john kenneth galbraıth`ın yerleşik iktisadın varsayımlarına

Transkript

john kenneth galbraıth`ın yerleşik iktisadın varsayımlarına
JOHN KENNETH GALBRAITH’IN YERLE K KT SADIN
VARSAYIMLARINA YÖNEL K ELE T R LER
Sema YILMAZ GENÇ
Özet / Abstract
ktisadi dü üncenin geli imine farkl boyutlarda katk sa layan çok say da iktisatç vard r. Bu
iktisatç lardan baz lar n n katk lar devrimsel karakterde olmaktad r. Baz lar n n ise, katk lar n tam olarak
bu kategoriye koymak güç olsa da yapt klar ele tiriler göz ard edilemez. Galbraith bu anlamda çok
önemli bir örnektir.
Bu çal man n amac Galbraith’ n iktisadi dü ünceye katk lar n incelenmektedir. Bu amaçla
yazar n kendi çal malar n n yan s ra literatürdeki John Kenneth Galbraith ile ilgili yazarlar n
de erlendirmeleri, ele tirileri analiz edilmektedir. Sonuç olarak Galbraith hiçbir iktisadi ak ma tam olarak
girmemektedir. Kendine özgü, k smen devrimci ve reformcudur. Yerle ik iktisat dü üncesini ele tirir ve
özgün görü ler ortaya koymaktad r. Bütün bunlar de erlendirildi inde Galbraith’ n iktisatç lar n dü ünce
biçimini etkiledi i söylenebilir. Literatürde Galbraith’ n katk lar n n birçok çal maya k tutmas ve
yönlendirmesi bunun en güzel kan t d r.
Anahtar Kelimeler: Kurumsal ktisat, Piyasa Ekonomisi, Neoklasik ktisat, Kayg Ekonomisi
JOHN KENNETH GALBRAITH’S CRITICISM OF DOMINANT ECONOMICS’
ASSUMPTIONS
There are so many economists who have contributed to economic thought at different aspect and
different dimensions. Some of those mentioned economist made revolutionary contributions to economics
thought. Unfortunately not all economists are in revolutionary category but again they achieved to make
esteemed so that we cannot ignore their criticism. Galbraith is an important example of this category.
Aim of this study is making an analysis of Galbraith’s contribution. To achieve this goal we did
not just examine his own articles but also other we examine authors, whom related to Galbraith articles
assessments and critiques. As a result of this examination, we failed to put Galbraith to a category in
mainstream economics. He is partly revolutionary and reformist economist. He has ideas stemmed from
hypothesis unlike to dominant economic thought. If we think all of these factors together, we can easily
tell that he affected economists’ way of thinking. The best proof of that is being guidance and also being a
pioneer for many studies.
Key Words: Institutional Economics, Market Economy, Neoclassical Economics, Preoccupation
Economy
Giri"
ktisadi dü üncenin geli imi öncü iktisatç lar n katk lar na ba l d r. Bu
iktisatç lar n katk lar devrimsel karakterde olabilece i gibi reformist karakterde de
olabilir. Galbraith iktisadi dü üncenin geli imine reformist nitelikte katk yapan bir
iktisatç d r. Reformcudur, çünkü iktisadi ak mlar n bütün görü lerine tamamen ve
mutlak anlamda inanmak yerine sorgulay c , ele tirici ve de i tirici bir perspektifle
yakla maktad r.
ktisadi geli ime yapt
katk lar de erlendirildi inde Galbraith’ n katk lar n n
neden incelendi i sorusunun cevab ortaya ç kar. S k s k vurguland gibi Galbraith
Yrd. Doç. Dr., Kocaeli Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Muhasebe Bölümü.
SBArD
Mart 2011, Say 17, sh. 103 – 113
iktisadi dü üncenin geli imine katk da bulunan iktisadi ak mlar n hiçbirine tam olarak
girmez. Kendine özgün bir dü ünce sistemi vard r.
Bu çal man n amac Galbraith’ n iktisadi dü üncenin de i imine ve geli imine
yapt katk lar incelemektir. Galbraith, iktisad n tarihine dair bir fark ndal k olmadan
iktisad n da anla lamayaca n savunur. Çal mada iktisad n tarihinde Galbraith’ n
dü üncelerine kaynakl k eden olas iktisadi dü ünce ak mlar incelenmektedir.
Galbraith, e itsizli i do al bir olay kabul eden Klasik ktisadi Dü ünce’den ve
s n rl bir milli gelir bölü ümünde s n flararas çat may öngören Radikal ktisadi
Dü ünce’den çok uzakt r. Üretim sorununu çözen kapitalist toplumun, gerekli
müdahalelerle bölü üm ve i sizlik sorunlar n da çözebilecek yeterlilikte oldu una
inan r. Galbraith kapitalizmin yap s ndaki de i meler ve bunun do urdu u sorunlar n
çözülmesinde Keynesyen ktisadi Dü ünce’nin getirdi i iktisat politikas araçlar n n
niçin yetersiz kald n n bilincindedir. Galbraith’a göre piyasan n görünmeyen eli
yerini, güçlü al c larla sat c lara ve sendikalara b rak nca, kapitalizmde bir planlama
sistemi ortaya ç kmaktad r. Bunun yan nda Galbraith, ekonomik sistemin sürekli
biçimde iyile tirilmesini sa layacak sosyal reformlar uygulamadan, kapitalizmin
ya ayamayaca görü ündedir.
