İndir

Transkript

İndir
Sanayi Odası: Alayköy Sanayi Bölgesi’nde dağıtılan arsalar iptal edilmelidir
Sanayi Odası 23 Aralık 2004 tarihinde yayınladığı basın bildirisiyle, yeni Alayköy Sanayi
Bölgesi‟ndeki arsaların haksızca dağıtıldığını ve bu dağıtımın iptal edilmesini istedi. Oda
basın bildirisi söyle:
“Hükümet önce, LefkoĢa Sanayi Bölgesi‟nde açılan 17 arsayı, sesizce dağıttı. Bunlar
yetmedi. Alatyapısı tamamlanmamıĢ olmasına rağmen, Alayköy Sanayi Bölgesi‟ndeki
arsaların dağıtımına baĢlandı.
Alayköy Sanayi Bölgesi‟ndeki arsalar, bakanlıkta değil, parti merkezlerinde dağıtılmıĢtır.
Altyapının kısa sürede tamamlanamayacağı anlaĢılınca dağıtım durdurulmuĢtur.
Sanayi Odası, seçim öncesi yangından mal kaçırırcasına, parti merkezlerinde, sanayi
arsası dağıtımını, kamu kaynaklarının yandaĢlara dağıtılmasını, seçim yatırımı olarak
görür ve Ģiddetle protesto eder.
Ekonomi ve Turizm Bakanı Sayın DerviĢ Deniz‟in dağıtımı durdurması yeterli değildir.
YandaĢlara seçim yatırımı olarak verilen kamu malları geri alınmalıdır. Eğer varsa
imzalanan sözleĢmeler iptal edilmelidir.
Organize Sanayi Bölgeleri Yasası tüm ülkelerde olduğu gibi ivedilikle meclisten
geçirilerek, sanayi bölgelerinin yönetimi ve sanayi arsalarının sanayicilere kiralanması,
yönetiminde odamızın da bulunacağı özerk bir kuruluĢa devredilmelidir.
Ayni hükümetin eski Ekonomi ve Turizm Bakanı‟nın Haspolat Sanayi Bölgesi‟nin Annan
Planı‟ndaki toprak düzenlemesi söz konusu olduğunda, Haspolat‟taki sanayi yatırımlarını
Alayköy Sanayi Bölgesi‟ne taĢıma projesi vardı. Bu nedenle Alayköy Sanayi Bölgesi‟nde
öncelik Haspolat‟taki yatırımcılar olması gerekmektedir.
Sanayi bölgelerinde geliĢigüzel yapılan arsa dağıtımları, mevcut sanayi bölgelerinde
çevre sorunları yaratmakta, sanayicilerimizin AB uyumlu üretim yapmasına engel teĢkil
etmektedir.
Sanayi Odası, kamu kaynaklarının yandaĢlara dağıtılarak siyaset yapılamayacağını
hatırlatır, Alayköy Sanayi Bölgesi‟nde dağıtılan arsaların iptalini bekler.”
Bakan Murat taş ocaklarını ziyaret etti
"Ocaklarda artık basamak sistemi uygulanıyor”
ĠçiĢleri Bakanı Özkan Murat 13 Aralık 2004‟de taĢ ocaklarını ziyaret ederek
incelemelerde bulundu.
Bakan Murat'a, Akçiçek köyündeki Mozaidex Ģirketinin çalıĢtırdığı taĢ ocaklarında
yaptığı incelemelerde, Özel Kalem Müdürü Kemal Mülazim ve Jeoloji ve Maden Dairesi
Müdürü
Mustafa Alkaravlı eĢlik etti.
Bakan Murat taĢ ocaklarını gezerek bilgiler aldıktan sonra basına yaptığı açıklamada,
ĠçiĢleri Bakanlığı olarak hep hayal edilen, özlenen ve yapılmasını istedikleri çağdaĢ,
modern, Avrupa standartlarına uygun bir Ģekilde çalıĢılabilen tesisler göstermek
istediklerini belirtti. Murat, artık eski yöntemlerin yürürlükten kalktığını ifade ederek "TaĢ
ocaklarında artık basamak sistemi uygulanıyor" dedi.
Nisan'dan itibaren tüm taĢ ocaklarında eski patlatma yönteminden vazgeçildiğini ve
"basamak" sistemi olarak adlandırılan projenin hayata geçirildiğini kaydeden Murat,
ocaklar belli bir süre sonra terk edildiğinde çıplak görülmeyeceğini ve çevre kirliliğinin en
düĢük seviyeye düĢürüldüğünü göstermek istediklerini vurguladı. Ġlk taĢın kırılmasından
kuma kadar dönüĢmesini izleyen Bakan Murat, buradaki taĢ ocaklarında en son
teknolojinin uygulanılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Kamyonların yüklenmesinden, piyasaya çıkıĢına kadar geçen uygulama hakkında
bilgiler alan Bakan Murat, özellikle kum ve çakılın öğütüldüğü sırada tozun etrafa
yayılmadığına dikkat çekerek, "Burada en son teknoloji uygulanmıĢtır" dedi.
ÇalıĢanların çağdaĢ bir Ģekilde iĢ güvencelerinin sağlanması için 1994 yılından beri
mücadele verdiğini ifade eden Murat, yabancı iĢçilerin yasalara uygun olarak çalıĢması,
iĢçilerin izinlerinin tam ve sosyal güvenceye kavuĢturulmuĢ bir Ģeklide çalıĢtırılması
gerektiğini ve burada tüm kurallara uygun bir Ģekilde çalıĢıldığını vurguladı.
Mozaidex Genel Müdür'ü Süleyman Özerman da yaptığı konuĢmada, yaklaĢık bir yıl
önce tesisi kurma çalıĢmaları baĢlattıklarını ve tesisin bütün çalıĢanlarının katkılarıyla
bugünlere
gelindiğini belirtti. Jeoloji ve Maden Dairesi'nden aldıkları katkılar sayesinde bu çalıĢmaları
baĢardıklarını ifade eden Özerman, çalıĢmalarının devam ederek daha da iyiye ulaĢacağını
da ekledi.
Jeoloji ve Maden Dairesi Müdürü Mustafa Alkaravlı da, tesis hakkında teknik konulara
değinerek, taĢ ocaklarındaki uygulamalar hakkında bilgiler verdi. Ocakların artık basamak
sistemiyle çalıĢtırılacağını belirten Alkaravlı, ocakların terk edilmesi halinde
ağaçlandırılacağını da ifade etti.
Standardizasyon Nedir?
Ayşe COŞAR
TSE Kıbrıs Temsilcisi
Mal ve hizmetlerin yüksek teknolojiye, rekabet edebilme gücüne ve kalite anlayıĢına
dayandığı yeni ve farklı bir dünyada yaĢamaktayız. Böyle bir dünyada yer alabilmenin
temel koĢullarından en önemlisi de, ekonomiden eğitime, sanayiden hizmet sektörüne ve
kamu yönetimine kadar tüm alanlarda kalite ve standardizasyona öncelik verilmesidir.
Standardlar, tüketiciye, kullanıcıya bir yargıda bulunması için kriter, kaliteyi ölçmesi
için kıstas ve aldığı malın diğerleriyle beraber uyum içinde çalıĢacağına dair garanti verir.
Emniyete, insan sağlığına ve çevrenin korunmasına katkıda bulunarak yaĢam kalitesinin
yükseltilmesinde rol oynar.
Standardizasyon, Uluslararası Standardizasyon Örgütü (ISO) tarfından Ģöyle tarif
edilmektedir:
“Standardizasyon; belirli bir faaliyetle ilgili olarak ekonomik yarar sağlamak üzere
bütün ilgili tarafların yardım ve iĢbirliği ile belirli kurallar koyma ve bu kuralları uygulama
iĢlemidir.”
Standardizasyon, toplumun her kesiminde genel fayda sağlamasının yanı sıra yine
insan için yaĢamsal önem taĢıyan çevreye zarar vermeme ve yaĢanabilir bir çevrenin
korunması yönünden çok büyük faydalar içerir.
Standardizasyonun Üreticiye Faydaları:
Üretimin belirli plan ve programlara göre yapılmasına yardımcı olur, uygun kalite ve
seri imalata olanak sağlar, kayıp ve artıklar en az seviyeye iner, verimliliği artırır,
depolamayı ve taĢımayı kolaylaĢtırır, stokların azalmasını sağlar ve maliyeti düĢürür
Standardizasyonun Ekonomiye Faydaları
Kaliteyi teĢvik eder, kalite düzeyi düĢük üretimle meydana gelecek emek, zaman ve
hammadde israfını ortadan kaldırır, sanayii belirli hedeflere yöneltir. Üretimde kalitenin
geliĢmesine yardımcı olur, ekonomide arz ve talebin dengelenmesine yardım eder, yanlıĢ
anlamaları ve anlaĢmazlıkları ortadan kaldırır, ihracatta ve ithalatta üstünlük sağlar, yan
sanayi dallarının kurulmasını ve geliĢmesini sağlar, rekabeti geliĢtirir ve kötü malı
piyasadan kovar.
Standardizasyonun Tüketiciye Faydaları
Can ve mal güvenliğini korur, karĢılaĢtırma ve seçim kolaylığı sağlar, fiyat ve kalite
yönünden aldanmaları önler, ucuzluğa yol açar, ruh sağlığını korur, stresi önler ve
tüketicinin bilinçlenmesinde etkin rol oynar.
Standard nedir?
Standardizasyon çalıĢması sonucu ortaya çıkan belge, döküman veya esere standard
adı verilmektedir. Standardlar bilimsel, teknik ve deneysel çalıĢmaların kesinleĢmiĢ
sonuçlarını esas alır. Yalnız günümüzün Ģartlarını belirlemekle yetinmez aynı zamanda
geleceğin geliĢme imkanlarını da gözönünde bulundurur ve geliĢmelere ayak uydurur.
Kısaca, Standard; üretimde, anlamda, ölçmede ve deneyde beraberlik anlamına
gelmektedir.
Standardlar nasıl hazırlanır?
Standardlar, Uzman Kurullar tarafından hazırlanır. Bu kurulların oluĢumunda, kamu ve
özel sektör (üretici) kuruluĢları, bilimsel kuruluĢlar (Üniversiteler) tüketici ve meslek
kuruluĢları ile ilgili Bakanlık temsilcilerinin dengeli bir Ģekilde katılımı sağlanır. Yeni
standard önerileri, uygulamadaki ihtiyaçlardan doğmaktadır. Farklı sektörlerden gelen
teklifler, çeĢitli aĢamalardan geçirilerek Standard haline getirilir.
Standardlar değiĢmez kurallar değildir. Hazırlandıktan sonra teknolojik geliĢmelere
paralel olarak, gerekirse tadil ve revizyona alınıp güncelleĢtirilir.
TSE Standard Hazırlama Prosedürü aĢağıdaki gibi özetlenebilir:
Bir standardın hazırlanırken geçirdiği safhalar:
- Ġlgili Bakanlık
- Kamu ve Özel Sektör KuruluĢları
- Bilimsel KuruluĢlar
- Üretici
- Tüketici ve Meslek KuruluĢları
Standardizasyon örgütleri
Dünyadaki Standardizasyon Örgütlerinden üç ana grup altında örnekler verilebilir:
Ulusal Standardizasyon Örgütleri: Ülkelerin kendi Enstitü veya kuruluĢlarıdır.
Örnek: 1- TSE (Türk Standardları Enstitüsü)
2- BS (Ġngiliz Standardları)
Bölgesel Örgüt ve Kuruluşlar:
Bir grup ülkenin ortak örgütleridir.
Örnek: 1- BASB : Bölgeler Arası Standardizasyon Birliği (1991)
2- SMIIC : Ġslam Ülkeleri Standardizasyon ve Metroloji
Enstitüsü (1985)
3- CEN : Avrupa Standardizasyon Komitesi
4- CELENEC : Avrupa Elektroteknik Standardizasyon Komitesi.
5- ETSI : Avrupa Telekomünikasyon ve Enformasyon Komitesi.
6- EOQ : Avrupa Kalite Örgütü.
7- EN : Avrupa Normları-(European Norms) Avrupa Standardları KısaltılmıĢı
Uluslararası Standardizasyon Kuruluşları:
Örnek: 1- ISO: Uluslararası Standardizasyon Örgütü.
(International Organizations for Standardizations)
2- IEC : Uluslararası Elektroteknik Komisyonu.
3- WPO : Dünya Ambalajlama Örgütü.
Türk Standardları Enstitüsü
Türkiye‟mizin Türk Standardları Enstitüsü (TSE) 1960 yılında 132 sayılı Kanunla kurulan
bir kamu kurumudur ve bugün dünyadaki büyük ve etkin Standardizasyon örgütlerinden
biridir.
Türk Standardları Enstitüsü, ISO, IEC, EOQ, CEN, CELENEC, WPO KuruluĢlarının üyesi
ve bu kuruluĢların Türkiye Temsilcisidir.
TSE, SMIIC ve BASB‟ın kurucularından olup sekreterya hizmetleri ile BaĢkanlığını
yürütmektedir.
“Türk ekonomisinin teknik sigortası” olarak nitelene TSE Türk Sanayi ve Tüketicisine
çok büyük hizmetler vermiĢ ve vermektedir. TSE, 1999 yılında Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyetine de elini uzatmıĢ ve TSE-KIBRIS Temsilciliğimizi kurarak ülkemizdeki çok
önemli bir boĢluğu doldurmuĢtur. TSE kuruluĢundan beri Standardizasyon konularında
çok hızlı geliĢim ve atılımlar yapmıĢtır. Sürekli olarak dıĢ dünyadaki standardizasyon
çalıĢmalarını izleyip, önemli ve uygun olanları Türk Standardı olarakkabul etmiĢtir.
Avrupa Birliği‟ne girme faaliyetlerinin baĢından beri TSE, pekçok kuruluĢun önünde
Uyum çalıĢmalarına baĢlamıĢtır. Mevcut tüm standardlar incelenerek, yeni koĢullara göre
gerekli tadilat ve revizyonlar yapılmıĢtır. ISO ve AB Standardları teketek tercüme edilerek
TS-EN-......... veya TS-EN-ISO.......... isimleriyle kabul edilip yayınlanmıĢtır.
Yönetim Sistemleri; ISO 9001:2000 Kalite Yönetim Sistemi; EN-ISO:14001Çevre
Yönetim Sistemi; HACCP:TS 13001 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi; OHSAS: TS 18001 ĠĢ
Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi değiĢtirilmeden tercüme edilmiĢ, büyük yatırımlar
yapılarak bu konularda Belgelendirme faaliyetleri için TSE, ilk akredite edilmiĢ kuruluĢ
olmayı baĢarmıĢtır.
Kalite ve yönetim sistemleri
Dünyamız büyük bir hızla tek bir küresel pazara dönüĢmektedir. Rekabet olgusu,
uluslararası pazarlarda belirleyici bir etken haline gelmiĢtir. Rekabette baĢarı ancak
standard ve kalitenin ön plana çıkartılması ile mümkündür. Bir Ülkenin kalkınmıĢlık
düzeyinin en inandırıcı kanıtı ürettiği mal ve hizmetin kalitesidir. Dünyada Kalite Yönetim
Sistemleri bu gerçek ve gereksinimler nedeniyle doğmuĢ ve geliĢmiĢtir.
Kalite nedir?
KALĠTE; bir ürün veya hizmetin belirlenen veya olabilecek ihtiyaçları karĢılama
yeteneğine dayanan özelliklerin toplamıdır. Kalitenin farklı yaklaĢımlarla birçok tanımı
vardır: Kalite; “Amaca uygunluk ve kullanımda güvenliktir.” Kalite; “ġartlara
Uygunluktur.” Kalite çok önemlidir, kalite tüketicinin tatminidir, verimliliktir, esnekliktir,
etkili olmaktır, bir programa uymaktır. Kısaca “Kalite bir yatırımdır”.
Kalite kontrol nedir?
Kalite Kontrol; Üretilen mal ve hizmetlerin, planlanan özellikleri taĢıması için, üretim
sırasında, ve tüketiciye sunulacak Ģekli üzerinde uygulanan iĢlemler dizisidir.
ISO 9001:2000
Türkiye‟de TS-EN-ISO 9001:2000
Kalite yönetim sistemi
Kalite Yönetim Sistemi Standardları Serisi, etkili bir yönetim sisteminin nasıl
kurulabileceğini, nasıl dökümante edilebileceğini ve sürdürülebileceğini gösteren
standardlar serisidir. ISO 9000 Kalite Standardları Serisi tasarımdan üretimin son
kademesine, tüketiciye sunulan ürüne kadar her evrede, her türlü sistem ve güvenceyi
kapsamaktadır:
Tasarım, ham ve girdi maddeleri, iĢ gücü ve enerji temini, üretim aĢamalarındaki
kayıtları tutma ve statistiki verileri hazırlama konularındaki sistemlerle kalite kontrolün
mükemmelleĢtirilmesi, hatalı ürün değerlendirilmeleri ile sebeblerinin araĢtırılması ve
satıĢ sonrası servis garantisi konuları ISO 9000 Standardları Serisi ile en iyi Ģekilde
yönlendirilerek planlanabilir. ISO 9000‟in hem üretici firmalara, hem de müĢteri ve
tüketiciye getirdikleri yatsınamayacak kadar büyüktür. TSE Eski BaĢkanlarından Sayın
M.Y. Arıyörük‟ün deyiĢi ile “verimliliği ve saygınlığı artırır” Günümüzde herkesin dilinde
“ISO Belgesi” sözcüğü dolaĢmakta, hatta reklamlarda ürünler için “ISO Belgeli” ibaresi
sıkça kullanılmaktadır.
