Grevlere Doğru

Transkript

Grevlere Doğru
Sözleşme
İçin
Greve
Kağıtsızlara Çağrı
Sende 1 Frank bağışta
bulun
2
Ücret Dampingi
454 ücret dampingi
tesbit edildi
Irkçılıkla Mücadele
3
Irkçı saldırılara göçmelerin
tepkileri
4
Nr. 7 | September 2007 | türkisch
Erscheint als Beilage zur Zeitung «work» | Redaktion T +41 31 350 21 11, F +41 31 350 22 11 | [email protected] | www.unia.ch
İnşaat İşkolunda
Neden Grev?
Grevlere Doğru
İnşaat işkolu için geçerli Toplu İş Sözleşmesi LMV olarak biliniyor (Landesmantel
Vertrag) Diğer toplu iş sozleşmeleri gibi 2 veya 3 yıllık
bir süre için sendikalarla
işverenler arasında yapılıyor, bu süre bitmeden yeni
sözleşme için taraflar görüşmeler başlıyor ve genel
olarak yeni bir sözleşme
yapılıyor veya mevcut sözleşme bir yıl daha uzatılıyor.
Onbinlerce inşaat işçisi sokaklara döküldü.
İşkolunda ki Toplu İş Sözleşmesine yapı işçileri Zürih’te yapılan ve 17000 sendika üyesinin
katıldığı kitlesel bir mitingle ilk büyük tepkilerini dile getirdirler. Bu mitinge kadar inşaatlarda yapılan grev oylamalara katılan 36211 inşaat işçisinde 30598 i veya %85 i evet oyu
kullandı. Böylece 30 Eylülde sona eren Toplu İş Sözleşmesi ile birlikte sendikaya bu işkolunda grevlere başlamanın yoluda açılmış oldu.
Zürih’te ki mitinge katılan inşaat
işçileri, toplu iş sözleşmesi savunma
kararlığında olduklarını bir kez
daha kamuoyuna ilan ettiler. ‚Greve hazırız’ diye mitingte yaptığı konuşmaya başlayan Unia sendikası
işkolu sorumlusu H. Scheidegger,
inşaat işçilerinin talebini hiç bir
yanlış anlaşmaya frısat bırakmayacak şekilde dile getirdi. Grev oylamasının sonuçlarınıda resmen dile
getiren işkolu sorumlusu, Unia sendikasının grev için gerekli tüm
hazırlıkları tamamladığınıda sözlerine ilave etti.
İnşaat işverenlerinin tek taraflı olarak toplu iş sözleşmesini fest etmeleri ile niyetlerini açığa vurduklarına dikkati çeken Scheidegger, 1
Ekim 2007 tarihinde itibaren bu
işkolunda sözleşmeye bağlı olarak
asgari ücretten, çalışma süresine kadar hiç bir bağlayıcı belirlemenin
kalmadığını, bununla işverenlerin
sonu belli olmayan bir serüven içine sürüklendiğini söyledi. Toplu İş
Sözleşmesinin geçerli olduğu bugüne kadar, pek çok işverenin sözleşmenin bağlayıcı maddelerine uymadığını dile getiren Unia sendikası
merkez sekreteri, sözleşmenin ortadan kalkması ile bu durumun işkolunda tam bir kaos durumu yaratacağını belirtti.
Asgari ücret
Toplu iş sözleşmesi tamda bu durumu önlmekteydi, yani komşu
ülkelerden gelseler bile Isvicre de
bir inşaatta çalışan işçilere toplu iş
sözleşmesinde belirlenen asgari
ücretler verilmek zorundaydı.
Unia sendikası inşaat işverenlerinin bu girişiminin, yani daha az
ücretle işçi çalıstırma imkanına
yol açılmasının, diğer işkollarınıda
etkiliyeceği ve genel olarak ücretler
üzerinde ki baskının artacağını
düşünüyor, bu nedenle mevcut
durum sadece inşaat işçilerini değil
İsviçre'de çalışanların tümünü ilgilendiriyor. Bu nedenle 22 Eylül
de Zürihte yapılan miting te ayrı
bir öneme sahip. Göcmen çalışanların, bu arada Türkiyeli göçmenlerin bundan daha da fazla etkilenecegini söylemeye ayrıca gerek
yok. Konu ile ilgili diger bilgileri
(özellikle Türkçe Horizonto ekinde
ki yazıları) sendikanın web sayfasında bulabilirsiniz.
bu tavrına rağmen binlerce işçi sendikaların düzenlediği mitinge
katıldı.
Ücret Dampingi
İşçilere Tehdit
Zürih’teki mitinge katılan işkolunda örgütlü diğer bir sendikanın Syna sendikasının başkanı K. Regotz’da, işverenlerin sosyal barışı imha
İnşaat işkolunda 2002 yılında
yapılan bir grevle İnşaat işçilerine
60 yaşında erken emekli olma
hakkı kazanıldı. İşverenler şimdi
bu ve benzeri hakları ortadan
kaldırmak için sendiklarla toplu iş
sözleşmesi yapmak istemiyorlar
veya sözleşmede ki hakları kısmak
için bunu bir santaj aracı olarak
kullanmak istiyorlar.
Bu neden İnşaat işverenleri birliği
(Baumeisterverband)
Haziran
ayından toplu iş sozleşmesini tek
taraflı olarak fesih etti. Böylece 1
Ekim 2007 den itibaren bu İnşaat
işkolunda bir toplu iş sözlesmesi
olamayacak.
Bu işkolunda ki asgari ücretler bu
toplu iş sözleşmesi çerçevesinden
belirlenmekteydi ve bütün işyerleri buna uymak zorundaydı. Sözleşmenin ortadan kalkması ile bu
zorunluluk ta ortadan kalkmakta.
Başka bir deyişle işverenlere daha
az ücretle işçi çalıstırma imkanı ortaya çıkacak. Bunun anlamı özellikle İsviçre ile Avrupa Birliği
arasında ki ikili anlaşma ile gelen
«serbest dolaşım» sonucu komşu
ülkelerden buraya daha az ücretle
işçi getirmenin kapısı açılmakta.
Bu durumda işçi ücretlerinin
düşmesi soz konusu olacak.
etme yolunda olduklarını sözledi.
Sözleşmesiz durumun ortaya çıkması ile sadece yasada belirtilen hakların bağlayıcı hale geleceğine dikkat
çeken Regotz, inşaat işverenlerinin
toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden
anladıkları tek şeyin ‘kendilerinin
konuşup kendilerinin dinlemesi’ olduğunu dile getirdi.
Mitinge katılna işçiler ise, işverenlerin mitinge katılmak isteyenleri
tehdit ettiklerini belirterek, son haftalarda inşaatlarda işverenler tarafından estirilen havayı dile getirdiler. Son haftalarda birbiri üzerine
işçilere, sendikaların düzenledikleri miting ve grevlere katılmamaları
yönünde mektuplar gönderen veya
işyerlerinde işçilere toplu olarak bu
tür tehditlerde bulunan işverenlerin
Bunu takiben mitingte yaptığı konuşmada Unia eş başkanı A. Rieger,
bu güne gelene kadar işverenlerin
izledikleri yolu dile getirdi ve ‚çalışanlar toplu iş sözleşmesi ile haklarını almak istiyorlar, buna işverenler engel olamaz’ dedi. İşverenlerin işçi haklarını koruyan toplu iş
