kuruluyor - Üniversite Gazetesi

Transkript

kuruluyor - Üniversite Gazetesi
YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ
YIL: 1
-
w w w. n e u . e d u . t r
SAYI: 20
02 Mart 2012 Cuma
Prof. Dr. İhsan Çalış üniversitemiz Eczacılık Fakültesi
öğretim üyelerinden. Çalış bazen tek bir bitkiyi aramak için
köyleri dolaşıyor bazen de büyük araştırmalara girişiyor.
Aynı zamanda bitkilerin fotoğraflarını da çeken Çalış’ın yıllar
içinde biriken büyük bir fotoğraf arşivi bulunuyor.
4
Yakın Doğu Akaryakıt,
Yakın Doğu ailesi
başta olmak üzere
tüm müşterileri için
hizmet hedefini
açıkladı:
Herkese
yaşam
kolaylığı
sağlamak
Sanal kampüs
kuruluyor
Yakın Doğu Hastanesi
Radyoloji Anabilim Dalı
2
Dünyada binlerce kullanıcısı
olan, 60 üniversitenin
oluşturduğu sanal kampüs,
Kıbrıs’ta ilk ve tek olarak
üniversitemizde bulunuyor.
Yakın Doğu Üniversitesi’nden
Çocuk Yuvası’na ziyaret
2
Bankacılık sektörü için
akıllı sistem hazır
3
6
6
Sayfa 2
02 Mar t 2012 Cuma
Teknoloji, klinik tecrübe ve akademik birikimin buluştuğu yer:
Yakın Doğu Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı
A
kademik olarak Yakın Doğu
Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı
2011 yılı içerisinde büyük atılımlar
sergiledi.
Yakın Doğu Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi Radyoloji
Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nail
Bulakbaşı, 2011 yılı içerisinde Türk
Radyoloji Derneği Kış Okulları,
Türk Radyoloji derneği BaşBoyun Sempozyumu, II. Uludağ
Ercan Tuncel Radyoloji Günleri, 5.
Multidisipliner Nöro-onkoloji ve
2011 Nöroradyoloji Sempozyumu,
Türk Radyoloji Derneği Baş-Boyun
ve Türk Manyetik Rezonans
Derneği 16. Yıllık Toplantıları ile
32. Ulusal Radyoloji Kongresinde
toplam 12 farklı başlıkta
konuşmalar yapıldı. 2012 yılında da
5 ve 6 Ocakta kış okullarında “X
Işını Fiziği“, “Radyasyon güvenliği
ve korunma “, “Dijital Radyoloji” ve ” Radyografik kalite”
konularında 4 ana başlıkta yaptığı
konuşmalar ile üniversitemiz adına
Türkiye’deki radyoloji eğitimine ve
genç radyologların yetişmesine
önemli katkılar sunulmaya devam
edildi.
Yakın Doğu Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi Radyoloji
Anabilim Dalı’nın birçok zengin
ve yeni teknolojilerle donatılmış
olduğunu vurgulayan Prof. Dr.
Nail Bulakbaşı, bu sayede kaliteli
sağlık hizmeti alma talebinde çok
haklı olan ada halkının da dışa
bağımlılığının ortadan kalktığını
belirtti.
Hepimiz genç olduk sizlerin
duygularını anlıyorum ya da
anlamaya çalışıyorum ama
sizlerden rica ediyorum. Her
sabah evden çıkarken, lütfen bu
söylediklerimi aklınıza getirin
ve trafikte daha dikkatli olun”
ifadelerini kullandı.
Trafikte yaşamı seçin
Cankut TAŞTAN
Y
akın Doğu Üniversitesi İletişim
Fakültesi öğrencilerince
Öğretim Üyesi Ufuk Altunç
Koordinatörlüğünde düzenlenen
Trafik Eğitim seminerinde,
Kıbrıs’taki trafik ölümleri ve
alınması gereken önlemler ele
alındı.
İletişim fakültesi park alanında
“Trafikte Yaşamı Seç” ismi ile
gerçekleştirilen seminere,
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı
Müsteşarı Suat Yeldener, Yakın
Doğu Üniversitesi Rektör
Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Bektaş,
Trafik Kazalarını önleme derneği
başkanı Mehmet Avcı, Ortopedik
özürlüler derneği üyesi Hatice
Kuyucu, öğrenciler ve öğretim
üyeleri katıldı. Seminerde KKTC’de
trafik kazaları kaynaklı ölümlerin
çokluğuna değinilerek alınması
gereken önlemler konusunda,
çeşitli bilgiler verildi.
