إ אر ا و ا א - İSAR-İstanbul Araştırma ve Eğitim Vakfı
Transkript
إ אر ا و ا א - İSAR-İstanbul Araştırma ve Eğitim Vakfı
II. ULUSLARARASI İSAR İSTANBUL BULUŞMASI ا א إ אر ا و II. International ISAR Symposium Nasr Ulusal Araştırma ve İnceleme Kurumu, Furkan İslami Miras Vakfı, Suriye Ticaret Forumu ve Üsküdar Belediyesi İşbirliğiyle אن ا ث) (و أ כ دار אل و را אت وا ى ا ري ا وا א אون ا اث ا in Cooperation with National Association for Studies and Research, Al-Furqan Islamic Heritage Foundation, Syrian Business Forum and Üsküdar Municipality 1 Takdim ve Teşekkür Devletsiz ve siyasetsiz bir toplum tarihte hiç olmamıştır; günümüzde olmadığı gibi gelecekte de olmayacaktır. Ancak, devlet kelimesi aynı kalsa da ona yüklenen anlam sürekli değişime uğramıştır ve tartışmaların odağı olmuştur. Çünkü devlet düşüncesi ve devlet kurumu; toplumun, dinin, kültürün ve iktisadın gidişatına paralel olarak sürekli değişen canlı bir kurumdur. Bu değişiklikleri anlamak ve gidiş yönünü kestirmek hiçbir zaman kolay olmamıştır. Günümüzde de benzer tartışmalar hararetli bir şekilde devam etmektedir. İşte bu Sempozyum, devletin ne olduğu ve nereden gelip nereye doğru gittiği konusunda sorulan sorulara ve bu eksende yürütülen canlı tartışmalara tarihi ve güncel verileri de hesaba katarak ilmi bir cevap arayışıdır. Söz konusu soruların bazılarının nihai cevabı belki de hiç yoktur ama biz de bizden önceki nesiller gibi merak ettiğimiz bu soruları yeniden soracak ve kendi cevaplarımızı üreteceğiz. İSAR (İstanbul Araştırma ve Eğitim Vakfı) olarak düzenlediğimiz bu uluslararası sempozyuma katkılarından ve işbirliklerinden dolayı, Üsküdar Belediyesi’ne, Nasr Ulusal Araştırma ve İnceleme Kurumu, Furkan İslami Miras Vakfı ve Suriye İş Forumuna teşekkür ediyor, işbirliğimizin gelecekte de verimli bir şekilde devamını diliyorum. Bilim Kurulu üyesi meslektaşlarıma ve Yusuf Akbulut başkanlığında, Düzenleme Kurulunda görev alan tüm İSAR öğrencilerine disiplinli ve fedakarca çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum. Prof. Dr. Recep Şentürk İSAR 2 ! " #!$% & '&() !* +,!% %%- ./ &01% )21% 3.4 5% 67% 8!9% :;!) < +=>4? @A!4B =&4 %% C2 )!& D .F% @G$) C % H!4 >4? I J- 5% %% K?/ >4 L 4 " !* 9 )M )N O/ PQR > 5% +'S/ T% (AV)) X!9% .YZ1 '[B;J (AV)) X!9% C % H!4 >4? \- ] 6^ " 0 6@2 X% ]Z% >4? +H!4 (M) X!9% 4A% 1_!% >4?/ (AV)) ] .A4 )- +H!4 H0`% aA!>% b1/ +]1% 'Q4c def + ;A$% gh@ .% [% G-4 >4?/ ghP i)jO $%- T. k '&( %Z% >4 H04 ;A$% gh@ A04 l0 mk !% .%%- ./ A9/ )j . . 3 | ! "#$% | First Day | &'( )' *+ | December 20 Friday Kayıt | i > | Registration 9:30-10:00 Selamlama Konuşmaları | f8 0% | Welcome Speeches Recep Şentürk | Türkiye | İSAR AV) >4?| )A!4 | aM B!0n | Mahmoud Masri ]Z% >4? | | aA!>Go pq| Sali Shahsivari M >4?| L%| TQ% 1G| Mohannad al-Allam H0`% aA!>% b1/ |)A!4 | ! @ ]>r|Gassan Hitto Mustafa Kara | Türkiye | Üsküdar Belediye Başkanı | Mayor of Üsküdar 9:30-11:00 Açılış Konferansı | > s% 0% | Keynote Speech Recep Şentürk | Türkiye | İSAR Adalet Devletin Temelidir: İslam Medeniyetinde Siyaset Düşüncesi Gelenekleri Q4c 6ANt '4 >% Z% %. :v/ w4J %% Justice is the Foundation of State: Traditions of Political Thought in Islamic Civilisation iq!/ | L% |,$-/ 0% '1 'xA% y &% a.% z 4{% :TQ4c %B İslam Devleti: Kuruluş Sözleşmesi ve Tarihi Uygulama Islamic State: Founding Contract and Historical Practices 11:00-14:00 Ara | 4 | Break 4 14:00-15:30 | 2 - | Session 1 İslami İlimler ve Siyaset (Islamic Disciplines and Politics | Q4c T!% 4 >%) Oturum Başkanı | | Chair: Süleyman Derin | Türkiye | Marmara Üniversitesi Salon | | Hall: Avrasya Salonu Tahsin Görgün | Türkiye | İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Padişah-ı Cihan, Mürde Âlemin Cismine Ruhtur: Osmanlı Siyaset Düşüncesinde ve Liberal Söylemde Devlet %}% T!GZ 0V% '4 >% Z% %% : / ,0/ ~A ]&>% The Sultan is the Soul of the Order: State in Ottoman Political Thought and Liberal Discourse Özgür Kavak | Türkiye | İstanbul Şehir Üniversitesi Din ve Dünya Siyaseti: Saîd b. İsmail el-Aksarayî’nin Siyaset İlmihâlinde Hilafet ')AM i - >% '4 >% Ht C fQ : % )% 4 4 Religious and Secular Politics: Caliphate in Political Catechism of Said b. Ismail al-Aksarayi Mürteza Bedir | Türkiye | İstanbul Üniversitesi Şeriat ve Siyaset: Özel Hukuk-Kamu Hukuku Ayrımı mı? ]!.% T% ]!.% \- Lf i@: 4 >% )$% Sharia and Siyasah: Is This a Separation between Public and Private Law ? 5 14:00-15:30 II. Oturum | * - | Session II y &% )21% \- %% (Teori ve Uygulama Arasında Devlet | State between Theory and Practice) Oturum Başkanı | Salon | | Chair: | | | Hall: Seminer Salonu NG1% >4? |& |34-% 5 ,!% 3!(S m.Z% \- Q4c %% Gerçeğin Baskısı ile Fıkıh Arasında İslami Devlet Islamic State between Fiqh and Pressure of Reality !%) | L% |6&% $& 3'1 Ct ];AJ ]!% )2 Yönetim Esaslarında Denge Teorisi Theory of Balance among the Elements of Political Order M >4? |L% | 78% ,9: '; 1)% %% Q4c %% İslami ve Dini Devlet Islamic and Religious State 6 15:45-17:15 III. Oturum | < - | Session III Siyaset ve Sünnet (Politics and Sunnah | 1>% 4 >% ) Oturum Başkanı | | Chair: Zekeriya Güler | Türkiye | İstanbul Üniversitesi Salon | | Hall: Avrasya Salonu Ahmet Özel | Türkiye | Marmara Üniversitesi Hz. Peygamber’in Siyasî ve Askerî Kişiliği )>% 4 >% m Mo H!4A Muhammad (pbuh) as a Political and Military Leader Abdullah Taha İmamoğlu | Türkiye | Trakya Üniversitesi Hadislerde Yöneticilik ve Yöneticilerin Ahlakî Nitelikleri 6ABc )B "`% QR sM Leadership and Moral Qualities of Leaders in Hadith Orkhan Musakhanov | Azerbaycan | Uludağ Üniversitesi - İSAR Kurt ile Kuzu Bir Arada: Hilyetü’l-Evliya’da, Velî-Emîr Olarak Ömer b. Abdülaziz " % %? 1 % 7J j)j% - 0 : 6$% :sh% Wolf and Sheep Together: Umar ibn Abdalaziz as a Wali-Amir in hilyah al-Awliya as a Leader 7 15:45-17:15 IV. Oturum | = - | Session IV Problems of the Nation State (Devletin Meseleleri Ulus | !.% %% i;$) Oturum Başkanı | | Chair: Nurullah Ardıç | Türkiye | İstanbul Şehir Üniversitesi Salon | | Hall: Seminer Salonu Dmitry Shlapentokh | United States | Indiana University South Bend Democracy and Anti-Americanism in Post-Soviet Russia: The Case of Aleksander Dugin k!J \;B )>%J : f!>% - 4A ) "% _![% Sovyet Sonrası Rusya’da Demokrasi ve Amerika Karşıtlığı: Aleksander Dugin Örneği Muhammet Habib Saçmalı | Türkiye | İstanbul Medeniyet Üniversitesi The Transformation in the Definition of Nation in Turkey and the Role of Diyanet in This Process / gh@ 1)% ]?$% 4sA AB ;% )A!G0O “T!.%” T!GZ H! Türkiye Cumhuriyeti’nde Millet Tanımının Dönüşümü ve Diyanet’in Bu Süreçteki Rolü 8 15:45-17:15 V. Oturum | > -| V. Session =!. %% (Devlet ve Bileşenleri | State and its Constituents) Oturum Başkanı | Salon | | Chair: | | Hall: Sinema Salonu -!;J |M | '; ?