T.C. A D A L E T B A K A N L I Ğ I EĞĠTĠM DAĠRESĠ BAġKANLIĞI

Transkript

T.C. A D A L E T B A K A N L I Ğ I EĞĠTĠM DAĠRESĠ BAġKANLIĞI
T.C.
ADALET BAKANLIĞI
EĞĠTĠM DAĠRESĠ BAġKANLIĞI
YARGI MEVZUATI BÜLTENĠ
Bültenin Kapsadığı Tarihler
16-31 Mart 2013
Yayımlandığı Tarih
31 Mart 2013
Sayı
2013-06
ĠÇĠNDEKĠLER
-
-
-
-
-
-
-
-
Elektrik Piyasası Serbest Tüketici Yönetmeliğinde DeğiĢiklik Yapılmasına
ĠliĢkin Yönetmelik
(R.G. 16 Mart 2013 – 28589)
Kredi Kartı ĠĢlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında Tebliğ
(Sayı: 2006/1)‘de DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sayı: 2013/4)
(R.G. 16 Mart 2013 – 28589)
Adalet Bakanlığından Münhal Noterlik Ġlanı
(R.G. 16 Mart 2013 – 28589)
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Yemen Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Vizelerin KarĢılıklı Olarak Kaldırılmasına Dair AnlaĢmanın Onaylanması
Hakkında 2013/4391 Sayılı Karar
(R.G. 17 Mart 2013 – 28590)
EĢyanın Avrupa Ekonomik Topluluğu ile EFTA Ülkeleri ve EFTA
Ülkelerinin Kendileri Arasında TaĢınması Amacıyla OluĢturulan ―Ortak
Transit Rejimine ĠliĢkin SözleĢme‖nin Ekinde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair
ĠliĢik 3/2012 ve 4/2012 Sayılı AB-EFTA Ortak Transit Ortak Komitesi
Kararlarına Katılmamız Hakkında 2013/4348 Sayılı Karar
(R.G. 17 Mart 2013 – 28590)
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti‘ne Yapılacak Yolculuklarda Verilecek
Gündeliklere Dair Karar ile YurtdıĢı Gündeliklerine Dair 2013/4344 Sayılı
Karar
(R.G. 17 Mart 2013 – 28590)
8/1/2002 Tarihli ve 4736 Sayılı Kanunun 1 inci Maddesinin Birinci Fıkrası
Hükmünden Muaf Tutulacakların Tespitine Dair 28/1/2002 Tarihli ve
2002/3654 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararının Eki Kararda DeğiĢiklik
Yapılmasına ĠliĢkin 2013/4397 Sayılı Karar
(R.G. 17
Mart 2013 – 28590)
Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmelikte DeğiĢiklik
Yapılmasına Dair 2013/4380 Sayılı Yönetmelik
(R.G. 17 Mart 2013 – 28590)
Ankara Ġli, Kalecik Ġlçesinde Tesis Edilecek Kalecik Hidroelektrik Santrali
Enerji Nakil Hattının Yapımı Amacıyla Bazı TaĢınmazların Hazine Adına
Tescil Edilmek Üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Tarafından Acele
KamulaĢtırılması Hakkında 2013/4307 Sayılı Karar
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
(R.G. 19 Mart 2013 – 28592)
Ankara Ġli, Mamak Ġlçesi, Altıağaç, Karaağaç ve Hüseyingazi Mahallelerinde
Yer Alan Bazı TaĢınmazların Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanlığı Tarafından
Acele KamulaĢtırılması Hakkında 2013/4320 Sayılı Karar
(R.G. 19 Mart 2013 – 28592)
Giresun Ġli, Çanakçı Ġlçesinde Tesis Edilecek Çanakçı I Regülatörü ve
Hidroelektrik Santralinin Yapımı Amacıyla Bazı TaĢınmazların Hazine
Adına Tescil Edilmek Üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Tarafından
Acele KamulaĢtırılması Hakkında 2013/4321 Sayılı Karar
(R.G. 19 Mart 2013 – 28592)
4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Uyarınca Ġmzalanan Bağlantı
AnlaĢmasına Göre Tesis Edilecek ―380 KV Ġzdemir TES-(Aliağa IIUzundere) BrĢ.N. (GiriĢ-ÇıkıĢ) Enerji Ġletim Hattı Projesi‖ Kapsamında
Belirtilen Güzergâha Ġsabet Eden TaĢınmazların Direk Yerlerinin Mülkiyet
ġeklinde, Ġletken Salınım Gabarisinin ise Ġrtifak Hakkı Kurulmak Suretiyle
Türkiye Elektrik Ġletim Anonim ġirketi Genel Müdürlüğü Tarafından Acele
KamulaĢtırılması Hakkında 2013/4322
Sayılı Karar
(R.G. 19 Mart 2013 – 28592)
Ordu Ġli, Ulubey Ġlçesinde Tesis Edilecek Kozbükü Hidroelektrik Santralinin
Yapımı Amacıyla Bazı TaĢınmazların Hazine Adına Tescil Edilmek Üzere
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Tarafından Acele KamulaĢtırılması
Hakkında 2013/4323 Sayılı Karar
(R.G. 19 Mart 2013
– 28592)
ġanlıurfa Ġli, Merkez Ġlçesi, AĢık, MaĢuk, Karaköprü ve Dağeteği Köylerinde
Kurulacak Doğal Gaz Dağıtım Hattının Yapımı Amacıyla Bazı
TaĢınmazların Hazine Adına Tescil Edilmek Üzere Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu Tarafından Acele KamulaĢtırılması Hakkında
2013/4324 Sayılı Karar
(R.G. 19 Mart 2013 – 28592)
Konya Ġli, TaĢkent Ġlçesi, TaĢkent Mahallesinde Yer Alan Bazı
TaĢınmazların Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanlığı Tarafından Acele
KamulaĢtırılması Hakkında 2013/4325 Sayılı Karar
(R.G. 19
Mart 2013 – 28592)
Adana Ġli, Çukurova Ġlçesi, Göl mahallesinde yer alan Bazı taĢınmazların
Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanlığı tarafından acele kamulaĢtırılması Hakkında
2013/4326 Sayılı Karar
(R.G. 19 Mart 2013 – 28592)
Bazı YerleĢim Birimlerinin Uygulama Alanı Olarak Tespiti, Belirtilen
YerleĢim Alanında Dağıtılacak Toprak Normunun Belirlenmesi, Bazı
YerleĢim Birimlerinin Bakanlar Kurulu Kararları Kapsamından Çıkarılması
Hakkında 2013/4328 Sayılı Karar
(R.G. 19 Mart 2013 – 28592)
Konya-Çumra III. Merhale (KOP) Projesi Kapsamındaki AfĢar Hadimi
Barajı ĠnĢaatının Yapımı Amacıyla Bazı taĢınmazların Devlet Su ĠĢleri Genel
Müdürlüğü Tarafından Acele KamulaĢtırılması 2013/4339 Sayılı Karar
(R.G. 19 Mart 2013 – 28592)
ÇarĢamba Ovası Sulaması ve Drenajı (DOKAP) (YHGP) Projesinin Yapımı
Maksadıyla Bazı TaĢınmazların Devlet Su ĠĢleri Genel Müdürlüğü
Tarafından Acele KamulaĢtırılması Hakkında 2013/4340 Sayılı Karar
(R.G. 19 Mart 2013 – 28592)
Trabzon Ġli, Araklı Ġlçesinde Tesis Edilecek Horyan Regülatörü
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Hidroelektrik Santralinin Yapımı Amacıyla Bazı TaĢınmazın Hazine Adına
Tescil Edilmek Üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Tarafından Acele
KamulaĢtırılması Hakkında 2013/4341 Sayılı Karar
(R.G. 19 Mart 2013 – 28592)
154 kV ÇambaĢı HES TM - Çaykara HES TM Enerji Ġletim Hattı Projesinin
Yapımı Amacıyla Ġhtiyaç Duyulan Direk Yerlerinin Mülkiyet ġeklinde,
Ġletken Salınım Gabarisinin ise Ġrtifak Hakkı Kurulmak Suretiyle Türkiye
Elektrik Ġletim Anonim ġirketi Genel Müdürlüğü Tarafından Acele
KamulaĢtırılması Hakkında 2013/4351 Sayılı Karar
(R.G. 19 Mart 2013 – 28592)
Mardin-Sekidüzü Mevkiinde Kurulması Planlanan Lojistik Merkezinin Tesis
Edilebilmesi Amacıyla Bazı Alanların ve Üzerindeki Muhdesatların Türkiye
Cumhuriyeti Devlet Demiryolları ĠĢletmesi Genel Müdürlüğü Tarafından
Acele KamulaĢtırılması Hakkında 2013/4352 Sayılı Karar
(R.G. 19 Mart 2013 – 28592)
Adapazarı Ġçmesuyu Projesi Kapsamındaki Ballıkaya Barajının Yapımı
Amacıyla Bazı Güzergâh ve Alanlarda Bulunan TaĢınmazların Devlet Su
ĠĢleri Genel Müdürlüğü Tarafından Acele KamulaĢtırılması Hakkında
2013/4353 Sayılı Karar
(R.G. 19 Mart 2013 – 28592)
Ġzmir Ġli, ÇeĢme ve Urla Ġlçelerinde Tesis Edilecek Zeytineli Rüzgâr Enerji
Santralinin Yapımı Amacıyla Bazı TaĢınmazların Hazine Adına Tescil
Edilmek Üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Tarafından Acele
KamulaĢtırılması Hakkında 2013/4354 Sayılı Karar
(R.G. 19 Mart 2013 – 28592)
Türkiye Elektrik Ġletim Anonim ġirketi Genel Müdürlüğüne Ait ―154 kV
Uzundere-Urla-Urla 2 TM Enerji Ġletim Hattı Yenileme Projesi Kapsamında
Belirtilen Güzergâha Ġsabet Eden TaĢınmazlarda Ġhtiyaç Duyulan Direk
Yerlerinin Mülkiyet ġeklinde, Ġletken Salınım Gabarisinin ise Ġrtifak Hakkı
Kurulmak Suretiyle Adı Geçen Genel Müdürlük Tarafından Acele
KamulaĢtırılması Hakkında 2013/4392 Sayılı Karar
(R.G. 19 Mart 2013 – 28592)
Van Ġli, ErciĢ Ġlçesi, Bayazıt, KıĢla, Latifiye, Camikebir, Alkanat, Vanyolu
ve Salihiye Mahalleleri Sınırları Ġçerisinde Bulunan Bazı Alanların Riskli
Alan Olarak Belirlenmesi Hakkında 2013/4396 Sayılı Karar
(R.G. 19 Mart 2013 – 28592)
Emniyet Genel Müdürlüğü Yükseköğretim Kurumlarında Öğrenci Okutma
Yönetmeliğinde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
(R.G. 19 Mart 2013 – 28592)
Polis Akademisi Başkanlığı Güvenlik Bilimleri Fakültesi Giriş ve EğitimÖğretim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
(R.G. 19 Mart 2013 – 28592)
ÖzelleĢtirme Yüksek Kurulunun 15/3/2013 Tarihli ve 2013/55 Sayılı Kararı
(R.G. 19 Mart 2013 – 28592)
ÖzelleĢtirme Yüksek Kurulunun 15/3/2013 Tarihli ve 2013/56 Sayılı Kararı
(R.G. 19 Mart 2013 – 28592)
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Kültür Varlığının Yasa DıĢı Ġthal, Ġhraç ve Mülkiyet Devrinin
Yasaklanması ve Önlenmesine ĠliĢkin AnlaĢma‖nın Onaylanması Hakkında
2013/4371 Sayılı Karar
(R.G.
-
-
-
-
-
-
20 Mart 2013 – 28593)
Bazı AnlaĢmaların Yürürlüğe Girdiği Tarihlerin Tespit Edilmesi Hakkında
2013/4399 Sayılı Karar
(R.G. 20 Mart 2013 – 28593)
ĠĢkolu Tespit Kararı (No: 2013/11)
(R.G. 20 Mart 2013 – 28593)
Adalet Bakanlığından Çeşitli İlanlar
(R.G. 20 Mart 2013 – 28593)
Türkiye Cumhuriyeti ile Sırbistan Cumhuriyeti Arasında Sosyal Güvenlik
AnlaĢması‘nın Onaylanması Hakkında 2013/4377 Sayılı Karar
(R.G. 21 Mart 2013 – 28594)
Türkiye Cumhuriyeti ile Kore Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Alanı
Tesis Eden Çerçeve AnlaĢma‖nın Onaylanması Hakkında 2013/4383 Sayılı
Karar
(R.G. 21 Mart 2013 – 28594)
Boru Hatları ile Petrol TaĢıma A.ġ. Mal ve Hizmet Alımı Yönetmeliği
(R.G. 21 Mart 2013 – 28594)
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında 13 Aralık 1993 Tarihli Türkiye Cumhuriyeti ile Kazakistan
Cumhuriyeti Arasında Antalya Ġlinin Kemer Ġlçesindeki TaĢınmazın
Kazakistan Cumhuriyetine Kullandırılmasına ĠliĢkin Protokol DeğiĢikliklerin
ve Eklemelerin Yapılmasına Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğu Hakkında 6445 Sayılı Kanun
(R.G. 22 Mart 2013 – 28595)
On Üç Ġlde BüyükĢehir Belediyesi ve Yirmi Altı Ġlçe Kurulması ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair
Kanunda DeğiĢiklik Yapılması Hakkında 6447 Sayılı Kanun
(R.G. 22 Mart 2013 – 28595)
ĠĢkolu Tespit Kararı (No: 2013/8)
(R.G. 22 Mart 2013 – 28595)
ĠĢkolu Tespit Kararı (No: 2013/9)
(R.G. 22 Mart 2013 – 28595)
ĠĢkolu Tespit Kararı (No: 2013/10)
(R.G. 22 Mart 2013 – 28595)
ĠĢkolu Tespit Kararı (No: 2013/12)
(R.G. 22 Mart 2013 – 28595)
ĠĢkolu Tespit Kararı (No: 2013/13)
(R.G. 22 Mart 2013 – 28595)
Yüksek Seçim Kurulunun 16/3/2013 Tarihli ve 92 Sayılı Kararı
(R.G. 22 Mart 2013 – 28595)
Adalet Bakanlığından ÇeĢitli Ġlan
(R.G. 22 Mart 2013 – 28595)
UyuĢmazlık Mahkemesine Ait Kararlar
(R.G. 22 Mart 2013 – 28595 - Mükerrer)
Milli Emlak Genel Tebliği (Sıra No : 352)
(R.G. 23 Mart 2013 – 28596)
Parasal Sınırlar e Oranlar Hakkında Genel Tebliğ (Sayı: 2013/1)
(R.G. 23 Mart 2013 – 28596)
Vakıflara Vergi Muafiyeti Tanınması Hakkında Genel Tebliğ (Seri No: 1)‘de
DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 3)
(R.G. 23 Mart 2013 – 28596)
-
-
-
-
-
Anayasa Mahkemesinin E : 2012/128, K : 2013/7 Sayılı Karar
(R.G. 23 Mart 2013 – 28596)
Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği
(R.G. 24 Mart 2013 – 28597)
Siirt Ġli Baykan Ġlçesi Ziyaret Beldesinin isminin ―Veyselkarani‖ Olarak
DeğiĢtirilmesi Hakkında Karar
(R.G. 26 Mart 2013 – 28599)
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna Ait Karar
(R.G. 26 Mart 2013 – 28599)
Gümrük Genel Tebliği (Fikri ve Sınai Haklar) (Seri No: 1)
(R.G. 26 Mart 2013 – 28599)
Adalet Bakanlığından Ġhaleler Katılmaktan Yasaklama Kararı
(R.G. 26 Mart 2013 – 28599)
Millî Savunma Bakanlığı, Genelkurmay BaĢkanlığı ve Kuvvet
Komutanlıklarında Görevli Devlet Memurlarının Yer DeğiĢtirme Suretiyle
Atanmalarına ĠliĢkin Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
(R.G. 27 Mart 2013 – 28600)
Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 425)
(R.G. 27 Mart 2013 – 28600)
Anayasa Mahkemesinin 5/3/2013 Tarihli ve 2012/30 Sayılı Kararı
(R.G. 27 Mart 2013 – 28600)
Anayasa Mahkemesinin 5/3/2013 Tarihli ve 2012/73 Sayılı Kararı
(R.G. 27 Mart 2013 – 28600)
Anayasa Mahkemesinin 5/3/2013 Tarihli ve 2012/74 Sayılı Kararı
(R.G. 27 Mart 2013 – 28600)
Anayasa Mahkemesinin 5/3/2013 Tarihli ve 2012/475 Sayılı Kararı
(R.G. 27 Mart 2013 – 28600)
Anayasa Mahkemesinin 5/3/2013 Tarihli ve 2012/491 Sayılı Kararı
(R.G. 27 Mart 2013 – 28600)
Anayasa Mahkemesinin 5/3/2013 Tarihli ve 2012/644 Sayılı Kararı
(R.G. 27 Mart 2013 – 28600)
Anayasa Mahkemesinin5/3/2013 Tarihli ve 2012/743 Sayılı Kararı
(R.G. 27 Mart 2013 – 28600)
Anayasa Mahkemesinin 5/3/2013 Tarihli ve 2012/754 Sayılı Kararı
(R.G. 27 Mart 2013 – 28600)
Anayasa Mahkemesinin 5/3/2013 Tarihli ve 2012/829 Sayılı Kararı
(R.G. 27 Mart 2013 – 28600)
Anayasa Mahkemesinin 5/3/2013 Tarihli ve 2012/837 Sayılı Kararı
(R.G. 27 Mart 2013 – 28600)
Anayasa Mahkemesinin 5/3/2013 Tarihli ve 2012/883 Sayılı Kararı
(R.G. 27 Mart 2013 – 28600)
Türkiye Cumhuriyeti ile Kore Cumhuriyeti Arasında Mal Ticareti
AnlaĢmasının Onaylanması Hakkında 2013/4407 Sayılı Karar
(R.G. 27 Mart 2013 – 28600 - Mükerrer)
Zorunlu KarĢılıklar Hakkında Tebliğ (Sayı: 2005/1)‘de DeğiĢiklik
Yapılmasına Dair Tebliğ
(Sayı: 2013/5)
(R.G. 28 Mart 2013 – 28601)
Anayasa Mahkemesinin E: 2009/45 K: 2011/88 Sayılı Kararı
(R.G. 28 Mart 2013 – 28601)
Anayasa Mahkemesinin E: 2011/109 K: 2012/145 Sayılı Kararı
-
-
-
-
-
-
-
-
-
(R.G. 28 Mart 2013 – 28601)
Anayasa Mahkemesinin E: 2011/3 K: 2012/153 Sayılı Kararı
(R.G. 28 Mart 2013 – 28601)
Anayasa Mahkemesinin E: 2011/4 K: 2012/154 Sayılı Kararı
(R.G. 28 Mart 2013 – 28601)
Anayasa Mahkemesinin E: 2012/27 K: 2012/173 Sayılı Kararı
(R.G. 28 Mart 2013 – 28601)
Anayasa Mahkemesinin E: 2012/68 K: 2012/182 Sayılı Kararı
(R.G. 28 Mart 2013 – 28601)
Anayasa Mahkemesinin E: 2012/93 K: 2013/8 Sayılı Kararı
(R.G. 28 Mart 2013 – 28601)
Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına ĠliĢkin Usul ve
Esaslar Hakkında Yönetmelik
(R.G. 28 Mart 2013 – 28601 - Mükerrer)
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Yugoslavya Sosyalist Federatif
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Vizelerin Kaldırılması Hakkında
AnlaĢmanın Türkiye ve Hırvatistan Arasında Uygulanmasının 1 Nisan 2013
Tarihinden Geçerli Olmak Üzere yürürlükten Kaldırılması Hakkında
2013/4483 Sayılı Karar
(R.G. 29 Mart 2013 – 28602)
ĠĢ Sağlığı ve Güvenliğine ĠliĢkin ĠĢyeri Tehlike Sınıfları Tebliğinde
DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Tebliğ
(R.G. 29 Mart 2013 – 28602)
Gümrük ĠĢlemlerinin KolaylaĢtırılmasına ĠliĢkin Gümrük Genel Tebliği (Sıra
No: 1)
(R.G. 29 Mart 2013 – 28602)
Elektrik Piyasası 6446 Sayılı Kanunu
(R.G. 30 Mart 2013 – 28603)
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Bilim ve Teknoloji Alanında ĠĢbirliği AnlaĢmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun 6448 Sayılı Kanun
(R.G. 30 Mart 2013 – 28603)
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Amerika BirleĢik Devletleri Hükümeti
Arasında Bilimsel ve Teknolojik ĠĢbirliği AnlaĢması ile AnlaĢmaya ĠliĢkin
Mektupların ve AnlaĢmada DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Notaların
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun 6449 Sayılı Kanun
(R.G. 30 Mart 2013 – 28603)
Stratejik Deniz TaĢımacılığı Taahhütlerine ĠliĢkin Çok Uluslu Uygulama
Düzenlemesine Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair 6450 Sayılı Kanun
(R.G. 30 Mart 2013 – 28603)
Federal Almanya Cumhuriyeti Federal Savunma Bakanlığı, Fransa
Cumhuriyeti Savunma Bakanı ve Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma
Bakanlığı Arasında Ġmzalanan Cobra Topçu Tespit Radarı 2013-2015 Arası
Hizmet Desteği ile Ġlgili Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair 6451 Sayılı Kanun
(R.G. 30 Mart 2013 – 28603)
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Somali Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Teknik ĠĢbirliği AnlaĢmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
6452 Sayılı Kanun
(R.G. 30 Mart 2013 – 28603)
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moritanya Ġslam Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Sağlık ve Tıp Bilimleri Alanlarında ĠĢbirliğine Dair AnlaĢmanın
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair 6453 Sayılı Kanun
(R.G. 30 Mart 2013 – 28603)
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moritanya Ġslam Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Güvenlik ĠĢbirliği AnlaĢmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair 6454 Sayılı Kanun
(R.G. 30 Mart 2013 –
28603)
Ceza Ġnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personeli Eğitim Merkezleri KuruluĢ,
Görev ve ÇalıĢma Yönetmeliğinde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
(R.G. 30 Mart 2013 – 28603)
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Personeli Görevde Yükselme ve
Unvan DeğiĢikliği Yönetmeliğinde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
(R.G. 30 Mart 2013 – 28603)
Hükümlü ve Tutukluların Ödüllendirilmesi Hakkında Yönetmelik
(R.G. 30 Mart 2013 – 28603)
Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu
Raporları Hakkında Yönetmelik
(R.G. 30 Mart 2013 – 28603)
ĠĢyerlerinde ĠĢin Durdurulmasına Dair Yönetmelik
(R.G. 30 Mart 2013 – 28603)
Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanlığı SatıĢ, Devir, Ġntikal, Kiraya Verme, Trampa,
Sınırlı Ayni Hak Tesisi ve Arsa SatıĢı KarĢılığı Gelir PaylaĢımı Ġhale
Yönetmeliğinde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
(R.G. 30 Mart 2013 – 28603)
Karayolları Genel Müdürlüğü Tasarrufundaki TaĢınmazların
Değerlendirilmesine ĠliĢkin Yönetmelik
(R.G. 30 Mart 2013 – 28603)
556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin Uygulamasına Dair Yönetmelikte
(R.G. 30 Mart 2013 – 28603)
Avrupa Patentlerinin Verilmesi ile Ġlgili Avrupa Patent SözleĢmesinin
Türkiye‘de Uygulama ġeklini Gösterir Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapılmasına
Dair Yönetmelik
(R.G. 30 Mart 2013 – 28603)
Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin Uygulama ġeklini Gösterir Yönetmelikte DeğiĢiklik
Yapılmasına Dair Yönetmelik
(R.G. 30 Mart 2013 –
28603)
Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
Uygulama ġeklini Gösterir Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapılmasına Dair
Yönetmelik
(R.G. 30 Mart 2013 – 28603)
2013 Mart Ayında YaĢ Haddinden, Ġsteği Üzerine ve Malülen Emekliye
Ayrılan Hâkim ve Savcıları Belirtir Liste
YÖNETMELĠK
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan:
ELEKTRĠK PĠYASASI SERBEST TÜKETĠCĠ YÖNETMELĠĞĠNDE
DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA ĠLĠġKĠN YÖNETMELĠK
MADDE 1 – 4/9/2002 tarihli ve 24866 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrik
Piyasası Serbest Tüketici Yönetmeliğinin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki (16)
numaralı tanımdan sonra gelmek üzere aşağıdaki (17) numaralı tanım eklenmiştir.
“17. Ortak sayaç: Birden fazla gerçek ve/veya tüzel kişinin elektrik enerji tüketimlerini
ölçmek amacıyla tesis edilen tek bir sayacı,”
MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesinin beşinci fıkrası yürürlükten
kaldırılmış, üçüncü ve altıncı fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Elektrik enerjisi tüketimleri tek bir ortak sayaç ile ölçülebilen birden fazla gerçek
ve/veya tüzel kişinin tükettiği toplam elektrik enerjisi miktarının serbest tüketici limitini
geçmesi veya bu limitin geçileceğinin taahhüt edilmesi durumunda, bu kişilerin birlikte
serbest tüketici niteliği kazandığı kabul edilir.”
“Serbest tüketici niteliği ile birden fazla gerçek ve/veya tüzel kişinin aralarından
yetkilendirdiği bir tüketici adına satın alınan tek bir ortak sayaç ile ölçülebilen elektrik
enerjisi, kâr amaçlı olarak tekrar satışı yapılmaksızın ilgili gerçek ve/veya tüzel kişilere ait
tüketim noktalarına verilebilir.”
MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları
yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“a) Serbest tüketiciyi; tüketici hakları, ikili anlaşmalar kapsamındaki ticari seçenekler
ve muhtemel riskler ile talep tarafı katılımına ilişkin bilgiler hakkında anlaşma yapılmadan
önce yazılı olarak veya elektronik ortamda bilgilendirmek,”
MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 10/A maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin geçici 4 üncü maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 7 – Aynı Yönetmeliğe aşağıdaki geçici 5 inci madde eklenmiştir.
“Geçici Madde 5- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce aynı tüzel kişilik ya da
doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin yarısından fazlası aynı tüzel kişiye ait olan tüzel
kişi altında talep birleştirme suretiyle serbest tüketici niteliği kazanarak tedarikçisini
seçenlerin, bu haklarını kullanmalarına serbest tüketici limitinin sıfır olarak belirlendiği ayın
sonuna kadar izin verilir. Ancak serbest tüketici hakkını bu şekilde kullanmakta olan tüketim
noktalarından herhangi birisinin, Kurul onaylı perakende satış tarifesi kapsamında elektrik
enerjisi temin etmeye başlaması halinde, yeniden ilgili tüzel kişi altında talep birleştirme
kapsamına dönmesine izin verilmez.”
MADDE 8 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 9 – Bu Yönetmelik hükümlerini Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı
yürütür.
[R.G. 16 Mart 2013 – 28589 ]
—— • ——
TEBLĠĞ
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından:
KREDĠ KARTI ĠġLEMLERĠNDE UYGULANACAK AZAMĠ FAĠZ
ORANLARI HAKKINDA TEBLĠĞ (SAYI: 2006/1)’DE
DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR TEBLĠĞ
(SAYI: 2013/4)
MADDE 1 – 2/4/2006 tarihli ve 26127 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kredi Kartı
İşlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında Tebliğ (Sayı: 2006/1)’in 3 üncü
maddesinin birinci ve ikinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(1) Aylık azami akdi faiz oranı, Türk lirası için yüzde 2,22, ABD doları için yüzde
1,70 ve Euro için yüzde 1,64’tür.
(2) Aylık azami gecikme faizi oranı, Türk lirası için yüzde 2,72, ABD doları için yüzde
2,20 ve Euro için yüzde 2,14’tür.”
MADDE 2 – Bu Tebliğ 1/4/2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girer.
MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı
yürütür.
[R.G. 16 Mart 2013 – 28589 ]
—— • ——
Adalet Bakanlığından :
MÜNHAL NOTERLĠK
2012 yılı gayri safı geliri 840.166,70.-TL. olan birinci sınıf Bakırköy Altıncı Noterliği 7
Mayıs 2013 tarihinde yaĢ tahdidi nedeniyle boĢalacaktır.
1512 sayılı Noterlik Kanununun 22 ve müteakip maddeleri gereğince BĠRĠNCĠ SINIF
NOTERLERDEN bu noterliğe atanmaya istekli olanların ilan tarihinden itibaren bir ay içinde
Bakanlığımıza veya bulundukları yer Cumhuriyet BaĢsavcılıklarına baĢvurmaları
gerekmektedir.
Posta ile doğrudan doğruya Bakanlığa gönderilmiĢ olan dilekçeler baĢvurma süresi
içinde Bakanlığa gelmediği takdirde atama iĢleminde nazara alınmaz.
Keyfiyet Noterlik Kanununun 22 nci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca ilan olunur.
2247/1-1
[R.G. 16 Mart 2013 – 28589 ]
—— • ——
MĠLLETLERARASI ADLAġMA
Karar Sayısı : 2013/4391
20 Ekim 2012 tarihinde Sana‘da imzalanan ekli ―Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Yemen Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Vizelerin KarĢılıklı Olarak Kaldırılmasına Dair
AnlaĢma‖nın onaylanması; DıĢiĢleri Bakanlığının 8/2/2013 tarihli ve 6342164 sayılı yazısı
üzerine, 15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı Kanunun 10 uncu, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı
Kanunun 3 üncü maddelerine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 22/2/2013 tarihinde
kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
B. BOZDAĞ
BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık
BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
AndlaĢma metni için tıklayınız
[R.G. 17 Mart 2013 – 28590]
—— • ——
MĠLLETLERARASI SÖZLEġME
Karar Sayısı : 2013/4348
EĢyanın Avrupa Ekonomik Topluluğu ile EFTA ülkeleri ve EFTA ülkelerinin kendileri
arasında taĢınması amacıyla oluĢturulan ―Ortak Transit Rejimine ĠliĢkin SözleĢme‖nin ekinde
değiĢiklik yapılmasına dair iliĢik 3/2012 ve 4/2012 sayılı AB-EFTA Ortak Transit Ortak
Komitesi kararlarına katılmamız; DıĢiĢleri Bakanlığının 13/2/2013 tarihli ve 8483305 sayılı
yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü ve 5 inci maddelerine göre,
Bakanlar Kurulu‘nca 22/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
B. BOZDAĞ
BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık
BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı
Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
SözleĢme metni için tıklayınız
[R.G. 17 Mart 2013 – 28590]
—— • ——
BAKANLAR KURULU KARARLARI
Karar Sayısı : 2013/4344
―Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti‘ne Yapılacak Yolculuklarda Verilecek Gündeliklere
Dair Karar‖ ile ―YurtdıĢı Gündeliklerine Dair Karar‖ın yürürlüğe konulması; Maliye
Bakanlığının 16/1/2013 tarihli ve 447 sayılı yazısı üzerine, 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı
Harcırah Kanununun 34 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 28/1/2013 tarihinde
kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
B. BOZDAĞ
BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
S. ERGĠN
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı V.Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda,
Tarım
ve
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
Kararın eki için tıklayınız
[R.G. 17 Mart 2013 – 28590]
—— • ——
Karar Sayısı : 2013/4397
8/1/2002 tarihli ve 4736 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrası hükmünden
muaf tutulacakların tespitine dair 28/1/2002 tarihli ve 2002/3654 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararının eki Kararda değiĢiklik yapılmasına iliĢkin ekli Kararın yürürlüğe konulması; Sağlık
Bakanlığının 19/2/2013 tarihli ve 6131 sayılı yazısı üzerine, anılan Kanunun 1 inci maddesine
göre, Bakanlar Kurulu‘nca 22/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
B. BOZDAĞ
BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda,
Tarım
ve
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
22/2/2013 TARĠHLĠ VE 2013/4397 SAYILI
KARARNAMENĠN EKĠ
KARAR
MADDE 1 – 28/1/2002 tarihli ve 2002/3654 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki
Karara aĢağıdaki geçici madde eklenmiĢtir.
―GEÇĠCĠ MADDE 38 – Sağlık Bakanlığı Türkiye Organ ve Doku Bilgi Sistemine
kayıtlı kornea nakli bekleyen hastalar; yurtiçi donörlerden yeterince kornea dokusu temin
edilememesi nedeniyle korneaya bağlı göz rahatsızlıklarının tedavi edilmesinin sağlanması
amacıyla, Sağlık Bakanlığınca yurt dıĢı doku bankalarından temin edilecek 4968 adede kadar
korneadan yararlanmada, 8/1/2002 tarihli ve 4736 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci
fıkrası hükmünden muaftır.‖
MADDE 2 – Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – Bu Karar hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
[R.G. 17 Mart 2013 – 28590]
—— • ——
YÖNETMELĠK
Karar Sayısı : 2013/4380
Ekli ―Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmelikte DeğiĢiklik
Yapılmasına Dair Yönetmelik‖in yürürlüğe konulması; Milli Savunma Bakanlığının
5/12/2012 tarihli ve 2426 sayılı yazısı üzerine, 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi
Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun
Bakanlar Kurulu‘nca 22/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
10
uncu
maddesine
göre,
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
B. BOZDAĞ
BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda,
Tarım
ve
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı
Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
NAKDĠ TAZMĠNAT VE AYLIK BAĞLANMASI HAKKINDA YÖNETMELĠKTE
DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR YÖNETMELĠK
MADDE 1 – 25/11/1992 tarihli ve 92/3809 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe
konulan Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmeliğin 2 nci maddesinin
birinci fıkrasının (a) bendinin birinci paragrafı ile (c) ve (d) bentleri aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"İç güvenlik ve asayişin korunmasında, kaçakçılığın men, takip ve tahkikinde, trafik ve
yol güvenliğini veya tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakillerini sağlamada, güven ve asayişi
ihlal eden eylemler nedeniyle yakalanan, gözaltına alınan, tutuklanan veya hükümlü
bulunanların muayene ve tedavilerinde, kaçakçılığın men, takip ve tahkiki maksadıyla
mayınlanmış sahaların temizlenmesinde, 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanununun 28 inci
maddesinde belirtilen görev ve işlerin yerine getirilmesinde, Devlet istihbarat faaliyetlerinde,
Devletin kara sınırlarının korunması ve güvenliğinin sağlanmasında ve terörle mücadele
faaliyetlerinde görevlendirilen;"
"c) Güven ve asayişi ihlal eden eylemler ile kaçakçılığa ilişkin eylemlerin önlenmesine
yönelik görev yapan mülki idare amirlerinin,
d) Tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakilleri ile ceza ve tutukevlerinin iç ve dış
güvenliğini sağlamakla görevli bulunan personelin,"
MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesinde yer alan "60" ibaresi "100" şeklinde
değiştirilmiştir.
MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 6 – Sakatlanma halinde Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca belirlenecek
sakatlık derecesine göre;
a) Yaşamak için gerekli hareketleri yapmaktan aciz ve hayatını başkasının yardım ve
desteği olmaksızın sürdüremeyecek şekilde malul olanlara 4 üncü maddede belirtilen aylığın
200 katı tutarında ödeme yapılır.
b) Diğer sakatlanma hallerinde 5 inci maddedeki tutar esas alınarak aşağıdaki cetvelde
gösterilen oranlarda ödeme yapılır.
Sakatlık dereceleri, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 5510
sayılı Kanunla mülga hükümleri ile 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesi uyarınca vazife
malulü olanlar hakkında uygulanan Vazife Malullüklerinin Nevileri ile Dereceleri Hakkında
Nizamname hükümlerine göre tespit edilir.
Sakatlık Derecesi
Ödenecek Tazminat Yüzdesi
6
%25
5
%35
4
%45
3
%55
2
%65
1
%75"
MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 7 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 7 – Yaralanma halinde, kurumlarınca sevk edildikleri Devlet hastaneleri,
askeri hastaneler, üniversite hastaneleri veya Adli Tıp Kurumu tarafından verilen adli
muayene raporlarında belirtilen yaralanmaların en ağır olanı üzerinden (farklı teşhisler olması
halinde) 5 inci maddedeki tutarın yaralanmanın;
a) Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olması halinde %3'ü,
basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmaması halinde %5'i oranında,
b) Vücutta kemik kırılmasına neden olması ve kırığın kişinin hayat fonksiyonlarına
etkisinin hafif derecede olması halinde %7'si, orta derecede olması halinde %10'u, ağır
derecede olması halinde % 15'i oranında,
c) Kişinin yaşamını tehlikeye sokacak derecede olması halinde %20'si oranında,
d) Araz bırakması halinde %20'sini aşmamak şartıyla yaralanma derecelerinde belirtilen
oranların iki katı tutarında,
ödeme yapılır."
MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 9 – 2 nci madde kapsamında bulunanların aynı maddede belirtilen görevlerde
sakat kalmaları veya ölmeleri halinde, ilgili sosyal güvenlik kurumunca aşağıdaki işlemler
yapılır:
a) Sakatlanarak emekliye ayrılanlara görev malullüğü aylığı bağlanır.
b) Emekli aylığı almakta iken sakatlananların almakta oldukları aylıkları görev
malullüğü aylığına dönüştürülür.
c) Görevde bulunduğu sırada ölenlere bağlanması gereken görev malullüğü aylığı veya
emekli iken ölenlerin aldıkları emekli aylığı görev malullüğü aylığına dönüştürülmek
suretiyle dul ve yetimlerine intikal ettirilir.
Bu hallerde bağlanacak görev malullüğü aylığı %25 arttırılarak ödenir.
Ancak, 5434 sayılı Kanunun 5510 sayılı Kanunla mülga 64 üncü maddesi ile 5510 sayılı
Kanunun 47 nci maddesinin sekizinci fıkrasından yararlananlar için bu arttırma yapılmaz.
d) 5510 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olmayanların (506 sayılı Kanunun geçici 20
nci maddesinde belirtilen sandıklar dahil) sakat kalmaları halinde öğrenim durumlarına göre
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesi hükümlerine göre belirlenecek giriş
derece ve kademeleri üzerinden (öğrenimi bulunmayanlar için ilkokul mezunu gibi)
kendilerine, ölümlerinde dul ve yetimlerine 5434 sayılı Kanunun 5510 sayılı Kanunla mülga
hükümlerine veya 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesine göre Sosyal Güvenlik Kurumu
Başkanlığı tarafından görev malullüğü aylığı %25 arttırılarak bağlanır.
Ancak, bu madde gereğince Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca arttırılarak
bağlanacak aylıklar hiçbir surette aynı derece, kademe ve ek göstergedeki emsaline 5434
sayılı Kanunun mülga 64 üncü maddesinin son fıkrası gereğince bağlanması gereken
miktardan fazla olamaz."
MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin 17 nci maddesinin (a) fıkrasının (2) numaralı bendi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“2- Yaralanmanın derecesini, araz bırakıp bırakmadığını, yaralının kaç gün iş ve
gücünden geri kaldığını belirten, kurumlarınca sevk edildikleri Devlet hastaneleri, askeri
hastaneler, üniversite hastanelerince verilen kesin sağlık kurulu raporları veya Adli Tıp
Kurumu tarafından verilen kesin adli tıp raporları,”
MADDE 7 – Sayıştayın görüşü alınarak hazırlanan bu Yönetmelik yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
MADDE 8 – Bu Yönetmelik hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
[R.G. 17 Mart 2013 – 28590]
—— • ——
BAKANLAR KURULU KARARLARI
Karar Sayısı : 2013/4307
Ankara Ġli, Kalecik Ġlçesinde tesis edilecek Kalecik Hidroelektrik Santrali enerji nakil
hattının yapımı amacıyla ekli listede bulundukları yer ile ada ve parsel numaraları belirtilen
taĢınmazların Hazine adına tescil edilmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
tarafından acele kamulaĢtırılması; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 14/1/2013 tarihli ve
45 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre,
Bakanlar Kurulu‘nca 11/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
N. ERGÜN
BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V.
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda,
Tarım
ve
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
Kararın eki için tıklayınız
[R.G. 19 Mart 2013 – 28592]
—— • ——
Karar Sayısı : 2013/4320
Ankara Ġli, Mamak Ġlçesi, Altıağaç, Karaağaç ve Hüseyingazi mahallelerinde yer alan
ve ekli harita ile listede sınır ve koordinatları gösterilen sahadaki taĢınmazların Toplu Konut
Ġdaresi BaĢkanlığı tarafından acele kamulaĢtırılması; 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27
nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 11/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
N. ERGÜN
BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan YardımcısıBaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V.
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık
BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
Kararın eki için tıklayınız
[R.G. 19 Mart 2013 – 28592]
—— • ——
Karar Sayısı : 2013/4321
Giresun Ġli, Çanakçı Ġlçesinde tesis edilecek Çanakçı I Regülatörü ve Hidroelektrik
Santralinin yapımı amacıyla ekli listede bulundukları yer ile ada ve parsel numaraları
belirtilen taĢınmazların Hazine adına tescil edilmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
tarafından acele kamulaĢtırılması; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 23/1/2013 tarihli ve
97 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre,
Bakanlar Kurulu‘nca 11/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
N. ERGÜN
BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V.
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda,
Tarım
ve
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
Kararın eki için tıklayınız
[R.G. 19 Mart 2013 – 28592]
—— • ——
Karar Sayısı : 2013/4322
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca imzalanan Bağlantı AnlaĢmasına göre
tesis edilecek ―380 kV Ġzdemir TES-(Aliağa II-Uzundere) BrĢ.N. (giriĢ-çıkıĢ) Enerji Ġletim
Hattı Projesi‖ kapsamında ekli haritada gösterilen güzergâha isabet eden taĢınmazların direk
yerlerinin mülkiyet Ģeklinde, iletken salınım gabarisinin ise irtifak hakkı kurulmak suretiyle
Türkiye Elektrik Ġletim Anonim ġirketi Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaĢtırılması;
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 14/1/2013 tarihli ve 42 sayılı yazısı üzerine, 2942
sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 11/2/2013
tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
N. ERGÜN
BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V.
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda,
Tarım
ve
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
Kararın eki için tıklayınız
[R.G. 19 Mart 2013 – 28592]
—— • ——
Karar Sayısı : 2013/4323
Ordu Ġli, Ulubey Ġlçesinde tesis edilecek Kozbükü Hidroelektrik Santralinin yapımı
amacıyla ekli listede bulundukları yer ile ada ve parsel numaraları belirtilen taĢınmazların
Hazine adına tescil edilmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından acele
kamulaĢtırılması; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 14/1/2013 tarihli ve 47 sayılı yazısı
üzerine, 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu'nca
11/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
N. ERGÜN
BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V.
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda,
Tarım
ve
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
Kararın eki için tıklayınız
[R.G. 19 Mart 2013 – 28592]
—— • ——
Karar Sayısı : 2013/4324
ġanlıurfa Ġli, Merkez Ġlçesi, AĢık, MaĢuk, Karaköprü ve Dağeteği köylerinde kurulacak
doğal gaz dağıtım hattının yapımı amacıyla ekli listede bulundukları yer ile parsel numaraları
belirtilen taĢınmazların Hazine adına tescil edilmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
tarafından acele kamulaĢtırılması; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 14/1/2013 tarihli ve
44 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre,
Bakanlar Kurulu‘nca 11/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
N. ERGÜN
BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V.
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda,
Tarım
ve
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
Kararın eki için tıklayınız
[R.G. 19 Mart 2013 – 28592]
—— • ——
Karar Sayısı : 2013/4325
Konya Ġli, TaĢkent Ġlçesi, TaĢkent mahallesinde yer alan ve ekli haritada sınır ve
koordinatları gösterilen sahadaki taĢınmazların Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanlığı tarafından
acele kamulaĢtırılması; 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre,
Bakanlar Kurulu‘nca 11/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
N. ERGÜN
BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V.
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık
BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
Kararın eki için tıklayınız
[R.G. 19 Mart 2013 – 28592]
—— • ——
Karar Sayısı : 2013/4326
Adana Ġli, Çukurova Ġlçesi, Göl mahallesinde yer alan ve ekli haritada sınır ve
koordinatları gösterilen sahadaki taĢınmazların Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanlığı tarafından
acele kamulaĢtırılması; 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre,
Bakanlar Kurulu'nca 11/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
N. ERGÜN
BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V.
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda,
Tarım
ve
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
Kararın eki için tıklayınız
[R.G. 19 Mart 2013 – 28592]
—— • ——
Karar Sayısı : 2013/4328
1- Ekli (I) sayılı listede belirtilen yerleĢim birimlerinin uygulama alanı olarak tespiti,
2- Ekli (II) sayılı listede yer alan yerleĢim alanında dağıtılacak toprak normunun aynı
listede gösterildiği Ģekilde belirlenmesi,
3- Ekli (III) sayılı listede yer alan yerleĢim birimlerinin aynı listede gösterilen Bakanlar
Kurulu kararları kapsamından çıkarılması;
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının 23/1/2013 tarihli ve 1114 sayılı yazısı
üzerine, 22/11/1984 tarihli ve 3083 sayılı Kanunun 3 üncü ve 8 inci maddelerine göre,
Bakanlar Kurulu'nca 11/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
N. ERGÜN
BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan YardımcısıBaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V.
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık
BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma Bakanı Orman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
Kararın eki için tıklayınız
[R.G. 19 Mart 2013 – 28592]
—— • ——
Karar Sayısı : 2013/4339
2013 Yılı Yatırım Programında 2010A010090 proje numarası ile yer alan Konya-Çumra
III. Merhale (KOP) Projesi kapsamındaki AfĢar Hadimi Barajı inĢaatının yapımı amacıyla ekli
haritada gösterilen güzergah ve alanlarda bulunan taĢınmazların Devlet Su ĠĢleri Genel
Müdürlüğü tarafından acele kamulaĢtırılması; Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığının 17/1/2013
tarihli ve 85 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine
göre, Bakanlar Kurulu‘nca 11/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
N. ERGÜN
BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V.
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda,
Tarım
ve
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
Kararın eki için tıklayınız
[R.G. 19 Mart 2013 – 28592]
—— • ——
Karar Sayısı : 2013/4340
2013 Yılı Yatırım Programında 1991A010170 proje numarası ile yer alan ÇarĢamba
Ovası Sulaması ve Drenajı (DOKAP) (YHGP) Projesinin yapımı maksadıyla, ekli haritada
gösterilen güzergâh ve alanlarda bulunan taĢınmazların Devlet Su ĠĢleri Genel Müdürlüğü
tarafından acele kamulaĢtırılması; Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığının 5/2/2013 tarihli ve 163
sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar
Kurulu‘nca 11/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
N. ERGÜN
BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V.
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık
BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
Kararın eki için tıklayınız
[R.G. 19 Mart 2013 – 28592]
—— • ——
Karar Sayısı : 2013/4341
Trabzon Ġli, Araklı Ġlçesinde tesis edilecek Horyan Regülatörü Hidroelektrik Santralinin
yapımı amacıyla ekli listede bulunduğu yer ile ada ve parsel numaraları belirtilen taĢınmazın
Hazine adına tescil edilmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından acele
kamulaĢtırılması; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 4/2/2013 tarihli ve 165 sayılı yazısı
üzerine, 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca
11/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
N. ERGÜN
BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V.
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık
BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
Kararın eki için tıklayınız
[R.G. 19 Mart 2013 – 28592]
—— • ——
Karar Sayısı : 2013/4351
Ekli haritada gösterilen güzergâh üzerinde tesis edilecek ―154 kV ÇambaĢı HES TM Çaykara HES TM Enerji Ġletim Hattı Projesi‖nin yapımı amacıyla ihtiyaç duyulan direk
yerlerinin mülkiyet Ģeklinde, iletken salınım gabarisinin ise irtifak hakkı kurulmak suretiyle
Türkiye Elektrik Ġletim Anonim ġirketi Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaĢtırılması;
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 4/2/2013 tarihli ve 168 sayılı yazısı üzerine, 2942
sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 14/2/2013
tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
M. ġĠMġEK
B. ATALAY
B. BOZDAĞ
BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V.BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda,
Tarım
ve
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
Kararın eki için tıklayınız
[R.G. 19 Mart 2013 – 28592]
—— • ——
Karar Sayısı : 2013/4352
2013 Yılı Yatırım Programında 2007E010050 proje numarasıyla yer alan ve MardinSekidüzü mevkiinde kurulması planlanan lojistik merkezinin tesis edilebilmesi amacıyla, ekli
krokide gösterilen alanların ve üzerindeki muhdesatların Türkiye Cumhuriyeti Devlet
Demiryolları ĠĢletmesi Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaĢtırılması; UlaĢtırma,
Denizcilik ve HaberleĢme Bakanlığının 24/1/2013 tarihli ve 261 sayılı yazısı üzerine, 2942
sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 14/2/2013
tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
M. ġĠMġEK
B. ATALAY
B. BOZDAĞ
BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V.BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık
BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
Kararın eki için tıklayınız
[R.G. 19 Mart 2013 – 28592]
—— • ——
Karar Sayısı : 2013/4353
2013 Yılı Yatırım Programında 2011K050080 proje numarası ile yer alan Adapazarı
Ġçmesuyu Projesi kapsamındaki Ballıkaya Barajının yapımı amacıyla ekli haritada gösterilen
güzergâh ve alanlarda bulunan taĢınmazların Devlet Su ĠĢleri Genel Müdürlüğü tarafından
acele kamulaĢtırılması; Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığının 7/2/2013 tarihli ve 184 sayılı yazısı
üzerine, 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca
14/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
M. ġĠMġEK
B. ATALAY
B. BOZDAĞ
BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V.BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık
BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
Kararın eki için tıklayınız
[R.G. 19 Mart 2013 – 28592]
—— • ——
Karar Sayısı : 2013/4354
Ġzmir Ġli, ÇeĢme ve Urla ilçelerinde tesis edilecek Zeytineli Rüzgâr Enerji Santralinin
yapımı amacıyla ekli listede bulundukları yer ile ada ve parsel numaraları belirtilen
taĢınmazların Hazine adına tescil edilmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
tarafından acele kamulaĢtırılması; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 4/2/2013 tarihli ve
163 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre,
Bakanlar Kurulu‘nca 14/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
M. ġĠMġEK
B. ATALAY
B. BOZDAĞ
BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V.BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık
BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
Kararın eki için tıklayınız
[R.G. 19 Mart 2013 – 28592]
—— • ——
Karar Sayısı : 2013/4392
Türkiye Elektrik Ġletim Anonim ġirketi Genel Müdürlüğüne ait ―154 kV UzundereUrla-Urla 2 TM Enerji Ġletim Hattı Yenileme Projesi‖ kapsamında ekli haritada gösterilen
güzergâha isabet eden taĢınmazlarda ihtiyaç duyulan direk yerlerinin mülkiyet Ģeklinde,
iletken salınım gabarisinin ise irtifak hakkı kurulmak suretiyle adı geçen Genel Müdürlük
tarafından acele kamulaĢtırılması; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 18/2/2013 tarihli ve
221 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununun 27 nci maddesine göre,
Bakanlar Kurulu‘nca 22/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
B. BOZDAĞ
BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda,
Tarım
ve
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
Kararın eki için tıklayınız
[R.G. 19 Mart 2013 – 28592]
—— • ——
Karar Sayısı : 2013/4396
Van Ġli, ErciĢ Ġlçesi, Bayazıt, KıĢla, Latifiye, Camikebir, Alkanat, Vanyolu ve Salihiye
mahalleleri sınırları içerisinde bulunan ve ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen
alanların riskli alan olarak belirlenmesi; Çevre ve ġehircilik Bakanlığının 7/2/2013 tarihli ve
628 sayılı yazısı üzerine, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların DönüĢtürülmesi
Hakkında Kanunun 2 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu'nca 22/2/2013 tarihinde
kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
B. BOZDAĞ
BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık
BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı
Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
Kararın eki için tıklayınız
[R.G. 19 Mart 2013 – 28592]
—— • ——
YÖNETMELĠKLER
İçişleri Bakanlığından:
EMNĠYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YÜKSEKÖĞRETĠM KURUMLARINDA
ÖĞRENCĠ OKUTMA YÖNETMELĠĞĠNDE DEĞĠġĠKLĠK
YAPILMASINA DAĠR YÖNETMELĠK
MADDE 1 – 2/5/2002 tarihli ve 24743 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Emniyet
Genel Müdürlüğü Yükseköğretim Kurumlarında Öğrenci Okutma Yönetmeliğinin 6 ncı
maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi yürürlükten kaldırılmış, (g) bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“g) Boy ölçüsü, beden kitle endeksi ile sağlık yönünden 4/8/2003 tarihli ve 25189 sayılı
Resmî Gazete’de yayımlanan Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliğinde yer alan
koşulları taşımak,”
MADDE 2 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini İçişleri Bakanı yürütür.
[R.G. 19 Mart 2013 – 28592]
—— • ——
İçişleri Bakanlığından:
POLĠS AKADEMĠSĠ BAġKANLIĞI GÜVENLĠK BĠLĠMLERĠ FAKÜLTESĠ
GĠRĠġ VE EĞĠTĠM-ÖĞRETĠM YÖNETMELĠĞĠNDE DEĞĠġĠKLĠK
YAPILMASINA DAĠR YÖNETMELĠK
MADDE 1 – 17/8/2008 tarihli ve 26970 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Polis
Akademisi Başkanlığı Güvenlik Bilimleri Fakültesi Giriş ve Eğitim-Öğretim Yönetmeliğinin
4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“ı) Enstitü: Güvenlik Bilimleri Enstitüsü ve Adli Bilimler Enstitüsünü,”
MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi
yürürlükten kaldırılmış, (e) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“e) Boy ölçüsü, beden kitle endeksi ile sağlık yönünden, 4/8/2003 tarihli ve 25189 sayılı
Resmî Gazete’de yayımlanan Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliğinde yer alan
sağlık koşullarını taşımak,”
MADDE 3 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 4 – Bu Yönetmelik hükümlerini İçişleri Bakanı yürütür.
Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin
Tarihi
Sayısı
17/8/2008
26970
Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapan Yönetmeliklerin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin
Tarihi
Sayısı
123/6/2010
27620
23/4/2012
28253
34/9/2012
28401
[R.G. 19 Mart 2013 – 28592]
—— • ——
TEBLĠĞLER
ÖzelleĢtirme Ġdaresi BaĢkanlığından:
ÖZELLEġTĠRME YÜKSEK KURULU KARARI
TARĠH
: 15/3/2013
KARAR NO
: 2013/55
KONU
: Seyitömer Termik Santrali
ÖzelleĢtirme Yüksek Kurulu‘nca,
ÖzelleĢtirme Ġdaresi BaĢkanlığı (Ġdare)‘nın 04.02.2013 tarih ve 1149 sayılı yazısına
istinaden;
Kurulumuzun 30.10.2012 tarih ve 2012/161 sayılı kararı ile Elektrik Üretim A.ġ.ye ait
Seyitömer Termik Santrali (―Santral‖) ile Santral tarafından kullanılan taĢınmazların,
Seyitömer Linyitleri ĠĢletmesi tarafından kullanılan taĢınır ve taĢınmazların ―Varlık SatıĢı‖;
2594, 31743 ve 200702650 No‘lu Ruhsatlar ile bu Ruhsatların kapsadığı Maden Sahalarının
―ĠĢletme Hakkının Verilmesi‖ yöntemiyle bir bütün halinde özelleĢtirilmesine karar
verilmiĢtir. 28.12.2012 tarihinde yapılan ihale sonucunda Ġhale Komisyonu tarafından;
1) Elektrik Üretim A.ġ.ye ait Santral ile Santral tarafından kullanılan taĢınmazların,
Seyitömer Linyitleri ĠĢletmesi tarafından kullanılan taĢınır ve taĢınmazların ―SatıĢ‖, 2594,
31743 ve 200702650 no‘lu Ruhsatlar ile bu Ruhsatların kapsadığı Maden Sahalarının ―ĠĢletme
Hakkının Verilmesi‖ yöntemiyle bir bütün halinde;
• 2.248.000.000 (Ġkimilyarikiyüzkırksekizmilyon) ABD Doları bedelle en yüksek teklifi
veren Çelikler Taahhüt ĠnĢaat ve Sanayi A.ġ.ye Ġhale ġartnamesi çerçevesinde satılmasına ve
iĢletme hakkının verilmesine, Çelikler Taahhüt ĠnĢaat ve Sanayi A.ġ.nin sözleĢmeyi
imzalamaktan imtina etmesi veya diğer yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde,
teminatının Ġdare lehine irat kaydedilmesine,
• 2.246.000.000 (Ġkimilyarikiyüzkırkaltımilyon) ABD Doları bedelle ikinci teklifi veren
Eti Bakır A.ġ.ye Ġhale ġartnamesi çerçevesinde satılmasına ve iĢletme hakkının verilmesine,
Eti Bakır A.ġ.nin sözleĢmeyi imzalamaktan imtina etmesi veya diğer yükümlülükleri yerine
getirmemesi halinde, teminatının Ġdare lehine irat kaydedilmesine,
• 2.106.000.000 (Ġkimilyaryüzaltımilyon) ABD Doları bedelle üçüncü teklifi veren Aksa
Enerji Üretim A.ġ.ye Ġhale ġartnamesi çerçevesinde satılmasına ve iĢletme hakkının
verilmesine, Aksa Enerji Üretim A.ġ.nin sözleĢmeyi imzalamaktan imtina etmesi veya diğer
yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde, teminatının Ġdare lehine irat kaydedilmesine ve
ihalenin iptaline
Ģeklinde verilen nihai kararın onaylanmasına,
2) SatıĢ ve ĠĢletme Hakkı Devir SözleĢmesi ve konu ile ilgili diğer hususların
belirlenmesi, SatıĢ ve ĠĢletme Hakkı Devir SözleĢmesinin imzalanması ve diğer iĢlemlerin
yerine getirilmesi hususunda Ġdare‘nin yetkili kılınmasına
karar verilmiĢtir.
[R.G. 19 Mart 2013 – 28592]
—— • ——
ÖzelleĢtirme Ġdaresi BaĢkanlığından:
ÖZELLEġTĠRME YÜKSEK KURULU KARARI
TARĠH
: 15/3/2013
KARAR NO
: 2013/56
KONU
: Çatalağzı Termik Santrali
ÖzelleĢtirme Yüksek Kurulunca,
ÖzelleĢtirme Ġdaresi BaĢkanlığının 21/01/2013 tarih ve 606 sayılı yazısına istinaden;
1. Kurulumuzun 30.05.2003 tarih ve 2003/34 sayılı kararı ile özelleĢtirme kapsamına
alınarak özelleĢtirmeye hazırlık iĢlemine tabi tutulmasına karar verilmiĢ olan Elektrik Üretim
A.ġ.ye ait Çatalağzı Termik Santrali (Santral)‘nin özelleĢtirme programına alınmasına,
2. Santral tarafından kullanılan taĢınmazların özelleĢtirme kapsam ve programına
alınmasına,
3. Santral ve Santral tarafından kullanılan taĢınmazların ―Varlık SatıĢı‖ yöntemi ile
özelleĢtirilmesine,
4. ÖzelleĢtirme iĢlemlerinin 31.12.2015 tarihine kadar tamamlanmasına
karar verilmiĢtir.
[R.G. 19 Mart 2013 – 28592]
—— • ——
MĠLLETLERARASI ANDLAġMA
Karar Sayısı : 2013/4371
28 Ağustos 2012 tarihinde Ġstanbul'da imzalanan ekli ―Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Bulgaristan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür Varlığının Yasa DıĢı Ġthal, Ġhraç ve
Mülkiyet Devrinin Yasaklanması ve Önlenmesine ĠliĢkin AnlaĢma‖nın onaylanması; DıĢiĢleri
Bakanlığının 29/1/2013 tarihli ve HUM/8558316 sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve
244 sayılı Kanunun 3 üncü ve 5 inci maddelerine göre, Bakanlar Kurulu'nca 22/2/2013
tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
B. BOZDAĞ
BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda,
Tarım
ve
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ĠLE BULGARĠSTAN CUMHURĠYETĠ
HÜKÜMETĠ ARASINDA KÜLTÜR VARLIĞININ YASA DIġI ĠTHAL,
ĠHRAÇ VE MÜLKĠYET DEVRĠNĠN YASAKLANMASI VE
ÖNLENMESĠNE ĠLĠġKĠN ANLAġMA
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti Hükümeti (bundan böyle
işbu belgede "Taraflar" olarak anılacaktır), kültür varlıklarının korunması alanında ikili
işbirliğini geliştirmenin daha yakın ikili ilişkileri ilerletmek için önemli bir araç ve insanlığın
kültürel mirasını koruma misyonunu yerine getirmek için etkili bir yaklaşım olarak hizmet
edeceğine inanmaktadırlar.
Kültür varlıklarının çalınması, kaçak arkeolojik kazı yoluyla elde edilmesi ve yasa dışı
ithali, ihracı, mülkiyet devrinin insanlığın kültürel mirası üzerinde büyük bir tehdit
oluşturduğu ve her iki tarafça kanunsuz olarak kabul edildiği için,
Taraflar, topraklarından yasa dışı biçimde çıkarılmış kültür varlıklarının yasadışı ithali
ve ihracı ve mülkiyet devrinin önlenmesi ve yasaklanmasını desteklemek; bu varlıkları köken
ülkeye iade etmek ve göndermek için
aşağıdaki hususlarda mutabık kalmışlardır.
Madde 1
Anlaşmanın Amaçları :
a) TaĢınabilir Kültür varlığı: 1970 UNESCO Kültür Varlıklarının Kanunsuz İthal,
İhraç ve Mülkiyet Devrinin Önlenmesi ve Yasaklanması İçin Alınacak Tedbirlerle İlgili
Sözleşmesi'nin 1. Maddesi'nde atıfta bulunulan kategorilere giren taşınır kültür varlıkları ve
taşınmaz kültür varlığı parçaları ile Taraf Devletlerin ilgili mevzuatında tanımlanmış kültür
varlıklarını ifade etmektedir.
b) Ġade: Yasa dışı olarak kaçak arkeolojik kazılarda bulunmasının ve yasa dışı yollarla
köken ülkesinden çıkarılmasının yanı sıra, yasa dışı ihraç, ithal veya mülkiyet devrine maruz
kalan ve kökeni diğer Taraf Devlet'e ait olduğu belirlenmiş kültür varlıklarının bir Taraf
Devlet tarafından diğer Taraf Devlete tamamen geri verilmesini ifade etmektedir.
Madde 2
1- Taraflar, taşınabilir kültür varlığının yasa dışı ithali ve ihracı ve mülkiyet devrine
ilişkin kanuna aykırı ve cezai eylemlerle mücadele etmek için iki ülkenin kanunlarında ve
1970 UNESCO "Kültür Varlıklarının Kanunsuz İthal, İhraç ve Mülkiyet Devrinin Önlenmesi
ve Yasaklanması İçin Alınacak Tedbirlerle İlgili Sözleşme"sine uygun olarak önleyici,
zorlayıcı ve iyileştirici önlemleri almak konusunda işbirliği yapmayı kabul etmişlerdir.
2- Kültür varlığı ve kültür varlığının yasa dışı ithal, ihraç ve mülkiyet devrine ilişkin iki
ülkenin hukuk hükümleri arasında farklılıklar ortaya çıkarsa ve bu ihtilaflar Anlaşma'nın
yürütülmesi ile ilgiliyse, Tarafların ilgili birimleri müzakere yoluyla bu ihtilafları
çözeceklerdir.
Madde 3
1- Taraflar, kökeni belli olmayan taşınır kültür varlığının topraklarına ve diğer
Devletlere yasa dışı ithalini ve ihracını önlemek amacıyla gümrük kapılarında gerekli
tedbirleri alır.
2- Kültür varlıklarının yasa dışı ithal ve ihracının tespit edilmesi durumunda Taraflar,
ilgili gümrük makamları veya yetkili diğer makamlar yoluyla, bu Anlaşmada belirtilen, kültür
varlığının ait olabileceği Taraf makamlarını bilgilendireceklerdir.
Madde 4
1 - Taraflar yasa dışı ithal, ihraç ve mülkiyet devrine maruz kalan kültür varlığının
tespiti halinde bunlara el koyacak ve mümkün olan en kısa sürede diğer tarafa bilgi
ileteceklerdir.
(a) Kültür varlığının ayrıntılı tanımına,
(b) Yasa dışı ithal, ihraç ve mülkiyet devri eylemlerine karışan kişilerin hüviyet ve
eşkâline,
(c) Bu amaçla kullanılan her tür aracın tanımına ve ilgili ülkedeki soruşturmanın
sonuçlandırılmasına yönelik tüm bilgi ve belgeleri vereceklerdir.
Taraflar bu bilgilerin yanı sıra, el konulan kültür varlığının fotoğrafları ile belli
davalarla ilgili belgeleri birbirlerine ileteceklerdir.
2 - Yasa dışı ithal, ihraç ve mülkiyet devrine maruz kalan kültür varlığı gerekli yasal
sürecin tamamlanmasından sonra ait olduğu Taraf’a iade edilecektir.
Madde 5
Taraflar, kültür varlığının yasa dışı ithali, ihracı ve mülkiyet devri sürecinde ciddi olarak
şüphelenilen ve aşikar olan şahısların kendi ülkelerine girişlerini ve çıkışlarını gözetim altına
alacaklardır.
Madde 6
1 - Bu Anlaşma'nın amaçları doğrultusunda, Taraflar zamanında bilgi alışverişinde
bulunacaklardır. Bu bilgiler aşağıdaki hususları kapsayacaktır:
(a) İdari yetkililer tarafından izlenen ve uygulanan ilgili politikalar ve önlemlerin yanı
sıra kültür varlığının korunmasına, özellikle kültür varlığının çalınmasının önlenmesine veya
kaçak arkeolojik kazı yoluyla elde edilen arkeolojik eserlerin dolaşımına ve yasa dışı ithaline
ve ihracına, mülkiyet devrine ve kültürel varlığın köken ülkeye iadesine veya gönderimine
yönelik mevzuatı.
(b) İhraç ve ithal yasakları hakkında bilgi ve ihraç sertifikaları veya diğer ihraç
belgeleri.
(c) Kültürel mirasın korunması ve muhafazasına ilişkin kuruluşlar ve işleyişleri
hakkında bilgi.
(d) Diğer tarafın ilgi alanında bulunan kültürel varlığa el konması hususu hakkında
bilgi.
(e) İşbu Anlaşmanın amacına hizmet etmek yönünden gerekli olduğu düşünülen başka
bilgiler.
2 - Yukarıda belirtilen bütün bilgiler zamanında güncellenecektir.
3 - İşbu Anlaşmanın amaçları doğrultusunda elde edilen bilgiler gizli olacaktır ve bu
bilgilerin korunmasına dair ulusal hukuk hükümlerine bağlı olan mevcut anlaşmanın
yürütülmesi ile ilgili amaçlar doğrultusunda yalnızca taraflarca kullanılması gerekmektedir.
Madde 7
Taraflar, kültür varlığının çalınması, yasa dışı ithalinin ve ihracının ve mülkiyet
devrinin engellenmesi alanlarında, özellikle kültür varlığının güvenliği yönetimi, kültür
varlığının ithal ve ihraç yönetimi, iç mevzuatın uyarlanması, bilgi toplanması ve uluslararası
konularda işbirliği yapacaklar, bu alanlarda personel değişimi ve eğitimine yönelik
programlar hazırlayacaklardır.
Madde 8
Bu Anlaşma’nın amaçları doğrultusunda, Taraflar koordinasyonu geliştirecekler ve
birbirlerinin yurda ihraç ve ithal edilebilecek kültür varlıklarının yönetimi, kültür varlığı tescil
sistemi ve bu alandaki ulusal düzenlemeler ve uluslararası anlaşmalarla ilgili çalıntı kültür
varlığı hakkında bilgi yayma sistemini daha da iyileştireceklerdir.
Madde 9
Taraflar; koleksiyonculara ve kültür varlığı ticareti yapanlara kaçak arkeolojik kazılar
sonucunda köken ülkeden çalınmış ve köken ülkesinin izni dışında yasa dışı edinilmiş kültür
varlığının alım ve satımının kanuna aykırı olduğunu bildireceklerdir.
Madde 10
Tarafların bu Anlaşmanın uygulanmasından sorumlu atanmış kurumları:
TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ
-TC Kültür ve Turizm Bakanlığı
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü
BULGARĠSTAN CUMHURĠYETĠ
-Kültür Bakanlığı
Madde 11
Taraflar, ya bu Anlaşmanın yürütülmesinden ya da Tarafların iç mevzuatının
yürütülmesinden doğacak farklılıkları çözüme bağlamak amacıyla düzenli olarak çalışacak bir
danışma mekanizması kuracaklardır.
Madde 12
Bu Anlaşmanın yürürlüğe girmesi için Taraflar aşağıdaki hususlarda mutabık
kalmışlardır:
1. İşbu Anlaşma, Tarafların Anlaşmanın yürürlüğe girmesi için iç yasal prosedürlerinin
sonuçlandığına dair son notanın alındığı tarihte yürürlüğe girer.
2. Bu Anlaşma sadece tarafların karşılıklı muvafakatı ile değiştirilebilecektir.
Değişiklikler, bu maddenin 1. paragrafı uyarınca yürürlüğe girecektir.
3. Bu Anlaşma bir yıl süreyle yürürlükte kalacaktır. Taraflar’dan biri diğer Taraf’a
feshetme isteğini geçerlilik sürecinin sona ermesinden altı (6) ay önce yazılı olarak
bildirmedikçe işbu Anlaşma'nın süresi otomatik olarak birer yıllık sürelerle yenilenecektir.
4. Bu Anlaşma'nın hiçbir hükmü, Taraflar'ın, taraf oldukları diğer uluslararası
anlaşmalardaki hak ve yükümlülüklerini etkilemeyecektir.
İşbu Anlaşma İstanbul'da 28 Ağustos 2012 tarihinde her biri Türkçe, Bulgarca ve
İngilizce olmak ve bütün metinler eşit şekilde geçerli olmak üzere, iki asıl nüsha halinde
imzalanmıştır.
Metnin yorumlanmasında herhangi bir ayrılık olması halinde İngilizce metin geçerli
olacaktır.
TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ
CUMHURĠYETĠ
HÜKÜMETĠ
BULGARĠSTAN
HÜKÜMETĠ
ADINA
ADINA
Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul GÜNAY
Kültür Bakanı
Vezhdi RASHIDOV
[R.G. 20 Mart 2013 – 28593]
—— • ——
BAKANLAR KURULU KARARI
Karar Sayısı : 2013/4399
Ekli listede imza yeri ve tarihleri ile adları yazılı anlaĢmaların yürürlüğe girdiği
tarihlerin aynı listede belirtildiği Ģekilde tespit edilmesi; DıĢiĢleri Bakanlığının anılan listede
tarih ve sayıları belirtilen yazıları üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü
maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 22/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
B. BOZDAĞ
BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık
BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
Kararın eki için tıklayınız
[R.G. 20 Mart 2013 – 28593]
—— • ——
TEBLĠĞ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:
ĠġKOLU TESPĠT KARARI
: 2013/11
: Orion Koruma ve Güvenlik Hizmetleri A.Ş.
Evren Mah. Gülbahar Cad. Şehit Cengiz Karcıoğlu Sk. No: 6
Güneşli-Bağcılar/İSTANBUL (merkez)
SGK Sicil No. : 1127214.034
Tespiti Ġsteyen :
Hava-İş Sendikası
Ġnceleme
: Orion Koruma ve Güvenlik Hizmetleri A.Ş.’de Bakanlığımızca yapılan
incelemede; adı geçen şirketin, Sabiha Gökçen Havalimanı Kurtköy-Pendik/İSTANBUL
adresinde bulunan havalimanının işleticisi konumunda bulunan İstanbul Sabiha Gökçen
Uluslararası Havalimanı Yatırım ve İşletme Anonim Şirketi (ISG) ile imzaladığı “Güvenlik
Hizmetleri Sözleşmesi” başlıklı hizmet alım sözleşmesi uyarınca, havaalanı terminali giriş
noktalarının, son kontrol noktalarının (arındırılmış salon kontrol noktaları), kargo terminalinin
4 ve 5 nolu antrepo bagaj kontrol noktalarının, personel ve yolcu giriş kontrol noktalarının,
servis kapıları giriş kontrol noktalarının, personel ve yolcu apron (uçak park, akaryakıt ikmal,
kargo indirme ve bindirme, uçak bakım vs. alanlar) çıkış kontrol noktalarının (apron bölümü
hariç), yolcu çıkış kapıları kontrol noktalarının, %100 bagaj tarama sistemi işletiminin (EDS)
ve kabul edilemez (İnad) yolcu misafirhanesinin güvenliği hizmetlerini yürüttüğü, merkez
işyerinde yapılan işlerin ise asıl işe yardımcı işlerden olduğu, bu nedenle söz konusu
işyerlerinde yapılan işlerin İşkolları Yönetmeliği'nin 19 sıra numaralı “Savunma ve güvenlik”
işkolunda yer aldığı tespit edilmiştir.
Karar: Orion Koruma ve Güvenlik Hizmetleri A.Ş. ve bağlı işyerinde yapılan işlerin
niteliği itibariyle İşkolları Tüzüğü’nün 19 sıra numaralı “Savunma ve güvenlik” işkoluna
girdiğine ve yapılan bu tespitin Resmî Gazete’de yayımlanmasına 6356 sayılı Sendikalar ve
Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 5’inci maddesi gereğince karar verilmiştir.
Karar No.
ĠĢyeri
[R.G. 20 Mart 2013 – 28593]
—— • ——
Adalet Bakanlığından :
Elazığ 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2002/1453 Esas ve 2003/1033 Karar sayılı
dosyasının kaybolduğu anlaĢıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya
Heyelân Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında
Yapılacak Muamelelere Dair Kanun hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve
anılan Kanun hükümleri gereğince iĢlem yapılmasına karar verildiği ilân olunur.
2286/1-1
—————
Ezine Sulh Hukuk Mahkemesinin 17/06/1999 tarih, Esas:1995/94 ve Karar:1999/219
sayılı hükmüne ait dava dosyasının tüm aramalara rağmen bulunamadığı anlaĢıldığından,
4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya Heyelân Sebebiyle Mahkeme ve Adliye
Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanun
hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve anılan Kanun hükümleri gereğince
iĢlem yapılmasına karar verildiği ilân olunur.
2285/1-1
[R.G. 20 Mart 2013 – 28593]
—— • ——
MĠLLETLERARASI ADLAġMALAR
Karar Sayısı : 2013/4377
26 Ekim 2009 tarihinde Belgrad‘da imzalanan ve 2/1/2013 tarihli ve 6367 sayılı
Kanunla onaylanması uygun bulunan ekli ―Türkiye Cumhuriyeti ile Sırbistan Cumhuriyeti
Arasında Sosyal Güvenlik AnlaĢması‖nın onaylanması; DıĢiĢleri Bakanlığının 7/2/2013 tarihli
ve 3966443 sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine
göre, Bakanlar Kurulu‘nca 22/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
B. BOZDAĞ
BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda,
Tarım
ve
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
AndlaĢma metinleri için tıklayınız
[R.G. 21 Mart 2013 – 28594]
—— • ——
Karar Sayısı : 2013/4383
1 Ağustos 2012 tarihinde Ankara‘da imzalanan ve 10/1/2013 tarihli ve 6390 sayılı
Kanunla onaylanması uygun bulunan ekli ―Türkiye Cumhuriyeti ile Kore Cumhuriyeti
Arasında Serbest Ticaret Alanı Tesis Eden Çerçeve AnlaĢma‖nın onaylanması; DıĢiĢleri
Bakanlığının 14/2/2013 tarihli ve 5068021 sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 22/2/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
B. BOZDAĞ
BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda,
Tarım
ve
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
M. ġĠMġEK
ĠçiĢleri Bakanı
Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
AndlaĢma metinleri için tıklayınız
[R.G. 21 Mart 2013 – 28594]
—— • ——
YÖNETMELĠK
Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.’den:
BORU HATLARI ĠLE PETROL TAġIMA A.ġ. MAL VE
HĠZMET ALIMI YÖNETMELĠĞĠ
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.’nin
4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(g) bendi doğrultusunda Kamu İhale Kurumu tarafından onaylanmış, Boru Hatları ile Petrol
Taşıma A.Ş.’nin ana faaliyetlerine ilişkin istisna kapsamında kabul edilen mal ve hizmet
alımlarında uygulanacak esas ve usulleri düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.’nin, 4734 sayılı
Kamu İhale Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi doğrultusunda Kamu
İhale Kurumu tarafından onaylanmış, Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.’nin ana
faaliyetlerine ilişkin istisna kapsamında kabul edilen mal ve hizmet alımlarını kapsar.
(2) Uluslararası anlaşmalar gereğince sağlanan dış finansman ile yaptırılacak olan ve
finansman anlaşmasında farklı ihale usul ve esaslarının uygulanacağı belirtilen mal ve hizmet
alımları; öncelikle finansman antlaşmasında belirtilen farklı ihale usul ve esasları ile dış
finansman antlaşmasına göre düzenlenen ihale dokümanları kullanılmak sureti ile ihale edilir.
Dış finansman antlaşmasında hüküm bulunmayan hallerde ise, bu Yönetmelik hükümleri
uygulanır.
Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 4734 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (g) bendi ile 8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında
Kanun Hükmünde Kararname ve 17/4/1995 tarihli ve 22261 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanan Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi Ana Statüsüne dayanılarak
hazırlanmıştır.
Tanımlar ve kısaltmalar
MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;
a) 3 (g) istisna kapsamı: Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.’nin 4/1/2002 tarihli ve
4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi
doğrultusunda Kamu İhale Kurumu tarafından onaylanmış, Boru Hatları ile Petrol Taşıma
A.Ş.’nin ana faaliyetlerine ilişkin istisna kapsamında kabul edilen mal ve hizmet alımlarında
uygulanacak esas ve usulleri,
b) BOTAŞ: Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.’yi,
c) Birim: BOTAŞ Genel Müdürlük merkezindeki daire başkanlıklarını, görev ve yetki
bakımından bu başkanlıklara denk olan kurul, müşavirlik ile benzerlerini ve bunlara bağlı
müdürlükleri, bölge müdürlüklerini, işletme müdürlüklerini ve bunlara bağlı müdürlük ve
şube müdürlüklerini,
ç) Çerçeve anlaşma: İdare ile bir veya birden fazla istekli arasında, belirli bir zaman
aralığında gerçekleştirilecek alımların özellikle fiyat ve mümkün olan hallerde öngörülen
miktarların tespitine ilişkin şartları belirleyen anlaşmayı,
d) Finansman ve Muhasebe Daire Başkanlığı: BOTAŞ Genel Müdürlüğü merkez
teşkilatında yer alan Finansman ve Muhasebe Daire Başkanlığını,
e) Fiyat dışı unsurlar: Fiyat ile birlikte işletme ve bakım maliyeti, maliyet etkinliği,
verimlilik, kalite ve teknik değer gibi fiyat dışındaki unsurları,
f) Genel Müdür: Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. Genel Müdürünü,
g) Genel Müdürlük: Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. Genel Müdürlüğünü,
ğ) Hizmet: Kamu İhale Kurumu tarafından onaylanmış, BOTAŞ’ın ana faaliyetlerine
ilişkin 3 (g) istisna kapsamında kabul edilen hizmet alımlarını,
h) İdare: Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.’yi,
ı) İhale: Bu Yönetmelikte yazılı usul ve şartlarla mal ve hizmet alımının istekliler
arasından seçilecek birisi üzerinde bırakıldığını gösteren ve ihale yetkilisinin onayını
müteakip varsa sözleşmesinin imzalanması ile tamamlanan mal ve hizmet alımı işlemlerini,
i) İhale dokümanı: Alıma konu mal ve hizmetlerin genel, özel, teknik, idari esas ve
usullerini gösteren idari ve teknik şartname, sözleşme tasarısı ve diğer tüm belgeleri,
j) İhale komisyonu: Satın almayla ilgili ihale işlemlerini yürütmek, karara bağlamak
üzere yetki limitlerine göre oluşturulan komisyonu,
k) İhale konusu işin uzmanı: Alınacak mal ve hizmetin teknik nitelikli olması halinde
gerekli teknik bilgi ve donanıma sahip olan personeli, idari nitelikli olması halinde ise işin
yürütümünü gerçekleştiren personeli,
l) İhale onay belgesi: İhale işlemlerine başlanılması için ihale yetkilisince onaylanan
belgeyi,
m) İhale süreci: Lüzum fişinin düzenlenmesi ile başlayıp mal veya hizmetin sipariş
yazısının tebliğ edilmesine ve/veya gerekmesi halinde sözleşmenin imzalanmasına kadar
geçen aşamaları,
n) İhale yetkilisi: İhale usulünü ve ihale komisyonunu tespit eden, İhale ve harcama
yapma yetki ve sorumluluğuna sahip kişi ve kurulları ile usulüne uygun olarak yetki devri
yapılmış görevlileri,
o) İkmal Daire Başkanlığı: BOTAŞ Genel Müdürlüğü merkez teşkilatında yer alan
satınalma ve ihale organını,
ö) İstekli: Mal veya hizmet alımları ihalesine teklif veren tedarikçi veya hizmet
sunucusunu,
p) Lüzum fişi: Talep sahibi birim tarafından hazırlanan ve talep edilen mal veya hizmet
alımının niteliklerini, niceliklerini, Kamu İhale Kurumu tarafından onaylanmış, BOTAŞ’ın
ana faaliyetlerine ilişkin 3 (g) istisna kapsamında kabul edilen mal veya hizmet alımlarının
ana faaliyet kalemlerinden hangisine ait olduğunu, mal ve hizmet alımının aciliyet arz etmesi
halinde ise gerekçeleri ile birlikte aciliyetini gösteren raporu içeren belgeyi,
r) Mal: Kamu İhale Kurumu tarafından onaylanmış, BOTAŞ’ın ana faaliyetlerine ilişkin
3 (g) istisna kapsamında kabul edilen mal alımlarını,
s) Piyasa fiyat araştırma tutanağı: Yapılan piyasa araştırmasının şekli ve araştırma
sonucunda elde edilen tekliflerin yazıldığı tutanağı,
ş) Satın alma ve ihale organı: Satın alma ve ihale işlemlerinin yapılması, takibi ve
sonuçlandırılması için görevlendirilmiş birimi,
t) Sipariş teyidi: Sözleşme yapılmayan hallerde, ihalenin kesinleşmesini takiben,
yükleniciye İdare tarafından gönderilen ve İdarenin talep ettiği mal veya hizmete ilişkin
bilgiler ile alıma ilişkin şartları içeren ve yüklenici tarafından imzalanarak İdareye geri
gönderilen yazıyı,
u) Sözleşme: İdare ile yüklenici arasında mal ve hizmet alımı ihalesi sonrasında yapılan
yazılı anlaşmayı,
ü) Sözleşmeyi yürütmekle görevli birim: Sözleşmede veya sözleşmeyi imzalamaya
yetkili Makamın sözleşmenin yürütülmesi için yazılı olarak görevlendirilen birimi,
v) Talep sahibi birim: Mal ve hizmet alımı için talepte bulunan birimi,
y) Tek kaynaktan talep formu: İhtiyaçların tek kaynaktan temin edilmesinin zorunlu
olması durumunda lüzum fişi ekine konulacak formu,
z) Yaklaşık maliyet: Alım konusu mal ve hizmetin bedeline ilişkin teklif alınmasından
önce, 21 inci madde kapsamında belirlenen tahmini bedeli,
aa) Yetki limitleri: Yetki limitleri, İkmal Daire Başkanlığınca Genel Müdürlükten
alınacak Olur’la güncellenen parasal yetkileri,
bb) Yönetim Kurulu: Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. Yönetim Kurulunu,
cc) Yüklenici: İhale üzerinde bırakılan ve İdare ile sözleşme imzalayan istekli veya
bunların oluşturdukları ortak girişimleri,
ifade eder.
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
Ġlkeler, Satın Alma ve Ġhale Organları ile Görev ve Yetkileri
Ġlkeler
MADDE 5 – (1) Bu Yönetmeliğe göre yapılacak ihalelerde uyulacak temel ilkeler
aşağıda belirtilmiştir:
a) İhtiyaçların belirlenen usullerde zamanında, uygun şartlarda temin edilmesi, ihalede
açıklığın, rekabetin, şeffaflığın, eşit muamelenin, güvenirliğin, gizliliğin, kamuoyu
denetiminin ve kaynakların verimli kullanılmasının sağlanması esastır.
b) Aralarında doğal ve kabul edilebilir bir bağlantı olmadığı sürece mal ve hizmet alım
işleri bir arada ihale edilemez.
c) Ödeneği bulunmayan hiçbir mal ve hizmet alımı için ihaleye çıkılamaz.
ç) Yetki limitlerinin altında kalmak amacı ile mal veya hizmet alımları kısımlara
bölünemez.
d) Bütünlük arz eden mal ve hizmet alımları kısımlara bölünemez.
e) Satın alma, kârlılık ve verimlilik esaslarına göre yapılır. Satın alma işleminde kârlılık;
sadece fiyatta en ucuzun değil, ekonomik açıdan en avantajlı teklifin tespiti ile sağlanır.
Ekonomik açıdan en avantajlı teklif; teklif edilen en düşük fiyat olabileceği gibi, işletme,
bakım maliyeti, verimlilik, kalite ve teknik değer gibi fiyat dışındaki diğer unsurların oransal
olarak dikkate alınması ile de belirlenebilir.
f) İhale dokümanlarını oluşturan teknik, idari, özel şartnameler ile sözleşme yapılmasını
gerektiren hallerde sözleşme tasarısı ve gerekli bilgi ve belgeler hazırlanmadan, satın alma ve
ihale organlarınca ihale işlemleri başlatılamaz.
g) İhtiyaçların, mümkün olduğunca, ilk kaynağından temin edilmesi esastır.
ğ) Genel bütçe kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşları ile özel bütçeli kamu
kuruluşlarında üretilen veya satılan mal ve hizmetler teklif alma yoluna başvurulmaksızın
kalite ve uygunluğu dikkate alınarak doğrudan bu kuruluşlardan temin edilebilir.
h) İdare, ihaleyi yapıp yapmamakta veya herhangi bir aşamasında iptal etmekte
serbesttir.
Satın alma ve ihale organları
MADDE 6 – (1) Satın alma ve ihale organları aşağıda belirtilmiştir:
a) İkmal Daire Başkanlığı,
b) Bölge müdürlükleri, işletme müdürlükleri ve şube müdürlüklerinde satın alma ve
ihale yetkisi verilmiş müdürlükler veya birimler.
Yetki limitlerinin tespiti, limitlerin aĢılması ve yetki devri
MADDE 7 – (1) Genel Müdürün ihale yetki limiti Yönetim Kurulunca belirlenir. Genel
Müdür kendi yetki sınırlarını aşmamak üzere bu yetkilerinin bir kısmını astlarına devredebilir.
(2) Yetki limitleri aşılamaz. Ancak gerekli hallerde yetki limitlerini aşan satın alma ve
ihaleler için talep sahibi birimce Genel Müdürden veya Yönetim Kurulundan yetki limitleri
çerçevesinde onay alınır. Yaklaşık maliyet bedeli, talebin yapıldığı tarih itibariyle 4734 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi için öngörülen güncel tutarı aşan
ihaleler, bu Yönetmelik hükümleri kapsamında yapılamaz.
(3) Mal ve hizmet alımı ihale yetki limitleri ile bu limitlere kadar olan ihtiyaç
taleplerinin onaylama yetkisi, İkmal Daire Başkanlığınca güncellenen yetki limitleri
tablosunda düzenlenir ve bu limitler tüm teşkilata duyurulur.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Ġhale Komisyonlarının KuruluĢu, Görevleri ve ÇalıĢma Esasları
Ġhale komisyonlarının kurulması
MADDE 8 – (1) İhale komisyonu, bir başkan, ihaleyi gerçekleştirecek birim yetkilisi,
talep sahibi birim yetkilisi, biri veya ikisi ihale konusu işin uzmanı, muhasebe veya malî işler
biriminden sorumlu bir personelin katılımıyla, en az beş kişiden ve tek sayıda, asıl ve yedek
üyelerin isimleri yazılarak, ihale yetkilisinin onayı ile İdare personelinden oluşturulur.
(2) Şube müdürlüklerinde, yeterli sayıda ilgili personel bulunmaması durumunda ihale
komisyonları üç kişiden az olmamak üzere tek sayıda oluşturulabilir.
(3) Yönetim Kurulunun ihale yetkilisi olması halinde Yönetim Kurulu üyeleri ihale
komisyonlarında görev alamazlar. İhale yetkilisi bu durumu dikkate alarak ihale komisyon
başkanını seçer.
(4) İhaleyi yapan idarede yeterli sayı veya nitelikte personel bulunmaması halinde,
başka idarelerden komisyona üye alınabilir.
(5) Gerekli incelemeyi yapmalarını sağlamak amacıyla ihale işlem dosyasının birer
örneği, ihale komisyonu üyelerine elektronik ortamda veya yazılı olarak gönderilir.
(6) İhale yetkilisi komisyon üyesi olamaz.
Ġhale komisyonunun görev, sorumluluk ve yetkileri
MADDE 9 – (1) Gelen teklifleri değerlendirerek ihaleyi sonuçlandırır ve gerekçeli
kararı ihale yetkilisinin onayına sunar.
(2) İhale komisyonu eksiksiz olarak toplanır ve ihale komisyonu kararları oy çokluğu ile
alınır. İhale komisyonu üyeleri çekimser oy kullanamazlar. Farklı fikirde olan ihale komisyon
üyeleri gerekçelerini komisyon kararlarına yazmak ve imzalamak zorundadırlar. İhale
komisyon başkanı ve üyeleri kararlarından sorumludurlar. İhale komisyonunca alınan kararlar
ve düzenlenen tutanaklar, komisyon başkanı ve komisyon toplantılarına katılan üyelerin isim
soyadları ve görev unvanları belirtilerek imzalanır.
(3) İhale komisyonu, tekliflerin açılması, değerlendirilmesi ve ekonomik açıdan en
avantajlı teklifin seçimi ile görevlidir.
(4) İhale komisyonu, başkan ve üyeleri kararlarında bağımsız olup görevlerine
müdahale edilemez ve herhangi bir telkinde bulunulamaz.
(5) İhale komisyonunun asıl üyeler ile toplanması esastır. İzin, rapor veya
görevlendirme gibi sebepler ile asıl üye, ihale komisyonundaki görevinden mazeretli sayılır.
Bu durumda mazeretine esas belgesini ihale yetkilisine sunmak zorundadır. Asıl üyenin
mazeretinin geçerli sayılması durumunda komisyon toplantılarına yedek üye ile devam edilir.
Asıl üyenin yerine geçen yedek üyenin ihale sonuçlanıncaya kadar komisyon üyeliği devam
eder.
(6) İhale komisyonu gerek gördüğü takdirde, vereceği kararlar için ilgili birimden, özel
kuruluşlar ve/veya kamu kurum ve kuruluşlarından, istişari mahiyette görüş alabilir. İhale
komisyonu bu görüşlere katılıp katılmamakta serbest olup alınan görüşler ihale
komisyonunun sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
(7) İhale komisyonu yaklaşık maliyetin doğru hazırlanıp hazırlanmadığını kontrol eder,
yaklaşık maliyetin ihale tarihine kadar geçen sürede değişikliğe uğradığının belirlenmesi
durumunda ise değişikliğin gerekçeleri belirtilerek güncellenen yaklaşık maliyeti dikkate alır.
Ġhale komisyonu kararlarında bulunması gereken hususlar
MADDE 10 – (1) İhale yetkilisinin onayına sunulacak ihalenin hangi istekli üzerinde
bırakıldığına ilişkin ihale kararında aşağıdaki hususlara yer verilir:
a) Karar tarihi, numarası, dosya işareti.
b) Talepte bulunan birimin adı.
c) Sipariş konusu mal ve hizmetin cinsi, miktarı.
ç) Teklif veren isteklilerin adları ve verdikleri fiyatlar.
d) Ödeme koşulları.
e) Seçilen istekli adı ve istekliye ihalenin verilme gerekçeleri.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Ġhale Usulleri ve Alım ġekilleri ile Nakliye ve Gümrükleme ĠĢlemleri
Ġhale usulleri ve alım Ģekilleri
MADDE 11 – (1) İdarece bu Yönetmelik kapsamında yapılacak mal veya hizmet
alımlarında aşağıda belirtilen ihale usulleri ve alım şekillerinden birisi uygulanır:
a) Açık ihale usulü.
b) Belli istekliler arasında ihale usulü.
c) Pazarlık usulü.
ç) Doğrudan temin alım şekli.
Açık ihale usulü
MADDE 12 – (1) Bütün İsteklilerinin teklif verebileceği usuldür. Açık ihale usulünde,
ihale duyurusu ilan yoluyla 25, 26 ve 27 nci maddelere göre yapılır.
(2) İstekliler, şartnamede belirtilen esaslara uygun olarak tekliflerini hazırlayıp kapalı
zarf içinde, son teklif verme tarih ve saatine kadar belirtilen adrese ulaşacak şekilde posta ile
gönderirler veya elden teslim ederler. Postadaki gecikmelerden İdare sorumlu değildir. Son
teklif verme tarih ve saatinden sonra gelen teklifler kabul edilmez ve açılmayarak ilgili firma
veya firmalara iade edilir.
(3) Açık ihale usulü ile çıkılan ihalenin herhangi bir nedenden dolayı iptal edilmesi veya
ihale sürecinin neticelendirilememesi durumunda, yeniden çıkılacak ihalenin
sonuçlandırılmasına kadar geçecek sürede doğacak acil ihtiyaçların temininde, diğer ihale
usullerinden biri veya doğrudan temin alım şekli uygulanır.
Belli istekliler arasında ihale usulü
MADDE 13 – (1) Mal ve hizmet alımlarında, işin özelliğinin uzmanlık ve/veya ileri
teknoloji gerektirmesi nedeniyle açık ihale usulünün uygulanamadığı işlerin ihaleleri bu usule
göre yapılabilir.
(2) Daha önceden teknik liyakat ve yeterlilikleri İdare tarafından kabul edilmiş istekliler
ile, yapılacak ön yeterlik değerlendirmesi sonrasında yeterli bulunan isteklilere davet mektubu
gönderilerek teklif vermeleri sağlanır.
(3) Alıma konu mal ve hizmet temininde, daha önceden İdare tarafından teknik liyakat
ve yeterlilikleri tespit edilmiş firmaların bulunmaması durumunda veya İdarece uygun
görülmesi halinde, ön yeterlilik ilanı verilerek de firma tespiti yapılabilir. İlan edilerek ön
yeterlilik değerlendirmesi yapılması halinde; ön yeterlik dokümanı ile ön yeterlik ilanında
belirtilen değerlendirme kriterlerine göre isteklilerin yeterlik değerlendirmesi yapılır.
Belirtilen asgari yeterlik koşullarını sağlayamayanların yeterliği kabul edilmez. Ön yeterlik
değerlendirmesi sonucunda yeterli bulunmayan isteklilere, yeterli bulunmama gerekçeleri
yazılı olarak bildirilir.
(4) Ön yeterlilik değerlendirmesi sonucunda yeterli bulunan isteklilere ihaleye teklif
vermeleri için davet mektubu ve ihale dokümanları gönderilir. Yurt içi alımlarda teklifler
kapalı olarak istenir. Ancak yurt dışı alımlarda faks ve elektronik posta ile teklif alınabilir.
Gelen teklifler değerlendirilir, idari şartnamede belirtilmişse fiyat dışı unsurlar da dikkate
alınarak ekonomik açıdan en uygun teklif belirlenerek ihale sonuçlandırılır.
(5) Belli istekliler arasında yapılacak ihaleye, üçten az olmamak kaydıyla yeterlilik
almış tüm firmalar davet edilir.
(6) Firmalara davet mektubu gönderildikten sonra, yeterlilik almamış firmaların
verecekleri teklif mektupları kabul edilmez.
(7) Üçten az olmamak kaydıyla yeterlilik almış tüm firmalar davet edilmesine rağmen
teklif veren istekli sayısının üçten az olması durumunda, ihale komisyonu, firma veya
firmalardan ilk teklif fiyatlarından indirim yapmasını isteyebilir ve buna göre ihale
sonuçlandırılır.
(8) Yurt dışı alımlarda uygulanacak belli istekliler arasında ihale usulünde, ihale konusu
hizmet ve mal alımında davet edilebilecek üç firma bulunamaması halinde, ihale yetkilisinin
onayı ile tespit edilebilen firmalara davet gönderilip, gelen teklif sayısına bakılmaksızın ihale
süreci tamamlanabilir.
(9) Yurt dışı alımlarda uygulanacak belli istekliler arasında ihale yönteminde, davet
edilen firmalardan teklif verme süresi içerisinde hiç teklif gelmemesi durumunda, ihale
yetkilisinin onayı ile teklif verme süresi uzatılabilir.
Pazarlık usulü
MADDE 14 – (1) Aşağıda belirtilen hallerde pazarlık usulü ile ihale yapılabilir:
a) Açık ihale usulü veya belli istekliler arasında ihale usulü ile yapılan ihale sonucunda
teklif çıkmaması.
b) İdare tarafından önceden öngörülemeyen olayların veya BOTAŞ’ın ana
faaliyetlerinin yürütümünü engelleyici hallerin ortaya çıkması.
c) Ana faaliyetlerin yürütülmesi esnasında oluşan ya da oluşması muhtemel ihtiyaçların
diğer ihale usulleri ile temininde zaman kaybı, maddi kayıp veya çevreye büyük zararlar
verecek olayların meydana gelmesi, boru hatlarında doğabilecek hasar, boru patlağı, yarılma,
yırtılma, deniz araçlarında olabilecek arızalar, kompresörlerde oluşacak arızalar, istasyon
arızaları, için ihtiyaç duyulan mal ve hizmet ile bakım onarım hizmeti alımlarının ortaya
çıkması.
ç) Doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve
beklenmeyen durumların ortaya çıkması ve bu duruma acil müdahale için ihtiyaç duyulacak
mal ve hizmet alımları.
d) İdarenin taraf olduğu mevcut bir sözleşmenin ortadan kalkması sebebi ile yeni bir
ihalenin sonuçlandırılmasına kadar geçecek süre içindeki ihtiyaçların temin edilecek olması.
e) Her yıl Kamu İhale Kurumunca duyurulan, parasal limitleri tablosunda, parasal
bedeli, Kamu İhale Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendindeki pazarlık
usulü alım limitini geçmeyen mal ve hizmet alımları.
(2) Bu ihale usulünde ilan yapılması zorunlu değildir. İlana çıkılmasının uygun
bulunduğu hallerde, 25, 26 ve 27 nci maddelerde yer alan kriterler uygulanır.
(3) Bu usul ile yapılacak ihalelere, en az üç istekli davet edilir. Yapılacak ihale konusu
mal ve hizmet alımında davet edilebilecek üç firmanın bulunamaması halinde, ihale
yetkilisinin onayı ile tespit edilebilen sayıda firmaya davet mektubu gönderilebilir. Gelen
teklif sayısına bakılmaksızın ihale süreci tamamlanır.
(4) İsteklilerden, ihale dokümanında belirtilen değerlendirme kriterlerine göre ilk
tekliflerini kapalı zarf içerisinde vermeleri istenir. İhale gün ve saatinde alınan teklifler, varsa
katılımcılar huzurunda açılır ve aynı gün komisyon huzurunda firmalardan ilk fiyat tekliflerini
aşmamak üzere, ihale kararına esas olacak son fiyat tekliflerini yazılı olarak vermeleri istenir.
Bu durumda, ihale günü hazır bulunmayan isteklilerin verdiği ilk teklifler son teklifleri
sayılarak ihale süreci tamamlanabileceği gibi teknik veya idari yönden ayrıca inceleme
gerektiren hallerde ise ikinci ve son tekliflerin alınması daha sonra İdarenin belirleyeceği gün
ve saatte de yapılabilir. Bu durumda, ihaleye teklif veren bütün firmalara bildirimde bulunulur
ve isteklilerden son tekliflerini belirtilen gün ve saate kadar kapalı zarf içerisinde sunmaları
istenir. Ekonomik açıdan en uygun teklif belirlenerek ihale sonuçlandırılır.
(5) Bu usulde, geçici ve kesin teminat alınıp alınmaması, sözleşme yapılıp yapılmaması,
ihale yetkilisinin onayına bağlıdır. İsteklilere gönderilecek ihaleye davet yazısı ile ihale sonuç
bildirimleri posta ile veya faks ve elektronik posta ile de yapılabilir.
Doğrudan temin alım Ģekli
MADDE 15 – (1) Aşağıda belirtilen hallerde ihtiyaçlar ilan yapılmaksızın doğrudan
temin alım şekli ile temin edilebilir:
a) İhtiyacın sadece gerçek veya tüzel tek kişi tarafından karşılanabileceğinin tespit
edilmesi.
b) Sadece gerçek veya tüzel tek kişinin ihtiyaçla ilgili özel bir hakka sahip olması.
c) Mevcut mal, ekipman, teknoloji veya hizmetlerle uyumun ve standardizasyonun
sağlanması için; ihtiyaç duyulan yedek parça, ek malzeme veya hizmetin ilk alım yapılanın
dışında başka gerçek veya tüzel kişiden temin edilememesi.
ç) Her yıl Kamu İhale Kurumunca duyurulan, parasal limitleri tablosunda, parasal
bedeli, Kamu İhale Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendindeki doğrudan
temin alım limitini geçmeyen mal ve hizmet alımları.
(2) İhtiyaçların tek kaynaktan, birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerine göre, temin
edilmesinin zorunlu olması durumunda; talep sahibi birimin, talebini lüzum fişi ekinde tek
kaynaktan talep formu ile birlikte satın alma ve ihale organlarına göndermesi zorunludur.
(3) Birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerine göre yapılan alımlarda ihale komisyonu
kurulması, karar alınması, teminat alınması, sözleşme yapılması veya kendi koşulları dışında
satış yapmayacağını beyan eden firmalardan, alım yapılıp yapılmaması ihale yetkilisinin
onayına bağlıdır. Bu bentlere göre yapılacak mal ve hizmet alımlarında, firmalara, İdarenin
ihtiyaçlarını en uygun şekilde karşılamak üzere teklifini hazırlaması için yeterli süre
tanınarak, teklif istenir, teknik şartlar ve fiyat üzerinde de görüşmeler yapılarak ihtiyaçlar
temin edilir. Teklif isteme dahil olmak üzere firmalarla yapılacak her türlü yazışmalar, posta
ile yapılabileceği gibi faks veya elektronik posta ile de yapılabilir.
(4) Birinci fıkranın (ç) bendinde belirlenen kapsamda yapılacak mal ve hizmet
alımlarında, ihale komisyonu kurulması, karar alınması, teminat alınması, sözleşme yapılma
zorunluluğu bulunmaksızın, ihale yetkilisince görevlendirilecek kişi veya kişiler tarafından
piyasada fiyat araştırması yapılarak ihtiyaçlar temin edilir. Yapılan piyasa araştırmasının şekli
ve araştırma sonucunda elde edilen teklifler piyasa fiyat araştırma tutanağına yazılır ve
tutanak alımı araştırmayı yapmaya yetkilendirilenler tarafından imzalanarak dosyasına konur.
Çerçeve anlaĢmalar
MADDE 16 – (1) İdare, görev ve sorumluluklarını ifa edebilmesi için, süreklilik arz
eden, kompresör istasyonları ile vana istasyonlarında, sürekli tüketilen malzemeler ile bakım
ve onarım esnasında ihtiyaç duyulan mal ve hizmet alımları, kalibrasyon hizmetleri, sürekli
olarak yapılan doğalgaz ve petrol boru hatları bakım ve onarım hizmetleri ile münferit olarak
ortaya çıkan, acil durum operasyonları gibi, zamanı, yeri ve yapılacak işin miktarının baştan
belli olmadığı, zaman içerisinde gerek görüldüğünde alım yapılmak üzere, bedelinin işin
tamamlanmasıyla ödeneceği durumlarda, ihtiyaç duyulacak malzeme, hizmet, iş makinesi ve
operatör temini veya benzeri mal ve hizmet alımı temini gayesi ile firmalar ile oniki ay süreli
çerçeve anlaşmalar yapabilir. Daha uygun koşullarda alım yapılacağının belirlenmesi
durumunda ise bu süre otuzaltı aya kadar çıkarılabilir. Bu durumda firmalar alım konusu işte
yeterliklerinin devam ettiğini oniki ayda bir belgelendirir. Belgelendirmenin yapılması
gereken tarihler ay ve yıl olarak anlaşmalarda belirtilir. Çerçeve anlaşması ile ilgili esaslar
aşağıda belirtilmiştir:
a) Çerçeve anlaşma ile temin edilecek mal ve hizmet alımları birim fiyat üzerinden açık
ihale usulü ile yapılır.
b) Çerçeve anlaşmalar birden fazla firma ile de yapılabilir. Bu tür alımlar için ihtiyacın
teknik ayrıntıları ve şartlarını gösteren teknik şartnameler hazırlanarak ihale dokümanına
dahil edilir. Birim fiyatlar üzerinden yapılan değerlendirme sonucunda teklifleri geçerli kabul
edilen isteklilerden en avantajlı birinci teklif sahibi ile en avantajlı ikinci ve üçüncü teklif
sahipleri ile anlaşma yapılabilir. İşin durumuna göre daha fazla firma ile de anlaşma
yapılabilir. Kaç firma ile çerçeve anlaşma yapılacağı idari şartnamede belirtilir. Çerçeve
anlaşmaları yapıldıktan sonra, ihtiyacın ortaya çıkması durumunda, en avantajlı birinci teklif
sahibi firmaya bildirimde bulunulur. Bildirimler anlaşmada belirtilen süreler içinde posta, faks
veya elektronik posta ile yapılır. Bildirim yapıldığı halde, mal ve hizmeti temin
edemeyeceğini beyan eden firmadan, gerekçesi yazılı olarak alınır. Mücbir sebep halleri hariç
mal ve hizmet alımını yerine getirmeyen firma hakkında 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ile
5/1/2002 tarihli ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun ilgili hükümleri
uygulanır. İkinci en avantajlı firmanın mal ve hizmeti sağlayamaması durumunda önce ikinci
en avantajlı firmaya dönülür, bu firmanın da mücbir sebep halleri hariç mal ve hizmet alımını
yerine getirmemesi durumunda firma hakkında 4734 ve 4735 sayılı kanunların ilgili
hükümleri uygulanarak üçüncü en avantajlı firmadan alım yapılabilir.
c) Bu tür anlaşmalarda teminat alınması mal ve hizmet alımının niteliğine göre İdarenin
yetkisindedir.
ç) Anlaşmalar Türk Lirası veya döviz cinsi üzerinden yapılabilir.
Yurt dıĢı alım ve gümrükleme iĢlemleri
MADDE 17 – (1) Tüm ithalat ve ihracat işlemleri Genel Müdürlük veya Genel
Müdürlükçe yetki verilmiş birimler tarafından yapılır. Gümrükleme işlemleri, gümrük
müşavirliği hizmeti veren firmalara da yaptırılabilir.
(2) Gümrük işlemlerinin yürütülmesi İkmal Daire Başkanlığının veya Genel
Müdürlükçe yetki verilmiş birimlerin sorumluluğundadır.
(3) Gümrük işlemlerinin yürütülmesi ile görevlendirilen birimler aşağıdaki gümrük
işlemlerini takip eder:
a) Sipariş edilen mal ve hizmetin belirtilen sevk süresi içinde sevk edilmesi dış
satınalma ile koordineli olarak sağlanır.
b) Banka vesaiki Finansman ve Muhasebe Daire Başkanlığınca temin edilerek gümrük
işlemlerini yürütmekle görevli birime teslim edilir.
c) Gümrük işlemlerini yürütmekle görevli birim gümrük giriş beyannamesini
düzenleyerek, bu beyanname ile birlikte ithal vesaiki, fatura ve muafiyet evrakını tescil için
ithali yapacak gümrük idaresine verir, tescili yapılan beyannameye ait malzemeyi gümrükten
çeker.
ç) Gümrük işlemlerinin tamamlanmasından sonra açılan akreditifin kapatılması için
ilgili evraklar Finansman ve Muhasebe Daire Başkanlığına veya akreditifi açan birime
gönderilir.
d) Gelen malzemelerin gümrük giriş işlemleri geldiği gümrükte tamamlanarak,
malzemeler talep sahibi birime gönderilir. Ancak, yurt dışından gelen mal ve hizmetlerin
ithalatın yapılamayacağı gümrüklere gelmesi halinde, bu tür mal ve hizmetlerin gümrükleme
işlemleri ithalatın yapılabileceği gümrüklere aktarılarak yapılır.
e) Tamir amacı ile yurt dışına gönderilecek malzemeye ait proforma fatura, hazırlanan
teknik rapor, garanti belgesi, bakım onarım sözleşmesi, malzemenin hangi vasıta ile
gönderileceğini, malzemelerin ölçü birimlerini, kap miktarını, kap içindeki malzeme
miktarını, fotoğrafını, mümkün ise seri numarasını, teslim şeklini ve gideceği adresi, tamirat
ve bakımın bedelli mi yoksa bedelsiz mi yapılacağını içeren yazı gümrük işlemlerinin
yapılmasını talep eden birim tarafından gümrük işlemlerini yürütmekle görevli birime
gönderilir.
Nakliyat iĢlemleri
MADDE 18 – (1) Dış piyasalardan temin edilen malzemelerin nakil işlemlerinin Türk
bayraklı vasıtalar ile nakledilmesi esastır. Aktarma yapılmasında sakınca olmayan
malzemelerin nakledilmesinde; Türk bayraklı nakil vasıtalarının bulunmadığı noktalardan
Türk bayraklı vasıtaların bulunduğu noktaya kadar yabancı bayraklı vasıtalar ile nakil
işlemleri yapılabilir. Aksi takdirde yabancı bayraklı vasıtalar ile direkt olarak nakledilmesi
sağlanır.
Ġhtiyaçların kamu kurum ve kuruluĢlarından karĢılanması
MADDE 19 – (1) İhale yetkilisinin onayı ile genel bütçeli idareler, il özel idareleri,
belediyeler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, özel kanunlarla kurulmuş kendilerine
kamu görevi verilmiş tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar, bağımsız bütçeli kuruluşlar, kamu
iktisadi teşebbüsleri ile bu kuruluşların sermayesindeki kamu payı %50’yi aşan ve en büyük
hissedarı kamu kuruluşu olan her çeşit kuruluş, müessese ve ortaklıkların sahip oldukları veya
ürettikleri mal ve hizmetler, kıymet takdiri yapılmak sureti ile başka firmalardan teklif
istenmeksizin, doğrudan bu kamu kurum ve kuruluşlarından temin edilebilir, sözleşme
yapılabilir.
(2) Kamu kurum ve kuruluşlarından yapılan alımlarda teminat şartı aranmaz.
BEġĠNCĠ BÖLÜM
Satın Alma ve Ġhaleye Hazırlık ĠĢlemleri
Taleplerin bildirilmesi
MADDE 20 – (1) Mal ve hizmet alımları lüzum fişi ile talep edilir. Talep sahibi birim
hazırlayacağı yaklaşık maliyeti, teknik şartnameyi, İdari Şartnameye konulmasını istediği özel
hükümleri ayrıca varsa fiyat dışı unsurları da belirterek, ödenek kalemini ve ödenek miktarını
gösteren ve yetki limitlerine göre onaylanmış lüzum fişini satın alma ve ihale organlarına
gönderir.
(2) Talep edilen mal ve hizmetin tek kaynaktan temin edilmesi zorunlu ise; gerekçesi
yazılarak tek kaynaktan talep formu doldurulup talep sahibi birimlerce imzalanarak ihale
yetkilisinin onayına sunulur ve lüzum fişi ekinde satın alma ve ihale organlarına gönderilir.
(3) Talep sahibi birimler ihtiyaçlarını, 14 üncü maddedeki pazarlık usulünde belirtilen
durumlardan biri ile karşılanmasını talep etmeleri halinde gerekçelerini ve taleplerinin 14
üncü maddenin hangi bendi kapsamına girdiğini belirtmek zorundadır.
YaklaĢık maliyet
MADDE 21 – (1) Yaklaşık maliyet talep sahibi birim tarafından hazırlanır. Gerçek
piyasa fiyatlarını yansıtmayan ve yaklaşık maliyetin hesaplanmasında hatalara sebep
olabilecek fiyat bildirimleri ve proforma faturalar değerlendirmeye alınmaz.
(2) Talep sahibi birim, alımın niteliğini ve piyasa koşullarını göz önünde bulundurmak
suretiyle, aşağıdaki bentler çerçevesinde elde ettiği fiyatların birini, birkaçını veya tamamını
kullanmak suretiyle yaklaşık maliyeti hesaplar:
a) Piyasada alım konusu mal ve hizmeti üreten, pazarlayan gerçek veya tüzel kişilerden
kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından fiyat
bildirimi veya proforma fatura isteyerek veya bunların internet sayfalarında yayımlanan
fiyatları kullanarak yaklaşık maliyet hesaplanır. Ancak internet adresinden fiyat temin
edilirken, fiyatın güncel olması, özel kampanya şartlarına haiz olmaması ve fiyatı alınan
ürünün piyasada bulunduğu, üretimden kaldırılmadığı teyidinin alınması zorunludur.
b) Alım konusu mal ile ilgili daha önceki dönemlerde İdarece alım yapılmış ise Türkiye
İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan uygun endeksten yararlanmak suretiyle bu alımlara
ilişkin fiyatlar güncellenerek de yaklaşık maliyet hesaplanabilir. Döviz ile yapılmış olan
alımlarda ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuru veya çapraz kur üzerinden
fiyatlar güncellenerek yaklaşık maliyet hesaplanabilir.
(3) Yaklaşık maliyetin hesaplanmasında kullanılan her tür bilgi ve belgeye hesap cetveli
ekinde yer verilir ve hazırlayanlar tarafından imzalanır.
(4) İhale işlemlerine başlamadan önce, ihale onay belgesinin ekine konulmak üzere, her
türlü fiyat araştırması yapılarak katma değer vergisi hariç olmak üzere yaklaşık maliyet
belirlenir ve dayanaklarıyla birlikte bir hesap cetvelinde gösterilir. Yaklaşık maliyete ihale ve
ön yeterlik ilânlarında yer verilmez, isteklilere veya ihale süreci ile resmî ilişkisi olmayan
diğer kişilere açıklanmaz.
(5) İhale komisyonu tarafından yaklaşık maliyet teklif fiyatlarıyla birlikte açıklanır.
Pazarlık usulü ile yapılan ihalede ise yaklaşık maliyet, son yazılı fiyat teklifleriyle birlikte
açıklanır. Bu aşamadan önce yaklaşık maliyet açıklanamaz ve ilan edilemez.
(6) İhale komisyonu, yaklaşık maliyetin ihale tarihine kadar geçen sürede değişikliğe
uğradığını belirlemesi durumunda; değişikliğin gerekçelerini belirtmek suretiyle güncellediği
yaklaşık maliyeti dikkate alır.
Teknik Ģartnamenin hazırlanması
MADDE 22 – (1) Alınacak malın teknik kriterleri ve özellikleri, ihale dokümanının bir
parçası olan ve talep sahibi birim tarafından düzenlenen teknik şartnamelerde belirtilir.
Teknik kriterlerin ve özelliklerin, verimliliği ve fonksiyonelliği sağlamaya yönelik olması,
rekabeti engelleyici hususlar içermemesi ve fırsat eşitliğini sağlaması zorunludur.
(2) Teknik şartnamede, varsa ulusal standart ve dengi uluslararası standartlara
uygunluğu sağlamaya yönelik düzenleme yapılabilir. Ancak ulusal standardın bulunmaması
durumunda sadece uluslararası standart esas alınarak düzenleme yapılabilir.
(3) Teknik şartnamede, belli bir marka, model, patent, menşei, kaynak veya ürün
belirtilemez ve belirli bir marka veya modele yönelik özellik ve tanımlamalara yer verilemez.
Ancak, ulusal ve/veya uluslararası teknik standartların bulunmadığı veya teknik özelliklerin
belirlenmesinin mümkün olmadığı hallerde “veya dengi” ifadesine yer verilmek şartıyla
marka veya model belirtilebilir.
(4) Özel imalat süreci gerektiren mal alımlarında, yüklenici tarafından öncelikle malın
prototipinin idareye sunulmasına ve bu prototipin kabulünden sonra üretiminin yapılmasına
yönelik teknik şartnamede düzenleme yapılabilir.
(5) Teknik şartnamenin İdare tarafından hazırlanması esastır. Ancak, alınacak malın
özelliğinin gerektirdiği hallerde ihale yetkilisi tarafından onaylanması kaydıyla, teknik
şartname, danışmanlık hizmet sunucularına hazırlattırılabilir.
Ġhale onayının alınması
MADDE 23 – (1) Satın alma ve ihale organı talep sahibi birimlerden gelen bilgi ve
belgeler doğrultusunda idari şartname ve sözleşme taslağını hazırlar. Tamamlanan ihale
dokümanlarını ihale onay belgesi ekinde ihale yetkilisinin onayına sunar.
Ġdari Ģartname ve sözleĢme tasarısında bulunması gereken hususlar
MADDE 24 – (1) İhale usullerinde kullanılacak tip idari şartname ve sözleşme tasarıları
İkmal Daire Başkanlığı tarafından hazırlanır.
(2) İdari şartnamede, ihale konusu işe göre belirtilmesi zorunlu asgari hususlar aşağıda
belirtilmiştir:
a) İşin adı, niteliği, türü ve miktarı, hizmetlerde iş tanımı.
b) İdarenin adı, adresi, telefon ve faks numarası.
c) İhale usulü, ihale tarih ve saati ile tekliflerin nereye verileceği.
ç) İsteklilerde aranılan şartlar, belgeler ve yeterlik kriterleri.
d) İhale dokümanında açıklama isteme ve yapılma yöntemleri.
e) Tekliflerin geçerlilik süresi.
f) İhaleye iş ortaklığı ve konsorsiyumların teklif verip veremeyeceği, ihale konusu işin
tamamına veya bir kısmına teklif verilmesinin mümkün olup olmadığı, mal alımı ihalelerinde
alternatif teklif verilip verilemeyeceği, verilebilecek ise alternatif tekliflerin nasıl
değerlendirileceği.
g) Varsa fiyat dışı unsurlar. Ekonomik açıdan en avantajlı teklifin fiyat dışındaki
unsurlar da dikkate alınarak belirleneceği ihalelerde, ihale dokümanında bu unsurların parasal
değerleri veya nispi ağırlıkları belirlenir.
ğ) Ulaşım, sigorta, vergi, resim ve harç giderlerinden hangilerinin teklif fiyatına dahil
olacağı.
h) Tekliflerin alınması, açılması ve değerlendirilmesinde uygulanması gereken usul ve
esaslar.
ı) İhalenin sadece yerli isteklilere açık olup olmadığı, hizmet alımında yerli istekliler
lehine, mal alımında ise Kamu İhale Kurumu ile diğer ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından
yerli malı olarak belirlenen malları teklif eden istekliler lehine fiyat avantajı uygulanıp
uygulanmayacağı.
i) Teklif ve sözleşme türü.
j) Geçici ve kesin teminat oranları ile teminatlara ait şartlar.
k) İhale saatinden önce ihalenin iptal edilmesinde İdarenin serbest olduğu.
l) Bütün tekliflerin reddedilmesi ve ihalenin iptal edilmesinde İdarenin serbest olduğu.
m) İhale konusu işin başlama ve bitirme tarihi, yapılma yeri, teslim şartları ve gecikme
halinde alınacak cezalar.
n) Ödeme yeri ve şartları ile avans verilip verilmeyeceği, verilecek ise şartları ve miktarı
ile sözleşme konusu işler için eğer ödenecek ise fiyat farkının ne şekilde ödeneceği.
o) Süre uzatımı verilebilecek haller ve şartları ile sözleşme kapsamında yaptırılabilecek
iş artışları ile iş eksilişi durumunda karşılıklı yükümlülükler.
ö) Vergi, resim ve harçlar ile sözleşme ile ilgili diğer giderlerin kimin tarafından
ödeneceği.
p) Denetim, muayene ve kabul işlemlerine ilişkin şartlar.
r) İhalenin, ceza ve ihalelerden yasaklama hükümleri hariç 4734 ve 4735 sayılı
kanunların hükümlerine tabi olmadığı.
s) Anlaşmazlıkların çözümü.
(3) İhale konusu işin alt yüklenicilere yaptırılıp yaptırılmayacağı idari şartnamede
belirtilir.
(4) Yapılan anlaşmalarda, işin durumuna göre asgari ücret ve kanuni artışları ve
Bakanlar Kurulu kararı ile kabul edilen fiyat farkı artışları verileceği hallerde bu hususlar
ihale dokümanında belirtilir.
Ġhale ilan süreleri ve kuralları
MADDE 25 – (1) İlan sürelerinin hesaplanmasında ilanın yayımlandığı gün dikkate
alınır, ihale günü veya son başvuru günü dikkate alınmaz. İlanın yapılmasına kadar geçecek
süre de göz önüne alınarak, ilanı yayımlayacak yerlere yeterli süre öncesinden ilan metinleri
gönderilir.
(2) İlan yapılması halinde, ilan süresi ondört takvim gününden az olamaz.
(3) İlanlar, Kamu İhale Kurumu Bülteninde veya Resmî Gazete’de yayımlanır. İhtiyaç
duyulması halinde, yerel gazetelerin birisinde, İdarenin internet adresinde, yerli ve yabancı
televizyon, radyo ve benzeri yazılı ve görsel yayın organlarında da ayrıca ihale duyurusu
yapılabilir.
(4) Yerel gazete ilanları, Basın İlan Kurumu aracılığı ile yapılır.
Ġhale ilanlarında bulunması zorunlu hususlar
MADDE 26 – (1) İhale ilanlarında bulunması zorunlu hususlar aşağıda belirtilmiştir:
a) İdarenin adı, adresi, telefon ve faks numarası.
b) İhalenin adı, niteliği, türü, miktarı.
c) Mal alımı ihalelerinde teslim yeri, hizmet alımı ihalelerinde ise işin yapılacağı yer.
ç) İhale konusu işe başlama ve işi bitirme tarihi.
d) Uygulanacak ihale usulü, ihaleye katılabilme şartları ve istenilen belgelerin neler
olduğu.
e) Yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler.
f) İhalenin sadece yerli isteklilere açık olup olmadığı, hizmet alımında yerli istekliler
lehine, mal alımında ise Kamu İhale Kurumu ile diğer ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından
yerli malı olarak belirlenen malları teklif eden istekliler lehine fiyat avantajı uygulanıp
uygulanmayacağı.
g) İhale dokümanının nerede görülebileceği ve hangi bedelle alınacağı.
ğ) İhalenin nerede, hangi tarih ve saatte yapılacağı.
h) Tekliflerin ihale saatine kadar nereye verileceği.
ı) Teklif ve sözleşme türü.
i) Geçici ve kesin teminat istenip istenmeyeceği.
j) Tekliflerin geçerlilik süresi.
k) İhaleye konsorsiyumların teklif verip veremeyeceği.
l) BOTAŞ’ın, ceza ve ihalelerden yasaklama hükümleri hariç 4734 ve 4735 sayılı
kanunların hükümlerine tabi olmadığı.
Ön yeterlik ilânlarında bulunması zorunlu hususlar
MADDE 27 – (1) Ön yeterlik dokümanında belirtilmeyen hususlara ilânlarda yer
verilemez. Ön yeterlik ilânlarında aşağıdaki hususlar belirtilir:
a) İdarenin adı, adresi, telefon ve faks numarası.
b) İhalenin adı, niteliği, türü, miktarı.
c) Mal alımı ihalelerinde teslim yeri, hizmet alımı ihalelerinde ise işin yapılacağı yer.
ç) İhale konusu işin başlama ve bitirme tarihi.
d) Ön yeterliğe katılabilme şartları ve istenilen belgelerin neler olduğu.
e) Ön yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler.
f) İhalenin sadece yerli isteklilere açık olup olmadığı, hizmet alımında yerli istekliler
lehine, mal alımında ise Kamu İhale Kurumu ile diğer ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından
yerli malı olarak belirlenen malları teklif eden istekliler lehine fiyat avantajı uygulanıp
uygulanmayacağı.
g) Ön yeterlik dokümanının nerede görülebileceği ve hangi bedelle alınacağı.
ğ) Ön yeterlik başvurusunun sunulacağı yer ile son başvuru tarih ve saati.
h) İhaleye konsorsiyumların teklif verip veremeyeceği.
Ġhale dokümanında değiĢiklik veya açıklama yapılması
MADDE 28 – (1) İlan yapıldıktan sonra ihale dokümanında değişiklik yapılmaması
esastır. Ancak, ilan yapıldıktan sonra, tekliflerin hazırlanmasını veya işin gerçekleştirilmesini
etkileyebilecek maddi hatalar, teknik hatalar veya eksikliklerin tespit edilmesi ya da
isteklilerce son teklif verme gününden on takvim günü öncesine kadar, yazılı olarak İdareye
bildirilmesi durumunda ihale dokümanında değişiklik yapılabilir.
(2) İhale dokümanında değişiklik amacıyla hazırlanan ve ihale dokümanının bağlayıcı
bir parçası olan zeyilname, son teklif verme gününden en az beş takvim günü öncesinde, bilgi
sahibi olmalarını temin edecek şekilde ihale dokümanı alanların tamamına, faks, elektronik
posta veya posta ile gönderilir.
(3) Zeyilname ile yapılan değişiklikler nedeni ile tekliflerin hazırlanabilmesi için ek
süreye ihtiyaç duyulması halinde, son teklif verme süresi bir defaya mahsus olmak üzere,
ihale yetkilisinin onayı ile belirlenen süre kadar ertelenebilir.
(4) Zeyilname düzenlenmesi halinde, teklifini bu düzenlemeden önce vermiş olan
isteklilere tekliflerini geri çekerek, yeniden teklif verme imkanı sağlanır.
Ġhale ve ön yeterlik dokümanının verilmesi
MADDE 29 – (1) İhale ve ön yeterlik dokümanı İdarede bedelsiz görülebilir. Ön
yeterlik veya ihaleye katılmak isteyen isteklilere bu dokümanların bedeli mukabili satılması
idarenin takdirine bağlıdır. Dokümanın para ile satılacağı durumlarda, doküman bedeli, basım
maliyetini aşmayacak ve rekabeti engellemeyecek şekilde İdarece tespit edilir.
Ortak giriĢim
MADDE 30 – (1) Ortak girişimler, birden fazla gerçek veya tüzel kişi tarafından iş
ortaklığı veya konsorsiyum olarak iki türlü oluşturulabilir. İş ortaklığı üyeleri, hak ve
sorumlulukları ile işin tümünü birlikte yaparlar. Konsorsiyum üyeleri ise, hak ve
sorumluluklarını ayırarak işin kendi uzmanlık alanları ile ilgili kısımlarını yapmak üzere
ortaklık yaparlar.
(2) İş ortaklığı her türlü ihaleye teklif verebilir. Ancak İdare, işin farklı uzmanlıklar
gerektirmesi durumunda, ihaleye konsorsiyumların teklif verip veremeyeceğini ihale
dokümanında belirtir. İhale aşamasında ortak girişimden kendi aralarında bir iş ortaklığı veya
konsorsiyum yaptıklarına dair anlaşma istenir. İş ortaklığı anlaşmalarında pilot ortak,
konsorsiyum anlaşmalarında ise koordinatör ortak belirtilir.
(3) İhalenin iş ortaklığı veya konsorsiyum üzerinde kalması halinde, sözleşme
imzalanmadan önce noter tasdikli iş ortaklığı veya konsorsiyum sözleşmesinin verilmesi
gerekir. İş ortaklığı sözleşmesinde, iş ortaklığını oluşturan gerçek veya tüzel kişilerin
taahhüdün yerine getirilmesinde müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, konsorsiyum
sözleşmesinde ise, konsorsiyumu oluşturan gerçek veya tüzel kişilerin, işin hangi kısmını
taahhüt ettikleri ve taahhüdün yerine getirilmesinde koordinatör ortak aracılığıyla aralarındaki
koordinasyonu sağlayacakları belirtilir.
Alt yükleniciler
MADDE 31 – (1) İhale konusu işin özelliği nedeni ile ihtiyaç duyulması halinde ihale
dokümanında isteklilerden alt yüklenicilere yaptırmayı düşündükleri işleri belirtmeleri,
sözleşme imzalamadan önce de alt yüklenicilerin listesini İdarenin onayına sunmaları
istenebilir. Ancak bu durumda, alt yüklenicilerin yaptıkları işlerle ilgili sorumluluğu
yüklenicinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Ġhalelere katılamayacak olanlar
MADDE 32 – (1) Aşağıda sayılanlar doğrudan veya dolaylı veya alt yüklenici olarak
kendileri veya başkaları adına hiçbir şekilde ihalelere katılamazlar:
a) İhale yetkilisi kişiler ile bu yetkiye sahip kurullarda görevli kişiler.
b) İdarenin ihale konusu işle ilgili her türlü ihale işlemlerini hazırlamak, yürütmek,
sonuçlandırmak ve onaylamakla görevli olanlar.
c) (a) ve (b) bentlerinde belirtilen şahısların eşleri ve üçüncü dereceye kadar, bu derece
dahil, kan ve ikinci dereceye kadar, bu derece dahil, kayın hısımları ile evlatlıkları ve evlat
edinenleri.
ç) (b) ve (c) bentlerinde belirtilenlerin ortakları ile bu kişilerin yönetim kurullarında
görevli bulunmadıkları veya sermayesinin %10’undan fazlasına sahip olmadıkları anonim
şirketler hariç şirketleri.
d) İhale konusu işin danışmanlık hizmetlerini yapan yükleniciler bu işin ihalesine
katılamazlar. Bu yasaklar, bunların ortaklık ve yönetim ilişkisi olan şirketleri ile bu şirketlerin
sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları şirketleri için de geçerlidir.
e) İdare bünyesinde bulunan veya İdareyle ilgili her ne amaçla kurulmuş olursa olsun
vakıf, dernek, birlik, sandık gibi kuruluşlar ile bu kuruluşların ortak oldukları şirketler.
f) 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve diğer kanunlardaki hükümler gereğince geçici
veya sürekli olarak kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmış olanlar.
(2) Bu yasaklara rağmen ihaleye katılan istekliler ihale dışı bırakılarak, ihale
dokümanında istenmişse geçici teminatları gelir kaydedilir. Ayrıca, bu durumun tekliflerin
değerlendirmesi aşamasında tespit edilememesi nedeniyle bunlardan biri üzerine ihale
yapılmışsa, ihale dokümanında istenmişse kesin teminatı gelir kaydedilerek ihale iptal edilir.
Ġhale saatinden önce ihalenin iptal edilmesi
MADDE 33 – (1) İhale, İdarenin gerekli gördüğü hallerde veya ihale dokümanında yer
alan belgelerde ihalenin yapılmasına engel olan ve düzeltilmesi mümkün bulunmayan
hususların bulunduğunun tespit edildiği hallerde, ihale saatinden önce iptal edilebilir.
(2) Bu durumda, iptal nedeni belirtilmek sureti ile ihalenin iptal edildiği isteklilere
hemen duyurulur. Bu aşamaya kadar teklif vermiş olanlara ihalenin iptal edildiği ayrıca tebliğ
edilir. İhale için verilmiş olan bütün teklifler reddedilmiş sayılır ve bu teklifler açılmaksızın
isteklilere iade edilir. İhalenin iptal edilmesi nedeni ile istekliler İdareden herhangi bir hak
talebinde bulunamazlar.
(3) İhalenin iptal edilmesi durumunda, iptal nedenleri gözden geçirilerek yeniden
ihaleye çıkılabilir.
Tekliflerin hazırlanması ve sunulması
MADDE 34 – (1) Teklif mektubu ve istenmesi halinde geçici teminat dahil olmak üzere
ihaleye katılabilme şartı olarak istenilen bütün belgeler bir zarfa konulur. Zarfın üzerine
isteklinin adı, soyadı veya ticaret unvanı, tebligata esas açık adresi, teklifin hangi işe ait
olduğu ve ihaleyi yapan İdarenin adresi yazılır. Zarfın yapıştırılan yeri istekli tarafından
imzalanır ve kaşelenir.
(2) Teklif mektupları yazılı ve imzalı olarak sunulur. Teklif mektubunda ihale
dokümanının tamamen okunup kabul edildiğinin belirtilmesi, teklif edilen bedelin rakam ve
yazı ile birbirine uygun olarak açıkça yazılması, üzerinde kazıntı, silinti, düzeltme
bulunmaması ve teklif mektubunun ad, soyad veya ticaret unvanı yazılmak sureti ile yetkili
kişilerce imzalanmış olması gereklidir. Teklif edilen bedelin rakam ve yazı ile birbirine uygun
olmaması durumunda söz konusu teklif geçersiz sayılır.
(3) İhale dokümanında alternatif teklif verilebileceğine dair hüküm bulunması halinde,
alternatif teklifler de aynı şekilde hazırlanarak sunulur.
(4) Kapalı zarf ile istenilen teklifler, ihale dokümanında belirtilen ihale saatine kadar
sıra numaralı alındılar karşılığında belirtilen adrese verilir. Posta ile gönderilecek tekliflerin
ihale dokümanında belirtilen ihale saatine kadar ulaşması şarttır. Belirtilen saatten sonra
verilen teklifler kabul edilmez ve açılmaksızın iade edilir. Postadaki gecikme nedeni ile
işleme konulmayacak olan tekliflerin alınış zamanı, bir tutanakla tespit edilir.
(5) Verilen teklifler, zeyilname düzenlenmesi hali hariç, herhangi bir sebeple geri
alınamaz.
(6) Haberleşme birimlerince alınan teklif zarfları tutanak ekinde ihale komisyonuna
teslim edilir.
(7) Tekliflerin faks veya e-posta yoluyla gönderilmesinin İdarece kabul edilmesi halinde
teklif verme süresi sonuna kadar faks veya elektronik posta ile gönderilen teklifler geçerli
sayılır.
Teminat olarak kabul edilecek değerler
MADDE 35 – (1) Teminat olarak kabul edilecek değerler aşağıda belirtilmiştir:
a) Tedavüldeki Türk Lirası veya teklif para cinsinden olmak şartı ile döviz.
b) Türkiye’de faaliyette bulunan bankaların Türkiye’deki şubelerince veya katılım
bankalarınca verilen teminat mektupları. İlgili mevzuatına göre Türkiye’de faaliyette
bulunmasına izin verilen yabancı bankaların düzenleyecekleri teminat mektupları ile Türkiye
dışında faaliyette bulunan banka veya benzeri kredi kuruluşlarının kontrgarantisi üzerine
Türkiye’de faaliyette bulunan bankaların veya katılım bankalarının düzenleyecekleri teminat
mektupları da teminat olarak kabul edilir.
c) Hazine Müsteşarlığınca ihraç edilen devlet iç borçlanma senetleri ve bu senetler
yerine düzenlenen belgeler. Senetler ve bu senetler yerine düzenlenen belgelerden nominal
değere faiz dâhil edilerek ihraç edilenler, anaparaya tekabül eden satış değeri üzerinden
teminat olarak kabul edilir.
(2) Teminat mektupları veya teminat karşılığı alınan makbuzlar dışındaki teminatlar
ihale komisyonlarınca teslim alınmaz. Teminat mektupları dışındaki teminatlar; Finansman ve
Muhasebe Dairesi Başkanlığı ile bölge müdürlükleri, işletme müdürlükleri ve şube
müdürlüklerinin muhasebe birimlerine yatırılabileceği gibi nakit teminatlar İdarenin
belirteceği banka hesaplarına da yatırılabilir. Nakit teminatın bankaya yatırılması halinde
banka makbuzu veya dekontun açıklama kısmına; ihale kayıt numarası, dosya numarası ve
işin konusu yazılmalıdır. İhale komisyonu gerektiğinde bankalara yatırılan nakit teminatların
teyidini isteyebilir.
(3) İstekliler banka teminat mektuplarını veya diğer teminatlar karşılığı aldıkları
makbuzları tekliflerin ekine koyarlar. Banka teminat mektupları veya teminat karşılığı alınan
makbuzlar dışındaki teminatlar ihale komisyonlarınca teslim alınmaz.
(4) İhale üzerinde kalan istekli ile ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi
istekliye ait teminat mektupları ihaleden sonra sözleşmenin yürürlüğe girmesi veya teklif
geçerlilik tarihinin sonuna kadar tutulur. Diğer isteklilere ait teminatlar ise; teminat
mektupları ilgili bankalarına, mektup dışındaki teminatlar ise isteklilere iade edilebilir. İhale
üzerinde kalan istekli ile sözleşme imzalanması halinde, ekonomik açıdan en avantajlı ikinci
teklif sahibine ait teminat sözleşme imzalandıktan hemen sonra iade edilir.
(5) Teklifler açıldıktan sonra opsiyon süresi dolmadan teklifinden dönen veya sözleşme
imzalamaktan kaçınan, sözleşmenin yürürlüğe girmesi için gerekli işlemleri tamamlamayan,
teklifi ile birlikte yanıltıcı ve sahte belge veren, satın alma ve ihale işlemlerine hile ve fesat
karıştıran isteklinin geçici teminatı gelir kaydedilir.
(6) Teminatlar, teminat olarak kabul edilen diğer değerlerle değiştirilebilir.
(7) Her ne suretle olursa olsun, İdarece alınan teminatlar haczedilemez ve üzerine
ihtiyati tedbir konulamaz.
(8) İlgili mevzuata aykırı olarak düzenlenmiş teminat mektupları ile tutar ve/veya vade
açısından yetersiz olan teminat mektupları kabul edilmez.
Geçici teminat ve geçici teminat iadesi
MADDE 36 – (1) Geçici teminat istenmesi durumunda, teklif edilen bedelin % 3’ünden
az olmamak üzere istekli tarafından belirlenecek tutarda geçici teminat alınır.
(2) Teklif geçerlilik süresinin uzatılması halinde, geçici teminat mektuplarının süresi de
aynı sürede uzatılır.
(3) İhale üzerinde kalan istekli ile ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi
istekliye ait geçici teminatlar dışında diğer isteklilere ait geçici teminatlar iade edilir. İhale
üzerinde kalan istekli ile sözleşme imzalanması halinde, ekonomik açıdan en avantajlı ikinci
teklif sahibine ait geçici teminat iade edilir. Kesin teminatın İdareye sunulması ve
sözleşmenin imzalanmasını müteakip ihaleyi kazanan isteklinin geçici teminat mektubu iade
edilir.
Kesin teminat
MADDE 37 – (1) Kesin teminat istenmesi durumunda, sözleşmenin yapılmasından
önce ihale üzerinde kalan istekliden ihale bedeli üzerinden % 6 oranından az olmamak üzere
kesin teminat alınır. Kesin teminat mektuplarının süresi, ihale konusu işin bitiş tarihi ve var
ise garanti süresi dikkate alınarak İdare tarafından belirlenir.
Kesin teminatın geri verilmesi
MADDE 38 – (1) Taahhüdün, sözleşme ve ihale dokümanı hükümlerine uygun olarak
yerine getirildiği ve yüklenicinin bu işten dolayı İdareye herhangi bir borcunun olmadığı
tespit edildikten sonra alınmış olan kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar; Sosyal
Güvenlik Kurumundan taahhüt konusu işle ilgili olarak ilişiksiz belgesi ile ücret ve ücret
sayılan ödemelerden yapılan vergi kesintilerinin ödendiğinin belgelendiği saptandıktan sonra;
alınan mal veya hizmet için bir garanti süresi öngörülmesi halinde garanti süresi dolduktan
sonra yükleniciye iade edilir.
(2) İşin konusunun piyasadan hazır halde alınıp satılan mal alımı olması halinde, Sosyal
Güvenlik Kurumundan ilişiksiz belgesi getirilmesi şartı aranmaz. Ancak, mal veya hizmetle
ilgili değişik süreli kısmi garantiler varsa, süresi daha sonra bitecek garanti kapsamındaki
kısmın parasal değerinin kesin teminat yüzdesi oranında teminatı alındıktan sonra garantisi
biten kısmın teminatı iade edilir.
(3) Yüklenicinin ihale konusu işle ilgili olarak İdareye ve Sosyal Güvenlik Kurumuna
olan borçları ile ücret ve ücret sayılan ödemelerden yapılan kanuni vergi kesintilerinin malın
kesin kabul tarihine/garanti süresinin bitimine kadar ödenmemesi halinde protesto çekmeye
ve hüküm almaya gerek kalmaksızın kesin ve ek kesin teminatlar paraya çevrilerek borçlarına
karşılık mahsup edilir, varsa kalanı yükleniciye iade edilir.
Avans verilmesi
MADDE 39 – (1) İhale dokümanlarında yer alması ve hak ediş ödemelerinde verildiği
oranda mahsup edilmesi kaydıyla yükleniciye, yüklenicinin mahsup edileceği son hak ediş
ödemesinden en az bir ay daha uzun vadeli avans teminat mektubu veya devlet tahvili
karşılığında avans verilebilir. Kamu kurum ve kuruluşu veya kamu iktisadi teşebbüsleri ile
bunların müesseselerinden ve İdarenin bağlı ortaklıklarından alınacak mal ve hizmetlere karşı
ödenecek avanslar için teminat aranmayabilir.
(2) Avans alacak yüklenicinin, alacağı avansı tahsis edeceği hususlara ait miktar ve
tutarları ile ifa tarihlerini bildirmesi ve avans hükümlerine uyacağını taahhüt etmesi şarttır.
Yüklenici, aldığı bu avansı bildirdiği yerlere sarf ettiğini gösteren belgeleri İdarenin tespit
edeceği süre içerisinde İdareye vermekle yükümlüdür.
(3) İdare, iş programının aksaması veya avansın şartlara uygun sarf edilmemesi veya
şartnamede belirtilen süre içerisinde işe başlanılmamış olması hallerinde, mahsubu
yapılmamış avansı veya bakiyesini, bu halleri takip eden ilk hak edişten def’aten kesmeye, bu
yetmediği veya hak edişi bulunmadığı takdirde avans teminatını nakde çevirmeye her zaman
yetkilidir.
(4) Avanslar, avansın verildiği tarihten itibaren her bir hak edişin sözleşme bedeline ait
tutarına, avans mahsup oranı uygulanarak hak edişlerden kesinti yapılarak mahsup edilir.
Mahsup edilen miktar kadar avans teminatı serbest bırakılır. Eğer var ise, avans bakiyesi son
geçici hak edişten yüzde nispetine bakılmaksızın tamamen kesilir. Hak ediş tutarı yetmediği
takdirde farkı, yüklenici otuz gün içinde nakden öder, aksi takdirde avans teminatı nakde
çevrilerek mahsup edilir. İşin tasfiye edilmesi halinde, yüklenici tasfiye kabul tarihinden
itibaren otuz gün içerisinde avans bakiyesini nakden ödemek zorundadır. Bu süre sonunda
ödeme yapılmadığı takdirde, avans bakiyesi avans teminatı nakde çevrilerek mahsup edilir.
(5) Avanslar hiçbir suretle başkalarına temlik edilemez. Avans karşılığı alınan
teminatlar haciz edilemez ve üzerine ihtiyati tedbir konulamaz.
ALTINCI BÖLÜM
Tekliflerin Değerlendirilmesi ve Ġhalenin SözleĢmeye Bağlanması
Tekliflerin alınması ve açılması
MADDE 40 – (1) Teklifler, ihale dokümanında belirtilen son teklif verme gün ve
saatine kadar ilanda ve ihale dokümanında belirtilen birime verilir. İhale komisyonunca, ihale
dokümanında belirtilen gün ve saatte kaç teklif verilmiş olduğu bir tutanakla tespit edilerek
hazır bulunanlara duyurulur ve hemen ihaleye başlanır. İhale komisyonu teklif zarflarını alınış
sırasına göre inceler. Uygun olmayan zarflar bir tutanak ile belirlenerek açılmaz ve
değerlendirmeye alınmaz. Geçerli olan diğer zarflar, hazır bulunan istekliler önünde alınış
sırasına göre açılır.
