Hakkı ACUN – Lisans Tezi – Yaşar Çallı`nın Hayatı ve Eserleri
Transkript
Hakkı ACUN – Lisans Tezi – Yaşar Çallı`nın Hayatı ve Eserleri
T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN - EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ - SANAT TARİHİ BÖLÜMÜ SANAT TARİHİ ANA BİLİM DALİ YAŞAR ÇALLPNIN HAYATI VE ESERLERİ LİSANS TEZİ TEZ DANIŞMANI Prof. Dr. Hakkı ACUN HAZIRLAYAN Feyza ÖZEV ANKARA - 1998 S QNSQZ (S — ı AKZûlO.Zt 1 GIRIS BÖLÜM I TÜRK RESİM SANATI TARİHİ 4 B Ö L Ü M II YAŞAR ÇALLFNIN HAYATI KİŞİLİĞİ SANAT ANLAYIŞI 10 16 17 BÖLÜM III KATALOG 19 BÖLÜM IV DEĞERLENDİRME 104 BÖLÜM V BİBLİYOGRAFYA 108 - ONSOZ Bu çalışma Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı Lisans Tezi olarak hazırlanmıştır. Araştırmamızın konusu, Türk resim sanatında özel ve önemli bir yeri olan ressamlarımızdan Yaşar Çallı'dır. Ünlü ressam İbrahim Çaüı'nın torunu olan sanatçı, dedesinin gölgesinde kalmamış ama dedesinin izinde, kendi yetenekleri ile, sanatçı kişiliği ile önemli yerlere gelmiştir. Portre ressamı olarak tanınan Yaşar Çallı, bunun yanında sosyal içerikli konuları da işlemeyi tercih etmiştir. Figürlü kompozisyonları yanında figürlü, figürsüz peysajlarında da başarılı olan sanatçı, duygularını tuvalde görsel şiir sunarak dile getirmiştir. Portrelerindeki gerçekçilik ise foto-gerçekçilikle ilgisi olmayan çağdaş mesajlı gerçekçiliktir. Çok kısa sürede bitirdiği bu tablolarında figürlerin ruhunu yakalamış ve bunu, figürün bakışlarında ve hareketlerinde çok başarılı ibr şekilde yansıtmıştır. Halen TBMM'de sanat danışmanı olarak çalışan Yaşar Çallı'nın atelyesi, mecliste, siyasetin giremediği tek yer olmuş; burada yaptığı sosyal içerikli, Atatürk konulu ve meclis başkanları tabloları da Türk resim sanatında önemli yerleri olan tablolardır. Duygusal yönü çok ağır basan Yaşar Çallı, gönlünde sürekli devinimler yaşamıştır. Hep bu duygularla yola çıkan sanatçı, tutkun olduğu doğa ile birlikte, kendi çizgisinde yürümekte ve önemli eserler vermektedir. Biz de böylesine değerli, yaşamı sanatı olan sanatçımızı araştırmaya ve eserlerini tanıtmaya çalıştık. Tez konumuzun belirlenmesinde süresince çalışmalarımızı yönlendiren yardımcı olan ve araştırmamız değerli hocamız Prof. Dr. Hakkı ACUN'a, kendisi hakkında bilgilenmemizi sağlayan; bize evinin, atelyesinin ve gönlünün kapısını açan Yaşar ÇALLI ve eşi Çiğdem ÇALLI'ya, tezin yazılmasında yardımlarını esirgemeyen Zuhal ÇELİK'e ve son olarak çalışma boyunca destek veren aileme teşekkür ederiz. Feyza ÖZEV ANKARA-1998 GİRİŞ Araştırmamızın konusu olan Yaşar Çallı, yedi yaşından beri resim yapmakta, 1960'lardan bu yana da adından söz ettirmektedir. İçinde, çok az görebildiği "ÇALLI DEDE özlemi hep yaşamış, kendisini O'nun devamı olarak görmüştür. Bu özlemi, 30.03.1992'de İbrahim ÇALLI sergisi kataloguna yazdığı şu sözlerle ifade eder; "O'nun yolunda yürümenin sorumluluğuna ve bilincine ulaştığım yedi yaşından bu yana hep O'nunla buluşmak için yürüdüm." Kendisi de Çalllı Dede gibi hep doğaya tutkun, hep doğayla haşır neşir. Doğayı sevdiği gibi insan doğasını da seviyor. Eserleri, çoğunlukla doğadan izlenimleri ya da portrelerden oluşuyor. Daha çok portre ressamı olarak tanınan Yaşar Çallı, portrelerine göre daha akademik çalıştığı çeşitli konulardaki izlenimlerini yansıttığı tablolarıyla da kendini kabul ettirmiş, Türk resim sanatına önemli eserler kazandırmıştır. Eserlerinin çoğunu portre ve peysajların oluşturduğu ressam Yaşar Çallı'nın, figürlü kompozisyonları, natürmort ve allegorik çalışmaları da vardır. Genelde parlak renkleri tercih eden sanatçı; sarı, mavi, beyaz, siyah, kahverengi ve yeşil renkleri çok kullanmış olup portrelerinin fonlarını genellikle mavi ve tonları ile boyamıştır. Çoğunlukla orta boyutlarda (70x55 cm.) tuval kullanmış olup büyük boyutlarda (2x3 m.) ve küçük boyutlarda (35x30 cm.) da tablolar yapmıştır. Yaşar Çallı'nın doğumundan bugüne kadar olan yaşantısı ayrıntısına kadar, sanatçının kendisiyle, eşiyle ve çevresindeki dostları ile yapılan görüşmelerden, hakkındaki gazete röportajlarından edindiğimiz bilgilere göre anlatılmaya çalışılmış, sanatçının eserlerine de çokça yer verilmiştir. Sanat yaşamı boyunca yanızca resimle değil plastik sanatların bir başka kolu olan heykelle de uğraşmış, uzun yıllar çamur yoğurmuş, heykel yontmuştur. Eczacıbaşı Seramik Fabrikası'nda Prof. Sadi DİREN gözetiminde çalışmalar yapmıştır. Bu araştırmaya 45 tane tablo katılmıştır. Bunların bazılarının fotoğrafları sanatçının evinde, bazılarının sergilerde birkaçının da sergi kataloglarından renkli fotokopileri çekilmiştir. Bu nedenle orijinal olmayan fotoğraflarda renkler çok fazla olmasa da farklı çıkacağından tasvirlerde az farklılıklar olabilir. Bu tabloların kataloglardan çekilmesnin nedeni ise tabloların satılmış ya da hediye edilmiş olmasıdır. Orijinal olanların bir çoğu ise sanatçının kendisinde olan tablolarıdır. Özellikle, ortaokul zamanlarında yaptığı tablolardan: 'Denizli Lisesi', 'Külahçının Fabrikası', 'Buldan'da Kestane Deresi Parkı' tabloları, sanatçının eşinin ve oğlunun portreleri, Anadolu köy ve köylü tasvirlerinin yer aldığı tablolardan bir kaçı ve Bodrum izlenimlerinin aktarıldığı peysajları sanatçının kendisinde olup bu tabloların fotoğraflarını çekme fırsatını bulduk. Yaşar Çallı, henüz genç sayılacak yaşta bir ressam olmasından dolayı kendisi ve eserleri hakkında bir araştırma yapılmamıştır. Böyle bir çalışmanın ilk kez yapılmasından ve sanatçıyla bizzat görüşüp hayatını ve eserlerini kendisinden dinleme fırsatını bulduğumuzdan ötürü, kendimizi şanslı sayıp, çalışmayı hep birlikte başarılı bir şekilde oluşturmaya çalıştık. Yaşar Çallı'nın sanatçı kişiliğini, hem kendi anlattıklarından, hem de kendisi hakkında yapılmış röportajlardan edindiğimiz bilgiler ışığında derlemeye çalıştık. Bu çalışmada, 'Sanatçının Hayatı' bölümünün başındaki Yaşar Çallı'nın kendi tablosu ile birlikte 46 tablo yer almış, bunlardan 23 tanesi sergi kataloglarından renkli fotokopi olup, 23 tanesi orijinal tabloların fotoğraflarıdır. Sanatçının kendi tablosu incelemeye alınmamıştır. İncelenen tabloların hepsi fotoğraflra bakılarak tasvir edilmiştir. Tezimizin ilk bölümünde Türk resim sanatı tarihi incelenmiştir. Bu incelemede Batılılaşma Dönemi ve Sonrası daha ayrıntılı olarak verilmiştir. II. bölümümüzde ise, Yaşar Çallı'nın hayatı, kişiliği ve sanat anlayışı bölümümüzde ise, Yaşar Çallı'nın hayatı, kişiliği ve sanat anlayışı incelenmiştir. III. Bölümde, sanatçının eserleri tasvir edilmiş, IV. Bölümde ise sanatçının çalışmalarının değerlendirmesi yapılmıştır. Türk resim sanatında özellikle portre resminde çok önemli bir yere sahip olan sanatçının hakkında hiç araştırma yapılmamış olması dezavantajımızken, sanatçının yaşıyor olması bizim için çok büyük bir avantajdır. Böyle büyük sanatçılarımızın daha iyi tanınabilmesi için daha kapsamlı araştırmaların yapılması dileği ile... BOLUM-I TÜRK RESİM SANATI TARİHİ Türk resmi, genellikle 19.yüzyılın sonlarına yerleştirilmektedir. Çünkü bu yıllarda askeri okullarda teknik resim gibi dersler verilmeye başlanmış ve burada eğitim gören askerlerden bazıları batıya resim eğitimi gitmişler; ilk kez batılı anlamdaki tuval resmini gerçekleştirmişlerdir. almaya 1 Elbette bu düzeye birden bire gelinmemiş, belli evrelerden geçilmiştir. Batılı etkilerin yerleşmeye başladığı 18. Yüzyıla gelene kadar, resim sanatımız örneklerini minyatür dalında vermiş ve kökünü ise Türk-İslam geleneğine dayanan kitap ressamlığından. Bunun için önce minyatürden bahsetmek gerekir. İslam dünyasında büyük önem taşıyan minyatür sanatına Osmanlılar, yeni bir yaklaşım getirmişlerdir. Genellikle tarihsel konulu kitaplarda yer alan Osmanlı minyatürlerinde, sultan veya vezirlerin hayat ve sefer hikayeleri, savaşlardaki başarıları, av sahneleri canlandırmıştır. 2 Ayrıca, Osmanlı minyatüründe bir portrecilik geleneğinden de söz edilebilir. Fatih Sulltan Mehmet döneminde Gentile Bellini gibi Avrupalı ressamların özendirdiği Batı anlamındaki yağlıboya portrecilik, nakkaşlarının elinde minyatür portreciliğe dönüşmüştür. 1 3 Osmanlı Yabancı bir ustanın Renda 1977. 19 : Özsezgiıı 1985. 15: Tansuğ 1996. 5 1 . Kuban 1970. 211-212'dc Osmanlı nünyatürünün. konu açısından dön bölüme ayırmış bu konulan. "Olayları Hikaye Eden Minyatürler' maddesinde ele alınmıştır. Renda-Erol 1980.24. Renda-Erol 1980. 24. 1 3 öğrencisi olan Sinan Bey'in Fatih portresi, minyatür geleneği ile Batılı anlayışta portre tablosunu kaynaştıran bir eserdir. 4 Osmanlı tarihi ile ilgili olayları yansıtan minyatürler ise birer belge niteliğindedir. 16. Yüzyıl İslam dünyasında önemli bir yeri olan figürsüz manzara resimlerinin en seçkin örneklerinden biri olan Matrakçı Nasuh'un Beyan-ı Menazil-i Sefer-i Irakeyn-i Sultan Süleyman Han adlı eseri bu alanda türünün en kayda değer örneğidir. 5 Topografik resim geleneği 17.yüzyıl başlarında da sürdürülmüştür. 18.yüzyıl ise, Batılı etkilerin kendini göstermeye başladığı bir dönemdir. İlk etkiler III. Ahmet Döneminde, O'nun saltanatının son oniki yılı (1718-1730) boyunca süren Lale Devrinde görülmeye başlamıştır. Lale Devri'nin en önemli resim sanatçısı ise Abdülcelil Çelebi yani Nakkaş Levni'dir. Osmanlı resmini etkileyen batı anlayışlarını gelenekselliğe uygulamayı başaran, özellikle de bunu doğa tasvirlerinde ulaştırmıştır. mükemmele 6 Sultan III. Ahmet'in oğullarının sünnet düğününü görselleştiren 'Surname-i Vehbi' ve Osmanlı sultanlarının resimlerini yaptığı diğer bir eser 'Silsilename' adlı eserleri, sanatçının en önemli eserlerindendir. Levni'den sonra ise tek figür ve çiçek resimleriyle tanınan Abdullah Buhari gelir. Eserlerinde batılı etkilerin en yoğun görüldüğü bir sanatçı olup 1735-45 tarihleri arasında eserler vermiştir. 18. yy.'da giderek etkinliğini 7 yitiren minyatür sanatının son örneklerinde teknikler de değişmiştir. Guvaj, suluboya.ve tempera gibi batılı teknikler uygulanmıştır. Yüzyılın ikinci yarsında mimaride batı etkileri görülmeye başlanmışken, bu etkiler duvar resminin doğmasına neden olmuştur. Hem 4 Arık 1976. 3. A n k 1976. 4-7 : Renda-Erol 198(X 25'de Matrakçı Nasuh'un Kanuni Döneminde önemli seferlere katıldığından ve uğrak yerlerini bir harita gibi belgelediğinden bahseder. _ A n k l 9 7 6 9-19 : Renda-Erol 1980.33 Arık 1976. 21 : Renda-Erol 1980. 35 de. daha çok kıyafet resimleri ve çeşitli figür çalışmalarıyla tanınan nakkaşın resimlediği. 1729 tarihli bir cilt kapağı O'nun her yönüyle denemeci bir sanatçı olduğunu gösterdiğini belirtmiştir. 5 6 ? ? İstanbul, hem Anadolu'da yapı duvarlarında birçoğu manzaralardan oluşan, minyatür geleneğini sürdüren sıva üzerine yapılmış resimlerdir. Bu resimlerde perspektif uygulanmış, gölgelemelere yer verilmiş olup. bu yeni denemeler daha çok manzara tasvirlerinde görülmektedir. 