T.C. A D A L E T B A K A N L I Ğ I EĞĠTĠM DAĠRESĠ BAġKANLIĞI
Transkript
T.C. A D A L E T B A K A N L I Ğ I EĞĠTĠM DAĠRESĠ BAġKANLIĞI
T.C. ADALET BAKANLIĞI EĞĠTĠM DAĠRESĠ BAġKANLIĞI YARGI MEVZUATI BÜLTENĠ Bültenin Kapsadığı Tarihler 16-31 Mart 2013 Yayımlandığı Tarih 31 Mart 2013 Sayı 2013-06 ĠÇĠNDEKĠLER - - - - - - - - Elektrik Piyasası Serbest Tüketici Yönetmeliğinde DeğiĢiklik Yapılmasına ĠliĢkin Yönetmelik (R.G. 16 Mart 2013 – 28589) Kredi Kartı ĠĢlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında Tebliğ (Sayı: 2006/1)‘de DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sayı: 2013/4) (R.G. 16 Mart 2013 – 28589) Adalet Bakanlığından Münhal Noterlik Ġlanı (R.G. 16 Mart 2013 – 28589) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Yemen Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Vizelerin KarĢılıklı Olarak Kaldırılmasına Dair AnlaĢmanın Onaylanması Hakkında 2013/4391 Sayılı Karar (R.G. 17 Mart 2013 – 28590) EĢyanın Avrupa Ekonomik Topluluğu ile EFTA Ülkeleri ve EFTA Ülkelerinin Kendileri Arasında TaĢınması Amacıyla OluĢturulan ―Ortak Transit Rejimine ĠliĢkin SözleĢme‖nin Ekinde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair ĠliĢik 3/2012 ve 4/2012 Sayılı AB-EFTA Ortak Transit Ortak Komitesi Kararlarına Katılmamız Hakkında 2013/4348 Sayılı Karar (R.G. 17 Mart 2013 – 28590) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti‘ne Yapılacak Yolculuklarda Verilecek Gündeliklere Dair Karar ile YurtdıĢı Gündeliklerine Dair 2013/4344 Sayılı Karar (R.G. 17 Mart 2013 – 28590) 8/1/2002 Tarihli ve 4736 Sayılı Kanunun 1 inci Maddesinin Birinci Fıkrası Hükmünden Muaf Tutulacakların Tespitine Dair 28/1/2002 Tarihli ve 2002/3654 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararının Eki Kararda DeğiĢiklik Yapılmasına ĠliĢkin 2013/4397 Sayılı Karar (R.G. 17 Mart 2013 – 28590) Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapılmasına Dair 2013/4380 Sayılı Yönetmelik (R.G. 17 Mart 2013 – 28590) Ankara Ġli, Kalecik Ġlçesinde Tesis Edilecek Kalecik Hidroelektrik Santrali Enerji Nakil Hattının Yapımı Amacıyla Bazı TaĢınmazların Hazine Adına Tescil Edilmek Üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Tarafından Acele KamulaĢtırılması Hakkında 2013/4307 Sayılı Karar - - - - - - - - - - - (R.G. 19 Mart 2013 – 28592) Ankara Ġli, Mamak Ġlçesi, Altıağaç, Karaağaç ve Hüseyingazi Mahallelerinde Yer Alan Bazı TaĢınmazların Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanlığı Tarafından Acele KamulaĢtırılması Hakkında 2013/4320 Sayılı Karar (R.G. 19 Mart 2013 – 28592) Giresun Ġli, Çanakçı Ġlçesinde Tesis Edilecek Çanakçı I Regülatörü ve Hidroelektrik Santralinin Yapımı Amacıyla Bazı TaĢınmazların Hazine Adına Tescil Edilmek Üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Tarafından Acele KamulaĢtırılması Hakkında 2013/4321 Sayılı Karar (R.G. 19 Mart 2013 – 28592) 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Uyarınca Ġmzalanan Bağlantı AnlaĢmasına Göre Tesis Edilecek ―380 KV Ġzdemir TES-(Aliağa IIUzundere) BrĢ.N. (GiriĢ-ÇıkıĢ) Enerji Ġletim Hattı Projesi‖ Kapsamında Belirtilen Güzergâha Ġsabet Eden TaĢınmazların Direk Yerlerinin Mülkiyet ġeklinde, Ġletken Salınım Gabarisinin ise Ġrtifak Hakkı Kurulmak Suretiyle Türkiye Elektrik Ġletim Anonim ġirketi Genel Müdürlüğü Tarafından Acele KamulaĢtırılması Hakkında 2013/4322 Sayılı Karar (R.G. 19 Mart 2013 – 28592) Ordu Ġli, Ulubey Ġlçesinde Tesis Edilecek Kozbükü Hidroelektrik Santralinin Yapımı Amacıyla Bazı TaĢınmazların Hazine Adına Tescil Edilmek Üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Tarafından Acele KamulaĢtırılması Hakkında 2013/4323 Sayılı Karar (R.G. 19 Mart 2013 – 28592) ġanlıurfa Ġli, Merkez Ġlçesi, AĢık, MaĢuk, Karaköprü ve Dağeteği Köylerinde Kurulacak Doğal Gaz Dağıtım Hattının Yapımı Amacıyla Bazı TaĢınmazların Hazine Adına Tescil Edilmek Üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Tarafından Acele KamulaĢtırılması Hakkında 2013/4324 Sayılı Karar (R.G. 19 Mart 2013 – 28592) Konya Ġli, TaĢkent Ġlçesi, TaĢkent Mahallesinde Yer Alan Bazı TaĢınmazların Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanlığı Tarafından Acele KamulaĢtırılması Hakkında 2013/4325 Sayılı Karar (R.G. 19 Mart 2013 – 28592) Adana Ġli, Çukurova Ġlçesi, Göl mahallesinde yer alan Bazı taĢınmazların Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanlığı tarafından acele kamulaĢtırılması Hakkında 2013/4326 Sayılı Karar (R.G. 19 Mart 2013 – 28592) Bazı YerleĢim Birimlerinin Uygulama Alanı Olarak Tespiti, Belirtilen YerleĢim Alanında Dağıtılacak Toprak Normunun Belirlenmesi, Bazı YerleĢim Birimlerinin Bakanlar Kurulu Kararları Kapsamından Çıkarılması Hakkında 2013/4328 Sayılı Karar (R.G. 19 Mart 2013 – 28592) Konya-Çumra III. Merhale (KOP) Projesi Kapsamındaki AfĢar Hadimi Barajı ĠnĢaatının Yapımı Amacıyla Bazı taĢınmazların Devlet Su ĠĢleri Genel Müdürlüğü Tarafından Acele KamulaĢtırılması 2013/4339 Sayılı Karar (R.G. 19 Mart 2013 – 28592) ÇarĢamba Ovası Sulaması ve Drenajı (DOKAP) (YHGP) Projesinin Yapımı Maksadıyla Bazı TaĢınmazların Devlet Su ĠĢleri Genel Müdürlüğü Tarafından Acele KamulaĢtırılması Hakkında 2013/4340 Sayılı Karar (R.G. 19 Mart 2013 – 28592) Trabzon Ġli, Araklı Ġlçesinde Tesis Edilecek Horyan Regülatörü - - - - - - - - - Hidroelektrik Santralinin Yapımı Amacıyla Bazı TaĢınmazın Hazine Adına Tescil Edilmek Üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Tarafından Acele KamulaĢtırılması Hakkında 2013/4341 Sayılı Karar (R.G. 19 Mart 2013 – 28592) 154 kV ÇambaĢı HES TM - Çaykara HES TM Enerji Ġletim Hattı Projesinin Yapımı Amacıyla Ġhtiyaç Duyulan Direk Yerlerinin Mülkiyet ġeklinde, Ġletken Salınım Gabarisinin ise Ġrtifak Hakkı Kurulmak Suretiyle Türkiye Elektrik Ġletim Anonim ġirketi Genel Müdürlüğü Tarafından Acele KamulaĢtırılması Hakkında 2013/4351 Sayılı Karar (R.G. 19 Mart 2013 – 28592) Mardin-Sekidüzü Mevkiinde Kurulması Planlanan Lojistik Merkezinin Tesis Edilebilmesi Amacıyla Bazı Alanların ve Üzerindeki Muhdesatların Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları ĠĢletmesi Genel Müdürlüğü Tarafından Acele KamulaĢtırılması Hakkında 2013/4352 Sayılı Karar (R.G. 19 Mart 2013 – 28592) Adapazarı Ġçmesuyu Projesi Kapsamındaki Ballıkaya Barajının Yapımı Amacıyla Bazı Güzergâh ve Alanlarda Bulunan TaĢınmazların Devlet Su ĠĢleri Genel Müdürlüğü Tarafından Acele KamulaĢtırılması Hakkında 2013/4353 Sayılı Karar (R.G. 19 Mart 2013 – 28592) Ġzmir Ġli, ÇeĢme ve Urla Ġlçelerinde Tesis Edilecek Zeytineli Rüzgâr Enerji Santralinin Yapımı Amacıyla Bazı TaĢınmazların Hazine Adına Tescil Edilmek Üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Tarafından Acele KamulaĢtırılması Hakkında 2013/4354 Sayılı Karar (R.G. 19 Mart 2013 – 28592) Türkiye Elektrik Ġletim Anonim ġirketi Genel Müdürlüğüne Ait ―154 kV Uzundere-Urla-Urla 2 TM Enerji Ġletim Hattı Yenileme Projesi Kapsamında Belirtilen Güzergâha Ġsabet Eden TaĢınmazlarda Ġhtiyaç Duyulan Direk Yerlerinin Mülkiyet ġeklinde, Ġletken Salınım Gabarisinin ise Ġrtifak Hakkı Kurulmak Suretiyle Adı Geçen Genel Müdürlük Tarafından Acele KamulaĢtırılması Hakkında 2013/4392 Sayılı Karar (R.G. 19 Mart 2013 – 28592) Van Ġli, ErciĢ Ġlçesi, Bayazıt, KıĢla, Latifiye, Camikebir, Alkanat, Vanyolu ve Salihiye Mahalleleri Sınırları Ġçerisinde Bulunan Bazı Alanların Riskli Alan Olarak Belirlenmesi Hakkında 2013/4396 Sayılı Karar (R.G. 19 Mart 2013 – 28592) Emniyet Genel Müdürlüğü Yükseköğretim Kurumlarında Öğrenci Okutma Yönetmeliğinde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 19 Mart 2013 – 28592) Polis Akademisi Başkanlığı Güvenlik Bilimleri Fakültesi Giriş ve EğitimÖğretim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 19 Mart 2013 – 28592) ÖzelleĢtirme Yüksek Kurulunun 15/3/2013 Tarihli ve 2013/55 Sayılı Kararı (R.G. 19 Mart 2013 – 28592) ÖzelleĢtirme Yüksek Kurulunun 15/3/2013 Tarihli ve 2013/56 Sayılı Kararı (R.G. 19 Mart 2013 – 28592) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür Varlığının Yasa DıĢı Ġthal, Ġhraç ve Mülkiyet Devrinin Yasaklanması ve Önlenmesine ĠliĢkin AnlaĢma‖nın Onaylanması Hakkında 2013/4371 Sayılı Karar (R.G. - - - - - - 20 Mart 2013 – 28593) Bazı AnlaĢmaların Yürürlüğe Girdiği Tarihlerin Tespit Edilmesi Hakkında 2013/4399 Sayılı Karar (R.G. 20 Mart 2013 – 28593) ĠĢkolu Tespit Kararı (No: 2013/11) (R.G. 20 Mart 2013 – 28593) Adalet Bakanlığından Çeşitli İlanlar (R.G. 20 Mart 2013 – 28593) Türkiye Cumhuriyeti ile Sırbistan Cumhuriyeti Arasında Sosyal Güvenlik AnlaĢması‘nın Onaylanması Hakkında 2013/4377 Sayılı Karar (R.G. 21 Mart 2013 – 28594) Türkiye Cumhuriyeti ile Kore Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Alanı Tesis Eden Çerçeve AnlaĢma‖nın Onaylanması Hakkında 2013/4383 Sayılı Karar (R.G. 21 Mart 2013 – 28594) Boru Hatları ile Petrol TaĢıma A.ġ. Mal ve Hizmet Alımı Yönetmeliği (R.G. 21 Mart 2013 – 28594) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında 13 Aralık 1993 Tarihli Türkiye Cumhuriyeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Arasında Antalya Ġlinin Kemer Ġlçesindeki TaĢınmazın Kazakistan Cumhuriyetine Kullandırılmasına ĠliĢkin Protokol DeğiĢikliklerin ve Eklemelerin Yapılmasına Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında 6445 Sayılı Kanun (R.G. 22 Mart 2013 – 28595) On Üç Ġlde BüyükĢehir Belediyesi ve Yirmi Altı Ġlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanunda DeğiĢiklik Yapılması Hakkında 6447 Sayılı Kanun (R.G. 22 Mart 2013 – 28595) ĠĢkolu Tespit Kararı (No: 2013/8) (R.G. 22 Mart 2013 – 28595) ĠĢkolu Tespit Kararı (No: 2013/9) (R.G. 22 Mart 2013 – 28595) ĠĢkolu Tespit Kararı (No: 2013/10) (R.G. 22 Mart 2013 – 28595) ĠĢkolu Tespit Kararı (No: 2013/12) (R.G. 22 Mart 2013 – 28595) ĠĢkolu Tespit Kararı (No: 2013/13) (R.G. 22 Mart 2013 – 28595) Yüksek Seçim Kurulunun 16/3/2013 Tarihli ve 92 Sayılı Kararı (R.G. 22 Mart 2013 – 28595) Adalet Bakanlığından ÇeĢitli Ġlan (R.G. 22 Mart 2013 – 28595) UyuĢmazlık Mahkemesine Ait Kararlar (R.G. 22 Mart 2013 – 28595 - Mükerrer) Milli Emlak Genel Tebliği (Sıra No : 352) (R.G. 23 Mart 2013 – 28596) Parasal Sınırlar e Oranlar Hakkında Genel Tebliğ (Sayı: 2013/1) (R.G. 23 Mart 2013 – 28596) Vakıflara Vergi Muafiyeti Tanınması Hakkında Genel Tebliğ (Seri No: 1)‘de DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 3) (R.G. 23 Mart 2013 – 28596) - - - - - Anayasa Mahkemesinin E : 2012/128, K : 2013/7 Sayılı Karar (R.G. 23 Mart 2013 – 28596) Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği (R.G. 24 Mart 2013 – 28597) Siirt Ġli Baykan Ġlçesi Ziyaret Beldesinin isminin ―Veyselkarani‖ Olarak DeğiĢtirilmesi Hakkında Karar (R.G. 26 Mart 2013 – 28599) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna Ait Karar (R.G. 26 Mart 2013 – 28599) Gümrük Genel Tebliği (Fikri ve Sınai Haklar) (Seri No: 1) (R.G. 26 Mart 2013 – 28599) Adalet Bakanlığından Ġhaleler Katılmaktan Yasaklama Kararı (R.G. 26 Mart 2013 – 28599) Millî Savunma Bakanlığı, Genelkurmay BaĢkanlığı ve Kuvvet Komutanlıklarında Görevli Devlet Memurlarının Yer DeğiĢtirme Suretiyle Atanmalarına ĠliĢkin Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 27 Mart 2013 – 28600) Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 425) (R.G. 27 Mart 2013 – 28600) Anayasa Mahkemesinin 5/3/2013 Tarihli ve 2012/30 Sayılı Kararı (R.G. 27 Mart 2013 – 28600) Anayasa Mahkemesinin 5/3/2013 Tarihli ve 2012/73 Sayılı Kararı (R.G. 27 Mart 2013 – 28600) Anayasa Mahkemesinin 5/3/2013 Tarihli ve 2012/74 Sayılı Kararı (R.G. 27 Mart 2013 – 28600) Anayasa Mahkemesinin 5/3/2013 Tarihli ve 2012/475 Sayılı Kararı (R.G. 27 Mart 2013 – 28600) Anayasa Mahkemesinin 5/3/2013 Tarihli ve 2012/491 Sayılı Kararı (R.G. 27 Mart 2013 – 28600) Anayasa Mahkemesinin 5/3/2013 Tarihli ve 2012/644 Sayılı Kararı (R.G. 27 Mart 2013 – 28600) Anayasa Mahkemesinin5/3/2013 Tarihli ve 2012/743 Sayılı Kararı (R.G. 27 Mart 2013 – 28600) Anayasa Mahkemesinin 5/3/2013 Tarihli ve 2012/754 Sayılı Kararı (R.G. 27 Mart 2013 – 28600) Anayasa Mahkemesinin 5/3/2013 Tarihli ve 2012/829 Sayılı Kararı (R.G. 27 Mart 2013 – 28600) Anayasa Mahkemesinin 5/3/2013 Tarihli ve 2012/837 Sayılı Kararı (R.G. 27 Mart 2013 – 28600) Anayasa Mahkemesinin 5/3/2013 Tarihli ve 2012/883 Sayılı Kararı (R.G. 27 Mart 2013 – 28600) Türkiye Cumhuriyeti ile Kore Cumhuriyeti Arasında Mal Ticareti AnlaĢmasının Onaylanması Hakkında 2013/4407 Sayılı Karar (R.G. 27 Mart 2013 – 28600 - Mükerrer) Zorunlu KarĢılıklar Hakkında Tebliğ (Sayı: 2005/1)‘de DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sayı: 2013/5) (R.G. 28 Mart 2013 – 28601) Anayasa Mahkemesinin E: 2009/45 K: 2011/88 Sayılı Kararı (R.G. 28 Mart 2013 – 28601) Anayasa Mahkemesinin E: 2011/109 K: 2012/145 Sayılı Kararı - - - - - - - - - (R.G. 28 Mart 2013 – 28601) Anayasa Mahkemesinin E: 2011/3 K: 2012/153 Sayılı Kararı (R.G. 28 Mart 2013 – 28601) Anayasa Mahkemesinin E: 2011/4 K: 2012/154 Sayılı Kararı (R.G. 28 Mart 2013 – 28601) Anayasa Mahkemesinin E: 2012/27 K: 2012/173 Sayılı Kararı (R.G. 28 Mart 2013 – 28601) Anayasa Mahkemesinin E: 2012/68 K: 2012/182 Sayılı Kararı (R.G. 28 Mart 2013 – 28601) Anayasa Mahkemesinin E: 2012/93 K: 2013/8 Sayılı Kararı (R.G. 28 Mart 2013 – 28601) Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına ĠliĢkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik (R.G. 28 Mart 2013 – 28601 - Mükerrer) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Vizelerin Kaldırılması Hakkında AnlaĢmanın Türkiye ve Hırvatistan Arasında Uygulanmasının 1 Nisan 2013 Tarihinden Geçerli Olmak Üzere yürürlükten Kaldırılması Hakkında 2013/4483 Sayılı Karar (R.G. 29 Mart 2013 – 28602) ĠĢ Sağlığı ve Güvenliğine ĠliĢkin ĠĢyeri Tehlike Sınıfları Tebliğinde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (R.G. 29 Mart 2013 – 28602) Gümrük ĠĢlemlerinin KolaylaĢtırılmasına ĠliĢkin Gümrük Genel Tebliği (Sıra No: 1) (R.G. 29 Mart 2013 – 28602) Elektrik Piyasası 6446 Sayılı Kanunu (R.G. 30 Mart 2013 – 28603) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Bilim ve Teknoloji Alanında ĠĢbirliği AnlaĢmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun 6448 Sayılı Kanun (R.G. 30 Mart 2013 – 28603) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Amerika BirleĢik Devletleri Hükümeti Arasında Bilimsel ve Teknolojik ĠĢbirliği AnlaĢması ile AnlaĢmaya ĠliĢkin Mektupların ve AnlaĢmada DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun 6449 Sayılı Kanun (R.G. 30 Mart 2013 – 28603) Stratejik Deniz TaĢımacılığı Taahhütlerine ĠliĢkin Çok Uluslu Uygulama Düzenlemesine Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair 6450 Sayılı Kanun (R.G. 30 Mart 2013 – 28603) Federal Almanya Cumhuriyeti Federal Savunma Bakanlığı, Fransa Cumhuriyeti Savunma Bakanı ve Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanlığı Arasında Ġmzalanan Cobra Topçu Tespit Radarı 2013-2015 Arası Hizmet Desteği ile Ġlgili Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair 6451 Sayılı Kanun (R.G. 30 Mart 2013 – 28603) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Somali Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Teknik ĠĢbirliği AnlaĢmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair 6452 Sayılı Kanun (R.G. 30 Mart 2013 – 28603) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moritanya Ġslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık ve Tıp Bilimleri Alanlarında ĠĢbirliğine Dair AnlaĢmanın - - - - - - - - - - - Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair 6453 Sayılı Kanun (R.G. 30 Mart 2013 – 28603) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moritanya Ġslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik ĠĢbirliği AnlaĢmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair 6454 Sayılı Kanun (R.G. 30 Mart 2013 – 28603) Ceza Ġnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personeli Eğitim Merkezleri KuruluĢ, Görev ve ÇalıĢma Yönetmeliğinde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 30 Mart 2013 – 28603) Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Personeli Görevde Yükselme ve Unvan DeğiĢikliği Yönetmeliğinde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 30 Mart 2013 – 28603) Hükümlü ve Tutukluların Ödüllendirilmesi Hakkında Yönetmelik (R.G. 30 Mart 2013 – 28603) Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik (R.G. 30 Mart 2013 – 28603) ĠĢyerlerinde ĠĢin Durdurulmasına Dair Yönetmelik (R.G. 30 Mart 2013 – 28603) Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanlığı SatıĢ, Devir, Ġntikal, Kiraya Verme, Trampa, Sınırlı Ayni Hak Tesisi ve Arsa SatıĢı KarĢılığı Gelir PaylaĢımı Ġhale Yönetmeliğinde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 30 Mart 2013 – 28603) Karayolları Genel Müdürlüğü Tasarrufundaki TaĢınmazların Değerlendirilmesine ĠliĢkin Yönetmelik (R.G. 30 Mart 2013 – 28603) 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Uygulamasına Dair Yönetmelikte (R.G. 30 Mart 2013 – 28603) Avrupa Patentlerinin Verilmesi ile Ġlgili Avrupa Patent SözleĢmesinin Türkiye‘de Uygulama ġeklini Gösterir Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 30 Mart 2013 – 28603) Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Uygulama ġeklini Gösterir Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 30 Mart 2013 – 28603) Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Uygulama ġeklini Gösterir Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 30 Mart 2013 – 28603) 2013 Mart Ayında YaĢ Haddinden, Ġsteği Üzerine ve Malülen Emekliye Ayrılan Hâkim ve Savcıları Belirtir Liste YÖNETMELĠK Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan: ELEKTRĠK PĠYASASI SERBEST TÜKETĠCĠ YÖNETMELĠĞĠNDE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA ĠLĠġKĠN YÖNETMELĠK MADDE 1 – 4/9/2002 tarihli ve 24866 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrik Piyasası Serbest Tüketici Yönetmeliğinin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki (16) numaralı tanımdan sonra gelmek üzere aşağıdaki (17) numaralı tanım eklenmiştir. “17. Ortak sayaç: Birden fazla gerçek ve/veya tüzel kişinin elektrik enerji tüketimlerini ölçmek amacıyla tesis edilen tek bir sayacı,” MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesinin beşinci fıkrası yürürlükten kaldırılmış, üçüncü ve altıncı fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Elektrik enerjisi tüketimleri tek bir ortak sayaç ile ölçülebilen birden fazla gerçek ve/veya tüzel kişinin tükettiği toplam elektrik enerjisi miktarının serbest tüketici limitini geçmesi veya bu limitin geçileceğinin taahhüt edilmesi durumunda, bu kişilerin birlikte serbest tüketici niteliği kazandığı kabul edilir.” “Serbest tüketici niteliği ile birden fazla gerçek ve/veya tüzel kişinin aralarından yetkilendirdiği bir tüketici adına satın alınan tek bir ortak sayaç ile ölçülebilen elektrik enerjisi, kâr amaçlı olarak tekrar satışı yapılmaksızın ilgili gerçek ve/veya tüzel kişilere ait tüketim noktalarına verilebilir.” MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “a) Serbest tüketiciyi; tüketici hakları, ikili anlaşmalar kapsamındaki ticari seçenekler ve muhtemel riskler ile talep tarafı katılımına ilişkin bilgiler hakkında anlaşma yapılmadan önce yazılı olarak veya elektronik ortamda bilgilendirmek,” MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 10/A maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin geçici 4 üncü maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 7 – Aynı Yönetmeliğe aşağıdaki geçici 5 inci madde eklenmiştir. “Geçici Madde 5- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce aynı tüzel kişilik ya da doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin yarısından fazlası aynı tüzel kişiye ait olan tüzel kişi altında talep birleştirme suretiyle serbest tüketici niteliği kazanarak tedarikçisini seçenlerin, bu haklarını kullanmalarına serbest tüketici limitinin sıfır olarak belirlendiği ayın sonuna kadar izin verilir. Ancak serbest tüketici hakkını bu şekilde kullanmakta olan tüketim noktalarından herhangi birisinin, Kurul onaylı perakende satış tarifesi kapsamında elektrik enerjisi temin etmeye başlaması halinde, yeniden ilgili tüzel kişi altında talep birleştirme kapsamına dönmesine izin verilmez.” MADDE 8 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 9 – Bu Yönetmelik hükümlerini Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı yürütür. [R.G. 16 Mart 2013 – 28589 ] —— • —— TEBLĠĞ Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından: KREDĠ KARTI ĠġLEMLERĠNDE UYGULANACAK AZAMĠ FAĠZ ORANLARI HAKKINDA TEBLĠĞ (SAYI: 2006/1)’DE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR TEBLĠĞ (SAYI: 2013/4) MADDE 1 – 2/4/2006 tarihli ve 26127 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kredi Kartı İşlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında Tebliğ (Sayı: 2006/1)’in 3 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(1) Aylık azami akdi faiz oranı, Türk lirası için yüzde 2,22, ABD doları için yüzde 1,70 ve Euro için yüzde 1,64’tür. (2) Aylık azami gecikme faizi oranı, Türk lirası için yüzde 2,72, ABD doları için yüzde 2,20 ve Euro için yüzde 2,14’tür.” MADDE 2 – Bu Tebliğ 1/4/2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girer. MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı yürütür. [R.G. 16 Mart 2013 – 28589 ] —— • —— Adalet Bakanlığından : MÜNHAL NOTERLĠK 2012 yılı gayri safı geliri 840.166,70.-TL. olan birinci sınıf Bakırköy Altıncı Noterliği 7 Mayıs 2013 tarihinde yaĢ tahdidi nedeniyle boĢalacaktır. 1512 sayılı Noterlik Kanununun 22 ve müteakip maddeleri gereğince BĠRĠNCĠ SINIF NOTERLERDEN bu noterliğe atanmaya istekli olanların ilan tarihinden itibaren bir ay içinde Bakanlığımıza veya bulundukları yer Cumhuriyet BaĢsavcılıklarına baĢvurmaları gerekmektedir. Posta ile doğrudan doğruya Bakanlığa gönderilmiĢ olan dilekçeler baĢvurma süresi içinde Bakanlığa gelmediği takdirde atama iĢleminde nazara alınmaz. Keyfiyet Noterlik Kanununun 22 nci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca ilan olunur. 2247/1-1 [R.G. 16 Mart 2013 – 28589 ] —— • —— MĠLLETLERARASI ADLAġMA Karar Sayısı : 2013/4391 20 Ekim 2012 tarihinde Sana‘da imzalanan ekli ―Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Yemen Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Vizelerin KarĢılıklı Olarak Kaldırılmasına Dair AnlaĢma‖nın onaylanması; DıĢiĢleri Bakanlığının 8/2/2013 tarihli ve 6342164 sayılı yazısı üzerine, 15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı Kanunun 10 uncu, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddelerine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 22/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı AndlaĢma metni için tıklayınız [R.G. 17 Mart 2013 – 28590] —— • —— MĠLLETLERARASI SÖZLEġME Karar Sayısı : 2013/4348 EĢyanın Avrupa Ekonomik Topluluğu ile EFTA ülkeleri ve EFTA ülkelerinin kendileri arasında taĢınması amacıyla oluĢturulan ―Ortak Transit Rejimine ĠliĢkin SözleĢme‖nin ekinde değiĢiklik yapılmasına dair iliĢik 3/2012 ve 4/2012 sayılı AB-EFTA Ortak Transit Ortak Komitesi kararlarına katılmamız; DıĢiĢleri Bakanlığının 13/2/2013 tarihli ve 8483305 sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü ve 5 inci maddelerine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 22/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı SözleĢme metni için tıklayınız [R.G. 17 Mart 2013 – 28590] —— • —— BAKANLAR KURULU KARARLARI Karar Sayısı : 2013/4344 ―Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti‘ne Yapılacak Yolculuklarda Verilecek Gündeliklere Dair Karar‖ ile ―YurtdıĢı Gündeliklerine Dair Karar‖ın yürürlüğe konulması; Maliye Bakanlığının 16/1/2013 tarihli ve 447 sayılı yazısı üzerine, 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanununun 34 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 28/1/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı S. ERGĠN F. ġAHĠN S. ERGĠN N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı V.Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı Kararın eki için tıklayınız [R.G. 17 Mart 2013 – 28590] —— • —— Karar Sayısı : 2013/4397 8/1/2002 tarihli ve 4736 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrası hükmünden muaf tutulacakların tespitine dair 28/1/2002 tarihli ve 2002/3654 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Kararda değiĢiklik yapılmasına iliĢkin ekli Kararın yürürlüğe konulması; Sağlık Bakanlığının 19/2/2013 tarihli ve 6131 sayılı yazısı üzerine, anılan Kanunun 1 inci maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 22/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı 22/2/2013 TARĠHLĠ VE 2013/4397 SAYILI KARARNAMENĠN EKĠ KARAR MADDE 1 – 28/1/2002 tarihli ve 2002/3654 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Karara aĢağıdaki geçici madde eklenmiĢtir. ―GEÇĠCĠ MADDE 38 – Sağlık Bakanlığı Türkiye Organ ve Doku Bilgi Sistemine kayıtlı kornea nakli bekleyen hastalar; yurtiçi donörlerden yeterince kornea dokusu temin edilememesi nedeniyle korneaya bağlı göz rahatsızlıklarının tedavi edilmesinin sağlanması amacıyla, Sağlık Bakanlığınca yurt dıĢı doku bankalarından temin edilecek 4968 adede kadar korneadan yararlanmada, 8/1/2002 tarihli ve 4736 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrası hükmünden muaftır.‖ MADDE 2 – Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – Bu Karar hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. [R.G. 17 Mart 2013 – 28590] —— • —— YÖNETMELĠK Karar Sayısı : 2013/4380 Ekli ―Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik‖in yürürlüğe konulması; Milli Savunma Bakanlığının 5/12/2012 tarihli ve 2426 sayılı yazısı üzerine, 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun Bakanlar Kurulu‘nca 22/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. 10 uncu maddesine göre, Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı NAKDĠ TAZMĠNAT VE AYLIK BAĞLANMASI HAKKINDA YÖNETMELĠKTE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR YÖNETMELĠK MADDE 1 – 25/11/1992 tarihli ve 92/3809 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmeliğin 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin birinci paragrafı ile (c) ve (d) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "İç güvenlik ve asayişin korunmasında, kaçakçılığın men, takip ve tahkikinde, trafik ve yol güvenliğini veya tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakillerini sağlamada, güven ve asayişi ihlal eden eylemler nedeniyle yakalanan, gözaltına alınan, tutuklanan veya hükümlü bulunanların muayene ve tedavilerinde, kaçakçılığın men, takip ve tahkiki maksadıyla mayınlanmış sahaların temizlenmesinde, 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanununun 28 inci maddesinde belirtilen görev ve işlerin yerine getirilmesinde, Devlet istihbarat faaliyetlerinde, Devletin kara sınırlarının korunması ve güvenliğinin sağlanmasında ve terörle mücadele faaliyetlerinde görevlendirilen;" "c) Güven ve asayişi ihlal eden eylemler ile kaçakçılığa ilişkin eylemlerin önlenmesine yönelik görev yapan mülki idare amirlerinin, d) Tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakilleri ile ceza ve tutukevlerinin iç ve dış güvenliğini sağlamakla görevli bulunan personelin," MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesinde yer alan "60" ibaresi "100" şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "MADDE 6 – Sakatlanma halinde Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca belirlenecek sakatlık derecesine göre; a) Yaşamak için gerekli hareketleri yapmaktan aciz ve hayatını başkasının yardım ve desteği olmaksızın sürdüremeyecek şekilde malul olanlara 4 üncü maddede belirtilen aylığın 200 katı tutarında ödeme yapılır. b) Diğer sakatlanma hallerinde 5 inci maddedeki tutar esas alınarak aşağıdaki cetvelde gösterilen oranlarda ödeme yapılır. Sakatlık dereceleri, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 5510 sayılı Kanunla mülga hükümleri ile 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesi uyarınca vazife malulü olanlar hakkında uygulanan Vazife Malullüklerinin Nevileri ile Dereceleri Hakkında Nizamname hükümlerine göre tespit edilir. Sakatlık Derecesi Ödenecek Tazminat Yüzdesi 6 %25 5 %35 4 %45 3 %55 2 %65 1 %75" MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 7 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "MADDE 7 – Yaralanma halinde, kurumlarınca sevk edildikleri Devlet hastaneleri, askeri hastaneler, üniversite hastaneleri veya Adli Tıp Kurumu tarafından verilen adli muayene raporlarında belirtilen yaralanmaların en ağır olanı üzerinden (farklı teşhisler olması halinde) 5 inci maddedeki tutarın yaralanmanın; a) Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olması halinde %3'ü, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmaması halinde %5'i oranında, b) Vücutta kemik kırılmasına neden olması ve kırığın kişinin hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif derecede olması halinde %7'si, orta derecede olması halinde %10'u, ağır derecede olması halinde % 15'i oranında, c) Kişinin yaşamını tehlikeye sokacak derecede olması halinde %20'si oranında, d) Araz bırakması halinde %20'sini aşmamak şartıyla yaralanma derecelerinde belirtilen oranların iki katı tutarında, ödeme yapılır." MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "MADDE 9 – 2 nci madde kapsamında bulunanların aynı maddede belirtilen görevlerde sakat kalmaları veya ölmeleri halinde, ilgili sosyal güvenlik kurumunca aşağıdaki işlemler yapılır: a) Sakatlanarak emekliye ayrılanlara görev malullüğü aylığı bağlanır. b) Emekli aylığı almakta iken sakatlananların almakta oldukları aylıkları görev malullüğü aylığına dönüştürülür. c) Görevde bulunduğu sırada ölenlere bağlanması gereken görev malullüğü aylığı veya emekli iken ölenlerin aldıkları emekli aylığı görev malullüğü aylığına dönüştürülmek suretiyle dul ve yetimlerine intikal ettirilir. Bu hallerde bağlanacak görev malullüğü aylığı %25 arttırılarak ödenir. Ancak, 5434 sayılı Kanunun 5510 sayılı Kanunla mülga 64 üncü maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin sekizinci fıkrasından yararlananlar için bu arttırma yapılmaz. d) 5510 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olmayanların (506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesinde belirtilen sandıklar dahil) sakat kalmaları halinde öğrenim durumlarına göre 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesi hükümlerine göre belirlenecek giriş derece ve kademeleri üzerinden (öğrenimi bulunmayanlar için ilkokul mezunu gibi) kendilerine, ölümlerinde dul ve yetimlerine 5434 sayılı Kanunun 5510 sayılı Kanunla mülga hükümlerine veya 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesine göre Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından görev malullüğü aylığı %25 arttırılarak bağlanır. Ancak, bu madde gereğince Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca arttırılarak bağlanacak aylıklar hiçbir surette aynı derece, kademe ve ek göstergedeki emsaline 5434 sayılı Kanunun mülga 64 üncü maddesinin son fıkrası gereğince bağlanması gereken miktardan fazla olamaz." MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin 17 nci maddesinin (a) fıkrasının (2) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “2- Yaralanmanın derecesini, araz bırakıp bırakmadığını, yaralının kaç gün iş ve gücünden geri kaldığını belirten, kurumlarınca sevk edildikleri Devlet hastaneleri, askeri hastaneler, üniversite hastanelerince verilen kesin sağlık kurulu raporları veya Adli Tıp Kurumu tarafından verilen kesin adli tıp raporları,” MADDE 7 – Sayıştayın görüşü alınarak hazırlanan bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 8 – Bu Yönetmelik hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. [R.G. 17 Mart 2013 – 28590] —— • —— BAKANLAR KURULU KARARLARI Karar Sayısı : 2013/4307 Ankara Ġli, Kalecik Ġlçesinde tesis edilecek Kalecik Hidroelektrik Santrali enerji nakil hattının yapımı amacıyla ekli listede bulundukları yer ile ada ve parsel numaraları belirtilen taĢınmazların Hazine adına tescil edilmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından acele kamulaĢtırılması; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 14/1/2013 tarihli ve 45 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 11/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY N. ERGÜN BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V. S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı Kararın eki için tıklayınız [R.G. 19 Mart 2013 – 28592] —— • —— Karar Sayısı : 2013/4320 Ankara Ġli, Mamak Ġlçesi, Altıağaç, Karaağaç ve Hüseyingazi mahallelerinde yer alan ve ekli harita ile listede sınır ve koordinatları gösterilen sahadaki taĢınmazların Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanlığı tarafından acele kamulaĢtırılması; 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 11/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY N. ERGÜN BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan YardımcısıBaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V. S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı Kararın eki için tıklayınız [R.G. 19 Mart 2013 – 28592] —— • —— Karar Sayısı : 2013/4321 Giresun Ġli, Çanakçı Ġlçesinde tesis edilecek Çanakçı I Regülatörü ve Hidroelektrik Santralinin yapımı amacıyla ekli listede bulundukları yer ile ada ve parsel numaraları belirtilen taĢınmazların Hazine adına tescil edilmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından acele kamulaĢtırılması; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 23/1/2013 tarihli ve 97 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 11/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY N. ERGÜN BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V. S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı Kararın eki için tıklayınız [R.G. 19 Mart 2013 – 28592] —— • —— Karar Sayısı : 2013/4322 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca imzalanan Bağlantı AnlaĢmasına göre tesis edilecek ―380 kV Ġzdemir TES-(Aliağa II-Uzundere) BrĢ.N. (giriĢ-çıkıĢ) Enerji Ġletim Hattı Projesi‖ kapsamında ekli haritada gösterilen güzergâha isabet eden taĢınmazların direk yerlerinin mülkiyet Ģeklinde, iletken salınım gabarisinin ise irtifak hakkı kurulmak suretiyle Türkiye Elektrik Ġletim Anonim ġirketi Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaĢtırılması; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 14/1/2013 tarihli ve 42 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 11/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY N. ERGÜN BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V. S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı Kararın eki için tıklayınız [R.G. 19 Mart 2013 – 28592] —— • —— Karar Sayısı : 2013/4323 Ordu Ġli, Ulubey Ġlçesinde tesis edilecek Kozbükü Hidroelektrik Santralinin yapımı amacıyla ekli listede bulundukları yer ile ada ve parsel numaraları belirtilen taĢınmazların Hazine adına tescil edilmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından acele kamulaĢtırılması; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 14/1/2013 tarihli ve 47 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu'nca 11/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY N. ERGÜN BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V. S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı Kararın eki için tıklayınız [R.G. 19 Mart 2013 – 28592] —— • —— Karar Sayısı : 2013/4324 ġanlıurfa Ġli, Merkez Ġlçesi, AĢık, MaĢuk, Karaköprü ve Dağeteği köylerinde kurulacak doğal gaz dağıtım hattının yapımı amacıyla ekli listede bulundukları yer ile parsel numaraları belirtilen taĢınmazların Hazine adına tescil edilmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından acele kamulaĢtırılması; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 14/1/2013 tarihli ve 44 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 11/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY N. ERGÜN BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V. S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı Kararın eki için tıklayınız [R.G. 19 Mart 2013 – 28592] —— • —— Karar Sayısı : 2013/4325 Konya Ġli, TaĢkent Ġlçesi, TaĢkent mahallesinde yer alan ve ekli haritada sınır ve koordinatları gösterilen sahadaki taĢınmazların Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanlığı tarafından acele kamulaĢtırılması; 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 11/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY N. ERGÜN BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V. S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı Kararın eki için tıklayınız [R.G. 19 Mart 2013 – 28592] —— • —— Karar Sayısı : 2013/4326 Adana Ġli, Çukurova Ġlçesi, Göl mahallesinde yer alan ve ekli haritada sınır ve koordinatları gösterilen sahadaki taĢınmazların Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanlığı tarafından acele kamulaĢtırılması; 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu'nca 11/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY N. ERGÜN BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V. S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı Kararın eki için tıklayınız [R.G. 19 Mart 2013 – 28592] —— • —— Karar Sayısı : 2013/4328 1- Ekli (I) sayılı listede belirtilen yerleĢim birimlerinin uygulama alanı olarak tespiti, 2- Ekli (II) sayılı listede yer alan yerleĢim alanında dağıtılacak toprak normunun aynı listede gösterildiği Ģekilde belirlenmesi, 3- Ekli (III) sayılı listede yer alan yerleĢim birimlerinin aynı listede gösterilen Bakanlar Kurulu kararları kapsamından çıkarılması; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının 23/1/2013 tarihli ve 1114 sayılı yazısı üzerine, 22/11/1984 tarihli ve 3083 sayılı Kanunun 3 üncü ve 8 inci maddelerine göre, Bakanlar Kurulu'nca 11/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY N. ERGÜN BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan YardımcısıBaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V. S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma Bakanı Orman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı Kararın eki için tıklayınız [R.G. 19 Mart 2013 – 28592] —— • —— Karar Sayısı : 2013/4339 2013 Yılı Yatırım Programında 2010A010090 proje numarası ile yer alan Konya-Çumra III. Merhale (KOP) Projesi kapsamındaki AfĢar Hadimi Barajı inĢaatının yapımı amacıyla ekli haritada gösterilen güzergah ve alanlarda bulunan taĢınmazların Devlet Su ĠĢleri Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaĢtırılması; Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığının 17/1/2013 tarihli ve 85 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 11/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY N. ERGÜN BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V. S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı Kararın eki için tıklayınız [R.G. 19 Mart 2013 – 28592] —— • —— Karar Sayısı : 2013/4340 2013 Yılı Yatırım Programında 1991A010170 proje numarası ile yer alan ÇarĢamba Ovası Sulaması ve Drenajı (DOKAP) (YHGP) Projesinin yapımı maksadıyla, ekli haritada gösterilen güzergâh ve alanlarda bulunan taĢınmazların Devlet Su ĠĢleri Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaĢtırılması; Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığının 5/2/2013 tarihli ve 163 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 11/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY N. ERGÜN BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V. S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı Kararın eki için tıklayınız [R.G. 19 Mart 2013 – 28592] —— • —— Karar Sayısı : 2013/4341 Trabzon Ġli, Araklı Ġlçesinde tesis edilecek Horyan Regülatörü Hidroelektrik Santralinin yapımı amacıyla ekli listede bulunduğu yer ile ada ve parsel numaraları belirtilen taĢınmazın Hazine adına tescil edilmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından acele kamulaĢtırılması; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 4/2/2013 tarihli ve 165 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 11/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY N. ERGÜN BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V. S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı Kararın eki için tıklayınız [R.G. 19 Mart 2013 – 28592] —— • —— Karar Sayısı : 2013/4351 Ekli haritada gösterilen güzergâh üzerinde tesis edilecek ―154 kV ÇambaĢı HES TM Çaykara HES TM Enerji Ġletim Hattı Projesi‖nin yapımı amacıyla ihtiyaç duyulan direk yerlerinin mülkiyet Ģeklinde, iletken salınım gabarisinin ise irtifak hakkı kurulmak suretiyle Türkiye Elektrik Ġletim Anonim ġirketi Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaĢtırılması; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 4/2/2013 tarihli ve 168 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 14/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ M. ġĠMġEK B. ATALAY B. BOZDAĞ BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V.BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı Kararın eki için tıklayınız [R.G. 19 Mart 2013 – 28592] —— • —— Karar Sayısı : 2013/4352 2013 Yılı Yatırım Programında 2007E010050 proje numarasıyla yer alan ve MardinSekidüzü mevkiinde kurulması planlanan lojistik merkezinin tesis edilebilmesi amacıyla, ekli krokide gösterilen alanların ve üzerindeki muhdesatların Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları ĠĢletmesi Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaĢtırılması; UlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanlığının 24/1/2013 tarihli ve 261 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 14/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ M. ġĠMġEK B. ATALAY B. BOZDAĞ BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V.BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı Kararın eki için tıklayınız [R.G. 19 Mart 2013 – 28592] —— • —— Karar Sayısı : 2013/4353 2013 Yılı Yatırım Programında 2011K050080 proje numarası ile yer alan Adapazarı Ġçmesuyu Projesi kapsamındaki Ballıkaya Barajının yapımı amacıyla ekli haritada gösterilen güzergâh ve alanlarda bulunan taĢınmazların Devlet Su ĠĢleri Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaĢtırılması; Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığının 7/2/2013 tarihli ve 184 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 14/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ M. ġĠMġEK B. ATALAY B. BOZDAĞ BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V.BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı Kararın eki için tıklayınız [R.G. 19 Mart 2013 – 28592] —— • —— Karar Sayısı : 2013/4354 Ġzmir Ġli, ÇeĢme ve Urla ilçelerinde tesis edilecek Zeytineli Rüzgâr Enerji Santralinin yapımı amacıyla ekli listede bulundukları yer ile ada ve parsel numaraları belirtilen taĢınmazların Hazine adına tescil edilmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından acele kamulaĢtırılması; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 4/2/2013 tarihli ve 163 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 14/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ M. ġĠMġEK B. ATALAY B. BOZDAĞ BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V.BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı Kararın eki için tıklayınız [R.G. 19 Mart 2013 – 28592] —— • —— Karar Sayısı : 2013/4392 Türkiye Elektrik Ġletim Anonim ġirketi Genel Müdürlüğüne ait ―154 kV UzundereUrla-Urla 2 TM Enerji Ġletim Hattı Yenileme Projesi‖ kapsamında ekli haritada gösterilen güzergâha isabet eden taĢınmazlarda ihtiyaç duyulan direk yerlerinin mülkiyet Ģeklinde, iletken salınım gabarisinin ise irtifak hakkı kurulmak suretiyle adı geçen Genel Müdürlük tarafından acele kamulaĢtırılması; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 18/2/2013 tarihli ve 221 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 22/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı Kararın eki için tıklayınız [R.G. 19 Mart 2013 – 28592] —— • —— Karar Sayısı : 2013/4396 Van Ġli, ErciĢ Ġlçesi, Bayazıt, KıĢla, Latifiye, Camikebir, Alkanat, Vanyolu ve Salihiye mahalleleri sınırları içerisinde bulunan ve ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanların riskli alan olarak belirlenmesi; Çevre ve ġehircilik Bakanlığının 7/2/2013 tarihli ve 628 sayılı yazısı üzerine, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların DönüĢtürülmesi Hakkında Kanunun 2 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu'nca 22/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı Kararın eki için tıklayınız [R.G. 19 Mart 2013 – 28592] —— • —— YÖNETMELĠKLER İçişleri Bakanlığından: EMNĠYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YÜKSEKÖĞRETĠM KURUMLARINDA ÖĞRENCĠ OKUTMA YÖNETMELĠĞĠNDE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR YÖNETMELĠK MADDE 1 – 2/5/2002 tarihli ve 24743 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Emniyet Genel Müdürlüğü Yükseköğretim Kurumlarında Öğrenci Okutma Yönetmeliğinin 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi yürürlükten kaldırılmış, (g) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “g) Boy ölçüsü, beden kitle endeksi ile sağlık yönünden 4/8/2003 tarihli ve 25189 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliğinde yer alan koşulları taşımak,” MADDE 2 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini İçişleri Bakanı yürütür. [R.G. 19 Mart 2013 – 28592] —— • —— İçişleri Bakanlığından: POLĠS AKADEMĠSĠ BAġKANLIĞI GÜVENLĠK BĠLĠMLERĠ FAKÜLTESĠ GĠRĠġ VE EĞĠTĠM-ÖĞRETĠM YÖNETMELĠĞĠNDE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR YÖNETMELĠK MADDE 1 – 17/8/2008 tarihli ve 26970 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Polis Akademisi Başkanlığı Güvenlik Bilimleri Fakültesi Giriş ve Eğitim-Öğretim Yönetmeliğinin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “ı) Enstitü: Güvenlik Bilimleri Enstitüsü ve Adli Bilimler Enstitüsünü,” MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi yürürlükten kaldırılmış, (e) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “e) Boy ölçüsü, beden kitle endeksi ile sağlık yönünden, 4/8/2003 tarihli ve 25189 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliğinde yer alan sağlık koşullarını taşımak,” MADDE 3 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 4 – Bu Yönetmelik hükümlerini İçişleri Bakanı yürütür. Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin Tarihi Sayısı 17/8/2008 26970 Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapan Yönetmeliklerin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin Tarihi Sayısı 123/6/2010 27620 23/4/2012 28253 34/9/2012 28401 [R.G. 19 Mart 2013 – 28592] —— • —— TEBLĠĞLER ÖzelleĢtirme Ġdaresi BaĢkanlığından: ÖZELLEġTĠRME YÜKSEK KURULU KARARI TARĠH : 15/3/2013 KARAR NO : 2013/55 KONU : Seyitömer Termik Santrali ÖzelleĢtirme Yüksek Kurulu‘nca, ÖzelleĢtirme Ġdaresi BaĢkanlığı (Ġdare)‘nın 04.02.2013 tarih ve 1149 sayılı yazısına istinaden; Kurulumuzun 30.10.2012 tarih ve 2012/161 sayılı kararı ile Elektrik Üretim A.ġ.ye ait Seyitömer Termik Santrali (―Santral‖) ile Santral tarafından kullanılan taĢınmazların, Seyitömer Linyitleri ĠĢletmesi tarafından kullanılan taĢınır ve taĢınmazların ―Varlık SatıĢı‖; 2594, 31743 ve 200702650 No‘lu Ruhsatlar ile bu Ruhsatların kapsadığı Maden Sahalarının ―ĠĢletme Hakkının Verilmesi‖ yöntemiyle bir bütün halinde özelleĢtirilmesine karar verilmiĢtir. 28.12.2012 tarihinde yapılan ihale sonucunda Ġhale Komisyonu tarafından; 1) Elektrik Üretim A.ġ.ye ait Santral ile Santral tarafından kullanılan taĢınmazların, Seyitömer Linyitleri ĠĢletmesi tarafından kullanılan taĢınır ve taĢınmazların ―SatıĢ‖, 2594, 31743 ve 200702650 no‘lu Ruhsatlar ile bu Ruhsatların kapsadığı Maden Sahalarının ―ĠĢletme Hakkının Verilmesi‖ yöntemiyle bir bütün halinde; • 2.248.000.000 (Ġkimilyarikiyüzkırksekizmilyon) ABD Doları bedelle en yüksek teklifi veren Çelikler Taahhüt ĠnĢaat ve Sanayi A.ġ.ye Ġhale ġartnamesi çerçevesinde satılmasına ve iĢletme hakkının verilmesine, Çelikler Taahhüt ĠnĢaat ve Sanayi A.ġ.nin sözleĢmeyi imzalamaktan imtina etmesi veya diğer yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde, teminatının Ġdare lehine irat kaydedilmesine, • 2.246.000.000 (Ġkimilyarikiyüzkırkaltımilyon) ABD Doları bedelle ikinci teklifi veren Eti Bakır A.ġ.ye Ġhale ġartnamesi çerçevesinde satılmasına ve iĢletme hakkının verilmesine, Eti Bakır A.ġ.nin sözleĢmeyi imzalamaktan imtina etmesi veya diğer yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde, teminatının Ġdare lehine irat kaydedilmesine, • 2.106.000.000 (Ġkimilyaryüzaltımilyon) ABD Doları bedelle üçüncü teklifi veren Aksa Enerji Üretim A.ġ.ye Ġhale ġartnamesi çerçevesinde satılmasına ve iĢletme hakkının verilmesine, Aksa Enerji Üretim A.ġ.nin sözleĢmeyi imzalamaktan imtina etmesi veya diğer yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde, teminatının Ġdare lehine irat kaydedilmesine ve ihalenin iptaline Ģeklinde verilen nihai kararın onaylanmasına, 2) SatıĢ ve ĠĢletme Hakkı Devir SözleĢmesi ve konu ile ilgili diğer hususların belirlenmesi, SatıĢ ve ĠĢletme Hakkı Devir SözleĢmesinin imzalanması ve diğer iĢlemlerin yerine getirilmesi hususunda Ġdare‘nin yetkili kılınmasına karar verilmiĢtir. [R.G. 19 Mart 2013 – 28592] —— • —— ÖzelleĢtirme Ġdaresi BaĢkanlığından: ÖZELLEġTĠRME YÜKSEK KURULU KARARI TARĠH : 15/3/2013 KARAR NO : 2013/56 KONU : Çatalağzı Termik Santrali ÖzelleĢtirme Yüksek Kurulunca, ÖzelleĢtirme Ġdaresi BaĢkanlığının 21/01/2013 tarih ve 606 sayılı yazısına istinaden; 1. Kurulumuzun 30.05.2003 tarih ve 2003/34 sayılı kararı ile özelleĢtirme kapsamına alınarak özelleĢtirmeye hazırlık iĢlemine tabi tutulmasına karar verilmiĢ olan Elektrik Üretim A.ġ.ye ait Çatalağzı Termik Santrali (Santral)‘nin özelleĢtirme programına alınmasına, 2. Santral tarafından kullanılan taĢınmazların özelleĢtirme kapsam ve programına alınmasına, 3. Santral ve Santral tarafından kullanılan taĢınmazların ―Varlık SatıĢı‖ yöntemi ile özelleĢtirilmesine, 4. ÖzelleĢtirme iĢlemlerinin 31.12.2015 tarihine kadar tamamlanmasına karar verilmiĢtir. [R.G. 19 Mart 2013 – 28592] —— • —— MĠLLETLERARASI ANDLAġMA Karar Sayısı : 2013/4371 28 Ağustos 2012 tarihinde Ġstanbul'da imzalanan ekli ―Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür Varlığının Yasa DıĢı Ġthal, Ġhraç ve Mülkiyet Devrinin Yasaklanması ve Önlenmesine ĠliĢkin AnlaĢma‖nın onaylanması; DıĢiĢleri Bakanlığının 29/1/2013 tarihli ve HUM/8558316 sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü ve 5 inci maddelerine göre, Bakanlar Kurulu'nca 22/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ĠLE BULGARĠSTAN CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ARASINDA KÜLTÜR VARLIĞININ YASA DIġI ĠTHAL, ĠHRAÇ VE MÜLKĠYET DEVRĠNĠN YASAKLANMASI VE ÖNLENMESĠNE ĠLĠġKĠN ANLAġMA Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti Hükümeti (bundan böyle işbu belgede "Taraflar" olarak anılacaktır), kültür varlıklarının korunması alanında ikili işbirliğini geliştirmenin daha yakın ikili ilişkileri ilerletmek için önemli bir araç ve insanlığın kültürel mirasını koruma misyonunu yerine getirmek için etkili bir yaklaşım olarak hizmet edeceğine inanmaktadırlar. Kültür varlıklarının çalınması, kaçak arkeolojik kazı yoluyla elde edilmesi ve yasa dışı ithali, ihracı, mülkiyet devrinin insanlığın kültürel mirası üzerinde büyük bir tehdit oluşturduğu ve her iki tarafça kanunsuz olarak kabul edildiği için, Taraflar, topraklarından yasa dışı biçimde çıkarılmış kültür varlıklarının yasadışı ithali ve ihracı ve mülkiyet devrinin önlenmesi ve yasaklanmasını desteklemek; bu varlıkları köken ülkeye iade etmek ve göndermek için aşağıdaki hususlarda mutabık kalmışlardır. Madde 1 Anlaşmanın Amaçları : a) TaĢınabilir Kültür varlığı: 1970 UNESCO Kültür Varlıklarının Kanunsuz İthal, İhraç ve Mülkiyet Devrinin Önlenmesi ve Yasaklanması İçin Alınacak Tedbirlerle İlgili Sözleşmesi'nin 1. Maddesi'nde atıfta bulunulan kategorilere giren taşınır kültür varlıkları ve taşınmaz kültür varlığı parçaları ile Taraf Devletlerin ilgili mevzuatında tanımlanmış kültür varlıklarını ifade etmektedir. b) Ġade: Yasa dışı olarak kaçak arkeolojik kazılarda bulunmasının ve yasa dışı yollarla köken ülkesinden çıkarılmasının yanı sıra, yasa dışı ihraç, ithal veya mülkiyet devrine maruz kalan ve kökeni diğer Taraf Devlet'e ait olduğu belirlenmiş kültür varlıklarının bir Taraf Devlet tarafından diğer Taraf Devlete tamamen geri verilmesini ifade etmektedir. Madde 2 1- Taraflar, taşınabilir kültür varlığının yasa dışı ithali ve ihracı ve mülkiyet devrine ilişkin kanuna aykırı ve cezai eylemlerle mücadele etmek için iki ülkenin kanunlarında ve 1970 UNESCO "Kültür Varlıklarının Kanunsuz İthal, İhraç ve Mülkiyet Devrinin Önlenmesi ve Yasaklanması İçin Alınacak Tedbirlerle İlgili Sözleşme"sine uygun olarak önleyici, zorlayıcı ve iyileştirici önlemleri almak konusunda işbirliği yapmayı kabul etmişlerdir. 2- Kültür varlığı ve kültür varlığının yasa dışı ithal, ihraç ve mülkiyet devrine ilişkin iki ülkenin hukuk hükümleri arasında farklılıklar ortaya çıkarsa ve bu ihtilaflar Anlaşma'nın yürütülmesi ile ilgiliyse, Tarafların ilgili birimleri müzakere yoluyla bu ihtilafları çözeceklerdir. Madde 3 1- Taraflar, kökeni belli olmayan taşınır kültür varlığının topraklarına ve diğer Devletlere yasa dışı ithalini ve ihracını önlemek amacıyla gümrük kapılarında gerekli tedbirleri alır. 2- Kültür varlıklarının yasa dışı ithal ve ihracının tespit edilmesi durumunda Taraflar, ilgili gümrük makamları veya yetkili diğer makamlar yoluyla, bu Anlaşmada belirtilen, kültür varlığının ait olabileceği Taraf makamlarını bilgilendireceklerdir. Madde 4 1 - Taraflar yasa dışı ithal, ihraç ve mülkiyet devrine maruz kalan kültür varlığının tespiti halinde bunlara el koyacak ve mümkün olan en kısa sürede diğer tarafa bilgi ileteceklerdir. (a) Kültür varlığının ayrıntılı tanımına, (b) Yasa dışı ithal, ihraç ve mülkiyet devri eylemlerine karışan kişilerin hüviyet ve eşkâline, (c) Bu amaçla kullanılan her tür aracın tanımına ve ilgili ülkedeki soruşturmanın sonuçlandırılmasına yönelik tüm bilgi ve belgeleri vereceklerdir. Taraflar bu bilgilerin yanı sıra, el konulan kültür varlığının fotoğrafları ile belli davalarla ilgili belgeleri birbirlerine ileteceklerdir. 2 - Yasa dışı ithal, ihraç ve mülkiyet devrine maruz kalan kültür varlığı gerekli yasal sürecin tamamlanmasından sonra ait olduğu Taraf’a iade edilecektir. Madde 5 Taraflar, kültür varlığının yasa dışı ithali, ihracı ve mülkiyet devri sürecinde ciddi olarak şüphelenilen ve aşikar olan şahısların kendi ülkelerine girişlerini ve çıkışlarını gözetim altına alacaklardır. Madde 6 1 - Bu Anlaşma'nın amaçları doğrultusunda, Taraflar zamanında bilgi alışverişinde bulunacaklardır. Bu bilgiler aşağıdaki hususları kapsayacaktır: (a) İdari yetkililer tarafından izlenen ve uygulanan ilgili politikalar ve önlemlerin yanı sıra kültür varlığının korunmasına, özellikle kültür varlığının çalınmasının önlenmesine veya kaçak arkeolojik kazı yoluyla elde edilen arkeolojik eserlerin dolaşımına ve yasa dışı ithaline ve ihracına, mülkiyet devrine ve kültürel varlığın köken ülkeye iadesine veya gönderimine yönelik mevzuatı. (b) İhraç ve ithal yasakları hakkında bilgi ve ihraç sertifikaları veya diğer ihraç belgeleri. (c) Kültürel mirasın korunması ve muhafazasına ilişkin kuruluşlar ve işleyişleri hakkında bilgi. (d) Diğer tarafın ilgi alanında bulunan kültürel varlığa el konması hususu hakkında bilgi. (e) İşbu Anlaşmanın amacına hizmet etmek yönünden gerekli olduğu düşünülen başka bilgiler. 2 - Yukarıda belirtilen bütün bilgiler zamanında güncellenecektir. 3 - İşbu Anlaşmanın amaçları doğrultusunda elde edilen bilgiler gizli olacaktır ve bu bilgilerin korunmasına dair ulusal hukuk hükümlerine bağlı olan mevcut anlaşmanın yürütülmesi ile ilgili amaçlar doğrultusunda yalnızca taraflarca kullanılması gerekmektedir. Madde 7 Taraflar, kültür varlığının çalınması, yasa dışı ithalinin ve ihracının ve mülkiyet devrinin engellenmesi alanlarında, özellikle kültür varlığının güvenliği yönetimi, kültür varlığının ithal ve ihraç yönetimi, iç mevzuatın uyarlanması, bilgi toplanması ve uluslararası konularda işbirliği yapacaklar, bu alanlarda personel değişimi ve eğitimine yönelik programlar hazırlayacaklardır. Madde 8 Bu Anlaşma’nın amaçları doğrultusunda, Taraflar koordinasyonu geliştirecekler ve birbirlerinin yurda ihraç ve ithal edilebilecek kültür varlıklarının yönetimi, kültür varlığı tescil sistemi ve bu alandaki ulusal düzenlemeler ve uluslararası anlaşmalarla ilgili çalıntı kültür varlığı hakkında bilgi yayma sistemini daha da iyileştireceklerdir. Madde 9 Taraflar; koleksiyonculara ve kültür varlığı ticareti yapanlara kaçak arkeolojik kazılar sonucunda köken ülkeden çalınmış ve köken ülkesinin izni dışında yasa dışı edinilmiş kültür varlığının alım ve satımının kanuna aykırı olduğunu bildireceklerdir. Madde 10 Tarafların bu Anlaşmanın uygulanmasından sorumlu atanmış kurumları: TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ -TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü BULGARĠSTAN CUMHURĠYETĠ -Kültür Bakanlığı Madde 11 Taraflar, ya bu Anlaşmanın yürütülmesinden ya da Tarafların iç mevzuatının yürütülmesinden doğacak farklılıkları çözüme bağlamak amacıyla düzenli olarak çalışacak bir danışma mekanizması kuracaklardır. Madde 12 Bu Anlaşmanın yürürlüğe girmesi için Taraflar aşağıdaki hususlarda mutabık kalmışlardır: 1. İşbu Anlaşma, Tarafların Anlaşmanın yürürlüğe girmesi için iç yasal prosedürlerinin sonuçlandığına dair son notanın alındığı tarihte yürürlüğe girer. 2. Bu Anlaşma sadece tarafların karşılıklı muvafakatı ile değiştirilebilecektir. Değişiklikler, bu maddenin 1. paragrafı uyarınca yürürlüğe girecektir. 3. Bu Anlaşma bir yıl süreyle yürürlükte kalacaktır. Taraflar’dan biri diğer Taraf’a feshetme isteğini geçerlilik sürecinin sona ermesinden altı (6) ay önce yazılı olarak bildirmedikçe işbu Anlaşma'nın süresi otomatik olarak birer yıllık sürelerle yenilenecektir. 4. Bu Anlaşma'nın hiçbir hükmü, Taraflar'ın, taraf oldukları diğer uluslararası anlaşmalardaki hak ve yükümlülüklerini etkilemeyecektir. İşbu Anlaşma İstanbul'da 28 Ağustos 2012 tarihinde her biri Türkçe, Bulgarca ve İngilizce olmak ve bütün metinler eşit şekilde geçerli olmak üzere, iki asıl nüsha halinde imzalanmıştır. Metnin yorumlanmasında herhangi bir ayrılık olması halinde İngilizce metin geçerli olacaktır. TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ BULGARĠSTAN HÜKÜMETĠ ADINA ADINA Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul GÜNAY Kültür Bakanı Vezhdi RASHIDOV [R.G. 20 Mart 2013 – 28593] —— • —— BAKANLAR KURULU KARARI Karar Sayısı : 2013/4399 Ekli listede imza yeri ve tarihleri ile adları yazılı anlaĢmaların yürürlüğe girdiği tarihlerin aynı listede belirtildiği Ģekilde tespit edilmesi; DıĢiĢleri Bakanlığının anılan listede tarih ve sayıları belirtilen yazıları üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 22/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı Kararın eki için tıklayınız [R.G. 20 Mart 2013 – 28593] —— • —— TEBLĠĞ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: ĠġKOLU TESPĠT KARARI : 2013/11 : Orion Koruma ve Güvenlik Hizmetleri A.Ş. Evren Mah. Gülbahar Cad. Şehit Cengiz Karcıoğlu Sk. No: 6 Güneşli-Bağcılar/İSTANBUL (merkez) SGK Sicil No. : 1127214.034 Tespiti Ġsteyen : Hava-İş Sendikası Ġnceleme : Orion Koruma ve Güvenlik Hizmetleri A.Ş.’de Bakanlığımızca yapılan incelemede; adı geçen şirketin, Sabiha Gökçen Havalimanı Kurtköy-Pendik/İSTANBUL adresinde bulunan havalimanının işleticisi konumunda bulunan İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı Yatırım ve İşletme Anonim Şirketi (ISG) ile imzaladığı “Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi” başlıklı hizmet alım sözleşmesi uyarınca, havaalanı terminali giriş noktalarının, son kontrol noktalarının (arındırılmış salon kontrol noktaları), kargo terminalinin 4 ve 5 nolu antrepo bagaj kontrol noktalarının, personel ve yolcu giriş kontrol noktalarının, servis kapıları giriş kontrol noktalarının, personel ve yolcu apron (uçak park, akaryakıt ikmal, kargo indirme ve bindirme, uçak bakım vs. alanlar) çıkış kontrol noktalarının (apron bölümü hariç), yolcu çıkış kapıları kontrol noktalarının, %100 bagaj tarama sistemi işletiminin (EDS) ve kabul edilemez (İnad) yolcu misafirhanesinin güvenliği hizmetlerini yürüttüğü, merkez işyerinde yapılan işlerin ise asıl işe yardımcı işlerden olduğu, bu nedenle söz konusu işyerlerinde yapılan işlerin İşkolları Yönetmeliği'nin 19 sıra numaralı “Savunma ve güvenlik” işkolunda yer aldığı tespit edilmiştir. Karar: Orion Koruma ve Güvenlik Hizmetleri A.Ş. ve bağlı işyerinde yapılan işlerin niteliği itibariyle İşkolları Tüzüğü’nün 19 sıra numaralı “Savunma ve güvenlik” işkoluna girdiğine ve yapılan bu tespitin Resmî Gazete’de yayımlanmasına 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 5’inci maddesi gereğince karar verilmiştir. Karar No. ĠĢyeri [R.G. 20 Mart 2013 – 28593] —— • —— Adalet Bakanlığından : Elazığ 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2002/1453 Esas ve 2003/1033 Karar sayılı dosyasının kaybolduğu anlaĢıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya Heyelân Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanun hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve anılan Kanun hükümleri gereğince iĢlem yapılmasına karar verildiği ilân olunur. 2286/1-1 ————— Ezine Sulh Hukuk Mahkemesinin 17/06/1999 tarih, Esas:1995/94 ve Karar:1999/219 sayılı hükmüne ait dava dosyasının tüm aramalara rağmen bulunamadığı anlaĢıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya Heyelân Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanun hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve anılan Kanun hükümleri gereğince iĢlem yapılmasına karar verildiği ilân olunur. 2285/1-1 [R.G. 20 Mart 2013 – 28593] —— • —— MĠLLETLERARASI ADLAġMALAR Karar Sayısı : 2013/4377 26 Ekim 2009 tarihinde Belgrad‘da imzalanan ve 2/1/2013 tarihli ve 6367 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ekli ―Türkiye Cumhuriyeti ile Sırbistan Cumhuriyeti Arasında Sosyal Güvenlik AnlaĢması‖nın onaylanması; DıĢiĢleri Bakanlığının 7/2/2013 tarihli ve 3966443 sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 22/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı AndlaĢma metinleri için tıklayınız [R.G. 21 Mart 2013 – 28594] —— • —— Karar Sayısı : 2013/4383 1 Ağustos 2012 tarihinde Ankara‘da imzalanan ve 10/1/2013 tarihli ve 6390 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ekli ―Türkiye Cumhuriyeti ile Kore Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Alanı Tesis Eden Çerçeve AnlaĢma‖nın onaylanması; DıĢiĢleri Bakanlığının 14/2/2013 tarihli ve 5068021 sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 22/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı S. ERGĠN F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELĠK M. ġĠMġEK ĠçiĢleri Bakanı Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı AndlaĢma metinleri için tıklayınız [R.G. 21 Mart 2013 – 28594] —— • —— YÖNETMELĠK Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.’den: BORU HATLARI ĠLE PETROL TAġIMA A.ġ. MAL VE HĠZMET ALIMI YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.’nin 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi doğrultusunda Kamu İhale Kurumu tarafından onaylanmış, Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.’nin ana faaliyetlerine ilişkin istisna kapsamında kabul edilen mal ve hizmet alımlarında uygulanacak esas ve usulleri düzenlemektir. Kapsam MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.’nin, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi doğrultusunda Kamu İhale Kurumu tarafından onaylanmış, Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.’nin ana faaliyetlerine ilişkin istisna kapsamında kabul edilen mal ve hizmet alımlarını kapsar. (2) Uluslararası anlaşmalar gereğince sağlanan dış finansman ile yaptırılacak olan ve finansman anlaşmasında farklı ihale usul ve esaslarının uygulanacağı belirtilen mal ve hizmet alımları; öncelikle finansman antlaşmasında belirtilen farklı ihale usul ve esasları ile dış finansman antlaşmasına göre düzenlenen ihale dokümanları kullanılmak sureti ile ihale edilir. Dış finansman antlaşmasında hüküm bulunmayan hallerde ise, bu Yönetmelik hükümleri uygulanır. Dayanak MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 4734 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi ile 8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve 17/4/1995 tarihli ve 22261 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi Ana Statüsüne dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar ve kısaltmalar MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen; a) 3 (g) istisna kapsamı: Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.’nin 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi doğrultusunda Kamu İhale Kurumu tarafından onaylanmış, Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.’nin ana faaliyetlerine ilişkin istisna kapsamında kabul edilen mal ve hizmet alımlarında uygulanacak esas ve usulleri, b) BOTAŞ: Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.’yi, c) Birim: BOTAŞ Genel Müdürlük merkezindeki daire başkanlıklarını, görev ve yetki bakımından bu başkanlıklara denk olan kurul, müşavirlik ile benzerlerini ve bunlara bağlı müdürlükleri, bölge müdürlüklerini, işletme müdürlüklerini ve bunlara bağlı müdürlük ve şube müdürlüklerini, ç) Çerçeve anlaşma: İdare ile bir veya birden fazla istekli arasında, belirli bir zaman aralığında gerçekleştirilecek alımların özellikle fiyat ve mümkün olan hallerde öngörülen miktarların tespitine ilişkin şartları belirleyen anlaşmayı, d) Finansman ve Muhasebe Daire Başkanlığı: BOTAŞ Genel Müdürlüğü merkez teşkilatında yer alan Finansman ve Muhasebe Daire Başkanlığını, e) Fiyat dışı unsurlar: Fiyat ile birlikte işletme ve bakım maliyeti, maliyet etkinliği, verimlilik, kalite ve teknik değer gibi fiyat dışındaki unsurları, f) Genel Müdür: Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. Genel Müdürünü, g) Genel Müdürlük: Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. Genel Müdürlüğünü, ğ) Hizmet: Kamu İhale Kurumu tarafından onaylanmış, BOTAŞ’ın ana faaliyetlerine ilişkin 3 (g) istisna kapsamında kabul edilen hizmet alımlarını, h) İdare: Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.’yi, ı) İhale: Bu Yönetmelikte yazılı usul ve şartlarla mal ve hizmet alımının istekliler arasından seçilecek birisi üzerinde bırakıldığını gösteren ve ihale yetkilisinin onayını müteakip varsa sözleşmesinin imzalanması ile tamamlanan mal ve hizmet alımı işlemlerini, i) İhale dokümanı: Alıma konu mal ve hizmetlerin genel, özel, teknik, idari esas ve usullerini gösteren idari ve teknik şartname, sözleşme tasarısı ve diğer tüm belgeleri, j) İhale komisyonu: Satın almayla ilgili ihale işlemlerini yürütmek, karara bağlamak üzere yetki limitlerine göre oluşturulan komisyonu, k) İhale konusu işin uzmanı: Alınacak mal ve hizmetin teknik nitelikli olması halinde gerekli teknik bilgi ve donanıma sahip olan personeli, idari nitelikli olması halinde ise işin yürütümünü gerçekleştiren personeli, l) İhale onay belgesi: İhale işlemlerine başlanılması için ihale yetkilisince onaylanan belgeyi, m) İhale süreci: Lüzum fişinin düzenlenmesi ile başlayıp mal veya hizmetin sipariş yazısının tebliğ edilmesine ve/veya gerekmesi halinde sözleşmenin imzalanmasına kadar geçen aşamaları, n) İhale yetkilisi: İhale usulünü ve ihale komisyonunu tespit eden, İhale ve harcama yapma yetki ve sorumluluğuna sahip kişi ve kurulları ile usulüne uygun olarak yetki devri yapılmış görevlileri, o) İkmal Daire Başkanlığı: BOTAŞ Genel Müdürlüğü merkez teşkilatında yer alan satınalma ve ihale organını, ö) İstekli: Mal veya hizmet alımları ihalesine teklif veren tedarikçi veya hizmet sunucusunu, p) Lüzum fişi: Talep sahibi birim tarafından hazırlanan ve talep edilen mal veya hizmet alımının niteliklerini, niceliklerini, Kamu İhale Kurumu tarafından onaylanmış, BOTAŞ’ın ana faaliyetlerine ilişkin 3 (g) istisna kapsamında kabul edilen mal veya hizmet alımlarının ana faaliyet kalemlerinden hangisine ait olduğunu, mal ve hizmet alımının aciliyet arz etmesi halinde ise gerekçeleri ile birlikte aciliyetini gösteren raporu içeren belgeyi, r) Mal: Kamu İhale Kurumu tarafından onaylanmış, BOTAŞ’ın ana faaliyetlerine ilişkin 3 (g) istisna kapsamında kabul edilen mal alımlarını, s) Piyasa fiyat araştırma tutanağı: Yapılan piyasa araştırmasının şekli ve araştırma sonucunda elde edilen tekliflerin yazıldığı tutanağı, ş) Satın alma ve ihale organı: Satın alma ve ihale işlemlerinin yapılması, takibi ve sonuçlandırılması için görevlendirilmiş birimi, t) Sipariş teyidi: Sözleşme yapılmayan hallerde, ihalenin kesinleşmesini takiben, yükleniciye İdare tarafından gönderilen ve İdarenin talep ettiği mal veya hizmete ilişkin bilgiler ile alıma ilişkin şartları içeren ve yüklenici tarafından imzalanarak İdareye geri gönderilen yazıyı, u) Sözleşme: İdare ile yüklenici arasında mal ve hizmet alımı ihalesi sonrasında yapılan yazılı anlaşmayı, ü) Sözleşmeyi yürütmekle görevli birim: Sözleşmede veya sözleşmeyi imzalamaya yetkili Makamın sözleşmenin yürütülmesi için yazılı olarak görevlendirilen birimi, v) Talep sahibi birim: Mal ve hizmet alımı için talepte bulunan birimi, y) Tek kaynaktan talep formu: İhtiyaçların tek kaynaktan temin edilmesinin zorunlu olması durumunda lüzum fişi ekine konulacak formu, z) Yaklaşık maliyet: Alım konusu mal ve hizmetin bedeline ilişkin teklif alınmasından önce, 21 inci madde kapsamında belirlenen tahmini bedeli, aa) Yetki limitleri: Yetki limitleri, İkmal Daire Başkanlığınca Genel Müdürlükten alınacak Olur’la güncellenen parasal yetkileri, bb) Yönetim Kurulu: Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. Yönetim Kurulunu, cc) Yüklenici: İhale üzerinde bırakılan ve İdare ile sözleşme imzalayan istekli veya bunların oluşturdukları ortak girişimleri, ifade eder. ĠKĠNCĠ BÖLÜM Ġlkeler, Satın Alma ve Ġhale Organları ile Görev ve Yetkileri Ġlkeler MADDE 5 – (1) Bu Yönetmeliğe göre yapılacak ihalelerde uyulacak temel ilkeler aşağıda belirtilmiştir: a) İhtiyaçların belirlenen usullerde zamanında, uygun şartlarda temin edilmesi, ihalede açıklığın, rekabetin, şeffaflığın, eşit muamelenin, güvenirliğin, gizliliğin, kamuoyu denetiminin ve kaynakların verimli kullanılmasının sağlanması esastır. b) Aralarında doğal ve kabul edilebilir bir bağlantı olmadığı sürece mal ve hizmet alım işleri bir arada ihale edilemez. c) Ödeneği bulunmayan hiçbir mal ve hizmet alımı için ihaleye çıkılamaz. ç) Yetki limitlerinin altında kalmak amacı ile mal veya hizmet alımları kısımlara bölünemez. d) Bütünlük arz eden mal ve hizmet alımları kısımlara bölünemez. e) Satın alma, kârlılık ve verimlilik esaslarına göre yapılır. Satın alma işleminde kârlılık; sadece fiyatta en ucuzun değil, ekonomik açıdan en avantajlı teklifin tespiti ile sağlanır. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif; teklif edilen en düşük fiyat olabileceği gibi, işletme, bakım maliyeti, verimlilik, kalite ve teknik değer gibi fiyat dışındaki diğer unsurların oransal olarak dikkate alınması ile de belirlenebilir. f) İhale dokümanlarını oluşturan teknik, idari, özel şartnameler ile sözleşme yapılmasını gerektiren hallerde sözleşme tasarısı ve gerekli bilgi ve belgeler hazırlanmadan, satın alma ve ihale organlarınca ihale işlemleri başlatılamaz. g) İhtiyaçların, mümkün olduğunca, ilk kaynağından temin edilmesi esastır. ğ) Genel bütçe kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşları ile özel bütçeli kamu kuruluşlarında üretilen veya satılan mal ve hizmetler teklif alma yoluna başvurulmaksızın kalite ve uygunluğu dikkate alınarak doğrudan bu kuruluşlardan temin edilebilir. h) İdare, ihaleyi yapıp yapmamakta veya herhangi bir aşamasında iptal etmekte serbesttir. Satın alma ve ihale organları MADDE 6 – (1) Satın alma ve ihale organları aşağıda belirtilmiştir: a) İkmal Daire Başkanlığı, b) Bölge müdürlükleri, işletme müdürlükleri ve şube müdürlüklerinde satın alma ve ihale yetkisi verilmiş müdürlükler veya birimler. Yetki limitlerinin tespiti, limitlerin aĢılması ve yetki devri MADDE 7 – (1) Genel Müdürün ihale yetki limiti Yönetim Kurulunca belirlenir. Genel Müdür kendi yetki sınırlarını aşmamak üzere bu yetkilerinin bir kısmını astlarına devredebilir. (2) Yetki limitleri aşılamaz. Ancak gerekli hallerde yetki limitlerini aşan satın alma ve ihaleler için talep sahibi birimce Genel Müdürden veya Yönetim Kurulundan yetki limitleri çerçevesinde onay alınır. Yaklaşık maliyet bedeli, talebin yapıldığı tarih itibariyle 4734 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi için öngörülen güncel tutarı aşan ihaleler, bu Yönetmelik hükümleri kapsamında yapılamaz. (3) Mal ve hizmet alımı ihale yetki limitleri ile bu limitlere kadar olan ihtiyaç taleplerinin onaylama yetkisi, İkmal Daire Başkanlığınca güncellenen yetki limitleri tablosunda düzenlenir ve bu limitler tüm teşkilata duyurulur. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Ġhale Komisyonlarının KuruluĢu, Görevleri ve ÇalıĢma Esasları Ġhale komisyonlarının kurulması MADDE 8 – (1) İhale komisyonu, bir başkan, ihaleyi gerçekleştirecek birim yetkilisi, talep sahibi birim yetkilisi, biri veya ikisi ihale konusu işin uzmanı, muhasebe veya malî işler biriminden sorumlu bir personelin katılımıyla, en az beş kişiden ve tek sayıda, asıl ve yedek üyelerin isimleri yazılarak, ihale yetkilisinin onayı ile İdare personelinden oluşturulur. (2) Şube müdürlüklerinde, yeterli sayıda ilgili personel bulunmaması durumunda ihale komisyonları üç kişiden az olmamak üzere tek sayıda oluşturulabilir. (3) Yönetim Kurulunun ihale yetkilisi olması halinde Yönetim Kurulu üyeleri ihale komisyonlarında görev alamazlar. İhale yetkilisi bu durumu dikkate alarak ihale komisyon başkanını seçer. (4) İhaleyi yapan idarede yeterli sayı veya nitelikte personel bulunmaması halinde, başka idarelerden komisyona üye alınabilir. (5) Gerekli incelemeyi yapmalarını sağlamak amacıyla ihale işlem dosyasının birer örneği, ihale komisyonu üyelerine elektronik ortamda veya yazılı olarak gönderilir. (6) İhale yetkilisi komisyon üyesi olamaz. Ġhale komisyonunun görev, sorumluluk ve yetkileri MADDE 9 – (1) Gelen teklifleri değerlendirerek ihaleyi sonuçlandırır ve gerekçeli kararı ihale yetkilisinin onayına sunar. (2) İhale komisyonu eksiksiz olarak toplanır ve ihale komisyonu kararları oy çokluğu ile alınır. İhale komisyonu üyeleri çekimser oy kullanamazlar. Farklı fikirde olan ihale komisyon üyeleri gerekçelerini komisyon kararlarına yazmak ve imzalamak zorundadırlar. İhale komisyon başkanı ve üyeleri kararlarından sorumludurlar. İhale komisyonunca alınan kararlar ve düzenlenen tutanaklar, komisyon başkanı ve komisyon toplantılarına katılan üyelerin isim soyadları ve görev unvanları belirtilerek imzalanır. (3) İhale komisyonu, tekliflerin açılması, değerlendirilmesi ve ekonomik açıdan en avantajlı teklifin seçimi ile görevlidir. (4) İhale komisyonu, başkan ve üyeleri kararlarında bağımsız olup görevlerine müdahale edilemez ve herhangi bir telkinde bulunulamaz. (5) İhale komisyonunun asıl üyeler ile toplanması esastır. İzin, rapor veya görevlendirme gibi sebepler ile asıl üye, ihale komisyonundaki görevinden mazeretli sayılır. Bu durumda mazeretine esas belgesini ihale yetkilisine sunmak zorundadır. Asıl üyenin mazeretinin geçerli sayılması durumunda komisyon toplantılarına yedek üye ile devam edilir. Asıl üyenin yerine geçen yedek üyenin ihale sonuçlanıncaya kadar komisyon üyeliği devam eder. (6) İhale komisyonu gerek gördüğü takdirde, vereceği kararlar için ilgili birimden, özel kuruluşlar ve/veya kamu kurum ve kuruluşlarından, istişari mahiyette görüş alabilir. İhale komisyonu bu görüşlere katılıp katılmamakta serbest olup alınan görüşler ihale komisyonunun sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. (7) İhale komisyonu yaklaşık maliyetin doğru hazırlanıp hazırlanmadığını kontrol eder, yaklaşık maliyetin ihale tarihine kadar geçen sürede değişikliğe uğradığının belirlenmesi durumunda ise değişikliğin gerekçeleri belirtilerek güncellenen yaklaşık maliyeti dikkate alır. Ġhale komisyonu kararlarında bulunması gereken hususlar MADDE 10 – (1) İhale yetkilisinin onayına sunulacak ihalenin hangi istekli üzerinde bırakıldığına ilişkin ihale kararında aşağıdaki hususlara yer verilir: a) Karar tarihi, numarası, dosya işareti. b) Talepte bulunan birimin adı. c) Sipariş konusu mal ve hizmetin cinsi, miktarı. ç) Teklif veren isteklilerin adları ve verdikleri fiyatlar. d) Ödeme koşulları. e) Seçilen istekli adı ve istekliye ihalenin verilme gerekçeleri. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Ġhale Usulleri ve Alım ġekilleri ile Nakliye ve Gümrükleme ĠĢlemleri Ġhale usulleri ve alım Ģekilleri MADDE 11 – (1) İdarece bu Yönetmelik kapsamında yapılacak mal veya hizmet alımlarında aşağıda belirtilen ihale usulleri ve alım şekillerinden birisi uygulanır: a) Açık ihale usulü. b) Belli istekliler arasında ihale usulü. c) Pazarlık usulü. ç) Doğrudan temin alım şekli. Açık ihale usulü MADDE 12 – (1) Bütün İsteklilerinin teklif verebileceği usuldür. Açık ihale usulünde, ihale duyurusu ilan yoluyla 25, 26 ve 27 nci maddelere göre yapılır. (2) İstekliler, şartnamede belirtilen esaslara uygun olarak tekliflerini hazırlayıp kapalı zarf içinde, son teklif verme tarih ve saatine kadar belirtilen adrese ulaşacak şekilde posta ile gönderirler veya elden teslim ederler. Postadaki gecikmelerden İdare sorumlu değildir. Son teklif verme tarih ve saatinden sonra gelen teklifler kabul edilmez ve açılmayarak ilgili firma veya firmalara iade edilir. (3) Açık ihale usulü ile çıkılan ihalenin herhangi bir nedenden dolayı iptal edilmesi veya ihale sürecinin neticelendirilememesi durumunda, yeniden çıkılacak ihalenin sonuçlandırılmasına kadar geçecek sürede doğacak acil ihtiyaçların temininde, diğer ihale usullerinden biri veya doğrudan temin alım şekli uygulanır. Belli istekliler arasında ihale usulü MADDE 13 – (1) Mal ve hizmet alımlarında, işin özelliğinin uzmanlık ve/veya ileri teknoloji gerektirmesi nedeniyle açık ihale usulünün uygulanamadığı işlerin ihaleleri bu usule göre yapılabilir. (2) Daha önceden teknik liyakat ve yeterlilikleri İdare tarafından kabul edilmiş istekliler ile, yapılacak ön yeterlik değerlendirmesi sonrasında yeterli bulunan isteklilere davet mektubu gönderilerek teklif vermeleri sağlanır. (3) Alıma konu mal ve hizmet temininde, daha önceden İdare tarafından teknik liyakat ve yeterlilikleri tespit edilmiş firmaların bulunmaması durumunda veya İdarece uygun görülmesi halinde, ön yeterlilik ilanı verilerek de firma tespiti yapılabilir. İlan edilerek ön yeterlilik değerlendirmesi yapılması halinde; ön yeterlik dokümanı ile ön yeterlik ilanında belirtilen değerlendirme kriterlerine göre isteklilerin yeterlik değerlendirmesi yapılır. Belirtilen asgari yeterlik koşullarını sağlayamayanların yeterliği kabul edilmez. Ön yeterlik değerlendirmesi sonucunda yeterli bulunmayan isteklilere, yeterli bulunmama gerekçeleri yazılı olarak bildirilir. (4) Ön yeterlilik değerlendirmesi sonucunda yeterli bulunan isteklilere ihaleye teklif vermeleri için davet mektubu ve ihale dokümanları gönderilir. Yurt içi alımlarda teklifler kapalı olarak istenir. Ancak yurt dışı alımlarda faks ve elektronik posta ile teklif alınabilir. Gelen teklifler değerlendirilir, idari şartnamede belirtilmişse fiyat dışı unsurlar da dikkate alınarak ekonomik açıdan en uygun teklif belirlenerek ihale sonuçlandırılır. (5) Belli istekliler arasında yapılacak ihaleye, üçten az olmamak kaydıyla yeterlilik almış tüm firmalar davet edilir. (6) Firmalara davet mektubu gönderildikten sonra, yeterlilik almamış firmaların verecekleri teklif mektupları kabul edilmez. (7) Üçten az olmamak kaydıyla yeterlilik almış tüm firmalar davet edilmesine rağmen teklif veren istekli sayısının üçten az olması durumunda, ihale komisyonu, firma veya firmalardan ilk teklif fiyatlarından indirim yapmasını isteyebilir ve buna göre ihale sonuçlandırılır. (8) Yurt dışı alımlarda uygulanacak belli istekliler arasında ihale usulünde, ihale konusu hizmet ve mal alımında davet edilebilecek üç firma bulunamaması halinde, ihale yetkilisinin onayı ile tespit edilebilen firmalara davet gönderilip, gelen teklif sayısına bakılmaksızın ihale süreci tamamlanabilir. (9) Yurt dışı alımlarda uygulanacak belli istekliler arasında ihale yönteminde, davet edilen firmalardan teklif verme süresi içerisinde hiç teklif gelmemesi durumunda, ihale yetkilisinin onayı ile teklif verme süresi uzatılabilir. Pazarlık usulü MADDE 14 – (1) Aşağıda belirtilen hallerde pazarlık usulü ile ihale yapılabilir: a) Açık ihale usulü veya belli istekliler arasında ihale usulü ile yapılan ihale sonucunda teklif çıkmaması. b) İdare tarafından önceden öngörülemeyen olayların veya BOTAŞ’ın ana faaliyetlerinin yürütümünü engelleyici hallerin ortaya çıkması. c) Ana faaliyetlerin yürütülmesi esnasında oluşan ya da oluşması muhtemel ihtiyaçların diğer ihale usulleri ile temininde zaman kaybı, maddi kayıp veya çevreye büyük zararlar verecek olayların meydana gelmesi, boru hatlarında doğabilecek hasar, boru patlağı, yarılma, yırtılma, deniz araçlarında olabilecek arızalar, kompresörlerde oluşacak arızalar, istasyon arızaları, için ihtiyaç duyulan mal ve hizmet ile bakım onarım hizmeti alımlarının ortaya çıkması. ç) Doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen durumların ortaya çıkması ve bu duruma acil müdahale için ihtiyaç duyulacak mal ve hizmet alımları. d) İdarenin taraf olduğu mevcut bir sözleşmenin ortadan kalkması sebebi ile yeni bir ihalenin sonuçlandırılmasına kadar geçecek süre içindeki ihtiyaçların temin edilecek olması. e) Her yıl Kamu İhale Kurumunca duyurulan, parasal limitleri tablosunda, parasal bedeli, Kamu İhale Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendindeki pazarlık usulü alım limitini geçmeyen mal ve hizmet alımları. (2) Bu ihale usulünde ilan yapılması zorunlu değildir. İlana çıkılmasının uygun bulunduğu hallerde, 25, 26 ve 27 nci maddelerde yer alan kriterler uygulanır. (3) Bu usul ile yapılacak ihalelere, en az üç istekli davet edilir. Yapılacak ihale konusu mal ve hizmet alımında davet edilebilecek üç firmanın bulunamaması halinde, ihale yetkilisinin onayı ile tespit edilebilen sayıda firmaya davet mektubu gönderilebilir. Gelen teklif sayısına bakılmaksızın ihale süreci tamamlanır. (4) İsteklilerden, ihale dokümanında belirtilen değerlendirme kriterlerine göre ilk tekliflerini kapalı zarf içerisinde vermeleri istenir. İhale gün ve saatinde alınan teklifler, varsa katılımcılar huzurunda açılır ve aynı gün komisyon huzurunda firmalardan ilk fiyat tekliflerini aşmamak üzere, ihale kararına esas olacak son fiyat tekliflerini yazılı olarak vermeleri istenir. Bu durumda, ihale günü hazır bulunmayan isteklilerin verdiği ilk teklifler son teklifleri sayılarak ihale süreci tamamlanabileceği gibi teknik veya idari yönden ayrıca inceleme gerektiren hallerde ise ikinci ve son tekliflerin alınması daha sonra İdarenin belirleyeceği gün ve saatte de yapılabilir. Bu durumda, ihaleye teklif veren bütün firmalara bildirimde bulunulur ve isteklilerden son tekliflerini belirtilen gün ve saate kadar kapalı zarf içerisinde sunmaları istenir. Ekonomik açıdan en uygun teklif belirlenerek ihale sonuçlandırılır. (5) Bu usulde, geçici ve kesin teminat alınıp alınmaması, sözleşme yapılıp yapılmaması, ihale yetkilisinin onayına bağlıdır. İsteklilere gönderilecek ihaleye davet yazısı ile ihale sonuç bildirimleri posta ile veya faks ve elektronik posta ile de yapılabilir. Doğrudan temin alım Ģekli MADDE 15 – (1) Aşağıda belirtilen hallerde ihtiyaçlar ilan yapılmaksızın doğrudan temin alım şekli ile temin edilebilir: a) İhtiyacın sadece gerçek veya tüzel tek kişi tarafından karşılanabileceğinin tespit edilmesi. b) Sadece gerçek veya tüzel tek kişinin ihtiyaçla ilgili özel bir hakka sahip olması. c) Mevcut mal, ekipman, teknoloji veya hizmetlerle uyumun ve standardizasyonun sağlanması için; ihtiyaç duyulan yedek parça, ek malzeme veya hizmetin ilk alım yapılanın dışında başka gerçek veya tüzel kişiden temin edilememesi. ç) Her yıl Kamu İhale Kurumunca duyurulan, parasal limitleri tablosunda, parasal bedeli, Kamu İhale Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendindeki doğrudan temin alım limitini geçmeyen mal ve hizmet alımları. (2) İhtiyaçların tek kaynaktan, birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerine göre, temin edilmesinin zorunlu olması durumunda; talep sahibi birimin, talebini lüzum fişi ekinde tek kaynaktan talep formu ile birlikte satın alma ve ihale organlarına göndermesi zorunludur. (3) Birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerine göre yapılan alımlarda ihale komisyonu kurulması, karar alınması, teminat alınması, sözleşme yapılması veya kendi koşulları dışında satış yapmayacağını beyan eden firmalardan, alım yapılıp yapılmaması ihale yetkilisinin onayına bağlıdır. Bu bentlere göre yapılacak mal ve hizmet alımlarında, firmalara, İdarenin ihtiyaçlarını en uygun şekilde karşılamak üzere teklifini hazırlaması için yeterli süre tanınarak, teklif istenir, teknik şartlar ve fiyat üzerinde de görüşmeler yapılarak ihtiyaçlar temin edilir. Teklif isteme dahil olmak üzere firmalarla yapılacak her türlü yazışmalar, posta ile yapılabileceği gibi faks veya elektronik posta ile de yapılabilir. (4) Birinci fıkranın (ç) bendinde belirlenen kapsamda yapılacak mal ve hizmet alımlarında, ihale komisyonu kurulması, karar alınması, teminat alınması, sözleşme yapılma zorunluluğu bulunmaksızın, ihale yetkilisince görevlendirilecek kişi veya kişiler tarafından piyasada fiyat araştırması yapılarak ihtiyaçlar temin edilir. Yapılan piyasa araştırmasının şekli ve araştırma sonucunda elde edilen teklifler piyasa fiyat araştırma tutanağına yazılır ve tutanak alımı araştırmayı yapmaya yetkilendirilenler tarafından imzalanarak dosyasına konur. Çerçeve anlaĢmalar MADDE 16 – (1) İdare, görev ve sorumluluklarını ifa edebilmesi için, süreklilik arz eden, kompresör istasyonları ile vana istasyonlarında, sürekli tüketilen malzemeler ile bakım ve onarım esnasında ihtiyaç duyulan mal ve hizmet alımları, kalibrasyon hizmetleri, sürekli olarak yapılan doğalgaz ve petrol boru hatları bakım ve onarım hizmetleri ile münferit olarak ortaya çıkan, acil durum operasyonları gibi, zamanı, yeri ve yapılacak işin miktarının baştan belli olmadığı, zaman içerisinde gerek görüldüğünde alım yapılmak üzere, bedelinin işin tamamlanmasıyla ödeneceği durumlarda, ihtiyaç duyulacak malzeme, hizmet, iş makinesi ve operatör temini veya benzeri mal ve hizmet alımı temini gayesi ile firmalar ile oniki ay süreli çerçeve anlaşmalar yapabilir. Daha uygun koşullarda alım yapılacağının belirlenmesi durumunda ise bu süre otuzaltı aya kadar çıkarılabilir. Bu durumda firmalar alım konusu işte yeterliklerinin devam ettiğini oniki ayda bir belgelendirir. Belgelendirmenin yapılması gereken tarihler ay ve yıl olarak anlaşmalarda belirtilir. Çerçeve anlaşması ile ilgili esaslar aşağıda belirtilmiştir: a) Çerçeve anlaşma ile temin edilecek mal ve hizmet alımları birim fiyat üzerinden açık ihale usulü ile yapılır. b) Çerçeve anlaşmalar birden fazla firma ile de yapılabilir. Bu tür alımlar için ihtiyacın teknik ayrıntıları ve şartlarını gösteren teknik şartnameler hazırlanarak ihale dokümanına dahil edilir. Birim fiyatlar üzerinden yapılan değerlendirme sonucunda teklifleri geçerli kabul edilen isteklilerden en avantajlı birinci teklif sahibi ile en avantajlı ikinci ve üçüncü teklif sahipleri ile anlaşma yapılabilir. İşin durumuna göre daha fazla firma ile de anlaşma yapılabilir. Kaç firma ile çerçeve anlaşma yapılacağı idari şartnamede belirtilir. Çerçeve anlaşmaları yapıldıktan sonra, ihtiyacın ortaya çıkması durumunda, en avantajlı birinci teklif sahibi firmaya bildirimde bulunulur. Bildirimler anlaşmada belirtilen süreler içinde posta, faks veya elektronik posta ile yapılır. Bildirim yapıldığı halde, mal ve hizmeti temin edemeyeceğini beyan eden firmadan, gerekçesi yazılı olarak alınır. Mücbir sebep halleri hariç mal ve hizmet alımını yerine getirmeyen firma hakkında 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ile 5/1/2002 tarihli ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun ilgili hükümleri uygulanır. İkinci en avantajlı firmanın mal ve hizmeti sağlayamaması durumunda önce ikinci en avantajlı firmaya dönülür, bu firmanın da mücbir sebep halleri hariç mal ve hizmet alımını yerine getirmemesi durumunda firma hakkında 4734 ve 4735 sayılı kanunların ilgili hükümleri uygulanarak üçüncü en avantajlı firmadan alım yapılabilir. c) Bu tür anlaşmalarda teminat alınması mal ve hizmet alımının niteliğine göre İdarenin yetkisindedir. ç) Anlaşmalar Türk Lirası veya döviz cinsi üzerinden yapılabilir. Yurt dıĢı alım ve gümrükleme iĢlemleri MADDE 17 – (1) Tüm ithalat ve ihracat işlemleri Genel Müdürlük veya Genel Müdürlükçe yetki verilmiş birimler tarafından yapılır. Gümrükleme işlemleri, gümrük müşavirliği hizmeti veren firmalara da yaptırılabilir. (2) Gümrük işlemlerinin yürütülmesi İkmal Daire Başkanlığının veya Genel Müdürlükçe yetki verilmiş birimlerin sorumluluğundadır. (3) Gümrük işlemlerinin yürütülmesi ile görevlendirilen birimler aşağıdaki gümrük işlemlerini takip eder: a) Sipariş edilen mal ve hizmetin belirtilen sevk süresi içinde sevk edilmesi dış satınalma ile koordineli olarak sağlanır. b) Banka vesaiki Finansman ve Muhasebe Daire Başkanlığınca temin edilerek gümrük işlemlerini yürütmekle görevli birime teslim edilir. c) Gümrük işlemlerini yürütmekle görevli birim gümrük giriş beyannamesini düzenleyerek, bu beyanname ile birlikte ithal vesaiki, fatura ve muafiyet evrakını tescil için ithali yapacak gümrük idaresine verir, tescili yapılan beyannameye ait malzemeyi gümrükten çeker. ç) Gümrük işlemlerinin tamamlanmasından sonra açılan akreditifin kapatılması için ilgili evraklar Finansman ve Muhasebe Daire Başkanlığına veya akreditifi açan birime gönderilir. d) Gelen malzemelerin gümrük giriş işlemleri geldiği gümrükte tamamlanarak, malzemeler talep sahibi birime gönderilir. Ancak, yurt dışından gelen mal ve hizmetlerin ithalatın yapılamayacağı gümrüklere gelmesi halinde, bu tür mal ve hizmetlerin gümrükleme işlemleri ithalatın yapılabileceği gümrüklere aktarılarak yapılır. e) Tamir amacı ile yurt dışına gönderilecek malzemeye ait proforma fatura, hazırlanan teknik rapor, garanti belgesi, bakım onarım sözleşmesi, malzemenin hangi vasıta ile gönderileceğini, malzemelerin ölçü birimlerini, kap miktarını, kap içindeki malzeme miktarını, fotoğrafını, mümkün ise seri numarasını, teslim şeklini ve gideceği adresi, tamirat ve bakımın bedelli mi yoksa bedelsiz mi yapılacağını içeren yazı gümrük işlemlerinin yapılmasını talep eden birim tarafından gümrük işlemlerini yürütmekle görevli birime gönderilir. Nakliyat iĢlemleri MADDE 18 – (1) Dış piyasalardan temin edilen malzemelerin nakil işlemlerinin Türk bayraklı vasıtalar ile nakledilmesi esastır. Aktarma yapılmasında sakınca olmayan malzemelerin nakledilmesinde; Türk bayraklı nakil vasıtalarının bulunmadığı noktalardan Türk bayraklı vasıtaların bulunduğu noktaya kadar yabancı bayraklı vasıtalar ile nakil işlemleri yapılabilir. Aksi takdirde yabancı bayraklı vasıtalar ile direkt olarak nakledilmesi sağlanır. Ġhtiyaçların kamu kurum ve kuruluĢlarından karĢılanması MADDE 19 – (1) İhale yetkilisinin onayı ile genel bütçeli idareler, il özel idareleri, belediyeler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, özel kanunlarla kurulmuş kendilerine kamu görevi verilmiş tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar, bağımsız bütçeli kuruluşlar, kamu iktisadi teşebbüsleri ile bu kuruluşların sermayesindeki kamu payı %50’yi aşan ve en büyük hissedarı kamu kuruluşu olan her çeşit kuruluş, müessese ve ortaklıkların sahip oldukları veya ürettikleri mal ve hizmetler, kıymet takdiri yapılmak sureti ile başka firmalardan teklif istenmeksizin, doğrudan bu kamu kurum ve kuruluşlarından temin edilebilir, sözleşme yapılabilir. (2) Kamu kurum ve kuruluşlarından yapılan alımlarda teminat şartı aranmaz. BEġĠNCĠ BÖLÜM Satın Alma ve Ġhaleye Hazırlık ĠĢlemleri Taleplerin bildirilmesi MADDE 20 – (1) Mal ve hizmet alımları lüzum fişi ile talep edilir. Talep sahibi birim hazırlayacağı yaklaşık maliyeti, teknik şartnameyi, İdari Şartnameye konulmasını istediği özel hükümleri ayrıca varsa fiyat dışı unsurları da belirterek, ödenek kalemini ve ödenek miktarını gösteren ve yetki limitlerine göre onaylanmış lüzum fişini satın alma ve ihale organlarına gönderir. (2) Talep edilen mal ve hizmetin tek kaynaktan temin edilmesi zorunlu ise; gerekçesi yazılarak tek kaynaktan talep formu doldurulup talep sahibi birimlerce imzalanarak ihale yetkilisinin onayına sunulur ve lüzum fişi ekinde satın alma ve ihale organlarına gönderilir. (3) Talep sahibi birimler ihtiyaçlarını, 14 üncü maddedeki pazarlık usulünde belirtilen durumlardan biri ile karşılanmasını talep etmeleri halinde gerekçelerini ve taleplerinin 14 üncü maddenin hangi bendi kapsamına girdiğini belirtmek zorundadır. YaklaĢık maliyet MADDE 21 – (1) Yaklaşık maliyet talep sahibi birim tarafından hazırlanır. Gerçek piyasa fiyatlarını yansıtmayan ve yaklaşık maliyetin hesaplanmasında hatalara sebep olabilecek fiyat bildirimleri ve proforma faturalar değerlendirmeye alınmaz. (2) Talep sahibi birim, alımın niteliğini ve piyasa koşullarını göz önünde bulundurmak suretiyle, aşağıdaki bentler çerçevesinde elde ettiği fiyatların birini, birkaçını veya tamamını kullanmak suretiyle yaklaşık maliyeti hesaplar: a) Piyasada alım konusu mal ve hizmeti üreten, pazarlayan gerçek veya tüzel kişilerden kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından fiyat bildirimi veya proforma fatura isteyerek veya bunların internet sayfalarında yayımlanan fiyatları kullanarak yaklaşık maliyet hesaplanır. Ancak internet adresinden fiyat temin edilirken, fiyatın güncel olması, özel kampanya şartlarına haiz olmaması ve fiyatı alınan ürünün piyasada bulunduğu, üretimden kaldırılmadığı teyidinin alınması zorunludur. b) Alım konusu mal ile ilgili daha önceki dönemlerde İdarece alım yapılmış ise Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan uygun endeksten yararlanmak suretiyle bu alımlara ilişkin fiyatlar güncellenerek de yaklaşık maliyet hesaplanabilir. Döviz ile yapılmış olan alımlarda ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuru veya çapraz kur üzerinden fiyatlar güncellenerek yaklaşık maliyet hesaplanabilir. (3) Yaklaşık maliyetin hesaplanmasında kullanılan her tür bilgi ve belgeye hesap cetveli ekinde yer verilir ve hazırlayanlar tarafından imzalanır. (4) İhale işlemlerine başlamadan önce, ihale onay belgesinin ekine konulmak üzere, her türlü fiyat araştırması yapılarak katma değer vergisi hariç olmak üzere yaklaşık maliyet belirlenir ve dayanaklarıyla birlikte bir hesap cetvelinde gösterilir. Yaklaşık maliyete ihale ve ön yeterlik ilânlarında yer verilmez, isteklilere veya ihale süreci ile resmî ilişkisi olmayan diğer kişilere açıklanmaz. (5) İhale komisyonu tarafından yaklaşık maliyet teklif fiyatlarıyla birlikte açıklanır. Pazarlık usulü ile yapılan ihalede ise yaklaşık maliyet, son yazılı fiyat teklifleriyle birlikte açıklanır. Bu aşamadan önce yaklaşık maliyet açıklanamaz ve ilan edilemez. (6) İhale komisyonu, yaklaşık maliyetin ihale tarihine kadar geçen sürede değişikliğe uğradığını belirlemesi durumunda; değişikliğin gerekçelerini belirtmek suretiyle güncellediği yaklaşık maliyeti dikkate alır. Teknik Ģartnamenin hazırlanması MADDE 22 – (1) Alınacak malın teknik kriterleri ve özellikleri, ihale dokümanının bir parçası olan ve talep sahibi birim tarafından düzenlenen teknik şartnamelerde belirtilir. Teknik kriterlerin ve özelliklerin, verimliliği ve fonksiyonelliği sağlamaya yönelik olması, rekabeti engelleyici hususlar içermemesi ve fırsat eşitliğini sağlaması zorunludur. (2) Teknik şartnamede, varsa ulusal standart ve dengi uluslararası standartlara uygunluğu sağlamaya yönelik düzenleme yapılabilir. Ancak ulusal standardın bulunmaması durumunda sadece uluslararası standart esas alınarak düzenleme yapılabilir. (3) Teknik şartnamede, belli bir marka, model, patent, menşei, kaynak veya ürün belirtilemez ve belirli bir marka veya modele yönelik özellik ve tanımlamalara yer verilemez. Ancak, ulusal ve/veya uluslararası teknik standartların bulunmadığı veya teknik özelliklerin belirlenmesinin mümkün olmadığı hallerde “veya dengi” ifadesine yer verilmek şartıyla marka veya model belirtilebilir. (4) Özel imalat süreci gerektiren mal alımlarında, yüklenici tarafından öncelikle malın prototipinin idareye sunulmasına ve bu prototipin kabulünden sonra üretiminin yapılmasına yönelik teknik şartnamede düzenleme yapılabilir. (5) Teknik şartnamenin İdare tarafından hazırlanması esastır. Ancak, alınacak malın özelliğinin gerektirdiği hallerde ihale yetkilisi tarafından onaylanması kaydıyla, teknik şartname, danışmanlık hizmet sunucularına hazırlattırılabilir. Ġhale onayının alınması MADDE 23 – (1) Satın alma ve ihale organı talep sahibi birimlerden gelen bilgi ve belgeler doğrultusunda idari şartname ve sözleşme taslağını hazırlar. Tamamlanan ihale dokümanlarını ihale onay belgesi ekinde ihale yetkilisinin onayına sunar. Ġdari Ģartname ve sözleĢme tasarısında bulunması gereken hususlar MADDE 24 – (1) İhale usullerinde kullanılacak tip idari şartname ve sözleşme tasarıları İkmal Daire Başkanlığı tarafından hazırlanır. (2) İdari şartnamede, ihale konusu işe göre belirtilmesi zorunlu asgari hususlar aşağıda belirtilmiştir: a) İşin adı, niteliği, türü ve miktarı, hizmetlerde iş tanımı. b) İdarenin adı, adresi, telefon ve faks numarası. c) İhale usulü, ihale tarih ve saati ile tekliflerin nereye verileceği. ç) İsteklilerde aranılan şartlar, belgeler ve yeterlik kriterleri. d) İhale dokümanında açıklama isteme ve yapılma yöntemleri. e) Tekliflerin geçerlilik süresi. f) İhaleye iş ortaklığı ve konsorsiyumların teklif verip veremeyeceği, ihale konusu işin tamamına veya bir kısmına teklif verilmesinin mümkün olup olmadığı, mal alımı ihalelerinde alternatif teklif verilip verilemeyeceği, verilebilecek ise alternatif tekliflerin nasıl değerlendirileceği. g) Varsa fiyat dışı unsurlar. Ekonomik açıdan en avantajlı teklifin fiyat dışındaki unsurlar da dikkate alınarak belirleneceği ihalelerde, ihale dokümanında bu unsurların parasal değerleri veya nispi ağırlıkları belirlenir. ğ) Ulaşım, sigorta, vergi, resim ve harç giderlerinden hangilerinin teklif fiyatına dahil olacağı. h) Tekliflerin alınması, açılması ve değerlendirilmesinde uygulanması gereken usul ve esaslar. ı) İhalenin sadece yerli isteklilere açık olup olmadığı, hizmet alımında yerli istekliler lehine, mal alımında ise Kamu İhale Kurumu ile diğer ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından yerli malı olarak belirlenen malları teklif eden istekliler lehine fiyat avantajı uygulanıp uygulanmayacağı. i) Teklif ve sözleşme türü. j) Geçici ve kesin teminat oranları ile teminatlara ait şartlar. k) İhale saatinden önce ihalenin iptal edilmesinde İdarenin serbest olduğu. l) Bütün tekliflerin reddedilmesi ve ihalenin iptal edilmesinde İdarenin serbest olduğu. m) İhale konusu işin başlama ve bitirme tarihi, yapılma yeri, teslim şartları ve gecikme halinde alınacak cezalar. n) Ödeme yeri ve şartları ile avans verilip verilmeyeceği, verilecek ise şartları ve miktarı ile sözleşme konusu işler için eğer ödenecek ise fiyat farkının ne şekilde ödeneceği. o) Süre uzatımı verilebilecek haller ve şartları ile sözleşme kapsamında yaptırılabilecek iş artışları ile iş eksilişi durumunda karşılıklı yükümlülükler. ö) Vergi, resim ve harçlar ile sözleşme ile ilgili diğer giderlerin kimin tarafından ödeneceği. p) Denetim, muayene ve kabul işlemlerine ilişkin şartlar. r) İhalenin, ceza ve ihalelerden yasaklama hükümleri hariç 4734 ve 4735 sayılı kanunların hükümlerine tabi olmadığı. s) Anlaşmazlıkların çözümü. (3) İhale konusu işin alt yüklenicilere yaptırılıp yaptırılmayacağı idari şartnamede belirtilir. (4) Yapılan anlaşmalarda, işin durumuna göre asgari ücret ve kanuni artışları ve Bakanlar Kurulu kararı ile kabul edilen fiyat farkı artışları verileceği hallerde bu hususlar ihale dokümanında belirtilir. Ġhale ilan süreleri ve kuralları MADDE 25 – (1) İlan sürelerinin hesaplanmasında ilanın yayımlandığı gün dikkate alınır, ihale günü veya son başvuru günü dikkate alınmaz. İlanın yapılmasına kadar geçecek süre de göz önüne alınarak, ilanı yayımlayacak yerlere yeterli süre öncesinden ilan metinleri gönderilir. (2) İlan yapılması halinde, ilan süresi ondört takvim gününden az olamaz. (3) İlanlar, Kamu İhale Kurumu Bülteninde veya Resmî Gazete’de yayımlanır. İhtiyaç duyulması halinde, yerel gazetelerin birisinde, İdarenin internet adresinde, yerli ve yabancı televizyon, radyo ve benzeri yazılı ve görsel yayın organlarında da ayrıca ihale duyurusu yapılabilir. (4) Yerel gazete ilanları, Basın İlan Kurumu aracılığı ile yapılır. Ġhale ilanlarında bulunması zorunlu hususlar MADDE 26 – (1) İhale ilanlarında bulunması zorunlu hususlar aşağıda belirtilmiştir: a) İdarenin adı, adresi, telefon ve faks numarası. b) İhalenin adı, niteliği, türü, miktarı. c) Mal alımı ihalelerinde teslim yeri, hizmet alımı ihalelerinde ise işin yapılacağı yer. ç) İhale konusu işe başlama ve işi bitirme tarihi. d) Uygulanacak ihale usulü, ihaleye katılabilme şartları ve istenilen belgelerin neler olduğu. e) Yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler. f) İhalenin sadece yerli isteklilere açık olup olmadığı, hizmet alımında yerli istekliler lehine, mal alımında ise Kamu İhale Kurumu ile diğer ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından yerli malı olarak belirlenen malları teklif eden istekliler lehine fiyat avantajı uygulanıp uygulanmayacağı. g) İhale dokümanının nerede görülebileceği ve hangi bedelle alınacağı. ğ) İhalenin nerede, hangi tarih ve saatte yapılacağı. h) Tekliflerin ihale saatine kadar nereye verileceği. ı) Teklif ve sözleşme türü. i) Geçici ve kesin teminat istenip istenmeyeceği. j) Tekliflerin geçerlilik süresi. k) İhaleye konsorsiyumların teklif verip veremeyeceği. l) BOTAŞ’ın, ceza ve ihalelerden yasaklama hükümleri hariç 4734 ve 4735 sayılı kanunların hükümlerine tabi olmadığı. Ön yeterlik ilânlarında bulunması zorunlu hususlar MADDE 27 – (1) Ön yeterlik dokümanında belirtilmeyen hususlara ilânlarda yer verilemez. Ön yeterlik ilânlarında aşağıdaki hususlar belirtilir: a) İdarenin adı, adresi, telefon ve faks numarası. b) İhalenin adı, niteliği, türü, miktarı. c) Mal alımı ihalelerinde teslim yeri, hizmet alımı ihalelerinde ise işin yapılacağı yer. ç) İhale konusu işin başlama ve bitirme tarihi. d) Ön yeterliğe katılabilme şartları ve istenilen belgelerin neler olduğu. e) Ön yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler. f) İhalenin sadece yerli isteklilere açık olup olmadığı, hizmet alımında yerli istekliler lehine, mal alımında ise Kamu İhale Kurumu ile diğer ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından yerli malı olarak belirlenen malları teklif eden istekliler lehine fiyat avantajı uygulanıp uygulanmayacağı. g) Ön yeterlik dokümanının nerede görülebileceği ve hangi bedelle alınacağı. ğ) Ön yeterlik başvurusunun sunulacağı yer ile son başvuru tarih ve saati. h) İhaleye konsorsiyumların teklif verip veremeyeceği. Ġhale dokümanında değiĢiklik veya açıklama yapılması MADDE 28 – (1) İlan yapıldıktan sonra ihale dokümanında değişiklik yapılmaması esastır. Ancak, ilan yapıldıktan sonra, tekliflerin hazırlanmasını veya işin gerçekleştirilmesini etkileyebilecek maddi hatalar, teknik hatalar veya eksikliklerin tespit edilmesi ya da isteklilerce son teklif verme gününden on takvim günü öncesine kadar, yazılı olarak İdareye bildirilmesi durumunda ihale dokümanında değişiklik yapılabilir. (2) İhale dokümanında değişiklik amacıyla hazırlanan ve ihale dokümanının bağlayıcı bir parçası olan zeyilname, son teklif verme gününden en az beş takvim günü öncesinde, bilgi sahibi olmalarını temin edecek şekilde ihale dokümanı alanların tamamına, faks, elektronik posta veya posta ile gönderilir. (3) Zeyilname ile yapılan değişiklikler nedeni ile tekliflerin hazırlanabilmesi için ek süreye ihtiyaç duyulması halinde, son teklif verme süresi bir defaya mahsus olmak üzere, ihale yetkilisinin onayı ile belirlenen süre kadar ertelenebilir. (4) Zeyilname düzenlenmesi halinde, teklifini bu düzenlemeden önce vermiş olan isteklilere tekliflerini geri çekerek, yeniden teklif verme imkanı sağlanır. Ġhale ve ön yeterlik dokümanının verilmesi MADDE 29 – (1) İhale ve ön yeterlik dokümanı İdarede bedelsiz görülebilir. Ön yeterlik veya ihaleye katılmak isteyen isteklilere bu dokümanların bedeli mukabili satılması idarenin takdirine bağlıdır. Dokümanın para ile satılacağı durumlarda, doküman bedeli, basım maliyetini aşmayacak ve rekabeti engellemeyecek şekilde İdarece tespit edilir. Ortak giriĢim MADDE 30 – (1) Ortak girişimler, birden fazla gerçek veya tüzel kişi tarafından iş ortaklığı veya konsorsiyum olarak iki türlü oluşturulabilir. İş ortaklığı üyeleri, hak ve sorumlulukları ile işin tümünü birlikte yaparlar. Konsorsiyum üyeleri ise, hak ve sorumluluklarını ayırarak işin kendi uzmanlık alanları ile ilgili kısımlarını yapmak üzere ortaklık yaparlar. (2) İş ortaklığı her türlü ihaleye teklif verebilir. Ancak İdare, işin farklı uzmanlıklar gerektirmesi durumunda, ihaleye konsorsiyumların teklif verip veremeyeceğini ihale dokümanında belirtir. İhale aşamasında ortak girişimden kendi aralarında bir iş ortaklığı veya konsorsiyum yaptıklarına dair anlaşma istenir. İş ortaklığı anlaşmalarında pilot ortak, konsorsiyum anlaşmalarında ise koordinatör ortak belirtilir. (3) İhalenin iş ortaklığı veya konsorsiyum üzerinde kalması halinde, sözleşme imzalanmadan önce noter tasdikli iş ortaklığı veya konsorsiyum sözleşmesinin verilmesi gerekir. İş ortaklığı sözleşmesinde, iş ortaklığını oluşturan gerçek veya tüzel kişilerin taahhüdün yerine getirilmesinde müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, konsorsiyum sözleşmesinde ise, konsorsiyumu oluşturan gerçek veya tüzel kişilerin, işin hangi kısmını taahhüt ettikleri ve taahhüdün yerine getirilmesinde koordinatör ortak aracılığıyla aralarındaki koordinasyonu sağlayacakları belirtilir. Alt yükleniciler MADDE 31 – (1) İhale konusu işin özelliği nedeni ile ihtiyaç duyulması halinde ihale dokümanında isteklilerden alt yüklenicilere yaptırmayı düşündükleri işleri belirtmeleri, sözleşme imzalamadan önce de alt yüklenicilerin listesini İdarenin onayına sunmaları istenebilir. Ancak bu durumda, alt yüklenicilerin yaptıkları işlerle ilgili sorumluluğu yüklenicinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Ġhalelere katılamayacak olanlar MADDE 32 – (1) Aşağıda sayılanlar doğrudan veya dolaylı veya alt yüklenici olarak kendileri veya başkaları adına hiçbir şekilde ihalelere katılamazlar: a) İhale yetkilisi kişiler ile bu yetkiye sahip kurullarda görevli kişiler. b) İdarenin ihale konusu işle ilgili her türlü ihale işlemlerini hazırlamak, yürütmek, sonuçlandırmak ve onaylamakla görevli olanlar. c) (a) ve (b) bentlerinde belirtilen şahısların eşleri ve üçüncü dereceye kadar, bu derece dahil, kan ve ikinci dereceye kadar, bu derece dahil, kayın hısımları ile evlatlıkları ve evlat edinenleri. ç) (b) ve (c) bentlerinde belirtilenlerin ortakları ile bu kişilerin yönetim kurullarında görevli bulunmadıkları veya sermayesinin %10’undan fazlasına sahip olmadıkları anonim şirketler hariç şirketleri. d) İhale konusu işin danışmanlık hizmetlerini yapan yükleniciler bu işin ihalesine katılamazlar. Bu yasaklar, bunların ortaklık ve yönetim ilişkisi olan şirketleri ile bu şirketlerin sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları şirketleri için de geçerlidir. e) İdare bünyesinde bulunan veya İdareyle ilgili her ne amaçla kurulmuş olursa olsun vakıf, dernek, birlik, sandık gibi kuruluşlar ile bu kuruluşların ortak oldukları şirketler. f) 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve diğer kanunlardaki hükümler gereğince geçici veya sürekli olarak kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmış olanlar. (2) Bu yasaklara rağmen ihaleye katılan istekliler ihale dışı bırakılarak, ihale dokümanında istenmişse geçici teminatları gelir kaydedilir. Ayrıca, bu durumun tekliflerin değerlendirmesi aşamasında tespit edilememesi nedeniyle bunlardan biri üzerine ihale yapılmışsa, ihale dokümanında istenmişse kesin teminatı gelir kaydedilerek ihale iptal edilir. Ġhale saatinden önce ihalenin iptal edilmesi MADDE 33 – (1) İhale, İdarenin gerekli gördüğü hallerde veya ihale dokümanında yer alan belgelerde ihalenin yapılmasına engel olan ve düzeltilmesi mümkün bulunmayan hususların bulunduğunun tespit edildiği hallerde, ihale saatinden önce iptal edilebilir. (2) Bu durumda, iptal nedeni belirtilmek sureti ile ihalenin iptal edildiği isteklilere hemen duyurulur. Bu aşamaya kadar teklif vermiş olanlara ihalenin iptal edildiği ayrıca tebliğ edilir. İhale için verilmiş olan bütün teklifler reddedilmiş sayılır ve bu teklifler açılmaksızın isteklilere iade edilir. İhalenin iptal edilmesi nedeni ile istekliler İdareden herhangi bir hak talebinde bulunamazlar. (3) İhalenin iptal edilmesi durumunda, iptal nedenleri gözden geçirilerek yeniden ihaleye çıkılabilir. Tekliflerin hazırlanması ve sunulması MADDE 34 – (1) Teklif mektubu ve istenmesi halinde geçici teminat dahil olmak üzere ihaleye katılabilme şartı olarak istenilen bütün belgeler bir zarfa konulur. Zarfın üzerine isteklinin adı, soyadı veya ticaret unvanı, tebligata esas açık adresi, teklifin hangi işe ait olduğu ve ihaleyi yapan İdarenin adresi yazılır. Zarfın yapıştırılan yeri istekli tarafından imzalanır ve kaşelenir. (2) Teklif mektupları yazılı ve imzalı olarak sunulur. Teklif mektubunda ihale dokümanının tamamen okunup kabul edildiğinin belirtilmesi, teklif edilen bedelin rakam ve yazı ile birbirine uygun olarak açıkça yazılması, üzerinde kazıntı, silinti, düzeltme bulunmaması ve teklif mektubunun ad, soyad veya ticaret unvanı yazılmak sureti ile yetkili kişilerce imzalanmış olması gereklidir. Teklif edilen bedelin rakam ve yazı ile birbirine uygun olmaması durumunda söz konusu teklif geçersiz sayılır. (3) İhale dokümanında alternatif teklif verilebileceğine dair hüküm bulunması halinde, alternatif teklifler de aynı şekilde hazırlanarak sunulur. (4) Kapalı zarf ile istenilen teklifler, ihale dokümanında belirtilen ihale saatine kadar sıra numaralı alındılar karşılığında belirtilen adrese verilir. Posta ile gönderilecek tekliflerin ihale dokümanında belirtilen ihale saatine kadar ulaşması şarttır. Belirtilen saatten sonra verilen teklifler kabul edilmez ve açılmaksızın iade edilir. Postadaki gecikme nedeni ile işleme konulmayacak olan tekliflerin alınış zamanı, bir tutanakla tespit edilir. (5) Verilen teklifler, zeyilname düzenlenmesi hali hariç, herhangi bir sebeple geri alınamaz. (6) Haberleşme birimlerince alınan teklif zarfları tutanak ekinde ihale komisyonuna teslim edilir. (7) Tekliflerin faks veya e-posta yoluyla gönderilmesinin İdarece kabul edilmesi halinde teklif verme süresi sonuna kadar faks veya elektronik posta ile gönderilen teklifler geçerli sayılır. Teminat olarak kabul edilecek değerler MADDE 35 – (1) Teminat olarak kabul edilecek değerler aşağıda belirtilmiştir: a) Tedavüldeki Türk Lirası veya teklif para cinsinden olmak şartı ile döviz. b) Türkiye’de faaliyette bulunan bankaların Türkiye’deki şubelerince veya katılım bankalarınca verilen teminat mektupları. İlgili mevzuatına göre Türkiye’de faaliyette bulunmasına izin verilen yabancı bankaların düzenleyecekleri teminat mektupları ile Türkiye dışında faaliyette bulunan banka veya benzeri kredi kuruluşlarının kontrgarantisi üzerine Türkiye’de faaliyette bulunan bankaların veya katılım bankalarının düzenleyecekleri teminat mektupları da teminat olarak kabul edilir. c) Hazine Müsteşarlığınca ihraç edilen devlet iç borçlanma senetleri ve bu senetler yerine düzenlenen belgeler. Senetler ve bu senetler yerine düzenlenen belgelerden nominal değere faiz dâhil edilerek ihraç edilenler, anaparaya tekabül eden satış değeri üzerinden teminat olarak kabul edilir. (2) Teminat mektupları veya teminat karşılığı alınan makbuzlar dışındaki teminatlar ihale komisyonlarınca teslim alınmaz. Teminat mektupları dışındaki teminatlar; Finansman ve Muhasebe Dairesi Başkanlığı ile bölge müdürlükleri, işletme müdürlükleri ve şube müdürlüklerinin muhasebe birimlerine yatırılabileceği gibi nakit teminatlar İdarenin belirteceği banka hesaplarına da yatırılabilir. Nakit teminatın bankaya yatırılması halinde banka makbuzu veya dekontun açıklama kısmına; ihale kayıt numarası, dosya numarası ve işin konusu yazılmalıdır. İhale komisyonu gerektiğinde bankalara yatırılan nakit teminatların teyidini isteyebilir. (3) İstekliler banka teminat mektuplarını veya diğer teminatlar karşılığı aldıkları makbuzları tekliflerin ekine koyarlar. Banka teminat mektupları veya teminat karşılığı alınan makbuzlar dışındaki teminatlar ihale komisyonlarınca teslim alınmaz. (4) İhale üzerinde kalan istekli ile ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi istekliye ait teminat mektupları ihaleden sonra sözleşmenin yürürlüğe girmesi veya teklif geçerlilik tarihinin sonuna kadar tutulur. Diğer isteklilere ait teminatlar ise; teminat mektupları ilgili bankalarına, mektup dışındaki teminatlar ise isteklilere iade edilebilir. İhale üzerinde kalan istekli ile sözleşme imzalanması halinde, ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibine ait teminat sözleşme imzalandıktan hemen sonra iade edilir. (5) Teklifler açıldıktan sonra opsiyon süresi dolmadan teklifinden dönen veya sözleşme imzalamaktan kaçınan, sözleşmenin yürürlüğe girmesi için gerekli işlemleri tamamlamayan, teklifi ile birlikte yanıltıcı ve sahte belge veren, satın alma ve ihale işlemlerine hile ve fesat karıştıran isteklinin geçici teminatı gelir kaydedilir. (6) Teminatlar, teminat olarak kabul edilen diğer değerlerle değiştirilebilir. (7) Her ne suretle olursa olsun, İdarece alınan teminatlar haczedilemez ve üzerine ihtiyati tedbir konulamaz. (8) İlgili mevzuata aykırı olarak düzenlenmiş teminat mektupları ile tutar ve/veya vade açısından yetersiz olan teminat mektupları kabul edilmez. Geçici teminat ve geçici teminat iadesi MADDE 36 – (1) Geçici teminat istenmesi durumunda, teklif edilen bedelin % 3’ünden az olmamak üzere istekli tarafından belirlenecek tutarda geçici teminat alınır. (2) Teklif geçerlilik süresinin uzatılması halinde, geçici teminat mektuplarının süresi de aynı sürede uzatılır. (3) İhale üzerinde kalan istekli ile ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi istekliye ait geçici teminatlar dışında diğer isteklilere ait geçici teminatlar iade edilir. İhale üzerinde kalan istekli ile sözleşme imzalanması halinde, ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibine ait geçici teminat iade edilir. Kesin teminatın İdareye sunulması ve sözleşmenin imzalanmasını müteakip ihaleyi kazanan isteklinin geçici teminat mektubu iade edilir. Kesin teminat MADDE 37 – (1) Kesin teminat istenmesi durumunda, sözleşmenin yapılmasından önce ihale üzerinde kalan istekliden ihale bedeli üzerinden % 6 oranından az olmamak üzere kesin teminat alınır. Kesin teminat mektuplarının süresi, ihale konusu işin bitiş tarihi ve var ise garanti süresi dikkate alınarak İdare tarafından belirlenir. Kesin teminatın geri verilmesi MADDE 38 – (1) Taahhüdün, sözleşme ve ihale dokümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirildiği ve yüklenicinin bu işten dolayı İdareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra alınmış olan kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar; Sosyal Güvenlik Kurumundan taahhüt konusu işle ilgili olarak ilişiksiz belgesi ile ücret ve ücret sayılan ödemelerden yapılan vergi kesintilerinin ödendiğinin belgelendiği saptandıktan sonra; alınan mal veya hizmet için bir garanti süresi öngörülmesi halinde garanti süresi dolduktan sonra yükleniciye iade edilir. (2) İşin konusunun piyasadan hazır halde alınıp satılan mal alımı olması halinde, Sosyal Güvenlik Kurumundan ilişiksiz belgesi getirilmesi şartı aranmaz. Ancak, mal veya hizmetle ilgili değişik süreli kısmi garantiler varsa, süresi daha sonra bitecek garanti kapsamındaki kısmın parasal değerinin kesin teminat yüzdesi oranında teminatı alındıktan sonra garantisi biten kısmın teminatı iade edilir. (3) Yüklenicinin ihale konusu işle ilgili olarak İdareye ve Sosyal Güvenlik Kurumuna olan borçları ile ücret ve ücret sayılan ödemelerden yapılan kanuni vergi kesintilerinin malın kesin kabul tarihine/garanti süresinin bitimine kadar ödenmemesi halinde protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın kesin ve ek kesin teminatlar paraya çevrilerek borçlarına karşılık mahsup edilir, varsa kalanı yükleniciye iade edilir. Avans verilmesi MADDE 39 – (1) İhale dokümanlarında yer alması ve hak ediş ödemelerinde verildiği oranda mahsup edilmesi kaydıyla yükleniciye, yüklenicinin mahsup edileceği son hak ediş ödemesinden en az bir ay daha uzun vadeli avans teminat mektubu veya devlet tahvili karşılığında avans verilebilir. Kamu kurum ve kuruluşu veya kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların müesseselerinden ve İdarenin bağlı ortaklıklarından alınacak mal ve hizmetlere karşı ödenecek avanslar için teminat aranmayabilir. (2) Avans alacak yüklenicinin, alacağı avansı tahsis edeceği hususlara ait miktar ve tutarları ile ifa tarihlerini bildirmesi ve avans hükümlerine uyacağını taahhüt etmesi şarttır. Yüklenici, aldığı bu avansı bildirdiği yerlere sarf ettiğini gösteren belgeleri İdarenin tespit edeceği süre içerisinde İdareye vermekle yükümlüdür. (3) İdare, iş programının aksaması veya avansın şartlara uygun sarf edilmemesi veya şartnamede belirtilen süre içerisinde işe başlanılmamış olması hallerinde, mahsubu yapılmamış avansı veya bakiyesini, bu halleri takip eden ilk hak edişten def’aten kesmeye, bu yetmediği veya hak edişi bulunmadığı takdirde avans teminatını nakde çevirmeye her zaman yetkilidir. (4) Avanslar, avansın verildiği tarihten itibaren her bir hak edişin sözleşme bedeline ait tutarına, avans mahsup oranı uygulanarak hak edişlerden kesinti yapılarak mahsup edilir. Mahsup edilen miktar kadar avans teminatı serbest bırakılır. Eğer var ise, avans bakiyesi son geçici hak edişten yüzde nispetine bakılmaksızın tamamen kesilir. Hak ediş tutarı yetmediği takdirde farkı, yüklenici otuz gün içinde nakden öder, aksi takdirde avans teminatı nakde çevrilerek mahsup edilir. İşin tasfiye edilmesi halinde, yüklenici tasfiye kabul tarihinden itibaren otuz gün içerisinde avans bakiyesini nakden ödemek zorundadır. Bu süre sonunda ödeme yapılmadığı takdirde, avans bakiyesi avans teminatı nakde çevrilerek mahsup edilir. (5) Avanslar hiçbir suretle başkalarına temlik edilemez. Avans karşılığı alınan teminatlar haciz edilemez ve üzerine ihtiyati tedbir konulamaz. ALTINCI BÖLÜM Tekliflerin Değerlendirilmesi ve Ġhalenin SözleĢmeye Bağlanması Tekliflerin alınması ve açılması MADDE 40 – (1) Teklifler, ihale dokümanında belirtilen son teklif verme gün ve saatine kadar ilanda ve ihale dokümanında belirtilen birime verilir. İhale komisyonunca, ihale dokümanında belirtilen gün ve saatte kaç teklif verilmiş olduğu bir tutanakla tespit edilerek hazır bulunanlara duyurulur ve hemen ihaleye başlanır. İhale komisyonu teklif zarflarını alınış sırasına göre inceler. Uygun olmayan zarflar bir tutanak ile belirlenerek açılmaz ve değerlendirmeye alınmaz. Geçerli olan diğer zarflar, hazır bulunan istekliler önünde alınış sırasına göre açılır. (2) İsteklilerin, belgelerinin eksik olup olmadığı ve teklif mektubu ile istenmişse geçici teminatlarının usulüne uygun olup olmadığı kontrol edilir. Belgeleri eksik veya teklif mektubu ile geçici teminatı usulüne uygun olmayan istekliler tutanakla tespit edilir. Bu işlemler yapıldıktan sonra teklif mektubu ile geçici teminat dahil olmak üzere belge ve bilgi eksikliği dikkate alınmaksızın bütün isteklilerin teklif fiyatları açıklanır. (3) Bu işlemlere ilişkin hazırlanan tutanak ihale komisyonunca imzalanır. Bu aşamada; hiçbir teklifin reddine veya kabulüne karar verilmez, teklifi oluşturan belgeler düzeltilemez ve tamamlanamaz. Üzerinde, o alımla ilgili teklif zarfı olduğunu gösteren kayıt ve işaret bulunmaması nedeni ile yanlışlıkla açılan zarflar; komisyonca, bir tutanak düzenlenerek bu tutanakla birlikte başka bir zarfa konulur, zarfın yapıştırıldığı kısım komisyon başkanı ve üyeleri tarafından imzalanır ve ihaleyi yapan satın alma ve ihale organına verilir. Tekliflerin değerlendirilmesi MADDE 41 – (1) Satın almalarda ekonomik açıdan en avantajlı teklif, sadece fiyat esasına göre veya fiyat ile birlikte işletme ve bakım maliyeti, maliyet etkinliği, verimlilik, kalite ve teknik değer gibi fiyat dışındaki unsurlar da dikkate alınarak belirlenir. Ekonomik açıdan en avantajlı teklifin fiyat dışındaki unsurlar da dikkate alınarak belirleneceği ihalelerde, ihale dokümanında bu unsurların parasal değerleri veya nispi ağırlıkları belirlenir. (2) İhale komisyonu kararı doğrultusunda, satınalma ve ihale organlarınca tekliflerin incelenmesi, karşılaştırılması ve değerlendirilmesinde kullanılmak amacı ile net olmadığı anlaşılan hususlarla ilgili olmak üzere, isteklilerden yazılı şekilde tekliflerini açıklamaları istenebilir. Ancak bu açıklama, hiçbir şekilde teklif fiyatında değişiklik yapılması veya ihale dokümanında yer alan şartlara uygun olmayan tekliflerin uygun hale getirilmesi amacı ile istenilmez ve yapılmaz. (3) Tekliflerin değerlendirilmesinde, öncelikle teklif mektubu ile istenmişse geçici teminatı usulüne uygun olmadığı tespit edilen isteklilerin tekliflerinin değerlendirme dışı bırakılmasına karar verilir. Ancak, teklifin esasını değiştirecek nitelikte olmaması kaydı ile belgelerin eksik olması veya belgelerde önemsiz bilgi eksikliği bulunması halinde, belirlenen sürede isteklilerden bu eksik belge veya bilgilerin tamamlanması yazılı olarak istenebilir. Belirlenen sürede eksik belge veya bilgileri tamamlamayan istekliler değerlendirme dışı bırakılır. Bu ilk değerlendirme ve işlemler sonucunda belgeleri eksiksiz ve teklif mektubu ile geçici teminatı usulüne uygun olan isteklilerin tekliflerinin ayrıntılı değerlendirilmesine başlanır. Bu aşamada, isteklilerin ihale konusu işi yapabilme kapasitelerini belirleyen yeterlik kriterlerine ve tekliflerin ihale dokümanında belirtilen şartlara uygun olup olmadığı incelenir. Uygun olmadığı belirlenen isteklilerin teklifleri değerlendirme dışı bırakılır. (4) En son aşamada, isteklilerin teklif mektubu eki cetvellerinde aritmetik hata bulunup bulunmadığı kontrol edilir. Teklif edilen fiyatları gösteren teklif mektubu eki cetvelde çarpım ve toplamlarda aritmetik hata bulunması halinde isteklinin teklifi değerlendirme dışı bırakılır. (5) Teklifleri yeterli bulunan birden fazla istekli tarafından aynı fiyatın teklif edilmesi ve bu tekliflerin ekonomik açıdan en avantajlı teklif olması halinde, aynı fiyat teklifinde bulunan isteklilerden ilk teklif bedellerini geçmemek kaydıyla son teklifleri istenir. AĢırı düĢük teklifler MADDE 42 – (1) Teklifler değerlendirilirken, İdarenin tespit ettiği yaklaşık maliyete göre, fiyatı aşırı düşük olan teklifler reddedilmeden önce, belirlenen süre içinde teklif sahiplerinden teklifte önemli olduğu tespit edilen bileşenlerle ilgili ayrıntılı bilgiler yazılı olarak istenebilir. (2) İhale komisyonu; a) İmalat sürecinin ve verilen hizmetin ekonomik olması, b) Seçilen teknik çözümler ve teklif sahibinin mal ve hizmetlerin teminini yerine getirmesinde kullanacağı avantajlı koşullar, c) Teklif edilen mal veya hizmetin özgünlüğü, hususlarında belgelendirilmek sureti ile yapılan yazılı açıklamalar dikkate alınarak, aşırı düşük teklifleri değerlendirir. (3) Yapılan değerlendirme sonucunda, açıklamaları yeterli görülmeyen veya yazılı açıklamada bulunmayan isteklilerin teklifleri reddedilir. Bütün tekliflerin reddedilmesi ve ihalenin iptali MADDE 43 – (1) İhale dokümanında belirtilmiş olması kaydı ile herhangi bir aşamada ihale komisyonu kararı üzerine ihale yetkilisinin onayı ile İdare, verilmiş olan bütün teklifleri reddederek ihaleyi iptal etmekte serbesttir ve bu halde ihaleye teklif veren istekliler İdareye karşı herhangi bir hak talebinde bulunamaz. İhalenin iptal edilmesi halinde bu durum ihaleye fiyat teklifi veren bütün isteklilere gerekçeleri ile birlikte bildirilir. Ġhalenin karara bağlanması ve onaylanması MADDE 44 – (1) Yapılan değerlendirmeler sonucunda; ihale, ekonomik açıdan en avantajlı teklifi veren isteklinin üzerinde bırakılır. (2) Ekonomik açıdan en avantajlı teklifin, fiyat dışındaki unsurlar da dikkate alınarak belirleneceği ihalelerde, teklif fiyatı, işletme ve bakım maliyeti, verimlilik, kalite ve teknik üstünlükler gibi unsurlar dikkate alınarak belirlenir. İhale dokümanında bu unsurların açıkça oransal olarak ifade edilmesi zorunludur. (3) İhale dokümanında, yerli istekliler lehine fiyat avantajı sağlanacağı belirtilen ihalelerde, bu fiyat avantajı da uygulanmak sureti ile ekonomik açıdan en avantajlı teklif belirlenerek ihale sonuçlandırılır. (4) En düşük fiyatın, ekonomik açıdan en avantajlı teklif olarak değerlendirildiği ihalelerde; birden fazla istekli tarafından aynı fiyatın teklif edildiği ve bunların da ekonomik açıdan en avantajlı teklif olduğu anlaşıldığı takdirde, bu isteklilerden tekrar son kez kapalı teklif istenerek ihale sonuçlandırılır. (5) İhale komisyon kararları, satın alma ve ihale organlarınca ihale yetkilisinin onayına sunulur. Kararlarda isteklilerin adları veya ticaret unvanları, teklif edilen bedeller, ihalenin tarihi ve hangi istekli üzerine hangi gerekçelerle bırakıldığı, ihale yapılmamış ise nedenleri belirtilir. (6) İhale kararı onaya sunulurken, mal ve hizmet alımlarında ihale üzerinde kalan birinci en avantajlı teklif sahibi ile ikinci en avantajlı teklif sahibi isteklilerin, çerçeve anlaşmalarında ise sözleşme yapılması uygun görülen bütün firmaların ihalelere katılmaktan yasaklı olup olmadığı Kamu İhale Kurumundan teyit ettirilerek buna ilişkin belge ihale kararına eklenir. Mal ve hizmet alımlarında ihale üzerinde kalan isteklinin ihale tarihi itibariyle yasaklı olduğunun anlaşılması durumunda, ihale ikinci en avantajlı teklif sahibi üzerinde bırakılır. (7) İhale yetkilisi, karar tarihini izleyen en geç beş işgünü içinde ihale kararını onaylar ya da gerekçesini açıkça belirtmek sureti ile ihaleyi iptal eder. (8) İhale sonucu, ihale kararlarının ihale yetkilisi tarafından onaylandığı günü izleyen en geç beş işgünü içinde, ihaleye teklif veren bütün isteklilere bildirilir. SözleĢmeye davet MADDE 45 – (1) İhale kararının ihale yetkilisi tarafından onaylandığı tarihten itibaren on iş günü içerisinde, ihale üzerinde kalan istekliye süre verilerek sözleşme imzalaması için davet mektubu gönderilir. Davet mektubunda belirtilen süre içinde, istenmişse kesin teminatı yatırması ve diğer yükümlülükleri yerine getirerek sözleşmeyi imzalaması tebliğ edilir. İsteklinin yapılan tebligatta, sözleşmeyi imzalamaktan kaçınması halinde, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun ihalelerden yasaklama ve cezalara ilişkin hükümlerinin uygulanacağı belirtilir. Teklif geçerlilik süresinin uzatımı MADDE 46 – (1) İhale işlemlerinin teklif geçerlilik süresi içinde neticelenemeyeceğinin anlaşılması halinde isteklilerden, istenmişse teminat ve teklif geçerlilik sürelerini uzatmaları istenebilir. (2) Tekliflerin geçerlilik süresi ihale dokümanında belirtilir. İhtiyaç duyulması halinde bu süre, teklif ve sözleşme koşulları değiştirilmemek ve isteklilerin kabulü kaydı ile en fazla teklif geçerlik süresi kadar uzatılabilir. SözleĢme yapılmasında isteklinin görev ve sorumluluğu MADDE 47 – (1) İhale üzerinde kalan istekli, kendisine verilen süre içerisinde kesin teminatı ve istenilen diğer belgeleri vererek sözleşmeyi imzalamak zorundadır. (2) Bu zorunluluklara uyulmadığı takdirde, protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın ihale üzerinde kalan isteklinin geçici teminatı gelir kaydedilir. Bu durumda, İdare, ihale yetkilisince de uygun görülmesi kaydı ile ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi istekli ile sözleşme imzalayabilir. Ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibinin de sözleşmeyi imzalamaması durumunda bu teklif sahibinin de geçici teminatı gelir kaydedilerek ihale iptal edilir ve sözleşmeyi imzalamaktan kaçınan istekliler hakkında 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun ihalelerden yasaklama ve cezalara ilişkin hükümleri uygulanır. SözleĢme yapılmasında Ġdarenin görev ve sorumluluğu MADDE 48 – (1) İdare, belirlenen süre içinde sözleşme yapılması hususunda kendisine düşen görevleri yapmakla yükümlüdür. İdarenin bu yükümlülüğü yerine getirmemesi halinde, istekli sürenin bitmesini izleyen günden itibaren en geç beş iş günü içinde, on gün süreli bir noter ihbarnamesi ile bildirmek şartı ile taahhüdünden vazgeçebilir. Bu takdirde, geçici teminat geri verilir. Ġhalenin sözleĢmeye bağlanması MADDE 49 – (1) Sözleşme imzalanmadan önce, ihale üzerinde bırakılan isteklinin yasaklılık teyidi yapılır. Sözleşmeler, İdare yetkilileri ve yüklenici tarafından imzalanır. Yüklenicinin iş ortaklığı veya konsorsiyum olması halinde, sözleşmeler bunların bütün ortakları tarafından imzalanır. İhale dokümanında belirtilen şartlara aykırı sözleşme düzenlenemez. (2) Hizmet alımı ihalesi sonucu yapılan sözleşmenin yürütümü talep sahibi birim tarafından yapılır. YEDĠNCĠ BÖLÜM SipariĢ ve SözleĢmeyi Takip Eden ĠĢlemler Denetim, muayene, sigorta ve kabul iĢlemleri MADDE 50 – (1) Denetim, muayene ve kabul işlemlerinin nasıl yapılacağı idari şartnamelerde belirtilir. SözleĢme kapsamında yaptırılabilecek ilave iĢler ve iĢ eksiliĢi MADDE 51 – (1) Mal ve hizmet alımları sözleşmelerinde, öngörülemeyen durumlar nedeniyle bir iş artışı veya azalışının zorunlu olması halinde, artış ve eksilişe konu olan iş; a) Sözleşmeye esas işin kapsamında kalması ve İdareyi külfete sokmaksızın asıl işten ayrılmasının teknik veya ekonomik olarak mümkün olmaması şartlarıyla, sözleşme bedelinin % 20’sine kadar oran dahilinde, aynı yükleniciye ihale dokümanındaki hükümler çerçevesinde, bir defaya mahsus olmak üzere iş artışı yapılabilir, b) İdarece öngörülmesi halinde sözleşme bedelinin % 20’sine kadar oran dahilinde iş eksilişi yapılabilir. (2) Sözleşme kapsamında iş artışı ve iş eksilişi yapılabileceği ihale dokümanlarında belirtilir. (3) Sözleşmeyi yürütmekle görevli birim, artırma veya eksiltme ile ilgili talebi için gerekçeli bir rapor hazırlar, ilave iş için ek süre verilecekse raporunda belirtir ve sözleşmeyi imzalamaya yetkili makamdan onay alır. (4) Ek sipariş veya miktar artırımlarında, yükleniciye ek süre verilebilir. SözleĢmenin devri ve alacakların temliki MADDE 52 – (1) Sözleşme, zorunlu hallerde sözleşmeyi imzalamaya yetkili makamın yazılı izni alınarak başkasına devredilebilir. Ancak, devralacak olan firmalardan ilk ihaledeki şartlar aranır. Ayrıca, isim ve statü değişikliği gereği yapılan devirler hariç olmak üzere, bir sözleşmenin devredildiği tarihi takip eden üç yıl içinde aynı yüklenici tarafından başka bir Sözleşme devredilemez veya devralınamaz. İzinsiz devredilen veya devralınan veya bir sözleşmenin devredildiği tarihi takip eden üç yıl içinde devredilen veya devir alınan sözleşmeler feshedilerek, devreden ve devralanlar hakkında 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun ilgili maddeleri uygulanır. (2) Sözleşmeden doğan alacaklar İdarenin onayı olmadıkça temlik edilemez. SözleĢmenin feshi MADDE 53 – (1) İdare; a) Yüklenicinin taahhüdünü ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirememesi veya işi süresinde bitirmemesi üzerine, ihale dokümanında belirlenen oranda gecikme cezası uygulanarak, şartname ve ihale dokümanlarında belirtilen sürelerin ihtarla bildirilmesine rağmen aynı durumun devam etmesi, b) Sözleşmenin uygulanması sırasında yüklenicinin 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda belirtilen yasak fiil veya davranışlarda bulunduğunun tespit edilmesi, hallerinde ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın kesin teminat ve var ise ek kesin teminatlar gelir kaydeder ve sözleşmeyi feshederek, hesabı genel hükümlere göre tasfiye eder. Mücbir sebeplere bağlı süre uzatımı MADDE 54 – (1) Mücbir sebep olarak kabul edilebilecek haller aşağıda belirtilmiştir: a) Doğal afetler. b) Kanuni grev. c) Genel salgın hastalık. ç) Kısmî veya genel seferberlik ilânı. (2) Birinci fıkrada belirtilen mücbir sebepler ile yükleniciden kaynaklanmayan ancak İdarece kabul edilen diğer hallerde süre uzatımı yapılabilir. (3) Süre uzatımı verilmesi, sözleşmenin feshi gibi durumlar da dahil olmak üzere, İdare tarafından birinci fıkrada belirtilen hallerin mücbir sebep olarak kabul edilebilmesi için; yükleniciden kaynaklanan bir kusurdan ileri gelmemiş olması, taahhüdün yerine getirilmesine engel nitelikte olması, yüklenicinin bu engeli ortadan kaldırmaya gücünün yetmemiş bulunması, mücbir sebebin meydana geldiği tarihi izleyen yirmi gün içinde yüklenicinin İdareye yazılı olarak bildirimde bulunması ve mücbir sebep hallerinin yetkili merciler tarafından belgelendirilmesi zorunludur. SEKĠZĠNCĠ BÖLÜM Yasaklar ve Sorumluluk Yasak fiil veya davranıĢlar MADDE 55 – (1) İhalelerde aşağıda belirtilen fiil veya davranışlarda bulunmak yasaktır: a) Hile, vaat, tehdit, nüfuz kullanma, çıkar sağlama, anlaşma, irtikap, rüşvet suretiyle veya başka yollarla ihaleye ilişkin işlemlere fesat karıştırmak veya buna teşebbüs etmek. b) İsteklileri tereddüde düşürmek, katılımı engellemek, isteklilere anlaşma teklifinde bulunmak veya teşvik etmek, rekabeti veya ihale kararını etkileyecek davranışlarda bulunmak. c) Sahte belge veya sahte teminat düzenlemek, kullanmak veya bunlara teşebbüs etmek. ç) Alternatif teklif verebilme hâlleri dışında, ihalelerde bir istekli tarafından kendisi veya başkaları adına doğrudan veya dolaylı olarak, asaleten ya da vekaleten birden fazla teklif vermek. d) 32 nci maddeye göre ihaleye katılamayacağı belirtildiği hâlde ihaleye katılmak. (2) Taahhüt tamamlandıktan ve kabul işlemi yapıldıktan sonra tespit edilmiş olsa dahi, belirtilen fiil veya davranışlardan 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa göre suç teşkil eden fiil veya davranışlarda bulunan gerçek veya tüzel kişiler ile o işteki ortak veya vekilleri hakkında ceza kovuşturması yapılmak üzere yetkili Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulur. Ġhalelere katılmaktan yasaklama MADDE 56 – (1) Ceza ve ihalelerden yasaklama işlemlerinde Kamu İhale Kanunu hükümleri uygulanacak olup, bu Yönetmeliğin 55 inci maddesinde belirtilen fiil veya davranışlarda bulundukları tespit edilenler hakkında fiil veya davranışlarının özelliğine göre, Kamu İhale Kanununun 58 inci maddesine göre, bir yıldan az olmamak üzere iki yıla kadar, üzerine ihale yapıldığı halde mücbir sebep halleri dışında usulüne göre sözleşme yapmayanlar hakkında ise altı aydan az olmamak üzere bir yıla kadar, Kamu İhale Kanununun 2 ve 3 üncü maddeleri ile istisna edilenler dahil bütün kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine katılmaktan yasaklama kararı BOTAŞ’ın bağlı olduğu Bakanlık tarafından verilir. (2) İhaleyi yapan satınalma ve ihale organı, ihalelere katılmaktan yasaklamayı gerektirir bir durumla karşılaştığı takdirde, 4734 ve 4735 sayılı kanunların ilgili hükümleri ile Kamu İhale Kurumunca belirlenen diğer ilgili kuralları uygular. (3) İhale sırasında veya sonrasında yasak fiil veya davranışlarda bulundukları tespit edilenler, ihaleye iştirak ettirilmeyecekleri gibi yasaklama kararının yürürlüğe gireceği tarihe kadar BOTAŞ tarafından yapılacak sonraki ihalelere de iştirak ettirilmezler. DOKUZUNCU BÖLÜM ÇeĢitli ve Son Hükümler Ġhale serbestliği MADDE 57 – (1) BOTAŞ, bu Yönetmelik kapsamında yapacağı ihalelerde, ceza ve ihalelerden yasaklama hükümleri hariç 4734 ve 4735 sayılı kanunların hükümlerine tabi değildir. Yürürlükten kaldırılan yönetmelik MADDE 58 – (1) 10/11/2000 tarihli ve 24226 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. Genel Müdürlüğü İhale Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır. Devam eden iĢler GEÇĠCĠ MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin yayımından önce başlamış ve sonuçlandırılmamış işler, ilişkilendirildikleri mevzuata göre sonuçlandırılır. Yürürlük MADDE 59 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 60 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. Genel Müdürü yürütür. [R.G. 21 Mart 2013 – 28594] —— • —— KANUNLAR TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ĠLE KAZAKĠSTAN CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ARASINDA 13 ARALIK 1993 TARĠHLĠ TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ ĠLE KAZAKĠSTAN CUMHURĠYETĠ ARASINDA ANTALYA ĠLĠNĠN KEMER ĠLÇESĠNDEKĠ TAġINMAZIN KAZAKĠSTAN CUMHURĠYETĠNE KULLANDIRILMASINA ĠLĠġKĠN PROTOKOLE DEĞĠġĠKLĠKLERĠN VE EKLEMELERĠN YAPILMASINA DAĠR PROTOKOLÜN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞU HAKKINDA KANUN Kanun No. 6445 Kabul Tarihi: 12/3/2013 MADDE 1 – (1) 16 Nisan 2012 tarihinde Ankara‘da imzalanan ―Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında 13 Aralık 1993 Tarihli ―Türkiye Cumhuriyeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Arasında Antalya Ġlinin Kemer Ġlçesindeki TaĢınmazın Kazakistan Cumhuriyetine Kullandırılmasına ĠliĢkin Protokol‖e DeğiĢikliklerin ve Eklemelerin Yapılmasına Dair Protokol‖ün onaylanması uygun bulunmuĢtur. MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 21/3/2013 [R.G. 22 Mart 2013 – 28595] —— • —— ON ÜÇ ĠLDE BÜYÜKġEHĠR BELEDĠYESĠ VE YĠRMĠ ALTI ĠLÇE KURULMASI ĠLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR KANUNDA DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASI HAKKINDA KANUN Kanun No. 6447 Kabul Tarihi: 14/3/2013 MADDE 1 – (1) 12/11/2012 tarihli ve 6360 sayılı On Üç Ġlde BüyükĢehir Belediyesi ve Yirmi Altı Ġlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanunun baĢlığında yer alan ―ON ÜÇ‖ ibaresi ―ON DÖRT‖ olarak, ―YĠRMĠ ALTI‖ ibaresi ―YĠRMĠ YEDĠ‖ olarak değiĢtirilmiĢ ve 1 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan ―Muğla,‖ ibaresinden sonra gelmek üzere ―Ordu,‖ ibaresi eklenmiĢtir. (2) 6360 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin yirmiüçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aĢağıdaki fıkra eklenmiĢ ve diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiĢtir. ―(24) Ordu ilinde, Ordu Belediyesinin mahalleleri merkez olmak üzere, Ordu Merkez ilçe sınırları içerisindeki köyler ile belediyelerden oluĢan Altınordu ilçesi ve aynı adla belediye kurulmuĢtur.‖ (3) 6360 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin onyedinci fıkrasına bağlı ekli (25) sayılı listeye ―Altınordu Belediyesi‖ ibaresi ile maddeye aĢağıdaki fıkra eklenmiĢ ve yirmibirinci fıkrasında yer alan ―26 adet‖ ibaresi ―27 adet‖ Ģeklinde değiĢtirilmiĢtir. ―(28) Bu fıkrayı ihdas eden Kanuna ekli (1) sayılı listede yer alan çeĢitli kurum ve kuruluĢlara ait kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye bağlı cetvellerin ilgili bölümlerine eklenmiĢtir. Bu kadrolar hakkında ondokuzuncu fıkra hükümleri uygulanır.‖ (4) 6360 sayılı Kanuna ekli (26) sayılı listede yer alan Gençlik ve Spor Bakanlığına ait kadrolar iptal edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ilgili bölümlerinden çıkarılmıĢtır. MADDE 2 – Bu Kanunun; a) 6360 sayılı Kanunun 1 inci, 2 nci ve geçici 1 inci maddesinin onyedinci fıkrasının değiĢtirilmesine iliĢkin hükümleri ilk mahalli idareler genel seçiminde, b) Diğer hükümleri yayımı tarihinde, yürürlüğe girer. MADDE 3 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 21/3/2013 (1) SAYILI LĠSTE KURUMU : ĠÇĠġLERĠ BAKANLIĞI TEġKĠLATI : TAġRA ĠHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLARIN Serbest Tutulan Sınıfı Unvanı Derecesi Kadro Kadro Adedi Adedi MĠAH Kaymakam 1 1 GĠH ġube Müdürü 1 6 GĠH Yazı ĠĢleri Müdürü 1 1 GĠH Nüfus Müdürü 1 1 GĠH Ġl Planlama Uzmanı 7 10 GĠH Ġl Planlama Uzman 9 10 Yardımcısı GĠH ġef 3 12 GĠH ġef 5 12 GĠH Programcı 8 2 GĠH Bilgisayar ĠĢletmeni 6 2 GĠH Bilgisayar ĠĢletmeni 8 10 GĠH Bilgisayar ĠĢletmeni 9 2 GĠH Veri Hazırlama ve 3 6 Kontrol ĠĢletmeni GĠH Veri Hazırlama ve 5 6 Kontrol ĠĢletmeni GĠH Veri Hazırlama ve 6 6 Kontrol ĠĢletmeni GĠH Veri Hazırlama ve 8 15 Kontrol ĠĢletmeni GĠH Veri Hazırlama ve 9 6 Kontrol ĠĢletmeni GĠH ġoför 7 2 Toplam 1 6 1 1 10 10 12 12 2 2 10 2 6 6 6 15 6 2 GĠH GĠH TH TH TH TH YH YH YH YH YH YH YH YH ġoför ġoför Mühendis Mimar Tekniker Teknisyen Hizmetli Hizmetli Hizmetli Kaloriferci Kaloriferci AĢçı Bahçıvan Dağıtıcı TOPLAM 8 10 6 6 8 9 8 10 11 8 10 8 8 10 5 2 11 2 3 5 5 2 2 2 1 2 2 2 156 KURUMU : MALĠYE BAKANLIĞI TEġKĠLATI : TAġRA ĠHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLARIN Serbest Tutulan Sınıfı Unvanı Derecesi Kadro Kadro Adedi Adedi GĠH Mal Müdürü 1 1 GĠH ġef 3 1 GĠH Veri Hazırlama ve 8 3 Kontrol ĠĢletmeni GĠH Veznedar 8 1 GĠH ġoför 10 1 YH Hizmetli 10 1 YH Kaloriferci 10 1 TOPLAM 9 KURUMU : MĠLLĠ EĞĠTĠM BAKANLIĞI TEġKĠLATI : TAġRA ĠHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLARIN Serbest Tutulan Sınıfı Unvanı Derecesi Kadro Kadro Adedi Adedi Ġlçe Milli Eğitim 1 1 GĠH Müdürü GĠH ġube Müdürü 1 3 GĠH ġef 4 3 GĠH Memur 8 6 GĠH ġoför 10 1 YH Hizmetli 10 2 TOPLAM 16 5 2 11 2 3 5 5 2 2 2 1 2 2 2 156 Toplam 1 1 3 1 1 1 1 9 Toplam 1 3 3 6 1 2 16 KURUMU : SAĞLIK BAKANLIĞI TEġKĠLATI : TAġRA ĠHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLARIN Sınıfı GĠH SH SH SH SH GĠH GĠH GĠH YH Unvanı Ġlçe Sağlık Müdürü Tabip HemĢire Ebe Sağlık Memuru Veri Hazırlama ve Kontrol ĠĢletmeni Bilgisayar ĠĢletmeni ġoför Hizmetli TOPLAM 3 (1-8) (1-12) (1-12) 9 Serbest Kadro Adedi 1 3 5 5 2 9 2 2 9 10 10 1 1 1 21 1 1 1 21 Derecesi Tutulan Kadro Adedi KURUMU : GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI TEġKĠLATI : TAġRA ĠHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLARIN Serbest Tutulan Sınıfı Unvanı Derecesi Kadro Kadro Adedi Adedi GĠH Ġlçe Müdürü 1 1 TH Mühendis 5 2 SH Veteriner Hekim 5 2 GĠH Memur 12 2 GĠH ġoför 12 1 YH Hizmetli 12 1 TOPLAM 9 KURUMU : AĠLE VE SOSYAL POLĠTĠKALAR BAKANLIĞI TEġKĠLATI : TAġRA ĠHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLARIN Serbest Tutulan Sınıfı Unvanı Derecesi Kadro Kadro Adedi Adedi GĠH Ġlçe Aile ve Sosyal 1 1 Politikalar Müdürü GĠH ġef 3 1 GĠH Programcı 8 1 GĠH Veri Hazırlama ve 8 2 Kontrol ĠĢletmeni Toplam 1 3 5 5 2 Toplam 1 2 2 2 1 1 9 Toplam 1 1 1 2 GĠH SH SH SH Bilgisayar ĠĢletmeni Sosyal ÇalıĢmacı Psikolog Çocuk GeliĢimcisi TOPLAM 8 6 7 7 2 2 1 1 11 KURUMU : SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TEġKĠLATI : TAġRA ĠHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLARIN Serbest Tutulan Sınıfı Unvanı Derecesi Kadro Kadro Adedi Adedi GĠH Gençlik Hizmetleri ve 1 27 Spor Ġlçe Müdürü GĠH Memur 8 27 YH Teknisyen Yardımcısı 10 27 TOPLAM 81 KURUMU : DĠYANET ĠġLERĠ BAġKANLIĞI TEġKĠLATI : TAġRA ĠHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLARIN Serbest Tutulan Sınıfı Unvanı Derecesi Kadro Kadro Adedi Adedi GĠH Ġlçe Müftüsü 1 1 GĠH Memur 8 2 GĠH ġoför 10 1 YH Hizmetli 10 1 TOPLAM 5 KURUMU : TAPU VE KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TEġKĠLATI : TAġRA ĠHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLARIN Serbest Tutulan Sınıfı Unvanı Derecesi Kadro Kadro Adedi Adedi GĠH Tapu Müdürü 1 1 Tapu Sicil Müdür 1 1 GĠH Yardımcısı GĠH Bilgisayar ĠĢletmeni 7 2 GĠH Bilgisayar ĠĢletmeni 8 2 TOPLAM 6 KURUMU : EMNĠYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 2 2 1 1 11 Toplam 27 27 27 81 Toplam 1 2 1 1 5 Toplam 1 1 2 2 6 TEġKĠLATI : TAġRA ĠHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLARIN Serbest Tutulan Sınıfı Unvanı Derecesi Kadro Kadro Adedi Adedi EHS Ġlçe Emniyet Müdürü 1 1 TOPLAM 1 Toplam 1 1 [R.G. 22 Mart 2013 – 28595] —— • —— TEBLĠĞLER ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: ĠġKOLU TESPĠT KARARI Karar No. : 2013/8 ĠĢyeri : Yatsan Sünger ve Yatak San. Tic. Ltd. Şti. Bekir Saydam Cad. No: 88 Pancar-Torbalı/İZMİR Tespiti Ġsteyen : Tümka-İş Sendikası Ġnceleme : Yatsan Sünger ve Yatak San. Tic. Ltd. Şti.’de Bakanlığımızca yapılan incelemede; işyerinin iki ayrı bölümden oluştuğu, sünger yatak imalatının yapıldığı birinci bölümde, sünger, keçe, yay ve elyaf gibi malzemeler kullanılarak yatak iskeleti oluşturulduğu, sünger, elyaf, kumaş, tela vb. ürünlerin kesim ve dikim işlemleri sonrasında yatakların üst, alt ve yan kısımlarının hazırlanarak yatak iskeletine dikim işlemleri ile birleştirildiği, mamul üzerinde temizleme ve kontrol işlemleri sonrasında paketlenerek yatak aksesuarları ile birlikte veya ayrı bir şekilde sevkiyatının yapıldığı, yatak baza ve başlıklarının üretildiği ikinci bölümde, ağaç ürünlerinin ve metal profillerinin kesimi ve montaj işlemleri sonrasında sünger ve kumaş ürünleri ile döşeme işlemleri yapıldığı, ayrıca yatak, baza, başlık ve aksesuarların üretiminde elyaf, sünger ve kumaş malzemelerin kullanıldığı ve üretilen bazı yatak bazaların da yaylı sünger yatak niteliği taşıdığı, ancak bunların tamamlayıcı ürün olarak imal edildiği, işyerinde yapılan asıl işin yatak üretimi olduğu, bu nedenle işyerinde yapılan işlerin İşkolları Yönetmeliği’nin 05 sıra numaralı “Dokuma, hazır giyim ve deri” işkolunda yer aldığı tespit edilmiştir. Karar: Yatsan Sünger ve Yatak San. Tic. Ltd. Şti. işyerinde yapılan işlerin niteliği itibariyle İşkolları Yönetmeliği’nin 05 sıra numaralı “Dokuma, hazır giyim ve deri” işkoluna girdiğine ve yapılan bu tespitin Resmî Gazete’de yayımlanmasına 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 5’inci maddesi gereğince karar verilmiştir. [R.G. 22 Mart 2013 – 28595] —— • —— ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: ĠġKOLU TESPĠT KARARI Karar No. : 2013/9 ĠĢyeri : Tiryaki Agro Gıda San. ve Tic. A.Ş. 3. Organize Sanayi Bölgesi Mehmet Batallı Bulvarı 13 No’lu Cadde No: 8 Başpınar/GAZİANTEP SGK Sicil No. :1003183.027-1050508.027-1115667.010-1102353.0331102361.033-1093896.033-1051022.061-1193821.034 Tespiti Ġsteyen : Liman-İş Sendikası Ġnceleme : Tiryaki Agro Gıda San. ve Tic. A.Ş.’de Bakanlığımızca yapılan incelemede; söz konusu şirketin merkez işyerinin bulunduğu 3. Organize Sanayi Bölgesi Mehmet Batallı Bulvarı 13 No’lu Cadde No: 8 Başpınar/GAZİANTEP adresinde ve Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi Gelişme Alanı Kadri Şaman Bulvarı No: 5 Akdeniz/MERSİN, Trabzon Serbest Bölge Şubesi Serbest Bölge İçi 2 No’lu Genel Depo TRABZON, Çanakkale Yolu Üzeri 12. Km. Edincik-Bandırma/BALIKESİR adreslerinde fabrika işyerlerinin bulunduğu ve bu işyerlerinde yapılan işlerin bakliyat ve kuruyemiş tasniflenmesi, paketlenmesi, üretilmesi ve işlenmesi olduğu, ayrıca şirketin Abdullah Ağa Mah. Şemsi Efendi Sok. Yağcılar Köşkü No: 16 Beylerbeyi/İSTANBUL adresinde ithalat, ihracat ve büro işlemlerinin yürütüldüğü idari ofisinin bulunduğu ve yapılan işlerin İşkolları Yönetmeliğinin 02 sıra numaralı “Gıda Sanayi” işkolunda yer aldığı tespit edilmiştir. Karar: Tiryaki Agro Gıda San. ve Tic. A.Ş. ve bağlı işyerlerinde yapılan işlerin niteliği itibariyle İşkolları Tüzüğü’nün 02 sıra numaralı “Gıda sanayi” işkoluna girdiğine ve yapılan bu tespitin Resmî Gazete’de yayımlanmasına 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 5’inci maddesi gereğince karar verilmiştir. [R.G. 22 Mart 2013 – 28595] —— • —— ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: ĠġKOLU TESPĠT KARARI Karar No. : 2013/10 ĠĢyeri : Maliye Bakanlığı ve Bağlı İşyerleri Meclis Arkası Tapu Kadastro Yanı Kızılay/ANKARA (merkez) Ġnceleme : Maliye Bakanlığı ve bağlı işyerlerinde Bakanlığımızca yapılan incelemede; Maliye Bakanlığının görevlerinin maliye politikasının hazırlanmasına yardımcı olmak, maliye politikasını uygulamak, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ve özel bütçeli idarelerin hukuk danışmanlığını ve muhakemat hizmetlerini talepleri halinde yerine getirmek, harcama politikalarının geliştirilmesi ve uygulanması ile devlet bütçesinin hazırlanması, uygulanması, uygulamanın takibi ve yönlendirilmesine ilişkin hizmetleri yürütmek, devlet hesaplarını tutmak, saymanlık hizmetlerini yapmak, gelir politikasını geliştirmek, devlete ait malları yönetmek, kamu malları ile kamu kurum ve kuruluşlarının taşınmaz malları konusundaki yönetim esaslarını belirlemek ve bunlara ilişkin diğer işlemleri yapmak, her türlü gelir gider işlemlerine ait kanun tasarılarını ve diğer mevzuatı hazırlamak veya hazırlanmasına katılmak, milletlerarası kuruluşların Bakanlık hizmetlerine ilişkin çalışmalarını takip etmek, bu konulardaki Bakanlık görüşünü hazırlamak, yurtdışı ve yurtiçi faaliyetleri yürütmek, Bakanlığın ilgili kuruluşlarının işletme ve yatırım programlarını inceleyerek onaylamak ve yıllık programlara göre faaliyetlerini takip etmek ve denetlemek, çeşitli kanunlarla Maliye Bakanlığına verilen görevleri yapmak, söz konusu görevleri takip etmek, değerlendirmek, incelemek, teftiş etmek ve denetlemek, suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemek, vergi incelemesi ve denetimine ilişkin temel politika ve stratejileri belirlemek ve uygulanmasını sağlamak olduğu, bu hizmetlerin genel anlamda 657 sayılı Kanuna tabi personel eliyle yapıldığı, bu işlerin dışındaki işlerin ise asıl işe yardımcı işlerden olduğu ve İş Kanununa tabi olarak çalışan personel tarafından yerine getirildiği, bu nedenle Maliye Bakanlığı İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlığı Merkez Yemek Servisi ve bağlı Eğitim ve Dinlenme Tesisleri ile Defterdarlık işyerlerinde yapılan işlerin İşkolları Yönetmeliğinin 10 sıra numaralı “Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar” işkolunda yer aldığı tespit edilmiştir. Karar: Maliye Bakanlığı ve bağlı işyerlerinde yapılan işlerin niteliği itibariyle İşkolları Yönetmeliğinin 10 sıra numaralı “Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar” işkoluna girdiğine ve yapılan bu tespitin Resmî Gazete’de yayımlanmasına 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 5’inci maddesi gereğince karar verilmiştir. [R.G. 22 Mart 2013 – 28595] —— • —— ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: ĠġKOLU TESPĠT KARARI Karar No. : 2013/12 ĠĢyeri : İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Reşit Mah. Tuncay Artun Cad. Maslak Emirgan/İSTANBUL SGK Sicil No. :0431230.034 Tespiti Ġsteyen : BASS Sendikası Ġnceleme : İstanbul Menkul Kıymetler Borsası işyerinde Bakanlığımızca yapılan incelemede; işyerinin faaliyet konusunun sermaye piyasası araçlarına yatırım ve likidite imkanı sağlamak ve sağlıklı fiyat oluşumunu temin etmek üzere şeffaf, etkin, güvenilir, kolay erişilebilir piyasalar oluşturmak, işletmek ve geliştirerek bu piyasalara ihraççı, yatırımcı ve aracılar ile diğer paydaşların hizmetine sunarak ekonomik büyümenin finansmanına destek olmak olduğu bu nedenle yapılan işlerin İşkolları Yönetmeliğinin 09 sıra numaralı “Banka, finans ve sigorta” işkolunda yer aldığı tespit edilmiştir. Karar: İstanbul Menkul Kıymetler Borsası işyerinde yürütülen işlerin niteliği itibariyle İşkolları Yönetmeliğinin 09 sıra numaralı “Banka, finans ve sigorta” işkoluna girdiğine ve yapılan bu tespitin Resmî Gazete’de yayımlanmasına 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 5’inci maddesi gereğince karar verilmiştir. [R.G. 22 Mart 2013 – 28595] —— • —— ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: ĠġKOLU TESPĠT KARARI Karar No. : 2013/13 ĠĢyeri : Teknomar Denizcilik ve Deniz Araç İşletme ve Tic. A.Ş. Merkez Mah. Silahtarağa Cad. Genesis Binası No: 83/A Eyüp/İSTANBUL SGK Sicil No. :1032008.034 Tespiti Ġsteyen : T. Denizciler Sendikası Ġnceleme : Teknomar Denizcilik ve Deniz Araç İşletme ve Tic. A.Ş.’de Bakanlığımızca yapılan incelemede; adı geçen şirketin İDO’dan aldıkları ihale ile İstanbul Boğazında deniz taksi hizmeti sunduğu, şirketin temel amacının günün herhangi bir saatinde İstanbul Boğazında Marmara Denizi kuzey kıyılarında ve Adalarda hızlı, güvenli, konforlu kişisel ulaşım ihtiyacı olan ve toplu taşımadan yararlanmayan veya yararlanamayan bireylere, tarifelerden bağımsız olarak özgürce seyahat imkanı sunmak olduğu, deniz taksi kullanımını talep eden müşterilerin deniz taksi çağrı merkezini arayarak rezervasyon yaptırdıkları veya bilgi aldıkları, sonrasında çağrı merkezi personelinin uygun saatler ve iskeleler doğrultusunda rezervasyon oluşturup, en uygun lokasyondaki tekne ile irtibata geçilerek müşteriye cevap verilmeye çalışıldığı, bu nedenle yapılan işin İşkolları Yönetmeliğinin 16 sıra numaralı “Gemi yapımı ve deniz taşımacılığı, ardiye ve antrepoculuk” işkoluna girdiği tespit edilmiştir. Karar: Teknomar Denizcilik ve Deniz Araç İşletme ve Tic. A.Ş. işyerinde yapılan işlerin niteliği itibariyle İşkolları Yönetmeliğinin 16 sıra numaralı “Gemi yapımı ve deniz taşımacılığı, ardiye ve antrepoculuk” işkoluna girdiğine ve yapılan bu tespitin Resmî Gazete’de yayımlanmasına 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 5’inci maddesi gereğince karar verilmiştir. [R.G. 22 Mart 2013 – 28595] —— • —— YÜKSEK SEÇĠM KURULU KARARI Yüksek Seçim Kurulu BaĢkanlığından: Karar No : 92 -KARARBaĢkanlık Makamınca Kurulumuza sunulan 4/3/2013 tarihli yazıda aynen; ―298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 47. maddesinin dördüncü fıkrasında; seçmen kütüklerinin seçimlere katılma yeterliliğini taĢıyan siyasi partilerin genel merkezlerince veya yetkilendirilmiĢ il veya ilçe baĢkanlarınca istenildiğinde; Yüksek Seçim Kurulunca belirlenen giderin maliye veznesine yatırılmak ve makbuzu ibraz edilmek koĢuluyla, bir seçim döneminde iki defadan fazla olmamak üzere ilçe seçim kurulu baĢkanınca bilgisayar ortamında veya liste düzeyinde imza karĢılığı yetkili kiĢiye verileceği, Aynı Kanunun 14 üncü maddesinin 11 inci fıkrasında; siyasi partilerin milletvekili genel ve ara seçimlerine ve belediye baĢkanlığı ile belediye meclisi, il genel meclisi üyelikleri genel ve ara seçimlerine katılabilmeleri için illerin en az yarısında, oy verme gününden en az altı ay evvel teĢkilat kurmuĢ ve büyük kongrelerini yapmıĢ olmalarının veya Türkiye Büyük Millet Meclisinde gruplarının bulunmasının zorunlu olduğu vurgulandıktan sonra, bir Ġl‘de teĢkilatlanmanın, merkez ilçe dahil o Ġl‘in ilçelerinin en az üçte birinde teĢkilat kurmayı gerektirdiği, belirtilmiĢ, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 20 nci maddesinin 1 inci fıkrasında da; bir ilçede teĢkilatlanmanın, ilçe sınırları içerisindeki beldelerin en az yarısında teĢkilat kurmayı gerektirdiği, belde sayısı üç veya daha az ise beldenin sadece birinde teĢkilat kurulmuĢ olmasının yeterli olduğu, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu‘nun 31. maddesinde; belde teĢkilatlarının, il ve ilçe merkezleri hariç olmak üzere, belediye teĢkilatı olan yerlerde bulunacağı, öngörülmüĢtür. Bu esaslar çerçevesinde, seçime katılabilecek olan siyasi partileri tespit ve ilan etme görev ve yetkisi Yüksek Seçim Kuruluna ait bulunmaktadır. Bu nedenle, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 47 nci maddesine göre, siyasi partilerce istenen seçmen kütüklerinin verilmesinde yapılacak uygulamanın ana kurallarının belirlenmesine iliĢkin Kurulumuzun aynı konuda daha önceden verilmiĢ olan kararlarının 2013 yılı için yeniden gözden geçirilerek, ayrıca talep halinde seçmen kütüğü verilmesi gereken ve seçimlere katılma yeterliliğini taĢıyan siyasi partilerin, gerektiğinde bir komisyon çalıĢmasından sonra tespitine karar verilmesini takdirlerinize arz ederim.‖ denilmiĢ olmakla, 4/3/2013 tarihinde oluĢturulan Komisyon çalıĢmalarını tamamlamıĢ bulunduğundan, konu incelenerek; GEREĞĠ GÖRÜġÜLÜP DÜġÜNÜLDÜ: 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 47. maddesinin dördüncü fıkrasında; seçmen kütüklerinin seçimlere katılma yeterliliğini taĢıyan siyasi partilerin genel merkezlerince veya yetkilendirilmiĢ il veya ilçe baĢkanlarınca istenildiğinde; Yüksek Seçim Kurulunca belirlenen giderin maliye veznesine yatırılmak ve makbuzu ibraz edilmek koĢuluyla, bir seçim döneminde iki defadan fazla olmamak üzere ilçe seçim kurulu baĢkanınca bilgisayar ortamında veya liste düzeyinde imza karĢılığı yetkili kiĢiye verileceği, Yine, aynı Kanunun 14 üncü maddesinin 11 inci fıkrasında da; siyasi partilerin milletvekili genel ve ara seçimlerine ve belediye baĢkanlığı ile belediye meclisi, il genel meclisi üyelikleri genel ve ara seçimlerine katılabilmeleri için illerin en az yarısında, oy verme gününden en az altı ay evvel teĢkilat kurmuĢ ve büyük kongrelerini yapmıĢ olmalarının veya Türkiye Büyük Millet Meclisinde gruplarının bulunmasının zorunlu olduğu vurgulandıktan sonra, bir Ġl‘de teĢkilatlanmanın, merkez ilçe dahil o Ġl‘in ilçelerinin en az üçte birinde teĢkilat kurmayı gerektirdiği, belirtilmiĢ, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu‘nun 20 nci maddesinin 1 inci bendinde, bir ilçede teĢkilatlanmanın ilçe sınırları içerisindeki beldelerin en az yarısında teĢkilat kurmayı gerektirdiği, belde sayısı üç veya daha az ise, beldenin sadece birinde teĢkilat kurulmuĢ olmasının yeterli olduğu öngörülmüĢ, 36 ncı maddesinde de buna benzer düzenlemeye yer verilmiĢtir. Öncelikle, seçmen kütüğü veya seçmen listesi verilebilecek olan siyasi partilerin, seçimlere katılabilme yeterliliğine sahip olmaları gerektiğinden, bu yeterliliğin ne zaman sağlanmıĢ olması gerekeceği konusunun, açıklığa kavuĢturulması zorunlu bulunmaktadır. Uygulamada eĢitliği sağlayabilmek için daha evvelki uygulamalar da göz önünde bulundurularak, 1/1/2013 tarihi esas alınarak 2013 yılında siyasi partilerin seçimlere katılabilme yeterliliğinin Yüksek Seçim Kurulunca saptanarak ilan edilmesi gerekir. Bu esaslar çerçevesinde; 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 47. maddesi hükümleri gereğince, seçmen kütüğü verilebilecek olan ve seçimlere katılma yeterliliğini taĢıyan siyasi partileri tespit ve ilan etme görev ve yetkisi 298 ve 2820 sayılı Kanunlara göre Yüksek Seçim Kuruluna ait bulunduğundan, sözü edilen 298 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin 11 inci bendinde öngörülen koĢullara sahip siyasi partilerin ve aynı Kanunun 47. maddesine göre seçmen kütüklerinin verilebileceği siyasi partilerin ayrı ayrı araĢtırılıp saptanması gerekmektedir. Bu nedenle; Yargıtay Cumhuriyet BaĢsavcılığının 12/2/2013 günlü, 51047475/194 sayılı yazısı ekinde gönderilen siyasi partilerin teĢkilat kurdukları il – ilçe ve beldeleri gösterir teĢkilat kütüğüne iliĢkin CD‘nin incelenmesi sonucunda; a) 298 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin 11 inci bendi ve 2820 sayılı Kanunun 36. maddesindeki koĢullara uygun olarak 1/1/2013 tarihinden altı (6) ay öncesi olan 1/7/2012 tarihi itibariyle illerin en az yarısında teĢkilatını kurmuĢ ve büyük kongrelerini yapmıĢ olan ve 298 sayılı Kanunun 47 nci maddesine göre seçmen kütüklerinin verileceği siyasi partilerin; 1Adalet ve Kalkınma Partisi, 2- Alternatif Parti, 3- Bağımsız Türkiye Partisi, 4- BarıĢ ve Demokrasi Partisi, 5- Büyük Birlik Partisi, 6- Cumhuriyet Halk Partisi, 7- Demokrat Parti, 8- Demokratik Sol Parti, 9- Doğru Yol Partisi, 10- Emek Partisi, 11- Genç Parti, 12- Hak ve EĢitlik Partisi, 13- Hak ve Özgürlükler Partisi, 14- Halkın YükseliĢi Partisi, 15- ĠĢçi Partisi, 16- Liberal Demokrat Parti, 17- Millet Partisi, 18- Milliyetçi Hareket Partisi, 19- Milliyetçi ve Muhafazakar Parti, 20- Özgürlük ve DayanıĢma Partisi, 21- Saadet Partisi, 22- Türkiye Komünist Partisi olduğu belirlenmiĢtir. b) Diğer partilerin ise, genel kongre veya teĢkilatlanma koĢulunu taĢımamaları nedeniyle, 298 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin 11 inci bendi ve 2820 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinde öngörülen nitelikleri kazanamadıkları tespit edilmiĢtir. c) Bundan ayrı olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nde grubu bulunan siyasi partilerin de belirlenmesi gerekmiĢ ve Türkiye Büyük Millet Meclisi BaĢkanlığının 8/2/2013 günlü, 43452547-160-107055 sayılı yazılarında, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siyasi partilerin; 1- Adalet ve Kalkınma Partisi, 2- Cumhuriyet Halk Partisi, 3Milliyetçi Hareket Partisi, 4- BarıĢ ve Demokrasi Partisi olduğu bildirilmiĢtir. Bütün bu iĢlemlerden sonra, 298 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin 11 inci bendi ile 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 36 ncı maddesinde öngörülen koĢullara sahip siyasi partilerin hangileri olduğu yukarıda tespit edilmiĢ bulunmaktadır. Ancak, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 47 nci maddesinde belirlenen kuralların açıklığa kavuĢturulması ve Kanun hükümlerinin Yurt düzeyinde aynı biçimde uygulanması gerektiği sonucuna varılmıĢtır. Öncelikle, seçmen kütüğü verilebilecek olan siyasi partilerin, seçimlere katılabilme yeterliliğine sahip olmaları gerekir. Yukarıda belirtilen 298 sayılı Kanunun 47. maddesinde sözü edilen seçim dönemi kavramından; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 101. maddesi ile aynı konuya iliĢkin 6271 sayılı CumhurbaĢkanı Seçimi Kanunun 3. maddesinde yer alan 5 (beĢ), Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 77. maddesi ile 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun konuya iliĢkin 6. maddesinde yer alan 4 (dört) ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 127 nci maddesi ile 2972 sayılı Mahalli Ġdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve Ġhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanunun aynı konuya iliĢkin 8. maddesinde yer alan 5 (beĢ) yıllık dönemler olarak anlaĢılması gerekmektedir. Ayrıca, Yüksek Seçim Kurulu ile ilçe seçim kurullarından bir seçim döneminde seçmen kütüğü isteyebilecek siyasi parti temsilcilerinin genel merkez yetkilileri olduğuna, ancak siyasi parti genel merkezlerince yetkilendirilmeleri koĢulu ile siyasi parti il baĢkanları ile ilçe baĢkanlarının da istemde bulunabilecekleri ve bu istemlerinin ikiden fazla olamayacağı anlaĢılmaktadır. Yasada yer alan diğer bir husus ise, verilecek olan seçmen kütüğü örneğine iliĢkin bedelin her seçmen için saptanmasına ve ödeme Ģekli ile ödeme yerinin belirlenmesine, Seçmen kütüğü örneklerinin verilebilmesi için ilçe seçim kurulunca hesaplanan bedelin maliye veznesine ödenmesi ve alındı makbuzu aslının ilçe seçim kuruluna ibraz edilmesine, karar verilmesi gerekmiĢtir. S O N U Ç: Açıklanan durum karĢısında; 1) 298 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin 11 inci bendi ve 2820 sayılı Kanunun 36. maddesindeki koĢullara uygun olarak 1/1/2013 tarihinden altı (6) ay öncesi olan 1/7/2012 tarihi itibariyle illerin en az yarısında teĢkilatını kurmuĢ ve büyük kongrelerini yapmıĢ olan ve 298 sayılı Kanunun 47 nci maddesine göre seçmen kütüklerinin verileceği siyasi partilerin; 1Adalet ve Kalkınma Partisi, 2- Alternatif Parti, 3- Bağımsız Türkiye Partisi, 4- BarıĢ ve Demokrasi Partisi, 5- Büyük Birlik Partisi, 6- Cumhuriyet Halk Partisi, 7- Demokrat Parti, 8- Demokratik Sol Parti, 9- Doğru Yol Partisi, 10- Emek Partisi, 11- Genç Parti, 12- Hak ve EĢitlik Partisi, 13- Hak ve Özgürlükler Partisi, 14- Halkın YükseliĢi Partisi, 15- ĠĢçi Partisi, 16- Liberal Demokrat Parti, 17- Millet Partisi, 18- Milliyetçi Hareket Partisi, 19- Milliyetçi ve Muhafazakar Parti, 20- Özgürlük ve DayanıĢma Partisi, 21- Saadet Partisi, 22- Türkiye Komünist Partisi olduğunun tespit ve ilanına, 2- Her yıl Ocak ayında siyasi partilerin seçime katılabilme yeterliliklerinin Yüksek Seçim Kurulunca yeniden saptanarak ilanına, 3- Seçim dönemi kavramının, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 101. maddesi ile aynı konuya iliĢkin 6271 sayılı CumhurbaĢkanı Seçimi Kanunun 3. maddesinde yer alan 5 (beĢ), Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 77. maddesi ile 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun konuya iliĢkin 6. maddesinde yer alan 4 (dört) ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 127 nci maddesi ile 2972 sayılı Mahalli Ġdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve Ġhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanunun aynı konuya iliĢkin 8. maddesinde yer alan 5 (beĢ) yıllık dönemler olarak anlaĢılması gerektiğine, 4- Seçmen kütüğü örneği istemeye siyasi partilerin genel merkezlerinin yetkili olduğuna, ancak yetki verilmesi koĢuluyla il ve ilçe baĢkanlarının da istemde bulunabileceklerine, 5- 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 47. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, seçmen kütüğü örneği istemlerinin bir seçim döneminde ikiden fazla olamayacağına, 6- Seçmen kütüğü örneklerinin kağıt olarak istenilmesi durumunda, verilecek seçmen kütüğü örneklerinin gideri karĢılığı ödenecek bedelin, 2013 yılı için her seçmen baĢına (6) Kr olarak tespitine ve bu bedelin maliye veznesine yatırılmasına, bunlara ait fotokopi masrafının ise seçim ödeneğinden karĢılanmasına, 7- Seçmen kütüğü örneği verilmesi istemlerinin manyetik (CD veya DVD) ortamdan da karĢılanabileceğine, ancak manyetik ortamda istenen seçmen kütüğü örneklerinin ücretsiz olarak verilmesi gerektiğine, 8- Seçmen kütüğü örnekleri giderinin ödendiğine iliĢkin belge, ilgili kurulca alındıktan sonra, imza karĢılığında bu örneklerin siyasi parti yetkililerine verilmesine, 9- Siyasi partilerin seçmen kütüklerine iliĢkin istemlerinin karĢılandığında gider makbuzu fotokopilerinin de eklenmek suretiyle Kurulumuz BaĢkanlığına bildirilmesi gerektiğine, 10- Karar örneğinin Resmi Gazetede yayımlanmasına, 11- Kararın bir örneğinin seçime katılabilecek siyasi partiler genel baĢkanlıklarına gönderilmesine, 12- Karar örneğinin Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğünce Kurulumuzun resmi internet sitesi www.ysk.gov.tr adresinde yayınlanmasına ve il ve ilçe seçim kurulu baĢkanlıklarına içmail olarak gönderilmesine, 16/3/2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi. BaĢkan Sadi GÜVEN BaĢkanvekili Turan KARAKAYA Üye Muharrem COġKUN Üye Mehmet KÜRTÜL Üye Nilgün ĠPEK Üye Ünal DEMĠRCĠ Üye Ali KAYA Üye Ġlhan HANAĞASI Üye Ġbrahim ZENGĠN Üye Zeki YĠĞĠT [R.G. 22 Mart 2013 – 28595] —— • —— Adalet Bakanlığından : Kütahya 1. Ġcra Müdürlüğünün 2012/1137 Esas sayılı takip dosyasının zayi olduğu anlaĢıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylap veya Heyelan Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanun hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve anılan Kanun hükümleri gereğince iĢlem yapılmasına karar verildiği ilan olunur. 2406/1-1 [R.G. 22 Mart 2013 – 28595] —— • —— UYUġMAZLIK MAHKEMESĠ KARARLARI UyuĢmazlık Mahkemesine Ait Kararlar Resmi Gazetenin 22 Mart 2013 Tarihli ve 28595 Mükerrer Sayısında YayınlanmıĢtır. [R.G. 22 Mart 2013 – 28595 – Mükerrer ] —— • —— TEBLĠĞLER Maliye Bakanlığından: MĠLLĠ EMLAK GENEL TEBLĠĞĠ (SIRA NO : 352) MADDE 1 – 4/7/2012 tarihli ve 28343 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Milli Emlak Genel Tebliği (Sıra No: 345)’nin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinin başında yer alan “Satış bedeli:” ibaresi “Tarımsal amaç dışında kullanılan taşınmazlarda satış bedeli:” olarak değiştirilmiş, (k) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiş ve aynı fıkraya aşağıdaki bent eklenmiştir. “k) Tarımsal amaçlı yapı: Toprak koruma ve sulamaya yönelik altyapı tesisleri, entegre nitelikte olmayan hayvancılık ve su ürünleri üretim ve muhafaza tesisleri ile zorunlu olarak tesis edilmesi gerekli olan müştemilatı, mandıra, ağıl, kümes, üreticinin bitkisel üretime bağlı olarak elde ettiği ürünü için ihtiyaç duyacağı yeterli boyut ve hacimde depolar, un değirmeni, tarım alet ve makinelerinin muhafazasında kullanılan sundurma ve çiftlik atölyeleri, seralar, tarımsal işletmede üretilen ürünün özelliği itibarıyla hasattan sonra iki saat içinde işlenmediği takdirde ürünün kalite ve besin değeri kaybolması söz konusu ise bu ürünlerin işlenmesi için kurulan tesisler ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından tarımsal amaçlı olduğu kabul edilen entegre nitelikte olmayan diğer tesisleri,” “l) Tarımsal amaçla kullanılan taşınmazlarda satış bedeli: Tamamen ve münhasıran bilfiil tarımsal amaçlı olarak kullanılan taşınmazlar ile bu taşınmazların üzerinde bulunan tarımsal amaçlı yapılar ve sürekli ikamet edilen konutların bulunduğu kısımlarda rayiç bedelin yüzde ellisini,” MADDE 2 – Aynı Genel Tebliğin 8 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “BaĢvuru bedeli, tebligat, satıĢ bedelinin tespiti ve tahsili MADDE 8 A. BaĢvuru bedeli (1) 30/1/2013 tarihli ve 6412 sayılı Kanunun 1 inci maddesi ile Kanunun 6 ncı maddesinin beşinci fıkrasına eklenen hükmün yürürlüğe girdiği tarihten önce başvuru sahiplerinden tahsil edilen başvuru bedelleri; peşin satışlarda satış bedelinden, taksitli satışlarda peşinat bedelinden ve kalan taksitlerden mahsup edilecektir. Ancak hak sahiplerinden varsa başvuru tarihi itibariyle son beş yıl için tahsil edilen ecrimisil bedelleri satış bedelinden öncelikle düşülecektir. Kanunun anılan hükmünün yürürlüğe girdiği tarihten önce başvuru bedeli yatırmadan yapılan başvurular ile bundan sonra yapılacak başvurular başvuru bedeli alınmaksızın geçerli kabul edilecektir. Daha önce tahsil edilen başvuru bedellerinin taşınmazın satış bedelinden fazla olması durumunda aradaki fark, ferağ işleminin gerçekleştirilmesinden itibaren ilgilinin başvurusu üzerine otuz gün içinde iade edilecektir. (2) Hak sahibi olmadığı belirlenen başvuru sahiplerine Kanundan yararlanamayacakları gerekçeleriyle birlikte örneği bu Genel Tebliğin ekinde (EK-3/A) yer alan yazıyla bildirilecek ve bu yazıda; başvuru bedeli tahsil edilmiş ise aynen ve faizsiz olarak bildirim tarihinden itibaren otuz gün içinde tarafına iade edileceği bildirilecektir. B. Tebligat (1) Süresi içinde yapılan başvurular değerlendirilerek hak sahipliği tespit edilenlerin adreslerine satış işlemlerinin tamamlanma süresi de dikkate alınarak İdarece bu Genel Tebliğin ekinde (EK-4/A) yer alan yazıyla; a) Taşınmazın satış bedelini, peşin veya taksitle ödenmesi halinde ödeme koşullarını ve ödeme süresini, b) Satış bedelinin itiraz veya dava konusu edilmesinin hak sahipliğini ve doğrudan satın alma hakkını düşüreceğini, c) Satış bedelinin yatırılacağı yeri, ç) İstenilen belgeleri (tapuda ferağ işlemleri için üç adet vesikalık fotoğraf, tüzel kişiler için taşınmaz tasarrufuna izinli olduğunu ve temsilcisini gösterir yetki belgesi ile imza sirküleri), gösteren tebligat yapılacaktır. C. SatıĢ bedeli ve tahsili (1) Tamamen ve münhasıran bilfiil tarımsal amaçlı olarak kullanılan taşınmazlar ve üzerinde tarımsal amaçlı yapılar ile sürekli ikamet edilen konut bulunan taşınmazların satış bedeli, rayiç bedelin yüzde ellisi üzerinden belirlenecektir. Bu nitelikteki taşınmazların üzerinde bulunan konut amaçlı yapıların kısmen işyeri olarak kullanılması halinde de bu kapsamda değerlendirme yapılacaktır. Bu şekilde satılan taşınmazların tapu kütüklerinin beyanlar hanesine; “Tamamen ve münhasıran bilfiil tarımsal amaçlı olarak kullanılması ve üzerinde tarımsal amaçlı yapılar ile sürekli ikamet edilen konut bulunması nedeniyle rayiç bedelin yüzde ellisi üzerinden satılan iş bu taşınmazın sonradan farklı amaçla kullanılması halinde, taşınmazın satış tarihi itibariyle rayiç bedelinin yüzde yetmişi üzerinden hesaplanacak bedel esas alınarak aradaki fark kanuni faiziyle birlikte, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75 inci maddesi uyarınca ve 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri gereğince ecrimisilin tarh, tahakkuk ve tahsiline ilişkin usullere göre son kayıt malikinden tahsil edilir.” şeklinde belirtme konulacaktır. Ancak taşınmazın sonradan farklı amaçla kullanılması ve belirtilen mali yükümlülüklerin de taşınmazın son maliki tarafından yerine getirilmesi halinde, belirtme İdarece kaldırılacaktır. (2) Tarımsal amaç dışında kullanılan taşınmazlarda ise, hak sahiplerine doğrudan satılacak olanların satış bedeli; taşınmazın yüzölçümünün dört yüz metrekareye kadar olan kısmı için rayiç bedelin yüzde ellisi, fazlası için rayiç bedelin yüzde yetmişi üzerinden hesaplanarak belirlenecektir. Birden fazla taşınmazda hak sahibi olunması halinde yüzde elli satış bedeli hesaplaması, hak sahibinin tercih edeceği sadece bir taşınmaz için uygulanacaktır. Birden fazla taşınmazda hak sahibi olanlara bu Genel Tebliğin ekinde yer alan (EK-4/A) yazıyla bu durumları bildirilerek yüzde elli satış bedeli indiriminden yararlanılacak taşınmaza ilişkin tercih yapmaları istenilecektir. Bir taşınmazdaki hak sahipliğinin devredilmesi halinde yüzde elli satış bedeli hesaplaması, taşınmazın sadece dört yüz metrekaresi için ve hak sahiplerinin taşınmazdaki hisselerine oranlanarak yapılacaktır. (3) Taşınmazların kullanım durumuna göre satış bedelinin, rayiç bedelin yüzde ellisi veya yetmişi üzerinden hesaplanması işlemi; hak sahiplerinin beyanları esas alınarak yapılacaktır. Ancak İdarenin kayıtlarında taşınmazın kullanımı konusunda hak sahibinin beyanından farklı bilgi ve belge bulunması halinde satış bedeli buna göre hesaplanacaktır. Örnek-1: (A) adlı kişinin Çanakkale İli sınırları içerisinde iki adet, Balıkesir İli sınırları içerisinde ise bir adet taşınmazda hak sahibi olduğu İdarece tespit edilmiştir. Çanakkale İlinde bulunan 1 parsel numaralı 600 m2 yüzölçümlü imar planında konut alanı olarak ayrılan taşınmaz meyve bahçesi olarak kullanılmakta, 2 parsel numaralı 12.000 m2 yüzölçümlü imar planı bulunmayan ve tarımsal amaçlı kullanılan taşınmaz üzerinde ev, evin bir kısmında işyeri ve mandıra bulunmaktadır. Balıkesir İlinde bulunan 3 parsel numaralı 6.000 m2 yüzölçümlü imar planı bulunmayan taşınmaz ise meyve bahçesi ve lokanta olarak kullanılmaktadır. Buna göre; -Çanakkale İlinde bulunan 1 parsel numaralı taşınmazın imar planında konut alanı olarak ayrılmasına rağmen, bu taşınmaz fiilen tarımsal amaçla kullanıldığından; satış bedeli rayiç bedelin yüzde ellisi üzerinden hesaplanacak, ancak hak sahibinin talebi halinde satış bedeli, rayiç bedelin yüzde yetmişi olarak uygulanabilecektir. -2 parsel numaralı taşınmazın tarımsal amaçla kullanılması, üzerindeki yapıların tarımsal nitelikte yapı olması ve evin ise sürekli ikamet amacıyla kullanılan konut kapsamında olması, ancak evin bir kısmının işyeri olarak kullanılmasının da bu durumu değiştirmemesi nedeniyle, bu taşınmazın satış bedeli rayiç bedelin yüzde ellisi üzerinden hesaplanacaktır. -Balıkesir İlinde bulunan 3 parsel numaralı taşınmazın satış bedeli, üzerinde bulunan yapının tarımsal yapı ve sürekli ikamet amacıyla kullanılan konut kapsamında olmaması, dolayısıyla taşınmazın tamamının tarımsal amaçlı kullanılmaması nedeniyle rayiç bedelin yüzde yetmişi üzerinden hesaplanacaktır. Öte yandan, (A) adlı kişi Çanakkale İlinde bulunan 1 parsel numaralı taşınmazın hak sahibi tarafından rayiç bedelin yüzde yetmişi üzerinden satın alınma talebinde bulunması halinde, bu taşınmaz veya satış bedeli rayiç bedelin yüzde yetmişi üzerinden hesaplanacak olan Balıkesir İlinde bulunan 3 parsel numaralı taşınmazdan tercih edeceği birinde kullanılmak şartıyla, taşınmazın dört yüz metrekareye kadar olan kısmı için yüzde elli indirim oranından yararlanacaktır. (4) Satış bedeli peşin veya taksitle ödenebilecektir. Peşin ödemelerde satış bedeline yüzde yirmi oranında indirim uygulanacak ve bu bedel İdarece yapılacak tebligat tarihinden itibaren en geç üç ay içinde ödenecektir. Taksitli satışlarda ise; a) Satış bedeline yüzde on indirim uygulamasından yararlanmak istenilmesi halinde bu şekilde belirlenen tutarın en az yarısı, b) En az yarısının peşin ödenmek istenilmemesi halinde satış bedelinin; 1) Tamamen ve münhasıran bilfiil tarımsal amaçlı olarak kullanılan taşınmazlar ile üzerinde tarımsal amaçlı yapılar ve sürekli ikamet edilen konutlar bulunan taşınmazlar için yüzde onu, 2) Diğer taşınmazlar için ise yüzde yirmisi, yapılacak tebligat tarihinden itibaren en geç üç ay içinde ödenecektir. Kalanı ise, belediye ve mücavir alan sınırları içinde en fazla beş yılda on eşit taksitle, dışında en fazla altı yılda oniki eşit taksitle faizsiz olarak ödenecektir. Taksit dönemleri, hak sahiplerinin talebi dikkate alınarak belirlenecek ve bu Genel Tebliğin ekinde (EK-5) yer alan sözleşme düzenlenecektir. (5) Taksitli satışlarda, tahsil edilen bedeller düşüldükten sonra kalan miktarı karşılayacak tutarda kesin ve süresi son taksit tarihini altı ay geçecek şekilde banka teminat mektubu verilmesi veya satışı yapılan taşınmazın üzerinde 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümleri uyarınca Hazine lehine kanunî ipotek tesis edilmesi halinde, taşınmaz tapuda hak sahibi adına devredilecektir. (6) İdare tarafından yapılan taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan taşınmaz satış sözleşmeleri ile kanuni ipotek sözleşmelerinde resmî şekil şartı aranmayacaktır. İdarece; hak sahibinin satın aldığı taşınmaza ilişkin bilgiler ile T.C. kimlik numarası, nüfus bilgileri, fotoğrafı ve imzasını içerecek şekilde düzenlenen örneği bu Genel Tebliğin ekinde (EK-6) yer alan belge düzenlenecek, bu Genel Tebliğin ekinde (EK-7/A) yer alan yazıyla Tapu İdaresine bildirilecektir. Devir ve kanuni ipotek Tapu İdaresince tapu siciline resen tescil edilecektir. (7) İpotek tesis edilerek devredilen taşınmazlar için bu Genel Tebliğin ekinde (EK-6) yer alan belge, kalan taksit tutarını da gösterecek şekilde düzenlenecektir. Bu taşınmazların üçüncü kişilere satılması halinde borcun kalan tutarından alıcıların sorumlu olacağına yönelik tapu kütüğünde gerekli belirtmenin konulması bu Genel Tebliğin ekinde (EK-7/B) yer alan yazıyla Tapu İdaresine bildirilecektir. (8) Bedelin yetkili kredi kuruluşlarından kredi temin edilerek ödenmek istenilmesi halinde, hak sahibi tarafından ilgili kredi kuruluşu ile yapılan kredi sözleşmesi veya kredi açıldığına dair kredi kuruluşunun resmî yazısı verilecek ve kredi kuruluşu tarafından bedel ilgili muhasebe biriminde açılacak emanet hesabına aktarılacaktır. İdarece, bu Genel Tebliğin ekinde (EK-6) yer alan belge düzenlenerek Tapu İdaresince kredi kuruluşu lehine ipotek tesis edilmesi ve alıcı adına tescil işleminin yapılması hususu, örneği bu Genel Tebliğin ekinde (EK-7/C) yer alan yazıyla bildirilecektir. Ferağ ve ipotek tesisi işlemi yapıldıktan sonra emanet hesabında tutulan bedel bütçe hesabına aktarılacaktır. (9) Mülkiyet devredilmeden yapılan taksitli satışlarda, iki taksidin ödenmemesi halinde onbeş gün içinde hak sahibine yapılacak tebligatta; iki taksidin süresi içinde ödenmediği ve bu taksit bedellerinin sözleşme süresinin sonuna kadar ödenebileceği, ancak izleyen taksitlerden herhangi birinin ödenmemesi durumunda sözleşmenin feshedileceği bildirilecektir. İdarenin bu tebligatına rağmen ilgilisi tarafından yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda sözleşme feshedilecek ve onbeş gün içinde ilgilisine yapılacak tebligat ile; adına açılmış hesap numarasını İdareye bildirmesini müteakip en geç otuz gün içinde tahsil edilen bedelin aynen ve faizsiz olarak tarafına iade edileceği bildirilecektir. (10) Peşin satışlarda satış bedelinin tamamını, taksitli satışlarda ise peşinatı süresi içinde ödemeyenler ile hak sahibi adına mülkiyet devredilmeden yapılan taksitli satışlarda yükümlülüklerini süresi içinde yerine getirmeyenlerin doğrudan satın alma hakları düşecektir. Vadesinde ödenmeyen taksit tutarlarına 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen oranda gecikme zammı uygulanacaktır. Örnek-2: Denizli İli sınırları içerisinde bulunan ve tarımsal amaç dışında kullanılan 102 ada 10 parsel numaralı 20.000 m2 yüzölçümlü taşınmazın hak sahibi olan (B), bu taşınmazın 1.000 m2’lik kısmını (C)’ye, 2.000 m2’lik kısmını (D)’ye devretmiştir. (B), (C) ve (D) adlı kişilerin hak sahibi olduğu başka taşınmaz bulunmamaktadır. Buna göre, taşınmazın satış bedeli; 400 m2’lik kısmı için rayiç bedelin % 50’si, kalan 19.600 m2 için rayiç bedelin % 70’i üzerinden hesaplanacaktır. Bu şekilde hesaplanan satış bedeli; hisseleri oranında % 5’i (C)’den, % 10’u (D)’den ve kalan % 85’i de (B)’den tahsil edilecektir. Diğer bir ifadeyle taşınmazın; (C) için 20 m2’lik kısmına, (D) için 40 m2’lik kısmına, (B) için ise kalan 340 m2’lik kısmına yüzde elli satış bedeli hesaplaması yapılacaktır. Örnek-3: (E) adlı kişinin Balıkesir İli sınırları içerisinde hak sahibi olduğu ve tarımsal amaç dışında kullandığı dört adet taşınmaz bulunmaktadır. (E), iki taşınmazdaki hak sahipliğinin tamamını (F) ve (G) adlı kişilere devretmiştir. Hak sahibi olduğu başka taşınmazları bulunan (F) ve (G) adlı kişiler, yüzde elli satış bedeli indirimini bu taşınmazları için tercih etmiştir. Buna göre, (E) adlı kişinin 400 m2’ye ilişkin yüzde elli satış bedeli hesaplaması tercih edeceği sadece bir taşınmaz için uygulanacaktır. (F) ve (G) adlı kişiler tercih haklarını kendi taşınmazlarında kullandıklarından, devraldığı taşınmazlarda yüzde elli satış bedeli hesaplamasından yararlanamayacaklardır. Örnek-4: Sinop İli sınırları içerisinde bulunan 2.000 m2 yüzölçümlü ve üzerinde kafeterya bulunan taşınmazın tapu kütüğüne göre (H), (I), (İ) ve (J) isimli kişilerin her biri 500’er m2’lik kısımlarında hak sahibidirler. Bu kişilerin başka taşınmazı da bulunmamaktadır. Bu hak sahiplerinden (H) hakkını (J)’ye, (I) da hakkını (K)’ya devretmiştir. (K)’nın da hak sahibi olduğu başka bir taşınmaz bulunmaktadır. Buna göre, 400 m2’ye ilişkin yüzde elli satış bedeli hesaplaması; (İ)’nin bu taşınmazda hak sahibi olduğu 400 m2’lik kısım için, (J)’nin hak sahibi ve akdi halef olduğu her iki kısımdan biri için, (K)’nın akdi halef olduğu kısım ile kendi hak sahibi olduğu taşınmazdan tercih edeceği biri için uygulanacaktır. Örnek-5: Antalya İlinde belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan ve imar planında 200 m2’si kamu hizmet alanına, geri kalan kısmı konut alanına ayrılan 102 ada 10 parsel numaralı 1.200 m2 yüzölçümlü, rayiç m2 bedeli 10.-TL olan taşınmaza yönelik olarak hak sahibi (A) tarafından 2.000.-TL başvuru bedeli yatırılarak süresi içinde satın alma talebinde bulunulmuştur. İdarece yapılan inceleme sonucunda taşınmazın hak sahibi (A) tarafından 1985 yılından beri kullanıldığı, kendisinden son beş yıl için ecrimisil bedeli olarak 200.-TL tahsil edildiği ve başka bir taşınmazda hak sahibi olmadığı anlaşılmıştır. Buna göre; TaĢınmazın 200 m2‘lik kısmı imar planında kamu hizmet alanında kaldığından ve imar uygulaması sonucunda bedelsiz olarak Hazineye intikal edeceğine iliĢkin hak 1 sahibinden taahhütname alınarak tapu kütüğüne belirtme konulacağından; bu kısım hesaplamalarda dikkate alınmayacak ve taĢınmazın satıĢ bedelinin hesaplanması (1.200 m2-200 m2) 1.000 m2 üzerinden yapılacaktır. TaĢınmazın ilk 400 m2‘lik kısmı için; SatıĢ Bedeli = Rayiç Bedel x % 50 =400 m2 x 5.-TL = 2.000.-TL 2 olduğundan, bu kısmın satıĢ bedeli; 2 10 x % 50 = 5.-TL/m üzerinden hesaplanır. Kalan 600 m2‘lik kısmı için; SatıĢ Bedeli = Rayiç Bedel x % 70 =600 m2 x 7.-TL = 4.200.-TL 3 olduğundan, bu kısmın satıĢ bedeli; 10 x % 70 = 7.-TL/m2 üzerinden hesaplanır. =2.000.-TL+4.200.-TL = 6.200.-TL 4 TaĢınmazın satıĢ bedeli bulunur. a) SatıĢ bedelinin peĢin ödenmesi durumunda; TaĢınmazın satıĢ bedeline =6.200.-TL - (6.200.-TL x % 1 % 20 indirim uygulanır. 20)=4.960.-TL Birinci aĢamada bulunan bedel üzerinden =4.960.-TL - 200.-TL = 4.760.-TL öncelikle son beĢ yıl için tahsil edilen (Ecrimisil bedeli mahsubu) 2 ecrimisil bedeli, daha sonra kalan bedel =4.760.-TL - 2.000.-TL = 2.760.-TL üzerinden baĢvuru bedeli mahsup edilir (Başvuru bedeli mahsubu) ve kalan bedel peĢin olarak tahsil edilir. =2.760.-TL (Tahsil edilecek bedel) b) SatıĢ bedelinin en az yarısının peĢin ödenmesi durumunda; TaĢınmazın satıĢ bedeline =6.200.-TL - (6.200.-TL x % 10) = 1 % 10 indirim uygulanır. 5.580.-TL 2 3 Birinci aĢamada bulunan bedel üzerinden son beĢ yıl için tahsil edilen ecrimisil bedeli mahsup edilir. Ġkinci aĢamada bulunan bedelin en az yarısının peĢin olarak tahsil edilmesi gerektiğinden, ikiye bölme iĢlemi yapılarak ödenmesi gereken en az peĢinat bedeli ile peĢinattan geriye kalan taksitlendirilecek bedel bulunur. PeĢinat olarak ödenecek bedelden baĢvuru bedeli olarak ödenen bedel mahsup edilir. Kalan kısım peĢin olarak tahsil edilir. =5.580.-TL - 200.-TL = 5.380.-TL (Ecrimisil bedeli mahsubu) =5.380.-TL / 2 = 2.690.-TL =2.690.-TL (Peşinat bedeli) =2.690.-TL (Taksitlendirilecek bedel) 2.690.-TL - 2.000.-TL = 690.-TL (Başvuru bedelinin mahsubundan 4 sonra peşinat olarak tahsil edilecek bedel) 2.690.-TL / 10 = 269.-TL Taksitlendirilecek bedel kanuni taksit (Taşınmaz belediye ve mücavir alan bölünür ve taksitler 5 sayısına sınırları içinde olduğu için 10 taksit hesaplanmıĢ olur. üzerinden hesaplama yapılmıştır.) c) Taksitli satıĢlarda; TaĢınmazın satıĢ bedeli üzerinden son 1 beĢ yıl için tahsil edilen ecrimisil =6.200 – 200 = 6.000.-TL bedeli mahsup edilir. 6.000.-TL x % 20 = 1.200.-TL Birinci aĢamada bulunan bedel % 20 (Peşinat bedeli) 2 peĢinat bedeli ve taksitlendirilecek =6.000.-TL - 1.200.-TL = 4.800.-TL bedel hesaplanır. (Taksitlendirilecek bedel) BaĢvuru bedeli peĢinata mahsup edilir. 2.000.-TL - 1.200.-TL = 800.-TL BaĢvuru bedelinin peĢinattan fazla (Başvuru bedelinin peşinat bedelinden 3 olması durumunda kalan kısım fazla olan 1.200.-TL’lik kısmı belirlenir. taksitlerden düşülecektir.) Ġkinci aĢamada elde edilen 4.800.-TL / 10 = 480.-TL taksitlendirilecek bedel kanuni taksit (Taşınmaz belediye ve mücavir alan 4 sayısına bölünür ve taksit bedelleri sınırları içinde olduğu için 10 taksit hesaplanmıĢ olur. üzerinden hesaplama yapılmıştır.) (I. taksit bedeli olan 480.-TL tahsil edilmeyecektir. II. taksit bedeli olarak, başvuru BaĢvuru bedelinin peĢinat bedelinden bedelinin mahsuplaşmasından kalan fazla olan 800.-TL‘lik kısmı taksit 320.-TL taksit bedelinden 5 dönemlerinde tahsil edilecek taksit çıkarılacağından (480.-TL-320.-TL) tutarlarından mahsup edilir. 160.-TL tahsil edilecektir. III. taksit dönemi ile takip eden taksit dönemlerinde 480.-TL tahsil edilecektir.) Örnek -6: Kahramanmaraş İlinde belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan 15 parsel numaralı ve tarımsal amaçla kullanılan 25.000 m2 yüzölçümlü rayiç m2 bedeli 1,00.-TL olan taşınmaza yönelik olarak hak sahibi (Y) tarafından süresi içerisinde başvuru bedeli yatırmadan satın alma talebinde bulunulmuştur. İdarece kendisinden başvuru tarihi itibariyle son beş yıl içerisinde 1.000.-TL ecrimisil bedeli tahsil edilmiştir. Buna göre; SatıĢ Bedeli=Rayiç Bedel x % 50 olduğundan =25.000 m2 x 0,50.-TL = 12.500.-TL 1 1,00x% 50=0,50.-TL/m2 üzerinden hesaplanır. a) SatıĢ bedelinin peĢin ödenmesi durumunda; TaĢınmazın satıĢ bedeline 1 % 20 indirim uygulanır. Birinci aĢamada bulunan bedel 2 üzerinden tahsil edilen ecrimisil bedeli mahsup edilir. =12.500.-TL-(12.500.-TLx% 20)=10.000.-TL =10.000.-TL - 1.000.-TL = 9.000.-TL (Ecrimisil bedeli mahsubu sonrasında tahsil edilecek bedel) b) SatıĢ bedelinin en az yarısının peĢin ödenmesi durumunda; TaĢınmazın satıĢ bedeline =12.500.-TL-(12.500.-TLx% 1 % 10 indirim uygulanır. 10)=11.250.-TL Birinci aĢamada bulunan bedel =11.250.-TL - 1.000.-TL = 10.250.-TL 2 üzerinden tahsil edilen ecrimisil bedeli (Ecrimisil bedeli mahsubu) mahsup edilir. Ġkinci aĢamada bulunan bedelin en az yarısının peĢin olarak tahsil edilmesi =10.250.-TL / 2 = 5.125.-TL gerektiğinden, ikiye bölme iĢlemi =5.125.-TL (Peşinat bedeli) 3 yapılarak ödenmesi gereken en az =5.125.-TL (Taksitlendirilecek bedel) peĢinat bedeli ile peĢinattan geriye kalan taksitlendirilecek bedel bulunur. 5.125.-TL / 12 = 427,08.-TL Taksitlendirilecek bedel kanuni taksit (Taşınmaz belediye ve mücavir alan bölünür ve taksitler 4 sayısına sınırları dışında olduğu için 12 taksit hesaplanmıĢ olur. üzerinden hesaplama yapılmıştır.) c) Taksitli satıĢlarda; TaĢınmazın satıĢ bedeli üzerinden =12.500 - 1.000 = 11.500.-TL 1 tahsil edilen ecrimisil bedeli mahsup (Ecrimisil mahsubu) edilir. 11.500.-TL x % 10 = 11.150.-TL Birinci aĢamada bulunan bedel % 10 (Peşinat bedeli) 2 peĢinat bedeli ve taksitlendirilecek =11.500.-TL - 1.150.-TL = 10.350.-TL bedel hesaplanır. (Taksitlendirilecek bedel) Ġkinci aĢamada elde edilen 10.350.-TL / 12 = 862,50.-TL taksitlendirilecek bedel kanuni taksit (Taşınmaz belediye ve mücavir alan 3 sayısına bölünür ve taksit bedelleri sınırları dışında olduğu için 12 taksit hesaplanmıĢ olur. üzerinden hesaplama yapılmıştır.) MADDE 3 – Aynı Genel Tebliğin 11 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(1) Taşınmazların iadesine, Bakanlıktan uygun görüş alınması koşuluyla defterdarlıklar veya mal müdürlükleri yetkilidir.” MADDE 4 – Aynı Genel Tebliğin 17 nci maddesinin on beşinci fıkrasının (a) bendinin üçüncü cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Başvuru yapan mirasçıların her birine durumlarına uygun düşen ve bu Genel Tebliğin ekinde (EK-4/A) yer alan tebligat yapılacaktır.” MADDE 5 – Aynı Genel Tebliğin ekinde yer alan EK-4/A ekteki şekilde değiştirilmiş ve EK/4-C yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 6 – Aynı Genel Tebliğin ekinde yer alan EK-5’in 5 inci bölümünün sonuna aşağıdaki paragraf eklenmiştir. “Taşınmazın tamamen ve münhasıran bilfiil tarımsal amaçlı olarak veya üzerindeki yapıların tarımsal amaçlı yapı ya da sürekli ikamet amacıyla konut olarak kullanılmadığının anlaşılması halinde; taşınmazın satış tarihi itibariyle rayiç bedelinin yüzde yetmişi üzerinden hesaplanacak bedel esas alınarak aradaki fark kanuni faiziyle birlikte, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75 inci maddesi uyarınca ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri gereğince ecrimisilin tarh, tahakkuk ve tahsiline ilişkin hükümler uyarınca İdarece tahsil edilecektir.” MADDE 7 – Bu Genel Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 8 – Bu Genel Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür. “EK-4/A T.C. .......................... VALĠLĠĞĠ / KAYMAKAMLIĞI DEFTERDARLIĞI / MALMÜDÜRLÜĞÜ Sayı : Konu : Sayın .................................................. Bilindiği üzere, 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları DıĢına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin SatıĢı Hakkında Kanun, 2/B alanlarında bulunan taĢınmazların, güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleĢmiĢ mahkeme kararlarına göre oluĢturulan tapu kütüklerinin beyanlar hanesinde ismi geçen kiĢilere veya bunların kanuni mirasçılarına doğrudan satılacağına iliĢkin hükümler içermektedir. 6292 sayılı Kanuna göre satın alma baĢvurusunda bulunduğunuz ……… Ġli, ………. Ġlçesi, …………….. Mahallesinde / Köyünde bulunan ........ ada ......... parsel numaralı ................. m2 yüzölçümlü tarımsal amaçla kullanılan / tarımsal amaç dışında kullanılan / kullanım amacı bilinmeyen1 taĢınmazın rayiç bedeli ……………… .-TL, kanuni indirimler sonrasında satıĢ bedeli ………………. .-TL‘dir. SatıĢ bedelinin ödeme Ģeklinin tarafınızdan yazı ekinde yer alan ödeme seçeneklerine göre tercih edilerek en geç üç ay içerisinde peĢinat bedelini yetkili ödeme yerlerine ödemeniz ve aĢağıda belirtilen belgeler ile birlikte Ġdaremize baĢvurmanız gerekmektedir. Bu süre içerisinde mali yükümlülüklerinizin yerine getirilmemesi halinde hak sahipliğiniz sona erecektir. Tarımsal amaçlı satılan taşınmazın sonradan farklı amaçla kullanılması halinde, taşınmazın rayiç bedeline uygulanan ilave yüzde yirmi indirim tutarı kanuni faiziyle birlikte tahsil edilecektir. 2 Satılacak taşınmazın tarımsal amaçla kullanılıp kullanılmadığı İdaremizce bilinmediğinden, satış bedeli tarımsal amaç dışındaki kullanıma göre hesaplanmıştır. Ancak taşınmazın tarımsal amaçla kullanılması ve bu durumun en geç bir ay içerisinde tarafınızdan İdaremize bildirilmesi halinde taşınmazın satış bedeli buna göre yeniden hesaplanacaktır. 3 Satılacak taşınmazın satış bedeli; dört yüz metrekareye kadar olan kısmı için rayiç bedelin yüzde ellisi, fazlası için rayiç bedelin yüzde yetmişi üzerinden hesaplanmakta, birden fazla taşınmazda hak sahibi olunması hâlinde yüzde elli satış bedeli hesaplaması, hak sahibinin tercih edeceği sadece bir taşınmaz için uygulanmakta ve bir taşınmazdaki hak sahipliğinin devredilmesi hâlinde yüzde elli satış bedeli hesaplaması, taşınmazın sadece dört yüz metre karesi için ve hak sahiplerinin hisselerine uygulanması suretiyle belirlenmektedir. Bu kapsamda satın alma talebiyle başvuruda bulunduğunuz taşınmazın birden fazla olması halinde anılan Kanun gereğince yüzde elli satış bedeli hesaplaması sadece bir taşınmaz için uygulanacağından, yüzde elli satış bedeli uygulanacak taşınmazın dilekçe ile İdaremize bildirilmesi gerekmektedir. 4 SatıĢ bedelini itiraz ve dava konusu etmeniz halinde hak sahibi olmanız ve doğrudan satıĢ hakkından yararlanmanız mümkün bulunmamaktadır. Bilgi ve gereğini rica ederim. Ġmza EK: TaĢınmaz Bilgileri ve Ödeme Seçenekleri ĠSTENĠLEN BELGELER: 1-Üç adet vesikalık fotoğraf, 2-Ayrıca tüzel kiĢiler için taĢınmaz tasarrufuna izinli olduğunu ve temsilcisini gösterir yetki belgesi ile imza sirküleri. ------------------1 MEOP Sisteminden, taĢınmazın kullanım durumuna göre “tarımsal amaçla kullanılan / tarımsal amaç dışında kullanılan / kullanım amacı bilinmeyen” seçeneklerinden uygun olan sadece bir tanesi seçilecektir. 2 Bu paragraf, tarımsal amaçla kullanılmak üzere satılacak taĢınmazların hak sahiplerine gönderilecek tebligat yazılarında yer alacaktır. 3 Bu paragraf, taĢınmazın kullanım amacının Ġdarece bilinmemesi halinde hak sahibine gönderilecek tebligat yazılarında yer alacaktır. 4 Bu paragraf, tarımsal amaçlı kullanılmayan veya kullanım durumu belli olmayan bir veya birden fazla taĢınmaz için hak sahibine gönderilecek tebligat yazılarında yer alacaktır. *Yapılacak tercihlere göre tebligat yazıları MEOP Sistemi üzerinden otomatik olarak üretilecektir.‖ [R.G. 23 Mart 2013 – 28596] —— • —— Maliye Bakanlığından: PARASAL SINIRLAR VE ORANLAR HAKKINDA GENEL TEBLĠĞ (SAYI: 2013/1) Amaç ve kapsam MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ve diğer mevzuat kapsamında uygulanacak olan parasal sınırları, faiz oranlarını ve alındı birim fiyatlarını belirlemektir. Kasa iĢlemleri MADDE 2 – (1) 30/12/2006 tarihli ve 26392 (3. Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Merkezî Yönetim Muhasebe Yönetmeliğinin 12 nci maddesi gereğince, muhasebe birimlerince kasadan yapılacak ödeme sınırı; Tablo I’in kasa işlemleri bölümünde gösterilmiştir. (2) Merkezî Yönetim Muhasebe Yönetmeliğinin 12 ve 27 nci maddeleri gereğince ertesi gün yapılacak ödemeleri karşılamak üzere ve kişi malı emanet dövizlerden kasada bulundurulacak miktarlar ile T.C. Ziraat Bankası şubesi bulunmayan ilçelerde gerekli güvenlik önlemleri alınmak şartıyla veznede bulundurulacak azami miktar Tablo I’in kasa işlemleri bölümünde gösterilmiştir. (3) Tebliğ eki tabloda kasa işlemleri bölümünde gösterilen parasal sınırların yetersiz kalması durumunda, muhasebe birimlerinin gerekçeli başvuruları üzerine Bakanlıkça (Muhasebat Genel Müdürlüğü) tespit edilen sınırlar uygulanacaktır. Daha önce bu kapsamda Bakanlıkça yeniden artırılmasına izin verilen limitlerin, bu Tebliğle belirlenen limitlerin üzerinde olması halinde özel olarak verilmiş limitlerin uygulanmasına devam edilecektir. Banka iĢlemleri MADDE 3 – (1) Merkezî Yönetim Muhasebe Yönetmeliğinin 524 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi gereğince, Tek Hazine Hesabı sistemine tabi olan muhasebe birimlerinin toplu ödemelerde bankaya önceden haber vermeleri gereken tutar Tablo I’in banka işlemleri bölümünde gösterilmiştir. (2) Bu tutarın altındaki ödemeler için bankanın önceden haberdar edilmesi ve mutabakat sağlanması zorunlu değildir. Kaybedilen alındılara iliĢkin iĢlemler MADDE 4 – (1) Merkezî Yönetim Muhasebe Yönetmeliğinin 528 inci maddesi gereğince, muhasebe birimlerince, her ne suretle olursa olsun alınan para ve değerlere karşılık verilmiş olan alındılardan kaybedilmiş olanlar için ilan verilmesine gerek görülmeyen tutar, Tablo I’in kaybedilen alındılara ilişkin işlemler bölümünde gösterilmiştir. Muhasebe yetkilisi mutemedi iĢlemleri MADDE 5 – (1) 31/12/2005 tarihli ve 26040 (3. Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Muhasebe Yetkilisi Mutemetlerinin Görevlendirilmeleri, Yetkileri, Denetimi ve Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 7 nci maddesi uyarınca, muhasebe birimleri dışında görev yapan muhasebe yetkilisi mutemetleri tarafından yedi günlük süre beklenilmeksizin muhasebe birimi veznesine teslim edilmesi gereken tahsilat tutarı ile mahkeme başkanlıkları, icra ve iflas daireleri ve izale-i şüyu memurluklarındaki muhasebe yetkilisi mutemetlerince, 492 sayılı Harçlar Kanununun eki (1) ve (3) sayılı tarifelere göre makbuz karşılığı tahsil edilip, yedi günlük süre beklenilmeksizin muhasebe birimi veznesine teslim edilmesi gereken tahsilat tutarı, Tablo I’in muhasebe yetkilisi mutemedi işlemleri bölümünde gösterilmiştir. (2) Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinde görev yapan muhasebe yetkilisi mutemetleri için yukarıda belirtilen sınırın yetersiz kalması durumunda, gerekçeli tekliflerle Bakanlığa başvurularak alınacak izne göre işlem yapılacaktır. Bu teklif yazısında muhasebe yetkilisi mutemedinin son iki ayda muhasebe veznesine yatırdığı tutarlar ve yatırılma tarihleri de belirtilecektir. Daha önce bu kapsamda Bakanlıkça yeniden artırılmasına izin verilen limitlerin, bu Tebliğle belirlenen limitlerin üzerinde olması halinde özel olarak verilmiş limitlerin uygulanmasına devam edilecektir. Trafik para cezası tahsil eden görevlilerle ilgili iĢlemler MADDE 6 – (1) Trafik para cezasını tahsil edecek muhasebe yetkilisi mutemetleri ile ilgili işlemler, 6/4/2011 tarihli ve 27897 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Trafik Kanunu Hükümleri Gereğince Uygulanan İdari Para Cezalarının Tahsilinde ve Takibinde Uygulanacak Usul ve Esaslar ile Kullanılacak Alındılar, Tutanaklar ve Defterler Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre yürütülecektir. Bu görevliler için belirlenen yedi ve üç günlük süreler beklenmeksizin muhasebe biriminin veznesine teslim edilmesi gereken tahsilat tutarları, Tablo I’in trafik para cezasını tahsil eden muhasebe yetkilisi mutemetleri bölümünde gösterilmiştir. Yetkili memurlarla ilgili iĢlemler MADDE 7 – (1) 8/6/1988 tarihli ve 19836 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Pul ve Değerli Kağıtların Bayiler ve Yetkili Memurlar Vasıtası ile Sattırılmasına ve Bayilere Satış Aidatı Verilmesine Dair Yönetmeliğin 12 nci maddesi hükümleri çerçevesinde değerli kağıt verilen yetkili memurlar tarafından on beş günlük süre beklenilmeksizin muhasebe biriminin veznesine teslim edilmesi gereken satış hasılatı tutarı Tablo I’in yetkili memurlarla ilgili işlemler bölümünde gösterilmiştir. Muhasebe yetkilisi yardımcılarına devredilecek görev ve yetkiler MADDE 8 – (1) 30/12/2005 tarihli ve 2005/9912 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren Muhasebe Yetkilisi Adaylarının Eğitimi, Sertifika Verilmesi ile Muhasebe Yetkililerinin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 26 ncı maddesi gereğince, görev, yetki ve sorumlulukların yardımcılara devredilmesinde Tablo I’in C bölümünde gösterilen parasal sınırlar dikkate alınacaktır. Kaybolan faturalarla ilgili iĢlemler MADDE 9 – (1) 31/12/2005 tarihli ve 26040 (3. Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Merkezî Yönetim Harcama Belgeleri Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde kamu idarelerince alınan mal, hizmet ve yapım işleri karşılığında özel kişiler tarafından düzenlenen faturaların kaybedilmesi halinde, noter onaylı fatura örneklerinin kabul edileceği fatura tutarı Tablo I’in Ç bölümünde gösterilmiştir. TaĢınırların kayıtlardan çıkarılması MADDE 10 – (1) 28/12/2006 tarihli ve 2006/11545 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren Taşınır Mal Yönetmeliği hükümlerine göre, taşınırların devir, imha, hurdaya ayırma, satış ve terkini suretiyle kayıtlardan çıkarılmasında Tablo I’in D bölümünde gösterilen parasal sınırlar dikkate alınacaktır. Taşınırların kayıtlardan çıkarılması, belirlenen limitler dahilinde harcama yetkilisinin, limit üzerinde olanlar ise ilgili üst yöneticinin onayı ile yapılacaktır. (2) Devir, satış, imha, hurdaya ayırma ve terkin işlemlerinin birden fazla taşınırı ihtiva etmesi halinde söz konusu limitler taşınır bazında değil, işlem bazında uygulanacaktır. Ön ödeme iĢlemleri MADDE 11 – (1) Merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerince harcama yetkilisi mutemetlerine verilebilecek avans sınırı Tablo II’nin A bölümünde gösterilmiştir. (2) Merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerinden Tablo II’nin B bölümünde gösterilenler, kendileri için belirlenen sınır dahilinde avans verebileceklerdir. (3) Milli İstihbarat Teşkilatı mutemetleri ile dış temsilcilikler emrine ve askerî daireler mutemetlerine verilecek avans sınırları Tablo II’nin C, Ç ve D bölümlerinde gösterilmiştir. 6363 sayılı 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununda gösterilen sınırlar aşılmamak kaydıyla, belirlenen sınırların üzerinde avans verilmesine ihtiyaç duyulması halinde, gerekçeleriyle birlikte Bakanlığa başvurularak izin alınması gerekir. (4) Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerince açılacak krediler ile yurt dışından yapılacak alımlar için açtırılacak akreditif karşılığı krediler için Bakanlıktan izin alınmayacaktır. (5) Milli Savunma Bakanlığına bağlı birlik ve kurumlardan “Tümen ve daha üst birlikler ile eşiti kurum ve kuruluşlar” kapsamına giren askerî birimler Tablo III’te gösterilmiştir. Bunların dışında kalan birlikler, “Tugay ve eşitine kadar olan askerî kurum ve kuruluşlar” kapsamında sayılacaktır. Muhasebe kayıtlarından çıkarılacak alacaklar MADDE 12 – (1) 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106 ncı maddesi gereğince, yapılacak takip sonunda tahsili imkansız veya tahsili için yapılacak giderlerin alacaktan fazla bulunduğu anlaşılan 213 sayılı Kanun kapsamına giren amme alacakları ile diğer amme alacaklarından, amme idarelerinde terkin yetkisini haiz olanlar tarafından tahsil zamanaşımı süresi beklenilmeksizin terkin olunabilecek miktarlar Tablo IV’de gösterilmiştir. (2) 5018 sayılı Kanunun 79 uncu maddesi hükmü gereğince, kayıtlardan çıkarılacak tutarlar Tablo IV’de gösterilmiştir. Faiz oranları MADDE 13 – (1) Genel hükümlere göre takip edilerek tahsil olunacak kişilerden alacaklara 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre uygulanacak kanuni faiz oranları ile temerrüt faizi oranları, yıllar itibarıyla Tablo V’de gösterilmiştir. Alındılar ve alındı birim fiyatları MADDE 14 – (1) Bakanlıkça bastırılan ve genel bütçe kapsamı dışındaki idareler ile döner sermaye ve fonlar tarafından mevzuatları gereğince kullanılması gereken alındıların birim satış fiyatları Tablo VI’da gösterilmiştir. Yürürlükten kaldırılan Tebliğ MADDE 15 – (1) 11/2/2012 tarihli ve 28201 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Parasal Sınırlar ve Oranlar Hakkında Genel Tebliğ (Sayı: 2012/1) yürürlükten kaldırılmıştır. Yürürlük MADDE 16 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 17 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür. Tebliğin eki için tıklayınız [R.G. 23 Mart 2013 – 28596] —— • —— Maliye Bakanlığından: VAKIFLARA VERGĠ MUAFĠYETĠ TANINMASI HAKKINDA GENEL TEBLĠĞ (SERĠ NO: 1)’DE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR TEBLĠĞ (SERĠ NO: 3) MADDE 1 – 3/4/2007 tarihli ve 26482 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vakıflara Vergi Muafiyeti Tanınması Hakkında Genel Tebliğ (Seri No: 1)’in “1.2. Faaliyet süresi” başlıklı bölümünün birinci paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir. “Ancak, mal varlığı ve gelir tutarı başvurunun yapıldığı yıl için geçerli olan hadlerin iki katını aşan vakıfların vergi muafiyetine ilişkin başvurularında asgari bir yıl faaliyette bulunmuş olma şartının yerine asgari altı ay faaliyette bulunma şartı aranır. Bu şekilde yapılacak vergi muafiyeti başvurularının değerlendirilmesinde, asgari altı aylık dönem sürecinde elde edilen gelir tutarının içinde bulunulan yıl için belirlenmiş olan gelir tutarının iki katını aşıp aşmadığı ve gelirin amaçlara harcanma şartının yerine getirilip getirilemediği ile vergi muafiyetinin verilebilmesi için gerekli olan diğer şartların varlığı araştırılır.” Tebliğ olunur. [R.G. 23 Mart 2013 – 28596] —— • —— ANAYASA MAHKEMESĠ KARARI Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından: Esas Sayısı : 2012/128 Karar Sayısı : 2013/7 Karar Günü : 10.1.2013 ĠTĠRAZ YOLUNA BAġVURANLAR : 1- Ankara 13. Ġdare Mahkemesi (E. 2012/12) 2- Ankara 7. Ġdare Mahkemesi (E. 2012/128) 3- Ankara 5. Ġdare Mahkemesi (E. 2012/145) ĠTĠRAZLARIN KONUSU : 18.5.2004 günlü, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun; 1- 16. maddesinin ―Üst üste iki dönem meclis başkanlığı yapmış olanlar, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler.” biçimindeki beĢinci fıkrasının, 2- 38. maddesinin ―Üst üste iki dönem meclis başkanlığı yapmış olanlar, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler.‖ biçimindeki beĢinci fıkrasının, 3- 40. maddesinin ―Üst üste iki dönem yönetim kurulu başkanlığı yapmış olanlar, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler.‖ biçimindeki üçüncü fıkrasının, 4- Geçici 10. maddesinin birinci fıkrasının “…üst üste iki dönem süresince meclis başkanlığı, yönetim kurulu başkanlığı, konsey başkanlığı ve Birlik Başkanlığı görevlerinde bulunanlar aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı görevlere yeniden seçilemezler” bölümünün, Anayasa‘nın 2., 13., 67. ve 135. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülerek iptallerine karar verilmesi istemidir. I- OLAY Bakılmakta olan davalarda, itiraz konusu kuralların Anayasa‘ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkemeler, iptalleri için baĢvurmuĢlardır. II- ĠTĠRAZLARIN VE YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI ĠSTEMĠNĠN GEREKÇELERĠ Ġtiraz yoluna baĢvuran Mahkemelerin baĢvuru kararlarında özetle; oda ve borsaların yönetim organlarında üst üste iki dönem baĢkanlık yapan davacıların, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun itiraz konusu kuralları uyarınca, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilmelerinin olanaklı olmadığı, oysa Anayasa‘nın 135. maddesinde öngörülen düzenleme ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢlarının, kuruluĢ ve iĢleyiĢlerinin demokratik esaslara uygun olmasının amaçlandığı, demokratik devlet ilkesinin olmazsa olmaz koĢulunun hiç kuĢkusuz seçimler olduğu, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢu organlarının kendi üyeleri tarafından seçilmelerinin öngörülmesinin, üyeler yönünden seçme, adaylar yönünden ise seçilme hakkının kullanılması sonucunu doğurduğu; hukuk devletinde kanun koyucunun, yalnız kanunların Anayasa‘ya değil, evrensel hukuk ilkelerine uygun olmasını sağlamakla da yükümlü olduğu, Anayasa‘da sınırlama nedenleri gösterilmemiĢ demokratik hakların kullanılmasını engelleyecek düzenlemeler yapmasının olanaklı olmadığı, hukuki düzenlemelerde kendisine tanınan takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak kullanması gerektiği; itiraz konusu kurallarla, seçme ve seçilme hakkının demokratik toplum düzeninin gerekleriyle bağdaĢmayacak ve hakkın özüne dokunacak biçimde kısıtlandığı, adil ve ölçülü bir düzenleme yapılmadığı, kanun koyucunun iki kere üst üste seçilemez demekle sonraki dönemler için seçilebilirlik yorumundaki düzenlemede keyfîlik bulunduğu, ayrıca, seçenlerin kanaatinin serbestçe oluĢmasının önüne geçildiği ve böylece anayasal dayanaktan da yoksun olan sınırlamanın demokratik hukuk devleti iĢleyiĢine müdahale oluĢturduğu belirtilerek, kuralların Anayasa‘nın 2., 13., 67. ve 135. maddelerine aykırı olduğu ve sonradan giderilmesi güç ya da olanaksız durum ve zararların doğmaması için yürürlüklerinin durdurulması gerektiği ileri sürülmüĢtür. III- YASA METĠNLERĠ A- Ġtiraz Konusu Yasa Kuralları 18.5.2004 günlü, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun itiraz konusu kuralları da içeren maddeleri Ģöyledir: 1- “Oda Meclisi Madde 16- Oda meclisi, meslek gruplarınca dört yıl için seçilecek üyelerden oluĢur. Meslek komiteleri beĢ kiĢiden oluĢan gruplarda ikiĢer, yedi kiĢiden oluĢan gruplarda üçer, dokuz kiĢiden oluĢan gruplarda dörder, onbir kiĢiden oluĢan gruplarda beĢer meclis üyesi seçilir. Ayrıca aynı sayıda yedek üye seçilir. Meclis, kendi üyeleri arasından dört yıl için baĢkan ile bir veya iki baĢkan yardımcısı seçer. Meclis üyeliğine seçilen gerçek kiĢiler ile tüzel kiĢilerin gerçek kiĢi temsilcileri, aynı faaliyet alanında bulunan odalar ve borsaların meclisleri ile 17.7.1964 tarihli ve 507 sayılı Kanuna göre kurulmuĢ odaların ancak birinde görev alabilirler. Meclis baĢkanı ve yardımcıları yönetim kurulu ve disiplin kurulu baĢkan ve üyeliğine seçilemezler. Üst üste iki dönem meclis baĢkanlığı yapmıĢ olanlar, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler.” 2- “Borsa Meclisi Madde 38- Borsa meclisi, meslek gruplarınca dört yıl için seçilecek üyelerden oluĢur. Meslek komiteleri beĢ kiĢiden oluĢan gruplarda ikiĢer, yedi kiĢiden oluĢan gruplarda üçer, dokuz kiĢiden oluĢan gruplarda dörder, onbir kiĢiden oluĢan gruplarda beĢer meclis üyesi seçilir. Ayrıca aynı sayıda yedek üye seçilir. En az yedi meslek grubu kurulamayan borsalarda meclisler borsaya kayıtlı olanların kendi aralarından seçecekleri ondört üye ile kurulur. Ayrıca aynı sayıda yedek üye seçilir. Bu takdirde meslek komitelerinin görevleri meclislerce seçilecek ihtisas komisyonları tarafından yerine getirilir. Meclis, kendi üyeleri arasından dört yıl için bir baĢkan, bir veya iki baĢkan yardımcısı seçer. Meclis üyeliğine seçilen gerçek kiĢiler ile tüzel kiĢilerin gerçek kiĢi temsilcileri, aynı faaliyet alanında bulunan odalar ve borsaların meclisleri ile 17.7.1964 tarihli ve 507 sayılı Kanuna göre kurulmuĢ odaların ancak birinde görev alabilirler. Meclis baĢkan ve yardımcıları, yönetim ve disiplin kurulu baĢkanlığına ve üyeliğine seçilemezler. Üst üste iki dönem meclis baĢkanlığı yapmıĢ olanlar, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler.” 3- “Borsa Yönetim Kurulu Madde 40- Borsa yönetim kurulu, dört yıl için seçilen, meclis üye sayısı yirmiden az olan borsalarda beĢ; yirmi ile yirmidokuz arasında olanlarda yedi; otuz ile otuzdokuz arasında olanlarda dokuz; kırk ve daha fazla olanlarda onbir kiĢiden oluĢur. Meclis kendi üyeleri arasından yönetim kurulunun baĢkanını, asıl ve yedek üyelerini tek liste halinde seçer. Yönetim kurulu, kendi üyeleri arasından dört yıl için bir veya iki baĢkan yardımcısı ve bir sayman üye seçer. Üst üste iki dönem yönetim kurulu baĢkanlığı yapmıĢ olanlar, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler. Bir borsanın yönetim kurulu baĢkan veya üyeleri, aynı zamanda baĢka bir borsa veya odanın meclisinde görev alamaz. Toplantı gündemi baĢkan veya yokluğunda yetkilendirdiği baĢkan yardımcısı tarafından belirlenir. Ayrıca yönetim kurulu üyelerinin en az üçte birinin baĢvurusu ile en geç toplantının baĢlamasından önce, gündeme yeni madde eklenir.‖ 4- “Geçici Madde 10- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılacak ilk seçimlerden itibaren üst üste iki dönem süresince meclis baĢkanlığı, yönetim kurulu baĢkanlığı, konsey baĢkanlığı ve Birlik BaĢkanlığı görevlerinde bulunanlar aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı görevlere yeniden seçilemezler.” B- Dayanılan Anayasa Kuralları BaĢvuru kararlarında, Anayasa‘nın 2., 13., 67. ve 135. maddelerine dayanılmıĢtır. IV- ĠLK ĠNCELEME 1- Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü hükümleri uyarınca E.2012/12 sayılı dosyanın 9.2.2012; E.2012/128 sayılı dosyanın 15.11.2012; E.2012/145 sayılı dosyanın ise 27.12.2012 gününde yapılan ilk inceleme toplantılarında, dosyalarda eksiklik bulunmadığından iĢin esasının incelenmesine, OYBĠRLĠĞĠYLE karar verilmiĢtir. 2- E.2012/128 sayılı dosyanın 15.11.2012 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında, yürürlüğü durdurma isteminin bu konudaki raporun hazırlanmasından sonra karara bağlanmasına OYBĠRLĠĞĠYLE karar verilmiĢtir. V- BĠRLEġTĠRME KARARLARI 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun yukarıda belirtilen kurallarının iptali istemiyle açılan E.2012/12, 2012/128 ve 2012/145 sayılı dosyaların aralarındaki hukuki irtibat nedeniyle E.2012/128 sayılı dosya ile BĠRLEġTĠRĠLMESĠNE, esaslarının kapatılmasına, esas incelemesinin E.2012/128 sayılı dosya üzerinden yürütülmesine OYBĠRLĠĞĠYLE karar verilmiĢtir. VI- ESASIN ĠNCELENMESĠ BaĢvuru kararları ve ekleri, Raportör Özcan ÖZBEY tarafından hazırlanan iĢin esasına iliĢkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüĢülüp düĢünüldü: BaĢvuru kararlarında, dava konusu kurallarda öngörülen “Üst üste iki dönem … başkanlığı yapmış olanlar, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler.” biçimindeki sınırlamanın hukuk devleti ve demokrasi kavramları ile demokratik toplum düzeninin gerekleriyle bağdaĢmadığı, kurallardaki düzenlemenin hakkın özüne dokunması nedeniyle ölçülülük ilkesine aykırılık oluĢturduğu, Anayasa‘da yöneticilere seçilme yönünden getirilmiĢ bir sınırlamanın bulunmadığı belirtilerek, kuralların Anayasa‘nın 2., 13., 67. ve 135. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüĢtür. Ġtiraz konusu kurallarda, oda ve borsalarda üst üste iki dönem süresince meclis baĢkanlığı, yönetim kurulu baĢkanlığı, konsey baĢkanlığı ve Birlik BaĢkanlığı görevlerinde bulunanların aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı görevlere yeniden seçilemeyecekleri hüküm altına alınmıĢtır. Ġtiraz konusu kurallara iliĢkin gerekçeden, öngörülen düzenlemenin belirtilen görevlere seçilmede fırsat eĢitliğinin sağlanması amacıyla yasalaĢtırıldığı anlaĢılmaktadır. Anayasa‘nın 135. maddesinde, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢları ve üst kuruluĢlarının maddede belirtilen amaçlar doğrultusunda kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında gizli oyla seçilen kamu tüzelkiĢileri olduğu belirtilmiĢtir. TüzelkiĢilikleri olan bu tür meslek kuruluĢlarının yönetsel vesayet ağırlığı, yönetim ve mali konularda denetim yoğunluğunu getirmekle birlikte, organlarını kendi üyeleri arasından kanunda belirlenen yöntemlere göre seçmeleri ilkesi benimsenmiĢtir. Böylece Anayasa, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢlarının yönetim ve iĢleyiĢlerinin demokratik hukuk devleti esaslarına uygun olması kuralını öngörmüĢ ve kurum içi demokratik yapıyı sağlamıĢtır. KuĢkusuz demokratik düzenin en belirgin niteliği de seçimlerdir. Seçimlerin adaletli bir katılım ile serbest, eĢit ve genel-oy ilkelerine dayalı olarak gerçekleĢmesi gerekmektedir. Anayasa‘nın 135. maddesinde öngörülen düzenleme uyarınca, oda ve borsa organlarında baĢkanlık yapacakların, kanunda gösterilen usullere göre seçilecekleri açıktır. Ancak bu yetki, seçim usullerinin belirlenmesiyle sınırlı olup, seçme ve seçilme hakkının kullanılmasına yönelik bir yasaklamayı içermemektedir. Kanunla seçim konusunda yapılacak düzenlemelerin demokratik hukuk devletiyle bağdaĢır olması gerekir. Anayasa‘nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti‘nin demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devleti olduğu vurgulanmıĢ olup, hukuk devleti; hak ve özgürlükleri güvenceye alan devlettir. Kanun koyucunun hukuki düzenlemelerde kendisine tanınan takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak kullanması ve keyfi davranmaması gerekir. Demokratik hukuk devletinde temel hak ve özgürlüklerin en geniĢ ölçüde sağlanıp güvence altına alınması esastır. Demokratik hukuk devleti ilkesinin vazgeçilmez unsurlarından birisi de özgür, genel, eĢit ve gizli oya dayalı, hoĢgörü, açık fikirlilik ve çoğulculuk anlayıĢı içerisinde ilgililerin birbirleriyle rekabet edebildiği dürüst ve düzenli seçimlerin varlığıdır. Bu Ģekildeki bir devlette yönetime gelmede ve ayrılmada tek yol seçimler olup, buna iliĢkin yasaklar ―demokratik hukuk devleti ilkesi‖yle bağdaĢmaz. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢlarından olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile odalar ve borsaların meclis baĢkanlığı, yönetim kurulu baĢkanlığı, konsey baĢkanlığı ve Birlik BaĢkanlığı gibi görevlere ―seçilme hakkı‖ demokratik bir haktır. Ġptali istenen kurallarla, Anayasa‘nın 135. maddesinde öngörülmeyen belli süre baĢkanlık yapanların aradan sekiz yıl geçmedikçe yeniden seçilemeyeceklerine iliĢkin yasağın demokratik gereklerle izahı mümkün değildir. Bu yasak seçime katılan üyelerin kanaatinin serbestçe oluĢmasını engellediğinden üyeler yönünden ―seçme‖ adaylar yönünden ―seçilme‖ hakkına müdahale oluĢturmuĢtur. Kamu kurumu niteliğinde olsa da sivil toplum örgütlerine bu tür seçilememe yasakları getirilmesi demokratik hukuk devleti anlayıĢıyla bağdaĢmayacağından Anayasa‘ya aykırılık oluĢturur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kurallar, Anayasa‘nın 2. ve 135. maddelerine aykırıdır. Ġptalleri gerekir. HaĢim KILIÇ, Alparslan ALTAN, Recep KÖMÜRCÜ, Hicabi DURSUN ve Erdal TERCAN bu sonuca farklı gerekçelerle katılmıĢlardır. Nuri NECĠPOĞLU ve Zühtü ARSLAN bu görüĢlere katılmamıĢlardır. Kurallar, Anayasa‘nın 2. ve 135. maddelerine aykırı bulunarak iptal edildiğinden Anayasa‘nın 67. maddesi yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek görülmemiĢtir. Kuralın Anayasa‘nın 13. maddesiyle ilgisi görülmemiĢtir. VII- ĠPTALĠN DĠĞER KURALLARA ETKĠSĠ Anayasa‘nın 152. ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 40. maddesine göre, Anayasa Mahkemesine yapılacak baĢvurular, itiraz yoluna baĢvuran Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulayacağı yasa kuralları ile sınırlıdır. 6216 sayılı Kanun‘un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrasında da, kanunun belirli kurallarının iptali, diğer kurallarının veya tümünün uygulanmaması sonucunu doğuruyorsa, bunların da Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilebileceği öngörülmektedir. Davaya konu kurallar ―Oda Meclis Başkanlığı‖, ―Borsa Meclis Başkanlığı‖ ve ‗‗Borsa Yönetim Kurulu Başkanlığı‖ ile ilgili olup ‗‗Oda Yönetim Kurulu Başkanlığı‖, ‗‗Oda ve Borsa Konseyleri Başkanlığı‖ ‗‗Birlik Yönetim Kurulu Başkanlığı‖ ile ilgili Kanun‘un aynı nitelikteki kuralları dava konusu edilmemiĢtir. Ancak, iptali istenilen geçici 10. maddenin birinci fıkrasının itiraza konu bölümü yukarıda belirtilen ve itiraz konusu edilmeyen kurallarda yer alan organlar açısından da ortak kural niteliğindedir. Geçici 10. maddenin birinci fıkrasının itiraz konusu bölümünün Anayasa‘ya aykırı bulunarak iptal edilmesi nedeniyle itiraz konusu edilmeyen kuralların da bundan etkilenmesi kaçınılmazdır. Zira aynı Kanun‘da düzenlenen ve itiraz konusu kurallarda yer alan organların seçiminde herhangi bir kısıtlama olmaksızın seçim yapılacak iken itiraz konusu edilmeyen kurallarda yer alan organların seçiminde ise kısıtlama devam edecektir. Böyle bir durumun hukuk devleti ilkesiyle çeliĢeceği açıktır. Açıklanan nedenlerle 5174 sayılı Kanun‘un; 1- 18. maddesinin üçüncü fıkrasının, 2- 63. maddesinin altıncı fıkrasının, 3- 65. maddesinin yedinci fıkrasının, 6216 sayılı Kanun‘un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince iptallerine karar verilmiĢtir. Nuri NECĠPOĞLU ve Zühtü ARSLAN bu görüĢlere katılmamıĢlardır. VIII- YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI ĠSTEMĠ 18.5.2004 günlü, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun; 1- 16. maddesinin beĢinci fıkrası, 2- 18. maddesinin üçüncü fıkrası, 3- 38. maddesinin beĢinci fıkrası, 4- 40. maddesinin üçüncü fıkrası, 5- 63. maddesinin altıncı fıkrası, 6- 65. maddesinin yedinci fıkrası, 7- Geçici 10. maddesinin birinci fıkrasının “…üst üste iki dönem süresince meclis başkanlığı, yönetim kurulu başkanlığı, konsey başkanlığı ve Birlik Başkanlığı görevlerinde bulunanlar aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı görevlere yeniden seçilemezler.‖ bölümü, 10.1.2013 günlü, E.2012/128, K.2013/7 sayılı kararla iptal edildiğinden, bu fıkraların ve bölümün, uygulanmasından doğacak sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve zararların önlenmesi ve iptal kararının sonuçsuz kalmaması için kararın Resmî Gazete‘de yayımlanacağı güne kadar yürürlüklerinin durdurulmasına, Nuri NECĠPOĞLU ile Zühtü ARSLAN‘ın karĢıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, 10.1.2013 gününde karar verilmiĢtir. IX- SONUÇ 18.5.2004 günlü, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun; 1- 16. maddesinin “Üst üste iki dönem meclis başkanlığı yapmış olanlar, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler.” biçimindeki beĢinci fıkrasının Anayasa‘ya aykırı olduğuna ve ĠPTALĠNE, 2- 38. maddesinin “Üst üste iki dönem meclis başkanlığı yapmış olanlar, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler.” biçimindeki beĢinci fıkrasının Anayasa‘ya aykırı olduğuna ve ĠPTALĠNE, 3- 40. maddesinin “Üst üste iki dönem yönetim kurulu başkanlığı yapmış olanlar, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler.” biçimindeki üçüncü fıkrasının Anayasa‘ya aykırı olduğuna ve ĠPTALĠNE, 4- Geçici 10. maddesinin birinci fıkrasının “…üst üste iki dönem süresince meclis başkanlığı, yönetim kurulu başkanlığı, konsey başkanlığı ve Birlik Başkanlığı görevlerinde bulunanlar aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı görevlere yeniden seçilemezler.” bölümünün Anayasa‘ya aykırı olduğuna ve ĠPTALĠNE, 5- a- 18. maddesinin üçüncü, b- 63. maddesinin altıncı, c- 65. maddesinin yedinci, fıkralarının, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince ĠPTALĠNE, Nuri NECĠPOĞLU ile Zühtü ARSLAN‘ın karĢıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, 10.1.2013 gününde karar verildi. BaĢkan HaĢim KILIÇ BaĢkanvekili Serruh KALELĠ BaĢkanvekili Alparslan ALTAN Üye Fulya KANTARCIOĞLU Üye Mehmet ERTEN Üye Serdar ÖZGÜLDÜR Üye Osman Alifeyyaz PAKSÜT Üye Zehra Ayla PERKTAġ Üye Recep KÖMÜRCÜ Üye Burhan ÜSTÜN Üye Engin YILDIRIM Üye Nuri NECĠPOĞLU Üye Hicabi DURSUN Üye Celal Mümtaz AKINCI Üye Erdal TERCAN Üye Muammer TOPAL Üye Zühtü ARSLAN FARKLI GEREKÇE 18.5.2004 günlü, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun 16/5, 38/5 ve geçici 10. maddeleri uyarınca, iki dönem üst üste belli görevlere seçilenlerin yeniden aday olmalarını engelleyen kuralların Anayasa‘ya aykırı olduğu iddia edilerek Anayasa Mahkemesine baĢvurulmuĢtur. 5174 sayılı Kanun‘un amacı, ticaret ve sanayi odaları, ticaret odaları, sanayi odaları, deniz ticaret odaları, ticaret borsaları ile bunların üst kuruluĢu niteliğinde olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin kuruluĢ ve iĢleyiĢini düzenlemektir. Bu Kanuna göre odalar, borsalar ve üst kuruluĢ olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği kamu tüzel kiĢiliğine sahip kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢlarıdır. Kanunun farklı maddelerinde, oda, borsa ve TOBB organları arasında yer alan meclis, konsey ve yönetim kurulu baĢkanlıklarında üst üste iki dönem baĢkanlığını yapanların iki dönem geçmedikçe yeniden baĢkan olamayacaklarına iliĢkin düzenlemelere yer verilmiĢtir. Anayasa Mahkemesinin önüne gelen uyuĢmazlıkta iptali istenilen kurallar ise, “Oda Meclisi”ni düzenleyen 5174 sayılı Kanun‘un 16. maddesinin beĢinci fıkrası, “Borsa Meclisi” baĢlıklı 38. maddesinin beĢinci fıkrası ile genel bir düzenleme getiren geçici 10. maddesinde yer alan “Üst üste iki dönem meclis başkanlığı yapmış olanlar, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler” kuralıdır. Anayasa‘nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, eylem ve iĢlemleri hukuka uygun, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliĢtirerek sürdüren, hukuk güvenliğini sağlayan, bütün etkinliklerinde hukuka ve Anayasa‘ya uyan, iĢlem ve eylemleri bağımsız yargı denetimine bağlı olan devlettir. Yasaların kamu yararının sağlanması amacına yönelik olması, genel, objektif, adil kurallar içermesi ve hakkaniyet ölçütlerini gözetmesi hukuk devleti olmanın gereğidir. Bu nedenle yasakoyucunun hukuki düzenlemelerde kendisine tanınan takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak kullanması gerekir. Buna göre, yasaların adil kurallar içermesi ve hakkaniyet ölçütlerini gözetmesi hukuk devleti olmanın gereğidir. Bu nedenle yasa koyucunun hukuki düzenlemelerde kendisine tanınan takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak kullanması gerekir. 5174 sayılı Kanun‘un 16. ve 38. maddelerinin gerekçelerinde, üst üste iki dönem baĢkanlık yapanlar için getirilen sınırlamanın “fırsat eşitliğini sağlamaya” yönelik olduğu belirtilmiĢtir. Anayasa‘ya aykırılık itirazında çözümlenmesi gereken sorun düzenlemenin amacı ile bireye getirilen yükümlülük ve sınırlama arasında adil bir denge ve ölçünün bulunup bulunmadığının belirlenmesidir. Anayasa‘nın 135. maddesi, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢlarının yönetim organlarının seçim usullerinin belirlenmesi yetkisini yasa koyucuya bırakmıĢtır. Bu nedenle, demokratik ilkeler çerçevesinde seçimlerde uyulacak kuralların belirlenmesi kanun koyucunun takdir yetkisi içindedir. Kamu yararı veya anayasal baĢka bir gerekçe ile bir kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢu organında bir veya iki dönem baĢkanlık yapanın, makul bir süre ile seçilemeyeceği hususunda yasa koyucu düzenleme yapma yetkisine sahiptir. Ancak eldeki iĢte olduğu gibi, belli bir gerekçeyle görev ve seçilme açısından süreli bir sınırlama getirilmiĢse, Anayasa Mahkemesi konulan gerekçenin anayasallık denetimini yapacak ve yasa koyucunun takdir yetkisini Anayasa‘da belirtilen ilkeler çerçevesinde kullanıp kullanmadığını denetleyecektir. Hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak, kamu yararı amacıyla da olsa, bireyler aleyhine yapılacak düzenlemelerde, adalet ve hakkaniyet ölçütleri göz önünde tutulmalıdır. Ġtiraz konusu kurallarda, üst üste iki dönem aynı görevi yapanların iki seçim dönemi geçmedikçe, bir baĢka ifadeyle 8 yıl gibi uzun bir süre geçmedikçe, yeniden aynı görevlere seçilemeyecekleri hükme bağlanmaktadır. Seçilme hakkına “fırsat eşitliğini sağlama” gerekçesiyle konulmuĢ olan 8 yıllık sınırlama, öngörülen amaç ile bireye getirilen sınırlama arasındaki dengeyi, hakkında sınırlama getirilen kiĢi aleyhine olacak Ģekilde bozmuĢ ve bu niteliğiyle getirilen düzenleme ile adalet ilkesinden uzaklaĢılmıĢtır. Bu gerekçelerle, 18.5.2004 günlü, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun 16. maddesinin (5) numaralı ve 38. maddesinin (5) numaralı fıkralarında yer alan “Üst üste iki dönem meclis başkanlığı yapmış olanlar, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler” ve aynı Kanun‘un geçici 10. maddesinde belirtilen “…üst üste iki dönem süresince meclis başkanlığı, yönetim kurulu başkanlığı, konsey başkanlığı ve Birlik Başkanlığı görevlerinde bulunanlar aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı görevlere yeniden seçilemezler” Ģeklindeki düzenlemelerin, Anayasa‘nın 2. maddesinde yer alan ―hukuk devleti‖ ilkesine aykırı olduğundan bu nedenle iptaline karar verilmelidir. Belirtilen nedenlerle, itiraz konusu kuralların Anayasa‘ya aykırı olduğu ve iptali yönündeki çoğunluk kararına açıklanan bu gerekçelerle katılıyoruz. BaĢkan HaĢim KILIÇ Üye Hicabi DURSUN BaĢkanvekili Alparslan ALTAN Üye Recep KÖMÜRCÜ Üye Erdal TERCAN KARġIOY GEREKÇESĠ 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun itiraz konusu hükümleri, oda ve borsalarda üst üste iki dönem meclis baĢkanlığı ve yönetim kurulu baĢkanlığı yapanların aradan iki seçim dönemi geçmeden aynı göreve yeniden seçilemeyeceklerini düzenlemektedir. Mahkememiz çoğunluğu, itiraz konusu kuralların Anayasa‘nın 135. maddesinde öngörülmeyen bir yasak getirdiği, seçme ve seçilme hakkına müdahale niteliğinde olan bu yasağın demokratik hukuk devleti ilkesiyle bağdaĢmadığı, dolayısıyla Anayasa‘nın 2. ve 135. maddesine aykırılık teĢkil ettiği görüĢündedir. Bu sonuca farklı gerekçeyle katılan üyelerimize göre ise kurallar seçilme hakkına ölçüsüz bir sınırlama getirdiği için Anayasa‘ya aykırılık teĢkil etmektedir. Bu iki gerekçeye de aĢağıdaki nedenlerle katılamıyoruz. 1. Meslek kuruluĢlarının organlarının oluĢumuna dair esaslar Anayasa‘nın 135. maddesinde özel olarak düzenlenmiĢtir. Bu maddeye göre ―Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları... kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleridir.‖ Bu durumda söz konusu kuruluĢ ve üst kuruluĢların organları, (a) kendi üyeleri tarafından, (b) kanunda gösterilen usullere göre, (c) yargı gözetimi altında ve (d) gizli oyla seçilir. Ayrıca, siyasi partiler bu kuruluĢların seçimlerinde aday gösteremezler. Bunların dıĢında, meslek kuruluĢlarının seçimlerine iliĢkin baĢka bir anayasal hüküm bulunmamakta, diğer hususlar kanun koyucuya bırakılmaktadır. Kanun koyucunun, Anayasa‘da belirtilen esaslara aykırı olmamak kaydıyla, bu kuruluĢ ve üst kuruluĢların seçimine iliĢkin düzenleme yaparken, meclis ve yönetim kurulu gibi organların görev ve yetkilerine, organların kimlerden ve kaç kiĢiden oluĢacağına, baĢkan ve üyelerin diğer organlarda görev alıp alamayacaklarına dair kurallar koyabileceği ve dahası koyması gerektiği hususu izahtan varestedir. Benzer Ģekilde, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢlarında yöneticilik yapacakların görev süreleri ile seçilme yeterlilikleri gibi Anayasa‘da yer almayan konularda düzenleme yapma yetkisi kanun koyucuya aittir. Yasamanın asliliği ve genelliği ilkesi, anayasada açıkça düzenlenmeyen alanlarda parlamentonun serbestçe kural koyabilmesini gerektirir. Ayrıca, Anayasa‘nın 135. maddesinde yer alan ―kanunda gösterilen usullere göre‖ ibaresi, meslek kuruluĢları ile üst kuruluĢlarının seçimlerini düzenleme yetkisinin kanun koyucuya bırakıldığını göstermektedir. Mahkeme çoğunluğu, Anayasa‘nın 135. maddesiyle kanun koyucuya verilen düzenleme yetkisinin ―seçim usullerinin belirlenmesiyle sınırlı olup, seçme ve seçilme hakkının kullanılmasına yönelik bir yasaklamayı içermemekte‖ olduğu, bu nedenle maddede ―öngörülmeyen belli süre baĢkanlık yapanların aradan sekiz yıl geçmedikçe yeniden seçilemeyeceklerine iliĢkin yasağın demokratik gereklerle izahı‖nın mümkün olmadığı görüĢündedir. Bu görüĢ, meslek kuruluĢlarının organlarına yönelik seçme ve seçilme faaliyetini adeta mutlak hale getirmektedir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, bir meslek kuruluĢunda, yöneticilerin aynı mesleğe mensup kiĢilerin oluĢturduğu organlar tarafından seçilmesi, Anayasa‘nın 67. maddesinde düzenlenen ve tipik anlamda siyasi haklardan olan seçilme hakkının kullanımı kapsamında değerlendirilemez. Burada bazı yönlerden kamu gücü kullanan bir meslek örgütünün organlarının sınırlı bir katılımla oluĢturulması söz konusudur. Kaldı ki, bir an için Anayasa‘nın 67. maddesinin geniĢ yorumlanması sonucunda meslek kuruluĢlarındaki baĢkanlık seçiminde aday olma, seçilme hakkının tezahürü olarak kabul edilse bile, bu hakkın sınırsız olmadığı açıktır. Nitekim, 67. madde uyarınca vatandaĢlar seçme, seçilme ve halkoylamasına katılma haklarına ―kanunda gösterilen Ģartlara uygun olarak‖ sahip olup, bu ―hakların kullanılması kanunla düzenlenir‖. Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi‘nin seçme ve seçilme hakkını düzenleyen Birinci Ek Protokolünün 3. maddesine göre ―Yüksek SözleĢmeci Taraflar, yasama organının seçilmesinde halkın kanaatlerinin özgürce açıklanmasını sağlayacak Ģartlar içinde, makul aralıklarla, gizli oyla serbest seçimler yapmayı taahhüt ederler .‖ Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi‘ne göre, oy verme veya seçme hakkı bu maddenin ―aktif‖ boyutunu, seçimde aday olma veya seçilme hakkı ise ―pasif‖ boyutunu teĢkil etmektedir. Taraf devletler seçilme hakkına yönelik çok daha ağır sınırlandırmalar koyabilmekte ve bu hakkı sınırlandırırken seçme hakkına nazaran, çok daha geniĢ takdir yetkisi kullanabilmektedir. AĠHM bu sınırlamaların SözleĢme‘ye uygunluğunu denetlerken seçme hakkına yönelik sınırlamalarda katı bir ölçülülük testine baĢvurduğu halde, seçilme Ģartlarına iliĢkin denetiminde genellikle keyfiliğin bulunup bulunmadığına bakmakla kendisini sınırlamaktadır. (Büyük Daire, Ždanoka/Letonya, B.N.58278/00, K.T. 16 Mart 2006, paragraf 115 (e)). 