(2) İsteklilerin, belgelerinin eksik olup olmadığı ve teklif mektubu ile istenmişse geçici
teminatlarının usulüne uygun olup olmadığı kontrol edilir. Belgeleri eksik veya teklif
mektubu ile geçici teminatı usulüne uygun olmayan istekliler tutanakla tespit edilir. Bu
işlemler yapıldıktan sonra teklif mektubu ile geçici teminat dahil olmak üzere belge ve bilgi
eksikliği dikkate alınmaksızın bütün isteklilerin teklif fiyatları açıklanır.
(3) Bu işlemlere ilişkin hazırlanan tutanak ihale komisyonunca imzalanır. Bu aşamada;
hiçbir teklifin reddine veya kabulüne karar verilmez, teklifi oluşturan belgeler düzeltilemez ve
tamamlanamaz. Üzerinde, o alımla ilgili teklif zarfı olduğunu gösteren kayıt ve işaret
bulunmaması nedeni ile yanlışlıkla açılan zarflar; komisyonca, bir tutanak düzenlenerek bu
tutanakla birlikte başka bir zarfa konulur, zarfın yapıştırıldığı kısım komisyon başkanı ve
üyeleri tarafından imzalanır ve ihaleyi yapan satın alma ve ihale organına verilir.
Tekliflerin değerlendirilmesi
MADDE 41 – (1) Satın almalarda ekonomik açıdan en avantajlı teklif, sadece fiyat
esasına göre veya fiyat ile birlikte işletme ve bakım maliyeti, maliyet etkinliği, verimlilik,
kalite ve teknik değer gibi fiyat dışındaki unsurlar da dikkate alınarak belirlenir. Ekonomik
açıdan en avantajlı teklifin fiyat dışındaki unsurlar da dikkate alınarak belirleneceği
ihalelerde, ihale dokümanında bu unsurların parasal değerleri veya nispi ağırlıkları belirlenir.
(2) İhale komisyonu kararı doğrultusunda, satınalma ve ihale organlarınca tekliflerin
incelenmesi, karşılaştırılması ve değerlendirilmesinde kullanılmak amacı ile net olmadığı
anlaşılan hususlarla ilgili olmak üzere, isteklilerden yazılı şekilde tekliflerini açıklamaları
istenebilir. Ancak bu açıklama, hiçbir şekilde teklif fiyatında değişiklik yapılması veya ihale
dokümanında yer alan şartlara uygun olmayan tekliflerin uygun hale getirilmesi amacı ile
istenilmez ve yapılmaz.
(3) Tekliflerin değerlendirilmesinde, öncelikle teklif mektubu ile istenmişse geçici
teminatı usulüne uygun olmadığı tespit edilen isteklilerin tekliflerinin değerlendirme dışı
bırakılmasına karar verilir. Ancak, teklifin esasını değiştirecek nitelikte olmaması kaydı ile
belgelerin eksik olması veya belgelerde önemsiz bilgi eksikliği bulunması halinde, belirlenen
sürede isteklilerden bu eksik belge veya bilgilerin tamamlanması yazılı olarak istenebilir.
Belirlenen sürede eksik belge veya bilgileri tamamlamayan istekliler değerlendirme dışı
bırakılır. Bu ilk değerlendirme ve işlemler sonucunda belgeleri eksiksiz ve teklif mektubu ile
geçici teminatı usulüne uygun olan isteklilerin tekliflerinin ayrıntılı değerlendirilmesine
başlanır. Bu aşamada, isteklilerin ihale konusu işi yapabilme kapasitelerini belirleyen yeterlik
kriterlerine ve tekliflerin ihale dokümanında belirtilen şartlara uygun olup olmadığı incelenir.
Uygun olmadığı belirlenen isteklilerin teklifleri değerlendirme dışı bırakılır.
(4) En son aşamada, isteklilerin teklif mektubu eki cetvellerinde aritmetik hata bulunup
bulunmadığı kontrol edilir. Teklif edilen fiyatları gösteren teklif mektubu eki cetvelde çarpım
ve toplamlarda aritmetik hata bulunması halinde isteklinin teklifi değerlendirme dışı bırakılır.
(5) Teklifleri yeterli bulunan birden fazla istekli tarafından aynı fiyatın teklif edilmesi
ve bu tekliflerin ekonomik açıdan en avantajlı teklif olması halinde, aynı fiyat teklifinde
bulunan isteklilerden ilk teklif bedellerini geçmemek kaydıyla son teklifleri istenir.
AĢırı düĢük teklifler
MADDE 42 – (1) Teklifler değerlendirilirken, İdarenin tespit ettiği yaklaşık maliyete
göre, fiyatı aşırı düşük olan teklifler reddedilmeden önce, belirlenen süre içinde teklif
sahiplerinden teklifte önemli olduğu tespit edilen bileşenlerle ilgili ayrıntılı bilgiler yazılı
olarak istenebilir.
(2) İhale komisyonu;
a) İmalat sürecinin ve verilen hizmetin ekonomik olması,
b) Seçilen teknik çözümler ve teklif sahibinin mal ve hizmetlerin teminini yerine
getirmesinde kullanacağı avantajlı koşullar,
c) Teklif edilen mal veya hizmetin özgünlüğü,
hususlarında belgelendirilmek sureti ile yapılan yazılı açıklamalar dikkate alınarak, aşırı
düşük teklifleri değerlendirir.
(3) Yapılan değerlendirme sonucunda, açıklamaları yeterli görülmeyen veya yazılı
açıklamada bulunmayan isteklilerin teklifleri reddedilir.
Bütün tekliflerin reddedilmesi ve ihalenin iptali
MADDE 43 – (1) İhale dokümanında belirtilmiş olması kaydı ile herhangi bir aşamada
ihale komisyonu kararı üzerine ihale yetkilisinin onayı ile İdare, verilmiş olan bütün teklifleri
reddederek ihaleyi iptal etmekte serbesttir ve bu halde ihaleye teklif veren istekliler İdareye
karşı herhangi bir hak talebinde bulunamaz. İhalenin iptal edilmesi halinde bu durum ihaleye
fiyat teklifi veren bütün isteklilere gerekçeleri ile birlikte bildirilir.
Ġhalenin karara bağlanması ve onaylanması
MADDE 44 – (1) Yapılan değerlendirmeler sonucunda; ihale, ekonomik açıdan en
avantajlı teklifi veren isteklinin üzerinde bırakılır.
(2) Ekonomik açıdan en avantajlı teklifin, fiyat dışındaki unsurlar da dikkate alınarak
belirleneceği ihalelerde, teklif fiyatı, işletme ve bakım maliyeti, verimlilik, kalite ve teknik
üstünlükler gibi unsurlar dikkate alınarak belirlenir. İhale dokümanında bu unsurların açıkça
oransal olarak ifade edilmesi zorunludur.
(3) İhale dokümanında, yerli istekliler lehine fiyat avantajı sağlanacağı belirtilen
ihalelerde, bu fiyat avantajı da uygulanmak sureti ile ekonomik açıdan en avantajlı teklif
belirlenerek ihale sonuçlandırılır.
(4) En düşük fiyatın, ekonomik açıdan en avantajlı teklif olarak değerlendirildiği
ihalelerde; birden fazla istekli tarafından aynı fiyatın teklif edildiği ve bunların da ekonomik
açıdan en avantajlı teklif olduğu anlaşıldığı takdirde, bu isteklilerden tekrar son kez kapalı
teklif istenerek ihale sonuçlandırılır.
(5) İhale komisyon kararları, satın alma ve ihale organlarınca ihale yetkilisinin onayına
sunulur. Kararlarda isteklilerin adları veya ticaret unvanları, teklif edilen bedeller, ihalenin
tarihi ve hangi istekli üzerine hangi gerekçelerle bırakıldığı, ihale yapılmamış ise nedenleri
belirtilir.
(6) İhale kararı onaya sunulurken, mal ve hizmet alımlarında ihale üzerinde kalan
birinci en avantajlı teklif sahibi ile ikinci en avantajlı teklif sahibi isteklilerin, çerçeve
anlaşmalarında ise sözleşme yapılması uygun görülen bütün firmaların ihalelere katılmaktan
yasaklı olup olmadığı Kamu İhale Kurumundan teyit ettirilerek buna ilişkin belge ihale
kararına eklenir. Mal ve hizmet alımlarında ihale üzerinde kalan isteklinin ihale tarihi
itibariyle yasaklı olduğunun anlaşılması durumunda, ihale ikinci en avantajlı teklif sahibi
üzerinde bırakılır.
(7) İhale yetkilisi, karar tarihini izleyen en geç beş işgünü içinde ihale kararını onaylar
ya da gerekçesini açıkça belirtmek sureti ile ihaleyi iptal eder.
(8) İhale sonucu, ihale kararlarının ihale yetkilisi tarafından onaylandığı günü izleyen en
geç beş işgünü içinde, ihaleye teklif veren bütün isteklilere bildirilir.
SözleĢmeye davet
MADDE 45 – (1) İhale kararının ihale yetkilisi tarafından onaylandığı tarihten itibaren
on iş günü içerisinde, ihale üzerinde kalan istekliye süre verilerek sözleşme imzalaması için
davet mektubu gönderilir. Davet mektubunda belirtilen süre içinde, istenmişse kesin teminatı
yatırması ve diğer yükümlülükleri yerine getirerek sözleşmeyi imzalaması tebliğ edilir.
İsteklinin yapılan tebligatta, sözleşmeyi imzalamaktan kaçınması halinde, 4734 sayılı Kamu
İhale Kanununun ihalelerden yasaklama ve cezalara ilişkin hükümlerinin uygulanacağı
belirtilir.
Teklif geçerlilik süresinin uzatımı
MADDE 46 – (1) İhale işlemlerinin teklif geçerlilik süresi içinde
neticelenemeyeceğinin anlaşılması halinde isteklilerden, istenmişse teminat ve teklif geçerlilik
sürelerini uzatmaları istenebilir.
(2) Tekliflerin geçerlilik süresi ihale dokümanında belirtilir. İhtiyaç duyulması halinde
bu süre, teklif ve sözleşme koşulları değiştirilmemek ve isteklilerin kabulü kaydı ile en fazla
teklif geçerlik süresi kadar uzatılabilir.
SözleĢme yapılmasında isteklinin görev ve sorumluluğu
MADDE 47 – (1) İhale üzerinde kalan istekli, kendisine verilen süre içerisinde kesin
teminatı ve istenilen diğer belgeleri vererek sözleşmeyi imzalamak zorundadır.
(2) Bu zorunluluklara uyulmadığı takdirde, protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek
kalmaksızın ihale üzerinde kalan isteklinin geçici teminatı gelir kaydedilir. Bu durumda,
İdare, ihale yetkilisince de uygun görülmesi kaydı ile ekonomik açıdan en avantajlı ikinci
teklif sahibi istekli ile sözleşme imzalayabilir. Ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif
sahibinin de sözleşmeyi imzalamaması durumunda bu teklif sahibinin de geçici teminatı gelir
kaydedilerek ihale iptal edilir ve sözleşmeyi imzalamaktan kaçınan istekliler hakkında 4734
sayılı Kamu İhale Kanununun ihalelerden yasaklama ve cezalara ilişkin hükümleri uygulanır.
SözleĢme yapılmasında Ġdarenin görev ve sorumluluğu
MADDE 48 – (1) İdare, belirlenen süre içinde sözleşme yapılması hususunda kendisine
düşen görevleri yapmakla yükümlüdür. İdarenin bu yükümlülüğü yerine getirmemesi halinde,
istekli sürenin bitmesini izleyen günden itibaren en geç beş iş günü içinde, on gün süreli bir
noter ihbarnamesi ile bildirmek şartı ile taahhüdünden vazgeçebilir. Bu takdirde, geçici
teminat geri verilir.
Ġhalenin sözleĢmeye bağlanması
MADDE 49 – (1) Sözleşme imzalanmadan önce, ihale üzerinde bırakılan isteklinin
yasaklılık teyidi yapılır. Sözleşmeler, İdare yetkilileri ve yüklenici tarafından imzalanır.
Yüklenicinin iş ortaklığı veya konsorsiyum olması halinde, sözleşmeler bunların bütün
ortakları tarafından imzalanır. İhale dokümanında belirtilen şartlara aykırı sözleşme
düzenlenemez.
(2) Hizmet alımı ihalesi sonucu yapılan sözleşmenin yürütümü talep sahibi birim
tarafından yapılır.
YEDĠNCĠ BÖLÜM
SipariĢ ve SözleĢmeyi Takip Eden ĠĢlemler
Denetim, muayene, sigorta ve kabul iĢlemleri
MADDE 50 – (1) Denetim, muayene ve kabul işlemlerinin nasıl yapılacağı idari
şartnamelerde belirtilir.
SözleĢme kapsamında yaptırılabilecek ilave iĢler ve iĢ eksiliĢi
MADDE 51 – (1) Mal ve hizmet alımları sözleşmelerinde, öngörülemeyen durumlar
nedeniyle bir iş artışı veya azalışının zorunlu olması halinde, artış ve eksilişe konu olan iş;
a) Sözleşmeye esas işin kapsamında kalması ve İdareyi külfete sokmaksızın asıl işten
ayrılmasının teknik veya ekonomik olarak mümkün olmaması şartlarıyla, sözleşme bedelinin
% 20’sine kadar oran dahilinde, aynı yükleniciye ihale dokümanındaki hükümler
çerçevesinde, bir defaya mahsus olmak üzere iş artışı yapılabilir,
b) İdarece öngörülmesi halinde sözleşme bedelinin % 20’sine kadar oran dahilinde iş
eksilişi yapılabilir.
(2) Sözleşme kapsamında iş artışı ve iş eksilişi yapılabileceği ihale dokümanlarında
belirtilir.
(3) Sözleşmeyi yürütmekle görevli birim, artırma veya eksiltme ile ilgili talebi için
gerekçeli bir rapor hazırlar, ilave iş için ek süre verilecekse raporunda belirtir ve sözleşmeyi
imzalamaya yetkili makamdan onay alır.
(4) Ek sipariş veya miktar artırımlarında, yükleniciye ek süre verilebilir.
SözleĢmenin devri ve alacakların temliki
MADDE 52 – (1) Sözleşme, zorunlu hallerde sözleşmeyi imzalamaya yetkili makamın
yazılı izni alınarak başkasına devredilebilir. Ancak, devralacak olan firmalardan ilk ihaledeki
şartlar aranır. Ayrıca, isim ve statü değişikliği gereği yapılan devirler hariç olmak üzere, bir
sözleşmenin devredildiği tarihi takip eden üç yıl içinde aynı yüklenici tarafından başka bir
Sözleşme devredilemez veya devralınamaz. İzinsiz devredilen veya devralınan veya bir
sözleşmenin devredildiği tarihi takip eden üç yıl içinde devredilen veya devir alınan
sözleşmeler feshedilerek, devreden ve devralanlar hakkında 4735 sayılı Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununun ilgili maddeleri uygulanır.
(2) Sözleşmeden doğan alacaklar İdarenin onayı olmadıkça temlik edilemez.
SözleĢmenin feshi
MADDE 53 – (1) İdare;
a) Yüklenicinin taahhüdünü ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak
yerine getirememesi veya işi süresinde bitirmemesi üzerine, ihale dokümanında belirlenen
oranda gecikme cezası uygulanarak, şartname ve ihale dokümanlarında belirtilen sürelerin
ihtarla bildirilmesine rağmen aynı durumun devam etmesi,
b) Sözleşmenin uygulanması sırasında yüklenicinin 4735 sayılı Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda belirtilen yasak fiil veya davranışlarda bulunduğunun tespit
edilmesi,
hallerinde ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın kesin teminat ve var ise ek kesin
teminatlar gelir kaydeder ve sözleşmeyi feshederek, hesabı genel hükümlere göre tasfiye eder.
Mücbir sebeplere bağlı süre uzatımı
MADDE 54 – (1) Mücbir sebep olarak kabul edilebilecek haller aşağıda belirtilmiştir:
a) Doğal afetler.
b) Kanuni grev.
c) Genel salgın hastalık.
ç) Kısmî veya genel seferberlik ilânı.
(2) Birinci fıkrada belirtilen mücbir sebepler ile yükleniciden kaynaklanmayan ancak
İdarece kabul edilen diğer hallerde süre uzatımı yapılabilir.
(3) Süre uzatımı verilmesi, sözleşmenin feshi gibi durumlar da dahil olmak üzere, İdare
tarafından birinci fıkrada belirtilen hallerin mücbir sebep olarak kabul edilebilmesi için;
yükleniciden kaynaklanan bir kusurdan ileri gelmemiş olması, taahhüdün yerine getirilmesine
engel nitelikte olması, yüklenicinin bu engeli ortadan kaldırmaya gücünün yetmemiş
bulunması, mücbir sebebin meydana geldiği tarihi izleyen yirmi gün içinde yüklenicinin
İdareye yazılı olarak bildirimde bulunması ve mücbir sebep hallerinin yetkili merciler
tarafından belgelendirilmesi zorunludur.
SEKĠZĠNCĠ BÖLÜM
Yasaklar ve Sorumluluk
Yasak fiil veya davranıĢlar
MADDE 55 – (1) İhalelerde aşağıda belirtilen fiil veya davranışlarda bulunmak
yasaktır:
a) Hile, vaat, tehdit, nüfuz kullanma, çıkar sağlama, anlaşma, irtikap, rüşvet suretiyle
veya başka yollarla ihaleye ilişkin işlemlere fesat karıştırmak veya buna teşebbüs etmek.
b) İsteklileri tereddüde düşürmek, katılımı engellemek, isteklilere anlaşma teklifinde
bulunmak veya teşvik etmek, rekabeti veya ihale kararını etkileyecek davranışlarda
bulunmak.
c) Sahte belge veya sahte teminat düzenlemek, kullanmak veya bunlara teşebbüs etmek.
ç) Alternatif teklif verebilme hâlleri dışında, ihalelerde bir istekli tarafından kendisi
veya başkaları adına doğrudan veya dolaylı olarak, asaleten ya da vekaleten birden fazla teklif
vermek.
d) 32 nci maddeye göre ihaleye katılamayacağı belirtildiği hâlde ihaleye katılmak.
(2) Taahhüt tamamlandıktan ve kabul işlemi yapıldıktan sonra tespit edilmiş olsa dahi,
belirtilen fiil veya davranışlardan 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa göre
suç teşkil eden fiil veya davranışlarda bulunan gerçek veya tüzel kişiler ile o işteki ortak veya
vekilleri hakkında ceza kovuşturması yapılmak üzere yetkili Cumhuriyet Savcılığına suç
duyurusunda bulunulur.
Ġhalelere katılmaktan yasaklama
MADDE 56 – (1) Ceza ve ihalelerden yasaklama işlemlerinde Kamu İhale Kanunu
hükümleri uygulanacak olup, bu Yönetmeliğin 55 inci maddesinde belirtilen fiil veya
davranışlarda bulundukları tespit edilenler hakkında fiil veya davranışlarının özelliğine göre,
Kamu İhale Kanununun 58 inci maddesine göre, bir yıldan az olmamak üzere iki yıla kadar,
üzerine ihale yapıldığı halde mücbir sebep halleri dışında usulüne göre sözleşme yapmayanlar
hakkında ise altı aydan az olmamak üzere bir yıla kadar, Kamu İhale Kanununun 2 ve 3 üncü
maddeleri ile istisna edilenler dahil bütün kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine
katılmaktan yasaklama kararı BOTAŞ’ın bağlı olduğu Bakanlık tarafından verilir.
(2) İhaleyi yapan satınalma ve ihale organı, ihalelere katılmaktan yasaklamayı gerektirir
bir durumla karşılaştığı takdirde, 4734 ve 4735 sayılı kanunların ilgili hükümleri ile Kamu
İhale Kurumunca belirlenen diğer ilgili kuralları uygular.
(3) İhale sırasında veya sonrasında yasak fiil veya davranışlarda bulundukları tespit
edilenler, ihaleye iştirak ettirilmeyecekleri gibi yasaklama kararının yürürlüğe gireceği tarihe
kadar BOTAŞ tarafından yapılacak sonraki ihalelere de iştirak ettirilmezler.
DOKUZUNCU BÖLÜM
ÇeĢitli ve Son Hükümler
Ġhale serbestliği
MADDE 57 – (1) BOTAŞ, bu Yönetmelik kapsamında yapacağı ihalelerde, ceza ve
ihalelerden yasaklama hükümleri hariç 4734 ve 4735 sayılı kanunların hükümlerine tabi
değildir.
Yürürlükten kaldırılan yönetmelik
MADDE 58 – (1) 10/11/2000 tarihli ve 24226 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Boru
Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. Genel Müdürlüğü İhale Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır.
Devam eden iĢler
GEÇĠCĠ MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin yayımından önce başlamış ve
sonuçlandırılmamış işler, ilişkilendirildikleri mevzuata göre sonuçlandırılır.
Yürürlük
MADDE 59 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 60 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.
Genel Müdürü yürütür.
[R.G. 21 Mart 2013 – 28594]
—— • ——
KANUNLAR
TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ĠLE KAZAKĠSTAN CUMHURĠYETĠ
HÜKÜMETĠ
ARASINDA 13 ARALIK 1993 TARĠHLĠ TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ ĠLE
KAZAKĠSTAN CUMHURĠYETĠ ARASINDA ANTALYA ĠLĠNĠN KEMER
ĠLÇESĠNDEKĠ TAġINMAZIN KAZAKĠSTAN CUMHURĠYETĠNE
KULLANDIRILMASINA ĠLĠġKĠN PROTOKOLE DEĞĠġĠKLĠKLERĠN
VE EKLEMELERĠN YAPILMASINA DAĠR PROTOKOLÜN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞU
HAKKINDA KANUN
Kanun No. 6445
Kabul Tarihi: 12/3/2013
MADDE 1 – (1) 16 Nisan 2012 tarihinde Ankara‘da imzalanan ―Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında 13 Aralık 1993 Tarihli ―Türkiye
Cumhuriyeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Arasında Antalya Ġlinin Kemer Ġlçesindeki
TaĢınmazın Kazakistan Cumhuriyetine Kullandırılmasına ĠliĢkin Protokol‖e DeğiĢikliklerin
ve Eklemelerin Yapılmasına Dair Protokol‖ün onaylanması uygun bulunmuĢtur.
MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
21/3/2013
[R.G. 22 Mart 2013 – 28595]
—— • ——
ON ÜÇ ĠLDE BÜYÜKġEHĠR BELEDĠYESĠ VE YĠRMĠ ALTI ĠLÇE KURULMASI
ĠLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE
DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR KANUNDA DEĞĠġĠKLĠK
YAPILMASI HAKKINDA KANUN
Kanun No. 6447
Kabul Tarihi: 14/3/2013
MADDE 1 – (1) 12/11/2012 tarihli ve 6360 sayılı On Üç Ġlde BüyükĢehir Belediyesi ve
Yirmi Altı Ġlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde DeğiĢiklik
Yapılmasına Dair Kanunun baĢlığında yer alan ―ON ÜÇ‖ ibaresi ―ON DÖRT‖ olarak,
―YĠRMĠ ALTI‖ ibaresi ―YĠRMĠ YEDĠ‖ olarak değiĢtirilmiĢ ve 1 inci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan ―Muğla,‖ ibaresinden sonra gelmek üzere ―Ordu,‖ ibaresi eklenmiĢtir.
(2) 6360 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin yirmiüçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere
aĢağıdaki fıkra eklenmiĢ ve diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiĢtir.
―(24) Ordu ilinde, Ordu Belediyesinin mahalleleri merkez olmak üzere, Ordu Merkez
ilçe sınırları içerisindeki köyler ile belediyelerden oluĢan Altınordu ilçesi ve aynı adla
belediye kurulmuĢtur.‖
(3) 6360 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin onyedinci fıkrasına bağlı ekli (25)
sayılı listeye ―Altınordu Belediyesi‖ ibaresi ile maddeye aĢağıdaki fıkra eklenmiĢ ve
yirmibirinci fıkrasında yer alan ―26 adet‖ ibaresi ―27 adet‖ Ģeklinde değiĢtirilmiĢtir.
―(28) Bu fıkrayı ihdas eden Kanuna ekli (1) sayılı listede yer alan çeĢitli kurum ve
kuruluĢlara ait kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye bağlı
cetvellerin ilgili bölümlerine eklenmiĢtir. Bu kadrolar hakkında ondokuzuncu fıkra hükümleri
uygulanır.‖
(4) 6360 sayılı Kanuna ekli (26) sayılı listede yer alan Gençlik ve Spor Bakanlığına ait
kadrolar iptal edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ilgili bölümlerinden
çıkarılmıĢtır.
MADDE 2 – Bu Kanunun;
a) 6360 sayılı Kanunun 1 inci, 2 nci ve geçici 1 inci maddesinin onyedinci fıkrasının
değiĢtirilmesine iliĢkin hükümleri ilk mahalli idareler genel seçiminde,
b) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.
MADDE 3 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
21/3/2013
(1) SAYILI LĠSTE
KURUMU : ĠÇĠġLERĠ BAKANLIĞI
TEġKĠLATI : TAġRA
ĠHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLARIN
Serbest Tutulan
Sınıfı
Unvanı
Derecesi
Kadro
Kadro
Adedi
Adedi
MĠAH
Kaymakam
1
1
GĠH
ġube Müdürü
1
6
GĠH
Yazı ĠĢleri Müdürü
1
1
GĠH
Nüfus Müdürü
1
1
GĠH
Ġl Planlama Uzmanı
7
10
GĠH
Ġl Planlama Uzman
9
10
Yardımcısı
GĠH
ġef
3
12
GĠH
ġef
5
12
GĠH
Programcı
8
2
GĠH
Bilgisayar ĠĢletmeni
6
2
GĠH
Bilgisayar ĠĢletmeni
8
10
GĠH
Bilgisayar ĠĢletmeni
9
2
GĠH
Veri Hazırlama ve
3
6
Kontrol ĠĢletmeni
GĠH
Veri Hazırlama ve
5
6
Kontrol ĠĢletmeni
GĠH
Veri Hazırlama ve
6
6
Kontrol ĠĢletmeni
GĠH
Veri Hazırlama ve
8
15
Kontrol ĠĢletmeni
GĠH
Veri Hazırlama ve
9
6
Kontrol ĠĢletmeni
GĠH
ġoför
7
2
Toplam
1
6
1
1
10
10
12
12
2
2
10
2
6
6
6
15
6
2
GĠH
GĠH
TH
TH
TH
TH
YH
YH
YH
YH
YH
YH
YH
YH
ġoför
ġoför
Mühendis
Mimar
Tekniker
Teknisyen
Hizmetli
Hizmetli
Hizmetli
Kaloriferci
Kaloriferci
AĢçı
Bahçıvan
Dağıtıcı
TOPLAM
8
10
6
6
8
9
8
10
11
8
10
8
8
10
5
2
11
2
3
5
5
2
2
2
1
2
2
2
156
KURUMU : MALĠYE BAKANLIĞI
TEġKĠLATI : TAġRA
ĠHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLARIN
Serbest Tutulan
Sınıfı
Unvanı
Derecesi
Kadro
Kadro
Adedi
Adedi
GĠH
Mal Müdürü
1
1
GĠH
ġef
3
1
GĠH
Veri Hazırlama ve
8
3
Kontrol ĠĢletmeni
GĠH
Veznedar
8
1
GĠH
ġoför
10
1
YH
Hizmetli
10
1
YH
Kaloriferci
10
1
TOPLAM
9
KURUMU : MĠLLĠ EĞĠTĠM BAKANLIĞI
TEġKĠLATI : TAġRA
ĠHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLARIN
Serbest Tutulan
Sınıfı
Unvanı
Derecesi
Kadro
Kadro
Adedi
Adedi
Ġlçe Milli Eğitim
1
1
GĠH
Müdürü
GĠH
ġube Müdürü
1
3
GĠH
ġef
4
3
GĠH
Memur
8
6
GĠH
ġoför
10
1
YH
Hizmetli
10
2
TOPLAM
16
5
2
11
2
3
5
5
2
2
2
1
2
2
2
156
Toplam
1
1
3
1
1
1
1
9
Toplam
1
3
3
6
1
2
16
KURUMU : SAĞLIK BAKANLIĞI
TEġKĠLATI : TAġRA
ĠHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLARIN
Sınıfı
GĠH
SH
SH
SH
SH
GĠH
GĠH
GĠH
YH
Unvanı
Ġlçe Sağlık Müdürü
Tabip
HemĢire
Ebe
Sağlık Memuru
Veri Hazırlama ve
Kontrol ĠĢletmeni
Bilgisayar ĠĢletmeni
ġoför
Hizmetli
TOPLAM
3
(1-8)
(1-12)
(1-12)
9
Serbest
Kadro
Adedi
1
3
5
5
2
9
2
2
9
10
10
1
1
1
21
1
1
1
21
Derecesi
Tutulan
Kadro
Adedi
KURUMU : GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI
TEġKĠLATI : TAġRA
ĠHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLARIN
Serbest Tutulan
Sınıfı
Unvanı
Derecesi
Kadro
Kadro
Adedi
Adedi
GĠH
Ġlçe Müdürü
1
1
TH
Mühendis
5
2
SH
Veteriner Hekim
5
2
GĠH
Memur
12
2
GĠH
ġoför
12
1
YH
Hizmetli
12
1
TOPLAM
9
KURUMU : AĠLE VE SOSYAL POLĠTĠKALAR BAKANLIĞI
TEġKĠLATI : TAġRA
ĠHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLARIN
Serbest Tutulan
Sınıfı
Unvanı
Derecesi
Kadro Kadro
Adedi
Adedi
GĠH
Ġlçe Aile ve Sosyal
1
1
Politikalar Müdürü
GĠH
ġef
3
1
GĠH
Programcı
8
1
GĠH
Veri Hazırlama ve
8
2
Kontrol ĠĢletmeni
Toplam
1
3
5
5
2
Toplam
1
2
2
2
1
1
9
Toplam
1
1
1
2
GĠH
SH
SH
SH
Bilgisayar ĠĢletmeni
Sosyal ÇalıĢmacı
Psikolog
Çocuk GeliĢimcisi
TOPLAM
8
6
7
7
2
2
1
1
11
KURUMU : SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TEġKĠLATI : TAġRA
ĠHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLARIN
Serbest Tutulan
Sınıfı
Unvanı
Derecesi
Kadro Kadro
Adedi
Adedi
GĠH
Gençlik Hizmetleri ve
1
27
Spor Ġlçe Müdürü
GĠH
Memur
8
27
YH
Teknisyen Yardımcısı
10
27
TOPLAM
81
KURUMU : DĠYANET ĠġLERĠ BAġKANLIĞI
TEġKĠLATI : TAġRA
ĠHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLARIN
Serbest Tutulan
Sınıfı
Unvanı
Derecesi
Kadro Kadro
Adedi
Adedi
GĠH
Ġlçe Müftüsü
1
1
GĠH
Memur
8
2
GĠH
ġoför
10
1
YH
Hizmetli
10
1
TOPLAM
5
KURUMU : TAPU VE KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TEġKĠLATI : TAġRA
ĠHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLARIN
Serbest Tutulan
Sınıfı
Unvanı
Derecesi
Kadro Kadro
Adedi
Adedi
GĠH
Tapu Müdürü
1
1
Tapu Sicil Müdür
1
1
GĠH
Yardımcısı
GĠH
Bilgisayar ĠĢletmeni
7
2
GĠH
Bilgisayar ĠĢletmeni
8
2
TOPLAM
6
KURUMU : EMNĠYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
2
2
1
1
11
Toplam
27
27
27
81
Toplam
1
2
1
1
5
Toplam
1
1
2
2
6
TEġKĠLATI : TAġRA
ĠHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLARIN
Serbest Tutulan
Sınıfı
Unvanı
Derecesi
Kadro Kadro
Adedi
Adedi
EHS
Ġlçe Emniyet Müdürü
1
1
TOPLAM
1
Toplam
1
1
[R.G. 22 Mart 2013 – 28595]
—— • ——
TEBLĠĞLER
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:
ĠġKOLU TESPĠT KARARI
Karar No. : 2013/8
ĠĢyeri
: Yatsan Sünger ve Yatak San. Tic. Ltd. Şti.
Bekir Saydam Cad. No: 88
Pancar-Torbalı/İZMİR
Tespiti Ġsteyen :
Tümka-İş Sendikası
Ġnceleme
: Yatsan Sünger ve Yatak San. Tic. Ltd. Şti.’de Bakanlığımızca yapılan
incelemede; işyerinin iki ayrı bölümden oluştuğu, sünger yatak imalatının yapıldığı birinci
bölümde, sünger, keçe, yay ve elyaf gibi malzemeler kullanılarak yatak iskeleti oluşturulduğu,
sünger, elyaf, kumaş, tela vb. ürünlerin kesim ve dikim işlemleri sonrasında yatakların üst, alt
ve yan kısımlarının hazırlanarak yatak iskeletine dikim işlemleri ile birleştirildiği, mamul
üzerinde temizleme ve kontrol işlemleri sonrasında paketlenerek yatak aksesuarları ile birlikte
veya ayrı bir şekilde sevkiyatının yapıldığı, yatak baza ve başlıklarının üretildiği ikinci
bölümde, ağaç ürünlerinin ve metal profillerinin kesimi ve montaj işlemleri sonrasında sünger
ve kumaş ürünleri ile döşeme işlemleri yapıldığı, ayrıca yatak, baza, başlık ve aksesuarların
üretiminde elyaf, sünger ve kumaş malzemelerin kullanıldığı ve üretilen bazı yatak bazaların
da yaylı sünger yatak niteliği taşıdığı, ancak bunların tamamlayıcı ürün olarak imal edildiği,
işyerinde yapılan asıl işin yatak üretimi olduğu, bu nedenle işyerinde yapılan işlerin İşkolları
Yönetmeliği’nin 05 sıra numaralı “Dokuma, hazır giyim ve deri” işkolunda yer aldığı tespit
edilmiştir.
Karar: Yatsan Sünger ve Yatak San. Tic. Ltd. Şti. işyerinde yapılan işlerin niteliği
itibariyle İşkolları Yönetmeliği’nin 05 sıra numaralı “Dokuma, hazır giyim ve deri” işkoluna
girdiğine ve yapılan bu tespitin Resmî Gazete’de yayımlanmasına 6356 sayılı Sendikalar ve
Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 5’inci maddesi gereğince karar verilmiştir.
[R.G. 22 Mart 2013 – 28595]
—— • ——
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:
ĠġKOLU TESPĠT KARARI
Karar No. : 2013/9
ĠĢyeri
: Tiryaki Agro Gıda San. ve Tic. A.Ş.
3. Organize Sanayi Bölgesi Mehmet Batallı Bulvarı 13 No’lu Cadde
No: 8 Başpınar/GAZİANTEP
SGK Sicil No. :1003183.027-1050508.027-1115667.010-1102353.0331102361.033-1093896.033-1051022.061-1193821.034
Tespiti Ġsteyen :
Liman-İş Sendikası
Ġnceleme
: Tiryaki Agro Gıda San. ve Tic. A.Ş.’de Bakanlığımızca yapılan
incelemede; söz konusu şirketin merkez işyerinin bulunduğu 3. Organize Sanayi Bölgesi
Mehmet Batallı Bulvarı 13 No’lu Cadde No: 8 Başpınar/GAZİANTEP adresinde ve Mersin
Tarsus Organize Sanayi Bölgesi Gelişme Alanı Kadri Şaman Bulvarı No: 5
Akdeniz/MERSİN, Trabzon Serbest Bölge Şubesi Serbest Bölge İçi 2 No’lu Genel Depo
TRABZON, Çanakkale Yolu Üzeri 12. Km. Edincik-Bandırma/BALIKESİR adreslerinde
fabrika işyerlerinin bulunduğu ve bu işyerlerinde yapılan işlerin bakliyat ve kuruyemiş
tasniflenmesi, paketlenmesi, üretilmesi ve işlenmesi olduğu, ayrıca şirketin Abdullah Ağa
Mah. Şemsi Efendi Sok. Yağcılar Köşkü No: 16 Beylerbeyi/İSTANBUL adresinde ithalat,
ihracat ve büro işlemlerinin yürütüldüğü idari ofisinin bulunduğu ve yapılan işlerin İşkolları
Yönetmeliğinin 02 sıra numaralı “Gıda Sanayi” işkolunda yer aldığı tespit edilmiştir.
Karar: Tiryaki Agro Gıda San. ve Tic. A.Ş. ve bağlı işyerlerinde yapılan işlerin niteliği
itibariyle İşkolları Tüzüğü’nün 02 sıra numaralı “Gıda sanayi” işkoluna girdiğine ve yapılan
bu tespitin Resmî Gazete’de yayımlanmasına 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi
Kanununun 5’inci maddesi gereğince karar verilmiştir.
[R.G. 22 Mart 2013 – 28595]
—— • ——
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:
ĠġKOLU TESPĠT KARARI
Karar No. : 2013/10
ĠĢyeri
: Maliye Bakanlığı ve Bağlı İşyerleri
Meclis Arkası Tapu Kadastro Yanı
Kızılay/ANKARA (merkez)
Ġnceleme
: Maliye Bakanlığı ve bağlı işyerlerinde Bakanlığımızca yapılan
incelemede; Maliye Bakanlığının görevlerinin maliye politikasının hazırlanmasına yardımcı
olmak, maliye politikasını uygulamak, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ve özel
bütçeli idarelerin hukuk danışmanlığını ve muhakemat hizmetlerini talepleri halinde yerine
getirmek, harcama politikalarının geliştirilmesi ve uygulanması ile devlet bütçesinin
hazırlanması, uygulanması, uygulamanın takibi ve yönlendirilmesine ilişkin hizmetleri
yürütmek, devlet hesaplarını tutmak, saymanlık hizmetlerini yapmak, gelir politikasını
geliştirmek, devlete ait malları yönetmek, kamu malları ile kamu kurum ve kuruluşlarının
taşınmaz malları konusundaki yönetim esaslarını belirlemek ve bunlara ilişkin diğer işlemleri
yapmak, her türlü gelir gider işlemlerine ait kanun tasarılarını ve diğer mevzuatı hazırlamak
veya hazırlanmasına katılmak, milletlerarası kuruluşların Bakanlık hizmetlerine ilişkin
çalışmalarını takip etmek, bu konulardaki Bakanlık görüşünü hazırlamak, yurtdışı ve yurtiçi
faaliyetleri yürütmek, Bakanlığın ilgili kuruluşlarının işletme ve yatırım programlarını
inceleyerek onaylamak ve yıllık programlara göre faaliyetlerini takip etmek ve denetlemek,
çeşitli kanunlarla Maliye Bakanlığına verilen görevleri yapmak, söz konusu görevleri takip
etmek, değerlendirmek, incelemek, teftiş etmek ve denetlemek, suç gelirlerinin aklanmasının
önlenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemek, vergi incelemesi ve denetimine ilişkin temel
politika ve stratejileri belirlemek ve uygulanmasını sağlamak olduğu, bu hizmetlerin genel
anlamda 657 sayılı Kanuna tabi personel eliyle yapıldığı, bu işlerin dışındaki işlerin ise asıl
işe yardımcı işlerden olduğu ve İş Kanununa tabi olarak çalışan personel tarafından yerine
getirildiği, bu nedenle Maliye Bakanlığı İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlığı Merkez Yemek
Servisi ve bağlı Eğitim ve Dinlenme Tesisleri ile Defterdarlık işyerlerinde yapılan işlerin
İşkolları Yönetmeliğinin 10 sıra numaralı “Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar” işkolunda
yer aldığı tespit edilmiştir.
Karar: Maliye Bakanlığı ve bağlı işyerlerinde yapılan işlerin niteliği itibariyle İşkolları
Yönetmeliğinin 10 sıra numaralı “Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar” işkoluna girdiğine
ve yapılan bu tespitin Resmî Gazete’de yayımlanmasına 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş
Sözleşmesi Kanununun 5’inci maddesi gereğince karar verilmiştir.
[R.G. 22 Mart 2013 – 28595]
—— • ——
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:
ĠġKOLU TESPĠT KARARI
Karar No. : 2013/12
ĠĢyeri
: İstanbul Menkul Kıymetler Borsası
Reşit Mah. Tuncay Artun Cad. Maslak
Emirgan/İSTANBUL
SGK Sicil No. :0431230.034
Tespiti Ġsteyen :
BASS Sendikası
Ġnceleme
: İstanbul Menkul Kıymetler Borsası işyerinde Bakanlığımızca yapılan
incelemede; işyerinin faaliyet konusunun sermaye piyasası araçlarına yatırım ve likidite
imkanı sağlamak ve sağlıklı fiyat oluşumunu temin etmek üzere şeffaf, etkin, güvenilir, kolay
erişilebilir piyasalar oluşturmak, işletmek ve geliştirerek bu piyasalara ihraççı, yatırımcı ve
aracılar ile diğer paydaşların hizmetine sunarak ekonomik büyümenin finansmanına destek
olmak olduğu bu nedenle yapılan işlerin İşkolları Yönetmeliğinin 09 sıra numaralı “Banka,
finans ve sigorta” işkolunda yer aldığı tespit edilmiştir.
Karar: İstanbul Menkul Kıymetler Borsası işyerinde yürütülen işlerin niteliği itibariyle
İşkolları Yönetmeliğinin 09 sıra numaralı “Banka, finans ve sigorta” işkoluna girdiğine ve
yapılan bu tespitin Resmî Gazete’de yayımlanmasına 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş
Sözleşmesi Kanununun 5’inci maddesi gereğince karar verilmiştir.
[R.G. 22 Mart 2013 – 28595]
—— • ——
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:
ĠġKOLU TESPĠT KARARI
Karar No. : 2013/13
ĠĢyeri
: Teknomar Denizcilik ve Deniz Araç İşletme ve Tic. A.Ş.
Merkez Mah. Silahtarağa Cad. Genesis Binası No: 83/A
Eyüp/İSTANBUL
SGK Sicil No. :1032008.034
Tespiti Ġsteyen :
T. Denizciler Sendikası
Ġnceleme
: Teknomar Denizcilik ve Deniz Araç İşletme ve Tic. A.Ş.’de
Bakanlığımızca yapılan incelemede; adı geçen şirketin İDO’dan aldıkları ihale ile İstanbul
Boğazında deniz taksi hizmeti sunduğu, şirketin temel amacının günün herhangi bir saatinde
İstanbul Boğazında Marmara Denizi kuzey kıyılarında ve Adalarda hızlı, güvenli, konforlu
kişisel ulaşım ihtiyacı olan ve toplu taşımadan yararlanmayan veya yararlanamayan bireylere,
tarifelerden bağımsız olarak özgürce seyahat imkanı sunmak olduğu, deniz taksi kullanımını
talep eden müşterilerin deniz taksi çağrı merkezini arayarak rezervasyon yaptırdıkları veya
bilgi aldıkları, sonrasında çağrı merkezi personelinin uygun saatler ve iskeleler doğrultusunda
rezervasyon oluşturup, en uygun lokasyondaki tekne ile irtibata geçilerek müşteriye cevap
verilmeye çalışıldığı, bu nedenle yapılan işin İşkolları Yönetmeliğinin 16 sıra numaralı “Gemi
yapımı ve deniz taşımacılığı, ardiye ve antrepoculuk” işkoluna girdiği tespit edilmiştir.
Karar: Teknomar Denizcilik ve Deniz Araç İşletme ve Tic. A.Ş. işyerinde yapılan
işlerin niteliği itibariyle İşkolları Yönetmeliğinin 16 sıra numaralı “Gemi yapımı ve deniz
taşımacılığı, ardiye ve antrepoculuk” işkoluna girdiğine ve yapılan bu tespitin Resmî
Gazete’de yayımlanmasına 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 5’inci
maddesi gereğince karar verilmiştir.
[R.G. 22 Mart 2013 – 28595]
—— • ——
YÜKSEK SEÇĠM KURULU KARARI
Yüksek Seçim Kurulu BaĢkanlığından:
Karar No : 92
-KARARBaĢkanlık Makamınca Kurulumuza sunulan 4/3/2013 tarihli yazıda aynen; ―298 sayılı
Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 47. maddesinin
dördüncü fıkrasında; seçmen kütüklerinin seçimlere katılma yeterliliğini taĢıyan siyasi
partilerin genel merkezlerince veya yetkilendirilmiĢ il veya ilçe baĢkanlarınca istenildiğinde;
Yüksek Seçim Kurulunca belirlenen giderin maliye veznesine yatırılmak ve makbuzu ibraz
edilmek koĢuluyla, bir seçim döneminde iki defadan fazla olmamak üzere ilçe seçim kurulu
baĢkanınca bilgisayar ortamında veya liste düzeyinde imza karĢılığı yetkili kiĢiye verileceği,
Aynı Kanunun 14 üncü maddesinin 11 inci fıkrasında; siyasi partilerin milletvekili
genel ve ara seçimlerine ve belediye baĢkanlığı ile belediye meclisi, il genel meclisi üyelikleri
genel ve ara seçimlerine katılabilmeleri için illerin en az yarısında, oy verme gününden en az
altı ay evvel teĢkilat kurmuĢ ve büyük kongrelerini yapmıĢ olmalarının veya Türkiye Büyük
Millet Meclisinde gruplarının bulunmasının zorunlu olduğu vurgulandıktan sonra, bir Ġl‘de
teĢkilatlanmanın, merkez ilçe dahil o Ġl‘in ilçelerinin en az üçte birinde teĢkilat kurmayı
gerektirdiği,
belirtilmiĢ,
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 20 nci maddesinin 1 inci fıkrasında da; bir ilçede
teĢkilatlanmanın, ilçe sınırları içerisindeki beldelerin en az yarısında teĢkilat kurmayı
gerektirdiği, belde sayısı üç veya daha az ise beldenin sadece birinde teĢkilat kurulmuĢ
olmasının yeterli olduğu,
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu‘nun 31. maddesinde; belde teĢkilatlarının, il ve ilçe
merkezleri hariç olmak üzere, belediye teĢkilatı olan yerlerde bulunacağı,
öngörülmüĢtür.
Bu esaslar çerçevesinde, seçime katılabilecek olan siyasi partileri tespit ve ilan etme
görev ve yetkisi Yüksek Seçim Kuruluna ait bulunmaktadır.
Bu nedenle, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında
Kanunun 47 nci maddesine göre, siyasi partilerce istenen seçmen kütüklerinin verilmesinde
yapılacak uygulamanın ana kurallarının belirlenmesine iliĢkin Kurulumuzun aynı konuda
daha önceden verilmiĢ olan kararlarının 2013 yılı için yeniden gözden geçirilerek, ayrıca talep
halinde seçmen kütüğü verilmesi gereken ve seçimlere katılma yeterliliğini taĢıyan siyasi
partilerin,
gerektiğinde bir komisyon çalıĢmasından sonra tespitine karar verilmesini takdirlerinize
arz ederim.‖ denilmiĢ olmakla, 4/3/2013 tarihinde oluĢturulan Komisyon çalıĢmalarını
tamamlamıĢ bulunduğundan, konu incelenerek;
GEREĞĠ GÖRÜġÜLÜP DÜġÜNÜLDÜ:
298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 47.
maddesinin dördüncü fıkrasında; seçmen kütüklerinin seçimlere katılma yeterliliğini taĢıyan
siyasi partilerin genel merkezlerince veya yetkilendirilmiĢ il veya ilçe baĢkanlarınca
istenildiğinde; Yüksek Seçim Kurulunca belirlenen giderin maliye veznesine yatırılmak ve
makbuzu ibraz edilmek koĢuluyla, bir seçim döneminde iki defadan fazla olmamak üzere ilçe
seçim kurulu baĢkanınca bilgisayar ortamında veya liste düzeyinde imza karĢılığı yetkili
kiĢiye verileceği,
Yine, aynı Kanunun 14 üncü maddesinin 11 inci fıkrasında da; siyasi partilerin
milletvekili genel ve ara seçimlerine ve belediye baĢkanlığı ile belediye meclisi, il genel
meclisi üyelikleri genel ve ara seçimlerine katılabilmeleri için illerin en az yarısında, oy
verme gününden en az altı ay evvel teĢkilat kurmuĢ ve büyük kongrelerini yapmıĢ olmalarının
veya Türkiye Büyük Millet Meclisinde gruplarının bulunmasının zorunlu olduğu
vurgulandıktan sonra, bir Ġl‘de teĢkilatlanmanın, merkez ilçe dahil o Ġl‘in ilçelerinin en az üçte
birinde teĢkilat kurmayı gerektirdiği,
belirtilmiĢ, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu‘nun 20 nci maddesinin 1 inci bendinde,
bir ilçede teĢkilatlanmanın ilçe sınırları içerisindeki beldelerin en az yarısında teĢkilat kurmayı
gerektirdiği, belde sayısı üç veya daha az ise, beldenin sadece birinde teĢkilat kurulmuĢ
olmasının yeterli olduğu öngörülmüĢ, 36 ncı maddesinde de buna benzer düzenlemeye yer
verilmiĢtir.
Öncelikle, seçmen kütüğü veya seçmen listesi verilebilecek olan siyasi partilerin,
seçimlere katılabilme yeterliliğine sahip olmaları gerektiğinden, bu yeterliliğin ne zaman
sağlanmıĢ olması gerekeceği konusunun, açıklığa kavuĢturulması zorunlu bulunmaktadır.
Uygulamada eĢitliği sağlayabilmek için daha evvelki uygulamalar da göz önünde
bulundurularak, 1/1/2013 tarihi esas alınarak 2013 yılında siyasi partilerin seçimlere
katılabilme yeterliliğinin Yüksek Seçim Kurulunca saptanarak ilan edilmesi gerekir.
Bu esaslar çerçevesinde; 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri
Hakkında Kanunun 47. maddesi hükümleri gereğince, seçmen kütüğü verilebilecek olan ve
seçimlere katılma yeterliliğini taĢıyan siyasi partileri tespit ve ilan etme görev ve yetkisi 298
ve 2820 sayılı Kanunlara göre Yüksek Seçim Kuruluna ait bulunduğundan, sözü edilen 298
sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin 11 inci bendinde öngörülen koĢullara sahip siyasi
partilerin ve aynı Kanunun 47. maddesine göre seçmen kütüklerinin verilebileceği siyasi
partilerin ayrı ayrı araĢtırılıp saptanması gerekmektedir.
Bu nedenle; Yargıtay Cumhuriyet BaĢsavcılığının 12/2/2013 günlü, 51047475/194
sayılı yazısı ekinde gönderilen siyasi partilerin teĢkilat kurdukları il – ilçe ve beldeleri gösterir
teĢkilat kütüğüne iliĢkin CD‘nin incelenmesi sonucunda;
a) 298 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin 11 inci bendi ve 2820 sayılı Kanunun 36.
maddesindeki koĢullara uygun olarak 1/1/2013 tarihinden altı (6) ay öncesi olan 1/7/2012
tarihi itibariyle illerin en az yarısında teĢkilatını kurmuĢ ve büyük kongrelerini yapmıĢ olan ve
298 sayılı Kanunun 47 nci maddesine göre seçmen kütüklerinin verileceği siyasi partilerin; 1Adalet ve Kalkınma Partisi, 2- Alternatif Parti, 3- Bağımsız Türkiye Partisi, 4- BarıĢ ve
Demokrasi Partisi, 5- Büyük Birlik Partisi, 6- Cumhuriyet Halk Partisi, 7- Demokrat Parti,
8- Demokratik Sol Parti, 9- Doğru Yol Partisi, 10- Emek Partisi, 11- Genç Parti, 12- Hak ve
EĢitlik Partisi, 13- Hak ve Özgürlükler Partisi, 14- Halkın YükseliĢi Partisi, 15- ĠĢçi Partisi,
16- Liberal Demokrat Parti, 17- Millet Partisi, 18- Milliyetçi Hareket Partisi, 19- Milliyetçi ve
Muhafazakar Parti, 20- Özgürlük ve DayanıĢma Partisi, 21- Saadet Partisi, 22- Türkiye
Komünist Partisi olduğu belirlenmiĢtir.
b) Diğer partilerin ise, genel kongre veya teĢkilatlanma koĢulunu taĢımamaları
nedeniyle, 298 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin 11 inci bendi ve 2820 sayılı Kanunun 36
ncı maddesinde öngörülen nitelikleri kazanamadıkları tespit edilmiĢtir.
c) Bundan ayrı olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nde grubu bulunan siyasi
partilerin de belirlenmesi gerekmiĢ ve Türkiye Büyük Millet Meclisi BaĢkanlığının 8/2/2013
günlü, 43452547-160-107055 sayılı yazılarında, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu
bulunan siyasi partilerin; 1- Adalet ve Kalkınma Partisi, 2- Cumhuriyet Halk Partisi, 3Milliyetçi Hareket Partisi, 4- BarıĢ ve Demokrasi Partisi olduğu bildirilmiĢtir.
Bütün bu iĢlemlerden sonra, 298 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin 11 inci bendi ile
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 36 ncı maddesinde öngörülen koĢullara sahip siyasi
partilerin hangileri olduğu yukarıda tespit edilmiĢ bulunmaktadır.
Ancak, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında
Kanunun 47 nci maddesinde belirlenen kuralların açıklığa kavuĢturulması ve Kanun
hükümlerinin Yurt düzeyinde aynı biçimde uygulanması gerektiği sonucuna varılmıĢtır.
Öncelikle, seçmen kütüğü verilebilecek olan siyasi partilerin, seçimlere katılabilme
yeterliliğine sahip olmaları gerekir. Yukarıda belirtilen 298 sayılı Kanunun 47. maddesinde
sözü edilen seçim dönemi kavramından; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 101. maddesi ile
aynı konuya iliĢkin 6271 sayılı CumhurbaĢkanı Seçimi Kanunun 3. maddesinde yer alan 5
(beĢ), Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 77. maddesi ile 2839 sayılı Milletvekili Seçimi
Kanununun konuya iliĢkin 6. maddesinde yer alan 4 (dört) ve Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 127 nci maddesi ile 2972 sayılı Mahalli Ġdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve
Ġhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanunun aynı konuya iliĢkin 8. maddesinde yer alan 5
(beĢ) yıllık dönemler olarak anlaĢılması gerekmektedir.
Ayrıca, Yüksek Seçim Kurulu ile ilçe seçim kurullarından bir seçim döneminde seçmen
kütüğü isteyebilecek siyasi parti temsilcilerinin genel merkez yetkilileri olduğuna, ancak
siyasi parti genel merkezlerince yetkilendirilmeleri koĢulu ile siyasi parti il baĢkanları ile ilçe
baĢkanlarının da istemde bulunabilecekleri ve bu istemlerinin ikiden fazla olamayacağı
anlaĢılmaktadır.
Yasada yer alan diğer bir husus ise, verilecek olan seçmen kütüğü örneğine iliĢkin
bedelin her seçmen için saptanmasına ve ödeme Ģekli ile ödeme yerinin belirlenmesine,
Seçmen kütüğü örneklerinin verilebilmesi için ilçe seçim kurulunca hesaplanan bedelin
maliye veznesine ödenmesi ve alındı makbuzu aslının ilçe seçim kuruluna ibraz edilmesine,
karar verilmesi gerekmiĢtir.
S O N U Ç:
Açıklanan durum karĢısında;
1) 298 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin 11 inci bendi ve 2820 sayılı Kanunun 36.
maddesindeki koĢullara uygun olarak 1/1/2013 tarihinden altı (6) ay öncesi olan 1/7/2012
tarihi itibariyle illerin en az yarısında teĢkilatını kurmuĢ ve büyük kongrelerini yapmıĢ olan ve
298 sayılı Kanunun 47 nci maddesine göre seçmen kütüklerinin verileceği siyasi partilerin; 1Adalet ve Kalkınma Partisi, 2- Alternatif Parti, 3- Bağımsız Türkiye Partisi, 4- BarıĢ ve
Demokrasi Partisi, 5- Büyük Birlik Partisi, 6- Cumhuriyet Halk Partisi, 7- Demokrat Parti,
8- Demokratik Sol Parti, 9- Doğru Yol Partisi, 10- Emek Partisi, 11- Genç Parti, 12- Hak ve
EĢitlik Partisi, 13- Hak ve Özgürlükler Partisi, 14- Halkın YükseliĢi Partisi, 15- ĠĢçi Partisi,
16- Liberal Demokrat Parti, 17- Millet Partisi, 18- Milliyetçi Hareket Partisi, 19- Milliyetçi ve
Muhafazakar Parti, 20- Özgürlük ve DayanıĢma Partisi, 21- Saadet Partisi, 22- Türkiye
Komünist Partisi olduğunun tespit ve ilanına,
2- Her yıl Ocak ayında siyasi partilerin seçime katılabilme yeterliliklerinin Yüksek
Seçim Kurulunca yeniden saptanarak ilanına,
3- Seçim dönemi kavramının, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 101. maddesi ile aynı
konuya iliĢkin 6271 sayılı CumhurbaĢkanı Seçimi Kanunun 3. maddesinde yer alan 5 (beĢ),
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 77. maddesi ile 2839 sayılı Milletvekili Seçimi
Kanununun konuya iliĢkin 6. maddesinde yer alan 4 (dört) ve Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 127 nci maddesi ile 2972 sayılı Mahalli Ġdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve
Ġhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanunun aynı konuya iliĢkin 8. maddesinde yer alan 5
(beĢ) yıllık dönemler olarak anlaĢılması gerektiğine,
4- Seçmen kütüğü örneği istemeye siyasi partilerin genel merkezlerinin yetkili
olduğuna, ancak yetki verilmesi koĢuluyla il ve ilçe baĢkanlarının da istemde
bulunabileceklerine,
5- 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 47.
maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, seçmen kütüğü örneği istemlerinin bir seçim
döneminde ikiden fazla olamayacağına,
6- Seçmen kütüğü örneklerinin kağıt olarak istenilmesi durumunda, verilecek seçmen
kütüğü örneklerinin gideri karĢılığı ödenecek bedelin, 2013 yılı için her seçmen baĢına (6) Kr
olarak tespitine ve bu bedelin maliye veznesine yatırılmasına, bunlara ait fotokopi masrafının
ise seçim ödeneğinden karĢılanmasına,
7- Seçmen kütüğü örneği verilmesi istemlerinin manyetik (CD veya DVD) ortamdan da
karĢılanabileceğine, ancak manyetik ortamda istenen seçmen kütüğü örneklerinin ücretsiz
olarak verilmesi gerektiğine,
8- Seçmen kütüğü örnekleri giderinin ödendiğine iliĢkin belge, ilgili kurulca alındıktan
sonra, imza karĢılığında bu örneklerin siyasi parti yetkililerine verilmesine,
9- Siyasi partilerin seçmen kütüklerine iliĢkin istemlerinin karĢılandığında gider
makbuzu fotokopilerinin de eklenmek suretiyle Kurulumuz BaĢkanlığına bildirilmesi
gerektiğine,
10- Karar örneğinin Resmi Gazetede yayımlanmasına,
11- Kararın bir örneğinin seçime katılabilecek siyasi partiler genel baĢkanlıklarına
gönderilmesine,
12- Karar örneğinin Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğünce Kurulumuzun resmi internet
sitesi www.ysk.gov.tr adresinde yayınlanmasına ve il ve ilçe seçim kurulu baĢkanlıklarına içmail olarak gönderilmesine,
16/3/2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
BaĢkan
Sadi GÜVEN
BaĢkanvekili
Turan
KARAKAYA
Üye
Muharrem
COġKUN
Üye
Mehmet KÜRTÜL
Üye
Nilgün ĠPEK
Üye
Ünal DEMĠRCĠ
Üye
Ali KAYA
Üye
Ġlhan HANAĞASI
Üye
Ġbrahim ZENGĠN
Üye
Zeki YĠĞĠT
[R.G. 22 Mart 2013 – 28595]
—— • ——
Adalet Bakanlığından :
Kütahya 1. Ġcra Müdürlüğünün 2012/1137 Esas sayılı takip dosyasının zayi olduğu
anlaĢıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylap veya Heyelan Sebebiyle Mahkeme
ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair
Kanun hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve anılan Kanun hükümleri
gereğince iĢlem yapılmasına karar verildiği ilan olunur.
2406/1-1
[R.G. 22 Mart 2013 – 28595]
—— • ——
UYUġMAZLIK MAHKEMESĠ KARARLARI
UyuĢmazlık Mahkemesine Ait Kararlar Resmi Gazetenin 22 Mart 2013
Tarihli ve 28595 Mükerrer Sayısında YayınlanmıĢtır.
[R.G. 22 Mart 2013 – 28595 – Mükerrer ]
—— • ——
TEBLĠĞLER
Maliye Bakanlığından:
MĠLLĠ EMLAK GENEL TEBLĠĞĠ
(SIRA NO : 352)
MADDE 1 – 4/7/2012 tarihli ve 28343 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Milli Emlak
Genel Tebliği (Sıra No: 345)’nin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinin başında yer
alan “Satış bedeli:” ibaresi “Tarımsal amaç dışında kullanılan taşınmazlarda satış bedeli:”
olarak değiştirilmiş, (k) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiş ve aynı fıkraya
aşağıdaki bent eklenmiştir.
“k) Tarımsal amaçlı yapı: Toprak koruma ve sulamaya yönelik altyapı tesisleri, entegre
nitelikte olmayan hayvancılık ve su ürünleri üretim ve muhafaza tesisleri ile zorunlu olarak
tesis edilmesi gerekli olan müştemilatı, mandıra, ağıl, kümes, üreticinin bitkisel üretime bağlı
olarak elde ettiği ürünü için ihtiyaç duyacağı yeterli boyut ve hacimde depolar, un değirmeni,
tarım alet ve makinelerinin muhafazasında kullanılan sundurma ve çiftlik atölyeleri, seralar,
tarımsal işletmede üretilen ürünün özelliği itibarıyla hasattan sonra iki saat içinde işlenmediği
takdirde ürünün kalite ve besin değeri kaybolması söz konusu ise bu ürünlerin işlenmesi için
kurulan tesisler ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından tarımsal amaçlı olduğu
kabul edilen entegre nitelikte olmayan diğer tesisleri,”
“l) Tarımsal amaçla kullanılan taşınmazlarda satış bedeli: Tamamen ve münhasıran
bilfiil tarımsal amaçlı olarak kullanılan taşınmazlar ile bu taşınmazların üzerinde bulunan
tarımsal amaçlı yapılar ve sürekli ikamet edilen konutların bulunduğu kısımlarda rayiç bedelin
yüzde ellisini,”
MADDE 2 – Aynı Genel Tebliğin 8 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“BaĢvuru bedeli, tebligat, satıĢ bedelinin tespiti ve tahsili
MADDE 8 A. BaĢvuru bedeli
(1) 30/1/2013 tarihli ve 6412 sayılı Kanunun 1 inci maddesi ile Kanunun 6 ncı
maddesinin beşinci fıkrasına eklenen hükmün yürürlüğe girdiği tarihten önce başvuru
sahiplerinden tahsil edilen başvuru bedelleri; peşin satışlarda satış bedelinden, taksitli
satışlarda peşinat bedelinden ve kalan taksitlerden mahsup edilecektir. Ancak hak
sahiplerinden varsa başvuru tarihi itibariyle son beş yıl için tahsil edilen ecrimisil bedelleri
satış bedelinden öncelikle düşülecektir. Kanunun anılan hükmünün yürürlüğe girdiği tarihten
önce başvuru bedeli yatırmadan yapılan başvurular ile bundan sonra yapılacak başvurular
başvuru bedeli alınmaksızın geçerli kabul edilecektir. Daha önce tahsil edilen başvuru
bedellerinin taşınmazın satış bedelinden fazla olması durumunda aradaki fark, ferağ işleminin
gerçekleştirilmesinden itibaren ilgilinin başvurusu üzerine otuz gün içinde iade edilecektir.
(2) Hak sahibi olmadığı belirlenen başvuru sahiplerine Kanundan yararlanamayacakları
gerekçeleriyle birlikte örneği bu Genel Tebliğin ekinde (EK-3/A) yer alan yazıyla bildirilecek
ve bu yazıda; başvuru bedeli tahsil edilmiş ise aynen ve faizsiz olarak bildirim tarihinden
itibaren otuz gün içinde tarafına iade edileceği bildirilecektir.
B. Tebligat
(1) Süresi içinde yapılan başvurular değerlendirilerek hak sahipliği tespit edilenlerin
adreslerine satış işlemlerinin tamamlanma süresi de dikkate alınarak İdarece bu Genel
Tebliğin ekinde (EK-4/A) yer alan yazıyla;
a) Taşınmazın satış bedelini, peşin veya taksitle ödenmesi halinde ödeme koşullarını ve
ödeme süresini,
b) Satış bedelinin itiraz veya dava konusu edilmesinin hak sahipliğini ve doğrudan satın
alma hakkını düşüreceğini,
c) Satış bedelinin yatırılacağı yeri,
ç) İstenilen belgeleri (tapuda ferağ işlemleri için üç adet vesikalık fotoğraf, tüzel kişiler
için taşınmaz tasarrufuna izinli olduğunu ve temsilcisini gösterir yetki belgesi ile imza
sirküleri),
gösteren tebligat yapılacaktır.
C. SatıĢ bedeli ve tahsili
(1) Tamamen ve münhasıran bilfiil tarımsal amaçlı olarak kullanılan taşınmazlar ve
üzerinde tarımsal amaçlı yapılar ile sürekli ikamet edilen konut bulunan taşınmazların satış
bedeli, rayiç bedelin yüzde ellisi üzerinden belirlenecektir. Bu nitelikteki taşınmazların
üzerinde bulunan konut amaçlı yapıların kısmen işyeri olarak kullanılması halinde de bu
kapsamda değerlendirme yapılacaktır. Bu şekilde satılan taşınmazların tapu kütüklerinin
beyanlar hanesine; “Tamamen ve münhasıran bilfiil tarımsal amaçlı olarak kullanılması ve
üzerinde tarımsal amaçlı yapılar ile sürekli ikamet edilen konut bulunması nedeniyle rayiç
bedelin yüzde ellisi üzerinden satılan iş bu taşınmazın sonradan farklı amaçla kullanılması
halinde, taşınmazın satış tarihi itibariyle rayiç bedelinin yüzde yetmişi üzerinden
hesaplanacak bedel esas alınarak aradaki fark kanuni faiziyle birlikte, 2886 sayılı Devlet İhale
Kanununun 75 inci maddesi uyarınca ve 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının
Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri gereğince ecrimisilin tarh, tahakkuk ve tahsiline
ilişkin usullere göre son kayıt malikinden tahsil edilir.” şeklinde belirtme konulacaktır. Ancak
taşınmazın sonradan farklı amaçla kullanılması ve belirtilen mali yükümlülüklerin de
taşınmazın son maliki tarafından yerine getirilmesi halinde, belirtme İdarece kaldırılacaktır.
(2) Tarımsal amaç dışında kullanılan taşınmazlarda ise, hak sahiplerine doğrudan
satılacak olanların satış bedeli; taşınmazın yüzölçümünün dört yüz metrekareye kadar olan
kısmı için rayiç bedelin yüzde ellisi, fazlası için rayiç bedelin yüzde yetmişi üzerinden
hesaplanarak belirlenecektir. Birden fazla taşınmazda hak sahibi olunması halinde yüzde elli
satış bedeli hesaplaması, hak sahibinin tercih edeceği sadece bir taşınmaz için uygulanacaktır.
Birden fazla taşınmazda hak sahibi olanlara bu Genel Tebliğin ekinde yer alan (EK-4/A)
yazıyla bu durumları bildirilerek yüzde elli satış bedeli indiriminden yararlanılacak taşınmaza
ilişkin tercih yapmaları istenilecektir. Bir taşınmazdaki hak sahipliğinin devredilmesi halinde
yüzde elli satış bedeli hesaplaması, taşınmazın sadece dört yüz metrekaresi için ve hak
sahiplerinin taşınmazdaki hisselerine oranlanarak yapılacaktır.
(3) Taşınmazların kullanım durumuna göre satış bedelinin, rayiç bedelin yüzde ellisi
veya yetmişi üzerinden hesaplanması işlemi; hak sahiplerinin beyanları esas alınarak
yapılacaktır. Ancak İdarenin kayıtlarında taşınmazın kullanımı konusunda hak sahibinin
beyanından farklı bilgi ve belge bulunması halinde satış bedeli buna göre hesaplanacaktır.
Örnek-1: (A) adlı kişinin Çanakkale İli sınırları içerisinde iki adet, Balıkesir İli sınırları
içerisinde ise bir adet taşınmazda hak sahibi olduğu İdarece tespit edilmiştir.
Çanakkale İlinde bulunan 1 parsel numaralı 600 m2 yüzölçümlü imar planında konut
alanı olarak ayrılan taşınmaz meyve bahçesi olarak kullanılmakta, 2 parsel numaralı 12.000
m2 yüzölçümlü imar planı bulunmayan ve tarımsal amaçlı kullanılan taşınmaz üzerinde ev,
evin bir kısmında işyeri ve mandıra bulunmaktadır.
Balıkesir İlinde bulunan 3 parsel numaralı 6.000 m2 yüzölçümlü imar planı bulunmayan
taşınmaz ise meyve bahçesi ve lokanta olarak kullanılmaktadır.
Buna göre;
-Çanakkale İlinde bulunan 1 parsel numaralı taşınmazın imar planında konut alanı
olarak ayrılmasına rağmen, bu taşınmaz fiilen tarımsal amaçla kullanıldığından; satış bedeli
rayiç bedelin yüzde ellisi üzerinden hesaplanacak, ancak hak sahibinin talebi halinde satış
bedeli, rayiç bedelin yüzde yetmişi olarak uygulanabilecektir.
-2 parsel numaralı taşınmazın tarımsal amaçla kullanılması, üzerindeki yapıların
tarımsal nitelikte yapı olması ve evin ise sürekli ikamet amacıyla kullanılan konut kapsamında
olması, ancak evin bir kısmının işyeri olarak kullanılmasının da bu durumu değiştirmemesi
nedeniyle, bu taşınmazın satış bedeli rayiç bedelin yüzde ellisi üzerinden hesaplanacaktır.
-Balıkesir İlinde bulunan 3 parsel numaralı taşınmazın satış bedeli, üzerinde bulunan
yapının tarımsal yapı ve sürekli ikamet amacıyla kullanılan konut kapsamında olmaması,
dolayısıyla taşınmazın tamamının tarımsal amaçlı kullanılmaması nedeniyle rayiç bedelin
yüzde yetmişi üzerinden hesaplanacaktır.
Öte yandan, (A) adlı kişi Çanakkale İlinde bulunan 1 parsel numaralı taşınmazın hak
sahibi tarafından rayiç bedelin yüzde yetmişi üzerinden satın alınma talebinde bulunması
halinde, bu taşınmaz veya satış bedeli rayiç bedelin yüzde yetmişi üzerinden hesaplanacak
olan Balıkesir İlinde bulunan 3 parsel numaralı taşınmazdan tercih edeceği birinde
kullanılmak şartıyla, taşınmazın dört yüz metrekareye kadar olan kısmı için yüzde elli indirim
oranından yararlanacaktır.
(4) Satış bedeli peşin veya taksitle ödenebilecektir. Peşin ödemelerde satış bedeline
yüzde yirmi oranında indirim uygulanacak ve bu bedel İdarece yapılacak tebligat tarihinden
itibaren en geç üç ay içinde ödenecektir. Taksitli satışlarda ise;
a) Satış bedeline yüzde on indirim uygulamasından yararlanmak istenilmesi halinde bu
şekilde belirlenen tutarın en az yarısı,
b) En az yarısının peşin ödenmek istenilmemesi halinde satış bedelinin;
1) Tamamen ve münhasıran bilfiil tarımsal amaçlı olarak kullanılan taşınmazlar ile
üzerinde tarımsal amaçlı yapılar ve sürekli ikamet edilen konutlar bulunan taşınmazlar için
yüzde onu,
2) Diğer taşınmazlar için ise yüzde yirmisi,
yapılacak tebligat tarihinden itibaren en geç üç ay içinde ödenecektir. Kalanı ise,
belediye ve mücavir alan sınırları içinde en fazla beş yılda on eşit taksitle, dışında en fazla altı
yılda oniki eşit taksitle faizsiz olarak ödenecektir. Taksit dönemleri, hak sahiplerinin talebi
dikkate alınarak belirlenecek ve bu Genel Tebliğin ekinde (EK-5) yer alan sözleşme
düzenlenecektir.
(5) Taksitli satışlarda, tahsil edilen bedeller düşüldükten sonra kalan miktarı
karşılayacak tutarda kesin ve süresi son taksit tarihini altı ay geçecek şekilde banka teminat
mektubu verilmesi veya satışı yapılan taşınmazın üzerinde 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı
Türk Medenî Kanunu hükümleri uyarınca Hazine lehine kanunî ipotek tesis edilmesi halinde,
taşınmaz tapuda hak sahibi adına devredilecektir.
(6) İdare tarafından yapılan taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan taşınmaz satış
sözleşmeleri ile kanuni ipotek sözleşmelerinde resmî şekil şartı aranmayacaktır. İdarece; hak
sahibinin satın aldığı taşınmaza ilişkin bilgiler ile T.C. kimlik numarası, nüfus bilgileri,
fotoğrafı ve imzasını içerecek şekilde düzenlenen örneği bu Genel Tebliğin ekinde (EK-6) yer
alan belge düzenlenecek, bu Genel Tebliğin ekinde (EK-7/A) yer alan yazıyla Tapu İdaresine
bildirilecektir. Devir ve kanuni ipotek Tapu İdaresince tapu siciline resen tescil edilecektir.
(7) İpotek tesis edilerek devredilen taşınmazlar için bu Genel Tebliğin ekinde (EK-6)
yer alan belge, kalan taksit tutarını da gösterecek şekilde düzenlenecektir. Bu taşınmazların
üçüncü kişilere satılması halinde borcun kalan tutarından alıcıların sorumlu olacağına yönelik
tapu kütüğünde gerekli belirtmenin konulması bu Genel Tebliğin ekinde (EK-7/B) yer alan
yazıyla Tapu İdaresine bildirilecektir.
(8) Bedelin yetkili kredi kuruluşlarından kredi temin edilerek ödenmek istenilmesi
halinde, hak sahibi tarafından ilgili kredi kuruluşu ile yapılan kredi sözleşmesi veya kredi
açıldığına dair kredi kuruluşunun resmî yazısı verilecek ve kredi kuruluşu tarafından bedel
ilgili muhasebe biriminde açılacak emanet hesabına aktarılacaktır. İdarece, bu Genel Tebliğin
ekinde (EK-6) yer alan belge düzenlenerek Tapu İdaresince kredi kuruluşu lehine ipotek tesis
edilmesi ve alıcı adına tescil işleminin yapılması hususu, örneği bu Genel Tebliğin ekinde
(EK-7/C) yer alan yazıyla bildirilecektir. Ferağ ve ipotek tesisi işlemi yapıldıktan sonra
emanet hesabında tutulan bedel bütçe hesabına aktarılacaktır.
(9) Mülkiyet devredilmeden yapılan taksitli satışlarda, iki taksidin ödenmemesi halinde
onbeş gün içinde hak sahibine yapılacak tebligatta; iki taksidin süresi içinde ödenmediği ve bu
taksit bedellerinin sözleşme süresinin sonuna kadar ödenebileceği, ancak izleyen taksitlerden
herhangi birinin ödenmemesi durumunda sözleşmenin feshedileceği bildirilecektir. İdarenin
bu tebligatına rağmen ilgilisi tarafından yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda
sözleşme feshedilecek ve onbeş gün içinde ilgilisine yapılacak tebligat ile; adına açılmış
hesap numarasını İdareye bildirmesini müteakip en geç otuz gün içinde tahsil edilen bedelin
aynen ve faizsiz olarak tarafına iade edileceği bildirilecektir.
(10) Peşin satışlarda satış bedelinin tamamını, taksitli satışlarda ise peşinatı süresi içinde
ödemeyenler ile hak sahibi adına mülkiyet devredilmeden yapılan taksitli satışlarda
yükümlülüklerini süresi içinde yerine getirmeyenlerin doğrudan satın alma hakları düşecektir.
Vadesinde ödenmeyen taksit tutarlarına 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen oranda gecikme zammı uygulanacaktır.
Örnek-2: Denizli İli sınırları içerisinde bulunan ve tarımsal amaç dışında kullanılan 102
ada 10 parsel numaralı 20.000 m2 yüzölçümlü taşınmazın hak sahibi olan (B), bu taşınmazın
1.000 m2’lik kısmını (C)’ye, 2.000 m2’lik kısmını (D)’ye devretmiştir. (B), (C) ve (D) adlı
kişilerin hak sahibi olduğu başka taşınmaz bulunmamaktadır. Buna göre, taşınmazın satış
bedeli; 400 m2’lik kısmı için rayiç bedelin % 50’si, kalan 19.600 m2 için rayiç bedelin % 70’i
üzerinden hesaplanacaktır. Bu şekilde hesaplanan satış bedeli; hisseleri oranında % 5’i
(C)’den, % 10’u (D)’den ve kalan % 85’i de (B)’den tahsil edilecektir. Diğer bir ifadeyle
taşınmazın; (C) için 20 m2’lik kısmına, (D) için 40 m2’lik kısmına, (B) için ise kalan 340
m2’lik kısmına yüzde elli satış bedeli hesaplaması yapılacaktır.
Örnek-3: (E) adlı kişinin Balıkesir İli sınırları içerisinde hak sahibi olduğu ve tarımsal
amaç dışında kullandığı dört adet taşınmaz bulunmaktadır. (E), iki taşınmazdaki hak
sahipliğinin tamamını (F) ve (G) adlı kişilere devretmiştir. Hak sahibi olduğu başka
taşınmazları bulunan (F) ve (G) adlı kişiler, yüzde elli satış bedeli indirimini bu taşınmazları
için tercih etmiştir. Buna göre, (E) adlı kişinin 400 m2’ye ilişkin yüzde elli satış bedeli
hesaplaması tercih edeceği sadece bir taşınmaz için uygulanacaktır. (F) ve (G) adlı kişiler
tercih haklarını kendi taşınmazlarında kullandıklarından, devraldığı taşınmazlarda yüzde elli
satış bedeli hesaplamasından yararlanamayacaklardır.
Örnek-4: Sinop İli sınırları içerisinde bulunan 2.000 m2 yüzölçümlü ve üzerinde
kafeterya bulunan taşınmazın tapu kütüğüne göre (H), (I), (İ) ve (J) isimli kişilerin her biri
500’er m2’lik kısımlarında hak sahibidirler. Bu kişilerin başka taşınmazı da bulunmamaktadır.
Bu hak sahiplerinden (H) hakkını (J)’ye, (I) da hakkını (K)’ya devretmiştir. (K)’nın da hak
sahibi olduğu başka bir taşınmaz bulunmaktadır.
Buna göre, 400 m2’ye ilişkin yüzde elli satış bedeli hesaplaması; (İ)’nin bu taşınmazda
hak sahibi olduğu 400 m2’lik kısım için, (J)’nin hak sahibi ve akdi halef olduğu her iki
kısımdan biri için, (K)’nın akdi halef olduğu kısım ile kendi hak sahibi olduğu taşınmazdan
tercih edeceği biri için uygulanacaktır.
Örnek-5: Antalya İlinde belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan ve imar
planında 200 m2’si kamu hizmet alanına, geri kalan kısmı konut alanına ayrılan 102 ada 10
parsel numaralı 1.200 m2 yüzölçümlü, rayiç m2 bedeli 10.-TL olan taşınmaza yönelik olarak
hak sahibi (A) tarafından 2.000.-TL başvuru bedeli yatırılarak süresi içinde satın alma
talebinde bulunulmuştur. İdarece yapılan inceleme sonucunda taşınmazın hak sahibi (A)
tarafından 1985 yılından beri kullanıldığı, kendisinden son beş yıl için ecrimisil bedeli olarak
200.-TL tahsil edildiği ve başka bir taşınmazda hak sahibi olmadığı anlaşılmıştır.
Buna göre;
TaĢınmazın 200 m2‘lik kısmı imar planında kamu hizmet alanında kaldığından ve
imar uygulaması sonucunda bedelsiz olarak Hazineye intikal edeceğine iliĢkin hak
1 sahibinden taahhütname alınarak tapu kütüğüne belirtme konulacağından; bu
kısım hesaplamalarda dikkate alınmayacak ve taĢınmazın satıĢ bedelinin
hesaplanması (1.200 m2-200 m2) 1.000 m2 üzerinden yapılacaktır.
TaĢınmazın ilk 400 m2‘lik kısmı için;
SatıĢ Bedeli = Rayiç Bedel x % 50
=400 m2 x 5.-TL = 2.000.-TL
2 olduğundan, bu kısmın satıĢ bedeli;
2
10 x % 50 = 5.-TL/m üzerinden
hesaplanır.
Kalan 600 m2‘lik kısmı için;
SatıĢ Bedeli = Rayiç Bedel x % 70
=600 m2 x 7.-TL = 4.200.-TL
3 olduğundan, bu kısmın satıĢ bedeli;
10 x % 70 = 7.-TL/m2 üzerinden
hesaplanır.
=2.000.-TL+4.200.-TL = 6.200.-TL
4 TaĢınmazın satıĢ bedeli bulunur.
a) SatıĢ bedelinin peĢin ödenmesi durumunda;
TaĢınmazın satıĢ bedeline
=6.200.-TL - (6.200.-TL x %
1
% 20 indirim uygulanır.
20)=4.960.-TL
Birinci aĢamada bulunan bedel üzerinden =4.960.-TL - 200.-TL = 4.760.-TL
öncelikle son beĢ yıl için tahsil edilen (Ecrimisil bedeli mahsubu)
2 ecrimisil bedeli, daha sonra kalan bedel =4.760.-TL - 2.000.-TL = 2.760.-TL
üzerinden baĢvuru bedeli mahsup edilir (Başvuru bedeli mahsubu)
ve kalan bedel peĢin olarak tahsil edilir.
=2.760.-TL (Tahsil edilecek bedel)
b) SatıĢ bedelinin en az yarısının peĢin ödenmesi durumunda;
TaĢınmazın satıĢ bedeline
=6.200.-TL - (6.200.-TL x % 10) =
1
% 10 indirim uygulanır.
5.580.-TL
2
3
Birinci
aĢamada
bulunan
bedel
üzerinden son beĢ yıl için tahsil edilen
ecrimisil bedeli mahsup edilir.
Ġkinci aĢamada bulunan bedelin en az
yarısının peĢin olarak tahsil edilmesi
gerektiğinden, ikiye bölme iĢlemi
yapılarak ödenmesi gereken en az
peĢinat bedeli ile peĢinattan geriye
kalan taksitlendirilecek bedel bulunur.
PeĢinat olarak ödenecek bedelden
baĢvuru bedeli olarak ödenen bedel
mahsup edilir. Kalan kısım peĢin olarak
tahsil edilir.
=5.580.-TL - 200.-TL = 5.380.-TL
(Ecrimisil bedeli mahsubu)
=5.380.-TL / 2 = 2.690.-TL
=2.690.-TL (Peşinat bedeli)
=2.690.-TL (Taksitlendirilecek bedel)
2.690.-TL - 2.000.-TL = 690.-TL
(Başvuru bedelinin mahsubundan
4
sonra peşinat olarak tahsil edilecek
bedel)
2.690.-TL / 10 = 269.-TL
Taksitlendirilecek bedel kanuni taksit
(Taşınmaz belediye ve mücavir alan
bölünür
ve
taksitler
5 sayısına
sınırları içinde olduğu için 10 taksit
hesaplanmıĢ olur.
üzerinden hesaplama yapılmıştır.)
c) Taksitli satıĢlarda;
TaĢınmazın satıĢ bedeli üzerinden son
1 beĢ yıl için tahsil edilen ecrimisil =6.200 – 200 = 6.000.-TL
bedeli mahsup edilir.
6.000.-TL x % 20 = 1.200.-TL
Birinci aĢamada bulunan bedel % 20
(Peşinat bedeli)
2 peĢinat bedeli ve taksitlendirilecek
=6.000.-TL - 1.200.-TL = 4.800.-TL
bedel hesaplanır.
(Taksitlendirilecek bedel)
BaĢvuru bedeli peĢinata mahsup edilir. 2.000.-TL - 1.200.-TL = 800.-TL
BaĢvuru bedelinin peĢinattan fazla (Başvuru bedelinin peşinat bedelinden
3
olması durumunda kalan kısım fazla
olan
1.200.-TL’lik
kısmı
belirlenir.
taksitlerden düşülecektir.)
Ġkinci
aĢamada
elde
edilen 4.800.-TL / 10 = 480.-TL
taksitlendirilecek bedel kanuni taksit (Taşınmaz belediye ve mücavir alan
4
sayısına bölünür ve taksit bedelleri sınırları içinde olduğu için 10 taksit
hesaplanmıĢ olur.
üzerinden hesaplama yapılmıştır.)
(I. taksit bedeli olan 480.-TL tahsil
edilmeyecektir.
II. taksit bedeli olarak, başvuru
BaĢvuru bedelinin peĢinat bedelinden bedelinin mahsuplaşmasından kalan
fazla olan 800.-TL‘lik kısmı taksit 320.-TL
taksit
bedelinden
5
dönemlerinde tahsil edilecek taksit çıkarılacağından
(480.-TL-320.-TL)
tutarlarından mahsup edilir.
160.-TL tahsil edilecektir.
III. taksit dönemi ile takip eden taksit
dönemlerinde
480.-TL
tahsil
edilecektir.)
Örnek -6: Kahramanmaraş İlinde belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan 15
parsel numaralı ve tarımsal amaçla kullanılan 25.000 m2 yüzölçümlü rayiç m2 bedeli 1,00.-TL
olan taşınmaza yönelik olarak hak sahibi (Y) tarafından süresi içerisinde başvuru bedeli
yatırmadan satın alma talebinde bulunulmuştur. İdarece kendisinden başvuru tarihi itibariyle
son beş yıl içerisinde 1.000.-TL ecrimisil bedeli tahsil edilmiştir.
Buna göre;
SatıĢ Bedeli=Rayiç Bedel x % 50
olduğundan
=25.000 m2 x 0,50.-TL = 12.500.-TL
1
1,00x% 50=0,50.-TL/m2 üzerinden
hesaplanır.
a) SatıĢ bedelinin peĢin ödenmesi durumunda;
TaĢınmazın satıĢ bedeline
1
% 20 indirim uygulanır.
Birinci aĢamada bulunan bedel
2 üzerinden tahsil edilen ecrimisil bedeli
mahsup edilir.
=12.500.-TL-(12.500.-TLx%
20)=10.000.-TL
=10.000.-TL - 1.000.-TL = 9.000.-TL
(Ecrimisil bedeli mahsubu sonrasında
tahsil edilecek bedel)
b) SatıĢ bedelinin en az yarısının peĢin ödenmesi durumunda;
TaĢınmazın satıĢ bedeline
=12.500.-TL-(12.500.-TLx%
1
% 10 indirim uygulanır.
10)=11.250.-TL
Birinci aĢamada bulunan bedel
=11.250.-TL - 1.000.-TL = 10.250.-TL
2 üzerinden tahsil edilen ecrimisil bedeli
(Ecrimisil bedeli mahsubu)
mahsup edilir.
Ġkinci aĢamada bulunan bedelin en az
yarısının peĢin olarak tahsil edilmesi
=10.250.-TL / 2 = 5.125.-TL
gerektiğinden, ikiye bölme iĢlemi
=5.125.-TL (Peşinat bedeli)
3
yapılarak ödenmesi gereken en az
=5.125.-TL (Taksitlendirilecek bedel)
peĢinat bedeli ile peĢinattan geriye
kalan taksitlendirilecek bedel bulunur.
5.125.-TL / 12 = 427,08.-TL
Taksitlendirilecek bedel kanuni taksit
(Taşınmaz belediye ve mücavir alan
bölünür
ve
taksitler
4 sayısına
sınırları dışında olduğu için 12 taksit
hesaplanmıĢ olur.
üzerinden hesaplama yapılmıştır.)
c) Taksitli satıĢlarda;
TaĢınmazın satıĢ bedeli üzerinden
=12.500 - 1.000 = 11.500.-TL
1 tahsil edilen ecrimisil bedeli mahsup
(Ecrimisil mahsubu)
edilir.
11.500.-TL x % 10 = 11.150.-TL
Birinci aĢamada bulunan bedel % 10
(Peşinat bedeli)
2 peĢinat bedeli ve taksitlendirilecek
=11.500.-TL - 1.150.-TL = 10.350.-TL
bedel hesaplanır.
(Taksitlendirilecek bedel)
Ġkinci
aĢamada
elde
edilen 10.350.-TL / 12 = 862,50.-TL
taksitlendirilecek bedel kanuni taksit (Taşınmaz belediye ve mücavir alan
3
sayısına bölünür ve taksit bedelleri sınırları dışında olduğu için 12 taksit
hesaplanmıĢ olur.
üzerinden hesaplama yapılmıştır.)
MADDE 3 – Aynı Genel Tebliğin 11 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“(1) Taşınmazların iadesine, Bakanlıktan uygun görüş alınması koşuluyla defterdarlıklar
veya mal müdürlükleri yetkilidir.”
MADDE 4 – Aynı Genel Tebliğin 17 nci maddesinin on beşinci fıkrasının (a) bendinin
üçüncü cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Başvuru yapan mirasçıların her birine durumlarına uygun düşen ve bu Genel Tebliğin
ekinde (EK-4/A) yer alan tebligat yapılacaktır.”
MADDE 5 – Aynı Genel Tebliğin ekinde yer alan EK-4/A ekteki şekilde değiştirilmiş
ve EK/4-C yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 6 – Aynı Genel Tebliğin ekinde yer alan EK-5’in 5 inci bölümünün sonuna
aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
“Taşınmazın tamamen ve münhasıran bilfiil tarımsal amaçlı olarak veya üzerindeki
yapıların tarımsal amaçlı yapı ya da sürekli ikamet amacıyla konut olarak kullanılmadığının
anlaşılması halinde; taşınmazın satış tarihi itibariyle rayiç bedelinin yüzde yetmişi üzerinden
hesaplanacak bedel esas alınarak aradaki fark kanuni faiziyle birlikte, 2886 sayılı Devlet İhale
Kanununun 75 inci maddesi uyarınca ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanun hükümleri gereğince ecrimisilin tarh, tahakkuk ve tahsiline ilişkin hükümler
uyarınca İdarece tahsil edilecektir.”
MADDE 7 – Bu Genel Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 8 – Bu Genel Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.
“EK-4/A
T.C.
.......................... VALĠLĠĞĠ / KAYMAKAMLIĞI
DEFTERDARLIĞI / MALMÜDÜRLÜĞÜ
Sayı :
Konu :
Sayın ..................................................
Bilindiği üzere, 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının
Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları DıĢına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi
ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin SatıĢı Hakkında Kanun, 2/B alanlarında bulunan
taĢınmazların, güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleĢmiĢ mahkeme
kararlarına göre oluĢturulan tapu kütüklerinin beyanlar hanesinde ismi geçen kiĢilere veya
bunların kanuni mirasçılarına doğrudan satılacağına iliĢkin hükümler içermektedir.
6292 sayılı Kanuna göre satın alma baĢvurusunda bulunduğunuz ……… Ġli, ……….
Ġlçesi, …………….. Mahallesinde / Köyünde bulunan ........ ada ......... parsel numaralı
................. m2 yüzölçümlü tarımsal amaçla kullanılan / tarımsal amaç dışında kullanılan /
kullanım amacı bilinmeyen1 taĢınmazın rayiç bedeli ……………… .-TL, kanuni indirimler
sonrasında satıĢ bedeli ………………. .-TL‘dir.
SatıĢ bedelinin ödeme Ģeklinin tarafınızdan yazı ekinde yer alan ödeme seçeneklerine
göre tercih edilerek en geç üç ay içerisinde peĢinat bedelini yetkili ödeme yerlerine ödemeniz
ve aĢağıda belirtilen belgeler ile birlikte Ġdaremize baĢvurmanız gerekmektedir. Bu süre
içerisinde mali yükümlülüklerinizin yerine getirilmemesi halinde hak sahipliğiniz sona
erecektir.
Tarımsal amaçlı satılan taşınmazın sonradan farklı amaçla kullanılması halinde,
taşınmazın rayiç bedeline uygulanan ilave yüzde yirmi indirim tutarı kanuni faiziyle birlikte
tahsil edilecektir. 2
Satılacak taşınmazın tarımsal amaçla kullanılıp kullanılmadığı İdaremizce
bilinmediğinden, satış bedeli tarımsal amaç dışındaki kullanıma göre hesaplanmıştır. Ancak
taşınmazın tarımsal amaçla kullanılması ve bu durumun en geç bir ay içerisinde tarafınızdan
İdaremize bildirilmesi halinde taşınmazın satış bedeli buna göre yeniden hesaplanacaktır. 3
Satılacak taşınmazın satış bedeli; dört yüz metrekareye kadar olan kısmı için rayiç
bedelin yüzde ellisi, fazlası için rayiç bedelin yüzde yetmişi üzerinden hesaplanmakta, birden
fazla taşınmazda hak sahibi olunması hâlinde yüzde elli satış bedeli hesaplaması, hak
sahibinin tercih edeceği sadece bir taşınmaz için uygulanmakta ve bir taşınmazdaki hak
sahipliğinin devredilmesi hâlinde yüzde elli satış bedeli hesaplaması, taşınmazın sadece dört
yüz metre karesi için ve hak sahiplerinin hisselerine uygulanması suretiyle belirlenmektedir.
Bu kapsamda satın alma talebiyle başvuruda bulunduğunuz taşınmazın birden fazla olması
halinde anılan Kanun gereğince yüzde elli satış bedeli hesaplaması sadece bir taşınmaz için
uygulanacağından, yüzde elli satış bedeli uygulanacak taşınmazın dilekçe ile İdaremize
bildirilmesi gerekmektedir. 4
SatıĢ bedelini itiraz ve dava konusu etmeniz halinde hak sahibi olmanız ve doğrudan
satıĢ hakkından yararlanmanız mümkün bulunmamaktadır.
Bilgi ve gereğini rica ederim.
Ġmza
EK: TaĢınmaz Bilgileri ve Ödeme Seçenekleri
ĠSTENĠLEN BELGELER:
1-Üç adet vesikalık fotoğraf,
2-Ayrıca tüzel kiĢiler için taĢınmaz tasarrufuna izinli olduğunu
ve temsilcisini gösterir yetki belgesi ile imza sirküleri.
------------------1
MEOP Sisteminden, taĢınmazın kullanım durumuna göre “tarımsal amaçla kullanılan /
tarımsal amaç dışında kullanılan / kullanım amacı bilinmeyen” seçeneklerinden uygun olan
sadece bir tanesi seçilecektir.
2
Bu paragraf, tarımsal amaçla kullanılmak üzere satılacak taĢınmazların hak sahiplerine
gönderilecek tebligat yazılarında yer alacaktır.
3
Bu paragraf, taĢınmazın kullanım amacının Ġdarece bilinmemesi halinde hak sahibine
gönderilecek tebligat yazılarında yer alacaktır.
4
Bu paragraf, tarımsal amaçlı kullanılmayan veya kullanım durumu belli olmayan bir veya
birden fazla taĢınmaz için hak sahibine gönderilecek tebligat yazılarında yer alacaktır.
*Yapılacak tercihlere göre tebligat yazıları MEOP Sistemi üzerinden otomatik olarak
üretilecektir.‖
[R.G. 23 Mart 2013 – 28596]
—— • ——
Maliye Bakanlığından:
PARASAL SINIRLAR VE ORANLAR HAKKINDA GENEL TEBLĠĞ
(SAYI: 2013/1)
Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol
Kanunu ve diğer mevzuat kapsamında uygulanacak olan parasal sınırları, faiz oranlarını ve
alındı birim fiyatlarını belirlemektir.
Kasa iĢlemleri
MADDE 2 – (1) 30/12/2006 tarihli ve 26392 (3. Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanan Merkezî Yönetim Muhasebe Yönetmeliğinin 12 nci maddesi gereğince,
muhasebe birimlerince kasadan yapılacak ödeme sınırı; Tablo I’in kasa işlemleri bölümünde
gösterilmiştir.
(2) Merkezî Yönetim Muhasebe Yönetmeliğinin 12 ve 27 nci maddeleri gereğince ertesi
gün yapılacak ödemeleri karşılamak üzere ve kişi malı emanet dövizlerden kasada
bulundurulacak miktarlar ile T.C. Ziraat Bankası şubesi bulunmayan ilçelerde gerekli
güvenlik önlemleri alınmak şartıyla veznede bulundurulacak azami miktar Tablo I’in kasa
işlemleri bölümünde gösterilmiştir.
(3) Tebliğ eki tabloda kasa işlemleri bölümünde gösterilen parasal sınırların yetersiz
kalması durumunda, muhasebe birimlerinin gerekçeli başvuruları üzerine Bakanlıkça
(Muhasebat Genel Müdürlüğü) tespit edilen sınırlar uygulanacaktır. Daha önce bu kapsamda
Bakanlıkça yeniden artırılmasına izin verilen limitlerin, bu Tebliğle belirlenen limitlerin
üzerinde olması halinde özel olarak verilmiş limitlerin uygulanmasına devam edilecektir.
Banka iĢlemleri
MADDE 3 – (1) Merkezî Yönetim Muhasebe Yönetmeliğinin 524 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (c) bendi gereğince, Tek Hazine Hesabı sistemine tabi olan muhasebe
birimlerinin toplu ödemelerde bankaya önceden haber vermeleri gereken tutar Tablo I’in
banka işlemleri bölümünde gösterilmiştir.
(2) Bu tutarın altındaki ödemeler için bankanın önceden haberdar edilmesi ve mutabakat
sağlanması zorunlu değildir.
Kaybedilen alındılara iliĢkin iĢlemler
MADDE 4 – (1) Merkezî Yönetim Muhasebe Yönetmeliğinin 528 inci maddesi
gereğince, muhasebe birimlerince, her ne suretle olursa olsun alınan para ve değerlere karşılık
verilmiş olan alındılardan kaybedilmiş olanlar için ilan verilmesine gerek görülmeyen tutar,
Tablo I’in kaybedilen alındılara ilişkin işlemler bölümünde gösterilmiştir.
Muhasebe yetkilisi mutemedi iĢlemleri
MADDE 5 – (1) 31/12/2005 tarihli ve 26040 (3. Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanan Muhasebe Yetkilisi Mutemetlerinin Görevlendirilmeleri, Yetkileri, Denetimi ve
Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 7 nci maddesi uyarınca, muhasebe birimleri
dışında görev yapan muhasebe yetkilisi mutemetleri tarafından yedi günlük süre
beklenilmeksizin muhasebe birimi veznesine teslim edilmesi gereken tahsilat tutarı ile
mahkeme başkanlıkları, icra ve iflas daireleri ve izale-i şüyu memurluklarındaki muhasebe
yetkilisi mutemetlerince, 492 sayılı Harçlar Kanununun eki (1) ve (3) sayılı tarifelere göre
makbuz karşılığı tahsil edilip, yedi günlük süre beklenilmeksizin muhasebe birimi veznesine
teslim edilmesi gereken tahsilat tutarı, Tablo I’in muhasebe yetkilisi mutemedi işlemleri
bölümünde gösterilmiştir.
(2) Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinde görev yapan muhasebe yetkilisi
mutemetleri için yukarıda belirtilen sınırın yetersiz kalması durumunda, gerekçeli tekliflerle
Bakanlığa başvurularak alınacak izne göre işlem yapılacaktır. Bu teklif yazısında muhasebe
yetkilisi mutemedinin son iki ayda muhasebe veznesine yatırdığı tutarlar ve yatırılma tarihleri
de belirtilecektir. Daha önce bu kapsamda Bakanlıkça yeniden artırılmasına izin verilen
limitlerin, bu Tebliğle belirlenen limitlerin üzerinde olması halinde özel olarak verilmiş
limitlerin uygulanmasına devam edilecektir.
Trafik para cezası tahsil eden görevlilerle ilgili iĢlemler
MADDE 6 – (1) Trafik para cezasını tahsil edecek muhasebe yetkilisi mutemetleri ile
ilgili işlemler, 6/4/2011 tarihli ve 27897 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları
Trafik Kanunu Hükümleri Gereğince Uygulanan İdari Para Cezalarının Tahsilinde ve
Takibinde Uygulanacak Usul ve Esaslar ile Kullanılacak Alındılar, Tutanaklar ve Defterler
Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre yürütülecektir. Bu görevliler için belirlenen yedi ve
üç günlük süreler beklenmeksizin muhasebe biriminin veznesine teslim edilmesi gereken
tahsilat tutarları, Tablo I’in trafik para cezasını tahsil eden muhasebe yetkilisi mutemetleri
bölümünde gösterilmiştir.
Yetkili memurlarla ilgili iĢlemler
MADDE 7 – (1) 8/6/1988 tarihli ve 19836 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Pul ve
Değerli Kağıtların Bayiler ve Yetkili Memurlar Vasıtası ile Sattırılmasına ve Bayilere Satış
Aidatı Verilmesine Dair Yönetmeliğin 12 nci maddesi hükümleri çerçevesinde değerli kağıt
verilen yetkili memurlar tarafından on beş günlük süre beklenilmeksizin muhasebe biriminin
veznesine teslim edilmesi gereken satış hasılatı tutarı Tablo I’in yetkili memurlarla ilgili
işlemler bölümünde gösterilmiştir.
Muhasebe yetkilisi yardımcılarına devredilecek görev ve yetkiler
MADDE 8 – (1) 30/12/2005 tarihli ve 2005/9912 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile
yürürlüğe giren Muhasebe Yetkilisi Adaylarının Eğitimi, Sertifika Verilmesi ile Muhasebe
Yetkililerinin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 26 ncı maddesi gereğince,
görev, yetki ve sorumlulukların yardımcılara devredilmesinde Tablo I’in C bölümünde
gösterilen parasal sınırlar dikkate alınacaktır.
Kaybolan faturalarla ilgili iĢlemler
MADDE 9 – (1) 31/12/2005 tarihli ve 26040 (3. Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanan Merkezî Yönetim Harcama Belgeleri Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde kamu
idarelerince alınan mal, hizmet ve yapım işleri karşılığında özel kişiler tarafından düzenlenen
faturaların kaybedilmesi halinde, noter onaylı fatura örneklerinin kabul edileceği fatura tutarı
Tablo I’in Ç bölümünde gösterilmiştir.
TaĢınırların kayıtlardan çıkarılması
MADDE 10 – (1) 28/12/2006 tarihli ve 2006/11545 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile
yürürlüğe giren Taşınır Mal Yönetmeliği hükümlerine göre, taşınırların devir, imha, hurdaya
ayırma, satış ve terkini suretiyle kayıtlardan çıkarılmasında Tablo I’in D bölümünde
gösterilen parasal sınırlar dikkate alınacaktır. Taşınırların kayıtlardan çıkarılması, belirlenen
limitler dahilinde harcama yetkilisinin, limit üzerinde olanlar ise ilgili üst yöneticinin onayı ile
yapılacaktır.
(2) Devir, satış, imha, hurdaya ayırma ve terkin işlemlerinin birden fazla taşınırı ihtiva
etmesi halinde söz konusu limitler taşınır bazında değil, işlem bazında uygulanacaktır.
Ön ödeme iĢlemleri
MADDE 11 – (1) Merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerince harcama yetkilisi
mutemetlerine verilebilecek avans sınırı Tablo II’nin A bölümünde gösterilmiştir.
(2) Merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerinden Tablo II’nin B bölümünde
gösterilenler, kendileri için belirlenen sınır dahilinde avans verebileceklerdir.
(3) Milli İstihbarat Teşkilatı mutemetleri ile dış temsilcilikler emrine ve askerî daireler
mutemetlerine verilecek avans sınırları Tablo II’nin C, Ç ve D bölümlerinde gösterilmiştir.
6363 sayılı 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununda gösterilen sınırlar aşılmamak
kaydıyla, belirlenen sınırların üzerinde avans verilmesine ihtiyaç duyulması halinde,
gerekçeleriyle birlikte Bakanlığa başvurularak izin alınması gerekir.
(4) Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerince açılacak krediler ile yurt dışından
yapılacak alımlar için açtırılacak akreditif karşılığı krediler için Bakanlıktan izin
alınmayacaktır.
(5) Milli Savunma Bakanlığına bağlı birlik ve kurumlardan “Tümen ve daha üst birlikler
ile eşiti kurum ve kuruluşlar” kapsamına giren askerî birimler Tablo III’te gösterilmiştir.
Bunların dışında kalan birlikler, “Tugay ve eşitine kadar olan askerî kurum ve kuruluşlar”
kapsamında sayılacaktır.
Muhasebe kayıtlarından çıkarılacak alacaklar
MADDE 12 – (1) 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanunun 106 ncı maddesi gereğince, yapılacak takip sonunda tahsili imkansız veya
tahsili için yapılacak giderlerin alacaktan fazla bulunduğu anlaşılan 213 sayılı Kanun
kapsamına giren amme alacakları ile diğer amme alacaklarından, amme idarelerinde terkin
yetkisini haiz olanlar tarafından tahsil zamanaşımı süresi beklenilmeksizin terkin olunabilecek
miktarlar Tablo IV’de gösterilmiştir.
(2) 5018 sayılı Kanunun 79 uncu maddesi hükmü gereğince, kayıtlardan çıkarılacak
tutarlar Tablo IV’de gösterilmiştir.
Faiz oranları
MADDE 13 – (1) Genel hükümlere göre takip edilerek tahsil olunacak kişilerden
alacaklara 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun
hükümlerine göre uygulanacak kanuni faiz oranları ile temerrüt faizi oranları, yıllar itibarıyla
Tablo V’de gösterilmiştir.
Alındılar ve alındı birim fiyatları
MADDE 14 – (1) Bakanlıkça bastırılan ve genel bütçe kapsamı dışındaki idareler ile
döner sermaye ve fonlar tarafından mevzuatları gereğince kullanılması gereken alındıların
birim satış fiyatları Tablo VI’da gösterilmiştir.
Yürürlükten kaldırılan Tebliğ
MADDE 15 – (1) 11/2/2012 tarihli ve 28201 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan
Parasal Sınırlar ve Oranlar Hakkında Genel Tebliğ (Sayı: 2012/1) yürürlükten kaldırılmıştır.
Yürürlük
MADDE 16 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 17 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.
Tebliğin eki için tıklayınız
[R.G. 23 Mart 2013 – 28596]
—— • ——
Maliye Bakanlığından:
VAKIFLARA VERGĠ MUAFĠYETĠ TANINMASI HAKKINDA
GENEL TEBLĠĞ (SERĠ NO: 1)’DE DEĞĠġĠKLĠK
YAPILMASINA DAĠR TEBLĠĞ (SERĠ NO: 3)
MADDE 1 – 3/4/2007 tarihli ve 26482 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vakıflara
Vergi Muafiyeti Tanınması Hakkında Genel Tebliğ (Seri No: 1)’in “1.2. Faaliyet süresi”
başlıklı bölümünün birinci paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
“Ancak, mal varlığı ve gelir tutarı başvurunun yapıldığı yıl için geçerli olan hadlerin iki
katını aşan vakıfların vergi muafiyetine ilişkin başvurularında asgari bir yıl faaliyette
bulunmuş olma şartının yerine asgari altı ay faaliyette bulunma şartı aranır. Bu şekilde
yapılacak vergi muafiyeti başvurularının değerlendirilmesinde, asgari altı aylık dönem
sürecinde elde edilen gelir tutarının içinde bulunulan yıl için belirlenmiş olan gelir tutarının
iki katını aşıp aşmadığı ve gelirin amaçlara harcanma şartının yerine getirilip getirilemediği
ile vergi muafiyetinin verilebilmesi için gerekli olan diğer şartların varlığı araştırılır.”
Tebliğ olunur.
[R.G. 23 Mart 2013 – 28596]
—— • ——
ANAYASA MAHKEMESĠ KARARI
Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından:
Esas Sayısı : 2012/128
Karar Sayısı : 2013/7
Karar Günü : 10.1.2013
ĠTĠRAZ YOLUNA BAġVURANLAR :
1- Ankara 13. Ġdare Mahkemesi (E. 2012/12)
2- Ankara 7. Ġdare Mahkemesi (E. 2012/128)
3- Ankara 5. Ġdare Mahkemesi (E. 2012/145)
ĠTĠRAZLARIN KONUSU : 18.5.2004 günlü, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun;
1- 16. maddesinin ―Üst üste iki dönem meclis başkanlığı yapmış olanlar, aradan iki
seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler.” biçimindeki beĢinci fıkrasının,
2- 38. maddesinin ―Üst üste iki dönem meclis başkanlığı yapmış olanlar, aradan iki
seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler.‖ biçimindeki beĢinci fıkrasının,
3- 40. maddesinin ―Üst üste iki dönem yönetim kurulu başkanlığı yapmış olanlar,
aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler.‖ biçimindeki üçüncü
fıkrasının,
4- Geçici 10. maddesinin birinci fıkrasının “…üst üste iki dönem süresince meclis
başkanlığı, yönetim kurulu başkanlığı, konsey başkanlığı ve Birlik Başkanlığı görevlerinde
bulunanlar aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı görevlere yeniden seçilemezler”
bölümünün,
Anayasa‘nın 2., 13., 67. ve 135. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülerek iptallerine
karar verilmesi istemidir.
I- OLAY
Bakılmakta olan davalarda, itiraz konusu kuralların Anayasa‘ya aykırı olduğu kanısına
varan Mahkemeler, iptalleri için baĢvurmuĢlardır.
II- ĠTĠRAZLARIN VE YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI ĠSTEMĠNĠN
GEREKÇELERĠ
Ġtiraz yoluna baĢvuran Mahkemelerin baĢvuru kararlarında özetle; oda ve borsaların
yönetim organlarında üst üste iki dönem baĢkanlık yapan davacıların, 5174 sayılı Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun itiraz konusu kuralları uyarınca,
aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilmelerinin olanaklı olmadığı,
oysa Anayasa‘nın 135. maddesinde öngörülen düzenleme ile kamu kurumu niteliğindeki
meslek kuruluĢlarının, kuruluĢ ve iĢleyiĢlerinin demokratik esaslara uygun olmasının
amaçlandığı, demokratik devlet ilkesinin olmazsa olmaz koĢulunun hiç kuĢkusuz seçimler
olduğu, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢu organlarının kendi üyeleri tarafından
seçilmelerinin öngörülmesinin, üyeler yönünden seçme, adaylar yönünden ise seçilme
hakkının kullanılması sonucunu doğurduğu; hukuk devletinde kanun koyucunun, yalnız
kanunların Anayasa‘ya değil, evrensel hukuk ilkelerine uygun olmasını sağlamakla da
yükümlü olduğu, Anayasa‘da sınırlama nedenleri gösterilmemiĢ demokratik hakların
kullanılmasını engelleyecek düzenlemeler yapmasının olanaklı olmadığı, hukuki
düzenlemelerde kendisine tanınan takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde adalet, hakkaniyet
ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak kullanması gerektiği; itiraz konusu kurallarla,
seçme ve seçilme hakkının demokratik toplum düzeninin gerekleriyle bağdaĢmayacak ve
hakkın özüne dokunacak biçimde kısıtlandığı, adil ve ölçülü bir düzenleme yapılmadığı,
kanun koyucunun iki kere üst üste seçilemez demekle sonraki dönemler için seçilebilirlik
yorumundaki düzenlemede keyfîlik bulunduğu, ayrıca, seçenlerin kanaatinin serbestçe
oluĢmasının önüne geçildiği ve böylece anayasal dayanaktan da yoksun olan sınırlamanın
demokratik hukuk devleti iĢleyiĢine müdahale oluĢturduğu belirtilerek, kuralların Anayasa‘nın
2., 13., 67. ve 135. maddelerine aykırı olduğu ve sonradan giderilmesi güç ya da olanaksız
durum ve zararların doğmaması için yürürlüklerinin durdurulması gerektiği ileri sürülmüĢtür.
III- YASA METĠNLERĠ
A- Ġtiraz Konusu Yasa Kuralları
18.5.2004 günlü, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar
Kanunu‘nun itiraz konusu kuralları da içeren maddeleri Ģöyledir:
1- “Oda Meclisi
Madde 16- Oda meclisi, meslek gruplarınca dört yıl için seçilecek üyelerden oluĢur.
Meslek komiteleri beĢ kiĢiden oluĢan gruplarda ikiĢer, yedi kiĢiden oluĢan gruplarda üçer,
dokuz kiĢiden oluĢan gruplarda dörder, onbir kiĢiden oluĢan gruplarda beĢer meclis üyesi
seçilir. Ayrıca aynı sayıda yedek üye seçilir.
Meclis, kendi üyeleri arasından dört yıl için baĢkan ile bir veya iki baĢkan yardımcısı
seçer.
Meclis üyeliğine seçilen gerçek kiĢiler ile tüzel kiĢilerin gerçek kiĢi temsilcileri, aynı
faaliyet alanında bulunan odalar ve borsaların meclisleri ile 17.7.1964 tarihli ve 507 sayılı
Kanuna göre kurulmuĢ odaların ancak birinde görev alabilirler.
Meclis baĢkanı ve yardımcıları yönetim kurulu ve disiplin kurulu baĢkan ve üyeliğine
seçilemezler.
Üst üste iki dönem meclis baĢkanlığı yapmıĢ olanlar, aradan iki seçim dönemi
geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler.”
2- “Borsa Meclisi
Madde 38- Borsa meclisi, meslek gruplarınca dört yıl için seçilecek üyelerden oluĢur.
Meslek komiteleri beĢ kiĢiden oluĢan gruplarda ikiĢer, yedi kiĢiden oluĢan gruplarda üçer,
dokuz kiĢiden oluĢan gruplarda dörder, onbir kiĢiden oluĢan gruplarda beĢer meclis üyesi
seçilir. Ayrıca aynı sayıda yedek üye seçilir. En az yedi meslek grubu kurulamayan borsalarda
meclisler borsaya kayıtlı olanların kendi aralarından seçecekleri ondört üye ile kurulur. Ayrıca
aynı sayıda yedek üye seçilir. Bu takdirde meslek komitelerinin görevleri meclislerce
seçilecek ihtisas komisyonları tarafından yerine getirilir.
Meclis, kendi üyeleri arasından dört yıl için bir baĢkan, bir veya iki baĢkan yardımcısı
seçer.
Meclis üyeliğine seçilen gerçek kiĢiler ile tüzel kiĢilerin gerçek kiĢi temsilcileri, aynı
faaliyet alanında bulunan odalar ve borsaların meclisleri ile 17.7.1964 tarihli ve 507 sayılı
Kanuna göre kurulmuĢ odaların ancak birinde görev alabilirler.
Meclis baĢkan ve yardımcıları, yönetim ve disiplin kurulu baĢkanlığına ve üyeliğine
seçilemezler.
Üst üste iki dönem meclis baĢkanlığı yapmıĢ olanlar, aradan iki seçim dönemi
geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler.”
3- “Borsa Yönetim Kurulu
Madde 40- Borsa yönetim kurulu, dört yıl için seçilen, meclis üye sayısı yirmiden az
olan borsalarda beĢ; yirmi ile yirmidokuz arasında olanlarda yedi; otuz ile otuzdokuz arasında
olanlarda dokuz; kırk ve daha fazla olanlarda onbir kiĢiden oluĢur.
Meclis kendi üyeleri arasından yönetim kurulunun baĢkanını, asıl ve yedek üyelerini tek
liste halinde seçer. Yönetim kurulu, kendi üyeleri arasından dört yıl için bir veya iki baĢkan
yardımcısı ve bir sayman üye seçer.
Üst üste iki dönem yönetim kurulu baĢkanlığı yapmıĢ olanlar, aradan iki seçim
dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler.
Bir borsanın yönetim kurulu baĢkan veya üyeleri, aynı zamanda baĢka bir borsa veya
odanın meclisinde görev alamaz.
Toplantı gündemi baĢkan veya yokluğunda yetkilendirdiği baĢkan yardımcısı tarafından
belirlenir. Ayrıca yönetim kurulu üyelerinin en az üçte birinin baĢvurusu ile en geç toplantının
baĢlamasından önce, gündeme yeni madde eklenir.‖
4- “Geçici Madde 10- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılacak ilk
seçimlerden itibaren üst üste iki dönem süresince meclis baĢkanlığı, yönetim kurulu
baĢkanlığı, konsey baĢkanlığı ve Birlik BaĢkanlığı görevlerinde bulunanlar aradan iki
seçim dönemi geçmedikçe aynı görevlere yeniden seçilemezler.”
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
BaĢvuru kararlarında, Anayasa‘nın 2., 13., 67. ve 135. maddelerine dayanılmıĢtır.
IV- ĠLK ĠNCELEME
1- Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü hükümleri uyarınca E.2012/12 sayılı dosyanın
9.2.2012; E.2012/128 sayılı dosyanın 15.11.2012; E.2012/145 sayılı dosyanın ise 27.12.2012
gününde yapılan ilk inceleme toplantılarında, dosyalarda eksiklik bulunmadığından iĢin
esasının incelenmesine, OYBĠRLĠĞĠYLE karar verilmiĢtir.
2- E.2012/128 sayılı dosyanın 15.11.2012 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında,
yürürlüğü durdurma isteminin bu konudaki raporun hazırlanmasından sonra karara
bağlanmasına OYBĠRLĠĞĠYLE karar verilmiĢtir.
V- BĠRLEġTĠRME KARARLARI
5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun
yukarıda belirtilen kurallarının iptali istemiyle açılan E.2012/12, 2012/128 ve 2012/145 sayılı
dosyaların aralarındaki hukuki irtibat nedeniyle E.2012/128 sayılı dosya ile
BĠRLEġTĠRĠLMESĠNE, esaslarının kapatılmasına, esas incelemesinin E.2012/128 sayılı
dosya üzerinden yürütülmesine OYBĠRLĠĞĠYLE karar verilmiĢtir.
VI- ESASIN ĠNCELENMESĠ
BaĢvuru kararları ve ekleri, Raportör Özcan ÖZBEY tarafından hazırlanan iĢin esasına
iliĢkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri
ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüĢülüp düĢünüldü:
BaĢvuru kararlarında, dava konusu kurallarda öngörülen “Üst üste iki dönem …
başkanlığı yapmış olanlar, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden
seçilemezler.” biçimindeki sınırlamanın hukuk devleti ve demokrasi kavramları ile
demokratik toplum düzeninin gerekleriyle bağdaĢmadığı, kurallardaki düzenlemenin hakkın
özüne dokunması nedeniyle ölçülülük ilkesine aykırılık oluĢturduğu, Anayasa‘da yöneticilere
seçilme yönünden getirilmiĢ bir sınırlamanın bulunmadığı belirtilerek, kuralların Anayasa‘nın
2., 13., 67. ve 135. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüĢtür.
Ġtiraz konusu kurallarda, oda ve borsalarda üst üste iki dönem süresince meclis
baĢkanlığı, yönetim kurulu baĢkanlığı, konsey baĢkanlığı ve Birlik BaĢkanlığı görevlerinde
bulunanların aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı görevlere yeniden seçilemeyecekleri
hüküm altına alınmıĢtır.
Ġtiraz konusu kurallara iliĢkin gerekçeden, öngörülen düzenlemenin belirtilen görevlere
seçilmede fırsat eĢitliğinin sağlanması amacıyla yasalaĢtırıldığı anlaĢılmaktadır.
Anayasa‘nın 135. maddesinde, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢları ve üst
kuruluĢlarının maddede belirtilen amaçlar doğrultusunda kanunla kurulan ve organları kendi
üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında gizli oyla seçilen
kamu tüzelkiĢileri olduğu belirtilmiĢtir. TüzelkiĢilikleri olan bu tür meslek kuruluĢlarının
yönetsel vesayet ağırlığı, yönetim ve mali konularda denetim yoğunluğunu getirmekle
birlikte, organlarını kendi üyeleri arasından kanunda belirlenen yöntemlere göre seçmeleri
ilkesi benimsenmiĢtir. Böylece Anayasa, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢlarının
yönetim ve iĢleyiĢlerinin demokratik hukuk devleti esaslarına uygun olması kuralını
öngörmüĢ ve kurum içi demokratik yapıyı sağlamıĢtır. KuĢkusuz demokratik düzenin en
belirgin niteliği de seçimlerdir. Seçimlerin adaletli bir katılım ile serbest, eĢit ve genel-oy
ilkelerine dayalı olarak gerçekleĢmesi gerekmektedir.
Anayasa‘nın 135. maddesinde öngörülen düzenleme uyarınca, oda ve borsa
organlarında baĢkanlık yapacakların, kanunda gösterilen usullere göre seçilecekleri açıktır.
Ancak bu yetki, seçim usullerinin belirlenmesiyle sınırlı olup, seçme ve seçilme hakkının
kullanılmasına yönelik bir yasaklamayı içermemektedir. Kanunla seçim konusunda yapılacak
düzenlemelerin demokratik hukuk devletiyle bağdaĢır olması gerekir.
Anayasa‘nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti‘nin demokratik, lâik ve sosyal bir
hukuk Devleti olduğu vurgulanmıĢ olup, hukuk devleti; hak ve özgürlükleri güvenceye alan
devlettir. Kanun koyucunun hukuki düzenlemelerde kendisine tanınan takdir yetkisini
anayasal sınırlar içinde adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak
kullanması ve keyfi davranmaması gerekir.
Demokratik hukuk devletinde temel hak ve özgürlüklerin en geniĢ ölçüde sağlanıp
güvence altına alınması esastır. Demokratik hukuk devleti ilkesinin vazgeçilmez
unsurlarından birisi de özgür, genel, eĢit ve gizli oya dayalı, hoĢgörü, açık fikirlilik ve
çoğulculuk anlayıĢı içerisinde ilgililerin birbirleriyle rekabet edebildiği dürüst ve düzenli
seçimlerin varlığıdır. Bu Ģekildeki bir devlette yönetime gelmede ve ayrılmada tek yol
seçimler olup, buna iliĢkin yasaklar ―demokratik hukuk devleti ilkesi‖yle bağdaĢmaz.
Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢlarından olan Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği ile odalar ve borsaların meclis baĢkanlığı, yönetim kurulu baĢkanlığı, konsey
baĢkanlığı ve Birlik BaĢkanlığı gibi görevlere ―seçilme hakkı‖ demokratik bir haktır. Ġptali
istenen kurallarla, Anayasa‘nın 135. maddesinde öngörülmeyen belli süre baĢkanlık
yapanların aradan sekiz yıl geçmedikçe yeniden seçilemeyeceklerine iliĢkin yasağın
demokratik gereklerle izahı mümkün değildir. Bu yasak seçime katılan üyelerin kanaatinin
serbestçe oluĢmasını engellediğinden üyeler yönünden ―seçme‖ adaylar yönünden ―seçilme‖
hakkına müdahale oluĢturmuĢtur. Kamu kurumu niteliğinde olsa da sivil toplum örgütlerine
bu tür seçilememe yasakları getirilmesi demokratik hukuk devleti anlayıĢıyla
bağdaĢmayacağından Anayasa‘ya aykırılık oluĢturur.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kurallar, Anayasa‘nın 2. ve 135. maddelerine
aykırıdır. Ġptalleri gerekir.
HaĢim KILIÇ, Alparslan ALTAN, Recep KÖMÜRCÜ, Hicabi DURSUN ve Erdal
TERCAN bu sonuca farklı gerekçelerle katılmıĢlardır.
Nuri NECĠPOĞLU ve Zühtü ARSLAN bu görüĢlere katılmamıĢlardır.
Kurallar, Anayasa‘nın 2. ve 135. maddelerine aykırı bulunarak iptal edildiğinden
Anayasa‘nın 67. maddesi yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek görülmemiĢtir.
Kuralın Anayasa‘nın 13. maddesiyle ilgisi görülmemiĢtir.
VII- ĠPTALĠN DĠĞER KURALLARA ETKĠSĠ
Anayasa‘nın 152. ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun‘un 40. maddesine göre, Anayasa Mahkemesine yapılacak
baĢvurular, itiraz yoluna baĢvuran Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulayacağı yasa
kuralları ile sınırlıdır. 6216 sayılı Kanun‘un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrasında da,
kanunun belirli kurallarının iptali, diğer kurallarının veya tümünün uygulanmaması sonucunu
doğuruyorsa, bunların da Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilebileceği
öngörülmektedir.
Davaya konu kurallar ―Oda Meclis Başkanlığı‖, ―Borsa Meclis Başkanlığı‖ ve ‗‗Borsa
Yönetim Kurulu Başkanlığı‖ ile ilgili olup ‗‗Oda Yönetim Kurulu Başkanlığı‖, ‗‗Oda ve Borsa
Konseyleri Başkanlığı‖ ‗‗Birlik Yönetim Kurulu Başkanlığı‖ ile ilgili Kanun‘un aynı
nitelikteki kuralları dava konusu edilmemiĢtir.
Ancak, iptali istenilen geçici 10. maddenin birinci fıkrasının itiraza konu bölümü
yukarıda belirtilen ve itiraz konusu edilmeyen kurallarda yer alan organlar açısından da ortak
kural niteliğindedir. Geçici 10. maddenin birinci fıkrasının itiraz konusu bölümünün
Anayasa‘ya aykırı bulunarak iptal edilmesi nedeniyle itiraz konusu edilmeyen kuralların da
bundan etkilenmesi kaçınılmazdır. Zira aynı Kanun‘da düzenlenen ve itiraz konusu kurallarda
yer alan organların seçiminde herhangi bir kısıtlama olmaksızın seçim yapılacak iken itiraz
konusu edilmeyen kurallarda yer alan organların seçiminde ise kısıtlama devam edecektir.
Böyle bir durumun hukuk devleti ilkesiyle çeliĢeceği açıktır.
Açıklanan nedenlerle 5174 sayılı Kanun‘un;
1- 18. maddesinin üçüncü fıkrasının,
2- 63. maddesinin altıncı fıkrasının,
3- 65. maddesinin yedinci fıkrasının,
6216 sayılı Kanun‘un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince iptallerine karar
verilmiĢtir.
Nuri NECĠPOĞLU ve Zühtü ARSLAN bu görüĢlere katılmamıĢlardır.
VIII- YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI ĠSTEMĠ
18.5.2004 günlü, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar
Kanunu‘nun;
1- 16. maddesinin beĢinci fıkrası,
2- 18. maddesinin üçüncü fıkrası,
3- 38. maddesinin beĢinci fıkrası,
4- 40. maddesinin üçüncü fıkrası,
5- 63. maddesinin altıncı fıkrası,
6- 65. maddesinin yedinci fıkrası,
7- Geçici 10. maddesinin birinci fıkrasının “…üst üste iki dönem süresince meclis
başkanlığı, yönetim kurulu başkanlığı, konsey başkanlığı ve Birlik Başkanlığı görevlerinde
bulunanlar aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı görevlere yeniden seçilemezler.‖
bölümü,
10.1.2013 günlü, E.2012/128, K.2013/7 sayılı kararla iptal edildiğinden, bu fıkraların ve
bölümün, uygulanmasından doğacak sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve
zararların önlenmesi ve iptal kararının sonuçsuz kalmaması için kararın Resmî Gazete‘de
yayımlanacağı güne kadar yürürlüklerinin durdurulmasına, Nuri NECĠPOĞLU ile Zühtü
ARSLAN‘ın karĢıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, 10.1.2013 gününde karar verilmiĢtir.
IX- SONUÇ
18.5.2004 günlü, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar
Kanunu‘nun;
1- 16. maddesinin “Üst üste iki dönem meclis başkanlığı yapmış olanlar, aradan iki
seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler.” biçimindeki beĢinci fıkrasının
Anayasa‘ya aykırı olduğuna ve ĠPTALĠNE,
2- 38. maddesinin “Üst üste iki dönem meclis başkanlığı yapmış olanlar, aradan iki
seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler.” biçimindeki beĢinci fıkrasının
Anayasa‘ya aykırı olduğuna ve ĠPTALĠNE,
3- 40. maddesinin “Üst üste iki dönem yönetim kurulu başkanlığı yapmış olanlar,
aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler.” biçimindeki üçüncü
fıkrasının Anayasa‘ya aykırı olduğuna ve ĠPTALĠNE,
4- Geçici 10. maddesinin birinci fıkrasının “…üst üste iki dönem süresince meclis
başkanlığı, yönetim kurulu başkanlığı, konsey başkanlığı ve Birlik Başkanlığı görevlerinde
bulunanlar aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı görevlere yeniden seçilemezler.”
bölümünün Anayasa‘ya aykırı olduğuna ve ĠPTALĠNE,
5- a- 18. maddesinin üçüncü,
b- 63. maddesinin altıncı,
c- 65. maddesinin yedinci,
fıkralarının, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun‘un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince ĠPTALĠNE,
Nuri NECĠPOĞLU ile Zühtü ARSLAN‘ın karĢıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
10.1.2013 gününde karar verildi.
BaĢkan
HaĢim KILIÇ
BaĢkanvekili
Serruh KALELĠ
BaĢkanvekili
Alparslan ALTAN
Üye
Fulya KANTARCIOĞLU
Üye
Mehmet ERTEN
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
Üye
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Üye
Zehra Ayla PERKTAġ
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
Üye
Burhan ÜSTÜN
Üye
Engin YILDIRIM
Üye
Nuri NECĠPOĞLU
Üye
Hicabi DURSUN
Üye
Celal Mümtaz AKINCI
Üye
Erdal TERCAN
Üye
Muammer TOPAL
Üye
Zühtü ARSLAN
FARKLI GEREKÇE
18.5.2004 günlü, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar
Kanunu‘nun 16/5, 38/5 ve geçici 10. maddeleri uyarınca, iki dönem üst üste belli görevlere
seçilenlerin yeniden aday olmalarını engelleyen kuralların Anayasa‘ya aykırı olduğu iddia
edilerek Anayasa Mahkemesine baĢvurulmuĢtur.
5174 sayılı Kanun‘un amacı, ticaret ve sanayi odaları, ticaret odaları, sanayi odaları, deniz
ticaret odaları, ticaret borsaları ile bunların üst kuruluĢu niteliğinde olan Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliğinin kuruluĢ ve iĢleyiĢini düzenlemektir. Bu Kanuna göre odalar, borsalar ve
üst kuruluĢ olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği kamu tüzel kiĢiliğine sahip kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluĢlarıdır. Kanunun farklı maddelerinde, oda, borsa ve TOBB
organları arasında yer alan meclis, konsey ve yönetim kurulu baĢkanlıklarında üst üste iki
dönem baĢkanlığını yapanların iki dönem geçmedikçe yeniden baĢkan olamayacaklarına
iliĢkin düzenlemelere yer verilmiĢtir. Anayasa Mahkemesinin önüne gelen uyuĢmazlıkta iptali
istenilen kurallar ise, “Oda Meclisi”ni düzenleyen 5174 sayılı Kanun‘un 16. maddesinin
beĢinci fıkrası, “Borsa Meclisi” baĢlıklı 38. maddesinin beĢinci fıkrası ile genel bir
düzenleme getiren geçici 10. maddesinde yer alan “Üst üste iki dönem meclis başkanlığı
yapmış olanlar, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler”
kuralıdır.
Anayasa‘nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, eylem ve iĢlemleri hukuka uygun,
insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir
hukuk düzeni kurup bunu geliĢtirerek sürdüren, hukuk güvenliğini sağlayan, bütün
etkinliklerinde hukuka ve Anayasa‘ya uyan, iĢlem ve eylemleri bağımsız yargı denetimine
bağlı olan devlettir. Yasaların kamu yararının sağlanması amacına yönelik olması, genel,
objektif, adil kurallar içermesi ve hakkaniyet ölçütlerini gözetmesi hukuk devleti olmanın
gereğidir. Bu nedenle yasakoyucunun hukuki düzenlemelerde kendisine tanınan takdir
yetkisini anayasal sınırlar içinde adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde
tutarak kullanması gerekir. Buna göre, yasaların adil kurallar içermesi ve hakkaniyet
ölçütlerini gözetmesi hukuk devleti olmanın gereğidir. Bu nedenle yasa koyucunun hukuki
düzenlemelerde kendisine tanınan takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde adalet, hakkaniyet
ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak kullanması gerekir.
5174 sayılı Kanun‘un 16. ve 38. maddelerinin gerekçelerinde, üst üste iki dönem baĢkanlık
yapanlar için getirilen sınırlamanın “fırsat eşitliğini sağlamaya” yönelik olduğu belirtilmiĢtir.
Anayasa‘ya aykırılık itirazında çözümlenmesi gereken sorun düzenlemenin amacı ile bireye
getirilen yükümlülük ve sınırlama arasında adil bir denge ve ölçünün bulunup bulunmadığının
belirlenmesidir.
Anayasa‘nın 135. maddesi, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢlarının yönetim
organlarının seçim usullerinin belirlenmesi yetkisini yasa koyucuya bırakmıĢtır. Bu nedenle,
demokratik ilkeler çerçevesinde seçimlerde uyulacak kuralların belirlenmesi kanun
koyucunun takdir yetkisi içindedir. Kamu yararı veya anayasal baĢka bir gerekçe ile bir kamu
kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢu organında bir veya iki dönem baĢkanlık yapanın, makul
bir süre ile seçilemeyeceği hususunda yasa koyucu düzenleme yapma yetkisine sahiptir.
Ancak eldeki iĢte olduğu gibi, belli bir gerekçeyle görev ve seçilme açısından süreli bir
sınırlama getirilmiĢse, Anayasa Mahkemesi konulan gerekçenin anayasallık denetimini
yapacak ve yasa koyucunun takdir yetkisini Anayasa‘da belirtilen ilkeler çerçevesinde
kullanıp kullanmadığını denetleyecektir. Hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak, kamu
yararı amacıyla da olsa, bireyler aleyhine yapılacak düzenlemelerde, adalet ve hakkaniyet
ölçütleri göz önünde tutulmalıdır. Ġtiraz konusu kurallarda, üst üste iki dönem aynı görevi
yapanların iki seçim dönemi geçmedikçe, bir baĢka ifadeyle 8 yıl gibi uzun bir süre
geçmedikçe, yeniden aynı görevlere seçilemeyecekleri hükme bağlanmaktadır. Seçilme
hakkına “fırsat eşitliğini sağlama” gerekçesiyle konulmuĢ olan 8 yıllık sınırlama, öngörülen
amaç ile bireye getirilen sınırlama arasındaki dengeyi, hakkında sınırlama getirilen kiĢi
aleyhine olacak Ģekilde bozmuĢ ve bu niteliğiyle getirilen düzenleme ile adalet ilkesinden
uzaklaĢılmıĢtır.
Bu gerekçelerle, 18.5.2004 günlü, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar
ve Borsalar Kanunu‘nun 16. maddesinin (5) numaralı ve 38. maddesinin (5) numaralı
fıkralarında yer alan “Üst üste iki dönem meclis başkanlığı yapmış olanlar, aradan iki seçim
dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler” ve aynı Kanun‘un geçici 10.
maddesinde belirtilen “…üst üste iki dönem süresince meclis başkanlığı, yönetim kurulu
başkanlığı, konsey başkanlığı ve Birlik Başkanlığı görevlerinde bulunanlar aradan iki seçim
dönemi geçmedikçe aynı görevlere yeniden seçilemezler” Ģeklindeki düzenlemelerin,
Anayasa‘nın 2. maddesinde yer alan ―hukuk devleti‖ ilkesine aykırı olduğundan bu nedenle
iptaline karar verilmelidir.
Belirtilen nedenlerle, itiraz konusu kuralların Anayasa‘ya aykırı olduğu ve iptali yönündeki
çoğunluk kararına açıklanan bu gerekçelerle katılıyoruz.
BaĢkan
HaĢim KILIÇ
Üye
Hicabi DURSUN
BaĢkanvekili
Alparslan ALTAN
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
Üye
Erdal TERCAN
KARġIOY GEREKÇESĠ
5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun itiraz
konusu hükümleri, oda ve borsalarda üst üste iki dönem meclis baĢkanlığı ve yönetim kurulu
baĢkanlığı yapanların aradan iki seçim dönemi geçmeden aynı göreve yeniden
seçilemeyeceklerini düzenlemektedir.
Mahkememiz çoğunluğu, itiraz konusu kuralların Anayasa‘nın 135. maddesinde
öngörülmeyen bir yasak getirdiği, seçme ve seçilme hakkına müdahale niteliğinde olan bu
yasağın demokratik hukuk devleti ilkesiyle bağdaĢmadığı, dolayısıyla Anayasa‘nın 2. ve 135.
maddesine aykırılık teĢkil ettiği görüĢündedir. Bu sonuca farklı gerekçeyle katılan üyelerimize
göre ise kurallar seçilme hakkına ölçüsüz bir sınırlama getirdiği için Anayasa‘ya aykırılık
teĢkil etmektedir.
Bu iki gerekçeye de aĢağıdaki nedenlerle katılamıyoruz.
1. Meslek kuruluĢlarının organlarının oluĢumuna dair esaslar Anayasa‘nın 135.
maddesinde özel olarak düzenlenmiĢtir. Bu maddeye göre ―Kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları ve üst kuruluşları... kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından
kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu
tüzelkişilikleridir.‖ Bu durumda söz konusu kuruluĢ ve üst kuruluĢların organları, (a) kendi
üyeleri tarafından, (b) kanunda gösterilen usullere göre, (c) yargı gözetimi altında ve (d) gizli
oyla seçilir. Ayrıca, siyasi partiler bu kuruluĢların seçimlerinde aday gösteremezler. Bunların
dıĢında, meslek kuruluĢlarının seçimlerine iliĢkin baĢka bir anayasal hüküm bulunmamakta,
diğer hususlar kanun koyucuya bırakılmaktadır.
Kanun koyucunun, Anayasa‘da belirtilen esaslara aykırı olmamak kaydıyla, bu kuruluĢ
ve üst kuruluĢların seçimine iliĢkin düzenleme yaparken, meclis ve yönetim kurulu gibi
organların görev ve yetkilerine, organların kimlerden ve kaç kiĢiden oluĢacağına, baĢkan ve
üyelerin diğer organlarda görev alıp alamayacaklarına dair kurallar koyabileceği ve dahası
koyması gerektiği hususu izahtan varestedir. Benzer Ģekilde, kamu kurumu niteliğindeki
meslek kuruluĢlarında yöneticilik yapacakların görev süreleri ile seçilme yeterlilikleri gibi
Anayasa‘da yer almayan konularda düzenleme yapma yetkisi kanun koyucuya aittir.
Yasamanın asliliği ve genelliği ilkesi, anayasada açıkça düzenlenmeyen alanlarda
parlamentonun serbestçe kural koyabilmesini gerektirir. Ayrıca, Anayasa‘nın 135.
maddesinde yer alan ―kanunda gösterilen usullere göre‖ ibaresi, meslek kuruluĢları ile üst
kuruluĢlarının seçimlerini düzenleme yetkisinin kanun koyucuya bırakıldığını göstermektedir.
Mahkeme çoğunluğu, Anayasa‘nın 135. maddesiyle kanun koyucuya verilen düzenleme
yetkisinin ―seçim usullerinin belirlenmesiyle sınırlı olup, seçme ve seçilme hakkının
kullanılmasına yönelik bir yasaklamayı içermemekte‖ olduğu, bu nedenle maddede
―öngörülmeyen belli süre baĢkanlık yapanların aradan sekiz yıl geçmedikçe yeniden
seçilemeyeceklerine iliĢkin yasağın demokratik gereklerle izahı‖nın mümkün olmadığı
görüĢündedir. Bu görüĢ, meslek kuruluĢlarının organlarına yönelik seçme ve seçilme
faaliyetini adeta mutlak hale getirmektedir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, bir meslek kuruluĢunda, yöneticilerin aynı mesleğe
mensup kiĢilerin oluĢturduğu organlar tarafından seçilmesi, Anayasa‘nın 67. maddesinde
düzenlenen ve tipik anlamda siyasi haklardan olan seçilme hakkının kullanımı kapsamında
değerlendirilemez. Burada bazı yönlerden kamu gücü kullanan bir meslek örgütünün
organlarının sınırlı bir katılımla oluĢturulması söz konusudur. Kaldı ki, bir an için
Anayasa‘nın 67. maddesinin geniĢ yorumlanması sonucunda meslek kuruluĢlarındaki
baĢkanlık seçiminde aday olma, seçilme hakkının tezahürü olarak kabul edilse bile, bu hakkın
sınırsız olmadığı açıktır. Nitekim, 67. madde uyarınca vatandaĢlar seçme, seçilme ve
halkoylamasına katılma haklarına ―kanunda gösterilen Ģartlara uygun olarak‖ sahip olup, bu
―hakların kullanılması kanunla düzenlenir‖.
Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi‘nin seçme ve seçilme hakkını düzenleyen Birinci Ek
Protokolünün 3. maddesine göre ―Yüksek SözleĢmeci Taraflar, yasama organının
seçilmesinde halkın kanaatlerinin özgürce açıklanmasını sağlayacak Ģartlar içinde, makul
aralıklarla, gizli oyla serbest seçimler yapmayı taahhüt ederler .‖ Avrupa Ġnsan Hakları
Mahkemesi‘ne göre, oy verme veya seçme hakkı bu maddenin ―aktif‖ boyutunu, seçimde
aday olma veya seçilme hakkı ise ―pasif‖ boyutunu teĢkil etmektedir. Taraf devletler seçilme
hakkına yönelik çok daha ağır sınırlandırmalar koyabilmekte ve bu hakkı sınırlandırırken
seçme hakkına nazaran, çok daha geniĢ takdir yetkisi kullanabilmektedir. AĠHM bu
sınırlamaların SözleĢme‘ye uygunluğunu denetlerken seçme hakkına yönelik sınırlamalarda
katı bir ölçülülük testine baĢvurduğu halde, seçilme Ģartlarına iliĢkin denetiminde genellikle
keyfiliğin bulunup bulunmadığına bakmakla kendisini sınırlamaktadır. (Büyük Daire,
Ždanoka/Letonya, B.N.58278/00, K.T. 16 Mart 2006, paragraf 115 (e)).
2. Meslek kuruluĢları ve üst kuruluĢlarında üst üste iki dönem yöneticilik yapanların
belli bir süre geçmeden aynı göreve yeniden seçilemeyeceklerine dair kuralların, fırsat
eĢitliğinin sağlanması, uzun süre görevde kalmanın sonucu ortaya çıkabilecek güç
zehirlenmesinin ve idari yozlaĢmanın önlenmesi ve nesillere bağlı zihniyet değiĢiminin
yönetime yansıması gibi amaçları olduğu açıktır.
Bu tür mülahazalarla, hukuk düzenimizde seçimle gelinen bazı görevlerde benzer süre
sınırlamaları bulunmaktadır. Yakın zamana kadar CumhurbaĢkanlığına yedi yıllığına ve bir
kez, 2007 yılında yapılan değiĢiklikle de beĢ yıllığına ve en fazla iki dönem seçilinebilmesi
bunun tipik örneğidir. Demokratik ülkelerin tamamına yakınında benzer süre sınırlamaları
bulunmaktadır. Bu sınırlamaların temel amacı, devlet baĢkanlığı görevine gelen kiĢilerin
bulundukları görevde çok uzun süre kalmaları sonucu, iktidarın sağladığı imkanlardan
yararlanmak suretiyle konumlarını pekiĢtirmelerini ve muhtemel yozlaĢmaları önlemektir.
BaĢka bir ifadeyle, bu tür sınırlamalar demokratik rejimlerde ―seçilmiĢ krallar‖ın ortaya
çıkmasını engellemeye dönük tedbirlerdir.
Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢlarına benzer Ģekilde, kamu tüzel kiĢiliğine
ve bilimsel özerkliğe sahip olan ve organları belli ölçüde kendi mensupları tarafından
belirlenen üniversitelerde de rektörlük için sınırlı bir süre öngörülmüĢtür. Anayasa‘da
sınırlayıcı bir hüküm olmadığı halde, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu‘nun 13. maddesi
üniversite öğretim üyelerinin oylarıyla baĢlayan süreçte CumhurbaĢkanı tarafından seçilen
rektörlerin görev süresini dört yıl ve en fazla iki dönem olarak sınırlandırmıĢtır.