8 Duvar resimleri, geleneksel süsleme tekniği olan kalem işi denilen teknikten pek farklı değilse de konular değişmiştir. Önceleri anıtsal yapıların üst yapı bezemesi olarak kullanılan hatayi, rumi, palmet ve kıvrık dallar gibi bitkisel bezeme; yerini önce çiçekli vazolar ve meyva sepetlerine bırakmış, ardından da Barok ve Rokoko bezeme öğeleri kullanılmıştır. Konu programına figürün girmesi ancak 19. yy. sonlarında söz konusu 9 olmuştur. Duvar resmi alanında 1850'lerden sonra pekçok ürün verilmişse de bunların İstanbul'daki örnekleri tamamen batı resmi niteliği kazanmış resimlerdir. 10 Türk resmi minyatür takniğiyle bağlarını koparıp Batı'ya açıldığında herşeye sıfırdan başlamak zorundaydı. Batıyla ilişki içinde olan elçilerimiz, batıdan gelen yabancı sanatçılr, batı etkisinde büyük rol oynamışlardır. Özellikle Yirmisekiz Mehmet Çelebi'nin 1721-21 yıllarındaki Fransa gezisi batıya açılan ilk pencere olarak kabul edilir. 11 Batılı etkiler önce eğitim kurumlarına yansımış, bir takım askeri okullar kurulmuştur. Bunlardan; 1793' de, Mühendishane-i Berrii Hümayun kurulmuş ve burada teknik resim dersleri okutulmaya başlanmış, böylece perspektif ve ışık-gölge uygulaması gibi batılı resim kuralları, resim eğitimi programı içinde yer almıştır. 12 Mühendishane, batılı anlamda resim yapan ilk önemli sanatçıların yetiştikleri bir okuldur. Daha sonra bunu Harbiye Mektebi izlemiştir. Daha sonra ise, sadece sanat eğitiminin yapılacağı bir okul olan Senayi-i Nefise Mektebi Alisi, 1 Mart 1883'de kurulmuştur. Bu sıralarda yurdışına resim * Arık 1976. 2 3 - 2 5 Renda-Erol 1 9 8 0 . 5 1 R e n d a 1977. 11 Renda 1977, 11 R e n d a 1977. 19 : Özsesgin 1985. 15 : Tansuğ 1996. 51 9 ! 0 11 1 2 eğitimi için gönderilen Senayi-i Nefise'nin 1910'lı yılların mezunları Avrupa'ya gitmeden Osman Hamdi Dönemi ve Hoca Ali Rıza-Halil Paşa ekolünden çok farklı bir kültürel oluşum içindeydiler. Bu öğrencilerden, İbrahim Çallı, Avni Lifij, Namık İsmail ve Nazmi Ziya Güran isimli sanatçılar yurda döndüklerinde bu akademik eğitimin tersine izlenimci anlayışta resimler yaptılar. "1914 Kuşağı" ya da "İzlenimciler" diye anılan Çallı ve arkadaşları Senayi-i Nefise'de göreve başlamışlar, beraberlerinde getirdikleri yeniliklerin temelini atmak için 1909 yılında kuruluşuna katıldıkları Osmanlı Ressamlar Cemiyeti'nde toplanarak ilk sergilerini de bu isim altında açmışlardır. Bu cemiyet, Türk Resim Sanatı'nda kurumlaşma ve çağdaşlaşmanın başlangıç noktası sayılabilir. 1929'da Cumhuriyet Ressam ve Heykeltraşlar Dönemi'nin ilk sanatçı topluluğu "Müstakil Birliğf' kurulmuştur. Ardından 1933'de ise, kurulan dördüncü birlik olması nedeniyle ' D Grubu ' adını alan biri heykeltraş, beşi ressam olmak üzere altı sanatçı birliği daha kurulmuştur. 1870'N yıllarda Çallı ve arkadaşları, Nazmi Ziya dışında, izlenimciliği Türkiye'ye getirdiklerinde Ressamlarımız, Türk sehpalarını resmi İstanbul büyük ölçüde güneşinin altına doğaya kuruyor açılmıştı. ve bu manzarayı tuvallerine geçiriyorlardı. Onlar ayrıntıdan çok, konuyu bütün görünüşüyle kavrama eğilimindeydiler. 13 Türk resmindeki izlenimci hareket gibi 1929'da kurulan Müstakiller hareketi de Avrupa'daki sanat gelişmelerini geriden izleyen bir gelişmedir. Sanatta doğayı değiştirmeye yönelik bçim bozucu eğilimler, resmimizde ilk kez görülmekle beraber temelde değişmeyen bir olgu var ki; o da batıdan alınan teknikle, bize özgü konuların işlenmesidir. 14 1 Türkiye'de resmin modernleşme çabalarının başlangıcı D Grubu ' ile başlamış, bu grup üyeleri batıdaki modern sanat akımlarının biçim ve yapı ilkelerini alıp aynı şekilde uygulayarak Türk resmine sokmuşlardır. 1 3 15 Özsezgin 1 9 8 5 . 16 Özsezgin 1 9 8 5 , 17 : Koksal 1992. 4'de 'Müsîakiller'in somut bir görüşle insan ve çevre yaşantısına eğilen resimlerinde izlenimciliğin etkisiyle resmimizde silinmeye yüz tutan çizgi ve yapı sağlamlığına öncelik verdiklerinden bahseder. Tansuğ 1996. 166-169 Ersoy 1 9 8 7 , 21 : Koksal 1992. 4 : Tansuğ 1996. 179-181 1 4 1 5 1940'larda Güzel Sanatlar Akademisi'nde Zeopold Levy Atelyesi'nde eğitim gören gençlerin "Yeniler Grubu" adıyla kurdukları topluluk, D grubunun aşırı biçimciliğine karşı toplumcu ve gerçekçi bir içeriği benimsemiştir. 16 1942-52 yıllarında Bedri Rahmi Eyüboğlu atelyesi öğrencilerinden bir topluluğun oluşturduğu "10'lar Grubu' ise yenilikçilik bakımından bir etkinlik gösterememişlerdir. 1950'li yıllarda uluslararasında yaygın olan soyut akımlar Türkiye'ye de yansımış ancak bu akımı Türkiye'de izleyen ressamlar figüratif resmiyle de ilgilenmişlerdir. 1960'lı 17 yıllarda figüratif ve portre türü çalışmalar da yoğunluk kazanmaya başlamıştır. Hele ki soyut sanata ilginin fazla olduğu bu dönemde bile figüratif resim gerilememiştir. 1970'lere gelindiğinde, ressam sayıları artmış, resim sanatını destekleyen özel kurum ve kişiler de çoğalmıştır. Sanat ortamının bu denli hareket kazanmasında, yurt dışında bulunan çalışmalarını yurt içinde sergilemeleri de etkilidir. Türk ressamlarının 18 1975'lerden günümüze, Türk resim sanatçıları Avrupa ve Amerika gibi dış ülkelerin sanatlarına daha çok ilgi duymuşlar ve daha dışa açılmışlardır. Bu dönemde çağdaş batı resmiyle daha da yakınlaşılmış, yeni malzemeler, yeni boyutlar ve yeni akımlar Türk resminde yerini bulmuştur. Bu sırada çevreyi bir başka yönde irdeleyen, Pop-Art, Yeni Gerçekçi, Fotogerçekçi ve Yeni İfadeci eğilimleri benimseyen kuşaklar da yetişmiştir. 1980'li yıllardan bu yana artık yönelişler 19 belli isimler toplanmayıp çok yönlü eğilimler sanatçıları etkilemiş, kişisel altında yorumlara gidilmiştir. Sanatçılar, geliştirdikleri dünya görüşlerini biçim ve renklerle kendi özgürlüklerini oluşturmuşlar ve özgür atılımlar gerçekleştirmişlerdir. 1 6 Ersoy 1987, 21'de toplumumuzun duygularını, geleneklerini ve folklorunu yansıtan bu grubun ressamlarının resmin daha kolay algılanabilmesinde figür olgusundan aracr olarak yararlandıklarını ve figüratif resimden uzaklaşılıp soyuta yaklaşakça resmin yöresel ve yerel niteliğini de kaybettiği düşüncesinde olduklarım anlatmıştır. Koksal 1992. 7 Ersoy 1987, 22 Germaner 1987. 18 1 7 1 8 1 9 Son yıllarda bu çeşitli yaklaşımlara, yarı düşsel, yarı gerçekçi bir anlayış da katılmış; bu bazı genç sanatçılar arasında ilgi görmüştür. Bunun yanında erotik içerikli bazı sürrealist resimlere de zaman zaman rastlanmakta olup bu üsluplar çok fazla benimsenmemiştir. 7 4 BÖLÜM-II YAŞAR ÇALLI'NIN HAYATI 20 ^ 4 ^ ^ ^ Sanatçı, 19 Aralık 1941 yılında Denizli'nin Buldan Kasabası'nda doğdu. Yaşar Çallı, ünlü ressam İbrahim Çallı'nın ilk eşi olan Ayşe Çallı'nın kızı Sara Ekinci'den olan torunu olup; Sara Ekinci'nin Hasan Ekinci'den olan 6 çocuğundan biridir. Kardeşleri arasında yetenekli oluşu ve sanatçı yaratılışı nedeniyle farkediliyordu. Bu ayrıcalığı 7 yaşındayken. Denizli'den ilkokula başladığında da : hocaları tarafından farkedilmişti. Şöyle anlatıyor Yaşar Çallı; 'Hayal-meyal 2 0 B u metin 2 3 . 0 3 . 1 9 9 8 tarihinde sanatçının eşi Çiğdem Çallı ve 2 2 . 0 4 . 1 9 9 8 tarihinde sanatçının kendisi ile yapılan görüşmedeki konuşulanlar ile hazırlanmıştır. hatırlıyorum o günü. İlikokulda, kara tahtaya tebeşirle Atatürk'ün portresini yaptırdılar. Okuldan birçok öğretmenin ve müdürün çağrıldığını ve resmin gösterildiğini hatırlıyorum. Saçımı okşayarak 'sen de deden gibi çok büyük bir ressam olacaksın' dediğini hatırlıyorum. O zamana kadar ressamın ne demek olduğunu bilmiyorum. Daha sonraları ressam kelimesini deftere, kağıtlara, duvara defalarca yazıyorum. Tabii ressamın ne demek olduğunu daha sonra öğreniyorum." Yaşar Çallı'nın ailesi kendi halinde; kültür düzeyi kendisini yönlendirecek ölçüde değildi. Şartlar ne olursa olsun çalışmalarını kendi gayretiyle devam ettiriyor, kendi başına bir dünya kuruyor ve o dünyada doğayla haşır-neşir oluyordu. Doğada şekiller arıyor, onları çizmeye çalışıyordu. Bu sıralar kendisini yönlendiren bir öğretmeninden bahsediyor Yaşar Çallı. Denizli Lisesi'nde resim öğretmeni olan bu kişi, aynı zamanda İbrahim Çallı'nın da öğrencisi olan Besim Yazıcı'dır. Yaşar Çallı şöyle bahsediyor kendisinden; "Resmin öğrenilmesi gereken teknik yönünü O'ndan öğrendim. O'nun kütüphanesindeki kitaplardan, başka ressamları, onların tarzlarını öğrendim." Besim Yazıcı, Yaşar Çalh'yı hiç yanından ayırmamış, bu konuda sanatçının en büyük destekçisi olmuştur. Sanatçı; tuvali, yağlıboyayı, fırçayı bu dönemlerde; ortaokul zamanında dönemlerde kendisine boya alacak kimsesinin suluboyayı, öğrenmişti. olmadığından O boyaları kendisinin yaptığından bahsediyor. O zamanki çalışmalarını şöyle anlatıyor; "O zamanlar Denizli Lisesi'nde bir tiyatro oyunu sergileniyordu. 'Fareler ve İnsanlar ' adlı bu oyunun dekorunu Besim Hoca'mla beraber yaptık. Bu sıralarda diğer derslerden de kalıyordum." Bir yaz tatilinde Besim Yazıcı, Yaşar Çallı'nın resimlerini toplayıp İstanbul'a İbrahim Çallı'nın yanına götürmüştür. Sanatçı, Çallı Dede'den 1015 gün dersler almıştır. İbrahim Çallı, torun Çallı'nın resimlerini beğenmiş, O'nun akademiye girmesini çok arzu etmiş ve Denizli'deki öğrenimini tamamlaması bu gerektiğini söylemiştir. Ancak kendisinin ölümünden sonra gerçekleşmiştir. ıı Çallı Dede'nin dileği Denizli'deki öğrenimini tamamladıktan sonra 1960 yılında İstanbul'a gitmiştir. O sıralarda Çallı Dede vefat etmiş; torun Çallı, dedesinin ikinci eşi Münire Çallı'dan olan kızı Belma Çallı (Taki)'nın ısrarıyla onların evine yerleşmiştir. Bu tarihlerde, İbrahim Çallı'nın ' Manevi Oğlum ' dediği İstanbul Numune Hastanesi röntgen mütehassısı Esat Minkari ile tanışmıştır. Birlikte, İbrahim Çallı'nın da tablolar yaptığı Numume Hastanesi Bahçesine gitmişler, oradaki manolyaları resmetmiştir. Bu dönemler, sanatçının 1960'da girdiği İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'ndeki öğrencilik yıllarını kapsar.burada Zeki Faik İzer ve Halil Dikmen atölyelerinde eğitim görmüştür. İlk kez galeri hocası olan Halil Dikmenle, daha sonra ise atelye hocası olan Zeki Faik İzer'le çalışmıştır. 1964 yıllarında, akademi bitikten sonra heykel bölümünden Sadi 21 Diren ; sanatçıyı Eczacıbaşı Seramik Fabrikası'na davet etti. Orada 2-3 ay kadar kendi tabiriyle-çamurla oynadı. Bir süre sonra Sadi Diren'in ısrarıyla modelci olarak kadroya alındı. Oradan maaş almaya başlayınca, ilk fırsatta Çallı ailesinin baskısından kurtulmak için evlenmeye karar verdi. 1964'de ilk evliliğini yapan sanatçının eşi Hayriye Hanım'dan, Şebnem ve Altınay isimli iki kızı oldu. Evliliğinden bir yıl sonra 1965-66 yıllarında ilk sergisini İstanbull'da, Beyoğlu Şehir Galerisi'nde açtı. Bu sergi sanatçının dikkatini çeken sahipsiz çocukların ve dilencilerin resimlendiği tablolardan oluşuyordu. Daha sonraları, çiçekler kadar renkli giyinen, son derece rahat olan çingene çiçekçileri inceleyerek bu insanların tablolarını bir seri halinde çalıştı. 