(UNSC R. 2178) KAVRAM ve KAPSAMI Süleyman ÖZAR H

Transkript

(UNSC R. 2178) KAVRAM ve KAPSAMI Süleyman ÖZAR H
YABANCI TERÖRİST SAVAŞÇILARA İLİŞKİN BM GÜVENLİK KONSEYİ KARARININ
(UNSC R. 2178) KAVRAM ve KAPSAMI
Süleyman ÖZAR
Hâkim-Adalet Müşaviri
ABSTRACT:
n adopting its resolution 2178, on 24 September 2014, the Security Council delivered a clear
message that Member States and the international community must take proactive measures
to address the threat posed by foreign terrorist fighters (FTF). The resolution requires all
countries to have laws that enable the prosecution of travel or attempted travel for terrorism purposes.
It also requires states to prevent and suppress recruiting, organizing, transporting, and equipping of
FTFs and financing their activities. Yet, some experts have been concerns in regard to broad definition
of FTFs and unclear approach to returnees.
Keywords: Foreign Terrorist Fighters, Counter Terrorism, United Nations Security Council,
International Cooperation, Human Rights.
Anahtar Kelimeler: Yabancı Terörist Savaşçılar, Terörle Mücadele, Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi, Uluslararası İşbirliği, İnsan Hakları.
Giriş
Uluslararası kamuoyunu her geçen gün daha fazla meşgul eden Suriye‟deki yabancı savaşçı
olgusu bir yönüyle tanıdık bir kavramdır. Doğrusu, İspanya iç savaşından başlatıp, Bosna, Çeçenistan
ve bugünlere kadar getirebileceğimiz bir olgu ile karşı karşıyayız. Ancak bugün konuştuğumuz
savaşçıların iki farklı yönü dikkat çekmektedir. Birincisi, eskiden „„yabancı savaşçı‟‟ diye
isimlendirilen bu konu, Suriye‟deki çatışma bağlamında siyasi ve hukuki literatürde artık „„yabancı
terörist savaşçı‟‟ (YTS) şeklinde geçmektedir. İkinci olarak da, önceki örneklere göre YTS‟ler çok
daha geniş bir ölçeğe ve kaynak ülkeye sahip durumdadır. Bu durum uluslararası kamuoyunu tedirgin
etmekte ve devletleri işbirliğine dayalı etkili önlemler almaya sevk etmektedir. Bu önlemlerin
kilometre taşı ve motivasyonu öncelikle ve özellikle Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi‟nin
2178 sayılı kararı olarak görünmektedir.1
Türkiye‟de uygulamacıların büyük dertlerinden biri de yeni bir düzenlemeye hazırlıksız
yakalanmaları ve temel kodlarda yapılan her değişikliğin adeta kötü bir sürpriz gibi önlerine
gelmesidir. Oysa her değişikliğin bir tarihi vardır. Değişen bir kanuna hemen „„hoş geldin‟‟
denilemeyişi noktasında elbette çok sık karşılaşılan yasa değişiklikleri ve iş yoğunluğu yadsınamaz
etkiye sahiptir. Ancak tüm bu şartlar altında dahi uluslararası belgelerin ve hukuk/siyaset kamuoyunun
yakından takip edilmesi -Türkiye‟de bu konuda atılacak yasal bir adımı yadırgamamak ve sürece
hemen adapte olmak için- elzemdir, zira oralarda olup bitenler iç hukuklara ve bu arada Türk
Hukukuna da yeni bir doğum sancısı olarak geri dönmektedir. Yabancı terörist savaşçılar bakımından
da yeni bir normun doğumuna tanıklık edeceksek, bunun öncüsü işte bu çalışmamızın konusunu
oluşturan BM Güvenlik Konseyi Kararı olacaktır.
Bir taraftan Devletlere yüklediği misyon ve mükellefiyetler, öbür taraftan Batı Avrupa‟dan
Suriye‟ye önlenemeyen YTS akışı nedenleriyle önümüzdeki süreçte gündemimizde daha çok yer
bulacak gibi görünen 2178 sayılı kararın hangi parametreleri içerdiğini eksiksiz bir şekilde görmek ve
bunların yansımalarını takip etmek kaçınılmaz bir hal almış durumdadır. Bu gereklilikten hareketle,
BM Güvenlik Konseyi tarihinin en önemli kararlarından birine dair farkındalık oluşturmayı
amaçladığımız bu çalışmada, detaylara fazla uğramadan, söz konusu kararın ana hatlarını resmetmeye
çabalayacak, sonra da bu resme ilişkin endişelerin vurgulanması gereken yönlerini paylaşmayı
seçeceğiz.