Esasen Mahkememiz de bir süre öncesine kadar, meslek kuruluĢlarının seçimlerini
düzenleme ve sınırlamalar getirme konusunda kanun koyucunun takdir yetkisine sahip olduğu
görüĢündeydi. Mahkemenin 18/5/2011 günlü, 2008/80 esas ve 2011/81 karar sayılı kararında
Ģu sonuca ulaĢılmıĢtır: ―Anayasa’nın 135. maddesinde, kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları ve üst kuruluşlarının maddede belirtilen amaçlar doğrultusunda kanunla kurulan
ve organları kendi üyeleri tarafından kanunla gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında
gizli oyla seçilen kamu tüzel kişileri olduğu belirtilmiştir. Bu düzenleme uyarınca, Serbest
Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları ile Serbest Muhasebeci
Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği’nin yönetim organlarının seçim
usullerinin kanunla belirleneceği açıktır. Demokratik ilkeler çerçevesinde seçimlerde
uyulacak kuralların belirlenmesi kanun koyucunun takdir yetkisi içindedir. Üst üste iki
dönem başkanlık yapanların iki dönem yönetim kurulu üyesi seçilmesinin
yasaklanmasında Anayasa’ya aykırı bir yön bulunmamaktadır.‖
Bu görüĢün somut dava bakımından da geçerli olduğunu, değiĢtirilmesini gerektiren
kabul edilebilir bir gerekçenin bulunmadığını düĢünüyoruz.
3. Ġtiraz konusu kurallarda altı ya da sekiz yıl gibi belirli bir sürenin değil, görev
döneminin esas alınması ve görevde kalınan süre kadar yeniden seçilememe esasının
getirilmesi de sınırlamanın kendi içinde tutarlı ve ölçülü olduğunu göstermektedir. Kaldı ki,
kanuni sınırlama olmadığı halde, bazı kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢlarının
statülerinde yeniden seçilmeyi sınırlandıran çok daha katı kurallara yer verilmektedir.
Sözgelimi, Türkiye Sermaye Piyasası Aracı KuruluĢları Birliği Statüsü‘nün 16. maddesine
göre, ―Yönetim kurulu üyelerinin görev süresi 2 yıldır. Süresi dolan üyeler tekrar
seçilebilirler, ancak her üye üst üste en fazla iki dönem görev yapabilir.‖ Bu süre sınırlaması,
yönetim kurulu üyeleri arasından yönetim kurulunca seçilen ve aynı zamanda Birliğin baĢkanı
olan yönetim kurulu baĢkanı için de geçerlidir. Aynı düzenleme Türkiye Değerleme
Uzmanları Birliği Statüsü‘nün 16. maddesinin dördüncü fıkrasında da bulunmaktadır.
Burada esas olan, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢlarının meclis baĢkanlığı
ve yönetim kurulu baĢkanlığı gibi görevler için önceden belli bir görev süresinin
öngörülmesidir. Bu süre kısıtlaması baĢkanlığa seçilecek ve onları seçecek olanlar tarafından
önceden bilinmektedir. Ayrıca, itiraz konusu kurallar aynı göreve yeniden seçilmeyi
sınırlandırmaktadır. Oda ve borsalarda üst üste iki dönem meclis baĢkanlığı veya yönetim
kurulu baĢkanlığı yapanların, meclis üyeliği, yönetim kurulu üyeliği, komite baĢkanlığı gibi
baĢka görevlere seçilmelerine bir engel bulunmamaktadır. Dahası, üst üste iki dönem yönetim
kurulu baĢkanı seçilenlerin meclis baĢkanlığına, üst üste iki dönem meclis baĢkanı seçilenlerin
de yönetim kurulu baĢkanlığına seçilebilmeleri de mümkündür.
Bu nedenlerle, itiraz konusu kurallarla getirilen sınırlama ölçülülük ilkesine aykırı
değildir.
4. Öte yandan, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanunun 43. maddesi dördüncü fıkrası uygulanarak, 5174 sayılı Kanun‘un dava
konusu yapılmayan 18. maddesinin üçüncü fıkrasının, 63. maddesinin altıncı fıkrasının ve 65.
maddesinin yedinci fıkrasının da iptal edilmesinin isabetli olmadığını düĢünüyoruz. 6216
sayılı Kanunun 43. maddesinin dördüncü fıkrası Ģu Ģekildedir: ―Başvuru, kanunun, kanun
hükmünde kararnamenin veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün sadece belirli madde
veya hükümleri aleyhine yapılmış olup da, bu madde veya hükümlerin iptali kanunun, kanun
hükmünde kararnamenin veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün diğer bazı
hükümlerinin veya tamamının uygulanamaması sonucunu doğuruyorsa, keyfiyeti
gerekçesinde belirtmek şartıyla Mahkeme, uygulama kabiliyeti kalmayan kanunun, kanun
hükmünde kararnamenin veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün bahis konusu öteki
hükümlerinin veya tümünün iptaline karar verebilir.‖
Buna göre, Mahkemenin bir kanunun dava konusu yapılmayan hükmünü ya da
tamamını iptal edebilmesi için gerekli Ģart, dava konusu kuralın iptal sonucunda kanunun
diğer bazı hükümlerinin veya tamamının uygulanamaz hale gelmesi, baĢka bir ifadeyle
―uygulama kabiliyetinin kalmaması‖dır. Somut olayda, itiraz konusu kurallar iptal
edildiğinde, Kanunun 18., 63. ve 65. maddelerindeki hükümleri uygulama kabiliyetini
kaybetmemektedir. Mahkeme‘nin taleple bağlı kalma zorunluluğu, uygulanamaz hale
gelmeyen kuralların resen iptalini mümkün kılmamaktadır.
Mahkememiz çoğunluğu, iptal sonucu bazı organlarda kısıtlama olmaksızın seçimler
yapılabilecekken, aynı Kanun‘un itiraz konusu yapılmayan kurallarında yer alan organların
seçiminde kısıtlamanın devam edeceği, böyle bir durumun da hukuk devleti ilkesiyle
bağdaĢmayacağı gerekçesiyle bu sonuca ulaĢmıĢtır. Ancak, uygulama kabiliyeti bulunan
hükümlerin iptal edilmediğinde aynı durumda bulunan kiĢiler arasında farklı uygulamalara ve
haksızlıklara yol açacağı düĢüncesi de 43. maddenin bu kadar geniĢ yorumlanmasını haklı
kılmaya yetmez. ġayet, iptal kararı sonucunda bir haksızlık söz konusu olacaksa, bu durum
dava konusu yapılmayan kanunlarda bulunan hükümler gereğince aynı durumdaki meslek
kuruluĢlarının yöneticileri için de geçerlidir.
6216 sayılı Kanun‘un 43. maddesinin dördüncü fıkrası, iptal sonucu uygulandığında
hukuk devleti ilkesiyle çeliĢecek kuralların hukuk düzeninden tasfiyesini amaçlayan bir
düzenleme değildir. Bu kural iptal sonucu tek baĢına anlam ifade etmeyen ve uygulama
kabiliyeti kalmayan kuralların hukuk düzeninden ayıklanması amacına matuftur. Bu nedenle,
iptal kararı sonucunda ortaya çıkabilecek muhtemel haksızlıkları giderme görevi, 43. maddeyi
maksadını aĢacak Ģekilde yorumlayarak uygulama kabiliyeti bulunan kuralları da iptal eden
Anayasa Mahkemesine değil, yasama organına aittir.
Açıklanan gerekçelerle, çoğunluğun iptal yönündeki görüĢlerine katılmıyoruz.
Üye
Üye
Nuri NECĠPOĞLU
Zühtü ARSLAN
[R.G. 23 Mart 2013 – 28596]
—— • ——
Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği Resmi Gazetenin
24 Mart 2013 Tarihli ve 28597 Sayısında YayınlanmıĢtır.
[R.G. 24 Mart 2013 – 28597]
—— • ——
YER ADININ DEĞĠġTĠRĠLMESĠNE DAĠR KARAR
ĠçiĢleri Bakanlığından:
Siirt Ġli Baykan Ġlçesi Ziyaret Beldesinin isminin ―Veyselkarani‖ olarak değiĢtirilmesi,
5393 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi uyarınca uygun görülmüĢtür.
[R.G. 26 Mart 2013 – 28599]
—— • ——
HÂKĠMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU KARARI
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu BaĢkanlığından:
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca Nisan, Ağustos, Aralık 2010; Nisan, Ağustos,
Aralık 2011; Nisan, Ağustos 2012 dönemleri sonuna kadar sürelerini bitirerek esas ve ek
defterlerinde terfi incelemesine tâbi olan ve defterdeki yükselme çeĢidi ile sırasına iliĢkin
kararlara karĢı yeniden inceleme ve itiraz üzerine 31/12/2012 tarihine kadar defterlerinde
değiĢiklik yapılmasına karar verilen adlî yargı hâkimleri, Cumhuriyet baĢsavcıları ve savcıları
ile idarî yargı hâkimlerine ait sıra defterleri 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununun 29
uncu maddesi gereğince aĢağıda gösterilmiĢtir.
Listeyi görmek için tıklayınız.
[R.G. 26 Mart 2013 – 28599]
—— • ——
TEBLĠĞ
Gümrük ve Ticaret Bakanlığından:
GÜMRÜK GENEL TEBLĠĞĠ
(FĠKRĠ VE SINAĠ HAKLAR)
(SERĠ NO: 1)
Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Fikri ve sınai hakların ihlali ile ilgili olarak gümrük idaresinin harekete
geçmesine iliĢkin yapılacak baĢvuru iĢlemlerinin esaslarının tespit edilmesidir.
Dayanak
MADDE 2 – (1) 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun 57 nci maddesi
ile 7/10/2009 tarihli ve 27369 sayılı mükerrer Resmî Gazete‘de yayımlanan Gümrük
Yönetmeliğinin 100 ila 111 inci maddelerine istinaden hazırlanmıĢtır.
Tanımlar
MADDE 3 – (1) Bu Tebliğde geçen;
a) Bakanlık: Gümrük ve Ticaret Bakanlığını,
b) BaĢvuru formu: Gümrük Yönetmeliğinin 13 nolu ekinde yer alan Fikri ve Sınai
Hakların Ġhlali ile Ġlgili Olarak Gümrük Ġdaresinin Harekete Geçmesine ĠliĢkin BaĢvuru
Formunu,
ifade eder.
Fikri ve sınai hakların ihlali ile ilgili olarak gümrük idaresinin harekete geçmesine
iliĢkin yapılacak baĢvuru
MADDE 4 – (1) Fikri ve sınai hakların korunmasına iliĢkin baĢvuru, Gümrük
Yönetmeliğinin 103 üncü maddesinde belirtilen hükümlere uygun Ģekilde ve Yönetmeliğin 13
nolu ekinde yer alan baĢvuru formundaki bilgiler çerçevesinde elektronik olarak Bakanlığın
kurumsal internet sayfasında yer alan Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları Programı kullanılarak
yapılır.
(2) Söz konusu baĢvurunun yapılmasına iliĢkin rehber Bakanlığın kurumsal internet
sayfasında ilan edilir.
(3) BaĢvuru formunun 4 nolu bölümünde yapılan beyana uygun olarak baĢvuru
sahibinin durumunu kanıtlayan bir belge ile 10 nolu bölümünde yer alan bilgilere uygun
olarak hakkın Türkiye‘de tescil edildiğini gösteren belge baĢvuruya eklenir.
Yürürlükten kaldırılan hükümler
MADDE 5 – (1) 3/5/2009 tarihli ve 27217 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 70 seri
nolu Gümrük Genel Tebliğinin (Gümrük ĠĢlemleri) 9/A maddesi yürürlükten kaldırılmıĢtır.
Tebliğin yürürlüğe girmesinden önce Bakanlık tarafından kabul edilmiĢ olan
baĢvurular
GEÇĠCĠ MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin yürürlüğe girmesinden önce Bakanlık
(Gümrükler Genel Müdürlüğü) tarafından kabul edilmiĢ olan baĢvurular verilen süre sonuna
kadar geçerlidir.
Yürürlük
MADDE 6 – (1) Bu Tebliğ 1/4/2013 tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 7 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Gümrük ve Ticaret Bakanı yürütür.
[R.G. 26 Mart 2013 – 28599]
—— • ——
Adalet Bakanlığından :
[R.G. 26 Mart 2013 – 28599]
—— • ——
YÖNETMELĠK
Millî Savunma Bakanlığından:
MĠLLÎ SAVUNMA BAKANLIĞI, GENELKURMAY BAġKANLIĞI VE KUVVET
KOMUTANLIKLARINDA GÖREVLĠ DEVLET MEMURLARININ YER
DEĞĠġTĠRME SURETĠYLE ATANMALARINA ĠLĠġKĠN
YÖNETMELĠKTE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA
DAĠR YÖNETMELĠK
MADDE 1 – 26/2/2010 tarihli ve 27505 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Millî
Savunma Bakanlığı, Genelkurmay BaĢkanlığı ve Kuvvet Komutanlıklarında Görevli Devlet
Memurlarının Yer DeğiĢtirme Suretiyle Atanmalarına ĠliĢkin Yönetmeliğin 10 uncu
maddesine aĢağıdaki fıkra eklenmiĢtir.
―(3) Ġlgili mevzuatı uyarınca zorunlu yer değiĢtirmeye tabi tutulan eğitim ve öğretim
hizmetleri sınıfı, mülki idare amirliği hizmetleri sınıfı ve emniyet hizmetleri sınıfına giren
memurlar, Türk Silahlı Kuvvetlerine mensup subay ve astsubaylar ile hâkim ve savcıların
görev süresiyle sınırlı olmak üzere, atandıkları yere bu Yönetmelik kapsamında memur olan
eĢinin atanmasında mevzuatı uyarınca yürürlüğe konulan norm kadro sayılarına iliĢkin
hükümler uygulanmaz.‖
MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 11 inci maddesine aĢağıdaki fıkralar eklenmiĢtir.
―(6) Asaleti onaylanmıĢ olmak kaydıyla, görev yaptığı hizmet bölgesinde herhangi bir
nedenle kendisinin, eĢinin veya bakmakla yükümlü olduğu çocuklarının can güvenliğinin
tehlikeye düĢtüğüne dair 8/3/2012 tarihli ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına KarĢı
ġiddetin Önlenmesine Dair Kanun uyarınca koruyucu ve önleyici tedbir kararı verilenlerden
atanma talebinde bulunanların, öncelikli olarak bağlı bulunduğu birlik veya kuruma,
durumuna uygun kadro bulunmaması halinde ise 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 74
üncü maddesi uyarınca Millî Savunma Bakanlığı, Genelkurmay BaĢkanlığı ve kuvvet
komutanlıklarına bağlı birlik, kurum ve kuruluĢlarına 8 inci maddede belirtilen atama
dönemlerine tabi tutulmaksızın ataması yapılabilir.
(7) Asaleti onaylanmıĢ olmak kaydıyla, görev yaptığı hizmet bölgesinde eĢi ile birlikte
ikamet edenlerden, boĢanma davası açan veya haklarında boĢanma davası açılmıĢ
bulunanlardan, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına KarĢı ġiddetin Önlenmesine Dair
Kanun uyarınca koruyucu ve önleyici tedbir kararı verilenlerden atanma talebinde
bulunanların, bu durumlarını belgelendirenler ile boĢanma iĢleminin neticelendiğini
belgelendirenlerden atanma talebinde bulunanların öncelikli olarak bağlı bulunduğu birlik
veya kuruma, durumuna uygun kadro bulunmaması halinde ise 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun 74 üncü maddesi uyarınca Millî Savunma Bakanlığı, Genelkurmay BaĢkanlığı ve
kuvvet komutanlıklarına bağlı birlik, kurum ve kuruluĢlarına 8 inci maddede belirtilen atama
dönemlerine tabi tutulmaksızın ataması yapılabilir.‖
MADDE 3 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 4 – Bu Yönetmelik hükümlerini Millî Savunma Bakanı yürütür.
Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin
Tarihi
Sayısı
26/2/2010
27505
Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapan Yönetmeliklerin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin
Tarihi
Sayısı
118/3/2011
27878
22/7/2011
27982
324/2/2012
28214
43/8/2012
28373
[R.G. 27 Mart 2013 – 28600]
—— • ——
TEBLĠĞ
Maliye Bakanlığından:
VERGĠ USUL KANUNU GENEL TEBLĠĞĠ
(SIRA NO: 425)
1. GiriĢ
4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 140 ıncı maddesi ile ilgili
açıklamalar iĢbu Tebliğin konusunu teĢkil etmektedir.
2. Kanuni Dayanak
Vergi Usul Kanununun 134 üncü maddesinde vergi incelemesinden maksadın,
ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araĢtırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu
hüküm altına alınmıĢ ve mezkûr Kanunun müteakip maddelerinde vergi incelemesine
müteallik hükümlere yer verilmiĢtir. Bunlardan ―incelemede uyulacak esaslar‖ baĢlıklı 140
ıncı maddenin 5 numaralı bendinde vergi incelemesi yapanların vergi kanunları ile ilgili
kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ ve sirkülere aykırı vergi inceleme raporu
düzenleyemeyecekleri, ancak, bu düzenlemelerin vergi kanunlarına aykırı olduğu kanaatine
varırlarsa bu hususu bağlı oldukları birimler aracılığıyla Gelir Ġdaresi BaĢkanlığına
düzenleyecekleri bir rapor ile bildirecekleri hüküm altına alınmıĢtır.
Diğer taraftan, mezkûr maddenin ikinci fıkrasında ―Vergi MüfettiĢleri ile Vergi MüfettiĢ
Yardımcıları tarafından düzenlenen vergi inceleme raporları, iĢleme konulmak üzere ilgili
vergi dairesine tevdi edilmeden önce, meslekte on yılını tamamlamıĢ en az üç Vergi
MüfettiĢinden oluĢturulacak rapor değerlendirme komisyonları tarafından vergi kanunları ile
bunlara iliĢkin kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ, sirküler ve özelgelere uygunluğu
yönünden değerlendirilir. Ġncelemeyi yapanla komisyon arasında uyuĢmazlık oluĢması
halinde uyuĢmazlığa konu vergi inceleme raporları üst değerlendirme mercii olarak, Maliye
Bakanlığınca belirlenen tutarları aĢan tarhiyat önerisi içeren vergi inceleme raporları ise
doğrudan, Vergi Denetim Kurulu BaĢkanlığı bünyesinde bir BaĢkan Yardımcısının
baĢkanlığında dört grup baĢkanından oluĢan beĢ kiĢilik merkezi rapor değerlendirme
komisyonu tarafından vergi kanunları ile bunlara iliĢkin kararname, tüzük, yönetmelik, genel
tebliğ, sirküler ve özelgelere uygunluğu yönünden değerlendirilir. Ġncelemeyi yapanlar, bu
komisyon tarafından yapılacak değerlendirmeye uygun olarak düzenleyecekleri vergi
inceleme raporlarını iĢleme konulmak üzere bağlı oldukları birime tevdi ederler.‖ hükmü,
dördüncü fıkrasında ise ―Merkezi Rapor Değerlendirme Komisyonu ile diğer rapor
değerlendirme komisyonları yaptıkları değerlendirme sırasında, verilmiĢ bir özelgenin 369
uncu maddenin birinci fıkrası kapsamında olduğu kanaatine varmaları halinde, söz konusu
özelge, Merkezi Rapor Değerlendirme Komisyonundan üç üye ile 413 üncü maddeye göre
oluĢturulan komisyondan iki üyenin katılımıyla oluĢturulacak beĢ kiĢilik bir komisyon
tarafından değerlendirilir. Bu komisyonca verilen kararlar, ilgili rapor değerlendirme
komisyonu ile incelemeye yetkili olanı bağlar.‖ hükmü yer almaktadır.
3. Değerlendirme ve Sonuç
Yukarıda yer verilen hükümlerden de anlaĢılacağı üzere, vergi incelemesi yapmaya
yetkili olanlar inceleme neticesinde tanzim edecekleri raporlarda vergi kanunlarıyla ilgili
kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ ve sirkülere aykırı hususlara yer veremeyecekler,
dolayısıyla da bu düzenlemelere aykırı olarak tarhiyat öneremeyeceklerdir. Ancak, bu
raporların intikal ettirildiği Merkezi Rapor Değerlendirme Komisyonu ile diğer rapor
değerlendirme komisyonları, raporları değerlendirirken yukarıda zikredilen mevzuata ilave
olarak Gelir Ġdaresi BaĢkanlığınca verilmiĢ olan özelgelere uygunluk kıstasını da tatbik
edeceklerdir.
Rapor değerlendirme komisyonları raporları özelgelere uygunluk yönünden
değerlendirirken eleĢtiri konusu yapılan hususla ilgili olan ve Gelir Ġdaresi BaĢkanlığınca
verilmiĢ özelgeleri dikkate alacak ve varsa adına rapor düzenlenen mükellefe verilmiĢ özelge
ile sınırlı kalmayacaktır. Raporda, özelgede yer alan görüĢ aksine bir tenkit varsa rapor
olumsuz değerlendirmeye konu edilecek ve 31/10/2011 tarihli ve 28101 sayılı Resmî
Gazete‘de yayımlanan Rapor Değerlendirme Komisyonlarının OluĢturulması ile ÇalıĢma Usul
ve Esasları Hakkında Yönetmelik‘in ilgili hükümlerine göre iĢlem yapılacaktır. Olumsuz
değerlendirmenin yapılabilmesi için özelgede yer alan görüĢün tam olarak raporda tenkid
edilen konuyla ilgili olması diğer bir ifadeyle verilen izahatın aynı durumda olan tüm
mükellefler bakımından uygulanabilir olması gereklidir. Ayrıca, rapor değerlendirme
komisyonunun dikkate alacağı özelgenin ilgili konuda Gelir Ġdaresi BaĢkanlığınca verilmiĢ en
güncel özelge olması gerektiği tabiidir.
Diğer taraftan rapor değerlendirme komisyonlarının bir özelgenin 369 uncu maddenin
birinci fıkrası kapsamında olduğu kanaatine varmaları hâlinde özelgenin değerlendirilmesi
amacıyla 140 ıncı maddenin dördüncü fıkrasında yer alan komisyon teĢkil edilecek ve
değerlendirme neticesinde verilen karar ilgili rapor değerlendirme komisyonu ile incelemeye
yetkili olanı bağlayacaktır.
Tebliğ olunur.
[R.G. 27 Mart 2013 – 28600]
—— • ——
ANAYASA MAHKEMESĠ KARARLARI
Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından:
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
KARAR
BaĢvuru Numarası : 2012/30
Karar Tarihi
: 5/3/2013
BaĢkan : Alparslan ALTAN
Üyeler
: Recep KÖMÜRCÜ
Engin YILDIRIM
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
Raportör : Bahadır YALÇINÖZ
BaĢvurucu :
Gökhan ÜNAL
I. BAġVURUNUN KONUSU
1. BaĢvurucu, 26/4/1961 tarih ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve
Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun‘un 3. maddesi ile 10/6/1983 tarih ve 2839 sayılı
Milletvekili Seçim Kanunu‘nun 4. maddesinde yer alan kuralların Anayasa‘ya aykırı
olduğunu ve iptal edilmesi gerektiğini ileri sürmüĢtür.
II. BAġVURU SÜRECĠ
2. BaĢvuru, 27/9/2012 tarihinde Anayasa Mahkemesine Ģahsen yapılmıĢtır.
Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir
eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiĢtir.
3. Ġkinci Bölüm Ġkinci Komisyonunca, baĢvurunun karara bağlanması için Bölüm
tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 33.
maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından
yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiĢtir.
III.OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
4. BaĢvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle Ģöyledir:
5. BaĢvurucu, milletvekili genel seçimlerinden önce yapılan milletvekili dağılımı
ve seçim çevresi belirleme iĢinin seçmen sayısı esas alınarak değil, idari bölüm olan illerin
esas alınarak tespit edildiğini belirtmektedir.
6. 12/6/2011 tarihinde yapılan XXIV. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinde
298 sayılı Kanun‘un 3. maddesi ve 2839 sayılı Kanun‘un 4. maddesi uyarınca, her il bir seçim
çevresi olarak belirlenmiĢ, her il için önce bir milletvekili çıkarma hakkı verilmiĢ ve geriye
kalan milletvekili sayısı 2839 sayılı Kanun‘un 4. maddesinde belirtilen usule göre il bazında
tespit edilmiĢtir.
B. Ġlgili Hukuk
7. 298 sayılı Kanun‘un “Seçim çevresi” kenar baĢlıklı 3. maddesi Ģöyledir:
“Özel kanunlarındaki çevre ayırmaları saklı kalmak şartiyle, seçimlerde her il bir
seçim çevresidir.”
8. 2839 sayılı Kanun‘un “Seçim çevreleri ve çıkaracağı milletvekili sayısı” kenar
baĢlıklı 4. maddesi Ģöyledir:
“ İllerin çıkaracağı milletvekili sayısının tespitinde toplam milletvekili sayısından
... her il'e önce bir milletvekili verilir.
Son genel nüfus sayımı ile belli olan Türkiye nüfusu, birinci fıkradaki illere verilen
milletvekili sayısı çıkarıldıktan sonra kalan milletvekili sayısına bölünmek suretiyle bir sayı
elde edilir. İl nüfusunun bu sayıya bölünmesi ile her ilin ayrıca çıkaracağı milletvekili sayısı
tespit olunur.
(...)nüfusu milletvekili çıkarmaya yetmeyen illerin nüfusları ile artık nüfus bırakan
illerin artık nüfusları büyüklüklerine göre sıraya konulur ve ilk hesapta iller arasında
bölüştürülmemiş bulunan milletvekillikleri bu sıraya göre dağıtılır.
Son kalan milletvekilliğinin verilmesinde, iki veya daha fazla ilin eşit nüfus veya
nüfus artığı göstermesi halinde, bunlar arasında ad çekilir.
Yapılan tespit sonunda, çıkaracağı milletvekili sayısı 18'e kadar olan iller, bir
seçim çevresi sayılır. Çıkaracağı milletvekili sayısı 19'dan 35'e kadar olan iller iki, 36 ve
daha fazla olan iller üç seçim çevresine bölünür. Bu seçim çevreleri, numara sırasına göre
adlandırılır.
Bu illerin seçim çevreleri belirlenirken:
a) Seçim çevreleri, mümkün olduğu ölçüde eşit veya birbirine yakın sayıda
milletvekili çıkaracak şekilde oluşturulur.
b) Mümkün olduğu ölçüde ilçelerin mülki bütünlüğü dikkate alınır.
c) Aynı seçim çevresinde yer alacak ilçelerin nüfus ve coğrafi yakınlıkları ile
ulaşım imkanları gözönünde bulundurulur.
Bu illerin milletvekili sayısının seçim çevrelerine dağıtımında; seçim çevrelerinin
çıkaracakları milletvekili sayısı, nüfusları bakımından illerin milletvekili sayısını tespit
etmeye ilişkin esaslara göre belirlenir.”
IV. ĠNCELEME VE GEREKÇE
9. Mahkemenin 5/3/2013 tarihinde yapmıĢ olduğu toplantıda, baĢvurucunun
27/9/2012 tarih ve 2012/30 numaralı bireysel baĢvurusu incelenip gereği düĢünüldü:
A. BaĢvurucunun Ġddiaları
10. BaĢvurucu, 298 sayılı Kanun‘un 3. maddesi ile 2839 sayılı Kanun‘un 4.
maddelerinde, her ilin seçmen sayısına bakılmaksızın bir seçim çevresi kabul edildiğini ve her
il için önce bir milletvekili çıkarma hakkının verildiğini, bu durum nedeniyle bazı illerde bir
milletvekiline düĢen seçmen sayısının diğer bazı illerin yaklaĢık dört katı oranında olduğunu,
kendisinin büyükĢehirde yaĢadığı için oyunun ağırlığının en az dörtte bir oranında
zayıfladığını, bu yolla seçme hakkına seçim öncesinde müdahale edildiğini, nitekim
11/6/2011 tarihinde yapılan milletvekili genel seçiminde her il için önce bir milletvekili
verildikten sonra dağılımın yapıldığını belirterek 298 sayılı Kanun‘un 3. maddesi ile 2839
sayılı Kanun‘un 4. maddesinin Anayasa‘nın BaĢlangıç bölümüne, 2, 5, 10, 12, 14 ve 67.
maddelerine aykırı olduğunu ve iptali gerektiğini ileri sürmüĢtür.
B. Değerlendirme
11. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un, ―Bireysel başvuru hakkı‖ kenar baĢlıklı 45.
maddesinin (3) numaralı fıkrası Ģöyledir:
“Yasama işlemleri ile düzenleyici idari işlemler aleyhine doğrudan bireysel
başvuru yapılamayacağı gibi Anayasa Mahkemesi kararları ile Anayasanın yargı denetimi
dışında bıraktığı işlemler de bireysel başvurunun konusu olamaz.”
12. 6216 sayılı Kanun‘un, ―Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar‖ kenar
baĢlıklı 46. maddesinin (1) numaralı fıkrası Ģöyledir:
“Bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal
nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir.”
13. Anayasa‘nın 148. maddesinin üçüncü ve 6216 sayılı Kanun‘un 45.
maddesinin (1) numaralı fıkraları uyarınca, Anayasa‘da güvence altına alınmıĢ temel hak ve
özgürlüklerinden, Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi ve buna ek Türkiye‘nin taraf olduğu
protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiğini iddia eden
medeni haklara sahip bütün gerçek ve tüzel kiĢilere Anayasa Mahkemesine bireysel baĢvuru
ehliyeti tanınmıĢtır.
14. 6216 sayılı Kanun‘un 45. maddesinin (3) numaralı fıkrasında ise yasama
iĢlemleri ile düzenleyici idari iĢlemlerin doğrudan bireysel baĢvuru konusu yapılamayacağı
açıkça düzenlenmektedir.
15. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca çıkarılan kanunlar ve alınan
meclis kararları yasama iĢlemlerini oluĢturmaktadır. Kanun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurulu tarafından Anayasa‘da belirlenen usullere uyulmak suretiyle yapılan,
CumhurbaĢkanınca Resmî Gazete‘de yayımlanan ve meclis kararları dıĢında kalan
iĢlemlerdir. Meclis kararı ise Türkiye Büyük Millet Meclisinin, yapısına ve iç iĢleyiĢine
yönelik veya yürütme ve yargı organlarıyla olan iliĢkilerine dair kanun dıĢında yaptığı
iĢlemlerdir.
16. Bireysel baĢvuru yolu, bireylerin maruz kaldığı temel hak ihlallerinin tespitini
yapan ve tespit edilen ihlalin ortadan kaldırılması için etkin araçları içeren anayasal bir
güvencedir. Bu güvence kapsamında, bireylere doğrudan yasama iĢleminin iptalini isteme
yetkisi tanınmamıĢtır.
17. Bu nedenle Anayasa Mahkemesine bireysel baĢvuru yolu, kamusal bir
düzenlemenin soyut biçimde Anayasa‘ya aykırılığının ileri sürülmesini sağlayan bir yol
olarak kabul edilemez.
18. Bir yasama iĢleminin, temel hak ve özgürlüğün ihlaline neden olması
durumunda, bireysel baĢvuru yoluyla doğrudan yasama iĢlemine değil ancak yasama
iĢleminin uygulanması mahiyetindeki iĢlem, eylem ve ihmallere karĢı baĢvuru
yapılabilecektir. Bu Ģekilde bireysel baĢvuru yolunun kullanılabilmesi için söz konusu iĢlem,
eylem ve ihmallere karĢı varsa baĢvurulabilecek kanun yollarının da daha öncesinde
tüketilmiĢ olması gerekmektedir.
19. BaĢvuru dilekçesinde, 298 sayılı Kanun‘un 3. maddesi ile 2839 sayılı
Kanun‘un 4. maddesinin Anayasa‘ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali gerektiği iddia
edilmiĢtir. Bireysel baĢvuru kapsamında, bir yasama iĢleminin doğrudan ve soyut olarak
Anayasa‘ya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesine baĢvuru yapılamaz.
20. Açıklanan nedenlerle, doğrudan ve soyut olarak yasama iĢlemlerinin iptali
talebini içerdiği anlaĢılan baĢvurunun ―konu bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
BaĢvurunun, “konu bakımından yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDĠLEMEZ
OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin baĢvurucu üzerinde bırakılmasına, 5/3/2013 tarihinde
OY BĠRLĠĞĠYLE karar verildi.
BaĢkan
Alparslan ALTAN
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
Üye
Celal Mümtaz AKINCI
Üye
Engin YILDIRIM
Üye
Muammer TOPAL
[R.G. 27 Mart 2013 – 28600]
—— • ——
Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından:
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
KARAR
BaĢvuru Numarası : 2012/73
Karar Tarihi
: 5/3/2013
BaĢkan : Alparslan ALTAN
Üyeler
: Recep KÖMÜRCÜ
Engin YILDIRIM
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
Raportör : Canbulut ġAġMAZ
BaĢvurucu :
Hasan ÇELEN
I. BAġVURUNUN KONUSU
1. BaĢvurucu, engelli çocuğunun kullanması amacıyla satın aldığı motorlu araç
için ödediği katma değer vergisinin tarafına iade edilmesi istemiyle yaptığı idari baĢvurunun
reddedildiğini, idarenin bu iĢlemine karĢı baĢvurduğu yargısal yollardan sonuç alamadığını
belirterek, anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüĢtür.
II. BAġVURU SÜRECĠ
2. BaĢvuru, 26/9/2012 tarihinde Manisa Vergi Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıĢ;
belirlenen eksikliklerin tamamlanmasının ardından baĢvuru dilekçesi ve eklerinin idari
yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı
belirlenmiĢtir.
3. Ġkinci Bölüm Ġkinci Komisyonunca, 25/12/2012 tarihinde baĢvurunun karara
bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa
Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar
verilmiĢtir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
4. BaĢvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle Ģöyledir:
5. BaĢvurucu, vasisi olduğu özürlü oğlu adına 27/1/2012 tarihinde 22.327,15 TL
bedelle binek otomobil satın almıĢtır. Alınan aracın katma değer vergisi 3.405,84 TL‘dir.
6. 25/10/1984 tarih ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu‘nun 17.
maddesinin (4) numaralı fıkrasına 1/7/2005 tarih ve 5378 sayılı Kanun‘un 32. maddesiyle
eklenen (s) bendi ile özürlülerin eğitimleri, meslekleri, günlük yaĢamları için özel olarak
üretilmiĢ her türlü araç-gereç ve özel bilgisayar programları katma değer vergisinden istisna
tutulmuĢtur.
7. Özürlü oğlu için satın aldığı otomobilin 3065 sayılı Kanun‘un 17. maddesinin
(4) numaralı fıkrasının (s) bendinde belirtilen, özürlüler için üretilmiĢ her türlü araç-gereç
kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini iddia eden baĢvurucu, ödediği katma değer
vergisinin tarafına iade edilmesi istemiyle 2/2/2012 tarihinde idareye yazılı baĢvuruda
bulunmuĢtur. Ġdarece, teslime konu otomobilin üretim özellikleri itibariyle toplumdaki tüm
bireylerin kullanımına sunulan binek otomobil olduğu, dolayısıyla özürlülerin eğitimleri,
meslekleri, günlük yaĢamları için özel olarak üretilmiĢ her türlü araç-gereç kapsamında
değerlendirilmesinin mümkün olmadığı belirtilerek baĢvurunun reddine karar verilmiĢtir.
8. BaĢvurucu, idarenin ret iĢleminin iptali ve ödediği katma değer vergisinin
iadesine karar verilmesi istemiyle Manisa Vergi Mahkemesinde dava açmıĢtır. Yapılan
yargılama sonucunda anılan Mahkemenin 5/6/2012 tarih ve E.2012/131, K.2012/472 sayılı
kararı ile iĢlem hukuka uygun bulunarak dava reddedilmiĢtir.
9. Bu karara karĢı Manisa Bölge Ġdare Mahkemesi nezdinde itirazda bulunulmuĢ,
anılan Mahkemenin 7/9/2012 tarih ve E.2012/361, K.2012/253 sayılı kararıyla itirazın reddine
ve kararın onanmasına karar verilmiĢtir.
10. Manisa Bölge Ġdare Mahkemesince verilen onama kararı, 24/9/2012 tarihinde
baĢvurucuya tebliğ edilmiĢ ve bu karara karĢı karar düzeltme isteminde bulunulmamıĢtır.
B. Ġlgili Hukuk
11. Anayasa‘nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası, geçici 18. maddesinin yedinci
fıkrası, 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun‘un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrası, geçici 1. maddesinin (8)
numaralı fıkrası, 3065 sayılı Kanun‘un 17. maddesinin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi.
IV. ĠNCELEME VE GEREKÇE
12. Mahkemenin 5/3/2013 tarihinde yapmıĢ olduğu toplantıda, baĢvurucunun
26/9/2012 tarihli ve 2012/73 numaralı bireysel baĢvurusu incelenip gereği düĢünüldü:
A. BaĢvurucunun Ġddiaları
13. BaĢvurucu, hakkında tesis edilen idari iĢlem ile bu iĢleme karĢı açılan dava
sonucu verilen mahkeme kararlarının, Türkiye tarafından imzalanan ve taraf olan devletlere,
engellilere karĢı ayrımcılığı ortadan kaldırma ve onların yaĢam standartlarını yükseltme
yükümlülüğü getiren BirleĢmiĢ Milletler Engellilerin Haklarına ĠliĢkin SözleĢme ile yine
BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulunca kabul edilen Sakat KiĢilerin Hakları Beyannamesine
aykırı olduğunu, özürlü oğlu için satın aldığı otomobilin 3065 sayılı Kanun‘un 17. maddesinin
(4) numaralı fıkrasının (s) bendinde belirtilen, özürlüler için üretilmiĢ her türlü araç-gereç
kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri
sürmüĢ ve satın aldığı otomobil için ödediği 3.405,84 TL katma değer vergisinin yasal faiziyle
tazminini talep etmiĢtir.
B. Değerlendirme
14. Anayasa‘nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun‘un 45.
maddesinin (1) numaralı fıkrasında herkesin, Anayasada güvence altına alınmıĢ temel hak ve
özgürlüklerinden, Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu
gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine baĢvurabileceği hükmüne yer
verilmiĢtir. Anayasa‘nın geçici 18. maddesinin yedinci fıkrasında bireysel baĢvuruya iliĢkin
düzenlemelerin iki yıl içinde tamamlanacağı ve uygulama kanununun yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren bireysel baĢvuruların kabul edileceği, 6216 sayılı Kanun‘un 76. maddesinin
(1) numaralı fıkrasında ise Kanunun 45 ilâ 51 inci maddelerinin 23/9/2012 tarihinde yürürlüğe
gireceği belirtilmiĢtir.
15. 6216 sayılı Kanun‘un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası Ģöyledir:
“Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar
aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler.”
16. Anılan Anayasa ve Kanun hükümleri uyarınca Anayasa Mahkemesinin zaman
bakımından yetkisinin baĢlangıcı 23/9/2012 tarihi olup, Mahkeme, ancak bu tarihten sonra
kesinleĢen nihai iĢlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel baĢvuruları inceleyebilecektir. Bu
açık düzenlemeler karĢısında, anılan tarihten önce kesinleĢmiĢ nihai iĢlem ve kararları da
içerecek Ģekilde yetki kapsamının geniĢletilmesi mümkün değildir.
17. Öte yandan, Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi için kesin bir
tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin geriye yürür Ģekilde uygulanmaması hukuk
güvenliği ilkesinin bir gereğidir. (B. No: 2012/51, § 18, 25/12/2012)
18. BaĢvuru konusu olayda baĢvurucu, baĢvurusunun idarece reddedilmesi
iĢleminin iptali ile ödediği katma değer vergisinin iadesine karar verilmesi istemiyle Manisa
Vergi Mahkemesinde dava açmıĢ ve dava anılan Mahkemenin 5/6/2012 tarih ve E.2012/131,
K.2012/472 sayılı kararı ile reddedilmiĢ, bu karara karĢı Manisa Bölge Ġdare Mahkemesi
nezdinde itirazda bulunmuĢ, anılan Mahkemenin 7/9/2012 tarih ve E.2012/361, K.2012/253
sayılı kararıyla itiraz isteminin reddine ve Manisa Vergi Mahkemesinin kararının onanmasına
karar verilmiĢtir. Karar, 24/9/2012 tarihinde baĢvurucuya tebliğ edilmiĢtir. BaĢvurucu bu
karara karĢı karar düzeltme yoluna baĢvurmamıĢtır. Böylece hukuk yolları bireysel baĢvuru
yönünden Manisa Bölge Ġdare Mahkemesinin 7/9/2012 tarihli kararıyla tüketilmiĢtir.
19. Açıklanan nedenlerle, olayda iç hukuk yolunu tüketen nihai kararın, Anayasa
Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin baĢladığı 23/9/2012 tarihinden önce verildiği
anlaĢıldığından baĢvurunun, diğer kabul edilebilirlik Ģartları yönünden incelenmeksizin
―zaman bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
BaĢvurunun, “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDĠLEMEZ
OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin baĢvurucu üzerinde bırakılmasına, 5/3/2013 tarihinde
OY BĠRLĠĞĠYLE karar verildi.
BaĢkan
Alparslan ALTAN
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
Üye
Celal Mümtaz AKINCI
Üye
Engin YILDIRIM
Üye
Muammer TOPAL
[R.G. 27 Mart 2013 – 28600]
—— • ——
Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından:
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
KARAR
BaĢvuru Numarası : 2012/74
Karar Tarihi
: 5/3/2013
BaĢkan
: Serruh KALELĠ
Üyeler
: Mehmet ERTEN
Zehra Ayla PERKTAġ
Erdal TERCAN
Zühtü ARSLAN
Raportör
: ġermin BĠRTANE
BaĢvurucu
: M. E.
I. BAġVURUNUN KONUSU
1. BaĢvurucu, Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi ĠnĢaat Mühendisliği
Bölümü Ġkinci Öğretim Programına kayıt hakkı kazandığı hâlde yaptığı müracaatın kabul
edilmediğini belirterek eğitim ve öğrenim hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüĢtür.
II. BAġVURU SÜRECĠ
2. BaĢvuru, 26/9/2012 tarihinde Bingöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla
yapılmıĢtır. Belirlenen eksikliklerin tamamlanmasının ardından, dilekçe ve eklerinin idari
yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı
tespit edilmiĢtir.
3. Birinci Bölüm Ġkinci Komisyonunca, 4/3/2013 tarihinde baĢvurunun karara
bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa
Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar
verilmiĢtir.
III.
OLAYLAR VE OLGULAR
A. Olaylar
4. BaĢvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle Ģöyledir:
5. BaĢvurucu, Fırat Üniversitesi Bingöl Meslek Yüksekokulu ĠnĢaat Bölümü
mezunudur. Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanlığının 22/12/1997 tarihli
yazısıyla baĢvurucuya anılan Üniversitenin ĠnĢaat Mühendisliği Bölümü Ġkinci Öğretim
Programına dikey geçiĢ kapsamında kayıt yaptırmaya hak kazandığı bildirilmiĢtir.
6. BaĢvurucu, 16/1/1998 tarihinde anılan programa kayıt yaptırmak için müracaat
etmiĢ, ancak kaydı yapılmamıĢtır.
7. BaĢvurucu, adı geçen öğretim programına kayıt için yaptığı baĢvurunun kabul
edilmemesine iliĢkin iĢleme karĢı idari makamlara baĢvurmadığı gibi mahkemelerde dava da
açmamıĢtır.
B. Ġlgili Hukuk
8. 6/1/1982 tarih ve 2577 sayılı Ġdari Yargılama Usulü Kanunu‘nun 2. maddesinin
(1) numaralı fıkrasında idari iĢlemlere karĢı açılacak dava türleri belirtilmiĢ, 7. maddesinde ise
idari yargı mercilerinde dava açma süreleri gösterilmiĢtir.
9. 2577 sayılı Kanun‘un 10. maddesi Ģöyledir:
“1. İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin
yapılması için idari makamlara başvurabilirler.
2. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış
günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştay’a, idare ve
vergi mahkemelerine dava açabilirler. Altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin
değilse ilgili bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da
bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden
itibaren altı ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış
günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın
tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler.‖
10. 2577 sayılı Kanun‘un 11. maddesi Ģöyledir:
―1. İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri
alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi
yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye
başlamış olan idari dava açma süresini durdurur.
2. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır.
3. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi
yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.‖
IV. ĠNCELEME VE GEREKÇE
11. Mahkemenin 5/3/2013 tarihinde yapmıĢ olduğu toplantıda, baĢvurucunun
26/9/2012 tarih ve 2012/74 numaralı bireysel baĢvurusu incelenip gereği düĢünüldü:
A. BaĢvurucunun Ġddiaları
12. BaĢvurucu, 16/1/1998 tarihinde dikey geçiĢ yoluyla kayıt hakkı kazandığı Fırat
Üniversitesi Mühendislik Fakültesi ĠnĢaat Mühendisliği Bölümü Ġkinci Öğretim Programına
kayıt için müracaat ettiğini, ancak görevli memurun belgelerini almayarak kayıt iĢlemini
yapmadığını, söz konusu tarihin kayıt için son gün olması nedeniyle bu iĢleme karĢı idari
makamlara veya mahkemeye baĢvurmadığını belirterek, Anayasa‘nın 42. maddesinde
tanımlanan eğitim ve öğrenim hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüĢtür.
B. Değerlendirme
13. Anayasa‘nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası Ģöyledir:
“Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden,
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal
edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan
kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.”
14. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un ―Bireysel başvuru hakkı‖ kenar baĢlıklı 45.
maddesinin (2) numaralı fıkrası Ģöyledir:
“İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda
öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan
önce tüketilmiş olması gerekir.”
15. Bu düzenlemeler uyarınca, baĢvurucunun Anayasa Mahkemesi önüne
getirdiği Ģikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun
olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve kanıtlarını zamanında bu makamlara
sunması ve aynı zamanda bu süreçte dava ve baĢvurusunu takip etmek için gerekli özeni
göstermiĢ olması gerekir.
16. Ġdari iĢlemler, idarenin kamu kudretini kullanarak tesis ettiği, tek yanlı irade
açıklaması ile hukuksal sonuç doğuran, baĢka bir deyiĢle, hukuk düzeninde değiĢiklik yapan
iĢlemleridir. Ġdari iĢlemlere karĢı idari yargıda 2577 sayılı Kanun‘un 2. maddesinin (1)
numaralı fıkrasının (a) bendinde tanımlanan iptal davası açılabileceği gibi, idari iĢlemler
nedeniyle bir zarar doğmuĢsa, bunun giderilmesi için aynı fıkranın (b) bendinde belirtilen
tam yargı davası açılması imkânı da bulunmaktadır.
17. Bunun yanı sıra 2577 sayılı Kanun‘un 10. maddesinde, ilgililerin, haklarında
idari davaya konu olabilecek bir iĢlem veya eylemin yapılması için idari makamlara
baĢvurabilecekleri, altmıĢ gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiĢ sayılacağı,
altmıĢ günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde konusuna göre DanıĢtaya, idare
ve vergi mahkemelerine dava açabilecekleri düzenlenmiĢtir.
18. Öte yandan anılan Kanun‘un 11. maddesinde ise idare tarafından bir idari
iĢlemin tesis edilmesi durumunda, ilgililerin dava açmadan önce bu iĢlemin kaldırılmasını,
geri alınmasını, değiĢtirilmesini veya yeni bir iĢlem yapılmasını üst makamdan, üst makam
yoksa iĢlemi yapmıĢ olan makamdan idari dava açma süresi içinde isteyebilecekleri
belirtilmiĢtir.
19. Anayasa Mahkemesine bireysel baĢvuru, ikincil nitelikte bir kanun yoludur.
Temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının öncelikle derece mahkemelerinde,
olağan kanun yolları ile çözüme kavuĢturulması esastır. Bireysel baĢvuru yoluna, iddia edilen
hak ihlallerinin bu olağan denetim mekanizması çerçevesinde giderilememesi durumunda
baĢvurulabilir.
20. BaĢvuru konusu olayda, baĢvurucunun anılan öğretim programına kaydının
yapılmaması üzerine, öncelikle yazılı olarak idari makamlara baĢvuruda bulunması, bunun
reddi üzerine 2577 sayılı Kanun‘un 7., 10. ve 11. maddelerinde belirtilen süreler içinde idari
yargı mercilerinde dava açması ve olağan kanun yollarını tüketmesi gerekirken, belirtilen
usulü takip etmeyip söz konusu iĢleme karĢı doğrudan bireysel baĢvuruda bulunduğu
görülmüĢtür.
21. Ġncelenen baĢvurunun, baĢvurucunun idari iĢlem aleyhine kanunda
öngörülmüĢ idari ve yargısal baĢvuru yollarının tamamını tüketmeden doğrudan bireysel
baĢvuruda bulunması nedeniyle, 6216 sayılı Kanun‘un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası
uyarınca kabul edilebilirlik kriterlerini taĢımadığı anlaĢılmaktadır.
22. Açıklanan nedenlerle, baĢvuru konusu iĢleme karĢı idari ve yargısal kanun
yollarının tamamı tüketilmeden bireysel baĢvuru yapıldığı anlaĢıldığından baĢvurunun diğer
kabul edilebilirlik Ģartları yönünden incelenmeksizin “başvuru yollarının tüketilmemiş
olması” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
BaĢvurunun “başvuru yollarının tüketilmemiş olması” nedeniyle KABUL
EDĠLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin baĢvurucu üzerinde bırakılmasına,
5/3/2013 tarihinde OY BĠRLĠĞĠYLE karar verildi.
BaĢkan
Serruh KALELĠ
Üye
Mehmet ERTEN
Üye
Erdal TERCAN
Üye
Zehra Ayla PERKTAġ
Üye
Zühtü ARSLAN
[R.G. 27 Mart 2013 – 28600]
—— • ——
Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından:
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
KARAR
BaĢvuru Numarası : 2012/475
Karar Tarihi
: 5/3/2013
BaĢkan : Alparslan ALTAN
Üyeler
: Serdar ÖZGÜLDÜR
Recep KÖMÜRCÜ
Engin YILDIRIM
Muammer TOPAL
Raportör : Recep ÜNAL
BaĢvurucu :
ġermin BODUR
VI.BAġVURUNUN KONUSU
21. BaĢvurucu, hâkimlik görevine yeniden atanması talebiyle Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kuruluna (Kurul) yaptığı baĢvurunun reddedilmesi nedeniyle Anayasa‘nın 10., 17.,
20., 49. ve 70. maddelerinde düzenlenen haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüĢ, maddi ve
manevi tazminat talebinde bulunmuĢtur.
VII.
BAġVURU SÜRECĠ
22. BaĢvuru, 22/10/2012 tarihinde Kadıköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi vasıtasıyla
yapılmıĢtır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona
sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiĢtir.
23. Ġkinci Bölüm Birinci Komisyonunca, 25/12/2012 tarihinde baĢvurunun karara
bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa
Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar
verilmiĢtir.
VIII.
OLAY VE OLGULAR
C. Olaylar
24. BaĢvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle Ģöyledir:
25. BaĢvurucu, Ġnebolu hâkimi olarak 1997 yılında göreve baĢlamıĢ, 1998 yılında
istifa ederek görevinden ayrılmıĢtır. BaĢvurucu, 1999 yılında yeniden mesleğe kabul talebinde
bulunmuĢ ve bu talebinin Kurul tarafından kabul edilmesi üzerine Bismil hâkimi olarak
yeniden atanmıĢ ve göreve baĢlamıĢtır.
26. BaĢvurucu hakkında, Bismil hâkimi olarak görev yapmakta iken yürütülen
disiplin soruĢturması sonucunda, Kurulun 5/7/2001 tarih ve 276 sayılı kararıyla meslekten
çıkarma cezası verilmiĢtir.
27. BaĢvurucu, anılan karar aleyhine yeniden inceleme talebinde bulunmuĢtur. Bu
süreç devam ederken baĢvurucu, 5/10/2001 tarihinde ikinci defa hâkimlik mesleğinden istifa
etmiĢtir. Ġstifadan sonra baĢvurucunun yeniden inceleme talebi Kurul tarafından kabul
edilerek meslekten çıkarma cezası kaldırılmıĢ ve hakkında yer değiĢtirme cezası verilmiĢtir.
28. BaĢvurucu, 5/4/2007 tarihli dilekçesi ile yeniden mesleğe kabul edilme
talebinde bulunmuĢ, Kurul, baĢvurucunun talebini 3/5/2007 tarih ve 356 sayılı kararıyla,
yeniden inceleme talebini 25/9/2007 tarih ve 791 sayılı kararıyla, bu karara karĢı itirazını ise
5/2/2008 tarih ve 37 sayılı kararıyla reddetmiĢtir.
29. BaĢvurucu, 26/1/2011 tarihinde tekrar dilekçe vererek, yeniden mesleğe kabul
edilme talebinde bulunmuĢ ancak baĢvurucunun bu talebi de Kurul tarafından, 24/2/1983 tarih
ve 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu‘nun 40. maddesinin son fıkrasında yer alan kural
gerekçe gösterilerek 22/6/2011 tarih ve 2011/4093 sayılı kararla reddedilmiĢtir. Bu karar,
baĢvurucuya 28/9/2011 tarihinde tebliğ edilmiĢ ve 8/10/2011 tarihinde kesinleĢmiĢtir.
D. Ġlgili Hukuk
30. 2802 sayılı Kanun‘un ―Yeniden atanma‖ kenar baĢlıklı 40. maddesi Ģöyledir:
“Hakimlik ve savcılık mesleğinden kendi istekleriyle çekilen veya emekli
olanlardan tekrar mesleğe dönmek isteyenler, mesleğe kabulde aranan nitelikleri
kaybetmemiş olmaları koşulu ile ayrıldıkları tarihte almakta oldukları aylık derecesine eşit
bir derecenin aynı kademesine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca atanabilirler.
…
Bu madde hükümlerine göre atananlardan, meslekten ayrılanlar bir daha mesleğe
kabul edilemezler.”
IX.ĠNCELEME VE GEREKÇE
31. Mahkemenin 5/3/2013 tarihinde yapmıĢ olduğu toplantıda, baĢvurucunun
22/10/2012 tarih ve 2012/475 numaralı bireysel baĢvurusu incelenip gereği düĢünüldü:
C. BaĢvurucunun Ġddiaları
32. BaĢvurucu, Adalet Bakanlığının, kendisi hakkında açtığı soruĢturma ile
Anayasa‘nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasındaki ―kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir
cezaya veya muameleye tabi tutulamaz‖ kuralının ve Anayasa‘nın 20. maddesinde tanımlanan
özel hayatın gizliliği hakkının; yine hâkimlik mesleğine kabulde aranan tüm Ģartları
taĢımasına, kazanılmıĢ hakka sahip bulunmasına ve meslekten kendi isteği ile ayrılmamıĢ
olmasına rağmen yeniden atanma taleplerinde 2802 sayılı Kanun‘un 40. maddesindeki engel
gerekçe gösterilerek Anayasa‘nın 10. maddesinde tanımlanan ―kanun önünde eşitlik‖ ilkesinin
ve 70. maddesinde tanımlanan ―kamu hizmetine girme‖ hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüĢtür.
D. Değerlendirme
33. Anayasa‘nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı
Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 45. maddesinin
(1) numaralı fıkrasında herkesin, Anayasa‘da güvence altına alınmıĢ temel hak ve
özgürlüklerinden, Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi ve buna ek Türkiye‘nin taraf olduğu
protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla
Anayasa Mahkemesine baĢvurabileceği hükmüne yer verilmiĢtir. Anayasa‘nın geçici 18.
maddesinin yedinci fıkrasında bireysel baĢvuruya iliĢkin düzenlemelerin iki yıl içinde
tamamlanacağı ve uygulama kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bireysel
baĢvuruların kabul edileceği, 6216 sayılı Kanun‘un 76. maddesinin (1) numaralı fıkrasında
ise Kanunun 45 ila 51. maddelerinin 23/9/2012 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiĢtir.
34. 6216 sayılı Kanun‘un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası Ģöyledir:
“Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar
aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler.”
35. Anılan Anayasa ve Kanun hükümleri uyarınca Anayasa Mahkemesinin
yetkisinin zaman bakımından baĢlangıcı 23/9/2012 tarihi olup, Mahkeme, ancak bu tarihten
sonra kesinleĢen nihai iĢlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel baĢvuruları
inceleyebilecektir. Bu açık düzenlemeler karĢısında, anılan tarihten önce kesinleĢmiĢ nihai
iĢlem ve kararları da içerecek Ģekilde yetki kapsamının geniĢletilmesi mümkün değildir.
36. Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi için kesin tarihin
belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin geriye yürür Ģekilde uygulanmaması hukuk güvenliği
ilkesinin bir gereğidir. (B. No: 2012/51, § 18, 25/12/2012)
37. BaĢvuru konusu olayda baĢvurucunun, 26/1/2011 tarihli yeniden mesleğe kabul
edilme talebi, Kurulun 22/6/2011 tarih ve 2011/4093 sayılı kararıyla reddedilmiĢ ve bireysel
baĢvuru yönünden kesinleĢmiĢtir.
38. Açıklanan nedenlerle, baĢvuru konusu kararın Anayasa Mahkemesinin zaman
bakımından yetkisinin baĢladığı 23/9/2012 tarihinden önce kesinleĢmiĢ olduğu
anlaĢıldığından baĢvurunun diğer kabul edilebilirlik Ģartları yönünden incelenmeksizin,
―zaman bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
X. HÜKÜM
BaĢvurunun, ―zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDĠLEMEZ
OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin baĢvurucu üzerinde bırakılmasına, 5/3/2013 tarihinde
OY BĠRLĠĞĠYLE karar verildi.
BaĢkan
Alparslan ALTAN
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
Üye
Engin YILDIRIM
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
Üye
Muammer TOPAL
[R.G. 27 Mart 2013 – 28600]
—— • ——
Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından:
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
KARAR
BaĢvuru Numarası : 2012/491
Karar Tarihi
: 5/3/2013
BaĢkan
: Serruh KALELĠ
Üyeler
: Mehmet ERTEN
Zehra Ayla PERKTAġ
Erdal TERCAN
Zühtü ARSLAN
Raportör
: ġermin BĠRTANE
BaĢvurucu : Remziye DUMAN
Vekili
: Av. Mehmet Nuri YILDIZ
I. BAġVURUNUN KONUSU
1. BaĢvurucu, terör olayları nedeniyle köyünü terk etmek zorunda kaldığından
uğradığı zararların karĢılanması için açtığı davada adli yardım talebi reddedildikten sonra
yargılama giderlerinin yatırılmaması gerekçe gösterilerek davanın açılmamıĢ sayılması
yolunda verilen kararın mülkiyet hakkı ve hak arama hürriyetini ihlal ettiğini ileri sürmüĢtür.
II. BAġVURU SÜRECĠ
2. BaĢvuru, 30/10/2012 tarihinde Van 2. Ġdare Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıĢtır.
Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir
eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiĢtir.
3. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca, 4/3/2013 tarihinde baĢvurunun karara
bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa
Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar
verilmiĢtir.
III. OLAYLAR VE OLGULAR
A. Olaylar
4. BaĢvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle Ģöyledir:
5. BaĢvurucu Hakkâri ili, Çukurca ilçesi, Uzundere köyünde ikamet etmekte iken
terör olayları sebebiyle 1995 yılı Ekim ayında köyünden göç etmiĢ, Van ili, Bostaniçi beldesi,
Yalım Erez Mahallesine yerleĢmiĢtir.
6. BaĢvurucu, 1/8/2009 tarihinde ĠçiĢleri Bakanlığına müracaat ederek köyünü
terk etmek zorunda kalması sebebiyle zarara uğradığından bahisle tarafına manevi tazminat
ödenmesini istemiĢtir.
7. BaĢvurucunun talebi ĠçiĢleri Bakanlığının 20/8/2009 tarih ve 6626 sayılı
iĢlemiyle reddedilmiĢ, baĢvurucu, bu iĢlemin iptali ve tarafına manevi tazminat ödenmesine
karar verilmesi istemiyle Van Ġdare Mahkemesinde adli yardım talepli dava açmıĢtır.
8. Van 1. Ġdare Mahkemesinin 30/3/2010 tarih ve E.2009/1141 sayılı kararıyla
baĢvurucunun adli yardım talebi reddedilmiĢ ve 8/6/2010 tarihli ara kararla baĢvurucudan harç
ve posta ücreti yatırması istenilmiĢtir. Verilen sürede harç ve posta gideri yatırılmadığından
aynı Mahkemenin 26/7/2010 tarihli ara kararıyla baĢvurucuya tekrar süre verilerek harç ve
posta giderini yatırması, aksi halde davanın açılmamıĢ sayılmasına karar verileceği
bildirilmiĢtir.
9. Verilen sürede harç ve posta ücretinin yatırılmaması üzerine, anılan
Mahkemenin 30/9/2010 tarih ve E.2009/1141, K.2010/1530 sayılı kararıyla davanın
açılmamıĢ sayılmasına karar verilmiĢtir. BaĢvurucunun temyizi üzerine karar, DanıĢtay 15.
Dairesinin 19/9/2011 tarih ve E.2011/11058, K.2011/1288 sayılı kararı ile onanmıĢtır.
10. BaĢvurucunun karar düzeltme talebi ise aynı Dairenin 5/6/2012 tarih ve
E.2012/4250, K.2012/3671 sayılı kararı ile reddedilmiĢ, karar aynı tarihte kesinleĢmiĢtir.
B. Ġlgili Hukuk
11. Anayasa‘nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası, geçici 18. maddesinin yedinci
fıkrası, 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun‘un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrası, geçici 1. maddesinin (8)
numaralı fıkrası, 6/1/1982 tarih ve 2577 sayılı Ġdari Yargılama Usulü Kanunu‘nun 46 ve 54.
maddeleri.
IV. ĠNCELEME VE GEREKÇE
12. Mahkemenin 5/3/2013 tarihinde yapmıĢ olduğu toplantıda, baĢvurucunun
30/10/2012 tarih ve 2012/491 numaralı bireysel baĢvurusu incelenip gereği düĢünüldü:
A. BaĢvurucunun Ġddiaları
13. BaĢvurucu, 1995 yılında göç ettiği köyündeki mülkünden o tarihten beri
yararlanamadığını, köydeki evinin diğer yapılarla birlikte yıkıldığını duyduğunu, köyüne geri
dönemediğinden maddi sıkıntı ve manevi acı içinde bulunduğunu, açtığı tazminat davasının
da maddi durumunun dava harç ve giderlerini karĢılamasına imkân vermemesi ve adli yardım
talebinin reddedilmesi nedeniyle, yargılama giderlerini yatıramadığından reddedildiğini
belirterek Anayasa‘nın 35. maddesinde tanımlanan mülkiyet hakkının ve 36. maddesinde
tanımlanan hak arama hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüĢtür.
B. Değerlendirme
14. 6216 sayılı Kanun‘un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası Ģöyledir:
“Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar
aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler.”
15. Anılan hüküm uyarınca Anayasa Mahkemesinin yetkisinin zaman bakımından
baĢlangıcı 23/9/2012 tarihi olup, Mahkeme, ancak bu tarihten sonra kesinleĢen nihai iĢlem ve
kararlar aleyhine yapılan bireysel baĢvuruları inceleyebilecektir. Bu açık düzenleme
karĢısında, anılan tarihten önce kesinleĢmiĢ nihaî iĢlem ve kararları da içerecek Ģekilde yetki
kapsamının geniĢletilmesi mümkün değildir. Mahkemenin zaman bakımından yetkisine iliĢkin
bu düzenlemenin kamu düzenine iliĢkin olması nedeniyle, bireysel baĢvurunun tüm
aĢamalarında resen dikkate alınması gerekir.
16. Öte yandan, Anayasa Mahkemesinin bireysel baĢvurularda zaman bakımından
yetkisi için kesin bir tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin geriye yürür Ģekilde
uygulanmaması hukuk güvenliği ilkesinin bir gereğidir (B. No: 2012/51, § 18, 25/12/2012).
17. BaĢvuru konusu Van 1. Ġdare Mahkemesinin 30/9/2010 tarih ve E.2009/1141,
K.2010/1530 sayılı kararı, DanıĢtay 15. Dairesinin 19/9/2011 tarih ve E.2011/11058,
K.2011/1288 sayılı kararı ile onanmıĢ, karar düzeltme talebi ise aynı Dairenin 5/6/2012 tarih
ve E.2012/4250, K.2012/3671 sayılı kararı ile reddedilmiĢ ve karar aynı tarihte kesinleĢmiĢtir.
18. Açıklanan nedenlerle, baĢvuru konusu kararın 23/9/2012 tarihinden önce
kesinleĢmiĢ olduğu anlaĢıldığından baĢvurunun, diğer kabul edilebilirlik Ģartları yönünden
incelenmeksizin ―zaman bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
BaĢvurunun, ―zaman bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle KABUL EDĠLEMEZ
OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin baĢvurucu üzerinde bırakılmasına, 5/3/2013 tarihinde
OY BĠRLĠĞĠYLE karar verildi.
BaĢkan
Serruh KALELĠ
Üye
Erdal TERCAN
Üye
Mehmet ERTEN
Üye
Zehra Ayla PERKTAġ
Üye
Zühtü ARSLAN
[R.G. 27 Mart 2013 – 28600]
—— • ——
Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından:
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
KARAR
BaĢvuru Numarası : 2012/644
Karar Tarihi
: 5/3/2013
BaĢkan : Serruh KALELĠ
Üyeler
: Mehmet ERTEN
Zehra Ayla PERKTAġ
Erdal TERCAN
Zühtü ARSLAN
Raportör : ġebnem NEBĠOĞLU ÖNER
BaĢvurucu :
EstaĢ Kum ve Ticaret Mad. Nak. San. A.ġ.
Temsilcisi : Ömer ERĠġ
I. BAġVURUNUN KONUSU
39. BaĢvurucu, Antalya Valiliği tarafından verilen idari para cezası aleyhine
kanun yollarına baĢvurulduğunu, kanun yolu incelemesi sürecinde idari para cezasının
dayanağı olan mevzuatta değiĢikliğe gidilerek ceza miktarında lehe düzenlemeler yapıldığını
ancak lehe olan kanun hükmünün tatbik edilmediğini, ayrıca talebi hakkında yürütülen
yargılama sürecinin adil olmadığını belirterek, Anayasa‘nın 36., 38. ve 48. maddelerinde
tanımlanan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüĢtür.
II. BAġVURU SÜRECĠ
40. BaĢvuru, 12/11/2012 tarihinde Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
vasıtasıyla yapılmıĢtır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde
Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiĢtir.
41. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca, 25/12/2012 tarihinde baĢvurunun
karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa
Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar
verilmiĢtir.
III. OLAYLAR VE OLGULAR
A. Olaylar
42. BaĢvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle Ģöyledir:
43. BaĢvurucu aleyhine, 29/12/2005 tarihli suç tutanağına istinaden, Antalya
Valiliğinin 30/06/2008 tarih ve 1413 sayılı yazıları ile 430.650,00 TL idari para cezası
verilmiĢtir.
44. BaĢvurucu tarafından bahse konu para cezasının kaldırılması için Antalya 1.
Sulh Ceza Mahkemesine müracaatta bulunulmuĢ ve Mahkemece 2/4/2010 tarih ve
2008/1840-1840 D-ĠĢ sayılı karar ile baĢvurunun reddine karar verilmiĢtir.
45. BaĢvurucu bu karar aleyhine Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesine itirazda
bulunmuĢ, Mahkemenin 26/5/2010 tarih ve 2010/859 D-ĠĢ sayılı kararı ile itirazın reddine
karar verilmiĢ ve karar bu tarihte kesinleĢmiĢtir.
46. BaĢvurucu tarafından 18/2/2011 tarihli dilekçe ile Antalya 3. Ağır Ceza
Mahkemesinin 2010/859 D-ĠĢ sayılı dosyasında verilen hükmün kanun yararına bozulması
talep edilmiĢtir.
47. Adalet Bakanlığı Ceza ĠĢleri Genel Müdürlüğünün 3/5/2011 tarih ve 24564
sayılı yazıları ile dosya kapsamına, dayandığı gerekçeye ve mahkemenin takdirine nazaran
Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/859 D-ĠĢ sayılı kararı aleyhine kanun yararına
bozma yoluna gidilmediği bildirilmiĢtir.
48. BaĢvurucu tarafından 7/6/2011 tarihli dilekçe ile ikinci defa kanun yararına
bozma talebinde bulunulmuĢtur.
49. Adalet Bakanlığı Ceza ĠĢleri Genel Müdürlüğünün 24/8/2011 tarih ve 44618
sayılı yazıları ile Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/859 D-ĠĢ sayılı kararının kanun
yararına bozulmasının istenilmesi talebiyle dosya Yargıtay Cumhuriyet BaĢsavcılığına
gönderilmiĢtir.
50. Adalet Bakanlığı Ceza ĠĢleri Genel Müdürlüğünün 24/8/2011 tarih ve 44618
sayılı yazısına istinaden, Yargıtay Cumhuriyet BaĢsavcılığının 28/9/2011 tarih ve 270876
sayılı yazıları ile, anılan kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi
uyarınca bozulması hususunda Yargıtay 7. Ceza Dairesi BaĢkanlığına ihbarda bulunulmuĢtur.
51. Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 6/2/2012 tarih ve E.2011/9749, K.2012/1332
sayılı kararı ile Yargıtay Cumhuriyet BaĢsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan
ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiĢtir.
B. Ġlgili Hukuk
52. 22/4/1926 tarih ve 3213 sayılı Maden Kanunu‘nun 12. maddesinin beĢinci
fıkrası, 30/3/2005 tarih ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu‘nun 22. maddesinin (1) numaralı,
27. maddesinin (1) numaralı ve 29. maddesinin (1) numaralı fıkraları ile 4/12/2004 tarih ve
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu‘nun 267. maddesi, 268. maddesinin (3) numaralı
fıkrasının (a) ve (b) bentleri ve 309. maddesi.
IV. ĠNCELEME VE GEREKÇE
53. Mahkemenin 5/3/2013 tarihinde yapmıĢ olduğu toplantıda, baĢvurucunun
12/11/2012 tarih ve 2012/644 numaralı bireysel baĢvurusu incelenip gereği düĢünüldü:
A. BaĢvurucunun Ġddiaları
54. BaĢvurucu, Antalya Valiliği tarafından verilen idari para cezası aleyhine
kanun yollarına baĢvurulduğunu, yargılama sırasında yetersiz bilirkiĢi raporlarına dayanılarak
karar verildiğini, ayrıca kanun yolu incelemesi sürecinde idari para cezasının dayanağı olan
mevzuat hükmünde değiĢikliğe gidilerek ceza miktarında lehe düzenlemeler yapıldığını ancak
hakkında lehe olan kanun hükmünün uygulanmadığını belirterek, Anayasa‘nın 36., 38. ve 48.
maddelerinde tanımlanan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüĢtür.
B. Değerlendirme
55. Anayasa‘nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı
Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 45. maddesinin
(1) numaralı fıkrasında herkesin, Anayasa‘da güvence altına alınmıĢ temel hak ve
özgürlüklerinden, Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi ve buna ek Türkiye‘nin taraf olduğu
protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla
Anayasa Mahkemesine baĢvurabileceği hükmüne yer verilmiĢtir. Anayasa‘nın geçici 18.
maddesinin yedinci fıkrasında bireysel baĢvuruya iliĢkin düzenlemelerin iki yıl içinde
tamamlanacağı ve uygulama kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bireysel
baĢvuruların kabul edileceği, 6216 sayılı Kanun‘un 76. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise
Kanun‘un 45 ila 51. maddelerinin 23/9/2012 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiĢtir.
56. 6216 sayılı Kanun‘un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası Ģöyledir:
“Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar
aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler.”
57. Anılan Anayasa ve Kanun hükümleri uyarınca Anayasa Mahkemesinin
yetkisinin zaman bakımından baĢlangıcı 23/9/2012 tarihi olup, Mahkeme, ancak bu tarihten
sonra kesinleĢen nihai iĢlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel baĢvuruları
inceleyebilecektir. Bu açık düzenlemeler karĢısında, anılan tarihten önce kesinleĢmiĢ nihaî
iĢlem ve kararları da içerecek Ģekilde yetki kapsamının geniĢletilmesi mümkün değildir.
58. Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi için kesin tarihin
belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin geriye yürür Ģekilde uygulanmaması hukuk güvenliği
ilkesinin bir gereğidir. (B. No: 2012/51, § 18, 25/12/2012)
59. BaĢvuru konusu olayda, baĢvurucu Antalya Valiliğinin 30/06/2008 tarih ve
1413 sayılı yazıları ile verilen idari para cezasının iptali için Antalya 1. Sulh Ceza
Mahkemesine baĢvurmuĢ, bu Mahkemenin 2008/1840 D-ĠĢ sayılı ret kararına karĢı yaptığı
itiraz, Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/5/2010 tarih ve 2010/859 D-ĠĢ sayılı kararı ile
reddedilmiĢ ve karar bu tarihte kesinleĢmiĢtir. BaĢvurucu söz konusu hükmün kanun yararına
bozulması talebinde bulunmuĢ, yaptığı ilk talep üzerine Adalet Bakanlığı Ceza ĠĢleri Genel
Müdürlüğünün 3/5/2011 tarih ve 24564 sayılı yazıları ile kanun yararına bozma yoluna
gidilmediği bildirilmiĢtir. BaĢvurucunun ikinci kanun yararına bozma talebi, Adalet Bakanlığı
Ceza ĠĢleri Genel Müdürlüğünün 24/8/2011 tarih ve 44618 sayılı yazıları ile Yargıtay
Cumhuriyet BaĢsavcılığına gönderilmiĢtir. Belirtilen yazıya istinaden Yargıtay Cumhuriyet
BaĢsavcılığının 28/9/2011 tarih ve 270876 sayılı yazıları ile Yargıtay 7. Ceza Dairesi
BaĢkanlığına taleple ilgili ihbarda bulunulmuĢ ancak, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 6/2/2012
tarih ve E.2011/9749, K.2012/1332 sayılı kararı ile ihbarname içeriği yerinde
görülmediğinden reddine karar verilmiĢtir.
60. 5271 sayılı Kanun‘un 309. ve 310. maddeleri uyarınca kanun yararına bozma;
hâkimler ve mahkemeler tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden
geçmeksizin kesinleĢen kararlar için öngörülen ve bu kararların Yargıtayca denetlenmesini
sağlayan bir kanun yoludur. Amacı kesinleĢen kararlardaki hukuka aykırılıkları gidermek ve
kanunların ülke içinde eĢit bir Ģekilde uygulanmasını sağlamak olan kanun yararına bozma,
kesin kararlara karĢı baĢvurulan bir yol olduğundan, olağanüstü bir kanun yoludur. Öte
yandan kanun yararına bozma, kiĢiler için doğrudan ulaĢılabilir bir yol olmayıp olağanüstü bir
kanun yolu niteliği taĢımakla, tüketilmesi gereken bir yol değildir.
61. BaĢvuru konusu olayda, kanun yararına bozma yolunun kabulü ile yeniden
incelenmiĢ dosya hakkında Yargıtay 7. Ceza Dairesinin karar tarihi olan 6/2/2012 tarihinin
Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi kapsamı dıĢında kaldığı açıktır.
62. Açıklanan nedenlerle, baĢvuru konusu kararın bireysel baĢvuruların
incelenmeye baĢlandığı tarih olarak belirlenen 23/9/2012 gününden önce kesinleĢmiĢ olduğu
anlaĢıldığından baĢvurunun, diğer kabul edilebilirlik Ģartları yönünden incelenmeksizin
―zaman bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
BaĢvurunun, ―zaman bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle KABUL EDĠLEMEZ
OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin baĢvurucu üzerinde bırakılmasına, 5/3/2013 tarihinde
OY BĠRLĠĞĠYLE karar verildi.
BaĢkan
Serruh KALELĠ
Üye
Erdal TERCAN
Üye
Mehmet ERTEN
Üye
Zehra Ayla PERKTAġ
Üye
Zühtü ARSLAN
[R.G. 27 Mart 2013 – 28600]
—— • ——
Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından:
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
KARAR
BaĢvuru Numarası : 2012/743
Karar Tarihi
: 5/3/2013
BaĢkan : Serruh KALELĠ
Üyeler
: Mehmet ERTEN
Zehra Ayla PERKTAġ
Erdal TERCAN
Zühtü ARSLAN
Raportör : Özcan ÖZBEY
BaĢvurucu :
Doğubayazıt Ticaret ve Sanayi Odası
Temsilcisi : Ali EFE (Doğubayazıt Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu
BaĢkanı)
I. BAġVURUNUN KONUSU
23. BaĢvurucu, 18/5/2004 tarih ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun 16. maddesinin beĢinci fıkrasında ve 18. maddesinin
üçüncü fıkrasında yer alan, üst üste iki dönem meclis baĢkanlığı ve yönetim kurulu baĢkanlığı
yapmıĢ olanların, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden
seçilemeyeceklerini öngören hükümler nedeniyle anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri
sürmüĢtür.
II. BAġVURU SÜRECĠ
24. BaĢvuru, 21/11/2012 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıĢtır.
Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir
eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiĢtir.
25. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca, 25/12/2012 tarihinde baĢvurunun karara
bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa
Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar
verilmiĢtir.
III. OLAYLAR VE OLGULAR
A. Olaylar
26. BaĢvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle Ģöyledir:
27. Doğubayazıt Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu BaĢkanlığına iki dönem
üst üste seçilen baĢvurucu temsilcisi ikinci kez seçildiği 31/1/2009 tarihinden itibaren bu
görevini yürütmektedir.
28. 5174 sayılı Kanun‘un 81. maddesine istinaden yürürlüğe konulan 4/6/2012
tarih ve 2012/3237 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 2013 yılının ġubat ayında baĢlayıp
Mart ayında tamamlanması gereken oda ve borsaların organlarının seçimleri, Bakanlar
Kurulunun 28/1/2013 tarih ve 2013/4244 sayılı kararı ile 2013 yılının Mayıs ayında baĢlayıp
Haziran ayında tamamlanacaktır.
B. Ġlgili Hukuk
29. 5174 sayılı Kanun‘un 16. maddesinin beĢinci fıkrası Ģöyledir:
“Üst üste iki dönem meclis başkanlığı yapmış olanlar, aradan iki seçim dönemi
geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler.”
30. 5174 sayılı Kanun‘un 18. maddesinin üçüncü fıkrası Ģöyledir:
“Üst üste iki dönem yönetim kurulu başkanlığı yapmış olanlar, aradan iki seçim
dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler.”
IV. ĠNCELEME VE GEREKÇE
31. Mahkemenin 5/3/2013 tarihinde yapmıĢ olduğu toplantıda, baĢvurucunun
21/11/2012 tarih ve 2012/743 numaralı bireysel baĢvurusu incelenip gereği düĢünüldü:
A. BaĢvurucunun Ġddiaları
32. BaĢvurucu tüzel kiĢilik temsilcisi, Doğubayazıt Ticaret ve Sanayi Odası
Yönetim Kurulu BaĢkanlığı görevini iki dönem üst üste ifa ettiğini belirterek 5174 sayılı
Kanun‘un 16 ve 18. maddeleri uyarınca üçüncü defa bu göreve seçilme imkânının ortadan
kaldırılmıĢ olması nedeniyle anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüĢtür.
B. Değerlendirme
33. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un ―Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar‖ kenar
baĢlıklı 46. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesi Ģöyledir:
“Kamu tüzel kişileri bireysel başvuru yapamaz.”
34. Anayasa‘nın 148. maddesinin üçüncü ve 6216 sayılı Kanun‘un 45.
maddesinin (1) numaralı fıkraları uyarınca, Anayasa‘da güvence altına alınmıĢ temel hak ve
özgürlüklerinden, Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi ve buna ek Türkiye‘nin taraf olduğu
protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiğini iddia eden
herkese Anayasa Mahkemesine bireysel baĢvuru yapma hakkı tanınmıĢtır.
35. 6216 sayılı Kanun‘un 46. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, bireysel
baĢvurunun ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen iĢlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve
kiĢisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabileceği kurala bağlanmıĢ, buna
karĢılık aynı maddenin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde ise kamu tüzel kiĢilerinin
bireysel baĢvuru yapamayacakları belirtilmiĢtir.
36. Anılan (2) numaralı fıkrada belirtilen ―kamu tüzel kişisi‖ kavramı içine,
merkezi idare birimleri ve yerinden yönetim kuruluĢlarının yanında, kanunla kurulan meslek
kuruluĢları da girmektedir.
37. Anayasa‘nın 135. maddesinin birinci fıkrasında “Kamu kurumu niteliğindeki
meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek
ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere
uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan
ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak
maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen
usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleridir.” hükmüne yer
verilerek, meslek kuruluĢlarının kamu kurumu niteliğinde olduğu belirtilmiĢtir.
38. 5174 sayılı Kanun‘un 4. maddesinde “Odalar; üyelerinin müşterek
ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere
uygun olarak gelişmesini sağlamak, mensuplarının birbirleri ve halk ile olan ilişkilerinde
dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslekî disiplin, ahlâk ve dayanışmayı korumak ve
bu Kanunda yazılı hizmetler ile mevzuatla odalara verilen görevleri yerine getirmek amacıyla
kurulan, tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır.” hükmüne yer
verilmiĢtir.
39. Anayasa‘nın 135. maddesinin birinci fıkrası ve 5174 sayılı Kanun‘un 4.
maddesine göre karar organları seçimle iĢbaĢına gelen ve kamu tüzel kiĢiliğini haiz meslek
kuruluĢu olan Doğubayazıt Ticaret ve Sanayi Odasına, kamu tüzel kiĢilerinin bireysel baĢvuru
yapamayacaklarını hükme bağlayan 6216 sayılı Kanun‘un 46. maddesinin (2) numaralı fıkrası
uyarınca bireysel baĢvuru yapma hakkı tanınmamıĢtır.
40. BaĢvuru konusu olayda baĢvuru, kamu tüzel kiĢiliğine sahip olan Doğubayazıt
Ticaret ve Sanayi Odasını temsilen yapılmıĢtır. Oysa baĢvurucunun kamu tüzel kiĢiliğine
sahip olması nedeniyle bireysel baĢvuru ehliyeti bulunmamaktadır.
41. Açıklanan nedenlerle kamu tüzel kiĢiliğine sahip olan baĢvurucunun bireysel
baĢvuru ehliyeti bulunmadığı anlaĢıldığından, baĢvurunun diğer kabul edilebilirlik Ģartları
yönünden incelenmeksizin ―kişi bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle kabul edilemez olduğuna
karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
BaĢvurunun, ―kişi bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle KABUL EDĠLEMEZ
OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin baĢvurucu üzerinde bırakılmasına, 5/3/2013 tarihinde
OY BĠRLĠĞĠYLE karar verildi.
BaĢkan
Serruh KALELĠ
Üye
Mehmet ERTEN
Üye
Erdal TERCAN
Üye
Zehra Ayla PERKTAġ
Üye
Zühtü ARSLAN
[R.G. 27 Mart 2013 – 28600]
—— • ——
Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından:
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
KARAR
BaĢvuru Numarası : 2012/754
Karar Tarihi
: 5/3/2013
BaĢkan : Serruh KALELĠ
Üyeler
: Mehmet ERTEN
Zehra Ayla PERKTAġ
Erdal TERCAN
Zühtü ARSLAN
Raportör : Recep ÜNAL
BaĢvurucu :
Heli GÜL
Vekili
: Av. Erol ÇALLI
XI. BAġVURUNUN KONUSU
63. BaĢvurucu, Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonunun
birden fazla baĢvuru yapıldığı gerekçesi ile tazmin talebinin reddine dair kararına karĢı tüm
yargı yollarına baĢvurmasına rağmen sonuç alamadığını belirterek, Anayasa‘nın 10., 17., 19.,
21., 23., 35. ve 36. maddelerinde tanımlanan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüĢtür.
XII.
BAġVURU SÜRECĠ
64. BaĢvuru, 2/11/2012 tarihinde Hakkâri Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla
yapılmıĢtır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona
sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiĢtir.
65. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca, 25/12/2012 tarihinde baĢvurunun karara
bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa
Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar
verilmiĢtir.
XIII.
OLAY VE OLGULAR
E. Olaylar
66. BaĢvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle Ģöyledir:
67. BaĢvurucu, Hakkâri ilinin Çukurca ilçesine bağlı Kazan köyünde otururken
1994 yılında bölgede yaĢanan terör olayları nedeniyle köyünü terk etmek zorunda kalmıĢtır.
BaĢvurucunun iddiasına göre, köyüne geri dönme imkânı buluncaya kadar, kendisine ait olan
taĢınır malları kaybetmiĢ, taĢınmaz mallardan da yararlanamamıĢtır.
68. BaĢvurucu, 17/7/2004 tarih ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden
Doğan Zararların KarĢılanması Hakkında Kanun‘a dayanarak Hakkâri Valiliği Terör ve
Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyon BaĢkanlığından (Zarar Tespit
Komisyonu) maddi ve manevi zararının karĢılanması talebinde bulunmuĢtur.
69. Zarar Tespit Komisyon BaĢkanlığına bağlı Çukurca ilçesi Zarar Tespit Alt
Komisyonu tarafından yapılan inceleme sonucunda, tazmin talebinin baĢvurucunun eĢine ait
mallara yönelik olduğu ve bunlara iliĢkin olarak daha önce talepte bulunulduğu yönünde rapor
düzenlenmiĢtir. Bunun üzerine Zarar Tespit Komisyonu, 23/8/2007 tarih ve 2007/1-6804
sayılı kararı ile ―birden fazla başvuru yapıldığı‖ gerekçesiyle talebin reddine karar vermiĢtir.
70. BaĢvurucunun, bu karara karĢı Van Ġdare Mahkemesinde açmıĢ olduğu iptal
davası sonucunda Mahkeme, 13/7/2009 tarih ve E.2009/127, K.2009/627 sayılı kararı ile
baĢvurucunun malvarlığının ―mevcudiyetine‖ iliĢkin olarak hiçbir belge sunamadığı ve bu
çerçevede Zarar Tespit Komisyonunun kararının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın
reddine karar vermiĢtir.
71. BaĢvurucu, Ġdare Mahkemesinin kararına karĢı temyiz yoluna baĢvurmuĢtur.
Temyiz baĢvurusunu inceleyen DanıĢtay 15. Dairesi, 26/9/2011 tarih ve E.2011/7252,
K.2011/1751 sayılı kararı ile yerel mahkeme kararını onamıĢtır. BaĢvurucu, onama kararına
karĢı karar düzeltme yoluna baĢvurmuĢ, bu talebi de anılan Dairenin 12/6/2012 tarih ve
E.2012/3807, K.2012/4274 sayılı kararı ile reddedilmiĢtir. Bu karar, baĢvurucu vekiline
5/10/2012 tarihinde tebliğ edilmiĢtir.
F. Ġlgili Hukuk
72. 5233 sayılı Kanun'un 1., 2. ve 8. maddeleri.
XIV.
ĠNCELEME VE GEREKÇE
73. Mahkemenin 5/3/2013 tarihinde yapmıĢ olduğu toplantıda, baĢvurucunun
2/11/2012 tarih ve 2012/754 numaralı bireysel baĢvurusu incelenip gereği düĢünüldü:
E. BaĢvurucunun Ġddiaları
74. BaĢvurucu, 1994 yılında yaĢanan terör olayları nedeniyle köyünü terk etmek
zorunda kaldığını, köye dönme imkânı sağlanıncaya kadar, taĢınır mallarını kaybettiğini,
taĢınmazlarından yararlanamadığını, Devlet tarafından, köye dönüĢ için gerekli önlemlerin
alınmadığını, sonradan göç ettiği yerde yoksulluk içinde yaĢadığını, aile fertlerinin de bu
durumun neden olduğu psikolojik sıkıntılara maruz kaldıklarını, tazminat için idareye
baĢvurduğunda kendisi ile aynı malvarlığına miras nedeniyle ortak olan kiĢilere tazminat
ödendiğini ancak kendisine ödenmediğini, evli kadın olması nedeniyle ayrımcılığa tabi
tutulduğunu, miras hukuku gereğince sahip olduğu haklarının görmezden gelindiğini ve kanun
önünde eĢitlik ilkesinin ihlal edildiğini, resmi makamlara yapılan ilk baĢvurunun üzerinden
yaklaĢık olarak yedi yıl geçtiğini, iĢlem ve dava sürecinin makul sürede sonuçlanmadığını ve
bu durumun mağduriyetini bir kat daha arttırdığını, Zarar Tespit Komisyonu tarafından hiçbir
araĢtırma yapılmadan, zilyetlik olgusu sorgulanmadan bilirkiĢi raporu düzenlendiğini
belirterek, Anayasa‘nın 10., 17., 19., 21., 23., 35. ve 36. maddelerinde tanımlanan haklarının
ihlal edildiğini ileri sürmüĢtür.
F. Değerlendirme
75. Anayasa‘nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı
Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 45. maddesinin
(1) numaralı fıkrasında herkesin, Anayasa‘da güvence altına alınmıĢ temel hak ve
özgürlüklerinden, Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi ve buna ek Türkiye‘nin taraf olduğu
protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla
Anayasa Mahkemesine baĢvurabileceği hükmüne yer verilmiĢtir. Anayasa‘nın geçici 18.
maddesinin yedinci fıkrasında bireysel baĢvuruya iliĢkin düzenlemelerin iki yıl içinde
tamamlanacağı ve uygulama kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bireysel
baĢvuruların kabul edileceği, 6216 sayılı Kanun‘un 76. maddesinin (1) numaralı fıkrasında
ise Kanunun 45 ila 51. maddelerinin 23/9/2012 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiĢtir.
76. 6216 sayılı Kanun‘un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası Ģöyledir:
“Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar
aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler.”
77. Anılan Anayasa ve Kanun hükümleri uyarınca Anayasa Mahkemesinin
yetkisinin zaman bakımından baĢlangıcı 23/9/2012 tarihi olup, Mahkeme, ancak bu tarihten
sonra kesinleĢen nihai iĢlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel baĢvuruları
inceleyebilecektir. Bu açık düzenlemeler karĢısında, anılan tarihten önce kesinleĢmiĢ nihai
iĢlem ve kararları da içerecek Ģekilde yetki kapsamının geniĢletilmesi mümkün değildir.
78. Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi için kesin tarihin
belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin geriye yürür Ģekilde uygulanmaması hukuk güvenliği
ilkesinin bir gereğidir. (B. No: 2012/51, § 18, 25/12/2012)
79. BaĢvuru konusu olayda baĢvurucunun, Zarar Tespit Komisyonunun kararına
karĢı Van Ġdare Mahkemesinde açmıĢ olduğu iptal davası, 13/7/2009 tarihinde reddedilmiĢ,
temyiz talebi üzerine DanıĢtay 15. Dairesi, 26/9/2011 tarihinde yerel mahkeme kararını
onamıĢtır. BaĢvurucu, bu karara karĢı karar düzeltme yoluna baĢvurmuĢ ve bu talebi de anılan
Dairenin 12/6/2012 tarih ve E.2012/3807, K.2012/4274 sayılı kararı ile reddedilmiĢtir. Bu
nedenle baĢvuruya konu olan karar, 12/6/2012 tarihinde kesinleĢmiĢtir.
80. Açıklanan nedenlerle, baĢvuru konusu kararın 23/9/2012 tarihinden önce
kesinleĢmiĢ olduğu anlaĢıldığından baĢvurunun, diğer kabul edilebilirlik Ģartları yönünden
incelenmeksizin ―zaman bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
XV.
HÜKÜM
BaĢvurunun, “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDĠLEMEZ
OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin baĢvurucu üzerinde bırakılmasına, 5/3/2013 tarihinde
OY BĠRLĠĞĠYLE karar verildi.
BaĢkan
Serruh KALELĠ
Üye
Mehmet ERTEN
Üye
Erdal TERCAN
Üye
Zehra Ayla PERKTAġ
Üye
Zühtü ARSLAN
[R.G. 27 Mart 2013 – 28600]
—— • ——
Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından:
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
KARAR
BaĢvuru Numarası : 2012/829
Karar Tarihi
: 5/3/2013
BaĢkan : Serruh KALELĠ
Üyeler
: Mehmet ERTEN
Zehra Ayla PERKTAġ
Erdal TERCAN
Zühtü ARSLAN
Raportör : Cüneyt DURMAZ
BaĢvurucu :
Ġbrahim Oğuz YAPAR
Vekili
: Av. ġevket ÇELĠK
XVI.
BAġVURUNUN KONUSU
81. BaĢvurucu, Asliye Ceza Mahkemesinde 4/1/1961 tarih ve 213 sayılı Vergi
Usul Kanunu‘nun 359. maddesine muhalefetten yargılanarak cezalandırılmıĢtır.
BaĢvurucunun müdürü olduğu Ģirkete verilen vergi ziyaı cezasının iptali için Vergi
Mahkemesine açılan dava ise kabul edilmiĢ ve verilen karar, DanıĢtay tarafından onanmıĢtır.
DanıĢtayın kararına istinaden Asliye Ceza Mahkemesine üç defa yargılamanın yenilenmesi
talebinde bulunan baĢvurucunun talepleri, sonuncusu 19/10/2012 tarihinde olmak üzere,
Mahkemece reddedilmiĢtir. BaĢvurucu ceza yargılaması sırasında ve yargılamanın
yenilenmesi talepleri karara bağlanırken adil yargılanma ve etkili baĢvuru haklarının ihlal
edildiğini ileri sürmüĢtür.
XVII.
BAġVURU SÜRECĠ
82. BaĢvuru, 29/11/2012 tarihinde Anayasa Mahkemesine Ģahsen yapılmıĢtır.
Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir
eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiĢtir.
83. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca, 25/12/2012 tarihinde baĢvurunun
karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa
Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar
verilmiĢtir.
XVIII. OLAY VE OLGULAR
G. Olaylar
84. BaĢvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle Ģöyledir:
85. BaĢvurucu hakkında, müdürü olduğu Ģirkete yönelik olarak vergi denetmenince
yapılan vergi incelemesi sonrasında hazırlanan vergi suçu raporuna istinaden Ġstanbul
Cumhuriyet BaĢsavcılığı tarafından açılan dava sonucu, Ġstanbul 13. Asliye Ceza
Mahkemesinin 4/6/2008 tarih ve E.2007/854, K.2008/556 sayılı kararıyla, sahte belge alıp
kayıtlarına intikal ettirerek kullanmak suretiyle vergi kaçakçılığı yaptığı gerekçesiyle 213
sayılı Kanun‘un 359. maddesine muhalefetten baĢvurucuya iki yıl altı ay hapis cezası
verilmiĢtir.
86. BaĢvurucu tarafından temyiz edilen karar Yargıtay 11. Ceza Dairesinin
24/6/2009 tarih ve E.2009/6767, K.2009/7956 sayılı kararıyla düzeltilerek onanmıĢtır.
87. BaĢvurucu, 7/9/2009 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet BaĢsavcılığından
4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu‘nun 308. maddesi uyarınca itiraz
baĢvurusunda bulunmasını talep etmiĢtir. Yargıtay Cumhuriyet BaĢsavcılığı, 12/1/2010 tarih
ve 2009/286464 sayılı kararda, talepte belirtilen sebeplerin daha önce dile getirildiği, hükmün
esasına etkili bir hususun inceleme dıĢı bırakılmadığı, itirazı gerektirir maddi ve hukuki bir
sebep bulunmadığından bahisle itiraz yoluna baĢvurmayı reddetmiĢtir.
88. Ceza yargılaması devam ederken 18/12/2007 tarihinde baĢvurucunun müdürü
olduğu Ģirket adına kesilen vergi ceza ihbarnamelerinin iptali istemi ile Ġstanbul 8. Vergi
Mahkemesine dava açılmıĢtır.
89. Vergi Mahkemesinin 20/4/2009 tarih ve E.2007/3551, K.2009/1388 sayılı
kararı ile vergi ceza ihbarnamesinin iptaline ve cezalı tarhiyatın kaldırılmasına
hükmedilmiĢtir.
90. Ġlgili vergi dairesince temyiz edilen karar, DanıĢtay 9. Dairesinin 15/4/2010
tarih ve E.2009/6366, K.2010/1867 sayılı kararı ile onanmıĢtır.
91. BaĢvurucu, 4/6/2010 tarihinde DanıĢtay tarafından onanan Vergi Mahkemesi
kararına dayanarak, Ġstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesine yargılamanın yenilenmesi talebi
ile baĢvurmuĢtur. Anılan Mahkeme, 11/6/2010 tarih ve E.2007/854, K.2008/556 sayılı ek
karar ile bu talebi sunulan delillerin Yargıtaya sunulan temyiz dilekçesinde yer aldığı,
Yargıtayca incelenerek kararın onandığı ve Ģartları oluĢmadığı için yargılamanın yenilenmesi
talebinin kabule değer olmadığı gerekçesiyle reddetmiĢtir.
92. BaĢvurucunun yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine iliĢkin karara
yaptığı itiraz, Ġstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/6/2010 tarih ve 2010/960-960 DeğiĢik
ĠĢ sayılı kararı ile reddedilmiĢtir.
93. BaĢvurucunun, 23/11/2011 tarihinde ikinci defa yaptığı yargılamanın
yenilenmesi talebi, Ġstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 28/11/2011 tarih ve
E.2007/854, K.2008/556 sayılı ek kararla, 11/6/2010 tarihli ek kararda aynı konudaki talebin
reddine karar verilmesi nedeniyle yeniden karar alınmasına yer olmadığı gerekçesiyle
reddedilmiĢtir.
94. BaĢvurucunun yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine iliĢkin karara
yaptığı itiraz da Ġstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/12/2011 tarih ve 2011/1058 DeğiĢik
ĠĢ sayılı kararı ile reddedilmiĢtir.
95. BaĢvurucu, Ġstanbul Cumhuriyet BaĢsavcılığından 13/12/2004 tarih ve 5275
sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin Ġnfazı Hakkında Kanun‘un 17. maddesi uyarınca
infazın ertelenmesini talep etmiĢtir. BaĢsavcılık, 21/6/2012 tarih ve K.2012/178 sayılı
kararıyla 18/12/2012 tarihine kadar infazın ertelenmesine karar vermiĢtir.
96. BaĢvurucunun 2/10/2012 tarihinde üçüncü defa yaptığı yargılamanın
yenilenmesi talebi, Ġstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 10/10/2012 tarih ve
E.2007/854, K.556 sayılı ek kararla, 28/11/2011 tarihli ek kararıyla aynı konudaki talebin
reddine karar verilmesi nedeniyle yeniden karar alınmasına yer olmadığı gerekçesiyle
reddedilmiĢtir.
97. BaĢvurucunun yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine iliĢkin karara
yaptığı itiraz da Ġstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/10/2012 tarih ve 2012/1245 DeğiĢik
ĠĢ sayılı kararı ile reddedilmiĢtir.
H. Ġlgili Hukuk
98. 23/3/2005 tarih ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve
Uygulama ġekli Hakkında Kanun‘un 8. maddesi, 4/4/1929 tarih ve 1412 sayılı Mülga Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu‘nun 305. ilâ 326. maddeleri, 4/12/2004 tarih 5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanunu‘nun 311. maddesi.
XIX.
ĠNCELEME VE GEREKÇE
99. Mahkemenin 5/3/2013 tarihinde yapmıĢ olduğu toplantıda, baĢvurucunun
29/11/2012 tarih ve 2012/829 numaralı bireysel baĢvurusu incelenip gereği düĢünüldü:
G. BaĢvurucunun Ġddiaları
100.
BaĢvurucu, ilk olarak Ġstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesince
yürütülen ve kendisine iki yıl altı ay hapis cezası verilmesi ile sonuçlanan yargılama sırasında
Anayasa‘nın 36. maddesinde tanımlanan adil yargılanma hakkı kapsamında; ―hakkaniyete
uygun yargılanma hakkı‖, ―silahlarda eşitlik ilkesi‖, ―delilleri duruşmada tartışma hakkı‖,
―masumiyet ilkesi‖ ile ―gerekçeli karar hakkı‖nın ihlal edildiğini; ikinci olarak, yargılamanın
yenilenmesi talebini karara bağlayan Mahkemenin verdiği kararın gerekçesiz olması ve bu
kararda Vergi Mahkemesinin kararının dikkate alınmaması nedeniyle Anayasa‘nın 36. ve 40.
maddelerinde tanımlanan adil yargılanma ve etkili baĢvuru haklarının ihlal edildiğini ileri
sürmüĢtür.
H. Değerlendirme
101.
Anayasa‘nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarih ve 6216
sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 45.
maddesinin (1) numaralı fıkrasında herkesin, Anayasada güvence altına alınmıĢ temel hak ve
özgürlüklerinden, Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi ve buna ek Türkiye‘nin taraf olduğu
protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla
Anayasa Mahkemesine baĢvurabileceği hükmüne yer verilmiĢtir. Anayasa‘nın geçici 18.
maddesinin yedinci fıkrasında bireysel baĢvuruya iliĢkin düzenlemelerin iki yıl içinde
tamamlanacağı ve uygulama kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bireysel
baĢvuruların kabul edileceği, 6216 sayılı Kanun‘un 76. maddesinin (1) numaralı fıkrasında
ise Kanunun 45. ilâ 51. maddelerinin 23/9/2012 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiĢtir.
102.
6216 sayılı Kanun‘un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası Ģöyledir:
“Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar
aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler.”
103.
Anılan Anayasa ve Kanun hükümleri uyarınca Anayasa Mahkemesinin
yetkisinin zaman bakımından baĢlangıcı 23/9/2012 tarihi olup, Mahkeme, ancak bu tarihten
sonra kesinleĢen nihai iĢlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel baĢvuruları
inceleyebilecektir. Bu açık düzenlemeler karĢısında, anılan tarihten önce kesinleĢmiĢ nihai
iĢlem ve kararları da içerecek Ģekilde yetki kapsamının geniĢletilmesi mümkün değildir. (B.
No: 2012/947, § 16, 12/2/2013).
104.
Öte yandan, Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi için
kesin bir tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin geriye yürür Ģekilde uygulanmaması
hukuk güvenliği ilkesinin bir gereğidir (B. No: 2012/51, § 18, 25/12/2012).
105.
BaĢvurucunun Ģikâyetlerinin bir bölümü ceza yargılamasına, diğer bir
bölümü de yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine yönelik olması nedeniyle her iki
yargılama süreci için nihai karar tarihinin ayrı ayrı tespiti gerekmektedir.
106.
BaĢvuru konusu Ġstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 4/6/2008 tarih
ve E.2007/854, K.2008/556 sayılı kararı, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 24/6/2009 tarih ve
E.2009/6767, K.2009/7956 sayılı kararıyla düzeltilerek onanmıĢtır. BaĢvurucu, son olarak
2/10/2012 tarihinde yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuĢ, Ġstanbul 13. Asliye Ceza
Mahkemesi 10/10/2012 tarih ve E.2007/854, K.556 sayılı Ek Kararı ile talebin reddine karar
vermiĢtir.
107.
Ceza muhakemesi hukukunda hükümlerin kesinleĢmesi bakımından
tüketilmesi gereken olağan kanun yolu temyizdir (B. No: 2012/162, § 21, 12/2/2013).
108.
BaĢvuru konusu olayda olağan kanun yolu, temyiz üzerine Yargıtay 11.
Ceza Dairesinin Ġstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesinin kararını 24/6/2009 tarihinde
düzelterek onaması ile tamamlandığından, karar bireysel baĢvuru yönünden bu tarihte
kesinleĢmiĢtir. BaĢvurucunun 5271 sayılı Kanun‘un 311. maddesi gereğince yargılamanın
yenilenmesi talebinde bulunmasının, bu yolun olağan bir kanun yolu olmaması nedeniyle,
kararın 24/6/2009 tarihinde kesinleĢmesi üzerinde bir etkisi olmayacaktır.
109.
Açıklanan nedenlerle, 213 sayılı Kanun‘a muhalefet suçundan hapis
cezası verilmesi ile sonuçlanan baĢvuru konusu kararın 23/9/2012 tarihinden önce kesinleĢmiĢ
olduğu anlaĢıldığından baĢvurunun, diğer kabul edilebilirlik Ģartları yönünden
incelenmeksizin ―zaman bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
110.
BaĢvurucunun yargılamanın yenilenmesi talebinin karara bağlanması
sürecine iliĢkin Ģikâyetleri açısından da Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi
konusunda bir sonuca varabilmek için bu konuda verilen nihai karar tarihinin tespiti
gerekmektedir. BaĢvurucu, yargılamanın yenilenmesi sürecine iliĢkin nihai karar tarihinin
1/10/2012 tarihinde yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine iliĢkin karara yapılan
itirazın reddedildiği 19/10/2012 tarihi olduğunu ileri sürmektedir. Ancak baĢvuru dilekçesi ve
ekindeki belgeler incelendiğinde Vergi Mahkemesinin kararına dayanılarak daha önce iki kez
daha yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulduğu görülmektedir.
111.
4/6/2010 tarihinde yapılan ilk yargılamanın yenilenmesi baĢvurusu;
sunulan delillerin temyiz dilekçesinde yer aldığı, kararın Yargıtayca incelenerek onandığı,
Ģartları oluĢmadığı için yargılamanın yenilenmesi talebinin kabule değer olmadığı
gerekçesiyle 11/6/2010 tarihinde reddedilmiĢtir. Sonraki iki baĢvuru ise daha önce yapılan
yargılamanın yenilenmesi taleplerinin reddedildiği, bu konuda yeniden karar alınmasına yer
olmadığı gerekçesiyle reddedilmiĢtir (Bkz.§ 10-17).
112.
Daha önce baĢvurulduğu ve reddedildiği için baĢarılı olunmayacağı
belli olan baĢvuru yoluna, yeni bir delil ileri sürmeksizin, bireysel baĢvuruların incelenmeye
baĢlandığı tarih olarak belirlenen 23/9/2012 tarihinden sonra tekrar baĢvurulması sonucu
verilen ret kararı üzerine yapılan bireysel baĢvurunun Anayasa Mahkemesinin zaman
bakımından yetkisi kapsamında olduğunun kabul edilmesi mümkün değildir. Nitekim baĢvuru
konusu olayda ikinci ve üçüncü defa yapılan yargılamanın yenilenmesi baĢvurularında,
yargılamanın yenilenmesi nedenlerinin bulunup bulunmadığı konusunda değerlendirme
yapılmamıĢ olup, talebin daha önce reddedilmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına
karar verilmiĢtir.
113.
Açıklanan nedenlerle, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine
iliĢkin karara yönelik Ģikâyetler yönünden, baĢvuru konusu kararın 23/9/2012 tarihinden önce
kesinleĢmiĢ olduğu anlaĢıldığından baĢvurunun, diğer kabul edilebilirlik Ģartları yönünden
incelenmeksizin ―zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
XX.
HÜKÜM
BaĢvurunun, “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDĠLEMEZ
OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin baĢvurucu üzerinde bırakılmasına, 5/3/2013 tarihinde
OY BĠRLĠĞĠYLE karar verildi.
BaĢkan
Serruh KALELĠ
Üye
Erdal TERCAN
Üye
Mehmet ERTEN
Üye
Zehra Ayla
PERKTAġ
Üye
Zühtü ARSLAN
[R.G. 27 Mart 2013 – 28600]
—— • ——
Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından:
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
KARAR
BaĢvuru Numarası : 2012/837
Karar Tarihi
: 5/3/2013
BaĢkan : Alparslan ALTAN
Üyeler
: Recep KÖMÜRCÜ
Engin YILDIRIM
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
Raportör : Özcan ÖZBEY
BaĢvurucu :
Arif GÜNEġ
XXI.
BAġVURUNUN KONUSU
42. BaĢvurucu, Batman Ticaret Borsası Yönetim Kurulu BaĢkanlığı görevini iki
dönem üst üste ifa ettiğini, 18/5/2004 tarih ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun 40. maddesinde yer alan hüküm nedeniyle üçüncü defa bu
göreve seçilme olanağının ortadan kaldırıldığını belirterek Anayasa‘da güvence altına alınan
eĢitlik ilkesi ile seçme ve seçilme özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüĢtür.
XXII.
BAġVURU SÜRECĠ
43. BaĢvuru, 29/11/2012 tarihinde doğrudan Anayasa Mahkemesine yapılmıĢtır.
Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir
eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiĢtir.
44. Ġkinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca, 25/12/2013 tarihinde baĢvurunun karara
bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa
Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar
verilmiĢtir.
XXIII. OLAYLAR VE OLGULAR
A. Olaylar
45. BaĢvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle Ģöyledir:
46. BaĢvurucu, iki dönem üst üste Batman Ticaret Borsası Yönetim Kurulu
BaĢkanlığına seçilmiĢ olup, ikinci kez seçildiği 7/1/2009 tarihinden itibaren bu görevini
yürütmektedir.
47. 5174 sayılı Kanun‘un 81. maddesine istinaden yürürlüğe konulan 4/6/2012
tarih ve 2012/3237 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 2013 yılının ġubat ayında baĢlayıp
Mart ayında tamamlanması gereken oda ve borsaların organlarının seçimleri, Bakanlar
Kurulunun 28/1/2013 tarih ve 2013/4244 sayılı kararı ile 2013 yılının Mayıs ayında baĢlayıp
Haziran ayında tamamlanacaktır.
B. Ġlgili Hukuk
48. 5174 sayılı Kanun‘un 40. maddesinin üçüncü fıkrası Ģöyledir:
“Üst üste iki dönem yönetim kurulu başkanlığı yapmış olanlar, aradan iki seçim
dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden seçilemezler.”
XXIV.
ĠNCELEME VE GEREKÇE
49. Mahkemenin 5/3/2013 tarihinde yapmıĢ olduğu toplantıda, baĢvurucunun
29/11/2012 tarih ve 2012/837 numaralı bireysel baĢvurusu incelenip gereği düĢünüldü:
A. BaĢvurucunun Ġddiaları
50. BaĢvurucu, Batman Ticaret Borsası Yönetim Kurulu BaĢkanlığı görevini iki
dönem üst üste ifa ettiğini belirterek 5174 sayılı Kanun‘un 40. maddesinde yer alan hüküm
nedeniyle üçüncü defa bu göreve seçilme olanağı ortadan kaldırıldığından Anayasa‘da
güvence altına alınan eĢitlik ilkesinin ve seçme ve seçilme özgürlüğünün ihlal edildiğini, bu
nedenle anılan kuralın iptali gerektiğini ileri sürmüĢtür.
B. Değerlendirme
51. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un, ―Bireysel başvuru hakkı‖ kenar baĢlıklı 45.
maddesinin (3) numaralı fıkrası Ģöyledir:
“Yasama işlemleri ile düzenleyici idari işlemler aleyhine doğrudan bireysel
başvuru yapılamayacağı gibi Anayasa Mahkemesi kararları ile Anayasanın yargı denetimi
dışında bıraktığı işlemler de bireysel başvurunun konusu olamaz.”
52. 6216 sayılı Kanun‘un, ―Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar‖ kenar
baĢlıklı 46. maddesinin (1) numaralı fıkrası Ģöyledir:
“Bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal
nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir.”
53. Anayasa‘nın 148. maddesinin üçüncü ve 6216 sayılı Kanun‘un 45.
maddesinin (1) numaralı fıkraları uyarınca, Anayasa‘da güvence altına alınmıĢ temel hak ve
özgürlüklerinden, Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi ve buna ek Türkiye‘nin taraf olduğu
protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiğini iddia eden
kiĢilere Anayasa Mahkemesine bireysel baĢvuru ehliyeti tanınmıĢtır.
54. 6216 sayılı Kanun‘un 45. maddesinin (3) numaralı fıkrasında ise yasama
iĢlemleri ile düzenleyici idari iĢlemlerin doğrudan bireysel baĢvuru konusu yapılamayacağı
açıkça düzenlenmektedir.
55. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca çıkarılan kanunlar ve alınan
meclis kararları yasama iĢlemlerini oluĢturmaktadır. Kanun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurulu tarafından Anayasa‘da belirlenen usullere uyulmak suretiyle yapılan,
CumhurbaĢkanınca Resmî Gazete‘de yayımlanan ve meclis kararları dıĢında kalan
iĢlemlerdir. Meclis kararı ise Türkiye Büyük Millet Meclisinin, yapısına ve iç iĢleyiĢine
yönelik veya yürütme ve yargı organlarıyla olan iliĢkilerine dair kanun dıĢında yaptığı
iĢlemlerdir.
56. Bireysel baĢvuru yolu, bireylerin maruz kaldığı temel hak ihlallerinin
tespitini yapan ve tespit edilen ihlalin ortadan kaldırılması için etkin araçları içeren anayasal
bir güvencedir. Bu güvence kapsamında, bireylere doğrudan yasama iĢleminin iptalini
isteme yetkisi tanınmamıĢtır.
57. Anayasa Mahkemesine bireysel baĢvuru yolu, kamusal bir düzenlemenin
soyut biçimde Anayasa‘ya aykırılığının ileri sürülmesini sağlayan bir yol olarak
düzenlenmemiĢtir.
58. Bir yasama iĢleminin, temel hak ve özgürlüğün ihlaline neden olması
durumunda, bireysel baĢvuru yoluyla doğrudan yasama iĢlemine değil ancak yasama
iĢleminin uygulanması mahiyetindeki iĢlem, eylem ve ihmallere karĢı baĢvuru
yapılabilecektir. Bu Ģekilde bireysel baĢvuru yolunun kullanılabilmesi için söz konusu iĢlem,
eylem ve ihmallere karĢı varsa baĢvurulabilecek kanun yollarının da daha öncesinde
tüketilmiĢ olması gerekmektedir.
59. BaĢvuru dilekçesinde, 5174 sayılı Kanun‘un 40. maddesinin üçüncü fıkrasının
Anayasa‘ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali gerektiği iddia edilmiĢtir. Bireysel baĢvuru
kapsamında, bir yasama iĢleminin doğrudan ve soyut olarak Anayasa‘ya aykırı olduğu
iddiasıyla Anayasa Mahkemesine baĢvuru yapılamaz.
60. Açıklanan nedenlerle, doğrudan ve soyut olarak yasama iĢlemlerinin iptali
talebini içerdiği anlaĢılan baĢvurunun ―konu bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
XXV.
HÜKÜM
BaĢvurunun, “konu bakımından yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDĠLEMEZ
OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin baĢvurucu üzerinde bırakılmasına, 5/3/2013 tarihinde
OY BĠRLĠĞĠYLE karar verildi.
BaĢkan
Alparslan ALTAN
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
Üye
Celal Mümtaz AKINCI
Üye
Engin YILDIRIM
Üye
Muammer TOPAL
[R.G. 27 Mart 2013 – 28600]
—— • ——
Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından:
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
KARAR
BaĢvuru Numarası : 2012/883
Karar Tarihi
: 5/3/2013
BaĢkan : Alparslan ALTAN
Üyeler
: Recep KÖMÜRCÜ
Engin YILDIRIM
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
Raportör : Selami ER
BaĢvurucu :
Süleyman ÇETĠN
Vekili
: Av. Mehmet Zeki KÖSE
I. BAġVURUNUN KONUSU
1. BaĢvurucu, göçmen konutları projesi kapsamında ödediği avans ve peĢinat
tutarının borçlanma bedelinden mahsup edilmesi talebiyle açtığı davada verilen ret kararı
nedeniyle kanun önünde eĢitlik ilkesi ile hak arama hürriyeti ve mülkiyet hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüĢtür.
II. BAġVURU SÜRECĠ
2. BaĢvuru, 3/12/2012 tarihinde Anayasa Mahkemesine Ģahsen yapılmıĢtır.
Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir
eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiĢtir.
3. Ġkinci Bölüm Ġkinci Komisyonunca, 25/12/2012 tarihinde baĢvurunun karara
bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa
Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar
verilmiĢtir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
4. BaĢvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle Ģöyledir:
5. BaĢvurucu, göçmen konutları projesi kapsamında hak sahibi olabilmek için
1991 ve 1992 yıllarında ileride konut maliyetinden düĢülmek üzere peĢinat ödemiĢ, T. Emlak
Bankası A.ġ. ile kredi sözleĢmesi yapmıĢ ve aldığı kredi taksitlendirilmiĢtir.
6. Yapılan tüm ödemelerin inĢaat maliyetinin altında kaldığı gerekçesiyle ödemiĢ
olduğu peĢinat ve avans miktarı kredi borçlarına mahsup edilmeyen baĢvurucu, 7.000 TL
peĢinat ve avansın iadesi için 27/7/2011 tarihinde Ankara 6. Tüketici Mahkemesinde Toplu
Konut Ġdaresi aleyhine dava açmıĢtır.
7. Ankara 6. Tüketici Mahkemesi konut maliyet bedelinin borçlandırma
bedelinden yüksek olduğu gerekçesiyle baĢvurucunun talebini, 23/5/2012 tarih ve
E.2011/878, K.2012/606 sayılı kararıyla reddetmiĢtir.
8. BaĢvurucunun temyiz talebi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 4/9/2012 tarih ve
E.2012/17332, K.2012/18515 sayılı kararıyla reddedilmiĢtir. Dava konusu uyuĢmazlığın
miktarı karar düzeltme sınırının altında olduğundan Dairenin kararı bu tarihte kesinleĢmiĢtir.
KesinleĢen karar baĢvurucuya 2/11/2012 tarihinde tebliğ edilmiĢtir.
B. Ġlgili Hukuk
9. 12/1/2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3.
maddesinin (2) numaralı fıkrası, 18/6/1927 tarih ve 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanunu‘nun 26/9/2004 tarih ve 5236 sayılı Kanun ile yapılan değiĢiklikten
önceki hâlleriyle 427. maddesinin birinci fıkrası ve 440. maddesinin (III) numaralı fıkrasının
(1) numaralı bendi.
IV. ĠNCELEME VE GEREKÇE
10. Mahkemenin 5/3/2013 tarihinde yapmıĢ olduğu toplantıda, baĢvurucunun
6/12/2012 tarih ve 2012/947 numaralı bireysel baĢvurusu incelenip gereği düĢünüldü:
A. BaĢvurucunun Ġddiaları
11. BaĢvurucu, göçmen konutları projesi kapsamında hak sahibi olabilmek için
1991 ve 1992 yıllarında ileride konut maliyetinden düĢülmek üzere ödediği peĢinat ve avans
miktarlarının aldığı kredinin taksitlerinden mahsup edilmediğini, aynı konuda açılan davaların
2011 yılından önce davacılar lehine sonuçlandığını, ancak Yargıtay‘ın 2011 yılında içtihadını
değiĢtirdiğini ve bu durumun aynı konuda farklı kararlar verilmesine sebep olduğunu
belirterek eĢitlik ilkesine ve hukuka aykırı kararlarla ödemiĢ olduğu peĢinat ve avansın iade
talebinin reddedilmesinin hak arama özgürlüğünü ve mülkiyet hakkını ihlal ettiğini ileri
sürmüĢtür.
B. Değerlendirme
12. Anayasa‘nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı
Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 45. maddesinin
(1) numaralı fıkrasında herkesin, Anayasada güvence altına alınmıĢ temel hak ve
özgürlüklerinden, Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi ve buna ek Türkiye‘nin taraf olduğu
protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla
Anayasa Mahkemesine baĢvurabileceği hükmüne yer verilmiĢtir. Anayasa‘nın geçici 18.
maddesinin yedinci fıkrasında bireysel baĢvuruya iliĢkin düzenlemelerin iki yıl içinde
tamamlanacağı ve uygulama kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bireysel
baĢvuruların kabul edileceği, 6216 sayılı Kanun‘un 76. maddesinin (1) numaralı fıkrasında
ise Kanunun 45 ila 51. maddelerinin 23/9/2012 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiĢtir.
13. 6216 sayılı Kanun‘un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası Ģöyledir:
―Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine
yapılacak bireysel başvuruları inceler.”
14. Anılan Anayasa ve Kanun hükümleri uyarınca Anayasa Mahkemesinin zaman
bakımından yetkisinin baĢlangıcı 23/9/2012 tarihi olup, Mahkeme, ancak bu tarihten sonra
kesinleĢen nihai iĢlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel baĢvuruları inceleyebilecektir. Bu
açık düzenlemeler karĢısında, anılan tarihten önce kesinleĢmiĢ nihai iĢlem ve kararları da
içerecek Ģekilde yetki kapsamının geniĢletilmesi mümkün değildir.
15. Öte yandan, Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi için kesin bir
tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin geriye yürür Ģekilde uygulanmaması hukuk
güvenliği ilkesinin bir gereğidir. (B. No: 2012/51 § 18, 25/12/2012)
16. Bir hükme karĢı baĢvurulabilecek kanun yolunun kalmaması veya baĢtan böyle
bir yolun bulunmaması ile hüküm Ģeklî anlamda kesinleĢir. KesinleĢme olağan kanun
yollarının tüketilmesiyle gerçekleĢmektedir.
17. 1086 sayılı Kanun‘un 440. maddesinin (III) numaralı fıkrası uyarınca, 2012 yılı
için karar düzeltme sınırı olan 10.300 TL‘nin altında kalan davalarda Yargıtayca verilen
onama veya bozma kararları karar düzeltmeye konu edilemeyeceğinden bu kararlar verildiği
tarihte kesinleĢmektedir. Dolayısıyla kararın tebliğinin hükmün kesinleĢmesi üzerinde bir
etkisi bulunmayıp tebliğ, tarafların kararlardan haberdar olmalarını sağlar.
18. BaĢvuru konusu olayda, 1991 ve 1992 yıllarında göçmen konutları projesi
kapsamında hak sahibi olabilmek için ödediği peĢinat ve avans miktarlarının iadesi talebiyle
dava açan baĢvurucunun talebi Ankara 6. Tüketici Mahkemesinin 23/5/2012 tarih ve
E.2011/878, K.2012/606 sayılı kararıyla reddedilmiĢ, baĢvurucunun yaptığı temyiz baĢvurusu
üzerine anılan karar Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 4/9/2012 tarih ve E.2012/17332,
K.2012/18515 sayılı kararıyla onanmıĢtır. Dava konusu uyuĢmazlığın miktarı karar düzeltme
sınırının altında kaldığından karar bu tarihte kesinleĢmiĢtir. KesinleĢen karar baĢvurucuya
2/11/2012 tarihinde tebliğ edilmiĢtir.
19. Açıklanan nedenlerle, baĢvuru konusu kararın Anayasa Mahkemesinin zaman
bakımından yetkisinin baĢladığı 23/9/2012 tarihinden önce kesinleĢmiĢ olduğu
anlaĢıldığından baĢvurunun, diğer kabul edilebilirlik Ģartları yönünden incelenmeksizin
―zaman bakımından yetkisizlik‖ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
BaĢvurunun, “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDĠLEMEZ
OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin baĢvurucu üzerinde bırakılmasına, 5/3/2013 tarihinde
OY BĠRLĠĞĠYLE karar verildi.
BaĢkan
Alparslan ALTAN
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
Üye
Celal Mümtaz AKINCI
Üye
Engin YILDIRIM
Üye
Muammer TOPAL
[R.G. 27 Mart 2013 – 28600]
—— • ——
MĠLLETLERARASI ANDLAġMALAR
Karar Sayısı : 2013/4407
1 Ağustos 2012 tarihinde Ankara‘da imzalanan ve 10/1/2013 tarihli ve 6391 sayılı
Kanunla onaylanması uygun bulunan ekli ―Türkiye Cumhuriyeti ile Kore Cumhuriyeti
Arasında Mal Ticareti AnlaĢması‖nın onaylanması; DıĢiĢleri Bakanlığının 14/2/2013 tarihli ve
6468991 sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine
göre, Bakanlar Kurulu‘nca 11/3/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
C. YILMAZ
B. ATALAY
B. BOZDAĞ
BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V.BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
S. ERGĠN
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı V.Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR
T. YILDIZ
M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
V.
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda,
Tarım
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
ve
M. GÜLER
ĠçiĢleri Bakanı
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı
M. ġĠMġEK
Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
AnlaĢmanın
Türkçe metni için tıklayınız.
[R.G. 27 Mart 2013 – 28600 - Mükerrer]
—— • ——
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından:
ZORUNLU KARġILIKLAR HAKKINDA TEBLĠĞ (SAYI: 2005/1)’DE
DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR TEBLĠĞ (SAYI: 2013/5)
MADDE 1 – 16/11/2005 tarihli ve 25995 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Zorunlu
KarĢılıklar Hakkında Tebliğ (Sayı: 2005/1)‘in 6 ncı maddesinin dördüncü fıkrasının (a)
bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentleri aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
―1) En fazla yüzde 60‘ı; tabloda belirtilen dilimlere denk gelen tutarların karĢılarında
gösterilen katsayılar ile çarpılmak suretiyle bulunan toplam tutar üzerinden, en az yüzde 50‘si
ABD doları cinsinden olmak üzere ABD doları veya euro döviz cinslerinden,
Ġmkân Dilimleri (%)
0-35
35-40
40-45
45-50
50-55
55-60
Katsayı
1,4
1,5
1,9
2,2
2,4
2,5
2) En fazla yüzde 30‘u; tabloda belirtilen dilimlere denk gelen tutarların karĢılarında
gösterilen katsayılar ile çarpılmak suretiyle bulunan toplam tutar üzerinden standart altın
cinsinden,
Ġmkân Dilimleri (%)
0-15
15-20
20-25
25-30
Katsayı
1,4
1,5
2,0
2,5
‖
MADDE 2 – Bu Tebliğ 29/3/2013 tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası BaĢkanı
yürütür.
[R.G. 28 Mart 2013 – 28601]
—— • ——
ANAYASA MAHKEMESĠ KARARLARI
Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından:
Esas Sayısı
: 2009/45
Karar Sayısı : 2011/88
Karar Günü : 2.6.2011
ĠPTAL DAVASINI AÇAN : Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeleri Hakkı Süha
OKAY ve Kemal KILIÇDAROĞLU ile birlikte 194 milletvekili
ĠPTAL DAVASININ KONUSU : 4.6.2009 günlü, 5903 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak
Mayın Temizleme Faaliyetleri ile Ġhale ĠĢlemleri Hakkında Kanun‘un;
1- 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan“…ve bu suretle
elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması…” ibaresinin,
2- 2. maddesinin;
a- (1) numaralı fıkrasının,
b- (2) numaralı fıkrasının üçüncü ve beĢinci cümlelerinin,
c- (3) numaralı fıkrasının birinci, ikinci, dördüncü ve altıncı cümlelerinin,
3- 3. maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan “…taşınmazların temizleme karşılığı
tarımsal faaliyetlerde kullandırma süresi ise…” ibaresinin,
Anayasa‘nın BaĢlangıç‘ı ile 2., 3., 7., 8., 9., 44., 87. ve 138. maddelerine aykırı olduğu
ileri sürülerek iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi istemidir.
I- ĠPTAL VE YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI ĠSTEMĠNĠN GEREKÇESĠ
Dava dilekçesinin gerekçe bölümü Ģöyledir:
“…III. GEREKÇE
1) 04.06.2009 Tarihli ve 5903 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme
Faaliyetleri ile Ġhale ĠĢlemleri Hakkında Kanunun 1 inci Maddesinin ―ve bu suretle elde
edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması‖ Tümcesinin Anayasaya Aykırılığı
Ġptali istenen tümce, aĢağıda (4) numaralı baĢlık altında açıklanan nedenlerle
Anayasanın 2 nci, 3 üncü, 7 nci, 8 inci, 9 uncu, 44 üncü ve 138 inci maddelerine aykırı olup,
iptali gerekmektedir.
2) 04.06.2009 Tarihli ve 5903 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme
Faaliyetleri ile Ġhale ĠĢlemleri Hakkında Kanunun 2 nci Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının
Anayasaya Aykırılığı
04.06.2009 tarihli ve 5903 sayılı Yasa‘nın 2 nci maddesinin iptali istenen (1) numaralı
fıkrasında, mayın temizleme iĢinin, öncelikle 04/01/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu Ġhale
Kanununun ―Ġstisnalar‖ baĢlıklı 3 üncü maddesinin (b) fıkrasında belirtilen istisna
hükümlerine göre Milli Savunma Bakanlığınca yaptırılacağı hükme bağlanmıĢtır.
4734 sayılı Kamu Ġhale Yasası‘nın 3 üncü maddesinin (b) fıkrasında,
―b) Savunma, güvenlik veya istihbarat alanları ile iliĢkili olduğuna veya gizlilik içinde
yürütülmesi gerektiğine ilgili bakanlık tarafından karar verilen veya mevzuatı uyarınca
sözleĢmenin yürütülmesi sırasında özel güvenlik tedbirleri alınması gereken veya devlet
güvenliğine iliĢkin temel menfaatlerin korunmasını gerektiren hallerle ilgili olan mal ve
hizmet alımları ile yapım iĢleri,‖
Yasa‘nın istisna kuralları arasında gösterilmiĢ ve belirtilen konularla ilgili mal ve
hizmet alımları ile yapım iĢlerinin ―ceza ve ihalelerden yasaklama hükümleri hariç‖ Kamu
Ġhale Yasası‘na tâbi olmadığı hükme bağlanmıĢtır.
5903 sayılı Yasanın 2 nci maddesinde, mayın temizleme iĢinin gerçekleĢme durumu
dikkate alınarak sırasıyla üç aĢamada üç ayrı usul uygulanarak yapılması öngörülmüĢtür.
Mayın temizleme iĢinde ilk aĢama yetkisini Milli Savunma Bakanlığı‘na bırakan iptali
istenilen 2 nci maddenin (1) numaralı fıkrasında, 4734 sayılı Kamu Ġhale Yasası‘na tabi
olmayan iĢin ihalesine iliĢkin esas ve usullerin ne olacağı gösterilmediği gibi mayından
temizlenecek alanlardaki Hazine taĢınmazlar ile söz konusu alanda bulunan ve diğer kamu
kurum ve kuruluĢlarına ait olan taĢınmazlara tasarruf yetkisi de, Milli Savunma Bakanlığı‘na
tanınmamıĢtır. Mayın temizleme iĢlemi üç aĢamalı olarak gerçekleĢtirileceğinden, bu iĢlemin
üçüncü aĢamasına iliĢkin düzenlemeyi içeren 2 nci maddenin (3) numaralı fıkrasında, mayın
temizleme iĢinin yukarıda değinilen taĢınmazların tarımsal faaliyetlerde kullandırılması
karĢılığında ihale edilmesi söz konusu olacağından, ikinci ve üçüncü aĢamaya geçilebilmesi
için bu taĢınmazlardaki mayınların temizlenmesi için bunlar üzerindeki tasarruf yetkisinin de
Milli Savunma Bakanlığı‘na verilmesi açık bir zorunluluktur. Hal böyle iken, iptali istenen
fıkrada, adı geçen Bakanlığa bu yetkinin verildiğine iliĢkin bir düzenlemeye yer
verilmemiĢtir.
Anayasanın 2 nci maddesinde belirtilen hukuk devletinin unsurlarından biri de,
vatandaĢlarına hukuk güvenliği sağlamasıdır. Hukuk güvenliği, kurallarda belirlilik ve
öngörülebilirlik gerektirir. Hukuk devletinde yargı denetiminin sağlanabilmesi için yönetimin
görev ve yetkilerinin sınırının yasalarda açıkça gösterilmesi bir zorunluluktur.
Anayasa Mahkemesinin 28.01.2004 tarihli ve E.2003/86, K.2004/6 sayılı kararında da
―Hukuk devletinde hukuk güvenliğinin sağlanabilmesi için yasakoyucunun öngörülebilir
düzenlemeler getirmesi de asıldır.‖ denilmiĢtir.
Bu durumda, dava konusu kural, mayın temizleme iĢinin Milli Savunma Bakanlığınca
yaptırılmasına iliĢkin esas ve usulleri öngörmediğinden belirlilik ve öngörülebilirlik
özellikleri taĢımaması nedeniyle yasama yetkisinin amacına uygun biçimde kullanılmasına
elveriĢli olmadığı gibi, hukuk devleti ilkesi ile de bağdaĢmamaktadır. Açıklanan nedenlerle
kural, Anayasanın 2 nci ve 87 nci maddelerine de aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle, 04.06.2009 tarihli ve 5903 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile
Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın
Temizleme Faaliyetleri ile Ġhale ĠĢlemleri Hakkında Kanunun 2 nci Maddesinin (1) Numaralı
Fıkrası Anayasanın 2 nci ve 87 nci maddelerine aykırı olup, iptali gerekmektedir.
3) 04.06.2009 Tarihli ve 5903 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme
Faaliyetleri ile Ġhale ĠĢlemleri Hakkında Kanunun 2 nci Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının
Üçüncü ve BeĢinci Cümlelerinin Anayasaya Aykırılığı
5903 sayılı Yasa‘nın iptali istenen üçüncü cümlesinde, ihale komisyonlarının oluĢumu
ve çalıĢmasına iliĢkin esas ve usullerin Maliye Bakanlığı tarafından belirlenmesi öngörülmüĢ;
iptali istenen dördüncü cümlesinde de, muayene ve kabul komisyonlarının görevleri ile
çalıĢma esas ve usullerinin Genelkurmay BaĢkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Maliye
Bakanlığı ve Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığı temsilcilerinden oluĢan ortak bir komisyonca
belirlenmesi öngörülmüĢtür.
Anayasaya göre yürütmenin asli düzenleme yetkisi, Anayasanın gösterdiği ayrık haller
dıĢında yoktur. Bu yetki Anayasanın 7 nci maddesinde Türkiye Büyük Millet Meclisine
verilmiĢtir ve devredilemez. Yürütme, ancak yasayla asli olarak düzenlenmiĢ alanda kural
koyabilir.
Yürütme organının yasayla yetkili kılınmıĢ olması, yasayla düzenleme anlamına
gelmeyeceğinden, yürütmeye devredilen yetkinin Anayasaya uygun olabilmesi için yasada
temel esasların belirlenmesi, sınırların çizilmesi gerekir. Bu doğrultuda, uzmanlık ve yönetim
tekniğine iliĢkin konuların düzenlenmesi ise yürütme organına bırakılabilir.
Anayasanın çeĢitli maddelerinde yer alan ―kanunla düzenlenir‖ değiminden neyin
anlaĢılması gerektiği hususuna Anayasa Mahkemesi, kararlarıyla açıklık getirmiĢtir. Örneğin,
20.11.2003 günlü, 20.11.2003 tarih ve E.2002/32, K.2003/100 sayılı kararında, konuyu Ģöyle
belirginleĢtirmiĢtir:
―Yasayla düzenleme ilkesi, düzenlenen konudan yalnız kavram, ad ve kurum olarak söz
edilmesi değil, bunların yasa metninde kurallaĢtırılmasıdır. KurallaĢtırma ise, düzenlenen
alanda temel ilkelerin konulmasını ve çerçevenin çizilmiĢ olmasını ifade eder. Ancak bu
koĢulla uzmanlık ve teknik konulara iliĢkin ayrıntıların belirlenmesi yürütme organının
takdirine bırakılabilir‖
Esasen Anayasanın 8 inci maddesinin, yürütme yetkisi ve görevinin Anayasaya ve
kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir, hükmünün anlamı da budur. (Anayasa
Mahkemesinin 22.06.1988 tarih E.1987/18, K.1986/23, sayılı kararı, R.G. 26.11.1988, sa.
2001)
Anayasa Mahkemesi‘nin bu kararlarından da anlaĢılacağı üzere, Anayasaya göre
yürütmenin düzenleme yetkisi, sınırlı, tamamlayıcı ve bağımlı bir yetkidir. Bu nedenle
Anayasada öngörülen ayrık durumlar dıĢında, yasalarla düzenlenmemiĢ bir alanda, yasa ile
yürütme organına genel ve sınırları belirsiz kural koyma yetkisi verilemez.
Açıklanan nedenlerle, Maliye Bakanlığı‘na temel ilkeler konulup çerçevesi çizilmeden
ihale komisyonlarının oluĢumu ve çalıĢmasına iliĢkin esas ve usulleri belirleme yetkisi veren
ve yine ortak komisyona aynı Ģekilde muayene ve kabul komisyonlarının görevleri ile çalıĢma
esas ve usullerini belirleme yetkisini veren 04.06.2009 tarihli ve 5903 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca
Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile Ġhale ĠĢlemleri Hakkında Kanunun 2 nci
maddesinin (2) numaralı fıkrasının üçüncü ve beĢinci cümleleri Anayasanın 7 nci ve 8 inci
maddelerine aykırı olup, iptali gerekmektedir.
4) 04.06.2009 Tarih ve 5903 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme
Faaliyetleri ile Ġhale ĠĢlemleri Hakkında Kanunun 2 nci Maddesinin (3) Numaralı Fıkrasının
Birinci, Ġkinci, Dördüncü ve Altıcı Cümlelerinin Anayasaya Aykırılığı
a- (3) Numaralı Fıkranın Birinci ve Ġkinci Cümlelerinin Anayasaya Aykırılığı
Ġptali istenen (3) numaralı fıkranın birinci ve ikinci cümlelerinde, birinci ve ikinci
fıkralar hükümleri çerçevesinde mayın temizleme iĢinin yaptırılamaması halinde, 08/09/1983
tarihli ve 2886 sayılı Devlet Ġhale Kanunu ile 4734 sayılı Kanun hükümlerine tabi olmaksızın
mayından temizlenen taĢınmazların, tarımsal faaliyetlerde kullandırılması karĢılığında
yaptırılması, diğer bir anlatımla mayın temizleme iĢinin dünyanın hiçbir yerinde
uygulanmayan yap – iĢlet – devret usulü ile ihale edilmesi öngörülmüĢtür. Hisse senetlerinin
uluslararası sermaye piyasalarında iĢlem göreceği bir Ģirket sahibi ve / veya ülkelerin
ilgileneceği, böylece ülkemizin Suriye sınırlarını T.C. dıĢında kontrol edilmesine neden
olunabilecektir.
Yasa‘nın 3 üncü maddesinde ise, taĢınmazların temizleme karĢılığı tarımsal
faaliyetlerde kullanılmasına iliĢkin tahmini ihale süresinin, kabul iĢlemlerinin yapılmasından
itibaren 44 yılı geçmemek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenmesi hükme bağlanmıĢtır.
Mayından temizlenmesi gereken alan, Hatay‘dan baĢlayıp, Kilis, Gaziantep, ġanlıurfa,
Mardin ve ġırnak‘a kadar uzanan 1956 yılında baĢlayarak, Türkiye‘nin güvenliği ve
kaçakçılığın önlenmesi için mayınlanmıĢ olan alan, 216 bin dekar büyüklüğünde (Ceylanpınar
ve diğer devlet çiftlikleri, bitiĢik hazine arazileri hariç), 877 km. uzunluğunda Suriye sınırına
paralel yer alan sınır arazisidir. Mayınlı arazinin gerisinde birinci sınıf askeri yasak bölge ve
onun arkasında da birçok yerde ikinci sınıf askeri yasak bölge bulunmaktadır. Bu bölge
Türkiye‘nin güvenlik açısından en riskli, en kritik bölgesidir. Bu bölgede yerli ya da yabancı
özel Ģirketlerin kırk dört yıl o toprakları iĢgal etmesi, Türkiye‘nin güvenliği açısından son
derece ciddi sakıncalar yaratacaktır.
Ulusal güvenlik nedeniyle iptal edilen Mardin ihalesine Ġsrail‘in destek verdiği üç Ġsrail
Ģirketinin katılması ve uluslararası piyasada bu konuda faaliyet gösteren yabancı Ģirketlerin ön
planda yer alması dikkate alındığında; mayından temizlenen taĢınmazların, tarımsal
faaliyetlerde kullandırılması karĢılığında diğer bir anlatımla ―yap – iĢlet – devret‖ usulü ile
yabancı özel Ģirketlere yaptırılmasının daha ağırlı bir ihtimal olduğunu söylemek yanlıĢ
olmayacaktır.
Nitekim, mayın temizleyen araç gereçlerin üretiminde Ġsrail ve Kanada Ģirketleri ilk
sıralarda olup, Hırvatistan, Almanya ve Rusya gibi pek çok ülkede de mayın temizliğinde
kullanılan teçhizatları üreten Ģirketler bulunmaktadır.
Mayın temizleme iĢinin yabancı Ģirketlere yaptırılması halinde ise, kendi
topraklarımızın üstünde, baĢka bir ülkenin fiili kontrol ve hakimiyetini 44 yıl süre ile kabul
etme durumu ortaya çıkmıĢ olacaktır.
Tarih boyunca, devletler ülkelerindeki yabancı unsurlara kuĢku ile bakmıĢlar, bazı
hakları onlardan esirgemiĢler, bazılarını ise kimi koĢullara, bağlamak suretiyle
sınırlamıĢlardır. Sınırlamaya tabi tutulan hakların baĢlıcalarından biri mülk edinme hakkıdır.
Zira bu hak, ülke denilen yurt toprağıyla ilgilidir. Ülke devletin asli ve maddi unsurlarından
biridir. Ülke olmadan devlet olmaz.
Ülke devletin asli ve maddi unsurlarından biridir. Ülke olmadan devlet olmaz. Ülke
devlet otoritesinin geçerli olacağı alanı belli eder. Devlet sahip olduğu, kurucu unsur niteliğini
taĢıyan üstün kudretine dayanmak suretiyle, ülkede yerleĢik olan ve devletin diğer asli –
maddi unsurunu oluĢturan insan topluluğunun güvenliğini ve yararını kollamak ve gözetmek
durumundadır. Devlet bu asli görevi nedeniyledir ki, ülke üzerinde egemenliğe dayalı üstün
bir hakka sahiptir.
Türkiye Cumhuriyetinin dünya milletler ailesine bağımsız bir devlet olarak kabulünün
uluslararası belgesi Lozan BarıĢ AntlaĢmasıdır. Ülke topraklarının korunması, bağımsız
Türkiye Devleti için bir nefsi müdafaa tedbiri niteliğindedir; böyle bir tedbirden
vazgeçebilmek olası değildir.
Ġptali istenilen kuralların, Ülkenin bölünmez bütünlüğünü zedeleyecek bir biçimde ülke
topraklarının 44 yıl süre yabancıların eline kolayca geçmesini sağlayacağı da ortadadır. Bu
durum, söz konusu düzenlemeye, Anayasanın 3 üncü maddesi ile BaĢlangıç‘ının 1 ve 5 inci
paragraflarında yer alan Türkiye Devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ilkesine
de aykırı bir nitelik vermektedir.
Daha önce ―yap – iĢlet – devret‖ yöntemi ile ihaleye çıkılan; ulusal güvenlik nedeniyle
iptal edilen Mardin ihalesine Ġsrail‘in destek verdiği üç Ġsrail Ģirketinin baĢını çektiği üç ayrı
konsorsiyumun baĢvurduğu ortaya çıktı. Bu konsorsiyumların içerisinde; Quadro, Redwing ve
Mott isimli firmanın adı geçmektedir.
Adı geçen alanların Ġsrail veya perde arkasında ki Ġsrail firmalarına verilirse Ġsrail‘in
hayali ve ideali olan Dicle – Fırat sularına ulaĢmıĢ olacağı da gözden kaçmamalıdır.
AB 2004 Ġlerleme Raporuna bakıldığı takdirde Türkiye‘nin GAP sularının belli bir
tarihte ―uluslararası bir su yönetim idaresine‖ yerleĢtirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Ayrıca, AB belgelerinde Türkiye‘nin Güney hudutlarına iliĢkin ihtilaf iddiası yer almaktadır.
Yine aynı AB Raporu‘nun su ile ilgili kısmında adeta bu iĢlemin gerekçesi gibi yazılan bir
diğer husus da, bunun Ġsrail‘in ve komĢularının eĢit su haklarının korunması olduğu
hususudur (Ek.1 Doç. Dr. Oya Akgönenç, Suriye sınırındaki mayınlar).
BirleĢmiĢ Milletler, ―Gelecek Ġçin Tatlı Su 2003‖ raporunda, 2040 yılında Ortadoğu‘da
―su savaĢları‖ yaĢanabileceği uyarısında bulunuyor. Ortadoğu‘nun su kaynaklarını elinde
tutan Türkiye ise çatıĢmanın tam odağında yer alıyor. Fırat ve Dicle, Türkiye‘den doğup Irak
ve Suriye‘den geçerek Ġran Körfezi‘ne dökülüyor. Asi Nehri ise Lübnan doğup Suriye‘den
geçtikten sonra Türkiye‘ye giriyor.
