Alabanda`daki Kamu Yapılarının Restitüsyonu
Transkript
Alabanda`daki Kamu Yapılarının Restitüsyonu
T. C. BAŞBAKANLIK ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU TÜRK TARİH KURUMU BAŞKANLIĞI ALABANDA ANTİK KENTİ 2013 YILI KAZISI Aydın İli, Çine İlçesi, Doğanyurt Köyü, Araphisar Mahallesi, Alabanda Antik Kentinde 2013 yılında gerçekleştirilen kazı ve onarım çalışmaları 01 Temmuz - 20 Aralık 2013 tarihleri arasında 173 gün sürmüştür. Türk Tarih Kurumu tarafından desteklenen 2013 yılı çalışmalarımızı sekiz temel alan içinde değerlendirebiliriz. 1-Kent Genelinde Temizlik ve Çevre Düzenleme Çalışmaları 2- Payandalı Sarnıç Kazı Çalışması 3- Apollon Isotimos Tapınağı Temenos Alanı Kazı Çalışması 4- Bizans (Doğu Roma) Suru Koruma, Onarım ve Restorasyon Çalışmaları 5- Zeus Khrysaoris Dorik Tapınağı Koruma ve Onarım Çalışmaları 6- Kentte Gerçekleştirilen Arkeojeofizik Çalışmalar 7- Antik Kentin Halihazırının Oluşturulması, Mimari Kalıntıların GNSS Mobil Ölçüm Sistemi ile Dijital Ortama Aktarılması ve Autocad Çizimleri. 8- Küçük Buluntuların Çizimi, Restorasyon ve Konservasyon Çalışmaları 1-Kent Genelinde Temizlik ve Çevre Düzenleme Çalışmaları Antik kentin Tiyatro, Klasik Çağ Anıt Mezarı, Zeus Khrysaoris Dorik Tapınağı, Apollon Isotimos Tapınağı, Merkezi Hamam, Batı Tapınak, Payandalı Sarnıç, Bouleuterion, Bizans (Doğu Roma) Suru ve Agora alanlarında temizlik ve çevre düzenleme çalışmaları yürütülmüştür. Bölgenin genel bitki örtüsü olan hayıt ve makilik alanlar temizlenerek gerek yapıların bitki örtüsünden etkilenmelerinin önüne geçilmiş, gerekse görsel açıdan daha temiz bir ören yerinin ortaya çıkmasına özen gösterilmiştir. Merkezi Hamam ve çevresinde temizlik çalışması. Zeus Khrysaoris Tapınağı’na ulaşan yolda temizlik çalışması. 2011 ve 2012 yıllarında kazı ve temizlik çalışması yapılan Klasik Çağ Anıt Mezarı’nın çevresi koruma amaçlı tel çit ile çevrilmiştir. Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’ndan gerekli izinler alınarak, yapılan protokol kapsamında Çine Belediyesi’nin sponsorluğunda çit çevirme işlemleri gerçekleştirilmiştir. Yaklaşık 200 m².lik bir alan 60 m. uzunluğunda bir tel çit ile çevrilmiştir. Klasik Çağ Anıt Mezarı’nın etrafının tel çit ile çevrilmiş görünümü Alabanda’nın Bakanlık mevzuatına uygun olarak tabelalandırılması için girişimlere başlanmış olup, kentin giriş, yön ve yapılarıyla ilgili bilgilendirme tabelalarının bilgisayar ortamındaki işlemleri yapılmıştır. Bakanlığımızın ve Koruma Kurulunun onayları alınmış, yapılan protokol kapsamında Çine Belediyesi’nin desteğiyle Ören Yeri tabelalarının yerleştirilme aşamasına gelinmiştir. Ancak, kazı sezonumuz kapandığı için henüz tabelalar takılmamış, önümüzdeki haftalarda tabelalar takıldıktan sonra, bu uygulama hakkında ayrıca detaylı bir rapor sunulacaktır. 2- Payandalı Sarnıç Kazı Çalışması 2013 yılı kazı sezonunda kentin kuzeydoğusundaki ovalık arazide bulunan tepelik üzerinde, 2012 -2013 yılı kazı sezonunda yapılan Arkeojeofizik çalışmaları sonucunda, bu alanda iki odası bulunan bir yapı tespit edilmişti. Bu tepeliğin Antik kaynaklarda Romalı Tarihçi Livius tarafından bahsedilen Tanrıça Roma Tapınağı olduğu düşüncesiyle 30.07.2013 – 15.09.2013 tarihleri arasında kazı çalışması yapılmıştır. Payandalı Sarnıç yapısında, Arkeolojik çalışmaların, alanda yapılan Jeofizik çalışmalarıyla paralellik göstermesi amacıyla, Arkeojeofizik çalışmalarında uygulanan profil ve nokta şeklindeki karelaj sistemi, yapılan kazı çalışmaları ve kazı kayıt sisteminde uygulandı. Alanın güneydoğu köşesinden başlanarak oluşturulan karelaj sisteminde 2.5 m.lik aralıklarla kuzey-güney doğrultulu 25 adet profil ve doğu-batı doğrultulu 48 adet noktadan oluşmaktadır. Jeofizik taramaları sonucunda toprak altında saptanan yapı kalıntıları 56 adet noktayla belirtildi. Belirtilen noktalara 0.05 x 0.25 m. ebatlarındaki ahşap kazıklar çakılarak saptanan duvarlar arasındaki bağlantılar alana kireç dökülerek belirtildi. Payandalı Sarnıç Sektörü arkeojeofizik taramalardan görünüm ve karelaj sistemi. Jeofizik ekibi tarafından gerçekleştirilen Manyometre çalışmaları sırasında 11-13 profilleri ile 14-16 noktaları arasında yoğun metal varlığı tespit etmeleri üzerine, bu alanda 30.07.2013 tarihinde 110.72 m. seviyesinde ilk kazı çalışması başlatılmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda 107.09 m. seviyesine kadar inilmiş ve çalışılan alanda yoğun miktarda yanmış tuğla ve yangın katmanları ortaya çıkması sebebiyle Manyometrenin aşırı metal yoğunluğu verme sebebi anlaşılmıştır. Payandalı Sarnıç doğu cephesi üst kat. Kazı çalışmaları her iki profil arasına bir açma ismi verilmiş olup, yapılan kazı çalışmaları sırasına göre açma isimleri belirlenmiştir. İlk olarak yapının doğu cephesinde 1113 profilleri ve 14-16 noktaları arasında kazı çalışmalarına başladığı için Açma-1 ismi verilmiştir. Açma-1’de yapılan kazı çalışmaları sırasında yapının kuzeydoğu köşe duvarı açığa çıkarılmıştır. Bu duvar yapısının kuzey doğu köşesi hariç, 109.08 m. seviyesindeki 0.37 m. ile 0.15 m arasında değişen ve yapının açığa çıkarılan tüm kısımlarında görülen saçaklık kısmına kadar olan bölümü moloz taş ve kireç harcı kullanılmış ve üzerinde yer yer 2 cm. kalınlığında sıva ile kaplıdır. Açığa çıkarılan bu duvar yapısının dış cephesine 1.60 x 1.60 m. ölçülerinde bir adet payanda yaslandırılmıştır. Payandalı Sarnıç kuzeydoğu köşedeki payanda Daha sonraki kazı çalışmaları yapının doğu cephesini açığa çıkarmak ve mimarisi hakkında bilgi edinmek amacıyla güney yönünde devam edilerek 13-3 profilleri arasında 22.5 x 7.5 metrelik bir alanda 111.91 m. seviyesinden 108.70 m. seviyesine inen bir kazı çalışması gerçekleştirilmiştir. Çalışmalar sırasında Açma-2 ve Açma-3 içerisinde ikinci bir payanda ortaya çıkarılmıştır. 