BEKTAŞ’TAN ÖĞRENCİLERE
TAVSİYE
Seminerde söz alan üniversitemiz
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şenol
Bektaş, öğrencilere kendi yaşadığı
bir trafik kazasından bahsederek;
“Burada özellikle genç öğrenci
kardeşlerime sesleniyorum.
Yakın Doğu Üniversitesi, Lefkoşa Çocuk Yuvası’nı ziyaret etti
Y
akın Doğu Üniversitesi Atatürk
Eğitim Fakültesi Türkçe
Öğretmenliği Bölümü öğrencileri,
geçtiğimiz günlerde Bölüm
Başkanları Yrd. Doç. Dr. Ömer
Yaraşır ve Uzman Selma Korkmaz
ile birlikte Lefkoşa Çocuk
Yuvası’na anlamlı bir ziyarette
bulundular.
Ziyarette Lefkoşa Çocuk
Yuvası’ndaki çocuklara çeşitli
hediyeler verildi. Ayrıca bölüm
öğrencilerinden Ersan Tünar da
çocuklara gitar eşliğinde çeşitli
şarkılar söyleyerek onların neşeli
bir gün geçirmelerini sağladı.
Ziyaretle ilgili olarak açıklamal
yapan Yakın Doğu Üniversitesi,
Türkçe Öğretmenliği Bölüm
Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ömer
Yaraşır, ziyaretten çok memnun
döndüklerini söyleyerek
“Toplumsal yardımlaşma ve
dayanışmanın önemini bir kez
daha hatırlatan bu ziyaret, hem
öğrencilerimiz, hem de yuvadaki
çocuklarımız açısından çok anlamlı
oldu. Öğrencilerimiz bu ziyarette
toplumsal dayanışmanın ne kadar
önemli olduğunu bizzat yaşayarak
öğrenme olanağı buldular.
Ziyaretimizde biz yuvadaki
çocuklarla kaynaştık, onların iyi bir
gün geçirmelerini sağlamak için
ne gerekiyorsa yaptık. Bu ziyaretin
gerçekleşmesinde maddi ve
manevi her türlü özveride bulunan
öğrencilerimize teşekkür ederiz”
dedi.
02 Mar t 2012 Cuma
Sayfa 3
Sanal kampüs kuruluyor
İdris GERMİYANOĞLU
Nazime Tuncay’ın ders verdiği sanal eğitim merkezinin dışarıdan görünümü.
D
ünyada binlerce kullanıcısı
olan, 60 üniversitenin
sanal kampüsünü oluşturduğu,
Türkiye’de Orta Doğu Teknik
Üniversitesi’nde Kıbrıs’ta ise ilk
ve tek olarak üniversitemizde
bulunuyor.
Üniversitemizin Bilgisayar ve
Öğretim Teknolojileri bölümünde
uzman olarak görev yapan
Nazime Tuncay uzaktan eğitim
konusunda dört yıldan fazla bir
süredir çalışmalarını sürdürüyor.
Tuncay, üzerinde çalıştığı Second
life yani sanal gerçeklik hakkında
gazetemize bilgiler verdi.
İLK UYGULAYICI ÜNİVERSİTEMİZ
Sanal gerçeklik üzerine
çalışmalarına devam eden ve
KKTC’de farklı projelerde bunu
deneyen Nazmiye Tuncay, “Bu
ortamda yer sahibi olmak için
ilk önce, gerçek hayatta olduğu
gibi bir alan, bir arsa satın
almak gerekiyor” dedi. Bu tür
çalışmaların belli bir maliyeti
gerektirdiğini anlatan Tuncay
dünyada yaygınlaşan uygulamanın
Kıbrıs’taki uygulayıcısının
üniversitemiz olduğunu anlattı.
Uzaktan eğitimin dünyada her
geçen yıl yaygınlaştığına dikkat
çeken Tuncay, “Uzaktan eğitim
konusunda gerçekten çok önemli
ve etkili olan sanal dünya da
okulumuza yakışacak bir kampus
oluşturmak için gerekli çalışmaları
yapmaktayız” ifadelerini kullandı.
EĞİTİM MERKEZİ KURULDU
Çalışmalarını sürdürdüğünü
anlatan Tuncay, “Gerekli olan
bu alanı almak içinde belirli
bir ücret ödenmesi gerekiyor.