@# V)t /% A!&% i !.% %% 6B 4 T!GZ 7( Modern Küresel Gelişmeler Işığında Ulus-Devletin Hâkimiyeti Anlayışının Değişmesi Change in the Concept of National Sovereignty under Modern International Developments BA O | ]BA | AB #C D E1 F G -(% 6ANt Q4c 6ANt i; 1 %% SZ/ _ Batı ve İslam Medeniyetinde Uluslararası Anlaşmaların Tabiatı The Nature of International Negotiations from the Perspective of Western and Islamic Civilisations sjO > | sjO | GE1 '1 )A!4% %% !. Anayasal Devletin Bileşenleri Constituents of Constitutional State 9 17:30-19:00 VI. Oturum | H - | Session VI Din ve Siyaset (Religion and Politics | 4 >% )%) Oturum Başkanı | | Chair: Necmettin Kızılkaya | Türkiye | Yalova Üniversitesi Salon | | Hall: Avrasya Salonu Hasan Hüseyin Adalıoğlu | Türkiye | Osmangazi Üniversitesi Siyasetnâmelerde Din-Devlet İlişkisi m14 4 #BJ %%- )% Q The Relationship of Religion and State in the Siyasatnamah Literature Özkan Öztürk | Türkiye | Marmara Üniversitesi İlahi İsimler Merkezli Bir Devlet Teorisi: İsmail Hakkı Bursevî’nin Osmanlı Yorumu a!4}% '. i 1 0V% %% T!GZ :l>t " A!21 %% )2 A State Theory Based on Divine Names: al-Bursavi’s Understanding of Ottoman State Ömer Allahverdi | Türkiye | Ankara Üniversitesi Siyasal Teoloji Bağlamında Din, Devlet ve Sekülerlik Üzerine Bir İnceleme '4 >% !@Q% L 4 0% %% )% w4J Interpreting Religion, State and Secularism in the Context of Political Theology 10 17:30-19:00 VII. Oturum | I - | Session VII )B% %% (Devlet ve Çoğulculuk | State and Pluralism) | Chair: Oturum Başkanı | Salon | | | Hall: Seminer Salonu Muhammed Salih Ekinci | Türkiye '4 >% 7Z% % i@J 1>% i@J ! Siyaset Düşüncesinde Ehl-i Sünnetin Ehl-i Beyte Bakışı Sunni View on Ahl al-Bayt in Political Thought # &| L%| m oA!R Aj & % A!M1 'M k! L% ]4BA!; C :1_!/ V)t %% Modern Devlet ve Vatandaşlık: Irak Kürdistan Bölgesi Örneği Modern State and Citizenship: Case of Kurdistan in Iraq JK% &| ]B!>%|'4! 0n %R 0n 1)% %% / %% 'k! 6" :4 L$% 4 >% $% Ortadoğu’da Meşruiyet: Dini Devlet ve Sivil Devlet Örneğinde Bir İnceleme Political Legitimacy in the Middle East: an Analysis on Civil and Religious State 11 17:30-19:00 VIII. Oturum | L - | Session VIII State in Crises (Krizdeki Devlet | %%) Oturum Başkanı | | Chair: Talha Köse | Türkiye | İstanbul Şehir Üniversitesi Salon | | Hall: Sinema Salonu Micah Hughes | United States | Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Democratizing Civilization: Secular State and the New Imperial Discourse )O aA048 Z% 0% %% : _![% R 6ANt Demokratikleştirici Medeniyet: Seküler Devlet ve Yeni Emperyal Söylem Nassef Manabilang Adiong | Philippines | Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi A Case of Conflict Resolution on the Bangsamoro and the BATNA Approach k! 1- A!M- % i Bansamoro ve BATNA Yaklaşımı Örneğinde Çatışma Çözümü Prince Rajiv Sarangani | Philippines | Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi The Bangsamoro Identity and Political Leadership 4 >% 4s% A!!M- )!@ Bangsamoro Kimliği ve Siyasi Liderlik 12 | 6% "#$% | Day 2 | ME% "# )' *2 | December 21 Saturday 9:00-10:30 IX. Oturum |N - | Session IX Osmanlı’da Devlet Geleneği (Ottoman Statecraft | 0V% '4 >% .%) Oturum Başkanı | | Chair: Erol Özvar | Türkiye | Marmara Üniversitesi Salon | | Hall: Avrasya Salonu Fatma Ünyay Açıkgöz | Türkiye | Kırıkkale Üniversitesi $ ,->% ].% 0V% %% $ % X Pishkesh Tradition in the Ottoman Empire in the 17th Century Muharrem Midilli | Türkiye | Karadeniz Teknik Üniversitesi Osmanlı Devletinde İdare-Yargı Uyuşmazlıkları ya da Ehl-i Örf ile Ehl-i Şer’ Çatışması 0V% %% $% i@J % i@J \- QR8 J "N.% &>% \- 1% The Conflict between Executive and Legislative Powers in the Ottoman Empire Hüseyin Gündoğdu | Türkiye | Fatih Üniversitesi Osmanlı Siyaset Düşüncesinde Adalet Dairesi Kavramı 0V% 4 >% )21% %% 6sB T!GZ Concept of Circle of Justice in the Ottoman Political Thought 13 9:00-10:30 X. Oturum | 2+ - | Session X '08 iq!% L!.t (Hukuk, Güvenlik ve Sosyal Medya | Law, Security and Social Media) Oturum Başkanı | Salon | | Chair: | | | Hall: 2. Kat Seminer Salonu 4 >% T!% % 1_!% 4A/ |sjO | ?KO #P %% _!% y . @A `% KQ% BG/ 7{ Toplumsal Emniyetin Sağlanmasında Asimetrik Tehlikelerin Etkisi The Impact of Asymmetrical Threats in Providing National Security for the State N t |sjO | Q 'R: "08 T!GZ/ Sf8 1@h% 6A!M% :'08 iq!% o } % #$% 1 %% )!@ Sosyal Medyada Arap Gençliğine Göre Devletin Kimliği: Sanal Alemde Aidiyyet Kavramı The Identity of State for Arab Youth in the Social Media: Allegiance in the Virtual World )B;{- @ - |#(/ |#E&C 0S 'Q4c '4 >% Z% %% z4 ). İslam Siyasi Düşüncesinde Devletin Esaslarına Eleştirel Bir Bakış Critical Aproaches to the Bases of State in Islamic Political Thought 14 XI. Oturum | 22 - | Session XI Modern Devlet ve Meşruiyet (Modern State and Legitimacy | 4 >% $% V)t %%) Oturum Başkanı | | Chair: Vahdettin Işık | Türkiye | Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Salon | | Hall: Avrasya Salonu Engin Şahin | Türkiye | Fatih Üniversitesi Modern Ulus Devlette Egemen Güç Olarak Kurucu İktidar ve Meşruiyet Sorunu V)t !.% %% G $ $ > 4{% &>% Constituting Power and the Problem of Legitimacy in the Modern State Bilal Erdoğan | Türkiye | John Hopkins University Modern Devlette Sosyal Dayanışma, Paylaşım ve Meşruiyet V)t %% $/ BA!/ ,)! '08 ]% Social Solidarity, Distribution and Legitimacy in the Modern State Mevlüt Göl | Türkiye | İstanbul Üniversitesi Hukuk Devleti İlkesi ve Türkiye ]!.% &4 ; The Principle of Rule of Law and Turkey Nur Betül Atakul | Türkiye | Galatasaray Üniversitesi Levinas Etiği ve İsrail Devleti i s4 %B z1)!% LQRJ Ethics of Levinas and the State of Israel 15 XII. Oturum | 2* - | Session XII #(% L$% \- '4 >% 7Z% (Doğu ile Batı Arasında Siyaset Düşüncesi | Political Thought Between East and West) Oturum Başkanı | Salon | | Chair: | | | Hall: 2. Kat Seminer Salonu Hüseyin Örs | Türkiye | Marmara Üniversitesi - İSAR 1% > 1 %% T!GZ Hasan el-Benna’nın Devlet Anlayışı The Concept of State for Hasan al-Banna Ali Mizurski | Türkiye | Sakarya Üniversitesi - İSAR )% C % %% Devlet ve Din Eğitimi State and Religious Education $-&% |sjO | 1 [ ! o S!Z% %% z 4{% AM0; (% '4 >% Z% '08 .% T!GZ Devletin Kurulması ve Kaos Ortamının Aşılmasında Bir Kaynak Olarak Batı Siyasi Düşüncesinde Toplumsal Sözleşme Anlayışı Social Contract Approach in the Western Political Philosophy as a Source in Overcoming Chaos and Establishing State Hassan Ko Nakata | Japan | Doshisha University The Concept of ‘State’ from Islamic Perspective %% T!GZ D TQ4c 62 İslami Bakış Açısından “Devlet” Kavramı 12:15-14:00 Ara | 4 | Break 16 14:00-15:30 XIII. Oturum | 2< -| Session XIII 4 >% q./ (Makasıd ve Siyaset | Maqasid and Politics) Oturum Başkanı | | Chair: Salon | | | | Hall: Avrasya Salonu \0>/ "0% '/% B8 | z! | T% $'S E1 /}%- mQ c İcma’nın Parlamento ile İlişkisi The Relation between Parliament and Consensus v% Tc | #(/ | UVC #% E1 )h Z1% sN.