EYLEM ve DÜŞÜNCE AÇISINDAN 19. YÜZYIL

Transkript

EYLEM ve DÜŞÜNCE AÇISINDAN 19. YÜZYIL
DOĞA BASIN YAYIN
Dağıtım Ticaret Limited Şirketi
Tarlabaşı Blv. Kamerhatun Mah. Alhatun Sk. No: 25 Beyoğlu / İstanbul
T: 0212 255 25 46 F: 0212 255 25 87
www.evrenselbasim.com
[email protected]
2013
Baskı: Ezgi Matbaası Sertifika No: 12142
Sanayi Caddesi Altay Sokak No: 10 Çobançeşme - Yenibosna / İstanbul
T: 0212 452 23 02 - 654 94 18
[email protected]
www.ezgimatbaa.net
Tarih gibi, kültürel birikim dünyası da sınıflar mücadelesinin alanıdır. Sanat ve
edebiyat, bilim ve felsefe kendisini, sınıflara bölünmüş insanlığın düşünce ve mücadele
dünyasını yansıtan bir başka dünya olarak gösterir. Yalnızca düne ait değildir bu
birikim, günümüzü ve geleceğimizi de kapsayan bir sürekliliktir. Ve bu birikimin
yağmalanmaya açık “uçsuz bucaksız bir mal yığını” olmadığını görmek ve göstermek
de yayıncılığımızın bir parçasıdır. 25 yıllık yayıncılık faaliyetimizde işçi sınıfının devrimci
politik hareketinin bir öğesi olarak var olduk. Bunun gereği olarak, dünya çapında
yüzyıllar boyunca oluşmuş sosyalist kültür birikimini bütün zenginliğiyle yansıtan ve
bu büyük birikimin kapsadığı her alanı simgeleyen bilim, politika, sanat ve edebiyat
eserlerini ülkemize taşımayı amaçladık. Bu birikimin kopmaz bir parçası olan Türkiye
bilim, sanat ve düşünce hayatının devrimci, halkçı, demokratik kültür zenginliğini de
geleceğe taşıma, daha da büyütme ve geliştirme çabası içindeyiz.
Düşünülebilir, düşünceyle kavranabilir, hakkında konuşulabilir ve üzerinde işlem
yapılabilir bir dünyada yaşadığımızı biliyoruz. İnsanlığın yüz binlerce yıllık eylemli
tarihi bunun kanıtıdır. Tersi, bizim dışımızda ve belki de bize karşı düzenlenmiş,
değiştirilemez bir dünyada yaşadığımıza inanmaktır. Bugüne kadar yayınlanan 500’ü
aşkın kitabımızın her biri ve birlikte oluşturdukları bütünlük, dünyaya nasıl baktığımızı
özlü bir biçimde göstermektedir. Değiştirebileceğimizi bildiğimiz ve değiştirmek için
üstümüze düşen işi yapmaya çalıştığımız bir dünyanın üzerindeyiz.
Önümüzde birbirinden koparılmış ve birlikte etki gücü göstermeleri engellenmiş
milyonlarca parçacıktan oluşan bir kültür evreni duruyor.
Her birini, birlikte oluşturdukları bir dalganın, birbirini sırtlayan, birbirini harekete
geçiren, biri diğerinden güç alarak ilerleyen ama yine her biri kendi sonsuz ufkuna ışık
hızıyla uçuşan parçacıkları gibi örgütleyebiliriz.
Kültürel alanda tarihsel ve güncel boyutlarıyla burjuva ve gerici ideolojilere
karşı mücadelenin önemini dikkate alan yayınevimiz, geçmişte ve günümüzde
bu alanda yaratılmış eserleri titizlikle değerlendirmektedir.
Antik çağa kadar uzanan kökleriyle, Aydınlanma döneminin ve sosyalizmin
oluşturduğu büyük birikim, günümüzün karmaşık ve çok yönlü sorunlarına
düşünsel bir yanıt oluşturmaya yeterlidir. Sosyalist düşünceyle yeni tanışan
gençlerin ve işçilerin, popüler kültür sorunlarından felsefenin özel kimi
sorunlarına kadar uzanan bir coğrafyada atacakları ilk adımlara yardımcı
olmak, bu sorunlarla ilgilenen daha ileri okuyucunun gereksinimlerini de
karşılamak amacındayız. Felsefenin yanı sıra, tarih, edebiyat kuramı, din,
politika ile kültür ilişkileri bu kategoride toplanmıştır.
EUGENIE C. SCOTT
E V R İ M M İ YA R A T IL I Ş Ç I L I K MI ?
Bilinen geçmişi en az 2500 yıl öncesine dayanan insanlık tarihinin bu en eski tartışması,
son 20-30 yılda çok daha geniş kesimleri cepheleştirerek etkisine alıyor. Türkiye bu
tartışmanın yoğun ve keskin bir biçimde yaşandığı ülkelerin başında geliyor. Ne var
ki ülkemizde, konuyu her yönüyle, ayrıntılı ve derli toplu ele alan kaynak bir kitap
şimdiye dek yazılmamış ya da çevirisi yapılmamıştı. Bu eksiklik, tartışmayı Türkçe
izlemeye çalışan tarafsız okuru karşıt tezleri bir arada görmek konusunda donanımsız
bırakıyordu. Dr. Eugenie C. Scott’un çalışmasıyla bu eksik kapanıyor diyebiliriz...
“Evrim mi Yaratılışçılık mı?” kitabı tartışmayı dinsel, bilimsel, eğitsel, tarihsel, yasal ve
politik yönleriyle ele alıyor; görüşlere, sorulara, açıklamalara geniş ve objektif bir bakış
açısıyla yaklaşıyor. Karşıt görüşleri ve soruları bizzat kendi kaynaklarından aktarıyor.
Bu nedenle de birbirinden çok farklı otoritelerce, konuyu dünyada en iyi aktaran
kitaplardan biri olarak tanımlanıyor. Evrim-yaratılış tartışmalarının merkezinde yer
alan Dr. Eugenie C. Scott, donanımı ve konuya hâkimiyetiyle tartışmanın her boyutunu
ayrıntısıyla öğrenebileceğimiz ender kişilerden biri olarak tanınıyor.
Bilim kitapları ele alınan konunun ehli olmayan okuyucuyu ürkütür. Çoğumuz o
konunun terimlerinin içinde boğulacağımızı düşünür ve kitaptan uzak durmayı
yeğleriz. Ancak, Scott’un bu kitabı bu kaygılara yer bırakmayacak denli anlaşılır ve
berrak. Levent Can Yılmaz’ın incelikli ve yalın çevirisiyle yayımlanan kitap, sadece
konuyla ilgili olanların değil; işçisinden öğrencisine, öğretmeninden gazetecisine,
tartışmayla bir biçimde ilgilenen herkesin rahatlıkla okuyabileceği ve dahası okuması
gereken bir kitap. Bugüne dek okurlarına pek çok bilimsel kitap sunan Evrensel Basım
Yayın’ın 500. kitabı olan “Evrim mi Yaratılışçılık mı?” çok tartışılacak.
Çev.: Levent Can Yılmaz - 160 x 240 mm - 464 sf.
9
AYDIN ÇUBUKÇU
MANTIK VE DİYALEKTİK
Bu kitap, mantığın ilerleyişini, evrenin bağıntılı bir bütün olduğuna ilişkin
tasarımların ve düşüncelerin çok eski zamanlardan gelen büyük sarmalı üzerinde
özetliyor. ‘Tepe üstü’ duran ‘soyut evrensel düşünce’deki ya da insan ve tarih dışı
‘maddi dünya’daki diyalektiği değil, tarih ve toplum içindeki insanın ilişkilerinde
‘ayakları üzerine dikilmiş’ bir diyalektiği anlatmaya çalışıyor.
135 x 195 mm - 248 sf.
AYDIN ÇUBUKÇU
teorid e ve eylem d e
DİYALEKTİK MATERYALİZM
“Mantık ve Diyalektik” adlı çalışmasında, Aydın Çubukçu, diyalektik materyalizmi,
tarihsel eylemi içindeki insanı ve bu eylem bakımından anlam kazanan ‘evrensel
bağıntılılık’ kavramını eksen alan genel bir çerçevede özetlemiştir. “Teoride ve
Eylemde Diyalektik Materyalizm”, devrimci sınıf mücadelesinin başlıca biçimleri
bakımından, özellikle de Marx ve Lenin’in devrimci pratiklerini değerlendiren bir
çalışma olması nedeniyle, “Mantık ve Diyalektik”in bir devamı sayılabilir.
135 x 195 mm - 120 sf.
MARCEL CACHIN / RENÉ MAUBLANC
sosya liz m in ışığ ınd a
FELSEFE, BİLİM VE DİN
Marx, “Dini eleştirmek gerekir” der. Hatta, bu eleştirme “her çeşit eleştirinin ilk
koşulu olmalıdır,” diye ekler. Peki ama, dini nasıl eleştireceğiz? “Onu açıklayarak”,
“ezilmiş yaratık”ın, emekçi halkın niçin ve nasıl “öte dünya”dan mutluluk
beklediğini tarihle göstererek... “Sosyalizmin Işığında Felsefe, Bilim ve Din” adlı
bu kitap, söz konusu açıklama ve gösterme görevini yerine getirmeyi amaçlıyor.
Kitabın yazarları, biri felsefeci, diğeri politikacı olan René Maublanc ile Marcel
Cachin.
Çev.: Asım Bezirci - 135 x 195 mm - 128 sf.
ANDRÉ CRESSON
DİDEROT
Aydınlanma Çağı’nın önemli düşünürlerinden ve Ansiklopediciler’in en
ünlülerinden olan Diderot, bu kitapta, temel çizgileriyle anlatılıyor. Diderot’nun
yaşamı, eserleri ve felsefi dünya görüşünün, yazar tarafından aktarılmasının
yanı sıra, Diderot’nun eserlerinin en önemli bölümleri de kitaba alınmıştır. Kitabı,
2 Temmuz ‘93’te Sivas’ta katledilen edebiyatçı, eleştirmen ve çevirmen Asım
Bezirci Türkçeye çevirdi.
Çev.: Asım Bezirci - 160 x 24 cm - 112 sf.
10
STEVEN ROSE
21 . YÜZYI LD A B E Y İ N
Hem “Beyin ve Davranış Araştırma Grubu” hem de daha geniş bir bilimsel çevre
tarafından on yıllardır gerçekleştirilmiş olan ortaklaşa araştırmalar, tartışmalar ve
konferanslar sonucunda elde edilmiş bilgiler ve deneyimleri temel alan bu kitap, beynin
biyolojik ve toplumsal gelişimini inceliyor. Günümüzün en çok tartışılan sorunlarına
bilimsel açıdan yaklaşan Steven Rose bu çalışmasında konuyu; sinir hücrelerinin ve
beynin evriminden, çağımızın hastalığı depresyona ve ilaç şirketlerinin durumuna
kadar geniş bir yelpazede inceleyip, irdeliyor.
Çev.: Levent Can Yılmaz - 135 x 195 mm - 264 sf.
11
ANSELM GRÜN / YILMAZ ÖNER
DİN ADAMININ BUNALIMI YA DA YENİ TANRI
Bu kitap Türkiye’de dinin, politik bir kavram olarak güncelleştiği bir dönemde,
sorunun değişik bir açıdan ve gündeme gelmeyen bir boyutuyla ele alınmasına
yardımcı olacaktır. Denilebilir ki, bu kitapta sergilendiği ve tartışıldığı haliyle
Anselm Grün’ün notları, orta yaş bunalımlarını yaşayan bir rahibin öyküsü
olmaktan çıkmakta, dinin sosyal ve psikolojik yönlerinin anlaşılması ve
eleştirilmesi için bir kaynak halini almaktadır.
135 x 195 mm - 72 sf.
YILMAZ ÖNER
ZAMAN NASIL İÇİMİZDE NİÇİN DIŞIMIZDA
Her ölçüm gibi, zamanı ölçmek için de bir yasa oluşturmaya ihtiyaç var! Ne var ki
ölçüm de maddesel sürece yapılan bir müdahaledir, yani quanta-teorik etkileşme
sürecinde yaratılan bir Arıza’dır. O nedenle ölçüm yasası da böyle bir müdahalenin
şiddeti’ni hesaba katmak zorundadır. Peki, müdahale denen Arıza (ölçüm) nerede
meydana geliyor? Biyolojik nesnel süreçlerde direkt olarak beliren zaman, her
insanın psikolojik yapısına bilinçaltından bu biyolojik süreçler aracılığıyla yansıyor
ve Öznel Zaman biçimine bürünüyor dolaylı olarak.
135 x 195 mm - 148 sf.
hazırlayan: HAKKI ÖZDAL
İDEALİZME KARŞI DİYALEKTİK VE TARİHSEL MATERYALİZM
Bugünkü bilimsel düzeyin öncesiz olmadığı, uzay teknolojisinden ileri düzeyde
elektroniğe, süper iletkenlerden genetik kopyalamaya kadar pek çok güncel
kavramın, kökenleri itibarıyla bilim tarihinin yakın sayfalarında mevcut olduğu,
dönemin çalışmalarını izleme, belgelerini inceleme şansı bulanlar için açıktır.
Ama SSCB’nin üzerine örtülen sessizlik kefeni, onun bilginlerini de kapsayacak
denli geniş kesildi. Eşine az rastlanır bir bilimsel rönesans dönemi olarak da
değerlendirilebilecek sürecin belgeleri, bugün için de ilgi çekiciliğini koruyor.
135 x 195 mm - 179 sf.
ANDRÉ BONNARD
İNSAN VE TRAGEDYA
Batının ünlü Helenoglarından biri olan André Bonnard; insanın insanlaşma
ve evrene egemen olma yolundaki uzun ve çileli evrim sürecini, mitologyaya
dayanarak, diyalektik bir açıdan irdelemektedir. Sonuç olarak yazar, insanın bir
gün tam anlamıyla özgürleşebilmesi için, savaşsız yeni bir dünya yaratabilmesi
için, onun yenmesi gereken o trajik yazgısından söz etmektedir.
Çev.: Yaşar Atan - 160 x 24 cm - 173 sf.
12
STEVE JONES
NE R E D E YSE B İ R B A L İ N A
türlerin kökenine g üncel bi r bakı ş
Yayınevimizin 300. kitabı “Neredeyse Bir Balina” evrim kuramına bugünün bilgileri ile
ışık tutuyor. Sade dili ve güncel örnekleri ile herkes tarafından okunabilecek bir yapıt.
“Benim kitabım Darwin’i güncelleştirmektedir. Kitabım, olabildiğince, ‘Türlerin
Kökeni’ni yeniden yazma girişimidir. Onun planını, tarlalardan fosillere, arı
kovanlarından adalara kadar uzanan bir iskelet üzerinde geliştirdiği planı kullandım;
ama benim Büyük Gerçeklerim (Grand Facts –Darwin’in çok sevdiği ifadelerden biridir),
20. yüzyılın sonlarının bilgi düzeyi üzerine kuruludur. Neredeyse Bir Balina, Darwin’in
düşüncelerini, bilimsel gelişmelerin ışığında yeniden okumaya çalışmak ve evrim
kuramının biyolojiyi bütünleştirdiğini göstermek için yazıldı.”
Çev.: Levent Can Yılmaz - 135 x 195 mm - 544 sf.
13
N.A. SMİRNOV
SOVYET RUSYA’DA İSLAM TARİHİ İNCELEMELERİ
Elinizdeki kitap İslamiyeti, çoğu çalışmadan farklı olarak eleştirel bir gözle,
bilimsel bir bakışla inceliyor. Kitapta, Çarlık Rusyası ve Sovyetler Birliği’nde İslam
tarihi üzerine yapılmış incelemelerin dökümü çıkarılıyor, bu çalışmalar geniş bir
şekilde özetleniyor. Öncelikle bilimsel sosyalizmin din karşısındaki tutumu Marx,
Engels, Lenin ve Stalin gibi teorisyenlerin eserlerine başvurularak özetleniyor.
Çev.: Arif Berberoğlu - 135 x 195 mm - 343 sf.
MAURICE PIANZOLA
THOMAS MÜNZER VE KÖYLÜLER SAVAŞI
Köylülerin talepleri, dinsel bağnazlığın ve derebeylik sisteminin her türden
yaptırım ve uygulamalarına karşı Münzer tarafından hazırlanan “on iki madde”de
somutlanmıştı. Dilden dile, kulaktan kulağa yayılan ve giderek sertleşen bu
“on iki madde” ile yola çıkan köylüler, Almanya’nın geniş bir bölgesini Fransa
sınırlarından İsviçre ve Avusturya içlerine kadar savaş alanına çevirdiler. Maurice
Pianzola’nın eseri, 1525 köylü ayaklanmasına yol açan koşulları ve ayaklanmanın
seyrini akıcı bir dille anlatıyor.
Çev.: Jale Reyhan İdemen - 135 x 195 mm - 204 sf.
MAURICE CORNFORTH
p oz itiviz m e ve p ra g m a tiz m e karşı
FELSEFEYİ SAVUNMAK
Maurice Cornforth’un pozitivizm eleştirisi, işçi sınıfının teorik (ideolojik, felsefi,
kültürel) mücadelesinin güncel ihtiyaçları bakımından son derece büyük bir
önem taşıyor.
Eser, öncelikle felsefeyi, farklı sınıf çıkarlarını temsil eden değişik akımlarıyla
tanımak açısından önemli bir kaynaktır.
Çev.: Tonguç Ok - 135 x 195 mm - 325 sf.
YAŞAR ATAN
AKDENİZLİ TANRILAR
A. Bonnard’ın “İnsan ve Tragedya”sını dilimize kazandıran Yaşar Atan, yeni
kitabında Akdenizli tanrıları anlattı. Mitolojinin bizlere öğrettiğini ve tanrıları
Yaşar Atan’ın kaleminden okumak, mitolojiye ilgi duyanlar için önemli bir kaynak
özelliği taşıyor.
135 x 195 mm - 214 sf.
14
CHARLES DARWIN
TÜRLERİN KÖKENİ
Charles Darwin’in organik evrim kuramı bilime yaptığı katkı kadar, getirdiği
tartışmalarla da önemli bir kitaptır. Onun yaptığı beş yıllık araştırma gezisi sonunda
bulduğu canlı ve fosiller, saptadığı canlı özellikleri, gözlemlediği insan toplulukları
ve bunlara dayanarak vardığı sonuçlar bir anda kitaplaşmadı. Evrim kitabının
kitaplaşması bu bilim adamının yirmi yılını aldı. Darwin’in evrim kuramı “canlıların
ortak atalardan evrilerek çeşitlendiği” düşüncesine dayanır. 150 yıl önce tartışılan ve
bilim insanlarının çoğunluğunca kabul gören bu görüş, günümüzde kimi çevrelerce
din adına hâlâ reddediliyor. Bu reddedişte Darwin’in bir teolog olduğu da unutuluyor.
Türlerin Kökeni hem Türkiye hem dünya için yeni tartışmalar getirecek bir tazelikte.
Çev.: Öner Ünalan - 135 x 195 mm - 520 sf.
15
ALBERT EINSTEIN, LEOPOLD INFELD
FİZİĞİN EVRİMİ
ilk ka vr a m la rd a n ilişkinliğ e ve ku antu mlara
Bu kitabın ilk baskısından bu yana geçen zaman içinde, kitabın baş yazarı ve belki
en büyük bilim adamı ve gelmiş geçmiş insanların en seveceni olan Einstein öldü.
Gene o zamandan beri, fizikte eşsiz gelişmeler oldu. Çekirdek fiziğindeki ilerlemeyi,
temel tanecikler teorisini ve kozmik uzayın araştırılmasını anmak yeter. Bununla
birlikte, bu kitapta değiştirilmesi gereken pek az şey var; çünkü bu kitap, yalnızca,
aslında aynı kalmış olan en önemli fizik kavramlarını ele almıştır.
Çev.: Öner Ünalan - 135 x 195 mm - 248 sf.
YAŞAR ATAN
AKDENİZ MİTOLOGYASINDAN EFSANELER
Tanrıları Aşk yarattı. Çünkü başlangıçta Kaos denen büyük bir boşluk vardı.
Orada oluşan kocaman bir yumurta çatlayıp ikiye bölündü. Yumurtanın içinden
çıkan Eros adlı Aşk, ayaklarıyla alt ve üst kabukları itti; Yeryüzü ve Gökyüzü
dediğimiz ilk tanrılar dünyaya geldi. İnsanoğlu da, tanrıların armağanı o aşk, ışık
ve dirençle, adaletin egemen olduğu o güzelim Altınçağına doğru, çok uzun bir
yolculuğa başladı. Bu yolculuğunda da ona, kitabımızda anlattığımız mitoslar
denen efsaneler hep yoldaşlık edecekti...
135 x 195 mm - 344 sf.
C.D. SKAZKİNA
EMEK, DİN VE İNSAN
Günümüzde sınıfsal çelişkilerin üstü inanç örtüsüyle örtülerek emekçi kitleler
arasındaki din ve mezhep ayrımları kullanılarak, sömürü çarkının aksamadan
işlemesi sağlanmaktadır. Bu kitapta, hiç kimsenin dini duyguları incitilmeden,
inançlara hakaret edilmeden din ve dinler hakkında hem genel bilgiler, hem
de eleştirel değerlendirmeler yer almaktadır. Kitap Türkçede yayımlanan bu
nitelikte ve kapsamda ilk yapıt özelliğini taşımaktadır. Bu yapıt, C.D. Skazkina’nın
genel redaktörlüğü altında 27 kişilik bir yazar kadrosu tarafından yazılmıştır.
Çev.: Arif Berberoğlu - 135 x 195 mm - 392 sf.
HANS HEİNZ HOLZ
FRANKFURT OKULU ELEŞTİRİSİ
2011 Aralık ayında hayatını kaybeden Marksist filozof Hans Heinz Holz’un bu kitaptaki
eleştirileri, yıllar öncesinde doğmuş ve bitmiş bir akım üzerine değil, bugün, burada
ve dünyanın hemen her yerinde etkisini sürdüren anti-Marksist bir akım üzerinedir.
Onun deyişiyle, toplumsal-sınıfsal mücadeleye ilgisiz kalan, bir anlamda “felsefenin
gerçekleşmesi alanına” uzak duran ve yine onun deyişiyle “devrimci bir durumun
kriterlerini bile hazırlayamayan” bir felsefe, daha başından yenilmiş, Marksist tarih
anlayışına dayandığını iddia etse de, gerçekte tümüyle ondan kopmuştur.
Çev.: Mehmet Çallı, Olcay Geridönmez, Z. Ece Kaya - 135 x 195 mm - 144 sf.
16
J.D. BERNAL
2
CİLT
T A R İ HT E B İ Lİ M
Kitabın yazılış amacını Bernal’in kitaba hazırladığı giriş kısmından aktaralım: ‘Bu kitap,
bilimin gelişimi ile insanlık tarihinin diğer cephelerinde görülen gelişmeler arasındaki
ilişkileri tanımlama ve yorumlama çabasıdır. Başlıca amacı, bilimin toplum üzerindeki
etkisinden kaynaklanan bazı temel sorunların kavranmasına yardımcı olmaktır.’ Kitap
kapsamının genişliğiyle de benzerlerinden farklıdır. J.D. Bernal, kuşkusuz çalışmasını
uzatan ve zorlaştıran bu durumu, “çalışmasının amacına ulaşması için gerekli bir
zorunluluk” olarak yorumlar. Tarihi bilim açısından öğrenmek isteyenler için bir
başucu kitabı olan Tarihte Bilim, iki ciltten oluşuyor.
Çev.: Tonguç Ok -135 x 195 mm - 1000 sf.
17
NECİP ALSAN
EYLEM ve DÜŞÜNCE AÇISINDAN 19. YÜZYIL
19. yüzyıla devrimler ve buluşlar çağı demek yanlış olmaz. Avrupa’da milyonların
toprağını kaybedip fabrikalara akmaya devam ettiği çağ. Buhar gücünün yeni bir çığır
açtığı, meta üretiminin devasa ölçeklerde arttığı, milyonların aynı hızla yoksullaştığı
bir çağ. Elbette bu tahterevallinin öteki ucunda da zenginliğin bir azınlığın elinde
birikmesi var. Bu altüst oluşun politik, felsefi yansımaları nelerdi? Bilimsel ve
teknolojik gelişmeler ekonomi ve politika alanında nasıl karşılık buldu? Filozoflar
çağın gelişmelerini nasıl yorumladılar?
Necip Alsan, 19. yüzyılın bütün önemli gelişmelerini gözlerimizin önüne sererken,
aynı zamanda çağı günümüze taşıyan olaylar zinciri ve düşünce akımları arasındaki
diyalektik bütünlüğü de görmemizi sağlıyor.
135 x 195 mm - 288 sf.
18
NECİP ALSAN
EYLEM ve DÜŞÜNCE AÇISINDAN 20. YÜZYIL
Bilim için dünya, insanın elinde evirip çevirerek incelediği bir küre kadar bilinebilir
bir alan haline geldi, 20. yüzyılda. Ötesine geçildi, uzayın derinliklerine ve ardından
aya uzandı insanlık. Bir yandan insanlığın merak ve egemenlik tutkusu yeryüzünün
sınırları dışına taşarak genişlerken, öte yandan bilimsel bilginin derinliği maddenin
gözle görünmeyen birimi olan atomun parçalarına kadar ilerledi. 20. yüzyıl insanlığın
kendi ufkunu yatay ve dikey her anlamda aştığı bir çağ oldu.
Necip Alsan, “Eylem ve Düşünce Açısından 19. Yüzyıl” adlı kapsamlı eserini “Eylem
ve Düşünce Açısından 20. Yüzyıl” adlı eseri ile tamamlayarak bizlere çok anlaşılır
bir felsefe ve tarih dersi bıraktı. Bu dersin özeti şuydu: Çağı anlamak demek, bütün
önemli politik, ekonomik, bilimsel ve düşünsel gelişmelerini bütünsel ve karşılıklı
etkileşimleri içinde kavrayabilmek demekti. Tarihi; bütünün gözden yittiği, parçalı
ve bağıntılarından soyutlanmış, geçmişsiz ve geleceksiz bir an olarak algılamamızı
öğütleyen ‘çağımızın ruhu’nu anlayabilmek için Necip Alsan iyi bir seçim olacaktır.
135 x 195 mm - 292 sf.
19
ANDRÉ BONNARD
3
CİLT
ANT İ K YUNA N UYG A R L I Ğ I
“Felsefe, insan bilimleri ve sanatta ‘Yunan Mucizesi’ bütün dünyada hâlâ zengin bir
okul, tükenmez bir ilham kaynağı olma niteliğini sürdürmüyor mu?
Bu düşüncede olduklarını sandığım büyük bir aydın kesiminin, André Bonnard’ın bu
kitabını sıcak bir ilgiyle karşılayacaklarından hiç kuşku duymuyorum.
Bonnard bize Yunanlıları günlük yaşantıları çerçevesinde sevinç ve kederleri, bilim ve
efsaneleri, özgürlük ve kölelikleri içinde sunuyor.
Bonnard bu kadarla kalmıyor. Eski Yunan bilgeliğiyle beslenmiş bir etik anlayışıyla,
tarihin dramatik bir diliminde bizlere bir de çağdaş hümanizm dersi veriyor: ‘Benim
için hümanizm, masasında çalışan bir insanın bilimi değildir; hiç ayrılmayacağım bir
hayat kuralıdır… Burada kişiliğimde Antigon dostu ve çevirmeni ile barış taraflısını
ayırmak istiyorlar; oysa bunlar aynı insan!’
O insan kitabında bize sadece Eski Yunan’ı anlatmıyor; biraz da bizleri anlatıyor...”
Taner Timur
Çev.: Kerem Kurtgözü - 160 x 240 mm - 880 sf.
20
21
Bu dizi, felsefenin pratiksiz, pratiğin ise felsefesiz kılındığı; pratiksizliğe ve
felsefesizliğe varıldığı günümüzde “insanlığın felsefi düşüncesinin büyük
çizgisine bağlanmak” üzere, insanlığın bilimsel düşünce ve bilgi birikiminin
gelişimini tarihsel süreci içinde ele alıp izleme çabasının bir ürünüdür.
Bu alanda daha derinlemesine ve ayrıntılı bir donanım edinmek isteyen
okuyucuyla, materyalist ve diyalektik düşüncenin birikimlerini buluşturmayı
amaçlayan dizi, aynı zamanda ülkemiz düşünce yaşamındaki aydınlanmacı
geleneğin savunucularının, diyalektik materyalizm taraftarlarının geniş
birliğini, ortak çalışmasını arama ve sağlama arzusunun da bir ifadesidir.
DERLEME
d ünü ve b ug ünüyle
E V R İ M T E O R İ Sİ
Bugünkü canlı çeşitliliği ve yüksek organizasyonlu canlılar nasıl ortaya çıktı? Darwin
bu soruya herhangi bir doğaüstü güce gerek bırakmadan, doğanın genel işleyişi
içinde tutarlı bir cevap verdi. Ve etkileri bugüne kadar uzanan yoğun bir tartışmanın
merkezine oturdu. Bilim ve Düşünce Kitap Dizimizin bu sayısında, evrim teorisi
üzerinden yürüyen tartışmaları kendi tarihselliği içinde iki ayrı başlık altında inceledik.
Tartışmanın bir yanını; ABD merkezli Akıllı tasarımcıların evrim teorisini yok saymaları
ve yerine, sahte bir ‘bilim’ giysisi giydirerek doğaüstü güçleri geçirmek istemesi.
Diğer yanı ise; bilim insanları arasında evrimin işleyiş mekanizması üzerine yürüyen
tartışmalar... Dünü ve Bugünüyle Evrim Teorisi kitabında yürüyen bu tartışmalara, en
yetkin bilim insanlarının kaleminden bakma fırsatı bulacaksınız.
160 x 240 mm - 336 sf.
23
BİLİM VE DÜŞÜNCE -1
VAROLUŞÇULUK VE SARTRE
Varoluşçu Kutsal Aile / Henri Mougin
Prof. Dr. Hans Heinz Holz ile Sartre Üzerine / Ahmet Cengiz
Sartre’ın İkinci Felsefesi / Hens Heinz Holz
160 x 240 mm - 222 sf.
BİLİM VE DÜŞÜNCE -2
AMERİKAN FELSEFESİ
g er iciliğ in ve sa ld ırg a nlığ ın te o risi
Pragmatizm ve G.W. Bush / İhsan Çaralan
Amerika’da Çağdaş Felsefe Eğilimleri / Henry K. Wells
Pragmatizm / Maurice Cornforth
Richard Rotry ve Güçlü Avrupa Rüyası / S. Hetzler
160 x 240 mm - 335 sf.
BİLİM VE DÜŞÜNCE -3
POZİTİVİZM
Türkiye’de Rejim ve Pozitivizm / Aydın Çubukçu
Pozitivizm Üzerine / Paul Langevin
Pozitivizmin Ortaya Çıkışı ve Gelişimi / İ.S. Narski
Marx ve Comte Felsefelerinin Karşılaştırılması / Lucy Prenant
Marksizmin ve Pozitivizmin Sosyal ve Politik Etkinlikleri / Paul Lanerenne
Pozitivizmin Sosyolojisi / Frank E. Hartung
160 x 240 mm - 303 sf.
BİLİM VE DÜŞÜNCE -4
NEOPOZİTİVİZM ELEŞTİRİSİ
Neopozitivizm Bilimin Bir Sahte Felsefesi / İ.S. Narski
Mantıksal Çözümleme ve Mantıksal Atomculuk / M. Cornforth
Bertrand Russell ve Özgürlük Yanılsaması /John Lewis
Popper’in Pozitivizmi ve Toplum Bilimi / M.O. Milligan
Doğanın Diyalektiğinin Temel Karakteri ve Bilimler / Hans Heinz Holz
160 x 240 mm - 280 sf.
24
25
Sosyalist teori, edebiyat, politika, Kürt halk kültürü gibi temel alanlarda
çok sayıda kitap yayınlamış, birçok önemli kitabı da Türkçeye kazandırmış
olan yayınevimiz, kuşkusuz sadece geçmişin birikimini bugüne taşıyan
kitaplarla yetinemezdi. Marksizmin günümüze ve geleceğe ışık tutan önemli
kaynaklarıyla birlikte, günümüzün önemli olay, olgu ve süreçlerini konu alan
kitaplar yayımlamak da, yayınevimizin hedeflerinden biri oldu ve olmaya da
devam ediyor.
Kapitalist dünyanın büyük ölçüde yer üstündeki faaliyetlerini konu alan bu
kitaplar dışında yayınevimiz, bu dünyanın yeraltındaki faaliyetlerini konu alan
kitaplar da yayımladı.
SSCB
BİLİMLER AKADEMİSİ
4
CİLT
ULUSLA R A R A SI İ L İ Ş K İ L ER T AR İ H İ
( diplomasi tarihi)
Bugüne kadar yazılan diplomasi tarihleri arasındaki en önemli çalışmalardan biri SSCB
Bilimler Akademisi’nden yirmiyi aşkın profesörle, Paris Üniversitesi’ne bağlı Collège
de France ve Institut du Droit International üyesi üç profesörün kolektif çalışmasıyla
ortaya çıkan Uluslararası İlişkiler Tarihi’dir. Bu büyük çalışmanın en önemli özelliği,
ilk çağlardan modern çağlara diplomasinin tarihsel gelişimini materyalist bir gözle
analiz ederek, uluslararası sistemdeki güçler dengesini, sınıf mücadelelerini devlet ve
toplum düzeyindeki gelişmelerle birbirine bağlayışıdır.
1977 yılında, Attila Tokatlı’nın çevirisiyle “MAY Yayınları” tarafından basılan Uluslararası
İlişkiler Tarihi, hem araştırmacılar hem de okurlarca beklenenin üstünde bir ilgiyle
karşılanmış ve kısa sürede tükenmişti. Elinizin altında mutlaka bulunması gerektiğine
inandığımız bu kaynak eseri, üstlendiğimiz sorumluluk gereği 32 yıl aradan sonra
yeniden düzenleyerek gün ışığına çıkarıyor ve okurla buluşturuyoruz.
İnsanlık tarihinin 3500 yıllık evresini anlatan 4 ciltlik bu önemli eserin, “piyasa”daki
tarihi çarpıtan ve kendi çıkarları için uluslararası ilişkileri manipüle eden kaynaklara
karşı, konuya ilgi duyan okur, araştırma yapmak isteyen bilim insanı ve genç
akademisyen için baş yapıt ve bilimsel bir kaynak olacağına inanıyoruz.
Toplam 2128 sayfadan oluşan 4 ciltlik bu kaynak kitabımızın 1939-1945 yıllarını
kapsayan 5. cildi de yayınevimizce hazırlanmaktadır.
Çev.: Attila Tokatlı - 160 x 240 mm - 2128 sf.
27
N.G. ÇERNIŞEVSKİY
ADRESSİZ MEKTUPLAR
N.G. Çernışevkiy’i daha çok Nasıl Yapmalı? adlı romanıyla tanır Türkiyeli okur.
Bu eseri tutuklanıp hapsedildiği Petropavlosk Kalesinde yazdığınıysa pek az
okur bilir. Edebiyattan ekonomi politiğe, felsefeden eleştiri ve devrim kuramına
pek çok dalda eser verdi Çernışevkiy. Bu kitapta Çernışevkiy’in legal yayın için
yazılmış toplumsal, ekonomik ve politik konuları işlediği makaleleri yanında,
Lebedyev-Polyanskiy’in özgün bir Çernışevkiy incelemesi yer alıyor. Yazarın
yaşamını da içeren bu inceleme Çernışevkiy’i okurken önemli bir yol gösterici.
Çev.: Arif Berberoğlu - 135 x 195 mm - 183 sf.
hazırlayan: S. CİHAN
ULUSLARARASI DURUM VE GÖREVLER
siya sa l ve ör g ütsel b ir p la tf o rm
“Uluslararası durum ve görevlerimiz” metni, Uluslararası Marksist-Leninist Parti
ve Örgütler Konferansı’nın (CIPOML) birkaç oturumuna yayılan bir süreç içerisinde
gerçekleştirilen samimi ve yoldaşça tartışmaların, sosyal pratiğin ve günümüz
uluslararası sorunlarına bakış açısıyla ilgili kavrayışın ürünü olarak ortaya
çıkmıştır. Metin böyle bir sürecin sonunda onaylandı ve bugün de Koordinasyon
Komitesi tarafından yayınlanmaktadır.
135 x 195 mm - 136 sf.
MÜSLİM ÇELİK
İPEK MENDİL İÇİNDEKİ SEVGİLİ
Müslim Çelik, halk şiirini çağdaş duyarlık ve anlatımla yeniden yaratmış bir şairdir.
Bu kitabında bize yeni bir duyarlık ve anlatımla kitaplar ve yapıtlar tanıtıyor.
Edebiyatımıza yeni bir bakış açısı ekliyor. 135 x 195 mm - 120 sf.
N.A. DOBROLYUBOV
OBLOMOVLUK NEDİR?
Türk okuyucusunun, özellikle Türk eleştirisinin Dobrolyubov kadar yetenekli bir
eleştirmeni, varlığından bir buçuk yüzyıl sonra tanıması, geçmiş açısından gerçek
bir talihsizliktir. Bize öyle geliyor ki, Gonçarov’un Oblomov’u dünya yazınında
roman alanında nasıl başyapıtlar arasındaysa, Dobrolyubov’un Oblomovluk
Nedir? adıyla dilimize kazandırılan eleştirisi de yazının eleştiri alanındaki
başyapıtlarından biridir.
İlhami Soysal
Çev.: Mazlum Beyhan - 135 x 195 mm - 232 sf.
28
JOHN DESMOND
BERNAL
B İ Lİ M İ N T O P LUM S AL İ Ş L EV İ
Kristallografi ve moleküler biyolojinin kurucuları arasında sayılan ve Batı dünyasının
bugünkü bilim politikalarının oluşmasında çok büyük rolü bulunan J.D. Bernal, 20.
yüzyıl İngilteresi’nin ünlü “Cambridge Bilgesi” olarak tanınırdı. Fizik ve kimyayı
biyolojiyle birleştiren; sanayi ve ekonomiye Ar-Ge düşüncesini getiren ve bu sayede
pek çok gelişmenin yolunu açan bu efsanevi profesör, genel fizikten moleküler fizik
ve biyofiziğe, moleküler biyolojiden mikrobiyolojiye, uzay aracından uçak gemisi
yapımına, bilim felsefesi ve tarihten, bilim politikası ve genel olarak felsefeye neredeyse
ilgilenmediği, üzerinde yazmadığı, çalışmadığı, yönlendirmediği; hakkında araştırma,
katkı yapmadığı alan olmamasına ve üstelik en azından beş doktora öğrencisi ve
asistanına bilimde Nobel Ödülü kazandırmasına rağmen, son 40 yılda kendi ülkesinde
bile unutuldu, daha doğrusu unutturuldu. J.D. Bernal’in unutturulmasında en büyük
etkense diğer özelliklerinin yanı sıra Marksist olmasıdır.
Bugün, özellikle Anglo-Amerikan dünyasında bilim daha çok fiziksel evrenin bilgi
birikimi olan doğa bilimleri olarak değerlendirilirken, Almanya ve Rusya gibi ülkelerde
sosyal bilimler, sosyal sistemlerin bilgisi olarak değerlendirilir. Bazı yerlerdeyse
bilim kavramı daha da genişletilip içine teknoloji de eklenir. J. D. Bernal bu üç alanı,
yani doğa bilimleri, sosyal bilimler ve teknolojiyi birleştirdi. Bugün bilimin değişik
alanları arasındaki sınırlar alabildiğine kapanmış ve pek çok alan birçok yönüyle iç içe
geçmişse bunda en önemli rollerden biri J. D. Bernal’e ve onun bilimin sosyal bir işlevi
olduğuna ilişkin ünlü tezine aittir. Bu tezini “Bilimin Toplumsal İşlevi” adlı kitabında
işledi. 1939’da yayınladığı bu kitabında Bernal iki soruyu yanıtlamaya çalıştı: 1) Bilim
bugün ne yapıyor? 2) Bilim aslında ne yapabilir? Bu sorular ekseninde kapitalist ve
sosyalist dünyadaki bilimi, bilim politikalarını karşılaştırdı, tartışıp önerilerde bulundu.
Çev: Tonguç Ok - 160 x 240 mm - 432 sf.
29
ANDRÉ RİBARD
İNSANLIK TARİHİ
İnsan denen varlık, hayvanların en güçlüsü değil de en fazla çalışkan olanıdır; eli
ona bir alettir ve ilk çakmak taşını ele geçirir geçirmez, insanlar, çevreye korku
salan yaratıklar olup çıkmışlardır. Bugün, insanlığın yeni bir teknolojik döneme,
doğa güçlerini insanoğlunun emrine veren daha büyük ve insanoğlunun çabasını
olağanüstü bir biçimde hafifleten daha görkemli bir aşamaya gelinmiş, insan
soyunun ve toplumların tuttukları yol daha da aydınlanmıştır.
Çev.: Necla Işık - 135 x 195 mm - 536 sf.
SENNUR SEZER - ADNAN ÖZYALÇINER
GİDELİM KÂĞITHANEYE
Bir zamanlar İstanbul’un ortasında soluk alacak adacıklar vardı. Çalışanların, ev
kadınlarının, genç kızların, delikanlıların biraz yeşil, biraz temiz hava yanında
paylaşmanın, birbirine dayanışabilmenin, birlikte eğlenebilmenin keyfini çıkardıkları kırlık alanlar. “Kahtane” de bunlardan biri. Bir yanı tarih, bir yanı
keyif...
135 x 195 mm - 91 sf.
ERKAN AYDOĞANOĞLU
FABRİKADA EMEK DENETİMİ
Fabrikada Emek Denetimi kitabı, emek sürecinde yaşanan denetim uygulamalarının
tarihsel gelişimi ışığında, fabrika sistemi içinde uygulanan emek denetim
uygulamalarının genel olarak işçiler, özelde ise metal işkolunda çalışan işçiler
üzerindeki etkilerini ve sonuçlarını ele alıyor. İşçilerin denetim uygulamalarını
nasıl yorumladıkları, ne tür tepkiler verdikleri ve denetim uygulamalarının
metal işçilerin üzerinde nasıl etkiler yarattığını inceleyen kitap, emek denetimi
uygulamalarını tarihsel ve güncel yönleriyle ele alıyor.
135 x 195 mm - 196 sf.
AYFER GÜRDAL ÜNAL
TÜRK ÇOCUK EDEBİYATINDA ENGELLİLİK 1969-2009
40 yıllık bir edebiyat taramasının üzerine kurulu olan kitapta, bu süre zarfında
çocuklar ve gençler için yazılmış 40 kitapta toplumdaki sakat algısı ele alınıyor.
Ayfer Gürdal Ünal’ın eseri yüksek lisans tezinin kitaplaştırılması. 2011 Oğuz Tansel
Çocuk Yazını Ödülü’nü alan Ünal’ın çalışması, toplumun sakatlara bakışını ve bu
perspektifteki değişimi gösterirken bir yandan çocuklara “ne öğrettiğimizi” de
düşünmemizi sağlıyor.
135 x 195 mm - 160 sf.
30
SENNUR SEZER
ADNAN ÖZYALÇINER
2
CİLT
Ö YK ÜLE R İ YLE İ ST A N BU L A N I TL A R I
İstanbul bir açıkhava müzesidir. Birbirinden farklı dönem ve kültürlerin anıtlarının her
biri yaşadığı süreç içinde söylenceler kazanmıştır. Bu söylenceler yanında kimi binalar
tarihsel dönemleriyle ilgili öyküler saklamaktadır. Asıl şehir olan Suriçi bölgesinden
başlayan bu öyküler İstanbul ile birlikte gelişmiş, değişmiştir. Şehrin sürekli büyüyen
yapısına paralel olarak artan nüfus, İstanbul halkını şehrin simgesi olmuş dini ve sivil
pek çok binanın, anıtın kimliğinden habersiz duruma getirmektedir. Pek çok yapının
işlevlerinin bugüne kadar geçirdiği değişiklikleri bilen aydın sayısı da sınırlıdır.
Öyküleriyle İstanbul Anıtları projesi İstanbul’un kültürel yapısında önemli bir yeri olan
bina ve anıtları bugünkü kuşaklara tanıtma ihtiyacından doğmuştur.
Söz konusu yapı ve anıtların geçmişten bugüne gelen söylencelerini yazılı hale
getirmek, İstanbulluların içinde yaşadıkları kültürel dokuyu özümsemelerini sağlamak
ve gelecek kuşaklara yazılı bir belge halinde söylenceleri iletebilmek bu projenin öteki
ayağıdır. Bir Bizans prensesinin Moğollara gelin gitme zorunluluğundan doğan bir
kilisenin öyküsü; Süleymaniye’nin inşasının uzamasının uluslararası bir olay oluşunun
anlatımı kuşkusuz İstanbul halkının da, şehre tatil için gelenlerin de şehre bakışını
değiştirecek öykülere örnektir. Öyküleriyle İstanbul Anıtları, İstanbul anlatıcısı, usta
öykücü Adnan Özyalçıner ile şair Sennur Sezer’in yazımını gerçekleştirdiği bir kitaptır.
Onların ayrıntıcı ve şiirsel anlatımı, İstanbul’un anıtlarının öykü ve söylencelerini
yenileyecek, şehrin değişik bir ışık altında görülmesini sağlayacaktır.
160 x 240 mm - 808 sf.
31
ÖZER AKDEMİR
ANADOLU’NUN ALTINDAKİ TEHLİKE
kışla d a ğ ’ a a ğ ıt
Altın madencileri ile Anadolu köylüsünün mücadelesinin öyküsü…
Hayat Televizyonu Çepeçevre Yaşam Programı yapımcısı ve Evrensel gazetesi
İzmir muhabiri Özer Akdemir Anadolu Köylüsünün siyanürcü madencilere karşı
mücadelesini ölümsüzleştirdi…
135 x 195 mm - 392 sf.
ÖZER AKDEMİR
KUYUDAKİ TAŞ
a lm a n va kıf la rı ve b erg a m a gerçe ği
Elimizde dört dörtlük bir gazetecilik çalışması var. Ulaşılabilen her belge, her
bilgi, her tanıklık titizlikle taranmış, ayıklanmış. Yazanın sabır sınırlarını zorlayan
bir iğne ile kuyu kazması, ama okurun da sebep-sonuç ilintileri içinde sunulan
olaylar dizisini iyi kavramasını sağlayan bir kitap bu. Bergama köylülerinin
mücadelelerinin öyküsünü izleyeceksiniz.