110.25 m. seviyesinde, kuzey-güney 3.77 m., doğu-batı 1.95 m. ölçülerinde, moloz taş ve kireç harcı ile inşa edilmiş ve doğu duvarında 0.60 m. uzunluğunda, 0.30 m. genişliğinde ve 0.33 m. derinliğinde gideri bulunan Havuz-1 açığa çıkarılmıştır. Havuz-1’in giderinin hemen önünde, 109,84 m. seviyesinde, 2.45 x 2.15 m. ölçülerinde olan Havuz-2’nin ise 0.66 m. kalınlığındaki duvar, moloz taş, tuğla ve kireç harcı ile inşa edilmiştir. Havuz-2’nin kuzey ve güney duvarlarında 0.66 m. uzunluğunda, 0.20 m. genişliğinde ve 0.34 m. derinliğinde birer gider, doğu duvarı içerisinde 2.12 m. genişliğinde kemer ve batı duvarı üzerinde kuzey-güney yönünde uzanan künk sitemi açığa çıkarılmıştır. Ayrıca Havuz-2 yapısının güney duvarına bitişik olarak 0.79 m. genişliğinde, 0.23 m. uzunluğunda 2 basamaklı merdiven bulunmaktadır. Açma-4 içerisinde 111.00 m. seviyesinde açığa çıkarılan doğu cephesinde 2.60 x 2.15 m. ölçülerindeki apsis ve apsis üzerinde gideri bulunan bir havuz yapısı daha bulunmuş ve Havuz-3 olarak adlandırılmıştır. Yapının güneydoğu köşesinde tuğla ve kireç harcı ile örülmüş bir kemer kalıntısı açığa çıkarılmıştır. Ortaya çıkarılan havuz yapıları, künk sistemleri ve payandalarla güçlendirilmiş duvarlar yapının bir tapınak olmadığı, daha çok su ile alakalı olduğu ve bulunan benzer örneklerden de yola çıkarak yapının bir Sarnıç olduğu anlaşılmıştır. İtalya’dan Roma Dönemine ait benzer bir Sarnıç Modeli. Doğu kısımdaki çalışmaların 108.70 m. seviyesinde sonlandırılmasının ardından yapının kuzey cephesini ortaya çıkartmak amacıyla profil 13-16 arasında yapının kuzeydoğusundan batı yönüne doğru 14-24 noktaları arasında yapılan kazı çalışmalarına Açma-6 adı verildi. 22.5 x 7.5 metrelik bir alanda 112.55 m. seviyesinden 110.09 m. seviyesine kadar inilerek alan içerisinde bulunan moloz taş, tuğla ve çatı kiremitlerinden oluşan bir dolgu katmanı alandan temizlenmiştir. Çalışılan alan içerisinde toplam 4 adet havuz yapısı açığa çıkarılmış ve havuz yapıları açılma sıralarına göre isimlendirilmiştir. Açma–6 içerisinde profil 14, nokta 18 karelajları arsında 111.30 m. seviyesinde bir duvar yapısı açığa çıkarılmıştır. Söz konusu bu duvar, Havuz–4 yapısının doğu duvarını oluşturmaktadır. Sarnıç yapısının kuzey duvarına yaslandırılmış şekilde açığa çıkarılan 4.45 x 3.80 m. ölçülerindeki Havuz-4 yapısının güney duvarı (Sarnıç yapısının kuzey duvarı) içerisinde ortaya çıkarılan kör kemerin orta kısmında yapının iç kısmından Havuz–4’ya açılan 0.25 x 0.40 m. ölçülerinde bir su kanalı açığa çıkarıldı. Havuz–4 yapısının kuzey duvarı içerisinde 110.55 m. seviyesinde 0.10 m. çapında bir künk bağlantısı açığa çıkarılmış ve ilerleyen çalışmalar sonrasında tespit edilen Havuz–5 yapısıyla bağlantılı olduğu saptanmıştır. Güney duvar içerisinde 110.70 m. seviyesinde tuğla ve kireç harcı ile örülü bir kemerin üst kısmı ortaya çıkarılmış ve bu sezonki çalışmalar 110.43 m. seviyesine kadar ulaştığı için tam olarak açığa çıkarılamamıştır. Payandalı Sarnıç Havuz 4. Profil 14 – 16, Nokta 18 – 21 karelajları içerisinde 111.05 m. seviyesinden 110.35 m. seviyesine inen bir kazı çalışması gerçekleştirilmiştir. Yapılan çalışmalarda Havuz-4’ün kuzeyinde 5.45 x 3.70 m. ölçülerinde bir havuz yapısı daha açığa çıkarılarak Havuz–5 yapısı olarak isimlendirdi. Havuz–4’ün güney duvarı tamamı, doğu ve batı duvarlarını bir kısmı kuzey duvarı ise eğimli arazide olmasından dolayı sadece temelleri kalmıştır. Güney duvarında 110.55 m. seviyesinde Havuz–4’te çıkarılan künk bağlantısının Havuz–5’e su akışı sağladığı saptanmıştır. Güney ve batı duvarları üzerinde 5 cm. kalınlığında 3 katlı kireç sıva yer yer korunmuş durumdadır. Payandalı Sarnıç Havuz 5. Profil 13 – 16, Nokta 20 – 24 karelajları arasında yapılan çalışmalarda açığa çıkarılan yapı Havuz – 6 olarak adlandırıldı. Havuz yapısının doğu duvarı Havuz–4’ün batı duvarıyla bitişiktir. Yapılan kazı çalışmaları 112.55 m. seviyesinde başlatılmıştır. Bu çalışmalar sırasında ortaya çıkarılan 3.45 x 5.30 m. ölçülerindeki yapı Havuz-6 olarak isimlendirildi. Havuz-6 yapısı içerisinde yoğun olarak moloz taş ve kireç harç döküntüsü olan bir dolgu toprak bulunmaktadır. Yapının kuzey duvarının 110.87 m. seviyesine kadar olan kısmı daha geç bir tarihte onarım görmüş, batı duvarının kuzeybatı köşesinde 1.80 m. genişlikte bir kısımda duvar kalıntısı bulunmamakta olup sezon itibariyle yapılan kazılarda mimarisi hakkında kesin bir veri alınamamıştır. Bu alandaki çalışmalar 110.70 m. seviyesinde sonlandırılmıştır. Payandalı Sarnıç Havuz 6. Profil 14 – 16, Nokta 20 – 23 karelajlarında 110.91 m. seviyesinde başlatılan kazı çalışmalarında Havuz-5’in batı duvarı ile Havuz-6’nın kuzey duvarlarının bulunduğu duvarların oluşturduğu yapı Havuz–7 olarak adlandırıldı. Yapının doğu duvarı içerisinde 110.83 m. seviyesinde duvara dik olarak yerleştirilmiş bir künk sistemi açığa çıkarılmıştır. Güney duvarında ise 110. 