Ben kendi imkanlarımla küçük
bir yer aldım. Yani şu an kendi
imkanlarımla sadece bir eğitim
merkezi oluşturabildim” dedi.
Sanal eğitim merkezinde ders yapılıyor. dünyanın çeşitli yerlerinden ve evlerinden dersliğe bağlanan öğrenciler aynı dersi dinleyip, katılabiliyor.
Sayfa 4
02 Mar t 2012 Cuma
Sander KAHVECİ
Prof. Dr. İhsan Çalış Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi
P
rof. Dr. İhsan Çalış
üniversitemiz Eczacılık
Fakültesi öğretim üyelerinden.
Onun özelliği işine ve bitkilere
aşkla bağlı olması. Çalış bazen
tek bir bitkiyi aramak için köyleri
dolaşıyor bazen de büyük
araştırmalara girişiyor. Aynı
zamanda bitkilerin fotoğraflarını
da çeken Çalış’ın yıllar içinde
biriken büyük bir fotoğraf arşivi
bulunuyor. Üniversitemize
geldiği 2006 yılından beri Kıbrıs
bitkilerinin fotoğraflarını çeken
İhsan Çalış’la, bitkileri, fotoğrafı
ve Kıbrıs bitkilerini konuştuk.
Ne kadar zamandır bitkilerle
ilgileniyorsunuz ve onları
fotoğraflıyorsunuz?
Bitkilerle ilk tanışmam eğitim
yıllarımda oldu. Farmakognozi,
Eczacılık eğitiminde ana dallardan
biridir, diğer bir deyişle eczacılık
meslek bilimleri dallarından
biridir. Farmakognozi Bilim
dalının temeli ise Farmasötik
Botanik’tir. Çünkü doğal kaynaklı
ilaç hammaddelerinin % 99 kadar
bir oranı bugün bitkilerden elde
edilmektedir. Dolayısıyla, bitkiler
Eczacılık Fakültesinde de eğitim
olarak Farmasötik Botanik yani
tıbbi bitkiler, zehirli ve yararlı
bitkiler şeklinde bir ders adı
altında izlenir. Bu dersi öğrenirken
bir nevi çevreyi de öğrenirsiniz,
Tabiatla birlikte. Rahmetli
hocalarımızdan Prof Dr. Kamil
Karamanoğlu’nun düzenlediği
bir ekskürsiyon’a katıldım.
Orada tabiatta birebir hocamız
ve arkadaşlarımızla bitkilere
daha farklı bir gözle bakmayı
öğrendim. Sonra farmakognozi
dersinde, işin kimyasına girdim.
Evet, başta ilgi duymamıştım ama
daha sonra doktoraya başlayınca,
bitkilere karşı bakış açım değişti.
Bitkilerin her birini, farklı bir üretim
fabrikasına benzetiyorum. Her
bitki kendi tezgâhında çok farklı
moleküller üretiyor. Dolayısıyla
her bitkinin kendine has bir
dünyası var ve bu benim dikkatimi
çekti. Bir bakıma kendimi bitki
kimyası konusunda yönlendirdim
diyebilirim. Dolayısıyla öğretim
yıllarımı hesaba katarsanız, 1970
yılından beri bitkilerle ilgileniyorum
diyebilirsiniz.
Fotoğraflama merakınız ne zaman
başladı?
Fotoğraflama merakı yine işi
belgelemeden kaynaklanıyor.
Çünkü bilim dünyasında bir
çalışma yaptığınız zaman çalışma
materyalinizi çok iyi tanımlamanız
gerekiyor. Özellikle bitkilerle ilgili
bir çalışma yaptığınız zaman
bitkinin bir uzman kişi tarafından
tayin edilmesi gerekiyor. Eczacılık
eğitimi bize botanik sistematik
hakkında bilgi veriyor. Ama,
düşünün ki Türkiye’de bile 11,000
kadar bitki türü var ve bunların
hepsini tek başınıza yorumlamanız
ve tayin etmeniz çok zor. Bir
uzmandan destek görüyorsunuz
ya da kaynak kitaplardan kendi
bilginizle onu aydınlatmaya, tayin
etmeye çalışıyorsunuz. Yani birinci
aşamada çalıştığınız materyalin
doğru tayin edilmiş olması
gerekiyor. Bu amaçla, herbaryumlar
için bitki örnekleri hazırlamak ve
fotoğrafa dökmek, çalıştığınız bitki
yönünden işin önemli bir parçası
olmaya başlıyor. Araştırma konusu
olan bitkiyi resimlemek için tabiata
çıktığınız zaman, gördüğünüz
güzellikler sizi işi derinliğine
incelemenize yönlendiriyor. Ben
de bu şekilde başladım. Sadece
bitkilere ait ayrıntıları belgelerken,
içlerinde bulundukları doğal
ortamın ayrıntıları dikkatimi
çekmeye başladı ve fotoğrafa da
bu şekilde başlamış oldum.