135 x 195 mm - 260 sf.
PABLO MİRANDA
ÜLKEM TOPRAĞIM VE HALKIM
Pablo Miranda’nın yayınevimizce Ülkem, Toprağım ve Halkım adıyla yayınlanan bu
çalışması, “bize anlatılan tarih” diye başlıyor ve egemenlerin yapıp ettikleriyle
başlayıp biten bir tarih anlayışını eleştiriyor. Ardından, okul sıralarında okutulan
resmî tarih yerine Ekvador halklarının tarihini yazmaya koyuluyor; Ekvador’un
doğal güzelliklerinin, verimli topraklarının içinde yoksul bırakılan, sömürülen
halkların tarihini... Ve bu tarihi, bütün bir insanlık tarihinin bir parçası olarak
kurguluyor.
Çev.: Tonguç Ok - 135 x 195 mm - 232 sf.
RAHŞAN İNAL
KÜRESELLEŞME VE SPOR
küreselleşm enin sp or a etkileri
Rahşan İnal, çalışmasında olguyu (sporda küreselleşmeyi) tüm yönleriyle
incelemektedir. Teorik, genel bakışları sayılarla, şekillerle, çizelgelerle
somutlaştırmakta, içeriklendirmekte, bütünlüklü biçimde okuyucunun önüne
koymaktadır. Büyük sermaye odaklarının işleyişinin yanı sıra, pek az incelenmiş
olan göçmen sporcu (spor sanayisinin göçebesi) olgusuna da ışık tutmaktadır.
135 x 195 mm - 184 sf.
32
MELEK ÖZLEM SEZER
M A SA LLA R V E T OPL U MS A L C İ N S İ Y ET
Timsahlarla aynı ırmakta yüzmezsiniz, vahşi bir ormana silahsız dalmazsınız, bir aslan
karşı dağdan bile kükrese kaçarsınız. Ama yemyeşil bir kırda uzanıp göğe bakarken
rahat; çimlerden yavaş yavaş zerkedilen bir zehir varsa, savunmasızsınız. Belki de
masallarla mışıl mışıl uykuya dalarsınız. Derken günü gelir sorarsınız:
Bir ölü olan Pamuk Prenses’in öpülmesi neden bizi dehşete düşürmez? Yalnızca basit
bir öpücük, boğazındaki elmayı nasıl çıkarır? Yoksa ima edilen bir sarsılma mıdır?
Hansel ve Gretel’in ailesi tarafından fakirliğe çare olarak ormana atılmaları ve haneye
tecavüz, yamyamlık, cinayet, hırsızlıkla devam eden maceralarının anlamı nedir?
Elmanın yalnızca kırmızı tarafının zehirlemesi, kırmızı pabuçları sevdiği için ayakları
kesilen Karin, Kırmızı Başlıklı Kız… Kırmızı neyin simgesidir? Erkek ona yüklenen
koruyucu, savaşçı, maddi gereklerin asıl sorumlusu, manevi alanın ağlaması ayıp
kırılganı olmayı benimsemeli midir? Bağımlı bir varlık olarak yetiştirilen kadını, çağın
derhal talep ettiği bağımsız kadın modeline geçişte nasıl bir sosyo-ekonomik sistem
karşılar? Geleneğin öğütlediği anaç, teslimiyetçi, edilgen, şefkatli, yardımsever,
bağışlayıcı, talep eden değil anlaşılmayı bekleyen o yumuşacık kadın; iş hayatının
sert, acımasız, rekabetçi, kırılarak değil tavır koyarak kurallarını işleten dünyasında
kendine ne tür bedellerle yer açar? Masallar, toplumsal yaşamımızın en berrak aynası
olabilir mi? Bu masal analizi kitabında, aslında hep bildiğiniz şeylerle şaşıracaksınız!
135 x 195 mm - 192 sf.
33
ENVER GÖKÇE
EĞİN TÜRKÜLERİ
“Eğinli Enver Gökçe ile onun kuşağından ve daha sonraki kuşaktan şairler kadar
nice hikâyeci ve romancılarımız, Eğin türkülerinin dilini, anlatımını daha da
güçlendirerek, topraklarından kopmuş insanlarımızın acı-tatlı gerçeklerini yazıya
döktüler. Demek istiyorum ki, ‘Eğin Türküleri’ konusu, kültür sosyolojisi, folklor,
karşılaştırmalı halk ve aydın edebiyatları alanlarında araştırmalara girişecek
olanlar için bu bakımdan da bir çıkış noktası değerindedir.
Pertev Naili Boratav
135 x 195 mm - 134 sf.
hazırlayan: ALİ KARADAŞ
DİRENİŞİ NASIL DOKUDUK
Ünaldı dokuma işçileri 1996 yılı yazında ağır sömürü ve baskı koşullarına,
sigortasız, sendikasız ve kuralsız çalışmaya isyan ettiler. 540 işyerinde 30
gün süren Gaziantep Ünaldı dokuma işçileri direnişine 20 bin işçi katıldı.
Antep’in 13 ayrı mahallesine yayılmış, 600 işyerinin 540’ını kapsayan direniş,
halı sektöründeki köleci sistemi altüst etti. Okuyacağınız bu kitapta işçilerin
duygularına, yaşadıklarına, sevinçlerine, hüzünlerine ve geçirdikleri dönüşüme
tanık olacaksınız...
160 x 240 mm - 328 sf.
ESRA ARSAN
MEDYA GÖZCÜSÜ
İnternet ya da gazete arşivlerinde kaybolup gideceği yerde, derli toplu bir kitap
olarak ve her halükârda fikir ve yaklaşım birliği oluşturan bu makaleler, Türk egemen
medyasının perişan halini somut olarak gözler önüne seriyor. Ele aldığı konuların
çeşitliliği bir yana, hangi konuyu işlerse onu mutlaka hem genel gazetecilik pratiği
ve teorisi çerçevesinde konumlandırması hem de dünya gazeteciliği perspektifiyle
de irdelemesi açısında da Arsan’ın makaleleri bilgi vermenin yanı sıra ufuk açıyor.
Ragıp Duran
135 x 195 mm - 272 sf.
ESRA ERCAN BİLGİÇ
VATAN MİLLET REYTİNG
televiz yon ha b er ciliğ ind e m i lliyetçilik
Esra Ercan Bilgiç, Abdullah Öcalan’ın Kenya’da yakalanışından İmralı’ya getirilişine
uzanan süreçte, çok izlenen kanalların ana haber bültenlerini inceliyor. Öcalan’ın
(yaygın medya diliyle söylersek, çocuk katili/bölücübaşı Apo’nun) yakalanması
sürecinde, haber bültenleri kullanılarak ‘biz’ ve ‘öteki’nin nasıl keskin çizgilerle
birbirlerinden ayrıldığını gösteriyor.
135 x 195 mm - 103 sf.
34
ÖNER ÜNALAN
D A R W I N NE YA P T I ?
Darwin adı, organik evrim teorisinde silinmez bir damgadır. Bu teori, yeryüzünde
yaşayan ve eskiden yaşayıp tükenmiş türlerin nasıl ortaya çıktıklarını aydınlatma
çabasının ürünüdür. Darwin’e varıncaya kadar yaşambilim, dağınık bilgiler
toplamından başka bir şey değildi. Darwin teorisiyle bu dağınık bilgileri toparlamıştır.
Yaşambilim, Darwin’le birlikte ve ondan sonra materyalist ve diyalektik bir temele
oturmuş, gerçekten bir bilim olmuştur.
Darwin’in yapıtlarını (“Türlerin Kökeni”, “İnsanın Türeyişi”, “Seksüel Seçme”) Türkçeye
kazandıran Öner Ünalan, elinizdeki popüler kitabı, özellikle Türkiye koşullarında
yetişmiş kişileri göz önünde tutarak yazmıştır. Kitabında, “Yeryüzündeki canlılar nasıl
var oldu ya da türler nasıl ortaya çıktı?” sorusundan başlayarak Darwin’i ve yöntemini
tanıtmakta, çağdaşlarıyla ilişkilerini ele almakta, yaşambilimin Darwin’le birlikte ve
ondan sonraki gelişmesinin neler gösterdiğini, kısaca Darwin’in bilim tarihindeki
yerini anlatmaktadır.
135 x 195 mm - 128 sf.
35
N.G. ÇERNIŞEVSKİY
SA NA T I N G E R Ç E K LİK L E
E ST E T İ K İ Lİ ŞK İ Sİ
Çernışevkiy’in Sanatın Gerçeklikle Estetik İlişkileri isimli tezi Arif Berberoğlu’nun
Rusça aslından çevirisi ile ilk kez Türkiyeli okurla buluşuyor.
Etkinlik gösterdiği bütün alanlarda devrimci ve yenilikçi olan Çernışevskiy, bilimi
devrimci mücadeleden ayırmadı. Hazırladığı tez (Sanatın Gerçeklikle Estetik İlişkileri
-1855), felsefe ve estetikte materyalizmi, sanatta gerçekçiliği yüreklice savunan
bir tezdi. İnsanın politik ve sosyal baskıdan kurtuluşu için mücadeleye çağrı,
sanatın toplumsal öneminin materyalist temelde tanımlanması, gerçekçi yöntemin
tanıtlanması, tezin içeriğini oluşturan öğelerdir.
Çernışevskiy’in tez savunması büyük bir toplumsal olay oldu. Tez üzerine yapılacak
tartışma çok sayıda dinleyiciyi konferans salonuna çekmişti. Devrim yanlısı gençlik
temsilcileri, Çernışevskiy’in konuşması sırasında onu onayladıklarını ve takdir
ettiklerini açıkça gösterdiler. Çernışevskiy, tezine karşıt düşüncelerle itiraz eden
akademisyenlere sıkı ve kuşkuya yer bırakmayacak yanıtlar verirken, profesörlerin
oturduğu koltuklarda gözle görülür bir hareketlenme yaşanıyordu. Tez, idealist
estetiğin taklitçilerine korkunç bir darbe vurdu.
Çev.: Arif Berberoğlu -135 x 195 mm - 136 sf.
36
TEVFİK TAŞ
D E P R E M 7 .2 I R K ÇI L I K 7 7 . 2
“Deprem 7.2 Irkçılık 77.2” başlığını taşıyan bu çalışma, Van-Erciş’te meydana gelen
depremden sonra, Türkiye’de ağır bir hastanın kendini koyvermesi gibi bir kez daha
açılıp saçılan nefreti, ötekileştirmeyi eksen alıyor.
Deprem acısıyla boğuşan, yüzlerce ölüyü toprağa vermeye çalışan bir kente, bir halka
hangi “İnsanlar” hangi “Duygularla” taş, sopa, bayrak, kirlenmiş regl bezi, Kuran-ı
Kerim ve küfür yazılı kâğıtlar gönderir? Bunu yapanlar, toplum içinde hakikaten
azınlıkta mıdır? Bunu yapabilenler, hangi inanca, hangi ulusa, hangi politik duruşa
mensuptur? İyi ama bütün bunlar birdenbire mi oluştu? Bu davranışları bize hangi
“Tarih” armağan etti? Edebiyatta, müzikte, atasözünde, sanatın diğer dallarında,
şakalaşmalarda, basında, eğitimde, gündelik yaşamda ırkçılık nasıl şekillendi? Kaç tür
ırkçılık var? Kaçı gizliden gizliye, kaçı açıktan açığa yürüyor?
Tevfik Taş’ın bu çalışması düşmanlıktan medet ummacılığı, akan kanı zafer sanmayı,
aşağılamayı, horlamayı, bütün bir halk için fenalıklar istemeyi ve ırkçılığı irili ufaklı
vargı biçimleriyle sorgulamayı amaçlıyor . Ancak elinizdeki kitabın çok geniş kapsamlı
bir sorusu daha var: Bugün, Barış isteyenler salt romantik, soyut bir olgudan mı söz
ediyor? Barış isteyenlerin nasıl bir kültürel ortama gereksinimi var? Barış kültürü
yaratılmadan, büyütülmeden kalıcı bir barış olanaklı mıdır? Peki ama bütün bunlar
Barış olmadan olanaklı mıdır?
135 x 195 mm - 200 sf.
37
39
Evrensel Basım Yayın, ilk kitaplarından başlayarak işçi sınıfının, ezilen halkın
aydınlanması, aydınlatılması için çaba göstermiştir. Kitleyle iletişim kurarak
onları hem bilgilendirip bilinçlendirmek, hem de kültürel ve sanatsal açıdan
beğeni düzeylerini yükseltmek amacında olmuştur.
Roman bu amaca ulaşmanın yollarından biri olarak büyük önem taşır.
Özellikle insanı, toplumu, tarihsel, siyasal, ekonomik ve toplumsal bir çerçeve
içinde insani boyutlarıyla duyguyu, düşünceyi, acıyı, sevinci, kavgayı,
barışı, öfkeyi, sevinci yaşamsal süreciyle anlatma, aktarma gücüne sahiptir.
İnsanların haksızlığa uğramasının, sömürülmesinin, savaşlarla her türlü
yıkıma uğratılmasının acımasızlığını da belirtir. Böylece insanla toplumu
değiştirip dönüştürecek bir ortamın sağlanmasında, barış günlerine umut
bağlanmasında yardımcı rol üstlenebilir.
Geçmişte ya da günümüzde olup bitenleri anlatırken siyasal, toplumsal,
ekonomik, insani çelişki ve aykırılıkları irdelerken özellikle de emek-sermaye
çelişkisindeki haksızlıkları, baskı ve zulmü ortaya çıkarırken gelecekte nasıl bir
düzen kurulacağının ipuçlarını vererek aydınlık bir geleceğin umudunu yükseltir.
GALİNA
SEREBRYAKOVA
5
CİLT
A T E Şİ Ç A LM A K
Ateşi Çalmak, Karl Marx ve döneminin belgesel romanıdır. Tamamı beş cilt halinde
yayına hazırlanan bu büyük eser, biyografik bir romanın alışılmış sınırlarını aşan bir
konu ve ayrıntı zenginliğine sahiptir.
1. Cilt: Karl Marx’ın Gençliği; Karl Marx’ın çocukluk ve gençlik yılları ile aynı dönemdeki
büyük mücadeleleri anlatır. Fransa’da 1831 Lyon Ayaklanması, İngiltere’de Chartistler,
Almanya’da Hessen Prensliği’nde “Kulübelere Barış, Saraylara Savaş” şiarıyla eyleme
geçen proleterler ve köylüler... 2. Cilt: Fırtınanın Ortasında; Marx ve Engels’in birlikte mücadeleye karar verdikleri
andan başlayarak 1848 devrimleri sonrasına kadar uzanan çalkantılı dönem, bir
“devrim kıtası” görünümü kazanan Avrupa’nın tüm devrimci karakteristikleri
anlatılıyor. 3. Cilt: Sınamalar; 1848 devrimlerinin yenilgisinden I. Enternasyonal’in kurulduğu 1864
yılına kadar uzanan Avrupa çapında koyu bir gericilik ve işçi hareketinde durgunluğun
egemen olduğu dönem, belli başlı özellikleri ve olaylarıyla canlandırılıyor. Bu yıllar,
Marx’ın temel eseri Kapital’in yazılış sürecini de kapsıyor. 4. Cilt: Yaşamın Doruğu; İşçi hareketini Enternasyonal çatısı altında birleştirme
çabalarını, aynı dönemde yayınlanan Kapital’in yankılarını ve an an, çarpıcı
betimlemelerle Komün günlerini anlatıyor. 5. Cilt: İkinci Keman; Marx’ın ölümünden sonra Engels’i, onun, Kapital’in 2. ve 3.
ciltlerini yayına hazırlama çabasını, sosyalist hareketin gelişimini anlatır.
Çev.: Nurşen Özkan, Ali Rıza Dirik - 135 x 195 mm - 2024 sf.
41
İLYA EHRENBURG
TRÖST
Tröst adlı romanım bir Amerikan tröstünün etkinlikleri sonucu Avrupa’nın yok
edilişinin tarihidir. Bu aynı zamanda bir taşlama, bir yergi olup, şimdi bile onu
‘Üçüncü Dünya Savaşının Olayları’ başlığı altında yeniden yazabilirim.
Çev.: Mehmet Özgül - 135 x 195 mm - 190 sf.
İLYA EHRENBURG
ON ÜÇ PİPO
On Üç Pipo, elden ele dolaşan on üç tane pipo aracılığı ile kapitalist toplum
yapısının mahvolmakla tehdit ettiği basit insanların yazgısına eğilir, sınıf
çelişkilerini tüm keskinliği ile iğneleyici, ironik bir dille ortaya serer.
Çev.: Mehmet Özgül - 135 x 195 mm - 168 sf.
IGNAZIO SILONE
FONTAMARA
Türkçeye Sabahattin Ali tarafından çevrilip, ikinci emperyalist paylaşım savaşı
döneminde 1943 yılında yayınlanan Fontamara; yoksul bir İtalyan kasabasında
Mussolini faşizminin iktidara geldiği dönemi anlatır.
Çev.: Sabahattin Ali - 135 x 195 mm - 189 sf.
KONSTANTİN FEDİN
İLK SEVİNÇLER
İlk Sevinçler ve Olağandışı Bir Yaz’da, birbirine, ahlaki değerler, yaşam tarzı,
tanıklık ettikleri tarihsel olayların doğası bakımından taban tabana zıt iki dönem
anlatılır. İlk Sevinçler’de, Çarlık Rusyası’nda bir uyanış dönemi olan 1910 yılından
başlayarak devrim öncesi Rusya’nın genel görünümü verilir. Çökmekte olan bir
küçük burjuva toplumu; ahlaksal değerleri, toplumsal eylemden kopuk aydınları,
az sayıdaki işçi ve devrimcinin mücadelesiyle romana yansır.
Çev.: Bülent Daş, Nihal Uzan - 135 x 195 mm - 311 sf.
42
KONSTANTİN FEDİN
OLAĞANDIŞI BİR YAZ 1-2
İlk Sevinçler ve Olağandışı Bir Yaz’da, birbirine, ahlaki değerler, yaşam tarzı,
tanıklık ettikleri tarihsel olayların doğası bakımından taban tabana zıt iki dönem
anlatılır.
Olağandışı Bir Yaz’da kurulmakta olan yeni Sovyet toplumunun karşı karşıya
olduğu güçlükler, emekçi sınıfların çabaları, aydınların yaşadığı çelişkiler ve
geçirdikleri dönüşümler anlatılır.
Devrimin Denikin’in Beyaz Orduları’nı ve onun destekçisi dış güçleri yendiği
günlerin, 1919 yılının romanı Olağandışı Bir Yaz. Devrim öncesinin anlatıldığı İlk
Sevinçler’in devamı olan bu iki cilt, hem roman kahramanlarının yaşamlarının
hem de bütünüyle açık aktarılmamış olayların arka planlarını da yansıtıyor.
Romanda Çarlık döneminde profesyonel devrimcilerin çalışmaları, yaşamları
anlatılırken, ilk cilde ek yapılmakla yetinilmiyor, dünyayı sarsan bir devrimin
kökleri de açıklanıyor.
Konstantin Fedin’in, Stalin Ödülü’nü kazanan bu romanı, güzel bir gelecek için
savaşanların çabalarının boşa gitmediğinin kanıtı.
Çev.: Nice Damar - 135 x 195 mm - 640 sf.
DİMİTIR DİMOV
TÜTÜN 1-2
Tütün, Bulgaristan’da Nazilerle işbirliği yaparak büyük bir ekonomik ve
siyasal odak haline gelen tütün tröstünün ve bu fabrikadaki direnişçi işçilerin
birbirlerinden derin bir uçurumla ayrışan çıkarlarının çatıştığı noktada sergilenen
bir ülke haritasıdır.
Sosyalist Gerçekçi akımın ustalarından Dimitır Dimov, faşizmin ekonomik ve
siyasal yayılmacılıkla başlayıp açık işgale dönüşen egemenliğine karşı, Bulgar
işçi ve emekçilerinin verdiği partizan mücadelesinin destanını yazıyor.
Tütün; insanı hiçe sayan eski bir dünyanın çatlaklarından doğarak serpilen ve
eski kabuğu parçalayan yeni ve insani bir dünyanın öyküsü, yüzyılın ortasındaki
yangının ortasında yeşeren umudun aynası.
Çev.: Burhan Arpad - 135 x 195 mm - 848 sf.
43
İLYA EHRENBURG
PA R İ S D ÜŞE R K E N
Paris Düşerken, Fırtına ve Dipten Gelen Dalga’dan oluşan nehir roman, 20. yüzyılın en
hareketli dönemini tüm tarafları ve çeşitli yönleriyle tasvir eden dev bir eserdir.
Savaşın ayak seslerinin duyulduğu 1930’ların ikinci yarısından, soğuk savaş
rüzgârlarının Avrupa’yı içine aldığı 1950’li yıllara kadar uzanan dönemi kapsayan
bu eserin ilk kitabını oluşturan Paris Düşerken’de, yayılmacı Hitler faşizminin işgali
altındaki Paris’te toplumun farklı kesimleri üzerine projektör tutulur. Bir yanda
işgalcilere çıkar hesaplarıyla bağlı olan yönetici elit ile burjuvazi, diğer yanda faşizme
karşı yurt savunması için örgütlenen direnişçiler bu saflaşmanın iki ana kesimini
oluşturmaktadır. İşgal günlerinde, her şeylerini geride bırakarak, kafileler halinde
kentlerini terk eden Parislilerin trajedisi, uluslararası diplomasinin satranç tahtasında
yapılan hamleler, cepheden gelen bozgun haberleri, direniş hareketini örgütleme
çabaları...
Yüzyılın en büyük romanlarından sayılan ve sayısız dilde basılarak milyonlarca insan
tarafından beğeniyle okunan bir klasik.
Çev.: Attila Tokatlı - 135 x 195 mm - 614 sf.
44
İLYA EHRENBURG
FIRTINA 1-2
Paris Düşerken, Fırtına ve Dipten Gelen Dalga’dan oluşan nehir roman, 20.
yüzyılın en hareketli dönemini tüm tarafları ve çeşitli yönleriyle tasvir eden
dev bir eserdir.
Üçlemenin bu cildi, İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa’nın ortasından
başlayarak Moskova’ya kadar uzanan Nazi dehşeti sırasındaki ölüm kalım
mücadelesini anlatıyor. Bir yandan olağan bir biçimde sürüp giden günlük
yaşam, bir yandan kan ve barut kokuları arasında dişe diş süren bir kavga.
Ehrenburg, Fırtına’da, büyük bir coğrafyanın panoramasını çıkararak yüzyılın
en sancılı yıllarını belgeliyor. Karar vermenin ölüm kalım sorunu olduğu o
yıllarda, adım adım Sovyetler Birliği’nin içlerine doğru ilerleyen Nazi güçlerine
karşı verilen mücadele, karşı sınıflarda da çözülmeler yaratarak gelişirken
diplomasinin incelikleri ile savaşın hoyratlığı arasındaki mesafe de kısalıyor.
Ehrenburg, savaşın küçük ayrıntıları kadar cephe gerisindeki politik
manevraları da bir tarihçi titizliği ve yazarın ustalığıyla aktarıyor. Fırtına, küçük
ayrıntılarla anlamlandırılabilen büyük kapışmanın romanı. Yüzyılın en büyük
romanlarından sayılan ve sayısız dilde basılarak milyonlarca insan tarafından
beğeniyle okunan bir klasik.
Çev.: Aydın Emeç - 135 x 195 mm - 924 sf.
İLYA EHRENBURG
DİPTEN GELEN DALGA 1-2
Paris Düşerken, Fırtına ve Dipten Gelen Dalga’dan oluşan nehir roman, 20. yüzyılın
en hareketli dönemini tüm tarafları ve çeşitli yönleriyle tasvir eden dev bir
eserdir.
Üçlemenin bu son cildi, İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan yeni dünyayı
anlatıyor. 20. yüzyılın ortasında büyük bir yara açarak beliren dehşet bitmiştir
ama, şimdi daha sinsi ve daha gizli bir savaş başlamıştır. Dolayısıyla, o önüne
çıkan her şeyi yakıp kavuran fırtına dinmiş gibi görünse de, küller arasında kalan
kordan yeni fırtınalar körüklenmektedir.
Ehrenburg bu kitabında soğuk savaşın ilk yıllarına ayna tutuyor. Faşizmin
yıkamadığı Sovyetler Birliği’ne karşı ABD’de yapılan planlar, Pentagon’dan Paris
hükûmetine kadar uzanan entrikalar ekseninde hayata geçirilirken, sosyalizm ve
kapitalizm arasındaki savaşın yeni cephesinde yaşayan direniş güçleri de yeni
durum için mevzilenmektedir.
Yüzyılın en büyük romanlarından sayılan ve sayısız dilde basılarak milyonlarca
insan tarafından beğeniyle okunan bir klasik.
Çev.: Mazlum Beyhan - 135 x 195 mm - 992 sf.
45
LEWIS JONES
b ir m a d enci ka sa b a sının öykü sü - 1
MADENCİNİN SINAV GÜNLERİ
Özgün adı Cwmardy olan “Madencinin Sınav Günleri”nin birinci cildi, İngiltere’de
Güney Galler bölgesindeki maden işçilerinin, 1921’den itibaren 30 yılını kapsayan
bir belgesel roman. Lewis bu kitapta, artık tarihe karışmış ama unutulmayan bir
direnişi arkeolojik kazı yapar gibi gün yüzüne çıkarıyor. Bir işçinin kaleminden
“içerden yazılmış” olan “Madencinin Sınav Günleri”, olağan ama yine de eşsiz bir
deneyimin öyküsü.
Çev.: Gülşah Özer - 135 x 195 mm - 336 sf.
LEWIS JONES
b ir m a d enci ka sa b a sının öykü sü - 2
OLGUNLAŞMA
Madencinin Sınav Günleri’nin (Cwmardy) devamı niteliğindeki Olgunlaşma
1939’da yayınlandı. Lewis Jones’un “Bir madenci kasabasının öyküsü” üst başlığı
ile ortaklaştırdığı bu iki romanda, yirminci yüzyılın başlarında İngiltere’nin
Güney Galler bölgesinde kömür ocaklarıyla ünlü bir kasaba anlatılıyor. Madenci
hareketinin olgunluk dönemini anlatan Olgunlaşma, yazarın ilk kitabı gibi hem
edebiyat düzeyi yüksek, hem belgesel önemi büyük bir roman.
Çev.: Gülşah Özer - 135 x 195 mm - 366 sf.
EMMANUİL KAZAKEVİÇ
ekim öng ününd e lenin
MAVİ DEFTER
Kazakeviç, belgesel roman türünün başarılı bir örneğini oluşturan bu kitabında,
1917 Şubat Devrimi’nden sonra her şeyin büyük bir hızla değiştiği o fırtınalı
dönemde Lenin’in taktiklerini, uzak görüşlülüğünü, çalışma tarzını, en zor
anda gösterdiği soğukkanlılık ve cesareti, yoldaşlarıyla ve sıradan emekçilerle
ilişkilerini canlı bir şekilde anlatmaktadır.
Çev.: Özlem Koşar - 135 x 195 mm - 126 sf.
EMMANUİL KAZAKEVİÇ
YILDIZ
“Yıldız” Kazakeviç’in, Sovyetler Birliği’nde tanınmasını sağlayan ilk romanı. Antifaşist savaşa keşifçi olarak katılan Kazakeviç, ‘Yıldız”da, Sovyet keşifçilerinin
mücadelesi ekseninde faşist işgalcilere karşı verilen büyük mücadelenin bir
kesitini işler. Koca bir ‘yeryüzü’ aydınlık kalsın diye ışık saçarak sönen bir ‘yıldız’
kümesinin hüzün verici, öfke bileyici öyküsü...
Çev.: Arif Berberoğlu - 135 x 195 mm - 120 sf.
46
EMMANUİL KAZAKEVİÇ
ODER KIYISINDA İLKBAHAR
Emmanuil Kazakeviç Türkiyeli okurun, yayınevimizin daha önce yayınladığı Mavi
Defter ve Yıldız adlı romanlarıyla tanıdığı bir Sovyet yazarıdır. Dünya tarihinin
önemli dönemeçlerini, bu dönemeci yaratanların ve yaşayanların kişilikleriyle
birlikte anlatır. Oder Kıyısında İlkbahar, Sovyet Ordusu’nun 2. Dünya Savaşı’nı
kazandıktan sonra Berlin’e yürüyüşünü öykülüyor. Zafer kazanmış herhangi bir
orduyla, insanlık, özgürlük ve eşitlik için dövüşmüş bir ordunun farkı, Kazakeviç’in
dikkatli ve ironik anlatımıyla belirginleşiyor.
Çev.: Olcay Geridönmez - 135 x 195 mm - 447 sf.
BRUNO APITZ
KURTLAR ARASINDA ÇIPLAK
Bruno Apitz’ın romanlaştırdığı 2. Dünya Savaşı’nın son yılında gerçekleşen
Buchenwald isyanı, dünyanın başına musallat olan faşizmin karanlık koşullarında
bile insanın yeteneklerinin ne kadar uçsuz bucaksız olduğunu kanıtlayan tarihsel
bir anıt gibi çıkıyor karşımıza. İnsanlığın faşizmden çektiği acılar asla unutulmasın
diye, direnişçilerin söylediği bu özgürlük türküsüne kulak vermek gerekiyor.
Çev.: Olcay Geridönmez - 135 x 195 mm - 448 sf.
LARISSA REISSNER
HAMBURG BARİKATLARI
1923’te Hamburg’da patlayan ama yenilgiyle sonuçlanan ayaklanmanın öyküsü
Hamburg Barikatları. Arşivi sadece emniyet müdürlüklerinde tutulan, anılarda izi
bile kalmasın diye uğraşılan bastırılmış bir ayaklanmanın işçi kahramanlarının
özel ama yine de birbirine benzer hayatları usta bir yazarın elinden bu kitapta
ölümsüzleşti.
Çev.: Şemsa Yeğin - 135 x 195 mm - 128 sf.
ANTON MAKARENKO
KULELERDE BAYRAKLAR
Kulelerde Bayraklar, yalnız dünün değil, bugünün de büyük öyküsüdür. Potansiyel
suçlu olarak görülen sokak çocuklarının yeteneklerinin açığa çıkartılarak
özgüvenli insanlar haline getirilmesi ve Sovyet toplumuna kazandırılmasının
öyküsü. Ünlü Sovyet eğitimcisi Makarenko bu kitabında, kendi disiplinlerini ve
hukuklarını kendileri belirleyen, kendi kendilerini yönetmeyi öğrenen, çalışmayı
bir angarya değil de insani bir zorunluluk ve zevk olarak görmeyi öğrenen 1 Mayıs
Kolonisi’ndeki gençlerin yaşamını dile getiriyor.
Çev.: Nihal Şen - 135 x 195 mm - 512 sf.
47
KAMEN KALÇEF
PROLETER DEVRİMCİ DİMİTROF
Bulgaristan Halk Cumhuriyeti’nin kurucusu Georgi Dimitrof’un hayatını anlatan
Kamen Kalçef’in biyografik romanı Proleter Devrimci Dimitrof, ülkemizde de çok
iyi tanınan büyük devrimci için yazılan en güçlü eserlerden biridir. Bulgaristan’daki
devrimci savaşı, faşizme karşı işçi sınıfıyla birlikte emekçi halkın oluşturduğu
halk cephesi özgün bir anlatımla dile getirilmektedir.
Çev.: Burhan Arpad - 135 x 195 mm - 231 sf.
HENRI BARBUSSE
ATEŞ
“Henri Barbusse’ün Ateş’ini okumayan bir işçinin, bir emekçinin ve hakiki aydının
kafası bir parça yarımdır. Ve bu kitabı çevirerek kütüphanesine sokmayan bir dil,
insan kafası ve yüreğinin en büyük değerlerinden birinden mahrum kalmış demektir.
Bence bugün Henri Barbusse için yapılacak ilk iş Ateş’in Türkçeye çevrilmesi
olmalıdır.”
Nâzım Hikmet
Çev.: Suat Derviş - 135 x 195 mm - 376 sf.
MAKSİM GORKİY
ANA
Bir başkaldırı ve umut romanıdır Ana… Dayak ve yoksulluktan insanlığını unutmuş
bir kadının, sosyalist dünya görüşünü benimsemiş genç bir işçi olan oğlunun
tutuklanmasından sonra, dünyanın değiştirilebilir olduğunu keşfetmesinin
hikâyesidir. Toplumcu gerçekçi edebiyatın ilk örneği ve başyapıtı sayılan Ana,
Gorkiy tarafından 1906 yılında Amerika’da kaleme alınmış, aynı yıl New York’ta
yayımlanmıştır. Bütün dünyada büyük yankı uyandıran roman, iki yıl gibi kısa bir
süre içerisinde pek çok dile, hatta bu arada Türkçeye çevrilmiş.
Çev.: Mazlum Beyhan - 135 x 195 mm - 384 sf.
JACK LONDON
DEMİR ÖKÇE
Demir Ökçe, ilk yayınlandığı 1906 yılından bu yana elden düşmeyen bir edebiyat
başyapıtıdır. Ezilenlerin sömürenlere karşı verdiği mücadeleyi büyük bir başarıyla
işleyen bu öncü eser, yüz yıl boyunca ilerici kuşaklar için bir eğitim kitabı olmuş,
ezilenleri konu alan yazarlara esin vermiştir. Eserin, büyük edebiyatçılarımızdan
Sabahattin Ali’nin başlayıp dil ustası Emin Türk Eliçin’in tamamladığı Türkçedeki
ilk çevirisini sunuyoruz.
Çev.: Emin Türk Eliçin - 135 x 195 mm - 240 sf.
48
MİHAİL ŞOLOHOV
4
CİLT
VE D UR GUN A K A R D I D O N
Ve Durgun Akardı Don bir Kazak ailesi ekseninde Don bölgesini ve savaşın, devrimin
ve iç savaşın bölgeye yansıyışını, çok yönlü, derinlemesine ama sade bir şekilde dile
getirir. Eserin birinci cildinde Don Kazaklarının Çar dönemindeki yaşam koşulları,
gelenekleri görenekleriyle anlatılır. İkinci cilt, Birinci Dünya Savaşı yılları ve 1917 Ekim
Devrimi’ne ayrılmıştır. Üçüncü ve dördüncü ciltlerde Don Kazaklarının ayaklanmaları,
Don bölgesinde kurulan bağımsız cumhuriyetler, iç savaş ve Avrupa’nın bu iç savaştaki
rolü irdelenir. Canlı bir belgesel ve çağdaş bir destan sergiler Şolohov. Bozkır çiçekleri
kadar canlı ve birbirine benzemez insanlarıyla, yaşanmışlığın sahiciliği ve olağanüstü
anlatımıyla Ve Durgun Akardı Don, bütün zamanların en önemli romanlarındandır.
Çev.: Tektaş Ağaoğlu - 135 x 195 mm - 1628 sf.
49
ÇERNİŞEVSKİY
NASIL YAPMALI 1-2
Çernişevskiy Nasıl Yapmalı?’yı 4 Aralık 1862 ile 4 Nisan 1863 arasını kapsayan dört
aylık sürede, Petropavlovsk zindanında yazdı. Ama dört ayda yazılan bu romanın
Rus toplum hayatı üzerinde yarattığı sarsıntı öyle büyük oldu ki, Dostoyevskiy ve
Tolstoy’dan Kropotkin ve Lenin’e kadar pek çok yazın ve eylem adamı, kimi yerin
dibine batırarak, kimi yücelterek Nasıl Yapmalı?’yı konuştu, tartıştı. Kropotkin’in
belirttiğine göre Nasıl Yapmalı?, dönemin Rus gençliği için bir tür siyasal program
niteliğine büründü. Nasıl Yapmalı?’nın içeriği son derece kapsamlıdır. Yine de, bu
roman neyi anlatıyor sorusuna yeni insanları anlatıyor denilse bu hem kısa, hem
de doğru bir yanıt olacaktır.
Nikolay Gavriloviç Çernişevskiy (1828-1889) Rus devrimci demokrat, bilim adamı,
yazar, eleştirmen. Rusya’da 60’lı yıllar devrimci hareketinin önderi, ‘Toprak ve
Özgürlük’ hareketinin ideolojik esinlendiricisi oldu. 1862 yılında tutuklandı ve
Petropavlovsk kalesine kapatıldı. Herzen’le ilişkide olmakla ve ‘Köylülere...’ başlıklı
bildiriyle ‘halkta öfke ve infial yaratmak’la suçlanıyordu. Ortada hiçbir kanıt
bulunmadığı halde Sibirya’da 7 yıl kürek ve ömür boyu sürgün cezasına çarptırıldı.
1864 yılında gönderildiği Sibirya sürgününden ancak 19 yıl sonra, 1883 yılında
dönebildi. Felsefe, toplumbilim, etik, estetik, pedagoji üzerine ciddi araştırmalar
yaptı, çok sayıda bilimsel makale yazdı. 1863 yılında yazdığı Ne Yapmalı? ve 1867-69
yıllarında yazdığı Prolog adlı romanlarında sosyalist idealleri işledi. Pek çok Rus
devrimci kuşağının yetişmesinde büyük etkileri olan devrimci tipleri yarattı.
Çev.: Mazlum Beyhan - 135 x 195 mm - 566 sf.
JEAN FRÉVILLE
EKMEĞİ TAŞTAN
‘Goncourt ödülüne layık, özlü, çok güzel bir kitap. Gelecekteki kitaplarınızla bu
ödülü hak edeceğinizi umuyorum, zira böylesi bir yapıt gelecek hakkında da çok
şeyler vaat ediyor.’
Roman Rolland
Çev.: Necla Işık - 135 x 195 mm - 304 sf.
RADİ FİŞ
bir anadolu hümanisti MEVLÂNA
Mevlâna, “İnsan yüreğinin mucizeleri”nden başka bir mucizeye inanmamış;
dogmaların boyunduruğuna karşı, insan ruhunun özgürlüğünü öne çıkarmıştır.
Dinsel çelişkilerin en yüksek olduğu Haçlı Seferleri döneminde din, dil, ırk ayrımı
gözetmeksizin bütün insanların eşit olduğunu, insanın yüceliğini savunmuştur.
Radi Fiş bu kitabında tarihsel hakikate bağlı kalarak Mevlâna’nın hayatını roman
formu içinde sunuyor. Yirmi yıllık bir çalışmanın ürünü olan kitapta, insancıl,
eşitlikçi ve özgürlükçü gerçek Mevlâna anlatılıyor.
Çev.: Mazlum Beyhan - 135 x 195 mm - 286 sf.
50
RADİ FİŞ
B E N D E HA Lİ M C E BED R ED D İ N EM
Şeyh Bedreddin, günümüzden altı yüz yıl önce yaşadı. Dönemin en büyük
düşünürlerinden biri olarak çağını çok çok aşan cesur fikirler ileri sürdü, güçlü bir
toplumsal adalet ve özgürlük özlemini dile getirdi. Amacını gerçekleştirmek üzere,
ezilmiş Türk, Rum, Yahudi... emekçilerini bir araya getirip eğitti. Osmanlı yönetimine
karşı Anadolu tarihinin en önemli köylü ayaklanması onun adıyla anıldı. Ben de Halimce
Bedreddinem, bu büyük halk hareketinin belgesel romanı. Türk ve Osmanlı tarihine
yoğunlaşan Sovyet yazar Radi Fiş, ayaklanmanın yaşandığı dönemden bugüne kalmış
tüm belgeleri titizlikle incelemiş ve dönemin ayrıntılı bir resmini çıkarmış ortaya. Hem
karanlık ortaçağ, Osmanlı devlet yönetimi, taht kavgaları, hem de Osmanlı’nın baskısı
altındaki halkın yaşayışı; hem dinsel bir örtü altında gelişen muhalefet düşüncesi,
hem halk isyanı başarılı, akıcı bir roman tekniğiyle anlatılıyor. Günümüze ışık tutan bir
geçmişin gerçekçi romanı.
Çev.: Mazlum Beyhan - 135 x 195 mm - 430 sf.
51
İVAN POPOV
KAVGANIN ŞAFAĞI
Rusya’da 1905 Devrimi yenilmiş, ağır gericilik ve suskunluk yılları başlamıştır.
Ülke, Çarlık çizmeleri altında karanlık bir hapishane görünümündedir. İşçi hareketi
bastırılmış, devrimci örgütler dağıtılmış, aydın kitle devrimden uzaklaşmıştır.
Kavganın Şafağı, devrimin yenilginin küllerinden yeniden dirilişinin romanıdır.
Okuyun; benzer bir gericilik döneminden geçmiş bir ülkenin insanları olarak size
de yeterince tanıdık gelecektir.
Çev.: Hikmet Vardar - 135 x 195 mm - 456 sf.
YÜCEL SARPDERE
CAN DOSTU
Yücel Sarpdere, büyük ilgi gören ve bugüne dek 20 binlik bir satış rakamına
ulaşan “Vatandaş Abuzer”den sonra, ikinci romanı “Can Dostu” ile okur
karşısında. Can Dostu, özgün bir dostluk, bağlılık ve mücadele romanı. Zihinsel
gelişimini tamamlayamamış, anasız babasız bir genç ile onu yanlarına alan olgun
bir devrimci karı koca olan Oya ve İbo arasındaki dostluk ilişkisi, bizi yoksul bir
gecekondu mahallesinin yaşamının ve olaylarının içine çekiyor.
135 x 195 mm - 237 sf.
YÜCEL SARPDERE
PARALI ASKER
Sarpdere kara mizah tarzındaki yeni kitabı ile okurun dikkatini bir kez daha
toplumsal gerçeklere ve yaşanan çelişkilere çekiyor. Bunu yaparken de güçlü
bir eleştiri silahına başvuruyor: Mizah! Paralı Asker, toplumsal yaşantımıza şekil
veren kurum ve kuralların absürt yapılanmasını bir şehrin kurtarılma hikâyesi
içerisinde anlatırken bir solukta okuma isteği uyandıran bir çalışma.
135 x 195 mm - 215 sf.
YÜCEL SARPDERE
KIZILCIK OPERASYONU
Askerliği bir türlü bitmeyen “kıdemli” asker Dilaver’i tesadüfler önce sürgün
bölüğüne, ardından da Somali’ye gidecek Türk bölüğüne taşır. Sonra onu, küçük
bir kıyı kasabasında görürüz… Katıla katıla gülme isteği uyandıran kitap, bizi
dünyanın gerçekleriyle yüz yüze getirerek ağzımızda acı bir tat da bırakıyor…
135 x 195 mm - 304 sf.
52
YÜCEL SARPDERE
V A T A ND A Ş A B UZ ER
General bir başka gardiyana döndü: “Buradaki tutukluların statüsü nedir?” Gardiyan
soruyu pek anlayamamıştı. Bir şeyler söylemek istiyordu ama kem küm ediyordu.
General bu kez soru şeklini değiştirdi: “Yani evladım” dedi “Buradaki tutuklular normal
tutuklular mıdır?” Asker bu kez soruyu anlamanın şevkiyle gırtlağını yırtarcasına
cevap verdi. “Hayır komutanım.” “Ya nasıl tutuklulardır?” “Anormal tutuklulardır
komutanım.” “Peki normal tutuklularla, anormal tutuklular arasındaki fark nedir?”
“Normal tutuklular, normal cezaevlerinde bulunurlar komutanım. Hırsızlar, esrarcılar,
ırza geçenler normal tutuklulardır. Vatanı yıkmaya kalkışanlar anormal tutuklulardır!”
“Peki bunlara nasıl davranırız?” “Anormal komutanım!”
135 x 195 mm - 288 sf.
53
YILMAZ ONAY
YAZILAR FİLMATİK
Yazılar Filmatik’te Avrupa’ya çalışmaya giden baba-anne-oğul’dan oluşan bir
ailenin öyküsü anlatılıyor. Fakat anne, gittikten hemen sonra yurduna geri döner.
Baba-oğul orada yıllarca birlikte yaşarlar. Çocuk delikanlı olunca artık tam bir
Hollandalıdır; dilinden, davranışlarından onu yabancı saymak olanaksızdır.
Bir sinema filmi senaryosu ile iç içe ve birbirine geçişlerle ilerleyen roman, daha
sonra filme de uyarlandı.
135 x 195 mm - 200 sf.
YILMAZ ONAY
OYUN DEĞİL
Yılmaz Onay bu romanda, 12 Eylül’ün karanlığında belli belirsiz başlayan bir ilk
gençlik aşkının öyküsünü 2000’li yıllara taşırken, varoşlardan “mutena semtler”e,
yanmayan sokak lambalarından holding gazetelerine uzanan sürükleyici bir
toplumsal panorama çiziyor. Oyun Değil!, satın alınıp okunmayan türden değil, bir
kez kapağını açınca elden bırakmaksızın “okunacak” bir roman! Perde açılınca,
oyuncularla birlikte duyarak, düşünerek, gülerek, yerine göre gözyaşıyla ama
tartışarak yaşanan bir oyun gibi...
135 x 195 mm - 248 sf.
NEJAT ELİBOL
DİRENEN HALİÇ 1-2
Direnen Haliç, yazarı da işçi olan bir işçi romanı. Bir zamanlar fabrikalarla çevrili
olan Haliç’in Alibeyköy ucundaki iki fabrikada yaşanan olayları, sürdürülen uzun
direnişi konu alıyor. Olayları sürükleyici bir dille anlatırken, işçilerin fabrika ve
mahalle hayatları, iç dünyaları da başarıyla sergileniyor. Bu romanla, işçi hayatının
ve mücadelesinin bir dönemi başlıca özellikleriyle resmedilmiş oluyor. Direnen Haliç,
işçi sınıfımızın kimi kazanımlarla, kimi yenilgilerle sonuçlanan daha iyi, yaşanır bir
hayat için verdiği uzun mücadelenin belgesel özellikler taşıyan canlı bir kesiti.
Nejat Elibol 1953’te İzmit’te doğdu. 1964 yılından bu yana İstanbul’da oturuyor.
Okul yaşamını lise 2’de sonlandırıp, İstanbul Haber Ajansı’nda muhabir olarak
başladığı çalışma yaşamını, 1972 yılında fabrika işçiliğine adım atarak sürdürdü.
Tornacı çıraklığı ve döküm işçiliğinden sonra Sungurlar Kazan Fabrikası’nda
kaynak işçiliğini seçti. Sungurlar direnişinin sonrasında DİSK Basın Yayın
servisinde bulunduğu kısa dönemin ardından Petrol Ofisi Haramidere’de 1995
yılına kadar kaynak işçisi olarak çalıştı. Petrol Ofisi’nde temsilciyken 1995’te
seçildiği Petrol-İş İstanbul Şube Başkanlığı görevinden 1998 yılında ayrılarak
kendini tamamen yazmaya adadı. Evli ve bir kızı var. Direnen Haliç romanı
yayınlandığı 1989 yılında Akademi Kitabevi Özendirme Ödülü’nü aldı. Yıkık Evde
Düş, Yolculuk, Haydar Bey ve Masallar Anlatıcısı Şehrazat, yazarın yayınlanmış
öteki romanlarıdır.