87 m. seviyesinde gnays mimari bloklarında kullanıldığı 1 m. genişliğinde bir duvar yapısı açığa çıkarıldı. Söz konusu bu duvar üzerinde iki tip duvar örgüsü görülmektedir. Havuz-6 kısmı moloz taşlardan oluşurken Havuz-7 kısmı ise 53 x 34x 7 cm. ölçülerindeki tuğlalardan oluşan daha geç bir döneme ait olduğu anlaşılmaktadır. Yapılan kazı çalışmalarında 110.54 m. seviyesine inilmiş ve havuz yapısının kuzey ve batı duvarları henüz açığa çıkarılamamıştır. Payandalı Sarnıç Havuz 7. Kazı sezonu sonunda Payandalı Sarnıç havadan görünüm. Payandalı Sarnıç’da yürütülen çalışmalarda, su toplama ve tahliye sistemlerine ait pişmiş topraktan yapılmış künkler, akıtmalıklar, “U” biçimli olukların parçaları bulunmuştur. Bunlardan, kazı envanter listesine girecek nitelikte, 20 adet küçük eser, 14 adet envanterlik nitelikte mimari eser kayıt altına alındı. Payandalı Sarnıç’dan bulunmuş Su Oluğu parçası Payandalı Sarnıç’dan bulunmuş Su Oluğu parçası 3- Apollon Isotimos Tapınağı Temenos Alanı Kazı Çalışması Apollon Isotimos Tapınağı Temenos Alanı 2013 yılı çalışmaları 16.07.2013 tarihinde başlamış, 13.09.2013 tarihinde sonlandırılmıştır. Apollon Tapınağı Temenos Alanı çalışmaları, Apollon Tapınağı’nın içerisinde yer alan mermer vaftiz havuzu, tapınağın kuzey doğusunda yer alan şekil itibariyle apsis görüntüsü veren birkaç blok taş ve Halil Edhem Bey’in 1905-1906 yılları arasında yaptığı kazılarda ortaya çıkardığı kiliseye ait olduğu düşünülen mozaik taban referans alınarak, apsisin bulunduğu alanda temizlik çalışmalarıyla başlatılmıştır. Temizlik sonrası Apollon Isotimos Tapınağı havadan görünüm. Pensilvanya Üniversitesi Doktora öğrencisi olan Kazı Heyet üyemiz Sanat Tarihçi Anna Sitz başkanlığında bir ekiple yürütülen Apollon Tapınağı Temenos Alanı çalışmaları Kilise Bölge ve Kemerli Giriş olmak üzere 2 farklı noktada gerçekleştirilmiştir. Kilise Bölgesi İlk çalışmalar, Apollon Tapınağı’nın kuzey batı köşesinde, Halil Ethem Bey’in yığmış olduğu atık toprağın kaldırılması ve kültür katmanlarını anlamaya yönelik kazılardır. Kilise Bölgesi açmadan genel görünüm. Üst seviyelerde geç dönem yapılaşmasının olduğu görülen alanda yoğun bir şekilde tahrip izlerine rastlanmıştır. Seramik buluntu anlamında alan, M.S. 12. yy. olarak tarihlenebilecek yeşil, sarı ve kahverengi firnisli seramikler ortaya çıkarılmıştır. Geç dönem künk hatları, kandil parçaları, ağırşak ve dokuma ağırlıkları bu sektörden ele geçen diğer arkeolojik verilerdir. Moloz taşlarla örülmüş olan ve Geç Antik Çağa ait olduğu anlaşılan yapı duvarlarında, Apollon Tapınağı’nın farklı inşa evrelerine ait mermer mimari malzemelerin devşirme olarak kullanıldığı anlaşılmıştır. Bu noktada ele geçen Geç Arkaik Döneme ait bir adet mermer çörten parçası ve M. Ö. 4. yy.a ait başka bir mermer çörten parçası son derece önemlidir. M. Ö. 2. yy.a ait kalıntıları görülen Apollon Isotimos Tapınağı’nın daha erken evreleri olduğuna işaret eden bu parçalar, en azında Apollon Tapınağı Temenos Alanı’nda Geç Arkaik Dönemden başlayarak imar faaliyetleri yürütüldüğü ve yapı izleri olduğunu göstermesi adına dikkate değer bulgulardır. Anadolu Parsı ve aslan başı kabartmalı çörtenler envanterlendikten sonra kazı evi deposunda korumaya alınmıştır. M.Ö. 4. yüzyıla ait mermer çörten parçası. Geç Arkaik Döneme ait mermer çörten parçası. Bu sektörde yürütülen çalışmalarda, kazı envanter listesine girecek nitelikte, 16 adet küçük eser ele geçirildi. 38 adet envanterlik nitelikte mimari eser kayıt altına alındı. Bu sektörde 16.07.2013 tarihinde başlayan çalışmalar 15.08.2013 tarihinde bitirilmiş, bu tarihten sonra Kemerli Giriş bölgesinde çalışmalara devam edilmiştir. Kemerli Giriş Bölgesi 16.08.2013 tarihinde başlanan Kemerli Giriş Bölgesi çalışmaları iki açmada gerçekleştirildi. Birinci açma Apollon Tapınağı Temenosu’nun kuzey duvarının dışında, Kemerli Giriş’in güneyinde açılmıştır. 2012 sezonda açılan Kemerli giriş ve çevresini genişletmek ve toprak seviyesini aşağı çekmek amacıyla yürütülen bu çalışmada, Apollon Tapınağı’nın Cella duvarına ait mermer blokların burada devşirme olarak kullanıldığı, geç dönem duvarı ve döşemesinde kullanıldığı anlaşılmıştır. 4x4 metre genişliğinde açılan bu açmada, 116.80 m.den başlayıp, 115.50 m. kotuna gelinerek, yaklaşık 1.30 m. seviye inilerek çalışmalar bitirilmiştir. Üst seviyelerde geç dönem yapılaşmasının olduğu görülen alan yoğun bir şekilde tahrip yaşamıştır. Seramik buluntu anlamında alan, M.S. 12. yy. olarak tarihlenebilecek yeşil, sarı ve kahverengi firnisli seramikler ortaya çıkarılmıştır. Geç Antik Dönem yapı izleri ve künk hatları, korozyonlu bronz sikkeler, pişmiş toprak ağırşaklar dışında kayda değer bir bulguya rastlanmamış, alanın dolgu toprakla kaplı olduğu anlaşılmıştır. Bu sektördeki ikinci açma ise, Temenos alanı dışında, Kemerli Giriş’in batısında, Halil Ethem Bey’in atmış olduğu yığıntı toprağın kaldırılması için yapılan çalışmalardır. Bu noktada erken Bizans dönemine ait bir sütun başlığı ele geçmiştir. 