hongo Döşeme

Transkript

hongo Döşeme
T.C.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü
29.
KAZI SONUÇLARI
TOPLANTISI
3. CİLT
28 MAYIS - 1 HAZİRAN 2007
KOCAELİ
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayın No : 3113- 3
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Yayın No: 126 - 3
YAYINA HAZIRLAYANLAR
Birnur KORAL
Dr. Haydar DÖNMEZ
Dr. Adil ÖZME
Kapak ve Uygulama
Suna HÖKENEK
ISBN:
ISSN:
978-975-17-3112-2 (3. Cilt)
1017-7655
Kapak Fotoğrafı: Fede BERTI
The 2006 Campaign at Iasos
Not : Kazı raporları, dil ve yazım açısından Klâsik Filolog Dr. Haydar Dönmez
tarafından denetlenmiştir. Yayımlanan yazıların içeriğinden yazarları
sorumludur.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI
DÖSİMM BASIMEVİ
ANKARA-2008
2006 YILI DİYARBAKIR İLİ, SALAT CAMİİ YANI KAZISI
Yutaka MİYAKE*
2006 yılı Diyarbakır İli Salat Camii Yanı kazısı, Kültür ve Turizm Bakanlığı
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izniyle, Diyarbakır Müze
Müdürlüğü’nün denetiminde, Japonya Bilim Teşvik Kurumu’nun maddî desteği ile
(Bağış No. 15401028), Tokyo Kaseigakuin Üniversitesi’nce oluşturulan ekibimiz
tarafından gerçekleştirilmiştir1. Her şeyden önce, bu çalışmaların yapılmasına
katkıda bulunan, başta Diyarbakır Müze Müdürü V. Sayın Nevin Soyukaya olmak
üzere, yukarıda söz ettiğimiz bütün kurum, kuruluş ve ilgili mensuplara içtenlikle
teşekkürlerimizi sunmak isteriz.
1. KONUMU VE ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Salat Camii Yanı, Ağustos 2005’te Dicle Nehri üzerinde inşaatı başlatılan
Ilısu Baraj’nın yapımı tamamlandığında, baraj gölü suları altında kalacağı
beklenmektedir ve ilçe merkezi Bismil’in yaklaşık 20 km. doğusunda, Dicle’nin kolu
Salat Çay’ın sol kenarında yer almaktadır. Neolitik Çağa ait olan bu yerleşmede
2004 yılından itibaren kurtarma kazıları başlatılmıştır ve 2006 yılında üçüncü kazı
sezonunu tamamlamış bulunuyoruz.
İlk iki sezonda elde ettiğimiz genel sonuçları şu şekilde özetlemek mümkündür.
Salat Camii Yanı’nda, Çanak Çömlekli Neolitik Çağa ait en az üç evrenin var olduğu
sağlam tabakalanma içinde tespit edilmiştir. Ana toprağının hemen üzerinde tespit
edilen 1. evrede, bol miktarda iri taneli mineral katkı içeren ve yüzeyi açkılı çanak
çömlek, en büyük grubu teşkil etmektedir. Bunu takip eden 2. evrede ise, onun
* Doç. Dr. Yutaka MİYAKE, Tsukuba Üniversitesi, Beşeri ve Sosyal Bilimleri Enstitüsü, 1-1-1
Tennohdai, Tsukuba-shi, İBARAKİ, 305-8571 /JAPONYA.
1 Bilimsel başkanlığımda sürdürülen 2006 yılı çalışmalarına, kazı heyeti olarak Doç. Dr.
Hitomi Hongo (The Graduate University for Advanced Studies, Japonya), Masatoshi Tao
(Tokyo Kaseigakuin Üniv.), Doç. Dr. Takehaya Matsumoto (Tokai Üniv.), Dr. Hiroomi Tsumura
(Doshisya Üniv.), Osamu Maeda (Manchester Üniv.), Dr. Kenichi Tanno (Research Institute
for Humanity and Nature), Volkan Güngördü (Bilkent Üniv.), Abdullah Bilen (Ege Üniv.), Miho
Miyake (serbest) ve Chie Akashi (Waseda Üniv.) katılmıştır. Ayrıca bu çalışmalara Bakanlık
