vermemiz gerekebilir. Ama bu demek değil ki toplumsal ve sosyal konularda Oda’mız geride kalacak. -Yönetiminizin bu kadar genç olması bir sıkıntı yaşatıyor mu, yoksa bu bir avantaj mı? Yönetimdeki arkadaşlarımız birbirlerinden uzak bir jenerasyon değil, aramızda yaş farkları olsa da tüm arkadaşlarımız hemen hemen yaşıt. Bu anlamda dezavantajlarından ziyade avantajları olacağını düşünüyorum. Gençliğin vermiş olduğu dinamizm, hızlı düşünme, fikir üretme gibi artıları ön plana çıkartma hedefindeyiz. “MESLEKİ ANLAMDA CİDDİ SIKINTILAR VAR” -Bu dönemde sosyal ve toplumsal konulardan ziyade mesleki hususlara daha çok önem vereceğinizi söylediniz… Son yıllarda mesleki anlamdaki gelişmelerde çok ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Bakıyorsunuz, teknik öğretmenler 1 yıllık lisans tamamlama eğitimi ile mühendislik unvanı alabiliyor. Ya da askeriyeden emekli olan subaylar, mesleği süresince göstermiş olduğu faaliyet çerçevesinde meslek odasına başvurarak inşaat mühendisi olabiliyor. Bunlar doğru şeyler değil. Biliyorsunuz ülke olarak birinci derece deprem bölgesindeyiz. Riskli yapılardan bahsediyoruz, Yapı Denetim, Kentsel Dönüşüm Yasası diyoruz, hepsini can ve mal güvenliği için yapıyoruz. Ama bunları yaparken, bu binaları üretecek kişilerin yetkinliğini hiçbir şekilde sorgulamayalım da diyoruz. Yaptığı inşaatla yüzlerce kişinin hayatını doğrudan etkileyebilecek mühendisin yetkinliğini denetlemek istemiyoruz. Demek ki mesleki açıdan bizim daha çok sıkıntılarımız var. Neden bu dönemde mesleki konulara daha fazla eğilmemiz gerektiğinin sebebi de bu aslında. Kentle ilgili çok ciddi eleştiriler yapılabilecek hususlar olmuyor değil, ama biz bir meslek odasıyız ve birinci hedefimiz mesleğimiz ve meslektaşlarımız. Onları ikinci plana atıp, başka konuları ilk sıraya alma gibi bir durumumuz olamaz. SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 23 RÖPORTAJ -Saydığınız bu sıkıntıların çözümüne dair neler yapmayı planlıyorsunuz? Öncelikle İmar Yasası’ndaki değişiklik ile üretilen statik projelerin, meslek odalarından denetlememesi gibi bir durum ortaya çıkıyor. Bizim projeleri denetleyelim diye bir talebimiz yok, fakat denetimsizlik içerisinde bir şeyler üretiliyor. Allah göstermesin bir deprem olduğu takdirde bunun sıkıntılarını yaşayacağız. Ve mağdur olan yine bizim üyelerimiz, mesleğimiz olacak. İnsanlar sorun yaşayana kadar inşaat mühendisi aramıyor. Her şey güllük gülistanlık olduğu sürece; müteahhit, usta, kalfa ile işleri götürüyor ama en ufak bir sorunda bu sefer ustayı bırakıyor ve diyor ki sorumlu mühendis. Ruhsatta mühendis ve mimarın imzası olduğu sürece her türlü olumsuzluğun sorumlusu bizleriz. Bu durumdan ötürü birçok merkez belediyemiz ile görüştük. Zaten uzun yıllardır Nilüfer Belediyesiyle devam ettirmeye çalıştığımız bir mesleki protokolümüz var. Bu protokol çerçevesinde üyelerimiz ilçe sınırları içerisinde üretmiş olduğu projeleri meslek odalarında denetlettiriyorlar ve belediyede herhangi bir denetime tabii tutulmadan ruhsat aşamasına geçiyorlar. Bu durum denetimin yanı sıra ruhsatlandırma sürecini de hızlandırıyor ve belediyenin iş yükünü de azaltmış oluyor. Bu uygulamayı Osmangazi ve Yıldırım ilçelerinde de yapmak üzere belediyelerimizle girişimlerimiz oldu. Olumlu yaklaşımlar oldu, görüşmelerimiz devam ediyor. Bugün bir cerrah ameliyata girdiğinde yetkin değilse en kötü sonuçla hastası ölebilir. Yani bir kişiye zarar verebilir ama inşaat sektöründe durum böyle değil. Siz, yüzlerce kişinin yaşadığı bir apartman üretebiliyorsunuz. Doğanbey TOKİ’ler mesela, bir apartmanda 108 aile yaşıyor. Bunu çarpı 3 dediğimizde neredeyse 330 kişi. Siz o apartmanın sağlıksız ve hatalı üretildiğini, imalat ya da proje hatası sonucu yıkıldığını düşünün. Yüzlerce kişiye zarar verebilirsiniz. -Meslektaşlarınızın sizden beklentileri daha çok hangi yönlerde? -Maalesef uzun yıllar üyeler, akademik odalara uzak durmuş. Biz, elimizden geldiğince meslektaşlarımızın 24 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 yetiştirilmesi noktasında çalışmalar yürütüyoruz. Eğitim programları, kurslar, seminerler… Fakat üyelerimizin ‘Ben odadan ne isteyebilirim, ne bekleyebilirim?’ noktasında çok da fikirleri yok. Bu algıyı oluşturmaya çalışıyoruz. Nadiren de olsa bazı üyelerimizden teknik gezi, kurs ya da eğitim programı talepleri alıyoruz. “ÜYELERİMİZ FAALİYETLERE KATILMALI” -Peki, sizin üyelerinizden beklentileriniz neler? Burası üyeleriyle yaşayan bir kurum. Son yıllarda odalarla, üyeleri arasındaki mesafe maalesef biraz daha uzadı. Bunu kırmalı ve birbirimize daha çok yaklaşmalıyız. Çünkü mesleki anlamda onların arkasında duracak tek tarafsız kurum burası. Bu anlamda bu dönemde üyelerimizden, önceki yıllarda olduğundan daha fazla odalarına sahip çıkmalarını istiyoruz. Bu sahip çıkmayı mesleki denetim yaptırıp, odaya para vermeleri olarak kesinlikle algılamamalılar. Bunu, odanın faaliyetlerine katılmak, gelipgitmek, bize fikirlerle gelmeleri olarak algılamalılar. EN BÜYÜK PROBLEM PLANSIZLIK! -Bursa’nın en önemli problemini ne olarak görüyorsunuz? Ve bu konuda önerileriniz olacak mı? -Bence Bursa’nın en büyük problemi plansızlık. Bu plansızlığı; kent planlaması bakımından da ulaşım planlaması açısından da yatırım planlaması anlamında da ele alabiliriz. Emsal büyükşehirler arasında ciddi manadaki plan değişiklikleriyle Bursa maalesef öne çıkıyor. Plansız bölgelerimiz zaten çok fazla, bir de planı olanlarda da sıkıntılar yaşanıyor. Şehir planlarında sıkıntı yaşanması, Bursa’nın tüm dinamiklerini etkiliyor. Bu, çarpık yapılaşmaya da sebep oluyor, plansız bölgelerde kaçak yapılaşmaya da. Hatta doğru bir kent planlaması olmadığında, ulaşımla ilgili planlarınız da noktasal ölçeklerde kalıyor. O anlamda ben birinci önceliğin kent planlaması olması gerektiğini düşünüyorum. Ve her şeyi durdurup, sakin kafayla belki 1-2 yılı bu planlamaya ayırmak gerekiyor. Ondan sonra bu plan çerçevesinde yol mu yapılacak, kentsel dönüşüm mü veya yeni imar alanları mı açılacak, kamulaştırmalar mı yapılacak, bu çalışmanın sonunda karar verilmeli. Son olarak sizi kısaca tanıyabilir miyiz? 1980 Gümüşhane doğumluyum. 2001 yılında İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesinden mezun oldum. Mezun olduktan sonra ailecek Bursa’ya yerleştik ve aynı yıl İnşaat Mühendisleri Odası ile tanıştım. 2001 yılında Gençlik Komisyonu’nda görev almamla birlikte başlayan süreçte son üç dönemdir İMO yönetimlerinde yer aldım. Son seçimde de büyüklerimizin ve arkadaşlarımızın destekleriyle İMO Bursa Yönetim Kurulu Başkanlığına seçildim. Mesleki olarak da iki kız kardeşimle birlikte çalıştığımız ve mimari-estetik projeler yaptığımız bir şirketimiz var. FAALİYETLER Depremi unutma unutturma 17 Ağustos depremini unutmayan ve unutturmamaya kararlı olan İMO Bursa Şubesi, depreme yönelik fotoğraf sergisi açılışı ve bir basın açıklaması gerçekleştirdi. B ursa Akademik Odalar Birliği, BAOB sergi alanında açılan sergide, 17 Ağustos depremi başta olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinde farklı zamanlarda gerçekleşmiş deprem fotoğrafları da yer aldı. Sergisi açılışında “Depremi Unutma, Unutturma” başlıklı bir açıklama yapan İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız, “Güvenli ve sağlıklı yapı üretimi sağlanana kadar da depremi unutmamaya, unutturmamaya, siyasi iktidarın görev ve sorumluluğunu hatırlatmaya kararlıyız. Bu, toplumsal, kamusal sorumluluğun bir gereğidir” dedi. “DEPREM BİLİNCİ YOKTU” 15 yıl önce meydana gelen depremin, bilinen ancak yok sayılan pek çok gerçeği gün yüzüne çıkarttığını belirten Akyıldız, “Anlaşıldı ki ülkemizde yapı stoku güvenli ve sağlıklı olmaktan uzaktı. Pek çok yapı kaçaktı ve mühendislik hizmeti almadan inşa edilmişti. 20 milyon olarak tahmin edilen yapı stokunun büyük oranlarda yenilenmesi, güçlendirilmesi gerekiyordu. İlgili mevzuat yetersizdi, 26 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 yapı üretim süreci denetlenmiyordu, yapı malzemeleri nitelikli değildi. Ve toplumumuzda deprem bilinci de yoktu” dedi. Bir doğa olayı olan depremin, Türkiye’de doğal afet gibi yaşanması ve bir türlü önlem alınmamasının, sorunun kaynağını oluşturduğunu anlatan Akyıldız, “Doğa olaylarının doğal afet durumuna geçmemesi ancak her yapının mühendislik hizmeti almasını sağlayacak bir sistem kurmaktan geçmektedir. Depremin bir doğa olayı olduğu kabul edilmeli, ancak denetimsizliğin neden olduğu olumsuzlukları ‘kader’ gibi değerlendiren yaklaşım terk edilmelidir” diye konuştu. İKİ TEMEL ÇÖZÜM… “Ülkemizi, kentlerimizi, yapılarımızı depreme karşı hazırlamanın iki temel yolu bulunmaktadır. İlki; mevcut yapı stokunun iyileştirilmesi, güçlendirilmesi, ikincisi ise yapı üretim sürecinin denetlenmesidir” diyen Akyıldız, şöyle devam etti: “Son dönemde gerçekleştirilen değişikliklerle meslek odalarının etkisizleştirilerek, devre dışı bırakıldığını, meslek odası-üye ilişkisinin kesildiğini ve bunun sonucunda yapı denetim sisteminin başıboşluğa teslim edildiğini görüyoruz. Oysa meslek odaları; toplumsal sorumluluğu gereği mesleki uygulamaları denetlemekte, mesleki niteliği yükseltmek amacıyla çalışmalar gerçekleştirmekte, üyelerinin sicilini tutmakta, üyeler tarafından gerçekleştirilen mesleki faaliyetleri kayıt altında tutmakta, yapı üretim sürecinin kanayan yarası olarak kabul edilen ‘imzacılığın’ önüne geçmeye, üyelerinin ayıplı, kusurlu iş yapmasını önlemeye, sahte mühendisliğin önünü alınmaya çalışmaktadır.” 