1974 yılında bir portreler sergisi açmıştır. Böylece İstanbul Hilton'da sergi açma geleneğini ilk Yaşar Çallı başlatmış olmuştur. Aynı zamanda seramik fabrikasında da çalışmaya devam eden sanatçı bu dönemde Çallı Dede'nin kurucusu olduğu Ressamlar Cemiyeti'ne üye olmuş ve bu cemiyetin karma sergilerine katılmıştır. İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi*nde Seramik Bölümü Başkam iken daha sonra dekan olmuştur. Portreleri ile ünlü olan sanatçı, bundan sonra yerli ve yabancı devlet büyüklerinin portrelerini de yapmaya başlamış, 1979 yılında hükümetin daveti üzerine gittiği Irak'da devlet erkanının portrelerini de çalışmıştır. Irak'a davetli olarak dört kez gitmiş, Türk-lrak dostluğunda kendisinin de katkısı olmuştur. Çallı, yurda döndükten sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi Milli Saraylar Müdürlüğü'ne ressam olarak atanmıştır. 1981 yılında Cahit Karakaş, Meclis Başkanı iken; meclise cumhurbaşkanı ve diğer devlet adamlarının portrelerini yapmak üzere Ankara'ya gelmiştir. 1981'de Atatürk'ün doğumunun 100. Yılı olması dolayısıyla Cumhuriyet Senatosu Vakfı, Atatürk Resmi Yarışması'nda, Orhan Duru, Devrim Erbil, İsmail Gümüş, Naciye İzbul, Mehmet Karagöz, Kaya Özsezgin, Celal Seyhan, İsmail Tunalı, Bedia Yağız'dan oluşan seçici kurulun katıldığı, birinciliğin Aydın Ayan ve Kayıhan Keskonok'a verildiği yarışmada Yaşar Çallı; İrfan Ertel, Mehmet Mahir ve Nedret Sekban'la birlikte mansiyon ödülüne hak kazanmıştır. (Resim 2) 1-10 Nisan 1983'de Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nde bir sergi açmış, bu tabloların birkaçı şu anda Askeri Müze'dedir. (Resim 3) Sanatçı, 1983 yılında, aynı zamanda öğrencisi olan Çiğdem Hanım'la tanıştı ve ikinci evliliğini 13 Ocak 1989 yılında Çiğdem Hanımla yaptı. 1995'de oğulları İbrahim Çallı doğdu. Yaşar Çallı, 1983-1985-1986-1990 Yugoslavya, Makedonya, Strimuçe Plastik Sanatlar Akademisi'nin daveti üzerine diğer Avrupa Ülkelerinden gelen sanatçılar ile birlikte ortak çalışmalara katıldı. Sanatçı, Makedonya Üsküp Üniversitesi Mozaik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gazanfer Bayram'ın kurduğu sanatçı ağı ve ilişkisinin temelleri üzerinde yükselen "Ulusal Plastik Sanatlar Kolonisi''nin çalışmaları, Türkiye'de Denizli ilinde sürdürülmektedir. 1996 yılında birincisi gerçekleşen Plastik Sanatlar Kolonist"ri\n yılında Makedonya, İsviçre, "Uluslararası ikincisi 1-20 Ekim 1997'de yaşanmıştır. 1997 İngiltere, :Hollanda ve Amerika'dan gelen sanatçılar kendi yapıtları ile katılmışlardır. Bu koloni her yıl Eylül-Ekim aylarında Denizli'de Ağustos aylarında ise Makedonya'da ise toplanır ve sanatçıların herbiri 4-5 tane tablo bırakırlar. Bu yüzden Yaşar Çallı'nın Makedonya'da yaptığı eserler buraya gelmemiş, orada kalmıştır. (Resim 18 Resim 45) 1987-1988 yılarında Irak Kültür Bakanlığı'nın davetlisi olarak tekrar Irak'a gitmiş ve yeni çalışmalara başlamıştır. Sanatçı yapmış olduğu çalışmalardan ötürü Irak Devlet Başkanı tarafından ödüllendirilmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı'nın Türkiye'yi ziyareti sırasında yaptığı portreleri, zamanın Cumhurbaşkanı ve Kültür Başkanı tarafından kendilerine armağan edilmiştir. 14 Aralık 1989'da Çin Kültür Bakanlığı'nın resmi davetlisi olarak, eşi Çiğdem Çallı ile birlikte Çin'e gitmiştir. Yaşar Çallı, Çin'i ziyaret eden ilk Türk ressam ve sanat elçisidir. Bir ay kadar bir süre Çin'de kalmışlardır. Pekin, Shangaı, Hangzhou'ya gitmişler, Çin Seddi'ni gezmişler ve oradaki izlenimlerini Türkiye'ye döndükten sonra resmetmişlerdir. ' Çin İzlenimleri ' adı altında 26 Mart-13 Nisan 1990'da, Ankara Türkiye İş Bankası Sanat Galerisi'nde bir sergi açılmıştır. Buradaki tabloların bazıları satılmış, bazıları Çin Sefaretlerine ya da Çinliler'e hediye edilmiştir. Bu serginin açılışında dönemin Cumhurbaşkanı rahmetli Turgut Özal ve eşi Semra Özal da bulunmuştur. O dönemlerde STFA Firması kurucularından Sezai Türkeş ve Feyzi Akkaya'nın portrelerini yapmıştır. (Resim 28 - Resim 29). 1990 yılı sonunda iki ay süre ile, STFA Firmasının misafiri olarak eşiyle birlikte İngiltere ve Fransa'ya gitmişler ve oralarda sanat incelemelerinde bulunmuşlardır. 2 ay boyunca Londra, Milano, Venedik, Paris gibi kentlerde ağırlanmışlar ve orada başka ressamlarla tanınmışlardır. 25 Mayıs 1991'de NevvYork'da düzenlenen Türk Haftası'na eşi Çiğdem Çallı ile birlikte katılmıştır. Amerika Birleşik Devletleri'nde kaldığı bir aylık süre içinde yaptığı çalışmaları NevvYork'daki Türkevi'ne ve Başkonsolosluğu'na bırakmıştır. (Resim 27) 1995-96 sonbahar-kış döneminde Almanya'da, kişisel resim sergisi önce Essen Başkonsolosluğu'nun çalışmaları sonucu Mülheim An Der Ruhr Belediye Sarayı'nda Başkonsolosluğu'muzun nakledilmiştir. açılmış, kısa bölgesindeki bir süre üçüncü sonra bir da sergi Münster salonuna 9 Aralık 1995 'te Köln Atatürk Kültür Merkezi'nde de eserleri sergilenmiştir. Serginin açılışına Köln Büyükşehir Belediye Başkanı da dahil olmak üzere çok sayıda Türk ve Alman davetli katılmıştır. Çallı'nın eserleri Anadolu'nun güzel doğasını, geleneksel yaşam biçimini yansıttığından, Türk kültürünü tanıtması açısından Türkler ve yabancılar tarafından beğeniyle karşılanmıştır. (Resim 10 - Resim 40) Yurt dışı gezi ve sergileri dışında yurtiçinde de eşi Çiğdem Çallı ile karma sergileri olmuştur. Trabzon, Sinop. Eskişehir, Ankara gibi birçok yerde birlikte sergiler açmışlardır. Sanatçı; : 27 Şubat 1990 tarihinde Ankara daki Kent Sanat Galerisi'nde, 11 Mayıs-18 Haziran 1993 tarihlerinde İstanbul Toprakbank Sanat Galerisi'nde, 15 Mayıs-11 Haziran 1996'da Toprakbank Sanat Galerisi'nde, 16 Mayıs-9 Haziran 1995 tarihleri arasında Ankara Ziraat Kültür Merkezi'nde, 20 Haziran26 Haziran 1996'da Denizli Colossae Hotel'de, 1-5 Ekim 1997'de TÜYAP 7. İstanbul Sanat Fuarı'nda Toprak Sanat Galerisi'nde, 27 Mart 1998'de Ankara Nefertitj Sana^Galerisi'nde kişisel sergiler açmıştır. Yaşar Çallı, halen Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde ressam ve sanat danışmanı olarak çalışmakta ve Arel Sanat Galerisi'nde resim dersleri vermektedir. KİŞİLİĞİ Yaşar Çallı, çevresinde çok duygusal bir insan olarak tanınır. Her zaman ve her işte duygularıyla hareket eden bir kişidir. Olduğu gibi davranan, içi-dışı bir, doğal bir insan olup açık sözlüdür. Sevmediğini diliyle söylemekten çekinmeyen sanatçı, yine de hep barış yanlısı olup her durumda gönül yapmaya hazırdır. İnsanları çok seven, dost-düşman herkese eşit davranan, politik olmayı sevmeyen bir kişiliği vardır. Yaşar Çallı, kendi ifadesiyle 'şövalye ruhlu ' olup, özgürlüğüne düşkün, gönlünce hareket eden ve sorumluluk almayı hiç sevmeyen bir insandır. Birçok şiirleri de olan sanatçı, şiirlerinin çoğunu eşi Çiğdem Çalh'ya yazmış olup, bunlardan bir tanesini yazımıza koymak istedik; Aradığın sevgiyi sana vermek isterim Gönlümdeki çiğdemleri sana dermek isterim Ömrümün çile çeken yokuşlu yollarında Gözlerini görmeye, Hep sana gelmek isterim. Y. Çallı ' Sanat evrenseldir ama önce ulusaldır ', diyerek kendi çizgisini çizen Yaşar Çallı, sanat anlayışını; "Türkiye'de yaşayan sanatçı olarak, içinde yaşadığımız olaylardan etkilenip de o konuları işlememek mümkün değil. Sadece duvarları süsleyen, göze hoş gelen renkli tablolar yapmak yerine, duyarlı ve yaşadığı sözleriyle özetliyor. olaylardan etkilenen eserler vermekten yanayım" 22 Çallı figüratif resimlerinde, sosyal içerikli konuları işlemeyi tercih etmiş, Anadolu insanının hayat mücadelesini kapsayan konuları çalışmıştır. Çoğunlukla folklorik konulardan oluşan bu figürlü kompozisyonlarının yanı sıra doğadan izlenimlerinin yer aldığı peysajları da vardır. Figüratif bir sanatçı olarak nitelendirebileceğimiz Yaşar Çallı, özellikle portreleriyle tanınmaktadır. Sanatçı, portre çalışan pek çok ressamda görüldüğünün aksine portrelerine eskizsiz olarak, sadece fırçayla başlar ve bitirir. Önce baş kısmının konturlarını fırça ile belirleyip, daha sonra geri kalan kısımları tamamlamaktadır. sıkmadan ve devamlı Portrelerini hızlı çalışan sanatçı, modeli hiç konuşturarak resmetmiş, modelin bakışlarındaki ifadeyi, gerçekçi bir şekilde ve kısa sürede tuvale aktarmıştır. Yaşar Çallı, çok figürlü kompozisyonları ve peysajlarında portrelerine göre daha akademiktir. Özellikle figürlü manzaralarında Halil Dikmen ve Zeki Faik İzer izleri farkedilir derecededir. Çallı bu tablolarında figüre çok fazla önem vermemiştir, onun için önemli olan izlenimi yansıtabilmektir. Figürlerin yüzleri çok fazla seçilmeyip, duruşları, kıyafetleri ve hareketleri dikkat çekmektedir. Zaman zaman benzetmeye yönelik portre tablolarını çalışmaktan sıkılan sanatçı; yorgunluğunu , doğaya çıkıp, izlenimlerini aktarmakla atıyor. : " Yaşar Çallı'nın. 23 Aralık 1993'de 'Yeni Asya' Gazetesi'ninö. Sayfasındaki 'Kültür Sanat' köşesinde yayımlanan bir röportajından alınmadır. Renkçi bir sanatçı olup, parlak renkleri tercih etmiş, genellikle sarı. mavi, beyaz, siyah, kahverengi, yeşil ve kırmızı renklerini kullanmıştır.Portrelerinde, özellikle fonlarda mavi ve tonları ağırlıktadır. Yaşar Çallı, hemen hemen her yıl sergi açan ve onları da turnelere çıkaran sanatçılardan değildir. Oldukça üretken bir sanatçı olmasına karşın grup sergilerine katılmayı, kişisel sergiler açmaya yeğlemektedir. Üslup ve sanatçı birliği gibi toplu hareket etme kaygıları taşımadığı gibi karma sergilerde seçenekden yanadır. Sanatçı; günümüzde çok sayıda örnekleri olan soyut resim hakkındaki düşüncelerini; "Soyutu seviyorum, ama, sanatta şarlatanlığa karşıyım, sanatla şov yapılmaz. Soyut resmi bilerek yapan sanatçılara saygım var.' ! sözleriyle ifade ediyor ve "sanat sanat içindir ve sanat yoluyla topluma onun anlayabileceği şekilde mesaj vermektedir" diyerek soyuta karşı olmadığını da belirtiyor. "Sanatçı bir duygu fıçısıdır ve ondan devamlı duygu fışkırır" diyen Çallı, arayış içindeki Türk resminde, hiç bozmadığı çizgisiyle ve üretkenliğiyle yerini almıştır. BÖLÜM m KATALOG 1. DENİZLİ LİSESİ Bulunduğu Yer : Sanatçıda Yılı : 1958 Boyutu : 40x36 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Pembe-San-Mavi-Beyaz-Siyah-Yeşil-Gri Konu : Figürlü Kompozisyon Resmin Tasviri Denizli Lisesi'nin orta bahçesini tasvir etmektedir. Arka planda, okul binasının bir kısmı, -önde ise fıskiyeli havuzun bir bölümü ve ortada da siyah etekli, renkli kazaklı figürler yer almaktadır. Arkada, okulun beyaz korkuluktu merdivenleri ve zemin katın pencerelerinin birazı gözükmektedir. Tablonun orta bölümünde havuzun kenarına oturmuş iki figür dikkati çekmektedir. Bu figürlerden-biri-tasa, diğeri ise iki örgülü saçlı, sarı kazaklı ve siyah etekli olup yan dönerek oturmuş vaziyettedirler. İki figürün ön tarafında, havuzun biraz üzerinde, kanatlarını açmış, beyaz bir güvercin görülmektedir. Havuzun sol tarafında, kenarında siluet şeklinde bir kuş daha dikkati çekmektedir. Yuvarlak olarak tahmin ettiğimiz havuzun ortasında; bir fıskiye yer almaktadır. Havuzun sularında, fıskiye çevresinde yuvarlak dalgalanmalar olup, figürlerin ve fıskiyenin gölgeleri suya yansımaktadır. Bu tablo, sanatçının henüz ortaokul çağlarında yapmış olduğu bir resimdir. Henüz resim eğitimini almamış biri için bu tablodaki perspektif, renklerin kullanımı ve gölgeleme çok başarılıdır. Sanatçının imzası ve tarihi, eserde yeralmamaktadır. 