3.x3 m. genişliğindeki açmada, 117.70 m. seviyesinde başlayan çalışmalar 115.20 m. kotuna gelinerek, yaklaşık 2.50 m. seviye inilerek çalışmalar bitirilmiştir. Apollon Isotimos Tapınağı Temenos Duvarı Autocad çizimi. Kemerli Giriş Bölgesi havandan görünüm. Bu sektörde yürütülen çalışmalarda, kazı envanter listesine girecek nitelikte, 14 adet küçük eser ele geçirildi. 15 adet envanterlik nitelikte mimari eser kayıt altına alındı. Bu noktadaki çalışmalar 13.09.2013 tarihinde bitirilmiştir. Kemerli Giriş Bölgesi’nden ele geçen Bizans (Doğu Roma) sütun başlığı. Ayrıca, Apollon Isotimos Tapınağı Temenos Alanı hem ziyaretçilerin düzenli gezmeleri için, hem de köylülerin tahribi ve hayvanların açmalara zarar vermesini önlemek amacıyla tel çit ile çevrilmiştir. Yapılan protokol kapsamında Çine Belediyesi’nin sponsorluğunda ve Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’ndan gerekli izinler alınarak çit çevirme işlemleri gerçekleştirilmiştir. Yaklaşık 4000 m².lik bir alan 170 m. uzunluğunda bir tel çit ile çevrilmiştir. Apollon Isotimos Tapınağı Temenos Alanı’nın tel çit ile çevrilmesi. Apollon Isotimos Tapınağı Temenos Alanı’nın tel çit ile çevrilmesi. 4- Bizans (Doğu Roma) Suru Koruma, Onarım ve Restorasyon Çalışmaları 2012 yılında açığa çıkarılan 3 adet sur kulesi ve bunların devamı niteliğinde olan 70 metre uzunluğundaki sur duvarlarında 08.07.2013 tarihinde temizlik çalışmaları başlamıştır. Koruma ve onarım çalışmaları öncesi, sur kalıntılarını her türlü bitki ve toprak kalıntısından arındırmak amacıyla başlanan temizlik çalışmaları 35 gün sürmüştür. Sağlam olmayan ve tam yerine oturmamış küçük taşlar ve bloklar yerlerinden alınarak, oturma yerleri ve taşların yüzeyleri detaylıca temizlenmiştir. Surun cephelerindeki derzler fırçalarla oyularak atık malzemelerden arındırılmıştır. Duvar dipleri ve köşeleri açılarak temizlenmiş, onarım çalışmaları öncesi, duvarlar nemli topraktan korunmuştur. Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’ndan gerekli izinler alındıktan sonra, Kazı heyet üyemiz Restoratör Mustafa Taha Duman denetiminde 4 taş ustası ile birlikte 26.08.2013 tarihinde sağlamlaştırma ve onarım çalışmalarına başlanmıştır. 3 kule ve 70 metre uzunluğundaki duvarlarda temizlik çalışmaları sonrası yürütülen sağlamlaştırma ve onarımlarda 0.5 numara kum, hamur kireç, dişli mermer tozu ve tuğla tozu karışımından bir harç uygulanarak sağlam derzler doldurulmaya başlanmıştır. Kulelerin ve sur duvarlarının bağlayıcılık özelliğini kaybetmiş olan kireçli derz harcının temizlik çalışması tamamlanmış olup orjinal harç içeriğine bağlı kalınılarak hazırlanmış yeni derz harcı ile derz çalışması belirlenen seviyede tamamlanmıştır. Vinç yardımıyla ve manivelalar kullanılarak büyük boyutlu taşlar yerleştirilerek kuleler ve sur duvarının tamamı 3 sıra yükseltilmiştir. Batı kulenin 3 metre doğusunda yer alan Bizans Dönemi giriş kapına ait kapı söveleri, zamanlar oluşan yıpranmalar sonucu olağan yerlerinden ve dik konumlarından kaydığı için, devrilme riski taşıyordu. Bu sövelerin dipleri açılarak terazilenip, orijinal konumlarına getirilmiştir. Apollon Tapınağı’nın kuzeyinde yer alan yarım yuvarlak planlı kulelerin sadece 2 sırası korunabilmiştir. Devşirme blokların ve yer yer sütunların kullanılarak yapıldığı bu yarım yuvarlak kulelerin iç kısmında kule içi apsis mevcuttur. Bu kulelerin çapı 7 m.dir, kule içi apsislerin çapı 2.80 m.dir. Devşirme bloklardan oluşan ve aralara küçük taşlarla dolgu yapılan bu duvarların genişliği 3.00 m.dir. 3 adet yarım yuvarlak apsisli kule ve 70 metre uzunluğundaki sur duvarı orjinal malzemeler kullanılarak onarılmıştır. Apollon Tapınağı Temenosu Kemerli Girişe yakın olan Kuzey Kulenin sur içine denk gelen iç duvarları 2012 yılı kazı sezonunda tamamen açıldığı için, surların sadece bu noktasında iç duvarlar onarılabilmiştir. 7 metre uzunluğunda bu iç duvarın ortasında Kuzey Kulenin giriş koridoru orijinal ölçüleri ve asimetrik planı baz alınıp, orijinal haline sadık kalınarak onarılmıştır. 08.07.2013 tarihinde başlatılan Bizans suru temizlik ve onarım çalışmaları 30.11.2013 tarihinde 2013 yılı arazi çalışmalarının bitirilmesi nedeniyle sonlandırılmış, gelecek sezon bu surlarda onarım ve koruma çalışmalarına devam edilecektir. Alabanda Bizans (Doğu Roma) Suru Doğu Kule'nin koruma ve onarım öncesi durumu Alabanda Bizans (Doğu Roma) Suru Doğu Kule'nin koruma ve onarım sonrası mevcut durumu Alabanda Bizans (Doğu Roma) Suru Batı Kule'de koruma ve onarım çalışması Alabanda Bizans (Doğu Roma) Suru Restorasyon Çalışmasından Önce Restorasyon Çalışmasından Sonra Alabanda Bizans (Doğu Roma) Suru Restorasyon Çalışmasından Önce Restorasyon Çalışmasından Sonra 5- Zeus Khrysaoris Tapınağı Restorasyon ve Restitüsyon Çalışmaları 2012 Yılı Zeus Khrysaoris Dorik Tapınağı’nda kazı ve onarım çalışmaları yapılmıştı. 2013 yılı çalışmalarına ise, ilk olarak, 02.07.2013 tarihinde bitki temizliği ve tapınak içerisinde genel bir temizlik çalışmasıyla başlanmıştır. 