sözleşmelerine karşı tavır almaları
ile İsviçre’de yeni bir dönemin
başlayacağını belirten Unia başkanı,
diğer işkollarının da bu tavrı izlemlerinin beklendiğini söyledi. Rieger,
‚bu mücadele İsviçre’de çalışan tüm
işçilerin sorunudur, inaat işkolunda
başlayan bu gelişmeye tüm çalışanlar birlikte cevap vermelidir. Buna
engel olunmazsa ortaya bir kaos
çıkacaktır. Buna bağlı olarak İkili
Anlaşmalarla gelen serbets dolaşımda tehlikeye girecektir.’ dedi.
Daha sonra mitingete konuşan Alman IG Bau sendikası başkan
yardımcısı Dietmar Schäfer, ‚İsviçre’de bağlayıcı bir asgari ücretin or-
tadan kalkması Avrupa içinde kötü
bir işaret olacaktır’ dedikten sonra,
ayni durumu daha önceki yıllarda
yaşayan Almanya’da bu durumun
binlerce işçinin işsiz kalması ile sonuçlandığına dikkat çekti. ‚Almanya’da, inşaat işkolunda yaşanan toplu iş sözleşmesiz durum, bu işkolunda tam bir karmaşa ortamı yarattı’ diyen Dietmar Schäfer, bunun
iki yıla yakın bir sğre işverenlerin toplu iş sözleşmesi yapmak istememesinin sonucu olduğunu hatırlattı.
İnşaat işçilerinin mitingine SP
başkanı Hansjürg Fehr, mşlletvekili
Jo Lang, ve SGB Başkanı P. Rehsteiner gibi İsviçre’nin tanınmış pek
çok politkacısınında katılıp destek
vermeside dikkati çekti.
horizonte
Kɩsa kɩsa
Göçmen Komisyonu
Unia sendikasının yıllık Göçmen Komisyonu Eylül ayı başında toplanarak,
Unia sendikasının göçmenlere ilişkin
yeni poltikasının belrilenmesi için
tartışmaları başlattı. Bilindiği gibi en
son Göçmen Yasası’nın kabul edilmesi ile sendikanın göçmen politikası tartışılmaya açılmış ve bu konuda Unia sendikasının temel
görüşlerini tesbit eden bir bildirge
yayınlanması kararlaştırılmıştı.
Bu konuda hazırlanan ilk taslak Göçmen Komisyonu toplantısında
tartışılmaya başlandı. Yeni göçmen
yasasının 2008 yılında yürülüğe girmesi ile ortaya çıkacak sorunlarıda
tartışan Komisyon,bu çerçevede SVP
gibi partilerin ortaya attığı ‚Uyum Anlaşması’ gibi göçmeler üzerinde baskıları yoğunlaştıracak uygulamlara
daha başından karşı çıkılması gerektiğinide kararlaştırdı.
Bu yıl ikl defa yapılan SGB ye bağlı
sendikalarının göçmen komisyonları
ortak toplnatısında değerlendiren delegeler,bu olumlu girişimin devam ettirilemesin,de talep ettiler. Haziran ayı
başında yürürlüğe giren Pansiyonm
Kasa ile ilgili yeni değişikliğin, Unia
sendikası tarafından yürütülen bilgilendirme faaliyetleri ile büyük bir sorun yaratmadan gerçekleştirildiğide
delegeler tarafından dile getirildi.
Satış Elemanları
En son açıklanan rakamlar satış işkolunda işyerlerinin cirolarını arttırmaya
davet ettiğini göstermekte olduğuna
dikkati çeken Unia sendkası, satış
elemanlarınında bu durumdan yararlanmaları gerektiğini, bu nedenle bu
yıl ciddi bir ücret artışı yapılması gerektiğini açıkladı.
Bu yıl yapılacak ücret zammı için Unia
sendikası 150 Fr. lık bir ücret zammı
talebinde bulunmayı kararlaştırdı. Buna ek olarak kadın çalışanların ücretlerinin daha fazla arttırılması için toplam ücretlerin %1 oranında bir miktarın tahsis edilmesi sendikanın tesbit ettiği talepler arasında.
Geçtğiğmiz yıllarda satışların artmış
olmasına karşın çalışanların sayısının
azalması ile çalışanların daha yoğun
çalışmak zorunda kalması bu ücret
zammı talebinin başka bir gerekçesi.
Satış işkolunda asagari ücretlerinde
benzer şekilde arttırılmasıda sendikanı talepleri arasında yer aldı.
Carrefour
Coop geçtiğimiz günlerde Carrefour
firmasınına ait satış yerlerinin Coop
tarafından satın alındığı açıklanadı.
Unia sendikası Coop işyerinden bu
konu ile ilgili olarak, Coop için geçerli olan toplu iş sözleşmesinin Carrefour çalışanları içinde geçerli hale
getirilmesini talep etti.
İsviçre’de satiş işkollunda ki işyeri birleşmeleri bu girişimle daha da
hızlandı. Unia sendikası bu gelişmenin özellikle tüketiciler için olumlu sonuçlar vermeyeceğini belirterek, bu
birleşmenin yüklerinin çalışanların
omuzuna yıkılmaması gerektiğini savunuyor.
Satın alma kararını takiben Coop, bu
işyerinde çalışanlara bu nedenle çıkış
verilmeyeceğini açıklaması olumlu
olarak karşılanırken, bu güne kadar
sendikalarla bir toplu iş sözleşmesi
yapmak istemeyen Carrefour’da
çalışan işçilerin bu gelişme ile bir toplu iş sözleşmesine sahip olma
imkanı ortaya çıktı. Böylece bu işyerinde çalışanların pek çok konuda yeni haklara kavuşmasıda gerçekleşmiş olacak.
2
Nr. 7 | September 2007 | türkisch
1 SFR = 1 SES
Oberzeile
Kağıtsızlara Çağrı
İsviçre’de oturma izni olamadan yaşayan, çalışan, çocuk büyüten, varlığını gizlemek zorunda olan, kendini
görünmez yapanlara,
lemi düzenliyor. Amaç, İsviçre’nin
en politik binası olan Bern’de ki Parleneto binasının tamiratına yönelik.
Kağıtsızların katkısı
İsviçre Parlementosu’nun tamiri
için sende 1 Frank bağışta bulun.
Yapacağın bağışla İsviçre kamuoyuna bir ses ver. Hırvat sanatçı Andreja
Kulunãiç, Zürih’te ki ayni amaçlı
sergisi Zürih Kağıtsızlar Bürosu
(SPAZ) ve Shedhalle ile birlikte,
kağıtsızlarla ve kağıtsızlar için bu ey-
Bu tamirata ‚katkıda’ bulunmak için
her kağıtsızdan 1 Frank bağışta bulunma çağrısı ile, toplum içinde
görünmezden gelinen kağıtsızların
varlığını topluma hatırlatmak, Bu
elbette bir hediye değil, insanları bu
konuda itmeye zorlayan bir davranış. Sembolik olarak Parlemen-
tonun tamiratına katkıda bulunan
kağıtsızlar, bu binada kalıcı bir yere
sahip olmaları gerekli. Bu ses ile
kağıtsızlar, kendilerini görünür hale getirecek, yeni yasaların onlara
tanımak istemediği en temel insan
