Farklılığa tahammül edemediler
Transkript
Farklılığa tahammül edemediler
YIL: 1 SAYI: 112 20 YKR Parayý veren, kirletecek mi? Yalçýn Ergündoðan Doðanýn, çevrenin aslýnda bir daha onarýlamaz þekilde tahribi “zehirli variller” olayýnýn açýða çýkmasý ile sýkça gündeme gelmiþti. Ardýndan da yeni “Çevre Yasasý” gelecek, “çok aðýr cezalar içerecek” gibi açýklamalar da Çevre Bakaný ve hükümet yetkililerince dillendirilmiþti. Çýka çýka karþýmýza 1988’den beri yürürlükte olan 2872 sayýlý yasanýn, adeta yeniden gözden geçirilmiþ günümüze uyarlanmýþ þekli çýktý. 02 MAYIS 2006 SALI Farklýlýða tahammül edemediler Fener Rum Patriði Bartholomeos, Kapadokya'da düzenlenen 'Bahar Ayini' ne katýldý.Bartholomeos burada yaptýðý konuþmada, dünyaya dostluk ve barýþ mesajý verdi. Fener Rum Patriði Bartholomeos, Nevþehir' in Derinkuyu Ýlçesi'nde bulunan Aziz Teodoris Kilisesi'nde düzenlenen Bahar Ayini'ne katýldý. Ayine Yunanistan'ýn Selanik ve Atina kentlerinden gelen yaklaþýk 200 kiþilik bir gurup da katýlýrken, Derinkuyu'da yaþayan Müslüman vatandaþlar ve çocuklar da ayine ilgi gösterdi. 6’DA 8’DE Alevi Bektaþi Federasyonu Genel Sekreteri Gümüþ: Dr. E. Sabri Dündar Tavþan, Hasan Mezarcý ve Zülfikar Son yýllarda Alevi- Bektaþi tarihini ve felsefesini konu edinen, inceleyen yayýnlarda giderek bir artýþ gözlenmektedir. Nicel ve nitel anlamdaki bu artýþa paralel olarak her bir yayýnýn olaya getirdikleri farklý bakýþ açýlarý meraklý okuyucular için adrenalin dozu giderek artan bir ilgiye neden olmaktadýr. Gülten Cesur Yoðurtlu Ekmek Tavasý 6’DA ‘TRT sansür uyguladý’ Alevi Bektaþi Federasyonu Genel Sekreteri Fevzi Gümüþ, halk ozaný Ali Ekber Çiçek'in cenaze töreninin TRT tarafýndan sansürlenerek verildiðini, cemevinde yapýlan törenin haberlerde yansýtýlmadýðýný öne sürdü. Gümüþ yazýlý açýklamasýnda, Ali Ekber Çiçek için ilk cenaze töreninin Ýstanbul Kartal Cemevi'nde yapýldýðýný bildirdi. Arkasýndan ozan için yýllarca emek verdiði TRT Ýstanbul Televizyonu önünde bir tören daha yapýldýðýný kaydeden Gümüþ, "Büyük Ozanýn cenaze töreni ile ilgili çeþitli gazete ve televizyonlarda haberler yer aldý. 3’DE AKP Çiftçileri duymuyor CHP Hacýbektaþ Ýlçe Baþkaný Bayram Ayvazoðlu AB' nin ortak tarým politikasýyla Türk tarýmýný çökerttiðini ileri sürdü. Konuyla ilgili olarak gazetemize yazýlý açýklamada bulunan Ayvazoðlu “ AB ortak tarým politikasýnýn sonuçlarý bugün için görülmüyor. 'Çevre Gazeteciliði' eðitimleri düzenlendi Bölgesel Çevre Merkezi REC Türkiye, The Guardian Foundation, UK ve REC Merkez Ofisi tarafýndan yayýnlanan Green Horizon (Yeþil Ufuklar) dergisi iþbirliði ile 25-28 Mayýs 2006 tarihleri arasýnda Ankara’ da “Çevre Gazeteciliði Eðitim Atölyesi” düzenleniyor. Tiyatro Ekspres Ürgüp'teydi 1996 yýlýnda Bursa’da Bülent Koltukçu tarafýndan kurulan 40 kiþilik kadrosuyla Bursa'nýn özel tiyatrolarýn açýlmasýnda öncülük eden Tiyatro Ekspres 202. kez perdelerini açtý. ‘Hamas’la görüþülüyor, Alevilerle görüþülmüyor’ 5. Süðlün Koca-Baba Zünnun ayaklanma Kalender Çelebi ile yola çýkan Dulkadir beylerinde sadece Veli Dündar verdiði ikrardan dönmeyerek kendisine ihanet etmemiþ ve bu can-baþ kavgasýnda Þah Kalender’i yalnýz býrakmamýþtý. Olaylarýn bu þekildeki geliþimi ve ansýz çözülmeler ayaklanmacýlar için gerçekten yýkým oldu. Bir yandan Osmanlý güçleri, diðer yandan ihanet çeteleri ve iþbirlikçiler tarafýndan kuþatýlan Kalender Çelebi çaresiz kalmýþtý. 3. Bölüm 4’DE Hükümetin Hamas örgütü ile görüþürken Alevi örgütleriyle görüþmemesini eleþtiren Fevzi Gümüþ, "AKP'li yerel yönetimler, asli görevleri arasýnda bulunmayan, din propaganda merkezi gibi çalýþmaktadýr" dedi. Gümüþ þu iddiada bulundu GÜNEÞ ECZANESÝ Ecz. Tel: 441 29 45 Ev Tel: 441 29 45 2 GÖRÜÞLER Dr. E. Sabri Dündar Son yýllarda Alevi- Bektaþi tarihini ve felsefesini konu edinen, inceleyen yayýnlarda giderek bir artýþ gözlenmektedir. Nicel ve nitel anlamdaki bu artýþa paralel olarak her bir yayýnýn olaya getirdikleri farklý bakýþ açýlarý meraklý okuyucular için adrenalin dozu giderek artan bir ilgiye neden olmaktadýr. 2005 yýlý Ekim ayýnda “Çivi Yazýlarý” Yayýnevince yayýnlanan yazar Süleyman Diyaroðlu'na ait bir kitap olan “Kozmik Bir Senfoni Alevilik” adlý eseride konuya getirdiði farklý ve þaþýrtýcý bakýþ açýsýyla oldukça çarpýcý, ancak bazý bölümleriyle de zor okunan bir kitap özelliði taþýmaktadýr. Kitapta yer alan kimi iddialarýn ispatýnýn güçlüðü yorumlarda Musevilikteki “Kabbalist” benzeþmeler, ilerleyen bölümlerde Türkiye'de bir zamanlar 28 Þubat öncesi sürecin tartýþmalý Ýslami yýldýzlarýndan olan Hasan Mezarcý'nýn tartýþmasýz Mesih kabul ediliþi gibi uç noktalar, Alevi kökenli olduðunu söyleyen bir yazar için, ölçünün biraz kaçtýðýný gösteriyor. Ancak bu yazýmda tanýtmaya çalýþacaðým bu kitabýn ilginç yanlarýyla okunmasý gerektiðini düþünüyorum. Erzincan' ýn Diyarlar Köyünden Bursa'ya göçen bir Alevi ailesinin çocuðu olarak 1954 yýlýnda doðduðunu, Ýngiltere'de 5 yýl eðitim gördüðünü söylüyor. Yazar kitabýn birinci bölümünde özellikle Osmanlý toplumunda Alevilere yönelik bir suçlama- tehdit olan “Siz önce Hristiyan olun, sonra Müslüman olursunuz” yani sizin din evriminin içinde eksik kalan bir Hiristiyanlýk var denmekle, Alevi toplumunun bir dönem Museviliði yaþadýðý ima edilmektedir. Buradan geçtiðimiz yýllarda yayýmlanan Arthur Koestler'in “Onücünçü Kabile” adýlý eserine geçen ve ondan alýntýlar yapan yazar, adý geçen kitapta 7.yy ile 13. yy. arasýnda Kafkaslarla Volga arasýnda yaþayan Türk kökenli Yahudi Hazar Ýmparatorluðundan 02 Mayýs 2006 Salý Tavþan, Hasan Mezarcý ve Zülfikar söz etmektedir. Bölgede yaþadýðý