Kıbrıs’ta hiç ciddi anlamda bitki
örtüsünü inceleme şansınız oldu
mu? Nerelerde çiçek fotoğrafları
çektiniz?
Tabii ki gelir gelmez öncelikle
02 Mar t 2012 Cuma
adanın florası (bitki örtüsü)
üzerinde bir ön çalışma yaptım.
Ne kadar bitki var, neler yapılabilir
şeklinde. Dolayısıyla bitki florası
hakkında bir bilgim oldu. Bunun
yanında kendim de kameramı
alıp arabamla ulaşabileceğim
her köşeye gitmeye çalıştım.
Halen zaman zaman bunu
hafta sonlarında yapıyorum.
Güzelyurt’tan Karpaz’ın en uç
noktasına kadar ya da kuzey’de
Beş Parmak Dağlarında Alev
Kayası’ndan, Mağusa’ya kadar her
bölümde, değişik mevsimler de
fotoğraf çekmeye çalıştım. Fırsat
buldukça bunu yapıyorum.
Sayfa 5
ve neredeyse her nereye basarsak,
önümüze çıkan bir bitki. Özelliği,
köklerinin çok derinlere gitmesi
ve formunun insan vücudunu
andırmasıdır. Ada Soğanı (Urginea
maritima) keza, çok yaygın. Bazı
bitkilerin bolluğu açıkçası dikkat
çekici farklılık olarak şaşırtıcı. Ada
Soğanı’nın soğanlarını neredeyse
toprak üzerine fırlamak üzere
olduğunu görüyoruz.
Kıbrıs bitki örtüsüne bakıldığında
ve çiçekler ve bitki örtüsü
açısından değerlendirdiğinizde
hangi bölgelerde daha ilginç
bitkilere ratlanıyor?
Ben bunu Türkiye’deki gezilerimde
de tespit ettim diyebilirim. Aslında
bir tespit sayılmaz da bilinen bir
şeyin farkına vardım demeliyim.
İnsanoğlunun elinin değmediği,
uzanmadığı ve henüz tahrip
etmediği alanlar bitki örtüsü
açısından açısından en ilginç
alanlar. Dolayısıyla ada da aklıma
ilk gelen yerler, Beş Parmaklara
çıkmak oldu. Özellikle burada
benim dikkatimi çeken, Aralıkla
başlayan bir dönem var ve
Mart’a kadar sürüyor. En zengin
fakat maalesef çok kısa süren
bir dönem. Bunun dışında da
değişik mevsimlerde yine tek tük
farklı bitkiler görmek mümkün.
Ama benim için en ilginç dönem
Aralık - Mart ayları arasına denk
gelen dönem. Çünkü yavaş yavaş
soğanlı bitkilerin çiçeklenmeye
başladığı dönem. Resim çekerken
ister istemez tabii güzelliklere
de düşkün oluyorsunuz. Güzel
görünüşü olan bitkiler daha çok
soğanlı bitkiler, bunları da Ocak,
Şubat hatta Aralık’ta görmek
mümkün.
Çektiğiniz fotoğrafları Eczacılık
Bölümü ile bir bütün olarak
görüyor musunuz? Yoksa sadece
bir hobi olarak mı yapıyorsunuz?
Bu soru aslında çok derinliğine
tartışılabilecek bir konu. Aslında
ilacın kökeni doğal kaynaklara
gider. Yani şu andan 100 yıl
evveline giderseniz aspirin
yerine, ağrı kesici olarak söğüt
kabuklarının kullanıldığını
görürsünüz. Eczacılık mesleğinde,
ilacın tarihi açısından bitkilerin çok
önemli bir yeri var.
Yeni ilaç adayı olabilecek
molekül araştırmalarında,
doğal kaynaklar olarak, kara
bitkileri, deniz organizmaları ve
mikroorganizmalar çalışılıyor.