haklarından yararlanma talebini
yükseltmelerini sağlayacaktır.
Bu eyleme katılmak için gerekli
bilgileri www.1chf-1voice.ch adresinden bulabilirsiniz.
Novamed
Novamed Grevi ile Dayanışmaya
Antalya Serbest Bölgesi’nde
kurulu Novamed GMBH fabrikasında 26 Eylül 2006’da
greve başlayan 81 kadın işçinin grevi birinci yılını doldurdu.
Novamed GMBH, Fresenius Medical Care isimli tüm dünyada diyaliz
sektöründe; diyaliz cihazı, diyaliz
sarf malzemesi, diyaliz seti (AV set)
üretiminde dünya pazarının büyük
bir bölümünü elinde bulunduran
çokuluslu şirket bünyesinde faaliyet gösteren bir fabrika. Fabrikadaki çalışma koşulları ise birçok serbest üretim bölgesi işyerinde olduğu gibi son derece vahşi. Çoğunluğunu kadın işçilerin oluşturduğu
işyerinde ücretler düşük, çalışma
koşulları zor. Günlük çalışma
sırasında işçilere 15 dakikalık tek bir
mola ve 25 dakikalık yemek arası veriliyor. İşyerinde yemek servisi yok,
çalışma saatlerinde ve servis
aracında dahi işçilerin birbiriyle konuşması yasak. Fabrikada çoğunluğu oluşturan kadın işçilere yöne-
lik baskılarsa daha da zorluydu.
Kadın işçilerin evlenmek için fabrika yönetiminden izin almaları
gerekiyor, kadın işçiler asla insan yerine konulmuyorlardı. Evli kadınlar
yönetimin belirlediği zamanlarda
hamile kalıp çocuk doğurmak için
sıraya girmeye zorlanıyorlardı.
Mücadele başlıyor
Novamed’in kadın işçileri bu
çalışma koşullarına isyan ederek
Petrol-İş sendikasında iki yıllık bir
örgütlenme mücadelesine başladılar. Sendika çeşitli zorlukları aşarak
19 Nisan 2006 tarihinde toplu sözleşme yapma yetkisini aldı. Ancak
Fresenius-Novamed yönetiminin
baskıcı tutumundan dolayı, bir anlaşmaya varılamadı. Fresenius ve
Novamed yöneticilerinin katı tutumu nedeniyle TİS görüşmelerinde
uzlaşma sağlanamayınca işçiler, insana yakışır çalışma ve yaşam koşulları için 26 Eylül 2006 günü greve
çıktılar. Greve çıkan 84 işçinin 82’sini oluşturan kadın işçiler, 1 yılını
dolduran grevde bütün hayatlarını
değiştiren bir deneyim yaşayarak,
hem sermaye egemenliğine hem de
erkek egemenliğine karşı mücadeleyi grev çadırlarında, dayanışma
etkinliklerinde sürdürüyorlar. Novamed grevi 1. yılını doldururken,
İstanbul’daki kadın örgütleri, kadın
çevreleri ile sendika ve demokratik
kitle örgütlerinden kadınlar tarafından oluşturulan «Novamed
Greviyle Dayanışma Kadın Platformu» grevci kadın işçilerle ilgili bir
dayanışma kampanyası başlattı.
Novamed greviyle
dayanişma kadin platformu
Antalya Serbest Bölge’de kurulu Novamed fabrikasında 1 yıldır grevde
olan 81 kadın işçiyle dayanışma
amacıyla bir imza metni hazırladı.
Toplanan dayanışma imzaları
TMBB Başkanlığı’na ve Novamed
Türkiye Temsilciliğine gönderilecek. Dayanışma imzalarınızı Sosyal
Haklar Derneği web sitesinin iletişim adresine gönderebilirsiniz: [email protected].
İsviçre Göçmen ve İltica Yasaları
Gözlem Kurumu Kuruldu
24 Eylül 2006 da halkoylaması ile kabul edilen yeni
Göçmen Yasa’sının göçmenlerin aleyhine doğurması
muhtemel etkileri takip etmek için kurulun ‘İsviçre Göçmen ve İltica Hukukunu Gözlem Kurumu’ çalışmalarını
sürdürüyor.
Yeni yıl başında yürürlüğe girecek
olan bu yasalardan etkilenen göçmenlerin durumunu somut belgelerle takip etmek ve bunun doğurduğu sonuçları kamuoyun yansıtmak amacı ile kurulan gözlem kurumu ilk elden, yasal düzenlemelere belirleyecek olan belgeleri toplamakla işe başlamış bulunuyor.
Yeni yasaların uygulanmaya başlanması ile gerek insan hakları gereksede hukuk devleti ilkelerinin
çiğnenmesinin önü açılacağı düşüncesi ile kurulan Gözlem Kurumu, toplnadıkları bilgi ve belgeleri
ilgili kurumların kullanımına aça-
cak. Buna bağlı olarak kurum ayrıca
ortaya çıkacak özel sorunlarla ilgili
olarak müdahele etme, özel rapor
hazırlama veya eyleme geçme gibi
imkanlarıda programına almayı
planlamakta.
Birlikte çalışma
Gözlem Kurumu bu amaçlarına
ulaşabilmesi için öncelikle, bu yasa
nedeni ile mağdur duruma düşenlerden doğrudan bilgi edinmesi gerekmektedir. Bir merkezde toparlanacak olan bilgiler bu alnada ki politik çalışmalar ve tartışmalara
önemli bir katkı yapacaktır. Bu nedenle Gözlem Kurumu gerek tek tek
bu yasadan etkilenen göçmenlerden gereksede göçmen kurumlarından gerekli bilgileri edinmesi gerekmektedir. Yeni yasa ile yaşam
koşulları kötüleşen ve mağdur duruma düşen göçmenlerin doğrudan
veya göçmen kurumları aracılığa
durumlarını Gözlem Kurumuna bildirmeleri ile bu kurum üzerine
düşen görevleri yapabilecek bir konuma gelecektir.
İsviçre’de
Ayrımcılık
Yapılıyor
İsviçre’de vatandaşlığa kabul sürecine ilişkin yeni bir
rapor, mevcut sistemin
ayrımcılığa dayalı ve bir
çok açıdan da ırkçı bir nitelik taşıdığı iddialarını içeriyor.
İsviçre’de ırkçı ayrımcılığa ilişkin
federal komisyon tarafından
hazırlanan rapor, mevcut sistemde geniş kapsamlı değişiklikler
tavsiye ediyor - bu değişiklik istenen uygulamaların başında da
herhangi bir topluluğun üyelerine, bireylerin vatandaşlık başvurularına ilişkin oy kullanmalarında izin verilmesi geliyor. İsviçre,
Avrupa’da vatandaşlığa kabul yasalarının en sıkı olduğu ülkelerin
başında geliyor; örneğin, bir yabancı ülke vatandaşının İsviçre
vatandaşlığına başvurmadan önce en az 12 yıl İsviçre’de yaşamış
olması şartı aranıyor. Ayrıca İsviçre’de doğmuş olmak, vatandaşlık
hakkını da beraberinde getirmiyor.
Vatandaşlık Hakkı
BBC muhabiri Imogen Foulkes’un Bern’den gönderdiği habere
göre, rapor, İsviçre’nin vatandaşlık sistemini değiştirmesi gerektiğini vurguluyor. Mevcut sisteme göre, yabancıların vatandaşlığa yerel köy ve kasaba meclisi