% )$% :XQV% &>% m.f )q. 2 Makasıd Açısından Üç Erke Bakış: Yasama, Yürütme ve Yargı Theory of Maqasid in Islamic Law Pertinent to the Three Branches of Government: Executive, Legislative and Judiciary X!9% 4A% q./ j; ) | #(/ | 6#% W is4!% y&1 q./ y&1 \- :TQ4c %% İslam’da Devlet: Vesail ve Makasıd Arasında Islamic State between the Logic of Means and Ends 17 14:00-15:30 XIV. Oturum | 2= -| Session XIV Devletin Dönüşümü (Transformation of State | %% H!) Oturum Başkanı | | Chair: Berat Açıl | Türkiye | İstanbul Şehir Üniversitesi Salon | | Hall: 2. Kat Seminer Salonu Ahmet Baş | Türkiye | İstanbul Teknik Üniversitesi İbn Haldun’dan Ulus-Devlete: Devletin Mekansallaşması ve Etkileri g7{ %% _! : !.% %% D ]R - From Ibn Khaldun to Nation-State: Territorialization of State and its Impacts Sedat Albayrak | Türkiye | Fatih Üniversitesi - İSAR Yeni Türkiye’ye Bir Siyasal Rejim Önerisi: Said Halim Paşa’nın “İslam’da Teşkilat-ı Siyasiye”si o- C 4 1 “TQ4c 4 >% >4?/” :V)t ;% '4 4 T2 ~ A Political System Proposed for Modern Turkey: “Political Organisation in Islam” by Said Halim Pasha Ömer Koçyiğit | Türkiye | Boğaziçi Üniversitesi -İSAR Devletin İsyana Tepkisi: Osmanlı’da Sudan Mehdi’si Örneği (1881-1885) 0V% %% ]B!>% aG/ k! :B0% %% G! Reaction of State to Rebellion: Case of Sudanese Mahdi in the Ottoman Period (1881-1885) 18 15:45-17:30 XV. Oturum | 2> - | Session XV )!P %% (Devlet ve Kimlik | State and Identity) Oturum Başkanı | Salon | | Chair: | | | Hall: Avrasya Salonu 0 >% |L% |a)j% 6A0 oA & M >4?| L% |0C&% 0@ X$ '1 V)t %% Q4c Z>Z% Modern Devletin İslami Felsefesi Islamic Philosophy for Modern State & | L% | 7$E% Y$1 '; Q4c )!P "!S - %% Q İslami Kimlik Işığında Devlet-Millet İlişkisi The Relationship of the State and Nation in the Light of Islamic Identity )A!4 |Z$S [\ #C #'; 6q/ %% 6B!$1/ Q4c )!P Çağdaş Devlette İdeal İslami Kimlik Ideal Islamic Identity in the Modern State 19 15:45-17:30 XVI. Oturum | 2H - | XVI. Session Devlet ve İktidarın Sınırları (State and Limits of Power | &>% B %%) Oturum Başkanı | | Chair: Tuncay Başoğlu | Türkiye | İSAM Salon | | Hall: 2. Kat Seminer Salonu A. Cüneyd Köksal | Türkiye | İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi | İSAR Fıkıh ve Siyaset: Fukahanın Siyaset Tasavvurları "G.Z% 1 4 >% A!M% :4 >% m.Z% Fiqh and Politics: Political Visions of Fuqaha Ayhan Ak | Türkiye | Ondokuz Mayıs Üniversitesi Risâlet-İmâmet Ayrımından Din-Devlet Ayrımına %% )% y)Z% c %4% y)Z From Seperation between Risalah and Imamah to Separation between Religion and State Şahin Hancanov | Azerbaycan | İstanbul Üniversitesi - İSAR 0V% 7>% . & $ wB>% ].% L!>% Market Inspection and Price Control in the Ottoman Empire during the 16th Century Ahmet Çelik | Türkiye | Marmara Üniversitesi - İSM Osmanlı’da Siyaset-i Şeriyyenin Güncellenmesi: Âşık Çelebi Örneği k! yo : 0V% %% $% 4 >% ) Renewing the Siyasa al-Shariya in Ottoman Empire: Case of Ashiq Chalabi 17:45-18:30 Closing Speech | 0% | Kapanış Konuşması Mazen Hashim | Syria | California University A!Z %; | )A!4 | Co@ ] xA% )A / \- %% (Devlet: İdeal ve Gerçek Arasında | State between Ideal and Reality) 18:30-19:15 Closing Session | >O | Kapanış Oturumu 20 Bilim Kurulu | | Academic Board Recep Şentürk | Başkan | İSAR | Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi A. Cüneyd Köksal | İSAR | İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Berat Açıl | İSAR | İstanbul Şehir Üniversitesi Bilal Aybakan | Marmara Üniversitesi Erol Özvar | İSAR | Marmara Üniversitesi Hüseyin Gündoğdu | İSAR | Fatih Üniversitesi Mahmoud Masri | İSAR | Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Maşuk Yamaç | İSAR | İstanbul Araştırma ve Eğitim Vakfı Tuncay Başoğlu | İslam Araştırmaları Merkezi Zekeriya Güler | İSAR | İstanbul Üniversitesi Düzenleme Kurulu | | Organization Committee Yusuf Akbulut | Başkan | İSAR | İstanbul Şehir Üniversitesi Abdullah Haris Toprak | İSAR | Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Hüseyin Örs | İSAR | Marmara Üniversitesi Kamil Yelek | İSAR | Kırklareli Üniversitesi Orkhan Musakhanov | İSAR | Bursa Uludağ Ünivetsitesi M. Tahir Kılavuz | İSAR | University of Notre Dame Ömer Koçyiğit | İSAR | Boğaziçi Üniversitesi Ali Mizurski | İSAR | Sakarya Üniversitesi 21 22 Özetler Abstracts ]P^- 23 $C_% `KS $ab `KS 0 ,c 1 $%% ]9d &$ER q !-J w14 ]BA / BA O SZ/ ,m- '4 >% i0% BJ C@J J i- , H% \- 0>% % i is4 C@J J '@ %% SZ/ 9% H1) ,!% )A% 7; "j CGf m%QR , &> ~Z ,GVK 5% 6ANt %% w 8 '@ I!4J Gf@J =Z- %% G1 i% ]; i< )A% } CG%B G \0>/ SZ : ) q xA %% SZ/ 9% ,) )t M% D y)r8 I 5% i/ :> bRJ G #(% SZ ,SZ/ J 5% = i; 'xA% i>>% :> 6@2% ghP St 'S/ \- QR8 \) ,=. - %% 4A¡ 4A¡ H1) v%h- !Gf V% b , ] 7)/ B ,)21% , y &% y-& b G2 4 , 0G1 - A. . , -(% Q4c \AN9% .'!1% @7r ,J/ YA{% Batı ve İslam Medeniyetinde Uluslararası Anlaşmaların Tabiatı Sondos Hamid Abdullah Ebu Nasır Ürdün Üniversitesi/ Ürdün Bu tebliğ devletlerarası barışın sağlanması açısından, çok önemli siyasi araçlardan uluslararası anlaşmaların tabiatını ele almayı hedeflemektedir. Bu anlaşmalar hedefleri, üslupları ve genel çerçeveleri bakımından temsil ettiği medeniyetin bir yansıması mahiyetinde olup tarihi vakıayı da anlamamıza katkı sağlayacak bir anahtar özelliğini taşır. Tebliğ uluslararası anlaşmaları iki açıdan incelemeye tabi tutmaktadır: 1. Müslüman devletlerin tarih boyunca gerçekleştirdiği uluslararası anlaşmalar. 2. Batılı Devletlerin Antik Yunan’dan günümüze kadar farklı devirlerde gerçekleştirdiği uluslararası anlaşmalar. Uluslararası anlaşmaların tabiatı devletlerin paradigmaları ile yakından ilişkilidir. Bu olgu, tebliğimizde İslam ve Batı medeniyeti bakımından tarihte ve günümüzdeki farklı yansımaları da dikkate alınarak mukayeseli bir biçimde incelenecek ve konunun teorik ve pratik boyutlarının ne kadar bir biri ile uyum sağladığı üzerinde durulacaktır. 24 %-% ZR#% 0! e$f ]B g-1 0h% $-ia% ]j kil aA©©N©©% A!©©M©1© sjO / 4 >% T!% % 1_!% 4A/ 9%- + 44J An Q " 5% ‘‘%% _!% y . @A `% KQ% BG/ 7{’’ !4!/ R/ %1 5% %% _ QR8 44 G qR K8 BG A&RJ G1J BG) , i% H% 6A b i 9% .(...% 8 +:$% +C c +6B >%) !/ d;AJ GMsMR @0> 021/ [O +#@Ac :PoJ \- 5% KQ% 1 BG/ &R - 6BA% #t mfJ ¡ m ¥J R/ !S! '.>) F ] H% J B= - 5% ...)c; 67& ¦ §- +H! § $% A/ A8; 3$1% mJ 6B 6AS F% '> sA if GZM- %% Q% )A!9/ G 2f 5% %% Tj%J +GMsMR =Zq G C>. ... / ¨ 0 ! L!f 1_ } B-J hR{ k @1 ! 