Bunlar arasında, kara bitkileri
önemli bir grup oluşturuyor
ve dünyada da bazı rakamlara
göre 200,000 bazı rakamlara
göre 400,000 bitki türü olduğu
düşünülüyor ve bunların sadece
sistematik olarak araştırılan kısmı
%15 - %20 gibi. Burada benim için
iki husus var. Birincisi ihtiyaçtan
doğan bir belgeleme işlemidir.
Fakat biraz önce söylediğim gibi, o
resimleri çekerken bitkiye o kadar
çok yaklaşıyorsunuz ki, orada
farklı bir dünyayı görüyorsunuz. O
detaylar sizin resme bakış açınızı
etkilediği gibi, detayların içinde
bulunduğu çevre de dikkatinizi
çekmeye başlıyor. Dolayısıyla ikinci
husus olarak hobi ortaya çıkıyor.
Dolayısıyla meslek ve hobi iç içe
diyebilirim.
Dünyanın pek çok yerinde
bulundunuz, başka ülkelerle
Kıbrıs’taki çiçekleri ve bitkileri
karşılaştıracak olursanız neler
söyleyebilirsiniz?
Akdeniz bitki örtüsü hakim
Kıbrıs’ta. Anadolu’nun Akdeniz
iklimi görülen güney, güneybatı
kısımlarındaki bitkilere benzer
bitkiler buldum burada da.
Farklılıklar var tabii ki ama hani
çok çok büyük farklılık olduğunu
düşünmüyorum. Ama bazı bitkiler
var ki, mesela Mandragora
offisinarum (adamotu), Türkiye
de öğrenciliğim ve asistanlığım
sırasında gördüğüm bu bitkiyi
daha sonra çok kez aramaya gitmiş
olmama rağmen bulamamıştım.
Burada ise şubat ayına kadar
yapraklanmasını izleyebileceğimiz
Fotoğraflardan oluşan bir sergi
açmayı düşünüyor musunuz?
Bunu hep düşünmüşümdür, çok
iyi bir arşivciyimdir. Özellikle
dijital kameralar çıktıktan sonra
arşivleme hem kolaylaştı hem
zorlaştı. Eskiden Diyapozitif
Koleksiyonlarım vardı. Dosyalar
halinde hepsi sınıflandırılmıştı.
Ancak, sanal ortamda bunları
sınıflandırmak hem çok kolay hem
de çok zor. Zorluğu, daha çok
resim çekilmesinden kaynaklanıyor.
Şu an tek yağabildiğim, bunları
tarih ve çekildikleri yer olarak
tasnif edebilmek. Ama, gerekirse
kolaylıkla ayıklayabileceğim bir
formatta diyebilirim
Peki bir sergi açmayı yakın
zamanda düşünüyor musunuz?
Veya ileriye dönük bir proje olarak
bakıyor musunuz buna veya
paylaşmak istermisiniz?
Kişisel sergi düşünüyorum.
Ama, bunu hiç yapmadığımdan,
formatını, sayısını ve derinliğini
kestiremediğimden cesaret
edemiyorum açıkçası. Bir
örnek olabilse yapabileceğimi
düşünüyorum. Çünkü, oldukça
zengin bir fotoğraf arşivim var. İyi
bir seçim için buna yoğunlaşmak
gerekir, bunun için de zaman
ayırmak şart.
KİMDİR?
Prof Dr. İhsan Çalış İlk, orta ve lise
tahsilini Düzce’de yaptı. Ankara
Üniversitesi Eczacılık Fakültesine
girdi. 1968 – 1972 yılları arasında
Eczacılık tahsilimi tamamladı. Aynı
yıl Hacettepe Üniversitesi Eczacılık
Fakültesi’nde Farmakognozi
Bölümünde araştırma görevlisi
olarak göreve başladı.
Hacettepe Üniversitesi Eczacılık
Fakültesi’nde Farmakognozi
programında doktora yaptı.
1982 – 1983 yıllarında doktora
sonrası çalışmalar yapmak üzere
İsviçre’ye gitti. İsviçre Federal
Teknoloji Yüksek Okulu- Zürih
(ETH-Z), Eczacılık Bilimleri
Bölümü, Farmakognozi ve
Bitki Kimyası dalında Prof.