temsilci olarak Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nden Sayın Nilüfer Babacan
katılmıştır. Bize karşı her zaman hoşgörülü ve yapıcı olması nedeniyle kendisine teşekkür
borçluyuz.
211
yerine kaba mal olarak değerlendirebilen bitkisel katkılı çanak çömlek, en yaygın
grubu oluşturmuştur. En üstteki 3. evrede ise, bir taraftan kaba malın çoğunluğu
oluşturmaya devam ederken, aralarında boyunlu çömlekler, omurgalı kaplar gibi
gelişkin kap biçimleri, boya bezeme ve kabartma bezekleri gibi yeni bezeme türleri
ve husking tray gibi yeni öğeler görülmeye başlanmıştır. Bunun gibi özelliğe sahip
olan Salat Camii Yanı 3. evresi, Kuzey Mezopotamya’da Proto-Hassuna olarak
bilinen gruba oldukça yakınlık göstermektedir. Böylece 3. evrenin Proto-Hassuna
Dönemiyle çağdaş olduğu söylenebilir ve göreli olarak 3. evreden daha eski
döneme ait olan 1. ve 2. evrelerin, Proto-Hassuna Döneminden daha eski olduğu
kesinlik kazanmıştır. Böylece Salat Camii Yanı’nın Çanak Çömlekli Neolitik Çağın
ilk yarısını iyi bir şekilde temsil ettiği anlaşılmıştır (Miyake 2006, 2007).
2. 2006 YILI KAZI ÇALIŞMALARI
İlk iki sezonda elde ettiğimiz bu olumlu sonuçlara dayanarak, 2006 yılında da
yaklaşık aynı alanda çalışmaların sürdürülmesi kararlaştırılmıştır (Harita: 1, Resim:
1). 2006 yılki kazı çalışmalarımızın başlıca amacı, yapı kalıntılarının nispeten
iyi korunmuş olduğu anlaşılan 2. evreye ağırlık vererek, o evredeki yerleşme
düzeninin daha net bir şekilde ortaya çıkarılması olmuştur.
A. Yapı Kalıntıları
2006 yılında tespit edilen yapı kalıntıları, önceki senelerde olduğu gibi,
dikdörtgen planlı pisé duvarlı yapı, oval biçimli ocak, derin çukur ve toprak içine
kazılarak yapılan ateş çukurundan oluşmaktadır.
Pisé Duvarlı Yapı
Pisé duvarlı yapı, taş temelsiz direk yer üstüne inşa edilmiş ve genellikle
bölme duvarlarıyla küçük odalara bölünmüştür (Resim: 2). Burada ilginç olanı
2005 yılında araştırılan yapı katıyla 2006 yılında çalışmayı yoğunlaştırdığımız bir
alttaki yapı katı arasında mekân düzeni açısından bir devamlılığın var olduğunun
anlaşılmasıdır. Her iki yapı katında hemen hemen aynı yerde pisé duvarlı yapı
üst üstte tespit edilmiştir. Diğer yapı katlarının da iyi korunmuş kısmında ise, bu
serinin daha da uzun sürdüğü bilinmektedir.
212
Ancak bu binalar içinden çıkan malzemelerin sayısı ise, hemen hemen hiç yok
denebilecek kadar azdır. Seyrek olarak elde edilen ufak çanak çömlek parçaların
dışında, herhangi bir buluntuya rastlanmamıştır. Ayrıca odaları dolduran toprağın,
duvarda kullanılan toprak ile aynı nitelikte olması, bu bina terk edilirken, bilinçli
olarak toprak ile doldurulmuş olduğu izlemini bırakmaktadır. Bu bina üstünde
başka bir bina bulunduğunu düşünürsek, alttaki binanın içi doldurularak sağlam
temel hâline getirilmiş olduğu düşünülebilir.
Açmanın güneydoğu köşesinde tespit edilen bir binada ise, değişik durumla