135 x 195 mm - 655 sf.
54
REŞAT ENİS
SARI İT
Sarı İt, edebiyatımızın ilk işçi romanlarındandır. İşçi sınıfının toplumsal hayata
ağırlığını koyduğu, grevlerin filizlenip serpildiği bir dönemi, 1960’lar Türkiyesini
konu alır. İşçilerin çalışma koşulları, patronlarla girdikleri mücadeleler, işçisendika ilişkileri, işçilerin yaşadığı semtler, aile ilişkileri, günlük yaşayışları,
aşkları… canlı, çarpıcı diyaloglarla örülü akıcı bir dille tasvir edilir.
135 x 195 mm - 336 sf.
REŞAT ENİS
AFRODİT BUHURDANINDA BİR KADIN
1937 yılında yayınlanan Afrodit Buhurdanında Bir Kadın, toplumun yoksul ve
çalışan kesimlerinin sorunlarını edebiyata taşıyan öncü eserlerdendir. İşçilerin
yaşayışlarını, patronla ilişkilerini, çalışan ve yoksul kadının çifte sömürülüşünü
ustalıkla ve tüm gerçekliği ile sergiler. Nâzım Hikmet’in “Türk edebiyatının temel
taşı” saydığı bu eser için Suat Derviş “Türk dilinde yazılmış olan romanların en
güzellerinden biri” nitelemesinde bulunmuştur.
135 x 195 mm - 208 sf.
REŞAT ENİS
TOPRAK KOKUSU
“Reşat Enis, romanımızın temel taşlarından birisidir. Getirdikleri, götürdükleri
tartışılabilir, ama onun bir yönü tartışılamaz, sonsuz namusu ve halk sevgisi.
Bu sessiz, karınca gibi çalışkan adam gerçekçi romanımızın babalarından oldu.
Toprak Kokusu’nda belki evrenin, insanın, doğanın büyük şiirini bulamayız ama,
insanın katı gerçeğine başımızı küt diye vurur irkiliriz. O, hep irkilten bir yazardı.
Onun için ilk Çukurova romanını o yazdı...
Yaşar Kemal
135 x 195 mm - 287 sf.
IGNAZIO SILONE
EKMEK VE ŞARAP
Kitap, Güney İtalyalı köylülerin faşist diktatörlüğe ve kilise bağnazlığına karşı
olumsuz doğa koşullarında verdikleri yaşama mücadelesini anlatıyor. Üzümden
şarap, buğdaydan ekmek yapanların daha neler yapabileceklerini gösteriyor bu
kitap.
Çev.: Burhan Arpad - 135 x 195 mm - 328 sf.
55
ALEKSEY TOLSTOY
3
CİLT
AZ A P YO LLA R I
Azap Yolları, “İki Kız Kardeş”, “Yıl 1918”, “Kederli Sabah” ciltlerinden oluşan bir nehir
romandır. Birinci Dünya Savaşı, Büyük Sovyet Devrimi, uzun ve zorlu iç savaş yıllarının
zengin bir panoramasını sunan eser, tüm derinliği ve karmaşıklığı ile insan doğasını,
olaylar içindeki insanların ıstırap ve sevinçlerini büyük bir başarıyla dile getirir.
Romanda, Rus devrim tarihinin zengin fonu üzerinde, burjuva bir ailede yaşayan iki
kız kardeşin yaşam serüvenine tanık oluruz. Ama yaklaşan büyük toplumsal fırtına
etkisini, eğlence partileri, türlü oyalayıcı etkinlikler içindeki bu iki kız kardeşin
dünyasında da hissettirir. Büyük kız kardeş Katya, Vadim Petroviç isimli zengin bir
avukatla evlidir. Küçük kız kardeş Daşa ile genç mühendis Telegin arasında bir aşk
doğar. Roman bir yandan tüm ayrıntılarıyla fırtınalı bir devrimi, çekilen insan üstü
acıları önümüze sererken, bir yandan da bu kahramanların aşklarını, iç dünyalarında
kopan fırtınayı, “azap yolları”nda büyük bir yurt sevgisiyle güçlenen kişiliklerini duru
bir destan havası içinde betimler. Romanda, ayrıca, yeni bir toplumun kanlı doğumu,
ülkelerine derin yurtseverlik duygularıyla bağlı kimi aydınların yanlış tercihleri,
olaylara yön veren tarihi kişiliklerin iç dünyaları da ustalıkla gözler önüne serilir.
Çev.: A. Rıza Yalt - 135 x 195 mm - 1077 sf.
56
İLYA İLF / YEVGENİ PETROF
ON İKİ SANDALYE
Türkiye’de ilk kez basılan On İki Sandalye, hemen her Sovyet yurttaşının okuyup
filmini izlediği, pek çok dile çevrilmiş bir mizah klasiğidir. İlya İlf ve Yevgeni Petrof
adlı iki gazeteci tarafından 1928 yılında yazılan bu popüler mizah romanında,
yeni yeni oturmakta olan Sovyet sisteminde hâlâ varlığını sürdüren bürokratizm,
yetkiyi kötüye kullanma, adam kayırma, toplum değerlerine zarar verme gibi
uygulama ve davranışlar sert bir eleştirinin hedefi yapılır.
Çev.: Mehmet Özgül - 135 x 424 mm - 424 sf.
İLYA İLF / YEVGENİ PETROF
ALTIN BUZAĞI
Altın Buzağı, bir mizah romanı; On İki Sandalye’nin devamı niteliğinde. İlya İlf ile
Yevgeni Petrov adlı iki gazetecinin imzasını taşıyan kitap, On İki Sandalye gibi,
yeni yeni oturmakta olan Sovyet sisteminde hâlâ varlığını sürdüren aksaklıkları
hedefe koyuyor.
Çev.: Mehmet Özgül - 135 x 195 mm - 350 sf.
TULEPBERGEN KAİPBERGENOV
KARAKALPAK KIZI
1900’lerin başı... Rusya’da devrim oluyor... Ve bir Karakalpak kadının, beraberinde
bir Karakalpak köyünün kaderi değişiyor...
Karakalpakların ünlü yazarı Tulepbergen Kaipbergenov’un bu değişimi anlattığı
Karakalpak Kızı, değişim süresince yaşanan zorlukları bir küçük Karakalpak
köyünü kendine sahne seçerek anlatıyor. Ve ortaya hem bir kadın, hem bir tarih,
hem bir devrim romanı olarak okunacak keyifli bir roman çıkartıyor.
Çev.: Kayhan Yükseler - 135 x 195 mm - 520 sf.
HOWARD FAST
NİSAN SABAHI
Bir yanda teknolojinin bütün olanaklarının seferber edilmesiyle oluşturulan
muhteşem(!) emperyalist orduları, öte yanda ilkel araçlarla donanmış halk
orduları... Ama birincisi ne için vuruştuğunu bilmediği için sürekli bir korku ve
tedirginlik içerisinde, ikincisi ise ne için dövüştüğünü ve neyin uğruna ölmekte
olduğunu bilmenin coşkusu içinde... Nisan Sabahı’nda, on beş yaşında bir genç
olan Adam Cooper’ın açısından sokuluyor olaylara Fast. Bir uzun gün süren
mücadele sonunda Cooper’da oluşan değişiklikleri ustalıkla sergiliyor.
Çev.: Şemsa Yeğin - 135 x 195 mm - 155 sf.
57
CEVDET KUDRET
SINIF ARKADAŞLARI
Süleyman’ın Dünyası’nın ilk cildi olan Sınıf Arkadaşları, İstanbul’un Birinci Dünya
Savaşı’nın hemen öncesinden başlayarak savaş ve işgal dönemlerini de kapsayarak
anlatır. Bunun için yazar Süleyman’ın ve onun sınıfındaki arkadaşlarının çevresini
ve yaşadığı olayları kullanır. Bir dar çevre gözlemi gibi görünen bu anlatım,
yoklukların, zorlukların İstanbul’unu paşa ya da aristokratından hizmetkârına,
esnafından işçi ya da gündelikçisine bir imparatorluk başkentinin hemen bütün
sınıflarını yaşamlarıyla yansıtır.
135 x 195 mm - 272 sf.
CEVDET KUDRET
HAVADA BULUT YOK
Havada Bulut Yok, İkinci Dünya Savaşı’nın Türkiye’ye yansıyışının romanıdır.
Bu roman İstanbul dışındaki büyük şehirlerdeki toplumsal yaşamı ya da eğitim
emekçilerinin dar çevrede yozlaşmasını irdeleyen bir roman olarak da okunabilir.
Eğitim için yapılacak her türlü yatırımın bir yanının eğitimcilerin kendilerini
geliştirecekleri, insan ilişkileri kurabilecekleri çevreler oluşturulması için
yapılması gereğinin vurgulandığı bir romandır Havada Bulut Yok.
135 x 195 mm - 224 sf.
CEVDET KUDRET
KARINCAYI TANIRSINIZ
Karıncayı Tanırsınız, İstanbul’un Cumhuriyet döneminde, tıpkı işgal dönemini
andıran bir biçimde zorlaşan yaşam koşullarını yansıtır. Bir yanda süren emek
sömürüsü, öte yanda “sakıncalı fikir sahibi olma” nedeniyle iş bulma zorluğu... İş
bulmanın, para kazanmanın kolay yanı vardır ama eğer iş arayanın ahlak anlayışı
bunları gerçekleştirmeye elvermiyorsa zorluklara katlanmak zorundadır. Öte
yandan kolay kazananlar, vur patlasın çal oynasın eğlenmektedir.
135 x 195 mm - 207 sf.
AHMET SAY
KOCAKURT
Ahmet Say’ın ustalığı, Türkiye’nin ekonomik toplumsal yapısı hakkındaki bilgisini
bilgiçliğe kaçmadan vermesinde. Bunu yaparken mizah yeteneğini de ortaya
koymuş oluyor. Nice önemli doğruları kısa cümle içinde verebiliyor; gereksiz
açıklamalara girmiyor, okurun anlayışına güveniyor.
Fethi Naci -1976
135 x 195 mm - 256 sf.
58
MAKSİM GORKİY
4
CİLT
K Lİ M SA M Gİ N’ İ N Y AŞ AMI
Klim Samgin’in Yaşamı, Gorkiy’nin son ve en önemli, aynı zamanda üzerinde en çok
tartışılan yapıtıdır.
1870’li yılların ortalarından başlayarak 1917 devrimine kadar çelişkilerle, kavgalarla
ve düşünsel çatışmalarla geçen dönemin ruhsal ve entelektüel yaşamını ortaya
koymakta; dönemin barometresi sayılan, toplumdaki siyasal kamplaşmaları ve sınıf
bilinci gelişimini çok kesin olarak yansıtan orta sınıf Rus aydın kesimine özel bir yer
vermektedir.
Sovyet edebiyatında, destansı boyutlara varan ilk ideolojik, toplumsal-felsefi aynı
zamanda da toplumsal-psikolojik yapıttır.
Böylesine önemli bir yapıtı Rusça aslından ilk kez dilimize kazandırıp, 1917 Ekim
Devrimi’nin 90. yıldönümünde okuyucuyla buluşturmuş olmanın heyecanını yaşıyoruz.
Çev.: Melaike Hüseyin, Ö. Aydın Süer - 135 x 195 mm - 2069 sf.
59
ERICH HANKE
YERALTI YAŞAMINDAN ANILAR
Geceyarısı Berlin Emniyet Müdürlüğü merkezine teslim edilmek, hele bir de
tutuklama nedeni Kızıl Cephe Savaşçıları Birliği’ne üye olmak, silah kaçakçılığı,
silah depolamaksa, insana hiç de güzel bir duygu vermiyor. 9 Kasım 1932 günü
işten çıkmış eve dönerken üç polis memuru beni karşıladı. Birkaç gün önce
bölge yöneticimiz tutuklanmıştı; şimdi de ben... “Ne zamandan beri Kızıl Cephe
Savaşçıları Birliği’nin üyesisiniz? Başka kimler var? Silahları kimden alıyorsunuz?”
“Yeraltı Yaşamından Anılar” böyle başlıyor.
Çev.: İmdat Ulusoy - 135 x 195 mm - 178 sf.
BİNNAZ ÖNER
GERİDE KALANLAR
Doğu illerinde başlayan zorunlu Ermeni göçü, kulaktan kulağa yayılmaktaydı.
Kayalık köylüleri haberi Kulağı Delik Musa’dan duyar. Osmanlı’nın savaşı bırakıp,
Ermenilerle uğraşması onlara delilik gibi gelir. Hem bu topraklar onların vatanıdır.
Bu arada göç yollarında yaşanan olaylar, Muhtar Kör Yusuf’u çok korkutur. Ergen
kızların başlarına gelecek tehlikeleri düşünmek bile istemez. Kardeş olarak bildiği
bu insanların yaşadıkları felaket karşısında, eli kolu bağlı oturmaz. Köylüyü
başına toplar, Ermeni kızlarını göçe göndermeyeceğini ve saklayacağını söyler.
135 x 195 mm - 248 sf.
ÖMER POLAT
DİLAN
Ömer Polat romanlarında gerçek, onu yaratan koşullardan soyutlanmaksızın
vardır ve sürekli bir biçimde yaşar. Polat, halkını yaşadığı topraktan, soluduğu
havadan, konuştuğu dilden ayırmadan duyarlılığı mücadele ile birleştirerek
verir. Dilan’da bu ezilen ama yine de dik duran halkın sıcak, canlı ve dosdoğru
insanlarının yaşam kavgalarını, umutlarını ve sevdalarını bulacaksınız.
1976 Madaralı Roman Ödülü - 135 x 195 mm - 159 sf.
ÖMER POLAT
SARAGÖL
Ömer Polat’ın romanı, Doğunun gerçeklerinden derlenmiş, kendi dil özellikleriyle
ifade edilmiş, Kürt-Ermeni ilişkileri, halkların kardeşliği temeli üzerine
kurulmuştur. Şartlandırılmış kişilerin kışkırtmasıyla dostlukların, kardeşliklerin
düşmanlıklara dönüşmesi işlenmiştir Saragöl’de...
135 x 195 mm - 232 sf.
60
61
Bu dizinin kitapları yalnızca sanat edebiyat dünyasının değil, bu dünyayı
oluşturan toplumsal ve politik sorunların da ipuçlarını veriyor.
Sanat, özellikle edebiyat yaratıldığı çağın, o çağdaki hareketliliğin, onu
yaratan kişinin ait olduğu toplumun, sanatçının ait olduğu/olmak istediği
sınıfın etkilerini taşır. Bu etkilerin politik olduğunu ya da etkenler arasında
politikanın da yer aldığını söylemek gerektir.
Yapıtın biçimlenmesinde payı olan etkiler kaba bir biçimde yer almaz sanat
eserinde. Kimi zaman bir kahramanın düşleri, kimi zaman bir dramdaki
çatışmalar, kimi zaman bir tablonun ortasında yer alan bir kurşuna dizme
sahnesi yapıtın alt bildirisini sezdirir. Çoğunlukla, bir yapıtı oluşturan kültürel
ortamın ya da sınıfsal bakış açısının farkına varmak, başka yapıtlara hatta
sanat dünyasına bir anahtar olabilir. Bu dizideki kitaplar okuru çağımızın en
önemli kültür sanat ve politika sorunlarını, politikanın ve sanatın en önemli
adlarının yorumlarının rehberliğinde öğrenmeye, çözümlemeye çağırıyor.
Marx-Engels, Pospelov, Nâzım Hikmet, Belinskiy, Jean Jaurès, Plehanov,
Lunaçarski, Bonnard, Şükran Kurdakul, Aydın Çubukçu, Aziz Çalışlar bu yol
gösterici/yol açıcılardan bazıları.
FAZIL SAY
M E T İ N A LT I O K A Ğ I TI
Bu kitap, Fazıl Say’ın “Metin Altıok” başlıklı eserinin neden ve nasıl sansür edildiğini
açıklığa kavuşturmak üzere yayınlandı. Kitabın ilk kesiminde, 3 Temmuz 2003 akşamı
İstanbul’da Açıkhava Tiyatrosu’nda pervasızca uygulanan bu sansürün en yakın tanığı
olan Can Dündar’ın iki yazısını, olay sonrasında Zeynep Oral’ın ve Ali Sirmen’in konuyu
duyarlıkla ele alan yazılarını, ayrıca Derya Sazak’ın bir müzik eserinin sansürüne ışık
tutmak için Fazıl Say ile yaptığı röportajı bulacaksınız.
Kitabın ikinci kesiminde ise 3 Temmuz 2003 akşamı Açıkhava Tiyatrosu’nda bulunan
5000 müzik dinleyicisine ücretsiz dağıtılan program kitapçığının tıpkıbasımı yer alıyor.
Söz konusu program kitapçığı, şairin kızı ve yakın dostları tarafından hazırlanırken,
Fazıl Say’ın eserindeki “final” bölümünün sansürleneceği tabii ki bilinemiyor.
O günden bugüne nereye gelindi? İçinde bulunduğumuz 2008 yılı, Türkiye’de sansürün
kaldırılışının 100’üncü yıldönümüdür. Yayınevi olarak biz de 100’üncü yıl kutlamalarına
katılmak için, tam bir “belgesel” niteliği taşıyan bu kitabı yayınlıyoruz.
135 x 195 mm - 94 sf.
63
KARL MARX / FRİEDRİCH ENGELS / V.İ. LENİN
SANAT VE EDEBİYAT
Marx, Engels ve Lenin’in sanat ve edebiyata ilişkin yazılarının en önemlilerini
kapsayan bir derleme. “Sanat ve Edebiyat”, Marx, Engels ve Lenin’in sanat
ve edebiyata ilişkin yazılarının en önemlilerini kapsayan bir derlemedir. Bu
kitapta, çok değişik zamanlarda ve değişik vesilelerle ifade edilmiş ve çeşitli
kitaplara, makalelere ve mektuplara dağılmış görüşler topluca okuyucunun
ilgisine sunulmaktadır. Elinizdeki kitap, 1933 yılından başlayarak yayınlanan
derlemelerden oluşturulmuş bir seçmedir.
Çev.: Aziz Çalışlar - 135 x 195 mm - 292 sf.
GENNADİY POSPELOV
EDEBİYAT BİLİMİ
“Edebiyat Bilimi”, 1925 yılından bu yana estetik, sanat ve edebiyat bilimi üzerine
çalışmalarını aralıksız sürdüren ünlü Sovyet edebiyat bilimcisi Prof. Gennadiy
Nikolayeviç Pospelov yönetimindeki geniş bir kurul tarafından hazırlanmıştır. Kitap,
genel olarak sanat biliminin ve özelde edebiyat biliminin konularını, öteki bilim ve
sanat dallarıyla ilişki içinde en geniş boyutlarıyla ve ayrıntılı olarak incelemektedir;
sanat ve edebiyat konusunda ayrıntılı bilgiler edinmek, sanat ürünlerini doğru tarzda
değerlendirmek isteyen okuyucu için temel önemde bir başvuru kaynağıdır.
Çev.: Yılmaz Onay - 135 x 195 mm - 592 sf.
GIORGIO VINCENTI
SİNEMANIN YÜZYILI
“Sinema gerçekten bir halk gösterisi midir? Bu soru, bütün sinema tarihine
damgasını vurur. Seyirci bugün, büyük oranda Amerikan filmlerine yönelmektedir.
Diğer yandan sinema tarihi ve kurumlarından da oldukça uzaktır. Genel çizgileri
ile bile olsa, ne sinema tarihini ne de sinema üzerine geliştirilen düşünceler
tarihini bilmektedir. Eisenstein’dan Christian Metz’e, Grifith’ten Godard’a kadar
sinemasal anlatımların, araştırmaların yüz yıllık gelişmesi...
Çev.: Engin Ayça - 135 x 195 mm - 160 sf.
AYDIN ÇUBUKÇU
KÜLTÜR VE İDEOLOJİ SORUNLARI
Aydın Çubukçu’nun son beş yıl içinde yayınlanmış yazılarından seçmeler
içermektedir. Özellikle 12 Eylül darbesiyle başlayan ve dünyada yaşanan genel
gericilik akımının etkilediği kültürel ve ideolojik ortamın temel niteliklerini,
egemen kültürün aldığı değişik biçimleri ve bu arada “popüler kültür” olgusunu
çözümleyen, eleştiren ve güncel politikayla ilişkisini araştıran bu yazılar, konuya
ilişkin tartışmalara sosyalist bakış açısından katkı sağlayacak özelliktedir.
135 x 195 mm - 190 sf.
64
hazırlayan:
AZİZ ÇALIŞLAR
SA NA T V E E D E B İ Y AT Ü S TÜ N E
nâzım hikmet
Elinizdeki kitapta Nâzım’ın çok geniş bir alana yayılan yazıları özenli bir araştırmayla
derlenmiş, mantıksal bir sıraya göre düzenlenmiştir.
Nâzım, döneminin kısıtlı olanaklarına karşın diyalektik materyalizmi özümsemiş
ve bu anlayışı sanat ve edebiyat alanına başarıyla uygulamıştır. Bundandır ki, Can
Yücel, içinde yer aldığı kuşağın, Nâzım’dan yalnızca şiir değil, bilimsel sosyalizmi
de öğrendiğini söylemektedir. Nâzım’ın şiirini böylesine güçlü ve devrimci kılan
özelliklerin başında, kuşku yok ki, onun sosyalizmin genel teorisini sanat ve edebiyat
alanına uygulayışındaki başarısı ve sanat ve edebiyat konularında sahip olduğu
birikim bulunmaktadır.
135 x 195 mm - 302 sf.
65
ANATOLİ LUNAÇARSKİ
SOSYALİZM VE EDEBİYAT
Sovyetler Birliği’nin ilk Halk Eğitim Komiserlerinden olan Lunaçarski’nin
edebiyatta biçim ve içerik sorunu, sanat yapıtında ideoloji ve üslup ilişkisi, sanat
eserinin halka ulaşması gibi yüzyılın başında çok tartışılan ve hâlâ tartışılmaya
devam eden önemli sanat sorunları üzerine görüşlerini topladığı makalelerinden
ve konuşmalarından derlenen yapıt, sosyalist gerçekçi edebiyat eleştirisi için de
önemli referanslar sunuyor.
Çev.: Asım Bezirci - 135 x 195 mm - 128 sf.
GEORGİ V. PLEHANOV
sosya list a çıd a n
TOPLUM, SANAT, ELEŞTİRİ
Sosyalist Açıdan Toplum, Sanat, Eleştiri iki ana bölümden oluşuyor. Birinci bölümde
Fransız incelemecisi Jean Freville, hem sanat sorunlarını bilimsel sosyalist açıdan
çözümlüyor, hem de ünlü Rus düşünürü Plehanov’un söz konusu sorunlarla ilgili
görüşlerini açıklayıp yargılıyor. İkinci bölümde ise Plehanov’un Sanat ve Toplumsal
Yaşam adlı eserinden “Seçmeler” sunuyor. Bunlarda estetik, edebiyat, eleştiri
konuları ile bazı yazarlar ve eserlerle ilgili incelemeler yer alıyor.
Çev.: Asım Bezirci - 135 x 195 mm - 206 sf.
JEAN JAURÈS
DEMOKRASİ, BARIŞ, SOSYALİZM
Jaurès dünyanın önde gelen hatiplerindendi, büyük bir sosyalist ve barış
savunucusuydu. 30 yıl boyunca meydanlarda, parlamento kürsüsünde ve
gazete yazılarında, keskin ateşli söylevleri ve yazılarıyla sosyalizmi, insanlığın
geleceğini, barışı savundu. Bu kitap, dünya çapında büyük üne sahip bu sosyalist
düşünce ve eylem insanının kısa bir biyografisini ve eserlerinden yapılmış bir
seçmeyi içeriyor.
Çev.: Asım Bezirci - 135 x 195 mm - 150 sf.
ANDRÉ BONNARD
yeni b ir hüm a niz m a ya d oğ r u
SOVYET EDEBİYATI ÜZERİNE
“Yunan hümanizması hep mirasçılar aradı. Yüzyıllar boyunca her defasında da
hep geçici mirasçılar buldu. Çünkü sürekli olarak aşılmak hümanizmanın ayırıcı
niteliğidir. Sovyet dünyası çağımıza insanın yeni bir çehresini önermek iddiasında.
İnsanın yeni bir çehresi neyin nesidir, değeri ve önemi nedir? Kimse buna kayıtsız
kalamaz. Ben bu yeni çehreyi tanımak istedim.”
Çev.: Mehmet Erdal, Serdar Canbolat - Bilim - 160 x 24 cm - 88 sf.
66
AYDIN ÇUBUKÇU
KÜLTÜR VE POLİTİKA
Politika ile kültür arasındaki ilişkiyi inceleyen bu çalışma, adının hemen akla
getirebileceğinin aksine, her sanat eserinde, her kültürel üründe, mutlak surette kaba
anlamıyla politik etkiyi açığa çıkarmak ya da her ürünün eninde sonunda bir belli
dönemin politikasını yansıttığını kanıtlamak gibi bir amaç gütmemektedir. Çalışma
boyunca politika terimi, tarihsel eylemi içindeki bir sınıfın, kendi sınıf ilişkilerini
genelleştirme ve buna göre bütünsel kılınmış bir dünya yaratma eyleminin en rafine
ve en örgütlü halini ifade etmektedir. Bu anlamıyla politikanın, yalnız kültürel üründe
değil, toplumsal hayatın tüm biçimlerinde ve alanlarında kendisini içten içe gösteren
bir genel sınıf tavrı, sınıfın tarih üzerindeki etkisini ve programının dile gelişi olarak
ele alındığı gözden uzak tutulmamalıdır.
135 x 195 mm - 122 sf.
67
ŞÜKRAN KURDAKUL / SENNUR SEZER
nâ z ım hikm et şiirind e b elirg in temalar
NÂZIM, DÜNYA VE BİZ
Nâzım Hikmet’in şiirlerinde yer alan belirgin temalar incelenerek, onun işçi sınıfının
şairi olduğu gerçeği bir kez daha açıklıkla ortaya konulmaktadır. Nâzım Hikmet,
bütün şiirlerinde, anlatımındaki yetkinlik ve yeniliklerin yanı sıra, insan yaşamının
ve dünyanın içinde bulunduğu aşk ve cinsellik, ölüm ve yaşam, savaş ve barış, emek
ve sömürü, yurtseverlik ve anti-emperyalizm, gerçek yurtseverlikle insancıllık ve
sosyalizm gibi temel sorunlara, bireyle toplumu iç içe ele alarak değinir…
135 x 195 mm - 184 sf.
ŞÜKRAN KURDAKUL
NAMIK KEMAL
“Şükran Kurdakul’un Namık Kemal’i, Namık Kemal üstüne bugüne değin
bilmediğim şeyleri gösterdi, öğretti bana.”
Melih Cevdet Anday
“Bütün yönleriyle, bütün açılardan görülmüş ünlü ozanımız, Yan tutmayan tam bir
bilim soğukkanlılığı ile...”
Fazıl Hüsnü Dağlarca
135 x 195 mm - 240 sf.
BELİNSKİY
kültür , sa na t, ta rih, f elsef e üze rine yazılar
GOGOL’E MEKTUP
“Belinskiy Rus sosyal demokrat hareketinin öncüsüdür. Onun edebiyat
etkinliklerinin bilançosu niteliğindeki ‘Gogol’e Mektup’, sansürsüz demokratik
basının en güzel yapıtlarından biridir ve o müthiş, canlı anlamını bugün de olduğu
gibi korumaktadır.”
Lenin
Çev.: Mazlum Beyhan - 135 x 195 mm - 224 sf.
Ö. AYDIN SÜER
XIX YÜZYIL RUS EDEBİYATI ÜZERİNE YAZILAR
”XIX. Yüzyıl Rus Edebiyatı”, Rus ve dünya edebiyatına damgasını vurmuş baş
yapıtları, o günün toplumsal, siyasal ve edebi ortamını da göz önüne alarak
ayrıntılı biçimde irdelemektedir. Kitap, kahramanların ortaya çıkışındaki
etkenleri, kahramanlar arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları, geçirdikleri
evrimin nedenlerini ortaya koymanın dışında, yazarların dünya görüşlerinin zayıf
ve güçlü yönlerini, o günlerde ve günümüzde eserler üzerine yapılan tartışma ve
eleştirileri de kapsamaktadır.
160 x 24 cm - 175 sf.
68
AHMET SAY
M ÜZ İ K NE D İ R , NAS I L Bİ R S AN A TTI R ?
Ahmet Say’ın müzik sanatıyla ilgili bu çalışması, bu konunun uzmanı olmayan kişilere
de yönelik, ‘halk kitabı’ özelliğinde ilginç bir örnek. Yetkin bir müzik yazarı olan Ahmet
Say, kitabını şöyle tanımlıyor: ‘Bu çalışmayla amacım, müzik sanatının temel asgari
bilgilerini herkesin yararlanabileceği yalın, anlaşılır bir dille anlatabilmekti.’ Her yaşta
okur için önemli bir bilgi kitabı.
135 x 195 mm - 264 sf.
69
hazırlayan: AHMET SAY
MÜZİK ÜZERİNE TARTIŞMALAR
Yetkin eserlere imza atmış, alanlarında başarı kazanmış müzik ustalarının
makalelerinden ya da kendileriyle yapılmış söyleşilerden bir kurgu ekseninden
özenle derlenmiş bu kitap, sanattaki ezeli bir tartışmanın başlıca öğelerini
yeniden gündeme getiriyor. Kitaptaki tartışmalar asıl olarak müzik alanında
cereyan etmiş olsa da daha ilk satırlardan anlaşılacağı üzere, bu yapıt aslında
sadece bir müzik kitabı değil.
135 x 195 mm - 224 sf.
ATAOL BEHRAMOĞLU
RUS EDEBİYATININ ÖĞRETTİĞİ
Ataol Behramoğlu, Rus Edebiyatının Öğrettiği adlı çalışmasını diğer çalışmalarına
ekleyerek, ülkemizde Rus edebiyatının tanınmasına, sorunlarının edebiyat bilimi
açısından öğrenilmesine katkılarını sürdürmektedir. Yazarın Rus romanı, şiiri ve
tiyatrosu üstüne çeşitli dönemlerdeki değerlendirmelerinin yanı sıra ulusal ve
uluslararası akademik toplantılarda sunduğu bildiri metinlerinin de yer aldığı
bu özgün çalışma, konuyla ilgili bilimsel çevrelerde olduğu kadar, bu çerçeveyi
aşarak geniş okur yığınları arasında da ilgi ve yankı uyandıracak niteliktedir.
135 x 195 mm - 208 sf.
C. VEDAT DEMİRKOL
b a tı sa na tınd a
MODERNİZM VE POSTMODERNİZM
Demirkol’un bu çalışması tarih içindeki büyük insanlaşma mücadelesinin sanat
alanındaki izlerini sürmektedir. Çok eski çağlardan günümüze kadar, düşüncenin,
inançların, politikaların bir biçim altında ifade edilebilmesinin geçirdiği evreler,
aynı zamanda insanın toplumsal varlığının evriminin de çizgilerini taşır.
Demirkol’un elinizdeki dev çalışması, bu büyük ve karmaşık sürecin eksiksiz bir
özetini sunmaktadır.
160 x 240 mm - 240 sf.
70
hazırlayan:
SENNUR SEZER
68’ İ N E D E B İ YA T I ED EBİ Y A TI N 6 8 ’ İ
1968 yılı bütün dünya için bir dönemeçtir. “Bağımsızlık, özgürlük isteğiyle kurulu
düzenin bağnaz bakış açısına karşı bir başkaldırı” olarak özetlenebilecek bu hareket,
tarihsel, toplumsal gerekçelerinden ve temellerinden ayrılarak yargılanamaz. Sennur
Sezer, 68 hareketinin köklerini ve etkilerini 1950-1975 dönemi içinde ve edebiyata
yansımalarıyla irdeliyor. Edebiyatın tanıklığının ortaya koyduğu bu tablo, Türkiyeli
edebiyatçıların hep anti-militarist ve anti-faşist kimliklerini koruduklarıdır.
135 x 195 mm - 224 sf.
71
73
Sosyalist Teori Kitaplığı’nın başlıca amacı, uyanış içindeki işçilerin ve gençliğin
sosyalizmi kaynağından öğrenmelerine yardımcı olmaktır.
Sosyalist Teori Kitaplığı, bilimsel sosyalist düşüncenin zengin birikimi içinden,
güncel pratikle doğrudan ilgili görerek seçtiğimiz eserlerden oluşmaktadır.
Türkiye’de sosyalist teorinin kimi temel yapıtlarının 20. yüzyılın başlarından
itibaren çevrilip yayınlandığı biliniyor. Marx ve Engels’ten başlayarak
Marksizmin öğretmenlerinin eserlerinin sistemli ve yaygın olarak yayınlanması
ise 1960’lı yıllarda başlamış, geçen zaman içinde, sosyalist teorinin temel
eserlerinin çok önemli bir bölümü Türkçeye kazandırılmıştır. Sosyalist
Teori Kitaplığı’nın amacı, tüm bu eserleri yeniden çevirip basmak değildir.
İlkemiz, dünyada ve Türkiye’de sosyalizmle kapitalizm, işçi sınıfı ile burjuvazi
arasındaki mücadelenin güncel ihtiyaçlarını gözeten bir seçme yaparak, başka
yayınevleri tarafından basılmamış, basılmış olsa bile bugün bulunamayan
eserleri gün ışığına çıkarmaktır.
V.İ. LENİN
NE YA P M A LI ?
“Bu gazete, sınıf mücadelesinin ve halkın öfkesinin her kıvılcımını genel bir yangına
çevirmek üzere harlayan muazzam demirci körüğünün bir parçası olurdu. Aslında başlı
başına bu henüz son derece zararsız ve henüz çok küçük, ama düzenli ve sözcüğün
tam anlamıyla ortak davanın etrafında, deneyimli savaşçılardan oluşan düzenli bir
orduyu sistematik olarak toplamak ve eğitmek mümkün olurdu. Bu ortak örgütsel
yapının iskelesi üzerinde kısa sürede, seferber edilen ordunun başına geçecek, tüm
halka Rusya’nın utancı ve lanetiyle hesaplaşmak üzere önderlik edecek devrimci
saflarımız arasından sosyal demokrat Jelyabovlar, işçi saflarımızın arasından
Rus Bebeller yükselip çıkardı. Hayalini kurmamız gereken işte budur!”
“Tam da böyle bir çalışma, en geniş işçi kitleleri ve otokrasiden hoşnutsuzluk
duyan bütün kesimlerle kurulan, ayaklanma için son derece büyük önem
taşıyan bağları kesin olarak sağlamlaştırırdı. Tam da böyle bir çalışmada genel
politik durumu doğru değerlendirme, dolayısıyla da ayaklanma için uygun
anı seçme yeteneği gelişirdi. Tam da böyle bir çalışma, bütün yerel örgütleri,
bütün Rusya’yı etkileyen aynı politik sorunlara, aynı gelişmelere ve olaylara
aynı zamanda tepki vermeyi, bu “olaylar”a mümkün olduğunca dinamik,
kararlı ve amaca uygun biçimde yanıt vermeyi öğretirdi.”
Çev.: Arif Berberoğlu - 135 x 195 mm - 216 sf.
75
KARL MARX / FRİEDRİCH ENGELS
KOMÜNİST PARTİ MANİFESTOSU
1848 devriminin öngününde yazılan ve komünistlerin derin öngörüsünün kanıtı
olan bu kitap, yazıldığı günden bu yana değişen onca şeye rağmen, hâlâ varlığını
sürdüren emek sermaye çelişkisinin; burjuvazi ile proletarya arasındaki uzlaşmaz
karşıtlığın billurlaşmış bir tanımını ve bu çelişkinin nasıl çözüleceğini gösteriyor.
Evrensel Basım Yayın Marx ve Engels’in son derece yalın ama edebi bir dille
kaleme aldığı Manifesto’yu Yılmaz Onay’ın çevirisiyle sunuyor.
Çev.: Yılmaz Onay - 135 x 195 mm - 88 sf.
KARL MARX / FRİEDRİCH ENGELS
SEÇME MEKTUPLAR
Marx ve Engels’in birbirleriyle ve dostlarıyla yaptıkları yazışmalar, hem bilimsel
sosyalist teorinin gelişimini izlemeyi hem de onların birbirleriyle kurdukları
politik ilişkiyi açıklamayı kolaylaştırıyor. İki ustanın mektuplarından yapılmış
bir seçkiden oluşan bu kitabın önemli bir özelliği, “Kapital” üzerine yazılmış
mektupların büyük bir bölümünü kapsıyor oluşudur.
Çev.: Alaattin Bilgi - 135 x 195 mm - 302 sf.
V.İ. LENİN
ka p ita liz m in en yüksek a şa ması
EMPERYALİZM
“Tekeller, oligarşi, özgürlük tutkusu yerine egemenlik tutkusu, giderek artan
sayıda küçük veya güçsüz ulusun, en zengin ve en güçlü birkaç ulus tarafından
sömürülmesi; bütün bunlar, emperyalizmin, onu asalak ve çürümeye yüz tutmuş
kapitalizm olarak tanımlamamıza neden olan özelliklerini yaratmıştır.”
Çev.: Olcay Geridönmez - 135 x 195 mm - 184 sf.
V.İ. LENİN
MEKTUPLAR
Mektuplar, Lenin’in yapıtları arasında önemli bir yer tutar. Lenin, uzun teorik
açıklamalarla, derin tahlillerle araştırdığı konuları, vardığı sonuçları yoldaşlarına
yazdığı bu mektuplarda formüle eder ve kesinlik kazandırır. Bunun yanında
devrimci mücadelenin güncel sorunlarını, bunlara getirilecek pratik çözümleri de
açık olarak bu mektuplarda ortaya koyar.
Çev.: Alaattin Bilgi - Bilim - 135 x 195 mm - 284 sf.
76
V.İ. LENİN / J.V. STALİN
GENÇLİK ÜZERİNE
‘’Bizde, devrim partisinde, gençliğin ağır basması doğal değil midir? Biz
geleceğin partisiyiz, ve gelecek gençliğimizdir. Yenilikçilerin partisiyiz; gençlik
ise yenilikçilere severek taraftarlık eder. Biz eskiye, çürümüşlüğe karşı amansız
bir savaşın partisiyiz; amansız savaşa ise her zaman ilk olarak gençlik hazır
olacaktır.’’
Engels
Çev.: Olcay Geridönmez - 135 x 195 mm - 160 sf.
J.V. STALİN
ANARŞİZM Mİ SOSYALİZM Mİ?
“Yaşam içinde yeni oluşmakta ve günden güne gelişmekte olan şey, karşı
durulmaz bir şeydir ve ileriye doğru yaptığı hareket engellenemez. Yani, eğer
yaşamda proletarya bir sınıf olarak var oluyorsa ve günden güne gelişiyorsa,
bugün henüz güçsüz ve sayıca az da olsa, sonunda zafere ulaşacaktır. Neden?
Çünkü gelişmekte, güçlenmekte ve ilerlemektedir. Bunun tersi olarak da yaşam
içerisinde yaşanmakta ve mezara doğru gitmekte olan şey, bugün henüz dev gibi
güçlü olsa bile kaçınılmaz olarak yenilgiye uğrayacaktır.”
Çev.: A. Fırat - 135 x 195 mm - 70 sf.
J.V. STALİN
STRATEJİ VE TAKTİK
Proletaryanın sınıf mücadelesinin önderlik biliminin ana konusu, strateji ve
taktiktir. “Strateji ve Taktik”, sınıf mücadelesinin büyük ustalarından Stalin’in, bu
bilimin temel ilkelerini her emekçinin kolayca anlayabileceği bir yalınlıkla anlatan
yazılarını içeriyor.
Çev.: A. Fırat - 135 x 195 mm - 76 sf.
ENVER HOCA
EMPERYALİZM VE DEVRİM
Emperyalizm ve Devrim, Enver Hoca’nın en önemli eserlerinden biridir. 1978
yılında kaleme aldığı bu eserde, Enver Hoca, emperyalist ve revizyonist
sistemin o günkü görünümünü, proletarya ve halkların mücadelesinin düzeyi ve
sorunlarını, bugün açısından da genelleştirilebilecek ve sonuçlar çıkartılabilecek
bir derinlikle incelemektedir.
Çev.: M. Murat - 135 x 195 mm - 332 sf.
77
ENVER HOCA
DEVRİM VE DİPLOMASİ
“... gelecek bizimdir. Bu, gerçeği açıkça ve samimi bir şekilde söylemek, her kim
olursa olsun ikiyüzlülükle gülenlere, kalbinde kötülük bulunanlara ve hançerelerini
saklayanlara kararlılıkla yanıt vermek için bize cesaret ve güç veriyor. Politikamız
tutarlıdır; uluslararası olayların değişen esintilerine kapılmaz. Temeli, yüzsüz
adamların gizli diplomasisi, perdelerin ardında yapılan pazarlıklar, ruble ya da
dolar değildir... ”
Çev.: Olcay Geridönmez - 135 x 195 mm - 256 sf.
GEORGİ DİMİTROV
GENÇLİK İÇİN NOTLAR
1900’lü yılların başından 2. Dünya Savaşı sonrasına kadar uzanan yıllar boyunca,
Bulgaristan ve Avrupa büyük değişimlere, altüst oluşlara sahne oldu. Bütün bu
süreç boyunca aktif mücadelenin içinde olan Dimitrov, mücadelenin sorunlarına
çözümler üretti, özgün tezler geliştirdi. Dimitrov, Bulgaristan gençliğinin ve
dünya anti-faşist gençliğinin sorunlarıyla da yakında ilgilendi. Dimitrov’un
gençlik mücadelesinin sorunlarına ilişkin makalelerinden oluşan bu kitap, Türkiye
gençliği için de öğretici bir yapıttır.
Çev.: Adem Artam - 135 x 195 mm - 206 sf.
A. JDANOV
SBKP(B) 18. KONGRESİNDE
tüz ük d eğ işiklikler i
SBKP(B) 18. Kongresi, Mart 1939’da toplandı. Kongreye öngelen dönemin temel
özelliği, sömürücü sınıfların tasfiye edilmiş olması ve Sovyet halkını oluşturan
işçi, köylü ve aydınların dostça bir işbirliği ortamına kavuşmuş olmalarıdır.
SBKP(B) Tüzüğü de, uzlaşmaz çelişkilerin ortadan kalktığı koşullara uygun olarak
değiştirilmeli, yeniden düzenlenmeliydi.
Çev.: Aynur Toraman, Taylan Şahbaz - 135 x 195 mm - 140 sf.
V.İ. LENİN
SOSYALİZM VE SAVAŞ
“Emperyalizm, kapitalizmin gelişiminde ancak 20. yüzyılda ulaştığı en yüksek
aşamadır. Önceleri ilerici olan kapitalizm gerici oldu; bu arada üretici güçleri
öylesine geliştirdi ki, insanlık ya sosyalizme geçmek ya da sömürgeler, tekeller,
ayrıcalıklar ve her tür ulusal baskı aracıyla kapitalizmi yapay olarak korumaya
çalışan “büyük” güçler arasındaki silahlı mücadelelerde yıllar hatta on yıllar
boyunca acı çekmek seçenekleriyle yüz yüze kaldı.”
Çev.: Evrensel Basım Yayın Çeviri Grubu - 135 x 195 mm - 184 sf.
78
İLHAN AKDERE
M A R K Sİ Z M D E T E M EL K AV R AML A R
Bu kitap, sosyalist politikanın temel kavramları ve temel sorunları hakkındaki ilk
bilgileri ana çizgileriyle özetleyerek, bilimsel sosyalizmin teorisine giriş için imkân
sağlamakta ve araştırılıp öğrenilecek konuların genel bir şemasını vermektedir.
Kitabın ikinci bölümü diyalektik materyalizme giriş niteliğindedir. Diyalektik
materyalizm bilimini derinlemesine öğrenmek için Marksizm-Leninizmin teorik
cephaneliğini bütünüyle incelemek, bu bilimin siyasette, sanatta, devrimci çalışmanın
bütün alanlarında kullanılışında ustalaşmak gerekmektedir. Bu yüzden bu kitap,
diyalektik materyalizmi bütün ayrıntılarıyla öğretmek iddiasında değildir. Ancak
giriş niteliğindeki kavramları açıklayarak, okuyucuyu konunun temelleri hakkında
bilgilendirmektedir.
135 x 195 mm - 160 sf.
79
GEORGİ DİMİTROV
FAŞİZME KARŞI BİRLEŞİK CEPHE
Faşizme Karşı Birleşik Cephe, Bulgar Devrimi’nin önderi Georgi Dimitrov’un
(1882-1949) 1923’ten 1948’e kadar değişik dönemlere ait yazılarından oluşan
bir derlemedir. Uzun yıllar Bulgaristan Komünist Partisi’nin ve Komünist
Enternasyonalin (Komintern) yöneticiliğini yapmış olan Dimitrov, yaşadığı
dönemde gündeme gelen faşizm olgusunu çözümledi ve faşizme karşı mücadele
eden işçi sınıfına ve halklara yol gösterdi...
Çev.: Ali Özer, Seçkin Cılızoğlu - 135 x 195 mm - 344 sf.
FRİEDRİCH ENGELS
ÜTOPYADAN BİLİME SOSYALİZM
“Nasıl ki krizler burjuvazinin modern üretici güçleri yönetmede yetersizliğini
açığa çıkarıyorsa, büyük üretim ve ulaşım tesislerinin anonim şirketlere, tröstlere
veya devlet mülkiyetine dönüşümü de bu amaç için burjuvazinin gereksizliğini
gösterir. Kapitalistlerin her çeşit toplumsal işlevlerini şimdi maaşlı memurlar
yerine getiriyor. Kapitalistin artık sermaye rantlarını cebe indirmekten, faiz
kuponu kesmekten ve kapitalistlerin birbirlerine sermaye aktardıkları borsada
oynamaktan başka toplumsal bir eylemi kalmadı…”
Çev.: Yılmaz Onay - 135 x 195 mm - 144 sf.