dönemde önemli bir güç olan bu Yahudi Türk Hazer Ýmparatorluðu'nun Ýslamiyetin en güçlü ilerleme dönemlerinde Kafkasya'ya geçiþlerini durdurduðunu söylemektedir. Bizanslýlarýn Hristiyan, Müslümanlarýnda Ýslam yapmaya çalýþtýðý bu toplumun, ýrk olarak Yahudi olmamasýna raðmen din olarak Yahudiliði seçmesi oldukça þaþýrtýcýdýr. Daha da þaþýrtýcý olanýn, 12. ve 13. yy' da Yahudi Hazar Ýmparatorluðu yýkýldýktan sonra da bu inançlarýný sürdürmeleridir. Doðu Avrupa Yahudilerinin bir çoðunun Sami ýrkýndan olmayýp Haza soyundan olmalarý olasýlýðý tarihçileri düþündürmektedir. Yazar Süleyman Diyaroðlu Moldova' da tanýdýðý bir Müslüman ailesinin (Çeçen) mezar taþlarýnda Yahudi yýldýzýnýn parlýyor olmasýna oldukça þaþýrmýþtýr. Nedeninin sorduðunda aslýnda Musevi olduklarýný ancak Müslüman gibi yaþadýklarýný, hepsinin mezar taþýnda da bu kutsal Davit yýldýzýnýn olduðunu söylemiþlerdir. Musevi olup, Müslüman gibi yaþayan Çeçenlere “Tat” veya “Gorski Ývriði” (Dað Yahudisi) deniyor. Bu tatlarýn Azerbeycan da yaþayanlarýna da Alevi deniyor demektedir. Burada hemen akla hemen þu geliyor. Ýrene Melikof'un “Hacýbektaþ Efsaneden Gerçeðe” adlý deðerli yapýtýný okumuþ olanlar bilirler ki, “tat” sözcüðünün Anadolu da bir dönemler Heteredoks bir inancý temsilen kullanýldýðýný, Nevþehir'in Tatlarin Beldesi' ninde bir zamanlar böyle anýldýðýný anýmsayacaklardýr. Yazar Alevi sözcüðünün neden 700 sene bekledikten sonra 1400'lü yýllarda ortaya çýktýðýný; Türklerdeki Ali taraftarlýðý 7. yy'da baþladýðýna göre Alevi sözcüðü neden Hazarlarýn Anadolu' ya göçüp orada yaþayan Türkler arasýna karýþmasýndan sonra ortaya çýktýðýný sorgulamaktadýr. Acaba bu sözcük Yahudilikteki en kutsal soylardan olan Leviler'in isminden türemiþ olabilir mi diyor, yazar. Baþýna bir A harfi eklenirse A+ Leviler haline gelen bu olgu, geçtiðimiz günlerde gazetemizde bir baþka yazýmda tanýtmaya çalýþtýðým Erdoðan Çýnar'a ait “Aleviliðin Gizli Tarihi” ve “Aleviliðin Kayýp Bin Yýlý” adlý kitaplarýnda da Luviler olarak ortaya çýkmýþtý. Birinci bölümdeki en ilginç saptamalardan biri de “Tavþan” yemeye getirilen yasaklamanýn Tevrat'ýn Leviler bölümünde de geçtiði ve bu kitabýn kendi inananlarýna CANLAR diye hitap ettiðinin belirtilmesidir. Birinci bölümde bu minval üzere giden kitap ikinci bölümde birden yön deðiþtirerek epeyce fantastik, gizemli bir mecraya ve maceraya girmektedir. Ne olduðu, kimin tarafýndan yazýldýðý belli olmayan ve yazar tarafýndan kozmik bir “Bilgi Kitabý” ndan söz edilmektedir. Bu kitabýn bir din veya kutsal kitap olmadýðý, peygamberlik dönemi sona erdiðinde, bu kitaba aracýlýk yapanýn kesinlikle peygamber olmadýðýný belirtiyor. Dahada þaþýrtýcý olan bu “Bilgi Kabý”nýn geleceðinin Kuran da yer almýþ olduðunu söylüyor. Tabi ki, diyor gizlenmiþ ve sýrlanmýþ olarak! Kitabýn ikinci bölümü giderek karmaþýklaþmakta artý ve eksi kutuplar, enerji çakralarý, frekanslardan ve enerjilerden söz edilmektedir. Sonra birden konu Mesihlik anlayýþýna getirilmekte ve Hasan Mezarcý ve Mehmet Ali Aðca'nýn Mesihlik konusunda insanlarý bilgilendirdikleri söylenmekte, özellikle Hasan Mezarcý'dan övgüyle söz edilmektedir. Sonrada yazar bence kitabýn en dikkat çekici ve kendince haklýlýk taþýdýðý bir çeliþkiyi dile getirmektedir. 72 milleti bir tutan ve ayrým yapmayan Alevi felsefesi nasýl oluyor da “Aleviliðin belden, Bektaþiliðin yoldan geldiðini” yani “Alevi doðulur Bektaþi olunur” diyebiliyor, diyor. Muhteþem bir kozmik felsefe olan Alevilik içine Alevi doðanlar sorgusuz sualsiz kabul edilirken, Bektaþiler neden yol sürmek zorundadýrlar. Kendincede þöyle cevap veriyor yazar; “Alevi kelimesi bir þifre kelimedir ve kendi baþýna evrensel bir sýrrý ifade eder. Eðer bugün elimizde yeterli teknolojik donaným olsaydý ve evrenin frekansýnýn ölçebilseydik onun LA frekansýnda olduðunu hayretle görebilecektik... Ve eðer ayný LA yý bir þifre kelime olarak ters yönden yazsaydýk o zaman AL olacaktý! Ve bu da kendilerine bu frekansý mesken tutmuþ Kýzýlbaþlara mekan olacaktý. Al- evi, La evi- liktir. Yani evrensel frekansta olmaktýr. Bu bilinç ile bu frekansa ulaþmak ve orada yaþamaktýr. Aleviliðin belden olmasýnýn sýrrý iþte burada yatýyor diyor yazar. Yani Alevi dünyaya hazýr gelmektedir, yol sürmeye gereksinimi yoktur. Çünkü, o evrensel frekansý olan LA frekansýna doðum öncesinden sahiptir. Ne dersiniz Alevi dostlar, oldukça ilginç ve gurur okþayýcý deðil mi? Yahudilikteki gibi devletteki gibi bir nevi seçilmiþ olmak. (Güruhu Naci) Sonra yine ilginç saptamalarýndan birini yaparak Aleviliðin tapýnmacý deðil, kutsamacý bir felsefe olduðunu tespit ediyor. Anadolu Aleviliðindeki Ali figürü ile Hiristiyanlýkta ki Ýsa- Mesih figürü hemen hemen ayný deðerleri ifade eden anlayýþý sergiler diyor. Ýsa- Mesih Hiristiyanlar için ne kadar Tanrý ise, Ali de en az o kadar Allah'týr Aleviler için. Hak - Muhammed – Ali üçlemesi, ezoterik deðer olarak ne ifade ediyorsa Alevilikte, Baba – oðul, kutsal ruh üçlemeside ayný deðerleri ifade ediyor, Hiristiyanlýkta. Ama Maalesef Zahiri bilinç ile ele alýndýðýndan, her iki can'da yanlýþ deðerlerle anýlmýþtýr. Ve bu iki canýn ortak deðerlerinden bir diðeride, önceki sayfalarda ele aldýðýmýz ama bilgi olarak açmadýðýmýz Ali'nin Meþhur çift üçlü Zülfikar' ýdýr diyor yazar. Ýþte bu “ Çift uçlu keskin kýlýç “ yani Zülfikar ( Çünkü Hak-i- Kat dili keskindir.) ne kadar Ali Allahtýr inancýndaki Ali'ye aitse Alevilikte, bir o kadarda Mesih olarak kabul edilen ve Tanrýnýn bedenlenmiþ hali olduðuna inanýlan Ýsa'nýn da sahip olduðu en güçlü silahtýr. Alevi Dedelerinin, Allahýn Zahiri isimleri olarak