beyimin beyni - R. Berin Tuncel
Transkript
beyimin beyni - R. Berin Tuncel
psikoloji Uzman Psikolog R. BERIN TUNCEL Nefs Psikolojisi Uzmanı – Yetişkin Terapisti BENİM BEYNİM ve BEYİMİN BEYNİ M aster tezim için araştırma yaparken karşıma çıkan makalelerin günün birinde bir kadın dergisi için bana yol göstereceğini tahmin edemezdim. Üzerinde hiç durmadığım bir bilgi olan el kullanma tercihi üzerine okumalar yaparken, günlük yaşamımızda hangi elimizi, ne kadar beceri ile kullanıyor oluşumuzun, beynimizin yapılanması ile ilişkisi olduğunu anladığımda şaşkındım. Eğitim düzeyimizden bağımsız olarak, çoğumuzun beynimize yabancı olduğumuzu fark etmiştim. Beynimize yabancı olmamız, biraz kendimize, biraz da beyimize yabancı olmamız anlamına da geliyordu üstelik. Beynin sağ ve sol yarı-küreleri arasındaki farklılık hepimizin günlük yaşamına yansıyordu. El tercihi, bunun sadece en kolay gözlenebilen yönlerinden bir tanesiydi. Ya diğerleri? Sosyal medyada rastladığımız aracını park etmekte güçlük çeken kadınların kamera kayıtları, ev dekorasyonu için her bir detayı defalarca kontrol edişleri, bir konuyu uzun uzun anlatışları, olaylar karşısında artan ve azalan duygular, estetik unsurların taşınmasında hep bir adım önde oluşları, buna karşın pek çok erkeğin farklı olaylar karşısında duygusunu genellikle öfke ile ifade edişi, erkeklerin ağlamayacağını iddia eden 88 şarkılar, futbola duydukları aşk ve anlatılan konu bittiğinde sorulan o meşhur ‘Sonuç’ sorusu. Sonuç?!. Kadınlar ve erkekler arasındaki iletişim sorunları popülerliğini koruyan konuların başında gelir. Kadınlar ne ister? Erkekler ne söyler başlığıyla filmler, diziler, kitaplar yazılır. Bellidir ki bir fark vardır. Ama bu fark nedir? Nereden kaynaklanmaktadır? Elbette bu farklılığın tek nedeni beyin yapılanmamız arasındaki farklılık değil ama baş aktörlerden olan beynimizi isterseniz biraz tanıyalım. Nörobilim alanında önemli isimlerden olan Harvard Üniversitesi’nden Prof. Dr. Albert Galaburda, beyin, anne karnında gelişmeye başladığında sol yarımküre, sağ yarımküreye göre bir hafta geç geliştiğinden ve bu gecikmede erkeklik hormonu testosteronun da etkisi olduğundan bahsetmektedir. Ülkemizdeki önemli isimlerden Prof. Dr. Öget Öktem ise, bu ve benzeri pek çok araştırmanın kadınlarla erkekler arasında görülen yetenek farklılıklarını açıklayabileceğini söyler. Kadınların beyinlerinde dil ile ilgili alanlar daha çok gelişmiştir. Erkeklerinse, görsel-mekansal işlevlerden sorumlu alanları daha gelişmiştir. Bu, şu anlama gelmektedir. Erkekler, yer–yön bulma konusunda, çoğunlukla daha avantajlıdırlar. Kadınlarsa, duygu ve düşüncelerini dile dökme konusunda… psikoloji Danışanlarımdan ve arkadaşlarımdan sık sık duyarım ve kişisel yaşantımda da gözlemleme imkanına sahibim ki, erkekler bizim kadar konuşmak istemiyorlar. Hem konuşma tarzları farklı hem de süreleri. Konuşurken daha sonuç odaklılar ve detaylara girmek istemiyorlar. Yine bu farklılıkta, sağ ve sol beyin yapılanması ve bireyden bireye bu yapılanmadaki farklılıktan kaynaklanıyor olabilir. Konuşulan konunun içerdiği duygu sağ beyni ilgilendirir, mantıksal içerik ve sonuç ise sol beyni. Günlük iletişimde hem sağ hem sol beynimizi hepimiz aktif olarak kullanırız. Ama hem cinsiyetler arasındaki farklılıklar hem de bireyler arasındaki farklılıklar bu kullanım esnasındaki baskınlık farkıyla ilgilidir. Örneğin Ayşe Hanım’la Ahmet Bey arasındaki bir diyaloğa göz atalım... Ayşe Hanım: Hayatım, bugün kuaföre gittim. Saç rengimde bir değişiklik yapmak istedim, önce bir ton koyu istedim ama sonra vazgeçtim ve iki ton açık yaptım. Herkes yakıştığını söyledi ama emin olamadım. Sen ne dersin? Ahmet Bey: Güzel olmuş. Ayşe Hanım, tonlar arasındaki farklılığa dair bir yorum beklemiş olsa da Ahmet Bey, hayli detaylı ve yeterli bir yorum yaptığını düşünmüştür. Ayşe Hanım; beklediği dikkati göremediği için hayal kırıklığına uğramış, Ahmet Bey yeterince özenli bir cevap verdiği için rahat hissetmektedir. Görülenler, hissedilenler ve ifade edilenler birbirinden hayli farklıdır. Hepimiz, davranışlarımızı oluştururken biyolojik yapımızdan, kültürel kodlarımızdan ve geçmiş deneyimlerimizden etkileniriz. İnsan, büyük bir bütündür. Ve herhangi bir davranışını tek bir nedenle açıklamak ve değiştirmek imkansızdır. Ama sizce de beynimizin bize oynadığı oyunları, algılarımız ve duygularımız üzerindeki gücünü keşfetmemiz gerekmiyor mu? Bilhassa bizim toplumumuz gibi duygularını tanımak ve ifade etmek konusunda hep çekimser kalmış bir toplumda, duygularımızın anlaşılması ve desteklenmesi, beklediğimiz karşılığı bulması için çabalamamız gerekiyor. Modern eğitim sistemi, sol beyin faaliyetlerini güçlendirmek üzerine kurulu. Bu da mantığın ve analitik düşüncenin egemenliği anlamına geliyor. Oysa sağ beyin, biriken duyguları yaratıcı etkinliklerle dışa vurmak için bekliyor. Duygularımızı ve kendimizi tanımaya ve anlamaya başlamak için, şimdilik yine bir sol beyin faaliyetine, beyne dair okumalar yapmaya davet ediyorum siz değerli okurlarımızı... Dr. Louann Brizendine’in Kadın Beyni ve Erkek Beyni isimli iki kitabını okuma listenize mutlaka eklemenizi öneririm. 89