Önce Ģu önemli hususu vurgulamakta yarar görüyorum: ISO Logosu yalnız baĢına
kullanıldığında anlamsızdır ve hiçbir standardı göstermez. Kullanılmaması gerekir. ISO
9001:2000 Belgesi ise Ürünleri kapsamaz. Ġsminden de açıkca anlaĢılacağı gibi Firmaların
Kalite Yönetim Sistemini belgeler. Ama etkili bir yönetim sistemine sahip, ISO 9001:2000
belgeli, Kurumların ürünlerinin de göreceli olarak kaliteli oldabileceği yorumu yapılabilir.
ISO 9000 standardlarının gelişimi
1963‟te MIL/Q/9858 (ABD‟de savunma teknolojisinde), 1968‟de AQAP Standardları
(NATO üyesi ülkelerde), 1979‟da BS 5750 (Ġngiltere‟de), 1987‟de ISO 9000 Serisi (ISO
tarafından), 1988‟de EN 29000 standardları (CEN tarafından), 1988‟de TS 6000 Kalite
Güvence Sistem Standardı (TSE tarafından) 1991‟de TS-EN-ISO 9000, (TSE tarafından)
1994‟de ISO tarafından revize edildi. (9001:1994 / 9002:1994 / 9003:1994),
1996‟da EN 29000 serisi EN-ISO 9000 olarak yayınlandı. 2000‟de ISO tarafından revize
edildi ve ISO 9001:2000 olarak yayımlandı.
EN-ISO 14001
Türkiye‟de TS-EN-ISO 14001
Çevre yönetim sistemi
Bugünün bilinçli tüketicisi yaĢadığı çevreye ve dünyasına değer verilmesini, saygı
gösterilmesini istemekte ve sorgulamaktadır. Bu ve benzeri geliĢmeler, kuruluĢların çevre
ile etkileĢimlerini kontrol altında tutabilmelerini sağlayacak Çevre Yönetim Sistemine
ihtiyaç bulunduğu gerçeğini ortaya çıkarmıĢtır. Çevre Yönetim Sistemi tüm dünyada ISO
14001 Standardı olarak bilinmektedir. Çevre Yönetim Sisteminin, ISO 9000 Kalite
Yönetim Sistemi Standardından sonra uluslararası kuruluĢlarda tanınması ve uygulanması
çok hızlı olmuĢtur.
Devamı gelecek sayıda
5 örgüt ortak basın toplantısı yaparak alınmasını istedikleri ekonomik tedbirleri
açıkladı
“Bölgede ekonomik bütünleşme için siyasi çözüme ihtiyaç var”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde alınması gereken tedbirler 27 Aralıık 2004 tarihinde
5 örgüt tarafından ortak çalıĢma yapılarak belirlendi.
Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Türk Sanayi Odası, KKTC ĠĢadamları Derneği, Kuzey
Kıbrıs Genç ĠĢadamları Derneği ve Kıbrıs Türk Otelciler Birliği hazırladıkları ortak tedbirler
metnini bugün düzenledikleri basın toplantısıyla açıkladı.
Ticaret Odası'nda yapılan basın toplantısında örgütler adına ortak metni Ticaret Odası
BaĢkanı Ali Erel ve Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar okudu.
Örgütler, Kuzey Kıbrıs ekonomisinin bölge ekonomileriyle bütünleĢmesi gerektiğini ve
bu bütünleĢme için de siyasi çözüme ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Ticaret Odası BaĢkanı Ali Erel metni okumaya baĢlamadan önce yaptığı konuĢmada,
uzun süren bir çalıĢma sonucunda ortaya çıkardıkları ekonomik tedbirler metninin
içeriğinden fazla, ekonomide söz sahibi örgütlerin biraraya gelip ortak bir vizyon
çerçevesinde bir çalıĢma yapıp altına imza atabilmiĢ olmalarının önemli olduğunu söyledi.
Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar da, hazırlanan ekonomik tedbirler metninin bir bütün
olarak ele alınmasının önemine dikkat çekti.
Kuzey Kıbrıs ekonomisinin bölge ekonomilerine entegre olması gerekliliğine dikkat
çekilen Ekonomik Tedbirler metninde, ekonominin Güney Kıbrıs, Türkiye ve AB ülkeleri ile
bütünleĢmesi gerektiği vurgulandı.
Metinde, Kuzey Kıbrıs-Güney Kıbrıs-Türkiye-AB ülkeleri arasında Gümrük Birliği
çerçevesinde malların, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaĢımı önündeki engellerin
kaldırılmasının ana ekonomik hedef olması gerektiği belirtilerek, hedefe ulaĢmak için
atılması gereken adımlar sıralandı:
"KKTC iç pazarında Kuzey Kıbrıs firmalarının Güney Kıbrıs firmaları ve Türkiye firmaları
tarafından zarar verici ataklara maruz kalmamaları için rekabet güçlerinin yükseltilmesi;
KKTC firmalarının iç veya dıĢ pazarlarda haksız ve eksik rekabet ortamı ile karĢı karĢıya
bırakılmaması; Ticarette karĢılıklılık rekabet Ģartlarında eĢitlik ilkelerinden taviz
verilmemesi."
"Kıbrıs sorunu çözülmeden coğrafyamızda mal/mülk sorununun çözülemeyeceği,
tanınma ve resmi temasların daima sorgulanacağı, ne AB ülkeleri ne Güney Kıbrıs ne de
Türkiye ile tam bir ekonomik entegrasyonun oluĢamayacağı bir gerçektir" denilen ortak
metinde, çözümün yerini hiçbir ekonomik tedbirin alamayacağı ve bu yönde aktif
olunması gerektiği vurgulandı.
3 Ekim 2005'e kadar Kıbrıs'ta çözüm Ģansının arttığı da vurgulanan metinde, sivil
toplum örgütleri ve meslek örgütlerinin görevinin hükümetin doğru yönde hareket
etmesini sağlamak olduğu kaydedildi.
17 Aralık Brüksel zirvesinde Türkiye'ye AB'a giriĢ görüĢmelerine baĢlama tarihi verildiği
hatırlatılan ortak metinde, zirve sonuç bildirgesinde Avrupa Konseyi'nin Türkiye'nin yeni
AB üyesi ülkelerinin katılımını dikkate alarak Ankara AnlaĢması'nın uygulanmasına dair
protokolü imzalamak yönündeki kararının memnuniyetle karĢılandığının ifade edildiğine
de dikkat çekildi. Ankara AntlaĢması hakkında bilgi de veren örgütler, Anlara
AntlaĢması'nın 12 Eylül 1963 tarihinde imzalandığını anlaĢma ile Türkiye ile AB ülkeleri
arasında bir ortaklık oluĢturularak, ticari ve ekonomik iliĢkilerin aralıksız ve dengeli olarak
güçlendirilmesinin hedeflendiği kaydedildi.
Türkiye'nin resmi olarak "Kıbrıs"ı AB ile olan Gümrük Birliği AntlaĢmasına dahil ettiğini
ve bu ülke ile ticaretin serbest bırakıldığına da dikkat çeken örgütler, "Ġki ülke arasındaki
ticaretin serbest bırakılmasının
kaçınılmaz olarak kuzey Kıbrıs ekonomisi üzerinde
ticaretin ve yatırımların sapması gibi ekonomik etkileri olacaktır" dedi.
Türkiye ve Güney Kıbrıs'ın AB tek pazarında en ileri ekonomik entegrasyon modeli olan
Gümrük Birliği'nde yer alacağını belirten 5 örgüt, gerekli tedbirlerin alınmaması halinde
Kuzey Kıbrıs ekonomisinin kendini dıĢlayan bu entegrasyonun yaratacağı türbülans ve
çekim gücü ile deha da yalnızlaĢarak Güney Kıbrıs'a doğru kayacağını vurguladı.
Kontrol dıĢı geliĢen bu fiili durumun bazı ekonomik sektörleri hemen, bir kısmını ise
daha geç etkileyeceğini de kaydeden örgütler, gerekli tedbirler süratle alınmazsa çok
ciddi bir ekonomik çıkmazın baĢlangıcı olacağına dikkat çekti.
Örgütler, ortak metinde, Bu "kötü senaryo"dan en az kalıcı zararla kurtulmak için çaba
gösterilmesini ve Ģu tedbirlerin alınmasını istedi:
"Çözüm çabalarına paralel olarak, çözümsüzlük ve siyasi durum nedeni ile kuzey
Kıbrıs'ta mal ve hizmet üreten sektörlere gelen ilave maliyet artıĢlarının giderilmesi için
özel bir destek programının hazırlanıp uygulamaya konulması; Güney Kıbrıs'ta ve AB
ülkelerinde mal ve hizmet üretimine verilen teĢvik ve desteklerin Kuzey Kıbrıs'taki sektör
ve alt sektörlere de verilmesi; Tüm siyasi parti ve ekonomik sivil toplum örgütlerinin
iktidar, muhalefet, iç politika iliĢkilerinin dıĢına çıkarak Kuzey Kıbrıs ekonomisinin Güney
Kıbrıs ve AB ekonomileriyle birleĢmesinin yasal altyapısını oluĢturacak ve serbest rekabet
ortamını tesis edecek yasaların çıkarılması veya gerekli tadilatların yapılması konusunda
meclis içinde ve dıĢında konsensus oluĢturulması gerekmektedir."
Alınmasını istedikleri ekonomik tedbirleri kısa ve orta vade olarak ikiye ayıran 5 örgüt,
bunları özetle Ģöyle sıraladı:
"Kısa vadede alınması gereken tedbirler: 1. Ġthalatta Alınan vergilerin düĢürülmesi; 2
TaĢımacılıkta ilave maliyetlerin düĢmesi; 3. Enerji fiyatları ve bunlar üzerinden alınan
fonların düĢmesi; 4. Sermaye maliyetlerinde TL kullanımı nedeniyle uygulanan yüksek
faizlerin düĢmesi.
Orta vadede alınması gereken tedbirler: 1.Yasal altyapı iyileĢtirilmeli. Rekabet Yasası
baĢta olmak üzere AB uyumlu yasalar çıkmalı; 2. Kayıt dıĢı kayıt altına alınmalı ve devlet
düzenleyici ve denetleyici olmalı; 3. Adalet sistemi düzenlenmeli; 4. Kalifiye iĢgücü
yetiĢtirilmeli; 5.
Sübvansiyon ve teĢvikler uygulanmalı."
Örgütler, Kuzey Kıbrıs ekonomisinin maliyet girdilerinin düĢürülmesi ve yasal zeminin
iyileĢtirilmesine paralel ve eĢ zamanlı olarak YeĢil Hat Tüzüğü'nün Kuzey Kıbrıs
ekonomisine sağladığı imkanların aynısının güneye de verilmesini ve beraberinde ithal
ürünlerin de karĢılıklı olarak güneyden kuzeye ve kuzeyden güneye geçiĢinin serbest
olunduğunun bir paket içinde savunulması gerektiğini de vurguladı.
Moskova notları
10–13 Ocak Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği‟nin, Türkiye Ġhracatçılar Meclisi ile
ortaklaĢa yapıtırdıkları Moskova‟nın merkezindeki Türk Ticaret Merkezi‟nin açılıĢı nedeni
ile TC BaĢbakanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan ve kalabalık bir iĢadamı ve basın grubu ile
Moskova‟ya yapılan geziye ben de katılma imkanı buldum.
Bu heyette TC Bakanlarından Sn. KürĢat Tüzmen, Sn. Hilmi Güler, Sn. Ali CoĢkun ve
Sn. Murat BaĢeskioğlu, kamu kuruluĢlarından Eximbank Genel Müdürü, Türk-ĠĢ Genel
BaĢkanı, Hak-ĠĢ Genel BaĢkanı, Ġktisadi Kalkınma Vakfı BaĢkanı, Uluslararası Nakliyeciler
Derneği, Türk – Rus ĠĢ Konseyi BaĢkanları ve Türkiye‟deki tüm Ticaret ve Sanayi Odaları
BaĢkanları, Borsa BaĢkanları, Deniz Ticaret Odaları BaĢkanları ve T.O.B.B Konsey Üyeleri
ve iĢadamları bulunmakta idi.
Bu geziden çıkaracağımız önemli notlar var. Bu ziyaret Türk Sivil Toplum Örgütleri ile
TC hükümetinin bir çok konuda beraber hareket ettiklerini ve Türk Sivil Toplum
Örgütleri‟nin gücünü göstermektedir. Sn. Erdoğan‟ın da Moskova‟da sekiz yüz Türk ve
Rus iĢadamının katıldığı yemekte de belirttiği gibi böylesine kalabalık Türk iĢadamı
grubunun Moskova‟yı ziyaret edeceği çok değil 10 yıl önce söylense kimse inanmazdı.
Bugün Türk ĠĢadamlarının Rusya Federasyonu‟nda 2 milyar doları aĢkın yatırımları var.
T.O.B.B BaĢkanı Sn. Rifat Hisarcıklıoğlu‟nun da belirttiği gibi bu ziyaretler T.O.B.B
Üyelerine büyük vizyon kazandırdığıdır. Moskova‟da bulunduğumuz sürede verilen
bilgilerden Rusya‟da büyük değiĢikliklerin, son dönemde süratli olduğu anlaĢılıyor. Rusya
Federasyonu bu yıl Dünya Ticaret Örgütü‟ne üye oluyor. Bu üyeliğin Türkiye tarafından
desteklenmesi de Moskova‟da büyük memnuniyet yarattığı her toplantıda söylendi.
Rusya Federasyonu‟nun 2003 yılı itibarı ile nüfusu 145 milyon, GSYĠH 433 milyar dolar,
2003 yılı itibarı ile çalıĢan sayısı 66.3 milyon kiĢi, enflasyon oranı % 10.5, 2003 itibarı ile
134.4 milyar dolarlık ihracatına karĢı 74.8 milyar dolar ithalat var. KiĢi baĢı milli gelir
3000 Amerikan Doları kadar Rusya Federasyonu‟nun son dönemde yaptıklarından liberal
ekonomi temel kurallarına süratle adapte olduğu görülmekte baĢarının sırrı da bunda
yatmaktadır. Son dönemde vergi oranları azaltılarak %24 oranına çekiliĢle ekonominin
kayıt altına alınması sağlandı. Her konuda Ġhtisas Mahkemesi kuruldu. Döviz rezervleri
artarak 25 milyar dolardan 100 milyar dolara çıktı. ÖzelleĢtirme çok süratli yapıldı.
Bu gezide yapılan toplantılarda Türkiye ve Rusya Federasyonu arasında ekonomik
iliĢkilerin çok olumlu geliĢmekte olduğu ve bu iliĢkilerin geliĢmesinde Sn Erdoğan ile Sn.
Putin‟in büyük payı olduğu görülmektedir. 6 Aralık 2004 tarihinde Sn. Putin‟in Türkiye‟ye
yaptığı ziyarete Sn. Erdoğan bir ay gibi kısa sürede karĢılık vererek, 6 Aralık‟ta Türkiye‟de
konuĢulan konular hemen teyid ederek enerji ve ulaĢtırma alanında yeni andlaĢmalar
imzalamıĢtır. Sn. Erdoğan Rusya‟nın Milli Günü olan 9 Mayıs‟ta Moskova‟ya 2005 yılında
ikinci defa ziyaret edeceğini de belirtmiĢtir. Gezi süresince Sn. Putin ve Sn. Erdoğan‟ın
Türk ĠĢadamları ile yaptıkları toplantıda ve Türk Rus ĠĢ Konseyi toplantılarında iki ülke
arasında halen ticaret hacminin 12 milyar dolar, önümüzdeki yıl 15 milyar dolara ve 2007
yılında da 25 milyar dolara çıkarılmasını hedeflediklerinin altını önemle çizmiĢler, karĢılıklı
yatırımların artırılması için gerekli her türlü yasal zeminin hazır olduğunu belirtmiĢlerdir.
Moskova‟nın merkezinde Kremlin‟e 5 dakikalık mesafede açılan Moskova Türk Ticaret
Merkezi iki ayrı fonksiyona sahip bir kompleks 40.000 metrekare alan sahip Merkez‟de
yer altında 3, yer üstünde de 8 kat bulunuyor. 2 kat kapalı otopark, 4 kat alıĢveriĢ
merkezi (ARKADIA), bunun üstünde de 4 katta ise ofisler yer alıyor. Ayrıca restore edilen
2 tarihi bina da ofis olarak merkeze entegre edilmiĢ durumda. Yerinde ve doğrudan
pazarlama ile özellikle Türkiye‟nin ihracatını artırmak amacı ile 60 milyon dolar
harcanarak gerçekleĢtirilen merkezde, bağımsız birim olarak çeĢitli büyüklüklerde 85 ofis,
39 mağaza, 1.500 metrekarelik süpermarket, sinema salonları, fast food ve restorantlar
yer alıyor. Arkadia alıĢveriĢ merkezinde yer alan bazı Türk firmalar: Ramstere,
Hatemoğlu, PaĢabahçe, Ramsey, Collins, Euromoda, Strok‟s ve Alanya Tanıtım Vakfı.