Galbraith, Klasik ktisadi Dü ünce’nin, iktisad , kurumsal yap lardan
soyutlayarak, bu soyutlamalar n zaman ve mekân boyutu olmaks z n geçerli olaca n
savunmas na kar olu an tepkilerin öncülerindendir. Bu yönüyle Galbraith’ n Kurumsal
ktisadi Dü ünceye katk lar yads namayacak derecede önemlidir. Bunun yan nda
çal man n bu bölümünde Kurumsal ktisadi Dü ünce’ye temel olu turan görü leri öne
süren Veblen’in Galbraith üzerindeki etkisi irdelenmektedir. Galbraith’ n yerle ik
iktisada yönelik ele tirilerinde büyük ölçüde Veblen’den etkilendi i aç kt r. Bunun
yan nda Veblen’in iktisad , iktisadi kurumlar inceleyen bir bilim olarak tasarlamas
Galbraith’ n iktisadi dü üncesinin geli imine önemli bir kaynak olu turmaktad r.
Galbraith, ekonominin olmad
yerde ve zamanda iktisadi dü üncelerin
öneminin olmad n vurgular. Ekonomik sistemin i leyi i, geli imi, aksakl klar ve
evrimi Galbraith’ n iktisadi dü üncesinin olu umunun ç k noktalar d r. Bu ba lamda,
bu bölümde Galbraith’ n iktisadi dü ünceye getirdi i yenilikler ve kavramlar
aç klanmaktad r. Ayr ca Galbraith’ n yerle ik iktisad n varsay mlar na yönelik
ele tirileri ve ekonomik yap ya ili kin görü leri ele al nmaktad r.
ktisat biliminin insan göz ard ederek geli mesi Galbraith’ n en çok ele tirdi i
konudur. O, iktisad insanc lla t rman n önemini vurgulamaktad r. Ayr ca, kapitalist
sistemin olumsuzluklar n ortaya koymakla birlikte bu sistemin y k lamayaca n n,
ancak sosyalist sistemden baz önermeler alarak karma bir sistemin olu turulmas
gerekti inin bilincindedir. Piyasa sisteminin ve planl sistemin olumlu ve olumsuz
yönlerini ortaya ç kararak ortak bir payda da sistemin süreklili in sa lanaca
görü ündedir.
Geleneksel Bilgelik Ele"tirisi
Galbraith’in ekonominin i leyi eklini ve sürdürülen iktisat politikalar n
anlayabilmenin geleneksel bilgelik ile oldukça zorla t n ifade etmektedir. Geleneksel
bilgeli in iktisat teorisinin büyük irketlerce biriktirilen iktisadi gücü gizlemek ve ihmal
etmekte oldu unu öne sürmekte ve bu aç dan geleneksel bilgeli i ele tirmektedir.
104
Sema YILMAZ GENÇ
Politikac lar ise kamu ç karlar yerine, büyük irketlerin hedefleriyle bütünle mekle
suçlamaktad r. Meslekta lar n ise gerçek dünyay anlamayan, insan iktisadi analizlerde
önemsemeyen bunun yerine matematiksel analizlerle u ra an akademisyenler olmakla
ele tirmektedir.
Galbraith, fikirlerin serbest b rak lmas için tüm muhalif fikirleri d layan ve
ekonominin çal ma eklini anlamaktan al koyan genel kabul görmü hegomanyan n
sorgulanmas n n gerekti ini tart maktad r.
Galbraith’a göre yerle ik iktisadi yakla m birçok modern konuya aç kl k
getirememektedir. Bunlar (Dunn and Pressman, 2005:197):
• Özel mallar n a r üretimi ve kamu mallar n n eksik üretimi
• lgisiz ürünlere yönelik olan gereksiz teknik yenilik
• Sosyal sorunlar iyile tirecek olan ekonomik büyümenin sa lanmas
• De i ik sektörler ve insanlar aras nda giderek bozulan gelir da l m
• Yüksek ve dü ük ücretli sanayiler aras nda süregelen ay r m
• Modern irketlerin ve uluslararas kurumlar n kamuoyuna olan duyars zl klar
• Ekonominin geni koordinasyon bozukluklar
• Süregelen enflasyon ve deflasyon korkusu
Galbraith, 20. yüzy l n ikinci yar s ndan sonra ekonominin en önemli
kurumlar n n, ba ta irketlerin, nas l bir yap ya kavu tu unu ara t r r; bu de i menin,
görünmeyen el’le i leyen Smith’in gözledi i kapitalizmin i leyi ini nas l de i tirdi ini
irdeler. Galbraith’in gelenekçi kuram konusundaki fikirleri, üzerinde durmay
gerektirecek kadar ilginçtir. Geleneksel bilgelik diye nitelendirdi i kurumsal sistemler
konusunda öyle söyler (Galbraith, 1963:19):
Bu fikirleri yaratan adamlara çok sayg m olsa da, iktisad n temel fikirlerini hiç
önemsemiyorum. Toplumsal bilimlerin en süt düzeyinde, eski bir gerçe i yeni bir
biçimde söylemeye çok de er verilir; önemsiz ele"tirilerde pek bir benimsenir. Ayr nt
üzerinde hararetli tart "malar, genel çerçevenin do rulu una yönelen ele"tirileri yersiz
bulup bir tarafa itmeyi sa lar. Ayr ca genel kabul bulan fikirler, zamanla,
tart "malardan yararlanarak gittikçe i"lenmi" hale gelir. Bunlar n geni" bir literatürü,
hatta bir efsanesi vard r. Öyle ki, savunucular , ele"tiricilerin geleneksel bilgeli in
inceliklerini kavrayamad klar n söyleyebilir… 'üpheciler, eskiden yeniye çabucak
geçme e ilimleri dolay s yla saf d " b rak l rlar.