2. A T A T Ü R K ' Ü N NUTKU'NUN Y O R U M L A N M A S I Bulunduğu Yer : İzmir Resim-Heykel Müzesi'nde Yılı : 1981 Boyutu : 2x3 m Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Kırmızı-Sarı-Mavi-Beyaz-Siyah-Gri Konu : Figürlü Kompozisyon Resmin Tasviri Atatürk, çevresinde halktan insanlar ve askerlerle resmedilmiştir. Tablonun merkezden biraz sağında resmedilen Atatürk, diğer figürlerin neredeyse iki katı büyüklüğünde olup, başında kalpağı ve üzerinde gri kıyafetiyle; Tablonun bir kolunu ileriye uzatmış, bir hedefi gösterir vaziyettedir. merkezinden soluna doğru yığılan figürler, ellerinde tüfekler, sopalar, balta ve çekiçlerle resmedilen erkek figürlerden ve sırtında mermi taşıyan kadınlardan oluşmaktadır. Atatürk'ün hemen yanında ise dört tane asker kıyafetli figürler bulunmaktadır. Figürlerden bir tanesi Türk bayrağı taşımaktadır. Erkek figürler, genede mavi ve gri renkli alt giysileri ve kahverengi renkte üst giysileri ve başlarında sarık ve fesleriyle; kadın figürleri de, kıyafeti seçilebilenlerin iki tanesi mavi. biri ise kırmızı elbiseli olup; hepsi beyaz örtmeli olarak resmedilmişlerdir. Asker kıyafetli figürler Atatürk'ün sağında yer almışlar, bir tanesinin başı beyaz bezle sarılıdır. Tablonun en sağında ise, kırık bir top arabası bulunmaktadır. Zemin, beyaz, gri ve mavi tonlarında olan kayalıklardan oluşur. Figürlerin arkasında solda daha karanlık, sağa doğru mavileşen, bir fon yeralır. Bu tabloda, figürlerin hareketleri ve yüz ifadeleri belirgin bir şekilde verilmiş, hepsinin heyecanı, öfkesi ve yorgunlukları çok iyi seçilebilmektedir. Sanatçının imzası ve eserin yapılış tarihi tabloda yeralmamaktadır. 3. K O N S E Y TOPLANTISI Bulunduğu Yer :Askeri Müze'de Yılı : 1981 Boyutu : 1,30x2,05 m Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Kırmızı-Sarı-Mavi-Beyaz-Siyah-Yeşil-Gri Konu : Figürlü Kompozisyon Resmin Tasviri Bu tabloda 12 Eylül Konseyi'ni oluşturan komutanlar resmedilmiştir. Ön planda bir masa, masanın çevresinde, ortada Kenan Evren, sağda Tahsin Şahinkaya ve Sedat Cilasun, solda ise Nurettin Ersin ve Kemal Kayacan yeralmaktadır. Komutanlardan Kenan Evren, Nurettin Ersin ve Sedat Cilasun yeşil, Tahsin Şahinkaya mavi, Kemal Kayacan siyah renkli askeri kıyafetlidir. Herbirinin önünde beyaz kağıtlar ve küllükler yeralmaktadır. Kenan Evren birşey anlatır vaziyettedir. Arka planda, fonda Atatürk, gövdesinin yarısına kadar ve sol elinin parmağını ileriye doğru uzatmış şekilde resmedilmiştir. Solda ise ' Atatürk'ün Nutku'nun Yorumlanması ' tablosundaki figürler gibi ellerinde tüfekler, sopalar ve bayrak bulunan erkekler ve mermi taşıyan kadınlar olarak siluetimsi olarak tasvir edilmişlerdir. Sağda ise, Atatürk ve yanında, elinde bayrak tutan bir figürün bulunduğu heykel yer almaktadır. Fonda; Atatürk, mavi-beyaz renkleriyle resmedilmiş, çevresinde ise yine mavi, beyaz ve sarı renkleri kullanılmış olup, sağ ve sol köşede siyah kullanılmıştır. Sol taraftaki Türk halkını simgeleyen figürler, savaşa gider vaziyette olup mavi ve tonlarıyla resmedilmişlerdir. Öndeki masa ise yine mavi ve sarı renkleriyle boyanmıştır. Sanatçının imzası, yapılış tarihiyle birlikte sağ alt köşededir. 4. KATALOG NO :4 Bulunduğu Yer : Arel Sanat Galerisi'nde Yılı : 1981 Boyutu : 80x60 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Kırmızı-Sarı-Beyaz-Kahverengi-Yeşil-Gri Konu : Figürlü Kompozisyon Resmin Tasviri Tabloda bir film yapımcısı olan Burhan Bey resmedilmiştir. Figür, tablonun sağında masanın yanında oturmuş, kolunu masaya koymuş vaziyettedir. Beyaz saçlı, açık sarı renk kıyafetli figür elinde bir sigara tutmaktadır. Ağlar durumda resmedilen figür çok üzgün görünmektedir. Hafif öne doğru eğilmiştir. Masa üzerinde, figürün dirseğinin arkasında tabak içinde kırmızı renk bir yiyecek, daha önde ise yarım bardak rakı bulunmaktadır. Masa kare olup, koyu kahverengi renktedir. Figürün yüzü, boynu ve elleri kahverengi tonlarında boyanmış olup kıyafetinde de yeşil ve kahverengi gölgelemeler bulunmaktadır. Fonda ise yeşil, kahverengi renkleri birbirine karışmış kullanılmıştır. Sanatçının imzası ve eserin yapılış tarihi sol alt köşededir. şekilde 5. YUFKA A Ç A N L A R Bulunduğu Yer : Meclis'de Yılı : 1985 Boyutu : 70x65 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Kırmızı-Sarı-Mavi-Beyaz-Siyah-KahverengiYeşil-Gri Konu : Figürlü Kompozisyon Resmin Tasviri : Tablo bir köy odasını ve bu odadaki iki kadını tasvir etmektedir. Bu komposizyonda, sağdaki kadın figürü dikdörtgen bir tahta üzerinde oklavayla yufka açmaktadır. Figürün üzerinde kolları dirseğine kadar kıvrılmış kırmızı bir bluz, üzerinde yeşil yelek ve altında mavi bir etek bulunmaktadır. Ön planda kare, beyaz bir örtü üstünde, üstüste konulmuş, açılmış yufkalar açık san renginde verilmiştir. Yufkaların yanında yuvarlak, gri renkli bir tepsi yeralmaktadır. Tablonun merkezindeki diğer figür, hafif sağa doğru arkası dönük olup, sağ eliyle oklavaya sarılı yufkayı pişirmektedir. Figürün elbisesi mavi üzerine kırmızı çiçekli gözükmektedir. desenlidir. Figürün Üç örgülü arkasında saçı beyaz kahverengi, örtüsünün iki kulplu altından bir testi bulunmaktadır. Tablonun sol üst köşesinde, bir pencere ve altında; üzerinde beyaz örtü bulunan diktörtgen bir dolap ve yanında gri ve siyah renkli bir kazan yeralmaktadır. Arka planda ise solda, duvara asılı yuvarlak bir elek ve altında, biri büyük, diğeri küçük gri renkli tepsiler dikkati çekmektedir. Ortada bir ocak, ocağın üst tarafında gaz lambası ve şişe bulunmaktadır. Ocağın içinde ateş yanmakta, ateşin üstünde siyah bir pişirme sacı yeralmaktadır. Sağda üstte bir raf ve rafın üzerinde karaltı şeklinde eşyalar, altta ise beyaz örtülü kahverengi renkte bir küp bulunmaktadır. Köy yaşantısından bir enstanteneyi tasvir eden bu tabloda kullanılan eşyalar ve figürlerin giysileri ayrıntılarıyla resmedilmiştir. İmza ve eserin tarihi sağ alt köşededir. 6. BOĞAZİÇİ K A S A B A S I ' N D A N GÜNLÜK YAŞANTISI Bulunduğu Yer : Denizli'de satıldı Yılı : 1988 Boyutu : 90x75 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Pembe-Sarı-Mavi-Beyaz-Siyah-Kahverengi-MorYeşil Konu : Figürlü Kompozisyon Resmin Tasviri : Denizli'nin Çal İlçesi'nin Boğaziçi Kasabası'nda günlük yaşantıdan bir an tasvir edilmiştir. Arka planda; 2 katlı, 2. katında, yanlan kapalı iki direkli bir dış sofası bulunan bir ev bulunmaktadır. İkinci katına bir merdivenle çıkılmaktadır. Alt katta 3 kapı, üstte ise 2 kapı dikkati çeker. Ev sarı ve kahverengi tonlarıyla boyanmıştır. Alt katın, sağındaki kapı hafif aralanmıştır. Tablonun sağında tek katlı, beyaz duvarlı, kahverengi direkleri olan ev gibi bir mekan daha vardır. Çatısına doğru bir merdiven yatırılmıştır. Bu evin önünde dizili kütükler ve tahta bir araba yeralmaktadır. Solda ise yine merdivenle çıkılan, 2 direkli bir evin bir kısmı gözükmektedir. Bu evin önünde, açık pembe bluzlu, paçalı mavi renkte giysili, beyaz örtüsü ile elinde baltayı kaldırmış vaziyette resmedilmiştir. Figür odun kırmaktadır. Çevresinde odun parçaları görülmektedir. Ön planda ise, biraz sağda, mavi üzerine pembe çiçekli bluzu ve morlu, pembeli çiçekli eteği ve beyaz örtüsüyle, öne doğru eğilmiş, iki eliyle bir kovadan, yerdeki eleğin içine buğday boşaltan bir kadın figürü daha tasvir edilmiştir. Yerde beyaz, kare bir örtü üstünde elenmiş buğday ve elek bulunmaktadır. Solda ise iki beyaz tavuk bu buğdayları yer vaziyettedir. Gökyüzü ise açık mavi tonları ve beyazla boyanmıştır. Sanatçının imzası sağ alt köşededir. 7. NEVVYORK'TA MEHTEREN TAKIMI Bulunduğu Yer : NewYork Türk Başkonsolosluğu'nda Yılı : 1991 Boyutu : 2x1,5 m Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Kırmızı-Sarı-Mavi-Beyaz-Siyah-KahverengiYeşil-Turuncu-Eflatun-Bordo Konu : Figürlü Kompozisyon Resmin Tasviri : Türk Takımı, Mehteren NevvYork'taki ünlü yapılar arasında resmedilmiştir. Tablonun sağ-sol ve arka planında binalar yeralmaktadır. Ön planda ise, kırmızı kaftanlı, içinde geleneksel kıyafeti ve başında kırmızı-beyaz başlığı ile iki elinde ucu yuvarlak sopalarla kudüm çalmaktadır. İki yanında, arkaya doğru sıralanan diğer figürler yürür vaziyettedir. Ellerinde Türk bayrağı taşıyan figürlerin bir kısmı, kırmızı bir kısmı da yeşil renkli kıyafetlidir. Figürlerin hepsi esmer ve bıyıklıdır. Arkadan renkli balonlar, Amerikan bayrakları da görünmektedir. Sanatçının ismi sağındaki kahverengi renkte bir yapının üzerindedir. 8. RIFAT İLGAZ Bulunduğu Yer : Sanatçıda Yılı : 1992 Boyutu : 70x90 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Kırmızı-Sarı-Mavi-Beyaz-Siyah-KahverengiEflatun-Bordo-Gri Konu : Figürlü Kompozisyon Resmin Tasviri Tabloda Rıfat İlgaz resmedilmiştir. Tablonun merkezinde sarı renkte bir kanepenin üzerine uzanmış vaziyettedir. Sağ eli bacağının üstünde, sol eli başındadır. Sağ eliyle kitap tutmaktadır. Üzerinde yeşil renkte, uzun kollu bir kazak, altında ise koyu kahverengi renkte bir pantolon bulunmaktadır. Bacakları dizlerinden kıvrılmış vaziyette olup başını da bordo bir yastığa yaslamıştır. Rıfat İlgaz, gözleri kapalı ve hafif gülümser durumdadır. Kanepenin önünde yuvarlak, gri renkte bir tepsi içinde; solda yarım bardak rakı, yanında bir tabak içinde portakal dilimleri ve bir çatal, daha sağda ise daha küçük, sarı renkte bir tabakda çilekler yeralmaktadır. Tablonun sağ alt köşesinde bir gazete sayfasının bir kısmı gözükmektedir. Sağ üst köşede ise bir kütüphane dikkati çekmektedir. İki katının bir kısmı gözüken kütüphanenin raflarında renkli kitaplar sıralanmıştır. Üst rafta eflatun ve açık kahverengi renkli bir vazo bulunmaktadır. Tablonun sol üst tarafında ise duvara asılı bir tablonun bir kısmı gözükmektedir. Sanatçının imzası ve eserin tarihi sol alt köşededir. 