I. 2178 Sayılı Karar
BM Güvenlik Konseyi, 24 Eylül 2014 tarihinde oybirliğiyle2 aldığı 2178 sayılı karar ile ülkelere
doğrudan ve net bir çağrıda bulunmuştur: Tüm üye devletler, başka ülkelere savaşmaya giden
I
1
Kararın orijinal tam metni için; http://www.un.org/en/ga/search/view_doc.asp?symbol=S/RES/2178 (2014)
Konseyde veto yetkisine sahip 5 Devlet (Çin, Fransa, Rusya Federasyonu, Birleşik Krallık ve ABD) ile 10 geçici üye
olmak üzere 15 Devletin oy birliği ile.
2
„„terörist savaşçı‟‟ tehdidine karşı etkin ve aktif bir tavır almalıdır. 2001 yılında çıkardığı 1373 sayılı
kararına gönderme yapan Konsey, o karardan bu yana ilk kez bu derece kesin ve dolaysız ifadelere yer
vermiş görünmektedir. Etkili ve süratli bir soruşturmayı teşvik eden güçlü bir ceza adalet sistemini
terörle mücadelede birincil yöntem olarak benimseyen bu kararı daha önemli ve farklı kılan özellikleri
ise şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Bağlayıcılık: Birleşmiş Milletler Anlaşması‟nın “Barışın tehdit altında olması, bozulması ve
saldırı eylemi durumunda alınacak önlemler” başlığını düzenleyen 7. bölümü kapsamında alınması
nedeniyle bu karar BM‟nin tüm üye ülkeleri için bağlayıcıdır. Dolayısıyla kararı uygulamayan ülkelere
“yaptırım ve güç” uygulanmasını öngörmektedir ki bu yönüyle 11 Eylül sonrası alınan 2001 tarihli
1373 sayılı karardan bu yana terörle mücadele bağlamında bu özelliği taşıyan ilk karardır.
2. YTS Ölçeği: Aslında 15 Ağustos 2014 tarihli 2170 sayılı karar, yabancı terörist savaşçılar
olgusundan ilk kez bahseden karardı. Ancak o kararda YTS‟ler; IŞİD ve El Kaide yanlısı olmaktan
ibaret gösterilmişti.3 2178 sayılı kararda ise hangi oluşuma ait olduğuna bakılmaksızın bir bütün olarak
YTS olgusu ele alınmış ve daha ayrıntılı değerlendirmelerde bulunulmuştur. Konseyi bu tutuma
yönelten gelişme çatışma bölgelerine yükselen bir hızla akan YTS‟ler olmuştur. Bununla birlikte
Konsey; kararın giriş bölümünde IŞİD ve El Nusra Cephesi lehine savaşmaya gidenlere ayrıca dikkat
çekmeyi ihmal etmemiştir.
3. YTS tanımı: 2178, YTS olgusunun ne anlama geldiğini ilk kez ifade eden BM kararıdır.
Buna göre ikamet ettiği veya vatandaşı olduğu bir ülkeden başka bir ülkeye oradaki bir silahlı
çatışmayla ilişkili olarak giden veya gitmeye teşebbüs eden kişi şu amaçlardan en az birine sahipse
YTS‟dir.4
a. Terör eylemi gerçekleştirmek/planlamak/hazırlamak/iştirakçisi olmak
b. Terör eylemleri için eğitim almak veya vermek
4. Yükümlülükler: Yukarıdaki YTS tanımından mütevellit olarak, BM kararı gereğince üye
devletleri bekleyen yükümlülükler ise şöyledir,5
a.YTS‟lerin terör örgütlerine katılımını, bu amaçla organize edilmelerini, seyahat etmelerini ya
da techiz edilmelerini ve bu kişilerin seyahatlerinin ve faaliyetlerinin finanse edilmesini engellemek ve
önlemek.
b. YTS‟lerin yargı önüne getirilmesi
c. Kovuşturmalarının yapılıp cezalandırılmalarını sağlayacak ve suçun ciddiyetini yansıtacak bir
şekilde düzenleme yapılması.