Geleneksel bilgeli in dü"man , fikirler de il, olaylar n gidi"idir… Çünkü bunlar
kendini, yorumlamak zorunda oldu u dünyaya de il de, seyircilerinin, o dünya
hakk ndaki görü"lerine uydurur… Geleneksel bilgelik, öldürücü darbeyi, modas geçmi"
fikirleri bir olay çözümlemekte yetersiz kald
zaman yer. Dünyayla ili"kisini
kaybetmi" fikirlerin, eninde sonunda kaderi budur.
Galbraith’a göre büyük irketler güç ve egemenliklerini geleneksel bilgelik
sayesinde sürdürür (Galbraith, 1973:313-314). Gücü anlamak piyasay kontrol etmek ve
onun yerine geçmek isteyen bir kurum olan büyük irketleri anlamada önemlidir. Çünkü
bürokrasi üzerindeki etkisini geni letmek isterler. Galbraith gücün ayr ca sosyal
de i imi kolayla t ran fikirler olarak ortaya koymaktad r. Galbraith gittikçe modas
geçen iktisadi fikirlerin sosyal politikalar büyük irketlerin güç yap s n destekleyecek
ekilde yanl bilgilendirdi ini dü ünmektedir (Reisman, 1990:733-760).
105
SBArD
Mart 2011, Say 17, sh. 103 – 113
Firmalar üzerine yanl fikirlerin devam da dev irketlerin hiç de önemli
olmayan ve de gereksiz ürünler üretmelerine ra men prestijlerinin devam etmesine
neden olur(Galbraith, 1963:45). Piyasa ve irket aras ndaki ili ki hakk ndaki yanl
fikirler uygun düzenleyici tepkileri de gizlemektedir. Yani yanl fikirler dev irketlerin
regülasyonlara kar direnmesine yard mc olmaktad r ki bu da ulusal güvenlik için
zararl d r (Dunn and Pressman, 2005:161).
Politikada Liberalizm, Ekonomide Devletçilik Anlay+"+
Liberal ö reti tümdengelimci, soyutlay c ve ak lc (rasyonalist) yönteme
dayanarak teorilerini kurar. Kapitalizmin evrenselli i ve laisser faire’le ilgili sonuçlara,
bu yöntem yoluyla var r. Oysa, tümdengelim yerine tümevar m, soyutlama yerine tekil
olgular n incelenmesini; bireyci davran lar n ak lc l yerine, böyle olmad n kabul
eden farkl yöntemler uygulanabilir. Bu yöntemlerle de, kapitalizmin evrensel
olmad ndan kapitalizmin yergisine, laisser faire’in yerine devlet müdahalesinin
savunulmas na kadar, farkl sonuçlara var labilir (Kazgan, 1978:188).
Galbraith, pragmatik felsefeye uygun bir yöntemle, denemeyi esas kabul eder,
gelenekleri ele tirir, reformu destekler. Çal malar nda sistemli teoriler kurmak yerine
gelenekleri, davran lar ve kurumlar inceler. Amac , mutlak olan n alt ndan göreceli
olan n, mekanizman n alt ndan yap lar n, iktisadi olan n al ndan toplumsal güçlerin
ortaya ç kmas n ortaya koyar. Mutlak iktisat kanunlar n varl n reddelip, devlet
müdahalecili ini ve yeri geldi inde yol gösterici planlamay kabul eder.
Liberal dü üncede devlet, piyasa ko ullar na uyulmas n , parasal istikrar n, bütçe
dengesinin, toplumsal yap n n ö eleri için yararl bilgilerin da t m n sa lamak,
toplumsal ili kilerin bar ç ve genel ç karlara uygun bir biçimde düzenlenmesini
güvence alt na almak, d ar ya kar ulusun ç karlar n korumak, toprak bütünlü üne
sayg gösterilmesini sa lamak, mal ve ki ileri hukuka uygun biçimde güvence alt na
almakla yükümlü bir kurumlar bütünüdür. Devle, hakemlik eden ve genel ç karlar n
özel ç karlara üstün gelmesini sa layan bir kurumlar bütünüdür (Bremond ve Geledan,
1984:151).
Liberal iktisatç lar , tüm özgürlükçü söylemlerine ra men esasen iktisadi
liberalizmin siyasi liberalizmden önce geldi ine inan rlar. Galbraith, liberal iktisatç lar n
tam tersine siyaseten liberalizmi, iktisaden de belli bir devletçili i savunur.
Liberalizm dü üncesine göre ekonomik etkinli in güdüleyicisi, her bireyi Adam
Smith'in1 deyimiyle sanki görünmez bir el gibi toplulu un ç kar na hizmet etmeye
1
ngiltere’de Sanayi Devrimi patlarken ya ayan Adam Smith’in (1723-1790) serbest piyasan n (tam)
rekabet artlar alt nda sa lad
yararlar , görünmeyen el ile kuramla t rd , ktisat’ n böylece
bilimle me yolunda ilk ad m att
kabul edilir. Smith’in görünmeyen el ile savundu u uydu:
“Bireyler kendi ç karlar n izlerken, sanki görünmeyen bir el ile güdülüyormu gibi, öyle i ler yaparlar
ki, ayn zamanda bütün toplumun ç kar yla uyumlu i leri yapm olurlar.” Smith’in bu sav , iktisat
kuram n n temel rehberi oldu, Neo-klasik iktisad n matematiksel dil ile statik tam rekabet artlar gibi
gerçek dünyada bulunmayan varsay mlar alt nda ispatlad
ve böylece serbest piyasay hakl
gösterebildi i bir sava dönü türüldü. Smith, gerçekte bir ahlak filozofu idi; “Milletlerin Zenginli i”
ba l kl , ktisat Biliminin ba lang c say lan kitab n yazmazdan önce, “Ahlaki Duygular Kuram ”
ba l kl bir di er kitap yazm , Glascow Üniversitesinde de Ahlak Felsefesi dersleri vermi ti.