9. A N N E Bulunduğu Yer : Sanatçıda Yılı :1993 Boyutu : 60x80 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Kırmızı-Sarı-Mavi-Beyaz-Siyah-KahverengiYeşil-Bordo Konu : Figürlü Kompozisyon Resmin Tasviri : Tabloda, sanatçının eşi Çiğdem Çallı'nın, oğulları İbrahim Çallı'yı üç aylıkken emzirirken resmedilmiştir. Çiğdem Çallı, sağa dönmüş oturur vaziyette, kucağında bebeği tutmaktadır. Solda, eliyle göğsünü tutmuş olarak, beyaz gömleği ve bordo eteğiyle resmedilmiş olan Çiğdem Hanım, saçlarını toplamıştır. Başını hafif öne eğmiş, bebeğe bakmaktadır. Kucağında sarı ve beyaz renkli bir küpesi bulunmaktadır. Bebek İbrahim Çallı, sarı renkli, beyaz desenli tulumuyla resmedilmiştir. Omuzunda kırmızı kurdeleli, mavi boncuklu bir altın takılıdır. Sağ taraftaki ayağını kırmış, kolunu hafif arkaya götürmüştür. Çiğdem Çallı'nın saçları koyu kahverengi, İbrahim Çallı'nın ise açık kahverengi olarak verilmiştir. Fonda ise, mavi, yeşil ve sarı renkleri karışık olarak verilmiştir. Sanatçının imzası ve eserin yapılış tarihi sol alt köşededir. 10. B U L G U R ÖGÜTENLER Bulunduğu Yer Cevdet Aydın'da Yılı 1995 Boyutu 100x90 cm Kullanılan Malzem Tuval Kullanılan Teknik Yağlıboya Kullanılan Renkler Kırmızı-Sarı-Mavi-Beyaz-Siyah-KahverengiYeşil-Turuncu-Eflatun Konu Figürlü Kompozisyon Resmin Tasviri Bu tabloda günlük yaşantıdan bir enstantene resmedilmiştir. Bir köy odasında herbiri farklı işlerle uğraşan altı figür yeralmaktadır. Ön plandaki kadın figürü, sarı kazaklı, yeşil etekli ve beyaz örtülü olup, hafif sağa doğru eğilmiş, oturur vaziyette bulgur öğütmektedir. Sağdaki kadın figürü ise sola doğru dönmüş, öne doğru eğilmiş, bir dizini yukarı kaldırmış olup, beyaz örtüsü, kırmızı kazağı ve üzeri eflatun çiçekli yeşil eteğiyle resmedilmiş ve tabak içinde birşey ayıklamaktadır. Daha arkada soldaki kadın figürü de arkası dönük, yine hafif öne doğru eğilmiş olup, turuncu yeleği, açık yeşil üzeri turuncu renkli çiçekli elbisesi ve beyaz örtüsü ile resmedilmiştir. Arkasında, kollarını boynuna doiamış beyaz tişörtlü, siyah pantolonlu küçük bir çocuk bulunmaktadır. Arka planda ise, pencere önündeki sedirde oturan iki kadın figüründen, sağdaki birşey dikmekte, soldaki de yün eğirmektedir. Başlarında yine beyaz örtü bulunmaktadır. Tablonun en sağında ocağın çok az bir kısmı ve önünde bir testi görünmektedir. Solda ise bir kapı, yanında gaz lambası, onun yanında efiatun perdeli, kapalı bir pencere yeralmaktadır. Yerde eflatun, yeşil, ve kahverengi kilimler bulunmaktadır. Odanın çatısı, kahverengi çıtaların enine ve boyuna sıralanmasıyla oluşturulmuştur. Duvarlardan sağdaki ve arkadaki yeşil boyalı olup soldaki açık kahverengi boyalıdır. Figürlerin hepsi çok hareketli verilmiş olup, canlı renkler kullanılmıştır. İmza tablonun sağ alt köşesinde yeralmaktadır. 11. AYŞA Bulunduğu Yer : Sanatçıda Yılı : 1996 Boyutu : 40x35 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Kırmızı-Sarı-Mavi-Beyaz-Siyah-Kahverengi-MorYeşil Konu : Figürlü Kompozisyon Resmin Tasviri : Sanatçının az sayıda nü tablolarından biri olan bu eserinde bir kadın çıplak olarak bir kanepenin üzerinde resmedilmiştir. Mavi, beyaz, kırmızı, sarı, yeşil ve mor renklerinden oluşan kanepe üzerinde kırmızı, sarı ve mavi renkli yuvarlak bir yastığa yaslanmış ve sağa doğru yan dönmüş olarak tasvir edilen figür, sağ kolunu yüzüne götürmüş, bacaklarını kıvırmış vaziyettedir. Siyah renkte kısa saçlı olan figürün gözleri kapalıdır. Sanatçının imzası ve eserin yapılış tarihi tablonun sol alt köşesinde yeralmaktadır. 12. DENİZLİ BEKİLLİ'DE BİR KÖY EVİ Bulunduğu Yer : Sanatçıda Yılı : 1997 Boyutu : 70x55 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Kırmızı-Pembe-Sarı-Mavi-Beyaz-SiyahKahverengi-Yeşil-Gri Konu : Figürlü Kompozisyon Resmin Tasviri Köyde günlük yaşamdan bir anın tasvir edildiği bu eserde arka planda, iki katlı bir köy evi bulunmaktadır. Bu evin balkon biçiminde dış sofası bulunmaktadır. Sofanın üst örtüsü 4 direk üzerine oturmaktadır. Düz çatılı bir evdir. Ortada, 2. kata çıkan merdivenler bulunmaktadır. Evin salonunda, alt katta 2 direkli, gölgelikli, üç tarafı açık olan bir mekanın altında pembe bluzlu bir figür odun kesmektedir. Solda ise siyah yelekli, kahverengi bir at dikkati çekmektedir. Tablonun sağ tarafında 5 çocuk figürü oyun oynarken resmedilmişlerdir. Bu figürlerden 2 tanesi daha önde yeralıp, biri mavi pantoionlu, beyaz tişörtlü; diğeri mor pantolonla krem renkli tişörtlü olup, tahtalarla oynamaktadırlar. Tablonun ön tarafında siyah bir köpek dikkati çekmektedir. Her ayrıntının resmedildiği bu tabloda, figürlerde canlı renkler, evde ise açık kahverengi ve tonları kullanılmıştır. Sanatçının imzası sol alt köşededir. 13. KASABADA AVLU Bulunduğu Yer : Sanatçıda Yılı : 1977 Boyutu : 70x55 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Kırmızı-Pembe-Sarı-Mavi-Beyaz-SiyahKahverengi-Yeşil-Eflatun-Bordo-Gri Konu : Figürlü Kompozisyon Resmin Tasviri : Bir avluda, kasabalıların günlük yaşantılarından bir an tasvir edilmiştir. Arka planda, ortada yanmakta olan bir ocak vardır. Ateşin üstünde siyah renkli bir kazan yan tarafta da bir kova bulunmaktadır. Ocağın önünde, pembe kazaklı, koyu mavi etekli ve kırmızı çoraplı kadın figürü yer almaktadır. Ocağa doğru eğilmiş, muhtemelen yıkanan diğer figür için su ısıtmaktadır. Solda koyu pembe renkli etekli, beyaz örtülü kadın: önünde bir taşa oturmuş çıplak bir genç kızı yıkamaktadır. Figürlerin yanında bir kova bulunmaktadır. Sağda ise biri kırmızı kazaklı, yeşil şalvarlı; diğeri sarı kazaklı, yeşil şalvarlı iki kadın karşılıklı oturmuşlardır. Onların önünde ise iki çocuk figürü bilye oynamaktadır. Ön planda ise iki kulplu, kahverengi renkte bir testi ve gri renkli bir tepsi bulunmaktadır. Tablonun sağ tarafında bir, sol üst köşesinde ise bulunmaktadır. Sanatçının imzası, tablonun sağ alt köşesinde yeralmaktadır. iki ağaç 14. KÜLAHÇININ FABRİKASI Bulunduğu Yer : Sanatçıda Yıh : 1954 Boyutu : 50x35 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Sarı-Mavi-Beyaz-Kahverengi-Yeşil-TuruncuEflatun Konu : Figürlü Kompozisyon Resmin Tasviri : Sanatçının ortaokul yaşlarındayken yaptığı bu peysajda ağaçiar arasında tek ve iki katlı binalar bulunmaktadır. Bu binalardan soldaki iki tanesi sarı renkli olup sağdakiler eflatun renklerindedirler. Ön planda ise renkli çiçekler, yeşillikler ve bir ağaç daha bulunmaktadır. Sağda, eflatun ve beyaz renkle boyanmış bir at otlarken resmedilmiştir. Gökyüzü .ise açiK mavi tonları, beyaz ve eflatun renklerinden oluşmuştur. Sanatçının henüz eğitimsizken yaptığı bu tabloca renkler korkusuzca kullanılmış, parlak renkler tercih edilmiştir. Sanatçının imzası seçilememektedir. 15. B U L D A N ' D A K İ KESTANE DERESİ PARKİ Bulunduğu Yer : Sanatçıda Yıh : 1957 Boyutu : 45x35 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Sarı-Mavi-Beyaz-Siyah-Kahverengi-Mor-YeşilEflatun Konu : Figürsüz Peysaj Resmin Tasviri Sanatçının yine küçük yaşlarda yapmış olduğu bu tabloda Denizli'nin Buldan İlçesi'ndeki Kestane Deresi Parkı'ndan bir görüntü resmedilmiştir. Tablonun sağında, yukarı doğru yatık vaziyette geniş bir merdiven ve kenarda sıralanmış ağaçlar yeralmaktadır. Ortadan sola doğru ise yine ağaçlar ve yeşillikler bulunmaktadır. Solda da üç basamaklı bir merdiven yeralmaktadır. Tablonun sağ alt köşesine doğru oir su akıntısı gözükmektedir. Merdivenler genelde eflatun ve tonlarıyla boyanmıştır. Bu renk akan suda da kullanılmıştır. Sanatçının imzası tabloda yeralmamaktadır. 16. ÇİN İZLENİMLERİ Bulunduğu Yer Amerika'da satıldı Yılı 1990 Boyutu 70x55 cm Kullanılan Malzeme Tuval Kullanılan Teknik Yağlıboya Kullanılan Renkler Beyaz-Siyah-Kahverengi-Gri Konu Figürsüz Peysaj Resmin Tasviri : Bu tabloda Çin Şeddi tasvir edilmiştir. Gri ve beyaz renkli dağlar arasından Çin Seddi'nin surları uzanmaktadır. Önde, iki yanda Çin Şeddinin duvarları geriye doğru daralarak, kıvrımlar çizerek uzanmaktadır. Surlar, kahverenginin tonlarıyla boyanmıştır. Dağlar ve yollar karla örtülüdür. Sanatçının imzası tabloda yer almamaktadır. 17. ÇİN İZLENİMLERİ (MEHTABI Y A N S İ T A N KULE) Bulunduğu Yer : Amerika'da satıldı Yılı : 1990 Boyutu .: 70x55 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Sarı-Kahverengi-Yeşil Konu : Figürsüz Peysaj Resmin Tasviri Bu tabloda Çin'de mehtabı yansıtan kule resmedilmiştir. Arka planda ağaçlar ve evler siluet halinde verilmiştir. Ağaçlarda koyu yeşil ve kahverengi renkleri kullanılmıştır. Denizin ortasında kule bulunmaktadır. Denizde de yeşil ve koyu kahverengi renkleri kullanılmıştır. Gökyüzü ise açık san rengi ile boyanmıştır. Denizdeki hafif dalgalanmalar ve gölgelemeler ae renklerle belirtilmiştir. Kullanılan renkler genelde soluktur. Sanatçının imzası tabloda bulunmamaktadır. KOVU ve açık 18. M A K E D O N Y A ' D A TÜRK EVİ Bulunduğu Yer : Makedonya Uluslararası Plastik Sanatlar Kolonisi'nde Yılı : 1994 Boyutu : 100x100 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Sarı-Mavi-Beyaz-Siyah-Kahverengi-YeşilTuruncu Konu : Figürsüz Peysaj Resmin Tasviri : Makedonya'da bir Türk evi resmedilmiştir, iki katlı elan bu evde, 2. katta beş direkli, yanları kapalı balkon biçiminde bir dış sefa buiunmaKtadır. 2. katta dört kapı dikkati çekmektedir. 1. katta üç direkle dışarı açılır. Solda bir merdivenle 2. kata çıkılmaktadır. Evin önünde, geniş bir çukur içinde yığılmış samanlar, kütükler ve at arabası bulunmaktadır. Evir, arkasından yeşil bir tepe, iki yanda ağaçlar gözükmektedir. Evin ön tarafındaki geniş çukur açık sarı rengi ile boyanmış, gökyüzü de aç:K mavi olarak verilmiştir. Beyaz bulutlar da yeralmaktadır. Sanatçının imzası, eserin yapılış tarihi sel ait köşededir. 19. KAVAKLAR Bulunduğu Yer : Almanya'da satıldı Yılı : 1994 Boyutu : 40x80 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Pembe-Sarı-Mavi-Beyaz-Siyah-Kahverengi-Gri Konu : Figürsüz Peysaj Resmin Tasviri Su peysajda, bir kış gününde kavaklar ve arkasında evler tasvir edilmiştir. Ön planda 9 tane kavak ağacı, sağdan scia dcğru sıralanmışlardır. Kuru dallarında kuş yuvaları ve kuşlar yeralmaktadır. Kavakların arasından evler ve daha arkadan siluet şekiinde ağaçlar görünmektedir. Her yer beyazia kaplanmıştır. Kışın sert görüntüsü, kullanılan renklerle yumuşatılmıştır. Gökyüzü koyu mavilerle boyanmış, maviler arasındaki, sarı. pembe, eflatun renkleriyle güneşin doğuşu/batışı anlatılmaktadır. Tabloda mavi ve tonları hakimdir. Sanatçının imzası tabloda yeralmamaktadır. 20. PAMUKKALE'DE ANTİK TİYATRO Bulunduğu Yer Yıh Sanatçıda : 1995 Boyutu 70x55 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Sarı-Mavi-Beyaz-Siyah-Kahverengi-Mor-YeşilEflatun Konu Figürsüz Peysaj Resmin Tasviri : Pamukkale'deki antik tiyatro ve çevresi tasvir edilmiştir. Arka planda dağlar ve gökyüzü yeralmaktadır. kullanılmıştır. Ortada antik tiyatro Dağlarda, eflatun, yeşil ve açık sarı bulunmaktadır. Sarı ve kahverengi tonlarıyla resimlenmiştir. Ön planda solda iki palmiye ağacı yanyana tasvir edilmişlerdir. Çevrede yeşillikler, çiçekler bulunmaktadır. Tabloda eflatun, mor renkleri gölgelemelerde de kullanılmış olup, sarı ve mavi de yoğun kullanılan renklerdendir. Sanatçının imzası sol alt köşededir. 