üzerinden başvurmaları gerekiyor; bu kişiler, ilk olarak bir vatandaşlık komisyonuna çıkıyor
ve İsviçre vatandaşı olma isteklerine ilişkin soruları yanıtılyorlar.
Daha sonra, bütün bir cemaatin
katıldığı gizli oy ya da el sayımıyla yapılan bir oylama yapılıyor.
Rapora göre, ırkçı ayrımcılıklardan zarar görebilecek bir uygulama bu. Rapor, Kosova kökenli ve
özürlü bir adama ilişkin vakayı
örnek veriyor. Söz konusu kişinin
vatandaşlık başvurusu, tüm yasal
kriterleri yerine getirmiş olmasına karşın, Müslüman kimliğinin yanı sıra özürlü olmasının vergi mükellefleri üzerinde yük
oluşturduğu gerekçesiyle reddedilmiş.
Ayrımcılık Örnekleri
Yardım Çağrısı
Gözlem Kurumunun bu görevleri
yerine getirmesi için ayrıca mali
yönden de desteğe ihtiyacı vardır.
Bunun için Gözlem Kurumu, ilk elden 100 kişiden 100 Fr. lık yardım
alınmasını için bir kampanya
başlatıı. Bu kampayaya destek vermek isteyenler aşağıdaki adreslere
müracaat edebilirler.
Vania Alleva
Kampanya 1000x100.–:
Schweizerische Beobachtungsstelle für Asyl- und Ausländerrecht, 3011 Bern, Postkonto
60-262690-6.
Bilgi vermek ve birlikte çalışam
için: [email protected]
oder T 071 222 99 64 (Deutschschweiz), T 022 818 03 50
(Romandie)
Raporda, başvurusunun en fazla
reddedilme ihtimali olan kesimlerin Balkanlar ve Afrika’dan gelenlerle Müslümanlar olduğu belirtiliyor ve vatandaşlığa kabulün
belli bir topluluk değil, seçilmiş
bir kurul tarafından yapılması
gerektiği tavsiye ediliyor. Bununla beraber böyle bir karara muhalefetin oluşmasına da kesin
gözüyle bakılıyor. İsviçre’de gelecek ay yapılacak genel seçimlerde yabancılar meselesi kilit önem
taşıyor. Kamuoyu yoklamalarında şu sıralarda sağ kanat İsveç
Halkının Partisi önde gidiyor.
Parti, İsveç’te yaşayanların kimin
İsviçreli olacağına kimin olamayacağına karar vermesinin demokratik bir hak olduğunu savunuyor.
horizonte
Otel ve Lokanta İşkolu
Çıraklara
Herkese 13.Aylık
Asgari
Ücret
Otel ve Lokanta işkolu için
geçerli Toplu İş Sözleşmesi
çerçevesinde yapılan yeni bir
anlaşma ile, bu işkolunda çıraklık eğitimine yapan genç
çalışanlar için de asgari ücretler tesbit edildi.
2007/2008 eğitim yılı için tesbit
edilene ve otel lokanta işkolunda
ki bütün işletmeler için geçerli olan
çıraklar için asgari ücretler şöyle:
Otel lokanta işkolunda
çıraklar için asgari ücretler
Olgunluk Diploması (EFZ) için 3
yıllık Temel eğitim
1. Çıraklık yılı
2. Çıraklık yılı
3. Çıraklık yılı
Fr. 1020
Fr. 1300
Fr. 1550
2 yıllık mesleki eğitim (EBA)
diploması
1. Çıraklık yılı
2. Çıraklık yılı
Fr. 1020
Fr. 1300
Mesleki eğitim diploması, EBA,
aldıktan, kısa eğitimle Olgunluk
Diploması EFZ almak isteyenler
1. Yılda
2. Yılda
3
Nr. 7 | September 2007 | türkisch
Fr. 1300
Fr. 1550
Olgunluk Diploması (EFZ)
aldıktan sonra bir yıllık mesleki
eğitimini devam ettirenler
Fr. 1750
Çırakların tatil, çalışma süresi gibi
çırakları ilgilendiren diğer konularda her türlü bilgiyi Unia sendikası
bürolarından edinebilirsiniz.
Ağustos ayı sonunda toplanan Unia sendikası otel ve
lokanta işkolu konferansı,
işverenlerle varılan ücret
zammı anlaşmasını onaylarken, bu yılın sonunda
yapılacak olan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde,
tüm çalışanlara 13. aylık
hakkını öncelikli hedef olarak tesbit etti.
Bu işkolunda çalışan yaklaşık 200
000 işçi varılan anlaşmaya göre yıl
başında yğzde iki oranında ücret
zammı alacak. Buna bağlı olarak
asgari ücretler 3300 Fr. Yükselirken,
meslek eğitimi olan çalışanlar için
için asgari ücret 3730 Fr. olacak.
Böylece asgari ücretlerde ki artma,
pahalılık oranı çıkartıldıktan sonra
reel olarak %1.5 oranında gerçekleşmiş oluyor. Otel lokanta işkolundan sorumlu Unia sekreteri Mauro
Moreti bunun daha önceki yıllarda
ki artışlardan yaklaşık iki misli daha
fazla olduğuna da dikkat çekti.
Ancak Unia sendikası bu ücret zamlarının, bu işkolunda ki düşük ücretler dikkate alındığında hala yeterli
bir düzeye ulaşmadığı görüşünde.
Bu işkolunda ki ücretlerin arttırıl-
Seçim 2007
21 Ekim’de yapılacak Parlemento seçimlerinde milletvekil adayı olan M. Akyol’a
sorulan bazı sorular ve cevapları
Artık yeter.
ması için 2001 yılından bu yana
yoğun çaba gösteren Unia sendikasının bu çabaları ile 2001
yılında 2510 Fr. Olan asgari ücretler
bu süre içresinde yaklaşık 800 Fr.
artmış oldu.
Denner durch Migros (türkisch)
Denner için Sözleşme
Bu yılın ortasında Migros’un
Denner’i almak istediği
açıklanmış ve İsviçre’de
tekel durumunda olan bu iki
büyük satış yerlerinin birleşmesinin mevcut rekabet
yasalar çerçevesinde hangi
şartlarda mümkün olabileceği Parlementonun yetkili
komisyonu tarafından incelenmeye alınmıştı.
Migros’un en yakın rakibi Coop ik
hafta önce bunun mümkün olduğunu gösterdi, Carrefour firmasını satın alan Coop, kendi işçileri için geçerli olan Toplu İş Sözleşmesinin bu işyeri içinde geçerli
olacağını açıkladı. Bu sözleşme ile
Carrefour çalışanları daha fazla tatil, daha iyi bir Pansiyon Kasa, erken
emeklilik ve çalışma süresi elde edecekler.
Geçtiğimiz günlerde bu komisyon,
birleşmeye yeşil ışık yakarak, bunun
için ne gibi şartları yerişne getirmesi gerektiğini kamuoyuna duyurdu.
Unia sendikası ise, Migros işyerinde
çalışanların bir toplu iş sözleşmesi
sahip olmasına karşın Denner
çalışanlarının böyle bir sözleşmesi
olmadığına dikkat çekerek, Migros
toplu iş sözleşmesinin Denner
çalışanları içinde geçerli olması gerektiğini açıkladı.
İşçileri yeni haklar
Denner içinde bunlar geçerli, geçtiğimiz yıllarda sendikaların toplu iş