2. Meslek kuruluĢları ve üst kuruluĢlarında üst üste iki dönem yöneticilik yapanların belli bir süre geçmeden aynı göreve yeniden seçilemeyeceklerine dair kuralların, fırsat eĢitliğinin sağlanması, uzun süre görevde kalmanın sonucu ortaya çıkabilecek güç zehirlenmesinin ve idari yozlaĢmanın önlenmesi ve nesillere bağlı zihniyet değiĢiminin yönetime yansıması gibi amaçları olduğu açıktır. Bu tür mülahazalarla, hukuk düzenimizde seçimle gelinen bazı görevlerde benzer süre sınırlamaları bulunmaktadır. Yakın zamana kadar CumhurbaĢkanlığına yedi yıllığına ve bir kez, 2007 yılında yapılan değiĢiklikle de beĢ yıllığına ve en fazla iki dönem seçilinebilmesi bunun tipik örneğidir. Demokratik ülkelerin tamamına yakınında benzer süre sınırlamaları bulunmaktadır. Bu sınırlamaların temel amacı, devlet baĢkanlığı görevine gelen kiĢilerin bulundukları görevde çok uzun süre kalmaları sonucu, iktidarın sağladığı imkanlardan yararlanmak suretiyle konumlarını pekiĢtirmelerini ve muhtemel yozlaĢmaları önlemektir. BaĢka bir ifadeyle, bu tür sınırlamalar demokratik rejimlerde ―seçilmiĢ krallar‖ın ortaya çıkmasını engellemeye dönük tedbirlerdir. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢlarına benzer Ģekilde, kamu tüzel kiĢiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip olan ve organları belli ölçüde kendi mensupları tarafından belirlenen üniversitelerde de rektörlük için sınırlı bir süre öngörülmüĢtür. Anayasa‘da sınırlayıcı bir hüküm olmadığı halde, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu‘nun 13. maddesi üniversite öğretim üyelerinin oylarıyla baĢlayan süreçte CumhurbaĢkanı tarafından seçilen rektörlerin görev süresini dört yıl ve en fazla iki dönem olarak sınırlandırmıĢtır. Esasen Mahkememiz de bir süre öncesine kadar, meslek kuruluĢlarının seçimlerini düzenleme ve sınırlamalar getirme konusunda kanun koyucunun takdir yetkisine sahip olduğu görüĢündeydi. Mahkemenin 18/5/2011 günlü, 2008/80 esas ve 2011/81 karar sayılı kararında Ģu sonuca ulaĢılmıĢtır: ―Anayasa’nın 135. maddesinde, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşlarının maddede belirtilen amaçlar doğrultusunda kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunla gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında gizli oyla seçilen kamu tüzel kişileri olduğu belirtilmiştir. Bu düzenleme uyarınca, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları ile Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği’nin yönetim organlarının seçim usullerinin kanunla belirleneceği açıktır. Demokratik ilkeler çerçevesinde seçimlerde uyulacak kuralların belirlenmesi kanun koyucunun takdir yetkisi içindedir. Üst üste iki dönem başkanlık yapanların iki dönem yönetim kurulu üyesi seçilmesinin yasaklanmasında Anayasa’ya aykırı bir yön bulunmamaktadır.‖ Bu görüĢün somut dava bakımından da geçerli olduğunu, değiĢtirilmesini gerektiren kabul edilebilir bir gerekçenin bulunmadığını düĢünüyoruz. 3. Ġtiraz konusu kurallarda altı ya da sekiz yıl gibi belirli bir sürenin değil, görev döneminin esas alınması ve görevde kalınan süre kadar yeniden seçilememe esasının getirilmesi de sınırlamanın kendi içinde tutarlı ve ölçülü olduğunu göstermektedir. Kaldı ki, kanuni sınırlama olmadığı halde, bazı kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢlarının statülerinde yeniden seçilmeyi sınırlandıran çok daha katı kurallara yer verilmektedir. Sözgelimi, Türkiye Sermaye Piyasası Aracı KuruluĢları Birliği Statüsü‘nün 16. maddesine göre, ―Yönetim kurulu üyelerinin görev süresi 2 yıldır. Süresi dolan üyeler tekrar seçilebilirler, ancak her üye üst üste en fazla iki dönem görev yapabilir.‖ Bu süre sınırlaması, yönetim kurulu üyeleri arasından yönetim kurulunca seçilen ve aynı zamanda Birliğin baĢkanı olan yönetim kurulu baĢkanı için de geçerlidir. Aynı düzenleme Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Statüsü‘nün 16. maddesinin dördüncü fıkrasında da bulunmaktadır. Burada esas olan, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢlarının meclis baĢkanlığı ve yönetim kurulu baĢkanlığı gibi görevler için önceden belli bir görev süresinin öngörülmesidir. Bu süre kısıtlaması baĢkanlığa seçilecek ve onları seçecek olanlar tarafından önceden bilinmektedir. Ayrıca, itiraz konusu kurallar aynı göreve yeniden seçilmeyi sınırlandırmaktadır. Oda ve borsalarda üst üste iki dönem meclis baĢkanlığı veya yönetim kurulu baĢkanlığı yapanların, meclis üyeliği, yönetim kurulu üyeliği, komite baĢkanlığı gibi baĢka görevlere seçilmelerine bir engel bulunmamaktadır. Dahası, üst üste iki dönem yönetim kurulu baĢkanı seçilenlerin meclis baĢkanlığına, üst üste iki dönem meclis baĢkanı seçilenlerin de yönetim kurulu baĢkanlığına seçilebilmeleri de mümkündür. Bu nedenlerle, itiraz konusu kurallarla getirilen sınırlama ölçülülük ilkesine aykırı değildir. 4. Öte yandan, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 43. maddesi dördüncü fıkrası uygulanarak, 5174 sayılı Kanun‘un dava konusu yapılmayan 18. maddesinin üçüncü fıkrasının, 63. maddesinin altıncı fıkrasının ve 65. maddesinin yedinci fıkrasının da iptal edilmesinin isabetli olmadığını düĢünüyoruz. 6216 sayılı Kanunun 43. maddesinin dördüncü fıkrası Ģu Ģekildedir: ―Başvuru, kanunun, kanun hükmünde kararnamenin veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün sadece belirli madde veya hükümleri aleyhine yapılmış olup da, bu madde veya hükümlerin iptali kanunun, kanun hükmünde kararnamenin veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün diğer bazı hükümlerinin veya tamamının uygulanamaması sonucunu doğuruyorsa, keyfiyeti gerekçesinde belirtmek şartıyla Mahkeme, uygulama kabiliyeti kalmayan kanunun, kanun hükmünde kararnamenin veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün bahis konusu öteki hükümlerinin veya tümünün iptaline karar verebilir.‖ Buna göre, Mahkemenin bir kanunun dava konusu yapılmayan hükmünü ya da tamamını iptal edebilmesi için gerekli Ģart, dava konusu kuralın iptal sonucunda kanunun diğer bazı hükümlerinin veya tamamının uygulanamaz hale gelmesi, baĢka bir ifadeyle ―uygulama kabiliyetinin kalmaması‖dır. Somut olayda, itiraz konusu kurallar iptal edildiğinde, Kanunun 18., 63. ve 65. maddelerindeki hükümleri uygulama kabiliyetini kaybetmemektedir. Mahkeme‘nin taleple bağlı kalma zorunluluğu, uygulanamaz hale gelmeyen kuralların resen iptalini mümkün kılmamaktadır. Mahkememiz çoğunluğu, iptal sonucu bazı organlarda kısıtlama olmaksızın seçimler yapılabilecekken, aynı Kanun‘un itiraz konusu yapılmayan kurallarında yer alan organların seçiminde kısıtlamanın devam edeceği, böyle bir durumun da hukuk devleti ilkesiyle bağdaĢmayacağı gerekçesiyle bu sonuca ulaĢmıĢtır. Ancak, uygulama kabiliyeti bulunan hükümlerin iptal edilmediğinde aynı durumda bulunan kiĢiler arasında farklı uygulamalara ve haksızlıklara yol açacağı düĢüncesi de 43. maddenin bu kadar geniĢ yorumlanmasını haklı kılmaya yetmez. ġayet, iptal kararı sonucunda bir haksızlık söz konusu olacaksa, bu durum dava konusu yapılmayan kanunlarda bulunan hükümler gereğince aynı durumdaki meslek kuruluĢlarının yöneticileri için de geçerlidir. 6216 sayılı Kanun‘un 43. maddesinin dördüncü fıkrası, iptal sonucu uygulandığında hukuk devleti ilkesiyle çeliĢecek kuralların hukuk düzeninden tasfiyesini amaçlayan bir düzenleme değildir. Bu kural iptal sonucu tek baĢına anlam ifade etmeyen ve uygulama kabiliyeti kalmayan kuralların hukuk düzeninden ayıklanması amacına matuftur. Bu nedenle, iptal kararı sonucunda ortaya çıkabilecek muhtemel haksızlıkları giderme görevi, 43. maddeyi maksadını aĢacak Ģekilde yorumlayarak uygulama kabiliyeti bulunan kuralları da iptal eden Anayasa Mahkemesine değil, yasama organına aittir. Açıklanan gerekçelerle, çoğunluğun iptal yönündeki görüĢlerine katılmıyoruz. Üye Üye Nuri NECĠPOĞLU Zühtü ARSLAN [R.G. 23 Mart 2013 – 28596] —— • —— Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği Resmi Gazetenin 24 Mart 2013 Tarihli ve 28597 Sayısında YayınlanmıĢtır. [R.G. 24 Mart 2013 – 28597] —— • —— YER ADININ DEĞĠġTĠRĠLMESĠNE DAĠR KARAR ĠçiĢleri Bakanlığından: Siirt Ġli Baykan Ġlçesi Ziyaret Beldesinin isminin ―Veyselkarani‖ olarak değiĢtirilmesi, 5393 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi uyarınca uygun görülmüĢtür. [R.G. 26 Mart 2013 – 28599] —— • —— HÂKĠMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU KARARI Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu BaĢkanlığından: Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca Nisan, Ağustos, Aralık 2010; Nisan, Ağustos, Aralık 2011; Nisan, Ağustos 2012 dönemleri sonuna kadar sürelerini bitirerek esas ve ek defterlerinde terfi incelemesine tâbi olan ve defterdeki yükselme çeĢidi ile sırasına iliĢkin kararlara karĢı yeniden inceleme ve itiraz üzerine 31/12/2012 tarihine kadar defterlerinde değiĢiklik yapılmasına karar verilen adlî yargı hâkimleri, Cumhuriyet baĢsavcıları ve savcıları ile idarî yargı hâkimlerine ait sıra defterleri 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununun 29 uncu maddesi gereğince aĢağıda gösterilmiĢtir. Listeyi görmek için tıklayınız. [R.G. 26 Mart 2013 – 28599] —— • —— TEBLĠĞ Gümrük ve Ticaret Bakanlığından: GÜMRÜK GENEL TEBLĠĞĠ (FĠKRĠ VE SINAĠ HAKLAR) (SERĠ NO: 1) Amaç ve kapsam MADDE 1 – (1) Fikri ve sınai hakların ihlali ile ilgili olarak gümrük idaresinin harekete geçmesine iliĢkin yapılacak baĢvuru iĢlemlerinin esaslarının tespit edilmesidir. Dayanak MADDE 2 – (1) 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun 57 nci maddesi ile 7/10/2009 tarihli ve 27369 sayılı mükerrer Resmî Gazete‘de yayımlanan Gümrük Yönetmeliğinin 100 ila 111 inci maddelerine istinaden hazırlanmıĢtır. Tanımlar MADDE 3 – (1) Bu Tebliğde geçen; a) Bakanlık: Gümrük ve Ticaret Bakanlığını, b) BaĢvuru formu: Gümrük Yönetmeliğinin 13 nolu ekinde yer alan Fikri ve Sınai Hakların Ġhlali ile Ġlgili Olarak Gümrük Ġdaresinin Harekete Geçmesine ĠliĢkin BaĢvuru Formunu, ifade eder. Fikri ve sınai hakların ihlali ile ilgili olarak gümrük idaresinin harekete geçmesine iliĢkin yapılacak baĢvuru MADDE 4 – (1) Fikri ve sınai hakların korunmasına iliĢkin baĢvuru, Gümrük Yönetmeliğinin 103 üncü maddesinde belirtilen hükümlere uygun Ģekilde ve Yönetmeliğin 13 nolu ekinde yer alan baĢvuru formundaki bilgiler çerçevesinde elektronik olarak Bakanlığın kurumsal internet sayfasında yer alan Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları Programı kullanılarak yapılır. (2) Söz konusu baĢvurunun yapılmasına iliĢkin rehber Bakanlığın kurumsal internet sayfasında ilan edilir. (3) BaĢvuru formunun 4 nolu bölümünde yapılan beyana uygun olarak baĢvuru sahibinin durumunu kanıtlayan bir belge ile 10 nolu bölümünde yer alan bilgilere uygun olarak hakkın Türkiye‘de tescil edildiğini gösteren belge baĢvuruya eklenir. Yürürlükten kaldırılan hükümler MADDE 5 – (1) 3/5/2009 tarihli ve 27217 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 70 seri nolu Gümrük Genel Tebliğinin (Gümrük ĠĢlemleri) 9/A maddesi yürürlükten kaldırılmıĢtır. Tebliğin yürürlüğe girmesinden önce Bakanlık tarafından kabul edilmiĢ olan baĢvurular GEÇĠCĠ MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin yürürlüğe girmesinden önce Bakanlık (Gümrükler Genel Müdürlüğü) tarafından kabul edilmiĢ olan baĢvurular verilen süre sonuna kadar geçerlidir. Yürürlük MADDE 6 – (1) Bu Tebliğ 1/4/2013 tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 7 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Gümrük ve Ticaret Bakanı yürütür. [R.G. 26 Mart 2013 – 28599] —— • —— Adalet Bakanlığından : [R.G. 26 Mart 2013 – 28599] —— • —— YÖNETMELĠK Millî Savunma Bakanlığından: MĠLLÎ SAVUNMA BAKANLIĞI, GENELKURMAY BAġKANLIĞI VE KUVVET KOMUTANLIKLARINDA GÖREVLĠ DEVLET MEMURLARININ YER DEĞĠġTĠRME SURETĠYLE ATANMALARINA ĠLĠġKĠN YÖNETMELĠKTE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR YÖNETMELĠK MADDE 1 – 26/2/2010 tarihli ve 27505 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Millî Savunma Bakanlığı, Genelkurmay BaĢkanlığı ve Kuvvet Komutanlıklarında Görevli Devlet Memurlarının Yer DeğiĢtirme Suretiyle Atanmalarına ĠliĢkin Yönetmeliğin 10 uncu maddesine aĢağıdaki fıkra eklenmiĢtir. ―(3) Ġlgili mevzuatı uyarınca zorunlu yer değiĢtirmeye tabi tutulan eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfı, mülki idare amirliği hizmetleri sınıfı ve emniyet hizmetleri sınıfına giren memurlar, Türk Silahlı Kuvvetlerine mensup subay ve astsubaylar ile hâkim ve savcıların görev süresiyle sınırlı olmak üzere, atandıkları yere bu Yönetmelik kapsamında memur olan eĢinin atanmasında mevzuatı uyarınca yürürlüğe konulan norm kadro sayılarına iliĢkin hükümler uygulanmaz.‖ MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 11 inci maddesine aĢağıdaki fıkralar eklenmiĢtir. ―(6) Asaleti onaylanmıĢ olmak kaydıyla, görev yaptığı hizmet bölgesinde herhangi bir nedenle kendisinin, eĢinin veya bakmakla yükümlü olduğu çocuklarının can güvenliğinin tehlikeye düĢtüğüne dair 8/3/2012 tarihli ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına KarĢı ġiddetin Önlenmesine Dair Kanun uyarınca koruyucu ve önleyici tedbir kararı verilenlerden atanma talebinde bulunanların, öncelikli olarak bağlı bulunduğu birlik veya kuruma, durumuna uygun kadro bulunmaması halinde ise 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 74 üncü maddesi uyarınca Millî Savunma Bakanlığı, Genelkurmay BaĢkanlığı ve kuvvet komutanlıklarına bağlı birlik, kurum ve kuruluĢlarına 8 inci maddede belirtilen atama dönemlerine tabi tutulmaksızın ataması yapılabilir. (7) Asaleti onaylanmıĢ olmak kaydıyla, görev yaptığı hizmet bölgesinde eĢi ile birlikte ikamet edenlerden, boĢanma davası açan veya haklarında boĢanma davası açılmıĢ bulunanlardan, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına KarĢı ġiddetin Önlenmesine Dair Kanun uyarınca koruyucu ve önleyici tedbir kararı verilenlerden atanma talebinde bulunanların, bu durumlarını belgelendirenler ile boĢanma iĢleminin neticelendiğini belgelendirenlerden atanma talebinde bulunanların öncelikli olarak bağlı bulunduğu birlik veya kuruma, durumuna uygun kadro bulunmaması halinde ise 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 74 üncü maddesi uyarınca Millî Savunma Bakanlığı, Genelkurmay BaĢkanlığı ve kuvvet komutanlıklarına bağlı birlik, kurum ve kuruluĢlarına 8 inci maddede belirtilen atama dönemlerine tabi tutulmaksızın ataması yapılabilir.‖ MADDE 3 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 4 – Bu Yönetmelik hükümlerini Millî Savunma Bakanı yürütür. Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin Tarihi Sayısı 26/2/2010 27505 Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapan Yönetmeliklerin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin Tarihi Sayısı 118/3/2011 27878 22/7/2011 27982 324/2/2012 28214 43/8/2012 28373 [R.G. 27 Mart 2013 – 28600] —— • —— TEBLĠĞ Maliye Bakanlığından: VERGĠ USUL KANUNU GENEL TEBLĠĞĠ (SIRA NO: 425) 1. GiriĢ 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 140 ıncı maddesi ile ilgili açıklamalar iĢbu Tebliğin konusunu teĢkil etmektedir. 2. Kanuni Dayanak Vergi Usul Kanununun 134 üncü maddesinde vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araĢtırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu hüküm altına alınmıĢ ve mezkûr Kanunun müteakip maddelerinde vergi incelemesine müteallik hükümlere yer verilmiĢtir. Bunlardan ―incelemede uyulacak esaslar‖ baĢlıklı 140 ıncı maddenin 5 numaralı bendinde vergi incelemesi yapanların vergi kanunları ile ilgili kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ ve sirkülere aykırı vergi inceleme raporu düzenleyemeyecekleri, ancak, bu düzenlemelerin vergi kanunlarına aykırı olduğu kanaatine varırlarsa bu hususu bağlı oldukları birimler aracılığıyla Gelir Ġdaresi BaĢkanlığına düzenleyecekleri bir rapor ile bildirecekleri hüküm altına alınmıĢtır. Diğer taraftan, mezkûr maddenin ikinci fıkrasında ―Vergi MüfettiĢleri ile Vergi MüfettiĢ Yardımcıları tarafından düzenlenen vergi inceleme raporları, iĢleme konulmak üzere ilgili vergi dairesine tevdi edilmeden önce, meslekte on yılını tamamlamıĢ en az üç Vergi MüfettiĢinden oluĢturulacak rapor değerlendirme komisyonları tarafından vergi kanunları ile bunlara iliĢkin kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ, sirküler ve özelgelere uygunluğu yönünden değerlendirilir. Ġncelemeyi yapanla komisyon arasında uyuĢmazlık oluĢması halinde uyuĢmazlığa konu vergi inceleme raporları üst değerlendirme mercii olarak, Maliye Bakanlığınca belirlenen tutarları aĢan tarhiyat önerisi içeren vergi inceleme raporları ise doğrudan, Vergi Denetim Kurulu BaĢkanlığı bünyesinde bir BaĢkan Yardımcısının baĢkanlığında dört grup baĢkanından oluĢan beĢ kiĢilik merkezi rapor değerlendirme komisyonu tarafından vergi kanunları ile bunlara iliĢkin kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ, sirküler ve özelgelere uygunluğu yönünden değerlendirilir. Ġncelemeyi yapanlar, bu komisyon tarafından yapılacak değerlendirmeye uygun olarak düzenleyecekleri vergi inceleme raporlarını iĢleme konulmak üzere bağlı oldukları birime tevdi ederler.‖ hükmü, dördüncü fıkrasında ise ―Merkezi Rapor Değerlendirme Komisyonu ile diğer rapor değerlendirme komisyonları yaptıkları değerlendirme sırasında, verilmiĢ bir özelgenin 369 uncu maddenin birinci fıkrası kapsamında olduğu kanaatine varmaları halinde, söz konusu özelge, Merkezi Rapor Değerlendirme Komisyonundan üç üye ile 413 üncü maddeye göre oluĢturulan komisyondan iki üyenin katılımıyla oluĢturulacak beĢ kiĢilik bir komisyon tarafından değerlendirilir. Bu komisyonca verilen kararlar, ilgili rapor değerlendirme komisyonu ile incelemeye yetkili olanı bağlar.‖ hükmü yer almaktadır. 3. Değerlendirme ve Sonuç Yukarıda yer verilen hükümlerden de anlaĢılacağı üzere, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar inceleme neticesinde tanzim edecekleri raporlarda vergi kanunlarıyla ilgili kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ ve sirkülere aykırı hususlara yer veremeyecekler, dolayısıyla da bu düzenlemelere aykırı olarak tarhiyat öneremeyeceklerdir. Ancak, bu raporların intikal ettirildiği Merkezi Rapor Değerlendirme Komisyonu ile diğer rapor değerlendirme komisyonları, raporları değerlendirirken yukarıda zikredilen mevzuata ilave olarak Gelir Ġdaresi BaĢkanlığınca verilmiĢ olan özelgelere uygunluk kıstasını da tatbik edeceklerdir. Rapor değerlendirme komisyonları raporları özelgelere uygunluk yönünden değerlendirirken eleĢtiri konusu yapılan hususla ilgili olan ve Gelir Ġdaresi BaĢkanlığınca verilmiĢ özelgeleri dikkate alacak ve varsa adına rapor düzenlenen mükellefe verilmiĢ özelge ile sınırlı kalmayacaktır. Raporda, özelgede yer alan görüĢ aksine bir tenkit varsa rapor olumsuz değerlendirmeye konu edilecek ve 31/10/2011 tarihli ve 28101 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Rapor Değerlendirme Komisyonlarının OluĢturulması ile ÇalıĢma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik‘in ilgili hükümlerine göre iĢlem yapılacaktır. Olumsuz değerlendirmenin yapılabilmesi için özelgede yer alan görüĢün tam olarak raporda tenkid edilen konuyla ilgili olması diğer bir ifadeyle verilen izahatın aynı durumda olan tüm mükellefler bakımından uygulanabilir olması gereklidir. Ayrıca, rapor değerlendirme komisyonunun dikkate alacağı özelgenin ilgili konuda Gelir Ġdaresi BaĢkanlığınca verilmiĢ en güncel özelge olması gerektiği tabiidir. Diğer taraftan rapor değerlendirme komisyonlarının bir özelgenin 369 uncu maddenin birinci fıkrası kapsamında olduğu kanaatine varmaları hâlinde özelgenin değerlendirilmesi amacıyla 140 ıncı maddenin dördüncü fıkrasında yer alan komisyon teĢkil edilecek ve değerlendirme neticesinde verilen karar ilgili rapor değerlendirme komisyonu ile incelemeye yetkili olanı bağlayacaktır. Tebliğ olunur. [R.G. 27 Mart 2013 – 28600] —— • —— ANAYASA MAHKEMESĠ KARARLARI Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından: ĠKĠNCĠ BÖLÜM KARAR BaĢvuru Numarası : 2012/30 Karar Tarihi : 5/3/2013 BaĢkan : Alparslan ALTAN Üyeler : Recep KÖMÜRCÜ Engin YILDIRIM Celal Mümtaz AKINCI Muammer TOPAL Raportör : Bahadır YALÇINÖZ BaĢvurucu : Gökhan ÜNAL I. BAġVURUNUN KONUSU 1. BaĢvurucu, 26/4/1961 tarih ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun‘un 3. maddesi ile 10/6/1983 tarih ve 2839 sayılı Milletvekili Seçim Kanunu‘nun 4. maddesinde yer alan kuralların Anayasa‘ya aykırı olduğunu ve iptal edilmesi gerektiğini ileri sürmüĢtür. II. BAġVURU SÜRECĠ 2. BaĢvuru, 27/9/2012 tarihinde Anayasa Mahkemesine Ģahsen yapılmıĢtır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiĢtir. 3. Ġkinci Bölüm Ġkinci Komisyonunca, baĢvurunun karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiĢtir. III.OLAY VE OLGULAR A. Olaylar 4. BaĢvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle Ģöyledir: 5. BaĢvurucu, milletvekili genel seçimlerinden önce yapılan milletvekili dağılımı ve seçim çevresi belirleme iĢinin seçmen sayısı esas alınarak değil, idari bölüm olan illerin esas alınarak tespit edildiğini belirtmektedir. 6. 12/6/2011 tarihinde yapılan XXIV. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinde 298 sayılı Kanun‘un 3. maddesi ve 2839 sayılı Kanun‘un 4. maddesi uyarınca, her il bir seçim çevresi olarak belirlenmiĢ, her il için önce bir milletvekili çıkarma hakkı verilmiĢ ve geriye kalan milletvekili sayısı 2839 sayılı Kanun‘un 4. maddesinde belirtilen usule göre il bazında tespit edilmiĢtir. B. Ġlgili Hukuk 7. 298 sayılı Kanun‘un “Seçim çevresi” kenar baĢlıklı 3. maddesi Ģöyledir: “Özel kanunlarındaki çevre ayırmaları saklı kalmak şartiyle, seçimlerde her il bir seçim çevresidir.” 8. 2839 sayılı Kanun‘un “Seçim çevreleri ve çıkaracağı milletvekili sayısı” kenar baĢlıklı 4. maddesi Ģöyledir: “ İllerin çıkaracağı milletvekili sayısının tespitinde toplam milletvekili sayısından ... her il'e önce bir milletvekili verilir. Son genel nüfus sayımı ile belli olan Türkiye nüfusu, birinci fıkradaki illere verilen milletvekili sayısı çıkarıldıktan sonra kalan milletvekili sayısına bölünmek suretiyle bir sayı elde edilir. İl nüfusunun bu sayıya bölünmesi ile her ilin ayrıca çıkaracağı milletvekili sayısı tespit olunur. (...)nüfusu milletvekili çıkarmaya yetmeyen illerin nüfusları ile artık nüfus bırakan illerin artık nüfusları büyüklüklerine göre sıraya konulur ve ilk hesapta iller arasında bölüştürülmemiş bulunan milletvekillikleri bu sıraya göre dağıtılır. Son kalan milletvekilliğinin verilmesinde, iki veya daha fazla ilin eşit nüfus veya nüfus artığı göstermesi halinde, bunlar arasında ad çekilir. Yapılan tespit sonunda, çıkaracağı milletvekili sayısı 18'e kadar olan iller, bir seçim çevresi sayılır. Çıkaracağı milletvekili sayısı 19'dan 35'e kadar olan iller iki, 36 ve daha fazla olan iller üç seçim çevresine bölünür. Bu seçim çevreleri, numara sırasına göre adlandırılır. Bu illerin seçim çevreleri belirlenirken: a) Seçim çevreleri, mümkün olduğu ölçüde eşit veya birbirine yakın sayıda milletvekili çıkaracak şekilde oluşturulur. b) Mümkün olduğu ölçüde ilçelerin mülki bütünlüğü dikkate alınır. c) Aynı seçim çevresinde yer alacak ilçelerin nüfus ve coğrafi yakınlıkları ile ulaşım imkanları gözönünde bulundurulur. Bu illerin milletvekili sayısının seçim çevrelerine dağıtımında; seçim çevrelerinin çıkaracakları milletvekili sayısı, nüfusları bakımından illerin milletvekili sayısını tespit etmeye ilişkin esaslara göre belirlenir.” IV. ĠNCELEME VE GEREKÇE 9. Mahkemenin 5/3/2013 tarihinde yapmıĢ olduğu toplantıda, baĢvurucunun 27/9/2012 tarih ve 2012/30 numaralı bireysel baĢvurusu incelenip gereği düĢünüldü: A. BaĢvurucunun Ġddiaları 10. BaĢvurucu, 298 sayılı Kanun‘un 3. maddesi ile 2839 sayılı Kanun‘un 4. maddelerinde, her ilin seçmen sayısına bakılmaksızın bir seçim çevresi kabul edildiğini ve her il için önce bir milletvekili çıkarma hakkının verildiğini, bu durum nedeniyle bazı illerde bir milletvekiline düĢen seçmen sayısının diğer bazı illerin yaklaĢık dört katı oranında olduğunu, kendisinin büyükĢehirde yaĢadığı için oyunun ağırlığının en az dörtte bir oranında zayıfladığını, bu yolla seçme hakkına seçim öncesinde müdahale edildiğini, nitekim 11/6/2011 tarihinde yapılan milletvekili genel seçiminde her il için önce bir milletvekili verildikten sonra dağılımın yapıldığını belirterek 298 sayılı Kanun‘un 3. maddesi ile 2839 sayılı Kanun‘un 4. maddesinin Anayasa‘nın BaĢlangıç bölümüne, 2, 5, 10, 12, 14 ve 67. maddelerine aykırı olduğunu ve iptali gerektiğini ileri sürmüĢtür. B. Değerlendirme 11. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un, ―Bireysel başvuru hakkı‖ kenar baĢlıklı 45. maddesinin (3) numaralı fıkrası Ģöyledir: “Yasama işlemleri ile düzenleyici idari işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuru yapılamayacağı gibi Anayasa Mahkemesi kararları ile Anayasanın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemler de bireysel başvurunun konusu olamaz.” 12. 6216 sayılı Kanun‘un, ―Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar‖ kenar baĢlıklı 46. maddesinin (1) numaralı fıkrası Ģöyledir: “Bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir.” 13. Anayasa‘nın 148. maddesinin üçüncü ve 6216 sayılı Kanun‘un 45. maddesinin (1) numaralı fıkraları uyarınca, Anayasa‘da güvence altına alınmıĢ temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi ve buna ek Türkiye‘nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiğini iddia eden medeni haklara sahip bütün gerçek ve tüzel kiĢilere Anayasa Mahkemesine bireysel baĢvuru ehliyeti tanınmıĢtır. 14. 6216 sayılı Kanun‘un 45. maddesinin (3) numaralı fıkrasında ise yasama iĢlemleri ile düzenleyici idari iĢlemlerin doğrudan bireysel baĢvuru konusu yapılamayacağı açıkça düzenlenmektedir. 15. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca çıkarılan kanunlar ve alınan meclis kararları yasama iĢlemlerini oluĢturmaktadır. Kanun, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından Anayasa‘da belirlenen usullere uyulmak suretiyle yapılan, CumhurbaĢkanınca Resmî Gazete‘de yayımlanan ve meclis kararları dıĢında kalan iĢlemlerdir. Meclis kararı ise Türkiye Büyük Millet Meclisinin, yapısına ve iç iĢleyiĢine yönelik veya yürütme ve yargı organlarıyla olan iliĢkilerine dair kanun dıĢında yaptığı iĢlemlerdir. 16. Bireysel baĢvuru yolu, bireylerin maruz kaldığı temel hak ihlallerinin tespitini yapan ve tespit edilen ihlalin ortadan kaldırılması için etkin araçları içeren anayasal bir güvencedir. Bu güvence kapsamında, bireylere doğrudan yasama iĢleminin iptalini isteme yetkisi tanınmamıĢtır. 17. Bu nedenle Anayasa Mahkemesine bireysel baĢvuru yolu, kamusal bir düzenlemenin soyut biçimde Anayasa‘ya aykırılığının ileri sürülmesini sağlayan bir yol olarak kabul edilemez. 18. Bir yasama iĢleminin, temel hak ve özgürlüğün ihlaline neden olması durumunda, bireysel baĢvuru yoluyla doğrudan yasama iĢlemine değil ancak yasama iĢleminin uygulanması mahiyetindeki iĢlem, eylem ve ihmallere karĢı baĢvuru yapılabilecektir. Bu Ģekilde bireysel baĢvuru yolunun kullanılabilmesi için söz konusu iĢlem, eylem ve ihmallere karĢı varsa baĢvurulabilecek kanun yollarının da daha öncesinde tüketilmiĢ olması gerekmektedir. 19. BaĢvuru dilekçesinde, 298 sayılı Kanun‘un 3. maddesi ile 2839 sayılı Kanun‘un 4. maddesinin Anayasa‘ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali gerektiği iddia edilmiĢtir. Bireysel baĢvuru kapsamında, bir yasama iĢleminin doğrudan ve soyut olarak Anayasa‘ya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesine baĢvuru yapılamaz. 20. Açıklanan nedenlerle, doğrudan ve soyut olarak yasama iĢlemlerinin iptali talebini içerdiği anlaĢılan baĢvurunun ―konu bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir. V. HÜKÜM BaĢvurunun, “konu bakımından yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDĠLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin baĢvurucu üzerinde bırakılmasına, 5/3/2013 tarihinde OY BĠRLĠĞĠYLE karar verildi. BaĢkan Alparslan ALTAN Üye Recep KÖMÜRCÜ Üye Celal Mümtaz AKINCI Üye Engin YILDIRIM Üye Muammer TOPAL [R.G. 27 Mart 2013 – 28600] —— • —— Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından: ĠKĠNCĠ BÖLÜM KARAR BaĢvuru Numarası : 2012/73 Karar Tarihi : 5/3/2013 BaĢkan : Alparslan ALTAN Üyeler : Recep KÖMÜRCÜ Engin YILDIRIM Celal Mümtaz AKINCI Muammer TOPAL Raportör : Canbulut ġAġMAZ BaĢvurucu : Hasan ÇELEN I. BAġVURUNUN KONUSU 1. BaĢvurucu, engelli çocuğunun kullanması amacıyla satın aldığı motorlu araç için ödediği katma değer vergisinin tarafına iade edilmesi istemiyle yaptığı idari baĢvurunun reddedildiğini, idarenin bu iĢlemine karĢı baĢvurduğu yargısal yollardan sonuç alamadığını belirterek, anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüĢtür. II. BAġVURU SÜRECĠ 2. BaĢvuru, 26/9/2012 tarihinde Manisa Vergi Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıĢ; belirlenen eksikliklerin tamamlanmasının ardından baĢvuru dilekçesi ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı belirlenmiĢtir. 3. Ġkinci Bölüm Ġkinci Komisyonunca, 25/12/2012 tarihinde baĢvurunun karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiĢtir. III. OLAY VE OLGULAR A. Olaylar 4. BaĢvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle Ģöyledir: 5. BaĢvurucu, vasisi olduğu özürlü oğlu adına 27/1/2012 tarihinde 22.327,15 TL bedelle binek otomobil satın almıĢtır. Alınan aracın katma değer vergisi 3.405,84 TL‘dir. 6. 25/10/1984 tarih ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu‘nun 17. maddesinin (4) numaralı fıkrasına 1/7/2005 tarih ve 5378 sayılı Kanun‘un 32. maddesiyle eklenen (s) bendi ile özürlülerin eğitimleri, meslekleri, günlük yaĢamları için özel olarak üretilmiĢ her türlü araç-gereç ve özel bilgisayar programları katma değer vergisinden istisna tutulmuĢtur. 7. Özürlü oğlu için satın aldığı otomobilin 3065 sayılı Kanun‘un 17. maddesinin (4) numaralı fıkrasının (s) bendinde belirtilen, özürlüler için üretilmiĢ her türlü araç-gereç kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini iddia eden baĢvurucu, ödediği katma değer vergisinin tarafına iade edilmesi istemiyle 2/2/2012 tarihinde idareye yazılı baĢvuruda bulunmuĢtur. Ġdarece, teslime konu otomobilin üretim özellikleri itibariyle toplumdaki tüm bireylerin kullanımına sunulan binek otomobil olduğu, dolayısıyla özürlülerin eğitimleri, meslekleri, günlük yaĢamları için özel olarak üretilmiĢ her türlü araç-gereç kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı belirtilerek baĢvurunun reddine karar verilmiĢtir. 8. BaĢvurucu, idarenin ret iĢleminin iptali ve ödediği katma değer vergisinin iadesine karar verilmesi istemiyle Manisa Vergi Mahkemesinde dava açmıĢtır. Yapılan yargılama sonucunda anılan Mahkemenin 5/6/2012 tarih ve E.2012/131, K.2012/472 sayılı kararı ile iĢlem hukuka uygun bulunarak dava reddedilmiĢtir. 9. Bu karara karĢı Manisa Bölge Ġdare Mahkemesi nezdinde itirazda bulunulmuĢ, anılan Mahkemenin 7/9/2012 tarih ve E.2012/361, K.2012/253 sayılı kararıyla itirazın reddine ve kararın onanmasına karar verilmiĢtir. 10. Manisa Bölge Ġdare Mahkemesince verilen onama kararı, 24/9/2012 tarihinde baĢvurucuya tebliğ edilmiĢ ve bu karara karĢı karar düzeltme isteminde bulunulmamıĢtır. B. Ġlgili Hukuk 11. Anayasa‘nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası, geçici 18. maddesinin yedinci fıkrası, 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrası, geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası, 3065 sayılı Kanun‘un 17. maddesinin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi. IV. ĠNCELEME VE GEREKÇE 12. Mahkemenin 5/3/2013 tarihinde yapmıĢ olduğu toplantıda, baĢvurucunun 26/9/2012 tarihli ve 2012/73 numaralı bireysel baĢvurusu incelenip gereği düĢünüldü: A. BaĢvurucunun Ġddiaları 13. BaĢvurucu, hakkında tesis edilen idari iĢlem ile bu iĢleme karĢı açılan dava sonucu verilen mahkeme kararlarının, Türkiye tarafından imzalanan ve taraf olan devletlere, engellilere karĢı ayrımcılığı ortadan kaldırma ve onların yaĢam standartlarını yükseltme yükümlülüğü getiren BirleĢmiĢ Milletler Engellilerin Haklarına ĠliĢkin SözleĢme ile yine BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulunca kabul edilen Sakat KiĢilerin Hakları Beyannamesine aykırı olduğunu, özürlü oğlu için satın aldığı otomobilin 3065 sayılı Kanun‘un 17. maddesinin (4) numaralı fıkrasının (s) bendinde belirtilen, özürlüler için üretilmiĢ her türlü araç-gereç kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüĢ ve satın aldığı otomobil için ödediği 3.405,84 TL katma değer vergisinin yasal faiziyle tazminini talep etmiĢtir. B. Değerlendirme 14. Anayasa‘nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun‘un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasında herkesin, Anayasada güvence altına alınmıĢ temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine baĢvurabileceği hükmüne yer verilmiĢtir. Anayasa‘nın geçici 18. maddesinin yedinci fıkrasında bireysel baĢvuruya iliĢkin düzenlemelerin iki yıl içinde tamamlanacağı ve uygulama kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bireysel baĢvuruların kabul edileceği, 6216 sayılı Kanun‘un 76. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise Kanunun 45 ilâ 51 inci maddelerinin 23/9/2012 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiĢtir. 15. 6216 sayılı Kanun‘un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası Ģöyledir: “Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler.” 16. Anılan Anayasa ve Kanun hükümleri uyarınca Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin baĢlangıcı 23/9/2012 tarihi olup, Mahkeme, ancak bu tarihten sonra kesinleĢen nihai iĢlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel baĢvuruları inceleyebilecektir. Bu açık düzenlemeler karĢısında, anılan tarihten önce kesinleĢmiĢ nihai iĢlem ve kararları da içerecek Ģekilde yetki kapsamının geniĢletilmesi mümkün değildir. 17. Öte yandan, Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi için kesin bir tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin geriye yürür Ģekilde uygulanmaması hukuk güvenliği ilkesinin bir gereğidir. (B. No: 2012/51, § 18, 25/12/2012) 18. BaĢvuru konusu olayda baĢvurucu, baĢvurusunun idarece reddedilmesi iĢleminin iptali ile ödediği katma değer vergisinin iadesine karar verilmesi istemiyle Manisa Vergi Mahkemesinde dava açmıĢ ve dava anılan Mahkemenin 5/6/2012 tarih ve E.2012/131, K.2012/472 sayılı kararı ile reddedilmiĢ, bu karara karĢı Manisa Bölge Ġdare Mahkemesi nezdinde itirazda bulunmuĢ, anılan Mahkemenin 7/9/2012 tarih ve E.2012/361, K.2012/253 sayılı kararıyla itiraz isteminin reddine ve Manisa Vergi Mahkemesinin kararının onanmasına karar verilmiĢtir. Karar, 24/9/2012 tarihinde baĢvurucuya tebliğ edilmiĢtir. BaĢvurucu bu karara karĢı karar düzeltme yoluna baĢvurmamıĢtır. Böylece hukuk yolları bireysel baĢvuru yönünden Manisa Bölge Ġdare Mahkemesinin 7/9/2012 tarihli kararıyla tüketilmiĢtir. 19. Açıklanan nedenlerle, olayda iç hukuk yolunu tüketen nihai kararın, Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin baĢladığı 23/9/2012 tarihinden önce verildiği anlaĢıldığından baĢvurunun, diğer kabul edilebilirlik Ģartları yönünden incelenmeksizin ―zaman bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir. V. HÜKÜM BaĢvurunun, “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDĠLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin baĢvurucu üzerinde bırakılmasına, 5/3/2013 tarihinde OY BĠRLĠĞĠYLE karar verildi. BaĢkan Alparslan ALTAN Üye Recep KÖMÜRCÜ Üye Celal Mümtaz AKINCI Üye Engin YILDIRIM Üye Muammer TOPAL [R.G. 27 Mart 2013 – 28600] —— • —— Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından: BĠRĠNCĠ BÖLÜM KARAR BaĢvuru Numarası : 2012/74 Karar Tarihi : 5/3/2013 BaĢkan : Serruh KALELĠ Üyeler : Mehmet ERTEN Zehra Ayla PERKTAġ Erdal TERCAN Zühtü ARSLAN Raportör : ġermin BĠRTANE BaĢvurucu : M. E. I. BAġVURUNUN KONUSU 1. BaĢvurucu, Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi ĠnĢaat Mühendisliği Bölümü Ġkinci Öğretim Programına kayıt hakkı kazandığı hâlde yaptığı müracaatın kabul edilmediğini belirterek eğitim ve öğrenim hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüĢtür. II. BAġVURU SÜRECĠ 2. BaĢvuru, 26/9/2012 tarihinde Bingöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıĢtır. Belirlenen eksikliklerin tamamlanmasının ardından, dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiĢtir. 3. Birinci Bölüm Ġkinci Komisyonunca, 4/3/2013 tarihinde baĢvurunun karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiĢtir. III. OLAYLAR VE OLGULAR A. Olaylar 4. BaĢvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle Ģöyledir: 5. BaĢvurucu, Fırat Üniversitesi Bingöl Meslek Yüksekokulu ĠnĢaat Bölümü mezunudur. Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanlığının 22/12/1997 tarihli yazısıyla baĢvurucuya anılan Üniversitenin ĠnĢaat Mühendisliği Bölümü Ġkinci Öğretim Programına dikey geçiĢ kapsamında kayıt yaptırmaya hak kazandığı bildirilmiĢtir. 6. BaĢvurucu, 16/1/1998 tarihinde anılan programa kayıt yaptırmak için müracaat etmiĢ, ancak kaydı yapılmamıĢtır. 7. BaĢvurucu, adı geçen öğretim programına kayıt için yaptığı baĢvurunun kabul edilmemesine iliĢkin iĢleme karĢı idari makamlara baĢvurmadığı gibi mahkemelerde dava da açmamıĢtır. B. Ġlgili Hukuk 8. 6/1/1982 tarih ve 2577 sayılı Ġdari Yargılama Usulü Kanunu‘nun 2. maddesinin (1) numaralı fıkrasında idari iĢlemlere karĢı açılacak dava türleri belirtilmiĢ, 7. maddesinde ise idari yargı mercilerinde dava açma süreleri gösterilmiĢtir. 9. 2577 sayılı Kanun‘un 10. maddesi Ģöyledir: “1. İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler. 2. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştay’a, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler.‖ 10. 2577 sayılı Kanun‘un 11. maddesi Ģöyledir: ―1. İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. 2. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. 3. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.‖ IV. ĠNCELEME VE GEREKÇE 11. Mahkemenin 5/3/2013 tarihinde yapmıĢ olduğu toplantıda, baĢvurucunun 26/9/2012 tarih ve 2012/74 numaralı bireysel baĢvurusu incelenip gereği düĢünüldü: A. BaĢvurucunun Ġddiaları 12. BaĢvurucu, 16/1/1998 tarihinde dikey geçiĢ yoluyla kayıt hakkı kazandığı Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi ĠnĢaat Mühendisliği Bölümü Ġkinci Öğretim Programına kayıt için müracaat ettiğini, ancak görevli memurun belgelerini almayarak kayıt iĢlemini yapmadığını, söz konusu tarihin kayıt için son gün olması nedeniyle bu iĢleme karĢı idari makamlara veya mahkemeye baĢvurmadığını belirterek, Anayasa‘nın 42. maddesinde tanımlanan eğitim ve öğrenim hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüĢtür. B. Değerlendirme 13. Anayasa‘nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası Ģöyledir: “Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.” 14. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un ―Bireysel başvuru hakkı‖ kenar baĢlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası Ģöyledir: “İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir.” 15. Bu düzenlemeler uyarınca, baĢvurucunun Anayasa Mahkemesi önüne getirdiği Ģikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve kanıtlarını zamanında bu makamlara sunması ve aynı zamanda bu süreçte dava ve baĢvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiĢ olması gerekir. 16. Ġdari iĢlemler, idarenin kamu kudretini kullanarak tesis ettiği, tek yanlı irade açıklaması ile hukuksal sonuç doğuran, baĢka bir deyiĢle, hukuk düzeninde değiĢiklik yapan iĢlemleridir. Ġdari iĢlemlere karĢı idari yargıda 2577 sayılı Kanun‘un 2. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde tanımlanan iptal davası açılabileceği gibi, idari iĢlemler nedeniyle bir zarar doğmuĢsa, bunun giderilmesi için aynı fıkranın (b) bendinde belirtilen tam yargı davası açılması imkânı da bulunmaktadır. 17. Bunun yanı sıra 2577 sayılı Kanun‘un 10. maddesinde, ilgililerin, haklarında idari davaya konu olabilecek bir iĢlem veya eylemin yapılması için idari makamlara baĢvurabilecekleri, altmıĢ gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiĢ sayılacağı, altmıĢ günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde konusuna göre DanıĢtaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilecekleri düzenlenmiĢtir. 18. Öte yandan anılan Kanun‘un 11. maddesinde ise idare tarafından bir idari iĢlemin tesis edilmesi durumunda, ilgililerin dava açmadan önce bu iĢlemin kaldırılmasını, geri alınmasını, değiĢtirilmesini veya yeni bir iĢlem yapılmasını üst makamdan, üst makam yoksa iĢlemi yapmıĢ olan makamdan idari dava açma süresi içinde isteyebilecekleri belirtilmiĢtir. 19. Anayasa Mahkemesine bireysel baĢvuru, ikincil nitelikte bir kanun yoludur. Temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının öncelikle derece mahkemelerinde, olağan kanun yolları ile çözüme kavuĢturulması esastır. Bireysel baĢvuru yoluna, iddia edilen hak ihlallerinin bu olağan denetim mekanizması çerçevesinde giderilememesi durumunda baĢvurulabilir. 20. BaĢvuru konusu olayda, baĢvurucunun anılan öğretim programına kaydının yapılmaması üzerine, öncelikle yazılı olarak idari makamlara baĢvuruda bulunması, bunun reddi üzerine 2577 sayılı Kanun‘un 7., 10. ve 11. maddelerinde belirtilen süreler içinde idari yargı mercilerinde dava açması ve olağan kanun yollarını tüketmesi gerekirken, belirtilen usulü takip etmeyip söz konusu iĢleme karĢı doğrudan bireysel baĢvuruda bulunduğu görülmüĢtür. 21. Ġncelenen baĢvurunun, baĢvurucunun idari iĢlem aleyhine kanunda öngörülmüĢ idari ve yargısal baĢvuru yollarının tamamını tüketmeden doğrudan bireysel baĢvuruda bulunması nedeniyle, 6216 sayılı Kanun‘un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca kabul edilebilirlik kriterlerini taĢımadığı anlaĢılmaktadır. 22. Açıklanan nedenlerle, baĢvuru konusu iĢleme karĢı idari ve yargısal kanun yollarının tamamı tüketilmeden bireysel baĢvuru yapıldığı anlaĢıldığından baĢvurunun diğer kabul edilebilirlik Ģartları yönünden incelenmeksizin “başvuru yollarının tüketilmemiş olması” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir. V. HÜKÜM BaĢvurunun “başvuru yollarının tüketilmemiş olması” nedeniyle KABUL EDĠLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin baĢvurucu üzerinde bırakılmasına, 5/3/2013 tarihinde OY BĠRLĠĞĠYLE karar verildi. BaĢkan Serruh KALELĠ Üye Mehmet ERTEN Üye Erdal TERCAN Üye Zehra Ayla PERKTAġ Üye Zühtü ARSLAN [R.G. 27 Mart 2013 – 28600] —— • —— Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından: ĠKĠNCĠ BÖLÜM KARAR BaĢvuru Numarası : 2012/475 Karar Tarihi : 5/3/2013 BaĢkan : Alparslan ALTAN Üyeler : Serdar ÖZGÜLDÜR Recep KÖMÜRCÜ Engin YILDIRIM Muammer TOPAL Raportör : Recep ÜNAL BaĢvurucu : ġermin BODUR VI.BAġVURUNUN KONUSU 21. BaĢvurucu, hâkimlik görevine yeniden atanması talebiyle Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna (Kurul) yaptığı baĢvurunun reddedilmesi nedeniyle Anayasa‘nın 10., 17., 20., 49. ve 70. maddelerinde düzenlenen haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüĢ, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuĢtur. VII. BAġVURU SÜRECĠ 22. BaĢvuru, 22/10/2012 tarihinde Kadıköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıĢtır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiĢtir. 23. Ġkinci Bölüm Birinci Komisyonunca, 25/12/2012 tarihinde baĢvurunun karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiĢtir. VIII. OLAY VE OLGULAR C. Olaylar 24. BaĢvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle Ģöyledir: 25. BaĢvurucu, Ġnebolu hâkimi olarak 1997 yılında göreve baĢlamıĢ, 1998 yılında istifa ederek görevinden ayrılmıĢtır. BaĢvurucu, 1999 yılında yeniden mesleğe kabul talebinde bulunmuĢ ve bu talebinin Kurul tarafından kabul edilmesi üzerine Bismil hâkimi olarak yeniden atanmıĢ ve göreve baĢlamıĢtır. 26. BaĢvurucu hakkında, Bismil hâkimi olarak görev yapmakta iken yürütülen disiplin soruĢturması sonucunda, Kurulun 5/7/2001 tarih ve 276 sayılı kararıyla meslekten çıkarma cezası verilmiĢtir. 27. BaĢvurucu, anılan karar aleyhine yeniden inceleme talebinde bulunmuĢtur. Bu süreç devam ederken baĢvurucu, 5/10/2001 tarihinde ikinci defa hâkimlik mesleğinden istifa etmiĢtir. Ġstifadan sonra baĢvurucunun yeniden inceleme talebi Kurul tarafından kabul edilerek meslekten çıkarma cezası kaldırılmıĢ ve hakkında yer değiĢtirme cezası verilmiĢtir. 28. BaĢvurucu, 5/4/2007 tarihli dilekçesi ile yeniden mesleğe kabul edilme talebinde bulunmuĢ, Kurul, baĢvurucunun talebini 3/5/2007 tarih ve 356 sayılı kararıyla, yeniden inceleme talebini 25/9/2007 tarih ve 791 sayılı kararıyla, bu karara karĢı itirazını ise 5/2/2008 tarih ve 37 sayılı kararıyla reddetmiĢtir. 29. BaĢvurucu, 26/1/2011 tarihinde tekrar dilekçe vererek, yeniden mesleğe kabul edilme talebinde bulunmuĢ ancak baĢvurucunun bu talebi de Kurul tarafından, 24/2/1983 tarih ve 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu‘nun 40. maddesinin son fıkrasında yer alan kural gerekçe gösterilerek 22/6/2011 tarih ve 2011/4093 sayılı kararla reddedilmiĢtir. Bu karar, baĢvurucuya 28/9/2011 tarihinde tebliğ edilmiĢ ve 8/10/2011 tarihinde kesinleĢmiĢtir. D. Ġlgili Hukuk 30. 2802 sayılı Kanun‘un ―Yeniden atanma‖ kenar baĢlıklı 40. maddesi Ģöyledir: “Hakimlik ve savcılık mesleğinden kendi istekleriyle çekilen veya emekli olanlardan tekrar mesleğe dönmek isteyenler, mesleğe kabulde aranan nitelikleri kaybetmemiş olmaları koşulu ile ayrıldıkları tarihte almakta oldukları aylık derecesine eşit bir derecenin aynı kademesine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca atanabilirler. … Bu madde hükümlerine göre atananlardan, meslekten ayrılanlar bir daha mesleğe kabul edilemezler.” IX.ĠNCELEME VE GEREKÇE 31. Mahkemenin 5/3/2013 tarihinde yapmıĢ olduğu toplantıda, baĢvurucunun 22/10/2012 tarih ve 2012/475 numaralı bireysel baĢvurusu incelenip gereği düĢünüldü: C. BaĢvurucunun Ġddiaları 32. BaĢvurucu, Adalet Bakanlığının, kendisi hakkında açtığı soruĢturma ile Anayasa‘nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasındaki ―kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz‖ kuralının ve Anayasa‘nın 20. maddesinde tanımlanan özel hayatın gizliliği hakkının; yine hâkimlik mesleğine kabulde aranan tüm Ģartları taĢımasına, kazanılmıĢ hakka sahip bulunmasına ve meslekten kendi isteği ile ayrılmamıĢ olmasına rağmen yeniden atanma taleplerinde 2802 sayılı Kanun‘un 40. maddesindeki engel gerekçe gösterilerek Anayasa‘nın 10. maddesinde tanımlanan ―kanun önünde eşitlik‖ ilkesinin ve 70. maddesinde tanımlanan ―kamu hizmetine girme‖ hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüĢtür. D. Değerlendirme 33. Anayasa‘nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasında herkesin, Anayasa‘da güvence altına alınmıĢ temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi ve buna ek Türkiye‘nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine baĢvurabileceği hükmüne yer verilmiĢtir. Anayasa‘nın geçici 18. maddesinin yedinci fıkrasında bireysel baĢvuruya iliĢkin düzenlemelerin iki yıl içinde tamamlanacağı ve uygulama kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bireysel baĢvuruların kabul edileceği, 6216 sayılı Kanun‘un 76. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise Kanunun 45 ila 51. maddelerinin 23/9/2012 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiĢtir. 34. 6216 sayılı Kanun‘un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası Ģöyledir: “Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler.” 35. Anılan Anayasa ve Kanun hükümleri uyarınca Anayasa Mahkemesinin yetkisinin zaman bakımından baĢlangıcı 23/9/2012 tarihi olup, Mahkeme, ancak bu tarihten sonra kesinleĢen nihai iĢlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel baĢvuruları inceleyebilecektir. Bu açık düzenlemeler karĢısında, anılan tarihten önce kesinleĢmiĢ nihai iĢlem ve kararları da içerecek Ģekilde yetki kapsamının geniĢletilmesi mümkün değildir. 36. Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi için kesin tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin geriye yürür Ģekilde uygulanmaması hukuk güvenliği ilkesinin bir gereğidir. (B. No: 2012/51, § 18, 25/12/2012) 37. BaĢvuru konusu olayda baĢvurucunun, 26/1/2011 tarihli yeniden mesleğe kabul edilme talebi, Kurulun 22/6/2011 tarih ve 2011/4093 sayılı kararıyla reddedilmiĢ ve bireysel baĢvuru yönünden kesinleĢmiĢtir. 38. Açıklanan nedenlerle, baĢvuru konusu kararın Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin baĢladığı 23/9/2012 tarihinden önce kesinleĢmiĢ olduğu anlaĢıldığından baĢvurunun diğer kabul edilebilirlik Ģartları yönünden incelenmeksizin, ―zaman bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir. X. HÜKÜM BaĢvurunun, ―zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDĠLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin baĢvurucu üzerinde bırakılmasına, 5/3/2013 tarihinde OY BĠRLĠĞĠYLE karar verildi. BaĢkan Alparslan ALTAN Üye Serdar ÖZGÜLDÜR Üye Engin YILDIRIM Üye Recep KÖMÜRCÜ Üye Muammer TOPAL [R.G. 27 Mart 2013 – 28600] —— • —— Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından: BĠRĠNCĠ BÖLÜM KARAR BaĢvuru Numarası : 2012/491 Karar Tarihi : 5/3/2013 BaĢkan : Serruh KALELĠ Üyeler : Mehmet ERTEN Zehra Ayla PERKTAġ Erdal TERCAN Zühtü ARSLAN Raportör : ġermin BĠRTANE BaĢvurucu : Remziye DUMAN Vekili : Av. Mehmet Nuri YILDIZ I. BAġVURUNUN KONUSU 1. BaĢvurucu, terör olayları nedeniyle köyünü terk etmek zorunda kaldığından uğradığı zararların karĢılanması için açtığı davada adli yardım talebi reddedildikten sonra yargılama giderlerinin yatırılmaması gerekçe gösterilerek davanın açılmamıĢ sayılması yolunda verilen kararın mülkiyet hakkı ve hak arama hürriyetini ihlal ettiğini ileri sürmüĢtür. II. BAġVURU SÜRECĠ 2. BaĢvuru, 30/10/2012 tarihinde Van 2. Ġdare Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıĢtır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiĢtir. 3. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca, 4/3/2013 tarihinde baĢvurunun karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiĢtir. III. OLAYLAR VE OLGULAR A. Olaylar 4. BaĢvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle Ģöyledir: 5. BaĢvurucu Hakkâri ili, Çukurca ilçesi, Uzundere köyünde ikamet etmekte iken terör olayları sebebiyle 1995 yılı Ekim ayında köyünden göç etmiĢ, Van ili, Bostaniçi beldesi, Yalım Erez Mahallesine yerleĢmiĢtir. 6. BaĢvurucu, 1/8/2009 tarihinde ĠçiĢleri Bakanlığına müracaat ederek köyünü terk etmek zorunda kalması sebebiyle zarara uğradığından bahisle tarafına manevi tazminat ödenmesini istemiĢtir. 7. BaĢvurucunun talebi ĠçiĢleri Bakanlığının 20/8/2009 tarih ve 6626 sayılı iĢlemiyle reddedilmiĢ, baĢvurucu, bu iĢlemin iptali ve tarafına manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi istemiyle Van Ġdare Mahkemesinde adli yardım talepli dava açmıĢtır. 8. Van 1. Ġdare Mahkemesinin 30/3/2010 tarih ve E.2009/1141 sayılı kararıyla baĢvurucunun adli yardım talebi reddedilmiĢ ve 8/6/2010 tarihli ara kararla baĢvurucudan harç ve posta ücreti yatırması istenilmiĢtir. Verilen sürede harç ve posta gideri yatırılmadığından aynı Mahkemenin 26/7/2010 tarihli ara kararıyla baĢvurucuya tekrar süre verilerek harç ve posta giderini yatırması, aksi halde davanın açılmamıĢ sayılmasına karar verileceği bildirilmiĢtir. 9. Verilen sürede harç ve posta ücretinin yatırılmaması üzerine, anılan Mahkemenin 30/9/2010 tarih ve E.2009/1141, K.2010/1530 sayılı kararıyla davanın açılmamıĢ sayılmasına karar verilmiĢtir. BaĢvurucunun temyizi üzerine karar, DanıĢtay 15. Dairesinin 19/9/2011 tarih ve E.2011/11058, K.2011/1288 sayılı kararı ile onanmıĢtır. 10. BaĢvurucunun karar düzeltme talebi ise aynı Dairenin 5/6/2012 tarih ve E.2012/4250, K.2012/3671 sayılı kararı ile reddedilmiĢ, karar aynı tarihte kesinleĢmiĢtir. B. Ġlgili Hukuk 11. Anayasa‘nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası, geçici 18. maddesinin yedinci fıkrası, 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrası, geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası, 6/1/1982 tarih ve 2577 sayılı Ġdari Yargılama Usulü Kanunu‘nun 46 ve 54. maddeleri. IV. ĠNCELEME VE GEREKÇE 12. Mahkemenin 5/3/2013 tarihinde yapmıĢ olduğu toplantıda, baĢvurucunun 30/10/2012 tarih ve 2012/491 numaralı bireysel baĢvurusu incelenip gereği düĢünüldü: A. BaĢvurucunun Ġddiaları 13. BaĢvurucu, 1995 yılında göç ettiği köyündeki mülkünden o tarihten beri yararlanamadığını, köydeki evinin diğer yapılarla birlikte yıkıldığını duyduğunu, köyüne geri dönemediğinden maddi sıkıntı ve manevi acı içinde bulunduğunu, açtığı tazminat davasının da maddi durumunun dava harç ve giderlerini karĢılamasına imkân vermemesi ve adli yardım talebinin reddedilmesi nedeniyle, yargılama giderlerini yatıramadığından reddedildiğini belirterek Anayasa‘nın 35. maddesinde tanımlanan mülkiyet hakkının ve 36. maddesinde tanımlanan hak arama hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüĢtür. B. Değerlendirme 14. 6216 sayılı Kanun‘un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası Ģöyledir: “Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler.” 15. Anılan hüküm uyarınca Anayasa Mahkemesinin yetkisinin zaman bakımından baĢlangıcı 23/9/2012 tarihi olup, Mahkeme, ancak bu tarihten sonra kesinleĢen nihai iĢlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel baĢvuruları inceleyebilecektir. Bu açık düzenleme karĢısında, anılan tarihten önce kesinleĢmiĢ nihaî iĢlem ve kararları da içerecek Ģekilde yetki kapsamının geniĢletilmesi mümkün değildir. Mahkemenin zaman bakımından yetkisine iliĢkin bu düzenlemenin kamu düzenine iliĢkin olması nedeniyle, bireysel baĢvurunun tüm aĢamalarında resen dikkate alınması gerekir. 16. Öte yandan, Anayasa Mahkemesinin bireysel baĢvurularda zaman bakımından yetkisi için kesin bir tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin geriye yürür Ģekilde uygulanmaması hukuk güvenliği ilkesinin bir gereğidir (B. No: 2012/51, § 18, 25/12/2012). 17. BaĢvuru konusu Van 1. Ġdare Mahkemesinin 30/9/2010 tarih ve E.2009/1141, K.2010/1530 sayılı kararı, DanıĢtay 15. Dairesinin 19/9/2011 tarih ve E.2011/11058, K.2011/1288 sayılı kararı ile onanmıĢ, karar düzeltme talebi ise aynı Dairenin 5/6/2012 tarih ve E.2012/4250, K.2012/3671 sayılı kararı ile reddedilmiĢ ve karar aynı tarihte kesinleĢmiĢtir. 18. Açıklanan nedenlerle, baĢvuru konusu kararın 23/9/2012 tarihinden önce kesinleĢmiĢ olduğu anlaĢıldığından baĢvurunun, diğer kabul edilebilirlik Ģartları yönünden incelenmeksizin ―zaman bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir. V. HÜKÜM BaĢvurunun, ―zaman bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle KABUL EDĠLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin baĢvurucu üzerinde bırakılmasına, 5/3/2013 tarihinde OY BĠRLĠĞĠYLE karar verildi. BaĢkan Serruh KALELĠ Üye Erdal TERCAN Üye Mehmet ERTEN Üye Zehra Ayla PERKTAġ Üye Zühtü ARSLAN [R.G. 27 Mart 2013 – 28600] —— • —— Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından: BĠRĠNCĠ BÖLÜM KARAR BaĢvuru Numarası : 2012/644 Karar Tarihi : 5/3/2013 BaĢkan : Serruh KALELĠ Üyeler : Mehmet ERTEN Zehra Ayla PERKTAġ Erdal TERCAN Zühtü ARSLAN Raportör : ġebnem NEBĠOĞLU ÖNER BaĢvurucu : EstaĢ Kum ve Ticaret Mad. Nak. San. A.ġ. Temsilcisi : Ömer ERĠġ I. BAġVURUNUN KONUSU 39. BaĢvurucu, Antalya Valiliği tarafından verilen idari para cezası aleyhine kanun yollarına baĢvurulduğunu, kanun yolu incelemesi sürecinde idari para cezasının dayanağı olan mevzuatta değiĢikliğe gidilerek ceza miktarında lehe düzenlemeler yapıldığını ancak lehe olan kanun hükmünün tatbik edilmediğini, ayrıca talebi hakkında yürütülen yargılama sürecinin adil olmadığını belirterek, Anayasa‘nın 36., 38. ve 48. maddelerinde tanımlanan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüĢtür. II. BAġVURU SÜRECĠ 40. BaĢvuru, 12/11/2012 tarihinde Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıĢtır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiĢtir. 41. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca, 25/12/2012 tarihinde baĢvurunun karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiĢtir. III. OLAYLAR VE OLGULAR A. Olaylar 42. BaĢvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle Ģöyledir: 43. BaĢvurucu aleyhine, 29/12/2005 tarihli suç tutanağına istinaden, Antalya Valiliğinin 30/06/2008 tarih ve 1413 sayılı yazıları ile 430.650,00 TL idari para cezası verilmiĢtir. 44. BaĢvurucu tarafından bahse konu para cezasının kaldırılması için Antalya 1. Sulh Ceza Mahkemesine müracaatta bulunulmuĢ ve Mahkemece 2/4/2010 tarih ve 2008/1840-1840 D-ĠĢ sayılı karar ile baĢvurunun reddine karar verilmiĢtir. 45. BaĢvurucu bu karar aleyhine Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesine itirazda bulunmuĢ, Mahkemenin 26/5/2010 tarih ve 2010/859 D-ĠĢ sayılı kararı ile itirazın reddine karar verilmiĢ ve karar bu tarihte kesinleĢmiĢtir. 46. BaĢvurucu tarafından 18/2/2011 tarihli dilekçe ile Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/859 D-ĠĢ sayılı dosyasında verilen hükmün kanun yararına bozulması talep edilmiĢtir. 47. Adalet Bakanlığı Ceza ĠĢleri Genel Müdürlüğünün 3/5/2011 tarih ve 24564 sayılı yazıları ile dosya kapsamına, dayandığı gerekçeye ve mahkemenin takdirine nazaran Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/859 D-ĠĢ sayılı kararı aleyhine kanun yararına bozma yoluna gidilmediği bildirilmiĢtir. 48. BaĢvurucu tarafından 7/6/2011 tarihli dilekçe ile ikinci defa kanun yararına bozma talebinde bulunulmuĢtur. 49. Adalet Bakanlığı Ceza ĠĢleri Genel Müdürlüğünün 24/8/2011 tarih ve 44618 sayılı yazıları ile Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/859 D-ĠĢ sayılı kararının kanun yararına bozulmasının istenilmesi talebiyle dosya Yargıtay Cumhuriyet BaĢsavcılığına gönderilmiĢtir. 50. Adalet Bakanlığı Ceza ĠĢleri Genel Müdürlüğünün 24/8/2011 tarih ve 44618 sayılı yazısına istinaden, Yargıtay Cumhuriyet BaĢsavcılığının 28/9/2011 tarih ve 270876 sayılı yazıları ile, anılan kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması hususunda Yargıtay 7. Ceza Dairesi BaĢkanlığına ihbarda bulunulmuĢtur. 51. Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 6/2/2012 tarih ve E.2011/9749, K.2012/1332 sayılı kararı ile Yargıtay Cumhuriyet BaĢsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiĢtir. B. Ġlgili Hukuk 52. 22/4/1926 tarih ve 3213 sayılı Maden Kanunu‘nun 12. maddesinin beĢinci fıkrası, 30/3/2005 tarih ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu‘nun 22. maddesinin (1) numaralı, 27. maddesinin (1) numaralı ve 29. maddesinin (1) numaralı fıkraları ile 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu‘nun 267. maddesi, 268. maddesinin (3) numaralı fıkrasının (a) ve (b) bentleri ve 309. maddesi. IV. ĠNCELEME VE GEREKÇE 53. Mahkemenin 5/3/2013 tarihinde yapmıĢ olduğu toplantıda, baĢvurucunun 12/11/2012 tarih ve 2012/644 numaralı bireysel baĢvurusu incelenip gereği düĢünüldü: A. BaĢvurucunun Ġddiaları 54. BaĢvurucu, Antalya Valiliği tarafından verilen idari para cezası aleyhine kanun yollarına baĢvurulduğunu, yargılama sırasında yetersiz bilirkiĢi raporlarına dayanılarak karar verildiğini, ayrıca kanun yolu incelemesi sürecinde idari para cezasının dayanağı olan mevzuat hükmünde değiĢikliğe gidilerek ceza miktarında lehe düzenlemeler yapıldığını ancak hakkında lehe olan kanun hükmünün uygulanmadığını belirterek, Anayasa‘nın 36., 38. ve 48. maddelerinde tanımlanan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüĢtür. B. Değerlendirme 55. Anayasa‘nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasında herkesin, Anayasa‘da güvence altına alınmıĢ temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi ve buna ek Türkiye‘nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine baĢvurabileceği hükmüne yer verilmiĢtir. Anayasa‘nın geçici 18. maddesinin yedinci fıkrasında bireysel baĢvuruya iliĢkin düzenlemelerin iki yıl içinde tamamlanacağı ve uygulama kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bireysel baĢvuruların kabul edileceği, 6216 sayılı Kanun‘un 76. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise Kanun‘un 45 ila 51. maddelerinin 23/9/2012 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiĢtir. 56. 6216 sayılı Kanun‘un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası Ģöyledir: “Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler.” 57. Anılan Anayasa ve Kanun hükümleri uyarınca Anayasa Mahkemesinin yetkisinin zaman bakımından baĢlangıcı 23/9/2012 tarihi olup, Mahkeme, ancak bu tarihten sonra kesinleĢen nihai iĢlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel baĢvuruları inceleyebilecektir. Bu açık düzenlemeler karĢısında, anılan tarihten önce kesinleĢmiĢ nihaî iĢlem ve kararları da içerecek Ģekilde yetki kapsamının geniĢletilmesi mümkün değildir. 58. Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi için kesin tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin geriye yürür Ģekilde uygulanmaması hukuk güvenliği ilkesinin bir gereğidir. (B. No: 2012/51, § 18, 25/12/2012) 59. BaĢvuru konusu olayda, baĢvurucu Antalya Valiliğinin 30/06/2008 tarih ve 1413 sayılı yazıları ile verilen idari para cezasının iptali için Antalya 1. Sulh Ceza Mahkemesine baĢvurmuĢ, bu Mahkemenin 2008/1840 D-ĠĢ sayılı ret kararına karĢı yaptığı itiraz, Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/5/2010 tarih ve 2010/859 D-ĠĢ sayılı kararı ile reddedilmiĢ ve karar bu tarihte kesinleĢmiĢtir. BaĢvurucu söz konusu hükmün kanun yararına bozulması talebinde bulunmuĢ, yaptığı ilk talep üzerine Adalet Bakanlığı Ceza ĠĢleri Genel Müdürlüğünün 3/5/2011 tarih ve 24564 sayılı yazıları ile kanun yararına bozma yoluna gidilmediği bildirilmiĢtir. BaĢvurucunun ikinci kanun yararına bozma talebi, Adalet Bakanlığı Ceza ĠĢleri Genel Müdürlüğünün 24/8/2011 tarih ve 44618 sayılı yazıları ile Yargıtay Cumhuriyet BaĢsavcılığına gönderilmiĢtir. Belirtilen yazıya istinaden Yargıtay Cumhuriyet BaĢsavcılığının 28/9/2011 tarih ve 270876 sayılı yazıları ile Yargıtay 7. Ceza Dairesi BaĢkanlığına taleple ilgili ihbarda bulunulmuĢ ancak, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 6/2/2012 tarih ve E.2011/9749, K.2012/1332 sayılı kararı ile ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiĢtir. 60. 5271 sayılı Kanun‘un 309. ve 310. maddeleri uyarınca kanun yararına bozma; hâkimler ve mahkemeler tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleĢen kararlar için öngörülen ve bu kararların Yargıtayca denetlenmesini sağlayan bir kanun yoludur. Amacı kesinleĢen kararlardaki hukuka aykırılıkları gidermek ve kanunların ülke içinde eĢit bir Ģekilde uygulanmasını sağlamak olan kanun yararına bozma, kesin kararlara karĢı baĢvurulan bir yol olduğundan, olağanüstü bir kanun yoludur. Öte yandan kanun yararına bozma, kiĢiler için doğrudan ulaĢılabilir bir yol olmayıp olağanüstü bir kanun yolu niteliği taĢımakla, tüketilmesi gereken bir yol değildir. 61. BaĢvuru konusu olayda, kanun yararına bozma yolunun kabulü ile yeniden incelenmiĢ dosya hakkında Yargıtay 7. Ceza Dairesinin karar tarihi olan 6/2/2012 tarihinin Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi kapsamı dıĢında kaldığı açıktır. 62. Açıklanan nedenlerle, baĢvuru konusu kararın bireysel baĢvuruların incelenmeye baĢlandığı tarih olarak belirlenen 23/9/2012 gününden önce kesinleĢmiĢ olduğu anlaĢıldığından baĢvurunun, diğer kabul edilebilirlik Ģartları yönünden incelenmeksizin ―zaman bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir. V. HÜKÜM BaĢvurunun, ―zaman bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle KABUL EDĠLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin baĢvurucu üzerinde bırakılmasına, 5/3/2013 tarihinde OY BĠRLĠĞĠYLE karar verildi. BaĢkan Serruh KALELĠ Üye Erdal TERCAN Üye Mehmet ERTEN Üye Zehra Ayla PERKTAġ Üye Zühtü ARSLAN [R.G. 27 Mart 2013 – 28600] —— • —— Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından: BĠRĠNCĠ BÖLÜM KARAR BaĢvuru Numarası : 2012/743 Karar Tarihi : 5/3/2013 BaĢkan : Serruh KALELĠ Üyeler : Mehmet ERTEN Zehra Ayla PERKTAġ Erdal TERCAN Zühtü ARSLAN Raportör : Özcan ÖZBEY BaĢvurucu : Doğubayazıt Ticaret ve Sanayi Odası Temsilcisi : Ali EFE (Doğubayazıt Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu BaĢkanı) I. BAġVURUNUN KONUSU 23. BaĢvurucu, 18/5/2004 tarih ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun 16. maddesinin beĢinci fıkrasında ve 18. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan, üst üste iki dönem meclis baĢkanlığı ve yönetim kurulu baĢkanlığı yapmıĢ olanların, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemeyeceklerini öngören hükümler nedeniyle anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüĢtür. II. BAġVURU SÜRECĠ 24. BaĢvuru, 21/11/2012 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıĢtır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiĢtir. 25. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca, 25/12/2012 tarihinde baĢvurunun karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiĢtir. III. OLAYLAR VE OLGULAR A. Olaylar 26. BaĢvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle Ģöyledir: 27. Doğubayazıt Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu BaĢkanlığına iki dönem üst üste seçilen baĢvurucu temsilcisi ikinci kez seçildiği 31/1/2009 tarihinden itibaren bu görevini yürütmektedir. 28. 5174 sayılı Kanun‘un 81. maddesine istinaden yürürlüğe konulan 4/6/2012 tarih ve 2012/3237 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 2013 yılının ġubat ayında baĢlayıp Mart ayında tamamlanması gereken oda ve borsaların organlarının seçimleri, Bakanlar Kurulunun 28/1/2013 tarih ve 2013/4244 sayılı kararı ile 2013 yılının Mayıs ayında baĢlayıp Haziran ayında tamamlanacaktır. B. Ġlgili Hukuk 29. 5174 sayılı Kanun‘un 16. maddesinin beĢinci fıkrası Ģöyledir: “Üst üste iki dönem meclis başkanlığı yapmış olanlar, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler.” 30. 5174 sayılı Kanun‘un 18. maddesinin üçüncü fıkrası Ģöyledir: “Üst üste iki dönem yönetim kurulu başkanlığı yapmış olanlar, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler.” IV. ĠNCELEME VE GEREKÇE 31. Mahkemenin 5/3/2013 tarihinde yapmıĢ olduğu toplantıda, baĢvurucunun 21/11/2012 tarih ve 2012/743 numaralı bireysel baĢvurusu incelenip gereği düĢünüldü: A. BaĢvurucunun Ġddiaları 32. BaĢvurucu tüzel kiĢilik temsilcisi, Doğubayazıt Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu BaĢkanlığı görevini iki dönem üst üste ifa ettiğini belirterek 5174 sayılı Kanun‘un 16 ve 18. maddeleri uyarınca üçüncü defa bu göreve seçilme imkânının ortadan kaldırılmıĢ olması nedeniyle anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüĢtür. B. Değerlendirme 33. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un ―Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar‖ kenar baĢlıklı 46. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesi Ģöyledir: “Kamu tüzel kişileri bireysel başvuru yapamaz.” 34. Anayasa‘nın 148. maddesinin üçüncü ve 6216 sayılı Kanun‘un 45. maddesinin (1) numaralı fıkraları uyarınca, Anayasa‘da güvence altına alınmıĢ temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi ve buna ek Türkiye‘nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiğini iddia eden herkese Anayasa Mahkemesine bireysel baĢvuru yapma hakkı tanınmıĢtır. 35. 6216 sayılı Kanun‘un 46. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, bireysel baĢvurunun ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen iĢlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kiĢisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabileceği kurala bağlanmıĢ, buna karĢılık aynı maddenin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde ise kamu tüzel kiĢilerinin bireysel baĢvuru yapamayacakları belirtilmiĢtir. 36. Anılan (2) numaralı fıkrada belirtilen ―kamu tüzel kişisi‖ kavramı içine, merkezi idare birimleri ve yerinden yönetim kuruluĢlarının yanında, kanunla kurulan meslek kuruluĢları da girmektedir. 37. Anayasa‘nın 135. maddesinin birinci fıkrasında “Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleridir.” hükmüne yer verilerek, meslek kuruluĢlarının kamu kurumu niteliğinde olduğu belirtilmiĢtir. 38. 5174 sayılı Kanun‘un 4. maddesinde “Odalar; üyelerinin müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, mensuplarının birbirleri ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslekî disiplin, ahlâk ve dayanışmayı korumak ve bu Kanunda yazılı hizmetler ile mevzuatla odalara verilen görevleri yerine getirmek amacıyla kurulan, tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır.” hükmüne yer verilmiĢtir. 39. Anayasa‘nın 135. maddesinin birinci fıkrası ve 5174 sayılı Kanun‘un 4. maddesine göre karar organları seçimle iĢbaĢına gelen ve kamu tüzel kiĢiliğini haiz meslek kuruluĢu olan Doğubayazıt Ticaret ve Sanayi Odasına, kamu tüzel kiĢilerinin bireysel baĢvuru yapamayacaklarını hükme bağlayan 6216 sayılı Kanun‘un 46. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca bireysel baĢvuru yapma hakkı tanınmamıĢtır. 40. BaĢvuru konusu olayda baĢvuru, kamu tüzel kiĢiliğine sahip olan Doğubayazıt Ticaret ve Sanayi Odasını temsilen yapılmıĢtır. Oysa baĢvurucunun kamu tüzel kiĢiliğine sahip olması nedeniyle bireysel baĢvuru ehliyeti bulunmamaktadır. 41. Açıklanan nedenlerle kamu tüzel kiĢiliğine sahip olan baĢvurucunun bireysel baĢvuru ehliyeti bulunmadığı anlaĢıldığından, baĢvurunun diğer kabul edilebilirlik Ģartları yönünden incelenmeksizin ―kişi bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir. V. HÜKÜM BaĢvurunun, ―kişi bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle KABUL EDĠLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin baĢvurucu üzerinde bırakılmasına, 5/3/2013 tarihinde OY BĠRLĠĞĠYLE karar verildi. BaĢkan Serruh KALELĠ Üye Mehmet ERTEN Üye Erdal TERCAN Üye Zehra Ayla PERKTAġ Üye Zühtü ARSLAN [R.G. 27 Mart 2013 – 28600] —— • —— Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından: BĠRĠNCĠ BÖLÜM KARAR BaĢvuru Numarası : 2012/754 Karar Tarihi : 5/3/2013 BaĢkan : Serruh KALELĠ Üyeler : Mehmet ERTEN Zehra Ayla PERKTAġ Erdal TERCAN Zühtü ARSLAN Raportör : Recep ÜNAL BaĢvurucu : Heli GÜL Vekili : Av. Erol ÇALLI XI. BAġVURUNUN KONUSU 63. BaĢvurucu, Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonunun birden fazla baĢvuru yapıldığı gerekçesi ile tazmin talebinin reddine dair kararına karĢı tüm yargı yollarına baĢvurmasına rağmen sonuç alamadığını belirterek, Anayasa‘nın 10., 17., 19., 21., 23., 35. ve 36. maddelerinde tanımlanan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüĢtür. XII. BAġVURU SÜRECĠ 64. BaĢvuru, 2/11/2012 tarihinde Hakkâri Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıĢtır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiĢtir. 65. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca, 25/12/2012 tarihinde baĢvurunun karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiĢtir. XIII. OLAY VE OLGULAR E. Olaylar 66. BaĢvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle Ģöyledir: 67. BaĢvurucu, Hakkâri ilinin Çukurca ilçesine bağlı Kazan köyünde otururken 1994 yılında bölgede yaĢanan terör olayları nedeniyle köyünü terk etmek zorunda kalmıĢtır. BaĢvurucunun iddiasına göre, köyüne geri dönme imkânı buluncaya kadar, kendisine ait olan taĢınır malları kaybetmiĢ, taĢınmaz mallardan da yararlanamamıĢtır. 68. BaĢvurucu, 17/7/2004 tarih ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların KarĢılanması Hakkında Kanun‘a dayanarak Hakkâri Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyon BaĢkanlığından (Zarar Tespit Komisyonu) maddi ve manevi zararının karĢılanması talebinde bulunmuĢtur. 69. Zarar Tespit Komisyon BaĢkanlığına bağlı Çukurca ilçesi Zarar Tespit Alt Komisyonu tarafından yapılan inceleme sonucunda, tazmin talebinin baĢvurucunun eĢine ait mallara yönelik olduğu ve bunlara iliĢkin olarak daha önce talepte bulunulduğu yönünde rapor düzenlenmiĢtir. Bunun üzerine Zarar Tespit Komisyonu, 23/8/2007 tarih ve 2007/1-6804 sayılı kararı ile ―birden fazla başvuru yapıldığı‖ gerekçesiyle talebin reddine karar vermiĢtir. 70. BaĢvurucunun, bu karara karĢı Van Ġdare Mahkemesinde açmıĢ olduğu iptal davası sonucunda Mahkeme, 13/7/2009 tarih ve E.2009/127, K.2009/627 sayılı kararı ile baĢvurucunun malvarlığının ―mevcudiyetine‖ iliĢkin olarak hiçbir belge sunamadığı ve bu çerçevede Zarar Tespit Komisyonunun kararının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiĢtir. 71. BaĢvurucu, Ġdare Mahkemesinin kararına karĢı temyiz yoluna baĢvurmuĢtur. Temyiz baĢvurusunu inceleyen DanıĢtay 15. Dairesi, 26/9/2011 tarih ve E.2011/7252, K.2011/1751 sayılı kararı ile yerel mahkeme kararını onamıĢtır. BaĢvurucu, onama kararına karĢı karar düzeltme yoluna baĢvurmuĢ, bu talebi de anılan Dairenin 12/6/2012 tarih ve E.2012/3807, K.2012/4274 sayılı kararı ile reddedilmiĢtir. Bu karar, baĢvurucu vekiline 5/10/2012 tarihinde tebliğ edilmiĢtir. F. Ġlgili Hukuk 72. 5233 sayılı Kanun'un 1., 2. ve 8. maddeleri. XIV. ĠNCELEME VE GEREKÇE 73. Mahkemenin 5/3/2013 tarihinde yapmıĢ olduğu toplantıda, baĢvurucunun 2/11/2012 tarih ve 2012/754 numaralı bireysel baĢvurusu incelenip gereği düĢünüldü: E. BaĢvurucunun Ġddiaları 74. BaĢvurucu, 1994 yılında yaĢanan terör olayları nedeniyle köyünü terk etmek zorunda kaldığını, köye dönme imkânı sağlanıncaya kadar, taĢınır mallarını kaybettiğini, taĢınmazlarından yararlanamadığını, Devlet tarafından, köye dönüĢ için gerekli önlemlerin alınmadığını, sonradan göç ettiği yerde yoksulluk içinde yaĢadığını, aile fertlerinin de bu durumun neden olduğu psikolojik sıkıntılara maruz kaldıklarını, tazminat için idareye baĢvurduğunda kendisi ile aynı malvarlığına miras nedeniyle ortak olan kiĢilere tazminat ödendiğini ancak kendisine ödenmediğini, evli kadın olması nedeniyle ayrımcılığa tabi tutulduğunu, miras hukuku gereğince sahip olduğu haklarının görmezden gelindiğini ve kanun önünde eĢitlik ilkesinin ihlal edildiğini, resmi makamlara yapılan ilk baĢvurunun üzerinden yaklaĢık olarak yedi yıl geçtiğini, iĢlem ve dava sürecinin makul sürede sonuçlanmadığını ve bu durumun mağduriyetini bir kat daha arttırdığını, Zarar Tespit Komisyonu tarafından hiçbir araĢtırma yapılmadan, zilyetlik olgusu sorgulanmadan bilirkiĢi raporu düzenlendiğini belirterek, Anayasa‘nın 10., 17., 19., 21., 23., 35. ve 36. maddelerinde tanımlanan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüĢtür. F. Değerlendirme 75. Anayasa‘nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasında herkesin, Anayasa‘da güvence altına alınmıĢ temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi ve buna ek Türkiye‘nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine baĢvurabileceği hükmüne yer verilmiĢtir. Anayasa‘nın geçici 18. maddesinin yedinci fıkrasında bireysel baĢvuruya iliĢkin düzenlemelerin iki yıl içinde tamamlanacağı ve uygulama kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bireysel baĢvuruların kabul edileceği, 6216 sayılı Kanun‘un 76. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise Kanunun 45 ila 51. maddelerinin 23/9/2012 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiĢtir. 76. 6216 sayılı Kanun‘un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası Ģöyledir: “Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler.” 77. Anılan Anayasa ve Kanun hükümleri uyarınca Anayasa Mahkemesinin yetkisinin zaman bakımından baĢlangıcı 23/9/2012 tarihi olup, Mahkeme, ancak bu tarihten sonra kesinleĢen nihai iĢlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel baĢvuruları inceleyebilecektir. Bu açık düzenlemeler karĢısında, anılan tarihten önce kesinleĢmiĢ nihai iĢlem ve kararları da içerecek Ģekilde yetki kapsamının geniĢletilmesi mümkün değildir. 78. Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi için kesin tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin geriye yürür Ģekilde uygulanmaması hukuk güvenliği ilkesinin bir gereğidir. (B. No: 2012/51, § 18, 25/12/2012) 79. BaĢvuru konusu olayda baĢvurucunun, Zarar Tespit Komisyonunun kararına karĢı Van Ġdare Mahkemesinde açmıĢ olduğu iptal davası, 13/7/2009 tarihinde reddedilmiĢ, temyiz talebi üzerine DanıĢtay 15. Dairesi, 26/9/2011 tarihinde yerel mahkeme kararını onamıĢtır. BaĢvurucu, bu karara karĢı karar düzeltme yoluna baĢvurmuĢ ve bu talebi de anılan Dairenin 12/6/2012 tarih ve E.2012/3807, K.2012/4274 sayılı kararı ile reddedilmiĢtir. Bu nedenle baĢvuruya konu olan karar, 12/6/2012 tarihinde kesinleĢmiĢtir. 80. Açıklanan nedenlerle, baĢvuru konusu kararın 23/9/2012 tarihinden önce kesinleĢmiĢ olduğu anlaĢıldığından baĢvurunun, diğer kabul edilebilirlik Ģartları yönünden incelenmeksizin ―zaman bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir. XV. HÜKÜM BaĢvurunun, “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDĠLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin baĢvurucu üzerinde bırakılmasına, 5/3/2013 tarihinde OY BĠRLĠĞĠYLE karar verildi. BaĢkan Serruh KALELĠ Üye Mehmet ERTEN Üye Erdal TERCAN Üye Zehra Ayla PERKTAġ Üye Zühtü ARSLAN [R.G. 27 Mart 2013 – 28600] —— • —— Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından: BĠRĠNCĠ BÖLÜM KARAR BaĢvuru Numarası : 2012/829 Karar Tarihi : 5/3/2013 BaĢkan : Serruh KALELĠ Üyeler : Mehmet ERTEN Zehra Ayla PERKTAġ Erdal TERCAN Zühtü ARSLAN Raportör : Cüneyt DURMAZ BaĢvurucu : Ġbrahim Oğuz YAPAR Vekili : Av. ġevket ÇELĠK XVI. BAġVURUNUN KONUSU 81. BaĢvurucu, Asliye Ceza Mahkemesinde 4/1/1961 tarih ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu‘nun 359. maddesine muhalefetten yargılanarak cezalandırılmıĢtır. BaĢvurucunun müdürü olduğu Ģirkete verilen vergi ziyaı cezasının iptali için Vergi Mahkemesine açılan dava ise kabul edilmiĢ ve verilen karar, DanıĢtay tarafından onanmıĢtır. DanıĢtayın kararına istinaden Asliye Ceza Mahkemesine üç defa yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan baĢvurucunun talepleri, sonuncusu 19/10/2012 tarihinde olmak üzere, Mahkemece reddedilmiĢtir. BaĢvurucu ceza yargılaması sırasında ve yargılamanın yenilenmesi talepleri karara bağlanırken adil yargılanma ve etkili baĢvuru haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüĢtür. XVII. BAġVURU SÜRECĠ 82. BaĢvuru, 29/11/2012 tarihinde Anayasa Mahkemesine Ģahsen yapılmıĢtır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiĢtir. 83. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca, 25/12/2012 tarihinde baĢvurunun karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiĢtir. XVIII. OLAY VE OLGULAR G. Olaylar 84. BaĢvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle Ģöyledir: 85. BaĢvurucu hakkında, müdürü olduğu Ģirkete yönelik olarak vergi denetmenince yapılan vergi incelemesi sonrasında hazırlanan vergi suçu raporuna istinaden Ġstanbul Cumhuriyet BaĢsavcılığı tarafından açılan dava sonucu, Ġstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 4/6/2008 tarih ve E.2007/854, K.2008/556 sayılı kararıyla, sahte belge alıp kayıtlarına intikal ettirerek kullanmak suretiyle vergi kaçakçılığı yaptığı gerekçesiyle 213 sayılı Kanun‘un 359. maddesine muhalefetten baĢvurucuya iki yıl altı ay hapis cezası verilmiĢtir. 86. BaĢvurucu tarafından temyiz edilen karar Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 24/6/2009 tarih ve E.2009/6767, K.2009/7956 sayılı kararıyla düzeltilerek onanmıĢtır. 87. BaĢvurucu, 7/9/2009 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet BaĢsavcılığından 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu‘nun 308. maddesi uyarınca itiraz baĢvurusunda bulunmasını talep etmiĢtir. Yargıtay Cumhuriyet BaĢsavcılığı, 12/1/2010 tarih ve 2009/286464 sayılı kararda, talepte belirtilen sebeplerin daha önce dile getirildiği, hükmün esasına etkili bir hususun inceleme dıĢı bırakılmadığı, itirazı gerektirir maddi ve hukuki bir sebep bulunmadığından bahisle itiraz yoluna baĢvurmayı reddetmiĢtir. 88. Ceza yargılaması devam ederken 18/12/2007 tarihinde baĢvurucunun müdürü olduğu Ģirket adına kesilen vergi ceza ihbarnamelerinin iptali istemi ile Ġstanbul 8. Vergi Mahkemesine dava açılmıĢtır. 89. Vergi Mahkemesinin 20/4/2009 tarih ve E.2007/3551, K.2009/1388 sayılı kararı ile vergi ceza ihbarnamesinin iptaline ve cezalı tarhiyatın kaldırılmasına hükmedilmiĢtir. 90. Ġlgili vergi dairesince temyiz edilen karar, DanıĢtay 9. Dairesinin 15/4/2010 tarih ve E.2009/6366, K.2010/1867 sayılı kararı ile onanmıĢtır. 91. BaĢvurucu, 4/6/2010 tarihinde DanıĢtay tarafından onanan Vergi Mahkemesi kararına dayanarak, Ġstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesine yargılamanın yenilenmesi talebi ile baĢvurmuĢtur. Anılan Mahkeme, 11/6/2010 tarih ve E.2007/854, K.2008/556 sayılı ek karar ile bu talebi sunulan delillerin Yargıtaya sunulan temyiz dilekçesinde yer aldığı, Yargıtayca incelenerek kararın onandığı ve Ģartları oluĢmadığı için yargılamanın yenilenmesi talebinin kabule değer olmadığı gerekçesiyle reddetmiĢtir. 92. BaĢvurucunun yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine iliĢkin karara yaptığı itiraz, Ġstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/6/2010 tarih ve 2010/960-960 DeğiĢik ĠĢ sayılı kararı ile reddedilmiĢtir. 93. BaĢvurucunun, 23/11/2011 tarihinde ikinci defa yaptığı yargılamanın yenilenmesi talebi, Ġstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 28/11/2011 tarih ve E.2007/854, K.2008/556 sayılı ek kararla, 11/6/2010 tarihli ek kararda aynı konudaki talebin reddine karar verilmesi nedeniyle yeniden karar alınmasına yer olmadığı gerekçesiyle reddedilmiĢtir. 94. BaĢvurucunun yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine iliĢkin karara yaptığı itiraz da Ġstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/12/2011 tarih ve 2011/1058 DeğiĢik ĠĢ sayılı kararı ile reddedilmiĢtir. 95. BaĢvurucu, Ġstanbul Cumhuriyet BaĢsavcılığından 13/12/2004 tarih ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin Ġnfazı Hakkında Kanun‘un 17. maddesi uyarınca infazın ertelenmesini talep etmiĢtir. BaĢsavcılık, 21/6/2012 tarih ve K.2012/178 sayılı kararıyla 18/12/2012 tarihine kadar infazın ertelenmesine karar vermiĢtir. 96. BaĢvurucunun 2/10/2012 tarihinde üçüncü defa yaptığı yargılamanın yenilenmesi talebi, Ġstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 10/10/2012 tarih ve E.2007/854, K.556 sayılı ek kararla, 28/11/2011 tarihli ek kararıyla aynı konudaki talebin reddine karar verilmesi nedeniyle yeniden karar alınmasına yer olmadığı gerekçesiyle reddedilmiĢtir. 97. BaĢvurucunun yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine iliĢkin karara yaptığı itiraz da Ġstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/10/2012 tarih ve 2012/1245 DeğiĢik ĠĢ sayılı kararı ile reddedilmiĢtir. H. Ġlgili Hukuk 98. 23/3/2005 tarih ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama ġekli Hakkında Kanun‘un 8. maddesi, 4/4/1929 tarih ve 1412 sayılı Mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu‘nun 305. ilâ 326. maddeleri, 4/12/2004 tarih 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu‘nun 311. maddesi. XIX. ĠNCELEME VE GEREKÇE 99. Mahkemenin 5/3/2013 tarihinde yapmıĢ olduğu toplantıda, baĢvurucunun 29/11/2012 tarih ve 2012/829 numaralı bireysel baĢvurusu incelenip gereği düĢünüldü: G. BaĢvurucunun Ġddiaları 100. BaĢvurucu, ilk olarak Ġstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesince yürütülen ve kendisine iki yıl altı ay hapis cezası verilmesi ile sonuçlanan yargılama sırasında Anayasa‘nın 36. maddesinde tanımlanan adil yargılanma hakkı kapsamında; ―hakkaniyete uygun yargılanma hakkı‖, ―silahlarda eşitlik ilkesi‖, ―delilleri duruşmada tartışma hakkı‖, ―masumiyet ilkesi‖ ile ―gerekçeli karar hakkı‖nın ihlal edildiğini; ikinci olarak, yargılamanın yenilenmesi talebini karara bağlayan Mahkemenin verdiği kararın gerekçesiz olması ve bu kararda Vergi Mahkemesinin kararının dikkate alınmaması nedeniyle Anayasa‘nın 36. ve 40. maddelerinde tanımlanan adil yargılanma ve etkili baĢvuru haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüĢtür. H. Değerlendirme 101. Anayasa‘nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasında herkesin, Anayasada güvence altına alınmıĢ temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi ve buna ek Türkiye‘nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine baĢvurabileceği hükmüne yer verilmiĢtir. Anayasa‘nın geçici 18. maddesinin yedinci fıkrasında bireysel baĢvuruya iliĢkin düzenlemelerin iki yıl içinde tamamlanacağı ve uygulama kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bireysel baĢvuruların kabul edileceği, 6216 sayılı Kanun‘un 76. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise Kanunun 45. ilâ 51. maddelerinin 23/9/2012 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiĢtir. 102. 6216 sayılı Kanun‘un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası Ģöyledir: “Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler.” 103. Anılan Anayasa ve Kanun hükümleri uyarınca Anayasa Mahkemesinin yetkisinin zaman bakımından baĢlangıcı 23/9/2012 tarihi olup, Mahkeme, ancak bu tarihten sonra kesinleĢen nihai iĢlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel baĢvuruları inceleyebilecektir. Bu açık düzenlemeler karĢısında, anılan tarihten önce kesinleĢmiĢ nihai iĢlem ve kararları da içerecek Ģekilde yetki kapsamının geniĢletilmesi mümkün değildir. (B. No: 2012/947, § 16, 12/2/2013). 104. Öte yandan, Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi için kesin bir tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin geriye yürür Ģekilde uygulanmaması hukuk güvenliği ilkesinin bir gereğidir (B. No: 2012/51, § 18, 25/12/2012). 105. BaĢvurucunun Ģikâyetlerinin bir bölümü ceza yargılamasına, diğer bir bölümü de yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine yönelik olması nedeniyle her iki yargılama süreci için nihai karar tarihinin ayrı ayrı tespiti gerekmektedir. 106. BaĢvuru konusu Ġstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 4/6/2008 tarih ve E.2007/854, K.2008/556 sayılı kararı, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 24/6/2009 tarih ve E.2009/6767, K.2009/7956 sayılı kararıyla düzeltilerek onanmıĢtır. BaĢvurucu, son olarak 2/10/2012 tarihinde yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuĢ, Ġstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesi 10/10/2012 tarih ve E.2007/854, K.556 sayılı Ek Kararı ile talebin reddine karar vermiĢtir. 107. Ceza muhakemesi hukukunda hükümlerin kesinleĢmesi bakımından tüketilmesi gereken olağan kanun yolu temyizdir (B. No: 2012/162, § 21, 12/2/2013). 108. BaĢvuru konusu olayda olağan kanun yolu, temyiz üzerine Yargıtay 11. Ceza Dairesinin Ġstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesinin kararını 24/6/2009 tarihinde düzelterek onaması ile tamamlandığından, karar bireysel baĢvuru yönünden bu tarihte kesinleĢmiĢtir. BaĢvurucunun 5271 sayılı Kanun‘un 311. maddesi gereğince yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmasının, bu yolun olağan bir kanun yolu olmaması nedeniyle, kararın 24/6/2009 tarihinde kesinleĢmesi üzerinde bir etkisi olmayacaktır. 109. Açıklanan nedenlerle, 213 sayılı Kanun‘a muhalefet suçundan hapis cezası verilmesi ile sonuçlanan baĢvuru konusu kararın 23/9/2012 tarihinden önce kesinleĢmiĢ olduğu anlaĢıldığından baĢvurunun, diğer kabul edilebilirlik Ģartları yönünden incelenmeksizin ―zaman bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir. 110. BaĢvurucunun yargılamanın yenilenmesi talebinin karara bağlanması sürecine iliĢkin Ģikâyetleri açısından da Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi konusunda bir sonuca varabilmek için bu konuda verilen nihai karar tarihinin tespiti gerekmektedir. BaĢvurucu, yargılamanın yenilenmesi sürecine iliĢkin nihai karar tarihinin 1/10/2012 tarihinde yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine iliĢkin karara yapılan itirazın reddedildiği 19/10/2012 tarihi olduğunu ileri sürmektedir. Ancak baĢvuru dilekçesi ve ekindeki belgeler incelendiğinde Vergi Mahkemesinin kararına dayanılarak daha önce iki kez daha yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulduğu görülmektedir. 111. 4/6/2010 tarihinde yapılan ilk yargılamanın yenilenmesi baĢvurusu; sunulan delillerin temyiz dilekçesinde yer aldığı, kararın Yargıtayca incelenerek onandığı, Ģartları oluĢmadığı için yargılamanın yenilenmesi talebinin kabule değer olmadığı gerekçesiyle 11/6/2010 tarihinde reddedilmiĢtir. Sonraki iki baĢvuru ise daha önce yapılan yargılamanın yenilenmesi taleplerinin reddedildiği, bu konuda yeniden karar alınmasına yer olmadığı gerekçesiyle reddedilmiĢtir (Bkz.§ 10-17). 112. Daha önce baĢvurulduğu ve reddedildiği için baĢarılı olunmayacağı belli olan baĢvuru yoluna, yeni bir delil ileri sürmeksizin, bireysel baĢvuruların incelenmeye baĢlandığı tarih olarak belirlenen 23/9/2012 tarihinden sonra tekrar baĢvurulması sonucu verilen ret kararı üzerine yapılan bireysel baĢvurunun Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi kapsamında olduğunun kabul edilmesi mümkün değildir. Nitekim baĢvuru konusu olayda ikinci ve üçüncü defa yapılan yargılamanın yenilenmesi baĢvurularında, yargılamanın yenilenmesi nedenlerinin bulunup bulunmadığı konusunda değerlendirme yapılmamıĢ olup, talebin daha önce reddedilmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiĢtir. 113. Açıklanan nedenlerle, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine iliĢkin karara yönelik Ģikâyetler yönünden, baĢvuru konusu kararın 23/9/2012 tarihinden önce kesinleĢmiĢ olduğu anlaĢıldığından baĢvurunun, diğer kabul edilebilirlik Ģartları yönünden incelenmeksizin ―zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir. XX. HÜKÜM BaĢvurunun, “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDĠLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin baĢvurucu üzerinde bırakılmasına, 5/3/2013 tarihinde OY BĠRLĠĞĠYLE karar verildi. BaĢkan Serruh KALELĠ Üye Erdal TERCAN Üye Mehmet ERTEN Üye Zehra Ayla PERKTAġ Üye Zühtü ARSLAN [R.G. 27 Mart 2013 – 28600] —— • —— Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından: ĠKĠNCĠ BÖLÜM KARAR BaĢvuru Numarası : 2012/837 Karar Tarihi : 5/3/2013 BaĢkan : Alparslan ALTAN Üyeler : Recep KÖMÜRCÜ Engin YILDIRIM Celal Mümtaz AKINCI Muammer TOPAL Raportör : Özcan ÖZBEY BaĢvurucu : Arif GÜNEġ XXI. BAġVURUNUN KONUSU 42. BaĢvurucu, Batman Ticaret Borsası Yönetim Kurulu BaĢkanlığı görevini iki dönem üst üste ifa ettiğini, 18/5/2004 tarih ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun 40. maddesinde yer alan hüküm nedeniyle üçüncü defa bu göreve seçilme olanağının ortadan kaldırıldığını belirterek Anayasa‘da güvence altına alınan eĢitlik ilkesi ile seçme ve seçilme özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüĢtür. XXII. BAġVURU SÜRECĠ 43. BaĢvuru, 29/11/2012 tarihinde doğrudan Anayasa Mahkemesine yapılmıĢtır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiĢtir. 44. Ġkinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca, 25/12/2013 tarihinde baĢvurunun karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiĢtir. XXIII. OLAYLAR VE OLGULAR A. Olaylar 45. BaĢvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle Ģöyledir: 46. BaĢvurucu, iki dönem üst üste Batman Ticaret Borsası Yönetim Kurulu BaĢkanlığına seçilmiĢ olup, ikinci kez seçildiği 7/1/2009 tarihinden itibaren bu görevini yürütmektedir. 47. 5174 sayılı Kanun‘un 81. maddesine istinaden yürürlüğe konulan 4/6/2012 tarih ve 2012/3237 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 2013 yılının ġubat ayında baĢlayıp Mart ayında tamamlanması gereken oda ve borsaların organlarının seçimleri, Bakanlar Kurulunun 28/1/2013 tarih ve 2013/4244 sayılı kararı ile 2013 yılının Mayıs ayında baĢlayıp Haziran ayında tamamlanacaktır. B. Ġlgili Hukuk 48. 5174 sayılı Kanun‘un 40. maddesinin üçüncü fıkrası Ģöyledir: “Üst üste iki dönem yönetim kurulu başkanlığı yapmış olanlar, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler.” XXIV. ĠNCELEME VE GEREKÇE 49. Mahkemenin 5/3/2013 tarihinde yapmıĢ olduğu toplantıda, baĢvurucunun 29/11/2012 tarih ve 2012/837 numaralı bireysel baĢvurusu incelenip gereği düĢünüldü: A. BaĢvurucunun Ġddiaları 50. BaĢvurucu, Batman Ticaret Borsası Yönetim Kurulu BaĢkanlığı görevini iki dönem üst üste ifa ettiğini belirterek 5174 sayılı Kanun‘un 40. maddesinde yer alan hüküm nedeniyle üçüncü defa bu göreve seçilme olanağı ortadan kaldırıldığından Anayasa‘da güvence altına alınan eĢitlik ilkesinin ve seçme ve seçilme özgürlüğünün ihlal edildiğini, bu nedenle anılan kuralın iptali gerektiğini ileri sürmüĢtür. B. Değerlendirme 51. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un, ―Bireysel başvuru hakkı‖ kenar baĢlıklı 45. maddesinin (3) numaralı fıkrası Ģöyledir: “Yasama işlemleri ile düzenleyici idari işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuru yapılamayacağı gibi Anayasa Mahkemesi kararları ile Anayasanın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemler de bireysel başvurunun konusu olamaz.” 52. 6216 sayılı Kanun‘un, ―Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar‖ kenar baĢlıklı 46. maddesinin (1) numaralı fıkrası Ģöyledir: “Bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir.” 53. Anayasa‘nın 148. maddesinin üçüncü ve 6216 sayılı Kanun‘un 45. maddesinin (1) numaralı fıkraları uyarınca, Anayasa‘da güvence altına alınmıĢ temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi ve buna ek Türkiye‘nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiğini iddia eden kiĢilere Anayasa Mahkemesine bireysel baĢvuru ehliyeti tanınmıĢtır. 54. 6216 sayılı Kanun‘un 45. maddesinin (3) numaralı fıkrasında ise yasama iĢlemleri ile düzenleyici idari iĢlemlerin doğrudan bireysel baĢvuru konusu yapılamayacağı açıkça düzenlenmektedir. 55. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca çıkarılan kanunlar ve alınan meclis kararları yasama iĢlemlerini oluĢturmaktadır. Kanun, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından Anayasa‘da belirlenen usullere uyulmak suretiyle yapılan, CumhurbaĢkanınca Resmî Gazete‘de yayımlanan ve meclis kararları dıĢında kalan iĢlemlerdir. Meclis kararı ise Türkiye Büyük Millet Meclisinin, yapısına ve iç iĢleyiĢine yönelik veya yürütme ve yargı organlarıyla olan iliĢkilerine dair kanun dıĢında yaptığı iĢlemlerdir. 56. Bireysel baĢvuru yolu, bireylerin maruz kaldığı temel hak ihlallerinin tespitini yapan ve tespit edilen ihlalin ortadan kaldırılması için etkin araçları içeren anayasal bir güvencedir. Bu güvence kapsamında, bireylere doğrudan yasama iĢleminin iptalini isteme yetkisi tanınmamıĢtır. 57. Anayasa Mahkemesine bireysel baĢvuru yolu, kamusal bir düzenlemenin soyut biçimde Anayasa‘ya aykırılığının ileri sürülmesini sağlayan bir yol olarak düzenlenmemiĢtir. 58. Bir yasama iĢleminin, temel hak ve özgürlüğün ihlaline neden olması durumunda, bireysel baĢvuru yoluyla doğrudan yasama iĢlemine değil ancak yasama iĢleminin uygulanması mahiyetindeki iĢlem, eylem ve ihmallere karĢı baĢvuru yapılabilecektir. Bu Ģekilde bireysel baĢvuru yolunun kullanılabilmesi için söz konusu iĢlem, eylem ve ihmallere karĢı varsa baĢvurulabilecek kanun yollarının da daha öncesinde tüketilmiĢ olması gerekmektedir. 59. BaĢvuru dilekçesinde, 5174 sayılı Kanun‘un 40. maddesinin üçüncü fıkrasının Anayasa‘ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali gerektiği iddia edilmiĢtir. Bireysel baĢvuru kapsamında, bir yasama iĢleminin doğrudan ve soyut olarak Anayasa‘ya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesine baĢvuru yapılamaz. 60. Açıklanan nedenlerle, doğrudan ve soyut olarak yasama iĢlemlerinin iptali talebini içerdiği anlaĢılan baĢvurunun ―konu bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir. XXV. HÜKÜM BaĢvurunun, “konu bakımından yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDĠLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin baĢvurucu üzerinde bırakılmasına, 5/3/2013 tarihinde OY BĠRLĠĞĠYLE karar verildi. BaĢkan Alparslan ALTAN Üye Recep KÖMÜRCÜ Üye Celal Mümtaz AKINCI Üye Engin YILDIRIM Üye Muammer TOPAL [R.G. 27 Mart 2013 – 28600] —— • —— Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından: ĠKĠNCĠ BÖLÜM KARAR BaĢvuru Numarası : 2012/883 Karar Tarihi : 5/3/2013 BaĢkan : Alparslan ALTAN Üyeler : Recep KÖMÜRCÜ Engin YILDIRIM Celal Mümtaz AKINCI Muammer TOPAL Raportör : Selami ER BaĢvurucu : Süleyman ÇETĠN Vekili : Av. Mehmet Zeki KÖSE I. BAġVURUNUN KONUSU 1. BaĢvurucu, göçmen konutları projesi kapsamında ödediği avans ve peĢinat tutarının borçlanma bedelinden mahsup edilmesi talebiyle açtığı davada verilen ret kararı nedeniyle kanun önünde eĢitlik ilkesi ile hak arama hürriyeti ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüĢtür. II. BAġVURU SÜRECĠ 2. BaĢvuru, 3/12/2012 tarihinde Anayasa Mahkemesine Ģahsen yapılmıĢtır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiĢtir. 3. Ġkinci Bölüm Ġkinci Komisyonunca, 25/12/2012 tarihinde baĢvurunun karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiĢtir. III. OLAY VE OLGULAR A. Olaylar 4. BaĢvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle Ģöyledir: 5. BaĢvurucu, göçmen konutları projesi kapsamında hak sahibi olabilmek için 1991 ve 1992 yıllarında ileride konut maliyetinden düĢülmek üzere peĢinat ödemiĢ, T. Emlak Bankası A.ġ. ile kredi sözleĢmesi yapmıĢ ve aldığı kredi taksitlendirilmiĢtir. 6. Yapılan tüm ödemelerin inĢaat maliyetinin altında kaldığı gerekçesiyle ödemiĢ olduğu peĢinat ve avans miktarı kredi borçlarına mahsup edilmeyen baĢvurucu, 7.000 TL peĢinat ve avansın iadesi için 27/7/2011 tarihinde Ankara 6. Tüketici Mahkemesinde Toplu Konut Ġdaresi aleyhine dava açmıĢtır. 7. Ankara 6. Tüketici Mahkemesi konut maliyet bedelinin borçlandırma bedelinden yüksek olduğu gerekçesiyle baĢvurucunun talebini, 23/5/2012 tarih ve E.2011/878, K.2012/606 sayılı kararıyla reddetmiĢtir. 8. BaĢvurucunun temyiz talebi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 4/9/2012 tarih ve E.2012/17332, K.2012/18515 sayılı kararıyla reddedilmiĢtir. Dava konusu uyuĢmazlığın miktarı karar düzeltme sınırının altında olduğundan Dairenin kararı bu tarihte kesinleĢmiĢtir. KesinleĢen karar baĢvurucuya 2/11/2012 tarihinde tebliğ edilmiĢtir. B. Ġlgili Hukuk 9. 12/1/2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesinin (2) numaralı fıkrası, 18/6/1927 tarih ve 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu‘nun 26/9/2004 tarih ve 5236 sayılı Kanun ile yapılan değiĢiklikten önceki hâlleriyle 427. maddesinin birinci fıkrası ve 440. maddesinin (III) numaralı fıkrasının (1) numaralı bendi. IV. ĠNCELEME VE GEREKÇE 10. Mahkemenin 5/3/2013 tarihinde yapmıĢ olduğu toplantıda, baĢvurucunun 6/12/2012 tarih ve 2012/947 numaralı bireysel baĢvurusu incelenip gereği düĢünüldü: A. BaĢvurucunun Ġddiaları 11. BaĢvurucu, göçmen konutları projesi kapsamında hak sahibi olabilmek için 1991 ve 1992 yıllarında ileride konut maliyetinden düĢülmek üzere ödediği peĢinat ve avans miktarlarının aldığı kredinin taksitlerinden mahsup edilmediğini, aynı konuda açılan davaların 2011 yılından önce davacılar lehine sonuçlandığını, ancak Yargıtay‘ın 2011 yılında içtihadını değiĢtirdiğini ve bu durumun aynı konuda farklı kararlar verilmesine sebep olduğunu belirterek eĢitlik ilkesine ve hukuka aykırı kararlarla ödemiĢ olduğu peĢinat ve avansın iade talebinin reddedilmesinin hak arama özgürlüğünü ve mülkiyet hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüĢtür. B. Değerlendirme 12. Anayasa‘nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasında herkesin, Anayasada güvence altına alınmıĢ temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi ve buna ek Türkiye‘nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine baĢvurabileceği hükmüne yer verilmiĢtir. Anayasa‘nın geçici 18. maddesinin yedinci fıkrasında bireysel baĢvuruya iliĢkin düzenlemelerin iki yıl içinde tamamlanacağı ve uygulama kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bireysel baĢvuruların kabul edileceği, 6216 sayılı Kanun‘un 76. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise Kanunun 45 ila 51. maddelerinin 23/9/2012 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiĢtir. 13. 6216 sayılı Kanun‘un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası Ģöyledir: ―Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler.” 14. Anılan Anayasa ve Kanun hükümleri uyarınca Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin baĢlangıcı 23/9/2012 tarihi olup, Mahkeme, ancak bu tarihten sonra kesinleĢen nihai iĢlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel baĢvuruları inceleyebilecektir. Bu açık düzenlemeler karĢısında, anılan tarihten önce kesinleĢmiĢ nihai iĢlem ve kararları da içerecek Ģekilde yetki kapsamının geniĢletilmesi mümkün değildir. 15. Öte yandan, Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi için kesin bir tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin geriye yürür Ģekilde uygulanmaması hukuk güvenliği ilkesinin bir gereğidir. (B. No: 2012/51 § 18, 25/12/2012) 16. Bir hükme karĢı baĢvurulabilecek kanun yolunun kalmaması veya baĢtan böyle bir yolun bulunmaması ile hüküm Ģeklî anlamda kesinleĢir. KesinleĢme olağan kanun yollarının tüketilmesiyle gerçekleĢmektedir. 17. 1086 sayılı Kanun‘un 440. maddesinin (III) numaralı fıkrası uyarınca, 2012 yılı için karar düzeltme sınırı olan 10.300 TL‘nin altında kalan davalarda Yargıtayca verilen onama veya bozma kararları karar düzeltmeye konu edilemeyeceğinden bu kararlar verildiği tarihte kesinleĢmektedir. Dolayısıyla kararın tebliğinin hükmün kesinleĢmesi üzerinde bir etkisi bulunmayıp tebliğ, tarafların kararlardan haberdar olmalarını sağlar. 18. BaĢvuru konusu olayda, 1991 ve 1992 yıllarında göçmen konutları projesi kapsamında hak sahibi olabilmek için ödediği peĢinat ve avans miktarlarının iadesi talebiyle dava açan baĢvurucunun talebi Ankara 6. Tüketici Mahkemesinin 23/5/2012 tarih ve E.2011/878, K.2012/606 sayılı kararıyla reddedilmiĢ, baĢvurucunun yaptığı temyiz baĢvurusu üzerine anılan karar Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 4/9/2012 tarih ve E.2012/17332, K.2012/18515 sayılı kararıyla onanmıĢtır. Dava konusu uyuĢmazlığın miktarı karar düzeltme sınırının altında kaldığından karar bu tarihte kesinleĢmiĢtir. KesinleĢen karar baĢvurucuya 2/11/2012 tarihinde tebliğ edilmiĢtir. 19. Açıklanan nedenlerle, baĢvuru konusu kararın Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin baĢladığı 23/9/2012 tarihinden önce kesinleĢmiĢ olduğu anlaĢıldığından baĢvurunun, diğer kabul edilebilirlik Ģartları yönünden incelenmeksizin ―zaman bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir. V. HÜKÜM BaĢvurunun, “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDĠLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin baĢvurucu üzerinde bırakılmasına, 5/3/2013 tarihinde OY BĠRLĠĞĠYLE karar verildi. BaĢkan Alparslan ALTAN Üye Recep KÖMÜRCÜ Üye Celal Mümtaz AKINCI Üye Engin YILDIRIM Üye Muammer TOPAL [R.G. 27 Mart 2013 – 28600] —— • —— MĠLLETLERARASI ANDLAġMALAR Karar Sayısı : 2013/4407 1 Ağustos 2012 tarihinde Ankara‘da imzalanan ve 10/1/2013 tarihli ve 6391 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ekli ―Türkiye Cumhuriyeti ile Kore Cumhuriyeti Arasında Mal Ticareti AnlaĢması‖nın onaylanması; DıĢiĢleri Bakanlığının 14/2/2013 tarihli ve 6468991 sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 11/3/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ C. YILMAZ B. ATALAY B. BOZDAĞ BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V.BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı S. ERGĠN F. ġAHĠN S. ERGĠN N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı V.Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR T. YILDIZ M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı V. T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı ve M. GÜLER ĠçiĢleri Bakanı C. YILMAZ Ö. ÇELĠK Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı M. ġĠMġEK Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı AnlaĢmanın Türkçe metni için tıklayınız. [R.G. 27 Mart 2013 – 28600 - Mükerrer] —— • —— Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından: ZORUNLU KARġILIKLAR HAKKINDA TEBLĠĞ (SAYI: 2005/1)’DE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR TEBLĠĞ (SAYI: 2013/5) MADDE 1 – 16/11/2005 tarihli ve 25995 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Zorunlu KarĢılıklar Hakkında Tebliğ (Sayı: 2005/1)‘in 6 ncı maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentleri aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―1) En fazla yüzde 60‘ı; tabloda belirtilen dilimlere denk gelen tutarların karĢılarında gösterilen katsayılar ile çarpılmak suretiyle bulunan toplam tutar üzerinden, en az yüzde 50‘si ABD doları cinsinden olmak üzere ABD doları veya euro döviz cinslerinden, Ġmkân Dilimleri (%) 0-35 35-40 40-45 45-50 50-55 55-60 Katsayı 1,4 1,5 1,9 2,2 2,4 2,5 2) En fazla yüzde 30‘u; tabloda belirtilen dilimlere denk gelen tutarların karĢılarında gösterilen katsayılar ile çarpılmak suretiyle bulunan toplam tutar üzerinden standart altın cinsinden, Ġmkân Dilimleri (%) 0-15 15-20 20-25 25-30 Katsayı 1,4 1,5 2,0 2,5 ‖ MADDE 2 – Bu Tebliğ 29/3/2013 tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası BaĢkanı yürütür. [R.G. 28 Mart 2013 – 28601] —— • —— ANAYASA MAHKEMESĠ KARARLARI Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından: Esas Sayısı : 2009/45 Karar Sayısı : 2011/88 Karar Günü : 2.6.2011 ĠPTAL DAVASINI AÇAN : Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeleri Hakkı Süha OKAY ve Kemal KILIÇDAROĞLU ile birlikte 194 milletvekili ĠPTAL DAVASININ KONUSU : 4.6.2009 günlü, 5903 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile Ġhale ĠĢlemleri Hakkında Kanun‘un; 1- 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan“…ve bu suretle elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması…” ibaresinin, 2- 2. maddesinin; a- (1) numaralı fıkrasının, b- (2) numaralı fıkrasının üçüncü ve beĢinci cümlelerinin, c- (3) numaralı fıkrasının birinci, ikinci, dördüncü ve altıncı cümlelerinin, 3- 3. maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan “…taşınmazların temizleme karşılığı tarımsal faaliyetlerde kullandırma süresi ise…” ibaresinin, Anayasa‘nın BaĢlangıç‘ı ile 2., 3., 7., 8., 9., 44., 87. ve 138. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülerek iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi istemidir. I- ĠPTAL VE YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI ĠSTEMĠNĠN GEREKÇESĠ Dava dilekçesinin gerekçe bölümü Ģöyledir: “…III. GEREKÇE 1) 04.06.2009 Tarihli ve 5903 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile Ġhale ĠĢlemleri Hakkında Kanunun 1 inci Maddesinin ―ve bu suretle elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması‖ Tümcesinin Anayasaya Aykırılığı Ġptali istenen tümce, aĢağıda (4) numaralı baĢlık altında açıklanan nedenlerle Anayasanın 2 nci, 3 üncü, 7 nci, 8 inci, 9 uncu, 44 üncü ve 138 inci maddelerine aykırı olup, iptali gerekmektedir. 2) 04.06.2009 Tarihli ve 5903 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile Ġhale ĠĢlemleri Hakkında Kanunun 2 nci Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının Anayasaya Aykırılığı 04.06.2009 tarihli ve 5903 sayılı Yasa‘nın 2 nci maddesinin iptali istenen (1) numaralı fıkrasında, mayın temizleme iĢinin, öncelikle 04/01/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu Ġhale Kanununun ―Ġstisnalar‖ baĢlıklı 3 üncü maddesinin (b) fıkrasında belirtilen istisna hükümlerine göre Milli Savunma Bakanlığınca yaptırılacağı hükme bağlanmıĢtır. 4734 sayılı Kamu Ġhale Yasası‘nın 3 üncü maddesinin (b) fıkrasında, ―b) Savunma, güvenlik veya istihbarat alanları ile iliĢkili olduğuna veya gizlilik içinde yürütülmesi gerektiğine ilgili bakanlık tarafından karar verilen veya mevzuatı uyarınca sözleĢmenin yürütülmesi sırasında özel güvenlik tedbirleri alınması gereken veya devlet güvenliğine iliĢkin temel menfaatlerin korunmasını gerektiren hallerle ilgili olan mal ve hizmet alımları ile yapım iĢleri,‖ Yasa‘nın istisna kuralları arasında gösterilmiĢ ve belirtilen konularla ilgili mal ve hizmet alımları ile yapım iĢlerinin ―ceza ve ihalelerden yasaklama hükümleri hariç‖ Kamu Ġhale Yasası‘na tâbi olmadığı hükme bağlanmıĢtır. 5903 sayılı Yasanın 2 nci maddesinde, mayın temizleme iĢinin gerçekleĢme durumu dikkate alınarak sırasıyla üç aĢamada üç ayrı usul uygulanarak yapılması öngörülmüĢtür. Mayın temizleme iĢinde ilk aĢama yetkisini Milli Savunma Bakanlığı‘na bırakan iptali istenilen 2 nci maddenin (1) numaralı fıkrasında, 4734 sayılı Kamu Ġhale Yasası‘na tabi olmayan iĢin ihalesine iliĢkin esas ve usullerin ne olacağı gösterilmediği gibi mayından temizlenecek alanlardaki Hazine taĢınmazlar ile söz konusu alanda bulunan ve diğer kamu kurum ve kuruluĢlarına ait olan taĢınmazlara tasarruf yetkisi de, Milli Savunma Bakanlığı‘na tanınmamıĢtır. Mayın temizleme iĢlemi üç aĢamalı olarak gerçekleĢtirileceğinden, bu iĢlemin üçüncü aĢamasına iliĢkin düzenlemeyi içeren 2 nci maddenin (3) numaralı fıkrasında, mayın temizleme iĢinin yukarıda değinilen taĢınmazların tarımsal faaliyetlerde kullandırılması karĢılığında ihale edilmesi söz konusu olacağından, ikinci ve üçüncü aĢamaya geçilebilmesi için bu taĢınmazlardaki mayınların temizlenmesi için bunlar üzerindeki tasarruf yetkisinin de Milli Savunma Bakanlığı‘na verilmesi açık bir zorunluluktur. Hal böyle iken, iptali istenen fıkrada, adı geçen Bakanlığa bu yetkinin verildiğine iliĢkin bir düzenlemeye yer verilmemiĢtir. Anayasanın 2 nci maddesinde belirtilen hukuk devletinin unsurlarından biri de, vatandaĢlarına hukuk güvenliği sağlamasıdır. Hukuk güvenliği, kurallarda belirlilik ve öngörülebilirlik gerektirir. Hukuk devletinde yargı denetiminin sağlanabilmesi için yönetimin görev ve yetkilerinin sınırının yasalarda açıkça gösterilmesi bir zorunluluktur. Anayasa Mahkemesinin 28.01.2004 tarihli ve E.2003/86, K.2004/6 sayılı kararında da ―Hukuk devletinde hukuk güvenliğinin sağlanabilmesi için yasakoyucunun öngörülebilir düzenlemeler getirmesi de asıldır.‖ denilmiĢtir. Bu durumda, dava konusu kural, mayın temizleme iĢinin Milli Savunma Bakanlığınca yaptırılmasına iliĢkin esas ve usulleri öngörmediğinden belirlilik ve öngörülebilirlik özellikleri taĢımaması nedeniyle yasama yetkisinin amacına uygun biçimde kullanılmasına elveriĢli olmadığı gibi, hukuk devleti ilkesi ile de bağdaĢmamaktadır. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasanın 2 nci ve 87 nci maddelerine de aykırıdır. Açıklanan nedenlerle, 04.06.2009 tarihli ve 5903 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile Ġhale ĠĢlemleri Hakkında Kanunun 2 nci Maddesinin (1) Numaralı Fıkrası Anayasanın 2 nci ve 87 nci maddelerine aykırı olup, iptali gerekmektedir. 3) 04.06.2009 Tarihli ve 5903 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile Ġhale ĠĢlemleri Hakkında Kanunun 2 nci Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının Üçüncü ve BeĢinci Cümlelerinin Anayasaya Aykırılığı 5903 sayılı Yasa‘nın iptali istenen üçüncü cümlesinde, ihale komisyonlarının oluĢumu ve çalıĢmasına iliĢkin esas ve usullerin Maliye Bakanlığı tarafından belirlenmesi öngörülmüĢ; iptali istenen dördüncü cümlesinde de, muayene ve kabul komisyonlarının görevleri ile çalıĢma esas ve usullerinin Genelkurmay BaĢkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığı temsilcilerinden oluĢan ortak bir komisyonca belirlenmesi öngörülmüĢtür. Anayasaya göre yürütmenin asli düzenleme yetkisi, Anayasanın gösterdiği ayrık haller dıĢında yoktur. Bu yetki Anayasanın 7 nci maddesinde Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiĢtir ve devredilemez. Yürütme, ancak yasayla asli olarak düzenlenmiĢ alanda kural koyabilir. Yürütme organının yasayla yetkili kılınmıĢ olması, yasayla düzenleme anlamına gelmeyeceğinden, yürütmeye devredilen yetkinin Anayasaya uygun olabilmesi için yasada temel esasların belirlenmesi, sınırların çizilmesi gerekir. Bu doğrultuda, uzmanlık ve yönetim tekniğine iliĢkin konuların düzenlenmesi ise yürütme organına bırakılabilir. Anayasanın çeĢitli maddelerinde yer alan ―kanunla düzenlenir‖ değiminden neyin anlaĢılması gerektiği hususuna Anayasa Mahkemesi, kararlarıyla açıklık getirmiĢtir. Örneğin, 20.11.2003 günlü, 20.11.2003 tarih ve E.2002/32, K.2003/100 sayılı kararında, konuyu Ģöyle belirginleĢtirmiĢtir: ―Yasayla düzenleme ilkesi, düzenlenen konudan yalnız kavram, ad ve kurum olarak söz edilmesi değil, bunların yasa metninde kurallaĢtırılmasıdır. KurallaĢtırma ise, düzenlenen alanda temel ilkelerin konulmasını ve çerçevenin çizilmiĢ olmasını ifade eder. Ancak bu koĢulla uzmanlık ve teknik konulara iliĢkin ayrıntıların belirlenmesi yürütme organının takdirine bırakılabilir‖ Esasen Anayasanın 8 inci maddesinin, yürütme yetkisi ve görevinin Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir, hükmünün anlamı da budur. (Anayasa Mahkemesinin 22.06.1988 tarih E.1987/18, K.1986/23, sayılı kararı, R.G. 26.11.1988, sa. 2001) Anayasa Mahkemesi‘nin bu kararlarından da anlaĢılacağı üzere, Anayasaya göre yürütmenin düzenleme yetkisi, sınırlı, tamamlayıcı ve bağımlı bir yetkidir. Bu nedenle Anayasada öngörülen ayrık durumlar dıĢında, yasalarla düzenlenmemiĢ bir alanda, yasa ile yürütme organına genel ve sınırları belirsiz kural koyma yetkisi verilemez. Açıklanan nedenlerle, Maliye Bakanlığı‘na temel ilkeler konulup çerçevesi çizilmeden ihale komisyonlarının oluĢumu ve çalıĢmasına iliĢkin esas ve usulleri belirleme yetkisi veren ve yine ortak komisyona aynı Ģekilde muayene ve kabul komisyonlarının görevleri ile çalıĢma esas ve usullerini belirleme yetkisini veren 04.06.2009 tarihli ve 5903 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile Ġhale ĠĢlemleri Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının üçüncü ve beĢinci cümleleri Anayasanın 7 nci ve 8 inci maddelerine aykırı olup, iptali gerekmektedir. 