8 1_!% Bt- 8 5% ="Q , % i% ._!% G1J y .9% H% '4 ]@A N) Toplumsal Emniyetin Sağlanmasında Asimetrik Tehlikelerin Etkisi Mansour Lakhdari el-Medresetü’l- Vataniyyetü’l-Ülya /Cezayir “Toplumsal Emniyetin Sağlanmasında Asimetrik Tehlikelerin Etkisi” olarak isimlendirilen tebliğimiz üç temel esas üzerine kurulmuştur. Devletlerin gücüne göre emniyetlerini tehlike altına alan ve asimetrik bir şekilde tehdit eden şeylerle ilişkisini araştırmaya ve tahlil etmeye çalışacağız. Ayrıca devletin güvenliğini tehlikeye sokan ve tehdit altına alan şeylerin temel özelliği devletin yapısındaki malum rükün ve temel karakteristiklerden olan idare, bölge, halk ve uluslararası ilişkiler vs. kaynaklı farklılıkları ortaya koymaya çalışacağız. Mevzunun ehemmiyetine gelince soğuk savaşın ortaya çıkardığı terör, uyuşturucu, insan ve para kaçakçılığı, AİDS gibi tehlikeli hastalıkların emniyetle ilgili birçok asimetrik tehditlerinin tehlikeli neticelerini ele almaya çalışacağız. Ayrıca dünyada etkin bir güç olan devletin hiçbir sınır tanımayan bu tehlikeler karşısındaki konumunu ele almaya çalışacağız. 25 Z% 5$-& % %% '4Aj ' )A(- ®AV) >4? ®)A.q mJ m f vo 8 ah%.G f !t wA/ )% C % v%k 7{ g!* =G! )% %% ! 9% h@ H114 i; -% \! @A!4B ª%% 44 \!.% A8 \- hR -8 !t wA/ 1)% -% 6B ,S CGZ% -% ,S , GA. -A H% §- 1)% -% ,S j;14 9% h@ .\!.% gh@ 6ABM% G !% 5% G4A )% C % ; ! !@ .'$% (% \/% \- > -V< '@ 5% ; Q48 H% §- 1)% -c H914 h@ A BQ% T0N8 "A > 0% J Cs @A!4B («¬) >1- \0>/ d4 :rJ .h@ 1V m Devlet ve Din Eğitimi Ali Mizurski Sakarya Üniversitesi- İsar Vakfı- Bulgaristan Bu araştırmamızda devletin dine karşı bakışını ve bunun devlet okullarında okutulan örgün dini eğitime etkisini ele almaya çalışacağız. Şüphesiz ki, devlet okullarında okutulan din eğitimi dersinin etkisinin anlaşılabilmesi için devletin anayasasına ve eğitim yasalarına bakmamız gerekir. Bu çalışmamızda bazı Avrupa ülkelerindeki din eğitiminin konumu ile bazı İslam ülkelerindeki din eğitimi karşılaştırıp, bunlar arasındaki Türkiye’yi ele almaya ve konumunu belirlemeye çalışacağız. Halkının %98-i Müslüman, anayasası laiklik üzerine kurulu ve Avrupa Birliğine girmeye çalışan Türkiye’nin din eğitimine bakışı Avrupa ve İslam ülkeleri arasında nerede durmaktadır? Bu tebliğdeki temel soru(nu)muz bu dur. 26 $% %% $B %% 7m#n o `pq :s! tu% o $$% $1u% 0n %R 0n 3#% /JK% & +, 0O 1 - $ !M m 'Gf +G f \V% )Z/ \- w%8 QR8 ¯9S °A $% T!GZ 7V) .6!.% ¯ 44J °B0 0 &>% ]J ] ) )h% )21/ G! QR z) A.- T!GZ/ ]!0N H! ¯ 44J ¯fQR z) 8 v%k ]ef + $% T!GZ A_ QR8 h@ B! , X m{o +6 6@ %8% Z± 7 T4 ]J HZr [ 8 mJ 8 . $% 4AB @ !M² \V% )Z/ @8 J #A$/ B +: 4A% i.t h@ m% °7>Z ³ ah% !@ +´A.% % b% §. !.% 4 >% T!% \V% )Z/ \- ".% &. mJ A +Rµ : m- 0G/ 0% 0% 4A0/ CGZ% T. )t F% m% iq! %1 T Cr- ¶.1% !S!< !% C;K? " v%h% w4J T!9/ C;t m f '.) C 02J "1- 4 >% $% T!GZ H! %V% 1/ w%8 z% i2) % + "!>% T!GZ !@ 1)% / %% 4 >% $% ABM ;A$/ A!% gh@ % .% . 0;t &>% $- '>Z1% S% . Q48 %% 4 >% $% ABM Ortadoğu’da Meşruiyet: Dini Devlet ve Sivil Devlet Örneğinde Bir İnceleme Mohammed Khalid Mohammed Abdullah Kadarif Üniversitesi/ Sudan Meşruiyet kavramı düşünürler ve araştırmacılar arasındaki ihtilafı tetikleyen ve devletin bir güç üzerine kurulduğunu düşünenler arasında önemli bir ihtilaf noktasıdır. Meşruiyetin kapsamında ihtilaf olmakla beraber var olan bu ihtilaf, kavramın içeriğine dair ciddi bir ihtilafı körüklemiş olmayıp araştırmacıların konu ele alış amaclarında ciddi bir ihtilafa sebep olmuştur. Bu araştırmamız bir yandan bir olguyu ifade etmek için kullanılan farklı tabirleri araştırmacıların hatalarını da göz ardı etmeyerek ele alırken, diğer taraftan konunun siyasal bilimciler, sosyal bilimciler ve düşünürler arasında ortak bir nokta olduğundan dolayı konuyu ele alan araştırmacıların farklı meşrepten olmalarını da göz önünde bulundurarak ele almaya çalıştık. Bu sempozyumun çok ciddi bir konuyu ilmi bir şekilde tartışmaya ve teorik ile pratik arasında hiçbir fark gözetmeksizin işlemeye çalışmaktadır. İşte üçüncü dünya ülkelerimizde siyasi meşruiyet kavramı üzerinde bir kapalılık bulunmakta ve günümüzde bu kişisel rıza ve yöneten ile yönetilen arasında ele alınmaya çalışılmaktadır. Biz bu araştırmamızda dini ve medeni devletin meşruiyet kaynaklarını ve islam devletinde meşruiyeti ele almaya çalışacağız. 27 # % %% ]# w A0 sjO ®> + 4 >% T!% L!.t ; Z +\!n T D T>.c Bf NA 1 +&>% }- @A!G A +0 21 @V;J )$% 0% AJ %% } h@ 7 V;J .% )2 ; ªCG0· ]; ah% #(% ]! S!Z% 8- +CG!. )A A.48 . 4 4 J 0 .% ]; "!4 +'S% qMR B9 gA_ +%% ]!.% gA- gB! %B !¸ 8 9qJ ah% .% hP !% 6A!M% A!4% }) &>% \- yf!/ !@ A!4% ]J i ¨ +P )0t iZ) C=) Bf L!. !% zZ \) +G1 - Q% % &>% .)t + > 4{% &>% v% gA- :$% GS!- x -! ! D % G-_ %! 1 )A!4% !.% ¥J B .% %% ¹!% !1 9qJ 5% -!/ 74% 6@ A$ º%- +$ V% ].% )d >Z% ; \A!V% ]; :=!. C@ 5% +)A!4B %B D ]! %B B» . ª'4 >% o% !.% !.% '- !0>) A!4B B!.¼ &>% \- YS iMf.½ .> sN &4 } )t L!.t %Z;.¾ A!4% T %Z% )A!4B -A .¿ Bf L!. ]0S +%% % &>% C 21 m) ah% A% HQR +V)t %% A!4% B! ¥J A!% gh@ H1 ; sN \!.% )A!4B -% %µ } + !.% !.% .- aA!4% 1% ! "ZSe- 8 v%k y.9) 8 +C=) . 4 4 J 28 Hukuk Devletinin Bileşenleri Ammar Abbas Muasker Üniversitesi Siyasi İlimler ve Hukuk Fakültesi /Cezayir Devlet, örgütlenme açısından beşeri yapılar arasında en güçlü yapı olarak kabul edilir. Devletin bir yapı olarak ortaya çıkışı, fertlerin kaos ve orman kanunu yerine emniyet, istikrar ve hakların muhafazasını sağlamak adına yönetenler ve yönetilenler şeklindeki ayırıma rıza göstermeleri ile irtibatlıdır. Bu ayırım ister siyasi, ister toplumsal olsun daha çok toplumsal sözleşme teorilerince dile getirilir. Günümüzde neredeyse hiçbir devletin müstağni kalamadığı anayasa, yönetilenlerle yönetenler arasındaki bu anlaşmanın realitedeki tezahürü olarak kabul edilir. Anayasa, aynı zamanda fertlerin hak ve özgürlüklerini açıklayarakbunları korumayı garanti eder ve fertlerin hürriyeti ile otorite arasında uzlaştırıcı görev üstlenir. Anayasa düşüncesi örfi niteliğinden yazılı niteliğe geçiş sürecinde daha da önem kazandı. Bu düşüncenin yazılı bir metin haline bürünerek yaygın hale gelmesinde 18. Asrın sonlarında vuku bulmuş Amerikan ve Fransız Devrimlerinin etkisi büyüktür. Bu süreçte anayasa devletin siyasi rüştüne ermesinin sembolü haline gelerek devletleri mücerret kanun devletinden hukuk devleti aşamasına getirmiştir. Bundan hareketle Hukuk devletinin temel bileşenlerini şu şekilde sıralıya biliriz: Diğer kanunlara da kaynak olacak bir biçimde bir anayasanın varlığı Devlet erkleri arasında net bir görev dağılımı Bağımsız yargı gücü yoluyla hak ve hürriyetlerin güvence altına alınması Anayasanın uygulanmasını güvence altına almak için gerekli kurumların mevcudiyeti Bu tebliğ, Modern devlet teşkilatı içerisinde erklerin tanzim edilmesi ve fertlerin hak ve hürriyetlerinin güvence altına alınması hususunda anayasanın oynadığı rolün önemini konu edinmektedir. Bunun da ancak anayasanın diğer kanunlara kaynaklık teşkil etmesi yoluyla gerçekleşeceği malumdur. 