17 Ağustos depreminin üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen hâlâ bu sorunların yaşanmasının, her yıl dönümünde aynı sıkıntılara temas ederek, kamuoyunun karşısına çıkmalarının nedenini bu anlayışa bağlayan Basri Akyıldız, “İnşaat Mühendisleri Odası; güvenli ve sağlıklı yapılaşma sağlanana, yapı denetimin kamusal özelliği belirleyici olana, mühendislik hizmeti almadan üretilmiş tek bir yapı kalmayana kadar susmayacaktır” ifadelerini kullandı. Mudanya Belediyesi ile protokol yolda Belediyelerle, ruhsatlandırma aşamasındaki projelerin Oda denetiminden geçmesi geçmesini sağlayan protokolleri imzalamak adına girişimlerini yoğunlaştıran İMO Bursa Şube yönetimi, bu kapsamda Mudanya Belediyesini de ziyaret etti. İ MO Bursa Yönetim Kurulu üyeleri, Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz’ı ziyaret etti. Toplantıda, son yıllarda inşaat sektöründeki yatırımlarla Bursa’nın öne çıkan ilçeleri arasında yer alan Mudanya’nın geleceği konusunda bilgi paylaşımı yapıldı. Tanışma konuşmalarıyla başlayan toplantıda söz alan Basri Akyıldız, “Belediye olarak hayata geçirmeyi planladığınız tüm projelerinize her türlü desteği, elimizden geldiğince sağlamaya çalışacağız. İMO olarak belediyelerle imzaladığımız protokoller çerçevesinde, belediyelerin imar müdürlüklerindeki personellerle bir araya geldiğimiz aylık toplantılar düzenliyoruz. Bu toplantılarda da ruhsatlandırma aşamasındaki genel sıkıntıların aşılmasına yönelik çözümler üretiliyor. Mudanya Belediyesi ile de aynı çalışmaları yapmaktan mutluluk duyarız” dedi. “MUDANYA İÇİN KALICI İMAR PLANI İSTİYORUZ” Mudanya için kalıcı bir imar planı oluşturmayı hedeflediklerini kaydeden Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz da “Bunun için akademik odalarımızla gerekli protokolleri imzalama aşamasındayız. Bu kentin geleceğe taşınması için birlikte hareket etmeliyiz. İMO ile de ruhsatlandırma aşamasından önce bütün yeni projelerin, Oda denetiminden geçeceği bir anlaşma yapmak istiyoruz. Doğru kentleşmeye örnek olacak bu tür çalışmalarla Mudanya’da kaçak yapılaşmanın önüne geçeceğiz” diye konuştu. BUSİAD’dan İMO’ya ortak çalışma daveti İMO Bursa Şubesi, Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneğini ağırladı. Ziyarette, şehircilik alanında bir uzmanlık grubu oluşturmaya çalışan BUSİAD, İMO’nun da bu grupta yer almasını istedi. B USİAD Başkanı Günal Baylan’ın gerçekleştirdiği ziyarette, İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız ve bazı Yönetim Kurulu de hazır bulundu. Yapılan görüşmede, BUSİAD’ın ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Akyıldız, “Ülkemizin ve Bursa’nın ekonomik yönden kalkınmasında büyük etkisi olan sanayici ve iş adamları dernekleri ile her zaman yakın ilişkiler içinde olduk. Bu noktada BUSİAD’ı da Bursa’da önemli köklere sahip bir sivil toplum kuruluşu olarak görüyoruz. Önceki dönemlerde İMO ve BUSİAD olarak ortak çalışmalara imza attık. Bundan sonra da birlikte gerçekleştirebileceğimiz yeni projeler mutlaka olacaktır” dedi. BUSİAD’DAN ŞEHİRCİLİK ALANINDA YENİ BİR PROJE Kentleşme hızı göz önünde bulundurulduğunda İMO’nun, Bursa’da önemli bir rolü olduğunu vurgulayan BUSİAD Başkanı Günal Baylan da “BUSİAD olarak Anadolu’nun ve Bursa’nın ilk SİAD’ı olarak 1978 yılından beri faaliyet gösteriyoruz. Şehrin gelişimi açısından Bursa’da kurumlar arasındaki iletişimin biraz daha yumuşatılması gerektiğini düşünüyor ve bu kapsamda çeşitli çalışmalar yürütüyoruz. Bu dönemde BUSİAD olarak şehircilik alanında bir uzmanlık grubu oluşturmak niyetindeyiz. Doğru ve etkili sonuçlar alabilmek adına da bu grupta sizlerin de yer almasını arzu ediyoruz. Öneri ve desteklerinize her zaman açığız” diye konuştu. SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 27 FAALİYETLER İMO’dan 3. Köprü inşaatına teknik gezi İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi üyesi çok sayıda mühendis, düzenlenen teknik geziye katılarak 3. Köprü inşaatını inceledi. İ MO Bursa Şubesi 3. Boğaz Köprüsü inşaatına teknik bir gezi düzenledi. Gezide mühendisler, Türkiye’nin en büyük projelerinden birini yakından görme fırsatı buldu. Proje Kontrol Direktörü Cem Erer tarafından ağırlanan mühendisler, Erer tarafından gerçekleştirilen yaklaşık 3 saatlik bir sunumla çalışmalar hakkında detaylı bilgi aldı. Sunumda konuşan Erer, projenin Cumhuriyet tarihinin en önemli projelerinden biri olduğunu söyledi. DÜNYANIN EN UZUN ASMA KÖPRÜSÜ Erer, Kuzey Marmara Otoyolu ve 3. Boğaz Köprüsü inşaatımız tamamlandığında pek çok ilki de birlikte yaşamış olacağız. 3. Boğaz Köprüsü, 59 metrelik genişliği ile dünyanın en geniş, 1408 metrelik ana açıklığı ile üzerinde raylı sistem olan dünyanın en uzun asma köprüsü olacak. Köprünün bir başka özelliği ise 322 metreyi aşan yüksekliği ile dünyanın en yüksek kuleye sahip asma köprüsü olması” diye konuştu. 500’ü mühendis olmak üzere toplam 4 bin 700 kişinin çalıştığı projenin büyük bir bölümünün Türk mühendisler tarafından gerçekleştirildiğini söyleyen Erer, projenin planlanandan 5 ay önce 28 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 bitirilip 29 Ekim 2015 tarihinde hizmete girmesi için yoğun çaba sarf ettiklerini söyledi. TÜRK MÜHENDİSLERİNE ÖVGÜ İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız ise, gezinin oldukça faydalı geçtiğini dile getirerek, projenin İstanbul’un trafik yükünü azaltmada önemli katkılar sağlayacağını belirtti. Hem Kuzey Marmara Otoyolu’nun hem de 3. Köprü inşaatının Türk mühendisliğinin geldiği noktayı göstermesi açısından son derece önemli olduğunu söyleyen Akyıldız “3. Köprü İnşaatı ile bir kez daha gördük ki mühendislerimiz, dünyada ilkleri gerçekleştirecek kapasiteye sahip, Kuzey Marmara Otoyolu ve 3. Köprü İnşaatı ülkemiz adına son derece büyük mühendislik başarılarının olduğu projeler” dedi. Geziye katılıp çalış- maları yakından izleme fırsatı bulan mühendisler ise çalışmalar karşısında hayranlıklarını gizleyemezken İMO Bursa Şubesi’ne düzenlenen geziden dolayı teşekkür etti. Mühendisler, gezi boyunca bol bol hatıra fotoğrafı çekmeyi de ihmal etmediler. PROJE TAMAMLANDIĞINDA NE OLACAK? 3. Boğaz Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu Projesi’nin Odayeri – Paşaköy kesiminde yer alacak. Köprü üzerindeki raylı sistem, Edirne’den İzmit’e kadar yolcu taşıyacak. Marmaray ve İstanbul Metrosu ile entegre edilecek raylı sistemle Atatürk Havalimanı, Sabiha Gökçen Havalimanı ve yeni yapılacak 3. Havalimanı da birbirine bağlanacak. Kuzey Marmara Otoyolu ve 3. Boğaz Köprüsü, “Yap, işlet, devret’ modeliyle gerçekleştirilecek. 4.5 milyar TL yatırım bedeline sahip projenin yapım dahil işletmesi, 10 yıl 2 ay 20 günlük süre ile IC İçtaş – Astaldi JV tarafından yapılacak ve bu süre sonunda Ulaştırma Bakanlığı’na devredilecek. Dev projeyi yerinde incelediler İMO Bursa Şubesi üyeleri, Türkiye’nin en önemli ulaşım projelerinden biri olan İstanbul-Gebze-Orhangaziİzmir otoyol projesinin Körfez Geçişi Asma Köprüsü inşaatına teknik gezi düzenledi. İ stanbul - Bursa arasını 1 saate, İstanbul - İzmir arasını ise 3.5 saate düşürecek olan Körfez Asma Köprüsü inşaatını yerinde inceleyen İMO Bursa Şubesi üyeleri, çalışmaları yakından görme fırsatı buldu. Gezi öncesi ilk olarak Karayolları Asma Köprü Başmühendisi Erdoğan Dedeoğlu tarafından gerçekleştirilen sunuma katılan mühendisler, proje hakkında detaylı bilgiler edindi. Dedeoğlu yaptığı sunumda, İzmit Körfez Geçişi Asma Köprüsü inşaatında 1250 kişinin, toplam projede ise 4500 kişinin gece gündüz çalıştığını ifade ederek Asma Köprü inşaatının hem karada hem de denizdeki çalışmalarla eşzamanlı ilerlediğini kaydetti. Dedeoğlu sunumunda, proje kapsamında yapılacak olan İzmit Körfez Geçişi Asma Köprüsü’nün, 1550 m. orta açıklığı ve toplam 2682 m. uzunluğu ile dünyanın en büyük orta açıklıklı asma köprüleri arasında 4. sırada yer alacağını söyledi. BÜYÜK DEPREMLERE DAYANIKLI Görevli şirketi oluşturan Nurol, Özaltın, Mak-yol, Yüksel, Astaldi ve Göçay firmaları taahhüdü altında devam eden Gebze-Orhangazi İzmir Otoyolu projesi kapsamında yapım çalışmaları süren İzmit Körfez Geçişi Asma Köprüsü’nün alt taşeron Japon IHI-ITOCHU konsorsiyumu tarafından ileri teknoloji ile yapılmakta olduğunu belirten Dedeoğlu, asma köprünün yüksek hızlı rüzgara karşı teste tabi tutularak inşaa edildiğini ve büyük ölçekli depremlere karşı dayanıklı olacak şekilde projelendirildiğini söyledi. Geziye katılan İMO Bursa Şube üyeleri ise körfez asma köprüsü inşaatının mühendislik başarısı olduğunu belirterek, çalışmaları yakından takip etmenin mesleki gelişim açısından son derece yararlı olduğunu söylediler. Asma köprü 2015 yılı sonunda tamamlanacak. SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 29 HABER Yemenli mimar ve mühendisler İMO’nun çalışmalarını örnek alacak Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) koordinatörlüğünde ve Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde gerçekleşen geziye katılan Yemenli mimar ve mühendisler, İMO Bursa Şubesi’ni ziyaret etti. İ MO Bursa Şubesi, Yemenli mimar ve mühendisleri ağırladı. Ziyarette Yemenli heyet, şube faaliyetleri hakkında bilgi aldı. Yemenli heyetin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren İMO Bursa Şubesi Genel Sekreteri Fatih Canbazoğlu, bu tür ziyaretlerin iki ülke arasındaki mesleki ilişkilerin geliştirilmesi açısından önemli olduğunu kaydetti. Kendisine yöneltilen soruları cevaplayan Canbazoğlu, İMO Bursa’nın yapılanması ve gerçekleştirdiği çalışmalar hakkında bilgi verirken mesleki denetim konusunda akademik odaların öneminin son derece önemli olduğunu söyledi. örnek teşkil edeceğini ifade etti. Ziyaretin sonunda İMO Bursa ve Yemen Mühendisler