sözleşme taleplerini sürekli olarak
red eden işyeri yönetimi, sadece
Usego işyerinde devaldıği Egerkingen dağıtım yerinde bir sözleşme
bulunuyor. Denner tarafından satın
alınmadan önce bu işyerinde bir
sözleşme bulunuyordu ve Denner
Unia sendikasının ısrarlı mücadelesi ile bu sözleşmeyi kabul etmek zo-
Birleşmenin sonu.
runda kalmıştı. Unia sendikası, satış
işkolunda bu yıl meydana gelen
işyeri satın almaları ve birleşmeleri
sonuc, çalışanların haklarının kaybolmaması için mücadele etmeyi
sürdürüyor. Bununla ayni zamanda
bu satış yerlerinden alışveren eden
insanlarında desteğini almaya devam ediyor.
Daily job
Ücret Dampingi Örneği
İnşaat işkolunda işler her zamankinde daha iyiye gidiyor,
inşaat firmaları yeterli kalifye işçiyi bulmakta zorlanıyorlar, bu nedenle Daily
Job gibi işçi kiralayan firmalarda yeterince ‚meşguliyet’
bulabilmekteler.
Komşu ülkelerden getirdikleri işçileri çeşitli firmalara kiralamak en
karlı işlerden biri. Sadece Kanton
Bern’de son bir yıl içinde AB ülkelerinden 4433 işçiye kısa süreli
çalışma izni verilmiş, özellikle Almanya’dan gelenler bunların içinde en büyük grubu oluşturmakta.
İnşaat işkolunda geçerli olan (en
azından Eylül ayı sonuna kadar)
Toplu İş Sözleşmesi, bu şekilde
çalışan işçilerinde sözleşmedeki
tüm haklardan ayaralanmasını
öngörmekte. Ancak Daily Job gibi
firmalar bu ‚mecburiyetin’ kendileri içinde geçerli olduğunu bir türlü
kabul edemiyorlar. Çalıştırdıkları
işçilere bu hakları vermemekte hala ısrar ediyorlar. Şöyle ki,
Daily Job sürekli olarak asgari
ücretten az ücret ödüyor. Grekeçesi, Almanyada mesleki eğitim yeterli
değil veya meslek sahibi olanlar
için, en az İsviçre’de çalışma gerekli.
I Gene ayni firma Pansiyon Kasa
için prim ödememek için tam üç
aylık iş sözleşmesi yapmakta. Bu üç
aydan sonra bir kez daha ufak
değişikliklerle yeni bir üç aylık sözleşme yapmakta. Oysa yasalar bu
tür ‚zincirleme sözleşmeleri’ açık
bir şekilde yasaklamakta.
I Bu firmada çalışan bir işçi haklarını almak istediğinde veya Unia
sendikasından bu konuda yardım
istediğinde hemen cezalandırılmakta. Bu konuda girişimde bulunan
işçiler hemen işten çıkarılma ile
tehdit edilmekte.
I
Daily Job gibi işçi kiralayan firmalar inşaat işkolunda çalışma koşullarının sürekli olarak kötüleştirilmesine neden olmaktadırlar. Bir
yandan sagari ücretin altınca ücret
öderken bir yandan da sosyal sigorta primleri doğru hesaplanmamaktadır. Başka bir deyişle toplu iş sözleşmesine uyan işyerleride baskı
altında kalmaya başlamaktadır. Bu
nedenle Daily Job gibi firmalara engel olmak acil bir görev olarak sendikaların önünde bulunmaktadır.
Bu nedenle Unia sendikası bu gibi
firmaların önünde eylemler yaparak, kamuoyunun dikkatini bu noktaya çekmeye çalışıyor. Kanton yçnetimlerine çağrıda bulunarak bu
tür uygumalara karşı etkin önlem
almaya çağırıyor.
Sanırız ilk defa Türkiyeli kökenli
göçmenleri temsilen seçimlere
katılma oluyor. Neden böyle bir ihtiyaç çıktı?
Sorunuz kısmen doğru, daha öncede Türkiye kökenli adaylar vardı,
bunların bir kısmıda göçmen kurumlarını temsilen aday oldular.
Özellikle Basel da hatırı sayılı bir
biçimde göçmen kökenli adayların
poltika içine girmesi söz konusu oldu. Son yıllarda göçmenler arasında
İsviçre vatandaşı olanların sayısının
artması ile her türden ve boydan
Parti bu oy potansiyeli kazanmak
için bir şeyler yapmaya başladılar.
İtalyan kökenlilerin oyların kazanmak için bir İtalyan kökenli aday gösterildi.
Ancak İsviçre Göçmen Platformu
olarak bizler ilk defa bir Parti ile birlikte bir aday listesi oluşturduk, ama
bundan da önemlisi bir seçim propaganda programı hazırladık. Diğer
partilerden farklı olarak göçmenler
için bir çalışma yapmanın yanısıra,
göçmenler tarafından hazırlanan
bir program hazırladık. Bizler için
politika yapanlara, artık bizde politika yapmak istiyoruz dedik.
İsviçre Emek Partisi sizleri aday
gösterdi. Neden PdA?
PdA geçtiğimiz dönemde diğer ilerici parti ve kurumlarla birlikte
seçimlere katılmaktaydı. Bu yıl ki
seçimler içim iki önemli konuyu ön
plana çıkarma gerekliliği vardı, ilkin
yükselen ırkçılığa net bir cevap vermek, diğeri kapitalizmin doğası gereği toplum dışına itilen çeşitli kesimleri topluma yeniden kazanılması gerektiğine dikkat çekmek. Ancak bu öneriler AL gibi diğer partiler tarafından kabul görmedi.
Bu arada göçmen kökenli İsviçre vatandaşı bir göçmen partisi kurma girişiminde bulunmayı tartışmaya
başlamışlardı. PdA gerek bu kesime
gereksede diğer ilerici göçmen kurumlarına, yukarda belirtilen amaçlar doğrultusunda ortak bir seçim
çalışması yapmayı önerdi. Böylece
göçmen kurumları için yeni bir perspektif ortaya çıktı, doğrudan politikaya müdahele etmek. Oluşturulan aday listesinde ki adayların yarısının göçmen kökenli olması ve ilk
iki sıranında gene göçmen kökenli
olması bunun bir göstergesi. Seçimlerde amaç kuşkusuz seçilmek, parlementoyo girmek, ama bu seçim
çalışması için öncelik ırkçılıkla mücadele etmek.
Sözleşmesiz Durum?
Ekim ayı sonuna kadar geçerli olan
toplu il sözleşemesi, sendikalara bu
tür işçi kiralayan firmaların en
azından sözleşme kurallarına uymasını sağlamak için onları kontrol
imkanları veriyor. 1 Ekim’den sonra sözleşmesiz bir durumun ortaya
çıkması ile bu imkan da ortadan
kalkıyor. Başka bir deyişle bu işkolunda çalışma koşulları ve ücretlerin kontrolu neredeyse imkansız
hale geliyor. Resmi makamların
açıklamalarına göre bu güne kadar
454 ücret dampingi olayı resmen tesbit edilmiş durumdaç Bu nedenle