karşılaşmıştık (Resim: 3). Burada binanın içinde kireçten sıva parçaları tespit
edilmiştir. Oldukça küçük parçalar hâlinde olmasına rağmen, üzerinde kırmızı boya
bezemeleri de bulunmaktadır (Resim: 4). Büyük olasılıkla bu sıva parçalarının,
yandaki duvardan düşmüş duvar resminin parçaları olduğu düşünülebilir.
Anadolu’da Neolitik Çağ duvar resimleri deyince, ilk başta tabiî ki Çatalhöyük
aklımıza gelecektir. Ancak Kuzey Mezopotamya’da da duvar resim örnekleri
bilinmektedir ve buna örnek olarak Kuzey Irak’tan Umm Dabagiyah ve Kuzey
Suriye’den Tell Bouqras’ı gösterebiliriz. Salat Camii Yanı’nda duvar resimlerinin
tespit edilmesi, her ne kadar onların ufak parça hâlinde ve basit geometrik motifte
sınırlı kalmış olsa da, bu türü geleneğin Dicle havzasındaki Çanak Çömlekli
Neolitik Çağda mevcut olduğunu göstermek açısından büyük önem taşımaktadır.
Aynı bu binanın taban altında ise, Salat Camii Yanı’ndaki ilk örnek olan bir gömü
tespit edilmiştir. Hacettepe Üniversitesi’nden Sayın Yılmaz Erdal’ın belirlemelerine
göre, bu iskelet doğumdan kısa süre sonra ölmüş bir bebeğe aittir. Kafatası kısmen
duvara dayanmış şekilde bulunan bu mezar, üstü yeşilimsi kille örtülmüş, ancak
herhangi bir ölü hediyesine rastlanmamıştır.
Ocak
Oval biçimli ocaklar, pise duvarlı yapılar arasındaki açık alanda tespit edilmiştir
ve birbirine benzer oldukça standartlaşmış şekildedir. Uzunluğu 2 m. civarında,
kısmen taş temelli kil duvarlarla çevirilmiştir (Resim: 5). Tabanları ince çakıl taşı
karışımlı kille sıvanmış ve iyi yanma sonucu oldukça sertleşmiştir. Genellikle taban
altına iri taşlar konmuştur (Resim: 6). Bu taşların genellikle aynı cinste olması
dikkat çekicidir. Büyük olasılıkla ısıyı iyi tutmak amacıyla ateşe karşı dayanıklı
taşların, yani burada çoğunlukla kuvarsın, özellikle seçilip kullanıldığı söylenebilir.
Bu tür ocağın, aşağıda belirtilen şekilde yapıldığı da anlaşılmıştır: İlk önce toprak
213
içine sığ bir çukur kazılır, sonra bu çukur içine iri taşlar konur, daha sonra kilden
ocağı çeviren duvar yapılır ve en son olarak ince çakıl taşı karışımlı kille tabanı
sıvanır.
Ateş Çukuru
Diğer kalıntılardan bir tanesi olan toprak içine kazılarak yapılan ateş çukurları
ise, oldukça çok sayıda ortaya çıkarılmıştır. Sadece 2006 yılında toplam 60 tane
tespit edilmiştir. Bu tür kalıntılar, pisé duvarlı yapıları arasındaki açık alanda
oldukça yoğun olarak ve değişik seviyelerde tespit edilmiştir. Bu ateş çukurlarının
genel olarak oval biçimli olup uzunluğu 50 cm. ile 130 cm. arasında değişmektedir.
İçi genellikle kül ve kömürleşmiş bitki kalıntılarıyla doludur ve kenarlarında belirgin
biçimde yanma izleri görülmektedir.
Bazılarında çukurun içinde yanmış taşlar in situ bulunmuştur (Resim: 7). Bu
taşların, oval biçimli ocağın tabanı altına konan döşeme taşları ile aynı cinste
olması, dikkat çekicidir. Burada da aynı amaçta, ona uygun taşların seçilip
konmuş olduğu söylenebilir. Ayrıca ateş çukuru içinde bol miktarda kömürleşmiş