4) 04.06.2009 Tarih ve 5903 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile Ġhale ĠĢlemleri Hakkında Kanunun 2 nci Maddesinin (3) Numaralı Fıkrasının Birinci, Ġkinci, Dördüncü ve Altıcı Cümlelerinin Anayasaya Aykırılığı a- (3) Numaralı Fıkranın Birinci ve Ġkinci Cümlelerinin Anayasaya Aykırılığı Ġptali istenen (3) numaralı fıkranın birinci ve ikinci cümlelerinde, birinci ve ikinci fıkralar hükümleri çerçevesinde mayın temizleme iĢinin yaptırılamaması halinde, 08/09/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet Ġhale Kanunu ile 4734 sayılı Kanun hükümlerine tabi olmaksızın mayından temizlenen taĢınmazların, tarımsal faaliyetlerde kullandırılması karĢılığında yaptırılması, diğer bir anlatımla mayın temizleme iĢinin dünyanın hiçbir yerinde uygulanmayan yap – iĢlet – devret usulü ile ihale edilmesi öngörülmüĢtür. Hisse senetlerinin uluslararası sermaye piyasalarında iĢlem göreceği bir Ģirket sahibi ve / veya ülkelerin ilgileneceği, böylece ülkemizin Suriye sınırlarını T.C. dıĢında kontrol edilmesine neden olunabilecektir. Yasa‘nın 3 üncü maddesinde ise, taĢınmazların temizleme karĢılığı tarımsal faaliyetlerde kullanılmasına iliĢkin tahmini ihale süresinin, kabul iĢlemlerinin yapılmasından itibaren 44 yılı geçmemek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenmesi hükme bağlanmıĢtır. Mayından temizlenmesi gereken alan, Hatay‘dan baĢlayıp, Kilis, Gaziantep, ġanlıurfa, Mardin ve ġırnak‘a kadar uzanan 1956 yılında baĢlayarak, Türkiye‘nin güvenliği ve kaçakçılığın önlenmesi için mayınlanmıĢ olan alan, 216 bin dekar büyüklüğünde (Ceylanpınar ve diğer devlet çiftlikleri, bitiĢik hazine arazileri hariç), 877 km. uzunluğunda Suriye sınırına paralel yer alan sınır arazisidir. Mayınlı arazinin gerisinde birinci sınıf askeri yasak bölge ve onun arkasında da birçok yerde ikinci sınıf askeri yasak bölge bulunmaktadır. Bu bölge Türkiye‘nin güvenlik açısından en riskli, en kritik bölgesidir. Bu bölgede yerli ya da yabancı özel Ģirketlerin kırk dört yıl o toprakları iĢgal etmesi, Türkiye‘nin güvenliği açısından son derece ciddi sakıncalar yaratacaktır. Ulusal güvenlik nedeniyle iptal edilen Mardin ihalesine Ġsrail‘in destek verdiği üç Ġsrail Ģirketinin katılması ve uluslararası piyasada bu konuda faaliyet gösteren yabancı Ģirketlerin ön planda yer alması dikkate alındığında; mayından temizlenen taĢınmazların, tarımsal faaliyetlerde kullandırılması karĢılığında diğer bir anlatımla ―yap – iĢlet – devret‖ usulü ile yabancı özel Ģirketlere yaptırılmasının daha ağırlı bir ihtimal olduğunu söylemek yanlıĢ olmayacaktır. Nitekim, mayın temizleyen araç gereçlerin üretiminde Ġsrail ve Kanada Ģirketleri ilk sıralarda olup, Hırvatistan, Almanya ve Rusya gibi pek çok ülkede de mayın temizliğinde kullanılan teçhizatları üreten Ģirketler bulunmaktadır. Mayın temizleme iĢinin yabancı Ģirketlere yaptırılması halinde ise, kendi topraklarımızın üstünde, baĢka bir ülkenin fiili kontrol ve hakimiyetini 44 yıl süre ile kabul etme durumu ortaya çıkmıĢ olacaktır. Tarih boyunca, devletler ülkelerindeki yabancı unsurlara kuĢku ile bakmıĢlar, bazı hakları onlardan esirgemiĢler, bazılarını ise kimi koĢullara, bağlamak suretiyle sınırlamıĢlardır. Sınırlamaya tabi tutulan hakların baĢlıcalarından biri mülk edinme hakkıdır. Zira bu hak, ülke denilen yurt toprağıyla ilgilidir. Ülke devletin asli ve maddi unsurlarından biridir. Ülke olmadan devlet olmaz. Ülke devletin asli ve maddi unsurlarından biridir. Ülke olmadan devlet olmaz. Ülke devlet otoritesinin geçerli olacağı alanı belli eder. Devlet sahip olduğu, kurucu unsur niteliğini taĢıyan üstün kudretine dayanmak suretiyle, ülkede yerleĢik olan ve devletin diğer asli – maddi unsurunu oluĢturan insan topluluğunun güvenliğini ve yararını kollamak ve gözetmek durumundadır. Devlet bu asli görevi nedeniyledir ki, ülke üzerinde egemenliğe dayalı üstün bir hakka sahiptir. Türkiye Cumhuriyetinin dünya milletler ailesine bağımsız bir devlet olarak kabulünün uluslararası belgesi Lozan BarıĢ AntlaĢmasıdır. Ülke topraklarının korunması, bağımsız Türkiye Devleti için bir nefsi müdafaa tedbiri niteliğindedir; böyle bir tedbirden vazgeçebilmek olası değildir. Ġptali istenilen kuralların, Ülkenin bölünmez bütünlüğünü zedeleyecek bir biçimde ülke topraklarının 44 yıl süre yabancıların eline kolayca geçmesini sağlayacağı da ortadadır. Bu durum, söz konusu düzenlemeye, Anayasanın 3 üncü maddesi ile BaĢlangıç‘ının 1 ve 5 inci paragraflarında yer alan Türkiye Devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ilkesine de aykırı bir nitelik vermektedir. Daha önce ―yap – iĢlet – devret‖ yöntemi ile ihaleye çıkılan; ulusal güvenlik nedeniyle iptal edilen Mardin ihalesine Ġsrail‘in destek verdiği üç Ġsrail Ģirketinin baĢını çektiği üç ayrı konsorsiyumun baĢvurduğu ortaya çıktı. Bu konsorsiyumların içerisinde; Quadro, Redwing ve Mott isimli firmanın adı geçmektedir. Adı geçen alanların Ġsrail veya perde arkasında ki Ġsrail firmalarına verilirse Ġsrail‘in hayali ve ideali olan Dicle – Fırat sularına ulaĢmıĢ olacağı da gözden kaçmamalıdır. AB 2004 Ġlerleme Raporuna bakıldığı takdirde Türkiye‘nin GAP sularının belli bir tarihte ―uluslararası bir su yönetim idaresine‖ yerleĢtirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Ayrıca, AB belgelerinde Türkiye‘nin Güney hudutlarına iliĢkin ihtilaf iddiası yer almaktadır. Yine aynı AB Raporu‘nun su ile ilgili kısmında adeta bu iĢlemin gerekçesi gibi yazılan bir diğer husus da, bunun Ġsrail‘in ve komĢularının eĢit su haklarının korunması olduğu hususudur (Ek.1 Doç. Dr. Oya Akgönenç, Suriye sınırındaki mayınlar). BirleĢmiĢ Milletler, ―Gelecek Ġçin Tatlı Su 2003‖ raporunda, 2040 yılında Ortadoğu‘da ―su savaĢları‖ yaĢanabileceği uyarısında bulunuyor. Ortadoğu‘nun su kaynaklarını elinde tutan Türkiye ise çatıĢmanın tam odağında yer alıyor. Fırat ve Dicle, Türkiye‘den doğup Irak ve Suriye‘den geçerek Ġran Körfezi‘ne dökülüyor. Asi Nehri ise Lübnan doğup Suriye‘den geçtikten sonra Türkiye‘ye giriyor. Bugün dünyada 64 ülkede döĢenmiĢ 100 milyon mayın olduğu ve bu mayınların temizlenmesi için BirleĢmiĢ Milletler çerçevesinde çok yoğun bir faaliyet gösterildiği bilinmektedir. Genel Kurmay BaĢkanlığından yapılan ve yazılı ve görsel basında da yer alan açıklamalarda ―Ġkmal ve Bakım Ajansı‖ (NAMSA) nın, NATO‘nun ilgi alanında bulunan birçok ülkede uluslararası mayın temizliği yeterliliği olan ve NATO Akreditasyonu‘na sahip firmalar vasıtasıyla hizmet alımı organizasyonlarını gerçekleĢtirdiği, NAMSA‘nın öncelikli olarak dikkate alınması uygun bir hareket tarzı olarak düĢünüldüğü ve bu görüĢün, zamanında ilgili mercilere gönderildiği bildirilmiĢtir. NAMSA‘nın bugüne kadar Arnavutluk, Belarus, Moldova, Sırbistan, Ukrayna, Azerbaycan ve Ürdün‘de toplam 4,5 milyon mayını etkisiz hale getirdiği bilinmektedir. Bunun dıĢında, BirleĢmiĢ Milletlerle çalıĢan ve kâr gayesi gütmeyen sivil toplum örgütleri de bulunduğu, bunlardan biri olan ―HALO‖ nün bugüne kadar 5 milyon mayın temizlediği, 7 bin tane mayın temizleme uzmanına sahip bulunduğu da uluslararası piyasada bilinmektedir. Açıklanan bütün bu durum ve nedenler ortada iken, mayın temizleme iĢinin ―mayından temizlenen taĢınmazların, tarımsal faaliyetlerde kullandırılması karĢılığında yaptırılmasını‖ öngören bir düzenleme getirilmesinde ısrarlı olunması ―saklı bir amaç‖ güdüldüğünü göstermektedir. Anayasa Mahkemesi, ―iptali istenen hükümle kapalı olarak bir amaç güdülüp güdülmediğini‖ araĢtırabildiğini, çeĢitli kararlarında ifade etmiĢtir; ama kanun koyucunun saklı amacını ortaya koyabilmek, her zaman kolay değildir. (Bkz. E.1978/31, K.1978/50, K.t. 02.11.1978; E.1963/124, K.1963/243, K.t. 11.10.1963 sayılı Anayasa Mahkemesi Kararları) Anayasa Mahkemesi‘nin bu tür denetimlerinde, kanunun gerekçesinden, yasama organındaki görüĢmelerden veya yapılan düzenlemenin daha çok siyasal nedenlere dayanıp dayanmadığı hususlarından yararlanarak sonuca vardığı görülmektedir. (Bkz. E.1963/124, K.1963/243, K.t. 11.10.1963; E.1963/145, K.1967/20, K.t. 27.06.1967; E.1988/14, K.1988/18, K.t. 14.06.1967 sayılı Anayasa Mahkemesi Kararları) Kanun koyucu, takdirine bırakılmıĢ konularda, düzenleme yetkisini kullanırken, kuĢkusuz, Anayasa kuralları ile kamu yararının ve kamu düzeninin gereklerine ve hukukun genel ilkelerine de bağlı kalmak durumundadır. (Bkz. E.1980/1, K.1980/25, K.t. 29.04.1980; E.1963/124, K.1963/243, K.t. 11.10.1963 sayılı Anayasa Mahkemesi Kararları) Bu, Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkesinin gereğidir. Anayasanın 2 nci maddesinde, ―Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk Devletidir.‖ denilmektedir. Yasaların kamu yararına dayanması gereği, kuĢkusuz hukuk devletinin önde gelen koĢullarından birisini oluĢturmaktadır. Bu konuda Anayasa Mahkemesi‘nin yerleĢmiĢ anlayıĢını yansıtan kararlarında belirtildiği gibi; Anayasanın 2 nci maddesinde tanımlandığı üzere Devletimiz bir hukuk devletidir. Hukuk devleti ilkesinin öğeleri arasında yasaların kamu yararına dayanması ilkesi vardır. Bu ilkenin anlamı kamu yararı düĢüncesi olmaksızın baĢka deyimle yalnızca özel çıkarlar veya yalnızca belli kiĢilerin yararına olarak herhangi bir yasa kuralının konulamayacağıdır. Buna göre çıkarılması için kamu yararı bulunmayan yalnızca özel çıkarlar veya yalnızca belli kiĢilerin yararına olan bir yasa kuralı, Anayasanın 2 nci maddesine aykırı nitelikte olur ve dava açıldığında iptali gerekir. Buna göre yasaların, amaç öğesindeki sakatlık baĢlıbaĢına bir aykırılık nedeni oluĢturabilecektir. Açıklanan nedenlerle, Ġptali istenen (3) numaralı fıkranın birinci ve ikinci cümleleri amaç öğesindeki sakatlık nedeniyle Anayasanın 2 nci maddesine aykırıdır. Hukuk devleti, tüm etkinliklerinde hukuka ve Anayasaya uyan devlettir. Anayasanın egemenliği ve bağlayıcılığı yanında yasakoyucunun uymak zorunda bulunduğu ilkeler ve evrensel hukuk kuralları vardır. Evrensel hukuk ilkelerine göre, yasaların genel, soyut ve nesnel olması, kiĢiye özgü olmaması gerekmektedir. Yasaların bu ögelere uygun çıkarılması hukuk devleti olabilmenin koĢullarındandır. Anayasa Mahkemesi‘nin çeĢitli kararlarında da vurgulandığı gibi, yasaların genelliği ilkesi, özel, güncel ve geçici bir durumu gözetmeyen, belli bir kiĢiyi hedef almayan, aynı statüdeki herkesi kapsayan kuralların getirilmesini zorunlu kılmaktadır. 5903 sayılı Yasa‘nın özellikle belirli Ģirketlere, Türkiye – Suriye kara sınırındaki taĢınmazları, tarımsal faaliyetlerde kullandırma amacı taĢıyan 2 nci maddesinin (3) numaralı fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerindeki düzenleme, yasaların genel, soyut ve nesnel olmasını gerektiren evrensel hukuk kurallarıyla ve Anayasanın hukuk devleti ilkesiyle bağdaĢmamaktadır. Diğer taraftan, 5903 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (3) numaralı fıkrasının ilk cümlesindeki ―ile müstakil kullanımı mümkün olmayan ve bu taĢınmazlarla bütünlük teĢkil eden Hazineye ait diğer taĢınmazların‖ tümcesi de, Anayasanın 2 nci maddesine aykırıdır. Çünkü Hazineye ait olup mayından temizlenecek alanlar ile gerek müstakil kullanımı mümkün olmayan, gerek bütünlük teĢkil eden taĢınmazların hangi taĢınmazlar olduğu Yasa‘da gösterilmemiĢtir. Anayasanın 2 nci maddesinde belirtilen hukuk devletinin temel unsurlarından birisi de hukuk güvenliğini sağlamasıdır. Hukuk güvenliği, kurallarda belirlilik ve öngörülebilirlik gerektirir. Belirlilik ve öngörülebilirlik özellikleri taĢımayan ve dolayısı ile hukuki güvenlik sağlamayan kurallar Anayasanın Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğunu ifade eden 2 nci maddesi ile bağdaĢmaz. Söz konusu tümce, bağlı ve belirsiz bir yetki içerdiğinden hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Öte yandan, Anayasanın BaĢlangıç Bölümünün 5 inci paragrafında ise ―Hiçbir düĢünce ve mülahazanın Türk milli menfaatlerinin ..... karĢısında korunma göremeyeceği‖ ilkesi ile, Anayasanın öngördüğü hukuk düzeni içinde, milli menfaatlerin her Ģeyin üstünde tutulması gereği belirlenmiĢtir. Gerek Türkiye‘nin güvenliği açısından son derece ciddi sakıncalar yaratacak olması, gerek yabancı bir ülkenin menfaatlerine hizmet eden bir nitelik taĢıması nedeniyle Türk Milli menfaatleri bağdaĢmadığı kuĢkusuz olan iptali istenen (3) numaralı fıkranın birinci ve ikinci cümleleri, Anayasanın BaĢlangıç Bölümünün 5 inci paragrafına da aykırıdır. Türkiye‘nin güvenliği açısından son derece ciddi sakıncaları olduğu gören CHP, 178.500 dekarı mayın döĢenmiĢ, toplam 216 bin dekar arazinin mayından temizlenmesi ve arazinin mayınları temizleyenlere tarımsal amaçlı kullandırılması hususunda hazırlanan ―31.01.2005 tarih ve 2005/8450 sayılı, 13.06.2005 tarih ve 2005/8982 sayılı ve 27.06.2005 tarih ve 2005/9076 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları ile söz konusu Kararnamelere dayanılarak Maliye Bakanlığı tarafından tesis olunan ihale iĢlemlerinin‖ iptali ve yürütmenin durdurulması istemi ile DanıĢtay‘da dava açmıĢtır. DanıĢtay Onüçüncü Dairesi 11.03.2009 tarihli ve E.2007/3295, K.2009/2843 sayılı kararında, ―Olayda, mayınlı sahanın temizlenmesi ve tarımsal faaliyetlerde kullanılması için idarece belirlenmiĢ süreler esas alınarak, tarımsal alanların kullanımı için önerilecek en az süreler üzerinden ihaleye çıkarıldığı anlaĢılmıĢ olup, dava konusu kararnamelerle, mayın temizleme faaliyeti ve ihale iĢlemleri ile görevlendirilen Maliye Bakanlığı‘nca mayının temizlenmesi hizmetinin satın alınması ile temizlenen arazinin tarımsal amaçlı kullandırılması iĢinin aynı ihalede birleĢtirilmesi durumunda, söz konusu ihtiyaçların en iyi Ģekilde ve uygun Ģartlarla karĢılandığından söz edilemeyeceğinden, dava konusu ihale Ģartnamelerinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır‖ Nitekim dava konusu Ģartnamelere göre yapılan ihalelerden birinde rekabetin sağlanamaması, diğerinde ise katılımın olmaması nedeniyle ihalelerin yapılamaması da ihtiyaçların en iyi Ģekilde, uygun Ģartlarla ve zamanında karĢılanması ve ihalede açıklık ve rekabetin sağlanması Ģartlarının gerçekleĢtirilmesinin mümkün olamayacağını göstermektedir. 2886 sayılı Yasa‘nın anılan 2 nci maddesi hükmünde belirtildiği gibi, mayınlı sahanın temizlenmesi ile temizlenen arazinin tarımsal faaliyetlerde kullandırılması iĢlerinin, aralarında doğal bir bağlantı bulunmadığı ve aynı istekli tarafından karĢılanması mutad olmadığı için, söz konusu iĢlerin bir ihalede toplanması anılan 2 nci maddeye uygun olmadığı gibi mayınlı arazinin temizlenmesi ve temizlenen arazinin tarımsal amaçlı kullanılması ihtiyaçlarının en iyi Ģekilde ve uygun Ģartlarla karĢılandığından da söz edilemeyeceğinden, anılan iki ihtiyacın bir ihale ile karĢılanması hukuken ve iĢin niteliği icabı mümkün bulunmamaktadır.‖ denilerek söz konusu kararnamelere dayalı olarak Maliye Bakanlığı tarafından düzenlenen ihale Ģartnamelerinin iptaline karar verilmiĢtir (Ek. 2). Anayasanın 138/4 üncü maddesi gereği, yasama organı dahil bütün devlet organları ―mahkeme kararlarına uymak zorundadır, bu organlar, mahkeme kararlarını hiçbir surette değiĢtiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez‖. Aksi taktirde, yargı bağımsızlığı söz konusu olamaz ve hukuk devletinden de söz edilemez. (Sabuncu, Yavuz, Anayasaya GiriĢ, 8. Basım, Ġmaj Yayıncılık, Ankara 2002, s.186). Kamu yararını gerçekleĢtirmek ereğiyle yasakoyucu değiĢik yolların seçimini siyasi tercihlerine göre yapmakta serbesttir. Ancak, yasakoyucunun kiĢisel, siyasi ya da saklı bir amaç güttüğü durumlarda, yani kamu yararı dıĢındaki özel ve baĢka bir amaca ulaĢmak için bir konuyu yasayla düzenlediği durumlarda bir ―yetki saptırması‖ ve giderek de amaç öğesi bakımından yasanın sakatlığı ve dolayısıyla Anayasanın 2 nci maddesinde belirtilen hukuk devleti ilkesine aykırılığı söz konusu olur. Anayasa Mahkemesinin 24.12.2003 tarih ve E.2002/43, K.2003/103 sayılı kararında da Anayasanın 138 inci maddesi uyarınca yasama organının yapacağı düzenlemelerde daha önce aynı konuda verilen yargı kararlarını etkisiz kılacak biçimde yasa çıkarmamak yükümlülüğü olduğu çok açık bir Ģekilde vurgulanmıĢtır. Yüce Mahkeme‘nin bu kararınca aynen Ģöyle denilmiĢtir: ―Anayasa Mahkemesinin pek çok kararında tanımlandığı gibi, hukuk devleti; insan haklarına saygı gösteren, bu hakları koruyucu adil bir hukuk düzeni kuran, bunu sürdürmeye kendisini yükümlü sayan, bütünüyle hukuka uyan devlet demektir. Hukuk devleti niteliğini kazanmanın vazgeçilmez koĢullarından birisi mahkeme kararlarına uyulma zorunluluğudur. Anayasanın 138 inci maddesinde; Yasama ve yürütme organları ile idarenin, mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin, mahkeme kararlarını hiç bir surette değiĢtiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği öngörülmüĢtür. Bu kural gereğince yasama organının yapacağı düzenlemelerde daha önce aynı konuda verilen yargı kararlarını etkisiz kılacak biçimde yasa çıkarmamak yükümlülüğü vardır.‖ Ġptali istenen cümleler ile yapılan düzenleme, yargı kararının uygulanmasının engellenmesi amacıyla gerçekleĢtirilmiĢ olduğundan, burada bir yetki saptırması vardır ve düzenleme amaç bakımından da sakattır. Bu nedenle söz konusu düzenleme Anayasanın 2 nci maddesinde ifade edilen hukuk devleti ilkesiyle bağdaĢmadığı gibi, yargı bağımsızlığını zedelediği için Anayasanın 138 inci maddesine de aykırı düĢmektedir. Ayrıca yasama erkinin, yargı kararlarının etkisizleĢtirilmesi için kullanılmasını, Anayasanın BaĢlangıç kısmının dördüncü paragrafı ile 7 nci, 8 inci ve 9 uncu maddelerinde ifade edilen kuvvetler ayrılığı ilkesi ile bağdaĢtırmak da olanaksızdır. Üzerinde durulması gereken bir baĢka husus da, iptali istenen kuralın getirdiği düzenlemenin içerik bakımından kamu yararı amaçlanarak ortaya konulup konulmadığıdır. Bir hukuk devletinde, devlet erki kullanılarak yapılan tüm kamu iĢlemlerinin nihaî amacının ―kamu yararı‖ olması gerekir. Bu gereklilik, kamu yararını, yasama organının takdir yetkisi için de bir sınır konumuna getirir. Nitekim Anayasa Mahkemesinin 28.01.2004 tarihli ve E.2003/86, K.2004/6 sayılı kararında, ―Anayasanın 2 nci maddesinde belirtilen hukuk devleti, her eylem ve iĢlemi hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliĢtirerek sürdüren, Anayasaya aykırı durum ve tutumları benimseyen, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, yasaların üstünde Anayasanın ve yasakoyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri bulunduğu bilincinde olan devlettir. Yasaların kamu yararına dayanması gereği kuĢkusuz hukuk devletinin temel değerlerinden birini oluĢturmaktadır.‖ denilmiĢtir. DanıĢtay Onüçüncü Hukuk Dairesi yukarıda açıklanan kararında, yapılan iĢlemin 2886 Sayılı Yasa‘nın 2 nci Maddesine aykırı oluĢu yanında, mayınlı sahanın temizlenmesi ve temizlenen arazinin temizleyenlere kullandırılması iĢlerinin aynı ihalede yapılması durumunda söz konusu ihtiyaçların en iyi Ģekilde ve uygun Ģartlarla karĢılanamayacağını da kararının gerekçesi olarak ortaya koymuĢtur. Bu durumda, iptali istenilen kurallar kamu ihalelerinde gözetilmesi gereken temel ilkelerden saydamlık, rekabet, güvenirlik, kamuoyu denetimi, ihtiyaçların uygun zamanda, uygun Ģartlarda karĢılanması ve kaynakların verimli kullanılması ilkelerine uymadığı gibi, aralarında kabul edilebilir doğal bağlantı olmadığı sürece, mal alımı, hizmet alımı ve yapım iĢlerinin bir arada ihale edilemeyeceği ilkesine de uygun düĢmemektedir. Anayasa, yasa koyucuya, toplumsal ihtiyaçlar doğrultusunda tarımsal alanda düzenleme yapma yetkisi vermektedir. Ancak yasa koyucu bu yetkiyi kullanırken, kamu yararı amacını gütmek ve Anayasanın ilgili diğer kurallarına da uymak zorundadır. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası BaĢkanı Gökhan Günaydın, Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, mayınlı arazilerin tarıma kazandırılması konusunda yaptığı konuĢmada özetle; mayınlı arazilerin tarıma açılması durumunda, kooperatif yapı altında ziraat mühendisleri ve köylü üreticilerin birlikte çalıĢması sağlandığında, hem 15 binin üzerinde üretici ve mühendis istihdamının yaratılacağını, hem de gerçekleĢtirilecek yüz binlerce tonluk üretimle giderek artan tarım ürünü ithalatı için harcanan kaynağın azaltılabileceğini açıklamıĢtır. (Ek. 3) Görüldüğü üzere, Devletin teknik ve mali desteği de verilerek, doğası gereği temiz bu topraklarda organik tarım yaptırılmasının; hem ülke ekonomisine, hem bölge insanının refahına ve hem de toplumsal barıĢa ciddi bir katkının sağlanabileceği çok açıktır. Böyle son derece önemli bir imkânı yok sayan düzenlemenin, bu açıdan da kamu yararına dayanmadığı kuĢkusuzdur. Yasama erkinin kamu yararı amacına yönelik olarak kullanılmaması halinde yasama yetkisinin saptırılması olayı ortaya çıkar. Yasaların kamu yararına dayanmadığı bir yönetim ve bu alanda yetki saptırılması durumu hukuk devleti adı verilen yönetimle ve hukuk devletini cumhuriyetin nitelikleri arasında sayan Anayasanın 2 nci maddesi ile bağdaĢmaz. Açıklanan nedenlerle iptali istenen kurallar, kamu yararına da dayanmamaktadır. Öte yandan, mayından temizlenecek arazide gerçek hak sahibi olanlar, arazisi daha evvel kamulaĢtırılmıĢ olanlar ile topraksız bölge insanıdır. 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 22 nci maddesinin birinci fıkrasında, ‖KamulaĢtırmanın ve bedelinin kesinleĢmesinden sonra taĢınmaz malların kamulaĢtırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kalmaması halinde, keyfiyet idarece mal sahibi veya mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyurulur. Bu duyurma üzerine mal sahibi veya mirasçıları, aldığı kamulaĢtırma bedelini üç ay içinde ödeyerek taĢınmaz malını geri alabilir.‖ denilmiĢtir. Bu hükme dayanan kamulaĢtırma etiğimize göre de, kamulaĢtırmayı gerektiren nedenler ortadan kalktığında gayrimenkul eski sahibine (kamulaĢtırmada ödenen bedel tahsil edilerek) iade edilir. Anayasanın 2 nci maddesinde belirtilen hukuk devleti, eylem ve iĢlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygı gösteren, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliĢtirerek sürdüren, Anayasaya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayıp yargı denetimine açık olan, yasaların üstünde yasakoyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri ve Anayasa bulunduğu bilincinde olan devlettir (Any. Mah. 04.06.2003 tarihli ve E.2002/132, K.2003/46 sayılı kararı). Adaletli bir hukuk düzeninin gereği, Suriye sınırındaki toprakların kamulaĢtırılma nedeni ortadan kalktığında, eski sahiplerine, (kamulaĢtırılırken ödenen paraların tahsili Ģartıyla) iade edilmesidir. Ġptali istenen kurallar bu yönüyle de Anayasanın 2 nci maddesine aykırıdır. Diğer taraftan, 2001 Genel Tarım Sayımı sonuçlarına göre Türkiye‘deki 3,075,000 tarım iĢletmesinin 54,321‘inin hiç toprağı yoktur ve topraksız çiftçi – köylü ailelerinin çok büyük kısmı da bu bölgededir. Temizlenecek arazinin AB ülkeleri ortalamasında olduğu gibi 130‘ar dönümlük parseller halinde bölgenin topraksız ve az topraklı ailelerine verilmesi durumunda, yaklaĢık 1660 ailenin toprak sahibi yapılması olasıdır. Anayasanın 44 üncü maddesinin birinci fıkrasında. ―Devlet; toprağın verimli olarak iĢletilmesini korumak ve geliĢtirmek, erozyonla kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraĢan köylüye toprak sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri alır‖ hükmüne amirdir. Bu hükümle Anayasa Devlete, topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraĢan köylüye toprak sağlamak görevi verilmiĢtir. Servet ve gelir eĢitsizliklerinin temelinde toprak mülkiyetindeki eĢitsizlikler yatabilir. Bu durumda, toprak dağılımındaki bu eĢitsizlikler giderilmedikçe, gelir ve servet eĢitsizliklerinin azaltılması oldukça güçtür. ĠĢte Anayasamız, 44 üncü maddesinde, ―Devlet; …, topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraĢan köylüye toprak sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri alır‖ demektedir (Gözler K., Türk Anayasa Hukuku Dersleri, Bursa 2000 s. 147). Anayasanın 44 üncü maddesi, tüm ülke topraklarını içeren bir kural niteliğinde bulunduğundan, devletçe önlem alınmasının, mayından temizlenen yerlerin devlet elindeyken daha kolay olacağında duraksanamaz. Hem organik tarıma uygun, hem de sulak olan söz konusu arazilerin mayından temizleme iĢini ―yap – iĢlet – devret‖ modeli ile 44 yıllığına ihaleye çıkararak, bu arazilerin topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraĢan ve bu arazilerin gerçek sahibi olan yöre insanına verilmesi yerine, yabancıların eline geçmesinin önünü açan ve dolayısıyla ekonomik kaynaklarımızın ve topraklarımızın teslimiyetçi bir anlayıĢla elden çıkarılması ve bölge halkının sömürülmesine zemin hazırlayan ve bölgenin zaten riskli olan güvenliği tümden kontrol dıĢı bir hâle getiren iptali istenen kurallar, Anayasanın 44 üncü maddesi ile de bağdaĢmamaktadır. b- (3) Numaralı Fıkranın Dördüncü ve Altıncı Cümlelerinin Anayasaya Aykırılığı (3) numaralı fıkranın dördüncü cümlesinde, bu fıkranın uygulanması halinde, ihale komisyonlarının oluĢumu ve çalıĢmasına iliĢkin esas ve usullerin Maliye Bakanlığı tarafından belirleneceği; altıcı cümlesinde, muayene ve kabul komisyonlarının görevleri ile çalıĢma esas ve usullerinin Genelkurmay BaĢkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığı temsilcilerinden oluĢan ortak bir komisyonca belirleneceği öngörülmüĢtür. Yürütme organına genel ve sınırları belirsiz kural koyma yetkisi verildiğinden (3) numaralı fıkranın iptali istenen söz konusu dördüncü ve altıncı cümleleri de, yukarıda (3) numaralı baĢlık altında açıklanan nedenlerle Anayasanın 7 nci ve 8 inci maddelerine aykırıdır. Açıklanan nedenlerle, 04.06.2009 tarih ve 5903 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile Ġhale ĠĢlemleri Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin (3) numaralı fıkrasının; a- Birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasanın 2 nci, 3 üncü, 7 nci, 8 inci, 9 uncu, 44 üncü ve 138 inci maddelerine ve BaĢlangıcın 1 inci ve 5 inci paragrafına aykırı olduğundan, b- Dördüncü ve altıncı cümlelerinin Anayasanın 7 nci ve 8 inci maddelerine aykırı olduğundan, iptal edilmesi gerekmektedir. 5) 04.06.2009 Tarihli ve 5903 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile Ġhale ĠĢlemleri Hakkında Kanunun 3 üncü Maddesinin ―taĢınmazların temizleme karĢılığı tarımsal faaliyetlerde kullandırılması süresi ise,‖ Tümcesinin Anayasaya Aykırılığı Ġptali istenen tümce, yukarıda (4) numaralı baĢlık altında açıklanan nedenlerle Anayasanın 2 nci, 3 üncü, 7 nci, 8 inci, 9 uncu, 44 üncü ve 138 inci maddelerine aykırı olup, iptali gerekmektedir. IV. YÜRÜRLÜĞÜ DURDURMA ĠSTEMĠNĠN GEREKÇESĠ Ulusal çıkarlara ve kamu yararına aykırı olan, Türkiye‘nin güvenliği açısından da son derece ciddi sakıncalar yaratacak olan ve Anayasa hükümlerine açıkça aykırı olan iptali istenen kuralların uygulanması halinde, sonradan giderilmesi olanaksız durum ve zararlar doğabilecektir. Öte yandan, Anayasal düzenin en kısa sürede hukuka aykırı kurallardan arındırılması, hukuk devleti sayılmanın da gereğidir. Anayasaya aykırılığın sürdürülmesinin, bir hukuk devletinde subjektif yararların üstünde, özenle korunması gereken hukukun üstünlüğü ilkesini de zedeleyeceği kuĢkusuzdur. Hukukun üstünlüğü ilkesinin sağlanamadığı bir düzende, kiĢi hak ve özgürlükleri güvence altında sayılamayacağından, bu ilkenin zedelenmesinin hukuk devleti yönünden giderilmesi olanaksız durum ve zararlara yol açacağında duraksama bulunmamaktadır. Bu zarar ve durumların doğmasını önlemek amacıyla, Anayasaya açıkça aykırı olan iptali istenen hükümlerin iptal davası sonuçlanıncaya kadar yürürlüklerinin de durdurulması istenerek Anayasa Mahkemesine dava açılmıĢtır. V. SONUÇ VE ĠSTEM Yukarıda açıklanan gerekçelerle, 04.06.2009 tarihli ve 5903 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile Ġhale ĠĢlemleri Hakkında Kanunun; 1) 1 inci maddesinin ―ve bu suretle elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması‖ tümcesinin Anayasanın 2 nci, 3 üncü, 7 nci, 8 inci, 9 uncu, 44 üncü ve 138 inci maddelerine ve BaĢlangıcın 1 inci ve 5 inci paragrafına aykırı olduğundan, 2) 2 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının Anayasanın 2 nci ve 87 nci maddelerine aykırı olduğundan, 3) 2 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının üçüncü ve beĢinci cümlelerinin Anayasanın 7 nci ve 8 inci maddelerine aykırı olduğundan, 4) (3) numaralı fıkrasının; a- Birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasanın 2 nci, 3 üncü, 7 nci, 8 inci, 9 uncu, 44 üncü ve 138 inci maddelerine ve BaĢlangıcın 1 inci ve 5 inci paragrafına aykırı olduğundan, b- Dördüncü ve altıncı cümlelerinin Anayasanın 7 nci ve 8 inci maddelerine aykırı olduğundan, 5) 3 üncü maddesinin ―taĢınmazların temizleme karĢılığı tarımsal faaliyetlerde kullandırılması süresi ise‖ tümcesinin Anayasanın 2 nci, 3 üncü, 7 nci, 8 inci, 9 uncu, 44 üncü ve 138 inci maddelerine ve BaĢlangıcın 1 inci ve 5 inci paragrafına aykırı olduğundan, Ġptallerine ve uygulanmaları halinde giderilmesi güç ya da olanaksız zarar ve durumlar doğacağı için, iptal davası sonuçlanıncaya kadar yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesine iliĢkin istemimizi saygı ile arz ederiz.‖ II- YASA METĠNLERĠ A- Ġptali Ġstenilen Yasa Kuralları 4.6.2009 günlü, 5903 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile Ġhale ĠĢlemleri Hakkında Kanun‘un dava konusu kuralları da içeren maddeleri Ģöyledir: ―MADDE 1- (1) Bu Kanunun amacı; Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti arasındaki kara sınırında bulunan mayın (anti personel-anti tank mayınları) ile patlamamıĢ mühimmatın temizlenmesi, imha edilmesi ve bu suretle elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması iĢlemlerine iliĢkin esas ve usulleri düzenlemektir. Ancak, mayınlı alanda bulunan maden ve petrol gibi her türlü yeraltı zenginlikleri hakkında, 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanunu, 7/3/1954 tarihli ve 6326 sayılı Petrol Kanunu, 18/12/1953 tarihli ve 6200 sayılı Devlet Su ĠĢleri Umum Müdürlüğü TeĢkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanun ile diğer ilgili mevzuat hükümleri saklıdır. Ġhale iĢlemleri MADDE 2- (1) Mayın temizleme iĢi, öncelikle 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu Ġhale Kanununun “Ġstisnalar” baĢlıklı 3 üncü maddesinin (b) fıkrasında belirtilen istisna hükümlerine göre Milli Savunma Bakanlığınca yaptırılır. (2) Mayın temizleme iĢinin birinci fıkrada belirtilen usulle yaptırılamaması halinde, 4734 sayılı Kanun hükümlerine göre Maliye Bakanlığınca hizmet satın alınmak suretiyle yaptırılır. Mayından temizlenen alanlardaki Hazine taĢınmazlarının tasarrufu Maliye Bakanlığına geçer. Ġhale komisyonlarının oluĢumu ve çalıĢmasına iliĢkin esas ve usuller Maliye Bakanlığı tarafından belirlenir. Ġhale Ģartnamesinin hazırlanması ve yapılacak iĢin muayene ve kabulü, Genelkurmay BaĢkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığı temsilcilerinden oluĢan ortak bir komisyon tarafından yapılır. Muayene ve kabul komisyonlarının görevleri ile çalıĢma esas ve usulleri aynı komisyonca belirlenir. (3) Birinci ve ikinci fıkralar hükümleri çerçevesinde mayın temizleme iĢinin yaptırılamaması halinde, 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet Ġhale Kanunu ile 4734 sayılı Kanun hükümlerine tabi olmaksızın Hazineye ait ya da Maliye Bakanlığınca idare edilen mayından temizlenecek alanlar ile müstakil kullanımı mümkün olmayan ve bu taĢınmazlarla bütünlük teĢkil eden Hazineye ait diğer taĢınmazların, tarımsal faaliyetlerde kullandırılması karĢılığında, kullanım süresinden en fazla indirimi teklif edene ihale edilmek suretiyle yaptırılır. Ayrıca, söz konusu alanda bulunan ve diğer kamu kurum ve kuruluĢlarına ait olan taĢınmazlar da aynı yöntemle Maliye Bakanlığı tarafından ihale edilir. Mayınlı alanda bulunmakla birlikte, Bakanlar Kurulu kararı gereğince belirlenen askeri yasak bölge ile sınır hattı boyunca tesis edilecek sınır fiziki güvenlik sistemi için ihtiyaç duyulacak alanlar temizletilmekle birlikte, yüklenicinin kullanımına bırakılmaz. Bu fıkranın uygulanması halinde, ihale komisyonlarının oluĢumu ve çalıĢmasına iliĢkin esas ve usuller Maliye Bakanlığı tarafından belirlenir. Ġhale Ģartnamesinin hazırlanması ve yapılacak iĢin muayene ve kabulü, Genelkurmay BaĢkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığı temsilcilerinden oluĢan ortak bir komisyon tarafından yapılır. Muayene ve kabul komisyonlarının görevleri ile çalıĢma esas ve usulleri aynı komisyonca belirlenir. (4) Ġhaleyi yapan bakanlık gerekli gördüğü hallerde, taĢınmazları bir bütün olarak ya da kısımlara ayırmak suretiyle ihale edebilir. Bu Kanunun uygulanmasına iliĢkin bilgi, belge, teknik personel gibi talepler, diğer kamu kurum ve kuruluĢları tarafından öncelikle ve ivedilikle karĢılanır. (5) Temizlenecek mayınlı alanların öncelik sırası Genelkurmay BaĢkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, DıĢiĢleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığının mutabakatı ile belirlenir. Mayın temizleme ve arazi kullanım süreleri MADDE 3- (1) Maliye Bakanlığınca yapılacak kullanım karĢılığı temizleme ihalesinde, mayın temizleme süresi taĢınmazların yükleniciye tesliminden itibaren 5 yılı, taĢınmazların temizleme karĢılığı tarımsal faaliyetlerde kullandırılması süresi ise kabul iĢlemlerinin yapılmasından itibaren 44 yılı geçemez.‖ B- Dayanılan Anayasa Kuralları Dava dilekçesinde, Anayasa‘nın BaĢlangıç‘ı ile 2., 3., 7., 8., 9., 44., 87. ve 138. maddelerine dayanılmıĢtır. III- ĠLK ĠNCELEME Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 8. maddesi gereğince HaĢim KILIÇ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, Mustafa YILDIRIM, Serdar ÖZGÜLDÜR, ġevket APALAK, Serruh KALELĠ ve Zehra Ayla PERKTAġ‘ın katılımlarıyla 2.7.2009 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında; 1- Dosyada eksiklik bulunmadığından iĢin esasının incelenmesine, 2- Yürürlüğü durdurma isteminin bu konudaki raporun hazırlanmasından sonra karara bağlanmasına, OYBĠRLĠĞĠYLE karar verilmiĢtir. IV- YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI ĠSTEMĠNĠN ĠNCELENMESĠ 4.6.2009 günlü, 5903 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile Ġhale ĠĢlemleri Hakkında Kanun‘un; 1- 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci tümcesinde yer alan “… ve bu suretle elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması …” ibaresinin yürürlüğünün durdurulması isteminin, koĢulları oluĢmadığından REDDĠNE, OYBĠRLĠĞĠYLE, 2- 2. maddesinin (1) numaralı fıkrasının yürürlüğünün durdurulması isteminin, koĢulları oluĢmadığından REDDĠNE, OYBĠRLĠĞĠYLE, 3- 2. maddesinin (2) numaralı fıkrasının üçüncü ve beĢinci tümcelerinin yürürlüklerinin durdurulması isteminin, koĢulları oluĢmadığından REDDĠNE, Fulya KANTARCIOĞLU ile Zehra Ayla PERKTAġ‘ın karĢıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, 4- a- 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasının birinci, ikinci, dördüncü ve altıncı tümcelerinin, b- 3. maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan “… taşınmazların temizleme karşılığı tarımsal faaliyetlerde kullandırılması süresi ise …” ibaresinin, Anayasa‘ya aykırılığı konusunda güçlü belirtiler bulunduğu ve uygulanmaları halinde sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve zararların doğabileceği gözetilerek ESAS HAKKINDA KARAR VERĠLĠNCEYE KADAR YÜRÜRLÜKLERĠNĠN DURDURULMASINA, OYBĠRLĠĞĠYLE, 23.7.2009 gününde karar verilmiĢtir. V-ESASIN ĠNCELENMESĠ Dava dilekçesi ve ekleri, Raportör Ahmet KIRTEPE tarafından hazırlanan iĢin esasına iliĢkin rapor, iptali istenen Yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüĢülüp düĢünüldü: A- GENEL AÇIKLAMA 1996 yılında ―Ottawa Süreci‖ olarak bilinen anti-personel mayınların neden olduğu acılara ve kayıplara son vermek amacıyla bu mayınların tamamen yasaklanmasına yönelik olarak kapsamlı bir uluslararası çalıĢma baĢlatılmıĢ, bu çalıĢmaya baĢta Kanada, Avusturya ve Almanya olmak üzere birçok ülke ile sivil toplum örgütleri katılmıĢtır. Bu çalıĢmalar neticesinde, Kanada‘nın Ottawa Ģehrinde imzalandığı için kısaca ―Ottawa Sözleşmesi‖ olarak isimlendirilen ―Anti-Personel Mayınların Kullanımının, Depolanmasının, Üretiminin ve Devredilmesinin Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili Sözleşme‖ 1.3.1999 tarihinde yürürlüğe girmiĢtir. Söz konusu SözleĢme, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 12.3.2003 günlü, 4824 sayılı Kanun ile uygun bulunmuĢ ve bu Kanun 15.3.2003 günlü, 25049 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girmiĢtir. Ottawa SözleĢmesi; anti-personel mayınların kullanılmasını, depolanmasını, üretilmesini ve devredilmesini yasaklayan, taraf devletlere depolarındaki mayınları 4, döĢenmiĢ durumdaki mayınları ise 10 yıl içerisinde imha etme yükümlülüğü getiren, imha iĢlemi tamamlanana kadar mevcut döĢenmiĢ mayınların yerlerini belirlemek ve bu bölgeleri tecrit ederek sivillerin zarar görmesini engellemekle yükümlü kılan ve taraf devletler arasında mayınların imhası konusunda mali yardım ve teknolojik-bilimsel iĢbirliği yapılmasına imkân sağlayan bir SözleĢme‘dir. Ayrıca, 18.12.1981 günlü, 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu‘nun 31. maddesi ile bu maddeye dayanılarak Bakanlar Kurulunca çıkarılan 4.3.1992 günlü, 92/2795 sayılı Kararname‘de, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti arasındaki kara sınırı boyunca sınır iĢaretlerinin belirlenmesi ve yenilenmesi ile fiziki güvenlik sisteminin kurulması konusunda uyulacak ve uygulanacak esaslar belirlenerek, sınır belirleme ve yenileme iĢlemi ile sınır fiziki güvenlik sisteminin kurulmasında görevli ve sorumlu kurumlar tespit edilmiĢtir. Anılan Kararname‘de, mayın sahalarındaki temizleme iĢleminin Genelkurmay BaĢkanlığı tarafından yürütüleceği belirlenmiĢ ancak, mayın temizleme iĢleminin yöntemi konusunda herhangi bir düzenleme yapılmamıĢtır. 92/2795 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi‘ne ek olarak çıkarılan Esasların 6. maddesinde geçen mayın temizleme iĢinde Genelkurmay BaĢkanlığının görevli olduğu ifadesi, mayın temizleme faaliyetinin GAP Bölge Kalkınma Ġdaresi BaĢkanlığı koordinatörlüğünde yürütülmesine ve mayın temizleme faaliyetinin ihale iĢlemlerinin ise Maliye Bakanlığınca gerçekleĢtirilmesine imkân verecek Ģekilde 31.1.2005 günlü, 2005/8450 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değiĢtirilmiĢtir. DeğiĢtirilen hüküm, GAP Bölge Kalkınma Ġdaresinin görev süresinin 31.12.2005 tarihinde sona erecek olması nedeniyle, 13.6.2005 günlü, 2005/8982 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile mayın temizleme ve ihale iĢlemlerinin Maliye Bakanlığınca yürütülmesini sağlayacak Ģekilde düzenlenmiĢtir. Ayrıca, Ottawa SözleĢmesi‘ne paralel olarak, 27.6.2005 günlü, 2005/9076 sayılı Bakanlar Kurulu kararı gereğince belirlenen askeri yasak bölge ile sınır hattı boyunca tesis edilecek sınır fiziki güvenlik sistemi için ihtiyaç duyulacak alanlar hariç, diğer alanların tarımsal faaliyetlerde kullanılmak üzere yüklenicinin kullanımına bırakılmasına yönelik gerekli düzenlemeler yapılmıĢtır. 31.1.2005 günlü, 2005/8450 sayılı, 13.6.2005 günlü, 2005/8982 sayılı ve 27.6.2005 günlü, 2005/9076 sayılı Bakanlar Kurulu kararları ile söz konusu kararnamelere dayanılarak Maliye Bakanlığı tarafından tesis olunan ihale iĢlemlerinin iptali için BaĢbakanlık ve Maliye Bakanlığı aleyhine, DanıĢtay‘a dava açılmıĢtır. Söz konusu davaya iliĢkin DanıĢtay 13. Dairesi, 11.3.2009 gün ve E.2007/3295, K.2009/2843 sayılı kararıyla, yukarıda belirtilen Bakanlar Kurulu kararlarına iliĢkin davanın reddine, söz konusu kararnamelere dayalı olarak Maliye Bakanlığı tarafından düzenlenen ihale iĢlemlerinin iptaline karar vermiĢtir. Bu çerçevede Ottawa SözleĢmesi gereğince yürütülmesi gereken mayın temizleme faaliyetlerinin esas ve usullerinin belirlenmesi amacıyla kanuni düzenleme yapılması ihtiyacı ortaya çıkmıĢ ve bu amaçla 5903 sayılı Kanun yasalaĢtırılmıĢtır. B- ANAYASA’YA UYGUNLUK DENETĠMĠ 1- Kanun’un 1. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının Birinci Cümlesinde Yer Alan “…ve bu suretle elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması…” Ġbaresinin Ġncelenmesi Dava dilekçesinde, iptali istenen “…ve bu suretle elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması…” Ģeklindeki ibarenin Anayasa‘ya aykırılığı ile ilgili herhangi bir gerekçeye yer verilmeyerek Kanun‘un 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasının birinci, ikinci, dördüncü ve altıncı cümlelerine iliĢkin gerekçelere atıf yapılarak kuralın, Anayasa‘nın BaĢlangıç‘ı ile 2., 3., 7., 9., 44. ve 138. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüĢtür. Ġptali istenen ibare, 5903 sayılı Kanun‘un amaç ve kapsamını belirleyen 1. maddesinde yer almaktadır. Bu maddede Kanun‘un amacının, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti arasındaki kara sınırında bulunan mayınlar ile patlamamıĢ mühimmatın temizlenmesi, imha edilmesi ve bu suretle elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması olduğu ifade edilmiĢ, Kanun‘un 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasındaki düzenlemenin aksine, mayından temizlenmiĢ taĢınmazların tarımsal faaliyette kullanılması herhangi bir hizmetin karĢılığı olma önkoĢuluna bağlanmamıĢtır. Anayasa‘nın 44. maddesinde, toprağın verimli iĢletilmesini korumak ve geliĢtirmek, erozyonla kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraĢan köylüye toprak sağlamak amacıyla Devlete gerekli tedbirleri alma görevi verilmiĢtir. Kanun koyucunun mayından temizlenecek taĢınmazlar için tarımsal faaliyette kullanılması gibi özel bir amaç öngörerek düzenleme yapmasının Anayasa‘ya aykırı bir yönü bulunmamaktadır. Ayrıca, Anayasa‘nın 45. maddesinde, Devletin tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dıĢı kullanılmasını ve tahribini önlemek, tarımsal üretim ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraĢanların iĢletme araç ve gereçlerinin ve diğer giderlerinin sağlanmasını kolaylaĢtırma ödevi olduğu belirtilmiĢtir. Dava konusu kuralın da yer aldığı Kanun‘un 1. maddesinde mayından temizlenmiĢ ve uzun yıllar tarım faaliyeti yapılmamıĢ verimi yüksek arazilerin tarımsal faaliyette kullanılmasının öngörülmesi, Anayasa‘nın 45. maddesinin de bir gereği olarak anlaĢılmalıdır. Açıklanan nedenlerle, dava konusu kural Anayasa‘nın 44. maddesine aykırı değildir. Ġptal isteminin reddi gerekir. Kuralın, Anayasa‘nın BaĢlangıç‘ı ile, 2., 3., 7., 9. ve 138. maddeleri ile ilgisi görülmemiĢtir. 2- Kanun’un 2. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının Ġncelenmesi Dava dilekçesinde, dava konusu kuralda, mayın temizleme iĢinin, öncelikle 4734 sayılı Kamu Ġhale Kanunu‘nun istisnalar baĢlıklı 3. maddesinin (b) fıkrasında belirtilen istisna hükümlerine göre Milli Savunma Bakanlığınca yaptırılacağının hükme bağlandığı ancak 4734 sayılı Kanun‘a tabi olmayan iĢin ihalesine iliĢkin esas ve usullerin ne olacağının gösterilmediği ayrıca, mayından temizlenecek alanlardaki hazine taĢınmazları ile söz konusu alanda bulunan ve diğer kamu kurum ve kuruluĢlarına ait olan taĢınmazlar üzerindeki tasarruf yetkisinin de Milli Savunma Bakanlığına tanınmadığı, dolayısıyla dava konusu kuralın, belirlilik ve öngörülebilirlik özellikleri taĢımadığı belirtilerek kuralın, Anayasa‘nın 2. ve 87. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüĢtür. Kanun koyucu, Kanun‘un 2. maddesinde, mayından temizlenecek arazilerin temizleme iĢi ile ilgili olarak üç ayrı ihale yöntemi belirlemiĢtir. Bu yöntemler kendi aralarında öncelik sırasına tabi olup yürütmeye bu yöntemlerden birini seçme hakkı tanınmamıĢtır. Kanun‘un 2. maddesinin dava konusu kural olan (1) numaralı fıkrasında, mayın temizleme iĢinin öncelikle 4734 sayılı Kanun‘un ―istisnalar‖ baĢlıklı 3. maddesinin (b) fıkrasında belirtilen istisna hükümlerine göre Milli Savunma Bakanlığınca yaptırılacağı kuralına yer verilmiĢtir. Bu yöntemle mayınların temizlenmesi hâlinde, temizlenen arazilerin tarımsal faaliyette kullanılması, tamamen mayın temizleme iĢinden ayrı tutulmuĢtur. Kanun koyucu, mayınlı arazilerin öncelikle tarımsal faaliyette kullanılma karĢılığında ihale edilmesini değil, Milli Savunma Bakanlığınca ihale edilerek yaptırılmasını, bu yöntemle temizleme iĢinin yapılamaması durumunda Maliye Bakanlığınca hizmet satın alma yoluyla yapılmasını, bu Ģekilde de temizleme faaliyetinin yapılamaması durumunda, tarımsal faaliyette kullanılması karĢılığında yaptırılmasını öngörmektedir. Dava konusu kuralda, kanun koyucu, mayın temizleme iĢinin öncelikle 4734 sayılı Kanun‘un 3. maddesinin (b) fıkrasında belirtilen istisna hükümlerine göre Milli Savunma Bakanlığınca yapılacağı kuralına yer vermiĢtir. 4734 sayılı Kanun, kamu hukukuna tabi olan veya kamunun denetimi altında bulunan ya da kamu kaynağı kullanan kamu kurum ve kuruluĢlarının yapacakları ihalelerde uygulanacak esas ve usulleri belirleyen bir Kanun‘dur. Ancak kanun koyucu, 4734 sayılı Kanun‘un 3. maddesinde bazı kurum ve kuruluĢlar ile maddede belirtilen konularla ilgili olarak yapılacak mal ve hizmet alımlarının 4734 sayılı Kanuna tabi olmayacağını belirlemiĢtir. 4734 sayılı Kanun‘un ―istisnalar‖ baĢlıklı 3. maddesinin (b) bendinde, ―Savunma, güvenlik veya istihbarat alanları ile ilişkili olduğuna veya gizlilik içinde yürütülmesi gerektiğine ilgili bakanlık tarafından karar verilen veya mevzuatı uyarınca sözleşmenin yürütülmesi sırasında özel güvenlik tedbirleri alınması gereken veya devlet güvenliğine ilişkin temel menfaatlerin korunmasını gerektiren hallerle ilgili olan mal ve hizmet alımları ile yapım işleri,”nin bu Kanun‘a tabi olmadığı belirtilmiĢtir. Mayından temizlenecek arazinin sınır bölgesinde yer alması, bu bölgede kaçakçılığın ve terör faaliyetlerinin yoğun olarak yaĢanması, bölgede birinci dereceden askeri yasak bölgelerin bulunması ile bu bölgede yürütülecek faaliyetin niteliği dikkate alındığında Milli Savunma Bakanlığı tarafından yaptırılacak mayın temizleme iĢinin, 4734 sayılı Kanun‘un 3. maddesinin (b) bendinde sayılan ―devlet güvenliğine ilişkin temel menfaatlerin korunmasını gerektiren haller‖ kapsamında kaldığı açıktır. 4734 sayılı Kanun‘un geçici 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde ise ―Bu Kanunun 3 üncü maddesinin (b) bendine ilişkin esas ve usuller ilgili kurumlar tarafından; …ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınmak suretiyle Kanunun yürürlüğe gireceği tarihe kadar hazırlanarak, Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulur.‖ kuralına yer verilmiĢtir. 4734 sayılı Kanun‘un 3. maddesinin (b) bendi kapsamında yapılacak ihalelere iliĢkin ekli esasların yürürlüğe konulması amacıyla Milli Savunma Bakanlığının 20.3.2009 günlü, 295 sayılı yazısı üzerine, 4734 sayılı Kanun‘un geçici 4. maddesine göre, Bakanlar Kurulu'nca 20.4.2009 gününde 2009/14973 sayılı Kararname ve eki yayımlanarak yürürlüğe konmuĢtur. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler değerlendirildiğinde, 5903 sayılı Kanun‘un 2. maddesinin dava konusu kural olan (1) numaralı fıkrasına göre mayın temizleme iĢi, Milli Savunma Bakanlığı tarafından, bu maddenin yollamasıyla 4734 sayılı Kanun‘un 3. maddesinin (b) bendi uyarınca, aynı Kanun‘un geçici 4. maddesinin Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan 2009/14973 sayılı Kararname‘nin ekindeki esaslara göre yapılacaktır. Anayasa‘nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel unsurlarından biri de hukuki belirlilik ilkesidir. Hukuki belirliliğin amacı bireyin özgür tercihlerinin sonucunu öngörebilmesini sağlamak, böylece yönetimde keyfiliğin önüne geçmektir. Hukuki belirlilik, kanunla düzenlenen her konunun kazuistik yöntemle hazırlanması ve tüm ayrıntıları içermesi anlamına da gelmemektedir. Bu durum yasama yetkisinin genelliği ilkesinin de bir sonucu olarak görülmektedir. Dava konusu kural ile 4734 sayılı Kanun‘da yer alan düzenlemeler, mayınlı arazilerin temizlenmesi ihalesinin yürütülmesinde herhangi bir belirsizliğe neden olmayacak düzeyde esas ve usulleri içermektedir. Ayrıca mayın temizleme faaliyetinin milli güvenliği ilgilendiren, teknik ve uzmanlık gerektiren bir iĢ olması nedeniyle kanun koyucunun dava konusu kuralda, ihale iĢlemi ile ilgili ayrıntılı düzenlemelere yer vermemesi, hukuki belirlilik ilkesine aykırılık oluĢturmaz. Açıklanan nedenlerle, dava konusu kural Anayasa‘nın 2. maddesine aykırı değildir. Ġptal isteminin reddi gerekir. Kuralın, Anayasa‘nın 87. maddesiyle ilgisi görülmemiĢtir. 3- Kanun’un 2. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının Üçüncü ve BeĢinci Cümlelerinin Ġncelenmesi Dava dilekçesinde, Kanun‘un 2. maddesinin (2) numaralı fıkrasının üçüncü cümlesinde, ihale komisyonlarının oluĢumu ve çalıĢmasına iliĢkin esas ve usullerin Maliye Bakanlığı tarafından, dördüncü cümlesinde ise muayene ve kabul komisyonlarının görevleri ile çalıĢma esas ve usullerinin Genelkurmay BaĢkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığı temsilcilerinden oluĢan ortak bir komisyonca belirlenmesinin öngörüldüğü, Anayasa‘nın gösterdiği ayrık hâller dıĢında yürütmenin asli düzenleme yetkisinin bulunmadığı, bu yetkinin Anayasa‘nın 7. maddesinde Türküye Büyük Millet Meclisine ait olduğu, temel ilkeler konulup çerçevesi çizilmeden ihale komisyonları ile muayene ve kabul komisyonlarının oluĢumu ve çalıĢmasına iliĢkin esas ve usulleri belirleme yetkisinin idareye verilemeyeceği belirtilerek kuralların, Anayasa‘nın 7. ve 8. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüĢtür. Mayın temizleme iĢinin Milli Savunma Bakanlığı tarafından Kanun‘un 2. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen usulle yaptırılamaması halinde, 2. maddenin ikinci fıkrasında Maliye Bakanlığına, 4734 sayılı Kamu Ġhale Kanunu hükümlerine göre hizmet satın almak suretiyle yaptırılması için yetki verildiği, mayından temizlenen alandaki hazineye ait taĢınmazların tasarrufunun Maliye Bakanlığına geçeceği, iptali istenen üçüncü cümlede ise hizmet satın almak suretiyle yapılacak ihalede, ihale komisyonlarının oluĢumu ve çalıĢmasına iliĢkin esas ve usullerin Maliye Bakanlığı tarafından belirleneceği kuralına yer verilmiĢtir. Fıkrada ayrıca ihale Ģartnamesinin hazırlanması ve yapılacak iĢin muayene ve kabulünün Genelkurmay BaĢkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığı temsilcilerinden oluĢan ortak bir komisyon tarafından yapılacağı belirtilmiĢ, iptali istenen beĢinci cümlesinde ise muayene ve kabul komisyonlarının görevleri ile çalıĢma esas ve usullerinin aynı komisyonca belirleneceği kuralına yer verilmiĢtir. Kanun koyucu Kanun‘un 2. maddesinin (2) numaralı fıkrasında, mayın temizleme iĢinin Maliye Bakanlığı tarafından hizmet satın almak suretiyle 4734 sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak yapılacağını belirtmiĢ ise de, ihale komisyonlarının oluĢumu ve çalıĢmasına iliĢkin esas ve usullerin belirlenmesiyle ilgili istisna getirerek bu konunun düzenlenmesi hususu idareye bırakılmıĢtır. Ġhale Ģartnamesinin hazırlanması ile muayene ve kabulün Genelkurmay BaĢkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığı temsilcilerinden oluĢan ortak bir komisyon tarafından yapılacağı Kanun‘da belirlenmekle birlikte bu komisyonun görevleri ile çalıĢma esas ve usulleri konusunda da idareye yetki verilmiĢtir. Anayasa‘nın 7. maddesinde, yasama yetkisinin Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisine ait olduğu ve bu yetkinin devredilemeyeceği, 8. maddesinde ise yürütme yetkisi ve görevinin kanunlara uygun olarak kullanılacağı ve yerine getirileceği belirtilmiĢtir. Yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesi, kanun koyucunun temel ilkeleri koymadan, çerçeveyi çizmeden yürütmeye yetki vermemesi, sınırsız, belirsiz bir alanı yönetimin düzenlemesine bırakmamasını belirten bir ilkedir. Ancak kanun koyucu, milli güvenliği ilgilendiren, teknik ve uzmanlık gerektiren konularda ne gibi önlemlerin alınacağının önceden belirlenmesindeki zorlukları gözeterek yürütmeye belirli konuları düzenleme yetkisi verebilir. Mayından temizlenecek arazinin sınır bölgesinde olması, bölgenin jeopolitik konumu ve yapılacak iĢin milli güvenliği ilgilendirmesi gibi nedenlerle hızlı karar almayı sağlamak için kanun koyucunun, ihale komisyonlarının oluĢumu ve çalıĢmasına iliĢkin esas ve usullerin belirlenmesi ile muayene ve kabul komisyonunun görevleri ve çalıĢma esas ve usullerinde, genel ilkeye istisna getirerek bu konuda idareye yetki vermesi yasama yetkisinin devri olarak nitelendirilemez. Açıklanan nedenlerle, dava konusu kural Anayasa‘nın 7. ve 8. maddelerine aykırı değildir. Ġptal isteminin reddi gerekir. 4- Kanun’un 2. Maddesinin (3) Numaralı Fıkrasının Birinci, Ġkinci, Dördüncü ve Altıncı Cümlelerinin Ġncelenmesi a- Birinci ve Ġkinci Cümlelerin Ġncelenmesi Dava dilekçesinde, (3) numaralı fıkranın birinci ve ikinci cümlelerinde, birinci ve ikinci fıkralar çerçevesinde mayın temizleme iĢinin dünyanın hiçbir yerinde uygulanmayan yapiĢlet-devret usulü ile ihale edilmesinin öngörüldüğü, hisse senetlerinin uluslararası sermaye piyasalarında iĢlem gören bir Ģirket tarafından ihalenin alınması sonucunda ülkemizin Suriye sınırlarının Türkiye Cumhuriyetinin dıĢında kontrol edilmesine neden olabileceği, mayından temizlenmesi gereken alanın 216 bin dekar büyüklüğünde 877 km. uzunluğunda Suriye sınırına paralel yer alan sınır arazisi olduğu, mayınlı arazinin gerisinde birinci sınıf ve ikinci sınıf askeri yasak bölge bulunduğu, bölgenin ülke güvenliği açısından son derece önemli olduğu, mayın temizleme iĢinin yabancı Ģirketlere yaptırılması halinde ise kendi topraklarımızın üstünde, baĢka bir ülkenin fiili kontrol ve hâkimiyetini 44 yıl süre ile kabul etme durumunun ortaya çıkacağı ayrıca dava konusu kuralların kamu ihalelerinde gözetilmesi gereken temel ilkelerden saydamlık, rekabet, güvenilirlik, kamuoyu denetimi, ihtiyaçların uygun zamanda uygun Ģartlarda karĢılanması ve kaynakların verimli kullanılması ilkelerine uymadığı, mal, hizmet ve yapı iĢlerinin bir arada ihale edilemeyeceği belirtilerek kuralların, Anayasa‘nın BaĢlangıç‘ı ile 2., 3., 7., 8., 9., 44. ve 138. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüĢtür. Kanun‘un 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasında kanun koyucu, anılan maddenin (1) ve (2) numaralı fıkra hükümleri çerçevesinde mayın temizleme iĢinin yaptırılamaması hâlinde, 2886 sayılı Devlet Ġhale Kanunu ile 4734 sayılı Kanun hükümlerine tabi olmaksızın Hazineye ait ya da Maliye Bakanlığınca idare edilen mayından temizlenecek alanlar ile müstakil kullanımı mümkün olmayan ve bu taĢınmazlarla bütünlük teĢkil eden Hazineye ait diğer taĢınmazların, tarımsal faaliyetlerde kullandırılması karĢılığında, kullanım süresinden en fazla indirimi teklif edene ihale edilmek suretiyle yaptırılacağı ayrıca söz konusu alanda bulunan ve diğer kamu kurum ve kuruluĢlarına ait olan taĢınmazların da aynı yöntemle Maliye Bakanlığı tarafından ihale edileceğini belirtmiĢtir. Kanun‘un 2. maddesinin (3) numaralı fıkrası, mayın temizleme iĢinin anılan maddenin (1) ve (2) numaralı fıkralarına göre yaptırılamaması hâlinde uygulanacak bir kuraldır. Anılan maddenin (3) numaralı fıkrasına göre yapılacak mayın temizletme ihalesi, herhangi bir ihale kanununa tabi olmaksızın, Kanun‘un 2. ve 3. maddelerinde belirtilen hükümlere göre Maliye Bakanlığı tarafından yaptırılacaktır. Kanun‘daki düzenlemeye göre, mayın temizletme iĢi, mayından temizlenecek alanlarla birlikte müstakil kullanımı mümkün olmayan ve mayınlı taĢınmazlarla bütünlük teĢkil eden Hazineye ait diğer taĢınmazlar ile söz konusu alanda bulunan ve diğer kamu kurum ve kuruluĢlarına ait olan taĢınmazların tarımsal faaliyette kullandırılması karĢılığında yaptırılacaktır. Kanun‘un 2. maddesinin (3) numaralı fıkrası, birbirinden farklı konuları bir arada bulunduran ve bu yönüyle 2886 sayılı Kanun‘dan, 4734 sayılı Kanun‘dan ve 3996 sayılı YapĠĢlet-Devret Kanunu‘ndan farklı, kendine özgü, yeni bir ihale yöntemi öngörmektedir. Kanun koyucu, uygulanmakta olan maliye politikalarının gereği olarak, bütçe disiplininden taviz vermeden ve bütçeye ek yük getirmeden yıllardır atıl olan mayınlı arazilerin ekonomiye kazandırılması ve mayın temizleme iĢi ile temizlenen taĢınmazların kullanım hakkının bir arada mevcut ihale kanunlarıyla yaptırılmasının zorluklarını dikkate alarak 5903 sayılı Kanun‘un 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasında yeni bir ihale yöntemi getirmiĢtir. Ġleri teknoloji veya yüksek maddi kaynak ihtiyacı duyulan projelerin gerçekleĢtirilmesinde kanun koyucunun, özel bir finansman modeli geliĢtirerek, yatırım bedelinin sermaye Ģirketine veya yabancı Ģirkete, belli bir arazinin tarımsal faaliyette kullandırılması suretiyle ödenmesini öngörmesi takdir yetkisi içindedir. Anayasa‘nın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesinin gereği olarak kanun koyucu, herhangi bir konuda düzenleme yaparken, kamu yararının en iyi Ģekilde gerçekleĢmesini sağlayacak yöntemleri araĢtırmak ve göz önünde tutmak zorundadır. Kanun koyucu yasama yetkisine dayanarak mevcut ihale kanunlarından farklı yeni bir düzenleme yapabilir. Ayrıca, mayın temizleme ile temizlenen arazilerin tarım yapılmak üzere iĢletmeye açılması gibi niteliği tamamen farklı iki iĢi bir arada ihale edilmesine imkân tanıyan yasal düzenleme de yapabilir. Ancak, kanun koyucunun, yapacağı bu düzenlemelerde kendisine tanınan takdir yetkisini, rekabeti artırıcı tedbirlerle kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak anayasal sınırlar içinde kullanması gerekir. Dava konusu kurallarda, mayınlı olmamakla birlikte müstakil kullanımı mümkün olmayan ve mayınlı arazilerle bütünlük teĢkil eden Hazineye ait diğer taĢınmazlar ile diğer kamu kurum ve kuruluĢlarına ait taĢınmazların fiziki sınırlarının kanun koyucu tarafından belirlenmeden konu idarenin takdirine bırakılmıĢtır. Kanun koyucu, Hazineye ait taĢınmazlarla ilgili ―müstakil kullanımı mümkün olmama‖, ―mayınlı arazilerle bütünlük teşkil etme‖ gibi ölçütler belirlerken, diğer kamu kurum ve kuruluĢlarına ait taĢınmazların nitelikleri hakkında somut herhangi bir ölçüte yer vermemiĢtir. Dava konusu kurallarda belirtilen ve temizleme karĢılığı kullanıma terk edilecek olan ―kamu kurum ve kuruluşlarına ait‖ mayınsız araziler için kanun koyucu hiçbir ayrım yapmaksızın sadece söz konusu alan içinde bulunmalarını yeterli görerek bu taĢınmazların da idare tarafından ihale edileceğini kurala bağlamıĢtır. Bir taĢınmazın idare tarafından çok farklı amaçlarla kullanımı mümkün olduğundan, temizleme karĢılığı kullanıma terk edilecek Hazineye ait taĢınmazların belirlenmesinde yürütmeye bırakılan yetkinin sınırlarının da kanunda açık ve belirli olması gerekir. Bir hususta idareye yetki verilirken, bunun yasama yetkisinin devri niteliğinde olmaması için düzenlenecek olan alanın esaslı konularının kanunda yeterince belli edilmiĢ, sınırlarının ve çerçevesinin yeterince belirlenmiĢ olması gerekmekte olup, dava konusu kuralların bu nitelikleri taĢımadığı sonucuna varılmıĢtır. Açıklanan nedenlerle, dava konusu kurallar Anayasa‘nın 2. ve 7. maddelerine aykırıdır. Ġptali gerekir. Kuralların, Anayasa‘nın BaĢlangıç‘ı ile 3., 8., 9. ve 138. maddeleriyle ilgisi görülmemiĢtir. Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Serdar ÖZGÜLDÜR, Zehra Ayla PERKTAġ ve Celal Mümtaz AKINCI bu görüĢe farklı gerekçeyle katılmıĢlardır. b- Dördüncü ve Altıncı Cümlelerin Ġncelenmesi Dava dilekçesinde, dava konusu kuralların yürütme organına genel ve sınırları belirsiz kural koyma yetkisi verdiği belirtilerek kuralların, Anayasa‘nın 7. ve 8. maddelerine aykırı olduğu ile sürülmüĢtür. Kanun‘un 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasının dava konusu olan dördüncü ve altıncı cümleleri, anılan maddenin (2) numaralı fıkrasının üçüncü ve beĢinci cümleleriyle aynı düzenlemeleri içermektedir. Bu nedenle, iptal isteminin aynı gerekçelerle reddi gerekir. 5- Kanun’un 3. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasında Yer Alan “…taşınmazların temizleme karşılığı tarımsal faaliyetlerde kullandırılması süresi ise…” Ġbaresinin Ġncelenmesi Dava dilekçesinde, Kanun‘un 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasının birinci, ikinci, dördüncü ve altıncı cümlelerine iliĢkin gerekçelere atıf yapılarak kuralın, Anayasa‘nın BaĢlangıç‘ı ile 2., 3., 7., 9., 44. ve 138. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüĢtür. Kanun‘un dava konusu kuralın da yer aldığı 3. maddesi, mayın temizleme ve arazi kullanım sürelerini belirleyen ve uygulanması, mayın temizleme ihalesinin Kanun‘un 2. maddesinin (1) veya (2) numaralı fıkrasına göre yapılamaması ön koĢuluna bağlı olan bir düzenlemedir. Kanun‘un 3. maddesine göre, Maliye Bakanlığı tarafından 2. maddenin (3) numaralı fıkrasına göre yapılacak kullanım karĢılığı temizleme ihalesinde, mayın temizleme süresi, taĢınmazların yükleniciye tesliminden itibaren 5 yılı, taĢınmazların temizleme karĢılığı tarımsal faaliyette kullandırılması süresi ise kabul iĢlemlerinden itibaren 44 yılı geçemeyecektir. Kanun‘un 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “… ve bu suretle elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması …” ibaresine iliĢkin gerekçede belirtilen nedenlerle dava konusu kural, Anayasa‘nın BaĢlangıç‘ı ile 2., 3., 7., 9., 44. ve 138. maddelerine aykırı değildir. Ġptal isteminin reddi gerekir. C- ĠPTALĠN DĠĞER KURALLARA ETKĠSĠ 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 43. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanunun belirli kurallarının iptali, diğer kimi kurallarının veya tümünün uygulanmaması sonucunu doğuruyorsa, bunların da Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilebileceği öngörülmektedir. 5903 sayılı Kanun‘un 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin iptali nedeniyle, bu fıkranın dördüncü ve altıncı cümleleri ile Kanun‘un 3. maddesinin tamamının 6216 sayılı Kanun‘un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince iptali gerekir. VI- YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI ĠSTEMĠNĠN ĠNCELENMESĠ 4.6.2009 günlü, 5903 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile Ġhale ĠĢlemleri Hakkında Kanun‘un: A- 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasının birinci ve ikinci cümleleri, 2.6.2011 günlü, E.2009/45, K.2011/88 sayılı kararla iptal edildiğinden, bu cümlelerin, uygulanmasından doğacak sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve zararların önlenmesi ve iptal kararının sonuçsuz kalmaması için kararın Resmî Gazete‘de yayımlanacağı güne kadar YÜRÜRLÜĞÜNÜN DURDURULMASINA, B- 1- 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “… ve bu suretle elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması …” ibaresine, 2- 2. maddesinin; a- (1) numaralı fıkrasına, b- (2) numaralı fıkrasının üçüncü ve beĢinci cümlelerine, c- (3) numaralı fıkrasının dördüncü ve altıncı cümlelerine, 3- 3. maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan “… taşınmazların temizleme karşılığı tarımsal faaliyetlerde kullandırılması süresi ise …” ibaresine, yönelik iptal istemleri, 2.6.2011 günlü, E.2009/45, K.2011/88 sayılı kararla reddedildiğinden, bu fıkra, cümle ve ibarelere iliĢkin YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI ĠSTEMĠNĠN REDDĠNE, 2.6.2011 gününde OYBĠRLĠĞĠYLE karar verilmiĢtir. VII- SONUÇ 4.6.2009 günlü, 5903 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile Ġhale ĠĢlemleri Hakkında Kanun‘un: A- 1- 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “… ve bu suretle elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması …” ibaresinin Anayasa‘ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDĠNE, 2- 2. maddesinin; a- (1) numaralı fıkrasının, b- (2) numaralı fıkrasının üçüncü ve beĢinci cümlelerinin, Anayasa‘ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDĠNE, c- (3) numaralı fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasa‘ya aykırı olduğuna ve ĠPTALĠNE, d- (3) numaralı fıkrasının dördüncü ve altıncı cümlelerinin Anayasa‘ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDĠNE, 3- 3. maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan “… taşınmazların temizleme karşılığı tarımsal faaliyetlerde kullandırılması süresi ise …” ibaresinin Anayasa‘ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDĠNE, B- 1- 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu fıkranın dördüncü ve altıncı cümlelerinin, 2- 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin iptal edilmesi nedeniyle, 3. maddesinin tamamının, uygulanma olanağı kalmadığından, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince ĠPTALĠNE, 2.6.2011 gününde OYBĠRLĠĞĠYLE karar verildi. BaĢkan HaĢim KILIÇ BaĢkanvekili Osman Alifeyyaz PAKSÜT BaĢkanvekili Serruh KALELĠ Üye Fulya KANTARCIOĞLU Üye Fettah OTO Üye Serdar ÖZGÜLDÜR Üye Zehra Ayla PERKTAġ Üye Recep KÖMÜRCÜ Üye Alparslan ALTAN Üye Burhan ÜSTÜN Üye Engin YILDIRIM Üye Nuri NECĠPOĞLU Üye Hicabi DURSUN Üye Celal Mümtaz AKINCI Üye Erdal TERCAN DEĞĠġĠK GEREKÇE 4.6.2009 tarih ve 5903 sayılı Kanun‘un 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin iptaline iliĢkin karara aĢağıdaki değiĢik gerekçe ile katılıyoruz: Anayasa‘nın ―BaĢlangıç‖ının 5. paragrafında, hiçbir faaliyetin Türk milli menfaatleri ve paragrafta sayılan diğer esaslar karĢısında korunma göremeyeceği, Anayasa‘nın, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakat gösterilerek yorumlanıp uygulanması gerektiği ifade edilmektedir. Anayasa Mahkemesi‘nin 13.6.1985 tarih ve E.1984/14, K.1985/7 sayılı kararında ―…Ülke devletin asli ve maddi unsurlarından biridir. Ülke olmadan devlet olmaz. Ülke devlet otoritesinin geçerli olacağı alanı belli eder. Devlet sahip olduğu kurucu unsur niteliğini taĢıyan üstün kudretine dayanmak suretiyle ülkede yerleĢik olan ve devletin diğer asli-maddi unsurunu oluĢturan insan topluluğunun güvenliğini ve yararını kollamak ve gözetmek durumundadır. Bu asli görevi nedeniyledir ki, ülke üzerinde egemenliğe dayalı üstün bir hakka sahiptir. Toprak ile alakalı konuda insan haklarına saygılı, ölçülü, adil bir sınırlama Devlet için bir nefsi müdafaa tedbiri niteliğindedir; böyle bir tedbirden vazgeçebilmek çoğu kez olası değildir… Toprak, devletin vazgeçilmesi olanaksız temel unsuru, egemenlik ve bağımsızlığın simgesidir… 1982 Anayasası‘nın 2. maddesinde, insan haklarına toplumun huzuru, milli dayanıĢma ve adalet anlayıĢı içinde saygılı olunacağı hükmüne yer vermek suretiyle 1961 Anayasası‘na nazaran Devlet ve toplumun çıkarlarına öncelik tanımıĢtır. BaĢlangıcın 5. paragrafında (halen 3. paragraf) getirilen -millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız Ģartsız Türk milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kiĢi ve kuruluĢun, bu Anayasa‘da gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiĢ hukuk düzeni dıĢına çıkamayacağı- ilkesi ile tüm kuruluĢ ve kiĢilerin bu hukuk düzeni dıĢına çıkması engellenmiĢtir… BaĢlangıcın 7. paragrafında (halen 5. paragraf) ise -Hiçbir düĢünce ve mülahazanın Türk milli menfaatlerinin … karĢısında koruma göremeyeceği- ilkesi ile de Anayasa’nın öngördüğü hukuk düzeni içinde milli menfaatlerin her Ģeyin üstünde tutulması gereği belirlenmiĢtir…” denilmektedir. 877 kilometre uzunluğunda bulunan Türkiye-Suriye hududuna yarım asır önce ülkemizce yerleĢtirilen kara mayınlarının temizlenmesi ve temizlenen alanların ―tarımsal amaçlı‖ kullanılması hususu yasa koyucunun takdir alanına giren bir konu olmakla beraber; 5903 sayılı Kanun‘un 2. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları çerçevesinde mayın temizleme iĢinin yaptırılamaması halinde, 2886 ve 4734 sayılı Kanunlar hükümlerine tâbi olmaksızın, yerli-yabancı ayırımı yapılmadan Maliye Bakanlığı‘nca bu iĢin ihale yoluyla yaptırılması, Türk hudutlarının bir bölümünü yabancı unsurlara açılması sonucunu doğurabilecektir. Maliye Bakanlığı‘nca yapılacak ihaleyi yabancı firmaların alması halinde, bu hudut bölgesinin 44 yıla kadar yabancı unsurlar eliyle tarım amaçlı kullanımı söz konusu olabilecektir. Bunun ise Türk milli menfaatleri ile ne ölçüde bağdaĢtığı, cevaplanması gereken bir Anayasal sorun olarak ortaya çıkacaktır. Kendi yurttaĢlarına dahi hudut bölgelerinde sıkı kontrol ve güvenlik tedbirleri uygulayan Devletin, yabancı unsurlara (Ģirketlere) 877 kilometrelik bir alanda hudutta tarımsal faaliyeti uygun görmesi düĢünülemez. Anayasa‘nın birçok maddesinde ifadesini bulan ―Milli güvenlik‖ kavramı, yine Anayasa‘nın BaĢlangıcına göre her Ģeyin üzerinde tutulması gereken ―Türk milli menfaatleri‖ ile birlikte düĢünüldüğünde; sözkonusu kuralların evleviyetle belirtilen Anayasal ilkelerle uyum içinde olduğundan söz edilemez. Kıyıları, çevreyi, ormanları özel surette koruma altına alan anayasa koyucunun, Türk hudutları için bu tür bir koruma öngörmediği düĢünülemez. Anayasa Mahkemesi‘nin yukarıda iĢaret edilen kararında da iĢaret edildiği üzere, toprak ve hele hudutlar ile ilgili konularda insan haklarına saygılı, ölçülü, adil bir sınırlama, Devlet için bir nefsi müdafaa tedbiri niteliğindedir ve çoğu kez böyle bir tedbirden vazgeçebilmek mümkün değildir. Devletin egemenliği ve bağımsızlığının simgesi olan ülke topraklarının en önemli bir parçası olan hudut bölgelerinin, salt ekonomik nedenlerle yabancı unsurlara açılması sonucunu doğuran kurallar, Anayasa‘nın BaĢlangıcı ile buradaki ilkeleri somutlaĢtıran Anayasa‘nın 3. ve 5. maddelerine de açık aykırılık teĢkil etmektedir. Açıklanan nedenlerle, belirtilen kuralların iptaline yukarıdaki değiĢik gerekçe ile katılıyoruz. BaĢkanvekili Osman Alifeyyaz PAKSÜT Üye Serdar ÖZGÜLDÜR Üye Zehra Ayla PERKTAġ Üye Celal Mümtaz AKINCI [R.G. 28 Mart 2013 – 28601] —— • —— Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından: Esas Sayısı : 2011/109 Karar Sayısı : 2012/145 Karar Günü : 11.10.2012 ĠTĠRAZ YOLUNA BAġVURAN : Kocaeli 1. Vergi Mahkemesi ĠTĠRAZIN KONUSU : 27.10.1999 günlü, 4458 sayılı Gümrük Kanunu‘nun 3. maddesinin, 18.6.2009 günlü, 5911 sayılı Kanun‘un 1. maddesiyle değiĢtirilen (9) numaralı bendinin (a) alt bendinde yer alan “…ve mali yükleri,” ibaresinin, Anayasa‘nın 73. maddesine aykırı olduğu ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istemidir. I- OLAY Davacı Ģirket adına ithal edilen emtiaya iliĢkin olarak tahakkuk ettirilen ek mali yükümlülük ve katma değer vergisine yönelik itirazın reddi üzerine açılan davada, itiraz konusu kuralın Anayasa‘ya aykırı olduğu kanaatine varan Mahkeme, iptali için baĢvurmuĢtur. II- ĠTĠRAZIN GEREKÇESĠ BaĢvuru kararının gerekçe bölümü Ģöyledir: ―DAVA KONUSU OLAY Davacı ...Anonim ġirketi vekili tarafından, müvekkili Ģirket adına tescilli 05.01.2007 tarih ve 36 sayılı serbest dolaĢıma giriĢ beyannamesi muhteviyatı eĢyaların, 2006/10852 sayılı Ġthalatta Geçici Korunma Önlemi Uygulanmasına ĠliĢkin Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca, geçici koruma önlemine tabi olduğundan bahisle eĢyaya iliĢkin vergi ve ek mali yüklerin teminata bağlanarak eĢyanın ithal edildiği, daha sonra bu geçici koruma önleminin 2007/11621 sayılı kararla kesin koruma önlemine dönüĢtürülmesi üzerine 03.08.2010 tarih ve 149 sayılı iĢlem ile teminata bağlanan ek mali yükümlülüğün ödenmesinin istenildiği, bu kararın 15.09.2010 tarihinde davacıya tebliği üzerine 29.09.2010 tarihinde Ġzmit Gümrük ve Muhafaza BaĢmüdürlüğü nezdinde itiraz edildiği, ancak bu itirazın 19.10.2010 tarih ve 887 sayılı kararla reddedilerek 04.11.2010 tarihinde tebliği üzerine ilk defa Ġstanbul Nöbetçi Vergi Mahkemesi kayıtlarına 02.12.2010 tarihinde giren dilekçe ile 887 sayılı olumsuz iĢlemin iptali ile ek mali yükümlülüğün kaldırılması istemiyle Gebze Gümrük Müdürlüğüne karĢı bakılan davanın açıldığı anlaĢılmıĢtır. Dosyanın Kocaeli 1. Vergi Mahkemesi tek hakimliğince incelenmesi sonucu olayda uygulanacak kural mahiyetinde bulunan 4458 sayılı Gümrük Kanununun 3. maddesinin 9. bendinin (a) alt bendine 5911 sayılı Kanun ile ilave olunan ―ve mali yükleri‖ ibaresinin Anayasanın 73. maddesine aykırı düĢtüğü sonucuna varılmıĢ ve iptali için gönderme kararı verilmesi gerekmiĢtir. MAHKEMEMĠZCE ANAYASAYA AYKIRI BULUNAN KANUN MADDESĠ: Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair 5911 sayılı Kanun‘un 1. maddesiyle 4458 sayılı Gümrük Kanununun 3. maddesinin 9. bendini değiĢtiren ―ithalat vergileri‖ deyimi, a) EĢyanın ithalinde ödenecek gümrük vergisi ile diğer eĢ etkili vergiler ve mali yükleri, b) Tarım politikası veya tarım ürünlerinin iĢlenmesi sonucu elde edilen bazı ürünlere uygulanan özel düzenlemeler çerçevesinde ithalatta alınacak vergileri ve diğer mali yükleri;‖ hükmünün, (a) bendinde yer alan ―ve mali yükleri‖ ibaresi aĢağıda belirtilen gerekçe ile olayın çözümünde uygulanacak kural mahiyetinde olup Anayasada beliren vergileme ilke ve kurallarına aykırı bulunmuĢ ve iptali için Anayasa Mahkemesine baĢvurulması zorunlu görülmüĢtür. ANAYASA AYKIRI GÖRÜLEN KURALIN ANLAM VE MAHĠYETĠ ĠLE DAVANIN ÇÖZÜMÜNE ETKĠSĠ : 6216 Sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 40. maddesinde; bir davaya bakmakta olan mahkemenin, bu davada uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa; iptali istenen kuralların Anayasanın hangi maddelerine aykırı olduklarını açıklayan gerekçeli baĢvuru kararının aslını, baĢvuru kararına iliĢkin tutanağın onaylı örneğini, dava dilekçesi, iddianame veya davayı açan belgeler ile dosyanın ilgili bölümlerinin onaylı örneklerini dizi listesine bağlayarak Anayasa Mahkemesine göndereceği; genel sekreterlik tarafından gelen evrakın kaleme havale edileceği ve keyfiyetin baĢvuran mahkemeye bir yazı ile bildirileceği, evrakın kayda giriĢinden itibaren on gün içinde baĢvurunun yöntemine uygun olup olmadığı inceleneceği, açık bir Ģekilde dayanaktan yoksun veya yöntemine uygun olmayan itiraz baĢvurularının, Mahkeme tarafından esas incelemeye geçilmeksizin gerekçeleriyle reddedileceği, Anayasa Mahkemesinin, iĢin kendisine noksansız olarak geliĢinden baĢlamak üzere beĢ ay içinde kararını verip açıklayacağı, bu süre içinde karar verilmezse ilgili mahkemenin davayı yürürlükteki hükümlere göre sonuçlandıracağı, ancak Anayasa Mahkemesinin kararının, esas hakkındaki karar kesinleĢinceye kadar gelmesi halinde mahkemenin buna uymak zorunda olduğu hükme bağlanmıĢ olup; Salt bir vergi kanunu olmayıp aynı zamanda Devletin temel fonksiyonlarından olan gümrük hizmetlerinde uygulanacak usul ve yöntemleri de kurala bağlayan, dolayısı ile 2576 sayılı idari yargı teĢkilatına iliĢkin Yasa uyarınca özel görevli vergi mahkemesi alanı dıĢında yer alan genel görevli idare mahkemesi görev alanına, hatta Kabahatler Kanunu gibi idari yargının dahi dıĢında olan adli yargı görev alanına girebilecek bir çok potansiyel uyuĢmazlık konusuna iliĢkin kuralı bünyesinde barındıran 4458 sayılı Gümrük Kanununun tanımlara iliĢkin 3. maddesi 5911 sayılı Kanunla değiĢtirilmeden önce ―ithalat vergileri deyimi, a) EĢyanın ithalinde ödenecek gümrük vergisi ile diğer eĢ etkili vergiler kuralı mevcut olduğundan ek mali yükümlülükler, vergi ve benzeri mali yükümlülük kapsamına girmediğinden vergi mahkemelerinin görev alanına da girmemekteydi. Ancak salt bu neviden alacaklarda gümrük idaresinin tahsile iliĢkin yetkisi olup olmadığı yolunda oluĢan tartıĢmaya son verilmek maksadıyla 5911 sayılı Kanun ile yapılan değiĢiklikte bu tanım kapsamına ―ve benzeri mali yükler‖ ibaresi eklenmiĢ, ek mali yükümlülük kavramı da vergi benzeri mali yükümlülükler kapsamına sokulurken aynı zamanda Yasakoyucu öngörmediği halde bu nev‘iden alacaklar idare mahkemelerinin görev alanından çıkartılmıĢ ve vergi mahkemelerinin görev alanına girmiĢtir. Oysa bu neviden alacakların bünyesini oluĢturan ana hükümlerde (DıĢ Ticaretin Düzenlenmesine iliĢkin Kanun) vergi nev‘iinden alacaklara iliĢkin olmazsa olmaz kuralı bulunan ―kanunilik‖ ilkesi yönünden bir düzeltme yapılmamıĢtır. Böylece vergi benzeri olmayan ek mali yükümlülüklerin Anayasanın 167. maddesi uyarınca Bakanlar Kurulu Kararı ile getirildiği ve olayın da bu minvalde incelenmesi gerektiği, ancak 4458 sayılı Kanuna sonradan eklenen ibare sebebi ile 1982 Anayasasının 73. maddesi kapsamında incelenmesi gerekeceği, bu gerekliliğin ise Bakanlar Kurulu Kararı ile çıkarılan tüm ek mali yükümlülüklerin iptali gibi ağır sonuçlar doğuracağı, zira son tahlilde ―verginin kanuniliği‖ ilkesi uyarınca Bakanlar Kurulu Kararları (BKK) ile ek mali yükümlülük konulamayacağı hususları kendiliğinden birer eĢitlik olarak belirmektedir. Bu cihetle Mahkememizde görülmekte olan davanın çözümlenmesinde doğrudan uygulanacak olan ve Mahkememizce Anayasaya aykırı olduğu kanısına varılan söz konusu maddenin Anayasa Mahkemesince iptalinin talep edilmesi icap etmiĢtir. ANAYASAYA AYKIRILIK SEBEBĠ: 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 73. maddesinin 2. fıkrasında, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konularak değiĢtirileceği veya kaldırılacağı 3. fıkrasında ise, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına iliĢkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aĢağı sınırlar içinde değiĢiklik yapmak yetkisinin Bakanlar Kuruluna verilebileceği düzenlemesine yer verilmiĢtir. Anayasanın 167/2. maddesinde, dıĢ ticaretin ülke ekonomisinin yararına olmak üzere düzenlenmesi amacıyla ithalat, ihracat ve diğer dıĢ ticaret iĢlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dıĢında ek mali yükümlülükler koymaya ve bunları kaldırmaya kanunla Bakanlar Kuruluna yetki verilebileceği düzenlenmiĢ, bu maddeye dayalı olarak; 4458 sayılı Gümrük Kanununun 55. maddesi ile 2976 sayılı DıĢ Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda, dıĢ ticaretin düzenlemesine yönelik ek tedbirler koyma veya konulan tedbirler üzerinde değiĢiklik yapma konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmiĢtir. Anılan Kanunlardan 2976 sayılı DıĢ Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun‘un 1. maddesinde, dıĢ ticaretin, ülke ekonomisinin yararına düzenlenmesini sağlamak amacıyla ithalat, ihracat ve diğer dıĢ ticaret iĢlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dıĢında ek mali yükümlülükler konulması ve kaldırılması, bu yükümlülüklere iliĢkin esasların tespit edilmesi ve oluĢan fonların kullanılması bu Kanun hükümlerine göre yürütüleceği, 2. maddesinde, Bakanlar Kurulunun bu Kanun kapsamındaki konularda düzenlemeler yapmaya yetkili olduğu, 3. maddesinde ise, ithalat, ihracat veya dıĢ ticaret iĢlemleri üzerine konulan ek mali yükümlülüklerin nev‘i, miktarı, tahsili, takibi, iadesi, gerektiğinde bütçeye irat kaydedilmesi, bir fonda toplanması ve fonun kullanım esasları Bakanlar Kurulu kararında gösterileceği ve ek mali yükümlülüklerin tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanacağı kurala bağlanmıĢtır. Bu hükümlere istinaden Bakanlar Kurulunca 2007/11621 sayılı Ġthalatın Korunma Önlemi Uygulanması Hakkında Karar çıkarılarak belirli mallar için belli oranlarda ek mali yüküm getirilmiĢ iken 4458 sayılı Gümrük Kanununun 3. maddesinde yer alan ―ithalat vergileri‖ deyimi, a) EĢyanın ithalinde ödenecek gümrük vergisi ile diğer eĢ etkili vergiler‖ Ģeklinde tanımlanmıĢ iken 5911 sayılı Kanun ile bu tanım kapsamına ―ve benzeri mali yükler‖ ibaresi eklenmiĢtir. Yukarıda yer verilen kuralların birlikte değerlendirilmesinden, bir kamu alacağının vergi ve benzeri mali yük olarak nitelendirilebilmesi için, öncelikle Kanunla düzenlenmesi gerektiği, zira 1982 Anayasasının 73. maddesinde; vergi, resim, harç ve benzeri mali yüküm koymanın kanun koyucunun yetkisinde bulunduğu kuralına yer verildiği, ancak Bakanlar Kuruluna bu yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına iliĢkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aĢağı sınırlar içinde değiĢiklik yapmak yetkisi verilebileceği; bu mali yükümlülükler dıĢında Anayasanın 167. maddesi uyarınca, dıĢ ticaretin düzenlenmesi amacıyla ek mali yüküm koyma konusunda da Bakanlar Kuruluna yetki verilebileceği açıklanarak, vergi ve benzeri mal yük ile ek mali yükümlülük arasındaki fark ortaya konulmuĢtur. Ancak 5911 sayılı Kanun ile 4458 sayılı Kanunun 3. maddesinde yapılan değiĢiklikle, ithalat vergilerinin kapsamına Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca getirilen ek mal yükümlülükler de sokularak Anayasanın 73. maddesine aykırı Ģekilde düzenleme yapıldığından ―ve benzeri mali yükler‖ ibaresinin iptal edilerek yürürlükten kaldırılması gerektiği düĢünülmektedir Açıklanan nedenlerle 4458 sayılı Gümrük Kanununun 3. maddesinde yer alan ―Ġthalat vergileri‖ deyiminin tanım ve kapsamına 5911 sayılı Kanun ile alınan ―ve benzeri mali yükler‖ ibaresinin Anayasanın 73. maddesine aykırılığı ve iptali hakkında karar verilmek üzere dava dosyasındaki belgelerin onaylı örneklerinin Anayasa Mahkemesine gönderilmesine, dava dosyasının bu hususta karar verilinceye veya dosyanın Anayasa Mahkemesine ulaĢtırılmasından itibaren beĢ aylık süre doluncaya kadar bekletilmesine 07.10.2011 tarihinde karar verildi.‖ III- YASA METĠNLERĠ A- Ġtiraz Konusu Yasa Kuralı 27.10.1999 günlü, 4458 sayılı Gümrük Kanunu‘nun 3. maddesinin, 18.6.2009 günlü, 5911 sayılı Kanun‘un 1. maddesiyle değiĢtirilen ve itiraz konusu kuralı da içeren (9) numaralı bendi Ģöyledir: ―9. ‗Ġthalat vergileri‘ deyimi, a) EĢyanın ithalinde ödenecek gümrük vergisi ile diğer eĢ etkili vergiler ve mali yükleri, b) Tarım politikası veya tarım ürünlerinin iĢlenmesi sonucu elde edilen bazı ürünlere uygulanan özel düzenlemeler çerçevesinde ithalatta alınacak vergileri ve diğer mali yükleri; … Ġfade eder.‖ B- Dayanılan Anayasa Kuralları BaĢvuru kararında, Anayasa‘nın 73. maddesine dayanılmıĢtır. IV- ĠLK ĠNCELEME Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 8. maddesi uyarınca HaĢim KILIÇ, Serruh KALELĠ, Alparslan ALTAN, Fulya KANTARCIOĞLU, Fettah OTO, Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Recep KÖMÜRCÜ, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri NECĠPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI ve Erdal TERCAN‘ın katılımlarıyla 3.11.2011 günü yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından iĢin esasının incelenmesine OYBĠRLĠĞĠYLE karar verilmiĢtir. V- ESASIN ĠNCELENMESĠ BaĢvuru kararı ve ekleri, Raportör Cengiz ERTEN tarafından hazırlanan iĢin esasına iliĢkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralı ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüĢülüp düĢünüldü: BaĢvuru kararında, bir kamu alacağının vergi ve benzeri mali yük olarak nitelendirilebilmesi için öncelikle kanunla düzenlenmesi gerektiği; Anayasa‘nın 73. maddesine göre, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülük koymanın kanun koyucunun yetkisinde olduğu; Bakanlar Kurulunun bu yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle, oranlarına iliĢkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aĢağı sınırlar içinde değiĢiklik yapma yetkisinin bulunduğu; bu mali yükümlülükler dıĢında Anayasa‘nın 167. maddesi uyarınca, dıĢ ticaretin düzenlenmesi amacıyla ek mali yükümlülük koyma konusunda da Bakanlar Kuruluna yetki verilebileceği ifade edilmek suretiyle vergi ve benzeri mali yük ile mali yükümlülük arasındaki farkın ortaya konulduğu ancak, 5911 sayılı Kanun ile 4458 sayılı Kanun‘un 3. maddesinde yapılan değiĢiklikle, ithalat vergilerinin kapsamına Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca getirilen ek mali yükümlülüklerin de dâhil edildiği belirtilerek kuralın, Anayasa‘nın 73. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüĢtür. Kanun‘un itiraz konusu kuralı da içeren (9) numaralı bendinde, ―İthalat vergileri‖ deyiminin, eĢyanın ithalinde ödenecek gümrük vergisi ile diğer eĢ etkili vergiler ve mali yükleri ifade ettiği belirtilmiĢtir. Anayasa‘nın 73. maddesinin üçüncü fıkrasında, ―Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.‖ denilerek verginin kanuniliği ilkesi benimsenmiĢtir. Anayasa'nın 167. maddesinin ikinci fıkrasında ise ―Dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına olmak üzere düzenlenmesi amacıyla ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek malî yükümlülükler koymaya ve bunları kaldırmaya kanunla Bakanlar Kuruluna yetki verilebilir.‖ denilmektedir. Anayasa‘nın 167. maddesine dayalı olarak çıkartılan ve Bakanlar Kuruluna yetki veren kanun, 2.2.1984 günlü, 2976 sayılı DıĢ Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun‘dur. Bu Kanun gereğince dıĢ ticaretin, ülke ekonomisinin yararına düzenlenmesini sağlamak amacıyla ithalat, ihracat veya dıĢ ticaret iĢlemleri üzerine konulan vergi ve benzeri yükümlülükler dıĢında ek mali yükümlülükler konulması ve kaldırılmasında Bakanlar Kurulu yetkilendirilmiĢtir. Kanun‘un itiraz konusu kuralı da içeren (9) numaralı bendindeki düzenleme ile gümrük vergileri tanımının içine diğer eĢ etkili vergiler ve mali yükler de dâhil edilerek gümrük idarelerince değiĢik adlarla tahsil edilen veya tahsil edilip edilmediği kontrol edilen tutarlar için de gümrük vergilerinin tâbi olduğu usul ve esasların uygulanması amaçlanmıĢtır. Böylece ek mali yükümlülükler için hak arama yolları, tahsil usulleri ve zamanaĢımı gibi konularda ithalat vergileriyle yeknesaklık sağlanmıĢ olmaktadır. BaĢvuru kararında, ek mali yükümlülüklerin, ithalat vergisi tanımı içine alınması nedeniyle ―vergilerin kanuniliği‖ ilkesi gereğince kanunla düzenlenmeleri gerektiği ileri sürülmüĢse de bu yükümlülüklerin ithalat vergileri kapsamında olmaları bunların niteliğinde ve içeriğinde bir değiĢikliğe yol açmamaktadır. Zira, ek mali yükümlülüklerin, ithalat vergisi içerisine konulması, bunların alınıĢ amaçlarını, türünü ve miktarını belirlemede Bakanlar Kurulunun yetkisini değiĢtirmemekte ve ek mali yükümlülüklere vergi niteliği kazandırmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa‘nın 73. maddesine aykırı değildir. Ġptal isteminin reddi gerekir. VI- SONUÇ 27.10.1999 günlü, 4458 sayılı Gümrük Kanunu‘nun 3. maddesinin, 18.6.2009 günlü, 5911 sayılı Kanun‘un 1. maddesiyle değiĢtirilen (9) numaralı bendinin (a) alt bendinde yer alan “… ve mali yükleri,” ibaresinin Anayasa‘ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDĠNE, 11.10.2012 gününde OYBĠRLĠĞĠYLE karar verildi. BaĢkan HaĢim KILIÇ BaĢkanvekili Serruh KALELĠ BaĢkanvekili Alparslan ALTAN Üye Fulya KANTARCIOĞLU Üye Mehmet ERTEN Üye Serdar ÖZGÜLDÜR Üye Osman Alifeyyaz PAKSÜT Üye Zehra Ayla PERKTAġ Üye Recep KÖMÜRCÜ Üye Burhan ÜSTÜN Üye Engin YILDIRIM Üye Nuri NECĠPOĞLU Üye Hicabi DURSUN Üye Celal Mümtaz AKINCI Üye Erdal TERCAN Üye Muammer TOPAL Üye Zühtü ARSLAN [R.G. 28 Mart 2013 – 28601] —— • —— Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından: Esas Sayısı : 2011/3 Karar Sayısı : 2012/153 Karar Günü : 18.10.2012 ĠTĠRAZ YOLUNA BAġVURAN : DanıĢtay Onüçüncü Daire ĠTĠRAZIN KONUSU : 16.12.2003 günlü, 5021 sayılı Bazı Kanunlarda DeğiĢiklik Yapılması ve Bankalar Kanunu Hükümlerine Ġstinaden Bankacılık ĠĢlemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme Ġzni Kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketi Hakkında Tesis Edilecek Bazı ĠĢlemler Hakkında Kanun‘un geçici 1. maddesinin (a) fıkrasının ikinci paragrafının “...Türkiye İmar Bankası T.A.Ş.’nin personelinin kurmuş olduğu munzam veya yardımlaşma sandık ve vakıflarına ait mevduat...” bölümünün, Anayasa‘nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istemidir. I- OLAY Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ. Memur ve Müstahdemleri Yardım ve Emekli Sandığı Vakfı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu kararı ile bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan, yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu‘na devredilen Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nde bulunan mevduatının ödenmesi için Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna baĢvurmuĢtur. Adı geçen Kurumca bu talebe süresi içerisinde cevap verilmeyerek talebin zımnen reddi üzerine davacı Vakıf tarafından red iĢleminin iptali istemiyle açılan davanın temyiz incelemesinde, itiraz konusu kuralın Anayasa‘ya aykırı olduğu kanısına varan DanıĢtay Onüçüncü Daire, iptali için baĢvurmuĢtur. II- ĠTĠRAZIN GEREKÇESĠ BaĢvuru kararının gerekçe bölümü Ģöyledir: ―Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ. Memur ve Müstahdemleri Yardım ve Emekli Sandığı Vakfı vekili Av. ... tarafından, bankacılık iĢlemleri yapma ve mevduat etme izni kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketi nezdinde bulunan mevduat hesapları karĢılığının ödenmesi için yapılan baĢvurunun zımnen reddine iliĢkin iĢlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden Ġstanbul 5. Ġdare Mahkemesi‘nin 20.07.2007 tarih ve E:2005/374, K:2007/1816 sayılı kararının temyizi üzerine oluĢturulan dosya incelenerek gereği görüĢüldü: 16.12.2003 tarih ve 5021 sayılı, Bazı Kanunlarda DeğiĢiklik Yapılması ve Bankalar Kanunu Hükümlerine Ġstinaden Bankacılık ĠĢlemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme Ġzni Kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketi Hakkında Tesis Edilecek Bazı ĠĢlemler Hakkında Kanun‘un geçici 1. maddesinde ―1.- a) 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 3.7.2003 tarihli ve 1085 sayılı Kararı ile bankacılık iĢlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ. tarafından kabul edilen ticari kuruluĢlar mevduatı ile diğer kuruluĢlar mevduatının sigortaya tâbi tasarruf mevduatı için uygulanan faiz hesaplama yöntemi kullanılmak suretiyle belirlenecek 3.7.2003 tarihli tutarları Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair 4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca mevduatların ödenmesinde izlenecek usul ve esaslara göre Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu aracılığıyla ödenir. Bu amaçla Hazine MüsteĢarlığınca, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna özel tertip Devlet iç borçlanma senedi ihraç edilir. Ancak, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunca bankacılık iĢlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin doğrudan ve dolaylı olarak banka sermayesinde payı olan her türlü ortakları ile bunların ana, baba, eĢ ve çocukları ile bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi baĢkan ve üyeleri genel müdür ve yardımcıları, imzaları bankayı ilzam eden memurları ile Ģube müdürleri veya bunlar adına hareket eden kiĢiler veya bu fıkrada belirtilen kiĢilerin ayrı ayrı veya birlikte doğrudan veya dolaylı olarak yönetim ve denetimine sahip oldukları kuruluĢlara ait ticari kuruluĢlar ve diğer kuruluĢlar mevduatı, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin personelinin kurmuĢ olduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait mevduat ile muvazaalı olduğu Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tespit edilen hesaplar için Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca herhangi bir ödeme yapılmaz. b) (a) fıkrası kapsamında yapılacak ödemeler hakkında, 4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin (2) numaralı fıkrası hükümleri uygulanır. Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ. nezdinde ticari kuruluĢlar ve diğer kuruluĢlar mevduatı bulunmamasına rağmen, sahte olarak düzenlediği veya sahte olduğunu bildiği belgeleri ibraz ederek veya ettirerek, kendisine veya bir baĢkasına ödeme yapılmasını talep eden kiĢiler hakkında 4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin (3) numaralı fıkrası hükümleri uygulanır. c) Türk Ceza Kanunu ve diğer kanunlardan doğan cezaî ve hukukî sorumluluklar saklıdır. d) Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ. nezdinde bulunan tasarruf, ticari kuruluĢlar ve diğer kuruluĢlar mevduatı ile ilgili olarak hak sahiplerine yapılacak ödemelere iliĢkin düzenlenecek belgeler her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır. e) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nce, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ. hesaplarında yapılan ve yapılacak incelemeler sonucunda; 4389 sayılı Bankalar Kanunu ve 4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ. mudilerine yapılan ödemelerde ve/veya bu madde uyarınca hak sahiplerine yapılan ödemelerde, mudi veya hak sahibinin beyanının aksine bir durumun ve/veya ilgiliye fazladan veya haksız bir ödeme yapıldığının tespiti halinde, ödenen meblağ, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca ilgilisinden tahsil edilir. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından mudi veya hak sahibi adına bir bankada hesap açılmıĢ olması halinde, açılan ve bloke edilen hesap, mudi veya hak sahibinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu adına doğmuĢ veya doğabilecek borcunun teminatı olarak baĢka bir iĢleme gerek olmaksızın, vade sonuna kadar Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu adına rehnedilmiĢ sayılır. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna herhangi bir sebeple borçlu olanların 4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin (1) numaralı fıkrası ve bu maddenin (a) fıkrası kapsamındaki alacakları, öncelikle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna olan borçlarına mahsup edilir. Bu hüküm, ödeme tarihinden önce kamu kurum ve kuruluĢları tarafından yapılacak yazılı bildirime istinaden diğer amme alacakları için de uygulanır. 4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin (1) numaralı fıkrası ve bu maddenin (a) fıkrası çerçevesinde Bakanlar Kurulunca mudilere ve hak sahiplerine vadeli ödeme yapılmasına karar verilmesi halinde, mudiler ve hak sahipleri adına açılacak hesapların rehin, haciz, temlik ve benzeri hukukî iliĢkilere konu edilseler dahi vadelerinden önce hesap sahipleri veya hak iddia eden üçüncü kiĢilere ödenmesi talep edilemez. 4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin (3) numaralı fıkrası ile bu maddenin (b) fıkrasında belirtilen hallerin tespiti halinde ilgili kiĢilere herhangi bir ödeme yapılmaz. f) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce gerçekleĢtirilen fiiller nedeniyle, bu Kanun hükümlerine göre Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından ödeme yapılmasına veya yapılacak olmasına sebebiyet veren kiĢiler ile bunların eĢ ve çocuklarına ait mal, hak ve alacaklar hakkında da (b) fıkrası hükümleri uygulanır.‖ düzenlemesine yer verilmiĢtir. Anayasa‘nın 2. maddesinde Cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve iĢlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup, bunu geliĢtirerek sürdüren, hukuk güvenliğini gerçekleĢtiren, Anayasa‘ya aykırı tutum ve durumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, yargı denetimine açık, yasaların üstünde Anayasa‘nın ve yasakoyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri bulunduğu bilincinde olan devlettir. Bu bağlamda, hukuk devletinde yasakoyucu, yasaların yalnız Anayasa‘ya değil, evrensel hukuk ilkelerine de uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür. Muvazaalı olduğu Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tesbit edilen hesaplar için Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu‘nca herhangi bir ödeme yapılmayacağı, bu konuda uyuĢmazlık çıkması durumunda da konunun yargı organlarınca karara bağlanacağı kuĢkusuzdur. Ancak, muvazaalı olup olmadığı ortaya konulmaksızın Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin personelinin kurmuĢ olduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait hesapların sigorta fonunca ödenmeyeceğinin kurala bağlanması, hukuk devletinde kuralların sonuçlarının öngörülebilir olmasını gerektiren hukuk güvenliği ilkesi ile bağdaĢmaz. Öte yandan, Anayasa‘nın 10. maddesinde belirtilen yasa önünde eĢitlik ilkesi, hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eĢitlik öngörülmüĢtür. EĢitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kiĢilerin yasalar karĢısında aynı iĢleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayırım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kiĢi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak yasa karĢısında eĢitliğin çiğnenmesi yasaklanmıĢtır. Yasa önünde eĢitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler, kimi kiĢiler ya da topluluklar için değiĢik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa‘da öngörülen eĢitlik ilkesi zedelenmez. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu‘ndan yararlanma açısından Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin personelinin kurmuĢ olduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait hesaplar ile diğer hesap sahipleri arasında bir fark bulunmadığından, bunlar arasında muvazaalı durumlar dıĢında ayırım yapılması eĢitlik ilkesine aykırılık oluĢturur. Açıklanan nedenlerle; dava konusu iĢleme dayanak alınan kuralın, Anayasa‘nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu sonucuna varılarak, Anayasa‘nın 152., 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 28. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, 5021 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin ―Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin personelinin kurmuĢ olduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait mevduat‖ kısmının iptali için, Anayasa Mahkemesi‘ne baĢvurulmasına 01.11.2010 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.‖ III- YASA METĠNLERĠ A- Ġtiraz Konusu Yasa Kuralı 16.12.2003 günlü, 5021 sayılı Bazı Kanunlarda DeğiĢiklik Yapılması ve Bankalar Kanunu Hükümlerine Ġstinaden Bankacılık ĠĢlemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme Ġzni Kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketi Hakkında Tesis Edilecek Bazı ĠĢlemler Hakkında Kanun‘un itiraz konusu kuralı da içeren geçici 1. maddesinin (a) fıkrası Ģöyledir: ―GEÇİCİ MADDE 1- a) 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 3.7.2003 tarihli ve 1085 sayılı Kararı ile bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan Türkiye İmar Bankası T.A.Ş. tarafından kabul edilen ticari kuruluşlar mevduatı ile diğer kuruluşlar mevduatının sigortaya tabi tasarruf mevduatı için uygulanan faiz hesaplama yöntemi kullanılmak suretiyle belirlenecek 3.7.2003 tarihli tutarları Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca mevduatların ödenmesinde izlenecek usul ve esaslara göre Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu aracılığıyla ödenir. Bu amaçla Hazine Müsteşarlığınca, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna özel tertip Devlet iç borçlanma senedi ihraç edilir. Ancak, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunca bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan Türkiye İmar Bankası T.A.Ş.’nin doğrudan ve dolaylı olarak banka sermayesinde payı olan her türlü ortakları ile bunların ana, baba, eş ve çocukları ile bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi başkan ve üyeleri, genel müdür ve yardımcıları, imzaları bankayı ilzam eden memurları ile şube müdürleri veya bunlar adına hareket eden kişiler veya bu fıkrada belirtilen kişilerin ayrı ayrı veya birlikte doğrudan veya dolaylı olarak yönetim ve denetimine sahip oldukları kuruluşlara ait ticari kuruluşlar ve diğer kuruluşlar mevduatı, Türkiye İmar Bankası T.A.Ş.’nin personelinin kurmuş olduğu munzam veya yardımlaşma sandık ve vakıflarına ait mevduat ile muvazaalı olduğu Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tespit edilen hesaplar için Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca herhangi bir ödeme yapılmaz.‖ B- Dayanılan Anayasa Kuralları BaĢvuru kararında, Anayasa‘nın 2. ve 10. maddelerine dayanılmıĢtır. IV- ĠLK ĠNCELEME Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 8. maddesi uyarınca HaĢim KILIÇ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, Fettah OTO, Serdar ÖZGÜLDÜR, Serruh KALELĠ, Zehra Ayla PERKTAġ, Recep KÖMÜRCÜ, Alparslan ALTAN, Burhan ÜSTÜN, Nuri NECĠPOĞLU, Hicabi DURSUN ve Celal Mümtaz AKINCI‘nın katılımıyla 20.1.2011 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında; 1- 7.5.2010 günlü, 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Kanun uyarınca, 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ile ilgili gerekli düzenlemeler yapılmadan, Mahkeme‘nin çalıĢıp çalıĢamayacağına iliĢkin ön meselenin incelenmesi sonucunda; Mahkeme‘nin çalıĢmasına bir engel bulunmadığına, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Fettah OTO, Zehra Ayla PERKTAġ ile Celal Mümtaz AKINCI‘nın, gerekçesi 2010/68 esas sayılı dosyada belirtilen karĢıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, 2- Dosyada eksiklik bulunmadığından iĢin esasının incelenmesine, OYBĠRLĠĞĠYLE, karar verilmiĢtir. V- ESASIN ĠNCELENMESĠ BaĢvuru kararı ve ekleri, Raportör Murat ARSLAN tarafından hazırlanan iĢin esasına iliĢkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüĢülüp düĢünüldü: BaĢvuru kararında, muvazaalı olup olmadığı ortaya konulmaksızın Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin personelinin kurmuĢ olduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait hesapların, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından ödenmeyeceğinin kurala bağlanmasının, hukuk devletinde kuralların sonuçlarının öngörülebilir olmasını gerektiren hukuk güvenliği ilkesi ile bağdaĢmadığı; TMSF‘den yararlanma açısından anılan Vakfa ait hesaplar ile diğer hesap sahipleri arasında bir fark bulunmadığından, bunlar arasında muvazaalı durumlar dıĢında ayrım yapılmasının eĢitlik ilkesine aykırı olduğu belirtilerek kuralın, Anayasa‘nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüĢtür. 5021 sayılı Kanun, bankacılık iĢlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketi nezdindeki ticari kuruluĢlar ve diğer kuruluĢlar mevduatı hesaplarında bulunan tutarların hak sahiplerine ödenmesinin esas ve usullerini düzenlemektedir. Bankalar Kanunu‘na tabi bankalarda usulüne uygun olarak açılan bireysel tasarruf mevduat hesapları dıĢında hiçbir bankacılık iĢlemi (ticari kuruluĢlar ve diğer kuruluĢlar mevduatı ya da hisse senedi iĢlemleri gibi) mevduat sigortası kapsamında değildir. Dolayısıyla, bu hesaplar açılırken anılan mevduat sahiplerince, banka tarafından ödemelerin yapılamaması riski üstlenilmiĢ olmaktadır. 5021 sayılı Kanun ise bu durumun istisnasını düzenlemektedir. Kanun‘un itiraz konusu kuralı da içeren geçici 1. maddesinin (a) bendinin ikinci fıkrasında, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin doğrudan ve dolaylı olarak banka sermayesinde payı olan her türlü ortakları ile bunların ana, baba, eĢ ve çocukları ile bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi baĢkan ve üyeleri, genel müdür ve yardımcıları, imzaları bankayı ilzam eden memurları ile Ģube müdürleri veya bunlar adına hareket eden kiĢiler veya bu fıkrada belirtilen kiĢilerin ayrı ayrı veya birlikte doğrudan veya dolaylı olarak yönetim ve denetimine sahip oldukları kuruluĢlara ait ticari kuruluĢlar ve diğer kuruluĢlar mevduatı, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin personelinin kurmuĢ olduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait mevduat ile muvazaalı olduğu TMSF tarafından tespit edilen hesaplar için TMSF tarafından herhangi bir ödeme yapılmayacağı hükme bağlanmıĢtır. Kanun koyucu, burada sözü edilen ve Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin iĢleyiĢinde, yönetilmesinde ve tasarruflarında fonksiyonu, yetkisi veya katkısı bulunan kiĢilerin iĢlemleri için özel bir düzenleme yapmıĢ ve bu kiĢileri kötü niyetli, yapılan iĢlemleri de bir nevi muvazaalı iĢlem gibi kabul etmiĢtir. Anayasa‘nın 10. maddesinde yer verilen eĢitlik ilkesi hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eĢitlik öngörülmüĢtür. EĢitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kiĢilerin kanunlar karĢısında aynı iĢleme bağlı tutulmalarını sağlamak, haklı bir nedene dayanmayan ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kiĢi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karĢısında eĢitliğin ihlali yasaklanmıĢtır. Kanun önünde eĢitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler, kimi kiĢiler ya da topluluklar için değiĢik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa‘da öngörülen eĢitlik ilkesi zedelenmez. Yukarıda belirtilen Ģekilde özel düzenleme öngörülmesinin nedeninin, finans sektöründen kaynaklı üst üste yaĢanan ekonomik krizler sonrası kamuoyunda ―banka hortumlamak‖ Ģeklinde kavramlaĢtırılmıĢ olan ve krizlerin tetikleyicisi olan fiillere karĢı kamuoyunun duyarlılığına cevap vermek olduğu, bu düzenleme ile amaçlananın ―banka yöneticileri‖nin eylem ve iĢlemlerinin toplumsal etkileri ve kamu düzeni üzerindeki sonuçları gözetilerek özel bir hükümle daha ağır bir yaptırıma tabi tutulmalarının sağlanması olduğu anlaĢılmaktadır. Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ. Memur ve Müstahdemleri Yardım ve Emekli Sandığı Vakfı, üyelerinin tamamını banka çalıĢanlarının oluĢturduğu ve sermayesinin % 50‘sinin banka tarafından karĢılandığı, sosyal güvenlik kuruluĢu niteliğinde bir sandıktır. Dolayısıyla, Vakıf ile Banka arasında organik bir bağ kurulmuĢ olup Bankaya el konulma sürecinde Vakıf yöneticilerinin bir kısmının aynı zamanda Bankanın da yöneticileri arasında olduğu görülmektedir. Haklı bir nedene dayanmaksızın, Devlet güvencesinden yararlanılmasını önlemek ve Bankaya hakim sermaye sahiplerinin ya da yöneticilerinin kendi kusurlarından kaynaklanan hak taleplerini kapsam dıĢı bırakmak amacıyla böyle bir madde düzenlendiği anlaĢılmaktadır. Kamu yararı, bankalara duyulan güveni artırmak suretiyle tasarrufları korumak, mali piyasalarda güven ve istikrarı sağlamak ve somut olayda da kusuru olmaksızın oluĢan mağduriyetleri gidermek amacıyla getirilen mevduat sigortası sisteminin, bankanın kötü yönetilmesinde ve mağduriyetlerin oluĢmasında katkısı olanlarca kullanılmasının önlenmesi Devletin, Anayasa‘nın 5. maddesinde belirtilen temel amaç ve görevlerine de uygundur. Ġtiraz konusu kuralda bahsedilen Vakfın sermayesinin % 50‘si Banka tarafından karĢılanmıĢtır ve yöneticileri aynı zamanda Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin de üst düzey yöneticileridir. Kanun koyucu, Banka yöneticilerinin iĢlemleri nedeniyle Bankanın içinin boĢaltıldığını ve mevduat sahiplerinin bu nedenle mağdur olduğunu düĢünerek bu düzenlemeyi yapmıĢtır. Düzenleme bu Ģekliyle iyi niyetli hesap sahiplerini dikkate almıĢ, güvence kapsamında olmamasına rağmen Bankanın yöneticileri ve onların yönetiminde bulundukları vakıf hesabı dıĢında tüm ticari ya da diğer kuruluĢ mevduatı sahiplerinin hesaplarındaki tutarların ödenmesini öngörmüĢtür. Banka yöneticileri ile kusurdan sorumlu olmayan diğer hesap sahipleri arasında ayırım yapılması haklı bir nedene dayandığından eĢitlik ilkesinin ihlal edildiğinden söz edilemez. Kaldı ki, hukukun genel ilkeleri gereğince de kimse kendi kusuruna dayanarak bir hak iddiasında bulunamaz ve hukuk devletinde bir hakkın kötüye kullanılması koruma göremez. Anılan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa‘nın 10. maddesine aykırı değildir. Ġptal isteminin reddi gerekir. Kuralın, Anayasa‘nın 2. maddesiyle ilgisi görülmemiĢtir. Bu görüĢe, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR ile Osman Alifeyyaz PAKSÜT katılmamıĢlardır. VI- SONUÇ 16.12.2003 günlü, 5021 sayılı Bazı Kanunlarda DeğiĢiklik Yapılması ve Bankalar Kanunu Hükümlerine Ġstinaden Bankacılık ĠĢlemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme Ġzni Kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketi Hakkında Tesis Edilecek Bazı ĠĢlemler Hakkında Kanun‘un geçici 1. maddesinin (a) fıkrasının ikinci paragrafının “…Türkiye İmar Bankası T.A.Ş.’nin personelinin kurmuş olduğu munzam veya yardımlaşma sandık ve vakıflarına ait mevduat…” bölümünün Anayasa‘ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDĠNE, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR ile Osman Alifeyyaz PAKSÜT‘ün karĢıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, 18.10.2012 gününde karar verildi. BaĢkan HaĢim KILIÇ BaĢkanvekili Serruh KALELĠ BaĢkanvekili Alparslan ALTAN Üye Fulya KANTARCIOĞLU Üye Mehmet ERTEN Üye Serdar ÖZGÜLDÜR Üye Osman Alifeyyaz PAKSÜT Üye Zehra Ayla PERKTAġ Üye Recep KÖMÜRCÜ Üye Burhan ÜSTÜN Üye Engin YILDIRIM Üye Nuri NECĠPOĞLU Üye Hicabi DURSUN Üye Celal Mümtaz AKINCI Üye Erdal TERCAN Üye Muammer TOPAL Üye Zühtü ARSLAN KARġIOY GEREKÇESĠ 16.12.2003 günlü, 5021 sayılı Yasa‘nın Geçici 1. maddesinin (a) fıkrasının ikinci paragrafında, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin personelinin kurmuĢ olduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait mevduat ile muvazaalı olduğu Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından tespit edilen hesaplar için TMSF‘ca herhangi bir ödeme yapılmayacağı hükme bağlanmıĢtır. Yasa koyucu tarafından, finansal piyasalardaki güven ve istikrarın sağlanması, kredi sisteminin düzenli olarak yürütülmesi, bu bağlamda tasarruf sahiplerinin bankacılık sektörüne güveninin sarsılmaması amacıyla Ġmar Bankası nezdinde mevduat sigortası kapsamında olmayan ticari kuruluĢlar ve diğer kuruluĢlar mevduat hesabı sahiplerinin mağduriyetlerinin önlenmesi için geri ödemeyle ilgili 5021 sayılı Yasa çıkarılarak, Ġmar Bankasında ticari kuruluĢlar ve diğer kuruluĢlar mevduat hesabı olan hak sahiplerine ödeme yapılması öngörülmüĢtür. Bu düzenleme uyarınca, muvazaalı olduğu tespit edilen hesaplar için TMSF‘ca herhangi bir ödeme yapılmayacağında, uyuĢmazlık çıkması durumunda da konunun yargı organlarınca açıklığa kavuĢturulacağında duraksamaya yer yoktur. Ancak, muvazaalı olup olmadığı araĢtırılmaksızın bu yönde bir varsayıma dayanılarak Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin personelinin kurduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait hesapların sigorta fonunca ödenmeyeceğinin öngörülmesi, adil bir hukuk düzeni kurup bunu sürdürmekle yükümlü olan hukuk devletinde kiĢilerin hukuk güvenliğini sarsan hak ve adalet duygularını zedeleyen bir sonuç doğurmaktadır. Öte yandan, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin personelinin kurduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait hesap sahipleri ile diğer hesap sahipleri arasında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonundan yararlanma bakımından bir fark bulunmamaktadır. Banka personelin muvazaa veya baĢka bir hukuka aykırılık nedeniyle diğer hesap sahiplerinden farklı durumda bulundukları kanıtlanamadığı sürece bunlar arasında ayırım yapılması, Anayasa‘nın 10. maddesinde belirtilen eĢitlik ilkesiyle bağdaĢmamaktadır. Devletin kurduğu ve yasalara uygun olarak sürdürülmesinden sorumlu olduğu hukuk düzenine güvenerek iĢlem yaptığı kabul edilen iyi niyetli hesap sahiplerinin uğradıkları zararın tazmini amacıyla bir çeĢit atıfet olarak getirilmesi, itiraz konusu düzenlemede hukuka aykırı biçimde ayırımlar yapılmasının haklı nedeni olamaz. Yasa koyucu takdir yetkisi kapsamında bir zararın tazminini, farklı hukuki gerekçelerle uygun bulmayabilir. Buna karĢın, atıfet biçiminde de olsa böyle bir yol öngörülüyor ise hukuk düzeni tarafından kabul görmüĢ hukuka aykırılıklar dıĢında bireyler arasında ayırım yapılması eĢitlik ilkesine aykırılık oluĢturur. Açıklanan nedenlerle itiraz konusu kuralın Anayasa‘nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu ve iptali gerektiği düĢüncesiyle çoğunluk görüĢüne katılmıyorum. Üye Fulya KANTARCIOĞLU KARġIOY GEREKÇESĠ Kural, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘ti personelinin kurmuĢ olduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait karĢılıksız Devlet iç borçlanma senetleri için, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca herhangi bir ödeme yapılmayacağını hükme bağlamaktadır. Anayasa‘nın 2. maddesinde; “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” denilmektedir. Maddede belirtilen hukuk devleti, eylem ve iĢlemleri hukuka uygun, her alanda adil, güvenilir bir hukuk düzeni kurup bunu geliĢtirerek sürdüren, hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir. Hukuk devletinin önemli unsurlarından olan hukukî güvenlik ilkesi, sadece bireylerin devlet faaliyetlerine duyduğu güveni değil, yürürlükte bulunan mevzuatın süreceğine duyulan güveni de kapsar. Ġtiraz konusu kural, Türkiye Ġmar Bankası personelinin kurmuĢ olduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait Devlet iç borçlanma senetlerinin, bu sandık ve vakıfların salt Türkiye Ġmar Bankası personeli tarafından kurulmuĢ olmasını muvazaanın varlık nedeni saymakta ve söz konusu senetlerin muvazaaya dayalı olarak edinildiğini kabul ederek, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca herhangi bir ödeme yapılmayacağını öngörmektedir. Bir bankanın salt personeli olmak muvazaanın varlığı için tek baĢına yeterli kanıt olmayacağı gibi, bir olayda muvazaanın var olup olmadığının hukuki sonuç doğuracak Ģekilde ve kesin olarak saptanabilmesi de yasama organın değil yargı organlarının iĢidir. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından ediniliĢ biçiminde ciddi muvazaa Ģüphesi olduğu saptanan Devlet iç borçlanma senetleri için ödeme yapılmayabilir, ancak, bu konuda dahi çıkabilecek bir uyuĢmazlığın yargı organları tarafından karara bağlanması hukuk devleti olmanın gereğidir. Öte yandan, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu kararı ile bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılarak, yönetim ve denetiminin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu‘na varlıklarıyla birlikte devredilmiĢ olması dikkate alındığında, dava konusu kuraldaki hesap ya da iĢlemlerin, mevduat sigortası kapsamında kalıp kalmamasının bir öneminin olmadığı, hukuki güvenlik gereği mağdurlara yapılan ödemelerin de atıfet olarak kabul edilemeyeceği açıktır. Yasa koyucu ihtiyaç duyduğu bir alanı düzenlerken, Anayasa ve hukukun genel ilkelerine uymak ve keyfi olarak nitelendirilecek düzenlemelerden kaçınmak durumundadır. Ġtiraz konusu kuralın, muvazaanın varlığını peĢinen kabul edip buna göre uygulama yapılmasını sağlaması nedeniyle adil olduğundan, dolayısıyla da Anayasa‘ya uygunluğundan söz edilemez. Açıklanan nedenle kural Anayasa‘nın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Ġptali gerekir. Üye Mehmet ERTEN KARġIOY GEREKÇESĠ Ġtiraz baĢvurusuna konu olan 16.12.2003 günlü, 5021 sayılı Kanun‘un geçici 1. maddesinin (a) fıkrasının ikinci paragrafında “… Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.’nin personelin kurmuĢ olduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait mevduat…” için Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca herhangi bir ödeme yapılmayacağı hüküm altına alınmaktadır. Anılan geçici 1. madde metni incelendiğinde, maddede sayılan tüm durumların yasakoyucu tarafından ―muvazaalı iĢlem‖ kabul edildiği ve bu meyanda Ġmar Bankası Personelinin (çalıĢanlarının) üyesi olduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait mevduatın da bu kapsamda değerlendirildiği, bunun doğal sonucu olarak, anılan banka çalıĢanlarının aylıklarından kesilen aidatlar ile iĢveren bankanın yatırdığı karĢılıklar toplamından oluĢan mevduat tutarının da ―muvazaalı‖ sayılarak, bunların TMSF aktifine dahil edildiği anlaĢılmaktadır. Ġtiraz baĢvurusunda bulunan Mahkeme kararında da iĢaret edildiği üzere, muvazaalı olup olmadığı ortaya konulmaksızın, anılan banka personelinin kurmuĢ olduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait hesapların TMSF‘ca ödenmeyeceğinin kurala bağlanması, hukuk devletinde kuralların sonuçlarının öngörülebilir olmasını gerektiren hukuk güvenliği ilkesi ile bağdaĢmaz. Ayrıca bu banka mevduat hesapları arasında ayrım yapılarak, sigorta kapsamındaki mevduat sahiplerine ödeme yapılmasının öngörülmesi; dava konusu sandık ve vakıf mevduat sahiplerinin bu birikimlerinin ise ―muvazaalı‖ varsayılarak, bunların sahipleri olan banka çalıĢanlarına hiçbir ödeme yapılmayarak, bu hesaplara TMSF‘ca el konulması Anayasa‘nın eĢitlik ilkesine de aykırılık oluĢturur. Kaldı ki Anayasa Mahkemesi‘nin 4.5.2005 günlü, E. 2004/4, K.2005/25 (R.G. 23.6.2005, Sayı:25854) kararında; aynı Bankanın Off-Shore (Kıyı Bankacılığı) hesaplarındaki mevduatlara el konulmasını öngören 16.12.2003 günlü, 5021 sayılı Kanun‘un ilgili hükmü iptal edilirken Ģu gerekçeye dayanılmıĢtır: ―…Mevduat sahiplerinin söz konusu mevduatlarının Türkiye‘deki muhatabı olduğu bankaya ödenip ödenmediğini takip etme zorunluluğu yoktur. Kaldı ki muvazaalı olduğu Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tespit edilen hesaplar için Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu‘nca herhangi bir ödeme yapılmayacağı, bu konuda uyuĢmazlık çıkması durumunda da konunun yargı organlarınca karara bağlanacağı kuĢkusuzdur. Bu nedenle, Mudinin bankacılık iĢlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığı tarihten geriye doğru bir ay içinde karĢılığı ödenmeksizin aktarılan hesaplarının sigorta fonunca ödenmeyeceğinin kurala bağlanması, hukuk devletinde kuralların sonuçlarının öngörülebilir olmasını gerektiren hukuk güvenliği ilkesi ile bağdaĢmaz… Kıyı bankalarındaki hesaplarında bankacılık iĢlemi yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan bankaların yurt içi kayıtlarına karĢılığı nakden ödenmeksizin aktarılan mevduat sahipleriyle aynı bankanın diğer mevduat sahipleri arasında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu‘ndan yararlanma açısından bir fark bulunmadığından, bunlar arasında muvazaalı durumlar dıĢında ayırım yapılması eĢitlik ilkesine aykırılık oluĢturur. Açıklanan nedenlerle dava konusu kural, Anayasa‘nın 2. ve 10. maddelerine aykırıdır. Ġptali gerekir…‖ Anayasa Mahkemesi‘nce sonuçlandırılan benzer bir ihtilafta; bankaların fona devrinden sonraki iĢlemler nedeniyle üçüncü kiĢilerin iyi niyet iddiasında bulunmalarını yasaklayan 18.6.1999 günlü, 4389 sayılı Kanun‘un 15. maddesinin (7) numaralı fıkrasının değiĢik (b) bendinin ilgili ibaresi iptal edilirken, Anayasa Mahkemesi‘nce Ģu gerekçe ortaya konulmuĢtur: ―… Ġtiraz konusu kuralda, bankaların Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu‘na devrinden sonra üçüncü kiĢilere yapılan satıĢ, devir ve temlik, sınırlı ayni hak tesisi gibi iĢlemler nedeniyle, söz konusu iĢlemlere taraf olan üçüncü kiĢilerin iyiniyet iddiasında bulunamayacakları belirtilmiĢtir…KiĢinin, kendisini savunabilmesinin ya da maruz kaldığı haksız bir uygulama veya iĢleme karĢı haklılığını ileri sürüp kanıtlayabilmesinin en etkili ve güvenceli yolu, yargı mercileri önünde haklılığını arayabilmesi ve davada ileri sürülen iddiaların ve delillerin karĢı tarafın iddia ve delilleriyle eĢit imkânlarda araĢtırılması ve eĢit değerlemeye tâbi tutulmasıdır. …Kamu alacağının tahsilinin hızlandırılması gibi soyut bir gerekçe, iyiniyete, iliĢkin ispat kuralını uygulanmamasının nedeni olmaz. Kuralda geçen tüm üçüncü kiĢilerin iĢlemleri muvazaalı kabul edilerek, iyiniyetli üçüncü kiĢilerin dava açma haklarının özü zedelenmekte, mahkemeye etkili eriĢim ve savunma hakları engellenmekte, korunmasında kamu yararı bulunan iyiniyetli kimsenin, idare ve mahkeme yönünde iyiniyetli olduğunu iddia ve ispat etme hakkı elinden alınmaktadır. Açıklanan nedenlerle itiraz konusu kural, üçüncü kiĢiler yönünden Anayasa‘nın 2. ve 36. maddelerine aykırıdır. Ġptali gerekir…‖ (Any. Mah. 20.1.2011 tarih ve E. 2009/53, K.2011/19 sayılı kararı; RG. 14.4.2011, Sayı: 27905) Konunun diğer bir cephesi, ―Banka sandıklarının iĢlem tarihi itibariyle özel bir statü teĢkil ettiği ve SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı dıĢında ayrı bir sosyal güvenlik kuruluĢu teĢkil ettikleri gerçeğidir. Nitekim 5510 sayılı Sosyal Güvenlik Kanunu‘nun Geçici 20. maddesiyle, bu sandıkların mensupları yeni sosyal güvenlik sistemine intibak ettirilmiĢlerse de, bu sandıklar kapatılmamıĢ ve mensuplarına ek sosyal güvenlik sağlama fonksiyonlarına müdahale edilmemiĢtir. Oysa dava konusu kural, adı geçen bankanın mensuplarının kurmuĢ olduğu Sandık ve Vakfın tüm mevduatlarına el atma suretiyle, Anayasa‘nın 60. maddesiyle korunan sosyal güvenlik hakkının da ihlaline yol açmıĢtır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, dava konusu kuralın Anayasa‘nın 2., 10. ve 60. maddelerine aykırı olmak nedeniyle iptal gerektiği kanaatine ulaĢtığımdan; aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum. Üye Serdar ÖZGÜLDÜR KARġIOY YAZISI 16.12.2003 günlü, 5201 sayılı Kanun‘un geçici 1. maddesinin (a) fıkrasının ikinci paragrafında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunca bankacılık iĢlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin doğrudan veya dolaylı olarak banka sermayesinde payı olan her türlü ortakları ile bunların yakınlarının ve Banka‘nın yönetici ve imzaları ile ilzam eden yetkililerinin yanı sıra, Banka personelinin kurmuĢ olduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait mevduat için herhangi bir ödeme yapılmayacağı öngörülmüĢtür. Ġptali istenen kural, düzenlemenin “…Türkiye İmar Bankası T.A.