Ayd nlanma ça n n yeti tirdi i bir ki i olarak Orta Ça de erler sistemine de, merkantilizmin
k ymetli madenleri (alt n, gümü ) ülkenin zenginlik kayna
sayan anla y na da kar yd .
106
Sema YILMAZ GENÇ
yönelten, ki isel ç kar n doyurma güdüsüdür (Kazgan, 2007:10-11). Bu dizgenin
düzenleyici mekanizmas yar mad r: her çal ma dal ndaki say s z i letmelerin
giri tikleri yar ma. Her i letme, özgür ve yar mac pazarda istem ve sununun do al
sonucu olan fiyatlara boyun e er. Hiçbiri pazardaki fiyatlar etkileyemez. Böyle bir ey
denetleyicinin denetlenmesi olur. Yar man n düzenleyici gücü, her türlü devlet
kar mas n d lamaktad r. Kabul edilebilir tek kar ma, yasa ve düzene sayg y sa lama
ve ulusal savunmayla s n rl d r. Hükümet ne kadar az hükümet ederse, o denli iyidir.
Pazar ve yar ma olanak bulunabilecek en iyi düzeni sa lad na göre, neye mal olursa
olsun bunlar korumak gerekir. De i im alan ne denli geni lerse yar ma o ölçüde canl
olacak ve pazar o denli güçlenecektir. Böylece i lerde de daha büyük ölçüde
uzmanla maya gerek do acakt r: verimlili in öbür ad olan i bölümü artacakt r. Bu
düzen özgür-de i im, onsekizinci yüzy l n laissez faire, laissez passer ilkesi üzerine
kuruludur (Galbraith, Salinger, 2002:46-51).
Pazar, devletin her eye gücü yeten düzenleyici gücü alt nda üreticilerle
tüketicilerin kar la ma yeridir. Pazar toplumun tüm önemli gereksinimlerini giderir.
Devlete önemsiz ve kimi kez a a lanan bir rol verilir. Ekonomi, siyasetten ar nd r lm
bir siyasal ekonomi olur.
Galbraith, geli mi ülkelerin özel kesim arac l yla belli bir refah seviyesine
ula t n , ancak buna kar l k kamu mallar n n miktar ve kalitesinin, bu refah düzeyi
ile çeli kili bir ekilde zay flad n ileri sürer. Kamu kesiminin üzerine dü eni
yapmamas sebebiyle piyasa ekonomisinin d sall klar n n iyice d a vurdu unu, ortaya
ç kan maliyetlerin toplumun özellikle nispeten zay f kesimlerinin üzerine y k ld n öne
sürer (Galbraith, 1963:157). Saf bir bireyselci toplum anlay yla, toplumun en anss z
kesimlerini, ihmal etmek ve onlar umutsuzluk içinde b rakmak sa l kl bir muhafazakâr
strateji olmad görü ündedir.
Galbraith’a göre politikada liberalizm dü üncesi geçerli olacaksa kararlar n
özgür bir platformda al nmas sa lanmal ancak bu özgürlü e ra men bu kararlar
denetlenebilir olmal d r.
Galbraith’a göre, kar koyucu güç ekonominin her taraf na yay l rsa, iktisadi
geli meye de hizmet eder. Ancak kapitalizm bu yap s yla kendili inden optimal artlar
sa layamaz; devletin piyasaya müdahalesi gereklidir.
Galbraih’a göre iktidar sorunsal ndan kopuk bir iktisat biliminin anlam ve
uygunluktan yoksunlu u aç kt r (Galbraith, 2004:7). nsan n sonsuz arzular aras nda en
güçlü olan iktidar arzusudur. Modern toplumun zihni yap s , cayd r c iktidarla
ödüllendirici iktidar daima aç k bir s n rla ay r r. Yoksul toplumlarda korkuyla sa lanan
itaatle, ödüle sa lanan itaat dereceleri bak m ndan birbirine yak nd r.
Ücretlerin art r lmas n ya da vergilerin dü ürülmesini savunman n d nda bu
seviyede bulunan birinin, çal mas n n ücretiyle orant l oldu unu ya da ücretinin
dü üklü ü yüzünden, elinden geleni yapmad n söylemesi, ho görüyle kar layamaz.
Görünmeyen eli üretimi/verimlili i, insan eme ini, bu eski anlay y kmak ba lam nda çal malar na
içermi ti. görünmeyen el deyi ini de söz konusu iki kitab n n her birinde sadece birer kere kullanm t .
Bugünkü dev sanayi ve hizmet irketlerinin varl n n söz konusu olmad , monopollerin devletin
verdi i ticari imtiyazlarla do du u bir dönemde yaz yordu; yazarken de, devletin monopolleri
denetlemesi ve ekonomi ile toplumun alt yap s n üretmesi gerekti ini vurgulamaktan geri kalmam t .
107
SBArD
Mart 2011, Say 17, sh. 103 – 113
Devlet hizmetlerinde de durum böyledir. Ekonomik ve sosyal kalk nm l k, iktidar n,
toplumda cayd r c iktidardan parasal ücret eklindeki ödüllendirici iktidara
evrimlenmesine nas l yol açm sa, ayn ekilde onu art k iknaya ya da artland rmaya
gittikçe daha çok bel ba lamaya götürmektedir.
ktidar n üç kayna vard r: Ki ilik, mülkiyet ve örgüt. ktidar n bu üç
kayna ndan her biriyle özgül araçlardan biri aras nda imtiyazl bir ili ki vard r: örgüt,
artland rmaya, mülkiyet ödüllendirmeye imkân sa lar. Ki ilikse cayd r c güçle uzun
y llar süren köklü bir ili ki içindedir.