Odası arasında karşılıklı heyet kurularak ilişkilerin sürdürülmesi kararlaştırıldı. “ÖRNEK ALACAĞIZ” Ziyarette konuşan Sana’a Mühendisler Odası Genel Sekreteri Yahya Hamid Qayed Altwety ise, İMO Bursa’nın çalışmalarını takdirle karşıladıklarını söylerken şube çalışmalarının kendileri için de İMO, şampiyonluğu yemekte kutladı İMO Bursa Şubesi, TMMOB İl Koordinasyon Kurulu tarafından bu yıl 26’ncısı gerçekleştirilen Geleneksel İKK Futbol Turnuvası’nda şampiyon olan İnşaat Beton onuruna yemek verdi. Ş ampiyonluğu kutlama gecesinde konuşan İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız, “26’ncısı düzenlenen ve gelenekselleşen turnuva, hem akademik odalar hem de İMO için sosyalleşme ve kaynaşmayı sağlaması açsından önemli bir yere sahip. Her sene olduğu gibi bu yıl da İMO takımları turnuvanın en iyileri arasında yer aldı ve şampiyonluğu İnşaat Beton göğüsledi. Bu turnuvanın sürdürülmesinde emeği geçen herkese ayrı ayrı teşekkürlerimi 30 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 iletirken, sıralamada yer edinen tüm takımları da tebrik ediyorum” dedi. Gecede temsili kupa kaldırma töreni de düzenlendi. Yemekli program hatıra fotoğrafı çekimiyle son buldu. YAZAR Finansal kiralamada yeni yöntem: Sat ve geri kirala uygulaması İhsan AKAR Yeminli Mali Müşavir [email protected] 32 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 32 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu ile 90 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, tüm ek ve değişiklikleri ile birlikte yürürlükten kaldırılmıştır. Bu kanunun yerine çıkarılan ve 13.12.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ile finansal kuruluş olarak faaliyet gösteren; finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin, kuruluş ve çalışma esasları ile finansal kiralama, faktoring ve finansman sözleşmelerine ilişkin usul ve esaslar yeniden belirlenmiştir. Yapılan bu düzenlemelerle getirilen en önemli yeniliklerden birisi “sale and lease back” veya “sat ve geri kirala” olarak adlandırılan ve işletmelere yeni bir finansman imkânı getiren yönteme imkân tanımasıdır. Dolayısıyla artık finansal kiralama şirketleri, bizzat kiracılardan satın aldıkları taşınır veya taşınmaz malları aynı kiracılara finansal kiralama sözleşmesi ile kiralayabilmektedirler. Bu yöntem ile şirketler; işletme sermayesi ihtiyacını karşılamak için hızlı çözüm üretebilmekte, aktiflerindeki defter değeri üzerinden kayıtlı olan gayrimenkulü rayiç değeri ile yeniden değerleme yaparak aktifini büyütebilmekte, sağladıkları kaynak ile kısa vadeli borçlarını uzun vadeye yayarak bilanço yapısını düzeltebilmekte, işletme sermayesi yaratabilmekte ve nakit akışını dengeleyebilmektedir. “Sat-Geri Kirala” yöntemi ile firmalar, ihtiyacı olan kaynağı sağlamak için menkul ve/veya gayrimenkulünü güncel ekspertiz değeri üzerinden finansal kiralama şirketlerine devrederler. Belirlenen vadede geri ödemeler yapılmak suretiyle, vade sonunda menkul ve/veya gayrimenkuller yine sembolik bir bedel üzerinden firmanın mülkiyetine geçmektedir. Diğer taraftan 6361 sayılı kanunla Finansal Kiralama Kanunu’ndaki düzenleme sonrasında, 02.08.2013 tarih ve 28726 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 6495 sayılı Kanun ile Kurumlar Vergisi, Katma Değer Vergisi, Damga Vergisi ve Harçlar Kanunu’nda yapılan değişikliklerle “sat ve geri kirala” işlemleri için önemli vergisel avantajlar getirilmiştir. Konu ile ilgili olarak Maliye Bakanlığı tarafından “8 nolu KVK Tebliğ Taslağı” hazırlanmış olup, halen Resmi Gazete’de yayınlanmamış olmakla birlikte “Sat-Geri Kirala” işlemlerinin piyasa aktörleri tarafından sıklıkla uygulamaya başlandığı bilinmektedir. Sat ve geri kirala işlemine ilişkin vergi mevzuatında yapılan düzenlemeleri özet olarak aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür. 1. Kurumlar Vergisi İstisnası: 6495 sayılı Kanun ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun İstisnalar başlıklı 5/1-e bendinin birinci paragrafındaki parantez içi hükmü “Taşınmazların; kaynak kuruluşlarca, kira sertifikası ihracı amacıyla varlık kiralama şirketlerine satışı ile 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla, finansal kiralama şirketlerine satışı ve varlık kiralama ile finansal kiralama şirketlerince taşınmazın devralındığı kuruma satışından doğan kazançlar için bu oran yüzde 100 olarak uygulanır ve bu taşınmazlar için en az iki tam yıl süreyle aktifte bulunma şartı aranmaz. Ancak söz konusu taşınmazların; kaynak kuruluş, kiracı veya sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilememesi hâli hariç olmak üzere, varlık kiralama veya finansal kiralama şirketi tarafından üçüncü kişi ve kurumlara satılması durumunda, bu taşınmazların kaynak kuruluşta veya kiracıdaki varlık kiralama veya finansal kiralama şirketine devirden önceki kayıtlı değeri ile anılan kurumlarda ayrılan toplam amortisman tutarı dikkate alınarak satışı gerçekleştiren kurum nezdinde vergilendirme yapılır” şeklinde değiştirilmiştir. Bu değişiklikle taşınmazı iki yıl elde bulundurmak şartıyla daha önce yüzde 75 olarak uygulanan taşınmaz satış kazanç istisnası, taşınmazı iki yıl elde bulundurma şartı aranmaksızın yüzde 100 olarak uygulanabilmektedir. Ancak bu istisnanın uygulanabilmesi için taşınmaz satışının 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla yapılmış olması gerekir. İstisna hem taşınmazın ilk aşamada finansal kiralama şirketlerine satışı hem de varlık kiralama ile finansal kiralama şirketlerince taşınmazın devralındığı kuruma satışından doğan kazançlar için uygulanacaktır. Taşınmazın bilançoda kayıtlı net defter değeri ile satış bedeli arasında oluşan satış kazancı ilgili dönem kazancına dahil edilmeli ve Kurumlar Vergisi beyanında istisna kazanç olarak beyan edilmelidir. İstisna edilen kazanç mevzuat gereği “Zarar Olsa Dahi İndirilecek İstisna ve İndirimler” kapsamında olduğundan, şirketin ilgili dönemde ticari zararı olsa dahi beyanname üzerinde indirim konusu edilecektir. Kurumlar Vergisi ve KDV istisnaları sadece “Taşınmaz” teslimlerinde geçerli olduğundan, 1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde KVK Madde 5/1-e bendi kapsamında istisna uygulaması açısından “taşınmaz” kavramına yönelik olarak yapılan açıklamalar ışığında hareket edilmesi doğru olacaktır. 2. Katma Değer Vergisi İstisnası: 6495 sayılı Kanunda yapılan diğer bir düzenlemeyle KDVK’nın 17’nci maddesinin ‘Diğer İstisnalar’ başlıklı dördüncü fıkrasına “y” bendi eklenmiş olup, söz konusu y bendinde “21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında; finansal kiralama şirketlerince bizzat kiracıdan satın alınıp geriye kiralanan taşınmazlara uygulanmak üzere ve kiralamaya konu taşınmazın mülkiyetinin sözleşme süresi sonunda kiracıya devredilecek olması koşulu ile kiralanmaya konu taşınmazların kiralayana satılması, satan kişilere kiralanması ve devri” hükmüne yer verilmiştir. Bu düzenleme ile KDV istisnasının uygulanabilmesi için taşınmazın finansal kiralama şirketlerince bizzat kiracıdan satın alınıp geriye kiralanması ve kiralamaya konu taşınmazın mülkiyetinin sözleşme süresi sonunda kiracıya devredilecek olması koşulu aranmaktadır. Söz konusu KDV istisnasından KDV mükellefi şirketler ve gerçek kişiler de yararlanabilmektedirler. Ayrıca taşınmazların ticaretini yapan işletmeler de bu istisnadan faydalanabileceklerdir. Buna göre; satışa konu edilen taşınmazın, kiracı şirket tarafından finansal kiralama şirketine tesliminde KDV doğmayacaktır. Bu taşınmazın kiracı şirkete geri kiralamasında, finansal kiralama şirketince düzenlenen dönem finansal kiralama faturalarında KDV hesaplanmayacaktır. Taşınmazın finansal kiralama süresi sonunda kiracıya devrinde de KDV doğmayacaktır. İlgili istisna “Kısmi İstisna” kapsamında değerlendirildiğinden KDV Kanunu’nun 30/a maddesinde uyarınca, vergiden istisna edilmiş bu işlemle ilgili olarak, taşınmazın alımı veya inşası sırasında yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılmaması, indirilmiş ise indirilen KDV’lerin ilgili dönem beyannamesinde hesaplanan KDV’ye ilave edilmek suretiyle düzeltilmesi gerekecektir. 3. Damga Vergisi İstisnası: 6361 sayılı Kanun’un 37’nci maddesinde;”Finansal kiralama sözleşmeleri ve bu sözleşmelerin devrine ve tadiline ilişkin kâğıtlar ile bunların teminatı amacıyla düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden, bu kâğıtlarla ilgili yapılacak işlemler harçtan müstesnadır” hükmü yer almaktadır. Buna göre, finansal kiralama sözleşmesi kapsamında yapılan sat- geri kirala işlemleri nedeniyle düzenlenen kâğıtlar da damga vergisinden ve harçtan istisna olacaktır. 