Rahman ve Rahimi kullandýklarýný, batini (gizli) isim olarak ta “Hu” dediklerini söylüyor. Peki “Hu” ne demektir, neyi ifade eder ? “Hu” Arapça üçüncü tekil þahýs zamiridir. Yani “ O “ eðer bir varlýða isim vererek onu sýnýrlamak istemezseniz, o zaman o varlýðý “ Hu “ diye çaðýrýrsýnýz. Ýþte Alevilerin birbirlerini selamlarken söyledikleri “ Hu Erenler “ sözünün altýnda yatan sýr buradadýr! Onlar cesede, Kalýba yani “ isim ile sýnýrlandýrýlmýþ bedene “ deðil, onun içindeki ölümsüz varlýða sevgi ve saygý gösterirler, “ Hu “ diyerek diyor yazar. Ýmam Cafer-i Sadýk' ýn ünlü sözüyle bitirelim kitabý “ Bilim tekbir nokta idi gafiller onu çoðalttý.” GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam 441 30 09 Kaymakamlýk Yazý Ýþ. 441 34 10 Sos. Yar. ve Day. 441 39 77 Özel Ýdare 441 31 01 Nüfus 441 31 02 Belediye Baþkaný 441 36 51 Milli Eðitim Müd. 441 30 16 Halk Eðitim Müd. 441 30 48 Askerlik Þubesi 441 30 10 Kapalý Spor Salonu 441 35 20 Devlet Hastanesi 441 30 15 Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. 441 36 32 Tapu Sicil 441 32 49 C.Savcýlýðý 441 30 18 Adliye 441 35 38 Adliye 441 30 18 Kütüphane 441 30 19 Müze 441 30 22 Turizm Danýþma 441 36 87 Emniyet Amirliði 441 26 97 Karakol Amirliði 441 36 66 Jandarma 441 30 52 Ýlçe Tarým 441 30 20 Lise 441 37 74 Kýz Meslek Lisesi 441 31 08 Mal Müdürlüðü 441 30 56 Kadastro 441 35 37 Karaburna Belediye 453 51 30 Kýzýlaðýl Belediye 455 61 29 PTT. 441 35 55 T.M.O. 441 31 42 Ziraat Bankasý 441 33 26 Þoförler Cemiyeti 441 30 74 Esnaf Odasý 441 37 42 Tarým Kredi Koop. 441 32 76 TEDAÞ 441 31 42 HABER 02 Mayýs 2006 Salý Alevi Bektaþi Federasyonu Genel Sekreteri Gümüþ: ‘TRT sansür uyguladý’ Alevi Bektaþi Federasyonu Genel Sekreteri Fevzi Gümüþ, halk ozaný Ali Ekber Çiçek'in cenaze töreninin TRT tarafýndan sansürlenerek verildiðini, cemevinde yapýlan törenin haberlerde yansýtýlmadýðýný öne sürdü. Gümüþ yazýlý açýklamasýnda, Ali Ekber Çiçek için ilk cenaze töreninin Ýstanbul Kartal Cemevi'nde yapýldýðýný bildirdi. Arkasýndan ozan için yýllarca emek verdiði TRT Ýstanbul Televizyonu önünde bir tören daha yapýldýðýný kaydeden Gümüþ, "Büyük Ozanýn cenaze töreni ile ilgili çeþitli gazete ve televizyonlarda haberler yer aldý. Haberlerin yer aldýðý televizyon kuruluþlarýndan birisi de Kamu hizmeti yayýncýlýðý yaptýðýný her fýrsatta ileri süren TRT televizyonu idi. Ancak TRT, ilginç bir þekilde Ozanýmýzýn Kartal cemevinde yapýlan cenaze törenini tüm kanallarýnda vermedi. Yani TRT bir insanýn inancý gereði Cemevinde cenazesinin kaldýrýmasýný görmedi, görmek istemedi" dedi. ‘Hamas’la görüþülüyor, Alevilerle görüþülmüyor’ Hükümetin Hamas örgütü ile görüþürken Alevi örgütleriyle görüþmemesini eleþtiren Fevzi Gümüþ, "AKP'li yerel yönetimler, asli görevleri arasýnda bulunmayan, din propaganda merkezi gibi çalýþmaktadýr" dedi. Gümüþ þu iddiada bulundu: "Devlet bürokrasisi görevlerini yerine getirirken, Anayasa'nýn eþitlik ilkesine baðlý kalmak zorundadýrlar. Halkýn vergisinden oluþan bütçeyi, dinsel taraftarlýk güderek ve kayýrdýðý ihalelerde harcayamaz. AKP'li hükümet ve yerel yönetimler bu ülkenin çok kültürlü, çok inançlý ve çok dilli yapýsýný göz ardý etmekte ve bu halkýmýzý karanlýk günlere hazýrlamaya çalýþmaktadýrlar. AKP eliyle dinsel faaliyetlerin sürdürülmesine karþý çýkmak için her vatandaþa önemli görevler düþmektedir. AKP'nin yaygýn örgütlenme amacýna hizmet etmek amacýyla insanlarýn dini üzerinde siyaset yapmasýna ve vergilerimi-zle yerel yönetim hizmetlerinin ve devlet kurumlarýnýn yeþilleþtirilmesine karþý hep birlikte mücadele etmeye çaðýrýyoruz." (Alevihaber.org) AKP Çiftçileri duymuyor HACIBEKTAÞ-CHP Hacýbektaþ Ýlçe Baþkaný Bayram Ayvazoðlu AB' nin ortak tarým politikasýyla Türk tarýmýný çökerttiðini ileri sürdü. Konuyla ilgili olarak gazetemize yazýlý açýklamada bulunan Ayvazoðlu “ AB ortak tarým politikasýnýn sonuçlarý bugün için görülmüyor. Tarým üreticileri adeta ücretli iþçi durumuna getiriliyor. Uygulanmasý düþünülen kotalar tarýmý tamamen baðýmlý hale getiriyor. AKP tarým üreticilerini yok ediyor. Bu hükümet köylü ve Sevgili Dostumuz Cemil Hoca’nýn babasý çiftçileri gözden Savat Mahallesi sakinlerinden çýkarmýþ durumdadýr. Tarým üreticilerinin satýn alma gücü 26 Nisan 2006 Çarþamba günü kalmamýþtýr. Ülkemizde Hakka yürümüþtür. Cafer Karabýyýkoðlu Tüm yakýnlarýna baþ saðlýðý dileriz. çiftçilerin büyük çoðunluðu yoksullaþmanýn eþiðindedir. AKP bütün bunlara raðmen çiftçiye ilk kez kendilerinin mazot ve gübre desteðinin kendileri tarafýndan verildiðini ve çiftçinin durumunun geçmiþ yýllara oranla iyi olduðunu söylüyor. Baþbakan çiftçilere “enflasyonu indirdik,faizleri düþürdük ve satýn alma gücünüzü arttýrdýk” diyebiliyor. Durum buysa çiftçilerin cebinde neden para yok. Bunu ben söylemiyorum. Toplantýya katýlan çiftçiler Baþbakanýn kendisine “ cebimizde para yok”diyerek tepki gösteriyorlar. Ama ne AKP nede Baþbakan çiftçileri duymuyor.” dedi 3 Bu millet uyanmalý Hakan Aydoðmuþ Ülkemizin her zaman geçmiþiyle övünüyoruz. Tabiki övünmeklede haklýyýz. Peki gelecek için yaptýklarýmýzla ne zaman övüneceðiz. Yoksa övünecek ve kayda deðer bir þeyler yapamadýkta ondan mý övünüyoruz. Ülkesel üretimimizin % 70'lik bölümü kotalarla sýnýrlý, ürettiðimiz bir çok ürün patent, marka ve pazarlama sorunlarýyla karþý karþýya. Ürettiðimiz ve en iyi olduðumuz tahýl ve hayvancýlýk alanlarýnda dahi bu sorunlarý aþamýyoruz. Bir çok devlet idarecisinin ekonomik iþ birliði anlaþmasý diye nitelendirdikleri anlaþma çerçevesinde her üründe dýþa baðýmlý hale gelmiþiz. 