2 1 . B O D R U M BITEZ KOYU Bulunduğu Yer Sanatçıda Yılı 1997 Boyutu 70x55 cm Kullanılan Malzeme Tuval Kullanılan Teknik Yağlıboya Kullanılan Renkler San-Mavi-Beyaz-Kahverengi-Mor-Yeşil Konu Figürsüz Peysaj Resmin Tasviri : Bodrum Bitez Koyu'ndan bir görüntü resmedilmiştir. En arkada dağlar mor renkli olarak verilmiştir. Daha öndeki tepeler açık kahverengi ve yeşil renkleriyle boyanmıştır. Tablonun merkezini tatlı bir mavi ile boyanan deniz kaplamaktadır. Geride bir kıyıda ise beş gemi silueti görünmektedir. İskele yanında sıralanmış üç sandal da yeralmaktadır. Ön planda ise iki yanda yeşilin hemen her tonunun kullanıldığı tepelikler yeralmaktadır. Ortadan taşlı bir yol, deniz kıyısına kadar inmektedir. Gökyüzü çok açık mavi renkleriyle boyanmıştır Sanatçının imzası sağ alt köşededir. 22. A K Ç A K O C A Bulunduğu Yer : Sanatçıda Yılı : 1997 Boyutu : 70x55 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Mavi-Siyah-Kahverengi-Yeşil-Eflatun Konu : Figürsüz Peysaj Resmin Tasviri Bu peysajda Akçakoca'dan bir görüntü resmedilmiştir. Arkada sağdan sola doğru dağlar sıralanmakta, solda ise üstünde ağaçlar ve taşlar bulunan bir tepe bulunmaktadır. Tepenin alt kısımlarındaki kayalıklar denize kıyı oluşturmuşlardır. Taşlar resmedilmişlerdir. Tablonun küçük sağını ve kahverengi-siyah kaplayan denizin dalgaları tonlamalarıyla verilmiş olup, köpükler beyaz renkle verilmiştir. Gökyüzü ise eflatun renkte boyanmıştır. Soldaki ağaçlar ince gövdeli ve gövdeleri biraz eğilmiştir. Sanatçının imzası sol alt köşededir. renkleriyle renk 23. AYVALIK Bulunduğu Yer Sanatçıda Yılı 1997 Boyutu 70x55 cm Kullanılan Malzeme Tuval Kullanılan Teknik Yağlıboya Kullanılan Renkler Siyah-Kahverengi-Yeşil-Eflatun-Gri Konu Figürsüz Peysaj Resmin Tasviri Bu tabloda, Ayvalık'tan bir görüntü tasvir edilmiştir. Ortada, ön plandan, arkaya doğru kıvrılarak uzanan gri, eflatun ve kahverengi renklerinin yeraldığı yolun iki yanında, aynı tür ağaçlar sıralanmıştır. Ağaçların bol olduğu bu peysajda ağaçların arasından, karşıda dağların bir kısmı gözükmektedir. En arka planda çok uçuk mavi ile boyanmış bir gökyüzü görünmektedir. Tablonun sağında ve solunda yeşillikler de yeralmaktadır. 3u eserce, ccğadaki renkler, çok yumuşak fırça darbeleriyle .staca kullanılmış ve doğanın canlılığı başarılı bir şekilde verilmiştir. Sanatçının imzası sağ alt köşededir. 24. EROL KAVŞİT Bulunduğu Yer Arel Sanat Galerisi'nde Yılı 1980 Boyutu 70x55 cm Kullanılan Malzeme Tuval Kullanılan Teknik Yağlıboya Kullanılan Renkler Siyah-Kahverengi-Yeşil-Gh Konu Portre Resmin Tasviri : ! Şair Eroi Kavşit in bir portresidir. Arkada açık sarı ve kahverengi renklerinden oluşan bir fon önünde Erol Kavşit, gövdesinin yarısına kadar resmedilmiştir. Koyu kahverengi saçlı, aynı renk sakallı olan figür hüzünlü bakmaktadır ve burnu çok hafif kızarıktır. Kıyafetinde yeşil, gri ve açık sarı tonları biraz soluk olarak verilmiştir. Figürün yüz hatları belirgin ve bakışları gerçekçi olarak resmedilmiştir. Tablonun sağ köşesinde bir söz yazılmıştır. Sanatçının imzası ve eserin yapılış tarihi ve yeri sağ alt köşededir. 25. H A L İ K A R N A S BALIKÇISI Bulunduğu Yer : İşbankası Koleksiyonu'nda Yılı : 1981 Boyutu : 90x75 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkier Pembe-Sarı-Mavi-Beyaz-Siyah Konu Portre Resmin Tasviri Halikarnas Balıkçısı, gövdesinin yarısına kaçar resmedilmiştir. Figür hafif sağına dönük, sağda elini çenesine dcğru götürmüş, parmaklarının arasında sigara tutmuş vaziyettedir. Figürün üzerinde mavi bir hırka, içinde beyaz gömlek olup. oaşında ise. siyah renkli, sola doğru kaymış bir bere bulunmaktadır. Serenin sağ yanında beyaz saçları görünmektedir. Figür başını çok hafif öne eğmiş, vücudu da hafif sola dönüktür. Kısık, mavi gözleriyle ve gülümseyerek resmedilen figürün yanaklarındaki kırışıklıklar da belirtilmiştir. Fonda yine mavi renk kullanılmıştır. Bu tabloda mavi, ağırlıklı renk olup, soğuk bir görüntü vermesine karşılık, figürün duruşu ve yüz ifadesiyle sağlanan sıcaklık dengelemiştir. Sanatçının imzası ve eserin yapılış tarihi sağ üst köşededir. bunu 26. Ç İ Ğ D E M ÇALLI Bulunduğu Yer : Sanatçıda Yılı : 1983 Boyutu : 50x65 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Kırmızı-Sarı-Mavi-Beyaz-Siyah-Kahverengi Konu : Portre Resmin Tasviri Yaşar Çallı'nın eşi Çiğdem Çallı'nın bir portresidir. Figür, gövdesinin yarısına kadar resmedilmiştir. Gövdesi hafif sola dönük, yüzü karşıya bakar vaziyettedir. Üzerinde, sağ omuzu açık olan beyaz bir elbise bulunmaktadır. Eliyle sol omuzunda elbisesini tutmaktadır. Tırnakları kırmızı ojelidir. Yüzük parmağında yüzük bulunmaktadır. Figürün saçları koyu kahverengi ve dalgaiı olup, beyaz saç bantıyla tutturulmuştur. o4 Saçları omuzlarından aşağı dökülmektedir. Sağ kulağında beyaz bir küpe göze çarpar. Figürün dudakları ve elmacık kemikleri hafif kırmızı olarak verilmiştir. Tablonun sol alt köşesinde, üç tane sarı çiçek dikkati çekmektedir. Sanatçının köşededir. imzası ve eserin yapılış tarihi ortaya yakın, sel ait 27. NECATİ BİLİCAN Bulunduğu Yer Arel Sanat Galerisi'nde Yılı 1989 Boyutu 70x55 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik Yağlıboya Kullanılan Renkler Kırmızı-Sarı-Mavi-Beyaz-Kahverengi-Gri Konu Portre Resmin Tasviri Necati Bilican da gövdesinin yarısına kadar resmedilmiştir. Figürün gövdesi sağa dönük, başı karşıya bakar vaziyettedir. Koyu mavi renkli ceketi içinde beyaz gömleği ve kırmızı üzerine koyu mavi çizgili kravatı ve ceketinin cebinde beyaz mendili dikkati çekmektedir. Kravatın çizgileri yana doğru olup kravat iğnesi de belirtilmiştir. Figürün arkasından oturduğu mobilyasının bir kısmı gözükmektedir. kanepenin kumaş dokusu ve Kanepe, açık sarı üzerine açık kahverengi desenli olup mobilyası koyu kahverengi renkte ve oymalıdır. Figürün saçları hafif kırlaşmış gözükmektedir. Fonda açık sarı rengi kullanılmıştır. Sanatçının imzası ve eserin yapıiış tarihi sol alt köşededir. 28. SEZAİ T Ü R K E Ş Bulunduğu Yer : STFA Koleksiyonunda Yılı : 1990 Boyutu : 90x70 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Sarı-Mavi-Beyaz-Siyah-Yeşil-Gri Konu : Portre Resmin Tasviri Sezai Türkeş'in resmedildiği bu tabloda, figürün koltuğa oturmuş, bacaklarının bir kısmı gözükmektedir. Vücudu yine hafif sağa dönük, başı karşıya bakar pantolonludur. biçimdedir. Sağda Figürün dirseğini kısa koltuğa kollu, koymuş beyaz ve gömlekli, eliyle gri bastonunu tutmaktadır. Solda da yine dirseğini gri renkteki koltuğun koluna koymuştur. Figür, beyaz saçlı, beyaz kaşlı clup; ağzı hafif aralanmış, gözleri yorgun bakar vaziyettedir. Figürün yüzündeki ve boynundaki kırışıklıklar da belirtilmiştir. Arka fonda, yeşil-kahverengi ve sarı renkleri kullanılmıştır. Sanatçının imzası, tabloda yeralmamaktadır. 29. FEYZİ A K K A Y A Bulunduğu Yer : STFA Koleksiyonu'nda Yılı : 1990 Boyutu : 90x70 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Kırmızı-Sarı-Mavi-Beyaz-Siyah-KahverengiBordo-Gri Konu : Portre Resmin Tasviri Feyzi Akkaya'nın portresi olan bu tabloda figürün hareketlerine bakılırsa, figür birşey anlatırken resmedilmiştir. Ön planda, birazı gözüken masanın üzerinde parçalanmış bir ekmek, koyu kahverengi saplı bıçak ve siyah saplı kırmızı bir çekiç bulunmaktadır. Figür ise sola dönük birşekiide oturmuş, elleriyle birşeyler anlatmakta, sağ tarafaki eliyle sigara tutmaktadır. Üzerinde uzun kollu mavi bir öniük ve içinde kırmız, beyaz, gri renkli kareli bir gömlek; başında ise siyah bir bere bulunmaktadır. Kahverengi çerçeveli gözlüğü ve beyaz bıyıkları da dikkati çekmektedir. Fonda gri ve beyaz renkleri kullanılmıştır. Sanatçının imzası ve eserin yapılış tarihi sağ alt köşededir. 30. D İ Y A R B A K I R ' D A BİR T Ü R K M E N KİZİ Bulunduğu Yer : Özel bir koleksiyonda Yılı : 1991 Boyutu : 35x30 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Kırmızı-Sarı-3eyaz-Siyah-Kahverengi-Gri Konu : Portre Resmin Tasviri : Diyarbakır'da bir Türkmen kızının resmedildiği bu tabloda figür başını eğmiş, eliyle sağda örtüsünü tutmaktadır. Başındaki beyaz örtünün altından siyah saçları dağınık bir şekilde görünmektedir. Figürün bakışları aşağı eğilmiş, utangaç ve hüzünlü bir ifadesi vardır. Burnundaki siyah hızması da dikkati çekmektedir. Fonda siyah kullanılmıştır. Işık çok iyi kullanıldığı için gölgelemeler çok başarılıdır. Sanatçının imzası sol alt köşededir. 3 1 . RIFAT İLGAZ Bulunduğu Yer : Sanatçıda Yılı : 1994 Boyutu : 70x55 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Kırmızı-Sarı-Mavi-Beyaz-Kahverengi-Yeşil-Gri . Konu : Portre Resmin Tasviri Rıfat İlgaz'ın gazete okurken resimlendiği bu portresinde, arkadan kütüphanesinin bir bölümü ve sağında masa üstünde saksı çiçeği görünmektedir, iki rafının gözüktüğü kütüphanede kitaplar dizili olup 2. rafda, sağda bir vazo: alt rafta ise kırmızı bir mum yeralmaktadır. Ön planda Rıfat İlgaz mavi gömlekli olup gömleğiyle aynı renk gözleri ile dikkati çeker. Saçları ve kaşları beyazdır. Yüzünde ve boynundaki çizgiler, tonlamalar ve gölgelemeler ile belirtilmektedir. Elinde gazetesi oian figürün vücudu scia dönük olup. başı hafif scıa doğru eğiimiş ve karşıya bakmaktadır. Sanatçının imzası, sol alt köşededir. 32. HİKMET ŞİMŞEK Bulunduğu Yer : Sanatçıda Yıh : 1994 Boyutu : 80x110 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Kırmızı-Pembe-Mavi-Beyaz-Siyah-KahverengiGri Konu : Portre Resmin Tasviri : Hikmet Şimşek'in kahverengi bir sandalyeye oturarak resmedildiği bu tabloda, arkada kitaplık, kitaplığın üzerinde gri ve beyaz renklerde Atatürk büstü ve Hikmet Şimşek'in eşinin bir resmi bulunmaktadır. Raflarda kitaplar dizilidir. Figür tamamen sola dönmüş vaziyette oturmakta, sağ taraftaki eliyle 'YunusEmre'adlı bir kitabı tutmaktadır. Koyu mavi takımlı, beyaz gömlekli ve mavi üzerine kırmızı puanlı fularlı olarak resmedilmiştir. Saçları arkaya taranmış ve griler, kahverengilerle boyanmıştır. Figürün bakışları sen clup. figür sandalyenin sırtına dik olarak yaslanmıştır. Fonda kullanılmıştır. Sanatçının imzası ve eserin yapılış tarihi sağ alt köşededir. kahverengi 33. İBRAHİM ÇALLI Bulunduğu Yer : Sanatçıda Yılı : 1995 Boyutu :.40x35 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Mavi-Beyaz-Siyah-Kahverengi-Yeşil-Bordo Konu : Portre Resmin Tasviri : Yaşar Çallı'nın oğlu İbrahim Çallı'nın portresi iki yaşında iken yapılmıştır. Arkada mavi ve yeşil renklerden oluşan bir fon görülmektedir ve figür gövdesinin yarısına kadar resmedilmiştir. Vücudu ve başı hafif sağa dönük -s olup üzerinde mavi yakalı: bordo, mavi, san ve yeşil renkli bulunmaktadır. Figürün saçları kahverengi olup, çok hafif dalgalıdır. Sanatçının imzası ve eserin yapılış tarihi sağ ait köşededir. cir giysi 34. PİKNİK Bulunduğu Yer Sanatçıda Yılı : 1984 Boyutu : 70x55 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Sarı-Beyaz-Siyah-Kahverengi-Yeşil-Eflatun-Gri