29 7w % e$E4 % ?&% x$l % :"a! % i R )% B0 L%/iq!/ -/ v%/ .. À1@ 1@ $/ C;t .. À1@ 1@ D 0% :q ]!) ]J !@ m% ¦A m% "0>% ]!) ]J l ] 1Z pM% F% CG CG; CG) !%1) ]J w1% 7@ 9M '@ ..À1@ 1@ M/ A./ .. À1@ 1@ ¦A \P{/ +(%%) (4 >%) G f < m0G "BJ m1K 5% B i; 0 + )A% Qf )% ]!) ]J ef .. 4 i ^ z % m .. LQ_c ]!) 8 ]J )AJ k %% !n 6AS ()%) ]..¦A m»- hZ1) F% m0; H!.) ]J m% )AJ k )% !n 6AS (%%) ] F% 6 t 14 \- m1 - / Lf!% y.9) ]>c A9) v%1@ .. 4 r iNfJ F iJ ]>c pq ]! ]J P .. ]!% °)j i0$ '% A #!q ,> +§- GN- iR) XQ sB HQR 1/ gB! }) '% " TQ4c ] r! 1 z4J )O "1% B$) ]J Q4c 6!% 7>% Á}/ A!&% h@ ~J .6ANtf +%%f +]>c 6sB :>/ ."!>% '0O aBZ% b!>/ 0>/ zZ1% L0J : %% Â48 -Q% 9% >) 'Q48 A!21/ %% 4 >% )Ã% :8J .% A!21/ %% )% iMf fR H! : 1)/ TQ4c %% )!1% > 4{% :V% ao% M% &>% H H! :-A '. &% a721% \)!>/ TQ48 %% T!GZ ; KR :>R 30 İslam Devleti: Kuruluş Sözleşmesi ve Tarihi Uygulama Imad Al-Din Khalil Musul Üniversitesi-Irak Allah’ın yer ve gökte ilah olmasının manası her iki yerde de söz sahibi, her iki yerde hüküm koyucu ve her iki yerde düzenleyici olması anlamına gelmektedir. Bütün insanların hürriyetlerini, değerlerini ve konumlarını yeryüzünde ehil olan bir gruba bırakmasının manası nedir? Bu salt bir uzlaşma değildir… Din tarihte ya bir etken olup yapması gereken siyasi ve dini bütün görevleri yerine getirecek ya da yok olmaya mahkûm olacaktır. Din dünyada söz sahibi olup hükümlerini uygulamak istiyorsa devlet bunun olmazsa olmaz yoludur. Din mutlu yarınları düşünen bir devletin de olmazsa olmaz parçasıdır. İşte o zaman insan gerçek özgürlüğü elde eder ve hayat, dünya ile kâinat arasında umulan muvaffakiyeti gerçekleştirebilir. İşte İslam dünyamıza gelip bu iç içe girmiş bu üçlüyü genişletmiştir. Bu alanın genişlemesini sağlayarak devlet ve medeniyeti içermiştir. Bu düzen İslam’ın davet seyrini düzenlemiş ve ona insanın nefsinde, toplumda derin kökleri olan yeni bir yapının oluşturmasını sağlamıştır. Bu çalışmamızda şu sorulara cevap bulmaya çalıştık İslamî bakışa göre devlet siyaseti? Din-devlet ayrımına Kurâni bakış? Hz. Peygamberin Medine’de kurduğu devlet müesseseleri? Raşid Halifeler döneminde gücün dönüşümü? İslamda devlet anlayışının fikri ve tatkibi yönü? 31 $ab #\ p#9 o !C %% qa1 '> % ¶ 0n L% / & G ; 7() ]J H!4% {$) F +1)/ D ;A/ m@ - C4 m q % H!4% ) D Q4c %% >4{ ÄZt CG!. CP 0S C@7r B!G) bR !/- +%% gh@ 6j 0 {; \0>/ 6 ;{f + 08 .(!/ %B) ; D TQ4c %B ] H!.% [ .G2 G&>- 6)O %% i CG q!MR CG)!@ (q !/ -h% .% h@ 8!% +%% ]&>% !N "08 \- )!P "08 \- y f!% A!q 6A!q !@ h% . ] %B) V)t 02 i '³A% ]-h% ¦ 5% 7V% b% y T! % i$) !@ +}; ]!/ f. .(1_!/ %% {$1f +%% )!G% b}% A!M% Å MZ H! &. ]; i- :>9f '4 4 T2 )d ) F fQ 3!.4 ] h@ Aµ Z% J )!P 6B4 8n TQ4Æ% i0% \ Q4c i4 B #Q.8 h@ TJ +K Z± A!M- V)t :ÇÈ- @8 gh@ [ +7% #Q.8 .( @O) 2 i-. (TQ4c) 2 '4 >% aZ% j)0% %n®¼ . AR RB G0) i; HjJ < C 8 5% !t i; -A9/ Y>/ 1% T4 i$% BGO ]Q®½ .,0/ i;$/ 0% H!t . bR 4 >% %Z% , zf1% + %t \!.% 74% HQR TQ4Æ% i0%®¾ 32 İslami Kişilik Işığında Devlet-Ümmet İlişkisi Mohammed Ayash al-Kubaisi Katar Üniversitesi /Irak İlk İslam devleti Peygamberin eliyle hicretten sonra Medine’de kurulmuştur. Peygamber kolektif yapının değişmesini istemediği için bu devletteki Müslümanların birliğini vurguladı. Bu yeni devlet ışığında Yahudiler gibi diğerlerinin varlığını kabul edip onların kimliklerini koruyabilecek hükümler koydu. İlk İslam devletinin “Gruplar devleti” diyebiliriz. Zimmet akdi ümmete tabi olmak ve hâkimin hükmüne baş eğmek arasında yapılmış bir antlaşma olarak görülebilir. Şayet bu akid olmasaydı büyük topluluklar içerisindeki azınlıklar eriyip giderlerdi. Nitekim bugün tedrici bir şekilde eritilmeye çalışan azınlıkların temel problemi olarak bunu görüyoruz. Hilafetin düşmesi sadece siyasi bir düzenin son bulması olmayıp ümmet ve devlet gibi bir üst kimliğin dönüşme noktasıdır. Modern Devlet bütün düşünceleri değiştirdi. Bu inkılâp Müslümanların İslam için birçok yol aramasına sebep olmuş ve böylece almış olduğu yara hafifletilmeye çalışılmış olunur. Bu yönelişleri şöyle özetleyebiliriz: 1-Cahillik şemsiyesi karşısındaki İslam şemsiyesi altında fikri ve siyasi temayüz çalışmaları. 2-Allah’ın indirdiğiyle amel etmeyen bunları içten ve dıştan destekleyenlere karşı silahlı mücadeleye girişmeler. 3-Var olan kanun ve kurallar çerçevesinde İslam’ ı yaşamak ve toplum için sorun oluşturabilecek siyasi oluşumlara karşı rekabet etmek. 33 yq#% z#_9 Xd% {C $ab %% ]&>% C4 & /NG1% >4? \ Q4c \- !/ 6. '@ %% % 8 ..T! % ¨ C4 m q H!4% 6f h1 C>/ i.% Q4c %% 6f (o ..F% C=0» % "Z I M.) A.4 ..%B C4- ] ; B³ !. I M.) B! M% h@ H% T ] .>% !01% , :41) < BM8 A!& I M.) ! +Ct $ H! : D Sf XQ %% k!948 \ Q48 Aq ,0/ \0>/ s!_ \- m yZ J H!. )% \ Q48 CGf · % hI ]!. 4 ,0/ \0>/ 7r · Q H H!.% )R8 > ]8- · '!% J_ ah% 7(% +1_!/ %% 1;>/ %B CS H!9% +'Q4c "NZ% %% f ! 9% H1 !4 :HQR yZ1% A!M +M% m .Z% BJ Ê +L!> 7r i$- 6>/- H%- Z/ h%- >c , 0% )% y )Ë %% Z ]{- ][c · %% )% :%&/ % Bt ) · .!/ i; ') ah% i$% '08 % :%&/ gh@ \> · 34 Gerçeğin Baskısı ile Fıkıh Arasında İslami Devlet Jassim Sultan Nahza Müessesi /Katar İslam devleti düşüncesi Peygamberin vefatından günümüze kadar müslümanın zihnini meşgul etmiştir. Nitekim hala devlet müslümanlar, onların toplumları ve dünya arasında bir kör düğüm konumundadır. Bu asırda devlet kurmak var olmakla özetlenebilir. Bununla devlet adı altındaki grubun öğelerine olan ihtiyaç kastedilir. Ayrıca yönetimin meşrutiyeti çerçevesindeki tartışmaları ortadan kaldırmak istikrara olan ihtiyaçtan doğmuştur. Gelişme ihtiyacı ise, toplumun gelişmesine paralel olarak gelişen iktisadi gelişmeden doğmuştur. Devletin edinimleri üzerine müslümanların ısrarlarını üç gruba ayırabiliriz: 1-Müslümanların din anlayışı kabul edilmiş veya müslüman gruplar arasında icma edilmiştir. 2- Gayr-ı müslimler bu anlaşmayı kabul edecekler. 3- İhtilaf olduğunda başkalarını sınırlandırmak mümkündür. Bu çalışmamızda İslam dünyasındaki devlet fikrinin duraklamasını ve imparatorluk devletlerinin sosyal devletlere dönüşümünü; kişisel farklılık, adalet ve eşitliği farklı bir şekilde ele alacağız. Daha sonra da anlam araçları, dönemi ve bunlardan çıkış yolunu şu yollarla sağlayabiliriz: 1- Devletin görevinin toplumsal dindarlaşmayı korumasına iman etmek. 2- Dinin talepleri için devletten dünya sınırlarının belirlemesini sağlamak. 3-Bu istekleri bütün toplum katmanlarını kapsayacak şekilde toplumsal sözleşme ile sağlamak. 