Bugün dünyada 64 ülkede döĢenmiĢ 100 milyon mayın olduğu ve bu mayınların
temizlenmesi için BirleĢmiĢ Milletler çerçevesinde çok yoğun bir faaliyet gösterildiği
bilinmektedir. Genel Kurmay BaĢkanlığından yapılan ve yazılı ve görsel basında da yer alan
açıklamalarda ―Ġkmal ve Bakım Ajansı‖ (NAMSA) nın, NATO‘nun ilgi alanında bulunan
birçok ülkede uluslararası mayın temizliği yeterliliği olan ve NATO Akreditasyonu‘na sahip
firmalar vasıtasıyla hizmet alımı organizasyonlarını gerçekleĢtirdiği, NAMSA‘nın öncelikli
olarak dikkate alınması uygun bir hareket tarzı olarak düĢünüldüğü ve bu görüĢün, zamanında
ilgili mercilere gönderildiği bildirilmiĢtir.
NAMSA‘nın bugüne kadar Arnavutluk, Belarus, Moldova, Sırbistan, Ukrayna,
Azerbaycan ve Ürdün‘de toplam 4,5 milyon mayını etkisiz hale getirdiği bilinmektedir.
Bunun dıĢında, BirleĢmiĢ Milletlerle çalıĢan ve kâr gayesi gütmeyen sivil toplum
örgütleri de bulunduğu, bunlardan biri olan ―HALO‖ nün bugüne kadar 5 milyon mayın
temizlediği, 7 bin tane mayın temizleme uzmanına sahip bulunduğu da uluslararası piyasada
bilinmektedir.
Açıklanan bütün bu durum ve nedenler ortada iken, mayın temizleme iĢinin ―mayından
temizlenen taĢınmazların, tarımsal faaliyetlerde kullandırılması karĢılığında yaptırılmasını‖
öngören bir düzenleme getirilmesinde ısrarlı olunması ―saklı bir amaç‖ güdüldüğünü
göstermektedir.
Anayasa Mahkemesi, ―iptali istenen hükümle kapalı olarak bir amaç güdülüp
güdülmediğini‖ araĢtırabildiğini, çeĢitli kararlarında ifade etmiĢtir; ama kanun koyucunun
saklı amacını ortaya koyabilmek, her zaman kolay değildir. (Bkz. E.1978/31, K.1978/50, K.t.
02.11.1978; E.1963/124, K.1963/243, K.t. 11.10.1963 sayılı Anayasa Mahkemesi Kararları)
Anayasa Mahkemesi‘nin bu tür denetimlerinde, kanunun gerekçesinden, yasama organındaki
görüĢmelerden veya yapılan düzenlemenin daha çok siyasal nedenlere dayanıp dayanmadığı
hususlarından yararlanarak sonuca vardığı görülmektedir. (Bkz. E.1963/124, K.1963/243, K.t.
11.10.1963; E.1963/145, K.1967/20, K.t. 27.06.1967; E.1988/14, K.1988/18, K.t. 14.06.1967
sayılı Anayasa Mahkemesi Kararları) Kanun koyucu, takdirine bırakılmıĢ konularda,
düzenleme yetkisini kullanırken, kuĢkusuz, Anayasa kuralları ile kamu yararının ve kamu
düzeninin gereklerine ve hukukun genel ilkelerine de bağlı kalmak durumundadır. (Bkz.
E.1980/1, K.1980/25, K.t. 29.04.1980; E.1963/124, K.1963/243, K.t. 11.10.1963 sayılı
Anayasa Mahkemesi Kararları) Bu, Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkesinin gereğidir.
Anayasanın 2 nci maddesinde, ―Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk Devletidir.‖
denilmektedir. Yasaların kamu yararına dayanması gereği, kuĢkusuz hukuk devletinin önde
gelen koĢullarından birisini oluĢturmaktadır. Bu konuda Anayasa Mahkemesi‘nin yerleĢmiĢ
anlayıĢını yansıtan kararlarında belirtildiği gibi; Anayasanın 2 nci maddesinde tanımlandığı
üzere Devletimiz bir hukuk devletidir. Hukuk devleti ilkesinin öğeleri arasında yasaların
kamu yararına dayanması ilkesi vardır. Bu ilkenin anlamı kamu yararı düĢüncesi olmaksızın
baĢka deyimle yalnızca özel çıkarlar veya yalnızca belli kiĢilerin yararına olarak herhangi bir
yasa kuralının konulamayacağıdır. Buna göre çıkarılması için kamu yararı bulunmayan
yalnızca özel çıkarlar veya yalnızca belli kiĢilerin yararına olan bir yasa kuralı, Anayasanın 2
nci maddesine aykırı nitelikte olur ve dava açıldığında iptali gerekir. Buna göre yasaların,
amaç öğesindeki sakatlık baĢlıbaĢına bir aykırılık nedeni oluĢturabilecektir.
Açıklanan nedenlerle, Ġptali istenen (3) numaralı fıkranın birinci ve ikinci cümleleri
amaç öğesindeki sakatlık nedeniyle Anayasanın 2 nci maddesine aykırıdır.
Hukuk devleti, tüm etkinliklerinde hukuka ve Anayasaya uyan devlettir. Anayasanın
egemenliği ve bağlayıcılığı yanında yasakoyucunun uymak zorunda bulunduğu ilkeler ve
evrensel hukuk kuralları vardır.
Evrensel hukuk ilkelerine göre, yasaların genel, soyut ve nesnel olması, kiĢiye özgü
olmaması gerekmektedir. Yasaların bu ögelere uygun çıkarılması hukuk devleti olabilmenin
koĢullarındandır. Anayasa Mahkemesi‘nin çeĢitli kararlarında da vurgulandığı gibi, yasaların
genelliği ilkesi, özel, güncel ve geçici bir durumu gözetmeyen, belli bir kiĢiyi hedef almayan,
aynı statüdeki herkesi kapsayan kuralların getirilmesini zorunlu kılmaktadır.
5903 sayılı Yasa‘nın özellikle belirli Ģirketlere, Türkiye – Suriye kara sınırındaki
taĢınmazları, tarımsal faaliyetlerde kullandırma amacı taĢıyan 2 nci maddesinin (3) numaralı
fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerindeki düzenleme, yasaların genel, soyut ve nesnel
olmasını gerektiren evrensel hukuk kurallarıyla ve Anayasanın hukuk devleti ilkesiyle
bağdaĢmamaktadır.
Diğer taraftan, 5903 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (3) numaralı fıkrasının ilk
cümlesindeki ―ile müstakil kullanımı mümkün olmayan ve bu taĢınmazlarla bütünlük teĢkil
eden Hazineye ait diğer taĢınmazların‖ tümcesi de,
Anayasanın 2 nci maddesine aykırıdır. Çünkü Hazineye ait olup mayından temizlenecek
alanlar ile gerek müstakil kullanımı mümkün olmayan, gerek bütünlük teĢkil eden
taĢınmazların hangi taĢınmazlar olduğu Yasa‘da gösterilmemiĢtir.
Anayasanın 2 nci maddesinde belirtilen hukuk devletinin temel unsurlarından birisi de
hukuk güvenliğini sağlamasıdır. Hukuk güvenliği, kurallarda belirlilik ve öngörülebilirlik
gerektirir. Belirlilik ve öngörülebilirlik özellikleri taĢımayan ve dolayısı ile hukuki güvenlik
sağlamayan kurallar Anayasanın Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğunu ifade
eden 2 nci maddesi ile bağdaĢmaz. Söz konusu tümce, bağlı ve belirsiz bir yetki içerdiğinden
hukuk devleti ilkesine aykırıdır.
Öte yandan, Anayasanın BaĢlangıç Bölümünün 5 inci paragrafında ise ―Hiçbir düĢünce
ve mülahazanın Türk milli menfaatlerinin ..... karĢısında korunma göremeyeceği‖ ilkesi ile,
Anayasanın öngördüğü hukuk düzeni içinde, milli menfaatlerin her Ģeyin üstünde tutulması
gereği belirlenmiĢtir.
Gerek Türkiye‘nin güvenliği açısından son derece ciddi sakıncalar yaratacak olması,
gerek yabancı bir ülkenin menfaatlerine hizmet eden bir nitelik taĢıması nedeniyle Türk Milli
menfaatleri bağdaĢmadığı kuĢkusuz olan iptali istenen (3) numaralı fıkranın birinci ve ikinci
cümleleri, Anayasanın BaĢlangıç Bölümünün 5 inci paragrafına da aykırıdır.
Türkiye‘nin güvenliği açısından son derece ciddi sakıncaları olduğu gören CHP,
178.500 dekarı mayın döĢenmiĢ, toplam 216 bin dekar arazinin mayından temizlenmesi ve
arazinin mayınları temizleyenlere tarımsal amaçlı kullandırılması hususunda hazırlanan
―31.01.2005 tarih ve 2005/8450 sayılı, 13.06.2005 tarih ve 2005/8982 sayılı ve 27.06.2005
tarih ve 2005/9076 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları ile söz konusu Kararnamelere
dayanılarak Maliye Bakanlığı tarafından tesis olunan ihale iĢlemlerinin‖ iptali ve yürütmenin
durdurulması istemi ile DanıĢtay‘da dava açmıĢtır.
DanıĢtay Onüçüncü Dairesi 11.03.2009 tarihli ve E.2007/3295, K.2009/2843 sayılı
kararında,
―Olayda, mayınlı sahanın temizlenmesi ve tarımsal faaliyetlerde kullanılması için
idarece belirlenmiĢ süreler esas alınarak, tarımsal alanların kullanımı için önerilecek en az
süreler üzerinden ihaleye çıkarıldığı anlaĢılmıĢ olup, dava konusu kararnamelerle, mayın
temizleme faaliyeti ve ihale iĢlemleri ile görevlendirilen Maliye Bakanlığı‘nca mayının
temizlenmesi hizmetinin satın alınması ile temizlenen arazinin tarımsal amaçlı kullandırılması
iĢinin aynı ihalede birleĢtirilmesi durumunda, söz konusu ihtiyaçların en iyi Ģekilde ve uygun
Ģartlarla karĢılandığından söz edilemeyeceğinden, dava konusu ihale Ģartnamelerinde hukuka
uyarlık bulunmamaktadır‖ Nitekim dava konusu Ģartnamelere göre yapılan ihalelerden birinde
rekabetin sağlanamaması, diğerinde ise katılımın olmaması nedeniyle ihalelerin yapılamaması
da ihtiyaçların en iyi Ģekilde, uygun Ģartlarla ve zamanında karĢılanması ve ihalede açıklık ve
rekabetin sağlanması Ģartlarının gerçekleĢtirilmesinin mümkün olamayacağını göstermektedir.
2886 sayılı Yasa‘nın anılan 2 nci maddesi hükmünde belirtildiği gibi, mayınlı sahanın
temizlenmesi ile temizlenen arazinin tarımsal faaliyetlerde kullandırılması iĢlerinin, aralarında
doğal bir bağlantı bulunmadığı ve aynı istekli tarafından karĢılanması mutad olmadığı için,
söz konusu iĢlerin bir ihalede toplanması anılan 2 nci maddeye uygun olmadığı gibi mayınlı
arazinin temizlenmesi ve temizlenen arazinin tarımsal amaçlı kullanılması ihtiyaçlarının en iyi
Ģekilde ve uygun Ģartlarla karĢılandığından da söz edilemeyeceğinden, anılan iki ihtiyacın bir
ihale ile karĢılanması hukuken ve iĢin niteliği icabı mümkün bulunmamaktadır.‖
denilerek söz konusu kararnamelere dayalı olarak Maliye Bakanlığı tarafından
düzenlenen ihale Ģartnamelerinin iptaline karar verilmiĢtir (Ek. 2).
Anayasanın 138/4 üncü maddesi gereği, yasama organı dahil bütün devlet organları
―mahkeme kararlarına uymak zorundadır, bu organlar, mahkeme kararlarını hiçbir surette
değiĢtiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez‖. Aksi taktirde, yargı bağımsızlığı
söz konusu olamaz ve hukuk devletinden de söz edilemez. (Sabuncu, Yavuz, Anayasaya
GiriĢ, 8. Basım, Ġmaj Yayıncılık, Ankara 2002, s.186).
Kamu yararını gerçekleĢtirmek ereğiyle yasakoyucu değiĢik yolların seçimini siyasi
tercihlerine göre yapmakta serbesttir. Ancak, yasakoyucunun kiĢisel, siyasi ya da saklı bir
amaç güttüğü durumlarda, yani kamu yararı dıĢındaki özel ve baĢka bir amaca ulaĢmak için
bir konuyu yasayla düzenlediği durumlarda bir ―yetki saptırması‖ ve giderek de amaç öğesi
bakımından yasanın sakatlığı ve dolayısıyla Anayasanın 2 nci maddesinde belirtilen hukuk
devleti ilkesine aykırılığı söz konusu olur.
Anayasa Mahkemesinin 24.12.2003 tarih ve E.2002/43, K.2003/103 sayılı kararında da
Anayasanın 138 inci maddesi uyarınca yasama organının yapacağı düzenlemelerde daha önce
aynı konuda verilen yargı kararlarını etkisiz kılacak biçimde yasa çıkarmamak yükümlülüğü
olduğu çok açık bir Ģekilde vurgulanmıĢtır. Yüce Mahkeme‘nin bu kararınca aynen Ģöyle
denilmiĢtir:
―Anayasa Mahkemesinin pek çok kararında tanımlandığı gibi, hukuk devleti; insan
haklarına saygı gösteren, bu hakları koruyucu adil bir hukuk düzeni kuran, bunu sürdürmeye
kendisini yükümlü sayan, bütünüyle hukuka uyan devlet demektir. Hukuk devleti niteliğini
kazanmanın vazgeçilmez koĢullarından birisi mahkeme kararlarına uyulma zorunluluğudur.
Anayasanın 138 inci maddesinde; Yasama ve yürütme organları ile idarenin, mahkeme
kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin, mahkeme kararlarını hiç bir
surette değiĢtiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği öngörülmüĢtür.
Bu kural gereğince yasama organının yapacağı düzenlemelerde daha önce aynı konuda verilen
yargı kararlarını etkisiz kılacak biçimde yasa çıkarmamak yükümlülüğü vardır.‖
Ġptali istenen cümleler ile yapılan düzenleme, yargı kararının uygulanmasının
engellenmesi amacıyla gerçekleĢtirilmiĢ olduğundan, burada bir yetki saptırması vardır ve
düzenleme amaç bakımından da sakattır. Bu nedenle söz konusu düzenleme Anayasanın 2 nci
maddesinde ifade edilen hukuk devleti ilkesiyle bağdaĢmadığı gibi, yargı bağımsızlığını
zedelediği için Anayasanın 138 inci maddesine de aykırı düĢmektedir.
Ayrıca yasama erkinin, yargı kararlarının etkisizleĢtirilmesi için kullanılmasını,
Anayasanın BaĢlangıç kısmının dördüncü paragrafı ile 7 nci, 8 inci ve 9 uncu maddelerinde
ifade edilen kuvvetler ayrılığı ilkesi ile bağdaĢtırmak da olanaksızdır.
Üzerinde durulması gereken bir baĢka husus da, iptali istenen kuralın getirdiği
düzenlemenin içerik bakımından kamu yararı amaçlanarak ortaya konulup konulmadığıdır.
Bir hukuk devletinde, devlet erki kullanılarak yapılan tüm kamu iĢlemlerinin nihaî
amacının ―kamu yararı‖ olması gerekir. Bu gereklilik, kamu yararını, yasama organının takdir
yetkisi için de bir sınır konumuna getirir. Nitekim Anayasa Mahkemesinin 28.01.2004 tarihli
ve E.2003/86, K.2004/6 sayılı kararında,
―Anayasanın 2 nci maddesinde belirtilen hukuk devleti, her eylem ve iĢlemi hukuka
uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliĢtirerek sürdüren, Anayasaya
aykırı durum ve tutumları benimseyen, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan,
yasaların üstünde Anayasanın ve yasakoyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri
bulunduğu bilincinde olan devlettir. Yasaların kamu yararına dayanması gereği kuĢkusuz
hukuk devletinin temel değerlerinden birini oluĢturmaktadır.‖
denilmiĢtir.
DanıĢtay Onüçüncü Hukuk Dairesi yukarıda açıklanan kararında, yapılan iĢlemin 2886
Sayılı Yasa‘nın 2 nci Maddesine aykırı oluĢu yanında, mayınlı sahanın temizlenmesi ve
temizlenen arazinin temizleyenlere kullandırılması iĢlerinin aynı ihalede yapılması
durumunda söz konusu ihtiyaçların en iyi Ģekilde ve uygun Ģartlarla karĢılanamayacağını da
kararının gerekçesi olarak ortaya koymuĢtur.
Bu durumda, iptali istenilen kurallar kamu ihalelerinde gözetilmesi gereken temel
ilkelerden saydamlık, rekabet, güvenirlik, kamuoyu denetimi, ihtiyaçların uygun zamanda,
uygun Ģartlarda karĢılanması ve kaynakların verimli kullanılması ilkelerine uymadığı gibi,
aralarında kabul edilebilir doğal bağlantı olmadığı sürece, mal alımı, hizmet alımı ve yapım
iĢlerinin bir arada ihale edilemeyeceği ilkesine de uygun düĢmemektedir.
Anayasa, yasa koyucuya, toplumsal ihtiyaçlar doğrultusunda tarımsal alanda düzenleme
yapma yetkisi vermektedir. Ancak yasa koyucu bu yetkiyi kullanırken, kamu yararı amacını
gütmek ve Anayasanın ilgili diğer kurallarına da uymak zorundadır.
TMMOB
Ziraat
Mühendisleri
Odası
BaĢkanı
Gökhan
Günaydın,
Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, mayınlı
arazilerin tarıma kazandırılması konusunda yaptığı konuĢmada özetle; mayınlı arazilerin
tarıma açılması durumunda, kooperatif yapı altında ziraat mühendisleri ve köylü üreticilerin
birlikte çalıĢması sağlandığında, hem 15 binin üzerinde üretici ve mühendis istihdamının
yaratılacağını, hem de gerçekleĢtirilecek yüz binlerce tonluk üretimle giderek artan tarım
ürünü ithalatı için harcanan kaynağın azaltılabileceğini açıklamıĢtır. (Ek. 3)
Görüldüğü üzere, Devletin teknik ve mali desteği de verilerek, doğası gereği temiz bu
topraklarda organik tarım yaptırılmasının; hem ülke ekonomisine, hem bölge insanının
refahına ve hem de toplumsal barıĢa ciddi bir katkının sağlanabileceği çok açıktır.
Böyle son derece önemli bir imkânı yok sayan düzenlemenin, bu açıdan da kamu
yararına dayanmadığı kuĢkusuzdur. Yasama erkinin kamu yararı amacına yönelik olarak
kullanılmaması halinde yasama yetkisinin saptırılması olayı ortaya çıkar. Yasaların kamu
yararına dayanmadığı bir yönetim ve bu alanda yetki saptırılması durumu hukuk devleti adı
verilen yönetimle ve hukuk devletini cumhuriyetin nitelikleri arasında sayan Anayasanın 2 nci
maddesi ile bağdaĢmaz.
Açıklanan nedenlerle iptali istenen kurallar, kamu yararına da dayanmamaktadır.
Öte yandan, mayından temizlenecek arazide gerçek hak sahibi olanlar, arazisi daha
evvel kamulaĢtırılmıĢ olanlar ile topraksız bölge insanıdır. 2942 sayılı KamulaĢtırma
Kanununun 22 nci maddesinin birinci fıkrasında, ‖KamulaĢtırmanın ve bedelinin
kesinleĢmesinden sonra taĢınmaz malların kamulaĢtırma amacına veya kamu yararına yönelik
herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kalmaması halinde, keyfiyet idarece mal sahibi veya
mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyurulur. Bu duyurma üzerine
mal sahibi veya mirasçıları, aldığı kamulaĢtırma bedelini üç ay içinde ödeyerek taĢınmaz
malını geri alabilir.‖ denilmiĢtir.
Bu hükme dayanan kamulaĢtırma etiğimize göre de, kamulaĢtırmayı gerektiren nedenler
ortadan kalktığında gayrimenkul eski sahibine (kamulaĢtırmada ödenen bedel tahsil edilerek)
iade edilir.
Anayasanın 2 nci maddesinde belirtilen hukuk devleti, eylem ve iĢlemleri hukuka
uygun, insan haklarına saygı gösteren, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda
adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliĢtirerek sürdüren, Anayasaya aykırı durum ve
tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve hukukun
üstün kurallarıyla kendini bağlı sayıp yargı denetimine açık olan, yasaların üstünde
yasakoyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri ve Anayasa bulunduğu bilincinde olan
devlettir (Any. Mah. 04.06.2003 tarihli ve E.2002/132, K.2003/46 sayılı kararı).
Adaletli bir hukuk düzeninin gereği, Suriye sınırındaki toprakların kamulaĢtırılma
nedeni ortadan kalktığında, eski sahiplerine, (kamulaĢtırılırken ödenen paraların tahsili
Ģartıyla) iade edilmesidir.
Ġptali istenen kurallar bu yönüyle de Anayasanın 2 nci maddesine aykırıdır.
Diğer taraftan, 2001 Genel Tarım Sayımı sonuçlarına göre Türkiye‘deki 3,075,000
tarım iĢletmesinin 54,321‘inin hiç toprağı yoktur ve topraksız çiftçi – köylü ailelerinin çok
büyük kısmı da bu bölgededir. Temizlenecek arazinin AB ülkeleri ortalamasında olduğu gibi
130‘ar dönümlük parseller halinde bölgenin topraksız ve az topraklı ailelerine verilmesi
durumunda, yaklaĢık 1660 ailenin toprak sahibi yapılması olasıdır.
Anayasanın 44 üncü maddesinin birinci fıkrasında. ―Devlet; toprağın verimli olarak
iĢletilmesini korumak ve geliĢtirmek, erozyonla kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan
veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraĢan köylüye toprak sağlamak amacıyla gerekli
tedbirleri alır‖ hükmüne amirdir. Bu hükümle Anayasa Devlete, topraksız olan veya yeter
toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraĢan köylüye toprak sağlamak görevi verilmiĢtir.
Servet ve gelir eĢitsizliklerinin temelinde toprak mülkiyetindeki eĢitsizlikler yatabilir.
Bu durumda, toprak dağılımındaki bu eĢitsizlikler giderilmedikçe, gelir ve servet
eĢitsizliklerinin azaltılması oldukça güçtür. ĠĢte Anayasamız, 44 üncü maddesinde, ―Devlet;
…, topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraĢan köylüye toprak sağlamak
amacıyla gerekli tedbirleri alır‖ demektedir (Gözler K., Türk Anayasa Hukuku Dersleri, Bursa
2000 s. 147).
Anayasanın 44 üncü maddesi, tüm ülke topraklarını içeren bir kural niteliğinde
bulunduğundan, devletçe önlem alınmasının, mayından temizlenen yerlerin devlet elindeyken
daha kolay olacağında duraksanamaz.
Hem organik tarıma uygun, hem de sulak olan söz konusu arazilerin mayından
temizleme iĢini ―yap – iĢlet – devret‖ modeli ile 44 yıllığına ihaleye çıkararak, bu arazilerin
topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraĢan ve bu arazilerin gerçek sahibi
olan yöre insanına verilmesi yerine, yabancıların eline geçmesinin önünü açan ve dolayısıyla
ekonomik kaynaklarımızın ve topraklarımızın teslimiyetçi bir anlayıĢla elden çıkarılması ve
bölge halkının sömürülmesine zemin hazırlayan ve bölgenin zaten riskli olan güvenliği
tümden kontrol dıĢı bir hâle getiren iptali istenen kurallar, Anayasanın 44 üncü maddesi ile de
bağdaĢmamaktadır.
b- (3) Numaralı Fıkranın Dördüncü ve Altıncı Cümlelerinin Anayasaya Aykırılığı
(3) numaralı fıkranın dördüncü cümlesinde, bu fıkranın uygulanması halinde, ihale
komisyonlarının oluĢumu ve çalıĢmasına iliĢkin esas ve usullerin Maliye Bakanlığı tarafından
belirleneceği; altıcı cümlesinde, muayene ve kabul komisyonlarının görevleri ile çalıĢma esas
ve usullerinin Genelkurmay BaĢkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Tarım
ve KöyiĢleri Bakanlığı temsilcilerinden oluĢan ortak bir komisyonca belirleneceği
öngörülmüĢtür.
Yürütme organına genel ve sınırları belirsiz kural koyma yetkisi verildiğinden (3)
numaralı fıkranın iptali istenen söz konusu dördüncü ve altıncı cümleleri de, yukarıda (3)
numaralı baĢlık altında açıklanan nedenlerle Anayasanın 7 nci ve 8 inci maddelerine aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle, 04.06.2009 tarih ve 5903 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile
Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın
Temizleme Faaliyetleri ile Ġhale ĠĢlemleri Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin (3) numaralı
fıkrasının;
a- Birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasanın 2 nci, 3 üncü, 7 nci, 8 inci, 9 uncu, 44 üncü
ve 138 inci maddelerine ve BaĢlangıcın 1 inci ve 5 inci paragrafına aykırı olduğundan,
b- Dördüncü ve altıncı cümlelerinin Anayasanın 7 nci ve 8 inci maddelerine aykırı
olduğundan,
iptal edilmesi gerekmektedir.
5) 04.06.2009 Tarihli ve 5903 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme
Faaliyetleri ile Ġhale ĠĢlemleri Hakkında Kanunun 3 üncü Maddesinin ―taĢınmazların
temizleme karĢılığı tarımsal faaliyetlerde kullandırılması süresi ise,‖ Tümcesinin Anayasaya
Aykırılığı
Ġptali istenen tümce, yukarıda (4) numaralı baĢlık altında açıklanan nedenlerle
Anayasanın 2 nci, 3 üncü, 7 nci, 8 inci, 9 uncu, 44 üncü ve 138 inci maddelerine aykırı olup,
iptali gerekmektedir.
IV. YÜRÜRLÜĞÜ DURDURMA ĠSTEMĠNĠN GEREKÇESĠ
Ulusal çıkarlara ve kamu yararına aykırı olan, Türkiye‘nin güvenliği açısından da son
derece ciddi sakıncalar yaratacak olan ve Anayasa hükümlerine açıkça aykırı olan iptali
istenen kuralların uygulanması halinde, sonradan giderilmesi olanaksız durum ve zararlar
doğabilecektir.
Öte yandan, Anayasal düzenin en kısa sürede hukuka aykırı kurallardan arındırılması,
hukuk devleti sayılmanın da gereğidir. Anayasaya aykırılığın sürdürülmesinin, bir hukuk
devletinde subjektif yararların üstünde, özenle korunması gereken hukukun üstünlüğü ilkesini
de zedeleyeceği kuĢkusuzdur. Hukukun üstünlüğü ilkesinin sağlanamadığı bir düzende, kiĢi
hak ve özgürlükleri güvence altında sayılamayacağından, bu ilkenin zedelenmesinin hukuk
devleti yönünden giderilmesi olanaksız durum ve zararlara yol açacağında duraksama
bulunmamaktadır.
Bu zarar ve durumların doğmasını önlemek amacıyla, Anayasaya açıkça aykırı olan
iptali istenen hükümlerin iptal davası sonuçlanıncaya kadar yürürlüklerinin de durdurulması
istenerek Anayasa Mahkemesine dava açılmıĢtır.
V. SONUÇ VE ĠSTEM
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, 04.06.2009 tarihli ve 5903 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak
Mayın Temizleme Faaliyetleri ile Ġhale ĠĢlemleri Hakkında Kanunun;
1) 1 inci maddesinin ―ve bu suretle elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı
kullanılması‖ tümcesinin Anayasanın 2 nci, 3 üncü, 7 nci, 8 inci, 9 uncu, 44 üncü ve 138 inci
maddelerine ve BaĢlangıcın 1 inci ve 5 inci paragrafına aykırı olduğundan,
2) 2 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının Anayasanın 2 nci ve 87 nci maddelerine
aykırı olduğundan,
3) 2 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının üçüncü ve beĢinci cümlelerinin Anayasanın
7 nci ve 8 inci maddelerine aykırı olduğundan,
4) (3) numaralı fıkrasının;
a- Birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasanın 2 nci, 3 üncü, 7 nci, 8 inci, 9 uncu, 44 üncü
ve 138 inci maddelerine ve BaĢlangıcın 1 inci ve 5 inci paragrafına aykırı olduğundan,
b- Dördüncü ve altıncı cümlelerinin Anayasanın 7 nci ve 8 inci maddelerine aykırı
olduğundan,
5) 3 üncü maddesinin ―taĢınmazların temizleme karĢılığı tarımsal faaliyetlerde
kullandırılması süresi ise‖ tümcesinin Anayasanın 2 nci, 3 üncü, 7 nci, 8 inci, 9 uncu, 44 üncü
ve 138 inci maddelerine ve BaĢlangıcın 1 inci ve 5 inci paragrafına aykırı olduğundan,
Ġptallerine ve uygulanmaları halinde giderilmesi güç ya da olanaksız zarar ve durumlar
doğacağı için, iptal davası sonuçlanıncaya kadar yürürlüklerinin durdurulmasına karar
verilmesine iliĢkin istemimizi saygı ile arz ederiz.‖
II- YASA METĠNLERĠ
A- Ġptali Ġstenilen Yasa Kuralları
4.6.2009 günlü, 5903 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti
Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile Ġhale
ĠĢlemleri Hakkında Kanun‘un dava konusu kuralları da içeren maddeleri Ģöyledir:
―MADDE 1- (1) Bu Kanunun amacı; Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Devleti arasındaki kara sınırında bulunan mayın (anti personel-anti tank
mayınları) ile patlamamıĢ mühimmatın temizlenmesi, imha edilmesi ve bu suretle elde
edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması iĢlemlerine iliĢkin esas ve usulleri
düzenlemektir. Ancak, mayınlı alanda bulunan maden ve petrol gibi her türlü yeraltı
zenginlikleri hakkında, 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanunu, 7/3/1954 tarihli ve
6326 sayılı Petrol Kanunu, 18/12/1953 tarihli ve 6200 sayılı Devlet Su ĠĢleri Umum
Müdürlüğü TeĢkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanun ile diğer ilgili mevzuat hükümleri saklıdır.
Ġhale iĢlemleri
MADDE 2- (1) Mayın temizleme iĢi, öncelikle 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu
Ġhale Kanununun “Ġstisnalar” baĢlıklı 3 üncü maddesinin (b) fıkrasında belirtilen istisna
hükümlerine göre Milli Savunma Bakanlığınca yaptırılır.
(2) Mayın temizleme iĢinin birinci fıkrada belirtilen usulle yaptırılamaması halinde,
4734 sayılı Kanun hükümlerine göre Maliye Bakanlığınca hizmet satın alınmak suretiyle
yaptırılır. Mayından temizlenen alanlardaki Hazine taĢınmazlarının tasarrufu Maliye
Bakanlığına geçer. Ġhale komisyonlarının oluĢumu ve çalıĢmasına iliĢkin esas ve usuller
Maliye Bakanlığı tarafından belirlenir. Ġhale Ģartnamesinin hazırlanması ve yapılacak iĢin
muayene ve kabulü, Genelkurmay BaĢkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve
Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığı temsilcilerinden oluĢan ortak bir komisyon tarafından yapılır.
Muayene ve kabul komisyonlarının görevleri ile çalıĢma esas ve usulleri aynı
komisyonca belirlenir.
(3) Birinci ve ikinci fıkralar hükümleri çerçevesinde mayın temizleme iĢinin
yaptırılamaması halinde, 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet Ġhale Kanunu ile 4734
sayılı Kanun hükümlerine tabi olmaksızın Hazineye ait ya da Maliye Bakanlığınca idare
edilen mayından temizlenecek alanlar ile müstakil kullanımı mümkün olmayan ve bu
taĢınmazlarla bütünlük teĢkil eden Hazineye ait diğer taĢınmazların, tarımsal
faaliyetlerde kullandırılması karĢılığında, kullanım süresinden en fazla indirimi teklif
edene ihale edilmek suretiyle yaptırılır. Ayrıca, söz konusu alanda bulunan ve diğer
kamu kurum ve kuruluĢlarına ait olan taĢınmazlar da aynı yöntemle Maliye Bakanlığı
tarafından ihale edilir. Mayınlı alanda bulunmakla birlikte, Bakanlar Kurulu kararı
gereğince belirlenen askeri yasak bölge ile sınır hattı boyunca tesis edilecek sınır fiziki
güvenlik sistemi için ihtiyaç duyulacak alanlar temizletilmekle birlikte, yüklenicinin
kullanımına bırakılmaz. Bu fıkranın uygulanması halinde, ihale komisyonlarının oluĢumu
ve çalıĢmasına iliĢkin esas ve usuller Maliye Bakanlığı tarafından belirlenir. Ġhale
Ģartnamesinin hazırlanması ve yapılacak iĢin muayene ve kabulü, Genelkurmay BaĢkanlığı,
Milli Savunma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığı temsilcilerinden
oluĢan ortak bir komisyon tarafından yapılır. Muayene ve kabul komisyonlarının görevleri
ile çalıĢma esas ve usulleri aynı komisyonca belirlenir.
(4) Ġhaleyi yapan bakanlık gerekli gördüğü hallerde, taĢınmazları bir bütün olarak ya da
kısımlara ayırmak suretiyle ihale edebilir. Bu Kanunun uygulanmasına iliĢkin bilgi, belge,
teknik personel gibi talepler, diğer kamu kurum ve kuruluĢları tarafından öncelikle ve
ivedilikle karĢılanır.
(5) Temizlenecek mayınlı alanların öncelik sırası Genelkurmay BaĢkanlığı, Milli
Savunma Bakanlığı, DıĢiĢleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığının mutabakatı ile belirlenir.
Mayın temizleme ve arazi kullanım süreleri
MADDE 3- (1) Maliye Bakanlığınca yapılacak kullanım karĢılığı temizleme ihalesinde,
mayın temizleme süresi taĢınmazların yükleniciye tesliminden itibaren 5 yılı, taĢınmazların
temizleme karĢılığı tarımsal faaliyetlerde kullandırılması süresi ise kabul iĢlemlerinin
yapılmasından itibaren 44 yılı geçemez.‖
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Dava dilekçesinde, Anayasa‘nın BaĢlangıç‘ı ile 2., 3., 7., 8., 9., 44., 87. ve 138.
maddelerine dayanılmıĢtır.
III- ĠLK ĠNCELEME
Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 8. maddesi gereğince HaĢim KILIÇ, Osman
Alifeyyaz PAKSÜT, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet
ERTEN, Mustafa YILDIRIM, Serdar ÖZGÜLDÜR, ġevket APALAK, Serruh KALELĠ ve
Zehra Ayla PERKTAġ‘ın katılımlarıyla 2.7.2009 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında;
1- Dosyada eksiklik bulunmadığından iĢin esasının incelenmesine,
2- Yürürlüğü durdurma isteminin bu konudaki raporun hazırlanmasından sonra karara
bağlanmasına,
OYBĠRLĠĞĠYLE karar verilmiĢtir.
IV- YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI ĠSTEMĠNĠN ĠNCELENMESĠ
4.6.2009 günlü, 5903 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti
Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile Ġhale
ĠĢlemleri Hakkında Kanun‘un;
1- 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci tümcesinde yer alan “… ve bu suretle
elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması …” ibaresinin yürürlüğünün
durdurulması isteminin, koĢulları oluĢmadığından REDDĠNE, OYBĠRLĠĞĠYLE,
2- 2. maddesinin (1) numaralı fıkrasının yürürlüğünün durdurulması isteminin, koĢulları
oluĢmadığından REDDĠNE, OYBĠRLĠĞĠYLE,
3- 2. maddesinin (2) numaralı fıkrasının üçüncü ve beĢinci tümcelerinin yürürlüklerinin
durdurulması isteminin, koĢulları oluĢmadığından REDDĠNE, Fulya KANTARCIOĞLU ile
Zehra Ayla PERKTAġ‘ın karĢıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
4- a- 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasının birinci, ikinci, dördüncü ve altıncı
tümcelerinin,
b- 3. maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan “… taşınmazların temizleme karşılığı
tarımsal faaliyetlerde kullandırılması süresi ise …” ibaresinin,
Anayasa‘ya aykırılığı konusunda güçlü belirtiler bulunduğu ve uygulanmaları halinde
sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve zararların doğabileceği gözetilerek ESAS
HAKKINDA
KARAR
VERĠLĠNCEYE
KADAR
YÜRÜRLÜKLERĠNĠN
DURDURULMASINA, OYBĠRLĠĞĠYLE,
23.7.2009 gününde karar verilmiĢtir.
V-ESASIN ĠNCELENMESĠ
Dava dilekçesi ve ekleri, Raportör Ahmet KIRTEPE tarafından hazırlanan iĢin esasına
iliĢkin rapor, iptali istenen Yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri
ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüĢülüp düĢünüldü:
A- GENEL AÇIKLAMA
1996 yılında ―Ottawa Süreci‖ olarak bilinen anti-personel mayınların neden olduğu
acılara ve kayıplara son vermek amacıyla bu mayınların tamamen yasaklanmasına yönelik
olarak kapsamlı bir uluslararası çalıĢma baĢlatılmıĢ, bu çalıĢmaya baĢta Kanada, Avusturya ve
Almanya olmak üzere birçok ülke ile sivil toplum örgütleri katılmıĢtır. Bu çalıĢmalar
neticesinde, Kanada‘nın Ottawa Ģehrinde imzalandığı için kısaca ―Ottawa Sözleşmesi‖ olarak
isimlendirilen ―Anti-Personel Mayınların Kullanımının, Depolanmasının, Üretiminin ve
Devredilmesinin Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili Sözleşme‖ 1.3.1999 tarihinde
yürürlüğe girmiĢtir. Söz konusu SözleĢme, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından
12.3.2003 günlü, 4824 sayılı Kanun ile uygun bulunmuĢ ve bu Kanun 15.3.2003 günlü, 25049
sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girmiĢtir.
Ottawa SözleĢmesi; anti-personel mayınların kullanılmasını, depolanmasını,
üretilmesini ve devredilmesini yasaklayan, taraf devletlere depolarındaki mayınları 4,
döĢenmiĢ durumdaki mayınları ise 10 yıl içerisinde imha etme yükümlülüğü getiren, imha
iĢlemi tamamlanana kadar mevcut döĢenmiĢ mayınların yerlerini belirlemek ve bu bölgeleri
tecrit ederek sivillerin zarar görmesini engellemekle yükümlü kılan ve taraf devletler arasında
mayınların imhası konusunda mali yardım ve teknolojik-bilimsel iĢbirliği yapılmasına imkân
sağlayan bir SözleĢme‘dir.
Ayrıca, 18.12.1981 günlü, 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri
Kanunu‘nun 31. maddesi ile bu maddeye dayanılarak Bakanlar Kurulunca çıkarılan 4.3.1992
günlü, 92/2795 sayılı Kararname‘de, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Devleti arasındaki kara sınırı boyunca sınır iĢaretlerinin belirlenmesi ve
yenilenmesi ile fiziki güvenlik sisteminin kurulması konusunda uyulacak ve uygulanacak
esaslar belirlenerek, sınır belirleme ve yenileme iĢlemi ile sınır fiziki güvenlik sisteminin
kurulmasında görevli ve sorumlu kurumlar tespit edilmiĢtir.
Anılan Kararname‘de, mayın sahalarındaki temizleme iĢleminin Genelkurmay
BaĢkanlığı tarafından yürütüleceği belirlenmiĢ ancak, mayın temizleme iĢleminin yöntemi
konusunda herhangi bir düzenleme yapılmamıĢtır. 92/2795 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararnamesi‘ne ek olarak çıkarılan Esasların 6. maddesinde geçen mayın temizleme iĢinde
Genelkurmay BaĢkanlığının görevli olduğu ifadesi, mayın temizleme faaliyetinin GAP Bölge
Kalkınma Ġdaresi BaĢkanlığı koordinatörlüğünde yürütülmesine ve mayın temizleme
faaliyetinin ihale iĢlemlerinin ise Maliye Bakanlığınca gerçekleĢtirilmesine imkân verecek
Ģekilde 31.1.2005 günlü, 2005/8450 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değiĢtirilmiĢtir.
DeğiĢtirilen hüküm, GAP Bölge Kalkınma Ġdaresinin görev süresinin 31.12.2005 tarihinde
sona erecek olması nedeniyle, 13.6.2005 günlü, 2005/8982 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile
mayın temizleme ve ihale iĢlemlerinin Maliye Bakanlığınca yürütülmesini sağlayacak Ģekilde
düzenlenmiĢtir. Ayrıca, Ottawa SözleĢmesi‘ne paralel olarak, 27.6.2005 günlü, 2005/9076
sayılı Bakanlar Kurulu kararı gereğince belirlenen askeri yasak bölge ile sınır hattı boyunca
tesis edilecek sınır fiziki güvenlik sistemi için ihtiyaç duyulacak alanlar hariç, diğer alanların
tarımsal faaliyetlerde kullanılmak üzere yüklenicinin kullanımına bırakılmasına yönelik
gerekli düzenlemeler yapılmıĢtır.
31.1.2005 günlü, 2005/8450 sayılı, 13.6.2005 günlü, 2005/8982 sayılı ve 27.6.2005
günlü, 2005/9076 sayılı Bakanlar Kurulu kararları ile söz konusu kararnamelere dayanılarak
Maliye Bakanlığı tarafından tesis olunan ihale iĢlemlerinin iptali için BaĢbakanlık ve Maliye
Bakanlığı aleyhine, DanıĢtay‘a dava açılmıĢtır. Söz konusu davaya iliĢkin DanıĢtay 13.
Dairesi, 11.3.2009 gün ve E.2007/3295, K.2009/2843 sayılı kararıyla, yukarıda belirtilen
Bakanlar Kurulu kararlarına iliĢkin davanın reddine, söz konusu kararnamelere dayalı olarak
Maliye Bakanlığı tarafından düzenlenen ihale iĢlemlerinin iptaline karar vermiĢtir. Bu
çerçevede Ottawa SözleĢmesi gereğince yürütülmesi gereken mayın temizleme faaliyetlerinin
esas ve usullerinin belirlenmesi amacıyla kanuni düzenleme yapılması ihtiyacı ortaya çıkmıĢ
ve bu amaçla 5903 sayılı Kanun yasalaĢtırılmıĢtır.
B- ANAYASA’YA UYGUNLUK DENETĠMĠ
1- Kanun’un 1. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının Birinci Cümlesinde Yer Alan
“…ve bu suretle elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması…” Ġbaresinin
Ġncelenmesi
Dava dilekçesinde, iptali istenen “…ve bu suretle elde edilecek arazilerin tarımsal
amaçlı kullanılması…” Ģeklindeki ibarenin Anayasa‘ya aykırılığı ile ilgili herhangi bir
gerekçeye yer verilmeyerek Kanun‘un 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasının birinci, ikinci,
dördüncü ve altıncı cümlelerine iliĢkin gerekçelere atıf yapılarak kuralın, Anayasa‘nın
BaĢlangıç‘ı ile 2., 3., 7., 9., 44. ve 138. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüĢtür.
Ġptali istenen ibare, 5903 sayılı Kanun‘un amaç ve kapsamını belirleyen 1. maddesinde
yer almaktadır. Bu maddede Kanun‘un amacının, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye
Arap Cumhuriyeti Devleti arasındaki kara sınırında bulunan mayınlar ile patlamamıĢ
mühimmatın temizlenmesi, imha edilmesi ve bu suretle elde edilecek arazilerin tarımsal
amaçlı kullanılması olduğu ifade edilmiĢ, Kanun‘un 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasındaki
düzenlemenin aksine, mayından temizlenmiĢ taĢınmazların tarımsal faaliyette kullanılması
herhangi bir hizmetin karĢılığı olma önkoĢuluna bağlanmamıĢtır.
Anayasa‘nın 44. maddesinde, toprağın verimli iĢletilmesini korumak ve geliĢtirmek,
erozyonla kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan
çiftçilikle uğraĢan köylüye toprak sağlamak amacıyla Devlete gerekli tedbirleri alma görevi
verilmiĢtir. Kanun koyucunun mayından temizlenecek taĢınmazlar için tarımsal faaliyette
kullanılması gibi özel bir amaç öngörerek düzenleme yapmasının Anayasa‘ya aykırı bir yönü
bulunmamaktadır.
Ayrıca, Anayasa‘nın 45. maddesinde, Devletin tarım arazileri ile çayır ve meraların
amaç dıĢı kullanılmasını ve tahribini önlemek, tarımsal üretim ilkelerine uygun olarak bitkisel
ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraĢanların iĢletme araç ve
gereçlerinin ve diğer giderlerinin sağlanmasını kolaylaĢtırma ödevi olduğu belirtilmiĢtir. Dava
konusu kuralın da yer aldığı Kanun‘un 1. maddesinde mayından temizlenmiĢ ve uzun yıllar
tarım faaliyeti yapılmamıĢ verimi yüksek arazilerin tarımsal faaliyette kullanılmasının
öngörülmesi, Anayasa‘nın 45. maddesinin de bir gereği olarak anlaĢılmalıdır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu kural Anayasa‘nın 44. maddesine aykırı değildir.
Ġptal isteminin reddi gerekir.
Kuralın, Anayasa‘nın BaĢlangıç‘ı ile, 2., 3., 7., 9. ve 138. maddeleri ile ilgisi
görülmemiĢtir.
2- Kanun’un 2. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının Ġncelenmesi
Dava dilekçesinde, dava konusu kuralda, mayın temizleme iĢinin, öncelikle 4734 sayılı
Kamu Ġhale Kanunu‘nun istisnalar baĢlıklı 3. maddesinin (b) fıkrasında belirtilen istisna
hükümlerine göre Milli Savunma Bakanlığınca yaptırılacağının hükme bağlandığı ancak 4734
sayılı Kanun‘a tabi olmayan iĢin ihalesine iliĢkin esas ve usullerin ne olacağının
gösterilmediği ayrıca, mayından temizlenecek alanlardaki hazine taĢınmazları ile söz konusu
alanda bulunan ve diğer kamu kurum ve kuruluĢlarına ait olan taĢınmazlar üzerindeki tasarruf
yetkisinin de Milli Savunma Bakanlığına tanınmadığı, dolayısıyla dava konusu kuralın,
belirlilik ve öngörülebilirlik özellikleri taĢımadığı belirtilerek kuralın, Anayasa‘nın 2. ve 87.
maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüĢtür.
Kanun koyucu, Kanun‘un 2. maddesinde, mayından temizlenecek arazilerin temizleme
iĢi ile ilgili olarak üç ayrı ihale yöntemi belirlemiĢtir. Bu yöntemler kendi aralarında öncelik
sırasına tabi olup yürütmeye bu yöntemlerden birini seçme hakkı tanınmamıĢtır. Kanun‘un 2.
maddesinin dava konusu kural olan (1) numaralı fıkrasında, mayın temizleme iĢinin öncelikle
4734 sayılı Kanun‘un ―istisnalar‖ baĢlıklı 3. maddesinin (b) fıkrasında belirtilen istisna
hükümlerine göre Milli Savunma Bakanlığınca yaptırılacağı kuralına yer verilmiĢtir. Bu
yöntemle mayınların temizlenmesi hâlinde, temizlenen arazilerin tarımsal faaliyette
kullanılması, tamamen mayın temizleme iĢinden ayrı tutulmuĢtur. Kanun koyucu, mayınlı
arazilerin öncelikle tarımsal faaliyette kullanılma karĢılığında ihale edilmesini değil, Milli
Savunma Bakanlığınca ihale edilerek yaptırılmasını, bu yöntemle temizleme iĢinin
yapılamaması durumunda Maliye Bakanlığınca hizmet satın alma yoluyla yapılmasını, bu
Ģekilde de temizleme faaliyetinin yapılamaması durumunda, tarımsal faaliyette kullanılması
karĢılığında yaptırılmasını öngörmektedir.
Dava konusu kuralda, kanun koyucu, mayın temizleme iĢinin öncelikle 4734 sayılı
Kanun‘un 3. maddesinin (b) fıkrasında belirtilen istisna hükümlerine göre Milli Savunma
Bakanlığınca yapılacağı kuralına yer vermiĢtir. 4734 sayılı Kanun, kamu hukukuna tabi olan
veya kamunun denetimi altında bulunan ya da kamu kaynağı kullanan kamu kurum ve
kuruluĢlarının yapacakları ihalelerde uygulanacak esas ve usulleri belirleyen bir Kanun‘dur.
Ancak kanun koyucu, 4734 sayılı Kanun‘un 3. maddesinde bazı kurum ve kuruluĢlar ile
maddede belirtilen konularla ilgili olarak yapılacak mal ve hizmet alımlarının 4734 sayılı
Kanuna tabi olmayacağını belirlemiĢtir.
4734 sayılı Kanun‘un ―istisnalar‖ baĢlıklı 3. maddesinin (b) bendinde, ―Savunma,
güvenlik veya istihbarat alanları ile ilişkili olduğuna veya gizlilik içinde yürütülmesi
gerektiğine ilgili bakanlık tarafından karar verilen veya mevzuatı uyarınca sözleşmenin
yürütülmesi sırasında özel güvenlik tedbirleri alınması gereken veya devlet güvenliğine ilişkin
temel menfaatlerin korunmasını gerektiren hallerle ilgili olan mal ve hizmet alımları ile
yapım işleri,”nin bu Kanun‘a tabi olmadığı belirtilmiĢtir. Mayından temizlenecek arazinin
sınır bölgesinde yer alması, bu bölgede kaçakçılığın ve terör faaliyetlerinin yoğun olarak
yaĢanması, bölgede birinci dereceden askeri yasak bölgelerin bulunması ile bu bölgede
yürütülecek faaliyetin niteliği dikkate alındığında Milli Savunma Bakanlığı tarafından
yaptırılacak mayın temizleme iĢinin, 4734 sayılı Kanun‘un 3. maddesinin (b) bendinde sayılan
―devlet güvenliğine ilişkin temel menfaatlerin korunmasını gerektiren haller‖ kapsamında
kaldığı açıktır.
4734 sayılı Kanun‘un geçici 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde ise ―Bu
Kanunun 3 üncü maddesinin (b) bendine ilişkin esas ve usuller ilgili kurumlar tarafından;
…ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınmak suretiyle Kanunun yürürlüğe gireceği tarihe
kadar hazırlanarak, Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulur.‖ kuralına yer verilmiĢtir.
4734 sayılı Kanun‘un 3. maddesinin (b) bendi kapsamında yapılacak ihalelere iliĢkin ekli
esasların yürürlüğe konulması amacıyla Milli Savunma Bakanlığının 20.3.2009 günlü, 295
sayılı yazısı üzerine, 4734 sayılı Kanun‘un geçici 4. maddesine göre, Bakanlar Kurulu'nca
20.4.2009 gününde 2009/14973 sayılı Kararname ve eki yayımlanarak yürürlüğe konmuĢtur.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler değerlendirildiğinde, 5903 sayılı Kanun‘un 2.
maddesinin dava konusu kural olan (1) numaralı fıkrasına göre mayın temizleme iĢi, Milli
Savunma Bakanlığı tarafından, bu maddenin yollamasıyla 4734 sayılı Kanun‘un 3.
maddesinin (b) bendi uyarınca, aynı Kanun‘un geçici 4. maddesinin Bakanlar Kuruluna
verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan 2009/14973 sayılı Kararname‘nin ekindeki esaslara göre
yapılacaktır.
Anayasa‘nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel unsurlarından biri de
hukuki belirlilik ilkesidir. Hukuki belirliliğin amacı bireyin özgür tercihlerinin sonucunu
öngörebilmesini sağlamak, böylece yönetimde keyfiliğin önüne geçmektir. Hukuki belirlilik,
kanunla düzenlenen her konunun kazuistik yöntemle hazırlanması ve tüm ayrıntıları içermesi
anlamına da gelmemektedir. Bu durum yasama yetkisinin genelliği ilkesinin de bir sonucu
olarak görülmektedir.
Dava konusu kural ile 4734 sayılı Kanun‘da yer alan düzenlemeler, mayınlı arazilerin
temizlenmesi ihalesinin yürütülmesinde herhangi bir belirsizliğe neden olmayacak düzeyde
esas ve usulleri içermektedir. Ayrıca mayın temizleme faaliyetinin milli güvenliği
ilgilendiren, teknik ve uzmanlık gerektiren bir iĢ olması nedeniyle kanun koyucunun dava
konusu kuralda, ihale iĢlemi ile ilgili ayrıntılı düzenlemelere yer vermemesi, hukuki belirlilik
ilkesine aykırılık oluĢturmaz.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu kural Anayasa‘nın 2. maddesine aykırı değildir.
Ġptal isteminin reddi gerekir.
Kuralın, Anayasa‘nın 87. maddesiyle ilgisi görülmemiĢtir.
3- Kanun’un 2. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının Üçüncü ve BeĢinci
Cümlelerinin Ġncelenmesi
Dava dilekçesinde, Kanun‘un 2. maddesinin (2) numaralı fıkrasının üçüncü cümlesinde,
ihale komisyonlarının oluĢumu ve çalıĢmasına iliĢkin esas ve usullerin Maliye Bakanlığı
tarafından, dördüncü cümlesinde ise muayene ve kabul komisyonlarının görevleri ile çalıĢma
esas ve usullerinin Genelkurmay BaĢkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve
Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığı temsilcilerinden oluĢan ortak bir komisyonca belirlenmesinin
öngörüldüğü, Anayasa‘nın gösterdiği ayrık hâller dıĢında yürütmenin asli düzenleme
yetkisinin bulunmadığı, bu yetkinin Anayasa‘nın 7. maddesinde Türküye Büyük Millet
Meclisine ait olduğu, temel ilkeler konulup çerçevesi çizilmeden ihale komisyonları ile
muayene ve kabul komisyonlarının oluĢumu ve çalıĢmasına iliĢkin esas ve usulleri belirleme
yetkisinin idareye verilemeyeceği belirtilerek kuralların, Anayasa‘nın 7. ve 8. maddelerine
aykırı olduğu ileri sürülmüĢtür.
Mayın temizleme iĢinin Milli Savunma Bakanlığı tarafından Kanun‘un 2. maddesinin
birinci fıkrasında belirtilen usulle yaptırılamaması halinde, 2. maddenin ikinci fıkrasında
Maliye Bakanlığına, 4734 sayılı Kamu Ġhale Kanunu hükümlerine göre hizmet satın almak
suretiyle yaptırılması için yetki verildiği, mayından temizlenen alandaki hazineye ait
taĢınmazların tasarrufunun Maliye Bakanlığına geçeceği, iptali istenen üçüncü cümlede ise
hizmet satın almak suretiyle yapılacak ihalede, ihale komisyonlarının oluĢumu ve çalıĢmasına
iliĢkin esas ve usullerin Maliye Bakanlığı tarafından belirleneceği kuralına yer verilmiĢtir.
Fıkrada ayrıca ihale Ģartnamesinin hazırlanması ve yapılacak iĢin muayene ve kabulünün
Genelkurmay BaĢkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Tarım ve KöyiĢleri
Bakanlığı temsilcilerinden oluĢan ortak bir komisyon tarafından yapılacağı belirtilmiĢ, iptali
istenen beĢinci cümlesinde ise muayene ve kabul komisyonlarının görevleri ile çalıĢma esas
ve usullerinin aynı komisyonca belirleneceği kuralına yer verilmiĢtir.
Kanun koyucu Kanun‘un 2. maddesinin (2) numaralı fıkrasında, mayın temizleme iĢinin
Maliye Bakanlığı tarafından hizmet satın almak suretiyle 4734 sayılı Kanun hükümlerine tabi
olarak yapılacağını belirtmiĢ ise de, ihale komisyonlarının oluĢumu ve çalıĢmasına iliĢkin esas
ve usullerin belirlenmesiyle ilgili istisna getirerek bu konunun düzenlenmesi hususu idareye
bırakılmıĢtır. Ġhale Ģartnamesinin hazırlanması ile muayene ve kabulün Genelkurmay
BaĢkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığı
temsilcilerinden oluĢan ortak bir komisyon tarafından yapılacağı Kanun‘da belirlenmekle
birlikte bu komisyonun görevleri ile çalıĢma esas ve usulleri konusunda da idareye yetki
verilmiĢtir.
Anayasa‘nın 7. maddesinde, yasama yetkisinin Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet
Meclisine ait olduğu ve bu yetkinin devredilemeyeceği, 8. maddesinde ise yürütme yetkisi ve
görevinin kanunlara uygun olarak kullanılacağı ve yerine getirileceği belirtilmiĢtir. Yasama
yetkisinin devredilmezliği ilkesi, kanun koyucunun temel ilkeleri koymadan, çerçeveyi
çizmeden yürütmeye yetki vermemesi, sınırsız, belirsiz bir alanı yönetimin düzenlemesine
bırakmamasını belirten bir ilkedir. Ancak kanun koyucu, milli güvenliği ilgilendiren, teknik
ve uzmanlık gerektiren konularda ne gibi önlemlerin alınacağının önceden belirlenmesindeki
zorlukları gözeterek yürütmeye belirli konuları düzenleme yetkisi verebilir.
Mayından temizlenecek arazinin sınır bölgesinde olması, bölgenin jeopolitik konumu ve
yapılacak iĢin milli güvenliği ilgilendirmesi gibi nedenlerle hızlı karar almayı sağlamak için
kanun koyucunun, ihale komisyonlarının oluĢumu ve çalıĢmasına iliĢkin esas ve usullerin
belirlenmesi ile muayene ve kabul komisyonunun görevleri ve çalıĢma esas ve usullerinde,
genel ilkeye istisna getirerek bu konuda idareye yetki vermesi yasama yetkisinin devri olarak
nitelendirilemez.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu kural Anayasa‘nın 7. ve 8. maddelerine aykırı
değildir. Ġptal isteminin reddi gerekir.
4- Kanun’un 2. Maddesinin (3) Numaralı Fıkrasının Birinci, Ġkinci, Dördüncü ve
Altıncı Cümlelerinin Ġncelenmesi
a- Birinci ve Ġkinci Cümlelerin Ġncelenmesi
Dava dilekçesinde, (3) numaralı fıkranın birinci ve ikinci cümlelerinde, birinci ve ikinci
fıkralar çerçevesinde mayın temizleme iĢinin dünyanın hiçbir yerinde uygulanmayan yapiĢlet-devret usulü ile ihale edilmesinin öngörüldüğü, hisse senetlerinin uluslararası sermaye
piyasalarında iĢlem gören bir Ģirket tarafından ihalenin alınması sonucunda ülkemizin Suriye
sınırlarının Türkiye Cumhuriyetinin dıĢında kontrol edilmesine neden olabileceği, mayından
temizlenmesi gereken alanın 216 bin dekar büyüklüğünde 877 km. uzunluğunda Suriye
sınırına paralel yer alan sınır arazisi olduğu, mayınlı arazinin gerisinde birinci sınıf ve ikinci
sınıf askeri yasak bölge bulunduğu, bölgenin ülke güvenliği açısından son derece önemli
olduğu, mayın temizleme iĢinin yabancı Ģirketlere yaptırılması halinde ise kendi
topraklarımızın üstünde, baĢka bir ülkenin fiili kontrol ve hâkimiyetini 44 yıl süre ile kabul
etme durumunun ortaya çıkacağı ayrıca dava konusu kuralların kamu ihalelerinde gözetilmesi
gereken temel ilkelerden saydamlık, rekabet, güvenilirlik, kamuoyu denetimi, ihtiyaçların
uygun zamanda uygun Ģartlarda karĢılanması ve kaynakların verimli kullanılması ilkelerine
uymadığı, mal, hizmet ve yapı iĢlerinin bir arada ihale edilemeyeceği belirtilerek kuralların,
Anayasa‘nın BaĢlangıç‘ı ile 2., 3., 7., 8., 9., 44. ve 138. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüĢtür.
Kanun‘un 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasında kanun koyucu, anılan maddenin (1) ve
(2) numaralı fıkra hükümleri çerçevesinde mayın temizleme iĢinin yaptırılamaması hâlinde,
2886 sayılı Devlet Ġhale Kanunu ile 4734 sayılı Kanun hükümlerine tabi olmaksızın Hazineye
ait ya da Maliye Bakanlığınca idare edilen mayından temizlenecek alanlar ile müstakil
kullanımı mümkün olmayan ve bu taĢınmazlarla bütünlük teĢkil eden Hazineye ait diğer
taĢınmazların, tarımsal faaliyetlerde kullandırılması karĢılığında, kullanım süresinden en fazla
indirimi teklif edene ihale edilmek suretiyle yaptırılacağı ayrıca söz konusu alanda bulunan ve
diğer kamu kurum ve kuruluĢlarına ait olan taĢınmazların da aynı yöntemle Maliye Bakanlığı
tarafından ihale edileceğini belirtmiĢtir.
Kanun‘un 2. maddesinin (3) numaralı fıkrası, mayın temizleme iĢinin anılan maddenin
(1) ve (2) numaralı fıkralarına göre yaptırılamaması hâlinde uygulanacak bir kuraldır. Anılan
maddenin (3) numaralı fıkrasına göre yapılacak mayın temizletme ihalesi, herhangi bir ihale
kanununa tabi olmaksızın, Kanun‘un 2. ve 3. maddelerinde belirtilen hükümlere göre Maliye
Bakanlığı tarafından yaptırılacaktır. Kanun‘daki düzenlemeye göre, mayın temizletme iĢi,
mayından temizlenecek alanlarla birlikte müstakil kullanımı mümkün olmayan ve mayınlı
taĢınmazlarla bütünlük teĢkil eden Hazineye ait diğer taĢınmazlar ile söz konusu alanda
bulunan ve diğer kamu kurum ve kuruluĢlarına ait olan taĢınmazların tarımsal faaliyette
kullandırılması karĢılığında yaptırılacaktır.
Kanun‘un 2. maddesinin (3) numaralı fıkrası, birbirinden farklı konuları bir arada
bulunduran ve bu yönüyle 2886 sayılı Kanun‘dan, 4734 sayılı Kanun‘dan ve 3996 sayılı YapĠĢlet-Devret Kanunu‘ndan farklı, kendine özgü, yeni bir ihale yöntemi öngörmektedir. Kanun
koyucu, uygulanmakta olan maliye politikalarının gereği olarak, bütçe disiplininden taviz
vermeden ve bütçeye ek yük getirmeden yıllardır atıl olan mayınlı arazilerin ekonomiye
kazandırılması ve mayın temizleme iĢi ile temizlenen taĢınmazların kullanım hakkının bir
arada mevcut ihale kanunlarıyla yaptırılmasının zorluklarını dikkate alarak 5903 sayılı
Kanun‘un 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasında yeni bir ihale yöntemi getirmiĢtir. Ġleri
teknoloji veya yüksek maddi kaynak ihtiyacı duyulan projelerin gerçekleĢtirilmesinde kanun
koyucunun, özel bir finansman modeli geliĢtirerek, yatırım bedelinin sermaye Ģirketine veya
yabancı Ģirkete, belli bir arazinin tarımsal faaliyette kullandırılması suretiyle ödenmesini
öngörmesi takdir yetkisi içindedir.
Anayasa‘nın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesinin gereği olarak kanun
koyucu, herhangi bir konuda düzenleme yaparken, kamu yararının en iyi Ģekilde
gerçekleĢmesini sağlayacak yöntemleri araĢtırmak ve göz önünde tutmak zorundadır. Kanun
koyucu yasama yetkisine dayanarak mevcut ihale kanunlarından farklı yeni bir düzenleme
yapabilir. Ayrıca, mayın temizleme ile temizlenen arazilerin tarım yapılmak üzere iĢletmeye
açılması gibi niteliği tamamen farklı iki iĢi bir arada ihale edilmesine imkân tanıyan yasal
düzenleme de yapabilir. Ancak, kanun koyucunun, yapacağı bu düzenlemelerde kendisine
tanınan takdir yetkisini, rekabeti artırıcı tedbirlerle kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak
anayasal sınırlar içinde kullanması gerekir.
Dava konusu kurallarda, mayınlı olmamakla birlikte müstakil kullanımı mümkün
olmayan ve mayınlı arazilerle bütünlük teĢkil eden Hazineye ait diğer taĢınmazlar ile diğer
kamu kurum ve kuruluĢlarına ait taĢınmazların fiziki sınırlarının kanun koyucu tarafından
belirlenmeden konu idarenin takdirine bırakılmıĢtır. Kanun koyucu, Hazineye ait
taĢınmazlarla ilgili ―müstakil kullanımı mümkün olmama‖, ―mayınlı arazilerle bütünlük teşkil
etme‖ gibi ölçütler belirlerken, diğer kamu kurum ve kuruluĢlarına ait taĢınmazların nitelikleri
hakkında somut herhangi bir ölçüte yer vermemiĢtir. Dava konusu kurallarda belirtilen ve
temizleme karĢılığı kullanıma terk edilecek olan ―kamu kurum ve kuruluşlarına ait‖ mayınsız
araziler için kanun koyucu hiçbir ayrım yapmaksızın sadece söz konusu alan içinde
bulunmalarını yeterli görerek bu taĢınmazların da idare tarafından ihale edileceğini kurala
bağlamıĢtır. Bir taĢınmazın idare tarafından çok farklı amaçlarla kullanımı mümkün
olduğundan, temizleme karĢılığı kullanıma terk edilecek Hazineye ait taĢınmazların
belirlenmesinde yürütmeye bırakılan yetkinin sınırlarının da kanunda açık ve belirli olması
gerekir.
Bir hususta idareye yetki verilirken, bunun yasama yetkisinin devri niteliğinde
olmaması için düzenlenecek olan alanın esaslı konularının kanunda yeterince belli edilmiĢ,
sınırlarının ve çerçevesinin yeterince belirlenmiĢ olması gerekmekte olup, dava konusu
kuralların bu nitelikleri taĢımadığı sonucuna varılmıĢtır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu kurallar Anayasa‘nın 2. ve 7. maddelerine aykırıdır.
Ġptali gerekir.
Kuralların, Anayasa‘nın BaĢlangıç‘ı ile 3., 8., 9. ve 138. maddeleriyle ilgisi
görülmemiĢtir.
Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Serdar ÖZGÜLDÜR, Zehra Ayla PERKTAġ ve Celal
Mümtaz AKINCI bu görüĢe farklı gerekçeyle katılmıĢlardır.
b- Dördüncü ve Altıncı Cümlelerin Ġncelenmesi
Dava dilekçesinde, dava konusu kuralların yürütme organına genel ve sınırları belirsiz
kural koyma yetkisi verdiği belirtilerek kuralların, Anayasa‘nın 7. ve 8. maddelerine aykırı
olduğu ile sürülmüĢtür.
Kanun‘un 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasının dava konusu olan dördüncü ve altıncı
cümleleri, anılan maddenin (2) numaralı fıkrasının üçüncü ve beĢinci cümleleriyle aynı
düzenlemeleri içermektedir. Bu nedenle, iptal isteminin aynı gerekçelerle reddi gerekir.
5- Kanun’un 3. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasında Yer Alan “…taşınmazların
temizleme karşılığı tarımsal faaliyetlerde kullandırılması süresi ise…” Ġbaresinin
Ġncelenmesi
Dava dilekçesinde, Kanun‘un 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasının birinci, ikinci,
dördüncü ve altıncı cümlelerine iliĢkin gerekçelere atıf yapılarak kuralın, Anayasa‘nın
BaĢlangıç‘ı ile 2., 3., 7., 9., 44. ve 138. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüĢtür.
Kanun‘un dava konusu kuralın da yer aldığı 3. maddesi, mayın temizleme ve arazi
kullanım sürelerini belirleyen ve uygulanması, mayın temizleme ihalesinin Kanun‘un 2.
maddesinin (1) veya (2) numaralı fıkrasına göre yapılamaması ön koĢuluna bağlı olan bir
düzenlemedir. Kanun‘un 3. maddesine göre, Maliye Bakanlığı tarafından 2. maddenin (3)
numaralı fıkrasına göre yapılacak kullanım karĢılığı temizleme ihalesinde, mayın temizleme
süresi, taĢınmazların yükleniciye tesliminden itibaren 5 yılı, taĢınmazların temizleme karĢılığı
tarımsal faaliyette kullandırılması süresi ise kabul iĢlemlerinden itibaren 44 yılı
geçemeyecektir.
Kanun‘un 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “… ve bu
suretle elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması …” ibaresine iliĢkin gerekçede
belirtilen nedenlerle dava konusu kural, Anayasa‘nın BaĢlangıç‘ı ile 2., 3., 7., 9., 44. ve 138.
maddelerine aykırı değildir. Ġptal isteminin reddi gerekir.
C- ĠPTALĠN DĠĞER KURALLARA ETKĠSĠ
6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında
Kanun‘un 43. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanunun belirli kurallarının iptali, diğer kimi
kurallarının veya tümünün uygulanmaması sonucunu doğuruyorsa, bunların da Anayasa
Mahkemesince iptaline karar verilebileceği öngörülmektedir.
5903 sayılı Kanun‘un 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasının birinci ve ikinci
cümlelerinin iptali nedeniyle, bu fıkranın dördüncü ve altıncı cümleleri ile Kanun‘un 3.
maddesinin tamamının 6216 sayılı Kanun‘un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince
iptali gerekir.
VI- YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI ĠSTEMĠNĠN ĠNCELENMESĠ
4.6.2009 günlü, 5903 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti
Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile Ġhale
ĠĢlemleri Hakkında Kanun‘un:
A- 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasının birinci ve ikinci cümleleri, 2.6.2011 günlü,
E.2009/45, K.2011/88 sayılı kararla iptal edildiğinden, bu cümlelerin, uygulanmasından
doğacak sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve zararların önlenmesi ve iptal
kararının sonuçsuz kalmaması için kararın Resmî Gazete‘de yayımlanacağı güne kadar
YÜRÜRLÜĞÜNÜN DURDURULMASINA,
B- 1- 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “… ve bu
suretle elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması …” ibaresine,
2- 2. maddesinin;
a- (1) numaralı fıkrasına,
b- (2) numaralı fıkrasının üçüncü ve beĢinci cümlelerine,
c- (3) numaralı fıkrasının dördüncü ve altıncı cümlelerine,
3- 3. maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan “… taşınmazların temizleme karşılığı
tarımsal faaliyetlerde kullandırılması süresi ise …” ibaresine,
yönelik iptal istemleri, 2.6.2011 günlü, E.2009/45, K.2011/88 sayılı kararla
reddedildiğinden, bu fıkra, cümle ve ibarelere iliĢkin YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI
ĠSTEMĠNĠN REDDĠNE,
2.6.2011 gününde OYBĠRLĠĞĠYLE karar verilmiĢtir.
VII- SONUÇ
4.6.2009 günlü, 5903 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti
Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile Ġhale
ĠĢlemleri Hakkında Kanun‘un:
A- 1- 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “… ve bu
suretle elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması …” ibaresinin Anayasa‘ya aykırı
olmadığına ve iptal isteminin REDDĠNE,
2- 2. maddesinin;
a- (1) numaralı fıkrasının,
b- (2) numaralı fıkrasının üçüncü ve beĢinci cümlelerinin,
Anayasa‘ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDĠNE,
c- (3) numaralı fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasa‘ya aykırı olduğuna ve
ĠPTALĠNE,
d- (3) numaralı fıkrasının dördüncü ve altıncı cümlelerinin Anayasa‘ya aykırı
olmadığına ve iptal isteminin REDDĠNE,
3- 3. maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan “… taşınmazların temizleme karşılığı
tarımsal faaliyetlerde kullandırılması süresi ise …” ibaresinin Anayasa‘ya aykırı olmadığına
ve iptal isteminin REDDĠNE,
B- 1- 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin iptal edilmesi
nedeniyle, bu fıkranın dördüncü ve altıncı cümlelerinin,
2- 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin iptal edilmesi
nedeniyle, 3. maddesinin tamamının,
uygulanma olanağı kalmadığından, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince
ĠPTALĠNE,
2.6.2011 gününde OYBĠRLĠĞĠYLE karar verildi.
BaĢkan
HaĢim KILIÇ
BaĢkanvekili
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
BaĢkanvekili
Serruh KALELĠ
Üye
Fulya KANTARCIOĞLU
Üye
Fettah OTO
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
Üye
Zehra Ayla PERKTAġ
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
Üye
Alparslan ALTAN
Üye
Burhan ÜSTÜN
Üye
Engin YILDIRIM
Üye
Nuri NECĠPOĞLU
Üye
Hicabi DURSUN
Üye
Celal Mümtaz AKINCI
Üye
Erdal TERCAN
DEĞĠġĠK GEREKÇE
4.6.2009 tarih ve 5903 sayılı Kanun‘un 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasının birinci ve
ikinci cümlelerinin iptaline iliĢkin karara aĢağıdaki değiĢik gerekçe ile katılıyoruz:
Anayasa‘nın ―BaĢlangıç‖ının 5. paragrafında, hiçbir faaliyetin Türk milli menfaatleri
ve paragrafta sayılan diğer esaslar karĢısında korunma göremeyeceği, Anayasa‘nın, sözüne ve
ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakat gösterilerek yorumlanıp uygulanması gerektiği ifade
edilmektedir. Anayasa Mahkemesi‘nin 13.6.1985 tarih ve E.1984/14, K.1985/7 sayılı
kararında ―…Ülke devletin asli ve maddi unsurlarından biridir. Ülke olmadan devlet olmaz.
Ülke devlet otoritesinin geçerli olacağı alanı belli eder. Devlet sahip olduğu kurucu unsur
niteliğini taĢıyan üstün kudretine dayanmak suretiyle ülkede yerleĢik olan ve devletin diğer
asli-maddi unsurunu oluĢturan insan topluluğunun güvenliğini ve yararını kollamak ve
gözetmek durumundadır. Bu asli görevi nedeniyledir ki, ülke üzerinde egemenliğe dayalı
üstün bir hakka sahiptir. Toprak ile alakalı konuda insan haklarına saygılı, ölçülü, adil bir
sınırlama Devlet için bir nefsi müdafaa tedbiri niteliğindedir; böyle bir tedbirden
vazgeçebilmek çoğu kez olası değildir… Toprak, devletin vazgeçilmesi olanaksız temel
unsuru, egemenlik ve bağımsızlığın simgesidir… 1982 Anayasası‘nın 2. maddesinde, insan
haklarına toplumun huzuru, milli dayanıĢma ve adalet anlayıĢı içinde saygılı olunacağı
hükmüne yer vermek suretiyle 1961 Anayasası‘na nazaran Devlet ve toplumun çıkarlarına
öncelik tanımıĢtır. BaĢlangıcın 5. paragrafında (halen 3. paragraf) getirilen -millet iradesinin
mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız Ģartsız Türk milletine ait olduğu ve bunu millet adına
kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kiĢi ve kuruluĢun, bu Anayasa‘da gösterilen hürriyetçi
demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiĢ hukuk düzeni dıĢına çıkamayacağı- ilkesi ile tüm
kuruluĢ ve kiĢilerin bu hukuk düzeni dıĢına çıkması engellenmiĢtir… BaĢlangıcın 7.
paragrafında (halen 5. paragraf) ise -Hiçbir düĢünce ve mülahazanın Türk milli menfaatlerinin
… karĢısında koruma göremeyeceği- ilkesi ile de Anayasa’nın öngördüğü hukuk düzeni
içinde milli menfaatlerin her Ģeyin üstünde tutulması gereği belirlenmiĢtir…”
denilmektedir.
877 kilometre uzunluğunda bulunan Türkiye-Suriye hududuna yarım asır önce
ülkemizce yerleĢtirilen kara mayınlarının temizlenmesi ve temizlenen alanların ―tarımsal
amaçlı‖ kullanılması hususu yasa koyucunun takdir alanına giren bir konu olmakla beraber;
5903 sayılı Kanun‘un 2. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları çerçevesinde mayın temizleme
iĢinin yaptırılamaması halinde, 2886 ve 4734 sayılı Kanunlar hükümlerine tâbi olmaksızın,
yerli-yabancı ayırımı yapılmadan Maliye Bakanlığı‘nca bu iĢin ihale yoluyla yaptırılması,
Türk hudutlarının bir bölümünü yabancı unsurlara açılması sonucunu doğurabilecektir.
Maliye Bakanlığı‘nca yapılacak ihaleyi yabancı firmaların alması halinde, bu hudut
bölgesinin 44 yıla kadar yabancı unsurlar eliyle tarım amaçlı kullanımı söz konusu
olabilecektir. Bunun ise Türk milli menfaatleri ile ne ölçüde bağdaĢtığı, cevaplanması gereken
bir Anayasal sorun olarak ortaya çıkacaktır. Kendi yurttaĢlarına dahi hudut bölgelerinde sıkı
kontrol ve güvenlik tedbirleri uygulayan Devletin, yabancı unsurlara (Ģirketlere) 877
kilometrelik bir alanda hudutta tarımsal faaliyeti uygun görmesi düĢünülemez. Anayasa‘nın
birçok maddesinde ifadesini bulan ―Milli güvenlik‖ kavramı, yine Anayasa‘nın BaĢlangıcına
göre her Ģeyin üzerinde tutulması gereken ―Türk milli menfaatleri‖ ile birlikte
düĢünüldüğünde; sözkonusu kuralların evleviyetle belirtilen Anayasal ilkelerle uyum içinde
olduğundan söz edilemez. Kıyıları, çevreyi, ormanları özel surette koruma altına alan anayasa
koyucunun, Türk hudutları için bu tür bir koruma öngörmediği düĢünülemez. Anayasa
Mahkemesi‘nin yukarıda iĢaret edilen kararında da iĢaret edildiği üzere, toprak ve hele
hudutlar ile ilgili konularda insan haklarına saygılı, ölçülü, adil bir sınırlama, Devlet için bir
nefsi müdafaa tedbiri niteliğindedir ve çoğu kez böyle bir tedbirden vazgeçebilmek mümkün
değildir. Devletin egemenliği ve bağımsızlığının simgesi olan ülke topraklarının en önemli bir
parçası olan hudut bölgelerinin, salt ekonomik nedenlerle yabancı unsurlara açılması
sonucunu doğuran kurallar, Anayasa‘nın BaĢlangıcı ile buradaki ilkeleri somutlaĢtıran
Anayasa‘nın 3. ve 5. maddelerine de açık aykırılık teĢkil etmektedir.
Açıklanan nedenlerle, belirtilen kuralların iptaline yukarıdaki değiĢik gerekçe ile
katılıyoruz.
BaĢkanvekili
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
Üye
Zehra Ayla PERKTAġ
Üye
Celal Mümtaz AKINCI
[R.G. 28 Mart 2013 – 28601]
—— • ——
Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından:
Esas Sayısı
: 2011/109
Karar Sayısı : 2012/145
Karar Günü : 11.10.2012
ĠTĠRAZ YOLUNA BAġVURAN : Kocaeli 1. Vergi Mahkemesi
ĠTĠRAZIN KONUSU : 27.10.1999 günlü, 4458 sayılı Gümrük Kanunu‘nun 3.
maddesinin, 18.6.2009 günlü, 5911 sayılı Kanun‘un 1. maddesiyle değiĢtirilen (9) numaralı
bendinin (a) alt bendinde yer alan “…ve mali yükleri,” ibaresinin, Anayasa‘nın 73. maddesine
aykırı olduğu ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istemidir.
I- OLAY
Davacı Ģirket adına ithal edilen emtiaya iliĢkin olarak tahakkuk ettirilen ek mali
yükümlülük ve katma değer vergisine yönelik itirazın reddi üzerine açılan davada, itiraz
konusu kuralın Anayasa‘ya aykırı olduğu kanaatine varan Mahkeme, iptali için baĢvurmuĢtur.
II- ĠTĠRAZIN GEREKÇESĠ
BaĢvuru kararının gerekçe bölümü Ģöyledir:
―DAVA KONUSU OLAY
Davacı ...Anonim ġirketi vekili tarafından, müvekkili Ģirket adına tescilli 05.01.2007
tarih ve 36 sayılı serbest dolaĢıma giriĢ beyannamesi muhteviyatı eĢyaların, 2006/10852 sayılı
Ġthalatta Geçici Korunma Önlemi Uygulanmasına ĠliĢkin Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca,
geçici koruma önlemine tabi olduğundan bahisle eĢyaya iliĢkin vergi ve ek mali yüklerin
teminata bağlanarak eĢyanın ithal edildiği, daha sonra bu geçici koruma önleminin
2007/11621 sayılı kararla kesin koruma önlemine dönüĢtürülmesi üzerine 03.08.2010 tarih ve
149 sayılı iĢlem ile teminata bağlanan ek mali yükümlülüğün ödenmesinin istenildiği, bu
kararın 15.09.2010 tarihinde davacıya tebliği üzerine 29.09.2010 tarihinde Ġzmit Gümrük ve
Muhafaza BaĢmüdürlüğü nezdinde itiraz edildiği, ancak bu itirazın 19.10.2010 tarih ve 887
sayılı kararla reddedilerek 04.11.2010 tarihinde tebliği üzerine ilk defa Ġstanbul Nöbetçi Vergi
Mahkemesi kayıtlarına 02.12.2010 tarihinde giren dilekçe ile 887 sayılı olumsuz iĢlemin iptali
ile ek mali yükümlülüğün kaldırılması istemiyle Gebze Gümrük Müdürlüğüne karĢı bakılan
davanın açıldığı anlaĢılmıĢtır.
Dosyanın Kocaeli 1. Vergi Mahkemesi tek hakimliğince incelenmesi sonucu olayda
uygulanacak kural mahiyetinde bulunan 4458 sayılı Gümrük Kanununun 3. maddesinin 9.
bendinin (a) alt bendine 5911 sayılı Kanun ile ilave olunan ―ve mali yükleri‖ ibaresinin
Anayasanın 73. maddesine aykırı düĢtüğü sonucuna varılmıĢ ve iptali için gönderme kararı
verilmesi gerekmiĢtir.
MAHKEMEMĠZCE ANAYASAYA AYKIRI BULUNAN KANUN MADDESĠ:
Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde DeğiĢiklik
Yapılmasına Dair 5911 sayılı Kanun‘un 1. maddesiyle 4458 sayılı Gümrük Kanununun 3.
maddesinin 9. bendini değiĢtiren ―ithalat vergileri‖ deyimi,
a) EĢyanın ithalinde ödenecek gümrük vergisi ile diğer eĢ etkili vergiler ve mali yükleri,
b) Tarım politikası veya tarım ürünlerinin iĢlenmesi sonucu elde edilen bazı ürünlere
uygulanan özel düzenlemeler çerçevesinde ithalatta alınacak vergileri ve diğer mali yükleri;‖
hükmünün, (a) bendinde yer alan ―ve mali yükleri‖ ibaresi aĢağıda belirtilen gerekçe ile
olayın çözümünde uygulanacak kural mahiyetinde olup Anayasada beliren vergileme ilke ve
kurallarına aykırı bulunmuĢ ve iptali için Anayasa Mahkemesine baĢvurulması zorunlu
görülmüĢtür.
ANAYASA AYKIRI GÖRÜLEN KURALIN ANLAM VE MAHĠYETĠ ĠLE
DAVANIN ÇÖZÜMÜNE ETKĠSĠ :
6216 Sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında
Kanunun 40. maddesinde; bir davaya bakmakta olan mahkemenin, bu davada uygulanacak bir
kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya
taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa; iptali
istenen kuralların Anayasanın hangi maddelerine aykırı olduklarını açıklayan gerekçeli
baĢvuru kararının aslını, baĢvuru kararına iliĢkin tutanağın onaylı örneğini, dava dilekçesi,
iddianame veya davayı açan belgeler ile dosyanın ilgili bölümlerinin onaylı örneklerini dizi
listesine bağlayarak Anayasa Mahkemesine göndereceği; genel sekreterlik tarafından gelen
evrakın kaleme havale edileceği ve keyfiyetin baĢvuran mahkemeye bir yazı ile bildirileceği,
evrakın kayda giriĢinden itibaren on gün içinde baĢvurunun yöntemine uygun olup olmadığı
inceleneceği, açık bir Ģekilde dayanaktan yoksun veya yöntemine uygun olmayan itiraz
baĢvurularının, Mahkeme tarafından esas incelemeye geçilmeksizin gerekçeleriyle
reddedileceği, Anayasa Mahkemesinin, iĢin kendisine noksansız olarak geliĢinden baĢlamak
üzere beĢ ay içinde kararını verip açıklayacağı, bu süre içinde karar verilmezse ilgili
mahkemenin davayı yürürlükteki hükümlere göre sonuçlandıracağı, ancak Anayasa
Mahkemesinin kararının, esas hakkındaki karar kesinleĢinceye kadar gelmesi halinde
mahkemenin buna uymak zorunda olduğu hükme bağlanmıĢ olup;
Salt bir vergi kanunu olmayıp aynı zamanda Devletin temel fonksiyonlarından olan
gümrük hizmetlerinde uygulanacak usul ve yöntemleri de kurala bağlayan, dolayısı ile 2576
sayılı idari yargı teĢkilatına iliĢkin Yasa uyarınca özel görevli vergi mahkemesi alanı dıĢında
yer alan genel görevli idare mahkemesi görev alanına, hatta Kabahatler Kanunu gibi idari
yargının dahi dıĢında olan adli yargı görev alanına girebilecek bir çok potansiyel uyuĢmazlık
konusuna iliĢkin kuralı bünyesinde barındıran 4458 sayılı Gümrük Kanununun tanımlara
iliĢkin 3. maddesi 5911 sayılı Kanunla değiĢtirilmeden önce ―ithalat vergileri deyimi,
a) EĢyanın ithalinde ödenecek gümrük vergisi ile diğer eĢ etkili vergiler kuralı mevcut
olduğundan ek mali yükümlülükler, vergi ve benzeri mali yükümlülük kapsamına
girmediğinden vergi mahkemelerinin görev alanına da girmemekteydi. Ancak salt bu neviden
alacaklarda gümrük idaresinin tahsile iliĢkin yetkisi olup olmadığı yolunda oluĢan tartıĢmaya
son verilmek maksadıyla 5911 sayılı Kanun ile yapılan değiĢiklikte bu tanım kapsamına ―ve
benzeri mali yükler‖ ibaresi eklenmiĢ, ek mali yükümlülük kavramı da vergi benzeri mali
yükümlülükler kapsamına sokulurken aynı zamanda Yasakoyucu öngörmediği halde bu
nev‘iden alacaklar idare mahkemelerinin görev alanından çıkartılmıĢ ve vergi mahkemelerinin
görev alanına girmiĢtir. Oysa bu neviden alacakların bünyesini oluĢturan ana hükümlerde (DıĢ
Ticaretin Düzenlenmesine iliĢkin Kanun) vergi nev‘iinden alacaklara iliĢkin olmazsa olmaz
kuralı bulunan ―kanunilik‖ ilkesi yönünden bir düzeltme yapılmamıĢtır. Böylece vergi benzeri
olmayan ek mali yükümlülüklerin Anayasanın 167. maddesi uyarınca Bakanlar Kurulu Kararı
ile getirildiği ve olayın da bu minvalde incelenmesi gerektiği, ancak 4458 sayılı Kanuna
sonradan eklenen ibare sebebi ile 1982 Anayasasının 73. maddesi kapsamında incelenmesi
gerekeceği, bu gerekliliğin ise Bakanlar Kurulu Kararı ile çıkarılan tüm ek mali
yükümlülüklerin iptali gibi ağır sonuçlar doğuracağı, zira son tahlilde ―verginin kanuniliği‖
ilkesi uyarınca Bakanlar Kurulu Kararları (BKK) ile ek mali yükümlülük konulamayacağı
hususları kendiliğinden birer eĢitlik olarak belirmektedir. Bu cihetle Mahkememizde
görülmekte olan davanın çözümlenmesinde doğrudan uygulanacak olan ve Mahkememizce
Anayasaya aykırı olduğu kanısına varılan söz konusu maddenin Anayasa Mahkemesince
iptalinin talep edilmesi icap etmiĢtir.
ANAYASAYA AYKIRILIK SEBEBĠ:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 73. maddesinin 2. fıkrasında, vergi,
resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konularak değiĢtirileceği veya
kaldırılacağı 3. fıkrasında ise, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık,
istisnalar ve indirimleriyle oranlarına iliĢkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aĢağı
sınırlar içinde değiĢiklik yapmak yetkisinin Bakanlar Kuruluna verilebileceği düzenlemesine
yer verilmiĢtir.
Anayasanın 167/2. maddesinde, dıĢ ticaretin ülke ekonomisinin yararına olmak üzere
düzenlenmesi amacıyla ithalat, ihracat ve diğer dıĢ ticaret iĢlemleri üzerine vergi ve benzeri
yükümlülükler dıĢında ek mali yükümlülükler koymaya ve bunları kaldırmaya kanunla
Bakanlar Kuruluna yetki verilebileceği düzenlenmiĢ, bu maddeye dayalı olarak; 4458 sayılı
Gümrük Kanununun 55. maddesi ile 2976 sayılı DıĢ Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında
Kanunda, dıĢ ticaretin düzenlemesine yönelik ek tedbirler koyma veya konulan tedbirler
üzerinde değiĢiklik yapma konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmiĢtir. Anılan
Kanunlardan 2976 sayılı DıĢ Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun‘un 1. maddesinde, dıĢ
ticaretin, ülke ekonomisinin yararına düzenlenmesini sağlamak amacıyla ithalat, ihracat ve
diğer dıĢ ticaret iĢlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dıĢında ek mali
yükümlülükler konulması ve kaldırılması, bu yükümlülüklere iliĢkin esasların tespit edilmesi
ve oluĢan fonların kullanılması bu Kanun hükümlerine göre yürütüleceği, 2. maddesinde,
Bakanlar Kurulunun bu Kanun kapsamındaki konularda düzenlemeler yapmaya yetkili
olduğu, 3. maddesinde ise, ithalat, ihracat veya dıĢ ticaret iĢlemleri üzerine konulan ek mali
yükümlülüklerin nev‘i, miktarı, tahsili, takibi, iadesi, gerektiğinde bütçeye irat kaydedilmesi,
bir fonda toplanması ve fonun kullanım esasları Bakanlar Kurulu kararında gösterileceği ve
ek mali yükümlülüklerin tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanunun uygulanacağı kurala bağlanmıĢtır.
Bu hükümlere istinaden Bakanlar Kurulunca 2007/11621 sayılı Ġthalatın Korunma
Önlemi Uygulanması Hakkında Karar çıkarılarak belirli mallar için belli oranlarda ek mali
yüküm getirilmiĢ iken 4458 sayılı Gümrük Kanununun 3. maddesinde yer alan ―ithalat
vergileri‖ deyimi,
a) EĢyanın ithalinde ödenecek gümrük vergisi ile diğer eĢ etkili vergiler‖ Ģeklinde
tanımlanmıĢ iken 5911 sayılı Kanun ile bu tanım kapsamına ―ve benzeri mali yükler‖ ibaresi
eklenmiĢtir.
Yukarıda yer verilen kuralların birlikte değerlendirilmesinden, bir kamu alacağının
vergi ve benzeri mali yük olarak nitelendirilebilmesi için, öncelikle Kanunla düzenlenmesi
gerektiği, zira 1982 Anayasasının 73. maddesinde; vergi, resim, harç ve benzeri mali yüküm
koymanın kanun koyucunun yetkisinde bulunduğu kuralına yer verildiği, ancak Bakanlar
Kuruluna bu yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına iliĢkin
hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aĢağı sınırlar içinde değiĢiklik yapmak yetkisi
verilebileceği; bu mali yükümlülükler dıĢında Anayasanın 167. maddesi uyarınca, dıĢ ticaretin
düzenlenmesi amacıyla ek mali yüküm koyma konusunda da Bakanlar Kuruluna yetki
verilebileceği açıklanarak, vergi ve benzeri mal yük ile ek mali yükümlülük arasındaki fark
ortaya konulmuĢtur. Ancak 5911 sayılı Kanun ile 4458 sayılı Kanunun 3. maddesinde yapılan
değiĢiklikle, ithalat vergilerinin kapsamına Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca getirilen ek mal
yükümlülükler de sokularak Anayasanın 73. maddesine aykırı Ģekilde düzenleme
yapıldığından ―ve benzeri mali yükler‖ ibaresinin iptal edilerek yürürlükten kaldırılması
gerektiği düĢünülmektedir
Açıklanan nedenlerle 4458 sayılı Gümrük Kanununun 3. maddesinde yer alan ―Ġthalat
vergileri‖ deyiminin tanım ve kapsamına 5911 sayılı Kanun ile alınan ―ve benzeri mali
yükler‖ ibaresinin Anayasanın 73. maddesine aykırılığı ve iptali hakkında karar verilmek
üzere dava dosyasındaki belgelerin onaylı örneklerinin Anayasa Mahkemesine
gönderilmesine, dava dosyasının bu hususta karar verilinceye veya dosyanın Anayasa
Mahkemesine ulaĢtırılmasından itibaren beĢ aylık süre doluncaya kadar bekletilmesine
07.10.2011 tarihinde karar verildi.‖
III- YASA METĠNLERĠ
A- Ġtiraz Konusu Yasa Kuralı
27.10.1999 günlü, 4458 sayılı Gümrük Kanunu‘nun 3. maddesinin, 18.6.2009 günlü,
5911 sayılı Kanun‘un 1. maddesiyle değiĢtirilen ve itiraz konusu kuralı da içeren (9) numaralı
bendi Ģöyledir:
―9. ‗Ġthalat vergileri‘ deyimi,
a) EĢyanın ithalinde ödenecek gümrük vergisi ile diğer eĢ etkili vergiler ve mali
yükleri,
b) Tarım politikası veya tarım ürünlerinin iĢlenmesi sonucu elde edilen bazı ürünlere
uygulanan özel düzenlemeler çerçevesinde ithalatta alınacak vergileri ve diğer mali yükleri;
…
Ġfade eder.‖
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
BaĢvuru kararında, Anayasa‘nın 73. maddesine dayanılmıĢtır.
IV- ĠLK ĠNCELEME
Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 8. maddesi uyarınca HaĢim KILIÇ, Serruh KALELĠ,
Alparslan ALTAN, Fulya KANTARCIOĞLU, Fettah OTO, Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman
Alifeyyaz PAKSÜT, Recep KÖMÜRCÜ, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri
NECĠPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI ve Erdal TERCAN‘ın katılımlarıyla
3.11.2011 günü yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından iĢin
esasının incelenmesine OYBĠRLĠĞĠYLE karar verilmiĢtir.
V- ESASIN ĠNCELENMESĠ
BaĢvuru kararı ve ekleri, Raportör Cengiz ERTEN tarafından hazırlanan iĢin esasına
iliĢkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralı ve bunların gerekçeleri ile
diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüĢülüp düĢünüldü:
BaĢvuru kararında, bir kamu alacağının vergi ve benzeri mali yük olarak
nitelendirilebilmesi için öncelikle kanunla düzenlenmesi gerektiği; Anayasa‘nın 73.
maddesine göre, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülük koymanın kanun koyucunun
yetkisinde olduğu; Bakanlar Kurulunun bu yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve
indirimleriyle, oranlarına iliĢkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aĢağı sınırlar
içinde değiĢiklik yapma yetkisinin bulunduğu; bu mali yükümlülükler dıĢında Anayasa‘nın
167. maddesi uyarınca, dıĢ ticaretin düzenlenmesi amacıyla ek mali yükümlülük koyma
konusunda da Bakanlar Kuruluna yetki verilebileceği ifade edilmek suretiyle vergi ve benzeri
mali yük ile mali yükümlülük arasındaki farkın ortaya konulduğu ancak, 5911 sayılı Kanun
ile 4458 sayılı Kanun‘un 3. maddesinde yapılan değiĢiklikle, ithalat vergilerinin kapsamına
Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca getirilen ek mali yükümlülüklerin de dâhil edildiği
belirtilerek kuralın, Anayasa‘nın 73. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüĢtür.
Kanun‘un itiraz konusu kuralı da içeren (9) numaralı bendinde, ―İthalat vergileri‖
deyiminin, eĢyanın ithalinde ödenecek gümrük vergisi ile diğer eĢ etkili vergiler ve mali
yükleri ifade ettiği belirtilmiĢtir.
Anayasa‘nın 73. maddesinin üçüncü fıkrasında, ―Vergi, resim, harç ve benzeri malî
yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.‖ denilerek verginin kanuniliği
ilkesi benimsenmiĢtir.
Anayasa'nın 167. maddesinin ikinci fıkrasında ise ―Dış ticaretin ülke ekonomisinin
yararına olmak üzere düzenlenmesi amacıyla ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri
üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek malî yükümlülükler koymaya ve bunları
kaldırmaya kanunla Bakanlar Kuruluna yetki verilebilir.‖ denilmektedir.
Anayasa‘nın 167. maddesine dayalı olarak çıkartılan ve Bakanlar Kuruluna yetki veren
kanun, 2.2.1984 günlü, 2976 sayılı DıĢ Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun‘dur. Bu
Kanun gereğince dıĢ ticaretin, ülke ekonomisinin yararına düzenlenmesini sağlamak amacıyla
ithalat, ihracat veya dıĢ ticaret iĢlemleri üzerine konulan vergi ve benzeri yükümlülükler
dıĢında ek mali yükümlülükler konulması ve kaldırılmasında Bakanlar Kurulu
yetkilendirilmiĢtir.
Kanun‘un itiraz konusu kuralı da içeren (9) numaralı bendindeki düzenleme ile gümrük
vergileri tanımının içine diğer eĢ etkili vergiler ve mali yükler de dâhil edilerek gümrük
idarelerince değiĢik adlarla tahsil edilen veya tahsil edilip edilmediği kontrol edilen tutarlar
için de gümrük vergilerinin tâbi olduğu usul ve esasların uygulanması amaçlanmıĢtır. Böylece
ek mali yükümlülükler için hak arama yolları, tahsil usulleri ve zamanaĢımı gibi konularda
ithalat vergileriyle yeknesaklık sağlanmıĢ olmaktadır. BaĢvuru kararında, ek mali
yükümlülüklerin, ithalat vergisi tanımı içine alınması nedeniyle ―vergilerin kanuniliği‖ ilkesi
gereğince kanunla düzenlenmeleri gerektiği ileri sürülmüĢse de bu yükümlülüklerin ithalat
vergileri kapsamında olmaları bunların niteliğinde ve içeriğinde bir değiĢikliğe yol
açmamaktadır. Zira, ek mali yükümlülüklerin, ithalat vergisi içerisine konulması, bunların
alınıĢ amaçlarını, türünü ve miktarını belirlemede Bakanlar Kurulunun yetkisini
değiĢtirmemekte ve ek mali yükümlülüklere vergi niteliği kazandırmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa‘nın 73. maddesine aykırı değildir.
Ġptal isteminin reddi gerekir.
VI- SONUÇ
27.10.1999 günlü, 4458 sayılı Gümrük Kanunu‘nun 3. maddesinin, 18.6.2009 günlü,
5911 sayılı Kanun‘un 1. maddesiyle değiĢtirilen (9) numaralı bendinin (a) alt bendinde yer
alan “… ve mali yükleri,” ibaresinin Anayasa‘ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDĠNE,
11.10.2012 gününde OYBĠRLĠĞĠYLE karar verildi.
BaĢkan
HaĢim KILIÇ
BaĢkanvekili
Serruh KALELĠ
BaĢkanvekili
Alparslan ALTAN
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
Üye
Mehmet ERTEN
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
Üye
Osman Alifeyyaz
PAKSÜT
Üye
Zehra Ayla
PERKTAġ
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
Üye
Burhan ÜSTÜN
Üye
Engin YILDIRIM
Üye
Nuri NECĠPOĞLU
Üye
Hicabi DURSUN
Üye
Celal Mümtaz
AKINCI
Üye
Erdal TERCAN
Üye
Muammer TOPAL
Üye
Zühtü ARSLAN
[R.G. 28 Mart 2013 – 28601]
—— • ——
Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından:
Esas Sayısı
: 2011/3
Karar Sayısı : 2012/153
Karar Günü : 18.10.2012
ĠTĠRAZ YOLUNA BAġVURAN : DanıĢtay Onüçüncü Daire
ĠTĠRAZIN KONUSU : 16.12.2003 günlü, 5021 sayılı Bazı Kanunlarda DeğiĢiklik
Yapılması ve Bankalar Kanunu Hükümlerine Ġstinaden Bankacılık ĠĢlemleri Yapma ve
Mevduat Kabul Etme Ġzni Kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketi Hakkında
Tesis Edilecek Bazı ĠĢlemler Hakkında Kanun‘un geçici 1. maddesinin (a) fıkrasının ikinci
paragrafının “...Türkiye İmar Bankası T.A.Ş.’nin personelinin kurmuş olduğu munzam veya
yardımlaşma sandık ve vakıflarına ait mevduat...” bölümünün, Anayasa‘nın 2. ve 10.
maddelerine aykırı olduğu ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istemidir.
I- OLAY
Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ. Memur ve Müstahdemleri Yardım ve Emekli Sandığı
Vakfı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu kararı ile bankacılık yapma ve mevduat
kabul etme izni kaldırılan, yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu‘na
devredilen Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nde bulunan mevduatının ödenmesi için Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonuna baĢvurmuĢtur. Adı geçen Kurumca bu talebe süresi içerisinde cevap
verilmeyerek talebin zımnen reddi üzerine davacı Vakıf tarafından red iĢleminin iptali
istemiyle açılan davanın temyiz incelemesinde, itiraz konusu kuralın Anayasa‘ya aykırı
olduğu kanısına varan DanıĢtay Onüçüncü Daire, iptali için baĢvurmuĢtur.
II- ĠTĠRAZIN GEREKÇESĠ
BaĢvuru kararının gerekçe bölümü Ģöyledir:
―Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ. Memur ve Müstahdemleri Yardım ve Emekli Sandığı
Vakfı vekili Av. ... tarafından, bankacılık iĢlemleri yapma ve mevduat etme izni kaldırılan
Türkiye Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketi nezdinde bulunan mevduat hesapları karĢılığının
ödenmesi için yapılan baĢvurunun zımnen reddine iliĢkin iĢlemin iptali istemiyle açılan
davayı reddeden Ġstanbul 5. Ġdare Mahkemesi‘nin 20.07.2007 tarih ve E:2005/374,
K:2007/1816 sayılı kararının temyizi üzerine oluĢturulan dosya incelenerek gereği görüĢüldü:
16.12.2003 tarih ve 5021 sayılı, Bazı Kanunlarda DeğiĢiklik Yapılması ve Bankalar
Kanunu Hükümlerine Ġstinaden Bankacılık ĠĢlemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme Ġzni
Kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketi Hakkında Tesis Edilecek Bazı ĠĢlemler
Hakkında Kanun‘un geçici 1. maddesinde ―1.- a) 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü
maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun
3.7.2003 tarihli ve 1085 sayılı Kararı ile bankacılık iĢlemleri yapma ve mevduat kabul etme
izni kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ. tarafından kabul edilen ticari kuruluĢlar mevduatı
ile diğer kuruluĢlar mevduatının sigortaya tâbi tasarruf mevduatı için uygulanan faiz
hesaplama yöntemi kullanılmak suretiyle belirlenecek 3.7.2003 tarihli tutarları Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair 4969 sayılı Kanunun geçici 2
nci maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca mevduatların ödenmesinde izlenecek usul ve
esaslara göre Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu aracılığıyla ödenir. Bu amaçla Hazine
MüsteĢarlığınca, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna özel tertip Devlet iç borçlanma senedi
ihraç edilir.
Ancak, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunca bankacılık iĢlemleri yapma ve
mevduat kabul etme izni kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin doğrudan ve dolaylı
olarak banka sermayesinde payı olan her türlü ortakları ile bunların ana, baba, eĢ ve çocukları
ile bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi baĢkan ve üyeleri genel müdür ve yardımcıları,
imzaları bankayı ilzam eden memurları ile Ģube müdürleri veya bunlar adına hareket eden
kiĢiler veya bu fıkrada belirtilen kiĢilerin ayrı ayrı veya birlikte doğrudan veya dolaylı olarak
yönetim ve denetimine sahip oldukları kuruluĢlara ait ticari kuruluĢlar ve diğer kuruluĢlar
mevduatı, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin personelinin kurmuĢ olduğu munzam veya
yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait mevduat ile muvazaalı olduğu Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonu tarafından tespit edilen hesaplar için Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca
herhangi bir ödeme yapılmaz.
b) (a) fıkrası kapsamında yapılacak ödemeler hakkında, 4969 sayılı Kanunun geçici 2
nci maddesinin (2) numaralı fıkrası hükümleri uygulanır.
Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ. nezdinde ticari kuruluĢlar ve diğer kuruluĢlar mevduatı
bulunmamasına rağmen, sahte olarak düzenlediği veya sahte olduğunu bildiği belgeleri ibraz
ederek veya ettirerek, kendisine veya bir baĢkasına ödeme yapılmasını talep eden kiĢiler
hakkında 4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin (3) numaralı fıkrası hükümleri
uygulanır.
c) Türk Ceza Kanunu ve diğer kanunlardan doğan cezaî ve hukukî sorumluluklar
saklıdır.
d) Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ. nezdinde bulunan tasarruf, ticari kuruluĢlar ve diğer
kuruluĢlar mevduatı ile ilgili olarak hak sahiplerine yapılacak ödemelere iliĢkin düzenlenecek
belgeler her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.
e) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve
Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nce, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ. hesaplarında yapılan ve
yapılacak incelemeler sonucunda; 4389 sayılı Bankalar Kanunu ve 4969 sayılı Kanunun
geçici 2 nci maddesi uyarınca Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ. mudilerine yapılan ödemelerde
ve/veya bu madde uyarınca hak sahiplerine yapılan ödemelerde, mudi veya hak sahibinin
beyanının aksine bir durumun ve/veya ilgiliye fazladan veya haksız bir ödeme yapıldığının
tespiti halinde, ödenen meblağ, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca ilgilisinden tahsil edilir.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından mudi veya hak sahibi adına bir bankada hesap
açılmıĢ olması halinde, açılan ve bloke edilen hesap, mudi veya hak sahibinin Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu adına doğmuĢ veya doğabilecek borcunun teminatı olarak baĢka bir
iĢleme gerek olmaksızın, vade sonuna kadar Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu adına
rehnedilmiĢ sayılır.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna herhangi bir sebeple borçlu olanların 4969 sayılı
Kanunun geçici 2 nci maddesinin (1) numaralı fıkrası ve bu maddenin (a) fıkrası
kapsamındaki alacakları, öncelikle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna olan borçlarına mahsup
edilir. Bu hüküm, ödeme tarihinden önce kamu kurum ve kuruluĢları tarafından yapılacak
yazılı bildirime istinaden diğer amme alacakları için de uygulanır. 4969 sayılı Kanunun geçici
2 nci maddesinin (1) numaralı fıkrası ve bu maddenin (a) fıkrası çerçevesinde Bakanlar
Kurulunca mudilere ve hak sahiplerine vadeli ödeme yapılmasına karar verilmesi halinde,
mudiler ve hak sahipleri adına açılacak hesapların rehin, haciz, temlik ve benzeri hukukî
iliĢkilere konu edilseler dahi vadelerinden önce hesap sahipleri veya hak iddia eden üçüncü
kiĢilere ödenmesi talep edilemez.
4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin (3) numaralı fıkrası ile bu maddenin (b)
fıkrasında belirtilen hallerin tespiti halinde ilgili kiĢilere herhangi bir ödeme yapılmaz.
f) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce gerçekleĢtirilen fiiller nedeniyle, bu
Kanun hükümlerine göre Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından ödeme yapılmasına veya
yapılacak olmasına sebebiyet veren kiĢiler ile bunların eĢ ve çocuklarına ait mal, hak ve
alacaklar hakkında da (b) fıkrası hükümleri uygulanır.‖ düzenlemesine yer verilmiĢtir.
Anayasa‘nın 2. maddesinde Cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti,
insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve iĢlemleri
hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup, bunu geliĢtirerek sürdüren,
hukuk güvenliğini gerçekleĢtiren, Anayasa‘ya aykırı tutum ve durumlardan kaçınan, hukuku
tüm devlet organlarına egemen kılan, yargı denetimine açık, yasaların üstünde Anayasa‘nın ve
yasakoyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri bulunduğu bilincinde olan devlettir. Bu
bağlamda, hukuk devletinde yasakoyucu, yasaların yalnız Anayasa‘ya değil, evrensel hukuk
ilkelerine de uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür.
Muvazaalı olduğu Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tesbit edilen hesaplar için
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu‘nca herhangi bir ödeme yapılmayacağı, bu konuda
uyuĢmazlık çıkması durumunda da konunun yargı organlarınca karara bağlanacağı
kuĢkusuzdur.
Ancak, muvazaalı olup olmadığı ortaya konulmaksızın Türkiye Ġmar Bankası
T.A.ġ.‘nin personelinin kurmuĢ olduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait
hesapların sigorta fonunca ödenmeyeceğinin kurala bağlanması, hukuk devletinde kuralların
sonuçlarının öngörülebilir olmasını gerektiren hukuk güvenliği ilkesi ile bağdaĢmaz.
Öte yandan, Anayasa‘nın 10. maddesinde belirtilen yasa önünde eĢitlik ilkesi, hukuksal
durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eĢitlik
öngörülmüĢtür. EĢitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kiĢilerin yasalar karĢısında aynı
iĢleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayırım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir.
Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kiĢi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak yasa
karĢısında eĢitliğin çiğnenmesi yasaklanmıĢtır. Yasa önünde eĢitlik, herkesin her yönden aynı
kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler, kimi kiĢiler ya da
topluluklar için değiĢik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı,
ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa‘da öngörülen eĢitlik ilkesi
zedelenmez.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu‘ndan yararlanma açısından Türkiye Ġmar Bankası
T.A.ġ.‘nin personelinin kurmuĢ olduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait
hesaplar ile diğer hesap sahipleri arasında bir fark bulunmadığından, bunlar arasında
muvazaalı durumlar dıĢında ayırım yapılması eĢitlik ilkesine aykırılık oluĢturur.
Açıklanan nedenlerle; dava konusu iĢleme dayanak alınan kuralın, Anayasa‘nın 2. ve
10. maddelerine aykırı olduğu sonucuna varılarak, Anayasa‘nın 152., 2949 sayılı Anayasa
Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 28. maddesinin 2. fıkrası
uyarınca, 5021 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin ―Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin
personelinin kurmuĢ olduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait mevduat‖
kısmının iptali için, Anayasa Mahkemesi‘ne baĢvurulmasına 01.11.2010 tarihinde oyçokluğu
ile karar verildi.‖
III- YASA METĠNLERĠ
A- Ġtiraz Konusu Yasa Kuralı
16.12.2003 günlü, 5021 sayılı Bazı Kanunlarda DeğiĢiklik Yapılması ve Bankalar
Kanunu Hükümlerine Ġstinaden Bankacılık ĠĢlemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme Ġzni
Kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketi Hakkında Tesis Edilecek Bazı ĠĢlemler
Hakkında Kanun‘un itiraz konusu kuralı da içeren geçici 1. maddesinin (a) fıkrası Ģöyledir:
―GEÇİCİ MADDE 1- a) 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü maddesinin (3)
numaralı fıkrası uyarınca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 3.7.2003 tarihli ve
1085 sayılı Kararı ile bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan
Türkiye İmar Bankası T.A.Ş. tarafından kabul edilen ticari kuruluşlar mevduatı ile diğer
kuruluşlar mevduatının sigortaya tabi tasarruf mevduatı için uygulanan faiz hesaplama
yöntemi kullanılmak suretiyle belirlenecek 3.7.2003 tarihli tutarları Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci
maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca mevduatların ödenmesinde izlenecek usul ve
esaslara göre Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu aracılığıyla ödenir. Bu amaçla Hazine
Müsteşarlığınca, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna özel tertip Devlet iç borçlanma senedi
ihraç edilir.
Ancak, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunca bankacılık işlemleri yapma ve
mevduat kabul etme izni kaldırılan Türkiye İmar Bankası T.A.Ş.’nin doğrudan ve dolaylı
olarak banka sermayesinde payı olan her türlü ortakları ile bunların ana, baba, eş ve
çocukları ile bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi başkan ve üyeleri, genel müdür ve
yardımcıları, imzaları bankayı ilzam eden memurları ile şube müdürleri veya bunlar adına
hareket eden kişiler veya bu fıkrada belirtilen kişilerin ayrı ayrı veya birlikte doğrudan veya
dolaylı olarak yönetim ve denetimine sahip oldukları kuruluşlara ait ticari kuruluşlar ve diğer
kuruluşlar mevduatı, Türkiye İmar Bankası T.A.Ş.’nin personelinin kurmuş olduğu
munzam veya yardımlaşma sandık ve vakıflarına ait mevduat ile muvazaalı olduğu Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tespit edilen hesaplar için Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonunca herhangi bir ödeme yapılmaz.‖
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
BaĢvuru kararında, Anayasa‘nın 2. ve 10. maddelerine dayanılmıĢtır.
IV- ĠLK ĠNCELEME
Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 8. maddesi uyarınca HaĢim KILIÇ, Osman
Alifeyyaz PAKSÜT, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN,
Fettah OTO, Serdar ÖZGÜLDÜR, Serruh KALELĠ, Zehra Ayla PERKTAġ, Recep
KÖMÜRCÜ, Alparslan ALTAN, Burhan ÜSTÜN, Nuri NECĠPOĞLU, Hicabi DURSUN ve
Celal Mümtaz AKINCI‘nın katılımıyla 20.1.2011 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında;
1- 7.5.2010 günlü, 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Kanun uyarınca, 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin
KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ile ilgili gerekli düzenlemeler yapılmadan,
Mahkeme‘nin çalıĢıp çalıĢamayacağına iliĢkin ön meselenin incelenmesi sonucunda;
Mahkeme‘nin çalıĢmasına bir engel bulunmadığına, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet
ERTEN, Fettah OTO, Zehra Ayla PERKTAġ ile Celal Mümtaz AKINCI‘nın, gerekçesi
2010/68 esas sayılı dosyada belirtilen karĢıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
2- Dosyada eksiklik bulunmadığından iĢin esasının incelenmesine, OYBĠRLĠĞĠYLE,
karar verilmiĢtir.
V- ESASIN ĠNCELENMESĠ
BaĢvuru kararı ve ekleri, Raportör Murat ARSLAN tarafından hazırlanan iĢin esasına
iliĢkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri
ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüĢülüp düĢünüldü:
BaĢvuru kararında, muvazaalı olup olmadığı ortaya konulmaksızın Türkiye Ġmar
Bankası T.A.ġ.‘nin personelinin kurmuĢ olduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve
vakıflarına ait hesapların, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından
ödenmeyeceğinin kurala bağlanmasının, hukuk devletinde kuralların sonuçlarının
öngörülebilir olmasını gerektiren hukuk güvenliği ilkesi ile bağdaĢmadığı; TMSF‘den
yararlanma açısından anılan Vakfa ait hesaplar ile diğer hesap sahipleri arasında bir fark
bulunmadığından, bunlar arasında muvazaalı durumlar dıĢında ayrım yapılmasının eĢitlik
ilkesine aykırı olduğu belirtilerek kuralın, Anayasa‘nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu
ileri sürülmüĢtür.
5021 sayılı Kanun, bankacılık iĢlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan
Türkiye Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketi nezdindeki ticari kuruluĢlar ve diğer kuruluĢlar
mevduatı hesaplarında bulunan tutarların hak sahiplerine ödenmesinin esas ve usullerini
düzenlemektedir.
Bankalar Kanunu‘na tabi bankalarda usulüne uygun olarak açılan bireysel tasarruf
mevduat hesapları dıĢında hiçbir bankacılık iĢlemi (ticari kuruluĢlar ve diğer kuruluĢlar
mevduatı ya da hisse senedi iĢlemleri gibi) mevduat sigortası kapsamında değildir.
Dolayısıyla, bu hesaplar açılırken anılan mevduat sahiplerince, banka tarafından ödemelerin
yapılamaması riski üstlenilmiĢ olmaktadır. 5021 sayılı Kanun ise bu durumun istisnasını
düzenlemektedir.
Kanun‘un itiraz konusu kuralı da içeren geçici 1. maddesinin (a) bendinin ikinci
fıkrasında, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin doğrudan ve dolaylı olarak banka sermayesinde
payı olan her türlü ortakları ile bunların ana, baba, eĢ ve çocukları ile bankanın yönetim
kurulu ve kredi komitesi baĢkan ve üyeleri, genel müdür ve yardımcıları, imzaları bankayı
ilzam eden memurları ile Ģube müdürleri veya bunlar adına hareket eden kiĢiler veya bu
fıkrada belirtilen kiĢilerin ayrı ayrı veya birlikte doğrudan veya dolaylı olarak yönetim ve
denetimine sahip oldukları kuruluĢlara ait ticari kuruluĢlar ve diğer kuruluĢlar mevduatı,
Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin personelinin kurmuĢ olduğu munzam veya yardımlaĢma
sandık ve vakıflarına ait mevduat ile muvazaalı olduğu TMSF tarafından tespit edilen
hesaplar için TMSF tarafından herhangi bir ödeme yapılmayacağı hükme bağlanmıĢtır. Kanun
koyucu, burada sözü edilen ve Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin iĢleyiĢinde, yönetilmesinde
ve tasarruflarında fonksiyonu, yetkisi veya katkısı bulunan kiĢilerin iĢlemleri için özel bir
düzenleme yapmıĢ ve bu kiĢileri kötü niyetli, yapılan iĢlemleri de bir nevi muvazaalı iĢlem
gibi kabul etmiĢtir.
Anayasa‘nın 10. maddesinde yer verilen eĢitlik ilkesi hukuksal durumları aynı olanlar
için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eĢitlik öngörülmüĢtür. EĢitlik ilkesinin
amacı, aynı durumda bulunan kiĢilerin kanunlar karĢısında aynı iĢleme bağlı tutulmalarını
sağlamak, haklı bir nedene dayanmayan ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını
önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kiĢi ve topluluklara ayrı kurallar
uygulanarak kanun karĢısında eĢitliğin ihlali yasaklanmıĢtır. Kanun önünde eĢitlik, herkesin
her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler, kimi
kiĢiler ya da topluluklar için değiĢik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal
durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa‘da öngörülen
eĢitlik ilkesi zedelenmez.
Yukarıda belirtilen Ģekilde özel düzenleme öngörülmesinin nedeninin, finans
sektöründen kaynaklı üst üste yaĢanan ekonomik krizler sonrası kamuoyunda ―banka
hortumlamak‖ Ģeklinde kavramlaĢtırılmıĢ olan ve krizlerin tetikleyicisi olan fiillere karĢı
kamuoyunun duyarlılığına cevap vermek olduğu, bu düzenleme ile amaçlananın ―banka
yöneticileri‖nin eylem ve iĢlemlerinin toplumsal etkileri ve kamu düzeni üzerindeki sonuçları
gözetilerek özel bir hükümle daha ağır bir yaptırıma tabi tutulmalarının sağlanması olduğu
anlaĢılmaktadır.
Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ. Memur ve Müstahdemleri Yardım ve Emekli Sandığı
Vakfı, üyelerinin tamamını banka çalıĢanlarının oluĢturduğu ve sermayesinin % 50‘sinin
banka tarafından karĢılandığı, sosyal güvenlik kuruluĢu niteliğinde bir sandıktır. Dolayısıyla,
Vakıf ile Banka arasında organik bir bağ kurulmuĢ olup Bankaya el konulma sürecinde Vakıf
yöneticilerinin bir kısmının aynı zamanda Bankanın da yöneticileri arasında olduğu
görülmektedir.
Haklı bir nedene dayanmaksızın, Devlet güvencesinden yararlanılmasını önlemek ve
Bankaya hakim sermaye sahiplerinin ya da yöneticilerinin kendi kusurlarından kaynaklanan
hak taleplerini kapsam dıĢı bırakmak amacıyla böyle bir madde düzenlendiği anlaĢılmaktadır.
Kamu yararı, bankalara duyulan güveni artırmak suretiyle tasarrufları korumak, mali
piyasalarda güven ve istikrarı sağlamak ve somut olayda da kusuru olmaksızın oluĢan
mağduriyetleri gidermek amacıyla getirilen mevduat sigortası sisteminin, bankanın kötü
yönetilmesinde ve mağduriyetlerin oluĢmasında katkısı olanlarca kullanılmasının önlenmesi
Devletin, Anayasa‘nın 5. maddesinde belirtilen temel amaç ve görevlerine de uygundur.
Ġtiraz konusu kuralda bahsedilen Vakfın sermayesinin % 50‘si Banka tarafından
karĢılanmıĢtır ve yöneticileri aynı zamanda Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin de üst düzey
yöneticileridir. Kanun koyucu, Banka yöneticilerinin iĢlemleri nedeniyle Bankanın içinin
boĢaltıldığını ve mevduat sahiplerinin bu nedenle mağdur olduğunu düĢünerek bu
düzenlemeyi yapmıĢtır. Düzenleme bu Ģekliyle iyi niyetli hesap sahiplerini dikkate almıĢ,
güvence kapsamında olmamasına rağmen Bankanın yöneticileri ve onların yönetiminde
bulundukları vakıf hesabı dıĢında tüm ticari ya da diğer kuruluĢ mevduatı sahiplerinin
hesaplarındaki tutarların ödenmesini öngörmüĢtür. Banka yöneticileri ile kusurdan sorumlu
olmayan diğer hesap sahipleri arasında ayırım yapılması haklı bir nedene dayandığından
eĢitlik ilkesinin ihlal edildiğinden söz edilemez. Kaldı ki, hukukun genel ilkeleri gereğince de
kimse kendi kusuruna dayanarak bir hak iddiasında bulunamaz ve hukuk devletinde bir
hakkın kötüye kullanılması koruma göremez.
Anılan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa‘nın 10. maddesine aykırı değildir. Ġptal
isteminin reddi gerekir.
Kuralın, Anayasa‘nın 2. maddesiyle ilgisi görülmemiĢtir.
Bu görüĢe, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR ile
Osman Alifeyyaz PAKSÜT katılmamıĢlardır.
VI- SONUÇ
16.12.2003 günlü, 5021 sayılı Bazı Kanunlarda DeğiĢiklik Yapılması ve Bankalar
Kanunu Hükümlerine Ġstinaden Bankacılık ĠĢlemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme Ġzni
Kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketi Hakkında Tesis Edilecek Bazı ĠĢlemler
Hakkında Kanun‘un geçici 1. maddesinin (a) fıkrasının ikinci paragrafının “…Türkiye İmar
Bankası T.A.Ş.’nin personelinin kurmuş olduğu munzam veya yardımlaşma sandık ve
vakıflarına ait mevduat…” bölümünün Anayasa‘ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDĠNE,
Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR ile Osman Alifeyyaz
PAKSÜT‘ün karĢıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, 18.10.2012 gününde karar verildi.
BaĢkan
HaĢim KILIÇ
BaĢkanvekili
Serruh KALELĠ
BaĢkanvekili
Alparslan ALTAN
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
Üye
Mehmet ERTEN
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
Üye
Osman Alifeyyaz
PAKSÜT
Üye
Zehra Ayla
PERKTAġ
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
Üye
Burhan ÜSTÜN
Üye
Engin YILDIRIM
Üye
Nuri NECĠPOĞLU
Üye
Hicabi DURSUN
Üye
Celal Mümtaz
AKINCI
Üye
Erdal TERCAN
Üye
Muammer TOPAL
Üye
Zühtü ARSLAN
KARġIOY GEREKÇESĠ
16.12.2003 günlü, 5021 sayılı Yasa‘nın Geçici 1. maddesinin (a) fıkrasının ikinci
paragrafında, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin personelinin kurmuĢ olduğu munzam veya
yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait mevduat ile muvazaalı olduğu Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonu (TMSF) tarafından tespit edilen hesaplar için TMSF‘ca herhangi bir ödeme
yapılmayacağı hükme bağlanmıĢtır.
Yasa koyucu tarafından, finansal piyasalardaki güven ve istikrarın sağlanması, kredi
sisteminin düzenli olarak yürütülmesi, bu bağlamda tasarruf sahiplerinin bankacılık sektörüne
güveninin sarsılmaması amacıyla Ġmar Bankası nezdinde mevduat sigortası kapsamında
olmayan ticari kuruluĢlar ve diğer kuruluĢlar mevduat hesabı sahiplerinin mağduriyetlerinin
önlenmesi için geri ödemeyle ilgili 5021 sayılı Yasa çıkarılarak, Ġmar Bankasında ticari
kuruluĢlar ve diğer kuruluĢlar mevduat hesabı olan hak sahiplerine ödeme yapılması
öngörülmüĢtür. Bu düzenleme uyarınca, muvazaalı olduğu tespit edilen hesaplar için
TMSF‘ca herhangi bir ödeme yapılmayacağında, uyuĢmazlık çıkması durumunda da konunun
yargı organlarınca açıklığa kavuĢturulacağında duraksamaya yer yoktur. Ancak, muvazaalı
olup olmadığı araĢtırılmaksızın bu yönde bir varsayıma dayanılarak Türkiye Ġmar Bankası
T.A.ġ.‘nin personelinin kurduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait
hesapların sigorta fonunca ödenmeyeceğinin öngörülmesi, adil bir hukuk düzeni kurup bunu
sürdürmekle yükümlü olan hukuk devletinde kiĢilerin hukuk güvenliğini sarsan hak ve adalet
duygularını zedeleyen bir sonuç doğurmaktadır.
Öte yandan, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin personelinin kurduğu munzam veya
yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait hesap sahipleri ile diğer hesap sahipleri arasında
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonundan yararlanma bakımından bir fark bulunmamaktadır.
Banka personelin muvazaa veya baĢka bir hukuka aykırılık nedeniyle diğer hesap
sahiplerinden farklı durumda bulundukları kanıtlanamadığı sürece bunlar arasında ayırım
yapılması, Anayasa‘nın 10. maddesinde belirtilen eĢitlik ilkesiyle bağdaĢmamaktadır.
Devletin kurduğu ve yasalara uygun olarak sürdürülmesinden sorumlu olduğu hukuk
düzenine güvenerek iĢlem yaptığı kabul edilen iyi niyetli hesap sahiplerinin uğradıkları
zararın tazmini amacıyla bir çeĢit atıfet olarak getirilmesi, itiraz konusu düzenlemede hukuka
aykırı biçimde ayırımlar yapılmasının haklı nedeni olamaz. Yasa koyucu takdir yetkisi
kapsamında bir zararın tazminini, farklı hukuki gerekçelerle uygun bulmayabilir. Buna karĢın,
atıfet biçiminde de olsa böyle bir yol öngörülüyor ise hukuk düzeni tarafından kabul görmüĢ
hukuka aykırılıklar dıĢında bireyler arasında ayırım yapılması eĢitlik ilkesine aykırılık
oluĢturur.
Açıklanan nedenlerle itiraz konusu kuralın Anayasa‘nın 2. ve 10. maddelerine aykırı
olduğu ve iptali gerektiği düĢüncesiyle çoğunluk görüĢüne katılmıyorum.
Üye
Fulya KANTARCIOĞLU
KARġIOY GEREKÇESĠ
Kural, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘ti personelinin kurmuĢ olduğu munzam veya
yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait karĢılıksız Devlet iç borçlanma senetleri için, Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonunca herhangi bir ödeme yapılmayacağını hükme bağlamaktadır.
Anayasa‘nın 2. maddesinde;
“Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde,
insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere
dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” denilmektedir.
Maddede belirtilen hukuk devleti, eylem ve iĢlemleri hukuka uygun, her alanda adil,
güvenilir bir hukuk düzeni kurup bunu geliĢtirerek sürdüren, hukukun üstün kurallarıyla
kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir.
Hukuk devletinin önemli unsurlarından olan hukukî güvenlik ilkesi, sadece bireylerin
devlet faaliyetlerine duyduğu güveni değil, yürürlükte bulunan mevzuatın süreceğine duyulan
güveni de kapsar.
Ġtiraz konusu kural, Türkiye Ġmar Bankası personelinin kurmuĢ olduğu munzam veya
yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait Devlet iç borçlanma senetlerinin, bu sandık ve
vakıfların salt Türkiye Ġmar Bankası personeli tarafından kurulmuĢ olmasını muvazaanın
varlık nedeni saymakta ve söz konusu senetlerin muvazaaya dayalı olarak edinildiğini kabul
ederek, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca herhangi bir ödeme yapılmayacağını
öngörmektedir.
Bir bankanın salt personeli olmak muvazaanın varlığı için tek baĢına yeterli kanıt
olmayacağı gibi, bir olayda muvazaanın var olup olmadığının hukuki sonuç doğuracak Ģekilde
ve kesin olarak saptanabilmesi de yasama organın değil yargı organlarının iĢidir.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından ediniliĢ biçiminde ciddi muvazaa Ģüphesi
olduğu saptanan Devlet iç borçlanma senetleri için ödeme yapılmayabilir, ancak, bu konuda
dahi çıkabilecek bir uyuĢmazlığın yargı organları tarafından karara bağlanması hukuk devleti
olmanın gereğidir.
Öte yandan, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumu kararı ile bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılarak, yönetim ve
denetiminin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu‘na varlıklarıyla birlikte devredilmiĢ olması
dikkate alındığında, dava konusu kuraldaki hesap ya da iĢlemlerin, mevduat sigortası
kapsamında kalıp kalmamasının bir öneminin olmadığı, hukuki güvenlik gereği mağdurlara
yapılan ödemelerin de atıfet olarak kabul edilemeyeceği açıktır.
Yasa koyucu ihtiyaç duyduğu bir alanı düzenlerken, Anayasa ve hukukun genel
ilkelerine uymak ve keyfi olarak nitelendirilecek düzenlemelerden kaçınmak durumundadır.
Ġtiraz konusu kuralın, muvazaanın varlığını peĢinen kabul edip buna göre uygulama
yapılmasını sağlaması nedeniyle adil olduğundan, dolayısıyla da Anayasa‘ya uygunluğundan
söz edilemez.
Açıklanan nedenle kural Anayasa‘nın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesine
aykırıdır. Ġptali gerekir.
Üye
Mehmet ERTEN
KARġIOY GEREKÇESĠ
Ġtiraz baĢvurusuna konu olan 16.12.2003 günlü, 5021 sayılı Kanun‘un geçici 1.
maddesinin (a) fıkrasının ikinci paragrafında “… Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.’nin
personelin kurmuĢ olduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait
mevduat…” için Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca herhangi bir ödeme yapılmayacağı
hüküm altına alınmaktadır.
Anılan geçici 1. madde metni incelendiğinde, maddede sayılan tüm durumların
yasakoyucu tarafından ―muvazaalı iĢlem‖ kabul edildiği ve bu meyanda Ġmar Bankası
Personelinin (çalıĢanlarının) üyesi olduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarına
ait mevduatın da bu kapsamda değerlendirildiği, bunun doğal sonucu olarak, anılan banka
çalıĢanlarının aylıklarından kesilen aidatlar ile iĢveren bankanın yatırdığı karĢılıklar
toplamından oluĢan mevduat tutarının da ―muvazaalı‖ sayılarak, bunların TMSF aktifine dahil
edildiği anlaĢılmaktadır.
Ġtiraz baĢvurusunda bulunan Mahkeme kararında da iĢaret edildiği üzere, muvazaalı
olup olmadığı ortaya konulmaksızın, anılan banka personelinin kurmuĢ olduğu munzam veya
yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait hesapların TMSF‘ca ödenmeyeceğinin kurala
bağlanması, hukuk devletinde kuralların sonuçlarının öngörülebilir olmasını gerektiren hukuk
güvenliği ilkesi ile bağdaĢmaz. Ayrıca bu banka mevduat hesapları arasında ayrım yapılarak,
sigorta kapsamındaki mevduat sahiplerine ödeme yapılmasının öngörülmesi; dava konusu
sandık ve vakıf mevduat sahiplerinin bu birikimlerinin ise ―muvazaalı‖ varsayılarak, bunların
sahipleri olan banka çalıĢanlarına hiçbir ödeme yapılmayarak, bu hesaplara TMSF‘ca el
konulması Anayasa‘nın eĢitlik ilkesine de aykırılık oluĢturur.
Kaldı ki Anayasa Mahkemesi‘nin 4.5.2005 günlü, E. 2004/4, K.2005/25 (R.G.
23.6.2005, Sayı:25854) kararında; aynı Bankanın Off-Shore (Kıyı Bankacılığı) hesaplarındaki
mevduatlara el konulmasını öngören 16.12.2003 günlü, 5021 sayılı Kanun‘un ilgili hükmü
iptal edilirken Ģu gerekçeye dayanılmıĢtır:
―…Mevduat sahiplerinin söz konusu mevduatlarının Türkiye‘deki muhatabı olduğu
bankaya ödenip ödenmediğini takip etme zorunluluğu yoktur. Kaldı ki muvazaalı olduğu
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tespit edilen hesaplar için Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonu‘nca herhangi bir ödeme yapılmayacağı, bu konuda uyuĢmazlık çıkması
durumunda da konunun yargı organlarınca karara bağlanacağı kuĢkusuzdur. Bu nedenle,
Mudinin bankacılık iĢlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığı tarihten
geriye doğru bir ay içinde karĢılığı ödenmeksizin aktarılan hesaplarının sigorta fonunca
ödenmeyeceğinin kurala bağlanması, hukuk devletinde kuralların sonuçlarının öngörülebilir
olmasını gerektiren hukuk güvenliği ilkesi ile bağdaĢmaz… Kıyı bankalarındaki hesaplarında
bankacılık iĢlemi yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan bankaların yurt içi kayıtlarına
karĢılığı nakden ödenmeksizin aktarılan mevduat sahipleriyle aynı bankanın diğer mevduat
sahipleri arasında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu‘ndan yararlanma açısından bir fark
bulunmadığından, bunlar arasında muvazaalı durumlar dıĢında ayırım yapılması eĢitlik
ilkesine aykırılık oluĢturur. Açıklanan nedenlerle dava konusu kural, Anayasa‘nın 2. ve 10.
maddelerine aykırıdır. Ġptali gerekir…‖
Anayasa Mahkemesi‘nce sonuçlandırılan benzer bir ihtilafta; bankaların fona devrinden
sonraki iĢlemler nedeniyle üçüncü kiĢilerin iyi niyet iddiasında bulunmalarını yasaklayan
18.6.1999 günlü, 4389 sayılı Kanun‘un 15. maddesinin (7) numaralı fıkrasının değiĢik (b)
bendinin ilgili ibaresi iptal edilirken, Anayasa Mahkemesi‘nce Ģu gerekçe ortaya konulmuĢtur:
―… Ġtiraz konusu kuralda, bankaların Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu‘na devrinden
sonra üçüncü kiĢilere yapılan satıĢ, devir ve temlik, sınırlı ayni hak tesisi gibi iĢlemler
nedeniyle, söz konusu iĢlemlere taraf olan üçüncü kiĢilerin iyiniyet iddiasında
bulunamayacakları belirtilmiĢtir…KiĢinin, kendisini savunabilmesinin ya da maruz kaldığı
haksız bir uygulama veya iĢleme karĢı haklılığını ileri sürüp kanıtlayabilmesinin en etkili ve
güvenceli yolu, yargı mercileri önünde haklılığını arayabilmesi ve davada ileri sürülen
iddiaların ve delillerin karĢı tarafın iddia ve delilleriyle eĢit imkânlarda araĢtırılması ve eĢit
değerlemeye tâbi tutulmasıdır. …Kamu alacağının tahsilinin hızlandırılması gibi soyut bir
gerekçe, iyiniyete, iliĢkin ispat kuralını uygulanmamasının nedeni olmaz. Kuralda geçen tüm
üçüncü kiĢilerin iĢlemleri muvazaalı kabul edilerek, iyiniyetli üçüncü kiĢilerin dava açma
haklarının özü zedelenmekte, mahkemeye etkili eriĢim ve savunma hakları engellenmekte,
korunmasında kamu yararı bulunan iyiniyetli kimsenin, idare ve mahkeme yönünde iyiniyetli
olduğunu iddia ve ispat etme hakkı elinden alınmaktadır. Açıklanan nedenlerle itiraz konusu
kural, üçüncü kiĢiler yönünden Anayasa‘nın 2. ve 36. maddelerine aykırıdır. Ġptali gerekir…‖
(Any. Mah. 20.1.2011 tarih ve E. 2009/53, K.2011/19 sayılı kararı; RG. 14.4.2011, Sayı:
27905)
Konunun diğer bir cephesi, ―Banka sandıklarının iĢlem tarihi itibariyle özel bir statü
teĢkil ettiği ve SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı dıĢında ayrı bir sosyal güvenlik kuruluĢu
teĢkil ettikleri gerçeğidir. Nitekim 5510 sayılı Sosyal Güvenlik Kanunu‘nun Geçici 20.
maddesiyle, bu sandıkların mensupları yeni sosyal güvenlik sistemine intibak ettirilmiĢlerse
de, bu sandıklar kapatılmamıĢ ve mensuplarına ek sosyal güvenlik sağlama fonksiyonlarına
müdahale edilmemiĢtir. Oysa dava konusu kural, adı geçen bankanın mensuplarının kurmuĢ
olduğu Sandık ve Vakfın tüm mevduatlarına el atma suretiyle, Anayasa‘nın 60. maddesiyle
korunan sosyal güvenlik hakkının da ihlaline yol açmıĢtır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, dava konusu kuralın Anayasa‘nın 2., 10. ve 60.
maddelerine aykırı olmak nedeniyle iptal gerektiği kanaatine ulaĢtığımdan; aksi yöndeki
çoğunluk kararına katılmıyorum.
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
KARġIOY YAZISI
16.12.2003 günlü, 5201 sayılı Kanun‘un geçici 1. maddesinin (a) fıkrasının ikinci
paragrafında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunca bankacılık iĢlemleri yapma ve
mevduat kabul etme izni kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin doğrudan veya dolaylı
olarak banka sermayesinde payı olan her türlü ortakları ile bunların yakınlarının ve Banka‘nın
yönetici ve imzaları ile ilzam eden yetkililerinin yanı sıra, Banka personelinin kurmuĢ olduğu
munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait mevduat için herhangi bir ödeme
yapılmayacağı öngörülmüĢtür.
Ġptali istenen kural, düzenlemenin “…Türkiye İmar Bankası T.A.Ş.’nin personelinin
kurmuş olduğu munzam veya yardımlaşma sandık ve vakıflarına ait mevduat…” bölümüdür.
Düzenleme genel olarak, Bankanın içine düĢürüldüğü durumla ilgili olarak Bankanın
hakim sermaye sahiplerinin ve yöneticilerinin kendi kusurlarından kaynaklanan hak
taleplerini Bankanın tasfiyesi sürecinde hak sahiplerine sağlanan korumanın kapsamı dıĢında
bırakmayı amaçlamıĢtır. Buna göre kuralla, belli kiĢi ve grupların mülkiyet hakkı kapsamında
olan alacak haklarına bir sınırlama getirilmiĢtir.
Anayasa‘nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti‘nin bir hukuk devleti olduğu
belirtilmiĢ, 13. maddesinde temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması ilke ve esaslarına yer
verilmiĢ, 35. maddesinde ise mülkiyet hakkı düzenlenmiĢtir. Buna göre mülkiyet hakkı ancak
kamu yararı amacıyla ve kanunla sınırlanabilecek olup, öngörülebilecek sınırlamanın
mülkiyet hakkının özüne dokunmaması, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve
ölçülülük ilkesine aykırı olmaması gerekmektedir.
Ġptali istenen kuralla, Türkiye Ġmar Bankası personelinin kurmuĢ olduğu munzam veya
yardımlaĢma sandık ve vakıflarına ait mevduat için herhangi bir ödeme yapılmayacağı hükme
bağlanmıĢtır. Her ne kadar Banka personelinin kurduğu vakfın sermayesinin %50‘si Banka
tarafından karĢılanmıĢ ise de geri kalan %50‘nin muvazaalı bir iĢlem konusu olup olmadığı
araĢtırılmadan malvarlığının bu bölümünün de bloke edilmesi, adil olmayan, ölçüsüz bir
düzenlemedir. Kural gereğince mülkiyet haklarına sınırlama getirilen sandık ve vakıflar ile
bunların Banka yöneticisi veya sermayedarı olmayan personelleri, Bankanın içine
düĢürüldüğü durumdan sorumlu tutulamazlar. Bu nedenle bunlar hakkında da Bankayı zarara
uğratan sermayedar ve yetkililerin mevduatları için öngörülen önlemlerin uygulanması, bu
gruptaki kiĢilerin mülkiyet hakkını ağır biçimde ihlal eden, ölçüsüzce bir müdahaledir. Kaldı
ki Kanun‘da, muvazaalı olan hesaplar için ödeme yapılmayacağı esasen hükme bağlanmıĢtır.
Bu nedenle kural, amacın gerçekleĢtirilmesi için zorunlu da değildir.
Açıklanan nedenlerle kural Anayasa‘nın 2. ve 35. maddelerine aykırıdır.
Üye
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
[R.G. 28 Mart 2013 – 28601]
—— • ——
Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından:
Esas Sayısı
: 2011/4
Karar Sayısı : 2012/154
Karar Günü : 18.10.2012
ĠTĠRAZ YOLUNA BAġVURAN : DanıĢtay Onüçüncü Daire
ĠTĠRAZIN KONUSU : 24.5.2007 günlü, 5667 sayılı Bankacılık ĠĢlemleri Yapma ve
Mevduat Kabul Etme Ġzni Kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketince Devlet Ġç
Borçlanma Senedi SatıĢı Adı Altında Toplanan Tutarların Ödenmesi Hakkında Kanun‘un 3.
maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan ―…imzaları bankayı ilzam eden memurları ile
şube müdürleri…‖ ibaresinin, Anayasa‘nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülerek
iptaline karar verilmesi istemidir.
I- OLAY
Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ. Sakarya ġubesi Müdürü, Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurumu kararı ile bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan,
yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen Türkiye Ġmar Bankası
T.A.ġ.‘ye karĢılığında Devlet iç borçlanma senedi bulunmamasına rağmen Devlet iç
borçlanma senedi alımı amacıyla yatırdığı tutarın ödenmesi için Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonuna baĢvurmuĢtur. Adı geçen Kurumca talebin reddi üzerine davacı tarafından red
iĢleminin iptali istemiyle açılan davanın temyiz incelemesinde, itiraz konusu kuralın
Anayasa‘ya aykırı olduğu kanısına varan DanıĢtay Onüçüncü Daire, iptali için baĢvurmuĢtur.
II- ĠTĠRAZIN GEREKÇESĠ
BaĢvuru kararının gerekçe bölümü Ģöyledir:
―… ve … vekilleri Av. … ve Av. … tarafından, bankacılık iĢlemleri yapma ve mevduat
kabul etme izni kaldırılarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu‘na devredilen Türkiye Ġmar
Bankası T.A.ġ.‘ ye, karĢılığında Devlet iç borçlanma senedi bulunmamasına rağmen Devlet iç
borçlanma senedi alımı amacıyla yatırdıkları tutarın ödenmesi konusunda yapılan baĢvurunun,
24.05.2007 tarih ve 5667 sayılı Bankacılık ĠĢlemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme Ġzni
Kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketince Devlet Ġç Borçlanma Senedi SatıĢı
Adı Altında Toplanan Tutarların Ödenmesi Hakkında Kanun uyarınca reddine iliĢkin
01.11.2007 tarih ve 9498 sayılı iĢlemin iptali ile yatırılan 24.056-TL.‘nin faiziyle birlikte
ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davayı reddeden Ġstanbul 8. Ġdare Mahkemesi‘nin
04.12.2008 tarih ve E:2008/638, K:2008/2129 sayılı kararının temyizi üzerine oluĢturulan
dosya incelenerek gereği görüĢüldü:
5667 sayılı Kanunun 3. maddesinde ―(1) Hak sahibi olmadığı anlaĢılanlara, Türkiye
Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketinin bankacılık iĢlemleri yapma ve mevduat kabul etme
izninin kaldırıldığı tarihten sonra karĢılıksız Devlet iç borçlanma senedi aldığı tespit
edilenlere, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunca bankacılık iĢlemleri yapma ve
mevduat kabul etme izni kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketi ortakları ile
bunların ana, baba, eĢ ve çocukları ile bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi baĢkan ve
üyeleri genel müdür ve yardımcıları, imzaları bankayı ilzam eden memurları ile Ģube
müdürleri veya bunlar adına hareket eden kiĢilerce alınan veya bu kiĢilerin ayrı ayrı veya
birlikte doğrudan veya dolaylı olarak yönetim ve denetimine sahip oldukları kuruluĢlarca
alınan, Türkiye Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketinin personelinin kurmuĢ olduğu munzam
veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarca alınan karĢılıksız Devlet iç borçlanma senetlerine
iliĢkin olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca herhangi bir ödeme yapılmaz‖ hükmüne yer
verilmiĢtir.