2013 yılı kazı sezonu boyunca Zeus Khrysaoris Tapınağında yapılan çalışmaları 5 başlık altında incelememiz mümkündür. 1- Tapınak ve çevresinde yapılan temizlik çalışmaları, 2- Tapınağa ait sütun tamburu ile architravın konservasyon ve restorasyonu, 3- Tapınağa ait mimari bloklara mimari buluntu numarası verilerek kayıt altına alınması, 4- Tapınağa ait teknik ölçümlerin yapılması, 5- Tapınağın 3 boyutlu modellendirilmesi (restitüsyonu). 1- Tapınak ve Çevresindeki Temizlik Çalışmaları: Tapınak ve çevresinde temizlik ile alan düzenleme çalışmaları yapılmıştır. Tapınağın içerisinde ve etrafındaki bitkiler temizlenmiş, döküntü küçük taş, moloz ve yüzeydeki toprak kalıntıları atılmıştır. Ayrıca yağmur sularının getirdiği akıntı toprağın tapınağın stylobate yüzeyini kapatmaması için stylobate çevresinde su olukları açılmıştır. Cella içinde temizlik çalışması. 2-Konservasyon ve Restorasyon Çalışmaları: Bu başlıktaki çalışmalar, ALB.ZT.MB.26 no’lu sütun tamburu ile ALB.ZT.MB.82 no’lu architravın üzerinde yer alan stucconun korunmasına yönelik olmuştur. M.Ö. 4. Yüzyıl 2. Yarısına tarihlenen Zeus Khrysaoris Tapınağı’nın mermer görünümünün ihtişamını vermek için stucco ile kaplandığı bilinmektedir. Ancak günümüze kadar çok az bir bölümü korunabilmiştir. Tapınakta stucconun en iyi korunduğu mimari elemanlar ALB.ZT.MB.26 no’lu sütun tamburu ile ALB.ZT.MB.82 no’lu architrav bloğudur. Bu nedenle bu iki mimari eleman konservasyonuna önem verilerek, bunların korunması için çalışmalara başlanmıştır. Gelecek sezon yapılması düşünülen restorasyon çalışmalarında kullanılacak olan bu mimari elemanlar, yapının orijinal görünümü hakkında değerli veriler sunacağı için orijinal haliyle korunmaya çalışılmıştır. ALB.ZT.MB.26 no’lu sütun tamburu, tapınağın güneydoğu köşe sütunun birinci tamburuna aittir ve insitu olarak yerinde durmaktadır. 2012 kazı sezonunda tapınakta yapılan kazılar sırasında bu tambur kesit içinde bırakılmıştı. Bu yıl yapılan çalışmalarda öncelikli olarak sütun tamburunun güney yüzünde bulunan kesit toprağı alınmıştır. Daha sonra tambur üzerinde yer alan kalker, yosun ve toprak temizlenmiştir. Bu işlemlerden sonra gerekli kimyasallar kullanılarak stucco sağlamlaştırılmış ve koruma altına alınmıştır. Böylelikle tambur ve architrav restorasyona hazır hale getirilmiştir. Aynı işlemler tapınağın batısındaki boş alanda dizilen mimari elemanlar arasında yer alan ile ALB.ZT.MB.82 no’lu architrava da uygulanmıştır. Zeus Tapınağı güneydoğu köşe sütununun üzerindeki sıva restorasyonunda 1 restoratör ve 1 işçi çalışmıştır. Çalışmalarımızda; ilk işlem olarak alan içindeki ve sütun üzerindeki bitkisel oluşumların ve toprak katmanlarının temizliği olmuştur. Sütunun üzeri bir çadır ile örtülerek hava koşullarından etkilenmesi en aza indirilmiştir. Sütun üzerindeki bağlayıcılık özelliğini kaybetmiş ve nemden etkilenerek destek duvarından ayrılan sıvalar mekanik yöntemler ile temizlenerek, patinato uygulaması yapıldıktan sonra bordür uygulamasına hazır hale getirilmiştir. Arşitrav bloğu üzerindeki stucco’nun temizlik işlemine başlanılmıştır. Sutün üzeri stucco’nun dayanımını arttırmak için Primal AC-33 (%5) solüsyonu stucco’ya emdirilerek konservasyon işlemine devam edilmiştir. Bordür uygulamasına hazırlanan sıva kısımlarında bordür uygulamasına dere kumu+mermer tozu+hidrolik kireç ile hazırlanmış bordür harcı ile başlanılmış olup, korumaya alınmıştır Halil Ethem Bey tarafından 1903-1904 yıllarında yapılan kazılarda ortaya çıkarılan Dor Düzenindeki tapınak, tiyatronun 200 m. kadar kuzeybatısında yapay bir teras üzerinde inşa edilmiştir. Yerel gnays taşından inşa edilmiş olan yapının sütün tamburları ve cella duvarı blokları stucco (kireç, kum ve kireç kaymağı karışımı sıva) ile kaplanmıştır. Böylece yapı, hem mermer kullanımından doğacak ekonomik külfetten kurtulmuş hem de mermerin cezbedici görünümüne sokulmuştur. 6x11 sütuna sahip peripteros planlı tapınak, inşa tekniği, işçilik ve buluntulara göre M.Ö. 4. yüzyılın ortalarına tarihlenmektedir. Karia Bölgesine has mimari özellikler taşıyan Alabanda Zeus Khrysaoris Dorik Tapınağı, Pytheos gibi bir mimarın yetiştiği ve bir Rönesansa sahne olan M.Ö. 4. yüzyıl Karia’sında mimarlık tarihi açısından önemli bir yere sahiptir. Tapınağın stylobat zemininde yer alan gnays blokların sadece sütun altlarını bir hat şeklinde çevrelediği, cella duvarı ile sütun dizisi altındaki blokların arasında kalan yürüme düzleminin (pteron) sıkıştırılmış toprak olduğu anlaşılmıştır. Aynı şekilde cella ve pronaos zeminlerinde de sıkıştırılmış toprak kullanılmıştır. Taş döşemenin sadece sütun altlarında kullanılması yapının Arkaik gelenekte inşa edildiği göstermektedir. Arkaik Dönemde Karia mezar mimarlığında ahşabın yoğun şekilde kullanıldığını Karia’daki anıtsal mezar odalarının tavanlarında gereksiz yere kullanılan kalın taş kirişlerden anlayabiliyoruz. Ancak ahşap bir yapının tavanında kullanılırsa mimari bir gereksinim duyulabilecek kalın kirişler M.