350 ykr'ye sattýðýmýz süt Avrupalýnýn markasýyla birleþince soframýzda 1,5 ytl'ye maal oluyor. % 425 gibi bir farkla kendi malýmýzý tüketiyoruz. Hayatýmda hiç utanmadýðým bir anýmý sizlerle paylaþmak istiyorum, sene 1979 Ankara – Aktepe Tarhuncu Ahmet Paþa Orta Okulunda öðrenim görürken Ankara ili genelinde yapýlan bilgi yarýþmasýnda 3'üncü olmuþtum, o dönem Ankara Belediye Baþkaný ( Þimdiki Meclis Baþkan Vekili ) Ali Dinçer bizlere screks marka altýn uçlu dolma kalem hediye ederken þu sözleri söylemiþti, “ Çocuklar bu beyinlerin düþündüklerini bile kendi ürettiðimiz kalemler yazmýyor, sizlere armaðan ettiðim bu kalemler ne yazýkki bizim ürettiðimiz deðil, sizlerden temennim ilerde üretici birer insan olarak ülkemizin geliþmesine katkýda bulunuruz. Bu ülkenin üretken insanlara ihtiyacý var demiþti.” Bu olay 1979 yýllarýnda meydana gelmiþti, tam 27 yýl geçti ve ben düþündükçe kavradým tabi ozamanlar 12 – 13 yaþlarýnda bir çocuktum. Günümüzde çeþitli resmi ve özel törenlerde görüyorum ki yine yabancý üretim olan kalemler ve yabancý yazarlara ait eserler ödül olarak veriliyor. 27 yýlda pekde birþey deðiþmemiþ diye düþünüyorum. Esas deðinmek istediðim konu AB uyum yasasý içinde geçim kaynaðýmýzýn büyük çoðunluðunu oluþturan hayvansal ve tarýmsal üretimimize engel olunmaya çalýþýlýyor gibi geliyor bana, þöyleki kýrsal yöredeki vatandaþlarýmýz genelde 1 ya da 2 ineði var. AB yasalarýnýn dayatmalarýna göre inekleri kooperatife vereceksin, ilgililer yem, iþçilik, maliyet girdileri, veterinerlik masraflarýný inekten elde edilen süt parasýndan düþecek kalaný hayvan sahibine verecek. (Þayet kalýrsa!!! ben pek bir þey kalacaðýný tahmin etmiyorum.) Süt toplayan esnaflardan öðrendiðim kadarýyla sütün kilogram ortalama fiyatý 360 Ykr, yüremizde bir inek ortalama olarak 15 kg süt verir, yani iki hayvaný olan bir insan 30 kg süt üreticiliði yapmaktadýr. Bunun mali deðeri ise 10,80 ykr (11 milyon civarý ) þimdi bu kadar gelirin ne kadarý gidere kesilecek, ne kadarý mal sahibine verilecek. Kýsacasý iki süt ineði ile ev geçindiren insanlarý üretimden çekeceksin, 1. Bu insanlar iþsiz kalacak. 2. Genelde Danimarka ve Ýsveç patentli ve markalý, fabrikasyonu teknolojik açýdan geliþmiþ ülkelerin ham madde ve maliyet giderlerini azaltacak bu olayýn insani boyutu hiç düþünülmüyormu... Bu iki hayvan sahibi çocuklarýnýn geçimini, evinin nafakasýný nasýl karþýlayacak. Evinin bahçesinde 3-5 dekar tarlasýndan getirdiði otlarla iki ineðe bakýpta geçimini saðlayan insanlar neyle geçinecek bu hiç hesaba katýlmýyor. Önce ekonomik ve teknolojik geliþimimizi tamamlarsak iþsizlik sorununu çözersek insanlar çaðdaþ yaþamanýn yolunu zaten çözerler. Benim þahsi düþüncem bu. Avrupalý diye peþinden gittiklerimiz M.Kemal'in ve kurmaylarýnýn, periþan Türk Halkýnýn bütünlüðünü saðlayarak göðüs göðüse ve bir süngü ile kazandýklarý ulusal egemenliðimizi hala kýskanmaktadýrlar. Süngü ile kazandýðýmýz tarihsel egemenliðimiz bir avuç avrupa'nýn masa baþý oyunlarýna teslim olmamalýdýr. Onlar þimdi Türkiye'nin genç nüfusu üzerinde bir takým oyunlar oynamaya çalýþýyor. Çünkü 18 yaþýnda kendi baþýna buyruk býraktýklarý çocuklarý Avrupa'nýn iþini göremez durumdadýr. Bizlerin “ 40 yaþýndad olsa çocuk çocuktur.” anlayýþýyla sahip çýktýðýmýz gençliði nasýl olurda üretimden uzaklaþtýrýrýz: bu Türkler ne dýþardan ne içerden yýkýlmýyor. Önlerine öyle dayatmalar koyalýmki kendi ülkelerinden uzaklaþmaya çalýþsýnlar düþünceleri içerisindedirler. Benim düþüncelerim yoruma açýktýr. Tek dileðim gençliðe sahip çýkýlmalý, ilerici, aydýn ve vatan sever bir gençlik yaratmak için herkesimin üzerine düþeni yapmasý gerektiðine inanýyorum. 4 ARAÞTIRMA 3 02 Mayýs 2006 Salý fi Kalender Çelebi ile yola çýkan Dulkadir beylerinde sadece Veli Dündar verdiði ikrardan dönmeyerek kendisine ihanet etmemiþ ve bu can-baþ kavgasýnda Þah Kalender’i yalnýz býrakmamýþtý. Olaylarýn bu þekildeki geliþimi ve ansýz çözülmeler ayaklanmacýlar için gerçekten yýkým oldu. Bir yandan Osmanlý güçleri, diðer yandan ihanet çeteleri ve iþbirlikçiler tarafýndan kuþatýlan Kalender Çelebi çaresiz kalmýþtý. Kalender Çelebi’nin Yenilgisi ve Ayaklanmanýn Sonu Geliþmeleri yakýndan izleyerek durumun haberini alan ve el altýndan yaptýðý çalýþmalarýn baþarýya ulaþtýðýný gören Sadrazam Ýbrahim Paþa, þaþkýnlýðýn ve olumsuzluklarýn etkisini henüz üzerinden atamayan ayaklanmacýlarýn üstüne saray çaþnigirlerinden (Çaþnigir: Sofracý demektir.) Belalý Mehmet ve Deli Pervane adýndaki adamlarýnýn komutasýnda, Ýstanbul’dan birlikte getirdiði yeniçeri ve sipahileri gönderdi. Bunlarýn arasýna, olumsuz etki yapar düþüncesiyle daha önce yenilgiye uðramýþ askerlerden hiçbirini katmadý. Bu güçler 8 Ramazan (22 Haziran) 1527 günü Maraþ Nurhak Daðlarýnda bulunan Baþsaz yaylasýnda ayaklanmacýlar üzerine ansýzýn baskýn düzenlediler. Bu ansýz saldýrý daðýnýk bulunan Kalender Çelebi saflarýnýn toparlanmasýný ve þaþkýnlýðý üzerlerinden atmasýný önlemiþti. Aralarýnda kýyasýya bir çatýþma çýktý. Savaþýn sonunda Kalender Çelebi güçleri aðýr bir yenilgiye uðradý. Ýsyana katýlanlarýn büyük çoðunluðu kýlýçtan geçirildi. Önderler öldürüldü. Ayaklanmacýlarýn baþýnda bulunan Kalender Çelebi ve Kalender Çelebi’yi sonuna dek yalnýz býrakmayan Veli Dündar’ýn baþlarý kesilerek atlarýn terkilerine baðlandý. (Celâlzade Mustafa, Tabakâtu’l-memâlik ve Derecâtu’l-mesâlik, (Tükçeleþtiren: Sadettin Tokdemir), Askeri Matbaa, Ýstanbul 1937, Sayfa 83-88.; Solakzâde Mehmed Hemdemi Çelebi, Solakzâde Tarihi, Cilt 2, (Hazýrlayan: Dr. Vahit Çubuk), Kültür Bakanlýðý Yayýný, Ankara 1989, Sayfa 8889, 151-157; Hadidi, Tevârih-i Al-i Osman (1299-1523), (Hazýrlayan: Yrd. Doç Dr. Necdet Öztürk), Marmara Üniversitesi Yayýný, Ýstanbul 1991, Sayfa 359-362; Müneccimbaþý Ahmet Dede, Sahaif-ül-ahbar Vekayi-ül-a’sâr, Cilt 2, (Hazýrlayan: Ýsmail Erünsal), Tercüman Yayýný, Ýstanbul (Yayýn tarihi yok), Sayfa 427-432, 498-499, 525528.; Peçevi Ýbrahim Efendi, Peçevi Tarihi, Cilt 1, (Hazýrlayan: Prof. Dr. Bekir Sýtký Baykal), Kültür Bakanlýðý Yayýný, Ankara 1992, Sayfa 90-95.; Süleymanname, (Yayýna hazýrlayan: Esin Atýl), National Gallery of Art, Washington 1986, Sayfa 139-143.; Ahmet Refik, Onaltýncý Asýrda Rafýzilik ve Bektaþilik, Muallim Ahmet Halit Kitaphanesi, Ýstanbul 1932, Sayfa 7-12.; Halis Asarkaya, Osmanlýlar Zamanýnda Tokat, (1. Kýsým), Tokat Matbaasý, 1941, Sayfa 31-39.; Ýsmail Hâmi Daniþmend, Ýzahlý Osmanlý Tarihi Kronolojisi, Cilt 2, Türkiye Yayýnevi, Ýstanbul 1971, Sayfa 122125.; Baki Öz, Osmanlý’da Alevi Ayaklanmalarý, Ant Yayýnlarý, Ýstanbul 1992, Sayfa 166-189.; Prof. Dr. Þehabeddin Tekindað, Þah Kulu Baba Tekeli Ýsyaný, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, Sayý 3, Aralýk 1967, Sayfa 34-39, Sayý 4, Ocak 1968, Sayfa 54-59.; A.Haydar Avcý, Kalender Çelebi Ayaklanmasý, AAA Yayýnlarý, Ankara 1998.; Prof. Dr. Faruk Sümer, Safevi Devletinin Kuruluþu ve Geliþmesinde Anadolu Türklerinin Rolü, Selçuklu Tarih ve Medeniyeti Enstitüsü Yayýnlarý, Ankara 1976, Sayfa 72-78.; Anonim Tevârih-i Al-i Osman -Giese Neþri-, (Hazýrlayan: Nihat Azamat.), Marmara Üniversitesi Yayýný, Ýstanbul 1992, Sayfa 132-133, 142.; Dr. Kayhan Atik, Lütfi Paþa ve Tevârih-i Âli Osman, Kültür Bakanlýðý Yayýný, Ankara 2001, Sayfa 195-196, 242, 264-265.; Ahmet Uður, The Reign of Sultan Selim I In The Light of The Selim-nâme Literature, Klaus Schwarz Verlag, Berlin 1985, Sayfa 43-55.; Prof. Dr. Çetin Yetkin, Türk Halk Hareketleri ve Devrimler, Milliyet Yayýnlarý, Ýstanbul, 1980, Sayfa 165-176. Gözden Geçirilmiþ 4. Baský, Türk Halk Eylemleri ve Devrimler, Ümit Yayýncýlýk, Ankara 1996, Sayfa 138147.; Prof. Dr. Yaþar Yücel – Prof. Dr. Ali Sevim, Klasik dönemin Üç Hükümdarý Fatih – Yavuz – Kanuni, Türk Tarih Kurumu Yayýný, Ankara 1991, Sayfa 175.) Dikkatle irdelendiðinde görülecektir ki, bu ayaklanmalarýn tamamý ekonomik ve siyasal boyutlu olaylardýr. Osmanlý yönetiminin saldýrgan tutumu, sonu gelmez baskýlar ve neredeyse yaðma ve talan boyutuna varan aðýr vergi yükü nedeniyle ortaya çýkan eylemlerdir. Hak ve adaletin olmadýðý yerde çeliþki, tepki ve çatýþmalar kaçýnýlmazdýr. Osmanlý düzeninde ortaya çýkan bütün toplumsal hareketlerin neredeyse temel karakteristik özelliði aðýr baský ve sömürüye karþý yoðunlaþan tepkiler içermesidir. Buna karþýn merkezi yönetim ve yerel temsilcileri tepkiler karþýsýnda bozuk yapýyý onarmak, huzur ve güven ortamý yaratacak ve toplumu hoþnut kýlacak biçimde uygulamalarý deðiþtirmek yerine özlem ve istemleri þiddet ve kýyým yoluyla her dönemde bastýrma yoluna gitmiþler ve bu davranýþlarýný geleneksel hale getirmiþlerdir. Bu yöntem sindirmede kimi zaman geçici olarak baþarýlý olsa da, toplumun içten içe sürekli kaynamasýna, sisteme karþý yoðunlaþan öfkelerin birikmesine ve patlamasýna engel olamamýþtýr. 16. yüzyýlýn baþýndan itibaren Anadolu’yu yangýn yerine çeviren ve “Celâli” diye adlandýrýlan eylemlerin özü bir anlamda budur. Dulkadirliler Olayý ve Eyleme Etkisi Alevi Toplumu ve Pir Sultan’ý Derinden Etkileyen Önemli Bir Olay: Dulkadirlilerin Þah Kalender Eylemine Katýlýmý ve Daha Sonraki Süreçte Osmanlý-Dulkadirli Beyleri Ýþbirliði Burada yeri gelmiþken Kalender Çelebi olayýndaki yeri ve önemi nedeniyle konuyla doðrudan ilintili ve eylemin yazgýsýnda önemli etkisi olan Dulkadirliler olayýný biraz açmak ve Þah Kalender eylemine katýlým, Osmanlý yönetimiyle gerginlik nedenlerine kýsaca deðinmek gerekiyor. Çünkü bu olay sonrasý ortaya çýkan geliþmeler konu içinde yer yer deðindiðimiz gibi çeþitli þekillerde Pir Sultan’ýn deyiþlerine yansýmýþ ve özellikle Anadolu coðrafyasýnda yaþayan Alevi-Bektaþi kesimlerin toplumsal konumunun ve çýkan halk isyanlarýnýn Kalender Çelebi sonrasý karakterinin deðiþmesinde bir dönüm noktasý teþkil etmiþtir. Dulkadirliler ve dirlikleri ellerinden alýnan timarlý sipahiler konusunun yeterince aydýnlatýlmasý, ortaya çýkan sonucun çözümü ve anlaþýlmasý açýsýndan yararlý olacaktýr. Çünkü döneme iliþkin kaynaklarýnda çok açýk belirttiði gibi kendilerine karþý yoðunlaþtýrýlan baský nedeniyle Osmanlý yönetimiyle aralarý gerginlik içinde olan Dulkadirli boylarýnýn, ayaklanmanýn baþlatýlmasýnda, savaþýn yer yer kazanýlmasýnda ve yitirilmesinde önemli rolleri olmuþtur. Dulkadirli beyleri eylemin ön aþamasýnda Kalender Çelebi’ye büyük ölçüde destek vermiþ, hatta teþvik etmiþ, savaþ deneyimi yüksek olan “timarlý gaziler” (Timar: Sipahilere ve zaimlere belli görev ve hizmetler karþýlýðý “kýlýç hakký” olarak verilen ve yýllýk yirmi bin akçeye kadar gelir getiren dirlikler. Özellikle 16. yüzyýldan itibaren timar sisteminin çökmeye ve bir çeþit soygun ve talan sistemine dönüþmeye baþladýðý görülmektedir. Ayrýntýlý bilgi için bkz. Ömer Lütfi Barkan, Timar, Ýslam Ansiklopedisi, Cilt 12/I, Kültür Bakanlýðý Yayýný, Ýstanbul 1979, Sayfa 286-333.; Mehmet Zeki Pakalýn, Osmanlý Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüðü, Cilt III, Sayfa 497-507.; Midhat Sertoðlu, Osmanlý Tarih Lûgatý, Endurun Kitapevi, Ýstanbul 1986, Sayfa 338-339.) topluluðuyla birlikte Osmanlý güçlerinin yenilgiye uðratýlmasýnda ciddi çabalar göstermiþtir. Daha sonra çatýþmalarýn keskinleþtiði bir dönemde Osmanlý yöneticileriyle ulûfe ve çeþitli çýkralar karþýlýðý girilen iþbirliði sonucu Kalender Çelebi saflarýna ihanet etmiþ, Kalender Çelebi’nin yenilmesinde ve baþýnýn kesilmesinde birinci derecede rol oynamýþlardýr. (SÜRECEK) 02 Mayýs 2006 Salý Bir Þair Kemal Özer 1935 yýlýnda Ýstanbul’da doðdu. Ýstanbul Erkek Lisesi’ni bitirdi. Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatý Bölümü’nden ayrýldý. Gazetelerde ve yayýnevlerinde düzeltmenlik ve redaktörlük yaptý. Varlýk dergisinde genel yayýn yönetmeni olarak çalýþtý. Yordam Yayýnlarý’ný kurdu. Yeni a dergisinin kurucularýndandýr. Þiir Sanatý adlý aylýk bir þiir dergisi çýkardý. Ýkinci Yeni devinimi içinde baþarýlý örnekler sundu. Bir suskunluk döneminin ardýndan, toplumcu bir bakýþla güncel olaylara, yaþantýlara sevi dolu serüvenlere yaslanan canlý yeni bir þiire yöneldi. BÝR ENGEL ÇIKINCA ÞÝMDÝ NERDEYSE ARARKEN Yokuþ aþaðý koþtunuz mu hiç? Durdunuz mu hiç bir engel çýkýnca birdenbire? Böyle deðildi bu kentte sokaklar, þarkýlar ve insanlar. Yürüyüp giderdik birlikte bir heyecaný paylaþarak. Uçsuz bucaksýz bir gömütlükteyim gömütünü arýyorum Attila Jozsef'in, yakýcý bir soluk geziniyor alnýmda - yýllar var ki unutmuþ deðilim ilk okuduðumda þiirlerini yüz yüze gelmiþtim çaðdaþ bir yazgýyla, yaralý bir kývýlcým gibiydi daðlýyordu okuyanýn etini. Bileceksiniz öyleyse... Bir baþdönmesi alýr kesilen hýzýn yerini ve bacaklarýnýzda gelen rüzgâr sizden önce aþar engeli. YILDIZLARDAN SÖZ AÇAN GERÇEKÇÝ ÞÝÝR Balkona çýktýðýmda, gecenin bu saatinde, gözüme iliþen ilk yýldýza bakarken ayný anda ayný yýldýza dünyanýn bir yerinde Bir gergefe girip çýkan iðneler gibi ayaklarýmýz iþlerdi yürüdüðümüz yollara coþkulu saatlerin nakýþýný. Alýnlarýmýza biriken güneþ þimdi nerdeyse soðuyacak. Uçsuz bucaksýz bir gömütlükteyim gömütünü arýyorum Attila Jozsef'in, kime sorsam baþka bir yeri gösteriyor karanfili eksik edilmemiþ baþucundan birinin daha baktýðý geçerdi içimden. baþka bir Attila Jozsef'i var demek ki önüme çýkan herkesin. ayný adla anýlýyor demek ki her yürekte býraktýðý titreþim çaðdaþ bir kederin. Bir yýldýzda buluþmasý gözlerimizin yeterdi bana, daha ötesini istemezdim; hangi kaygýlar var yüreðinde, hangi düþüncenin rüzgârýyla alevleniyor alný, þimdi hepsini bilmeliyim. 1 SOLDAN SAÐA: 1) 1883 yýlýnda Ýstanbul'da doðdu, 1945 yýlýnda öldü. Sözlü eserler bestelemedi. Suzinak, Bayati, Segah saz semaileri ile tanýnan ve ayný zamanda hattat olan ünlü neyzenimiz. 2) Yolculukta dinlenme. -Ýnþaatlarda kullanýlan koruyucu baþlýk. 3) Soluk borusu. -Hayvansal ve bitkisel asalaklarýn bitkilerde oluþturduðu ur. 4) Dilediði gibi davranan, uçan, hoppa. -Bir yüzey ölçüsü. 5) Beddua, ilenç. -Renkli cam parçalarýndan oluþan, saydam pencere süslemesi ya da resim. 6) Yapýnýn giriþ bölümü. -Çelikten yapýlmýþ, sivri uçlu ve aðaç saplý araç, týð. 7) Gözleri görmeyen, kör. -Müezinin çýkýp ezan okuduðu, bir ya da birkaç þerefeli, çoðunlukla taþtan, yüksek ve ince yapý. 8) Makaslý böcek. 9) Peru'nun baþkenti. -Dürülerek boru biçimi verilmiþ deri, kaðýt. 10) Açýk, meydanda. -Amerikan uzay dairesi. YUKARIDAN AÞAÐIYA : 1) Mallar, satýlacak þeyler. -Büyük kýz kardeþ. 2) Kýrmýzýyla mavinin karýþmasýndan oluþan renk. -Omuzdan çapraz olarak bele inen bað. 3) Tanrý. -Ezgi, melodi. 4) Boks maçýnda yumruk etkisiyle yere düþen ve 10 saniye içinde kalkýp devam edemeyen oyuncunun yenilmesi durumu. -Hayati sývý. 5) Döndürme, 2 3 4 5 6 7 8 9 10 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1808. Madrid Fransýz egemenliðine karþý ayaklandý. Fransýz iþgaline karþý Madrid'de baþlayan ayaklanma kentin ana meydaný Puerta del Sol'da kanlý bir savaþa dönüþtü. Yenilen yüzlerce isyancý ayný gece Grandük Joachim Murat komutasýndaki birliklerce Prado caddesinde kitleler halinde kurþuna dizildi. 1926. Atlantik'in iki yakasý arasýnda ilk faks mesajý gönderildi. ABD'nin Londra büyükelçisi Alanson Bigelow Houghton'un Augustus John tarafýndan çizilen resmi Londra'dan New York'taki New York Times bürosuna geçildi. 1933. Nazi lider Adolf Hitler Almanya'da sendikalarý yasakladý. 1938. Ordu Süvari Ekibi Roma'da Milletler Kupasý yarýþlarýnda altýn Mussolini kupasýný kazandý. 1940. Tasvir-i Efkar gazetesi yayýmlanmaya baþladý. 1945. Ýtalya'daki Alman iþgal birlikleri müttefik ordularýna, Berlin'deki Alman güçleri Sovyet Mareþal Jukof'un birliklerine teslim olmaya baþladý. 1953. Uluslararasý Tiyatro Enstitüsü Türkiye Merkezi kurucularý seçildi. Cevat Memduh Altar, Cevat Fehmi Baþkut, Mahir Canova, Muhsin Ertuðrul, Reþat Nuri Gültekin kurucular arasýnda. 1954. Genel seçimler yapýldý. Demokrat Parti 503, Cumhuriyet Halk Partisi 31, Cumhuriyetçi Millet Partisi 5, baðýmsýzlar 2 milletvekili çýkardý. 1959. Ýzmir'de Cumhuriyet Halk Partisi Genel Baþkaný ve ana muhalefet lideri Ýsmet Ýnönü'yü karþýlamaya gelenleri jandarma daðýttý; 10 kiþi yaralandý; olaya yayým yasaðý kondu. Ýnönü; Ýçiþleri Bakaný Namýk Gedik'i suçladý. 1969. NATO-Ýþ sendikasýna baðlý 300 iþçi Ýzmir'de Amerikan Executor gemisini iþgal ederek tahliyeyi durdurdu. 1972. Pele'nin de oynadýðý Brezilya þampiyonu Santos futbol takýmý Ýstanbul'a geldi. Santos ertesi gün Fenerbahçe'yi 6-1 yendi. 1973. Lübnan ordusunun Filistinli mültecilere saldýrmasýyla Lübnan iç savaþý baþladý 1995. Milliyetçi Hareket Partisi davasý, 15 yýl geçmesi nedeniyle zamanaþýmýna uðradý. Kararý Yargýtay onayladý. 1997. Alaattin Çakýcý Flash TV'de telefonla Baþbakan Yardýmcýsý Tansu Çiller ve eþi Özer Çiller'i suçladý. Ertesi gün, silahlý bir grup Flash TV'nin Ýstanbul'daki binasýný bastý. 1999. Fazilet Partisi'nden Merve Kavakçý milletvekili yemin törenine baþörtüsüyle katýldý. Olay Meclis'te protestolarla karþýlandý. Bugün Doðanlar 1762. Rus Çariçesi Büyük Katerina. 