Anayasa‘nın 2. maddesinde Cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti,
insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve iĢlemleri
hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup, bunu geliĢtirerek sürdüren,
hukuk güvenliğini gerçekleĢtiren, Anayasa‘ya aykırı tutum ve durumlardan kaçınan, hukuku
tüm devlet organlarına egemen kılan, yargı denetimine açık, yasaların üstünde Anayasa‘nın ve
yasakoyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri bulunduğu bilincinde olan devlettir. Bu
bağlamda, hukuk devletinde yasakoyucu, yasaların yalnız Anayasa‘ya değil, evrensel hukuk
ilkelerine de uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür.
Muvazaalı olduğu Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tesbit edilen hesaplar için
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu‘nca herhangi bir ödeme yapılmayacağı, bu konuda
uyuĢmazlık çıkması durumunda da konunun yargı organlarınca karara bağlanacağı
kuĢkusuzdur.
Ancak, muvazaalı olup olmadığı ortaya konulmaksızın mudilere ait hesapların sigorta
fonunca ödenmeyeceğinin kurala bağlanması, hukuk devletinde kuralların sonuçlarının
öngörülebilir olmasını gerektiren hukuk güvenliği ilkesi ile bağdaĢmaz.
Öte yandan, Anayasa‘nın 10. maddesinde belirtilen yasa önünde eĢitlik ilkesi hukuksal
durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eĢitlik
öngörülmüĢtür. EĢitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kiĢilerin yasalar karĢısında aynı
iĢleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayırım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir.
Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kiĢi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak yasa
karĢısında eĢitliğin çiğnenmesi yasaklanmıĢtır. Yasa önünde eĢitlik, herkesin her yönden aynı
kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler, kimi kiĢiler ya da
topluluklar için değiĢik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı,
ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa‘da öngörülen eĢitlik ilkesi
zedelenmez.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu‘ndan yararlanma açısından banka çalıĢanları ile diğer
hesap sahipleri bir fark bulunmadığından, bunlar arasında muvazaalı durumlar dıĢında ayırım
yapılması eĢitlik ilkesine aykırılık oluĢturur.
Açıklanan nedenlerle; dava konusu iĢleme dayanak alınan kuralın, Anayasa‘nın 2. ve
10. maddelerine aykırı olduğu sonucuna varılarak, Anayasa‘nın 152., 2949 sayılı Anayasa
Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 28. maddesinin 2. fıkrası
uyarınca, 5667 sayılı Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrasındaki ―imzaları bankayı ilzam eden
memurları ile Ģube müdürleri‖ kısmının iptali için Anayasa Mahkemesi‘ne baĢvurulmasına,
01.11.2010 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.‖
III- YASA METĠNLERĠ
A- Ġtiraz Konusu Yasa Kuralı
24.5.2007 günlü, 5667 sayılı Bankacılık ĠĢlemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme Ġzni
Kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketince Devlet Ġç Borçlanma Senedi SatıĢı
Adı Altında Toplanan Tutarların Ödenmesi Hakkında Kanun‘un itiraz konusu kuralı da içeren
3. maddesinin (1) numaralı fıkrası Ģöyledir:
“MADDE 3- (1) Hak sahibi olmadığı anlaşılanlara, Türkiye İmar Bankası Türk
Anonim Şirketinin bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığı
tarihten sonra karşılıksız Devlet iç borçlanma senedi aldığı tespit edilenlere, Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurulunca bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni
kaldırılan Türkiye İmar Bankası Türk Anonim Şirketi ortakları ile bunların ana, baba, eş ve
çocukları ile bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi başkan ve üyeleri, genel müdür ve
yardımcıları, imzaları bankayı ilzam eden memurları ile şube müdürleri veya bunlar adına
hareket eden kişilerce alınan veya bu kişilerin ayrı ayrı veya birlikte doğrudan veya dolaylı
olarak yönetim ve denetimine sahip oldukları kuruluşlarca alınan, Türkiye İmar Bankası Türk
Anonim Şirketinin personelinin kurmuş olduğu munzam veya yardımlaşma sandık ve
vakıflarca alınan karşılıksız Devlet iç borçlanma senetlerine ilişkin olarak Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonunca herhangi bir ödeme yapılmaz.”
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
BaĢvuru kararında, Anayasa‘nın 2. ve 10. maddelerine dayanılmıĢtır.
IV- ĠLK ĠNCELEME
Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 8. maddesi uyarınca HaĢim KILIÇ, Osman
Alifeyyaz PAKSÜT, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN,
Fettah OTO, Serdar ÖZGÜLDÜR, Serruh KALELĠ, Zehra Ayla PERKTAġ, Recep
KÖMÜRCÜ, Alparslan ALTAN, Burhan ÜSTÜN, Nuri NECĠPOĞLU, Hicabi DURSUN ve
Celal Mümtaz AKINCI‘nın katılımıyla 20.1.2011 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında;
1- 7.5.2010 günlü, 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Kanun uyarınca, 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin
KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ile ilgili gerekli düzenlemeler yapılmadan,
Mahkeme‘nin çalıĢıp çalıĢamayacağına iliĢkin ön meselenin incelenmesi sonucunda;
Mahkeme‘nin çalıĢmasına bir engel bulunmadığına, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet
ERTEN, Fettah OTO, Zehra Ayla PERKTAġ ile Celal Mümtaz AKINCI‘nın, gerekçesi
2010/68 esas sayılı dosyada belirtilen karĢıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
2- Dosyada eksiklik bulunmadığından iĢin esasının incelenmesine, OYBĠRLĠĞĠYLE,
karar verilmiĢtir.
V- ESASIN ĠNCELENMESĠ
BaĢvuru kararı ve ekleri, Raportör Murat ARSLAN tarafından hazırlanan iĢin esasına
iliĢkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri
ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüĢülüp düĢünüldü:
A- Genel Açıklamalar
4.1.1985 tarihli karar ile Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından Türkiye Ġmar
Bankası T.A.ġ.‘ye, borsa üyelik belgesi verilmiĢ, SPK‘nın 25.10.1990 günlü, 50/183 sayılı
kararı ile de borsa üyelik ve aracılık faaliyetlerinde bulunma yetkisi kaldırılmıĢtır. Bu karar,
22.11.1990‘da Hazine ve DıĢ Ticaret MüsteĢarlığına bildirilmiĢtir.
2002 yılının Ekim ayından itibaren, anılan Banka, sistematik Ģekilde önemli miktarda
açığa Devlet Ġç Borçlanma Senedi (DĠBS) satıĢ iĢlemi gerçekleĢtirmiĢtir. Banka yönetim ve
denetiminin Fona geçmesinden sonra Bankanın yetkisiz ve kayıt dıĢı hazine bonosu satıĢı
yapmıĢ olduğu tespit edilmiĢtir. Yetkisiz satıĢ ile ilgili olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
(TMSF) tarafından suç duyurusunda bulunulmuĢtur.
TMSF‘nin el koymadan sonra yaptığı incelemeler üzerine; SPK tarafından 1990 yılında
aracılık faaliyetleri durdurulan ve aracı kuruluĢ niteliğini kaybeden Bankanın, Sermaye
Piyasası Kanunu‘na aykırı bir Ģekilde Hazine bonosu ve Devlet tahvili alım satımı yaptığı,
Hazine bonosu ve devlet tahvili alım satım iĢlemlerine yoğun olarak baĢladığı 21.10.2002
tarihinden itibaren sistematik bir Ģekilde satıĢını yaptığı DĠBS‘in önemli bir kısmını
portföyünden düĢmediği, emanet hesaplarına geçmediği, bu tutarları ĠMKB‘ye bildirmediği,
bir baĢka ifade ile müĢteriler adına yapılan bu iĢlemlerin önemli bir kısmını açığa
gerçekleĢtirdiği, gerçek anlamda satıĢını yaptığı Hazine bonosu ve Devlet tahvillerinin ise
3.7.2003 tarihi itibarıyla mevcut olmadığı, 30.6.2003 tarihi itibarıyla DĠBS portföyünün
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının (TCMB) açıkladığı fiyatlar üzerinden 15 bin TL‘lik
düzeye kadar düĢmüĢ olmasına rağmen, 30.6.2003 ila 3.7.2003 tarihleri arasında bu tutarların
çok üzerinde bono ve tahvil satıĢını gerçekleĢtirdiği hususları tespit edilmiĢtir.
ĠĢlem hacminin, muavin kayıtları silmede kullanılan bir yazılım programıyla saklandığı,
iĢlemlere iliĢkin tüm fiĢ ve belgelerin Bankanın Genel Müdürlüğüne gönderildiği, Ģubelerde
hiç bir fiĢ veya belge tutulmadığı, Ģubelerden gönderilen fiĢlerin çok az bir kısmının Genel
Müdürlük yetkililerince imzalandığı, imzalı fiĢlerin ―emanet menkul değerler‖ hesabına
yansıtıldığı, bu suretle resmi kayıtlara geçirilen tutarların ĠMKB‘ye tescil ettirildiği tespit
edilmiĢtir.
Diğer taraftan, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ., açığa satıĢ mahiyetinde olmayan gerçek
anlamda müĢterilere satıĢını yaptığı Devlet tahvillerini ve Hazine bonolarını ise Bankanın
Fona devri öncesinde müĢteri talimatı olmadan elden çıkarmıĢ ve 3.7.2003 tarihi itibariyle
ĠMKB‘ye tescil ettirilen, yani gerçek anlamda satıĢı yapılan DĠBS‘lerin de Bankada olmadığı
ortaya çıkmıĢtır.
Bankaya el konulduktan sonra TMSF tarafından önceleri bu tutarların TMSF‘nin garanti
kapsamında olmadığından bahisle hak sahiplerine ödeme yapılmamıĢ ancak, daha sonra söz
konusu iç borçlanma senedi alan yatırımcılar tarafından çok sayıda dava açılması üzerine
mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla 5667 sayılı Kanunla ödenmesine karar verilmiĢtir.
B- Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
BaĢvuru kararında, muvazaalı olup olmadığı ortaya konulmaksızın mudilere ait
hesapların sigorta fonunca ödenmeyeceğinin kurala bağlanmasının, hukuk devletinde
kuralların sonuçlarının öngörülebilir olmasını gerektiren hukuk güvenliği ilkesi ile
bağdaĢmadığı, TMSF‘den yararlanma açısından banka çalıĢanları ile diğer hesap sahipleri
arasında bir fark bulunmadığından, bunlar arasında muvazaalı durumlar dıĢında ayırım
yapılmasının eĢitlik ilkesine aykırı olduğu, bu nedenle imzaları bankayı ilzam eden memurları
ile Ģube müdürlerince alınan karĢılıksız DĠBS‘lere iliĢkin olarak TMSF tarafından herhangi
bir ödeme yapılmayacağı hükmünü içeren kuralın, Anayasa‘nın 2. ve 10. maddelerine aykırı
olduğu ileri sürülmüĢtür.
5667 sayılı Kanun, bankacılık iĢlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan
Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘ce DĠBS satıĢı adı altında toplanan tutarların hak sahiplerine
ödenmesinin esas ve usullerini düzenlemektedir.
Bankalar Kanunu‘na tabi bankalarda usulüne uygun olarak açılan bireysel tasarruf
mevduat hesapları dıĢında hiçbir bankacılık iĢlemi (ticari kuruluĢlar ve diğer kuruluĢlar
mevduatı ya da hisse senedi iĢlemleri gibi) mevduat sigortası kapsamında değildir.
Dolayısıyla, bu hisse senetleri alınırken anılan hisse senedi sahiplerince, banka tarafından
ödemelerin yapılmaması riski üstlenilmiĢ olmaktadır. 5667 sayılı Kanun ise bu durumun
istisnasını düzenlemektedir.
Kanun‘un itiraz konusu kuralı da içeren 3. maddesinde ise hak sahibi olmadığı anlaĢılanlara, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin bankacılık iĢlemleri yapma ve mevduat kabul etme
izninin kaldırıldığı tarihten sonra karĢılıksız DĠBS aldığı tespit edilenlere, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunca bankacılık iĢlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ. ortakları ile bunların ana, baba, eĢ ve çocukları ile bankanın
yönetim kurulu ve kredi komitesi baĢkan ve üyeleri, genel müdür ve yardımcıları, imzaları
bankayı ilzam eden memurları ile Ģube müdürleri veya bunlar adına hareket eden kiĢilerce alınan veya bu kiĢilerin ayrı ayrı veya birlikte doğrudan veya dolaylı olarak yönetim ve denetimine sahip oldukları kuruluĢlarca alınan, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ. personelinin kurmuĢ
olduğu munzam veya yardımlaĢma sandık ve vakıflarca alınan karĢılıksız DĠBS‘lere iliĢkin
olarak TMSF tarafından herhangi bir ödeme yapılmayacağı hükme bağlanmıĢtır. Kanun
koyucu, burada sözü edilen ve Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin iĢleyiĢinde, yönetilmesinde
ve tasarruflarında fonksiyonu, yetkisi veya katkısı bulunan kiĢilerin iĢlemleri için özel bir
düzenleme yapmıĢ ve bu kiĢileri kötü niyetli, yapılan iĢlemleri de bir nevi muvazaalı iĢlem
gibi kabul etmiĢtir.
Anayasa‘nın 10. maddesinde yer verilen eĢitlik ilkesi hukuksal durumları aynı olanlar
için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eĢitlik öngörülmüĢtür. EĢitlik ilkesinin
amacı, aynı durumda bulunan kiĢilerin kanunlar karĢısında aynı iĢleme bağlı tutulmalarını
sağlamak, haklı bir nedene dayanmayan ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını
önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kiĢi ve topluluklara ayrı kurallar
uygulanarak kanun karĢısında eĢitliğin ihlali yasaklanmıĢtır. Kanun önünde eĢitlik, herkesin
her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler, kimi
kiĢiler ya da topluluklar için değiĢik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal
durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa‘da öngörülen
eĢitlik ilkesi zedelenmez.
Yukarıda belirtilen Ģekilde özel düzenleme öngörülmesinin nedeninin, finans
sektöründen kaynaklı üst üste yaĢanan ekonomik krizler sonrası kamuoyunda ―banka
hortumlamak‖ Ģeklinde kavramlaĢtırılmıĢ olan ve krizlerin tetikleyicisi olan fiillere karĢı
kamuoyunun duyarlılığına cevap vermek olduğu, bu düzenleme ile amaçlananın ―banka
yöneticileri‖nin eylem ve iĢlemlerinin toplumsal etkileri ve kamu düzeni üzerindeki sonuçları
gözetilerek özel bir hükümle daha ağır bir yaptırıma tâbi tutulmalarının sağlanması olduğu
anlaĢılmaktadır.
Haklı bir nedene dayanmaksızın, Devlet güvencesinden yararlanılmasını önlemek ve
Bankaya hakim sermaye sahiplerinin ya da yöneticilerinin kendi kusurlarından kaynaklanan
hak taleplerini kapsam dıĢı bırakmak amacıyla böyle bir madde düzenlendiği anlaĢılmaktadır.
Kamu yararı, bankalara duyulan güveni artırmak suretiyle tasarrufları korumak, mali
piyasalarda güven ve istikrarı sağlamak ve somut olayda da kusuru olmaksızın oluĢan
mağduriyetleri gidermek amacıyla getirilen mevduat sigortası sisteminin, bankanın kötü
yönetilmesinde ve mağduriyetlerin oluĢmasında katkısı olanlarca kullanılmasının önlenmesi
Devletin, Anayasa‘nın 5. maddesinde belirtilen temel amaç ve görevlerine de uygundur.
Hisse senedi satıĢları bizzat Ģubeler aracılığıyla yapılmakta dolayısıyla Ģube
müdürlerinin de birinci derecede sorumluluğu bulunmaktadır. Hukukun genel ilkeleri
gereğince de kimse kendi kusuruna dayanarak bir hak iddiasında bulunamaz ve hukuk
devletinde bir hakkın kötüye kullanılması koruma göremez. Kanun koyucu, banka
yöneticilerinin iĢlemleri nedeniyle bankanın içinin boĢaltıldığını ve mevduat sahiplerinin bu
nedenle mağdur olduğunu gözeterek bu düzenlemeyi yapmıĢtır. Düzenleme bu Ģekliyle iyi
niyetli hesap sahiplerini dikkate almıĢ, güvence kapsamında olmamasına rağmen Bankanın
yöneticileri dıĢında tüm DĠBS alıcılarının sahip oldukları senet tutarlarının ödenmesini
öngörmüĢtür. Banka yöneticileri ile diğer hesap sahipleri arasında muvazaa, kötü niyet ya da
kendi kusurlarıyla zararın oluĢması durumunda ayırım yapılması haklı bir nedene
dayandığından eĢitlik ilkesinin ihlal edildiğinden söz edilemez.
Bu nedenle, itiraz konusu kural Anayasa‘nın 10. maddesine aykırı değildir. Ġptal
isteminin reddi gerekir.
Kuralın, Anayasa‘nın 2. maddesiyle ilgisi görülmemiĢtir.
Bu görüĢe, Fulya KANTARCIOĞLU ile Mehmet ERTEN katılmamıĢlardır.
VI- SONUÇ
24.5.2007 günlü, 5667 sayılı Bankacılık ĠĢlemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme Ġzni
Kaldırılan Türkiye Ġmar Bankası Türk Anonim ġirketince Devlet Ġç Borçlanma Senedi SatıĢı
Adı Altında Toplanan Tutarların Ödenmesi Hakkında Kanun‘un 3. maddesinin (1) numaralı
fıkrasında yer alan “…imzaları bankayı ilzam eden memurları ile şube müdürleri…”
ibaresinin Anayasa‘ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDĠNE, Fulya KANTARCIOĞLU ile
Mehmet ERTEN‘in karĢıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, 18.10.2012 gününde karar verildi.
BaĢkan
HaĢim KILIÇ
BaĢkanvekili
Serruh KALELĠ
BaĢkanvekili
Alparslan ALTAN
Üye
Fulya
Üye
Mehmet ERTEN
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
KANTARCIOĞLU
Üye
Osman Alifeyyaz
PAKSÜT
Üye
Zehra Ayla
PERKTAġ
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
Üye
Burhan ÜSTÜN
Üye
Engin YILDIRIM
Üye
Nuri NECĠPOĞLU
Üye
Hicabi DURSUN
Üye
Celal Mümtaz
AKINCI
Üye
Erdal TERCAN
Üye
Muammer TOPAL
Üye
Zühtü ARSLAN
KARġIOY GEREKÇESĠ
Esas: 2011/3, Karar: 2012/153 sayılı karardaki karĢıoy gerekçesinde belirtilen gerekçe
doğrultusunda, itiraz konusu kuralın iptali gerektiği düĢüncesiyle çoğunluk görüĢüne
katılmıyorum.
Üye
Fulya KANTARCIOĞLU
KARġIOY GEREKÇESĠ
Kural, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘tini imzalarıyla ilzam eden memurları ile Ģube
müdürlerine ait Devlet iç borçlanma senetleri için, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca
herhangi bir ödeme yapılmayacağını hükme bağlamaktadır.
Anayasa‘nın 2. maddesinde;
“Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde,
insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere
dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” denilmektedir.
Maddede belirtilen hukuk devleti, eylem ve iĢlemleri hukuka uygun, her alanda adil,
güvenilir bir hukuk düzeni kurup bunu geliĢtirerek sürdüren, hukukun üstün kurallarıyla
kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir.
Hukuk devletinin önemli unsurlarından olan hukukî güvenlik ilkesi, sadece bireylerin
devlet faaliyetlerine duyduğu güveni değil, yürürlükte bulunan mevzuatın süreceğine duyulan
güveni de kapsar.
Ġtiraz konusu kural, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘tini imzalarıyla ilzam eden memurları
ile Ģube müdürlerine ait Devlet iç borçlanma senetlerinin, salt Türkiye Ġmar Bankası‘nın imza
yetkili memuru ya da Ģube müdürü olmalarını muvazaanın varlık nedeni saymakta ve söz
konusu senetlerin muvazaaya dayalı olarak edinildiğini kabul ederek Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonunca herhangi bir ödeme yapılmayacağını öngörmektedir.
Bir bankanın salt imza yetkili memuru ya da Ģube müdürü olmak muvazaanın varlığı
için tek baĢına yeterli kanıt olmayacağı gibi, bir olayda muvazaanın var olup olmadığının
hukuki sonuç doğuracak Ģekilde ve kesin olarak saptanabilmesi de yasama organın değil yargı
organlarının iĢidir.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından ediniliĢ biçiminde ciddi muvazaa Ģüphesi
olduğu saptanan Devlet iç borçlanma senetleri için ödeme yapılmayabilir, ancak, bu konuda
dahi çıkabilecek bir uyuĢmazlığın yargı organları tarafından karara bağlanması hukuk devleti
olmanın gereğidir.
Öte yandan, Türkiye Ġmar Bankası T.A.ġ.‘nin, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumu kararı ile bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılarak, yönetim ve
denetiminin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu‘na varlıklarıyla birlikte devredilmiĢ olması
dikkate alındığında, dava konusu kuraldaki hesap ya da iĢlemlerin, mevduat sigortası
kapsamında kalıp kalmamasının bir öneminin olmadığı, hukuki güvenlik gereği mağdurlara
yapılan ödemelerin de atıfet olarak kabul edilemeyeceği açıktır.
Yasa koyucu ihtiyaç duyduğu bir alanı düzenlerken, Anayasa ve hukukun genel
ilkelerine uymak ve keyfi olarak nitelendirilecek düzenlemelerden kaçınmak durumundadır.
Ġtiraz konusu kuralın, muvazaanın varlığını peĢinen kabul edip buna göre uygulama
yapılmasını sağlaması nedeniyle adil olduğundan, dolayısıyla da Anayasa‘ya uygunluğundan
söz edilemez.
Açıklanan nedenle kural Anayasa‘nın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesine
aykırıdır. Ġptali gerekir.
Üye
Mehmet ERTEN
[R.G. 28 Mart 2013 – 28601]
—— • ——
Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından:
Esas Sayısı
: 2012/27
Karar Sayısı : 2012/173
Karar Günü : 8.11.2012
ĠTĠRAZ YOLUNA BAġVURAN : DanıĢtay Onuncu Dairesi
ĠTĠRAZIN KONUSU : 1- 10.7.2003 günlü, 4925 sayılı Karayolu TaĢıma Kanunu‘nun
35. maddesinin,
2- 18.5.2004 günlü, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve
Borsalar Kanunu‘nun 12. maddesinin birinci fıkrasının (t) bendinin,
Anayasa‘nın 7. ve 123. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülerek iptaline karar verilmesi
istemidir.
I- OLAY
Karayolunda yurt içi eĢya taĢımacılığı yapmak üzere tarafına K1 türü yetki belgesi
verilmesi talebinin reddine dair iĢlemin iptali istemiyle açılan davada, itiraz konusu kuralların
Anayasa‘ya aykırı olduğu kanısına varan DanıĢtay Onuncu Dairesi, iptalleri için
baĢvurmuĢtur.
II- ĠTĠRAZIN GEREKÇESĠ
BaĢvuru kararının gerekçe bölümü Ģöyledir:
―…tarafından; davacının, karayolunda yurtiçi eĢya taĢımacılığı yapmak üzere K1 türü
yetki belgesi verilmesi istemli baĢvurusunun reddine iliĢkin 19.1.2006 tarih ve 3065 sayılı
Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası iĢleminin iptali istemiyle UlaĢtırma Bakanlığı‘na
karĢı açılan dava sonucunda; Afyonkarahisar Ġdare Mahkemesince, dava konusu iĢlemin iptali
yolunda verilen 23.8.2007 tarih ve E:2006/748, K:2007/478 sayılı kararının temyizen
incelenip bozulması istemi üzerine oluĢturulan dosya, DanıĢtay Onuncu ve Sekizinci
Dairelerinden oluĢan müĢterek kurulca, öncelikle dava konusu iĢlemin dayanağı olan 4925
sayılı Karayolu TaĢıma Kanunu‘nun 35. maddesi ile 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun 12. maddesinin 1. fıkrasının (t) bendinin
Anayasaya uygun olup olmadığı yönünden incelendi, gereği görüĢüldü:
4925 sayılı Karayolu TaĢıma Kanunu‘nun ―Yetki devri‖ baĢlıklı 35. maddesinde,
―Bakanlık, bu Kanun gereğince yerine getirmekle yükümlü olduğu görev ve yetkilerinin
tamamını veya bir kısmını devredebilir. Devirle ilgili usul ve esaslar çıkarılacak yönetmelikle
belirlenir.‖ hükmüne yer verilmiĢtir.
5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun 12.
maddesinin 1. fıkrasının (t) bendinde ise, ―Mevzuatla bakanlıklara veya diğer kamu kurum ve
kuruluĢlarına verilen iĢlerin, bu Kanunda belirtilen kuruluĢ amaçları ve görev alanı
çerçevesinde odalara tevdii halinde bu iĢleri yürütmek‖, odaların görevleri arasında
sayılmıĢtır.
Dava konusu iĢlem; 4925 sayılı Yasanın UlaĢtırma Bakanlığına verdiği yetkilerin, K1
türü yetki belgesiyle sınırlı olmak kaydıyla, yukarıda aktarılan Yasa hükümlerine dayanılarak
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine (adı geçen Birlik tarafından da, ilgili Ticaret ve Sanayi
Odalarına) devredilmesi suretiyle tesis edilmiĢ olup; bu haliyle, 4925 sayılı Yasanın 35.
maddesi ile 5174 sayılı Yasanın 12. maddesinin 1. fıkrasının (t) bendinin bakılan davada
uygulanacak kural olduğunda duraksama bulunmamaktadır.
I- Yetki ve yetki devri kavramlarının Ġdare Hukuku bakımından incelenmesi:
Ġdare Hukukunda ―yetki‖, idareye Anayasa ve yasalarla tanınmıĢ olan karar alma
gücünü ifade eder ve idari iĢlemlerin en temel öğesini oluĢturur. Bir kamu düzeni sorunu olan
yetki, yasa koyucu tarafından hangi makam veya merciye verilmiĢ ise, ancak o makam veya
merci tarafından kullanılabilir. Bu bakımdan, yasanın açık izni olmadıkça yetkili makam veya
mercinin yetkisini devretmesi olanaklı değildir. Aktarılan nitelikleri gereği, idare hukukunda
yetkisizlik kural, yetkili olmak istisnadır. Bu itibarla, yetki hükümlerinin sınır ve çerçevesinin
yasayla açıkça çizilmesi gerekir ve geniĢletici yoruma tabi tutulamaz.
―Yetki devri‖ ise, yukarıda kısaca bahsedildiği üzere, yasayla bir makama verilen karar
alma yetkisinin, diğer bir makama aktarılması olup; doktrin ve yargısal içtihatlarla, yetki
unsurunun nitelikleri dikkate alınarak geliĢtirilen bir takım koĢul ve kurallara tabidir. Buna
göre, yetki devri:
1- Yasada açıkça öngörülmüĢ olmalıdır. (―yetki devrinin yasallığı‖)
Anayasanın 6. maddesindeki, kimsenin kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet
yetkisini kullanamayacağı kuralı ve 123. maddesindeki ―idarenin yasallığı‖ ilkesi gereği,
idare, Anayasa ve yasalarla düzenlenen görev ve yetki sahası içinde faaliyette bulunmak
zorundadır. Bu kural ile birlikte, yetkinin kamu düzenine iliĢkin olduğu da gözetildiğinde,
yetki devrinin yasada düzenlenmesi zorunludur. Bu zorunluluk, yetkili organ veya makamın,
dolayısıyla iĢlemin yetki unsuru yönünden hukuka uygun olup olmadığının tespitine de
olanak sağlamaktadır.
Özetle, yasada yetki devrine izin verilmeli ve yetki devri yasaklanmamıĢ olmalıdır.
2- Yazılı olmalıdır.
Yetki devri suretiyle, esasen yetkisiz olan bir makam -idari iĢlemle- yetkili hale
getirildiğinden, devir hususunun açıkça (zımni devir mümkün değildir) ve yazılı olarak
yapılması gerekmektedir. Bu kural, yetkili makamın ve yetki devrinin kapsamının tespitini
mümkün kılmaktadır.
3- HiyerarĢik asta yapılmalıdır.
Yetki devri, karar alma yetkisinin devri olduğuna ve idare hukukunda kararlar kamu
görevlilerinin Ģahsı adına değil, bu kamu görevlilerinin görev yaptığı kamu tüzel kiĢiliği adına
alındığına göre, bir kamu görevlisinin belli bir konuda sahip olduğu karar alma yetkisini,
baĢka bir kamu görevlisine devredebilmesi için, iki kamu görevlisinin de aynı tüzel kiĢilik
(hiyerarĢi) içinde bulunması; yetkiyi devredenin hiyerarĢik üst konumunda olması gerekir.
(Gözler, Kemal: Ġdare Hukuku C.1, Bursa 2003, s.650)
4- Kısmi olmalıdır.
HiyerarĢik üst, yetkisinin yalnızca bir kısmını devredebilir. Zira, tam yetki devri, bir
idari makamın bütün görevlerini devrettiği (kendini tasfiye ettiği) anlamına gelir ki, bu durum
gerek yetki devrinin istisnailiği, gerekse idarenin yasallığı ilkesine aykırı düĢer.
Nitekim, yetki devrinin yukarıda değinilen unsurlarına, idare hukuku bakımından
―code‖ niteliğindeki 3046 sayılı Bakanlıkların KuruluĢ ve Görev Esasları Hakkında Kanun‘un
―Yetki devri‖ baĢlıklı 38. maddesinde de aynen yer verilerek, ―Bakan, müsteĢar ve her
kademedeki bakanlık ve kuruluĢ yöneticileri, gerektiğinde sınırlarını yazılı olarak açıkça
belirlemek Ģartıyla yetkilerinden bir kısmını astlarına devredebilir.‖ Ģeklinde hüküm sevk
edilmiĢtir.
II- Yasa kurallarının anlam ve içeriği:
4925 sayılı Karayolu TaĢıma Kanunu‘nun 35. maddesinde, UlaĢtırma Bakanlığına, bu
Yasada öngörülen görev ve yetkilerinin tamamını, sınır konulmaksızın, herhangi bir
kiĢi/kuruluĢa devretme ve devirle ilgili usul-esasları bizzat çıkaracağı yönetmelikle belirleme
yetkisi verilmiĢtir.
5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun 12.
maddesinin 1. fıkrasının (t) bendinde de, bakanlıklara ve diğer kamu kurum ve kuruluĢlarına
yasa ya da diğer mevzuatla verilen iĢlerin, çerçeve çizilmeksizin, ayrı bir tüzel kiĢiliğe sahip
olan odalara devredilmesi olanağı tanınmıĢtır.
Nitekim UlaĢtırma Bakanlığı da, söz konusu hükümlere istinaden, 25.2.2004 tarih ve
25384 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan Karayolu TaĢıma Yönetmeliğinin Ek 1.
maddesinde getirdiği düzenlemeyle, Karayolu TaĢıma Kanunundan doğan yetkilerini, kamu
kurum/kuruluĢları ve 5174 sayılı Yasa kapsamına giren Birlik ve Odalara protokolle
devredebileceğini öngörmüĢtür.
Aktarılan yasa hükümlerinin, idareye yasayla verilen yetkilerin, gerek hiyerarĢik ast
haricindeki kiĢi ve kuruluĢlara, gerekse tamamının devrine izin vermesi, bu suretle yetki
devrinin sınır ve istisnalarının belirlenmemiĢ olması söz konusu düzenlemelerin Anayasaya
uygunluğunun irdelenmesini zorunlu kılmıĢtır.
III- Yasa kurallarının Anayasanın 7. maddesine uygunluğu:
Anayasanın 7. maddesinde, yasama yetkisinin Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet
Meclisine ait olduğu, bu yetkinin devredilemeyeceği kuralına yer verilmiĢtir.
Egemenliğin sahibi olan Millet adına yetki kullanan yasama organı, ―yasama‖ erkinin
aslî sahibidir. Böyle bir yetkiden kendi iradesiyle bile vazgeçmesi söz konusu olamaz. Bu
nedenle öğretide, Anayasa‘da yasama yetkisinin devredilemeyeceği yolunda bir kural
olmasaydı dahi, yasama yetkisinin devredilemeyeceği kabul edilmektedir. Çünkü kamu
hukukunda hiçbir Devlet organı, Anayasa ve yasalardan aldığı bir yetkiyi, bu metinlerde açık
bir izin olmadıkça baĢka bir Devlet organına devredemez. (Yasama yetkisinin
devredilmezliğinin mutlak bir ilke olmayıĢı, TBMM‘nin çıkaracağı yetki yasalarıyla Bakanlar
Kuruluna Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi verilmesi gibi, bizzat Anayasanın
kendisinde istisnai kurallar bulunması konumuzun dıĢındadır.)
Yasama organı, yasa yaparken konuyla ilgili bütün olasılıkları göz önünde bulundurarak
(kazuistik biçimde) ayrıntılara ait kurallar koymak yetkisine sahip ise de; zamanın gereklerine
göre sık sık değiĢen önlemler alınmasına veya alınan önlemlerin kaldırılmasına ve yerine göre
yeniden konulmasına gerek duyulan hallerde, yasama faaliyetinin yavaĢ iĢlemesi ve günlük
olayları izleyerek zamanında önlem almasının güçlüğü karĢısında; yasa koyucunun, konunun
esaslı unsurlarını yasa ile belirledikten sonra, uzmanlık ve idare tekniğine iliĢkin bulunan
hususların düzenlenmesi için yürütme organına yetki vermesinin, yasama yetkisinin devri
niteliğinde değerlendirilemeyeceği açıktır.
Bu durum öğretide, kural-iĢlem yetkisinin, ilke ve genel olarak yalnız yasama organına
ait olduğu; yürütme ve idarenin ise, sadece türevsel, bağlı ve istisnai nitelikte düzenleme
yetkisine sahip olduğu Ģeklinde ifade edilmiĢtir. (Duran, Lütfi: Ġdare Hukuku Ders Notları,
Ġstanbul 1982. s.320)
Yasama yetkisi asli bir yetki olduğundan ve Türk hukukunda yasayla düzenleme alanı
konu itibariyle sınırlandırılmadığından (yasama yetkisinin genelliği), yasama organı, dilediği
alanı, kuĢkusuz Anayasa ilkelerine uygun olmak koĢuluyla düzenleme yetkisini haizdir.
(Anayasa Mahkemesinin E:1985/2, K:1985/6 sayılı kararı; Özbudun, Ergun: Türk Anayasa
Hukuku, 4. Baskı, Ankara 1995, s.164-165)
Yasayla düzenleme ilkesi, düzenlenen konudan yalnız kavram, ad ve kurum olarak söz
edilmesi değil, bunların yasa metninde kurallaĢtırılmasıdır. KurallaĢtırma ise, düzenlenen
alanda temel ilkelerin konulmasını ve çerçevenin çizilmiĢ olmasını ifade eder. Ancak temel
ilkeler konulup çerçeve çizildikten sonra uzmanlık ve teknik konulara iliĢkin ayrıntıların
belirlenmesi yürütme organının takdirine bırakılabilir.
Bu bakımdan yasama organının, ―temel ilkeleri koyması, çerçeveyi çizmesi, sınırsız,
belirsiz geniĢ bir alanı yönetimin düzenlemesine bırakmaması gerekir.‖ (Anayasa
Mahkemesinin E:1993/5, K:1993/25 sayılı kararı). Bir baĢka deyiĢle; yasama organı, sahibi
olduğu yasama yetkisinin asli, devredilemez niteliğiyle birlikte yürütme ve idarenin türevsel,
istisnai, sınırlı düzenleme yeteneğini dikkate almak suretiyle, temel esaslarını kendisinin
düzenlediği konularda yürütme ve idareye konunun ayrıntılarını düzenleme yetkisi tanıyabilir.
Bu itibarla, yürütme organına düzenleme yetkisi veren bir yasa kuralının Anayasanın 7.
maddesine uygun olabilmesi için; temel ilkeleri koyması, çerçeveyi çizmesi, sınırsız, belirsiz,
geniĢ bir alanı yürütmenin düzenlemesine bırakmaması gerekir.
Oysa 4925 sayılı Yasanın itiraza konu 35. maddesinde, anılan Yasa ile UlaĢtırma
Bakanlığına verilen görevlerden, tanınan yetkilerden hangilerinin kimlere, hangi koĢullarla
devredilebileceği; 5174 sayılı Yasanın 12. maddesinin 1/t bendinde ise, devredilebileceği
öngörülen yetkilerin kaynaklandığı yasalar, bu yetkilerin devre konu olabilecek kısımlar ve bu
yetkiye sahip olan kurum-kuruluĢ ve bakanlıklar belli edilmemiĢ, çerçevesi çizilmemiĢ;
belirtilen konularda düzenleme yapma yetkisi, herhangi bir temel ilke ve sınır konulmaksızın,
tümüyle UlaĢtırma Bakanlığına (5174 sayılı Yasa bakımından bütün bakanlık ve kamu
kuruluĢlarına) bırakılmıĢtır. Böylece, kamu düzenine iliĢkin bulunan ve yasayla belirlenmesi
gereken ―idarenin yetki alanı‖nın düzenlenmesine yönelik yasama yetkisi; yetki devrinin
konusu, kapsamı ve devredilecek makam/merci hakkında herhangi bir çerçeve çizilmemek
suretiyle fiilen idareye devredilmiĢtir.
Bu bağlamda, 5174 sayılı Yasanın 12. maddesinin 1. fıkrasının (t) bendinde, ―...bu
Kanunda belirtilen kuruluĢ amaçları ve görev alanı çerçevesinde...‖ odalara tevdi edilen
iĢlerden söz edilmesi, konunun yasal çerçevesinin çizilmiĢ, temel ilke ve sınırlarının yine yasa
ile konulmuĢ olduğu anlamına gelmemektedir. Zira, anılan fıkradaki ifade, 5174 sayılı
Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra yasama organınca çıkarılacak yeni yasalarda kamu
kurum ve kuruluĢları ile bakanlıklara verilecek görev ve yetkilerin dahi, odalara tevdi
edilebilecek iĢler kapsamında yer almasına olanak tanıdığı gibi; esasen, devre konu iĢlerin
yasama yetkisinin devredilmezliği kuralına aykırı biçimde idare tarafından belirlenmesine izin
vermekte; böylelikle devredilecek yetkinin konu, kapsam ve sınırlarını belirlemekten uzak
bulunmaktadır.
Bu nedenle, 4925 sayılı Yasanın 35. maddesi ile 5174 sayılı Yasanın 12. maddesinin 1/t
bendinin, yasama yetkisinin devredilmezliğini öngören Anayasa‘nın 7. maddesine aykırı
olduğu sonucuna varılmaktadır.
IV- Yasa kurallarının Anayasa'nın 123. maddesine uygunluğu:
Anayasanın 8. maddesinde, yürütme yetkisi ve görevinin, CumhurbaĢkanı ve Bakanlar
Kurulu tarafından Anayasa ve yasalara uygun olarak kullanılacağı ve yerine getirileceği; 113.
maddesinde, Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri, yetkileri ve teĢkilatının yasayla
düzenleneceği; 123. maddesinde, idarenin, kuruluĢ ve görevleriyle bir bütün olduğu ve
yasayla düzenleneceği hükme bağlanmıĢtır.
Anayasa, yürütme görev ve yetkisinin, yasalar çerçevesinde yerine getirileceğini
açıklamakla yetinmeyip; idare kuruluĢunun her bir öğesinin de yasayla düzenlenmesini
emretmektedir. Ġdare teĢkilatı ile görev ve yetkilerinin yasayla düzenlenmesi öngörüldüğü
gibi; ajanlara, vergilere ve mallara iliĢkin statülerin de yasal nitelikte olması gerekmektedir.
Bu bakımdan, idare onu yetkili kılan ―Yasa‖ya dayanarak hizmette bulunabilir. Bu nedenledir
ki, idare hukukunda yetkisizlik kural, yetkili olmak istisnadır. Dolayısıyla, yetki devri de
istisnai niteliktedir.
Ancak idarenin yasallığı ilkesi, idari kuruluĢun tümü ve bütün ayrıntıları ile yasa
koyucu tarafından düzenlenmesi zorunluluğunu gerektirmeyip; sadece öğelerinin temel
kurallarının ve güvence hükümlerinin yasada yer almasını zorunlu kılar. Nitekim Anayasanın
113. maddesinde, Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri, yetkileri ve teĢkilatının
yasayla düzenleneceği; 123. maddesinde, kamu tüzel kiĢiliğinin, ancak yasayla veya yasanın
verdiği açık yetkiye dayanılarak kurulacağı belirtilmek suretiyle, idarenin kuruluĢunda her
noktanın mutlaka yasa hükmüne bağlanmasını Ģart koĢmamıĢ ya da bu alanda yürütme ve
idarenin düzenleme yapmasını yasaklamamıĢtır. Bu itibarla, yasal yetkiye dayanarak ve
yasalar ile Anayasa çerçevesinde olmak kaydıyla, yürütme ve idare de, kendi iĢleviyle ilgili
alanda yeni ve ayrıntılı kurallar koyabilirler. Böyle bir düzenlemenin ―yasallık‖ ilkesine aykırı
bir yönü yoktur.
Diğer yandan, yasama erkinin aksine yürütme erkinin, bir yetki olduğu kadar
yükümlülüğü de içermesi nedeniyle, idarenin, yasayla kendisine tevdi edilen görev ve
yükümlülükleri tümüyle devretmesi, diğer bir anlatımla kamu hizmetini ifadan vazgeçmesi
mümkün bulunmamaktadır. Aksi durumun, gerek yetki devrinin istisnailiği, gerekse idarenin
yasallığı ilkesine; dolayısıyla Anayasanın yukarıda anılan hükümlerine aykırı düĢeceği açıktır.
Nitekim, Anayasa Mahkemesinin 27.4.1993 tarih ve E:1992/37, K:1993/18 sayılı
kararında da, öğretide kabul edildiği üzere, yetki devrinin ―kısmi‖ olması gerektiği ve ―bazı
önemli yetkilerin devir konusu yapılamayacağı‖ vurgulanarak, Yasada biçimi ve sınırları
belirli bir yetki devri öngörüldüğü gerekçesiyle iptal isteminin reddine karar verilmiĢtir.
Karayolu TaĢıma Kanunuyla, UlaĢtırma Bakanlığına, karayolu eĢya ve yolcu
taĢımacılığı alanında faaliyette bulunacak kiĢilerin, bu alanda faaliyette bulunma ve yetki
belgesi alma koĢullarının, taban ve tavan ücretlerin (kamu düzeni ve güvenliği gözetilerek)
belirlenmesi ve bu kurallara uyulup uyulmadığının denetlenmesi; uyulmadığının tespiti
halinde ise, faaliyetin durdurulması, yetkinin iptali ve idari para cezası verilmesi dahil
yaptırım uygulanması gibi birtakım kamusal yetkiler tanınmıĢ; iptali istenilen kurallar ise,
Bakanlığın bu konuda haiz olduğu yetkilerini kısmen veya tamamen, sınır ve kural
getirmeksizin herhangi bir kuruluĢ/kiĢiye, bu arada kamu tüzel kiĢiliğini haiz odalara, süreli
veya süresiz olarak devredebileceğini öngörmüĢtür.
Dolayısıyla, itiraza konu Yasa kurallarıyla, Bakanlığın, karayolu taĢımacılığı alanındaki
bütün yetkilerinin, herhangi bir sınırlama veya istisna konulmaksızın Bakanlık teĢkilatı içinde
yer almayan, Bakanlık ile hiyerarĢik iliĢki içinde olmayan kiĢi ve kuruluĢlara devrine olanak
sağlanmıĢtır. Bu nedenle, anılan kurallar, ―yetki devri‖ kurumunun kapsam ve mahiyetine
açıkça aykırılık teĢkil ettiği gibi, idarenin yasallığını düzenleyen Anayasanın 123. maddesine
de aykırı düĢmektedir.
Esasen, 5174 sayılı Yasa‘nın ilgili bendinde geçen ―mevzuat‖ kelimesi dahi, baĢlı
baĢına idarenin yasallığı ilkesine, dolayısıyla Anayasa‘nın 123. maddesine aykırılık teĢkil
etmektedir. Zira, bilindiği üzere, ―mevzuat‖ sözcüğü, normlar hiyerarĢisinde yasadan aĢağıda
yer alan tüzük, yönetmelik, genelge gibi yürütme organının düzenleme yetkisi içerisinde
bulunan düzenleyici iĢlemleri de kapsamaktadır. Oysa idare, Anayasa ve yasalarla düzenlenen
görev ve yetki sahası içinde faaliyette bulunmak zorunda olup; idarenin, dayanağını yasadan
almaksızın, düzenleyici iĢlemlerden kaynaklanan bir yetkiye sahip olduğunun kabulüne
olanak bulunmamaktadır.
Belirtilen nedenlerle, anılan Yasa kurallarının Anayasanın 123. maddesine aykırı olduğu
sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle ve bir davaya bakmakta olan mahkemenin, o dava sebebiyle
uygulanacak yasa kuralının Anayasa‘ya aykırı olduğu kanısına götüren görüĢünü açıklayan
kararı ile Anayasa Mahkemesine baĢvurulması gerektiğini düzenleyen 2949 sayılı Anayasa
Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 28. maddesinin 2. fıkrası
gereğince, yukarıda açıklanan gerekçelerle; 4925 sayılı Karayolu TaĢıma Kanunu‘nun 35.
maddesi ile 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu‘nun
12. maddesinin 1. fıkrasının (t) bendinin; Anayasanın 7. ve 123. maddelerine aykırı olduğu
kanısına ulaĢılması nedeniyle Anayasa Mahkemesine baĢvurulmasına; dosyada bulunan
belgelerin onaylı bir örneğinin Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığı‘na gönderilmesine 6.12.2011
tarihinde oybirliğiyle karar verildi.‖
III- YASA METĠNLERĠ
A- Ġtiraz Konusu Yasa Kuralları
1-10.7.2003 günlü, 4925 sayılı Karayolu TaĢıma Kanunu‘nun itiraz konusu kural olan
―Yetki Devri‖ baĢlıklı 35. maddesi Ģöyledir:
“Madde 35- Bakanlık, bu Kanun gereğince yerine getirmekle yükümlü olduğu görev
ve yetkilerinin tamamını veya bir kısmını devredebilir. Devirle ilgili usul ve esaslar
çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.”
2-18.05.2004 günlü, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve
Borsalar Kanunu‘nun itiraz konusu kuralı da içeren ―Odaların Görevleri‖ baĢlıklı 12. maddesi
Ģöyledir:
“Madde 12 - Odaların görevleri şunlardır:
a) Meslek ahlâkını, disiplini ve dayanışmayı korumak ve geliştirmek, ticaret ve
sanayinin kamu yararına uygun olarak gelişmesine çalışmak.
b)Ticaret ve sanayiyi ilgilendiren bilgi ve haberleri derleyerek ilgililere ulaştırmak,
ilgili kanunlar çerçevesinde resmî makamlarca istenecek bilgileri vermek ve özellikle
üyelerinin mesleklerini icrada ihtiyaç duyabilecekleri her çeşit bilgiyi, başvuruları
durumunda kendilerine vermek veya bunların elde edilmesini kolaylaştırmak, elektronik
ticaret ve internet ağları konusunda üyelerine yol gösterecek girişimlerde bulunmak, bu
konularda gerekli alt yapıyı kurmak ve işletmek.
c) Ticaret ve sanayiye ait her türlü incelemeleri yapmak, bölgeleri içindeki iktisadî,
ticarî ve sınaî faaliyetlere ait endeks ve istatistikleri tutmak, başlıca maddelerin piyasa
fiyatlarını takip ve kaydetmek ve bunları uygun vasıtalarla yaymak.
d) 26 ncı maddedeki belgeleri düzenlemek ve onaylamak.
e) Meslek faaliyetlerine ait konularda resmî makamlara teklif, dilek ve başvurularda
bulunmak; üyelerinin tamamının veya bir kesiminin meslekî menfaati olduğu takdirde meclis
kararı ile bu üyeleri adına veya kendi adına dava açmak.
f) Çalışma alanları içindeki ticarî ve sınaî örf, adet ve teamülleri tespit etmek,
Bakanlığın onayına sunmak ve ilân etmek.
g) Üyeleri tarafından uyulması zorunlu meslekî karar almak.
h) Yurt içi ve yurt dışı fuar ve sergilere katılmak.
ı) Gerektiğinde 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununun 125 inci maddesinde
sayılan mal ve hizmetlerin azamî fiyat tarifelerini, kendi üyeleri için, Bakanlıkça çıkarılacak
yönetmeliğe uygun olarak tespit etmek ve onaylamak.
j) Deniz ticaretinin kamu yararına, millî ulaştırma ve deniz ticareti politikasına uygun
şekilde gelişmesine çalışmak.
k) Millî ve milletlerarası deniz ticaretine ait incelemeler yapmak ve bu konudaki
bilgileri sağlamak, Türkiye limanları arası ve yurt dışı navlun, acente komisyonu ve ücretleri
ile liman masrafları gibi bilgileri toplamak ve bunları mümkün olan vasıtalarla en seri
şekilde yaymak, dünya deniz ticaretindeki en son gelişmeleri izlemek, istatistikler tutmak ve
bunları ilgililere duyurmak.
l) Deniz ticaretine ait ticarî örf, teamül ve uygulamaları tespit ve ilân etmek, navlun
anlaşmaları, konişmento ve benzeri evraka ait tip formları hazırlamak.
m) Yabancı gemi sahip ve donatanları ile denizcilikle ilgili müesseselere Türkiye
limanlarının imkânları, çalışma şekilleri, tarifeleri ve liman masrafları hakkında bilgi vermek
ve onlardan benzeri bilgileri sağlamak.
n) Deniz ticareti ile ilgili milletlerarası kuruluşlara üye olmak ve delege bulundurmak.
o) İlgililerin talebi üzerine deniz ticareti ile ilgili ihtilaflarda hakemlik yapmak.
p) Deniz acenteliği hizmet ücret tarifelerini hazırlamak ve Bakanlığın onayına sunmak.
r) Sair mevzuatın verdiği görevlerle, ilgili kanunlar çerçevesinde Birlik ve Bakanlıkça
verilecek görevleri yapmak.
s) Birliğin belirlediği standartlara göre üye kayıtlarını tutmak ve üyelik aidatlarına
ilişkin belgeleri saklamak ve bunları Birliğe talep halinde bildirmek.
t) Mevzuatla bakanlıklara veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarına verilen işlerin, bu
Kanunda belirtilen kuruluş amaçları ve görev alanı çerçevesinde odalara tevdii halinde bu
işleri yürütmek.
u) Üyelerinin ihtiyacı olan belgeleri vermek ve bunlara ilişkin gerekli hizmetleri
yapmak.
v) Yurt içi fuarlar konusunda yapılacak müracaatları değerlendirip Birliğe teklifte
bulunmak.
y) Üyeleri hakkındaki tüketici şikâyetlerini incelemek ve kuruluş amaçları
doğrultusunda diğer faaliyetlerde bulunmak.
z) Ticaret ve sanayi odalarınca, odalar ayrı olan illerde ise sanayi odalarınca
sanayiciler için kapasite raporları düzenlemek.
Odalar, bunlardan başka mevzuat hükümleri çerçevesinde;
a) Ticaret mallarının niteliklerinin belirlenmesine yönelik lâboratuvarlar kurmak veya
bunlara iştirak etmek, uluslararası kalibrasyon, test ölçme lâboratuvarı kurmak veya iştirak
etmek, belgelendirme hizmetleri sunmak,
b) Milli Eğitim Bakanlığının izin ve denetiminde ticaret, denizcilik ve sanayi ile ilgili
kursları açmak, açılan kurslara yardımda bulunmak, yurt içinde ve dışında ihtiyaç duyulan
alanlar için öğrenci okutmak ve stajyer bulundurmak; meslekî ve teknik eğitim ve öğretimi
geliştirme ve yönlendirme çalışmaları yapmak, kendi üyelerinin işyerleriyle sınırlı olmak
üzere, 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanunu kapsamına alınmamış meslek dallarında bu
uygulamaya ilişkin belgeleri düzenlemek,
c) İlgililerin talebi halinde, ticarî ve sınaî ihtilaflarda hakem olmak, tahkim kurulları
oluşturmak,
d) Açılmış veya açılacak olan sergiler, panayırlar, umumi mağazalar, depolar, müzeler
ve kütüphanelere katılmak,
e) Yetkili bakanlıkça uygun görülen alanlarda sanayi siteleri, endüstri bölgeleri,
organize sanayi bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri, teknoparklar, teknoloji merkezleri
kurmak ve yönetmek; 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu çerçevesinde serbest bölge kurucu
ve işleticisi veya işleticisi olmak, antrepo işletmek ve fuar alanları, kongre merkezleri ile
ticaret merkezleri kurmak, işletmek veya kurulmuş olanlara iştirak etmek,
Görevlerini de yaparlar.”
B- Dayanılan ve Ġlgili Görülen Anayasa Kuralları
BaĢvuru kararında, Anayasa‘nın 7. ve 123. maddelerine dayanılmıĢ, 128. maddesi ise
ilgili görülmüĢtür.
IV- ĠLK ĠNCELEME
Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 8. maddesi uyarınca HaĢim KILIÇ, Serruh KALELĠ,
Alparslan ALTAN, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR,
Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Recep KÖMÜRCÜ, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri
NECĠPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI ve Erdal TERCAN‘ın katılımıyla
30.3.2012 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından iĢin
esasının incelenmesine OYBĠRLĠĞĠYLE karar verilmiĢtir.
V- ESASIN ĠNCELENMESĠ
BaĢvuru kararı ve ekleri, Raportör Canbulut ġAġMAZ tarafından hazırlanan iĢin
esasına iliĢkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralları, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa
kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği
görüĢülüp düĢünüldü:
A- 4925 Sayılı Kanun’un 35. Maddesinin Ġncelenmesi
BaĢvuru kararında, yürütme organına düzenleme yetkisi veren bir kanun kuralının
Anayasa‘nın 7. maddesine uygun olabilmesi için temel ilkeleri koyması, çerçeveyi çizmesi,
sınırsız, belirsiz, geniĢ bir alanı yürütmenin düzenlemesine bırakmaması gerektiği, oysa itiraz
konusu kuralda 4925 sayılı Kanun ile UlaĢtırma Bakanlığına verilen görevlerden ve
yetkilerden hangilerinin kimlere, hangi koĢullarla devredilebileceği konularında düzenleme
yapma yetkisinin herhangi bir temel ilke ve sınır konulmaksızın tümüyle UlaĢtırma
Bakanlığına bırakıldığı, diğer yandan idarenin kanunla kendisine tevdi edilen görev ve
yükümlülükleri tümüyle devretmesinin, baĢka bir anlatımla kamu hizmetini ifadan
vazgeçmesinin mümkün olmadığı, aksi durumun gerek yetki devrinin istisnailiği gerekse
idarenin kanuniliği ilkesine aykırı olacağı belirtilerek kuralın, Anayasa‘nın 7. ve 123.
maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüĢtür.
6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında
Kanun‘un 43. maddesine göre, ilgisi nedeniyle itiraz konusu kural Anayasa‘nın 128. maddesi
yönünden de incelenmiĢtir.
Ġtiraz konusu kuralla, Bakanlığın 4925 sayılı Kanun gereğince yerine getirmekle
yükümlü olduğu görev ve yetkilerinin tamamını veya bir kısmını devredebilmesine olanak
tanınmıĢ, devirle ilgili usul ve esasların ise çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği hükme
bağlanmıĢtır. Kurala göre anılan Bakanlığın devredebileceği görev ve yetkilerin ise genel
olarak; taĢımacılık, acentelik ve taĢıma iĢleri komisyonculuğu ile nakliyat ambarı ve kargo
iĢletmeciliği yapacaklara yetki belgesi vermek, gerektiğinde ücret tarifesinin taban ve tavan
sınırları ile karayolundan geçiĢ ücretlerini belirlemek, düzenli yolcu ve eĢya taĢımalarında
düzenlenen zaman tarifelerini onaylamak, Kanun‘a aykırı durumların varlığı halinde idari
para cezası ile uyarma, geçici durdurma ve iptal Ģeklinde idari müeyyideler uygulamaya
iliĢkin olduğu görülmektedir.
Kanun koyucunun itiraz konusu kuralla, Bakanlığın 4925 sayılı Kanun gereği yerine
getirmekle yükümlü olduğu görev ve yetkilerinin tamamını veya bir kısmını
devredilebilmesine imkân tanıyarak, hizmette süratin ve verimliliğin arttırılmasını temin
etmeyi, iĢ ve iĢlemleri merkeziyetçilikten kurtarmayı amaçladığı anlaĢılmaktadır.
Anayasa‘nın 7. maddesinde ―Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet
Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.” denilmektedir. Buna göre Anayasa‘da kanunla
düzenlenmesi öngörülen konularda, yürütme organına genel ve sınırları belirsiz bir düzenleme
yetkisinin verilmesi olanaklı değildir. Yürütmenin düzenleme yetkisi, sınırlı, tamamlayıcı ve
bağımlı bir yetkidir. Bu nedenle Anayasa‘da öngörülen ayrık durumlar dıĢında, kanunlarla
düzenlenmemiĢ bir alanda, kanun ile yürütmeye genel nitelikte kural koyma yetkisi verilemez.
Ayrıca yürütme organına düzenleme yetkisi veren bir kanun kuralının Anayasa‘nın 7.
maddesine uygun olabilmesi için temel ilkeleri koyması, çerçeveyi çizmesi, sınırsız, belirsiz,
geniĢ bir alanı yürütmenin düzenlemesine bırakmaması gerekir.
Ġtiraz konusu kuralda ―Bakanlığın bu Kanun gereğince yerine getirmekle yükümlü
olduğu görev ve yetkiler‖den bahsedilerek, devredilebilecek görev ve yetkilerin hangileri
olduğunun genel olarak gösterilmekle yetinildiği, Bakanlığın Kanun‘dan doğan görev ve
yetkilerinin hangilerini hangi makam veya merciye ne Ģekilde ve ne süreyle devredebileceğine
iliĢkin temel ilkelerin, sınırların ve kapsamının belirlenmediği, yürütme organının yetki
devrine dair usul ve esasları belirlemede tam yetkili hale geldiği, bunun da idarenin
görevlerinde belirsizlik, görevlendirme ve yetkilendirmede keyfilik gibi sonuçlara
götürebileceği anlaĢılmaktadır. Bu nedenle, itiraz konusu kuralla Bakanlığa verilen yetkinin,
yasamaya tanınmıĢ ve devredilemez olan asli düzenleme yetkisinin devri niteliğini taĢıdığı
açıktır.
Diğer taraftan Anayasa‘nın 128. maddesinde ise Devlet‘in, kamu iktisadi teĢebbüsleri ve
diğer kamu tüzelkiĢilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu
hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerinin memurlar ve diğer kamu görevlileri
eliyle yürütüleceği, bu kapsama giren personelin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri,
hakları ve yükümlülüklerinin de kanunla düzenleneceği öngörülmüĢtür. Anayasa‘nın 128.
maddesi anlamında bir kamu hizmetinden söz edilebilmesi için; söz konusu hizmetin Devlet,
kamu iktisadi teĢebbüsleri ve diğer kamu tüzel kiĢilerinin yürütmekle yükümlü olduğu kamu
hizmeti olması, bu kamu hizmetinin ―genel idare esasları‖na göre yürütülmesi ile görevin
―asli ve sürekli‖ nitelikte olması gerekmektedir.
GeniĢ anlamda, Devlet ya da diğer kamu tüzel kiĢileri tarafından ya da bunların gözetim
ve denetimleri altında, genel ve ortak gereksinimleri karĢılamak, kamu yararını ya da çıkarını
sağlamak için yapılan ve topluma sunulmuĢ bulunan sürekli ve düzenli etkinlikler olarak
tanımlanan kamu hizmetinin, kamu hukukunun genel ilkeleri gereğince, doğrudan idare,
kuruluĢ ve kurumları eliyle, kamusal yönetim biçimine göre yürütülmesi asıl ve olağandır.
Ġdare eliyle yürütülen hizmet ve faaliyetlerden, genel idare esaslarına göre yürütülmesi
zorunlu olmayan, diğer bir değiĢle özel yönetim biçimi ile gerçekleĢtirilmeye elveriĢli
bulunanların, Devletin gözetimi ve denetimi altında, belli yasal usullerle özel müteĢebbislere
yaptırılabilmesi ise olanaklıdır.
Kolluk faaliyeti içinde yer alan zorunlu denetim hizmeti, idari para cezası ile uyarma,
geçici durdurma ve iptal Ģeklinde idari müeyyideler uygulamaya iliĢkin görev ve faaliyetler
genel idare esaslarına göre yürütülmesi gereken bir kamu hizmeti olup, idarenin asli ve sürekli
görevlerindendir. Anayasa‘nın 128. maddesine göre, kolluk faaliyetleri arasında yer alan bu
tür kamu hizmetlerinin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülmesi zorunludur.
Buna göre, itiraz konusu kural Bakanlığa, 4925 sayılı Kanun‘da verilen görevlerin ve
tanınan yetkilerin tamamını devretme imkânı tanımakta olup, idarenin kolluk faaliyetleri
içinde yer alan ve mutlaka Devletin memurları ve diğer kamu görevlileri aracılığıyla
yürütülmesi zorunlu olan asli ve sürekli görevlerin de gerçek ya da özel hukuk tüzel kiĢilerine
devredilmesine olanak tanıyan kural, Anayasa‘nın 128. maddesine de aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa‘nın 7. ve 128. maddelerine aykırıdır.
Ġptali gerekir.
Kural, Anayasa‘nın 7. ve 128. maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden
Anayasa‘nın 123. maddesi yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek görülmemiĢtir.
B- 5174 Sayılı Kanun’un 12. Maddesinin Birinci Fıkrasının (t) Bendinin
Ġncelenmesi
BaĢvuru kararında, itiraz konusu kuralda, devredilebileceği öngörülen yetkilerin
kaynaklandığı kanunların, bu yetkilerin devre konu olabilecek kısımları ve bu yetkiye sahip
olan kurum-kuruluĢ ve bakanlıkların belli edilmediği, belirlenen konularda düzenleme yapma
yetkisinin herhangi bir temel ilke ve sınır konulmaksızın tümüyle bütün bakanlık ve kamu
kuruluĢlarına bırakıldığı, böylece kamu düzenine iliĢkin bulunan ve kanunla belirlenmesi
gereken idarenin yetki alanının düzenlenmesine yönelik yasama yetkisinin, yetki devrinin
konusu, kapsamı ve devredilecek makam/merci hakkında herhangi bir çerçeve çizilmemek
suretiyle fiilen idareye devredildiği, itiraz konusu kuralda yer alan “mevzuat‖ kelimesinin
dahi baĢlı baĢına idarenin kanuniliği ilkesine, dolayısıyla Anayasa‘nın 123. maddesine
aykırılık teĢkil ettiği, zira anılan kelimenin, normlar hiyerarĢisinde kanundan aĢağıda yer alan
tüzük, yönetmelik, genelge gibi yürütme organının düzenleme yetkisi içerisinde bulunan
düzenleyici iĢlemleri de kapsadığı, oysa idarenin, Anayasa ve kanunlarla düzenlenen görev ve
yetki sahası içinde faaliyette bulunmak zorunda olduğu, idarenin, dayanağını kanundan
almaksızın, düzenleyici iĢlemlerden kaynaklanan bir yetkiye sahip olduğunun kabulüne
olanak bulunmadığı belirtilerek kuralın, Anayasa‘nın 7. ve 123. maddelerine aykırı olduğu
ileri sürülmüĢtür.
Ġtiraz konusu kural, mevzuatla bakanlıklara veya diğer kamu kurum ve kuruluĢlarına
verilen iĢlerin, 5174 sayılı Kanun‘da belirtilen kuruluĢ amaçları ve görev alanı çerçevesinde
odalara tevdii halinde bu iĢleri yürütmeyi odaların görevleri arasında saymıĢtır. Kural, oda ve
birliklerin kuruluĢ amaçları doğrultusunda yerine getirmekle yükümlü oldukları görevlerin ve
bu görevi yerine getirirken sahip oldukları yetkinin alanını belirlemektedir.
Anayasa‘nın 123. maddesinin birinci fıkrasında ise ―İdare, kuruluş ve görevleriyle bir
bütündür ve kanunla düzenlenir.” hükmü yer almaktadır. Bu maddede yer alan düzenleme,
idarenin kanuniliği ilkesine vücut vermektedir. Ġdarenin kanuniliği ilkesi, idarenin ve
organlarının görev ve yetkilerinin açık bir biçimde kanunla düzenlenmesini gerekli kılar.
Öncelikle odaların temel amacı, avukatlık, hekimlik, eczacılık, tacirlik gibi serbest
meslekleri ifa edenlerin ortak ihtiyaçlarını karĢılamak, mesleği dıĢa karĢı temsil etmek ve
özellikle bu mesleklerin iç disiplinini ve meslek ahlakını korumak olduğundan ve görev
alanları da kanunda açıkça öngörüldüğünden bu hususta bir belirsizlikten bahsedilemez.
Öte yandan, itiraz konusu kural, odaların görevlerine iliĢkin genel bir düzenleme
niteliğindedir. Ġlgili kanunlarda, konuya iliĢkin genel kuralların saptanması, hangi yetkinin
hangi makam ve merciye devredileceğinin belirlenmesi ve bu Ģekilde konunun çerçevesi
çizildikten sonra, günün geliĢen koĢul ve durumlarına göre sık sık değiĢiklik yapılması
gereken teknik ve ihtisasa iliĢkin alanda, bakanlıklara veya diğer kamu kurum ve
kuruluĢlarına yüklenen görev ve tanınan yetkilerin odalara devri hususunda bir hükme yer
verilmesi yasama yetkisinin devri niteliğinde değildir.
Ayrıca yürütme organı, bir kanuna dayanmak ve ona uygun olmak Ģartıyla
Anayasamızda yer verilen tüzük ve yönetmelik dıĢında da genel ve objektif düzenleyici
hukuki tasarruflarda bulunabilir. Ġdarenin genel esasları ilgili kanunda çizilmiĢ olmak Ģartıyla
teknik ve ihtisasa iliĢkin konularda mevzuat kavramına dâhil olan tüzük, yönetmelik, genelge
vb. düzenleyici tasarruflarla kamusal bir görev yüklenmesi ve bu görevin oda ve birliklerin
kuruluĢ amaçlarıyla ilgili olması durumunda odalara devredilmesi yasama yetkisinin devri
niteliğinde olmadığı gibi bu durum idarenin kanuniliği ilkesine de aykırılık oluĢturmaz.
Sonuç olarak odalar, kamu tüzel kiĢiliğine sahip ve kamu yararı amacına yönelik
faaliyette bulunan kuruluĢlardır. Ġdarenin görev alanına giren konularda, kamu hizmetinin
düzenli olarak iĢlemesini sağlamak amacıyla, sınırları açıkça ilgili kanunda belirtilmiĢ olmak
Ģartıyla, idareye ait bir yetkinin odalara devredilmesinde Anayasa‘ya aykırılık bulunmayıp,
itiraz konusu kural Anayasa‘nın 7. ve 123. maddelerine aykırı değildir. Ġptal isteminin reddi
gerekir.
VI- ĠPTAL KARARININ YÜRÜRLÜĞE GĠRECEĞĠ GÜN SORUNU
Anayasa‘nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasında, ―Kanun, kanun hükmünde kararname
veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının
Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa
Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih,
kararın Resmi Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.” denilmekte, 6216
sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun‘un 66.
maddesinin (3) numaralı fıkrasında da bu kural tekrarlanmaktadır.
4925 sayılı Karayolu TaĢıma Kanunu‘nun 35. maddesinin iptaline karar verilmesinin
doğuracağı hukuksal boĢluk, kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden, Anayasa‘nın
153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 6216 sayılı Kanun‘un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası
gereğince iptal kararının, Resmî Gazete‘de yayımlanmasından baĢlayarak dokuz ay sonra
yürürlüğe girmesi uygun görülmüĢtür.
VII- SONUÇ
1- 10.7.2003 günlü, 4925 sayılı Karayolu TaĢıma Kanunu‘nun 35. maddesinin
Anayasa‘ya aykırı olduğuna ve ĠPTALĠNE,
2- 18.5.2004 günlü, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve
Borsalar Kanunu‘nun 12. maddesinin birinci fıkrasının (t) bendinin Anayasa‘ya aykırı
olmadığına ve itirazın REDDĠNE,
3- 4925 sayılı Kanun‘un 35. maddesinin iptal edilmesi nedeniyle, Anayasa‘nın 153.
maddesinin üçüncü fıkrasıyla 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun‘un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince bu maddeye
iliĢkin ĠPTAL HÜKMÜNÜN, KARARIN RESMÎ GAZETE‘DE YAYIMLANMASINDAN
BAġLAYARAK DOKUZ AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GĠRMESĠNE,
8.11.2012 gününde OYBĠRLĠĞĠYLE karar verildi.
BaĢkan
HaĢim KILIÇ
BaĢkanvekili
Serruh KALELĠ
BaĢkanvekili
Alparslan ALTAN
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
Üye
Mehmet ERTEN
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
Üye
Osman Alifeyyaz
PAKSÜT
Üye
Zehra Ayla
PERKTAġ
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
Üye
Burhan ÜSTÜN
Üye
Engin YILDIRIM
Üye
Nuri NECĠPOĞLU
Üye
Hicabi DURSUN
Üye
Celal Mümtaz
AKINCI
Üye
Erdal TERCAN
Üye
Muammer TOPAL
[R.G. 28 Mart 2013 – 28601]
—— • ——
Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından:
Esas Sayısı
: 2012/68
Karar Sayısı : 2012/182
Karar Günü : 22.11.2012
ĠTĠRAZ YOLUNA BAġVURAN : Kestel Ġcra Hukuk Mahkemesi
ĠTĠRAZIN KONUSU : 9.6.1932 günlü, 2004 sayılı Ġcra ve Ġflas Kanunu‘nun 134.
maddesinin 9.11.1988 günlü, 3494 sayılı Kanun‘un 22. maddesiyle değiĢtirilen ikinci
fıkrasının “Talebin reddine karar verilmesi halinde tetkik mercii davacıyı feshi istenilen ihale
bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder.” biçimindeki dördüncü
cümlesinin, Anayasa‘nın 2. maddesine aykırı olduğu ileri sürülerek iptaline karar verilmesi
istemidir.
I- OLAY
Davacı tarafından açılan ihalenin feshi davasında, itiraz konusu kuralın Anayasa‘ya
aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için baĢvurmuĢtur.
II- ĠTĠRAZIN GEREKÇESĠ
BaĢvuru kararının gerekçe bölümü Ģöyledir:
―Davacı…. ile Davalı …. arasında mahkememizde görülmekte olan Ġhalenin Feshi
davasının 2011 tarihli celsesinde Ġcra ve Ġflas Kanunu‘nun ―Ġhalenin neticesi ve feshi‖ baĢlıklı
134. maddenin 2. fıkrasında ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde davacının
feshi istenilen ihale bedelinin %10‘u oranında para cezasına mahkum edeceğine dair kanun
hükmünün Anayasaya aykırı olduğunu düĢündüğümüzden Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
152. maddesi gereğince Yüksek Mahkemenize itiraz baĢvurusunda bulunulmasına ve 5 ay
süre ile mahkemenizce verilecek kararın beklenilmesine karar verilmiĢtir.
Ġlgili Ġcra dosyası olan Kestel Ġcra Müdürlüğünün 2011/1255 talimat sayılı dava
dosyasında ihale ile satılan Bursa ili Kestel ilçesi… Köyü‘nde bulunan 104 ada 15 parsel ve
104 ada 19 parsel sayılı taĢınmazların ihalesinin feshini talep etmekte olup, taĢınmazlardan
104 ada 19 parsel 250.000 TL bedel ile, 104 ada 15 parsel ise 500.000 TL bedelle 31.02.2012
tarihinde ihale edilmiĢ; davacı vekili bu ihalenin usulüne uygun olmadığından feshini talep
etmiĢtir.
Anayasaya aykırılık düĢüncemizi ana hatları ile Ģu Ģekilde açıklamaktayız:
Ġcra ve Ġflas Kanunu‘nun ‗Ġhalenin Neticesi ve Feshi‘ baĢlıklı 134. maddesinin 2.
fıkrasında ‗Ġhalenin feshini, Borçlar Kanununun 226 ıncı maddesinde yazılı sebepler de dahil
olmak üzere yalnız satıĢ isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek
suretiyle ihaleye iĢtirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koĢuluyla icra
mahkemesinden Ģikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler.
Ġlgililerin ihale yapıldığı ana kadar cereyan eden muamelelerdeki yolsuzluklara en geç ihale
günü ıttıla peyda ettiği kabul edilir. Ġhalenin feshi talebi üzerine icra mahkemesi talep
tarihinden itibaren yirmi gün içinde duruĢma yapar ve taraflar gelmeseler bile icap eden kararı
verir. Talebin reddine karar verilmesi halinde icra mahkemesi davacıyı feshi istenilen ihale
bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. Ancak iĢin esasına girilmemesi
nedeniyle talebin reddi halinde para cezasına hükmolunamaz‘ denilmektedir.
Ġcra Ġflas Mevzuatına göre haciz veya ipotek gibi sebeplerle menkul veya gayrimenkul
veya hakların satıĢının yapıldığı ihalelerin usulüne uygun bir Ģekilde yapılması devletin
yükümlülüğü altındadır. Ġhalenin gerektiği Ģeffaflıkta ve açıklıkta ve kurallara uygun olarak
yapılmaması halinde ilgili olan kiĢiler Ģikayet yolu ile Ġcra mahkemesinden ihalenin feshini
isteyebilmek hakkına sahip iseler de bu hakkın kullanılmasına ĠĠK‘nun 134. maddenin 2.
fıkrasında ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde Ģikayetçinin feshi istenilen
ihale bedelinin %10‘u oranında para cezasına mahkum edeceğine dair hükmü önemli bir
engel teĢkil etmektedir. Hukukta hak ile ispat ayrı kavramlardır. Esasında doğru olan bir
hususun ispat edilememesi her zaman mümkündür. ĠĠK‘nun bu maddesinde Ģikayeti red
edilen baĢvuru sahiplerine kötü niyetli olup olmaması, sırf icra sürecini uzatmak amacı ile
yapılıp yapılmamasına göre hakime değerlendirme ve takdir hakkı tanınmaksızın ihalenin
%10‘u nispetinde ceza verilmesini öngörülmektedir. Bu oran oldukça yüksek bir oran olup,
Ģikayetin reddi halinde hükmedilecek ceza ihale miktarına göre dosyamızda olduğu gibi
yüksek miktarları bulabilmektedir.
Anayasamızın devletin temel niteliklerini belirleyen 2. maddesinde devletimizin insan
haklarına saygılı bir hukuk devleti olduğu açıklanmaktadır. Devletimiz insan haklarına riayet
etmek konusunda Ġnsan Hakları Avrupa SözleĢmesine de taraf olmuĢtur. Taraf olunan Ġnsan
Hakları Avrupa SözleĢmesindeki haklara uygun düzenlemeler yapmak hem bu sözleĢmeye
taraf olmanın bir gereği, hem de Anayasamızın 2. maddesinin bir gereğidir.
Ġnsan Hakları Avrupa SözleĢmesine göre adil yargılanma ve etkili baĢvuru hakkı temel
insan hakları arasındadır ve bu haklara uygun kanuni düzenleme ve mekanizmaların
getirilmesi hukuk devleti olmanın bir gereğidir.
Bu madde hükmü adeta ceza kanununda tarif edilmeyen ceza kanunundaki genel
ilkelere aykırı bir suç türünü düzenlemektedir.
Uygulamada da bunun bir para cezası mı olarak tahsil edileceği yoksa bir kamu alacağı
mı olarak tahsil edileceğinde tereddüt bulunmaktadır.
Kanunun bu hükmü adil yargılanma ve etkili baĢvuru hakkını özünden zedelemekte
olup hukuk devleti olmanın gereğine aykırı sonuçlar doğurmaktadır.
Sonuç olarak ĠĠK‘nun ‗Ġhalenin neticesi ve feshi‘ baĢlıklı 134. maddenin 2. fıkrasında
ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde davacının feshi istenilen ihale
bedelinin %10‘u oranında para cezasına mahkum edeceğine dair kanun hükmünün hak
aramayı düĢünen kiĢilerin baĢvuru yapmasını engelleyici ve baĢvurup da ispat edemeyen
kiĢileri genel ceza hukuku ilkelerine aykırı cezalandırıcı bir hüküm olup, Anayasamızın
devletin niteliklerini açıklayan 2. maddesine aykırı olması sebebi ile iptaline karar verilmesini
saygıyla arz ve talep ederiz.‖
III- YASA METĠNLERĠ
A- Ġtiraz Konusu Yasa Kuralı
9.6.1932 günlü, 2004 sayılı Ġcra Ġflas Kanunu‘nun itiraz konusu kuralı da içeren
“İhalenin Neticesi ve Feshi” baĢlıklı 134. maddesi Ģöyledir:
“Madde 134- (DeğiĢik: 18/2/1965 - 538/63 md.)
Ġcra dairesi tarafından taĢınmaz kendisine ihale edilen alıcı o taĢınmazın mülkiyetini
iktisap etmiĢ olur. (Ek cümle: 17/7/2003-4949/38 md.) Ġhale kesinleĢinceye kadar taĢınmazın
ne Ģekilde muhafaza ve idare edileceği icra dairesi tarafından kararlaĢtırılır.
(DeğiĢik: 9/11/1988 - 3494/22 md.) Ġhalenin feshini, Borçlar Kanununun 226 ncı
maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satıĢ isteyen alacaklı, borçlu, tapu
sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iĢtirak edenler yurt içinde bir adres
göstermek koĢuluyla tetkik merciinden Ģikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün
içinde isteyebilirler. Ġlgililerin ihale yapıldığı ana kadar cereyan eden muamelelerdeki
yolsuzluklara en geç ihale günü ıttıla peyda ettiği kabul edilir. Ġhalenin feshi talebi üzerine
tetkik mercii talep tarihinden itibaren yirmi gün içinde duruĢma yapar ve taraflar gelmeseler
bile icap eden kararı verir. Talebin reddine karar verilmesi halinde tetkik mercii davacıyı
feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. (Ek
cümle: 17/7/2003-4949/38 md.) Ancak iĢin esasına girilmemesi nedeniyle talebin reddi
hâlinde para cezasına hükmolunamaz.
(Ek fıkra: 21/2/2007-5582/4 md.) 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A
maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile
Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanlığının rehinle temin edilmiĢ alacaklarının takibinde, ikinci
fıkrada yer alan oran yüzde yirmi olarak uygulanır.
(Ek fıkra: 17/7/2003-4949/38 md.) Ġhalenin feshine iliĢkin Ģikâyet görevsiz veya
yetkisiz tetkik mercii veya mahkemeye yapılırsa, tetkik mercii veya mahkeme evrak üzerinde
inceleme yaparak baĢvuru tarihinden itibaren en geç on gün içinde görevsizlik veya
yetkisizlik kararı verir. Bu kararlar kesindir.
(Ek fıkra: 17/7/2003-4949/38 md.) TaĢınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben
iĢtirak etmemiĢ olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiĢ olsa bile, satıĢ bedelini derhâl
veya 130 uncu maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadırlar. Ġcra müdürü,
ödenen ihale bedeli ile ilgili olarak, ihalenin feshine yönelik Ģikâyet sonucunda verilecek
karar kesinleĢinceye kadar para bankalarda nemalandırılır. Ġhalenin feshine iliĢkin Ģikâyetin
kabulüne veya reddine iliĢkin kararın kesinleĢmesi üzerine, ihale bedeli nemaları ile birlikte
hak sahiplerine ödenir.
Ġhale kesinleĢmedikçe ihale bedeli alacaklılara ödenmez.
SatıĢ ilanı tebliğ edilmemiĢ veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede
fesada bilahare vakıf olunmuĢsa Ģikayet müddeti ıttıla tarihinden baĢlar. Ģu kadar ki, bu
müddet ihaleden itibaren bir seneyi geçemez.
Ġhalenin feshini Ģikayet yolu ile talep eden ilgili, vakı yolsuzluk neticesinde kendi
menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur.
Tescil için tapu idaresine yapılacak tebligat, Ģikayet için muayyen müddetin
geçmesinden veya Ģikayet edilmiĢse Ģikayeti neticelendiren kararın kesinleĢmesinden sonra
yapılır.
(Mülga son fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)‖
B- Dayanılan ve Ġlgili Görülen Anayasa Kuralları
BaĢvuru kararında, Anayasa‘nın 2. maddesine dayanılmıĢ, 36. maddesi ise ilgili
görülmüĢtür.
IV- ĠLK ĠNCELEME
Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü‘nün 8. maddesi uyarınca, HaĢim KILIÇ, Serruh
KALELĠ, Alparslan ALTAN, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Serdar
ÖZGÜLDÜR, Recep KÖMÜRCÜ, Burhan ÜSTÜN, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz
AKINCI, Erdal TERCAN, Muammer TOPAL ve Zühtü ARSLAN‘ın katılımlarıyla 5.7.2012
günü yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından, iĢin esasının
incelenmesine OYBĠRLĠĞĠYLE karar verilmiĢtir.
V- ESASIN ĠNCELENMESĠ
BaĢvuru kararı ve ekleri, Raportör Mustafa ÇAL tarafından hazırlanan iĢin esasına
iliĢkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralı, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa kuralları ve
bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüĢülüp
düĢünüldü:
BaĢvuru kararında, takip hukukuna göre ihalelerin usulüne uygun bir Ģekilde ve
gerektiği Ģeffaflıkta, açıklıkta ve kurallara uygun olarak yapılmasının Devletin yükümlülüğü
altında olduğu, yapılmaması halinde ilgililerin Ģikâyet yolu ile icra mahkemesinden ihalenin
feshini isteme hakkına sahip olsalar da bu hakkın kullanılmasına itiraz konusu kuralın önemli
bir engel teĢkil ettiği, kuralda, Ģikâyeti reddedilen baĢvuru sahiplerinin kötü niyetli olup
olmadığı, sırf icra sürecini uzatmak amacıyla dava açıp açmadıklarının takdiri ve
değerlendirilmesi hususunda hâkime imkân tanınmadığı ayrıca, kuralda belirtilen para cezası
oranının çok yüksek olduğu, kuralın hak aramayı düĢünen kiĢilerin baĢvuru yapmasını
engelleyici ve dava açıp davasını ispat edemeyen kiĢiler açısından da genel ceza hukuku
ilkelerine aykırı olarak cezalandırıcı bir hüküm niteliğinde olduğu belirtilerek kuralın,
Anayasa‘nın 2. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüĢtür.
6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin KuruluĢu ve Yargılama Usulleri Hakkında
Kanun‘un 43. maddesine göre, ilgisi nedeniyle itiraz konusu kural Anayasa‘nın 36. maddesi
yönünden de incelenmiĢtir.
2004 sayılı Kanun‘un “İhalenin Neticesi ve Feshi” baĢlıklı 134. maddesinde, ihalenin
feshi davalarının (Ģikâyetlerinin) yargılama usulleri düzenlenmiĢtir. Maddenin ikinci
fıkrasında, kötü niyetle yapılan ihalenin feshi taleplerini önlemek amacıyla 3494 sayılı Kanun
ile değiĢiklik yapılmıĢ ve talebin reddine karar verilmesi halinde icra mahkemesinin davacıyı,
feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkûm edeceği
öngörülmüĢtür.
Anayasa‘nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve
özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve iĢlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli
bir hukuk düzeni kurup bunu geliĢtirerek sürdüren, Anayasa‘ya aykırı durum ve tutumlardan
kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve kanunlarla kendini bağlı
sayan, yargı denetimine açık olan devlettir.
Anayasa‘nın hak arama hürriyetini düzenleyen 36. maddesinin birinci fıkrasında
“Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı
veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” denilerek yargı
mercilerine davacı ve davalı olarak baĢvurabilme ve bunun doğal sonucu olarak da iddia,
savunma ve adil yargılanma hakkı güvence altına alınmıĢtır. KiĢinin uğradığı bir haksızlığa
veya zarara karĢı kendisini savunabilmesinin ya da maruz kaldığı haksız bir uygulama veya
iĢleme karĢı haklılığını ileri sürüp kanıtlayabilmesinin, zararını giderebilmesinin en etkili ve
güvenceli yolu, yargı mercileri önünde dava hakkını kullanabilmesidir. KiĢilere yargı
mercileri önünde dava hakkı tanınması hak arama özgürlüğünün bir gereğidir.
Takip hukukuna özgü bir yaptırımın düzenlendiği itiraz konusu kuralla, gereksiz ve
dayanaksız baĢvurular önlenerek ihalenin kesinleĢmesinin sürüncemede bırakılmasının
engellenmesi, ihale sürecinin en kısa süre içerisinde gerçekleĢtirilmesi ve bu sayede kamusal
bir iĢlem olan ihaleye olan güvenin korunması ve artmasının sağlanması amaçlanmıĢtır. Ġtiraz
konusu kural ile ihalenin feshi davasının reddi durumunda para cezası koĢulu bulunmakla
birlikte kamusal bir iĢlem niteliğinde olan ihale süreci yargı denetimi kapsamındadır. SatıĢ
isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iĢtirak
edenler, Ģikâyet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde ihalenin süreci hakkında
yargı yoluna baĢvurabileceği gibi her türlü nedene dayanarak ihalenin feshini isteyebilme
olanağına sahiptir. Ayrıca, kuralla ihale ilgililerinin, icra mahkemeleri önünde davacı veya
davalı olarak sahip oldukları anayasal hakları zedelenmemiĢ; bir takip hukuku tasarrufu olan
ihaleye karĢı yargı yolu kapatılmamıĢ; mahkemelerin, bu iĢlemlerle ilgili açılmıĢ olan davaları
inceleyerek gerekli kararları vermeleri engellenmemiĢtir. Dolayısıyla, itiraz konusu kuralın
hak arama özgürlüğünü engelleyen bir yönü bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, Anayasa‘nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devletinin önemli ilkelerinden
birisi de ölçülülük ilkesidir. Buna göre, hak ve özgürlüklerin kullanım alanına iliĢkin kuralların
hakkaniyete uygun, dengeli ve ölçülü bir Ģekilde düzenlenmesi gerekmektedir.
Ġtiraz konusu kural ile ihalenin feshi davasının reddedilmesi durumunda hükmedilecek
olan para cezası, ihalelerin parasal büyüklükleri ve haksız açılan ihalenin feshi davasıyla
ihalenin kesinleĢmesinin engellenmesi neticesinde doğacak zarar miktarının somut olaya göre
değiĢeceği göz önünde tutularak nispi olarak belirlenmiĢtir. Düzenlemenin amacının, ihalenin
feshi davasını açacakları iyi niyetli, esas saiki hak arama amacı olan, haklı nedenleri olan
davaların açılmasına sevk etmek, bununla birlikte ihale sürecinin hızlı ve etkili biçimde
gerçekleĢmesini temin etmek olduğu anlaĢıldığından, ihalenin feshi davasının reddedilmesi
durumunda para cezasına hükmedilmesinin ve bu para cezasının da nispi bir oran olarak
belirlenmesinin amaç ve araç arasında makul ve uygun bir iliĢki kurduğu ve düzenlemenin
amacına ulaĢmaya elveriĢli olduğu görülmekle, kuralın ölçüsüzce düzenlendiği
söylenemeyeceğinden söz konusu düzenlemede hukuk devleti ilkesi ile çeliĢen bir yön
bulunmamaktadır.
Ayrıca, 4949 sayılı Kanun ile itiraz konusu kuralın yer aldığı maddenin ikinci fıkrasına
“Ancak işin esasına girilmemesi nedeniyle talebin reddi hâlinde para cezasına
hükmolunamaz.” cümlesi eklenerek ihalenin feshi talebinin iĢin esasına girilmeden husumet,
sıfat yokluğu, süreaĢımı, feragat gibi nedenlerle reddedilmesi halinde davacı aleyhine yüzde
onluk para cezasının hükmedilmesinin engellenmesi ve ihaleye fesat karıĢtırılmasına dair
iddiaların ayrıca suç teĢkil etmeleri nedeniyle de icra mahkemelerince bu iddiaların resen
araĢtırılacak olması karĢısında itiraz konusu kuralın, hak arama özgürlüğünü kısıtlamadığı ve
takip hukukuna iliĢkin kanun koyucunun takdir yetkisi kapsamında kalan bir düzenlemeden
ibaret olduğu açıktır.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa‘nın 2. ve 36. maddelerine aykırı
değildir. Ġptal isteminin reddi gerekir.
Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Engin YILDIRIM, Celal Mümtaz
AKINCI ile Zühtü ARSLAN bu görüĢe katılmamıĢlardır.
VI- SONUÇ
9.6.1932 günlü, 2004 sayılı Ġcra ve Ġflas Kanunu‘nun 134. maddesinin, 9.11.1988 günlü,
3494 sayılı Ġcra ve Ġflas Kanun‘un 22. maddesiyle değiĢtirilen ikinci fıkrasının “Talebin
reddine karar verilmesi halinde tetkik mercii davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde
onu oranında para cezasına mahkûm eder.” biçimindeki dördüncü cümlesinin Anayasa‘ya
aykırı olmadığına ve itirazın REDDĠNE, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Engin
YILDIRIM, Celal Mümtaz AKINCI ve Zühtü ARSLAN‘ın karĢıoyları ve
OYÇOKLUĞUYLA, 22.11.2012 gününde karar verildi.
BaĢkan
HaĢim KILIÇ
BaĢkanvekili
Serruh KALELĠ
BaĢkanvekili
Alparslan ALTAN
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
Üye
Mehmet ERTEN
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
Üye
Osman Alifeyyaz
PAKSÜT
Üye
Zehra Ayla
PERKTAġ
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
Üye
Burhan ÜSTÜN
Üye
Engin YILDIRIM
Üye
Nuri NECĠPOĞLU
Üye
Hicabi DURSUN
Üye
Celal Mümtaz
AKINCI
Üye
Muammer TOPAL
Üye
Erdal TERCAN
Üye
Zühtü ARSLAN
KARġIOY GEREKÇESĠ
9.6.1932 günlü, 2004 sayılı Ġcra ve Ġflas Kanunu‘nun 134. maddesinin, 9.11.1988 günlü,
3494 sayılı Kanun‘la değiĢtirilen ikinci fıkrasında, ihalenin feshinin, kimler tarafından
istenebileceği, bunun usul ve esasları ile tetkik mercii tarafından karara bağlanması
düzenlenmiĢ, iptali istenilen tümcede de talebin reddine karar verilmesi halinde tetkik
merciinin, davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum
edeceği belirtilmiĢtir.
Anayasa‘nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, insan haklarına dayanan, hak ve
özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kuran, yargı denetime
açık, bu bağlamda hak arama özgürlüğünü güvenceye alan devlettir.
Hukuk devletinde kiĢilerin herhangi bir eylemleri nedeniyle yaptırıma bağlı tutulmaları,
ancak bu eylemlerinin hukuka aykırı olduğunun saptanması halinde mümkündür. BaĢka bir
anlatımla bireylerin hatalı ve kusurlu sayılabilecek davranıĢlarına bağlanamadığı sürece
cezalandırılmaları, adaleti sağlamakla yükümlü hukuk devletinde kabul edilebilir bir durum
değildir.
Öte yandan, özellikle ihale bedelinin yüksek olması halinde yüzde on oranının kiĢilerin
yargı mercilerine baĢvurarak iddialarını kanıtlamaktan vazgeçmelerine yol açacak kadar
yüksek olması ve herhangi bir kademelendirme veya üst sınır da getirilmemesi karĢısında,
iptali istenen kuralın, hak arama özgürlüğünün kullanılmasını hukuk devleti anlayıĢıyla
bağdaĢmayacak biçimde engellediği sonucuna varılmaktadır. Ġtiraz konusu düzenlemenin
kamu yararı düĢüncesiyle getirilmesinin, kuralın Anayasa‘ya uygunluğunun kabulü için
yeterli sayılamayacağı, her halde ―kamu yararı‖nın gerekçe gösterilmesinin, hukuka
aykırılıkların meĢrulaĢtırmasına hizmet etmeyeceği, aksine bu kavramın değer yitirmesine
neden olacağı açıktır. Kamu yararı ile kiĢinin hak ve özgürlükleri arasında adil bir dengenin
kurulamadığı kamu yararının ağırlık kazanarak temel haklardan daha belirleyici olduğu
durumlarda, insan haklarına dayanan demokrasiden söz edilemez.
Açıklanan nedenlerle Kural‘ın Anayasa‘nın 2 ve 36. maddelerine aykırı olduğu ve iptali
gerektiği düĢüncesiyle çoğunluk görüĢüne katılmıyorum.
Üye
Fulya KANTARCIOĞLU
KARġIOY GEREKÇESĠ
Ġcra ve Ġflas Kanunu‘nun ―İhalenin feshi ve neticesi” baĢlıklı 134. maddesinin ikinci
fıkrasının itiraza konu kuralında yer aldığı birinci cümlesinde “İhalenin feshini, Borçlar
Kanununun 226 ncı maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satış isteyen
alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler yurt
içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikayet yolu ile ihale tarihinden
itibaren yedi gün içinde isteyebilirler. İlgililerin ihale yapıldığı ana kadar cereyan eden
muamelelerdeki yolsuzluklara en geç ihale günü ıttıla peyda ettiği kabul edilir. İhalenin feshi
talebi üzerine icra mahkemesi talep tarihinden itibaren yirmi gün içinde duruşma yapar ve
taraflar gelmeseler bile icap eden kararı verir. Talebin reddine karar verilmesi halinde icra
mahkemesi davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına
mahkum eder.‖ denilmektedir.
Ġtiraz konusu kural, ihalenin feshi talebinin reddedilmesi halinde feshi talep eden
davacıya feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezası verileceğini
öngörmektedir.
Anayasa‘nın 2. maddesinde öngörülen hukuk devleti; devletin, tüm eylem ve
iĢlemlerinin hukuka uygun olmasını, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurarak
sürdürmesini, Anayasa‘ya aykırı durumlardan kaçınmasını zorunlu kılmaktadır.
Anayasa‘nın 36. maddesinde yer alan hak arama hürriyeti ile herkesin, meĢru vasıta ve
yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve
savunma ile adil yargılanma hakkı güvence altına alınmaktadır.
Anayasa‘ya aykırı olduğu ileri sürülen kural, ihalenin feshini talep edenin, bu talebinin
baĢka bir neden gözetmeksizin, ya da hiç bir ayırım öngörmeden salt talebin reddedilmiĢ
olmasını para cezası verilmesi için yeterli görmektedir. Yasa koyucunun, iyi niyetli kiĢilerin
bir hakka ulaĢmalarını engelleyecek ya da o hakka ulaĢmak için baĢvuruda bulunmaktan
çekinmelerine neden olacak düzenleme yapmaktan kaçınması gerekir. Ġtiraz konusu kural,
ihalenin feshi talebi hangi amaçla yapılmıĢ olursa olsun reddedilmesini yaptırım uygulamak
için yeterli görmekte ve böylece ihalenin gecikmesine neden olacak müdahaleleri önlemek
istemektedir. Yargı mercilerine intikal eden taleplerin kimilerinin kabul, kimilerinin de
reddedileceği tabiidir. Yasa koyucu, söz konusu kuralı hangi kamu yararı için getirmiĢ olursa
olsun, Anayasa‘da öngörülen adil hukuk düzenini ve yine Anayasa‘da güvence altına alınan
hak arama hürriyetini gözetmek durumundadır.
Kural, iyi niyetle ihalenin feshini talep edecek kiĢileri korumadığı gibi onların hakka
ulaĢmalarını da engelleyici niteliktedir.
Açıklanan nedenlerle hukuk devletine ve hak arama hürriyetine aykırı olan kuralın iptali
gerekir.
Üye
Mehmet ERTEN
KARġIOY GEREKÇESĠ
Ġcra ve Ġflas Kanunu‘nun 134. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan iptali istenen kural
Ģu Ģekildedir: ―Talebin reddine karar verilmesi halinde tetkik mercii davacıyı feshi istenilen
ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkûm eder.‖
Ġtiraz konusu kuralın ihaleye itirazları azaltmak suretiyle takibin hızlı bir Ģekilde
sonuçlandırılmasını sağlamaya yönelik olduğu açıktır. Ancak, ihale sürecini düzenleyen bir
kuralın korumaya çalıĢtığı tek hukuki yarar, alacaklının alacağına süratle kavuĢması olamaz.
Nitekim, itiraz konusu kuralı da içeren 3494 sayılı Kanun‘un genel gerekçesinde
düzenlemenin amaçlarından biri olarak ―günümüzün değiĢen sosyal ve ekonomik Ģartları
nedeniyle alacaklı ile borçlunun zıt menfaatlerinin bağdaĢtırılması‖ gösterilmiĢtir.
Esasen, Ġcra ve Ġflas Kanunu‘nun 134. maddesinin ikinci fıkrası bir bütün halinde
değerlendirildiğinde takibin süratle sonuçlandırılması için gerekli düzenlemelerin zaten
yapıldığı görülmektedir. Fıkrada, öncelikle ihalenin feshini isteyebilecekler, ihaleye konu
gayrimenkul ve satıĢla ilgili kiĢilerle sınırlandırılmıĢtır. Ġkincisi ve daha önemlisi, itiraz
konusu kuraldan önceki cümlede, ihalenin feshi talebinin tetkik mercii tarafından duruĢma
yapılmak suretiyle, taraflar gelmeseler bile, yirmi gün içinde sonuçlandırılacağı
belirtilmektedir. Madde gerekçesinde de ifade edildiği üzere, bu hükümle ―ihalenin feshi
talebinin çok kısa sürede karara bağlanabilmesi ve takibin süratle sonuçlandırılması mümkün
hale gelmektedir‖.
Anayasa‘nın 2. maddesi Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğunu
belirtmektedir. Hukuk devletinde, ceza niteliğinde bir yaptırım ancak bu yaptırımı gerektiren
suç, kabahat, kusur, ihmal, hakkı kötüye kullanma gibi hukuka aykırı bir fiilin bulunması
durumunda söz konusu olabilir. Bu durumda dahi, hukuka aykırı fiil ile öngörülen yaptırımın
orantılı olması gerekir.
Ġtiraz konusu kuralda, para cezasına mahkumiyet için davacının kötü niyetli olması,
dava hakkını kötüye kullanması gibi hiçbir Ģart öngörülmemiĢtir. Dahası, bu konuda hakimin
hiçbir Ģekilde takdir yetkisi yoktur. Bu haliyle kural, bir anlamda talebi ve talebe esas olan
iddiayı ispat edememe durumunu cezalandırmaktadır. Ġyi niyetli bir talebin reddinin baĢlı
baĢına para cezasına mahkumiyeti doğurması hukuk devleti anlayıĢıyla bağdaĢmaz.
Öte yandan, hukuk devletinin en önemli güvencelerinden biri, haksızlığa uğradığını
düĢünen kiĢilerin bağımsız mahkemeler önünde davacı olarak hak arama hürriyetine sahip
olmalarıdır. Anayasa‘nın 36. maddesine göre, ―Herkes, meĢru vasıta ve yollardan
faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile
adil yargılanma hakkına sahiptir.‖ Mahkemeye eriĢim hakkı, hak arama hürriyetinin en
önemli unsurlarındandır.
Alacaklı ile borçlunun zıt menfaatlerini bağdaĢtırmaya yönelik bir kuralın, takibin
süratle sonuçlandırılması yanında, ihalenin hukuka uygun olarak gerçekleĢmesini sağlaması
ve bu yöndeki itirazları engellememesi beklenir. Halbuki, itiraz konusu kural, para cezasını
ihalenin feshine dair talebin reddinin zorunlu sonucu olarak görmek suretiyle, borçlunun Ģu ya
da bu nedenle ihalenin feshini istemesini fiilen engellemekte, en iyi ihtimalle
zorlaĢtırmaktadır.
Kural uyarınca, tamamen iyi niyetli bir Ģekilde ihalenin hukuka aykırı yapıldığına
inanan ve elindeki bulguların ispat için yeterli olduğunu düĢünen davacı, talebin reddi üzerine
ihale bedelinin yüzde onu gibi azımsanamayacak bir para cezasına mahkum edilecektir. Ġhale
bedelinin yüzde onunu ödeme gücüne sahip olmayan, keza dava açıp hakkını aramak isteyen
kiĢilerden, cezayı ödemeyi göze alamayanlar fiilen ihalenin feshini talep edemeyeceklerdir.
Bunun hak arama hürriyetini kimi durumlarda kullanılamaz hale getirdiği izahtan varestedir.
Bu gerekçelerle, itiraz konusu kuralın Anayasa‘nın 2. ve 36. maddelerine aykırı olduğu
düĢüncesiyle, çoğunluğun red yönündeki görüĢüne katılmıyoruz.
Üye
Üye
Üye
Engin YILDIRIM
Celal Mümtaz
AKINCI Zühtü ARSLAN
[R.G. 28 Mart 2013 – 28601]
—— • ——
Anayasa Mahkemesi BaĢkanlığından:
Esas Sayısı
: 2012/93
Karar Sayısı : 2013/8
Karar Günü : 10.1.2013
ĠTĠRAZ YOLUNA BAġVURAN : Ġstanbul 7. Ġdare Mahkemesi
ĠTĠRAZIN KONUSU : 3.5.1985 günlü, 3194 sayılı Ġmar Kanunu‘nun 9.12.2009 günlü,
5940 sayılı Kanun‘un 2. maddesiyle değiĢtirilen 42. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan
“…yapının sahibine,” ibaresinin Anayasa‘nın 2. ve 38. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülerek iptaline karar verilmesi istemidir.
I- OLAY
Malik olunan taĢınmazda ruhsat ve eklerine aykırı değiĢiklik yapıldığından bahisle 3194
sayılı Kanun‘un 42. maddesi uyarınca idari para cezası verilmesine iliĢkin iĢlemin iptali
istemiyle açılan davada, itiraz konusu kuralın Anayasa‘ya aykırı olduğu kanısına varan
Mahkeme, iptali için baĢvurmuĢtur.
II- ĠTĠRAZIN GEREKÇESĠ
BaĢvuru kararının gerekçe bölümü Ģöyledir:
―Ġtiraz yolu ile Sayın Mahkemeniz huzuruna getirilen ve iptali istenilen 3194 sayılı
Yasa‘nın 42/2.maddesinde yer verilmiĢ olan ―...yapının sahibine...‖ ibaresi uygulamada
idareleri gerekli inceleme yapmadan, ruhsata veya projeye aykırı yapıyı inĢa eden ile mülk
sahibini ayırt etmeden iĢlem tesisinde keyfi tutuma sevk etmektedir.
Ġdareler ―yapının sahibi‖ tespitini yaparken hem mülk sahibi hem de mülk sahibinden
ayrı olarak inĢai faaliyeti yapan kiĢiye ceza verilmesi yoluna gitmektedir.
Böylesi durumlarda suçlu olan da suçlu olmayan da cezalandırılmaktadır.
Bu tablo, imar para cezaları tesis olunurken yasanın belirsizliği sebebiyle suç ve cezada
Ģahsilik ilkesinin ihlali sonucunu doğurmaktadır.
Anayasa‘nın 2. maddesinde, ―Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanıĢma
ve adalet anlayıĢı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, baĢlangıçta
belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.‖ hükmüne
yer verilmiĢtir.
Anayasa‘nın 2. maddesinde yer alan ―Hukuk Devleti‖nin temel ilkesinden biri de
―belirliliktir.‖
Bu ilke uyarınca yasal düzenlemelerin hem kiĢiler hem de idare yönünden herhangi bir
duraksamaya ve kuĢkuya yer vermeyecek Ģekilde açık, net, anlaĢılır, uygulanabilir ve nesnel
olması gerekmektedir.
Ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karĢı koruyucu önlem içermesi de
oldukça önemlidir.
Yasa kuralı, ilgili kiĢilerin mevcut Ģartlar altında belirli bir iĢlemin ne tür sonuçlar
doğurabileceğini makul bir düzeyde öngörmelerini mümkün kılacak Ģekilde düzenlemelidir.
―Öngörülebilirlik Ģartı‖ olarak nitelendirilen bu ilkeye göre yasanın uygulamasında
takdirin kapsamı ve uygulama yöntemi ile suçlunun doğru tespit edilip cezalandırılması keyfi
ve öngöremeyecekleri müdahalelerden koruyacak düzeyde açıklıkla yazılmalıdır.
Belirlilik, kiĢilerin hukuk güvenliğini korumakla birlikte, idareye güven duygusunu da
pekiĢtirecektir.
Yasa koyucu, kamu düzeninin korunması amacıyla ceza hukuku alanında hangi
eylemlerin suç sayılacağı ve suç sayılan bu eylemlerin kimler tarafından iĢlenmiĢ olduğunun
tespitinde takdir yetkisine sahip değildirler.
Cezaların Ģahsiliği ile yasallığı ve hukuksal güvenlik ilkelerinin gereği olarak farklı ve
keyfi uygulamalara neden olmamak için imar hukukuna uygun geçerli tespit yapılıp bu tespit
ile fiili iĢleyenin ayırt edilmesi ile cezalandırılması yasada çok açık ve net olarak belirtilmesi
gerekmektedir.
Hukuk kuralları, yargının yorumuna ihtiyaç göstermeyecek ve uygulayıcılar tarafından
anlaĢılabilecek Ģekilde açık ve belirgin olmak, uygulayıcılara güvence vermek zorundadır.
Davacının sahibi olduğu yapıda bulunan dükkanı 01.04.2011 tarihinde pasta-fırın imalat
iĢi için kira sözleĢmesiyle kiraya verdikten sonra davalı idareye yapılan ihbar sonucunda söz
konusu taĢınmazda 20.06.2011 tarihinde yapılan kontrollerde ruhsat ve eklerine aykırı olarak
pasta-fırın imalat iĢi için gerekli olan kırmızı tuğladan fırın imali ile fırın için metal borudan
yapılan havalandırmanın yani ruhsat ve projeye aykırılık fiilinin diğer bir deyiĢle suçun mülk
sahibi olan davacı tarafından değil de davacının kiracısı tarafından inĢa edildiği (yani suçun
iĢlenildiği) tartıĢmasız ise de, davalı idarece 3194 sayılı Ġmar Kanunu‘nun 42/2. maddesindeki
― (...) ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına
aykırı olarak yapılan yapının sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığı altı iĢ günü içinde
idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere(...) idari para cezaları uygulanır‖ hükmü uyarınca
mülk sahibi olan davacıya, yapı sahibi olarak değerlendirilerek suç isnadıyla idari para cezası
verildiği anlaĢıldığından; 3194 sayılı Ġmar Kanunu‘nun 5940 sayılı Yasa ile değiĢik 42.
maddesinin 2. fıkrasındaki ―yapının sahibine,...‖ ibaresi uygulamada mülk sahibi ile ruhsat
veya projeye aykırı inĢai faaliyette bulunanın yani suçu iĢleyenin tespit edilmesinde karıĢıklık
yaratmakta olduğundan, idare teknik elemanlarınca, yapı sahibi ibaresinin ruhsat veya projeye
aykırı inĢai faaliyeti yapmayan mülk sahiplerini de suçlu tespiti ile idari para cezası verilmesi
yoluna gidildiği bu durumun da Anayasanın 38. maddesindeki ―Ceza sorumluluğu Ģahsidir‖
hükmüne aykırı olduğu sonucuna varılmıĢtır.
5- SONUÇ
Yukarıda yer verilen gerekçeler veri alındığında uyuĢmazlıkta uygulanacak Kanun
maddesi olan 3194 sayılı Ġmar Kanunu‘nun 42/2. maddesindeki ―... yapının sahibine,‖
ibaresinin Anayasanın 38. maddesine aykırı olduğu kanaatine varılarak konunun incelenmesi
için dosyadaki belgelerin onaylı örneklerinin yer aldığı dosyanın bir örneğinin Anayasa
Mahkemesi BaĢkanlığı‘na gönderilmesine 26.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.‖
III- YASA METĠNLERĠ
A- Ġtiraz Konusu Yasa Kuralı
3194 sayılı Ġmar Kanunu‘nun itiraz konusu ibareyi de içeren 42. maddesi Ģöyledir:
―Madde 42- (Değişik: 9/12/2009-5940/2 md.)
Bu maddede belirtilen ve imar mevzuatına aykırılık teşkil eden fiil ve hallerin tespit
edildiği tarihten itibaren on iş günü içinde ilgili idare encümenince sorumlular hakkında,
üstlenilen her bir sorumluluk için ayrı ayrı olarak bu maddede belirtilen idari müeyyideler
uygulanır.
Ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına
aykırı olarak yapılan yapının sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığı altı iş günü içinde
idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın
özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleşmeye ve çevreye etkisine, can ve mal
emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın büyüklüğüne göre, beşyüz Türk Lirasından az
olmamak üzere, aşağıdaki şekilde hesaplanan idari para cezaları uygulanır:
a) Bakanlıkça belirlenen yapı sınıflarına ve gruplarına göre yapının inşaat alanı
üzerinden hesaplanmak üzere, mevzuata aykırılığın her bir metrekaresi için;
1) I. sınıf A grubu yapılara üç, B grubu yapılara beş Türk Lirası,
2) II. sınıf A grubu yapılara sekiz, B grubu yapılara onbir Türk Lirası,
3) III. sınıf A grubu yapılara onsekiz, B grubu yapılara yirmi Türk Lirası,
4) IV. sınıf A grubu yapılara yirmiüç, B grubu yapılara yirmibeş, C grubu yapılara
otuzbir Türk Lirası,
5) V. sınıf A grubu yapılara otuzsekiz, B grubu yapılara kırkaltı, C grubu yapılara
elliiki, D grubu yapılara altmışüç Türk Lirası,
idari para cezası verilir. Bu miktarlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl
için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi
hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında bir Türk Lirasının
küsuru da dikkate alınmak suretiyle artırılarak uygulanır.
b) Mevzuata aykırılığı yapı inşaat alanı üzerinden hesaplanması mümkün olmayan,
yapının cephelerini ve diğer yapı elemanlarını değiştiren veya yapı malzemesi için öngörülen
gereklere aykırı bulunan uygulamalar için, Bakanlıkça yayımlanan ve aykırılığa konu
imalatın tespiti tarihinde yürürlükte bulunan birim fiyat listesine göre ilgili idarece belirlenen
bedelin % 20’si kadar idari para cezası verilir.
c) (a) ve (b) bentlerine göre cezalandırmayı gerektiren aykırılığa konu yapı;
1) Hisseli parselde diğer maliklerin muvafakati alınmaksızın yapılmış ise cezanın %
30’u,
2) Kamuya veya başkasına ait bir parselde yapılmış ise cezanın % 40’ı,
3) Uygulama imar planında veya parselasyon planında “Kamu Tesisi Alanı veya
Umumî Hizmet Alanı” olarak belirlenmiş bir alanda yapılmış ise cezanın % 60’ı,
4) Mevcut haliyle veya öngörülen bir afet tehlikesi karşısında can ve mal emniyetini
tehdit ediyor ise cezanın % 100’ü,
5) Uygulama imar planı bulunan bir alanda yapılmış ise cezanın % 20’si,
6) Yapılaşmaya yasaklanmış bir alanda yapılmış ise cezanın % 80’i,
7) Özel kanunlar ile belirlenmiş özel imar rejimine tabi bir alanda yapılmış ise cezanın
% 50’si,
8) Ruhsatsız ise cezanın % 180’i,
9) Ruhsatı hükümsüz hale gelmesine rağmen inşaatı sürdürülüyor ise cezanın % 50’si,
10) Yapı kullanma izin belgesi alınmış olmakla birlikte, ruhsat alınmaksızın yeni inşaî
faaliyete konu ise cezanın % 100’ü,
11) İnşaî faaliyetleri tamamlanmış ve kullanılmıyor ise cezanın % 10’u,
12) İnşaî faaliyetleri tamamlanmış ve kullanılıyor ise cezanın % 20’si,
13) Çevre ve görüntü kirliliğine sebebiyet veriyor ise cezanın % 20’si,
(a) ve (b) bentlerinde belirtilen şekilde tespit edilen para cezalarının miktarına göre
ayrı ayrı hesap edilerek ilave olunur. Para cezalarına konu olan alanın hesaplanmasında,
aykırılıktan etkilenen alan dikkate alınır.
18, 28, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 40 ve 41 inci maddelerde belirtilen mükellefiyetleri yerine
getirmeyen veya bu maddelere aykırı davranan yapı veya parsel sahibine, harita, plan, etüt ve
proje müelliflerine, fenni mesullere, yapı müteahhidine ve şantiye şefine, ilgisine göre ayrı
ayrı olmak üzere ikibin Türk Lirası, bu fiillerin çevre ve sağlık şartlarına aykırı olması
halinde dörtbin Türk Lirası, can ve mal emniyetini tehdit etmesi halinde altıbin Türk Lirası
idari para cezası verilir.
Yapıldığı tarih itibarıyla plana ve mevzuata uygun olmakla beraber, mevcut haliyle
veya öngörülen bir afet tehlikesi karşısında can ve mal emniyetini tehdit ettiği veya edeceği
ilgili idare veya mahkeme kararı ile tespit olunan yapılara, ilgili idarenin yazılı ikazına
rağmen idarece tanınan süre içinde takviyede bulunmayan veya bu yapıları 39 uncu madde
uyarınca yıkmayan yapı sahibine onbin Türk Lirası idari para cezası verilir.
27 nci maddeye göre il özel idaresince belirlenmiş köy yerleşme alanı sınırları içinde
köyün nüfusuna kayıtlı olan ve köyde sürekli oturanlar tarafından, projeleri il özel idaresince
incelenerek fen, sanat ve sağlık şartlarına uygun olmasına rağmen muhtarlık izni olmaksızın
konut ve zatî maksatlı tarım ve hayvancılık yapısı inşa edilmesi halinde yapı sahibine üçyüz
Türk Lirası idari para cezası verilir. Bu yapılardaki diğer aykırılıklar ve ruhsata tabi tarım ve
hayvancılık maksatlı yapılardaki aykırılıklar için verilecek olan idari para cezası, üçyüz Türk
Lirasından az olmamak üzere, ikinci fıkraya göre hesaplanan toplam ceza miktarının beşte
biri olarak uygulanır.
Yukarıdaki fıkralarda belirtilen fiil ve hallerin, yapının inşa edilmesi süreci içinde
tekrarı halinde, idari para cezaları bir kat artırılarak uygulanır.
Yukarıdaki fıkralar uyarınca tahsil olunan idari para cezaları, aynı fiil nedeniyle
26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 184 üncü maddesine göre mahkûm
olanlara faizsiz olarak iade edilir.
Yapının bu Kanuna, ilgili diğer mevzuata, plana, ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere
uygun hale getirilmesi için idarenin yazılı izni dahilinde yapılan iş ve işlemler mühür bozma
suçu teşkil etmez.
Müelliflerin, fenni mesul mimar ve mühendislerin, yapı müteahhitlerinin, şantiye şefi
mimar ve mühendislerin, imar mevzuatına aykırı fiillerinden dolayı verilen cezaları ve
haklarındaki kesinleşmiş mahkeme kararları, kendi kayıtlarına işlenmek ve ilgili mevzuata
göre cezai işlem yapılmak üzere, üyesi bulundukları meslek odasına ve Bakanlığa ilgili
idarece bildirilir. Bu kişiler, verilen ceza süresi içinde yeni bir iş üstlenemez.
Yapı müteahhidinin yetki belgesi;
a) Yapım işinin ruhsata ve ruhsat eki etüt ve projelere aykırı olarak gerçekleştirilmesi
ve 32 nci maddeye göre verilen süre içinde aykırılığın giderilmemesi halinde beş yıl,
b) Yapım işinde ruhsat eki etüt ve projelere aykırı olarak gerçekleştirilen imalatın can
ve mal güvenliğini tehdit etmesi halinde on yıl,
c) Bakanlıkça olumsuz kayıt değerlendirmesi yapılan hallerde bir yıl,
süreyle Bakanlıkça iptal edilir. Yapı müteahhidinin, yapım işlerinden doğan vergi ve
sigorta primi borçlarını ödememesi ve diğer sorumluluklarını yerine getirmemesi hallerinde
yetki belgesi bir yıldan az olmamak üzere Bakanlıkça iptal edilir ve bunlara sorumluluklarını
yerine getirinceye kadar yeni yetki belgesi düzenlenmez. Yetki belgesi iptal edilen yapı
müteahhidi yeni yetki belgesi düzenleninceye kadar yeni iş üstlenemez, ancak mevcut işlerini
tamamlar. Yetki belgeli yapı müteahhidi olmaksızın başlanılan yapının ruhsatı iptal edilir ve
yapı mühürlenir.”
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
BaĢvuru kararında, Anayasa‘nın 2. ve 38. maddelerine dayanılmıĢtır.
IV- ĠLK ĠNCELEME
Anayasa Mahkemesi Ġçtüzüğü uyarınca HaĢim KILIÇ, Serruh KALELĠ, Alparslan
ALTAN, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman
Alifeyyaz PAKSÜT, Zehra Ayla PERKTAġ, Recep KÖMÜRCÜ, Burhan ÜSTÜN, Engin
YILDIRIM, Nuri NECĠPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI, Erdal TERCAN,
Muammer TOPAL ve Zühtü ARSLAN‘ın katılımlarıyla 20.9.2012 gününde yapılan ilk
inceleme toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından iĢin esasının incelenmesine,
OYBĠRLĠĞĠYLE karar verilmiĢtir.
V- ESASIN ĠNCELENMESĠ
BaĢvuru kararı ve ekleri, iĢin esasına iliĢkin Raportör Erhan TUTAL tarafından
hazırlanan rapor, itiraz konusu Yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların
gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüĢülüp
düĢünüldü:
BaĢvuru kararında, itiraz konusu ibarenin uygulamada idareleri gerekli inceleme
yapmadan, ruhsata veya projeye aykırı yapıyı inĢa eden ile mülk sahibini ayırt etmeden iĢlem
tesisinde keyfi tutuma sevk ettiği, idarelerin yapının sahibi tespitini yaparken hem mülk
sahibine hem de inĢai faaliyeti yapan kiĢiye para cezası verdikleri, bu durumun suçlu
olmayanın da cezalandırılmasına sebebiyet verdiği, itiraz konusu ibarenin bu yönüyle hukuk
devletinin ilkelerinden olan belirlilik ilkesine aykırı olduğu, öte yandan suçlu olmayanın da
cezalandırılmasının Anayasa‘nın 38. maddesinde yer alan ―Ceza sorumluluğu şahsidir.‖
hükmüne aykırı olduğu ileri sürülmüĢtür.
İtiraz konusu “yapının sahibine,” ibaresi, ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki
etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapı yapma eyleminin karşılığı olarak
cezai müeyyide uygulanacak kişileri ifade etmektedir.
Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun,
insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir
hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan
kaçınan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık
olan devlettir.
Anayasa‘nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden birisi de
―belirlilik‖tir. Bu ilkeye göre, yasal düzenlemelerin hem kiĢiler hem de idare yönünden
herhangi bir duraksamaya ve kuĢkuya yer vermeyecek Ģekilde açık, net, anlaĢılır ve
uygulanabilir olması gerekir. Belirlilik ilkesi, bireylerin hukuksal güvenliğinin sağlanması
bakımından da önem arz etmektedir.
Anayasa‘nın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” kenar baĢlıklı 38. maddesinin yedinci
fıkrasında, “Ceza sorumluluğu şahsidir.” hükmü yer almaktadır. Ceza sorumluluğunun
Ģahsiliği ceza hukukunun temel kurallarındandır. Cezaların Ģahsiliğinden amaç, bir kimsenin
iĢlemediği bir fiilden dolayı cezalandırılmamasıdır. BaĢka bir anlatımla bir kimsenin
baĢkasının fiilinden sorumlu tutulmamasıdır. Anayasa‘nın 38. maddesinde idari ve adli
cezalar arasında bir ayrım yapılmadığından idari para cezaları da bu maddede öngörülen
ilkelere tabidir.
Kanun‘un 42. maddesinin 2. fıkrası hükmü, ruhsat alınmadan, ruhsat veya eklerine veya
imar mevzuatına aykırı olarak yapının yapıldığı yönündeki idarenin tespiti üzerine fıkrada
belirtilen kıstaslar çerçevesinde yapının sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığını altı iĢ
günü içinde idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere para cezası verilmesini öngörmektedir.
3194 sayılı Ġmar Kanunu‘nun 5. maddesinde yapı, karada ve suda, sürekli ya da geçici,
resmi ve özel, yerüstü ve yeraltı inĢaatı ile bunların eklerini, değiĢikliklerini, onarımlarını,
sabit ve hareketli tesislerini içine alan bir kavram olarak tanımlanmaktadır. Görüldüğü üzere,
ister sabit olsun, ister hareketli olsun sadece ana yapı değil, ana yapıya ek olarak yapılan
yapılar (ilaveler), ana yapı üzerinde yapılan değiĢiklikler; onarımlar (tamirler) da yapı olarak
kabul edilmektedir. Dolayısıyla ―yapının sahibi‖ ibaresiyle, yukarıda sayılan inĢai faaliyetleri
gerçekleĢtiren kiĢiler ifade edilmektedir. BaĢka bir deyiĢle ―yapının sahibi‖ ibaresinden ister
yapının mülkiyetine sahip kiĢiler isterse kiracı, yapı malikinin yakını, intifa hakkı sahibi gibi
üçüncü kiĢiler olsun inĢai faaliyeti yapan kiĢiler anlaĢılmaktadır.
DanıĢtay‘ın istikrar kazanan içtihatlarında da yapının sahibi ibaresinden, mevzuata
aykırı yapıyı inĢa eden kiĢinin anlaĢılacağı belirtilmiĢ olup, uygulamada idarelerce gerekli
araĢtırma yapılarak mevzuata aykırı inĢai faaliyeti yapan kiĢi tespit edilmeksizin doğrudan
yapının mülkiyet sahibine para cezası verilmesi, yasanın amacı ve anlamı ile bağdaĢmayan bir
sonuç doğurur.
Öte yandan, idarelerce gerekli araĢtırma yapılarak mevzuata aykırı inĢai faaliyeti yapan
kiĢi tespit edilerek idari yaptırımın bu kiĢiye uygulanması gerektiğinden bu anlamda söz
konusu ibare Anayasa‘nın 38. maddesinde yer alan ―Ceza sorumluluğu şahsidir.‖ hükmüne
aykırı değildir.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu ibare Anayasa‘nın 2. ve 38. maddelerine aykırı
değildir. Ġtirazın reddi gerekir.
Serruh KALELĠ, Alparslan ALTAN, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN,
Zehra Ayla PERKTAġ ile Muammer TOPAL bu görüĢe katılmamıĢlardır.
VI- SONUÇ
3.5.1985 günlü, 3194 sayılı Ġmar Kanunu‘nun 9.12.2009 günlü, 5940 sayılı Kanun‘un 2.
maddesiyle değiĢtirilen 42. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “…yapının sahibine,”
ibaresinin Anayasa‘ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDĠNE, Serruh KALELĠ, Alparslan
ALTAN, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Zehra Ayla PERKTAġ ile Muammer
TOPAL‘ın karĢıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, 10.1.2013 gününde karar verildi.
BaĢkan
HaĢim KILIÇ
BaĢkanvekili
Serruh KALELĠ
BaĢkanvekili
Alparslan ALTAN
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
Üye
Mehmet ERTEN
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
Üye
Osman Alifeyyaz
PAKSÜT
Üye
Zehra Ayla
PERKTAġ
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
Üye
Burhan ÜSTÜN
Üye
Engin YILDIRIM
Üye
Nuri NECĠPOĞLU
Üye
Hicabi DURSUN
Üye
Celal Mümtaz
AKINCI
Üye
Erdal TERCAN
Üye
Muammer TOPAL
Üye
Zühtü ARSLAN
KARġIOY
3194 sayılı Ġmar Kanunu‘nun iptali istenen 42. maddesinin ―Ruhsat alınmaksızın veya
ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının
sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığı altı iĢ günü içinde idareye bildirmeyen ilgili fenni
mesullere yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve
sınıfına, yerleĢmeye ve çevreye etkisine, can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve
aykırılığın büyüklüğüne göre, beĢ yüz Türk Lirasından az olmamak üzere, aĢağıdaki Ģekilde
hesaplanan idari para cezaları uygulanır:‖ Ģeklindeki ikinci fıkrasında yer alan ―YAPININ
SAHĠBĠNE‖ ibaresinin itiraz yolu ile iptali istenmiĢtir.
Maddenin, imar mevzuatına aykırılık teĢkil eden fiil ve halleri tespit edilen sorumluları
hakkında idari müeyyide uygulanmasına yönelik olduğu anlaĢılmaktadır.
―Yapının sahibi‖ ibaresinin Türkçede mülkiyet hak sahipliğini gösterdiği ya da
anlaĢılması gerektiğinde bir tartıĢma bulunmadığı düĢünülmektedir.
Ġdari yaptırım uygulanabilmesi için –ruhsat almayan veya ruhsat eki projeye veya imar
mevzuatına aykırılık varlığının tespitinde, muhatap sayılan diğer sorumlulardan fenni mesul
ya da müteahid dıĢında kalan ve kuralda yer alan YAPI SAHĠBĠ denen kiĢinin mülkiyet hak
sahibi olmayan ya da kolaylıkla baĢkaca bir kiĢi olduğunu anlamaya da olanak yoktur.
Nitekim, DanıĢtay 6. Daire 2003/2761 E. , 2004/3361 K. Sayılı kararında durum
açıklanmaya çalıĢmıĢ; Bu tür eylemlerde ―yapı sahibi‖ kavramından yapı malikinin değil
mevzuata aykırı yapıyı inĢa eden kiĢi anlaĢılması gerektiği ifade edilmeye çalıĢılmıĢ ise de,
uygulamada yapı sahibi kavramı ile tapu kaydında kolayca ulaĢılan mülkiyet hak sahiplerinin
yapı sahibi olduğu karinesi ile idari müeyyidelerin muhatap alındığının kabul gördüğü
anlaĢılmaktadır.
Kuralda yer alan ―yapı sahibi‖ ibaresi 42. maddenin tatbikatı yönünden görüldüğü üzere
sorunludur.
Ġhtilaf üzerine bir mahkemenin oluĢturacağı yargı kararı ile muhtemel belirsizliğin
kaldırılacağı dolayısı ile ―yapı sahibi‖ sujesinde sorun olmayacağı bakıĢı anayasal denetim
ilkelerine aykırı olacaktır. Yaptırım için yöneldiği, suçu iĢleyeni, sorumluyu arayan idare
yönünden sorumlu yapı sahibinin kim olduğu gerçeğini bulmayı gereksiz bırakan ve bireyi
hak etmediği durum ve olaylarda mahkeme önünde hak aramaya götüren bu uygulama hukuk
devletinin haklara saygı gösterme, her alanda adaletli düzen kurma, bunu geliĢtirme, hukuku
tüm devlet organlarınca egemen kılma ilkeleri ile bağdaĢmayacaktır.
Hukuk devletinde yasadan doğan sorumluluğunun eylem ve olgu, hukuksal sonuç, hak
sujesi yönlerinden açık, belli, anlaĢılabilir olması en temel ilkedir. Bu nedenlerledir ki
hukuksal güvenliğinin var olduğunun algılandığı otoritenin keyfilikten uzak olduğunun
düĢünüldüğü ortamda bireyde davranıĢlarını hukuka uyarlayabilecek ve kendine düĢen ödevi
yerine sorunsuz getirebilecek kamu düzeni ve hukuk devleti ilkesinin yerleĢmesine katkı ile
gereksiz uyuĢmazlıkların oluĢmasının önüne geçilmiĢ olabilecektir.
Anayasa‘nın 38. maddesinin yedinci fıkrasında ―ceza sorumluluğunun Ģahsi‖ olduğu
söylenmektedir. Yani kiĢi iĢlemediği suç nedeni ile cezalandırılmamalıdır ya da baĢkasının
fiilinden sorumlu tutulmamalıdır. Adli-idari ceza ayrımı yapılamayacağı cihetle iptali istenen
kuralın getirdiği cezada da cezanın kiĢisel ve kanuniliği ilkesinin uygulanacağı açıktır.
Ġmar mevzuatına aykırı bir eylemin varlığının tespiti halinde uygulanacak yaptırımın
sorumlusuna yönelmek amaca ulaĢmada gerekli olduğu tartıĢmasızdır. Ancak, kuralda yer
alan yorum ve anlam tartıĢması yaratan ―yapı sahibi‖ ibaresi idarenin keyfi uygulamasına
sebep olabilecek hak ihlali yaratabilecek, devlet sorumluluğunda hassasiyeti ortadan
kaldırabilecek nitelik taĢıdığı, idarenin sorumlu olmayan mülk sahibine de doğrudan
yönelmesini önleyecek açıklık içermediğinden Anayasa‘nın 2. ve 38. maddelerine aykırıdır.
Mahkememiz kararında yer aldığı biçimiyle ―yapı sahibinden‖ mevzuata aykırı inĢai
faliyette bulunan kiĢi ifade edildiğinin anlaĢılması gerektiği Ģeklindeki yorumu, red kararının
gerekçesinden ziyade yasa koyucunun iradesine müdahale niteliği taĢır.
Kaldı ki, yargı kararlarının her an değiĢebilir niteliği ve anayasal denetimde ölçü norm
olamayacağı gerçeği gözden uzak tutulamaz.
Anılan nedenler ile çoğunluk görüĢüne katılınmamıĢtır.
BaĢkanvekili
Serruh KALELĠ
KARġIOY GEREKÇESĠ
İtirazın konusu, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun “İdari Müeyyideler” başlıklı 42.
maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “…yapının sahibine…” ibaresidir.
Kanun’un 42. maddesinin ibarenin de yer aldığı ikinci fıkrasına göre, ruhsat alınmaksızın
veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapı yapılması
halinde yapının sahibine idari para cezası uygulanacaktır.
Kuralda yer alan “…yapının sahibine…” sözcükleriyle ruhsat alınmaksızın veya ruhsata,
ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının malikinin
kastedildiği, yoruma ihtiyaç duyulmayacak şekilde açık ve duraksamasız olarak
anlaşılmaktadır. Dolayısıyla yasa koyucunun, bu açık iradesinin yorum yoluyla
başkalaştırılması hukuken mümkün değildir. Esasen yasak bir fiile yaptırım öngören yasa
kurallarının yoruma ihtiyaç duyulmayacak şekilde açık ve anlaşılır olması hukuki belirlilik
ilkesinin bir gereğidir. Yaptırım içeren bir kuralda, yorum ihtiyacının duyulması o kuralın
belirsiz olduğunun açık bir göstergesidir. Bu hal bile o kuralın Anayasa’ya aykırı olduğunun
kabulü ve iptali için yeterlidir.
Kural, ruhsat alınmama veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar
mevzuatına aykırı davranma fiillerine bilerek ve isteyerek katılmayı aramaksızın salt yapı
maliki olmayı yaptırım uygulanması için yeterli görmektedir. Başka bir ifadeyle yapı
müteahhidinin ya da yapıda zilyet bulunan kişinin kuralda belirtilen yasak fiilleri işlemesi
halinde yapı malikinin (yapının sahibinin) bu fiillerin işlenmesine iştiraki olmasa bile salt yapı
maliki olmasını idari yaptırım uygulanması için yeterli saymaktadır.
Anayasa‘nın ―Suç ve cezalara iliĢkin esaslar‖ kenar baĢlıklı 38. maddesinin yedinci
fıkrasında, ―Ceza sorumluluğu Ģahsidir‖ hükmü yer almaktadır. Anayasa‘nın bu hükmü
gereğince bir kiĢi, sadece kendisine ait kusurlu fiilinden sorumlu tutulabilir. Bir kimsenin
iĢlemediği bir fiilden dolayı cezalandırılmaması, diğer bir ifadeyle baĢkasının fiilinden
sorumlu tutulmaması Anayasa‘nın 38. maddesinin yedinci fıkrası gereğidir. Bu ilkeye göre,
asli ve feri failden baĢka kiĢilerin bir suç sebebiyle cezalandırılmaları olanaklı değildir.
Ġtiraz konusu ibarenin, kusurlu davranıĢını aramaksızın yapı sahibini salt yapının malik
olması nedeniyle cezalandırılmasını öngörmesi, ceza sorumluluğunun Ģahsiliği ilkesine
aykırılık oluĢturmaktadır.
Açıklanan nedenlerle ibare Anayasa‘nın 38. maddesine aykırıdır.
Ġptali gerekir.
BaĢkanvekili
Alparslan ALTAN
Üye
Mehmet ERTEN
Üye
Muammer TOPAL
KARġIOY GEREKÇESĠ
3194 sayılı Ġmar Kanunu‘nun 42. maddesinin ikinci fıkrasında, ruhsat alınmaksızın veya
ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının,
sahibine idari para cezası uygulanması öngörülmüĢtür. Bu kurala dayanılarak, sorumluların
yaptırıma bağlı tutulabilmeleri için öncelikle suç ve cezaların Ģahsiliği ilkesi uyarınca
―yapının sahibi‖ deyiminin açıklığa kavuĢturulması gerekmektedir. Bu husus, hukuka aykırı
fiili iĢleyen kiĢinin bulunarak eyleminden sorumlu tutulması bakımından önem taĢımaktadır.
Ancak, belirtilen deyimle mülk sahibinin mi; yoksa inĢaatı yapan kiĢinin mi kastedildiği
anlaĢılamamaktadır.
Anayasa‘nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devletinin temel ilkelerinden biri de
belirlilik ilkesidir. Buna göre, hukuk devletinde kiĢilerin kamu otoritelerinin keyfi
uygulamalarına karĢı korunabilmeleri ve hukuk güvenliğinin sağlanabilmesi için yasaların
hiçbir kuĢku ve duraksamaya olanak vermeyecek biçimde açık, net, anlaĢılabilir ve
uygulanabilir olması gerekir. Böylece, hukuk devletinde kiĢilerin, davranıĢlarının hukuki
sonuçlarını öngörebilmeleri de sağlanmıĢ olur.
Ġtiraz konusu ―yapının sahibi‖ ibaresinin, yapının malikiyle eĢ anlamlı olmasına karĢın
uygulamada, DanıĢtay Ġçtihatları ile inĢaatı yapan kiĢi olarak değerlendirilmesi kuralın,
belirsizliğini ortadan kaldırmaya yetmemektedir. Ġçtihatların değiĢmesi halinde buna bağlı
olarak kuralın anlamı da değiĢebileceğinden mahkeme içtihatlarının, yasaların sağladığı
güvenceyi içermesi olanaklı değildir.
Açıklanan nedenlerle belirsizlik içeren itiraz konusu kuralın, hukuk güvenliği ile suç ve
cezaların Ģahsiliği ilkesini ihlâl ettiği sonucuna varıldığından, Anayasa‘nın 2. ve 38.
maddelerine aykırı olduğu ve iptali gerektiği düĢüncesiyle çoğunluk görüĢüne katılmıyorum.
Üye
Fulya KANTARCIOĞLU
KARġIOY GEREKÇESĠ
3.5.1985 günlü, 3194 sayılı Ġmar Kanunu‘nun 9.12.2009 günlü, 5940 sayılı Kanun‘un 2.
maddesi ile değiĢik 42. maddesinin ikinci fıkrasında ―Ruhsat alınmaksızın veya ruhsata,
ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının sahibine, yapı
müteahhidine veya aykırılığı altı iĢ günü içinde idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere
yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına,
yerleĢmeye ve çevreye etkisine, can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın
büyüklüğüne göre, beĢyüz Türk Lirasından az olmamak üzere, aĢağıdaki Ģekilde hesaplanan
idari para cezaları uygulanır.‖ hükmü yer almıĢtır.
Anayasa‘nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti‘nin demokratik bir hukuk devleti
olduğu belirtilmiĢtir. Buna göre Devletin tüm organları Anayasa ve hukukun üstün kuralları
ile bağlı olup, görev ve yetkilerinin bu çerçevede konulan yasalarla belirlenmesi ve yürütme
organına bırakılan yetkilerin sınırlarının açıkça gösterilmesi gerekmektedir. Öte yandan
―hukuk devleti‖ ilkesi yürütme organının faaliyetlerinin ―belirlilik‖ dolayısıyla ―hukuki
güvenlik‖ ilkesi sonucunda ―öngörülebilir olmasını‖ gerektirmektedir.
Anayasa‘nın 38. maddesinin yedinci fıkrasında; ―Ceza sorumluluğu Ģahsidir.‖
denilmektedir. Buna göre, ceza hukukunda, eylemle sonuç arasında bulunması gereken illiyet
bağı, suçun oluĢması için aranan unsurlardan biridir.
Ġtiraza konu “yapının sahibine” ibaresinin yer aldığı düzenlemede taĢınmazda ruhsat
ve eklerine aykırı değiĢiklik yapılması halinde “yapının sahibi” sıfatıyla para cezası
verileceği öngörülmekte olup, mülkiyet hakkı ile suç arasında illiyet bağının ne suretle
oluĢtuğu belirtilmemiĢtir. Bu durumda, yapının sahibi ile yapıda ruhsata aykırı değiĢiklik
yapanın aynı kiĢi olmayabileceği gözetildiğinde, eylemle yapı sahibi arasında bir illiyet bağı
kurulmadan sadece “yapının sahibi” olmak nedeniyle idari para cezası uygulanması
cezaların Ģahsiliği ilkesine aykırıdır.
Açıklanan nedenle 3.5.1985 günlü, 3194 sayılı Ġmar Kanunu‘nun, 9.12.2009 günlü,
5940 sayılı Kanun‘la değiĢen 42. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “... yapının sahibine
…” ibaresinin Anayasa‘nın 2. ve 38. maddelerine aykırı olduğu ve iptali gerektiği
düĢüncesiyle verilen karara katılmıyorum.
Üye
Zehra Ayla PERKTAġ
[R.G. 28 Mart 2013 – 28601]
—— • ——
MĠLLETLERARASI ANDLAġMALAR
Karar Sayısı : 2013/4407
1 Ağustos 2012 tarihinde Ankara‘da imzalanan ve 10/1/2013 tarihli ve 6391 sayılı
Kanunla onaylanması uygun bulunan ekli ―Türkiye Cumhuriyeti ile Kore Cumhuriyeti
Arasında Mal Ticareti AnlaĢması‖nın onaylanması; DıĢiĢleri Bakanlığının 14/2/2013 tarihli ve
6468991 sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine
göre, Bakanlar Kurulu‘nca 11/3/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
C. YILMAZ
B. ATALAY
B. BOZDAĞ
BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı V.BaĢbakan YardımcısıBaĢbakan Yardımcısı
S. ERGĠN
F. ġAHĠN
S. ERGĠN
N. ERGÜN
Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı V.Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR
T. YILDIZ
M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
V.
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda,
Tarım
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
ve
M. GÜLER
ĠçiĢleri Bakanı
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı
M. ġĠMġEK
Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
AnlaĢmanın
Türkçe metni için tıklayınız.
[R.G. 28 Mart 2013 – 28601]
—— • ——
Kamu Denetçiliği Kurumundan:
KAMU DENETÇĠLĠĞĠ KURUMU KANUNUNUN UYGULANMASINA ĠLĠġKĠN
USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELĠK
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmelik; kamu hizmetlerinin iĢleyiĢinde bağımsız ve etkin bir
Ģikâyet mekanizması oluĢturmak amacıyla idarenin her türlü eylem ve iĢlemleri ile tutum ve
davranıĢlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayıĢı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk
yönlerinden ve iyi yönetim ilkelerini gözeterek incelemek, araĢtırmak ve önerilerde bulunmak
üzere kurulan Kamu Denetçiliği Kurumuna gerçek ve tüzel kiĢiler tarafından yapılacak
Ģikâyet baĢvurularının usul ve esasları ile Kamu Denetçiliği Kurumunun çalıĢma usul ve
esaslarını kapsar.
Dayanak
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 14/6/2012 tarihli ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği
Kurumu Kanununa dayanılarak hazırlanmıĢtır.
Tanımlar
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;
a) BaĢdenetçi: Kamu BaĢdenetçisini,
b) BaĢdenetçilik: Kamu Denetçiliği Kurumu BaĢdenetçiliğini,
c) Denetçi: Kamu denetçisini,
ç) Genel Sekreter: Kamu Denetçiliği Kurumu Genel Sekreterini,
d) Genel Sekreterlik: Kamu Denetçiliği Kurumu Genel Sekreterliğini,
e) Ġdare: Merkezî yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarını,
mahallî idareleri, mahallî idarelerin bağlı idarelerini, mahallî idare birliklerini, döner
sermayeli kuruluĢları, kanunlarla kurulan fonları, kamu tüzel kiĢiliğini haiz kuruluĢları, kamu
iktisadi teĢebbüslerini, sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait kuruluĢlar ile bunlara
bağlı ortaklıklar ve müesseseleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢlarını, kamu
hizmeti yürüten özel hukuk tüzel kiĢilerini,
f) Kanun: 14/6/2012 tarihli ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununu,
g) Komisyon: Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonu ile Ġnsan Haklarını
Ġnceleme Komisyonu üyelerinden oluĢan Karma Komisyonu,
ğ) Kurum: Kamu Denetçiliği Kurumunu,
h) ġikâyet baĢvurusu: Bu Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde Kuruma
yapılan Ģikâyetleri,
ı) ġikâyetçi: Kuruma Ģikâyet baĢvurusu yapan gerçek ve tüzel kiĢileri,
i) Uzman: Kamu denetçiliği uzmanını,
j) Uzman yardımcısı: Kamu denetçiliği uzman yardımcısını,
ifade eder.
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
Kurumun Görev Alanı ve Ġyi Yönetim Ġlkeleri
Kurumun görevi
MADDE 4 – (1) Kurum;
a) Merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının,
mahallî idarelerin, mahallî idarelerin bağlı idarelerinin, mahallî idare birliklerinin, döner
sermayeli kuruluĢların, kanunlarla kurulan fonların, kamu tüzel kiĢiliğini haiz kuruluĢların,
kamu iktisadi teĢebbüslerinin, sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait kuruluĢlar ile
bunlara bağlı ortaklıklar ve müesseselerin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢlarının,
b) Kamunun ortak, sürekli ve kamusal bir ihtiyacını karĢılayan ve idarî düzenleme,
denetim ve gözetim altında kamu hizmeti yürüten özel hukuk tüzel kiĢilerinin,
her türlü eylem ve iĢlemleri ile tutum ve davranıĢlarına iliĢkin Ģikâyetleri inceler,
araĢtırır ve önerilerde bulunur.
(2) Ancak;
a) CumhurbaĢkanının tek baĢına yaptığı iĢlemler ile resen imzaladığı kararlar ve emirler,
b) Yasama yetkisinin kullanılmasına iliĢkin iĢlemler,
c) Yargı yetkisinin kullanılmasına iliĢkin kararlar,
ç) Türk Silahlı Kuvvetlerinin sırf askerî nitelikteki faaliyetleri,
hakkında yapılan Ģikâyetler Kurumun görev alanı dıĢındadır.
Kurumca incelenmeyecek Ģikâyet baĢvuruları
MADDE 5 – (1) Yargı organlarında görülmekte olan veya yargı organlarınca karara
bağlanmıĢ uyuĢmazlıklar hakkında Kuruma yapılan Ģikâyetler incelenmez.
(2) Sebepleri, konusu ve tarafları aynı olup incelenmekte olan veya daha önce
sonuçlandırılan Ģikâyetler hakkında Kuruma yeniden yapılan Ģikâyetler incelenmez.
(3) Belli bir konuyu içermeyen Ģikâyetler incelenmez.