Bu yükümlülüklerden suç ve ceza ihdasına ilişkin olanı, 2178‟in yasama telkin eden
(legislative) yönünü ortaya koymaktadır ki bu da 2001 tarihli 1373 sayılı karadan bu yana bir ilktir.6
5. Agresif Tedbirler: Konsey, yukarıdaki yükümlülükleri saymakla yetinmemiş, YTS‟lerin
izlenmesi ve takibi ilgili daha detaylı önlemler öngörmüştür. Buna göre üye ülkelerin, kendi
topraklarında faaliyet gösteren hava yolu şirketlerinden yolcular hakkında önceden bilgilendirme
yapmalarını talep etmeleri gerekmektedir. Bu talebe cevaben gelen isimler arasında BM “kara
listesinde” bulunan bir terörist tespit edilirse gerekli adli ve idari tedbirlerin alınmasının yanı sıra bu
ismin yaşadığı ya da uyruğunda bulunduğu ülkeye bildirilmesi istenmektedir.7
Sınır güvenliği açısından da; tüm Devletlerin, etkin sınır kontrolleri ile teröristlerin ya da terörist
grupların hareketlerini engellemeleri, kimlik belgeleri ve seyahat dokümanlarının kullanımında
sahteciliği önlemek amacıyla tedbirler alarak sıkı kontrol yapmaları gerektiği vurgulanmıştır. Bu
bağlamda, uluslararası hukukun yasakladığı ayrımcılığa dayalı basmakalıp yargılar üzerinden profil
3
Geneva Academy of International Humanitarian Law and Human Rights, Foreign Fighters under International Law,
October 2014, p. 41.
4
BM karar 2178, paraf 5.
5
Paraf 6.
6
Bibi van Ginkel, „„The New Security Council Resolution 2178 on Foreign Terrorist Fighters: A Missed Opportunity
for a Holistic Approach‟‟, ICCT-The Hague, November 2014,
http://www.icct.nl/publications/icct-commentaries/the-new-security-council-resolution-2178-on-foreign-terroristfighters-a-missed-opportunity-for-a-holistic-approach
7
Paraf 9.
çıkarma yöntemine başvurmadan, seyahat edenlerin delile dayalı risk değerlendirmesi yöntemini ve
seyahat verilerinin toplanması ve analizini kapsayan tasnif prosedürlerini uygulama konusunda üye
devletler teşvik edilmiştir.8
Öte yandan kararın giriş metninde propaganda ve teşvik vasıtası olarak YTS havuzuna çok ciddi
katkıda bulunması nedeniyle sosyal iletişim vasıtalarının da gözlem altında tutulması, internet
özgürlüğünün suistimalini önleyecek tedbirlerin -temel haklara saygılı kalınarak- alınması gerektiği de
ifade edilmiştir.
6. Ulusal ve Uluslararası İşbirliği: Konsey, uluslararası, bölgesel ve yerel düzeyde tam ve
kesin bir işbirliğini terörle mücadele için zorunlu gördüğünü tekrar tekrar belirtmiş; kurumlar arasında
süratli ve kapsamlı bilgi paylaşımını tavsiye etmiştir. Kararda özellikle YTS‟lerin bulunduğu veya
silahlı çatışmaların devam ettiği bölgelere yakın olan devletlerle işbirliği konusunda daha hassas
olunması önerilirken; kapasite gelişimi, teknik yardım ve strateji oluşturma gibi konularda ikili ya da
çoklu yardımlaşma ağının kurulması teşvik edilmektedir.9
Ulusal işbirliği noktasında ise ülkelerin kendi halkını ve sivil toplum kuruluşlarını ekstremizmle
mücadelede stratejiler geliştirme konusunda uyarmaları salık verilmiş ve bu bağlamda terör
eylemlerini tetikleyebilecek söylemlerle ve terörün yayılmasına sebep olabilecek şartlarla mücadele
edilmesi; gençlerin, kadınların, kanaat önderlerinin ve ilgili tüm sivil toplum kuruluşlarının sosyal
katılım ve birlikteliği konusunda aydınlatılmasının önemi vurgulanmıştır.10
7. Temel Hak ve Özgürlükler: İnsan hakları konusunda 2178 sayılı karar, muadili ve selefi
sayabileceğimiz 2001 tarihli 1373 sayılı karardan biraz daha pozitif ayrışmaktadır. 1373 sayılı karar 11
Eylül olayının hemen ertesinde alınmış ve o olayın paniği altında insan hakkı konusunu genel bir
cümle geçiştirmişti. 2178‟te ise bu konuda daha kararlı ve istekli bir yaklaşım görülmektedir.11Terörle
mücadelede alınacak önlemlerin uluslararası insan hakları hukukunda, uluslararası mülteci hukukunda
ve temel haklara ilişkin belgelerde belirtilen yükümlülüklerle uyumlu olması hususunda devletlerin
tedbirli olması gerektiğinin altını çizen Konsey; insan haklarına, temel özgürlüklere ve hukukun
üstünlüğüne saygı gösterilmesinin, etkin terörle mücadele önlemlerini güçlendirmede birbirini
tamamlayıcı bir rol oynadığını ve bütün bu çabaların başarıya ulaşabilmesi için vazgeçilmez önemde
olduğunu belirtmiştir. Yine bu bağlamda terörü önlemek ve terörle etkin bir şekilde mücadele etmek
için de hukukun üstünlüğüne saygı duymak gerektiği hatırlatılmış ve insan hak ve hürriyetlerinin
gözardı edilmesi halinde radikalleşmenin artmasına katkıda bulunan faktörlerden birinin
gerçekleşeceği ikazında bulunulmuştur.