Ö. 4. yüzyıl mezar mimarlığında yoğun olarak karşımıza çıkmaktadır. Arkaik geleneklerin taş mimariye yansıtıldığı bu inşa tekniğini Zeus Tapınağında da görmek mümkündür. Pteronda toprak zemin tercih edilirken sütun altlarında bir dizi halinde taş blokların yer alması da ancak sütunların ahşap yapıldığı dönemlerde tercih edilen bir uygulama olmalıdır. Bu tutucu geleneğin Klasik Çağ’da da uygulandığı anlaşılmaktadır. Tapınağın kuzey yanında önceki yıl ortaya çıkardığımız gnays duvar muhtemelen yüzünü tapınağa çevirmiş bir stoaya ait olmalıdır. Tapınak içerisinde bir önceki yıl yapılan temizlik çalışmaları sırasında, kuzey pteromada 7. ve 8. sütun tamburları arasındaki stylobate basamağı bloğunun üzerinde ve güney pteromada 9. sütun tamburunun üzerine oturmuş olduğu stylobate bloğu üzerinde iki adet “ΔI” yazısı açığa çıkarıldı. Dii (Zeus’a) veya tersten okunacak olursa, ki mümkündür ve (I) harfi sert nefes işareti ile (H) şeklinde okunur, ΔI (H)IERON DI (Zeus Kutsal Alanı) anlamını ifade ettiğini düşünüyoruz. Tapınağın stylobate bloklarını üzerinde yer alan ve bizim çalışmalarımız sırasında açığa çıkarılan “ΔI” yazısının gösterdiği üzere burası Zeus ile ilişkilidir. Kuzey-doğu temenos duvarı köşesinde geçen yıl ortaya çıkardığımız bir gnays altarın bir kenarı üzerinde çift balta (Labrys) kabartmasının olması tapınağın Alabanda yazıtlarında söz edilen Zeus Khrysaoris Tapınağı olması gerektiğini göstermekteydi. Altarın bir diğer yüzünde ise çelenk kabartması yer almaktadır. Sözü geçen Labrys’lü altarın bir eşinin Alabanda tiyatrosunun skene binasında M.S. 4. Yüzyılda yapılan yeni düzenleme içinde devşirme olarak kullanılması ve bu düzenleme içinde gelişigüzel kullanılmış gnays sütun tamburlarının tapınaktaki tamburlar ile aynı çapta olmaları, ve ayrıca yeni düzenleme içinde kullanılan çok sayıdaki dorik başlığın tapınağın sütun çapları ile uyum göstermesi, Tiyatro’da M.S. 4. yüzyılda yapılan yeni düzenlemenin hammaddesi olarak Zeus Tapınağının seçildiğini ortaya koymaktadır. “Hieron Di” yani “Zeus’un Kutsal Alanı” anlamına gelen bu yazı sayesinde 1905-1906 yıllarında Halil Edhem Bey’in raporlarında belirttiği Artemis Tapınağı olarak bilinen yapının Zeus’a adandığı anlaşılmıştır. Labrys’lü bloklardan bir diğeri, Tapınak temenosunun kuzey yamacına yuvarlanmış olarak, bir başkası ise batı yöndeki yamaçta bulunmuştur. Söz konusu bloklar temenos alanına önceki yıl getirilmişlerdir. 6- Kentte Gerçekleştirilen Arkeojeofizik Çalışmalar Alabanda Antik kentinde tepe olarak isimlendirdiğimiz ve Batı Tapınak olarak isimlendirilen alanlarda gömülü arkeolojik yapı olup olmadığını araştımak amacıyla jeofizik yöntemlerin uygulanmasına bu alanda başlanmıştır. Bu alanı araştırmada manyetik ve elektrik(rezistivite) yöntem kullanılacaktır. Jeofizik çalışmalar arkeolojik alanlarda en erken 1940’larda başlamış ve o yıllarda özdirenç yöntemleri yaygın olarak uygulanmıştır. 1980’lerden bu yana birçok araştırmacı için kazılmamış arkeolojik alanlarda yüksek çözünürlüklü görüntüler elde edilmiştir. (Drahor, 2006; Gaffney et al., 2000; Hesse et al.,1986; Leucci et al., 2007; Neubauer, 1997; Tsokas et al.,1994). Geleneksel rezistivite tekniği 1960’dan bu yana tek veya çeşitli düzeyler için belirgin direnç veri haritası oluşturmak adına yaygın olarak kullanılmaktadır (Atkinson, 1963; Clark, 1996; Herbich et al., 1997; Hesse et al., 1986). Bugün direnç veri datalarını toplama çoğunlukla standart çift dizi ile çalışan toprak direnci sistemleri tarafından, geleneksel direnç toplamaya göre çok daha hızlı bir şekilde arkeolojik çalışmalar içinde gerçekleştirilebilir (Clark, 1996; Herbich et al., 1997). Rezistivite yöntemi gömülü yapı ve çevresindeki toprak arasında belirgin bir özdirenç farkı var ise kullanılır (Neubauer, W and Eder-Hinterleitner., 2004 ; Gaffney et.al.,2004). Elektrik (rezistivite) tomografisi(ERM), arkeolojik çalışmalarda en çok kullanılan yöntemdir. Çünkü bu uygulama duvarların, yapı temellerinin ve mağaraların tespit edilmesinde oldukça başarılı bir yöntemdir. Güncel olarak rezistivite görüntüleme tekniği sığ arkeolojik yapıların tespitinde çokça kullanılan metot olarak yerini almıştır. Bu teknikteki amaç, seçilen elektrot dizilimi (wenner, schlumberger, dipol-dipol, pole-pole vb.) sayesinde çalışma alanında devamlı olarak yeraltını görüntülemektir (Clark,1996 ; Walker, R., Somers, L., 1994; Tsokas, G.N., Hansen, R.O.,2000 ; Lopez-Loera et.al.,2000 ; Kıs, K.I., Puszta, S,,2006). Ters çözüm teknikleri kullanarak elde edilen elektrik özdirenç verilerinin yorumlanması son yıllarda oldukça kullanılan bir yöntem halini almıştır. Görüntüleme çalışmalarında 2D ve 3D ters çözüm teknikleri kullanılmıştır.