Dr. Otto Sticher’in yanında
çalıştı. 1983 yılında doçentlik
tezini tamamladı. 1988 yılında
profesörlüğe atandı. 2006 Yılında,
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne
Eczacılık Fakültesini kurmak üzere
üniversitemize geldi. 2010 yılında
ise Hacettepe Üniversitesinden
tamamen ayrıldı ve Yakın
Doğu Üniversitesinin devamlı
akademisyeni oldu.
Sayfa 6
02 Mar t 2012 Cuma
Bankacılık sektörü için akıllı sistem hazır
Ü
niversitemiz Akıllı Sistemler
Araştırma Merkezi Kurucusu
ve Müdürü Prof. Dr. Adnan
Khashman bankacılık ve finans
sektöründe duygusal akıllı
sistemler kullanımı konusundaki
son araştırmasını tamamladı.
Başarıyla tamamlanan araştırma
Aralık 2011 tarihinde Elsevier
“Applied Soft Computing” SCI
Dergisi’nde yayınlandı. Prof.
Dr. Khashman araştırmasında,
bankacılıktaki kredi risklerini
değerlendirmek için 12 duygusal
ve duygusuz sinir ağı modelini
geliştirdi ve test etti. Khashman
projesini, “Şimdiki kredi risk
değerlendirme sistemleri, başvuru
sahibinin risk arz edip etmediği
konusunda kredi başvurusu yapan
şahsın bilgilerini kullanmaktadır.
Bilgi, bir belgenin doldurulmasıyla
ve başvuru sahibi hakkında bir
takım sorular sorulmasıyla elde
edilmektedir. Sonrasında ise bu
değerlendirme sistemi başvuru
sahibinin riskli veya risksiz
olduğuna karar vermekte, ve
daha sonra bir finans uzmanı
kredi başvurusunu kabul veya
reddetme konusunda karar
vermektedir. Benim araştırma
projem, değerlendirme ve karar
verme sürecinde duygusal
akıllı sistemleri kullanarak, hem
bilgisayar değerlendirmesini hem
de uzman değerlendirmesini
birleştirmeyi içermektedir.
Geliştirdiğim sistem daha hızlıdır
ve ayrıca bilgisayar sisteminin
karar vermedeki doğruluğunu ve
insan uzmanın değerlendirmedeki
esnekliğini modelleyebilmektedir”
cümleleriyle anlattı.
“Duygusal akıllı sistemi eğitmek
için Avustralya bankalarındaki
690 kredi başvurusu dosyasını
kullandım” diyen Khashman, elde
edilen verinin başarı oranının
yüzde 91 olduğunu belirtti.
Yakın Doğu Akaryakıt, Yakın Doğu ailesi başta olmak üzere tüm müşterileri için hizmet hedefini açıkladı:
Herkese yaşam kolaylığı sağlamak
Ferda AŞIROĞLU
Y
akın Doğu Akaryakıt 20
senedir sayısız müşteriye
hizmet verdi. Her gün 11 saatlik
mesaileriyle çalışmayı sürdüren 6
personel yalnızca okul çalışanları
ve öğrencilerine değil, Dikmen
bölgesi başta olmak üzere pek
çok araç sahibine hizmet veriyor.
6 KİŞİNİN ÖZVERİSİ
Kuruluşu, üniversitemizin ve
öğrencilerin araçlarına hizmet
vermek amacını taşıyan Yakın
Doğu Akaryakıt sunduğu hizmetle,
sayısız müşteriye ulaştı. 1991
yılından beri hizmet veren kuluşuta
Müdür İbrahim Paşa, Sekreter
Oya Taşdelen, İsmail El, Ramazan
Kumlutepe, Sinan Sezer ve
Hüseyin Sayar çalışıyor.
MÜŞTERİLER MEMNUN
Verdikleri hizmet
hakkında açıklamalarda
bulunan İbrahim
Paşa, yalnızca
akaryakıt satışı
yapmadıklarını,
yıkama ve yağ
değişimi gibi
hizmetleri de
müşterilene
sunduklarını
anlattı.
Kendileri için hizmet kalitesinin
öncelikli olduğunu belirten Paşa,
“Sunduğumuz hizmetleri öncelikle
üniversite bünyesindeki herkese
yaşam kolaylığı sağlamak hedefiyle
yürütüyoruz” dedi. “Yalnızca
üniversitemiz bünyesine hizmet
veren bir kuruluş değiliz. Özellikle
Dikmen bölgesinden fazlaca
müşterimiz var” diyen Paşa tüm
müşterilerin hizmetlerinden
memnun kaldığını ifade etti.