Ofislerde yer alan bazı Türk Firmalar: Finansbank Ģubesi, Zafer ĠnĢaat, Aria Travel, Etkin
Gürsoy MüĢavirlik, Sitetan ve Batı Tekstil. Ofislerde yer alan Türk firmalarının dıĢında 650
metrekarelik alanda Türk Ticaret Ofisi hizmet verecek. Türk Ticaret Ofisi gerek binada yer
alan, gerekse binada yer almayan ancak Moskova ve/veya Rusya Federasyonu‟nda
faaliyet gösteren, gösterecek olan tüm Türk firmalarına çeĢitli konularda danıĢmanlık
hizmeti verecek. T.T.O oluĢturacağı Bilgi Bankası ve Pazar AraĢtırmaları ile iki ülke
arasında ticaretin artırılması da hedefleniyor. 12 Ocak 2005 tarihinde, Sn. Erdoğan
tarafından açılıĢı yapılan Moskova Türk Ticaret Merkezi ve Arkadia AlıĢveriĢ Merkezi,
Türkiye – Rusya Federasyonu ekonomik ve Ticari iliĢkilerine yeni bir boyut kazandırmada,
2005 yılında D.T.Ö üye olması beklenen Rusya Federasyonu geliĢen ekonomisi ile Türk
giriĢimcilere yeni fırsatlar yaratacak, Moskova Türk Ticaret Merkezi ve bünyesinde
faaaliyet gösterecek Türk Ticaret Ofisi tüm bu iliĢkiler içerisinde küçük ve orta boy
iĢletmelerinin pazara geniĢlemesinde bir odak noktası olacak. Moskova‟da yaptığımız
temaslarda T.T.O‟nın Kıbrıslı Türk ĠĢadamlarına da açık olduğu teyid edilerek, Oda‟mıza
yapılacak bu gibi baĢvuruları T.T.O‟ne hemen iletilerek iĢlemler takip edilecektir.
Bu ziyaretin Odamız açısından diğer bir önemi, ilk defa Kıbrıs‟tan bir sivil toplum
temsilcisinin, Türkiye‟nin yurtdıĢı temaslarına dahil edilmesi ve Moskova President Otel‟de
Sn. Putin ve Sn. Erdoğan‟ın Türk iĢadamalrı ile yapılan toplantıda bana da, Kıbrıs‟taki
çözüm beklentimizi, maruz kaldığımız izolasyonları ve ülkemizdeki yatırım potansiyelini
anlatma imkanı verilmesidir. Kıbrıs Türk tarafının çözüm iradesi ve izolasyonlar
uluslararası böyle bir toplantıda gündeme gelerek, izolasyonları adil olmadığı ve
kaldırılması gerektiği, Kıbrıs‟ta çözüm yönünde BM Genel Sekreteri Kofi Annan‟ın
giriĢimlerinin Rusya Federasyonu tarafından destekleneceği bizzat Sn. Putin tarafından da
teyid edilmiĢ olması tüm Türkiye basını tarafından da olumlu yorumlanmıĢtır.
Odamız‟ın yurt içi çalıĢmaları yanında, yurt dıĢı temaslarımız da bundan böyle devam
edecektir. Kıbrıs‟ta adil, kabuledilebilir kalıcı bir çözüme en kısa zamanda ulaĢmak birinci
hedefimizdir. Ancak bu arada ekonomimiz üzerinde bir engel olan izolasyonun kaldırılması
için çabalarımız devam edecektir. Her zaman söylediğimiz gibi Kuzey Kıbrıs‟ın ekonomik
geliĢimi çözümü daha da hızlandıracaktır.
B.E.M’in ürün ve üretim kalitesi dünya standardında
Ülkemizin tek çimento üretim tesisi Boğaz Endüstri ve Madencilik (BEM) Ltd. ISO
9001:2000 Kalite Yönetim Sistemleri Standardı Belgesi, TS EN 197-1 ve TS EN 197-2‟ye
Uygunluk Belgeleri ve CE Uygunluk ĠĢareti‟ni kullanma hakkını elde etti.
Faaliyetlerine 1982 yılında yıllık 30 bin ton çimento üretimi ile hayata baĢlayan BEM,
bugün ulaĢtığı 150 bin tonluk yıllık üretimiyle göz doldurmakta.
Firma, ülkemizde inĢaat sektöründe yaĢanan geliĢmelerin çimento sektöründe “Pazar
patlaması”na yol açtığını ve bunun da 2005 yılında 250 bin ton üretim gibi rekor seviyeye
ulaĢacağını belirtti.
BEM, üretime baĢladığı ilk günden beri; yerel koĢullara uygunluk, standartlara
uygunluk, üst seviyede ürün ve hizemt kalitesi ve kalite güvencesi ile müĢteri
memnuniyeti konularında her zaman titiz bir çalıĢma sergileyerek bunları hedef
belirlediklerini açıkladı.
Tüm yaĢananlara ve zorluklara, rekabete göğüs geren BEM, ISO 9001:2000 Kalite
Yönetim Sistemleri Standardı Belgesi, TS EN 197-1 ve TS EN 197-2‟ye Uygunluk Belgeleri
ve CE Uygunluk ĠĢareti‟ni kullanma hakkını elde etti.
Firmanın aldığı kalite ve standart belgeleri Ģöyle:
“Uluslar arası kabul görmüĢ „Kalite Yönetim Sistemleri‟ olan ISO 9001:2000 Kalite
Yönetim Sistemleri Standardı‟na uygunluğu kanıtlayan Kalite Sistem Belgesi‟ni aldı.
Firma ürünleri olan; CEM III/A 32.5 N Yüksek Fırın Curuflu Çimentp ve CEM II/B-S 42.5
N Portland Curuflu Çimento için, genel çimentolarla ilgili Avrupa standardı olan EN 197-1
ve EN 197-2‟ye uygun olarak “TSE ĠnĢaat Hazırlık Grubu tarafından hazırlanmıĢ ve Türk
Standardı olarak kabul edilmiĢ olan, TS EN 197-1 ve TS EN 197-2‟ye uygunluk belgeleri
aldı.
Uluslar arası Ticaret Özgürlüğü ve AB ülkelerine ihracat anlamını da taĢıyan CE Markası
kullanma hakkını da elde eden firma, CEM III/A 32.5 N (Yüksek Fırın Curuflu) Tipi BEM
Çimento, Avrupa Birliği ĠnĢaat Malzemeleri Direktifi‟nin hükümlerini karĢıladığını gösteren
CE Uygunluk ĠĢareti‟ni kullanma hakkını elde ederek “Uluslar arası Ticari Özgürlüğü”nü
kazandı.
Boğaz Endüstri Madencilik Ltd. Genel Müdürü Tekin Mürsel, diğer ürünleri olan CEM
II/B-S 42.5 için de CE Uygunluk ĠĢareti (belgesi) almak için çalıĢmaların sürdüğünü ifade
ederek, “Uluslar arası kabul görmüĢ üretim sistemi ve kalite güvencesi ile halkımıza
hizmet vermek baĢlıca amacımız ve hedefimizdir” diye konuĢtu.
Sanayi Odası, İhtiyat Sandığı Yönetim Kurulu’nda yapılan değişikliği eleştirdi:
“Hükümet işçinin birikimine gözdikti”
Sanayi Odası, 20 Aralık 2004 tarihinde yayınladğı basın bildirisiyle, Ġhtiyat Sandığı
Yönetim Kurulu‟nun yapısındaki değiĢiklikle, Ġhtiyat Sandığı yönetiminin, hükümet
tarafından ele geçirildiğini, iĢverenin yönetim kurulunda azınlığa düĢürüldüğünü ve bu
operasyonla, Ġhtiyat Sandığı fonlarının kamu harcamalarında kullanılması yolunun
açıldığını iddia etti. Bildiri Ģöyle:
“Hükümet, 15 Aralık ÇarĢamba günü, meclisten geçirdiği yasa ile, 15 yılını doldurmuĢ
iĢçilere, talepleri halinde, yatırımlarının %25‟inin geri ödenmesini sağlarken, yasaya
eklenen bir madde ile Ġhtiyat Sandığı Yönetim Kurulunun yapısını değiĢmiĢtirmiĢtir.
Ġhityat Sandığı hükümetin kontroluna geçmiĢtir. ĠĢveren, yöetimde azınlığa
düĢürülmüĢtür. Yeni yönetim kurulu 9 kiĢiden oluĢacaktır. 4 Hükümet temsilcisi, 3 iĢçi
temsilcisi, 2 iĢveren temsilcisi yönetim kurulunda görev yapacaktır.
Fona hiçbir katkı koymayan hükümetlerin, fon yönetiminde 4 üye ile temsil edilmesi
kabul edilemez. Fona eĢit miktarda katkıda bulunan iĢçi ve iĢverenin fon yönetiminde eĢit
sayıda üye ile temsil edilmesi Ģarttır. Fon yönetim kurulu 9 kiĢiye çıkarılacaksa, 3 üye
hükümet, 3 üye iĢçi, 3 üye iĢveren kanadlarından temsil edilmelidir.
Sanayi Odası, Ġhtiyat Sandığı yönetim kurulunda yapılan bu değiĢikliklerin, iĢçi ve
iĢveren tarafından yatırılan primlerden oluĢan ve iĢçinin güvencesi olan, fonun, hükümet
tarafından pervasızca kullanılması için bir hazırlık olarak görür.
GeçmiĢ iktidarlar döneminde, Ġhtiyat Sandığı fonlarının %85‟i (yani Ġhityat Sandığının
her 100 TL‟sinin 85 TL‟si) kamu yönetimi tarafından borç olarak alınarak harcanmıĢtır.
Hazine, Ġhtiyat Sandığına olan borçlarını ödememektedir. Yani, Ġhityat Sandığına iĢçi ve
iĢveren tarafından yatırılan ve iĢçinin güvencesi olan fonlar, hazine tarafından
kullanılmıĢtır.
Ülkemizde yaĢanan bankalar krizi sonrasında, hazinenin borç talepleri, Ġhtiyat Sandığı
Yönetim Kurulu tarafından geri çevrilmiĢtir. Yönetim kurulunda yapılan bu değiĢikliklerle,
Ġhtiyat Sandığından hazinenin yeniden borçlanmasının yolu açılmıĢtır.
Sanayi Odası, Ġhityat Sandığındaki birikimlerinin, iĢçiye talebi halinde iadesini, olumlu
karĢılar, Ġhtiyat Sandığı Yönetim Kurulu‟nda yaplıan değiĢiklikleri, hükümetin Ġhtiyat
Sandığı fonlarını devlete aktarmak için zemin hazırlaması olarak görür. ĠĢverenler
Sendikasını, göreve davet eder.
Ġhtiyat Sandığı fonları iĢçi ve iĢveren tarafından yatırılmaktadır ve iĢçiye aittir. Sanayi
Odası iĢçinin parasının hazine tarafından kullanılmasına göz yummayacak ve çalıĢanların
fonlarının bekçiĢi olmaya devam edecektir.”
TC Lefkoşa Büyükelçisi Aydan Karahan odamızı ziyaret etti
Karahan: “Yeniden aranızda bulunmaktan mutluyum”
Türkiye Cumhuriyeti LefkoĢa Büyükelçisi Aydan Karahan ve beraberindeki heyet, 6
Ocak 2005 tarihinde odamızı ziyaret ederek BaĢkan Salih Tunar ve Yönetim Kurulu
üyeleriyle görüĢtü.
Daha önce de KKTC‟de Büyükelçlik görevinde bulunan Aydan Karahan‟a yeni yönetim
kurlu üyeleri kendilerini tanıttı. Karahan daha sonra Oda BaĢkanı Salih Tunar ve yönetim
kurulu üyelerinden ekonomi ile sanayideki son geliĢmeler ve sorunlarla ilgili detaylı bilgi
aldı.
Oldukça samimi bir havada geçen toplantıda Karahan ve beraberindeki heyet,
Türkiye‟ye ihracatta ve yerel üretimde yaĢanan sıkıntıları not aldı. Sorunların aĢılması için
her zaman kapılarının açık olduğunu ifade eden Büyükelçi Aydan Karahan, “Diyalogla her
türlü sorunun üstesinden gelceğimize inanıyorum. Yeter ki somut bir olay yaĢandığı anda
haberimiz olsun ve üzerine gidebilelim” diye konuĢtu.
BaĢkan Salih Tunar ise, Karahan‟ı aralarında görmekten duyduğu mutluluğu dile
getirerek, “Sayın Büyükelçi ile geçmiĢ görev süresi içinde de her zaman iyi iliĢkiler ve
diyalog içinde olduk. Bu yeni dönemde de birçok sorunun üstesinden geleceğimize
inanıyorum” dedi.
Daha sonra Sanayi Odası Yönetim Kurulu üyeleri yaĢadıkları çeĢitli sorunları dile
getirerek Büyükselçi ve beraberindeki heyete aktardı.
Dano Bakery’den KKTC’de bir ilk
“İnce bir lezzet” mekanı
Dano Bakery'nin Kaymaklı'daki satıĢ mağazasının açılıĢını 14 Ocak 2005 tarihinde
CumhurbaĢkanı DenktaĢ tarafından yapıldı.
AçılıĢta bir konuĢma yapan CumhurbaĢkanı DenktaĢ,
KKTC'li müteĢebbislerin
bağımsızlık ortadan kalksın diye değil bağımsızlık sağlamlaĢsın diye yatırım yaptığını
vurguladı. DenktaĢ, genç KKTC'nin tam ve kalıcı barıĢ için desteklenmesi gerektiğini
söyledi.
DenktaĢ, "Aksi takdirde yarın yarım yamalak bir idarede, aman uzlaĢma oldu maaĢallah
derlerse buraya kimler gelecek, sizler nereye gideceksiniz, onu benden daha iyi bilirsiniz"
dedi.
Dano Bakery Sahibi ġükrü Dalkılıç da konuĢmasında, dünyanın gözününü KKTC'nin
üstünde olduğu bir dönemde üstlerine düĢeni yaptıklarını kaydederek, Kıbrıs Türk
insanının ince zevkini bu yatırımlarıyla tek çatı altında topladıklarını belirtti.
Oldukça moderen ve hijyen koĢullara uygun bir mekana sahip olan iĢyerinde her türlü
pasta ve unlu mamülü taze olarak almak mümkün olacak. ĠĢletme, özellikle yaĢ pasta
alanında uzman ahçıları bünyesine kattı.
Dano Bakery & Patiseria, yakın bir gelecekte ülkenin diğer bölgelerinde de aynı
mağazayı açmayı planlıyor. Dano Bakery Direktörü ġükrü Dalkılıç, “Ġnce bir lezzet”
sloganıyla piyasaya girdiklerini ve gerçekten insanların pastacılık alanında ince lezzetleri
Dano Bakery & Patiseria da bulabileceklerini söyledi.
Dalkılıç, her biri kendi alanlarında 20-25 yıllık tecrübeye sahip pasta ve çikolata
alanında uzman bir ekibin çalıĢtığı mağazada, müĢterilerin çok değiĢik tatlara
tanıĢabileceğini ifade etti. ġükrü Dalkılıç, “Haspolat‟ta bulunan Dana Bakery Ekmek
Fabrikası‟na ek altyapı ve buraya yapılan yatırım tutarı 1.5 milyon dolara ulaĢtı. KKTC‟de
bir ilki baĢarmanın mutluluğu içindeyiz” diye konuĢtu.
Dalkılıç, Ģubat ayı sonunda LefkoĢa‟da ikinci mağazayı Arun Un Fabrikası‟nın yakınlarına
açmak için hazırlıkların sürdüğünü sözlerine ekledi.
Dano Bakery sıcak satıĢ mağazasında ayrıca, süt ve süt ürünleri, meĢrubat gibi bazı
temel ihtiyaç maddelerini de bulmak mümkün. AçılıĢa çok sayıda davetli ve konuk katıldı.
Esnaf ve Zanaatkarlar Odası 5. Olağan Genel Kurulu yapıldı
Başkan Hürrem Tulga
Esnaf ve Zanaatkarlar Odası'nın 5. Olağan Genel Kurul Toplantısı 11 Aralık 2004
tarihinde saat 15.30'da Atatürk Kültür Merkezi'nde yapıldı. Oda BaĢkanlığı‟na Hürrem
Tulga getirildi.
Toplantıda çalıĢma raporu ve mali rapor görüĢülüp aklandı, 50 kiĢilik oda meclisi ve
baĢkan seçildi. Divan baĢkanlığına getirilen Özkul Özyiğit yaptığı açılıĢ konuĢmasında,
bugüne kadar iĢbaĢına gelen
hükümetlerin esnaf ve zanaatkarların sorunlarını
çözmediğini ve onları zor durumda bıraktığını söyledi.
Sınır kapılarının açılmasıyla esnafın daha da zor durumda kaldığını söyleyen Özyiğit,
borçlarını ödeyemeyen esnafın kepenk kapatıp Güney'e iĢçi olarak gittiğini ve her geçen
gün esnafın durumunun daha kötüleĢtiğini belirtti. Özyiğit, esnafın hükümetten
beklentisinin yüklü miktarda olan vergi, sosyal sigorta, ihtiyat sandığı, telefon ve elektrik
borcu sorununa bir çözüm bulunması olduğunu söyleyerek, esnafın sorunlarının bir an
önce çözülmesini
istedi.
Ekonomi ve Turizm BaĢkanı DerviĢ Kemal Deniz toplantıda yaptığı konuĢmasında,
esnafın sorunlarına değinerek, KKTC'de iĢ yapanların çok zor Ģartlarda çalıĢtığını söyledi
ve Kıbrıs'ta çözümsüzlüğün devam etmesi halinde bu zor Ģartların da süreceğini devam
edeceğini kaydetti.