Mülkiyete ve ki ili e dayal iktidar n çökü ünü, örgütün yükseli ine ba lamak
gerekir. Bu iki iktidar eklinin örgüte dayal iktidar önünde büyük ölçüde geriledi i,
devletlerin durumu da bunu göstermektedir. ktidar n diyalekti ine uygun olarak bu
olgu, s k s k devlet bürokrasisinden yak nmalarda ortaya ç kan direnme, antipati ve
öfkelerin do mas na yol açar. Bunu da yine, devasa yönetim ayg t n n mülkiyet ve
ki ili i, karar mercilerinden uzakla t rd
ça da büyük firmalar n durumu
do rulamaktad r.
Örgütün imtiyazl arac ikna ya da artland rma, subjektif bir karaktere sahiptir.
Uartlanma ya da ikna etkisiyle kimi fikirlere, gönülden boyun e en ki i, bu boyun e i in
bilincinde de ildir: bu boyun e i , kendi kaanatinin sonucu oldu u için ona normal ve
do ru görünür. kna ya da artland rmay uygulayan ki i için de itaatin elle tutulur
hiçbir objektif belirtisi yoktur. ktidar, özellikle kayna n örgütten ald nda hiç de
basit ya da tek anlaml de ildir. Bir örgütün iç yap s incelendi inde, onun iktidar na
getirilen tüm s n rlar, yeterince bilinmez. Çünkü, kimileri ba kalar n n itaatin, kendi
iradeleri lehine elde etmeye giri irlerse, bu ba kalar da söz konusu itaat ettirme
giri imine direnmeye çal r2 (Galbraithi 2004:73).
,ktisad+ ,nsanc+lla"t+rman+n Önemi
ktisatç lar bireyi süreç içerisinde bir çal ma olarak de il veri olarak al rlar.
Özellikle, bireyi bir tercihler bohças olarak de erlendirirler ve bireyleri e it uyumcular
olarak telaki ederler (Marglin, 1999:123).
Galbraith öyle der (Galbraith, 2004:15):
+ktisatç lar ekonomik sistemi bir makineye benzeterek tan mlamaya çal " rlar.
Hammaddelerle beslenen, i"çilerce çal "t r lan, sermaye sahiplerinin mülkiyetinde olan,
devletin, büyük toprak sahiplerinin, kapitalistlerin ve i"çilerin genel olarak korkunç bir
e"itsizlikle ürünlerini payla"t klar bir makine…
ktisad n bu ekilde makineyle özde le mesi Galbraith’ rahats z etmektedir.
Galbraith, iktisad insanc lla t rmak için çaba harcamaktad r.
Galbraith, Klasik ktisat dü üncesinin, bireysel davran güdüsü olarak ki isel
ç kar n gösterilmesine kar ç kar. ktisat teorisinin insanlar , zevk-zahmet hesab yapan
yarat klar saymas n gerçekd
bulur. Ça da ruhbilim bireylerin al kanl klarla,
içgüdüsel e ilimlerle yönetildi ini gösterirken, iktisat teorisinin, faydac felsefenin
zevk-zahmet denklemini kabulü, yanl bir ruhbilim kulland n gösterir.
Galbraith, Klasik ktisat’ n mutlak kanunlar na, toplumsal kurumlar n
göreceli iyle kar ç kar. Klasik ktisat’ n temelinde maddi ç kar oldu u için, insan
2
Galbraith bu duruma +ktidar Yan lsamas demektedir.
108
Sema YILMAZ GENÇ
önemini kaybeder, tabii kanun, teorinin temelinde oldu u için de, toplumdaki evrim
ihmal edilir. Mant ksal anlamda tutarl kanunlar kurmu olsalar da Klasik ktisatç lar,
s nai geli menin gerçeklerini görmezler. Bu sistem, kayna n insan dünyas ndan almaz.
ktisad n, insan göz önünde tutmas , kayna n insandan almas gere i Galbraith için
önemlidir.
Piyasa Ekonomisinin Aksakl+klar+
Piyasa zay fl n n en klasik örne i, ki inin kendi eme ini satmas durumudur.
Sendikalar i çinin pazarl k zay fl n biraz güçlendirerek sayg nl k kazan r ve bunu
yaparken devletin deste ini al r. Sendikalar n etkin olmad yerde, asgari ücret yasalar
kurtar c olur ve bireyin emek piyasas ndaki zay fl n gidermeye yard mc olur. Bunlar
piyasa sisteminin zay fl na çare bulmak için ihtiyaç duyulan çabalar n niteli ini ve
kapsam n tan mlamaktad r (Galbraith ve Stanislav, 45).
Bunun anlam Galbraith’a göre öyledir (Galbraith, 2004:278-279):
+steksiz de il, edilgen de il, güçlü ve zorlay c destek sunulmal ve piyasa
gücünün art r lmas sa lanmal d r. Ak lc ve adil bir ekonomide ihmal edilmi" zay f
gruplar n aran p bulunmas , böyle bir gücü edinmelerine yard mc olunmas gerekir.
Kalabal k, küçük ve zay f olanlar n toplu eylemini suçlayan de il, destekleyen bir
kamuoyu bulunmal d r.
Burada amaç piyasa ekonomisinin aksak ve zay f yönlerini ortadan
kald rmakt r. Piyasa sistemine gelirde istikrar ve pazarl k gücünde yükselme sa layarak
durum düzeltilebilir. Bunun için unlar yap labilir (Galbraith ve Stanislav, 45):
•
Küçük i adamlar n n birle ip fiyatlar n ve üretimlerini istikrara
kavu turma çabalar na antitröst yasalar n yasaklar ndan genel ba kl k tan nmal d r.