II. 2178 Sayılı Karara Yönelik Endişeler
Buraya kadar altını çizdiğimiz satırlarını ortaya koyduğumuz Güvenlik Konseyi kararı, hukuk
ve akademi çevrelerinde tam bir ittifakla karşılanmış değildir. Kararın hukukçuları endişeye sevk eden
yönleri de bulunmaktadır. Bu kaygıları üç başlıkta toplayabiliriz:
1. Tanım eksikliği: Her ne kadar yabancı terörist savaşçının tanımı yapılmışsa da, bu kararda
da öncekilerde olduğu gibi „„terör nedir, ekstremizm ne anlama gelmektedir?‟‟ gibi soruların cevabı
bulunmamaktadır. Kaldı ki yukarıda yer verdiğimiz YTS tanımının da terörizm ile silahlı çatışma
hukuku arasındaki farkı belirsizliğe ittiği, silahlı çatışmanın doğası içerisinde gerçekleşen ve savaş
suçu/insanlığa karşı suç olmayan çatışma eylemlerini dahi terörizm haline getirdiği savunulmuştur.
Diğer deyişle çatışma bölgesinde terör suçu işlemeden sadece “çatışan” birinin de terörist sayılması
mümkün olabilmektedir.12 Keza çatışma bölgesinde politik muhalefet, ticari faaliyet, sosyal yardım vs.
gibi başka nedenlerle bulunan kişinin durumunu da sis perdesi kaplamaktadır.13 Dolayısıyla kimin
8
Paraf 2 ve 8.
Paraf 11-14.
10
Paraf 15-19.
11
Global Center on Cooperative Security, Human Security Collective and International Centre for Counter-Terrorism,
“Addressing the Foreign Terrorist Fighters Phenomenon from a European Union Perspective: UN Security Council
Resolution 2178, Legal Issues, and Challenges and Opportunities for EU Foreign Security and Development Policy”,
December 2014, p. 3.
12
Geneva Academy, p. 42
13
Martin Scheinin, „„Back to post-9/11 panic? Security Council resolution on foreign terrorist fighters‟‟ Just Security,
23 September 2014; http://justsecurity.org/15407/post-911-panic-security-council-resolution-foreign-terrorist-fightersscheinin/
9
terörist, kimin savaşçı, kimin sivil olduğu hususu devletten devlete fark gösterebilecek bir takdire terk
edilmiş görünmektedir.
2. Belirlilik ve Kesinlik Sorunu: Yukarıda belirtildiği üzere YTS‟lerin yargı önüne getirilmesi
yükümünden söz edilmektedir ancak onların hangi eylemlerinin daha ağır cezayı gerektiren
kovuşturmayı hak edeceği noktasında açıklık bulunmadığı gibi özel suç olarak düzenlenmesi istenen
betimlemelerde ucu açık ve geniş bir yelpaze öngörülmektedir. Bütün bunlar Konseyin yasa yaptırıcı
yetkisini sorgulatmaktadır. Gerçi Birleşmiş Milletler Şartı‟nın 25. maddesi gereğince Güvenlik
Konseyi‟nin bağlayıcı nitelikteki kararları baştan kabul edilmiş sayılmaktadır ama “ya o kararlar
hukukun evrensel ilkelerine aykırı olursa yine de bağlayıcı olacak mıdır?” sorusunun cevabı
muallaktadır.14 Madem ki Konseyin böyle bir yetkisi vardır, düzenleyici karakterdeki kararlarında
açıklık ve öngörülebilirlik, amaçla orantılılık ve etkililik unsurlarının bulunması gerekmektedir. İyi bir
yasa için bunlar şarttır, çünkü bu unsurlar yasa yapma yetkisinin kötüye kullanımını önleyen ve fakat
2178 sayılı BM kararında pek görünmeyen teminatlardır.