Unia sendikası sözleşmesiz bir durumun devam etmemesi için gerekli mücadeleyi devam etmekte.
Mehmet Akyol, PdA Liste 23, ZH
horizonte
İsviçre Hastalığı 6 (devam)
Benlik bilinci
Bu noktada bir tehlikeye de dikkat
çekmek gerekir sanıyorum. Doktorlar bazı durumlarda yanılabiliyorlar.
Hiç bir röntgen çekilmeden, hiçbir işlem
yapılmadan, psikosomatik rahatsızlık, yani
«göçmen hastalığı» diye teşhis konuluyor. Bunun örnekleriyle karşılaştık. Arkasından işte
beyin tümörü ya da akciğer kanseri çıkıyor. Tabii ki, bazen çok geç kalınmış oluyor. Bu
büyük bir tehlike. Hiç bir şekilde özrü olmayan bir hata. Böylesi bir olayı bir genç delikanlıda yaşadık. Baş ağrısı, baş ağrısı, baş
ağrısı… İlk izlenim, bu tipik bir köy özlemi durumu. Baş ağrısı filan derken, bir de gördük ki,
organik bir şey var. Bir bakın, bir de «EG» çekelim. Bir de baktık ki, iri bir kanama, yarım elma büyüklüğünde bir kanama ve
yaygınlaşmak üzere. Hemen müdahale edildi
ve genç kurtuldu. Böyle bir çok olay oluyor.
Ben onun için her şeye rağmen baştan film
çekilmesinden yanayım.
Bir Tehlikeye Dikkat
Arkadaşlar konuyla ilgili bir adım daha atıp,
tıpta çok kullanılan bir kavramı, konuya yabancı olanlara biraz sıkıntı verse de, anlatmak
istiyorum. Ama konuşmayı götürmek
bakımından çok önemli. Psikiyatride «benlik
bilinci» diye bir laf var. Benlik bilinci, kişinin
kendisinin kim olduğunu bilmesi, ben benim
diyebilmesi olayı. Bu olayda benlik bilinci,
yazgı belirleyici derece önemli. Çünkü, bütün
bu bizim göç sürecinde ya da başka süreçlerde, günlük yaşantıda karşılaştığımız olaylar,
o bizim en iç, en çekirdek bölümümüz olan
benlik bilincinde yansısını buluyor. İnsanda,
ancak kendisinin haberdar olabildiği bir yer
var. Dış dünyada başka hiç kimse benlik bilincimiz hakkında bir bilgi sahibi olamaz.
Onu sadece biz biliyoruz ve bu tür, bizim rahat
yaşamamızı engelleyen, kendimizi evimizdeki gibi hissetmemizi engelleyen herhangi
yabancı bir ortamda, üzülmeye başlayan, «bana neler oluyor böyle?», «ben neredeyim?»,
«kimim?» filan diye soru sormaya başlayan
bölüm, o benlik bilinci bölümüdür. Ne zaman
ki, o benlik bilinci bir miktar huzursuzlandıktan, bir miktar rahatsızlandıktan, bir
miktar matlaştıktan sonradır ki, zaten bizde
bir takım organ şikayetleri başlıyor. Ya da daha
ileri gidip psikoz durumu ortaya çıkıyor. Nasıl
oluyor bu?
Kas kasılmaları
Hep denir ki, bütün kas kasılmaları bir miktar bilinç dışı, benlik bilincinin üzgünlüğüne
daha doğrusu korkusuna bağlıdır. Korkan insanın kasları kasılır. Genel bir laf bu. Wilhelm
Reich’ın çok güzel tespitleri vardır, der ki, «her
kas kasılmasının belli bir psikopatolojik öyküsü vardır.» Genellikle bizim insanlarımızda
görülen yaygın sırt ağrıları, yaygın bel ağrıları,
baş ağrıları, aslında, uzun süreler içinde
yaşandığı halde ayrıntıları bilinmeyen bir toplumun neden olduğu kronikleşmiş korkunun sonuçları… Bu korkuyu öyle büyük bir
korku olarak algılamayalım, ama kendisini babasının evinde gibi hissetmediği bir yerde
yaşayan insanların hissettiği huzursuzluk,
belli bir dönem sonra kas kasılmalarına neden
olabiliyor.
Gene bu nedenle 60 lı yıllarda kitlesel olarak göçmen işgücünü buraya getirdiler, ancak gelenler buraya kök saldı, artık onları
ucuza çalışmaya zorlamak o kadar kolay
değil. Çareyi göçmenlerin gözünü korkutarak ucuza çalıştırmakta bulan çevreler var.
Demokrasi Tehlikede
Diğer bir neden kapitalizmin bizzat kendi karekterinde, kendini tehlikede gördükçe
kend, demokrasini bir kenara atmakta hiç bir
sakınca görmez. Şimdi böylesine günler
yakınlaşmış gibi gözüküyor. Bu nedenle
ırkçılık demokrasiyi tehdit ediyor diyoruz.
Gene ırkçılığı bir avuç azınlığın mantıksız
davranışı olarak görenlerede katılmıyoruz,
Irkçılığa Karşı Koşu
Artık geleneksel hale gelmeye
başlayan Zürih’te ki yıllık Irkçılığa
Karşı Koşu’nun altıncısı Eylül ayı
başında yapıldı.
400 metrelik bir Parkur’da yapılan koşuya
katılanlar, kaç tur koşabilirlerse, kendilerini
destekleyen her tur başına belli bir miktarı
bağış olarak bir kuruma vermeyi taahüt
ediyorlar. Bizzat kendileri katılamadıkları için
pek çok kişi koşuya katılanları desteklediler.
Aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu
100 e yakın koşucu bu yıl Zürih’teki Baeckeranlage’de koşuya katıldılar.Bu yıl ki koşuya
çok sayıda sendikacının katılımı dikkati çekti. Unia eşbaşkanı A. Rieger’in yanısıra pek çok
sendikacı koşuda yer aldı.
40 000 Franken toplandı
Ne demek kas kasılmasının ruh
bilimsel çözümü?
Bu kas kasılması, bir anlamda, içimizdeki o
benliğin bir bölümünü olsun ikinci bir zırhla
örtme çabasıdır. Yani bir panzerle içimizin o
bölümünü, dış dünyanın saldırılarına,
uyarılarına karşı bir tür koruma refleksidir kasların kasılması. Genellikle görünmeyen, bilinmeyen düşmanın hep arkadan geleceği
tahmin edilir. Ama bütün hayvanlarda da bu
böyledir. Bir kedi, bir köpek çok uzaklardan bir
düşman sesi duydukları zaman ilk önce bütün
ense kasları kasılmaya başlar. Bizdeki eklem
ağrıları, sırt kasları ağrıları gibi en yaygın
psikosomatik şikayetlerin çoğu zaman böyle
bir nedeni var. Yani, kronikleşmiş olumsuz
yaşam koşullarına karşı bir tür savunma mekanizması… Çok sadeleştirerek anlatmaya
çalışıyorum, bunun daha ileri gittiği bir dönemde, eğer artık benlik bilinci belli bir
gücünü iyiden iyiye bu savunma mekanizmasını kurmaya ayırıyorsa, o zaman bu koşullarda, kişi benliğin bir bölümünü gözden
çıkarır.
Ne demek bu gözden
çıkarmak?
Psikiyatride benliğin bir bölümünün gözden
çıkarılması olayı, daha ileri düzeyde bir