1921. Hintli film yönetmeni Satyajit Ray. 10 çevirme. 6) Evrensel alýcý olan kan grubu. -Tanrý tanýmaz. 7) Adýl. -Kimyada bir element. 8) Karakter, seciye. -Yaslanma, dayanma. 9) Bir devlet. -Bir spor takýmýnýn gözde oyuncusu. 10) Güzel koku. -Ata benzeyen, derisi çizgili, Afrika'da yaþayan memeli hayvan. Bugün Ölenler: 1519. Rönensan'ýn öncülerinden Ýtalyan bilgin, mucit, ressam, heykeltraþ Leonardo da Vinci. 1957. Adýný komünist avcýsý akým "Makkartizm"e veren Amerikali senatör Joseph Mac Carthy. Ayrýntý için: http://www.bianet.org/diger/arsiv.htm 6 02 Mayýs 2006 Salý Gülten Cesur Yoðurtlu Ekmek Tavasý Malzemeler: 8- 10 adet tost ekmeði, Yarým kilo yaðlý kýyma (Ya da kuþbaþý), 2 adet soðan, 2 adet yeþil biber, 2 yemek kaþýðý salça, 1 su bardaðý sýcak su, 6 yemek kaþýðý zeytin yað, 2 çay kaþýðý tuz, karabiber. Üzeri için, 2 su bardaðý sarýmsaklý yoðurt, 1 tatlý kaþýðý tereyað, 1 çay kaþýðý pul biber, 1 çay kaþýðý kuru nane Yapýlýþý: 1) Önce kýymayý bir tencereye koyup, ateþin üzerinde karýþtýrarak 4- 5 dakika kavurun. Ýçine yemeklik ince doðranmýþ soðaný ve ince kýyýlmýþ yeþil biberi de ekleyip 5 dakika kavurun. Ondan sonra zeytin yaðýný, salçayý, suyu koyup karýþtýrýn. Tuzunu, karabiberini atýp 10 dakika piþirin. Bir taraftan da fýrýn tepsisini yaðlayýp tost ekmeklerine tepsiye yanyana dizin. 2) Sýcak kýymalý sosu ekmeklerin üzerine gezdirip 175 derece ayarlý fýrýnda 25 dakika piþirin ve fýrýndan çýkarýn. Önceden hazýrladýðýmýz sarýmsaklý yoður du ekmekler henüz sýcakken üzerine dökün. Son olarak yaðý kýzdýrýp, pul biberi ve naneyi ilave ederek ocaktan alýnýz. Kýzgýn yaðý yemeðin üzerine dökünüz. Sýcak olarak servis yapýnýz. Peynirli helva Malzemeler: 1 paket margarin, 1.5 su bardaðý un 200 gram tuzsuz dil peyniri, 1 su bardaðý toz þeker, 1 fincan su 1.5 su bardaðý dövülmüþ ceviz Yapýlýþý: Margarini tencereye koyarak eritiniz. Unu yavaþ yavaþ ekleyerek un sararýncaya kadar karýþtýrýn. Ufalanmýþ dil peynirini unu karýþtýrmaya devam ederek tencereye koyunuz. Peynirler eriyinceye kadar devamlý karýþtýrýn. Üzerine toz þekeri dökün. Bir kahve fincaný su ekleyip hepsini karýþtýrýn. Peynir kendi yaðýný verinceye kadar karýþtýrýnýz. Daha sonra servis tabaðýný alýp yayýnýz. Dilerseniz üzerine dövülmüþ ceviz serpebilirsiniz. Farklýlýða tahammül edemediler DERÝNKUYU-Fener Rum Patriði Bartholomeos, Kapadokya'da düzenlenen 'Bahar Ayini' ne katýldý.Bartholomeos burada yaptýðý konuþmada, dünyaya dostluk ve barýþ mesajý verdi. Fener Rum Patriði Bartholomeos, Nevþehir' in Derinkuyu Ýlçesi'nde bulunan Aziz Teodoris Kilisesi'nde düzenlenen Bahar Ayini'ne katýldý. Ayine Yunanistan'ýn Selanik ve Atina kentlerinden gelen yaklaþýk 200 kiþilik bir gurup da katýlýrken, Derinkuyu'da yaþayan Müslüman vatandaþlar ve çocuklar da ayine ilgi gösterdi. Yaklaþýk 1.5 saat süren ayinde Ýncil'den çeþitli dualar okunurken, ayin sonrasýnda Patrik Bartholomeos, Rumca ve Türkçe bir konuþma yaptý. Konuþmasýna kendilerine ayin için izin veren Nevþehir Valiliði ve Derinkuyu Kaymakamlýðý'na teþekkür ederek baþlayan Bartholomeos, ayrýca ayine katýlan Tiyatro Ekspres Ürgüp'teydi ÜRGÜP1996 yýlýnda Bursa’da Bülent Koltukçu tarafýndan kurulan 40 kiþilik kadrosuyla Bursa'nýn özel tiyatrolarýn açýlmasýnda öncülük eden Tiyatro Ekspres 202. kez perdelerini açtý. Ürgüp Belediyesi kültür merkezinde sahnelenen Acil Servis adlý oyun beðeni topladý. Ekspres kültür merkezi tarafýndan Ürgüp Belediye Baþkaný Bekir Ödemiþ'e tiyatroya verdiði katkýlarýndan dolayý teþekkür plaketi verildi. Plaketi Ürgüp Belediye Baþkan Vekili Ýlhami Erdoðan aldý. Erdoðan 'belediye baþkanýmýz adýna bu plaketi alýyorum. Ýlk kez bir tiyatro grubunun baþkanýmýza plaket vermesi çok anlamlý' dedi. Ekspres kültür merkezi tarafýndan Ürgüp Belediye Baþkaný Bekir Ödemiþ'e tiyatroya verdiði katkýlarýndan dolayý teþekkür plaketi verildi. Plaketi Ürgüp Belediye Baþkan Vekili Ýlhami Erdoðan aldý. Müslüman vatandaþlara da sevgilerini iletti. Bartholomeos, "Herkesin kendi dinine sadýk kalarak, bütün insanlarýn kendi aralarýnda sevgi ve barýþ duygularý içerisinde yaþamalarýný temenni ederim" dedi. Bu arada Barthomeleos' un kiliseye geliþi sýrasýnda bozkurt iþareti yapan bir grup ülkücü patriði protesto etti. Yaklaþýk 30 kiþilik grup, "Ya Allah Bismillah Allahuekber" sloganlarýyla Barthomeleos'a tepki gösterdi. Grup daha sonra, kilisenin giriþinde bulunan çan kulesine Türk bayraðý astý. Olaylar üzerine jandarma ve polis ekipleri, kilise giriþinde geniþ güvenlik önlemleri aldý. 'Çevre Gazeteciliði' eðitimleri düzenlendi [Sesonline]- Bölgesel Çevre Merkezi REC Türkiye, The Guardian Foundation, UK ve REC Merkez Ofisi tarafýndan yayýnlanan Green Horizon (Yeþil Ufuklar) dergisi iþbirliði ile 25-28 Mayýs 2006 tarihleri arasýnda Ankara’ da “Çevre Gazeteciliði Eðitim Atölyesi” düzenleniyor. Konu ile ilgili yapýlan açýklamada þöyle denildi: "Tüm dünyayý tehdit eden çevre sorunlarý, ülkemizde de hýzlý nüfus artýþý, kýrsaldan kente artan göç, plansýz sanayileþme ve sanayi faaliyetlerinin geleneksel sanayi bölgelerinden ülke coðrafyasýna yayýlma eðilimi, sanayi alanlarý ve kentlerdeki alt yapý eksiklikleri nedeniyle hýzla artmaktadýr. Bu sorunlar, bilinçli ve katýlýmcý bir kamuoyunun eksikliðinden dolayý küresel felaket boyutlarýna ulaþmadan, kamuoyunun sorunlarla ilgili etkin bir þekilde bilgilendirilmesi çözüme giden yolda en önemli adýmlarýn baþýnda gelmektedir. Bu noktada medyaya önemli görevler düþmektedir. Sahibi: Hacýbektaþlýlar A.