02 Mar t 2012 Cuma
KISA... KISA... KISA...
Marmara
Üniversitesi ile
üniversitemiz
arasında işbirliği
M
armara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Zafer
Gül ile Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Ümit Hassan’ın imzaladığı İşbirliği Protokolu,
akademik işbirliğinin bütün esas, işbirliği
prensipleri, kadro desteği, altyapılardan yararlanma
projeksiyonlarını kapsıyor. Protokol ile Marmara
Üniversitesi, ilke olarak, öğretim kadrolarından,
Yakın Doğu Üniversitesi’nin yararlanmasını
kabul etmiş oluyor.Yakın Doğu Üniversitesi,
gerekli ve uygun gördüğü fakülte ve birimler
için, Marmara Üniversitesi’nin “daha iyi hizmet
verme” amacı doğrultusunda tam bir mutabakat
ve dayanışma anlayışı içerisine girmiş bulunuyor.
Kütüphane, konferans salonları, simültane tercüme
sistemlerinde ortaklaşa faaliyet göstermek; ortak
kültürel, sanatsal ve sportif çalışmalar yapmak;
ortak konferans, seminer, panel ve sempozyumlar
düzenleme konuları da protokol ile anlaşma
zeminine konulmuş bulunuyor. Protokol, dört yıl
için geçerli. Ancak dönem sonunda taraflardan
birinin sona erdirme talebi olmadığı takdirde aynı
süre için yenilenmiş sayılıyor.
Sayfa 7
NOSTALJİ
25 Temmuz 1997, Yakın Doğu Üniversitesi
Mezunlarımız “Oldukça sağlam
bir temel aldım”
N
evzer Koçdağ, 2006 yılında Yakın Doğu
Üniversitesi İletişim Fakültesi, Radyo
Televizyon Sinema Bölümü’ne başladı. 2010
yılında üniversitemizden başarılı bir şekilde
mezun oldu. Ardından, Bahçe Şehir Üniversitesi
Reklamcılık ve Tanıtım Yüksek Lisans Programı’na
başladı. Eğitimine devam eden Koçdağ, Yakın
Doğu Üniversitesi’nde aldığı eğitimin yüksek bir
temel olduğunu, aldığı bu temelle devam ettiği
eğitimde hiç bir zorluk yaşamadığını ifade ediyor.
Koşdağ’ın bundan sonraki hedefi, yüksek lisans
eğitimini de başarı bir şekilde bitirmek ve hem
akademik alanda hem de çalışma hayatında
başarılarını sürdürmek.
Kalp ritm
bozukluklarına
kesin çözüm
K
alplerinde ritm bozukluğu bulunan ve
ilaç tedavisine cevap vermeyen hastaların
tedavileri dünyada çok az merkezde uygulanabilen
“dondurma” yöntemi kullanılarak Kuzey Kıbrıs’ta
Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde yapılıyor.
Üniversitemiz Hastanesi Hasta İlişkileri ve Dış
İlişkiler başkanı Ahmet Savaşan Yakın Doğu
Üniversitesi Hastanesi’nin açılmasıyla birlikte
Kuzey Kıbrıs’ta ve dünyada, Avrupa standartlarının
üzerinde sunduğu sağlık hizmetleri, düşük
fiyat avantajı ve bekletmeden tedavi verebilme
kabiliyetiyle önemli bir merkez olduklarını anlattı.
Gazi Yüksel’in Arşivinden
Haftanın
Fotoğrafı
Prof. Dr. Besim yardımcı editör
Y
akın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel
Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Hasan
Besim Türkiye Meme Hastalıkları Dernekleri
Federasyonu yayın organı Meme Sağlığı Dergisi
(The Journal of Breast Health) de Yardımcı Editör
görevine getirildi. Meme Sağlığı Dergisi, meme
sağlığı ve hastalıkları konusunda Türkiye’de
yayınlanmakta olan, yayın hayatının 6. yılına
girmiş bir dergi. Ayrıca dergi, EBSCO Publishing,
TÜBİTAK, Index Copernicus ve Türk Yayım Dizisi
gibi kuruluşların kapsamına alınmış, Pubmed
ve Science Citation Index’e girme işlemleri
yapılmasıyla dikkat çekiyor.