V.İ. LENİN / J.V. STALİN
MARKSİZM VE ULUSAL SORUN
“Sınıf bilinci gibi denenmiş bir silaha sahip olan proletaryanın burjuvazinin
bayrağı altında toplanma mecburiyeti yoktur. Ulusların kendi kaderini tayin
hakkı için mücadelede, sosyal demokrasinin amacı, ulusal baskı politikasına son
vermek, bu politikayı imkânsız kılmak ve böylece uluslar arasındaki çekişmeyi
ortadan kaldırmak, köreltmek ve en aza indirmektir.”
Çev.: Gökhan Atılgan - 135 x 195 mm - 192 sf.
J.V. STALİN
MARKSİZM VE DİL
Dil, toplumun bütün hayatı süresince etkinlik gösteren toplumsal olgulardan
biridir. Toplumun doğuşuyla birlikte doğar, toplumun gelişmesiyle birlikte gelişir,
toplumla birlikte ölür. Dil, toplumdan bağımsız olamaz. Bu nedenle, dil ve dilin
gelişme yasaları, ancak toplumun tarihiyle, o dili konuşan ve dilin yaratıcısı ve
taşıyıcısı olan halkın tarihiyle sıkı bir ilişki içinde incelenirse kavranabilir.
Çev.: S. Nuhoğlu - 135 x 195 mm - 61 sf.
80
JOHN EATON
K E YNE S’ E K A R ŞI MA R X
Keynes emek-değer teorisini reddeden bir iktisatçı. Keynes’in görüşünün hızla
yayıldığı günümüzde Keynes’in teorisinin ne kadar yeni olduğu ve neler içerdiği de
bilinmek zorunda. John Eaton Keynes’e Karşı Marx’ta hem Keynes teorisinin Marksist
bir eleştirisini yapıyor hem de İngiliz İşçi Partisi’nde Keynes’i destekleyen bakış açısıyla hesaplaşıyor. John Eaton bu kitabını da pek çok kitabı gibi kolektif bir çalışma
sonucunda oluşturmuş. Keynes’e Karşı Marx’ın derlenmesine bir grup Marksist
iktisatçı katılmış, ayrıca metin, iktisatçılarla sendikacıların katıldığı bir konferansta
tartışıldıktan sonra basılmış.
John Eaton’un kitabı elli yıl öncesinin tarihini taşıyor. Ancak, kimi liberal iktisatçılar
ve sendikal çevrelerin krize karşı Keynes teorisine uygun önlem paketleri önerdiği
günümüz için tam zamanında yayınlanmış sayılabilir. Eaton’un Keynes’i geniş emekçi
kitlelerin anlayacağı bir dille eleştirisi ve çevirmen Tonguç Ok’un yalın dili kitabın
önemli özelliği.
Çev.: Tonguç Ok - 135 x 195 mm - 136 sf.
81
KARL MARX
KÖLN’DE KOMÜNİSTLERİN YARGILANMASI HAKKINDA İFŞAAT
Marx’ın, Prusya polis devletinin komünist harekete karşı yönelttiği alçakça
provokasyonları teşhir ettiği “Köln’de Komünistlerin Yargılanması Hakkında
İfşaat” yapıtı bir yergi mücadelesidir. Marx, yapıtını Köln’de duruşmaların
başladığı 1852 Ekiminin sonunda kaleme aldı, yargılanmanın karar aşamasından
az önce bitirdi.
Çev.: Emin Karaca - 135 x 195 mm - 208 sf.
J.D. BERNAL
MARKSİZM VE BİLİM
J.D. Bernal’in, Marksizm ve bilim ilişkisi üzerine yazılarından oluşan bu
derlemede, Karl Marx, Friedrich Engels, V.İ. Lenin ve J. Stalin’in Marksist bilimsel
yöntemi kullanma ve bilime yaptıkları katkılar özlü bir biçimde anlatılmaktadır. Bu
yapıt, günümüz biliminin sınırlarını anlamamıza yardımcı olacaktır. Ve diyalektik
materyalizmin, bu sınırları nasıl parçaladığına tanık olacaksınız.
Çev.: Tonguç Ok - 135 x 195 mm - 176 sf.
KARL MARX
ÜCRET, FİYAT VE KÂR
Marx’ın Ücret, Fiyat ve Kâr’ı, Marksist politik ekonominin en önemli eserlerinden
biridir. Bu eserde Marx, Kapital’in birinci cildinin yayınlanmasından iki yıl
önce, ekonomi öğretisinin temellerini özetlemiş ve güncel bir tarzda ortaya
koymuştur. Bu çalışma aynı zamanda, işçi hareketinin pratik görevlerini
belirlerken, devrimci teorinin çıkarımlarından nasıl yararlanıldığının mükemmel
bir örneğini de sunar.
Çev.: Alaattin Bilgi - 135 x 195 mm - 80 sf.
CHRISTOPHER HILL
LENİN VE RUS DEVRİMİ
İngiliz tarihçi Hill, bu çalışmasında, üç büyük Rus devrimini ve Lenin’in bu
devrimlerdeki rolünü incelemektedir. Zora dayanan eski mekanizma, yerini,
halkın milise genel katılımına dönüşecek olan silahlı işçi kitleleri biçiminde,
“daha demokratik fakat yine de devlete bağlı bir mekanizmaya bırakır... Bütün
vatandaşlar, devletin ücretli işçisine dönüştürülür.
Çev.: Aziz Erinç - 135 x 195 mm - 192 sf.
82
83
Düşünsel, siyasal, bilimsel ve sanatsal çalışmalarıyla toplumsal hayatımıza
yön vermiş, kültürel birikimimize katkıda bulunmuş insanları tanıtan
eserler yayınlamak, bir yandan onlara saygının gereğidir. Ama daha
önemlisi, bir dönemi, bir olayı onların kişisel katkıları ve etkileri olmaksızın
anlamlandırmakta güçlükle karşılaşacağımız insanlardır onlar. Biyografilerin
ve anı kitaplarının yalnızca tarih yazımında değil, tarihin akışını etkileme
çabası içindeki insan eyleminde de önemli olduğu yadsınamaz.
Tarih ve birey ilişkisinin somut örnekler üzerinden anlaşılmasına katkıda
bulunan bu kitaplarımız, dolaysızca sınıf mücadelesi tarihine ilişkin deneylerin
aktarıldığı eserlerdir. Yayınevimiz, örnek yaşamları, mücadele ve kişilikleriyle
Türkiye’nin ve dünyanın toplumsal, siyasal, kültürel mücadele tarihinde önemli
yerleri olan kişiler üzerine yazılmış kitapları da okuyucuya sunmuştur.
AYDIN ÇUBUKÇU
B İ Zİ M ‘ 6 8
Neydi ‘68? Tarihin bir şakası mı, yoksa, tarihe yön veren çelişmelerin bir düğüm
noktası mı? Bulutsuz gökyüzünde çakan bir şimşek mi, yoksa küller arasındaki
kıvılcımın parlaması mı? Yalnızca bir “gençlik isyanı” mı, yoksa, emperyalizme karşı
savaşan köylülerin, kapitalizmin yakasını tutup silkeleyen işçilerin de ayağa kalkışı
mı? Türkiye’nin ‘68’i, “dünyadaki hareketlerin taklidi” miydi, yoksa kendi tarihsel
dinamiklerinin bir ürünü mü? Toprak ve fabrika işgalleri, 15-16 Haziran... Demokratik
üniversite mücadelesinin, anti-emperyalist direnişin başlıca özellikleri, olaylar, kişiler
ilişkiler... Üniversiteden dağlara, Fikir Kulüpleri’nden gerillaya... Deniz, Yusuf, Hüseyin,
Mahir, İbrahim, Sinan... Dönemin bütün fırtınasını, neşesi, heyecanı ve acısıyla yaşamış
olanların tanıklıklarıyla, devrimcinin ‘68’i...
135 x 195 mm - 288 sf.
85
MARKSİZM-LENİNİZM ENSTİTÜSÜ
MARX-ENGELS ANILARI
Bu derleme, proletaryanın büyük öncüleri ve öğretmenleri, Karl Marx ile Friedrich
Engels’in çağdaşlarının anılarını içermektedir. Her iki dehanın bilime ulaşmakta
gösterdikleri o şaşırtıcı istek ve hızlarının, elde ettiklerini işçilerin devrimci
mücadelesinin bir olanağına, komünizm için verdikleri savaşın bir silahına
dönüştürürken daha bir yükseldiğini, onlarının dostlarının ve yoldaşlarının
kaleminden çıkmış bu anılar bir kez daha ve büyük bir zenginlikle, edebi bir
akıcılıkla anımsatıyor.
Çev.: Alaattin Bilgi - 135 x 195 mm - 469 sf.
KARL MARX / FRİEDRİCH ENGELS
YÖNETMEYİ NASIL ÖĞRENDİK?
sovyet iktid a rının ilk yılla rın da le n in’de n an ılar
“Sadece burjuvazinin devlet yönetmeye yetenekli olduğu önyargısına karşı
mücadele başlatmalıyız.” Böyle diyordu Lenin. Bu kitap, yönetme sanatının
işçilerce nasıl öğrenildiğini, Lenin’in bu süreçteki rolünü, Lenin’le birlikte çalışma
şansına erişen devrimcilerin canlı anlatımlarına dayanarak gözler önüne seriyor.
Çev.: Olcay Geridönmez - 135 x 195 mm - 259 sf.
MAURICE PIANZOLA
LENİN İSVİÇRE’DE
Bu eserde, yüzyıla damgasını vurmuş büyük devrimcinin, Lenin’in yaşamından
önemli ayrıntılar bulacaksınız. Pianzola, titiz bir araştırmaya girerek toparladığı
belgelerden, akıcı ve canlı bir yaşam portresi çizmiş. Sosyalist devrimin bu büyük
önderinin yaşamının sürgündeki kısmını okurken inanç, irade ve pratiğin bilgi ve
teori ile nasıl bir bütün oluşturduğunu göreceksiniz.
Çev.: Kerem Kurtgözü - 135 x 195 mm - 162 sf.
HENRI ALLEG
SORGU
Fransız aydınları derin bir suskunluk içinde iken yayınlanan “Sorgu”, “Özgür
Fransa”nın bağımsız mahkemelerince yasaklandı. Ancak ardından, Fransa’da on
binlerce satıldı, birçok dile çevrildi. İşkencenin sistematik bir şekilde uygulandığı
Türkiye’de “Sorgu”yu yeniden basmak, güncel bir ihtiyacı karşılamaktır gerçekte.
Çev.: Alaattin Bilgi - 135 x 195 mm - 75 sf.
86
HÜSEYİN ÖZLÜTAŞ
FELÇ
Bu, bir anı kitabı. Gördüğü işkenceler sonucu felç olan ve yaşam mücadelesini
inatla sürdüren maden mühendisi Hüseyin Özlütaş, İstanbul’da işkence merkezi
Gayrettepe’de geçirdiği işkenceli 90 günü anlatıyor. İşkenceye karşı sınıf kinini
bileyen ve işkencede alınması gereken tavır konusunda okuyucuya önemli
dersler veren bir kitap.
135 x 195 mm - 109 sf.
GÜNTER HORTZSCHANSKY - WALTER WIMMER
ERNST THAELMANN
Bir işçi ve uluslararası proletarya hareketinin bir militanı, Almanya Komünist
Partisi’ni gerçek bir Leninist parti olarak inşa etme mücadelesinin öncüsü, antifaşist mücadelenin örgütleyicisi ve önderi, yaşamına Nazi kamplarında son verilen
büyük bir direnişçi... Ernst Thaelmann’ın yaşamı, proletaryanın burjuvaziye karşı
tarihsel savaşının cisimlenmesidir.
Çev.: İ. Ulusoy, Y. Dalyan - 135 x 195 mm - 317 sf.
GALİNA SEREBRYAKOVA
FRANSIZ DEVRİMİNDE KADINLAR
Evrensel Basım Yayın’ın, daha önce “Ateşi Çalmak” adlı eserini yayınladığı Galina
Serebryakova’nın “Fransız Devrimi’nde Kadınlar” adlı yapıtı, temel sosyal ve
siyasal ilişkilerin altüst olduğu bir dönemi kadın kahramanlar aracılığıyla anlatıyor.
Ve bu kadın kahramanları doğuran toplumsal koşullara ayna tutuyor. Galina
Serebryakova, “Fransız Devrimi’nde Kadınlar” adlı çalışmasıyla, büyük devrime
şimdiye dek yapılmamış bir şeyi yaparak bir başka mercek tutuyor. Bu yüzden, bu
kitapla Fransız Devrimi’yle ilgili bütün bildiklerimiz yeni bir içerik kazanacak.
Çev.: Ahmet Açan - 135 x 195 mm - 176 sf.
TSOLA DRAGOYÇEVA
YENİLGİDEN ZAFERE
Yenilgiden Zafere, Bulgaristan devrim tarihinin 1921 ile 44 yılları arasındaki en
hareketli dönemini, en ilginç yönleriyle anlatan bir anı kitabı. Dünya devrim tarihi
içinde son derece özgün bir yere sahip olan, zengin ve öğretici deneylerle dolu
Bulgaristan Devrimi’nin başlıca politik ve örgütsel sorunları; strateji ve taktik
sorunları, silahlı ve barışçıl mücadelenin, açık ve gizli çalışmanın birleştirilmesi,
birleşik cephe, örgüt yaşamı ve sorunları... bu kitapta son derece çarpıcı bir
şekilde ve coşkulu bir anlatımla dile getiriliyor.
135 x 195 mm - 567 sf.
87
GEORGİ DİMİTROV
FAŞİZMİN YARGILANMASI –LEİPZİG 1933–
Elinizdeki derleme, Almanya’da parlamento binasının bir faşist provokasyonuyla
kundaklanması olayına karıştığı bahanesiyle tutuklanan Dimitrov’un Nazi
mahkemelerinde yargılanma sürecini ve ünlü savunmasını içeriyor. Dimitrov’un
savunması, yüzyılın ve belki de dünya tarihinin en önemli savunmasıdır. Dimitrov,
faşist mahkeme önünde, faşizmin kendisi şahsında sosyalizme ve barışa
doğrulttuğu silahı tersine çevirmeyi başarmıştır. Dimitrov’un savunmaları,
tarihsel değeri büyük, öğretici, ders dolu bir belgedir.
Çev.: Olcay Geridönmez - 135 x 195 mm - 176 sf.
SVETLANA ALEKSİYEVİÇ
NAZİ İŞGALİNDE SOVYET KADINLARI
Bu kitap, Nazi işgaline karşı direnişte yer alan Sovyet kadınlarının gözüyle savaşı
anlatıyor. Sayıları bir milyona yaklaşan Sovyet kadını, 20. yüzyılın en dehşet verici
savaşı olan 2. Dünya Savaşı’na erkeklerle eşit koşullarda katıldı. Beyaz Rusyalı
Sovyet yazarı S. Aleksiyeviç’in dört yıl boyunca yüzden fazla şehir, kasaba ve
köyde veri toplayarak oluşturduğu bu kitapta yer alan 200’den fazla kadın, daha
gelin olmayı düşlerken 1941 yılında savaşa katılışlarını, verdikleri mücadeleleri
anlatıyorlar.
Çev.: Serpil Güvenç, Hilal Ünlü - 135 x 195 mm - 312 sf.
MARCEL WILLARD
b a b euf ’ ta n d im itrov’ a
SOSYALİST SAVUNMALAR
“Eğer sömürü varsa başkaldırı meşrudur.” Cellatların karşısında böyle haykırdı
1789 Fransız Devrimi’nin proleter kahramanı Babeuf. Ve giyotine başı dik, “zafer
kutlamaya gider gibi” gitti. Nice proleter ve sosyalist kahraman, Babeuf’un
açtığı çığırdan yürüdü. Hem proleter yiğitliğin en katışıksız örneklerini sunarak,
hem de yargılandıkları sanık sandalyesini, sömürenleri suçladıkları bir kürsüye
dönüştürerek.
Çev.: Şahin Say - 135 x 195 mm - 213 sf.
hazırlayan: DİMİTROV GENÇLİK AKADEMİSİ
BULGARİSTAN DEVRİMCİ GENÇLİK HAREKETİ TARİHİ
Haksızlığa karşı ilk öfkeli ses çoğunlukla gençlerden gelmiştir. Genç kitleler büyük
bir değiştirici potansiyele sahiptir. Uzun mücadele yılları boyunca gençliğin
oynadığı rolü, gençlik içinde çalışmanın ve örgütlenmenin sorunlarını, gençlik
örgütü-parti ilişkisinin deneylerini canlı bir şekilde ele alan bu kitabın, ülkemizin
devrimci gençliği için de öğretici, yararlı olacağına inanıyoruz.
Çev.: Orhan Aydın - 135 x 195 mm - 280 sf.
88
A.Y. BADAYEV
ÇARLIK DUMASINDA BOLŞEVİKLER
Çarlık rejiminin olağanüstü baskı ve engellemelerine rağmen, işçi sınıfının
oy hakkının kısıtlanmış olmasına rağmen, Bolşevikler, 1912 yılındaki Duma
seçimlerine katıldılar ve 6 işçiyi Duma’ya göndermeyi başardılar. Badayev’in
kitabının önemi, yalnızca Duma deneyimine ilişkin zengin dersler içermesinde
değil, aynı zamanda Çarlık rejiminin çürümesini ve onu alaşağı edecek olan
işçi sınıfı hareketinin gelişimini olanca çıplaklığıyla yansıtmasında, “gideni ve
gelmekte olanı” anlatmasında yatıyor.
Çev.: Bülent Daş, Meral Oral - 135 x 195 mm - 287 sf.
ŞÜKRAN KURDAKUL
CEZAEVİNDEN BABIALİ’YE BABIALİ’DEN TİP’E
Şükran Kurdakul, edebiyat dünyamızın ve demokrasi mücadelemizin yüzakı. Şükran
Kurdakul, bu kitabında 1940’lardan 60’ların sonuna uzanan hareketli döneme ilişkin
anılarına yer veriyor. Önyargıdan uzak değerlendirmeler, 60 yılın yaşanmışlığından
süzülmüş dersler, çarpıcı gözlem ve anılar, edebiyat insanlarına ve politik
savaşımcılara ait canlı portreler bulacaksınız kitapta. ‘Acılar dönemi’nden ‘ellerini
kirletmeden’ geçen, ödünsüz, umutlu, iyimser büyük insanın portresi yeni ayrıntılar
ve renkler kazandıracak belleğinize. Tat alarak, zevkle okuyacaksınız.
135 x 195 mm - 224 sf.
hazırlayan: ALPAY KABACALI
ya şa m , eylem ve ed eb iya t içinde
ŞÜKRAN KURDAKUL
“Coşkunun ve inancın şairi” ya da “Coşkunun ve direncin şairi” olarak nitelenen
Şükran Kurdakul (1927-2004), kendine özgü bir sese ulaşabilmiş şairlerimizdendi.
Şükran Kuradakul Türkiye İşçi Partisi’nde etkin görevler üstlendi. Uzun yıllar da
Türk Edebiyatçılar Birliği, Türkiye Yazarlar Sendikası ve PEN Yazarlar Derneği’nde
yöneticilik yaparak demokrasi ve edebiyat savaşımına katkıda bulundu. Her
zaman özveriyle, her zaman ödünsüz…
135 x 195 mm - 223 sf.
hazırlayan: MEHMET ÖZER
şiir im iz in ışıklı ırm a ğ ı
ENVER GÖKÇE
Enver Gökçe, 40 karanlığını, şiirin ışığı ile aydınlatmaya girişen sosyalist kuşağın
şairlerindendir. Örgütlü mücadele içinde yer alan, şiirleri derin bir toplumsal
duyarlılık taşıyan bu büyük şairimiz, ağır bedeller ödemek zorunda bırakıldı.
…”Kültürümüzün Çınarları” dizisi içinde yayınladığımız bu armağan kitapta, şairin
kendi kaleminden yazılara, onunla yapılmış söyleşilere, hakkında yazılan yazı ve
şiirlere yer veriliyor. Şiirimizin Işıklı Irmağı Enver Gökçe’nin hayatı, sanat anlayışı
ve şairliği genel çizgileri ile okura sunuluyor.
135 x 195 mm - 240 sf.
89
hazırlayanlar: ŞENGÜL KARADAĞ - DEVRİM BÜYÜKACAROĞLU
b ir işçi sınıf ı önd er i
MEHMET KILINÇASLAN
Kahramanlar ulaşılmaz olur; onları kendi yaşantımıza uzak bir hayranlık
duygusuyla benimseriz çoğu zaman. Memet Kılınçaslan’ın örnek yaşamından
en önemli kesitlerin yer aldığı bu kitabı okuyanlar, yine bir kahramanla, ancak
bu kez her şeyiyle içimizde, aramızda, yanımızda yaşamış bir halk adamıyla
karşılaşacaklar. Ufku geniş, gözü pek, onurlu, vefalı, alçakgönüllü, ince esprili bir
halk adamıyla...
135 x 195 mm - 272 sf.
hazırlayan: ASİYE ÖZDEMİR ELİÇİN
BİR DÖNEMİN BELGE MEKTUPLARI (1927-1965)
Her mektup tarihe düşülmüş bir nottur. Bu notlar, çağının sorunlarına karşı duyarlı
ve ilerici fikirlere sahip Emin Türk Eliçin gibi aydınlarımızın kaleminden çıkmış ise
tarihin karanlık noktalarına ışık tutacak bir niteliğe kavuşur. Cumhuriyet döneminin
“kahrolmuş”, acı çekmiş kuşağından olan tarih felsefesi uzmanı ve çevirmen
Emin Türk Eliçin’e 1927-1965 yılları arasında gelen ve onun duruşunu, direncini
sergileyen, bugüne ışık tutan belge niteliğindeki mektupları ilk kez yayınlanıyor.
135 x 195 mm - 279 sf.
hazırlayanlar: AYDIN ÇUBUKÇU - IŞIK KANSU
g eleceğ e a d a nm ış b ir öm ür
HALİT ÇELENK
Genç kuşaklar onu ‘Denizlerin Avukatı’ olarak tanıdı. O kuşkusuz Türkiye tarihinin
en önemli siyasal davalarından biri olan THKO ve Denizler davasında büyük bir
savunma savaşı verdi. Üç devrimcinin ölümüyle sonuçlanan davayı darağacına
kadar takip etti, anılarını kitaplaştırarak bugüne taşıdı. Ama onun bir sosyalist
ve devrimci avukat olarak eylemi daha pek çok davayı, mücadeleleri kapsar. Bu
büyük yaşamın küçük bir özetini, dostlarının tanıklıkları ve değerlendirmeleri
aracılığı ile sunuyoruz.
135 x 195 mm - 143 sf.
PABLO NERUDA
YAŞADIĞIMI İTİRAF EDİYO RUM
Serüvenlerle dolu bir yaşam kitabı. Bir haber verme, bir hesaplaşma, lirik bir atılım,
dostlara sesleniş, geçmişe ve yarınlara bir ant içmedir onun anıları. Bu anılarda
şairin yaşamının bütün duraklarını, şiirlerini yaratış sürecini, başta Lorca, Alberti,
Hernández, Eluard, Aragon, Nâzım Hikmet olmak üzere şair dostlarıyla ilişkilerini,
Şili’nin cunta tarafından öldürülen lideri Alende’yi buluruz. “Benim anılarım
hayaletlerle dolu bir galeridir” der Neruda; “Belki ben kendi hayatımı değil de
başkalarının hayatını yaşadım… Benim hayatım, bütün hayatlardan oluşmuş bir
hayattır; bir şair hayatıdır.
Çev.: Ahmet Arpad - 135 x 195 mm - 398 sf.
90
GORKİY
MOLOTOV
VOROŞİLOV
KİROV
JDANOV
STALİN
2
CİLT
1 9 1 7 SO V YE T D E V R İ Mİ
Lenin önderliğindeki Rusya emekçileri tarafından 25 Ekim (7 Kasım) 1917 tarihinde
gerçekleştirilen Sovyet Devrimi, 20. yüzyılın ve belki de insanlık tarihinin en önemli
olaylarından biridir. Çağın temel karakteri, bu devrimin doğurduğu sosyalist düzen
ile kapitalizm arasındaki savaş tarafından belirlenmiştir. Büyük devrim, pek çok
eserde işlenmiştir. İki cilt halinde sunulan bu eser ise, Sovyet Devrimi üzerine
yapılmış en kapsamlı çalışmadır. Gorkiy, Molotov, Voroşilov, Kirov, Jdanov ve Stalin’in
editörlüğünde Sovyet tarihçileri tarafından hazırlanan kapsamlı eserde öncelikle,
savaş içindeki Rusya’nın ayrıntılı bir tablosu çiziliyor. Ardından Çarlığın yıkılışı ile
sonuçlanan Şubat Devrimi, Şubat ile Ekim arasında cereyan eden olaylar ve nihayet
Ekim Devrimi zengin kaynaklara başvurularak anlatılıyor. Tüm toplumsal sınıflar ile
partilerin tutumları ayrıntıları ile inceleniyor, Bolşevik Partisi ve Lenin’in izlediği
başarılı strateji çeşitli yönleriyle analiz ediliyor.
1. cilt: Çev.: Alaattin Bilgi - 2. cilt: Çev.: Özlem Koşar - 135 x 195 mm - 1064 sf.
91
KOLEKTİF
ÇAĞDAŞLARININ GÖZÜYLE LENİN
Vladimir İlyiç Ulyanov Lenin, çağı değiştiren büyük bir toplumsal hareketin
önderi, bir strateji-taktik dehası ve büyük bir teorisyen olarak 20. yüzyılın en
önemli şahsiyetlerinden biri, belki de birincisidir. Çağdaşlarının Gözüyle Lenin,
farklı eğilimlerdeki çok sayıda insanın Lenin’le ilgili anılarını, gözlemlerini,
değerlendirmelerini içeriyor. Gorkiy, Clara Zetkin, Vasil Kolarov, Wilhelm Pieck,
Fritz Platten, Walter Ulbricht, Marcel Cachin… bunlardan bazıları.
Çev.: Güneş Şahiner - 135 x 195 mm - 200 sf.
ADELHEID POPP
BİR KADIN İŞÇİNİN GENÇLİĞİ
“A. Popp’un anıları yalnızca işçi kadınlar için değil, öğrenci, emekli, kamu
emekçisi kadınlar, ev kadınları ve erkek işçiler için de öğretici ve yol göstericidir.
Kendisi değiştikçe, çevresindekileri de değiştirebileceğine güvenen bir militanın
yapabileceklerinin sınırı yoktur. İnsanları uyandırmak, mücadele saflarına
kazanmak ve her adımda daha çok işçi ile birleşebilmek için Popp, nasıl yaşamamız
ve savaşmamız gerektiğini gösteren büyük bir örnektir.”
Levent Tüzel
Çev.: Olcay Geridönmez - 135 x 195 mm - 192 sf.
ZİHNİ T. ANADOL
TRUVA ATINDA İLK AKŞAM
“Zihni Anadol’un anıları, insan onurunun kişiyi nasıl yüksekte tuttuğunun delilidir.”
Muzaffer Arabul
“Bu kitap, ayrıca tatlı bir roman güzelliğinde de okunabilir.
Kendisini ortak anılarımızı dile getirdiği için de kutlamak isterim.”
Hasan İzzettin Dinamo
135 x 195 mm - 368 sf.
hazırlayan: ZEYNEP ÖZGE
İMRAN
b ir isya n a nd ı
Kitapta İmran Aydın adlı komünist bir işçi anlatılıyor. Çocuk yaşta, bir sömürü
cehennemi olan Ankara Mobilyacılar Sitesi’nde çalışmaya başlayan, emeğiyle
yoğurduğu yaşamını dünyayı değiştirme amacına adayan ve mücadelesi sırasında
gözaltına alınarak işkenceyle öldürülen İmran’ın yaşamından kesitler sunuluyor. Ve
bu kesitler, onun eğittiği, genç devrimcilerin anlatımlarından oluşuyor. İmran Aydın,
bir dönemin yükünü cesaretle omuzlamış devrimci işçi kuşağının temsilcisidir.
135 x 195 mm - 128 sf.
92
hazırlayan: S. CİHAN
işçi sınıf ına a d a nm ış b ir yaşam
ŞEREF AYDIN’IN ANISINA
24 Eylül 2006’da aramızdan ayrılan Şeref Aydın’ın anısına basılan bu yapıtta;
devrimci, partisine bağlı bir militanın çok yönlü ve zengin mücadelesine tanık
olacaksınız.
İşçi sınıfı ve onun partisinin yılmaz bir savaşçısı olan Şeref Aydın, Ocak 1951 yılında
Amasya’da doğdu. THKO’nun küçük burjuva yönlerinin eleştirisi ve partileşme
süreci içerisinde Şeref Aydın önemli roller üstlenmiştir ve 1970’li yıllardan ‘80’li
yıllara kadar hem teorik hem de pratik mücadele içinde çok yönlü bir gelişme
göstermiştir.
12 Eylül darbesinin tüm devrimci örgütlerde yarattığı tahribat, üyesi olduğu TDKP
üzerinde de etkisini göstermiş ve parti çalışmasının yeniden günlük bir faaliyet
olarak örgütlenmesinde Şeref Aydın önemli görevler üstlenmiştir.
90’lı yılların ilk yarısı, Şeref Aydın’ın bu yıllarda sınıf dışı tutumlara karşı verdiği
mücadele, emperyalizmin saldırıları karşısında halka ve mücadeleye bağlılığı
onun devrimci mücadelesini anlamamız açısından önemlidir.
Şeref Aydın’ın teori, kültür, siyaset, örgüt sorunlarına dair yaklaşımı, sosyalist
kültürümüzü geliştiren çevirileri ve mücadelesi gelecek kuşaklara önemli
deneyimler bırakmıştır. Şeref Aydın’ın anısına yayımlanan bu iki kitabı
okuduğunuzda onun yaşamı boyunca savunduğu davanın saflarına katılmanın
önemini daha iyi fark etmiş olacaksınız.
135 x 195 mm - 493 sf.
SELİM ESEN
AÇIK ÇEKMECE
1943 doğumlu Selim Esen, çocukluk yıllarından başlayarak ister istemez tanık
olduğu ilginç olaylara, henüz yirmili yaşlara geldiği zaman, 1960’lı yıllarda noktayı
koyuyor. Gözlem yapma yönünden insan yaşamının en gözü açık döneminden
kalan izleri değerlendiriyor. İşte bu nedenle yarım yüzyıl kadar öncesinde
yaşananları, o günlerin gözüyle anlatan bir kitaptır elinizdeki…
Ahmet Say
135 x 195 mm - 245 sf.
hazırlayan: SELİM ESEN
KENDİLERİ
Selim Esen, 1977-1982 yılları arasında 72 sayı yayımlanan aylık edebiyat dergisi
“Türkiye Yazıları”nda “Kendileri” genel başlığı altında hemen her sayıda yer alan
özyaşam öykülerini bir araya getiriyor... Kitapta Cahit Külebi’den Yaşar Kemal’e,
Turhan Selçuk’tan Muzaffer İzgü’ye 27 isim yer alıyor.
135 x 195 mm - 480 sf.
93
hazırlayan: EVRENSEL BASIM YAYIN
öykücülüğ üm üz ün 45 yıllık çınarı
ADNAN ÖZYALÇINER
“Adnan Özyalçıner’in yazarlığının 45. yılını bir kitapla kutluyoruz. Bu kitap,
yalnızca onun sanat emeğine saygımızın bir göstergesi değildir; aynı zamanda,
burada derlenen yazılar, emek edebiyatının gücünü ve zenginliğini Adnan
Özyalçıner’in başlıca özellikleri aracılığıyla günümüz gençliğine ve gelecek
kuşaklara taşıyabilmeyi amaçlıyor.
135 x 195 mm - 200 sf.
hazırlayan: ADNAN ÖZYALÇINER
ka p ita lin a yd ınlığ ınd a
ALAATTİN BİLGİ
“Çevirmen, yazarın yazarıdır,” denmiştir. Marx’ın Türkçe yazarı olmak çetin ve
onurlu bir iştir. Alaattin Bilgi, çevirdiği eserler arasında, özellikle Karl Marx’tan
çevirdiği 3 ciltlik Kapital ile öne çıkmıştır. Elinizdeki bu kitapta Alaattin Bilgi’nin
kendi kaleminden yaşam öyküsü, bilimsel sosyalizme bağlanışı ve çeviri serüveni
ortaya konmaktadır. Dostları ve arkadaşları bir yazar, bir çevirmen ve insan
olarak Alaattin Bilgi’nin yaşamına tanıklık ederek onun çalışkanlığını toplumcu
kültür mücadelesindeki başarısının sırrını dile getirmektedir.
135 x 195 mm - 208 sf.
hazırlayan: ADNAN ÖZYALÇINER
ed eb iya tın kırk a ya klı ka rıncası
ASIM BEZİRCİ
“...halklar da, edebiyatları da ölümsüzdür... Ölümü yenmek istiyorsak halkın
ölümsüzlük ırmağında yunmalıyız!” yine “Gelecek; yalanı, kötüyü ve çirkini
değil doğruyu, iyiyi ve güzeli seçenlerin olacaktır” diyen Asım Bezirci’nin
yaşamı, yapıtları ve mücadelesi Adnan Özyalçıner’in hazırlamış olduğu,
‘Edebiyatın Kırk Ayaklı Karıncası Asım Bezirci’ adlı anı ve biyografi kitabıyla
karşınızda.
135 x 195 mm - 488 sf.
hazırlayan: ADNAN ÖZYALÇINER
EDEBİYATIN AĞIR İŞÇİSİ CEVDET KUDRET
Cevdet Kudret’in 100. doğum yılı onuruna hazırladığımız bu kitapta onun
bütün özelliklerini eşinin, kendisinin, kızının, öğrencilerinin, hakkında inceleme
yapanların, belli başlı eleştirmenlerin, yazar arkadaşlarıyla dostlarının
kaleminden en ince ayrıntılarıyla izleyeceksiniz.
135 x 195 mm - 256 sf.
94
GÜNEY ÖZKILINÇ
NÂZIM’IN BURSA YILLARI
ta nıkla r , f otoğ ra f la r , b ilinme ye n le r...
Nâzım Hikmet, Bursa Hapishanesi’ndeki mahkûmlara dünyaya başka bir
açıdan bakmayı öğretmiştir. Bu kitapta, Nâzım Hikmet’le Bursa’da hapis yatan
insanların, onun şiirlerinde adı geçen Bursalıların izlerine rastlayacaksınız. Bu
kitapta, Nâzım Hikmet’le tanıştıktan sonraki yıllarda büyük işler başaranların
yüzleriyle karşılaşacaksınız. Bu kitapta, Nâzım ve yakınlarının Bursa’da kaldıkları
mekânlarla ve Nâzım’ın Bursa’daki ayak izleriyle karşılaşacaksınız.
135 x 195 mm - 320 sf.
hazırlayan: CAVİT NACİTARHAN
şiir in ve um ud un yorulm az iğn esi
SENNUR SEZER
Yayınevimiz, “Şiirin ve Umudun Yorulmaz İğnesi –Sennur Sezer” başlıklı
kitapla Anı-Biyografi (armağan) dizisine bir yenisini ekledi. Yazarımız Sennur
Sezer’in yaşamını, yapıtlarını ve 45 yıllık yazın hayatının serüvenini içeren
bu kapsamlı kitap, aynı zamanda araştırmacılar ve yazarlar için de gerçek bir
kaynak kitap olacaktır.
135 x 195 mm - 352 sf.
hazırlayan: AHMET SAY
m oz a r t’ ın a nısına
MOZART
Mozart aydınlanmacı bir besteci, aydınlanma çağının bestecisidir. Bu besteci için
dünyanın dört bir yanında yorumlar, eleştiriler, incelemeler yazılmıştır. Ahmet
Say bu tür yazıların en önemlilerinin çevirilerinden yaptığı seçme ile düzenledi
Mozart’ı. Kitapta Mozart’ın mektuplarından yapılan bir seçme de yer alıyor. Kitaba
eklenen müzik terimleri sözlüğü konuya yabancı olanların kitabı okumasını
kolaylaştıracak.
135 x 195 mm - 136 sf.
AHMET SAY
AĞAÇLAR ÇİÇEKTEYDİ
Ahmet Say, anılarını anlatırken aslında yakın tarihin siyasal olaylarını hatırlatıyor
bize. Yaşanmış olayları aktaran bir yazarın tanıklığını, okurlar daha etkileyici
bulacak, bundan eminiz. Üstelik Ahmet Say, içinde bulunduğu olayları kimi
yerde öykü tadında yazmış; kimi zaman da portreler çizerek anlatmış. Ama katı
gerçekliği dile getirmekten kaçınmamış.
135 x 195 mm - 388 sf.
95
ATAOL BEHRAMOĞLU - METİN DEMİRTAŞ
ŞİİRİN KANADINDA MEKTUPLAR
İki şair arasında gidip gelen, kimi zaman umutlu, kimi zaman yaşananlara kırgın
ve kızgın mektuplar...
12 Mart ve 12 Eylül faşist darbelerinde yurtdışında geçen yıllar… Barış Davası,
hapislik yılları... Paris’te yaşanan politik göçmenlik yılları, hasretler, ekonomik
sıkıntılar...
Ataol Behramoğlu ile Metin Demirtaş’ın 1970-1995 yılları arasındaki
mektuplaşmalarından oluşan bir derleme.
135 x 195 mm - 552 sf.
hazırlayanlar: SERPİL GÜVENÇ - SULTAN ÖZER
DENİZLERİN ŞEKİBE ABLASI
Şekib e Çelenk
Şekibe Çelenk, “durup ince şeyleri anlamaya” vakit ayıranlardan değildir. Bu
ayrımın dışında daha özel bir yer olduğunu gösterenlerdendir. Hayatın tümünü
“ince şeylerle” örmek için yaşayanlardandır… Demirel’in “üçe üç, üçe üç”
diyerek idama yolladığı Denizler’in Şekibe Ablası’nın yaşam öyküsü bir döneme
ışık tutuyor. Kitaptaki fotoğraflar ve mektuplar da, Şekibe Çelenk’in ödünsüz
duruşunu ve Halit Çelenk’le örnek birlikteliğini belgeliyor.
135 x 195 mm - 224 sf.
hazırlayan: SEVGİ YILMAZ
b ir d ir eniş öyküsü
TEKEL
Başkentin merkezinde 78 gün boyunca süren büyük TEKEL Direnişi’nin öyküsü…
Yaşam koşullarının kötüleştirilmesine karşı başlayan bu mücadele, bütün işçi
ve emekçilerin, toplumsal muhalefetin her bileşeninin benimseyip desteklediği,
kendi mücadelesi olarak gördüğü bir eylem halini aldı. Bu kitap, eylemin güncel
değerlendirmelerinin çerçevesine fazlaca dâhil olmayan, kalıcı ve her dönem için
geçerli kimi özellikleri anlamamıza yardım edecek nitelikte.
160 x 240 mm - 416 sf.
96
97
Türkiye’de ve dünyada devrimci politik mücadelenin belli başlı özelliklerini,
köşe taşlarını ve deneyimlerini aktaran kitaplarımız, uluslararası ve ulusal
çapta karşılaşılan başlıca politik ve ideolojik sorunlara karşı devrimci bir yanıt
arayışını karşılama amacıyla yayınlanmıştır. Bu kategorideki yayınlarımız,
bu alana ilişkin doyurucu bilgi sunmanın yanısıra deneyimlerin aktarılması
bakımından da öğreticidir.
Somut eleştiriler içeren yayınlarımız, sorunlara Marksist yaklaşımı da ortaya
koymaktadır.
hazırlayanlar:
ÖZNUR OĞUZ
ERCÜMENT AKDENİZ
İSKENDER BAYHAN
GE NÇ Lİ Ğ İ N M ÜC A DEL ES İ
VE Ö R G ÜT LE NM E S İ Ü Z ER İ N E
Türkiye gençliğinin mücadele ve örgütlenme tarihi, doğrusuyla yanlışıyla eksiğiyle
fazlasıyla zengin deneyler içermektedir. Kitabı yayına hazırlayanlarca kitap
sınıfsız, sömürüsüz bir dünya özlem ve mücadelesine mütevazı bir katkı sunması,
güç katması temenni edilerek; ciddi bir çabanın sonucu olarak ortaya çıkarılmış.
Eğer kitap mücadele içerisindeki gençlik ve de tüm emekçi kesimlerce doğru bir
biçimde değerlendirilirse, kitabı okuduğunuzda başlangıçtaki hedefin ne kadar da
tevazu ile belirlendiğini göreceksiniz.
135 x 195 mm - 488 sf.
99
hazırlayan: MUSTAFA YALÇINER
ARAP DÜNYASINDA AYAKLANMA
ned enler - ola sılıkla r - sonuçlar
Neo-liberal uygulamalarla orta sınıflar için bile olağanüstü zorlaştırılmış yaşam
koşullarıyla, sınıflar arasındaki kutuplaşmanın derinleşmesi ve zorbalığın
dayanılmaz boyutu, sonunda Arap halklarını patlamanın eşiğine getirdi. Ve
birbiri peşi sıra emekçi Arap halkları ayağa kalktılar. Güçlerini birleştirmeye
ve yumruklarını sallamaya başladıkları otokratlarının yüzüne “yeter” diye
haykırmaya cesaret ettiler.
135 x 195 mm - 256 sf.
ALİ ELDENİZ
b ug ünd en g eleceğ e
DÜNYA VE TÜRKİYE
Bir komünist, öncü bir işçi ve devrimci işçi partisi, bugünkü koşullara bütün
hazırlığını, bütün çalışmasını, devrimci yığın hareketinin her an patlayabilir
olduğunu dikkate alarak planlamak ve yürütmek zorundadır. İşçi sınıfını her türden
eylemini ve örgütlenmesini genişletmek ve bütün sınıf ve halk tabakalarının
emperyalizme, diktatörlüğe karşı ittifak ve birliğini sağlamak zorundadır. İşte
biricik devrimci tutum ve işçi sınıfını, halkı ve Kürt halkını örgütleyip harekete
geçirmenin biricik yolu budur.
135 x 195 mm - 140 sf.
İ. AKDERE - Z. KARADENİZ
TÜRKİYE SOLU’NUN ELEŞTİREL TARİHİ
Bu çalışma, tümüyle daha önce yayınlanmış araştırmalara ve belgeler
dayanmakla birlikte, onların “yansız bir yorumunu”, ayıklanmamış bir aktarımını
değil, eleştirel bir incelemesini içermektedir. Osmanlı İmparatorluğu döneminden
1980 öncesine kadar, siyasal ortamın da etkisiyle bütün önemli akımlar, örgütler
ve kişiler, temel görüleri, sınıf mücadelesi içindeki yerleri, taktik ve stratejileri ile
ele alınmakta ve bu tarihsel pratik, günümüz ve gelecek için dersler çıkarılmak
üzere eleştirilmektedir.
135 x 195 mm - 320 sf.
KOLEKTİF
İŞÇİ KİTLE PARTİSİ ÜZERİNE
“İçinden geçilen dönem ve gündemdeki olgular, sınıftan ve sosyalizmden yana
olan hiç kimseye, işçilerin devrimci bir kitle partisi olarak örgütlenmek için
başlattığı girişim karşısında kayıtsız kalma hakkı tanımamaktadır.”
135 x 195 mm - 80 sf.
100
HALİT ÇELENK
TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ’NDE İÇ DEMOKRASİ
ya şa d ıkla rım
Bu kitap, Türkiye İşçi Partisi’nin 1967 yılında Malatya’da yapılan 2. büyük
kongresinden sonra, 13 üyenin partiden ihraç edilmesi için başlatılan
soruşturma ve savunma sürecine ilişkin yazarın tanıklıklarını kapsamaktadır.
TİP içinde 13’ler olayı olarak bilinen uygulamalarla ilgili Genel Yönetim Kurulu
toplantılarını, yapılan konuşmaları, olayları, soruşturmaları, belgeleri ve bunları
“siyasal partilerde iç demokrasi, demokratik merkeziyetçilik” ilkeleri açısında
değerlendirilmesini konu almaktadır.
135 x 195 mm - 320 sf.
ALAATTİN BİLGİ
KAPİTAL OKUMA KILAVUZU
Kapital’in üç ciltlik oylumu ve nispeten güç anlaşılır bölümler içermesi, çoğu
okurun gözünü korkutmuş, eserden uzak durmalarına yol açmıştır. Kendisi
de sık sık bu yakınmalarla karşılaşan Kapital çevirmeni Alattin Bilgi, anlama
kolaylığı sağlamak, bir okuma perspektifi ve yöntemi kazandırmak ve okumayı
zevkli kılmak üzere bu Okuma Kılavuzu’nu hazırlamıştır. Kapital Okuma Kılavuzu,
Kapital’i okumak veya ana fikrini anlamak isteyen okurlar için bir el kitabı özelliği
taşımaktadır.
135 x 195 mm - 287 sf.
AHMET HAŞİM KÖSE - AHMET ÖNCÜ
TAHSİLDARLAR VE BORÇLULAR
Kapitalist toplumun gerçekliği yanıltıcıdır. Tarihte hiçbir toplumda insan
diğer bütün insanlara kapitalist toplumda olduğu kadar bağımlı hale gelip
toplumsallaşmamıştır. Ve yine tarihte hiçbir toplumda insan diğer bütün insanlar
karşısında kapitalist toplumda olduğu kadar yalnız bırakılıp bireyleştirilmemiştir.
Bu kitap her geçen gün artarak yaşanan ekonomik sıkıntıların bireysel değil
toplumsal sorunlar olduğunu hatırlatmak için yazıldı.
135 x 195 mm - 168 sf.
ERKAN AYDOĞANOĞLU
SINIF MÜCADELESİNDE SENDİKALAR
İki yüz yılı aşkın bir süredir gündemde olan sendikaların sınıf mücadelesi içindeki
yeri konusu, bu cephede yaşanan tüm olumsuzluklara karşın 21. yüzyılda da
önemini koruyor. Bu gerçeğin bilincinde olarak, sendikaların sınıf mücadelesi
içindeki yeri, önemi ve rolünün tarihsel-sınıfsal bir bakış açısıyla yeniden ele
alındığı bu kitabın, konu ile ilgilenen herkes için önemli bir referans olacağını
umuyoruz.
135 x 195 mm - 232 sf.
101
ATA SOYER
AKP’NİN SAĞLIK RAPORU
Bu kitabı okuduğunuzda AKP’nin hükûmet olduğundan bu yana sağlık alanındaki
politikalarını, sağlık hizmetlerinin adım adım nasıl paralı hale getirildiğini, bu
alandaki yolsuzlukları, sağlık tekellerinin kâr hırsıyla nasıl insan sağlığıyla
oynayabildiklerini göreceksiniz. Ata Soyer’in kitabı aynı zamanda bir dönemin de
belgesi niteliğinde…
135 x 195 mm - 120 sf.