rahatsızlığın başlama aşamasını çağrıştırır. O
zaman benlik, artık kendisini o hale getiren
gerçek dünyayı bir fantezi dünyası gibi
yaşamaya başlar. Bu herkes için söz konusu,
ama göçmenlikte bunun belli bir potansiyel
tehlike içerdiğini söylemek mümkün. O zaman bir bakıyorsunuz ki, büyük sıkıntıları
olan, büyük korkuları olan bir insan elinde bir
zincir şarkı söyleye söyleye sokaklarda dolaşmaya başlıyor. Bir küçük depresyona, bir
küçük psikoza girmenin ön yolları böyle
başlıyor olabilir.
Irkçılıkla Mücadele
İsviçre’de son günlerde artan
ırkçılıkla ilgili çeşitli nedenler dile
getirilmekte. Temel neden sermayenin ucuz işgücüne duyduğu ihtiyaç kuşkusuz.
4
Nr. 7 | September 2007 | türkisch
ırkçılık bu sistemin bir ürünü, onun ihtiyaçlarına cevap veren bir ideoloji.
Göze Batmak
Irkçı saldırılara karşı göçmelerin ilk tepkileri, başlarını kuma gömerek gözden ırak olma şeklinde oluyor, göze batmazsak üzerimize gelmez diye düşünüyorlar. Oysa
ırkçılığın en yaygın olduğu yerlerde hemen
hemen hiç göçmen yok gibi. O zaman göze
batmak gerek, politikaya girerek, parlementoya girerek, biz burdayız, bu toplumun bir
parçasıyız, bu toplumun sorunlarının
çözümünde bizde varız diyerek.
Bu diğer göçmenleride cesaretlendirecek,
onları mücadeleye çekecektir. Ama bununla ırkçılık ortadan kalkmaz, yukarda belirtildiği gibi, ırkçılık kapitalizmin kapıkulu, ihtiyacı olduğunda onu öne sürecek, yani
ırkçılık, ancak kapitalizmle mücadelenin
başarıya ulaşması ile ortadan kalkacaktır.
Koşu ile bu yıl ki beklentilerin üzerinde bağış
toplandı ve toplanan 40.000 Fr. lık bağış daha
önce kararlaştırıldığı gibi ‚Zürih Kağıtsız Göçmenler Danışma Bürosuna’ (SPAZ) verildi. Bu
Schlemmer, Rieger, Scheu.
yıl ki koşunun organizasyonu Unia Zürih
şubesinin aktıif desteği ile gerçekleştirilirken,
gerek ırkçılıkla mücadele gereksede kağıtsız
göçmenler gibi
göçmenleri ilgilendiren iki konuda, sendikalar çalışamşarını sürdğrmeye kararlı olduklarını gösterdiler. Söz konusu büro İsviçre’de
oturma izni olmayan göçmenlere çalışma
hayatından, sağlık sorunlarına kadar çeşitli
konularda danışmanlık yapmakta ve yardımcı
olmaktadır.
İki Soru İki Cevap
Tamamlama Yardımları
Soru: 1991 yılından bu yana İsviçre’de
(Bern) yaşamaktayım, iki yıl önce
sağlığımın bozulması ile çalışamayacak duruma geldim ve Maluliyet Sigortasına müracaat ettim. Bir ay önce bana Maluliyet
maaşı bağlandı. Maluliyet maaşı,İsviçre’de
çalıştığım süre az olduğundan 1053 Fr. olarak hesap edilmiş, Buna ek olarak Pansiyona Kasa’da bana 780 Fr lık bir Maluliyet
maaşı bağladı. Eşim bir temizlik işinde
çalışıyor ve yaklaşı 1000 Fr. civarında geliri var. Oturduğumzun evin kirası 778 Fr. olmasına karşın günlük ihtiyaçlarımızı
karşılamkta zorlanıyoruz. Bu durumda Tamamlama Yardımı alma hakkımız varmı? Bunun için nereye müracaat etmeliyim?
Cevap: Evet bu durumda Tamamlama
yardımı alma hakkınız var. Bunun için bulunduğunuz yerde ki Emeklilik be Maluliyet Sigortası (AHV) Tamamlama Yardımı bürosuna
müracaat etmelisiniz. Alacağınız miktar, bulunduğunuz yerin durumuna göre hesap edilir. Mevcut yasalara göre gelirinizle gideriniz
kıyaslanarak ne kadar tamamlama yardımı
alacağınız şi şekilde hesaplanır.
Yıllık Gelir
Genel günlük ihtiyaçlar için
yıllık gider (Kişi)
Yıllık ev kirası
Hastalık Sigortası (2 Kişi), (Bu
miktarlar her belediye için ayrıdır)
Toplam
Fr. 8 376
Fr. 44 922
Yıllık Gider
IV-Maluliyet Maaşı
Pensionskasa IV-Maluliyet Maaşı
Diğer gelirler (Eşin geliri)
Toplam
Fr.
Fr.
Fr.
Fr.
Karşilaştırma
Gider
Gelir
Fark = Tamamlama Yardımı
Fr. 44 922
Fr. 33 996
Fr. 10 926
Fr. 27 210
Fr. 9 336
12 636
9 360
12 000
33 996
Baika bir deyişle size ayda 910 Fr. (veya yılda 10926 Fr.)
tamamlama yerdımı bağlanması gereklidir.
Tamamlama Yardımı İçin Gerekli Şartlar
Tamamalama Yardımı, Maluliyet Sigortasından (IV) Maluliyet Maaşı almaya veya gene
maluliyet Sigortasından en az 6 ay gündelik almaya hak kazanma durumunda verilmeye
başlanır. Maluliyet Sigortasından en az dörtte bir Maluliyet Maaşı bağlanmış olması yeterlidir. Başka bir deyişle en az % 40 oranında sürekli çalışamama durumun ortaya çıkmış
olması gereklidir. Ancak bunlar gerekli ön şartlaradır. Gerçekten tamamala yardımı alma
hakkınız olup olmadığının ayrıca gelir ve gideriniza göre hesaplanması gereklidir. Örneğin
yarım maluliyet maaşı almaya haka kazanılması durumunda, hesap yapılırken sizin yarım
gün çalışma imkanınız olduğuda göz önünde tutulur. Başka bir deyişle hesap yapılırken,
gerçekten bir işte çalışıp ücret alıp almadığınız dikkate alınmadan, yarım günlük bir işte
çalışıyormuşsunuz gibi hesaplama yapılır.
Buna ek olarak tamamlama yardımı almaya hak kazanmak için ya İsviçre veya Avrupa
Birliği ülkesi vatandaşı olmak veya en az kesintisiz olarak son 10 yılda İsviçre’de ikamet
etmiş olmak gereklidir. Konu ile ilgili ayrıntılı bilgileri www.ahv-iv.info Web Sayfasından
veya AHV bürolarından edinebilrisiniz.
Beilage zu den Gewerkschaftszeitungen work, area, Événement syndical | Herausgeber
Verlagsesellschaft work AG, Zürich, Chefredaktion: Marie-José Kuhn; Événement syndical SA,
Lausanne, Chefredaktion: Alberto Cherubini; Edizioni Sociali SA, Lugano, Chefredaktion:
Françoise Gehring Amato | Redaktionskommission M. Akyol, M. Pereira, M. Komaromi,
H. Gashi, M. Martín | Sprachverantwortlich Mehmet Akyol, Mehmet Özler | Koordination
Mira Komaromi | Layout Simone Rolli, Unia | Druck Solprint, Solothurn | Adresse Redaktion
«Horizonte», Postfach, 8021 Zürich, [email protected]
www.unia.ch