3. YTS’lerin Yargı Önüne Getirilmesi: Güvenlik Konseyi, BM üyesi tüm Devletlerin hazırlık
hareketleri de dahil olmak üzere YTS‟leri özel olarak soruşturan ve „„ciddi şekilde‟‟ cezalandıran
normlar ihdas etmesi gerektiğini tavsiye veya teşvik etmek şöyle dursun, buna açıkça „„karar
vermiştir‟‟.15 Bu karara koşut yeni kanunlar veya mevzuat değişiklikleri Avrupa‟da (örneğin Fransa,
Hollanda, Almanya) yapıldı ve halen de yapılmakta.16 Bir defa, YTS olgusunu içermeyen mevcut terör
yasaları geleneksel terör eylemlerini cezalandırmaktan ya da önlemekten ibarettir. Konsey, YTS
hakkında yeni bir fasıl ve kodifikasyon istemektedir. Bu mevzuun esasına yönelik tartışmalar ayrı bir
konu olarak bir kenarda dursun, ancak yöntem ve prosedür bakımından da ciddi sıkıntılar
yaşanabileceğini belirtmeliyiz. Her şeyden önce, savcıların bir terörist organizasyona katılmayı
„planlayan‟ veya bunun için „anlaşan‟ YTS‟nin bu eylemini ispat güçlüğü çekeceği kesindir. Kimse
kendi aleyhine ifade vermeye zorlanamayacağına göre etkin pişmanlık kurumu işletilmeli, ayrıca adli
makamlarla erken aşamada yapılacak işbirliğinin cezayı tamamen kaldırması gibi teşvik edici
hükümler konulmalıdır.17
Öbür yandan, BM kararında bahsedilen terörizm „amacını‟ bir kimse örgüte katılmadan veya
çatışma bölgesinde rol almadan evvel mesela havaalanındayken veya bilet alırken ortaya koyabilmek
de ayrı bir zorluktur ve bu zorluğun halledilmesi kişinin terörist sıfatını haiz olup olmayacağını da
belirleyen kritik bir eşiği aşmak anlamına gelecektir. Herkesin seyahat özgürlüğü olduğu gibi, insani
yardım, çalışma, evlenme vs. gibi bambaşka türlü niyetlerle herkesin Suriye‟ye gitme hakkı da
bulunmaktadır. Dolayısıyla bu iş adeta pirincin taşını ayıklamak gibidir. Bunun için iletişim tespiti,
sosyal medya takibi, Adli Yardımlaşma ve İnterpol‟ün daha aktif kullanımı gibi tedbirler kadar,
ilgilinin sosyal çevresiyle yasal çerçevede temas halinde olmak da gerekecektir. Ama BM kararının
muradına uygun şekilde şedit cezayı gerektiren bir suç yaratılması halinde YTS‟lerin ailelerinin
işbirliğine yanaşmakta gönülsüz olabileceğini de hatırda tutmanın yararlı olacağı düşüncesindeyiz.
Yine, savaşmaya gidenlerin önemli bir miktarının henüz 18 yaşını doldurmamış oldukları da en baştan
hesaba katılmalı ve yeni terörle mücadele konsepti uğruna halihazırda çocuklar lehine geliştirilen
muhakeme kurumlarından geri dönüş olmamalıdır.