Ġyi yönetim ilkeleri
MADDE 6 – (1) Kurum, inceleme ve araĢtırma yaparken idarenin, insan haklarına
dayalı adalet anlayıĢı içinde; kanunlara uygunluk, ayrımcılığın önlenmesi, ölçülülük, yetkinin
kötüye kullanılmaması, eĢitlik, tarafsızlık, dürüstlük, nezaket, Ģeffaflık, hesap verilebilirlik,
haklı beklentiye uygunluk, kazanılmıĢ hakların korunması, dinlenilme hakkı, savunma hakkı,
bilgi edinme hakkı, makul sürede karar verme, kararların gerekçeli olması, karara karĢı
baĢvuru yollarının gösterilmesi, kararın geciktirilmeksizin bildirilmesi, kiĢisel verilerin
korunması gibi iyi yönetim ilkelerine uygun iĢlem ve eylem ile tutum veya davranıĢta bulunup
bulunmadığını gözetir ve iyi yönetim ilkelerine uyar.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Kuruma ġikâyet BaĢvurusu
ġikâyet hakkı
MADDE 7 – (1) Ġdarenin her türlü eylem ve iĢlemleri ile tutum ve davranıĢlarına karĢı,
Kanun ve bu Yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde menfaati ihlal edilen
gerçek ve tüzel kiĢiler Kuruma Ģikâyet baĢvurusunda bulunabilir. Ancak, Ģikâyetin insan
hakları, temel hak ve özgürlükler, kadın hakları, çocuk hakları ve kamuyu ilgilendiren genel
konulara yönelik olması hâlinde menfaat ihlali aranmaz.
ġikâyet baĢvuru usulü ve Ģikâyetin yapılacağı yerler
MADDE 8 – (1) ġikâyet baĢvurusu Türkçe dilekçe ile yapılır. Ancak, Ģikâyetçinin
kendisini daha iyi ifade edebildiği baĢka bir dildeki baĢvurusu, Kurumca haklı ve makul
olduğunun tespiti halinde kabul edilebilir.
(2) ġikâyet dilekçeleri Kuruma veya Kurumun gerekli gördüğü yerlerde açtığı bürolara
elden verilebileceği gibi posta, elektronik posta veya faks yoluyla da gönderilebilir. Kurum
tarafından oluĢturulan elektronik sistem aracılığıyla da Ģikâyet baĢvurusunda bulunulabilir.
Ayrıca, illerde valilikler veya ilçelerde kaymakamlıklar aracılığıyla elden veya posta yoluyla
Ģikâyet baĢvurusu yapılabilir. Valilik veya kaymakamlıklar, Ģikâyetleri tarih ve sayı vermek
suretiyle kayıt altına aldıktan sonra Ģikâyet baĢvurusunu ve varsa eklerini en geç üç iĢ günü
içinde doğrudan Kuruma gönderir.
(3) Faks veya elektronik posta yoluyla yapılan Ģikâyet baĢvurularına ait dilekçe asılları,
onbeĢ gün içinde Kuruma gönderilmedikçe baĢvuru geçerli sayılmaz. Kayıtlı elektronik posta
yoluyla yapılan baĢvurularda bu Ģart aranmaz.
ġikâyet baĢvurusunun yapılması
MADDE 9 – (1) ġikâyet baĢvurusu, bu Yönetmeliğin ekinde yer alan ve Kurumun
resmî internet sitesinde yayımlanan Gerçek KiĢiler Ġçin ġikâyet BaĢvuru Formu (EK-1) veya
Tüzel KiĢiler Ġçin ġikâyet BaĢvuru Formu (EK-2) doldurulmak suretiyle yapılır. Bu
Yönetmelikte belirlenen zorunlu bilgi ve belgelerin bulunması koĢuluyla form kullanılmadan
da Ģikâyet baĢvurusu yapılabilir. Haklı bir nedenin bulunması hâlinde baĢvuru yapılan yerde
formun doldurulmasına yardımcı olunmak suretiyle sözlü yapılan Ģikâyet baĢvuruları da kabul
edilir.
(2) ġikâyet baĢvuruları okunaklı ve anlaĢılır bir Ģekilde yazılır veya doldurulur.
(3) Varsa Ģikâyet konusuna iliĢkin bilgi ve belgeler de baĢvuruya eklenir.
(4) ġikâyet baĢvurusundan herhangi bir nedenle ücret alınmaz.
(5) ġikâyet baĢvurusunda aĢağıdaki hususlara yer verilir:
a) ġikâyetçi gerçek kiĢi ise;
1) Adı, soyadı ve imzası,
2) Türkiye Cumhuriyeti vatandaĢları için vatandaĢlık kimlik numarası, yabancılar için
pasaport numarası, uyruğu ve varsa kimlik numarası,
3) Tebligata esas yerleĢim yeri veya iĢ adresi,
4) ġikâyet edilen idare, Ģikâyet konusu ve talep,
5) Ġdareye baĢvuru tarihi ve idarenin cevap tarihi,
6) Varsa bildirime esas elektronik posta adresi, telefon ve faks numarası.
b) ġikâyetçi tüzel kiĢi ise;
1) Unvanı,
2) Tebligata esas yerleĢim yeri adresi, telefon numarası ve varsa elektronik tebligat
adresi,
3) Yetkili kiĢinin adı, soyadı, unvanı, imzası ve varsa bildirime esas elektronik posta
adresi, telefon ve faks numarası,
4) ġikâyet edilen idare, Ģikâyet konusu ve talep,
5) Ġdareye baĢvuru tarihi ve idarenin cevap tarihi,
6) Yetkili kiĢinin yetki belgesinin aslı veya onaylı örneği,
7) Varsa merkezi tüzel kiĢilik numarası.
Elektronik ortamda Ģikâyet
MADDE 10 – (1) Kurumun resmî internet sitesi aracılığıyla elektronik ortamda Ģikâyet
baĢvurusu yapılabilir. Elektronik ortamda yapılan Ģikâyet baĢvurusunda 9 uncu maddede
belirtilen koĢulların bulunması gerekir. Bu baĢvurularda imza Ģartı aranmaz; ancak Kurum
elektronik ortamda güvenli elektronik imza kullanılarak Ģikâyet baĢvurusu yapılmasına karar
verebilir.
(2) ġikâyet baĢvurusuna iliĢkin belgeler elektronik baĢvuruya ek yapılır.
ġikâyetin kanunî temsilci veya vekil aracılığıyla yapılması
MADDE 11 – (1) ġikâyet baĢvurusu, kanunî temsilci veya vekil tarafından da
yapılabilir. Kanunî temsilci veya vekil aracılığıyla yapılan Ģikâyetlerde temsile veya vekâlete
dair geçerli bir yetki belgesinin veya ispat belgesinin sunulması zorunludur.
(2) ġikâyet baĢvurusunun kanunî temsilci veya vekil tarafından yapılması durumunda
kanunî temsilci veya vekilin;
a) Adı, soyadı ve imzası,
b) Türkiye Cumhuriyeti vatandaĢları için vatandaĢlık kimlik numarası,
c) Yabancılar için pasaport numarası, uyruğu ve varsa kimlik numarası,
ç) Tebligata esas yerleĢim yeri veya iĢ adresi,
d) Varsa bildirime esas elektronik posta adresi, telefon ve faks numarası,
Ģikâyet baĢvurusunda yer alır.
(3) Kanunî temsilci veya vekil aracılığıyla yapılan Ģikâyet baĢvurularında tebligat bu
kiĢilere yapılır.
Ġdari baĢvuru yollarının tüketilmesi
MADDE 12 – (1) Kuruma Ģikâyet baĢvurusunda bulunulabilmesi için 6/1/1982 tarihli
ve 2577 sayılı Ġdari Yargılama Usulü Kanununun;
a) 10 uncu maddesi uyarınca idarî davaya konu olabilecek bir iĢlem veya eylemin
yapılması için idarî makamlara baĢvuru yapılması,
b) 11 inci maddesi uyarınca idarî iĢlemin kaldırılması, geri alınması, değiĢtirilmesi veya
yeni bir iĢlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa iĢlemi yapmıĢ olan makamdan
idarî dava açma süresi içinde istenmesi,
c) 12 nci maddesi uyarınca idarî iĢlemden dolayı doğan zararın giderilmesinin üst
makamdan, üst makam yoksa iĢlemi yapmıĢ olan makamdan idarî dava açma süresi içinde
istenmesi,
ç) 13 üncü maddesi uyarınca idarî eylemin yazılı bildirimi veya baĢka suretle
öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl ve her hâlde eylem tarihinden itibaren beĢ yıl içinde ilgili
idareye baĢvurarak hakkın yerine getirilmesinin istenmesi,
gerekir.
(2) Birinci fıkranın (a) bendinde öngörülen baĢvuru yolunun tüketilmesi hâlinde (b) ve
(c) bendine göre ayrıca idarî baĢvuru yoluna gidilmesi gerekli değildir.
(3) Kuruma Ģikâyet baĢvurusunda bulunulabilmesi için özel kanunlarda yer alan zorunlu
idarî baĢvuru yollarının tüketilmesi gerekir.
(4) Kurum, telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ihtimali bulunan hâllerde idarî
baĢvuru yolları tüketilmese dahi Ģikâyet baĢvurularını kabul edebilir.
(5) Ġdarenin tutum ve davranıĢına karĢı idarî baĢvuru yollarının tüketilmesi Ģart değildir.
(6) Ġdarenin, kanunlarda açıkça kesin olduğu belirtilen iĢlemlerine karĢı doğrudan
Kuruma Ģikâyet baĢvurusu yapılabilir.
ġikâyet baĢvuru süresi
MADDE 13 – (1) 12 nci madde uyarınca idareye yapılacak baĢvuruya;
a) Ġdare tarafından verilecek cevabın tebliği tarihinden,
b) Ġdare tarafından altmıĢ gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği
tarihten,
itibaren altı ay içinde Kuruma Ģikâyet baĢvurusunda bulunulabilir.
(2) Ġdarenin tutum ve davranıĢları ile kanunlarda kesin olduğu belirtilen iĢlemlere karĢı,
tutum ve davranıĢın gerçekleĢtiği veya öğrenildiği tarihten veya iĢlemin tebliği tarihinden
itibaren altı ay içinde Kuruma Ģikâyet baĢvurusunda bulunulabilir.
ġikâyet baĢvurusunun kaydı ve tarihi
MADDE 14 – (1) Kuruma yapılan veya ulaĢan Ģikâyet baĢvurusu, tarih ve sayı verilmek
suretiyle kaydedilir ve elden teslim edilenler için alındı belgesi verilir.
(2) ġikâyet tarihi;
a) ġikâyet baĢvurusunun Kuruma, bürolarına, valilik veya kaymakamlıklara verildiği,
b) Posta, elektronik posta veya faksın Kuruma ulaĢtığı,
c) Elektronik ortamda yapılan Ģikâyet baĢvurusunun Kurumun elektronik sistemine
ulaĢtığı,
tarihtir.
Engellilerin Ģikâyet baĢvurusu
MADDE 15 – (1) Kurum, engellilerin Ģikâyet baĢvurusu yapabilmesi için gerekli
tedbirleri alır.
ġikâyet baĢvurusunun gizliliği
MADDE 16 – (1) ġikâyetçinin talebi üzerine Ģikâyet baĢvurusu gizli tutulur. ġikâyet
baĢvurusunun gizli kalmasına yönelik her türlü tedbir Kurum tarafından alınır.
Dava açma süresinin durması
MADDE 17 – (1) Dava açma süresi içinde yapılan Ģikâyet baĢvurusu, iĢlemeye
baĢlamıĢ olan dava açma süresini durdurur.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Ön Ġnceleme
ġikâyet baĢvuru bürosu ve dağıtım bürosu
MADDE 18 – (1) ġikâyet baĢvuru bürosu, BaĢdenetçinin görevlendireceği yeterli
sayıda personelden oluĢur.
(2) ġikâyet baĢvuru bürosunun görevleri Ģunlardır:
a) Kuruma yapılan Ģikâyet baĢvurusunun kaydını yapmak, numara vermek ve
dosyalamak.
b) ġikâyet baĢvurusunu dağıtım bürosuna göndermek.
c) BaĢdenetçi tarafından verilen diğer görevleri yapmak.
(3) Dağıtım bürosu, BaĢdenetçinin görevlendireceği yeterli sayıda uzman veya uzman
yardımcısı ile diğer personelden oluĢur.
(4) Dağıtım bürosunun görevleri Ģunlardır:
a) ġikâyet baĢvurusunu iĢ bölümü esaslarına göre ilgili denetçiye göndermek.
b) BaĢdenetçi tarafından verilen diğer görevleri yapmak.
(5) ġikâyet baĢvurusunun iĢ bölümü esaslarına göre ilgili denetçiye gönderilmesi
dönüĢümlü olarak dağıtım bürosunda görevlendirilecek uzman veya uzman yardımcısı
tarafından yerine getirilir.
(6) ġikâyet baĢvurusunun hangi denetçinin görev alanına girdiği hususunda oluĢacak
tereddüt, BaĢdenetçi veya görevlendireceği bir denetçi tarafından giderilir.
Ön incelemenin yapılması
MADDE 19 – (1) ġikâyet baĢvurusu, inceleme ve araĢtırmaya geçilmeden önce ön
incelemeye tabi tutulur. Ön incelemede Ģikâyet baĢvurusu;
a) Kurumun görev alanına girip girmediği,
b) Süresi içinde yapılıp yapılmadığı,
c) Kurumda incelenmekte ve araĢtırılmakta olan bir Ģikâyet baĢvurusuyla sebepleri,
konusu ve taraflarının aynı olup olmadığı,
ç) Kurum tarafından daha önce sonuçlandırılan bir Ģikâyetle sebepleri, konusu ve
taraflarının aynı olup olmadığı,
d) Yargı organlarında görülmekte olan veya yargı organlarınca karara bağlanmıĢ
uyuĢmazlıklara iliĢkin olup olmadığı,
e) Ġdari baĢvuru yollarının tüketilip tüketilmediği,
f) 8 inci maddenin birinci fıkrası kapsamında yapılıp yapılmadığı,
g) Belli bir konuyu içerip içermediği,
ğ) Kanuna göre Ģikâyet baĢvurusunda bulunması gereken bilgilerin yer alıp almadığı,
h) Menfaat ihlali içerip içermediği,
yönlerinden incelenir.
Ön inceleme üzerine yapılacak iĢlemler ve verilecek kararlar
MADDE 20 – (1) ġikâyet baĢvurusunun, (e) bendi hariç olmak üzere 19 uncu maddede
yer alan Ģartlardan herhangi birini taĢımaması hâlinde incelenemezlik kararı verilir. Bu karar,
Ģikâyetçiye tebliğ edilir ve tebliğ ile birlikte durmuĢ olan dava açma süresi kaldığı yerden
tekrar iĢlemeye baĢlar.
(2) Ġdari baĢvuru yolları tüketilmeden yapılan Ģikâyet baĢvurusu hakkında ilgili idareye
gönderme kararı verilir. Gönderme kararı Ģikâyetçiye de tebliğ edilir. Kuruma Ģikâyet tarihi,
ilgili idareye baĢvuru tarihi olarak kabul edilir. ġikâyet baĢvurusunun Kurum tarafından ilgili
idareye gönderilmesi üzerine;
a) Ġdare tarafından Ģikâyetçiye verilecek cevabın tebliği tarihinden,
b) Ġdare tarafından altmıĢ gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği
tarihten,
itibaren altı ay içinde Kuruma yeniden Ģikâyet baĢvurusu yapılabilir.
(3) ġikâyet edilen idarenin yanlıĢ gösterilmesi durumunda Kurum, resen doğru idareyi
belirler ve inceleme aĢamasına geçer.
(4) Ġncelenemezlik kararı doğrultusunda, eksikliklerin giderilmesi Ģartıyla süresi içinde
yeniden Kuruma Ģikâyet baĢvurusu yapılabilir.
(5) ġikâyet baĢvurusunun 19 uncu maddede yer alan Ģartları taĢıması hâlinde inceleme
ve araĢtırma aĢamasına geçilir.
(6) Ön inceleme Ģartlarının bulunmadığının sonradan anlaĢılması hâlinde de
incelenemezlik veya gönderme kararı verilir.
Ġncelenemezlik ve gönderme kararlarında bulunması gereken hususlar
MADDE 21 – (1) Ġncelenemezlik ve gönderme kararlarında aĢağıdaki hususlara yer
verilir:
a) ġikâyet numarası ile karar numarası ve tarihi.
b) ġikâyetçinin ve varsa temsilcisinin adı, soyadı ve adresi.
c) ġikâyet edilen idare.
ç) ġikâyet konusu.
d) Gerekçe.
e) Karar.
f) ġikâyet konusuna iliĢkin baĢvuru yolları, süresi ve baĢvurulacak makam.
g) Ġmza ve mühür.
BEġĠNCĠ BÖLÜM
Ġnceleme ve AraĢtırma
Ġnceleme ve araĢtırma usulü
MADDE 22 – (1) Ġdarenin her türlü eylem ve iĢlemleri ile tutum ve davranıĢları, insan
haklarına dayalı adalet anlayıĢı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk ve iyi yönetim
ilkeleri yönlerinden incelenir ve araĢtırılır.
(2) ġikâyet baĢvurusu BaĢdenetçi, denetçi veya görevlendirilecek uzman ve uzman
yardımcıları tarafından incelenir ve araĢtırılır.
(3) Aynı sebep ve konuya iliĢkin benzer nitelikteki Ģikâyet baĢvuruları birleĢtirilerek
incelenebilir.
(4) ġikâyet konusunun insan haklarına, temel hak ve özgürlüklere, kadın ve çocuk
haklarına iliĢkin olması halinde yerinde inceleme ve araĢtırma yapılabilir. Kamuyu
ilgilendiren genel konulara yönelik Ģikâyetlerde ise, Ģikâyetçi veya Ģikâyet edilen idarenin
talebi üzerine yerinde inceleme ve araĢtırma yapılabilir. Ġlgili idare ve yetkililer bunun için
gerekli her türlü kolaylığı sağlamakla yükümlüdür.
Ġdareden bilgi ve belge istenmesi
MADDE 23 – (1) BaĢdenetçi veya denetçi, inceleme ve araĢtırma konusu hakkında
ilgili idareden bilgi ve belge isteyebilir. Ġdare, istenilen bilgi ve belgeleri derhal elektronik
posta yoluyla Kurumun elektronik posta adresine gönderir ve bu isteğin tebliğ edildiği
tarihten itibaren en geç otuz gün içinde de asıllarını gönderir. Bu süre içinde istenen bilgi ve
belgeleri haklı bir neden olmaksızın vermeyenler veya eksik verenler hakkında BaĢdenetçi
veya denetçinin baĢvurusu üzerine ilgili merci soruĢturma açar. SoruĢturma açılmasına iliĢkin
iĢlem ve soruĢturma sonucu hakkında ilgili merci Kurumu bilgilendirir.
(2) Devlet sırrı veya ticarî sır niteliğindeki bilgi ve belgeler, yetkili mercilerin en üst
makam veya kurulunca açıkça gerekçesi belirtilmek suretiyle verilmeyebilir. Ancak, Devlet
sırrı niteliğindeki bilgi ve belgeler BaĢdenetçi veya görevlendireceği denetçi tarafından
yerinde incelenebilir. Ġncelenen Devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgeler açıklanamaz ve bu
bilgi ve belgelere kararda yer verilemez.
BilirkiĢi görevlendirilmesi
MADDE 24 – (1) BaĢdenetçi veya denetçiler, inceleme ve araĢtırma konusuyla ilgili
olarak özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde alanında uzman kiĢilerden bilirkiĢi
görevlendirebilir. BilirkiĢiler, adlî yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonlarınca
belirlenen listelerde yer alanlardan, üniversite öğretim elemanlarından veya meslek odası
mensuplarından da seçilebilir.
(2) BilirkiĢi olarak görevlendirilecek kiĢilerin;
a) Mesleklerinde en az beĢ yıllık deneyim sahibi olması,
b) Affa uğramıĢ veya ertelenmiĢ olsa bile Devlete karĢı iĢlenen suçlar ile zimmet,
irtikâp, rüĢvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflâs gibi bir
suçtan veya kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıĢtırma, gerçeğe aykırı
bilirkiĢilik yapma, yalan tanıklık suçlarından biriyle hükümlü bulunmaması,
c) Disiplin yönünden meslekten ya da memuriyetten çıkarılmamıĢ veya sanat icrasından
geçici olarak yasaklanmamıĢ olması,
gerekir.
(3) BilirkiĢiler, çalıĢtıkları veya iĢ iliĢkisi içinde bulundukları idareyle ilgili veya
kendilerinin, eĢlerinin ve üçüncü dereceye kadar (bu derece dâhil) kan ve kayın hısımlarının
Ģikâyet baĢvurularında bilirkiĢilik yapamaz.
(4) BilirkiĢi daha önce bilirkiĢilik göreviyle ilgili olarak bir kurulda yemin etmemiĢse,
―Görevimi adalete bağlı kalarak, bilim ve fenne uygun olarak, tarafsızlıkla yerine
getireceğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim‖ Ģeklinde yemin eder.
(5) BilirkiĢi, BaĢdenetçi veya denetçi tarafından belirlenen süre içinde raporunu Kuruma
sunmak zorundadır. Bu süre, görevin verildiği tarihten itibaren iki ayı geçemez. Konunun
kapsamlı ve karıĢık olması hâlinde bu süre bir ay daha uzatılabilir.
(6) BilirkiĢi, görevi sebebiyle yahut görevini yerine getirirken öğrendiği sırları
saklamak, kendisi ve baĢkaları yararına kullanmaktan kaçınmakla yükümlüdür.
(7) BilirkiĢilere, Kanunun 19 uncu maddesinin ikinci fıkrasına göre ödeme yapılır.
Tanık veya ilgili kiĢilerin dinlenmesi
MADDE 25 – (1) BaĢdenetçi veya denetçiler, inceleme ve araĢtırma konusuyla ilgili
olarak tanık veya ilgili kiĢilerin dinlenmesine karar verebilir. Tanık veya ilgili kiĢiler,
BaĢdenetçi, denetçi veya uzmanlar tarafından dinlenebilir.
(2) Görüntülü ve sesli iletiĢim tekniğinin kullanılması suretiyle tanık veya ilgili kiĢi
dinlenebilir.
(3) Tanık veya ilgili kiĢilerin dinlenmesi, Ģikâyet baĢvurusunun mahiyetine göre
BaĢdenetçi veya denetçi tarafından belirlenecek yer, zaman ve usulde yapılır.
(4) Tanığa ―Bildiğimi doğru söyleyeceğime namusum ve vicdanım üzerine yemin
ederim‖ Ģeklinde yemin ettirilir.
(5) Tanık veya ilgili kiĢinin beyanı tutanağa geçirilir ve tutanak, beyan sahibi ile beyanı
alan tarafından imzalanır.
(6) Tanık veya ilgili kiĢilere, 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu
hükümlerine göre ödeme yapılır.
ġikâyetten vazgeçme
MADDE 26 – (1) ġikâyetçi, karar verilinceye kadar Ģikâyetinden vazgeçebilir. Bu
durumda Kurum inceleme ve araĢtırmasını sonlandırır.
ġikâyete konu talebin idarece yerine getirilmesi
MADDE 27 – (1) Karar verilmeden önce Ģikâyete konu talebin ilgili idare tarafından
yerine getirilmesi hâlinde Kurum inceleme ve araĢtırmasını sonlandırır.
ġikâyetçinin ölümü veya tüzel kiĢiliğinin sona ermesi
MADDE 28 – (1) ġikâyetçi gerçek kiĢi ise ölümü, tüzel kiĢi ise tüzel kiĢiliğinin sona
ermesi durumunda inceleme ve araĢtırma sonlandırılır. Ancak, Ģikâyet konusunun mirasçıları
ilgilendirmesi hâlinde inceleme ve araĢtırmaya devam edilebilir.
Ġncelenmekte olan Ģikâyet hakkında dava açılması
MADDE 29 – (1) Ġnceleme ve araĢtırma devam ederken Ģikâyet konusuyla ilgili olarak
dava açılması hâlinde Kurum inceleme ve araĢtırmasını dava sonuçlanıncaya kadar
bekletebilir veya Ģikâyet baĢvurusunun mahiyetine göre inceleme ve araĢtırmasını
sonlandırabilir. Bekletilen Ģikâyet baĢvurusu hakkında kesinleĢen dava sonucuna göre Kurum,
inceleme ve araĢtırmayı karara bağlar.
Ġnceleme ve araĢtırmanın sonlandırılmayacağı hâller
MADDE 30 – (1) ġikâyetten vazgeçme, Ģikâyete konu talebin idarece yerine getirilmesi
ve Ģikâyetçinin ölümü veya tüzel kiĢiliğinin sona ermesi hâllerinde Ģikâyet konusunun; insan
haklarına, temel hak ve özgürlüklere, kadın haklarına, çocuk haklarına ve kamuyu ilgilendiren
genel konulara yönelik olması durumunda inceleme ve araĢtırmaya devam edilebilir.
ALTINCI BÖLÜM
Ġnceleme ve AraĢtırma Sonucunda Verilecek Kararlar
Karar türleri
MADDE 31 – (1) Kurum, Ģikâyet baĢvurusuna iliĢkin inceleme ve araĢtırma sonucunda
tavsiye kararı, ret kararı veya karar verilmesine yer olmadığına dair karar verir.
Tavsiye kararı
MADDE 32 – (1) Ġnceleme ve araĢtırma sonucunda Ģikâyetin yerinde olduğu kanaatine
varılması hâlinde tavsiye kararı verilir. Kararda idare hakkında aĢağıdaki tavsiyelerden bir
veya birkaçına yer verilir:
a) Hatalı davranıldığının kabulü.
b) Zararın tazmini.
c) ĠĢlem yapılması veya eylemde bulunulması.
ç) Mevzuat değiĢikliğinin yapılması.
d) ĠĢlemin geri alınması, kaldırılması, değiĢtirilmesi veya düzeltilmesi.
e) Uygulamanın düzeltilmesi.
f) UzlaĢmaya gidilmesi.
g) Tedbir alınması.
(2) Kurum, birinci fıkrada yer alan tavsiyeler dıĢında baĢka bir tavsiye kararı da
verebilir.
(3) Ġlgili merci, tavsiye doğrultusunda tesis ettiği iĢlemi, aldığı önlemi veya tavsiye
edilen çözümü uygulanabilir nitelikte görmediği takdirde bunun gerekçesini otuz gün içinde
Kuruma bildirir.
Ret kararı
MADDE 33 – (1) Ġnceleme ve araĢtırma sonucunda Ģikâyetin yerinde olmadığı
kanaatine varılması hâlinde ret kararı verilir.
Karar verilmesine yer olmadığına dair karar
MADDE 34 – (1) Kurum;
a) ġikâyetçinin baĢvurusundan vazgeçmesi,
b) ġikâyetçi gerçek kiĢi ise ölümü veya tüzel kiĢi ise tüzel kiĢiliğinin sona ermesi,
c) ġikâyet konusu talebin ilgili idare tarafından yerine getirilmesi,
ç) Ġnceleme ve araĢtırma devam ederken Ģikâyet konusu hakkında dava açılması,
üzerine inceleme ve araĢtırmasını sonlandırması hâlinde karar verilmesine yer
olmadığına dair karar verir.
Kararlarda yer alacak hususlar
MADDE 35 – (1) Ġnceleme ve araĢtırma sonucunda verilecek kararlarda aĢağıdaki
hususlar yer alır:
a) ġikâyet numarası ile karar numarası ve tarihi.
b) ġikâyetçinin ve varsa temsilcisinin adı, soyadı ve adresi.
c) ġikâyet edilen idare ve adresi.
ç) ġikâyet konusu, hukuki sebepler ve istemin özeti.
d) Dosyadaki bilgi ve belgelerin özeti.
e) Gerekçe.
f) Verilen karar ve sonuç.
g) ġikâyet konusuna iliĢkin baĢvuru yolları, süresi ve baĢvurulacak makam.
ğ) Ġmza ve mühür.
Karar verme süresi
MADDE 36 – (1) Kurum, inceleme ve araĢtırmasını Ģikâyet tarihinden itibaren en geç
altı ay içinde sonuçlandırır. Bu süre içinde inceleme ve araĢtırmanın sonuçlandırılamaması
hâlinde Ģikâyetçiye sonuçlandırılamama gerekçesi ve dava açma süresinin iĢlemeye baĢladığı
hususu bildirilerek inceleme ve araĢtırmaya devam edilir; ancak 29 uncu madde hükümleri
saklıdır.
Kararın tebliği
MADDE 37 – (1) Kurum, kararlarını ilgili mercie ve Ģikâyetçiye tebliğ eder.
(2) Kamu hizmeti yürüten özel hukuk tüzel kiĢileri hakkında verilen tavsiye kararları
denetim ve gözetimden sorumlu bakanlığa veya kamu kurum ve kuruluĢuna da gönderilebilir.
Dava açma süresinin yeniden iĢlemeye baĢlaması
MADDE 38 – (1) ġikâyet baĢvurusunun Kurum tarafından reddedilmesi hâlinde,
durmuĢ olan dava açma süresi gerekçeli ret kararının ilgiliye tebliğinden itibaren kaldığı
yerden iĢlemeye baĢlar.
(2) ġikâyet baĢvurusunun Kurum tarafından yerinde görülerek kabul edilmesi hâlinde;
ilgili merci Kurumun tavsiyesi üzerine otuz gün içinde herhangi bir iĢlem tesis etmez veya
eylemde bulunmaz ise durmuĢ olan dava açma süresi kaldığı yerden iĢlemeye baĢlar.
(3) Kurumun karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermesi hâlinde durmuĢ olan
dava açma süresi kararın ilgiliye tebliğinden itibaren kaldığı yerden iĢlemeye baĢlar.
(4) Kurumun, inceleme ve araĢtırmasını, Ģikâyet baĢvuru tarihinden itibaren altı ay
içinde sonuçlandıramaması hâlinde bu durum gerekçesiyle birlikte Ģikâyetçiye tebliğ edilir.
DurmuĢ olan dava açma süresi tebliğden itibaren kaldığı yerden iĢlemeye baĢlar.
Yeniden inceleme ve araĢtırma
MADDE 39 – (1) BaĢdenetçilik, kararın verilmesinden sonra sonucu etkileyebilecek
bilgi ve belgelerin ortaya çıkması durumunda Ģikâyet hakkında yeniden inceleme ve araĢtırma
yapabilir.
YEDĠNCĠ BÖLÜM
BaĢdenetçi ve Denetçilerin Görev ve Yetkileri ile
ĠĢ Bölümü ve ÇalıĢma Esasları
BaĢdenetçinin görev ve yetkileri
MADDE 40 – (1) BaĢdenetçinin görev ve yetkileri Ģunlardır:
a) Kurumu yönetmek ve temsil etmek.
b) Kuruma gelen Ģikâyetleri incelemek, araĢtırmak ve idareye önerilerde bulunmak.
c) Denetçiler arasında iĢ birliğini sağlamak ve uyumlu çalıĢmalarını gözetmek.
ç) Denetçilerin görev alanına iliĢkin olarak ortaya çıkan tereddütleri gidermek.
d) Birisi kadın ve çocuk hakları alanında görevlendirilmek üzere, denetçiler arasındaki
iĢ bölümünü belirlemek ve gerektiğinde değiĢtirmek.
e) Gerek gördüğünde Ģikâyet baĢvurusunu bizzat sonuçlandırmak.
f) Kanunun uygulanmasına iliĢkin yönetmelikleri hazırlamak ve gerektiğinde değiĢiklik
yapmak.
g) Yıllık raporu hazırlamak ve Komisyona sunmak.
ğ) Yıllık raporu beklemeksizin gerek gördüğü konularda özel rapor hazırlamak.
h) Raporları kamuoyuna duyurmak.
ı) Kurumun faaliyetleri hakkında açıklama yapmak.
i) Yokluğunda kendisine vekâlet edecek denetçiyi belirlemek.
j) Genel Sekreteri ve diğer personeli atamak.
k) Genel Sekreter, uzman ve uzman yardımcılarının görevleri sebebiyle bir suç
iĢledikleri öne sürüldüğü takdirde ceza soruĢturması ve kovuĢturması yapılabilmesi için izin
vermek.
l) BilirkiĢi görevlendirmek ve tanık ya da ilgili kiĢileri dinlemek.
m) Ġhtiyaç duyulan iĢ ve konularla ilgili olarak kamu kurum ve kuruluĢlarındaki
personelin geçici olarak görevlendirilmesini istemek.
n) Ġnceleme ve araĢtırma konusuyla ilgili olarak idareden bilgi ve belge istemek.
o) Ġnceleme ve araĢtırma konusuyla ilgili olan devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgeleri
yerinde incelemek veya görevlendireceği denetçiye inceletmek.
ö) 22 nci madde kapsamında yerinde inceleme ve araĢtırma yapmak.
p) Ġstenen bilgi ve belgeleri vermeyenler hakkında ilgili merciden soruĢturma açılmasını
istemek.
r) Gerekli görülen yerlerde büro açılmasına karar vermek.
s) Kurumun görev alanıyla ilgili olarak uluslararası iĢbirliğine iliĢkin çalıĢmaları
yürütmek.
Ģ) Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.
Denetçilerin görev ve yetkileri
MADDE 41 – (1) Denetçilerin görev ve yetkileri Ģunlardır:
a) Görevlendirildikleri konu veya alanlara iliĢkin Ģikâyetleri incelemek, araĢtırmak ve
BaĢdenetçiye önerilerde bulunmak.
b) Ġnceleme ve araĢtırma konusuyla ilgili olarak idareden bilgi ve belge istemek.
c) Ġstenen bilgi ve belgeleri vermeyenler hakkında ilgili merciden soruĢturma açılmasını
istemek.
ç) Gerek gördüğü konularda özel rapor hazırlamak ve BaĢdenetçiye sunmak.
d) BaĢdenetçi tarafından görevlendirilmesi hâlinde Kurumun faaliyetleri hakkında
açıklama yapmak.
e) BilirkiĢi görevlendirmek ve tanık ya da ilgili kiĢileri dinlemek.
f) BaĢdenetçi tarafından görevlendirilmesi hâlinde devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve
belgeleri yerinde incelemek.
g) 22 nci madde kapsamında yerinde inceleme ve araĢtırma yapmak.
ğ) BaĢdenetçiye, yokluğunda vekâlet etmek.
h) Kanunda verilen görevlerin yapılmasında BaĢdenetçiye yardımcı olmak.
ı) BaĢdenetçi tarafından verilen diğer görevleri yapmak.
Genel Sekreterliğin oluĢumu ve görevleri
MADDE 42 – (1) Genel Sekreterlik, Kurumun idarî ve malî iĢleriyle sekretarya
hizmetlerini yerine getirir. Genel Sekreterlikte, Genel Sekreter ve diğer idarî personel görev
yapar.
(2) Genel Sekreterliğin görevleri Ģunlardır:
a) Kurumun büro iĢlerini yürütmek.
b) ġikâyet baĢvurularının kayıt iĢlerini yürütmek.
c) Kurumun insan gücü planlaması ve personel politikası ile ilgili çalıĢmaları yapmak,
personel sisteminin geliĢtirilmesi için BaĢdenetçiye teklifte bulunmak.
ç) Genel Sekreterlikte görev yapan personelin sevk ve idaresini sağlamak.
d) Kurumda çalıĢan personelin özlük iĢleri ile sağlık ve sosyal hizmet faaliyetlerini
yürütmek.
e) Kurum personelinin atama, nakil ve terfi iĢlemlerini yürütmek.
f) Kurumun eğitim planını hazırlamak, uygulamak ve değerlendirmek.
g) Hizmet içi eğitim, kurs ve benzeri yerlere katılacak Kurum personelini
görevlendirmek ve malî haklarının ödenmesine iliĢkin iĢlemleri yürütmek.
ğ) Kurum personelinin izin ve emeklilik iĢlemlerini yürütmek.
h) Kurumun arĢiv hizmetlerini yürütmek.
ı) Genel evrak faaliyetlerini düzenlemek ve yürütmek.
i) Kararların ve raporların otomasyonunu sağlamak ve bunları arĢivlemek.
j) 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile
22/12/2005 tarihli ve 5436 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Kanunun 15 inci maddesi
ve diğer mevzuatla malî hizmetler birimi ve strateji geliĢtirme birimlerine verilen görevleri
yapmak.
k) Kurumun taĢınır ve taĢınmazlarına iliĢkin iĢlemleri ilgili mevzuat çerçevesinde
yürütmek.
l) Bütçenin harcanması konusunda BaĢdenetçiye bilgi vermek.
m) Kurumun görev alanıyla ilgili hususlarda biliĢim sisteminin kullanılmasını sağlamak,
bilgi sistemleri ve otomasyonu konusundaki geliĢmeleri izlemek.
n) Kurum bilgi mimarisinin hazırlanması, veri tabanlarının kurulması, güncellenmesi ve
arĢivlenmesi çalıĢmalarını yapmak.
o) Kurumun sivil savunma ve seferberlik hizmetlerini planlamak ve yürütmek.
ö) Kurumun basın ve halkla iliĢkiler ile tanıtım faaliyetlerini yürütmek.
p) Protokol iĢlerini düzenlemek.
r) Kurumun idarî, malî ve teknik iĢlerini yürütmek.
s) Kanunlarla veya BaĢdenetçilik tarafından verilen diğer iĢleri yapmak.
Uzman ve uzman yardımcılarının görevleri
MADDE 43 – (1) Uzman ve uzman yardımcıları, BaĢdenetçi veya denetçiler tarafından
verilen görevleri yerine getirir.
(2) Uzman ve uzman yardımcıları, Kurumun aslî hizmetlerini yürütmek üzere Kamu
Denetçiliği Uzmanlığı Yönetmeliğinde belirtilen görevleri yapar.
ĠĢ bölümüne esas konu veya alanlar
MADDE 44 – (1) Denetçiler arasındaki iĢ bölümü aĢağıdaki konu veya alanlara göre
belirlenir:
a) Ġnsan hakları.
b) Kadın ve çocuk hakları.
c) Engelli hakları.
ç) Ailenin korunması.
d) Sosyal hizmetler.
e) Eğitim-öğretim, gençlik ve spor.
f) Bilim, sanat, kültür ve turizm.
g) Adalet, milli savunma ve güvenlik.
ğ) Sağlık.
h) Nüfus, vatandaĢlık, mülteci ve sığınmacı hakları.
ı) Kamu personel rejimi.
i) Mülkiyet hakkı.
j) Ekonomi, maliye ve vergi.
k) Enerji, sanayi, gümrük ve ticaret.
l) ÇalıĢma ve sosyal güvenlik.
m) Orman, su, çevre ve Ģehircilik.
n) UlaĢtırma, basın ve iletiĢim.
o) Gıda, tarım ve hayvancılık.
ö) Mahallî idarelerce yürütülen hizmetler.
p) Diğer konu ve alanlar.
(2) Denetçilerin sorumlu oldukları konu veya alanlar, BaĢdenetçi tarafından yönerge ile
belirlenir.
(3) BaĢdenetçi, denetçiler arasında iĢ birliğini sağlar ve denetçilerin uyumlu çalıĢmasını
gözetir.
ĠĢ bölümüne iliĢkin ilkeler
MADDE 45 – (1) ĠĢ bölümü yapılırken aĢağıdaki ilkeler göz önünde bulundurulur:
a) Denetçilerin tecrübe ve uzmanlık alanının gözetilmesi.
b) ġikâyet sayısının ve dönemsel olarak Ģikâyet yoğunluğunun dikkate alınması.
c) Benzer konuların aynı denetçinin sorumluluğunda bulundurulması.
BaĢdenetçi ve denetçilerin çalıĢma esasları
MADDE 46 – (1) Denetçiler, BaĢdenetçi tarafından görevlendirildikleri konu veya
alanlarda tek baĢlarına çalıĢır ve kararlarını BaĢdenetçiye sunar. BaĢdenetçi, incelenmesi ve
araĢtırılması gereken baĢka bir hususun olmadığına kanaat getirmesi hâlinde veya gerekli
gördüğünde Ģikâyet baĢvurusunu sonuçlandırdıktan sonra kararı Ģikâyetçiye ve ilgili mercie
bildirir.
(2) ġikâyet konusunun birden fazla denetçinin görev alanına girmesi durumunda Ģikâyet
baĢvurusu, BaĢdenetçi tarafından birden fazla denetçinin inceleme ve araĢtırmasına
bırakılabileceği gibi bir denetçinin inceleme ve araĢtırmasına da bırakılabilir. ġikâyet
konusunun birden fazla denetçinin inceleme ve araĢtırmasına bırakılması hâlinde de denetçiler
tek baĢlarına çalıĢarak konu veya alanlarına iliĢkin kararlarını BaĢdenetçiye sunar.
(3) Denetçiler, Ģikâyet baĢvurusuna iliĢkin inceleme ve araĢtırmasını kendisine bağlı
çalıĢma grupları ile birlikte yürütebilir. ÇalıĢma grubunda yeteri kadar uzman ve uzman
yardımcısı ile koordinasyondan sorumlu uzman görevlendirilebilir.
(4) BaĢdenetçi, denetçiler ve Genel Sekreter, görevlerini yerine getirirken dil, ırk,
cinsiyet, siyasî düĢünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayırımı yapamaz.
(5) BaĢdenetçi, denetçiler ve Genel Sekreter, görevleri sebebiyle herhangi bir Ģekilde
öğrendikleri meslekî veya ticarî sırları görevlerinden ayrılmıĢ olsalar bile açıklayamaz,
kendilerinin veya baĢkalarının yararına kullanamaz.
(6) BaĢdenetçi, denetçiler ve Genel Sekreter, görevleri süresince resmî veya özel hiçbir
görev alamaz, ticaretle uğraĢamaz. Bilimsel yayınlarda bulunma, görevleri veya meslekleri ile
ilgili olarak davet edildikleri ulusal veya uluslararası kongre, konferans ve benzeri toplantılara
katılma, derneklerde üyelik ve kâr amacı gütmeyen kooperatiflerde ortaklık hâlinde bu fıkra
hükümleri uygulanmaz.
Bağımsızlık ve tarafsızlık
MADDE 47 – (1) Hiçbir organ, makam, merci veya kiĢi, BaĢdenetçiye ve denetçilere
görevleriyle ilgili olarak emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde
bulunamaz.
(2) BaĢdenetçi ve denetçiler, görevlerini yerine getirirken tarafsızlık ilkesine uygun
davranmak zorundadır.
(3) BaĢdenetçi, denetçiler ve Genel Sekreter; kendilerinin, eĢlerinin ve üçüncü dereceye
kadar (bu derece dâhil) kan ve kayın hısımlarının Ģikâyetlerini inceleyemez.
(4) BaĢdenetçi, denetçiler ve Genel Sekreter, siyasî partilere üye olamaz; herhangi bir
siyasî parti, kiĢi veya zümrenin yararını veya zararını hedef alan bir davranıĢta bulunamaz.
Raporlar
MADDE 48 – (1) Kurum, her takvim yılına iliĢkin olarak yürüttüğü faaliyetleri ve
önerileri kapsayan yıllık rapor hazırlar. Bu rapor, takip eden yılın Ocak ayının son gününe
kadar Komisyona sunulur. Komisyon, bu raporu ara verme ve tatil dönemleri hariç olmak
üzere iki ay içinde görüĢüp kendi kanaat ve görüĢlerini de içerecek Ģekilde özetleyerek
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna sunulmak üzere hazırladığı raporu Türkiye
Büyük Millet Meclisi BaĢkanlığına gönderir. Komisyonun raporu Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kurulunda ivedilikle görüĢülür.
(2) Kurumun yıllık raporu, ayrıca Resmî Gazete‘de yayımlanmak suretiyle kamuoyuna
duyurulur.
(3) Gerek görülen konularda yıllık rapor beklenmeksizin özel rapor hazırlanabilir.
(4) Kurum, açıklanmasında fayda gördüğü hususları yıllık raporu beklemeksizin her
zaman kamuoyuna duyurabilir.
Açıklama yapma yetkisi
MADDE 49 – (1) Kurumun faaliyetleri hakkında açıklama yapmaya BaĢdenetçi veya
görevlendireceği denetçi yetkilidir.
SEKĠZĠNCĠ BÖLÜM
ÇeĢitli ve Son Hükümler
Uluslararası iĢbirliği
MADDE 50 – (1) Kurum, görev alanıyla ilgili olarak uluslararası kuruluĢlara üye
olabilir. Bu kuruluĢlarla iĢbirliğine iliĢkin çalıĢmalarda yer alır, koordinasyonu sağlar ve
gerektiğinde uluslararası kuruluĢlar ve bunların temsilcilikleriyle ortaklaĢa projeler yürütür.
Bilgilendirme ve tanıtım
MADDE 51 – (1) ġikâyet baĢvuru bürosunda görevli personel, gerçek ve tüzel kiĢileri
Kanun kapsamında sahip oldukları hakları kullanabilmeleri için bilgilendirmekle yükümlüdür.
Bilgilendirme telefonla da yapılabilir.
(2) Kurum, baĢvuru usul ve esaslarına iliĢkin her türlü tanıtım faaliyetinde bulunabilir.
Tanıtım, farklı dillerde de yapılabilir.
Kurum kararlarının ve raporlarının yayımlanması
MADDE 52 – (1) Kanunî engel bulunmamak kaydıyla Kurumun kararları ve raporları,
kiĢisel veriler korunmak suretiyle resmî internet sitesinde veya baĢka surette yayımlanabilir.
Süreler
MADDE 53 – (1) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında süreler, tebliğ tarihini izleyen
günden itibaren iĢlemeye baĢlar.
(2) Tatil günleri sürelere dâhildir. Sürenin son günü tatil gününe rastlarsa, süre tatil
gününü izleyen çalıĢma gününün bitimine kadar uzar.
Tebligat
MADDE 54 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerine göre yapılacak tebligatlar, 11/2/1959
tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu ile 19/1/2013 tarihli ve 28533 sayılı Resmî Gazete'de
yayımlanan Elektronik Tebligat Yönetmeliği hükümlerine göre yapılır.
Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önceki eylem ve iĢlemler ile tutum ve
davranıĢlar hakkında Ģikâyet baĢvurusu
GEÇĠCĠ MADDE 1 – (1) Kuruma Ģikâyet baĢvurularının kabul edilmeye baĢlandığı
29/3/2013 tarihinden önceki son altı ay içinde idarî baĢvuru yolları tüketilmiĢ her türlü eylem
ve iĢlem ile tutum ve davranıĢlara karĢı bu Yönetmelikte yer alan baĢvuru Ģartlarının yerine
getirilmesi kaydıyla Kuruma Ģikâyet baĢvurusu yapılabilir. Mahallî idareler, bağlı idareleri ve
birliklerin hakkındaki Ģikâyet baĢvuruları açısından ise 29/3/2014 tarihinden önceki son altı ay
içinde idarî baĢvuru yollarının tüketilmiĢ olması gerekir.
Yürürlük
MADDE 55 – (1) Bu Yönetmelik;
a) Mahallî idarelerin, bağlı idarelerinin ve birliklerinin eylem ve iĢlemleri ile tutum ve
davranıĢlarına karĢı yapılacak Ģikâyetler açısından 29/3/2014,
b) Diğer idarelerin eylem ve iĢlemleri ile tutum ve davranıĢlarına karĢı yapılacak
Ģikâyetler açısından 29/3/2013,
c) ġikâyet baĢvurusu dıĢındaki diğer hükümleri açısından yayımı,
tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 56 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Kamu BaĢdenetçisi yürütür.
Ekleri için tıklayınız.
[R.G. 28 Mart 2013 – 28601-Mükerrer]
—— • ——
BAKANLAR KURULU KARARI
Karar Sayısı : 2013/4483
Türkiye ile Hırvatistan arasında 13 Haziran 1997 tarihinde nota teatisi yolu ile akdedilen
ve 8/8/1997 tarihli ve 97/9773 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla onaylanan AnlaĢma ile
uygulanmasına devam edilmesi kararlaĢtırılan 3 Temmuz 1967 tarihli ―Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Vizelerin
Kaldırılması Hakkında AnlaĢma‖nın Türkiye ve Hırvatistan arasında uygulanmasının 1 Nisan
2013 tarihinden geçerli olmak üzere sona erdirilmesi ve 27/4/1992 tarihli ve 92/2955 sayılı
Kararnamenin aynı tarihten geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılması; DıĢiĢleri
Bakanlığının 27/2/2013 tarihli ve 8123106 sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 25/3/2013 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır.
Abdullah GÜL
CUMHURBAġKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
BaĢbakan
B. ARINÇ
A. BABACAN
B. ATALAY
B. BOZDAĞ
BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı BaĢbakan Yardımcısı
B. BOZDAĞ
F. ġAHĠN
E. BAĞIġ
N. ERGÜN
Adalet Bakanı V.Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı
F. ÇELĠK
E. BAYRAKTAR
A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Çevre ve ġehircilik BakanıDıĢiĢleri
Bakanı
Ekonomi Bakanı
T. YILDIZ
S. KILIÇ
M. M. EKER
H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gençlik ve Spor BakanıGıda,
Tarım
Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER
ĠçiĢleri Bakanı
C. YILMAZ
Ö. ÇELĠK
Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı
M. ġĠMġEK
Maliye Bakanı
N. AVCI
Ġ. YILMAZ
V. EROĞLU
Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su ĠĢleri Bakanı
M. MÜEZZĠNOĞLU
B. YILDIRIM
Sağlık BakanıUlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanı
[R.G. 29 Mart 2013 – 28602]
—— • ——
TEBLĠĞLER
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:
Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠNE ĠLĠġKĠN ĠġYERĠ TEHLĠKE SINIFLARI
TEBLĠĞĠNDE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR TEBLĠĞ
ve
MADDE 1 – 26/12/2012 tarihli ve 28509 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan ĠĢ Sağlığı
ve Güvenliğine ĠliĢkin ĠĢyeri Tehlike Sınıfları Tebliğinin Ek-1‘inde yer alan ĠĢyeri Tehlike
Sınıfları Listesi ekteki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
MADDE 2 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yürütür.
Eki için tıklayınız.
[R.G. 29 Mart 2013 – 28602]
—— • ——
Gümrük ve Ticaret Bakanlığından:
GÜMRÜK ĠġLEMLERĠNĠN KOLAYLAġTIRILMASINA ĠLĠġKĠN
GÜMRÜK GENEL TEBLĠĞĠ
(SIRA NO: 1)
Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Tebliğ, yetkilendirilmiĢ yükümlü logosunun kullanımına,
yetkilendirilmiĢ yükümlü sertifikası baĢvurularında belgelerin kapsamına ve elektronik
ortamda ibrazına, izinli gönderici yetkisi kapsamında yalnızca ihracatta yerinde gümrükleme
izni sahibinin tesislerinin kullanımına, izinli gönderici, ihracatta yerinde gümrükleme ile mavi
hat uygulamalarında beyana aykırılık durumuna, gümrük iĢlemlerinin kolaylaĢtırılmasına
iliĢkin mevzuatta askıya alma, geri alma ve iptal sürelerinin değiĢtirilmesine iliĢkin usul ve
esasları belirlemek amacıyla hazırlanmıĢtır.
Dayanak
MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 10/1/2013 tarihli ve 28524 sayılı Resmî Gazete‘de
yayımlanan Gümrük ĠĢlemlerinin KolaylaĢtırılması Yönetmeliğinin 58, 85, 92 ve 101 inci
maddeleri ile 7/10/2009 tarihli ve 27369 sayılı mükerrer Resmî Gazete‘de yayımlanan
Gümrük Yönetmeliğinin 25, 26, 141 ve 184 üncü maddelerine dayanılarak hazırlanmıĢtır.
YetkilendirilmiĢ yükümlü logosu
MADDE 3 – (1) Gümrük ĠĢlemlerinin KolaylaĢtırılması Yönetmeliği uyarınca adlarına
yetkilendirilmiĢ yükümlü sertifikası düzenlenen kiĢiler, bu sertifikanın geçerliliği süresi
boyunca Gümrük ve Ticaret Bakanlığının kurumsal internet sayfasında duyurulan örneğe
uygun yetkilendirilmiĢ yükümlü logosunu ticari ve diğer faaliyetlerinde kullanabilirler.
(2) YetkilendirilmiĢ yükümlü logosu, logonun Ģekli, renkli basımlarda rengi gibi
unsurları değiĢtirilmek suretiyle kullanılamaz.
(3) Adlarına düzenlenmiĢ geçerli bir yetkilendirilmiĢ yükümlü sertifikası olmayan
kiĢilerce, yetkilendirilmiĢ yükümlü logosunun veya bu logoyu açıkça anımsatan logoların
ticari faaliyetlerinde kullanılması veya Gümrük ve Ticaret Bakanlığından izin alınmaksızın
baĢka amaçlarla kullanılması halinde, haklarında 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret
Kanununun 56 ncı maddesi uyarınca iĢlem yapılır.
YetkilendirilmiĢ yükümlü sertifikası baĢvurularında ibraz edilecek belgelerin aslı
veya kâğıt ortamındaki örnekleri yerine elektronik ortamda oluĢturulmuĢ örneklerinin
kabulü
MADDE 4 – (1) Gümrük ĠĢlemlerinin KolaylaĢtırılması Yönetmeliğinin 10 uncu
maddesi uyarınca ibrazı istenilen belgelerin, düzenleyen kuruluĢun veri tabanı üzerinden
internet ortamında kontrol edilebilmesi Ģartıyla, elektronik ortamda oluĢturulmuĢ örnekleri
asıl nüsha veya kâğıt ortamındaki örneği yerine kabul edilebilir.
YetkilendirilmiĢ yükümlü sertifikası baĢvurularında ibraz edilecek ISO 9001 ile
ISO 27001 sertifikalarının kapsamı
MADDE 5 – (1) Gümrük ĠĢlemlerinin KolaylaĢtırılması Yönetmeliğinin 10 uncu
maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ibraz edilecek ISO 9001 sertifikası; baĢvuru
sahibinin dıĢ ticaret, gümrükleme, yönetim ve idari organizasyon faaliyetleri ile bu
faaliyetlerle iliĢkili iĢlemlerini ve bunlara bağlı üretim ve hizmet sunumlarını kapsamalıdır.
(2) Gümrük ĠĢlemlerinin KolaylaĢtırılması Yönetmeliğinin 10 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (e) bendi uyarınca ibraz edilecek ISO 27001 sertifikası; ithalat, ihracat, transit,
gümrükleme gibi gümrük ve dıĢ ticaret iĢlemlerini ve bu iĢlemlere iliĢkin lojistik, depolama,
muhasebe, finans ve bilgi iĢlem gibi faaliyetlerinin elektronik bilgi varlıkları ile bu varlıkları
korumak amacıyla kullandığı biliĢim güvenliğini kapsamalıdır.
Ġzinli gönderici yetkisi kapsamında tesis kullanımı
MADDE 6 – (1) Gümrük ĠĢlemlerinin KolaylaĢtırılması Yönetmeliğinin 72 nci maddesi
uyarınca izinli gönderici yetkisi verilmiĢ kiĢinin bu yetki kapsamında aynı Yönetmeliğin 74
üncü maddesi uyarınca belirlenecek herhangi bir tesisinin bulunmaması halinde, bu kiĢi izinli
gönderici yetkisini yalnızca aralarında sözleĢme bulunan, aynı Yönetmeliğin 45 inci maddesi
uyarınca ihracatta yerinde gümrükleme izni tanınmıĢ olan kiĢinin aynı Yönetmeliğin 47 nci
maddesi uyarınca belirlenmiĢ olan tesislerinde yalnızca bu izin sahibi kiĢinin eĢyasının
taĢınmasında kullanabilir.
Beyana aykırılık
MADDE 7 – (1) Gümrük ĠĢlemlerinin KolaylaĢtırılması Yönetmeliğinin 58 inci
maddesinin ikinci fıkrasının (ç) bendi ve 92 nci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ile
30/12/2011 tarihli ve 28158 sayılı 3 üncü mükerrer Resmî Gazete‘de yayımlanan OnaylanmıĢ
KiĢi Statüsüne ĠliĢkin Gümrük Genel Tebliği (Sıra No:1)‘nin 52 nci maddesinin ikinci
fıkrasında belirtilen beyana aykırılık;
a) 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun 15 inci maddesinde belirtilen
Gümrük Tarifesini oluĢturan unsurlarda veya vergilendirmeye esas olan sayı, baĢ, ağırlık gibi
ölçülerde aykırılık olduğunun,
b) Kıymeti üzerinden gümrük vergisine tabi eĢyanın beyan edilen kıymetinin, 4458
sayılı Gümrük Kanununun 23 ilâ 31 inci maddelerinde yer alan hükümler çerçevesinde
belirlenen kıymete göre noksan olduğunun,
c) Ġhraç eĢyasının yapılan beyan ve eki belgelere göre miktar veya cinsinde farklılık
bulunduğunun,
tespitini kapsamaktadır.
(2) Birinci fıkranın (a) bendinin uygulanmasında Gümrük Tarifesini oluĢturan
unsurlardaki aykırılıkların tespitinde aĢağıda belirtilen hususlardan herhangi birinin
gerçekleĢip gerçekleĢmediğine bakılır:
a) Tarife alt pozisyonunda farklılık olması.
b) Her türlü vergi ile ek mali yükümlülüğün ad valorem usulde oran veya spesifik
usulde miktarında farklılık olması.
c) Gümrük vergisinin muaflık hükümlerinin uygulanmasında ya da eĢyaya uygulanacak
dıĢ ticaret politikası önlemlerinde veya düzenlemelerinde farklılığa neden olması.
(3) Birinci fıkranın (a) bendinin uygulanmasında, dökme halde gelen eĢyada
vergilendirmeye esas olan ağırlığa iliĢkin aykırılıkların tespitinde yüzde üçü aĢan orandaki
farklılıklar dikkate alınır.
(4) Birinci fıkranın (c) bendinin uygulanmasında, ihracata konu malın cins, miktar,
evsaf veya fiyatı değiĢik gösterilerek ilgili kanun hükümlerine göre teĢvik, sübvansiyon veya
parasal iadelerden yararlanma durumu hariç olmak üzere, ihraç eĢyasının yapılan beyan ve eki
belgelere göre miktar veya cinsinde %10‘dan daha az farklılık olduğu durumlar dikkate
alınmaz.
(5) Beyana aykırılığın gümrük idaresince tespitinden önce beyan sahibi tarafından
gümrük idaresine bildirilmesi halinde, birinci fıkrada belirtilen mevzuat hükümleri
uygulanmaz, ancak, diğer mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla her bir aykırılık için
4458 sayılı Gümrük Kanununun 241 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca iĢlem yapılır.
(6) Gümrük ĠĢlemlerinin KolaylaĢtırılması Yönetmeliğinin 85 inci maddesinin ikinci
fıkrasında belirtilen ağırlığa iliĢkin beyanda aykırılıkların tespitinde dökme halde gelen
eĢyada yüzde üçü aĢan orandaki farklılıklar dikkate alınır.
Askıya alma, geri alma, iptal sürelerinde değiĢiklik
MADDE 8 – (1) Gümrük ĠĢlemlerinin KolaylaĢtırılması Yönetmeliği, 11/7/2002 tarihli
ve 24812 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Gümrük Genel Tebliği (Gümrük ĠĢlemleri) (Seri
No: 16) ile OnaylanmıĢ KiĢi Statüsüne ĠliĢkin Gümrük Genel Tebliği (Sıra No:1)‘nin askıya
alma, geri alma ve iptale iliĢkin hükümlerinde belirtilen sürelerde ilgili mevzuatta süreleri
kısaltmaya yönelik düzenleme yapılması halinde, bu süreler yapılan değiĢiklik öncesinde
haklarında askıya alma, geri alma veya iptal kararı verilmiĢ kiĢilerin lehine iĢletilir. Bu
sürelerin uzatılmasına yönelik olarak ilgili mevzuatta değiĢiklik yapılması halinde ise, bu
süreler yapılan değiĢiklik öncesinde haklarında askıya alma, geri alma veya iptal kararı
verilmiĢ kiĢilerin aleyhine iĢletilmez.
(2) Birinci fıkradaki lehe iĢleyiĢ, süre değiĢikliğine iliĢkin düzenleme tarihinden önce
iĢlenmiĢ ancak henüz askıya alma, geri alma veya iptal müeyyidesi uygulanmamıĢ ihlaller için
de uygulanır.
Yetki
MADDE 9 – (1) Gümrük ve Ticaret Bakanlığı (Risk Yönetimi ve Kontrol Genel
Müdürlüğü) bu Tebliğin uygulanmasını temin etmek amacıyla gerekli göreceği her türlü
tedbiri almaya, özel ve zorunlu durumlar ile bu Tebliğde yer almayan hususları inceleyip
sonuçlandırmaya yetkilidir.
Yürürlük
MADDE 10 – (1) Bu Tebliğ 10/1/2013 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 11 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Gümrük ve Ticaret Bakanı yürütür.
[R.G. 29 Mart 2013 – 28602]
—— • ——
KANUNLAR
Kanun No. 6446
ELEKTRĠK PĠYASASI KANUNU
Kabul Tarihi: 14/3/2013
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
Amaç, Kapsam ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Kanunun amacı; elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düĢük maliyetli
ve çevreyle uyumlu bir Ģekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için, rekabet ortamında
özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve Ģeffaf bir
elektrik enerjisi piyasasının oluĢturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve
denetimin yapılmasının sağlanmasıdır.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Kanun; elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı, toptan veya perakende
satıĢı, ithalat ve ihracatı, piyasa iĢletimi ile bu faaliyetlerle iliĢkili tüm gerçek ve tüzel kiĢilerin
hak ve yükümlülüklerini kapsar.
Tanımlar ve kısaltmalar
MADDE 3 – (1) Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Bağlantı anlaĢması: Bir üretim Ģirketi, dağıtım Ģirketi ya da tüketicinin iletim
sistemine ya da dağıtım sistemine bağlantı yapması için yapılan genel ve özel hükümleri
içeren anlaĢmayı,
b) Bakan: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanını,
c) Bakanlık: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığını,
ç) Dağıtım: Elektrik enerjisinin 36 kV ve altındaki hatlar üzerinden naklini,
d) Dağıtım sistemi: Bir dağıtım Ģirketinin, lisansında belirlenmiĢ dağıtım bölgesinde
iĢlettiği elektrik dağıtım tesisleri ve Ģebekesini,
e) Dağıtım Ģirketi: Belirlenen bir bölgede elektrik dağıtımı ile iĢtigal eden tüzel kiĢiyi,
f) Dağıtım tesisi: Ġletim tesislerinin ve dağıtım gerilim seviyesinden bağlı üretim ve
tüketim tesislerine ait Ģalt sahalarının bittiği noktadan sonraki nihayet direğinden, alçak
gerilim seviyesinden bağlı tüketicilerin yapı bina giriĢ noktalarına kadar, bina giriĢ ve sayaç
arası hariç, elektrik dağıtımı için teçhiz edilmiĢ tesis ve teçhizat ile dağıtım Ģirketince teçhiz
edilen ya da devralınan sayaçları,
g) DSĠ: Devlet Su ĠĢleri Genel Müdürlüğünü,
ğ) EPĠAġ: Enerji Piyasaları ĠĢletme Anonim ġirketini,
h) EÜAġ: Elektrik Üretim Anonim ġirketini,
ı) Genel aydınlatma: Otoyollar ve özelleĢtirilmiĢ eriĢme kontrollü karayolları hariç,
kamunun genel kullanımına yönelik bulvar, cadde, sokak, alt-üst geçit, köprü, meydan ve
yaya geçidi gibi yerler ile halkın ücretsiz kullanımına açık ve kamuya ait park, bahçe, tarihî ve
ören yerlerinin aydınlatılması ile trafik sinyalizasyonunu,
i) Görevli tedarik Ģirketi: Dağıtım ve perakende satıĢ faaliyetlerinin hukuki ayrıĢtırması
kapsamında kurulan veya son kaynak tedariği yükümlüsü olarak Kurul tarafından
yetkilendirilen tedarik Ģirketini,
j) Ġkili anlaĢma: Gerçek ve tüzel kiĢiler arasında özel hukuk hükümlerine tabi olarak,
elektrik enerjisi ve/veya kapasitenin alınıp satılmasına dair yapılan ve Kurul onayına tabi
olmayan ticari anlaĢmaları,
k) Ġletim: Elektrik enerjisinin gerilim seviyesi 36 kV üzerindeki hatlar üzerinden
naklini,
l) Ġletim ek ücreti: Ġletim tarifesi üzerinden Kurum adına tahsil edilebilecek ücreti,
m) Ġletim sistemi: Elektrik iletim tesisleri ve Ģebekesini,
n) Ġletim tesisi: Üretim veya tüketim tesislerinin 36 kV üstü gerilim seviyesinden bağlı
olduğu üretim veya tüketim tesisi Ģalt sahasından sonraki nihayet direğinden itibaren iletim
Ģalt sahalarının orta gerilim fiderleri de dâhil olmak üzere dağıtım tesislerinin bağlantı
noktalarına kadar olan tesisleri,
o) Ġmdat grupları: Can ve mal kaybını önlemek amacıyla sadece elektrik enerjisi
kesilmelerinde kullanılan elektrojen gruplarını,
ö) ĠĢtirak: Kamu iktisadi teĢebbüsü olanlar hariç olmak üzere; doğrudan veya dolaylı
olarak tek baĢına veya baĢka Ģirket ve Ģirketler veya gerçek kiĢi ve kiĢilerle birlikte piyasada
faaliyet gösteren herhangi bir tüzel kiĢiyi kontrol eden Ģirket veya doğrudan ya da dolaylı
olarak, tek baĢına veya birlikte, baĢka herhangi bir Ģirket ve Ģirketler veya gerçek kiĢi ve
kiĢiler tarafından kontrol edilen, piyasada faaliyet gösteren tüzel kiĢiyi ve bu Ģirketlerin
ve/veya piyasada faaliyet gösteren tüzel kiĢilerin birinin diğeriyle veya birbirleriyle olan
doğrudan veya dolaylı iliĢkisini,
p) Kojenerasyon: Isı ve elektrik ve/veya mekanik enerjinin aynı tesiste eĢ zamanlı
olarak üretimini,
r) Kontrol: Bir tüzel kiĢi üzerinde ayrı ayrı ya da birlikte, fiilen ya da hukuken
belirleyici etki uygulama olanağını sağlayan hakları, sözleĢmeler veya baĢka araçlarla ve
özellikle bir tüzel kiĢinin malvarlığının tamamı veya bir kısmı üzerinde mülkiyet veya
iĢletilmeye müsait bir kullanma hakkıyla veya bir tüzel kiĢinin organlarının oluĢumunda veya
kararları üzerinde belirleyici etki sağlayan hakları veya sözleĢmelerle meydana getirilen
hakları,
s) Kurul: Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunu,
Ģ) Kurum: Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunu,
t) Lisans: Tüzel kiĢilere piyasada faaliyet gösterebilmeleri için bu Kanun uyarınca
verilen izni,
u) Merkezî uzlaĢtırma kuruluĢu: Piyasa katılımcıları arasındaki ilgili yönetmelikle
belirlenecek olan mali iĢlemleri yürütmek üzere kullanılan, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı
Sermaye Piyasası Kanununa göre merkezî takas kuruluĢu olarak kurulan kuruluĢu,
ü) Mevcut sözleĢmeler: 20/2/2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun
yürürlüğe girdiği tarihten önce, 4/12/1984 tarihli ve 3096 sayılı Türkiye Elektrik Kurumu
DıĢındaki KuruluĢların Elektrik Üretimi, Ġletimi, Dağıtımı ve Ticareti ile Görevlendirilmesi
Hakkında Kanun, 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-ĠĢletDevret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun, 16/7/1997 tarihli ve 4283 sayılı
Yap-ĠĢlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve ĠĢletilmesi ile Enerji
SatıĢının Düzenlenmesi Hakkında Kanun, 21/1/2000 tarihli ve 4501 sayılı Kamu Hizmetleri
ile Ġlgili Ġmtiyaz ġartlaĢma ve SözleĢmelerinden Doğan UyuĢmazlıklarda Tahkim Yoluna
BaĢvurulması Halinde Uyulması Gereken Ġlkelere Dair Kanun hükümleri ve ilgili
yönetmeliklere göre imzalanan sözleĢmeleri, imtiyaz sözleĢmelerini ve uygulama
sözleĢmelerini,
v) Mikrokojenerasyon tesisi: Elektrik enerjisine dayalı kurulu gücü 100 kilovat ve
altında olan kojenerasyon tesisini,
y) Organize toptan elektrik piyasaları: Elektrik enerjisi, kapasitesi veya perakende alıĢ
satıĢının gerçekleĢtirildiği ve piyasa iĢletim lisansına sahip merkezî bir aracı tüzel kiĢilik
tarafından organize edilip iĢletilen gün öncesi piyasası, gün içi piyasası ile sermaye piyasası
aracı niteliğindeki standardize edilmiĢ elektrik sözleĢmelerinin ve dayanağı elektrik enerjisi
ve/veya kapasitesi olan türev ürünlerin iĢlem gördüğü ve Borsa Ġstanbul Anonim ġirketi
tarafından iĢletilen piyasaları ve Türkiye Elektrik Ġletim Anonim ġirketi tarafından organize
edilip iĢletilen dengeleme güç piyasası ve yan hizmetler piyasası gibi elektrik piyasalarını,
z) Önlisans: Üretim faaliyetinde bulunmak isteyen tüzel kiĢilere, üretim tesisi
yatırımlarına baĢlamaları için gerekli onay, izin, ruhsat ve benzerlerinin alınabilmesi için
belirli süreli verilen izni,
aa) Perakende satıĢ: Elektriğin tüketicilere satıĢını,
bb) Piyasa: Üretim, iletim, dağıtım, piyasa iĢletimi, toptan satıĢ, perakende satıĢ, ithalat
ve ihracat faaliyetleri ile bu faaliyetlere iliĢkin iĢ ve iĢlemlerden oluĢan elektrik enerjisi
piyasasını,
cc) Serbest tüketici: Kurul tarafından belirlenen elektrik enerjisi miktarından daha fazla
tüketimi bulunduğu veya iletim sistemine doğrudan bağlı olduğu veya organize sanayi bölgesi
tüzel kiĢiliğini haiz olduğu için tedarikçisini seçme hakkına sahip gerçek veya tüzel kiĢiyi,
çç) Sistem kontrol anlaĢması: Türkiye Elektrik Ġletim Anonim ġirketi veya dağıtım
Ģirketi ile özel direkt hattın mülkiyet sahibi veya iĢletmecisi olan özel hukuk hükümlerine tabi
tüzel kiĢi arasında, iletim ve dağıtım sistemlerinin kararlılığının ve iĢletme bütünlüğünün
korunmasını sağlayan hükümleri içeren ve özel hukuk hükümlerine göre yapılan anlaĢmaları,
dd) Sistem kullanım anlaĢması: Bir üretim Ģirketi, tedarik lisansı sahibi Ģirket veya
tüketicinin iletim sistemini ya da dağıtım sistemini kullanımına iliĢkin genel hükümleri ve
ilgili kullanıcıya özgü koĢul ve hükümleri içeren anlaĢmayı,
ee) Son kaynak tedariği: Serbest tüketici niteliğini haiz olduğu hâlde elektrik enerjisini,
son kaynak tedarikçisi olarak yetkilendirilen tedarik lisansı sahibi Ģirket dıĢında bir
tedarikçiden temin etmeyen tüketicilere elektrik enerjisi tedariğini,
ff) Tarife: Elektrik enerjisinin ve/veya kapasitenin iletimi, dağıtımı ve satıĢı ile bunlara
dair hizmetlere iliĢkin fiyat, hüküm ve Ģartları içeren düzenlemeleri,
gg) Tedarik: Elektrik enerjisinin ve/veya kapasitenin toptan veya perakende satıĢını,
ğğ) Tedarikçi: Elektrik enerjisi ve/veya kapasite sağlayan üretim Ģirketleri ile tedarik
lisansına sahip Ģirketi,
hh) Tedarik Ģirketi: Elektrik enerjisinin ve/veya kapasitenin toptan ve/veya perakende
satılması, ithalatı, ihracatı ve ticareti faaliyetleri ile iĢtigal edebilen tüzel kiĢiyi,
ıı) TEDAġ: Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim ġirketini,
ii) TEĠAġ: Türkiye Elektrik Ġletim Anonim ġirketini,
jj) Tesis: Elektrik enerjisi üretimi, iletimi veya dağıtımı faaliyeti yürütülen veya
yürütülmeye hazır tesis, Ģebeke veya teçhizatı,
kk) TETAġ: Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt Anonim ġirketini,
ll) Toptan satıĢ: Elektrik enerjisinin ve/veya kapasitesinin tekrar satıĢı için satıĢını,
mm) Tüketici: Elektriği kendi kullanımı için alan kiĢiyi,
nn) Türev piyasalar: Ġleri bir tarihte teslimatı veya nakit uzlaĢması yapılmak üzere
elektrik enerjisinin ve/veya kapasitesinin, bugünden alım satımının yapıldığı piyasaları,
oo) Uluslararası enterkonneksiyon: Ulusal elektrik sisteminin diğer ülkelere ait elektrik
sistemi ile senkron paralel, asenkron paralel, ünite yönlendirmesi veya izole bölge
yöntemlerinden birinin kullanılmasıyla iĢletilmesini esas alan enterkonneksiyonu,
öö) Üretim: Enerji kaynaklarının, elektrik üretim tesislerinde elektrik enerjisine
dönüĢtürülmesini,
pp) Üretim Ģirketi: Sahip olduğu, kiraladığı, finansal kiralama yoluyla edindiği veya
iĢletme hakkını devraldığı üretim tesisi ya da tesislerinde elektrik enerjisi üretimi ve ürettiği
elektriğin satıĢıyla iĢtigal eden özel hukuk hükümlerine tabi tüzel kiĢiyi,
rr) Üretim tesisi: Elektrik enerjisinin üretildiği tesisleri,
ss) Yan hizmetler: Ġletim sistemine veya dağıtım sistemine bağlı ilgili tüzel kiĢilerce
sağlanan, iletim veya dağıtım sisteminin güvenilir Ģekilde iĢletimini ve elektriğin gerekli
kalite koĢullarında hizmete sunulmasını sağlamak üzere ilgili yönetmelikte ayrıntılı olarak
tanımlanan hizmetleri,
ifade eder.
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
Elektrik Piyasası Faaliyetleri ve Lisanslar
Elektrik piyasası faaliyetleri
MADDE 4 – (1) Piyasada, bu Kanun hükümleri uyarınca lisans almak koĢuluyla
yürütülebilecek faaliyetler Ģunlardır:
a) Üretim faaliyeti
b) Ġletim faaliyeti
c) Dağıtım faaliyeti
ç) Toptan satıĢ faaliyeti
d) Perakende satıĢ faaliyeti
e) Piyasa iĢletim faaliyeti
f) Ġthalat faaliyeti
g) Ġhracat faaliyeti
(2) Piyasada faaliyet gösterecek tüzel kiĢilerin faaliyetlerinde uymaları gereken usul ve
esaslar yönetmelikle düzenlenir.
(3) Piyasada faaliyet gösterecek özel hukuk hükümlerine tabi tüzel kiĢilerin, ilgili
mevzuat hükümlerine göre anonim Ģirket veya limited Ģirket olarak kurulması ve anonim
Ģirketlerin sermaye piyasası mevzuatına göre borsada iĢlem görenler dıĢındaki paylarının
nama yazılı olması Ģarttır. Bu Ģirketlerin ana sözleĢmelerinde bulunması gereken hususlar
yönetmelikle düzenlenir.
Lisans esasları
MADDE 5 – (1) Lisans, bu Kanun hükümleri uyarınca üzerinde kayıtlı piyasa
faaliyetlerinin yapılabilmesi için tüzel kiĢilere verilen izin belgesidir. 11 inci maddenin
onuncu fıkrasında belirtilen piyasalara iliĢkin hükümler saklı kalmak üzere, lisanslara iliĢkin
olarak aĢağıdaki hususlar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir:
a) BaĢvuru ve değerlendirme usul ve esasları ile lisansların verilmesi, tadili, sona
erdirilmesi, iptali, süreleri, süre uzatımı, yenilenmesi ve lisans kapsamındaki hak ve
yükümlülüklerin belirli bir süre askıya alınmasına iliĢkin usul ve esaslar
b) Faaliyetin türü ve iĢin niteliğine göre belirlenecek lisans bedelleri
c) Lisans sahibi tüzel kiĢilerin lisansları kapsamında sahip oldukları hakları,
yükümlülükleri, görevleri, sermaye yeterlilikleri, istihdam edilmesi gereken nitelikli personele
iliĢkin hükümler ile tarifesi düzenlemeye tabi lisans sahiplerinin haklarının temlikine iliĢkin
usul ve esaslar
(2) Bu Kanun kapsamında verilecek lisansların tabi olacağı ve lisans sahiplerinin
uymakla yükümlü olduğu esaslar Ģunlardır:
a) Bu Kanundaki istisnalar hariç piyasa faaliyetleri ile iĢtigal edecek tüzel kiĢiler,
faaliyetlerine baĢlamadan önce, her faaliyet için ve söz konusu faaliyetlerin birden fazla
tesiste yürütülecek olması hâlinde, her tesis için ayrı lisans almak zorundadır.
b) Tarifesi düzenlemeye tabi faaliyet gösteren tüzel kiĢiler, tarifesi düzenlemeye tabi her
faaliyet ve bu faaliyetin lisansı kapsamında sınırlandığı her bölge için ayrı hesap ve kayıt
tutmakla yükümlüdür.
c) Lisanslar, en çok kırk dokuz yıl için verilir. Üretim, iletim ve dağıtım lisansları için
geçerli olan asgari süre on yıldır.
ç) Tüzel kiĢiler, Kurul tarafından belirlenen lisans alma, lisans yenileme, lisans tadili,
lisans sureti çıkartma ve yıllık lisans bedellerini Kuruma ödemek zorundadır.
d) Lisans sahibi tüzel kiĢiler; tesislerini, yasal defter ve kayıtlarını Kurum denetimine
hazır bulundurmak, Kurum tarafından talep edildiğinde denetime açmak ve Kurumun
faaliyetlerini yerine getirebilmesi için ihtiyaç duyacağı her türlü bilgi ve belgeyi zamanında,
tam ve doğru olarak Kuruma vermek zorundadır.
e) Tüzel kiĢiler lisans almanın yanı sıra faaliyet alanlarına göre mevzuatın gereklerini
yerine getirmekle yükümlüdür.
f) Birden çok yapı veya müĢtemilatının yüzeylerinde tesis edilen aynı tür yenilenebilir
enerji kaynağına dayalı üretim tesisleri sisteme aynı noktadan bağlanmak kaydıyla tek üretim
lisansı kapsamında değerlendirilebilir. Uygulamaya iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından
belirlenir.
(3) Piyasada faaliyet gösteren tüzel kiĢilerin aĢağıda belirtilen iĢlemleri Kurul iznine
tabidir. Kurul izni alınmasına dair usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle
düzenlenir.
a) Halka açık Ģirketlerde yüzde beĢ, diğerlerinde yüzde on ve üzerindeki sermaye payı
değiĢiklikleri
b) Kontrol değiĢikliği sonucunu doğuracak her türlü iĢlem
c) Tesislerin mülkiyetinin veya kullanım hakkının değiĢmesi sonucunu doğuran iĢ ve
iĢlemler
(4) Tarifesi düzenlemeye tabi lisans sahibi tüzel kiĢiler için aĢağıda belirtilen hususlara
iliĢkin hükümler Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikte yer alır:
a) Lisans kapsamında hizmet verilecek gerçek ve tüzel kiĢiler ile yürütülecek faaliyet
türlerini belirleyen hükümler
b) Bir dağıtım ya da iletim lisansı sahibinin, gerçek ve tüzel kiĢilere, eĢitler arasında
ayrım gözetmeksizin sisteme eriĢim ve sistemi kullanım imkânını sağlayacağına dair
hükümler
c) Bu Kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmeye, piyasa ihtiyaçlarını
dikkate alarak son kaynak tedariği kapsamında ve/veya serbest olmayan tüketicilere yapılan
elektrik satıĢında uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etmeye ve bu fiyatlarda
enflasyon dâhil ihtiyaç duyulacak diğer ayarlamalara iliĢkin formülleri uygulamaya dair
yöntemler ve bunların denetlenmesine dair hükümler
ç) Lisans sahibinin Kuruma tam ve doğru bilgi vermesini ve tüketicilere yapılan satıĢlar
açısından, elektrik enerjisi veya kapasite alımlarını basiretli bir tacir olarak yapmasını
sağlayacak hükümler
d) Hizmet maliyetlerinin yansıtılmasına dair kurallar ile teknik ve teknik olmayan
kayıpları asgariye indirecek önlemlerin uygulanmasına dair esasları içeren hükümler
e) Lisans sahibinin Kurum tarafından verilen tüm talimatlara uyma yükümlülüğüne
iliĢkin hükümler
f) Lisans kapsamında, Kuruldan izin alınmaksızın yapılabilecek faaliyetlere iliĢkin
hükümler
g) Hizmetin teknik gereklere göre yapılmasını sağlayacak hükümler
(5) Lisans baĢvurusu reddedilen tüzel kiĢilere ret gerekçesi tam ve açık biçimde
bildirilir.
(6) Lisans, süresinin bitiminde kendiliğinden, lisans sahibi tüzel kiĢinin iflasının
kesinleĢmesi, lisans sahibinin talebi veya lisans verilmesine esas Ģartların kaybedilmesi
hâllerinde ise Kurul kararıyla sona erer.
(7) Üretim lisansı baĢvurusunda bulunan tüzel kiĢiden, önlisans yükümlülüklerinin
yerine getirilmesini müteakiben üretim tesisinin lisansında belirlenen inĢaat süresi içerisinde
kurulmaması hâlinde irat kaydedilmek üzere, kurulmak istenen üretim tesisinin niteliğine ve
büyüklüğüne göre yatırım tutarının yüzde onunu geçmemek üzere teminat mektubu alınır.
Mücbir sebep hâlleri ile lisans sahibinden kaynaklanmayan haklı sebepler dıĢında üretim
tesisinin lisansında belirlenen inĢaat süresi içerisinde kurulmaması veya kalan süre içerisinde
kurulamayacağının tespit edilmesi hâllerinde lisans iptal edilir ve teminat mektubu irat
kaydedilir. Teminatın alınması, niteliği ve süre uzatımı verilmesine iliĢkin usul ve esaslar
yönetmelikle düzenlenir.
(8) Lisansı iptal edilen tüzel kiĢi, bu tüzel kiĢilikte yüzde on veya daha fazla paya sahip
ortaklar ile lisans iptal tarihinden önceki bir yıl içerisinde görevden ayrılmıĢ olanlar dâhil,
yönetim kurulu baĢkan ve üyeleri, lisans iptalini takip eden üç yıl süreyle lisans alamaz, lisans
baĢvurusunda bulunamaz, lisans baĢvurusu yapan tüzel kiĢiliklerde doğrudan veya dolaylı pay
sahibi olamaz, yönetim kurullarında görev alamaz.
(9) Dağıtım lisansı, baĢvuru sahibinin bu Kanun uyarınca öngörülen yükümlülükleri
yerine getirmesi ve ilgili dağıtım sisteminin iĢletme hakkını tevsiki hâlinde verilebilir.
(10) Lisans sahibi tüzel kiĢilerden talep edilen bildirim, rapor ve diğer evrak,
yönetmeliklerde düzenlenen usul ve esaslara uygun olarak Kuruma sunulur.
(11) Kurum, tüketicilerin korunması ve piyasa faaliyetlerinin aksamaması için
lisansların sona erdirilmesi veya iptali durumlarında gerekli tedbirleri alır.
Önlisans esasları
MADDE 6 – (1) Üretim lisansı baĢvurusunda bulunan tüzel kiĢiye öncelikle, üretim
tesisi yatırımına baĢlaması için mevzuattan kaynaklanan izin, onay, ruhsat ve benzeri belgeleri
edinebilmesi ve üretim tesisinin kurulacağı sahanın mülkiyet veya kullanım hakkını elde
edebilmesi için Kurum tarafından belirli süreli önlisans verilir. Önlisansa iliĢkin aĢağıda
belirtilen hususlar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir:
a) BaĢvuru, değerlendirme ve teminat mektubu usul ve esasları ile önlisansın verilmesi,
tadili, sona ermesi, iptali, süresi ve süre uzatımı hâllerinde uygulanacak usul ve esaslar
b) Önlisansın iptali ve sona ermesinin hüküm ve sonuçları
c) Önlisans sahibi tüzel kiĢilerin önlisans kapsamında sahip oldukları haklarına,
yükümlülüklerine, sermaye yeterliliklerine iliĢkin usul ve esaslar
(2) Önlisans süresinde; gerekli izin, onay, ruhsat veya benzeri belgeleri alamayan,
üretim tesisinin kurulacağı sahanın mülkiyet veya kullanım hakkını elde ettiğini tevsik
edemeyen, Kurum tarafından belirlenen yükümlülükleri yerine getirmeyen tüzel kiĢiye lisans
verilmez.
(3) Lisans alınıncaya kadar veraset ve iflas nedenleri dıĢında önlisans sahibi tüzel
kiĢinin ortaklık yapısının doğrudan veya dolaylı olarak değiĢmesi, hisselerinin devri veya
hisselerin devri sonucunu doğuracak iĢ ve iĢlemlerin yapılması veya Kurum tarafından
belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda önlisans iptal edilir.
(4) Bu Kanun kapsamında Kurul tarafından verilecek önlisansların tabi olacağı ve
önlisans sahiplerinin uymakla yükümlü olduğu esaslar Ģunlardır:
a) Bu Kanundaki istisnalar hariç üretim faaliyetiyle iĢtigal edecek tüzel kiĢi, faaliyeti
birden fazla tesiste yürütecek olması hâlinde, her tesis için ayrı önlisans almak zorundadır.
b) Tüzel kiĢiler, Kurul tarafından belirlenen önlisans alma, tadili, suret çıkartma ve
diğer bedelleri Kuruma ödemek zorundadır.
c) Önlisans sahibi tüzel kiĢi, Kurumun faaliyetlerini yerine getirebilmesi için ihtiyaç
duyacağı her türlü bilgi ve belgeyi istenilen zamanda Kuruma vermek zorundadır.
(5) Önlisansın süresi mücbir sebep hâlleri hariç yirmi dört ayı geçemez. Kurul, kaynak
türüne ve kurulu güce bağlı olarak bu süreyi yarısı oranında uzatabilir.
(6) Önlisansın, önlisans sahibi tüzel kiĢiden kaynaklanmayan bir nedenle iptal edilmesi
veya sona ermesi hâlinde ilgilisinin teminatı iade edilir.
(7) Önlisans, süresi uzatılmadığı takdirde süresinin bitiminde, önlisans sahibi tüzel
kiĢinin talebi veya iflası hâlinde kendiliğinden sona erer.
(8) Önlisans için baĢvuran tüzel kiĢiden, önlisans süresinde yerine getirmesi gereken
yükümlülükleri ikmal etmemesi hâlinde irat kaydedilmek üzere, kurulmak istenen üretim
tesisinin niteliği ve büyüklüğüne göre yönetmelikle belirlenecek miktarda teminat mektubu
alınır.
(9) Lisans baĢvurusuna konu üretim tesisinin tesis edileceği yerde faaliyet göstermek
üzere petrol veya doğal gaz piyasası faaliyetleri için ayrıca lisans baĢvurusunun yapılması
durumunda öncelik verilecek lisans baĢvurusuna Bakanlık görüĢü alınarak Kurul tarafından
karar verilir.
Üretim faaliyeti
MADDE 7 – (1) Üretim faaliyeti, lisansları kapsamında kamu ve özel sektör üretim
Ģirketleri ile organize sanayi bölgesi tüzel kiĢiliği tarafından yürütülebilir.
(2) Üretim Ģirketi, lisansı kapsamında aĢağıda belirtilen faaliyetleri yapabilir:
a) Tedarik Ģirketlerine, serbest tüketicilere ve özel direkt hat tesis ettiği kiĢilere elektrik
enerjisi veya kapasitesi satıĢı
b) Elektrik enerjisi veya kapasite ticareti
c) Tedarik etmekle yükümlendiği elektrik enerjisi veya kapasitesini teminen, bir takvim
yılı için lisansına dercedilen yıllık elektrik enerjisi üretim miktarının, Kurul tarafından
belirlenen oranını aĢmamak kaydıyla elektrik enerjisi veya kapasitesi alımı
(3) Üretim lisansı sahibi tüzel kiĢilerin tesislerinde ürettiği enerjiyi iletim veya dağıtım
sistemine çıkmadan kullanması kaydıyla sahip olduğu, kiraladığı, finansal kiralama yoluyla
edindiği veya iĢletme hakkını devraldığı tüketim tesislerinin ihtiyacını karĢılamak için
gerçekleĢtirdiği üretim, nihai tüketiciye satıĢ olarak değerlendirilmez. Söz konusu tüketim
tesislerinde tüketilmek üzere yapılan elektrik enerjisi alımı, ikinci fıkranın (c) bendinde
belirtilen oran hesabında dikkate alınmaz.
(4) Rüzgâr veya güneĢ enerjisine dayalı elektrik üretim tesisi kurulması için yapılan
önlisans baĢvurularının değerlendirilmesi aĢağıda belirtilen esaslara göre yapılır:
a) Üretim tesisinin kurulacağı sahanın maliki tarafından baĢvuru yapılması durumunda,
aynı saha için yapılan diğer baĢvurular dikkate alınmaz.
b) BaĢvurularda, tesisin kurulacağı saha üzerinde son üç yıl içinde elde edilmiĢ en az bir
yıl süreli standardına uygun rüzgâr veya güneĢ ölçümü bulunması zorunludur. Bu konuya
iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
c) TEĠAġ veya ilgili dağıtım Ģirketi tarafından, kullanılacak teknolojilerin Ģebeke
bakımından etkileri de dikkate alınarak uygun bağlantı görüĢü verilen baĢvurular
değerlendirmeye alınır.
ç) Değerlendirmede aynı bağlantı noktasına ve/veya aynı bağlantı bölgesine bağlanmak
için birden fazla baĢvurunun bulunması hâlinde baĢvurular arasından ilan edilen kapasite
kadar sisteme bağlanacak olanları belirlemek için TEĠAġ tarafından, iĢletmeye girdikten sonra
en fazla üç yıl içerisinde ödenmek üzere birim megavat baĢına en yüksek toplam katkı payını
ödemeyi teklif ve taahhüt edenlerin seçilmesi esasına dayanan yarıĢma yapılır. YarıĢmaya ve
yarıĢma sonunda belirlenen katkı payının ödenmesine iliĢkin usul ve esaslar TEĠAġ tarafından
teklif edilen ve Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. Rüzgâr ve güneĢ enerjisi
lisans baĢvurularının teknik değerlendirmesine iliĢkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından
çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
(5) Herhangi bir gerçek veya özel sektör tüzel kiĢisinin kontrol ettiği üretim Ģirketleri
aracılığıyla üretebileceği toplam elektrik enerjisi üretim miktarı, bir önceki yıla ait
yayımlanmıĢ Türkiye toplam elektrik enerjisi üretim miktarının yüzde yirmisini geçemez.
(6) Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı olarak elektrik enerjisi üretimi yapan tüzel
kiĢiler, ürettikleri elektrik enerjisinin kaynağının yenilenebilir kaynak olduğuna dair
Bakanlıktan Yenilenebilir Kaynaktan Elektrik Üretim Belgesi alabilir. Söz konusu belgenin
verilmesine iliĢkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
(7) Rüzgâr enerjisine dayalı üretim tesisi kurmak amacıyla alınan lisanslar
kapsamındaki tesisler için, TEĠAġ ve ilgili dağıtım Ģirketinden alınan tadil kapsamındaki
bağlantı görüĢünün olumlu olması hâlinde, Kuruma yapılan ilk lisans baĢvurusundaki sahada
baĢka lisans baĢvurusu olmaması ve kapasite artıĢı sonunda oluĢacak yeni güç için mevcut
iletim/dağıtım hattı ile mevcut bağlantı noktası ve gerilim seviyesinin kullanılması
koĢullarıyla kapasite artıĢı, modernizasyon, yenileme yatırımları ve tadilatlara izin verilir.
Ġletim faaliyeti
MADDE 8 – (1) Elektrik enerjisi iletim faaliyeti, lisansı kapsamında münhasıran
TEĠAġ tarafından yürütülür. TEĠAġ, bu Kanunla belirlenen faaliyetler dıĢında bir faaliyetle
iĢtigal edemez. Ġletim faaliyetiyle birlikte yürütülmesi verimlilik artıĢı sağlayacak nitelikteki
piyasa dıĢı bir faaliyetin yürütülmesi Kurumun iznine tabidir. Ġletim sistemi teknik ve teknik
olmayan kayıplarını karĢılamak amacıyla ve yan hizmetler piyasası kapsamında elektrik
enerjisi veya kapasitesi satın alınması veya kiralanması ile iletim sistemi teknik ve teknik
olmayan kayıplarını karĢılamak için sözleĢmeye bağlanan enerjinin, gerçekleĢmeler nedeniyle
fazlasının satıĢı bu hükmün istisnasıdır.
(2) TEĠAġ‘ın görev ve yükümlülükleri Ģunlardır:
a) Kurulması öngörülen yeni iletim tesisleri için iletim yatırım planı yapmak, yeni iletim
tesislerini kurmak ve iletim sistemini elektrik enerjisi üretimi ve tedarikinde rekabet ortamına
uygun Ģekilde iĢletmek ve gerektiğinde iletim sisteminde ikame ve kapasite artırımı yatırımı
yapmak.
b) Bu Kanun kapsamında yürüttüğü faaliyetlere iliĢkin tarife tekliflerini Kurumun
belirlediği ilke ve standartlar çerçevesinde hazırlamak ve Kurumun onayına sunmak.
c) ġebeke, dengeleme ve uzlaĢtırma ve yan hizmetler hakkındaki yönetmeliklerin
uygulanmasını gözetmek, bu amaçla gerekli incelemeleri yapmak, sonuçları hakkında
Kuruma rapor sunmak ve gerekli tedbirlerin alınmasını talep etmek.
ç) Yük dağıtımı ve frekans kontrolünü gerçekleĢtirmek, piyasa iĢletim lisansı
kapsamında yan hizmetler piyasasını ve dengeleme güç piyasasını iĢletmek, gerçek zamanlı
sistem güvenilirliğini izlemek, sistem güvenilirliğini ve elektrik enerjisinin öngörülen kalite
koĢullarında sunulmasını sağlamak üzere gerekli yan hizmetleri belirlemek ve bu hizmetleri
ilgili yönetmelik hükümleri doğrultusunda sağlamak.
d) Ġletim sisteminde ikame ve kapasite artırımı yapmak.
e) Bakanlığın kararı doğrultusunda uluslararası enterkonneksiyon çalıĢmalarını yapmak,
iletim sistemine bağlı veya bağlanacak olan serbest tüketiciler dâhil tüm sistem kullanıcılarına
Ģebeke iĢleyiĢine iliĢkin mevzuat hükümleri doğrultusunda eĢit taraflar arasında ayrım
gözetmeksizin iletim ve bağlantı hizmeti sunmak.
(3) TEĠAġ‘ın mülkiyet ve iĢletme sınırı, iletim sistemine yapılan bağlantı noktasında
baĢlar. Üretim veya tüketim tesisinin iletim sistemine bağlantısının, bir baĢka üretim veya
tüketim tesisine ait Ģalt sahası üzerinden yapılması hâlinde bağlantı yapılan fiderin kullanım
hakkı, iĢletme ve bakımı TEĠAġ‘a aittir. Ancak, TEĠAġ bu tür teçhizatların iĢletme ve
bakımını ilgili üretim veya tüketim sahibi kiĢilere bedeli karĢılığında gördürebilir.
(4) TEĠAġ, Bakanlığın uygun görüĢü alınarak uluslararası enterkonneksiyon hatlarının
ulusal sınırlar dıĢında kalan kısmının tesisi ve iĢletilmesini yapabilir ve/veya bu amaçla
uluslararası Ģirket kurabilir ve/veya kurulmuĢ uluslararası Ģirketlere ortak olabilir ve bölgesel
piyasaların iĢletilmesine iliĢkin organizasyonlara katılabilir.
(5) Üretim ve tüketim tesislerinin sisteme bağlantısı için yeni iletim tesisi ve bu tesisin
sisteme bağlanabilmesi için yeni iletim hatlarının yapılmasının gerekli olduğu hâllerde; bu
tesislerin yapımı için TEĠAġ‘ın yeterli finansmanının olmaması veya zamanında yatırım
planlaması yapılamaması durumlarında, söz konusu yatırımlar, bu tesise bağlantı talebinde
bulunan tüzel kiĢi veya kiĢilerce müĢtereken yapılabilir veya finanse edilebilir. Yapılan
yatırımın tutarı ilgili tüzel kiĢi veya kiĢiler ile TEĠAġ arasında yapılacak bir tesis sözleĢmesi
ile bağlantı ve sistem kullanım anlaĢmaları çerçevesinde geri ödenir. Geri ödeme süresi üretim
ve tüketim tesisleri için en fazla on yıldır. Bu konuya iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından
çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
(6) TEĠAġ elektrik sistemi iĢletimine yönelik Kurulca düzenlenen usul ve esaslara
uygun olarak bilgileri toplar, raporlar ve 10/11/2005 tarihli ve 5429 sayılı Türkiye Ġstatistik
Kanunu hükümleri çerçevesinde yayımlar.
(7) TEĠAġ iletim sisteminin iĢletilmesi için ihtiyaç duyulan telsiz sistemi de dâhil her
türlü iletiĢim ve bilgi sistemleri altyapısını kurar ve iĢletir. Fiber optik kablo altyapısının bir
kısmını, kendi faaliyetlerini aksatmayacak Ģekilde ilgili mevzuat çerçevesinde Kurum
görüĢleri doğrultusunda üçüncü kiĢilere kullandırabilir.
(8) Ġletim Ģebekesi dıĢında, ulusal iletim sistemi için geçerli standartlara uygun olan ve
üretim faaliyeti gösteren tüzel kiĢinin lisansı kapsamındaki üretim tesisi ile müĢterileri
ve/veya iĢtirakleri ve/veya serbest tüketiciler arasında özel direkt hat tesisi, TEĠAġ ile üretim
faaliyeti gösteren tüzel kiĢi arasında yapılacak sistem kontrol anlaĢması ile mümkündür.
Dağıtım faaliyeti
MADDE 9 – (1) Dağıtım faaliyeti, lisansı kapsamında, dağıtım Ģirketi tarafından
lisansında belirlenen bölgede yürütülür. Dağıtım Ģirketi, lisansında belirlenen bölgede
sayaçların okunması, bakımı ve iĢletilmesi hizmetlerinin yerine getirilmesinden sorumludur.
Piyasa faaliyeti gösteren tüzel kiĢiler bir dağıtım Ģirketine ve dağıtım Ģirketi piyasa faaliyeti
gösteren tüzel kiĢilere doğrudan ortak olamaz. Dağıtım Ģirketi, dağıtım faaliyeti dıĢında bir
faaliyetle iĢtigal edemez. Dağıtım faaliyetiyle birlikte yürütülmesi verimlilik artıĢı sağlayacak
nitelikteki piyasa dıĢı bir faaliyetin yürütülmesine iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından
çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. Genel aydınlatma, dağıtım sistemi teknik ve teknik
olmayan kayıplarını karĢılamak amacıyla kullanılmak üzere elektrik enerjisi satın alınması ile
sistem teknik ve teknik olmayan kayıplarını karĢılamak için sözleĢmeye bağlanan enerjinin
gerçekleĢmeler nedeniyle fazlasının satıĢı bu hükmün istisnasıdır.
(2) Dağıtım Ģirketi, lisansında belirtilen bölgedeki dağıtım sistemini elektrik enerjisi
üretimi ve satıĢında rekabet ortamına uygun Ģekilde iĢletmek, bu tesisleri yenilemek, kapasite
ikame ve artırım yatırımlarını yapmak, dağıtım sistemine bağlı ve/veya bağlanacak olan tüm
dağıtım sistemi kullanıcılarına ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda eĢit taraflar arasında
ayrım gözetmeksizin hizmet sunmakla yükümlüdür.
(3) Dağıtım Ģirketi, ilgili yönetmelik hükümleri doğrultusunda yan hizmetleri
sağlamakla yükümlüdür.
(4) Dağıtım lisansında belirlenen bölgelerde talep tahminlerinin hazırlanması ve
TEĠAġ‘a bildirilmesi görevi dağıtım Ģirketine aittir. Kurul bu talep tahminlerini onaylar ve
tahminler TEĠAġ tarafından yayımlanır.
(5) Kurul tarafından onaylanan talep tahminleri doğrultusunda yatırım planlarının
hazırlanması ve Kurul onayına sunulması, onaylanan yatırım planı uyarınca yatırım
programına alınan dağıtım tesislerinin projelerinin hazırlanması ile gerekli iyileĢtirme ve
kapasite artırımı yatırımlarının yapılması ve/veya yeni dağıtım tesislerinin inĢa edilmesi
görevi ilgili dağıtım sistemini iĢleten dağıtım Ģirketine aittir.
(6) 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı ÖzelleĢtirme Uygulamaları Hakkında Kanun
hükümleri çerçevesinde yapılan özelleĢtirme sonrası elektrik dağıtım tesislerinin
iyileĢtirilmesi, güçlendirilmesi ve geniĢletilmesi için yapılan yatırımların mülkiyeti kamuya
aittir. ÖzelleĢtirilen elektrik dağıtım tesis ve varlıklarına iliĢkin her türlü iĢletme ile yatırım
planlaması ve uygulamasında onay ve değiĢiklik yetkisi Kurula aittir. Dağıtım hizmetinin bu
Kanunda öngörülen nitelikte verilmesini sağlayacak yatırımların yapılması esastır. Kurum
dağıtım faaliyetlerini yönlendirir, izler ve denetler. Kurul tarafından onaylanmıĢ yatırımlar,
belirlenen sürede ve nitelikte gerçekleĢtirilmediği takdirde 16 ncı madde hükümleri uygulanır.
(7) Dağıtım sistemi kullanıcılarının elektrik enerjisi ölçümlerine iliĢkin tesis edilen
sayaçların mülkiyeti dağıtım Ģirketine aittir. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla
mevcut kullanıcıların mülkiyetinde olan sayaçlar, iĢletme ve bakım hizmetleri karĢılığı
kullanıcılardan iz bedelle devralınır. Uygulamaya iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından
çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
(8) Üretim veya tüketim tesisinin dağıtım sistemine bağlantısının; bir baĢka üretim veya
tüketim tesisine ait Ģalt sahası üzerinden veya bir dağıtım hattına girdi-çıktı Ģeklinde
yapılması hâlinde, müĢtereken kullanılan veya girdi-çıktı yapılan Ģalt sahası veya iki ayrı
dağıtım tesisine iki ayrı hat ile bağlanan üretim veya tüketim tesisine ait Ģalt sahası dağıtım
sisteminin bir parçasıdır. Ancak, bu fıkra kapsamındaki dağıtım tesislerinin iĢletme ve bakımı,
ilgili üretim veya tüketim tesisi sahibi kiĢilere gördürülebilir. Uygulamaya iliĢkin usul ve
esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
(9) Dağıtım gerilim seviyesinden bağlı tüketicilerin sayaçlarının kurulumu, iĢletilmesi
ve bakımı ile mevcut sayaçların bir program dâhilinde mülkiyetinin devralınması dağıtım
Ģirketi tarafından yapılır. Uygulamaya iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan
yönetmelikle düzenlenir.
(10) Dağıtım Ģebekesi dıĢında, dağıtım sistemi için geçerli standartlara uygun olan ve
üretim faaliyeti gösteren tüzel kiĢinin lisansı kapsamındaki üretim tesisi ile müĢterileri veya
iĢtirakleri veya serbest tüketiciler arasında, direkt hat tesis edecek tarafların mülkiyetindeki
saha üzerinde özel direkt hat tesisi, dağıtım Ģirketi ile üretim Ģirketi arasında yapılacak sistem
kontrol anlaĢması ile mümkündür. Özel direkt hat tesis edilmesi, serbest tüketicilerin
tedarikçilerini seçebilmelerine engel teĢkil etmez. Bu fıkrada bahsedilen üretim tesisinin
iletim sistemine bağlı olması durumunda, sistem kontrol anlaĢması yapılmasına iliĢkin usul ve
esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
(11) Dağıtım Ģirketi, dağıtım bölgesinde, genel aydınlatmadan ve bunlara ait gerekli
ölçüm sistemlerinin tesis edilmesi ve iĢletilmesinden sorumludur.
(12) Dağıtım Ģirketi, dağıtım faaliyetlerinde kullanılmak üzere, sorumlu olduğu dağıtım
bölgesinde, Kurulca onaylanan yatırım planında ayrıca belirtilmesi ve TEĠAġ‘ın uygun
görüĢünün alınması kaydıyla 154 kV gerilim seviyesinde tesis kurabilir.
(13) Bir dağıtım bölgesinin onaylı sınırları içerisinde yapılan bağlantı taleplerinin
karĢılanmasının teknik ve/veya ekonomik olmaması durumunda, söz konusu bağlantı
taleplerinin baĢka bir dağıtım bölgesince karĢılanması hususu Kurul tarafından çıkarılacak
yönetmelikle düzenlenir.
Toptan ve perakende satıĢ faaliyetleri
MADDE 10 – (1) Toptan ve perakende satıĢ faaliyetleri, üretim Ģirketleri ile tedarik
lisansı kapsamında kamu ve özel sektör tedarik Ģirketleri tarafından, bu Kanun ve bu Kanuna
göre çıkarılan yönetmelikler uyarınca yürütülür.
(2) Tedarik Ģirketleri, herhangi bir bölge sınırlaması olmaksızın serbest tüketicilere
toptan veya perakende satıĢ faaliyetlerinde bulunabilir.
(3) Tedarik Ģirketleri, Bakanlığın uygun görüĢü doğrultusunda uluslararası
enterkonneksiyon Ģartı oluĢmuĢ ülkelerden veya ülkelere, Kurul onayı ile elektrik enerjisi
ithalatı ve ihracatı faaliyetlerini yapabilir. Uygulamaya iliĢkin usul ve esaslar Kurum
tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
(4) Dağıtım Ģirketi tarafından yürütülmekte olan perakende satıĢ faaliyeti, görevli
tedarik Ģirketi tarafından yerine getirilir. Görevli tedarik Ģirketi, ilgili dağıtım bölgesinde
bulunan serbest tüketici olmayan tüketicilere Kurul tarafından onaylanan perakende satıĢ
tarifeleri üzerinden elektrik enerjisi satıĢı yapar.
(5) Görevli tedarik Ģirketi, serbest tüketici niteliğini haiz olduğu hâlde, baĢka bir
tedarikçiden elektrik enerjisi temin etmeyen tüketicilere, son kaynak tedarikçisi sıfatıyla
elektrik enerjisi sağlamakla yükümlüdür. Bu Ģirketin son kaynak tedarikçisi sıfatıyla faaliyet
göstereceği bölge, ilgili dağıtım bölgesidir ve bu husus tedarik lisansına dercedilir. Son
kaynak tedarikçisi sıfatıyla sağlanacak elektrik enerjisi tarifeleri, Kurul tarafından belirlenir.
Son kaynak tedarik yükümlülüğü bulunan tedarik Ģirketinin lisansının sona ermesi veya iptali
hâlinde, ilgili bölge için son kaynak tedarik yükümlüsü tedarik Ģirketi Kurul tarafından
yetkilendirilir. Son kaynak yükümlülüklerine, son kaynak tedarik tarifelerine, tedarik süre,
sınır ve Ģartlarının belirlenmesine ve son kaynak tedariği uygulamasına iliĢkin usul ve esaslar
Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
(6) Tedarik lisansı sahibi özel sektör tüzel kiĢilerinin üretim ve ithalat Ģirketlerinden
satın alacağı elektrik enerjisi miktarı, bir önceki yıl ülke içerisinde tüketilen elektrik enerjisi
miktarının yüzde yirmisini geçemez. Ayrıca, söz konusu özel sektör tüzel kiĢilerinin nihai
tüketiciye satıĢını gerçekleĢtireceği elektrik enerjisi miktarı da bir önceki yıl ülke içerisinde
tüketilen elektrik enerjisi miktarının yüzde yirmisini geçemez.
(7) Görevli tedarik Ģirketinin piyasada rekabeti kısıtlayıcı veya engelleyici etki doğuran
davranıĢ veya iliĢkilerinin tespiti hâlinde ilgili tedarik Ģirketi, Kurulca öngörülecek tedbirlere
uymakla yükümlüdür. Kurul, bu tedarik Ģirketinin yönetiminin yeniden yapılandırılması veya
dağıtım Ģirketiyle sahiplik ya da kontrol iliĢkisinin belli bir program dâhilinde
kısıtlandırılmasını ya da sonlandırılmasını da içeren tedbirleri alır.
Piyasa iĢletim faaliyeti ve EPĠAġ’ın kuruluĢu
MADDE 11 – (1) Piyasa iĢletim faaliyeti, organize toptan elektrik piyasalarının
iĢletilmesi ve bu piyasalarda gerçekleĢtirilen faaliyetlerin mali uzlaĢtırma iĢlemleri ile söz
konusu faaliyetlere iliĢkin diğer mali iĢlemlerdir.
(2) Bu Kanun ile kuruluĢ ve tescile iliĢkin hükümleri hariç olmak üzere 13/1/2011
tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve özel hukuk hükümlerine tabi, Enerji Piyasaları
ĠĢletme Anonim ġirketi ticaret unvanı altında bir anonim Ģirket kurulur. EPĠAġ, bu Kanun ve
6102 sayılı Kanun hükümlerine aykırı olmayacak Ģekilde Kurum tarafından bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içerisinde hazırlanacak ana sözleĢmenin ticaret
siciline tescil ve ilanı ile faaliyete geçer.
(3) EPĠAġ‘ın teĢkilat yapısı ile çalıĢma esasları, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren altı ay içerisinde Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Borsa
Ġstanbul Anonim ġirketi tarafından iĢletilecek piyasaları ilgilendiren hususlarda Sermaye
Piyasası Kurulunun görüĢü alınır.
(4) EPĠAġ‘taki kamu kuruluĢlarının ve kamu sermayeli Ģirketlerin doğrudan ve dolaylı
toplam sermaye payı, Borsa Ġstanbul Anonim ġirketi hariç yüzde on beĢi aĢamaz. Bakanlar
Kurulu bu oranı iki katına kadar artırmaya yetkilidir. EPĠAġ‘a hissedar olan kuruluĢlar, kamu
sermayeli Ģirketler ve Borsa Ġstanbul Anonim ġirketi, EPĠAġ‘ın yönetiminde temsil edilir.
(5) EPĠAġ, piyasa iĢletim lisansı kapsamında, Borsa Ġstanbul Anonim ġirketi ile TEĠAġ
tarafından bu Kanun kapsamında iĢletilen piyasalar dıĢındaki organize toptan elektrik
piyasalarının iĢletim faaliyetini yürütür. EPĠAġ, TEĠAġ tarafından piyasa iĢletim lisansı
kapsamında iĢletilen organize toptan elektrik piyasalarının mali uzlaĢtırma iĢlemleri ile
birlikte gerekli diğer mali iĢlemleri de yürütür. Kurum ve Sermaye Piyasası Kurulunun
görüĢleri doğrultusunda EPĠAġ, Sermaye Piyasası Kanununun 65 inci maddesi kapsamındaki
anlaĢmaların tarafı olabilir.
(6) EPĠAġ tarafından lisansı kapsamında iĢletilmekte olan veya piyasa faaliyetlerine
iliĢkin mali uzlaĢtırma ile mali iĢlemleri yürütülmekte olan organize toptan elektrik
piyasalarında faaliyet gösteren tüzel kiĢiler, ilgili yönetmelik hükümlerine göre mali
uzlaĢtırma iĢlemlerinin yürütülebilmesi için gerekli verileri TEĠAġ‘a ve EPĠAġ‘a vermekle
yükümlüdür. Sağlanan verilerin gizli tutulması ve kamuoyu ile paylaĢılmasıyla ilgili usul ve
esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
(7) EPĠAġ‘ın hak ve yükümlülükleri Ģunlardır:
a) Piyasanın geliĢimi doğrultusunda görev alanına giren organize toptan elektrik
piyasalarında yeni piyasalar kurulmasına yönelik çalıĢmaları yapmak ve Kuruma sunmak.
b) Bakanlıkça uygun görülmesi hâlinde; görev alanına giren organize toptan elektrik
piyasalarının iĢletilmesi amacıyla oluĢturulan veya ileride oluĢturulabilecek uluslararası
elektrik piyasalarına taraf olarak katılmak, bu amaçla kurulan uluslararası elektrik piyasası
iĢletmecisi kuruluĢlara ortak veya üye olmak.
c) Kurumun belirlediği usul ve esaslar çerçevesinde piyasa iĢletim tarifelerini
belirleyerek Kuruma sunmak.
(8) EPĠAġ‘ın piyasa iĢletim lisansı kapsamı dıĢında yapacağı diğer enerji piyasası
faaliyetlerine ve emisyon ticaretine iliĢkin hususlar Bakanlık ve Sermaye Piyasası Kurulunun
görüĢü alınarak Kurum tarafından belirlenir.
(9) EPĠAġ tarafından iĢletilen veya mali uzlaĢtırma ile diğer mali iĢlemleri yürütülen
organize toptan elektrik piyasalarında faaliyet gösteren tüzel kiĢiler, ilgili yönetmelik uyarınca
merkezî uzlaĢtırma kuruluĢu tarafından verileceği belirlenen hizmetlerin yerine getirilmesi
karĢılığında, EPĠAġ tarafından belirlenecek bedelleri merkezî uzlaĢtırma kuruluĢuna öder.
(10) Sermaye piyasası aracı niteliğindeki standardize edilmiĢ elektrik sözleĢmelerinin ve
dayanağı elektrik enerjisi ve/veya kapasitesi olan türev ürünlerin iĢlem gördüğü piyasaların
iĢleticisi Borsa Ġstanbul Anonim ġirketidir. Bu piyasalara iliĢkin lisanslama ile piyasaların
çalıĢma esaslarının tespiti, bu piyasalarda iĢlem görecek sermaye piyasası aracı niteliğindeki
elektrik sözleĢmeleri ile dayanağı elektrik enerjisi ve/veya kapasitesi olan türev ürünlerin
standartlarının belirlenmesi, bu piyasalardaki uzlaĢtırma iĢlemleri, iĢletim tarifeleri, ilgili kiĢi
ve kuruluĢların yükümlülükleri, gözetim ve denetime iliĢkin usul ve esaslar Kurum ve
Sermaye Piyasası Kurulu tarafından müĢtereken çıkarılan yönetmeliklerle düzenlenir.
(11) Bu Kanun kapsamında organize toptan elektrik piyasalarında yapılan iĢlemlere
iliĢkin düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden müstesnadır.
(12) EPĠAġ, kurulmasından itibaren altı ay içerisinde Kurumdan gerekli piyasa iĢletim
lisansını alarak piyasa iĢletim faaliyetlerini yürütmeye baĢlar.
(13) EPĠAġ piyasa iĢletim lisansı alana kadar, ilgili piyasa iĢletim faaliyetinin TEĠAġ
tarafından piyasa iĢletim lisansı alınmaksızın yürütülmesine devam edilir.
Ġthalat ve ihracat faaliyetleri
MADDE 12 – (1) Elektrik enerjisi ve/veya kapasitenin uluslararası enterkonneksiyon
Ģartı oluĢmuĢ ülkelere ihracatı, tedarik lisansı sahibi Ģirketler ve üretim Ģirketleri tarafından,
Bakanlığın uygun görüĢü doğrultusunda, bu Kanun ve ikincil mevzuatı uyarınca Kurul
onayıyla yapılabilir.
(2) Elektrik enerjisi ve/veya kapasitesinin uluslararası enterkonneksiyon Ģartı oluĢmuĢ
ülkelerden ithalatı, tedarik lisansı sahibi Ģirketler tarafından, Bakanlığın uygun görüĢü
doğrultusunda, bu Kanun ve ikincil mevzuatı uyarınca Kurul onayıyla yapılabilir.
(3) Sınırda yer alan illerde kurduğu üretim tesisinde ürettiği elektriği iletim veya
dağıtım sistemine bağlantı tesis etmeden kuracağı özel direkt hat ile ihraç etmek isteyen tüzel
kiĢilere, üretim lisansı almak kaydıyla Bakanlığın uygun görüĢü doğrultusunda Kurulca izin
verilebilir.
(4) Sınır bölgelerinde elektrik enerjisinin temini amacıyla, teknik gereklilik doğması
hâlinde geçici olarak izole bölge yöntemiyle elektrik ithalatına Bakanlığın uygun görüĢü
doğrultusunda Kurulca izin verilebilir.
(5) Ġthalat ve ihracat faaliyetlerine iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan
yönetmelikle düzenlenir.
Organize sanayi bölgelerince yürütülebilecek faaliyetler
MADDE 13 – (1) 12/4/2000 tarihli ve 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununa
göre kurulan organize sanayi bölgeleri tüzel kiĢiliklerinden Kurumun yönetmelikle
belirleyeceği Ģartları sağlayanlar 6102 sayılı Kanun hükümlerine göre Ģirket kurma Ģartı
aranmaksızın, onaylı sınırları içerisinde, Kurumdan üretim ve/veya dağıtım lisansı alarak
üretim ve/veya dağıtım faaliyetlerinde bulunabilir.
(2) Dağıtım lisansı sahibi olmayan organize sanayi bölgesinin onaylı sınırları içindeki
dağıtım faaliyeti, ilgili dağıtım Ģirketi tarafından yürütülür. Bu durumdaki organize sanayi
bölgeleri, katılımcılarından dağıtım bedeli talep edemez, katılımcılarının serbest tüketici
olmaktan kaynaklanan haklarını kullanmalarına ve elektrik piyasalarında faaliyet
göstermelerine engel olamaz.
(3) Dağıtım lisansı sahibi organize sanayi bölgesi katılımcılarından serbest tüketici
sınırını aĢan tüketiciler, tedarikçilerini seçme hakkını, organize sanayi bölgesi tüzel kiĢiliğine
dağıtım bedeli ödemek kaydıyla kullanabilir.
(4) Organize sanayi bölgesi tüzel kiĢiliğinin üretim veya dağıtım lisansı alması için
sağlaması gereken özel Ģartlar, lisans alınmasına iliĢkin usul ve esaslar, ürettiği veya serbest
tüketici sıfatıyla temin ettiği elektrik enerjisinin; katılımcılarının kullanımına sunulmasına,
dağıtım bedellerinin belirlenmesine, organize sanayi bölgesi tüzel kiĢiliğinin bu madde
kapsamında gerçekleĢtirebileceği faaliyetlere iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından
çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
(5) Dağıtım lisansı sahibi organize sanayi bölgesinin onaylı sınırları içerisinde olup,
bedelsiz olarak veya sembolik bedelle TEDAġ‘a devredilen dağıtım tesislerinin mülkiyeti ve
iĢletme hakları Kurul tarafından belirlenecek süre içerisinde devir tarihinden itibaren yapılan
yatırım tutarlarının finansal maliyetlerinin eklenmesiyle bulunacak olan bedelle ilgili organize
sanayi bölgesine devredilir.
(6) Organize sanayi bölgesi tüzel kiĢiliği, katılımcılarının elektrik ihtiyacını karĢılamak
amacıyla tüketim miktarına bakılmaksızın serbest tüketici sayılır.
Lisanssız yürütülebilecek faaliyetler
MADDE 14 – (1) Lisans alma ve Ģirket kurma yükümlülüğünden muaf faaliyetler
Ģunlardır:
a) Ġmdat grupları ve iletim ya da dağıtım sistemiyle bağlantı tesis etmeyen üretim tesisi
b) Kurulu gücü azami bir megavatlık yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim
tesisi
c) Belediyelerin katı atık tesisleri ile arıtma tesisi çamurlarının bertarafında kullanılmak
üzere kurulan elektrik üretim tesisi
ç) Mikrokojenerasyon tesisleri ile Bakanlıkça belirlenecek verimlilik değerini sağlayan
kojenerasyon tesislerinden Kurulca belirlenecek olan kategoride olanları
d) Ürettiği enerjinin tamamını iletim veya dağıtım sistemine vermeden kullanan, üretimi
ve tüketimi aynı ölçüm noktasında olan, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesisi
(2) Bakanlar Kurulu, rekabetin geliĢmesi, iletim ve dağıtım sistemlerinin teknik
yeterliliği ve arz güvenliğinin temini ilkeleri çerçevesinde, lisanssız faaliyet yapabilecek
yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerinin kurulu güç üst sınırını kaynak
bazında beĢ katına kadar artırmaya yetkilidir.
(3) Lisans alma yükümlülüğünden muaf olan yenilenebilir enerji kaynaklarından
elektrik enerjisi üreten kiĢilerin ihtiyacının üzerinde ürettiği elektrik enerjisinin sisteme
verilmesi hâlinde elektrik enerjisi son kaynak tedarik Ģirketince, 10/5/2005 tarihli ve 5346
sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına ĠliĢkin
Kanunda kaynak türü bazında belirlenen fiyatlardan alınır.
(4) Bu kiĢilerin sisteme bağlanmasına iliĢkin teknik usul ve esaslar ile satıĢa, baĢvuru
yapılmasına ve denetim yapılmasına iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan
yönetmelikle düzenlenir.
(5) Sermayesinin yarısından fazlası belediyeye ait olan tüzel kiĢilerce, belediyeler
tarafından iĢletilen su isale hatları ile atık su isale hatları üzerinde teknik imkânın olması ve
DSĠ tarafından uygun bulunması hâlinde enerji üretim tesisi kurulabilir. Su isale hattı üzerinde
birden fazla belediyenin tahsis hakkı bulunması durumunda, hidroelektrik enerji tesisi ilgili
belediyeler arasında yapılacak protokole göre kurulur ve iĢletilir. Bu fıkra kapsamındaki
tesisler için DSĠ ile imzalanması gereken su kullanım hakkı anlaĢmalarına iliĢkin
düzenlemeler ve değiĢiklikler, Elektrik Piyasasında Üretim Faaliyetinde Bulunmak Üzere Su
Kullanım Hakkı AnlaĢması Ġmzalanmasına ĠliĢkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte üç
ay içerisinde yapılır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Denetim ve Yaptırımlar
Denetim
MADDE 15 – (1) 11 inci maddenin onuncu fıkrası uyarınca Borsa Ġstanbul Anonim
ġirketi tarafından iĢletilecek olan piyasalara iliĢkin Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri saklı
olmak üzere, dağıtım Ģirketleri hariç elektrik piyasası faaliyetleri ile lisanssız faaliyet gösteren
kiĢilerin bu Kanun kapsamındaki inceleme ve denetimi Kurum tarafından yapılır. Bu Kanun
kapsamında tanımlanan elektrik dağıtım Ģirketlerinin denetimi ise Bakanlık tarafından yapılır.
Bakanlık, elektrik dağıtım Ģirketlerinin denetimini, bu konuda ihtisas sahibi olan kamu kurum
ve kuruluĢlarıyla birlikte yapabilir veya bu kuruluĢlara yetki devretmek suretiyle yaptırabilir.
Bakanlığın ihtisas sahibi kamu kurum ve kuruluĢlarından bu konuya iliĢkin olarak yapacağı
talepler süresinde karĢılanır. Bakanlık tarafından düzenlenen veya karara bağlanan denetim
raporları Kuruma bildirilir. Denetim raporu sonucuna göre gerekli yaptırım ve iĢlemler Kurul
tarafından karara bağlanır.
(2) Bu Kanun ve su kullanım hakkı anlaĢması çerçevesinde elektrik enerjisi üretmek
maksadıyla yapılacak olan üretim tesislerinin su yapısıyla ilgili kısımları ile gerçek ve tüzel
kiĢiler tarafından yapılacak baraj, gölet ve regülatör gibi su yapılarının inĢasının inceleme ve
denetimi DSĠ tarafından yapılır.
(3) Bakanlık, Kurum ve DSĠ bu Kanun kapsamındaki denetim yükümlülükleri ile ilgili
olarak, sonuçları itibarıyla Bakanlık, Kurum ve DSĠ açısından bağlayıcı olmayacak ve
yaptırım içermeyecek Ģekilde inceleme, tespit ve raporlama yapmak üzere yetkilendirecekleri
Ģirketlerden ilgili mevzuatına uygun bir Ģekilde hizmet satın alabilir. Bu Ģirketlerin nitelikleri,
yetkilendirilmesi ve yetkili Ģirketlerle denetlenecek Ģirketlerin hak ve yükümlülükleri ile diğer
usul ve esaslar ilgisine göre Bakanlık, Kurum ve DSĠ tarafından çıkarılan yönetmeliklerle
düzenlenir.
Yaptırımlar ve yaptırımların uygulanmasında usul
MADDE 16 – (1) Kurul, piyasada faaliyet gösteren tüzel kiĢilere aĢağıdaki yaptırım ve
cezaları uygular:
a) Kurul tarafından bilgi isteme veya yerinde inceleme hâllerinde; istenen bilgilerin
yanlıĢ, eksik veya yanıltıcı olarak verildiğinin saptanması veya hiç bilgi verilmemesi ya da
yerinde inceleme imkânının verilmemesi hâllerinde, on beĢ gün içinde bilgilerin doğru olarak
verilmesi veya inceleme imkânının sağlanması ihtar edilir. Yapılan yazılı ihtara rağmen aykırı
durumlarını devam ettirenlere, beĢ yüz bin Türk Lirası idari para cezası verilir.
b) Bu Kanun, ikincil mevzuat veya lisans hükümlerine, Kurul kararlarına ve talimatlara
aykırı hareket edildiğinin saptanması hâlinde, aykırılığın niteliğine göre aykırılığın otuz gün
içinde giderilmesi veya tekrarlanmaması ihtar edilir ve yapılan yazılı ihtara rağmen aykırı
durumlarını devam ettiren veya tekrar edenlere beĢ yüz bin Türk Lirası idari para cezası
verilir.
c) Bu Kanun, ikincil mevzuat veya lisans hükümlerine aykırılık yapılmıĢ olduktan sonra
niteliği itibarıyla düzeltme imkânı olmayacak Ģekilde aykırı davranılması durumunda ihtara
gerek kalmaksızın beĢ yüz bin Türk Lirası idari para cezası verilir.
ç) Lisans müracaatında veya lisans yürürlüğü sırasında, lisans verilmesinde aranan
Ģartlar konusunda, gerçek dıĢı belge sunulması veya yanıltıcı bilgi verilmesi veya lisans
verilmesini etkileyecek lisans Ģartlarındaki değiĢikliklerin Kurula bildirilmemesi hâlinde,
sekiz yüz bin Türk Lirası idari para cezası verilir. Anılan gerçek dıĢı belge veya yanıltıcı bilgi
veya lisans Ģartlarındaki değiĢikliğin düzeltilmesinin mümkün olmaması veya otuz gün içinde
düzeltilmesi için yapılacak yazılı ihtara rağmen aykırı durumlarını devam ettirenlerin lisansı
iptal edilir.
d) Lisans süresi boyunca iĢtirak iliĢkisi yasağına aykırı davranıĢta bulunulması hâlinde,
otuz gün içinde iĢtirak iliĢkisinin düzeltilmesi ihtar edilir. Yazılı ihtara rağmen aykırı
durumlarını devam ettirenlere dokuz yüz bin Türk Lirası idari para cezası verilir.
e) Piyasada lisans kapsamı dıĢında faaliyet gösterildiğinin saptanması hâlinde, on beĢ
gün içinde kapsam dıĢı faaliyetin veya aleyhte faaliyetin durdurulması ihtar edilir. Yapılan
yazılı ihtara rağmen aykırı durumlarını devam ettirenlere bir milyon Türk Lirası idari para
cezası verilir.
f) Lisans verilmesine esas olan Ģartların lisansın yürürlüğü sırasında ortadan kalktığının
veya bu Ģartların baĢtan mevcut olmadığının saptanması hâlinde lisans iptal edilir.
g) Bu Kanuna göre yapılan talep ve iĢlemlerde kanuna karĢı hile veya gerçek dıĢı
beyanda bulunulduğunun tespiti hâlinde lisans iptal edilir.
(2) Yukarıdaki para cezalarını gerektiren fiiller için Kurul, fiilin niteliğine göre ihtar
sürelerini farklı uygulayabilir. Söz konusu para cezalarının uygulanmasını takiben para
cezasına konu fiilin; verilen ihtar süresi içerisinde giderilmemesi veya tekrarlanması
hâllerinde para cezaları, her defasında bir önceki cezanın iki katı oranında artırılarak
uygulanır. Bu cezaların verildiği tarihten itibaren iki yıl içinde idari para cezası verilmesini
gerektiren aynı fiil iĢlenmediği takdirde önceki cezalar tekrarda esas alınmaz. Ancak, aynı
fiilin iki yıl içinde tekrar iĢlenmesi hâlinde artırılarak uygulanacak para cezasının tutarı,
cezaya muhatap tüzel kiĢinin bir önceki mali yılına iliĢkin bilançosundaki gayrisafi gelirinin
yüzde onunu aĢamaz. Cezaların bu düzeye ulaĢması hâlinde Kurul, lisansı iptal edebilir.
(3) Bir dağıtım bölgesinde lisansı kapsamında faaliyet gösteren dağıtım Ģirketinin,
mevzuat ihlallerinin dağıtım faaliyetini Kurum tarafından hazırlanan yönetmelikte belirlenen
usul ve esaslara uygun biçimde yerine getirmesini kabul edilemeyecek düzeyde aksattığının
veya mevzuat ihlallerinin dağıtım faaliyetinin niteliğini ya da kalitesini kabul edilemeyecek
düzeyde düĢürdüğünün veya mevzuata aykırılıkları itiyat edindiğinin veya acze düĢmesi ya da
acze düĢeceğinin Kurul kararıyla belirlenmesi durumunda aĢağıdaki yaptırımlar ayrı ayrı veya
birlikte uygulanabilir:
a) Lisans sahibi tüzel kiĢinin yönetim kurulu üyelerinin bir kısmına veya tamamına
görevden el çektirilerek yerlerine Kurul tarafından atama yapılır.
b) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kiĢi tarafından tarife kapsamında yerine getirilmesi
gerekirken getirilmeyen hizmetlerin ve yatırımların mali karĢılıkları öncelikle Ģirketin diğer
faaliyetlerinden elde ettiği gelirlerden, yetmemesi hâlinde mevcut ortakların temettü
gelirlerinden ve nihayet hisseleri nama yazılı ortakların malvarlıklarından temin edilir.
c) Dağıtım sistemini iĢletme hakkına sahip tüzel kiĢinin tespiti için gereken iĢ ve
iĢlemler 18 inci maddenin birinci fıkrası çerçevesinde gerçekleĢtirilir.
ç) Ġlgili dağıtım sistemini iĢletme hakkını elde ettiğini tevsik eden ve bu Kanun uyarınca
öngörülen yükümlülükleri yerine getiren tüzel kiĢiye yeni lisans verilir.
d) Kurum tarafından tüketicilerin korunması ve hizmetlerin aksamaması için, lisansı
sona erdirilen dağıtım bölgesi için baĢka bir tüzel kiĢiye dağıtım lisansı verilene kadar her
türlü önlem alınır.
(4) Bir görevli tedarik Ģirketinin, mevzuat ihlallerinin düzenlemeye tabi faaliyetlerini
Kurum tarafından hazırlanan yönetmelikte belirlenen usul ve esaslara uygun biçimde yerine
getirmesini kabul edilemeyecek düzeyde aksattığının veya mevzuat ihlallerinin düzenlemeye
tabi faaliyetlerin niteliğini ya da kalitesini kabul edilemeyecek düzeyde düĢürdüğünün veya
mevzuata aykırılıkları itiyat edindiğinin veya acze düĢmesi ya da acze düĢeceğinin Kurul
kararıyla belirlenmesi durumunda aĢağıdaki yaptırımlar ayrı ayrı veya birlikte uygulanabilir:
a) Lisans sahibi tüzel kiĢinin yönetim kurulu üyelerinin bir kısmına veya tamamına
görevden el çektirilerek yerlerine Kurul tarafından atama yapılır.
b) Kurum tarafından tüketicilerin korunması ve hizmetlerin aksamaması için, lisansı
sona erdirilen görevli tedarik Ģirketinin yerine, son kaynak tedarikçisi olarak baĢka bir tüzel
kiĢinin belirlenmesine kadar, her türlü önlem alınır.
c) Kurul tarafından son kaynak tedarikçisi olarak belirlenen tüzel kiĢiye yeni tedarik
lisansı verilir.
(5) Dağıtım lisansı sahibi organize sanayi bölgesinin mevzuat ihlallerinin dağıtım
faaliyetini öngörülen usul ve esaslara uygun biçimde yerine getirmesini kabul edilemeyecek
düzeyde aksattığının, mevzuat ihlallerinin dağıtım faaliyetinin niteliğini ya da kalitesini kabul
edilemeyecek düzeyde düĢürdüğünün, mevzuata aykırılıkları itiyat edindiğinin, acze düĢmesi
ya da acze düĢeceğinin Kurul kararıyla belirlenmesi durumunda lisansı iptal edilir ve dağıtım
faaliyeti ilgili dağıtım Ģirketince yürütülür.
(6) Kurum dördüncü fıkra kapsamındaki iĢ ve iĢlemlerin yapılması hususunda diğer
kamu kurum ve kuruluĢlarıyla iĢ birliği yapabilir veya gerçek ya da özel hukuk tüzel
kiĢilerinden ilgili mevzuat hükümlerine göre hizmet satın alabilir. Bu hükümlerin
uygulamasına iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
(7) Kurulca dağıtım Ģirketlerinin yönetim kurullarına atanan üyeler aleyhine
görevlerinin ifası sebebiyle açılan davalar, atamayı yapan ilgili merci olan Kurum aleyhine
açılmıĢ sayılır ve bu davalarda husumet Kuruma yöneltilir. Yargılama sonucunda Kurum
aleyhine karar verilmesi ve kararın kesinleĢmesi sebebiyle Kurumun ödeme yapması hâlinde
bu meblağ ilgililerinden, kusurlu olduklarına dair mahkeme kararının kesinleĢmesi hâlinde,
kusurları oranında rücu edilir. Dördüncü fıkra kapsamındaki iĢ ve iĢlemlerin yapılmasında
görev alan Kurum personeli 2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu
Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna tabidir.
(8) Bu maddede düzenlenen tüm idari para cezaları hiçbir Ģekilde ilgili cezayı ödeyen
tüzel kiĢi tarafından hazırlanacak tarifelerde maliyet unsuru olarak yer almaz.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Tarifeler, Tüketicilerin Desteklenmesi, ÖzelleĢtirme, KamulaĢtırma ve Arz Güvenliği
Tarifeler ve tüketicilerin desteklenmesi
MADDE 17 – (1) Bu Kanun kapsamında düzenlenen ve bir sonraki dönem uygulanması
önerilen tarifeler, ilgili tüzel kiĢi tarafından, Kurul tarafından belirlenecek usul ve esaslara
göre hazırlanır ve onaylanmak üzere Kuruma sunulur. Kurul, mevzuat çerçevesinde uygun
bulmadığı tarife tekliflerinin revize edilmesini ister veya gerekmesi hâlinde resen revize
ederek onaylar. Ġlgili tüzel kiĢiler Kurul tarafından onaylanan tarifeleri uygulamakla
yükümlüdür.
(2) Lisans sahibinin, her yıl uygulayacağı tarifelerde yapacağı aylık enflasyon değiĢimi
ve lisansında belirtilen diğer hususlarla ilgili ayarlamalar Kurul tarafından onaylanır.
Onaylanan tarifeler kapsamında belirlenen fiyat formülleri mevzuatta belirtilen koĢullarda
tadil edilebilir.
(3) Onaylanan tarifeler içinde, söz konusu tüzel kiĢinin piyasa faaliyetleri ile doğrudan
iliĢkili olmayan hiçbir unsur yer alamaz. Ġletim ek ücreti bu hükmün istisnasını oluĢturur.
(4) Kurul onaylı tarifelerin hüküm ve Ģartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel
kiĢileri bağlar. Bir gerçek veya tüzel kiĢinin tabi olduğu tarifede öngörülen ödemelerden
herhangi birisini yapmaması hâlinde, söz konusu hizmetin durdurulabilmesini de içeren usul
ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
(5) Tarife onayı gerektiren bir lisansın verilmesi ile birlikte, içinde bulunulan yıla ait
tarife de Kurulca incelenerek onaylanır.
(6) Kurulca düzenlemeye tabi tarife türleri Ģunlardır:
a) Bağlantı tarifeleri: Bağlantı tarifeleri, ilgili bağlantı anlaĢmasına dâhil edilecek olan
bir dağıtım sistemine bağlantı için eĢit taraflar arasında ayrım yapılmaması esasına dayalı
fiyatları, hükümleri ve Ģartları içerir. Bağlantı tarifeleri, Ģebeke yatırım maliyetlerini
kapsamaz; bağlantı yapan kiĢinin namına oluĢan masraflar ile sınırlıdır.
b) Ġletim tarifesi: TEĠAġ tarafından hazırlanacak olan iletim tarifesi; üretilen, ithal veya
ihraç edilen elektrik enerjisinin iletim sistemi üzerinden naklinden yararlanan tüm
kullanıcılara eĢit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak fiyatları, hükümleri ve
Ģartları içerir. TEĠAġ‘ın yapacağı Ģebeke yatırımları ve iletim ek ücretleri iletim tarifesinde
yer alır.
c) Toptan satıĢ tarifesi: Kurumun belirleyeceği usul ve esaslar kapsamında, elektrik
toptan satıĢ fiyatları taraflarca serbestçe belirlenir. Dağıtım Ģirketlerinin teknik ve teknik
olmayan kayıpları ile genel aydınlatma kapsamında temin edeceği elektrik enerjisi ile tarifesi
düzenlemeye tabi tüketicilere yapılacak elektrik enerjisi satıĢı için TETAġ‘tan tedarik
edilecek elektrik enerjisinin toptan satıĢ tarifesi TETAġ‘ın mali yükümlülüklerini yerine
getirebilme kapasitesi dikkate alınarak Kurul tarafından belirlenir.
ç) Dağıtım tarifeleri: Dağıtım Ģirketleri tarafından hazırlanacak olan dağıtım tarifeleri,
elektrik enerjisinin dağıtım sistemi üzerinden naklinden yararlanan tüm gerçek ve tüzel
kiĢilere eĢit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak hizmetlere iliĢkin fiyatları,
hükümleri ve Ģartları içerir.
d) Perakende satıĢ tarifeleri: Serbest tüketici niteliğini haiz olmayan tüketiciler için, eĢit
taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak fiyatları, hükümleri ve Ģartları içerir.
Serbest tüketici niteliğini haiz olmayan tüketicilere uygulanacak perakende satıĢ tarifeleri,
görevli tedarik Ģirketi tarafından önerilir ve Kurul tarafından incelenerek onaylanır. Tedarik
lisansı sahibi Ģirketin lisansında, elektrik enerjisi tüketim miktarlarına göre değiĢen tipte
tarifelerin veya fiyat aralıklarının uygulanmasına iliĢkin yükümlülükler yer alabilir ve buna
dair ayrıntılar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikte belirlenerek lisansa dercedilir.
e) Piyasa iĢletim tarifesi: EPĠAġ‘ın faaliyetlerini sürdürmesi için gereken gelir
ihtiyacının karĢılanabilmesi ve mali sürdürülebilirlik esasına göre hazırlanır.
f) Son kaynak tedarik tarifesi: Serbest tüketici niteliğini haiz olduğu hâlde elektrik
enerjisini, son kaynak tedarikçisi olarak yetkilendirilen tedarik lisansı sahibi Ģirket dıĢında bir
tedarikçiden temin etmeyen tüketicilerin rekabetçi piyasaya geçmesini teĢvik edecek ve son
kaynak tedarikçisinin makul kâr etmesine imkân verecek düzeyde, yürürlükteki perakende
satıĢ tarifeleri ile piyasa fiyatları dikkate alınarak hazırlanır. Ancak, bu sınırlamalarla bağlı
olmaksızın; Kurulca sosyal ve ekonomik durumlar gözetilerek belirlenecek bir miktarın
altında elektrik enerjisi tüketen tüketiciler için ayrı tarife yapılabilir. Son kaynak tedarik
yükümlülüğü kapsamında uygulanması öngörülen tarifeler tedarik lisansı sahiplerince ayrıca
teklif edilir.
(7) Belirli bölgelere veya belirli amaçlara yönelik olarak tüketicilerin desteklenmesi
amacıyla sübvansiyon yapılması gerektiğinde, sübvansiyon fiyatlara müdahale edilmeksizin
yapılır. Sübvansiyonun tutarı ile usul ve esasları ilgili bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar
Kurulu kararı ile belirlenir ve ilgili kurumun bütçesinden ödenir.
(8) Elektrik enerjisinin kalitesizliğinden veya kesintilerinden kaynaklanan zarar ve
hasarların ilgililerinden tazminine iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan
yönetmelikle düzenlenir.
(9) Ġletim veya dağıtım lisansı sahibi tüzel kiĢiler tarafından yapılacak altyapı
çalıĢmaları, altyapı kazı ruhsat harcına tabi değildir. Ruhsat baĢvuruları dâhil olmak üzere
altyapı çalıĢmalarında teminat sunulması koĢulu aranmaz. Altyapı çalıĢmaları nedeniyle
doğacak zemin tahrip bedellerinin belirlenmesine esas birim fiyatlar, Çevre ve ġehircilik
Bakanlığınca yayımlanan birim fiyatları aĢamaz. Ġletim ve dağıtım lisansı sahibi tüzel
kiĢilerce yapılan altyapı kazı ruhsat baĢvuruları ilgili kamu tüzel kiĢilerince ivedilikle
sonuçlandırılır.
ÖzelleĢtirme
MADDE 18 – (1) Bakanlık; TEDAġ, EÜAġ ve bunların müessese, bağlı ortaklık,
iĢtirak, iĢletme ve iĢletme birimleri ile varlıklarının özelleĢtirilmesine yönelik öneri ve
görüĢlerini ÖzelleĢtirme Ġdaresi BaĢkanlığına bildirir. ÖzelleĢtirme iĢlemleri, 4046 sayılı
Kanun hükümleri çerçevesinde ÖzelleĢtirme Ġdaresi BaĢkanlığı tarafından yürütülür.
(2) TEDAġ‘ın faaliyet alanında yer alan ve dağıtım faaliyeti için gerekli olan iĢletme ve
varlıklar üzerinde, mülkiyeti saklı kalmak kaydı ile TEDAġ ile belirlenen dağıtım
bölgelerinde faaliyet göstermek üzere kurulan elektrik dağıtım Ģirketleri arasında iĢletme
hakkı devir sözleĢmesi düzenlenebilir.
(3) EÜAġ veya müessese, bağlı ortaklık, iĢtirak, iĢletme ve iĢletme birimleri ile
varlıkları özelleĢtirme programına alınsa bile bunların bağlı oldukları bakanlık veya kurumları
ve hâlihazırda tabi oldukları mevzuat ile ilgileri ve mülkiyetinin bağlı bulundukları kurum
veya kuruluĢlara aidiyeti aynen devam eder. Ancak, bu kuruluĢların özelleĢtirmeye
hazırlanmalarına yönelik teknik, mali, idari ve hukuki iĢlemler, personele iliĢkin iĢlemler ve
özelleĢtirilmelerine iliĢkin iĢ ve iĢlemler, 4046 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde
gerçekleĢtirilir. Ancak, bu kuruluĢların ve bu kapsamda oluĢturulabilecek yeni anonim
Ģirketlerin yönetim kurulu baĢkanlığı ve üyelikleri, tasfiye kurulu üyelikleri ve genel
müdürlükleri ile ait oldukları kuruluĢlardan ayrı olarak özelleĢtirme programına alınan ve
anonim Ģirkete dönüĢtürülmelerine gerek görülmeyen müesseselerde, müessese müdürlükleri
ve yönetim komitelerine, iĢletme ve iĢletme birimlerinde bunların müdürlüklerine yapılacak
atamalar ve bu görevlerden alınma iĢlemlerine iliĢkin olarak BaĢbakana teklifte bulunma
yetkisi Bakana aittir. BaĢbakan bu maddeyle ilgili yetkisini Bakana devredebilir. Atama
yetkileri de dâhil olmak üzere Hazine MüsteĢarlığının bağlı olduğu Bakanın bu fıkra
kapsamına giren iĢlemlere iliĢkin 8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu Ġktisadi TeĢebbüsleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede yer alan yetkileri saklıdır.