Benzer belgeler

Ayrımcılıkla Mücadele

Ayrımcılıkla Mücadele zammı kadar ücret artışı sağlanmalı İşkolunda ekonomik durumunun beklenenden daha iyi gerçekleştiğine dikkat çeken delegeler, çalışnaların bundan hak ettikleri payı almaları gerektiğine dikkat çekt...

Detaylı

Yapı İşçileri Haklı

Yapı İşçileri Haklı getirilmesini talep etti. İsviçre’de satiş işkollunda ki işyeri birleşmeleri bu girişimle daha da hızlandı. Unia sendikası bu gelişmenin özellikle tüketiciler için olumlu sonuçlar vermeyeceğini bel...

Detaylı

Daha Fazla Ücret

Daha Fazla Ücret krize rağmen 2009 yılında yapı işkolu giderek artan bir şeklide büyümeye devam ettiğini göstermekte. İsviçre’nin her yanında devam eden inşaatlar ve yapı işverenlerinin dolu sipariş defterleri zate...

Detaylı

Ücret eşitliği: Salyangoz hızı ile ilerleyemez!

Ücret eşitliği: Salyangoz hızı ile ilerleyemez! Benzin istasyonlarında çalışanlar: Ulusal TİS Bu yıl bahar ayında, İsviçre Benzin İstasyonu İşverenler Birliği, İsviçre Ticaret Odaları Derneği, Syna ve Unia

Detaylı

3 2 4 Göstermelik Çözümlere Hayır

3 2 4 Göstermelik Çözümlere Hayır Olgunluk Diploması (EFZ) aldıktan sonra bir yıllık mesleki eğitimini devam ettirenler Fr. 1750

Detaylı

2 4 3 İkili Anlaşmaya Evet

2 4 3 İkili Anlaşmaya Evet tartışmaları başlattı. Bilindiği gibi en son Göçmen Yasası’nın kabul edilmesi ile sendikanın göçmen politikası tartışılmaya açılmış ve bu konuda Unia sendikasının temel görüşlerini tesbit eden bir ...

Detaylı

Bizsiz İsviçre olmaz

Bizsiz İsviçre olmaz katıldığı kitlesel bir mitingle ilk büyük tepkilerini dile getirdirler. Bu mitinge kadar inşaatlarda yapılan grev oylamalara katılan 36211 inşaat işçisinde 30598 i veya %85 i evet oyu kullandı. Böy...

Detaylı