TKP Genel BaĢkanı Hüseyin Angolemli, 17 Aralık'tan sonra esnaf ve zanaatkarları yeni
bir zeminde yeni bir mücadelenin beklediğine iĢaret etti ve Ģimdiden esnaf ve
zanaatkarların rekabete hazırlanması gerektiğini söyledi.
Ülkenin geleceği için esnaf ve zanaatkarların çok çaba harcadığını söyleyerek
konuĢmasına baĢlayan KTAMS BaĢkanı CTP Milletvekili Ali Seylani, barıĢ sürecinin daha
da ileriye taĢınması için daha örgütlü çalıĢılması gerektiğini belirtti.
BDH Milletvekili Mehmet Çakıcı da konuĢmasında, sigorta primleri ve borçların esnaf ve
zanaatkarın belini büktüğünü ifade ederek, sorunların çözümü için "çözüm" iradesinin
gösterilmesi gerektiğine iĢaret etti.
Güney Kıbrıs Esnaf ve Zanaatkarlar Odası BOVEK temsilcisi de yaptığı konuĢmada,
"YeĢilhat'ın açılmasının" ardından esnafların sorunlarının birlikte tartıĢılması için fırsat
yaratıldığını belirtti ve bu iĢbirliği sonucunda bir deklarasyon yayımladıklarını, iki kesimli
federal bir cumhuriyete imza atıldığını, bütün Kıbrıslıların temel hak ve özgürlüklerinin
savunulduğunu anlattı.
Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar yaptığı konuĢmada, bugün yaĢanan sorunların otuz
yıldır yaĢandığına iĢaret ederek, çözümün birlik ve beraberlikten geçtiğini söyledi.
Sınır kapılarının açılmasıyla tüketicinin alternatiflerinin de değiĢtiğini belirten Tunar,
gerekli ekonomik kararların alınmamasından dolayı esnafın çalıĢmak için Güney'e gittiğini
belirtti.
Tunar, sorunların çözümü için sivil toplum örgütlerinin birleĢmesi gerektiğini belirterek
esnaf ve zanaatkarları iĢbirliğine davet etti.
Ticaret Odası BaĢkanı Ali Erel, esnafın içinde bulunduğu kötü durumu hükümetin
anlamadığına inandığını belirterek baĢladığı konuĢmasında, ekonomi yönetiminin esnafın
değerini anlamadığını söyledi.
Teknoparklar ve Kazanımları....
Teknopark konusunu bilgilenmek maksadıyla uzun zamandır takip ediyordum ve
Gazimağosa‟da Teknopark inĢaatının baĢladığıda bilgim dahilindeydi.21 kasım 2004 tarihi
itibariyle DAÜ ve teknolojik araĢtırmalara önemli katkı sağlayacak olan "DAÜ teknopark
Arazisi ve Kuluçka Binasının Kullanımı Protokolü" de Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı'nda
imzalandı. 1trilyon 395 milyar lira tutarındaki Teknopark Projesi'nin finansmanı Türkiye
Cumhuriyeti LefkoĢa Büyükelçiliği tarafından karĢılanacak.
Peki ya neydi bu teknopark olgusu; yenirmiydi, içilirmiydi yoksa toplumun , bireylerin
özellikle kobilerin bilmesi, takip etmesi ve içerisinde birebir faaliyette olması gereken bir
Ģeymiydi.Bu Protokolle Kurulması istenen Teknopark‟ın faaliyeti ile birlikte Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyeti Yükseköğretim kurumları ile giriĢimciler arasında iĢbirliği ortamını
hazırlayarak, teknolojik bilgi üretmek, üretim yöntemlerinde, üründe yeniliği geliĢtirmek,
ürün kalite veya standardını yükseltmek, verimliliği artırmak, üretim maliyetlerini
düĢürmek, teknoloji kullanmayı özendirmek, teknoloji transferine yardımcı olmak,
yabancı sermayenin ülkeye giriĢini hızlandırmak, teknolojik bilgiyi ticarileĢtirmek, bu
alandaki araĢtırmacılar ve giriĢimcilere olanak sağlamak, KKTC ekonomisine uluslararası
alanda rekabet gücü kazandıracak teknolojik alt yapıyı sağlamak amacıyla, yüksek veya
ileri veya yeni teknoloji kullanan ya da buna yönelen Ģirketlerin, DAÜ olanaklarından
yararlanarak, teknoloji ve/veya yazılım üretip ve/veya geliĢtirecekleri, teknolojik bir
buluĢu ticari bir ürün, yöntem veya hizmet haline dönüĢtürmek için çalıĢma ve araĢtırma
yapacakları DAÜ Teknoloji GeliĢtirme Bölgesi (teknopark) oluĢumuna olanak
sağlayacaktır.
Bu bağlamda, isterseniz genel olarak Teknopark‟ın açılımını, teknolojik açıdan birey ve
topluma ne kazandıracağını inceleyelim ;
Teknopark; teknoloji parkı, araĢtırma parkı, ileri teknoloji merkezi, bilim merkezi,
teknopol, teknopolis, bilim parkı gibi terimler ile eĢanlamlı olarak kullanılmakta. Uluslarası
Bilim Parkları Birliği (IASP) ile Ġngiliz Teknoparklar Birliği'ne göre teknopark Ģöyle
tanımlanıyor;Bilim, teknoloji ve Ar - Ge kuruluĢlarının, geniĢ bir arazi üzerinde kurulu
binalarda faaliyet gösterdiği bir yerleĢim merkezi. Kesinlikle organize sanayi bölgesi değil.
Fakat Teknoparktaki sanayi firmaları, bir veya birden fazla üniversitenin bilgi ve teknoloji
birikiminden istifa etme imkanına sahip olmalı ve mevcut üniversitelerle kordinasyonlu
çalıĢmalıdır. Üniversiteler ve araĢtırma laboratuvarı ile endüstri arasında kuvvetli bir
teknoloji transferi geliĢmelidir. Risk sermaye kuruluĢları, teknoparkta ortaya çıkan yüksek
teknoloji ürünlerini, sanayiye kazandırılması için finansal destek vermelidir
Ülkemizde ve Türkiyede yıllardır yetiĢtirdiği genç beyinleri "beyin göçü" adı altında yurt
dıĢına göndermektedir.Gençlerimizin yurt dıĢına giderek iyi üniversitelerde bilgi ve
deneyim kazanmaları sanayi döneminde bir ölçüde kabul edilebilir bir politika
olabilirdi.Ancak bilgi ve buluĢ üretiminin özel buluĢ kuluçka ortamlarına kaydığı
diplomanın önemini belirli ölçüde yitirdiği sermayenin daha kolay hareket edebildiği bilgi
çağına girdiğimiz bu çağda artık gençlerimizi yurt içinde değerlendirebileceğimiz ve daha
da ötesinde yetiĢmiĢ beyinleri ve yatırımcıları ülkemize çekebilecek politikalara ihtiyacımız
vardır.Teknoparklar kurma bu politikalardan en önemlisidir.
Ülkemizde yıllardır yanlıĢ insan kaynakları politikaları uygulanmaktadır. GiriĢimcilik,
kendine güven ve cesaretin aile ortamlarında çok küçük yaĢlardan itibaren törpülenmesi
ve okullarda ezberci ve baskıcı uygulanan politikalar sonucunda iĢ dünyasına atılan
yetenekli ve ülkenin lokomotifi olabilecek gençlerimiz bağımsız olarak kendi iĢlerini
kurmak yerine daha güçlü firmalarda birer memur olarak çalıĢmayı tercih
etmektedirler.Yatırımcılarımız da yetenekli ve giriĢimci gençlere güvenip onlarla birlikte iĢ
yapmak yerine onları birer çalıĢan olarak görmeyi kısa vadede daha karlı olarak
görmektedirler ancak uzun vadede bütün taraflar kaybetmekte ülkenin insan kaynakları
zayi olmaktadır.Bu ve benzeri nedenlerle dünya ortalamasına göre en az % 20 olması
gereken giriĢimci sayımız bu düzeye çıkamamaktadır.
Amerikada San Fransisco yakınındaki Silicon Vadisi 105,000 hektar alanda çevre
Belediyelere yılda 1.7 milyar dolar vergi ödeyen, pazar değeri 452 milyar dolar olan
yerleĢik 8,500 firma ile inanılmaz bir kuruluĢtur. (Amerikan otomotiv sanayi toplam pazar
değeri sadece 113 milyar dolardır).Amerika‟da teknoparklarda her yıl 13,000 adet proje
hayata hazırlanmaktadır. Bu projelerin hayata atılabilmeleri için ortalama 2 yıldan bile
daha az zaman kafi gelebilmektedir.
Dünyada 800 cıvarında teknopak mevcuttur.Japonya 2,000 yılına kadar tamamlanmak
üzere 26 bölgeyi teknopark ilan etmiĢ toplam 130,000 hektar alanı bu iĢ için geliĢtirmeye
baĢlamıĢtır.Fransa‟nın tatil yöresi Cote d‟Azur Sophia Antipolis teknoparkı 10,000 hektar
alanda 1,000 adet yüksek teknoloji firması barındıran 15,000 direk 50,000 toplam nüfus
barındıran bir yerdir. Ġngiltere‟de 80 cıvarında olup Rusya‟da bugünkü 40 teknoparkın 200
adete arttırılması planlanmıĢtır.Israil‟deki teknoparklarda 300 cıvarında proje
yürümektedir.
Kaynak: Bilkent Üniversitesi AR-GE Teknolojik AraĢtırma Merkezi.
Hartum 22. Genel Ticaret ve Sanayi
Ürünleri Uluslar arası Fuarı
17-20 ġubat 2005
Hartum/Sudan
BTA 2005
Gıda ĠĢleme Süreçleri ve Teknolojileri
18-22 ġubat 2005
Barselona/Ġspanya
Gulf Food
Gıda ve Otel Ekipmanları
20-23 ġubat 2005
Dubai/BAE
BIOFACH
Organik Gıda Ürünleri Fuarı
22-27 Mart 2005
Nürnberg/Almanya
Food & Pack EXPO‟ 2005
Gıda-Ambalaj
02-05 Mart 2005
Kiev/Ukrayna
Revestir 19. Ġnt. Marble & Granite
Mermer ve Doğal TaĢlar
08-11 Mart 2005
Sao Paolu/Bresilya
660 milyon dolarlık ithalata, 54 milyon dolarlık ihracat
10 ayda en çok taşıt aracı satın aldık, narenciye sattık. 2003’e göre 2004’de
ithalatı en çok artan ürün inşaat demiri, ihracatı en çok artan ürün ise bütün
keçi boynuzu. İthalatta ve ihracatta da Türkiye birinci sırada
KKTC, geride bıraktığımız 2004 yılının 10 ayında 660 milyon dolarlık ithalat; 54 milyon
dolarlık da ihracat yaptı. Ekonomideki iyileĢme, dıĢ ticaret rakamlarında da kendini
gösterdi. Bir önceki yılın aynı dönemleriyle kıyaslandığında hem ithalatta, hem de
ihracatta artıĢlar kaydedildi.
Ekonomi ve Turizm Bakanlığı'na bağlı Ticaret Dairesi, 2004 yılı Ocak-Ekim dönemini
kapsayan dıĢ ticaret raporunu açıkladı. Buna göre Ocak-Ekim 2004'teki ithalat, 2003
yılının aynı dönemine göre yüzde 58.2 oranında artarak 659.9 milyon dolara ulaĢtı. Döviz
kurlarındaki istikrar, 2001'deki ekonomik krizin etkilerinin azalması ve Kuzey-Güney
Kıbrıs arasındaki geçiĢlerin serbest bırakılması, ithalatın
artmasında olumlu etki yaptı.
Ocak-Ekim 2004 dönemindeki ihracat ise 54 milyon 235 bin dolar oldu. Bu rakam,
2003'ün aynı dönemindeki ihracat rakamlarına göre yüzde 23.2'lik artıĢ içeriyor.
Ġthalat
KKTC, geçen yıl en çok taĢıt aracı, yakıt, sigara, inĢaat demiri, konfeksiyon, ilaç, oto
aksamları, çimento, kumaĢ ve sanayi tipi makineler ithal etti. Ülkede artan trafik
kazalarında ve yaĢanan trafik sıkıĢıklığında önemli bir etken olan motorlu araç sayısındaki
fırlama, ithalat istatistiklerinde de kendini gösterdi. 2003 yılının Ocak-Ekim döneminde
taĢıt araçları için 47 milyon 659 bin 91 dolar harcanırken, 2004'te bu rakam yüzde 121
artıĢla 105 milyon 184 bin 170 dolara yükseldi.
ĠnĢaat sektöründeki hızlı geliĢmelere paralel, bu sektörde kullanılan demir, çimento gibi
maddelere artan talep de ithalat rakamlarına yansıdı. 2003'le 2004'ün ilk 10 aylık
süresindeki ithalat rakamlarına göre, en fazla artıĢ gösteren ithal mal ise inĢaat demiri
oldu. 2003 yılının Ocak-Ekim döneminde 8 milyon 36 bin 581 dolarlık inĢaat demiri ithal
edilirken, bu rakam geçen yıl yüzde 261.9'luk artıĢla 29 milyon 85 bin 606 dolara ulaĢtı.
2003'e göre ithalatında artıĢ görülen diğer mallar ise çimento (yüzde
205), sanayi tipi makineler (yüzde 163), muhtelif hırdavat eĢyası (yüzde 150), kimyevi
gübre (138.4), tıbbi cihazlar (yüzde 135), plastik hammaddesi (yüzde 124), borular ve
aksamları (yüzde 127), taĢıt araçları (yüzde 121), çimento hammaddesi (yüzde 104),
kereste ve sunta (yüzde 102.5) olarak
sıralandı.
Ġhracat
Geçen yıl Ocak-Ekim döneminde ihraç edilen mallarda yıllardır olduğu gibi narenciye
baĢı çekiyor. Bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16'lık artıĢla narenciye
ihracatından 18 milyon 889 bin 703 dolar elde edilirken, bunu sırasıyla süt ürünleri,
konfeksiyon, rakı, narenciye konsantresi, sigaralar ve ilaçlar izledi. 2003'e göre
öğütülmüĢ keçi boynuzu, tütün ve viskide azalmalar görüldü; hiç patates ihraç edilmemiĢ
olması da dikkat çekti.
2003'le kıyaslandığında 2004'te ihracatı çoğalan ürünler ve artıĢ oranları sıralaması
Ģöyle:
"Bütün keçi boynuzu (yüzde 290), hurdalar (yüzde 54), ilaçlar (yüzde 52), süt ürünleri
(yüzde 48), rakı (yüzde 46)."
Ġthalatta da ihracatta da Türkiye birinci sırada
KKTC'nin ekonomik iliĢkilerinde birinci sırayı her zaman olduğu gibi Türkiye alıyor.
2004'ün 10 aylık süresinde Türkiye'den 404 milyon 572 bin 486 dolarlık; AB ülkelerinden
168 milyon 86 bin 760 dolarlık; Uzak Doğu ülkelerinden 21 milyon 753 bin 65 dolarlık;
diğer Avrupa ülkelerinden 5 milyon 967 bin 607 dolarlık; Ortadoğu ülkelerinden 20
milyon 587 bin 382 dolarlık ve diğer ülkelerden de 38 milyon 980 bin 827 dolarlık ithalat
yapıldı.
Bu verilere göre, KKTC ithalatının yüzde 61.3'ünü Türkiye'den; yüzde 25.5'ini AB
ülkelerinde, yüzde 3'ünü Ortadoğu ülkelerinden ve geriye kalanını da Uzak Doğu, diğer
Avrupa ülkeleri ve diğer ülkelerden yaptı.
2004 yılın Ocak-Ekim dönemindeki 54 milyon 235 bin 883 dolarlık toplam ihracatının
dağılımı ise Ģöyle:
"Türkiye'ye 24 milyon 951 bin 615 dolar; AB ülkelerine 12 milyon 242 bin 866 dolar;
diğer Avrupa ülkelerine 11 milyon 679 bin 231 dolar; Ortadoğu ülkelerine 4 milyon 134
bin 41 dolar ve diğer ülkelere de 1 milyon 228 bin 130 dolar."
Bu sonuçlar, KKTC'nin Uzak Doğu ülkelerinden mal alırken bu ülkelere hiç mal
satamadığını da gösteriyor.
Kalkınma Bankası yatırımcılar için harekete geçti
Kalkınma Bankası, yatırımcıların sorunlarının nasıl çözülebileceği ve yatırımcılara nasıl
yardım
edilebileceğinin tespiti için harekete geçti.
Yatırımcıların sorunlarının tespiti ve Kalkınma Bankası'nın sorunların çözümüne
katkısının ne olabileceğinin belirlenmesi amacıyla toplantılar dizisi baĢlattı. Kalkınma
Bankası, bu çerçevedeki ilk toplantısını, Sanayi Odası ve Otelciler Birliği yetkilileriyle
gerçekleĢtirdi.
Kalkınma Bankası'nda 12 Ocak 2005 tarihinde yer alan toplantıya, Kalkınma Bankası
Yönetim Kurulu BaĢkanı Ata Atun, Otelciler Birliği BaĢkanı Turhan Beydağlı ile Sanayi
Odası Yönetim Kurulu Sekreteri Galip Yüksel baĢkanlığındaki, Kalkınma Bankası, Otelciler
Birliği ve Sanayi Odası
yetkilileri katıldı.
Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu BaĢkanı Atun, toplantı öncesinde yaptığı açıklamada,
Kıbrıs sorununun çözümünün olası ve yakın olmasından dolayı ekonominin kalkınması,
yatırımcıların da ayakta daha sağlam durması gerektiğine inandıklarını belirtti.
Tüm yatırımcıların daha sağlam bir zemine basmasının Ģart olduğunu, bunun
sağlanmasına uğraĢılacağını kaydeden Atun, bu çerçevede tüm yatırımcılarla biraraya
geleceklerini, ilk toplantıyı da bugün Sanayi Odası ve Otelciler Birliği'yle
gerçekleĢtirdiklerini ifade etti.
Sanayi Odası Yönetim Kurulu Sekreteri Galip Yüksel ise, toplantıya büyük
önem vererek katıldıklarını belirtti.
Üreticilerin teknolojisini yenileyip her alanda yatırım yapması gerektiğini, bunun için de
finansmana ihtiyaç olduğunu söyleyen Yüksel, finansman sorununun nasıl çözüleceği,
üreticilere nasıl daha kolay kredi sağlanabileceği ve Kalkınma Bankası'nın olanaklarının ne
olduğunu
görüĢeceklerini dile getirdi.
Galip Yüksel, toplantının verimli geçeceğine inandıklarını ifade ederek, "umudumuz,
daha kolaylaĢtırılmıĢ kredilendirme sistemi konusunda hem fikir olarak ayrılmamız
yönündedir" dedi.
Otelciler Birliği BaĢkanı Turhan Beydağlı ise, Kalkınma Bankası'nın adının gerektirdiği
kalkınma misyonunu, bugüne kadar toplumun ve yatırımcının arzu ettiği düzeyde yerine
getirmediğini söyledi.
Mevcut hükümetin kalkınma ve yatırıma önem verdiğini, dıĢ yatırımcıya kucak açtığını
dile getiren Beydağlı, bunun olumlu olduğunu, ancak dıĢ yatırımcının, kaynak kullanımı
açısından kendilerinden daha çok avantajları bulunduğunu belirtti.
Üretime önem vermeyen bir millet söz sahibi olamaz...
Ambalaj ve ambalaj hammaddesinde KDV sıfır
Bakanlar Kurulu Sözcüsü, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Hüseyin Celal'dan sonra söz
alan ve Bakanlar Kurulu toplantısında mali ve ekonomik konularda alınan kararları basına
açıklayan Maliye Bakanı Ahmet Uzun, yerli sanayici ve üreticiyi koruyucu tedbirleri içeren
bir dizi kararı onayladıklarını belirtti.
Uzun, söz konusu kararların, Katma Değer Vergisi (KDV) Tüzüğü'nde yapılan bir
değiĢiklikle, yerli sanayici ve üreticinin, üretimde kullanılan her türlü ambalajın veya
ambalaj ham maddesinin ithalatındaki KDV'nin sıfıra çekilmesini öngördüğünü kaydetti.
Ahmet Uzun, alınan kararların sonucunun halka ucuzluk olarak yansıyacağını, ayrıca bu
kararların uygulamaya girmesiyle yerli sanayici ve üreticinin ithalatçılarla rekabet
edebilecek güce kavuĢacağını ifade etti.
KDV Tüzüğü'nde yapılan bir baĢka değiĢiklikle yerli üretici ve sanayiciye, yaptıkları KDV
iadelerindeki uygulamada kolaylık sağlandığını belirten Uzun, yerli sanayici ve üretici için
KDV Tüzüğü'nde yapılan diğer bir değiĢikliği de Ģöyle açıkladı:
"Katma Değer Vergisi konusunda bir yasa değiĢikliği daha öngördük. Bakanlar
Kurulu'ndan geçti bu, Meclis'e sunulacak.
Bunda ise Ģu öngörülüyor:
Ġhracatçı olmayan sanayici ve üreticilere de KDV'lerinin iade edilmesini getiriyor.
Bugüne kadar sadece ihracatçıya iade yapılıyordu. ġimdi ise ihracatçı olmasa bile yerli
üreticimize, sanaycimize KDV iadesi yapacağız.
Yine bu yasa değiĢikliğiyle amortismana bağlı ekonomik kıymetlerin KDV'lerinin, bir yıl
içerisinde indirime tabi tutulmasını öngörüyoruz. Mevcut Ģekliyle bu üç yıldır. Bu da
Ģirketler bakımından önemli bir konudur.
Yine KDV için beyan verme dönemlerinin birer aylık dönemler yerine, üçer aylık
dönemler olmasını öngörüyoruz ki bu da Ģirketlere bir kolaylıktır ve Avrupa Birliği
normlarına uyumun da bir parçasıdır.
Bu arada amortismanların hesaplanması ve hesaplardan düĢülmesi konusunda da bir
emirname çıkarıp, sanayicimize, iĢadamımıza, ürrticimize daha bir kolaylık sağlayacak
indirimler yapacağız."
Eğitim Bakanı Erbil’den Kooperatif ve Tetra Pack’a plaket
Yenicami Okul Öncesi Eğitim Merkezi'nde 14 Aralık 2004 tarihinde düzenlenen törende,
Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Erbil Akbil tarafından Kooperatif Merkez Bankası ve TetraPack Ģirketi yetkililerine plaket verildi.
Okul bahçesinde düzenlenen törene Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Erbil Akbil, Ġlköğretim
Dairesi Müdürü Hatice Düzgün, bakanlık, Kooperatif Merkez Bankası ve Tetra-Pack
yetkilileri katıldı.
Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Erbil Akbil törende yaptığı konuĢmada, okula katkıda
bulunan Kooperatif Merkez Bankası ve Tetra-Pack Ģirketine teĢekkür ederek, eski bir
kooperatif çalıĢanı olarak yapılan yardımdan gurur duyduğunu belirtti.
Kooperatif Merkez Bankası ve Tetra-Pack'ın uzun ömürlü süt konusunda topluma
önemli hizmetler verdiğini ifade eden Akbil, Kooperatif ve Tetra-Pack'ı, Yenicami Okul
Öncesi Eğitim Merkezi'ne katkılarından dolayı kutladı ve bunun örnek bir davranıĢ
olduğunu belirtti.
Akbil, 154 tane okul bulunduğunu ve çeĢitli yerlerden katkı aldıklarını belirterek,
okullarda birikmiĢ ihtiyaçların olduğunu ve bu yükü paylaĢarak azaltma yönüne gidilmesi
gerektiğini belirtti.
"Kalite detaylarda gizlidir" diyen Akbil, eğitim ortamlarının kaliteli olmasının eğitim
kalitesine de katkıda bulunulacağını kaydetti. Kat edilecek çok yolun olduğuna da dikkat
çeken Akbil, bu tür katkılarla bunları hızlandırmaya çalıĢacaklarını belirtti.
Yenicami Okul Öncesi Eğitim Merkezi Müdürü Süleyman Günsal da yaptığı konuĢmada,
bir süre önce, Kooperatif Merkez Bankası ve merkezi Ġstanbul'da bulunana Tetra-Pack
paketleme sanayi anonim Ģirketiyle temas kurduklarını, bunun sonucunda okulun ihtiyacı
olan masa, sandalye, öğretmen dolapları ve fotokopi masası gibi çeĢitli gereksinimlerin
okula
sağlandığını belirtti.
Tetra-Pack'ın kullanılmıĢ süt ve meyve suyu kutularından sıkıĢtırma yöntemiyle mobilya
elde edildiğine değinen Günsal, okula bağıĢlanan mobilyaların hep bu tük maddelerden
elde edildiğini vurguladı. Atıl malzemeleri değerlendirerek eğitime katkıda bulunmasından
dolayı duyduğu memnuniyeti dile getiren Okul müdürdü Günsal, yapılan bağıĢlardan
dolayı
teĢekkür etti.
Kooperatif Merkez Bankası adına Kooperatif Merkez Bankası Yönetim Kurulu BaĢkanı
Ġbrahim Beyatlı da yaptığı konuĢmada, toplumun önemli ve en eski kuruluĢlarından biri
olarak toplum sağlığı ve ekonomiye katkı koyabilmek amacıyla sağlıklı ve ucuz fiyatlarla
tüketiciyi memnun etmek için her türlü gayreti gösteren bir kurum olduklarını vurguladı.
Çocukların sağlıklı geliĢmesinin önemine dikkat çeken Beyatlı, bu bilinçle hareket
ettiklerini ve ellerinden geldikçe çocuklara ve tüm halka sağlıklı ürünler sunma gayreti
içerisinde olduklarını belirtti.
KonuĢmaların ardından, Bakan Erbil ve Okul Müdürü Günsal, Kooperatif Merkez Bankası
yönetim Kurulu BaĢkanı Ġbrahim Beyatlı, Kooperatif Merkez Bankası Süt Fabrikası Müdürü
Fehmi Türkay ve Tetra-Pack Paketleme Sanayi ve Ticaret Anonim ġirketi adına Kooperatif
Süt Üretim ġefi Salih Yücesoy'a plaket verdi. Törenin ardından sınıflar gezilerek
çocuklarla sohbet edildi ve okul müdürü misafirlere ikramda bulundu.
Gold iliĢkisel veritabanını destekleyerek en ileri teknolojileri KOBĠ‟ler için kullanıma
sunuyor. Gold Malzeme Yönetimi, Satınalma, SatıĢ ve Dağıtım Yönetimi, Satıcı Takip
Sistemi, Finans, Genel Muhasebe ve Sabit Kıymetler gibi fonksiyonları içerir.
Tüm bu fonksiyonlar tümleĢik bir yapı içinde olup Ģirketlerin iĢ süreçlerini etkin bir
Ģekilde yürütmelerini sağlıyor. Ayrıca, bu süreç içinde yer alan farklı organizasyonel
birimler de sistem içinde modellenebiliyor. ĠĢ yerleri, Ģirketin farklı lokasyonlarda yer alan
birimlerini; bölümler, farklı organizasyonel birimleri ve ambarlar, farklı stok saklama
alanlarını tanımlıyor. Sistemde her birimin gerçekleĢtirdiği iĢlemler kaydedilerek bu
birimlerin performansı ve katma değeri ölçülebiliyor.
Bu fonksiyonların yanısıra Üretim Yönetimi, Maliyet Muhasebesi, ÖTV, Enflasyon
Muhasebesi, Teklif Yönetimi, Kampanya, Sevkiyat Yönetimi, Paketleme, Elektronik
Bankacılık Modülü, Bordro, Ġthalat, Ġhracat modülleri ve çok boyutlu analiz ve
raporlamalar sunan Navigator ve Linx ile Gold, üretim yapan ve tekstil sektöründe
faaliyet gösteren Ģirketler de dahil olmak üzere KOBĠ‟lerin tüm ihtiyaçlarını ileri teknolojisi
ile çözümlüyor.
Logo klasik
Türkiye‟nin Windows uyumlu yaygın KOBĠ çözümü Logo Klasik, ilk sürümünden bu yana
düzenli olarak derlenen müĢteri istekleri ve yönlendirmeleri doğrultusunda geliĢtirildi.
Birçok fonksiyon ve pratikliği beraberinde getiren Logo Klasik kendini yeni ekonomiye
göre hazırlamak isteyen ve tek merkezden yönetilen KOBĠ‟ler için en uygun ticari
otomasyon çözümü.
ĠliĢkisel veritabanını destekleyen Logo Klasik, titizlikle hazırlanmıĢ pratik kullanıcı
arayüzünün sağladığı kısa öğrenme süresi ile her türlü karmaĢık operasyonun hızlı ve
hatasız bir Ģekilde yürütülmesini sağlıyor.
Logo shop manager
Logo ‟nun perakendecilik çözümü olan Shop Manager, Örme, Konfeksiyon, Ayakkabı,
Çeyiz, Halı-Mobilya, Kozmetik, Kırtasiye-Oyuncak, Elektronik ve daha birçok sektörde
perakende satıĢ yapan mağazaların daha çağdaĢ ve verimli çalıĢmasını sağlamak için
geliĢtirildi. Shop Manager ile net ve pratik bir Ģekilde takip edilebilir iĢlemlerden elde
edilen güvenilir veriler, kritik yönetim kararlarına ıĢık tutuyor. Karlılık artıĢı paralelinde
artan servis kalitesiyle de müĢteri memnuniyeti yüksek oranda sağlanmıĢ oluyor.
Logo hotel manager
Logo Hotel Manager ile küçük ve orta boy otel, apart otel, motel, tatil köyü, hostel,
kaplıca, kamp/kamping, misafirhane ve pansiyonların yönetimi çok kolaylaĢıyor. Logo
Hotel Manager‟ın tümleĢik yapısı içerisinde otelin tüm sabitleri tanımlanır, rezervasyonlar
kaydedilir, gelir merkezleri oluĢturulur, müĢteri harcamaları takip edilir ve fatura
oluĢturulur. ÇalıĢılan acentalardan alacaklar takip edilir ve performansları ölçülebilir.
Üründe bulunan karlılık ve durum analizleri, otel sahiplerine iĢletmelerinin durumu ile ilgili
ıĢık tutacak bilgiler verir.
Logo mobil çözümler
LogoSMS; Firmaların müĢterilerine kısa mesaj ile eriĢimini sağlayan bir mobil iletiĢim
çözümüdür. LogoSMS ile firmalar müĢterilerine her an, her yerden eriĢerek, bilgi
iletiĢimlerini kesintisiz hale getirirken, etkin bir pazarlama ve borç takip sistemi
kuruyorlar.
LogoMobile; Yöneticilerin her an her yerden Ģirketleri hakkındaki bilgilere eriĢmelerini
sağlayan mobil raporlama çözümüdür. ġirket dıĢında bulunan yönetici stoklar, ciro ve
müĢteriler hakkında bilgilere kolaylıkla ulaĢır.Logo kullanıcıları, bu ürün sayesinde bilgi
iĢlem departmanlarına ek bir yük getirmeden, Logo programları içerisinde sahip oldukları
stratejik ve operasyonel bilgilere kesintisiz ulaĢırken, cep telefonu veya avuçiçi
bilgisayardan (Cihazlar, GPRS eriĢimli, HTML Browser destekli olmalıdır.) müĢterilerine ait
fatura, sipariĢ, çek/senet, hesap ekstresi, borç takip gibi raporlara eriĢebiliyorlar.
Logo Mobil SatıĢ Otomasyonu; Sahadaki satıĢ elemanının ve yöneticilerin ihtiyacı olan
tüm bilgiye ulaĢmasını sağlar. SatıĢ, pazarlama ve dağıtım firmalarında sıcak ve soğuk
satıĢ aĢamasında yaĢanan zaman ve verim kaybına son verirken saha satıĢının daha etkin
yürütülmesini ve yönetilmesini sağlar. MobilTime sipariĢ, fatura, tahsilat, rota, satıcı
yönetimi, satıĢ hedefleri, anket, indirim ve ödeme koĢulları gibi fonksiyonları içererek
ihtiyaçları karĢılar.
KTOB 14. Olağan Genel Kurulu yapıldı
Kıbrıs Türk Otelciler Birliği'nin (KTOB) 14. Olağan Genel Kurulu 18 Aralık 2004‟de
yapıldı.
Girne Dome Otel'de Divan BaĢkanı Erdem Oskar ile sekreterler Ahmet Avcı ve
Gündoğan Beyoğlu'nun yönettiği ve çok sayıda otelcinin katıldığı genel kurul toplantısının
açılıĢında konuk olarak Ekonomi ve Turizm Bakanı DerviĢ Kemal Deniz, Bakanlık
MüsteĢarı Yalçın Vehit, Türkiye Cumhuriyeti LefkoĢa Büyükelçiliği Yardım Heyeti Uzman
MüĢaviri Zeynel YeĢilçay, Turizm Emekçileri Sendikası BaĢkanı CTP Girne Milletvekili
Bayram Karaman, BDH Girne Milletvekili Halil Sadrazam, Girne Belediye BaĢkanı Sümer
Aygın, Kıbrıs Türk Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar, Kıbrıs Türk Seyahat Acenteleri Birliği
BaĢkan Yardımcısı Ufuk ġaya, TWI Flights KKTC Temsilcisi Muhammet YaĢar Ata, DAÜ
Turizm Bölüm BaĢkanı Mehmet Altınay da hazır bulundu.
Konukların çoğu açılıĢta söz alarak görüĢ ve önerilerini ortaya koydu.
Genel Kurul toplantısında ilk konuĢmayı yapan KITOB BaĢkanı Turhan Beydağlı, 1991
yılında Dernekler Yasası altında hayatına baĢlayan KITOB'un artık kabuğuna sığmaz bir
yapıya geldiğini, ülke insanı ve ülke menfaatleri için çalıĢmakta olduğunu söyledi.
Kıbrıs Türk Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar da konuĢmasında, gerçek kalkınmanın
özel sektöre verilen değerle ortaya çıktığının örneklerinin tüm dünyada açıkça
görüldüğünü söyleyerek, BarıĢ Harekatı'ndan sonra devlete verilen önemin özel sektöre
verilmediğini, son
yıllarda özel sektöre verilen teĢviklerle bunun meyvelerinin alınmaya baĢladığını kaydetti.
Türkiye'de 1980'li yılların sonunda Turgut Özal'ın Antalya'da baĢlatmıĢ olduğu turizm
hamlesinde verilen teĢviklerle ve daha sonra sanayide verilen teĢviklerle nerelere
gelindiğinin görüldüğünü söyledi.