•
Piyasa sistemindeki fiyatlara ve üretime do rudan devlet düzenlemesi
getirilmeli
•
Piyasa sisteminde sendika örgütlenmesine güçlü ve etkin te vik
sa lanmal
•
Asgari ücret kapsam geni letilmeli ve büyük bir art getirilmeli
•
Uluslar aras mal hareketlerinin düzenlenmesi ve piyasa sisteminde tarife
korumac l konusunda dikkatle gözden geçirilmi bir bak aç s getirilmeli
•
Piyasa sistemine devlet taraf ndan e itim, sermaye ve teknoloji deste i
sunulmas yolunda güçlü bir te vik sa lanmal
Kamu bilinçlenmesi ve devletin özgürle mesi kavram varoldu u zaman,
kamusal eylemin gerçekle mesi ve bu ba lamda baz önlemlerin al nmas zorunlu hale
gelir. Bu önlem öyle s ralanabilir (Galbraith, 2004:273-274):
•
Ekonomik sistemin içinde güçleri e itleme önlemleri al nmal
•
Ekonomik sistemin içinde beceriye do rudan e itleme önlemleri al nmal
•
Piyasa sistemiyle planl sistem aras nda ve planl sistemin kendi içinde
gelir e itli ini sa lay p e itsizlik e ilimini saf d b rakmas umulan önlemler al nmal
•
Planl sistemin amaçlar n , çevre aç s ndan, kamu amaçlar yla tutarl hale
getirme önlemleri al nmal
•
Kamu fonlar n n planl sistem amaçlar ndan farkl olan kamu amaçlar na
harcanmas n sa layacak kontrol önlemleri al nmal
109
SBArD
Mart 2011, Say 17, sh. 103 – 113
•
Planl sistemin sistemsel deflasyon ve enflasyon e ilimlerini saf d
b rakacak önlemler al nmal
•
Sanayiler aras e güdümü sa layacak önlemler al nmal
Kayg+ Ekonomisi
Birçok iktisadi analiz demokratik süreç ve piyasa arac l yla topluma ba l olan
bir irket görü ü sa lamaktad r. Bu da ekonomi biliminin daha az bilimsel aç klama
daha çok inanç sistemi gibi görünmesini sa lar. “Ekonomi art k bilim de ildir, inanc
bir bilim olarak savunan yararl bir inanç sistemidir” (Galbraith, 1971:59).
Güç ve de i im çal mas ndan kaçarak ekonomistler sosyal geli ime
odaklanmada ba ar s z olmaktad rlar. Galbraith’a göre Neoklasik teori ekonomiyi
politik olmayan konu olarak ele alarak gerçek dünyayla olan ili kisini yok etmektedir
(Galbraith, 1977:2). Bu durum ekonomik yap lanma sürecinde kayg yaratmaktad r.
Yerle ik iktisadi sistemin son s nav , ça n n kayg lar na k tutup tutmamas
olabilir. nsanlar ivedi olarak nitelendirdi i sorunlar aç klayamamas , ekonomik
uygulamalara yönelik ele tirilere tam bir kar l k verememesi ve en önemlisi siyasi
tart malarla ba lant s n n aç k olmamas gibi olumsuzluklar n var olmas sisteme kar
kayg uyand r r.
Süregelen ekonomik sistem, yetersiz üretim alanlar n kabul etmektedir. Bu
alanlar monopol ve oligopol karakteri ta yan sanayilerdir. Ama mant ks z biçimde a r
üretim yapan sanayilerin, tipik oligopol örnekleri oldu u gözlemlenince bu aç klaman n
geçerlili ini yitirdi i görülmektedir. Geri kalan için sistemin aç klamas öyledir
(Galbraith, 1990:220-221):
Tüketici sat n alaca mallar n da l m n bir iç iradeye göre ayarlar ve bunu
öyle yapar ki, çe"itli mal ve hizmetlerden elde etti i doyum marjinal olarak e"it k l r.
Galbraith bu dü ünceyi ele tirir. Ona göre ekonominin ihtiyaca göre i lemesi
e itlikten yoksundur. Bunun nedeni, kaynaklar örgütleyen, tüketicileri ve devleti
ihtiyaçlar n ne oldu una ikna eden gücün, piyasa sistemiyle planl sistem aras nda e it
olmayan biçimde da t lm bulunmas d r. kna olmayanlar için bu durum da kayg
yarat r.
Ekonomik sistemin kamu hizmetlerinde ki e itsiz da l m da endi e yarat r.
Gereksiz kamu harcamalar yap lmakta fakat en önemli kamu ihtiyaçlar için, topluma
en büyük rahatl ve yarar getirecek harcamalar sürekli k tl k içindedir.
Di er bir kayg uyand ran durum gelir da l m ndaki e itsizli inin ortadan
kald r lamamas d r. Bunun yan nda sistem, ekonominin de i ik kesimlerinde çal an
i çilerin geliri aras nda kal c bir farkl l k beklentisi yaratmaktad r. Sistemin
bünyesinden gelen u etkenler, sonucun böyle olaca izlenimini vererek kayg yarat r
(Galbraith, 2004:223-224):
•
Planl sistem, sendikalarla çat mas n çözümlemek için ücret art
isteklerini, bu arada, üretim kazançlar ndan bir pay vermeyi de kabul etme e iliminde
iken piyasa sistemi bunu yapacak güçten ve üretim gelirlerinden yoksundur.