4. Dönen Savaşçılar: Kararda eve dönüş yapan YTS‟ler hakkında tatmin edici bir perspektif
öngörülmemiştir. Çatışma bölgesinden geri gelen bir savaşçı pişman olmuş olabilir, topluma entegre
olmak isteyebilir ya da bilakis döndüğü yerde eylem yapmayı veya örgüte yeni elemanlar
kazandırmayı amaçlıyor olabilir. Bütün bu ayrımları kuşatan ve duruma göre yön belirleyen bir tarz
geliştirilmiş değildir.18 Güvenlik Konseyi devletlerden ceza yasaları koyma ve uygulama beklentisini
daha yüksek sesle dile getirmiş, gitmek isteyen veya dönen savaşçıların topluma yeniden
kazandırılması, yeni radikalleşmelerin önlenmesi ve mahalli aktörlerle işbirliği geliştirilmesi
14
Bibi van Ginkel, agm.
Paraf 6
16
Lorenzo Vidino, Foreign Fighters: An Overview of Responses in Eleven Countries, Center for Security Studies
(CSS), March 2014.
17
Küresel Terörle Mücadele Forumu (GCTF) Rabat Memorandumundan “Good Practice 5”.
18
Bkz. Edwin Bakker, „„Returning Western foreign fighters: The case of Afghanistan, Bosnia and Somalia‟‟,
International Centre for Counter-Terrorism (ICCT) Background Note, July 2014.
15
konularını geri planda bırakmıştır.19 Diğer deyişle, devletlere suç ve ceza tavsiye ederken veya agresif
tedbirler öğütlerken uzun cümlelere ve geniş paragraflara yer veren Konsey, sosyo-politik soft
tedbirler konusunda o kadar cömert davranmamıştır. Oysa dönen savaşçılar YTS tehdidinin azaltılması
ve sorunun kaynağının anlaşılması açısından hükümetlere ve sivil topluma yardım konusunda önemli
rol oynayabileceklerdir. Suriye‟den dönüp gelerek IŞID‟e ve genel olarak bu tarz ekstremist akımlara
katılmaya/kapılmaya karşı(t) duruş gösteren bir kişinin gençler üzerindeki tesiri hiçbir hükümetin
erişemeyeceği kadar büyük olacaktır.20
Sonuç
Yabancı savaşçılar sorunsalına kapsamlı bir uluslararası yaklaşımda bulunmayı öneren fikirler
yükselmesine rağmen, harmonize bir karşılık hala verilmiş değildir. 2178 sayılı karar ışığında
pasaporta el koymak ve vatandaşlık koşullarının ağırlaştırması gibi sert politikalardan, gidenlerin aile
ve arkadaşlarıyla yakın ilişki içine girmek gibi ılımlı yaklaşımlara kadar bir dizi önlemi devletler
münferiden hayata geçirmiş durumdalar. Bütün bunlara rağmen YTS sayısı her geçen gün artmakta ve
bunların ülkelerine geri döndüklerinde taşıyacakları tehdit şimdiden zihinleri meşgul etmektedir.
Türkiye‟ye gelince, diğer aktörlerin aksine ülkemiz IŞİD gerçeği ile zaten birlikte yaşamaktadır.
Türkiye ile örgüt arasındaki coğrafi bağlantı iki açıdan Türkiye‟yi sıkıntıya sokmaktadır: Birincisi,
2014 Mart‟ında IŞİD tarafından Niğde‟de iki güvenlik görevlisinin şehit edilmesi ve bir vatandaşın
öldürülmesi olayında görüldüğü üzere örgütün Türkiye içinde eylem yapabilme kapasitesi
bulunmaktadır; ikincisi de, Türkiye en uzun kara sınırına sahip olduğu güney hattı boyunca
istikrarsızlık ve çatışmalarla boğuşan bir coğrafyadan kaynaklanan çok boyutlu güvenlik riskleri ile
baş etmek durumunda kalmaktadır.21 Dolayısıyla Türkiye BM kararından çok önce ve halen terör
sorunu ile yüzleşmiş ve buna çözüm arayan bir ülke olarak; bu kararı hayata geçirme noktasında istekli
olduğunu defaatle dile getirmiş, uluslararası işbirliğinin önemini ısrarla vurgulamış ve bu doğrultuda
somut adımlar da atmıştır.22
Öte yandan, sınır aşan terör sorununa karşı yapılan mücadele, idari ve polisiye tedbirler olmanın
ötesine taşınarak, BM Güvenlik Konseyi kararına istinaden mevzuatımızda YTS olgusu spesifik olarak
kendine yer bulmalı ve daha kurumsal, sistematik bir yola girilmelidir. Yapılacak yasa değişikliğinde
BM‟nin ceza hukuku ilkeleri açısından koyduğu çıtanın üzerine çıkılarak, açık, net esas ve usul
kuralları koymak ve konunun kapsamına giren diğer suç tipleriyle (adam öldürme, savaş suçları,
insanlığa karşı suç ve insan kaçakçılığı vs) uyumlu bir şekilde ve tarafı olduğumuz uluslararası
metinleri göz önünde tutarak bu kuralları ihdas etmek gerekmektedir. Elbette Anayasamızın ve
evrensel hukuk normlarının koruduğu seyahat özgürlüğü, düşünce ve kanaat özgürlüğü gibi temel
haklar terazinin diğer kefesinde muhafaza edilmeli ve ayrıca YTS‟ler için de masumiyet karinesi ve
lekelenmeme hakkı gibi muhakemeye ilişkin hakların varlığını sürdüreceği unutulmamalıdır.