23 Nisan'da açılan kapıların kapalı ekonomiden dünyayla yarıĢabilecek bir ekonomiye
atılım için bir adım olduğuna değinen Tunar, tüm sektörlerin dünyayla rekabet edebilmesi
için acil kararlar alınması gerektiğini ve artık devletin bir istihdam kapısı olmaktan
çıkarılması
gerektiğini de sözlerine ekledi.
Dergi Reklam Ücretleri
Arka kapak tam:
Ön iç kapak tam:
Arka iç kapak tam:
Ġç tam sayfa:
Yarım sayfa:
Çeyrek sayfa:
200 euro
175 euro
160 euro
145 euro
90 euro
65 euro
Rusya gündemine başkanımızla birlikte “Kıbrıs” damgası
Tunar: “Rusya’da ekonomik konuların yanında Kıbrıs konusunu da gündeme
getirdik”
Oda BaĢkanımız Salih Tunar, 14 Ocak Cuma günü bir basın toplantısı düzenleyerek,
Rusya'daki temaslarıyla ilgili bilgi verdi.
Türkiye BaĢbakanı Recep Tayip Erdoğan'la birlikte Rusya'ya giden Türk iĢadamları
heyetinde bulunan Tunar, oradaki temasları sırasında ekonomik konular yanında Kıbrıs
sorununu da gündeme getirdiklerini ve temaslarda Kıbrıs konusunun BM Genel
Sekreteri'nin giriĢimleriyle çözülebileceğinin vurgulandığını kaydetti.
Ziyaret sırasında Erdoğan ve Putin'in Türk iĢadamlarıyla toplantı yaptıklarını, bu
toplantıya kendisinin de katıldığını söyleyen Tunar, toplantıda kendisine de söz verildiğini
belirtti. "Kıbrıs Türk Sanayi Odası Yönetim Kurulu BaĢkanı" olarak orada bulunduklarını,
Türk-Rus iliĢkilerinin geliĢmesinden memnuniyet duyduklarını, Kıbrıs Türk halkının
referandumda "evet" demesine rağmen bugün en mağdur taraf olduğunu, izolasyonların
Kıbrıs Türk ekonomisi önündeki en büyük engel olduğunu, izolasyonların kaldırılması
gerektiğini, Rusya'nın güvenlik konseyine üye büyük bir devlet olarak bunu yapmaya
muktedir olduğunu söyledi.
Tunar, basın toplantısında yaptığı konuĢmada, Rusya'dan böyle bir çalıĢma
beklediklerini ifade ederek, Kıbrıs'ta büyük bir turizm potansiyeli bulunduğunu ve Rus
turistleri ağırlamaktan memnuniyet duyacaklarını belirtti.
Tunar, kendi konuĢmasından sonra Rusya Devlet BaĢkanı Putin'in tekrar söz alarak
Kıbrıs konusuyla ilgili konuĢtuğunu hatırlattı.
Putin'in bu konuları Erdoğan ile görüĢtüğünü, toplantıya girmeden önce BM Genel
Sekreteri Kofi Annan ile konuĢtuğunu, bundan sonra Genel Sekreter'in yapacağı bütün
giriĢimleri Rusya'nın destekleyeceğini söylediğini anlatan Tunar, Putin'in izolasyonların
adil olmadığını ve kaldırılması gerektiğini de söylediğini vurguladı. Putin'in izolasyonların
kaldırılması konusunun hassasiyetine iĢaret ederek, çözümü engellemeyecek ve dengeli
bir Ģekilde hareket edilmesi gerektiğini dile getirdiğini anlatan Tunar, toplantı sırasında
ekonomik konular yanında Kıbrıs konusunun da gündeme gelmesinin önemli olduğunu
vurguladı.
Rusya Federasyonu'nun Kıbrıs konusundaki resmi politikasını basına açıklamasının
önemine iĢaret eden Tunar, Rusya'nın izolasyonların kaldırılması yönünde hemen
harekete geçmesini beklemenin doğru olmayacağını, bunun zaman içerisinde birtakım
geliĢmeler olacağının iĢareti olduğunu söyledi.
Rusya ticaret ve sanayi odalarıyla baĢlattıkları iliĢkileri devam ettireceklerini kaydeden
Tunar, Rusya Federasyonu'nda turizm açısından iyi potansiyel bulunduğunu, bu
potansiyelden nasıl faydalanabilecekleri konusunda Otelciler Birliği ve seyahat
acenteleriyle görüĢmeler yapacaklarını, Rusya'dan her yıl Antalya'ya giden 2 milyona
yakın turistin bir kısmının Kuzey Kıbrıs'a yönlendirilebileceğini açıkladı.
Moskova'da açılan ĠĢ Merkezi ile ilgili bilgiler de veren Tunar, Ticaret Merkezi'nden
orada ticari ya da turistik iĢ yapmak isteyen Kıbrıslı Türk firmaların da yararlanabileceğini
söyledi. Rusya Federasyonu'nun Dünya Ticaret Örgütü'ne üye, büyük bir liberal
ekonomiye sahip olan bir ülke olduğunu kaydeden Tunar, Rusya'da kiĢi baĢına düĢen milli
gelirin 3000 Dolar olduğunu ve hem Türkiye hem de Rusya'nın son dönemde karĢılıklı
ticari ve ekonomik iliĢkilerine çok önem verdiğini belirtti. Tunar, iki ülke arasındaki
ticaret hacminin bu yıl 11 milyar dolar, gelecek yıl 15 milyar dolar ve 2007 yılında da 25
milyar dolar olmasının hedeflendiğini de anlattı.
Tunar, Rusya Federasyonu Devlet BaĢkanı Vladimir Putin'in 6 Aralık'ta Türkiye'yi ziyaret
ettiğini ve Erdoğan'ın iliĢkilere verdiği önemin bir göstergesi olarak kısa bir süre içerisinde
karĢılık verdiğini anımsatarak, Erdoğan'ın Rusya'nın kuruluĢunun 85. yılı olan 9 Mayıs'da
yine Rusya'ya
gideceğini söyledi.
Türkiye'nin Rusya ile olan iĢbirliğini en üst düzeye getirmek için baĢlattığı giriĢimlere
devam edeceğini kaydeden Tunar, Türkiye ile Rusya arasında mal ve hizmetlerin serbest
dolaĢımını sağlayacak alt yapının kurulması için bir komite oluĢturulduğunu, komitenin
çalıĢmalarını kısa
sürede tamamlayacağını söyledi.
Putin'in Türkiye'nin AB üyeliği ile ilgili olarak, "Bu bizim için çok önemlidir, ufkumuzu
açacak" dediğini de belirten Tunar, Rusya'daki Türk yatırımlarının 2 milyar doları
bulduğunu, yatırımların karĢılıklı olarak artması için çalıĢmalar yapılmasının, ortak
yatırımların ve ortak yatırımların Avrasya ülkelerine geliĢtirilmesinin hedeflendiğini
kaydetti.
Sanayi Odası’ndan SOS Çocuk Köyü’ne yeni yıl hediyeleri
Kıbrıs Türk Sanayi Odası'ndan bir heyetle 30 Aralık 2004 tarihinde SOS Çocok Köyü'nü
ziyaret ederek çocuklara ve kuruma üreticilerden toplanan hediyeler verdi.
Sanayi Odası BaĢkanı Salih Tunar ve beraberindeki heyet, temizlik malzemelerini ve
hediye paketlerini, SOS Çocuk Köyü Ulusal Müdür Yardımcısı Hacer Çerkez'e teslim etti.
Çerkez, hediye paketlerinin çocuklara dağıtılmasının adından Tunar'a teĢekkür belgesi
verdi.
Sanayi Odası BaĢkanı Tunar, bağıĢ töreninde yaptığı konuĢmada, SOS Çocuk Köyü'nün
çalıĢmalarını yakından takip ettiklerini ve görevlerini yapmalarına yardımcı olmak
istediklerini belirtti Tunar, SOS'e yapılan yardıma katkı koyan Sanayi Odası üyelerinden,
"Dağlı Temizlik Ürünleri, KuĢman Ltd, Horozoğlu Çikolata ġekerleme, Can-Ser Ltd, Bingöl
Sanayi Ltd, Ektam Kıbrıs Ltd, Ormey Ltd, Con Trading Ltd, Atensa Ltd, Girne Con Kahve,
ġenal Plastik, Sunev Plastik Ltd, Helvasan Ltd, Bülent Çıraklı Ltd, Ev-Su Cypri Cola Ltd,
Ġrfan Halefler Ltd, Sarıoğlu Ltd, Çıralı Plastik Ltd, Ten Ten Ltd, Dörtözler Ltd,
Magic mamülleri Ltd. ve Darem Ltd'e teĢekkür etti.
BağıĢlanan ürünlerin tümünün yerli mamüller olduğuna değinen Tunar, yeni yılda da
okullara çeĢitli yardımlarda bulunmayı amaçladıklarını kaydetti. Tunar, sosyal kurumların
bu tür toplumsal olaylarda öncülük yapması gerektiğine inandığını belirtti.
SOS Çocuk Köyü Ulusal Müdür Yardımcısı Hacer Çerkez ise yaptığı konuĢmada,
katkılarından dolayı Sanayi Odası üyelerine teĢekkür ederek, SOS'in sadece bağıĢlarla
ayakta duran bir kurum olduğunu vurguladı.
Halkın gösterdiği duyarlı davranıĢlar sayesinde bugünlere geldiklerini ifade eden
Çerkez, bundan sonra da vatandaĢların katkılarını beklediklerini kaydetti.
Süt ürünlerine, damping ve “KDV indirimi” darbesi
Ülkemizin önemli sanayi kollarından süt ürünlerinde, KDV‟nin sıfırlanması üzerine
dampingli ithal süt ürünlerinin yarattığı haksız rekabet nedeniyle sıkıntılı günler yaĢıyor.
Bu nedenle Sanayi Odası‟nın giriĢimiyle süt üreticileri bir araya geldi. KDV‟si sıfırlanan
mallar arasında yer alan tüm süt ürünleri, dampingli olarak ülkemize giren muadilleri
karĢısında haksız rekabete uğruyor.
Oda bünyesinde yapılan araĢtırmalar sonucunda, ülkemize yurt dıĢından ithal edilen
hemen hemen tüm süt ürünülerinin dampingli olarak piyasamıza girdiği tespit edildi.
Uluslar arası tanıma göre damping:
“Uluslar arası ticarette eğer bir ürün ihraç edildiği ülke iç piyasasında üretildiği ülkenin
piyasa fiyatlarından daha ucuza satılıyorsa o üründe damping vardır.”
Sanayi Odası eĢliğinde Tarım ve Orman Bakanı RaĢit Pertev‟i 27 Aralık 2004 tarihinde
ziyaret eden Süt Üreticileri Birliği BaĢkanı Osman Atanur sorunlarını bakana aktarırken,
Oda BaĢkanı Salih Tunar da bakana, odanın bu konuyla ilgili hazırlamıĢ olduğu; ithal
edilen ülkedeki ve KKTC‟deki süt ürünleri fiyat listesinin de bulunduğu detaylı raporu
sundu.
Türkiye’nin yardımları 3 milyar doları aştı
1974’ten 2004’e kadar KKTC’ye 3 milyar 71 milyon dolar yardım yapan Türkiye,
2005 yılında da yaklaşık 357 milyon dolarlık yardım planlıyor
2001-2004 arasında tarım, su, eğitim, kültür, turizm, sağlık, ulaşım, spor ve
sanayi alanlarına önemli yatırımlar yapıldı
T.A.K. Özgül GÜRKUT MUTLUYAKALI
Kıbrıs adasında varlığını sürdürebilmek için her dönemde büyük mücadeleler vererek
tarih yazan Kıbrıs Türk halkı, dünyanın acımasız ambargolarına karĢı Türkiye'nin yakın
desteği ve büyük
maddi yardımlarıyla da ayakta durmayı baĢarıyor. Türkiye'nin 1974'ten 2004 yılına kadar
Kuzey Kıbrıs'a yaptığı yardımlar 3 milyar 71 milyon 289 bin 980 dolara ulaĢtı.
Savunma giderlerini karĢılayarak, projeler üreterek, elektrik yatırımları yaparak,
yatırımcılara teĢvik ve krediler vererek, eğitim, sağlık gibi hayati alanlarda büyük
yatırımlar yaparak Kıbrıs Türk
ekonomisini yaĢatan Türkiye, 2005 yılında da 356 milyon 921 bin 167 dolarlık yardım
yapmayı planlıyor.
KKTC ekonomisi geride bıraktığımız yıl en iyi göstergelere sahip oldu. Fert baĢına milli
gelir 7 bin 350 dolar olarak gerçekleĢirken, gayri safi milli hasıla da 1 milyar 604 milyon
dolara
yükseldi.
Türkiye'nin LefkoĢa Büyükelçiliği Yardım Heyeti BaĢkanlığı'nca hazırlanan "KKTC'de
Ekonomik GeliĢmeler ve Altyapı Yatırımları" raporu, hem Türkiye'nin yardımları, hem de
KKTC ekonomisindeki durumla ilgili veriler içeriyor.
2000 yılında bankalar kriziyle ekonomisi büyük darbe yiyen KKTC, 2001-2004 yıllarını
kapsayan dönem için hazırlanan ekonomik programlarla ve ekonomik ve mali iĢbirliği
protokolleriyle
yüklü miktarlarda krediler kullandı.
90 bin mudinin ekonomik olmanın ötesinde ağır bir sosyal sorun olarak ortaya çıktığına
iĢaret edilen raporda, ekonomik krizin bir dizi ekonomik tedbirin yürürlüğe konması ve
Türkiye'den ilave kaynak akıĢını beraberinde getiren ekonomik içerikli protokollerle
desteklendiği anlatıldı.
Raporda, 12 Ocak 2001 tarihli protokolle 350 milyon dolar; 24 Eylül 2001 tarihli
protokol ile uygulamaya konulan yeni teĢvik sistemi için 160 milyon dolar; 18 Nisan 2003
tarihli protokolle de
450 milyon dolar tutarında kredi kullandırıldığı belirtildi.
2001-2004 yıllarının iç politika ve Kıbrıs sorununda hayli çalkantılı geçtiğine iĢaret
edilen raporda, "Bu nedenle öngörülen tüm ekonomik tedbirlerin uygulanması mümkün
olmamıĢ, bütçe açıkları
istenilen ölçüde azaltılamamıĢtır. Bu durumda, KKTC'nin baĢka imkanı da olmadığından,
TC bütçesinden KKTC'ye yapılan hibe ve kredi yardımlarının dönem içerisinde her yıl
giderek artırılması
yoluyla denge sağlanabilmiĢtir" denildi.
Uygulanan ekonomik programların finansman açıklarını istenilen ölçüde azaltamadığı,
sadece kontrol altında tutmayı baĢarabildiği kaydedilen raporda, Ģu ifadeler yer aldı:
"Bununla birlikte kaynağı olmadan harcama yapılmaması ilkesi mali politikaların
temelini teĢkil eder duruma gelmiĢtir. Ayrıca, cari bütçe açığının kontrol altında
tutulabilmesi ile artırılan TC kaynaklarının giderek artan bir bölümünün yatırımlara ve
üretim sektörünün desteklenmesine ve teĢvik kredilerine tahsis edilebilmesine de imkan
sağlanmıĢtır.
Neticede, alınan tedbirlere ilaveten dıĢ etkenlerin de devreye girmesiyle ekonomik
büyüme rekor oranlara ulaĢmaya baĢlamıĢtır.
KKTC ekonomisindeki büyümenin bu hızla sürdürülebilmesi ve cari bütçe açıklarının
kontrol altında tutulmaya devam edilmesi halinde bir kaç yıl içinde TC yardımlarının reel
olarak daha da azaltılabileceği ümit edilmektedir. Nitekim son iki yıl yardımlar enflasyon
oranının altında artırılmıĢ ve reel olarak azalmıĢtır."
Raporda da yer alan ekonomik verilere göre, 2000 yılındaki ekonomik krizle yüzde –
0.6'ya gerileyen gayri safi milli hasıladaki küçülmeler alınan tedbirlerin olumlu etkisiyle
2003'te yüzde 11.4'e yükselerek KKTC tarihinin en yüksek kalkınma hızına ulaĢtı. 2004
yılında da büyüme yüzde 10'un üzerinde gerçekleĢti. KiĢi baĢına düĢen milli gelir, 1974
öncesinde 300-500 dolardan 2000 yılında 4 bin 978 ABD Doları'na, 2001 yılında yaĢanan
ekonomik çöküntünün etkisiyle 4 bin.303 ABD Doları'na düĢtü. Milli gelir, 2002 yılında 4
bin 409 ABD Doları'na, 2003 yılında 5.949 ABD Doları'na yükseldi. Bu rakam 2004 yılında
7 bin 350 ABD Doları'nın üzerine çıktı.
Ġhracat miktarı, 2001 yılında 34 Milyon ABD Doları'na düĢmüĢken, 2002 yılında 45
Milyon ABD Doları'na, 2003 yılında 51 Milyon ABD Doları'na, 2004 yılında ise 60 Milyon
ABD Doları'na
UlaĢtı Ġthalat miktarı 2001 yılında 272 Milyon ABD Doları'na inmiĢken, ekonomik
büyümenin de etkisi ile 2002 yılında 309 Milyon ABD Doları'na, 2003 yılında 478 Milyon
ABD Doları'na, 2004 yılında ise 725 Milyon ABD Doları'na yükseldi. 2000 yılında 5
bankaya el konulmasını gerektiren süreçle
baĢlayan mali sektör krizi aĢıldı, bugün bankalara güven sağlandı. Merkez Bankası'nın
altyapısı yeniden düzenlendi ve mali yapısı önemli ölçüde iyileĢtirildi.