Konu : Figürlü Peysaj Resmin Tasviri : Bu tabloda, bir ırmak kenarındaki kayalıklar ve yeşillikler arasında beş figür resmedilmiştir. Bir pikniğin tasvir edildiği bu tabloda, figürler aslında giyinik olup, tabloya geçirilirken sanatçı tarafından çıplak olarak resmedilmişlerdir. Arka planda, kayalıklar ve aralarında yeşillikler görülmektedir. Sağda kayalıkların arasından akan su, ortadaki ırmağa dökülmektedir. Kayalıkların üstündeki üç figür çıta toplamaktadır. Bunlardan ikisi eğilmiş, biri ayakta durarak elinde bir çıta tutmaktadır. Irmak kenarında duran iki figürden birisi bir taşın üzerine oturmuş, diğeri ise arkasındaki taşa yaslanmış, ayakları suyun içinde, ayakta durmaktadır. Bu figürlerin hepsi kadındır. Bir pikniği konu alan bu tablo, figürlerin yerleştirilişi, çevredeki kayalıkların, yeşilliklerin ve ırmağın düzenlenişi bakımından başarılı ciup ölçülü bir cinselliği de yansıtmaktadır. Daha çok yeşil, kahverengi ve açık sarı tonlarının kullanıldığı ou eserde, ırmak; gri, yeşil, sarı ve kahverengi renkleri ile verilmiştir. Figürlerin yüzlerinden çok duruşları ve ne yaptıkları özellikle ele alınmıştır. Sanatçının imzası tablonun sağ alt köşesindedir. sı 35. M A L A B A D İ K Ö P R Ü S Ü Bulunduğu Yer : Meclis'de Yılı : 1991 Boyutu : 70x60 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Kırmızı-San-Mavi-Beyaz-Siyah-KahverengiYeşil-Gri Konu : Figürlü Peysaj Resmin Tasviri Bu tabloda, Diyarbakır'daki Malabadi Köprüsü ve çevresi resmedilmiştir. Arka planda köprü, yarısına kadar kahverengi, sol tarafı ise gri olarak resimlenmiş olup arkadan da diğer köprü, köprünün üstünde açık pembe renkli bir otobüs ve daha arkada da tepeler gözükmektedir. Köprünün altından geçen su maviyle boyanmış olup, köprünün ve kayalıkların gölgesi kahverengi ve sarıyla verilmiştir. s: Ön planda suyun kenarındaki taşlar ve çamaşır yıkayan iki kadın figürü yeralmaktadır. Sağdaki sarı kazaktı, gri etekli olup sola doğru dönmüş ve oturmuş vaziyettedir. Soldaki ise kırmızı kazaklı, mavi etekli olup sağa doğru eğilmiş durumdadır. İkisi de beyaz örtmelidir. Sağdaki figürün yanında mavi. soldakinin yanında ise kırmızı renkte olan leğenlerin içinde çamaşırlar görünmektedir. Tabionun sol tarafında bir kayalık ve kayalığın üzerindek ibir ağaç altında siiuet halinde verilmiş üç figür yanyana durmaktadır. Gökyüzü ve suyun rengi aynı tonlarda olup sudaki gölgeler başarıiı birr şekilde verilmiştir. Sanatçının imzası ve eserin yapılış tarihi sağ altta olup biraz ortaya yakındır. 36. O D U N TAŞIYAN Bulunduğu Yer : Satıldı Yılı : 1993 Boyutu : 30x40 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Sarı-Beyaz-Kahverengi-Yeşil-Gri Konu : Figürlü Peysaj Resmin Tasviri : Bu tabloda karlı bir yolda odun taşıyan bir kadın figürü resmedilmiştir. Ortada ileriye doğru uzanan, sağda ağaçlar arasında kaybolan kanı bir yol ve yolun iki yanında ağaçlar ve çalıların dizildiği bir kompozisyon oluşturulmuştur. Ağaçların, çalıların ve yolun üstü karla kaplanmıştır.ön planda, sırtında odun taşıyan kadın figürü, hafif öne eğiimiş vaziyette resmedilmiştir. Sarı hırka ve örtüsü olan figürün eteği koyu kahverengi rengindedir. Ağaçların gövdesi ve dalları koyu kahverengi olup etrafında san ve beyaz renkleri kullanılmıştır. Çalılarda ise yeşil, gri ve beyaz renkleri kullanılmıştır. Karlarla örtülmüş çevreye ve büyük bir sıkıntıyla yürümeye çalışan kadına bakıldığında duyulan rahatsızlığı: çevreye vuran güneş ışıklarının ve karın renginin verdiği ışıltı gidermektedir. Sanatçının imzası, tablonun altında, ortada olup sola yakındır. 37. PİKNİK Bulunduğu Yer Arel Sanat Galerisi'nde Yılı 1994 Boyutu 70x55 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Kırmızı-Sarı-Mavi-Beyaz-Siyah-Kahverengj-Yeşi Figürlü Peysaj Konu Resmin Tasviri Yine bir pikniği tasvir eden bu tabloda, çevrede ağaçlarçiçekler ve çalılıklar yeralmaktadır. Ön planda: soldaki, koyu kahverengi renkli, hafif eğilmiş gövdesi olan ağacın altında: ikisi yan, biri karşıya dönmüş olarak oturan bulunmaktadır. Figürlerin yüzü seçilememektedir. Sağda ise kırmızı ve pembe renkli gül ağaçları yeralmaktadır. 3 nü Arka planda ise kalabalık bir ağaç grubu ve biraz önce çahlıklann : arasında 2 figür dikkati çekmektedir. Bu figürler mavi renk kıyafetli olup biri arkası dönük, diğerinin de yüzü seçilememektedir. Sanatçının diğer ' Piknik ' tablosunda olduğu gibi burada da figürler aslında giyinik olup tabloda çıplak olarak resmedilmişlerdir. Gökyüzü çok uçuk mavi ile boyanmıştır. Tabloda, yeşilin her tonu kullanılmış, kırmızı güller ise ou yoğun /eşil kullanımı içinde dikkati çekmektedir. Sanatçının imzası ve eserin yapılış tarihi sol ait köşededir. 38. ÇİLE (SIRTINDA HASTA TAŞIYAN) Bulunduğu Yer : Arel Sanat Galerisi'nde Yılı : 1994 Boyutu : 90x100 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Pembe-Mavi-Beyaz-Siyah-Kahverengi-EflatunGri Konu : Figürlü Peysaj Resmin Tasviri Bu tabloda bir kış gününde sırtında kadın taşıyan bir erkek örtülü, mavi giysiii bir figür resmedilmiştir. Ön planda siyah şapkası ve kıyafetiyle, sırtında kahverengi örtülü, mavi giysili bir kadını taşımaktadır. Solda bir bahçeyi çeviren çitler arkaya kadar uzanmaktadır. Çitler, koyu kahverengi ve gri renkleriyle verilmiş cıup üzerlerine kuşlar konmuştur. Bahçe içinde, çok arkada siluetimsı bir ev görülmektedir. Evin pencereleri sarı renkte verilmiş olup ışığının ayndığı belirtilmektedir. Bahçe içinde, daha önde iki ağaç ve arkada da sıralanmış ağaçlar görünmektedir. Öndeki ağaçların dallarına kuşlar konmuştur. Bahçedeki karların üstündeki, ayak izleri, sırtında hasta taşıyan figürün yanına kadar uzanmaktadır. Arka planda, koyu mavi ve aralarda pembe ve beyazların da bulunduğu renklerle boyanan gökyüzü ve gri ve beyaz renklerinden oluşan dağlar sıralanmaktadır. Sağdaki dağın uzantısında siluet halinde cır ağaç da gözükmektedir. Karlar; beyaz, eflatun, gri ve biraz da mavi renkleriyle verilmiştir. Mavi, beyaz, gri, eflatun ve kızıl rengin hakim olduğu bu resim insanca hüznü uyandırmaktadır. Sanatçının imzası tabloda yeralmaktadır. 39. B O D R U M T O R B A ' D A BİR KOY (BALIKÇI) Bulunduğu Yer İstanbul'da satıldı Yılı 1996 Boyutu 70x45 cm Kullanılan Maizeme Tuval Kullanılan Teknik Yağlıboya Kullanılan Renkler Sarı-Beyaz-Siyah-Kahverengi-Yeşil-EflatunBordo-Gri Konu Figürlü Peysaj Resmin Tasviri: Bu tabloda Bodrum Torba'da bir koyda, bir baiıkçı ve bir adam resmedilmiştir. Tablonun sağında bir kütük üzerine oturmuş; solda beyaz şapkalı, gri gömlekli bir balıkçı: sağda ise sola dönerek oturmuş, bordo tişörtlü, mavi yelekli ve açık kahverengi şortlu, eliyle bastonunu tutan, arkadaki ayağı sakat olan bir figür oturmaktadır. Balıkçı, önündeki kovaya, muhtemelen balık ayıklamaktadır. Biraz önde ise ikisi sağda biri solda, açık kahverengi renkli 3 tavuk bulunmaktadır. Balıkçının bacağının yanında, başını balıkçıya doğru kaldırmış, siyah ve beyaz renkli bir kedi yeralmaktadır. Arkada, solda bir balıkçı teknesi, kıyıya yanaştırılmış vaziyette görülmektedir. Arka plan. olduğu gibi yeşiilikle kaplı olup, sağda figürlerin arkasında, caiları denize doğru eğiimiş ağaçlar dikkati çekmektedir. Ağaçlarda, kahverengi ve koyu yeşil daha çok kullanılmıştır. Figürlerin yüzü tam olarak seçilememekle birlikte balıkçı sakallı, diğer figür ise kel olarak resmedilmiştir. Sanatçının imzası ve eserin yapılış tarihi tablonun sağ alt köşesinde yeralmaktadır. 40. B A Ğ B O Z U M U Bulunduğu Yer : Almanya'da satıldı Yılı : 1996 Boyutu : 70x55 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Pembe-Sarı-Mavi-Beyaz-Siyah-KahverengiYeşilEflatun-Gri Konu : Figürlü Peysaj Resmin Tasviri Bu tabloda Denizli'nin Çal Kasabası'nda bir bağbozumu tasvir edilmiştir. Beş kadın figürünün yeraldığı bu tabloda sağdaki figür hafif sağa eğiimiş, solda küfe taşır vaziyettedir. Figürün elbisesi eflatun üzerine pembe çiçekli olup, başında beyaz bir örtü de vardır. Figürün gölgesi sağ köşededir. Soldaki iki figürden önceki, sola doğru iyice eğilmiş ve yüzü gözükmemektedir. Bordo bir eteği ve pembe biuzu vardır. Onun arkasındaki figür ise mavi bluzlu olup gövdesinin yarısına kadar resmedilmiştir, ikisi de beyaz örtülü olup mavi bluziu figürün yüzü çok az seçilebilmektedir. Sağda, daha arkada ise: yanyana duran iki siluet halinde resmedilmişlerdir. Tabloda, doğa tamamen yeşil ve sarının tonlarıyla boyanmış, figürlerin kıyafetlerindeki renkler ise dikkat çekicidir. gözükmemektedir. Sanatçının imzası, sağ alt köşededir. Bu tabloda gökyüzü 41. PAMUKKALE Bulunduğu Yer : Sanatçıda Yılı : 1997 Boyutu : 70x55 cm Kullanılan Malzeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Kırmızı-Beyaz-Siyah-Kahverengi-Yeşii-TuruncuEflatun-Gri Konu : Figürlü Peysaj Resmin Tasviri : Bu tabloda Pamukkale'yi gezen kalabalık figür grupları resmedilmiştir. Sağda, arka planda Antik Tiyatro'nun silueti görülmektedir. Solda dağlar ve gökyüzü eflatun ve beyazla verilmiştir. Tiyatronun çevresinde ağaçlar yer almaktadır. Rengarek resmedilmişlerdir. kıyafetler içinde görünen figürler hareket halinde Pamukkale'de beyaz, eflatun ve çok açık gri renkleri kullanılmıştır. Sanatçının imzası sağ alt köşede görülmektedir. 42. B O D R U M TORBA'DA BALIKLAR Bulunduğu Yer Sanatçıda Yılı 1994 Boyutu 70x55 cm Kullanılan Malzeme Tuval Kullanılan Teknik Yağlıboya Kullanılan Renkler Kırmızı-Sarı-Mavi-Beyaz-Siyah-KahverengiYeşil-Eflatun-Gri Konu Natürmort Resmin Tasviri Sanatçının bu çalışması peysaj önünde bir natürmorttur. En arkada uçuk mavi bir gökyüzü; yeşil, eflatun renklerinde dağlar ve daha önce mavi renkte deniz yeralmakta. deniz üstünde bir gemi dikkati çekmektedir. Ön planda ise gri renkte yayvan bir tabak içinde yedi adet balık, iki limon, sağda bir marul, önde bir kırmızı biber, solda arkada maydcnoz bulunmaktadır. 3aiıklar; gri, eflatun, beyaz,renkleri üe verilmiş; marulda ise yeşilin tonları ve sarı renkler kullanılmıştır. Kahverengi bir zemin üstünde tabağa yerleştirimiş olan balıklar ağızları açık resmedilmişlerdir. Sanatçının imzası ve tarihi sağ alt köşededir. curan 43. M A N O L Y A L A R Bulunduğu Yer Sanatçıda Yılı 1995 Boyutu 60x80 cm Kullanılan Malzeme Tuval Kullanılan Teknik Yağlıboya Kullanılan Renkler Kırmızı-Sarı-Mavi-Beyaz-Kahverengi-Yeşil Konu Natürmort Resmin Tasviri : Bu tabloda masa üzerindeki bir vazodaki manolyalar resmedilmiştir. Kırmızı renkte örtüsü olan masa üzerinde koyu mavi renkte, kadeh biçiminde bir vazo içinde dört adet manolya yaprakları ile birlikte tasvir edilmiştir. Vazonun sol yanında, masanın üzerine dökülmüş sarı polenler bulunmaktadır. Vazonun içindeki manolyalar, altta ikisi yanyana, diğer ikisi de üstüste düzenlenmiştir. Fonda, san ve çok az da yeşil renk kullanılmıştır. Sanatçının imzası sağ alt köşede yeralmaktadır. 