•
Planl sistemin kendi fiyatlar ve maliyetleri üzerindeki kontrolü, piyasa
sistemine mal satarken ve oradan mal al rken uygulad fiyatlar için de geçerlidir. Bu
durum, piyasa sistemiyle aras ndaki ticaret hadleri üzerinde ona büyük bir kontrol gücü
110
Sema YILMAZ GENÇ
sa lamaktad r. Ticaret hadlerinl düzenleyebilecek durumda olunca, do al olarak piyasa
sistemine uygulad al ve sat fiyatlar n da kendi avantaj na çevirecektir.
•
Bu avantaj art ran bir nokta da, piyasa sistemindeki küçük giri imcinin
i ini sürdürebilmesinin k smen kendi ücretini dü ürebilmesinden, k smen de
sendikalar n o kesimde çok olmamas ve varsa bile fazla atak olmamas nedeniyle,
aras ra i çilerinin ücretini dü ürebilmesindendir. Bu uygulamay devlet de
onurland rmakta, giri imcinin kendi kendini sömürmesi elveri li toplumsal erdem
taraf ndan takdir edilmektedir.
•
Enflasyonu durdurma önlemleri, geçmi te uyguland
haliyle, piyasa
sistemindeki talebi, fiyatlar ve geliri dü ürmektedir. Planlama sisteminde fiyatlar
kontrol alt nda, ücretler de güçlü sendikalar n onay na ba l d r. Bu nedenle ekonominin
bu kesiminde talebin k s lmas n n etkisi ancak üretimde ve istihdamda görülür.
Çal may sürdüren i çilerin geliri, fazla mesai d nda dü mez. Yüksek i sizlik durumu
nedeniyle de, piyasa sisteminin i çilerinin daha yüksek ücret ödeyen planl sisteme
geçme ans azal r.
Planl sistemin, özellikle de teknostrüktürün, yüksek e itim niteliklerine sahip
personele ihtiyac vard r. Mühendisler, di er teknisyenler, muhasebeciler, avukatlar,
istatistikçiler, bilgisayar programc lar ve benzer personel aranmaktad r. Piyasa
sisteminde, aranan e itim gerekleri ise geleneksel olarak çok daha dü ük olagelmi tir
E itim sisteminin niteli inde bu fark da vard r. Buna ek olarak piyasa sisteminin baz
kesimleri geçmi te büyük ölçüde siyah ve Meksikal i çilere dayanmaktayd . Yetersiz
e itim, rk ayr m , bir de geleneksel tar m bölgelerinden sanayi bölgelerine göçme
ihtiyac birbirine eklenince, piyasa sistemiyle planl sistem aras ndaki ücret farkl l n n
daha da büyümesine yol açar.
Sonuç
Galbraith’ n hiçbir iktisadi ak ma tam olarak girmedi i, özgün, k smen devrimci
ve reformcu bir özellik sergiledi i sonucuna var lmaktad r. Galbraith’ n katk lar n n
birçok çal maya k tutmas ve yönlendirmesi, iktisada kazand rd
kavramlar ve
kendine özgü, ele tirici ve sorgulay c dü ünce tarz ile Galbraith’ iktisadi dü ünce
tarihinde önemli bir yer almaktad r (Y lmaz, 2009).
Galbraith, yerle ik iktisat teorisini büyük irketlerce biriktirilen iktisadi gücü
gizlemek ve ihmal etmekle ele tirir. Politikac lar ise kamu ç karlar yerine, büyük
irketlerin hedefleriyle bütünle mekle suçlam t r. Meslekta lar n ise gerçek dünyay
anlamayan fakat matematiksel analizlerle u ra t klar için ele tirir. Galbraith, fikirlerin
serbest b rak lmas için tüm muhalif fikirleri d layan ve ekonominin çal ma eklini
anlamaktan al koyan genel kabul görmü hegomanyan n sorgulanmas n n gerekti ini
tart r.
Galbraith’a göre; özel mallar n a r ve kamu mallar n n eksik üretimi, sosyal
sorunlar iyile tirecek olan ekonomik büyümenin sa lanamamas , giderek bozulan gelir
da l m , yüksek ve dü ük ücretli sanayiler aras nda süregelen ay r m, modern
irketlerin ve uluslararas kurumlar n kamuoyuna olan duyars zl klar , ekonomideki
geni koordinasyon bozukluklar ve bunun neden oldu u ekonomik kontrolsüzlük
111
SBArD
Mart 2011, Say 17, sh. 103 – 113
(Y lmaz, 2009:), süregelen enflasyon ekonomik sistemin en önemli sorunlar d r ve
yerle ik iktisadi dü ünce bu sorunlara çözüm üretememektedir.
Galbraith’ n çal malar nda birçok anahtar tema göze çarpar: Büyük irketlerin
elinde tuttu u ekonomik gücü tan mlar. De i en endüstriyel yap y ve onun sonuçlar yla
politika uygulamalar n analiz ederken ekonomistlerin yanl inan lar n oldu u kadar
verili fikirleri kabul etmedeki psikolojik e ilimlerini inceler. Bunu yaparken de
alternatif bir teorik yap olu turmay dener. Galbraith’ n e itimin önemi ve yoksullukla
ilgili sorunlar çözmede be eri sermayenin geli mesine yapt vurgu daha önceki be eri
sermaye teorisinin temsilcisi gibidir.
Galbraith, ekonomik ve sosyal refah tahmin etmek için geleneksel ekonomik
büyüme önlemlerini tart an ilk iktisatç d r. Galbraith üretilen ve sat lan ürünlerin bir
ço unun önemli ihtiyaçlar kar lay p kar lamad n tart maya açar. Galbraith çevreyi
kirleten, tüketici ihtiyaçlar n yöneten ve maniple eden ve nükleer silahlar gibi sivil
toplumu korkutan mallar da GSY H hesab na dâhil edilirken, daha temiz çevre, bo
zaman ve güvenli sokak gibi istekler GSY H hesab na dâhil edilmedi ini de ekler.