( Kıs, K.I., Puszta, S.,2006 ; Carr,1982 ; Sarris, A., Jones, R.,2000 ; Barker,1981) Manyetik gradyant tekniği yaygın olarak, geniş alanların (10 hektar ve üstü) bir gün içinde yoğun ve kapsamlı olarak, arkeolojik prospeksiyonları ortaya koymak için kullanılır. Bu yöntemle hızlı bir şekilde toplanan veriler ve sonuçları eşleştirilebilir ve kesin görüntüler ortaya konur. Elde edilen manyetik veriler sinyal ve görüntü işleme teknikleri kullanılarak yüksek kaliteli görüntüler (gri ölçekli ve/veya renkli) ve veri elde edilir (Clark, 1996; Scollar et al., 1986). Manyetik yöntemin etkinliği, arkeolojik yapının çevresi ile olan suseptibilite değişimlerine bağlıdır. Isıl kalıntı mıknatıslanma içermeleri nedeniyle pişmiş arkeolojik yapılar; çanak,çömlek birikintilerinin ve fırınların vs, manyetik yöntemle belirlenmesi oldukça kolaydır. Duvarlar yada temeller özellikle kayaçlardan yapıldıkları için kalıntı mıknatıslanma içerirler ve arkeolojik alanlarda genellikle hedef noktalar oluştururlar. Bir çok arkeolojik çalışmalarda manyetik yöntemlere ait uygulamalar ve tanımlar sunulmuştur (Scollar et.al.,1986 ; Lopez-Loera et al.,2000 ; Clark 1982, Jenk.,2003). Tsokas ve Hansen (2000) yılında arkeolojik alanlarda kaynak parametreleri ve anomalilerin artış gösterdiği toplam manyetik alan değişimlerini oluşturan gömülü yapıların karmaşık şekillerini tespit etmek amacıyla, yapay veriler üzerinde tahminlerde bulunmuşlardır (Carr,1982). Lopez- Loera et al. (2000), Batı Mesoamerica da, Colima bölgesinin La Campana’ daki arkeolojik alanda manyetik çalışma uygulamışlardır (Kıs,2006). Manyetik haritalarda bazı özel topografya yükselimleri ile ilgili ve trençten sonra oluşan ufak boyutlu piramitler ve geniş kompleksler, anomaliler halinde tespit edilmiştir. Bunlara ilave olarak manyetik haritalarda düz anomalilerin, su kanalı ağı olduğunu görmüşlerdir. Kis ve Puszta 2006 yılında Macaristan’da Hajdúdurog yerleşim alanında yer alan Sarmatian mezarlarının tespitinde manyetik yöntem kullanmışlardır. Bu mezarların yerlerinin tespiti için manyetik alan değişimlerine ait uygulamaya dayalı bir metot geliştirilmiştir ( Kıs, 2006, Puszta, S.,2006). Karavul et al. (2010) Türkiye Balıkesir Burhaniye Ören de yer alan Adramytteion antik kentinde elektrik ve manyetik yöntem kullanmıştır. Manyetik yöntemle ısıl kalıntı mıknatıslanma kazanmış bir fırın, aynı alanda elektrik yöntemle antik döneme ait duvar yapısı tespit etmiştir. Bu da elektrik yöntemin duvar yapıları bulunmasında manyetik yöntemin ise pişmiş kil ve fırın yapılarının bulunmasında başarılı olduğu göstermiştir. **Gaffney, C.F., Gater, J.A., Linford, P., Gaffney, V.L., White, R., 2000. Largescale systematic fluxgate gradiometry at the Roman city of Wroxeter. Archaeological Prospection 7, 81e99. **Gaffney, V., Patterson, H., Piro, S., Goodman, D., Nishimura, Y., Multimethodological Approach to Study and Characterize Forum Novum (Vescovio, Central Italy)., Archaeological Prospection, 2004 Vol.11, p. 201-212. **Herbich, T., Misiewicz, K., Teschauer, O., 1997. Multilevel resistivity prospecting of architectural remains: the Schwarzach case study. Archaeological Prospection 4, 105e112 **Hesse, A., Jolivet, A., Tabbagh, A., 1986. New prospects in shallow depth electrical surveying for archaeological and pedological applications Geophysics 51, 585e594. **Karavul,C.et.al., Magnetic and electrical resistivity image survey in a buried Adramytteion ancient city in Western Anatolia,Turkey. International Journal of the Physical Sciences,2010, Vol. 5(6), pp. 876-883 ** Kıs, K.I., Puszta, S., Application of Magnetic Field Derivatives for Locating Sarmatian Graves, Journal of Applied Geophysics, 2006, Vol. 60, p.13-26 **Leucci, G., Greco, F., DE Giorgi, L., Mauceri, R., 2007. Three-dimensional image of seismic refraction tomography and electrical resistivity tomography survey in the castle of Occhiola (Sicily, Italy). Journal of Archaeological Science 34, 233e247. ** Lopez- Loera, H., Fucugauchi, J.U., Elizondo, J.L.C., Torres, R.C., Juarez, R.P., Pacheo, A.M.J., Vargas, E.M., Magnetic Study of Archaeological Structures in La Campana, Colima, Western Mesoamerica, Journal of Applied Geophysics, 2000, Vol. 43, 101-116 **Neubauer, W., 1997. A. Eder-Hinterleitner Resistivity and magnetics of the Roman town Carnuntum, Austria: an example of combined interpretation of prospection data. Archaeological Prospection 4, 179e189. **Neubauer, W., Eder-Hinterleitner, A., Resistivity and Magnetics Of The Roman Town Carnuntum, Austria: An Example of Combined Interpretation of Prospection Data., Archaeological Prospection, 2004 Vol. 4, p. 179-189. **Sarris, A., Jones, R., Geophysical Prospection of Archaeological Sites in the Mediterranean Archaeology, 2000, Vol.13 **Scollar, I., Weitner, B., Segeth, K., 1986. Display of archaeological magnetic data. Geophysics 51, 623e633. **Tsokas, G.N., Giannopoulos, A., Tsourlos, P., Vargemezis, G., Tealby, J.M., Sarris, A., Papazachos, C.B., Savopoulou, T.,1994. A large scale geophysical survey in the archaeological site of Europos (N. Greece). Journal of Applied Geophysics 32, 85e98. **Tsokas, G.N., Hansen, R.O., On the use of Complex Attributes and the Inferred Source Parameter Estimates in the Exploration of Archaeological Sites, Archaeological Prospection, 2000, Vol.7, p.17-30 **Walker, R., Somers, L., 1994. Geoplot Version 2.01 Instruction Manual, 1.01. 7- Antik Kentin Halihazırının Oluşturulması, Mimari Kalıntıların GNSS Mobil Ölçüm Sistemi ile Dijital Ortama Aktarılması ve Autocad Çizimleri. Sur Çalışmaları 2013 yılı kazı sezonu içerisinde M.Ö. 4. yy’a tarihlenen surlar ve Bizans (Doğu Roma) Dönemine tarihlenen surların planlarını çıkarmak için CHC Geodetic GNSS Receiver X91 model portotif totalstation ile çizim çalışmaları yapıldı. Bu amaç doğrultusunda 03.10.2013 tarihinde başlanan çalışmalarda M.