YUSUF AKDAĞ
DİN KAPİTALİZM VE GÜLEN CEMAATİ
Bu inceleme bir ihtiyaçtı; çünkü, kaynağını kapitalist sömürü ilişkilerinde bulan
ve pazarlara hâkim olma ihtiyacının tetiklediği dogma, önyargı ve hurafelerin
burjuva ideolojisinin yedeğine alınması, hemen tüm kapitalist ülkelerde egemen
sınıf politikalarında özel bir yer tutuyor. Kitap, genel olarak din ve İslamı, özel
olarak Fethullah Gülen cemaatini kapitalizmle ilişkisi bağlamında inceliyor.
135 x 195 mm - 114 sf.
ENVER HOCA
ORTADOĞU ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
Ortadoğu Üzerine Düşünceler kitabı, Enver Hoca’nın “Politik Günlük”ünden alınan
Ortadoğu hakkındaki eleştiriler ve çözümlemelerle çeşitli makaleler için özet ve
notlardan oluşuyor. Kitap 1958’den 1983 sonuna kadar olan dönemi kapsıyor ve
değerlendirmeler, emperyalist devletler ve İsrail’in insanlık dışı faaliyetleriyle
bu güçlerin saldırı ve komplolarına karşı kahramanca mücadele eden başta
Filistinliler olmak üzere Arap halkları, İran ve Afgan halkları bakımından önemli
olaylar ve dönüm noktalarını yansıtıyor.
Çev.: Hasan Asgar Gürgöz - 135 x 195 mm - 344 sf.
hazırlayan: Y. YILMAZ KARATAŞ
DEMOKRATİK BARIŞÇI ÇÖZÜM VE KÜRT SORUNU
Elinizdeki kitap, ulusal sorun bağlamında Kürt sorununu birçok yanıyla ele
alan makalelerden oluşuyor. Sovyet pratiğinin ulusal sorunların çözümünde
sergilediği tutumun Kürt sorunu üzerinden hatırlatıldığı “Demokratik Barışçı
Çözüm ve Kürt Sorunu”nda, barışçı ve demokratik çözümün bugünkü olanak ve
dayanakları ele alınmakta ve okura kapsamlı değerlendirmeler sunulmaktadır.
135 x 195 mm - 388 sf.
102
103
Sosyalist teori, edebiyat, politika, Kürt halk kültürü gibi temel alanlarda
çok sayıda kitap yayınlamış, birçok önemli kitabı da Türkçeye kazandırmış
olan yayınevimiz, kuşkusuz sadece geçmişin birikimini bugüne taşıyan
kitaplarla yetinemezdi. Marksizmin günümüze ve geleceğe ışık tutan önemli
kaynaklarıyla birlikte, günümüzün önemli olay, olgu ve süreçlerini konu alan
kitaplar yayımlamak da, yayınevimizin hedeflerinden biri oldu ve olmaya da
devam ediyor.
Kapitalist dünyanın büyük ölçüde yer üstündeki faaliyetlerini konu alan bu
kitaplar dışında yayınevimiz, bu dünyanın yeraltındaki faaliyetlerini konu alan
kitaplar da yayımladı.
MÜGE TUZCUOĞLU
B E N B İ R T A ŞI M
“Ben bir taşım!” demişti bir baba. “Ben çocuklarımın elini toprağa değdirmiyordum,
kıyamadığım için. Bir gün oldu, ikisini birden yitirdim. Ben buna katlanabiliyorsam;
demek ki ben bir taşım!”...
Anneleri-babaları, siyasetçiler anlattı bugüne kadar bu savaşı. Bu kitapta bu sefer
faili meçhul cinayetlerde öldürülenlerin, binlerle ifade edilen köy boşaltmalarına
uğrayan ailelerin, binlercesi cezaevinde olan Kürtlerin, dağda yaşamını yitiren
gerillaların çocukları, kardeşleri yani bu savaşın üçüncü kuşağı sözü aldı. Onlar
anlattıkça, Kürt sorununun hesapladığımız sayılardan katbekat fazlası olduğunu ve
hesap edilmeyen bir gerçeklik olan bu savaşın sonuçlarının, gün gibi ortada olduğunu
gösterdiler. Kürtlerden sadece dillerinin, kültürlerinin, kimliklerinin esirgenmediğini,
çocukluklarının yani bugünün çocuklarının da esirgendiğini anlattılar.
Yaşadıklarını, sırasıyla anlattıklarında, çocuklar da inanamadı hayatlarına: “Hepsini
ben mi yaşamışım?” diyerek.
Ve evet, ne yazık ki hepsini onlar yaşamıştı...
135 x 195 mm - 148 sf.
105
HENRİ ALLEG
yıkıntı ve um ut r usya sı’ nd a rö po rtaj
BÜYÜK GERİ SIÇRAMA
Henri Alleg, politikacı-gangsterler ile yönetici-mafyacıların sözünün geçtiği
yıkıntı, sefalet, dolandırıcılık ve cürüm Rusyası ile ilerici insanların ayaklar
altında çiğnenen ideallerini yaşatmak için mücadeleyi yeniden başlattıkları bu
umut Rusyası’nda temel bazı soruların olası cevaplarını araştırmaya gitmiştir.
“Büyük Geri Sıçrama”da yer alan pek çok soruya ve yanıtına kafa yormak, bir
bakıma, kendi geleceğimizle ilgili meseleler üzerine düşünmektir.
Çev.: Kerem Kurtgözü - 135 x 195 mm - 182 sf.
ŞEYHMUS DİKEN
BİR KÜRDÜN AKP OKUMALARI
AKP, “açılım” söylemi altında geliştirdiği politikalarla Kürt sorununu çözeceğine
inanmamızı istiyor. Oysa AKP’nin hükûmet olduğu 2002’den bugüne söylemi ile
icraatları arasındaki çelişkiyi ortaya koyan sayısız örnek bulunuyor. Elinizdeki
kitap, “açılım” politikasını AKP hükûmetinin bu çelişkileriyle birlikte okuyup
değerlendirmemizi sağlıyor. Şeyhmus Diken, AKP’nin çelişkilerini gözler
önüne seren yazılarıyla; AKP’yi eleştirenleri “barış ve demokrasi istemezlik”le
suçlayanları bir kez daha düşünmeye çağırıyor.
135 x 195 mm - 192 sf.
SERGE HALİMİ
DÜZENİN YENİ BEKÇİLERİ
“Düzenin Yeni Bekçileri” bir medya eleştirisi. Serge Halimi, Fransa’da bir yıldan
kısa bir sürede 100 bin satan ve medyanın suskunluk duvarını parçalayarak
tartışmalara konu olan kitabında, deyim yerindeyse Fransız medyasının ipliğini
pazara çıkarıyor.
Çev.: Yaman Aksu, Fügen Eryılmaz - 135 x 195 mm - 142 sf.
SEMİH HİÇYILMAZ
SUSURLUK VE KONTRGERİLLA GERÇEĞİ
Bu kitapta, Susurluk’ta ortaya çıkan gerçeklerin tüm arka planı anlatıyor.
Bu türden “illegal” devlet örgütlenmelerinin, emekçi sınıflarla burjuvazi
arasındaki çelişkinin bir ürünü olarak ve emekçilerin hareketini bastırmak üzere
kurulduğunu ortaya koyan kitap, dünyadaki benzer örgütlenmeleri örnekliyor.
Kontrgerillanın, kuruluşundan itibaren, emekçilere karşı giriştiği eylemler de
ayrıntılarıyla anlatılıyor.
135 x 195 mm - 212 sf.
106
POLEMİK
K A P İ T A Lİ Z M İ N K A R A K İ TABI
Kapitalist ekonomi ve politikanın yönetim mekanizmalarında bulunanların yanı sıra
tekelci sermayenin denetimindeki yazılı, görsel ve işitsel medyanın köşe başını tutan
aydın ve gazeteciler de, sosyalizmin yenilgisinden aldıkları güvenle, kapitalizmin
olabilecek en müreffeh, en özgürlükçü toplum olduğunu bir şarkı nakaratı gibi
tekrarlıyorlar. Yaşananları ve yaşanmakta olanları gözlerden saklamaya çalışırken,
kapitalizmi yere göğe sığdıramıyorlar. Fransız yayınevi Le Temps Des Cerises’in
girişimiyle bir araya gelen seçkin, ilerici Fransız aydınları, gözalıcı bir parlaklık
altına gizlenmek istenen kapitalizmin ortaya çıkışından bugüne, icraatlarının en
genel hatlarıyla bir dökümünü çıkarmaya giriştiler... Ortaya Kapitalizmin Kara Kitabı
adını fazlasıyla hak eden kara, iğrenç bir tablo çıktı. Bu hacimli kitap, kapitalizmin,
ortaya çıkışından bugüne kadarki kötülük ve suç tarihinin küçük bir bilançosudur.
“Bütün gözeneklerinden kan ve çirkef sızdırarak” doğup gelişen kapitalizm, özünde
barındırdığı kötülük tohumu –sömürü– ile, ortadan kaldırılmadıkça insanlığın
ilerleyişine ket vurmaya ve insanlığa karşı suç işlemeye devam edecektir.
Çev.: Kerem Kurtgözü - 135 x 195 mm - 424 sf.
107
hazırlayan: AYDIN ÇUBUKÇU
b ilim a d a m la rınd a n
SAVAŞA KARŞI YAZILAR
… Savaş, tüm acımasızlığıyla ve özel mülkiyet dünyası için tüm zorunluluğuyla,
dünyanın bir köşesinden diğerine sıçrayıp duruyor. Şimdi, bu kâr savaşı, bu
emperyalist çıkar çatışmaları kapımıza bunca yaklaşmışken, akademinin,
bilginlerin, aydınların yapabileceği bir şeyler olduğuna ve savaşa karşı çıkma
onurunu taşıyan bilginlerin, bu tavrı bir belgeyle tarihe kaydetmesi gerektiğine
inandık. Sonuçta; oldukça geniş bir alanda çalışma yürüten 47 bilim adamından
gelen makalelerle kitabımız oluştu.
135 x 195 mm - 208 sf.
SEMİH HİÇYILMAZ
soyg un r üşvet cina yet
İŞTE DERİN DEVLET
Türkiye’nin son kırk yılı mercek altına alınan kitapta, pek çok tanıdık
isme rastlıyoruz. Son kırk yılın tanınmış hemen hemen bütün isimlerine.
Cumhurbaşkanlarından mafya tetikçilerine kadar bildik isimlere. Lockheed
rüşvet skandalı, hayali ihracat olayları, faili meçhul cinayetler, uyuşturucu
ticareti, Susurluk çetesi, kontrgerilla, darbeler ve darbeci generaller bir pazılın
parçaları gibi birleştirilip, bütünün gösterilmesi başarılıyor.
135 x 195 mm - 400 sf.
ÖNER ÜNALAN (RAGIP GELENCİK)
DİL GÜNLÜĞÜ
Öner Ünalan’ın (Ragıp Gelencik) 26 yılı kapsayan (1973-1999) günlüğü, dil ile ilişkili
gözlemler, izlenimler, düşünceler ve eleştirilerden oluşmaktadır. “Dil Günlüğü”,
konuyla ister istemez ilgilenen bütün okurlar, yazarlar, çevirmenler, daha
doğrusu, bütün ilerici güçler için bir kılavuz kitap niteliği taşıyor.
135 x 195 mm - 200 sf.
RAGIP ZARAKOLU
ALBATROS
2012 Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilen aklın ve vicdanın yazarı Ragıp
Zarakolu, kaleme aldığı yazılarında barışın, özgürlüğün ve insan hakları
mücadelesinin tavizsiz savunucusu oldu. Türkiye’de ezilen halklar kütüphanesi
oluşturulmasında büyük katkısı olan yazarımızın, barışa çağrı niteliğinde
olan yazılarını tutuklu yazarlarla dayanışma amacıyla “Albatros” adlı kitapta
topladık.
135 x 195 mm - 272 sf.
108
Çağdaş Türk Edebiyatı ile Tanzimat’tan 21. Yüzyıla Türk Edebiyatı Tarihi’ni,
Dünden Bugüne Türk Şiiri ile Türk şiirinin 800 yıllık panoramasını, Dünya
Halk ve Demokrasi Şiirleri ile dünya şiirleri antolojisini okuyacak, Masal Masal
Matitas ile masalın yetişkin yaşamında da kapladığı zengin yeri göreceksiniz.
Gülsüm Cengiz’in 20 yıl süren titiz çalışması ve yoğun emeği sayesinde
ortaya çıkan Kadınlar İçin Söylenmiştir ile Anadolu’da kadınların 6000 yıllık
şiirli tarihini okuyup şiirlerin yazıldığı dönemdeki toplumsal ilişkilere, değer
yargılarına, kadın yaşamlarına tanıklık edeceksiniz.
Bu kategori başlığı altında toplanan tüm antolojilerin her biri kendi alanında
birer başvuru kaynağı olma özelliği de gösteriyor.
hazırlayanlar:
ASIM BEZİRCİ
KEMAL ÖZER
5
CİLT
D ÜND E N B UGÜNE TÜ R K Ş İ İ R İ
1. Cilt Halk Şiiri, 2. Cilt Divan Şiiri, 3. Cilt Yeni Şiir (1900-1940), 4. Cilt Yeni Şiir (1940-1960),
5. Cilt Yeni Şiir (1960-2000).
Türk şiirinin 800 yıllık panoraması.
Dünden Bugüne Türk Şiiri, Türk şiirini gelişim evreleri içinde, tarihsel açıdan en önemli,
en güzel örnekleriyle sunan bir antoloji. XIII. yüzyıldan XX. yüzyılın sonuna dek uzanan
bir zaman dilimindeki şiir birikimine, şairlerinin taşıdıkları eğilimlere göre değil, şiirlerin
barındırdığı estetik ve tarihsel değerlere göre demokratik bir anlayışla yaklaşılıyor,
çağlar boyunca geçilen bütün yollar ve varılan bütün sonuçlar cilt cilt sergileniyor.
Bu kapsamlı çalışmada, Kemal Özer’in “Tanzimat’tan Günümüze Türk Şiirinin
Görünümü ve Evreleri” başlıklı değerlendirme yazısının yanı sıra, antolojide
yer alan şairlerin ayrıntılı yaşamöykülerine de yer veriliyor. Halk Şiiri ve Divan
Şiiri’nin sonuna eklenen sözlükler de okuyuculara anlama kolaylığı sağlıyor.
Asım Bezirci’nin, bilinen edebiyat araştırmacısı / eleştirmen titizliği ve Kemal
Özer’in katkılarıyla...
160 x 240 mm - 1900 sf.
111
ŞÜKRAN KURDAKUL
4
CİLT
Ç A ĞD A Ş T ÜR K E D E Bİ Y A TI
1. Cilt Meşrutiyet Dönemi 1, 2. Cilt Meşrutiyet Dönemi 2, 3. Cilt Cumhuriyet Dönemi 1
(Şiir), 4. Cilt Cumhuriyet Dönemi 2 (Öykü/Roman, Deneme/Eleştiri, Edebiyat Tarihi,
Tiyatro/Düşün).
Çağdaş Türk Edebiyatı, Türk edebiyatının Tanzimat’tan günümüze gelişimini, belli başlı
aşamalarını, özelliklerini ve temsilcilerini inceliyor. Bu kapsamlı çalışmayla edebiyat
tarihimiz, diyalektik bir bakışla incelenip yorumlanıyor; edebiyat tarihçiliğinin başarılı
bir örneği sunuluyor.
Edebiyat tarihine diyalektik bakışın zenginliğini taşıyan bu eser, bir baş eserdir bugün
ve bu niteliğini yıllarca da koruyacaktır sanıyorum.
Server Tanilli
Kurdakul, toplayıcı, derleyici olmaktan çok yorumcu bir edebiyat tarihi anlayışını
getiriyor yazınımıza. Bununla birlikte yazınımız, toplumsal açıdan bu yapıtta
değerlendiriliyor.
Adnan Binyazar
“Çağdaş Türk Edebiyatı her evde bulunması gereken bir başvuru kitabı, tarih,
ansiklopedi, bilgi ve bilinç kaynağı; ama her zaman tatla okunabilecek bir güldeste
niteliği de var. Edebiyat tarihçiliği böyle olur.”
İlhan Selçuk
160 x 240 mm - 1336 sf.
112
hazırlayan:
A. KADİR
3
CİLT
D ÜNYA HA LK V E D EMO K R A S İ Ş İ İ R L ER İ
“İçinde yaşadığımız dünyayı nasıl görüyoruz? Bize gösterildiği gibi mi, yoksa gerçek
yüzüyle mi? Elbet emeğin, emekçinin yoğurduğu bir maya var ve bu belirliyor dünyanın
gerçek yüzünü. Her alanda olduğu gibi sanatta da bu böyle. Şiir, sanatın en köklü dalı
olarak, bu yüzün ortaya çıkmasında, görülür kılınmasında önemli bir yer tutuyor.
A. Kadir’in büyük bir emekle, titiz bir çalışmayla başlattığı Dünya Halk ve Demokrasi
Şiirleri antolojisi, işte bu işlevi yansıtan ürünlerden. Onu okuduğumuzda, şiiri yalnız
belli ülkelerle, belli başlı ozanlarla değil, bütün kara parçalarını çağlar boyunca
kapsayan ana damarıyla buluşuyoruz.
Antolojinin her cildi, biraz daha belirlilik kazanan bir yüzü çıkarıyor karşımıza.
Mayasında emeğin, emekçinin yer aldığı bir dünyanın gerçek yüzünü.”
Kemal Özer
160 x 240 mm - 1267 sf.
113
GÜLSÜM CENGİZ
KA D I NLA R İ Ç İ N SÖ Y L EN Mİ Ş T İ R
a nadolu’d a kadınların şiirli t ar i h i
Anadolu çağlar boyu acılı kadın yaşamlarına tanıklık etti. Şairlerin kıvrak, usta dilleri
katıldı bu tanıklığa... 20 yıl süren bu çalışmanın amacı; insanlık tarihinin başından bu
yana Ege’den Mezopotamya’ya, Karadeniz’den Akdeniz’e kadar yaşadığımız coğrafyada
çeşitli evrimlerden geçmiş kadın yaşamlarına şiirli bir tanıklık sunmaktır... Şiirlerin
yazıldığı dönemlerdeki toplumsal ilişkilere, değer yargılarına, kadının toplumsal
yaşam içindeki yerine, kadın erkek ilişkilerine, kadın yaşamlarına ışık tutabilmek...
Kadınların yaşam koşullarını ortaya koyarken; değişme istek ve çabalarına, bu uğurda
verilen mücadeleye, direnç ve umuda tanıklık etmek ve bir kaynak oluşturabilmek...
Kadının cins olarak da emekçi olarak da sömürülmediği bir dünya kurma ve insanın
özgürleşme mücadelesine küçük bir katkı sunabilmek için...
160 x 240 mm - 648 sf.
114
MELEK ÖZLEM SEZER
M A SA L M A SA L M A T İ T AS
yetişkinler için masal ant ol oj i si
“Masallar ve Toplumsal Cinsiyet”le, masalın ideolojik arka planını analiz eden ve
çocukken aldığımız iletilerin yetişkin yaşamımızı nasıl etkilediğini inceleyen Melek
Özlem Sezer, bilinçaltı oyunlarıyla yaşamımızı zorlaştıran masalları anlatmıştı.
Şimdi de on iki yıllık bir çalışmanın ürünü olan “Masal Masal Matitas”la, hayatımızı
zenginleştiren masalları paylaşıyor. Masalın yetişkin yaşamında da yalnızca kendi
türüne özgü hazlarıyla, kurgu ve dil olanaklarıyla, kimi zaman acarlığıyla, kimi zaman
felsefi derinliğiyle ve en önemlisi kuşaklar boyu sınanarak aktarılan hayat bilgisiyle
yabana atılmayacak bir zenginlik sunduğunu gösteriyor. Tutkusunu yitirmemiş bir akıl
ve akıldan vazgeçmemiş bir tutkuyla yazılan masalların peşine düşüyor.
135 x 195 mm - 200 sf.
115
Güncel temalı kitapların yanında, yayınevimiz “Özel Kitaplar” başlığı altında
toplayabileceğimiz kitaplar da yayımladı. Görevi başındayken polislerce
gözaltına alınıp dövülerek katledilen Evrensel Gazetesi Muhabiri Metin
Göktepe’yi konu alan Metin Göktepe Gazeteciyim başlıklı kitap bunlardan biri.
Türkiye’de demokrasi ve basın özgürlüğü mücadelesi bakımından bir simgeye
dönüşen Metin Göktepe’nin kitabı da, tıpkı davasında olduğu gibi ortak bir
çabanın ürünü olarak açığa çıktı. Göktepe davasını izleyen meslektaşları,
ailesi, avukatları ve gazetesinden arkadaşlarının ortak emeği ile oluşan bu
kitapta, Metin Göktepe’nin doğumundan başlayarak hayat hikâyesi, politik
kimliği ve gazetecilik serüveni anlatılıyor. Yayınevimiz bu kitabı yayımlarken,
bilinen anlamda bir anı ya da biyografiden öte, halkı doğru bilgilendirmek için
canını esirgemeyen gazeteci tipine bir örnek sunmayı amaçladı.
GÜNEY ÖZKILINÇ
YÜZ ÜM D E NÂ ZI M İ Z İ V AR
nâzım’ın b ursa’daki insan l ar ı
Yaşamının 13 yıla yakını hapishanelerde geçen Nâzım Hikmet, Bursa Cezaevinde 11 yıla
yakın tutsak kalmış ve Memleketimden İnsan Manzaraları, Piraye İçin Yazılmış: Saat
21- 22 Şiirleri başta olmak üzere, en beğenilen eserlerini Uludağ’ın yanı başındaki bu
kentte kaleme almıştır.
Bursa’da yüzlerce mekânda yüzlerce tanıkla görüşülerek yapılan bu çalışmada görüldü
ki Nâzım Hikmet, İkinci Dünya Savaşı’nın hüküm sürdüğü yıllarda, ülkemizde tek parti
yönetiminin iktidar olduğu dönemde, cezaevine değişik nedenlerden girmiş insanların
düşünce dünyasını değiştirmiştir. O, Bursa Cezaevini bir enstitüye çevirmiş, insanlara
yaşama bir başka pencereden bakmayı öğretmiştir.
Bursa’nın kaplıcalarında, hanlarında, sokaklarında, evlerinde, Nâzım Hikmet’in ve onu
ziyarete gelenlerin ayak izlerini görmeniz mümkündür...
230 x 320 mm - 200 sf.
119
SAVAŞ ÇEKİÇ
GÖSTEREN: SAVAŞ ÇEKİÇ!
a f işler
Katalog-kitapta yer alan afişler arasında iletişim-hoşgörü, politika, barış, çevre,
kadın gibi konuların işlendiği; tiyatro, sergi ve diğer sanatsal etkinliklere ilişkin,
politik, yayınevleri için hazırlanmış afişler bulunuyor. Savaş Çekiç, kitapta yer
alan ve çoğu yurtiçi ve yurtdışında sergilenen ve çeşitli ödüller alan tasarımların
yanlarına kısa açıklamalar eklemiş.
160 x 240 mm - 216 sf.
KOLEKTİF
HOMUR
m iz a h seçkisi
Anadolu’nun bir kasabasında bir nalbant dükkânı görmüştük bir vakit, dükkân silme
at nalı doluydu; ocağın başındaki belki yüz yaşındaki adam sürekli at nalı yapıp,
ürettiklerini tezgâha diziyordu. Ama dikkat ettim, o kasabada görünürde at yoktu,
gelişen teknoloji at gereksinimini kaldırmıştı, motorlu araçlar dolanıyordu her yerde.
Sorduk o yüz yaşındaki adama; “Neden bu kadar çok nal yapıyorsun?” diye, adamın
yanıtı ilginçti: “Buradaki tek nalbant benim, ben yapmazsam başka kim yapacak?”
200 x 280 mm - 80 sf.
SEFER SELVİ
ELEM VE ISTIRAP KARİKATÜRLERİ
İnsan kendini birçok yöntemle ifade edebilir. Sefer Selvi bunu çizgilerle yapma
yolunu seçmiş bir karikatürist. Gerçekleri çizmek, çizerken mizahın dilini
kullanmak ve yanlış politikaları eleştirmek... Sefer Selvi’nin çizgilerini bu öğelerden
ayıramazsınız. Tayyip Erdoğan, halkı diliyle kandırmaya çalışırken de Sefer Selvi’nin
çizgileri hep gerçekleri anlattı. Tayyip’in açtığı davalar Yargıtay’dan dönerken
mizah ve gerçekler kazandı. Tayyip Erdoğan ne yapıyor, nerede duruyor, kimlerin
dostu, kimlerin düşmanı? “Elem ve Istırap Karikatürleri” işte bu gerçeği anlatıyor.
140 x 200 mm - 176 sf.
120
EVRENSEL
BASIM YAYIN
M E T İ N GÖ K T E P E
“ gazeteciyim”
Yayınevimizin ‘demokrasiye bir katkı’ olması dileğiyle okura sunduğu kitapta, şu ana
kadarki tüm gazeteci cinayetlerini de açıklayan, polisin suçüstü yakalandığı bir ‘gazeteci
cinayeti’ konu ediliyor. Metin Göktepe’nin kendisinin çektiği ve kendisiyle ilgili toplam
80 fotoğrafın kullanıldığı kitap, beş ana bölümden oluşuyor. Birinci bölümde, Metin
Göktepe’nin, olayın gerçekleştiği 8 Ocak 1996 günü gazeteden göreve gitmek üzere
ayrılışından başlayarak, gözaltına alındığı Eyüp Kapalı Spor Salonu’nda öldürülüşüne
kadar geçen süre, arkadaşlarının ve tanıkların anlatımlarıyla sunuluyor. İkinci bölümde
ise, sanık polislerin, Emniyet ve İçişleri Bakanlığı müfettişlerine verdikleri ifadelere
dayanılarak cinayet dakika dakika belgeleniyor. Sonraki bölümde de, ateşten bir top
gibi, ilden ile sürülen Göktepe davasıyla ilgili süreç Göktepe’nin avukatları ve davayı
izleyen gazetecilerin izlenimlerinden yararlanılarak aktarılıyor. Dördüncü bölümde,
Evrensel gazetesi muhabiri Göktepe’nin gazeteciliği, meslektaşları ve mesai arkadaşları
tarafından anlatılıyor. Son bölümde ise, arkadaşları ve ailesi, Metin Göktepe’nin
çocukluğundan başlayarak üniversite yılları ve sonrasındaki yaşamını aktarıyor.
Evrensel gazetesi muhabiri Göktepe’yi anlatan kitap, gazetecinin öldürülmesini
izleyen bir yıllık hukuk mücadelesinin göstergesi ve kitlesel tepkiler ekseninde çizilen
bir Türkiye panoraması aynı zamanda. Yayınevimiz, emek ve demokrasi mücadelesine
bir katkı olmasını umduğu bu kitabı yayınlamaktan kıvanç duyar.
200 x 240 mm - 204 sf.
121
123
Bezirci’nin eserlerinin Evrensel Basım Yayın’da olması bir rastlantı değil,
bilinçli bir tercihtir. Bu tercih, hem Bezirci’nin hem de yayınevimizin izlemiş
olduğu çizginin kesiştiği adrestir. Çünkü Asım Bezirci, eserlerini hazırlarken
savunduğu dünya görüşünü, bilimsel sosyalizmi edebiyat alanına uygulamış,
nesnel/bilimsel eleştiri yöntemini ileriye taşımıştır. Böylece, ülkemizde
edebiyat eleştirmenliğinin ve edebiyat tarihçiliğinin önemli temsilcilerinden
biri olarak anılmayı hak etmiştir. Bilimsel sosyalist eleştiri yöntemi, Marksist
estetik, edebiyatta doğalcılık ve sosyalist gerçekçilik Asım Bezirci’nin
eserlerindeki sağlamlığın kaynağıdır. Edebiyat olayını, edebiyatçıyı veya
eserini nesnel/bilimsel yöntemle, yaşanılan dönemin özellikleri ve onu
çevreleyen koşulları dikkate alarak inceler; yüzeysel bir derlemeci, kaba bir
özetçi ve aktarımcı değildir. Yüzlerce, kimi zaman binlerce kaynağa ulaşarak
bir karınca titizliğiyle âdeta hiçbir açık bırakmadan hazırlamıştır eserlerini.
Edebiyatta bir ayrıntı ustasıdır Asım Bezirci.
O aynı zamanda bir monografi ustasıdır. Hazırladığı monografiler tüm
ayrıntılarıyla okuyucuya, edebiyat tarihçilerine ve eleştirmenlerine titizlikle
hazırlanıp sunulmuş kaynak özelliği taşır. Eksiksiz birer başvuru kaynağıdır.
Edebiyatımızda bir parmak izidir Asım Bezirci. Onun yapıtlarını ve bıraktığı
izi, nesnel/bilimsel eleştiri yöntemini genç kuşaklara ve eleştirmenlere
ısrarla hatırlatmak, onun titizliğinden derinliğinden öğrenmelerini sağlamak
bir görevdir. Bezirci’nin yapıtları yayınevimizin yüz akıdır ve kültür sanat
alanındaki basitliğe ve gerici kuşatmaya karşı bir yanıttır.
ASIM BEZİRCİ
P İ R SULT A N
-yaşamı, kişiliği, sanatı, e t ki si , bü t ü n şi i r l e r i “Pir Sultan günümüzden dört yüz yıl önce yaşamış. Ardından aynı adı kullanan yedi
Alevi şair daha gelmiş. Zamanın durmayan eli, hepsini bir teknede yoğurmuş. Yaşamları
gibi, kişiliklerini ve şiirlerini de birbirine karıştırmış. Öyle ki, gün gelmiş, onları hem
birbirinden, hem de Pir Sultan’dan ayırmak çetin bir sorun olmuş.” Asım Bezirci, bu
kitabında söz konusu sorunu çözmeyi deniyor. Kitabın “İnceleme” bölümünde Pir
Sultan’ın yaşamını, kişiliğini, sanatını ve ürünlerini yeni bir yaklaşımla derinlemesine
gözden geçiriyor. “Derleme” bölümünde ise bütün şiirlerini bir araya topluyor. Şiirlerin
sonuna eski ve yabancı sözcükleri, özel deyimleri açıklayan bir “Sözlük” ekliyor. Bunu,
zengin bir “Kaynakça” ile tamamlıyor.
135 x 195 mm - 486 sf.
125
ASIM BEZİRCİ
BİLİMDEN YANA
Asım Bezirci’nin eleştiri yönteminin bir uygulaması sayabileceğimiz “Bilimden
Yana”, üç bölümden oluşuyor. Birinci bölümde “eleştirinin kuramı ve yöntemi”
enine boyuna inceleniyor. Öznel/izlenimsel eleştirinin özellik ve sakıncaları
sergileniyor. Buna karşılık, nesnel/bilimsel eleştirinin nitelik ve yararları
belirtiliyor. İkinci bölümde başlıca denemeci ve eleştiricilerimiz yargılanıyor.
Üçüncü bölümde ise Asım Bezirci’nin şiir, edebiyat, eleştiri, gelenek, etkileme ve
tanıtma üstüne yazarlarla yaptığı konuşmalar yer alıyor.
135 x 195 mm - 268 sf.
ASIM BEZİRCİ
SOSYALİZME DOĞRU
Yayınevimizce daha önce yayınlanan “Bilimden Yana”yı bütünler nitelikteki
“Sosyalizme Doğru”, araştırma ve eleştirmeleri kapsıyor. Asım Bezirci, kitapta,
bilimsel/sosyalist eleştiri, Marksist estetik, edebiyatta doğalcılık, sosyalist
gerçekçilik üzerinde duruyor. Sanat ve politikanın kimi temel kavramları
açıklanıyor ve bu çerçevede Yaşar Nabi, Kemal Tahir, Behçet Necatigil, Nurullah
Ataç, Memet Fuat, Fethi Naci, Metin Erksan... gibi yazarlar eleştiriliyor.
135 x 195 mm - 176 sf.
ASIM BEZİRCİ
ORHAN KEMAL
- ya şa m ı, sa na tı, eser leri, a nılarıBu kitapta, büyük halk yazarı Orhan Kemal’in hayatı, sanat anlayışı, romancılığı,
hikâyeciliği, oyun ve röportaj hazırlığı ayrıntılarıyla ele alınıyor. Ayrıca, her
bölümün başında Orhan Kemal için yazılmış şiirlerden biri sunuluyor. Sonda ise
Orhan Kemal’in bütün eserlerinin dökümü ile onlarla ilgili geniş bir kaynakça
veriliyor. Orhan Kemal’i yakından ve derinliğine tanımak, incelemek isteyenler
için bu kitabın çok önemli bir başvuru kaynağı olduğunu düşünüyoruz.
135 x 195 mm - 272 sf.
ASIM BEZİRCİ
ORHAN VELİ
- ya şa m ı, kişiliğ i, sa na tı, eserleriKitapta, Orhan Veli’nin yaşamı, kişiliği, sanatı ve eserleri, yazarın gelişim
çizgisi izlenerek değerlendiriliyor. Kitapta, ayrıca, Orhan Veli’nin eserlerinin ve
çevirilerinin dökümü, bu konuda yazılmış yazıların kanakçası yer alıyor. Orhan
Veli çalışması, okuyucular için olduğu kadar edebiyat tarihçileri, incelemecileri
ve şairler için de çok yararlı bir başvuru kitabıdır.
135 x 195 mm - 174 sf.
126
ASIM BEZİRCİ
NÂZIM HİKMET
- ya şa m ı, şa irliğ i, eserleri, san atıAsım Bezirci, Nâzım Hikmet’in dünya görüşü ile sanatı arasındaki bağı, şairliğinin
gelişim evrelerini ortaya koyuyor. Denebilir ki, bu kitap, Nâzım üstüne yapılmış en
zengin çalışmadır. Atilla Özkırımlı, Nâzım Hikmet çalışması için şu değerlendirmeyi
yapmıştır: “Bezirci’nin yapıtı kendi alanında tek derli toplu çalışma.” Hasan
İzzettin Dinamo bu çalışma için, “İnsan, Nâzım üstüne aradığı her kitabı, her
yazıyı bu hazinede bulabilir” demiştir.
135 x 195 mm - 272 sf.
ASIM BEZİRCİ
NURULLAH ATAÇ
Nurullah Ataç, tüm varlığını edebiyata adamış bir yazar. Büyük bir dil ustası,
çevirmen. 80’i aşkın dergiye dağılmış 4 bini aşkın yazıya imza atmış üretken bir
denemeci. Bezirci, Ataç’ın eleştiri anlayışını ve uygulayışını tüm yönleriyle ele
alıyor. Ataç’ın eleştiri kuram ve yöntemi bu eserin başlıca araştırma ve inceleme
konusunu oluşturmakla birlikte, yaşamı, kişiliği ve yayınlanmış yazılarının
dökümü de kitapta yer alıyor. Kitabın devamında ise, Ataç’ın eleştirmen ve eleştiri
üstüne yazdığı ancak kitaplarına girmeyen, Bezirci tarafından derlenen yazılar
yer alıyor.
135 x 195 mm - 288 sf.
ASIM BEZİRCİ
NEZİHE MERİÇ
Asım Bezirci’nin monografi çalışmalarından “Nezihe Meriç”, ilk kez yayınlanıyor.
Bir monografi ustası olan Asım Bezirci, bu çalışmasında hikâye, roman ve oyun
yazarlarımızdan Nezihe Meriç’i tüm yönleriyle ele alıyor. Birinci bölümde yazarla,
yaşamı ve yazarlığı üzerine yaptığı uzun söyleşiye yer veriyor. Devamında Nezihe
Meriç’in öykücülüğünü, romancılığını, oyun yazarlığını ele alıyor, bu konularda
yapılmış değerlendirmelere yer veriyor.
135 x 195 mm - 208 sf.
ASIM BEZİRCİ
ABDÜLHAK HÂMİT
- ya şa m ı, ça ğ ı, şa ir liğ i, oyu n yazarlığı, seçmelerAbdülhak Hâmit, kişiliği, eserleri en çok tartışılan şairdi. Ancak döneminin
yazınına yeni bir soluk ve açı getirdiği kuşkusuz herkesçe kabul edilir. Asım
Bezirci’nin yazılı kaynakların hepsini bilimsel bir süzgeçten geçirerek hazırladığı
Abdülhak Hâmit monografisini yeniden yayınladık.
135 x 195 mm - 256 sf.
127
ASIM BEZİRCİ
SA B A HA T T İ N A Lİ
- yaşamı, kişiliğ i, sanatı, ese r l e r i Kuyucaklı Yusuf ve Kürk Mantolu Madonna gibi iki dev eserin yazarı Sabahattin Ali,
edebiyatımızda bir dönüm noktasıdır. 30’lu yıllarda kent ve kır yaşamındaki çelişkileri
derin bir sezgiyle kaleme aldığı eserlerinde, gerçekçiliği ve lirizmi ustalıkla birleştirir.
Onun sıradanın içindeki kahramanı, gösterişin içindeki yalınlığı, yalnızlığın içindeki
kalabalığı, sabrın içindeki başkaldırıyı bir dantel gibi işlediği öykü ve romanları
bize bugün de eşsiz tatlar verir, ufkumuzu genişletir. Çeşitli dergilerde ve özellikle
Marko Paşa’da yazdığı yazılar yüzünden sürekli iktidarın hışmına uğrayan Sabahattin
Ali’nin yükselttiği onurlu sese uzun süre tahammül edilemedi. Ülkede soluk almasının
zorlaştığı bir zamanda yurtdışına çıkmak üzereyken çok genç yaşında öldürüldü.
Sabahattin Ali monografisinde, bu büyük halk yazarının yaşamı, kişiliği, sanatı,
hikâyeleri ve romanları derinlemesine incelenip değerlendiriliyor. Ayrıca kitabın
sonunda geniş bir kaynakça veriliyor.
135 x 195 mm - 248 sf.
128
ASIM BEZİRCİ
EDEBİYAT BAHÇESİNDE
Asım Bezirci’nin “Edebiyat Bahçesinde” adıyla bir araya getirdiği bu derlemede,
farklı görüşlere sahip şair ve yazarların şiir, roman, edebiyat ve eleştiri üzerine
yazdıkları denemelerin yanı sıra Jacob, Eluard, Brecht, Nâzım Hikmet, Camus,
Sartre, Zola, Sagan, Anselm üzerine yapılmış kısa araştırmalar yer alıyor. Kitabın
başına ise, şiir üstüne söylenmiş özlü sözler eklenmiş. Aragon, Alain, Maurois,
Elsa Triolet, J. Jaurés, Lukacs, Plehanov, “bahçede” ürünleri bulunan yazarlardan
bazıları.
135 x 195 mm - 144 sf.
ASIM BEZİRCİ
İKİNCİ YENİ OLAYI
Asım Bezirci, İkici Yeni Olayı çalışmasında, bu hareketi bütünlüklü bir bakış
açısıyla ve derinlemesine inceliyor, tartışmaya çok önemli boyutlar kazandırıyor.
Onun tarihçesini, kaynaklarını, sorunlarını ve ürünlerini gözden geçiriyor. Ünlü
şairlerini teker teker, diğerlerini topluca eleştiriyor; savunucularıyla tartışıyor.
En sonra da İkinci Yeni’den seçilmiş şiirler ile geniş bir kaynakça sunuyor.
135 x 195 mm - 360 sf.
ASIM BEZİRCİ
1950 SONRASINDA HİKÂYECİLERİMİZ
- eleştiriler, konuşm a la r 1950 Sonrasında Hikâyecilerimiz yirmi iki hikâyeciye ilişkin incelemeler ile
onlardan altısıyla yapılmış konuşmaları içeriyor. Türk hikâyesinin son yarım
yüzyılına damgasını vurmuş hikâyecilerimizin büyük bir bölümü nesnel/bilimsel
bir yöntem ve görüşle ele alınıyor, eserleri çözümlenip eleştiriliyor. Bu eleştirilerin
edebiyat tarihimize bir katkısı olacağını ve okurlar ile öğrenciler kadar hikâye
yazarlarımızı da ilgilendireceğini umuyoruz.
135 x 195 mm - 264 sf.
ASIM BEZİRCİ
SEÇME HİKÂYELER
- ya z a rla r ı, eserleri, eleştiriler, kayn aklarUzun ve titiz bir çalışmanın sonucunda hazırlanan “Seçme Hikâyeler”, Nâbizâde
Nâzım’ın “Karabibik”inden Murathan Mungan’ın “Kırk Oda”sına kadar öykülerimizi
kronolojik bir sırayla inceliyor. Asım Bezirci’nin ölümünden sonra edebiyatımıza
kazandırılan öyküler Refika Bezirci tarafından taranarak kitaba eklendi ve
zenginleştirildi. “Seçme Hikâyeler”, Tanzimat’tan günümüze kadar öykünün
serüvenini tanımak isteyenler için bir başvuru kaynağı niteliği taşıyor.
135 x 195 mm - 568 sf.
129
ASIM BEZİRCİ
SEÇME ROMANLAR
- ya z a r la r ı, öz etler i, eleştirile ri, kayn aklarAsım Bezirci, tüm bir roman külliyatımızı elden geçirip derleyerek hepsini bir arada
sunmayı ve edebiyatımız hakkında derli toplu bir fikir edinmeyi sağlayan “Seçme
Romanlar” adlı çalışmasıyla bir kez daha okurlarımızın karşısına çıkıyor. Bu kitapta,
romancılığımızın evrim çizgisi bakımından önemli görülen kimi eserlerden bölümler
de yer alıyor. Asım Bezirci’nin Sivas katliamında ölümünden sonra yazdığı eserler de
Refika Bezirci tarafından derlenerek kitap zenginleştirildi.
135 x 195 mm - 520 sf.
ASIM BEZİRCİ
HALKIMIZIN DİLİYLE BARIŞ ŞİİRLERİ
“Halkımızın Diliyle Barış Şiirleri”, insanlığın ortak tutkusunun ürünü. “Halkımızın
Diliyle Barış Şiirleri”, ‘İnceleme” ve ‘Derleme’ başlıklarını taşıyan iki bölümden
oluşuyor. Birinci bölümde genel olarak savaşın ve barışın tanımları, özellikleri,
kanalları açıklanıyor; ayrıca Osmanlı İmparatorluğu ile Cumhuriyet Türkiyesi’nde
barışın tarihiyle halk şairlerinin ürünleri çözümlenip değerlendiriliyor. İkinci
bölümdeyse III. yüzyıldan günümüze kadar, halkımızın savaşa karış ve barışa dair
söylediği seçme destanlar, türküler, ağıtlar sunuluyor.
135 x 195 mm - 180 sf.
ASIM BEZİRCİ
ŞAİRLERİMİZİN DİLİYLE BARIŞ
Kitap, “Şirimizde Barış” ve “Barış Şiirleri” adlı iki bölümden oluşuyor. Birinci
bölümde önce savaş ve barışın tanımları yapılıyor, haklı ve haksız savaşlar üzerinde
duruluyor. Devamında Balkan, I. ve II. Dünya, Kore ve Vietnam gibi 20. yüzyılın en
büyük savaşları ile atom, hidrojen, nötron gibi savaş silahlarına ilişkin tarihsel
bilgiler veriliyor. Şairlerimizin bu savaş ve bombalara gösterdiği tepkiler örnekleriyle
açıklanıp değerlendiriliyor. İkinci bölümde ise haksız savaşlara karşı çıkan, barıştan
yana tutum alan şairler kısaca tanıtılarak şiirlerinden seçmeler sunuluyor.
135 x 195 mm - 238 sf.
ASIM BEZİRCİ
TEMELE GÜL DİKENLER
“Temele Gül Dikenler”, toplumcu şiirimizin belli başlı yol açıcılarını ve 40 kuşağının
bir kesimi ile birkaç sürdürücüsünü bir araya topluyor, en temel çizgileriyle
tanıtıyor ve şiirinden örnekler veriyor. Az çok birbirine yakın düşen bu şairleri
bir araya getirmekle tutarlı bir bütün oluşturmayı amaçlıyor. Eleştirmekten çok
tanıtmak amaçlı çalışma şu isimleri kapsıyor: Nâzım Hikmet, Yaşar Nezihe, Hasan
İzzettin Dinamo, Rıfat Ilgaz, Cahit Irgat, A. Kadir, Fethi Giray, Niyazi Akıncıoğlu,
Enver Gökçe, Attila İlhan, Şükran Kurdakul, Hasan Hüseyin.
135 x 195 mm - 176 sf.
130
ASIM BEZİRCİ
GÜLE DİL VERENLER
1993’te Sivas’ta Madımak Oteli’ndeki katliamda öldürülene kadar, sayısız araştırma
ve inceleme yapıtı veren Bezirci, Güle Dil Verenler’e aldığı çoğu genç şairlerimizi,
eserlerinden örnekler sunarak tanıtırken, bu yapıtların ortaya çıktığı toplumsal
koşullarla edebiyat ortamını da tasvir ediyor. Sabri Altınel, Gülten Akın, Kemal Özer,
Ataol Behramoğlu, Ahmet Telli, Gülsüm Cengiz, Ahmet Erhan gibi toplumcu gerçekçi
şairlerin yer aldığı “Güle Dil Verenler”, bugünkü şiirimizin hangi dönemeçlerden
geçtiğini anlayabilmek açısından önemli bir rehber niteliğinde.
135 x 195 mm - 160 sf.
ASIM BEZİRCİ
HALK VE SOSYALİZM İÇİN KÜLTÜR VE EDEBİYAT
Asım Bezirci’nin yayınevimiz tarafından yeniden yayınlanan eserlerinin arasında
Halk ve Sosyalizm İçin Kültür ve Edebiyat adlı yapıtın ayrı bir yeri var. Bezirci
bu kitabında, halktan kopuk ve ona yönelik olmayan edebiyatı eleştirirken,
esinini işçi sınıfı mücadelesinden alan bir yazınsal uğraşın karakteristiklerini
belirleyerek bir ayrışmayı gerçekleştiriyor. Kitapta, ayrıca, Bezirci’nin kimi önemli
şair ve yazarlara yönelttiği eleştiriler de yer alıyor.
135 x 195 mm - 214 sf.