(4) Bu Kanun uyarınca yapılacak özelleĢtirme, satıĢ ve hisse devriyle ilgili iĢlemler
aĢamasında, Hazine MüsteĢarlığının taraf olduğu veya garantör olduğu iç ve dıĢ ikraz
anlaĢmaları çerçevesinde, ilgili elektrik üretim ve iletim tesislerinin finansmanı amacıyla
gerçekleĢtirilen yatırımlardan doğan mali yükümlülükler, bu tesisleri devralan ilgili tüzel
kiĢinin yükümlülükleri arasında yer almak üzere EÜAġ, TEĠAġ, Hazine MüsteĢarlığı ve
ÖzelleĢtirme Ġdaresi BaĢkanlığı arasında yapılacak protokol ile tespit edilir.
KamulaĢtırma
MADDE 19 – (1) Elektrik piyasasında üretim veya dağıtım faaliyetlerinde bulunan
önlisans veya lisans sahibi özel hukuk tüzel kiĢilerinin, önlisans ve lisansa konu faaliyetleri
için gerekli olan kiĢilerin özel mülkiyetinde bulunan taĢınmazlara iliĢkin kamulaĢtırma
talepleri Kurum tarafından değerlendirilir ve uygun görülmesi hâlinde Kurul tarafından kamu
yararı kararı verilir. Söz konusu karar çerçevesinde gerekli kamulaĢtırma iĢlemleri 4/11/1983
tarihli ve 2942 sayılı KamulaĢtırma Kanununda belirtilen esaslar dâhilinde üretim
faaliyetlerinde bulunan önlisans veya lisans sahibi özel hukuk tüzel kiĢileri için Maliye
Bakanlığı, dağıtım faaliyetlerinde bulunan lisans sahipleri için TEDAġ tarafından yapılır. Bu
durumda kamulaĢtırma bedelleri ile kamulaĢtırma iĢlemlerinin gerektirdiği diğer giderler
kamulaĢtırma talebinde bulunan önlisans veya lisans sahibi tüzel kiĢi tarafından ödenir.
(2) KamulaĢtırılan taĢınmazın mülkiyeti ve/veya üzerindeki sınırlı ayni haklar, üretim
veya dağıtım tesislerinin mülkiyetine sahip olan ilgili kamu kurum veya kuruluĢuna, bunların
bulunmaması hâlinde ise Hazineye ait olur. KamulaĢtırma bedeli önlisans veya lisans sahibi
özel hukuk tüzel kiĢisi tarafından ödenerek tapuda Hazine adına tescil edilen veya niteliği
gereği tapudan terkin edilen taĢınmazlar üzerinde Maliye Bakanlığınca kamulaĢtırma bedelini
ödeyen önlisans veya lisans sahibi özel hukuk tüzel kiĢileri lehine bedelsiz irtifak hakkı tesis
edilir ve/veya kullanma izni verilir. Ġrtifak hakkının ve/veya kullanma izninin süresi önlisans
veya lisansın geçerlilik süresi ile sınırlıdır.
(3) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kiĢilerce yeni dağıtım tesisleriyle ilgili yapılan
kamulaĢtırmaların gerektirdiği kamulaĢtırma bedelleri ile diğer giderler tarifeler yoluyla geri
ödenir.
(4) Önlisans sahibinin lisans alamaması ya da önlisans veya lisansın sona ermesi ya da
iptali hâlinde, önlisans veya lisans sahibi tüzel kiĢiler tarafından ödenmiĢ bulunan
kamulaĢtırma bedellerine iliĢkin olarak aĢağıdaki uygulamalar yapılır:
a) Dağıtım lisansının süresinin bitmesi nedeniyle sona ermesi hâlinde tarifeler yoluyla
geri alınmayan kamulaĢtırma bedelleri kamulaĢtırılan taĢınmazın mülkiyetine sahip olan kamu
kurum veya kuruluĢu tarafından ilgili Ģirkete iade edilir.
b) KamulaĢtırılan taĢınmazların üzerinde irtifak hakkı tesis edilmek ve/veya kullanma
izni verilmek suretiyle baĢka bir önlisans sahibinin kullanımına bırakılması durumunda,
kamulaĢtırma bedeli lehine irtifak hakkı tesis edilen ve/veya kullanma izni verilen önlisans
sahibi tarafından kamulaĢtırma bedelini ödemiĢ olan tüzel kiĢiye ödenir.
c) 2942 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi uyarınca kamulaĢtırılan taĢınmazın sahibi veya
mirasçıları tarafından geri alınması durumunda, taĢınmaz sahibi veya mirasçıları tarafından
geri ödenecek bedel, kamulaĢtırma bedelini ödemiĢ olan tüzel kiĢiye ödenir.
(5) Kamu tüzel kiĢiliğini haiz önlisans veya lisans sahibi tüzel kiĢilerce yürütülen
üretim, iletim veya dağıtım faaliyetleri için gerekli olan taĢınmazlarla ilgili kamulaĢtırma
iĢlemleri, bu tüzel kiĢiler tarafından yapılır ve kamulaĢtırılan taĢınmazlar üretim, iletim veya
dağıtım tesislerinin mülkiyetine sahip olan ilgili kamu tüzel kiĢileri adına tescil edilir.
(6) Özel hukuk tüzel kiĢileri tarafından faaliyette bulunma hakkı edinilen dağıtım
bölgelerinde özelleĢtirme tarihi itibarıyla mevcut olan dağıtım tesislerinin bulunduğu ve bu
tarih itibarıyla kamulaĢtırma kararları alınmamıĢ veya kamulaĢtırma kararı alınmakla birlikte
kamulaĢtırma iĢlemleri tamamlanmamıĢ taĢınmazların kamulaĢtırması TEDAġ tarafından
yapılır ve kamulaĢtırma bedelleri TEDAġ tarafından ödenerek tapuda TEDAġ adına tescil
edilir.
(7) Özel hukuk tüzel kiĢilerince yürütülen üretim veya dağıtım faaliyetleri için gerekli
olan Hazineye ait taĢınmazlar dıĢındaki kamu kurum veya kuruluĢlarına ait taĢınmazlar, Kurul
tarafından verilecek kamulaĢtırma kararı uyarınca üretim faaliyetlerinde bulunan önlisans
veya lisans sahibi özel hukuk tüzel kiĢileri için Maliye Bakanlığınca, dağıtım faaliyetlerinde
bulunan lisans sahipleri için TEDAġ tarafından, 2942 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi
uygulanarak temin edilir. Bu durumda kamulaĢtırma bedelleri ile kamulaĢtırma iĢlemlerinin
gerektirdiği diğer giderler kamulaĢtırma talebinde bulunan özel hukuk tüzel kiĢisi tarafından
ödenir. Bu taĢınmazların mülkiyeti üretim veya dağıtım tesislerinin mülkiyetine sahip olan
ilgili kamu kurum veya kuruluĢuna, bunların bulunmaması hâlinde ise Hazineye ait olur.
(8) Ġrtifak hakkı, kullanma izni ve kiralamaya iliĢkin olarak aĢağıdaki uygulamalar
yapılır:
a) Piyasada üretim veya dağıtım faaliyetinde bulunan lisans veya önlisans sahibi özel
hukuk tüzel kiĢileri, faaliyetleri ile ilgili olarak Hazinenin mülkiyetindeki veya Devletin
hüküm ve tasarrufu altındaki taĢınmazlar üzerinde irtifak hakkı tesisi, kullanma izni verilmesi
veya kiralama yapılabilmesi için Kurumdan talepte bulunur. Bu talebin Kurulca uygun
görülmesi hâlinde, Maliye Bakanlığı ile önlisans veya lisans sahibi özel hukuk tüzel kiĢileri
arasında önlisans veya lisans süresi ile sınırlı olmak üzere irtifak hakkı tesisi, kullanma izni
veya kiralama sözleĢmesi düzenlenir. Bu sözleĢmelerde, sözleĢmenin geçerliliğinin önlisans
veya lisansın geçerlilik süresi ile sınırlı olacağı hükmü yer alır. Ġrtifak hakkı, kullanma izni
veya kiralama bedelini ödeme yükümlülüğü, önlisans veya lisans sahibi özel hukuk tüzel
kiĢisine aittir.
b) Piyasada kamu tüzel kiĢiliğini haiz önlisans veya lisans sahibi tüzel kiĢilerce
yürütülen üretim, dağıtım veya iletim faaliyetleri için gerekli olan, Hazinenin özel
mülkiyetindeki veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taĢınmazlarla ilgili olarak irtifak
hakkı tesisinin veya kullanma izni verilmesinin talep edilmesi hâlinde, Maliye Bakanlığı
tarafından ilgili kamu tüzel kiĢileri lehine lisans süresince bedelsiz irtifak hakkı tesis edilir
veya kullanma izni verilir.
Arz güvenliği
MADDE 20 – (1) Bakanlık, elektrik enerjisi arz güvenliğinin izlenmesinden ve arz
güvenliğine iliĢkin tedbirlerin alınmasından sorumludur. Arz güvenliğine iliĢkin görev ve
sorumluluklar Ģunlardır:
a) TEĠAġ, iletim kısıtlarını asgari seviyeye indirecek Ģekilde iletim Ģebekesinin
planlanmasından, tesisinden, iĢletilmesinden, sistem güvenilirliğinin muhafaza edilmesinden
ve üretim kapasite projeksiyonu ile yirmi yıllık Uzun Dönem Elektrik Enerjisi Üretim GeliĢim
Planının hazırlanmasından sorumludur. TEĠAġ, sistem güvenilirliğinin muhafaza edilmesini
teminen ve yeterli kapasite olmaması nedeniyle oluĢabilecek bölgesel sistem ihtiyaçlarını
karĢılamak üzere, yan hizmetler anlaĢmaları kapsamında yeni üretim tesisi yaptırmak veya
mevcut üretim tesislerinin kapasitelerini kiralamak amacıyla ihale yapabilir. Ġhaleler
çerçevesinde TEĠAġ tarafından ödenecek kapasite kiralama bedeli sistem iĢletim fiyatına
yansıtılmak suretiyle, enerji bedeli ise kullanım amacına bağlı olarak dengeleme ve uzlaĢtırma
yönetmeliği çerçevesinde piyasa katılımcıları tarafından veya ticari yan hizmetler anlaĢmaları
kapsamında sistem iĢletim fiyatına yansıtılmak suretiyle karĢılanır. TEĠAġ tarafından yan
hizmetler anlaĢmaları kapsamında kapasite kiralanması amacıyla yapılacak ihaleye iliĢkin
usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
b) Görevli tedarik Ģirketleri, her yıl aralık ayı sonuna kadar gelecek beĢ yıl için, tahmin
ettikleri elektrik enerjisi puant güç taleplerini, ihtiyaç duydukları elektrik enerjisi miktarını, bu
miktarın temini için yaptıkları sözleĢmeleri ve ilave enerji veya kapasite ihtiyaçlarını Kuruma
bildirmek zorundadır. Söz konusu enerji ve kapasite ihtiyaçlarının karĢılanması amacıyla
üretim Ģirketleri veya tedarik Ģirketleri ile imzalanacak sözleĢmelere iliĢkin usul ve esaslar
Kurum tarafından yönetmelikle düzenlenir.
c) Kurum, lisans verilen üretim tesislerinin gerçekleĢmelerinin izlenmesinden, ilgili
mevzuat kapsamında bu tesislerin öngörülen zamanda devreye girmesi için gerekli önlemlerin
alınmasından, TEĠAġ tarafından yapılacak arz-talep dengesi çalıĢmalarında kullanılmak
üzere, beĢ yıl içerisinde iĢletmeye girecek ve arz hesabında dikkate alınacak lisanslı yeni
üretim kapasite miktarlarının Bakanlığa düzenli aralıklarla bildirilmesinden sorumludur.
(2) Arz güvenliğinin temini için gerekli yedek kapasite de dâhil olmak üzere yeterli
kurulu güç kapasitesinin oluĢturulması amacıyla kapasite mekanizmaları oluĢturulur. Kapasite
mekanizmalarının oluĢturulmasına iliĢkin usul ve esaslar Kurumun görüĢü alınarak Bakanlık
tarafından hazırlanan ve Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulan yönetmelikle
düzenlenir.
(3) Arz güvenliğinin izlenmesi ve değerlendirilmesi için aĢağıda belirtilen iĢlemler
yapılır:
a) Gelecek yirmi yılı kapsayan Türkiye Elektrik Enerjisi Talep Projeksiyonu Raporu,
her iki yılda bir Kalkınma Bakanlığı ve Kurum görüĢleri de alınmak suretiyle Bakanlık
tarafından hazırlanır ve yayımlanır.
b) TEĠAġ, Türkiye Elektrik Enerjisi Talep Projeksiyonu Raporunun yayımlanmasını
müteakiben, gelecek yirmi yılı kapsayacak Ģekilde yapılan talep tahminini, mevcut arz
potansiyelini, potansiyel arz imkânlarını, yakıt kaynaklarını, iletim ve dağıtım sisteminin
yapısı ve geliĢme planlarını, ithalat veya ihracat imkânlarını ve kaynak çeĢitliliği politikalarını
dikkate alarak enerji politikalarının belirlenmesinde yararlanmak üzere Uzun Dönem Elektrik
Enerjisi Üretim GeliĢim Planını hazırlayarak Bakanlığın onayına sunar. Bu plan
onaylanmasını müteakip Bakanlık tarafından yayımlanır.
c) TEĠAġ, üretim kapasite projeksiyonu kapsamında her yıl gelecek beĢ yılı kapsayacak
Ģekilde, Uzun Dönem Elektrik Enerjisi Üretim GeliĢim Planına göre gerçekleĢmeler ile kısa
ve orta dönem arz-talep dengesini belirleyerek Bakanlığa ve Kuruma sunar.
ç) Bakanlık, her yıl 31 aralık tarihine kadar, yukarıda belirtilen çalıĢmaların ve Kurum
tarafından hazırlanan Elektrik Piyasası GeliĢim Raporunun sonuçlarına göre arz-talep
dengesini, kaynak çeĢitliliğini, iletim ve dağıtım sistemi ile üretim tesislerinin durumunu
dikkate alarak Elektrik Enerjisi Arz Güvenliği Raporunu hazırlar ve Bakanlar Kuruluna sunar.
Rapor, elektrik piyasasının geliĢimi ve iĢlemesi hakkında değerlendirmeleri ve arz güvenliği
açısından tespitleri, sorunları ve çözüm önerilerini kapsar.
BEġĠNCĠ BÖLÜM
Diğer Hükümler
Tebligat
MADDE 21 – (1) Kurumca bu Kanuna göre yapılacak her türlü tebligat hakkında
11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır, ancak ilanen yapılacak
tebligatlar Resmî Gazete‘de yayımlanır.
Hizmet alımı
MADDE 22 – (1) Lisans sahibi tüzel kiĢiler, lisansları kapsamındaki faaliyetlerle ilgili
olarak hizmet alımı yapabilirler. Ancak, bu durum ilgili lisans sahibi tüzel kiĢinin lisanstan
kaynaklanan yükümlülüklerinin devri anlamına gelmez. Hangi faaliyetlerin hizmet alımı
yoluyla yaptırılabileceği Kurul tarafından belirlenir.
Bağlantı görüĢü
MADDE 23 – (1) TEĠAġ ve dağıtım Ģirketleri, her yıl, takip eden beĢ yıl için ve takip
eden on yıl için olmak üzere sistemlerine bağlanabilecek bölgesel üretim tesisi kapasitelerini
yayımlar. Bu Ģekilde yayımlanan bölgesel kapasiteler dıĢında üretim tesislerine bağlantı
görüĢü verilmez. Arz güvenliğinin sağlanması amacıyla Bakanlık ve piyasada rekabetin
geliĢtirilmesi amacıyla Kurum tarafından talep edilmesi hâlinde, TEĠAġ ve dağıtım Ģirketleri,
belirledikleri kapasiteleri ve bağlantı noktalarının sayısını sistem koĢullarını dikkate alarak
artırır.
Rölekasyon
MADDE 24 – (1) Bu Kanun ve 5346 sayılı Kanun kapsamında gerçekleĢtirilecek
hidroelektrik santral projeleri ile 4283 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası
kapsamında yerli kaynaklara dayalı elektrik üretimi amacıyla yapılacak yatırımlarda, bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan ancak yapımı henüz tamamlanmamıĢ su
kullanım anlaĢmalarının iliĢkin olduğu projeler de dâhil olmak üzere, demiryolu ulaĢım
güzergâhının değiĢtirilmesinin zorunlu olduğu hâllerde, rölekasyon iĢi, su altında kalacak
mevcut demiryolunun kamulaĢtırma bedeli alınarak demiryolunun bağlı olduğu idare
tarafından yapılır.
Vergi ve harçlar
MADDE 25 – (1) DSĠ tarafından, 26/6/2003 tarihinden itibaren yapılan ve ortak tesis
yatırım bedeli geri ödemesi ihtiva etmeyen su kullanım hakkı ve iĢletme esaslarına iliĢkin
anlaĢmalar ile ilgili olarak düzenlenen kağıtlar damga vergisinden ve yapılan iĢlemler harçtan
müstesnadır.
EÜAġ’ın hak ve yükümlülükleri
MADDE 26 – (1) EÜAġ, DSĠ bünyesindeki üretim tesislerini bu Kanun hükümlerine
göre devralır, mülga Türkiye Elektrik Üretim Ġletim Anonim ġirketinden devralınan ve özel
hukuk hükümlerine tabi tüzel kiĢilere devri yapılmamıĢ üretim tesislerini kendisi ve/veya
bağlı ortaklıkları ile diğer kamu üretim Ģirketleri vasıtasıyla iĢletir ya da gerektiğinde
sistemden çıkarır.
(2) EÜAġ, mevcut sözleĢmeler kapsamında iĢletme hakkı devri yoluyla özel hukuk
hükümlerine tabi tüzel kiĢilere devri yapılmıĢ veya yapılacak tesis ve iĢletmelerin ve bunlara
yapılacak ilave, ikame ve idame yatırımlarının mülkiyetini muhafaza eder.
(3) EÜAġ, mevcut ve devralacağı tesislere iliĢkin her türlü iyileĢtirme, kapasite artıĢı,
yenileme, ikame ve idame yatırımlarını yapar.
(4) Bakanlığın uygun görüĢü ile EÜAġ, yeni yapılacak üretim tesisleri için özel hukuk
hükümlerine tabi tüzel kiĢiler ile ortaklıklar kurabilir.
(5) Bakanlık ve Kurum, EÜAġ‘ın etkin bir üretim kompozisyonu oluĢturmasını
sağlamak ve üretimden kaynaklanan bir mali yük ortaya çıkmamasını teminen, enerji
piyasasında faaliyet gösteren diğer kamu iktisadi teĢebbüslerinin mali yapılarını olumsuz
etkilemeyecek Ģekilde, Kalkınma Bakanlığının ve Hazine MüsteĢarlığının da görüĢlerini
almak suretiyle her türlü önlemi almakla yetkili ve yükümlüdür.
(6) EÜAġ, üretim lisansı kapsamında 7 nci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen
faaliyetleri yapar.
TETAġ’ın hak ve yükümlülükleri
MADDE 27 – (1) TETAġ, mevcut sözleĢmeler kapsamında imzalanmıĢ olan enerji alıĢ
ve satıĢ anlaĢmalarını yürütür. Mevcut imtiyaz ve uygulama sözleĢmeleri kapsamında enerji
alıĢ ve satıĢ anlaĢmaları imzalayabilir, hükümetler arası anlaĢmalar kapsamında elektrik
enerjisi ithalat veya ihracat anlaĢmaları imzalayabilir.
(2) TETAġ, bu Kanun ve ilgili mevzuat kapsamında elektrik enerjisi ve kapasitesi alım
ve satımına iliĢkin ikili anlaĢmalar yapar ve yürütür, organize toptan elektrik piyasalarında
faaliyette bulunabilir.
(3) TETAġ, görevli tedarik Ģirketlerine tarifesi düzenlemeye tabi olan tüketiciler için
toptan satıĢ tarifesinden elektrik enerjisi satar.
(4) TETAġ‘ın tarifesi düzenlemeye tabi olmayan tüketiciler için görevli tedarik
Ģirketlerine elektrik enerjisi satıĢına iliĢkin fiyat, hüküm ve Ģartlar taraflar arasında serbestçe
belirlenir.
(5) Kurul tarafından son kaynak tedarikçisi olarak yetkilendirilen tedarikçiler, son
kaynak tedarikçisi kapsamındaki müĢteriler için temin ettiği elektrik enerjisinin Kurul
tarafından her yıl belirlenecek oranı kadarını, TETAġ‘tan temin etmekle yükümlüdür.
(6) Dağıtım Ģirketleri, genel aydınlatma ile teknik ve teknik olmayan kayıplarından
dolayı enerji ihtiyaçlarını TETAġ‘tan temin ederler.
(7) Bakanlık ve Kurum, TETAġ‘ın alım yükümlülüklerini tam olarak karĢılayabilmesi
ve bu yükümlülüklerden kaynaklanan herhangi bir mali yükün ortaya çıkmamasını teminen,
enerji piyasasında faaliyet gösteren diğer kamu iktisadi teĢebbüslerinin mali yapılarını
olumsuz etkilemeyecek Ģekilde, Kalkınma Bakanlığının ve Hazine MüsteĢarlığının da
görüĢlerini almak suretiyle her türlü önlemi almaya yetkili ve yükümlüdür.
Yatırım bedellerinin güncellenmesi
MADDE 28 – (1) Mevcut sözleĢmeleri çerçevesinde faaliyet gösteren ve DSĠ katılım
payları tarife yoluyla TETAġ tarafından ödenen iĢletmedeki yap-iĢlet-devret modeli
hidroelektrik santrallerin sözleĢmelerinde ABD Doları cinsinden yer alan DSĠ enerji katılım
payları, sözleĢmede yer aldığı miktarda ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankası döviz kuru üzerinden her iĢletme yılının sonunda DSĠ‘ye ödenir.
(2) 4628 sayılı Kanun kapsamında kurulmuĢ ve kurulacak olan hidroelektrik santraller
için imzalanan su kullanım hakkı anlaĢması hükümleri çerçevesinde DSĠ‘ye ödenecek olan
enerji hissesi katılım payının hesabında esas alınacak tesis bedeli, tek veya çok maksatlı
tesislerde tesisin ihaleye esas ilk keĢfi;
a) Enerji tesisini ihtiva ediyorsa, tesisin DSĠ tarafından yapılan kısmın ilk keĢif bedeli,
b) Enerji tesisini ihtiva etmiyorsa, ortak tesise ait ilk keĢif bedeli,
TEFE/ÜFE ile su kullanım anlaĢmasının yapıldığı tarihe getirilmiĢ olan bedelin yüzde
otuzundan fazlasını geçemez ve (b) bendi kapsamına giren tesislerde, DSĠ tarafından enerji
tesisine harcanan miktar var ise TEFE/ÜFE ile hesaplanarak ayrıca enerji hissesi katılım
payına ilave edilir. Ġlk keĢif bedelinin güncellenmesinde, 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı
Devlet Ġhale Kanununa göre ihale edilen iĢlerde keĢif yılının ocak ayında yayınlanan
TEFE/ÜFE değeri, imzalanan su kullanım hakkı anlaĢmalarında bedel belirlenmiĢse bu
bedelin hesabında kullanılan TEFE/ÜFE değeri, 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu Ġhale
Kanununa göre ihale edilen iĢlerde teklifin yapıldığı tarihten bir ay önceki TEFE/ÜFE
değerleri esas alınır. Proje ile ilgili kamulaĢtırmalar için yapılmıĢ ve yapılacak olan
ödemelerin TEFE ile su kullanım anlaĢması tarihine getirilmiĢ bedelinin enerji hissesine
düĢen miktarının tamamı Ģirket tarafından ödenir.
Hidrolik kaynaklara baĢvuruların değerlendirilmesi
MADDE 29 – (1) Hidrolik kaynaklar için üretim lisansı almak maksadı ile su kullanım
hakkı anlaĢması imzalamak üzere yapılan baĢvurularda, su kullanım hakkı anlaĢması
imzalanacak tüzel kiĢiyi belirlemeye DSĠ yetkilidir. Aynı kaynak için DSĠ‘ye birden fazla
baĢvuru yapılmıĢ olması hâlinde; fizibilitesi kabul edilebilir bulunanlar arasından her yıl için
birim megavat baĢına en yüksek oranda hidroelektrik kaynak katkı payı vermeyi teklif eden
tüzel kiĢi, anlaĢma imzalanmak üzere belirlenir ve Kuruma bildirilir.
(2) Hidroelektrik kaynak katkı payı bedeli her yıl ocak ayı sonuna kadar DSĠ bütçesine
gelir kaydedilmek üzere ödenir.
(3) Bu maddenin uygulanmasına iliĢkin usul ve esaslar DSĠ‘nin bağlı olduğu bakanlık
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
DeğiĢtirilen ve yürürlükten kaldırılan hükümler
MADDE 30 – (1) 4628 sayılı Kanunun baĢlığı ―Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun
TeĢkilat ve Görevleri Hakkında Kanun‖ Ģeklinde değiĢtirilmiĢtir.
(2) 4628 sayılı Kanunun 1 inci maddesi baĢlığı ile birlikte aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢtir.
―Amaç ve tanımlar
MADDE 1- Bu Kanunun amacı; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun teĢkilat, görev,
yetki ve sorumluluğu ile personelinin özlük iĢlerine iliĢkin esasları düzenlemektir.
Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Bakan: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanını,
b) Bakanlık: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığını,
c) Kurul: Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunu,
ç) Kurum: Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunu,
ifade eder.‖
(3) 4628 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi baĢlığıyla birlikte aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢtir.
―BaĢkanlık, kadro, kurum personelinin statüsü, atanma usulü ve özlük hakları
MADDE 9 – BaĢkanlık; BaĢkan, baĢkan yardımcıları ve hizmet birimlerinden oluĢur.
BaĢkana Kurum baĢkanlığına iliĢkin görevlerinde yardımcı olmak üzere Kurul kararıyla iki
baĢkan yardımcısı atanabilir. BaĢkan yardımcıları, BaĢkan tarafından verilen görev ve
talimatların yerine getirilmesinden ve ilgili hizmet birimleri arasında koordinasyonun
sağlanmasından sorumludur. Ayrıca BaĢkan tarafından, ekli (I) sayılı cetvelde yer alan kadro
sayısını geçmemek üzere baĢkan danıĢmanı atanabilir.
Kurumun hizmet birimleri ile görev ve yetkileri Ģunlardır:
a) Elektrik Piyasası Dairesi BaĢkanlığı: Bu Kanun ve diğer kanunlarla Kuruma verilen
elektrik piyasası ile ilgili düzenleme, rekabet Ģartlarını oluĢturma, tüketici haklarının
korunması ile tüketici Ģikâyetlerinin incelenmesi çalıĢmalarını yapmak, her türlü lisans,
sertifika, izin ve belgelendirmeye iliĢkin iĢ ve iĢlemleri yürütmek.
b) Doğal Gaz Piyasası Dairesi BaĢkanlığı: Bu Kanun, 18/4/2001 tarihli ve 4646 sayılı
Doğal Gaz Piyasası Kanunu ve diğer kanunlarla Kuruma verilen doğal gaz piyasası ile ilgili
düzenleme, rekabet Ģartlarını oluĢturma, tüketici haklarının korunması ile tüketici
Ģikâyetlerinin incelenmesi çalıĢmalarını yapmak, her türlü lisans, sertifika, izin ve
belgelendirmeye iliĢkin iĢ ve iĢlemleri yürütmek.
c) Petrol Piyasası Dairesi BaĢkanlığı: Bu Kanun, 4/12/2003 tarihli ve 5015 sayılı Petrol
Piyasası Kanunu ve diğer kanunlarla Kuruma verilen petrol piyasası ile ilgili düzenleme,
rekabet Ģartlarını oluĢturma, tüketici haklarının korunması ile tüketici Ģikâyetlerinin
incelenmesi çalıĢmalarını yapmak, her türlü lisans, sertifika, izin ve belgelendirmeye iliĢkin iĢ
ve iĢlemleri yürütmek, ulusal marker iĢlemlerini yürütmek.
ç) SıvılaĢtırılmıĢ Petrol Gazları Piyasası Dairesi BaĢkanlığı: Bu Kanun, 2/3/2005 tarihli
ve 5307 sayılı SıvılaĢtırılmıĢ Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası
Kanununda DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanun ve diğer kanunlarla Kuruma verilen
sıvılaĢtırılmıĢ petrol gazları piyasası ile ilgili düzenleme, rekabet Ģartlarını oluĢturma, tüketici
haklarının korunması ile tüketici Ģikâyetlerinin incelenmesi çalıĢmalarını yapmak, her türlü
lisans, sertifika, izin ve belgelendirmeye iliĢkin iĢ ve iĢlemleri yürütmek.
d) Tarifeler Dairesi BaĢkanlığı: Bu Kanun ve diğer kanunlarla Kuruma verilen tarife
belirleme, elektrik ve doğal gaz tarifelerine esas yatırım planlarının onaylanması, yatırım
tavanlarının belirlenmesi ve talep tahminlerinin onaylanması ile ilgili iĢleri yapmak.
e) Denetim Dairesi BaĢkanlığı: Kurumun faaliyet gösterdiği piyasalarda ilgili kanunlar
ve ikincil mevzuat uyarınca yapılması gereken inceleme ve denetimleri yapmak veya
yaptırmak, gerektiğinde bu hususlarda yetkili kamu kurum ve kuruluĢları ile iĢ birliği yapmak,
piyasalarda görülen aksaklıklara iliĢkin çözüm önerilerinde bulunmak.
f) KamulaĢtırma Dairesi BaĢkanlığı: Kurumun görev alanındaki piyasalarda bu Kanun
ve diğer kanunlarda belirtilen Kurumun kamulaĢtırmaya iliĢkin görevleriyle ilgili iĢleri
yapmak veya yaptırmak.
g) Hukuk Dairesi BaĢkanlığı: Kuruma iliĢkin her türlü uyuĢmazlığın takibi ve
çözümlenmesi amacıyla Kurumu temsil etmek ve gerektiğinde yasal yollara baĢvurmak,
hukuki konularda BaĢkana ve diğer hizmet birimlerine hukuki danıĢmanlık hizmeti vermek.
ğ) Strateji GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı: Kurumun strateji ve politikalarını belirlemek
ve uygulamaları takip etmek, Kurumun uluslararası iliĢkilerini yürütmek, sektörel geliĢmeleri
ve yönelimleri izlemek, piyasa verilerini derlemek, piyasa geliĢim raporlarını hazırlamak,
tüketici haklarına iliĢkin iĢleri yapmak, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi
ve Kontrol Kanunu ve diğer mevzuatla strateji geliĢtirme ve mali hizmetler birimlerine verilen
görevleri yapmak, bilgi iĢlem altyapısını sağlamak ve yürütmek.
h) Ġnsan Kaynakları ve Destek Hizmetleri Dairesi BaĢkanlığı: Yönetimi geliĢtirme,
iĢgücü planlaması, Kurum personelinin özlük iĢleri, mali ve sosyal hakları ile idari hizmetlere
yönelik her türlü iĢ ve iĢlemleri yapmak.
ı) Basın ve Halkla ĠliĢkiler MüĢavirliği: Kurumun faaliyet alanı ile ilgili konularda yazılı
ve görsel basını takip ederek gerekli dokümantasyonu sağlamak, Kurumun basın ve yayın
kuruluĢları ile iliĢkilerini planlamak ve kamuoyunda tanıtılmasına iliĢkin yayın ve faaliyetleri
yürütmek.
i) Kurul Hizmetleri Müdürlüğü: Kurul ve Kurul üyelerinin sekretarya hizmetlerini
yürütmek ve protokol iĢlerini düzenlemek.
j) BaĢkanlık Özel Kalem Müdürlüğü: BaĢkanın sekretarya hizmetlerini yürütmek ve her
türlü protokol iĢlerini düzenlemek.
Hizmet birimlerinin faaliyet alanı, görev yetki ve sorumlulukları yukarıda belirtilen
görev ve fonksiyonlara uygun olarak Kurumun teklifi ve Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe
konulan yönetmelikle belirlenir.
Kurumda istihdam edilecek personele iliĢkin kadro unvan ve sayıları ekli (I) sayılı
cetvelde gösterilmiĢtir. Toplam kadro sayısını geçmemek üzere 190 sayılı Genel Kadro ve
Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki cetvellerde yer alan kadro unvanlarıyla
sınırlı olmak kaydıyla unvan ve derece değiĢikliği yapma, yeni unvan ekleme ve boĢ
kadroların iptali Kurul kararı ile yapılır.
Kurum hizmetlerinin gerektirdiği görevler, idari hizmet sözleĢmesi ile sözleĢmeli olarak
istihdam edilen personel eliyle yürütülür. Kurum personeli bu Kanunla düzenlenen hususlar
dıĢında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabidir.
Kurul üyeleri ve Kurum personelinin ayrıca 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48
inci maddesinin (A) bendinin (1), (4), (5), (6) ve (7) numaralı alt bentlerinde belirtilen Ģartları
taĢımaları zorunludur.
Kuruma verilen görevlerin gerektirdiği asli görev ve hizmetler enerji uzmanı ve enerji
uzman yardımcılarından oluĢan meslek personeli ile ekli (I) sayılı cetvelde yer alan diğer
kadrolarda görev yapan personel eliyle yürütülür. Enerji uzman yardımcılarının mesleğe
alınmaları, yarıĢma sınavı, tez hazırlama ve yeterlilik sınavları ile enerji uzmanlığına
atanmaları 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ek 41 inci maddesi hükümleri
çerçevesinde Kurul tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Kurul BaĢkanı ve Kurul üyeleri ile bu Kanuna ekli kadrolarda idari hizmet
sözleĢmesiyle istihdam edilen Kurum personeli, sosyal güvenlik açısından 31/5/2006 tarihli
ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılır. Kurumda, Kurul BaĢkanı ve Kurul
üyesi ile bu Kanuna ekli kadrolarda idari hizmet sözleĢmesiyle istihdam edilen personelin
sosyal güvenlik hak ve yükümlülükleri 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükmü
saklı kalmak kaydıyla anılan kanun hükümlerine göre tespit olunur. 5510 sayılı Kanunun 4
üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı iken Kurul BaĢkanı ve
üyeliklerine atananlardan bu görevleri sona erenler veya bu görevlerinden ayrılma isteğinde
bulunanların bu görevlerde geçen hizmet süreleri kazanılmıĢ hak aylık, derece ve
kademelerinin tespitinde dikkate alınır. Bunlardan bu görevleri sırasında 5510 sayılı Kanunun
geçici 4 üncü maddesi kapsamına girenlerin bu görevlerde geçen süreleri makam tazminatı ile
temsil tazminatı ödenmesi gereken süre olarak değerlendirilir. Kamu kurum ve kuruluĢlarında
5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı iken
Kurul BaĢkanı ve üyeliklerine atananların, önceki kurum ve kuruluĢları ile iliĢiklerinin
kesilmesi kendilerine kıdem tazminatı veya iĢ sonu tazminatı ödenmesini gerektirmez. Bu
durumda olanların kıdem tazminatı veya iĢ sonu tazminatı ödenmesi gereken hizmet süreleri,
Kurul BaĢkanı ile Kurul üyeliği olarak geçen hizmet süreleri ile birleĢtirilir ve emeklilik
ikramiyesi ödenecek süre olarak değerlendirilir.
Kurul BaĢkan ve üyeliklerine atananların Kurulda görev yaptıkları sürece önceki
görevleri ile olan iliĢkileri kesilir. Ancak, kamu görevlisi iken üyeliğe atananlar, memuriyete
giriĢ Ģartlarını kaybetmemeleri kaydıyla, görev sürelerinin sona ermesi veya görevden ayrılma
isteğinde bulunmaları ve otuz gün içinde eski kurumlarına baĢvurmaları durumunda atamaya
yetkili makam tarafından bir ay içinde mükteseplerine uygun bir kadroya atanır. Atama
gerçekleĢinceye kadar, bunların almakta oldukları her türlü ödemelerin Kurul tarafından
ödenmesine devam olunur. Bir kamu kurumunda çalıĢmayanlardan Kurul BaĢkan ve üyeliğine
seçilip yukarıda belirtilen Ģekilde görevi sona erenlere herhangi bir görev veya iĢe
baĢlayıncaya kadar, almakta oldukları her türlü ödemeler Kurum tarafından ödenmeye devam
edilir ve bu Ģekilde üyeliği sona erenlere Kurum tarafından yapılacak ödeme iki yılı geçemez.
Kurul BaĢkan ve üyeleri ile Kurum personeline 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin ek 11 inci maddesi uyarınca belirlenmiĢ emsali personele mali ve
sosyal haklar kapsamında yapılan ödemeler vergi ve diğer her türlü kanuni kesintiler dâhil
aynı usul ve esaslar çerçevesinde ödenir.‖
(4) 4628 sayılı Kanuna aĢağıdaki geçici madde eklenmiĢtir.
―GEÇĠCĠ MADDE 19 – Mevcut hizmet birimi baĢkanları, bu Kanunla oluĢturulan ilgili
hizmet birimi baĢkanlıklarına; kadro unvanı değiĢmeyen personel ise ihdas edilen aynı
unvanlı kadrolara halen bulundukları kadro dereceleriyle baĢka bir iĢleme gerek kalmaksızın
atanmıĢ sayılır.
Kadro ve görev unvanı değiĢen veya kaldırılan personel, bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren altı ay içinde durumlarına uygun kadrolara atanırlar. Atama iĢlemi
yapılıncaya kadar Kurumca ihtiyaç duyulan iĢlerde görevlendirilebilirler. Bunlar, yeni bir
kadroya atanıncaya kadar eski unvanlarına ait ödemeleri almaya devam ederler. Yeni bir
kadroya atandıktan sonra ise eski kadrolarına ait almakta oldukları aylık net ücretin,
atandıkları yeni kadrolarına ait net ücretten fazla olması hâlinde, aradaki fark atandıkları
kadroda kaldıkları sürece ve yeni kadrolarının ücreti ile eĢitleninceye kadar herhangi bir vergi
ve kesintiye tabi tutulmaksızın her ay tazminat olarak ödenir. Ġsteğe bağlı olarak, atandıkları
kadro unvanında herhangi bir değiĢiklik olanlarla baĢka kurumlara geçenlere fark tazminatı
ödenmesine son verilir.
15/1/2012 tarihinde Kurum kadrolarında bulunan personel hakkında, emeklilik dâhil
anılan tarihten önce yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin 375 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin geçici 10 uncu maddesi hükümleri de dikkate alınmak suretiyle uygulanmasına
devam olunur.‖
(5) 4628 sayılı Kanunun 2 nci, 3 üncü, 11 inci, 13 üncü, 14 üncü, 15 inci, ek 3 üncü,
geçici 1 inci, geçici 2 nci, geçici 3 üncü, geçici 4 üncü, geçici 5 inci, geçici 6 ncı, geçici 7 nci,
geçici 8 inci, geçici 9 uncu, geçici 10 uncu, geçici 11 inci, geçici 12 nci, geçici 13 üncü, geçici
14 üncü, geçici 15 inci, geçici 16 ncı, geçici 17 nci ve geçici 18 inci maddeleri yürürlükten
kaldırılmıĢtır.
(6) 5346 sayılı Kanunun 6/C maddesinin dördüncü ve altıncı fıkraları ile geçici 4 üncü
maddesi yürürlükten kaldırılmıĢtır.
(7) 2/3/2005 tarihli ve 5307 sayılı SıvılaĢtırılmıĢ Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu
ve Elektrik Piyasası Kanununda DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 6 ncı
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi yürürlükten kaldırılmıĢtır.
Atıflar ve yönetmelikler
MADDE 31 – (1) Diğer mevzuatta, 4628 sayılı Kanunun bu Kanunla yürürlükten
kaldırılan maddelerine yapılan atıflar, bu Kanunun ilgili hükümlerine yapılmıĢ sayılır.
(2) Bu Kanun kapsamında düzenlenmesi gereken ve süre belirtilmeyen yönetmelikler,
bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde çıkarılır. Bu yönetmelikler
yürürlüğe girinceye kadar mevcut yönetmelik, tebliğ, Kurul kararı gibi bütün genel
düzenleyici iĢlemlerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
ALTINCI BÖLÜM
Geçici ve Son Hükümler
Ulusal tarife uygulaması
GEÇĠCĠ MADDE 1 – (1) Düzenlemeye tabi tarifeler üzerinden elektrik enerjisi satın
alan tüketicileri, dağıtım bölgeleri arası maliyet farklılıkları nedeniyle var olan fiyat
farklılıklarından kısmen veya tamamen koruyacak Ģekilde tesis edilmiĢ ve uygulamaya iliĢkin
hususları Kurum tarafından hazırlanan tebliğ ile düzenlenmiĢ fiyat eĢitleme mekanizması,
31/12/2015 tarihine kadar uygulanır. Tüm kamu ve özel dağıtım Ģirketleri ile görevli tedarik
Ģirketleri fiyat eĢitleme mekanizması içerisinde yer alır.
(2) 31/12/2015 tarihine kadar ulusal tarife uygulamasının gerekleri esas alınır ve ulusal
tarifede çapraz sübvansiyon uygulanır. Ulusal tarife, Kurumca hazırlanır ve Kurul onayıyla
yürürlüğe girer.
(3) 31/12/2015 tarihine kadar tüm hesaplar ilgili mevzuata göre ayrıĢtırılarak tutulur.
(4) Bu madde kapsamındaki sürelerin beĢ yıla kadar uzatılmasına Bakanlar Kurulu
yetkilidir.
Yap-iĢlet-devret sözleĢmesi
GEÇĠCĠ MADDE 2 – (1) 3096 sayılı Kanun hükümlerine göre Bakanlık ile yap-iĢletdevret sözleĢmesi yapmıĢ olan fakat iĢletmeye girmeden sözleĢmelerini sonlandırmıĢ veya
sonlandıracak Ģirketlerin, bu Kanun kapsamında lisans alarak faaliyetlerini sürdürmelerini
teminen, sözleĢme kapsamında yap-iĢlet-devret tesislerinin kurulması için lehlerine irtifak
hakkı tesis edilmiĢ olan Hazine taĢınmazları, üzerindeki tesislerin değeri dikkate alınmaksızın,
rayiç bedeli üzerinden Maliye Bakanlığınca bu Ģirketlere doğrudan satılabilir.
Vergi düzenlemeleri
GEÇĠCĠ MADDE 3 – (1) Elektrik dağıtım Ģirketleri ile elektrik üretim tesis ve/veya
Ģirketlerinin özelleĢtirilmesi çalıĢmaları kapsamında; 31/12/2023 tarihine kadar yapılacak
devir, birleĢme, bölünme, kısmi bölünme iĢlemleriyle ilgili olarak ortaya çıkan kazançlar,
kurumlar vergisinden müstesnadır. Bu madde kapsamında yapılacak iĢlemler nedeniyle zarar
oluĢması hâlinde, bu zarar kurum kazancının tespitinde dikkate alınmaz. Yapılan bu bölünme
iĢlemleri 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu kapsamında yapılan
bölünme iĢlemi olarak kabul edilir.
(2) Bu madde kapsamında yapılacak teslim ve hizmetler katma değer vergisinden
müstesnadır. Söz konusu teslim ve hizmet ifalarıyla ilgili olarak yüklenilen vergiler, vergiye
tabi iĢlemler nedeniyle hesaplanan katma değer vergisinden indirilir. Ġndirim yoluyla
giderilemeyen katma değer vergisi iade edilmez. Bu madde kapsamına giren iĢlemlerde, 6102
sayılı Kanunun ilgili hükümleri uygulanmaz.
(3) Dağıtım ve perakende satıĢ faaliyetlerinin ayrıĢtırılması iĢlemleri, bu Kanuna
istinaden belirlenen usul ve esaslar dâhilinde, kayıtlı değerler üzerinden yapılması Ģartıyla,
5520 sayılı Kanun kapsamında yapılan bölünme iĢlemi sayılır.
Arz güvenliğinin sağlanmasına yönelik düzenlemeler
GEÇĠCĠ MADDE 4 – (1) Kısa dönemde gerekli arz kapasitesinin yeterli bir yedekle
oluĢturulması amacıyla, 31/12/2015 tarihine kadar ilk defa iĢletmeye girecek üretim lisansı
sahibi tüzel kiĢilere, aĢağıdaki teĢvikler sağlanır. Bu sürenin beĢ yıla kadar uzatılmasına
Bakanlar Kurulu yetkilidir.
a) Üretim tesislerinin, iĢletmeye giriĢ tarihlerinden itibaren beĢ yıl süreyle iletim sistemi
sistem kullanım bedellerinden yüzde elli indirim yapılır.
b) Üretim tesislerinin yatırım döneminde, üretim tesisleriyle ilgili yapılan iĢlemler
harçtan ve düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden müstesnadır.
(2) Orman vasıflı olan veya Hazinenin özel mülkiyetinde ya da Devletin hüküm ve
tasarrufu altında bulunan taĢınmazlardan; 5346 sayılı Kanun kapsamındaki yenilenebilir enerji
kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesisleri ile Bakanlık tarafından düzenlenen bir maden
iĢletme ruhsatı ve izni kapsamında, 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanununun 2 nci
maddesinin IV. Grup (b) bendinde yer alan madenlerin girdi olarak kullanıldığı elektrik
üretim tesislerinde; tesis, ulaĢım yolları ve Ģebeke bağlantı noktasına kadar ki enerji nakil hattı
için kullanılacak olanlar hakkında Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı veya Maliye Bakanlığı
tarafından bedeli karĢılığında izin verilir, kiralama yapılır, irtifak hakkı tesis edilir veya
kullanma izni verilir.
(3) Ġkinci fıkrada belirtilen amaçlarda kullanılacak olan taĢınmazların 25/2/1998 tarihli
ve 4342 sayılı Mera Kanunu kapsamında bulunan mera, yaylak, kıĢlak ile kamuya ait otlak ve
çayır olması hâlinde, 4342 sayılı Kanun hükümleri uyarınca bu taĢınmazlar, tahsis amacı
değiĢtirilerek Hazine adına tescil edilir. Bu taĢınmazlara iliĢkin olarak, Maliye Bakanlığı
tarafından bedeli karĢılığında kiralama yapılır veya irtifak hakkı tesis edilir.
(4) Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla iĢletmede olanlar dâhil 31/12/2020 tarihine
kadar iĢletmeye girecek olan 5346 sayılı Kanun kapsamındaki yenilenebilir enerji
kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesisleri ile bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren
31/12/2020 tarihine kadar iĢletmeye girecek olan Bakanlık tarafından düzenlenen bir maden
iĢletme ruhsatı ve izni kapsamında 3213 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin IV. Grup (b)
bendinde yer alan madenlerin girdi olarak kullanıldığı elektrik üretim tesislerinden, ulaĢım
yollarından ve lisanslarında belirtilen sisteme bağlantı noktasına kadarki TEĠAġ ve dağıtım
Ģirketlerine devredilecek olanlar da dâhil enerji nakil hatlarından, ilgili kurum tarafından
verilmiĢ izin tarihinden itibaren yatırım ve iĢletme dönemlerinin ilk on yılında izin, kira,
irtifak hakkı ve kullanma izni bedellerine yüzde seksen beĢ indirim uygulanır. Bunlardan
Orman Köylüleri Kalkındırma Geliri ile Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Geliri alınmaz.
Bu Kanunun yayımı tarihinden önce kamu kurum veya kuruluĢları tarafından elektrik üretim
tesisi yapılmak amacıyla ihalesi yapılan ya da sözleĢmeye bağlanan maden sahalarında
kurulmuĢ ve kurulacak tesisler bu fıkrada yer alan indirim ve istisnalardan faydalanamaz. Bu
fıkra kapsamındaki sürenin beĢ yıla kadar uzatılmasına Bakanlar Kurulu yetkilidir.
Elektrik Enerjisi Fonu
GEÇĠCĠ MADDE 5 – (1) 3096 sayılı Kanun çerçevesinde gerçekleĢtirilmiĢ olan
projeler kapsamında ilgili Ģirketlerle mülga Elektrik Enerjisi Fonu arasında imzalanan Fon
AnlaĢmaları gereğince, Fon tarafından sağlanan ve sağlanacak olan ve Ģirketlerin satıĢ
tarifelerine yansıtılmak suretiyle, Ģirketlere ilave kaynak sağlanarak, Fona geri ödenmesi
öngörülen kredilerin geri ödenmesinde faiz uygulanmaz.
Genel aydınlatma
GEÇĠCĠ MADDE 6 – (1) 31/12/2015 tarihine kadar, genel aydınlatma kapsamında
aydınlatılan yerlerde gerçekleĢen aydınlatma giderleri Bakanlık bütçesine konulacak
ödenekten ve ilgili belediyeler ile il özel idarelerinin genel bütçe vergi gelirleri payından
karĢılanır. Bakanlar Kurulu bu süreyi iki yıla kadar uzatmaya yetkilidir. Belediyelerin genel
bütçe vergi gelirleri payından yapılacak kesinti, büyükĢehir belediyeleri ve mücavir
alanlarındaki belediyelerde aydınlatma giderlerinin yüzde onu, diğer belediyelerde yüzde beĢi
olarak uygulanır. Bu sınırlar dıĢında ise aydınlatma giderlerinin yüzde onu ilgili il özel idaresi
payından kesinti yapılmak suretiyle karĢılanır. Bakanlar Kurulu bu fıkra kapsamındaki
oranları iki katına kadar artırmaya yetkilidir.
(2) Bakanlığın belirleyeceği temsilcinin baĢkanlığında dağıtım Ģirketi, ilgili belediye
ve/veya il özel idaresi temsilcilerinden oluĢan aydınlatma komisyonunun genel aydınlatma
kararı vereceği bölgelere iliĢkin gerekli yatırımlar, dağıtım Ģirketince yapılır.
(3) Güvenlik amacıyla yapılan sınır aydınlatmalarına ait tüketim ve yatırım giderleri,
ĠçiĢleri Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekten, toplumun ibadetine açılmıĢ ve ücretsiz
girilen ibadethanelere iliĢkin aydınlatma giderleri ise Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı bütçesine
konulacak ödenekten karĢılanır.
(4) TEDAġ, belirli dönemler itibarıyla dağıtım Ģirketleri tarafından gönderilen
faturalardaki tüketim miktarı ve bedellerinin gerçek durumu gösterip göstermediğine iliĢkin
olarak dağıtım Ģirketleri nezdinde gerekli denetimleri yapar. Yapılan denetimler sonucunda
dağıtım Ģirketine fazla ödeme yapıldığının tespit edilmesi hâlinde, fazla yapılan ödeme
tutarının, ödemenin yapıldığı tarih ile geri alındığı tarih arasında geçen süreye 21/7/1953
tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci
maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranı dikkate alınarak hesaplanan faiz ile birlikte
bir ay içinde ödenmesi ilgili dağıtım Ģirketinden istenir. Bu süre içerisinde ödeme
yapılmaması hâlinde söz konusu ödeme tutarı dağıtım Ģirketinin cari dönem alacaklarından
mahsup edilir. Bu suretle de tahsil edilemeyen alacaklar Bakanlığın bildirimi üzerine vergi
daireleri tarafından 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilir. Fazla ödemeler
nedeniyle yapılan tahsilatların yüzde sekseni genel bütçeye gelir kaydedilir, geriye kalan
yüzde yirmilik kısmı ise ilgili mahalli idarelere aktarılır. Bu fıkranın uygulanmasına iliĢkin
tereddütleri gidermeye ve gerektiğinde usul ve esas belirlemeye Maliye Bakanlığının uygun
görüĢü üzerine Bakanlık yetkilidir.
(5) Bakanlık birinci fıkra kapsamındaki ödemelere iliĢkin gerekli düzenlemeleri bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içerisinde yapar. Bu süre zarfında, genel
aydınlatma tüketim giderlerinin ödenmesine iliĢkin iĢ ve iĢlemler, 4628 sayılı Kanunun bu
Kanunla mülga geçici 17 nci maddesine ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre Hazine
MüsteĢarlığı tarafından yürütülür. 4628 sayılı Kanunun bu Kanunla mülga geçici 17 nci
maddesi uyarınca Hazine MüsteĢarlığı bütçesinden yapılan ödemelere iliĢkin denetim, takip
ve tahsilat iĢlemleri dördüncü fıkra kapsamında yapılır.
(6) Aydınlatmayla ilgili ölçüme iliĢkin teknik esaslar ile ödemeye, kesinti yapılmasına,
uygulamaya ve denetime iliĢkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından yürürlüğe konulan
yönetmelikle düzenlenir.
Otoprodüktör lisansının üretim lisansına dönüĢtürülmesi
GEÇĠCĠ MADDE 7 – (1) Otoprodüktör lisansı sahibi tüzel kiĢilere, mevcut
lisanslarındaki hakları korunarak bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay içerisinde
resen ve lisans alma bedeli alınmaksızın üretim lisansı verilir. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten sonra Kuruma otoprodüktör lisansı baĢvurusunda bulunulamaz; yapılmıĢ baĢvurular
üretim lisansı kapsamında değerlendirilir.
(2) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce özelleĢtirilen kuruluĢlar tarafından
iĢletilmekte olan tesisler için, 4628 sayılı Kanun hükümlerine göre verilen otoprodüktör
lisansları üretim lisansına dönüĢtürülür ve satıĢ/iĢletme hakkı devir sözleĢmelerinde belirlenen
hususlar üretim lisansına dercedilir. Bu kapsamdaki lisans sahipleri, bir takvim yılı içinde
elektrik enerjisi üretim miktarının en fazla yüzde yirmisini piyasada satabilir. Arz güvenliği
açısından ihtiyaç duyulacak hâllere münhasır olmak üzere, Kurul bu oranı artırabilir.
Üretim tesislerinin çevre mevzuatıyla uyumlu hâle getirilmesi
GEÇĠCĠ MADDE 8 – (1) EÜAġ veya bağlı ortaklık, iĢtirak, iĢletme ve iĢletme
birimleri ile varlıklarına ve 4046 sayılı Kanun kapsamında oluĢturulacak kamu üretim
Ģirketlerine, bunların özelleĢtirilmeleri hâlinde de geçerli olmak üzere, çevre mevzuatına
uyumuna yönelik yatırımların gerçekleĢtirilmesi ve çevre mevzuatı açısından gerekli izinlerin
tamamlanması amacıyla 31/12/2018 tarihine kadar süre tanınır. Bu sürenin üç yıla kadar
uzatılmasına Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bu süre zarfında ve önceki dönemlere iliĢkin olarak
bu gerekçeyle, EÜAġ veya bağlı ortaklık, iĢtirak, iĢletme ve iĢletme birimleri ile varlıklarında
ve 4046 sayılı Kanun kapsamında oluĢturulacak kamu üretim Ģirketlerinde, bunların
özelleĢtirilmeleri hâlinde de geçerli olmak üzere, elektrik üretim faaliyeti durdurulamaz, idari
para cezası uygulanmaz.
ĠĢletmeye geçmemiĢ ya da geçememiĢ lisanslara yönelik iĢlemler
GEÇĠCĠ MADDE 9 – (1) Üretim lisansına dercedilen inĢaat öncesi süre içerisinde,
üretim tesisinin inĢaatına baĢlanması için yerine getirilmesi gereken yükümlülüklerini ikmal
edememiĢ tüzel kiĢilere, varsa kalan inĢaat öncesi sürelerine ek olarak; yoksa sadece altı ay
süre verilir. Mücbir sebepler dıĢında bu süre içerisinde de yükümlülüklerini ikmal edemeyen
tüzel kiĢilerin lisansları iptal edilir.
(2) Kamu kuruluĢlarından elektrik üretim tesisi kurmak üzere redevans usulüyle alınmıĢ
kömür sahası için verilmiĢ lisanslar ile lisansa dercedilmiĢ inĢaat öncesi süre içerisinde
yapılması gereken kamulaĢtırma ve demiryolu rölekasyon iĢlemleri bu süre içerisinde
tamamlanamayacağı Kuruma gerekçeleriyle belgelendirilen ve bu gerekçeleri Kurul
tarafından kabul edilen lisanslar için birinci fıkra hükmü uygulanmaz.
(3) Mevcut üretim veya otoprodüktör lisanslarını ya da lisans baĢvurularını
sonlandırmak isteyen tüzel kiĢilerin bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden bir ay
içerisinde Kuruma baĢvurmaları hâlinde lisansları veya baĢvuruları sonlandırılarak teminatları
iade edilir.
Mevcut lisans baĢvurularının önlisansa dönüĢtürülmesi
GEÇĠCĠ MADDE 10 – (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Kurumca
henüz sonuçlandırılmamıĢ üretim lisansı baĢvuruları, önlisans baĢvurusu olarak değerlendirilir
ve sonuçlandırılır.
Tedarik lisansı verilmesi
GEÇĠCĠ MADDE 11 – (1) Toptan satıĢ ve perakende satıĢ lisansı sahibi tüzel kiĢilere,
mevcut lisanslarındaki hakları korunarak resen ve bedel alınmaksızın tedarik lisansı verilir.
Mevcut sözleĢmeler kapsamındaki üretim tesisleri ile projelere lisans verilmesi
GEÇĠCĠ MADDE 12 – (1) Mevcut sözleĢmeler kapsamındaki üretim tesisleri ile
projelere, mevcut sözleĢmelerindeki hak ve yükümlülüklerle ve sözleĢme süresi ile sınırlı
olmak kaydıyla, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içerisinde ilgili mevzuat
kapsamında resen lisans verilir.
Hazine yatırım garantisi
GEÇĠCĠ MADDE 13 – (1) 3096 sayılı Kanun, 3996 sayılı Kanun ve 4283 sayılı Kanun
hükümleri çerçevesinde elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı ve ticareti amacıyla gerçekleĢtirilen
yatırımlara Hazine yatırım garantisi verilmez.
ĠnĢaatına baĢlanmıĢ olan tesislere yeni lisans verilmesi
GEÇĠCĠ MADDE 14 – (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce geçerli bir
üretim lisansına dayalı olarak santral inĢaatına baĢlamıĢ ancak lisansı herhangi bir sebeple
iptal edilmiĢ veya durdurulmuĢ olan lisans sahiplerine; Bakanlıkça üretim tesisi yatırımının
geri dönülemez bir noktaya geldiğinin tespit edilmesi ve kamu yararı görülmesi Ģartıyla, bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde Kuruma baĢvurulması hâlinde
Kurum tarafından lisans verilir. Bu fıkra hidroelektrik üretim tesislerini kapsamaz.
(2) BaĢvuru sahipleri, birinci fıkra kapsamında üretim faaliyeti için alınması gerekli
ruhsat ve izin gibi diğer iĢlemler, lisans alma tarihinden itibaren iki yıl içerisinde
tamamlanıncaya kadar, faaliyetlerine devam ederler. Bu süre içerisinde gerekli izinleri
alamayanların faaliyetleri, bu izinler tamamlanıncaya kadar durdurulur.
(3) Bu Kanunun yayımı tarihinden önce birinci fıkra kapsamındaki üretim tesislerinin
kullanımı amacıyla tarım dıĢı amaçlı kullanıma açılmıĢ bulunan arazilerin tarımsal bütünlüğü
bozmuyor ise istenilen amaçla kullanımını teminen bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir
yıl içerisinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına baĢvurulması, hazırlanacak toprak
koruma projesine uyulması ve tarım dıĢı kullanılan tarım arazilerinin her metrekaresi için yedi
Türk Lirası ödenmesi Ģartıyla izin verilir. Tarım arazisi vasfından çıkarılan arazilerin, ilgili
kuruluĢlarca baĢvuru sahibinin isteği doğrultusunda vasfı değiĢtirilir.
(4) Bu maddenin uygulanmasına iliĢkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak
yönetmelikle düzenlenir.
Atıl hidroelektrik santralleri
GEÇĠCĠ MADDE 15 – (1) 4628 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
elektrik üretim faaliyetinde bulunmuĢ, ancak anılan Kanunun yürürlük tarihinden sonra çeĢitli
sebeplerle üretim faaliyetinde bulunamamıĢ veya dağıtım sistemine bağlanamamıĢ
hidroelektrik santrallerinin hak sahipleriyle, bu Kanunun yürürlük tarihini takip eden altı ay
içerisinde baĢvurmaları ve mevcut projelerle çakıĢmaması hâlinde, DSĠ tarafından ilana
çıkılmaksızın 1 kuruĢ/kilovatsaat bedelle ilgili yönetmelik çerçevesinde su kullanım hakkı
anlaĢması imzalanır.
Devam eden iĢ ve iĢlemler
GEÇĠCĠ MADDE 16 – (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce Kurul
tarafından kamulaĢtırma kararı veya 2942 sayılı Kanunun 30 uncu maddesine göre devir
kararı alınmıĢ olan elektrik üretim ve dağıtım tesisleri için gerekli olan taĢınmazların
kamulaĢtırılması ve devir iĢlemleri Kurum tarafından sonuçlandırılır.
Yürürlük
MADDE 32 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 33 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
29/3/2013
(I) Sayılı Cetvel için tıklayınız.
[R.G. 30 Mart 2013 – 28603]
—— • ——
TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ĠLE KAZAKĠSTAN CUMHURĠYETĠ
HÜKÜMETĠ ARASINDA BĠLĠM VE TEKNOLOJĠ ALANINDA ĠġBĠRLĠĞĠ
ANLAġMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAĠR KANUN
Kanun No. 6448
Kabul Tarihi: 19/3/2013
MADDE 1 – (1) 22 Ekim 2009 tarihinde Ankara'da imzalanan ―Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Bilim ve Teknoloji Alanında
ĠĢbirliği AnlaĢması‖nın onaylanması uygun bulunmuĢtur.
MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
29/3/2013
[R.G. 30 Mart 2013 – 28603]
—— • ——
TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ VE AMERĠKA BĠRLEġĠK DEVLETLERĠ
HÜKÜMETĠ ARASINDA BĠLĠMSEL VE TEKNOLOJĠK ĠġBĠRLĠĞĠ ANLAġMASI
ĠLE ANLAġMAYA ĠLĠġKĠN MEKTUPLARIN VE ANLAġMADA DEĞĠġĠKLĠK
YAPILMASINA DAĠR NOTALARIN ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞU HAKKINDA KANUN
Kanun No. 6449
Kabul Tarihi: 19/3/2013
MADDE 1 – (1) 20 Ekim 2010 tarihinde VaĢington‘da imzalanan ―Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Amerika BirleĢik Devletleri Hükümeti Arasında Bilimsel ve
Teknolojik ĠĢbirliği AnlaĢması‖ ile AnlaĢma‘ya iliĢkin Mektupların ve AnlaĢma‘da değiĢiklik
yapılmasına dair Notaların onaylanması uygun bulunmuĢtur.
MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
29/3/2013
[R.G. 30 Mart 2013 – 28603]
—— • ——
STRATEJĠK DENĠZ TAġIMACILIĞI TAAHHÜTLERĠNE ĠLĠġKĠN ÇOK
ULUSLU UYGULAMA DÜZENLEMESĠNE KATILMAMIZIN
UYGUN BULUNDUĞUNA DAĠR KANUN
Kanun No. 6450
Kabul Tarihi: 19/3/2013
MADDE 1 – (1) Kanada, Danimarka, Almanya, Macaristan, Hollanda, Norveç,
Slovenya, Büyük Britanya ve Kuzey Ġrlanda arasında ―Stratejik Deniz TaĢımacılığı
Taahhütlerine ĠliĢkin Çok Uluslu Uygulama Düzenlemesi‖ne katılmamız uygun bulunmuĢtur.
MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
29/3/2013
[R.G. 30 Mart 2013 – 28603]
—— • ——
FEDERAL ALMANYA CUMHURĠYETĠ FEDERAL SAVUNMA BAKANLIĞI,
FRANSA CUMHURĠYETĠ SAVUNMA BAKANI VE TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ
MĠLLĠ SAVUNMA BAKANLIĞI ARASINDA ĠMZALANAN COBRA TOPÇU
TESPĠT RADARI 2013-2015 ARASI HĠZMET DESTEĞĠ ĠLE ĠLGĠLĠ
MUTABAKAT MUHTIRASININ ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA DAĠR KANUN
Kanun No. 6451
Kabul Tarihi: 19/3/2013
MADDE 1 – (1) Hükümetimiz adına 10 Ağustos 2012 tarihinde Ankara'da imzalanan
―Federal Almanya Cumhuriyeti Federal Savunma Bakanlığı, Fransa Cumhuriyeti Savunma
Bakanı ve Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanlığı Arasında Ġmzalanan COBRA
Topçu Tespit Radarı 2013-2015 Arası Hizmet Desteği ile Ġlgili Mutabakat Muhtırası‖nın
onaylanması uygun bulunmuĢtur.
MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
29/3/2013
[R.G. 30 Mart 2013 – 28603]
—— • ——
TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ĠLE SOMALĠ CUMHURĠYETĠ
HÜKÜMETĠ ARASINDA TEKNĠK ĠġBĠRLĠĞĠ ANLAġMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAĠR KANUN
Kanun No. 6452
Kabul Tarihi: 19/3/2013
MADDE 1 – (1) 17 Nisan 2009 tarihinde Ankara‘da imzalanan ―Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Somali Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Teknik ĠĢbirliği AnlaĢması‖nın
onaylanması uygun bulunmuĢtur.
MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
29/3/2013
[R.G. 30 Mart 2013 – 28603]
—— • ——
TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ĠLE MORĠTANYA ĠSLAM
CUMHURĠYETĠ
HÜKÜMETĠ ARASINDA SAĞLIK VE TIP BĠLĠMLERĠ ALANLARINDA
ĠġBĠRLĠĞĠNE DAĠR ANLAġMANIN ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA DAĠR KANUN
Kanun No. 6453
Kabul Tarihi: 19/3/2013
MADDE 1 – (1) 14 Aralık 2011 tarihinde Ankara‘da imzalanan ―Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Moritanya Ġslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık ve Tıp Bilimleri
Alanlarında ĠĢbirliğine Dair AnlaĢma‖nın onaylanması uygun bulunmuĢtur.
MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
29/3/2013
[R.G. 30 Mart 2013 – 28603]
—— • ——
TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ĠLE MORĠTANYA ĠSLAM
CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ARASINDA GÜVENLĠK
ĠġBĠRLĠĞĠ ANLAġMASININ ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA DAĠR KANUN
Kanun No. 6454
Kabul Tarihi: 19/3/2013
MADDE 1 – (1) 15 ġubat 2012 tarihinde Ankara‘da imzalanan ―Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Moritanya Ġslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik ĠĢbirliği
AnlaĢması‖nın onaylanması uygun bulunmuĢtur.
MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
29/3/2013
[R.G. 30 Mart 2013 – 28603]
—— • ——
YÖNETMELĠKLER
Adalet Bakanlığından:
CEZA ĠNFAZ KURUMLARI VE TUTUKEVLERĠ PERSONELĠ EĞĠTĠM
MERKEZLERĠ KURULUġ, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNETMELĠĞĠNDE
DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR YÖNETMELĠK
MADDE 1 – 4/5/2004 tarihli ve 25452 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Ceza Ġnfaz
Kurumları ve Tutukevleri Personeli Eğitim Merkezleri KuruluĢ, Görev ve ÇalıĢma
Yönetmeliğinin 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile ikinci fıkrasının (a) bendi
aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
―d) Ġnfaz ve koruma memurluğu öğrenci adaylığı için yapılacak sınavın son baĢvuru
tarihi itibarıyla 18 yaĢını doldurmuĢ, merkezi sınav tarihi itibarıyla 30 yaĢını bitirmemiĢ
olmak; idare memurluğu öğrenci adaylığı için ise yapılacak sınavın son baĢvuru tarihi
itibarıyla 18 yaĢını doldurmuĢ, merkezi sınav tarihi itibarıyla 35 yaĢını bitirmemiĢ olmak,‖
―a) En az dört yıllık lisans eğitimi veren fakülte ve yüksekokullardan veya bunlara
denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yabancı fakülte veya
yüksekokullardan mezun olmak.‖
MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 31/B maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları aĢağıdaki
Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
―Sözlü sınav ve mülâkata, kurumların ihtiyacına göre, merkezî sınavda en az 70 puan
alan öğrenci adaylarından Bakanlıkça belirlenecek kadro sayısının 5 katı idare memurluğu ve
infaz ve koruma memurluğu öğrenci adayı çağırılır. Sözlü sınav ve mülakata çağırılacak infaz
ve koruma memurluğu öğrenci adayları, her bir eğitim merkezinin bulunduğu yer adli yargı
ilk derece mahkemesi adalet komisyonu baĢkanlığınca, eğitim merkezinin yetki alanına giren
yerlerin toplam kadro sayısı esas alınarak belirlenir.
Ġdare memurluğu öğrenci adaylarının sözlü sınav ve mülâkatı sınav kurulu tarafından,
infaz ve koruma memurluğu öğrenci adaylarının ise eğitim merkezlerinin bulunduğu yer adli
yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu baĢkanlıklarınca yapılır.‖
MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 31/C maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
“MADDE 31/C – Ġdare memurluğu öğrenci adaylığına atanacaklara iliĢkin nihaî baĢarı
listesi, adayların merkezî sınav, sözlü sınav ve mülâkatta aldıkları puanların aritmetik
ortalamasına göre en yüksek puan alan adaydan baĢlamak üzere belirlenir.
Ġnfaz ve koruma memurluğu öğrenci adaylığına atanacaklara iliĢkin nihaî baĢarı listesi
belirlenirken; birinci fıkradaki usule göre yapılacak sıralamada hukuk fakültesi ve adalet
meslek yüksekokulundan mezun olan adaylara öncelik verilir. Diğer okullardan mezun olan
adaylar ise bu sıralamayı takiben kendi aralarında en yüksek puandan baĢlayarak sıralanır.
Birinci ve ikinci fıkraya göre belirlenen nihaî baĢarı listesinde puanların eĢit olması
halinde; sırasıyla merkezi sınav puanı, sözlü sınav puanı, mülakat puanı ve diploma notu
yüksek olan aday sıralamada üstte yer alır.‖
MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 31/D maddesinin birinci, üçüncü ve beĢinci fıkraları
aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢ ve ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıĢtır.
―Sınav sonuç listesi, idare memurluğu öğrenci adaylığı için Bakanlıkça, infaz ve
koruma memurluğu öğrenci adaylığı için ise sözlü sınav ve mülâkatı yapan adlî yargı ilk
derece mahkemesi adalet komisyonlarınca sınavın bitimini takip eden on gün içinde ilân
edilir.‖
―Ġdare memurluğu öğrenci adaylığı için Bakanlık, infaz ve koruma memurluğu öğrenci
adaylığı için eğitim merkezlerinin bulunduğu yer adlî yargı ilk derece mahkemesi adalet
komisyonu baĢkanlığı, sınavı kazananlardan, öğrenciliğe kabulde istenecek belgelerle birlikte,
tebliğ tarihinden itibaren onbeĢ gün içinde baĢvurmaları gerektiğini bildirir.‖
―Süresinde baĢvurmayanlar, istenilen belgeleri süresinde ibraz etmeyenler ve
öğrenciliğe baĢvuru Ģartlarını taĢımadıkları sonradan tespit edilenlerin yerine nihaî baĢarı
listesindeki sıralamaya göre uyum eğitiminin bitiĢ tarihine kadar öğrenci adayı alınır.
Eğitimin baĢladığı tarihten itibaren mazeretlerine bakılmaksızın öğrenci adayı alımı
yapılmaz.‖
MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 31/F maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
“MADDE 31/F – Kabul Ģartlarına iliĢkin evrakın ilk incelemesi idare memurluğu
öğrenci adaylığı için sınav kurulunca, infaz ve koruma memurluğu öğrenci adaylığı için ise
eğitim merkezlerinin bulunduğu yer adlî yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu
baĢkanlığınca yapılır.
Öğrenciliğe kabul teklif kararı, Ģartları taĢıyan idare memurluğu öğrenci adayları için
sınav kurulunca, infaz ve koruma memurluğu öğrenci adayları için ise adlî yargı ilk derece
mahkemesi adalet komisyonu baĢkanlığınca alınır. Güvenlik soruĢturması tamamlanmayan ve
sağlık raporu eksik olan öğrenci adayları hakkında geçici öğrenciliğe kabul teklif kararı alınır
ve bu kararlar Bakanlık onayına sunulur. Bakanlık onayı eğitim merkezlerine; ayrıca, infaz ve
koruma memurluğu öğrenci adaylarının eğitim merkezlerinin bulunduğu yer adlî yargı ilk
derece mahkemesi adalet komisyonu baĢkanlığına gönderilir.‖
MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin 35 inci maddesinin üçüncü fıkrası aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢtir.
―Ġnfaz ve koruma memurluğu öğrencilerinin evrakı ise eğitim merkezlerinin bulunduğu
yer adlî yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu baĢkanlıklarına gönderilir. Ġnfaz ve
koruma memuru öğrencileri, adlî yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu
baĢkanlıklarınca alınacak açıktan atama kararına istinaden Bakanlık onayı ile atanırlar.‖
MADDE 7 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 8 – Bu Yönetmelik hükümlerini Adalet Bakanı yürütür.
[R.G. 30 Mart 2013 – 28603]
—— • ——
Adalet Bakanlığından:
CEZA VE TEVKĠFEVLERĠ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ PERSONELĠ GÖREVDE
YÜKSELME VE UNVAN DEĞĠġĠKLĠĞĠ YÖNETMELĠĞĠNDE
DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR YÖNETMELĠK
MADDE 1 – 28/10/2005 tarihli ve 25980 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Ceza ve
Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Personeli Görevde Yükselme ve Unvan DeğiĢikliği
Yönetmeliğinin 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinin (1) numaralı alt bendi
aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
―1) En az dört yıllık yüksek öğrenim mezunu olmak,‖
MADDE 2 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Adalet Bakanı yürütür.
[R.G. 30 Mart 2013 – 28603]
—— • ——
Adalet Bakanlığından:
HÜKÜMLÜ VE TUTUKLULARIN ÖDÜLLENDĠRĠLMESĠ
HAKKINDA YÖNETMELĠK
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlü ve
tutukluların ödüllendirilmesine iliĢkin usul ve esaslar ile bu ödüllerden yararlanmanın kapsam
ve Ģartlarını düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, ceza infaz kurumlarında bulunan tüm hükümlü ve
tutukluları kapsar.
Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin Ġnfazı Hakkında Kanunun 51 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıĢtır.
Tanımlar
MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;
a) Bakanlık: Adalet Bakanlığını,
b) Genel Müdürlük: Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünü,
c) Kanun: 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin Ġnfazı
Hakkında Kanunu,
ç) Kurul: Ġdare ve Gözlem Kurulunu,
d) Kurum: Kapalı ve açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerini,
ifade eder.
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
Ödüllendirmeye ĠliĢkin Temel Ġlkeler ve Denetim
Temel ilkeler
MADDE 5 – (1) Bu Yönetmeliğin uygulanması ile ilgili olarak aĢağıdaki ilkelere
uyulur:
a) Hükümlü ve tutukluların ödüllendirilmesi ile ulaĢılmak istenen temel amaç; bu
kiĢilerin yeniden sosyalleĢmesini sağlamak suretiyle insan haklarına saygılı, hukukî ve
toplumsal kurallara bağlı bireyler olmalarını teĢvik etmektir.
b) Hükümlü ve tutuklulara; ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, felsefî inanç,
millî veya sosyal köken ve siyasî görüĢleri ile ekonomik güçleri ve diğer toplumsal konumları
yönünden ayrım yapılamaz ve sırf bu nedenlerle ayrıcalık tanınamaz.
c) Hükümlü ve tutuklulara ödül verilirken bunların bir hak değil, teĢvik esaslı ayrıcalık
olarak verilebileceği göz ardı edilemez.
ç) Hükümlü ve tutuklulara; iĢledikleri suçun türü, koĢullu salıverilme tarihi, kiĢisel
özellikleri ve ihtiyaçları, bedensel ve psikolojik yapısı, eğitim durumu ve mesleği göz önünde
bulundurularak en uygun ödül verilir ve bu karar ilgiliye bildirilir.
d) Ödüllendirmede; kurumun fizikî yapısı, personel sayısı, malî ve sosyal imkânları ile
mevcut doluluk durumu dikkate alınır.
e) Hükümlü ve tutuklulara, gerekli Ģartları taĢımaları hâlinde aynı anda birden fazla ödül
verilebilir.
f) Aynı odada kalan veya ortak etkinliklere katılan hükümlü ve tutuklulara, gerekli
Ģartları taĢımaları hâlinde birlikte yararlanabilecekleri bir ödül verilebilir.
g) Hükümlü ve tutuklular hakkında disiplin soruĢturmasına baĢlanılması veya
ödüllendirilen tutum ve davranıĢlarının ortadan kalkması hâlinde ödüllendirme kararı Kurul
tarafından derhâl geri alınır ve bu karar ilgiliye tebliğ edilir.
ğ) Hükümlü ve tutuklular, kuruma kabul iĢlemleri sırasında bu Yönetmelikte yer alan
düzenlemeler hakkında bilgilendirilir.
Ödül uygulamalarının denetimi
MADDE 6 – (1) Kurul tarafından verilen ödüllerin türleri ve kimlere verildiği ile
ödüllendirme gerekçelerini içeren aylık listeler yapılacak denetimlere imkân verecek Ģekilde
özel bir klasörde saklanır.
(2) Kurul kararlarına karĢı infaz hâkimliğine Ģikâyet ve infaz hâkimliği kararlarına karĢı
ağır ceza mahkemesine itiraz yolu açıktır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Ödül Türleri ve Uygulanma Esasları
Ödül türleri
MADDE 7 – (1) Hükümlü ve tutuklulara;
a) Kapalı ceza infaz kurumlarındaki evli hükümlü ve tutuklulara, kurum personelinin
yakın nezareti olmaksızın eĢleri ile mahrem görüĢme,
b) Haftalık açık veya kapalı ziyaret süresini uzatma,
c) Kapalı ziyaret yerine açık ziyaret yapma,
ç) Üst üste kullanılmayan ziyaret sürelerini toplu olarak kullanma,
d) Haftalık telefonla görüĢme sayı veya süresini artırma,
e) Sosyal, kültürel veya sportif etkinliklerden öncelikli ve daha uzun süreli yararlanma,
f) Haftalık harcama miktarını yarı oranında artırma,
g) Tek kiĢilik odada televizyon bulundurma,
ğ) Hediye,
h) Takdir belgesi,
ı) Tavsiye mektubu,
ödülü verilebilir.
(2) Çocuk hükümlü ve tutuklulara, yukarıda sayılanlar yanında anne ve babasıyla veya
vasisi ile kurum personelinin yakın nezareti olmaksızın aile görüĢmesi yapma ödülü
verilebilir.
Ödüllendirilebilecek tutum ve davranıĢlar
MADDE 8 – (1) Disiplin cezası almamıĢ veya kaldırılmıĢ hükümlü ve tutuklulardan
aĢağıda sayılan tutum ve davranıĢların bir veya birkaçını sergileyenler, diğer davranıĢ
türlerine de açıkça aykırı davranmamaları hâlinde ödüllendirilebilir:
a) Tutum ve davranıĢları ile diğer hükümlü ve tutuklulara iyi örnek olmak,
b) ĠyileĢtirme faaliyetlerine geçerli mazeret dıĢında sürekli ve etkin bir Ģekilde katılarak
kiĢisel geliĢim göstermek,
c) ĠĢ, eğitim ve öğretim faaliyetlerine geçerli mazeret dıĢında sürekli katılarak üstün
baĢarı göstermek,
ç) Kurumdaki kiĢisel ve ortak kullanım alanları ile bu yerlerde bulunan eĢyaların
temizlik, düzen ve korunmasına azami özen göstermek,
d) Kurum içi ya da dıĢındaki sosyal, kültürel veya sportif faaliyetlere sürekli ve etkin bir
Ģekilde katılarak kiĢisel geliĢim göstermek,
e) Kurum iĢleyiĢini sürdürmek için gerekli olan kurum iç hizmetlerinin yerine
getirilmesinde istekli olmak ve üstün gayret göstermek,
f) UyuĢturucu, alkol veya sigara bağımlısı olup da bu bağımlılıktan kurtulmak için
kurumca yürütülen eğitim veya tedavi programlarına katılarak bu konuda geliĢim göstermek,
g) Kurum asayiĢ ve düzenini tehlikeye düĢürebilecek hukuka aykırı bir eylemin ortaya
çıkarılmasını sağlamak.
Ödüllendirmede yetkili merci
MADDE 9 – (1) Hükümlü ve tutukluların ödüllendirilmesi ile verilecek ödülün türüne,
sayısına, süresine veya geri alınmasına Kurul tarafından Ek-1‘de yer alan form doldurulmak
suretiyle karar verilir.
Ödüllendirme usulü
MADDE 10 – (1) Kurul, resen veya kurumda görev yapan servislerin teklifi üzerine
ilgililerin ödüllendirilmesine karar verebilir.
(2) Kurul, ödül verilecek hükümlü ve tutukluları ayda en az bir kez yapacağı toplantıda
oy çokluğuyla kararlaĢtırır ve ödülün niteliğine göre uygun Ģekilde ilgililere bildirir.
(3) Ödülün geri alınmasını gerektiren Ģartların ortaya çıkması hâlinde Kurul, henüz
uygulanmamıĢ veya hâlen uygulanmakta olan ödülün derhâl geri alınmasına karar vererek
ilgiliye bildirir.
(4) Hükümlü ve tutuklulara verilen ve geri alınan ödüller kayıt altına alınarak bir sureti
ilgililerin Ģahsî dosyalarında saklanır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
EĢ ve Aile GörüĢmesi Ödülü
EĢ görüĢmesi ödülü
MADDE 11 – (1) Kapalı ceza infaz kurumundaki hükümlü ve tutuklulara, en geç üç
ayda bir kez olmak üzere, üç saatten yirmi dört saate kadar eĢleriyle kurumun bu tür ziyaretler
için ayrılan bölümünde ve personelin yakın nezareti olmaksızın mahrem Ģekilde eĢ görüĢmesi
ödülü verilebilir.
EĢ görüĢmesi ödülü ile ilgili genel hükümler
MADDE 12 – (1) EĢ görüĢmesi için kuruma gelen ziyaretçilerden; Türk vatandaĢı
olanların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını içeren resimli bir kimlik belgesini, yabancı
uyruklu olanların ise pasaport veya yerine geçebilecek bir kimlik belgesi ile birlikte hükümlü
veya tutuklu ile evli olduğunu ispatlayan Türkçe tercüme edilmiĢ resmî onaylı belgeyi
göstermesi zorunludur.
(2) Kurul, her bir ödüllendirme kararı ile bir kez eĢ görüĢmesi ödülü verebilir.
(3) Cinsel saldırı, cinsel istismar veya aile içi Ģiddet suçu iĢlemiĢ hükümlü ve tutuklular
ile eĢ görüĢmesi ödülü verilmesinin hükümlü, tutuklu veya eĢi açısından riskli görüldüğü
diğer durumlarda kurumda bulunan veya baĢka kurumlardan temin edilen psiko-sosyal yardım
servisi personeli eĢlerle öncelikle ayrı ayrı görüĢür. Gerekli hâllerde eĢlerle birlikte de
görüĢme yapılabilir. GörüĢme sonucunda hazırlanacak değerlendirme raporunun Kurul
tarafından dikkate alınması zorunludur.
(4) Aynı kampüs veya kurumda barındırılan hükümlü veya tutuklu eĢlerin bu ödülden
yararlanmaları için her ikisi hakkında da ayrı ayrı ödüllendirme kararı verilmesi gerekir.
EĢ görüĢmesi ödülünün süresi
MADDE 13 – (1) Hükümlü ve tutuklulara, en erken ayda bir en geç üç ayda bir, üç
saatten yirmi dört saate kadar eĢ görüĢmesi ödülü verilebilir.
(2) Ġlk görüĢmenin süresi üç saat olarak belirlenir. Bu süre; hükümlü veya tutuklunun
tutum ve davranıĢları, kurumun fizikî yapısı, personel sayısı ve mevcut doluluk durumu
dikkate alınarak kademeli Ģekilde yirmi dört saate kadar artırılabilir.
(3) EĢ görüĢmesi, dini ve milli bayramlar ile Bakanlık tarafından açık görüĢme izni
verilen özel günlerde yapılamaz.
(4) EĢ görüĢmesinin gün ve saati, kurumun fizikî yapısı, personel sayısı ve mevcut
doluluk durumu ile hükümlü ve tutukluların talepleri dikkate alınarak 09:00 ilâ 17:00 saatleri
arasında baĢlayacak Ģekilde belirlenir.
(5) GörüĢme tarihi ve saati, baĢkalarının haberdar olamayacağı uygun vasıtalarla,
hükümlü veya tutuklunun eĢine haber verebileceği makul bir süre önce kendisine bildirilir.
(6) Kurumdan kaynaklanan bir sebeple veya hükümlü, tutuklu ya da eĢinin kabul
edilebilir bir mazereti nedeniyle görüĢmenin planlanan gün ve saatte gerçekleĢmemesi hâlinde
kurum idaresi tarafından baĢka bir tarih belirlenir.
EĢ görüĢmesinde alınacak güvenlik tedbirleri
MADDE 14 – (1) EĢ görüĢmesinin güvenli bir Ģekilde yapılabilmesi için görüĢmenin
mahremiyetini ihlâl etmeyecek tüm tedbirler alınır. GörüĢme odası giriĢ kapısının dıĢ kısmını
gösterecek Ģekilde kamera koyularak görüntüler kayıt altına alınabilir.
(2) GörüĢme odası ve eklentileri her görüĢme öncesi ve sonrasında görevli personel
tarafından aranır.
(3) GörüĢme süresinin sona ermesi, çağrı butonuna basılması veya acil müdahale
gereken hâller dıĢında görüĢme odasına girilemez.
(4) GörüĢme odası ve eklentilerinde, 17/6/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmî Gazete‘de
yayımlanan Ceza Ġnfaz Kurumlarında Bulundurulabilecek EĢya ve Maddeler Hakkında
Yönetmelik ile bu Yönetmelikte belirtilenler dıĢında baĢka eĢya bulundurulamaz.
EĢ görüĢmesinde alınacak sağlık tedbirleri
MADDE 15 – (1) Kurum, hükümlü ve tutuklular ile eĢlerini, koruyucu sağlık tedbirleri
ve kurumsal temizlik koĢulları konusunda yazılı olarak bilgilendirir. Bu konuda hazırlanmıĢ
olan afiĢ ve broĢür benzeri bilgilendirici materyaller hükümlü ve tutukluların kolayca
eriĢebileceği yerlerde bulundurulur.
(2) Hepatit veya HIV gibi kan ya da cinsel yolla bulaĢabilecek bir hastalığı olduğu
kurumca bilinen hükümlü veya tutuklunun eĢi, sağlık personeli tarafından yazılı olarak
bilgilendirilir.
(3) EĢ görüĢmesi kapsamında kuruma gelen ziyaretçiden ikinci fıkrada yazılı türden bir
hastalık taĢıyıp taĢımadığı konusunda hükümlü veya tutukluyu bilgilendireceği yönünde yazılı
beyanı alınır.
(4) Ceza Ġnfaz Kurumlarında Bulundurulabilecek EĢya ve Maddeler Hakkında
Yönetmelikte geçen sağlık, temizlik ve kiĢisel kullanıma iliĢkin malzemeler ile gerektiğinde
bunların tek kullanımlık olanları, ayrıca ilaç niteliği taĢımayan doğum kontrol ürünleri kurum
kantininden satın alınabilir veya kurum idaresi tarafından imkânlar dâhilinde ilgili kurum ve
kuruluĢlardan temin edilebilir.
(5) GörüĢme odası ve eklentilerinin düzen ve temizliğinden görüĢmeden yararlanan
hükümlü veya tutuklu sorumludur.
EĢ görüĢmesi sırasında iaĢe
MADDE 16 – (1) Hükümlü ve tutuklulara, görüĢme saatlerine rastlayan öğünlere iliĢkin
iaĢeler eĢ görüĢmesi öncesinde kumanya olarak verilir.
(2) Hükümlü ve tutuklular, eĢ görüĢmesi öncesinde kurum kantininden satın aldığı gıda
maddelerini görüĢme odasında bulundurabilir.
Aile görüĢmesi ödülü
MADDE 17 – (1) Çocuk hükümlü ve tutuklulara, en geç iki ayda bir kez olmak üzere,
üç saatten yirmi dört saate kadar ana ve babası veya vasisi ile kurumun bu tür ziyaretler için
ayrılan bölümünde ve personelin yakın nezareti olmaksızın aile görüĢmesi ödülü verilebilir.
(2) Aile görüĢmesinin süresi, çocuk hükümlü ve tutuklunun iĢlediği suçun türü, koĢullu
salıverilme tarihi, kiĢisel özellikleri ve ihtiyaçları, bedensel ve psikolojik yapısı ile eğitim
durumu dikkate alınarak belirlenir.
(3) Aile görüĢmesi, dini ve milli bayramlar ile Bakanlık tarafından açık görüĢme izni
verilen özel günlerde de yaptırılabilir.
(4) Bu Yönetmeliğin 12 ilâ 16 ncı maddelerinde düzenlenen ve aile görüĢmesi ile
uzlaĢır nitelikte olan hükümleri, çocuk hükümlü ve tutuklular bakımından da uygulanır.
EĢ ve aile görüĢmesi sırasında kurallara uyulmaması
MADDE 18 – (1) Hükümlü ve tutuklu veya ziyaretçi tarafından bu Yönetmelik ve diğer
ilgili mevzuatta düzenlenen kurallara uyulmaması hâlinde görüĢmeye derhâl son
verilebileceği gibi bu husus sonraki ödül değerlendirmelerinde de dikkate alınır.
BEġĠNCĠ BÖLÜM
Diğer Ödüller
Haftalık ziyaret süresinin uzatılması ödülü
MADDE 19 – (1) Haftalık ziyaret süresinin uzatılması ödülü verilen hükümlü ve
tutukluların açık veya kapalı ziyaret süresi iki saate kadar uzatılabilir.
(2) AğırlaĢtırılmıĢ müebbet hapis cezasına hükümlü olanlar da Kanunun 25 inci
maddesine uygun olacak Ģekilde bu ödülden yararlanabilir.
(3) Kurul, açık veya kapalı ziyaretten hangisinin ne kadar süreyle uzatılacağını
ödüllendirme kararında açıkça belirtir.
(4) Kurul, her bir ödüllendirme kararı ile en fazla üç kez ziyaret süresini uzatabilir.
Kapalı ziyaret yerine açık ziyaret yaptırılması ödülü
MADDE 20 – (1) Hükümlü ve tutuklulara kapalı ziyaret yerine açık ziyaret yaptırılması
ödülü verilebilir.
(2) Kurul, her bir ödüllendirme kararı ile en fazla üç kapalı ziyaretin uygun zamanlarda
açık olarak yapılmasına karar verebilir.
Kullanılmayan ziyaret sürelerinin birleĢtirilmesi ödülü
MADDE 21 – (1) Hükümlü ve tutukluların üst üste kullanmadıkları en fazla üç haftalık
ziyaret süresi toplu olarak kullandırılabilir.
(2) AğırlaĢtırılmıĢ müebbet hapis cezasına hükümlü olanlar da Kanunun 25 inci
maddesine uygun olacak Ģekilde bu ödülden yararlanabilir.
(3) Kurul, birleĢtirilen ziyaret izni ödülünün süresi ile açık veya kapalı Ģekilde
yapılacağı hususlarını ödüllendirme kararında açıkça belirtir.
Telefonla görüĢme süresi veya sayısının artırılması ödülü
MADDE 22 – (1) Hükümlü ve tutukluların haftalık telefonla görüĢme süresi veya sayısı
iki katına kadar artırılabilir.
(2) AğırlaĢtırılmıĢ müebbet hapis cezasına hükümlü olanlar da Kanunun 25 inci
maddesine uygun olacak Ģekilde bu ödülden yararlanabilir.
(3) Kurul, her bir ödüllendirme kararı ile en fazla üç kez telefonla görüĢme süresini iki
katına kadar artırabilir veya görüĢme sayısını ikiye çıkarabilir.
Sosyal, kültürel ve sportif etkinliklerden yararlanma ödülü
MADDE 23 – (1) Hükümlü ve tutuklulara; sosyal, kültürel veya sportif etkinliklerden
öncelikli olarak veya bir hafta için programlanmıĢ sürenin en fazla iki katına kadar
yararlandırılması ödülü verilebilir.
(2) Kurul, her bir ödüllendirme kararı ile en fazla üç kez bu ödülün uygulanmasına karar
verebilir.
Haftalık harcama miktarının artırılması ödülü
MADDE 24 – (1) Hükümlü ve tutuklulara, haftalık harcama miktarının yarı oranında
artırılması ödülü verilebilir.
(2) Kurul, her bir ödüllendirme kararı ile en fazla üç kez haftalık harcama miktarının
yarı oranında artırılmasına karar verebilir.
Tek kiĢilik odada televizyon bulundurma ödülü
MADDE 25 – (1) Ortak yaĢam alanlarında bulunan televizyon dıĢında hükümlü ve
tutuklulara, kaldığı tek kiĢilik odada televizyon bulundurma ödülü verilebilir.
(2) Kurul, her bir ödüllendirme kararı ile en fazla altı aya kadar bu ödülün
uygulanmasına karar verebilir.
(3) Tek kiĢilik odalarda ödül olarak bulundurulabilecek televizyon, hükümlü veya
tutuklu tarafından kurum kantininden satın alınabilir.
Hediye verilmesi
MADDE 26 – (1) Hükümlü ve tutuklulara, kiĢisel özellikleri ile özel ilgi ve becerileri
dikkate alınmak suretiyle ödül olarak bir hediye verilebilir.
(2) Hediye, para veya ekonomik değer taĢıyan bir eĢya olabileceği gibi manevi değeri
olan bir eĢya da olabilir.
(3) Hediyenin maddî değeri, hükümlü ve tutukluların kurumdaki haftalık harcama
miktarının yarısını geçemez.
(4) Hediye olarak verilen para veya eĢyanın bedeli; Bakanlık bütçesi dıĢındaki resmî
veya özel kurum ve kuruluĢlardan alınan bağıĢlardan karĢılanabileceği gibi 13/7/2005 tarihli
ve 25874 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Hükümlü ve Tutukluların Emanete Alınan
KiĢisel Paralarının Kullanımına Dair Yönetmeliğin 12 nci maddesi kapsamında Eğitim
Kurulunun kararı ile emanet para faizinden de karĢılanabilir.
(5) Kurul, her bir ödüllendirme kararı ile sadece bir hediye verebilir.
Takdir belgesi verilmesi
MADDE 27 – (1) Hükümlü ve tutuklulara ödül olarak takdir belgesi verilebilir.
(2) Takdir belgesi, hükümlü veya tutuklunun rızası alınmak kaydıyla, kurum personeli
ile hükümlü ve tutukluların huzurunda törenle verilebilir ve söz konusu belge ailesine veya
istediği baĢka bir kiĢiye gönderilebilir.
(3) Takdir belgesinin verilmesi için tören düzenlenmesi hâlinde hükümlü veya
tutuklunun talebi ve kurum müdürünün onayıyla ilgilinin eĢi, annesi, babası, kardeĢi ve
çocukları törene katılabilir.
Tavsiye mektubu verilmesi
MADDE 28 – (1) Hükümlü ve tutuklulara, salıverilme sonrasında kamu veya özel
sektör nezdinde yapacağı iĢ baĢvurularında kullanmak üzere ödül olarak tavsiye mektubu
verilebilir.
(2) Tavsiye mektubu, hükümlü ve tutukluların salıverilmesi sırasında verilebileceği gibi
iĢ arama izni sırasında kullanılmak üzere de verilebilir.
(3) Tavsiye mektubunda Cumhuriyet baĢsavcısı ve kurum müdürünün imzası bulunur.
ALTINCI BÖLÜM
Son Hükümler
Yürürlük
MADDE 29 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 30 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Adalet Bakanı yürütür.
Eki için tıklayınız.
[R.G. 30 Mart 2013 – 28603]
—— • ——
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye
Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığından:
ÖZÜRLÜLÜK ÖLÇÜTÜ, SINIFLANDIRMASI VE ÖZÜRLÜLERE VERĠLECEK
SAĞLIK KURULU RAPORLARI HAKKINDA YÖNETMELĠK
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmelik; özürlü sağlık kurulu raporlarının alınıĢı, geçerliliği,
değerlendirilmesi ve özürlü sağlık kurulu raporu verebilecek yetkili sağlık kurumlarının
tespiti ile ilgili usul ve esasları belirlemek; özürlülerle ilgili derecelendirmelere,
sınıflandırmalara ve tanımlamalara gereksinim duyulan alanlarda ortak bir uygulama
geliĢtirmek ve uluslararası sınıflandırma ve ölçütlerin kullanımının yaygınlaĢtırılmasını
sağlamak amacıyla hazırlanmıĢtır.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, özürlülere sağlanan haklardan ve verilecek
hizmetlerden yararlanmak üzere istenilen özürlü sağlık kurulu raporları ile özürlü sağlık
kurulu raporu verebilecek yetkili sağlık kurumlarını ve özürlülerle ilgili sınıflandırma ve
ölçütleri kapsar.
(2) 8/10/1986 tarihli ve 86/11092 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan
Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği kapsamında asker hastanelerince
malullük aylığı bağlanacaklara verilecek özürlü sağlık kurulu raporları ve sosyal güvenlik
kuruluĢlarınca primli sisteme tabi olanlara bağlanacak malullük aylıkları için istenecek özürlü
sağlık kurulu raporları bu Yönetmelik kapsamında değerlendirilmez.
Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu,
1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 YaĢını DoldurmuĢ Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk
VatandaĢlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık
Hizmetleri Temel Kanunu ile 1/7/2005 tarihli ve 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Kanunun 5 inci
maddesine dayanılarak hazırlanmıĢtır.
Tanımlar
MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;
a) Ağır özürlü: Özür durumuna göre özür oranı %50 ve üzerinde olduğu tespit
edilenlerden günlük yaĢam aktivitelerini baĢkalarının yardımı olmaksızın yerine
getiremeyeceğine özürlü sağlık kurulu tarafından karar verilen kiĢileri,
b) Balthazard formülü: KiĢinin özür oranı belirlenirken birden fazla özrü olanlar için
kullanılan hesaplama Ģeklini,
c) Özürlü: DoğuĢtan veya sonradan; bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal
yeteneklerini çeĢitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaĢama uyum sağlama ve
günlük gereksinimlerini karĢılamada güçlükleri olan ve korunma, bakım veya rehabilitasyon,
danıĢmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kiĢiyi,
ç) Özürlü sağlık kurulu: KiĢilerin hastalık ve özürleri hakkında karar vermeye yetkili
olan ve bu Yönetmeliğin 6 ncı ve 7 nci maddelerinde belirtilen organları,
d) Özürlü sağlık kurulu raporu: Özürlü sağlık kurulunca hazırlanan, kiĢilerin özür ve
sağlık durumu ile kullanım amacını belirten belgeyi,
e) Özürlülük sınıflandırması: Önemli bir sağlık öğesi olarak özürlülüğün tanımı
konusunda ortak ve standart bir dil ve çerçeveyi,
ifade eder.
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
Özürlülük Sınıflandırması
Özürlülük sınıflandırması
MADDE 5 – (1) Özürlülere iliĢkin sınıflandırma çalıĢmalarında, sınıflandırma sistemi
olarak; Dünya Sağlık Örgütü tarafından sağlık ve sağlıkla ilgili durumların tanımlanması için
ortak standart bir dil ve çerçeve oluĢturmak amacı ile geliĢtirilen ve insanın iĢlevselliği ve
kısıtlılıklarla ilgili durumlarının tanımlanmasını sağlayan çok kapsamlı uluslararası bir
sınıflandırma sistemi olan ĠĢlevsellik Yetiyitimi ve Sağlığın Uluslararası Sınıflandırması esas
alınır.
(2) Özürlülerin sağlığı ile ilgili durumlarının tanımlanmasında ve her türlü bilginin
kodlanmasında, çeĢitli disiplinler ve hizmetler açısından verilerin toplanmasında,
kaydedilmesinde ve karĢılaĢtırılmasında, özürlülerin tedavisi, rehabilitasyonu, eğitimi ve
istihdamı ile ilgili hizmetlerin değerlendirilmesinde, planlanmasında ĠĢlevsellik Yetiyitimi ve
Sağlığın Uluslararası Sınıflandırması sisteminin kullanılması amacıyla eğitim, öğretim,
uygulama ve yaygınlaĢtırma hizmetleri Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının
koordinatörlüğünde, ilgili kamu kurum ve kuruluĢları ile sivil toplum örgütleri, üniversiteler
ve ilgili meslek kuruluĢlarının iĢbirliği ile yürütülür.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Özürlü Sağlık Kurulu Raporu Düzenleme Usul ve Esasları
Özürlü sağlık kurulunun teĢkili
MADDE 6 – (1) Özürlü sağlık kurulu; iç hastalıkları, göz hastalıkları, kulak-burunboğaz, genel cerrahi veya ortopedi, nöroloji veya ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanlarından
oluĢur.
(2) Özürlü sağlık kurulu raporu vermeye yetkili sağlık kurumunda, fizik tedavi ve
rehabilitasyon uzman hekiminin bulunması halinde, bu uzmanın özürlü sağlık kurulunda yer
alması zorunludur.
(3) Değerlendirilecek özür, birinci fıkrada sayılan uzmanlık dallarının dıĢında ise ilgili
dal uzmanının da kurulda bulunması Ģarttır. Kurulda bulunan hekimler birbirlerinin yerine
karar veremezler.
(4) Eğitim ve araĢtırma hastanelerinde özürlü sağlık kuruluna Ģefler, bulunmadıkları
zaman Ģef yardımcıları veya Ģeflerin görevlendirecekleri uzman hekimler girerler. Kurulun
baĢkanı, bu Yönetmeliğin 7 nci maddesinde belirtilen hastanelerin baĢtabibi veya baĢtabibin
görevlendireceği Ģef veya ana bilim dalı baĢkanıdır.
(5) Asker hastanelerinde, baĢtabip yardımcısı veya baĢtabibten sonraki en kıdemli
uzman hekim; asker eğitim hastanelerinde ise baĢtabip tarafından görevlendirilecek diğer
üyelerden kıdemli bir öğretim üyesi kurula baĢkanlık eder.
(6) Sadece bir organ ya da sistemi ilgilendiren özürü bulunanlar için özürlü sağlık
kurulu, o özürü ilgilendiren branĢtan üç uzman ile oluĢturulabilir. Bu kurulun baĢkanlığını
ilgili Ģef ya da anabilim dalı baĢkanı yürütür.
Yetkili sağlık kurumları
MADDE 7 – (1) Bu Yönetmelikte belirtilen özürlü sağlık kurulu raporlarını
düzenlemeye yetkili sağlık kurumlarını ve hakem hastaneleri Sağlık Bakanlığı belirler ve
internet sitesinde yayımlar.
(2) Yetkili olmayan sağlık kurumları ile 6 ncı maddede belirtilen Ģekilde özürlü sağlık
kurulunu teĢkil edemeyen sağlık kurumlarının verdiği sağlık kurulu raporları
değerlendirilmeye alınmaz.
Raporların düzenlenmesi ve özür oranının belirlenmesi
MADDE 8 – (1) Özürlü sağlık kurulu raporları, bu Yönetmeliğin ekinde yer alan EK-1
Özürlü Sağlık Kurulu Raporu Formuna uygun olarak düzenlenir.
(2) KiĢinin özür oranı, özürlü sağlık kurulunca bu Yönetmeliğin ekinde yer alan EK-2
Özür Oranları Cetvelinde bulunan özür oranlarına göre yüzde (%) olarak belirlenerek özürlü
sağlık kurulu raporunun ilgili bölümünde rakam ve yazı ile belirtilir. Bu cetvelde adı
geçmeyen hastalık ve özürler ile bunlara ait özür oranları, fonksiyon kayıplarına göre özürlü
sağlık kurulunca değerlendirilerek belirlenir.
Özürlü sağlık kurulu raporunun doldurulması
MADDE 9 – (1) Özürlü sağlık kurulu raporu formu eksiksiz olarak doldurulur. Özürlü
sağlık kurulu raporu, bu Yönetmeliğin ekinde yer alan EK-1 Özürlü Sağlık Kurulu Raporu
Formunda gösterilen rapor Ģekline göre; poliklinik muayene tarihi, poliklinik kayıt numarası
yazılmak suretiyle, bulgular ve teĢhis ayrıntılı olarak yazılıp imza edilir. Yapılan muayene,
tetkik ve laboratuvar bulgularına dair bilgiler özürlü sağlık kurulu raporu formuna eklenir.
Özürlü sağlık kurulu, özürlü kiĢiyi bizzat görerek karar verir ve kiĢinin özür oranını bu
Yönetmeliğin 8 inci maddesinde belirtilen esaslara göre belirler.
(2) Özre iliĢkin klinik bulgular, radyolojik tetkikler ve laboratuvar bilgileri, bu
Yönetmeliğin ekinde yer alan EK-1 Özürlü Sağlık Kurulu Raporu Formunda gösterilen
raporun ön yüzündeki ilgili bölüme özetlenerek yazılır.
(3) Özürlü sağlık kurulu raporları kurul üyelerince mutlaka imzalanır. Okunaklı bir
Ģekilde kaĢelenir ve mühürlenir. 15 yaĢından büyük özürlülere düzenlenecek olan özürlü
sağlık kurulu raporlarında, özürlünün fotoğrafının bulunması zorunludur.
(4) KiĢinin ya da kiĢiyi sevk eden kurumun talebi halinde, kiĢinin sağlığına etkisi
dikkate alınarak çalıĢtırılamayacağı iĢlerin niteliği ile raporun kullanım amacı bölümüne;
bireyin yararlanmak istediği hak ve hizmetlere iliĢkin talepleri belirtilir.
(5) Özürlü sağlık kurulu raporunun sonucu bölümünde yer alan ―Ağır Özürlü‖ kısmında
evet ya da hayır ifadesi yazılarak kiĢinin durumu belirtilir ve bu bölüm hiçbir suretle boĢ
bırakılmaz.
(6) Özürlü sağlık kurulu raporunun ilgili kısmına kiĢinin özür grubu belirtilir.
Gerektiğinde birden fazla özür grubu iĢaretlenir. Bu kısım boĢ bırakılmaz.
(7) KiĢinin özür durumunun zaman içinde değiĢme ihtimali olduğu ve hastalık
bulgularının tam olarak görülemediği durumlarda kiĢinin mevcut durumu esas alınarak süreli
rapor düzenlenir.
(8) Özürlü sağlık kurulu raporlarının kiĢinin baĢvuru tarihinden itibaren en geç yirmi iĢ
gününde tamamlanarak ilgiliye verilmesi esastır.
Özürlü sağlık kurulu raporuna itiraz
MADDE 10 – (1) Özürlü sağlık kurulu raporuna; özürlü, velisi veya vasisi veyahut
raporu isteyen kurum tarafından itiraz edilebilir. Ġlgililer itiraz dilekçesi ve ilk özürlü sağlık
kurulu raporunun tasdikli bir örneği ile birlikte, bulunduğu ilin sağlık müdürlüğüne baĢvurur.
Ġl sağlık müdürlüğünce, özürlü sağlık kurulu raporu alacak kiĢi en yakın farklı bir özürlü
sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hastaneye gönderilir. Ġtiraz edilen özürlü sağlık kurulu
raporu ile itiraz üzerine verilen özürlü sağlık kurulu raporundaki kararlar aynı yönde ise
özürlü sağlık kurulu raporu kesinleĢir.
(2) Özürlü sağlık kurulu raporlarının farklı olması durumunda, Sağlık Bakanlığınca
belirlenmiĢ olan hakem hastanelerden, kiĢinin ikamet ettiği yere en yakın bir hakem
hastaneye, kiĢi yeniden muayene edilmesi ve özürlü sağlık kurulu raporu tanzim edilmesi
amacıyla yine il sağlık müdürlüğü kanalıyla gönderilir. Hakem hastanenin özürlü sağlık
kurulunca verilen kararı kesindir.
(3) Milli Savunma Bakanlığına bağlı asker hastanelerince; Türk Silahlı Kuvvetleri
personeline verilecek özürlü sağlık kurulu raporlarına itiraz esas ve usulleri Türk Silahlı
Kuvvetlerinin ilgili mevzuat hükümlerine tabidir. Türk Silahlı Kuvvetleri personeline
verilecek özürlü sağlık kurulu raporlarına yapılan itirazlar, Gülhane Askeri Tıp Akademisi
Eğitim Hastanesi ve Gülhane Askeri Tıp Akademisi HaydarpaĢa Eğitim Hastanesi ile
yetkilendirilecek hastanelerce kesin olarak karara bağlanır.
Birden fazla özür durumunun bulunması
MADDE 11 – (1) Birden fazla hastalığı veya özrü bulunanların, özür oranları bu
Yönetmeliğin ekinde yer alan EK-2 Özür Oranları Cetvelinde aksi belirtilmedikçe balthazard
formülü ile toplanarak kiĢinin özür oranı hesaplanır.
(2) Balthazard formülü aĢağıdaki Ģekilde uygulanır:
a) Özür oranları ayrı ayrı tespit edilir.
b) Bu oranlar en yükseğinden baĢlanarak sıraya konulur.
c) En yüksek oran, özürlünün tüm vücut fonksiyonunun tamamını gösteren % 100'den
çıkarılır.
ç) Bu çıkarmada kalan miktar, sırada ikinci gelen özür oranı ile çarpılır. Çarpımın 100'e
bölünmesinden çıkan rakam en yüksek özür oranına eklenir; böylece, birinci ve ikinci
rahatsızlıkların özür oranı bulunmuĢ olur.
d) Özür ikiden fazla ise, birinci ve ikinci rahatsızlıkların özür oranı birinci sıraya ve
üçüncü sıradaki özür oranı ise ikinci sıraya alınarak formül tekrarlanır.
e) 60 yaĢın üzerindekilerde hesaplanan özürlülük oranına balthazard formülü ile % 10
eklenerek kiĢinin özür oranı bulunur.
(3) Balthazard formülünün uygulanmasına iliĢkin olarak bu Yönetmeliğin ekinde yer
alan EK-3 Balthazard Hesaplama Tablosu da kullanılabilir.
Kurul kararlarının kaydı
MADDE 12 – (1) Kurul kararlarının kaydı için özürlü sağlık kurulu raporu vermeye
yetkili her hastanede ayrı bir özürlü sağlık kurulu kaydı tutulur. Kurul üyeleri, kaydedilen
özürlü sağlık kurulu raporlarının suretlerini de imza ederler. Kararlara muhalefet edenler,
raporun kurumda kalan nüshasına ve bu kayıt ortamına gerekçeli olarak muhalefet Ģerhini
yazarak imza ederler. Ġlgiliye verilecek veya kurumuna gönderilecek rapor nüshaları kurula
katılan bütün üyeler tarafından muhalefet gerekçesi yazılmaksızın imzalanır. Kararın oy
birliği veya oy çokluğu ile verildiği, raporların karar bölümüne mutlaka yazılır.
(2) Özürlü sağlık kurulu kararları oy çokluğu ile alınır. Oyların eĢit olması halinde,
kurul baĢkanının kullandığı oy yönünde karar alınmıĢ sayılır.
Özürlü sağlık kurulu raporunun geçerlilik süresi
MADDE 13 – (1) Özürlü sağlık kurulu raporunun sürekli olup olmadığı ile süreli
raporlarda raporun geçerlilik süresi mutlaka belirtilir.
(2) Özürlü sağlık kurulunca kiĢinin özür durumunun sürekli olduğuna karar verilmesi
durumunda, özürlü sağlık kurulu raporunun ilgili bölümünde bu durum belirtilir. Ancak özür
durumunun değiĢmesi halinde, kiĢinin talebi üzerine rapor ve buna bağlı kiĢinin özür oranı
yeniden belirlenir.
(3) Özürlü sağlık kurulunca özürlünün özür durumunun sürekli olmadığına karar
verilmesi halinde de bu husus ilgili bölümde belirlenerek özürlü sağlık kurulu raporunun
geçerlilik süresi belirtilir. Zaman içinde değiĢebilen veya kontrolü gerektiren hastalıklar,
hastanın önceki özürlü sağlık kurulu raporu da kurula sunularak, özürlü sağlık kurulunun
belirleyeceği süre içinde yeniden görüĢülür ve karara bağlanır.
(4) Bu Yönetmelik hükümlerine göre alınmıĢ olan sürekli raporlar ile süreli raporların
geçerlilik süresi dolmadan tekrar rapor alınmak istenmesi durumunda, mükerrer rapor
tanzimini önlemek maksadıyla, ilgililerin daha önce özürlü sağlık kurulu raporu alıp
almadıklarına iliĢkin beyanı istenir. Ġlgilinin beyanı üzerine veya bir baĢka Ģekilde, evvelce
özürlü sağlık kurulu raporu verilmiĢ olduğunun tespiti halinde tekrar rapor verilmez.
Kullanım amacına uygun olarak düzenlenmiĢ ve bu Yönetmelik hükümlerine göre alınmıĢ
olan sürekli raporlara sahip kiĢilerden kurumlarca yeniden rapor istenilmez.
Özürlü sağlık kurulu raporunun onaylanması ve veriliĢi
MADDE 14 – (1) Raporların usulüne uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği,
formdaki bilgilerin tam olarak doldurulup doldurulmadığı kontrol edilerek, gerekiyorsa eksik
ve yanlıĢlıklar düzeltildikten sonra raporlar; kurum müracaatı ise üç nüsha, kiĢisel
müracaatlarda ise iki nüsha olarak düzenlenir ve baĢhekim tarafından onaylanır.
(2) Özürlü sağlık kurulu raporunun bir nüshası ilgili kiĢiye verilir. Ġlgilinin talebi
üzerine hazırlanmıĢ olan özürlü sağlık kurulu raporlarından; özürlünün yararlanabileceği
hakları sayısınca veya talep ettiği sayıda çoğaltılarak imza edilir, onaylanır ve mühürlenerek
ilgiliye verilir. Kurum müracaatlarında ise raporun bir nüshası raporu isteyen kuruma
gönderilir.
(3) Raporun bir nüshası, gerektiğinde belgelendirilmesi amacıyla raporu veren sağlık
kurumunda saklanır. Raporların saklanma usul ve esasları; sağlık kurumlarının bağlı
bulunduğu kurumların ilgili mevzuatına tabidir.
(4) Özürlü sağlık kurulu raporu vermeye yetkili sağlık kurumları, özürlü sağlık kurulu
raporlarına ait bilgileri Sağlık Bakanlığı veri tabanına aktarır. Sağlık Bakanlığı, veri
tabanındaki bu bilgileri, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının belirlediği veri yapısında
Ulusal Özürlüler Veri tabanına aktarılmak üzere her ayın ilk haftası Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığına elektronik ortamda gönderir. Ayrıca, Sağlık Bakanlığı bu bilgilerin Ulusal
Özürlüler Veri tabanına aktarılması amacıyla uygun servisler hazırlar. Özürlülük bilgilerinin
Ulusal Özürlüler Veri tabanına aktarılmasına yönelik teknik yöntem ile özürlülük bilgilerinin
elektronik ortamda alınmasına iliĢkin usul ve esaslar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
tarafından belirlenir.
Vergi indirimine esas raporlar
MADDE 15 – (1) 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre, sakatlık
indirimine esas olmak üzere düzenlenen raporlarda, raporu düzenleyen sağlık kuruluĢu
tarafından iĢverenin bulunduğu yerdeki il defterdarlığına gönderilen özürlü sağlık kurulu
raporu esas alınır.
5233 sayılı Kanun kapsamında verilecek raporlar
MADDE 16 – (1) 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan
Zararların KarĢılanması Hakkında Kanun kapsamında verilecek sağlık kurulu raporlarında bu
Yönetmeliğin özür oranlarına iliĢkin hükümleri uygulanır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
ÇeĢitli ve Son Hükümler
Atıflar
MADDE 17 – (1) 14/1/2012 tarihli ve 28173 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan
Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında
Yönetmelik, 16/12/2010 tarihli ve 27787 mükerrer sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan
Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında
Yönetmelik, 16/7/2006 tarihli ve 26230 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Özürlülük
Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında
Yönetmelik ile 6/2/1998 tarihli ve 98/10746 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe
konulan Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine
yapılan atıflar bu Yönetmelik hükümlerine yapılmıĢ sayılır.
KazanılmıĢ haklar
MADDE 18 – (1) Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce; özürlüler için
düzenlenmiĢ sağlık kurulu raporlarıyla belirlenmiĢ olan özür oranları, çalıĢma gücü kayıp
oranları, vücut iĢ görme gücü kaybı oranları, tüm vücut fonksiyon kaybı oranları geçerli olup
bu oranlara dayanılarak sağlanmıĢ sosyal destek ve yardım hizmetlerinin sürdürülebilmesi
için yeniden özürlü sağlık kurulu raporu düzenlenmez.
(2) Ancak, süreli verilen raporlar ile ilgili olarak hastaneye yeniden sevk iĢlemi uyarınca
veya herhangi bir sebeple yeni bir rapor istenmesi durumunda, özür oranları, bu Yönetmelik
hükümlerine göre yeniden belirlenir.
Yürürlükten kaldırılan yönetmelik
MADDE 19 – (1) 14/1/2012 tarihli ve 28173 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan
Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında
Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıĢtır.
Yürürlük
MADDE 20 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 21 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ile
Sağlık Bakanı yürütür.
Ekleri için tıklayınız.
[R.G. 30 Mart 2013 – 28603]
—— • ——
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:
ĠġYERLERĠNDE ĠġĠN DURDURULMASINA DAĠR YÖNETMELĠK
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; iĢyerindeki bina ve eklentilerde, çalıĢma
yöntem ve Ģekillerinde veya iĢ ekipmanlarında çalıĢanlar için hayati tehlike oluĢturan bir
husus tespit edildiğinde veya çok tehlikeli sınıfta yer alan maden, metal ve yapı iĢleri ile
tehlikeli kimyasallarla çalıĢılan iĢlerin yapıldığı veya büyük endüstriyel kazaların olabileceği
iĢyerlerinde risk değerlendirmesi yapılmamıĢ olması durumlarında iĢyerinin bir bölümünde ya
da tamamında bu tehlike giderilinceye kadar iĢin durdurulması ile bu Yönetmeliğe göre
durdurma kararı uygulanmıĢ iĢyerinde çalıĢmaya tekrar baĢlanmasına izin verilmesinin usul
ve esaslarını belirlemektir.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı ĠĢ Sağlığı ve
Güvenliği Kanunu kapsamındaki iĢyerlerine uygulanır.
(2) Askeri iĢyerleri ile yurt güvenliği için gerekli maddeler üretilen iĢyerlerinde iĢin
durdurulmasına dair iĢ ve iĢlemler, ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 24 üncü maddesinin
üçüncü fıkrası uyarınca yürürlüğe konulan yönetmeliğe göre yerine getirilir.
Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 25 inci ve 30 uncu
maddelerine dayanılarak hazırlanmıĢtır.
Tanımlar
MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;
a) Bakanlık: ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını,
b) Büyük endüstriyel kaza olabilecek iĢyeri: 18/8/2010 tarihli ve 27676 sayılı Resmî
Gazete‘de yayımlanan Büyük Endüstriyel Kazaların Kontrolü Hakkında Yönetmelik
kapsamına giren iĢyerlerini,
c) Heyet: Kurul BaĢkanlığı tarafından görevlendirilen teftiĢe yetkili üç müfettiĢten
oluĢan heyeti,
ç) Ġl müdürlüğü: ÇalıĢma ve ĠĢ Kurumu il müdürlüğünü,
d) Kurul: Bakanlık ĠĢ TeftiĢ Kurulu BaĢkanlığını,
e) Maden iĢleri: 19/12/2012 tarihli ve 28502 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan
ĠĢkolları Yönetmeliğine göre madencilik ve taĢ ocakları iĢkolunda olup, ĠĢ Sağlığı ve
Güvenliği Kanununun 9 uncu maddesi uyarınca çıkarılan tebliğde çok tehlikeli sınıfta yer alan
iĢyerlerinde yapılan iĢleri,
f) Metal iĢleri: ĠĢkolları Yönetmeliğine göre metal iĢkolunda olup, ĠĢ Sağlığı ve
Güvenliği Kanununun 9 uncu maddesi uyarınca çıkarılan tebliğde çok tehlikeli sınıfta yer alan
iĢyerlerinde yapılan iĢleri,
g) MüfettiĢ: ĠĢyerlerini iĢ sağlığı ve güvenliği yönünden teftiĢe yetkili iĢ müfettiĢini,
ğ) Mülki idare amiri: Ġllerde valiyi, büyükĢehirler dahil ilçelerde kaymakamı,
h) Rapor: MüfettiĢ tarafından 7 nci veya 11 inci maddeler gereği iĢyerinde iĢin
durdurulmasına sebep olan hususların tespit edilmesi halinde veya 10 uncu madde gereği
yapılan inceleme sonucu düzenlenen idari tedbir raporunu,
ı) Tehlikeli kimyasallarla çalıĢılan iĢler: ĠĢkolları Yönetmeliğine göre petrol, kimya,
lastik, plastik ve ilaç iĢkolunda olup, ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 9 uncu maddesi
uyarınca çıkarılan tebliğde çok tehlikeli sınıfta yer alan iĢyerlerinde yapılan iĢleri,
i) Yapı iĢleri: ĠĢkolları Yönetmeliğine göre inĢaat iĢkolunda olup, ĠĢ Sağlığı ve
Güvenliği Kanununun 9 uncu maddesi uyarınca çıkarılan tebliğde çok tehlikeli sınıfta yer alan
iĢyerlerinde yapılan iĢleri,
ifade eder.
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
Heyetin OluĢturulması, Görevleri ve Kararlar
Heyetin oluĢturulması
MADDE 5 – (1) ĠĢyerinde iĢin bir bölümünü veya tamamını durdurma kararı vermeye
yetkili heyet, üç müfettiĢten oluĢur. Kurul BaĢkanlığı heyete baĢkanlık edecek müfettiĢi
belirler.
(2) Kurul BaĢkanlığı birden fazla heyet oluĢturabilir.
Heyetin görevleri ve kararlar
MADDE 6 – (1) Heyet, kendisine intikal eden raporlar üzerinde gerekli incelemeyi
yapar ve kararını, müfettiĢin tespit tarihinden itibaren iki gün içerisinde verir. Kararlar oy
çokluğuyla alınır ve heyetçe imzalanır.
(2) Heyet, raporda belirtilen hususlara katılmadığı durumlarda kararını, gerekçeleri ile
birlikte yazar.
(3) Heyet, gerekli görüldüğü takdirde, karara konu iĢyerinde inceleme yapabilir.
(4) ĠĢyerinin açılmasına yönelik taleplere iliĢkin düzenlenen raporlar ile iĢverenin
mühürlerin geçici olarak sökülmesi taleplerinin değerlendirilmesi heyet tarafından yapılır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
ĠĢin Durdurulması ve Kararın Uygulanması
ĠĢin durdurulması
MADDE 7 – (1) ĠĢyerindeki bina ve eklentilerde, çalıĢma yöntem ve Ģekillerinde veya
iĢ ekipmanlarında çalıĢanlar için hayati tehlike oluĢturan bir husus tespit edildiğinde; bu
tehlike giderilinceye kadar, hayati tehlikenin niteliği ve bu tehlikeden doğabilecek riskin
etkileyebileceği alan ile çalıĢanlar dikkate alınarak, iĢyerinin bir bölümünde veya tamamında
iĢ durdurulur.
(2) Çok tehlikeli sınıfta yer alan maden, metal, yapı iĢleri ile tehlikeli kimyasallarla
çalıĢılan iĢlerin yapıldığı veya büyük endüstriyel kazaların olabileceği iĢyerlerinde, risk
değerlendirmesi yapılmadığının tespit edilmesi halinde iĢ durdurulur.
(3) MüfettiĢçe, iĢyerinde birinci ve ikinci fıkralarda belirtilen durumlardan biriyle
karĢılaĢıldığında, durumu belirtir bir rapor düzenlenir ve en geç tespitin yapıldığı tarihin ertesi
günü ilgili heyete verilmek üzere Kurul BaĢkanlığına gönderilir. Raporda, durdurmayı
gerektiren hususlara, alınması gereken tedbirlerin niteliğine ve yapılması gereken diğer iĢ ve
iĢlemlere ayrıntılı olarak yer verilir.
(4) Heyetin iĢyerinin bir bölümünde veya tamamında iĢin durdurulması kararı vermesi
halinde karar, ilgili valiliğe ve iĢyeri dosyasının bulunduğu il müdürlüğüne bir gün içinde
gönderilir.
(5) Heyetin iĢin durdurulmaması yönünde karar vermesi halinde rapor iĢleme konulmaz
ve Kurul BaĢkanlığına iletilir.
(6) Bu Yönetmelik kapsamında yapılacak iĢ durdurma iĢlemleri sırasında zor
kullanılmasını gerektiren durumların varlığı halinde, genel güvenliğin sağlanması amacıyla
mülki idare amirinden kolluk personeli görevlendirilmesi talebinde bulunulabilir.
Durdurma kararının uygulanması
MADDE 8 – (1) ĠĢin durdurulması kararı, mülki idare amiri tarafından 24 saat içinde
yerine getirtilir.
(2) ĠĢin durdurulması kararında belirtildiği Ģekilde, iĢyerinin bir bölümü veya
tamamında iĢ durdurulur. Durdurma kararına iliĢkin mühürleme iĢlemi mülki idare amirinin
emriyle gerçekleĢtirilir. Durumu belirleyen bir tutanak düzenlenir. Düzenlenen tutanağın bir
nüshası iĢyeri dosyasına konulmak üzere ilgili il müdürlüğüne gönderilir. Durdurmayla ilgili
belgeler il müdürlüğünde saklanır.
Mühürlerin geçici olarak sökülmesi
MADDE 9 – (1) ĠĢveren, iĢin durdurulmasına sebep olan hususların giderilmesi için
mühürlerin geçici olarak sökülmesi ile ilgili talebini dilekçeyle ilgili il müdürlüğüne iletir.
Durdurma kararına sebep olan hususlar 7 nci maddenin birinci fıkrası kapsamında ise, hayati
tehlikenin giderilmesi için alınması gereken tedbirler, bu tedbirlerin alınması için yapılacak
çalıĢmanın koordinasyonu, alınması gerekli iĢ ekipmanları, yapılacak çalıĢmaların süresi ve
çalıĢtırılacak çalıĢan sayısı ve benzeri bilgilerin yer aldığı, iĢverenin taahhüdü ile hazırlanan
bir dosya dilekçe ekinde, aynı zamanda bu dosyanın elektronik ortama aktarılmıĢ hali il
müdürlüğüne sunulur. ĠĢverenin taahhüdü ve dilekçesi ıslak imzalı olur. Durdurma kararına
sebep olan husus 7 nci maddenin ikinci fıkrası kapsamında ise iĢyerinde yapılacak risk
değerlendirmesi hakkında iĢ ve iĢlemleri belirtir bilgiler dosyaya eklenir.
(2) Ġlgili il müdürlüğü iĢverenin talebini aynı gün elektronik ve benzeri ortamda sunulan
eklerle beraber Kurul BaĢkanlığına gönderir.
(3) Kurul BaĢkanlığı, iĢverenin mühürlerin geçici olarak sökülmesi talebini heyete
intikal ettirir. Heyet, talebi dilekçe ve eklerinde sunulan bilgiler ıĢığında değerlendirir ve
kararını iki gün içerisinde verir. Gerektiğinde iĢverenden ek bilgi talep edilebilir.
(4) Mühürlerin geçici olarak sökülmesi kararı verilmesi halinde karar, mülki idare
amirine ve il müdürlüğüne bir yazı ekinde gönderilir. Mülki idare amiri, kararın kendisine
intikalinden itibaren 24 saat içerisinde, belirtilen Ģartlarda ve süreyle çalıĢma yapılabilmesi
için mühürlerin geçici olarak sökülmesini ve durumu belirtir bir tutanak düzenlenmesini
sağlar ve düzenlenen tutanağın bir nüshasını iĢyeri dosyasına konulmak üzere ilgili il
müdürlüğüne iletir.
(5) Mühürlerin geçici olarak sökülmesi talebinin uygun görülmemesi halinde karar,
iĢverene intikal ettirilmek üzere gerekçesi ile birlikte ilgili il müdürlüğüne bildirilir.
(6) Mülki idare amiri, mühürlerin geçici olarak söküldüğü süre sonunda iĢyerinin tekrar
mühürlenmesini ve durdurma kararının uygulanmasına devam edilmesini sağlar.
Durdurma kararının kaldırılması
MADDE 10 – (1) ĠĢin durdurulmasına sebep olan hususları yerine getiren iĢveren,
durdurma kararının kaldırılması için ilgili il müdürlüğüne yazılı talepte bulunur. Durdurmaya
sebep hususları gidermeye yönelik yapılan çalıĢmaları, alınan veya revize edilen iĢ
ekipmanlarına ait bilgi, belge ve yeterlilik sertifikalarını, tedbirlerin alındığı bölgelerin
fotoğraflarını ve iĢyeri risk değerlendirmesini içeren bir dosya talebin ekinde, aynı zamanda
bu dosyanın elektronik ve benzeri ortama aktarılmıĢ hali il müdürlüğüne sunulur.
(2) Ġl müdürlüğü talebi aynı gün elektronik ve benzeri ortamda sunulan eklerle beraber
Kurul BaĢkanlığına iletir.
(3) ĠĢverenin bildirimi üzerine müfettiĢ tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen
raporda, durdurma kararına neden olan hususların giderildiğinin belirtilmesi halinde, heyet
tarafından 6 ncı maddede belirtilen usuller çerçevesinde gerekli inceleme yapılır ve bildirimin
yapıldığı tarihten itibaren en geç 7 gün içerisinde karar verilir.
(4) Heyetin durdurmanın kaldırılmasına karar vermesi halinde karar, mülki idare
amirine ve ilgili il müdürlüğüne bildirilir. Mülki idare amirince söz konusu kararın gereği
kendisine intikalinden itibaren 24 saat içerisinde yerine getirtilir.
(5) MüfettiĢ tarafından yapılan inceleme sonucunda durdurma kararına sebep olan
hususların giderilmediğinin tespit edilmesi halinde ise durdurma kararının devamı yönünde
alınan karar, ilgili raporla beraber iĢverene tebliğ edilmek ve iĢyeri dosyasında saklanmak
üzere ilgili il müdürlüğüne iletilir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Acil Haller
Acil hallerde yapılacak iĢlemler
MADDE 11 – (1) ÇalıĢanların hayatı için tehlikeli olan husus, iĢin durdurulması
kararının alınmasına kadar geçecek süre beklenmeden tedbir alınmasını gerektirecek nitelikte
ise, tespiti yapan müfettiĢ durumu Kurul BaĢkanlığına derhal bildirerek, heyet tarafından karar
alınıncaya kadar geçerli olmak kaydıyla iĢin durdurulmasını ilgili mülki idare amirinden talep
eder. MüfettiĢ tarafından durdurmaya gerekçe olan hususlar ile alınması gereken tedbirlerin
niteliğini, iĢyerinin fiziki ve teknik özellikleri ile yapılan iĢin niteliği doğrultusunda
mühürlemenin usul ve esaslarını belirten rapor düzenlenir. Raporun birer örneği en geç teftiĢ
tarihini takip eden gün içerisinde ilgili mülki idare amirine verilir ve Kurul BaĢkanlığına
gönderilir. Mülki idare amirince iĢ aynı gün, raporda belirtildiği Ģekilde, heyet tarafından
karar alınıncaya kadar geçici olarak durdurulur.
(2) Heyet tarafından 6 ncı maddede belirtilen usuller çerçevesinde gerekli inceleme
yapılır ve karar verilir. Karar, ilgili mülki idare amirine ve iĢyeri dosyasının bulunduğu il
müdürlüğüne bir gün içinde gönderilir.
(3) Karar, mülki idare amiri tarafından aynı gün yerine getirilir. Durumu belirleyen bir
tutanak düzenlenir. Düzenlenen tutanağın bir nüshası iĢyeri dosyasına konulmak üzere ilgili il
müdürlüğüne gönderilir.
BEġĠNCĠ BÖLÜM
ÇeĢitli ve Son Hükümler
Ġlamların yerine getirilmesi
MADDE 12 – (1) Durdurma kararına karĢı iĢverenin yerel iĢ mahkemesinde, bu kararın
yerine getirildiği tarihten itibaren altı iĢ günü içinde itiraz hakkı vardır.
(2) ĠĢ mahkemesine itiraz iĢin durdurulması kararının uygulanmasını durdurmaz.
Mahkeme itirazı öncelikle görüĢür ve altı iĢ günü içinde karara bağlar. Kararlar kesindir.
(3) ĠĢ mahkemelerinin iĢin durdurulması kararlarının kaldırılmasına dair kararları,
uygulanmak üzere, il müdürlüğünce mülki idare amirine intikal ettirilir. Mülki idare amirinin
emriyle iĢyeri açılır. Duruma iliĢkin tutanaklar il müdürlüğüne intikal ettirilerek iĢyeri
dosyasında saklanır.
Ücret ödemeleri
MADDE 13 – (1) ĠĢveren, iĢin durdurulması sebebiyle iĢsiz kalan çalıĢanlara ücretlerini
ödemekle veya ücretlerinde bir düĢüklük olmamak üzere meslek veya durumlarına göre baĢka
bir iĢ vermekle yükümlüdür.
Yürürlükten kaldırılan yönetmelik
MADDE 14 – (1) 5/3/2004 tarihli ve 25393 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan
ĠĢyerlerinde ĠĢin Durdurulmasına veya ĠĢyerlerinin Kapatılmasına Dair Yönetmelik
yürürlükten kaldırılmıĢtır.
Yürürlük
MADDE 15 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 16 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini ĠçiĢleri Bakanı ve ÇalıĢma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı birlikte yürütür.
[R.G. 30 Mart 2013 – 28603]
—— • ——
Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanlığından:
TOPLU KONUT ĠDARESĠ BAġKANLIĞI SATIġ, DEVĠR, ĠNTĠKAL, KĠRAYA
VERME, TRAMPA, SINIRLI AYNĠ HAK TESĠSĠ VE ARSA SATIġI
KARġILIĞI GELĠR PAYLAġIMI ĠHALE YÖNETMELĠĞĠNDE
DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR YÖNETMELĠK
MADDE 1 – 3/5/2006 tarihli ve 26157 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Toplu
Konut Ġdaresi BaĢkanlığı SatıĢ, Devir, Ġntikal, Kiraya Verme, Trampa, Sınırlı Ayni Hak Tesisi
ve Arsa SatıĢı KarĢılığı Gelir PaylaĢımı Ġhale Yönetmeliğinin 25 inci maddesinin birinci
fıkrasının (ç) bendinin sonuna aĢağıdaki cümle eklenmiĢtir.
―Yabancı devletlerin diplomatik amaçlı talepleri, DıĢiĢleri Bakanlığınca uygun görüĢ
verilmesi halinde bu kapsamda değerlendirilebilir.‖
MADDE 2 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Toplu Konut Ġdaresi BaĢkanı yürütür.
[R.G. 30 Mart 2013 – 28603]
—— • ——
Karayolları Genel Müdürlüğünden:
KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TASARRUFUNDAKĠ TAġINMAZLARIN
DEĞERLENDĠRĠLMESĠNE ĠLĠġKĠN YÖNETMELĠK
BĠRĠNCĠ KISIM
Genel Hükümler
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
Amaç, Kapsam ve Dayanak
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, Karayolları Genel Müdürlüğü tasarrufundaki
taĢınmazları 25/6/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün TeĢkilat ve
Görevleri Hakkında Kanuna uygun ve Karayolları Genel Müdürlüğünce yürütülen kamu
hizmetini aksatmayacak Ģekilde gelir getirici mahiyette değerlendirilmesine iliĢkin usul ve
esasları düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, TaĢınmaz Değerlendirme Havuzu kapsamına alınan
taĢınmazların özel hukuk sözleĢmelerine konu edilerek gelir getirici amaçla değerlendirilmesi
ile ilgili hususları kapsar.
Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün TeĢkilat
ve Görevleri Hakkında Kanunun 4 üncü ve 32 nci maddelerine dayanılarak hazırlanmıĢtır.
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
Tanımlar
Tanımlar
MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;
a) Ġdare: Karayolları Genel Müdürlüğünü,
b) Ġhale: Ġlgili Kanunlarda ve bu Yönetmelikte yazılı usul ve Ģartlarla, iĢin istekliler
arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve yetkili mercilerin onayı ile
tamamlanan sözleĢmeden önceki iĢlemleri,
c) Ġhale usulleri: TaĢınmazların değerlendirilmesi amacıyla 8/9/1983 tarihli ve 2886
sayılı Devlet Ġhale Kanununa uygun olarak kullanılacak değerlendirme usullerini,
ç) Ġta amiri: Ġlgili mevzuat gereği, ihale ve harcama yapma yetki ve sorumluluğuna
sahip kiĢi veya kurulları ile usulüne uygun olarak yetki devri yapılmıĢ görevlileri,
d) Karayolları Genel Müdürlüğü tasarrufundaki taĢınmaz: Otoyol, devlet ve il yollarında
karayolu sınır çizgisi içinde kalan uygun alanlar ile karayolu sınır çizgisi dıĢında Ġdareye devir
ve temlik edilmiĢ veya Ġdarenin mülkiyetinde olan taĢınmazların yanında mevzuatın bu
Yönetmelik kapsamında muamele edilmesine izin verdiği diğer taĢınmazları,
e) Kıymet Takdir Komisyonu: Satılacak, devredilecek, kiralanacak ve benzeri her tür
taĢınmazın tahmini bedellerini ilgili mevzuat uyarınca tespit etmek üzere Ġdarece
yayımlanacak genelgeye göre kurulan komisyonu,
f) Kullanma izni: Ġdare tasarrufunda olan taĢınmazlar üzerinde özel kiĢiler ve kamu
kurumları lehine Ġdarece verilecek izni,
g) MüĢteri: Kendisine ihale yapılan istekli veya isteklileri,
ğ) Ön izin: Ġrtifak hakkı kurulmadan veya kullanma izni verilmeden önce; tescil, ifraz,
tevhit, terk ve benzeri iĢlemlerin yapılması veya imar planının yaptırılması, değiĢtirilmesi ya
da uygulama projelerinin hazırlanması ve onaylatılması gibi iĢlemlerin yerine getirilebilmesi
için Ġdarece verilen izni,
h) TaĢınmaz Değerlendirme Havuzu: Ġdarece; satıĢ, intifa veya irtifak hakkı tesisi, arsa
veya arsa payı karĢılığı inĢaat yaptırılması veya kiralama ve benzeri yollarla
değerlendirilebilecek taĢınmazların yer aldığı listeyi,
ı) TaĢınmaz Envanter Değerlendirme Komisyonu: Kıymet takdir komisyonu tarafından
tespit edilen bedele göre taĢınmazın hangi yöntemle değerlendirileceğini belirleyen ve Ġdarece
genelgeyle belirlenen komisyonu,
i) TaĢra TeĢkilatı: Bölge Müdürlükleri ile Atölye ve Ġkmal Müdürlüğünü,
j) Yol GeçiĢ Ġzni: Ġdarenin görev alanında bulunan karayolu sınırları dahilindeki her
türlü su, kanalizasyon, doğalgaz ve petrol boru hatları ile elektrik ve haberleĢme hatları ve
benzeri tesisat kurulması veya bu amaçlarla herhangi bir Ģekilde karayollarında faaliyette
bulunulması için Ġdarece verilen izni,
ifade eder.
ĠKĠNCĠ KISIM
TaĢınmaz Değerlendirme Havuzu
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
TaĢınmaz Değerlendirme Havuzu
TaĢınmaz değerlendirme havuzuna taĢınmazların alınması
MADDE 5 – (1) TaĢınmazların bu Yönetmelik uyarınca, gelir getirici amaçla değerlendirilmesi ancak TaĢınmaz Değerlendirme Havuzuna aktarım sonrasında mümkündür.
(2) Yönetmeliğe uygun Ģekilde değerlendirilecek taĢınmazların taĢınmaz değerlendirme
havuzuna aktarılması için sırasıyla;
a) TaĢınmaz Değerlendirme Havuzuna alınacak taĢınmazla ilgili olarak, ilgili
baĢmühendisliklerden görüĢ alınması,
b) TaĢınmazın tahsis, satıĢ, kiralama, devir, irtifak hakkı, kullanım izni ve benzeri
yöntemlerden hangisi ile değerlendirileceği konusunda TaĢınmaz Envanter Değerlendirme
Komisyonunca gerekçe raporu düzenlenmesi,
c) Düzenlenen gerekçeli rapor ve eklerinin ilgili bölge müdürlüğü tarafından Genel
Müdürlüğe iletilmesi,
ç) TaĢınmazlar Dairesi BaĢkanlığınca ilgili diğer daire baĢkanlıklarının görüĢünün
alınması,
d) TaĢınmazın nihai tasarruf Ģekli hakkında Genel Müdürlük Oluru alınması
gerekmektedir.
(3) Bu Yönetmelik kapsamında değerlendirilmesinden vazgeçilmesi sebebiyle TaĢınmaz
Değerlendirme Havuzu kapsamından çıkarılması düĢünülen taĢınmazlar için de bu maddede
öngörülen usul ve esas uygulanır.
Havuz dıĢında değerlendirilebilecek taĢınmazlar
MADDE 6 – (1) AĢağıda kapsamı belirlenen taĢınmazlar, havuza aktarılmadan da
değerlendirilebilir.
a) Ġdareye ait taĢınmazlar üzerinde yer alan; sabit asfalt tankları ve asfalt plenti,
akaryakıt depoları, atölye, ambar, liman ve benzeri sabit tesislerin tamamı veya müstakil
bölümleri,
b) Ġdare tasarrufundaki alanlarda yer altı ve yer üstü (havai) her türlü iletim, ulaĢım ve
taĢıma (ulaĢım, enerji, haberleĢme, su, atık su, petrol, doğalgaz, altyapı ve benzeri) hatlarının
geçmesi durumunda yol geçiĢ izni ile irtifak hakkı veya kullanım izni verilen taĢınmazlar,
(2) Havuz dıĢında değerlendirilecek taĢınmazlara iliĢkin ilgili daire baĢkanlıkları ile
taĢra teĢkilatından olumlu görüĢ alındıktan sonra TaĢınmaz Envanter Değerlendirme
Komisyonunca verilecek kararlar doğrultusunda iĢlem yapılır.
(3) Bu madde kapsamındaki taĢınmazlar, TaĢınmaz Değerlendirme Havuzuna alınma
kararı dıĢında bu Yönetmelikte belirlenen usul ve esaslara tabidir.
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
TaĢınmaz Değerlendirme Havuzunda Yer Alan TaĢınmazlarla Ġlgili
Yetki ve Tasarruflar
Sınırlandırılan tasarruflar
MADDE 7 – (1) Ġdarece kamulaĢtırma sınır çizgisi içerisinde kullanım izni ve kiraya
verilecek taĢınmazların (park sahası, ariyet, Ģantiye, depo sahası, fidanlık ve benzeri)
projesinde, yol ve yol emniyet sahası dıĢında kullanılmasının belirlenmiĢ olması Ģartı
zorunludur. Bununla birlikte; köprü, viyadük, tünel ve benzeri yapıların bünyesinde yer alan,
ancak yol ve trafik güvenliği yönünden engel teĢkil etmeyen alanlar, gerekli koĢullar
belirlenmesi kaydıyla kiraya verilebilir; gerekli hallerde bu alanlar kullanım iznine konu
edilebilir. Yol ve yol emniyet sahası içerisinde kalmakla beraber, ilgili diğer mevzuata
aykırılık teĢkil etmemek kaydıyla, Ġdarece trafik güvenliği yönünden engel teĢkil etmediği
belirlenen alanlar üzerinde kurulacak her türlü reklam levhası, baz istasyonu ve benzeri
tesisler kullanım iznine konu edilebilir.