bitki kalıntılarına rastlanmıştır, ve water floatation yöntemi sayesinde örnekler
toplanabilmiştir. Ön incelemenin sonucuna göre, bu bitki kalıntılarının çoğu, yakıt
olarak kullanıldığı düşünülebilen ağaç parçalarından oluşmaktadır. Bunun yanı
sıra az miktarda olmakla birlikte, emmer buğdayı, nohut ve mercimek gibi tahıllar
da tespit edilmiştir.
Bazı ateş çukurlarının daha önce yapılan ateş çukurları bozulduktan sonra
yapıldığı göz önünde bulundurulursa, bu kalıntıların sık sık yerleri değiştirilerek
yenilenmiş olduğu söylenebilir. Dolayısıyla bir ateş çukurunun uzun süre devamlı
olarak kullanılmadığı ve birkaç kez kullanıldıktan sonra terk edildiği düşünülebilir.
Ateş çukuru, ya da roasting pit olarak tanınan kalıntılar, Çanak Çömlekli
Neolitik Çağdan ziyade Çanak Çömleksiz Neolitik Çağda daha yaygın olarak
Yakın Doğu’nun çeşitli bölgelerinden bilinmektedir. Buna örnek olarak, Suriye’den
Tell Mureybet, Doğu Anadolu’dan Cafer Höyük ve Zagros Dağları’ndan Jarmo’yu
gösterebilir. Salat Camii Yanı’nda tespit edilen ateş çukurları, bu tür geleneğin
en azıdan Dicle havzasında Çanak Çömlekli Neolitik Çağa kadar devam ettiğini
göstermek açısından ayrı bir önem taşımaktadır.
214
B. Buluntular
Çanak Çömlek
İlk başta Salat Camii Yanı’nda Çanak Çömlekli Neolitik Çağa ait üç evrenin
var olduğunu belirtmiştik. 2005 yılına kadar, en alltaki 1. evre ile onu takip eden 2.
evrenin ele geçirilen çanak çömleğe dayanarak belirgin biçimde ayırılabileceğini
düşünmüştük. Ancak 2006 yılında ele geçirilen bilgiler, bunun farklı olduğunu
göstermiştir.
2006 yılında çalışılan tabakaları, elde geçirilen çanak çömleğin özelliğine göre,
Çanak Çömlekli Neolitik Çağ 2. evresinin başı ya da 2. evre ile 1. evre arasındaki
geçiş dönemine tarihlemek mümkündür. 1. evrede yaygın olarak görülen mineral
katkılı açkılı mal (Resim: 8) ile 2. evrede çoğunluğu teşkil eden bitkisel katkılı
kaba malın, bu tabakalarda yan yana bulunduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca az
sayıda olmakla birlikte, mineral katkılı açkılı mal arasında ince bitkisel katkı içeren
parçalar da görülmektedir. Bitkisel katkılı kaba mal arasında, yüzeyi açkılı olan
parçaların, üstteki tabakalardan daha yaygın olarak bulunması da dikkat çekicidir.
Dolayısıyla 1. evre ile 2. evre arasında kesin bir sınır çizmenin mümkün olmadığı,
bu iki evrenin mineral katkılı açkılı maldan bitkisel katkılı açkısız mala doğru giden
bir süreç olarak ele alınmasının daha doğru olacağı anlaşılmıştır.
Küçük Buluntular
Küçük buluntular arasında pişmiş topraktan yapılan hayvan figürinleri en büyük
buluntu topluluğunu oluşturmaktadır. Koyun ya da keçi tasvir ettiği düşünülen
boynuzlu olanların yanı sıra (Resim: 9), şematize edilmiş iki bacaklı örnekler de
çok sayıda ele geçirilmiştir (Resim: 10).
Taş eserler olarak, ağırşaklar, çeşitli biçimdeki boncuklar, yassı baltalar,
topuzbaşı ve taş kaplar ele geçirilmiştir. Pembemsi mermer taştan yapılan küçük