4.Tapu Harcı: 6361 sayılı Kanun’un 37/2. maddesinde; “Satıp geri kiralama yöntemi ile yapılan kiralama sözleşmeleri kapsamında kiralanan taşınmazların sözleşme süresi sonunda kiracı adına tapuya tescili tapu harcından müstesnadır” hükmü yer almaktadır. Öte yandan, 492 sayılı Harçlar Kanunu hükümleri gereği, işleme konu taşınmazın kiracı tarafından finansal kiralama şirketine ilk satışında binde 4,55 oranında harç ödenmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, bu kapsamda kiracı tarafından kiralayana yapılacak taşınmaz devrinde binde 4.55 oranında harç alınacak, anılan taşınmazın finansal kiralama sonunda kiralayandan kiracıya devrinde ise harç ödenmeyecektir. Özetle; 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında yapılan “sat- geri kirala” işlemlerine Kurumlar Vergisi, KDV, Damga Vergisi ve tapu harçları açısından birtakım vergisel teşvikler getirilerek işletmelere alternatif finansman kaynağı imkanı ortaya konulmuştur. SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 33 SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 33 FAALİYETLER Genç mühendisler Timsah Arena’da İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Gençlik Komisyonu üyeleri, yapımı devam eden Timsah Arena’ya teknik bir gezi gerçekleştirdi. İ MO Gençlik Komisyonu Başkanı Yiğithan Toksöz başkanlığında, Timsah Arena Stadyumu’na teknik gezi düzenlendi. Geziye pek çok genç inşaat mühendisi ve mühendis adayı öğrenci katıldı. Proje sorumlusu İnşaat Yüksek Mühendisi Hasan Meral tarafından ağırlanan mühendislere özellikle stat çatısı hakkında kapsamlı bilgi verildi. Teknik gezi esnasında genç mühendisle- rin tüm sorularını cevaplandıran Meral, stadyum çalışmalarının yıl sonunda tamamlanacağını söyledi. Projede çelik kablo sistemli kabuk konstrüksiyonu yapımı işini üstlendiklerini belirten Hasan Meral, “Çalışmalarımız yaklaşık 7 bin ton çelik konstrüksiyon ve çelik kablo ağına bağlı, PTFE (Teflon) membran ile 80 bin m² çatı kaplaması içermektedir. Ayrıca stadyumun giydirme cephe işleri de tarafımızdan yapılacak” diye konuştu. TEKNİK GEZİLER SÜRECEK İMO Gençlik Komisyonu olarak teknik geziler düzenlemeyi sürdüreceklerini belirten komisyon başkanı Yiğithan 34 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 Tokgöz DE, “Arkadaşlarımızın ufkunu açmak ve farklı imalatlar görmelerini sağlamak adına bu geziyi düzenledik. Stat projeleri nadir projelerdir ve bunlara yapılacak teknik geziler bizler gibi mesleğin başında olan mühendisler için çok önemlidir. Bursa’daki ve Türkiye’deki büyük projelere de bundan sonra teknik geziler düzenlemeyi sürdüreceğiz” dedi. BTSO İnşaat Konseyi’nden birlikte çalışma çağrısı BTSO İnşaat Konseyi üyeleri, İMO Bursa Şubesi’ni ziyaret etti. BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Şakir Umutkan, “Yapmak istediğimiz çalışmalarda bütün paydaşları dikkate alıyoruz” dedi. İ nşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, BTSO İnşaat Konseyi ve akademik oda başkanlarını ağırladı. Toplantıya, BTSO adına Yönetim Kurulu Üyesi Şakir Umutkan, BTSO İnşaat Konseyi Başkanlarından Ali Tuğcu ve Ekrem Algül ile 36. Komite Başkanı Ömer Kaya katıldı. AKADEMİK ODALARI AYIRMIYORUZ BTSO olarak KOBİ niteliğindeki üyelerinin yurtdışı bağlantılarını ve faaliyetlerini artırmaya yönelik çalıştıklarını belirten BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Şakir Umutkan, “17 meslek konseyi oluşturduk. Özellikle inşaat konseyimiz, en değer verdiğimiz konseylerden ve üye sayısı itibariyle en yoğun olan konseyimizdir. Mühendis ve mimarların olduğu proje grubu, inşaat müteahhitlerinin grubu, inşaat malzemeleri alım satımını yapanların grubu ve bir de taşeronluk hizmeti veren özel inşaat grubu dediğimiz dört komitemiz var. Bu dört komitemizle aylık toplantılarımız var. Ancak biz, TMMOB’a bağlı odaları BTSO’dan ayırmıyoruz ve hepsini birer paydaş olarak görüyoruz. İnşaat konseyinde yapmak istediğimiz çalışmalarda bütün paydaşları dikkate alıyoruz” ifadelerini kullandı. Konsey olarak çalıştay yap- tıklarını belirten Umutkan, “Kentsel dönüşüm, imar kanunları ve mevzuatlar konusunda meslek odalarımızın yaptığı çalışmalar ve raporlar var. Bu raporların üstüne yeniden raporlar hazırlamak gibi bir ihtiyaç yok. Biz meslek odalarımızın hazırladığı çalışmaları geliştirme ve birlikte hareket ederek daha üst noktalara ve kamuoyunun gündemine taşıma noktasında BTSO olarak meslek odalarımıza destek olmak istiyoruz. Ortak çalışmalar yapmak istiyoruz” dedi. AKYILDIZ: DESTEK OLACAĞIZ İMO Bursa Şubesi Başkanı Basri Akyıldız ise konsey oluşumundan ve kendilerine gerçekleştirilen ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Akademik odaları paydaş olarak görmeniz bizler açısından olumlu bir gelişmedir. Dört komitede ve konseyde akademik odalar olarak yer alıyoruz. Üyesi olmayan akademik odaların da birer üye ile konseyde temsil edilmesini isteriz. Konsey toplantılarına katılıyoruz, orada akademik odaların düşüncelerine ihtiyaç olduğu ortaya çıkıyor. Bizlerin yaptığı çok detaylı çalışmalar var bunlar değerlendirilmedir. Akademik odalar olarak BTSO komite ve konseylerine elimizden geldiğince destek olacağız. Bu doğrultuda da ortak çalışmalarımız olabilir” şeklinde konuştu. Toplantıya Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Can Şimşek, Jeoloji Mühendisleri Güney Marmara Şubesi Başkanı Ahmet Ağlan, Harita Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Faruk Çolak, Jeofizik Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Hüseyin Murat Arabacı, Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Remzi Çınar ve Makine Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı İbrahim Mart katıldı. SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 35 FAALİYETLER İstanbul Yapı Fuarı’na Bursa çıkarması İMO Bursa Şubesi, 6-10 Mayıs 2014 tarihleri arasında düzenlenen 37. İstanbul Yapı Fuarı’nı gezdi. Gezide mühendisler, yapı sektörünün geldiği son noktayı, sektördeki yenilikleri ve teknolojik gelişmeleri yerinde görme fırsatı buldu. S adece Türkiye’nin değil Balkanlar, Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’yı kapsayan bölgenin en büyük yapı malzemeleri fuarı olan İstanbul Yapı Fuarı’nda yüzlerce firmanın ürünlerini inceleyen mühendisler, fuardan olumlu izlenimlerle ayrıldılar. Özellikle Bursalı firmaların stantlarına yoğun ilgi gösteren mühendisler, fuarın sektördeki en son yenilikleri sergileyerek mesleki açıdan kendilerini geliştirmede yardımcı olduğunu söylerken, yurt içinde ve yurt dışında mesleki gelişim açısından bu tarz fuarları takip etmenin önemine işaret ettiler. Kan bağışla hayat kurtar İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu üyelerinin de hazır bulunduğu kampanyada, yaklaşık 200 ünite kan toplandı. Kampanyaya katılan İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu üyeleri Özgür Yaşar Özbey ve Fatih Söylemez, kan bağışı ile hayat kurtarmanın önemine dikkat çekerek, düzenli olarak yılda iki kez kan bağışında bulunmanın insanlık görevi olduğunu söyledi. K ızılay’ın ülke çapında başlattığı “Bir Damla Kan, Bin Umut” kampanyası çerçevesinde, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Bursa İl Koordinasyon Kurulu ve Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB) çatısı altındaki akademik odaları kapsayan kan bağışı kampanyası düzenlendi. 36 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 FAALİYETLER Uygulamalı Çelik Yapılar Kursu İMO Bursa Şubesi üyesi mühendisler, Çelik Yapılar Uygulama Kursu’na katıldı. Kursun ardından Oytaş İnşaat’ın çelik imalat atölyesi ile Timsah Arena’ya gezi düzenlendi. İ MO Bursa Şubesi tarafından üyelerine yönelik “Çelik Yapılar Uygulama Kursu” düzenlendi. İnşaat Yüksek Mühendisi İlker Yılmaz Türker tarafından verilen kursta, yapı bileşenlerinin imalatı, iş akışı ve atölyelerde bulunan alet, makine ve malzemeler hakkında bilgi verildi. rumlusu Dursun Arslan’dan bilgi alan mühendisler, çelik çatı ve konstrüksiyon imalatının yapıldığı atölyede imalata yönelik kesme, bükme makinaları, plazma makinesi ve çalışma prensipleri ile gazaltı kaynak, tozaltı kaynak, elektrot kaynak ve boya işlemleri hakkında bilgilendirildi. Kursun ardından uygulamalı eğitime geçen mühendisler, Oytaş İnşaat’ın çelik imalat atölyesine düzenlenen gezide, atölyelerdeki işleyiş ile kullanılan alet ve malzemeleri yakından görme fırsatı buldu. Atölye Çelik Sorumlusu İnşaat Mühendisi Erhan Çetin ve Atölye So- TİMSAH ARENA’DA İNCELEME Uygulamalı eğitimin ikinci ayağı ise halen yapımı devam eden Timsah Arena Stadyumu oldu. Proje sorumlusu İnşaat Yüksek Mühendisi Hasan Meral ve İnşaat Mühendisi Mesut Hüner tarafından ağırlanan mühendisler, inşaatta kullanılan mühendislik tekniklerini yerinden izleme fırsatı buldu. Çalışmalar hakkında bilgi veren İnşaat Yüksek Mühendisi Hasan Meral, projenin yüzde 70’inin tamamlandığını söylerken, bittiğinde sadece Türkiye’nin değil Dünyanın en önemli projelerinden biri olacağını belirtti. Meral “Stadyum üzerini örtmek için kullanılan çatı sistemlerinde genellikle tüm taşıyıcı elemanlar betonarme elemanlara mesnetlenir, burada mimari ve estetik koşullara bağlı olarak alt basınç çubuğunun havada kaldığı bir sistem tercih edildi, bu sistem dünya üzerinde sadece Timsah Arena’da kullanıldı” diye konuştu. Geziye katılan inşaat mühendisleri ise projeye hayran kaldıklarını söyleyerek, en son teknoloji kullanılarak yürütülen projenin bir mühendislik başarısı olduğu görüşünü paylaştı. Konut değerleme uzmanı olacaklar İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi tarafından üyelerine, Gayrimenkul Konut Değerleme Uzmanlığı Kursu düzenlendi. İ MO Bursa Şubesi eğitim salonunda, Gayrimenkul Değerleme Uzmanı İnşaat Mühendisi Hakan Özel ve Serhat Çınar tarafından temel finans matematiği, ilgili vergi mevzuatı, mesleki mevzuat ve etik kurallar ile gayrimenkul değerleme esasları derslerinin verildiği eğitime çok sayıda mühendis katıldı. Bahar ve güz dönemlerinde olmak üzere yılda 2 defa yapılan konut değerleme uzmanlığı sınavı için düzenlenen toplam 63 saatlik kursa katılan inşaat mühendisleri, konut değerleme uzmanlığının kendileri için alternatif bir çalışma alanı olduğunu söyledi. SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 37 YAZAR İş kazalarında işverenlerin sorumluluğu Erol KILIKÇIER AVUKAT [email protected] 38 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 38 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 İşçi-işveren ilişkisi içerisinde işverenlerin, işçiyi gözetme ve denetleme sorumluluğu