Fotoğraf: Gazi Yüksel
Sayfa 8
02 Mar t 2012 Cuma
Öğrenmeyi hayata yaymak ya da
Yaşam Boyu Eğitim
Tezgül TUNALA
Ü
niversitemiz akademik
personelinin araştırma
projelerinden biri de yaşam
boyu eğitim üzerine. Çalışmanın
koordinatörlüğünü Hüseyin
Uzunboylu yürütüyor. Uzunboylu
Barselona’da düzenlenen ilgili
konferansa da üniversitemiz adına
katıldı.
4. Eğitim Bilimleri Konferansı 45
ülkeden yaklaşık 300 katılımcıyla
2-5 Şubat 2012 tarihleri arasında
Barselona Üniversitesin de
gerçekleşti. Konferansın yönetim
kurulu üyesi ve genel koordinatörü
Hüseyin Uzunboylu Yakın Doğu
Üniversitesi’nin Kıbrıs sınırlarının
dışına çıktığını belirterek Türkiye
ile olduğu gibi, Avrupa’yla
da çalışma ortaklığı kurulan
üniversiteler arasında yer aldığını
söyledi. Uzunboylu ‘Yaşam boyu
öğrenme kongresinde toplanma
amacımız tüm yaş gruplarındaki
insanların yüksek kalitedeki
öğrenim olanaklarına, çeşitli
öğrenim deneyimlerine eşit ve
açık biçimde erişim sağlamalarını
kolaylaştırmak ve bunun yollarını
tartışmak’ dedi. Esas görevlerinin
Yakın Doğu Üniversitesi’ni her
ülkede en iyi şekilde temsil
etmek olduğuna dikkat çeken
Uzunboylu üniversitemizi bu tür
konferanslarda iş biriliği yapılan
kurumlar arasına katarak, bunu
başarmaya çalıştıklarını ifede etti.
YENİLİKÇİ ÖĞRENME FIRSATLARI
4. Eğitim Bilimleri Konferansı 45
ülkeden yaklaşık 300 katılımcıyla
2-5 Şubat 2012 tarihleri arasında
Barselona Üniversitesin de
gerçekleşti. ‘Bilgi çağı’ olarak
kodlanan günümüz dünyasında
yaşam boyu öğrenme projesi
ülkeden ülkeye hareket ederek
toplum içinde bireysel olarak
gelişmeyi hedef alıyor. Kişisel
ve sosyal amaçlı öğrenimin yanı
sıra insana ve bilgiye daha çok
yatırım yapma, dijital okuma
yazma dahil olmak üzere temel
bilgi ve becerilerin kazanılmasını
teşvik ederek, esnek ve yenilikçi
“Başka Bir Dünya”
Ü
niversitemiz Diş
Hekimliği fakültesi
öğrencilerinden Sevgin
Şen’in, şiirlerini topladığı
kitap yayınlandı. Şiirlerini,
ilgi duyan herkes ve
tüm arkadaşlarıyla
paylaşmak istediğini
belirten Şen, kitabının
yayınlanmasından
heyecan duyduğunu
söyledi. Kitabının tanıtım
yazsısnda, “Merhaba
bile diyemiyorken, onun
senin olabileceğini hayal
etmekti… Aşk…” ifadesini
kullanan Sevgin Şen, en
sevdiği şiirinin “Başka Bir
Dünya” isimli çalışması
olduğunu belirtti.
“ Başka Bir Dünya ”
Uzaklarda bir yerlerdeyim,
Çok uzaklarda...
Burada bir başka doğuyor
güneş,
Bir başka batıyor...
Bulutları bile bambaşka
buranın,
Bambaşka bir dünya...
Yeni bir kitabı okumaya
başlar gibi
Başlıyorum tekrar
hayatıma.
Sensiz bir güne açarken
gözlerimi,
Mutlu muyum yoksa
hüzünlü mü…
bilmiyorum...
Sahibi, Yakın Doğu Üniversitesi Adına
Dr. Suat İ. GÜNSEL
Genel Yayın Yönetmeni
Fatma TÜRKKOL
[email protected] • http://www.neu.edu.tr/ • http://www.facebook.com/universitegazetesi
Haber Merkezi
Mizanpaj
Yiğit Er YİĞİT
Sander KAHVECİ - Ferda AŞIROĞLU - Emin KAHRAMAN - Cankut TAŞTAN - İdris GERMİYANOĞLU
öğrenme fırsatlarını genişletme
anlamında katkı yapacak sonuçlara
ulaşmak için yaşam boyu öğrenme
konferansı düzenleniyor.

Benzer belgeler