Ş.’nin personelinin kurmuş olduğu munzam veya yardımlaşma sandık ve vakıflarına ait mevduat…” bölümüdür. Düzenleme genel olarak, Bankanın içine düĢürüldüğü durumla ilgili olarak Bankanın hakim sermaye sahiplerinin ve yöneticilerinin kendi kusurlarından kaynaklanan hak taleplerini Bankanın tasfiyesi sürecinde hak sahiplerine sağlanan korumanın kapsamı dıĢında bırakmayı amaçlamıĢtır. Buna göre kuralla, belli kiĢi ve grupların mülkiyet hakkı kapsamında olan alacak haklarına bir sınırlama getirilmiĢtir. Anayasa‘nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti‘nin bir hukuk devleti olduğu belirtilmiĢ, 13. maddesinde temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması ilke ve esaslarına yer verilmiĢ, 35. maddesinde ise mülkiyet hakkı düzenlenmiĢtir. Buna göre mülkiyet hakkı ancak kamu yararı amacıyla ve kanunla sınırlanabilecek olup, öngörülebilecek sınırlamanın mülkiyet hakkının özüne dokunmaması, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olmaması gerekmektedir. Ġptali istenen kuralla, Türkiye Ġmar Bankası personelinin kurmuĢ olduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait mevduat için herhangi bir ödeme yapılmayacağı hükme bağlanmıĢtır. Her ne kadar Banka personelinin kurduğu vakfın sermayesinin %50‘si Banka tarafından karĢılanmıĢ ise de geri kalan %50‘nin muvazaalı bir iĢlem konusu olup olmadığı araĢtırılmadan malvarlığının bu bölümünün de bloke edilmesi, adil olmayan, ölçüsüz bir düzenlemedir. Kural gereğince mülkiyet haklarına sınırlama getirilen sandık ve vakıflar ile bunların Banka yöneticisi veya sermayedarı olmayan personelleri, Bankanın içine düĢürüldüğü durumdan sorumlu tutulamazlar. Bu nedenle bunlar hakkında da Bankayı zarara uğratan sermayedar ve yetkililerin mevduatları için öngörülen önlemlerin uygulanması, bu gruptaki kiĢilerin mülkiyet hakkını ağır biçimde ihlal eden, ölçüsüzce bir müdahaledir. Kaldı ki Kanun‘da, muvazaalı olan hesaplar için ödeme yapılmayacağı esasen hükme bağlanmıĢtır. Bu nedenle kural, amacın gerçekleĢtirilmesi için zorunlu da değildir. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa‘nın 2. ve 35. maddelerine aykırıdır. Üye Osman Alifeyyaz PAKSÜT [R.G. 28 Mart 2013 – 28601] —— • —— Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından: Esas Sayısı : 2011/4 Karar Sayısı : 2012/154 Karar Günü : 18.10.2012 ĠTĠRAZ YOLUNA BAġVURAN : DanıĢtay Onüçüncü Daire ĠTĠRAZIN KONUSU : 24.5.2007 günlü, 5667 sayılı Bankacılık ĠĢlemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme Ġzni Kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketince Devlet Ġç Borçlanma Senedi SatıĢı Adı Altında Toplanan Tutarların Ödenmesi Hakkında Kanun‘un 3. maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan ―…imzaları bankayı ilzam eden memurları ile şube müdürleri…‖ ibaresinin, Anayasa‘nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istemidir. I- OLAY Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ. Sakarya ġubesi Müdürü, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu kararı ile bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan, yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘ye karĢılığında Devlet iç borçlanma senedi bulunmamasına rağmen Devlet iç borçlanma senedi alımı amacıyla yatırdığı tutarın ödenmesi için Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna baĢvurmuĢtur. Adı geçen Kurumca talebin reddi üzerine davacı tarafından red iĢleminin iptali istemiyle açılan davanın temyiz incelemesinde, itiraz konusu kuralın Anayasa‘ya aykırı olduğu kanısına varan DanıĢtay Onüçüncü Daire, iptali için baĢvurmuĢtur. II- ĠTĠRAZIN GEREKÇESĠ BaĢvuru kararının gerekçe bölümü Ģöyledir: ―… ve … vekilleri Av. … ve Av. … tarafından, bankacılık iĢlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu‘na devredilen Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘ ye, karĢılığında Devlet iç borçlanma senedi bulunmamasına rağmen Devlet iç borçlanma senedi alımı amacıyla yatırdıkları tutarın ödenmesi konusunda yapılan baĢvurunun, 24.05.2007 tarih ve 5667 sayılı Bankacılık ĠĢlemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme Ġzni Kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketince Devlet Ġç Borçlanma Senedi SatıĢı Adı Altında Toplanan Tutarların Ödenmesi Hakkında Kanun uyarınca reddine iliĢkin 01.11.2007 tarih ve 9498 sayılı iĢlemin iptali ile yatırılan 24.056-TL.‘nin faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davayı reddeden Ġstanbul 8. Ġdare Mahkemesi‘nin 04.12.2008 tarih ve E:2008/638, K:2008/2129 sayılı kararının temyizi üzerine oluĢturulan dosya incelenerek gereği görüĢüldü: 5667 sayılı Kanunun 3. maddesinde ―(1) Hak sahibi olmadığı anlaĢılanlara, Türkiye Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketinin bankacılık iĢlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığı tarihten sonra karĢılıksız Devlet iç borçlanma senedi aldığı tespit edilenlere, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunca bankacılık iĢlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketi ortakları ile bunların ana, baba, eĢ ve çocukları ile bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi baĢkan ve üyeleri genel müdür ve yardımcıları, imzaları bankayı ilzam eden memurları ile Ģube müdürleri veya bunlar adına hareket eden kiĢilerce alınan veya bu kiĢilerin ayrı ayrı veya birlikte doğrudan veya dolaylı olarak yönetim ve denetimine sahip oldukları kuruluĢlarca alınan, Türkiye Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketinin personelinin kurmuĢ olduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarca alınan karĢılıksız Devlet iç borçlanma senetlerine iliĢkin olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca herhangi bir ödeme yapılmaz‖ hükmüne yer verilmiĢtir. Anayasa‘nın 2. maddesinde Cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve iĢlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup, bunu geliĢtirerek sürdüren, hukuk güvenliğini gerçekleĢtiren, Anayasa‘ya aykırı tutum ve durumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, yargı denetimine açık, yasaların üstünde Anayasa‘nın ve yasakoyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri bulunduğu bilincinde olan devlettir. Bu bağlamda, hukuk devletinde yasakoyucu, yasaların yalnız Anayasa‘ya değil, evrensel hukuk ilkelerine de uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür. Muvazaalı olduğu Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tesbit edilen hesaplar için Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu‘nca herhangi bir ödeme yapılmayacağı, bu konuda uyuĢmazlık çıkması durumunda da konunun yargı organlarınca karara bağlanacağı kuĢkusuzdur. Ancak, muvazaalı olup olmadığı ortaya konulmaksızın mudilere ait hesapların sigorta fonunca ödenmeyeceğinin kurala bağlanması, hukuk devletinde kuralların sonuçlarının öngörülebilir olmasını gerektiren hukuk güvenliği ilkesi ile bağdaĢmaz. Öte yandan, Anayasa‘nın 10. maddesinde belirtilen yasa önünde eĢitlik ilkesi hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eĢitlik öngörülmüĢtür. EĢitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kiĢilerin yasalar karĢısında aynı iĢleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayırım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kiĢi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak yasa karĢısında eĢitliğin çiğnenmesi yasaklanmıĢtır. Yasa önünde eĢitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler, kimi kiĢiler ya da topluluklar için değiĢik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa‘da öngörülen eĢitlik ilkesi zedelenmez. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu‘ndan yararlanma açısından banka çalıĢanları ile diğer hesap sahipleri bir fark bulunmadığından, bunlar arasında muvazaalı durumlar dıĢında ayırım yapılması eĢitlik ilkesine aykırılık oluĢturur. Açıklanan nedenlerle; dava konusu iĢleme dayanak alınan kuralın, Anayasa‘nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu sonucuna varılarak, Anayasa‘nın 152., 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 28. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, 5667 sayılı Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrasındaki ―imzaları bankayı ilzam eden memurları ile Ģube müdürleri‖ kısmının iptali için Anayasa Mahkemesi‘ne baĢvurulmasına, 01.11.2010 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.‖ III- YASA METĠNLERĠ A- Ġtiraz Konusu Yasa Kuralı 24.5.2007 günlü, 5667 sayılı Bankacılık ĠĢlemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme Ġzni Kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketince Devlet Ġç Borçlanma Senedi SatıĢı Adı Altında Toplanan Tutarların Ödenmesi Hakkında Kanun‘un itiraz konusu kuralı da içeren 3. maddesinin (1) numaralı fıkrası Ģöyledir: “MADDE 3- (1) Hak sahibi olmadığı anlaşılanlara, Türkiye İmar Bankası Türk Anonim Şirketinin bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığı tarihten sonra karşılıksız Devlet iç borçlanma senedi aldığı tespit edilenlere, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunca bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan Türkiye İmar Bankası Türk Anonim Şirketi ortakları ile bunların ana, baba, eş ve çocukları ile bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi başkan ve üyeleri, genel müdür ve yardımcıları, imzaları bankayı ilzam eden memurları ile şube müdürleri veya bunlar adına hareket eden kişilerce alınan veya bu kişilerin ayrı ayrı veya birlikte doğrudan veya dolaylı olarak yönetim ve denetimine sahip oldukları kuruluşlarca alınan, Türkiye İmar Bankası Türk Anonim Şirketinin personelinin kurmuş olduğu munzam veya yardımlaşma sandık ve vakıflarca alınan karşılıksız Devlet iç borçlanma senetlerine ilişkin olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca herhangi bir ödeme yapılmaz.” B- Dayanılan Anayasa Kuralları BaĢvuru kararında, Anayasa‘nın 2. ve 10. maddelerine dayanılmıĢtır. IV- ĠLK ĠNCELEME Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 8. maddesi uyarınca HaĢim KILIÇ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, Fettah OTO, Serdar ÖZGÜLDÜR, Serruh KALELĠ, Zehra Ayla PERKTAġ, Recep KÖMÜRCÜ, Alparslan ALTAN, Burhan ÜSTÜN, Nuri NECĠPOĞLU, Hicabi DURSUN ve Celal Mümtaz AKINCI‘nın katılımıyla 20.1.2011 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında; 1- 7.5.2010 günlü, 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Kanun uyarınca, 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ile ilgili gerekli düzenlemeler yapılmadan, Mahkeme‘nin çalıĢıp çalıĢamayacağına iliĢkin ön meselenin incelenmesi sonucunda; Mahkeme‘nin çalıĢmasına bir engel bulunmadığına, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Fettah OTO, Zehra Ayla PERKTAġ ile Celal Mümtaz AKINCI‘nın, gerekçesi 2010/68 esas sayılı dosyada belirtilen karĢıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, 2- Dosyada eksiklik bulunmadığından iĢin esasının incelenmesine, OYBĠRLĠĞĠYLE, karar verilmiĢtir. V- ESASIN ĠNCELENMESĠ BaĢvuru kararı ve ekleri, Raportör Murat ARSLAN tarafından hazırlanan iĢin esasına iliĢkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüĢülüp düĢünüldü: A- Genel Açıklamalar 4.1.1985 tarihli karar ile Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘ye, borsa üyelik belgesi verilmiĢ, SPK‘nın 25.10.1990 günlü, 50/183 sayılı kararı ile de borsa üyelik ve aracılık faaliyetlerinde bulunma yetkisi kaldırılmıĢtır. Bu karar, 22.11.1990‘da Hazine ve DıĢ Ticaret MüsteĢarlığına bildirilmiĢtir. 2002 yılının Ekim ayından itibaren, anılan Banka, sistematik Ģekilde önemli miktarda açığa Devlet Ġç Borçlanma Senedi (DĠBS) satıĢ iĢlemi gerçekleĢtirmiĢtir. Banka yönetim ve denetiminin Fona geçmesinden sonra Bankanın yetkisiz ve kayıt dıĢı hazine bonosu satıĢı yapmıĢ olduğu tespit edilmiĢtir. Yetkisiz satıĢ ile ilgili olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından suç duyurusunda bulunulmuĢtur. TMSF‘nin el koymadan sonra yaptığı incelemeler üzerine; SPK tarafından 1990 yılında aracılık faaliyetleri durdurulan ve aracı kuruluĢ niteliğini kaybeden Bankanın, Sermaye Piyasası Kanunu‘na aykırı bir Ģekilde Hazine bonosu ve Devlet tahvili alım satımı yaptığı, Hazine bonosu ve devlet tahvili alım satım iĢlemlerine yoğun olarak baĢladığı 21.10.2002 tarihinden itibaren sistematik bir Ģekilde satıĢını yaptığı DĠBS‘in önemli bir kısmını portföyünden düĢmediği, emanet hesaplarına geçmediği, bu tutarları ĠMKB‘ye bildirmediği, bir baĢka ifade ile müĢteriler adına yapılan bu iĢlemlerin önemli bir kısmını açığa gerçekleĢtirdiği, gerçek anlamda satıĢını yaptığı Hazine bonosu ve Devlet tahvillerinin ise 3.7.2003 tarihi itibarıyla mevcut olmadığı, 30.6.2003 tarihi itibarıyla DĠBS portföyünün Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının (TCMB) açıkladığı fiyatlar üzerinden 15 bin TL‘lik düzeye kadar düĢmüĢ olmasına rağmen, 30.6.2003 ila 3.7.2003 tarihleri arasında bu tutarların çok üzerinde bono ve tahvil satıĢını gerçekleĢtirdiği hususları tespit edilmiĢtir. ĠĢlem hacminin, muavin kayıtları silmede kullanılan bir yazılım programıyla saklandığı, iĢlemlere iliĢkin tüm fiĢ ve belgelerin Bankanın Genel Müdürlüğüne gönderildiği, Ģubelerde hiç bir fiĢ veya belge tutulmadığı, Ģubelerden gönderilen fiĢlerin çok az bir kısmının Genel Müdürlük yetkililerince imzalandığı, imzalı fiĢlerin ―emanet menkul değerler‖ hesabına yansıtıldığı, bu suretle resmi kayıtlara geçirilen tutarların ĠMKB‘ye tescil ettirildiği tespit edilmiĢtir. Diğer taraftan, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ., açığa satıĢ mahiyetinde olmayan gerçek anlamda müĢterilere satıĢını yaptığı Devlet tahvillerini ve Hazine bonolarını ise Bankanın Fona devri öncesinde müĢteri talimatı olmadan elden çıkarmıĢ ve 3.7.2003 tarihi itibariyle ĠMKB‘ye tescil ettirilen, yani gerçek anlamda satıĢı yapılan DĠBS‘lerin de Bankada olmadığı ortaya çıkmıĢtır. Bankaya el konulduktan sonra TMSF tarafından önceleri bu tutarların TMSF‘nin garanti kapsamında olmadığından bahisle hak sahiplerine ödeme yapılmamıĢ ancak, daha sonra söz konusu iç borçlanma senedi alan yatırımcılar tarafından çok sayıda dava açılması üzerine mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla 5667 sayılı Kanunla ödenmesine karar verilmiĢtir. B- Anayasa’ya Aykırılık Sorunu BaĢvuru kararında, muvazaalı olup olmadığı ortaya konulmaksızın mudilere ait hesapların sigorta fonunca ödenmeyeceğinin kurala bağlanmasının, hukuk devletinde kuralların sonuçlarının öngörülebilir olmasını gerektiren hukuk güvenliği ilkesi ile bağdaĢmadığı, TMSF‘den yararlanma açısından banka çalıĢanları ile diğer hesap sahipleri arasında bir fark bulunmadığından, bunlar arasında muvazaalı durumlar dıĢında ayırım yapılmasının eĢitlik ilkesine aykırı olduğu, bu nedenle imzaları bankayı ilzam eden memurları ile Ģube müdürlerince alınan karĢılıksız DĠBS‘lere iliĢkin olarak TMSF tarafından herhangi bir ödeme yapılmayacağı hükmünü içeren kuralın, Anayasa‘nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüĢtür. 5667 sayılı Kanun, bankacılık iĢlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘ce DĠBS satıĢı adı altında toplanan tutarların hak sahiplerine ödenmesinin esas ve usullerini düzenlemektedir. Bankalar Kanunu‘na tabi bankalarda usulüne uygun olarak açılan bireysel tasarruf mevduat hesapları dıĢında hiçbir bankacılık iĢlemi (ticari kuruluĢlar ve diğer kuruluĢlar mevduatı ya da hisse senedi iĢlemleri gibi) mevduat sigortası kapsamında değildir. Dolayısıyla, bu hisse senetleri alınırken anılan hisse senedi sahiplerince, banka tarafından ödemelerin yapılmaması riski üstlenilmiĢ olmaktadır. 5667 sayılı Kanun ise bu durumun istisnasını düzenlemektedir. Kanun‘un itiraz konusu kuralı da içeren 3. maddesinde ise hak sahibi olmadığı anlaĢılanlara, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin bankacılık iĢlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığı tarihten sonra karĢılıksız DĠBS aldığı tespit edilenlere, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunca bankacılık iĢlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ. ortakları ile bunların ana, baba, eĢ ve çocukları ile bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi baĢkan ve üyeleri, genel müdür ve yardımcıları, imzaları bankayı ilzam eden memurları ile Ģube müdürleri veya bunlar adına hareket eden kiĢilerce alınan veya bu kiĢilerin ayrı ayrı veya birlikte doğrudan veya dolaylı olarak yönetim ve denetimine sahip oldukları kuruluĢlarca alınan, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ. personelinin kurmuĢ olduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarca alınan karĢılıksız DĠBS‘lere iliĢkin olarak TMSF tarafından herhangi bir ödeme yapılmayacağı hükme bağlanmıĢtır. Kanun koyucu, burada sözü edilen ve Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin iĢleyiĢinde, yönetilmesinde ve tasarruflarında fonksiyonu, yetkisi veya katkısı bulunan kiĢilerin iĢlemleri için özel bir düzenleme yapmıĢ ve bu kiĢileri kötü niyetli, yapılan iĢlemleri de bir nevi muvazaalı iĢlem gibi kabul etmiĢtir. Anayasa‘nın 10. maddesinde yer verilen eĢitlik ilkesi hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eĢitlik öngörülmüĢtür. EĢitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kiĢilerin kanunlar karĢısında aynı iĢleme bağlı tutulmalarını sağlamak, haklı bir nedene dayanmayan ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kiĢi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karĢısında eĢitliğin ihlali yasaklanmıĢtır. Kanun önünde eĢitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler, kimi kiĢiler ya da topluluklar için değiĢik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa‘da öngörülen eĢitlik ilkesi zedelenmez. Yukarıda belirtilen Ģekilde özel düzenleme öngörülmesinin nedeninin, finans sektöründen kaynaklı üst üste yaĢanan ekonomik krizler sonrası kamuoyunda ―banka hortumlamak‖ Ģeklinde kavramlaĢtırılmıĢ olan ve krizlerin tetikleyicisi olan fiillere karĢı kamuoyunun duyarlılığına cevap vermek olduğu, bu düzenleme ile amaçlananın ―banka yöneticileri‖nin eylem ve iĢlemlerinin toplumsal etkileri ve kamu düzeni üzerindeki sonuçları gözetilerek özel bir hükümle daha ağır bir yaptırıma tâbi tutulmalarının sağlanması olduğu anlaĢılmaktadır. Haklı bir nedene dayanmaksızın, Devlet güvencesinden yararlanılmasını önlemek ve Bankaya hakim sermaye sahiplerinin ya da yöneticilerinin kendi kusurlarından kaynaklanan hak taleplerini kapsam dıĢı bırakmak amacıyla böyle bir madde düzenlendiği anlaĢılmaktadır. Kamu yararı, bankalara duyulan güveni artırmak suretiyle tasarrufları korumak, mali piyasalarda güven ve istikrarı sağlamak ve somut olayda da kusuru olmaksızın oluĢan mağduriyetleri gidermek amacıyla getirilen mevduat sigortası sisteminin, bankanın kötü yönetilmesinde ve mağduriyetlerin oluĢmasında katkısı olanlarca kullanılmasının önlenmesi Devletin, Anayasa‘nın 5. maddesinde belirtilen temel amaç ve görevlerine de uygundur. Hisse senedi satıĢları bizzat Ģubeler aracılığıyla yapılmakta dolayısıyla Ģube müdürlerinin de birinci derecede sorumluluğu bulunmaktadır. Hukukun genel ilkeleri gereğince de kimse kendi kusuruna dayanarak bir hak iddiasında bulunamaz ve hukuk devletinde bir hakkın kötüye kullanılması koruma göremez. Kanun koyucu, banka yöneticilerinin iĢlemleri nedeniyle bankanın içinin boĢaltıldığını ve mevduat sahiplerinin bu nedenle mağdur olduğunu gözeterek bu düzenlemeyi yapmıĢtır. Düzenleme bu Ģekliyle iyi niyetli hesap sahiplerini dikkate almıĢ, güvence kapsamında olmamasına rağmen Bankanın yöneticileri dıĢında tüm DĠBS alıcılarının sahip oldukları senet tutarlarının ödenmesini öngörmüĢtür. Banka yöneticileri ile diğer hesap sahipleri arasında muvazaa, kötü niyet ya da kendi kusurlarıyla zararın oluĢması durumunda ayırım yapılması haklı bir nedene dayandığından eĢitlik ilkesinin ihlal edildiğinden söz edilemez. Bu nedenle, itiraz konusu kural Anayasa‘nın 10. maddesine aykırı değildir. Ġptal isteminin reddi gerekir. Kuralın, Anayasa‘nın 2. maddesiyle ilgisi görülmemiĢtir. Bu görüĢe, Fulya KANTARCIOĞLU ile Mehmet ERTEN katılmamıĢlardır. VI- SONUÇ 24.5.2007 günlü, 5667 sayılı Bankacılık ĠĢlemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme Ġzni Kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketince Devlet Ġç Borçlanma Senedi SatıĢı Adı Altında Toplanan Tutarların Ödenmesi Hakkında Kanun‘un 3. maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan “…imzaları bankayı ilzam eden memurları ile şube müdürleri…” ibaresinin Anayasa‘ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDĠNE, Fulya KANTARCIOĞLU ile Mehmet ERTEN‘in karĢıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, 18.10.2012 gününde karar verildi. BaĢkan HaĢim KILIÇ BaĢkanvekili Serruh KALELĠ BaĢkanvekili Alparslan ALTAN Üye Fulya Üye Mehmet ERTEN Üye Serdar ÖZGÜLDÜR KANTARCIOĞLU Üye Osman Alifeyyaz PAKSÜT Üye Zehra Ayla PERKTAġ Üye Recep KÖMÜRCÜ Üye Burhan ÜSTÜN Üye Engin YILDIRIM Üye Nuri NECĠPOĞLU Üye Hicabi DURSUN Üye Celal Mümtaz AKINCI Üye Erdal TERCAN Üye Muammer TOPAL Üye Zühtü ARSLAN KARġIOY GEREKÇESĠ Esas: 2011/3, Karar: 2012/153 sayılı karardaki karĢıoy gerekçesinde belirtilen gerekçe doğrultusunda, itiraz konusu kuralın iptali gerektiği düĢüncesiyle çoğunluk görüĢüne katılmıyorum. Üye Fulya KANTARCIOĞLU KARġIOY GEREKÇESĠ Kural, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘tini imzalarıyla ilzam eden memurları ile Ģube müdürlerine ait Devlet iç borçlanma senetleri için, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca herhangi bir ödeme yapılmayacağını hükme bağlamaktadır. Anayasa‘nın 2. maddesinde; “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” denilmektedir. Maddede belirtilen hukuk devleti, eylem ve iĢlemleri hukuka uygun, her alanda adil, güvenilir bir hukuk düzeni kurup bunu geliĢtirerek sürdüren, hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir. Hukuk devletinin önemli unsurlarından olan hukukî güvenlik ilkesi, sadece bireylerin devlet faaliyetlerine duyduğu güveni değil, yürürlükte bulunan mevzuatın süreceğine duyulan güveni de kapsar. Ġtiraz konusu kural, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘tini imzalarıyla ilzam eden memurları ile Ģube müdürlerine ait Devlet iç borçlanma senetlerinin, salt Türkiye Ġmar Bankası‘nın imza yetkili memuru ya da Ģube müdürü olmalarını muvazaanın varlık nedeni saymakta ve söz konusu senetlerin muvazaaya dayalı olarak edinildiğini kabul ederek Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca herhangi bir ödeme yapılmayacağını öngörmektedir. Bir bankanın salt imza yetkili memuru ya da Ģube müdürü olmak muvazaanın varlığı için tek baĢına yeterli kanıt olmayacağı gibi, bir olayda muvazaanın var olup olmadığının hukuki sonuç doğuracak Ģekilde ve kesin olarak saptanabilmesi de yasama organın değil yargı organlarının iĢidir. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından ediniliĢ biçiminde ciddi muvazaa Ģüphesi olduğu saptanan Devlet iç borçlanma senetleri için ödeme yapılmayabilir, ancak, bu konuda dahi çıkabilecek bir uyuĢmazlığın yargı organları tarafından karara bağlanması hukuk devleti olmanın gereğidir. Öte yandan, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu kararı ile bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılarak, yönetim ve denetiminin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu‘na varlıklarıyla birlikte devredilmiĢ olması dikkate alındığında, dava konusu kuraldaki hesap ya da iĢlemlerin, mevduat sigortası kapsamında kalıp kalmamasının bir öneminin olmadığı, hukuki güvenlik gereği mağdurlara yapılan ödemelerin de atıfet olarak kabul edilemeyeceği açıktır. Yasa koyucu ihtiyaç duyduğu bir alanı düzenlerken, Anayasa ve hukukun genel ilkelerine uymak ve keyfi olarak nitelendirilecek düzenlemelerden kaçınmak durumundadır. Ġtiraz konusu kuralın, muvazaanın varlığını peĢinen kabul edip buna göre uygulama yapılmasını sağlaması nedeniyle adil olduğundan, dolayısıyla da Anayasa‘ya uygunluğundan söz edilemez. Açıklanan nedenle kural Anayasa‘nın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Ġptali gerekir. Üye Mehmet ERTEN [R.G. 28 Mart 2013 – 28601] —— • —— Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından: Esas Sayısı : 2012/27 Karar Sayısı : 2012/173 Karar Günü : 8.11.2012 ĠTĠRAZ YOLUNA BAġVURAN : DanıĢtay Onuncu Dairesi ĠTĠRAZIN KONUSU : 1- 10.7.2003 günlü, 4925 sayılı Karayolu TaĢıma Kanunu‘nun 35. maddesinin, 2- 18.5.2004 günlü, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun 12. maddesinin birinci fıkrasının (t) bendinin, Anayasa‘nın 7. ve 123. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istemidir. I- OLAY Karayolunda yurt içi eĢya taĢımacılığı yapmak üzere tarafına K1 türü yetki belgesi verilmesi talebinin reddine dair iĢlemin iptali istemiyle açılan davada, itiraz konusu kuralların Anayasa‘ya aykırı olduğu kanısına varan DanıĢtay Onuncu Dairesi, iptalleri için baĢvurmuĢtur. II- ĠTĠRAZIN GEREKÇESĠ BaĢvuru kararının gerekçe bölümü Ģöyledir: ―…tarafından; davacının, karayolunda yurtiçi eĢya taĢımacılığı yapmak üzere K1 türü yetki belgesi verilmesi istemli baĢvurusunun reddine iliĢkin 19.1.2006 tarih ve 3065 sayılı Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası iĢleminin iptali istemiyle UlaĢtırma Bakanlığı‘na karĢı açılan dava sonucunda; Afyonkarahisar Ġdare Mahkemesince, dava konusu iĢlemin iptali yolunda verilen 23.8.2007 tarih ve E:2006/748, K:2007/478 sayılı kararının temyizen incelenip bozulması istemi üzerine oluĢturulan dosya, DanıĢtay Onuncu ve Sekizinci Dairelerinden oluĢan müĢterek kurulca, öncelikle dava konusu iĢlemin dayanağı olan 4925 sayılı Karayolu TaĢıma Kanunu‘nun 35. maddesi ile 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun 12. maddesinin 1. fıkrasının (t) bendinin Anayasaya uygun olup olmadığı yönünden incelendi, gereği görüĢüldü: 4925 sayılı Karayolu TaĢıma Kanunu‘nun ―Yetki devri‖ baĢlıklı 35. maddesinde, ―Bakanlık, bu Kanun gereğince yerine getirmekle yükümlü olduğu görev ve yetkilerinin tamamını veya bir kısmını devredebilir. Devirle ilgili usul ve esaslar çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.‖ hükmüne yer verilmiĢtir. 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun 12. maddesinin 1. fıkrasının (t) bendinde ise, ―Mevzuatla bakanlıklara veya diğer kamu kurum ve kuruluĢlarına verilen iĢlerin, bu Kanunda belirtilen kuruluĢ amaçları ve görev alanı çerçevesinde odalara tevdii halinde bu iĢleri yürütmek‖, odaların görevleri arasında sayılmıĢtır. Dava konusu iĢlem; 4925 sayılı Yasanın UlaĢtırma Bakanlığına verdiği yetkilerin, K1 türü yetki belgesiyle sınırlı olmak kaydıyla, yukarıda aktarılan Yasa hükümlerine dayanılarak Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine (adı geçen Birlik tarafından da, ilgili Ticaret ve Sanayi Odalarına) devredilmesi suretiyle tesis edilmiĢ olup; bu haliyle, 4925 sayılı Yasanın 35. maddesi ile 5174 sayılı Yasanın 12. maddesinin 1. fıkrasının (t) bendinin bakılan davada uygulanacak kural olduğunda duraksama bulunmamaktadır. I- Yetki ve yetki devri kavramlarının Ġdare Hukuku bakımından incelenmesi: Ġdare Hukukunda ―yetki‖, idareye Anayasa ve yasalarla tanınmıĢ olan karar alma gücünü ifade eder ve idari iĢlemlerin en temel öğesini oluĢturur. Bir kamu düzeni sorunu olan yetki, yasa koyucu tarafından hangi makam veya merciye verilmiĢ ise, ancak o makam veya merci tarafından kullanılabilir. Bu bakımdan, yasanın açık izni olmadıkça yetkili makam veya mercinin yetkisini devretmesi olanaklı değildir. Aktarılan nitelikleri gereği, idare hukukunda yetkisizlik kural, yetkili olmak istisnadır. Bu itibarla, yetki hükümlerinin sınır ve çerçevesinin yasayla açıkça çizilmesi gerekir ve geniĢletici yoruma tabi tutulamaz. ―Yetki devri‖ ise, yukarıda kısaca bahsedildiği üzere, yasayla bir makama verilen karar alma yetkisinin, diğer bir makama aktarılması olup; doktrin ve yargısal içtihatlarla, yetki unsurunun nitelikleri dikkate alınarak geliĢtirilen bir takım koĢul ve kurallara tabidir. Buna göre, yetki devri: 1- Yasada açıkça öngörülmüĢ olmalıdır. (―yetki devrinin yasallığı‖) Anayasanın 6. maddesindeki, kimsenin kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisini kullanamayacağı kuralı ve 123. maddesindeki ―idarenin yasallığı‖ ilkesi gereği, idare, Anayasa ve yasalarla düzenlenen görev ve yetki sahası içinde faaliyette bulunmak zorundadır. Bu kural ile birlikte, yetkinin kamu düzenine iliĢkin olduğu da gözetildiğinde, yetki devrinin yasada düzenlenmesi zorunludur. Bu zorunluluk, yetkili organ veya makamın, dolayısıyla iĢlemin yetki unsuru yönünden hukuka uygun olup olmadığının tespitine de olanak sağlamaktadır. Özetle, yasada yetki devrine izin verilmeli ve yetki devri yasaklanmamıĢ olmalıdır. 2- Yazılı olmalıdır. Yetki devri suretiyle, esasen yetkisiz olan bir makam -idari iĢlemle- yetkili hale getirildiğinden, devir hususunun açıkça (zımni devir mümkün değildir) ve yazılı olarak yapılması gerekmektedir. Bu kural, yetkili makamın ve yetki devrinin kapsamının tespitini mümkün kılmaktadır. 3- HiyerarĢik asta yapılmalıdır. Yetki devri, karar alma yetkisinin devri olduğuna ve idare hukukunda kararlar kamu görevlilerinin Ģahsı adına değil, bu kamu görevlilerinin görev yaptığı kamu tüzel kiĢiliği adına alındığına göre, bir kamu görevlisinin belli bir konuda sahip olduğu karar alma yetkisini, baĢka bir kamu görevlisine devredebilmesi için, iki kamu görevlisinin de aynı tüzel kiĢilik (hiyerarĢi) içinde bulunması; yetkiyi devredenin hiyerarĢik üst konumunda olması gerekir. (Gözler, Kemal: Ġdare Hukuku C.1, Bursa 2003, s.650) 4- Kısmi olmalıdır. HiyerarĢik üst, yetkisinin yalnızca bir kısmını devredebilir. Zira, tam yetki devri, bir idari makamın bütün görevlerini devrettiği (kendini tasfiye ettiği) anlamına gelir ki, bu durum gerek yetki devrinin istisnailiği, gerekse idarenin yasallığı ilkesine aykırı düĢer. Nitekim, yetki devrinin yukarıda değinilen unsurlarına, idare hukuku bakımından ―code‖ niteliğindeki 3046 sayılı Bakanlıkların KuruluĢ ve Görev Esasları Hakkında Kanun‘un ―Yetki devri‖ baĢlıklı 38. maddesinde de aynen yer verilerek, ―Bakan, müsteĢar ve her kademedeki bakanlık ve kuruluĢ yöneticileri, gerektiğinde sınırlarını yazılı olarak açıkça belirlemek Ģartıyla yetkilerinden bir kısmını astlarına devredebilir.‖ Ģeklinde hüküm sevk edilmiĢtir. II- Yasa kurallarının anlam ve içeriği: 4925 sayılı Karayolu TaĢıma Kanunu‘nun 35. maddesinde, UlaĢtırma Bakanlığına, bu Yasada öngörülen görev ve yetkilerinin tamamını, sınır konulmaksızın, herhangi bir kiĢi/kuruluĢa devretme ve devirle ilgili usul-esasları bizzat çıkaracağı yönetmelikle belirleme yetkisi verilmiĢtir. 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun 12. maddesinin 1. fıkrasının (t) bendinde de, bakanlıklara ve diğer kamu kurum ve kuruluĢlarına yasa ya da diğer mevzuatla verilen iĢlerin, çerçeve çizilmeksizin, ayrı bir tüzel kiĢiliğe sahip olan odalara devredilmesi olanağı tanınmıĢtır. Nitekim UlaĢtırma Bakanlığı da, söz konusu hükümlere istinaden, 25.2.2004 tarih ve 25384 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan Karayolu TaĢıma Yönetmeliğinin Ek 1. maddesinde getirdiği düzenlemeyle, Karayolu TaĢıma Kanunundan doğan yetkilerini, kamu kurum/kuruluĢları ve 5174 sayılı Yasa kapsamına giren Birlik ve Odalara protokolle devredebileceğini öngörmüĢtür. Aktarılan yasa hükümlerinin, idareye yasayla verilen yetkilerin, gerek hiyerarĢik ast haricindeki kiĢi ve kuruluĢlara, gerekse tamamının devrine izin vermesi, bu suretle yetki devrinin sınır ve istisnalarının belirlenmemiĢ olması söz konusu düzenlemelerin Anayasaya uygunluğunun irdelenmesini zorunlu kılmıĢtır. III- Yasa kurallarının Anayasanın 7. maddesine uygunluğu: Anayasanın 7. maddesinde, yasama yetkisinin Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisine ait olduğu, bu yetkinin devredilemeyeceği kuralına yer verilmiĢtir. Egemenliğin sahibi olan Millet adına yetki kullanan yasama organı, ―yasama‖ erkinin aslî sahibidir. Böyle bir yetkiden kendi iradesiyle bile vazgeçmesi söz konusu olamaz. Bu nedenle öğretide, Anayasa‘da yasama yetkisinin devredilemeyeceği yolunda bir kural olmasaydı dahi, yasama yetkisinin devredilemeyeceği kabul edilmektedir. Çünkü kamu hukukunda hiçbir Devlet organı, Anayasa ve yasalardan aldığı bir yetkiyi, bu metinlerde açık bir izin olmadıkça baĢka bir Devlet organına devredemez. (Yasama yetkisinin devredilmezliğinin mutlak bir ilke olmayıĢı, TBMM‘nin çıkaracağı yetki yasalarıyla Bakanlar Kuruluna Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi verilmesi gibi, bizzat Anayasanın kendisinde istisnai kurallar bulunması konumuzun dıĢındadır.) Yasama organı, yasa yaparken konuyla ilgili bütün olasılıkları göz önünde bulundurarak (kazuistik biçimde) ayrıntılara ait kurallar koymak yetkisine sahip ise de; zamanın gereklerine göre sık sık değiĢen önlemler alınmasına veya alınan önlemlerin kaldırılmasına ve yerine göre yeniden konulmasına gerek duyulan hallerde, yasama faaliyetinin yavaĢ iĢlemesi ve günlük olayları izleyerek zamanında önlem almasının güçlüğü karĢısında; yasa koyucunun, konunun esaslı unsurlarını yasa ile belirledikten sonra, uzmanlık ve idare tekniğine iliĢkin bulunan hususların düzenlenmesi için yürütme organına yetki vermesinin, yasama yetkisinin devri niteliğinde değerlendirilemeyeceği açıktır. Bu durum öğretide, kural-iĢlem yetkisinin, ilke ve genel olarak yalnız yasama organına ait olduğu; yürütme ve idarenin ise, sadece türevsel, bağlı ve istisnai nitelikte düzenleme yetkisine sahip olduğu Ģeklinde ifade edilmiĢtir. (Duran, Lütfi: Ġdare Hukuku Ders Notları, Ġstanbul 1982. s.320) Yasama yetkisi asli bir yetki olduğundan ve Türk hukukunda yasayla düzenleme alanı konu itibariyle sınırlandırılmadığından (yasama yetkisinin genelliği), yasama organı, dilediği alanı, kuĢkusuz Anayasa ilkelerine uygun olmak koĢuluyla düzenleme yetkisini haizdir. (Anayasa Mahkemesinin E:1985/2, K:1985/6 sayılı kararı; Özbudun, Ergun: Türk Anayasa Hukuku, 4. Baskı, Ankara 1995, s.164-165) Yasayla düzenleme ilkesi, düzenlenen konudan yalnız kavram, ad ve kurum olarak söz edilmesi değil, bunların yasa metninde kurallaĢtırılmasıdır. KurallaĢtırma ise, düzenlenen alanda temel ilkelerin konulmasını ve çerçevenin çizilmiĢ olmasını ifade eder. Ancak temel ilkeler konulup çerçeve çizildikten sonra uzmanlık ve teknik konulara iliĢkin ayrıntıların belirlenmesi yürütme organının takdirine bırakılabilir. Bu bakımdan yasama organının, ―temel ilkeleri koyması, çerçeveyi çizmesi, sınırsız, belirsiz geniĢ bir alanı yönetimin düzenlemesine bırakmaması gerekir.‖ (Anayasa Mahkemesinin E:1993/5, K:1993/25 sayılı kararı). Bir baĢka deyiĢle; yasama organı, sahibi olduğu yasama yetkisinin asli, devredilemez niteliğiyle birlikte yürütme ve idarenin türevsel, istisnai, sınırlı düzenleme yeteneğini dikkate almak suretiyle, temel esaslarını kendisinin düzenlediği konularda yürütme ve idareye konunun ayrıntılarını düzenleme yetkisi tanıyabilir. Bu itibarla, yürütme organına düzenleme yetkisi veren bir yasa kuralının Anayasanın 7. maddesine uygun olabilmesi için; temel ilkeleri koyması, çerçeveyi çizmesi, sınırsız, belirsiz, geniĢ bir alanı yürütmenin düzenlemesine bırakmaması gerekir. Oysa 4925 sayılı Yasanın itiraza konu 35. maddesinde, anılan Yasa ile UlaĢtırma Bakanlığına verilen görevlerden, tanınan yetkilerden hangilerinin kimlere, hangi koĢullarla devredilebileceği; 5174 sayılı Yasanın 12. maddesinin 1/t bendinde ise, devredilebileceği öngörülen yetkilerin kaynaklandığı yasalar, bu yetkilerin devre konu olabilecek kısımlar ve bu yetkiye sahip olan kurum-kuruluĢ ve bakanlıklar belli edilmemiĢ, çerçevesi çizilmemiĢ; belirtilen konularda düzenleme yapma yetkisi, herhangi bir temel ilke ve sınır konulmaksızın, tümüyle UlaĢtırma Bakanlığına (5174 sayılı Yasa bakımından bütün bakanlık ve kamu kuruluĢlarına) bırakılmıĢtır. Böylece, kamu düzenine iliĢkin bulunan ve yasayla belirlenmesi gereken ―idarenin yetki alanı‖nın düzenlenmesine yönelik yasama yetkisi; yetki devrinin konusu, kapsamı ve devredilecek makam/merci hakkında herhangi bir çerçeve çizilmemek suretiyle fiilen idareye devredilmiĢtir. Bu bağlamda, 5174 sayılı Yasanın 12. maddesinin 1. fıkrasının (t) bendinde, ―...bu Kanunda belirtilen kuruluĢ amaçları ve görev alanı çerçevesinde...‖ odalara tevdi edilen iĢlerden söz edilmesi, konunun yasal çerçevesinin çizilmiĢ, temel ilke ve sınırlarının yine yasa ile konulmuĢ olduğu anlamına gelmemektedir. Zira, anılan fıkradaki ifade, 5174 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra yasama organınca çıkarılacak yeni yasalarda kamu kurum ve kuruluĢları ile bakanlıklara verilecek görev ve yetkilerin dahi, odalara tevdi edilebilecek iĢler kapsamında yer almasına olanak tanıdığı gibi; esasen, devre konu iĢlerin yasama yetkisinin devredilmezliği kuralına aykırı biçimde idare tarafından belirlenmesine izin vermekte; böylelikle devredilecek yetkinin konu, kapsam ve sınırlarını belirlemekten uzak bulunmaktadır. Bu nedenle, 4925 sayılı Yasanın 35. maddesi ile 5174 sayılı Yasanın 12. maddesinin 1/t bendinin, yasama yetkisinin devredilmezliğini öngören Anayasa‘nın 7. maddesine aykırı olduğu sonucuna varılmaktadır. IV- Yasa kurallarının Anayasa'nın 123. maddesine uygunluğu: Anayasanın 8. maddesinde, yürütme yetkisi ve görevinin, CumhurbaĢkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından Anayasa ve yasalara uygun olarak kullanılacağı ve yerine getirileceği; 113. maddesinde, Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri, yetkileri ve teĢkilatının yasayla düzenleneceği; 123. maddesinde, idarenin, kuruluĢ ve görevleriyle bir bütün olduğu ve yasayla düzenleneceği hükme bağlanmıĢtır. Anayasa, yürütme görev ve yetkisinin, yasalar çerçevesinde yerine getirileceğini açıklamakla yetinmeyip; idare kuruluĢunun her bir öğesinin de yasayla düzenlenmesini emretmektedir. Ġdare teĢkilatı ile görev ve yetkilerinin yasayla düzenlenmesi öngörüldüğü gibi; ajanlara, vergilere ve mallara iliĢkin statülerin de yasal nitelikte olması gerekmektedir. Bu bakımdan, idare onu yetkili kılan ―Yasa‖ya dayanarak hizmette bulunabilir. Bu nedenledir ki, idare hukukunda yetkisizlik kural, yetkili olmak istisnadır. Dolayısıyla, yetki devri de istisnai niteliktedir. Ancak idarenin yasallığı ilkesi, idari kuruluĢun tümü ve bütün ayrıntıları ile yasa koyucu tarafından düzenlenmesi zorunluluğunu gerektirmeyip; sadece öğelerinin temel kurallarının ve güvence hükümlerinin yasada yer almasını zorunlu kılar. Nitekim Anayasanın 113. maddesinde, Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri, yetkileri ve teĢkilatının yasayla düzenleneceği; 123. maddesinde, kamu tüzel kiĢiliğinin, ancak yasayla veya yasanın verdiği açık yetkiye dayanılarak kurulacağı belirtilmek suretiyle, idarenin kuruluĢunda her noktanın mutlaka yasa hükmüne bağlanmasını Ģart koĢmamıĢ ya da bu alanda yürütme ve idarenin düzenleme yapmasını yasaklamamıĢtır. Bu itibarla, yasal yetkiye dayanarak ve yasalar ile Anayasa çerçevesinde olmak kaydıyla, yürütme ve idare de, kendi iĢleviyle ilgili alanda yeni ve ayrıntılı kurallar koyabilirler. Böyle bir düzenlemenin ―yasallık‖ ilkesine aykırı bir yönü yoktur. Diğer yandan, yasama erkinin aksine yürütme erkinin, bir yetki olduğu kadar yükümlülüğü de içermesi nedeniyle, idarenin, yasayla kendisine tevdi edilen görev ve yükümlülükleri tümüyle devretmesi, diğer bir anlatımla kamu hizmetini ifadan vazgeçmesi mümkün bulunmamaktadır. Aksi durumun, gerek yetki devrinin istisnailiği, gerekse idarenin yasallığı ilkesine; dolayısıyla Anayasanın yukarıda anılan hükümlerine aykırı düĢeceği açıktır. Nitekim, Anayasa Mahkemesinin 27.4.1993 tarih ve E:1992/37, K:1993/18 sayılı kararında da, öğretide kabul edildiği üzere, yetki devrinin ―kısmi‖ olması gerektiği ve ―bazı önemli yetkilerin devir konusu yapılamayacağı‖ vurgulanarak, Yasada biçimi ve sınırları belirli bir yetki devri öngörüldüğü gerekçesiyle iptal isteminin reddine karar verilmiĢtir. Karayolu TaĢıma Kanunuyla, UlaĢtırma Bakanlığına, karayolu eĢya ve yolcu taĢımacılığı alanında faaliyette bulunacak kiĢilerin, bu alanda faaliyette bulunma ve yetki belgesi alma koĢullarının, taban ve tavan ücretlerin (kamu düzeni ve güvenliği gözetilerek) belirlenmesi ve bu kurallara uyulup uyulmadığının denetlenmesi; uyulmadığının tespiti halinde ise, faaliyetin durdurulması, yetkinin iptali ve idari para cezası verilmesi dahil yaptırım uygulanması gibi birtakım kamusal yetkiler tanınmıĢ; iptali istenilen kurallar ise, Bakanlığın bu konuda haiz olduğu yetkilerini kısmen veya tamamen, sınır ve kural getirmeksizin herhangi bir kuruluĢ/kiĢiye, bu arada kamu tüzel kiĢiliğini haiz odalara, süreli veya süresiz olarak devredebileceğini öngörmüĢtür. Dolayısıyla, itiraza konu Yasa kurallarıyla, Bakanlığın, karayolu taĢımacılığı alanındaki bütün yetkilerinin, herhangi bir sınırlama veya istisna konulmaksızın Bakanlık teĢkilatı içinde yer almayan, Bakanlık ile hiyerarĢik iliĢki içinde olmayan kiĢi ve kuruluĢlara devrine olanak sağlanmıĢtır. Bu nedenle, anılan kurallar, ―yetki devri‖ kurumunun kapsam ve mahiyetine açıkça aykırılık teĢkil ettiği gibi, idarenin yasallığını düzenleyen Anayasanın 123. maddesine de aykırı düĢmektedir. Esasen, 5174 sayılı Yasa‘nın ilgili bendinde geçen ―mevzuat‖ kelimesi dahi, baĢlı baĢına idarenin yasallığı ilkesine, dolayısıyla Anayasa‘nın 123. maddesine aykırılık teĢkil etmektedir. Zira, bilindiği üzere, ―mevzuat‖ sözcüğü, normlar hiyerarĢisinde yasadan aĢağıda yer alan tüzük, yönetmelik, genelge gibi yürütme organının düzenleme yetkisi içerisinde bulunan düzenleyici iĢlemleri de kapsamaktadır. Oysa idare, Anayasa ve yasalarla düzenlenen görev ve yetki sahası içinde faaliyette bulunmak zorunda olup; idarenin, dayanağını yasadan almaksızın, düzenleyici iĢlemlerden kaynaklanan bir yetkiye sahip olduğunun kabulüne olanak bulunmamaktadır. Belirtilen nedenlerle, anılan Yasa kurallarının Anayasanın 123. maddesine aykırı olduğu sonucuna varılmaktadır. Açıklanan nedenlerle ve bir davaya bakmakta olan mahkemenin, o dava sebebiyle uygulanacak yasa kuralının Anayasa‘ya aykırı olduğu kanısına götüren görüĢünü açıklayan kararı ile Anayasa Mahkemesine baĢvurulması gerektiğini düzenleyen 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 28. maddesinin 2. fıkrası gereğince, yukarıda açıklanan gerekçelerle; 4925 sayılı Karayolu TaĢıma Kanunu‘nun 35. maddesi ile 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun 12. maddesinin 1. fıkrasının (t) bendinin; Anayasanın 7. ve 123. maddelerine aykırı olduğu kanısına ulaĢılması nedeniyle Anayasa Mahkemesine baĢvurulmasına; dosyada bulunan belgelerin onaylı bir örneğinin Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığı‘na gönderilmesine 6.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.‖ III- YASA METĠNLERĠ A- Ġtiraz Konusu Yasa Kuralları 1-10.7.2003 günlü, 4925 sayılı Karayolu TaĢıma Kanunu‘nun itiraz konusu kural olan ―Yetki Devri‖ baĢlıklı 35. maddesi Ģöyledir: “Madde 35- Bakanlık, bu Kanun gereğince yerine getirmekle yükümlü olduğu görev ve yetkilerinin tamamını veya bir kısmını devredebilir. Devirle ilgili usul ve esaslar çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” 2-18.05.2004 günlü, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun itiraz konusu kuralı da içeren ―Odaların Görevleri‖ baĢlıklı 12. maddesi Ģöyledir: “Madde 12 - Odaların görevleri şunlardır: a) Meslek ahlâkını, disiplini ve dayanışmayı korumak ve geliştirmek, ticaret ve sanayinin kamu yararına uygun olarak gelişmesine çalışmak. b)Ticaret ve sanayiyi ilgilendiren bilgi ve haberleri derleyerek ilgililere ulaştırmak, ilgili kanunlar çerçevesinde resmî makamlarca istenecek bilgileri vermek ve özellikle üyelerinin mesleklerini icrada ihtiyaç duyabilecekleri her çeşit bilgiyi, başvuruları durumunda kendilerine vermek veya bunların elde edilmesini kolaylaştırmak, elektronik ticaret ve internet ağları konusunda üyelerine yol gösterecek girişimlerde bulunmak, bu konularda gerekli alt yapıyı kurmak ve işletmek. c) Ticaret ve sanayiye ait her türlü incelemeleri yapmak, bölgeleri içindeki iktisadî, ticarî ve sınaî faaliyetlere ait endeks ve istatistikleri tutmak, başlıca maddelerin piyasa fiyatlarını takip ve kaydetmek ve bunları uygun vasıtalarla yaymak. d) 26 ncı maddedeki belgeleri düzenlemek ve onaylamak. e) Meslek faaliyetlerine ait konularda resmî makamlara teklif, dilek ve başvurularda bulunmak; üyelerinin tamamının veya bir kesiminin meslekî menfaati olduğu takdirde meclis kararı ile bu üyeleri adına veya kendi adına dava açmak. f) Çalışma alanları içindeki ticarî ve sınaî örf, adet ve teamülleri tespit etmek, Bakanlığın onayına sunmak ve ilân etmek. g) Üyeleri tarafından uyulması zorunlu meslekî karar almak. h) Yurt içi ve yurt dışı fuar ve sergilere katılmak. ı) Gerektiğinde 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununun 125 inci maddesinde sayılan mal ve hizmetlerin azamî fiyat tarifelerini, kendi üyeleri için, Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliğe uygun olarak tespit etmek ve onaylamak. j) Deniz ticaretinin kamu yararına, millî ulaştırma ve deniz ticareti politikasına uygun şekilde gelişmesine çalışmak. k) Millî ve milletlerarası deniz ticaretine ait incelemeler yapmak ve bu konudaki bilgileri sağlamak, Türkiye limanları arası ve yurt dışı navlun, acente komisyonu ve ücretleri ile liman masrafları gibi bilgileri toplamak ve bunları mümkün olan vasıtalarla en seri şekilde yaymak, dünya deniz ticaretindeki en son gelişmeleri izlemek, istatistikler tutmak ve bunları ilgililere duyurmak. l) Deniz ticaretine ait ticarî örf, teamül ve uygulamaları tespit ve ilân etmek, navlun anlaşmaları, konişmento ve benzeri evraka ait tip formları hazırlamak. m) Yabancı gemi sahip ve donatanları ile denizcilikle ilgili müesseselere Türkiye limanlarının imkânları, çalışma şekilleri, tarifeleri ve liman masrafları hakkında bilgi vermek ve onlardan benzeri bilgileri sağlamak. n) Deniz ticareti ile ilgili milletlerarası kuruluşlara üye olmak ve delege bulundurmak. o) İlgililerin talebi üzerine deniz ticareti ile ilgili ihtilaflarda hakemlik yapmak. p) Deniz acenteliği hizmet ücret tarifelerini hazırlamak ve Bakanlığın onayına sunmak. r) Sair mevzuatın verdiği görevlerle, ilgili kanunlar çerçevesinde Birlik ve Bakanlıkça verilecek görevleri yapmak. s) Birliğin belirlediği standartlara göre üye kayıtlarını tutmak ve üyelik aidatlarına ilişkin belgeleri saklamak ve bunları Birliğe talep halinde bildirmek. t) Mevzuatla bakanlıklara veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarına verilen işlerin, bu Kanunda belirtilen kuruluş amaçları ve görev alanı çerçevesinde odalara tevdii halinde bu işleri yürütmek. u) Üyelerinin ihtiyacı olan belgeleri vermek ve bunlara ilişkin gerekli hizmetleri yapmak. v) Yurt içi fuarlar konusunda yapılacak müracaatları değerlendirip Birliğe teklifte bulunmak. y) Üyeleri hakkındaki tüketici şikâyetlerini incelemek ve kuruluş amaçları doğrultusunda diğer faaliyetlerde bulunmak. z) Ticaret ve sanayi odalarınca, odalar ayrı olan illerde ise sanayi odalarınca sanayiciler için kapasite raporları düzenlemek. Odalar, bunlardan başka mevzuat hükümleri çerçevesinde; a) Ticaret mallarının niteliklerinin belirlenmesine yönelik lâboratuvarlar kurmak veya bunlara iştirak etmek, uluslararası kalibrasyon, test ölçme lâboratuvarı kurmak veya iştirak etmek, belgelendirme hizmetleri sunmak, b) Milli Eğitim Bakanlığının izin ve denetiminde ticaret, denizcilik ve sanayi ile ilgili kursları açmak, açılan kurslara yardımda bulunmak, yurt içinde ve dışında ihtiyaç duyulan alanlar için öğrenci okutmak ve stajyer bulundurmak; meslekî ve teknik eğitim ve öğretimi geliştirme ve yönlendirme çalışmaları yapmak, kendi üyelerinin işyerleriyle sınırlı olmak üzere, 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanunu kapsamına alınmamış meslek dallarında bu uygulamaya ilişkin belgeleri düzenlemek, c) İlgililerin talebi halinde, ticarî ve sınaî ihtilaflarda hakem olmak, tahkim kurulları oluşturmak, d) Açılmış veya açılacak olan sergiler, panayırlar, umumi mağazalar, depolar, müzeler ve kütüphanelere katılmak, e) Yetkili bakanlıkça uygun görülen alanlarda sanayi siteleri, endüstri bölgeleri, organize sanayi bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri, teknoparklar, teknoloji merkezleri kurmak ve yönetmek; 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu çerçevesinde serbest bölge kurucu ve işleticisi veya işleticisi olmak, antrepo işletmek ve fuar alanları, kongre merkezleri ile ticaret merkezleri kurmak, işletmek veya kurulmuş olanlara iştirak etmek, Görevlerini de yaparlar.” B- Dayanılan ve Ġlgili Görülen Anayasa Kuralları BaĢvuru kararında, Anayasa‘nın 7. ve 123. maddelerine dayanılmıĢ, 128. maddesi ise ilgili görülmüĢtür. IV- ĠLK ĠNCELEME Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 8. maddesi uyarınca HaĢim KILIÇ, Serruh KALELĠ, Alparslan ALTAN, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Recep KÖMÜRCÜ, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri NECĠPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI ve Erdal TERCAN‘ın katılımıyla 30.3.2012 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından iĢin esasının incelenmesine OYBĠRLĠĞĠYLE karar verilmiĢtir. V- ESASIN ĠNCELENMESĠ BaĢvuru kararı ve ekleri, Raportör Canbulut ġAġMAZ tarafından hazırlanan iĢin esasına iliĢkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralları, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüĢülüp düĢünüldü: A- 4925 Sayılı Kanun’un 35. Maddesinin Ġncelenmesi BaĢvuru kararında, yürütme organına düzenleme yetkisi veren bir kanun kuralının Anayasa‘nın 7. maddesine uygun olabilmesi için temel ilkeleri koyması, çerçeveyi çizmesi, sınırsız, belirsiz, geniĢ bir alanı yürütmenin düzenlemesine bırakmaması gerektiği, oysa itiraz konusu kuralda 4925 sayılı Kanun ile UlaĢtırma Bakanlığına verilen görevlerden ve yetkilerden hangilerinin kimlere, hangi koĢullarla devredilebileceği konularında düzenleme yapma yetkisinin herhangi bir temel ilke ve sınır konulmaksızın tümüyle UlaĢtırma Bakanlığına bırakıldığı, diğer yandan idarenin kanunla kendisine tevdi edilen görev ve yükümlülükleri tümüyle devretmesinin, baĢka bir anlatımla kamu hizmetini ifadan vazgeçmesinin mümkün olmadığı, aksi durumun gerek yetki devrinin istisnailiği gerekse idarenin kanuniliği ilkesine aykırı olacağı belirtilerek kuralın, Anayasa‘nın 7. ve 123. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüĢtür. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 43. maddesine göre, ilgisi nedeniyle itiraz konusu kural Anayasa‘nın 128. maddesi yönünden de incelenmiĢtir. Ġtiraz konusu kuralla, Bakanlığın 4925 sayılı Kanun gereğince yerine getirmekle yükümlü olduğu görev ve yetkilerinin tamamını veya bir kısmını devredebilmesine olanak tanınmıĢ, devirle ilgili usul ve esasların ise çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği hükme bağlanmıĢtır. Kurala göre anılan Bakanlığın devredebileceği görev ve yetkilerin ise genel olarak; taĢımacılık, acentelik ve taĢıma iĢleri komisyonculuğu ile nakliyat ambarı ve kargo iĢletmeciliği yapacaklara yetki belgesi vermek, gerektiğinde ücret tarifesinin taban ve tavan sınırları ile karayolundan geçiĢ ücretlerini belirlemek, düzenli yolcu ve eĢya taĢımalarında düzenlenen zaman tarifelerini onaylamak, Kanun‘a aykırı durumların varlığı halinde idari para cezası ile uyarma, geçici durdurma ve iptal Ģeklinde idari müeyyideler uygulamaya iliĢkin olduğu görülmektedir. Kanun koyucunun itiraz konusu kuralla, Bakanlığın 4925 sayılı Kanun gereği yerine getirmekle yükümlü olduğu görev ve yetkilerinin tamamını veya bir kısmını devredilebilmesine imkân tanıyarak, hizmette süratin ve verimliliğin arttırılmasını temin etmeyi, iĢ ve iĢlemleri merkeziyetçilikten kurtarmayı amaçladığı anlaĢılmaktadır. Anayasa‘nın 7. maddesinde ―Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.” denilmektedir. Buna göre Anayasa‘da kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda, yürütme organına genel ve sınırları belirsiz bir düzenleme yetkisinin verilmesi olanaklı değildir. Yürütmenin düzenleme yetkisi, sınırlı, tamamlayıcı ve bağımlı bir yetkidir. Bu nedenle Anayasa‘da öngörülen ayrık durumlar dıĢında, kanunlarla düzenlenmemiĢ bir alanda, kanun ile yürütmeye genel nitelikte kural koyma yetkisi verilemez. Ayrıca yürütme organına düzenleme yetkisi veren bir kanun kuralının Anayasa‘nın 7. maddesine uygun olabilmesi için temel ilkeleri koyması, çerçeveyi çizmesi, sınırsız, belirsiz, geniĢ bir alanı yürütmenin düzenlemesine bırakmaması gerekir. Ġtiraz konusu kuralda ―Bakanlığın bu Kanun gereğince yerine getirmekle yükümlü olduğu görev ve yetkiler‖den bahsedilerek, devredilebilecek görev ve yetkilerin hangileri olduğunun genel olarak gösterilmekle yetinildiği, Bakanlığın Kanun‘dan doğan görev ve yetkilerinin hangilerini hangi makam veya merciye ne Ģekilde ve ne süreyle devredebileceğine iliĢkin temel ilkelerin, sınırların ve kapsamının belirlenmediği, yürütme organının yetki devrine dair usul ve esasları belirlemede tam yetkili hale geldiği, bunun da idarenin görevlerinde belirsizlik, görevlendirme ve yetkilendirmede keyfilik gibi sonuçlara götürebileceği anlaĢılmaktadır. Bu nedenle, itiraz konusu kuralla Bakanlığa verilen yetkinin, yasamaya tanınmıĢ ve devredilemez olan asli düzenleme yetkisinin devri niteliğini taĢıdığı açıktır. Diğer taraftan Anayasa‘nın 128. maddesinde ise Devlet‘in, kamu iktisadi teĢebbüsleri ve diğer kamu tüzelkiĢilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerinin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütüleceği, bu kapsama giren personelin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülüklerinin de kanunla düzenleneceği öngörülmüĢtür. Anayasa‘nın 128. maddesi anlamında bir kamu hizmetinden söz edilebilmesi için; söz konusu hizmetin Devlet, kamu iktisadi teĢebbüsleri ve diğer kamu tüzel kiĢilerinin yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmeti olması, bu kamu hizmetinin ―genel idare esasları‖na göre yürütülmesi ile görevin ―asli ve sürekli‖ nitelikte olması gerekmektedir. GeniĢ anlamda, Devlet ya da diğer kamu tüzel kiĢileri tarafından ya da bunların gözetim ve denetimleri altında, genel ve ortak gereksinimleri karĢılamak, kamu yararını ya da çıkarını sağlamak için yapılan ve topluma sunulmuĢ bulunan sürekli ve düzenli etkinlikler olarak tanımlanan kamu hizmetinin, kamu hukukunun genel ilkeleri gereğince, doğrudan idare, kuruluĢ ve kurumları eliyle, kamusal yönetim biçimine göre yürütülmesi asıl ve olağandır. Ġdare eliyle yürütülen hizmet ve faaliyetlerden, genel idare esaslarına göre yürütülmesi zorunlu olmayan, diğer bir değiĢle özel yönetim biçimi ile gerçekleĢtirilmeye elveriĢli bulunanların, Devletin gözetimi ve denetimi altında, belli yasal usullerle özel müteĢebbislere yaptırılabilmesi ise olanaklıdır. Kolluk faaliyeti içinde yer alan zorunlu denetim hizmeti, idari para cezası ile uyarma, geçici durdurma ve iptal Ģeklinde idari müeyyideler uygulamaya iliĢkin görev ve faaliyetler genel idare esaslarına göre yürütülmesi gereken bir kamu hizmeti olup, idarenin asli ve sürekli görevlerindendir. Anayasa‘nın 128. maddesine göre, kolluk faaliyetleri arasında yer alan bu tür kamu hizmetlerinin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülmesi zorunludur. Buna göre, itiraz konusu kural Bakanlığa, 4925 sayılı Kanun‘da verilen görevlerin ve tanınan yetkilerin tamamını devretme imkânı tanımakta olup, idarenin kolluk faaliyetleri içinde yer alan ve mutlaka Devletin memurları ve diğer kamu görevlileri aracılığıyla yürütülmesi zorunlu olan asli ve sürekli görevlerin de gerçek ya da özel hukuk tüzel kiĢilerine devredilmesine olanak tanıyan kural, Anayasa‘nın 128. maddesine de aykırıdır. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa‘nın 7. ve 128. maddelerine aykırıdır. Ġptali gerekir. Kural, Anayasa‘nın 7. ve 128. maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden Anayasa‘nın 123. maddesi yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek görülmemiĢtir. B- 5174 Sayılı Kanun’un 12. Maddesinin Birinci Fıkrasının (t) Bendinin Ġncelenmesi BaĢvuru kararında, itiraz konusu kuralda, devredilebileceği öngörülen yetkilerin kaynaklandığı kanunların, bu yetkilerin devre konu olabilecek kısımları ve bu yetkiye sahip olan kurum-kuruluĢ ve bakanlıkların belli edilmediği, belirlenen konularda düzenleme yapma yetkisinin herhangi bir temel ilke ve sınır konulmaksızın tümüyle bütün bakanlık ve kamu kuruluĢlarına bırakıldığı, böylece kamu düzenine iliĢkin bulunan ve kanunla belirlenmesi gereken idarenin yetki alanının düzenlenmesine yönelik yasama yetkisinin, yetki devrinin konusu, kapsamı ve devredilecek makam/merci hakkında herhangi bir çerçeve çizilmemek suretiyle fiilen idareye devredildiği, itiraz konusu kuralda yer alan “mevzuat‖ kelimesinin dahi baĢlı baĢına idarenin kanuniliği ilkesine, dolayısıyla Anayasa‘nın 123. maddesine aykırılık teĢkil ettiği, zira anılan kelimenin, normlar hiyerarĢisinde kanundan aĢağıda yer alan tüzük, yönetmelik, genelge gibi yürütme organının düzenleme yetkisi içerisinde bulunan düzenleyici iĢlemleri de kapsadığı, oysa idarenin, Anayasa ve kanunlarla düzenlenen görev ve yetki sahası içinde faaliyette bulunmak zorunda olduğu, idarenin, dayanağını kanundan almaksızın, düzenleyici iĢlemlerden kaynaklanan bir yetkiye sahip olduğunun kabulüne olanak bulunmadığı belirtilerek kuralın, Anayasa‘nın 7. ve 123. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüĢtür. Ġtiraz konusu kural, mevzuatla bakanlıklara veya diğer kamu kurum ve kuruluĢlarına verilen iĢlerin, 5174 sayılı Kanun‘da belirtilen kuruluĢ amaçları ve görev alanı çerçevesinde odalara tevdii halinde bu iĢleri yürütmeyi odaların görevleri arasında saymıĢtır. Kural, oda ve birliklerin kuruluĢ amaçları doğrultusunda yerine getirmekle yükümlü oldukları görevlerin ve bu görevi yerine getirirken sahip oldukları yetkinin alanını belirlemektedir. Anayasa‘nın 123. maddesinin birinci fıkrasında ise ―İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir.” hükmü yer almaktadır. Bu maddede yer alan düzenleme, idarenin kanuniliği ilkesine vücut vermektedir. Ġdarenin kanuniliği ilkesi, idarenin ve organlarının görev ve yetkilerinin açık bir biçimde kanunla düzenlenmesini gerekli kılar. Öncelikle odaların temel amacı, avukatlık, hekimlik, eczacılık, tacirlik gibi serbest meslekleri ifa edenlerin ortak ihtiyaçlarını karĢılamak, mesleği dıĢa karĢı temsil etmek ve özellikle bu mesleklerin iç disiplinini ve meslek ahlakını korumak olduğundan ve görev alanları da kanunda açıkça öngörüldüğünden bu hususta bir belirsizlikten bahsedilemez. Öte yandan, itiraz konusu kural, odaların görevlerine iliĢkin genel bir düzenleme niteliğindedir. Ġlgili kanunlarda, konuya iliĢkin genel kuralların saptanması, hangi yetkinin hangi makam ve merciye devredileceğinin belirlenmesi ve bu Ģekilde konunun çerçevesi çizildikten sonra, günün geliĢen koĢul ve durumlarına göre sık sık değiĢiklik yapılması gereken teknik ve ihtisasa iliĢkin alanda, bakanlıklara veya diğer kamu kurum ve kuruluĢlarına yüklenen görev ve tanınan yetkilerin odalara devri hususunda bir hükme yer verilmesi yasama yetkisinin devri niteliğinde değildir. Ayrıca yürütme organı, bir kanuna dayanmak ve ona uygun olmak Ģartıyla Anayasamızda yer verilen tüzük ve yönetmelik dıĢında da genel ve objektif düzenleyici hukuki tasarruflarda bulunabilir. Ġdarenin genel esasları ilgili kanunda çizilmiĢ olmak Ģartıyla teknik ve ihtisasa iliĢkin konularda mevzuat kavramına dâhil olan tüzük, yönetmelik, genelge vb. düzenleyici tasarruflarla kamusal bir görev yüklenmesi ve bu görevin oda ve birliklerin kuruluĢ amaçlarıyla ilgili olması durumunda odalara devredilmesi yasama yetkisinin devri niteliğinde olmadığı gibi bu durum idarenin kanuniliği ilkesine de aykırılık oluĢturmaz. Sonuç olarak odalar, kamu tüzel kiĢiliğine sahip ve kamu yararı amacına yönelik faaliyette bulunan kuruluĢlardır. Ġdarenin görev alanına giren konularda, kamu hizmetinin düzenli olarak iĢlemesini sağlamak amacıyla, sınırları açıkça ilgili kanunda belirtilmiĢ olmak Ģartıyla, idareye ait bir yetkinin odalara devredilmesinde Anayasa‘ya aykırılık bulunmayıp, itiraz konusu kural Anayasa‘nın 7. ve 123. maddelerine aykırı değildir. Ġptal isteminin reddi gerekir. VI- ĠPTAL KARARININ YÜRÜRLÜĞE GĠRECEĞĠ GÜN SORUNU Anayasa‘nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasında, ―Kanun, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmi Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.” denilmekte, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrasında da bu kural tekrarlanmaktadır. 4925 sayılı Karayolu TaĢıma Kanunu‘nun 35. maddesinin iptaline karar verilmesinin doğuracağı hukuksal boĢluk, kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden, Anayasa‘nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 6216 sayılı Kanun‘un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince iptal kararının, Resmî Gazete‘de yayımlanmasından baĢlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüĢtür. VII- SONUÇ 1- 10.7.2003 günlü, 4925 sayılı Karayolu TaĢıma Kanunu‘nun 35. maddesinin Anayasa‘ya aykırı olduğuna ve ĠPTALĠNE, 2- 18.5.2004 günlü, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun 12. maddesinin birinci fıkrasının (t) bendinin Anayasa‘ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDĠNE, 3- 4925 sayılı Kanun‘un 35. maddesinin iptal edilmesi nedeniyle, Anayasa‘nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince bu maddeye iliĢkin ĠPTAL HÜKMÜNÜN, KARARIN RESMÎ GAZETE‘DE YAYIMLANMASINDAN BAġLAYARAK DOKUZ AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GĠRMESĠNE, 8.11.2012 gününde OYBĠRLĠĞĠYLE karar verildi. BaĢkan HaĢim KILIÇ BaĢkanvekili Serruh KALELĠ BaĢkanvekili Alparslan ALTAN Üye Fulya KANTARCIOĞLU Üye Mehmet ERTEN Üye Serdar ÖZGÜLDÜR Üye Osman Alifeyyaz PAKSÜT Üye Zehra Ayla PERKTAġ Üye Recep KÖMÜRCÜ Üye Burhan ÜSTÜN Üye Engin YILDIRIM Üye Nuri NECĠPOĞLU Üye Hicabi DURSUN Üye Celal Mümtaz AKINCI Üye Erdal TERCAN Üye Muammer TOPAL [R.G. 28 Mart 2013 – 28601] —— • —— Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından: Esas Sayısı : 2012/68 Karar Sayısı : 2012/182 Karar Günü : 22.11.2012 ĠTĠRAZ YOLUNA BAġVURAN : Kestel Ġcra Hukuk Mahkemesi ĠTĠRAZIN KONUSU : 9.6.1932 günlü, 2004 sayılı Ġcra ve Ġflas Kanunu‘nun 134. maddesinin 9.11.1988 günlü, 3494 sayılı Kanun‘un 22. maddesiyle değiĢtirilen ikinci fıkrasının “Talebin reddine karar verilmesi halinde tetkik mercii davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder.” biçimindeki dördüncü cümlesinin, Anayasa‘nın 2. maddesine aykırı olduğu ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istemidir. I- OLAY Davacı tarafından açılan ihalenin feshi davasında, itiraz konusu kuralın Anayasa‘ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için baĢvurmuĢtur. II- ĠTĠRAZIN GEREKÇESĠ BaĢvuru kararının gerekçe bölümü Ģöyledir: ―Davacı…. ile Davalı …. arasında mahkememizde görülmekte olan Ġhalenin Feshi davasının 2011 tarihli celsesinde Ġcra ve Ġflas Kanunu‘nun ―Ġhalenin neticesi ve feshi‖ baĢlıklı 134. maddenin 2. fıkrasında ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde davacının feshi istenilen ihale bedelinin %10‘u oranında para cezasına mahkum edeceğine dair kanun hükmünün Anayasaya aykırı olduğunu düĢündüğümüzden Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 152. maddesi gereğince Yüksek Mahkemenize itiraz baĢvurusunda bulunulmasına ve 5 ay süre ile mahkemenizce verilecek kararın beklenilmesine karar verilmiĢtir. Ġlgili Ġcra dosyası olan Kestel Ġcra Müdürlüğünün 2011/1255 talimat sayılı dava dosyasında ihale ile satılan Bursa ili Kestel ilçesi… Köyü‘nde bulunan 104 ada 15 parsel ve 104 ada 19 parsel sayılı taĢınmazların ihalesinin feshini talep etmekte olup, taĢınmazlardan 104 ada 19 parsel 250.000 TL bedel ile, 104 ada 15 parsel ise 500.000 TL bedelle 31.02.2012 tarihinde ihale edilmiĢ; davacı vekili bu ihalenin usulüne uygun olmadığından feshini talep etmiĢtir. Anayasaya aykırılık düĢüncemizi ana hatları ile Ģu Ģekilde açıklamaktayız: Ġcra ve Ġflas Kanunu‘nun ‗Ġhalenin Neticesi ve Feshi‘ baĢlıklı 134. maddesinin 2. fıkrasında ‗Ġhalenin feshini, Borçlar Kanununun 226 ıncı maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satıĢ isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iĢtirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koĢuluyla icra mahkemesinden Ģikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler. Ġlgililerin ihale yapıldığı ana kadar cereyan eden muamelelerdeki yolsuzluklara en geç ihale günü ıttıla peyda ettiği kabul edilir. Ġhalenin feshi talebi üzerine icra mahkemesi talep tarihinden itibaren yirmi gün içinde duruĢma yapar ve taraflar gelmeseler bile icap eden kararı verir. Talebin reddine karar verilmesi halinde icra mahkemesi davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. Ancak iĢin esasına girilmemesi nedeniyle talebin reddi halinde para cezasına hükmolunamaz‘ denilmektedir. Ġcra Ġflas Mevzuatına göre haciz veya ipotek gibi sebeplerle menkul veya gayrimenkul veya hakların satıĢının yapıldığı ihalelerin usulüne uygun bir Ģekilde yapılması devletin yükümlülüğü altındadır. Ġhalenin gerektiği Ģeffaflıkta ve açıklıkta ve kurallara uygun olarak yapılmaması halinde ilgili olan kiĢiler Ģikayet yolu ile Ġcra mahkemesinden ihalenin feshini isteyebilmek hakkına sahip iseler de bu hakkın kullanılmasına ĠĠK‘nun 134. maddenin 2. fıkrasında ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde Ģikayetçinin feshi istenilen ihale bedelinin %10‘u oranında para cezasına mahkum edeceğine dair hükmü önemli bir engel teĢkil etmektedir. Hukukta hak ile ispat ayrı kavramlardır. Esasında doğru olan bir hususun ispat edilememesi her zaman mümkündür. ĠĠK‘nun bu maddesinde Ģikayeti red edilen baĢvuru sahiplerine kötü niyetli olup olmaması, sırf icra sürecini uzatmak amacı ile yapılıp yapılmamasına göre hakime değerlendirme ve takdir hakkı tanınmaksızın ihalenin %10‘u nispetinde ceza verilmesini öngörülmektedir. Bu oran oldukça yüksek bir oran olup, Ģikayetin reddi halinde hükmedilecek ceza ihale miktarına göre dosyamızda olduğu gibi yüksek miktarları bulabilmektedir. Anayasamızın devletin temel niteliklerini belirleyen 2. maddesinde devletimizin insan haklarına saygılı bir hukuk devleti olduğu açıklanmaktadır. Devletimiz insan haklarına riayet etmek konusunda Ġnsan Hakları Avrupa SözleĢmesine de taraf olmuĢtur. Taraf olunan Ġnsan Hakları Avrupa SözleĢmesindeki haklara uygun düzenlemeler yapmak hem bu sözleĢmeye taraf olmanın bir gereği, hem de Anayasamızın 2. maddesinin bir gereğidir. Ġnsan Hakları Avrupa SözleĢmesine göre adil yargılanma ve etkili baĢvuru hakkı temel insan hakları arasındadır ve bu haklara uygun kanuni düzenleme ve mekanizmaların getirilmesi hukuk devleti olmanın bir gereğidir. Bu madde hükmü adeta ceza kanununda tarif edilmeyen ceza kanunundaki genel ilkelere aykırı bir suç türünü düzenlemektedir. Uygulamada da bunun bir para cezası mı olarak tahsil edileceği yoksa bir kamu alacağı mı olarak tahsil edileceğinde tereddüt bulunmaktadır. Kanunun bu hükmü adil yargılanma ve etkili baĢvuru hakkını özünden zedelemekte olup hukuk devleti olmanın gereğine aykırı sonuçlar doğurmaktadır. Sonuç olarak ĠĠK‘nun ‗Ġhalenin neticesi ve feshi‘ baĢlıklı 134. maddenin 2. fıkrasında ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde davacının feshi istenilen ihale bedelinin %10‘u oranında para cezasına mahkum edeceğine dair kanun hükmünün hak aramayı düĢünen kiĢilerin baĢvuru yapmasını engelleyici ve baĢvurup da ispat edemeyen kiĢileri genel ceza hukuku ilkelerine aykırı cezalandırıcı bir hüküm olup, Anayasamızın devletin niteliklerini açıklayan 2. maddesine aykırı olması sebebi ile iptaline karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederiz.‖ III- YASA METĠNLERĠ A- Ġtiraz Konusu Yasa Kuralı 9.6.1932 günlü, 2004 sayılı Ġcra Ġflas Kanunu‘nun itiraz konusu kuralı da içeren “İhalenin Neticesi ve Feshi” baĢlıklı 134. maddesi Ģöyledir: “Madde 134- (DeğiĢik: 18/2/1965 - 538/63 md.) Ġcra dairesi tarafından taĢınmaz kendisine ihale edilen alıcı o taĢınmazın mülkiyetini iktisap etmiĢ olur. (Ek cümle: 17/7/2003-4949/38 md.) Ġhale kesinleĢinceye kadar taĢınmazın ne Ģekilde muhafaza ve idare edileceği icra dairesi tarafından kararlaĢtırılır. (DeğiĢik: 9/11/1988 - 3494/22 md.) Ġhalenin feshini, Borçlar Kanununun 226 ncı maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satıĢ isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iĢtirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koĢuluyla tetkik merciinden Ģikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler. Ġlgililerin ihale yapıldığı ana kadar cereyan eden muamelelerdeki yolsuzluklara en geç ihale günü ıttıla peyda ettiği kabul edilir. Ġhalenin feshi talebi üzerine tetkik mercii talep tarihinden itibaren yirmi gün içinde duruĢma yapar ve taraflar gelmeseler bile icap eden kararı verir. Talebin reddine karar verilmesi halinde tetkik mercii davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. (Ek cümle: 17/7/2003-4949/38 md.) Ancak iĢin esasına girilmemesi nedeniyle talebin reddi hâlinde para cezasına hükmolunamaz. (Ek fıkra: 21/2/2007-5582/4 md.) 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanlığının rehinle temin edilmiĢ alacaklarının takibinde, ikinci fıkrada yer alan oran yüzde yirmi olarak uygulanır. (Ek fıkra: 17/7/2003-4949/38 md.) Ġhalenin feshine iliĢkin Ģikâyet görevsiz veya yetkisiz tetkik mercii veya mahkemeye yapılırsa, tetkik mercii veya mahkeme evrak üzerinde inceleme yaparak baĢvuru tarihinden itibaren en geç on gün içinde görevsizlik veya yetkisizlik kararı verir. Bu kararlar kesindir. (Ek fıkra: 17/7/2003-4949/38 md.) TaĢınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben iĢtirak etmemiĢ olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiĢ olsa bile, satıĢ bedelini derhâl veya 130 uncu maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadırlar. Ġcra müdürü, ödenen ihale bedeli ile ilgili olarak, ihalenin feshine yönelik Ģikâyet sonucunda verilecek karar kesinleĢinceye kadar para bankalarda nemalandırılır. Ġhalenin feshine iliĢkin Ģikâyetin kabulüne veya reddine iliĢkin kararın kesinleĢmesi üzerine, ihale bedeli nemaları ile birlikte hak sahiplerine ödenir. Ġhale kesinleĢmedikçe ihale bedeli alacaklılara ödenmez. SatıĢ ilanı tebliğ edilmemiĢ veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuĢsa Ģikayet müddeti ıttıla tarihinden baĢlar. Ģu kadar ki, bu müddet ihaleden itibaren bir seneyi geçemez. Ġhalenin feshini Ģikayet yolu ile talep eden ilgili, vakı yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur. Tescil için tapu idaresine yapılacak tebligat, Ģikayet için muayyen müddetin geçmesinden veya Ģikayet edilmiĢse Ģikayeti neticelendiren kararın kesinleĢmesinden sonra yapılır. (Mülga son fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)‖ B- Dayanılan ve Ġlgili Görülen Anayasa Kuralları BaĢvuru kararında, Anayasa‘nın 2. maddesine dayanılmıĢ, 36. maddesi ise ilgili görülmüĢtür. IV- ĠLK ĠNCELEME Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 8. maddesi uyarınca, HaĢim KILIÇ, Serruh KALELĠ, Alparslan ALTAN, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Recep KÖMÜRCÜ, Burhan ÜSTÜN, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI, Erdal TERCAN, Muammer TOPAL ve Zühtü ARSLAN‘ın katılımlarıyla 5.7.2012 günü yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından, iĢin esasının incelenmesine OYBĠRLĠĞĠYLE karar verilmiĢtir. V- ESASIN ĠNCELENMESĠ BaĢvuru kararı ve ekleri, Raportör Mustafa ÇAL tarafından hazırlanan iĢin esasına iliĢkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralı, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüĢülüp düĢünüldü: BaĢvuru kararında, takip hukukuna göre ihalelerin usulüne uygun bir Ģekilde ve gerektiği Ģeffaflıkta, açıklıkta ve kurallara uygun olarak yapılmasının Devletin yükümlülüğü altında olduğu, yapılmaması halinde ilgililerin Ģikâyet yolu ile icra mahkemesinden ihalenin feshini isteme hakkına sahip olsalar da bu hakkın kullanılmasına itiraz konusu kuralın önemli bir engel teĢkil ettiği, kuralda, Ģikâyeti reddedilen baĢvuru sahiplerinin kötü niyetli olup olmadığı, sırf icra sürecini uzatmak amacıyla dava açıp açmadıklarının takdiri ve değerlendirilmesi hususunda hâkime imkân tanınmadığı ayrıca, kuralda belirtilen para cezası oranının çok yüksek olduğu, kuralın hak aramayı düĢünen kiĢilerin baĢvuru yapmasını engelleyici ve dava açıp davasını ispat edemeyen kiĢiler açısından da genel ceza hukuku ilkelerine aykırı olarak cezalandırıcı bir hüküm niteliğinde olduğu belirtilerek kuralın, Anayasa‘nın 2. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüĢtür. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 43. maddesine göre, ilgisi nedeniyle itiraz konusu kural Anayasa‘nın 36. maddesi yönünden de incelenmiĢtir. 2004 sayılı Kanun‘un “İhalenin Neticesi ve Feshi” baĢlıklı 134. maddesinde, ihalenin feshi davalarının (Ģikâyetlerinin) yargılama usulleri düzenlenmiĢtir. Maddenin ikinci fıkrasında, kötü niyetle yapılan ihalenin feshi taleplerini önlemek amacıyla 3494 sayılı Kanun ile değiĢiklik yapılmıĢ ve talebin reddine karar verilmesi halinde icra mahkemesinin davacıyı, feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkûm edeceği öngörülmüĢtür. Anayasa‘nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve iĢlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliĢtirerek sürdüren, Anayasa‘ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve kanunlarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir. Anayasa‘nın hak arama hürriyetini düzenleyen 36. maddesinin birinci fıkrasında “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” denilerek yargı mercilerine davacı ve davalı olarak baĢvurabilme ve bunun doğal sonucu olarak da iddia, savunma ve adil yargılanma hakkı güvence altına alınmıĢtır. KiĢinin uğradığı bir haksızlığa veya zarara karĢı kendisini savunabilmesinin ya da maruz kaldığı haksız bir uygulama veya iĢleme karĢı haklılığını ileri sürüp kanıtlayabilmesinin, zararını giderebilmesinin en etkili ve güvenceli yolu, yargı mercileri önünde dava hakkını kullanabilmesidir. KiĢilere yargı mercileri önünde dava hakkı tanınması hak arama özgürlüğünün bir gereğidir. Takip hukukuna özgü bir yaptırımın düzenlendiği itiraz konusu kuralla, gereksiz ve dayanaksız baĢvurular önlenerek ihalenin kesinleĢmesinin sürüncemede bırakılmasının engellenmesi, ihale sürecinin en kısa süre içerisinde gerçekleĢtirilmesi ve bu sayede kamusal bir iĢlem olan ihaleye olan güvenin korunması ve artmasının sağlanması amaçlanmıĢtır. Ġtiraz konusu kural ile ihalenin feshi davasının reddi durumunda para cezası koĢulu bulunmakla birlikte kamusal bir iĢlem niteliğinde olan ihale süreci yargı denetimi kapsamındadır. SatıĢ isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iĢtirak edenler, Ģikâyet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde ihalenin süreci hakkında yargı yoluna baĢvurabileceği gibi her türlü nedene dayanarak ihalenin feshini isteyebilme olanağına sahiptir. Ayrıca, kuralla ihale ilgililerinin, icra mahkemeleri önünde davacı veya davalı olarak sahip oldukları anayasal hakları zedelenmemiĢ; bir takip hukuku tasarrufu olan ihaleye karĢı yargı yolu kapatılmamıĢ; mahkemelerin, bu iĢlemlerle ilgili açılmıĢ olan davaları inceleyerek gerekli kararları vermeleri engellenmemiĢtir. Dolayısıyla, itiraz konusu kuralın hak arama özgürlüğünü engelleyen bir yönü bulunmamaktadır. Diğer taraftan, Anayasa‘nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devletinin önemli ilkelerinden birisi de ölçülülük ilkesidir. Buna göre, hak ve özgürlüklerin kullanım alanına iliĢkin kuralların hakkaniyete uygun, dengeli ve ölçülü bir Ģekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Ġtiraz konusu kural ile ihalenin feshi davasının reddedilmesi durumunda hükmedilecek olan para cezası, ihalelerin parasal büyüklükleri ve haksız açılan ihalenin feshi davasıyla ihalenin kesinleĢmesinin engellenmesi neticesinde doğacak zarar miktarının somut olaya göre değiĢeceği göz önünde tutularak nispi olarak belirlenmiĢtir. Düzenlemenin amacının, ihalenin feshi davasını açacakları iyi niyetli, esas saiki hak arama amacı olan, haklı nedenleri olan davaların açılmasına sevk etmek, bununla birlikte ihale sürecinin hızlı ve etkili biçimde gerçekleĢmesini temin etmek olduğu anlaĢıldığından, ihalenin feshi davasının reddedilmesi durumunda para cezasına hükmedilmesinin ve bu para cezasının da nispi bir oran olarak belirlenmesinin amaç ve araç arasında makul ve uygun bir iliĢki kurduğu ve düzenlemenin amacına ulaĢmaya elveriĢli olduğu görülmekle, kuralın ölçüsüzce düzenlendiği söylenemeyeceğinden söz konusu düzenlemede hukuk devleti ilkesi ile çeliĢen bir yön bulunmamaktadır. Ayrıca, 4949 sayılı Kanun ile itiraz konusu kuralın yer aldığı maddenin ikinci fıkrasına “Ancak işin esasına girilmemesi nedeniyle talebin reddi hâlinde para cezasına hükmolunamaz.” cümlesi eklenerek ihalenin feshi talebinin iĢin esasına girilmeden husumet, sıfat yokluğu, süreaĢımı, feragat gibi nedenlerle reddedilmesi halinde davacı aleyhine yüzde onluk para cezasının hükmedilmesinin engellenmesi ve ihaleye fesat karıĢtırılmasına dair iddiaların ayrıca suç teĢkil etmeleri nedeniyle de icra mahkemelerince bu iddiaların resen araĢtırılacak olması karĢısında itiraz konusu kuralın, hak arama özgürlüğünü kısıtlamadığı ve takip hukukuna iliĢkin kanun koyucunun takdir yetkisi kapsamında kalan bir düzenlemeden ibaret olduğu açıktır. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa‘nın 2. ve 36. maddelerine aykırı değildir. Ġptal isteminin reddi gerekir. Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Engin YILDIRIM, Celal Mümtaz AKINCI ile Zühtü ARSLAN bu görüĢe katılmamıĢlardır. VI- SONUÇ 9.6.1932 günlü, 2004 sayılı Ġcra ve Ġflas Kanunu‘nun 134. maddesinin, 9.11.1988 günlü, 3494 sayılı Ġcra ve Ġflas Kanun‘un 22. maddesiyle değiĢtirilen ikinci fıkrasının “Talebin reddine karar verilmesi halinde tetkik mercii davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkûm eder.” biçimindeki dördüncü cümlesinin Anayasa‘ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDĠNE, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Engin YILDIRIM, Celal Mümtaz AKINCI ve Zühtü ARSLAN‘ın karĢıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, 22.11.2012 gününde karar verildi. BaĢkan HaĢim KILIÇ BaĢkanvekili Serruh KALELĠ BaĢkanvekili Alparslan ALTAN Üye Fulya KANTARCIOĞLU Üye Mehmet ERTEN Üye Serdar ÖZGÜLDÜR Üye Osman Alifeyyaz PAKSÜT Üye Zehra Ayla PERKTAġ Üye Recep KÖMÜRCÜ Üye Burhan ÜSTÜN Üye Engin YILDIRIM Üye Nuri NECĠPOĞLU Üye Hicabi DURSUN Üye Celal Mümtaz AKINCI Üye Muammer TOPAL Üye Erdal TERCAN Üye Zühtü ARSLAN KARġIOY GEREKÇESĠ 9.6.1932 günlü, 2004 sayılı Ġcra ve Ġflas Kanunu‘nun 134. maddesinin, 9.11.1988 günlü, 3494 sayılı Kanun‘la değiĢtirilen ikinci fıkrasında, ihalenin feshinin, kimler tarafından istenebileceği, bunun usul ve esasları ile tetkik mercii tarafından karara bağlanması düzenlenmiĢ, iptali istenilen tümcede de talebin reddine karar verilmesi halinde tetkik merciinin, davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği belirtilmiĢtir. Anayasa‘nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, insan haklarına dayanan, hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kuran, yargı denetime açık, bu bağlamda hak arama özgürlüğünü güvenceye alan devlettir. Hukuk devletinde kiĢilerin herhangi bir eylemleri nedeniyle yaptırıma bağlı tutulmaları, ancak bu eylemlerinin hukuka aykırı olduğunun saptanması halinde mümkündür. BaĢka bir anlatımla bireylerin hatalı ve kusurlu sayılabilecek davranıĢlarına bağlanamadığı sürece cezalandırılmaları, adaleti sağlamakla yükümlü hukuk devletinde kabul edilebilir bir durum değildir. Öte yandan, özellikle ihale bedelinin yüksek olması halinde yüzde on oranının kiĢilerin yargı mercilerine baĢvurarak iddialarını kanıtlamaktan vazgeçmelerine yol açacak kadar yüksek olması ve herhangi bir kademelendirme veya üst sınır da getirilmemesi karĢısında, iptali istenen kuralın, hak arama özgürlüğünün kullanılmasını hukuk devleti anlayıĢıyla bağdaĢmayacak biçimde engellediği sonucuna varılmaktadır. Ġtiraz konusu düzenlemenin kamu yararı düĢüncesiyle getirilmesinin, kuralın Anayasa‘ya uygunluğunun kabulü için yeterli sayılamayacağı, her halde ―kamu yararı‖nın gerekçe gösterilmesinin, hukuka aykırılıkların meĢrulaĢtırmasına hizmet etmeyeceği, aksine bu kavramın değer yitirmesine neden olacağı açıktır. Kamu yararı ile kiĢinin hak ve özgürlükleri arasında adil bir dengenin kurulamadığı kamu yararının ağırlık kazanarak temel haklardan daha belirleyici olduğu durumlarda, insan haklarına dayanan demokrasiden söz edilemez. Açıklanan nedenlerle Kural‘ın Anayasa‘nın 2 ve 36. maddelerine aykırı olduğu ve iptali gerektiği düĢüncesiyle çoğunluk görüĢüne katılmıyorum. Üye Fulya KANTARCIOĞLU KARġIOY GEREKÇESĠ Ġcra ve Ġflas Kanunu‘nun ―İhalenin feshi ve neticesi” baĢlıklı 134. maddesinin ikinci fıkrasının itiraza konu kuralında yer aldığı birinci cümlesinde “İhalenin feshini, Borçlar Kanununun 226 ncı maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler. İlgililerin ihale yapıldığı ana kadar cereyan eden muamelelerdeki yolsuzluklara en geç ihale günü ıttıla peyda ettiği kabul edilir. İhalenin feshi talebi üzerine icra mahkemesi talep tarihinden itibaren yirmi gün içinde duruşma yapar ve taraflar gelmeseler bile icap eden kararı verir. Talebin reddine karar verilmesi halinde icra mahkemesi davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder.‖ denilmektedir. Ġtiraz konusu kural, ihalenin feshi talebinin reddedilmesi halinde feshi talep eden davacıya feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezası verileceğini öngörmektedir. Anayasa‘nın 2. maddesinde öngörülen hukuk devleti; devletin, tüm eylem ve iĢlemlerinin hukuka uygun olmasını, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurarak sürdürmesini, Anayasa‘ya aykırı durumlardan kaçınmasını zorunlu kılmaktadır. Anayasa‘nın 36. maddesinde yer alan hak arama hürriyeti ile herkesin, meĢru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkı güvence altına alınmaktadır. Anayasa‘ya aykırı olduğu ileri sürülen kural, ihalenin feshini talep edenin, bu talebinin baĢka bir neden gözetmeksizin, ya da hiç bir ayırım öngörmeden salt talebin reddedilmiĢ olmasını para cezası verilmesi için yeterli görmektedir. Yasa koyucunun, iyi niyetli kiĢilerin bir hakka ulaĢmalarını engelleyecek ya da o hakka ulaĢmak için baĢvuruda bulunmaktan çekinmelerine neden olacak düzenleme yapmaktan kaçınması gerekir. Ġtiraz konusu kural, ihalenin feshi talebi hangi amaçla yapılmıĢ olursa olsun reddedilmesini yaptırım uygulamak için yeterli görmekte ve böylece ihalenin gecikmesine neden olacak müdahaleleri önlemek istemektedir. Yargı mercilerine intikal eden taleplerin kimilerinin kabul, kimilerinin de reddedileceği tabiidir. Yasa koyucu, söz konusu kuralı hangi kamu yararı için getirmiĢ olursa olsun, Anayasa‘da öngörülen adil hukuk düzenini ve yine Anayasa‘da güvence altına alınan hak arama hürriyetini gözetmek durumundadır. Kural, iyi niyetle ihalenin feshini talep edecek kiĢileri korumadığı gibi onların hakka ulaĢmalarını da engelleyici niteliktedir. Açıklanan nedenlerle hukuk devletine ve hak arama hürriyetine aykırı olan kuralın iptali gerekir. Üye Mehmet ERTEN KARġIOY GEREKÇESĠ Ġcra ve Ġflas Kanunu‘nun 134. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan iptali istenen kural Ģu Ģekildedir: ―Talebin reddine karar verilmesi halinde tetkik mercii davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkûm eder.‖ Ġtiraz konusu kuralın ihaleye itirazları azaltmak suretiyle takibin hızlı bir Ģekilde sonuçlandırılmasını sağlamaya yönelik olduğu açıktır. Ancak, ihale sürecini düzenleyen bir kuralın korumaya çalıĢtığı tek hukuki yarar, alacaklının alacağına süratle kavuĢması olamaz. Nitekim, itiraz konusu kuralı da içeren 3494 sayılı Kanun‘un genel gerekçesinde düzenlemenin amaçlarından biri olarak ―günümüzün değiĢen sosyal ve ekonomik Ģartları nedeniyle alacaklı ile borçlunun zıt menfaatlerinin bağdaĢtırılması‖ gösterilmiĢtir. Esasen, Ġcra ve Ġflas Kanunu‘nun 134. maddesinin ikinci fıkrası bir bütün halinde değerlendirildiğinde takibin süratle sonuçlandırılması için gerekli düzenlemelerin zaten yapıldığı görülmektedir. Fıkrada, öncelikle ihalenin feshini isteyebilecekler, ihaleye konu gayrimenkul ve satıĢla ilgili kiĢilerle sınırlandırılmıĢtır. Ġkincisi ve daha önemlisi, itiraz konusu kuraldan önceki cümlede, ihalenin feshi talebinin tetkik mercii tarafından duruĢma yapılmak suretiyle, taraflar gelmeseler bile, yirmi gün içinde sonuçlandırılacağı belirtilmektedir. Madde gerekçesinde de ifade edildiği üzere, bu hükümle ―ihalenin feshi talebinin çok kısa sürede karara bağlanabilmesi ve takibin süratle sonuçlandırılması mümkün hale gelmektedir‖. Anayasa‘nın 2. maddesi Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğunu belirtmektedir. Hukuk devletinde, ceza niteliğinde bir yaptırım ancak bu yaptırımı gerektiren suç, kabahat, kusur, ihmal, hakkı kötüye kullanma gibi hukuka aykırı bir fiilin bulunması durumunda söz konusu olabilir. Bu durumda dahi, hukuka aykırı fiil ile öngörülen yaptırımın orantılı olması gerekir. Ġtiraz konusu kuralda, para cezasına mahkumiyet için davacının kötü niyetli olması, dava hakkını kötüye kullanması gibi hiçbir Ģart öngörülmemiĢtir. Dahası, bu konuda hakimin hiçbir Ģekilde takdir yetkisi yoktur. Bu haliyle kural, bir anlamda talebi ve talebe esas olan iddiayı ispat edememe durumunu cezalandırmaktadır. Ġyi niyetli bir talebin reddinin baĢlı baĢına para cezasına mahkumiyeti doğurması hukuk devleti anlayıĢıyla bağdaĢmaz. Öte yandan, hukuk devletinin en önemli güvencelerinden biri, haksızlığa uğradığını düĢünen kiĢilerin bağımsız mahkemeler önünde davacı olarak hak arama hürriyetine sahip olmalarıdır. Anayasa‘nın 36. maddesine göre, ―Herkes, meĢru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.‖ Mahkemeye eriĢim hakkı, hak arama hürriyetinin en önemli unsurlarındandır. Alacaklı ile borçlunun zıt menfaatlerini bağdaĢtırmaya yönelik bir kuralın, takibin süratle sonuçlandırılması yanında, ihalenin hukuka uygun olarak gerçekleĢmesini sağlaması ve bu yöndeki itirazları engellememesi beklenir. Halbuki, itiraz konusu kural, para cezasını ihalenin feshine dair talebin reddinin zorunlu sonucu olarak görmek suretiyle, borçlunun Ģu ya da bu nedenle ihalenin feshini istemesini fiilen engellemekte, en iyi ihtimalle zorlaĢtırmaktadır. Kural uyarınca, tamamen iyi niyetli bir Ģekilde ihalenin hukuka aykırı yapıldığına inanan ve elindeki bulguların ispat için yeterli olduğunu düĢünen davacı, talebin reddi üzerine ihale bedelinin yüzde onu gibi azımsanamayacak bir para cezasına mahkum edilecektir. Ġhale bedelinin yüzde onunu ödeme gücüne sahip olmayan, keza dava açıp hakkını aramak isteyen kiĢilerden, cezayı ödemeyi göze alamayanlar fiilen ihalenin feshini talep edemeyeceklerdir. Bunun hak arama hürriyetini kimi durumlarda kullanılamaz hale getirdiği izahtan varestedir. Bu gerekçelerle, itiraz konusu kuralın Anayasa‘nın 2. ve 36. maddelerine aykırı olduğu düĢüncesiyle, çoğunluğun red yönündeki görüĢüne katılmıyoruz. Üye Üye Üye Engin YILDIRIM Celal Mümtaz AKINCI Zühtü ARSLAN [R.G. 28 Mart 2013 – 28601] —— • —— Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından: Esas Sayısı : 2012/93 Karar Sayısı : 2013/8 Karar Günü : 10.1.2013 ĠTĠRAZ YOLUNA BAġVURAN : Ġstanbul 7. Ġdare Mahkemesi ĠTĠRAZIN KONUSU : 3.5.1985 günlü, 3194 sayılı Ġmar Kanunu‘nun 9.12.2009 günlü, 5940 sayılı Kanun‘un 2. maddesiyle değiĢtirilen 42. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “…yapının sahibine,” ibaresinin Anayasa‘nın 2. ve 38. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istemidir. I- OLAY Malik olunan taĢınmazda ruhsat ve eklerine aykırı değiĢiklik yapıldığından bahisle 3194 sayılı Kanun‘un 42. maddesi uyarınca idari para cezası verilmesine iliĢkin iĢlemin iptali istemiyle açılan davada, itiraz konusu kuralın Anayasa‘ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için baĢvurmuĢtur. II- ĠTĠRAZIN GEREKÇESĠ BaĢvuru kararının gerekçe bölümü Ģöyledir: ―Ġtiraz yolu ile Sayın Mahkemeniz huzuruna getirilen ve iptali istenilen 3194 sayılı Yasa‘nın 42/2.maddesinde yer verilmiĢ olan ―...yapının sahibine...‖ ibaresi uygulamada idareleri gerekli inceleme yapmadan, ruhsata veya projeye aykırı yapıyı inĢa eden ile mülk sahibini ayırt etmeden iĢlem tesisinde keyfi tutuma sevk etmektedir. Ġdareler ―yapının sahibi‖ tespitini yaparken hem mülk sahibi hem de mülk sahibinden ayrı olarak inĢai faaliyeti yapan kiĢiye ceza verilmesi yoluna gitmektedir. Böylesi durumlarda suçlu olan da suçlu olmayan da cezalandırılmaktadır. Bu tablo, imar para cezaları tesis olunurken yasanın belirsizliği sebebiyle suç ve cezada Ģahsilik ilkesinin ihlali sonucunu doğurmaktadır. Anayasa‘nın 2. maddesinde, ―Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanıĢma ve adalet anlayıĢı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, baĢlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.‖ hükmüne yer verilmiĢtir. Anayasa‘nın 2. maddesinde yer alan ―Hukuk Devleti‖nin temel ilkesinden biri de ―belirliliktir.‖ Bu ilke uyarınca yasal düzenlemelerin hem kiĢiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuĢkuya yer vermeyecek Ģekilde açık, net, anlaĢılır, uygulanabilir ve nesnel olması gerekmektedir. Ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karĢı koruyucu önlem içermesi de oldukça önemlidir. Yasa kuralı, ilgili kiĢilerin mevcut Ģartlar altında belirli bir iĢlemin ne tür sonuçlar doğurabileceğini makul bir düzeyde öngörmelerini mümkün kılacak Ģekilde düzenlemelidir. ―Öngörülebilirlik Ģartı‖ olarak nitelendirilen bu ilkeye göre yasanın uygulamasında takdirin kapsamı ve uygulama yöntemi ile suçlunun doğru tespit edilip cezalandırılması keyfi ve öngöremeyecekleri müdahalelerden koruyacak düzeyde açıklıkla yazılmalıdır. Belirlilik, kiĢilerin hukuk güvenliğini korumakla birlikte, idareye güven duygusunu da pekiĢtirecektir. Yasa koyucu, kamu düzeninin korunması amacıyla ceza hukuku alanında hangi eylemlerin suç sayılacağı ve suç sayılan bu eylemlerin kimler tarafından iĢlenmiĢ olduğunun tespitinde takdir yetkisine sahip değildirler. Cezaların Ģahsiliği ile yasallığı ve hukuksal güvenlik ilkelerinin gereği olarak farklı ve keyfi uygulamalara neden olmamak için imar hukukuna uygun geçerli tespit yapılıp bu tespit ile fiili iĢleyenin ayırt edilmesi ile cezalandırılması yasada çok açık ve net olarak belirtilmesi gerekmektedir. Hukuk kuralları, yargının yorumuna ihtiyaç göstermeyecek ve uygulayıcılar tarafından anlaĢılabilecek Ģekilde açık ve belirgin olmak, uygulayıcılara güvence vermek zorundadır. Davacının sahibi olduğu yapıda bulunan dükkanı 01.04.2011 tarihinde pasta-fırın imalat iĢi için kira sözleĢmesiyle kiraya verdikten sonra davalı idareye yapılan ihbar sonucunda söz konusu taĢınmazda 20.06.2011 tarihinde yapılan kontrollerde ruhsat ve eklerine aykırı olarak pasta-fırın imalat iĢi için gerekli olan kırmızı tuğladan fırın imali ile fırın için metal borudan yapılan havalandırmanın yani ruhsat ve projeye aykırılık fiilinin diğer bir deyiĢle suçun mülk sahibi olan davacı tarafından değil de davacının kiracısı tarafından inĢa edildiği (yani suçun iĢlenildiği) tartıĢmasız ise de, davalı idarece 3194 sayılı Ġmar Kanunu‘nun 42/2. maddesindeki ― (...) ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığı altı iĢ günü içinde idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere(...) idari para cezaları uygulanır‖ hükmü uyarınca mülk sahibi olan davacıya, yapı sahibi olarak değerlendirilerek suç isnadıyla idari para cezası verildiği anlaĢıldığından; 3194 sayılı Ġmar Kanunu‘nun 5940 sayılı Yasa ile değiĢik 42. maddesinin 2. fıkrasındaki ―yapının sahibine,...‖ ibaresi uygulamada mülk sahibi ile ruhsat veya projeye aykırı inĢai faaliyette bulunanın yani suçu iĢleyenin tespit edilmesinde karıĢıklık yaratmakta olduğundan, idare teknik elemanlarınca, yapı sahibi ibaresinin ruhsat veya projeye aykırı inĢai faaliyeti yapmayan mülk sahiplerini de suçlu tespiti ile idari para cezası verilmesi yoluna gidildiği bu durumun da Anayasanın 38. maddesindeki ―Ceza sorumluluğu Ģahsidir‖ hükmüne aykırı olduğu sonucuna varılmıĢtır. 5- SONUÇ Yukarıda yer verilen gerekçeler veri alındığında uyuĢmazlıkta uygulanacak Kanun maddesi olan 3194 sayılı Ġmar Kanunu‘nun 42/2. maddesindeki ―... yapının sahibine,‖ ibaresinin Anayasanın 38. maddesine aykırı olduğu kanaatine varılarak konunun incelenmesi için dosyadaki belgelerin onaylı örneklerinin yer aldığı dosyanın bir örneğinin Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığı‘na gönderilmesine 26.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.‖ III- YASA METĠNLERĠ A- Ġtiraz Konusu Yasa Kuralı 3194 sayılı Ġmar Kanunu‘nun itiraz konusu ibareyi de içeren 42. maddesi Ģöyledir: ―Madde 42- (Değişik: 9/12/2009-5940/2 md.) Bu maddede belirtilen ve imar mevzuatına aykırılık teşkil eden fiil ve hallerin tespit edildiği tarihten itibaren on iş günü içinde ilgili idare encümenince sorumlular hakkında, üstlenilen her bir sorumluluk için ayrı ayrı olarak bu maddede belirtilen idari müeyyideler uygulanır. Ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığı altı iş günü içinde idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleşmeye ve çevreye etkisine, can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın büyüklüğüne göre, beşyüz Türk Lirasından az olmamak üzere, aşağıdaki şekilde hesaplanan idari para cezaları uygulanır: a) Bakanlıkça belirlenen yapı sınıflarına ve gruplarına göre yapının inşaat alanı üzerinden hesaplanmak üzere, mevzuata aykırılığın her bir metrekaresi için; 1) I. sınıf A grubu yapılara üç, B grubu yapılara beş Türk Lirası, 2) II. sınıf A grubu yapılara sekiz, B grubu yapılara onbir Türk Lirası, 3) III. sınıf A grubu yapılara onsekiz, B grubu yapılara yirmi Türk Lirası, 4) IV. sınıf A grubu yapılara yirmiüç, B grubu yapılara yirmibeş, C grubu yapılara otuzbir Türk Lirası, 5) V. sınıf A grubu yapılara otuzsekiz, B grubu yapılara kırkaltı, C grubu yapılara elliiki, D grubu yapılara altmışüç Türk Lirası, idari para cezası verilir. Bu miktarlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında bir Türk Lirasının küsuru da dikkate alınmak suretiyle artırılarak uygulanır. b) Mevzuata aykırılığı yapı inşaat alanı üzerinden hesaplanması mümkün olmayan, yapının cephelerini ve diğer yapı elemanlarını değiştiren veya yapı malzemesi için öngörülen gereklere aykırı bulunan uygulamalar için, Bakanlıkça yayımlanan ve aykırılığa konu imalatın tespiti tarihinde yürürlükte bulunan birim fiyat listesine göre ilgili idarece belirlenen bedelin % 20’si kadar idari para cezası verilir. c) (a) ve (b) bentlerine göre cezalandırmayı gerektiren aykırılığa konu yapı; 1) Hisseli parselde diğer maliklerin muvafakati alınmaksızın yapılmış ise cezanın % 30’u, 2) Kamuya veya başkasına ait bir parselde yapılmış ise cezanın % 40’ı, 3) Uygulama imar planında veya parselasyon planında “Kamu Tesisi Alanı veya Umumî Hizmet Alanı” olarak belirlenmiş bir alanda yapılmış ise cezanın % 60’ı, 4) Mevcut haliyle veya öngörülen bir afet tehlikesi karşısında can ve mal emniyetini tehdit ediyor ise cezanın % 100’ü, 5) Uygulama imar planı bulunan bir alanda yapılmış ise cezanın % 20’si, 6) Yapılaşmaya yasaklanmış bir alanda yapılmış ise cezanın % 80’i, 7) Özel kanunlar ile belirlenmiş özel imar rejimine tabi bir alanda yapılmış ise cezanın % 50’si, 8) Ruhsatsız ise cezanın % 180’i, 9) Ruhsatı hükümsüz hale gelmesine rağmen inşaatı sürdürülüyor ise cezanın % 50’si, 10) Yapı kullanma izin belgesi alınmış olmakla birlikte, ruhsat alınmaksızın yeni inşaî faaliyete konu ise cezanın % 100’ü, 11) İnşaî faaliyetleri tamamlanmış ve kullanılmıyor ise cezanın % 10’u, 12) İnşaî faaliyetleri tamamlanmış ve kullanılıyor ise cezanın % 20’si, 13) Çevre ve görüntü kirliliğine sebebiyet veriyor ise cezanın % 20’si, (a) ve (b) bentlerinde belirtilen şekilde tespit edilen para cezalarının miktarına göre ayrı ayrı hesap edilerek ilave olunur. Para cezalarına konu olan alanın hesaplanmasında, aykırılıktan etkilenen alan dikkate alınır. 18, 28, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 40 ve 41 inci maddelerde belirtilen mükellefiyetleri yerine getirmeyen veya bu maddelere aykırı davranan yapı veya parsel sahibine, harita, plan, etüt ve proje müelliflerine, fenni mesullere, yapı müteahhidine ve şantiye şefine, ilgisine göre ayrı ayrı olmak üzere ikibin Türk Lirası, bu fiillerin çevre ve sağlık şartlarına aykırı olması halinde dörtbin Türk Lirası, can ve mal emniyetini tehdit etmesi halinde altıbin Türk Lirası idari para cezası verilir. Yapıldığı tarih itibarıyla plana ve mevzuata uygun olmakla beraber, mevcut haliyle veya öngörülen bir afet tehlikesi karşısında can ve mal emniyetini tehdit ettiği veya edeceği ilgili idare veya mahkeme kararı ile tespit olunan yapılara, ilgili idarenin yazılı ikazına rağmen idarece tanınan süre içinde takviyede bulunmayan veya bu yapıları 39 uncu madde uyarınca yıkmayan yapı sahibine onbin Türk Lirası idari para cezası verilir. 27 nci maddeye göre il özel idaresince belirlenmiş köy yerleşme alanı sınırları içinde köyün nüfusuna kayıtlı olan ve köyde sürekli oturanlar tarafından, projeleri il özel idaresince incelenerek fen, sanat ve sağlık şartlarına uygun olmasına rağmen muhtarlık izni olmaksızın konut ve zatî maksatlı tarım ve hayvancılık yapısı inşa edilmesi halinde yapı sahibine üçyüz Türk Lirası idari para cezası verilir. Bu yapılardaki diğer aykırılıklar ve ruhsata tabi tarım ve hayvancılık maksatlı yapılardaki aykırılıklar için verilecek olan idari para cezası, üçyüz Türk Lirasından az olmamak üzere, ikinci fıkraya göre hesaplanan toplam ceza miktarının beşte biri olarak uygulanır. Yukarıdaki fıkralarda belirtilen fiil ve hallerin, yapının inşa edilmesi süreci içinde tekrarı halinde, idari para cezaları bir kat artırılarak uygulanır. Yukarıdaki fıkralar uyarınca tahsil olunan idari para cezaları, aynı fiil nedeniyle 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 184 üncü maddesine göre mahkûm olanlara faizsiz olarak iade edilir. Yapının bu Kanuna, ilgili diğer mevzuata, plana, ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere uygun hale getirilmesi için idarenin yazılı izni dahilinde yapılan iş ve işlemler mühür bozma suçu teşkil etmez. Müelliflerin, fenni mesul mimar ve mühendislerin, yapı müteahhitlerinin, şantiye şefi mimar ve mühendislerin, imar mevzuatına aykırı fiillerinden dolayı verilen cezaları ve haklarındaki kesinleşmiş mahkeme kararları, kendi kayıtlarına işlenmek ve ilgili mevzuata göre cezai işlem yapılmak üzere, üyesi bulundukları meslek odasına ve Bakanlığa ilgili idarece bildirilir. Bu kişiler, verilen ceza süresi içinde yeni bir iş üstlenemez. Yapı müteahhidinin yetki belgesi; a) Yapım işinin ruhsata ve ruhsat eki etüt ve projelere aykırı olarak gerçekleştirilmesi ve 32 nci maddeye göre verilen süre içinde aykırılığın giderilmemesi halinde beş yıl, b) Yapım işinde ruhsat eki etüt ve projelere aykırı olarak gerçekleştirilen imalatın can ve mal güvenliğini tehdit etmesi halinde on yıl, c) Bakanlıkça olumsuz kayıt değerlendirmesi yapılan hallerde bir yıl, süreyle Bakanlıkça iptal edilir. Yapı müteahhidinin, yapım işlerinden doğan vergi ve sigorta primi borçlarını ödememesi ve diğer sorumluluklarını yerine getirmemesi hallerinde yetki belgesi bir yıldan az olmamak üzere Bakanlıkça iptal edilir ve bunlara sorumluluklarını yerine getirinceye kadar yeni yetki belgesi düzenlenmez. Yetki belgesi iptal edilen yapı müteahhidi yeni yetki belgesi düzenleninceye kadar yeni iş üstlenemez, ancak mevcut işlerini tamamlar. Yetki belgeli yapı müteahhidi olmaksızın başlanılan yapının ruhsatı iptal edilir ve yapı mühürlenir.” B- Dayanılan Anayasa Kuralları BaĢvuru kararında, Anayasa‘nın 2. ve 38. maddelerine dayanılmıĢtır. IV- ĠLK ĠNCELEME Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü uyarınca HaĢim KILIÇ, Serruh KALELĠ, Alparslan ALTAN, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Zehra Ayla PERKTAġ, Recep KÖMÜRCÜ, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri NECĠPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI, Erdal TERCAN, Muammer TOPAL ve Zühtü ARSLAN‘ın katılımlarıyla 20.9.2012 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından iĢin esasının incelenmesine, OYBĠRLĠĞĠYLE karar verilmiĢtir. V- ESASIN ĠNCELENMESĠ BaĢvuru kararı ve ekleri, iĢin esasına iliĢkin Raportör Erhan TUTAL tarafından hazırlanan rapor, itiraz konusu Yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüĢülüp düĢünüldü: BaĢvuru kararında, itiraz konusu ibarenin uygulamada idareleri gerekli inceleme yapmadan, ruhsata veya projeye aykırı yapıyı inĢa eden ile mülk sahibini ayırt etmeden iĢlem tesisinde keyfi tutuma sevk ettiği, idarelerin yapının sahibi tespitini yaparken hem mülk sahibine hem de inĢai faaliyeti yapan kiĢiye para cezası verdikleri, bu durumun suçlu olmayanın da cezalandırılmasına sebebiyet verdiği, itiraz konusu ibarenin bu yönüyle hukuk devletinin ilkelerinden olan belirlilik ilkesine aykırı olduğu, öte yandan suçlu olmayanın da cezalandırılmasının Anayasa‘nın 38. maddesinde yer alan ―Ceza sorumluluğu şahsidir.‖ hükmüne aykırı olduğu ileri sürülmüĢtür. İtiraz konusu “yapının sahibine,” ibaresi, ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapı yapma eyleminin karşılığı olarak cezai müeyyide uygulanacak kişileri ifade etmektedir. Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir. Anayasa‘nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden birisi de ―belirlilik‖tir. Bu ilkeye göre, yasal düzenlemelerin hem kiĢiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuĢkuya yer vermeyecek Ģekilde açık, net, anlaĢılır ve uygulanabilir olması gerekir. Belirlilik ilkesi, bireylerin hukuksal güvenliğinin sağlanması bakımından da önem arz etmektedir. Anayasa‘nın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” kenar baĢlıklı 38. maddesinin yedinci fıkrasında, “Ceza sorumluluğu şahsidir.” hükmü yer almaktadır. Ceza sorumluluğunun Ģahsiliği ceza hukukunun temel kurallarındandır. Cezaların Ģahsiliğinden amaç, bir kimsenin iĢlemediği bir fiilden dolayı cezalandırılmamasıdır. BaĢka bir anlatımla bir kimsenin baĢkasının fiilinden sorumlu tutulmamasıdır. Anayasa‘nın 38. maddesinde idari ve adli cezalar arasında bir ayrım yapılmadığından idari para cezaları da bu maddede öngörülen ilkelere tabidir. Kanun‘un 42. maddesinin 2. fıkrası hükmü, ruhsat alınmadan, ruhsat veya eklerine veya imar mevzuatına aykırı olarak yapının yapıldığı yönündeki idarenin tespiti üzerine fıkrada belirtilen kıstaslar çerçevesinde yapının sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığını altı iĢ günü içinde idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere para cezası verilmesini öngörmektedir. 3194 sayılı Ġmar Kanunu‘nun 5. maddesinde yapı, karada ve suda, sürekli ya da geçici, resmi ve özel, yerüstü ve yeraltı inĢaatı ile bunların eklerini, değiĢikliklerini, onarımlarını, sabit ve hareketli tesislerini içine alan bir kavram olarak tanımlanmaktadır. Görüldüğü üzere, ister sabit olsun, ister hareketli olsun sadece ana yapı değil, ana yapıya ek olarak yapılan yapılar (ilaveler), ana yapı üzerinde yapılan değiĢiklikler; onarımlar (tamirler) da yapı olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla ―yapının sahibi‖ ibaresiyle, yukarıda sayılan inĢai faaliyetleri gerçekleĢtiren kiĢiler ifade edilmektedir. BaĢka bir deyiĢle ―yapının sahibi‖ ibaresinden ister yapının mülkiyetine sahip kiĢiler isterse kiracı, yapı malikinin yakını, intifa hakkı sahibi gibi üçüncü kiĢiler olsun inĢai faaliyeti yapan kiĢiler anlaĢılmaktadır. DanıĢtay‘ın istikrar kazanan içtihatlarında da yapının sahibi ibaresinden, mevzuata aykırı yapıyı inĢa eden kiĢinin anlaĢılacağı belirtilmiĢ olup, uygulamada idarelerce gerekli araĢtırma yapılarak mevzuata aykırı inĢai faaliyeti yapan kiĢi tespit edilmeksizin doğrudan yapının mülkiyet sahibine para cezası verilmesi, yasanın amacı ve anlamı ile bağdaĢmayan bir sonuç doğurur. Öte yandan, idarelerce gerekli araĢtırma yapılarak mevzuata aykırı inĢai faaliyeti yapan kiĢi tespit edilerek idari yaptırımın bu kiĢiye uygulanması gerektiğinden bu anlamda söz konusu ibare Anayasa‘nın 38. maddesinde yer alan ―Ceza sorumluluğu şahsidir.‖ hükmüne aykırı değildir. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu ibare Anayasa‘nın 2. ve 38. maddelerine aykırı değildir. Ġtirazın reddi gerekir. Serruh KALELĠ, Alparslan ALTAN, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Zehra Ayla PERKTAġ ile Muammer TOPAL bu görüĢe katılmamıĢlardır. VI- SONUÇ 3.5.1985 günlü, 3194 sayılı Ġmar Kanunu‘nun 9.12.2009 günlü, 5940 sayılı Kanun‘un 2. maddesiyle değiĢtirilen 42. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “…yapının sahibine,” ibaresinin Anayasa‘ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDĠNE, Serruh KALELĠ, Alparslan ALTAN, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Zehra Ayla PERKTAġ ile Muammer TOPAL‘ın karĢıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, 10.1.2013 gününde karar verildi. BaĢkan HaĢim KILIÇ BaĢkanvekili Serruh KALELĠ BaĢkanvekili Alparslan ALTAN Üye Fulya KANTARCIOĞLU Üye Mehmet ERTEN Üye Serdar ÖZGÜLDÜR Üye Osman Alifeyyaz PAKSÜT Üye Zehra Ayla PERKTAġ Üye Recep KÖMÜRCÜ Üye Burhan ÜSTÜN Üye Engin YILDIRIM Üye Nuri NECĠPOĞLU Üye Hicabi DURSUN Üye Celal Mümtaz AKINCI Üye Erdal TERCAN Üye Muammer TOPAL Üye Zühtü ARSLAN KARġIOY 3194 sayılı Ġmar Kanunu‘nun iptali istenen 42. maddesinin ―Ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığı altı iĢ günü içinde idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleĢmeye ve çevreye etkisine, can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın büyüklüğüne göre, beĢ yüz Türk Lirasından az olmamak üzere, aĢağıdaki Ģekilde hesaplanan idari para cezaları uygulanır:‖ Ģeklindeki ikinci fıkrasında yer alan ―YAPININ SAHĠBĠNE‖ ibaresinin itiraz yolu ile iptali istenmiĢtir. Maddenin, imar mevzuatına aykırılık teĢkil eden fiil ve halleri tespit edilen sorumluları hakkında idari müeyyide uygulanmasına yönelik olduğu anlaĢılmaktadır. ―Yapının sahibi‖ ibaresinin Türkçede mülkiyet hak sahipliğini gösterdiği ya da anlaĢılması gerektiğinde bir tartıĢma bulunmadığı düĢünülmektedir. Ġdari yaptırım uygulanabilmesi için –ruhsat almayan veya ruhsat eki projeye veya imar mevzuatına aykırılık varlığının tespitinde, muhatap sayılan diğer sorumlulardan fenni mesul ya da müteahid dıĢında kalan ve kuralda yer alan YAPI SAHĠBĠ denen kiĢinin mülkiyet hak sahibi olmayan ya da kolaylıkla baĢkaca bir kiĢi olduğunu anlamaya da olanak yoktur. Nitekim, DanıĢtay 6. Daire 2003/2761 E. , 2004/3361 K. Sayılı kararında durum açıklanmaya çalıĢmıĢ; Bu tür eylemlerde ―yapı sahibi‖ kavramından yapı malikinin değil mevzuata aykırı yapıyı inĢa eden kiĢi anlaĢılması gerektiği ifade edilmeye çalıĢılmıĢ ise de, uygulamada yapı sahibi kavramı ile tapu kaydında kolayca ulaĢılan mülkiyet hak sahiplerinin yapı sahibi olduğu karinesi ile idari müeyyidelerin muhatap alındığının kabul gördüğü anlaĢılmaktadır. Kuralda yer alan ―yapı sahibi‖ ibaresi 42. maddenin tatbikatı yönünden görüldüğü üzere sorunludur. Ġhtilaf üzerine bir mahkemenin oluĢturacağı yargı kararı ile muhtemel belirsizliğin kaldırılacağı dolayısı ile ―yapı sahibi‖ sujesinde sorun olmayacağı bakıĢı anayasal denetim ilkelerine aykırı olacaktır. Yaptırım için yöneldiği, suçu iĢleyeni, sorumluyu arayan idare yönünden sorumlu yapı sahibinin kim olduğu gerçeğini bulmayı gereksiz bırakan ve bireyi hak etmediği durum ve olaylarda mahkeme önünde hak aramaya götüren bu uygulama hukuk devletinin haklara saygı gösterme, her alanda adaletli düzen kurma, bunu geliĢtirme, hukuku tüm devlet organlarınca egemen kılma ilkeleri ile bağdaĢmayacaktır. Hukuk devletinde yasadan doğan sorumluluğunun eylem ve olgu, hukuksal sonuç, hak sujesi yönlerinden açık, belli, anlaĢılabilir olması en temel ilkedir. Bu nedenlerledir ki hukuksal güvenliğinin var olduğunun algılandığı otoritenin keyfilikten uzak olduğunun düĢünüldüğü ortamda bireyde davranıĢlarını hukuka uyarlayabilecek ve kendine düĢen ödevi yerine sorunsuz getirebilecek kamu düzeni ve hukuk devleti ilkesinin yerleĢmesine katkı ile gereksiz uyuĢmazlıkların oluĢmasının önüne geçilmiĢ olabilecektir. Anayasa‘nın 38. maddesinin yedinci fıkrasında ―ceza sorumluluğunun Ģahsi‖ olduğu söylenmektedir. Yani kiĢi iĢlemediği suç nedeni ile cezalandırılmamalıdır ya da baĢkasının fiilinden sorumlu tutulmamalıdır. Adli-idari ceza ayrımı yapılamayacağı cihetle iptali istenen kuralın getirdiği cezada da cezanın kiĢisel ve kanuniliği ilkesinin uygulanacağı açıktır. Ġmar mevzuatına aykırı bir eylemin varlığının tespiti halinde uygulanacak yaptırımın sorumlusuna yönelmek amaca ulaĢmada gerekli olduğu tartıĢmasızdır. Ancak, kuralda yer alan yorum ve anlam tartıĢması yaratan ―yapı sahibi‖ ibaresi idarenin keyfi uygulamasına sebep olabilecek hak ihlali yaratabilecek, devlet sorumluluğunda hassasiyeti ortadan kaldırabilecek nitelik taĢıdığı, idarenin sorumlu olmayan mülk sahibine de doğrudan yönelmesini önleyecek açıklık içermediğinden Anayasa‘nın 2. ve 38. maddelerine aykırıdır. Mahkememiz kararında yer aldığı biçimiyle ―yapı sahibinden‖ mevzuata aykırı inĢai faliyette bulunan kiĢi ifade edildiğinin anlaĢılması gerektiği Ģeklindeki yorumu, red kararının gerekçesinden ziyade yasa koyucunun iradesine müdahale niteliği taĢır. Kaldı ki, yargı kararlarının her an değiĢebilir niteliği ve anayasal denetimde ölçü norm olamayacağı gerçeği gözden uzak tutulamaz. Anılan nedenler ile çoğunluk görüĢüne katılınmamıĢtır. BaĢkanvekili Serruh KALELĠ KARġIOY GEREKÇESĠ İtirazın konusu, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun “İdari Müeyyideler” başlıklı 42. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “…yapının sahibine…” ibaresidir. Kanun’un 42. maddesinin ibarenin de yer aldığı ikinci fıkrasına göre, ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapı yapılması halinde yapının sahibine idari para cezası uygulanacaktır. Kuralda yer alan “…yapının sahibine…” sözcükleriyle ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının malikinin kastedildiği, yoruma ihtiyaç duyulmayacak şekilde açık ve duraksamasız olarak anlaşılmaktadır. Dolayısıyla yasa koyucunun, bu açık iradesinin yorum yoluyla başkalaştırılması hukuken mümkün değildir. Esasen yasak bir fiile yaptırım öngören yasa kurallarının yoruma ihtiyaç duyulmayacak şekilde açık ve anlaşılır olması hukuki belirlilik ilkesinin bir gereğidir. Yaptırım içeren bir kuralda, yorum ihtiyacının duyulması o kuralın belirsiz olduğunun açık bir göstergesidir. Bu hal bile o kuralın Anayasa’ya aykırı olduğunun kabulü ve iptali için yeterlidir. Kural, ruhsat alınmama veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı davranma fiillerine bilerek ve isteyerek katılmayı aramaksızın salt yapı maliki olmayı yaptırım uygulanması için yeterli görmektedir. Başka bir ifadeyle yapı müteahhidinin ya da yapıda zilyet bulunan kişinin kuralda belirtilen yasak fiilleri işlemesi halinde yapı malikinin (yapının sahibinin) bu fiillerin işlenmesine iştiraki olmasa bile salt yapı maliki olmasını idari yaptırım uygulanması için yeterli saymaktadır. Anayasa‘nın ―Suç ve cezalara iliĢkin esaslar‖ kenar baĢlıklı 38. maddesinin yedinci fıkrasında, ―Ceza sorumluluğu Ģahsidir‖ hükmü yer almaktadır. Anayasa‘nın bu hükmü gereğince bir kiĢi, sadece kendisine ait kusurlu fiilinden sorumlu tutulabilir. Bir kimsenin iĢlemediği bir fiilden dolayı cezalandırılmaması, diğer bir ifadeyle baĢkasının fiilinden sorumlu tutulmaması Anayasa‘nın 38. maddesinin yedinci fıkrası gereğidir. Bu ilkeye göre, asli ve feri failden baĢka kiĢilerin bir suç sebebiyle cezalandırılmaları olanaklı değildir. Ġtiraz konusu ibarenin, kusurlu davranıĢını aramaksızın yapı sahibini salt yapının malik olması nedeniyle cezalandırılmasını öngörmesi, ceza sorumluluğunun Ģahsiliği ilkesine aykırılık oluĢturmaktadır. Açıklanan nedenlerle ibare Anayasa‘nın 38. maddesine aykırıdır. Ġptali gerekir. BaĢkanvekili Alparslan ALTAN Üye Mehmet ERTEN Üye Muammer TOPAL KARġIOY GEREKÇESĠ 3194 sayılı Ġmar Kanunu‘nun 42. maddesinin ikinci fıkrasında, ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının, sahibine idari para cezası uygulanması öngörülmüĢtür. Bu kurala dayanılarak, sorumluların yaptırıma bağlı tutulabilmeleri için öncelikle suç ve cezaların Ģahsiliği ilkesi uyarınca ―yapının sahibi‖ deyiminin açıklığa kavuĢturulması gerekmektedir. Bu husus, hukuka aykırı fiili iĢleyen kiĢinin bulunarak eyleminden sorumlu tutulması bakımından önem taĢımaktadır. Ancak, belirtilen deyimle mülk sahibinin mi; yoksa inĢaatı yapan kiĢinin mi kastedildiği anlaĢılamamaktadır. Anayasa‘nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devletinin temel ilkelerinden biri de belirlilik ilkesidir. Buna göre, hukuk devletinde kiĢilerin kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karĢı korunabilmeleri ve hukuk güvenliğinin sağlanabilmesi için yasaların hiçbir kuĢku ve duraksamaya olanak vermeyecek biçimde açık, net, anlaĢılabilir ve uygulanabilir olması gerekir. Böylece, hukuk devletinde kiĢilerin, davranıĢlarının hukuki sonuçlarını öngörebilmeleri de sağlanmıĢ olur. Ġtiraz konusu ―yapının sahibi‖ ibaresinin, yapının malikiyle eĢ anlamlı olmasına karĢın uygulamada, DanıĢtay Ġçtihatları ile inĢaatı yapan kiĢi olarak değerlendirilmesi kuralın, belirsizliğini ortadan kaldırmaya yetmemektedir. Ġçtihatların değiĢmesi halinde buna bağlı olarak kuralın anlamı da değiĢebileceğinden mahkeme içtihatlarının, yasaların sağladığı güvenceyi içermesi olanaklı değildir. Açıklanan nedenlerle belirsizlik içeren itiraz konusu kuralın, hukuk güvenliği ile suç ve cezaların Ģahsiliği ilkesini ihlâl ettiği sonucuna varıldığından, Anayasa‘nın 2. ve 38. maddelerine aykırı olduğu ve iptali gerektiği düĢüncesiyle çoğunluk görüĢüne katılmıyorum. Üye Fulya KANTARCIOĞLU KARġIOY GEREKÇESĠ 3.5.1985 günlü, 3194 sayılı Ġmar Kanunu‘nun 9.12.2009 günlü, 5940 sayılı Kanun‘un 2. maddesi ile değiĢik 42. maddesinin ikinci fıkrasında ―Ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığı altı iĢ günü içinde idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleĢmeye ve çevreye etkisine, can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın büyüklüğüne göre, beĢyüz Türk Lirasından az olmamak üzere, aĢağıdaki Ģekilde hesaplanan idari para cezaları uygulanır.‖ hükmü yer almıĢtır. Anayasa‘nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti‘nin demokratik bir hukuk devleti olduğu belirtilmiĢtir. Buna göre Devletin tüm organları Anayasa ve hukukun üstün kuralları ile bağlı olup, görev ve yetkilerinin bu çerçevede konulan yasalarla belirlenmesi ve yürütme organına bırakılan yetkilerin sınırlarının açıkça gösterilmesi gerekmektedir. Öte yandan ―hukuk devleti‖ ilkesi yürütme organının faaliyetlerinin ―belirlilik‖ dolayısıyla ―hukuki güvenlik‖ ilkesi sonucunda ―öngörülebilir olmasını‖ gerektirmektedir. Anayasa‘nın 38. maddesinin yedinci fıkrasında; ―Ceza sorumluluğu Ģahsidir.