Bankacılık krizi sonucu el konulan 11 banka ve Peyak Kooperatif Bankası'na ait 89 bin
185 mudiye ait 244 milyon 59 bin 791 ABD Doları mevduat, 5 Kasım 2004 tarihi
itibariyle tümüyle ödendi. Bu ödemelerin 179 Milyon ABD Doları doğrudan veya dolaylı
olarak TC kaynaklarından finanse edildi.
Bankacılık krizi sonucu yaklaĢık 1 milyar ABD Doları'ndan 823 milyon ABD Doları'na
düĢen mevduat, sağlanan güven ve ekonomik geliĢmeyle birlikte, 2004 yılı Temmuz ayı
itibariyle 1 milyar 988 milyon 767 bin 494 ABD Doları'na yükseldi. Bankalardaki
mevduatların krediye dönüĢme oranında
beklenen seviyede iyileĢme olmadı ve kriz öncesi yüzde 92'lik oran son 3 yıldır yüzde 3132'lerde kaldı. Kamu bankalarıyla ilgili köklü tedbirler alınamadığı ve bu yüzden görev
zararı üretiminin sürdüğü belirtilen TC Yardım Heyeti BaĢkanlığı raporunda, örneğin
Kooperatif Merkez Bankası iĢletmelerinin 2003 yılı zararının 35 trilyon TL olduğu belirtildi.
2001-2004 yıllarında sosyal güvenlik reformu ile ilgili herhangi bir geliĢme
sağlanamadığına da yer verilen raporda kamu maliyesindeki geliĢmelerle ilgili bölümde,
Ģu bilgiler yer aldı:
"KKTC devletinin yeniden yapılandırılması ve kamunun ekonomi içindeki payının
düĢürülmesi istenilen düzeyde gerçekleĢtirilememiĢtir. Personel sayısında artıĢ 20012003 yıllarında sınırlı tutulmuĢ, ancak seçim öncesi yapılan istihdamlar personel sayısında
artıĢa neden olmuĢtur. 2004 yılında ise personel alımları sınırlı tutulabilmiĢtir.
KĠT ve diğer iĢletmeci kuruluĢlarla ilgili olarak, KIBTEK ve Eti ĠĢletmeleri dıĢında bir
geliĢme
sağlanamamıĢ,
özelleĢtirme,
özerkleĢtirme
ve
yeniden
yapılanma
sağlanamamıĢtır. 2001 yılında maaĢ ayarlamalarıyla birlikte cari bütçe açıkları önemli
ölçüde düĢürülmüĢ, T.C. bütçesinden gönderilen kaynakların önemli bir bölümü bu
sayede mali sektöre ve mudi ödemelerine aktarılabilmiĢtir.
2002, 2003 ve 2004 yıllarında yapılan ek zamlarla kamudan maaĢ alanların 2001 yılı
kayıpları üç yıla yayılan bir sürede tamamen telafi edilmiĢtir. Yıllık ortalama memur maaĢı
1994 yılında 430 ABD Doları seviyesindeyken, 2000 yılında 826 ABD Doları'na kadar
yükselmiĢ,
2001 yılında 577 ABD Doları'na düĢmüĢ, 2002, 2003 ve 2004 yıllarında yapılan ek
artıĢlarla 2004 yılında yıllık ortalama 1100 ABD Doları'nın üzerine çıkmıĢtır. En düĢük
memur maaĢı 2004 yılı
sonunda 700 ABD Doları civarındadır. Sosyal sigorta emeklilerine ödenen yıllık ortalama
maaĢ ise
2000 yılında 295 ABD doları iken, 2001 yılında 201 ABD Doları'na düĢmüĢ, aynı Ģekilde
2002, 2003 ve 2004 yıllarında yapılan tatmin edici artıĢlarla 2004 yılında 460 ABD
Doları'na yükselmiĢtir.
Tarımda 2001-2004 yılları arasında doğrudan gelir desteği sistemine geçildi ve gelir
destek
ödemeleri üretim ve hasat dönemlerinde zamanında yapıldı.
Arpa ve buğday bedelleri 2002, 2003 ve 2004 yıllarında Türkiye bütçesinden sağlanan
19 trilyon TL'lik ek kaynakla üreticilere peĢin ödendi. Kumyalı'daki 10 bin ton kapasiteli
tahıl silosu 2002 yılında
tamamlandı. Toplam sulanabilir tarım arazisini oluĢturan 93 bin 857 dekar alanın 85 bin
860 dekarında damlama sulama sistemi kuruldu. Bu yıl bu projenin tamamlanması
bekleniyor.
Köy yerleĢim birimleri dıĢında kurulan "organize hayvan barınakları" bölgelerine alt yapı
desteği götürülmeye baĢlanmıĢtır. 14 yerleĢim yerinde yol, 18 yerleĢim yerinde elektrik,
1 yerleĢim
yerinde de su olmak üzere toplam 26 ayrı hayvan barınağı bölgesine alt yapı desteği
sunuldu.
Balıkçılığı teĢvik etmek amacıyla ayrı bir proje uygulamaya konuldu; Dardenel ġirketi'nce
yılda 200 ton, ton balığı üretilen "orkinos çiftliği" kuruldu; Veterniner Dairesi laboratuvarı
güçlendirildi; 200 büyükbaĢ/gün, 300 küçükbaĢ/gün kesim kapasiteli ve 240 m2 soğuk
hava deposu bulunan modern et kombinası, 2004 yılında Haspolat'ta hizmete sunuldu.
Süt üretimi her yıl ortalama yüzde 10 oranında arttı, narenciye ürünlerinin tamamı iç
tüketim ve dıĢ ülkelere satılmak üzere üreticiden özel sektörün de katkısı ile satın
alınarak ihraç edildi, bedelleri sorunsuz ödendi. Narenciye üreticilerine yüzde 50
elektrik sübvansiyonu uygulaması baĢlatıldı.
Ormancılık Master Planı çerçevesinde 2001-2004 döneminde 4 milyon 200 bin adet
fidan dikildi.
Su yatırımlarında Kumköy Pompa Ġstasyonu tamamlandı ancak balonla veya tankerle su
taĢıma giriĢimleri baĢarısız oldu. Su kayıplarının azaltılması amacıyla baĢlatılan su
Ģebekesi değiĢimi projesine hız verildi ve 25'i devam eden toplam 53 Ģebeke değiĢtirildi.
2001 yılında baĢlanan Su Master Planı çalıĢmaları geçen yıl Ģubat ayında tamamlandı.
KKTC'de yükseköğrenimdeki öğrenci sayısı 2001-2002 öğretim yılında 23 bin 176 iken,
Ģu anda 33 bin 974'e ulaĢtı. Üniversitelerin üçüncü ülkelere tanıtımı amacıyla 2001'de
baĢlatılan proje kapsamında birçok fuara katılındı. Kalkanlı bölgesinde ODTÜ Ģubesi
olarak bir kampus kurulması amacıyla 2001 yılı sonunda temin edilen ek kaynakla
baĢlatılan inĢaatın bu yıl tamamlanmasının ardından eğitime
baĢlanacak. ġu anda Ankara'da 270 öğrenci öğrenime baĢladı. Türkiye'nin yardımlarıyla
DAÜ, LAÜ, UKÜ, GAÜ ve YDÜ'de de birçok yatırım yapıldı.
2000 yılı sonunda 103 otelde 10 bin 213 olan yatak sayısı, 2004 yılı Temmuz ayı
itibariyle 116 otel ve 11 bin 654 yatağa ulaĢtı; 5 bine yakın yatak kapasiteli 4 ve 5 yıldızlı
otel ve tatil köylerinin
inĢaatı ise devam ediyor. Otellerdeki doluluk oranları yıllar itibarıyla artarak 2004 yılında
yüzde 43'e ulaĢtı. Bu rakamlarda özellikle yabancı uyruklu turistlerden kaynaklanan bir
artıĢ görüldü. KKTC ekonomisinde önemli paya sahip olan ve her dönemde lokomotif
sektör görülen turizm için yatırımlar artarak sürüyor. Hem daha fazla turist gelmesi için
yapılan teĢvikler hem de ülkenin önemli
fuarlarda tanıtımı atakları ve reklam kampanyaları, hem de turizm sektöründe faaliyet
gösterenlere maddi katkılarda Türkiye yardımları da önemli pay tuttu.
Turizm altyapılarının geliĢtirilmesi amacıyla birçok yol yapımı ve asfaltlama devam
ederken, mağara araĢtırmaları, kaplumbağaların korunması için yürütülen projelerle de
turizme katkıda bulunuldu.
Son 4 yıl içinde KKTC'nin karayolu altyapısında da önemli çalıĢmalar yapıldı. Buna göre,
Ercan Yonca KavĢağı ile Gazimağusa bölünmüĢ yolu tamamlandı; Girne yolunun son 12
km'lik bölümü de
tamamlandı ve yolun tamamı bölünmüĢ olarak hizmete alındı; Güzelyurt yolunun
bölünmüĢ olarak inĢa edilebilmesi için gerekli proje çalıĢmaları tamamlandı; Kuzey sahil
yolunun Demirhan kavĢağı-dağ yolu-Acapulco kavĢağı -Tatlısu kavĢağı arasındaki
2.etabının inĢaatı büyük ölçüde tamamlandı ve nisan ayında hizmete alınması bekleniyor.
KKTC'nin hava ulaĢımının sağlandığı Ercan Havalimanı, 12 milyon ABD Doları
harcanarak çağdaĢ bir duruma getirildi. Havalimanının uluslararası uçuĢlara açılabilmesi
için de aynı miktarda bir paranın harcanacağı yeni bir proje için finansman temin edildi.
Ülkenin enerji ihtiyacının sağlıklı karĢılanması için verilen uğraĢlara Türkiye
yardımlarıyla da katkıda bulunuldu. 2001 yılında LefkoĢa, Girne, Yeniboğaziçi trafolarıyla
Teknecik-LefkoĢa iletim hatları tamamlanırken; 2002'de baĢlanan Çamlıbel, GüneĢköy,
Meriç trafo merkezileriyle Geçitkale-Meriç
Ġletim Hattı, 2003 yılında bitirildi. Geciken 3. etap projelerin yatırım tutarı ise 3 milyon
750 bin
dolardan 15 milyon dolara yükseltildi.
Ġlkokul, ortaokul ve liselerde fiziki altyapının geliĢtirilmesi için onarım ve ek dersliklere
kaynak sağlayan Türkiye Cumhuriyeti, 39 adet ek derslik, 2 atölye ve 2 laboratuar
tamamladı, 8 ek derslik inĢaatını devam ettiriyor. Bu bağlamda, 149 okulda bakım ve
onarım yapıldı. Karpaz'da Türk ortaokulu için proje baĢlatılırken, BTMK spor salonu;
Girne'de ġht. Hasan Cafer Ġlkokulu bu dönemde tamamlandı.
Ana sektörlerden birini oluĢturan sağlıkta da kalitenin yükseltilmesi için gerekli tıbbi
makine-teçhizat ve donanımların sağlanması, sağlık personeli eğitimi, uzman değiĢimi
gibi konularda yoğunlaĢıldı. LefkoĢa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi'nin yeni
polikilinik binası tamamlanarak hizmete alındı. Hizmetin etkin verimli olmasını sağlamak
üzere bilgisayar destekli hasta takip, kayıt, randevu, ilaç takip vb hususları da ele alan bir
iĢletme projesi oluĢturuldu.
Kanser erken tanı merkezi kuruldu, kalp ve damar hastalıkları bölümü kurulması ve
kalp ameliyatlarının KKTC'de yapılabilmesi için çabalar yoğunlaĢtırıldı. Gazimağusa'ya
yeni bir hastane yapılması da geçtiğimiz yıl karar aĢamasına geldi ve giriĢimler baĢladı.
Fakir kiĢi ve ailelere maddi destek veren Türkiye Cumhuriyeti, öğrencilere de kıyafet,
kitap ve kırtasiye yardımları yaptı. TC vatandaĢlarından, Türkiye'ye geri dönüĢ parası
bulunmayan ve zor durumda kalan her yıl yaklaĢık 500 kiĢinin gemi ücretleri 2003
yılından itibaren karĢılanmaya baĢlandı.
Türkiye, 28 belediyeye; yol, kanalizasyon, kaldırım gibi alt yapı yatırımlarında
kullanılmak üzere; 2001 yılında 235 milyar TL; 2002 yılında 544 milyar TL; 2003 yılında 2
trilyon 350 milyar TL;
2004 yılında 4 trilyon 85 milyar TL yardım yaptı
Devlet radyo televizyonu BRTK'ya önemli altyapı yatırımları yapıldı.
2001-2004
yıllarında birçok spor salonu inĢaatı tamamlanarak sporcuların kullanımına sunulurken,
birçoğu da tamir edildi veya ek
inĢaatlarla geliĢtirildi. Din hizmetleri ile ilgili yatırımlar 2004 yılı ortalarına kadar köylerin
rehabilitasyonu projesi içerisinde yerine getirildi, bu tarihten itibaren ise ayrı bir proje
açıldı. Ziyamet, Kumyalı, Derince,
Gelincik, Sipahi, Dörtyol, Bafra köyleri camileri hizmete açıldı. Kıbrıs adasının en büyük
camisi olan Osman Fazıl Polat PaĢa Camisi tamamlandı. Birçok caminin da tamir ve
restorasyonları yapıldı.
Yine aynı dönemde, SayıĢtay için yaptırılan yeni bina tamamlanarak hizmete açıldı.
Polis Müdürlüğü otomasyon ve haberleĢme sistemlerine önemli miktarlarda katkı ile
muhtelif araç ve
gereç yardımı yapıldı. Ġtfaiye, Nüfus Kayıt Dairesi, ÇalıĢma Dairesi, Merkezi Cezaevi, bazı
köylerin telefon altyapıları, balıkçı barınakları, limanlar, LefkoĢa Sarayönü Merkez
Postanesi gibi birçok
yer de Türkiye'nin maddi kaynaklarıyla iyileĢtirildi.
Gazimağusa'da inĢaatı süren "teknopark"ın bu yıl nisan ayında tamamlanması
hedeflenirken, reel sektörün desteklenmesi için yeni teĢvik sistemi de hayata geçirildi.
Sanayicilere çeĢitli kolaylıklar
ve sanayi bölgelerinin altyapılarına önemli yatırımlara kaynak sağlayan Türkiye
Cumhuriyeti, KKTC ve Türkiye Kalkınma Bankaları aracılığıyla da birçok büyük ve önemli
projenin hayata
geçmesine katkıda bulundu. KKTC Kalkınma Bankası 2004 yılında 5 milyon dolarlık, 2005
yılında da 2 milyon dolarlık kaynak tahsis etti. DPÖ'nin teĢvik belgesi verdiği 28
yatırımcıya 19 trilyon 248 milyar lira kredi tahsis edildi. Kredi tahsis edilen
yatırımcılardan 22'si yatırımlara baĢladı ve
bunlara 8 trilyon 418 milyar lira ödeme yapıldı.
Türkiye Kalkınma Bankası'ndan kredi talebiyle 1 katrilyon TL tutarındaki 48 projeye
KKTC DPÖ'nün teĢvik belgesi verildi. Bunlardan 44'ü TC Hazine MüsteĢarlığı'nca uygun
bulunarak Kalkınma Bankası'na aktarıldı, 4 proje ise uygun bulunmadı. Ġlk etapta 440
trilyon liralık 17 projeye 251 trilyon TL tahsis edildi. Bunlardan 5'i iĢlemlerini yerine
getirmediği için iptal edilirken, 2 yedek proje onaylandı ve son durumda 14 projeye 217
trilyon TL kredi tahsis edildi.
Ten Ten’den emeğe ödül
Devletin “iĢveren” konumundan kurtulamadığı ülkemizde, emeğini özel sektöre uzun
yıllar verenlere rastlamak oldukça güç. Ten Ten Gıda Mamülleri Ltd.‟de 26 yıl kesintisiz
çalıĢarak bu görevinden emekli olan, Sadık Akkorlu ve yine 15 yıl kesintisiz çalıĢarak
Sosyal Sigortalar‟dan emekli olan Necla Gültekin, Ģirket tarafından ödüllendirildi.
Firma Direktörleri Ekrem Andıroğlu ve Salih Tunar, Akkorlu‟ya altın kaplama saat
hediye etti. Direktörler, Sadık Akkorlu‟nun, özel sektörde de uzun yıllar istihdam ve iĢ
güvencesiyle çalıĢılabileceğinin güzel bir örneği olduğunu belirterek, firmalarında böylesi
bir olayı yaĢamaktan gurur duyduklarını ifade etti.
YDÜ’den halka hizmette bir yenilik daha:
Yaşam Boyu Eğitim Merkezi (YBEM)
Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ), üniversitdeki bilgi ve deneyim birikimini iĢ dünyası,
kamu sektörü ve bireylerin hizmetine sunmak amacıyla YaĢam Boyu Eğitim Merkezi‟ni
(YABEM) kurdu. YABEM, bu çerçevede eğitim programlarını geliĢtirerek, yürütecek ve
koordine edip değerlendirecek.