Þ. adýna Naci Özçelik Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü: Aydýn Þimþek Genel Yayýn Yönetmeni: Osman Çoban Yönetim Yeri: Çarþý içi Esnaf Kefalet Koop. binasý kat: 2 Hacýbektaþ/ Nevþehir Tel-Faks: 0384 441 39 47 E-mail: [email protected] Þirket e-mail: [email protected] E-groups: [email protected] Web: www.hacibektaslilar.com Baský: Hacýbektaþlýlar A.Þ. Matbaasý Bala Mah. Bektaþ Efendi Sk. No: 38 Hacýbektaþ Tel-Faks: 0384 441 29 16 Pazar günleri yayýnlanmaz. Yayýn Türü: Yerel Süreli Yayýn Kuyrukluyýldýz hýzla yaklaþýyor Gökbilimciler, parçalanmakta olan bir kuyrukluyýldýzýn gelecek ay Dünya'ya yaklaþacaðýný açýkladý. Kuyrukluyýldýz, son yirmi yýlda Dünya'ya en yakýn geçen gökcismi olacak. Peki dünyaya çarpma ihtimali var mý? Gökbilimciler, parçalanmakta olan bir kuyrukluyýldýzýn gelecek ay Dünya'ya yaklaþtýðýný, ancak bu gökcisminin Yeryüzü'ne milyonlarca km uzaktan geçeceðini bildirdiler. Amerikalý ve Avrupalý astronomlar, son incelemelerine göre, parçalanmakta olan SW 3 (73 P Schwassman-Wachmann 3) adlý kuyrukluyýldýzýn 40'tan fazla parçaya bölündüðünü belirterek, bu gökcisminin 1228 Mayýs arasýnda Dünya'ya en çok yaklaþacaðýný ve parçalarýndan birisinin Yeryüzü'ne yaklaþýk 8,8 milyon km uzaklýktan geçeceðini kaydettiler. Bunun son yirmi yýlda Dünya'ya en yakýn geçen kuyrukluyýldýz olacaðýný ve teleskop olmaksýzýn çýplak gözle gökcisminin görülebileceðini belirten bilim adamlarý, kuyrukluyýldýzýn Dünya'ya yaklaþýrken parçalanmasýnýn da bu gökcisminin incelenmesi açýsýndan önemli fýrsat yaratacaðýný ifade ettiler. Bu arada Amerikan Havacýlýk ve Uzay Dairesi (NASA) yetkilileri, kuyrukluyýldýzdan kopacak hiçbir parçanýn Dünya'ya çarpmayacaðýný, tsunami ya da toplu ölümlere neden olmayacaðýný açýklayarak, bazý internet sitelerinde bir süredir 25 Mayýs'ta Dünya'ya bir gökcisminin çarpacaðý yolundaki iddialarýn asýlsýz olduðunu bildirdiler. NASA sözcüsü Grey Hautaluoma, Space.com sitesine yaptýðý açýklamada, gökbilimcilerin 75 yýldan fazladýr gözlemledikleri bu kuyrukluyýldýzýn hiçbir buzul parçasýnýn Dünya'ya 8,8 milyon km uzaklýktan fazla yaklaþmayacaðýný belirterek, bunun Dünya ile Ay arasýndaki uzaklýðýn 20 katý olduðunun altýný çizdi. NASA'nýn Yakýn Dünya Cisim Program Ofisi yöneticisi Donald Yeomans da, 73P Schwassmann-Wachmann 3 kuyrukluyýldýzýný çok yakýndan izlediklerini belirterek, bu gökcisminin ne Dünya'daki insanlar, ne de Uluslararasý Uzay Ýstasyonu (UUÝ) için tehlike yaratacak derecede Dünya'ya yaklaþacaðýný vurguladý. NASA, kuyrukluyýldýzýn baþlýca büyük parçasýnýn, Dünya'ya en çok 11,7 milyon km uzaklýða dek yaklaþacaðýný, amatör gökbilimcilerin küçük teleskoplarla bu kuyrukluyýldýz parçasýný gözlemleyebileceklerini bildirdi. SW 3'ü ilk kez Alman astronomlar Arnold Schwassmann ve Arno Arthur Wachmann, asteroidleri incelerken keþfetmiþlerdi. Göreli olarak kýsa yörünge süresi olan buzul gökcismi SW 3, 1979'a kadar görülmemiþ ve 1985'teki geçiþi sýrasýnda kaybolmuþtu. Kuyrukluyýldýzýn Dünya'ya en çok 24 Mayýs günü yaklaþacaðýný belirten gökbilimciler, amatör astronomlarýn bu harika gökyüzü gösterisini kaçýrmamalarýný öneriyorlar. (Sesonline) Saðanak Yaðmur En Yüksek 0C 16 En Düþük 0C 8 Parayý veren, kirletecek mi? Yalçýn Ergündoðan Doðanýn, çevrenin aslýnda bir daha onarýlamaz þekilde tahribi “zehirli variller” olayýnýn açýða çýkmasý ile sýkça gündeme gelmiþti. Ardýndan da yeni “Çevre Yasasý” gelecek, “çok aðýr cezalar içerecek” gibi açýklamalar da Çevre Bakaný ve hükümet yetkililerince dillendirilmiþti. Çýka çýka karþýmýza 1988’den beri yürürlükte olan 2872 sayýlý yasanýn, adeta yeniden gözden geçirilmiþ günümüze uyarlanmýþ þekli çýktý. Elbette bu, yeterli bulunmadý. Yeterli bulunmamanýn ötesinde getirdiði yaptýrýmlar ve cezalarla da, “parayý verenin, düdüðü çalacaðý” misali olacaðýndan ötürü tepki aldý. Alýyor. Yeni yasaya göre bakýn ne oluyor. Tuzla'da yaþanana benzer bir olay yaþanýrsa bunun cezasý 100 bin YTL'den, 1 milyon YTL'ye kadar çýkabilecek. Yani, bir þirket ortaya çýkýp da; “Atýklarýmý gömdüm. Cezasýný da ödedim. Ne konuþuyorsunuz yahu?” dese ne olacak. “Kirleten öder” mantýðýyla deðil, kirliliði önleme, hatta üretim aþamasýnda önleme mantýðýyla hareket edilmesi ve bu doðrultuda yasa çýkarýlmasý gerekirdi. Ama yine olmadý. Ýþin özü, bölüm bölüm doða özelleþtirildi, özelleþtiriliyor. Açýkçasý bu konuda, Greenpeace temiz üretim yolunu göstermek için kampanyalar yürütmüþ ve çözümler de önermiþti. Þimdi bunlara el atmanýn tam da zamaný idi… “ÇERNOBÝL DE GÜVENLÝYDÝ” Biliyorsunuz 26 Nisan, Çernobil nükleer faciasýnýn yirminci yýldönümü idi. Çernobil de, zamanýnda “güvenli”, “tam korumalý” gibi ifadelerle yapýlmýþ ve Sovyet yurttaþlarýna öyle tanýtýlmýþtý. Ama görüldü ki, gerçek öyle deðilmiþ… Çernobil’de meydana gelen nükleer kaza sonunda atmosfere salýnan radyoaktif madde, Hiroþima ve Nagazaki'ye atýlan atom bombalarýnýn yaklaþýk 200 katý kadar. Beyaz Rusya “Ulusal Bilimler Akademisi”nin araþtýrmasýna dayanan Greenpeace raporunda Çernobil felaketi sonrasý sadece kanser nedeniyle ölenlerin sayýsý 93 bin civarýnda. 2 milyar insaný etkileyen felâket yüzünden 270 bin kiþinin kansere yakalanabileceðine de dikkat çekiliyor. Her ne kadar nükleer lobiler eliyle, olayýn üstü örtülmeye kalkýlsa da gerçek durum bu. *** 26 Nisan vesilesiyle, tüm dünyada olduðu gibi ülkemizde de “nükleer tehlike”nin altý çizildi. Ama hükümet çevreleri bir kez nükleer lobi’nin etki alanýna girmiþ, çýkarmak zor! Bildiðim bildik, dediðim dedik tavrýyla “nükleer santral” kurulmasý yönünde çalýþmalar sürüyor. Bakalým, “nükleer yalanlar” ve “nükleer lobi” mi galip gelecek, yoksa bilimsel veriler ve gerçekler mi? (Sesonline)