ASIM BEZİRCİ
METİN ELOĞLU - EDİP CANSEVER
Monografi, bir yazar ya da şair üzerine ayrıntılı inceleme demektir ve
edebiyatımızda örneği az sayıdadır. Asım Bezirci, nesnel/bilimsel eleştirinin
olduğu kadar monografinin de öncülerindendir. Onun monografileri (Abdülhak
Hâmit, Ahmet Haşim, Orhan Veli, Ataç, Orhan Kemal, Sabahattin Ali, Rıfat Ilgaz,
Oktay Akbal, Nezihe Meriç) edebiyatın en tartışılan ve öncü yazar ve şairlerinin
edebi kişiliklerini aydınlatmada en önemli el kitaplarıdır. Bu kitapların yanında
Edip Cansever ve Metin Eloğlu monografilerinin ayrı bir yeri vardır.
135 x 195 mm - 168 sf.
ASIM BEZİRCİ
TÜRK-YUNAN DOSTLUK VE BARIŞ ŞİİRLERİ
Türkiye ve Yunanistan halkları, aralarında köklü kültürel bağlar ve komşuluk
ilişkileri bulunan iki dost halk. Ne var ki her iki ülkenin şoven yönetim çevreleri,
sıcak tutulan, tırmandırılan gerginliği, âdeta yönetme tarzlarının bir parçası
haline getirmişler. Bu bakımdan Bezirci’nin bu özenli çalışması, pasif bir barış
özlemini değil, aktif bir anti-şovenist tutumu dile getiriyor. Kitabın sonunda Kıbrıs
adasının iki halkından şairlerden yükselen barış haykırışlarına yer veriliyor.
135 x 195 mm - 248 sf.
131
Ortadoğu’nun en köklü halklarından biri olan Kürtler, engin bir tarih ve kültür
mirasına sahiptir. Ancak, Kürtleri bir halk, bir ulus olarak kabul etmeyenler,
Kürt tarih ve kültürünü de yok saydılar. Türkiye’yi sömürü ve baskı eşliğinde
yöneten egemen güçler, Kürt dili, tarih ve kültürü üzerinde eşine az rastlanır bir
baskı uyguladılar. İnkâr, tahribat ve çarpıtma süregeldi. Tarih boyunca süren
bu inkâr ve asimilasyon politikası, Kürt dili, tarihi ve kültürü üzerinde büyük
yıkıma neden oldu; Türk ve Kürt halkının kültürel zenginliklerinin önünü tıkadı,
barışı ve kardeşliği engelledi. Kürt halkının acılarını, özlemlerini, sevinçlerini,
aşklarını, direnişlerini, kahramanlıklarını ve acılarını harmanladıkları ağıtlar,
türküler, şiirler, destanlar, hikâyeler... yazılı ve sözlü olan her şey yasaklandı,
her şey yok sayıldı. Kürt dili ve kültürünü geliştirmeyi desteklemek ve teşvik
etmek yerine, hâlâ engeller çıkarılıyor.
Evrensel Basım Yayın’ın Kürt Tarih ve Kültür Dizisi, bu alandaki diğer
çalışmalarla birlikte inkârcı yaklaşıma bir yanıt olmuştur.
Türkiye’de yayınlanmamış olan Kürt tarih ve kültür birikiminin Kürtçe ve
Türkçe olarak yayımlanmasına, bundan sonra daha da çok ihtiyaç duyulacaktır.
Ayrıca, Kürt aydınlarının, genç edebiyatçı ve yazarların kültür, sanat ve diğer
alanlardaki yeni çalışmalarını desteklemek ve yayınlamak da yayınevimizin
görevidir.
Kürt Tarihi ve Kültürü Dizisi halkların kardeşliği, barış ve demokratikleşme
mücadelesini zenginleştiren ve yeni boyutlar kazandıran kitaplar olarak
değerlendirilmelidir.
AHMET KAHRAMAN
K ÜR T İ SYA NLA R I
tedip ve tenkil
Kürtlerin tarihi, acılı bir tarihtir. Hiç dinmeyen bir var olma mücadelesinin kan ve
gözyaşıyla, aldatma, hile ve ihanetle iç içe ilerlediği yüzlerce yıllık bir tarih. Kürt
İsyanları, tarihin en acılı kesitlerinden birini oluşturan bu tarihin kapısını aralıyor
ve okuru tanıklığa çağırıyor. Büyük mücadeleler, büyük oyunlar, büyük ihanetler
önümüze seriliyor. Aynı darağacında sallanan babalar ve oğullar; insanı, hayvanı ve
barınaklarıyla topluca yok edilen köyler; kurşunlanmış bedenlerden dolayı kıpkızıl
akan dereler, ele geçmemek için kendilerini uçurumlardan atan genç gelinler.
Kürt İsyanları, bugüne kadar konu hakkında yapılmış tüm çalışmalara ve resmî tarih
belgelerine başvurmanın yanında, yazarın yıllar süren özel çalışmalarına dayanıyor.
Kürt isyanları içinde yer almış, olaylara tanık olmuş kişiler ile bunların yakınlarıyla yüz
yüze yapılmış görüşmeler kitaba canlı bir belgesel özelliği kazandırıyor. Asıl olarak
20. yüzyıl Kürt mücadelelerine yer veren kitapta Koçgiri, Şeyh Said, Ağrı ve Dersim
“isyanları” tüm ayrıntılarıyla, öykü tadı veren, canlı, duygulu bir üslupla anlatılıyor.
135 x 195 mm - 364 sf.
135
SİNAN GÜNDOĞAR
KÜRT MASALLARI
Çok zengin bir kaynak içinden seçilip derlenen bu az sayıdaki masal ve özellikle
de bu masallarda geçen şiirsel metinler elden geldiğince özenle Türkçeye çevrildi.
Kitapta başta Mem û Zîn, Seyre, Metran İsa, Nuho ile Kalo olmak üzere aşk,
kahramanlık, dayanışma, ihanet... gibi temaların işlendiği on üç masal bulunuyor.
Metinler, Kürt ressamı Tekin Fırat’ın bu kitap için özel olarak çizdiği desenlerle
birlikte sunuluyor.
135 x 195 mm - 175 sf.
CEGERXVÎN
HAYAT HİKÂYEM
Kıtlık, hastalık ve yağmanın hüküm sürdüğü seferberlik yıllarından 1925 Şeyh Sait
İsyanı’na, Kürtlere kısmi haklar tanıyan 1958 Irak Devriminden 1970’lerdeki Kürt
örgütlenmelerine kadar pek çok olaya yer veriliyor “Hayat Hikâyem”de. Kitabın Kürt
tarihine olduğu kadar Ortadoğu tarihine de pek çok yönden ışık tuttuğu rahatlıkla
söylenebilir. Cegerxwîn’in “Hayat Hikâyem” başlığı altında anlattıkları, gerçekte
sadece bu büyük, bilge Kürt şair ve düşünürünün değil tüm Kürtlerin hikâyesidir.
Çev.: Gazi Fincan - 135 x 195 mm - 405 sf.
ORDÎXANÊ CELÎL
CEGERXVÎN’İN YAŞAMI VE ŞİİR ANLAYIŞI
Kürt şiiri dendiğinde akla gelecek ilk isimlerden biridir. Ünü Kürt topraklarının dışına
taşmış bu büyük şair yarım yüzyılı aşkın bir süredir insanlara moral ve güç veriyor.
İnsanlar özlemlerini, sevdalarını, kavgalarını onun şiiriyle dile getiriyorlar. Şiirlerinin
bestelenmesi de yayılma alanını genişletmiştir. Bütün bunlara karşılık, bugüne dek
Cegerxwîn’in şairliği, şiirleri üzerinde yeterince durulduğu söylenemez, bu alanda
doyurucu çalışmalar yapılmamıştır ve bir boşluk bulunmaktadır.
Çev.: Edip Polat - 135 x 195 mm - 110 sf.
ROHAT ALAKOM
ORTA ANADOLU KÜRTLERİ
Türkiye’de Kürtlerin yaşadığı bölgeler denince akla hemen “doğu ve güneydoğu”
gelir. Oysa Tuz gölünün çevresindeki çeşitli iller başta olmak üzere, Anadolu’nun
orta kesimlerinde önemli bir Kürt nüfus yaşamaktadır. Sayıları milyonlarla ölçülen
bu Kürtler, anayurtları sayılmayan bu bölgeye hangi sebeplerle ve ne zaman
geldiler? Burada nasıl bir yaşam kurdular, çevreleriyle ilişkilerini nasıl sürdürdüler?
Kendi dillerini ve geleneksel hayat tarzlarını nasıl korudular? Buradan nelere göç
ettiler?.. Bu kitap, daha da çoğaltılabilecek bu sorulara yanıt vermeye çalışıyor.
160 x 24 cm - 160 sf.
136
SALİH KEVIRBIRİ
yir m i ola y, yirm i kıla m
KÜRT HALK TÜRKÜLERİNDEN SEÇMELER
Bir çeşit halk ozanı diyebileceğimiz dengbêjler, büyük söz ustalarıydılar. Kürt
coğrafyasında sayısı hiç de az olmayan trajedilerden kopan çığlıkları dört bir
yana taşıdılar. Acıyı, hüznü, sevinci, duyarlı bir yüreğin ve doğal sanatkârlığın
imbiğinden süzüp yeniden ürettiler; köy köy, kasaba kasaba gezip anlattılar.
Dengbêjler dilinde gelişip bugüne kadar ulaşan kılamlar ise Kürt halkının belleği
ve sığınağı oldu.
135 x 195 mm - 191 sf.
A.M. MENTEŞAŞVİLİ
DÜNDEN BUGÜNE KÜRTLER
Kürdistan’ın sosyo-ekonomik gelişmesiyle ilgili sorunlar eskiden beri Sovyet
kürdologlarının da dikkatini çekmektedir. Bilimsel yazınımızda bir dizi ilginç makale
bu sorunlara adanmıştır.
Kürtlerin aile yapısına, günlük yaşamına, törelerine ve geleneklerine özel önem
verilmiştir. Kürt yazısına ve basınına ayrı bir bölüm ayrılmıştır.
Çev.: Ayşe Hacıhasanoğlu - 135 x 195 mm - 312 sf.
AHMET ARAS
ef sa nevi kür t şa ir i
EVDALÊ ZEYNIKÊ
Yasaklarla dolu bir halkın edebiyatının ağırlıklı sözlü edebiyat olması
kaçınılmazdır. Bu edebiyatın taşıyıcılarının halkın içinden çıkmış, halkın kültürünü
özümsemiş ve bununla yoğrulmuş ozanlar olmasından daha doğal bir şey olamaz.
Çev.: Fehim Işık - 135 x 195 mm - 176 sf.
EREB ŞEMO
DIMDIM KALESİ
Dımdım Kalesi, 17. yüzyılda yaşanmış bir savaşı anlatan tarihsel bir romandır.
Kürtlerin huzurlu bir yaşam sürdükleri, adını kurulu olduğu Dımdım Dağı’ndan
alan Kale, sağladıkları güvenli ve adil ortam sayesinde canlı bir ticaret merkezi
özelliği kazanmıştır. Bu durum hem Osmanlıların hem de İranlıların iştahını
kabartmaktadır. Üstelik kale, doğuya açılan yol üzerindedir ve onu düşürmedikçe
her iki ordunun da ilerlemesi, yeni topraklar ele geçirmesi mümkün olamamaktadır.
Çev.: Edib Polat - 135 x 195 mm - 224 sf.
137
FAİK BULUT
TÜRK BASININDA KÜRTLER
Türk basınına asıl rengini veren tekelci büyük basının, genel olarak habercilikte
sınıfta kaldığı herkesin malûmu. Çalışmada, şovenizm dalgasının yükseldiği
çalkantılı dönemlerde belli başlı büyük gazetelerin olayları nasıl yansıttığı özel
olarak sergilenmiştir. Kitabın bu basımı için yazılan geniş sunuşta ise, haber,
tarafsızlık, gazetecilik, medya ve milliyetçilik gibi kavramlar bilimsel ölçütlerle
değerlendiriliyor.
135 x 195 mm - 227 sf.
FAİK BULUT
DAR ÜÇGENDE ÜÇ İSYAN
Faik Bulut, çalışmasında bu toprakların acılı tarihini, etnik ve dinsel boğazlaşmaları,
emperyalist güçlerin bölgenin etnik ve dinsel farklılıklarını kendi egemenliklerini
güçlendirmek için nasıl kullandıklarını ortaya koyuyor. Bölgenin en önemli halkları
olan Ermeniler, Kürtler, Yezidiler, Asuriler ve Azerilerin tarihi üzerine derli toplu
bilgi veriyor… Etnik çatışmalara ilişkin, ağırlıklı olarak Türk, İsveç, İngiliz ve Rus
arşivlerinden alınan çok sayıda belgeye yer veriliyor.
135 x 195 mm - 526 sf.
hazırlayan: HASAN KAYA
KÜRT ÖYKÜ ANTOLOJİSİ
Bu antoloji, 20. yüzyılın ilk yarısından bugüne yazılmış Kürtçe öykülerden
seçilmiş örnekleri kapsıyor. Türkiye Kürtlerinin ürünlerine ağırlık verilmekle
birlikte, Suriye, Irak, İran ve eski Sovyet Kürtlerinin öyküleri de seçkide önemli
bir yer tutuyor. Türkçede Kürt öykücülüğüne ilişkin bugüne kadar yayınlanmış
en kapsamlı çalışma özelliği taşıyan Kürt Öykü Antolojisi, Kürt öykü sanatını
tanıtmanın yanında Kürt toplumunun yaşam tarzını, gelenek ve göreneklerini,
duygu ve özlemlerini de Türkçe okurunun önüne getiriyor.
135 x 195 mm - 303 sf.
HELÎM YÛSIV
DİŞSİZ KORKU
Olur da bir gün biriniz korkuya rastlarsanız, nerede doğduğunu bir sorun lütfen.
Şüphesiz size İran, Irak, Suriye ve Türkiye arasındaki dört köşede doğduğunu
söyleyecektir.
Korkuyu yakından tanımak, ne olduğunu öğrenmek isteyen bütün araştırmacılar,
korkunun doğduğu ve ihtiyarladığı o sınırlara gitmelidirler...
Çev.: Rahmi Batur - 160 x 24 cm - 144 sf.
138
FAİK BULUT
D E R Sİ M R A P O R LA R I
Dersim, isyanlarıyla bilinen bir Kürt bölgesidir. Yok sayma ve şiddet politikasını
benimseyen gelenek, bir taraftan sürgünlerle, tenkil operasyonlarıyla Dersim halkını
dizginlemeye çalışırken, diğer yandan onu geçmişinden, kökeninden, kültüründen,
geleneklerinden, yarına devredeceği her şeyinden mahrum etmeye yönelmiştir.
Öyle ki, bölgeyi anarken Dersim kelimesini telaffuz etmek bile tehlikeli sayılmıştır.
Kuşkusuz Dersim’de yaşananlar diğer Kürt illerinde yaşananlardan çok da farklı
değildir, buna karşın Dersim’in bu açılı coğrafyada oldukça özgün bir yeri vardır.
Faik Bulut kitabında işte bu zengin mirasa sahip Dersim’in dününe eğiliyor. Yazarın
yöntemi kanıtsız yorumlar getirmek değil, aksine çok kanıt, az ama özlü yorumdur.
Dersim’in farklı dönemlerini ele alırken, Osmanlı, Rus belgelerine başvuruyor.
Yakın dönemler açışından, Meclis zabıtlarının, Genelkurmay belgelerinin, devletin
bölgedeki görevlilerinin hazırladığı raporların tanıklığına yer veriyor. Kendinden
önceki araştırmacıların eserlerine göndermeler yapıyor. Bu yazılı belgelerin yanında,
araştırmacı gazeteciliğin olmazsa olmazlarından canlı tanıkların anlatımlarıyla eserini
zenginleştiriyor. İlk iki basımı 1991 yılında yapılan kitabın bu basımında, gün ışığına
yeni çıkan belgeler de bulacaksınız.
135 x 195 mm - 370 sf.
139
CELÎLÊ CELÎL
KÜRT HALK TARİHİNDEN 13 İLGİNÇ YAPRAK
Celîlê Celîl’in bu çalışmasında Kürt halk tarihi ve kültürüne ilişkin 13 makale
yer almaktadır. Kırk yılı aşkın süre Moskova, Leningrad, Tiflis ve Erivan’da Kürt
halkının kültürü ve tarihi üzerine inceleme ve araştırmalar yapan Celîlê Celîl, bu
çalışmalarını birçok yapıtında ortaya koymuştur. Bu kitabında yer alan 13 makale,
ilk kez gün ışığına çıkan belgelere dayandırılarak yazılmıştır. Celîlê Celîl’in çalışması
bilimsel niteliğinin yanında rahat ve anlaşılır bir dille yazılmış. Böylece karanlıkta
kalan belgeler aydınlığa çıkartılmış ve insanlarla buluşabilme imkânına ulaşmıştır.
Çev.: Hasan Kaya - 135 x 195 mm - 183 sf.
ALİ HUSEİN KERİM
BALKAN YARIMADASINDA KÜRTLER
Kürtlerin “resmî tarih tezi” oluşturma şansları bile olmamıştır. Çünkü tarih
bilincinin oluşmasını sağlayacak tüm birikim ve verilerden mahrum bırakılmışlardır.
Ancak Kürtler, çok eski bir tarihe sahip oldukları ve tarihi olayların merkezinde yer
aldıkları için, onları bundan uzaklaştırma çabaları esas amacına ulaşamamıştır.
Balkan Yarımadasında Kürtler kitabı benzeri çalışmalara önemli bir dayanak
oluşturacağı gibi, Kürt tarihi üzerinde yeni tartışmaların da kapısını aralayacaktır.
135 x 195 mm - 368 sf.
HÜSEYİN AYKOL
KÜRT MEDYASINDA YİRMİ YIL
Hüseyin Aykol, 12 Eylül darbesi döneminde girdiği cezaevinden çıktıktan sonra
yaşadığı Ortadoğu’daki gazetecilik deneyimlerini anlatıyor. Son yirmi yıldır çeşitli
aylık dergiler, haftalık ve günlük gazetelerde çalışan Aykol, Kürtlerin en önemli
mücadele alanlarından birinin de medya olduğunu vurguluyor.
135 x 195 mm - 185 sf.
EDİB POLAT
kürt coğ ra f ya sının f lora ve faunasın a giriş
BİLİM DİLİNDE KÜRTLER
Edib Polat, bu eserde, Kürt coğrafyasındaki bitki ve hayvan türlerini, sadece bu
coğrafyaya has olanlarını çok çeşitli kaynaklara başvurarak inceliyor. Ortaya
şaşırtıcı bir tablo çıkıyor: Bu topraklara has çok sayıda bitki ve hayvan türü
var. Bu türleri ele alan yazar, özgünlüğe kaynaklık eden coğrafik ve iklimsel
koşulları da ortaya seriyor. Yazarın bir giriş saydığı eser, umuyoruz ki bu alandaki
araştırmacıları harekete geçirecektir.
135 x 195
140
cm - 214 sf.
141
Weşanên Evrenselê ku di bin navê Dîrok û Çanda Kurdan de pirtûkên tirkî
digihîne ber destê xwendevanan, cihekî muhîm dide çapkirina pirtûkên kurdî
jî. Weşanên Evrenselê ku hewl dide berpirsiyariya xwe ya ji bo miletekî bikaribe
bi zimanê xwe biaxive, bixwîne, binivîse û perwerde bibe bîne cih, ev penc sal in
pirtûkên kurdî jî pêşkêşî xwendevanan dike. 16 pirtûkên kurmancî yên ku heta
îro hatine çapkirin di pêşketin û geşedana wêje û çanda kurdî de cihekî muhîm
digirin. Ev pirtûkên han, di heman demê de, ji bo serpêhatiyên miletekî ku di
seranserî dîroka Komarê de tune hatiye hesibandin û nasnameya wî hatiye
înkarkirin, dibin tercuman û ji bo têkoşîna jiholêrakirina pêkutî û qedexeyên li
ser kurdî jî dibin destek û piştgirî.
Berhemên ku ji pirtûkên zarokan bigire heta klasîkên Marksîst, ji antolojiya
helbestan heta destanên Kurdan di qadeke berfireh de têne weşandin, didin
nîşan ku tenê zimanekî zindî dikare pêşbikeve û dewlemend bibe.
KARL MARX
FRİEDRİCH ENGELS
M A NÎ FE ST O YA P AR TI Y A K O MU N Î S T
Xeyaletek li Ewropayê digere: Xeyaleta Komunîzmê. Hemû desthilatdarên Ewropaya
kevn -Papa û Çar, Metternîck û Guîzat, Radîkalên Fransiz û sîxurên polîsên Alman- di
navbera xwe de tifaqeke pîroz çêkirin, da ku vê spêleyê biqewitînin.
Ma partiyeke muxalîf heye ku ji aliyê dijberên xwe yên desthilatdar ve wekî komunîst
nehatibe tawanbar kirin? Û partiyeke muxalîf heye ku wê mora komunîstiyê hem ji
partiyên dijber ên ji xwe zêdetir pêşketî re hem jî ji neyarên xwe yên paşverû re bi
berepaş ve nepekandibe?
Ji vê rastiyê du encam derdikevin holê:
1. Komunîzm ji niha ve ji aliyê hemû desthiladarên Ewropayê ve wekî hêzekê tê
pejirandin.
2. Êdî wextê wê yekê ye ku divê komunîst dîtin, raman, armanc û dilxweziyên xwe li
ber hemû cîhanê bi awayekî aşkere biweşînin bi manîfestoyeke partiya xwe bersiva vê
çîroka spêleya Komunîzmê bidin.
Werger: Tonguç Ok - 135 x 195 mm - 56 sf.
143
EDÎB POLAT
RISTEMÊ ZAL
Gelek niviskar u hunermend hela niha derheqa Ristem de berhem afirandine
Tewer hunermenden Ewrupi beşek ji çiroka Ristem kirine film ji, Firdewsi bi awaye
helbesti destana Şexen İrani (Şehname) nivisiye. Dibejin helbesta Mattahew
Arnold ya bi nave Suhrab u Ristem ji geleki bahkeş e.
135 x 195 mm - 335 sf.
EDÎB POLAT
DÜVPIŞK BI XWE VENADE
Balkêş e ku, çûn û hatina di navbera şêwe û metodên ji hev dûr de, yên ku di
honandina vê romanê de hatine bikaranin, ew bixwe dibin sedem ku roman ji dil
nêzik bibe.
Helim Yûsif
135 x 195 mm - 110 sf.
CUMA BOYNUKARA
ARİN-MEM U ZİN
Tê Dîtin ku ev helbestên sedsalan a Ehmedê Xani, ji alî Cuma Boynukara ve bi
pêwendiyên mirovayetî ku wekî yek şexsekî cîhanê şirove dike û jiyanekî nû
diafrîne, hatiye berhevkirin.
Weysel Ongoren
135 x 195 mm - 136 sf.
SAMED BEHRENGÎ
MASIYÊ REŞ Ê PIÇÛK
Masiyê Reş ê Piçûk, ji ber ku tava heyvê nedigihişte hêlîna wan, her tim xemgîn
dibû. Dilê wê yê piçûk her tim bi hesreta ronî û ronahiyê tije bû.
Li her cihê ku derbas dibû, tiştine nipînû fêr dibû. Dema di şîpan de, ligel herikînê
ber bi jêr ve diçû, bikêf û xweşiyê, xwe digindirand. Tîna rojê ya şewat di pelikên
xwe de hîs dikir û her roj hinî din bihêz dibû.
Di jiyana her candarî de, tarî xemgîni ye, ronahî jî dilşadî ye her weha, ji serî heta
dawiyê, jiyan pêvajoya fêrbûnê ye. Fêrbûn jî, her tim hêzê dide mirov...
Wergere ji tırkî: Îsmaîl Dîndar - 135 x 195 mm - 44 sf.
144
J.V. STALİN
M A R K SÎ ZM Û P I R S G I R ÊK ÊN
ZI M A NZA NÎ YÊ
Stalin’in “Marksizm ve Dilbilim Sorunları” adlı yazısı 20 Haziran 1950’de Pravda’da
yayınlandı. Bu yazı yayınlanmadan önce, Sovyet dilbiliminin sorunları üzerine
Pravda’da bir tartışma açıldı. Stalin bu yazıyı, bir grup Sovyet öğrencisinin tartışmayla
ilgili olarak kendisine yönelttikleri sorulara ve Pravda’da çıkan diğer yazılara yanıt
olarak kaleme almıştır. J.V. Stalin’in daha önce “Marksizim ve Dil” adıyla Türkçe
yayınladığımız bu başyapıtı, Marksîzm Û Pirsgirêkên Zimanzaniyê adıyla ilk kez
Kürtçeye çevrildi.
Werger.: Tonguç Ok - 135 x 195 mm - 54 sf.
145
MUZAFFER ÎZGU
PEMBÛYE REŞ
Me pir pembû ber hev kir. Me li kêlekê kom kir, xistine çewalên pir mezin.
Axa li wî aliyê zeviyê firingiyên pelizî dane çandin, ji bo paleyên wî bixwin. Firingiyên
pelizî naşibine firingiyên dinê. Hûrik in, mîna findiqê, mîna gûzê, dema mirov rajê
di dest de dibe cirt û diteqe. Min kulmek ber hev kir. Diya min xiste nav girara
êvarî. Îsotê sor jî pê dakir. Me kevçî lê xist, me kevçî lê xist.
Wergere ji tırkî: Îsmaîl Dîndar - 135 x 195 mm - 64 sf.
CÎHAN ROJ
MEŞA MORIYAN
Meşa Morîyan’ tenêtî, lêgerîn û evînên kurê rewşenbîrekî kurd vedibêje. Lehengê
ku naîf, ji bo pirsan dereng maye, ji metropolan vegeriyaya ser erdê bavê xwe û
mamostetî dike. Evîndara wî maye li metropolekê. Bavê wî û bavê evîndara wî du
kurdên sîyasî ne û bi çavên dijminatiyê li hev dinihêrin. Ew di halek wisa de ye bi
keviran re diaxive, hewîniya xwe bi meşa moriyan tîne.
135 x 195 mm - 152 sf.
ÎSMAÎL DÎNDAR
PALÛTE
Simbilên gênim, digihane serê siwarên hespan. Ce û nîsk, li ser hev tewiyabûn.
Mêwên tirî, darên hêjîr, xox, sêv, behîv; her cure fêkî barê xwe qenc girtibûn.
Riwê gundiyan geş, dilê wan xweş bû. Şûr simbêlên wan nedibirî.
Parvekirin! Gelo tiştekî ji parvekirinê xweştir heye? Tew tişta ku tê parvekirin ked
be; bidil û jidil be...
135 x 195 mm - 64 sf.
ARJEN ARÎ
DESTANA KAWA Ü AZHI DEHAQ
Kitéba di desté we de ‘Destana Kawa û Azhî Dehaq’ yek ji berhamén şairé kurd
é hemdem a Arjen Arîye.. Arî , di vé berhema ya ku di nava berhemén wî de
xwediyé cihekî cuda ye de, bi zimané xwe yé taybet, bi ferhenga xwe ya ferewan
û şéweyeke nû; wekî Kawa’yé serî li zilma Dehaq hildayî, peyvén zimanekî ji hesin,
daniye ser sindan, bi kar û karkeriyeke çak, ji kevnegoyeké şéwevegotineke
helbestî anîye pé...
160 x 24 cm - 85 sf.
146
ARJEN ARÎ
B A K ÛR E HE LB E ST E
A NT O LO J I YA HE L BES T E BA K Û R
Peyv, peyva kurdî wekî duhî îro jî xof û sawê dixe dilê qedexekarên ku ji sedê salan û
vir ve de bi qewmekî re zimanek kirin mijara heyîn û neyînê.
Di berhema li ber destê we de şair û nivîskar Arjen Arî berî ku xwendevanê helbestê
derbasî dîwanxaneya helbestkarên di Antolojiyê de bike wisa dibêje, ‘’Jixwe ji roja roj,
ji wextê nesalixdayî ve “peyv” hebû û peyv digel hemû astengiyên heyî û hêçandî;
sînorên stûr, zaraveyên ji hev dûr, elfabeyên cur be cur... dîsa jî gund bi gund, navçe bi
navçe, herêm bi herêm geriya...
Ji vê; dagirkerên xak-dabeşker û qewm û çand-wendaker, bi qasî serhildêrî û
berxwedêriya mirov, ew evçend ji dilêrî û serhildêriya “peyvê” jî bizdiyan’’û paşê bi
destê dildarê peyva kurdî digire, wî li tevî xwe derdixe geryaneke ku rêwîtî ji serdema
biservebûna hêza peyvê destpê dike...
Rêwitîya ku rêwî carinan li peyvxaneya Biraboz, carinan li dîwanxaneya Ehmedê Xanî
radiwestin û dibin mêvan, piştî bîhnvedanekê dikevin ser riyê, sînoran derbas dikin,
tên serdana xewletgeha Cegerxwîn, Osman Sebrî, Reşîdê Kurd...
Lê ew di vegerê de nikarin riya xwe ji ser peyveavahîya şairên beriya salên 80’êyî: Gurdilî,
Rojen Barnas, Malmîsanij, Mem Ronga, Berken Bereh, Sabah Kara û Arjen Arî dagerînin...
Li erdnîgariya bi kohistan û firewan a ku peyva kurdî lê belav e, nivîskarê berhemê
xwendevan bi ‘sînoran’, sînorên ku îro jî dixwazin peyvê asteng bikin, dihesîne. Berhema
ku ji du beşan ‘Bakûrê Helbestê’ û ‘Antolojiya Helbesta Bakûr’ pêktê, yekemin berhem e
ku bi giştî Helbesta Bakûr, bi taybetî helbestkarên li Bakûr ji xwe re dike ‘sînor’!
160 x 240 mm - 592 sf.
147
ÇIYA MAZÎ
BAHOL
Çiya Mazi’nin yeni kitabı “Bahol”de 14 öykü var. Öykü kahramanları bavullarını
alıp yola çıkmışlar. Bavullarında memleketlerinin durumu, coğrafya ve toprakları
üzerindeki sorunları ve üzerinde yaşayan insanların psikolojileri de var. Yaşamları
giz ve garipliklerle dolu olan bu kahramanlar; ülkelerinde ve topraklarında nelere
takılmışlar, nelerle sıkılmışlar, nelerle sevinmişler, nelerle ağlamış, nelerle
gülmüşler, nasıl işkence ve zorbalık görmüşler ve yolda nelerle karşılaşmışlar...
Hepsi derin bir anlam, fakat yumuşak ve ironik bir dille anlatılıyor.
135 x 195 mm - 92 sf.
FERİT EDGÜ
DENGÊ DOYÊ
Ferit Edgü’nün ilk kez Kürtçeye çevrilen Dengê Doyê (Do Sesi) kitabında ikisi
uzun 60’a yakın öykü yer alıyor. Yazar, kısa, minimal ama içerik olarak güçlü, tüm
gereksiz ayrıntılardan arındırılmış, hayat üzerine öyküler sunuyor okuyucuya.
Ferit Edgü’nün minimal öykülerini Kürtçe yayınlamak Kürt minimal öyküsünü de
etkileyecektir.
werger: Cemil Oğuz - 135 x 195 mm - 92 sf.
hazırlayan: BÜLENT ULUS
KAWAYE MIN / BENİM KAWAM
Yayınevimizce iki dilli (Kürtçe-Türkçe) olarak hazırlanan “Benim Kawam-Kawayê
Min” (Bülent Ulus) kitabı, “Benim İstanbul’um” (Adnan Özyalçıner), “Benim
Nasrettin Hocam” (Sennur Sezer) serisinin üçüncü ve Kürtçe Kitap dizisinin 15’inci
kitabı.“Benim Kawam”da, Ahmet Tulgar, Cîhan Roj, Çiya Mazî, Dilawer Zeraq, Fehîm
Işik, Halil İncesu, Kawa Nemir, Lal Laleş, Mehmet Atlı, Murad Canşad, Receb Dildar,
Sennur Sezer, Vecdi Erbay, Yaqop Tilermanî, Zeynelabîdîn Zinar dünden bugüne
taşınan kendi Kawa’larını “bizim Kawamızı” yazdılar.
Çev.: Dilawer Zeraq, Davut Özalp 135 x 195 mm - 184 sf.
V.Î. LENÎN
DEWLET
“Dewlet çi ye, çawa derketiye holê, helwesta partiya çîna karker a têdikoşe ku ji
bo ji binî ve kapîtalîzmê ji holê rake, ango helwesta partiya komunîst li hemberî
dewletê, divê çi be?
Pirsgirêka dewletê, pirsgirêka herî zêde ku zanyar, nivîskar û fîlozofên burjûwaziyê
dişewişînin, pirsgirêka herî dijwar û tevîhev e. Ji ber ku dewlet, pirsgirêka sereke
û bingeha qada siyasetê ye.
Werger: Îsmaîl Dîndar - 160 x 24 cm - 28 sf.
148
CARLO COLLODİ
P Î NO K YO
Dünya Çocuk Klasikleri’nin Kürtçe diline, dolayısıyla başta Kürt çocuklarına
kazandırılması perspektifiyle, Kürtçe kitap dizisindeki 14. kitap Pînokyo, raflardaki
yerini alıyor. İtalyan yazar Carlo Collodi’nin 1881 yılında yazdığı Pînokyo, dünya
çocuk edebiyatının klasikleşmiş başyapıtlarından biridir. Yüzyılı aşkındır neredeyse
dünyanın bütün dillerine defalarca çevrilen, birçok çizgi romana, müzikale ve filme
konu edilen bu eser Kürtçe okuruyla buluşuyor. Minik Kürtçe okurlarımıza ‘özgür bir
çocuk olma serüvenlerinde’ ilham vermesi dileğiyle...
Werger.: Türkan Tosun - Wene: Onur Çanka - 135 x 195 mm - 176 sf.
149
Evrensel Basım Yayın’ın bugünün kitapları olarak da adlandırabileceğimiz
dizilerinden biri denemeler. Deneme başlığı altında toplanan dizide Tevfik Taş,
Cengiz Bektaş, Erdal Şekeroğlu, Arif Nacaroğlu, Mehmet Şahin, Alaattin Bilgi,
Ataol Behramoğlu, Yücel Sayman ve Üstün Akmen’in kitapları yer alıyor.
TEVFİK TAŞ
GÖ R ÜNÜŞ V E G E R Ç EK
Esir, belki sille tokat belki değil, ama saçları kazınarak tıkıldığı hücreden, anadan
üryan soyularak getirilmiş. “Hey pislik... Al şu suyu ve sabunu, yıkan... Belki biraz
temizlenirsin ha!..” Bu veya buna benzer, Amerikalı bir seslenişle çökertilmiş
güverteye. Nasıl temizlensin? Sıska gövdesine sürdüğü sabun, döktüğü su, yerlerde
sürüklenerek ıssızlaştırılmış onurunu temizleyebilir mi? Rahat semiz bir güruh, U.S.
New Jersey gemisinin güvertesinde topların, uçaksavarların, makineli tüfeklerin
gövdesine tünemiş ya da ayakta, onu aşağılayarak seyrederken nasıl temizlensin?
Böyle temizlenmek, arındırılması asırlar sürecek korkunç bir yeni kirlenme olmaz da
ne olur? Amerikan ordusu, 1940’lı yıllarda faşizme karşı “demokratik cephe” adına
savaştığı Japonya’da “her ne adına savaşırsa savaşsın” vazgeçemediği emperyalist
terörünü, bir başka emperyalist üstünde deniyor. Amerika eliyle taşınan “demokrasi”
ve “barış”, şu bir kova su ve bir kalıp sabun gibi, yeryüzünün en aşağılık mihnetine,
pisliğe ve içten içe akan irine dönüşüyor. Çıkar savaşının kendisidir bu.
180 x 180 mm - 246 sf.
153
CENGİZ BEKTAŞ
KENTLİ OLMAK YA DA OLMAMAK
Cengiz Bektaş, daha önce yayınlarımız arasında çıkan “Bak Bak Desinler”den
sonra yaşama kültürü üzerine denemelerini sürdürüyor. Bu kitapta da, insanın
yaşadığı ortamı yaşanır kılması, engeller ve aşılma yolları üzerine söyleşiyor
okurla.
135 x 195 mm - 142 sf.
CENGİZ BEKTAŞ
BARIŞ SOFRASI
Cengiz Bektaş, denemelerinde “barış”ı anlatıyor. Ancak yazarın anlattığı soyut
bir kavram değil, özlemlere, tanıklıklara dayanan bir birlikte yaşama özlemi. Ege
Denizi’nin iki yanındaki insan ve kültür benzerliğini vurguluyor. Bir barış sofrası
olabilir bu deniz. İnsanın ancak tanımadığı coğrafyadan ve insandan korkacağı
gerçeğinden yola çıkan yazar, Ege’yi bir ayna gibi kullanarak bize yüzümüzün
komşumuza benzediğini gösteriyor. İki kardeş kadar benzer, iki kardeş kadar ayrı
bu insanlar barış içinde yaşamalı, silahlara ayrılan para, uygarlığa harcanmalı
yargısına vardırıyor okuru.
135 x 195 mm - 142 sf.
CENGİZ BEKTAŞ
BAK BAK DESİNLER
Cengiz Bektaş’ın bu yapıtı, yazarın Günlük Emek gazetesinde “Yaşama Kültürü”
başlığı altında yayınlanan yazılarını kapsıyor. Birbirine bağlanan ve bir bütünlük
oluşturan yazıların topluca okunması, Cengiz Bektaş’ın çabasını daha iyi
anlamamızı sağlıyor: Bektaş, mimarlar arası iletişimin konusu yapılagelen
sorunların konunun uzmanı olmayanlarca anlaşılması ve bir yaşama kültürü
bilincinin, tutumunun ve beğenisinin oluşmasının yolunu açıyor.
135 x 195 mm - 320 sf.
CENGİZ BEKTAŞ
AKDENİZLİ OZANLAR
Kimi ülkelerinde savaşların yaşandığı, savaş bulutlarının üzerinden eksik olmadığı
bir bölgenin ozanları barışı, kültür kirlenmesini, “savaş kahreder” diyen, o büyük
destanların yaratıcısı Homeros’u, lirik şiirin simgesi Sappho’yu, şiiri ve trajediyi...
tartıştılar, zevkle okuyacağınız bildiriler sundular. Cengiz Bektaş, onlarca ozanın
katılımı ve bildirileriyle zenginleşen toplantıların belgelerini elden geçirdi, biçim
vererek felsefe, mitoloji, şiir ve tarihin iç içe geçtiği bu kitabı ortaya çıkardı.
135 x 195 mm - 140 sf.
154
ERDAL ŞEKEROĞLU
TIRTIL YAZILARI
Şekeroğlu’nun yazıları, yalnızca doğa ve insan toplumu arasında bağlar kuran,
birinden diğerine iplik taşıyan bir mekik değildir; bu yazıları bir doğabilim kitabının
parçaları olarak da okuyabilirsiniz. Bir ansiklopedi karıştırır gibi, hayvanların,
böceklerin dünyasında, ‘insanlara bulaşmadan‘ dolaşmayı da deneyebilirsiniz.
Eğer, insanoğlunun azınlık bölümünün karanlık, korkunç, sömürücü gölgesinden
kurtulabilirsek, dünyamızın daha ne kadar güzel, ne kadar ilginç olacağını da,
doğaya bu tam içinden bakış sayesinde görebiliriz.”
Aydın Çubukçu
135 x 195 mm - 248 sf.
ARİF NACAROĞLU
DENİZ BİTTİ
Deniz Bitti, Prof. Dr. Arif Nacaroğlu’nun Aralık 1999 ile Haziran 2002 tarihleri
arasında Evrensel gazetesinde yazdığı yazılardan oluşuyor. Birikimini, birtakım
ayrıntılar ve formüllerle gerçekleri karartmak için değil, emekçilerin dünyayı
kavrayıp değiştirmesine hizmet edecek şekilde kullanan bir üniversite hocası
olan Nacaroğlu, ülkemizin toplumsal ve politik atmosferini, bu tablonun kötü ve
iyi yanını ortaya koyuyor, fikirlerini “Hayatın İçinden” gözlemlerle güçlendiriyor.
135 x 195 mm - 160 sf.
MEHMET ŞAHİN
SPOR AHLAKI VE SORUNLARI
“Bu kitap spor değerlerinin, spor ahlakının, sporun toplumsallığı temel olgusunda
kalarak bunun sportif yeniden üretimle toplumsallaştırılması doğrultusunda
çözümlemesini yapmaktadır. Karşıt etkenlerin –aşırı profesyonelleşme, doping,
şike gibi– kişiliği geliştiren değerlerin ve toplumsallığının parçalanışına koşut
olarak nasıl boy gösterdikleri, önlemleri ne olabileceği ve ne olması gerektiği açık
bir dille okura sunulmaktadır. Bilim dilinin günlük konuşma diliyle kaynaştırılarak
kitlelere hitap edilebileceğinin de öğretici bir örneğidir.”
Uluğ Nutku
135 x 195 mm - 112 sf.
ALAATTİN BİLGİ
YİNE DE AYDINLIK
Kendi deyişi ile ‘Seksen yıllık Angaralı’ olan Bilgi, bu kentle ilgili izlenim ve
anıların bir kısmını, Kapital’in Aydınlığında Alaattin Bilgi başlıklı kitapta okurlar
ile paylaştı. Bu kitabında ise, doğup büyüdüğü çevreden birkaç kesit verdikten
sonra, fikrî gelişmesinde ve aydınlanmasında büyük katkıları olan insanları,
kitapları, düşünürleri okurlarla paylaşmak istiyor. Seksen yılık birikimin, özellikle
gençlere aktarılmasının yararlı olacağını düşünüyor.
135 x 195 mm - 144 sf.
155
ATAOL BEHRAMOĞLU
YAŞAYAN BİR ŞİİR
Ataol Behramoğlu, “1960 kuşağı” denilen toplumcu gerçekçi şiirin en önemli
adlarındandır. İnsanı hem bireysel hem toplumsal bir varlık olarak kavrayıp
yansıtan şiirleriyle geniş okur kitlelerine ulaşmayı başaran Behramoğlu’nun
şiirinin köklerini iyi kavramak için denemelerini, onunla yapılan konuşmaları
okumak gerekir. Yaşayan Bir Şiir, okura bu olanağı tanıyor.
135 x 195 mm - 296 sf.
ATAOL BEHRAMOĞLU
ŞİİRİN DİLİ ANADİL
Ataol Behramoğlu, her yaştan okurun sevdiği şiirleri kadar, Türkiye ve dünya
şiirinden yaptığı kapsamlı seçkileriyle de tanınır. Şiirin Dili Anadil bu seçkileri
tamamlayan bir denemeler bütünü. Kitapta Türk ve dünya şiiri ve şairleri üstüne
Behramoğlu’nun yazıları yer alıyor.
135 x 195 mm - 368 sf.
YÜCEL SAYMAN
ÖZGÜRLÜK ZAMANI
Kitap, insan hakları, savaş, barış hakkı, şiddet, demokrasi, yargı, en doğrusunu
ve tek doğruyu bilen kurum bilgeleri, korku ve söylentiyi yaşamak gibi değişik
başlıklar altında derlenmiş, özgürlük temelinde ve özgürlük perspektifiyle
yazılmış yazılardan oluşan bir deneme…
135 x 195 mm - 344 sf.
ÜSTÜN AKMEN
BAY KUŞ
Bay Kuş’un, bir tatil sürecinde demokrasi anlayışından devrim tanımına, sevdadan
küreselleşmeye, tutkudan türbana, safsata televizyon dizilerinden tiyatroya,
resimden heykele, cazdan operaya, edebiyattan geçmişteki kimi anılara, hatta
endemik bitki topluluklarının yapılaşmasına kadar, o daldan bu dala konuşundan
izlenimler içermekte.
135 x 195 mm - 224 sf.
156
Titiz bir çalışmanın ürünü olan öykü kitaplarımız, dil ve anlatım ustası
yazarlarımızın eserleriyle ve seçkilerle işçinin, emekçinin yoksulluğunu,
sömürülüşünü, emekçinin sömürü karşısındaki mücadelesini, dayanışmasını
yaşamdan aktarılmış canlı örnekleriyle verir. İnsanımızın, toplumumuzun
yaşamından gerçekçi kesitleri kimi acıklı, kimi gülünç yönleriyle ortaya koyar.
Dünya uluslarından usta yazarların öykü kitaplarının yayınlanması da geleceğe
umutla bakmamıza katkı sağlar.
Bütün bu kitaplar, toplumsal açıdan önemli bir katkı sunarken, sanatsal açıdan
usta anlatımları ve dil tadıyla okuma zevkimizi pekiştirerek önümüze aydınlık
bir dünyanın kapılarını açacaktır.
hazırlayan:
SENNUR SEZER
B E Nİ M NA SR E T T İ N H O C A M
Kimdi Nasrettin Hoca, gerçek bir okumuş mu? Kimilerinin iddia ettiği gibi her sözünde bir
mistik gerçek gizli bir ermiş mi? Öyleyse neden bunca sıkıntı çekti? Muhalifliği yüzünden
mi önemli görevlerden dışlandı? Yoksa mizahla gerçeği göstermesi mi onu ‘hoca’ ilan etti
hepimize... 800 yaşında bir bilgenin gerçek kimliğini artık istesek de öğrenemeyiz. Ama
Hoca’nın herkes için bir başka önemi olduğunu, fıkralarının bir başka anlam taşıdığını
biliriz. Günümüzün on iki ünlü yazarı yeniden yorumladı Hoca Nasrettin’i ve dünyasını.
135 x 195 mm - 112 sf.
159
hazırlayanlar: SENNUR SEZER / ADNAN ÖZYALÇINER
em ek öyküleri - 1
EKMEK KAVGASI
Ekmek kavgası, temel bir kavga. Her türlü sömürüye, haksızlığa, eşitsizliğe karşı
bir özgürlük kavgası. İnsan olabilmenin, insan gibi yaşayabilmenin ve insan gibi
ölebilmenin kavgası. Bu kitapta Türk ve dünya edebiyatından derlediğimiz 25
öyküde işçinin, emekçinin yaşama savaşını, el emeği, göz nuru ile ürettiklerine
sahip olamayışının nedenlerini kimi acı, kimi duygusal, kimi de güldürücü ama
düşündürücü serüvenler içinde izleyeceksiniz…
135 x 195 mm - 222 sf.
hazırlayanlar: SENNUR SEZER / ADNAN ÖZYALÇINER
em ek öyküleri - 2
GREV BİLDİRİSİ
Kitabın ilk öyküsü “Ekmek” bir Sovyet öyküsü, açlık ve kıtlık günlerinde alınteriyle
emek vererek kazanılan ekmeğin değerini, kutsallığını, güzelliğini anlatıyor. Onu
izleyen öyküler, insanların bileğinin hakkıyla kazandıkları ekmek uğruna verdikleri
savaşımı dile getiriyor. Bu savaşım, ekmeğin bölüşüleceği, emeğin özgürleşeceği
aydınlık günlere olan inancı simgeliyor.