bulunmaktadır. İnşaat mühendisleri de bazen işveren bazen işveren vekili ya da Teknik Uygulama Sorumlusu olarak veya çalışan sıfatıyla konuyla direkt ilintilileri bulunduğundan, konuyu işlemekte fayda görülmüştür. İşverenlerin, çalışanın başına gelmesi muhtemel bütün tehlikelere karşı gerekli önlemleri alması, aldırması ve bunu kontrol etmesi gereklidir. Bu kural, esasen İş Kanunu’ndan kaynaklanmaktadır. İlgili yasanın 77. maddesinin ilgili kısmı aynen aşağıdaki gibidir; Madde 77 – İşverenler, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar. Yukarıda ifade edilen yasa metninden de görüleceği üzere; iş sağlığı ve güvenliğinde öncelikle iş güvenliği ve sağlığı ile ilgili olarak çalışanları bilgilendirmesi ve güvenlik alet ve ekipmanlarını teslim ederek, bunları kullanmaları sağlanması gereklidir. Bu noktada insan hayatının kutsallığı ilkesi gereğince çalışanın güvenlik önlem ve tedbirlerine kendi rızasıyla bile olsa uymama gibi bir hakkı bulunmamaktadır. İşverenin, bu şekilde çalışan personele ilişkin olarak önce disiplin kurallarını uygulaması veya daha ileri aşamalarda iş akdinin feshine varan tedbirlere müracaat etmesi gerekebilecektir. Zarar meydana geldikten sonra işveren en azından “birlikte kusur” hükümlerine göre meydana gelen zarardan mesul olacaktır. Meydana gelen zarardan işverenin sorumluluğunun kalkması ancak neden-sonuç ilişkisinin bulunmaması veya zararın üçüncü kişinin fiili ve üçüncü kişinin tamamen kusurlu olması halinde mümkündür. Zarar doğuran olayın hukuk aleminde yarattığı üç ayrı sonuç olacaktır. Bunlardan birisi kazanın meydana gelmesinde gerekli önlemleri almayan işveren ve işveren temsilcilerinin cezalandırılması için ceza mahkemesinde açılması olası davadır. Bir diğeri de ölenin yakınlarının açacağı destekten yoksun kalmaktan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davası ile SGK’nın açacağı ödediği tazminatın rücuen tahsiline ilişkin davalardır. Hukuk mahkemelerinde yapılacak yargılamada maddi tazminatın miktarı, zarar gören yaralanmış ise maluliyet oranı, ölmüş ise yaşı kusur oranı ile zarar görenin aldığı son maaş miktarına göre hesaplanacaktır. Diğer yandan iş kazalarının önlenmesi, yapılan işin maliyeti açısından da son derece önemlidir. Gerek iş gücü kaybı ve gerekse bundan doğan zararın büyüklüğü işçi sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için yapılacak harcamanın küçüklüğü mukayese edildiğinde, kazanın önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını zorunlu kılmaktadır. Çalışanlar özel olarak sigortalansa ve hatta manevi zararlar da sigorta kapsamı içine alınsa bile bu, işverenin maddi ve manevi tazminat sorumluluğunu ve ceza hukuku bağlamındaki sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır. Çalışanların güven ve huzur içinde çalışmasının temini işin kalitesini etkilediği gibi, birçok olumsuzluğa da mani olacaktır. Dolayısıyla anlık kazançlara öncelik verilip, gerekli tedbirlerin alınması ertelendiğinde sonucu facialara neden olabilecek sonuçları da beklemek gereklidir. Nitekim ülkemizde yılda ortalama 1000 civarında çalışanın vefatı ile sonuçlanan iş kazası meydana gelmektedir. Bir iş kazasına karşı 700 iş kazası rapor edilmesi gerekirken, ülkemizde 80.000 iş kazası olayı rapor edilmekte ve pek çok iş kazası da gizlenmektedir. Ülkemizde, Avrupa Birliği ortalamasının en az yedi katı fazla iş kazası yaşanmasının, insan unsuruna gerekli önemin verilmediğini, anlık kazançların yaşam hakkının üzerinde görüldüğünün bir kanıtı olup, acil olarak bu sistemin gözden geçirilmesi ve işverenlerin bilinçlendirilmesi ve denetimlerin sıklaştırılması gerektiğini vurgulamak istemekteyiz. İnşaat mühendislerini özellikle ilgilendiren yapı işlerindeki güvenlik kural ve standartları ise Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’nde ortaya konulmuştur. Yasa ve yönetmeliklerdeki düzenlemelere riayet esasen pek çok kazayı önleyebilecektir. Çalışanların kişisel koruyucu alet ve ekipmanı kullanması kadar, yapılan işin de tekniğine uygun yapılması esasen kazaları azaltmak için en büyük etkendir. Nitekim maden kazalarında işi tekniğine uygun olarak yapan Avrupa Birliği ülkelerinde uzun yıllar boyunca iş kazası görülmezken, ülkemizin bu konuda ağır faturalar ödemesi yapılan işin tekniğine uygun yapılmadığının kanıtı olmuştur. Teknik elemanlara da bu konuda büyük sorumluluklar düşmektedir. İşin tekniğe aykırı bir yönü tespit edildiğinde bunu derhal ilgili makamlara bildirebilecek mekanizmaların kurulması gereklidir. Örneğin vergi kaçağının ihbarında devletin ihbar edene ikramiye vermesi gibi, işin tekniğine uygun yapılmadığını bildiren teknik elemana da devlet tarafından en azından iş güvencesi verilmeli ve teknik elemanların iradelerine ipotek konulmasının önü kesilmelidir. Soma faciasında yaşananlar aslında acı bir örnek olarak karşımızdadır. Soma’da değerli pek çok teknik eleman, çalışanları kazadan kurtarmak için hayatını tehlikeye attığı halde kazanın önlenmesine mani olamamışlardır. İşverenin cüz’i bir giderle yapabileceği kaçma dehlizleri yapılmadan, ortamdaki karbondioksit oranı yasal seviyelere çekilmeden, bozuk kişisel koruyucu ekipmanlarla çalışmaya izin verilmesinde teknik elemanların kusuru tartışmasızdır. Ancak sorun teknik elemanlara kusur atfetmekle çözülebilecek gibi de değildir. İşverenin aşırı kar isteğine karşı teknik elemanın dayanacağı güçler, teknik elemana sonsuz destek vermeli ve teknik elemanlar geçim derdini düşünmeden doğrusu ne ise ona göre karar verip, işe noktayı koyabilmelidir. Yargıç güvencesi hukukun tesisi için ne kadar önemli ise teknik elemanların güvenceye kavuşturularak iş sağlığı ve güvenliği noktasında özgürce karar verebilmesi de çalışanların yaşam sağlıklarının korunması için bu denli önemlidir. Sektörler bazında baktığımızda madencilik, elektrik ve su ile imalat sektörlerini takiben dördüncü sırada inşaat sektörü gelmektedir. Sektörde, iş kazası ve işçi sağlığı ile ilgili önleyici metotların geliştirilip kullanılması büyük önem taşımaktadır. Sonuç olarak iş kazaları gayrı safi milli hasılanın yüzde 3’ü gibi bir oranda maliyete karşılık gelmekte olup, gerekli tedbirlerin alınması ise yüzde 1 gibi bir maliyetle mümkün ise bunun uygulamak hem işverenler hem işçi hem de devletin ortak yararına olup, geciktirilmesinde fayda bulunmayan bir gerçekliktir. Örneğin inşaat sektöründe meydana gelen iş kazalarının istatiksel bir değerlendirmesi yapıldığında, iş kazalarının en sık olduğu saatin işe başlamayı müteakip ilk iki saatte oluştuğu, en yoğun kazaların havaların sıcak olduğu aylarda yaşandığı, en sık kaza nedeninin kişisel koruyucu donanım kullanmama olduğu ve iş kazası yapanlar arasında en çok kaza geçiren grubun da iki aylık deneme süresi içinde kaza geçirdiği göze çarpmaktadır. Dolayısıyla işe yeni başlayanlar için gerekli oryantasyonun ihmal edilmemesi, kişisel koruyucu donanımın kullanılmasının temin edilmesi pek çok kazanın yaşanmasına engel olacaktır. Bu noktada zararın meydana gelmesinden sonra takip edilecek yoldan önce, kazanın meydana gelmemesi için yapılması gerekenlerin düşünülüp risk değerlendirmeleri yapılması ve çalışmaya bundan sonra izin verilmesi gerektiğini de bir kez daha vurgulamaktayız. SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 39 SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 39 RÖPORTAJ Sakallıoğlu’nun ‘model araba’ tutkusu Yaklaşık 10 yıldan bu yana model arabalara ilgi duyan İnşaat Mühendisi Serdar Sakallıoğlu, “Model arabamın direksiyonunu elime aldığımda her şeyi unutuyor ve büyük bir adrenalin yaşıyorum. Özellikle final yarışına kaldığımda, sanıyorum nabız 150’nin üzerinde atıyor” diyor. ların büyük çoğunluğunu sanayi yapıları oluşturuyor. Ayrıca iş ve alışveriş merkezleri de faaliyet alanımızda yer alıyor. Çalışmalarımızı genel olarak Bursa’da yürütüyoruz. D ünyada büyük bir sektör olmasına rağmen, ülkemizde yaygın olmayan model arabalar, son yıllarda pist sayısının artmasıyla birlikte hareketlenme yaşıyor ve popülerliğini artırıyor. Bursa Model Otomobil Derneği Başkanı da olan İnşaat Mühendisi Serdar Sakallıoğlu, Bursa’da bu kültürün önemli temsilcilerinden. Sakallıoğlu, Türkiye’nin en güzel tesisi diye tanımadığı Misi Köyü yakınlarındaki pistte, bahar aylarında model araba yarışları düzenlediklerini ve gerek yurt içi gerekse de yurt dışından pek çok katılımcının yarışlara ilgi gösterdiğini söyledi. Model arabalara olan tutkusunun Botanik Park’ta yarışan arabaların seslerinden etkilenmesiyle başladığını belirten Sakallıoğlu, model araba yarışlarını; bir Formula 1 yarışının küçültülmüş versiyonu olarak tanımlıyor. - Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Ben, 1991 yılında Yıldız Teknik Üniversitesinden mezun oldum. Kendisi de inşaat mühendisi olan babamla uzun yıllardır birlikte çalışıyoruz. 