boy taş kapların (Resim: 11), Kuzey Mezopotamya Neolitik Çağ yerleşmelerinde
benzer örneklerin bulunmasından dolayı, ayrı bir önem taşımaktadır. Ayrıca
boncuk ve bilezik gibi süs eşyaları arasında pişmiş topraktan yapılan eserlerin
bulunması da dikkat çekicidir (Resim: 12). Buna benzer örneklere yine Kuzey
Mezopotamya’dan Umm Dabagiyah’da rastlanmıştır.
215
C. Sonuç
Sonuç olarak, Salat Camii Yanı’nın, Dicle havzasındaki Çanak Çömlekli Neolitik
Çağın özellikle ilk yarısını kesintisiz olarak iyi bir şekilde temsil ettiği söylenebilir.
Ele geçirilen çanak çömleğin durumuna göre, 1. evreden 3. evreye kadar, buna
yakın özellik taşıyan buluntu topluluğuna Kuzey Suriye ve Kuzey Irak’ta rastlamak
mümkündür. 1. evresi için örnek olarak Akarçay Tepe (III. Evre), Mezraa Teleilat,
Tell Halula ve Seker al-Ahaimar’ı gösterebilir. 2. evre için Kuzey Irak’taki Ginnig ve
3. evre içinse Proto-Hassuna yerleşmelerini saymak mümkündür. Buna Hassuna
ve Samarra boyalı çanak çömleklerin tespit edildiği Hakemi Use’yi de katarsak,
Anadolu Dicle havzasının, en azından Çanak Çömlekli Neolitik Çağın başından
sonuna kadar Kuzey Mezopotamya ile yoğun kültürel ilişkiler içinde olduğunu öne
sürmek mümkün olacaktır. Çanak çömlek dışında da, Anadolu Dicle havzasında
duvar resimleri, ufak boy taş kaplar ve pişmiş topraktan boncukların mevcut olması
da bunu desteklenmektedir.
KAYNAKÇA
MİYAKE, Y., 2005a, Diyarbakır İli, Salat Camii Tepe ve Bismil Alt Bölgesi Yüzey
Araştırması. 22. Araştırma Sonuçları Toplantısı 2. Cilt, Ankara, 1-10.
MİYAKE, Y., 2005b, Archaeological Survey at Salat Cami Yanı: A Pottery Neolithic
Site in the Tigris Valley, Southeast Turkey. Anatolica XXXI, 1-17.
MİYAKE, Y., 2006, 2004 Yılı Diyarbakır İli, Salat Camii Yanı Kazısı. 27. Kazı
Sonuçları Toplantısı 2. Cilt, Ankara, 117-130.
MİYAKE, Y., 2007, 2005 Yılı Diyarbakır İli, Salat Camii Yanı Kazısı. 28. Kazı
Sonuçları Toplantısı 2. Cilt, Ankara, 283-294.
216
Harita 1: Salat Camii Yanı, topografik plan ve 2006 yılı çalışma alanı
Resim 1: Çalışmalardan bir görüntü
217
Resim 2: 2B-2C Açmaları pisé
duvarlı yapı
Resim 3: 2C Açması pisé duvarlı
yapı
Resim 4: Kireç sıva parçaları
218
Resim 5: Oval biçimli ocak
Resim 6: Oval biçimli ocak, tabanı
kaldırıldıktan sonra
Resim 7: Ateş çukuru
219
Resim 8: Mineral katkılı ve açkılı çanak çömleği
Resim 9: Pişmiş topraktan hayvan figürinleri
220
Resim 10: Pişmiş topraktan hayvan figürinleri
Resim 11: Taş kaplar
221
Resim 12: Taş ve pişmiş topraktan boncuklar
Resim 13: Kemik bızlar
222

Benzer belgeler

hongo Döşeme

hongo Döşeme biçimli ocak, toprak içine kazılarak yapılan ateş çukuru ve derin çukurdan oluşmaktadır. Pisé Duvarlı Yapı Pisé duvarlı yapı, taş temelsiz direk yer üstüne inşa edilmiş ve genellikle bölme duvarlar...

Detaylı

hongo Döşeme

hongo Döşeme Not : Kazı raporları, dil ve yazım açısından Klâsik Filolog Dr. Haydar Dönmez tarafından denetlenmiştir. Yayımlanan yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI DÖSİMM BAS...

Detaylı