35 5S 3c o 3@# % }B % 4 ]0V L% /!%) ]!% v%h; +bRJ G !% G L!.t \- ]! m.. D 21% : +H% Ct 02J wA ]J BAJ k .)(% !.% is4!% \- T!9/ C;t \i 1 . Ê v%k f &/ v% ,)>% BO HQR '@ Á1/ hP aANt aZ% Á1/ \- Q% :! ] : È Â4 -c \%n . &% G.Z% )21% G ! \&1>;t v% f% 6!.% i! .Bn io !@ Q4c %% Ct io i@ .¼ .G. . D H!q!% C) ; + Q4c )$% Ct T2 y & HQR ..9/ 9M/ '@ .½ .Q% J B%- ./ b!Z% C hR{ %%- ./ T b!Z% io i@ .¾ .gq. g! m.Z% H!qJ \ '@ i@ +gq. g! Ct H!qJ .¿ :') ] - 9% o T!GZ + Q4c C21% %% T!GZ \- LZ% A!q C4A %n D G f L& +4A% y> ]J :³ 5% C @Z/ §% ) . . · .)% 0% T21% %% .M% k ÄZ% ] - · .'. &% "B w A iVK GG1 4A% 0; \! · .Ct ]!% y . q./ AB :H 9/ · .Ct T2 ];AJ ]!% Z ; :V% 9/ · .Ct ]!% -!S :%V% 9/ · .%% C2 I 4 GZ Ct &4 +m.Z% AB H!1% :,-% 9/ · 36 Yönetim Esaslarında Denge Othman Saeed al-Ani Yalova Üniversitesi/ Irak Devletlerdeki yönetim kurumlarını incelemek istediğimizde, devletlerin bir taraftan hukuk diğer taraftan diğer görevlerini yerine getirmesindeki dengeye bakmamız gerekir. Aynı şekilde yöneten-yönetilen ile yöntem, kural ve hedefleri arasındaki dengeye bakmak gerekir. Fikri üretim ile bu üretimin sonucu olan kültürel etki arasındaki ilişkiler yoluyla veriler ve bunların etkisi anlaşılmış olur. Burada bu hareketin itici etkenlerini tahlil etmeye çalışacağız. Böylece pratik fıkhi kaidelerin teorisini ortaya koymuş olacağız. Bu çalışmamızda şu sorulara cevap bulmaya çalışacağız: 1- İslam’da yönetim şekli belli midir? 2- İslam şeriatında yönetim şeklini gerçekleştirmenin maksadı nedir ve bunu nasıl gerçekleştirebiliriz? 3- Devlete ilişkin verilen fetvaların şekli ibadet alanında verilen fetvaların yöntemi gibi midir? 4- Yönetimim usul, kaide ve maslahatları, usulu fıkhın kaideleri ve maslahatları gibi midir? Araştırmamızı şunlarla başlattık: - İncelenmesi gereken bazı kavramları inceledik ve ordan dini devlet anlayışı ile laik devlet anlayışı arasındaki farklara geçtik. - Buna ilişkin kavramların açıklanması - Çalışmamıza hâkim kural ve yöntem uygulamada kendini gösterebilmiştir. - Birinci bölüm: Yönetimde dengenin sağlanmasında maslahatın rolü - İkinci Bölüm: Yönetim kurumlarında dengenin keyfiyeti - Üçüncü Bölüm: Yönetimde dengenin ilkeleri - Dördüncü Bölüm: Devlet nizamında günümüz problemleri, fıkhın rolü ve devlet yönetiminin etkisi 37 S %-% $a~ d-d% )-% ) m A0 L% /M >4? a)j% 6A0 oA L% / 0 >% .m%c D B! @!2% i; ]J A- +.& &- 'Pc §)!Z% J wAK 9 >/ J ah% !% @1< 1)% %% ; A!G + / 1)% \&>% \- y&/ iMZ% Ê +\!GZ/ \- Á% Ê +/ l/ )% l/ ) :XQ i< 9 >/ .1_!/ %B +'0>% H% %% ! f + Q4c A!M% / %% (% T!GZ/ \- "!/ 0 HQR / %% 'Q4c A!M% D 21) À1@ C;t \ +bA!$% % T!. 5% Q4c %% ¸ 8 / %% ]J b) À1@ . Q4 k .m4n A- %(% %% L 4 yf C %B ; dJ 8 (% y)_ " GrJ ]J Cr%- +)o% G - Q4c %% ] %% bA!$% iV 44J 7) G1 -r Q4c Z>Z% ]J ) Qf 'A!% Ct Cr%- .TQ4c !@ %% '% A_c ]J )t C ".- 2f 4A¡ v%k i; +0O -10; 01% b!.% +.% it i@{- V0/ )A$48 z%/ 08 . _! ]!) ]J S) 8 +.->% 0t 02`% . 3$) 8 TQ4c ]ef T! % .%% ;t G2f +#(% %!/ 02`% 4 >% SA/ R Z% b!4 Q4c `% y) F 0V% %% 3!.4 / %% k! y & \ Q4c K H! 0 y& ]J , &> 8 .9% P ¦14 :)(% N@1/ Q4c .k!01% i% y &% G(oJ # 67; ) D S #A% :rJ ] + Q4c 38 Modern Devletin İslami Felsefesi Ammar Wajih Zayn-al-Abidin Nasr Müessesi /Irak Rashid al-Zaidi Süleymaniye Üniversitesi /Irak Hrıstiyanlık üzerinde etkili olan kulluk manasındaki dini devlet mutlak olarak her şeyi Allah’a dayandırmaya ve bütün görüneni ona döndürmeye çalışmaktadır. Hrıstiyanlık üç merhale geçirmiştir: İlk önce dini medeni devletten tamamen tedriç sonra ikisini mezc etme girişimi ve son olarak da mutlak ayrılığı yaşamıştır. Kimisi İslam dininin medeni devlete olan bakışını bu uyum süreci içerisinde bakmaya çalışmakta ve medeni devleti İslam’da aramaya çalışmakta; kimisi de medeni devleti, şura, hâkimin yargılanması üzerine kurulan İslam devletinden farklı görmemektedir. Raşid halifelerden sonra İslam devleti, her ne kadar güç kullanarak başa geçmiş olsa dahi medeni bir devlet olup devletin genel yapısı İslamî’dir. Veraset yoluyla intikal eden bir süreç olması da onun felsefi yapısını temsil eden şura, “elhü’l-hall ve akd”, sosyal adalet ve minber gibi özellikleri kaybettiği anlamına gelmemektedir. Bütün bu çalışmalar hürriyet ve adaleti korumada aracı olmuşlardır. İslam geçmiş yönetim biçimlerini uygulamayı şart koşmadığı gibi teokratik yönetimi de şart koşmamıştır. Osmanlı devletinin yıkılışından sonra düşünceden başka bir şey kalmadı. Bu da Batı’ya siyasi muhalefet çizgisini çizdirdi. Batılılaşmaya karşı birçok İslami hareket ortay çıktı. Bunları tebliğimizde işledik. Müslümanların İslami medeni bir devleti örnek olarak kurabilmelerini hakkında mutlak hüküm veremeyiz. Çünkü birçok tecrübe bunun zorluğunu göstermiş ve tamamen uygulanmaya çalışırken birçok savaşın fitilini yakmıştır. 39 `A& %% o `#u $ab #\ )A!4 / >t bP !-J B!0n +G $% )!@ +¦A )!@ TQ% 'N.) %% )!@ TQ%.&4 – G )$- !0» – ¦AJ :%% ]J T!/ .&>% )!@ \ -% \0>/ Y&M +¦A`% TQ4c AB Y&M0; Í )!@ QV% q1% Y1K Q&q Q4c %% , G 1@ 08 +I %!q!/ )BM8 4 >% 4A0/ )!> )!P K +&>% H%- Ct bA!$% Y&M +$% \;$/ .G Z/ 0 % 6s +7R i; CG1 -k +$% , , iZ% m1 y&1 ah% j/ I 11% +4A00% z-t Z.% y4 / )!P- 8 .] J wQR J '(- 7r +7R i- CG ." : %4 7( % ] H 8 5% +% G>4J ] - +6q/ %% Q4c )!P - 9% hI H* Çağdaş Devlette İstenilen İslami Kimlik Mahmoud Abul Huda Al Husseini Malumdur ki, Devlet: Yeryüzü -ve üzerindeki insan topluluğu- güçtür. Devletin kimliği üzerinde konuşmak kara parçasının, üzerinde yaşayan insanların ve gücün kimliği üzerinde konuşmayı zorunlu kılar. İşte buradan İslam devletinde bu üç unsuru temsil eden unsurlar ortaya çıkmıştır. İslami devlette “kimliği” kara parçası temsil etmekte, müslüman, gayr-i müslim ile ehli kitab “beşeriyeti” temsil ederken, şura ve adalet de gücü temsil etmektedir. Kimlik onunla ilişkin siyasi, iktisadi, sosyal ve eğitim alanlarını hepsine uzanmaktadır. Kimliği sadece yukarıda saydığımız dar alanlara indirgemiyoruz. Bilakis onunla bütün bir beşeriyetle iletişime geçebilecek bir merkeziyetçiliği kast ediyoruz. Böylece bütün güzellikleri cezb edip onları hiçbir ihlal ve düşmanlık olmaksızın halka yansıtabilecek. Bu çalışmamızla modern devlette değişmeyen ilkeleri veya her ne kadar isimleri değişse de özü değişmeyen İslami kimliği ortaya koymaya çalışacağız. 40 ,8#% e4 A e4 {C :"ab o %% !>)% ËJ #(// X!9% 4A% q./ j; ) CG1 i- .g7(% #!& !@ mh% #!& !@ D J +is4 q. D )$% TJ \ %!q B q./ "0 C>.) .:>9f s1 z % -A C@1 0>.% AMf +is4!% is4 +is4!% +q./ q. +q./ X9) )$% Î +R R m%0 T m%Zr 1) 01 - +6)4 6) . & G.f Aµ m mf 1 y)Z% h@ .GJ .%% 4 >% Ct H» :m%0 j 0% h@ AN94 D t G f $ 5% 8/ g7(% : TJ mh% : “ Q4c %% ” i@ is4!% i J q./ i TQ4c ® fQ J ® %% iGf % .)_ +6A!