44. Y A L N I Z L I Ğ I M I N ÇANLARI Bulunduğu Yer : Özel bir koleksiyonda Yılı : 1977 Boyutu : 95x80 cm Kullanılan Malzeme: Tuval ıoo Kullanılan Teknik Yağlıboya Kullanılan Renkler Pembe-Sarı-Mavi-Beyaz-Siyah-KahverengiYeşil-Gri Konu Allegorik Resmin Tasviri : Sanatçının allegorik bu tablosunda, merkezden sola. arkaya doğru ikişerli sıralanan direkler arasında çanlar asılıdır. En sağda çıplak bir figür, arkasını dönmüş, başını hafifçe öne eğmiş, koilarını önde tutar vaziyette resmedilmiştir. Gökyüzü çek koyu mavi ve siyah renkleri ile boyanmış olup. sağda şimşek çakmaktadır. Şimşekin ışıkları figürün vücuduna yansımaktadır. Sağ alt köşede toprak yarılmış ve yarıktan yeşillik çıkmaktadır. Soida ise ölmüş bir güvercin yatmakta, yattığı yerden yine yeşilikler gözükmektedir. Çanlar sarı renkte boyanmıştır. Direklerin bittiği yerde pembe rengiyle verilmiş, küçük bir ışık görünmektedir. Koyu mavi tonlarının hakim olduğu bu tabloda, çıplak figür sanatçının kendisidir. Yalnız olduğu halde, uzaktan görünen pembe ışık ve ölmüş güvercinin yanında yeşeren yeşillikler umudu sergilemektedir. Sanatçının imzası ve eserin tarihi sol alt köşededir. ıoı 45. KÜTÜK P A R L A M E N T O Bulunduğu Yer : Makedonya Uluslararası Plastik Sanatlar Kolonisi'nde Yılı : 1993 Boyutu : 100x100 cm Kullanılan Maizeme: Tuval Kullanılan Teknik : Yağlıboya Kullanılan Renkler : Kırmızı-Sarı-Mavi-Beyaz-Siyah-KahverengiYeşil-Turuncu-Efiatun-Gri Konu : Allegorik Resmin Tasviri : Kütük Pariamento'nun sembollerle anlatıldığı bu tabloda, merkezde koyu kahverengiyle boyanmış iki ayak resmedilmiştir. Sağdaki yan dönmüş, soldaki düz olan ayakların üstünde bir sürü figür birbirlerine sarılmış vaziyettedirler. Ayakların aitında da ezilen bir sürü çıplak figür yeraimaktacır. Solda, daha arkada bir masa. masanın üzerinde yatan bir nü; masanın etrafında da yedi adet, kütük sıralanmıştır. Eu kütükler masaya doğru eğiktirler. Aynı kompozisyon sağda, arkada yeralır. Fon siyahla boyanmış, biraz önde alevler yükselmektedir. Solda ise bir gökkuşağından bir parça gözükmektedir. Sanatçının imzası ve eserin tarihi sağ alt köşededir. BÖLÜM IV DEĞERLENDİRME Yaşar Çalı'nın katalogda incelediğimiz 45 eserden 2 tanesi natürmorttur. (Resim 42-43). Bu natürmortlarda genellikle kırmızı, san, mavi. beyaz, kahverengi ve en çok da yeşil renkler kullanılmıştır. Bu tabloların boyutları ne çok büyük ne de çok küçüktür. Sanatçının çoğunlukla kullandığı orta büyüklüktedir. Bu katalogdaki sayısı iki olan allegorik tablolarında ise sarı. ağırlıklı olarak mavi. ara ara beyaz ve siyah ve az olarak da yeşil ve gri renkleri kullanılmıştır. (Resim 44-45). Özellikle 45 numaralı tabloda mavi hakim renk olup tonları da tüm tuvali kaplamıştır. Tablolar büyük sayılacak ölçüdedirler. Sanatçının figürlü peysajları ise genelde orta boyutlarda olup (Resim 34-35-37-38-39-40-41) bir tanesinin ölçüsü küçüktür. (Resim 36). Tablolarda kullanılan renkler, genelde sarı, mavi, yeşil, beyaz, siyah, kahverengi, eflatun ve gri olup bu renklerden yeşil, mavi ve sarı ağırlıktadır. Doğadaki renklerin sert fırça vuruşlarıyla verildiği ve figürlerin ise neredeyse siluet biçiminde olduğu bu tabloların sayısı 8 adettir. Genelde portreleriyle tanınan sanatçının, bu çalışmada portresi incelenmeye alınmıştır. Sanatçının portre çalışmaları, (Resim ikisi 10 adet 24-25-26-27-28-29-30-31-32-33). dışında (Resim 33 ve 30) orta büyüklüktedir. Diğer ikisi küçük boyutlu denilebilecek tablolardır. Foniarda ağırlıklı olarak mavi kullanılmış olup bunun yanında kırmızı, sarı, beyaz siyah, kahverengi, gri renkleri de tablolarda yeralmıştır. Sanatçının figürsüz peysajlarından 10 tanesi katalogda yeralmıştır. Bu tablolardan 3 tanesi küçük boyutta (Resim 14-15-1 S), diğerleri ise normal boyutlardadır. (Resim 16-17-18-20-21-22-23). Kırmızı rengin hiç kullanılmadığı bu tablolarda, yoğun olarak yeşil, sarı ve kahverengi renkleri dikkati çekmektedir. Truncu, eflatun ve grinin yer yer kullanıldığı bu çalışmalarda beyaz ve siyah renkleri de çok az görülmektedir. Katalogumuzda 13 adet bulunan figürlü kompozisyon çalışmalarından 4 tanesi (Resim 2-3-7-10) büyük boyutlarda oiup. 2 ianesi küçük boyutlardadır. (Resim 1-11). Geri kalan 7 tanesinin ölçüleri ise ikisinin arasındadır. Bu çalışmalarda hemen her renk denenmiş oiup kırmızı, sarı, mavi, beyaz, siyah, kahverengi, yeşil ve gri renkleri ağırlıktadır. Bunun yanısıra pembe, mor, turuncu, eflatun ve bordo renkieri de kullanılmıştır. Sanatçı, bütün tablolarını tuval üzerine yağlıboya tekniği ile yapmış, başka bir teknik denememiştir. Yaşar Çallı, genelde aynı ton renkleri kullanmış olup. zaman zaman çarpıcı renklere de tablolarında az da olsa yer vermiştir. Eserlerinde göze çarpan renk mavi olmuş, neredeyse her tablosunda kullanmıştır. Mavi rengi çok sevdiğini söyleyen sanatçı, özgürlüğünü ve kişiliğini yansıttığını da ifade eder. Genelde açık mavi tonlarını tercih eden sanatçı bu rengi peysajlarında gökyüzünde, portrelerde ise fonlarda ağırlıklı olarak kullanmıştın? yeşilin ise her tonunun kullanıldığı eserlerinde ağaçlar ve yeşillikler sen fırça darbeleriyle verilmiştir. Sanatçının peysajlarında gökyüzü genelde açık olup aydınlık bir hava vermektedir. Bazı tablolarında güneşin doğuşu / batışı verilirken, açık sarı ve pembe renkleri de maviler arasından hafifçe gözükmektedir. Bu renkler, soğuk görüntüye bir canlılık katmaktadırlar. "Sırtında Hasta Taşıyan" adlı tablosundaki gökyüzü mavi ile boyanmış, muhtemelen güneş doğmak üzeredir. Arka plndaki dağlar ile mavi gökyüzü arasında; güneşin sabah ışıkları, açık sarı ve pembe tonlarıyla verilmiştir. Mavi rengi bu kadar çok kullanan sanatçı, aşırıya kaçmayıp çarpıcı bir mavi kullanmamış, açıklı koyulu kullanarak dengelemiştir. Peyzajlarında; yanında kahverengi, dağlar tepeler çoğunlukta sarı. eflatun ve gri yeşil ve tonları, bunun renklerinin kaynaşması iie oluşturulmuştur. Ağaçlar ise. yine yeşilin her tonu, sarı, gri ve kahverengi gibi renklerin uyumu ile verilmiş; gövdelerindede kahverengi ve siyah renkleri ışığın durumuna göre kullanılmıştır. Ağaç dalları ise koyu yeşii ve siyah yakın kahverengi ile arada darı tonları ile boyanmıştır.(Resim 19-22-23-26-38) Denizler, tatlı bir mavi, aralarda, yeşilin açık tonları ile verilmiş, ara ara beyazlar da dikkati çekmektedir. Yalnız ' Balıkçı adlı tablosunda denize doğru eğilmiş büyük bir ağacın gölgesinden dolayı denizce yeşilin açık tonlatı daha çok kullaılmış olup, aralarda sarı sarı ve beyazda yeralmaktadır. Diğer tablolarında olduğu gibi peyzajlarında da kullanılan renk sayısı çok oiup her biri ayrıntılı olarak seçilebilmektedir. Daha çok figüratif çalışan sanatçının, çok figürlü komposizyonlarından iki tanesi, köy odasında tasvir edilen köylüleri anlatmaktadır.(Resim 5-10) İkisinde de. figürler günlük yaşantılarından bir enstantane ile tasvir edilmişler; hareketleri zorlamasız ve gerçekçi verilmiştir. Renkler oldukça canlı, figürlerin, kıyafetlerindeki kumaş dokuları bile verilmiş, odalardaki eşyalar ve objeler ayrıntısıytla resimlenmiştir. Diğer çok figürlü komposizycniardan 4 tanesi de günlük hayattan anlık bir görüntüyü resmeden tablolardır.(Resim 1-6-12-13) Bu tablolarda da figürlerin hareketleri her ayrıntısıyla verilmiş, ancak yüzleri seçilememektedir. Tek yada iki figürden oluşan komposizyonlarda (Resim 4-8-9-11), figürler daha yakından ve yüzleri daha belirgin olarak tasvir edilmiş olup ifadeler daha belirgindir. Çerçevelerindeki objelerle bir komposizyon oluşturulmuş olan bu resimlerde figürler gerçekten modellik yapmışlardır. Portrelerinde ise tamamen foto-gerçekçilikten uzak, çağdaş mesajlı gerçekçilik hakimdir. Portre çalışmalarında yüz ifadelerinin yanında, modelin giysisi, aksesuarı ve hareketleri de dikkate alınmış, ayrıntılar önemsenmiştir. Sanatçının allegorik tabloları, katalogda da oiduğu gibi en az sayıdaki eserleridir. Katalogda incelenen iki allegorik tablosu (Resim 44-45) orta ile büyük arasında bir boyuta sahiptirler. İkisinde de ortak kullanılan renkler sarı, mavi. beyaz, siyah, kahverengi, yeşil ve gri olup, : Yalnızlığımın Çanları ' adlı tablosunda mavi ve tonları ağırlıklı olarak kullanılmıştır. Sanatçının; hepsi yağlıboya tekniği ile yapılan resimlerinde fırça darbeleri, peysajlarında daha belirgin olup genellikle dikey ve yatay vuruşlar kullnılmış, bunun yanısıra yan vuruşlar da dikkati çekmektedir. Yaşar Çallı, hiçbir eserine bir eskizle başlamamış, acğrudan doğruya boyalarla kompozisyonu oluşturmuştur. Kcnturlar hemen hemen hiç kullanılmamıştır. Işık ve gölge sanatçının eserlerinde, beyaz bir boya ile sonracan kazandırılan bir parlaklık olarak değil: renklerin açık-kcyu tcnlamalarıyia verilmiştir. Yaşar Çallı'nın atölye arkadaşlarından Utku Varlık, Kornet ve Burhan Uygur adlı ressamlarının eserleriyle: konu, kompozisyon ve renk kullanımı açısından farklılaşma gösteren Çallının eserlerinde; portre, peyzaj konuları; dedesi İbrahim Çallı'nın renk ve biçimleme anlayışı içersinde işlenmiştir. Çağdaşı olan bu ressamların yapıtlarında ise, fantezi ile gerçek; düş ile yaşanmışlığın birbiri içinde eridiği konular lekeci bir anlayışla oluşturulan bir biçim düzeni ve simgeler kullanılmıştır. 23 Çağdaşların kullandığı teknik, konu ve renk kullanımlarını benimseyen sanatçı: onların tarzlarını hiçbir zaman kendisiyle bağdaştıramamış ama her zaman yapıtlarını izlemiş ve taktir etmiştir. Son olarak; dedesi İbrahim Çallı'nın renk ve biçim anlayışı içinde giden sanatçı günlük hayattan enstanteneleri, dolayısıyla meclis başkanları ve Atatürk ressamlarındandır. Özsezgin 1994.99/321/329-330 portreleri, peysajları resimleriyle ve çağımızın görevi önemli BÖLÜM V BİBLİYOGRAFYA Arık 1976 RüçhanARIK. Batılılaşma Dönemi Anadolu Tasvir Sanatı . Türkiye İş Bankası Yayınları. Ankara. 1976. Eröge 1987 Celaleddin ERÖGE.'Modern Türk Resmi Sergisinin Düşündürdükleri",Sanat Çevresi. Nisan. 1987. Ersoy ;l 1987 Ayla ERSOY, Günümüz Türk Resmine Genel Bir Bakış". Sanat Çevresi, Nisan. 1987. Germaner !, 1987 Semra GERMANER, 1950'den Günümüze Türk Resmi", Sanat Çevresi. Nisan. 1987. Koksal 1992 : Ahmet KOKSAL, Türkiye'de Figür Resminin Gelişiminde Faruk Çimok , İstanbul, 1992. Kuban 1970 Doğan KUBAN, 100 Soruda Türkiye Sanatı Tarihi , İstanbul. 1970. Özsezgin 1985 Kaya ÖZSEZGİN, "Çağdaş Resmimizde Etkileşim Sorunu", Türkiye'de Sanatın Bugünü ve Yarını (Tebliğler), 17-19 Nisan, 1985. Özsezgin 1994 Kaya ÖZSEZGİN, Türk Plastik Sanatçıları Ansiklopedik Sözlük , İstanbul, 1994. Renda- 1977 Günsel RENDA. Batılılaşma Döneminde Türk Resim Sanatı (1700-1850) , Hacettepe Üniversiresi Yayınları, 1977. Renda-Erol 1980 Günsel RENDA-Turan EROL. Başlangıcından Bugüne Türk Resim Sanatı Tarihi . İstanbul, 1980. Tansuğ 1996 Sezer TANSUĞ, Çağdaş Türk Sanatı , Remzi Kitapevi. IV. Basım. 1996.