2002 yılından bu yana da Gökbey İnşaat olarak taahhüt işleri yapıyoruz ve bun- 40 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 - Model arabalara olan ilginiz nereden geliyor, ne kadar eskilere dayanıyor? Aslında sadece model arabalara değil, genel manada arabalara ilgim var. Model arabalara olan tutkum ise 2005 yıllarına rastlıyor. O dönemde model arabaların yarıştığı Botanik Park’taki pisti görmüştüm. Birbiriyle yarışan araçların seslerinden etkilendim ve basit bir arabayla bende bu hobiye başladım. Günden güne bu durum gelişti. Ben aynı zamanda Bursa Model Otomobil Derneği de Başkanı’yım. Şu an Başkan Yardımcısı arkadaşım Yusuf Ekinci ile tanışmanın ardından ise bu hobim tabiri caizse aldı başını gitti. O günlerde Botanik Park’taki pisti yarışlar için açmak istedik ama olmadı. Bunun üzerine bütün belediyelere bize bu konuda yer sağlayın diyerek dilekçeler verdik. Uluslararası anlamda bir pist yapmak istediğimizi belirttik. Ve tüm belediyeler bize yer gösterdi. Nilüfer Belediyesinin gösterdiği yeri uygun gördük ve Misi Köyü’ne yakın bir yerde, iş yaptığımız çevrenin de katkılarıyla bir tesis yaptık. Ve artık Türkiye şampiyonalarını, uluslararası şampiyonaları, 24 saat yarışlarını bu pistimizde yapıyoruz. “O ANDA HER ŞEYİ UNUTUYORUM” - Aracın kumandasını elinize aldığınızda neler hissediyorsunuz? O anda her şeyi unutuyorum. İş, güç tamamen aklımdan çıkıyor ve gerçekten büyük bir adrenalin yaşıyorsun. Özellikle final yarışına kaldığında, sanıyorum nabzınız 150’nin üzerinde atıyor. Büyük bir heyecan... 45 dakika-1 saat süren bir final yarışı düşünün, yarışa başlarken bu şekilde hissediyorsunuz, elin-ayağın titriyor denir ya, o titremeyi kamera çekimlerinde görebilirsiniz. Bir Formula 1 yarışının küçültülmüş versiyonunu düşünün, tamamen öyle bir durum. Ve müthiş bir çalışma gerektiriyor. Hava şartları, yol şartları, lastik seçimi, amortisör seçimi, motorun ayarı, benzin seçimi, aerodinamik seçimi, kısacası her faktörü çok iyi analiz etmeniz gerekiyor. - Bildiğimiz kadarıyla ülkemizde fazlaca yayın bir spor dalı değil bu alan. Bunun sebebi sizce nedir? Model arabalar pahalı bir hobi mi? Model arabalara ve yarışlara olan ilgi son yıllarda arttı fakat ülkemizde, yurt dışında olduğu kadar yaygın bir spor dalı değil henüz. Özellikle uluslararası manada yaptığımız organizasyonlar medyada fazlaca yer buluyor. Biz de bugüne kadar çok özel yarışmalar düzenledik. Profesyonel araçlarla yarıştığınız için çok pahalı olmasa da yine belli bir harcama gerektiriyor. İlgi duyuyorsanız, bu aracı tedarik edebileceğiniz distribütörler mevcut. Ama nereden başlayacağınızı bilmeli ve öncesinde bir bilenden destek alınması daha faydalı olacaktır. Ve bu hobiye gerçekten devam edeceğinize inanıyorsanız bu yatırımı yapmalısınız. İşin özü, aslında severek yapmak. MODEL OTOMOTBİL AYRI BİR TUTKU - Model otomobiller dışında başka hobileriniz de var mı? Tabii ki. Örneğin sürekli tenis oynuyorum, veteran milli tenisçiyim. Gokart yapıyorum, ATV yapıyorum, hafif of-road yapıyorum, bisiklete biniyorum, kışın kayak yapıyorum. Bunlara nasıl mı zaman buluyorum? Planı bir şekilde, gece-gündüz her dakikamı değerlendiririm. - BUMOD’un çalışmaları ve faaliyetleri hakkında neler söylersiniz? Bursa Model Otomobil Derneği 2006 yılında kuruldu. Hava şartlarına bağlı olarak her yıl belli periyotlarda yarışlar düzenliyoruz. Yarış sezonu da genellikle bahar aylarının sonlarına doğru başlar, sonbaharın ortalarına doğru biter. Bursa’nın dışında İstanbul, Ankara ve İzmir’de de pistler var. Anketler yapılır ve yarışmacıların nerede yarışmak istedikleri değerlendirilir. Örneğin bu yıl yarışları Ankara’daki Model Otomobil Derneğindeki arkadaşlarımız organize ediyor. Ankara’da bir yarış gerçekleştirildi, ardından bir yarış da Bursa’da yapıldı. Şimdi üçüncü yarışa da yine Bursa ev sahipliği yapacak. Türkiye şampiyonalarındaki yarışlara dünyanın her yerinden yarışmacılar gelmektedir. Yurt dışı yarışlara gittiğinizde ise bir sertifika almanız gerekiyor. - Bu yarışmalardaki en önemli başarınız nedir? Bu alanda pek çok kupa aldım, fakat en önemli başarım, Türkiye ikinciliği. Etap yarışlarında ise pek çok birinciliğim var. - Model otomobil tutkunuza ait unutamadığınız bir anınızı paylaşır mısınız? Aslında çok anım var. Ama 2008 ya da 2009 yılında düzenlediğimiz bir 24 saat yarışı vardı ki asla unutamam. 1/5 araba kategorisinde yarışılıyor, yani bir aracın 1/5 oranında her taraftan küçültülmüşü düşünün ve takım yarışı. En az 4-5 pilot var. Kimisi uyuyor, kimisi dönüşümlü olarak araçları kullanıyor. Aynı Fransa’daki 24 Saat Le Mans Yarışları gibi. Yarışın güzelliği şuydu: Normal bir havada başladık, gecenin ilerleyen saatlerinde yoğun bir kar yağışı, sonra yağmur ve yarış bitimine doğru tekrar güneş. Karda gitsin diye lastiklerine diş açanlar mı arasınız? Anormal hava şartlarında bir yarıştı, hiç unutamam. zırlanma, takım yarışı, yani her şey var. Hiçbir zaman tek başınıza değilsiniz. Ve dünyada bu spor, iş olarak profesyonel manada yapılıyor. Hiçbir şekilde arabasına el sürmeyen, sadece kullanan pilotlar mevcut. O kişilerin tüm ekibi ayrıdır. Uluslararası yarışlar düzenlediğimizde böyle kullanıcıları gördük. Mekanikerler aracı pist ve hava şartlarına göre ayarlar, o kişi çıkar ve kullanır. - Peki, siz? Biz, kendi işimizi kendimiz yapıyoruz. Bu söylediğim kişiler bir firmanın maaşlı pilotudur. Çünkü o firmalar için uluslararası yarışmalar, şampiyonluklar son derece önemlidir. Bu büyük bir sektör dünyada. Ülkemizde yılda 3 ya da 5 yarış düzenlense de dünyanın her yerinde sürekli yarışlar yapılır. Aynı zamanda Kullandığımız otomobiller 4x4 olarak Türkiye’de yapılıyor. İmalatı İstanbul’da ve tüm dünyaya ülkemizden dağılır. 0’DAN 100’E 3 SANİYE - İnsanlar hız tutkularını bir nevi model otomobiller aracılığıyla mı atıyor diyebiliriz? Kesinlikle. Çünkü tam anlamıyla bir motor sporlarından bahsediyoruz. Motordaki tüm ayaları, bu araçlarda da uygulamanız gerekiyor. Bu araçlar 0’dan 100’e 2 ya da 3 saniye içerisinde çıkabiliyor. Dayanıklılık, dikkat, iyi ha- - Bu hobiyi yapmak isteyenlere, ilgi duyanlara neler önerirsiniz? Öncelikle internet sitelerinden yarışları takip etmeliler. Ve yarışlara gelerek, bu hobiyi yapıp yapamayacaklarını görsünler. Eğer ilgi duyuyorlarsa, biz zaten her türlü sorularını cevaplıyoruz. Yarışlara, ürünlerin tedarikçileri de geliyor. Bursa’da da Türkiye’nin diğer illerinde de hobi-shoplar mevcut. Amatör ya da profesyonel araçlar alabilirler. Bunun yanı sıra serbest kullanım, günlük kullanım, Dernek üyeliği, pist üyeliği gibi çeşitli imkanlarımız da var. SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 41 İNCELEME Geleneksel Cumalıkızık evlerinde ahşap konut sistemi A hşap, tarihin ilk dönemlerinden günümüze, insanın barınma ihtiyacını karşılamakta kullandığı doğal, sıcak ve canlı bir yapı malzemesidir. Osmanlı’nın ilk başkenti olma özelliği nedeniyle Bursa kenti ve kırsalı da strüktürel, işlevsel ve dekoratif ahşap bakımından oldukça zengindir. Cumalıkızık ise Osmanlı dönemi kırsal örneklerini bütüncül olarak içermesi bakımından Bursa kenti için özel bir önem taşımaktadır. İki veya üç katlı olan bu konutların zemin katları ahşap hatıllı moloz taş duvar, üst katları ise kerpiç dolgulu ahşap iskelet sistem ile oluşturulmuştur. Beşik ve kırma çatı formuna sahip olan konutların çatı örtü malzemesi alaturka kiremittir. Cephelerde ise daha çok çivit mavi, yeşil, sarı, beyaz gibi renkler izlenmektedir. Cumalıkızık geleneksel konutlarına çift kanatlı ahşap avlu kapılarından ulaşılmaktadır. Avluların etrafı ahşap hatıllı moloz taş duvar ile çevrili, döşemeleri ise toprak veya kayrak taşı kaplıdır. Cumalıkızık evlerinin ahşap konut sistemi beş başlık altında ele 42 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 alınarak incelenebilmektedir. DÜŞEY DÜZLEMLER: DUVARLAR Cumalıkızık konutlarının zemin kat duvarlarının, kalınlıkları 60-90 cm arasında değişen, ahşap hatıllı moloz taş duvar olduğu bilinmektedir. Taş duvarların arasında sistemi bütünleyen ve zemine paralel olarak 80-100 cm aralıklarla üst kata kadar tekrarlanan ahşap hatıllar bulunmaktadır. Zemin katlarda yer alan taş duvarın veya subasmanın üzerine ahşap bir taban kirişi atılmıştır. Bu taban kirişi üzerine genellikle 10/10 cm, 12/12 cm, 14/14 cm, bazen de 16/16 cm’lik ana dikmeler yerleştirilmek suretiyle üst kat duvarları oluşturulmuştur. Yaklaşık 1-1,5 m aralıklarla düzenlenen ana dikmelerin arasında 40-50 cm mesafe ile 5/10 cm, 6/12 cm, 7/14 cm ve 8/16 cm kesitlerindeki ara dikmeler yerleştirilmiştir. Cumalıkızık geleneksel konutlarında, ahşap iskelet sistem görülmektedir. Dikme üstleri ahşap üst taban kirişi ile birleştirilmiştir. Ana dikme, ara dikme ve payandalar arasına gerekli yerlerde yatay ve düşey kuşaklar yerleştirilmiş, böylece pencere ve dolgu malzemesi için boşluklar tanımlanmıştır. Geleneksel Cumalıkızık konutlarının dolgu malzemesi yörede bulunan kırmızı topraktan yapılmış olan kerpiçtir. Cumalıkızık’taki bazı konut örneklerinde duvarların bağdadi tekniği kullanılarak oluşturulduğu da bilinmektedir. Bu teknikte; ahşap çıtaların, iskeletin iç ve dış yüzeyine çakılması ile duvar oluşturulmuştur. YATAY DÜZLEMLER: DÖŞEMELER Cumalıkızık geleneksel konutlarının zemin kat döşemeleri genellikle kayrak taşıdır. Toprak döşemeli örneklere de rastlanmaktadır. Üst katlarda ise yapının alt kat sistemine göre; subasman ya da taş duvar üstündeki alt taban kirişine veya ahşap iskelet olan alt katın üst taban kirişine oturtulacak şekilde ahşap döşeme kirişleri atılmıştır. Tek yönde atılan ve birkaç farklı örneğin dışında genellikle 6/12 cm, 7/14 cm ve 8/16 cm kesitlerinde olan ahşap döşeme kirişleri 40-50 cm aralıklı olarak düzenlenmiştir. Döşeme kirişlerinin üzerinde ise genellikle 2,5-3 cm kalınlığında, 15-20 cm genişliğinde ve farklı uzunluklarda ahşap döşeme kaplamaları bulunmaktadır. Çıkmalar ise döşeme kirişlerinin dışa doğru yaklaşık 20-80 cm uzatılması ile oluşturulmuş ve payandalar ile desteklenmiştir. ÜST ÖRTÜLER: ÇATILAR Cumalıkızık geleneksel ahşap konutlarında beşik ve kırma çatı formları ile karşılaşılmaktadır. Genellikle oturtma çatı konstrüksiyonuna sahip olan bu konutlarda 6/12 cm, 7/14 cm, 8/16 cm kesitlerindeki ahşap kirişler, uçları taşıyıcı duvarlar üstündeki taban kirişine oturacak şekilde yerleştirilmiştir. Genellikle 8/12 cm ve 10/12 cm kesitlerinde olan aşıklar ise 8/8 cm, 10/10 cm, ve 12/12 cm kesitlerindeki ahşap dikmeler yardımıyla bu kirişlere taşıtılmıştır. Aşıklar üzerine dik ya da ikincil aşıklar yardımıyla paralel olarak genellikle 5/10 cm kesitindeki mertekler yerleştirilmiştir. Mertekler üzerinde ise 2-2,5 cm kalınlığında, 10-20 cm genişliğinde ve farklı uzunluklarda olan örtü altı kaplamaları bulunmaktadır. Örtü malzemesi alaturka kiremit olan çatılarda saçak genişliği 60-120 cm arasında değişmektedir. DÜŞEY SİRKÜLASYON ELEMANLARI: MERDİVENLER Cumalıkızık geleneksel konutlarında merdiven malzemesinin ahşap olduğu bilinmektedir. Merdivenlerin ilk basamakları genellikle taş malzemeden yapılmıştır. Pek çok konutun zemin kat merdiven başlangıcında ahşap bir kapı bulunmaktadır. Merdiven genellikle 6-7 cm genişliğine sahip olan iki limon kirişine oturan 2-3 cm kalınlığındaki rıht ve basamak tahtalarından oluşturulmuştur. Genellikle bir tarafı duvar ile sınırlı olan merdivenin diğer tarafında ya 80-90 cm yüksekliğinde sade ahşap bir korkuluk bulunmaktadır. Küpeşteler de genellikle süslemesiz ahşap elemanlardan oluşturulmuştur. Duvar Boşlukları: Kapılar Cumalıkızık geleneksel ahşap konutlarının dış kapıları yapı avlusuna veya bahçeye açılmaktadır. 