135 x 195 mm - 219 sf.
hazırlayanlar: SENNUR SEZER / ADNAN ÖZYALÇINER
em ek öyküleri - 3
MOTORİZE KÖLELER
Bu kitaba alınan on yedi öykünün on ikisi Türk edebiyatından, beşi de dünya
edebiyatından seçildi. Kitaba adını veren “Motorize Köleler”, Bekir Yıldız’ın bir
öyküsü. “Motorize Köleler”, emek-sermaye çelişkisinin açıklıkla ortaya konulduğu
öykülerin başında gelir. Uluslararası sermayenin çalıştırdığı kişinin yalnız emeğini
sömürmekle kalmayıp insani değerlerini de yok ederek onları köleleştirmesindeki
acımazlık ortaya konur.
135 x 195 mm - 224 sf.
hazırlayanlar: SENNUR SEZER / ADNAN ÖZYALÇINER
em ek öyküleri - 4
DOKUMACININ ÖLÜMÜ
Uygarlığı yaratanın, geliştirenin hep emek olduğunu biliyoruz. Üretimleriyle
yaşamımızı sağlayanlar da hep emekçiler olmuştur. Kol gücünden başka
sermayeleri olmayan işçilerle köylüler ve düşüncelerinden başka sermayeleri
olmayan düşünce adamları, el birliğiyle, yaşamı değiştirip dönüştürmeye olan
inançlarından caymamışlardır. Kitapta yer alan öykülerde, gelecekte paylaşılacak
olan yaşama sevincinin kıvılcımlarını bulacaksınız.
135 x 195 mm - 216 sf.
160
ADNAN ÖZYALÇINER
AYAK İZLERİ
Adnan Özyalçıner, öykülerinde yöneten-yönetilen çelişkisini, kapitalizmin kent
yaşamında oluşturduğu dönüşümleri, değişen kentin, zorlaşan koşulların insanlara
baskısını işler. Düşsel olanla gerçeği iç içe, güzelle çirkini yan yana verir. Yaşadığımız
dünyanın, kentin, olayların kimi yanlarına öykünün merceğini tutarak yaşananların
yeniden yorumlanmasını ister. Yazarımız bu kitabında gezi izlenimlerinden yola
çıkıyor. Kısacası bu kitaptaki izler “güzellikleri, mutlulukları, paylaşmaya gelenlerin
ayak izleri”.
135 x 195 mm - 143 sf.
ADNAN ÖZYALÇINER
ALAYCI ÖYKÜLER / ARADAKİLER
Özyalçıner, “sokakta ayna gezdiren” bir yazar değildir. Görünüşün ardında olup
bitenleri, gerçekliğin içsel zenginliğini, görüntü yitip gittikten sonra da sürüp
giden izleri görür ve gösterir. Kimi zaman ince bir ironi, kimi zaman düğümlenen
bir acı, ama her zaman iyimserlik ve geleceğe güven duygusu taşıyan bu öyküler,
tanımak, değişmek ve değiştirmek isteyenlere sesleniyor.
135 x 195 mm - 296 sf.
ADNAN ÖZYALÇINER
GÖZLERİ BAĞLI ADAM / YAĞMA
“Cipin farları dağ karanlığını upuzun aydınlatıyordu. Çalılıklar, cılız ağaççıklar
bir anda pırıltıyla ışıldıyor, sonra koyu karanlığın içinde aynı anda geride
kalıyordu her şey. Ama farların uzayan ışıkları yeni bir çalı kümesini
aydınlatmakta gecikmiyordu. Çünkü İznik’ten beri değişik başka bir görüntüyle
karşılaşmamışlardı bu dağlık yolda. Yalnız arada bir ağaçsız, tozlu topraklı bir
alandan geçtikleri oluyordu.
135 x 195 mm - 244 sf.
ADNAN ÖZYALÇINER
CAMBAZLAR SAVAŞI YİTİRDİ / SAĞANAK
“Haliç’e inen sokaklar, hem dar, hem karanlıktır. Birbirine bitişik evlerin çoğu
taştandır. Her biri en az iki katlı. Kapıları demirden. Aralık bile olsalar iterek
açamazsınız. Çocukların gücüyse bu kapıları yerinden oynatmaya bile yetmez.
Evlerin birinci kat pencerelerinin hepsi demir parmaklıdır. Sokağın karartıklığı bu
kesme taşlı duvarlarla paslı demirlerden gelir. İki yandaki evler, aşılmaz iki duvar
oluşturur. Arnavut kaldırımı döşeli bu sokakların hepsi de yokuştur...”
135 x 195 mm - 326 sf.
161
ADNAN ÖZYALÇINER
YAZDAN KALMA BİR GÜN
ista nb ul öyküleri
...Adnan Özyalçıner, öykülerini İstanbul Öyküleri adı altında toplayarak, bu kente
beslediği sevgiyi, insani ilişkilerindeki gerçekliği, yaşanıp eskitilmiş çevrelerin
güzelliğini, değişimin kötülüklere nasıl doludizgin koştuğunu dile getiriyor. Yazar,
güzelliklerle donanmış bir duyarlılıkla, kendini düş kırıklıklarına uğratacağını bile
bile, bir İstanbul düşü ardında koşuyor.
135 x 195 mm - 345 sf.
hazırlayan: ADNAN ÖZYALÇINER
BENİM İSTANBUL’UM
Adnan Özyalçıner, bir İstanbul öykücüsü olarak 14 yazar ve bir çizer seçti İstanbul’u
anlatsınlar diye. Deniz Kavukçuoğlu’dan Ferit Edgü’ye, Tuğrul Tanyol’dan Gülsüm
Cengiz’e herkes kendi İstanbul’unun öyküsünü yazdı. Geçen yıl yitirdiğimiz Kemal
Özer de kendi İstanbul’unu anlattı. Belki de Kemal Özer’in son yazısıydı bu. 15
yazarın İstanbul’unu da Ferit Öngören çizdi. Kayıkçısından lokantasına, hamalından
Süleymaniye’sine, ince ince. Bu kitabın bir benzeri yok... Bütün İstanbul kitaplarından
farklı bir kitap çünkü 16 gözden yüzlerce İstanbul’u yansıtıyor.
135 x 195 mm - 244 sf.
STEFAN ZWEIG
YAKICI SIR
“Aydınlığı karanlığı, savaşla barışı, yükselişle alçalışı tanımış olan kişi, hayatı
gerçekten yaşamış sayılır..”
Her şeye hümanizm penceresinden bakan Stefan Zweig, öykülerinde olay ve kişi
davranışlarını, kişilerinin, düşün dünyalarını, en önemsiz sayılabilecek ayrıntılara
kadar işlerken yalın bir lirizm, vurucu bir gerilim sağlamayı ustalıkla başarır.
Çev.: Burhan Arpad, Ahmet Arpad - 135 x 195 mm - 264 sf.
ELİN PELİN
BİR TÜRK KADINI UĞRUNA
Elin Pelin Bulgar köylüsünün ilk gerçekçi betimlemesini yapan yazardır.
Eserlerinde köy gerçeğindeki toplumsal karşıtlıkları gösterir. Yoksul halkın
acılarını, yönetimden hoşnutsuzluğunu tüm ayrıntılarıyla anlatır. Konuları gibi
dili, biçemi de yenidir. Betimleri kısa olduğu denli, coşku vericidir de. Yaşam
betimleri, görünümler, anlatım yolu lirikliğinin derin izlerini taşır. Yazarın en
beğenilen öykülerinden oluşturulan seçkiyi, Türker Acaroğlu’nun Bulgarca
aslından yaptığı özenli çevirisi ile sunuyoruz.
Çev.: Türker Acaroğlu - 135 x 195 mm -278 sf.
162
NEVZAT GÜNGÖR
GÖRÜNMEZ ADAM
Nevzat Güngör, öykülerinde hayvan masallarıyla masal ve söylencelerden
yararlanarak fantastik bir anlatımla günümüze, yaşadıklarımıza sembolik
göndermeler yapıyor. Böylelikle gerçekleri, yaşadığımız ya da yaşatılan
gerçeklikleri bütün acılıkları ve gülünçlükleriyle, başka bir deyimle gerçek
yönleriyle ortaya koyuyor. Nevzat Güngör’ün ilk kitabı olan Görünmez Adam’da
şiirsel bir anlatımla beslenen genellikle kısa, vurucu öyküler bulacaksınız.
135 x 195 mm - 96 sf.
HAYDAR DEMİR
MAKİNE
Haydar Demir, hapishane ortamında yetişmiş, kendini yetiştirmiş bir yazar. İş ve işçi
yaşamında kendi yaşadıklarıyla emekçilere yaşatılanları kimi acı, kimi hüzünlü, kimi
umutlu, kimi direngen yönleriyle ortaya koyuyor ilk kitabı olan Makine de.
Haydar Demir öykülerini, genellikle alaysılığı ağır basan bir dille iş ve işçi
yaşamının çelişkileriyle aksaklıklarını, ev-iş-fabrika üçgeni içinde anlatıyor.
135 x 195 mm - 191 sf.
ALİ BALKIZ
GİZ ÜSTÜ MEKTUP
“Öykünün postmodernleşmek adına insanın gerçeklikten koparılıp
ötekileştirilerek insan ısısından yoksun sanallaştırdığı, gizemli bir atmosfer
yaratabilmek için de özellikle düşsel ve mistik imgelerle donatılıp çelişkili, zor
anlaşılır şekilde kurgulandığı son çeyrek yüzyıl içinde üretilmiş şu yeni öyküler
arasında, Ali Balkız’ın Giz Üstü Mektup adlı öyküsünden aldığım tatla okuduğum
bir başka öykü daha hatırlamıyorum...”
Demirtaş Ceyhun
135 x 195 mm - 103 sf.
ALİ BALKIZ
YÜZÜSTÜ DÜŞLER
“Ali Balkız, Yüzüstü Düşler’de, toplumun modernleşmeye evrilmesiyle unutulmaya
yüz tutmuş ve edebiyatımızda da ihmal edilmeye başlanmış olan kırsal yaşam
ilişkilerini konu ediniyor. Yazarın kendi köklerine eğilerek ve geçmiş yaşamların
biriktirdiğiyle de yüzleşerek tutturduğu gerçekçilik çizgisi, onu edebiyatımızın
ana damarına bağlıyor.”
Ahmet Telli
135 x 195 mm - 112 sf.
163
AHMET SAY
İPEK HALIYA TERS BİNEN KEDİ
Ahmet Say, bu uzun öyküsünde, masallarımızın geleneksel başlangıç tekerlemesinin
diliyle bir dolandırıcı tüccarın öyküsünü anlatıyor. Günümüzün olayları kadar
gerçek, masal kadar inanılmaz bu anlatının inanılmaz yanlarından biri öykünün
kahramanının bir kedi oluşu. Ticaretin kurallarına uyarak hırsızlık yapabilmesi ve
bu yüzden yasaların çaresiz kalması da masalsı ikinci yan. Bu buruk gülmece okura
ticaret, piyasa, rekabet benzeri deyimleri ve kurumları sorgulatıyor.
135 x 195 mm - 79 sf.
AHMET SAY
GÜNEŞİN SAVRULDUĞU YERDEN
b ing öl hika yeleri
Ahmet Say’ın bu kitabının alt başlığı Bingöl Hikâyeleri. Yazar, kimi zaman
bölgenin, kimi zaman halk öykülerinin, kimi zaman masalların dilini yansılayarak
“Doğu öyküleri” anlatıyor. Zor koşulların keyifli öyküleri bunlar. İncecik bir mizah
çizgisi inanılmazı inanılır kılmakta da yardımcı oluyor.
135 x 195 mm - 128 sf.
ELİF ÇINAR
BAHAR DALI
Elif Çınar’ın öyküleri sağlam pabuçtur, bundan emin olun. İçtenliksiz tek satır
bulamazsınız. Öyle İstiklal’de yürürken ayağınızdan fırt diye çıkacak iskarpinlerden
değil, yürüdükçe ayağınızın şeklini alan, ömür boyu atamayacağınız köselesi el
emeği göz nuru kunduralardır onun öyküleri. Bu mecaz ile güzellemiyorum onun
öykücülüğünü, diyorum ki Türkçeyi kullanmaktaki ustalığı şaşırtır insanı. Hele
hele, konuşanlara kulak asmışlığı her zaman belli olur.”
Yusuf Eradam
135 x 195 mm - 126 sf.
SEYİT SOYDAN
YOLLAR
Evrensel Kültür dergisinin 2008’de düzenlediği öykü yarışmasının birincisi Seyit
Soydan’ın ilk kitabı bu. Bir ilk yapıtın ne kadar yoğun bir heyecanla yazıldığını
bilenler bilir. Dünya barışına katkı sağlamak, barışı düş olmaktan çıkarıp
gerçekleştirmek için çıkarılan dergi ve gazetelerde yazmaya başlayan Soydan,
öykülerinden hissedebileceğiniz barut kokularının, demir parmaklıkların,
yangınların arasından yine barışın izini sürüyor.
135 x 195 mm - 176 sf.
164
ŞÜKRAN KURDAKUL
T A NI Ğ I N B İ R İ
top lu öyküler
“Kurdakul’un bir başka olumlu yanı da şu: Kişilerine olduğu kadar konularına da
genellikle sınıfsal bir görüşle yanaşması... Onları bir yandan acı sınıf gerçeğine, öbür
yandan da bozuk toplum düzenine bağlayarak işlemesi... Daha da iyisi, bu işleyişi
eleştirici, toplumcu bir anlayışa yaslandırması ve bunu, hikâyenin özgül yapısını
zorlamadan rahat ve yumuşak bir biçimde gerçekleştirmesi...”
Asım Bezirci
“Kurdakul hem sanatçı, hem de siyasi olayları dikkatle gözlemleyen bir aydın olarak,
gerçek bir tanıktır. Emekçiden yana, halktan yana olan, olayların, günümüzün,
dolayısıyla da çağımızın bir tanığı.”
Adnan Özyalçıner
160 x 240 mm - 328 sf.
165
CEVDET KUDRET
SOKAK
Daha çok edebiyat tarihçisi olarak tanınan Cevdet Kudret başarılı bir öykü ve
roman yazarıdır. Onun anlatımının benzersizliği toplumsal ilişkilerle siyasal
olaylardaki çelişkilerin mizahi yönünü yakalayışından doğar... Sokak’ta onun,
insanımızın ve yaşamımızın değişmez yanlarını çizen öykülerini bulacaksınız.
135 x 195 mm - 145 sf.
ZOFİA NALKOWSKA
MADALYONLAR
Sıradışı bir yapıttır bu. Madalyonlar’ın sıradışılığı, alışılmadık özünden
kaynaklanmaktadır. Kültür tarihimizde, İkinci Büyük Savaş’taki katliamlardan daha
büyük trajedi bulmak zordur. Ve bu kadın yazar, elimizdeki yapıtını işte bu konuya
adamıştır. Madalyon, Polonya geleneğinde, ölmüş olan değerli yakının anısına sadık
kalındığını belgeleyen bir semboldür. “Madalyonlar”ın yazarı, daha çok ölümden
kurtulan tanıkların söylediklerini ön plana alarak, sanki gölgeye çekilir. Yapıt,
faşizmin katlettiği milyonlarca isimsiz kurbana ödenen bir namus borcudur.
Çev.: Osman Fırat Baş - 135 x 195 mm - 80 sf.
TASOS AVGERİNOS
SEFİLLER KERVANI
Bir sabah Anadolu’da ve Yunanistan’da yaşayan bir grup insanın “mübadele
edilmesine” yani “değiş tokuş”una karar verildi. Bunun nedeni Anadolu’daki
savaşın iki yanda açtığı yaralara yeni yaraların eklenmemesiydi. Ama hesaplar
tutmadı…
Bu kez Anadolu’dan Yunanistan’a zorunlu olarak göç edenlerden Tasos Avgerinos
göçün karşı yanını anlatıyor. Anadolu’nun tanıdık sesiyle ve Rıza Özlütaş’ın akıcı
Türkçesiyle.
Çev.: Rıza Özlütaş - 135 x 195 mm - 128 sf.
HALİME YILDIZ
VE
Bu hikâye, aşkın taş olması üzerinedir. Herkesin en az bir, piç aşkı vardır, birilerinin
reddettiği...
135 x 195 mm - 96 sf.
166
MEHMET BAŞARAN
AÇ HARMANI
“Başaran, öykülerinde toplumsal gerçekleri içinde köy insanının dünyasını,
duyguları, düşünceleri, gelenekleriyle var olma kavgası verişini işliyor. Sosyoekonomik yapıdaki değişimlerin onun dünyasındaki yansımalarını çiziyor. Klasik
öykülemelerin sınırları içinde ama ustaca.”
Atilla Özkırımlı
135 x 195 mm -192 sf.
NEVZAT GÜNGÖR
BEYAZ MENDİL
Nevzat Güngör, Beyaz Mendil’de insanların ellerinden zorla alınan hak
ve özgürlüklerini, ayrımcılığın yarattığı çelişkileri, yaşama hakkının
vazgeçilmezliğini anlatıyor. Özellikle de bütün bu demokratik haklardan yoksun
bırakılan Kürt coğrafyasındaki Kürt insanının hallerini öyküleştirmiş. Her öykü
bütün yaşananların insanlık onurunu, gelecek umudunu yok edemediğini, Kürt
insanının tarihsel direncini sürdürdüğünü vurguluyor.
Adnan Özyalçıner
135 x 195 mm - 240 sf.
YUSUF NAZIM
KIZAK
Doğa-insan ilişkisi, Yusuf Nazım’ın öykülerini canlı ve çarpıcı kılan en önemli
özelliklerden biri. Çünkü onun öykülerindeki gidilmedik, bilinmedik uzaklıktaki
doğa, bütün çekilen, çektirilen acıları, baskıları, işkenceleri görüp duyandır.
Bilene, bilmeyene de yayacak olan odur. Rüzgârlarıyla, fırtınalarıyla, tipileriyle
yapacaktır bunu. Görene, görmeyene, duyana, duymayana Yusuf Nazım’ın
öykülerinin eşliğinde ulaştıracaktır.
Adnan Özyalçıner
135 x 195 mm - 128 sf.
ŞAFAK PALA
YÜZÜNE SABAH ÇİYİ DÜŞMÜŞ
Koca kapıların ardındaki ulu çınar ağacı, kirece kesmiş beyaz kerpiç ev, evin
insanları, derin sevgiler, ölümler, soylu duruş...
O koca kapıları aralayıp eve kim girerse, ev gelene kendisini sunar işte bu sensin diye…
Peki, sen sevgili okur, hazır mısın alışkın olmadığın bir dünyanın içine girmeye?
135 x 195 mm - 119 sf.
167
MAKSİM GORKİY
SEÇM E ESER LER - 1
MUJİK
Maksim Gorkiy yalnız kendi halkına değil, bütün halklara yurtlarını, hürriyeti,
barışı ve birbirlerini sevmeyi öğretir. Çünkü o, insanın, insanlığın geleceğinden
güzel günler göreceğinden emindir. Çünkü o, emekçi insanı, koluyla, kafasıyla
çalışan insanı, yeryüzünün, gerçek, biricik efendisi sayar.
Nâzım Hikmet
Çev.: Mehmet Özgül - 135 x 195 mm - 462 sf.
MAKSİM GORKİY
SEÇM E ESER LER - 2
MAKAR ÇUDRA
20. yüzyılın en büyük edebiyatçıları arasında sayılan Maksim Gorkiy, edebiyata
ilk adımını 1892 yılında Makar Çudra öyküsü ile attı. Eserleri dünya çapında yankı
yaratan Gorkiy, Çarlığa karşı verilen mücadele içinde defalarca tutuklandı, uzun
yıllar sürgün hayatı yaşadı.
Çev.: M. Özgül - A. Hacıhasanoğlu - 135 x 195 mm - 396 sf.
MAKSİM GORKİY
SEÇM E ESER LER - 3
BOZKIRDA
Maksim Gorkiy-Seçme Eserler dizisinde yer alan kitapların en önemli özelliği,
yazıldığı dilden, Rusçadan özenle çevrilmiş olmasıdır. Tam metin çevrilen
kitapların dilinin doğallığı da dikkatinizi çekecek. Gorkiy’in öykülerinde yıkılmakta
olan bir sınıfın dünyası ile dünyaya egemen olacak emekçi sınıfın dünyasının
kesişme ve çatışmasının yansımalarını göreceksiniz.
Çev.: Ayşe Hacıhasanoğlu - 135 x 195 mm - 382 sf.
ÖZGÜR SOYLU
İYİ YOLCULUKLAR
Özgür Soylu’nun öykülerinin bir yanı neşe, bir yanı endişe. Çünkü o anlattıklarını
zeki bir çocuğun gözünden anlatıyor hep. Bir çocuk gibi ayrıntılardaki haksızlığı
zulmü de, yaşama sevincini de seziyor/sezdiriyor. En güzeli, onun anlatımında
nicedir unuttuğumuz halk dilinin sözcüklerinin en doğal biçimini buluyoruz.
“Küşümlenmek” kuşkulanmanın yerini alıveriyor. Tasalanmayı da kapsayan bu
sözcüğü benimseyiveriyoruz. Yaşananların farkında olan ve bunları mizahın
gözlüğüyle anlatabilen bir yazarla tanışabileceksiniz.
135 x 195 mm - 96 sf.
168
ADNAN ÖZYALÇINER
P A NA YI R
Adnan Özyalçıner’in ilk kitabı basılalı yaklaşık elli yıl oldu. Özyalçıner, Doğan
Hızlan’ın “Sahih ve has edebiyatçılardan oluşur” dediği 50 Kuşağı’ndandı.
Baskıya karşı çıkmak ve gerçeği daha iyi anlatma iddiasıyla yazmaya başladı
ve mahalleleri, panayırları, küçük insanların büyük dertlerini yeni bir üslupla
anlattı. Bu yıl 50 Kuşağı’nın ilk kitapları 50 Kuşağından eleştirmen Doğan
Hızlan’ın önsözü ile ve ortak Logo ile basıldı. Hâlâ genç bir anlatım hâlâ
modern bir kitap.
135 x 195 mm - 142 sf.
169
Şiir kitabı yayımlamak yayıncılıkta önemli bir ölçektir. Nüfusu arttıkça okur
oranı azalan bir ülkeyiz. Kimi yayıncılar için şiir kitabı raf ömrü kısa bir üründür.
Kimi yayıncılarsa “okuru hazır” şairlerin kitabını basmayı yeğler. Belirli bir
yayın grubu ise şiir kitaplarını seçkin ürün olarak yorumlayıp hazırlar –okuru
az, kitabı “nadide eser” olarak lükstür.
Evrensel Basım Yayın, her iki anlayıştan da uzak duruyor. Yayın anlayışı,
okuru değiştirip dönüştürmek olduğu için toplumcu sanat ürünlerinin en
yetkinlerinden demetler sunuyor okurlarına.
Şiirin toplumcu damarının nasıl estetik atılımlar yaptığının kanıtı yapıtlardır
bunlar.
Türkiyeli şairlerin yapıtları, titizlikle seçilmiş şiirlerden oluşan seçkiler, tarihin
ve devrimlerin nasıl sanatla bir arada yürüdüğünü gösteriyor.
SENNUR SEZER
ALİ ÖZ
İ Zİ K A LSI N
Sanatın bir işi de tanıklıktır. Ancak tanıklık kolay değildir. Yansız olamazsınız. Eğer
eleştirmiyorsanız tanık olamazsınız. Mutluluğun da tanığı olacaksınız, üzüntünün
de. Kısacası yaşadıklarınızı gelecek kuşaklara aktaracaksınız, sevinçler çoğalsın, acı
dursun diye.
Ali Öz ile Sennur Sezer iki baştan yaşadıkları çağdan sorumlu olduklarını kanıtlıyorlar.
Fotoğraflar ve şiirlerle.
Ve “hayır” diyorlar, baskıya, acıya, ölüme...
İnsan olmanın izi kalsın diye.
140 X 200 mm - 86 sf.
173
hazırlayanlar: ERAY CANBERK - GÜLSÜM CENGİZ
SELAM YARATANA
em ek şiirleri - 1
Emek Şiirleri, teması emek ve emekçiler olan şiirlerden oluşmuş bir seçkidir.
İlk kitap “Selam Yaratana” başlığını taşıyor. Ağırlıklı olarak emekçilerin günlük
yaşantısına değinen şiirlerden oluşan kitabın ‘Yorgunluğun Kardeşlik Kokan elleri’
başlıklı bölümünde, emekçilerin güç yaşamlarını, emek-sermaye çelişkisini konu alan
şiirler; ‘Terimizin Aktığı Yer, Yerimiz’ başlıklı bölümde ise işsizlik, gurbet, iş kazaları
gibi işçilerin üretim sürecinde yaşadıkları güçlükleri anlatan şiirler yer alıyor. 135 x 195 mm - 288 sf.
hazırlayanlar: ERAY CANBERK - GÜLSÜM CENGİZ
ELLERİMİZ GÜNIŞIĞI
em ek şiirleri - 2
Emek Şiirleri, teması emek ve emekçiler olan şiirlerden oluşmuş bir seçkidir.
“Ellerimiz Günışığı” başlıklı kitap emekçilerin sömürüsüz, eşit bir dünyaya
duydukları özlemi, baskıya ve sömürüye karşı dirençlerini ele alan şiirlerin yer
aldığı ‘Kan Ter İçinde’ ve ‘Elleri Var Özgürlüğün’ adlı iki bölümden oluşuyor. 135 x 195 mm - 232 sf.
GÜLSÜM CENGİZ
MAYISTA ÜZGÜN GÖNLÜM
Mayıs, tomurcuklanan çiçekleriyle ilkyaz umudunun; sonyazda solan, kışın ölen
doğanın yeniden canlanışının, dirilişinin habercidir. Ne var ki, yaşamın bütünlüğü
içinde hüzünleri, acıları da içinde taşıyarak. Kitaptaki şiirlerin kimi sevinçlerini
vurguluyor yaşamın, kimi hüznünü. “Yandım Ateşlerde” başlıklı bölümdeyse,
insanın kıyıcılığının vurgulandığı, insanın insan tarafından diri diri yakılmasının
nedenlerinin sorgulandığı bir dizi şiir bulunuyor. “Mayısta Üzgün Gönlüm”, ikinci
kez okurların karşısına çıkarken ne kıyıcılık azaldı ne de kıyıcılığa karşı öfkemiz.
135 x 195 mm - 94 sf.
GÜLSÜM CENGİZ
EYLÜL DEYİŞLERİ
“Gülsüm Cengiz, bağlanacak değerler arayan, yalpalayan bir ozan değil. Seçimini
yapmış bir ozan. Hem dünya görüşü olarak, hem estetik olarak. Gülsüm Cengiz, ‘söz’e
bağlanmış. ‘Sözün gücü’ne... Kısa erimli, parlak görünümlü başarılar yerine, iğneyle
kuyu kazmayı, ağır ama güvenli ilerlemeyi seçmiş. İmgeyi cambazlıklar düzeyinde bir
gösteri aracı görmek yerine, ‘sözün gücü’ne inananlar kervanına katılıp yalın sözden
çok şey bekleyenlerin alçakgönüllü, ama sağlam ve zorlu yolunda yürümeyi...”
Kemal Özer
135 x 195 mm - 86 sf.
174
GÜLSÜM CENGİZ
AKDENİZ’İN RENGİ MAVİ
“Akdenizin Rengi Mavi”, yoğun bir duyarlıkla örülmüş içli türkülerden oluşuyor.
Kitabın ilk bölümünde yer alan şiirlerde, şairin doğup büyüdüğü ve içinde yaşadığı
coğrafyanın bir kesiti sunuluyor. Şiirleriyle ülkemizin yakın geçmişine tanıklık
ediyor Gülsüm Cengiz. Bu yüzden, acı ve hüzün ağır basıyor şiirlerinde. Ancak
bu hüzün insanda bir umutsuzluk değil, dünyayı yaşanır kılma isteği yaratıyor;
umutla iç içe. Umudu, dünü bugüne taşıyan, bugünü yarına taşıyacak olan insanın
eyleminde görüyor ozan.
135 x 195 mm - 120 sf.
GÜLSÜM CENGİZ
SİLİNSİN DİYE YERYÜZÜNDEN SAVAŞ SÖZCÜĞÜ
Karar
Ayağa kalkıp hep birlikte
göstermeliyiz sokakların gücünü.
Bir türkü söylemeliyiz bir türkü
hak arayan, direnen insanların
birlikte söylediği; türkü
silinsin diye yeryüzünden
savaş sözcüğü...
135 x 195 mm - 88 sf.
ADNAN SATICI
YERÇEKİMİNE UYAN PORTAKAL ÇİÇEĞİ
dönüp ardıma bakıyorum, yollara düşmüş yıllar
geçiyor bir sıradağ silsilesi üzerinden sesimin
boşluğa asılan ferhad kandili zamanın fanusunda
balkıyan çığlık ister ki, ölmekle de sönmesin
135 x 195 mm - 112 sf.
PABLO NERUDA
YÜREKTE İSPANYA
Nasıl bir şiir? Saf olmayan bir şiir. (…) Ama anlaşılıyor ki, Neruda eşyanın kötü
tadına bağlamıyor şiirini, şaire ondan korkmaması gerektiğini söylüyor. Böylece
bağlanma ile şiir sanatındaki özgürlük arasında bir uzlaşma, bir uyum sağlamaya
çalışıyor. Yaşanan hayatı görmek istiyor şiirde. Bununla yetinmiyor. Yaşanacak
hayatın güçlü izlerini de taşısın istiyor şiir. Ek bir dünya yaratmak değil onun
şiirden beklediği; dünyamızı büyütmek istiyor.
Cemal Süreya
Çev: Enver Gökçe - 135 x 195 mm - 248 sf.
175
BERTOLT BRECHT
HALKIN EKMEĞİ
Halkın Emeği, şair, oyun yazarı, tiyatro yönetmeni ve kuramcısı Bertolt Brecht’in
dokuz ciltlik şiirlerinden yapılmış bir seçmedir. Daha önce değişik yayınevleri
tarafından birçok baskısı yapılan ve ilgiyle okunan bu kitabın yeni bir baskısını
sunuyoruz. “İki edebiyatçı, iki sanatçı, işine saygılı iki edebiyat ve dil işçisi A. Kadir
ile A. Bezirci baş başa vermiş, pırıl pırıl bir yapıt koymuşlar ortaya.”
Hasan Hüseyin
Çev: A. Kadir, A. Bezirci - 135 x 195 mm - 168 sf.
ERDOĞAN ALKAN
PARİS KOMÜNÜ VE KOMÜN ŞAİRLERİ
Paris yoksulları ve emekçileri, 1871’de burjuvazinin ve aristokrasinin yönetimine
son verip cumhuriyetçi ve emekçi Komün yönetimini kurdular. Tarihteki bu ilk işçi
hükümetine, burjuvazi, geri bıraktırdığı köylülerden oluşan Versailles ordusuyla
ve dış düşmanla işbirliği yaparak kanlı bir şekilde son verdi. Bir roman akıcılığına
sahip bu kitapta 1871 Komün Devrimi’nde yer almış şairlerin şiirlerini, dizelerini
bulacaksınız.
135 x 195 mm - 256 sf.
NİKOLA VAPTSAROV
İNSANA ADANMIŞ ŞARKILAR
24 Aralık 1909 doğumlu Nikola Vaptsarov (makine teknisyeni, şair, devrimci militan,
Bulgaristan Komünist Partisi üyesi), 23 Temmuz 1942’de faşist rejim tarafından kurşuna
dizildi. O ve beş yoldaşı, idam mangası önünde, Hristo Botev’in, “Özgürlük uğruna
düşen ölmez” şarkısını söylediler. Tek kitabı olan Motor Türküleri ile, ölümünden
sonra ulusal ve uluslararası çapta ün sahibi oldu. Yeni, demokratik ve halkçı Bulgar
şiirinin en önemli temsilcisidir. Şiirin, soylu bir davaya bağımlı kılındığında çok daha
güzel ve kalıcı olabileceğini kanıtlamış ölümsüz ozanlardan biridir Vaptsarov.
Çev: Erdal Alova - 135 x 195 mm - 142 sf.
SENNUR SEZER
BİR ANNENİN NOTLARI
Bir Annenin Notları, Sennur Sezer’in 1964-1991 yılları arasında yayınlanan altı
kitabından seçtiği şiirlerden oluşuyor. Bu şiirlerde, bir kadın duyarlığı ile bir
işçinin, bir emekçinin yaşama bakışı, savaşımı ve direnci yer alıyor. Bir kadın ve
anne sıcaklığı taşıyan bu şiirler, bir annenin notları olarak da okunabilir.
135 x 195 mm - 192 sf.
176
SENNUR SEZER
DİLSİZ DENGBÊJ
Dilsiz Dengbêj, dünü bugüne bağlayan bir söylence. Üstünde yaşadığımız
toprakların, bu topraklarda yaşayan halkların acıları, sevinçleri, türkülerin tanıdık
sözleri ve şiirin yıpranmamış imgeleriyle yeniden anlatılıyor. Acılar yaşanmasın,
sevinçler çoğalsın ve kan silinsin diye.
135 x 195 mm - 256 sf.
SENNUR SEZER
AKŞAM HABERLERİ
Akşam Haberleri, yaşanan günlerin şiir aynasından yansıyışı. Fotoğrafların,
çığlıkların, gurbetlerin sözcüklere sığdırılmaya çalışılması. Unutulmuş masalların
kardeş kaynaklardan doğup birbirine benzemez anadillerle anlatımı belki de.
Ağıtların yerini sevda türküleri alsın diye...
135 x 195 mm - 56 sf.
SENNUR SEZER
KİRLENMİŞ KÂĞITLAR
“Birbirini açıklar mı sözcükler
Yoksa ışıltısını mı yansıtır
anlattığının
Bir sözcük verin bana
sıcaklığını taşısın kanın
soğuyup pıhtılaşsın
silinmesin
anımsatsın.”
135 x 195 mm - 48 sf.
hazırlayan: SENNUR SEZER
AKDENİZLİ ŞİİRLER
Akdeniz ülkeleri zengin bir doğa ve tarihe sahiptir. Bu ülkelerin duygusal
zenginlikleri yanında dünyanın çoğunlukla yoksul ülkeleri olduğu da söylenebilir.
Sennur Sezer Akdenizin cömert, incelikli, âşık ve özgür yapısını yansıtan şiirleri
ülkelerin eşitlik, özgürlük isteklerini, insanların yüzyıllardır dinmeyen özlemlerini
yansıtanlarını gözeterek seçti. Kitapta 18 ülkenin 79 şairinin şiirleri yer alıyor.
135 x 195 mm - 94 sf.
177
GÜLSÜM CENGİZ
SE VD A M I Z Ç İ Ç E K LEN İ R Z U L A D A
“Gülsüm Cengiz, tutsaklık acısını tadan genç sevgililerin acılarını şiirleştirmiş. Kitabın
sunusunda, ‘kendisinin bu acıyı, kendi yaşamından tanımadığını belirten’ Cengiz,
kadınca bir duyarlıkla aktarıyor çağdaş bir acıyı. “Bir yaprağın düşüşünü izler gibi/
bakıyorduk geçip giden günlere/hüzünle/Sevinciyse günlerin/çıplak dallar üstünde/
taş duvarlar ardında/birbirine sokulan/iki beyaz güvercin.”
Sennur Sezer
135 x 195 mm - 104 sf.
178
DERLEME
FİLİSTİN ŞİİRİ
“Şiiri silah yapmış olan usta şairler”in şiirlerini içeren Filistin Şiiri’ni yayınlıyoruz.
İşgale, köleleştirmeye, kitlesel katliamlara karşı yiğitçe direnişin soluğunu taşıyan
bu şiirler Filistin halkının insanlığa bir bildirisidir, bir dayanışma çağrısıdır aynı
zamanda. “Filistin kavga şairleri bir yandan birer savaşçı, bir yandan da dünya
kamuoyu önünde birer doğrulayıcıdırlar. Şiirlerinde kendini halka ve insanlığa
adamış bütün şairlerin, dünyanın önde gelen şairlerinin derinliğini, yalınlığını,
duru, aydınlık umutlu bakışını buluyoruz…”
Afşar Timuçin
Çev.: A. Kadir, A. Timuçin, S. Salom - 135 x 195 mm - 192 sf.
ŞÜKRAN KURDAKUL
BİR YÜREKTEN BİR YAŞAMDAN
- top lu şiirler“Şükran Kurdakul, ‘1940 Kuşağı’nın bu en genç şairi, gerçekliğe ‘toplumcu
duyarlık’la baktı; ama kendini anlatırken de özgün kalmayı bildi. Çağdaş Türk
şiirinde, temalarıyla, bu arada o kusursuz ve renkli diliyle, ön sıralarda bir yeri
vardır onun. Şiirimizin soylu temsilcilerinden biridir Kurdakul.”
Server Tanilli
135 x 195 mm - 352 sf.
ŞÜKRAN KURDAKUL
ÖKSELERİN YÖRESİNDE
“Ezberlenir bu şiirler, doğrudur, adamın içisıra güvenilir bir silah arkadaşı
gibi yaşar; uçurumun kenarlarında ayağınız kayacak olsa, omuzbaşınızdan;
dar geçitlerin karanlığında bunalacak olsanız, kolunuzdan tutar; kaldırır sizi,
doğrultur, yüreklendirir.”
Attila İlhan
135 x 195 mm - 86 sf.
ŞÜKRAN KURDAKUL
ÖLÜMSÜZLERLE
“Kurdakul’un şiirleri yalnızca bir toplumcu gerçekçi şairin, şiirle anlatılmış
yaşamöyküsü değil, bir kuşağın bütün yaşamı. Şükran Kurdakul kuşağının
toplumsal savaşımının alçakgönüllü özeti. Onlar yaşamları boyunca ‘direnmenin
ustası, çilenin piri’ olmuşlardır.”
Doğan Hızlan
135 x 195 mm - 88 sf.
179
HANAN AVVAD
FİLİSTİN, SENİN İÇİN
‘Hanan Avvad, gerçekliği, sembol ve gerçek arasına yerleştirdiği imgeler
aracılığıyla anlatmayı başarıyor. İşte bu da, onda yüksek bir sanatsal yaratıcılığın
varlığına işaret ediyor. Onun şiirinde en çok dikkat çeken şey, çift anlamlılıktır.
Ben ve öteki, vatana duyulan aşkla sevgiliye duyulan aşk... Burada sevgili, direnen,
isyan bayrağını dalgalandıran, işgali reddeden Filistin savaşçısıdır ve Hanan
Avvad’ın yalnızca “Tehlikeyi Seçtim” şiiri bile sunumunun güzelliğini gösteriyor.
Fatva Tukan
Çev.: Metin Fındıkçı - 135 x 195 mm - 96 sf.
RUŞEN HAKKI
DEĞİRMEN
Ruşen Hakkı, edebiyatımızda sevecenliğin temsilcisi gibidir. Her şiirinde, her
öyküsünde, her yazısında bu sevecenliğini konuşturmuştur.
Ahmet Say
Şiirlerini tatlı tatlı okuduğum şairlerden biri de Ruşen Hakkı; o da dizelerini
düzyazı biçiminden, şiir söylemek salgınından kurtarmış. Çok rahat, pürüzsüz bir
söyleyişi var.
Hasan İzzettin Dinamo
135 x 195 mm - 177 sf.
KEMAL ÖZER
BİRLİKTE AYNI ATEŞTEN GEÇEREK
Kemal Özer toplumsal ve siyasal olaylara, insanların bu olaylar karşısında tepkilerine,
duygu ve düşüncelerine hem tanıklık etmeyi, hem de yaşama bakışı toplumsal bilinçle
buluşturmayı amaçladığı bu dönemde, yükselen siyasal mücadeleyi gündeme
getirmekten baskı yıllarını sorgulamaya, kimliğinden dolayı acı çektirilen insandan
sevdanın toplumsal yorumuna, oğullarını yitiren anaların yüreklerinden konuşmaya
yeniden başlayan emekçilerin seslerine, ilgi alanını durmadan genişleten, dil ve
söyleyiş bakımından sürekli kendini yenileyen bir şiir toplamına ulaştı.
135 x 195 mm - 157 sf.
AYDIN HATİPOĞLU
YALNIZ KARANFİL SOKAĞI
Aydın Hatipoğlu’nun şiiri; yoğunluğu, neyi nasıl ne ölçüde söyleyeceğini bilişiyle,
kavganın ve bilincin etkili şiiri.
Behçet Necatigil
Halk duyarlığı, toplumsal çelişkiler, beklenmedik yerlerde beliren duygusal
ağırlık, şiirinin en belirgin yanlarıdır.
Eray Canberk
135 x 195 mm - 123 sf.
180
METİN ELOĞLU - OĞUZ TANSEL
BEKTAŞİ DEDİKLERİ
… Yakın çağlarımızın güleç yüzlü kişisi “Bektaşi “ de bir bakıma, ta XIII. yüzyıldan
bu yana, özgür düşüncenin sesini duyurmaktan geri kalmamış söz erlerinin:
Konyalı Celâleddin’in, Sakaryalı Yunus’un, Simavlı Bedreddin’in... soyundan sayılır.
Oğuz Tansel ile Metin Eloğlu, Bektaşi fıkraları üzerinde denemelere girişerek, bu
çığırda yeni bir adım atıyorlar.
135 x 195 mm - 160 sf.
ATİLLA JÓZSEF
TEMİZ YÜREKLE
“Attila József’in şiirinde ilk bakışta çarpan, içtenliği, hatta kabalığı, doğrudan
tavrıdır. Aynı zamanda kesinliği. Ve gerçek tonu. Ülkesi tarafından belirlenmiş
sefil, göçebe, militan deneyinden çıkmıştır bu imgeler. Ama, her şeyi, kişisel
yenilginin mutsuzluk karşısında bir zafere dönüştüğü o yüceliğe çıkartma, övme
yeteneği vardır onda. ... Aynı zamanda da söyler söyleyeceğini.”
Eugene Guillevic
Haz.: Kemal Özer - 135 x 195 mm - 125 sf.
OĞUZ TANSEL
MUTLULUK PEŞİNDE
‘Çok etkilenmiştim kitabından. Folklor yanı güçlü, bilinç ışığında durulmuş,
yepyeni söyleyişlerin ustalığında bilenmiş çelik bir şairdi o.’
Fakir Baykurt
‘Üç kanatlı bir masal kuşu´na benzettim Oğuz Tansel´i. Gerçekten öyledir;
benzemezlikleriyle öne çıkmıştır, benzerlikleriyle değil. Halk bilgisiyle çağdaşlığı
özümseyerek kendi bilgeliğini yaratmıştır.
Adnan Binyazar
135 x 195 mm - 252 sf.
PAUL ELUARD
ASIL ADALET
“Bu kitap; baş sayfalarında Eluard’ın hayatını özetleyen yazısı, şairin kişiliği
ve sanatı üzerine Claude Roy ve Gaeton Picon’dan Asım Bezirci’nin çevirileri
ile bu alanda örnek bir eser değerini taşıyor. Seçmeler’in, en ünlü ve titiz şiir
ve sanat eserlerimizin çevirilerinden derlenmiş olmasıyla da boşa gitmemiş,
kutlanması gereken, ciddi bir çaba.”
Behçet Necatigil
Çev.: A. Kadir, A. Bezirci - 135 x 195 mm - 142 sf.
181
PETER MAIWALD
İŞÇİ B’NİN HİKÂYELERİ
Bu kitapta, İşçi B’nin hikâyeleri var. Onun hikâyeleri gerçekte bütün işçilerin
hikayeleridir. İşçi B kıvrak zekâlı, hazır cevap ve nüktedandır. Sınıf kardeşleri
adına sömürü ilişkilerinden komşuluk sorunlarına kadar bütün güncel ve
toplumsal konularda fikir yürütür.
Çev.: Yılmaz Onay - 135 x 195 mm - 96 sf.
TASOS LİVADİTİS
BİR YEL ESİYOR DÜNYA KAVŞAKLARINDA...
Bu kitap suçlanmış, toplatılmış, yargılanmış bir şiir. Çünkü savaşı lanetliyor. Savaşın
getirdiği yoksulluğu, acıları gözler önüne seriyor. Ve dünyanın yoksullarının, dünya
emekçilerinin gerçek isteğini haykırıyor: Barış! Tasos Livaditis’in (1922-1988) bu
destansı şiiri, emekçilerin soluklarının oluşturduğu burgaçta emekçilerin çektikleri
körüklerin esintisini birleştirerek tüm savaş yandaşlarını bu dünyadan süpürüyor
sanki. Dünyanın tüm dillerinden oluşan yeni bir dille, yepyeni bir şarkı söyleyen
kalabalıkların, barış diye haykıranların sesleriyle örülen bir destan…
Çev.: Panayot Abacı - 135 x 195 mm - 32 sf.
ENVER GÖKÇE
BÜTÜN ŞİİRLERİ
“Bu fikir ve eylem yüzyılında, sosyal ilerlemenin, insanlığın mutluluğu yollarında;
insanın birey olarak ödevi ne ise, sosyal toplulukların, örgütlerin, politikacıların
ödevleri ne ise, sanatçının da ödevi odur: Sosyal gelişmeyi hızlandırmak,
köhnemiş gerçekleri değiştirmek, insanın insanca yaşamasını sağlayarak,
şartları hazırlamak ve sosyal görevde bilfiil vazife almak, hayata bilfiil katılmak.
Meydan senindir. Sanatın ve düşüncen gerçek olsun.”
135 x 195 mm - 86 sf.
YÜCEL SARPDERE
RUHSATSIZ SÖZCÜKLER
Yücel Sarpdere bu kez değişik bir çalışmayla, şiirleriyle karşımızda. Romandan
farklı bir çalışma olmasına karşın, yazarın kendine özgü üslup ve tarzı şiirlerine
de damgasını vuruyor ve ortaya okunması kendine has tat veren bir ürün çıkıyor.
Yayınevimiz, önceki kitapları hatırı sayılır satış rakamlarına ulaşan ve geniş
bir okuyucu kitlesine ulaşan yazarımızın bu çalışmasını okuyucuya sunuyor.
Ruhsatsız Sözcükler, özgün sözcük ve imgelerin sayfalarında uçuştuğu bir kitap
olarak şiir dünyasındaki yerini alıyor.
135 x 195 mm - 156 sf.