% fQ T21; ª=>4? >4? i; Gf f i; a³ +8 %% a³ ah% HÃ>% h@ is4 J q. ® )$% C ® '@ iGf ...m; v%h% )ABc : % +H/ - >t "N.% +Z/ )8!% +bA!$% is4 GN- q. GN- ]J TJ !@ 0f .!0 GZs %% H.) + $% 4 >% m.Z% :; G !M1/ +m_o Tc H.) v%h; is4 :_ #!&/ G1 !@ q. :_ #!&/ G1 M. !@ Z) G f x +)!%J TJ m 1) !@ +y)Z% h@ C@ J +y)Z% h@ C@ ]J . 4 !@ .y f!% D - +GÂ4J -c G GV ¦% h@ H9 4 5% N.% '@ gh@ Araçsal Mantık ile Makasıd Mantığı Arasında İslamda Devlet Ahmed Raissouni Fas-Mağrib Makâsıd âlimleri ve bazı usulcüler şeriat ahkâmını makâsıd ve vesâil olarak veya bizzat amaç olan ve başka bir şeyden dolayı amaçlanan şeklinde iki ana başlık altında ele alırlar. Hatta onlardan bazıları bu taksimi dörtlü yaparak makâsıdın makâsıdı ve vesâilin vesâilini de eklerler. Şeriat ahkâmının bu şekilde ayırımın açıklayıcı olduğu ve şiddetle ihtiyaç duyulduğu alanlardan birisi de devlet, siyaset ve yönetme alanıdır. İslam’da devlet veya hilafet makâsıd mı yoksa vesâil kabilindendir? “İslam devleti tesis etmek” bizzat amaç mı, yoksa başka şeyler için araç mı? Bu soru devletle ilgili diğer tüm müesseseler ve kavramlar için de geçerlidir. Burada sorulması gereken soru, şeriata göre makâsıd veya vesâilin olup olmadığı ya da hangisinin makâsıd hangisinin vesâil olduğudur. Bu ayrıca fıkıh ve siyaset-i şeriyye kitaplarında geçen halifenin görevleri ve şartları, devletin görevleri ve yükümlülükleri için de söylenebilir. Bu sayılanlardan da hangisinin makâsıd hangisinin vesâil kısmına girdiği cevaplanması gereken sorulardandır. İşte bu sunum, bu konuyu açıklamaya ve bazı sorulara cevap vermeye çalışacak. 41 $d % $8K% $&u % :a% ]4-% X: o A ]}B j©- A!1% #(/ /v% Tc J )! % +% J q w1% pM y . Ï( G; @q. ]J is4 q. )$% ]J ª1s0 \- LZ8- 6A./ !.% ª >c Hf '; HfJ '@ < 4 >% Hf v%k < + Z % Hf !0» C21 ; 6 gh@ . ¥ J +)R .i$% B>Z% -J T% ~QM% D #J G T% ]{$% ]!) ]J '(1) 5% T! .)$% Hf Qf ]! ]J 8 'Gf . sG1% GMn i .% h@ )h Z1% sN.% )$% :% &>% N )$ Qf ®is4!% HfJ '@® v J % &>% gh@ ! if ]; ¨0f ªÊ +4Z J pM !x 8 a$- if i; ]J )$ Qf ]; ¨ .A$% M.% yf! if !Gf ª$% 4Z/ '(1) / +% pM/ '(1) / ..n )h Z1 J sN J ; 0Z ; is4!% ]J v%k ªA$% M.% §1 if !Gf ªpM/ :³ / !Z 4Z/ !³ 8 / NZ )h Z1 J sN J sN.% )$% :XQV% % %% &4 %o )q. 2 m)14 HQR QMZ mV914 !@ +@q.< 'Gf M yf!) < m - ! !@ +q/ 'Q4c #& 'Z) < G f H% !>/ sZ% q./ dJ qR )h Z1% \/% #A 0t q./- H0 .(/ y.· A$% Üç Erke Makasıd Açısından Bakış: Yasama, Yürütme ve Yargı İmam Malik Üniversitesi Fas-Mağrib Şeriatın makâsıd ve vesâilden oluştuğu ulema tarafından ittifakla kabul edilmiş kaidelerdendir. Bu genel kaide; siyaset ve diğer insani fiiller gibi tüm teklifi fiilleri, genel maslahatı içerecek ve mefsedeti def edecek şekilde düzenlenir. Yasama, yürütme ve yargı işleri de sonuç olarak bu kapsama girer. Çünkü bu işler de beşeri fiiller niteliğine sahiptir ve her beşeri fiil de ya maslahat ya da mefsedet içerir. Dolayısıyla, yasama yürütme ve yargı alanına giren işlemler ki bunlar vesâil kabilindendir. Eğer genel maslahatı temin ediyor ve mefsedeti gideriyorsa o zaman bunlar şeriata uygun maslahatlar kapsamına girer. Aynı şekilde bu alana giren işlemler eğer mefsedete götürücü ve maslahatları yok eden türdense bunlar şeriatın maksatlarına ters düşer. Bundan dolayı vesâil her zaman makâsıdına göre anlam kazanır. işte bu bizim tebliğimizde özellikle yasama, yürütme ve yargı konusundaki günümüzde üzerinde pek durulmayan maslahatları ve mefsedetleri ayrıntılı bir biçimde ele almak istediğimiz bir husustur. Tevfik Allah’tandır. 42 ]B)%C X qa1 o b A1% 0t Í qJ XB!t > $ m- ]!G!) "AÈ aJA is \0>/ 0; 0 ]; 'ZN) 's. !* Í 0 Q 6B% # H Z \ X 0; .m{o iM ah% yf!% N.< )% TJ ¯0 YM % + $% Zq aJ% v%k .% ]µ.% ) ].% 0% ;t {$ ¨ '!% M Í G f ]!0>/ ³ 8 5% >/ G! s.% !91% h@ i Í 4 a³ Q ÍÐ Ñ ]; N) ah% '0% \1.% D m +6G% V% {$ +X`% $% O/ H! H0 Q yf!% m ,.) $% "ZSc ¯G1 +X ]!0>/ m- m!) ]; ah% yf!% v%h% '0% \1.% {$ \- v%k Í qJ Aq ah% .)$% )t ; H ]µ.% 'qJ - ¯V% % 0>) YqJ v%k +TJ » c «+ Ç{) ,)$% H!qJ Q G.Z% T 0S A1 YM % '$% Ct I >) 5% H!q iqJ !@ c ] J ]{$% h@ @h% D AB) H J Í ,00% / 6 t C 21% > Ô 5% \!.% gh@ Q !S!/ h@ ]/}% :$% !V¡ G1>) 5% \!.% iRB 0f + 1)% Í qJ c ,S 5% $% T )..m1 -c 9% H9 4 h@ @). H!qJ Q İcma’nın Parlamento ile İlişkisi Abdülhamid en-Neccar İlk Müslümanların yeni karşılaştıkları meseleleri çözmek için bir araya gelerek fikir birliği etmeleri sonrasında, o görüş artık şer’i bir sıfat kazanmakta ve dini hükümler arasına girmekteydi. Kur’an-ı Kerim’in toplanması, Ridde savaşları ve ilk halifenin seçimi sırasında bunu görmekteyiz. Müslümanlar hicri 2. asırda ilmi hareketin başlamasına kadar bu şekilde naslarda cevabını bulamadıkları meselelere çözümler üretmeye devam ettiler. Hicri 2.asırdan itibaren ilim artık önceki amel ve sözleri toplayarak yeni olaylara çözüm getiren belli kalıplarda, belli bir sanat haline gelince ki, icma da bu yeni metod içerisinde bir çerçeve kazandı ve iki ana kaynak olan Kuran ve sünnetten sonra üçüncü dereceye yükseldi. Bu durumda akla ilk gelen husus icmanın kendisinden dini fıkhî hükümlerin istihraç edildiği asıllardan bir asıl olduğudur. O zaman halk temsilcilerinin parlamentoda yaptıkları kanunlar bu konuya girer mi? O zaman toplumun medeni hayatını düzenlemek için konulan kanunlarla icma arasında nasıl bir ilişki vardır? İşte bu tebliğ bu soruya cevap vermeye çalışacaktır. 43 m#n t&% 3 #c 5$-q R# S %% m oA!R Aj &';Ô% A!M1 'M L% / -% T!% ; © À!@B C@B Bf ] G4r %% 1_!% ~A ";k >% ´B/ C .% 4 HQR V)t %% "1- 1_!/ ¥J 0 Õ i; Hh- ,0/ 'A iJ i0% ¯ 1_ °B m;A$ BZ% . .t 4A0/ HQR 1.% gh@ Ç{ +m1 f% \^ Hr .%% 67> _AR C4A ;t #A% f; G f 1_!/ AB 4BA!% -% C 0 G1 6BZ48 [ 5% Ás1% 9% fJ .% Ö G. . i{) 5% &% %% >4? \- . . ;o yf Af '_.[B T2 i )!1% 7 (% D >) ]0 ,0» i; ~A ![% 0sQ R1 f! -8 0> %% Y1 ¨ +)t M ,0/ >4? D '01) m!; BZ% >4? 0% zZ1% \G -V< ]! _.[% 'Gf v%h; G ,6q f; 1_!/ )ANt =7> %% B! j ) 0G1 i; A% zZ1- 2 8 mJ 0; , _.[% m- 2 ah% T0@8 zZ1- 1_!/ 2 8 ]J {& mef v%h% ,G.%{ A04 ![B .%V% F% HB b% T0@8 Modern Devlet ve Vatandaşlık: Irak Kürdistan Bölgesi Örneği Qusay M Al-Turky- Nizar Khursheed Mamah Duhok Üniversitesi /Irak Yeni ve Modern bir devletin inşasında vatandaşlığın önemi yüksek ilke ve değerleri yerleştirme, vatan bilincini yükseltme, bu bilinci fertlerin kalplerine işleme, onları tam bir vatandaş olarak hazırlama, toplumun terakkisi için çalışma ve tüm imkânları seferber ederek onu korumada gizlidir. Bu tebliğ kendisinden, Kürdistan tecrübesi ve onda vatandaşlığın rolü hususunu günümüzde diğer tüm demokratikleşme ve federal yapı kurma yolunda bazı mesafeler kat eden ve gelişme gösteren toplumların yaşadığı tecrübeler için de genelleştirmemize imkan tanıyacak bazı tespitler içermektedir. Ayrıca burada değinmek istediğimiz hususlardan birisi de günümüzde vatandaşlık hususunun demokrasi kadar ihtimama layık görülmemesidir. Demokrasi de aynı ihtimamı 3. Dünya ülkelerinde görmemektedir. Ancak biz demokrasi kadar vatandaşlık hususunun da devletin gelişimi, ilerlemesi ve devamlılığı için önemli olduğu düşüncesindeyiz. 