2 kanatlı olan bu kapılar yaklaşık 20-30 cm genişliğinde, 2-3 cm kalınlığında ve 180-200 cm yüksekliğindeki ahşapların yan yana getirilmesiyle oluşturulmuştur. Bu ahşaplar arka yüzeyde bulunan ahşap kuşaklara demir başlı çiviler ile tutturulmuştur. Dış kapıların her bir kanadı 90-110 cm arasında değişmektedir. Cumalıkızık konutlarının iç kapıları tek kanatlı olup, kanat genişliği 70-90 cm arasında değişmektedir. Kapı yüksekliklerinin ise yaklaşık 200-210 cm olduğu bilinmektedir. Kaynak: Uludağ Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi DUVAR BOŞLUKLARI: PENCERELER Cumalıkızık geleneksel konutlarının zemin katlarında yalnızca hava almayı sağlayan boşluklar bulunmakta, mahremiyet olgusu nedeniyle pencereye rastlanmamaktadır. Üst katlarda bulunan ahşap pencereler ise yaklaşık olarak 70-90 cm genişliğinde, 130-150 cm yüksekliğinde yapılmıştır. Cumalıkızık geleneksel konutlarının üst katlarında bulunan pek çok pencerenin önünde mahremiyet nedeniyle ahşap kafes ve parmaklıkların olduğu bilinmektedir. Birkaç konutta ışık almayı sağlayan küçük vitray tepe pencerelerinin varlığı binmektedir. Ancak bu pencerelerin çoğu günümüzde iptal edilmiştir. SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 43 TEMSİLCİLİKLER Temsilciliklerde yeni dönem İMO Bursa Şubesinde Necati Şahin’in istifasının ardından boşalan koltuğa önce atanarak, Şubat ayında gerçekleştirilen Genel Kurul ve seçimin ardından da seçilerek Başkan olan Basri Akyıldız ve yeni Yönetim Kurulu’nun ardından, Oda’ya bağlı Yalova, Kütahya ve Bilecik temsilciliklerde de yeni dönemde görev alacak yönetimler belirlendi. BİLECİK’TE EMRE KÜNEK DÖNEMİ İ MO Bilecik Temsilciliğine yeni dönemde Emre Künek seçilirken, Yönetim Kurulu üyeleri Bener Yanar, İbrahim Uludağ, Mehmet Ali Aydın ve Aytaç Yılmaz’dan oluştu. Öte yandan, 2010 ile 2014 yılları arasında Bilecik Temsilcilisi olarak Aytaç Yılmaz görev almıştı. Bilecik Temsilciliği; 62 üyesi ile her geçen gün daha da büyümekte ve üyelerine yönelik hizmetlerini artırmaktadır. İlde İnşaat Mühendisliği Fakültesinin açılmasıyla da genç mühendis sayısı her geçen artıyor. Aynı zamanda Bilecik; Şeyh Edebali Üniversitesi ve gelişmekte olan sanayisi ile Marmara Bölgesi’nin yeni çekim merkezi olmaya aday. İlin, büyük şehirlere yakın konumda olması da Bilecik’teki inşaat sektörünün her geçen gün daha fazla projeler ile büyümesini tetikliyor. YALOVA’DA MAHMUT RENKLER İLE YOLA DEVAM 3 dönemdir Yalova Temsilcisi olarak görev alan Mahmut Renkler, önümüzdeki 2 yıl daha bu görevine devam edecek. İMO Bursa Şube tarafından yapılan atamanın Ağustos ayında Genel Merkez tarafından kabul edilmesinin ardından, yeni dönemde Yalova Temsilciliğinde görev alacak diğer Yönetim Kurulu üyeleri ise Sinan Yavuz, Nevzat Çelikten, M. Akif Kanbur ve Müge Kanber olarak belirlendi. Yaklaşık 220 mühendisin bulunduğu Yalova, özellikle Körfez Geçiş Köprüsü’nün etkisiyle bölgenin cazibe merkezi olmaya aday durumda. Bu yatırımlar, ilde inşaat sektörünün, özellikle de konut yatırımların ciddi manada artmasını sağladı. Yalova Temsilciliği de tüm bu gelişmeler karşısında üyelerinin mesleki gelişimlerini yükseltmek adına çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. KÜTAHYA’DA BAYRAK FATİH ZEKİ ERGUZ’DA K ütahya Temsilciliğinde yeni dönemde görev alacak yönetimin seçimi, 23 Mayıs 2014 tarihinde İMO Bursa Yönetim Kurulu üyelerinin de katılımıyla gerçekleştirildi. Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız’ın Divan Başkanlığında yapılan seçimlerde; Kütahya’daki 44’üncü dönem Temsilciliğine Fatih Zeki Erguz; Yönetim Kurulu üyeliklerine ise Serkan Turgut, Hüseyin Kabar, Ali Emre Şerafettinoğlu ve Şerif Barış asil üye olarak, Mesut Erdoğmuş, Özlem Türk, Burak Ebeoğlu, Efkan Türkmenoğlu ve Sefa Ayan ise yedek üye olarak seçildi. Öte yandan Kütahya Temsilciliği, 275 üye ile en fazla üyeye sahip temsilcilik özelliğini taşıyor. Sosyal aktiviteler, üye toplantıları, fuar ve teknik geziler başta olmak üzere çeşitli faaliyetlerde bulunan Kütahya Temsilciliği, üyelerinin mesleki gelişimi için çalışmalarına devam ediyor. 44 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 HABER Akademik korodan BAHAR KONSERİ İ nşaat Mühendisleri Odası (İMO), Mimarlar Odası (MO), Şehir Plancıları Odası (ŞPO) ve Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şubeleri (PMO) üyelerinden oluşan Türk Sanat Müziği korosunun bahar konseri, Tayyare Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. İnşaat Mühendisi Şef Suat Ayan yönetiminde gerçekleştirilen konserde, Şekip Ayhan Özışık’tan Teoman Alpay’a, Yıldırım Gürses’ten Suat Sayın’a pek çok değerli bestekârın eserleri solo ve düet performanslarla sergilenirken, konsere katılan davetliler de unutulmaz bir gece yaşadı. AKYILDIZ’DAN TEŞEKKÜR İMO Bursa Şube Başkanı Basri Akyıldız konser sonunda yaptığı konuşmada, “Büyük bir özveriyle bu geceye hazırlanan arkadaşlarımızın sergilediği 44 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 60 performans bizleri mest etti. Geleneksel olarak gerçekleştirdiğimiz bu konserde bizlere unutulmaz dakikalar yaşatan koromuzun tüm üyelerine teker teker teşekkür ediyorken, konserin tertiplenmesinde katkısı bulunan tüm odalarımıza emekleri için minnettarım” ifadelerini kullandı. FAALİYETLER Genç mühendislerin dayanışma gecesi Genç inşaat mühendisleri, İMO Bursa Şubesi Gençlik Komisyonu’nun düzenlediği dayanışma gecesinde bir araya geldi. Genç mühendislere gecede Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de eşlik etti. İ MO Bursa Şubesi Gençlik Komisyonu üyeleri, düzenlenen dayanışma gecesinde bir araya geldi. 19 Mayıs’ta yapılması planlanan ancak, Soma’da yaşanan facia nedeniyle ertelenen geceye, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, İMO Bursa Şubesi Başkanı Basri Akyıldız, Gençlik Komisyonu Başkanı Yiğithan Toksöz ve çok sayıda genç inşaat hühendisi katıldı. 46 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 Gecede konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Gençlik Komisyonu’nun yürüttüğü çalışmaları takdirle karşıladığını ifade ederek, “İnşaat mühendisliği, yüzde 92’si deprem bölgesinde olan Türkiye’de oldukça önem arz eden meslekler arasındadır. Güvenli yapılar içerisinde yaşama ve çalışma noktasında, bizlerin yadsınamayacak düzeyde katkıları vardır. Bizle- rin yaptığı hesaplar ve uygulamaların ardından yükselen binalar, arkamızda bırakacağımız birer eser niteliği taşımaktadır. Bu bağlamda, mesleğe yeni atılan siz gençlere iş hayatınızda başarılar diliyorum” dedi. YÖNETİM KURULU YANINIZDA İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Basri Akyıldız ise, “Mesleğe yeni atılmanıza rağmen, işinize dört elle sarılmış olmanız bizleri oldukça mutlu ediyor. Yeniden yapılanma sürecine giren bir ülkenin sizlerin ellerinde şekillenecek olduğu gerçeği, bizlerin geleceğe umutla bakmasına sebep oluyor. Çalışma hayatınızda imzanızı attığınız her iş, bizleri ve ailelerinizi gururlandıracaktır. Yönetim kurulu olarak, her anlamda yanınızda olacağız. İMO Bursa Şubesi, siz meslektaşlarımızın haklarının savunulması ve korunması konusunda kararlılı- ğını sürdürecektir” ifadelerini kullandı. SORUMLULUĞUMUZU BİLİYORUZ Sektöre yeni girmelerine rağmen sorumluluklarının bilincinde olduklarını söyleyen İMO Bursa Şubesi Gençlik Komisyonu Başkanı Yiğithan Toksöz de, inşaat mühendislerinin daha güvenli yapılar oluşturabilmek için emek sarf ettiğini dile getirdi. Toksöz, “Mesleğimize gereken önem ve değerin verilmemesinden ötürü üretilen yapıların, depremlerde ağır kayıplara yol açtığına hepimiz şahit olduk. Tam anlamıyla yeterli olmayan bu sistemin daha iyi olabilmesi için bizler aktif olarak rol almalıyız. Binaların yapım aşamasında, imalatların başında durmalı ve yetkilerimizi bizzat kullanmalıyız. Komisyonumuz bu anlamda çalışmalarına devam edecektir” diye konuştu. SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 47 HABER Şampiyon İnşaat Beton TMMOB İl Koordinasyon Kurulu tarafından düzenlenen futbol turnuvasının birincisi İnşaat Beton oldu. T ürkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) İl Koordinasyon Kurulu tarafından bu yıl 26.sı gerçekleştirilen Geleneksel İKK Futbol Turnuvası’nın şampiyonu normal süresi 2-2 sona eren final maçında rakibi Makine Dinamo’yu penaltı atışları sonrası yenen İnşaat Beton oldu. HEYECANLI MAÇLAR Makine Mühendisi Nevin Çavlin ve Ziraat Mühendisi Çiğdem Demirtaş anısına düzenlenen turnuvanın final maçına oda başkanlarının yanı sıra çok sayıda TMMOB üyesi katıldı. Odalar arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve yoğun çalışma temposundan uzaklaşmak adına düzenlenen turnuva iki ay boyunca gollü ve çekişmeli karşılaşmalara sahne oldu. Turnuva sonunda gerçekleştirilen kupa töreninde şampiyon İnşaat Beton ve turnuvanın ikincisi Makine Mühendisleri Odası, kupalarını oda başkanlarının elinden aldı. Turnuvada üçüncülüğü ise Jeoloji Mühendisleri Odası elde ederken turnuvanın gol kralı İnşaat Beton’dan Ali Özlütıraş oldu. Şehir Plancıları Odası ile Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası ise en centilmen takım ödülüne layık görüldü. 