Galbraith’ n firma, devlet ve güç aras ndaki ili kiye odaklanmas yla Galbraithgil
Sistem kar la t rmal politik ekonomiye Kurumsal, Radikal, Keynesyen ve PostKeynesyen Yakla mlar n n bir birle imi olarak girer. Bu etkile imin göze çarpan
de i ik özellikleri vard r:
Galbraith göre iktisat teorisi gerçekçi olmal ve gerçek dünyan n genel
özelliklerini tan mlamal d r. Galbraith’ n firma analizi Post Keynesyen’lerin belirsizlik
analiziyle uyum sa lamaktad r. Belirsizli in firma davran
üzerine etkisi üzerine
fikirleri Post Keynesyen firma teorisinin geli mesine katk da bulunur.
Galbraith parasal bir ekonomide efektif talep seviyesinin ekonomik aktivite
seviyesini belirleyece ini kabul eder. Bu dü üncesiyle de Say Kanununu reddeder.
Galbraith finansal sistem ve teknoloji aras ndaki dikotomiye dikkat çeker. Galbraith
modern kapitalizmde salg n olan finansal istikrars zl
kabul ederek, analizini
gerçekle tirir.
Kaynakça
Bremond, Janine ve Geledan, Alain. ktisadi ve Toplumsal Kavramlar Sözlü ü,
(çev.Ertu rul Özkök), Remzi Kitabevi, stanbul, 1984.
Galbraith, John Kenneth ve Menki ov, Stanisla. Kapitalizm, Komünizm ve Birarada
Ya amak, (çev. Özcan Yüksek), Afa Yay nlar , stanbul.
Galbraith, John Kenneth, Salinger, Nicole. Ekonomi Üzerine Hemen Her ey, Pazar
Ekonomisi Masal ve Gerçekler, (çev. Özer Ozankaya), Cem Yay nevi, stanbul,
2002.
Galbraith, John Kenneth. “How Keynes Came to America”, Essays on John Maynard
Keynes, (Ed. Milo Keynes), Cambridge University Press, 1965.
Galbraith, John Kenneth. A Contemporary Guide to Economics, Peace, and Laughter,
Boston: Houghton Mifflin, 1977.
Galbraith, John Kenneth. American Capitalism The Consept Of Countervailing Power,
Boston: Houghton Mifflin Company, 1962.
112
Sema YILMAZ GENÇ
Galbraith, John Kenneth. Amerikan Kapitalizmi, Ekonomik Kuvvetlerin Denkle mesi,
(çev. Yüksel Tav anl , Nuran Ergüven), Nebio lu Yay nevi, stanbul.
Galbraith, John Kenneth. Economic Development, Houghton-Mifflin, Boston, 1964.
Galbraith, John Kenneth. Economics And The Public Purpose, Houghton Mifflin
Company, Boston, 1973.
Galbraith, John Kenneth. Ekonomi Kimden Yana, Alt n Kitaplar Bas mevi, stanbul,
1990.
Galbraith, John Kenneth. Good Society, The Humane Agenda, Houghton Mifflin
Company, New York, 1996.
Galbraith, John Kenneth. ktidar n Anatomisi, (çev. Ramazan Dikmen), Hece Yay nlar ,
Ankara, 2004.
Galbraith, John Kenneth. ktisat Tarihi, Dost Kitabevi, Ankara, 2005.
Galbraith, John Kenneth. Ku ku Ça , Alt n Kitaplar Yay nevi, stanbul, 2004.
Galbraith, John Kenneth. The Affluent Society, Penguin Books, 1963.
Galbraith, John Kenneth. The Economics Of Innocent Fraud: Truth For Our Time,
Houghton Mifflin Books, 2004.
Galbraith, John Kenneth. The Galbraith Reader, Batmam Books, 1979.
Galbraith, John Kenneth. The Nature of Mass Poverty, Harvard University Press,
Cambridge, 1979.
Galbraith, John Kenneth. The New Industrial State, Hamish Hamilton, London, 1967.
Galbraith, John Kenneth; Noam Chomsky; Theo Sommer ve Di erleri. Yeni Dünya
Düzeni, (çev. Kadir Ça layan), A aç Yay nc l k, stanbul, 1993.
Galbraith, John Kenneth; Salinger, Nicole. Ekonomi Üzerine Hemen Her ey, Pazar
Ekonomisi Masal ve Gerçekler, (çev.Özer Ozankaya), Cem Yay nevi, stanbul,
2002.
Kazgan, Gülten. “ ktisat ve Etik”, www. kazgan.bilgi.edu.tr (Eri im Tarihi:09.10.2007).
Kazgan, Gülten. ktisadi Dü ünce, Remzi Kitabevi, stanbul, 1978.
Marglin, A. Stephen. “John Kenneth Galbraith and The Myths Of Economics”, Between
Friends Perspectives On John Kenneth Galbraith, Houghton Mifflin Company,
New York, 1999.
P. Dunn Stephen and Pressman, Steven, “The Economic Contributions of John Kenneth
Galbraith,” Review of Political Economy, Volume 17, Number 2, April, 2005.
Y lmaz, Sema. John Kenneth Galbraith, ktisadi Dü üncenin De i imine Bir Katk ,
Kalkedon Yay nevi, stanbul, 2009.
113
SBArD
114
Mart 2011, Say 17, sh. 103 – 113

Benzer belgeler