(2) Yol boyu dinlenme tesisleri sadece kiralamaya konu edilebilir. Bu Yönetmelik
uygulamasında yol boyu dinlenme tesisleri ile kast edilen; Trafik etüt ve denetimlerinde,
taĢıtların arıza, kontrol, yüklerin düzeltilmesi ve benzeri hallerinde, kar mücadelesi
çalıĢmalarında, sürücü ve yolcuların rahatsızlanmaları, hastalanmaları, tuvalet, acil
haberleĢme, kısa süreli dinlenme ve benzeri ihtiyaçları halinde, araçların park etmelerine,
sığınmalarına imkan sağlayan, imkanlar ölçüsünde içinde tuvalet, çeĢme, oturma yerleri ve
benzeri düzenlemelere yer verilen, aydınlatması yapılan, karayolu kenarında ve karayolu
projesi kapsamında muayyen aralıklarla oluĢturulan alanlardır.
(3) Ġdarenin tasarrufunda olan taĢınmazlar üzerinde kurulacak ve iĢletilecek her türlü
tesise iliĢkin yasal mevzuat çerçevesinde alınacak ruhsat ve izinler iĢletmecisinin
sorumluluğundadır.
(4) Ġdare tasarrufundaki ocak sahasında malzemenin bitmiĢ olması veya kullanma
imkânının kalmamıĢ olması Ģartlarının varlığı durumunda 23/1/2010 tarihli ve 27471 sayılı
Resmî Gazete‘de yayımlanan Madencilik Faaliyetleri ile Bozulan Arazilerin Doğaya Yeniden
Kazandırılması Yönetmeliği ile 18/3/2004 tarihli ve 25406 sayılı Resmî Gazete‘de
yayımlanan Hafriyat Toprağı, ĠnĢaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği hükümleri
çerçevesinde, gerekli proje ve tesisler Ġdarece yapılır/yaptırılır ve satıĢ, kira ve kullanım
iznine konu edilebilir.
Ġdarenin protokole taraf olma yetkisi
MADDE 8 – (1) TaĢınmaz Değerlendirme Havuzunda yer alan ve taĢınmaz değerlendirme kapsamına alınması düĢünülen taĢınmazlar ile ilgili olarak Ġdare, kamu kurum ve
kuruluĢları ile bu Yönetmelik ve ilgili diğer mevzuat kapsamında her türlü protokole taraf
olabilir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
TaĢınmazların Ġhale Öncesi Bedel Tespiti ve Ġlan
Asgari bedelin belirlenmesi
MADDE 9 – (1) TaĢınmaz Değerlendirme Havuzunda yer alan taĢınmazların, kıymet
takdir komisyonlarınca asgari bedel tespiti yapılır.
(2) Asgari bedel belirlemesinin amaçları aĢağıda belirtilmiĢtir.
a) TaĢınmaz, TaĢınmaz Değerlendirme Havuzunda kaldığı sürece değerini Ġdarece
izlemek.
b) TaĢınmazın hangi yöntemle değerlendirileceğinin belirlenmesinde Ġdareye fikir
vermek.
c) KesinleĢmiĢ asgari bedel tespitinin minimum değerini belli etmek.
(3) Asgari bedelin belirlenmesinde 8/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı KamulaĢtırma
Kanununun 11 inci maddesi de dikkate alınır.
(4) Asgari bedel taĢınmazın (eğer varsa) emlak vergisi beyan değerinden düĢük olamaz.
Asgari bedel güncellemesi
MADDE 10 – (1) TaĢınmaz Değerlendirme Havuzu envanterinde yer alan taĢınmazların 9 uncu maddeye göre tespit edilen asgari bedelleri sadece bu tespitin yapıldığı yıl için
esas alınır. Ġzleyen yıl içinde ilgili taĢınmaz için asgari bedel belirlemesi, 9 uncu maddeye
göre yeniden yapılır.
KesinleĢmiĢ asgari bedel
MADDE 11 – (1) KesinleĢmiĢ asgari bedel, TaĢınmaz Değerlendirme Havuzunda yer
alıp asgari bedeli belirlenmiĢ olan taĢınmazların, ihaleye konu edilmesinden önce belirlenecek
minimum bedelidir.
(2) Bu bedel daha önce belirlenen asgari bedelden düĢük olamaz.
Ġlan ve itiraz
MADDE 12 – (1) TaĢınmaz Değerlendirme Havuzundaki taĢınmazların tasarrufu
hakkında alınan karar, ihaleye çıkılan bölge müdürlüğünün bulunduğu il ile taĢınmazın
bulunduğu il ve ilçe yerel gazeteleriyle ve diğer yöntemlerle duyurulur. Bu duyuruya karĢı 15
gün içinde üçüncü kiĢilerce itirazda bulunulabilir. Ġdare, yapılan itirazları inceleyerek 15 gün
içerisinde ilgilisine cevap verir.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Ġhalelerle Ġlgili Genel Esaslar
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
Ġhalelere Katılım
Ġhaleye katılamayacak olanlar
MADDE 13 – (1) AĢağıdaki Ģahıslar doğrudan veya dolaylı olarak ihalelere
katılamazlar:
a) Ġta amirleri,
b) Ġhale iĢlemlerini hazırlamak, yürütmek, sonuçlandırmak ve denetlemekle görevli
olanlar,
c) (a) ve (b) bentlerinde belirtilen Ģahısların eĢleri ve ikinci dereceye kadar (Ġkinci
derece dahil) kan ve sıhri hısımları,
ç) (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen Ģahısların ortakları (Bu Ģahısların yönetim
kurullarında görevli olmadıkları anonim ortaklıklar hariç),
d) 2886 sayılı Kanun ve diğer kanunlardaki hükümler gereğince geçici veya sürekli
olarak kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmıĢ olanlar.
Ġhaleye katılabilme Ģartları
MADDE 14 – (1) Ġhalelere katılabilmek için kanuni ikametgâh sahibi olmak, gerekli
nitelik ve yeterliği haiz bulunmak, istenilen teminat ve belgeleri vermek gereklidir.
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
Ġhaleye Hazırlık
ġartnameler
MADDE 15 – (1) Ġhale konusu iĢlerin her türlü özelliğini gösteren Ģartname ve varsa
ekleri Ġdarece hazırlanır.
(2) Bu Ģartnamelerde iĢin mahiyetine göre konulacak özel ve teknik Ģartlardan baĢka
genel olarak aĢağıdaki hususlar gösterilir.
a) ĠĢin niteliği, nevi ve miktarı.
b) TaĢınmaz tapuda kayıtlı ise, bu kayda göre mahalle veya köyü, mevkii, sokağı, cinsi,
yüzölçümü, hisse ve imar durumu, varsa tapu tarihi ile üzerindeki tüm Ģerh ve takyidler, pafta,
ada, parsel veya cilt, sahife ve sıra numaraları ve fiilî durumu, taĢınmaz tapuda kayıtlı değil
ise, ölçekli krokisi, yüzölçümü ve fiilî durumu.
c) KesinleĢmiĢ asgari bedel, geçici teminat miktarı ve kesin teminata ait Ģartlar.
ç) TaĢınmazın teslim Ģekli ve Ģartları.
d) GecikmiĢ ifa sebebiyle alınacak cezalar.
e) Ġsteklilerde aranılan Ģartlar ve belgeler.
f) Ġhaleyi yapıp yapmamakta Ġdarenin serbest olduğu.
g) Ġhale kararının karar tarihinden itibaren en geç onbeĢ iĢ günü içinde ita amirince
onaylanacağı veya iptal edileceği.
ğ) Vergi, resim ve harçlarla sözleĢme giderlerinin kimin tarafından ödeneceği.
h) Ödeme yeri ve Ģartları.
ı) Ġhtilafların çözüm Ģekli ve yeri.
i) Tapuda kayıtlı olmayan alanlar için: Ġli, ilçesi, mah./köy, mevkii, yol kontrol kesim
numarası, proje km.si ve benzeri bilgiler.
j) Kullanım izni verilmesi, irtifak hakkı tesisi veya kiralama nedeniyle Ġdarenin tesis
ettiği kamulaĢtırma sınır taĢları, telçit, kar siperleri, drenaj sistemleri ve benzeri tesislerin
sökülmesinin söz konusu olması durumunda bu tesislerin yeniden yapılması için gerekli her
türlü bedelin zarar veren kullanıcıdan temin edileceği.
Ġhale öncesi istenecek belgeler
MADDE 16 – (1) Ön izin, kullanma izni veya irtifak hakkına konu edilecek taĢınmazlarda aĢağıdaki belgeler istenir.
a) Bölge müdürlüğünce onaylı izin sahasının üzerinde gösterildiği uygun ölçekli
(1/1000, 1/2000 veya 1/5000) vaziyet planı.
b) Ġzin alanının 1/1000 ölçekli hali hazır haritası ve varsa onaylanmıĢ imar planı.
c) Ġzin sahasına ait memleket nirengisine bağlı yersel ölçü yapıldığına dair ölçüm ve
hesap cetvelleri.
ç) Yapıya iliĢkin Çevre ve ġehircilik Bakanlığınca belirlenen ait olduğu yılın birim
fiyatlarına göre hazırlanmıĢ keĢif özetleri.
d) 1/25000 ölçekli kılavuz plan.
e) Tapu kayıt örneği, ölçekli plan örneği, varsa imar çapı.
Onay belgesi
MADDE 17 – (1) Ġhalesi yapılacak her iĢ için bir onay belgesi hazırlanır. Onay
belgesinde; ihale konusu olan iĢin nevi, niteliği, miktarı, tahmin edilen bedeli, ihalede
kullanılacak usul, yapılacaksa ilanın Ģekli ve adedi, alınacaksa geçici teminat miktarı,
Ģartname ve sözleĢme gerekip gerekmeyeceği belirtilir.
(2) Onay belgesi ita amirince onaylanır.
(3) Onay belgesinde ayrıca, Ģartname ve eklerinin hangi bedel karĢılığında verileceği
gösterilir.
ġartnamelerin verilmesi
MADDE 18 – (1) Özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, Ģartname ve
ekleri Ġdare tarafından belirlenecek bir bedel mukabilinde verilir. Ancak Ģartname ve ekleri
Ġdarede bedelsiz görülebilir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Ġhale Komisyonları
Ġhale komisyonları
MADDE 19 – (1) Ġhale sürecinde yetkili komisyon ita amirince oluĢturulur.
(2) Ġhale komisyonu en az bir üyesi ilgili baĢmühendislik veya daire baĢkanlığından
belirlenmiĢ kiĢi ve uzman mali üyenin katılımıyla oluĢturulur. Ġlgili baĢmühendislik veya
daire baĢkanlığı sayısının birden fazla olması durumunda her bir baĢmühendislikten veya
daire baĢkanlığından en az birer üye komisyona alınır.
(3) Ġta amiri, komisyona üye olarak seçtiği bir kiĢiyi aynı zamanda komisyon baĢkanı
olarak da belirler.
Komisyonların çalıĢması
MADDE 20 – (1) Ġhale komisyonları eksiksiz olarak toplanır. Komisyon kararları
çoğunlukla alınır. Oyların eĢit olması halinde baĢkanın bulunduğu taraf çoğunlukta kabul
edilir. Kararlarda çekimser kalınamaz. Muhalif kalan üye karĢı oy gerekçesini kararın altına
yazarak imzalamak zorundadır.
(2) Komisyon baĢkan ve üyeleri, oy ve kararlarından sorumludurlar.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Ġlan
Ġhalenin ilanı
MADDE 21 – (1) Ġhale konusu olan iĢler, aĢağıdaki usul ve esaslara göre isteklilere ilan
yoluyla duyurulur.
a) Ġhalenin yapılacağı yerdeki ilanlar:
1) Günlük gazete çıkan yerlerde ihaleler, ihalenin yapılacağı yerde çıkan gazetelerde en
az bir gün aralıkla yayımlanmak suretiyle iki defa duyurulur. Gazete ile yapılacak ilk ilan ile
ihale günü arası on günden, son ilan ile ihale günü arası beĢ günden az olamaz.
2) Günlük gazete çıkmayan yerlerdeki ihalelerde ise ilan, en az bir gün aralıkla
yayımlanmak suretiyle iki defa defterdarlık veya mal müdürlüğü ile hükümet ve belediye
binalarının ilan tahtalarına asılacak yazılar ve belediye yayın araçları ve ilgili bölge
müdürlüğünün ihaleye konu taĢınmazın bulunduğu yerdeki alt birimdeki ilan tahtalarına
asılarak yapılır. Bu iĢlemler bir tutanakla tespit edilir. Bu yerlerde en çok yedi gün aralıkla
çıkan gazete varsa, ayrıca gazete ile de bir defa ilan yapılır.
b) Diğer Ģehirlerde yapılacak ilanlar: Tahmin edilen bedeli her yıl merkezi yönetim
bütçe kanunu ile belirlenecek miktarı aĢan ihale konusu iĢler, (a) bendine göre yapılacak
ilanlardan baĢka tirajı göz önüne alınarak ili, Basın-Ġlan Kurumunca tespit olunacak günlük
gazetelerden birinde, ihale tarihinden en az on gün önce bir defa ilan edilir.
c) Resmî Gazete ile yapılacak ilanlar: Tahmin edilen bedeli (b) bendi uyarınca
belirlenecek miktarın üç katını aĢan ihale konusu iĢler, ihale tarihinden en az on gün önce bir
defa da Resmî Gazete‘de ilan edilir.
ç) Pazarlık usulü ile yapılacak ihaleler için Ġdare, iĢin önem ve özelliğine göre ilan yapıp
yapmamakta serbesttir.
d) Bu madde uyarınca yapılacak ilanlar ayrıca Ġdarenin internet sayfasından da
duyurulur.
(2) Sürelerin hesabında, ilanın yapıldığı gün ile ihale günü sayılmaz.
(3) Ġhale komisyonları, gerektiğinde basın ve yayın organlarının ihale iĢlemlerini
izlemesi de dahil olmak üzere, ihalenin rekabet ve açıklık ilkelerine uygun Ģekilde yapılmasını
sağlayan her türlü tedbiri alır. Onaylanan ihale kararları, kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla
internet aracılığı ile ayrıca yayınlanır.
Ġlanlarda bulunması zorunlu hususlar
MADDE 22 – (1) Ġlanlarda aĢağıdaki hususlar belirtilir.
a) Ġhale konusu taĢınmazın niteliği, yeri ve miktarı.
b) ġartname ve eklerinin nereden ve hangi Ģartlarla alınacağı veya görülebileceği.
c) Ġhalenin nerede, hangi tarih ve saatte ve hangi usulle yapılacağı.
ç) Tahmin edilen bedel ve alınacaksa geçici teminat miktarı.
d) Ġsteklilerden aranılan belgelerin neler olduğu.
e) Kapalı teklif usulüyle yapılacak ihalelerde, tekliflerin hangi tarih ve saate kadar
nereye verileceği.
ġartname ve eklerinde değiĢiklik halinde ilan
MADDE 23 – (1) Ġlan yapıldıktan sonra, Ģartname ve eklerinde değiĢiklik yapılamaz.
Ancak, değiĢiklik yapılması zorunlu hallerde, bunu gerektiren sebepler ve zorunluluklar bir
tutanakla tespit edilerek önceki ilanlar geçersiz sayılır ve yeniden aynı Ģekilde ilan olunur.
Ġlanın uygun olmaması
MADDE 24 – (1) 21 ve 22 nci maddelerdeki hükümlere uygun olmayan ilanlar
geçersizdir. Bu durumda ilan yenilenmedikçe ihale yapılamaz.
(2) Ġlanların geçersizliği ihale yapıldıktan sonra anlaĢılırsa, ihale veya sözleĢme
feshedilir. Ancak, iĢte ivedilik ve ihalede Devletin yararı varsa, ihale ve sözleĢme Ġdarenin
uygun görüĢü ve birinci derece ita amirinin onayı ile geçerli sayılabilir.
(3) Ġhalenin veya sözleĢmenin bozulması halinde, müĢterinin fesih tarihine kadar
yapmıĢ olduğu gerçek masrafları verilir.
Ġhalenin tatil gününe rastlaması
MADDE 25 – (1) Ġhale için tespit olunan tarih, tatil gününe rastlamıĢsa ihale, tekrar
ilana gerek kalmaksızın tatili takip eden ilk iĢ gününde aynı yer ve saatte yapılır. Ġlandan
sonra çalıĢma saati değiĢse de ihale ilan edilen saatte yapılır.
BEġĠNCĠ BÖLÜM
Teklifler ve Teminat
Tekliflerin açılma zamanı
MADDE 26 – (1) Tekliflerin açılma zamanı, çalıĢma saati içinde olmak üzere tespit
edilir. Açılma zamanı için, Türkiye Radyo-Televizyon Kurumunun saat ayarı esas alınır.
Teklifler açılmaya baĢladıktan sonra, çalıĢma saatine bağlı kalmaksızın iĢleme devam olunur.
Geçici teminat
MADDE 27 – (1) Tahmin edilen bedelin % 3‘ünden az olmamak üzere % 5‘e kadar,
iĢin niteliğine göre belirlenecek miktarda geçici teminat alınır.
(2) Pazarlık usulü ile yapılacak ihalelerde geçici teminat alınmayabilir.
Teminat olarak kabul edilecek değerler
MADDE 28 – (1) Geçici veya kesin teminat olarak kabul edilecek değerler aĢağıda
gösterilmiĢtir.
a) Tedavüldeki Türk Parası.
b) Bankalar ve özel finans kurumları tarafından verilen teminat mektupları.
c) Hazine MüsteĢarlığınca ihraç edilen Devlet Ġç Borçlanma Senetleri veya bu senetler
yerine düzenlenen belgeler (Nominal değere faiz dahil edilerek ihraç edilmiĢ ise, bu
iĢlemlerde anaparaya tekabül eden satıĢ değerleri esas alınır.).
ç) TaĢınmaz satıĢ ihalelerinde, dıĢarıda yerleĢik kiĢiler ile geçimini yurt dıĢında temin
eden Türk vatandaĢlarından, teminat olarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca
belirlenen çevrilebilir (konvertibl) döviz.
(2) Teminat mektupları dıĢındaki teminatların istekliler tarafından ilgili muhasebe
birimine yatırılması gerekli olup bunlar ihale komisyonlarınca teslim alınamaz. Üzerlerine
ihale yapılanların teminat mektupları, ihaleden sonra ilgili muhasebe birimine teslim edilir ve
üzerlerine ihale yapılmayan isteklilerin geçici teminatları gecikmeksizin geri verilir.
(3) Her ne suretle olursa olsun Ġdarece alınan teminatlar haczedilemez ve üzerine
ihtiyati tedbir konulamaz.
DÖRDÜNCÜ KISIM
Ġhale Usulleri
Ġhale usulleri
MADDE 29 – (1) Bu Yönetmeliğe göre yapılacak ihalelerde aĢağıdaki usuller
uygulanır.
a) Kapalı teklif usulü.
b) Açık teklif usulü.
c) Pazarlık usulü.
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
Kapalı Teklif Usulü
Kapalı teklif usulünde tekliflerin hazırlanması
MADDE 30 – (1) Kapalı teklif usulünde teklifler yazılı olarak yapılır. Teklif mektubu,
bir zarfa konulup kapatıldıktan sonra, zarfın üzerine isteklinin adı, soyadı ve tebligata esas
açık adresi yazılır.
(2) Zarfın yapıĢtırılan yeri istekli tarafından imzalanır veya mühürlenir. Bu zarf geçici
teminata ait alındı veya teminat mektubu ve istenilen diğer belgelerle birlikte ikinci bir zarfa
konularak kapatılır. DıĢ zarfın üzerine isteklinin adı, soyadı, açık adresi ve teklifin hangi iĢe
ait olduğu yazılır.
(3) Teklif mektupları istekli tarafından imzalanır, bu mektuplarda Ģartname ve eklerinin
tamamen okunup kabul edildiği belirtilir ve teklif edilen fiyat rakam ve yazıyla açık olarak
yazılır.
(4) Bu maddeki hükümlerden herhangi birine uygun olmayan veya üzerinde kazıntı,
silinti veya düzeltme bulunan teklifler reddolunarak hiç yapılmamıĢ sayılır.
Kapalı teklif usulünde tekliflerin verilmesi
MADDE 31 – (1) Teklifler ilanda belirtilen saate kadar, sıra numaralı alındılar karĢılığında ihale komisyon baĢkanlığına verilir. Alındı numarası zarfın üzerine yazılır. Teklifler
iadeli taahhütlü olarak da gönderilebilir. Bu takdirde, dıĢ zarfın üzerine ihale komisyon
baĢkanlığının adresi ile hangi iĢe ait olduğu, isteklinin adı ve soyadı ile açık adresi yazılır.
Posta ile gönderilecek tekliflerin ilanda belirtilen saate kadar komisyon baĢkanlığına ulaĢması
Ģarttır. Postadaki gecikme nedeniyle iĢleme konulmayacak olan tekliflerin alınıĢ zamanı bir
tutanakla tespit edilir.
(2) Komisyon baĢkanlığına verilen teklifler herhangi bir sebeple geri alınamaz.
Kapalı teklif usulünde dıĢ zarfların açılması
MADDE 32 – (1) Ġhale komisyonunca ilanda belirtilen saatte, kaç teklif verilmiĢ olduğu
bir tutanakla tespit edildikten sonra dıĢ zarflar hazır bulunan istekliler önünde alınıĢ sırasına
göre açılarak, istenilen belgelerin ve geçici teminatın usulüne uygun olup olmadığı kontrol
edilir. DıĢ zarfın üzerindeki alındı sıra numarası iç zarfın üzerine de yazılır.
(2) Belgeleri ile teminatı usulüne uygun ve tam olmayan isteklilerin teklif mektubunu
taĢıyan iç zarfları açılmayarak baĢkaca iĢleme konulmadan, diğer belgelerle birlikte
kendilerine veya vekillerine iade olunur. Bu konuda, iade gerekçelerini de içeren bir tutanak
düzenlenir. Bunlar ihaleye katılamazlar.
Kapalı teklif usulünde iç zarfların açılması
MADDE 33 – (1) Teklif mektuplarını taĢıyan iç zarflar açılmadan önce, ihaleye
katılacaklardan baĢkası ihale odasından çıkarılır. Bundan sonra, postayla gelen teklifler de
dahil olmak üzere zarflar numara sırasıyla açılarak, teklifler komisyon baĢkanı tarafından
okunur veya okutulur ve bir listesi yapılır. Bu liste komisyon baĢkanı ve üyeleri tarafından
imzalanır.
(2) ġartnameye uymayan veya baĢka Ģartlar taĢıyan ya da 30 uncu madde hükümlerine
uygun olmayan teklif mektupları kabul edilmez.
(3) Geçerli teklifler bu suretle tespit edildikten sonra en yüksek teklifin altında olmamak
kaydıyla, ihalede hazır bulunan isteklilerden sıra ile yeniden sözlü veya yazılı teklifte
bulunulması istenir. Bu Ģekilde teklif alınmasına tek istekli kalıncaya kadar devam edilir.
Ġhaleden çekilen isteklilerin bu durumları ihaleye ait artırma kâğıdına yazılır ve imzaları
alınır. Ġlgilinin imzadan çekinmesi halinde durum ayrıca belirtilir. Ġhaleden çekilmiĢ olanlar
yeniden teklif veremezler.
(4) Ancak geçerli teklif sayısının üçten fazla olması durumunda bu iĢlem, oturumda
hazır bulunan en yüksek üç teklif sahibi istekliyle, bu üç teklifle aynı olan birden fazla teklifin
bulunması halinde ise, bu istekliler dahil edilmek suretiyle yapılır.
(5) Komisyon, uygun gördüğü her aĢamada daha önce ihaleden çekilenler hariç olmak
üzere oturumda hazır bulunan isteklilerden yazılı son tekliflerini alarak ihaleyi
sonuçlandırabilir. Bu husus, ihale komisyonunca ikinci bir tutanakla tespit edilir.
Kapalı teklif usulünde ihale sonucunun karara bağlanması
MADDE 34 – (1) 33 üncü madde gereğince kabul edilen teklifler incelenerek;
a) Ġhalenin yapıldığı, ancak ita amirinin onayına bağlı kaldığı,
b) Ġhalenin yapılmadığı,
hususlarından birine karar verilir ve bu husus gerekçeli bir karar halinde yazılarak,
komisyon baĢkan ve üyeleri tarafından imzalanır ve durum hazır bulunanlara bildirilir.
Kapalı teklif usulünde ihalenin yapılamaması
MADDE 35 – (1) Kapalı teklif usulüyle yapılan ihalelerde, istekli çıkmadığı veya teklif
olunan bedel komisyonca uygun görülmediği takdirde, uygun bir zamanda aynı usulle ihale
açılır.
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
Açık Teklif Usulü
Açık teklif usulünün uygulanması
MADDE 36 – (1) Açık teklif usulüne göre ihaleler, isteklilerin ihale komisyonları
önünde tekliflerini sözlü olarak belirtmeleri suretiyle yapılır.
(2) Ancak istekliler ilanda belirtilen ihale saatine kadar komisyon baĢkanlığına ulaĢmıĢ
olmak Ģartıyla 30 uncu madde hükümlerine uygun olarak düzenleyecekleri tekliflerini iadeli
taahhütlü bir mektupla da gönderebilirler.
(3) Teklif sahibi ihale sırasında hazır bulunmadığı takdirde posta ile gönderilen teklif,
son ve kesin teklif olarak kabul edilir.
Açık teklif usulünde ihale
MADDE 37 – (1) Ġlanda belirtilen ihale saati gelince, komisyon baĢkanı, isteklilerin
belgelerini ve geçici teminat verip vermediklerini inceleyerek, kimlerin ihaleye
katılabileceğini bildirir. Katılamayacakların belge ve teminatlarının geri verilmesi
kararlaĢtırılır. Bu iĢlemler, istekliler önünde, bir tutanakla tespit edilir.
(2) Tutanaktan sonra, ihaleye giremeyecekler ihale yerinden çıkartılır. Diğer istekliler,
önce Ģartnameyi imzaya ve daha sonra, sıra ile tekliflerini belirtmeye çağrılır. Yapılacak
teklifler ihaleye ait artırma kağıdına yazılır ve teklif sahipleri tarafından imzalanır.
(3) Ġlk teklifler bu suretle tespit edildikten sonra, komisyon baĢkanı, postayla yapılmıĢ
teklifler varsa okutarak bu tekliflerin de ihaleye ait artırma kâğıdına yazılmasını sağlar.
Bundan sonra istekliler, sırayla tekliflerde bulunmaya devam ederler. Ġhaleden çekilen
isteklilerin bu durumları ihaleye ait artırma kâğıdına yazılır ve imzaları alınır. Ġlgilinin
imzadan çekinmesi halinde durum ayrıca belirtilir.
(4) Ġhaleden çekilenler, yeniden teklifte bulunamazlar.
(5) Teklifler yapıldığı sırada, yapılan artırımların iĢi uzatacağı anlaĢılırsa, isteklilerden
komisyon huzurunda son tekliflerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. Daha önce ihaleden
çekilmiĢ olanlar bu durumda yazılı teklif veremezler.
Açık teklif usulünde ihale sonucunun karara bağlanması
MADDE 38 – (1) Sözlü veya yazılı son teklifler alındıktan sonra ihale, 34 üncü
maddeye göre karara bağlanır.
Açık teklif usulünde ihalenin yapılamaması
MADDE 39 – (1) Açık teklif usulüyle yapılan ihalelerde istekli çıkmadığı, isteklilerin
belgeleri veya teklifleri uygun görülmediği takdirde, uygun bir zamanda yeniden aynı usulle
ihale açılır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Pazarlık Usulü
Pazarlık usulünde ihale
MADDE 40 – (1) Pazarlık usulüyle yapılan ihalelerde teklif alınması belli bir Ģekle
bağlı değildir. Ġhaleler, komisyon tarafından iĢin nitelik ve gereğine göre, bir veya daha fazla
istekliden yazılı veya sözlü teklif almak ve bedel üzerinde anlaĢmak suretiyle yapılır.
(2) Pazarlığın ne suretle yapıldığı, ne tekliflerde bulunulduğu ve üzerine ihale
yapılanların neden dolayı tercih edildiği pazarlık kararında gösterilir.
BEġĠNCĠ KISIM
Tekliflerin Değerlendirilmesi ve Ġhale Kararları
Komisyonların ihaleyi yapıp yapmamakta serbest olması
MADDE 41 – (1) Komisyonlar, gerekçesini kararda belirtmek suretiyle ihaleyi yapıp
yapmamakta serbesttir.
Kararlarda belirtilmesi gereken hususlar
MADDE 42 – (1) Ġhale komisyonlarınca alınan kararlar, komisyon baĢkan ve üyelerinin
adları, soyadları ve esas görevleri belirtilerek imzalanır.
(2) Kararlarda; isteklilerin isimleri, adresleri, teklif ettikleri bedeller, ihalenin hangi
tarihte ve hangi istekli üzerine hangi gerekçelerle yapıldığı, ihale yapılmamıĢ ise nedenleri
belirtilir.
Ġhale kararlarının kesinleĢmesi
MADDE 43 – (1) Ġhale komisyonları tarafından alınan ihale kararları, karar tarihinden
itibaren en geç onbeĢ iĢ günü içinde ita amirinin onayı veya iptali ile kesinleĢir.
KesinleĢen ihale kararlarının bildirilmesi
MADDE 44 – (1) Ġta amirince onaylanan ihale kararları, onaylandığı günden itibaren en
geç beĢ iĢ günü içinde, üzerine ihale yapılana veya vekiline imza karĢılığı tebliğ edilir veya
iadeli taahhütlü mektupla tebligat adresine gönderilir. Mektubun postaya verilmesini takip
eden yedinci gün, kararın istekliye tebliğ tarihi sayılır.
(2) Ġhale kararlarının ita amirince iptal edilmesi halinde de durum istekliye aynı Ģekilde
bildirilir.
Ġhalede hazır bulunmayan istekliler
MADDE 45 – (1) Ġhale sırasında hazır bulunmayan veya noterden tasdikli
vekâletnameyi haiz bir vekil göndermeyen istekliler, ihalenin yapılıĢ tarzına ve sonucuna
itiraz edemezler.
ALTINCI KISIM
SözleĢmeler, Teminat ve Sorumluluklar
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
SözleĢmeler
Ġhalenin sözleĢmeye bağlanması
MADDE 46 – (1) Bu Yönetmelik uyarınca yapılan ve onaylanan ihaleler sözleĢmeye
bağlanır. SözleĢme, Ġdare adına ita amiri tarafından imzalanır. Ġrtifak hakkı kurulmasına
iliĢkin iĢlemlerde tapuda resmi senet düzenlenir.
(2) PeĢin satıĢlarda ve trampa iĢlemlerinde sözleĢme yapılması zorunlu değildir.
Notere tasdik ve tescili zorunlu olmayan sözleĢmeler
MADDE 47 – (1) Ġlk yıl kira bedeli, 2886 sayılı Devlet Ġhale Kanununun 76 ncı
maddesi gereğince her yıl merkezi yönetim bütçe kanunuyla belirlenen parasal sınırın yüzde
onunu aĢmayan sözleĢmeler, kamu idareleriyle yapılacak sözleĢmeler ve büfe, kantin, çay
ocağı gibi kalıcı olmayan yapıların, geçici iĢ ve hizmetler için kullanılacak taĢınmazların
kiraya verilmesinde düzenlenecek sözleĢmeler ile taksitli satıĢ sözleĢmelerinin notere tasdik
ve tescili zorunlu değildir.
(2) Büfe, kantin, çay ocağı gibi yerlere iliĢkin sözleĢmeler, bunların bulunduğu yerin
yetkilisi huzurunda düzenlenir, sözleĢmeyi bunlar da imza eder.
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
Teminat
Kesin teminat
MADDE 48 – (1) Taahhüdün, sözleĢme ve Ģartname hükümlerine uygun olarak yerine
getirilmesini sağlamak amacıyla, sözleĢme yapılmasından önce müĢteriden ihale bedeli
üzerinden % 6 oranında kesin teminat alınır. Ancak satıĢ ve trampa ihalelerinde kesin teminat
alınmaz.
(2) MüĢterinin kesin teminat vermesi gerektiği halde bu zorunluluğa uymaması
durumunda, protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın ihale bozulur ve varsa
geçici teminatı gelir kaydedilir.
(3) Verilen kesin teminat, teminat olarak kabul edilen diğer değerlerle değiĢtirilebilir.
(4) SözleĢmenin yapılmasından sonra varsa geçici teminat iade edilir.
Kesin teminatın geri verilmesi
MADDE 49 – (1) Kesin teminat, taahhüdün sözleĢme ve Ģartname hükümlerine uygun
biçimde yerine getirildiği anlaĢıldıktan ve müĢterinin bu iĢten dolayı Ġdareye herhangi bir
borcunun olmadığı tespit edildikten sonra müĢteriye geri verilir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Sorumluluklar
SözleĢme yapılmasında müĢterinin görev ve sorumluluğu
MADDE 50 – (1) SözleĢme yapılması gerekli olan hallerde müĢterinin, onaylanan ihale
kararının bildirilmesini izleyen günden itibaren onbeĢ gün içinde geçici teminatı kesin
teminata çevirerek Ġdarece düzenlenecek sözleĢmeyi imzalaması gerekir. MüĢteri, zorunlu ise
aynı süre içinde sözleĢmeyi notere tasdik ve tescil ettirerek Ġdareye vermekle yükümlüdür.
(2) MüĢterinin, aynı süre içinde ihale bedeli ile kendisine ait bulunan vergi, resim ve
harçlar ile diğer giderleri ödemesi, varsa diğer yükümlülükleri yerine getirmesi gerekir.
(3) Bu zorunluluklara uyulmadığı takdirde, protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek
kalmaksızın ihale bozulur ve varsa geçici teminat gelir kaydedilir.
Ġdarenin görev ve sorumluluğu
MADDE 51 – (1) Ġdare 50 nci maddede yazılı süre içinde sözleĢme yapılması
hususunda kendisine düĢen görevleri yapmak ve taĢınmazların satıĢında ve trampasında,
ferağa ait iĢlemleri tamamlamak, Ģartnamede belirtilen sınır ve evsafa göre; satılan, trampa
edilen, kiraya verilen ve irtifak hakkı kurulan veya kullanma izni verilen taĢınmazları
müĢteriye teslim etmekle yükümlüdür. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde
müĢteri, sürenin bitiminden itibaren en çok on beĢ gün içinde, on gün müddetli bir noter
ihtarnamesiyle bildirmek Ģartıyla taahhüdünden vazgeçebilir. Bu takdirde teminat geri verilir.
MüĢteri, ihaleye girmek ve teminat vermek için yaptığı masrafları istemeye hak kazanır.
MüĢterinin sözleĢmenin bozulmasına neden olması
MADDE 52 – (1) SözleĢme yapıldıktan sonra müĢterinin taahhüdünden vazgeçmesi
veya taahhüdünü, Ģartname ve sözleĢme hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi veya
kiraya verilen, kullanma izni verilen ya da irtifak hakkı kurulan taĢınmazı sözleĢmesinde
öngörülen amaç dıĢında kullanması ve Ġdarenin en az on gün süreli ve nedenleri açıkça
belirtilen ihtarına rağmen aynı durumu devam ettirmesi halinde, ayrıca protesto çekmeye ve
hüküm almaya gerek kalmaksızın kesin teminatı gelir kaydedilir ve sözleĢme feshedilerek
hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir.
(2) Gelir kaydedilen kesin teminat, müĢterinin borcuna mahsup edilemez.
SözleĢmenin devri
MADDE 53 – (1) Ġhale süresiyle sınırlı olmak kaydıyla sözleĢme, Ġdarenin izniyle
baĢkasına devredilebilir veya sözleĢmeye ortak alınabilir. Ancak devir alacaklarda ve ortak
olacaklarda ilk ihaledeki Ģartlar aranır. Ġzinsiz devir yapılması halinde, sözleĢme feshedilir ve
müĢteri hakkında 52 nci madde hükümleri uygulanır.
MüĢterinin ölümü
MADDE 54 – (1) MüĢterinin ölümü halinde, Ġdareye borcu varsa mahsup edildikten
sonra kesin teminatı kanunî mirasçılarına verilir.
(2) Ancak Ġdare, ölüm tarihinden itibaren otuz gün içinde kesin teminatın verilmesi
Ģartıyla kanunî mirasçılardan istekli olanlara sözleĢmeyi devredebilir.
MüĢterinin iflası hali
MADDE 55 – (1) MüĢterinin iflas etmesi halinde sözleĢme feshedilir. Bundan bir zarar
doğarsa 52 nci madde uyarınca iĢlem yapılır.
MüĢterinin ağır hastalığı, tutukluluk veya mahkumiyeti hali
MADDE 56 – (1) MüĢteri, sözleĢmenin yerine getirilmesine engel olacak derecede
sağlık kurulu raporu ile belirlenecek ağır hastalık, tutukluluk veya hürriyeti bağlayıcı bir ceza
nedeniyle taahhüdünü yerine getiremeyecek duruma düĢerse, bu hallerin oluĢundan itibaren
otuz gün içinde Ġdarenin kabul edeceği birini vekil tayin etmek Ģartıyla taahhüdüne devam
edebilir.
(2) Eğer müĢteri, kendi serbest iradesi ile vekil tayin etmek imkânından mahrum ise,
yerine ilgililerce aynı süre içinde genel hükümlere göre bir kayyım tayin edilmesi istenebilir.
(3) Bu maddedeki hükümlerin uygulanamaması halinde sözleĢme feshedilir. Bundan bir
zarar doğarsa 52 nci madde gereği iĢlem yapılır.
MüĢterinin birden fazla olması hali
MADDE 57 – (1) Birden fazla gerçek veya tüzel kiĢi tarafından müĢterek ve mütesel-sil
sorumluluk esasına göre yapılan taahhütlerde, müĢterilerden birinin ölümü, iflası, tutuklu veya
mahkum olması gibi haller sözleĢmenin devamına engel olmaz.
YEDĠNCĠ KISIM
Ġhalelerle Ġlgili Özel Hükümler
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
TaĢınmaz SatıĢı
Ġhale usulleri
MADDE 58 – (1) TaĢınmaz satıĢlarında tahmin edilen bedeli, 2886 sayılı Devlet Ġhale
Kanununun 45 inci maddesine göre her yıl merkezi yönetim bütçe kanunuyla belirlenen
parasal sınıra kadar olanlarda açık teklif usulü, bu sınırı geçenlerde ise kapalı teklif usulü
uygulanır. Kapalı veya açık teklif usulüyle satılamayan taĢınmazlar, uygun zamanda tekrar
aynı usulle satıĢ ihalesine çıkarılır ve bunlar pazarlık ihalesine bırakılmaz.
TaĢınmazların müĢteri tarafından adına tescil ettirilmesi
MADDE 59 – (1) MüĢterinin; satıĢ bedelini, vergi, resim, harç ve diğer masrafları
ödemiĢ olması Ģartıyla, Ģartnamede yazılı süre içinde taĢınmazları namına tescil ettirmesi
gerekir. Aksi takdirde müĢteri, vukua gelecek hasar, zarar, fuzuli iĢgal ve diğer sebeplerle
Ġdareden bir talepte bulunamaz.
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
Ödeme
Taksitli satıĢlar
MADDE 60 – (1) TaĢınmazların satıĢ bedeli taksitle de ödenebilir. Taksitle ödeme
halinde, satıĢ bedelinin en az 1/4‘ü peĢin, kalanı en fazla iki yılda eĢit taksitlerle ödenir.
Alacağın kalan kısmına kanunî faiz uygulanır.
(2) Ġdare genelge ile satıĢ bedeli taksitlendirme dıĢında bırakılacak durumları ve
taksitlendirme halinde uygulanacak taksit sayısını ve süresini, taĢınmazın belediye ve mücavir
alan sınırları içinde veya dıĢında olmasına göre belirlemeye yetkilidir.
(3) Taksitli satıĢlarda, taksit tutarını ve kanunî faizlerini karĢılayacak miktarda kesin ve
süresiz teminat mektubu verilmesi veya satıĢı yapılan taĢınmazın üzerinde 22/11/2001 tarihli
ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca Ġdare lehine kanuni ipotek tesis
edilmesi halinde, taĢınmaz alıcısı adına devredilir. Alıcısı adına mülkiyet devri yapılmayan
taĢınmazlara iliĢkin taksitli satıĢlarda, alıcı tarafından yükümlülüklerin yerine getirilmemesi
durumunda, tahsil edilen tutarlardan ihale sırasında alınan geçici teminata ve varsa kesin
teminata isabet eden tutar gelir kaydedilerek kalanı alıcıya iade edilir.
Ödeme aracı
MADDE 61 – (1) SatıĢ bedellerinin tedavüldeki Türk Parası ile ödenmesi esastır.
Kamu kurumları ile belli ihalelerde usul
MADDE 62 – (1) Kamu kurum ve kuruluĢları ile Ġdare arasındaki, taĢınmaz trampası,
arsa karĢılığı inĢaat veya kat karĢılığı inĢaat ihalesi 2886 sayılı Devlet Ġhale Kanununun 51
inci maddesinde belirtilen durumlarda bedel ve miktar ne olursa olsun pazarlık usulüyle
yapılır.
SatıĢla ilgili hükümlerin uygulanması
MADDE 63 – (1) Trampa, arsa karĢılığı inĢaat ve kat karĢılığı inĢaat ihalelerinde, bu
Yönetmeliğin satıĢla ilgili maddeleri kıyasen uygulanır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
TaĢınmazların Kiraya Verilmesi
Ġhale usulleri
MADDE 64 – (1) TaĢınmazların kiraya verilmesinde tahmin edilen yıllık kira bedeli,
2886 sayılı Devlet Ġhale Kanununun 45 inci maddesine göre her yıl merkezi yönetim bütçe
kanunuyla belirlenen parasal sınıra kadar olan ihalelerde açık teklif usulü, bu sınırı aĢanlarda
ise kapalı teklif usulü uygulanır. Kapalı veya açık teklif usulüyle kiraya verilemeyen
taĢınmazlar, uygun zamanda tekrar aynı usulle kira ihalesine çıkarılır ve bunlar pazarlık
ihalesine bırakılmaz.
(2) TaĢınmazlar, 2886 sayılı Devlet Ġhale Kanununun 51 inci maddesine uygun olması
kaydıyla ve aĢağıdaki durumlarda pazarlıkla kiraya verilebilir.
a) Geçici iĢ ve hizmetler için kullanılacak taĢınmazların kiraya verilmesi.
b) Para çekme makineleri için kullanılacak yerlerin bankalara kiraya verilmesi.
c) Bilgi teknolojileri ve iletiĢim kurumu ile imzaladıkları imtiyaz sözleĢmeleri yoluyla
veya yetkilendirme yoluyla elektronik haberleĢme hizmeti sunan iĢletmecilerin kamu
hizmetini yürütmesiyle ilgili olacak Ģekilde baz istasyonu, radyo link tesisi ve benzeri ses,
görüntü ve data aktarımına yarayan elektronik haberleĢme cihazları ile alt yapı niteliğinde
bulunan kule, direk, kulübe, konteynır, enerji nakil hattı, fiber optik gibi tesisleri kurmak
amacıyla yapılan kiralamalar.
ç) Genel bütçe kapsamı dıĢındaki kamu idarelerine kiraya verme.
d) Ağaçlandırma amaçlı kiraya verme.
e) Birlikte kullanılacağı parselin maliki veya kiracısı tarafından kiralanması talep edilen,
bu parselle bütünlük arz eden ve müstakil kullanımı mümkün olmayan taĢınmazların kiraya
verilmesi.
f) Reklam levhası konulmak üzere kiralanması talep edilen taĢınmazların kiraya
verilmesi.
g) Ġdarenin tasarrufunda olan taĢınmazlar (liman, iskele, asfalt tankları ve benzeri) ile
üzerindeki yapı ve tesislerin ticari amaçla kullanılması mümkün olan bölümlerinin kiraya
verilmesi.
ğ) Ġdareye tescilli taĢınmazlar ile üzerindeki ve altındaki her türlü yapı ve tesislerin
ticari amaçla kullanılması mümkün olan bölümlerinin veya tamamının kiraya verilmesi.
(3) Otoyol, Devlet ve il yollarında karayolu sınır çizgisi içinde kalan uygun alanlar ile
karayolu sınır çizgisi dıĢında Ġdareye devir ve temlik edilmiĢ veya Ġdarenin mülkiyetinde olan
diğer alanlardaki taĢınmazların ve tesislerin kiraya verilmesi durumunda, gerek görülmesi
halinde Maliye Bakanlığına bilgi verilir.
Kiralarda sözleĢme süresi
MADDE 65 – (1) Kiraya verilecek taĢınmazların kira süresi 10 yıldan çok olamaz.
Ancak, enerji üretimi tesisleri ile iletim ve dağıtım, doğal gaz iletim, dağıtım ve depolama
tesis ve Ģebekelerinin ihtiyacı olan arazilerin en fazla 25 yıllığına kiraya verilmesi
mümkündür.
(2) Otopark ve benzeri alanlara her bir sefer için verilecek kira ve kullanım izni süresi 2
yıldan çok olamaz.
(3) 3 yılı aĢkın kiralamalarda UlaĢtırma, HaberleĢme ve Denizcilik Bakanlığının izni
alınır.
KiralanmıĢ yerlerdeki iĢlemler
MADDE 66 – (1) Ġdareye tahsisli taĢınmazlar ile kamu hizmeti görülmek üzere genel
bütçe kapsamındaki kamu idarelerince kiralanmıĢ olan taĢınmazlardan bu Yönetmeliğe uygun
amaçla kullanılması mümkün olanlar kiralamayı veya tahsisi yapan kurumun uygun görüĢü
alınmak suretiyle kiraya verilebilir. Kiraya verilen taĢınmazların üzerindeki tesisler kiracısı
tarafından sigortalanır.
(2) Ġdarenin kiraladığı veya kullanma izni verdiği taĢınmazı veya üzerindeki tesisi
üçüncü kiĢilere kiralamak isteyen kiracının, Ġdareden izin alması gereklidir. Bu iznin
verilmesi halinde kiracının, üçüncü kiĢilerle akdedeceği kira sözleĢmesine Ġdare de kiralayan
sıfatıyla taraf olur ve elde edilecek kira gelirini paylaĢır.
(3) Kiralanan taĢınmaz üzerinde, kiracısı tarafından yapılan sabit tesis ve
gayrimenkuller Ġdarenin talebi üzerine tüm masrafı kiracısına ait olmak üzere kiracı tarafından
sökülür veya yıktırılır. Bu taĢınmazlar kiracıya teslim edildiği andaki hali ile Ġdareye sözleĢme
süresi sonunda devredilir. Ġdarenin bu yönde bir talebi olmaması halinde kiracı tarafından
yapılan sabit tesis ve gayrimenkuller sözleĢme süresi sonunda bedelsiz olarak Ġdarenin
mülkiyetine geçer.
Geçici iĢ ve hizmetler için kullanılacak taĢınmazların kiraya verilmesi
MADDE 67 – (1) ġantiye yerleri gibi geçici iĢ ve hizmetlerde kullanılmak üzere bir
yıldan az süreler için kiralanması talep edilen taĢınmazlar isteklisine, birden fazla isteklisi
olması halinde, aralarında yapılacak pazarlık sonunda en yüksek bedeli teklif edene ihale
edilir.
Ġdarenin paylı veya elbirliği mülkiyetinde olan taĢınmazlardaki paylarının kiraya
verilmesi
MADDE 68 – (1) TaĢınmaz, biri Ġdare olmak üzere iki kiĢiye ait ise Ġdarenin kiralama
önerisini kabul etmesi halinde paydaĢına pazarlıkla kiraya verilebilir.
(2) Ġkiden fazla paydaĢı olan taĢınmazdaki Ġdare payı, kabul etmeleri halinde payları
oranında diğer paydaĢlara veya pay ve paydaĢ çoğunluğunun vereceği karara göre diğer
paydaĢa pazarlıkla kiraya verilebilir.
(3) Ġdarenin paydaĢı olduğu taĢınmazlardaki payının paydaĢlar dıĢında üçüncü kiĢilerce
kiralanmasının talep edilmesi halinde, pay ve paydaĢ çoğunluğunun vereceği olumlu karara
göre 64 üncü madde esasları çerçevesinde kiraya verilebilir.
Kira sözleĢmesinin sona ermesi ve feshi
MADDE 69 – (1) Kira sözleĢmesi, herhangi bir ihtar ve/veya ihbara gerek olmaksızın
kira süresinin bitimiyle sona erer.
(2) SözleĢme hükümlerine aykırı davranılması, taĢınmazın sözleĢmede öngörülen amaç
dıĢında kullanılması veya kiracı tarafından talep edilmesi halinde, sözleĢme Ġdarece feshedilir.
Bu durumda, alınan teminatlar gelir kaydedilir.
(3) Kira sözleĢmesinin feshedilmesi halinde, kiracıdan cari yıl kira bedeli tutarında
ayrıca tazminat alınır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Ön Ġzin, Ġrtifak ve Kullanma Ġzni
Ön izin, irtifak hakkı, kullanma izni verilmesi ve süre
MADDE 70 – (1) Ġrtifak hakkı veya kullanma izni ihalesi sonucunda, yapılacak yatırım
için ön izne ihtiyaç duyulması halinde, lehine irtifak hakkı tesis edilecek veya kullanma izni
verilecek yatırımcıya; fiili kullanım olmaksızın tescil, ifraz, tevhit, terk ve benzeri iĢlemlerin
yapılması veya imar planının yaptırılması, değiĢtirilmesi ya da uygulama projelerinin
hazırlanması ve onaylatılması gibi iĢlemlerin yerine getirilebilmesi için, bir yıla kadar ön izin
verilir. Gerekli hallerde bu izin süresi toplamı 4 yılı geçmemek üzere uzatılabilir. Uzatılan
süreye iliĢkin ön izin bedeli, bir önceki yıl ön izin bedelinin yayımlanan ÜFE oranında
artırılması suretiyle tespit edilen bedeldir. ÜFE‘nin sıfırın üzerine çıktığı en son yıl oranı, bu
tespit için kullanılır.
(2) Ön izin süresi içerisinde yükümlülüklerin yerine getirilmesi halinde, kesinleĢmiĢ
asgari bedel üzerinden irtifak hakkı tesis edilir veya kullanma izni verilir. Ancak ön izin süresi
bitmeden önce irtifak hakkı kurulması veya kullanma izni verilmesinin talep edilmesi halinde,
ön izin sözleĢmesinde öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmiĢ olması kaydıyla, ön izin
süresinin kalan kısmına iliĢkin bedel, kurulacak irtifak hakkı veya kullanma izni bedelinden
mahsup edilir.
(3) Ön izin süresi içinde yükümlülüklerin ilgilinin kusuru dıĢında yerine getirilmesinin
mümkün olamayacağının anlaĢılması halinde, Ġdareye yapılacak baĢvuru üzerine sözleĢme
feshedilir ve teminat ile kalan süreye iliĢkin ön izin bedeli iade edilir.
(4) Ön izin sahibinin sözleĢme süresi sona ermeden taahhüdünden vazgeçmesi halinde,
Ġdarece sözleĢme feshedilir. Bu durumda teminatı gelir kaydedilir ve kalan süreye iliĢkin ön
izin bedeli iade edilmez.
Ġrtifak hakkı kurulması ve kullanma izni verilmesi
MADDE 71 – (1) Ġdarenin mülkiyetindeki taĢınmazlar üzerinde en fazla 25 yıla kadar,
oturma hakkı hariç olmak üzere irtifak hakkı kurulabilir. Bu taĢınmazlar üzerinde taĢınmaz
yükü ve taĢınmaz rehni tesis edilemez.
(2) Ġdarenin tasarrufu altındaki yerlerde ilgili mevzuatı uyarınca yapılması mümkün
olan yer altı ve yer üstü (havai) yapı ve tesislerin yapılması amacıyla, en fazla 25 yıla kadar
kullanma izni verilebilir.
(3) Kamu hizmeti imtiyaz sözleĢmeleri ve yap-iĢlet-devret sözleĢmelerinde sözleĢmenin
tarafı özel kiĢi lehine yer altı ve yer üstü (havai hat) geçiĢlerinde irtifak hakkı veya kullanım
izin süresi 49 yıla kadar verilebilir.
(4) Ġdarece kamu kurum ve kuruluĢlarından izin veya irtifak yoluyla elde edilen
taĢınmazların kiĢilere izin ve irtifak hakkına konu edilmesi durumunda ilgili kurum ve
kuruluĢtan taleplinin izin alması gereklidir.
(5) Ġdarece trafik güvenliği yönünden engel teĢkil etmediği belirlenen ve kullanım
iznine konu olan alanlar üzerinde sabit tesis kurulamaz. Bu alanlarda her bir sefer için
verilecek kullanım izni 2 yıldan çok olamaz.
(6) Ġrtifak hakkı lehtarı veya kullanma izni sahibinin kusuru dıĢında kamudan
kaynaklanan, hakkın tamamen kullanılmasını ve iĢin yürütülmesini en az 30 gün süreyle
engelleyen hukuki veya fiili bir imkansızlık durumunun ortaya çıkması ya da mücbir
sebeplerin varlığı halinde, irtifak hakkı lehtarı veya kullanma izni sahibinin talebi üzerine
irtifak hakkı veya kullanma izni süresi, kamudan kaynaklanan fiili veya hukuki imkânsızlık
durumunun veya mücbir sebeplerin ortadan kalkmasına kadar geçecek süre kadar dondurulur.
Dondurulan süre için bedel alınmaz. Sürenin yeniden iĢlemeye baĢladığı tarihte alınacak
bedel, dondurulan yıl bedelinin geçen süre kadar sözleĢmesinde belirtilen oranda artırılması
suretiyle tespit edilir. Ancak dondurulan yıl için ödenmiĢ olan bedelin dondurulan süreye
isabet eden kısmı sözleĢmesinde belirtilen oranda artırılmak suretiyle yeni tespit edilen
bedelden mahsup edilir. Dondurulan süre sözleĢme süresine eklenir.
(7) Otoyol, Devlet ve il yollarında karayolu sınır çizgisi içinde kalan uygun alanlar ile
karayolu sınır çizgisi dıĢında Ġdareye devir ve temlik edilmiĢ veya Ġdarenin mülkiyetinde olan
diğer alanlardaki taĢınmazların ve tesisler üzerinde irtifak hakkı, kullanma izni veya ön izin
verilmesi durumunda yapılan bu iĢlemlerle ilgili gerek görüldüğünde Maliye Bakanlığına
bilgi verilir.
(8) Ġrtifak hakkı kurulmasında ve kullanma izni verilmesinde Kanunlardaki ve diğer
ilgili mevzuattaki özel hükümler saklıdır.
Ġrtifak hakkı kurulması veya kullanma izni ihale usulü
MADDE 72 – (1) Ġrtifak hakkı kurulması veya kullanma izni verilmesi ihalesi, uygun
olması halinde 2886 sayılı Devlet Ġhale Kanununun 51 inci maddesi uyarınca pazarlık usulü
ile yapılır.
Ġrtifak hakkı ve kullanma izni sözleĢmesinin sona ermesi ve feshi
MADDE 73 – (1) Ġrtifak hakkı ve kullanma izni sözleĢmesi, sözleĢme süresinin
bitiminde sona erer.
(2) SözleĢme hükümlerine aykırı davranılması, taĢınmazın sözleĢmede öngörülen amaç
dıĢında kullanılması veya adına kullanma izni verilen ya da lehine irtifak hakkı kurulan
tarafından talep edilmesi halinde, sözleĢme Ġdarece feshedilir. Bu durumda, alınan teminatlar
gelir kaydedilir. Ayrıca, Ġdare taĢınmazı üzerinde yapılması öngörülen yatırımın
gerçekleĢtirilmeyen kısmının cari yıl maliyet bedelinin %3‘ü oranında tazminat alınır.
(3) Ġrtifak hakkı veya kullanma izni sözleĢmesinin sona ermesi veya feshedilmesi
halinde, özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, taĢınmaz üzerindeki tüm yapı ve tesisler
sağlam ve iĢler durumda tazminat veya bedel ödenmeksizin Ġdareye intikal eder ve bundan
dolayı adına kullanma izni verilen ya da lehine irtifak hakkı kurulan tarafından veya üçüncü
kiĢilerce her hangi bir hak ve talepte bulunulamaz.
BEġĠNCĠ BÖLÜM
Kıyı, Sahil ve Ġskeleler
Kıyı ve sahil Ģeritlerinde yapılacak düzenlemeler
MADDE 74 – (1) Kıyılarda Ġdarece yapılan yolların uygun olan alanlarında; kıyı ve
sahil Ģeritlerinde, 4/4/1990 tarihli ve 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve 3/8/1990 tarihli ve 20594
sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik gereği
onaylı imar planı hükümleri ve ilgili mevzuata uygun olarak düzenleme yapılması kaydıyla,
bu alanların sınırı içinde bulunduğu belediyelere veya mahalli idare birliklerine uygulama izni
verilebilir. Bu alanlarda yapılacak düzenlemelerin kapsamı, elde edilmesi halinde gelirlerin
paylaĢımı, sona ermeye ve diğer konulara iliĢkin hükümler Ġdare ile ilgili kuruluĢlar arasında
düzenlenecek protokollerle belirlenir.
Kıyı yapıları
MADDE 75 – (1) 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair
Yönetmeliğe ve ilgili mevzuata uygun olarak kullanılmak ve ilgili kuruluĢlardan izin alınmak
suretiyle; kıyıda deniz turizmi tesisleri, tersane, liman, barınak, iskele, yanaĢma yeri, rıhtım ve
benzeri türde tesis yapan yatırımcılara azami 10 yıla kadar kullanma izni verilebilir.
ALTINCI BÖLÜM
Bedellerin Tespit Esasları
Bedellerin tespiti
MADDE 76 – (1) Ġdarenin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerde verilecek bedelli
kullanım izinlerde izin türüne göre alınacak bedellerde aĢağıdaki düzenlemeler esas alınır.
a) Arazi Kullanım Ġzin Bedeli: Ġzine konu olan sahanın yol ve yerleĢim merkezine
yakınlığı, civar arazilerin rayiç değerleri ve talep sahasındaki arazinin vasfı dikkate alınarak
m² olarak belirlenen bedelin izin alanı ile çarpımı sonucu tespit edilen bedel %1 den az
olamaz.
b) Yol GeçiĢ Bedeli: Ġdare kullanımındaki alanlardan yer altı ve yer üstü (havai) her
türlü iletim, ulaĢım ve taĢıma (savunma, ulaĢım, enerji, haberleĢme, su, atık su, petrol,
doğalgaz, altyapı ve benzerleri) hatlarının geçmesi durumunda Ġdarece bir defaya mahsus
alınacak bedeldir.
(2) Birinci fıkradaki bedeller; Çevre ve ġehircilik Bakanlığının ve ilgili kurumların ait
olduğu yıl birim fiyatları üzerinden hesaplanan proje bedelinin izne isabet eden miktarının
binde beĢinden (% 0.5) az olmamak üzere Ġdarece genelge ile belirlenerek alınan bedeldir.
Ayrıca, taĢınmazların konumu itibariyle özel durum arz etmesi halinde (yol inĢaatı sırasında
arazinin topoğrafik yapısını değiĢtiren ve düzenleyen tünel, viyadük, köprü, palye, yarma ve
dolgu gibi imalatların yapıldığı alanlar, objektif katkı unsurunun yüksek değer artıĢı getirdiği
alanlar, imar ve mücavir sınırlar içerisinde kalan alanlar ve benzeri) (a) bendindeki hesaplama
ile bulunan bedel, proje bedeli metodu ile hesaplanan bedelle mukayese edilerek Ġdarenin
lehine olan bedel esas alınır.
(3) Her türlü yer altı ve yer üstü (havai) tesis kullanımlarında bu bedellerden arazi
kullanım izin bedeli karayolu sınır çizgisi içerisinde (zorunlu) enine geçiĢlerde bir sefer
alınacak bedeldir.
(4) Bunun dıĢındaki boyuna geçiĢlerden alınacak arazi kullanım izin bedeli ile Ġdaremiz
mülkiyetindeki taĢınmazlar üzerinde kurulacak irtifak hakkından alınacak izin bedelleri bir
seferde ya da yıllık olarak alınır.
(5) Bir yılı aĢan ödemeler taksite bağlanabilir. Taksite bağlanan ödemeler için
uygulanacak vade farkı için Üretici Fiyat Endeksi oranında artıĢ yapılır.
Tahsis ve devir
MADDE 77 – (1) Ġdarenin tasarrufunda olan taĢınmazlar hizmet gerekleri için
kullanılan veya kullanılacak olanlar ve ilgili mevzuatın gerektirdikleri hariç olmak üzere
bedelsiz veya karĢılıksız devire veya tahsise konu edilemez.
SEKĠZĠNCĠ KISIM
Ġhale ĠĢlerinde Yasaklar ve Sorumluluklar
Yasak fiil ve davranıĢlar
MADDE 78 – (1) Ġhale iĢlemlerinin hazırlanması, yürütülmesi ve sonuçlandırılması
sırasında;
a) Hile, desise, vaat, tehdit, nüfuz kullanma ve çıkar sağlama suretiyle veya baĢka
yollarla ihaleye iliĢkin iĢlemlere fesat karıĢtırmak veya buna teĢebbüs etmek,
b) Açık teklif veya pazarlık usulü ile yapılan ihalelerde isteklileri tereddüde düĢürecek
veya katılımı kıracak söz söylemek ve istekliler arasında anlaĢmaya çağrıyı ima edecek iĢaret
ve davranıĢlarda bulunmak veya ihalenin doğruluğunu bozacak biçimde görüĢme ve tartıĢma
yapmak,
c) Ġhale iĢlemlerinde sahte belge veya sahte teminat kullanmak veya kullanmaya
teĢebbüs etmek, taahhüdünü kötü niyetle yerine getirmemek, taahhüdünü yerine getirirken
Ġdareye zarar verecek iĢler yapmak veya iĢin yapılması ya da teslimi sırasında hileli malzeme,
araç veya usuller kullanmak
yasaktır.
Ġhalelere katılmaktan geçici yasaklama
MADDE 79 – (1) 78 inci maddede belirtilen fiil ve davranıĢlar ihale safhasında vaki
olmuĢsa bunları yapanlar Ġdarece, ihaleye iĢtirak ettirilmeyecekleri gibi fiil veya
davranıĢlarının özelliğine göre 2886 sayılı Devlet Ġhale Kanununun 84 üncü maddesine uygun
iĢlem yapılır.
Ġdari yaptırımlar
MADDE 80 – (1) Ġhale komisyonu baĢkanı ve üyeleri ile diğer ilgililerin, görevlerini
kanunî gereklere göre tarafsızlıkla yapmadıkları veya taraflardan birinin zararına yol açacak
ihmal veya kusurlu hareketlerde bulunduklarının tespiti halinde, haklarında disiplin cezası
uygulanır. Fiil ve davranıĢlarının özelliğine göre Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda
da bulunulur. Ayrıca tarafların bu yüzden uğradıkları zarar ve ziyan da kendilerine ödettirilir.
DOKUZUNCU KISIM
ÇeĢitli ve Son Hükümler
Tebligat
MADDE 81 – (1) Bu Yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde yapılacak tebliğler
hakkında 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır.
Ġlgili mevzuat
MADDE 82 – (1) Bu Yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde sırasıyla 2886 sayılı
Devlet Ġhale Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri uygulanır.
Yürürlük
MADDE 83 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 84 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Karayolları Genel Müdürü yürütür.
[R.G. 30 Mart 2013 – 28603]
—— • ——
Türk Patent Enstitüsünden:
556 SAYILI MARKALARIN KORUNMASI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE
KARARNAMENĠN UYGULAMASINA DAĠR YÖNETMELĠKTE
DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR YÖNETMELĠK
MADDE 1 – 9/4/2005 tarihli ve 25781 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan 556 Sayılı
Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Uygulamasına Dair
Yönetmeliğin 4 üncü maddesinde yer alan ―Marka‖ ve ―Bülten‖ tanımları aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢtir.
―Marka: Ortak markalar ve garanti markaları dahil olmak üzere ticaret veya hizmet
markalarını,‖
―Bülten: Yayın ortamının türüne bakılmaksızın marka baĢvurularına iliĢkin bilgilerin
yayımlandığı Resmi Marka Bültenini,‖
MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin ikinci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢtir.
―BaĢvuru tarihi, baĢvuru dilekçesinin ve baĢvuru için gerekli evrakların Enstitü
tarafından alındığı tarih, saat ve dakikadır. Madrid Protokolü kapsamında Türkiye‘nin
belirlenmiĢ akit taraf olduğu bir uluslararası baĢvuru, baĢvuru tarihinin ilk saat ve dakikasında
yapılmıĢ sayılır. Aynı tarihli birden çok uluslararası baĢvurunun bulunması halinde,
uluslararası tescil numarası küçük olan önce yapılmıĢ sayılır.‖
MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 7 nci maddesi baĢlığıyla birlikte aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢtir.
“BaĢvuru hakkına sahip olanlar ve baĢvuru dilekçesi
MADDE 7 – Gerçek kiĢiler, tüzel kiĢiler veya bunların vekilleri marka tescil
baĢvurusunda bulunabilir.
Marka tescil baĢvurusu, Enstitü tarafından duyurulan Marka Tescil BaĢvuru Formu
bilgisayar ortamında doldurulmak suretiyle Enstitüye sunulur. Elle doldurulmuĢ baĢvuru
dilekçeleri kabul edilmez.
Marka baĢvuru dilekçesinde aĢağıdaki bilgilerin yer alması zorunludur.
a) BaĢvuru sahibinin kimlik, adres ve diğer iletiĢim bilgileri.
b) BaĢvuru vekil aracılığı ile yapılıyorsa vekilin sicil numarası, kimlik, adres ve diğer
iletiĢim bilgileri.
c) Varsa rüçhan hakkı talebine iliĢkin bilgiler.
ç) Markanın baskı yoluyla çoğaltmaya ve yayıma elveriĢli örneği.
d) Marka örneğinde Latin alfabesi dıĢında harf veya harfler kullanılmıĢ ise bunların
Latin alfabesindeki karĢılığı.
e) Marka tescil baĢvurusuna konu malların veya hizmetlerin Nice AnlaĢmasına göre
sınıf numaraları ve bu numaralara uygun olarak düzenlenmiĢ listesi.
f) Yetkili kiĢi veya kiĢilerce atılmıĢ imza.
g) Ödemelere iliĢkin bilgiler.
ğ) Varsa ilave sayfa sayısı ve eklere iliĢkin bilgiler.‖
MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
“MADDE 8 – BaĢvuru dilekçesine aĢağıda belirtilen belgeler eklenir.
a) BaĢvuru ücretinin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.
b) Ġlave sınıf veya sınıfların ücretinin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.
c) Rüçhan hakkı talebi varsa, buna iliĢkin ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.
ç) BaĢvuru vekil aracılığı ile yapılıyorsa, 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ
vekaletname.
d) BaĢvuru ortak marka ya da garanti markası için yapılmıĢ ise teknik yönetmelik.
e) Rüçhan hakkından yararlanmak isteniyorsa, yetkili makamlardan alınan rüçhan
hakkını gösterir belgenin aslı veya noter tasdikli sureti ve bu belgenin yeminli tercüman
tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi.
Birinci fıkranın (a) bendinde belirtilen baĢvuru ücreti tek sınıflı marka tescil baĢvuru
ücretidir. Bir marka tescil baĢvurusu birden fazla sınıf için yapılmıĢsa, birinci fıkranın (a)
bendinde belirtilen ücrete ek olarak (b) bendinde belirtilen ilave sınıf ücreti de ödenir.‖
MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
“MADDE 9 – Marka tescil baĢvurusu dahil Enstitü nezdinde marka ile ilgili iĢlemlerin
vekil aracılığı ile yürütülecek olması halinde, vekilin Enstitü nezdinde vekillik yapma
yetkisini haiz olması, temsil yetkisini ve tarih bilgisini içeren yazılı vekaletname aslının veya
marka vekili tarafından aslına uygunluğu onaylanmıĢ ve onay tarihini içerir suretinin
Enstitüye teslim edilmesi zorunludur.
Enstitü nezdinde vekillik yapma yetkisi olmayan kiĢilerce yapılan marka tescil
baĢvurularında, baĢvuru veya tescil sonrası yapılacak diğer iĢlemlere iliĢkin bildirimler
baĢvuru sahibinin Türkiye‘de ikametgahı varsa doğrudan baĢvuru sahibine yapılır. BaĢvuru
sahibinin Türkiye‘de ikametgahı yoksa baĢvuru sahibine vekil ataması için 2 aylık süre verilir.
Bu süre içerisinde vekil atanmaz ise baĢvuru veya talep iĢlemden kaldırılır.
Enstitü nezdinde vekillik yapma yetkisini haiz bir vekil aracılığıyla yapılan baĢvuru ya
da taleplerde vekaletnamenin Enstitüye sunulmaması veya sunulan vekaletnamenin birinci
fıkrada belirtilen Ģartları taĢımaması halinde, eksikliğin giderilmesi için vekile 2 aylık süre
verilir. Bu süre içerisinde eksikliğin giderilmemesi halinde baĢvuru ya da talep sahibinin
Türkiye‘de ikametgahı varsa bildirimler doğrudan baĢvuru ya da talep sahibine yapılır.
BaĢvuru ya da talep sahibinin Türkiye‘de ikametgahı yoksa baĢvuru ya da talep iĢlemden
kaldırılır.
Ġtirazla ilgili iĢlemlerde, itiraz süresi içerisinde vekaletnamenin Enstitüye sunulması
zorunlu olup vekaletnamenin sunulmaması halinde itiraz sahibinin Türkiye‘de ikametgahı
varsa bildirimler doğrudan itiraz sahibine yapılır. Ġtiraz sahibinin Türkiye‘de ikametgahı
yoksa itiraz iĢlemden kaldırılır.
Enstitü nezdinde baĢvuru veya tescilden doğan haktan vazgeçilmesi, itirazın geri
çekilmesi iĢlemleri ile kısmen veya tamamen bu sonuçları doğuracak iĢlemlerin vekil
tarafından yapılabilmesi için, bu yetkileri açıkça belirten ve noter tasdikli vekaletname
sunulması gerekir.
Enstitü nezdinde iĢlem gören marka tescil baĢvurusu, itiraz veya diğer talepler hakkında
birden fazla vekil tayin edildiği durumlarda bildirime konu talep için yetkilendirilmiĢ
vekillerden herhangi birine bildirimde bulunulması yeterli olup, bu bildirim asile yapılmıĢ
sayılır.
Enstitü, vekaletnameyle ilgili olarak makul sebeplerle Ģüpheye düĢerse, vekilden noter
tasdiki de dahil her türlü delilin sunulmasını isteyebilir.‖
MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin 10 uncu maddesi baĢlığıyla birlikte aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢtir.
“ġekli inceleme
MADDE 10 – Enstitü, bir marka tescil baĢvurusunu 7 nci madde ile 8 inci maddenin
birinci fıkrasının (a) bendi ve uygulanabilir durumlarda (b), (c), (ç) ve (d) bentleri açısından
inceler.
BaĢvuru tarihi, baĢvuru sahibinin kimlik bilgilerini içeren imzalı baĢvuru dilekçesinin,
markanın baskı yoluyla çoğaltmaya ve yayıma elveriĢli örneğinin, baĢvuruya konu malların
veya hizmetlerin listesinin ve baĢvuru ücretinin ödendiğini gösterir bilgi veya belgelerin
Enstitüye verildiği tarih, saat ve dakika itibarıyla kesinleĢir.
Ġkinci fıkrada belirtilen unsurlardan herhangi birinin eksik olduğu tespit edilirse baĢvuru
Ģeklen reddedilir ve baĢvuru sahibine söz konusu eksikliklerin giderilmesi için 2 aylık süre
verilir. Bu süre içerisinde eksikliklerin giderilmesi halinde baĢvuru iĢlemlerine devam edilir.
Bu durumda baĢvuru tarihi, eksiklikleri giderilen bilgi veya belgelerin Enstitüce alındığı tarih,
saat ve dakika itibarıyla kesinlik kazanır. Eksikliklerin belirtilen süre içerisinde giderilmemesi
halinde baĢvuru iĢlemden kaldırılır.
Ġkinci fıkra kapsamı dıĢında kalan eksikliklerin giderilmesi için baĢvuru sahibine 2 aylık
süre verilir. Bu süre içerisinde eksikliklerin giderilmesi halinde baĢvuru tarihi etkilenmez. 9
uncu ve 11 inci madde hükümleri saklı kalmak üzere 2 aylık süre içerisinde bu fıkra
kapsamındaki eksikliklerin giderilmemesi halinde baĢvuru iĢlemden kaldırılır. Ancak 8 inci
maddenin (c) bendinde belirtilen bilgi veya belgenin verilen 2 aylık süre içerisinde veya (e)
bendinde belirtilen belgenin Kanun Hükmünde Kararnamenin 28 inci maddesi gereğince 3
aylık süre içerisinde Enstitüye sunulmaması halinde baĢvuru sadece rüçhan hakkından
yararlanamaz.
8 inci maddenin (d) bendinde belirtilen teknik yönetmelikte, baĢvuru sahibi veya
sahipleri gerçek kiĢi ise kimlik bilgilerinin, tüzel kiĢi ise ticaret unvanlarının, adreslerinin,
baĢvuruya iliĢkin tek bir yazıĢma adresinin, marka örneğinin, markanın hangi mal veya
hizmetlerde ne Ģekilde kullanılacağının, markanın kullanım usullerinin açıklanması
gerekmektedir. Ayrıca, garanti markası teknik yönetmeliğinde; markanın garanti ettiği mal
veya hizmetlerin ortak özelliklerinin, markayı kullanmaya yetkili kiĢilerin, markayı kullanma
hakkının ne Ģekilde elde edileceğinin, markanın kullanma hakkının verilmesinden sonra
denetimlerin kim tarafından, nasıl ve hangi sıklıkta yapılacağı ile teknik yönetmeliğe aykırı
kullanma halinde uygulanacak yaptırımların; ortak marka teknik yönetmeliğinde de ortak
markayı kullanmaya yetkili olan iĢletmelerin, teknik yönetmeliğe aykırı kullanma halinde
uygulanacak yaptırımların belirtilmesi zorunludur.‖
MADDE 7 – Aynı Yönetmeliğin 11 inci maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
“MADDE 11 – Kanun Hükmünde Kararnamenin 24 üncü maddesine göre baĢvuru
dilekçesinde bulunan mal veya hizmetler Nice AnlaĢmasında yer alan esaslara göre
sınıflandırılır.
Tescili talep edilen mal veya hizmetlerin Nice AnlaĢmasına göre sınıflara ayrılmıĢ
olarak ve mal veya hizmetlerin sınıf numaraları belirtilerek sunulması gerekir.
BaĢvuru dilekçesinde, tescili talep edilen mallar veya hizmetler genel tabir
kullanılmadan yazılır. Mal veya hizmet listesinde genel tabir kullanılmıĢ ise, genel tabirlerin
açıklanması için 2 aylık süre verilir. Bu süre içerisinde açıklamanın Enstitüye sunulmaması
halinde Enstitü açıklanması talep edilen genel tabirleri listeden çıkartır.
Enstitü, baĢvuru dilekçesinde yer alan mal veya hizmetlerin ait oldukları sınıflarda ve
sınıf numaraları üzerinde gerekli düzenlemeleri yapmaya yetkilidir. Mal veya hizmet
listesinin Nice AnlaĢmasında yer alan esaslara uygun olarak düzenlenmemesi halinde, gerekli
görülen hallerde, Enstitü yapılacak düzenlemeler için baĢvuru sahibinden sınıflandırma listesi
düzenleme ücretinin 2 aylık süre içerisinde ödenmesini talep eder. Bu süre içerisinde söz
konusu ücretin ödendiğine iliĢkin bilgi veya belgenin Enstitüye sunulmaması halinde baĢvuru
iĢlemden kaldırılır.
Birden fazla sınıf içeren baĢvurularda ilave sınıf ücretinin ödendiğine iliĢkin bilgi veya
belgenin Enstitü tarafından verilen 2 aylık süre içerisinde Enstitüye sunulmaması halinde
baĢvuru, mal veya hizmetlerin baĢvuru dilekçesindeki yazılıĢ sırası dikkate alınmak suretiyle,
ödenen ücrete karĢılık gelen sınıflar bakımından değerlendirmeye alınır.‖
MADDE 8 – Aynı Yönetmeliğin 12 nci maddesi baĢlığıyla birlikte aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢtir.
“Süreler ve iĢlem formları
MADDE 12 – Kanun Hükmünde Kararnamede veya bu Yönetmelikte aksi açıkça
belirtilmediği sürece, bu Yönetmelikte geçen tüm süreler 2 aydır.
Tebliğde yer alması kaydıyla, marka baĢvurusunun tescili için gerekli marka tescil
belgesi düzenleme ücretinin ödendiğini gösterir bilgi veya belgenin Enstitünün bu bilgi veya
belgeyi talep etmesinden itibaren 2 aylık süre içerisinde Enstitüye sunulması gerekir.
Bu Yönetmeliğin 8, 9, 10, 11, 15, 17, 18, 19, 20, 22, 24, 25, 26, 27, 28, 29 ve 33 üncü
maddeleri ile ilgili diğer maddeler gereğince yapılacak iĢlemlerde, baĢvuru sahibi tarafından
Enstitüye gönderilen belgelerde eksiklik olduğunun tespit edilmesi halinde baĢvuru sahibine
veya vekiline eksikliklerin giderilmesi için 2 aylık süre verilir. Bu süre içerisinde eksikliklerin
giderilmemesi halinde bu maddelerde öngörülen iĢlemler yapılmaz, baĢvuru ya da talep
iĢlemden kaldırılmıĢ sayılır ve alınan ücret Enstitüye irat kaydedilir.
Bu Yönetmelikte geçen baĢvuru formu, talep, dilekçe veya baĢvuru dilekçesi, Enstitü
tarafından geçerli kabul edilen ve elektronik ortamda kullanıma sunulan iĢlem formlarıdır.
Enstitüye sunulacak baĢvuru veya taleplerde Enstitü tarafından geçerli kabul edilen bu iĢlem
formlarının kullanılması zorunludur. Bu formlar kullanılmaksızın yapılan baĢvuru veya
taleplerde, baĢvuru veya talebin geçerli iĢlem formları ile hazırlanarak Enstitüye sunulması
amacıyla 2 aylık süre verilir.‖
MADDE 9 – Aynı Yönetmeliğin 13 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında yer
alan ―aylık‖ ibaresi ―periyodik‖ olarak değiĢtirilmiĢtir.
MADDE 10 – Aynı Yönetmeliğin 15 inci maddesinin ikinci fıkrasının (b) ve (c)
bentleri aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
―b) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge,
c) Talep vekil aracılığıyla yapılmıĢsa, talep edilen iĢleme iliĢkin yetkinin varlığının
açıkça belirtildiği, 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ vekaletname.‖
MADDE 11 – Aynı Yönetmeliğin 17 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c)
bentleri aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
―b) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge,
c) Talep vekil aracılığıyla yapılmıĢsa 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ
vekaletname.‖
MADDE 12 – Aynı Yönetmeliğin 18 inci maddesinin birinci fıkrası ile üçüncü fıkrası
aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
―Unvan, adres veya nev‘i değiĢikliklerinin sicile kaydı için aĢağıdaki belgelerin
verilmesi zorunludur.
a) Talep dilekçesi.
b) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.
c) Talep vekil aracılığıyla yapılmıĢsa 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ
vekaletname.
ç) Unvan veya nev‘i değiĢikliğini gösterir Ticaret Sicil Gazetesi veya yetkili mercilerce
onaylanmıĢ belge ile unvan veya nev‘i değiĢikliğini gösterir belgenin yabancı dilde olması
halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi.‖
―DeğiĢiklik nedeninin aynı olması kaydıyla, talebin bir veya daha fazla marka tesciline
veya baĢvurusuna iliĢkin olması halinde değiĢikliğin sicile kaydı, tescil veya baĢvuru sayısına
bakılmaksızın tek bir ücret alınarak yapılır.‖
MADDE 13 – Aynı Yönetmeliğin 19 uncu maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
“MADDE 19 – Marka sahibi; devir, kısmi devir, birleĢme, miras yolu ile intikal veya
markanın cebri icra yoluyla satılması nedeniyle değiĢmiĢse, değiĢiklik aĢağıda belirtilen
belgelerin sunulması halinde sicile kaydedilir ve Gazetede yayımlanır.
a) Devir veya kısmi devrin sicile kaydı için aĢağıdaki belgelerin verilmesi zorunludur.
1) Talep dilekçesi.
2) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.
3) Devre konu marka tescil numarası ile marka adının yer aldığı, kısmi devirler için
devredilen mal veya hizmetlerin belirtildiği noter tasdikli devir sözleĢmesi.
4) Talep vekil aracılığıyla yapılmıĢsa 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ
vekaletname.
b) BirleĢme veya ayni sermaye koyma borcunun sicile kaydı ve yayımlanması için
aĢağıdaki belgelerin verilmesi zorunludur.
1) BirleĢme veya ayni sermaye koyma borcuna konu marka tescil numarası ile marka
adının yer aldığı talep dilekçesi.
2) BirleĢme veya ayni sermaye koyma borcunun yayımlandığı Ticaret Sicil Gazetesi
veya yetkili mercilerce onaylanmıĢ belge.
3) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.
4) Talep vekil aracılığıyla yapılmıĢsa 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ
vekaletname.
c) Miras yolu ile intikal halinin sicile kaydı ve yayımlanması için aĢağıdaki belgelerin
verilmesi zorunludur.
1) Miras yolu ile intikale konu marka tescil numarası ile marka adının yer aldığı talep
dilekçesi.
2) Mirasçılık Belgesi ya da atanmıĢ mirasçı veya vasiyet alacaklısı olduğunu gösterir
belge ya da noter tasdikli örneği.
3) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.
4) Talep vekil aracılığıyla yapılmıĢsa 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ
vekaletname.
ç) Markanın cebri icra yoluyla satılması halinde mülkiyet değiĢikliğinin sicile kaydı ve
yayımlanması için aĢağıdaki belgelerin verilmesi zorunludur.
1) Cebri icra yoluyla edinilen markanın tescil numarası ile marka adının yer aldığı talep
dilekçesi.
2) Cebri icra yoluyla yapılan satıĢta, markanın kime satıldığını belirten ilgili merciin
yazısı.
3) Talep vekil aracılığıyla yapılmıĢsa 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ
vekaletname.
Kısmi devir halinde, kısmi olarak devredilen mal veya hizmetler için, kısmi devralan
adına yeni bir marka dosyası oluĢturularak devir kapsamı mal veya hizmetleri içeren marka
tescil belgesi yeni marka tescil numarası verilerek düzenlenir. Marka, yeni tescil numarası ile
ilk tescil tarihi de belirtilerek sicile kaydedilir ve Gazetede yayımlanır. Yeni oluĢturulan
marka tescil belgesi için belge düzenleme ücreti alınır.
Markanın mülkiyetindeki değiĢikliğin birden fazla sayıda tescile iliĢkin olması halinde,
ilgili tüm tescil numaralarının talep dilekçesinde belirtilmesi, değiĢikliğin aynı hukuki
iĢlemden kaynaklanması ve markanın eski ve yeni sahiplerinin aynı olması Ģartıyla tek bir
talep yeterli olur. Ancak talep dilekçesinde yer alan her marka için ayrı ücret ödenir.
Markanın mülkiyetinde değiĢikliğe iliĢkin taleplerde belgelerin yabancı dilde olması
halinde ilaveten belgenin yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesinin de
sunulması gerekir.
Makul nedenlerle Ģüpheye düĢülmesi halinde Enstitü, mülkiyet değiĢikliği talebine
iliĢkin olarak, talep sahibinden gerektiğinde noter tasdiki de dahil her türlü delilin sunulmasını
isteyebilir.‖
MADDE 14 – Aynı Yönetmeliğin 20 nci maddesinin ikinci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢtir.
―Lisansın sicile kaydı ve yayımlanması için, aĢağıdaki belgelerin verilmesi zorunludur.
a) Lisansa konu marka tescil numarası ile marka adının yer aldığı talep dilekçesi.
b) Lisans alan ve verenin imza ve beyanlarını, lisansa konu olan mal veya hizmetleri,
marka tescil numarasını, marka adını, varsa lisans ücretini, lisans süresini belirtir noter
tasdikli lisans sözleĢmesi, lisans sözleĢmesinin yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli
tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi.
c) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.
ç) Talep vekil aracılığıyla yapılmıĢsa 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ
vekaletname.‖
MADDE 15 – Aynı Yönetmeliğin 22 nci maddesinin ikinci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢtir.
―Rehin talebinin sicile kaydı ve yayımlanması için aĢağıdaki belgelerin verilmesi
zorunludur.
a) Talep dilekçesi.
b) Rehne konu marka tescil numarası ile marka adının yer aldığı, rehin sözleĢmesi veya
rehin iĢlemini gösterir yetkili mercilerce onaylanmıĢ belge veya noter tasdikli örnekleri, rehin
sözleĢmesi veya belgenin yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından
onaylanmıĢ Türkçe tercümesi.
c) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.
ç) Talep vekil aracılığıyla yapılmıĢsa 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ
vekaletname.‖
MADDE 16 – Aynı Yönetmeliğin 24 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) ve (c)
bentleri ile dördüncü fıkrası aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
―b) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge,
c) Talep vekil aracılığıyla yapılmıĢsa 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ
vekaletname.‖
―Düzeltmenin aynı kiĢiye ait birden fazla baĢvuru veya tescil ile ilgili olduğu
durumlarda, hatanın ve talep edilen düzeltmenin her bir baĢvuru ve tescil için aynı olması
koĢuluyla tek bir talep yapılması ve tek bir ücret ödenmesi yeterlidir.‖
MADDE 17 – Aynı Yönetmeliğin 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi
yürürlükten kaldırılmıĢtır.
MADDE 18 – Aynı Yönetmeliğin 26 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi
yürürlükten kaldırılmıĢtır.
MADDE 19 – Aynı Yönetmeliğin 28 inci maddesinin ikinci fıkrasının (b) ve (c)
bentleri aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
―b) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge,
c) Talep vekil aracılığıyla yapılmıĢsa 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ
vekaletname.‖
MADDE 20 – Aynı Yönetmeliğin 31 inci maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
“MADDE 31 – Kanun Hükmünde Kararnamenin 25 inci ve 26 ncı maddeleri ve bu
Yönetmeliğin 8 inci maddesi hükümleri uyarınca talep edilen rüçhan hakkının Enstitüce
uygun bulunması halinde, marka tescil belgesinde ve sicilde rüçhan hakkına iliĢkin bilgiye yer
verilir.
Türkiye‘de usulüne uygun olarak yapılmıĢ marka tescil baĢvurusuna dayanarak talep
edilen Rüçhan Hakkı Belgesi, düzenleme ücretinin ödendiğini gösterir bilgi veya belgenin
Enstitüye sunulması koĢuluyla, talep sahibine verilir.‖
MADDE 21 – Aynı Yönetmeliğin 33 üncü maddesinin birinci fıkrasında geçen
―maddede‖ ibaresi ―maddesinde‖ olarak değiĢtirilmiĢ, aynı fıkranın (c) ve (d) bentleri
aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
―c) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge,
d) Talep vekil aracılığıyla yapılmıĢsa 9 uncu maddeye uygun olarak düzenlenmiĢ
vekaletname.‖
MADDE 22 – Aynı Yönetmeliğin 34 üncü maddesinin birinci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢ ve ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıĢtır.
―Tescil baĢvurusu yapılmıĢ bir markanın, Kanun Hükmünde Kararnamenin 7 nci ve 8
inci maddeleri hükümlerine göre tescil edilmemesi gerektiğine iliĢkin itirazlar ile baĢvurunun
kötü niyetle yapıldığına iliĢkin itirazlar marka baĢvurusunun yayımından itibaren 3 ay
içerisinde ilgili kiĢilerce Enstitü tarafından duyurulan Marka Yayına Ġtiraz Formu örneğine
uygun olarak hazırlanmıĢ imzalı dilekçe ile yapılır. Enstitü, itiraz sahibinden, 1 ay içerisinde
gönderilmek üzere ek belge ile kanıt ve gerekçelerle ilgili açıklamalar isteyebilir.‖
MADDE 23 – Aynı Yönetmeliğin 36 ncı maddesinin ikinci fıkrasına ―belge‖
ibaresinden önce gelmek üzere ―bilgi veya‖ ibaresi eklenmiĢ, üçüncü fıkranın son cümlesi
aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢ ve aynı maddeye aĢağıdaki dördüncü fıkra eklenmiĢtir.
―34 üncü ve 35 inci maddelerde belirtilen süreler içerisinde itiraz ücretinin ödendiğini gösterir
bilgi veya belgenin Enstitüye sunulmaması halinde itiraz yapılmamıĢ sayılır.‖
―Ġtirazlarda gerekçeler ilgili mevzuattaki madde ve fıkra karĢılıkları da belirtilmek üzere
ayrıntılı olarak yazılır. Ġtiraz süresi sona erdikten sonra süresinde yapılmıĢ itirazın kapsamını
değiĢtirecek veya geniĢletecek mahiyette yeni itiraz gerekçeleri ve bunlara iliĢkin yeni bilgi ve
belgeler sunulamaz, sunulsa da Enstitüce dikkate alınmaz. Ancak itiraz dilekçesinde öne
sürülen görüĢ, iddia ve gerekçeleri desteklemek amacıyla ek bilgi ve belgeler Enstitüye
sunulabilir.‖
MADDE 24 – Aynı Yönetmeliğin 39 uncu maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
“MADDE 39 – Enstitünün marka tescil baĢvuruları ile ilgili tek taraflı iĢlemlerde aldığı
karara yapılan itiraz ücreti, itiraz kabul edildiği takdirde, Tebliğde yer alması kaydıyla marka
tescil belgesi düzenleme ücretine mahsup edilir veya talep üzerine baĢvuru sahibine iade
edilir. Enstitünün bu itirazlar için almıĢ olduğu itirazın kısmen kabulü kararlarında mahsup ya
da iade iĢlemi yapılmaz. Ayrıca Kanun Hükmünde Kararnamenin 7 nci maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendi kapsamında alınmıĢ bir ret kararının, ret gerekçesinin itirazın incelendiği
tarihte hükümden düĢmüĢ olması veya ret konusu ya da gerekçesi markaya veya baĢvuruya
iliĢkin devir, adres, nevi, unvan değiĢikliği sebepleriyle kaldırılması veya Kanun Hükmünde
Kararnamenin 7 nci maddesinin 2 nci fıkrası kapsamında ―kullanıma dayalı ayırt edicilik
iddiasının kabulü‖ sonucunda kaldırılması durumlarında da mahsup ya da iade iĢlemi
yapılmaz.‖
MADDE 25 – Aynı Yönetmeliğin geçici 1 inci maddesi yürürlükten kaldırılmıĢtır.
MADDE 26 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 27 – Bu Yönetmelik hükümlerini Türk Patent Enstitüsü BaĢkanı yürütür.
[R.G. 30 Mart 2013 – 28603]
—— • ——
Türk Patent Enstitüsünden:
AVRUPA PATENTLERĠNĠN VERĠLMESĠ ĠLE ĠLGĠLĠ AVRUPA PATENT
SÖZLEġMESĠNĠN TÜRKĠYE’ DE UYGULAMA ġEKLĠNĠ GÖSTERĠR
YÖNETMELĠKTE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA
DAĠR YÖNETMELĠK
MADDE 1 – 9/1/2001 tarihli ve 24282 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Avrupa
Patentlerinin Verilmesi ile Ġlgili Avrupa Patent SözleĢmesinin Türkiye‘de Uygulama ġeklini
Gösterir Yönetmeliğin 12 nci maddesinin beĢinci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
―Çevirinin, bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen süre içinde verilmemesi halinde, bu
sürenin içinde, bu sürenin sonuna eklenmek üzere, üç aylık ek süre talep edilebilir. Ücret
tebliğinde belirtilen ek süre talep ücreti ve çeviri yayın ücreti taleple birlikte ödenir.‖
MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 14 üncü maddesi baĢlığıyla birlikte aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢtir.
“Ġtiraz veya Kısıtlama ĠĢlemi Sonucu DeğiĢen Metin
Madde 14 – Bir Avrupa patentinin, SözleĢmenin 101 inci maddesi hükmüne göre itiraz
iĢlemi sonucunda değiĢtirilmesi veya patent sahibinin talebi üzerine SözleĢmenin 105 inci
maddesinin (b) bendi hükmüne göre kısıtlanması durumunda bu değiĢikliğin, Avrupa Patent
Bülteninde ilanından itibaren üç ay içinde değiĢen metnin çeviri yayın ücreti ile birlikte
Türkçe çevirisinin Enstitüye sunulması ve yayımlanması için bu Yönetmeliğin 12 nci ve 13
üncü madde hükümleri uygulanır. DeğiĢen metnin Türkçe çevirisinin, çeviri yayın ücreti ile
birlikte Enstitüye süresi içinde verilmemesi veya bu ücret ile birlikte ek süre ücretinin
ödenerek ek süre talep edilmemesi halinde, Avrupa patenti Türkiye‘de baĢından beri geçersiz
kabul edilir.‖
MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 18 inci maddesinin birinci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢtir.
―Avrupa patentine iliĢkin yıllık ücretler, SözleĢmenin 141 inci maddesinin birinci
fıkrasına uygun olarak, Avrupa patenti sahibi veya vekili tarafından Enstitüye ödenir.‖
MADDE 4 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 5 – Bu Yönetmelik hükümlerini Türk Patent Enstitüsü BaĢkanı yürütür.
[R.G. 30 Mart 2013 – 28603]
—— • ——
Türk Patent Enstitüsünden:
ENDÜSTRĠYEL TASARIMLARIN KORUNMASI HAKKINDA KANUN
HÜKMÜNDE KARARNAMENĠN UYGULAMA ġEKLĠNĠ GÖSTERĠR
YÖNETMELĠKTE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA
DAĠR YÖNETMELĠK
MADDE 1 – 7/2/2006 tarihli ve 26073 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Endüstriyel
Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Uygulama ġeklini
Gösterir Yönetmeliğin 4 üncü maddesine aĢağıdaki tanımlar eklenmiĢ ve ―Bülten‖ tanımında
yer alan ―Kayıt‖ ibaresi, ―Yayın‖ olarak değiĢtirilmiĢtir.
―Paris SözleĢmesi: 20/3/1883 tarihli Sınai Mülkiyetin Himayesine Mahsus Milletlerarası
Bir Ġttihat Ġhdas Edilmesine Dair SözleĢmeyi ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından onaylanmıĢ
bu SözleĢme ile ilgili değiĢiklikleri,
Locarno AnlaĢması: 5/8/1997 tarihli ve 97/9731 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile
onaylanan Endüstriyel Tasarımların Uluslararası Sınıflandırılmasına ĠliĢkin Locarno
AnlaĢmasını,‖
MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
“MADDE 8 – Tasarım tescil baĢvurusu, Enstitü tarafından yayımlanan formlara uygun
olarak bilgisayar ile yazılır. BaĢvuru formunda, baĢvuru sahibinin, varsa vekilinin kimlik
bilgileri, iletiĢim bilgileri, imzaları ve tarih ile tasarımcının kimlik bilgisi açıkça yer alır.
Tasarımlar Locarno AnlaĢmasında belirtilen ürün ya da ürünlere karĢılık gelen kod
numaraları ve adlar kullanılmak suretiyle tanımlanır. Locarno Sınıflandırmasında yer almayan
ürünler Enstitü tarafından tanımlanır.
Bu Yönetmelikte geçen baĢvuru formu, talep, dilekçe veya baĢvuru dilekçesi, Enstitü
tarafından geçerli kabul edilen ve elektronik ortamda kullanıma sunulan iĢlem formlarıdır.
Enstitüye sunulacak baĢvuru veya taleplerde Enstitü tarafından geçerliliği kabul edilen bu
iĢlem formlarının kullanılması zorunludur. Bu formlar kullanılmaksızın yapılan baĢvuru veya
taleplerde, baĢvuru veya talebin geçerli iĢlem formları ile hazırlanarak Enstitüye sunulması
amacıyla iki aylık süre verilir.‖
MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin
altıncı paragrafına ―tasarımın kullanım özelliklerini‖ ibaresinden önce ―kesit ve‖ ibaresi
eklenmiĢ, yedinci paragrafında yer alan ―kesit veya plân halinde, özellikle‖ ibaresi
yürürlükten kaldırılmıĢ; aynı maddenin baĢlığı, (b) bendinin giriĢ cümlesi, aynı bentte yer alan
―Tasarım Tescil BaĢvuru Ücreti‖ tanımı ile (d) bendinin birinci paragrafı aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢtir.
“BaĢvuru dilekçesine eklenecek belgeler”
―b) BaĢvuruya iliĢkin ücretlerin ödendiğini gösterir bilgi veya belge;‖
―Tasarım Tescil BaĢvuru Ücreti: Her bir tasarım tescil baĢvurusu için alınan ücrettir. Bir
tasarım içeren baĢvurular tekli, birden fazla tasarım içeren baĢvurular ise çoklu baĢvuru olarak
değerlendirilir. Çoklu baĢvurularda yer alan ilave her bir tasarım için Tebliğ‘de belirlenen
ilave tasarım tescil baĢvuru ücreti ödenir.‖
―Tasarım tescil baĢvurusu dâhil Enstitü nezdinde tasarım ile ilgili iĢlemlerin vekil
aracılığı ile yürütülecek olması halinde, vekilin Enstitü nezdinde vekillik yapma yetkisini haiz
olması, temsil yetkisini ve tarih bilgisini içeren yazılı vekâletname aslının veya vekil
tarafından aslına uygunluğu onaylanmıĢ ve onay tarihini içerir suretinin Enstitüye ibraz
edilmesi zorunludur.‖
MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 18 inci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi
aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
―b) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge,‖
MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 20 nci maddesinin üçüncü fıkrası aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢtir.
―Adres, unvan ve nev‘i değiĢiklikleri için aĢağıdaki bilgi ve belgelerin verilmesi
zorunludur.
a) Adres değiĢikliği için;
1) Talep dilekçesi.
2) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.
3) Talep vekil tarafından yapılıyorsa vekaletname.
b) Unvan değiĢikliği için;
1) Talep dilekçesi.
2) Unvan değiĢikliğini gösterir Ticaret Sicili Gazetesi veya yetkili mercilerce
onaylanmıĢ belge, unvan değiĢikliğini gösterir belgenin yabancı dilde olması halinde ilaveten
yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi.
3) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.
4) Talep vekil tarafından yapılıyorsa vekaletname.
c) Nev‘i değiĢiklikleri için;
1) Talep dilekçesi.
2) Nev‘i değiĢikliğini gösterir Ticaret Sicili Gazetesi veya yetkili mercilerce onaylanmıĢ
belge, nev‘i değiĢikliğini gösterir belgenin yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli
tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi.
3) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.
4) Talep vekil tarafından yapılıyorsa vekaletname.‖
MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin 22 nci maddesinin üçüncü fıkrasının birinci
cümlesinde yer alan ―belgenin‖ ibaresi ―bilgi veya belgenin‖ olarak değiĢtirilmiĢtir.
MADDE 7 – Aynı Yönetmeliğin 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) ile (c) bendi
aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
―b) Mirasçılık belgesi veya noter tasdikli örneği, mirasçılık belgesinin yabancı dilde
olması halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi,
c) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.‖
MADDE 8 – Aynı Yönetmeliğin 24 üncü maddesinin ikinci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢtir.
―Devir talebinin Tasarım Siciline iĢlenebilmesi için aĢağıdaki bilgi ve belgelerin
verilmesi zorunludur.
a) Talep dilekçesi.
b) Devralan ve devredenin imza ve beyanlarını, tasarım tescil numarasını içeren noter
tasdikli devir sözleĢmesi, devir belgesinin yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli
tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi.
c) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.
ç) Talep vekil tarafından yapılıyorsa vekaletname.‖
MADDE 9 – Aynı Yönetmeliğin 25 inci maddesi baĢlığı ile birlikte aĢağıdaki
değiĢtirilmiĢtir.
“BirleĢme ve Ayni Sermaye Koyma Borcu
MADDE 25 – BirleĢme veya ayni sermaye koyma borcu talebinin Tasarım Siciline
iĢlenebilmesi için aĢağıdaki bilgi ve belgelerin verilmesi zorunludur.
a) Talep dilekçesi.
b) BirleĢmeyi veya ayni sermaye koyma borcunu gösterir Ticaret Sicili Gazetesi veya
yetkili mercilerce onaylanmıĢ belge, birleĢmeyi veya ayni sermaye koyma borcunu gösterir
belgenin yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ
Türkçe tercümesi.
c) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.
ç) Talep vekil tarafından yapılıyorsa vekaletname.
Miras yolu ile intikal, devir, birleĢme ve ayni sermaye koyma borcu iĢlemlerinde
tasarım tescil belgesinin gönderilmesi halinde değiĢiklik Tasarım Siciline kaydedilir ve yeni
tasarım tescil belgesi düzenlenir.‖
MADDE 10 – Aynı Yönetmeliğin 26 ncı maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları
aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
―Lisans talebinin tasarım siciline iĢlenebilmesi aĢağıdaki bilgi ve belgelerin verilmesi
zorunludur.
a) Talep dilekçesi.
b) Lisans alan ve verenin imza ve beyanlarını, lisansa konu olan tasarımın adını, tescil
numarasını, çoklu baĢvuru ise sıra numaralarını, lisans ücretini, lisans süresini belirtir noter
tarafından tasdik edilmiĢ ve müstenidatlı lisans sözleĢmesi, lisans sözleĢmesinin yabancı dilde
olması halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi.
c) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.
ç) Talep vekil tarafından yapılıyorsa vekaletname.
Lisans iĢlemi Tasarım Siciline kaydedilir ve Bültende yayımlanır.‖
MADDE 11 – Aynı Yönetmeliğin 27 nci maddesinin ikinci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢtir.
―Rehin talebinin tasarım siciline iĢlenebilmesi için aĢağıdaki bilgi ve belgelerin
verilmesi zorunludur.
a) Talep dilekçesi.
b) Rehin sözleĢmesi veya rehin iĢlemini gösterir yetkili mercilerce onaylanmıĢ belge
veya noter tasdikli örnekleri, rehin sözleĢmesi veya belgenin yabancı dilde olması halinde
ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi.
c) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.
ç) Talep vekil tarafından yapılıyorsa vekaletname.‖
MADDE 12 – Aynı Yönetmeliğin 28 inci maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten
kaldırılmıĢtır.
MADDE 13 – Aynı Yönetmeliğin 32 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi
aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
―b) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge,‖
MADDE 14 – Aynı Yönetmeliğin 33 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi
aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
―b) Ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.‖
MADDE 15 – Aynı Yönetmeliğin 34 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (f) bendi ile
üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıĢtır.
MADDE 16 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 17 – Bu Yönetmelik hükümlerini Türk Patent Enstitüsü BaĢkanı yürütür.
[R.G. 30 Mart 2013 – 28603]
—— • ——
Türk Patent Enstitüsünden:
PATENT HAKLARININ KORUNMASI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE
KARARNAMENĠN UYGULAMA ġEKLĠNĠ GÖSTERĠR
YÖNETMELĠKTE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA
DAĠR YÖNETMELĠK
MADDE 1 – 5/11/1995 tarihli ve 22454 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan 551 sayılı
Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Uygulama ġeklini
Gösterir Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d), (e) ve (f) bentleri aĢağıdaki
Ģekilde değiĢtirilmiĢ ve aynı fıkraya aĢağıdaki bentler eklenmiĢtir.
―d) Ücret Tarifesi: 6/11/2003 tarihli ve 5000 sayılı Türk Patent Enstitüsü KuruluĢ ve
Görevleri Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ve 25 inci maddesi
gereğince Türk Patent Enstitüsünce uygulanacak olan ücret tarifesini,
e) Paris SözleĢmesi: Sınai Mülkiyetin Himayesine Mahsus Milletlerarası Bir Ġttihat
Ġhdas Edilmesine dair 20/3/1883 tarihli SözleĢmeyi ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından
onaylanmıĢ bu SözleĢme ile ilgili değiĢiklikleri,
f) Bülten: Yayın ortamının türüne bakılmaksızın 551 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname veya bu Yönetmelikte belirtilen hususların yayımlandığı Resmi Patent Bültenini,‖
―ı) Ücret: Ücret Tarifesinde belirtilen ücretin, bu ücretin katma değer vergisinin ve
varsa harcının toplamını,
i) Vekil: Enstitü Patent Vekilleri Siciline kayıtlı patent vekillerini,‖
MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ve son
fıkrası aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
―f ) BaĢvuru ücretinin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.‖
―Patent ĠĢbirliği AntlaĢmasının 22 nci ve 39 uncu maddelerinde baĢvuru yapılması için
tanınan otuz aylık sürede Ücret Tarifesinde belirtilen baĢvuru ücreti, baĢvuru ile birlikte veya
baĢvuru tarihinden itibaren 7 gün içinde ödenir. BaĢvuru otuz aylık sürede yapılmazsa bu
süreye ek olarak üç aylık süre tanınır. Bu ek süre içinde yapılan baĢvurular için baĢvuru
ücreti, baĢvuru ile birlikte veya baĢvuru tarihinden itibaren 7 gün içinde Ücret Tarifesinde
belirtilen ek ücretle birlikte ödenir. Patent ĠĢbirliği AntlaĢmasının 49 uncu maddesinin altıncı
fıkrası gereğince yapılan baĢvurular için baĢvuru ücreti, baĢvuru ile birlikte veya baĢvuru
tarihinden itibaren 7 gün içinde Ücret Tarifesinde belirtilen ek ücretle birlikte ödenir.‖
MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 7 nci maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
“MADDE 7 – Patent ve faydalı model baĢvuru dilekçeleri aĢağıda sayılanları içerir.
a) BuluĢ baĢlığı.
b) BaĢvuru sahibi veya sahipleri ile ilgili kimlik ve iletiĢim bilgileri.
c) BaĢvuru vekil aracılığıyla yapılıyorsa vekilin kimlik ve iletiĢim bilgileri.
ç) Rüçhan hakkı talep ediliyorsa rüçhan baĢvurusuna ait bilgiler.
d) BuluĢ sahibi veya sahipleri ile ilgili kimlik ve iletiĢim bilgileri.
e) BaĢvuru sahibi buluĢ sahibi değilse baĢvuru hakkının ne Ģekilde elde edildiğine
iliĢkin beyan.
f) BaĢvuru önceki tarihli bir patent veya faydalı model baĢvurusu ya da patent veya
faydalı model belgesi ile ilgili ise önceki tarihli baĢvuru veya belgeye iliĢkin bilgiler.
g) BaĢvuru sahibinin veya vekilin imzası ve tarih.‖
MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
“MADDE 8 – Tarifname, buluĢ konusunun ilgili olduğu teknik alanda uzman olan bir
kiĢi tarafından buluĢun uygulanabilmesini sağlayacak nitelikte, açık ve ayrıntılı olarak yazılır.
Patent konusu buluĢun tüm özellikleri hiçbir Ģey gizlenmeden, eksiksiz olarak açıklanır.
Tarifname sırasıyla aĢağıdaki bölümleri kapsar.
a) BuluĢ baĢlığı: Tarifnamenin baĢlangıcında baĢvuru dilekçesinde belirtilen buluĢ
baĢlığı yer alır. BuluĢ baĢlığı; buluĢ konusu teknik geliĢtirmeyi kısaca tanımlar ve marka
niteliğindeki terimleri kapsamaz.
b) Teknik alan: BuluĢun ilgili olduğu teknik alan belirtilir.
c) Tekniğin bilinen durumu: BuluĢun anlaĢılması, araĢtırılması ve incelenmesi için
baĢvuru sahibinin bildiği kadarıyla buluĢ konusunun hem yurt içi hem de yurt dıĢındaki
benzerleri ayrıntılı olarak verilir. BuluĢ konusunun benzerlerine atıflar yapılarak patentle
korunması istenen buluĢun diğerlerinden farkları, karĢılaĢtırma yapmayı sağlayacak nitelikte
ayrıntılı biçimde açıklanır.
ç) BuluĢun çözümünü amaçladığı teknik problemler: BuluĢun hangi teknik problem ya
da problemlerin çözümünü amaçladığı açıklanır. Talepte bulunulduğu haliyle, teknik sorun
diye açıkça ifade edilmese bile teknik sorunun ve çözümünün anlaĢılabileceği Ģekilde buluĢ
ortaya konulur ve tekniğin bilinen durumuna atıfta bulunularak buluĢun varsa avantajları
belirtilir.
d) Resimlerin açıklanması: Varsa, resimlerin her birinin kısa tanımı yapılır, resimlerde
yer alan parçaların tümünün numaraları ve tanımları açıklanır.
e) BuluĢun açıklanması: Patentle korunması istenen buluĢ, hiçbir Ģüpheye ve yanlıĢ
anlamaya yer vermeyecek Ģekilde, örnekler verilerek, varsa resimlere atıfta bulunularak
ayrıntılı olarak açıklanır. Açıklamada resimlerdeki parçalar ve iĢlevleri anlatılırken her bir
parçanın sonunda parça numarası parantez içinde belirtilir.
f) BuluĢun sanayiye uygulanma biçimi: BuluĢtan sanayide ne Ģekilde yararlanılabileceği
ve buluĢun ne Ģekilde uygulanabileceği veya kullanılabileceği belirtilir.
BuluĢun doğası gereği, farklı bir anlatım Ģekli buluĢun daha iyi anlaĢılmasını sağlıyorsa,
tarifname, birinci fıkrada belirtilen Ģekil ve düzende sunulmayabilir.‖
MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesi baĢlığıyla birlikte aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢtir.
“Ġstemler
MADDE 9 – BaĢvuru, buluĢun yeterli ayrıntıda ifade edildiği ve açıkça ortaya konduğu
bir veya birden çok istemi içerir. Ġstemler, korunması istenilen buluĢ konusunun teknik
özelliklerini tanımlar. Ġstemlerde buluĢ, sadece eriĢilmesi arzulanan bir sonuç ile
tanımlanamaz.
Her istem tek cümle halinde yazılır. Ġstemler, uygun olması halinde, korunması istenen
konuyu oluĢturan hususların tanımlanması için gerekli olan, fakat bir araya geldiklerinde
tekniğin bilinen durumunun bir kısmını oluĢturan bölüm ve bu bölüm ile bir araya geldiğinde
korunması istenen teknik özellikleri özlü bir Ģekilde belirten karakterize edici bir bölüm
olmak üzere iki bölüm halinde yazılır. Bu durumda, bölümleri birbirinden ayırmak amacıyla
"içeren, karakterize edilen, içeriği, -den oluĢan, -den ibaret olan, olup özelliği, ayırt edici
özelliği" ifadeleri ya da aynı anlama gelecek herhangi baĢka bir ifade kullanılır.
Bağımsız bir istemde, buluĢun tüm esas özelliklerinin belirtilmesi gerekir. Bağımsız
istemi bir veya birden fazla bağımlı istem izleyebilir. Bağımlı istemler, bağlı bulunduğu
istemin tüm özelliklerini içermelidir. Bağımlı istemlerin baĢlangıcında bağımsız isteme atıfta
bulunulmalı ve sonra da korunması istenilen ilave özellikler belirtilmelidir. Bağımlı bir
istemde, baĢka bir bağımlı isteme de atıfta bulunulabilir. Önceki bir isteme ve istemlere atıfta
bulunulan tüm bağımlı istemler, mümkün olan en uygun biçimde gruplandırılır.
Bir bağımlı istemde birden fazla isteme ayrı ayrı (―veya‖ ifadesi kullanılarak) atıfta
bulunulabilir. Çoklu bağımlı istem olarak adlandırılan bu istemlerde, bir baĢka çoklu bağımlı
isteme atıfta bulunulamaz.
551 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 45 inci maddesi hükmü saklı kalmak
kaydıyla, bir patent baĢvurusu aĢağıda sayılan durumlardan birinin oluĢması halinde, aynı
kategoriye (ürün, yöntem, aparat veya kullanım) ait birden fazla bağımsız istem içerebilir:
a) Birden çok birbiriyle iliĢkili ürünün bulunması.
b) Bir ürünün ya da aparatın farklı kullanımlarının bulunması.
c) Belirli bir probleme alternatif çözümler üretilirken bu alternatiflerin tek bir istemde
korunmasının uygunsuz olması.
Ġstemler, buluĢun özü gözönünde tutularak makul sayıda ve buluĢ özelliklerini ayrıntılı
Ģekilde belirtecek sayıda yazılır. Birden çok istem var ise, bu istemler sırayla numaralandırılır.
Zorunlu kalınmadığı sürece istemlerde, buluĢun teknik özellikleri, tarifname veya
resimlere atıf yapılarak ifade edilmez. Ġstemler özellikle, "tarifnamede anlatıldığı gibi",
"resimlerde gösterildiği gibi" ve benzeri ifadeler içermez.
BaĢvuru resim içeriyorsa, istemler kısmında belirtilen teknik özelliklerden sonra
tercihen bu özellikler ile iliĢkili atıf iĢaretleri parantez içinde yazılır.‖
MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin 10 uncu maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
“MADDE 10 – Resimler; kalıcı, siyah, yeterince yoğun ve koyu, kalın ve iyi
tanımlanmıĢ çizgiler ile yapılır. Resimlerde renklendirme yapılmaz. Resimlerdeki tüm
çizgiler, genel olarak çizim aletleri veya çizim programları yardımıyla çizilir.
Fotoğraflar resim olarak kabul edilmez ancak buluĢun baĢka türlü gösteriminin mümkün
olmadığı mikron düzeyde mikroskobik görüntüleme gerektiren bazı durumlarda fotoğraf
kullanılabilir.
Kesitler; referans iĢaretlerinin ve ana çizgilerin açık biçimde görülmesine engel
olmayacak Ģekilde tarama yapılarak belirtilir.
Resimlerin ve bunların grafik uygulamalarının ölçeği; üçte iki oranında küçültülerek
yapılan fotografik veya elektronik çoğaltmada, tüm ayrıntıların kolaylıkla ayırt edilmesini
sağlayacak Ģekilde olur.
Resimlerde bulunan tüm sayılar, harfler ve referans iĢaretleri basit ve açık olur. Sayılar
ve harflerle birlikte köĢeli parantezler, daireler veya tırnak iĢaretleri kullanılmaz.
Aynı Ģeklin öğeleri, Ģeklin açık olması için oranlama bakımından bir fark yaratmak
zorunlu olmadıkça, birbirleriyle orantılı olur.
Sayılar ve harflerin yüksekliği 0.32 cm‘den az olamaz. Resimlere harf konması halinde,
Latin alfabesi ve gerektiğinde Yunan alfabesi kullanılır.
Aynı resim sayfası birkaç Ģekil içerebilir. Ġki veya daha fazla sayfa üzerinde bulunan
Ģekiller aslında bir bütün Ģekli oluĢturuyorsa, bu Ģekiller, çeĢitli sayfalar üzerinde görünen
Ģekillerin herhangi birinin herhangi bir kısmı gizli kalmadan, tüm Ģeklin bir araya
getirilebileceği Ģekilde düzenlenir. Farklı Ģekiller sayfa veya sayfalar üzerinde, tercihen dikey
bir konumda, birbirlerinden net bir Ģekilde ayrılmıĢ olarak, sayfada boĢ yer bırakmadan
düzenlenir. ġekiller dikey konumda düzenlenmemiĢse, Ģekillerin üst kısmı sayfanın sol
tarafında olacak biçimde yatay olarak düzenlenir. Farklı Ģekiller, sayfa numaralarından farklı
olarak, ardıĢık Ģekilde numaralandırılır.
Tarifname ve istemlerde belirtilmeyen referans iĢaretleri resimlerde gösterilmez. Aynı
Ģekilde, resimlerde gösterilmeyen referans iĢaretleri de tarifname ve istemlerde bulunmaz.
Referans iĢaretleri kullanıldığında, baĢvurunun tamamında aynı özellikler aynı referans
iĢaretleri ile belirtilir.
Resimler yazılı ifade içermez. Resimlerin anlaĢılabilir olması için gerekli olduğu
durumda ―su‖, ―buhar‖, ―açık‖, ―kapalı‖ veya ―AB kesiti‖ gibi tek bir sözcük ya da sözcükler
kullanılabilir.
AkıĢ Ģemaları ve diyagramlar resim olarak kabul edilir.‖
MADDE 7 – Aynı Yönetmeliğin 11 inci maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
“MADDE 11 – Özetin baĢlangıcında baĢvuru dilekçesinde belirtilen buluĢ baĢlığı yer
alır.
Özet; tarifname, istemler ve varsa resimlerde bulunan temel özellikleri içerir ve buluĢun
ilgili olduğu teknik alanı belirterek teknik problemin, buluĢ sayesinde bu problemin
çözümünün ve buluĢun temel kullanımı ya da kullanımlarının açıkça anlaĢılmasına olanak
sağlar.
Uygun olduğu durumda, baĢvuruda yer alan tüm formüller arasından buluĢu en iyi
karakterize eden kimyasal formül özette yer alır. Özet, buluĢun iddia edilen değeri ya da
buluĢun spekülatif uygulamasına iliĢkin ifadeler içermez. Özet tercihen en fazla 150
kelimeden oluĢur.
BaĢvuru resim içeriyorsa, özette belirtilen teknik özelliklerden sonra tercihen bu
özellikler ile iliĢkili atıf iĢaretleri parantez içinde yazılır. Yayımlanması talep edilen Ģeklin
numarası özetin sonunda belirtilir. Enstitü, buluĢu daha iyi karakterize ettiğini düĢündüğü
baĢka Ģekil veya Ģekilleri de yayımlayabilir.
Özet, buluĢun ilgili olduğu teknik alandaki araĢtırmalarda kullanılabilecek etkili bir araç
oluĢturacak Ģekilde yazılır.‖
MADDE 8 – Aynı Yönetmeliğin 12 nci maddesi yürürlükten kaldırılmıĢtır.
MADDE 9 – Aynı Yönetmeliğin 13 üncü maddesi baĢlığıyla birlikte aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢtir.
“Rüçhan hakkı talebi ve belgesi
MADDE 13 – Rüçhan hakkı talebi baĢvuru sırasında veya baĢvuru tarihinden itibaren
iki ay içinde talep edilebilir ve taleple birlikte Ücret Tarifesinde belirtilen rüçhan hakkı talebi
ücreti ödenir. Rüçhan hakkı talep edilen bir patent baĢvurusunda, baĢvuru sırasında ya da
baĢvurunun yapıldığı tarihten itibaren üç ay içerisinde rüçhan hakkını doğuran baĢvurunun
yapıldığı ülkenin sınai mülkiyet idaresinden alınacak rüçhan hakkı belgesinin ve bu belgedeki
sicil bilgilerini içeren sayfaların Türkçe çevirisinin Enstitüye verilmesi zorunludur.
Bu belgelerin yukarıdaki süre içinde verilmemesi halinde baĢvuru rüçhansız olarak
iĢleme alınır.
Enstitüye yapılmıĢ baĢvurudan doğan rüçhan hakkına iliĢkin rüçhan hakkı belgesi,
baĢvuru sahibinin talebi ve Ücret Tarifesinde belirtilen ücretin ödenmesi Ģartıyla Enstitü
tarafından düzenlenir.‖
MADDE 10 – Aynı Yönetmeliğin 14 üncü maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
“MADDE 14 – Değerler ve tüm veriler uluslararası standartlara uygun birimler
kullanılarak, uygun olduğu yerlerde metrik sistem (SI) cinsinden ifade edilir. Bu ifadelerde
alanında genel olarak kabul gören teknik terimler, formüller, iĢaretler ve semboller kullanılır.
Terminoloji ve iĢaretler baĢvuru boyunca tutarlılık arz eder.‖
MADDE 11 – Aynı Yönetmeliğin 15 inci maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
“MADDE 15 – Bir bütün olarak düĢünülen buluĢların herbirinin tekniğin bilinen
durumu üzerinde yaptığı katkıyı tanımlayan aynı ya da benzer teknik özelliklere sahip
buluĢlar arasında teknik bir iliĢki olması halinde, baĢvurunun 551 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin 45 inci maddesinin birinci fıkrası hükmüne uygun olduğu kabul edilir.
Bu maddenin birinci fıkrası hükmüne uygun olmadığı anlaĢılan baĢvurular Enstitünün
bildirimi üzerine ya da Paris SözleĢmesi hükmü uyarınca baĢvuru sahibinin talebi üzerine
baĢvuruyu yapan tarafından birden fazla baĢvuruya ayrılır.‖
MADDE 12 – Aynı Yönetmeliğin 16 ncı maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
“MADDE 16 – BaĢvuru iĢlemleri devam eden bir baĢvurudan 15 inci maddeye göre
bölünmüĢ olan bir baĢvuruda, ilk baĢvuru konusunun kapsamı içinde kalmak kaydıyla, ayrılan
her baĢvuru için baĢvuru tarihi, ilk baĢvurunun tarihidir. Ġlk baĢvuruda rüçhan hakkı talep
edilmiĢse, ilk baĢvurunun rüçhan hak veya hakları ayrılan her baĢvuruya da tanınır.
BölünmüĢ baĢvuruyla birlikte geçmiĢ yıllara ait yıllık ücretler de ödenir.‖
MADDE 13 – Aynı Yönetmeliğin 17 nci maddesi yürürlükten kaldırılmıĢtır.
MADDE 14 – Aynı Yönetmeliğin 18 inci maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
“MADDE 18 – BaĢvuru sırasında Enstitüye aĢağıda sayılan belgeler birer suret olarak
verilir.
a) BaĢvuru dilekçesi.
b) Tarifname.
c) Ġstem veya istemler.
ç) Tarifnamede, istem veya istemlerde atıf yapılan resimler.
d) Özet.‖
MADDE 15 – Aynı Yönetmeliğin 27 nci maddesinin üçüncü fıkrası aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢ ve aynı maddeye aĢağıdaki fıkra eklenmiĢtir.
―BaĢvurunun yayınıyla ilgili olarak Bültende yapılan ilan aĢağıda sayılanları içerir.
a) BaĢvuru tarihi ve numarası.
b) BaĢvuru sahibi veya sahipleri ile ilgili kimlik ve iletiĢim bilgileri.
c) BuluĢ sahibi veya sahipleri ile ilgili kimlik ve iletiĢim bilgileri.
ç) BaĢvuru vekil aracılığıyla yapılmıĢsa vekilin kimlik ve iletiĢim bilgileri.
d) BuluĢ baĢlığı.
e) Rüçhan hakkına konu olan baĢvurunun ülkesi, tarihi ve numarası.
f) BuluĢun uluslararası patent sınıflandırması.
g) BaĢvurunun yayın tarihi ve numarası.
ğ) Özet.
h) BuluĢu karakterize eden Ģekil veya Ģekiller.
ı) Uluslararası veya bölgesel anlaĢmalar yoluyla ulusal aĢamaya giren baĢvurularda
uluslararası veya bölgesel baĢvuru numarası.‖
―BaĢvurunun yayını, üçüncü fıkrada belirtilenlerin yanında tarifname, istemler ve
resimleri de içerir.‖
MADDE 16 – Aynı Yönetmeliğin 28 inci maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları
aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
―BaĢvuruyu yapan, baĢvuru tarihinden veya rüçhan hakkı talep edilmiĢse rüçhan
tarihinden itibaren onbeĢ ay içinde tekniğin bilinen durumu ile ilgili araĢtırma yapılmasını
Enstitüden talep eder ve taleple birlikte veya talep tarihinden itibaren üç ay içinde Ücret
Tarifesinde belirtilen ücreti öder. 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 2 nci
maddesi ve bu Yönetmeliğin Geçici 4 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca diğer
kuruluĢlar tarafından düzenlenecek araĢtırma raporu talepleri için ilgili kuruluĢun kabul ettiği
dildeki tarifname, istemler, özet ve varsa resimler taleple birlikte veya talep tarihinden
itibaren üç ay içinde Enstitüye verilir.‖
―Bir ek patent baĢvurusu ile ilgili olarak, tekniğin bilinen durumu ile ilgili araĢtırma
yapılması, ancak asıl patent baĢvurusu için veya daha önceki ek patent baĢvuruları için
araĢtırma yapılmıĢ veya araĢtırma yapılmasının talep edilmiĢ olması halinde istenebilir. Bu
maddenin birinci ilâ üçüncü fıkrası hükümleri, ek patentler için de uygulanır.‖
MADDE 17 – Aynı Yönetmeliğin 29 uncu maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
“MADDE 29 – Tarifnamenin veya istem veya istemlerin yeterince açık olmaması
nedeniyle araĢtırma raporunun düzenlenememesi halinde, yetersizliğin giderilmesi için üç
aylık ve talep halinde ek üç aylık süre tanınır. Ek süre talep edilmesi halinde, Ücret
Tarifesinde belirtilen ek süre talep ücreti, taleple birlikte ödenir. Bu süreler içerisinde
yetersizliğin giderilmediği durumda baĢvuru reddedilir. Kısmen yetersizlik halinde araĢtırma
raporu yeterince açık olan istem veya istemler için düzenlenir.‖
MADDE 18 – Aynı Yönetmeliğin 33 üncü maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
“MADDE 33 – 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 65 inci maddesi hükmüne
göre baĢvuru sahibi, patent yerine faydalı model belgesi verilmesi için bir değiĢtirme talebi
yapmıĢsa bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde verilmesi gereken belgeler ve Ücret
Tarifesinde belirtilen ücret Enstitü tarafından baĢvuru sahibine bildirilir.
Bu süre içinde gerekli belgelerin verilmemesi ve ücretin ödenmemesi halinde, değiĢiklik
talebi yapılmamıĢ sayılır ve baĢvuru, patent baĢvurusu olarak iĢlem görür.‖
MADDE 19 – Aynı Yönetmeliğin 34 üncü maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
“MADDE 34 – Patent baĢvurusunun yayımlanmasından sonra, patent baĢvurusu veya
patente iliĢkin dosya, Ücret Tarifesinde belirtilen ücretin ödenmesi Ģartıyla Enstitü
yetkililerinin nezaretinde aĢağıda sayılan sınırlamalar dahilinde incelenebilir.
a) Ġnceleme ancak Enstitü dahilinde yapılabilir.
b) Ġnceleme Enstitünün iç yazıĢmalarını kapsamaz.
c) Ġnceleme üçüncü kiĢiler tarafından baĢvuru dosyalarının incelenmesi için yapılan
taleplerin kime veya kimlere ait olduğuna iliĢkin belgeleri kapsamaz.
ç) Ġnceleme zorunlu lisans ve çalıĢanların buluĢlarına iliĢkin belgeleri kapsamaz.
d) Ġnceleme yıllık ücretlerin ödenip ödenmediği konusunda bilgi almak amacıyla
baĢvuru yapanların kimliklerine iliĢkin belgeleri kapsamaz.
e) Ġnceleme patent baĢvurusu ya da patent dosyalarından bilgi almak amacıyla yapılan
taleplerin içeriğine ve talep eden kiĢilerin kimliklerine iliĢkin bilgi ve belgeleri kapsamaz.‖
MADDE 20 – Aynı Yönetmeliğin 35 inci maddesinin ikinci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢtir.
―Lisans sözleĢmesinin Patent Siciline kaydedilebilmesi için taraflardan birinin aĢağıda
sayılanlarla Enstitüye baĢvuruda bulunması gerekir.
a) Dilekçe.
b) Lisans sözleĢmesine konu olan patent baĢvurusunun veya patentin numarasını, lisans
ücretini, süresini ve çeĢidini belirtir Ģekilde düzenlenmiĢ, lisans alan ve lisans veren tarafların
imza ve noter beyanlarını içerir onaylı lisans sözleĢmesi, lisans sözleĢmesinin yabancı dilde
düzenlenmesi halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi.
c) Gerekli ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.
ç) Gerekli hallerde vekaletname.‖
MADDE 21 – Aynı Yönetmeliğin 37 nci maddesi baĢlığıyla birlikte aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢtir.
“Devir, birleĢme ve ayni sermaye koyma borcu
MADDE 37 – Devir iĢleminin Patent Siciline kaydedilebilmesi için aĢağıda sayılanlarla
baĢvuruda bulunulması gerekir.
a) Dilekçe.
b) Devir sözleĢmesine konu olan patent baĢvurusunun veya patentin numarasını, devir
ücretini belirtir Ģekilde düzenlenmiĢ, devreden ve devralan tarafların imza ve noter
beyanlarını içerir onaylı devir sözleĢmesi, devir sözleĢmesinin yabancı dilde düzenlenmesi
halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi.
c) Gerekli ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.
ç) Vekaletname.
BirleĢme veya ayni sermaye koyma borcu iĢleminin Patent Siciline kaydedilebilmesi
için aĢağıda sayılanlarla baĢvuruda bulunulması gerekir.
a) Dilekçe.
b) BirleĢmeyi veya ayni sermaye koyma borcunu gösterir Ticaret Sicili Gazetesi veya
yetkili mercilerce onaylanmıĢ belge, birleĢmeyi veya ayni sermaye koyma borcunu gösterir
belgenin yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ
Türkçe tercümesi.
c) Gerekli ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.
ç) Gerekli hallerde vekaletname.‖
MADDE 22 – Aynı Yönetmeliğin 38 inci maddesi baĢlığıyla birlikte aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢtir.
“Miras yoluyla intikal, rehin ve teminat
MADDE 38 – Bir patent baĢvurusu veya patent baĢkasına miras yoluyla intikal edebilir.
Bir patent baĢvurusu veya patent rehnedilebilir veya teminat olarak gösterilebilir.
Miras yoluyla intikal iĢleminin Patent Siciline kaydedilebilmesi için aĢağıda sayılanlarla
baĢvuruda bulunulması gerekir.
a) Dilekçe.
b) Mirasçılık belgesi veya noter tarafından onaylanmıĢ örneği, mirasçılık belgesinin
yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe
tercümesi.
c) Gerekli ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.
ç) Gerekli hallerde vekaletname.
Rehin ve teminat iĢlemi taraflardan birinin talebi üzerine Patent Siciline kaydedilir.
Rehin iĢleminin Patent Siciline kaydedilebilmesi için aĢağıda sayılanlarla baĢvuruda
bulunulması gerekir.
a) Dilekçe.
b) Rehin iĢlemini gösterir yetkili mercilerce onaylanmıĢ belge veya noter tarafından
onaylanmıĢ örneği, rehin iĢlemini gösterir belgenin yabancı dilde olması halinde ilaveten
yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi.
c) Gerekli ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.
ç) Gerekli hallerde vekaletname.
Teminat iĢleminin Patent Siciline kaydedilebilmesi için aĢağıda sayılanlarla baĢvuruda
bulunulması gerekir.
a) Dilekçe.
b) Teminat sözleĢmesi veya noter tarafından onaylanmıĢ örneği, teminat sözleĢmesinin
yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe
tercümesi.
c) Gerekli ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.
ç) Gerekli hallerde vekaletname.‖
MADDE 23 – Aynı Yönetmeliğin 39 uncu maddesinin ikinci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢ ve üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıĢtır.
―Kullanım, patentin verildiğine iliĢkin ilanın ilgili bültende yayımlandığı tarihten
itibaren üç yıl içinde gerçekleĢtirilir. Kullanımın değerlendirilmesinde pazar Ģartları göz
önünde tutulur. Objektif nitelik taĢıyan ruhsatlandırma, standartlara uygunluk, değiĢik
alanlarda yeni uygulamaların yapılmasına ihtiyaç duyma gibi teknik veya ekonomik veya
hukuki sebepler patentin kullanılamamasının haklı sebepleri olarak kabul edilir. Patent konusu
buluĢun kullanılmasını engelleyecek nitelikte kabul edilen bu sebepler, patent sahibinin
kontrolü ve iradesi dıĢındaki sebeplerdir. Patentin kullanılamamasının haklı sebeplerine
iliĢkin bilgi ve belgelerle birlikte gerekli ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge, patent
sahibi tarafından patentin verildiğine iliĢkin ilanın ilgili bültende yayımlandığı tarihten
itibaren üç yıl içinde Enstitüye verilir ve kullanmama Patent Siciline kaydedilir. ‖
MADDE 24 – Aynı Yönetmeliğin 40 ıncı maddesinin son fıkrası aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢtir.
―Kullanım belgesi ve ithalat belgesi, ilgili form ve gerekli ücretin ödendiğini gösterir
bilgi veya belge ile birlikte Enstitüye verilir ve kullanım Patent Siciline kaydedilir.‖
MADDE 25 – Aynı Yönetmeliğin 44 üncü maddesi baĢlığıyla birlikte aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢtir.
“Unvan, adres ve nevi değiĢiklikleri
MADDE 44 – Bir patent baĢvurusunun veya patentin sahibinin unvanında, adresinde
veya nevinde herhangi bir değiĢiklik söz konusu ise bu değiĢikliğin Patent Siciline
kaydedilebilmesi için aĢağıda sayılanlarla birlikte Enstitüye baĢvuruda bulunulması gerekir.
Unvan, adres veya nevi değiĢikliği iĢlemlerinde Patent Sicilinde, patent baĢvurusu veya patent
sahibi adına kayıtlı bulunan baĢvuru veya patentlerin numaraları belirtilerek tek bir talep
yapılması ve tek bir ücretin ödenmesi üzerine ilgili iĢlem yapılır.
Unvan değiĢikliği iĢlemi için aĢağıda sayılanlarla baĢvuruda bulunulması gerekir.
a) Dilekçe.
b) Unvan değiĢikliğini gösterir Ticaret Sicili Gazetesi veya yetkili mercilerce
onaylanmıĢ belge, unvan değiĢikliğini gösterir belgenin yabancı dilde olması halinde ilaveten
yeminli tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi.
c) Gerekli ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.
ç) Gerekli hallerde vekaletname.
Adres değiĢikliği iĢlemi için aĢağıda sayılanlarla baĢvuruda bulunulması gerekir.
a) Dilekçe.
b) Gerekli hallerde vekaletname.
c) Gerekli ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.
Nevi değiĢikliği iĢlemi için aĢağıda sayılanlarla baĢvuruda bulunulması gerekir.
a) Dilekçe.
b) Nevi değiĢikliğini gösterir Ticaret Sicili Gazetesi veya yetkili mercilerce onaylanmıĢ
belge, nevi değiĢikliğini gösterir belgenin yabancı dilde olması halinde ilaveten yeminli
tercüman tarafından onaylanmıĢ Türkçe tercümesi.
c) Gerekli ücretin ödendiğini gösterir bilgi veya belge.
ç) Gerekli hallerde vekaletname.‖
MADDE 26 – Aynı Yönetmeliğin 45 inci maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
“MADDE 45 – Verilen patentlerin onaylı suretleri, gerekli ücret ödenerek patent
sahipleri veya üçüncü kiĢiler tarafından talep edilebilir.‖
MADDE 27 – Aynı Yönetmeliğin 46 ncı maddesinin birinci fıkrasının (g) ve (o)
bentleri aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢ ve aynı fıkraya aĢağıdaki bent eklenmiĢtir.
―g) BaĢvuru sahibi veya patent sahibinin kimlik ve iletiĢim bilgileri.‖
―o) Devir, lisans, birleĢme, adres, unvan, nevi değiĢiklikleri, rehin, teminat, haciz,
veraset intikal ve bunun gibi iradi veya mecburi tasarruflar.‖
―r) BuluĢ sahibinin kimlik ve iletiĢim bilgileri.‖
MADDE 28 – Aynı Yönetmeliğin 47 nci maddesinin baĢlığı ile ikinci fıkrası aĢağıdaki
Ģekilde değiĢtirilmiĢ, üçüncü ve dördüncü fıkraları yürürlükten kaldırılmıĢtır.
―Ücret ödemeleri‖
―Yıllık ücretler hariç olmak üzere Ücret Tarifesinde belirlenen ücretlerin ödenme
zamanı, Enstitü tarafından baĢvuru sahibine veya patent sahibine veya vekiline önceden
bildirilir.‖
MADDE 29 – Aynı Yönetmeliğe 48 inci maddeden sonra gelmek üzere baĢlıklarıyla
birlikte aĢağıdaki 48/A, 48/B ve 48/C maddeleri eklenmiĢtir.
“Süreler, bildirimler ve iĢlem formları
MADDE 48/A – Bir patent baĢvurusu veya patentle ilgili iĢlemlerde uyulması gereken
süre, 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararname veya bu Yönetmelikle belirlenmemiĢse
uygulanacak süre, Enstitünün bildiriminden itibaren iki aydır. Enstitü tarafından yapılan
bildirimler yazılı olarak yapılır ve bildirim tarihi olarak tebliğ tarihi esas alınır.
Bu Yönetmelikte geçen baĢvuru dilekçesi, form, talep veya dilekçe Enstitü tarafından
geçerli kabul edilen ve elektronik ortamda kullanıma sunulan iĢlem formlarıdır. Enstitüye
sunulacak baĢvuru veya taleplerde Enstitü tarafından geçerliliği kabul edilen bu iĢlem
formlarının kullanılması zorunludur. Bu formlar kullanılmaksızın yapılan taleplerin geçerli
iĢlem formları ile hazırlanarak Enstitüye sunulması amacıyla iki aylık süre verilir.
Eksik ücret
MADDE 48/B – Bir patent baĢvurusu veya patentle ilgili olarak ödenmesi gereken bir
ücretin eksik ödenmesi halinde eksik ücret, Enstitünün bildirim tarihinden itibaren bir ay
içinde ödenir. Aksi takdirde ilgili ücret hiç ödenmemiĢ sayılır.
Vekaletnamenin Ģekli ve niteliği
MADDE 48/C – Bir patent baĢvurusu veya patentle ilgili iĢlemlerde vekaletnamenin
gönderilmesinin gerekli olduğu durumda, vekilin Enstitü nezdinde vekillik yapma yetkisini
haiz olması, temsil yetkisini ve tarih bilgisini içeren yazılı vekaletname aslının veya patent
vekili tarafından aslına uygunluğu onaylanmıĢ ve onay tarihini içerir suretinin Enstitüye
teslim edilmesi zorunludur.
Enstitü nezdinde patent baĢvurusunun geri çekilmesi veya patent hakkından
vazgeçilmesi iĢlemlerinin vekil tarafından yapılabilmesi için, bu yetkileri açıkça belirten noter
tasdikli vekaletname sunulması gerekir.‖
MADDE 30 – Aynı Yönetmeliğin 50 nci maddesi aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
“MADDE 50 – 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 162 nci maddesine göre
faydalı model belgesi verilmesi kararının bildiriminden itibaren üç ay içinde Ücret Tarifesinde
belirtilen ücretin ödenmesi gerekir. Ücretin bu süre içinde ödenmemesi halinde bu süre içinde
Ücret Tarifesinde belirtilen ek süre talep ücreti de ödenerek ek üç aylık süre talep edilebilir.
Ücret, bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde veya ek üç aylık süre içinde ödenmediği
takdirde baĢvuru geri alınmıĢ sayılır.‖
MADDE 31 – Aynı Yönetmeliğin 51 inci maddesinin ikinci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde
değiĢtirilmiĢtir.
―Faydalı model belgesinin düzenlenmesi için verilen süreler ile ödenmesi gereken ve
Ücret Tarifesinde belirtilen ücretler, incelemeli ve incelemesiz patent verilmesine de
uygulanır.‖
MADDE 32 – Aynı Yönetmeliğe 51 inci maddeden sonra gelmek üzere baĢlığıyla
birlikte aĢağıdaki 51/A maddesi eklenmiĢtir.
“Faydalı model belgesi baĢvurusunun patent baĢvurusuna değiĢtirilmesi
MADDE 51/A – 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 167 nci maddesi hükmüne
göre, faydalı model belgesi verilmesi hakkında Enstitüce alınacak karardan önce, faydalı
model baĢvurusu sahibi, baĢvurusunun patent baĢvurusuna değiĢtirilmesi talebinde
bulunmuĢsa, bu talep tarihinden itibaren bir ay içinde Enstitü, verilmesi gerekli olan belgeleri
ve Ücret Tarifesinde belirtilen ücreti baĢvuru sahibine bildirir. BaĢvuru sahibi, Enstitünün
bildirim tarihinden itibaren bir ay içinde sunulması istenilen belgeleri ve ücreti tamamlar.
BaĢvuru sahibi bu süre içinde gerekli belgeleri vermediği ve ücreti ödemediği takdirde,
değiĢtirme talebi yapılmamıĢ sayılır ve baĢvuru, faydalı model baĢvurusu olarak iĢlem görür.‖
MADDE 33 – Aynı Yönetmeliğin Geçici 4 üncü maddesi baĢlığıyla birlikte aĢağıdaki
Ģekilde değiĢtirilmiĢtir.
“AraĢtırma ve inceleme raporları
GEÇĠCĠ MADDE 4 – Enstitüde, her baĢvuruya iliĢkin araĢtırma ve inceleme raporu
düzenlenmesi için gerekli teĢkilat kuruluncaya kadar, 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararname
uyarınca Enstitü tarafından düzenlenmesi öngörülen araĢtırma ve inceleme raporları
milletlerarası niteliği tanınmıĢ araĢtırma ve inceleme kuruluĢları tarafından düzenlenir. Bu
kuruluĢların alacağı araĢtırma ve inceleme ücretleri yapılan protokollerle belirlenir.‖
MADDE 34 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 35 – Bu Yönetmelik hükümlerini Türk Patent Enstitüsü BaĢkanı yürütür.
[R.G. 30 Mart 2013 – 28603]
—— • ——
2013 MART AYINDA YAġ HADDĠNDEN, ĠSTEĞĠ ÜZERĠNE VE MALÜLEN
EMEKLĠYE AYRILAN HÂKĠM VE SAVCILARI BELĠRTĠR LĠSTE
MART / 2 0 13
A) YAġ HADDĠNDEN EMEKLĠYE AYRILAN HÂKĠM VE SAVCILAR
1-
20669
23456-
22074
23432
23915
26801
Mehmet Atilla
SAĞIROĞLU
Hilmi ASLAN
Mustafa Yüksel AYDIN
Necati ERDEK
Abdulhalim ÖZTÜRK
Ġzmir Hâkimi
Ġstanbul Hâkimi
Yargıtay 1.Hukuk Dairesi BaĢkanı
Ġstanbul Cumhuriyet Savcısı
Ankara Bölge Ġdare Mahkemesi Üyesi
B) ĠSTEĞĠ ÜZERĠNE EMEKLĠYE AYRILAN HÂKĠM VE SAVCILAR
22039 Muzaffer ÇETĠN
Giresun Ağır Ceza Mahkemesi Üyesi
122783 Ali Rıza VAROL
Ġzmir Hâkimi
225972 Nermin ÜNSAL
Kütahya Hâkimi
326013 Mühübe ĠLGÜN
Yargıtay Tetkik Hâkimi
426058 Ahmet AKTI
Malatya Cumhuriyet Savcısı
528206 Mustafa Kemal BĠÇMEN
Ġzmir Cumhuriyet Savcısı
628193 Feride Nihal DOLANBAY Afyonkarahisar Hâkimi
729303 Sıdık KILIÇ
Yargıtay Tetkik Hâkimi
829338 Asaf Mahmut ÖTEKAYA Ġstanbul Hâkimi
929260 YaĢar Kemal
Adıyaman Hâkimi
10ALTINTAġER
29361 Hayri DEMĠR
Sakarya Hâkimi
1129936 Mehmet ĠSTANBULLU
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı
1230143 Mustafa ASLAN
Ġstanbul Hâkimi
1332652 Gülsen BĠġKĠN
Ankara Vergi Mahkemesi Üyesi
1432871 Altan AYDOĞAN
Bakırköy Cumhuriyet Savcısı
1536643 ġenay TOPRAK
Kocaeli Hâkimi
16C) MALÜLEN EMEKLĠYE AYRILAN HÂKĠM VE SAVCILAR
34760 Önder GÜVEN
Ġzmir Hâkimi
1-
—— • ——

Benzer belgeler