7 Ocak 2005 tarihinde beraberindeki bir heyetle odamızı ziyaret eden YDÜ Rektör
Yardımcısı ve YABEM Yönetim Kurulu BaĢkanı Prof. Dr. Hüseyin GökçekuĢ, YABEM
hakkında oda yönetim Kurulu üyelerine detaylı bilgi verdi. Ziyaret sırasında projeksiyon
kullanarak da YABEM‟i anlatan Hüseyin GökçekuĢ, üniversitenin halkı eğitimle
kucaklamak için çok büyük bir adım attığını ifade etti.
Üniversitenin etkinlikleri ve yeni çalıĢmaları hakkında da bilgi veren Hüseyin GökçekuĢ,
YABEM‟in 80‟ni aĢkın programla Kıbrıs Türk halkının önüne çıktığını ve amaçlarının
toplumu aydınlatmak olduğunu söyledi. YABEM programlarının tüm halkı kapsayacak
Ģekilde hazırlandığını ve bunların da yapılacak eklerle geliĢime açık olduğunu ifade etti.
Özet olarak YABEM ve içerdiği konu ve program baĢlıkları Ģöyle:
“Misyonumuz kiĢi ve kurumların eğitimlerini evrensel değerler seviyesinde sürekli
kılarak, küresel rekabetin dinamizmi içinde yer almalarını sağlamaktır.
YABEM bu süreçte; bireyleri, özel ve kamusal kurumları, günümüz dünyasının
gerektirdiği bilgi ve beceri düzeyine ulaĢtırmayı amaçlar. Bu bağlamda, katılımcıların,
teori ve uygulamanın birleĢtirildiği bir eğitimle; güncel, yaĢama geçirilebilir yetenek,
donanım, yönetim ve liderlik niteliklerine ulaĢtırılmaları hedeflenir.
Eğitim programlarımız, YABEM Yönetim Kurulu‟nun plan, koordinasyon ve onayı çerçevesinde üniversitemizin ilgili akademik birimleri tarafından hazırlanır ve konularında
uzman öğretim elemanlarınca Yakın Doğu Üniversitesi Kampüsü‟nün bütün imkânları
kullanılarak gerçekleĢtirilir.
“BaĢarı Belgesi” sınavlı programlarda baĢarılı olanlara verilir. “Katılım Belgesi”ni almaya
ise, sınavsız programlara % 70 oranında devam ederek program gereklerini yerine
getirenler hak kazanırlar.
Eğitim süresince katılımcılarımız, üniversitemizin kütüphanesini, biliĢim sistemini;
internet ve bilgisayar ağını ücretsiz, yüzme havuzu, sağlık ve spor merkezini, kapalı spor
salonlarını ve diğer tüm spor olanaklarını ise özel indirimli olarak kullanabilirler.
Bunun yanısıra katılımcılar eğitimleri süresince, konaklama ihtiyaçlarını üniversite
konuk evinden indirimli olarak karĢılayabilirler.
Tüm indirimler program duyurularından önce YABEM tarafından belirlenir ve açıklanır.”
Sertifika programları
ĠletiĢim – Halkla ĠliĢkiler ve Yönetim Becerileri, BaĢarılı Ġnsan ĠliĢkileri, KiĢiler Arası
ĠletiĢim, Halkla ĠliĢkiler Yönetimi ve Planlanması, Yönetim Becerileri
ĠĢletme Alanında Profesyonel Kariyer GeliĢtirme: AB sürecinde KOBĠ‟lere yönelik
ekonomi, Yönetim-Organizasyon, Ġnsan Kaynakları Yönetimi, Üretim – Hizmet Planlaması
ve Yönetimi, Pazarlama Yönetimi,
Muhasebe Yönetimi, Finansal Yönetim. Program
modüler olup katılımcılar istedikleri modül(ler)e katılabilirler.
Yabancı diller eğitim programlarının üst kurlarına katılım ilgili dilde yapılacak seviye
tespiti sonucunda gerçekleĢecektir. Ġngilizce, Ġtalyanca, Modern Grek (Rumca), Fransızca,
Almanca, Rusça, Farsça, Yabancılar Ġçin Türkçe (Turkish as a Second Language)
Bilgisayar ve Yazılım Eğitimleri
Bilgisayar Kullanımında UzmanlaĢma (European Computer Driving Licence), Ġleri Düzey
Veritabanı Programlama, Ağ Yöneticiliği, WEB Tasarımı, AUTOCAD – 2004, Bilgisayar
Destekli Mimari Tasarım.
Turizm ve Otelcilik Eğitimi
Fidelio Eğitim Proğramları, Amadeus Rezervasyon ve Biletleme Eğitimi, Uygulamalı Kat
Hizmetleri
Uzmanlık Programları:
Avrupa Birliği Uzmanlık Proğramı, Bilgisayar Destekli ĠnĢaat Yönetimi, Beton
Teknolojisi, SatıĢ ve ĠletiĢim Becerileri, SatıĢ Yönetimi, Ġhracat Pazarlaması, E – Ticaret,
Pazarlama AraĢtırması, Pazarlama ve SatıĢta Tanzim / TeĢhir, Aile ġirketlerinde
KurumsallaĢma, Tur Operatörlüğü ve Paket Tur, Profesyonel Ofis Yönetimi, Oryantasyon
Sağlama ve Stres Giderme Teknikleri, Zaman Yönetimi, Etkin Toplantı Düzenleme ve
Yönetme, Profesyonel Sunumlar, Eğitimcinin Eğitimi, Öğretim Tasarımı.
Beceri Programları :
Ġç Mimarlık ve Mimarlıkta GeliĢme ve Yenilikler
Bu programın amacı sosyal yaĢamla ve kullanıcı ile içiçe olan mimarlık ve iç mimarlık
alanının genel bakıĢ açılarını ve söylemini aktarırken katılımcıları mimari tasarım
konusunda bilgilendirmeye yöneliktir.
Tasarım etkinliğinin tanımı, sosyal içerikleri, mekanın farklı ölçek ve düzeylerde
örneklenerek tartıĢılması, “yer” kavramının karakteri ve düzeni; biçim, strüktür, kullanım
ve anlam konularında analizler; mimari “biçim”deki fiziki, kültürel ve tarihi etkilerin ele
alınıĢı gibi konular aktarılacak, katılımcılarla küçük kapsamlı durum çalıĢmaları
yapılacaktır.
ÇağdaĢ mimarlık görüntülerinin sunulması aracılığıyla katılımcıların sanatsal ve mimari
duyarlılığının geliĢtirilmesi amaçlanmaktadır. Belli gelenekler, stiller ve akımlar aracılığıyla
mimari hedefler ve eğilimler açıklanacaktır. Program görsel sunuĢlarla desteklenecektir.
Grafik Tasarım
Grafik tasarımın tanımı ve kullanım alanları, uygulama teknikleri, tasarım disiplinleri
teorik olarak anlatıldıktan sonra, bilgisayarda tasarım programlarından yararlanılarak
uygulamalarla, konu desteklenecektir.
A- Türkçe Diksiyon - Hitabet - Spikerlik
Bu eğitimin amacı; türkçeyi, özellikle Türkiye Türkçesi‟nin yazı dili haline getirilmiĢ
olan, Ġstanbul Türkçesi olarak tanımlanan, ağız özelliğinin tanıtılması ve öğretilmesidir.
Programlarda, telâffuz alıĢtırmaları ile birlikte türkçedeki sesler ve bunların çıkıĢ yerleri,
doğru telâffuzları ve en geniĢ anlamda türkçedeki vurgulama uygulamalı olarak verilir.
KonuĢurken nefesi kullanma, mimik ve jestler ise doğru telâffuz ve vurgulamada etkileyici
önemli faktörler olduğu için özellikle bu konular üzerinde çalıĢmalar yaptırılır. Böylece
mikrofon ve ekran karĢısında hareket rahatlığı kazandırılmaya çalıĢılır.
B- Radyo ve Televizyon Haberciliğinde Diksiyon, Hitabet ve Beden Dili
Programın amacı, amatör iletiĢimciler için, günlük yaĢantıda karĢılaĢılan ve iletiĢim
eksikliklerinden doğan kayıpların önlenmesi birikim istek ve dileklerin en sağlıklı Ģekilde
anlatılması, Profesyonel programa katılanlar (radyo ve tv çalıĢanları) için ise ağırlıklı
haber olmak üzere program yapımcı ve sunucularının ekran yada mikrofondan seyirci
yada dinleyiciye en sağlıklı ve itibarlı Ģekilde ulaĢmasını sağlayacak temel bilgi ve
becerilerin kazandırılmasını öngörmektedir.
Yaratıcı Yazarlık
BaĢlangıçta türkçenin yazım sorunları üzerinde derinlemesine çalıĢma yapılır. Bu
çalıĢmadan sonra dilde yazım yanlıĢları geniĢ bir biçimde verilir. Yazı türleri tanıtıldıktan
sonra o türlerde yazım çalıĢmaları yapılır.
Film ve Edebiyatta Psikolojik Süreçler
Psikoloji teorisi aracılığıyla edebî eserleri ve filmleri okuma ve insan iliĢkileri, algıları
konusunda kuramsal bir çerçeve sağlamak, diğer yandan da film ve edebî eserlerin
psikolojik kuramlar için getirdiği açılımları tartıĢmak.
Stres ve Stresle BaĢetme Yöntemleri
YaĢamımızda çeĢitli stresörler mevcuttur. Bu stresörlerin yarattığı olumsuz etkileri,
stresi tanımak, stresle baĢetmenin ilk adımıdır. Bu programda öncelikle stresi tanıma ve
stresle baĢetmede kullanılan tekniklerin öğretilmesi hedeflenmektedir.
Sporcu Sağlığı, Eğzersiz, Stres Giderme ve YaĢam Kalitesini GeliĢtirme Programı
A. Sporcu Sağlığı Ve Ġlk Yardım
B. Egzersiz
C. Stres Giderme
D. YaĢam Kalitesi
Aerobik - Anarobik Tasarım, GeliĢim ve Teknikleri
Teorik Bilgiler, Fizyo-biyolojik Tasarım, Fiziksel ve Moral
Performans Testleri, Kassal ÇalıĢma, Kardiovasküler ÇalıĢma.
GeliĢim
Yöntemleri,
Seramik Proğramı
Seramiğin teknik özellikleri, Ģekillendirilmesi, kilin tanımı, çamurun hazırlanması.
Seramiğin tarihçesi, Kıbrıs tarihinde seramiğin yeri ve önemi.
Fotoğrafçılık
Fotoğrafın temel ilkeleri, Fotoğraf makinesinin çalıĢma prensipleri, IĢık bilgisi, Fotoğraf
sanatı; kompozisyon, çerçeveleme, Fotoğraf yapma teknikleri, Dijital fotoğrafçılık bilgileri.
Ev Dekorasyonu
Düzenlenecek eğitim kapsamında, ev dekorasyonu prensipleri ve mobilya seçimi
bilgileri bilimsel verilere dayanarak katılımcılara aktarılacaktır. Katılımcıların kendi
seçimleri doğrultusunda yapacakları konuta ait bir mekanın dekorasyon çalıĢması
uygulaması ile öğretilen bilgiler somutlandırılacaktır.
Yemek PiĢirme Proğramı
Yemek ve yemek kültürü, Sağlıklı beslenme ve hijyen, Mutfağın ve besinlerin tanınması
PiĢirme ve piĢirme teknikleri, Temel yiyecekler ve tarifler, Yiyeceklerin besin değerleri ve
besin değerlerinin korunması, Menüler, alternatif menüler ve hazırlanmaları, Mutfakta
ekonomi, Pratik eğitim.
Seminerler
Çocuklarda Benlik Kavramı GeliĢimi, Kıbrıs‟ın A.B.‟ne Üyeliği ve Kuzey Kıbrıs
Ekonomisine Etkileri, Akdeniz Kültür Ve Edebiyatı, Türkçe‟nin Doğru Kullanımı, Kıbrıs Ağzı
ve DeğiĢimi, Osmanlı Türkçesi, Toplum ve Felsefe, Kitap ve Toplum, Medeniyet Tarihi,
Kuzey Kıbrıs‟ta Su Yönetimi, Kuzey Kıbrıs‟ta YaĢanan Çevre Sorunları ve Çözüm Önerileri,
Sanat Tarihi ve Arkeolojik Kazı Yöntemleri, Pakistan‟da Türk Ġzleri.
Yukarıda belirtilen seminerler metodları ve eğitim kadroları itibariyle katılımcılara
açılmıĢ bulunmaktadır. Aynı doğrultuda, psikoloji, dilbilim ve edebiyat, bilgi ve belge bilim
dalının kavram ve uygulamaları, kültür tarihi, Kıbrıs‟ın toplumsal, çevresel ve teknik
yapısı ile geliĢim modelleri, uluslararası iliĢkiler konularında seminer projeksiyonları
geliĢtirilmiĢtir ve katılımcılara sunulacaktır.
Yukarıda belirtilen tüm programlarımız gerek kamusal gerekse özel kurum ve
kuruluĢların ihtiyaçları doğrultusunda YABEM Yönetim Kurulu tarafından yeniden
yapılandırılarak sunulabilir.
Yönetim Kurulumuz ilgili kurum/kuruluĢun gereksinimlerini yapacağı bir ön çalıĢma ile
belirleyerek özel program içerikleri hazırlar ve sunar
Adres:YABEM Yönetim Kurulu BaĢkanı Prof. Dr. Hüseyin GÖKÇEKUġ YAKIN DOĞU
ÜNĠVERSĠTESĠ LefkoĢa\K.K.T.C. Tel: +90 (392) 223 64 64 /460 Tel\Fax: +90 (392) 223
54 27 [email protected]
Endüstri Mühendisleri Odası kuruldu
Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (KTMMOB) bünyesinde Endüstri
Mühendisleri Odası kuruldu.
KTMMOB BaĢkanı Ahmet UlaĢ konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada Endüstri
Mühendisleri Odası'nın bünyelerinde oluĢturulan 14. oda olduğunu belirtti.
Doğal kaynakların iĢletilmesi, üretim ve kalitenin artırılması çalıĢmaları; iĢ ve iĢçi
güvenliğinin ergonomik çevre koĢulları gözönüne alınarak düzenlenmesi ve geliĢtirilmesi
çalıĢmaları; sanayi, hizmet sektöründe kaliteli ürün ve hizmetlerin sunulmasında
çalıĢmaları
gerçekleĢtiren endüstri mühendislerinin en genel tanımıyla insan, paranın ve malzemenin
verimli kullanılması çalıĢmalarını yürütmekte olduğuna iĢaret eden UlaĢ Ģöyle dedi:
"Çözüm, barıĢ ve AB üyeliği hedefiyle çalıĢmalar yapmakta olan KTMMOB ve Endüstri
Mühendisleri Odası'nın toplumumuzu geleceğe hazırlamakta çok önemli görevleri
olacağına inancıyla birliğimizin 14. odasının kuruluĢunu kamuoyunun bilgisine getirir,
saygılar sunarım."
ABD’den sanayiciye teknik destek
Kıbrıs Türk Sanayi Odası üyesi bazı firmalar ABD‟li yetkililerle, Güney ile dıĢ dünya
pazarları ve teknikleri konusunda iki günlük bir çalıĢma gerçekleĢtirdi.
Sanayi Odası‟nda gerçekleĢtirilen Ġki günlük çalıĢma sırasında sanayicilere, ürünlerin dıĢ
dünyada pazarlanması, mevcut ortamda üreticilerin dünya pazarlarında rekabet gücünün
arttırılması ,Güney Kıbrıs ve Avrupa ile olan ticaretin karĢılıklı olarak revize edilmesi
konularında bilgi verildi.
12-13 Aralık tarihleri arasında yapılan çalıĢmada ABD‟li yetkililer, Kıbrıs Türk üreticileri
bazında ön incelemelerde bulundu. Konuk heyet, Kıbrıslı Türkler‟in dünya piyasasına
açılmaları, mal satmaları, pazarlama konusunda yeni teknikleri öğrenmeleri, kredi
imkanları ve benzeri ekonomik faaliyetleri tanımalarına yönelik ön çalıĢmalarını
tamamlayarak, 2005 Ocak ayı icersinde çalıĢmaların faaliyete geçeceğini ve bu
çalımaların 2005 Mart ayına kadar süreceğini belirtti.
Toplantıya katılan oda üyelerimizden Ziya Emir, çalıĢmayı umut verici olarak
nitelendirerek, “Bu tür çalıĢmaların devamından yanayım. Kısa bir süre sonra bunun
faydalarını göreceğimize inanıyorum” dedi.
ABD‟li yetkililerin kendilerinden yurt dıĢı pazarları için katalog ve fiyat listesi istediğini
söyleyen Ziya Emir, Sanayi Odası‟nın yaptığı bu giriĢimden duyduğu memnuniyeti de dile
getirdi.
Nejdet Atağ, ABD‟li yetkililerin ilgisinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek,
“Yabancıların gelip bizimle ilgilenmesi beni oldukça memnun etti. Ama aynı zamanda da
üzdü. Çünkü böyle bir ilgiyi biz kendi devletimizden kesinlikle görmüyoruz” diye konuĢtu.
Atağ, ABD‟li yetkililerin kendisinden üretim için ihtiyaç duyduğu donanımlar konusunda
bilgi de aldığını ifade etti.
Hasan Sait ise, ABD‟li yetkililerin böylesi bir giriĢimini olumlu karĢıladığını ifade ederek,
“Ġleriye dönük bir çalıĢma ve memnuniyet verici. Diyalog çok önemli. Bu bir baĢlangıç
devam edeceğine inanıyorum” dedi.

Benzer belgeler