35 yaş üzeri mühendis ve mimarlar adına düzenlenen Veteran Futbol Turnuvası’nın şampiyonu ise Sedat Afşar’ın takımı oldu. 48 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 BAOB Bowling Turnuvası’nı İMO kazandı Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB) ile Gıda Mühendisleri Odası (GMO) Bursa Şubesi tarafından organize edilen akademik odalar bowling turnuvasını İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi kazandı. C arrefour’da gerçekleştirilen ve BAOB’da bulunan 12 akademik odanın katıldığı bowling turnuvası, heyecanlı ve çekişmeli maçlara sahne oldu. Turnuvanın sonunda Özgür Yaşar Özbey, Ünsal Eser, İnan Keser, Ender Vapur ve Aykut Çatal’dan oluşan Özbeyler Yapı İnşaat Takımı, İMO Bursa Şubesi adına turnuvanın şampiyonu olurken, ikincilik mücadelesini Atakan Çetinkaya, İlke Çalışkan, Rahmi Dede, Cenk Yoldaş ve Abdullah Kamalı’ dan oluşan Mimarlar Odası Bursa Şubesi, üçüncülüğü ise Mustafa Akıncı, Basri Açıkgöz, Recep Güleçyüz, Güray Tunalı ve Ömer İşçi’den oluşan Bursa Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası kazandı. Turnuvada ayrıca kadın ve erkeklerde en skorer oyunculara da ödülleri verildi. Erkeklerde en skorer oyuncu İMO Bursa Şubesi’nden Ender Vapur olurken ikincilik Gıda Mühendisleri Odası’ndan Serkan Durmuş, Üçüncülük ise Mimarlar Odası’ndan Abdullah Kamalı’nın oldu. Kadınlarda ise en skorer oyuncu ödülünü İMO Bursa Şubesi’nden Nurten Topaloğlu kazanırken, ikinciliği Ziraat Mühendisleri Odası’ndan Günsu Barışık, üçüncülüğü ise Elektrik Mühendisleri Odası’ndan Eda Yenigül kazandı. DİYALOGLAR GÜÇLENİYOR Turnuva hakkında konuşan BAOB dönem sözcüsü ve Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şube Başkanı Necla Yörüklü, Bursa Akademik Odalar Birliği olarak düzenledikleri sosyal etkinliklerle odalar arası diyalog ve ilişkileri güçlendirmeyi hedeflediklerini söyledi. Turnuvaya TMMOB’ a bağlı odaların başkan ve yönetim kurullarının yanısıra çok sayıda üye katıldı. SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 49 TEKNOLOJİ Google Nexus 6, Snapdragon 805 işlemciyle göründü Dünyanın en hızlı kamerası G PS 4 rekora koşuyor oogle’ın yeni akıllı telefonu Nexus 6, AnTuTu Benchmark testinde görüldü. Motorola cephesinde hazırlanan Shamu kod adlı cihazın, yeni Nexus telefon olduğu iddiası güç geçtikçe güçleniyor. Kısa süre önce GFXBench testinde ortaya çıkan telefonun teknik özellikleri bu defa AnTuTu kriter testinde gün yüzüne çıktı. Google Shamu ismiyle testte ortaya çıkan telefonda 5,2 inç büyüklüğünde Quad HD çözünürlüklü ekran yer alacak. Nexus 6’nın güç birimini ise 2,7 GHz frekans hızında çalışan dört çekirdekli Snapdragon 805 işlemci ve Adreno 420 grafik birimi oluşturuyor. J apon bilim insanları, kimyasal reaksiyonları gözlemlemek için süper hızlı çekim yapan kamera geliştirdi. Kamera, reaksiyonları saniyenin trilyonda birine kadar izleme şansı verecek. Kameranın tamamen kullanıma hazır olması ise üç yıl sürecek. Kamera, Japonya’nın Tokyo ve Keio üniversiteleri tarafından 12 kişilik bir ekiple geliştirildi. Nature dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, STAMP teknolojisinin temelinde ‘sinema filmi femto fotoğrafçılığı’ denilen yöntem yatıyor. Kameranın test aşamasındaki prototipi 1 metrekarelik alanı kaplıyor. Japon araştırmacılar ise kameranın tamamen kullanıma hazır olması için boyutunu küçültmeyi amaçlıyor. S atışa sunulduktan 9 ay sonra 10 milyondan fazla satan PlayStation 4, bugüne kadar en hızlı satan PlayStation modeli oldu ve sektördeki en büyük rakibi Xbox’ı geride bıraktı. Microdsoft tarafından piyasaya sürülen Xbox ise istenilen satış rakamına ulaşamadı. Satış rakamlarında en yakın rakibine büyük bir fark atan PlayStation, en çok satan oyun konsolu dalında ise hâlâ birincilik koltuğuna oturmuş değil. Nintendo tarafından piyasaya sürülen Wii, satışa çıktığı yıl 13 milyon adet satmıştı. PlayStation 4’ün önümüzdeki günlerde satış hızını koruyup Wii’nin tahtına ortak olup olamayacağı ise merakla bekleniyor. Facebook’da Sayfa Beğenmek Tarih Oluyor Karşınızda Samsung Galaxy Alpha E ylül ayının sonunda, yani iPhone 6’dan sonra tanıtılacağı bilinen Galaxy Alpha, sürpriz bir etkinlikle 50 İMO BURSA BÜLTEN SAYI 61 tanıtıldı. 6,7 mm inceliğe ve 115 gram ağırlığa sahip yeni nesil akıllı cihazda 4,7 inç büyüklüğünde ve 720p çözünürlüğünde Süper AMOLED ekran teknolojisi kullanılmış. 8 çekirdekli Exynos 5 Octa işlemci performansının 4 çekirdeğini 1,8 GHz’lik Cortex A15 ile sunan Alpha, diğer 4 çekirdeği ise temel işlemler için 1,3 GHz hızındaki Cortex A7 ile tamamlıyor. Arttırılamayan 32 GB depolama alanına sahip akıllı cihaz tek model olarak üretilmiş ve 2 GB Ram ile performans yeterliliğini sağlıyor. Android 4.4.4 sürümünü kullanan Galaxy Alpha, S Healt, Ultra güç Tasarruf Modu, Kalp atışı sensörü özelliklerine ve parmak izi okuyucuya sahip. B ildiğimiz üzere Facebook’ta bir marka hakkında bilgi almak için önce sayfasını beğenmek zorundayız. Sadece markalar değil birçok etkinliğin, uygulamanın ve ünlü kişilerin içeriklerini görmek için sağ üstte bulunan beğen tuşuna basmamız gerekiyor. Facebook ’a göre bu durum kullanıcılara keyifli bir sosyal medya kullanım imkânı sunmuyor, bunun yanında sayfa sahiplerine de olumsuz etkiliyor. Bu durumu ortadan kaldırmak isteyen yetkililer bir takım düzenlemelere hazırlanıyor. Facebook sayfa beğeni sisteminin 5 Kasım’da kaldırılacağını duyurdu. SAĞLIK Çocuklarda diyabet riski artıyor A naokulundan itibaren aşırı kilolu çocukların tip 2 diyabete yakalanma riskinin arttığı belirlendi. İtalya’da bilim adamlarının araştırması diyabet, yüksek tansiyon ve kalp-damar hastalıkları riskinin sadece aşırı kilolu erişkinlere özgü olmadığını gösterdi. Araştırmaya 2-6 yaşında sağlıklı 5 bin 700 çocuk katıldı. Kan testi, bu çocukların yüzde 40’ında yüksek tansiyonun, kötü kolesterolün ve şeker seviyesinin yüksek olduğunu ortaya koydu. Bu durumun tip 2 diyabet ve kalp-damar hastalıklarına zemin hazırladığını belirten bilim adamları, çocukların üçte birinde karaciğer yağlanması da belirledi. Çocukluktan itibaren vücut kitle indeksinin düzenli izlenmesinin önemine dikkati çeken bilim adamları, erken yaştaki kilo sorunlarının kısa dönem de olsa sağlığı olumsuz etkileyebileceğini vurguladı. Gizli düşman: Diş eti hastalığı! D üzenli diş fırçalama ve ağız bakımı ile önlenebilen diş eti hastalıkları, belirti vermeden ilerlediği için dişlerin sallanarak kaybedilmesine dahi neden olabiliyor. Periodontoloji uzmanları, diş eti hastalığının ağız sağlığının gizli düşmanı olduğuna işaret ediyor. Dişeti hastalıklarının eğer erken dönemde tedavi edilmezlerse dişetlerinde çekilme, dişlerde sallantı ve hatta dişlerin kaybedilmesiyle sonuçlanabilen durumların ortaya çıkmasına neden olabildiğine vurgu yapan uzmanlar, bu hastalıkların birinci sebebinin kötü ağız hijyeni olduğunu kaydediyor. Bu duruma dişlerin ve dişetlerinin plak dediğimiz bakteri birikintilerinden yeterince iyi temizlenememesinin neden olduğu dikkat çekiliyor. “Soğuk havalara karşı tedbirli olun” K ış aylarında hasta olunmasında soğuk havanın etkisi kadar, doğru beslenmemek ya da mevsimine göre giyinmemenin de büyük pay sahibi olabileceğine işaret eden uzmanlar, kış soğuklarında sıcak tutacak yünlü kumaşların tercih edilmesi gerektiğini ve doktorlar tarafından aksi söylenmedikçe bol su içmenin faydalı olduğuna dikkati çekiyor. Kışın hastalıklardan koruyacak en önemli etkenlerden birinin dengeli beslenme olduğunu da belirten uzmanlar, Kalp krizinde ezber bozan araştırma U zmanlar, sağlıklı ve uzun bir yaşam için koşmayı ve hızlı tempoda yürümeyi öneriyor. Ancak son araştırma ezber bozacak nitelikte. 6 kilometreden fazla koşmak kalp krizi riskini artırıyor. Sağlık uzmanları, yürüme ve koşma gibi fiziksel aktivitelerin sağlığımız için faydalı olduğunu ve birçok hastalığı önlediğini belirtiyor. Fakat ABD’de Lawrence Berkeley Laboratuvarı’nda yapılan yeni araştırma, günde 6 kilometreden fazla koşmak veya 10 kilometreden fazla yürüyüşün, kalp krizi geçmişi olan kişiler için faydadan çok zarar getirdiğini ortaya koyuyor. “Her şeyin fazlası zarar” deyişini kanıtlayan araştırma sonuçları, düzenli ve yorucu egzersiz yapan, kalp krizi geçmişi olan kişileri uyarıyor. bu dönemde bol meyve ve sebze tüketmenin vücudu zinde tutmakla beraber hastalığa yakalanma oranını da önemli ölçüde düşürdüğü söylüyor. Ayrıca, hasta olunması durumunda vücutta depolanan vitaminlerin iyileşme sürecini kısalttığına da vurgu yapıyor. Hastalıklara karşı kuru ortamlardan uzak durmak gerektiğini de ifade eden uzmanlar, gece uyurken odada bulundurulacak buhar makinesinin özellikle bebek ve çocuklar için yararlı olabileceğine dikkati çekiyor. SAYI 61 İMO BURSA BÜLTEN 51 BASINDA İMO