182
MEHMET HAMEŞ
YAŞLI KELEBEK
Her şiir yaşama biçiminin yansıtıcısıdır. Doğduğu coğrafyadan ve şair
ömürlerinden dizeler de yaşamın bütününü yansıtan, çağları ve mekânları
aşanı azdır. Önemli olan şairin has şiiri amaçlaması, okurunu yanına alıp bir
Ferhat uğraşısına, bir Kerem yolculuğuna soyunmasıdır. Mehmet Hameş’in
şiirleriyle çıkacağınız yolculuk sizi yepyeni ama yadırgamayacağınız bir dünyayla
tanıştıracak. Bu yeni dünya kitabın adıyla başlıyor: Yaşlı Kelebek. 135 x 195 mm - 240 sf.
ARİF BERBEROĞLU
ATEŞİN DÜŞTÜĞÜ YER
“Kültür Bakanlığı, Cumhuriyet’in 75. Yıl Şiir Başarı Ödülü”, “2001 Ceyhun Atuf
Kansu Şiir Ödülü”, “2009 Cemal Süreya Şiir Ödülü”, “Genel-İş Abdullah Baştürk İşçi
Edebiyat Ödülü” gibi saygın ödüller almış olan Arif Berberoğlu’nun bütün şiirleri.
Çağdaş, etkili ve vurucu.
135 x 195 mm - 312 sf.
ASIM GÖNEN
ÜLKE VE EKMEK
Her dış uyarıcı kendisine benzeyen şeyler anımsatır insana. ‘Hey şair, ozan olmak, her dizede yeniden doğmaktır erişemezsen dermeye doruktaki meyveyi her kitapta yeniden ölmektir’
135 x 195 mm - 104 sf.
KEMAL VURAL TARLAN
DESENLER KAVGAYA DURDU
Tarlan, Desenler Kavgaya Durdu adını verdiği destanında adı geçen dokumacı
sitesinin işçilerinin direnişi ve Antep’i anlatmaktadır. Seçtiği konu çetin ve
çetrefildir. Hem bir işçi direnişini, hem de Antep ve Antepliyi anlatabilmek zorlu
bir iştir gerçekten. Ama şair zoru seçmiş, ilk destanı olmasına, yolun başında
bulunmasına karşın, önemsenecek bir düzey tutturmayı başarmıştır.
Ozan Telli
135 x 195 mm - 112 sf.
183
MEHMET BAŞARAN
PİR SULTAN ÖLÜR ÖLÜR DİRİLİR
Aydınlık bir gelecek için mücadele etmiş, bu nedenle hakkında soruşturmalar
açılmış ve yargılanmış bir yazar Mehmet Başaran. Onun şiirlerini okurken yalın
bir dil, gerçekçi yaklaşım ve direngen bir insanın coşkusunu hissedeceksiniz. Hakkında yazılanlar ve haberlerle birlikte genişletilmiş olan ikinci baskımızda bu
değerli yazarımızı daha yakından tanıma fırsatı bulacaksınız.
135 x 195 mm - 192 sf.
BERKEN BEREH
KALBİM BİR YASTIKTIR AŞKA
Kimi şiirlerin çevirileri, bana şiirlerin anadilindeki seslerini düşündürür. Eğer
bu şiir bizim coğrafyamıza yakın bir coğrafyada yazılmışsa o dili bilmemekten
utanırım. En çok utandığım şey Kürtçeyi bilmemek...
Usta bir şair Berken Bereh. Şener Özmen de. Kitabın okunuşundan sonra elleriniz
bir hoş kokacak. Havada da uzun süre dalgalanacak “mazı toplayıcılarından
geride kalan o meneviş kokusu.
Sennur Sezer
Çev.: Şener Özmen - 135 x 195 mm - 104 sf.
N.A. NEKRASOV
YALNIZ TAŞLAR AĞLAMIYOR BURDA
N.A. Nekrasov XIX. yy. Rus şiirinin dingin atmosferine taze bir soluk, diri bir
kan getiren ve gerçek anlamda putları ve tabuları yıkan şair olarak ortaya
çıkmıştır. Puşkin ve Lermontov geleneğine bağlı kalmakla birlikte, geleneğin
öykünmecisi ve bilinen bir şiir kimliğinin damgasını taşıyan silik bir şair olmaya
karşı direnmişti. Nekrasov, Rus toplumunu şair duyarlılığıyla irdelemiş, ama kendi
gerçekliği içinde kavramıştır. Yarattığı kimi destan tipleri, onun geleceğe ilişkin
düşlerinin taşıyıcısı olarak karşımıza çıkarlar.
Çev.: Arif Berberoğlu - 135 x 195 mm - 96 sf.
METİN DEMİRTAŞ
TÜRKÜLERDE GEZER ADLARI
Metin Demirtaş’ın son şiirleri ve şiiri üstüne yazılan yazıların toplandığı
“Türkülerde Gezer Adları” başlıklı kitap, aynı zamanda seçme şiirleri de içeriyor.
135 x 195 mm - 160 sf.
184
SADIK AYTEKİN
BİR NEHİR DAMLASI
Sadık Aytekin’in Bir Nehir Damlası adlı şiir kitabı, somutlama ve örneklemeler için
Eski Yunan ve Roma’ya kadar uzansa da, ağırlıklı olarak XX. yüzyıl ile XXI. yüzyılın
ilk birkaç yılını kapsayan bir rapor durumunda. Bu raporda yayılmacı güçlerin
oluşturduğu yakın tarihimizin bataklığını çıplak gözle izlerken, “düşenlerin,
ömrüne borç yazıldığını” söyleyen ve bu borcun gereği olarak emperyalizmin ve
kapitalizmin yakasına yapışan bir şaire “merhaba” demiş olacaksınız.
Güngör Gençay
135 x 195 mm - 216 sf.
SADIK AYTEKİN
TANIKLIKLAR
Tanıklıklar, kuşaktan kuşağa birikip gelen kültürel ırmaktan süzülen ilerici
kolektif tanıklığın şairin algısı ve tanıklığında ses vermesidir. Şiir söylemeyi,
şiir okumayı hâlâ insan soyunun o büyük ve bitimsiz insanca yaşam sevinci ve
kavgasının en önemli silahlarından biri olarak görenler ve kullananlar, Sadık
Aytekin’in Tanıklıklar’ında bu sevinç ve dirençten dizeler bulacaklardır.
135 x 195 mm - 96 sf.
MUSTAFA KÖZ
SU RESİMLERİ
Su Resimleri, şairin ilk iki kitabını (Ay Düşü-Su Resimleri) yeniden görme olanağını
tanıyor bizlere.
Yazı dilinin unutulmaya yüz tutmuş sözcüklerini şiir diline kazandırmaya çalışan
şairin bu kitaplarında, Türkiye yarımadasının siyasal görüntüsü vardır. Nesneleri
her günkü yer-zaman ilişkilerinden uzaklaştırarak yalnızca şiir için kullanılabilir
bir yapıya büründürebilmek de şairin poetikasını oluşturuyor. 135 x 195 mm - 127 sf.
MUSTAFA KÖZ
ÖNCÜ YAĞMUR
Türkiye şiirinin dil birikimini yeni bir toplumcu şiir için kullanan “Öncü Yağmur”,
şairin yeni dil arayışını da gösteriyor. Şiirimiz için alışılmadık, özgün temalar,
okura gerçekle ve düş gücüyle örülü yepyeni bir dünyanın kapılarını aralıyor.
135 x 195 mm - 104 sf.
185
CENGİZ BEKTAŞ
DÜN BUGÜN
İki çınar diktik
Can suyu verdik
Sıladan sılaya
Astık bitimleri
Seviyoruz çocukları
Barış türküleri söylemeyi
...
135 x 195 mm - 112 sf.
CENGİZ BEKTAŞ
SU GÖLGESİ
Sular akardı
Baktığımız yerde
İncir Dipleri
Çınar gölgelerinde
...
135 x 195 mm - 120 sf.
CENGİZ BEKTAŞ
SEVGİ ALNIMIN TERİ
Çok yönlü bir kişilik Cengiz Bektaş, Avrupalarda okumuş ama, Anadolu ekiniyle
yoğrulmuş Hitit, Frig, Lidya, Karyalı ananın, Kibele’nin oğlu parmaklarında sanatın
büyüsü, dokunduğu yere güzellik katıyor, dokunduğu yapı canlanıyor; dokunduğu
taş soluk almaya başlıyor. Bir ülkesinden değil, tüm dünya kırından hasatlar
kaldırıyor.
135 x 195 mm - 104 sf.
186
Gençlerin biçim ve içerik açısından nitelikli ürünlerle buluşması büyük önem
taşımaktadır. Ülkemizde çocuk ve ilk gençlik edebiyatının henüz net bir
ayırımının olmaması, ilk gençlik edebiyatının hâlâ dünya klasikleriyle sınırlı
kalması bu alanda yayın yapmanın gerekliliğini ortaya koymuştur.
İlk gençlik edebiyatının önemini derinden kavrayan yayınevimiz, barış ve
demokrasi kültürüne katkı sunan; din-dil-ulus ya da ırk üstünlüğü, cins
ayrımcılığı gibi eğilimleri reddeden; bağnazlık, kadercilik gibi önyargılara yer
vermeyen; gençlerin toplumun bir bireyi olduğu, ondan soyutlanamayacağı
bilincini veren, kendine ve topluma yabancılaştırmayan; yaşamı olduğu gibi
kabullenmek yerine değiştirip güzelleştirme iletileri taşıyan; bilinçsiz tüketici
olmak yerine, üretken insan olmasına yardımcı olan; iyi bir dille yazılmış ya
da özenle çevrilmiş, akıcı bir anlatımı ve sürükleyici kurgusu olan yayınlarla,
yetişkinlere yönelik ilerici, toplumcu ve gerçekçi edebiyat ürünlerimizin
yanına gençlik edebiyatının nitelikli yapıtlarını da katmayı amaçlamıştır.
VASIF ÖNGÖREN
2
CİLT
M A SA LI N A SLI
aydınlıktan karanlığ a
karanlıktan aydınlığ a
Türk tiyatrosunun öncü epik yazar ve yönetmenlerinden Vasıf Öngören’in çocuklar
ve ilk gençlik çağındakiler için yazdığı Masalın Aslı, uygarlık ve üretim tarihinin
masallaştırıldığı benzersiz bir eserdir. Masalın Aslı, birbirini izleyen 10 masal ve iki
kitaptan oluşur. İlk 6 masalın yer aldığı 1. kitap “Aydınlıktan Karanlığa” alt başlığını
taşır. 4 masalın yer aldığı 2. kitabın alt başlığı ise “Karanlıktan Aydınlığa”dır. Ressam
Nurhayat Polat’ın resimlediği (tamamı renkli) kitap yeni kapak düzeni ve mizanpajıyla
tekrar okurla buluşuyor.
135 x 195 mm - 360 sf.
189
ÖMER POLAT
ADI DUMAN
Candan bir dost, güvenilir bir arkadaş bulmak, çocuk büyük her insanın yüreğinde
taşıdığı bir düştür. Bu dostu nasıl ve nerede bulacaktır, nasıl tanıyacaktır, ilk ne
diyecektir ona, nasıl kanıtlayacaktır arkadaşlığını... Belki de asıl düşü bu sorulara
durmadan verilen yanıtlar oluşturur. Gençliğe atılan ilk adımlar dostluğa,
arkadaşlığa en çok gerek duyulan dönemdir. Adı Duman’la yeniden düşlerimi
yaşadım; dostluk, denizin sesi ve gökte ipil ipil bir yıldız...
Sennur Sezer
135 x 195 mm - 88 sf.
ÖMER POLAT
ÜÇÜNÜ DE SEVDİM
Genç olmak, dünyayı yöneten kurallara ve anlayışa yabancı olmaktır. Genç,
sırasında bu kurallara karşı çıkabilmelidir.
Günümüzde bu kuralların en uygunsuzu kuşkusuz kendi çıkarını her türlü değerin
ve duygunun önünde tutmak olarak belirlenmiş. Sınavlardan günlük yaşama
gençlere dayatılan herkesi rakibi saymak gerektiği anlayışı dostluk ve dayanışma
duygusunu yıpratıyor. 135 x 195 mm - 126 sf.
GÜLSÜM CENGİZ
AYŞE’NİN GÜNLERİ
Ayşe, içimizden biri. Belki sınıfımızdaki sıra arkadaşımız, belki aynı apartmanda
ya da sokaktaki komşularımızdan biri. Belki de bizimle aynı kentte yaşayan on
binlerce çocuktan biri. Bizim gibi bir çocuk. Tıpkı bizim gibi, yüreğinde insan,
hayvan, doğa sevgisi bulunan; dostluk, yardımlaşma, dayanışma duyguları
içinde... Yaşama karşı iyimserlikle ve umutla bakan. Yaşamın karşısına çıkardığı
gerçekler bazen acı ve katı olsa da umudunu hiç yitirmeyen bir çocuk. Ayşe’nin
Günleri, işte bu küçük kızın öyküsünü anlatıyor bize.
135 x 195 mm - 256 sf.
NEJAT ELİBOL
GELECEĞE İLK ADIM
Edebiyata işçi yaşamı ve işçi direnişlerini anlattığı romanlarla giren Nejat
Elibol, yeni romanında gerçeğin yeni boyutlarını vurgulamak için değişik
bir anlatım deniyor. Daha önce yaşadığı bir grevi benzer bir anlatımla
okurları için gerçek kılan Elibol, bu kez okurlarını yarım yüzyıl ileri çağırıyor:
Yıl 2050. Yer: Davranış Bilimleri Merkezi. Bir gün kapıdan içeri bir genç kız girer.
Amacı gençlik sorunlarını aşmaktır. Bu merkezin çalışanları yazarlardır. Genç
kız, içeri girer girmez kendini bir anda masalsı bir öykünün içinde bulur; hem
kahramanı hem de yazarı olduğu bir öyküdür bu.
135 x 195 mm - 128 sf.
190
RAFİK SCHAMİ
BİR AVUÇ YILDIZ
Suriye’nin başkenti Şam’ın bir mahallesinde yaşayan on dört yaşındaki bir gencin
günlüğünden çevresinde olup bitenlere ve emekle örülen dostluklara tanıklık
eder Bir Avuç Yıldız.
Gerçekleri ortaya çıkarmak ve insanlara yardım etmek için gazeteci olmak isteyen
başarılı bir öğrencinin hayatın acımasızlıklarıyla savaşı... Bu savaşta yoksulluk,
kendisinin olduğu kadar arkadaşı Mahmud’un hayallerini de engelleyecek mi?
Çev.: Mehmet Salim - 135 x 195 mm - 206 sf.
HALİME YILDIZ
UÇURTMAYLA BALIK TUTMAK
Elindeki kitabın içine düşmek üzere olan bir çocuk gördüm. “Ne yapıyorsun
yavrum?” diye sorunca, “Uçurtmayla balık tutuyorum amca” dedi. “Deminden
beri izliyorum seni. Yüzün bir gülücüklerle doluyor, bir durgunlaşıyor, epeyce
ilginç olmalı!” “Bu kitap yaşamı anlatıyor ama bildiğin bir sıradanlıkla değil. Burda
gökyüzü de var, deniz de... Balık da var, şiir de... Düşündüren konular da... Yani
yaşamın kendisi var bu kitapta. ”
H. Hüseyin Yalvaç
135 x 195 mm - 61 sf.
TÜLİN TANKUT
AYDINLIK GECELERE YOLCULUK
Evrensel ilk gençlik kitaplığından +15 yaş grubuna; İstanbul’dan uçakla başlayıp
Moskova’ya ve Volga nehri üzerinden gemiyle St. Petersburg’a uzanan bir
yolculuk. Ama bu yolculukta yalnızca gezilip görülecek yerler yoktur. Gemide
geçen günlerde kültür-sanattan, politikadan cinselliğe; dünyayı, yaşamı anlamaya
doğru yapılan konuşmalar, tartışmalar, dahası kavgalar... Yolcuları sürprizler
beklemektedir. Gezi sona erdiğinde, evli evine, köylü köyüne... Bazıları için ise
yolculuk İstanbul’a döndükten sonra başlayacaktır.
135 x 195 mm - 376 sf.
ŞOLOM ALEYHEM
KEMAN
İçi insanlık sevgisiyle dolu, kalemini hep bu yönde kullanmış bir yazar olan Şolom
Aleyhem’in dokuz öykülük bu kitabı, her satırında insan sıcaklığını bulabileceğiniz
bir eser. Yazarın, insanı insan yapan erdemler üzerine oturttuğu bu eseri, bir
çocuğun müzik (keman) tutkusundan, yalan, zorbalık, insanları aşağılama, başka
canlılara eziyet etme gibi kötülüklere kadar geniş bir alanı kucaklıyor. Öykülerin
çocuk ruhunu yansıtmadaki başarısı, anlatımdaki gerçekçilik ve dildeki akıcılık,
kuşkusuz, kitabın okunmasını kolaylaştıran etkenler.
Çev.: Arif Berberoğlu -135 x 195 mm - 216 sf.
191
ADNAN ÖZYALÇINER
GARİP NASIL OKUYACAK
Anamı karların arasından, duvarın dibinde beni bekler görünce nasıl sevindim.
Hiçbir şey düşünmeden koştum ona. Her şeyi unutmuştum. Anamı görüyordum
yalnızca. Kar, soğuk, hepsi silinmişti. Sırtımdaki battaniye ona doğru koşarken
yere düştü. Parmaklıkların orda anama kavuştum. El ele verdik parmaklıkların
arasından. Bir süre durduk öyle. Anam “Üşüyeceksin, gel hele kınalım,” dedi. 135 x 195 mm - 56 sf.
ADNAN SATICI
SONSUZLUK SANDALI
Bir gece yarısı kendini sokakta bulan Ural’ın yaşadığı inanılmaz olayların ilki Banibal
ile karşılaşması oldu. “İki metre kadar önünde, pırıl pırıl parlayan bir çift kocaman
patik gördü. Ural o patikleri giyen Banibal’i, kavanozun içindeki kırmızı balık Bilge
İştar’ı böyle tanıdı. Daha sonra da, evden kaçan kedisi Güneş’i bulmak için Sonsuzluk
Sandalı Selene ile bir yolculuğa çıktı. Bu yolculukta ona, kaptan Mişa arkadaşlık etti.
Söz aramızda, Mişa huysuz, uykucu bir maymundu ve Ural yola çıktıklarında ona pek
güvenmiyordu. Ama yolculuk boyunca iyi arkadaş oldular...
135 x 195 mm - 136 sf.
HALİME YILDIZ
KERTENKELİME
Halime Yıldız, Kertenkelime ile gençlerin düşünce salıncağında beyin fırtınası
yapıyor. Kertenkelime, kendi kelime bilmecesinin yanında kimi zaman patatesi
soframıza armağan eden halkın çığlığına kulak veriyor, kimi zaman bir köylünün
krala kafa tutan sözlerine dikkat çekiyor. Okuyucu, kelimelerin yolculuk
hikâyeleriyle teneffüse çıkıyor. Hayat yapbozunun parçaları her yazıdan sonra
beynimizdeki gerçek yerini buluyor. Kertenkelime pek çok konuda ezberimizi
bozup düşünce dünyamıza ışıklı pencereler açıyor.
135 x 195 mm - 88 sf.
LEV NİKOLAYEVİÇ TOLSTOY
YAŞLI KAVAK
“Köpekbalığı çocuklara yaklaşırken, denizciler çocuklardan hâlâ uzaktaydılar.
Çocuklar “Köpekbalığı!” diye bağıranları duymadıkları gibi köpekbalığını da
görmediler. Fakat daha sonra içlerinden biri geriye bakınca... Sonra ne oldu
dersiniz? Bu heyecanlı öykünün sonunu merak ediyorsanız, kitabınızın sayfalarını
çevirmeye başlayın. Ünlü yazar Lev Tolstoy’un yazdığı bu kitapta birçok heyecanlı
öykü, fabl, masal ve anlatıyla dilin ve okumanın tadına varacaksınız.
135 x 195 mm - 136 sf.
192
Yayınevimizin çocuk kitapları yayınlama fikri, 1994 yılının sonyazında Evrensel
Kültür dergisindeki Çocuk Edebiyatı dosyasının hazırlanma sürecinde pekişti.
Çocuk edebiyatının çocukların yaşamında, okuma alışkanlığı kazandırmak,
yazınsal ürünler aracılığıyla yaşamı tanıtmak ve yaşama hazırlamak gibi
işlevlerinin yanı sıra, çocukların dilsel bilişsel gelişiminde de büyük bir önemi
vardır.
1975’ten bu yana alan hakkında çalışmaları ve yapıtları bulunan Gülsüm
Cengiz’in editörlüğünde başlattığımız çalışmalar sonucunda, çocuk dizisinde
yayınlayacağımız kitapların içerik ve biçim açısından taşıması gereken
nitelikleri saptayarak: Çocuğun yaşama soru sorarak bakmasını, araştırmaöğrenme ve bilgi edinmesini sağlayan; sağlıklı bir duyarlık oluşturmak
üzere, insan, doğa ve yaşam sevgisi aşılayan; çocuğun okuduğu kitaplardaki
kahramanlarla özdeşim yaptığını göz önüne alarak, içerikte ve anlatımda
şiddet içermeyen ve kişiliğini, kişisel yaratıcı ve yapıcı güçlerini geliştiren
nitelikteki yapıtlarla bu alanda da azımsanmayacak bir birikim yarattık.
FARİDEH KHALATBAREE
K İ R A LI K B İ R E V
Ev üzgündü. Çünkü içinde yaşayanlar taşınacaktı. Bir gün buraya başka bir aile
yerleşecekti.
Ev, onu hiçbir zaman terk etmeyecek bir ailenin olmasını o kadar çok isterdi ki… İyi de
Ev’in neyin hasretini çektiği kimin umrundaydı?
Ama neden olmasın? Belki de Ev, hayallerini gerçeğe dönüştürecek bir şeyler
yapabilirdi.
Ev, dileğini gerçekleştirecek bir yol düşünmeye başladı. Onarım yapılırken düşündü,
düşündü, düşündü. Ta ki…
Çev.: Fulya Alikoç - 160 x 230 mm - 32 sf.
195
ELİN PELİN
YAN BİBİYAN
b ir yum urca ğ ın ser üveni
Bulgar edebiyatının en ünlü öykü yazarlarından Elin Pelin’in bu kitabında,
masal ve gerçeğin iç içe anlatıldığı bir dünya ile karşılaşacaksınız. Bu dünyanın
kahramanları Yan Bibiyan adlı yaramaz bir çocuk, onun arkadaş olduğu Uff adında
küçük bir şeytan, çamurdan yapılmış ve sonradan canlanmış Kalço, büyücüler
kralı Mirilaylay... İki bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde söz dinlemeyen,
kendi bildiği gibi davranan Yan Bibiyan’ın ailesinden ayrılışını, küçük bir şeytanla
dost olup yaşadığı serüvenleri okuyacaksınız.
Çev.: Gülşah Özer - 135 x 195 mm - 250 sf.
GÖTZ R. RICHTER
SİYAH ANTİLOP’UN ŞARKISI
... Siyah Antilop’un Şarkısı, bu çocukların yakın çevresinden yola çıkarak,
ülkemizden çok uzakta ve geçmiş bir zaman diliminde yaşanan olayları anlatıyor.
Alman yazar “Götz R. Richter”in sürükleyici bir biçimde anlattığı gerçekçi bir
çocuk romanı. Savvy ve arkadaşlarının öyküsünün yanı sıra; Afrikalıların yaşam
koşullarını, beyazlar tarafından acımasızca sömürülmelerini, derilerinin rengi
nedeniyle ayrımcılığa uğramalarını, çektikleri acıları; buna karşı duydukları
öfkeyi, giderek bilinçlenmelerini ve karşı çıkışlarını öğreniyoruz...
Çev.: Hüseyin Tüzün - 135 x 195 mm - 235 sf.
GÜLSÜM CENGİZ
İPİNİ KOPARTAN UÇURTMA
İpini Kopartan Uçurtma’nın serüveni, yaşlı bir oyuncakçının dükkânında başladı.
Bir yanlışlık, onu sevgisiyle yapan Umut adlı çocuktan ayırdı. Sonra Okan’la, Metin
ve kardeşleriyle tanıştı; bir yılbaşı günü armağan olarak verildiği Ezgi’yle arkadaş
oldu. Uçurtma; tanıştığı her çocukla değişik serüvenler yaşadı. Bazen ışıklı
caddelerde, bazen karanlık sokaklarda dolaştı. Çocukların çalıştığı atölyelere
girdi. Bu süre içinde, o hep, Umut adlı çocuğu bulmayı düşledi. Sonra bir gün...
135 x 195 mm - 152 sf.
LİANA DASKALOVA
İNCİLİ TERLİKLER
“İstanbul limanından küçük kızıma minnacık terlikler aldım. Aman ne güzel terlikti
bunlar, ne güzel terlik! Süslü püslü... Burunları sivri, hem de geriye doğru kıvrık,
hani yassı burunlar olur ya şöyle geriye doğru, aynı onlara benziyor.” Ünlü Bulgar
yazar Liana Daskalova, İncili Terlikler adlı öyküsüne böyle başlıyor. Terlikler’den
başka dokuz öykü daha var kitapta. Hepsi de birbirinden ilginç. Ne dersiniz?
Okumaya hemen başlayalım mı?
Çev.: Mustafa Balel - 135 x 195 mm - 69 sf.
196
YORDAN RADİCKOV
BİZ SERÇELER
“Haydi artık uçmayı öğrenmenizin ve kendi yiyeceğinizi bulmanın zamanı geldi!”
Babamız çok sert bir adamdı, az konuşurdu. O günü çok iyi anımsıyorum. Bir kedi,
babamın kuyruğundan iki tüy koparmıştı ve bu yüzden babam eve çok keyifsiz
geldi. Yüzünden düşen bin parçaydı. Yuvaya konup şöyle düşünceli düşünceli
durdu bir süre. Birkaç kez “hım hım” dedi ve sonra bizi yuvadan aşağıya atmaya
başladı... Ünlü Bulgar yazarı Yordan Radickov’un, bir serçenin ağzından hoş ve
esprili anlatımıyla yazdığı bu kitabı seveceğinize inanıyoruz.
Çev.: Elen Kırçeva - 135 x 195 mm - 150 sf.
SENNUR SEZER
PENCEREDEN BAKAN ÇOCUK
Bu şiirleri okurken özlediğin doğayı: denizi, güneşi, ağaçları, kırları, papatyaları,
gökyüzünü, gökyüzünde bulutlarla karışarak uçan leyleği göreceksin.
Bu şiirlerde sevdiğin herkesi anneni, babanı, dedeni, anneanneni, öğretmenini
de bulacaksın. Okulun, arkadaşlarınla birlikte olacaksın. Sevdiğin eşyaların
konuşacak seninle.
Bu şiirleri okuduktan sonra dünyadaki bütün çocukların, senin gibi mutlu olmasını
isteyeceksin...
135 x 195 mm - 64 sf.
BEYDABA
KELİLE VE DİMNE
Kelile ve Dimne Doğu edebiyatının temel direklerinden biridir. Yazıldığı bin üç yüz
yıldan beri klasik değerinden hiçbir şey yitirmemiştir. Hemen hemen bütün Doğu
ve Batı dillerine çevrilmiştir. Haz.: Enver Gökçe - 135 x 195 mm - 119 sf.
AYSEL KORKUT
ŞEKER TAVŞAN
Ağacı, dalı, yaprağı, ormanda koşan tavşanı, kurdu, kuşu, böceği, yazı, kışı, baharı
ile dünyamızı şiirlerle gezmek ve tanımak isteyen bütün çocuklar için.
135 x 195 mm - 60 sf.
197
AYSEL KORKUT
HANİ SENİN UÇURTMAN
“Şehirleri dağlarıyla, / havasıyla suyuyla,
buğdayı kaymağıyla ülkemizi / ve dahası,
yeryüzünde sıcak esen / dostluğu, sevgiyi, kardeşliği
şiir gibi gezmek, görmek, / öğrenmek isteyen,
büyük küçük bütün çocuklar için
şiir dolu kocaman bir uçurtmadır Hani Senin Uçurtman...”
135 x 195 mm - 61 sf.
MEHMET BAŞARAN
AÇ KAPIYI BEZİRGANBAŞI
Bu kitabı okuyunca, bilmediğimiz ne çok bilmece,
ne çok tekerleme varmış meğer diyeceksiniz!
Ayrıca, çeşitli başlıklar altında toplanmış atasözlerimizi, pek çok ozanımızın
çeşitli şiirlerini ve ünlü düşünürlerden seçilmiş özlü sözleri de elinizin altında
bulacaksınız.
135 x 195 mm - 128 sf.
MEHMET BAŞARAN
ÇOBAN DEDENİN ÇOCUKLARI
Mutlu, neşeli, dünyaya ve insanlara hep gülen gözlerle bakan bir de Eskici
Mehmet Usta var. “Hoppala, hoppala güzelim, kalk şıkır şıkır oyna, yaşamak
benim ekmeğim” diye türkü söylüyor her günün sonunda. Ve biten her gün, en
kötü gün bile olsa, o, kendisini karşılayan eşine: “Bugün de güzel bir gündü evimin
yakışığı” diye seslenebiliyor.
Öylesine iyimser bakıyor ki her şeye, okurken insanın içi ısınıyor.
135 x 195 mm - 70 sf.
AYDIN HATİPOĞLU
KÖROĞLU
İnsanlar, ne yazık ki, her zaman iyi olmuyor. Kimi kez eline güç geçirenler bunu
insanlığın yararına kullanmak yerine, kendi çıkarları için kullanıyor. Ama, ezilen
insanların içinden, Köroğlu gibi haksızlığa başkaldıran yiğitler de çıkıyor.
135 x 195 mm - 80 sf.
198
AYDIN HATİPOĞLU
PEMBE PAMUKŞEKERİ
Pamukşekerinin pembesi, papatya tarlalarının sevinci, bayram günlerinin
mutluluğu ve hüznü, savaşın acısı, dünyamızın güzellikleri, kardeşlik duygusu,
dilimize tat katan bilmeceler, gülmeceler, tekerlemeler, köyden, kentten türlü
esintiler, ballı ballı bir şiir diliyle bu kitapta...
135 x 195 mm - 48 sf.
SENNUR SEZER
GERÇEĞİN MASALI
Soru sorar mısınız siz de annenize, babanıza, öğretmeninize ya da diğer
büyüklere? Merak ettiklerinizin yanıtını vermede zorlanırlar mı bazen? Neden
çalışır çocuklar? Kim öldürmüş çocukları? Komşu ülkede nasıl denir merhaba?...
Sennur Sezer’in elinizde tuttuğunuz şiirlerindeki soruları soran da sizsiniz
yanıtlayan da siz.
Gerçeğin Masalı’nda bulacaksınız bazı yanıtları, bazılarını ise aramaya devam
edeceksiniz...
135 x 195 mm - 40 sf.
SENNUR SEZER - ADNAN ÖZYALÇINER
KELOĞLAN İLE KÖSE
Keloğlan ve Köse bu toprakların masal kişileri. Biri zeki ama yoksul, öteki zengin,
kurnaz ve acımasız. Birbirleriyle çatışmaları, ortak serüvenleri yüzyıllardır
anlatılıyor.
135 x 195 mm - 48 sf.
MARİETTA AVGERİNU
AĞLAYAN MAHKÛM
Çocuklar, başlarına yağmur gibi yağan gözyaşlarının bir mahkûma ait olduğunu
öğrenirler. Ve bilmek isterler: Bir mahkûm neden ağlar?
Mahkûmların hepsi kötü insanlar mıdır?
Mahkûm amcaları eğer kötü bir insan değilse, neden demir parmaklıkların
arkasındadır? Bu soruların yanıtlarını siz de bilmek istiyor musunuz?
Öyleyse bu güzel kitabı hemen okumaya başlayabilirsiniz.
Çev.: Seyit Aldoğan - 135 x 195 mm - 56 sf.
199
KAMBİZ KAKAVAND
E T K İ Lİ SI FI R
Bir zamanlar bir Etkili Sıfır varmış. Yazı defterinde yaşayan Etkili Sıfır’ı kimse
sevmezmiş. Bu onu o kadar üzmüş ki oradan ayrılmaya karar vermiş. Gide gide
boyama defterine gitmiş. İlk sayfada çok güzel bir manzara resmi varmış fakat güneşi
yokmuş, o da güneş olmuş. Sonraki boyamada bir kelebeğin kanadı olmuş. Etkili Sıfır
yoluna devam etmiş ve önce ağacın birinde bir serçeye yuva olmuş. Sonra bir çobana
kafa, boş duvarda bir saat ve kumbaranın üstünde bir palyaço yüzü olmuş. Artık
mutluymuş, çok güzel resimler yapıyormuş. Çev.: Cihan Gerçek - 160 x 230 mm - 36 sf.
200
OSCAR WILDE
MUTLU PRENS
Günümüzden 150 yıl kadar önce yaşayan ama ünü bugünlere kadar gelen
İrlandalı yazar Oscar Wilde’ın bu kitabında başka güzel masallar da bulacaksınız;
Bencil Dev, Can Dost, Gül ile Bülbül.
Çev.: Erdal Alova - 135 x 195 mm - 64 sf.
ARİF BERBEROĞLU
GÖKYÜZÜ KUŞLARA KALSAYDI
Çocuk ve şiir. Birbirine yakışan en güzel iki şey. İkisi de kanatlı, uçmaya hazır, bütün
sınırlardan ötelere. Çocuk yüreği ve şiir için yalnızca bir anlamsızlıktır tel örgüler.
Savaşsız, sömürüsüz, şeker tadında bir hayat hangi çocuğun düşü değil ki!
135 x 195 mm - 55 sf.
GÜLSÜM CENGİZ
SON ÇİÇEK
Son Çiçek; eski bir çiçek yetiştiricisi olan büyükbabayla, torunu Bilge’nin inanılmaz
serüvenini anlatıyor. Okurlarını renk renk çiçeklerin dünyasından, yaşamla dirim
arasındaki mücadeleye uzanan bir yolculuğa çıkarıyor. Bu yolculuğa, kitapları,
doğayı seven bütün insanlarla birlikte sizi de çağırıyor…
135 x 195 mm - 112 sf.
GÜLSÜM CENGİZ
AHŞAP EVİN ÇOCUKLARI
Ahşap Evin Çocukları’nda; Zeliha, Zeynep, Umut, Asiye, Okan ve öteki çocukların
birbirinden eğlenceli ve heyecanlı öyküleri anlatılıyor. Onların öykülerinde; kendi
küçük yaramazlıklarınızı, korkularınızı, sevinçlerinizi, umutlarınızı bulacaksınız.
Kim bilir, belki de anlatılanlar sizin öykülerinizdir. Çocukluğun düş dolu güzel
günlerini, bu öykülerde yeniden yaşamaya ne dersiniz?
135 x 195 mm - 112 sf.
201
AKRAM GHASEMPOOR
AYIŞIĞI BEBEĞİ
Ay her gece gökyüzünden çocuklara masallar anlatırmış, hep mutlu olmalarını
istermiş çocukların. Bir de, Oyuncak Bebek olsaymış çocukları daha çok mutlu
edeceğini düşünürmüş. Yardım etmeleri için seslenmiş yıldızlara. Düşünmüşler
taşınmışlar, sonunda el ele verip işe koyulmuşlar. Çocuklar gökyüzüne bakakalmış.
Ay, yıldızların yanında daha önceki gecelerde göründüğü gibi değilmiş. Ay,
çocuklara sormuş: “Ben kimim bakalım?”
Çev.: Cihan Gerçek - 160 x 230 mm - 16 sf.
MOHAMMAD REZA YUSSEFİ
BAHARIN RENKLERİ
İlkyaz, yani Bahar, sarayında uyumaktadır, fakat renkleri pek solgundur. Baharın
uyanması için bir sürü renge ihtiyacı vardır. Rengârenk papağanlar elbirliği yapıp
bahar için seferber olurlar. Gökyüzünden, güneşten, balıklardan tek tek renkleri
alıp bahara getirirler. Bahar papağanlara teşekkür edip, onların yardımıyla
topladığı tüm renkleri doğaya bırakır. Solgun tarlalar, çiçekler renklerine kavuşur.
Sonunda ilkyaz türlü çeşitli renkleriyle gelmiştir tarlalara.
Çev.: Cihan Gerçek - 160 x 230 mm - 32 sf.
MOHAMMAD REZA YUSSEFİ
BİN YILDIZ GİBİ
Küçük bir Yıldız Ay’ın kenarında uyurken, koyu bir bulut Ay’ı dürter, Yıldız düşer
ve bir çiçeğin yaprağına konar. Çiçek uyanır, artık yıldız çiçeğidir. Küçük Yıldız
sonra bir kelebeğin kanatlarına konar, kelebeğin kanatları yıldızlarla kaplanır.
Sonunda, beyaz bir bulut, Küçük Yıldız’ı Ay’a geri götürür ve Küçük Yıldız orada
tekrar uykuya dalar. Uyandıktan sonra, Dünya’da yeni edindiği arkadaşlarına göz
kırparak selam verir.
Çev.: Fulya Alikoç - 160 x 230 mm - 28 sf.
MAHDOKHT KASHKOULİ
DÜNYA
Yuvarlaktır dünya, döner... Dünya kendi çevresinde her gün döner. Dünya güneşin
çevresinde her yıl döner... Dünya hızla döner. Yağmurdan, yıldırımdan, topaçtan
bile hızlıdır... Ama bize yavaş ve dingin gelir. Öyle dingin ki hayvanlar, insanlar
üstünde yuvalarını kurabilir... Dünya herkesi sever, tıpkı anneler gibi. Dünyayı
herkes sever, tıpkı çocuklar gibi.
Çev.: Cihan Gerçek - 160 x 230 mm - 32 sf.
202
AKRAM GHASEMPOOR
GÖKKUŞAĞI
Rüzgâr her gün eser, sarı buğdayla, mavi korkulukla oynardı. Pınar ve balıklar
da rüzgârla arkadaştı, şakalaşıp oynarlardı. Hep uyumak isteyen yeşil kurbağa,
mısır tarlası, kırmızı dağ laleleri, Mor Dağ, o gün bütün arkadaşlar neşeli ve
heyecanlıydı. Her akşam birlikte oynadıkları küçük kız Şadi de gelince, hepsi
birden gökyüzüne baktılar. Yağmuru bekliyorlardı. O gün yağmurun doğum
günüydü.
Çev.: Fulya Alikoç - 160 x 230 mm - 28 sf.
MAHDOKHT KASHKOULİ
MAVİ AĞAÇ
Nastaran, okuluna kolayca gidebilsin diye büyükannesiyle birlikte yaşar. Sınıf
arkadaşlarına büyükannesinin arazisindeki mavi ağaçtan bahseder ama herkes
ona güler ve kimse inanmaz. Evde kendini hasta hissettiğinde, öğretmeni onu
görmeye gelir ve ağacı görür. Boyanmış bir ağaçtır bu.
Çev.: Fulya Alikoç - 160 x 230 mm - 28 sf.
MOHAMMAD REZA SHAMS
MUSLUK İLE ÇİÇEKLİ ÇİNİ TABAK
Zavallı Musluk, Çiçekli Çini Tabak’a âşık olmuştu. Fakat aşkını açıklamaya
utanıyordu. Tencerelerle tabaklar Musluk’la Çini Tabak’ı seviyordu ama Kepçe
Musluk’u kıskanıyordu. Kepçe Musluk’a vurmak için zıpladı ama düştü. Düşerken
de Çini Tabak’ı kırdı...
Çev.: Fulya Alikoç - 160 x 230 mm - 24 sf.
KAMBİZ KAKAVAND
RADİKA NE İŞE YARAR?
Bir radika tohumu hafif bir esintiyle uzaklara gider. Gittiği her yere çeşitli haberler
iletir. Maceralı ve eğlenceli bir yolculuktan sonra bir ozanla karşılaşır. Ozan ona
güzel bir şiir yazar. Böylece radika hayatın gerçek anlamını kavrar.
Çev.: Cihan Gerçek - 160 x 230 mm - 24 sf.
203
NAHİD MAHDAVİ ASL
SERÜVENLİ SURAT
Burun nezle olmuş. Koku alamadığı için çok rahatsızmış. Gözler yaşarıyor, ağız
hapşırıyor, kaşlar çatılıyormuş. Vücudun bütün organları hastalanan burna
yardım etmeye çalışmışlar. Bacaklar burnu doktora götürmüş. Ağız birkaç gün
boyunca ilaçlarını yutmuş, böylece burun iyileşmiş ve yeniden koku almaya
başlamış.
Çev.: Cihan Gerçek - 160 x 230 mm - 32 sf.
MELEK ÖZLEM SEZER
DOLAPTA KİM VAR?
Yağları etrafa saçılan yiyecek paketleri, meyve kabukları, çiğnenmiş çikletler,
yırtılıp atılmış dergiler... Giysiler desen, bir başka felaket! Kiminde mis gibi sabun
kokusu, kiminde ter kokusu... Çamaşırlarda mayonez, kızarmış patates kokusu...
Pantolona yapışan reçel kokusu... Bööh, hele o çorap kokusu!
Nerede oluyor bütün bunlar? Bir çocuğun odasındaki dolapta... Homurtular da
geliyor dolaptan... Sizce dolapta kim var? 160 x 230 mm - 20 sf.
ADNAN ÖZYALÇINER
TOPARLAK
Basit plastik bir düğmenin, inciden bir düğme olma, güzel kadınların boyunlarını
süsleyen bir gerdanlığa yakışma hayaliyle çıktığı yolculuğun hikâyesidir Toparlak.
Serüvenli bir yolculuğun sonunda inci olamamış, ama yararlı bir düğme olmayı
başarmıştır.
160 x 230 mm - 16 sf.
SENNUR SEZER
GECE UYUMAYI SEVMEYEN ÇİÇEK
Bir zamanlar Anadolu’daki şehirlerden birinde bir bilgin yaşardı. Gördüğü her
bitkiyi inceler, yaprağının biçimine, çiçeğinin rengine göre adlandırırdı. Sonra
iyi yetişip gelişmesi için neler gerektiğini incelerdi. Bunun için koca bir bahçe
ayırmıştı...
Bilgin sabah kalkar kalkmaz yardımcılarıyla öğrencilerini yanına alıp bahçesini
dolaşır; bitkilerini bir doktorun hastasını muayene etmesi gibi gözden geçirirdi.
Bu arada kimini sular, kiminin toprağını kabartırdı...
160 x 230 mm - 16 sf.
204
SOROR KOTOBİ
FISKİYE YAPABİLİYORUM
Bir zamanlar çok hızlı yüzebilen mor bir balina vardı. Hoplayıp zıplayabiliyordu,
bu pek hoştu. Ama ne yazık ki başının üstünden su püskürtemiyordu.
Bir sabah, Mor Balina kendine söz verdi:
“Bugün fıskiye yapacağım.”
Gözlerini kocaman açtı, derin bir nefes aldı ve denedi.
Ama başının üstünde bir fıskiye belirmedi.
Çev.: Fulya Alikoç - 160 x 230 mm - 32 sf.
SHADİ BAYZAİE
YILDIZ VE DEDESİ
Ha ha, işte geldik dondurmacıya.
Başladık dedemle yarışmaya.
Kim daha çok yiyecek bakalım?
“Bir, iki, üç, haydi başla!”
Ben kazandım!
Çev.: Fulya Alikoç - 160 x 230 mm - 24 sf.
SOSAN TAHDİS
İKİ RÜZGÂR BİR HORTUM
Bayan Güneş, dağın arkasından tırmanıyordu.
Bayan Güneş, yüksek sesle kahkaha attı. “Meev meev dememelisin. Sen bir
rüzgârsın. Uğuldamalı ve hooo hooo demelisin!”
Rüzgâr hooo hooo diye uğuldayarak tepenin etrafında daire çizdi. Bayan Güneş
tepeye gizlice başka bir altın ışık daha gönderdi...
Çev.: Fulya Alikoç - 160 x 230 mm - 20 sf.
AKRAM GHASEMPOUR
NİLÜFER’İN GÜLÜMSEMESİ
Garip bir şey olmuştu. Nilüfer gülümsemesini kaybetmişti. Bir sabah uyandı ve
gülümsemesini göremedi...
Gülümsemesini bulma umuduyla boyama kitabının sayfalarını çevirdi.
Çizdiği yüzler ne kadar da somurtkan görünüyordu. Mutsuz çizdiği tüm resimler
için kendini çok üzgün hissetti. Şimdi de kendi gülümsemesini kaybetmişti.
Çev.: Fulya Alikoç - 160 x 230 mm - 20 sf.
205
TEVFİK TAŞ
Gİ ZE M Lİ M O NA Lİ SA
Resimlerin de şehirler gibi sokakları, evleri, düşünceleri, parkları, müzeleri, sırları var
mıdır? Tevfik Taş ve Sahar Bardaie, “evet var” diyor.
Bu dizide Azteklerin Sanat Tanrısı Hoşipilli, keşfetmeyi seven çocukları yanına alıp
ünlü ressamların başyapıtlarına yolculuğa çıkıyor.
Gezmeyi kim sevmez ki!
İşte, Leonardo da Vinci’nin Gizemli Mona Lisa’sıyla buluştular bile. Sonra, Tablodaki
Prenses’e gidecekler. Sırada Konuşan Ayçiçekleri var. Dünyanın En İlginç Yüzleri’ne
yolculuğu, İlginç Ailenin Bilgiç Köpeği’yle buluşma izleyecek.
Gezinin devamını merak ettiniz sanırız...
Söyleyelim: Kandırıkçı Resimler... Komik ve Muhteşem Tablolar... Düğününde Saklanan
Damat... Allı Turnam Ne Güzelsin Burada... Renklerin Müziği... Esrarengiz Resim...
Balerinlerin Büyüsü...
Çizer: Sahar Bardaie - 160 x 230 mm - 24 sf.
206
ARİF BERBEROĞLU
K ÜÇ ÜK Ö Ğ R E T M E N
Oku yavrum, oku, diyor. Okumayan insanın şu ağaçtan pek farkı yoktur. Okuyan insan
dünyaya daha başka bir gözle bakmayı öğrenir. Hayatın anlamını daha iyi kavrar.
Hepsinden önemlisi, insanı sevmeyi öğrenir…
Küçük öğretmen size; okumaya, paylaşmaya, emeğe, sevgiye ve hayata dair sıcacık
öykülerle sesleniyor bu kitapta. Büyük küçük hepimize aslında neyin önemli olduğunu
hatırlatmak ve göstermek için, yüzünde umut ve sevgi dolu bir gülümsemeyle anlatıyor
da anlatıyor.
135 x 195 mm - 72 sf.
207