Ö. 4.yy surları ve Bizans (Doğu Roma) surlarında kroki çalışmaları gerçekleştirildi. Öncelikle M.Ö. 4.yy surlarında gerçekleştirilen çalışmalarda surların, kulelerin ve kapıların krokisi çizildi. Kroki çizimi sırasında 2 adet daha kule tespit edildi (bu kulelerden biri yarım yuvarlak planda iken diğeri kare planlıdır) daha önce 30 kule bilinmekteydi, yine aynı şekilde 3’ ü kesin 2’si ihtimal olmak üzere 5 kapı tespit edildi daha önce 2 kapı biliniyordu. Kuleler kareye yakın dikdörtgen planlıdır. Yalnızca doğu surları üzerinde ovada yer alan kule beşgen planlıdır. Kulelerden ihtimal olan kulelerden biri yuvarlak planlı diğeri ise kareye yakın dikdörtgen planlıdır. Doğu surları üzerinde ovada günümüzde görülemeyen kulelerin bir kısmının tarımsal etkinlikler nedeniyle tahrip edildikleri düşünülmektedir. Bu kapıların güney ve batı surları üzerindeki kapılarda olduğu gibi sağlam bir şekilde değil de nekropol alanına giden yollar, kulelere yakınlığı ve kapı yakınlarında görülen kapı söveleri ya da lento bloklarına bakılarak ihtimal olarak dahil edilmişlerdir. M.Ö. 4.yy surlarında kroki çalışmalarının tamamlanmasının ardından Bizans (Doğu Roma) surlarında çalışmalara devam edildi. 2012 yılında kazısı yapılan bu surlarda 3 kule ve kent giriş kapısı açığa çıkarılmıştı. Surların planını çıkarmak için topografyaya bakılarak geçtiği yerler saptandı. Bu yapılan çalışmalarda, ortaya çıkarılan kent giriş kapısı ve 3 kule dışında 6 adet daha kule tespit edildi. Surların doğuda kentin ana surlarına bağlandığı yere kadar takip edilebilirken ne yazık ki batıda sadece Merkezi Hamam’a kadar takip edilmekte, bu alandan sonra surların tam olarak ulaştığı alan bilinememektedir. Tespit edilen 6 adet kulenin 3’ü batı, 1’i kuzey, 1’i kuzeydoğu, 1’ ise doğu yönünde yer almaktadır. Bu yeni bulunan kulelerde daha önce kazısı yapılan kulelerle aynı plan ve iççiliktedir. Diğer alanlarda mevcut olan M.Ö. 4. yy suru onarılarak kullanılmış ayrıca bazı yerlere ihtiyaç gereği yarım yuvarlak kuleler yapılmıştır. Tüm bu çalışmalar sonunda surlarda kroki çizimi tamamlandı. Surlar üzerindeki kroki çalışmaları. Krokisi yapılan surlarda M.Ö. 4.yy surlarında başlanarak CHC Geodetic GNSS Receiver X91 model portotif totalstation cihazı ile nokta alma (ölçüm) çalışmaları yapıldı. Uydu bağlantılı bu cihaz ile surların bulundukları yerler uydu üzerinden sabit noktaları alındı. Üç zirveli Alabanda surlarının, bu zirveler üzerinden geçen güney surları üzerinde 258 nokta alınmıştır. Zirveden ovaya doğru uzanan doğu surlarında 171 adet noktalama yapılmıştır. Tamamı ovada yer alan kuzey surlarında 120 adet noktalama yapılmıştır. Zirveden ovaya doğru uzanan batı surlarında ise 306 nokta alınmıştır. Kenti çevreleyen M.Ö.4. yy surları üzerinde toplam 855 nokta alındı. Daha sonra Bizans (Doğu Roma) surları üzerinde yapılan çalışmalarda toplam 98 nokta alınarak ölçüm aşaması tamamlandı. Ardından tüm bu veriler dijital ortama aktarıldı. Bilgisayar üzerinde bu alınan noktalar krokiye bakılarak birleştirildi ve kentin sur planı çıkarıldı. Kentin sur planının çıkarılmasının ardından kentin ana surları üzerinde yer alan 3 adet kule ve 2 adet kapının ölçüleri alınarak Autocad programında cephe çizimleri yapıldı. Autocad programında çizimi yapılan kule. Çizimleri yapılan bu kuleler doğu, güney ve batı surlarında yer almaktadırlar. Çizimi yapılan kapılar ise güney ve batı surları üzerindedirler. Ayrıca diğer sur ve kulelerin ölçülü fotoğrafları çekildi ve bunlar arasından günümüze kadar ayakta kalabilen sağlam olanlarının fotoğraf üzerinden FreeHand programı yardımı ile çizimleri yapıldı. Surların ve Kulelerin ölçekli fotoğraf çekim çalışmaları. Restorasyon Çalışması Restoratör Taha Duman kazının Eylül, Ekim ve Kasım aylarında küçük buluntuların temizlik ve konservasyonu ile ilgili olarak 25 adet envanterlik, 113 adet etütlük eser üzerinde çalışma yapmıştır. Kazı ve yüzey buluntusu Gümüş ve Bronz sikkeler, pişmiş toprak eserler, bronz figürinler üzerinde patina temizliği yapılmış ve bu eserlerdeki korozyonu önlemeye yönelik tedbirler alınmıştır. Laboratuar çalışmalarında 1 restoratör görev almıştır. Laboratuarda gerçekleştirilen çalışmalar, kazı deposunda bulunan eserlerin öncelik sırasına göre koruma ve onarım uygulaması şeklinde sürdürülmüştür. Laboratuarda pişmiş toprak, cam vb malzemelerin koruma ve restorasyon çalışmaları gerçekleştirilmiştir. 60 adet bronz sikke, 4 adet pişmiş toprak kandil,1 adet pişmiş toprak küçük kap, 1 adet pişmiş toprak testicik, 1 adet demir taşçı aleti, 1 adet kemik obje, 1 adet bronz kase üzerinde gerekli konservasyon ve restorasyon uygulamaları yapılmıştır. Tüm küçük buluntuların restorasyon ve konservasyon uygulaması öncesi durumunu gösteren fotoğraflama ve raporlama işlemi yapıldıktan sonra malzeme türü ve eserin bozulma durumuna göre uygun görülen koruma işlemleri gerçekleştirilmektedir. Konservasyon çalışması öncesi. Konservasyon çalışması sonrası. 173 gün süren 2013 yılı çalışmalarında bulunan eserlerden gerekli nitelikleri taşıyan 25 adet eser, gerekli katalog ve envanter sisteminde düzenlemeler yapılarak, kazı sonunda Aydın Müze Müdürlüğü'ne tutanakla teslim edilmiştir. Doç. Dr. Suat ATEŞLİER Alabanda Antik Kenti Kazı Başkanı