‖ denilmektedir. Buna göre, ceza hukukunda, eylemle sonuç arasında bulunması gereken illiyet bağı, suçun oluĢması için aranan unsurlardan biridir. Ġtiraza konu “yapının sahibine” ibaresinin yer aldığı düzenlemede taĢınmazda ruhsat ve eklerine aykırı değiĢiklik yapılması halinde “yapının sahibi” sıfatıyla para cezası verileceği öngörülmekte olup, mülkiyet hakkı ile suç arasında illiyet bağının ne suretle oluĢtuğu belirtilmemiĢtir. Bu durumda, yapının sahibi ile yapıda ruhsata aykırı değiĢiklik yapanın aynı kiĢi olmayabileceği gözetildiğinde, eylemle yapı sahibi arasında bir illiyet bağı kurulmadan sadece “yapının sahibi” olmak nedeniyle idari para cezası uygulanması cezaların Ģahsiliği ilkesine aykırıdır. Açıklanan nedenle 3.5.1985 günlü, 3194 sayılı Ġmar Kanunu‘nun, 9.12.2009 günlü, 5940 sayılı Kanun‘la değiĢen 42. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “... yapının sahibine …” ibaresinin Anayasa‘nın 2. ve 38. maddelerine aykırı olduğu ve iptali gerektiği düĢüncesiyle verilen karara katılmıyorum. Üye Zehra Ayla PERKTAġ [R.G. 28 Mart 2013 – 28601] —— • —— MĠLLETLERARASI ANDLAġMALAR Karar Sayısı : 2013/4407 1 Ağustos 2012 tarihinde Ankara‘da imzalanan ve 10/1/2013 tarihli ve 6391 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ekli ―Türkiye Cumhuriyeti ile Kore Cumhuriyeti Arasında Mal Ticareti AnlaĢması‖nın onaylanması; DıĢiĢleri Bakanlığının 14/2/2013 tarihli ve 6468991 sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 11/3/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ C. YILMAZ B. ATALAY B. BOZDAĞ BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V.BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı S. ERGĠN F. ġAHĠN S. ERGĠN N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı V.Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR T. YILDIZ M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı V. T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı ve M. GÜLER ĠçiĢleri Bakanı C. YILMAZ Ö. ÇELĠK Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı M. ġĠMġEK Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı AnlaĢmanın Türkçe metni için tıklayınız. [R.G. 28 Mart 2013 – 28601] —— • —— Kamu Denetçiliği Kurumundan: KAMU DENETÇĠLĠĞĠ KURUMU KANUNUNUN UYGULANMASINA ĠLĠġKĠN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELĠK BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1 – (1) Bu Yönetmelik; kamu hizmetlerinin iĢleyiĢinde bağımsız ve etkin bir Ģikâyet mekanizması oluĢturmak amacıyla idarenin her türlü eylem ve iĢlemleri ile tutum ve davranıĢlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayıĢı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden ve iyi yönetim ilkelerini gözeterek incelemek, araĢtırmak ve önerilerde bulunmak üzere kurulan Kamu Denetçiliği Kurumuna gerçek ve tüzel kiĢiler tarafından yapılacak Ģikâyet baĢvurularının usul ve esasları ile Kamu Denetçiliği Kurumunun çalıĢma usul ve esaslarını kapsar. Dayanak MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 14/6/2012 tarihli ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununa dayanılarak hazırlanmıĢtır. Tanımlar MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelikte geçen; a) BaĢdenetçi: Kamu BaĢdenetçisini, b) BaĢdenetçilik: Kamu Denetçiliği Kurumu BaĢdenetçiliğini, c) Denetçi: Kamu denetçisini, ç) Genel Sekreter: Kamu Denetçiliği Kurumu Genel Sekreterini, d) Genel Sekreterlik: Kamu Denetçiliği Kurumu Genel Sekreterliğini, e) Ġdare: Merkezî yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarını, mahallî idareleri, mahallî idarelerin bağlı idarelerini, mahallî idare birliklerini, döner sermayeli kuruluĢları, kanunlarla kurulan fonları, kamu tüzel kiĢiliğini haiz kuruluĢları, kamu iktisadi teĢebbüslerini, sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait kuruluĢlar ile bunlara bağlı ortaklıklar ve müesseseleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢlarını, kamu hizmeti yürüten özel hukuk tüzel kiĢilerini, f) Kanun: 14/6/2012 tarihli ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununu, g) Komisyon: Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonu ile Ġnsan Haklarını Ġnceleme Komisyonu üyelerinden oluĢan Karma Komisyonu, ğ) Kurum: Kamu Denetçiliği Kurumunu, h) ġikâyet baĢvurusu: Bu Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde Kuruma yapılan Ģikâyetleri, ı) ġikâyetçi: Kuruma Ģikâyet baĢvurusu yapan gerçek ve tüzel kiĢileri, i) Uzman: Kamu denetçiliği uzmanını, j) Uzman yardımcısı: Kamu denetçiliği uzman yardımcısını, ifade eder. ĠKĠNCĠ BÖLÜM Kurumun Görev Alanı ve Ġyi Yönetim Ġlkeleri Kurumun görevi MADDE 4 – (1) Kurum; a) Merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının, mahallî idarelerin, mahallî idarelerin bağlı idarelerinin, mahallî idare birliklerinin, döner sermayeli kuruluĢların, kanunlarla kurulan fonların, kamu tüzel kiĢiliğini haiz kuruluĢların, kamu iktisadi teĢebbüslerinin, sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait kuruluĢlar ile bunlara bağlı ortaklıklar ve müesseselerin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢlarının, b) Kamunun ortak, sürekli ve kamusal bir ihtiyacını karĢılayan ve idarî düzenleme, denetim ve gözetim altında kamu hizmeti yürüten özel hukuk tüzel kiĢilerinin, her türlü eylem ve iĢlemleri ile tutum ve davranıĢlarına iliĢkin Ģikâyetleri inceler, araĢtırır ve önerilerde bulunur. (2) Ancak; a) CumhurbaĢkanının tek baĢına yaptığı iĢlemler ile resen imzaladığı kararlar ve emirler, b) Yasama yetkisinin kullanılmasına iliĢkin iĢlemler, c) Yargı yetkisinin kullanılmasına iliĢkin kararlar, ç) Türk Silahlı Kuvvetlerinin sırf askerî nitelikteki faaliyetleri, hakkında yapılan Ģikâyetler Kurumun görev alanı dıĢındadır. Kurumca incelenmeyecek Ģikâyet baĢvuruları MADDE 5 – (1) Yargı organlarında görülmekte olan veya yargı organlarınca karara bağlanmıĢ uyuĢmazlıklar hakkında Kuruma yapılan Ģikâyetler incelenmez. (2) Sebepleri, konusu ve tarafları aynı olup incelenmekte olan veya daha önce sonuçlandırılan Ģikâyetler hakkında Kuruma yeniden yapılan Ģikâyetler incelenmez. (3) Belli bir konuyu içermeyen Ģikâyetler incelenmez. Ġyi yönetim ilkeleri MADDE 6 – (1) Kurum, inceleme ve araĢtırma yaparken idarenin, insan haklarına dayalı adalet anlayıĢı içinde; kanunlara uygunluk, ayrımcılığın önlenmesi, ölçülülük, yetkinin kötüye kullanılmaması, eĢitlik, tarafsızlık, dürüstlük, nezaket, Ģeffaflık, hesap verilebilirlik, haklı beklentiye uygunluk, kazanılmıĢ hakların korunması, dinlenilme hakkı, savunma hakkı, bilgi edinme hakkı, makul sürede karar verme, kararların gerekçeli olması, karara karĢı baĢvuru yollarının gösterilmesi, kararın geciktirilmeksizin bildirilmesi, kiĢisel verilerin korunması gibi iyi yönetim ilkelerine uygun iĢlem ve eylem ile tutum veya davranıĢta bulunup bulunmadığını gözetir ve iyi yönetim ilkelerine uyar. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Kuruma ġikâyet BaĢvurusu ġikâyet hakkı MADDE 7 – (1) Ġdarenin her türlü eylem ve iĢlemleri ile tutum ve davranıĢlarına karĢı, Kanun ve bu Yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde menfaati ihlal edilen gerçek ve tüzel kiĢiler Kuruma Ģikâyet baĢvurusunda bulunabilir. Ancak, Ģikâyetin insan hakları, temel hak ve özgürlükler, kadın hakları, çocuk hakları ve kamuyu ilgilendiren genel konulara yönelik olması hâlinde menfaat ihlali aranmaz. ġikâyet baĢvuru usulü ve Ģikâyetin yapılacağı yerler MADDE 8 – (1) ġikâyet baĢvurusu Türkçe dilekçe ile yapılır. Ancak, Ģikâyetçinin kendisini daha iyi ifade edebildiği baĢka bir dildeki baĢvurusu, Kurumca haklı ve makul olduğunun tespiti halinde kabul edilebilir. (2) ġikâyet dilekçeleri Kuruma veya Kurumun gerekli gördüğü yerlerde açtığı bürolara elden verilebileceği gibi posta, elektronik posta veya faks yoluyla da gönderilebilir. Kurum tarafından oluĢturulan elektronik sistem aracılığıyla da Ģikâyet baĢvurusunda bulunulabilir. Ayrıca, illerde valilikler veya ilçelerde kaymakamlıklar aracılığıyla elden veya posta yoluyla Ģikâyet baĢvurusu yapılabilir. Valilik veya kaymakamlıklar, Ģikâyetleri tarih ve sayı vermek suretiyle kayıt altına aldıktan sonra Ģikâyet baĢvurusunu ve varsa eklerini en geç üç iĢ günü içinde doğrudan Kuruma gönderir. (3) Faks veya elektronik posta yoluyla yapılan Ģikâyet baĢvurularına ait dilekçe asılları, onbeĢ gün içinde Kuruma gönderilmedikçe baĢvuru geçerli sayılmaz. Kayıtlı elektronik posta yoluyla yapılan baĢvurularda bu Ģart aranmaz. ġikâyet baĢvurusunun yapılması MADDE 9 – (1) ġikâyet baĢvurusu, bu Yönetmeliğin ekinde yer alan ve Kurumun resmî internet sitesinde yayımlanan Gerçek KiĢiler Ġçin ġikâyet BaĢvuru Formu (EK-1) veya Tüzel KiĢiler Ġçin ġikâyet BaĢvuru Formu (EK-2) doldurulmak suretiyle yapılır. Bu Yönetmelikte belirlenen zorunlu bilgi ve belgelerin bulunması koĢuluyla form kullanılmadan da Ģikâyet baĢvurusu yapılabilir. Haklı bir nedenin bulunması hâlinde baĢvuru yapılan yerde formun doldurulmasına yardımcı olunmak suretiyle sözlü yapılan Ģikâyet baĢvuruları da kabul edilir. (2) ġikâyet baĢvuruları okunaklı ve anlaĢılır bir Ģekilde yazılır veya doldurulur. (3) Varsa Ģikâyet konusuna iliĢkin bilgi ve belgeler de baĢvuruya eklenir. (4) ġikâyet baĢvurusundan herhangi bir nedenle ücret alınmaz. (5) ġikâyet baĢvurusunda aĢağıdaki hususlara yer verilir: a) ġikâyetçi gerçek kiĢi ise; 1) Adı, soyadı ve imzası, 2) Türkiye Cumhuriyeti vatandaĢları için vatandaĢlık kimlik numarası, yabancılar için pasaport numarası, uyruğu ve varsa kimlik numarası, 3) Tebligata esas yerleĢim yeri veya iĢ adresi, 4) ġikâyet edilen idare, Ģikâyet konusu ve talep, 5) Ġdareye baĢvuru tarihi ve idarenin cevap tarihi, 6) Varsa bildirime esas elektronik posta adresi, telefon ve faks numarası. b) ġikâyetçi tüzel kiĢi ise; 1) Unvanı, 2) Tebligata esas yerleĢim yeri adresi, telefon numarası ve varsa elektronik tebligat adresi, 3) Yetkili kiĢinin adı, soyadı, unvanı, imzası ve varsa bildirime esas elektronik posta adresi, telefon ve faks numarası, 4) ġikâyet edilen idare, Ģikâyet konusu ve talep, 5) Ġdareye baĢvuru tarihi ve idarenin cevap tarihi, 6) Yetkili kiĢinin yetki belgesinin aslı veya onaylı örneği, 7) Varsa merkezi tüzel kiĢilik numarası. Elektronik ortamda Ģikâyet MADDE 10 – (1) Kurumun resmî internet sitesi aracılığıyla elektronik ortamda Ģikâyet baĢvurusu yapılabilir. Elektronik ortamda yapılan Ģikâyet baĢvurusunda 9 uncu maddede belirtilen koĢulların bulunması gerekir. Bu baĢvurularda imza Ģartı aranmaz; ancak Kurum elektronik ortamda güvenli elektronik imza kullanılarak Ģikâyet baĢvurusu yapılmasına karar verebilir. (2) ġikâyet baĢvurusuna iliĢkin belgeler elektronik baĢvuruya ek yapılır. ġikâyetin kanunî temsilci veya vekil aracılığıyla yapılması MADDE 11 – (1) ġikâyet baĢvurusu, kanunî temsilci veya vekil tarafından da yapılabilir. Kanunî temsilci veya vekil aracılığıyla yapılan Ģikâyetlerde temsile veya vekâlete dair geçerli bir yetki belgesinin veya ispat belgesinin sunulması zorunludur. (2) ġikâyet baĢvurusunun kanunî temsilci veya vekil tarafından yapılması durumunda kanunî temsilci veya vekilin; a) Adı, soyadı ve imzası, b) Türkiye Cumhuriyeti vatandaĢları için vatandaĢlık kimlik numarası, c) Yabancılar için pasaport numarası, uyruğu ve varsa kimlik numarası, ç) Tebligata esas yerleĢim yeri veya iĢ adresi, d) Varsa bildirime esas elektronik posta adresi, telefon ve faks numarası, Ģikâyet baĢvurusunda yer alır. (3) Kanunî temsilci veya vekil aracılığıyla yapılan Ģikâyet baĢvurularında tebligat bu kiĢilere yapılır. Ġdari baĢvuru yollarının tüketilmesi MADDE 12 – (1) Kuruma Ģikâyet baĢvurusunda bulunulabilmesi için 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı Ġdari Yargılama Usulü Kanununun; a) 10 uncu maddesi uyarınca idarî davaya konu olabilecek bir iĢlem veya eylemin yapılması için idarî makamlara baĢvuru yapılması, b) 11 inci maddesi uyarınca idarî iĢlemin kaldırılması, geri alınması, değiĢtirilmesi veya yeni bir iĢlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa iĢlemi yapmıĢ olan makamdan idarî dava açma süresi içinde istenmesi, c) 12 nci maddesi uyarınca idarî iĢlemden dolayı doğan zararın giderilmesinin üst makamdan, üst makam yoksa iĢlemi yapmıĢ olan makamdan idarî dava açma süresi içinde istenmesi, ç) 13 üncü maddesi uyarınca idarî eylemin yazılı bildirimi veya baĢka suretle öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl ve her hâlde eylem tarihinden itibaren beĢ yıl içinde ilgili idareye baĢvurarak hakkın yerine getirilmesinin istenmesi, gerekir. (2) Birinci fıkranın (a) bendinde öngörülen baĢvuru yolunun tüketilmesi hâlinde (b) ve (c) bendine göre ayrıca idarî baĢvuru yoluna gidilmesi gerekli değildir. (3) Kuruma Ģikâyet baĢvurusunda bulunulabilmesi için özel kanunlarda yer alan zorunlu idarî baĢvuru yollarının tüketilmesi gerekir. (4) Kurum, telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ihtimali bulunan hâllerde idarî baĢvuru yolları tüketilmese dahi Ģikâyet baĢvurularını kabul edebilir. (5) Ġdarenin tutum ve davranıĢına karĢı idarî baĢvuru yollarının tüketilmesi Ģart değildir. (6) Ġdarenin, kanunlarda açıkça kesin olduğu belirtilen iĢlemlerine karĢı doğrudan Kuruma Ģikâyet baĢvurusu yapılabilir. ġikâyet baĢvuru süresi MADDE 13 – (1) 12 nci madde uyarınca idareye yapılacak baĢvuruya; a) Ġdare tarafından verilecek cevabın tebliği tarihinden, b) Ġdare tarafından altmıĢ gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten, itibaren altı ay içinde Kuruma Ģikâyet baĢvurusunda bulunulabilir. (2) Ġdarenin tutum ve davranıĢları ile kanunlarda kesin olduğu belirtilen iĢlemlere karĢı, tutum ve davranıĢın gerçekleĢtiği veya öğrenildiği tarihten veya iĢlemin tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde Kuruma Ģikâyet baĢvurusunda bulunulabilir. ġikâyet baĢvurusunun kaydı ve tarihi MADDE 14 – (1) Kuruma yapılan veya ulaĢan Ģikâyet baĢvurusu, tarih ve sayı verilmek suretiyle kaydedilir ve elden teslim edilenler için alındı belgesi verilir. (2) ġikâyet tarihi; a) ġikâyet baĢvurusunun Kuruma, bürolarına, valilik veya kaymakamlıklara verildiği, b) Posta, elektronik posta veya faksın Kuruma ulaĢtığı, c) Elektronik ortamda yapılan Ģikâyet baĢvurusunun Kurumun elektronik sistemine ulaĢtığı, tarihtir. Engellilerin Ģikâyet baĢvurusu MADDE 15 – (1) Kurum, engellilerin Ģikâyet baĢvurusu yapabilmesi için gerekli tedbirleri alır. ġikâyet baĢvurusunun gizliliği MADDE 16 – (1) ġikâyetçinin talebi üzerine Ģikâyet baĢvurusu gizli tutulur. ġikâyet baĢvurusunun gizli kalmasına yönelik her türlü tedbir Kurum tarafından alınır. Dava açma süresinin durması MADDE 17 – (1) Dava açma süresi içinde yapılan Ģikâyet baĢvurusu, iĢlemeye baĢlamıĢ olan dava açma süresini durdurur. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Ön Ġnceleme ġikâyet baĢvuru bürosu ve dağıtım bürosu MADDE 18 – (1) ġikâyet baĢvuru bürosu, BaĢdenetçinin görevlendireceği yeterli sayıda personelden oluĢur. (2) ġikâyet baĢvuru bürosunun görevleri Ģunlardır: a) Kuruma yapılan Ģikâyet baĢvurusunun kaydını yapmak, numara vermek ve dosyalamak. b) ġikâyet baĢvurusunu dağıtım bürosuna göndermek. c) BaĢdenetçi tarafından verilen diğer görevleri yapmak. (3) Dağıtım bürosu, BaĢdenetçinin görevlendireceği yeterli sayıda uzman veya uzman yardımcısı ile diğer personelden oluĢur. (4) Dağıtım bürosunun görevleri Ģunlardır: a) ġikâyet baĢvurusunu iĢ bölümü esaslarına göre ilgili denetçiye göndermek. b) BaĢdenetçi tarafından verilen diğer görevleri yapmak. (5) ġikâyet baĢvurusunun iĢ bölümü esaslarına göre ilgili denetçiye gönderilmesi dönüĢümlü olarak dağıtım bürosunda görevlendirilecek uzman veya uzman yardımcısı tarafından yerine getirilir. (6) ġikâyet baĢvurusunun hangi denetçinin görev alanına girdiği hususunda oluĢacak tereddüt, BaĢdenetçi veya görevlendireceği bir denetçi tarafından giderilir. Ön incelemenin yapılması MADDE 19 – (1) ġikâyet baĢvurusu, inceleme ve araĢtırmaya geçilmeden önce ön incelemeye tabi tutulur. Ön incelemede Ģikâyet baĢvurusu; a) Kurumun görev alanına girip girmediği, b) Süresi içinde yapılıp yapılmadığı, c) Kurumda incelenmekte ve araĢtırılmakta olan bir Ģikâyet baĢvurusuyla sebepleri, konusu ve taraflarının aynı olup olmadığı, ç) Kurum tarafından daha önce sonuçlandırılan bir Ģikâyetle sebepleri, konusu ve taraflarının aynı olup olmadığı, d) Yargı organlarında görülmekte olan veya yargı organlarınca karara bağlanmıĢ uyuĢmazlıklara iliĢkin olup olmadığı, e) Ġdari baĢvuru yollarının tüketilip tüketilmediği, f) 8 inci maddenin birinci fıkrası kapsamında yapılıp yapılmadığı, g) Belli bir konuyu içerip içermediği, ğ) Kanuna göre Ģikâyet baĢvurusunda bulunması gereken bilgilerin yer alıp almadığı, h) Menfaat ihlali içerip içermediği, yönlerinden incelenir. Ön inceleme üzerine yapılacak iĢlemler ve verilecek kararlar MADDE 20 – (1) ġikâyet baĢvurusunun, (e) bendi hariç olmak üzere 19 uncu maddede yer alan Ģartlardan herhangi birini taĢımaması hâlinde incelenemezlik kararı verilir. Bu karar, Ģikâyetçiye tebliğ edilir ve tebliğ ile birlikte durmuĢ olan dava açma süresi kaldığı yerden tekrar iĢlemeye baĢlar. (2) Ġdari baĢvuru yolları tüketilmeden yapılan Ģikâyet baĢvurusu hakkında ilgili idareye gönderme kararı verilir. Gönderme kararı Ģikâyetçiye de tebliğ edilir. Kuruma Ģikâyet tarihi, ilgili idareye baĢvuru tarihi olarak kabul edilir. ġikâyet baĢvurusunun Kurum tarafından ilgili idareye gönderilmesi üzerine; a) Ġdare tarafından Ģikâyetçiye verilecek cevabın tebliği tarihinden, b) Ġdare tarafından altmıĢ gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten, itibaren altı ay içinde Kuruma yeniden Ģikâyet baĢvurusu yapılabilir. (3) ġikâyet edilen idarenin yanlıĢ gösterilmesi durumunda Kurum, resen doğru idareyi belirler ve inceleme aĢamasına geçer. (4) Ġncelenemezlik kararı doğrultusunda, eksikliklerin giderilmesi Ģartıyla süresi içinde yeniden Kuruma Ģikâyet baĢvurusu yapılabilir. (5) ġikâyet baĢvurusunun 19 uncu maddede yer alan Ģartları taĢıması hâlinde inceleme ve araĢtırma aĢamasına geçilir. (6) Ön inceleme Ģartlarının bulunmadığının sonradan anlaĢılması hâlinde de incelenemezlik veya gönderme kararı verilir. Ġncelenemezlik ve gönderme kararlarında bulunması gereken hususlar MADDE 21 – (1) Ġncelenemezlik ve gönderme kararlarında aĢağıdaki hususlara yer verilir: a) ġikâyet numarası ile karar numarası ve tarihi. b) ġikâyetçinin ve varsa temsilcisinin adı, soyadı ve adresi. c) ġikâyet edilen idare. ç) ġikâyet konusu. d) Gerekçe. e) Karar. f) ġikâyet konusuna iliĢkin baĢvuru yolları, süresi ve baĢvurulacak makam. g) Ġmza ve mühür. BEġĠNCĠ BÖLÜM Ġnceleme ve AraĢtırma Ġnceleme ve araĢtırma usulü MADDE 22 – (1) Ġdarenin her türlü eylem ve iĢlemleri ile tutum ve davranıĢları, insan haklarına dayalı adalet anlayıĢı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk ve iyi yönetim ilkeleri yönlerinden incelenir ve araĢtırılır. (2) ġikâyet baĢvurusu BaĢdenetçi, denetçi veya görevlendirilecek uzman ve uzman yardımcıları tarafından incelenir ve araĢtırılır. (3) Aynı sebep ve konuya iliĢkin benzer nitelikteki Ģikâyet baĢvuruları birleĢtirilerek incelenebilir. (4) ġikâyet konusunun insan haklarına, temel hak ve özgürlüklere, kadın ve çocuk haklarına iliĢkin olması halinde yerinde inceleme ve araĢtırma yapılabilir. Kamuyu ilgilendiren genel konulara yönelik Ģikâyetlerde ise, Ģikâyetçi veya Ģikâyet edilen idarenin talebi üzerine yerinde inceleme ve araĢtırma yapılabilir. Ġlgili idare ve yetkililer bunun için gerekli her türlü kolaylığı sağlamakla yükümlüdür. Ġdareden bilgi ve belge istenmesi MADDE 23 – (1) BaĢdenetçi veya denetçi, inceleme ve araĢtırma konusu hakkında ilgili idareden bilgi ve belge isteyebilir. Ġdare, istenilen bilgi ve belgeleri derhal elektronik posta yoluyla Kurumun elektronik posta adresine gönderir ve bu isteğin tebliğ edildiği tarihten itibaren en geç otuz gün içinde de asıllarını gönderir. Bu süre içinde istenen bilgi ve belgeleri haklı bir neden olmaksızın vermeyenler veya eksik verenler hakkında BaĢdenetçi veya denetçinin baĢvurusu üzerine ilgili merci soruĢturma açar. SoruĢturma açılmasına iliĢkin iĢlem ve soruĢturma sonucu hakkında ilgili merci Kurumu bilgilendirir. (2) Devlet sırrı veya ticarî sır niteliğindeki bilgi ve belgeler, yetkili mercilerin en üst makam veya kurulunca açıkça gerekçesi belirtilmek suretiyle verilmeyebilir. Ancak, Devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgeler BaĢdenetçi veya görevlendireceği denetçi tarafından yerinde incelenebilir. Ġncelenen Devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgeler açıklanamaz ve bu bilgi ve belgelere kararda yer verilemez. BilirkiĢi görevlendirilmesi MADDE 24 – (1) BaĢdenetçi veya denetçiler, inceleme ve araĢtırma konusuyla ilgili olarak özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde alanında uzman kiĢilerden bilirkiĢi görevlendirebilir. BilirkiĢiler, adlî yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonlarınca belirlenen listelerde yer alanlardan, üniversite öğretim elemanlarından veya meslek odası mensuplarından da seçilebilir. (2) BilirkiĢi olarak görevlendirilecek kiĢilerin; a) Mesleklerinde en az beĢ yıllık deneyim sahibi olması, b) Affa uğramıĢ veya ertelenmiĢ olsa bile Devlete karĢı iĢlenen suçlar ile zimmet, irtikâp, rüĢvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflâs gibi bir suçtan veya kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıĢtırma, gerçeğe aykırı bilirkiĢilik yapma, yalan tanıklık suçlarından biriyle hükümlü bulunmaması, c) Disiplin yönünden meslekten ya da memuriyetten çıkarılmamıĢ veya sanat icrasından geçici olarak yasaklanmamıĢ olması, gerekir. (3) BilirkiĢiler, çalıĢtıkları veya iĢ iliĢkisi içinde bulundukları idareyle ilgili veya kendilerinin, eĢlerinin ve üçüncü dereceye kadar (bu derece dâhil) kan ve kayın hısımlarının Ģikâyet baĢvurularında bilirkiĢilik yapamaz. (4) BilirkiĢi daha önce bilirkiĢilik göreviyle ilgili olarak bir kurulda yemin etmemiĢse, ―Görevimi adalete bağlı kalarak, bilim ve fenne uygun olarak, tarafsızlıkla yerine getireceğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim‖ Ģeklinde yemin eder. (5) BilirkiĢi, BaĢdenetçi veya denetçi tarafından belirlenen süre içinde raporunu Kuruma sunmak zorundadır. Bu süre, görevin verildiği tarihten itibaren iki ayı geçemez. Konunun kapsamlı ve karıĢık olması hâlinde bu süre bir ay daha uzatılabilir. (6) BilirkiĢi, görevi sebebiyle yahut görevini yerine getirirken öğrendiği sırları saklamak, kendisi ve baĢkaları yararına kullanmaktan kaçınmakla yükümlüdür. (7) BilirkiĢilere, Kanunun 19 uncu maddesinin ikinci fıkrasına göre ödeme yapılır. Tanık veya ilgili kiĢilerin dinlenmesi MADDE 25 – (1) BaĢdenetçi veya denetçiler, inceleme ve araĢtırma konusuyla ilgili olarak tanık veya ilgili kiĢilerin dinlenmesine karar verebilir. Tanık veya ilgili kiĢiler, BaĢdenetçi, denetçi veya uzmanlar tarafından dinlenebilir. (2) Görüntülü ve sesli iletiĢim tekniğinin kullanılması suretiyle tanık veya ilgili kiĢi dinlenebilir. (3) Tanık veya ilgili kiĢilerin dinlenmesi, Ģikâyet baĢvurusunun mahiyetine göre BaĢdenetçi veya denetçi tarafından belirlenecek yer, zaman ve usulde yapılır. (4) Tanığa ―Bildiğimi doğru söyleyeceğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim‖ Ģeklinde yemin ettirilir. (5) Tanık veya ilgili kiĢinin beyanı tutanağa geçirilir ve tutanak, beyan sahibi ile beyanı alan tarafından imzalanır. (6) Tanık veya ilgili kiĢilere, 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümlerine göre ödeme yapılır. ġikâyetten vazgeçme MADDE 26 – (1) ġikâyetçi, karar verilinceye kadar Ģikâyetinden vazgeçebilir. Bu durumda Kurum inceleme ve araĢtırmasını sonlandırır. ġikâyete konu talebin idarece yerine getirilmesi MADDE 27 – (1) Karar verilmeden önce Ģikâyete konu talebin ilgili idare tarafından yerine getirilmesi hâlinde Kurum inceleme ve araĢtırmasını sonlandırır. ġikâyetçinin ölümü veya tüzel kiĢiliğinin sona ermesi MADDE 28 – (1) ġikâyetçi gerçek kiĢi ise ölümü, tüzel kiĢi ise tüzel kiĢiliğinin sona ermesi durumunda inceleme ve araĢtırma sonlandırılır. Ancak, Ģikâyet konusunun mirasçıları ilgilendirmesi hâlinde inceleme ve araĢtırmaya devam edilebilir. Ġncelenmekte olan Ģikâyet hakkında dava açılması MADDE 29 – (1) Ġnceleme ve araĢtırma devam ederken Ģikâyet konusuyla ilgili olarak dava açılması hâlinde Kurum inceleme ve araĢtırmasını dava sonuçlanıncaya kadar bekletebilir veya Ģikâyet baĢvurusunun mahiyetine göre inceleme ve araĢtırmasını sonlandırabilir. Bekletilen Ģikâyet baĢvurusu hakkında kesinleĢen dava sonucuna göre Kurum, inceleme ve araĢtırmayı karara bağlar. Ġnceleme ve araĢtırmanın sonlandırılmayacağı hâller MADDE 30 – (1) ġikâyetten vazgeçme, Ģikâyete konu talebin idarece yerine getirilmesi ve Ģikâyetçinin ölümü veya tüzel kiĢiliğinin sona ermesi hâllerinde Ģikâyet konusunun; insan haklarına, temel hak ve özgürlüklere, kadın haklarına, çocuk haklarına ve kamuyu ilgilendiren genel konulara yönelik olması durumunda inceleme ve araĢtırmaya devam edilebilir. ALTINCI BÖLÜM Ġnceleme ve AraĢtırma Sonucunda Verilecek Kararlar Karar türleri MADDE 31 – (1) Kurum, Ģikâyet baĢvurusuna iliĢkin inceleme ve araĢtırma sonucunda tavsiye kararı, ret kararı veya karar verilmesine yer olmadığına dair karar verir. Tavsiye kararı MADDE 32 – (1) Ġnceleme ve araĢtırma sonucunda Ģikâyetin yerinde olduğu kanaatine varılması hâlinde tavsiye kararı verilir. Kararda idare hakkında aĢağıdaki tavsiyelerden bir veya birkaçına yer verilir: a) Hatalı davranıldığının kabulü. b) Zararın tazmini. c) ĠĢlem yapılması veya eylemde bulunulması. ç) Mevzuat değiĢikliğinin yapılması. d) ĠĢlemin geri alınması, kaldırılması, değiĢtirilmesi veya düzeltilmesi. e) Uygulamanın düzeltilmesi. f) UzlaĢmaya gidilmesi. g) Tedbir alınması. (2) Kurum, birinci fıkrada yer alan tavsiyeler dıĢında baĢka bir tavsiye kararı da verebilir. (3) Ġlgili merci, tavsiye doğrultusunda tesis ettiği iĢlemi, aldığı önlemi veya tavsiye edilen çözümü uygulanabilir nitelikte görmediği takdirde bunun gerekçesini otuz gün içinde Kuruma bildirir. Ret kararı MADDE 33 – (1) Ġnceleme ve araĢtırma sonucunda Ģikâyetin yerinde olmadığı kanaatine varılması hâlinde ret kararı verilir. Karar verilmesine yer olmadığına dair karar MADDE 34 – (1) Kurum; a) ġikâyetçinin baĢvurusundan vazgeçmesi, b) ġikâyetçi gerçek kiĢi ise ölümü veya tüzel kiĢi ise tüzel kiĢiliğinin sona ermesi, c) ġikâyet konusu talebin ilgili idare tarafından yerine getirilmesi, ç) Ġnceleme ve araĢtırma devam ederken Ģikâyet konusu hakkında dava açılması, üzerine inceleme ve araĢtırmasını sonlandırması hâlinde karar verilmesine yer olmadığına dair karar verir. Kararlarda yer alacak hususlar MADDE 35 – (1) Ġnceleme ve araĢtırma sonucunda verilecek kararlarda aĢağıdaki hususlar yer alır: a) ġikâyet numarası ile karar numarası ve tarihi. b) ġikâyetçinin ve varsa temsilcisinin adı, soyadı ve adresi. c) ġikâyet edilen idare ve adresi. ç) ġikâyet konusu, hukuki sebepler ve istemin özeti. d) Dosyadaki bilgi ve belgelerin özeti. e) Gerekçe. f) Verilen karar ve sonuç. g) ġikâyet konusuna iliĢkin baĢvuru yolları, süresi ve baĢvurulacak makam. ğ) Ġmza ve mühür. Karar verme süresi MADDE 36 – (1) Kurum, inceleme ve araĢtırmasını Ģikâyet tarihinden itibaren en geç altı ay içinde sonuçlandırır. Bu süre içinde inceleme ve araĢtırmanın sonuçlandırılamaması hâlinde Ģikâyetçiye sonuçlandırılamama gerekçesi ve dava açma süresinin iĢlemeye baĢladığı hususu bildirilerek inceleme ve araĢtırmaya devam edilir; ancak 29 uncu madde hükümleri saklıdır. Kararın tebliği MADDE 37 – (1) Kurum, kararlarını ilgili mercie ve Ģikâyetçiye tebliğ eder. (2) Kamu hizmeti yürüten özel hukuk tüzel kiĢileri hakkında verilen tavsiye kararları denetim ve gözetimden sorumlu bakanlığa veya kamu kurum ve kuruluĢuna da gönderilebilir. Dava açma süresinin yeniden iĢlemeye baĢlaması MADDE 38 – (1) ġikâyet baĢvurusunun Kurum tarafından reddedilmesi hâlinde, durmuĢ olan dava açma süresi gerekçeli ret kararının ilgiliye tebliğinden itibaren kaldığı yerden iĢlemeye baĢlar. (2) ġikâyet baĢvurusunun Kurum tarafından yerinde görülerek kabul edilmesi hâlinde; ilgili merci Kurumun tavsiyesi üzerine otuz gün içinde herhangi bir iĢlem tesis etmez veya eylemde bulunmaz ise durmuĢ olan dava açma süresi kaldığı yerden iĢlemeye baĢlar. (3) Kurumun karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermesi hâlinde durmuĢ olan dava açma süresi kararın ilgiliye tebliğinden itibaren kaldığı yerden iĢlemeye baĢlar. (4) Kurumun, inceleme ve araĢtırmasını, Ģikâyet baĢvuru tarihinden itibaren altı ay içinde sonuçlandıramaması hâlinde bu durum gerekçesiyle birlikte Ģikâyetçiye tebliğ edilir. DurmuĢ olan dava açma süresi tebliğden itibaren kaldığı yerden iĢlemeye baĢlar. Yeniden inceleme ve araĢtırma MADDE 39 – (1) BaĢdenetçilik, kararın verilmesinden sonra sonucu etkileyebilecek bilgi ve belgelerin ortaya çıkması durumunda Ģikâyet hakkında yeniden inceleme ve araĢtırma yapabilir. YEDĠNCĠ BÖLÜM BaĢdenetçi ve Denetçilerin Görev ve Yetkileri ile ĠĢ Bölümü ve ÇalıĢma Esasları BaĢdenetçinin görev ve yetkileri MADDE 40 – (1) BaĢdenetçinin görev ve yetkileri Ģunlardır: a) Kurumu yönetmek ve temsil etmek. b) Kuruma gelen Ģikâyetleri incelemek, araĢtırmak ve idareye önerilerde bulunmak. c) Denetçiler arasında iĢ birliğini sağlamak ve uyumlu çalıĢmalarını gözetmek. ç) Denetçilerin görev alanına iliĢkin olarak ortaya çıkan tereddütleri gidermek. d) Birisi kadın ve çocuk hakları alanında görevlendirilmek üzere, denetçiler arasındaki iĢ bölümünü belirlemek ve gerektiğinde değiĢtirmek. e) Gerek gördüğünde Ģikâyet baĢvurusunu bizzat sonuçlandırmak. f) Kanunun uygulanmasına iliĢkin yönetmelikleri hazırlamak ve gerektiğinde değiĢiklik yapmak. g) Yıllık raporu hazırlamak ve Komisyona sunmak. ğ) Yıllık raporu beklemeksizin gerek gördüğü konularda özel rapor hazırlamak. h) Raporları kamuoyuna duyurmak. ı) Kurumun faaliyetleri hakkında açıklama yapmak. i) Yokluğunda kendisine vekâlet edecek denetçiyi belirlemek. j) Genel Sekreteri ve diğer personeli atamak. k) Genel Sekreter, uzman ve uzman yardımcılarının görevleri sebebiyle bir suç iĢledikleri öne sürüldüğü takdirde ceza soruĢturması ve kovuĢturması yapılabilmesi için izin vermek. l) BilirkiĢi görevlendirmek ve tanık ya da ilgili kiĢileri dinlemek. m) Ġhtiyaç duyulan iĢ ve konularla ilgili olarak kamu kurum ve kuruluĢlarındaki personelin geçici olarak görevlendirilmesini istemek. n) Ġnceleme ve araĢtırma konusuyla ilgili olarak idareden bilgi ve belge istemek. o) Ġnceleme ve araĢtırma konusuyla ilgili olan devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgeleri yerinde incelemek veya görevlendireceği denetçiye inceletmek. ö) 22 nci madde kapsamında yerinde inceleme ve araĢtırma yapmak. p) Ġstenen bilgi ve belgeleri vermeyenler hakkında ilgili merciden soruĢturma açılmasını istemek. r) Gerekli görülen yerlerde büro açılmasına karar vermek. s) Kurumun görev alanıyla ilgili olarak uluslararası iĢbirliğine iliĢkin çalıĢmaları yürütmek. Ģ) Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak. Denetçilerin görev ve yetkileri MADDE 41 – (1) Denetçilerin görev ve yetkileri Ģunlardır: a) Görevlendirildikleri konu veya alanlara iliĢkin Ģikâyetleri incelemek, araĢtırmak ve BaĢdenetçiye önerilerde bulunmak. b) Ġnceleme ve araĢtırma konusuyla ilgili olarak idareden bilgi ve belge istemek. c) Ġstenen bilgi ve belgeleri vermeyenler hakkında ilgili merciden soruĢturma açılmasını istemek. ç) Gerek gördüğü konularda özel rapor hazırlamak ve BaĢdenetçiye sunmak. d) BaĢdenetçi tarafından görevlendirilmesi hâlinde Kurumun faaliyetleri hakkında açıklama yapmak. e) BilirkiĢi görevlendirmek ve tanık ya da ilgili kiĢileri dinlemek. f) BaĢdenetçi tarafından görevlendirilmesi hâlinde devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgeleri yerinde incelemek. g) 22 nci madde kapsamında yerinde inceleme ve araĢtırma yapmak. ğ) BaĢdenetçiye, yokluğunda vekâlet etmek. h) Kanunda verilen görevlerin yapılmasında BaĢdenetçiye yardımcı olmak. ı) BaĢdenetçi tarafından verilen diğer görevleri yapmak. Genel Sekreterliğin oluĢumu ve görevleri MADDE 42 – (1) Genel Sekreterlik, Kurumun idarî ve malî iĢleriyle sekretarya hizmetlerini yerine getirir. Genel Sekreterlikte, Genel Sekreter ve diğer idarî personel görev yapar. (2) Genel Sekreterliğin görevleri Ģunlardır: a) Kurumun büro iĢlerini yürütmek. b) ġikâyet baĢvurularının kayıt iĢlerini yürütmek. c) Kurumun insan gücü planlaması ve personel politikası ile ilgili çalıĢmaları yapmak, personel sisteminin geliĢtirilmesi için BaĢdenetçiye teklifte bulunmak. ç) Genel Sekreterlikte görev yapan personelin sevk ve idaresini sağlamak. d) Kurumda çalıĢan personelin özlük iĢleri ile sağlık ve sosyal hizmet faaliyetlerini yürütmek. e) Kurum personelinin atama, nakil ve terfi iĢlemlerini yürütmek. f) Kurumun eğitim planını hazırlamak, uygulamak ve değerlendirmek. g) Hizmet içi eğitim, kurs ve benzeri yerlere katılacak Kurum personelini görevlendirmek ve malî haklarının ödenmesine iliĢkin iĢlemleri yürütmek. ğ) Kurum personelinin izin ve emeklilik iĢlemlerini yürütmek. h) Kurumun arĢiv hizmetlerini yürütmek. ı) Genel evrak faaliyetlerini düzenlemek ve yürütmek. i) Kararların ve raporların otomasyonunu sağlamak ve bunları arĢivlemek. j) 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile 22/12/2005 tarihli ve 5436 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Kanunun 15 inci maddesi ve diğer mevzuatla malî hizmetler birimi ve strateji geliĢtirme birimlerine verilen görevleri yapmak. k) Kurumun taĢınır ve taĢınmazlarına iliĢkin iĢlemleri ilgili mevzuat çerçevesinde yürütmek. l) Bütçenin harcanması konusunda BaĢdenetçiye bilgi vermek. m) Kurumun görev alanıyla ilgili hususlarda biliĢim sisteminin kullanılmasını sağlamak, bilgi sistemleri ve otomasyonu konusundaki geliĢmeleri izlemek. n) Kurum bilgi mimarisinin hazırlanması, veri tabanlarının kurulması, güncellenmesi ve arĢivlenmesi çalıĢmalarını yapmak. o) Kurumun sivil savunma ve seferberlik hizmetlerini planlamak ve yürütmek. ö) Kurumun basın ve halkla iliĢkiler ile tanıtım faaliyetlerini yürütmek. p) Protokol iĢlerini düzenlemek. r) Kurumun idarî, malî ve teknik iĢlerini yürütmek. s) Kanunlarla veya BaĢdenetçilik tarafından verilen diğer iĢleri yapmak. Uzman ve uzman yardımcılarının görevleri MADDE 43 – (1) Uzman ve uzman yardımcıları, BaĢdenetçi veya denetçiler tarafından verilen görevleri yerine getirir. (2) Uzman ve uzman yardımcıları, Kurumun aslî hizmetlerini yürütmek üzere Kamu Denetçiliği Uzmanlığı Yönetmeliğinde belirtilen görevleri yapar. ĠĢ bölümüne esas konu veya alanlar MADDE 44 – (1) Denetçiler arasındaki iĢ bölümü aĢağıdaki konu veya alanlara göre belirlenir: a) Ġnsan hakları. b) Kadın ve çocuk hakları. c) Engelli hakları. ç) Ailenin korunması. d) Sosyal hizmetler. e) Eğitim-öğretim, gençlik ve spor. f) Bilim, sanat, kültür ve turizm. g) Adalet, milli savunma ve güvenlik. ğ) Sağlık. h) Nüfus, vatandaĢlık, mülteci ve sığınmacı hakları. ı) Kamu personel rejimi. i) Mülkiyet hakkı. j) Ekonomi, maliye ve vergi. k) Enerji, sanayi, gümrük ve ticaret. l) ÇalıĢma ve sosyal güvenlik. m) Orman, su, çevre ve Ģehircilik. n) UlaĢtırma, basın ve iletiĢim. o) Gıda, tarım ve hayvancılık. ö) Mahallî idarelerce yürütülen hizmetler. p) Diğer konu ve alanlar. (2) Denetçilerin sorumlu oldukları konu veya alanlar, BaĢdenetçi tarafından yönerge ile belirlenir. (3) BaĢdenetçi, denetçiler arasında iĢ birliğini sağlar ve denetçilerin uyumlu çalıĢmasını gözetir. ĠĢ bölümüne iliĢkin ilkeler MADDE 45 – (1) ĠĢ bölümü yapılırken aĢağıdaki ilkeler göz önünde bulundurulur: a) Denetçilerin tecrübe ve uzmanlık alanının gözetilmesi. b) ġikâyet sayısının ve dönemsel olarak Ģikâyet yoğunluğunun dikkate alınması. c) Benzer konuların aynı denetçinin sorumluluğunda bulundurulması. BaĢdenetçi ve denetçilerin çalıĢma esasları MADDE 46 – (1) Denetçiler, BaĢdenetçi tarafından görevlendirildikleri konu veya alanlarda tek baĢlarına çalıĢır ve kararlarını BaĢdenetçiye sunar. BaĢdenetçi, incelenmesi ve araĢtırılması gereken baĢka bir hususun olmadığına kanaat getirmesi hâlinde veya gerekli gördüğünde Ģikâyet baĢvurusunu sonuçlandırdıktan sonra kararı Ģikâyetçiye ve ilgili mercie bildirir. (2) ġikâyet konusunun birden fazla denetçinin görev alanına girmesi durumunda Ģikâyet baĢvurusu, BaĢdenetçi tarafından birden fazla denetçinin inceleme ve araĢtırmasına bırakılabileceği gibi bir denetçinin inceleme ve araĢtırmasına da bırakılabilir. ġikâyet konusunun birden fazla denetçinin inceleme ve araĢtırmasına bırakılması hâlinde de denetçiler tek baĢlarına çalıĢarak konu veya alanlarına iliĢkin kararlarını BaĢdenetçiye sunar. (3) Denetçiler, Ģikâyet baĢvurusuna iliĢkin inceleme ve araĢtırmasını kendisine bağlı çalıĢma grupları ile birlikte yürütebilir. ÇalıĢma grubunda yeteri kadar uzman ve uzman yardımcısı ile koordinasyondan sorumlu uzman görevlendirilebilir. (4) BaĢdenetçi, denetçiler ve Genel Sekreter, görevlerini yerine getirirken dil, ırk, cinsiyet, siyasî düĢünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayırımı yapamaz. (5) BaĢdenetçi, denetçiler ve Genel Sekreter, görevleri sebebiyle herhangi bir Ģekilde öğrendikleri meslekî veya ticarî sırları görevlerinden ayrılmıĢ olsalar bile açıklayamaz, kendilerinin veya baĢkalarının yararına kullanamaz. (6) BaĢdenetçi, denetçiler ve Genel Sekreter, görevleri süresince resmî veya özel hiçbir görev alamaz, ticaretle uğraĢamaz. Bilimsel yayınlarda bulunma, görevleri veya meslekleri ile ilgili olarak davet edildikleri ulusal veya uluslararası kongre, konferans ve benzeri toplantılara katılma, derneklerde üyelik ve kâr amacı gütmeyen kooperatiflerde ortaklık hâlinde bu fıkra hükümleri uygulanmaz. Bağımsızlık ve tarafsızlık MADDE 47 – (1) Hiçbir organ, makam, merci veya kiĢi, BaĢdenetçiye ve denetçilere görevleriyle ilgili olarak emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz. (2) BaĢdenetçi ve denetçiler, görevlerini yerine getirirken tarafsızlık ilkesine uygun davranmak zorundadır. (3) BaĢdenetçi, denetçiler ve Genel Sekreter; kendilerinin, eĢlerinin ve üçüncü dereceye kadar (bu derece dâhil) kan ve kayın hısımlarının Ģikâyetlerini inceleyemez. (4) BaĢdenetçi, denetçiler ve Genel Sekreter, siyasî partilere üye olamaz; herhangi bir siyasî parti, kiĢi veya zümrenin yararını veya zararını hedef alan bir davranıĢta bulunamaz. Raporlar MADDE 48 – (1) Kurum, her takvim yılına iliĢkin olarak yürüttüğü faaliyetleri ve önerileri kapsayan yıllık rapor hazırlar. Bu rapor, takip eden yılın Ocak ayının son gününe kadar Komisyona sunulur. Komisyon, bu raporu ara verme ve tatil dönemleri hariç olmak üzere iki ay içinde görüĢüp kendi kanaat ve görüĢlerini de içerecek Ģekilde özetleyerek Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna sunulmak üzere hazırladığı raporu Türkiye Büyük Millet Meclisi BaĢkanlığına gönderir. Komisyonun raporu Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda ivedilikle görüĢülür. (2) Kurumun yıllık raporu, ayrıca Resmî Gazete‘de yayımlanmak suretiyle kamuoyuna duyurulur. (3) Gerek görülen konularda yıllık rapor beklenmeksizin özel rapor hazırlanabilir. (4) Kurum, açıklanmasında fayda gördüğü hususları yıllık raporu beklemeksizin her zaman kamuoyuna duyurabilir. Açıklama yapma yetkisi MADDE 49 – (1) Kurumun faaliyetleri hakkında açıklama yapmaya BaĢdenetçi veya görevlendireceği denetçi yetkilidir. SEKĠZĠNCĠ BÖLÜM ÇeĢitli ve Son Hükümler Uluslararası iĢbirliği MADDE 50 – (1) Kurum, görev alanıyla ilgili olarak uluslararası kuruluĢlara üye olabilir. Bu kuruluĢlarla iĢbirliğine iliĢkin çalıĢmalarda yer alır, koordinasyonu sağlar ve gerektiğinde uluslararası kuruluĢlar ve bunların temsilcilikleriyle ortaklaĢa projeler yürütür. Bilgilendirme ve tanıtım MADDE 51 – (1) ġikâyet baĢvuru bürosunda görevli personel, gerçek ve tüzel kiĢileri Kanun kapsamında sahip oldukları hakları kullanabilmeleri için bilgilendirmekle yükümlüdür. Bilgilendirme telefonla da yapılabilir. (2) Kurum, baĢvuru usul ve esaslarına iliĢkin her türlü tanıtım faaliyetinde bulunabilir. Tanıtım, farklı dillerde de yapılabilir. Kurum kararlarının ve raporlarının yayımlanması MADDE 52 – (1) Kanunî engel bulunmamak kaydıyla Kurumun kararları ve raporları, kiĢisel veriler korunmak suretiyle resmî internet sitesinde veya baĢka surette yayımlanabilir. Süreler MADDE 53 – (1) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında süreler, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren iĢlemeye baĢlar. (2) Tatil günleri sürelere dâhildir. Sürenin son günü tatil gününe rastlarsa, süre tatil gününü izleyen çalıĢma gününün bitimine kadar uzar. Tebligat MADDE 54 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerine göre yapılacak tebligatlar, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu ile 19/1/2013 tarihli ve 28533 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Elektronik Tebligat Yönetmeliği hükümlerine göre yapılır. Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önceki eylem ve iĢlemler ile tutum ve davranıĢlar hakkında Ģikâyet baĢvurusu GEÇĠCĠ MADDE 1 – (1) Kuruma Ģikâyet baĢvurularının kabul edilmeye baĢlandığı 29/3/2013 tarihinden önceki son altı ay içinde idarî baĢvuru yolları tüketilmiĢ her türlü eylem ve iĢlem ile tutum ve davranıĢlara karĢı bu Yönetmelikte yer alan baĢvuru Ģartlarının yerine getirilmesi kaydıyla Kuruma Ģikâyet baĢvurusu yapılabilir. Mahallî idareler, bağlı idareleri ve birliklerin hakkındaki Ģikâyet baĢvuruları açısından ise 29/3/2014 tarihinden önceki son altı ay içinde idarî baĢvuru yollarının tüketilmiĢ olması gerekir. Yürürlük MADDE 55 – (1) Bu Yönetmelik; a) Mahallî idarelerin, bağlı idarelerinin ve birliklerinin eylem ve iĢlemleri ile tutum ve davranıĢlarına karĢı yapılacak Ģikâyetler açısından 29/3/2014, b) Diğer idarelerin eylem ve iĢlemleri ile tutum ve davranıĢlarına karĢı yapılacak Ģikâyetler açısından 29/3/2013, c) ġikâyet baĢvurusu dıĢındaki diğer hükümleri açısından yayımı, tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 56 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Kamu BaĢdenetçisi yürütür. Ekleri için tıklayınız. [R.G. 28 Mart 2013 – 28601-Mükerrer] —— • —— BAKANLAR KURULU KARARI Karar Sayısı : 2013/4483 Türkiye ile Hırvatistan arasında 13 Haziran 1997 tarihinde nota teatisi yolu ile akdedilen ve 8/8/1997 tarihli ve 97/9773 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla onaylanan AnlaĢma ile uygulanmasına devam edilmesi kararlaĢtırılan 3 Temmuz 1967 tarihli ―Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Vizelerin Kaldırılması Hakkında AnlaĢma‖nın Türkiye ve Hırvatistan arasında uygulanmasının 1 Nisan 2013 tarihinden geçerli olmak üzere sona erdirilmesi ve 27/4/1992 tarihli ve 92/2955 sayılı Kararnamenin aynı tarihten geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılması; DıĢiĢleri Bakanlığının 27/2/2013 tarihli ve 8123106 sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 25/3/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır. Abdullah GÜL CUMHURBAġKANI Recep Tayyip ERDOĞAN BaĢbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı B. BOZDAĞ F. ġAHĠN E. BAĞIġ N. ERGÜN Adalet Bakanı V.Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELĠK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER ĠçiĢleri Bakanı C. YILMAZ Ö. ÇELĠK Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı M. ġĠMġEK Maliye Bakanı N. AVCI Ġ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı M. MÜEZZĠNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı [R.G. 29 Mart 2013 – 28602] —— • —— TEBLĠĞLER ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠNE ĠLĠġKĠN ĠġYERĠ TEHLĠKE SINIFLARI TEBLĠĞĠNDE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR TEBLĠĞ ve MADDE 1 – 26/12/2012 tarihli ve 28509 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan ĠĢ Sağlığı ve Güvenliğine ĠliĢkin ĠĢyeri Tehlike Sınıfları Tebliğinin Ek-1‘inde yer alan ĠĢyeri Tehlike Sınıfları Listesi ekteki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. MADDE 2 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yürütür. Eki için tıklayınız. [R.G. 29 Mart 2013 – 28602] —— • —— Gümrük ve Ticaret Bakanlığından: GÜMRÜK ĠġLEMLERĠNĠN KOLAYLAġTIRILMASINA ĠLĠġKĠN GÜMRÜK GENEL TEBLĠĞĠ (SIRA NO: 1) Amaç ve kapsam MADDE 1 – (1) Bu Tebliğ, yetkilendirilmiĢ yükümlü logosunun kullanımına, yetkilendirilmiĢ yükümlü sertifikası baĢvurularında belgelerin kapsamına ve elektronik ortamda ibrazına, izinli gönderici yetkisi kapsamında yalnızca ihracatta yerinde gümrükleme izni sahibinin tesislerinin kullanımına, izinli gönderici, ihracatta yerinde gümrükleme ile mavi hat uygulamalarında beyana aykırılık durumuna, gümrük iĢlemlerinin kolaylaĢtırılmasına iliĢkin mevzuatta askıya alma, geri alma ve iptal sürelerinin değiĢtirilmesine iliĢkin usul ve esasları belirlemek amacıyla hazırlanmıĢtır. Dayanak MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 10/1/2013 tarihli ve 28524 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Gümrük ĠĢlemlerinin KolaylaĢtırılması Yönetmeliğinin 58, 85, 92 ve 101 inci maddeleri ile 7/10/2009 tarihli ve 27369 sayılı mükerrer Resmî Gazete‘de yayımlanan Gümrük Yönetmeliğinin 25, 26, 141 ve 184 üncü maddelerine dayanılarak hazırlanmıĢtır. YetkilendirilmiĢ yükümlü logosu MADDE 3 – (1) Gümrük ĠĢlemlerinin KolaylaĢtırılması Yönetmeliği uyarınca adlarına yetkilendirilmiĢ yükümlü sertifikası düzenlenen kiĢiler, bu sertifikanın geçerliliği süresi boyunca Gümrük ve Ticaret Bakanlığının kurumsal internet sayfasında duyurulan örneğe uygun yetkilendirilmiĢ yükümlü logosunu ticari ve diğer faaliyetlerinde kullanabilirler. (2) YetkilendirilmiĢ yükümlü logosu, logonun Ģekli, renkli basımlarda rengi gibi unsurları değiĢtirilmek suretiyle kullanılamaz. (3) Adlarına düzenlenmiĢ geçerli bir yetkilendirilmiĢ yükümlü sertifikası olmayan kiĢilerce, yetkilendirilmiĢ yükümlü logosunun veya bu logoyu açıkça anımsatan logoların ticari faaliyetlerinde kullanılması veya Gümrük ve Ticaret Bakanlığından izin alınmaksızın baĢka amaçlarla kullanılması halinde, haklarında 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 56 ncı maddesi uyarınca iĢlem yapılır. YetkilendirilmiĢ yükümlü sertifikası baĢvurularında ibraz edilecek belgelerin aslı veya kâğıt ortamındaki örnekleri yerine elektronik ortamda oluĢturulmuĢ örneklerinin kabulü MADDE 4 – (1) Gümrük ĠĢlemlerinin KolaylaĢtırılması Yönetmeliğinin 10 uncu maddesi uyarınca ibrazı istenilen belgelerin, düzenleyen kuruluĢun veri tabanı üzerinden internet ortamında kontrol edilebilmesi Ģartıyla, elektronik ortamda oluĢturulmuĢ örnekleri asıl nüsha veya kâğıt ortamındaki örneği yerine kabul edilebilir. YetkilendirilmiĢ yükümlü sertifikası baĢvurularında ibraz edilecek ISO 9001 ile ISO 27001 sertifikalarının kapsamı MADDE 5 – (1) Gümrük ĠĢlemlerinin KolaylaĢtırılması Yönetmeliğinin 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ibraz edilecek ISO 9001 sertifikası; baĢvuru sahibinin dıĢ ticaret, gümrükleme, yönetim ve idari organizasyon faaliyetleri ile bu faaliyetlerle iliĢkili iĢlemlerini ve bunlara bağlı üretim ve hizmet sunumlarını kapsamalıdır. (2) Gümrük ĠĢlemlerinin KolaylaĢtırılması Yönetmeliğinin 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ibraz edilecek ISO 27001 sertifikası; ithalat, ihracat, transit, gümrükleme gibi gümrük ve dıĢ ticaret iĢlemlerini ve bu iĢlemlere iliĢkin lojistik, depolama, muhasebe, finans ve bilgi iĢlem gibi faaliyetlerinin elektronik bilgi varlıkları ile bu varlıkları korumak amacıyla kullandığı biliĢim güvenliğini kapsamalıdır. Ġzinli gönderici yetkisi kapsamında tesis kullanımı MADDE 6 – (1) Gümrük ĠĢlemlerinin KolaylaĢtırılması Yönetmeliğinin 72 nci maddesi uyarınca izinli gönderici yetkisi verilmiĢ kiĢinin bu yetki kapsamında aynı Yönetmeliğin 74 üncü maddesi uyarınca belirlenecek herhangi bir tesisinin bulunmaması halinde, bu kiĢi izinli gönderici yetkisini yalnızca aralarında sözleĢme bulunan, aynı Yönetmeliğin 45 inci maddesi uyarınca ihracatta yerinde gümrükleme izni tanınmıĢ olan kiĢinin aynı Yönetmeliğin 47 nci maddesi uyarınca belirlenmiĢ olan tesislerinde yalnızca bu izin sahibi kiĢinin eĢyasının taĢınmasında kullanabilir. Beyana aykırılık MADDE 7 – (1) Gümrük ĠĢlemlerinin KolaylaĢtırılması Yönetmeliğinin 58 inci maddesinin ikinci fıkrasının (ç) bendi ve 92 nci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ile 30/12/2011 tarihli ve 28158 sayılı 3 üncü mükerrer Resmî Gazete‘de yayımlanan OnaylanmıĢ KiĢi Statüsüne ĠliĢkin Gümrük Genel Tebliği (Sıra No:1)‘nin 52 nci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen beyana aykırılık; a) 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun 15 inci maddesinde belirtilen Gümrük Tarifesini oluĢturan unsurlarda veya vergilendirmeye esas olan sayı, baĢ, ağırlık gibi ölçülerde aykırılık olduğunun, b) Kıymeti üzerinden gümrük vergisine tabi eĢyanın beyan edilen kıymetinin, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 23 ilâ 31 inci maddelerinde yer alan hükümler çerçevesinde belirlenen kıymete göre noksan olduğunun, c) Ġhraç eĢyasının yapılan beyan ve eki belgelere göre miktar veya cinsinde farklılık bulunduğunun, tespitini kapsamaktadır. (2) Birinci fıkranın (a) bendinin uygulanmasında Gümrük Tarifesini oluĢturan unsurlardaki aykırılıkların tespitinde aĢağıda belirtilen hususlardan herhangi birinin gerçekleĢip gerçekleĢmediğine bakılır: a) Tarife alt pozisyonunda farklılık olması. b) Her türlü vergi ile ek mali yükümlülüğün ad valorem usulde oran veya spesifik usulde miktarında farklılık olması. c) Gümrük vergisinin muaflık hükümlerinin uygulanmasında ya da eĢyaya uygulanacak dıĢ ticaret politikası önlemlerinde veya düzenlemelerinde farklılığa neden olması. (3) Birinci fıkranın (a) bendinin uygulanmasında, dökme halde gelen eĢyada vergilendirmeye esas olan ağırlığa iliĢkin aykırılıkların tespitinde yüzde üçü aĢan orandaki farklılıklar dikkate alınır. (4) Birinci fıkranın (c) bendinin uygulanmasında, ihracata konu malın cins, miktar, evsaf veya fiyatı değiĢik gösterilerek ilgili kanun hükümlerine göre teĢvik, sübvansiyon veya parasal iadelerden yararlanma durumu hariç olmak üzere, ihraç eĢyasının yapılan beyan ve eki belgelere göre miktar veya cinsinde %10‘dan daha az farklılık olduğu durumlar dikkate alınmaz. (5) Beyana aykırılığın gümrük idaresince tespitinden önce beyan sahibi tarafından gümrük idaresine bildirilmesi halinde, birinci fıkrada belirtilen mevzuat hükümleri uygulanmaz, ancak, diğer mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla her bir aykırılık için 4458 sayılı Gümrük Kanununun 241 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca iĢlem yapılır. (6) Gümrük ĠĢlemlerinin KolaylaĢtırılması Yönetmeliğinin 85 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen ağırlığa iliĢkin beyanda aykırılıkların tespitinde dökme halde gelen eĢyada yüzde üçü aĢan orandaki farklılıklar dikkate alınır. Askıya alma, geri alma, iptal sürelerinde değiĢiklik MADDE 8 – (1) Gümrük ĠĢlemlerinin KolaylaĢtırılması Yönetmeliği, 11/7/2002 tarihli ve 24812 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Gümrük Genel Tebliği (Gümrük ĠĢlemleri) (Seri No: 16) ile OnaylanmıĢ KiĢi Statüsüne ĠliĢkin Gümrük Genel Tebliği (Sıra No:1)‘nin askıya alma, geri alma ve iptale iliĢkin hükümlerinde belirtilen sürelerde ilgili mevzuatta süreleri kısaltmaya yönelik düzenleme yapılması halinde, bu süreler yapılan değiĢiklik öncesinde haklarında askıya alma, geri alma veya iptal kararı verilmiĢ kiĢilerin lehine iĢletilir. Bu sürelerin uzatılmasına yönelik olarak ilgili mevzuatta değiĢiklik yapılması halinde ise, bu süreler yapılan değiĢiklik öncesinde haklarında askıya alma, geri alma veya iptal kararı verilmiĢ kiĢilerin aleyhine iĢletilmez. (2) Birinci fıkradaki lehe iĢleyiĢ, süre değiĢikliğine iliĢkin düzenleme tarihinden önce iĢlenmiĢ ancak henüz askıya alma, geri alma veya iptal müeyyidesi uygulanmamıĢ ihlaller için de uygulanır. Yetki MADDE 9 – (1) Gümrük ve Ticaret Bakanlığı (Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürlüğü) bu Tebliğin uygulanmasını temin etmek amacıyla gerekli göreceği her türlü tedbiri almaya, özel ve zorunlu durumlar ile bu Tebliğde yer almayan hususları inceleyip sonuçlandırmaya yetkilidir. Yürürlük MADDE 10 – (1) Bu Tebliğ 10/1/2013 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 11 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Gümrük ve Ticaret Bakanı yürütür. [R.G. 29 Mart 2013 – 28602] —— • —— KANUNLAR Kanun No. 6446 ELEKTRĠK PĠYASASI KANUNU Kabul Tarihi: 14/3/2013 BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar Amaç MADDE 1 – (1) Bu Kanunun amacı; elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düĢük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir Ģekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için, rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve Ģeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluĢturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin yapılmasının sağlanmasıdır. Kapsam MADDE 2 – (1) Bu Kanun; elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı, toptan veya perakende satıĢı, ithalat ve ihracatı, piyasa iĢletimi ile bu faaliyetlerle iliĢkili tüm gerçek ve tüzel kiĢilerin hak ve yükümlülüklerini kapsar. Tanımlar ve kısaltmalar MADDE 3 – (1) Bu Kanunun uygulanmasında; a) Bağlantı anlaĢması: Bir üretim Ģirketi, dağıtım Ģirketi ya da tüketicinin iletim sistemine ya da dağıtım sistemine bağlantı yapması için yapılan genel ve özel hükümleri içeren anlaĢmayı, b) Bakan: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanını, c) Bakanlık: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığını, ç) Dağıtım: Elektrik enerjisinin 36 kV ve altındaki hatlar üzerinden naklini, d) Dağıtım sistemi: Bir dağıtım Ģirketinin, lisansında belirlenmiĢ dağıtım bölgesinde iĢlettiği elektrik dağıtım tesisleri ve Ģebekesini, e) Dağıtım Ģirketi: Belirlenen bir bölgede elektrik dağıtımı ile iĢtigal eden tüzel kiĢiyi, f) Dağıtım tesisi: Ġletim tesislerinin ve dağıtım gerilim seviyesinden bağlı üretim ve tüketim tesislerine ait Ģalt sahalarının bittiği noktadan sonraki nihayet direğinden, alçak gerilim seviyesinden bağlı tüketicilerin yapı bina giriĢ noktalarına kadar, bina giriĢ ve sayaç arası hariç, elektrik dağıtımı için teçhiz edilmiĢ tesis ve teçhizat ile dağıtım Ģirketince teçhiz edilen ya da devralınan sayaçları, g) DSĠ: Devlet Su ĠĢleri Genel Müdürlüğünü, ğ) EPĠAġ: Enerji Piyasaları ĠĢletme Anonim ġirketini, h) EÜAġ: Elektrik Üretim Anonim ġirketini, ı) Genel aydınlatma: Otoyollar ve özelleĢtirilmiĢ eriĢme kontrollü karayolları hariç, kamunun genel kullanımına yönelik bulvar, cadde, sokak, alt-üst geçit, köprü, meydan ve yaya geçidi gibi yerler ile halkın ücretsiz kullanımına açık ve kamuya ait park, bahçe, tarihî ve ören yerlerinin aydınlatılması ile trafik sinyalizasyonunu, i) Görevli tedarik Ģirketi: Dağıtım ve perakende satıĢ faaliyetlerinin hukuki ayrıĢtırması kapsamında kurulan veya son kaynak tedariği yükümlüsü olarak Kurul tarafından yetkilendirilen tedarik Ģirketini, j) Ġkili anlaĢma: Gerçek ve tüzel kiĢiler arasında özel hukuk hükümlerine tabi olarak, elektrik enerjisi ve/veya kapasitenin alınıp satılmasına dair yapılan ve Kurul onayına tabi olmayan ticari anlaĢmaları, k) Ġletim: Elektrik enerjisinin gerilim seviyesi 36 kV üzerindeki hatlar üzerinden naklini, l) Ġletim ek ücreti: Ġletim tarifesi üzerinden Kurum adına tahsil edilebilecek ücreti, m) Ġletim sistemi: Elektrik iletim tesisleri ve Ģebekesini, n) Ġletim tesisi: Üretim veya tüketim tesislerinin 36 kV üstü gerilim seviyesinden bağlı olduğu üretim veya tüketim tesisi Ģalt sahasından sonraki nihayet direğinden itibaren iletim Ģalt sahalarının orta gerilim fiderleri de dâhil olmak üzere dağıtım tesislerinin bağlantı noktalarına kadar olan tesisleri, o) Ġmdat grupları: Can ve mal kaybını önlemek amacıyla sadece elektrik enerjisi kesilmelerinde kullanılan elektrojen gruplarını, ö) ĠĢtirak: Kamu iktisadi teĢebbüsü olanlar hariç olmak üzere; doğrudan veya dolaylı olarak tek baĢına veya baĢka Ģirket ve Ģirketler veya gerçek kiĢi ve kiĢilerle birlikte piyasada faaliyet gösteren herhangi bir tüzel kiĢiyi kontrol eden Ģirket veya doğrudan ya da dolaylı olarak, tek baĢına veya birlikte, baĢka herhangi bir Ģirket ve Ģirketler veya gerçek kiĢi ve kiĢiler tarafından kontrol edilen, piyasada faaliyet gösteren tüzel kiĢiyi ve bu Ģirketlerin ve/veya piyasada faaliyet gösteren tüzel kiĢilerin birinin diğeriyle veya birbirleriyle olan doğrudan veya dolaylı iliĢkisini, p) Kojenerasyon: Isı ve elektrik ve/veya mekanik enerjinin aynı tesiste eĢ zamanlı olarak üretimini, r) Kontrol: Bir tüzel kiĢi üzerinde ayrı ayrı ya da birlikte, fiilen ya da hukuken belirleyici etki uygulama olanağını sağlayan hakları, sözleĢmeler veya baĢka araçlarla ve özellikle bir tüzel kiĢinin malvarlığının tamamı veya bir kısmı üzerinde mülkiyet veya iĢletilmeye müsait bir kullanma hakkıyla veya bir tüzel kiĢinin organlarının oluĢumunda veya kararları üzerinde belirleyici etki sağlayan hakları veya sözleĢmelerle meydana getirilen hakları, s) Kurul: Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunu, Ģ) Kurum: Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunu, t) Lisans: Tüzel kiĢilere piyasada faaliyet gösterebilmeleri için bu Kanun uyarınca verilen izni, u) Merkezî uzlaĢtırma kuruluĢu: Piyasa katılımcıları arasındaki ilgili yönetmelikle belirlenecek olan mali iĢlemleri yürütmek üzere kullanılan, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre merkezî takas kuruluĢu olarak kurulan kuruluĢu, ü) Mevcut sözleĢmeler: 20/2/2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce, 4/12/1984 tarihli ve 3096 sayılı Türkiye Elektrik Kurumu DıĢındaki KuruluĢların Elektrik Üretimi, Ġletimi, Dağıtımı ve Ticareti ile Görevlendirilmesi Hakkında Kanun, 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-ĠĢletDevret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun, 16/7/1997 tarihli ve 4283 sayılı Yap-ĠĢlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve ĠĢletilmesi ile Enerji SatıĢının Düzenlenmesi Hakkında Kanun, 21/1/2000 tarihli ve 4501 sayılı Kamu Hizmetleri ile Ġlgili Ġmtiyaz ġartlaĢma ve SözleĢmelerinden Doğan UyuĢmazlıklarda Tahkim Yoluna BaĢvurulması Halinde Uyulması Gereken Ġlkelere Dair Kanun hükümleri ve ilgili yönetmeliklere göre imzalanan sözleĢmeleri, imtiyaz sözleĢmelerini ve uygulama sözleĢmelerini, v) Mikrokojenerasyon tesisi: Elektrik enerjisine dayalı kurulu gücü 100 kilovat ve altında olan kojenerasyon tesisini, y) Organize toptan elektrik piyasaları: Elektrik enerjisi, kapasitesi veya perakende alıĢ satıĢının gerçekleĢtirildiği ve piyasa iĢletim lisansına sahip merkezî bir aracı tüzel kiĢilik tarafından organize edilip iĢletilen gün öncesi piyasası, gün içi piyasası ile sermaye piyasası aracı niteliğindeki standardize edilmiĢ elektrik sözleĢmelerinin ve dayanağı elektrik enerjisi ve/veya kapasitesi olan türev ürünlerin iĢlem gördüğü ve Borsa Ġstanbul Anonim ġirketi tarafından iĢletilen piyasaları ve Türkiye Elektrik Ġletim Anonim ġirketi tarafından organize edilip iĢletilen dengeleme güç piyasası ve yan hizmetler piyasası gibi elektrik piyasalarını, z) Önlisans: Üretim faaliyetinde bulunmak isteyen tüzel kiĢilere, üretim tesisi yatırımlarına baĢlamaları için gerekli onay, izin, ruhsat ve benzerlerinin alınabilmesi için belirli süreli verilen izni, aa) Perakende satıĢ: Elektriğin tüketicilere satıĢını, bb) Piyasa: Üretim, iletim, dağıtım, piyasa iĢletimi, toptan satıĢ, perakende satıĢ, ithalat ve ihracat faaliyetleri ile bu faaliyetlere iliĢkin iĢ ve iĢlemlerden oluĢan elektrik enerjisi piyasasını, cc) Serbest tüketici: Kurul tarafından belirlenen elektrik enerjisi miktarından daha fazla tüketimi bulunduğu veya iletim sistemine doğrudan bağlı olduğu veya organize sanayi bölgesi tüzel kiĢiliğini haiz olduğu için tedarikçisini seçme hakkına sahip gerçek veya tüzel kiĢiyi, çç) Sistem kontrol anlaĢması: Türkiye Elektrik Ġletim Anonim ġirketi veya dağıtım Ģirketi ile özel direkt hattın mülkiyet sahibi veya iĢletmecisi olan özel hukuk hükümlerine tabi tüzel kiĢi arasında, iletim ve dağıtım sistemlerinin kararlılığının ve iĢletme bütünlüğünün korunmasını sağlayan hükümleri içeren ve özel hukuk hükümlerine göre yapılan anlaĢmaları, dd) Sistem kullanım anlaĢması: Bir üretim Ģirketi, tedarik lisansı sahibi Ģirket veya tüketicinin iletim sistemini ya da dağıtım sistemini kullanımına iliĢkin genel hükümleri ve ilgili kullanıcıya özgü koĢul ve hükümleri içeren anlaĢmayı, ee) Son kaynak tedariği: Serbest tüketici niteliğini haiz olduğu hâlde elektrik enerjisini, son kaynak tedarikçisi olarak yetkilendirilen tedarik lisansı sahibi Ģirket dıĢında bir tedarikçiden temin etmeyen tüketicilere elektrik enerjisi tedariğini, ff) Tarife: Elektrik enerjisinin ve/veya kapasitenin iletimi, dağıtımı ve satıĢı ile bunlara dair hizmetlere iliĢkin fiyat, hüküm ve Ģartları içeren düzenlemeleri, gg) Tedarik: Elektrik enerjisinin ve/veya kapasitenin toptan veya perakende satıĢını, ğğ) Tedarikçi: Elektrik enerjisi ve/veya kapasite sağlayan üretim Ģirketleri ile tedarik lisansına sahip Ģirketi, hh) Tedarik Ģirketi: Elektrik enerjisinin ve/veya kapasitenin toptan ve/veya perakende satılması, ithalatı, ihracatı ve ticareti faaliyetleri ile iĢtigal edebilen tüzel kiĢiyi, ıı) TEDAġ: Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim ġirketini, ii) TEĠAġ: Türkiye Elektrik Ġletim Anonim ġirketini, jj) Tesis: Elektrik enerjisi üretimi, iletimi veya dağıtımı faaliyeti yürütülen veya yürütülmeye hazır tesis, Ģebeke veya teçhizatı, kk) TETAġ: Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt Anonim ġirketini, ll) Toptan satıĢ: Elektrik enerjisinin ve/veya kapasitesinin tekrar satıĢı için satıĢını, mm) Tüketici: Elektriği kendi kullanımı için alan kiĢiyi, nn) Türev piyasalar: Ġleri bir tarihte teslimatı veya nakit uzlaĢması yapılmak üzere elektrik enerjisinin ve/veya kapasitesinin, bugünden alım satımının yapıldığı piyasaları, oo) Uluslararası enterkonneksiyon: Ulusal elektrik sisteminin diğer ülkelere ait elektrik sistemi ile senkron paralel, asenkron paralel, ünite yönlendirmesi veya izole bölge yöntemlerinden birinin kullanılmasıyla iĢletilmesini esas alan enterkonneksiyonu, öö) Üretim: Enerji kaynaklarının, elektrik üretim tesislerinde elektrik enerjisine dönüĢtürülmesini, pp) Üretim Ģirketi: Sahip olduğu, kiraladığı, finansal kiralama yoluyla edindiği veya iĢletme hakkını devraldığı üretim tesisi ya da tesislerinde elektrik enerjisi üretimi ve ürettiği elektriğin satıĢıyla iĢtigal eden özel hukuk hükümlerine tabi tüzel kiĢiyi, rr) Üretim tesisi: Elektrik enerjisinin üretildiği tesisleri, ss) Yan hizmetler: Ġletim sistemine veya dağıtım sistemine bağlı ilgili tüzel kiĢilerce sağlanan, iletim veya dağıtım sisteminin güvenilir Ģekilde iĢletimini ve elektriğin gerekli kalite koĢullarında hizmete sunulmasını sağlamak üzere ilgili yönetmelikte ayrıntılı olarak tanımlanan hizmetleri, ifade eder. ĠKĠNCĠ BÖLÜM Elektrik Piyasası Faaliyetleri ve Lisanslar Elektrik piyasası faaliyetleri MADDE 4 – (1) Piyasada, bu Kanun hükümleri uyarınca lisans almak koĢuluyla yürütülebilecek faaliyetler Ģunlardır: a) Üretim faaliyeti b) Ġletim faaliyeti c) Dağıtım faaliyeti ç) Toptan satıĢ faaliyeti d) Perakende satıĢ faaliyeti e) Piyasa iĢletim faaliyeti f) Ġthalat faaliyeti g) Ġhracat faaliyeti (2) Piyasada faaliyet gösterecek tüzel kiĢilerin faaliyetlerinde uymaları gereken usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir. (3) Piyasada faaliyet gösterecek özel hukuk hükümlerine tabi tüzel kiĢilerin, ilgili mevzuat hükümlerine göre anonim Ģirket veya limited Ģirket olarak kurulması ve anonim Ģirketlerin sermaye piyasası mevzuatına göre borsada iĢlem görenler dıĢındaki paylarının nama yazılı olması Ģarttır. Bu Ģirketlerin ana sözleĢmelerinde bulunması gereken hususlar yönetmelikle düzenlenir. Lisans esasları MADDE 5 – (1) Lisans, bu Kanun hükümleri uyarınca üzerinde kayıtlı piyasa faaliyetlerinin yapılabilmesi için tüzel kiĢilere verilen izin belgesidir. 11 inci maddenin onuncu fıkrasında belirtilen piyasalara iliĢkin hükümler saklı kalmak üzere, lisanslara iliĢkin olarak aĢağıdaki hususlar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir: a) BaĢvuru ve değerlendirme usul ve esasları ile lisansların verilmesi, tadili, sona erdirilmesi, iptali, süreleri, süre uzatımı, yenilenmesi ve lisans kapsamındaki hak ve yükümlülüklerin belirli bir süre askıya alınmasına iliĢkin usul ve esaslar b) Faaliyetin türü ve iĢin niteliğine göre belirlenecek lisans bedelleri c) Lisans sahibi tüzel kiĢilerin lisansları kapsamında sahip oldukları hakları, yükümlülükleri, görevleri, sermaye yeterlilikleri, istihdam edilmesi gereken nitelikli personele iliĢkin hükümler ile tarifesi düzenlemeye tabi lisans sahiplerinin haklarının temlikine iliĢkin usul ve esaslar (2) Bu Kanun kapsamında verilecek lisansların tabi olacağı ve lisans sahiplerinin uymakla yükümlü olduğu esaslar Ģunlardır: a) Bu Kanundaki istisnalar hariç piyasa faaliyetleri ile iĢtigal edecek tüzel kiĢiler, faaliyetlerine baĢlamadan önce, her faaliyet için ve söz konusu faaliyetlerin birden fazla tesiste yürütülecek olması hâlinde, her tesis için ayrı lisans almak zorundadır. b) Tarifesi düzenlemeye tabi faaliyet gösteren tüzel kiĢiler, tarifesi düzenlemeye tabi her faaliyet ve bu faaliyetin lisansı kapsamında sınırlandığı her bölge için ayrı hesap ve kayıt tutmakla yükümlüdür. c) Lisanslar, en çok kırk dokuz yıl için verilir. Üretim, iletim ve dağıtım lisansları için geçerli olan asgari süre on yıldır. ç) Tüzel kiĢiler, Kurul tarafından belirlenen lisans alma, lisans yenileme, lisans tadili, lisans sureti çıkartma ve yıllık lisans bedellerini Kuruma ödemek zorundadır. d) Lisans sahibi tüzel kiĢiler; tesislerini, yasal defter ve kayıtlarını Kurum denetimine hazır bulundurmak, Kurum tarafından talep edildiğinde denetime açmak ve Kurumun faaliyetlerini yerine getirebilmesi için ihtiyaç duyacağı her türlü bilgi ve belgeyi zamanında, tam ve doğru olarak Kuruma vermek zorundadır. e) Tüzel kiĢiler lisans almanın yanı sıra faaliyet alanlarına göre mevzuatın gereklerini yerine getirmekle yükümlüdür. f) Birden çok yapı veya müĢtemilatının yüzeylerinde tesis edilen aynı tür yenilenebilir enerji kaynağına dayalı üretim tesisleri sisteme aynı noktadan bağlanmak kaydıyla tek üretim lisansı kapsamında değerlendirilebilir. Uygulamaya iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir. (3) Piyasada faaliyet gösteren tüzel kiĢilerin aĢağıda belirtilen iĢlemleri Kurul iznine tabidir. Kurul izni alınmasına dair usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. a) Halka açık Ģirketlerde yüzde beĢ, diğerlerinde yüzde on ve üzerindeki sermaye payı değiĢiklikleri b) Kontrol değiĢikliği sonucunu doğuracak her türlü iĢlem c) Tesislerin mülkiyetinin veya kullanım hakkının değiĢmesi sonucunu doğuran iĢ ve iĢlemler (4) Tarifesi düzenlemeye tabi lisans sahibi tüzel kiĢiler için aĢağıda belirtilen hususlara iliĢkin hükümler Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikte yer alır: a) Lisans kapsamında hizmet verilecek gerçek ve tüzel kiĢiler ile yürütülecek faaliyet türlerini belirleyen hükümler b) Bir dağıtım ya da iletim lisansı sahibinin, gerçek ve tüzel kiĢilere, eĢitler arasında ayrım gözetmeksizin sisteme eriĢim ve sistemi kullanım imkânını sağlayacağına dair hükümler c) Bu Kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmeye, piyasa ihtiyaçlarını dikkate alarak son kaynak tedariği kapsamında ve/veya serbest olmayan tüketicilere yapılan elektrik satıĢında uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etmeye ve bu fiyatlarda enflasyon dâhil ihtiyaç duyulacak diğer ayarlamalara iliĢkin formülleri uygulamaya dair yöntemler ve bunların denetlenmesine dair hükümler ç) Lisans sahibinin Kuruma tam ve doğru bilgi vermesini ve tüketicilere yapılan satıĢlar açısından, elektrik enerjisi veya kapasite alımlarını basiretli bir tacir olarak yapmasını sağlayacak hükümler d) Hizmet maliyetlerinin yansıtılmasına dair kurallar ile teknik ve teknik olmayan kayıpları asgariye indirecek önlemlerin uygulanmasına dair esasları içeren hükümler e) Lisans sahibinin Kurum tarafından verilen tüm talimatlara uyma yükümlülüğüne iliĢkin hükümler f) Lisans kapsamında, Kuruldan izin alınmaksızın yapılabilecek faaliyetlere iliĢkin hükümler g) Hizmetin teknik gereklere göre yapılmasını sağlayacak hükümler (5) Lisans baĢvurusu reddedilen tüzel kiĢilere ret gerekçesi tam ve açık biçimde bildirilir. (6) Lisans, süresinin bitiminde kendiliğinden, lisans sahibi tüzel kiĢinin iflasının kesinleĢmesi, lisans sahibinin talebi veya lisans verilmesine esas Ģartların kaybedilmesi hâllerinde ise Kurul kararıyla sona erer. (7) Üretim lisansı baĢvurusunda bulunan tüzel kiĢiden, önlisans yükümlülüklerinin yerine getirilmesini müteakiben üretim tesisinin lisansında belirlenen inĢaat süresi içerisinde kurulmaması hâlinde irat kaydedilmek üzere, kurulmak istenen üretim tesisinin niteliğine ve büyüklüğüne göre yatırım tutarının yüzde onunu geçmemek üzere teminat mektubu alınır. Mücbir sebep hâlleri ile lisans sahibinden kaynaklanmayan haklı sebepler dıĢında üretim tesisinin lisansında belirlenen inĢaat süresi içerisinde kurulmaması veya kalan süre içerisinde kurulamayacağının tespit edilmesi hâllerinde lisans iptal edilir ve teminat mektubu irat kaydedilir. Teminatın alınması, niteliği ve süre uzatımı verilmesine iliĢkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir. (8) Lisansı iptal edilen tüzel kiĢi, bu tüzel kiĢilikte yüzde on veya daha fazla paya sahip ortaklar ile lisans iptal tarihinden önceki bir yıl içerisinde görevden ayrılmıĢ olanlar dâhil, yönetim kurulu baĢkan ve üyeleri, lisans iptalini takip eden üç yıl süreyle lisans alamaz, lisans baĢvurusunda bulunamaz, lisans baĢvurusu yapan tüzel kiĢiliklerde doğrudan veya dolaylı pay sahibi olamaz, yönetim kurullarında görev alamaz. (9) Dağıtım lisansı, baĢvuru sahibinin bu Kanun uyarınca öngörülen yükümlülükleri yerine getirmesi ve ilgili dağıtım sisteminin iĢletme hakkını tevsiki hâlinde verilebilir. (10) Lisans sahibi tüzel kiĢilerden talep edilen bildirim, rapor ve diğer evrak, yönetmeliklerde düzenlenen usul ve esaslara uygun olarak Kuruma sunulur. (11) Kurum, tüketicilerin korunması ve piyasa faaliyetlerinin aksamaması için lisansların sona erdirilmesi veya iptali durumlarında gerekli tedbirleri alır. Önlisans esasları MADDE 6 – (1) Üretim lisansı baĢvurusunda bulunan tüzel kiĢiye öncelikle, üretim tesisi yatırımına baĢlaması için mevzuattan kaynaklanan izin, onay, ruhsat ve benzeri belgeleri edinebilmesi ve üretim tesisinin kurulacağı sahanın mülkiyet veya kullanım hakkını elde edebilmesi için Kurum tarafından belirli süreli önlisans verilir. Önlisansa iliĢkin aĢağıda belirtilen hususlar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir: a) BaĢvuru, değerlendirme ve teminat mektubu usul ve esasları ile önlisansın verilmesi, tadili, sona ermesi, iptali, süresi ve süre uzatımı hâllerinde uygulanacak usul ve esaslar b) Önlisansın iptali ve sona ermesinin hüküm ve sonuçları c) Önlisans sahibi tüzel kiĢilerin önlisans kapsamında sahip oldukları haklarına, yükümlülüklerine, sermaye yeterliliklerine iliĢkin usul ve esaslar (2) Önlisans süresinde; gerekli izin, onay, ruhsat veya benzeri belgeleri alamayan, üretim tesisinin kurulacağı sahanın mülkiyet veya kullanım hakkını elde ettiğini tevsik edemeyen, Kurum tarafından belirlenen yükümlülükleri yerine getirmeyen tüzel kiĢiye lisans verilmez. (3) Lisans alınıncaya kadar veraset ve iflas nedenleri dıĢında önlisans sahibi tüzel kiĢinin ortaklık yapısının doğrudan veya dolaylı olarak değiĢmesi, hisselerinin devri veya hisselerin devri sonucunu doğuracak iĢ ve iĢlemlerin yapılması veya Kurum tarafından belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda önlisans iptal edilir. (4) Bu Kanun kapsamında Kurul tarafından verilecek önlisansların tabi olacağı ve önlisans sahiplerinin uymakla yükümlü olduğu esaslar Ģunlardır: a) Bu Kanundaki istisnalar hariç üretim faaliyetiyle iĢtigal edecek tüzel kiĢi, faaliyeti birden fazla tesiste yürütecek olması hâlinde, her tesis için ayrı önlisans almak zorundadır. b) Tüzel kiĢiler, Kurul tarafından belirlenen önlisans alma, tadili, suret çıkartma ve diğer bedelleri Kuruma ödemek zorundadır. c) Önlisans sahibi tüzel kiĢi, Kurumun faaliyetlerini yerine getirebilmesi için ihtiyaç duyacağı her türlü bilgi ve belgeyi istenilen zamanda Kuruma vermek zorundadır. (5) Önlisansın süresi mücbir sebep hâlleri hariç yirmi dört ayı geçemez. Kurul, kaynak türüne ve kurulu güce bağlı olarak bu süreyi yarısı oranında uzatabilir. (6) Önlisansın, önlisans sahibi tüzel kiĢiden kaynaklanmayan bir nedenle iptal edilmesi veya sona ermesi hâlinde ilgilisinin teminatı iade edilir. (7) Önlisans, süresi uzatılmadığı takdirde süresinin bitiminde, önlisans sahibi tüzel kiĢinin talebi veya iflası hâlinde kendiliğinden sona erer. (8) Önlisans için baĢvuran tüzel kiĢiden, önlisans süresinde yerine getirmesi gereken yükümlülükleri ikmal etmemesi hâlinde irat kaydedilmek üzere, kurulmak istenen üretim tesisinin niteliği ve büyüklüğüne göre yönetmelikle belirlenecek miktarda teminat mektubu alınır. (9) Lisans baĢvurusuna konu üretim tesisinin tesis edileceği yerde faaliyet göstermek üzere petrol veya doğal gaz piyasası faaliyetleri için ayrıca lisans baĢvurusunun yapılması durumunda öncelik verilecek lisans baĢvurusuna Bakanlık görüĢü alınarak Kurul tarafından karar verilir. Üretim faaliyeti MADDE 7 – (1) Üretim faaliyeti, lisansları kapsamında kamu ve özel sektör üretim Ģirketleri ile organize sanayi bölgesi tüzel kiĢiliği tarafından yürütülebilir. (2) Üretim Ģirketi, lisansı kapsamında aĢağıda belirtilen faaliyetleri yapabilir: a) Tedarik Ģirketlerine, serbest tüketicilere ve özel direkt hat tesis ettiği kiĢilere elektrik enerjisi veya kapasitesi satıĢı b) Elektrik enerjisi veya kapasite ticareti c) Tedarik etmekle yükümlendiği elektrik enerjisi veya kapasitesini teminen, bir takvim yılı için lisansına dercedilen yıllık elektrik enerjisi üretim miktarının, Kurul tarafından belirlenen oranını aĢmamak kaydıyla elektrik enerjisi veya kapasitesi alımı (3) Üretim lisansı sahibi tüzel kiĢilerin tesislerinde ürettiği enerjiyi iletim veya dağıtım sistemine çıkmadan kullanması kaydıyla sahip olduğu, kiraladığı, finansal kiralama yoluyla edindiği veya iĢletme hakkını devraldığı tüketim tesislerinin ihtiyacını karĢılamak için gerçekleĢtirdiği üretim, nihai tüketiciye satıĢ olarak değerlendirilmez. Söz konusu tüketim tesislerinde tüketilmek üzere yapılan elektrik enerjisi alımı, ikinci fıkranın (c) bendinde belirtilen oran hesabında dikkate alınmaz. (4) Rüzgâr veya güneĢ enerjisine dayalı elektrik üretim tesisi kurulması için yapılan önlisans baĢvurularının değerlendirilmesi aĢağıda belirtilen esaslara göre yapılır: a) Üretim tesisinin kurulacağı sahanın maliki tarafından baĢvuru yapılması durumunda, aynı saha için yapılan diğer baĢvurular dikkate alınmaz. b) BaĢvurularda, tesisin kurulacağı saha üzerinde son üç yıl içinde elde edilmiĢ en az bir yıl süreli standardına uygun rüzgâr veya güneĢ ölçümü bulunması zorunludur. Bu konuya iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. c) TEĠAġ veya ilgili dağıtım Ģirketi tarafından, kullanılacak teknolojilerin Ģebeke bakımından etkileri de dikkate alınarak uygun bağlantı görüĢü verilen baĢvurular değerlendirmeye alınır. ç) Değerlendirmede aynı bağlantı noktasına ve/veya aynı bağlantı bölgesine bağlanmak için birden fazla baĢvurunun bulunması hâlinde baĢvurular arasından ilan edilen kapasite kadar sisteme bağlanacak olanları belirlemek için TEĠAġ tarafından, iĢletmeye girdikten sonra en fazla üç yıl içerisinde ödenmek üzere birim megavat baĢına en yüksek toplam katkı payını ödemeyi teklif ve taahhüt edenlerin seçilmesi esasına dayanan yarıĢma yapılır. YarıĢmaya ve yarıĢma sonunda belirlenen katkı payının ödenmesine iliĢkin usul ve esaslar TEĠAġ tarafından teklif edilen ve Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. Rüzgâr ve güneĢ enerjisi lisans baĢvurularının teknik değerlendirmesine iliĢkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. (5) Herhangi bir gerçek veya özel sektör tüzel kiĢisinin kontrol ettiği üretim Ģirketleri aracılığıyla üretebileceği toplam elektrik enerjisi üretim miktarı, bir önceki yıla ait yayımlanmıĢ Türkiye toplam elektrik enerjisi üretim miktarının yüzde yirmisini geçemez. (6) Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı olarak elektrik enerjisi üretimi yapan tüzel kiĢiler, ürettikleri elektrik enerjisinin kaynağının yenilenebilir kaynak olduğuna dair Bakanlıktan Yenilenebilir Kaynaktan Elektrik Üretim Belgesi alabilir. Söz konusu belgenin verilmesine iliĢkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. (7) Rüzgâr enerjisine dayalı üretim tesisi kurmak amacıyla alınan lisanslar kapsamındaki tesisler için, TEĠAġ ve ilgili dağıtım Ģirketinden alınan tadil kapsamındaki bağlantı görüĢünün olumlu olması hâlinde, Kuruma yapılan ilk lisans baĢvurusundaki sahada baĢka lisans baĢvurusu olmaması ve kapasite artıĢı sonunda oluĢacak yeni güç için mevcut iletim/dağıtım hattı ile mevcut bağlantı noktası ve gerilim seviyesinin kullanılması koĢullarıyla kapasite artıĢı, modernizasyon, yenileme yatırımları ve tadilatlara izin verilir. Ġletim faaliyeti MADDE 8 – (1) Elektrik enerjisi iletim faaliyeti, lisansı kapsamında münhasıran TEĠAġ tarafından yürütülür. TEĠAġ, bu Kanunla belirlenen faaliyetler dıĢında bir faaliyetle iĢtigal edemez. Ġletim faaliyetiyle birlikte yürütülmesi verimlilik artıĢı sağlayacak nitelikteki piyasa dıĢı bir faaliyetin yürütülmesi Kurumun iznine tabidir. Ġletim sistemi teknik ve teknik olmayan kayıplarını karĢılamak amacıyla ve yan hizmetler piyasası kapsamında elektrik enerjisi veya kapasitesi satın alınması veya kiralanması ile iletim sistemi teknik ve teknik olmayan kayıplarını karĢılamak için sözleĢmeye bağlanan enerjinin, gerçekleĢmeler nedeniyle fazlasının satıĢı bu hükmün istisnasıdır. (2) TEĠAġ‘ın görev ve yükümlülükleri Ģunlardır: a) Kurulması öngörülen yeni iletim tesisleri için iletim yatırım planı yapmak, yeni iletim tesislerini kurmak ve iletim sistemini elektrik enerjisi üretimi ve tedarikinde rekabet ortamına uygun Ģekilde iĢletmek ve gerektiğinde iletim sisteminde ikame ve kapasite artırımı yatırımı yapmak. b) Bu Kanun kapsamında yürüttüğü faaliyetlere iliĢkin tarife tekliflerini Kurumun belirlediği ilke ve standartlar çerçevesinde hazırlamak ve Kurumun onayına sunmak. c) ġebeke, dengeleme ve uzlaĢtırma ve yan hizmetler hakkındaki yönetmeliklerin uygulanmasını gözetmek, bu amaçla gerekli incelemeleri yapmak, sonuçları hakkında Kuruma rapor sunmak ve gerekli tedbirlerin alınmasını talep etmek. ç) Yük dağıtımı ve frekans kontrolünü gerçekleĢtirmek, piyasa iĢletim lisansı kapsamında yan hizmetler piyasasını ve dengeleme güç piyasasını iĢletmek, gerçek zamanlı sistem güvenilirliğini izlemek, sistem güvenilirliğini ve elektrik enerjisinin öngörülen kalite koĢullarında sunulmasını sağlamak üzere gerekli yan hizmetleri belirlemek ve bu hizmetleri ilgili yönetmelik hükümleri doğrultusunda sağlamak. d) Ġletim sisteminde ikame ve kapasite artırımı yapmak. e) Bakanlığın kararı doğrultusunda uluslararası enterkonneksiyon çalıĢmalarını yapmak, iletim sistemine bağlı veya bağlanacak olan serbest tüketiciler dâhil tüm sistem kullanıcılarına Ģebeke iĢleyiĢine iliĢkin mevzuat hükümleri doğrultusunda eĢit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin iletim ve bağlantı hizmeti sunmak. (3) TEĠAġ‘ın mülkiyet ve iĢletme sınırı, iletim sistemine yapılan bağlantı noktasında baĢlar. Üretim veya tüketim tesisinin iletim sistemine bağlantısının, bir baĢka üretim veya tüketim tesisine ait Ģalt sahası üzerinden yapılması hâlinde bağlantı yapılan fiderin kullanım hakkı, iĢletme ve bakımı TEĠAġ‘a aittir. Ancak, TEĠAġ bu tür teçhizatların iĢletme ve bakımını ilgili üretim veya tüketim sahibi kiĢilere bedeli karĢılığında gördürebilir. (4) TEĠAġ, Bakanlığın uygun görüĢü alınarak uluslararası enterkonneksiyon hatlarının ulusal sınırlar dıĢında kalan kısmının tesisi ve iĢletilmesini yapabilir ve/veya bu amaçla uluslararası Ģirket kurabilir ve/veya kurulmuĢ uluslararası Ģirketlere ortak olabilir ve bölgesel piyasaların iĢletilmesine iliĢkin organizasyonlara katılabilir. (5) Üretim ve tüketim tesislerinin sisteme bağlantısı için yeni iletim tesisi ve bu tesisin sisteme bağlanabilmesi için yeni iletim hatlarının yapılmasının gerekli olduğu hâllerde; bu tesislerin yapımı için TEĠAġ‘ın yeterli finansmanının olmaması veya zamanında yatırım planlaması yapılamaması durumlarında, söz konusu yatırımlar, bu tesise bağlantı talebinde bulunan tüzel kiĢi veya kiĢilerce müĢtereken yapılabilir veya finanse edilebilir. Yapılan yatırımın tutarı ilgili tüzel kiĢi veya kiĢiler ile TEĠAġ arasında yapılacak bir tesis sözleĢmesi ile bağlantı ve sistem kullanım anlaĢmaları çerçevesinde geri ödenir. Geri ödeme süresi üretim ve tüketim tesisleri için en fazla on yıldır. Bu konuya iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. (6) TEĠAġ elektrik sistemi iĢletimine yönelik Kurulca düzenlenen usul ve esaslara uygun olarak bilgileri toplar, raporlar ve 10/11/2005 tarihli ve 5429 sayılı Türkiye Ġstatistik Kanunu hükümleri çerçevesinde yayımlar. (7) TEĠAġ iletim sisteminin iĢletilmesi için ihtiyaç duyulan telsiz sistemi de dâhil her türlü iletiĢim ve bilgi sistemleri altyapısını kurar ve iĢletir. Fiber optik kablo altyapısının bir kısmını, kendi faaliyetlerini aksatmayacak Ģekilde ilgili mevzuat çerçevesinde Kurum görüĢleri doğrultusunda üçüncü kiĢilere kullandırabilir. (8) Ġletim Ģebekesi dıĢında, ulusal iletim sistemi için geçerli standartlara uygun olan ve üretim faaliyeti gösteren tüzel kiĢinin lisansı kapsamındaki üretim tesisi ile müĢterileri ve/veya iĢtirakleri ve/veya serbest tüketiciler arasında özel direkt hat tesisi, TEĠAġ ile üretim faaliyeti gösteren tüzel kiĢi arasında yapılacak sistem kontrol anlaĢması ile mümkündür. Dağıtım faaliyeti MADDE 9 – (1) Dağıtım faaliyeti, lisansı kapsamında, dağıtım Ģirketi tarafından lisansında belirlenen bölgede yürütülür. Dağıtım Ģirketi, lisansında belirlenen bölgede sayaçların okunması, bakımı ve iĢletilmesi hizmetlerinin yerine getirilmesinden sorumludur. Piyasa faaliyeti gösteren tüzel kiĢiler bir dağıtım Ģirketine ve dağıtım Ģirketi piyasa faaliyeti gösteren tüzel kiĢilere doğrudan ortak olamaz. Dağıtım Ģirketi, dağıtım faaliyeti dıĢında bir faaliyetle iĢtigal edemez. Dağıtım faaliyetiyle birlikte yürütülmesi verimlilik artıĢı sağlayacak nitelikteki piyasa dıĢı bir faaliyetin yürütülmesine iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. Genel aydınlatma, dağıtım sistemi teknik ve teknik olmayan kayıplarını karĢılamak amacıyla kullanılmak üzere elektrik enerjisi satın alınması ile sistem teknik ve teknik olmayan kayıplarını karĢılamak için sözleĢmeye bağlanan enerjinin gerçekleĢmeler nedeniyle fazlasının satıĢı bu hükmün istisnasıdır. (2) Dağıtım Ģirketi, lisansında belirtilen bölgedeki dağıtım sistemini elektrik enerjisi üretimi ve satıĢında rekabet ortamına uygun Ģekilde iĢletmek, bu tesisleri yenilemek, kapasite ikame ve artırım yatırımlarını yapmak, dağıtım sistemine bağlı ve/veya bağlanacak olan tüm dağıtım sistemi kullanıcılarına ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda eĢit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin hizmet sunmakla yükümlüdür. (3) Dağıtım Ģirketi, ilgili yönetmelik hükümleri doğrultusunda yan hizmetleri sağlamakla yükümlüdür. (4) Dağıtım lisansında belirlenen bölgelerde talep tahminlerinin hazırlanması ve TEĠAġ‘a bildirilmesi görevi dağıtım Ģirketine aittir. Kurul bu talep tahminlerini onaylar ve tahminler TEĠAġ tarafından yayımlanır. (5) Kurul tarafından onaylanan talep tahminleri doğrultusunda yatırım planlarının hazırlanması ve Kurul onayına sunulması, onaylanan yatırım planı uyarınca yatırım programına alınan dağıtım tesislerinin projelerinin hazırlanması ile gerekli iyileĢtirme ve kapasite artırımı yatırımlarının yapılması ve/veya yeni dağıtım tesislerinin inĢa edilmesi görevi ilgili dağıtım sistemini iĢleten dağıtım Ģirketine aittir. (6) 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı ÖzelleĢtirme Uygulamaları Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde yapılan özelleĢtirme sonrası elektrik dağıtım tesislerinin iyileĢtirilmesi, güçlendirilmesi ve geniĢletilmesi için yapılan yatırımların mülkiyeti kamuya aittir. ÖzelleĢtirilen elektrik dağıtım tesis ve varlıklarına iliĢkin her türlü iĢletme ile yatırım planlaması ve uygulamasında onay ve değiĢiklik yetkisi Kurula aittir. Dağıtım hizmetinin bu Kanunda öngörülen nitelikte verilmesini sağlayacak yatırımların yapılması esastır. Kurum dağıtım faaliyetlerini yönlendirir, izler ve denetler. Kurul tarafından onaylanmıĢ yatırımlar, belirlenen sürede ve nitelikte gerçekleĢtirilmediği takdirde 16 ncı madde hükümleri uygulanır. (7) Dağıtım sistemi kullanıcılarının elektrik enerjisi ölçümlerine iliĢkin tesis edilen sayaçların mülkiyeti dağıtım Ģirketine aittir. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla mevcut kullanıcıların mülkiyetinde olan sayaçlar, iĢletme ve bakım hizmetleri karĢılığı kullanıcılardan iz bedelle devralınır. Uygulamaya iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. (8) Üretim veya tüketim tesisinin dağıtım sistemine bağlantısının; bir baĢka üretim veya tüketim tesisine ait Ģalt sahası üzerinden veya bir dağıtım hattına girdi-çıktı Ģeklinde yapılması hâlinde, müĢtereken kullanılan veya girdi-çıktı yapılan Ģalt sahası veya iki ayrı dağıtım tesisine iki ayrı hat ile bağlanan üretim veya tüketim tesisine ait Ģalt sahası dağıtım sisteminin bir parçasıdır. Ancak, bu fıkra kapsamındaki dağıtım tesislerinin iĢletme ve bakımı, ilgili üretim veya tüketim tesisi sahibi kiĢilere gördürülebilir. Uygulamaya iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. (9) Dağıtım gerilim seviyesinden bağlı tüketicilerin sayaçlarının kurulumu, iĢletilmesi ve bakımı ile mevcut sayaçların bir program dâhilinde mülkiyetinin devralınması dağıtım Ģirketi tarafından yapılır. Uygulamaya iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. (10) Dağıtım Ģebekesi dıĢında, dağıtım sistemi için geçerli standartlara uygun olan ve üretim faaliyeti gösteren tüzel kiĢinin lisansı kapsamındaki üretim tesisi ile müĢterileri veya iĢtirakleri veya serbest tüketiciler arasında, direkt hat tesis edecek tarafların mülkiyetindeki saha üzerinde özel direkt hat tesisi, dağıtım Ģirketi ile üretim Ģirketi arasında yapılacak sistem kontrol anlaĢması ile mümkündür. Özel direkt hat tesis edilmesi, serbest tüketicilerin tedarikçilerini seçebilmelerine engel teĢkil etmez. Bu fıkrada bahsedilen üretim tesisinin iletim sistemine bağlı olması durumunda, sistem kontrol anlaĢması yapılmasına iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. (11) Dağıtım Ģirketi, dağıtım bölgesinde, genel aydınlatmadan ve bunlara ait gerekli ölçüm sistemlerinin tesis edilmesi ve iĢletilmesinden sorumludur. (12) Dağıtım Ģirketi, dağıtım faaliyetlerinde kullanılmak üzere, sorumlu olduğu dağıtım bölgesinde, Kurulca onaylanan yatırım planında ayrıca belirtilmesi ve TEĠAġ‘ın uygun görüĢünün alınması kaydıyla 154 kV gerilim seviyesinde tesis kurabilir. (13) Bir dağıtım bölgesinin onaylı sınırları içerisinde yapılan bağlantı taleplerinin karĢılanmasının teknik ve/veya ekonomik olmaması durumunda, söz konusu bağlantı taleplerinin baĢka bir dağıtım bölgesince karĢılanması hususu Kurul tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Toptan ve perakende satıĢ faaliyetleri MADDE 10 – (1) Toptan ve perakende satıĢ faaliyetleri, üretim Ģirketleri ile tedarik lisansı kapsamında kamu ve özel sektör tedarik Ģirketleri tarafından, bu Kanun ve bu Kanuna göre çıkarılan yönetmelikler uyarınca yürütülür. (2) Tedarik Ģirketleri, herhangi bir bölge sınırlaması olmaksızın serbest tüketicilere toptan veya perakende satıĢ faaliyetlerinde bulunabilir. (3) Tedarik Ģirketleri, Bakanlığın uygun görüĢü doğrultusunda uluslararası enterkonneksiyon Ģartı oluĢmuĢ ülkelerden veya ülkelere, Kurul onayı ile elektrik enerjisi ithalatı ve ihracatı faaliyetlerini yapabilir. Uygulamaya iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. (4) Dağıtım Ģirketi tarafından yürütülmekte olan perakende satıĢ faaliyeti, görevli tedarik Ģirketi tarafından yerine getirilir. Görevli tedarik Ģirketi, ilgili dağıtım bölgesinde bulunan serbest tüketici olmayan tüketicilere Kurul tarafından onaylanan perakende satıĢ tarifeleri üzerinden elektrik enerjisi satıĢı yapar. (5) Görevli tedarik Ģirketi, serbest tüketici niteliğini haiz olduğu hâlde, baĢka bir tedarikçiden elektrik enerjisi temin etmeyen tüketicilere, son kaynak tedarikçisi sıfatıyla elektrik enerjisi sağlamakla yükümlüdür. Bu Ģirketin son kaynak tedarikçisi sıfatıyla faaliyet göstereceği bölge, ilgili dağıtım bölgesidir ve bu husus tedarik lisansına dercedilir. Son kaynak tedarikçisi sıfatıyla sağlanacak elektrik enerjisi tarifeleri, Kurul tarafından belirlenir. Son kaynak tedarik yükümlülüğü bulunan tedarik Ģirketinin lisansının sona ermesi veya iptali hâlinde, ilgili bölge için son kaynak tedarik yükümlüsü tedarik Ģirketi Kurul tarafından yetkilendirilir. Son kaynak yükümlülüklerine, son kaynak tedarik tarifelerine, tedarik süre, sınır ve Ģartlarının belirlenmesine ve son kaynak tedariği uygulamasına iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. (6) Tedarik lisansı sahibi özel sektör tüzel kiĢilerinin üretim ve ithalat Ģirketlerinden satın alacağı elektrik enerjisi miktarı, bir önceki yıl ülke içerisinde tüketilen elektrik enerjisi miktarının yüzde yirmisini geçemez. Ayrıca, söz konusu özel sektör tüzel kiĢilerinin nihai tüketiciye satıĢını gerçekleĢtireceği elektrik enerjisi miktarı da bir önceki yıl ülke içerisinde tüketilen elektrik enerjisi miktarının yüzde yirmisini geçemez. (7) Görevli tedarik Ģirketinin piyasada rekabeti kısıtlayıcı veya engelleyici etki doğuran davranıĢ veya iliĢkilerinin tespiti hâlinde ilgili tedarik Ģirketi, Kurulca öngörülecek tedbirlere uymakla yükümlüdür. Kurul, bu tedarik Ģirketinin yönetiminin yeniden yapılandırılması veya dağıtım Ģirketiyle sahiplik ya da kontrol iliĢkisinin belli bir program dâhilinde kısıtlandırılmasını ya da sonlandırılmasını da içeren tedbirleri alır. Piyasa iĢletim faaliyeti ve EPĠAġ’ın kuruluĢu MADDE 11 – (1) Piyasa iĢletim faaliyeti, organize toptan elektrik piyasalarının iĢletilmesi ve bu piyasalarda gerçekleĢtirilen faaliyetlerin mali uzlaĢtırma iĢlemleri ile söz konusu faaliyetlere iliĢkin diğer mali iĢlemlerdir. (2) Bu Kanun ile kuruluĢ ve tescile iliĢkin hükümleri hariç olmak üzere 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve özel hukuk hükümlerine tabi, Enerji Piyasaları ĠĢletme Anonim ġirketi ticaret unvanı altında bir anonim Ģirket kurulur. EPĠAġ, bu Kanun ve 6102 sayılı Kanun hükümlerine aykırı olmayacak Ģekilde Kurum tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içerisinde hazırlanacak ana sözleĢmenin ticaret siciline tescil ve ilanı ile faaliyete geçer. (3) EPĠAġ‘ın teĢkilat yapısı ile çalıĢma esasları, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içerisinde Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Borsa Ġstanbul Anonim ġirketi tarafından iĢletilecek piyasaları ilgilendiren hususlarda Sermaye Piyasası Kurulunun görüĢü alınır. (4) EPĠAġ‘taki kamu kuruluĢlarının ve kamu sermayeli Ģirketlerin doğrudan ve dolaylı toplam sermaye payı, Borsa Ġstanbul Anonim ġirketi hariç yüzde on beĢi aĢamaz. Bakanlar Kurulu bu oranı iki katına kadar artırmaya yetkilidir. EPĠAġ‘a hissedar olan kuruluĢlar, kamu sermayeli Ģirketler ve Borsa Ġstanbul Anonim ġirketi, EPĠAġ‘ın yönetiminde temsil edilir. (5) EPĠAġ, piyasa iĢletim lisansı kapsamında, Borsa Ġstanbul Anonim ġirketi ile TEĠAġ tarafından bu Kanun kapsamında iĢletilen piyasalar dıĢındaki organize toptan elektrik piyasalarının iĢletim faaliyetini yürütür. EPĠAġ, TEĠAġ tarafından piyasa iĢletim lisansı kapsamında iĢletilen organize toptan elektrik piyasalarının mali uzlaĢtırma iĢlemleri ile birlikte gerekli diğer mali iĢlemleri de yürütür. Kurum ve Sermaye Piyasası Kurulunun görüĢleri doğrultusunda EPĠAġ, Sermaye Piyasası Kanununun 65 inci maddesi kapsamındaki anlaĢmaların tarafı olabilir. (6) EPĠAġ tarafından lisansı kapsamında iĢletilmekte olan veya piyasa faaliyetlerine iliĢkin mali uzlaĢtırma ile mali iĢlemleri yürütülmekte olan organize toptan elektrik piyasalarında faaliyet gösteren tüzel kiĢiler, ilgili yönetmelik hükümlerine göre mali uzlaĢtırma iĢlemlerinin yürütülebilmesi için gerekli verileri TEĠAġ‘a ve EPĠAġ‘a vermekle yükümlüdür. Sağlanan verilerin gizli tutulması ve kamuoyu ile paylaĢılmasıyla ilgili usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. (7) EPĠAġ‘ın hak ve yükümlülükleri Ģunlardır: a) Piyasanın geliĢimi doğrultusunda görev alanına giren organize toptan elektrik piyasalarında yeni piyasalar kurulmasına yönelik çalıĢmaları yapmak ve Kuruma sunmak. b) Bakanlıkça uygun görülmesi hâlinde; görev alanına giren organize toptan elektrik piyasalarının iĢletilmesi amacıyla oluĢturulan veya ileride oluĢturulabilecek uluslararası elektrik piyasalarına taraf olarak katılmak, bu amaçla kurulan uluslararası elektrik piyasası iĢletmecisi kuruluĢlara ortak veya üye olmak. c) Kurumun belirlediği usul ve esaslar çerçevesinde piyasa iĢletim tarifelerini belirleyerek Kuruma sunmak. (8) EPĠAġ‘ın piyasa iĢletim lisansı kapsamı dıĢında yapacağı diğer enerji piyasası faaliyetlerine ve emisyon ticaretine iliĢkin hususlar Bakanlık ve Sermaye Piyasası Kurulunun görüĢü alınarak Kurum tarafından belirlenir. (9) EPĠAġ tarafından iĢletilen veya mali uzlaĢtırma ile diğer mali iĢlemleri yürütülen organize toptan elektrik piyasalarında faaliyet gösteren tüzel kiĢiler, ilgili yönetmelik uyarınca merkezî uzlaĢtırma kuruluĢu tarafından verileceği belirlenen hizmetlerin yerine getirilmesi karĢılığında, EPĠAġ tarafından belirlenecek bedelleri merkezî uzlaĢtırma kuruluĢuna öder. (10) Sermaye piyasası aracı niteliğindeki standardize edilmiĢ elektrik sözleĢmelerinin ve dayanağı elektrik enerjisi ve/veya kapasitesi olan türev ürünlerin iĢlem gördüğü piyasaların iĢleticisi Borsa Ġstanbul Anonim ġirketidir. Bu piyasalara iliĢkin lisanslama ile piyasaların çalıĢma esaslarının tespiti, bu piyasalarda iĢlem görecek sermaye piyasası aracı niteliğindeki elektrik sözleĢmeleri ile dayanağı elektrik enerjisi ve/veya kapasitesi olan türev ürünlerin standartlarının belirlenmesi, bu piyasalardaki uzlaĢtırma iĢlemleri, iĢletim tarifeleri, ilgili kiĢi ve kuruluĢların yükümlülükleri, gözetim ve denetime iliĢkin usul ve esaslar Kurum ve Sermaye Piyasası Kurulu tarafından müĢtereken çıkarılan yönetmeliklerle düzenlenir. (11) Bu Kanun kapsamında organize toptan elektrik piyasalarında yapılan iĢlemlere iliĢkin düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden müstesnadır. (12) EPĠAġ, kurulmasından itibaren altı ay içerisinde Kurumdan gerekli piyasa iĢletim lisansını alarak piyasa iĢletim faaliyetlerini yürütmeye baĢlar. (13) EPĠAġ piyasa iĢletim lisansı alana kadar, ilgili piyasa iĢletim faaliyetinin TEĠAġ tarafından piyasa iĢletim lisansı alınmaksızın yürütülmesine devam edilir. Ġthalat ve ihracat faaliyetleri MADDE 12 – (1) Elektrik enerjisi ve/veya kapasitenin uluslararası enterkonneksiyon Ģartı oluĢmuĢ ülkelere ihracatı, tedarik lisansı sahibi Ģirketler ve üretim Ģirketleri tarafından, Bakanlığın uygun görüĢü doğrultusunda, bu Kanun ve ikincil mevzuatı uyarınca Kurul onayıyla yapılabilir. (2) Elektrik enerjisi ve/veya kapasitesinin uluslararası enterkonneksiyon Ģartı oluĢmuĢ ülkelerden ithalatı, tedarik lisansı sahibi Ģirketler tarafından, Bakanlığın uygun görüĢü doğrultusunda, bu Kanun ve ikincil mevzuatı uyarınca Kurul onayıyla yapılabilir. (3) Sınırda yer alan illerde kurduğu üretim tesisinde ürettiği elektriği iletim veya dağıtım sistemine bağlantı tesis etmeden kuracağı özel direkt hat ile ihraç etmek isteyen tüzel kiĢilere, üretim lisansı almak kaydıyla Bakanlığın uygun görüĢü doğrultusunda Kurulca izin verilebilir. (4) Sınır bölgelerinde elektrik enerjisinin temini amacıyla, teknik gereklilik doğması hâlinde geçici olarak izole bölge yöntemiyle elektrik ithalatına Bakanlığın uygun görüĢü doğrultusunda Kurulca izin verilebilir. (5) Ġthalat ve ihracat faaliyetlerine iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. Organize sanayi bölgelerince yürütülebilecek faaliyetler MADDE 13 – (1) 12/4/2000 tarihli ve 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununa göre kurulan organize sanayi bölgeleri tüzel kiĢiliklerinden Kurumun yönetmelikle belirleyeceği Ģartları sağlayanlar 6102 sayılı Kanun hükümlerine göre Ģirket kurma Ģartı aranmaksızın, onaylı sınırları içerisinde, Kurumdan üretim ve/veya dağıtım lisansı alarak üretim ve/veya dağıtım faaliyetlerinde bulunabilir. (2) Dağıtım lisansı sahibi olmayan organize sanayi bölgesinin onaylı sınırları içindeki dağıtım faaliyeti, ilgili dağıtım Ģirketi tarafından yürütülür. Bu durumdaki organize sanayi bölgeleri, katılımcılarından dağıtım bedeli talep edemez, katılımcılarının serbest tüketici olmaktan kaynaklanan haklarını kullanmalarına ve elektrik piyasalarında faaliyet göstermelerine engel olamaz. (3) Dağıtım lisansı sahibi organize sanayi bölgesi katılımcılarından serbest tüketici sınırını aĢan tüketiciler, tedarikçilerini seçme hakkını, organize sanayi bölgesi tüzel kiĢiliğine dağıtım bedeli ödemek kaydıyla kullanabilir. (4) Organize sanayi bölgesi tüzel kiĢiliğinin üretim veya dağıtım lisansı alması için sağlaması gereken özel Ģartlar, lisans alınmasına iliĢkin usul ve esaslar, ürettiği veya serbest tüketici sıfatıyla temin ettiği elektrik enerjisinin; katılımcılarının kullanımına sunulmasına, dağıtım bedellerinin belirlenmesine, organize sanayi bölgesi tüzel kiĢiliğinin bu madde kapsamında gerçekleĢtirebileceği faaliyetlere iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. (5) Dağıtım lisansı sahibi organize sanayi bölgesinin onaylı sınırları içerisinde olup, bedelsiz olarak veya sembolik bedelle TEDAġ‘a devredilen dağıtım tesislerinin mülkiyeti ve iĢletme hakları Kurul tarafından belirlenecek süre içerisinde devir tarihinden itibaren yapılan yatırım tutarlarının finansal maliyetlerinin eklenmesiyle bulunacak olan bedelle ilgili organize sanayi bölgesine devredilir. (6) Organize sanayi bölgesi tüzel kiĢiliği, katılımcılarının elektrik ihtiyacını karĢılamak amacıyla tüketim miktarına bakılmaksızın serbest tüketici sayılır. Lisanssız yürütülebilecek faaliyetler MADDE 14 – (1) Lisans alma ve Ģirket kurma yükümlülüğünden muaf faaliyetler Ģunlardır: a) Ġmdat grupları ve iletim ya da dağıtım sistemiyle bağlantı tesis etmeyen üretim tesisi b) Kurulu gücü azami bir megavatlık yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesisi c) Belediyelerin katı atık tesisleri ile arıtma tesisi çamurlarının bertarafında kullanılmak üzere kurulan elektrik üretim tesisi ç) Mikrokojenerasyon tesisleri ile Bakanlıkça belirlenecek verimlilik değerini sağlayan kojenerasyon tesislerinden Kurulca belirlenecek olan kategoride olanları d) Ürettiği enerjinin tamamını iletim veya dağıtım sistemine vermeden kullanan, üretimi ve tüketimi aynı ölçüm noktasında olan, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesisi (2) Bakanlar Kurulu, rekabetin geliĢmesi, iletim ve dağıtım sistemlerinin teknik yeterliliği ve arz güvenliğinin temini ilkeleri çerçevesinde, lisanssız faaliyet yapabilecek yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerinin kurulu güç üst sınırını kaynak bazında beĢ katına kadar artırmaya yetkilidir. (3) Lisans alma yükümlülüğünden muaf olan yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üreten kiĢilerin ihtiyacının üzerinde ürettiği elektrik enerjisinin sisteme verilmesi hâlinde elektrik enerjisi son kaynak tedarik Ģirketince, 10/5/2005 tarihli ve 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına ĠliĢkin Kanunda kaynak türü bazında belirlenen fiyatlardan alınır. (4) Bu kiĢilerin sisteme bağlanmasına iliĢkin teknik usul ve esaslar ile satıĢa, baĢvuru yapılmasına ve denetim yapılmasına iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. (5) Sermayesinin yarısından fazlası belediyeye ait olan tüzel kiĢilerce, belediyeler tarafından iĢletilen su isale hatları ile atık su isale hatları üzerinde teknik imkânın olması ve DSĠ tarafından uygun bulunması hâlinde enerji üretim tesisi kurulabilir. Su isale hattı üzerinde birden fazla belediyenin tahsis hakkı bulunması durumunda, hidroelektrik enerji tesisi ilgili belediyeler arasında yapılacak protokole göre kurulur ve iĢletilir. Bu fıkra kapsamındaki tesisler için DSĠ ile imzalanması gereken su kullanım hakkı anlaĢmalarına iliĢkin düzenlemeler ve değiĢiklikler, Elektrik Piyasasında Üretim Faaliyetinde Bulunmak Üzere Su Kullanım Hakkı AnlaĢması Ġmzalanmasına ĠliĢkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte üç ay içerisinde yapılır. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Denetim ve Yaptırımlar Denetim MADDE 15 – (1) 11 inci maddenin onuncu fıkrası uyarınca Borsa Ġstanbul Anonim ġirketi tarafından iĢletilecek olan piyasalara iliĢkin Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri saklı olmak üzere, dağıtım Ģirketleri hariç elektrik piyasası faaliyetleri ile lisanssız faaliyet gösteren kiĢilerin bu Kanun kapsamındaki inceleme ve denetimi Kurum tarafından yapılır. Bu Kanun kapsamında tanımlanan elektrik dağıtım Ģirketlerinin denetimi ise Bakanlık tarafından yapılır. Bakanlık, elektrik dağıtım Ģirketlerinin denetimini, bu konuda ihtisas sahibi olan kamu kurum ve kuruluĢlarıyla birlikte yapabilir veya bu kuruluĢlara yetki devretmek suretiyle yaptırabilir. Bakanlığın ihtisas sahibi kamu kurum ve kuruluĢlarından bu konuya iliĢkin olarak yapacağı talepler süresinde karĢılanır. Bakanlık tarafından düzenlenen veya karara bağlanan denetim raporları Kuruma bildirilir. Denetim raporu sonucuna göre gerekli yaptırım ve iĢlemler Kurul tarafından karara bağlanır. (2) Bu Kanun ve su kullanım hakkı anlaĢması çerçevesinde elektrik enerjisi üretmek maksadıyla yapılacak olan üretim tesislerinin su yapısıyla ilgili kısımları ile gerçek ve tüzel kiĢiler tarafından yapılacak baraj, gölet ve regülatör gibi su yapılarının inĢasının inceleme ve denetimi DSĠ tarafından yapılır. (3) Bakanlık, Kurum ve DSĠ bu Kanun kapsamındaki denetim yükümlülükleri ile ilgili olarak, sonuçları itibarıyla Bakanlık, Kurum ve DSĠ açısından bağlayıcı olmayacak ve yaptırım içermeyecek Ģekilde inceleme, tespit ve raporlama yapmak üzere yetkilendirecekleri Ģirketlerden ilgili mevzuatına uygun bir Ģekilde hizmet satın alabilir. Bu Ģirketlerin nitelikleri, yetkilendirilmesi ve yetkili Ģirketlerle denetlenecek Ģirketlerin hak ve yükümlülükleri ile diğer usul ve esaslar ilgisine göre Bakanlık, Kurum ve DSĠ tarafından çıkarılan yönetmeliklerle düzenlenir. Yaptırımlar ve yaptırımların uygulanmasında usul MADDE 16 – (1) Kurul, piyasada faaliyet gösteren tüzel kiĢilere aĢağıdaki yaptırım ve cezaları uygular: a) Kurul tarafından bilgi isteme veya yerinde inceleme hâllerinde; istenen bilgilerin yanlıĢ, eksik veya yanıltıcı olarak verildiğinin saptanması veya hiç bilgi verilmemesi ya da yerinde inceleme imkânının verilmemesi hâllerinde, on beĢ gün içinde bilgilerin doğru olarak verilmesi veya inceleme imkânının sağlanması ihtar edilir. Yapılan yazılı ihtara rağmen aykırı durumlarını devam ettirenlere, beĢ yüz bin Türk Lirası idari para cezası verilir. b) Bu Kanun, ikincil mevzuat veya lisans hükümlerine, Kurul kararlarına ve talimatlara aykırı hareket edildiğinin saptanması hâlinde, aykırılığın niteliğine göre aykırılığın otuz gün içinde giderilmesi veya tekrarlanmaması ihtar edilir ve yapılan yazılı ihtara rağmen aykırı durumlarını devam ettiren veya tekrar edenlere beĢ yüz bin Türk Lirası idari para cezası verilir. c) Bu Kanun, ikincil mevzuat veya lisans hükümlerine aykırılık yapılmıĢ olduktan sonra niteliği itibarıyla düzeltme imkânı olmayacak Ģekilde aykırı davranılması durumunda ihtara gerek kalmaksızın beĢ yüz bin Türk Lirası idari para cezası verilir. ç) Lisans müracaatında veya lisans yürürlüğü sırasında, lisans verilmesinde aranan Ģartlar konusunda, gerçek dıĢı belge sunulması veya yanıltıcı bilgi verilmesi veya lisans verilmesini etkileyecek lisans Ģartlarındaki değiĢikliklerin Kurula bildirilmemesi hâlinde, sekiz yüz bin Türk Lirası idari para cezası verilir. Anılan gerçek dıĢı belge veya yanıltıcı bilgi veya lisans Ģartlarındaki değiĢikliğin düzeltilmesinin mümkün olmaması veya otuz gün içinde düzeltilmesi için yapılacak yazılı ihtara rağmen aykırı durumlarını devam ettirenlerin lisansı iptal edilir. d) Lisans süresi boyunca iĢtirak iliĢkisi yasağına aykırı davranıĢta bulunulması hâlinde, otuz gün içinde iĢtirak iliĢkisinin düzeltilmesi ihtar edilir. Yazılı ihtara rağmen aykırı durumlarını devam ettirenlere dokuz yüz bin Türk Lirası idari para cezası verilir. e) Piyasada lisans kapsamı dıĢında faaliyet gösterildiğinin saptanması hâlinde, on beĢ gün içinde kapsam dıĢı faaliyetin veya aleyhte faaliyetin durdurulması ihtar edilir. Yapılan yazılı ihtara rağmen aykırı durumlarını devam ettirenlere bir milyon Türk Lirası idari para cezası verilir. f) Lisans verilmesine esas olan Ģartların lisansın yürürlüğü sırasında ortadan kalktığının veya bu Ģartların baĢtan mevcut olmadığının saptanması hâlinde lisans iptal edilir. g) Bu Kanuna göre yapılan talep ve iĢlemlerde kanuna karĢı hile veya gerçek dıĢı beyanda bulunulduğunun tespiti hâlinde lisans iptal edilir. (2) Yukarıdaki para cezalarını gerektiren fiiller için Kurul, fiilin niteliğine göre ihtar sürelerini farklı uygulayabilir. Söz konusu para cezalarının uygulanmasını takiben para cezasına konu fiilin; verilen ihtar süresi içerisinde giderilmemesi veya tekrarlanması hâllerinde para cezaları, her defasında bir önceki cezanın iki katı oranında artırılarak uygulanır. Bu cezaların verildiği tarihten itibaren iki yıl içinde idari para cezası verilmesini gerektiren aynı fiil iĢlenmediği takdirde önceki cezalar tekrarda esas alınmaz. Ancak, aynı fiilin iki yıl içinde tekrar iĢlenmesi hâlinde artırılarak uygulanacak para cezasının tutarı, cezaya muhatap tüzel kiĢinin bir önceki mali yılına iliĢkin bilançosundaki gayrisafi gelirinin yüzde onunu aĢamaz. Cezaların bu düzeye ulaĢması hâlinde Kurul, lisansı iptal edebilir. (3) Bir dağıtım bölgesinde lisansı kapsamında faaliyet gösteren dağıtım Ģirketinin, mevzuat ihlallerinin dağıtım faaliyetini Kurum tarafından hazırlanan yönetmelikte belirlenen usul ve esaslara uygun biçimde yerine getirmesini kabul edilemeyecek düzeyde aksattığının veya mevzuat ihlallerinin dağıtım faaliyetinin niteliğini ya da kalitesini kabul edilemeyecek düzeyde düĢürdüğünün veya mevzuata aykırılıkları itiyat edindiğinin veya acze düĢmesi ya da acze düĢeceğinin Kurul kararıyla belirlenmesi durumunda aĢağıdaki yaptırımlar ayrı ayrı veya birlikte uygulanabilir: a) Lisans sahibi tüzel kiĢinin yönetim kurulu üyelerinin bir kısmına veya tamamına görevden el çektirilerek yerlerine Kurul tarafından atama yapılır. b) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kiĢi tarafından tarife kapsamında yerine getirilmesi gerekirken getirilmeyen hizmetlerin ve yatırımların mali karĢılıkları öncelikle Ģirketin diğer faaliyetlerinden elde ettiği gelirlerden, yetmemesi hâlinde mevcut ortakların temettü gelirlerinden ve nihayet hisseleri nama yazılı ortakların malvarlıklarından temin edilir. c) Dağıtım sistemini iĢletme hakkına sahip tüzel kiĢinin tespiti için gereken iĢ ve iĢlemler 18 inci maddenin birinci fıkrası çerçevesinde gerçekleĢtirilir. ç) Ġlgili dağıtım sistemini iĢletme hakkını elde ettiğini tevsik eden ve bu Kanun uyarınca öngörülen yükümlülükleri yerine getiren tüzel kiĢiye yeni lisans verilir. d) Kurum tarafından tüketicilerin korunması ve hizmetlerin aksamaması için, lisansı sona erdirilen dağıtım bölgesi için baĢka bir tüzel kiĢiye dağıtım lisansı verilene kadar her türlü önlem alınır. (4) Bir görevli tedarik Ģirketinin, mevzuat ihlallerinin düzenlemeye tabi faaliyetlerini Kurum tarafından hazırlanan yönetmelikte belirlenen usul ve esaslara uygun biçimde yerine getirmesini kabul edilemeyecek düzeyde aksattığının veya mevzuat ihlallerinin düzenlemeye tabi faaliyetlerin niteliğini ya da kalitesini kabul edilemeyecek düzeyde düĢürdüğünün veya mevzuata aykırılıkları itiyat edindiğinin veya acze düĢmesi ya da acze düĢeceğinin Kurul kararıyla belirlenmesi durumunda aĢağıdaki yaptırımlar ayrı ayrı veya birlikte uygulanabilir: a) Lisans sahibi tüzel kiĢinin yönetim kurulu üyelerinin bir kısmına veya tamamına görevden el çektirilerek yerlerine Kurul tarafından atama yapılır. b) Kurum tarafından tüketicilerin korunması ve hizmetlerin aksamaması için, lisansı sona erdirilen görevli tedarik Ģirketinin yerine, son kaynak tedarikçisi olarak baĢka bir tüzel kiĢinin belirlenmesine kadar, her türlü önlem alınır. c) Kurul tarafından son kaynak tedarikçisi olarak belirlenen tüzel kiĢiye yeni tedarik lisansı verilir. (5) Dağıtım lisansı sahibi organize sanayi bölgesinin mevzuat ihlallerinin dağıtım faaliyetini öngörülen usul ve esaslara uygun biçimde yerine getirmesini kabul edilemeyecek düzeyde aksattığının, mevzuat ihlallerinin dağıtım faaliyetinin niteliğini ya da kalitesini kabul edilemeyecek düzeyde düĢürdüğünün, mevzuata aykırılıkları itiyat edindiğinin, acze düĢmesi ya da acze düĢeceğinin Kurul kararıyla belirlenmesi durumunda lisansı iptal edilir ve dağıtım faaliyeti ilgili dağıtım Ģirketince yürütülür. (6) Kurum dördüncü fıkra kapsamındaki iĢ ve iĢlemlerin yapılması hususunda diğer kamu kurum ve kuruluĢlarıyla iĢ birliği yapabilir veya gerçek ya da özel hukuk tüzel kiĢilerinden ilgili mevzuat hükümlerine göre hizmet satın alabilir. Bu hükümlerin uygulamasına iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. (7) Kurulca dağıtım Ģirketlerinin yönetim kurullarına atanan üyeler aleyhine görevlerinin ifası sebebiyle açılan davalar, atamayı yapan ilgili merci olan Kurum aleyhine açılmıĢ sayılır ve bu davalarda husumet Kuruma yöneltilir. Yargılama sonucunda Kurum aleyhine karar verilmesi ve kararın kesinleĢmesi sebebiyle Kurumun ödeme yapması hâlinde bu meblağ ilgililerinden, kusurlu olduklarına dair mahkeme kararının kesinleĢmesi hâlinde, kusurları oranında rücu edilir. Dördüncü fıkra kapsamındaki iĢ ve iĢlemlerin yapılmasında görev alan Kurum personeli 2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna tabidir. (8) Bu maddede düzenlenen tüm idari para cezaları hiçbir Ģekilde ilgili cezayı ödeyen tüzel kiĢi tarafından hazırlanacak tarifelerde maliyet unsuru olarak yer almaz. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Tarifeler, Tüketicilerin Desteklenmesi, ÖzelleĢtirme, KamulaĢtırma ve Arz Güvenliği Tarifeler ve tüketicilerin desteklenmesi MADDE 17 – (1) Bu Kanun kapsamında düzenlenen ve bir sonraki dönem uygulanması önerilen tarifeler, ilgili tüzel kiĢi tarafından, Kurul tarafından belirlenecek usul ve esaslara göre hazırlanır ve onaylanmak üzere Kuruma sunulur. Kurul, mevzuat çerçevesinde uygun bulmadığı tarife tekliflerinin revize edilmesini ister veya gerekmesi hâlinde resen revize ederek onaylar. Ġlgili tüzel kiĢiler Kurul tarafından onaylanan tarifeleri uygulamakla yükümlüdür. (2) Lisans sahibinin, her yıl uygulayacağı tarifelerde yapacağı aylık enflasyon değiĢimi ve lisansında belirtilen diğer hususlarla ilgili ayarlamalar Kurul tarafından onaylanır. Onaylanan tarifeler kapsamında belirlenen fiyat formülleri mevzuatta belirtilen koĢullarda tadil edilebilir. (3) Onaylanan tarifeler içinde, söz konusu tüzel kiĢinin piyasa faaliyetleri ile doğrudan iliĢkili olmayan hiçbir unsur yer alamaz. Ġletim ek ücreti bu hükmün istisnasını oluĢturur. (4) Kurul onaylı tarifelerin hüküm ve Ģartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kiĢileri bağlar. Bir gerçek veya tüzel kiĢinin tabi olduğu tarifede öngörülen ödemelerden herhangi birisini yapmaması hâlinde, söz konusu hizmetin durdurulabilmesini de içeren usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. (5) Tarife onayı gerektiren bir lisansın verilmesi ile birlikte, içinde bulunulan yıla ait tarife de Kurulca incelenerek onaylanır. (6) Kurulca düzenlemeye tabi tarife türleri Ģunlardır: a) Bağlantı tarifeleri: Bağlantı tarifeleri, ilgili bağlantı anlaĢmasına dâhil edilecek olan bir dağıtım sistemine bağlantı için eĢit taraflar arasında ayrım yapılmaması esasına dayalı fiyatları, hükümleri ve Ģartları içerir. Bağlantı tarifeleri, Ģebeke yatırım maliyetlerini kapsamaz; bağlantı yapan kiĢinin namına oluĢan masraflar ile sınırlıdır. b) Ġletim tarifesi: TEĠAġ tarafından hazırlanacak olan iletim tarifesi; üretilen, ithal veya ihraç edilen elektrik enerjisinin iletim sistemi üzerinden naklinden yararlanan tüm kullanıcılara eĢit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak fiyatları, hükümleri ve Ģartları içerir. TEĠAġ‘ın yapacağı Ģebeke yatırımları ve iletim ek ücretleri iletim tarifesinde yer alır. c) Toptan satıĢ tarifesi: Kurumun belirleyeceği usul ve esaslar kapsamında, elektrik toptan satıĢ fiyatları taraflarca serbestçe belirlenir. Dağıtım Ģirketlerinin teknik ve teknik olmayan kayıpları ile genel aydınlatma kapsamında temin edeceği elektrik enerjisi ile tarifesi düzenlemeye tabi tüketicilere yapılacak elektrik enerjisi satıĢı için TETAġ‘tan tedarik edilecek elektrik enerjisinin toptan satıĢ tarifesi TETAġ‘ın mali yükümlülüklerini yerine getirebilme kapasitesi dikkate alınarak Kurul tarafından belirlenir. ç) Dağıtım tarifeleri: Dağıtım Ģirketleri tarafından hazırlanacak olan dağıtım tarifeleri, elektrik enerjisinin dağıtım sistemi üzerinden naklinden yararlanan tüm gerçek ve tüzel kiĢilere eĢit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak hizmetlere iliĢkin fiyatları, hükümleri ve Ģartları içerir. d) Perakende satıĢ tarifeleri: Serbest tüketici niteliğini haiz olmayan tüketiciler için, eĢit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak fiyatları, hükümleri ve Ģartları içerir. Serbest tüketici niteliğini haiz olmayan tüketicilere uygulanacak perakende satıĢ tarifeleri, görevli tedarik Ģirketi tarafından önerilir ve Kurul tarafından incelenerek onaylanır. Tedarik lisansı sahibi Ģirketin lisansında, elektrik enerjisi tüketim miktarlarına göre değiĢen tipte tarifelerin veya fiyat aralıklarının uygulanmasına iliĢkin yükümlülükler yer alabilir ve buna dair ayrıntılar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikte belirlenerek lisansa dercedilir. e) Piyasa iĢletim tarifesi: EPĠAġ‘ın faaliyetlerini sürdürmesi için gereken gelir ihtiyacının karĢılanabilmesi ve mali sürdürülebilirlik esasına göre hazırlanır. f) Son kaynak tedarik tarifesi: Serbest tüketici niteliğini haiz olduğu hâlde elektrik enerjisini, son kaynak tedarikçisi olarak yetkilendirilen tedarik lisansı sahibi Ģirket dıĢında bir tedarikçiden temin etmeyen tüketicilerin rekabetçi piyasaya geçmesini teĢvik edecek ve son kaynak tedarikçisinin makul kâr etmesine imkân verecek düzeyde, yürürlükteki perakende satıĢ tarifeleri ile piyasa fiyatları dikkate alınarak hazırlanır. Ancak, bu sınırlamalarla bağlı olmaksızın; Kurulca sosyal ve ekonomik durumlar gözetilerek belirlenecek bir miktarın altında elektrik enerjisi tüketen tüketiciler için ayrı tarife yapılabilir. Son kaynak tedarik yükümlülüğü kapsamında uygulanması öngörülen tarifeler tedarik lisansı sahiplerince ayrıca teklif edilir. (7) Belirli bölgelere veya belirli amaçlara yönelik olarak tüketicilerin desteklenmesi amacıyla sübvansiyon yapılması gerektiğinde, sübvansiyon fiyatlara müdahale edilmeksizin yapılır. Sübvansiyonun tutarı ile usul ve esasları ilgili bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenir ve ilgili kurumun bütçesinden ödenir. (8) Elektrik enerjisinin kalitesizliğinden veya kesintilerinden kaynaklanan zarar ve hasarların ilgililerinden tazminine iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. (9) Ġletim veya dağıtım lisansı sahibi tüzel kiĢiler tarafından yapılacak altyapı çalıĢmaları, altyapı kazı ruhsat harcına tabi değildir. Ruhsat baĢvuruları dâhil olmak üzere altyapı çalıĢmalarında teminat sunulması koĢulu aranmaz. Altyapı çalıĢmaları nedeniyle doğacak zemin tahrip bedellerinin belirlenmesine esas birim fiyatlar, Çevre ve ġehircilik Bakanlığınca yayımlanan birim fiyatları aĢamaz. Ġletim ve dağıtım lisansı sahibi tüzel kiĢilerce yapılan altyapı kazı ruhsat baĢvuruları ilgili kamu tüzel kiĢilerince ivedilikle sonuçlandırılır. ÖzelleĢtirme MADDE 18 – (1) Bakanlık; TEDAġ, EÜAġ ve bunların müessese, bağlı ortaklık, iĢtirak, iĢletme ve iĢletme birimleri ile varlıklarının özelleĢtirilmesine yönelik öneri ve görüĢlerini ÖzelleĢtirme Ġdaresi BaĢkanlığına bildirir. ÖzelleĢtirme iĢlemleri, 4046 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde ÖzelleĢtirme Ġdaresi BaĢkanlığı tarafından yürütülür. (2) TEDAġ‘ın faaliyet alanında yer alan ve dağıtım faaliyeti için gerekli olan iĢletme ve varlıklar üzerinde, mülkiyeti saklı kalmak kaydı ile TEDAġ ile belirlenen dağıtım bölgelerinde faaliyet göstermek üzere kurulan elektrik dağıtım Ģirketleri arasında iĢletme hakkı devir sözleĢmesi düzenlenebilir. (3) EÜAġ veya müessese, bağlı ortaklık, iĢtirak, iĢletme ve iĢletme birimleri ile varlıkları özelleĢtirme programına alınsa bile bunların bağlı oldukları bakanlık veya kurumları ve hâlihazırda tabi oldukları mevzuat ile ilgileri ve mülkiyetinin bağlı bulundukları kurum veya kuruluĢlara aidiyeti aynen devam eder. Ancak, bu kuruluĢların özelleĢtirmeye hazırlanmalarına yönelik teknik, mali, idari ve hukuki iĢlemler, personele iliĢkin iĢlemler ve özelleĢtirilmelerine iliĢkin iĢ ve iĢlemler, 4046 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde gerçekleĢtirilir. Ancak, bu kuruluĢların ve bu kapsamda oluĢturulabilecek yeni anonim Ģirketlerin yönetim kurulu baĢkanlığı ve üyelikleri, tasfiye kurulu üyelikleri ve genel müdürlükleri ile ait oldukları kuruluĢlardan ayrı olarak özelleĢtirme programına alınan ve anonim Ģirkete dönüĢtürülmelerine gerek görülmeyen müesseselerde, müessese müdürlükleri ve yönetim komitelerine, iĢletme ve iĢletme birimlerinde bunların müdürlüklerine yapılacak atamalar ve bu görevlerden alınma iĢlemlerine iliĢkin olarak BaĢbakana teklifte bulunma yetkisi Bakana aittir. BaĢbakan bu maddeyle ilgili yetkisini Bakana devredebilir. Atama yetkileri de dâhil olmak üzere Hazine MüsteĢarlığının bağlı olduğu Bakanın bu fıkra kapsamına giren iĢlemlere iliĢkin 8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu Ġktisadi TeĢebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede yer alan yetkileri saklıdır. (4) Bu Kanun uyarınca yapılacak özelleĢtirme, satıĢ ve hisse devriyle ilgili iĢlemler aĢamasında, Hazine MüsteĢarlığının taraf olduğu veya garantör olduğu iç ve dıĢ ikraz anlaĢmaları çerçevesinde, ilgili elektrik üretim ve iletim tesislerinin finansmanı amacıyla gerçekleĢtirilen yatırımlardan doğan mali yükümlülükler, bu tesisleri devralan ilgili tüzel kiĢinin yükümlülükleri arasında yer almak üzere EÜAġ, TEĠAġ, Hazine MüsteĢarlığı ve ÖzelleĢtirme Ġdaresi BaĢkanlığı arasında yapılacak protokol ile tespit edilir. KamulaĢtırma MADDE 19 – (1) Elektrik piyasasında üretim veya dağıtım faaliyetlerinde bulunan önlisans veya lisans sahibi özel hukuk tüzel kiĢilerinin, önlisans ve lisansa konu faaliyetleri için gerekli olan kiĢilerin özel mülkiyetinde bulunan taĢınmazlara iliĢkin kamulaĢtırma talepleri Kurum tarafından değerlendirilir ve uygun görülmesi hâlinde Kurul tarafından kamu yararı kararı verilir. Söz konusu karar çerçevesinde gerekli kamulaĢtırma iĢlemleri 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununda belirtilen esaslar dâhilinde üretim faaliyetlerinde bulunan önlisans veya lisans sahibi özel hukuk tüzel kiĢileri için Maliye Bakanlığı, dağıtım faaliyetlerinde bulunan lisans sahipleri için TEDAġ tarafından yapılır. Bu durumda kamulaĢtırma bedelleri ile kamulaĢtırma iĢlemlerinin gerektirdiği diğer giderler kamulaĢtırma talebinde bulunan önlisans veya lisans sahibi tüzel kiĢi tarafından ödenir. (2) KamulaĢtırılan taĢınmazın mülkiyeti ve/veya üzerindeki sınırlı ayni haklar, üretim veya dağıtım tesislerinin mülkiyetine sahip olan ilgili kamu kurum veya kuruluĢuna, bunların bulunmaması hâlinde ise Hazineye ait olur. KamulaĢtırma bedeli önlisans veya lisans sahibi özel hukuk tüzel kiĢisi tarafından ödenerek tapuda Hazine adına tescil edilen veya niteliği gereği tapudan terkin edilen taĢınmazlar üzerinde Maliye Bakanlığınca kamulaĢtırma bedelini ödeyen önlisans veya lisans sahibi özel hukuk tüzel kiĢileri lehine bedelsiz irtifak hakkı tesis edilir ve/veya kullanma izni verilir. Ġrtifak hakkının ve/veya kullanma izninin süresi önlisans veya lisansın geçerlilik süresi ile sınırlıdır. (3) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kiĢilerce yeni dağıtım tesisleriyle ilgili yapılan kamulaĢtırmaların gerektirdiği kamulaĢtırma bedelleri ile diğer giderler tarifeler yoluyla geri ödenir. (4) Önlisans sahibinin lisans alamaması ya da önlisans veya lisansın sona ermesi ya da iptali hâlinde, önlisans veya lisans sahibi tüzel kiĢiler tarafından ödenmiĢ bulunan kamulaĢtırma bedellerine iliĢkin olarak aĢağıdaki uygulamalar yapılır: a) Dağıtım lisansının süresinin bitmesi nedeniyle sona ermesi hâlinde tarifeler yoluyla geri alınmayan kamulaĢtırma bedelleri kamulaĢtırılan taĢınmazın mülkiyetine sahip olan kamu kurum veya kuruluĢu tarafından ilgili Ģirkete iade edilir. b) KamulaĢtırılan taĢınmazların üzerinde irtifak hakkı tesis edilmek ve/veya kullanma izni verilmek suretiyle baĢka bir önlisans sahibinin kullanımına bırakılması durumunda, kamulaĢtırma bedeli lehine irtifak hakkı tesis edilen ve/veya kullanma izni verilen önlisans sahibi tarafından kamulaĢtırma bedelini ödemiĢ olan tüzel kiĢiye ödenir. c) 2942 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi uyarınca kamulaĢtırılan taĢınmazın sahibi veya mirasçıları tarafından geri alınması durumunda, taĢınmaz sahibi veya mirasçıları tarafından geri ödenecek bedel, kamulaĢtırma bedelini ödemiĢ olan tüzel kiĢiye ödenir. (5) Kamu tüzel kiĢiliğini haiz önlisans veya lisans sahibi tüzel kiĢilerce yürütülen üretim, iletim veya dağıtım faaliyetleri için gerekli olan taĢınmazlarla ilgili kamulaĢtırma iĢlemleri, bu tüzel kiĢiler tarafından yapılır ve kamulaĢtırılan taĢınmazlar üretim, iletim veya dağıtım tesislerinin mülkiyetine sahip olan ilgili kamu tüzel kiĢileri adına tescil edilir. (6) Özel hukuk tüzel kiĢileri tarafından faaliyette bulunma hakkı edinilen dağıtım bölgelerinde özelleĢtirme tarihi itibarıyla mevcut olan dağıtım tesislerinin bulunduğu ve bu tarih itibarıyla kamulaĢtırma kararları alınmamıĢ veya kamulaĢtırma kararı alınmakla birlikte kamulaĢtırma iĢlemleri tamamlanmamıĢ taĢınmazların kamulaĢtırması TEDAġ tarafından yapılır ve kamulaĢtırma bedelleri TEDAġ tarafından ödenerek tapuda TEDAġ adına tescil edilir. (7) Özel hukuk tüzel kiĢilerince yürütülen üretim veya dağıtım faaliyetleri için gerekli olan Hazineye ait taĢınmazlar dıĢındaki kamu kurum veya kuruluĢlarına ait taĢınmazlar, Kurul tarafından verilecek kamulaĢtırma kararı uyarınca üretim faaliyetlerinde bulunan önlisans veya lisans sahibi özel hukuk tüzel kiĢileri için Maliye Bakanlığınca, dağıtım faaliyetlerinde bulunan lisans sahipleri için TEDAġ tarafından, 2942 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi uygulanarak temin edilir. Bu durumda kamulaĢtırma bedelleri ile kamulaĢtırma iĢlemlerinin gerektirdiği diğer giderler kamulaĢtırma talebinde bulunan özel hukuk tüzel kiĢisi tarafından ödenir. Bu taĢınmazların mülkiyeti üretim veya dağıtım tesislerinin mülkiyetine sahip olan ilgili kamu kurum veya kuruluĢuna, bunların bulunmaması hâlinde ise Hazineye ait olur. (8) Ġrtifak hakkı, kullanma izni ve kiralamaya iliĢkin olarak aĢağıdaki uygulamalar yapılır: a) Piyasada üretim veya dağıtım faaliyetinde bulunan lisans veya önlisans sahibi özel hukuk tüzel kiĢileri, faaliyetleri ile ilgili olarak Hazinenin mülkiyetindeki veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taĢınmazlar üzerinde irtifak hakkı tesisi, kullanma izni verilmesi veya kiralama yapılabilmesi için Kurumdan talepte bulunur. Bu talebin Kurulca uygun görülmesi hâlinde, Maliye Bakanlığı ile önlisans veya lisans sahibi özel hukuk tüzel kiĢileri arasında önlisans veya lisans süresi ile sınırlı olmak üzere irtifak hakkı tesisi, kullanma izni veya kiralama sözleĢmesi düzenlenir. Bu sözleĢmelerde, sözleĢmenin geçerliliğinin önlisans veya lisansın geçerlilik süresi ile sınırlı olacağı hükmü yer alır. Ġrtifak hakkı, kullanma izni veya kiralama bedelini ödeme yükümlülüğü, önlisans veya lisans sahibi özel hukuk tüzel kiĢisine aittir. b) Piyasada kamu tüzel kiĢiliğini haiz önlisans veya lisans sahibi tüzel kiĢilerce yürütülen üretim, dağıtım veya iletim faaliyetleri için gerekli olan, Hazinenin özel mülkiyetindeki veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taĢınmazlarla ilgili olarak irtifak hakkı tesisinin veya kullanma izni verilmesinin talep edilmesi hâlinde, Maliye Bakanlığı tarafından ilgili kamu tüzel kiĢileri lehine lisans süresince bedelsiz irtifak hakkı tesis edilir veya kullanma izni verilir. Arz güvenliği MADDE 20 – (1) Bakanlık, elektrik enerjisi arz güvenliğinin izlenmesinden ve arz güvenliğine iliĢkin tedbirlerin alınmasından sorumludur. Arz güvenliğine iliĢkin görev ve sorumluluklar Ģunlardır: a) TEĠAġ, iletim kısıtlarını asgari seviyeye indirecek Ģekilde iletim Ģebekesinin planlanmasından, tesisinden, iĢletilmesinden, sistem güvenilirliğinin muhafaza edilmesinden ve üretim kapasite projeksiyonu ile yirmi yıllık Uzun Dönem Elektrik Enerjisi Üretim GeliĢim Planının hazırlanmasından sorumludur. TEĠAġ, sistem güvenilirliğinin muhafaza edilmesini teminen ve yeterli kapasite olmaması nedeniyle oluĢabilecek bölgesel sistem ihtiyaçlarını karĢılamak üzere, yan hizmetler anlaĢmaları kapsamında yeni üretim tesisi yaptırmak veya mevcut üretim tesislerinin kapasitelerini kiralamak amacıyla ihale yapabilir. Ġhaleler çerçevesinde TEĠAġ tarafından ödenecek kapasite kiralama bedeli sistem iĢletim fiyatına yansıtılmak suretiyle, enerji bedeli ise kullanım amacına bağlı olarak dengeleme ve uzlaĢtırma yönetmeliği çerçevesinde piyasa katılımcıları tarafından veya ticari yan hizmetler anlaĢmaları kapsamında sistem iĢletim fiyatına yansıtılmak suretiyle karĢılanır. TEĠAġ tarafından yan hizmetler anlaĢmaları kapsamında kapasite kiralanması amacıyla yapılacak ihaleye iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. b) Görevli tedarik Ģirketleri, her yıl aralık ayı sonuna kadar gelecek beĢ yıl için, tahmin ettikleri elektrik enerjisi puant güç taleplerini, ihtiyaç duydukları elektrik enerjisi miktarını, bu miktarın temini için yaptıkları sözleĢmeleri ve ilave enerji veya kapasite ihtiyaçlarını Kuruma bildirmek zorundadır. Söz konusu enerji ve kapasite ihtiyaçlarının karĢılanması amacıyla üretim Ģirketleri veya tedarik Ģirketleri ile imzalanacak sözleĢmelere iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından yönetmelikle düzenlenir. c) Kurum, lisans verilen üretim tesislerinin gerçekleĢmelerinin izlenmesinden, ilgili mevzuat kapsamında bu tesislerin öngörülen zamanda devreye girmesi için gerekli önlemlerin alınmasından, TEĠAġ tarafından yapılacak arz-talep dengesi çalıĢmalarında kullanılmak üzere, beĢ yıl içerisinde iĢletmeye girecek ve arz hesabında dikkate alınacak lisanslı yeni üretim kapasite miktarlarının Bakanlığa düzenli aralıklarla bildirilmesinden sorumludur. (2) Arz güvenliğinin temini için gerekli yedek kapasite de dâhil olmak üzere yeterli kurulu güç kapasitesinin oluĢturulması amacıyla kapasite mekanizmaları oluĢturulur. Kapasite mekanizmalarının oluĢturulmasına iliĢkin usul ve esaslar Kurumun görüĢü alınarak Bakanlık tarafından hazırlanan ve Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenlenir. (3) Arz güvenliğinin izlenmesi ve değerlendirilmesi için aĢağıda belirtilen iĢlemler yapılır: a) Gelecek yirmi yılı kapsayan Türkiye Elektrik Enerjisi Talep Projeksiyonu Raporu, her iki yılda bir Kalkınma Bakanlığı ve Kurum görüĢleri de alınmak suretiyle Bakanlık tarafından hazırlanır ve yayımlanır. b) TEĠAġ, Türkiye Elektrik Enerjisi Talep Projeksiyonu Raporunun yayımlanmasını müteakiben, gelecek yirmi yılı kapsayacak Ģekilde yapılan talep tahminini, mevcut arz potansiyelini, potansiyel arz imkânlarını, yakıt kaynaklarını, iletim ve dağıtım sisteminin yapısı ve geliĢme planlarını, ithalat veya ihracat imkânlarını ve kaynak çeĢitliliği politikalarını dikkate alarak enerji politikalarının belirlenmesinde yararlanmak üzere Uzun Dönem Elektrik Enerjisi Üretim GeliĢim Planını hazırlayarak Bakanlığın onayına sunar. Bu plan onaylanmasını müteakip Bakanlık tarafından yayımlanır. c) TEĠAġ, üretim kapasite projeksiyonu kapsamında her yıl gelecek beĢ yılı kapsayacak Ģekilde, Uzun Dönem Elektrik Enerjisi Üretim GeliĢim Planına göre gerçekleĢmeler ile kısa ve orta dönem arz-talep dengesini belirleyerek Bakanlığa ve Kuruma sunar. ç) Bakanlık, her yıl 31 aralık tarihine kadar, yukarıda belirtilen çalıĢmaların ve Kurum tarafından hazırlanan Elektrik Piyasası GeliĢim Raporunun sonuçlarına göre arz-talep dengesini, kaynak çeĢitliliğini, iletim ve dağıtım sistemi ile üretim tesislerinin durumunu dikkate alarak Elektrik Enerjisi Arz Güvenliği Raporunu hazırlar ve Bakanlar Kuruluna sunar. Rapor, elektrik piyasasının geliĢimi ve iĢlemesi hakkında değerlendirmeleri ve arz güvenliği açısından tespitleri, sorunları ve çözüm önerilerini kapsar. BEġĠNCĠ BÖLÜM Diğer Hükümler Tebligat MADDE 21 – (1) Kurumca bu Kanuna göre yapılacak her türlü tebligat hakkında 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır, ancak ilanen yapılacak tebligatlar Resmî Gazete‘de yayımlanır. Hizmet alımı MADDE 22 – (1) Lisans sahibi tüzel kiĢiler, lisansları kapsamındaki faaliyetlerle ilgili olarak hizmet alımı yapabilirler. Ancak, bu durum ilgili lisans sahibi tüzel kiĢinin lisanstan kaynaklanan yükümlülüklerinin devri anlamına gelmez. Hangi faaliyetlerin hizmet alımı yoluyla yaptırılabileceği Kurul tarafından belirlenir. Bağlantı görüĢü MADDE 23 – (1) TEĠAġ ve dağıtım Ģirketleri, her yıl, takip eden beĢ yıl için ve takip eden on yıl için olmak üzere sistemlerine bağlanabilecek bölgesel üretim tesisi kapasitelerini yayımlar. Bu Ģekilde yayımlanan bölgesel kapasiteler dıĢında üretim tesislerine bağlantı görüĢü verilmez. Arz güvenliğinin sağlanması amacıyla Bakanlık ve piyasada rekabetin geliĢtirilmesi amacıyla Kurum tarafından talep edilmesi hâlinde, TEĠAġ ve dağıtım Ģirketleri, belirledikleri kapasiteleri ve bağlantı noktalarının sayısını sistem koĢullarını dikkate alarak artırır. Rölekasyon MADDE 24 – (1) Bu Kanun ve 5346 sayılı Kanun kapsamında gerçekleĢtirilecek hidroelektrik santral projeleri ile 4283 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası kapsamında yerli kaynaklara dayalı elektrik üretimi amacıyla yapılacak yatırımlarda, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan ancak yapımı henüz tamamlanmamıĢ su kullanım anlaĢmalarının iliĢkin olduğu projeler de dâhil olmak üzere, demiryolu ulaĢım güzergâhının değiĢtirilmesinin zorunlu olduğu hâllerde, rölekasyon iĢi, su altında kalacak mevcut demiryolunun kamulaĢtırma bedeli alınarak demiryolunun bağlı olduğu idare tarafından yapılır. Vergi ve harçlar MADDE 25 – (1) DSĠ tarafından, 26/6/2003 tarihinden itibaren yapılan ve ortak tesis yatırım bedeli geri ödemesi ihtiva etmeyen su kullanım hakkı ve iĢletme esaslarına iliĢkin anlaĢmalar ile ilgili olarak düzenlenen kağıtlar damga vergisinden ve yapılan iĢlemler harçtan müstesnadır. EÜAġ’ın hak ve yükümlülükleri MADDE 26 – (1) EÜAġ, DSĠ bünyesindeki üretim tesislerini bu Kanun hükümlerine göre devralır, mülga Türkiye Elektrik Üretim Ġletim Anonim ġirketinden devralınan ve özel hukuk hükümlerine tabi tüzel kiĢilere devri yapılmamıĢ üretim tesislerini kendisi ve/veya bağlı ortaklıkları ile diğer kamu üretim Ģirketleri vasıtasıyla iĢletir ya da gerektiğinde sistemden çıkarır. (2) EÜAġ, mevcut sözleĢmeler kapsamında iĢletme hakkı devri yoluyla özel hukuk hükümlerine tabi tüzel kiĢilere devri yapılmıĢ veya yapılacak tesis ve iĢletmelerin ve bunlara yapılacak ilave, ikame ve idame yatırımlarının mülkiyetini muhafaza eder. (3) EÜAġ, mevcut ve devralacağı tesislere iliĢkin her türlü iyileĢtirme, kapasite artıĢı, yenileme, ikame ve idame yatırımlarını yapar. (4) Bakanlığın uygun görüĢü ile EÜAġ, yeni yapılacak üretim tesisleri için özel hukuk hükümlerine tabi tüzel kiĢiler ile ortaklıklar kurabilir. (5) Bakanlık ve Kurum, EÜAġ‘ın etkin bir üretim kompozisyonu oluĢturmasını sağlamak ve üretimden kaynaklanan bir mali yük ortaya çıkmamasını teminen, enerji piyasasında faaliyet gösteren diğer kamu iktisadi teĢebbüslerinin mali yapılarını olumsuz etkilemeyecek Ģekilde, Kalkınma Bakanlığının ve Hazine MüsteĢarlığının da görüĢlerini almak suretiyle her türlü önlemi almakla yetkili ve yükümlüdür. (6) EÜAġ, üretim lisansı kapsamında 7 nci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen faaliyetleri yapar. TETAġ’ın hak ve yükümlülükleri MADDE 27 – (1) TETAġ, mevcut sözleĢmeler kapsamında imzalanmıĢ olan enerji alıĢ ve satıĢ anlaĢmalarını yürütür. Mevcut imtiyaz ve uygulama sözleĢmeleri kapsamında enerji alıĢ ve satıĢ anlaĢmaları imzalayabilir, hükümetler arası anlaĢmalar kapsamında elektrik enerjisi ithalat veya ihracat anlaĢmaları imzalayabilir. (2) TETAġ, bu Kanun ve ilgili mevzuat kapsamında elektrik enerjisi ve kapasitesi alım ve satımına iliĢkin ikili anlaĢmalar yapar ve yürütür, organize toptan elektrik piyasalarında faaliyette bulunabilir. (3) TETAġ, görevli tedarik Ģirketlerine tarifesi düzenlemeye tabi olan tüketiciler için toptan satıĢ tarifesinden elektrik enerjisi satar. (4) TETAġ‘ın tarifesi düzenlemeye tabi olmayan tüketiciler için görevli tedarik Ģirketlerine elektrik enerjisi satıĢına iliĢkin fiyat, hüküm ve Ģartlar taraflar arasında serbestçe belirlenir. (5) Kurul tarafından son kaynak tedarikçisi olarak yetkilendirilen tedarikçiler, son kaynak tedarikçisi kapsamındaki müĢteriler için temin ettiği elektrik enerjisinin Kurul tarafından her yıl belirlenecek oranı kadarını, TETAġ‘tan temin etmekle yükümlüdür. (6) Dağıtım Ģirketleri, genel aydınlatma ile teknik ve teknik olmayan kayıplarından dolayı enerji ihtiyaçlarını TETAġ‘tan temin ederler. (7) Bakanlık ve Kurum, TETAġ‘ın alım yükümlülüklerini tam olarak karĢılayabilmesi ve bu yükümlülüklerden kaynaklanan herhangi bir mali yükün ortaya çıkmamasını teminen, enerji piyasasında faaliyet gösteren diğer kamu iktisadi teĢebbüslerinin mali yapılarını olumsuz etkilemeyecek Ģekilde, Kalkınma Bakanlığının ve Hazine MüsteĢarlığının da görüĢlerini almak suretiyle her türlü önlemi almaya yetkili ve yükümlüdür. Yatırım bedellerinin güncellenmesi MADDE 28 – (1) Mevcut sözleĢmeleri çerçevesinde faaliyet gösteren ve DSĠ katılım payları tarife yoluyla TETAġ tarafından ödenen iĢletmedeki yap-iĢlet-devret modeli hidroelektrik santrallerin sözleĢmelerinde ABD Doları cinsinden yer alan DSĠ enerji katılım payları, sözleĢmede yer aldığı miktarda ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz kuru üzerinden her iĢletme yılının sonunda DSĠ‘ye ödenir. (2) 4628 sayılı Kanun kapsamında kurulmuĢ ve kurulacak olan hidroelektrik santraller için imzalanan su kullanım hakkı anlaĢması hükümleri çerçevesinde DSĠ‘ye ödenecek olan enerji hissesi katılım payının hesabında esas alınacak tesis bedeli, tek veya çok maksatlı tesislerde tesisin ihaleye esas ilk keĢfi; a) Enerji tesisini ihtiva ediyorsa, tesisin DSĠ tarafından yapılan kısmın ilk keĢif bedeli, b) Enerji tesisini ihtiva etmiyorsa, ortak tesise ait ilk keĢif bedeli, TEFE/ÜFE ile su kullanım anlaĢmasının yapıldığı tarihe getirilmiĢ olan bedelin yüzde otuzundan fazlasını geçemez ve (b) bendi kapsamına giren tesislerde, DSĠ tarafından enerji tesisine harcanan miktar var ise TEFE/ÜFE ile hesaplanarak ayrıca enerji hissesi katılım payına ilave edilir. Ġlk keĢif bedelinin güncellenmesinde, 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet Ġhale Kanununa göre ihale edilen iĢlerde keĢif yılının ocak ayında yayınlanan TEFE/ÜFE değeri, imzalanan su kullanım hakkı anlaĢmalarında bedel belirlenmiĢse bu bedelin hesabında kullanılan TEFE/ÜFE değeri, 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu Ġhale Kanununa göre ihale edilen iĢlerde teklifin yapıldığı tarihten bir ay önceki TEFE/ÜFE değerleri esas alınır. Proje ile ilgili kamulaĢtırmalar için yapılmıĢ ve yapılacak olan ödemelerin TEFE ile su kullanım anlaĢması tarihine getirilmiĢ bedelinin enerji hissesine düĢen miktarının tamamı Ģirket tarafından ödenir. Hidrolik kaynaklara baĢvuruların değerlendirilmesi MADDE 29 – (1) Hidrolik kaynaklar için üretim lisansı almak maksadı ile su kullanım hakkı anlaĢması imzalamak üzere yapılan baĢvurularda, su kullanım hakkı anlaĢması imzalanacak tüzel kiĢiyi belirlemeye DSĠ yetkilidir. Aynı kaynak için DSĠ‘ye birden fazla baĢvuru yapılmıĢ olması hâlinde; fizibilitesi kabul edilebilir bulunanlar arasından her yıl için birim megavat baĢına en yüksek oranda hidroelektrik kaynak katkı payı vermeyi teklif eden tüzel kiĢi, anlaĢma imzalanmak üzere belirlenir ve Kuruma bildirilir. (2) Hidroelektrik kaynak katkı payı bedeli her yıl ocak ayı sonuna kadar DSĠ bütçesine gelir kaydedilmek üzere ödenir. (3) Bu maddenin uygulanmasına iliĢkin usul ve esaslar DSĠ‘nin bağlı olduğu bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. DeğiĢtirilen ve yürürlükten kaldırılan hükümler MADDE 30 – (1) 4628 sayılı Kanunun baĢlığı ―Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun TeĢkilat ve Görevleri Hakkında Kanun‖ Ģeklinde değiĢtirilmiĢtir. (2) 4628 sayılı Kanunun 1 inci maddesi baĢlığı ile birlikte aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―Amaç ve tanımlar MADDE 1- Bu Kanunun amacı; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun teĢkilat, görev, yetki ve sorumluluğu ile personelinin özlük iĢlerine iliĢkin esasları düzenlemektir. Bu Kanunun uygulanmasında; a) Bakan: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanını, b) Bakanlık: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığını, c) Kurul: Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunu, ç) Kurum: Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunu, ifade eder.‖ (3) 4628 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi baĢlığıyla birlikte aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―BaĢkanlık, kadro, kurum personelinin statüsü, atanma usulü ve özlük hakları MADDE 9 – BaĢkanlık; BaĢkan, baĢkan yardımcıları ve hizmet birimlerinden oluĢur. BaĢkana Kurum baĢkanlığına iliĢkin görevlerinde yardımcı olmak üzere Kurul kararıyla iki baĢkan yardımcısı atanabilir. BaĢkan yardımcıları, BaĢkan tarafından verilen görev ve talimatların yerine getirilmesinden ve ilgili hizmet birimleri arasında koordinasyonun sağlanmasından sorumludur. Ayrıca BaĢkan tarafından, ekli (I) sayılı cetvelde yer alan kadro sayısını geçmemek üzere baĢkan danıĢmanı atanabilir. Kurumun hizmet birimleri ile görev ve yetkileri Ģunlardır: a) Elektrik Piyasası Dairesi BaĢkanlığı: Bu Kanun ve diğer kanunlarla Kuruma verilen elektrik piyasası ile ilgili düzenleme, rekabet Ģartlarını oluĢturma, tüketici haklarının korunması ile tüketici Ģikâyetlerinin incelenmesi çalıĢmalarını yapmak, her türlü lisans, sertifika, izin ve belgelendirmeye iliĢkin iĢ ve iĢlemleri yürütmek. b) Doğal Gaz Piyasası Dairesi BaĢkanlığı: Bu Kanun, 18/4/2001 tarihli ve 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu ve diğer kanunlarla Kuruma verilen doğal gaz piyasası ile ilgili düzenleme, rekabet Ģartlarını oluĢturma, tüketici haklarının korunması ile tüketici Ģikâyetlerinin incelenmesi çalıĢmalarını yapmak, her türlü lisans, sertifika, izin ve belgelendirmeye iliĢkin iĢ ve iĢlemleri yürütmek. c) Petrol Piyasası Dairesi BaĢkanlığı: Bu Kanun, 4/12/2003 tarihli ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu ve diğer kanunlarla Kuruma verilen petrol piyasası ile ilgili düzenleme, rekabet Ģartlarını oluĢturma, tüketici haklarının korunması ile tüketici Ģikâyetlerinin incelenmesi çalıĢmalarını yapmak, her türlü lisans, sertifika, izin ve belgelendirmeye iliĢkin iĢ ve iĢlemleri yürütmek, ulusal marker iĢlemlerini yürütmek. ç) SıvılaĢtırılmıĢ Petrol Gazları Piyasası Dairesi BaĢkanlığı: Bu Kanun, 2/3/2005 tarihli ve 5307 sayılı SıvılaĢtırılmıĢ Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanun ve diğer kanunlarla Kuruma verilen sıvılaĢtırılmıĢ petrol gazları piyasası ile ilgili düzenleme, rekabet Ģartlarını oluĢturma, tüketici haklarının korunması ile tüketici Ģikâyetlerinin incelenmesi çalıĢmalarını yapmak, her türlü lisans, sertifika, izin ve belgelendirmeye iliĢkin iĢ ve iĢlemleri yürütmek. d) Tarifeler Dairesi BaĢkanlığı: Bu Kanun ve diğer kanunlarla Kuruma verilen tarife belirleme, elektrik ve doğal gaz tarifelerine esas yatırım planlarının onaylanması, yatırım tavanlarının belirlenmesi ve talep tahminlerinin onaylanması ile ilgili iĢleri yapmak. e) Denetim Dairesi BaĢkanlığı: Kurumun faaliyet gösterdiği piyasalarda ilgili kanunlar ve ikincil mevzuat uyarınca yapılması gereken inceleme ve denetimleri yapmak veya yaptırmak, gerektiğinde bu hususlarda yetkili kamu kurum ve kuruluĢları ile iĢ birliği yapmak, piyasalarda görülen aksaklıklara iliĢkin çözüm önerilerinde bulunmak. f) KamulaĢtırma Dairesi BaĢkanlığı: Kurumun görev alanındaki piyasalarda bu Kanun ve diğer kanunlarda belirtilen Kurumun kamulaĢtırmaya iliĢkin görevleriyle ilgili iĢleri yapmak veya yaptırmak. g) Hukuk Dairesi BaĢkanlığı: Kuruma iliĢkin her türlü uyuĢmazlığın takibi ve çözümlenmesi amacıyla Kurumu temsil etmek ve gerektiğinde yasal yollara baĢvurmak, hukuki konularda BaĢkana ve diğer hizmet birimlerine hukuki danıĢmanlık hizmeti vermek. ğ) Strateji GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı: Kurumun strateji ve politikalarını belirlemek ve uygulamaları takip etmek, Kurumun uluslararası iliĢkilerini yürütmek, sektörel geliĢmeleri ve yönelimleri izlemek, piyasa verilerini derlemek, piyasa geliĢim raporlarını hazırlamak, tüketici haklarına iliĢkin iĢleri yapmak, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ve diğer mevzuatla strateji geliĢtirme ve mali hizmetler birimlerine verilen görevleri yapmak, bilgi iĢlem altyapısını sağlamak ve yürütmek. h) Ġnsan Kaynakları ve Destek Hizmetleri Dairesi BaĢkanlığı: Yönetimi geliĢtirme, iĢgücü planlaması, Kurum personelinin özlük iĢleri, mali ve sosyal hakları ile idari hizmetlere yönelik her türlü iĢ ve iĢlemleri yapmak. ı) Basın ve Halkla ĠliĢkiler MüĢavirliği: Kurumun faaliyet alanı ile ilgili konularda yazılı ve görsel basını takip ederek gerekli dokümantasyonu sağlamak, Kurumun basın ve yayın kuruluĢları ile iliĢkilerini planlamak ve kamuoyunda tanıtılmasına iliĢkin yayın ve faaliyetleri yürütmek. i) Kurul Hizmetleri Müdürlüğü: Kurul ve Kurul üyelerinin sekretarya hizmetlerini yürütmek ve protokol iĢlerini düzenlemek. j) BaĢkanlık Özel Kalem Müdürlüğü: BaĢkanın sekretarya hizmetlerini yürütmek ve her türlü protokol iĢlerini düzenlemek. Hizmet birimlerinin faaliyet alanı, görev yetki ve sorumlulukları yukarıda belirtilen görev ve fonksiyonlara uygun olarak Kurumun teklifi ve Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir. Kurumda istihdam edilecek personele iliĢkin kadro unvan ve sayıları ekli (I) sayılı cetvelde gösterilmiĢtir. Toplam kadro sayısını geçmemek üzere 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki cetvellerde yer alan kadro unvanlarıyla sınırlı olmak kaydıyla unvan ve derece değiĢikliği yapma, yeni unvan ekleme ve boĢ kadroların iptali Kurul kararı ile yapılır. Kurum hizmetlerinin gerektirdiği görevler, idari hizmet sözleĢmesi ile sözleĢmeli olarak istihdam edilen personel eliyle yürütülür. Kurum personeli bu Kanunla düzenlenen hususlar dıĢında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabidir. Kurul üyeleri ve Kurum personelinin ayrıca 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin (A) bendinin (1), (4), (5), (6) ve (7) numaralı alt bentlerinde belirtilen Ģartları taĢımaları zorunludur. Kuruma verilen görevlerin gerektirdiği asli görev ve hizmetler enerji uzmanı ve enerji uzman yardımcılarından oluĢan meslek personeli ile ekli (I) sayılı cetvelde yer alan diğer kadrolarda görev yapan personel eliyle yürütülür. Enerji uzman yardımcılarının mesleğe alınmaları, yarıĢma sınavı, tez hazırlama ve yeterlilik sınavları ile enerji uzmanlığına atanmaları 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ek 41 inci maddesi hükümleri çerçevesinde Kurul tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Kurul BaĢkanı ve Kurul üyeleri ile bu Kanuna ekli kadrolarda idari hizmet sözleĢmesiyle istihdam edilen Kurum personeli, sosyal güvenlik açısından 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılır. Kurumda, Kurul BaĢkanı ve Kurul üyesi ile bu Kanuna ekli kadrolarda idari hizmet sözleĢmesiyle istihdam edilen personelin sosyal güvenlik hak ve yükümlülükleri 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükmü saklı kalmak kaydıyla anılan kanun hükümlerine göre tespit olunur. 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı iken Kurul BaĢkanı ve üyeliklerine atananlardan bu görevleri sona erenler veya bu görevlerinden ayrılma isteğinde bulunanların bu görevlerde geçen hizmet süreleri kazanılmıĢ hak aylık, derece ve kademelerinin tespitinde dikkate alınır. Bunlardan bu görevleri sırasında 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamına girenlerin bu görevlerde geçen süreleri makam tazminatı ile temsil tazminatı ödenmesi gereken süre olarak değerlendirilir. Kamu kurum ve kuruluĢlarında 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı iken Kurul BaĢkanı ve üyeliklerine atananların, önceki kurum ve kuruluĢları ile iliĢiklerinin kesilmesi kendilerine kıdem tazminatı veya iĢ sonu tazminatı ödenmesini gerektirmez. Bu durumda olanların kıdem tazminatı veya iĢ sonu tazminatı ödenmesi gereken hizmet süreleri, Kurul BaĢkanı ile Kurul üyeliği olarak geçen hizmet süreleri ile birleĢtirilir ve emeklilik ikramiyesi ödenecek süre olarak değerlendirilir. Kurul BaĢkan ve üyeliklerine atananların Kurulda görev yaptıkları sürece önceki görevleri ile olan iliĢkileri kesilir. Ancak, kamu görevlisi iken üyeliğe atananlar, memuriyete giriĢ Ģartlarını kaybetmemeleri kaydıyla, görev sürelerinin sona ermesi veya görevden ayrılma isteğinde bulunmaları ve otuz gün içinde eski kurumlarına baĢvurmaları durumunda atamaya yetkili makam tarafından bir ay içinde mükteseplerine uygun bir kadroya atanır. Atama gerçekleĢinceye kadar, bunların almakta oldukları her türlü ödemelerin Kurul tarafından ödenmesine devam olunur. Bir kamu kurumunda çalıĢmayanlardan Kurul BaĢkan ve üyeliğine seçilip yukarıda belirtilen Ģekilde görevi sona erenlere herhangi bir görev veya iĢe baĢlayıncaya kadar, almakta oldukları her türlü ödemeler Kurum tarafından ödenmeye devam edilir ve bu Ģekilde üyeliği sona erenlere Kurum tarafından yapılacak ödeme iki yılı geçemez. Kurul BaĢkan ve üyeleri ile Kurum personeline 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 11 inci maddesi uyarınca belirlenmiĢ emsali personele mali ve sosyal haklar kapsamında yapılan ödemeler vergi ve diğer her türlü kanuni kesintiler dâhil aynı usul ve esaslar çerçevesinde ödenir.‖ (4) 4628 sayılı Kanuna aĢağıdaki geçici madde eklenmiĢtir. ―GEÇĠCĠ MADDE 19 – Mevcut hizmet birimi baĢkanları, bu Kanunla oluĢturulan ilgili hizmet birimi baĢkanlıklarına; kadro unvanı değiĢmeyen personel ise ihdas edilen aynı unvanlı kadrolara halen bulundukları kadro dereceleriyle baĢka bir iĢleme gerek kalmaksızın atanmıĢ sayılır. Kadro ve görev unvanı değiĢen veya kaldırılan personel, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde durumlarına uygun kadrolara atanırlar. Atama iĢlemi yapılıncaya kadar Kurumca ihtiyaç duyulan iĢlerde görevlendirilebilirler. Bunlar, yeni bir kadroya atanıncaya kadar eski unvanlarına ait ödemeleri almaya devam ederler. Yeni bir kadroya atandıktan sonra ise eski kadrolarına ait almakta oldukları aylık net ücretin, atandıkları yeni kadrolarına ait net ücretten fazla olması hâlinde, aradaki fark atandıkları kadroda kaldıkları sürece ve yeni kadrolarının ücreti ile eĢitleninceye kadar herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın her ay tazminat olarak ödenir. Ġsteğe bağlı olarak, atandıkları kadro unvanında herhangi bir değiĢiklik olanlarla baĢka kurumlara geçenlere fark tazminatı ödenmesine son verilir. 15/1/2012 tarihinde Kurum kadrolarında bulunan personel hakkında, emeklilik dâhil anılan tarihten önce yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 10 uncu maddesi hükümleri de dikkate alınmak suretiyle uygulanmasına devam olunur.‖ (5) 4628 sayılı Kanunun 2 nci, 3 üncü, 11 inci, 13 üncü, 14 üncü, 15 inci, ek 3 üncü, geçici 1 inci, geçici 2 nci, geçici 3 üncü, geçici 4 üncü, geçici 5 inci, geçici 6 ncı, geçici 7 nci, geçici 8 inci, geçici 9 uncu, geçici 10 uncu, geçici 11 inci, geçici 12 nci, geçici 13 üncü, geçici 14 üncü, geçici 15 inci, geçici 16 ncı, geçici 17 nci ve geçici 18 inci maddeleri yürürlükten kaldırılmıĢtır. (6) 5346 sayılı Kanunun 6/C maddesinin dördüncü ve altıncı fıkraları ile geçici 4 üncü maddesi yürürlükten kaldırılmıĢtır. (7) 2/3/2005 tarihli ve 5307 sayılı SıvılaĢtırılmıĢ Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi yürürlükten kaldırılmıĢtır. Atıflar ve yönetmelikler MADDE 31 – (1) Diğer mevzuatta, 4628 sayılı Kanunun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan maddelerine yapılan atıflar, bu Kanunun ilgili hükümlerine yapılmıĢ sayılır. (2) Bu Kanun kapsamında düzenlenmesi gereken ve süre belirtilmeyen yönetmelikler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde çıkarılır. Bu yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar mevcut yönetmelik, tebliğ, Kurul kararı gibi bütün genel düzenleyici iĢlemlerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. ALTINCI BÖLÜM Geçici ve Son Hükümler Ulusal tarife uygulaması GEÇĠCĠ MADDE 1 – (1) Düzenlemeye tabi tarifeler üzerinden elektrik enerjisi satın alan tüketicileri, dağıtım bölgeleri arası maliyet farklılıkları nedeniyle var olan fiyat farklılıklarından kısmen veya tamamen koruyacak Ģekilde tesis edilmiĢ ve uygulamaya iliĢkin hususları Kurum tarafından hazırlanan tebliğ ile düzenlenmiĢ fiyat eĢitleme mekanizması, 31/12/2015 tarihine kadar uygulanır. Tüm kamu ve özel dağıtım Ģirketleri ile görevli tedarik Ģirketleri fiyat eĢitleme mekanizması içerisinde yer alır. (2) 31/12/2015 tarihine kadar ulusal tarife uygulamasının gerekleri esas alınır ve ulusal tarifede çapraz sübvansiyon uygulanır. Ulusal tarife, Kurumca hazırlanır ve Kurul onayıyla yürürlüğe girer. (3) 31/12/2015 tarihine kadar tüm hesaplar ilgili mevzuata göre ayrıĢtırılarak tutulur. (4) Bu madde kapsamındaki sürelerin beĢ yıla kadar uzatılmasına Bakanlar Kurulu yetkilidir. Yap-iĢlet-devret sözleĢmesi GEÇĠCĠ MADDE 2 – (1) 3096 sayılı Kanun hükümlerine göre Bakanlık ile yap-iĢletdevret sözleĢmesi yapmıĢ olan fakat iĢletmeye girmeden sözleĢmelerini sonlandırmıĢ veya sonlandıracak Ģirketlerin, bu Kanun kapsamında lisans alarak faaliyetlerini sürdürmelerini teminen, sözleĢme kapsamında yap-iĢlet-devret tesislerinin kurulması için lehlerine irtifak hakkı tesis edilmiĢ olan Hazine taĢınmazları, üzerindeki tesislerin değeri dikkate alınmaksızın, rayiç bedeli üzerinden Maliye Bakanlığınca bu Ģirketlere doğrudan satılabilir. Vergi düzenlemeleri GEÇĠCĠ MADDE 3 – (1) Elektrik dağıtım Ģirketleri ile elektrik üretim tesis ve/veya Ģirketlerinin özelleĢtirilmesi çalıĢmaları kapsamında; 31/12/2023 tarihine kadar yapılacak devir, birleĢme, bölünme, kısmi bölünme iĢlemleriyle ilgili olarak ortaya çıkan kazançlar, kurumlar vergisinden müstesnadır. Bu madde kapsamında yapılacak iĢlemler nedeniyle zarar oluĢması hâlinde, bu zarar kurum kazancının tespitinde dikkate alınmaz. Yapılan bu bölünme iĢlemleri 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu kapsamında yapılan bölünme iĢlemi olarak kabul edilir. (2) Bu madde kapsamında yapılacak teslim ve hizmetler katma değer vergisinden müstesnadır. Söz konusu teslim ve hizmet ifalarıyla ilgili olarak yüklenilen vergiler, vergiye tabi iĢlemler nedeniyle hesaplanan katma değer vergisinden indirilir. Ġndirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisi iade edilmez. Bu madde kapsamına giren iĢlemlerde, 6102 sayılı Kanunun ilgili hükümleri uygulanmaz. (3) Dağıtım ve perakende satıĢ faaliyetlerinin ayrıĢtırılması iĢlemleri, bu Kanuna istinaden belirlenen usul ve esaslar dâhilinde, kayıtlı değerler üzerinden yapılması Ģartıyla, 5520 sayılı Kanun kapsamında yapılan bölünme iĢlemi sayılır. Arz güvenliğinin sağlanmasına yönelik düzenlemeler GEÇĠCĠ MADDE 4 – (1) Kısa dönemde gerekli arz kapasitesinin yeterli bir yedekle oluĢturulması amacıyla, 31/12/2015 tarihine kadar ilk defa iĢletmeye girecek üretim lisansı sahibi tüzel kiĢilere, aĢağıdaki teĢvikler sağlanır. Bu sürenin beĢ yıla kadar uzatılmasına Bakanlar Kurulu yetkilidir. a) Üretim tesislerinin, iĢletmeye giriĢ tarihlerinden itibaren beĢ yıl süreyle iletim sistemi sistem kullanım bedellerinden yüzde elli indirim yapılır. b) Üretim tesislerinin yatırım döneminde, üretim tesisleriyle ilgili yapılan iĢlemler harçtan ve düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden müstesnadır. (2) Orman vasıflı olan veya Hazinenin özel mülkiyetinde ya da Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taĢınmazlardan; 5346 sayılı Kanun kapsamındaki yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesisleri ile Bakanlık tarafından düzenlenen bir maden iĢletme ruhsatı ve izni kapsamında, 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanununun 2 nci maddesinin IV. Grup (b) bendinde yer alan madenlerin girdi olarak kullanıldığı elektrik üretim tesislerinde; tesis, ulaĢım yolları ve Ģebeke bağlantı noktasına kadar ki enerji nakil hattı için kullanılacak olanlar hakkında Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı veya Maliye Bakanlığı tarafından bedeli karĢılığında izin verilir, kiralama yapılır, irtifak hakkı tesis edilir veya kullanma izni verilir. (3) Ġkinci fıkrada belirtilen amaçlarda kullanılacak olan taĢınmazların 25/2/1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanunu kapsamında bulunan mera, yaylak, kıĢlak ile kamuya ait otlak ve çayır olması hâlinde, 4342 sayılı Kanun hükümleri uyarınca bu taĢınmazlar, tahsis amacı değiĢtirilerek Hazine adına tescil edilir. Bu taĢınmazlara iliĢkin olarak, Maliye Bakanlığı tarafından bedeli karĢılığında kiralama yapılır veya irtifak hakkı tesis edilir. (4) Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla iĢletmede olanlar dâhil 31/12/2020 tarihine kadar iĢletmeye girecek olan 5346 sayılı Kanun kapsamındaki yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesisleri ile bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren 31/12/2020 tarihine kadar iĢletmeye girecek olan Bakanlık tarafından düzenlenen bir maden iĢletme ruhsatı ve izni kapsamında 3213 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin IV. Grup (b) bendinde yer alan madenlerin girdi olarak kullanıldığı elektrik üretim tesislerinden, ulaĢım yollarından ve lisanslarında belirtilen sisteme bağlantı noktasına kadarki TEĠAġ ve dağıtım Ģirketlerine devredilecek olanlar da dâhil enerji nakil hatlarından, ilgili kurum tarafından verilmiĢ izin tarihinden itibaren yatırım ve iĢletme dönemlerinin ilk on yılında izin, kira, irtifak hakkı ve kullanma izni bedellerine yüzde seksen beĢ indirim uygulanır. Bunlardan Orman Köylüleri Kalkındırma Geliri ile Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Geliri alınmaz. Bu Kanunun yayımı tarihinden önce kamu kurum veya kuruluĢları tarafından elektrik üretim tesisi yapılmak amacıyla ihalesi yapılan ya da sözleĢmeye bağlanan maden sahalarında kurulmuĢ ve kurulacak tesisler bu fıkrada yer alan indirim ve istisnalardan faydalanamaz. Bu fıkra kapsamındaki sürenin beĢ yıla kadar uzatılmasına Bakanlar Kurulu yetkilidir. Elektrik Enerjisi Fonu GEÇĠCĠ MADDE 5 – (1) 3096 sayılı Kanun çerçevesinde gerçekleĢtirilmiĢ olan projeler kapsamında ilgili Ģirketlerle mülga Elektrik Enerjisi Fonu arasında imzalanan Fon AnlaĢmaları gereğince, Fon tarafından sağlanan ve sağlanacak olan ve Ģirketlerin satıĢ tarifelerine yansıtılmak suretiyle, Ģirketlere ilave kaynak sağlanarak, Fona geri ödenmesi öngörülen kredilerin geri ödenmesinde faiz uygulanmaz. Genel aydınlatma GEÇĠCĠ MADDE 6 – (1) 31/12/2015 tarihine kadar, genel aydınlatma kapsamında aydınlatılan yerlerde gerçekleĢen aydınlatma giderleri Bakanlık bütçesine konulacak ödenekten ve ilgili belediyeler ile il özel idarelerinin genel bütçe vergi gelirleri payından karĢılanır. Bakanlar Kurulu bu süreyi iki yıla kadar uzatmaya yetkilidir. Belediyelerin genel bütçe vergi gelirleri payından yapılacak kesinti, büyükĢehir belediyeleri ve mücavir alanlarındaki belediyelerde aydınlatma giderlerinin yüzde onu, diğer belediyelerde yüzde beĢi olarak uygulanır. Bu sınırlar dıĢında ise aydınlatma giderlerinin yüzde onu ilgili il özel idaresi payından kesinti yapılmak suretiyle karĢılanır. Bakanlar Kurulu bu fıkra kapsamındaki oranları iki katına kadar artırmaya yetkilidir. (2) Bakanlığın belirleyeceği temsilcinin baĢkanlığında dağıtım Ģirketi, ilgili belediye ve/veya il özel idaresi temsilcilerinden oluĢan aydınlatma komisyonunun genel aydınlatma kararı vereceği bölgelere iliĢkin gerekli yatırımlar, dağıtım Ģirketince yapılır. (3) Güvenlik amacıyla yapılan sınır aydınlatmalarına ait tüketim ve yatırım giderleri, ĠçiĢleri Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekten, toplumun ibadetine açılmıĢ ve ücretsiz girilen ibadethanelere iliĢkin aydınlatma giderleri ise Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı bütçesine konulacak ödenekten karĢılanır. (4) TEDAġ, belirli dönemler itibarıyla dağıtım Ģirketleri tarafından gönderilen faturalardaki tüketim miktarı ve bedellerinin gerçek durumu gösterip göstermediğine iliĢkin olarak dağıtım Ģirketleri nezdinde gerekli denetimleri yapar. Yapılan denetimler sonucunda dağıtım Ģirketine fazla ödeme yapıldığının tespit edilmesi hâlinde, fazla yapılan ödeme tutarının, ödemenin yapıldığı tarih ile geri alındığı tarih arasında geçen süreye 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranı dikkate alınarak hesaplanan faiz ile birlikte bir ay içinde ödenmesi ilgili dağıtım Ģirketinden istenir. Bu süre içerisinde ödeme yapılmaması hâlinde söz konusu ödeme tutarı dağıtım Ģirketinin cari dönem alacaklarından mahsup edilir. Bu suretle de tahsil edilemeyen alacaklar Bakanlığın bildirimi üzerine vergi daireleri tarafından 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilir. Fazla ödemeler nedeniyle yapılan tahsilatların yüzde sekseni genel bütçeye gelir kaydedilir, geriye kalan yüzde yirmilik kısmı ise ilgili mahalli idarelere aktarılır. Bu fıkranın uygulanmasına iliĢkin tereddütleri gidermeye ve gerektiğinde usul ve esas belirlemeye Maliye Bakanlığının uygun görüĢü üzerine Bakanlık yetkilidir. (5) Bakanlık birinci fıkra kapsamındaki ödemelere iliĢkin gerekli düzenlemeleri bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içerisinde yapar. Bu süre zarfında, genel aydınlatma tüketim giderlerinin ödenmesine iliĢkin iĢ ve iĢlemler, 4628 sayılı Kanunun bu Kanunla mülga geçici 17 nci maddesine ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre Hazine MüsteĢarlığı tarafından yürütülür. 4628 sayılı Kanunun bu Kanunla mülga geçici 17 nci maddesi uyarınca Hazine MüsteĢarlığı bütçesinden yapılan ödemelere iliĢkin denetim, takip ve tahsilat iĢlemleri dördüncü fıkra kapsamında yapılır. (6) Aydınlatmayla ilgili ölçüme iliĢkin teknik esaslar ile ödemeye, kesinti yapılmasına, uygulamaya ve denetime iliĢkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenlenir. Otoprodüktör lisansının üretim lisansına dönüĢtürülmesi GEÇĠCĠ MADDE 7 – (1) Otoprodüktör lisansı sahibi tüzel kiĢilere, mevcut lisanslarındaki hakları korunarak bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay içerisinde resen ve lisans alma bedeli alınmaksızın üretim lisansı verilir. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra Kuruma otoprodüktör lisansı baĢvurusunda bulunulamaz; yapılmıĢ baĢvurular üretim lisansı kapsamında değerlendirilir. (2) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce özelleĢtirilen kuruluĢlar tarafından iĢletilmekte olan tesisler için, 4628 sayılı Kanun hükümlerine göre verilen otoprodüktör lisansları üretim lisansına dönüĢtürülür ve satıĢ/iĢletme hakkı devir sözleĢmelerinde belirlenen hususlar üretim lisansına dercedilir. Bu kapsamdaki lisans sahipleri, bir takvim yılı içinde elektrik enerjisi üretim miktarının en fazla yüzde yirmisini piyasada satabilir. Arz güvenliği açısından ihtiyaç duyulacak hâllere münhasır olmak üzere, Kurul bu oranı artırabilir. Üretim tesislerinin çevre mevzuatıyla uyumlu hâle getirilmesi GEÇĠCĠ MADDE 8 – (1) EÜAġ veya bağlı ortaklık, iĢtirak, iĢletme ve iĢletme birimleri ile varlıklarına ve 4046 sayılı Kanun kapsamında oluĢturulacak kamu üretim Ģirketlerine, bunların özelleĢtirilmeleri hâlinde de geçerli olmak üzere, çevre mevzuatına uyumuna yönelik yatırımların gerçekleĢtirilmesi ve çevre mevzuatı açısından gerekli izinlerin tamamlanması amacıyla 31/12/2018 tarihine kadar süre tanınır. Bu sürenin üç yıla kadar uzatılmasına Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bu süre zarfında ve önceki dönemlere iliĢkin olarak bu gerekçeyle, EÜAġ veya bağlı ortaklık, iĢtirak, iĢletme ve iĢletme birimleri ile varlıklarında ve 4046 sayılı Kanun kapsamında oluĢturulacak kamu üretim Ģirketlerinde, bunların özelleĢtirilmeleri hâlinde de geçerli olmak üzere, elektrik üretim faaliyeti durdurulamaz, idari para cezası uygulanmaz. ĠĢletmeye geçmemiĢ ya da geçememiĢ lisanslara yönelik iĢlemler GEÇĠCĠ MADDE 9 – (1) Üretim lisansına dercedilen inĢaat öncesi süre içerisinde, üretim tesisinin inĢaatına baĢlanması için yerine getirilmesi gereken yükümlülüklerini ikmal edememiĢ tüzel kiĢilere, varsa kalan inĢaat öncesi sürelerine ek olarak; yoksa sadece altı ay süre verilir. Mücbir sebepler dıĢında bu süre içerisinde de yükümlülüklerini ikmal edemeyen tüzel kiĢilerin lisansları iptal edilir. (2) Kamu kuruluĢlarından elektrik üretim tesisi kurmak üzere redevans usulüyle alınmıĢ kömür sahası için verilmiĢ lisanslar ile lisansa dercedilmiĢ inĢaat öncesi süre içerisinde yapılması gereken kamulaĢtırma ve demiryolu rölekasyon iĢlemleri bu süre içerisinde tamamlanamayacağı Kuruma gerekçeleriyle belgelendirilen ve bu gerekçeleri Kurul tarafından kabul edilen lisanslar için birinci fıkra hükmü uygulanmaz. (3) Mevcut üretim veya otoprodüktör lisanslarını ya da lisans baĢvurularını sonlandırmak isteyen tüzel kiĢilerin bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden bir ay içerisinde Kuruma baĢvurmaları hâlinde lisansları veya baĢvuruları sonlandırılarak teminatları iade edilir. Mevcut lisans baĢvurularının önlisansa dönüĢtürülmesi GEÇĠCĠ MADDE 10 – (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Kurumca henüz sonuçlandırılmamıĢ üretim lisansı baĢvuruları, önlisans baĢvurusu olarak değerlendirilir ve sonuçlandırılır. Tedarik lisansı verilmesi GEÇĠCĠ MADDE 11 – (1) Toptan satıĢ ve perakende satıĢ lisansı sahibi tüzel kiĢilere, mevcut lisanslarındaki hakları korunarak resen ve bedel alınmaksızın tedarik lisansı verilir. Mevcut sözleĢmeler kapsamındaki üretim tesisleri ile projelere lisans verilmesi GEÇĠCĠ MADDE 12 – (1) Mevcut sözleĢmeler kapsamındaki üretim tesisleri ile projelere, mevcut sözleĢmelerindeki hak ve yükümlülüklerle ve sözleĢme süresi ile sınırlı olmak kaydıyla, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içerisinde ilgili mevzuat kapsamında resen lisans verilir. Hazine yatırım garantisi GEÇĠCĠ MADDE 13 – (1) 3096 sayılı Kanun, 3996 sayılı Kanun ve 4283 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı ve ticareti amacıyla gerçekleĢtirilen yatırımlara Hazine yatırım garantisi verilmez. ĠnĢaatına baĢlanmıĢ olan tesislere yeni lisans verilmesi GEÇĠCĠ MADDE 14 – (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce geçerli bir üretim lisansına dayalı olarak santral inĢaatına baĢlamıĢ ancak lisansı herhangi bir sebeple iptal edilmiĢ veya durdurulmuĢ olan lisans sahiplerine; Bakanlıkça üretim tesisi yatırımının geri dönülemez bir noktaya geldiğinin tespit edilmesi ve kamu yararı görülmesi Ģartıyla, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde Kuruma baĢvurulması hâlinde Kurum tarafından lisans verilir. Bu fıkra hidroelektrik üretim tesislerini kapsamaz. (2) BaĢvuru sahipleri, birinci fıkra kapsamında üretim faaliyeti için alınması gerekli ruhsat ve izin gibi diğer iĢlemler, lisans alma tarihinden itibaren iki yıl içerisinde tamamlanıncaya kadar, faaliyetlerine devam ederler. Bu süre içerisinde gerekli izinleri alamayanların faaliyetleri, bu izinler tamamlanıncaya kadar durdurulur. (3) Bu Kanunun yayımı tarihinden önce birinci fıkra kapsamındaki üretim tesislerinin kullanımı amacıyla tarım dıĢı amaçlı kullanıma açılmıĢ bulunan arazilerin tarımsal bütünlüğü bozmuyor ise istenilen amaçla kullanımını teminen bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir yıl içerisinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına baĢvurulması, hazırlanacak toprak koruma projesine uyulması ve tarım dıĢı kullanılan tarım arazilerinin her metrekaresi için yedi Türk Lirası ödenmesi Ģartıyla izin verilir. Tarım arazisi vasfından çıkarılan arazilerin, ilgili kuruluĢlarca baĢvuru sahibinin isteği doğrultusunda vasfı değiĢtirilir. (4) Bu maddenin uygulanmasına iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Atıl hidroelektrik santralleri GEÇĠCĠ MADDE 15 – (1) 4628 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce elektrik üretim faaliyetinde bulunmuĢ, ancak anılan Kanunun yürürlük tarihinden sonra çeĢitli sebeplerle üretim faaliyetinde bulunamamıĢ veya dağıtım sistemine bağlanamamıĢ hidroelektrik santrallerinin hak sahipleriyle, bu Kanunun yürürlük tarihini takip eden altı ay içerisinde baĢvurmaları ve mevcut projelerle çakıĢmaması hâlinde, DSĠ tarafından ilana çıkılmaksızın 1 kuruĢ/kilovatsaat bedelle ilgili yönetmelik çerçevesinde su kullanım hakkı anlaĢması imzalanır. Devam eden iĢ ve iĢlemler GEÇĠCĠ MADDE 16 – (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce Kurul tarafından kamulaĢtırma kararı veya 2942 sayılı Kanunun 30 uncu maddesine göre devir kararı alınmıĢ olan elektrik üretim ve dağıtım tesisleri için gerekli olan taĢınmazların kamulaĢtırılması ve devir iĢlemleri Kurum tarafından sonuçlandırılır. Yürürlük MADDE 32 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 33 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 29/3/2013 (I) Sayılı Cetvel için tıklayınız. [R.G. 30 Mart 2013 – 28603] —— • —— TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ĠLE KAZAKĠSTAN CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ARASINDA BĠLĠM VE TEKNOLOJĠ ALANINDA ĠġBĠRLĠĞĠ ANLAġMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAĠR KANUN Kanun No. 6448 Kabul Tarihi: 19/3/2013 MADDE 1 – (1) 22 Ekim 2009 tarihinde Ankara'da imzalanan ―Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Bilim ve Teknoloji Alanında ĠĢbirliği AnlaĢması‖nın onaylanması uygun bulunmuĢtur. MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 29/3/2013 [R.G. 30 Mart 2013 – 28603] —— • —— TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ VE AMERĠKA BĠRLEġĠK DEVLETLERĠ HÜKÜMETĠ ARASINDA BĠLĠMSEL VE TEKNOLOJĠK ĠġBĠRLĠĞĠ ANLAġMASI ĠLE ANLAġMAYA ĠLĠġKĠN MEKTUPLARIN VE ANLAġMADA DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR NOTALARIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞU HAKKINDA KANUN Kanun No. 6449 Kabul Tarihi: 19/3/2013 MADDE 1 – (1) 20 Ekim 2010 tarihinde VaĢington‘da imzalanan ―Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Amerika BirleĢik Devletleri Hükümeti Arasında Bilimsel ve Teknolojik ĠĢbirliği AnlaĢması‖ ile AnlaĢma‘ya iliĢkin Mektupların ve AnlaĢma‘da değiĢiklik yapılmasına dair Notaların onaylanması uygun bulunmuĢtur. MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 29/3/2013 [R.G. 30 Mart 2013 – 28603] —— • —— STRATEJĠK DENĠZ TAġIMACILIĞI TAAHHÜTLERĠNE ĠLĠġKĠN ÇOK ULUSLU UYGULAMA DÜZENLEMESĠNE KATILMAMIZIN UYGUN BULUNDUĞUNA DAĠR KANUN Kanun No. 6450 Kabul Tarihi: 19/3/2013 MADDE 1 – (1) Kanada, Danimarka, Almanya, Macaristan, Hollanda, Norveç, Slovenya, Büyük Britanya ve Kuzey Ġrlanda arasında ―Stratejik Deniz TaĢımacılığı Taahhütlerine ĠliĢkin Çok Uluslu Uygulama Düzenlemesi‖ne katılmamız uygun bulunmuĢtur. MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 29/3/2013 [R.G. 30 Mart 2013 – 28603] —— • —— FEDERAL ALMANYA CUMHURĠYETĠ FEDERAL SAVUNMA BAKANLIĞI, FRANSA CUMHURĠYETĠ SAVUNMA BAKANI VE TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ MĠLLĠ SAVUNMA BAKANLIĞI ARASINDA ĠMZALANAN COBRA TOPÇU TESPĠT RADARI 2013-2015 ARASI HĠZMET DESTEĞĠ ĠLE ĠLGĠLĠ MUTABAKAT MUHTIRASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAĠR KANUN Kanun No. 6451 Kabul Tarihi: 19/3/2013 MADDE 1 – (1) Hükümetimiz adına 10 Ağustos 2012 tarihinde Ankara'da imzalanan ―Federal Almanya Cumhuriyeti Federal Savunma Bakanlığı, Fransa Cumhuriyeti Savunma Bakanı ve Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanlığı Arasında Ġmzalanan COBRA Topçu Tespit Radarı 2013-2015 Arası Hizmet Desteği ile Ġlgili Mutabakat Muhtırası‖nın onaylanması uygun bulunmuĢtur. MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 29/3/2013 [R.G. 30 Mart 2013 – 28603] —— • —— TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ĠLE SOMALĠ CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ARASINDA TEKNĠK ĠġBĠRLĠĞĠ ANLAġMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAĠR KANUN Kanun No. 6452 Kabul Tarihi: 19/3/2013 MADDE 1 – (1) 17 Nisan 2009 tarihinde Ankara‘da imzalanan ―Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Somali Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Teknik ĠĢbirliği AnlaĢması‖nın onaylanması uygun bulunmuĢtur. MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 29/3/2013 [R.G. 30 Mart 2013 – 28603] —— • —— TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ĠLE MORĠTANYA ĠSLAM CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ARASINDA SAĞLIK VE TIP BĠLĠMLERĠ ALANLARINDA ĠġBĠRLĠĞĠNE DAĠR ANLAġMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAĠR KANUN Kanun No. 6453 Kabul Tarihi: 19/3/2013 MADDE 1 – (1) 14 Aralık 2011 tarihinde Ankara‘da imzalanan ―Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moritanya Ġslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık ve Tıp Bilimleri Alanlarında ĠĢbirliğine Dair AnlaĢma‖nın onaylanması uygun bulunmuĢtur. MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 29/3/2013 [R.G. 30 Mart 2013 – 28603] —— • —— TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ĠLE MORĠTANYA ĠSLAM CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ARASINDA GÜVENLĠK ĠġBĠRLĠĞĠ ANLAġMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAĠR KANUN Kanun No. 6454 Kabul Tarihi: 19/3/2013 MADDE 1 – (1) 15 ġubat 2012 tarihinde Ankara‘da imzalanan ―Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moritanya Ġslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik ĠĢbirliği AnlaĢması‖nın onaylanması uygun bulunmuĢtur. MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 29/3/2013 [R.G. 30 Mart 2013 – 28603] —— • —— YÖNETMELĠKLER Adalet Bakanlığından: CEZA ĠNFAZ KURUMLARI VE TUTUKEVLERĠ PERSONELĠ EĞĠTĠM MERKEZLERĠ KURULUġ, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNETMELĠĞĠNDE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR YÖNETMELĠK MADDE 1 – 4/5/2004 tarihli ve 25452 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Ceza Ġnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personeli Eğitim Merkezleri KuruluĢ, Görev ve ÇalıĢma Yönetmeliğinin 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile ikinci fıkrasının (a) bendi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―d) Ġnfaz ve koruma memurluğu öğrenci adaylığı için yapılacak sınavın son baĢvuru tarihi itibarıyla 18 yaĢını doldurmuĢ, merkezi sınav tarihi itibarıyla 30 yaĢını bitirmemiĢ olmak; idare memurluğu öğrenci adaylığı için ise yapılacak sınavın son baĢvuru tarihi itibarıyla 18 yaĢını doldurmuĢ, merkezi sınav tarihi itibarıyla 35 yaĢını bitirmemiĢ olmak,‖ ―a) En az dört yıllık lisans eğitimi veren fakülte ve yüksekokullardan veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yabancı fakülte veya yüksekokullardan mezun olmak.‖ MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 31/B maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―Sözlü sınav ve mülâkata, kurumların ihtiyacına göre, merkezî sınavda en az 70 puan alan öğrenci adaylarından Bakanlıkça belirlenecek kadro sayısının 5 katı idare memurluğu ve infaz ve koruma memurluğu öğrenci adayı çağırılır. Sözlü sınav ve mülakata çağırılacak infaz ve koruma memurluğu öğrenci adayları, her bir eğitim merkezinin bulunduğu yer adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu baĢkanlığınca, eğitim merkezinin yetki alanına giren yerlerin toplam kadro sayısı esas alınarak belirlenir. Ġdare memurluğu öğrenci adaylarının sözlü sınav ve mülâkatı sınav kurulu tarafından, infaz ve koruma memurluğu öğrenci adaylarının ise eğitim merkezlerinin bulunduğu yer adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu baĢkanlıklarınca yapılır.‖ MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 31/C maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “MADDE 31/C – Ġdare memurluğu öğrenci adaylığına atanacaklara iliĢkin nihaî baĢarı listesi, adayların merkezî sınav, sözlü sınav ve mülâkatta aldıkları puanların aritmetik ortalamasına göre en yüksek puan alan adaydan baĢlamak üzere belirlenir. Ġnfaz ve koruma memurluğu öğrenci adaylığına atanacaklara iliĢkin nihaî baĢarı listesi belirlenirken; birinci fıkradaki usule göre yapılacak sıralamada hukuk fakültesi ve adalet meslek yüksekokulundan mezun olan adaylara öncelik verilir. Diğer okullardan mezun olan adaylar ise bu sıralamayı takiben kendi aralarında en yüksek puandan baĢlayarak sıralanır. Birinci ve ikinci fıkraya göre belirlenen nihaî baĢarı listesinde puanların eĢit olması halinde; sırasıyla merkezi sınav puanı, sözlü sınav puanı, mülakat puanı ve diploma notu yüksek olan aday sıralamada üstte yer alır.‖ MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 31/D maddesinin birinci, üçüncü ve beĢinci fıkraları aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢ ve ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıĢtır. ―Sınav sonuç listesi, idare memurluğu öğrenci adaylığı için Bakanlıkça, infaz ve koruma memurluğu öğrenci adaylığı için ise sözlü sınav ve mülâkatı yapan adlî yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonlarınca sınavın bitimini takip eden on gün içinde ilân edilir.‖ ―Ġdare memurluğu öğrenci adaylığı için Bakanlık, infaz ve koruma memurluğu öğrenci adaylığı için eğitim merkezlerinin bulunduğu yer adlî yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu baĢkanlığı, sınavı kazananlardan, öğrenciliğe kabulde istenecek belgelerle birlikte, tebliğ tarihinden itibaren onbeĢ gün içinde baĢvurmaları gerektiğini bildirir.‖ ―Süresinde baĢvurmayanlar, istenilen belgeleri süresinde ibraz etmeyenler ve öğrenciliğe baĢvuru Ģartlarını taĢımadıkları sonradan tespit edilenlerin yerine nihaî baĢarı listesindeki sıralamaya göre uyum eğitiminin bitiĢ tarihine kadar öğrenci adayı alınır. Eğitimin baĢladığı tarihten itibaren mazeretlerine bakılmaksızın öğrenci adayı alımı yapılmaz.‖ MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 31/F maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “MADDE 31/F – Kabul Ģartlarına iliĢkin evrakın ilk incelemesi idare memurluğu öğrenci adaylığı için sınav kurulunca, infaz ve koruma memurluğu öğrenci adaylığı için ise eğitim merkezlerinin bulunduğu yer adlî yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu baĢkanlığınca yapılır. Öğrenciliğe kabul teklif kararı, Ģartları taĢıyan idare memurluğu öğrenci adayları için sınav kurulunca, infaz ve koruma memurluğu öğrenci adayları için ise adlî yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu baĢkanlığınca alınır. Güvenlik soruĢturması tamamlanmayan ve sağlık raporu eksik olan öğrenci adayları hakkında geçici öğrenciliğe kabul teklif kararı alınır ve bu kararlar Bakanlık onayına sunulur. Bakanlık onayı eğitim merkezlerine; ayrıca, infaz ve koruma memurluğu öğrenci adaylarının eğitim merkezlerinin bulunduğu yer adlî yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu baĢkanlığına gönderilir.‖ MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin 35 inci maddesinin üçüncü fıkrası aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―Ġnfaz ve koruma memurluğu öğrencilerinin evrakı ise eğitim merkezlerinin bulunduğu yer adlî yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu baĢkanlıklarına gönderilir. Ġnfaz ve koruma memuru öğrencileri, adlî yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu baĢkanlıklarınca alınacak açıktan atama kararına istinaden Bakanlık onayı ile atanırlar.‖ MADDE 7 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 8 – Bu Yönetmelik hükümlerini Adalet Bakanı yürütür. [R.G. 30 Mart 2013 – 28603] —— • —— Adalet Bakanlığından: CEZA VE TEVKĠFEVLERĠ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ PERSONELĠ GÖREVDE YÜKSELME VE UNVAN DEĞĠġĠKLĠĞĠ YÖNETMELĠĞĠNDE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR YÖNETMELĠK MADDE 1 – 28/10/2005 tarihli ve 25980 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Personeli Görevde Yükselme ve Unvan DeğiĢikliği Yönetmeliğinin 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinin (1) numaralı alt bendi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―1) En az dört yıllık yüksek öğrenim mezunu olmak,‖ MADDE 2 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Adalet Bakanı yürütür. [R.G. 30 Mart 2013 – 28603] —— • —— Adalet Bakanlığından: HÜKÜMLÜ VE TUTUKLULARIN ÖDÜLLENDĠRĠLMESĠ HAKKINDA YÖNETMELĠK BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlü ve tutukluların ödüllendirilmesine iliĢkin usul ve esaslar ile bu ödüllerden yararlanmanın kapsam ve Ģartlarını düzenlemektir. Kapsam MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, ceza infaz kurumlarında bulunan tüm hükümlü ve tutukluları kapsar. Dayanak MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin Ġnfazı Hakkında Kanunun 51 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıĢtır. Tanımlar MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen; a) Bakanlık: Adalet Bakanlığını, b) Genel Müdürlük: Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünü, c) Kanun: 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin Ġnfazı Hakkında Kanunu, ç) Kurul: Ġdare ve Gözlem Kurulunu, d) Kurum: Kapalı ve açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerini, ifade eder. ĠKĠNCĠ BÖLÜM Ödüllendirmeye ĠliĢkin Temel Ġlkeler ve Denetim Temel ilkeler MADDE 5 – (1) Bu Yönetmeliğin uygulanması ile ilgili olarak aĢağıdaki ilkelere uyulur: a) Hükümlü ve tutukluların ödüllendirilmesi ile ulaĢılmak istenen temel amaç; bu kiĢilerin yeniden sosyalleĢmesini sağlamak suretiyle insan haklarına saygılı, hukukî ve toplumsal kurallara bağlı bireyler olmalarını teĢvik etmektir. b) Hükümlü ve tutuklulara; ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, felsefî inanç, millî veya sosyal köken ve siyasî görüĢleri ile ekonomik güçleri ve diğer toplumsal konumları yönünden ayrım yapılamaz ve sırf bu nedenlerle ayrıcalık tanınamaz. c) Hükümlü ve tutuklulara ödül verilirken bunların bir hak değil, teĢvik esaslı ayrıcalık olarak verilebileceği göz ardı edilemez. ç) Hükümlü ve tutuklulara; iĢledikleri suçun türü, koĢullu salıverilme tarihi, kiĢisel özellikleri ve ihtiyaçları, bedensel ve psikolojik yapısı, eğitim durumu ve mesleği göz önünde bulundurularak en uygun ödül verilir ve bu karar ilgiliye bildirilir. d) Ödüllendirmede; kurumun fizikî yapısı, personel sayısı, malî ve sosyal imkânları ile mevcut doluluk durumu dikkate alınır. e) Hükümlü ve tutuklulara, gerekli Ģartları taĢımaları hâlinde aynı anda birden fazla ödül verilebilir. f) Aynı odada kalan veya ortak etkinliklere katılan hükümlü ve tutuklulara, gerekli Ģartları taĢımaları hâlinde birlikte yararlanabilecekleri bir ödül verilebilir. g) Hükümlü ve tutuklular hakkında disiplin soruĢturmasına baĢlanılması veya ödüllendirilen tutum ve davranıĢlarının ortadan kalkması hâlinde ödüllendirme kararı Kurul tarafından derhâl geri alınır ve bu karar ilgiliye tebliğ edilir. ğ) Hükümlü ve tutuklular, kuruma kabul iĢlemleri sırasında bu Yönetmelikte yer alan düzenlemeler hakkında bilgilendirilir. Ödül uygulamalarının denetimi MADDE 6 – (1) Kurul tarafından verilen ödüllerin türleri ve kimlere verildiği ile ödüllendirme gerekçelerini içeren aylık listeler yapılacak denetimlere imkân verecek Ģekilde özel bir klasörde saklanır. (2) Kurul kararlarına karĢı infaz hâkimliğine Ģikâyet ve infaz hâkimliği kararlarına karĢı ağır ceza mahkemesine itiraz yolu açıktır. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Ödül Türleri ve Uygulanma Esasları Ödül türleri MADDE 7 – (1) Hükümlü ve tutuklulara; a) Kapalı ceza infaz kurumlarındaki evli hükümlü ve tutuklulara, kurum personelinin yakın nezareti olmaksızın eĢleri ile mahrem görüĢme, b) Haftalık açık veya kapalı ziyaret süresini uzatma, c) Kapalı ziyaret yerine açık ziyaret yapma, ç) Üst üste kullanılmayan ziyaret sürelerini toplu olarak kullanma, d) Haftalık telefonla görüĢme sayı veya süresini artırma, e) Sosyal, kültürel veya sportif etkinliklerden öncelikli ve daha uzun süreli yararlanma, f) Haftalık harcama miktarını yarı oranında artırma, g) Tek kiĢilik odada televizyon bulundurma, ğ) Hediye, h) Takdir belgesi, ı) Tavsiye mektubu, ödülü verilebilir. (2) Çocuk hükümlü ve tutuklulara, yukarıda sayılanlar yanında anne ve babasıyla veya vasisi ile kurum personelinin yakın nezareti olmaksızın aile görüĢmesi yapma ödülü verilebilir. Ödüllendirilebilecek tutum ve davranıĢlar MADDE 8 – (1) Disiplin cezası almamıĢ veya kaldırılmıĢ hükümlü ve tutuklulardan aĢağıda sayılan tutum ve davranıĢların bir veya birkaçını sergileyenler, diğer davranıĢ türlerine de açıkça aykırı davranmamaları hâlinde ödüllendirilebilir: a) Tutum ve davranıĢları ile diğer hükümlü ve tutuklulara iyi örnek olmak, b) ĠyileĢtirme faaliyetlerine geçerli mazeret dıĢında sürekli ve etkin bir Ģekilde katılarak kiĢisel geliĢim göstermek, c) ĠĢ, eğitim ve öğretim faaliyetlerine geçerli mazeret dıĢında sürekli katılarak üstün baĢarı göstermek, ç) Kurumdaki kiĢisel ve ortak kullanım alanları ile bu yerlerde bulunan eĢyaların temizlik, düzen ve korunmasına azami özen göstermek, d) Kurum içi ya da dıĢındaki sosyal, kültürel veya sportif faaliyetlere sürekli ve etkin bir Ģekilde katılarak kiĢisel geliĢim göstermek, e) Kurum iĢleyiĢini sürdürmek için gerekli olan kurum iç hizmetlerinin yerine getirilmesinde istekli olmak ve üstün gayret göstermek, f) UyuĢturucu, alkol veya sigara bağımlısı olup da bu bağımlılıktan kurtulmak için kurumca yürütülen eğitim veya tedavi programlarına katılarak bu konuda geliĢim göstermek, g) Kurum asayiĢ ve düzenini tehlikeye düĢürebilecek hukuka aykırı bir eylemin ortaya çıkarılmasını sağlamak. Ödüllendirmede yetkili merci MADDE 9 – (1) Hükümlü ve tutukluların ödüllendirilmesi ile verilecek ödülün türüne, sayısına, süresine veya geri alınmasına Kurul tarafından Ek-1‘de yer alan form doldurulmak suretiyle karar verilir. Ödüllendirme usulü MADDE 10 – (1) Kurul, resen veya kurumda görev yapan servislerin teklifi üzerine ilgililerin ödüllendirilmesine karar verebilir. (2) Kurul, ödül verilecek hükümlü ve tutukluları ayda en az bir kez yapacağı toplantıda oy çokluğuyla kararlaĢtırır ve ödülün niteliğine göre uygun Ģekilde ilgililere bildirir. (3) Ödülün geri alınmasını gerektiren Ģartların ortaya çıkması hâlinde Kurul, henüz uygulanmamıĢ veya hâlen uygulanmakta olan ödülün derhâl geri alınmasına karar vererek ilgiliye bildirir. (4) Hükümlü ve tutuklulara verilen ve geri alınan ödüller kayıt altına alınarak bir sureti ilgililerin Ģahsî dosyalarında saklanır. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM EĢ ve Aile GörüĢmesi Ödülü EĢ görüĢmesi ödülü MADDE 11 – (1) Kapalı ceza infaz kurumundaki hükümlü ve tutuklulara, en geç üç ayda bir kez olmak üzere, üç saatten yirmi dört saate kadar eĢleriyle kurumun bu tür ziyaretler için ayrılan bölümünde ve personelin yakın nezareti olmaksızın mahrem Ģekilde eĢ görüĢmesi ödülü verilebilir. EĢ görüĢmesi ödülü ile ilgili genel hükümler MADDE 12 – (1) EĢ görüĢmesi için kuruma gelen ziyaretçilerden; Türk vatandaĢı olanların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını içeren resimli bir kimlik belgesini, yabancı uyruklu olanların ise pasaport veya yerine geçebilecek bir kimlik belgesi ile birlikte hükümlü veya tutuklu ile evli olduğunu ispatlayan Türkçe tercüme edilmiĢ resmî onaylı belgeyi göstermesi zorunludur. (2) Kurul, her bir ödüllendirme kararı ile bir kez eĢ görüĢmesi ödülü verebilir. (3) Cinsel saldırı, cinsel istismar veya aile içi Ģiddet suçu iĢlemiĢ hükümlü ve tutuklular ile eĢ görüĢmesi ödülü verilmesinin hükümlü, tutuklu veya eĢi açısından riskli görüldüğü diğer durumlarda kurumda bulunan veya baĢka kurumlardan temin edilen psiko-sosyal yardım servisi personeli eĢlerle öncelikle ayrı ayrı görüĢür. Gerekli hâllerde eĢlerle birlikte de görüĢme yapılabilir. GörüĢme sonucunda hazırlanacak değerlendirme raporunun Kurul tarafından dikkate alınması zorunludur. (4) Aynı kampüs veya kurumda barındırılan hükümlü veya tutuklu eĢlerin bu ödülden yararlanmaları için her ikisi hakkında da ayrı ayrı ödüllendirme kararı verilmesi gerekir. EĢ görüĢmesi ödülünün süresi MADDE 13 – (1) Hükümlü ve tutuklulara, en erken ayda bir en geç üç ayda bir, üç saatten yirmi dört saate kadar eĢ görüĢmesi ödülü verilebilir. (2) Ġlk görüĢmenin süresi üç saat olarak belirlenir. Bu süre; hükümlü veya tutuklunun tutum ve davranıĢları, kurumun fizikî yapısı, personel sayısı ve mevcut doluluk durumu dikkate alınarak kademeli Ģekilde yirmi dört saate kadar artırılabilir. (3) EĢ görüĢmesi, dini ve milli bayramlar ile Bakanlık tarafından açık görüĢme izni verilen özel günlerde yapılamaz. (4) EĢ görüĢmesinin gün ve saati, kurumun fizikî yapısı, personel sayısı ve mevcut doluluk durumu ile hükümlü ve tutukluların talepleri dikkate alınarak 09:00 ilâ 17:00 saatleri arasında baĢlayacak Ģekilde belirlenir. (5) GörüĢme tarihi ve saati, baĢkalarının haberdar olamayacağı uygun vasıtalarla, hükümlü veya tutuklunun eĢine haber verebileceği makul bir süre önce kendisine bildirilir. (6) Kurumdan kaynaklanan bir sebeple veya hükümlü, tutuklu ya da eĢinin kabul edilebilir bir mazereti nedeniyle görüĢmenin planlanan gün ve saatte gerçekleĢmemesi hâlinde kurum idaresi tarafından baĢka bir tarih belirlenir. EĢ görüĢmesinde alınacak güvenlik tedbirleri MADDE 14 – (1) EĢ görüĢmesinin güvenli bir Ģekilde yapılabilmesi için görüĢmenin mahremiyetini ihlâl etmeyecek tüm tedbirler alınır. GörüĢme odası giriĢ kapısının dıĢ kısmını gösterecek Ģekilde kamera koyularak görüntüler kayıt altına alınabilir. (2) GörüĢme odası ve eklentileri her görüĢme öncesi ve sonrasında görevli personel tarafından aranır. (3) GörüĢme süresinin sona ermesi, çağrı butonuna basılması veya acil müdahale gereken hâller dıĢında görüĢme odasına girilemez. (4) GörüĢme odası ve eklentilerinde, 17/6/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Ceza Ġnfaz Kurumlarında Bulundurulabilecek EĢya ve Maddeler Hakkında Yönetmelik ile bu Yönetmelikte belirtilenler dıĢında baĢka eĢya bulundurulamaz. EĢ görüĢmesinde alınacak sağlık tedbirleri MADDE 15 – (1) Kurum, hükümlü ve tutuklular ile eĢlerini, koruyucu sağlık tedbirleri ve kurumsal temizlik koĢulları konusunda yazılı olarak bilgilendirir. Bu konuda hazırlanmıĢ olan afiĢ ve broĢür benzeri bilgilendirici materyaller hükümlü ve tutukluların kolayca eriĢebileceği yerlerde bulundurulur. (2) Hepatit veya HIV gibi kan ya da cinsel yolla bulaĢabilecek bir hastalığı olduğu kurumca bilinen hükümlü veya tutuklunun eĢi, sağlık personeli tarafından yazılı olarak bilgilendirilir. (3) EĢ görüĢmesi kapsamında kuruma gelen ziyaretçiden ikinci fıkrada yazılı türden bir hastalık taĢıyıp taĢımadığı konusunda hükümlü veya tutukluyu bilgilendireceği yönünde yazılı beyanı alınır. (4) Ceza Ġnfaz Kurumlarında Bulundurulabilecek EĢya ve Maddeler Hakkında Yönetmelikte geçen sağlık, temizlik ve kiĢisel kullanıma iliĢkin malzemeler ile gerektiğinde bunların tek kullanımlık olanları, ayrıca ilaç niteliği taĢımayan doğum kontrol ürünleri kurum kantininden satın alınabilir veya kurum idaresi tarafından imkânlar dâhilinde ilgili kurum ve kuruluĢlardan temin edilebilir. (5) GörüĢme odası ve eklentilerinin düzen ve temizliğinden görüĢmeden yararlanan hükümlü veya tutuklu sorumludur. EĢ görüĢmesi sırasında iaĢe MADDE 16 – (1) Hükümlü ve tutuklulara, görüĢme saatlerine rastlayan öğünlere iliĢkin iaĢeler eĢ görüĢmesi öncesinde kumanya olarak verilir. (2) Hükümlü ve tutuklular, eĢ görüĢmesi öncesinde kurum kantininden satın aldığı gıda maddelerini görüĢme odasında bulundurabilir. Aile görüĢmesi ödülü MADDE 17 – (1) Çocuk hükümlü ve tutuklulara, en geç iki ayda bir kez olmak üzere, üç saatten yirmi dört saate kadar ana ve babası veya vasisi ile kurumun bu tür ziyaretler için ayrılan bölümünde ve personelin yakın nezareti olmaksızın aile görüĢmesi ödülü verilebilir. (2) Aile görüĢmesinin süresi, çocuk hükümlü ve tutuklunun iĢlediği suçun türü, koĢullu salıverilme tarihi, kiĢisel özellikleri ve ihtiyaçları, bedensel ve psikolojik yapısı ile eğitim durumu dikkate alınarak belirlenir. (3) Aile görüĢmesi, dini ve milli bayramlar ile Bakanlık tarafından açık görüĢme izni verilen özel günlerde de yaptırılabilir. (4) Bu Yönetmeliğin 12 ilâ 16 ncı maddelerinde düzenlenen ve aile görüĢmesi ile uzlaĢır nitelikte olan hükümleri, çocuk hükümlü ve tutuklular bakımından da uygulanır. EĢ ve aile görüĢmesi sırasında kurallara uyulmaması MADDE 18 – (1) Hükümlü ve tutuklu veya ziyaretçi tarafından bu Yönetmelik ve diğer ilgili mevzuatta düzenlenen kurallara uyulmaması hâlinde görüĢmeye derhâl son verilebileceği gibi bu husus sonraki ödül değerlendirmelerinde de dikkate alınır. BEġĠNCĠ BÖLÜM Diğer Ödüller Haftalık ziyaret süresinin uzatılması ödülü MADDE 19 – (1) Haftalık ziyaret süresinin uzatılması ödülü verilen hükümlü ve tutukluların açık veya kapalı ziyaret süresi iki saate kadar uzatılabilir. (2) AğırlaĢtırılmıĢ müebbet hapis cezasına hükümlü olanlar da Kanunun 25 inci maddesine uygun olacak Ģekilde bu ödülden yararlanabilir. (3) Kurul, açık veya kapalı ziyaretten hangisinin ne kadar süreyle uzatılacağını ödüllendirme kararında açıkça belirtir. (4) Kurul, her bir ödüllendirme kararı ile en fazla üç kez ziyaret süresini uzatabilir. Kapalı ziyaret yerine açık ziyaret yaptırılması ödülü MADDE 20 – (1) Hükümlü ve tutuklulara kapalı ziyaret yerine açık ziyaret yaptırılması ödülü verilebilir. (2) Kurul, her bir ödüllendirme kararı ile en fazla üç kapalı ziyaretin uygun zamanlarda açık olarak yapılmasına karar verebilir. Kullanılmayan ziyaret sürelerinin birleĢtirilmesi ödülü MADDE 21 – (1) Hükümlü ve tutukluların üst üste kullanmadıkları en fazla üç haftalık ziyaret süresi toplu olarak kullandırılabilir. (2) AğırlaĢtırılmıĢ müebbet hapis cezasına hükümlü olanlar da Kanunun 25 inci maddesine uygun olacak Ģekilde bu ödülden yararlanabilir. (3) Kurul, birleĢtirilen ziyaret izni ödülünün süresi ile açık veya kapalı Ģekilde yapılacağı hususlarını ödüllendirme kararında açıkça belirtir. Telefonla görüĢme süresi veya sayısının artırılması ödülü MADDE 22 – (1) Hükümlü ve tutukluların haftalık telefonla görüĢme süresi veya sayısı iki katına kadar artırılabilir. (2) AğırlaĢtırılmıĢ müebbet hapis cezasına hükümlü olanlar da Kanunun 25 inci maddesine uygun olacak Ģekilde bu ödülden yararlanabilir. (3) Kurul, her bir ödüllendirme kararı ile en fazla üç kez telefonla görüĢme süresini iki katına kadar artırabilir veya görüĢme sayısını ikiye çıkarabilir. Sosyal, kültürel ve sportif etkinliklerden yararlanma ödülü MADDE 23 – (1) Hükümlü ve tutuklulara; sosyal, kültürel veya sportif etkinliklerden öncelikli olarak veya bir hafta için programlanmıĢ sürenin en fazla iki katına kadar yararlandırılması ödülü verilebilir. (2) Kurul, her bir ödüllendirme kararı ile en fazla üç kez bu ödülün uygulanmasına karar verebilir. Haftalık harcama miktarının artırılması ödülü MADDE 24 – (1) Hükümlü ve tutuklulara, haftalık harcama miktarının yarı oranında artırılması ödülü verilebilir. (2) Kurul, her bir ödüllendirme kararı ile en fazla üç kez haftalık harcama miktarının yarı oranında artırılmasına karar verebilir. Tek kiĢilik odada televizyon bulundurma ödülü MADDE 25 – (1) Ortak yaĢam alanlarında bulunan televizyon dıĢında hükümlü ve tutuklulara, kaldığı tek kiĢilik odada televizyon bulundurma ödülü verilebilir. (2) Kurul, her bir ödüllendirme kararı ile en fazla altı aya kadar bu ödülün uygulanmasına karar verebilir. (3) Tek kiĢilik odalarda ödül olarak bulundurulabilecek televizyon, hükümlü veya tutuklu tarafından kurum kantininden satın alınabilir. Hediye verilmesi MADDE 26 – (1) Hükümlü ve tutuklulara, kiĢisel özellikleri ile özel ilgi ve becerileri dikkate alınmak suretiyle ödül olarak bir hediye verilebilir. (2) Hediye, para veya ekonomik değer taĢıyan bir eĢya olabileceği gibi manevi değeri olan bir eĢya da olabilir. (3) Hediyenin maddî değeri, hükümlü ve tutukluların kurumdaki haftalık harcama miktarının yarısını geçemez. (4) Hediye olarak verilen para veya eĢyanın bedeli; Bakanlık bütçesi dıĢındaki resmî veya özel kurum ve kuruluĢlardan alınan bağıĢlardan karĢılanabileceği gibi 13/7/2005 tarihli ve 25874 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Hükümlü ve Tutukluların Emanete Alınan KiĢisel Paralarının Kullanımına Dair Yönetmeliğin 12 nci maddesi kapsamında Eğitim Kurulunun kararı ile emanet para faizinden de karĢılanabilir. (5) Kurul, her bir ödüllendirme kararı ile sadece bir hediye verebilir. Takdir belgesi verilmesi MADDE 27 – (1) Hükümlü ve tutuklulara ödül olarak takdir belgesi verilebilir. (2) Takdir belgesi, hükümlü veya tutuklunun rızası alınmak kaydıyla, kurum personeli ile hükümlü ve tutukluların huzurunda törenle verilebilir ve söz konusu belge ailesine veya istediği baĢka bir kiĢiye gönderilebilir. (3) Takdir belgesinin verilmesi için tören düzenlenmesi hâlinde hükümlü veya tutuklunun talebi ve kurum müdürünün onayıyla ilgilinin eĢi, annesi, babası, kardeĢi ve çocukları törene katılabilir. Tavsiye mektubu verilmesi MADDE 28 – (1) Hükümlü ve tutuklulara, salıverilme sonrasında kamu veya özel sektör nezdinde yapacağı iĢ baĢvurularında kullanmak üzere ödül olarak tavsiye mektubu verilebilir. (2) Tavsiye mektubu, hükümlü ve tutukluların salıverilmesi sırasında verilebileceği gibi iĢ arama izni sırasında kullanılmak üzere de verilebilir. (3) Tavsiye mektubunda Cumhuriyet baĢsavcısı ve kurum müdürünün imzası bulunur. ALTINCI BÖLÜM Son Hükümler Yürürlük MADDE 29 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 30 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Adalet Bakanı yürütür. Eki için tıklayınız. [R.G. 30 Mart 2013 – 28603] —— • —— Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığından: ÖZÜRLÜLÜK ÖLÇÜTÜ, SINIFLANDIRMASI VE ÖZÜRLÜLERE VERĠLECEK SAĞLIK KURULU RAPORLARI HAKKINDA YÖNETMELĠK BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 – (1) Bu Yönetmelik; özürlü sağlık kurulu raporlarının alınıĢı, geçerliliği, değerlendirilmesi ve özürlü sağlık kurulu raporu verebilecek yetkili sağlık kurumlarının tespiti ile ilgili usul ve esasları belirlemek; özürlülerle ilgili derecelendirmelere, sınıflandırmalara ve tanımlamalara gereksinim duyulan alanlarda ortak bir uygulama geliĢtirmek ve uluslararası sınıflandırma ve ölçütlerin kullanımının yaygınlaĢtırılmasını sağlamak amacıyla hazırlanmıĢtır. Kapsam MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, özürlülere sağlanan haklardan ve verilecek hizmetlerden yararlanmak üzere istenilen özürlü sağlık kurulu raporları ile özürlü sağlık kurulu raporu verebilecek yetkili sağlık kurumlarını ve özürlülerle ilgili sınıflandırma ve ölçütleri kapsar. (2) 8/10/1986 tarihli ve 86/11092 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği kapsamında asker hastanelerince malullük aylığı bağlanacaklara verilecek özürlü sağlık kurulu raporları ve sosyal güvenlik kuruluĢlarınca primli sisteme tabi olanlara bağlanacak malullük aylıkları için istenecek özürlü sağlık kurulu raporları bu Yönetmelik kapsamında değerlendirilmez. Dayanak MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu, 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 YaĢını DoldurmuĢ Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk VatandaĢlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ile 1/7/2005 tarihli ve 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Kanunun 5 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıĢtır. Tanımlar MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen; a) Ağır özürlü: Özür durumuna göre özür oranı %50 ve üzerinde olduğu tespit edilenlerden günlük yaĢam aktivitelerini baĢkalarının yardımı olmaksızın yerine getiremeyeceğine özürlü sağlık kurulu tarafından karar verilen kiĢileri, b) Balthazard formülü: KiĢinin özür oranı belirlenirken birden fazla özrü olanlar için kullanılan hesaplama Ģeklini, c) Özürlü: DoğuĢtan veya sonradan; bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeĢitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaĢama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karĢılamada güçlükleri olan ve korunma, bakım veya rehabilitasyon, danıĢmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kiĢiyi, ç) Özürlü sağlık kurulu: KiĢilerin hastalık ve özürleri hakkında karar vermeye yetkili olan ve bu Yönetmeliğin 6 ncı ve 7 nci maddelerinde belirtilen organları, d) Özürlü sağlık kurulu raporu: Özürlü sağlık kurulunca hazırlanan, kiĢilerin özür ve sağlık durumu ile kullanım amacını belirten belgeyi, e) Özürlülük sınıflandırması: Önemli bir sağlık öğesi olarak özürlülüğün tanımı konusunda ortak ve standart bir dil ve çerçeveyi, ifade eder. ĠKĠNCĠ BÖLÜM Özürlülük Sınıflandırması Özürlülük sınıflandırması MADDE 5 – (1) Özürlülere iliĢkin sınıflandırma çalıĢmalarında, sınıflandırma sistemi olarak; Dünya Sağlık Örgütü tarafından sağlık ve sağlıkla ilgili durumların tanımlanması için ortak standart bir dil ve çerçeve oluĢturmak amacı ile geliĢtirilen ve insanın iĢlevselliği ve kısıtlılıklarla ilgili durumlarının tanımlanmasını sağlayan çok kapsamlı uluslararası bir sınıflandırma sistemi olan ĠĢlevsellik Yetiyitimi ve Sağlığın Uluslararası Sınıflandırması esas alınır. (2) Özürlülerin sağlığı ile ilgili durumlarının tanımlanmasında ve her türlü bilginin kodlanmasında, çeĢitli disiplinler ve hizmetler açısından verilerin toplanmasında, kaydedilmesinde ve karĢılaĢtırılmasında, özürlülerin tedavisi, rehabilitasyonu, eğitimi ve istihdamı ile ilgili hizmetlerin değerlendirilmesinde, planlanmasında ĠĢlevsellik Yetiyitimi ve Sağlığın Uluslararası Sınıflandırması sisteminin kullanılması amacıyla eğitim, öğretim, uygulama ve yaygınlaĢtırma hizmetleri Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının koordinatörlüğünde, ilgili kamu kurum ve kuruluĢları ile sivil toplum örgütleri, üniversiteler ve ilgili meslek kuruluĢlarının iĢbirliği ile yürütülür. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Özürlü Sağlık Kurulu Raporu Düzenleme Usul ve Esasları Özürlü sağlık kurulunun teĢkili MADDE 6 – (1) Özürlü sağlık kurulu; iç hastalıkları, göz hastalıkları, kulak-burunboğaz, genel cerrahi veya ortopedi, nöroloji veya ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanlarından oluĢur. (2) Özürlü sağlık kurulu raporu vermeye yetkili sağlık kurumunda, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman hekiminin bulunması halinde, bu uzmanın özürlü sağlık kurulunda yer alması zorunludur. (3) Değerlendirilecek özür, birinci fıkrada sayılan uzmanlık dallarının dıĢında ise ilgili dal uzmanının da kurulda bulunması Ģarttır. Kurulda bulunan hekimler birbirlerinin yerine karar veremezler. (4) Eğitim ve araĢtırma hastanelerinde özürlü sağlık kuruluna Ģefler, bulunmadıkları zaman Ģef yardımcıları veya Ģeflerin görevlendirecekleri uzman hekimler girerler. Kurulun baĢkanı, bu Yönetmeliğin 7 nci maddesinde belirtilen hastanelerin baĢtabibi veya baĢtabibin görevlendireceği Ģef veya ana bilim dalı baĢkanıdır. (5) Asker hastanelerinde, baĢtabip yardımcısı veya baĢtabibten sonraki en kıdemli uzman hekim; asker eğitim hastanelerinde ise baĢtabip tarafından görevlendirilecek diğer üyelerden kıdemli bir öğretim üyesi kurula baĢkanlık eder. (6) Sadece bir organ ya da sistemi ilgilendiren özürü bulunanlar için özürlü sağlık kurulu, o özürü ilgilendiren branĢtan üç uzman ile oluĢturulabilir. Bu kurulun baĢkanlığını ilgili Ģef ya da anabilim dalı baĢkanı yürütür. Yetkili sağlık kurumları MADDE 7 – (1) Bu Yönetmelikte belirtilen özürlü sağlık kurulu raporlarını düzenlemeye yetkili sağlık kurumlarını ve hakem hastaneleri Sağlık Bakanlığı belirler ve internet sitesinde yayımlar. (2) Yetkili olmayan sağlık kurumları ile 6 ncı maddede belirtilen Ģekilde özürlü sağlık kurulunu teĢkil edemeyen sağlık kurumlarının verdiği sağlık kurulu raporları değerlendirilmeye alınmaz. Raporların düzenlenmesi ve özür oranının belirlenmesi MADDE 8 – (1) Özürlü sağlık kurulu raporları, bu Yönetmeliğin ekinde yer alan EK-1 Özürlü Sağlık Kurulu Raporu Formuna uygun olarak düzenlenir. (2) KiĢinin özür oranı, özürlü sağlık kurulunca bu Yönetmeliğin ekinde yer alan EK-2 Özür Oranları Cetvelinde bulunan özür oranlarına göre yüzde (%) olarak belirlenerek özürlü sağlık kurulu raporunun ilgili bölümünde rakam ve yazı ile belirtilir. Bu cetvelde adı geçmeyen hastalık ve özürler ile bunlara ait özür oranları, fonksiyon kayıplarına göre özürlü sağlık kurulunca değerlendirilerek belirlenir. Özürlü sağlık kurulu raporunun doldurulması MADDE 9 – (1) Özürlü sağlık kurulu raporu formu eksiksiz olarak doldurulur. Özürlü sağlık kurulu raporu, bu Yönetmeliğin ekinde yer alan EK-1 Özürlü Sağlık Kurulu Raporu Formunda gösterilen rapor Ģekline göre; poliklinik muayene tarihi, poliklinik kayıt numarası yazılmak suretiyle, bulgular ve teĢhis ayrıntılı olarak yazılıp imza edilir. Yapılan muayene, tetkik ve laboratuvar bulgularına dair bilgiler özürlü sağlık kurulu raporu formuna eklenir. Özürlü sağlık kurulu, özürlü kiĢiyi bizzat görerek karar verir ve kiĢinin özür oranını bu Yönetmeliğin 8 inci maddesinde belirtilen esaslara göre belirler. (2) Özre iliĢkin klinik bulgular, radyolojik tetkikler ve laboratuvar bilgileri, bu Yönetmeliğin ekinde yer alan EK-1 Özürlü Sağlık Kurulu Raporu Formunda gösterilen raporun ön yüzündeki ilgili bölüme özetlenerek yazılır. (3) Özürlü sağlık kurulu raporları kurul üyelerince mutlaka imzalanır. Okunaklı bir Ģekilde kaĢelenir ve mühürlenir. 15 yaĢından büyük özürlülere düzenlenecek olan özürlü sağlık kurulu raporlarında, özürlünün fotoğrafının bulunması zorunludur. (4) KiĢinin ya da kiĢiyi sevk eden kurumun talebi halinde, kiĢinin sağlığına etkisi dikkate alınarak çalıĢtırılamayacağı iĢlerin niteliği ile raporun kullanım amacı bölümüne; bireyin yararlanmak istediği hak ve hizmetlere iliĢkin talepleri belirtilir. (5) Özürlü sağlık kurulu raporunun sonucu bölümünde yer alan ―Ağır Özürlü‖ kısmında evet ya da hayır ifadesi yazılarak kiĢinin durumu belirtilir ve bu bölüm hiçbir suretle boĢ bırakılmaz. (6) Özürlü sağlık kurulu raporunun ilgili kısmına kiĢinin özür grubu belirtilir. Gerektiğinde birden fazla özür grubu iĢaretlenir. Bu kısım boĢ bırakılmaz. (7) KiĢinin özür durumunun zaman içinde değiĢme ihtimali olduğu ve hastalık bulgularının tam olarak görülemediği durumlarda kiĢinin mevcut durumu esas alınarak süreli rapor düzenlenir. (8) Özürlü sağlık kurulu raporlarının kiĢinin baĢvuru tarihinden itibaren en geç yirmi iĢ gününde tamamlanarak ilgiliye verilmesi esastır. Özürlü sağlık kurulu raporuna itiraz MADDE 10 – (1) Özürlü sağlık kurulu raporuna; özürlü, velisi veya vasisi veyahut raporu isteyen kurum tarafından itiraz edilebilir. Ġlgililer itiraz dilekçesi ve ilk özürlü sağlık kurulu raporunun tasdikli bir örneği ile birlikte, bulunduğu ilin sağlık müdürlüğüne baĢvurur. Ġl sağlık müdürlüğünce, özürlü sağlık kurulu raporu alacak kiĢi en yakın farklı bir özürlü sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hastaneye gönderilir. Ġtiraz edilen özürlü sağlık kurulu raporu ile itiraz üzerine verilen özürlü sağlık kurulu raporundaki kararlar aynı yönde ise özürlü sağlık kurulu raporu kesinleĢir. (2) Özürlü sağlık kurulu raporlarının farklı olması durumunda, Sağlık Bakanlığınca belirlenmiĢ olan hakem hastanelerden, kiĢinin ikamet ettiği yere en yakın bir hakem hastaneye, kiĢi yeniden muayene edilmesi ve özürlü sağlık kurulu raporu tanzim edilmesi amacıyla yine il sağlık müdürlüğü kanalıyla gönderilir. Hakem hastanenin özürlü sağlık kurulunca verilen kararı kesindir. (3) Milli Savunma Bakanlığına bağlı asker hastanelerince; Türk Silahlı Kuvvetleri personeline verilecek özürlü sağlık kurulu raporlarına itiraz esas ve usulleri Türk Silahlı Kuvvetlerinin ilgili mevzuat hükümlerine tabidir. Türk Silahlı Kuvvetleri personeline verilecek özürlü sağlık kurulu raporlarına yapılan itirazlar, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Eğitim Hastanesi ve Gülhane Askeri Tıp Akademisi HaydarpaĢa Eğitim Hastanesi ile yetkilendirilecek hastanelerce kesin olarak karara bağlanır. Birden fazla özür durumunun bulunması MADDE 11 – (1) Birden fazla hastalığı veya özrü bulunanların, özür oranları bu Yönetmeliğin ekinde yer alan EK-2 Özür Oranları Cetvelinde aksi belirtilmedikçe balthazard formülü ile toplanarak kiĢinin özür oranı hesaplanır. (2) Balthazard formülü aĢağıdaki Ģekilde uygulanır: a) Özür oranları ayrı ayrı tespit edilir. b) Bu oranlar en yükseğinden baĢlanarak sıraya konulur. c) En yüksek oran, özürlünün tüm vücut fonksiyonunun tamamını gösteren % 100'den çıkarılır. ç) Bu çıkarmada kalan miktar, sırada ikinci gelen özür oranı ile çarpılır. Çarpımın 100'e bölünmesinden çıkan rakam en yüksek özür oranına eklenir; böylece, birinci ve ikinci rahatsızlıkların özür oranı bulunmuĢ olur. d) Özür ikiden fazla ise, birinci ve ikinci rahatsızlıkların özür oranı birinci sıraya ve üçüncü sıradaki özür oranı ise ikinci sıraya alınarak formül tekrarlanır. e) 60 yaĢın üzerindekilerde hesaplanan özürlülük oranına balthazard formülü ile % 10 eklenerek kiĢinin özür oranı bulunur. (3) Balthazard formülünün uygulanmasına iliĢkin olarak bu Yönetmeliğin ekinde yer alan EK-3 Balthazard Hesaplama Tablosu da kullanılabilir. Kurul kararlarının kaydı MADDE 12 – (1) Kurul kararlarının kaydı için özürlü sağlık kurulu raporu vermeye yetkili her hastanede ayrı bir özürlü sağlık kurulu kaydı tutulur. Kurul üyeleri, kaydedilen özürlü sağlık kurulu raporlarının suretlerini de imza ederler. Kararlara muhalefet edenler, raporun kurumda kalan nüshasına ve bu kayıt ortamına gerekçeli olarak muhalefet Ģerhini yazarak imza ederler. Ġlgiliye verilecek veya kurumuna gönderilecek rapor nüshaları kurula katılan bütün üyeler tarafından muhalefet gerekçesi yazılmaksızın imzalanır. Kararın oy birliği veya oy çokluğu ile verildiği, raporların karar bölümüne mutlaka yazılır. (2) Özürlü sağlık kurulu kararları oy çokluğu ile alınır. Oyların eĢit olması halinde, kurul baĢkanının kullandığı oy yönünde karar alınmıĢ sayılır. Özürlü sağlık kurulu raporunun geçerlilik süresi MADDE 13 – (1) Özürlü sağlık kurulu raporunun sürekli olup olmadığı ile süreli raporlarda raporun geçerlilik süresi mutlaka belirtilir. (2) Özürlü sağlık kurulunca kiĢinin özür durumunun sürekli olduğuna karar verilmesi durumunda, özürlü sağlık kurulu raporunun ilgili bölümünde bu durum belirtilir. Ancak özür durumunun değiĢmesi halinde, kiĢinin talebi üzerine rapor ve buna bağlı kiĢinin özür oranı yeniden belirlenir. (3) Özürlü sağlık kurulunca özürlünün özür durumunun sürekli olmadığına karar verilmesi halinde de bu husus ilgili bölümde belirlenerek özürlü sağlık kurulu raporunun geçerlilik süresi belirtilir. Zaman içinde değiĢebilen veya kontrolü gerektiren hastalıklar, hastanın önceki özürlü sağlık kurulu raporu da kurula sunularak, özürlü sağlık kurulunun belirleyeceği süre içinde yeniden görüĢülür ve karara bağlanır. (4) Bu Yönetmelik hükümlerine göre alınmıĢ olan sürekli raporlar ile süreli raporların geçerlilik süresi dolmadan tekrar rapor alınmak istenmesi durumunda, mükerrer rapor tanzimini önlemek maksadıyla, ilgililerin daha önce özürlü sağlık kurulu raporu alıp almadıklarına iliĢkin beyanı istenir. Ġlgilinin beyanı üzerine veya bir baĢka Ģekilde, evvelce özürlü sağlık kurulu raporu verilmiĢ olduğunun tespiti halinde tekrar rapor verilmez. Kullanım amacına uygun olarak düzenlenmiĢ ve bu Yönetmelik hükümlerine göre alınmıĢ olan sürekli raporlara sahip kiĢilerden kurumlarca yeniden rapor istenilmez. Özürlü sağlık kurulu raporunun onaylanması ve veriliĢi MADDE 14 – (1) Raporların usulüne uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği, formdaki bilgilerin tam olarak doldurulup doldurulmadığı kontrol edilerek, gerekiyorsa eksik ve yanlıĢlıklar düzeltildikten sonra raporlar; kurum müracaatı ise üç nüsha, kiĢisel müracaatlarda ise iki nüsha olarak düzenlenir ve baĢhekim tarafından onaylanır. (2) Özürlü sağlık kurulu raporunun bir nüshası ilgili kiĢiye verilir. Ġlgilinin talebi üzerine hazırlanmıĢ olan özürlü sağlık kurulu raporlarından; özürlünün yararlanabileceği hakları sayısınca veya talep ettiği sayıda çoğaltılarak imza edilir, onaylanır ve mühürlenerek ilgiliye verilir. Kurum müracaatlarında ise raporun bir nüshası raporu isteyen kuruma gönderilir. (3) Raporun bir nüshası, gerektiğinde belgelendirilmesi amacıyla raporu veren sağlık kurumunda saklanır. Raporların saklanma usul ve esasları; sağlık kurumlarının bağlı bulunduğu kurumların ilgili mevzuatına tabidir. (4) Özürlü sağlık kurulu raporu vermeye yetkili sağlık kurumları, özürlü sağlık kurulu raporlarına ait bilgileri Sağlık Bakanlığı veri tabanına aktarır. Sağlık Bakanlığı, veri tabanındaki bu bilgileri, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının belirlediği veri yapısında Ulusal Özürlüler Veri tabanına aktarılmak üzere her ayın ilk haftası Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına elektronik ortamda gönderir. Ayrıca, Sağlık Bakanlığı bu bilgilerin Ulusal Özürlüler Veri tabanına aktarılması amacıyla uygun servisler hazırlar. Özürlülük bilgilerinin Ulusal Özürlüler Veri tabanına aktarılmasına yönelik teknik yöntem ile özürlülük bilgilerinin elektronik ortamda alınmasına iliĢkin usul ve esaslar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından belirlenir. Vergi indirimine esas raporlar MADDE 15 – (1) 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre, sakatlık indirimine esas olmak üzere düzenlenen raporlarda, raporu düzenleyen sağlık kuruluĢu tarafından iĢverenin bulunduğu yerdeki il defterdarlığına gönderilen özürlü sağlık kurulu raporu esas alınır. 5233 sayılı Kanun kapsamında verilecek raporlar MADDE 16 – (1) 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların KarĢılanması Hakkında Kanun kapsamında verilecek sağlık kurulu raporlarında bu Yönetmeliğin özür oranlarına iliĢkin hükümleri uygulanır. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM ÇeĢitli ve Son Hükümler Atıflar MADDE 17 – (1) 14/1/2012 tarihli ve 28173 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 16/12/2010 tarihli ve 27787 mükerrer sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 16/7/2006 tarihli ve 26230 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ile 6/2/1998 tarihli ve 98/10746 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine yapılan atıflar bu Yönetmelik hükümlerine yapılmıĢ sayılır. KazanılmıĢ haklar MADDE 18 – (1) Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce; özürlüler için düzenlenmiĢ sağlık kurulu raporlarıyla belirlenmiĢ olan özür oranları, çalıĢma gücü kayıp oranları, vücut iĢ görme gücü kaybı oranları, tüm vücut fonksiyon kaybı oranları geçerli olup bu oranlara dayanılarak sağlanmıĢ sosyal destek ve yardım hizmetlerinin sürdürülebilmesi için yeniden özürlü sağlık kurulu raporu düzenlenmez. (2) Ancak, süreli verilen raporlar ile ilgili olarak hastaneye yeniden sevk iĢlemi uyarınca veya herhangi bir sebeple yeni bir rapor istenmesi durumunda, özür oranları, bu Yönetmelik hükümlerine göre yeniden belirlenir. Yürürlükten kaldırılan yönetmelik MADDE 19 – (1) 14/1/2012 tarihli ve 28173 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıĢtır. Yürürlük MADDE 20 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 21 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ile Sağlık Bakanı yürütür. Ekleri için tıklayınız. [R.G. 30 Mart 2013 – 28603] —— • —— ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: ĠġYERLERĠNDE ĠġĠN DURDURULMASINA DAĠR YÖNETMELĠK BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; iĢyerindeki bina ve eklentilerde, çalıĢma yöntem ve Ģekillerinde veya iĢ ekipmanlarında çalıĢanlar için hayati tehlike oluĢturan bir husus tespit edildiğinde veya çok tehlikeli sınıfta yer alan maden, metal ve yapı iĢleri ile tehlikeli kimyasallarla çalıĢılan iĢlerin yapıldığı veya büyük endüstriyel kazaların olabileceği iĢyerlerinde risk değerlendirmesi yapılmamıĢ olması durumlarında iĢyerinin bir bölümünde ya da tamamında bu tehlike giderilinceye kadar iĢin durdurulması ile bu Yönetmeliğe göre durdurma kararı uygulanmıĢ iĢyerinde çalıĢmaya tekrar baĢlanmasına izin verilmesinin usul ve esaslarını belirlemektir. Kapsam MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamındaki iĢyerlerine uygulanır. (2) Askeri iĢyerleri ile yurt güvenliği için gerekli maddeler üretilen iĢyerlerinde iĢin durdurulmasına dair iĢ ve iĢlemler, ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 24 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca yürürlüğe konulan yönetmeliğe göre yerine getirilir. Dayanak MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 25 inci ve 30 uncu maddelerine dayanılarak hazırlanmıĢtır. Tanımlar MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen; a) Bakanlık: ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını, b) Büyük endüstriyel kaza olabilecek iĢyeri: 18/8/2010 tarihli ve 27676 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Büyük Endüstriyel Kazaların Kontrolü Hakkında Yönetmelik kapsamına giren iĢyerlerini, c) Heyet: Kurul BaĢkanlığı tarafından görevlendirilen teftiĢe yetkili üç müfettiĢten oluĢan heyeti, ç) Ġl müdürlüğü: ÇalıĢma ve ĠĢ Kurumu il müdürlüğünü, d) Kurul: Bakanlık ĠĢ TeftiĢ Kurulu BaĢkanlığını, e) Maden iĢleri: 19/12/2012 tarihli ve 28502 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan ĠĢkolları Yönetmeliğine göre madencilik ve taĢ ocakları iĢkolunda olup, ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 9 uncu maddesi uyarınca çıkarılan tebliğde çok tehlikeli sınıfta yer alan iĢyerlerinde yapılan iĢleri, f) Metal iĢleri: ĠĢkolları Yönetmeliğine göre metal iĢkolunda olup, ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 9 uncu maddesi uyarınca çıkarılan tebliğde çok tehlikeli sınıfta yer alan iĢyerlerinde yapılan iĢleri, g) MüfettiĢ: ĠĢyerlerini iĢ sağlığı ve güvenliği yönünden teftiĢe yetkili iĢ müfettiĢini, ğ) Mülki idare amiri: Ġllerde valiyi, büyükĢehirler dahil ilçelerde kaymakamı, h) Rapor: MüfettiĢ tarafından 7 nci veya 11 inci maddeler gereği iĢyerinde iĢin durdurulmasına sebep olan hususların tespit edilmesi halinde veya 10 uncu madde gereği yapılan inceleme sonucu düzenlenen idari tedbir raporunu, ı) Tehlikeli kimyasallarla çalıĢılan iĢler: ĠĢkolları Yönetmeliğine göre petrol, kimya, lastik, plastik ve ilaç iĢkolunda olup, ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 9 uncu maddesi uyarınca çıkarılan tebliğde çok tehlikeli sınıfta yer alan iĢyerlerinde yapılan iĢleri, i) Yapı iĢleri: ĠĢkolları Yönetmeliğine göre inĢaat iĢkolunda olup, ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 9 uncu maddesi uyarınca çıkarılan tebliğde çok tehlikeli sınıfta yer alan iĢyerlerinde yapılan iĢleri, ifade eder. ĠKĠNCĠ BÖLÜM Heyetin OluĢturulması, Görevleri ve Kararlar Heyetin oluĢturulması MADDE 5 – (1) ĠĢyerinde iĢin bir bölümünü veya tamamını durdurma kararı vermeye yetkili heyet, üç müfettiĢten oluĢur. Kurul BaĢkanlığı heyete baĢkanlık edecek müfettiĢi belirler. (2) Kurul BaĢkanlığı birden fazla heyet oluĢturabilir. Heyetin görevleri ve kararlar MADDE 6 – (1) Heyet, kendisine intikal eden raporlar üzerinde gerekli incelemeyi yapar ve kararını, müfettiĢin tespit tarihinden itibaren iki gün içerisinde verir. Kararlar oy çokluğuyla alınır ve heyetçe imzalanır. (2) Heyet, raporda belirtilen hususlara katılmadığı durumlarda kararını, gerekçeleri ile birlikte yazar. (3) Heyet, gerekli görüldüğü takdirde, karara konu iĢyerinde inceleme yapabilir. (4) ĠĢyerinin açılmasına yönelik taleplere iliĢkin düzenlenen raporlar ile iĢverenin mühürlerin geçici olarak sökülmesi taleplerinin değerlendirilmesi heyet tarafından yapılır. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ĠĢin Durdurulması ve Kararın Uygulanması ĠĢin durdurulması MADDE 7 – (1) ĠĢyerindeki bina ve eklentilerde, çalıĢma yöntem ve Ģekillerinde veya iĢ ekipmanlarında çalıĢanlar için hayati tehlike oluĢturan bir husus tespit edildiğinde; bu tehlike giderilinceye kadar, hayati tehlikenin niteliği ve bu tehlikeden doğabilecek riskin etkileyebileceği alan ile çalıĢanlar dikkate alınarak, iĢyerinin bir bölümünde veya tamamında iĢ durdurulur. (2) Çok tehlikeli sınıfta yer alan maden, metal, yapı iĢleri ile tehlikeli kimyasallarla çalıĢılan iĢlerin yapıldığı veya büyük endüstriyel kazaların olabileceği iĢyerlerinde, risk değerlendirmesi yapılmadığının tespit edilmesi halinde iĢ durdurulur. (3) MüfettiĢçe, iĢyerinde birinci ve ikinci fıkralarda belirtilen durumlardan biriyle karĢılaĢıldığında, durumu belirtir bir rapor düzenlenir ve en geç tespitin yapıldığı tarihin ertesi günü ilgili heyete verilmek üzere Kurul BaĢkanlığına gönderilir. Raporda, durdurmayı gerektiren hususlara, alınması gereken tedbirlerin niteliğine ve yapılması gereken diğer iĢ ve iĢlemlere ayrıntılı olarak yer verilir. (4) Heyetin iĢyerinin bir bölümünde veya tamamında iĢin durdurulması kararı vermesi halinde karar, ilgili valiliğe ve iĢyeri dosyasının bulunduğu il müdürlüğüne bir gün içinde gönderilir. (5) Heyetin iĢin durdurulmaması yönünde karar vermesi halinde rapor iĢleme konulmaz ve Kurul BaĢkanlığına iletilir. (6) Bu Yönetmelik kapsamında yapılacak iĢ durdurma iĢlemleri sırasında zor kullanılmasını gerektiren durumların varlığı halinde, genel güvenliğin sağlanması amacıyla mülki idare amirinden kolluk personeli görevlendirilmesi talebinde bulunulabilir. Durdurma kararının uygulanması MADDE 8 – (1) ĠĢin durdurulması kararı, mülki idare amiri tarafından 24 saat içinde yerine getirtilir. (2) ĠĢin durdurulması kararında belirtildiği Ģekilde, iĢyerinin bir bölümü veya tamamında iĢ durdurulur. Durdurma kararına iliĢkin mühürleme iĢlemi mülki idare amirinin emriyle gerçekleĢtirilir. Durumu belirleyen bir tutanak düzenlenir. Düzenlenen tutanağın bir nüshası iĢyeri dosyasına konulmak üzere ilgili il müdürlüğüne gönderilir. Durdurmayla ilgili belgeler il müdürlüğünde saklanır. Mühürlerin geçici olarak sökülmesi MADDE 9 – (1) ĠĢveren, iĢin durdurulmasına sebep olan hususların giderilmesi için mühürlerin geçici olarak sökülmesi ile ilgili talebini dilekçeyle ilgili il müdürlüğüne iletir. Durdurma kararına sebep olan hususlar 7 nci maddenin birinci fıkrası kapsamında ise, hayati tehlikenin giderilmesi için alınması gereken tedbirler, bu tedbirlerin alınması için yapılacak çalıĢmanın koordinasyonu, alınması gerekli iĢ ekipmanları, yapılacak çalıĢmaların süresi ve çalıĢtırılacak çalıĢan sayısı ve benzeri bilgilerin yer aldığı, iĢverenin taahhüdü ile hazırlanan bir dosya dilekçe ekinde, aynı zamanda bu dosyanın elektronik ortama aktarılmıĢ hali il müdürlüğüne sunulur. ĠĢverenin taahhüdü ve dilekçesi ıslak imzalı olur. Durdurma kararına sebep olan husus 7 nci maddenin ikinci fıkrası kapsamında ise iĢyerinde yapılacak risk değerlendirmesi hakkında iĢ ve iĢlemleri belirtir bilgiler dosyaya eklenir. (2) Ġlgili il müdürlüğü iĢverenin talebini aynı gün elektronik ve benzeri ortamda sunulan eklerle beraber Kurul BaĢkanlığına gönderir. (3) Kurul BaĢkanlığı, iĢverenin mühürlerin geçici olarak sökülmesi talebini heyete intikal ettirir. Heyet, talebi dilekçe ve eklerinde sunulan bilgiler ıĢığında değerlendirir ve kararını iki gün içerisinde verir. Gerektiğinde iĢverenden ek bilgi talep edilebilir. (4) Mühürlerin geçici olarak sökülmesi kararı verilmesi halinde karar, mülki idare amirine ve il müdürlüğüne bir yazı ekinde gönderilir. Mülki idare amiri, kararın kendisine intikalinden itibaren 24 saat içerisinde, belirtilen Ģartlarda ve süreyle çalıĢma yapılabilmesi için mühürlerin geçici olarak sökülmesini ve durumu belirtir bir tutanak düzenlenmesini sağlar ve düzenlenen tutanağın bir nüshasını iĢyeri dosyasına konulmak üzere ilgili il müdürlüğüne iletir. (5) Mühürlerin geçici olarak sökülmesi talebinin uygun görülmemesi halinde karar, iĢverene intikal ettirilmek üzere gerekçesi ile birlikte ilgili il müdürlüğüne bildirilir. (6) Mülki idare amiri, mühürlerin geçici olarak söküldüğü süre sonunda iĢyerinin tekrar mühürlenmesini ve durdurma kararının uygulanmasına devam edilmesini sağlar. Durdurma kararının kaldırılması MADDE 10 – (1) ĠĢin durdurulmasına sebep olan hususları yerine getiren iĢveren, durdurma kararının kaldırılması için ilgili il müdürlüğüne yazılı talepte bulunur. Durdurmaya sebep hususları gidermeye yönelik yapılan çalıĢmaları, alınan veya revize edilen iĢ ekipmanlarına ait bilgi, belge ve yeterlilik sertifikalarını, tedbirlerin alındığı bölgelerin fotoğraflarını ve iĢyeri risk değerlendirmesini içeren bir dosya talebin ekinde, aynı zamanda bu dosyanın elektronik ve benzeri ortama aktarılmıĢ hali il müdürlüğüne sunulur. (2) Ġl müdürlüğü talebi aynı gün elektronik ve benzeri ortamda sunulan eklerle beraber Kurul BaĢkanlığına iletir. (3) ĠĢverenin bildirimi üzerine müfettiĢ tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen raporda, durdurma kararına neden olan hususların giderildiğinin belirtilmesi halinde, heyet tarafından 6 ncı maddede belirtilen usuller çerçevesinde gerekli inceleme yapılır ve bildirimin yapıldığı tarihten itibaren en geç 7 gün içerisinde karar verilir. (4) Heyetin durdurmanın kaldırılmasına karar vermesi halinde karar, mülki idare amirine ve ilgili il müdürlüğüne bildirilir. Mülki idare amirince söz konusu kararın gereği kendisine intikalinden itibaren 24 saat içerisinde yerine getirtilir. (5) MüfettiĢ tarafından yapılan inceleme sonucunda durdurma kararına sebep olan hususların giderilmediğinin tespit edilmesi halinde ise durdurma kararının devamı yönünde alınan karar, ilgili raporla beraber iĢverene tebliğ edilmek ve iĢyeri dosyasında saklanmak üzere ilgili il müdürlüğüne iletilir. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Acil Haller Acil hallerde yapılacak iĢlemler MADDE 11 – (1) ÇalıĢanların hayatı için tehlikeli olan husus, iĢin durdurulması kararının alınmasına kadar geçecek süre beklenmeden tedbir alınmasını gerektirecek nitelikte ise, tespiti yapan müfettiĢ durumu Kurul BaĢkanlığına derhal bildirerek, heyet tarafından karar alınıncaya kadar geçerli olmak kaydıyla iĢin durdurulmasını ilgili mülki idare amirinden talep eder. MüfettiĢ tarafından durdurmaya gerekçe olan hususlar ile alınması gereken tedbirlerin niteliğini, iĢyerinin fiziki ve teknik özellikleri ile yapılan iĢin niteliği doğrultusunda mühürlemenin usul ve esaslarını belirten rapor düzenlenir. Raporun birer örneği en geç teftiĢ tarihini takip eden gün içerisinde ilgili mülki idare amirine verilir ve Kurul BaĢkanlığına gönderilir. Mülki idare amirince iĢ aynı gün, raporda belirtildiği Ģekilde, heyet tarafından karar alınıncaya kadar geçici olarak durdurulur. (2) Heyet tarafından 6 ncı maddede belirtilen usuller çerçevesinde gerekli inceleme yapılır ve karar verilir. Karar, ilgili mülki idare amirine ve iĢyeri dosyasının bulunduğu il müdürlüğüne bir gün içinde gönderilir. (3) Karar, mülki idare amiri tarafından aynı gün yerine getirilir. Durumu belirleyen bir tutanak düzenlenir. Düzenlenen tutanağın bir nüshası iĢyeri dosyasına konulmak üzere ilgili il müdürlüğüne gönderilir. BEġĠNCĠ BÖLÜM ÇeĢitli ve Son Hükümler Ġlamların yerine getirilmesi MADDE 12 – (1) Durdurma kararına karĢı iĢverenin yerel iĢ mahkemesinde, bu kararın yerine getirildiği tarihten itibaren altı iĢ günü içinde itiraz hakkı vardır. (2) ĠĢ mahkemesine itiraz iĢin durdurulması kararının uygulanmasını durdurmaz. Mahkeme itirazı öncelikle görüĢür ve altı iĢ günü içinde karara bağlar. Kararlar kesindir. (3) ĠĢ mahkemelerinin iĢin durdurulması kararlarının kaldırılmasına dair kararları, uygulanmak üzere, il müdürlüğünce mülki idare amirine intikal ettirilir. Mülki idare amirinin emriyle iĢyeri açılır. Duruma iliĢkin tutanaklar il müdürlüğüne intikal ettirilerek iĢyeri dosyasında saklanır. Ücret ödemeleri MADDE 13 – (1) ĠĢveren, iĢin durdurulması sebebiyle iĢsiz kalan çalıĢanlara ücretlerini ödemekle veya ücretlerinde bir düĢüklük olmamak üzere meslek veya durumlarına göre baĢka bir iĢ vermekle yükümlüdür. Yürürlükten kaldırılan yönetmelik MADDE 14 – (1) 5/3/2004 tarihli ve 25393 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan ĠĢyerlerinde ĠĢin Durdurulmasına veya ĠĢyerlerinin Kapatılmasına Dair Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıĢtır. Yürürlük MADDE 15 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 16 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini ĠçiĢleri Bakanı ve ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı birlikte yürütür. [R.G. 30 Mart 2013 – 28603] —— • —— Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanlığından: TOPLU KONUT ĠDARESĠ BAġKANLIĞI SATIġ, DEVĠR, ĠNTĠKAL, KĠRAYA VERME, TRAMPA, SINIRLI AYNĠ HAK TESĠSĠ VE ARSA SATIġI KARġILIĞI GELĠR PAYLAġIMI ĠHALE YÖNETMELĠĞĠNDE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR YÖNETMELĠK MADDE 1 – 3/5/2006 tarihli ve 26157 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanlığı SatıĢ, Devir, Ġntikal, Kiraya Verme, Trampa, Sınırlı Ayni Hak Tesisi ve Arsa SatıĢı KarĢılığı Gelir PaylaĢımı Ġhale Yönetmeliğinin 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin sonuna aĢağıdaki cümle eklenmiĢtir. ―Yabancı devletlerin diplomatik amaçlı talepleri, DıĢiĢleri Bakanlığınca uygun görüĢ verilmesi halinde bu kapsamda değerlendirilebilir.‖ MADDE 2 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanı yürütür. [R.G. 30 Mart 2013 – 28603] —— • —— Karayolları Genel Müdürlüğünden: KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TASARRUFUNDAKĠ TAġINMAZLARIN DEĞERLENDĠRĠLMESĠNE ĠLĠġKĠN YÖNETMELĠK BĠRĠNCĠ KISIM Genel Hükümler BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak Amaç MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, Karayolları Genel Müdürlüğü tasarrufundaki taĢınmazları 25/6/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün TeĢkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna uygun ve Karayolları Genel Müdürlüğünce yürütülen kamu hizmetini aksatmayacak Ģekilde gelir getirici mahiyette değerlendirilmesine iliĢkin usul ve esasları düzenlemektir. Kapsam MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, TaĢınmaz Değerlendirme Havuzu kapsamına alınan taĢınmazların özel hukuk sözleĢmelerine konu edilerek gelir getirici amaçla değerlendirilmesi ile ilgili hususları kapsar. Dayanak MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün TeĢkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 4 üncü ve 32 nci maddelerine dayanılarak hazırlanmıĢtır. ĠKĠNCĠ BÖLÜM Tanımlar Tanımlar MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen; a) Ġdare: Karayolları Genel Müdürlüğünü, b) Ġhale: Ġlgili Kanunlarda ve bu Yönetmelikte yazılı usul ve Ģartlarla, iĢin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve yetkili mercilerin onayı ile tamamlanan sözleĢmeden önceki iĢlemleri, c) Ġhale usulleri: TaĢınmazların değerlendirilmesi amacıyla 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet Ġhale Kanununa uygun olarak kullanılacak değerlendirme usullerini, ç) Ġta amiri: Ġlgili mevzuat gereği, ihale ve harcama yapma yetki ve sorumluluğuna sahip kiĢi veya kurulları ile usulüne uygun olarak yetki devri yapılmıĢ görevlileri, d) Karayolları Genel Müdürlüğü tasarrufundaki taĢınmaz: Otoyol, devlet ve il yollarında karayolu sınır çizgisi içinde kalan uygun alanlar ile karayolu sınır çizgisi dıĢında Ġdareye devir ve temlik edilmiĢ veya Ġdarenin mülkiyetinde olan taĢınmazların yanında mevzuatın bu Yönetmelik kapsamında muamele edilmesine izin verdiği diğer taĢınmazları, e) Kıymet Takdir Komisyonu: Satılacak, devredilecek, kiralanacak ve benzeri her tür taĢınmazın tahmini bedellerini ilgili mevzuat uyarınca tespit etmek üzere Ġdarece yayımlanacak genelgeye göre kurulan komisyonu, f) Kullanma izni: Ġdare tasarrufunda olan taĢınmazlar üzerinde özel kiĢiler ve kamu kurumları lehine Ġdarece verilecek izni, g) MüĢteri: Kendisine ihale yapılan istekli veya isteklileri, ğ) Ön izin: Ġrtifak hakkı kurulmadan veya kullanma izni verilmeden önce; tescil, ifraz, tevhit, terk ve benzeri iĢlemlerin yapılması veya imar planının yaptırılması, değiĢtirilmesi ya da uygulama projelerinin hazırlanması ve onaylatılması gibi iĢlemlerin yerine getirilebilmesi için Ġdarece verilen izni, h) TaĢınmaz Değerlendirme Havuzu: Ġdarece; satıĢ, intifa veya irtifak hakkı tesisi, arsa veya arsa payı karĢılığı inĢaat yaptırılması veya kiralama ve benzeri yollarla değerlendirilebilecek taĢınmazların yer aldığı listeyi, ı) TaĢınmaz Envanter Değerlendirme Komisyonu: Kıymet takdir komisyonu tarafından tespit edilen bedele göre taĢınmazın hangi yöntemle değerlendirileceğini belirleyen ve Ġdarece genelgeyle belirlenen komisyonu, i) TaĢra TeĢkilatı: Bölge Müdürlükleri ile Atölye ve Ġkmal Müdürlüğünü, j) Yol GeçiĢ Ġzni: Ġdarenin görev alanında bulunan karayolu sınırları dahilindeki her türlü su, kanalizasyon, doğalgaz ve petrol boru hatları ile elektrik ve haberleĢme hatları ve benzeri tesisat kurulması veya bu amaçlarla herhangi bir Ģekilde karayollarında faaliyette bulunulması için Ġdarece verilen izni, ifade eder. ĠKĠNCĠ KISIM TaĢınmaz Değerlendirme Havuzu BĠRĠNCĠ BÖLÜM TaĢınmaz Değerlendirme Havuzu TaĢınmaz değerlendirme havuzuna taĢınmazların alınması MADDE 5 – (1) TaĢınmazların bu Yönetmelik uyarınca, gelir getirici amaçla değerlendirilmesi ancak TaĢınmaz Değerlendirme Havuzuna aktarım sonrasında mümkündür. (2) Yönetmeliğe uygun Ģekilde değerlendirilecek taĢınmazların taĢınmaz değerlendirme havuzuna aktarılması için sırasıyla; a) TaĢınmaz Değerlendirme Havuzuna alınacak taĢınmazla ilgili olarak, ilgili baĢmühendisliklerden görüĢ alınması, b) TaĢınmazın tahsis, satıĢ, kiralama, devir, irtifak hakkı, kullanım izni ve benzeri yöntemlerden hangisi ile değerlendirileceği konusunda TaĢınmaz Envanter Değerlendirme Komisyonunca gerekçe raporu düzenlenmesi, c) Düzenlenen gerekçeli rapor ve eklerinin ilgili bölge müdürlüğü tarafından Genel Müdürlüğe iletilmesi, ç) TaĢınmazlar Dairesi BaĢkanlığınca ilgili diğer daire baĢkanlıklarının görüĢünün alınması, d) TaĢınmazın nihai tasarruf Ģekli hakkında Genel Müdürlük Oluru alınması gerekmektedir. (3) Bu Yönetmelik kapsamında değerlendirilmesinden vazgeçilmesi sebebiyle TaĢınmaz Değerlendirme Havuzu kapsamından çıkarılması düĢünülen taĢınmazlar için de bu maddede öngörülen usul ve esas uygulanır. Havuz dıĢında değerlendirilebilecek taĢınmazlar MADDE 6 – (1) AĢağıda kapsamı belirlenen taĢınmazlar, havuza aktarılmadan da değerlendirilebilir. a) Ġdareye ait taĢınmazlar üzerinde yer alan; sabit asfalt tankları ve asfalt plenti, akaryakıt depoları, atölye, ambar, liman ve benzeri sabit tesislerin tamamı veya müstakil bölümleri, b) Ġdare tasarrufundaki alanlarda yer altı ve yer üstü (havai) her türlü iletim, ulaĢım ve taĢıma (ulaĢım, enerji, haberleĢme, su, atık su, petrol, doğalgaz, altyapı ve benzeri) hatlarının geçmesi durumunda yol geçiĢ izni ile irtifak hakkı veya kullanım izni verilen taĢınmazlar, (2) Havuz dıĢında değerlendirilecek taĢınmazlara iliĢkin ilgili daire baĢkanlıkları ile taĢra teĢkilatından olumlu görüĢ alındıktan sonra TaĢınmaz Envanter Değerlendirme Komisyonunca verilecek kararlar doğrultusunda iĢlem yapılır. (3) Bu madde kapsamındaki taĢınmazlar, TaĢınmaz Değerlendirme Havuzuna alınma kararı dıĢında bu Yönetmelikte belirlenen usul ve esaslara tabidir. ĠKĠNCĠ BÖLÜM TaĢınmaz Değerlendirme Havuzunda Yer Alan TaĢınmazlarla Ġlgili Yetki ve Tasarruflar Sınırlandırılan tasarruflar MADDE 7 – (1) Ġdarece kamulaĢtırma sınır çizgisi içerisinde kullanım izni ve kiraya verilecek taĢınmazların (park sahası, ariyet, Ģantiye, depo sahası, fidanlık ve benzeri) projesinde, yol ve yol emniyet sahası dıĢında kullanılmasının belirlenmiĢ olması Ģartı zorunludur. Bununla birlikte; köprü, viyadük, tünel ve benzeri yapıların bünyesinde yer alan, ancak yol ve trafik güvenliği yönünden engel teĢkil etmeyen alanlar, gerekli koĢullar belirlenmesi kaydıyla kiraya verilebilir; gerekli hallerde bu alanlar kullanım iznine konu edilebilir. Yol ve yol emniyet sahası içerisinde kalmakla beraber, ilgili diğer mevzuata aykırılık teĢkil etmemek kaydıyla, Ġdarece trafik güvenliği yönünden engel teĢkil etmediği belirlenen alanlar üzerinde kurulacak her türlü reklam levhası, baz istasyonu ve benzeri tesisler kullanım iznine konu edilebilir. (2) Yol boyu dinlenme tesisleri sadece kiralamaya konu edilebilir. Bu Yönetmelik uygulamasında yol boyu dinlenme tesisleri ile kast edilen; Trafik etüt ve denetimlerinde, taĢıtların arıza, kontrol, yüklerin düzeltilmesi ve benzeri hallerinde, kar mücadelesi çalıĢmalarında, sürücü ve yolcuların rahatsızlanmaları, hastalanmaları, tuvalet, acil haberleĢme, kısa süreli dinlenme ve benzeri ihtiyaçları halinde, araçların park etmelerine, sığınmalarına imkan sağlayan, imkanlar ölçüsünde içinde tuvalet, çeĢme, oturma yerleri ve benzeri düzenlemelere yer verilen, aydınlatması yapılan, karayolu kenarında ve karayolu projesi kapsamında muayyen aralıklarla oluĢturulan alanlardır. (3) Ġdarenin tasarrufunda olan taĢınmazlar üzerinde kurulacak ve iĢletilecek her türlü tesise iliĢkin yasal mevzuat çerçevesinde alınacak ruhsat ve izinler iĢletmecisinin sorumluluğundadır. (4) Ġdare tasarrufundaki ocak sahasında malzemenin bitmiĢ olması veya kullanma imkânının kalmamıĢ olması Ģartlarının varlığı durumunda 23/1/2010 tarihli ve 27471 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Madencilik Faaliyetleri ile Bozulan Arazilerin Doğaya Yeniden Kazandırılması Yönetmeliği ile 18/3/2004 tarihli ve 25406 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Hafriyat Toprağı, ĠnĢaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde, gerekli proje ve tesisler Ġdarece yapılır/yaptırılır ve satıĢ, kira ve kullanım iznine konu edilebilir. Ġdarenin protokole taraf olma yetkisi MADDE 8 – (1) TaĢınmaz Değerlendirme Havuzunda yer alan ve taĢınmaz değerlendirme kapsamına alınması düĢünülen taĢınmazlar ile ilgili olarak Ġdare, kamu kurum ve kuruluĢları ile bu Yönetmelik ve ilgili diğer mevzuat kapsamında her türlü protokole taraf olabilir. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TaĢınmazların Ġhale Öncesi Bedel Tespiti ve Ġlan Asgari bedelin belirlenmesi MADDE 9 – (1) TaĢınmaz Değerlendirme Havuzunda yer alan taĢınmazların, kıymet takdir komisyonlarınca asgari bedel tespiti yapılır. (2) Asgari bedel belirlemesinin amaçları aĢağıda belirtilmiĢtir. a) TaĢınmaz, TaĢınmaz Değerlendirme Havuzunda kaldığı sürece değerini Ġdarece izlemek. b) TaĢınmazın hangi yöntemle değerlendirileceğinin belirlenmesinde Ġdareye fikir vermek. c) KesinleĢmiĢ asgari bedel tespitinin minimum değerini belli etmek. (3) Asgari bedelin belirlenmesinde 8/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 11 inci maddesi de dikkate alınır. (4) Asgari bedel taĢınmazın (eğer varsa) emlak vergisi beyan değerinden düĢük olamaz. Asgari bedel güncellemesi MADDE 10 – (1) TaĢınmaz Değerlendirme Havuzu envanterinde yer alan taĢınmazların 9 uncu maddeye göre tespit edilen asgari bedelleri sadece bu tespitin yapıldığı yıl için esas alınır. Ġzleyen yıl içinde ilgili taĢınmaz için asgari bedel belirlemesi, 9 uncu maddeye göre yeniden yapılır. KesinleĢmiĢ asgari bedel MADDE 11 – (1) KesinleĢmiĢ asgari bedel, TaĢınmaz Değerlendirme Havuzunda yer alıp asgari bedeli belirlenmiĢ olan taĢınmazların, ihaleye konu edilmesinden önce belirlenecek minimum bedelidir. (2) Bu bedel daha önce belirlenen asgari bedelden düĢük olamaz. Ġlan ve itiraz MADDE 12 – (1) TaĢınmaz Değerlendirme Havuzundaki taĢınmazların tasarrufu hakkında alınan karar, ihaleye çıkılan bölge müdürlüğünün bulunduğu il ile taĢınmazın bulunduğu il ve ilçe yerel gazeteleriyle ve diğer yöntemlerle duyurulur. Bu duyuruya karĢı 15 gün içinde üçüncü kiĢilerce itirazda bulunulabilir. Ġdare, yapılan itirazları inceleyerek 15 gün içerisinde ilgilisine cevap verir. ÜÇÜNCÜ KISIM Ġhalelerle Ġlgili Genel Esaslar BĠRĠNCĠ BÖLÜM Ġhalelere Katılım Ġhaleye katılamayacak olanlar MADDE 13 – (1) AĢağıdaki Ģahıslar doğrudan veya dolaylı olarak ihalelere katılamazlar: a) Ġta amirleri, b) Ġhale iĢlemlerini hazırlamak, yürütmek, sonuçlandırmak ve denetlemekle görevli olanlar, c) (a) ve (b) bentlerinde belirtilen Ģahısların eĢleri ve ikinci dereceye kadar (Ġkinci derece dahil) kan ve sıhri hısımları, ç) (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen Ģahısların ortakları (Bu Ģahısların yönetim kurullarında görevli olmadıkları anonim ortaklıklar hariç), d) 2886 sayılı Kanun ve diğer kanunlardaki hükümler gereğince geçici veya sürekli olarak kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmıĢ olanlar. Ġhaleye katılabilme Ģartları MADDE 14 – (1) Ġhalelere katılabilmek için kanuni ikametgâh sahibi olmak, gerekli nitelik ve yeterliği haiz bulunmak, istenilen teminat ve belgeleri vermek gereklidir. ĠKĠNCĠ BÖLÜM Ġhaleye Hazırlık ġartnameler MADDE 15 – (1) Ġhale konusu iĢlerin her türlü özelliğini gösteren Ģartname ve varsa ekleri Ġdarece hazırlanır. (2) Bu Ģartnamelerde iĢin mahiyetine göre konulacak özel ve teknik Ģartlardan baĢka genel olarak aĢağıdaki hususlar gösterilir. a) ĠĢin niteliği, nevi ve miktarı. b) TaĢınmaz tapuda kayıtlı ise, bu kayda göre mahalle veya köyü, mevkii, sokağı, cinsi, yüzölçümü, hisse ve imar durumu, varsa tapu tarihi ile üzerindeki tüm Ģerh ve takyidler, pafta, ada, parsel veya cilt, sahife ve sıra numaraları ve fiilî durumu, taĢınmaz tapuda kayıtlı değil ise, ölçekli krokisi, yüzölçümü ve fiilî durumu. c) KesinleĢmiĢ asgari bedel, geçici teminat miktarı ve kesin teminata ait Ģartlar. ç) TaĢınmazın teslim Ģekli ve Ģartları. d) GecikmiĢ ifa sebebiyle alınacak cezalar. e) Ġsteklilerde aranılan Ģartlar ve belgeler. f) Ġhaleyi yapıp yapmamakta Ġdarenin serbest olduğu. g) Ġhale kararının karar tarihinden itibaren en geç onbeĢ iĢ günü içinde ita amirince onaylanacağı veya iptal edileceği. ğ) Vergi, resim ve harçlarla sözleĢme giderlerinin kimin tarafından ödeneceği. h) Ödeme yeri ve Ģartları. ı) Ġhtilafların çözüm Ģekli ve yeri. i) Tapuda kayıtlı olmayan alanlar için: Ġli, ilçesi, mah./köy, mevkii, yol kontrol kesim numarası, proje km.si ve benzeri bilgiler. j) Kullanım izni verilmesi, irtifak hakkı tesisi veya kiralama nedeniyle Ġdarenin tesis ettiği kamulaĢtırma sınır taĢları, telçit, kar siperleri, drenaj sistemleri ve benzeri tesislerin sökülmesinin söz konusu olması durumunda bu tesislerin yeniden yapılması için gerekli her türlü bedelin zarar veren kullanıcıdan temin edileceği. Ġhale öncesi istenecek belgeler MADDE 16 – (1) Ön izin, kullanma izni veya irtifak hakkına konu edilecek taĢınmazlarda aĢağıdaki belgeler istenir. a) Bölge müdürlüğünce onaylı izin sahasının üzerinde gösterildiği uygun ölçekli (1/1000, 1/2000 veya 1/5000) vaziyet planı. b) Ġzin alanının 1/1000 ölçekli hali hazır haritası ve varsa onaylanmıĢ imar planı. c) Ġzin sahasına ait memleket nirengisine bağlı yersel ölçü yapıldığına dair ölçüm ve hesap cetvelleri. ç) Yapıya iliĢkin Çevre ve ġehircilik Bakanlığınca belirlenen ait olduğu yılın birim fiyatlarına göre hazırlanmıĢ keĢif özetleri. d) 1/25000 ölçekli kılavuz plan. e) Tapu kayıt örneği, ölçekli plan örneği, varsa imar çapı. Onay belgesi MADDE 17 – (1) Ġhalesi yapılacak her iĢ için bir onay belgesi hazırlanır. Onay belgesinde; ihale konusu olan iĢin nevi, niteliği, miktarı, tahmin edilen bedeli, ihalede kullanılacak usul, yapılacaksa ilanın Ģekli ve adedi, alınacaksa geçici teminat miktarı, Ģartname ve sözleĢme gerekip gerekmeyeceği belirtilir. (2) Onay belgesi ita amirince onaylanır. (3) Onay belgesinde ayrıca, Ģartname ve eklerinin hangi bedel karĢılığında verileceği gösterilir. ġartnamelerin verilmesi MADDE 18 – (1) Özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, Ģartname ve ekleri Ġdare tarafından belirlenecek bir bedel mukabilinde verilir. Ancak Ģartname ve ekleri Ġdarede bedelsiz görülebilir. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Ġhale Komisyonları Ġhale komisyonları MADDE 19 – (1) Ġhale sürecinde yetkili komisyon ita amirince oluĢturulur. (2) Ġhale komisyonu en az bir üyesi ilgili baĢmühendislik veya daire baĢkanlığından belirlenmiĢ kiĢi ve uzman mali üyenin katılımıyla oluĢturulur. Ġlgili baĢmühendislik veya daire baĢkanlığı sayısının birden fazla olması durumunda her bir baĢmühendislikten veya daire baĢkanlığından en az birer üye komisyona alınır. (3) Ġta amiri, komisyona üye olarak seçtiği bir kiĢiyi aynı zamanda komisyon baĢkanı olarak da belirler. Komisyonların çalıĢması MADDE 20 – (1) Ġhale komisyonları eksiksiz olarak toplanır. Komisyon kararları çoğunlukla alınır. Oyların eĢit olması halinde baĢkanın bulunduğu taraf çoğunlukta kabul edilir. Kararlarda çekimser kalınamaz. Muhalif kalan üye karĢı oy gerekçesini kararın altına yazarak imzalamak zorundadır. (2) Komisyon baĢkan ve üyeleri, oy ve kararlarından sorumludurlar. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Ġlan Ġhalenin ilanı MADDE 21 – (1) Ġhale konusu olan iĢler, aĢağıdaki usul ve esaslara göre isteklilere ilan yoluyla duyurulur. a) Ġhalenin yapılacağı yerdeki ilanlar: 1) Günlük gazete çıkan yerlerde ihaleler, ihalenin yapılacağı yerde çıkan gazetelerde en az bir gün aralıkla yayımlanmak suretiyle iki defa duyurulur. Gazete ile yapılacak ilk ilan ile ihale günü arası on günden, son ilan ile ihale günü arası beĢ günden az olamaz. 2) Günlük gazete çıkmayan yerlerdeki ihalelerde ise ilan, en az bir gün aralıkla yayımlanmak suretiyle iki defa defterdarlık veya mal müdürlüğü ile hükümet ve belediye binalarının ilan tahtalarına asılacak yazılar ve belediye yayın araçları ve ilgili bölge müdürlüğünün ihaleye konu taĢınmazın bulunduğu yerdeki alt birimdeki ilan tahtalarına asılarak yapılır. Bu iĢlemler bir tutanakla tespit edilir. Bu yerlerde en çok yedi gün aralıkla çıkan gazete varsa, ayrıca gazete ile de bir defa ilan yapılır. b) Diğer Ģehirlerde yapılacak ilanlar: Tahmin edilen bedeli her yıl merkezi yönetim bütçe kanunu ile belirlenecek miktarı aĢan ihale konusu iĢler, (a) bendine göre yapılacak ilanlardan baĢka tirajı göz önüne alınarak ili, Basın-Ġlan Kurumunca tespit olunacak günlük gazetelerden birinde, ihale tarihinden en az on gün önce bir defa ilan edilir. c) Resmî Gazete ile yapılacak ilanlar: Tahmin edilen bedeli (b) bendi uyarınca belirlenecek miktarın üç katını aĢan ihale konusu iĢler, ihale tarihinden en az on gün önce bir defa da Resmî Gazete‘de ilan edilir. ç) Pazarlık usulü ile yapılacak ihaleler için Ġdare, iĢin önem ve özelliğine göre ilan yapıp yapmamakta serbesttir. d) Bu madde uyarınca yapılacak ilanlar ayrıca Ġdarenin internet sayfasından da duyurulur. (2) Sürelerin hesabında, ilanın yapıldığı gün ile ihale günü sayılmaz. (3) Ġhale komisyonları, gerektiğinde basın ve yayın organlarının ihale iĢlemlerini izlemesi de dahil olmak üzere, ihalenin rekabet ve açıklık ilkelerine uygun Ģekilde yapılmasını sağlayan her türlü tedbiri alır. Onaylanan ihale kararları, kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla internet aracılığı ile ayrıca yayınlanır. Ġlanlarda bulunması zorunlu hususlar MADDE 22 – (1) Ġlanlarda aĢağıdaki hususlar belirtilir. a) Ġhale konusu taĢınmazın niteliği, yeri ve miktarı. b) ġartname ve eklerinin nereden ve hangi Ģartlarla alınacağı veya görülebileceği. c) Ġhalenin nerede, hangi tarih ve saatte ve hangi usulle yapılacağı. ç) Tahmin edilen bedel ve alınacaksa geçici teminat miktarı. d) Ġsteklilerden aranılan belgelerin neler olduğu. e) Kapalı teklif usulüyle yapılacak ihalelerde, tekliflerin hangi tarih ve saate kadar nereye verileceği. ġartname ve eklerinde değiĢiklik halinde ilan MADDE 23 – (1) Ġlan yapıldıktan sonra, Ģartname ve eklerinde değiĢiklik yapılamaz. Ancak, değiĢiklik yapılması zorunlu hallerde, bunu gerektiren sebepler ve zorunluluklar bir tutanakla tespit edilerek önceki ilanlar geçersiz sayılır ve yeniden aynı Ģekilde ilan olunur. Ġlanın uygun olmaması MADDE 24 – (1) 21 ve 22 nci maddelerdeki hükümlere uygun olmayan ilanlar geçersizdir. Bu durumda ilan yenilenmedikçe ihale yapılamaz. (2) Ġlanların geçersizliği ihale yapıldıktan sonra anlaĢılırsa, ihale veya sözleĢme feshedilir. Ancak, iĢte ivedilik ve ihalede Devletin yararı varsa, ihale ve sözleĢme Ġdarenin uygun görüĢü ve birinci derece ita amirinin onayı ile geçerli sayılabilir. (3) Ġhalenin veya sözleĢmenin bozulması halinde, müĢterinin fesih tarihine kadar yapmıĢ olduğu gerçek masrafları verilir. Ġhalenin tatil gününe rastlaması MADDE 25 – (1) Ġhale için tespit olunan tarih, tatil gününe rastlamıĢsa ihale, tekrar ilana gerek kalmaksızın tatili takip eden ilk iĢ gününde aynı yer ve saatte yapılır. Ġlandan sonra çalıĢma saati değiĢse de ihale ilan edilen saatte yapılır. BEġĠNCĠ BÖLÜM Teklifler ve Teminat Tekliflerin açılma zamanı MADDE 26 – (1) Tekliflerin açılma zamanı, çalıĢma saati içinde olmak üzere tespit edilir. Açılma zamanı için, Türkiye Radyo-Televizyon Kurumunun saat ayarı esas alınır. Teklifler açılmaya baĢladıktan sonra, çalıĢma saatine bağlı kalmaksızın iĢleme devam olunur. Geçici teminat MADDE 27 – (1) Tahmin edilen bedelin % 3‘ünden az olmamak üzere % 5‘e kadar, iĢin niteliğine göre belirlenecek miktarda geçici teminat alınır. (2) Pazarlık usulü ile yapılacak ihalelerde geçici teminat alınmayabilir. Teminat olarak kabul edilecek değerler MADDE 28 – (1) Geçici veya kesin teminat olarak kabul edilecek değerler aĢağıda gösterilmiĢtir. a) Tedavüldeki Türk Parası. b) Bankalar ve özel finans kurumları tarafından verilen teminat mektupları. c) Hazine MüsteĢarlığınca ihraç edilen Devlet Ġç Borçlanma Senetleri veya bu senetler yerine düzenlenen belgeler (Nominal değere faiz dahil edilerek ihraç edilmiĢ ise, bu iĢlemlerde anaparaya tekabül eden satıĢ değerleri esas alınır.). ç) TaĢınmaz satıĢ ihalelerinde, dıĢarıda yerleĢik kiĢiler ile geçimini yurt dıĢında temin eden Türk vatandaĢlarından, teminat olarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca belirlenen çevrilebilir (konvertibl) döviz. (2) Teminat mektupları dıĢındaki teminatların istekliler tarafından ilgili muhasebe birimine yatırılması gerekli olup bunlar ihale komisyonlarınca teslim alınamaz. Üzerlerine ihale yapılanların teminat mektupları, ihaleden sonra ilgili muhasebe birimine teslim edilir ve üzerlerine ihale yapılmayan isteklilerin geçici teminatları gecikmeksizin geri verilir. (3) Her ne suretle olursa olsun Ġdarece alınan teminatlar haczedilemez ve üzerine ihtiyati tedbir konulamaz. DÖRDÜNCÜ KISIM Ġhale Usulleri Ġhale usulleri MADDE 29 – (1) Bu Yönetmeliğe göre yapılacak ihalelerde aĢağıdaki usuller uygulanır. a) Kapalı teklif usulü. b) Açık teklif usulü. c) Pazarlık usulü. BĠRĠNCĠ BÖLÜM Kapalı Teklif Usulü Kapalı teklif usulünde tekliflerin hazırlanması MADDE 30 – (1) Kapalı teklif usulünde teklifler yazılı olarak yapılır. Teklif mektubu, bir zarfa konulup kapatıldıktan sonra, zarfın üzerine isteklinin adı, soyadı ve tebligata esas açık adresi yazılır. (2) Zarfın yapıĢtırılan yeri istekli tarafından imzalanır veya mühürlenir. Bu zarf geçici teminata ait alındı veya teminat mektubu ve istenilen diğer belgelerle birlikte ikinci bir zarfa konularak kapatılır. DıĢ zarfın üzerine isteklinin adı, soyadı, açık adresi ve teklifin hangi iĢe ait olduğu yazılır. (3) Teklif mektupları istekli tarafından imzalanır, bu mektuplarda Ģartname ve eklerinin tamamen okunup kabul edildiği belirtilir ve teklif edilen fiyat rakam ve yazıyla açık olarak yazılır. (4) Bu maddeki hükümlerden herhangi birine uygun olmayan veya üzerinde kazıntı, silinti veya düzeltme bulunan teklifler reddolunarak hiç yapılmamıĢ sayılır. Kapalı teklif usulünde tekliflerin verilmesi MADDE 31 – (1) Teklifler ilanda belirtilen saate kadar, sıra numaralı alındılar karĢılığında ihale komisyon baĢkanlığına verilir. Alındı numarası zarfın üzerine yazılır. Teklifler iadeli taahhütlü olarak da gönderilebilir. Bu takdirde, dıĢ zarfın üzerine ihale komisyon baĢkanlığının adresi ile hangi iĢe ait olduğu, isteklinin adı ve soyadı ile açık adresi yazılır. Posta ile gönderilecek tekliflerin ilanda belirtilen saate kadar komisyon baĢkanlığına ulaĢması Ģarttır. Postadaki gecikme nedeniyle iĢleme konulmayacak olan tekliflerin alınıĢ zamanı bir tutanakla tespit edilir. (2) Komisyon baĢkanlığına verilen teklifler herhangi bir sebeple geri alınamaz. Kapalı teklif usulünde dıĢ zarfların açılması MADDE 32 – (1) Ġhale komisyonunca ilanda belirtilen saatte, kaç teklif verilmiĢ olduğu bir tutanakla tespit edildikten sonra dıĢ zarflar hazır bulunan istekliler önünde alınıĢ sırasına göre açılarak, istenilen belgelerin ve geçici teminatın usulüne uygun olup olmadığı kontrol edilir. DıĢ zarfın üzerindeki alındı sıra numarası iç zarfın üzerine de yazılır. (2) Belgeleri ile teminatı usulüne uygun ve tam olmayan isteklilerin teklif mektubunu taĢıyan iç zarfları açılmayarak baĢkaca iĢleme konulmadan, diğer belgelerle birlikte kendilerine veya vekillerine iade olunur. Bu konuda, iade gerekçelerini de içeren bir tutanak düzenlenir. Bunlar ihaleye katılamazlar. Kapalı teklif usulünde iç zarfların açılması MADDE 33 – (1) Teklif mektuplarını taĢıyan iç zarflar açılmadan önce, ihaleye katılacaklardan baĢkası ihale odasından çıkarılır. Bundan sonra, postayla gelen teklifler de dahil olmak üzere zarflar numara sırasıyla açılarak, teklifler komisyon baĢkanı tarafından okunur veya okutulur ve bir listesi yapılır. Bu liste komisyon baĢkanı ve üyeleri tarafından imzalanır. (2) ġartnameye uymayan veya baĢka Ģartlar taĢıyan ya da 30 uncu madde hükümlerine uygun olmayan teklif mektupları kabul edilmez. (3) Geçerli teklifler bu suretle tespit edildikten sonra en yüksek teklifin altında olmamak kaydıyla, ihalede hazır bulunan isteklilerden sıra ile yeniden sözlü veya yazılı teklifte bulunulması istenir. Bu Ģekilde teklif alınmasına tek istekli kalıncaya kadar devam edilir. Ġhaleden çekilen isteklilerin bu durumları ihaleye ait artırma kâğıdına yazılır ve imzaları alınır. Ġlgilinin imzadan çekinmesi halinde durum ayrıca belirtilir. Ġhaleden çekilmiĢ olanlar yeniden teklif veremezler. (4) Ancak geçerli teklif sayısının üçten fazla olması durumunda bu iĢlem, oturumda hazır bulunan en yüksek üç teklif sahibi istekliyle, bu üç teklifle aynı olan birden fazla teklifin bulunması halinde ise, bu istekliler dahil edilmek suretiyle yapılır. (5) Komisyon, uygun gördüğü her aĢamada daha önce ihaleden çekilenler hariç olmak üzere oturumda hazır bulunan isteklilerden yazılı son tekliflerini alarak ihaleyi sonuçlandırabilir. Bu husus, ihale komisyonunca ikinci bir tutanakla tespit edilir. Kapalı teklif usulünde ihale sonucunun karara bağlanması MADDE 34 – (1) 33 üncü madde gereğince kabul edilen teklifler incelenerek; a) Ġhalenin yapıldığı, ancak ita amirinin onayına bağlı kaldığı, b) Ġhalenin yapılmadığı, hususlarından birine karar verilir ve bu husus gerekçeli bir karar halinde yazılarak, komisyon baĢkan ve üyeleri tarafından imzalanır ve durum hazır bulunanlara bildirilir. Kapalı teklif usulünde ihalenin yapılamaması MADDE 35 – (1) Kapalı teklif usulüyle yapılan ihalelerde, istekli çıkmadığı veya teklif olunan bedel komisyonca uygun görülmediği takdirde, uygun bir zamanda aynı usulle ihale açılır. ĠKĠNCĠ BÖLÜM Açık Teklif Usulü Açık teklif usulünün uygulanması MADDE 36 – (1) Açık teklif usulüne göre ihaleler, isteklilerin ihale komisyonları önünde tekliflerini sözlü olarak belirtmeleri suretiyle yapılır. (2) Ancak istekliler ilanda belirtilen ihale saatine kadar komisyon baĢkanlığına ulaĢmıĢ olmak Ģartıyla 30 uncu madde hükümlerine uygun olarak düzenleyecekleri tekliflerini iadeli taahhütlü bir mektupla da gönderebilirler. (3) Teklif sahibi ihale sırasında hazır bulunmadığı takdirde posta ile gönderilen teklif, son ve kesin teklif olarak kabul edilir. Açık teklif usulünde ihale MADDE 37 – (1) Ġlanda belirtilen ihale saati gelince, komisyon baĢkanı, isteklilerin belgelerini ve geçici teminat verip vermediklerini inceleyerek, kimlerin ihaleye katılabileceğini bildirir. Katılamayacakların belge ve teminatlarının geri verilmesi kararlaĢtırılır. Bu iĢlemler, istekliler önünde, bir tutanakla tespit edilir. (2) Tutanaktan sonra, ihaleye giremeyecekler ihale yerinden çıkartılır. Diğer istekliler, önce Ģartnameyi imzaya ve daha sonra, sıra ile tekliflerini belirtmeye çağrılır. Yapılacak teklifler ihaleye ait artırma kağıdına yazılır ve teklif sahipleri tarafından imzalanır. (3) Ġlk teklifler bu suretle tespit edildikten sonra, komisyon baĢkanı, postayla yapılmıĢ teklifler varsa okutarak bu tekliflerin de ihaleye ait artırma kâğıdına yazılmasını sağlar. Bundan sonra istekliler, sırayla tekliflerde bulunmaya devam ederler. Ġhaleden çekilen isteklilerin bu durumları ihaleye ait artırma kâğıdına yazılır ve imzaları alınır. Ġlgilinin imzadan çekinmesi halinde durum ayrıca belirtilir. (4) Ġhaleden çekilenler, yeniden teklifte bulunamazlar. (5) Teklifler yapıldığı sırada, yapılan artırımların iĢi uzatacağı anlaĢılırsa, isteklilerden komisyon huzurunda son tekliflerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. Daha önce ihaleden çekilmiĢ olanlar bu durumda yazılı teklif veremezler. Açık teklif usulünde ihale sonucunun karara bağlanması MADDE 38 – (1) Sözlü veya yazılı son teklifler alındıktan sonra ihale, 34 üncü maddeye göre karara bağlanır. Açık teklif usulünde ihalenin yapılamaması MADDE 39 – (1) Açık teklif usulüyle yapılan ihalelerde istekli çıkmadığı, isteklilerin belgeleri veya teklifleri uygun görülmediği takdirde, uygun bir zamanda yeniden aynı usulle ihale açılır. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Pazarlık Usulü Pazarlık usulünde ihale MADDE 40 – (1) Pazarlık usulüyle yapılan ihalelerde teklif alınması belli bir Ģekle bağlı değildir. Ġhaleler, komisyon tarafından iĢin nitelik ve gereğine göre, bir veya daha fazla istekliden yazılı veya sözlü teklif almak ve bedel üzerinde anlaĢmak suretiyle yapılır. (2) Pazarlığın ne suretle yapıldığı, ne tekliflerde bulunulduğu ve üzerine ihale yapılanların neden dolayı tercih edildiği pazarlık kararında gösterilir. BEġĠNCĠ KISIM Tekliflerin Değerlendirilmesi ve Ġhale Kararları Komisyonların ihaleyi yapıp yapmamakta serbest olması MADDE 41 – (1) Komisyonlar, gerekçesini kararda belirtmek suretiyle ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. Kararlarda belirtilmesi gereken hususlar MADDE 42 – (1) Ġhale komisyonlarınca alınan kararlar, komisyon baĢkan ve üyelerinin adları, soyadları ve esas görevleri belirtilerek imzalanır. (2) Kararlarda; isteklilerin isimleri, adresleri, teklif ettikleri bedeller, ihalenin hangi tarihte ve hangi istekli üzerine hangi gerekçelerle yapıldığı, ihale yapılmamıĢ ise nedenleri belirtilir. Ġhale kararlarının kesinleĢmesi MADDE 43 – (1) Ġhale komisyonları tarafından alınan ihale kararları, karar tarihinden itibaren en geç onbeĢ iĢ günü içinde ita amirinin onayı veya iptali ile kesinleĢir. KesinleĢen ihale kararlarının bildirilmesi MADDE 44 – (1) Ġta amirince onaylanan ihale kararları, onaylandığı günden itibaren en geç beĢ iĢ günü içinde, üzerine ihale yapılana veya vekiline imza karĢılığı tebliğ edilir veya iadeli taahhütlü mektupla tebligat adresine gönderilir. Mektubun postaya verilmesini takip eden yedinci gün, kararın istekliye tebliğ tarihi sayılır. (2) Ġhale kararlarının ita amirince iptal edilmesi halinde de durum istekliye aynı Ģekilde bildirilir. Ġhalede hazır bulunmayan istekliler MADDE 45 – (1) Ġhale sırasında hazır bulunmayan veya noterden tasdikli vekâletnameyi haiz bir vekil göndermeyen istekliler, ihalenin yapılıĢ tarzına ve sonucuna itiraz edemezler. ALTINCI KISIM SözleĢmeler, Teminat ve Sorumluluklar BĠRĠNCĠ BÖLÜM SözleĢmeler Ġhalenin sözleĢmeye bağlanması MADDE 46 – (1) Bu Yönetmelik uyarınca yapılan ve onaylanan ihaleler sözleĢmeye bağlanır. SözleĢme, Ġdare adına ita amiri tarafından imzalanır. Ġrtifak hakkı kurulmasına iliĢkin iĢlemlerde tapuda resmi senet düzenlenir. (2) PeĢin satıĢlarda ve trampa iĢlemlerinde sözleĢme yapılması zorunlu değildir. Notere tasdik ve tescili zorunlu olmayan sözleĢmeler MADDE 47 – (1) Ġlk yıl kira bedeli, 2886 sayılı Devlet Ġhale Kanununun 76 ncı maddesi gereğince her yıl merkezi yönetim bütçe kanunuyla belirlenen parasal sınırın yüzde onunu aĢmayan sözleĢmeler, kamu idareleriyle yapılacak sözleĢmeler ve büfe, kantin, çay ocağı gibi kalıcı olmayan yapıların, geçici iĢ ve hizmetler için kullanılacak taĢınmazların kiraya verilmesinde düzenlenecek sözleĢmeler ile taksitli satıĢ sözleĢmelerinin notere tasdik ve tescili zorunlu değildir. (2) Büfe, kantin, çay ocağı gibi yerlere iliĢkin sözleĢmeler, bunların bulunduğu yerin yetkilisi huzurunda düzenlenir, sözleĢmeyi bunlar da imza eder. ĠKĠNCĠ BÖLÜM Teminat Kesin teminat MADDE 48 – (1) Taahhüdün, sözleĢme ve Ģartname hükümlerine uygun olarak yerine getirilmesini sağlamak amacıyla, sözleĢme yapılmasından önce müĢteriden ihale bedeli üzerinden % 6 oranında kesin teminat alınır. Ancak satıĢ ve trampa ihalelerinde kesin teminat alınmaz. (2) MüĢterinin kesin teminat vermesi gerektiği halde bu zorunluluğa uymaması durumunda, protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın ihale bozulur ve varsa geçici teminatı gelir kaydedilir. (3) Verilen kesin teminat, teminat olarak kabul edilen diğer değerlerle değiĢtirilebilir. (4) SözleĢmenin yapılmasından sonra varsa geçici teminat iade edilir. Kesin teminatın geri verilmesi MADDE 49 – (1) Kesin teminat, taahhüdün sözleĢme ve Ģartname hükümlerine uygun biçimde yerine getirildiği anlaĢıldıktan ve müĢterinin bu iĢten dolayı Ġdareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra müĢteriye geri verilir. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Sorumluluklar SözleĢme yapılmasında müĢterinin görev ve sorumluluğu MADDE 50 – (1) SözleĢme yapılması gerekli olan hallerde müĢterinin, onaylanan ihale kararının bildirilmesini izleyen günden itibaren onbeĢ gün içinde geçici teminatı kesin teminata çevirerek Ġdarece düzenlenecek sözleĢmeyi imzalaması gerekir. MüĢteri, zorunlu ise aynı süre içinde sözleĢmeyi notere tasdik ve tescil ettirerek Ġdareye vermekle yükümlüdür. (2) MüĢterinin, aynı süre içinde ihale bedeli ile kendisine ait bulunan vergi, resim ve harçlar ile diğer giderleri ödemesi, varsa diğer yükümlülükleri yerine getirmesi gerekir. (3) Bu zorunluluklara uyulmadığı takdirde, protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın ihale bozulur ve varsa geçici teminat gelir kaydedilir. Ġdarenin görev ve sorumluluğu MADDE 51 – (1) Ġdare 50 nci maddede yazılı süre içinde sözleĢme yapılması hususunda kendisine düĢen görevleri yapmak ve taĢınmazların satıĢında ve trampasında, ferağa ait iĢlemleri tamamlamak, Ģartnamede belirtilen sınır ve evsafa göre; satılan, trampa edilen, kiraya verilen ve irtifak hakkı kurulan veya kullanma izni verilen taĢınmazları müĢteriye teslim etmekle yükümlüdür. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde müĢteri, sürenin bitiminden itibaren en çok on beĢ gün içinde, on gün müddetli bir noter ihtarnamesiyle bildirmek Ģartıyla taahhüdünden vazgeçebilir. Bu takdirde teminat geri verilir. MüĢteri, ihaleye girmek ve teminat vermek için yaptığı masrafları istemeye hak kazanır. MüĢterinin sözleĢmenin bozulmasına neden olması MADDE 52 – (1) SözleĢme yapıldıktan sonra müĢterinin taahhüdünden vazgeçmesi veya taahhüdünü, Ģartname ve sözleĢme hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi veya kiraya verilen, kullanma izni verilen ya da irtifak hakkı kurulan taĢınmazı sözleĢmesinde öngörülen amaç dıĢında kullanması ve Ġdarenin en az on gün süreli ve nedenleri açıkça belirtilen ihtarına rağmen aynı durumu devam ettirmesi halinde, ayrıca protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın kesin teminatı gelir kaydedilir ve sözleĢme feshedilerek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir. (2) Gelir kaydedilen kesin teminat, müĢterinin borcuna mahsup edilemez. SözleĢmenin devri MADDE 53 – (1) Ġhale süresiyle sınırlı olmak kaydıyla sözleĢme, Ġdarenin izniyle baĢkasına devredilebilir veya sözleĢmeye ortak alınabilir. Ancak devir alacaklarda ve ortak olacaklarda ilk ihaledeki Ģartlar aranır. Ġzinsiz devir yapılması halinde, sözleĢme feshedilir ve müĢteri hakkında 52 nci madde hükümleri uygulanır. MüĢterinin ölümü MADDE 54 – (1) MüĢterinin ölümü halinde, Ġdareye borcu varsa mahsup edildikten sonra kesin teminatı kanunî mirasçılarına verilir. (2) Ancak Ġdare, ölüm tarihinden itibaren otuz gün içinde kesin teminatın verilmesi Ģartıyla kanunî mirasçılardan istekli olanlara sözleĢmeyi devredebilir. MüĢterinin iflası hali MADDE 55 – (1) MüĢterinin iflas etmesi halinde sözleĢme feshedilir. Bundan bir zarar doğarsa 52 nci madde uyarınca iĢlem yapılır. MüĢterinin ağır hastalığı, tutukluluk veya mahkumiyeti hali MADDE 56 – (1) MüĢteri, sözleĢmenin yerine getirilmesine engel olacak derecede sağlık kurulu raporu ile belirlenecek ağır hastalık, tutukluluk veya hürriyeti bağlayıcı bir ceza nedeniyle taahhüdünü yerine getiremeyecek duruma düĢerse, bu hallerin oluĢundan itibaren otuz gün içinde Ġdarenin kabul edeceği birini vekil tayin etmek Ģartıyla taahhüdüne devam edebilir. (2) Eğer müĢteri, kendi serbest iradesi ile vekil tayin etmek imkânından mahrum ise, yerine ilgililerce aynı süre içinde genel hükümlere göre bir kayyım tayin edilmesi istenebilir. (3) Bu maddedeki hükümlerin uygulanamaması halinde sözleĢme feshedilir. Bundan bir zarar doğarsa 52 nci madde gereği iĢlem yapılır. MüĢterinin birden fazla olması hali MADDE 57 – (1) Birden fazla gerçek veya tüzel kiĢi tarafından müĢterek ve mütesel-sil sorumluluk esasına göre yapılan taahhütlerde, müĢterilerden birinin ölümü, iflası, tutuklu veya mahkum olması gibi haller sözleĢmenin devamına engel olmaz. YEDĠNCĠ KISIM Ġhalelerle Ġlgili Özel Hükümler BĠRĠNCĠ BÖLÜM TaĢınmaz SatıĢı Ġhale usulleri MADDE 58 – (1) TaĢınmaz satıĢlarında tahmin edilen bedeli, 2886 sayılı Devlet Ġhale Kanununun 45 inci maddesine göre her yıl merkezi yönetim bütçe kanunuyla belirlenen parasal sınıra kadar olanlarda açık teklif usulü, bu sınırı geçenlerde ise kapalı teklif usulü uygulanır. Kapalı veya açık teklif usulüyle satılamayan taĢınmazlar, uygun zamanda tekrar aynı usulle satıĢ ihalesine çıkarılır ve bunlar pazarlık ihalesine bırakılmaz. TaĢınmazların müĢteri tarafından adına tescil ettirilmesi MADDE 59 – (1) MüĢterinin; satıĢ bedelini, vergi, resim, harç ve diğer masrafları ödemiĢ olması Ģartıyla, Ģartnamede yazılı süre içinde taĢınmazları namına tescil ettirmesi gerekir. Aksi takdirde müĢteri, vukua gelecek hasar, zarar, fuzuli iĢgal ve diğer sebeplerle Ġdareden bir talepte bulunamaz. ĠKĠNCĠ BÖLÜM Ödeme Taksitli satıĢlar MADDE 60 – (1) TaĢınmazların satıĢ bedeli taksitle de ödenebilir. Taksitle ödeme halinde, satıĢ bedelinin en az 1/4‘ü peĢin, kalanı en fazla iki yılda eĢit taksitlerle ödenir. Alacağın kalan kısmına kanunî faiz uygulanır. (2) Ġdare genelge ile satıĢ bedeli taksitlendirme dıĢında bırakılacak durumları ve taksitlendirme halinde uygulanacak taksit sayısını ve süresini, taĢınmazın belediye ve mücavir alan sınırları içinde veya dıĢında olmasına göre belirlemeye yetkilidir. (3) Taksitli satıĢlarda, taksit tutarını ve kanunî faizlerini karĢılayacak miktarda kesin ve süresiz teminat mektubu verilmesi veya satıĢı yapılan taĢınmazın üzerinde 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca Ġdare lehine kanuni ipotek tesis edilmesi halinde, taĢınmaz alıcısı adına devredilir. Alıcısı adına mülkiyet devri yapılmayan taĢınmazlara iliĢkin taksitli satıĢlarda, alıcı tarafından yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda, tahsil edilen tutarlardan ihale sırasında alınan geçici teminata ve varsa kesin teminata isabet eden tutar gelir kaydedilerek kalanı alıcıya iade edilir. Ödeme aracı MADDE 61 – (1) SatıĢ bedellerinin tedavüldeki Türk Parası ile ödenmesi esastır. Kamu kurumları ile belli ihalelerde usul MADDE 62 – (1) Kamu kurum ve kuruluĢları ile Ġdare arasındaki, taĢınmaz trampası, arsa karĢılığı inĢaat veya kat karĢılığı inĢaat ihalesi 2886 sayılı Devlet Ġhale Kanununun 51 inci maddesinde belirtilen durumlarda bedel ve miktar ne olursa olsun pazarlık usulüyle yapılır. SatıĢla ilgili hükümlerin uygulanması MADDE 63 – (1) Trampa, arsa karĢılığı inĢaat ve kat karĢılığı inĢaat ihalelerinde, bu Yönetmeliğin satıĢla ilgili maddeleri kıyasen uygulanır. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TaĢınmazların Kiraya Verilmesi Ġhale usulleri MADDE 64 – (1) TaĢınmazların kiraya verilmesinde tahmin edilen yıllık kira bedeli, 2886 sayılı Devlet Ġhale Kanununun 45 inci maddesine göre her yıl merkezi yönetim bütçe kanunuyla belirlenen parasal sınıra kadar olan ihalelerde açık teklif usulü, bu sınırı aĢanlarda ise kapalı teklif usulü uygulanır. Kapalı veya açık teklif usulüyle kiraya verilemeyen taĢınmazlar, uygun zamanda tekrar aynı usulle kira ihalesine çıkarılır ve bunlar pazarlık ihalesine bırakılmaz. (2) TaĢınmazlar, 2886 sayılı Devlet Ġhale Kanununun 51 inci maddesine uygun olması kaydıyla ve aĢağıdaki durumlarda pazarlıkla kiraya verilebilir. a) Geçici iĢ ve hizmetler için kullanılacak taĢınmazların kiraya verilmesi. b) Para çekme makineleri için kullanılacak yerlerin bankalara kiraya verilmesi. c) Bilgi teknolojileri ve iletiĢim kurumu ile imzaladıkları imtiyaz sözleĢmeleri yoluyla veya yetkilendirme yoluyla elektronik haberleĢme hizmeti sunan iĢletmecilerin kamu hizmetini yürütmesiyle ilgili olacak Ģekilde baz istasyonu, radyo link tesisi ve benzeri ses, görüntü ve data aktarımına yarayan elektronik haberleĢme cihazları ile alt yapı niteliğinde bulunan kule, direk, kulübe, konteynır, enerji nakil hattı, fiber optik gibi tesisleri kurmak amacıyla yapılan kiralamalar. ç) Genel bütçe kapsamı dıĢındaki kamu idarelerine kiraya verme. d) Ağaçlandırma amaçlı kiraya verme. e) Birlikte kullanılacağı parselin maliki veya kiracısı tarafından kiralanması talep edilen, bu parselle bütünlük arz eden ve müstakil kullanımı mümkün olmayan taĢınmazların kiraya verilmesi. f) Reklam levhası konulmak üzere kiralanması talep edilen taĢınmazların kiraya verilmesi. g) Ġdarenin tasarrufunda olan taĢınmazlar (liman, iskele, asfalt tankları ve benzeri) ile üzerindeki yapı ve tesislerin ticari amaçla kullanılması mümkün olan bölümlerinin kiraya verilmesi. ğ) Ġdareye tescilli taĢınmazlar ile üzerindeki ve altındaki her türlü yapı ve tesislerin ticari amaçla kullanılması mümkün olan bölümlerinin veya tamamının kiraya verilmesi. (3) Otoyol, Devlet ve il yollarında karayolu sınır çizgisi içinde kalan uygun alanlar ile karayolu sınır çizgisi dıĢında Ġdareye devir ve temlik edilmiĢ veya Ġdarenin mülkiyetinde olan diğer alanlardaki taĢınmazların ve tesislerin kiraya verilmesi durumunda, gerek görülmesi halinde Maliye Bakanlığına bilgi verilir. Kiralarda sözleĢme süresi MADDE 65 – (1) Kiraya verilecek taĢınmazların kira süresi 10 yıldan çok olamaz. Ancak, enerji üretimi tesisleri ile iletim ve dağıtım, doğal gaz iletim, dağıtım ve depolama tesis ve Ģebekelerinin ihtiyacı olan arazilerin en fazla 25 yıllığına kiraya verilmesi mümkündür. (2) Otopark ve benzeri alanlara her bir sefer için verilecek kira ve kullanım izni süresi 2 yıldan çok olamaz. (3) 3 yılı aĢkın kiralamalarda UlaĢtırma, HaberleĢme ve Denizcilik Bakanlığının izni alınır. KiralanmıĢ yerlerdeki iĢlemler MADDE 66 – (1) Ġdareye tahsisli taĢınmazlar ile kamu hizmeti görülmek üzere genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerince kiralanmıĢ olan taĢınmazlardan bu Yönetmeliğe uygun amaçla kullanılması mümkün olanlar kiralamayı veya tahsisi yapan kurumun uygun görüĢü alınmak suretiyle kiraya verilebilir. Kiraya verilen taĢınmazların üzerindeki tesisler kiracısı tarafından sigortalanır. (2) Ġdarenin kiraladığı veya kullanma izni verdiği taĢınmazı veya üzerindeki tesisi üçüncü kiĢilere kiralamak isteyen kiracının, Ġdareden izin alması gereklidir. Bu iznin verilmesi halinde kiracının, üçüncü kiĢilerle akdedeceği kira sözleĢmesine Ġdare de kiralayan sıfatıyla taraf olur ve elde edilecek kira gelirini paylaĢır. (3) Kiralanan taĢınmaz üzerinde, kiracısı tarafından yapılan sabit tesis ve gayrimenkuller Ġdarenin talebi üzerine tüm masrafı kiracısına ait olmak üzere kiracı tarafından sökülür veya yıktırılır. Bu taĢınmazlar kiracıya teslim edildiği andaki hali ile Ġdareye sözleĢme süresi sonunda devredilir. Ġdarenin bu yönde bir talebi olmaması halinde kiracı tarafından yapılan sabit tesis ve gayrimenkuller sözleĢme süresi sonunda bedelsiz olarak Ġdarenin mülkiyetine geçer. Geçici iĢ ve hizmetler için kullanılacak taĢınmazların kiraya verilmesi MADDE 67 – (1) ġantiye yerleri gibi geçici iĢ ve hizmetlerde kullanılmak üzere bir yıldan az süreler için kiralanması talep edilen taĢınmazlar isteklisine, birden fazla isteklisi olması halinde, aralarında yapılacak pazarlık sonunda en yüksek bedeli teklif edene ihale edilir. Ġdarenin paylı veya elbirliği mülkiyetinde olan taĢınmazlardaki paylarının kiraya verilmesi MADDE 68 – (1) TaĢınmaz, biri Ġdare olmak üzere iki kiĢiye ait ise Ġdarenin kiralama önerisini kabul etmesi halinde paydaĢına pazarlıkla kiraya verilebilir. (2) Ġkiden fazla paydaĢı olan taĢınmazdaki Ġdare payı, kabul etmeleri halinde payları oranında diğer paydaĢlara veya pay ve paydaĢ çoğunluğunun vereceği karara göre diğer paydaĢa pazarlıkla kiraya verilebilir. (3) Ġdarenin paydaĢı olduğu taĢınmazlardaki payının paydaĢlar dıĢında üçüncü kiĢilerce kiralanmasının talep edilmesi halinde, pay ve paydaĢ çoğunluğunun vereceği olumlu karara göre 64 üncü madde esasları çerçevesinde kiraya verilebilir. Kira sözleĢmesinin sona ermesi ve feshi MADDE 69 – (1) Kira sözleĢmesi, herhangi bir ihtar ve/veya ihbara gerek olmaksızın kira süresinin bitimiyle sona erer. (2) SözleĢme hükümlerine aykırı davranılması, taĢınmazın sözleĢmede öngörülen amaç dıĢında kullanılması veya kiracı tarafından talep edilmesi halinde, sözleĢme Ġdarece feshedilir. Bu durumda, alınan teminatlar gelir kaydedilir. (3) Kira sözleĢmesinin feshedilmesi halinde, kiracıdan cari yıl kira bedeli tutarında ayrıca tazminat alınır. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Ön Ġzin, Ġrtifak ve Kullanma Ġzni Ön izin, irtifak hakkı, kullanma izni verilmesi ve süre MADDE 70 – (1) Ġrtifak hakkı veya kullanma izni ihalesi sonucunda, yapılacak yatırım için ön izne ihtiyaç duyulması halinde, lehine irtifak hakkı tesis edilecek veya kullanma izni verilecek yatırımcıya; fiili kullanım olmaksızın tescil, ifraz, tevhit, terk ve benzeri iĢlemlerin yapılması veya imar planının yaptırılması, değiĢtirilmesi ya da uygulama projelerinin hazırlanması ve onaylatılması gibi iĢlemlerin yerine getirilebilmesi için, bir yıla kadar ön izin verilir. Gerekli hallerde bu izin süresi toplamı 4 yılı geçmemek üzere uzatılabilir. Uzatılan süreye iliĢkin ön izin bedeli, bir önceki yıl ön izin bedelinin yayımlanan ÜFE oranında artırılması suretiyle tespit edilen bedeldir. ÜFE‘nin sıfırın üzerine çıktığı en son yıl oranı, bu tespit için kullanılır. (2) Ön izin süresi içerisinde yükümlülüklerin yerine getirilmesi halinde, kesinleĢmiĢ asgari bedel üzerinden irtifak hakkı tesis edilir veya kullanma izni verilir. Ancak ön izin süresi bitmeden önce irtifak hakkı kurulması veya kullanma izni verilmesinin talep edilmesi halinde, ön izin sözleĢmesinde öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmiĢ olması kaydıyla, ön izin süresinin kalan kısmına iliĢkin bedel, kurulacak irtifak hakkı veya kullanma izni bedelinden mahsup edilir. (3) Ön izin süresi içinde yükümlülüklerin ilgilinin kusuru dıĢında yerine getirilmesinin mümkün olamayacağının anlaĢılması halinde, Ġdareye yapılacak baĢvuru üzerine sözleĢme feshedilir ve teminat ile kalan süreye iliĢkin ön izin bedeli iade edilir. (4) Ön izin sahibinin sözleĢme süresi sona ermeden taahhüdünden vazgeçmesi halinde, Ġdarece sözleĢme feshedilir. Bu durumda teminatı gelir kaydedilir ve kalan süreye iliĢkin ön izin bedeli iade edilmez. Ġrtifak hakkı kurulması ve kullanma izni verilmesi MADDE 71 – (1) Ġdarenin mülkiyetindeki taĢınmazlar üzerinde en fazla 25 yıla kadar, oturma hakkı hariç olmak üzere irtifak hakkı kurulabilir. Bu taĢınmazlar üzerinde taĢınmaz yükü ve taĢınmaz rehni tesis edilemez. (2) Ġdarenin tasarrufu altındaki yerlerde ilgili mevzuatı uyarınca yapılması mümkün olan yer altı ve yer üstü (havai) yapı ve tesislerin yapılması amacıyla, en fazla 25 yıla kadar kullanma izni verilebilir. (3) Kamu hizmeti imtiyaz sözleĢmeleri ve yap-iĢlet-devret sözleĢmelerinde sözleĢmenin tarafı özel kiĢi lehine yer altı ve yer üstü (havai hat) geçiĢlerinde irtifak hakkı veya kullanım izin süresi 49 yıla kadar verilebilir. (4) Ġdarece kamu kurum ve kuruluĢlarından izin veya irtifak yoluyla elde edilen taĢınmazların kiĢilere izin ve irtifak hakkına konu edilmesi durumunda ilgili kurum ve kuruluĢtan taleplinin izin alması gereklidir. (5) Ġdarece trafik güvenliği yönünden engel teĢkil etmediği belirlenen ve kullanım iznine konu olan alanlar üzerinde sabit tesis kurulamaz. Bu alanlarda her bir sefer için verilecek kullanım izni 2 yıldan çok olamaz. (6) Ġrtifak hakkı lehtarı veya kullanma izni sahibinin kusuru dıĢında kamudan kaynaklanan, hakkın tamamen kullanılmasını ve iĢin yürütülmesini en az 30 gün süreyle engelleyen hukuki veya fiili bir imkansızlık durumunun ortaya çıkması ya da mücbir sebeplerin varlığı halinde, irtifak hakkı lehtarı veya kullanma izni sahibinin talebi üzerine irtifak hakkı veya kullanma izni süresi, kamudan kaynaklanan fiili veya hukuki imkânsızlık durumunun veya mücbir sebeplerin ortadan kalkmasına kadar geçecek süre kadar dondurulur. Dondurulan süre için bedel alınmaz. Sürenin yeniden iĢlemeye baĢladığı tarihte alınacak bedel, dondurulan yıl bedelinin geçen süre kadar sözleĢmesinde belirtilen oranda artırılması suretiyle tespit edilir. Ancak dondurulan yıl için ödenmiĢ olan bedelin dondurulan süreye isabet eden kısmı sözleĢmesinde belirtilen oranda artırılmak suretiyle yeni tespit edilen bedelden mahsup edilir. Dondurulan süre sözleĢme süresine eklenir. (7) Otoyol, Devlet ve il yollarında karayolu sınır çizgisi içinde kalan uygun alanlar ile karayolu sınır çizgisi dıĢında Ġdareye devir ve temlik edilmiĢ veya Ġdarenin mülkiyetinde olan diğer alanlardaki taĢınmazların ve tesisler üzerinde irtifak hakkı, kullanma izni veya ön izin verilmesi durumunda yapılan bu iĢlemlerle ilgili gerek görüldüğünde Maliye Bakanlığına bilgi verilir. (8) Ġrtifak hakkı kurulmasında ve kullanma izni verilmesinde Kanunlardaki ve diğer ilgili mevzuattaki özel hükümler saklıdır. Ġrtifak hakkı kurulması veya kullanma izni ihale usulü MADDE 72 – (1) Ġrtifak hakkı kurulması veya kullanma izni verilmesi ihalesi, uygun olması halinde 2886 sayılı Devlet Ġhale Kanununun 51 inci maddesi uyarınca pazarlık usulü ile yapılır. Ġrtifak hakkı ve kullanma izni sözleĢmesinin sona ermesi ve feshi MADDE 73 – (1) Ġrtifak hakkı ve kullanma izni sözleĢmesi, sözleĢme süresinin bitiminde sona erer. (2) SözleĢme hükümlerine aykırı davranılması, taĢınmazın sözleĢmede öngörülen amaç dıĢında kullanılması veya adına kullanma izni verilen ya da lehine irtifak hakkı kurulan tarafından talep edilmesi halinde, sözleĢme Ġdarece feshedilir. Bu durumda, alınan teminatlar gelir kaydedilir. Ayrıca, Ġdare taĢınmazı üzerinde yapılması öngörülen yatırımın gerçekleĢtirilmeyen kısmının cari yıl maliyet bedelinin %3‘ü oranında tazminat alınır. (3) Ġrtifak hakkı veya kullanma izni sözleĢmesinin sona ermesi veya feshedilmesi halinde, özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, taĢınmaz üzerindeki tüm yapı ve tesisler sağlam ve iĢler durumda tazminat veya bedel ödenmeksizin Ġdareye intikal eder ve bundan dolayı adına kullanma izni verilen ya da lehine irtifak hakkı kurulan tarafından veya üçüncü kiĢilerce her hangi bir hak ve talepte bulunulamaz. BEġĠNCĠ BÖLÜM Kıyı, Sahil ve Ġskeleler Kıyı ve sahil Ģeritlerinde yapılacak düzenlemeler MADDE 74 – (1) Kıyılarda Ġdarece yapılan yolların uygun olan alanlarında; kıyı ve sahil Ģeritlerinde, 4/4/1990 tarihli ve 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve 3/8/1990 tarihli ve 20594 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik gereği onaylı imar planı hükümleri ve ilgili mevzuata uygun olarak düzenleme yapılması kaydıyla, bu alanların sınırı içinde bulunduğu belediyelere veya mahalli idare birliklerine uygulama izni verilebilir. Bu alanlarda yapılacak düzenlemelerin kapsamı, elde edilmesi halinde gelirlerin paylaĢımı, sona ermeye ve diğer konulara iliĢkin hükümler Ġdare ile ilgili kuruluĢlar arasında düzenlenecek protokollerle belirlenir. Kıyı yapıları MADDE 75 – (1) 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğe ve ilgili mevzuata uygun olarak kullanılmak ve ilgili kuruluĢlardan izin alınmak suretiyle; kıyıda deniz turizmi tesisleri, tersane, liman, barınak, iskele, yanaĢma yeri, rıhtım ve benzeri türde tesis yapan yatırımcılara azami 10 yıla kadar kullanma izni verilebilir. ALTINCI BÖLÜM Bedellerin Tespit Esasları Bedellerin tespiti MADDE 76 – (1) Ġdarenin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerde verilecek bedelli kullanım izinlerde izin türüne göre alınacak bedellerde aĢağıdaki düzenlemeler esas alınır. a) Arazi Kullanım Ġzin Bedeli: Ġzine konu olan sahanın yol ve yerleĢim merkezine yakınlığı, civar arazilerin rayiç değerleri ve talep sahasındaki arazinin vasfı dikkate alınarak m² olarak belirlenen bedelin izin alanı ile çarpımı sonucu tespit edilen bedel %1 den az olamaz. b) Yol GeçiĢ Bedeli: Ġdare kullanımındaki alanlardan yer altı ve yer üstü (havai) her türlü iletim, ulaĢım ve taĢıma (savunma, ulaĢım, enerji, haberleĢme, su, atık su, petrol, doğalgaz, altyapı ve benzerleri) hatlarının geçmesi durumunda Ġdarece bir defaya mahsus alınacak bedeldir. (2) Birinci fıkradaki bedeller; Çevre ve ġehircilik Bakanlığının ve ilgili kurumların ait olduğu yıl birim fiyatları üzerinden hesaplanan proje bedelinin izne isabet eden miktarının binde beĢinden (% 0.5) az olmamak üzere Ġdarece genelge ile belirlenerek alınan bedeldir. Ayrıca, taĢınmazların konumu itibariyle özel durum arz etmesi halinde (yol inĢaatı sırasında arazinin topoğrafik yapısını değiĢtiren ve düzenleyen tünel, viyadük, köprü, palye, yarma ve dolgu gibi imalatların yapıldığı alanlar, objektif katkı unsurunun yüksek değer artıĢı getirdiği alanlar, imar ve mücavir sınırlar içerisinde kalan alanlar ve benzeri) (a) bendindeki hesaplama ile bulunan bedel, proje bedeli metodu ile hesaplanan bedelle mukayese edilerek Ġdarenin lehine olan bedel esas alınır. (3) Her türlü yer altı ve yer üstü (havai) tesis kullanımlarında bu bedellerden arazi kullanım izin bedeli karayolu sınır çizgisi içerisinde (zorunlu) enine geçiĢlerde bir sefer alınacak bedeldir. (4) Bunun dıĢındaki boyuna geçiĢlerden alınacak arazi kullanım izin bedeli ile Ġdaremiz mülkiyetindeki taĢınmazlar üzerinde kurulacak irtifak hakkından alınacak izin bedelleri bir seferde ya da yıllık olarak alınır. (5) Bir yılı aĢan ödemeler taksite bağlanabilir. Taksite bağlanan ödemeler için uygulanacak vade farkı için Üretici Fiyat Endeksi oranında artıĢ yapılır. Tahsis ve devir MADDE 77 – (1) Ġdarenin tasarrufunda olan taĢınmazlar hizmet gerekleri için kullanılan veya kullanılacak olanlar ve ilgili mevzuatın gerektirdikleri hariç olmak üzere bedelsiz veya karĢılıksız devire veya tahsise konu edilemez. SEKĠZĠNCĠ KISIM Ġhale ĠĢlerinde Yasaklar ve Sorumluluklar Yasak fiil ve davranıĢlar MADDE 78 – (1) Ġhale iĢlemlerinin hazırlanması, yürütülmesi ve sonuçlandırılması sırasında; a) Hile, desise, vaat, tehdit, nüfuz kullanma ve çıkar sağlama suretiyle veya baĢka yollarla ihaleye iliĢkin iĢlemlere fesat karıĢtırmak veya buna teĢebbüs etmek, b) Açık teklif veya pazarlık usulü ile yapılan ihalelerde isteklileri tereddüde düĢürecek veya katılımı kıracak söz söylemek ve istekliler arasında anlaĢmaya çağrıyı ima edecek iĢaret ve davranıĢlarda bulunmak veya ihalenin doğruluğunu bozacak biçimde görüĢme ve tartıĢma yapmak, c) Ġhale iĢlemlerinde sahte belge veya sahte teminat kullanmak veya kullanmaya teĢebbüs etmek, taahhüdünü kötü niyetle yerine getirmemek, taahhüdünü yerine getirirken Ġdareye zarar verecek iĢler yapmak veya iĢin yapılması ya da teslimi sırasında hileli malzeme, araç veya usuller kullanmak yasaktır. Ġhalelere katılmaktan geçici yasaklama MADDE 79 – (1) 78 inci maddede belirtilen fiil ve davranıĢlar ihale safhasında vaki olmuĢsa bunları yapanlar Ġdarece, ihaleye iĢtirak ettirilmeyecekleri gibi fiil veya davranıĢlarının özelliğine göre 2886 sayılı Devlet Ġhale Kanununun 84 üncü maddesine uygun iĢlem yapılır. Ġdari yaptırımlar MADDE 80 – (1) Ġhale komisyonu baĢkanı ve üyeleri ile diğer ilgililerin, görevlerini kanunî gereklere göre tarafsızlıkla yapmadıkları veya taraflardan birinin zararına yol açacak ihmal veya kusurlu hareketlerde bulunduklarının tespiti halinde, haklarında disiplin cezası uygulanır. Fiil ve davranıĢlarının özelliğine göre Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda da bulunulur. Ayrıca tarafların bu yüzden uğradıkları zarar ve ziyan da kendilerine ödettirilir. DOKUZUNCU KISIM ÇeĢitli ve Son Hükümler Tebligat MADDE 81 – (1) Bu Yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde yapılacak tebliğler hakkında 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır. Ġlgili mevzuat MADDE 82 – (1) Bu Yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde sırasıyla 2886 sayılı Devlet Ġhale Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri uygulanır. Yürürlük MADDE 83 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 84 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Karayolları Genel Müdürü yürütür. [R.G. 30 Mart 2013 – 28603] —— • —— Türk Patent Enstitüsünden: 556 SAYILI MARKALARIN KORUNMASI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMENĠN UYGULAMASINA DAĠR YÖNETMELĠKTE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR YÖNETMELĠK MADDE 1 – 9/4/2005 tarihli ve 25781 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Uygulamasına Dair Yönetmeliğin 4 üncü maddesinde yer alan ―Marka‖ ve ―Bülten‖ tanımları aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―Marka: Ortak markalar ve garanti markaları dahil olmak üzere ticaret veya hizmet markalarını,‖ ―Bülten: Yayın ortamının türüne bakılmaksızın marka baĢvurularına iliĢkin bilgilerin yayımlandığı Resmi Marka Bültenini,‖ MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin ikinci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―BaĢvuru tarihi, baĢvuru dilekçesinin ve baĢvuru için gerekli evrakların Enstitü tarafından alındığı tarih, saat ve dakikadır. Madrid Protokolü kapsamında Türkiye‘nin belirlenmiĢ akit taraf olduğu bir uluslararası baĢvuru, baĢvuru tarihinin ilk saat ve dakikasında yapılmıĢ sayılır. Aynı tarihli birden çok uluslararası baĢvurunun bulunması halinde, uluslararası tescil numarası küçük olan önce yapılmıĢ sayılır.‖ MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 7 nci maddesi baĢlığıyla birlikte aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “BaĢvuru hakkına sahip olanlar ve baĢvuru dilekçesi MADDE 7 – Gerçek kiĢiler, tüzel kiĢiler veya bunların vekilleri marka tescil baĢvurusunda bulunabilir. Marka tescil baĢvurusu, Enstitü tarafından duyurulan Marka Tescil BaĢvuru Formu bilgisayar ortamında doldurulmak suretiyle Enstitüye sunulur. Elle doldurulmuĢ baĢvuru dilekçeleri kabul edilmez. Marka baĢvuru dilekçesinde aĢağıdaki bilgilerin yer alması zorunludur. a) BaĢvuru sahibinin kimlik, adres ve diğer iletiĢim bilgileri. b) BaĢvuru vekil aracılığı ile yapılıyorsa vekilin sicil numarası, kimlik, adres ve diğer iletiĢim bilgileri. c) Varsa rüçhan hakkı talebine iliĢkin bilgiler. ç) Markanın baskı yoluyla çoğaltmaya ve yayıma elveriĢli örneği. d) Marka örneğinde Latin alfabesi dıĢında harf veya harfler kullanılmıĢ ise bunların Latin alfabesindeki karĢılığı. e) Marka tescil baĢvurusuna konu malların veya hizmetlerin Nice AnlaĢmasına göre sınıf numaraları ve bu numaralara uygun olarak düzenlenmiĢ listesi. f) Yetkili kiĢi veya kiĢilerce atılmıĢ imza. g) Ödemelere iliĢkin bilgiler. ğ) Varsa ilave sayfa sayısı ve eklere iliĢkin bilgiler.‖ MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “MADDE 8 – BaĢvuru dilekçesine aĢağıda belirtilen belgeler eklenir. a) BaĢvuru ücretinin ödendiğini gösterir bilgi veya belge. b) Ġlave sınıf veya sınıfların ücretinin ödendiğini gösterir bilgi veya belge. c) Rüçhan hakkı talebi varsa, buna iliĢkin ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge. ç) BaĢvuru vekil aracılığı ile yapılıyorsa, 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ vekaletname. d) BaĢvuru ortak marka ya da garanti markası için yapılmıĢ ise teknik yönetmelik. e) Rüçhan hakkından yararlanmak isteniyorsa, yetkili makamlardan alınan rüçhan hakkını gösterir belgenin aslı veya noter tasdikli sureti ve bu belgenin yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi. Birinci fıkranın (a) bendinde belirtilen baĢvuru ücreti tek sınıflı marka tescil baĢvuru ücretidir. Bir marka tescil baĢvurusu birden fazla sınıf için yapılmıĢsa, birinci fıkranın (a) bendinde belirtilen ücrete ek olarak (b) bendinde belirtilen ilave sınıf ücreti de ödenir.‖ MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “MADDE 9 – Marka tescil baĢvurusu dahil Enstitü nezdinde marka ile ilgili iĢlemlerin vekil aracılığı ile yürütülecek olması halinde, vekilin Enstitü nezdinde vekillik yapma yetkisini haiz olması, temsil yetkisini ve tarih bilgisini içeren yazılı vekaletname aslının veya marka vekili tarafından aslına uygunluğu onaylanmıĢ ve onay tarihini içerir suretinin Enstitüye teslim edilmesi zorunludur. Enstitü nezdinde vekillik yapma yetkisi olmayan kiĢilerce yapılan marka tescil baĢvurularında, baĢvuru veya tescil sonrası yapılacak diğer iĢlemlere iliĢkin bildirimler baĢvuru sahibinin Türkiye‘de ikametgahı varsa doğrudan baĢvuru sahibine yapılır. BaĢvuru sahibinin Türkiye‘de ikametgahı yoksa baĢvuru sahibine vekil ataması için 2 aylık süre verilir. Bu süre içerisinde vekil atanmaz ise baĢvuru veya talep iĢlemden kaldırılır. Enstitü nezdinde vekillik yapma yetkisini haiz bir vekil aracılığıyla yapılan baĢvuru ya da taleplerde vekaletnamenin Enstitüye sunulmaması veya sunulan vekaletnamenin birinci fıkrada belirtilen Ģartları taĢımaması halinde, eksikliğin giderilmesi için vekile 2 aylık süre verilir. Bu süre içerisinde eksikliğin giderilmemesi halinde baĢvuru ya da talep sahibinin Türkiye‘de ikametgahı varsa bildirimler doğrudan baĢvuru ya da talep sahibine yapılır. BaĢvuru ya da talep sahibinin Türkiye‘de ikametgahı yoksa baĢvuru ya da talep iĢlemden kaldırılır. Ġtirazla ilgili iĢlemlerde, itiraz süresi içerisinde vekaletnamenin Enstitüye sunulması zorunlu olup vekaletnamenin sunulmaması halinde itiraz sahibinin Türkiye‘de ikametgahı varsa bildirimler doğrudan itiraz sahibine yapılır. Ġtiraz sahibinin Türkiye‘de ikametgahı yoksa itiraz iĢlemden kaldırılır. Enstitü nezdinde baĢvuru veya tescilden doğan haktan vazgeçilmesi, itirazın geri çekilmesi iĢlemleri ile kısmen veya tamamen bu sonuçları doğuracak iĢlemlerin vekil tarafından yapılabilmesi için, bu yetkileri açıkça belirten ve noter tasdikli vekaletname sunulması gerekir. Enstitü nezdinde iĢlem gören marka tescil baĢvurusu, itiraz veya diğer talepler hakkında birden fazla vekil tayin edildiği durumlarda bildirime konu talep için yetkilendirilmiĢ vekillerden herhangi birine bildirimde bulunulması yeterli olup, bu bildirim asile yapılmıĢ sayılır. Enstitü, vekaletnameyle ilgili olarak makul sebeplerle Ģüpheye düĢerse, vekilden noter tasdiki de dahil her türlü delilin sunulmasını isteyebilir.‖ MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin 10 uncu maddesi baĢlığıyla birlikte aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “ġekli inceleme MADDE 10 – Enstitü, bir marka tescil baĢvurusunu 7 nci madde ile 8 inci maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ve uygulanabilir durumlarda (b), (c), (ç) ve (d) bentleri açısından inceler. BaĢvuru tarihi, baĢvuru sahibinin kimlik bilgilerini içeren imzalı baĢvuru dilekçesinin, markanın baskı yoluyla çoğaltmaya ve yayıma elveriĢli örneğinin, baĢvuruya konu malların veya hizmetlerin listesinin ve baĢvuru ücretinin ödendiğini gösterir bilgi veya belgelerin Enstitüye verildiği tarih, saat ve dakika itibarıyla kesinleĢir. Ġkinci fıkrada belirtilen unsurlardan herhangi birinin eksik olduğu tespit edilirse baĢvuru Ģeklen reddedilir ve baĢvuru sahibine söz konusu eksikliklerin giderilmesi için 2 aylık süre verilir. Bu süre içerisinde eksikliklerin giderilmesi halinde baĢvuru iĢlemlerine devam edilir. Bu durumda baĢvuru tarihi, eksiklikleri giderilen bilgi veya belgelerin Enstitüce alındığı tarih, saat ve dakika itibarıyla kesinlik kazanır. Eksikliklerin belirtilen süre içerisinde giderilmemesi halinde baĢvuru iĢlemden kaldırılır. Ġkinci fıkra kapsamı dıĢında kalan eksikliklerin giderilmesi için baĢvuru sahibine 2 aylık süre verilir. Bu süre içerisinde eksikliklerin giderilmesi halinde baĢvuru tarihi etkilenmez. 9 uncu ve 11 inci madde hükümleri saklı kalmak üzere 2 aylık süre içerisinde bu fıkra kapsamındaki eksikliklerin giderilmemesi halinde baĢvuru iĢlemden kaldırılır. Ancak 8 inci maddenin (c) bendinde belirtilen bilgi veya belgenin verilen 2 aylık süre içerisinde veya (e) bendinde belirtilen belgenin Kanun Hükmünde Kararnamenin 28 inci maddesi gereğince 3 aylık süre içerisinde Enstitüye sunulmaması halinde baĢvuru sadece rüçhan hakkından yararlanamaz. 8 inci maddenin (d) bendinde belirtilen teknik yönetmelikte, baĢvuru sahibi veya sahipleri gerçek kiĢi ise kimlik bilgilerinin, tüzel kiĢi ise ticaret unvanlarının, adreslerinin, baĢvuruya iliĢkin tek bir yazıĢma adresinin, marka örneğinin, markanın hangi mal veya hizmetlerde ne Ģekilde kullanılacağının, markanın kullanım usullerinin açıklanması gerekmektedir. Ayrıca, garanti markası teknik yönetmeliğinde; markanın garanti ettiği mal veya hizmetlerin ortak özelliklerinin, markayı kullanmaya yetkili kiĢilerin, markayı kullanma hakkının ne Ģekilde elde edileceğinin, markanın kullanma hakkının verilmesinden sonra denetimlerin kim tarafından, nasıl ve hangi sıklıkta yapılacağı ile teknik yönetmeliğe aykırı kullanma halinde uygulanacak yaptırımların; ortak marka teknik yönetmeliğinde de ortak markayı kullanmaya yetkili olan iĢletmelerin, teknik yönetmeliğe aykırı kullanma halinde uygulanacak yaptırımların belirtilmesi zorunludur.‖ MADDE 7 – Aynı Yönetmeliğin 11 inci maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “MADDE 11 – Kanun Hükmünde Kararnamenin 24 üncü maddesine göre baĢvuru dilekçesinde bulunan mal veya hizmetler Nice AnlaĢmasında yer alan esaslara göre sınıflandırılır. Tescili talep edilen mal veya hizmetlerin Nice AnlaĢmasına göre sınıflara ayrılmıĢ olarak ve mal veya hizmetlerin sınıf numaraları belirtilerek sunulması gerekir. BaĢvuru dilekçesinde, tescili talep edilen mallar veya hizmetler genel tabir kullanılmadan yazılır. Mal veya hizmet listesinde genel tabir kullanılmıĢ ise, genel tabirlerin açıklanması için 2 aylık süre verilir. Bu süre içerisinde açıklamanın Enstitüye sunulmaması halinde Enstitü açıklanması talep edilen genel tabirleri listeden çıkartır. Enstitü, baĢvuru dilekçesinde yer alan mal veya hizmetlerin ait oldukları sınıflarda ve sınıf numaraları üzerinde gerekli düzenlemeleri yapmaya yetkilidir. Mal veya hizmet listesinin Nice AnlaĢmasında yer alan esaslara uygun olarak düzenlenmemesi halinde, gerekli görülen hallerde, Enstitü yapılacak düzenlemeler için baĢvuru sahibinden sınıflandırma listesi düzenleme ücretinin 2 aylık süre içerisinde ödenmesini talep eder. Bu süre içerisinde söz konusu ücretin ödendiğine iliĢkin bilgi veya belgenin Enstitüye sunulmaması halinde baĢvuru iĢlemden kaldırılır. Birden fazla sınıf içeren baĢvurularda ilave sınıf ücretinin ödendiğine iliĢkin bilgi veya belgenin Enstitü tarafından verilen 2 aylık süre içerisinde Enstitüye sunulmaması halinde baĢvuru, mal veya hizmetlerin baĢvuru dilekçesindeki yazılıĢ sırası dikkate alınmak suretiyle, ödenen ücrete karĢılık gelen sınıflar bakımından değerlendirmeye alınır.‖ MADDE 8 – Aynı Yönetmeliğin 12 nci maddesi baĢlığıyla birlikte aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “Süreler ve iĢlem formları MADDE 12 – Kanun Hükmünde Kararnamede veya bu Yönetmelikte aksi açıkça belirtilmediği sürece, bu Yönetmelikte geçen tüm süreler 2 aydır. Tebliğde yer alması kaydıyla, marka baĢvurusunun tescili için gerekli marka tescil belgesi düzenleme ücretinin ödendiğini gösterir bilgi veya belgenin Enstitünün bu bilgi veya belgeyi talep etmesinden itibaren 2 aylık süre içerisinde Enstitüye sunulması gerekir. Bu Yönetmeliğin 8, 9, 10, 11, 15, 17, 18, 19, 20, 22, 24, 25, 26, 27, 28, 29 ve 33 üncü maddeleri ile ilgili diğer maddeler gereğince yapılacak iĢlemlerde, baĢvuru sahibi tarafından Enstitüye gönderilen belgelerde eksiklik olduğunun tespit edilmesi halinde baĢvuru sahibine veya vekiline eksikliklerin giderilmesi için 2 aylık süre verilir. Bu süre içerisinde eksikliklerin giderilmemesi halinde bu maddelerde öngörülen iĢlemler yapılmaz, baĢvuru ya da talep iĢlemden kaldırılmıĢ sayılır ve alınan ücret Enstitüye irat kaydedilir. Bu Yönetmelikte geçen baĢvuru formu, talep, dilekçe veya baĢvuru dilekçesi, Enstitü tarafından geçerli kabul edilen ve elektronik ortamda kullanıma sunulan iĢlem formlarıdır. Enstitüye sunulacak baĢvuru veya taleplerde Enstitü tarafından geçerli kabul edilen bu iĢlem formlarının kullanılması zorunludur. Bu formlar kullanılmaksızın yapılan baĢvuru veya taleplerde, baĢvuru veya talebin geçerli iĢlem formları ile hazırlanarak Enstitüye sunulması amacıyla 2 aylık süre verilir.‖ MADDE 9 – Aynı Yönetmeliğin 13 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında yer alan ―aylık‖ ibaresi ―periyodik‖ olarak değiĢtirilmiĢtir. MADDE 10 – Aynı Yönetmeliğin 15 inci maddesinin ikinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―b) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge, c) Talep vekil aracılığıyla yapılmıĢsa, talep edilen iĢleme iliĢkin yetkinin varlığının açıkça belirtildiği, 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ vekaletname.‖ MADDE 11 – Aynı Yönetmeliğin 17 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―b) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge, c) Talep vekil aracılığıyla yapılmıĢsa 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ vekaletname.‖ MADDE 12 – Aynı Yönetmeliğin 18 inci maddesinin birinci fıkrası ile üçüncü fıkrası aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―Unvan, adres veya nev‘i değiĢikliklerinin sicile kaydı için aĢağıdaki belgelerin verilmesi zorunludur. a) Talep dilekçesi. b) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge. c) Talep vekil aracılığıyla yapılmıĢsa 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ vekaletname. ç) Unvan veya nev‘i değiĢikliğini gösterir Ticaret Sicil Gazetesi veya yetkili mercilerce onaylanmıĢ belge ile unvan veya nev‘i değiĢikliğini gösterir belgenin yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi.‖ ―DeğiĢiklik nedeninin aynı olması kaydıyla, talebin bir veya daha fazla marka tesciline veya baĢvurusuna iliĢkin olması halinde değiĢikliğin sicile kaydı, tescil veya baĢvuru sayısına bakılmaksızın tek bir ücret alınarak yapılır.‖ MADDE 13 – Aynı Yönetmeliğin 19 uncu maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “MADDE 19 – Marka sahibi; devir, kısmi devir, birleĢme, miras yolu ile intikal veya markanın cebri icra yoluyla satılması nedeniyle değiĢmiĢse, değiĢiklik aĢağıda belirtilen belgelerin sunulması halinde sicile kaydedilir ve Gazetede yayımlanır. a) Devir veya kısmi devrin sicile kaydı için aĢağıdaki belgelerin verilmesi zorunludur. 1) Talep dilekçesi. 2) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge. 3) Devre konu marka tescil numarası ile marka adının yer aldığı, kısmi devirler için devredilen mal veya hizmetlerin belirtildiği noter tasdikli devir sözleĢmesi. 4) Talep vekil aracılığıyla yapılmıĢsa 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ vekaletname. b) BirleĢme veya ayni sermaye koyma borcunun sicile kaydı ve yayımlanması için aĢağıdaki belgelerin verilmesi zorunludur. 1) BirleĢme veya ayni sermaye koyma borcuna konu marka tescil numarası ile marka adının yer aldığı talep dilekçesi. 2) BirleĢme veya ayni sermaye koyma borcunun yayımlandığı Ticaret Sicil Gazetesi veya yetkili mercilerce onaylanmıĢ belge. 3) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge. 4) Talep vekil aracılığıyla yapılmıĢsa 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ vekaletname. c) Miras yolu ile intikal halinin sicile kaydı ve yayımlanması için aĢağıdaki belgelerin verilmesi zorunludur. 1) Miras yolu ile intikale konu marka tescil numarası ile marka adının yer aldığı talep dilekçesi. 2) Mirasçılık Belgesi ya da atanmıĢ mirasçı veya vasiyet alacaklısı olduğunu gösterir belge ya da noter tasdikli örneği. 3) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge. 4) Talep vekil aracılığıyla yapılmıĢsa 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ vekaletname. ç) Markanın cebri icra yoluyla satılması halinde mülkiyet değiĢikliğinin sicile kaydı ve yayımlanması için aĢağıdaki belgelerin verilmesi zorunludur. 1) Cebri icra yoluyla edinilen markanın tescil numarası ile marka adının yer aldığı talep dilekçesi. 2) Cebri icra yoluyla yapılan satıĢta, markanın kime satıldığını belirten ilgili merciin yazısı. 3) Talep vekil aracılığıyla yapılmıĢsa 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ vekaletname. Kısmi devir halinde, kısmi olarak devredilen mal veya hizmetler için, kısmi devralan adına yeni bir marka dosyası oluĢturularak devir kapsamı mal veya hizmetleri içeren marka tescil belgesi yeni marka tescil numarası verilerek düzenlenir. Marka, yeni tescil numarası ile ilk tescil tarihi de belirtilerek sicile kaydedilir ve Gazetede yayımlanır. Yeni oluĢturulan marka tescil belgesi için belge düzenleme ücreti alınır. Markanın mülkiyetindeki değiĢikliğin birden fazla sayıda tescile iliĢkin olması halinde, ilgili tüm tescil numaralarının talep dilekçesinde belirtilmesi, değiĢikliğin aynı hukuki iĢlemden kaynaklanması ve markanın eski ve yeni sahiplerinin aynı olması Ģartıyla tek bir talep yeterli olur. Ancak talep dilekçesinde yer alan her marka için ayrı ücret ödenir. Markanın mülkiyetinde değiĢikliğe iliĢkin taleplerde belgelerin yabancı dilde olması halinde ilaveten belgenin yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesinin de sunulması gerekir. Makul nedenlerle Ģüpheye düĢülmesi halinde Enstitü, mülkiyet değiĢikliği talebine iliĢkin olarak, talep sahibinden gerektiğinde noter tasdiki de dahil her türlü delilin sunulmasını isteyebilir.‖ MADDE 14 – Aynı Yönetmeliğin 20 nci maddesinin ikinci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―Lisansın sicile kaydı ve yayımlanması için, aĢağıdaki belgelerin verilmesi zorunludur. a) Lisansa konu marka tescil numarası ile marka adının yer aldığı talep dilekçesi. b) Lisans alan ve verenin imza ve beyanlarını, lisansa konu olan mal veya hizmetleri, marka tescil numarasını, marka adını, varsa lisans ücretini, lisans süresini belirtir noter tasdikli lisans sözleĢmesi, lisans sözleĢmesinin yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi. c) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge. ç) Talep vekil aracılığıyla yapılmıĢsa 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ vekaletname.‖ MADDE 15 – Aynı Yönetmeliğin 22 nci maddesinin ikinci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―Rehin talebinin sicile kaydı ve yayımlanması için aĢağıdaki belgelerin verilmesi zorunludur. a) Talep dilekçesi. b) Rehne konu marka tescil numarası ile marka adının yer aldığı, rehin sözleĢmesi veya rehin iĢlemini gösterir yetkili mercilerce onaylanmıĢ belge veya noter tasdikli örnekleri, rehin sözleĢmesi veya belgenin yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi. c) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge. ç) Talep vekil aracılığıyla yapılmıĢsa 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ vekaletname.‖ MADDE 16 – Aynı Yönetmeliğin 24 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri ile dördüncü fıkrası aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―b) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge, c) Talep vekil aracılığıyla yapılmıĢsa 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ vekaletname.‖ ―Düzeltmenin aynı kiĢiye ait birden fazla baĢvuru veya tescil ile ilgili olduğu durumlarda, hatanın ve talep edilen düzeltmenin her bir baĢvuru ve tescil için aynı olması koĢuluyla tek bir talep yapılması ve tek bir ücret ödenmesi yeterlidir.‖ MADDE 17 – Aynı Yönetmeliğin 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi yürürlükten kaldırılmıĢtır. MADDE 18 – Aynı Yönetmeliğin 26 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi yürürlükten kaldırılmıĢtır. MADDE 19 – Aynı Yönetmeliğin 28 inci maddesinin ikinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―b) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge, c) Talep vekil aracılığıyla yapılmıĢsa 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ vekaletname.‖ MADDE 20 – Aynı Yönetmeliğin 31 inci maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “MADDE 31 – Kanun Hükmünde Kararnamenin 25 inci ve 26 ncı maddeleri ve bu Yönetmeliğin 8 inci maddesi hükümleri uyarınca talep edilen rüçhan hakkının Enstitüce uygun bulunması halinde, marka tescil belgesinde ve sicilde rüçhan hakkına iliĢkin bilgiye yer verilir. Türkiye‘de usulüne uygun olarak yapılmıĢ marka tescil baĢvurusuna dayanarak talep edilen Rüçhan Hakkı Belgesi, düzenleme ücretinin ödendiğini gösterir bilgi veya belgenin Enstitüye sunulması koĢuluyla, talep sahibine verilir.‖ MADDE 21 – Aynı Yönetmeliğin 33 üncü maddesinin birinci fıkrasında geçen ―maddede‖ ibaresi ―maddesinde‖ olarak değiĢtirilmiĢ, aynı fıkranın (c) ve (d) bentleri aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―c) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge, d) Talep vekil aracılığıyla yapılmıĢsa 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ vekaletname.‖ MADDE 22 – Aynı Yönetmeliğin 34 üncü maddesinin birinci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢ ve ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıĢtır. ―Tescil baĢvurusu yapılmıĢ bir markanın, Kanun Hükmünde Kararnamenin 7 nci ve 8 inci maddeleri hükümlerine göre tescil edilmemesi gerektiğine iliĢkin itirazlar ile baĢvurunun kötü niyetle yapıldığına iliĢkin itirazlar marka baĢvurusunun yayımından itibaren 3 ay içerisinde ilgili kiĢilerce Enstitü tarafından duyurulan Marka Yayına Ġtiraz Formu örneğine uygun olarak hazırlanmıĢ imzalı dilekçe ile yapılır. Enstitü, itiraz sahibinden, 1 ay içerisinde gönderilmek üzere ek belge ile kanıt ve gerekçelerle ilgili açıklamalar isteyebilir.‖ MADDE 23 – Aynı Yönetmeliğin 36 ncı maddesinin ikinci fıkrasına ―belge‖ ibaresinden önce gelmek üzere ―bilgi veya‖ ibaresi eklenmiĢ, üçüncü fıkranın son cümlesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢ ve aynı maddeye aĢağıdaki dördüncü fıkra eklenmiĢtir. ―34 üncü ve 35 inci maddelerde belirtilen süreler içerisinde itiraz ücretinin ödendiğini gösterir bilgi veya belgenin Enstitüye sunulmaması halinde itiraz yapılmamıĢ sayılır.‖ ―Ġtirazlarda gerekçeler ilgili mevzuattaki madde ve fıkra karĢılıkları da belirtilmek üzere ayrıntılı olarak yazılır. Ġtiraz süresi sona erdikten sonra süresinde yapılmıĢ itirazın kapsamını değiĢtirecek veya geniĢletecek mahiyette yeni itiraz gerekçeleri ve bunlara iliĢkin yeni bilgi ve belgeler sunulamaz, sunulsa da Enstitüce dikkate alınmaz. Ancak itiraz dilekçesinde öne sürülen görüĢ, iddia ve gerekçeleri desteklemek amacıyla ek bilgi ve belgeler Enstitüye sunulabilir.‖ MADDE 24 – Aynı Yönetmeliğin 39 uncu maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “MADDE 39 – Enstitünün marka tescil baĢvuruları ile ilgili tek taraflı iĢlemlerde aldığı karara yapılan itiraz ücreti, itiraz kabul edildiği takdirde, Tebliğde yer alması kaydıyla marka tescil belgesi düzenleme ücretine mahsup edilir veya talep üzerine baĢvuru sahibine iade edilir. Enstitünün bu itirazlar için almıĢ olduğu itirazın kısmen kabulü kararlarında mahsup ya da iade iĢlemi yapılmaz. Ayrıca Kanun Hükmünde Kararnamenin 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında alınmıĢ bir ret kararının, ret gerekçesinin itirazın incelendiği tarihte hükümden düĢmüĢ olması veya ret konusu ya da gerekçesi markaya veya baĢvuruya iliĢkin devir, adres, nevi, unvan değiĢikliği sebepleriyle kaldırılması veya Kanun Hükmünde Kararnamenin 7 nci maddesinin 2 nci fıkrası kapsamında ―kullanıma dayalı ayırt edicilik iddiasının kabulü‖ sonucunda kaldırılması durumlarında da mahsup ya da iade iĢlemi yapılmaz.‖ MADDE 25 – Aynı Yönetmeliğin geçici 1 inci maddesi yürürlükten kaldırılmıĢtır. MADDE 26 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 27 – Bu Yönetmelik hükümlerini Türk Patent Enstitüsü BaĢkanı yürütür. [R.G. 30 Mart 2013 – 28603] —— • —— Türk Patent Enstitüsünden: AVRUPA PATENTLERĠNĠN VERĠLMESĠ ĠLE ĠLGĠLĠ AVRUPA PATENT SÖZLEġMESĠNĠN TÜRKĠYE’ DE UYGULAMA ġEKLĠNĠ GÖSTERĠR YÖNETMELĠKTE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR YÖNETMELĠK MADDE 1 – 9/1/2001 tarihli ve 24282 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Avrupa Patentlerinin Verilmesi ile Ġlgili Avrupa Patent SözleĢmesinin Türkiye‘de Uygulama ġeklini Gösterir Yönetmeliğin 12 nci maddesinin beĢinci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―Çevirinin, bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen süre içinde verilmemesi halinde, bu sürenin içinde, bu sürenin sonuna eklenmek üzere, üç aylık ek süre talep edilebilir. Ücret tebliğinde belirtilen ek süre talep ücreti ve çeviri yayın ücreti taleple birlikte ödenir.‖ MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 14 üncü maddesi baĢlığıyla birlikte aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “Ġtiraz veya Kısıtlama ĠĢlemi Sonucu DeğiĢen Metin Madde 14 – Bir Avrupa patentinin, SözleĢmenin 101 inci maddesi hükmüne göre itiraz iĢlemi sonucunda değiĢtirilmesi veya patent sahibinin talebi üzerine SözleĢmenin 105 inci maddesinin (b) bendi hükmüne göre kısıtlanması durumunda bu değiĢikliğin, Avrupa Patent Bülteninde ilanından itibaren üç ay içinde değiĢen metnin çeviri yayın ücreti ile birlikte Türkçe çevirisinin Enstitüye sunulması ve yayımlanması için bu Yönetmeliğin 12 nci ve 13 üncü madde hükümleri uygulanır. DeğiĢen metnin Türkçe çevirisinin, çeviri yayın ücreti ile birlikte Enstitüye süresi içinde verilmemesi veya bu ücret ile birlikte ek süre ücretinin ödenerek ek süre talep edilmemesi halinde, Avrupa patenti Türkiye‘de baĢından beri geçersiz kabul edilir.‖ MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 18 inci maddesinin birinci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―Avrupa patentine iliĢkin yıllık ücretler, SözleĢmenin 141 inci maddesinin birinci fıkrasına uygun olarak, Avrupa patenti sahibi veya vekili tarafından Enstitüye ödenir.‖ MADDE 4 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 5 – Bu Yönetmelik hükümlerini Türk Patent Enstitüsü BaĢkanı yürütür. [R.G. 30 Mart 2013 – 28603] —— • —— Türk Patent Enstitüsünden: ENDÜSTRĠYEL TASARIMLARIN KORUNMASI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMENĠN UYGULAMA ġEKLĠNĠ GÖSTERĠR YÖNETMELĠKTE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR YÖNETMELĠK MADDE 1 – 7/2/2006 tarihli ve 26073 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Uygulama ġeklini Gösterir Yönetmeliğin 4 üncü maddesine aĢağıdaki tanımlar eklenmiĢ ve ―Bülten‖ tanımında yer alan ―Kayıt‖ ibaresi, ―Yayın‖ olarak değiĢtirilmiĢtir. ―Paris SözleĢmesi: 20/3/1883 tarihli Sınai Mülkiyetin Himayesine Mahsus Milletlerarası Bir Ġttihat Ġhdas Edilmesine Dair SözleĢmeyi ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından onaylanmıĢ bu SözleĢme ile ilgili değiĢiklikleri, Locarno AnlaĢması: 5/8/1997 tarihli ve 97/9731 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan Endüstriyel Tasarımların Uluslararası Sınıflandırılmasına ĠliĢkin Locarno AnlaĢmasını,‖ MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “MADDE 8 – Tasarım tescil baĢvurusu, Enstitü tarafından yayımlanan formlara uygun olarak bilgisayar ile yazılır. BaĢvuru formunda, baĢvuru sahibinin, varsa vekilinin kimlik bilgileri, iletiĢim bilgileri, imzaları ve tarih ile tasarımcının kimlik bilgisi açıkça yer alır. Tasarımlar Locarno AnlaĢmasında belirtilen ürün ya da ürünlere karĢılık gelen kod numaraları ve adlar kullanılmak suretiyle tanımlanır. Locarno Sınıflandırmasında yer almayan ürünler Enstitü tarafından tanımlanır. Bu Yönetmelikte geçen baĢvuru formu, talep, dilekçe veya baĢvuru dilekçesi, Enstitü tarafından geçerli kabul edilen ve elektronik ortamda kullanıma sunulan iĢlem formlarıdır. Enstitüye sunulacak baĢvuru veya taleplerde Enstitü tarafından geçerliliği kabul edilen bu iĢlem formlarının kullanılması zorunludur. Bu formlar kullanılmaksızın yapılan baĢvuru veya taleplerde, baĢvuru veya talebin geçerli iĢlem formları ile hazırlanarak Enstitüye sunulması amacıyla iki aylık süre verilir.‖ MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin altıncı paragrafına ―tasarımın kullanım özelliklerini‖ ibaresinden önce ―kesit ve‖ ibaresi eklenmiĢ, yedinci paragrafında yer alan ―kesit veya plân halinde, özellikle‖ ibaresi yürürlükten kaldırılmıĢ; aynı maddenin baĢlığı, (b) bendinin giriĢ cümlesi, aynı bentte yer alan ―Tasarım Tescil BaĢvuru Ücreti‖ tanımı ile (d) bendinin birinci paragrafı aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “BaĢvuru dilekçesine eklenecek belgeler” ―b) BaĢvuruya iliĢkin ücretlerin ödendiğini gösterir bilgi veya belge;‖ ―Tasarım Tescil BaĢvuru Ücreti: Her bir tasarım tescil baĢvurusu için alınan ücrettir. Bir tasarım içeren baĢvurular tekli, birden fazla tasarım içeren baĢvurular ise çoklu baĢvuru olarak değerlendirilir. Çoklu baĢvurularda yer alan ilave her bir tasarım için Tebliğ‘de belirlenen ilave tasarım tescil baĢvuru ücreti ödenir.‖ ―Tasarım tescil baĢvurusu dâhil Enstitü nezdinde tasarım ile ilgili iĢlemlerin vekil aracılığı ile yürütülecek olması halinde, vekilin Enstitü nezdinde vekillik yapma yetkisini haiz olması, temsil yetkisini ve tarih bilgisini içeren yazılı vekâletname aslının veya vekil tarafından aslına uygunluğu onaylanmıĢ ve onay tarihini içerir suretinin Enstitüye ibraz edilmesi zorunludur.‖ MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 18 inci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―b) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge,‖ MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 20 nci maddesinin üçüncü fıkrası aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―Adres, unvan ve nev‘i değiĢiklikleri için aĢağıdaki bilgi ve belgelerin verilmesi zorunludur. a) Adres değiĢikliği için; 1) Talep dilekçesi. 2) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge. 3) Talep vekil tarafından yapılıyorsa vekaletname. b) Unvan değiĢikliği için; 1) Talep dilekçesi. 2) Unvan değiĢikliğini gösterir Ticaret Sicili Gazetesi veya yetkili mercilerce onaylanmıĢ belge, unvan değiĢikliğini gösterir belgenin yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi. 3) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge. 4) Talep vekil tarafından yapılıyorsa vekaletname. c) Nev‘i değiĢiklikleri için; 1) Talep dilekçesi. 2) Nev‘i değiĢikliğini gösterir Ticaret Sicili Gazetesi veya yetkili mercilerce onaylanmıĢ belge, nev‘i değiĢikliğini gösterir belgenin yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi. 3) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge. 4) Talep vekil tarafından yapılıyorsa vekaletname.‖ MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin 22 nci maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesinde yer alan ―belgenin‖ ibaresi ―bilgi veya belgenin‖ olarak değiĢtirilmiĢtir. MADDE 7 – Aynı Yönetmeliğin 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) ile (c) bendi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―b) Mirasçılık belgesi veya noter tasdikli örneği, mirasçılık belgesinin yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi, c) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.‖ MADDE 8 – Aynı Yönetmeliğin 24 üncü maddesinin ikinci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―Devir talebinin Tasarım Siciline iĢlenebilmesi için aĢağıdaki bilgi ve belgelerin verilmesi zorunludur. a) Talep dilekçesi. b) Devralan ve devredenin imza ve beyanlarını, tasarım tescil numarasını içeren noter tasdikli devir sözleĢmesi, devir belgesinin yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi. c) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge. ç) Talep vekil tarafından yapılıyorsa vekaletname.‖ MADDE 9 – Aynı Yönetmeliğin 25 inci maddesi baĢlığı ile birlikte aĢağıdaki değiĢtirilmiĢtir. “BirleĢme ve Ayni Sermaye Koyma Borcu MADDE 25 – BirleĢme veya ayni sermaye koyma borcu talebinin Tasarım Siciline iĢlenebilmesi için aĢağıdaki bilgi ve belgelerin verilmesi zorunludur. a) Talep dilekçesi. b) BirleĢmeyi veya ayni sermaye koyma borcunu gösterir Ticaret Sicili Gazetesi veya yetkili mercilerce onaylanmıĢ belge, birleĢmeyi veya ayni sermaye koyma borcunu gösterir belgenin yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi. c) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge. ç) Talep vekil tarafından yapılıyorsa vekaletname. Miras yolu ile intikal, devir, birleĢme ve ayni sermaye koyma borcu iĢlemlerinde tasarım tescil belgesinin gönderilmesi halinde değiĢiklik Tasarım Siciline kaydedilir ve yeni tasarım tescil belgesi düzenlenir.‖ MADDE 10 – Aynı Yönetmeliğin 26 ncı maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―Lisans talebinin tasarım siciline iĢlenebilmesi aĢağıdaki bilgi ve belgelerin verilmesi zorunludur. a) Talep dilekçesi. b) Lisans alan ve verenin imza ve beyanlarını, lisansa konu olan tasarımın adını, tescil numarasını, çoklu baĢvuru ise sıra numaralarını, lisans ücretini, lisans süresini belirtir noter tarafından tasdik edilmiĢ ve müstenidatlı lisans sözleĢmesi, lisans sözleĢmesinin yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi. c) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge. ç) Talep vekil tarafından yapılıyorsa vekaletname. Lisans iĢlemi Tasarım Siciline kaydedilir ve Bültende yayımlanır.‖ MADDE 11 – Aynı Yönetmeliğin 27 nci maddesinin ikinci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―Rehin talebinin tasarım siciline iĢlenebilmesi için aĢağıdaki bilgi ve belgelerin verilmesi zorunludur. a) Talep dilekçesi. b) Rehin sözleĢmesi veya rehin iĢlemini gösterir yetkili mercilerce onaylanmıĢ belge veya noter tasdikli örnekleri, rehin sözleĢmesi veya belgenin yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi. c) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge. ç) Talep vekil tarafından yapılıyorsa vekaletname.‖ MADDE 12 – Aynı Yönetmeliğin 28 inci maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıĢtır. MADDE 13 – Aynı Yönetmeliğin 32 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―b) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge,‖ MADDE 14 – Aynı Yönetmeliğin 33 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―b) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.‖ MADDE 15 – Aynı Yönetmeliğin 34 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (f) bendi ile üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıĢtır. MADDE 16 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 17 – Bu Yönetmelik hükümlerini Türk Patent Enstitüsü BaĢkanı yürütür. [R.G. 30 Mart 2013 – 28603] —— • —— Türk Patent Enstitüsünden: PATENT HAKLARININ KORUNMASI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMENĠN UYGULAMA ġEKLĠNĠ GÖSTERĠR YÖNETMELĠKTE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR YÖNETMELĠK MADDE 1 – 5/11/1995 tarihli ve 22454 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Uygulama ġeklini Gösterir Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d), (e) ve (f) bentleri aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢ ve aynı fıkraya aĢağıdaki bentler eklenmiĢtir. ―d) Ücret Tarifesi: 6/11/2003 tarihli ve 5000 sayılı Türk Patent Enstitüsü KuruluĢ ve Görevleri Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ve 25 inci maddesi gereğince Türk Patent Enstitüsünce uygulanacak olan ücret tarifesini, e) Paris SözleĢmesi: Sınai Mülkiyetin Himayesine Mahsus Milletlerarası Bir Ġttihat Ġhdas Edilmesine dair 20/3/1883 tarihli SözleĢmeyi ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından onaylanmıĢ bu SözleĢme ile ilgili değiĢiklikleri, f) Bülten: Yayın ortamının türüne bakılmaksızın 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararname veya bu Yönetmelikte belirtilen hususların yayımlandığı Resmi Patent Bültenini,‖ ―ı) Ücret: Ücret Tarifesinde belirtilen ücretin, bu ücretin katma değer vergisinin ve varsa harcının toplamını, i) Vekil: Enstitü Patent Vekilleri Siciline kayıtlı patent vekillerini,‖ MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ve son fıkrası aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―f ) BaĢvuru ücretinin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.‖ ―Patent ĠĢbirliği AntlaĢmasının 22 nci ve 39 uncu maddelerinde baĢvuru yapılması için tanınan otuz aylık sürede Ücret Tarifesinde belirtilen baĢvuru ücreti, baĢvuru ile birlikte veya baĢvuru tarihinden itibaren 7 gün içinde ödenir. BaĢvuru otuz aylık sürede yapılmazsa bu süreye ek olarak üç aylık süre tanınır. Bu ek süre içinde yapılan baĢvurular için baĢvuru ücreti, baĢvuru ile birlikte veya baĢvuru tarihinden itibaren 7 gün içinde Ücret Tarifesinde belirtilen ek ücretle birlikte ödenir. Patent ĠĢbirliği AntlaĢmasının 49 uncu maddesinin altıncı fıkrası gereğince yapılan baĢvurular için baĢvuru ücreti, baĢvuru ile birlikte veya baĢvuru tarihinden itibaren 7 gün içinde Ücret Tarifesinde belirtilen ek ücretle birlikte ödenir.‖ MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 7 nci maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “MADDE 7 – Patent ve faydalı model baĢvuru dilekçeleri aĢağıda sayılanları içerir. a) BuluĢ baĢlığı. b) BaĢvuru sahibi veya sahipleri ile ilgili kimlik ve iletiĢim bilgileri. c) BaĢvuru vekil aracılığıyla yapılıyorsa vekilin kimlik ve iletiĢim bilgileri. ç) Rüçhan hakkı talep ediliyorsa rüçhan baĢvurusuna ait bilgiler. d) BuluĢ sahibi veya sahipleri ile ilgili kimlik ve iletiĢim bilgileri. e) BaĢvuru sahibi buluĢ sahibi değilse baĢvuru hakkının ne Ģekilde elde edildiğine iliĢkin beyan. f) BaĢvuru önceki tarihli bir patent veya faydalı model baĢvurusu ya da patent veya faydalı model belgesi ile ilgili ise önceki tarihli baĢvuru veya belgeye iliĢkin bilgiler. g) BaĢvuru sahibinin veya vekilin imzası ve tarih.‖ MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “MADDE 8 – Tarifname, buluĢ konusunun ilgili olduğu teknik alanda uzman olan bir kiĢi tarafından buluĢun uygulanabilmesini sağlayacak nitelikte, açık ve ayrıntılı olarak yazılır. Patent konusu buluĢun tüm özellikleri hiçbir Ģey gizlenmeden, eksiksiz olarak açıklanır. Tarifname sırasıyla aĢağıdaki bölümleri kapsar. a) BuluĢ baĢlığı: Tarifnamenin baĢlangıcında baĢvuru dilekçesinde belirtilen buluĢ baĢlığı yer alır. BuluĢ baĢlığı; buluĢ konusu teknik geliĢtirmeyi kısaca tanımlar ve marka niteliğindeki terimleri kapsamaz. b) Teknik alan: BuluĢun ilgili olduğu teknik alan belirtilir. c) Tekniğin bilinen durumu: BuluĢun anlaĢılması, araĢtırılması ve incelenmesi için baĢvuru sahibinin bildiği kadarıyla buluĢ konusunun hem yurt içi hem de yurt dıĢındaki benzerleri ayrıntılı olarak verilir. BuluĢ konusunun benzerlerine atıflar yapılarak patentle korunması istenen buluĢun diğerlerinden farkları, karĢılaĢtırma yapmayı sağlayacak nitelikte ayrıntılı biçimde açıklanır. ç) BuluĢun çözümünü amaçladığı teknik problemler: BuluĢun hangi teknik problem ya da problemlerin çözümünü amaçladığı açıklanır. Talepte bulunulduğu haliyle, teknik sorun diye açıkça ifade edilmese bile teknik sorunun ve çözümünün anlaĢılabileceği Ģekilde buluĢ ortaya konulur ve tekniğin bilinen durumuna atıfta bulunularak buluĢun varsa avantajları belirtilir. d) Resimlerin açıklanması: Varsa, resimlerin her birinin kısa tanımı yapılır, resimlerde yer alan parçaların tümünün numaraları ve tanımları açıklanır. e) BuluĢun açıklanması: Patentle korunması istenen buluĢ, hiçbir Ģüpheye ve yanlıĢ anlamaya yer vermeyecek Ģekilde, örnekler verilerek, varsa resimlere atıfta bulunularak ayrıntılı olarak açıklanır. Açıklamada resimlerdeki parçalar ve iĢlevleri anlatılırken her bir parçanın sonunda parça numarası parantez içinde belirtilir. f) BuluĢun sanayiye uygulanma biçimi: BuluĢtan sanayide ne Ģekilde yararlanılabileceği ve buluĢun ne Ģekilde uygulanabileceği veya kullanılabileceği belirtilir. BuluĢun doğası gereği, farklı bir anlatım Ģekli buluĢun daha iyi anlaĢılmasını sağlıyorsa, tarifname, birinci fıkrada belirtilen Ģekil ve düzende sunulmayabilir.‖ MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesi baĢlığıyla birlikte aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “Ġstemler MADDE 9 – BaĢvuru, buluĢun yeterli ayrıntıda ifade edildiği ve açıkça ortaya konduğu bir veya birden çok istemi içerir. Ġstemler, korunması istenilen buluĢ konusunun teknik özelliklerini tanımlar. Ġstemlerde buluĢ, sadece eriĢilmesi arzulanan bir sonuç ile tanımlanamaz. Her istem tek cümle halinde yazılır. Ġstemler, uygun olması halinde, korunması istenen konuyu oluĢturan hususların tanımlanması için gerekli olan, fakat bir araya geldiklerinde tekniğin bilinen durumunun bir kısmını oluĢturan bölüm ve bu bölüm ile bir araya geldiğinde korunması istenen teknik özellikleri özlü bir Ģekilde belirten karakterize edici bir bölüm olmak üzere iki bölüm halinde yazılır. Bu durumda, bölümleri birbirinden ayırmak amacıyla "içeren, karakterize edilen, içeriği, -den oluĢan, -den ibaret olan, olup özelliği, ayırt edici özelliği" ifadeleri ya da aynı anlama gelecek herhangi baĢka bir ifade kullanılır. Bağımsız bir istemde, buluĢun tüm esas özelliklerinin belirtilmesi gerekir. Bağımsız istemi bir veya birden fazla bağımlı istem izleyebilir. Bağımlı istemler, bağlı bulunduğu istemin tüm özelliklerini içermelidir. Bağımlı istemlerin baĢlangıcında bağımsız isteme atıfta bulunulmalı ve sonra da korunması istenilen ilave özellikler belirtilmelidir. Bağımlı bir istemde, baĢka bir bağımlı isteme de atıfta bulunulabilir. Önceki bir isteme ve istemlere atıfta bulunulan tüm bağımlı istemler, mümkün olan en uygun biçimde gruplandırılır. Bir bağımlı istemde birden fazla isteme ayrı ayrı (―veya‖ ifadesi kullanılarak) atıfta bulunulabilir. Çoklu bağımlı istem olarak adlandırılan bu istemlerde, bir baĢka çoklu bağımlı isteme atıfta bulunulamaz. 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 45 inci maddesi hükmü saklı kalmak kaydıyla, bir patent baĢvurusu aĢağıda sayılan durumlardan birinin oluĢması halinde, aynı kategoriye (ürün, yöntem, aparat veya kullanım) ait birden fazla bağımsız istem içerebilir: a) Birden çok birbiriyle iliĢkili ürünün bulunması. b) Bir ürünün ya da aparatın farklı kullanımlarının bulunması. c) Belirli bir probleme alternatif çözümler üretilirken bu alternatiflerin tek bir istemde korunmasının uygunsuz olması. Ġstemler, buluĢun özü gözönünde tutularak makul sayıda ve buluĢ özelliklerini ayrıntılı Ģekilde belirtecek sayıda yazılır. Birden çok istem var ise, bu istemler sırayla numaralandırılır. Zorunlu kalınmadığı sürece istemlerde, buluĢun teknik özellikleri, tarifname veya resimlere atıf yapılarak ifade edilmez. Ġstemler özellikle, "tarifnamede anlatıldığı gibi", "resimlerde gösterildiği gibi" ve benzeri ifadeler içermez. BaĢvuru resim içeriyorsa, istemler kısmında belirtilen teknik özelliklerden sonra tercihen bu özellikler ile iliĢkili atıf iĢaretleri parantez içinde yazılır.‖ MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin 10 uncu maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “MADDE 10 – Resimler; kalıcı, siyah, yeterince yoğun ve koyu, kalın ve iyi tanımlanmıĢ çizgiler ile yapılır. Resimlerde renklendirme yapılmaz. Resimlerdeki tüm çizgiler, genel olarak çizim aletleri veya çizim programları yardımıyla çizilir. Fotoğraflar resim olarak kabul edilmez ancak buluĢun baĢka türlü gösteriminin mümkün olmadığı mikron düzeyde mikroskobik görüntüleme gerektiren bazı durumlarda fotoğraf kullanılabilir. Kesitler; referans iĢaretlerinin ve ana çizgilerin açık biçimde görülmesine engel olmayacak Ģekilde tarama yapılarak belirtilir. Resimlerin ve bunların grafik uygulamalarının ölçeği; üçte iki oranında küçültülerek yapılan fotografik veya elektronik çoğaltmada, tüm ayrıntıların kolaylıkla ayırt edilmesini sağlayacak Ģekilde olur. Resimlerde bulunan tüm sayılar, harfler ve referans iĢaretleri basit ve açık olur. Sayılar ve harflerle birlikte köĢeli parantezler, daireler veya tırnak iĢaretleri kullanılmaz. Aynı Ģeklin öğeleri, Ģeklin açık olması için oranlama bakımından bir fark yaratmak zorunlu olmadıkça, birbirleriyle orantılı olur. Sayılar ve harflerin yüksekliği 0.32 cm‘den az olamaz. Resimlere harf konması halinde, Latin alfabesi ve gerektiğinde Yunan alfabesi kullanılır. Aynı resim sayfası birkaç Ģekil içerebilir. Ġki veya daha fazla sayfa üzerinde bulunan Ģekiller aslında bir bütün Ģekli oluĢturuyorsa, bu Ģekiller, çeĢitli sayfalar üzerinde görünen Ģekillerin herhangi birinin herhangi bir kısmı gizli kalmadan, tüm Ģeklin bir araya getirilebileceği Ģekilde düzenlenir. Farklı Ģekiller sayfa veya sayfalar üzerinde, tercihen dikey bir konumda, birbirlerinden net bir Ģekilde ayrılmıĢ olarak, sayfada boĢ yer bırakmadan düzenlenir. ġekiller dikey konumda düzenlenmemiĢse, Ģekillerin üst kısmı sayfanın sol tarafında olacak biçimde yatay olarak düzenlenir. Farklı Ģekiller, sayfa numaralarından farklı olarak, ardıĢık Ģekilde numaralandırılır. Tarifname ve istemlerde belirtilmeyen referans iĢaretleri resimlerde gösterilmez. Aynı Ģekilde, resimlerde gösterilmeyen referans iĢaretleri de tarifname ve istemlerde bulunmaz. Referans iĢaretleri kullanıldığında, baĢvurunun tamamında aynı özellikler aynı referans iĢaretleri ile belirtilir. Resimler yazılı ifade içermez. Resimlerin anlaĢılabilir olması için gerekli olduğu durumda ―su‖, ―buhar‖, ―açık‖, ―kapalı‖ veya ―AB kesiti‖ gibi tek bir sözcük ya da sözcükler kullanılabilir. AkıĢ Ģemaları ve diyagramlar resim olarak kabul edilir.‖ MADDE 7 – Aynı Yönetmeliğin 11 inci maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “MADDE 11 – Özetin baĢlangıcında baĢvuru dilekçesinde belirtilen buluĢ baĢlığı yer alır. Özet; tarifname, istemler ve varsa resimlerde bulunan temel özellikleri içerir ve buluĢun ilgili olduğu teknik alanı belirterek teknik problemin, buluĢ sayesinde bu problemin çözümünün ve buluĢun temel kullanımı ya da kullanımlarının açıkça anlaĢılmasına olanak sağlar. Uygun olduğu durumda, baĢvuruda yer alan tüm formüller arasından buluĢu en iyi karakterize eden kimyasal formül özette yer alır. Özet, buluĢun iddia edilen değeri ya da buluĢun spekülatif uygulamasına iliĢkin ifadeler içermez. Özet tercihen en fazla 150 kelimeden oluĢur. BaĢvuru resim içeriyorsa, özette belirtilen teknik özelliklerden sonra tercihen bu özellikler ile iliĢkili atıf iĢaretleri parantez içinde yazılır. Yayımlanması talep edilen Ģeklin numarası özetin sonunda belirtilir. Enstitü, buluĢu daha iyi karakterize ettiğini düĢündüğü baĢka Ģekil veya Ģekilleri de yayımlayabilir. Özet, buluĢun ilgili olduğu teknik alandaki araĢtırmalarda kullanılabilecek etkili bir araç oluĢturacak Ģekilde yazılır.‖ MADDE 8 – Aynı Yönetmeliğin 12 nci maddesi yürürlükten kaldırılmıĢtır. MADDE 9 – Aynı Yönetmeliğin 13 üncü maddesi baĢlığıyla birlikte aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “Rüçhan hakkı talebi ve belgesi MADDE 13 – Rüçhan hakkı talebi baĢvuru sırasında veya baĢvuru tarihinden itibaren iki ay içinde talep edilebilir ve taleple birlikte Ücret Tarifesinde belirtilen rüçhan hakkı talebi ücreti ödenir. Rüçhan hakkı talep edilen bir patent baĢvurusunda, baĢvuru sırasında ya da baĢvurunun yapıldığı tarihten itibaren üç ay içerisinde rüçhan hakkını doğuran baĢvurunun yapıldığı ülkenin sınai mülkiyet idaresinden alınacak rüçhan hakkı belgesinin ve bu belgedeki sicil bilgilerini içeren sayfaların Türkçe çevirisinin Enstitüye verilmesi zorunludur. Bu belgelerin yukarıdaki süre içinde verilmemesi halinde baĢvuru rüçhansız olarak iĢleme alınır. Enstitüye yapılmıĢ baĢvurudan doğan rüçhan hakkına iliĢkin rüçhan hakkı belgesi, baĢvuru sahibinin talebi ve Ücret Tarifesinde belirtilen ücretin ödenmesi Ģartıyla Enstitü tarafından düzenlenir.‖ MADDE 10 – Aynı Yönetmeliğin 14 üncü maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “MADDE 14 – Değerler ve tüm veriler uluslararası standartlara uygun birimler kullanılarak, uygun olduğu yerlerde metrik sistem (SI) cinsinden ifade edilir. Bu ifadelerde alanında genel olarak kabul gören teknik terimler, formüller, iĢaretler ve semboller kullanılır. Terminoloji ve iĢaretler baĢvuru boyunca tutarlılık arz eder.‖ MADDE 11 – Aynı Yönetmeliğin 15 inci maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “MADDE 15 – Bir bütün olarak düĢünülen buluĢların herbirinin tekniğin bilinen durumu üzerinde yaptığı katkıyı tanımlayan aynı ya da benzer teknik özelliklere sahip buluĢlar arasında teknik bir iliĢki olması halinde, baĢvurunun 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 45 inci maddesinin birinci fıkrası hükmüne uygun olduğu kabul edilir. Bu maddenin birinci fıkrası hükmüne uygun olmadığı anlaĢılan baĢvurular Enstitünün bildirimi üzerine ya da Paris SözleĢmesi hükmü uyarınca baĢvuru sahibinin talebi üzerine baĢvuruyu yapan tarafından birden fazla baĢvuruya ayrılır.‖ MADDE 12 – Aynı Yönetmeliğin 16 ncı maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “MADDE 16 – BaĢvuru iĢlemleri devam eden bir baĢvurudan 15 inci maddeye göre bölünmüĢ olan bir baĢvuruda, ilk baĢvuru konusunun kapsamı içinde kalmak kaydıyla, ayrılan her baĢvuru için baĢvuru tarihi, ilk baĢvurunun tarihidir. Ġlk baĢvuruda rüçhan hakkı talep edilmiĢse, ilk baĢvurunun rüçhan hak veya hakları ayrılan her baĢvuruya da tanınır. BölünmüĢ baĢvuruyla birlikte geçmiĢ yıllara ait yıllık ücretler de ödenir.‖ MADDE 13 – Aynı Yönetmeliğin 17 nci maddesi yürürlükten kaldırılmıĢtır. MADDE 14 – Aynı Yönetmeliğin 18 inci maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “MADDE 18 – BaĢvuru sırasında Enstitüye aĢağıda sayılan belgeler birer suret olarak verilir. a) BaĢvuru dilekçesi. b) Tarifname. c) Ġstem veya istemler. ç) Tarifnamede, istem veya istemlerde atıf yapılan resimler. d) Özet.‖ MADDE 15 – Aynı Yönetmeliğin 27 nci maddesinin üçüncü fıkrası aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢ ve aynı maddeye aĢağıdaki fıkra eklenmiĢtir. ―BaĢvurunun yayınıyla ilgili olarak Bültende yapılan ilan aĢağıda sayılanları içerir. a) BaĢvuru tarihi ve numarası. b) BaĢvuru sahibi veya sahipleri ile ilgili kimlik ve iletiĢim bilgileri. c) BuluĢ sahibi veya sahipleri ile ilgili kimlik ve iletiĢim bilgileri. ç) BaĢvuru vekil aracılığıyla yapılmıĢsa vekilin kimlik ve iletiĢim bilgileri. d) BuluĢ baĢlığı. e) Rüçhan hakkına konu olan baĢvurunun ülkesi, tarihi ve numarası. f) BuluĢun uluslararası patent sınıflandırması. g) BaĢvurunun yayın tarihi ve numarası. ğ) Özet. h) BuluĢu karakterize eden Ģekil veya Ģekiller. ı) Uluslararası veya bölgesel anlaĢmalar yoluyla ulusal aĢamaya giren baĢvurularda uluslararası veya bölgesel baĢvuru numarası.‖ ―BaĢvurunun yayını, üçüncü fıkrada belirtilenlerin yanında tarifname, istemler ve resimleri de içerir.‖ MADDE 16 – Aynı Yönetmeliğin 28 inci maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―BaĢvuruyu yapan, baĢvuru tarihinden veya rüçhan hakkı talep edilmiĢse rüçhan tarihinden itibaren onbeĢ ay içinde tekniğin bilinen durumu ile ilgili araĢtırma yapılmasını Enstitüden talep eder ve taleple birlikte veya talep tarihinden itibaren üç ay içinde Ücret Tarifesinde belirtilen ücreti öder. 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 2 nci maddesi ve bu Yönetmeliğin Geçici 4 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca diğer kuruluĢlar tarafından düzenlenecek araĢtırma raporu talepleri için ilgili kuruluĢun kabul ettiği dildeki tarifname, istemler, özet ve varsa resimler taleple birlikte veya talep tarihinden itibaren üç ay içinde Enstitüye verilir.‖ ―Bir ek patent baĢvurusu ile ilgili olarak, tekniğin bilinen durumu ile ilgili araĢtırma yapılması, ancak asıl patent baĢvurusu için veya daha önceki ek patent baĢvuruları için araĢtırma yapılmıĢ veya araĢtırma yapılmasının talep edilmiĢ olması halinde istenebilir. Bu maddenin birinci ilâ üçüncü fıkrası hükümleri, ek patentler için de uygulanır.‖ MADDE 17 – Aynı Yönetmeliğin 29 uncu maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “MADDE 29 – Tarifnamenin veya istem veya istemlerin yeterince açık olmaması nedeniyle araĢtırma raporunun düzenlenememesi halinde, yetersizliğin giderilmesi için üç aylık ve talep halinde ek üç aylık süre tanınır. Ek süre talep edilmesi halinde, Ücret Tarifesinde belirtilen ek süre talep ücreti, taleple birlikte ödenir. Bu süreler içerisinde yetersizliğin giderilmediği durumda baĢvuru reddedilir. Kısmen yetersizlik halinde araĢtırma raporu yeterince açık olan istem veya istemler için düzenlenir.‖ MADDE 18 – Aynı Yönetmeliğin 33 üncü maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “MADDE 33 – 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 65 inci maddesi hükmüne göre baĢvuru sahibi, patent yerine faydalı model belgesi verilmesi için bir değiĢtirme talebi yapmıĢsa bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde verilmesi gereken belgeler ve Ücret Tarifesinde belirtilen ücret Enstitü tarafından baĢvuru sahibine bildirilir. Bu süre içinde gerekli belgelerin verilmemesi ve ücretin ödenmemesi halinde, değiĢiklik talebi yapılmamıĢ sayılır ve baĢvuru, patent baĢvurusu olarak iĢlem görür.‖ MADDE 19 – Aynı Yönetmeliğin 34 üncü maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “MADDE 34 – Patent baĢvurusunun yayımlanmasından sonra, patent baĢvurusu veya patente iliĢkin dosya, Ücret Tarifesinde belirtilen ücretin ödenmesi Ģartıyla Enstitü yetkililerinin nezaretinde aĢağıda sayılan sınırlamalar dahilinde incelenebilir. a) Ġnceleme ancak Enstitü dahilinde yapılabilir. b) Ġnceleme Enstitünün iç yazıĢmalarını kapsamaz. c) Ġnceleme üçüncü kiĢiler tarafından baĢvuru dosyalarının incelenmesi için yapılan taleplerin kime veya kimlere ait olduğuna iliĢkin belgeleri kapsamaz. ç) Ġnceleme zorunlu lisans ve çalıĢanların buluĢlarına iliĢkin belgeleri kapsamaz. d) Ġnceleme yıllık ücretlerin ödenip ödenmediği konusunda bilgi almak amacıyla baĢvuru yapanların kimliklerine iliĢkin belgeleri kapsamaz. e) Ġnceleme patent baĢvurusu ya da patent dosyalarından bilgi almak amacıyla yapılan taleplerin içeriğine ve talep eden kiĢilerin kimliklerine iliĢkin bilgi ve belgeleri kapsamaz.‖ MADDE 20 – Aynı Yönetmeliğin 35 inci maddesinin ikinci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―Lisans sözleĢmesinin Patent Siciline kaydedilebilmesi için taraflardan birinin aĢağıda sayılanlarla Enstitüye baĢvuruda bulunması gerekir. a) Dilekçe. b) Lisans sözleĢmesine konu olan patent baĢvurusunun veya patentin numarasını, lisans ücretini, süresini ve çeĢidini belirtir Ģekilde düzenlenmiĢ, lisans alan ve lisans veren tarafların imza ve noter beyanlarını içerir onaylı lisans sözleĢmesi, lisans sözleĢmesinin yabancı dilde düzenlenmesi halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi. c) Gerekli ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge. ç) Gerekli hallerde vekaletname.‖ MADDE 21 – Aynı Yönetmeliğin 37 nci maddesi baĢlığıyla birlikte aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “Devir, birleĢme ve ayni sermaye koyma borcu MADDE 37 – Devir iĢleminin Patent Siciline kaydedilebilmesi için aĢağıda sayılanlarla baĢvuruda bulunulması gerekir. a) Dilekçe. b) Devir sözleĢmesine konu olan patent baĢvurusunun veya patentin numarasını, devir ücretini belirtir Ģekilde düzenlenmiĢ, devreden ve devralan tarafların imza ve noter beyanlarını içerir onaylı devir sözleĢmesi, devir sözleĢmesinin yabancı dilde düzenlenmesi halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi. c) Gerekli ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge. ç) Vekaletname. BirleĢme veya ayni sermaye koyma borcu iĢleminin Patent Siciline kaydedilebilmesi için aĢağıda sayılanlarla baĢvuruda bulunulması gerekir. a) Dilekçe. b) BirleĢmeyi veya ayni sermaye koyma borcunu gösterir Ticaret Sicili Gazetesi veya yetkili mercilerce onaylanmıĢ belge, birleĢmeyi veya ayni sermaye koyma borcunu gösterir belgenin yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi. c) Gerekli ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge. ç) Gerekli hallerde vekaletname.‖ MADDE 22 – Aynı Yönetmeliğin 38 inci maddesi baĢlığıyla birlikte aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “Miras yoluyla intikal, rehin ve teminat MADDE 38 – Bir patent baĢvurusu veya patent baĢkasına miras yoluyla intikal edebilir. Bir patent baĢvurusu veya patent rehnedilebilir veya teminat olarak gösterilebilir. Miras yoluyla intikal iĢleminin Patent Siciline kaydedilebilmesi için aĢağıda sayılanlarla baĢvuruda bulunulması gerekir. a) Dilekçe. b) Mirasçılık belgesi veya noter tarafından onaylanmıĢ örneği, mirasçılık belgesinin yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi. c) Gerekli ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge. ç) Gerekli hallerde vekaletname. Rehin ve teminat iĢlemi taraflardan birinin talebi üzerine Patent Siciline kaydedilir. Rehin iĢleminin Patent Siciline kaydedilebilmesi için aĢağıda sayılanlarla baĢvuruda bulunulması gerekir. a) Dilekçe. b) Rehin iĢlemini gösterir yetkili mercilerce onaylanmıĢ belge veya noter tarafından onaylanmıĢ örneği, rehin iĢlemini gösterir belgenin yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi. c) Gerekli ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge. ç) Gerekli hallerde vekaletname. Teminat iĢleminin Patent Siciline kaydedilebilmesi için aĢağıda sayılanlarla baĢvuruda bulunulması gerekir. a) Dilekçe. b) Teminat sözleĢmesi veya noter tarafından onaylanmıĢ örneği, teminat sözleĢmesinin yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi. c) Gerekli ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge. ç) Gerekli hallerde vekaletname.‖ MADDE 23 – Aynı Yönetmeliğin 39 uncu maddesinin ikinci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢ ve üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıĢtır. ―Kullanım, patentin verildiğine iliĢkin ilanın ilgili bültende yayımlandığı tarihten itibaren üç yıl içinde gerçekleĢtirilir. Kullanımın değerlendirilmesinde pazar Ģartları göz önünde tutulur. Objektif nitelik taĢıyan ruhsatlandırma, standartlara uygunluk, değiĢik alanlarda yeni uygulamaların yapılmasına ihtiyaç duyma gibi teknik veya ekonomik veya hukuki sebepler patentin kullanılamamasının haklı sebepleri olarak kabul edilir. Patent konusu buluĢun kullanılmasını engelleyecek nitelikte kabul edilen bu sebepler, patent sahibinin kontrolü ve iradesi dıĢındaki sebeplerdir. Patentin kullanılamamasının haklı sebeplerine iliĢkin bilgi ve belgelerle birlikte gerekli ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge, patent sahibi tarafından patentin verildiğine iliĢkin ilanın ilgili bültende yayımlandığı tarihten itibaren üç yıl içinde Enstitüye verilir ve kullanmama Patent Siciline kaydedilir. ‖ MADDE 24 – Aynı Yönetmeliğin 40 ıncı maddesinin son fıkrası aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―Kullanım belgesi ve ithalat belgesi, ilgili form ve gerekli ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge ile birlikte Enstitüye verilir ve kullanım Patent Siciline kaydedilir.‖ MADDE 25 – Aynı Yönetmeliğin 44 üncü maddesi baĢlığıyla birlikte aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “Unvan, adres ve nevi değiĢiklikleri MADDE 44 – Bir patent baĢvurusunun veya patentin sahibinin unvanında, adresinde veya nevinde herhangi bir değiĢiklik söz konusu ise bu değiĢikliğin Patent Siciline kaydedilebilmesi için aĢağıda sayılanlarla birlikte Enstitüye baĢvuruda bulunulması gerekir. Unvan, adres veya nevi değiĢikliği iĢlemlerinde Patent Sicilinde, patent baĢvurusu veya patent sahibi adına kayıtlı bulunan baĢvuru veya patentlerin numaraları belirtilerek tek bir talep yapılması ve tek bir ücretin ödenmesi üzerine ilgili iĢlem yapılır. Unvan değiĢikliği iĢlemi için aĢağıda sayılanlarla baĢvuruda bulunulması gerekir. a) Dilekçe. b) Unvan değiĢikliğini gösterir Ticaret Sicili Gazetesi veya yetkili mercilerce onaylanmıĢ belge, unvan değiĢikliğini gösterir belgenin yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi. c) Gerekli ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge. ç) Gerekli hallerde vekaletname. Adres değiĢikliği iĢlemi için aĢağıda sayılanlarla baĢvuruda bulunulması gerekir. a) Dilekçe. b) Gerekli hallerde vekaletname. c) Gerekli ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge. Nevi değiĢikliği iĢlemi için aĢağıda sayılanlarla baĢvuruda bulunulması gerekir. a) Dilekçe. b) Nevi değiĢikliğini gösterir Ticaret Sicili Gazetesi veya yetkili mercilerce onaylanmıĢ belge, nevi değiĢikliğini gösterir belgenin yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi. c) Gerekli ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge. ç) Gerekli hallerde vekaletname.‖ MADDE 26 – Aynı Yönetmeliğin 45 inci maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “MADDE 45 – Verilen patentlerin onaylı suretleri, gerekli ücret ödenerek patent sahipleri veya üçüncü kiĢiler tarafından talep edilebilir.‖ MADDE 27 – Aynı Yönetmeliğin 46 ncı maddesinin birinci fıkrasının (g) ve (o) bentleri aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢ ve aynı fıkraya aĢağıdaki bent eklenmiĢtir. ―g) BaĢvuru sahibi veya patent sahibinin kimlik ve iletiĢim bilgileri.‖ ―o) Devir, lisans, birleĢme, adres, unvan, nevi değiĢiklikleri, rehin, teminat, haciz, veraset intikal ve bunun gibi iradi veya mecburi tasarruflar.‖ ―r) BuluĢ sahibinin kimlik ve iletiĢim bilgileri.‖ MADDE 28 – Aynı Yönetmeliğin 47 nci maddesinin baĢlığı ile ikinci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢ, üçüncü ve dördüncü fıkraları yürürlükten kaldırılmıĢtır. ―Ücret ödemeleri‖ ―Yıllık ücretler hariç olmak üzere Ücret Tarifesinde belirlenen ücretlerin ödenme zamanı, Enstitü tarafından baĢvuru sahibine veya patent sahibine veya vekiline önceden bildirilir.‖ MADDE 29 – Aynı Yönetmeliğe 48 inci maddeden sonra gelmek üzere baĢlıklarıyla birlikte aĢağıdaki 48/A, 48/B ve 48/C maddeleri eklenmiĢtir. “Süreler, bildirimler ve iĢlem formları MADDE 48/A – Bir patent baĢvurusu veya patentle ilgili iĢlemlerde uyulması gereken süre, 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararname veya bu Yönetmelikle belirlenmemiĢse uygulanacak süre, Enstitünün bildiriminden itibaren iki aydır. Enstitü tarafından yapılan bildirimler yazılı olarak yapılır ve bildirim tarihi olarak tebliğ tarihi esas alınır. Bu Yönetmelikte geçen baĢvuru dilekçesi, form, talep veya dilekçe Enstitü tarafından geçerli kabul edilen ve elektronik ortamda kullanıma sunulan iĢlem formlarıdır. Enstitüye sunulacak baĢvuru veya taleplerde Enstitü tarafından geçerliliği kabul edilen bu iĢlem formlarının kullanılması zorunludur. Bu formlar kullanılmaksızın yapılan taleplerin geçerli iĢlem formları ile hazırlanarak Enstitüye sunulması amacıyla iki aylık süre verilir. Eksik ücret MADDE 48/B – Bir patent baĢvurusu veya patentle ilgili olarak ödenmesi gereken bir ücretin eksik ödenmesi halinde eksik ücret, Enstitünün bildirim tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Aksi takdirde ilgili ücret hiç ödenmemiĢ sayılır. Vekaletnamenin Ģekli ve niteliği MADDE 48/C – Bir patent baĢvurusu veya patentle ilgili iĢlemlerde vekaletnamenin gönderilmesinin gerekli olduğu durumda, vekilin Enstitü nezdinde vekillik yapma yetkisini haiz olması, temsil yetkisini ve tarih bilgisini içeren yazılı vekaletname aslının veya patent vekili tarafından aslına uygunluğu onaylanmıĢ ve onay tarihini içerir suretinin Enstitüye teslim edilmesi zorunludur. Enstitü nezdinde patent baĢvurusunun geri çekilmesi veya patent hakkından vazgeçilmesi iĢlemlerinin vekil tarafından yapılabilmesi için, bu yetkileri açıkça belirten noter tasdikli vekaletname sunulması gerekir.‖ MADDE 30 – Aynı Yönetmeliğin 50 nci maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “MADDE 50 – 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 162 nci maddesine göre faydalı model belgesi verilmesi kararının bildiriminden itibaren üç ay içinde Ücret Tarifesinde belirtilen ücretin ödenmesi gerekir. Ücretin bu süre içinde ödenmemesi halinde bu süre içinde Ücret Tarifesinde belirtilen ek süre talep ücreti de ödenerek ek üç aylık süre talep edilebilir. Ücret, bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde veya ek üç aylık süre içinde ödenmediği takdirde baĢvuru geri alınmıĢ sayılır.‖ MADDE 31 – Aynı Yönetmeliğin 51 inci maddesinin ikinci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. ―Faydalı model belgesinin düzenlenmesi için verilen süreler ile ödenmesi gereken ve Ücret Tarifesinde belirtilen ücretler, incelemeli ve incelemesiz patent verilmesine de uygulanır.‖ MADDE 32 – Aynı Yönetmeliğe 51 inci maddeden sonra gelmek üzere baĢlığıyla birlikte aĢağıdaki 51/A maddesi eklenmiĢtir. “Faydalı model belgesi baĢvurusunun patent baĢvurusuna değiĢtirilmesi MADDE 51/A – 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 167 nci maddesi hükmüne göre, faydalı model belgesi verilmesi hakkında Enstitüce alınacak karardan önce, faydalı model baĢvurusu sahibi, baĢvurusunun patent baĢvurusuna değiĢtirilmesi talebinde bulunmuĢsa, bu talep tarihinden itibaren bir ay içinde Enstitü, verilmesi gerekli olan belgeleri ve Ücret Tarifesinde belirtilen ücreti baĢvuru sahibine bildirir. BaĢvuru sahibi, Enstitünün bildirim tarihinden itibaren bir ay içinde sunulması istenilen belgeleri ve ücreti tamamlar. BaĢvuru sahibi bu süre içinde gerekli belgeleri vermediği ve ücreti ödemediği takdirde, değiĢtirme talebi yapılmamıĢ sayılır ve baĢvuru, faydalı model baĢvurusu olarak iĢlem görür.‖ MADDE 33 – Aynı Yönetmeliğin Geçici 4 üncü maddesi baĢlığıyla birlikte aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. “AraĢtırma ve inceleme raporları GEÇĠCĠ MADDE 4 – Enstitüde, her baĢvuruya iliĢkin araĢtırma ve inceleme raporu düzenlenmesi için gerekli teĢkilat kuruluncaya kadar, 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca Enstitü tarafından düzenlenmesi öngörülen araĢtırma ve inceleme raporları milletlerarası niteliği tanınmıĢ araĢtırma ve inceleme kuruluĢları tarafından düzenlenir. Bu kuruluĢların alacağı araĢtırma ve inceleme ücretleri yapılan protokollerle belirlenir.‖ MADDE 34 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 35 – Bu Yönetmelik hükümlerini Türk Patent Enstitüsü BaĢkanı yürütür. [R.G. 30 Mart 2013 – 28603] —— • —— 2013 MART AYINDA YAġ HADDĠNDEN, ĠSTEĞĠ ÜZERĠNE VE MALÜLEN EMEKLĠYE AYRILAN HÂKĠM VE SAVCILARI BELĠRTĠR LĠSTE MART / 2 0 13 A) YAġ HADDĠNDEN EMEKLĠYE AYRILAN HÂKĠM VE SAVCILAR 1- 20669 23456- 22074 23432 23915 26801 Mehmet Atilla SAĞIROĞLU Hilmi ASLAN Mustafa Yüksel AYDIN Necati ERDEK Abdulhalim ÖZTÜRK Ġzmir Hâkimi Ġstanbul Hâkimi Yargıtay 1.Hukuk Dairesi BaĢkanı Ġstanbul Cumhuriyet Savcısı Ankara Bölge Ġdare Mahkemesi Üyesi B) ĠSTEĞĠ ÜZERĠNE EMEKLĠYE AYRILAN HÂKĠM VE SAVCILAR 22039 Muzaffer ÇETĠN Giresun Ağır Ceza Mahkemesi Üyesi 122783 Ali Rıza VAROL Ġzmir Hâkimi 225972 Nermin ÜNSAL Kütahya Hâkimi 326013 Mühübe ĠLGÜN Yargıtay Tetkik Hâkimi 426058 Ahmet AKTI Malatya Cumhuriyet Savcısı 528206 Mustafa Kemal BĠÇMEN Ġzmir Cumhuriyet Savcısı 628193 Feride Nihal DOLANBAY Afyonkarahisar Hâkimi 729303 Sıdık KILIÇ Yargıtay Tetkik Hâkimi 829338 Asaf Mahmut ÖTEKAYA Ġstanbul Hâkimi 929260 YaĢar Kemal Adıyaman Hâkimi 10ALTINTAġER 29361 Hayri DEMĠR Sakarya Hâkimi 1129936 Mehmet ĠSTANBULLU Yargıtay Cumhuriyet Savcısı 1230143 Mustafa ASLAN Ġstanbul Hâkimi 1332652 Gülsen BĠġKĠN Ankara Vergi Mahkemesi Üyesi 1432871 Altan AYDOĞAN Bakırköy Cumhuriyet Savcısı 1536643 ġenay TOPRAK Kocaeli Hâkimi 16C) MALÜLEN EMEKLĠYE AYRILAN HÂKĠM VE SAVCILAR 34760 Önder GÜVEN Ġzmir Hâkimi 1- —— • ——