19
Global Center on Cooperative Security, agm., s. 4
Richard Barrett, Foreign Fighters in Syria, The Soufan Group Publications, July 2014,
p. 30.
21
Oytun Orhan; „„IŞİD ile Mücadele, Sınır Geçişleri ve Türkiye‟‟, Ortadoğu Stratejik AraştırmalarMerkezi (ORSAM)
Bölgesel Gelişmeler Değerlendirmesi No:11 Eylül 2014, s.3
22
"19 bin 500 kişiye giriş yasağı koyduk. Yakalayıp da sınır dışı ettiğimiz kişi sayısı 1154‟e ulaştı. Bunların yarısı
hakkında bize ulaşmış bilgi yoktu, istihbaratımızın titiz çalışmasıyla bu kişiler yakalandı.Bu kişileri geri
gönderdiğinizde bir bakıyorsunuz polise saldırı yapıyor, Fransa'da olduğu gibi, sonra Türkiye havaalanına geri
geliyor. Biz diyoruz ki, bu nasıl oluyor?" (Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu‟nun 13 Mart 2015 tarihli basın
toplantısından), http://www.aljazeera.com.tr/haber/cavusoglu-daha-cok-istihbarat-paylasimi-istedi
20
KAYNAKÇA
Bakker, E., „„Returning Western foreign fighters: The case of Afghanistan, Bosnia and Somalia‟‟,
International Centre for Counter-Terrorism (ICCT) Background Note, July 2014.
Barrett, R., Foreign Fighters in Syria, The Soufan Group Publications, July 2014.
Geneva Academy of International Humanitarian Law and Human Rights, Foreign Fighters under
International Law, October 2014.
Gınkel, B., „„The New Security Council Resolution 2178 on Foreign Terrorist Fighters: A Missed
Opportunity for a Holistic Approach‟‟, International Centre for Counter-Terrorism (ICCT) Publications,
November
2014,http://www.icct.nl/publications/icct-commentaries/the-new-security-council-resolution-2178on-foreign-terrorist-fighters-a-missed-opportunity-for-a-holistic-approach
Global Center on Cooperative Security-Human Security Collective-International Centre for Counter
Terrorism, Policy Brief: “Addressing the Foreign Terrorist Fighters Phenomenon from a European Union
Perspective: UN Security Council Resolution 2178, Legal Issues, and Challenges and Opportunities for EU
Foreign Security and Development Policy,”, December 2014.
Global Counterterrorism Forum (GCTF), The Rabat Memorandum on Good Practises for Effective
Counterterrorism
Practice
in
the
Criminal
Justice
Sector,
https://www.thegctf.org/documents/10162/38299/Rabat+Memorandum-English
Scheının, M., „„Back to post-9/11 panic? Security Council resolution on foreign terrorist fighters‟‟, Just
Security, September 2014, http://justsecurity.org/15407/post-911-panic-security-council-resolution-foreignterrorist-fighters-scheinin/
ORHAN, O., „„IŞİD ile Mücadele, Sınır Geçişleri ve Türkiye‟‟, Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi
(ORSAM) Bölgesel Gelişmeler Değerlendirmesi No:11, Eylül 2014.
VIDINO, L., Foreign Fighters: An Overview of Responses in Eleven Countries, Center for Security
Studies (CSS), March 2014.
http://www.aljazeera.com.tr/haber/cavusoglu-daha-cok-istihbarat-paylasimi-istedi
http://www.un.org/en/ga/search/view_doc.asp?symbol=S/RES/2178 (2014)

Benzer belgeler