44 E% 0F 1 %% "#jd wAJ \> ;®AV)c ®®6 × P8 ; ] .6ANt iVK 5% 9&M/ C@J %% Y&M ] .m f 5% 6ANt :> 7( v%h% 6ANt Aj 9&M/ yV1) .m! i; . CGZ) ]J - 8 v%h% \V¡ "8?@ C@J 1% > ]J b .G f / } 6ANt iV[ oJ )A% 4 %% i- )(% C4J z % 1% 1 %% T!GZ ] .1% > 1 GZ @ÃB ª%% T!GZ j!/ 9% h@ H1 %%- 8 (% gh@ y.9) 8 % .G % H!q!% .)_ %% )(% C4J !@ TQ4c .TQ4c @J y .9% "!% \0>/ y)&% C4J %% \0>/ B9 - 8 . "!% \0>>/ ,0 >0$; %% 1% b) 8 y)&% < ) 8 !@ .Ct T2 J TQ4c @J . . m % >1- .#(% L$% \- %% m!GZ 1% j[ . .)(% C4J y . 0> i- 'V 01 .) Hasan el-Benna’nın Devlet Anlayışı Hüseyin Örs Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi-İsar Vakfı-Türkiye Kavramlar insanlığın ortaya koymuş olduğu medeniyetlerin köklerinden ortaya çıkar. Bundan dolayı medeniyetten medeniyete kavram farklılığı ortaya çıkmıştır. Devlet kavramı ise medeniyeti temsil eden en önemli kavramların başında gelmektedir. Medeniyeti ise bazen büyük şahıslar temsil etmekte ve onun sesi olmaktalar. İşte Hasan el-Benna medeniyet temsilcilerinin en önde gelenlerinden bir tanesidir. Bundan dolayı bu büyük şahsiyetin bütün açılardan incelenmesi ve tartışılması gerekmektedir. Bu öz araştırma Benna’nın devlet anlayışını, ilkelerini ve görevlerini ele almıştır. Benna’ya göre devlet en önemli hedef olmayıp İslam’ın hedeflerinin gerçekleştirilmesi en büyük gayedir. İslam en büyük gaye olmayı temsil ederken, devlet ona ulaştıran yolu temsil etmektedir. Ancak devletin varlığı kaçınılmaz bir gerçektir. Benna devletin bir şemsiye gibi olduğunu ve bütün Müslümanları tek bir çatı altında toplamayı gaye edindiğini dile getirdiğini görmekteyiz. Benna doğu ile batının anlayışını mezc etmiş ve asıl hedefin şekil olmayıp öz olduğunu belirtmiştir. 45 %% x$l % P'c _% 7$% d% o 71' ~ &% "#jd g9#d% -F @ 1 [ ! o sjO® % 4A !4A +À!% ]! +!1 4 +j-!@) iV \ -(% )Z/ Z4QZ% §- ) 0 )2 i$- mA!- K '08 .% Y&M ] b}% 7(% : D (¬Ø¼ >Z% 6A!V% ) iV )A% b» 7r 4 4 X Àn j; m4 - 0 f G2% (C@7r ,) )% Y>% 6Z% '³A% !01% ]J +Z>Z% )A m-; m G)- i [ b) k .)% ~Qq8 ; - -AJ aZ% !O YqJ +L!. m% _! D M% v%k BZ% H! 0G&4!- k ..%- &A 5% ' &% ]!.% 6f D '08 .% D .bRJ C;t \- CG1 - §- , CGN- Bf \- LZ – %% – a$% ,0% - xA . . g CGN- :4 >% m)2 CsQ) ah% m!% g>Z) CG1 if +'08 .% H! )Z/ "Aµ B .% / pq w4J mJ bJA #% À1@ +\!9/ \0;t \- {$ ! . ]Rµ g} 01 - +/ ,0/ 6{$ ~$ "j Bf H1 '@ +%% 6{$ iqJ gA- '08 .% 44 6Z% .\!9/ \0;t \- Q% m ]! ]J :³ . 4 >% ,0/ j 0< ,0% i-. &% CG!. T!. 5% z4 ´B/ %% z 4{% AM0; '08 .% T!GZ H! \ 4 >% #(% aZ "Aµ ] - D R/ gh@ = : %% 3.1% HQR G . &% L!.t ' &% ]!.% 6f ® .'08 .% 6f ® .@B GMsMR :6B >% T!GZ ® .G!J &>% T!GZ ® .!t HoJ ® 46 Devletin Kurulmasında ve Kaos Ortamının Atlatılmasında Bir Kaynak Olarak Batı Siyasi Düşüncesinde Toplumsal Sözleşme Anlayışı Yamina Chiko Medresetü’l- Ulyâ /Cezayir Toplumsal sözleşmenin ıstılahi manasını kazanması ve bilimsel bir teori olarak belirgin hale getirilmesi Hobbes, Spinoza, John Locke, Rousseau gibi bazı batılı düşünürler ve felsefeciler eliyle gerçekleşmiştir. Emile Brehier’ın felsefe tarihi kitabına bakılacak olursa, dini hoşgörü fikrinin kademeli olarak büyümesi toplumsal sözleşme ve yine sözleşme ile ilgili doğal hukuk fikrine dönmektedir. Şöyle ki; bu iki husus sebebiyle devletteki toplumsal birliktelik hem fertlerin kendi aralarında hem de fertler ve devlet başkanları arasında gerçekleşen bir ittifak haline dönüşmektedir. Toplumsal sözleşmenin tanımı çerçevesinde mütefekkirlerin (düşünürlerin) görüşleri farklılık göstermiştir. Onlardan her biri toplumsal sözleşmeyi siyaset konusunda kendi nazariyesine uygun düşen yönüyle yorumlamışlardır. Mütefekkirlerin bir kısmı onu medeni toplumun neş’etini açıklayan tarihi sabit bir gerçeklik olarak addetmişler iken, diğer bir kısmı ise bu görüşten farklı olarak toplumsal sözleşmeyi, yöneten ile yönetilen arasından neş’et eden hükümsel bir akit olarak addetmiştir. Yazarlardan bazıları toplumsal sözleşmeyi yöneten ile yönetilen arasındaki olması gereken ilişkiye uygun vazgeçilmez bir esas olarak görmüştür. Devletin ortaya çıkmasının aslı itibari ile toplumsal sözleşmenin ana fikri, fertlerin siyasi toplumun ayrıcalıklarından faydalanması karşılığında bir kısım doğal haklarından feragat etmeleridir. Bu müdahale batılı düşünürlerin görüşlerinin devletin kuruluşu için bir kaynak ve üzerinde kurulduğu ilke ve esaslar mesabesinde olan toplumsal sözleşme mefhumu çerçevesinde açıklanmasını hedeflemektedir. Bu müdahale aşağıda belirtilen noktalar çerçevesinde gerçekleşmektedir. * Tabiat hukuku ve tabiat kanunu fikri * Toplumsal sözleşme fikri * Egemenlik kavramı: Özellikleri ve Sınırları * Yönetme ve çeşitleri * Hükümet şekilleri 47 S $&% ]#4 % , o $#% %% `$ "#jd k_ j)j% BoA 0n a!4 M ®-!;J ;A !@ 44 d;AJ J 6B >% .f ª !.% %% 6B 4 _ 7( 0G4J 6) A!& '/% T21% Go =A k¸ %% ) . N) v%k G 0; +A.% k¸ .&/ )t P 'R% b!>/ %% Cf +“LQ_8” .GZs!% %% "BJ YS v%k w ]; +'A b!>/ :% $% mnQ< T!GZ/ h@ , %% AB C{ Z ; V)t /% A!&% i %% 6B 4 _ 7( b A! %o 4A% 1 : A! 5% 8Ã>% )% G 1@ +A!&% v , :41) 6B >% ] T!GZ 6A!- 6B %- 6)O !.% %% 6B 4 J 5% %% 7(% '@ · %% s _ 7(% v J · & 9/ %% 7(% , GZ %% 6B 4 \- ]!% 6B Z ; · V)t A!&% , :41) 6B >% J/ ] T!GZ 6A!- 6B b · :% J y , 8 67(/ %% &/ , TBM) 8 < V)t /% A!&% , :41) 6B >% ] T!GZ r q 6B D 4A% = .GZs 4A¡ G>Z C %% .GZs!% G4A¡ =A b !.% %% i.>/ f$4 )ÃA . 4A% H 0; :% j Z% > s% _ \- 0>/ iZ% 0) +T21% T!GZ J 6f i 9% j) ah% C21% ÁG1 4A% 0 .ÙB t M t \- g ~) iZ% h@ % '4 >% T21% 48 Modern Küresel Gelişmeler Işığında Ulus-Devlet Hâkimiyet Anlayışının Değişmesi Suzi Mohamed Rashed 6 Ekim Üniversitesi -Mısır Dünya düzeni, ulus devlet hâkimiyetinin tabiatının değişimine katkıda bulunan birçok gelişime şahit oldu. Şöyle ki yönetim, asıl unsurlarından biri olan “çözüm” mefhumunu kaybetti. Devlet elinin harici düzeyde kısıtlanmasında da görüldüğü üzere devlet, kararların alınmasında, mutlak hürriyete sahip olan dâhili düzeye rücu etmedi. Bunun, devletin vazifelerinin îfâsına olan yansıması apaçık ortadadır. Eğitim Problematiği: Eğitim problematiği, modern dünya gelişimleri gölgesinde ve devletin rolünün bu anlayışa yeni bakış açıları ile uyum sağlamasının niteliğinde, devlet yönetiminin tabiatının değişimi süresince beliren bir problem ve bunu takiben, hâkimiyet tecrübesi bulunan, bu gelişmelerle uyum sağlayan bir anlayışın yinelenmesidir. Bu noktadan hareketle, şu hususlarda cereyan eden birçok soru ortaya çıkmıştır: Ulus devlet hâkimiyeti üzerinde iz bırakan uluslararası değişimler nelerdir? Bu değişimlerin, devletin vazifelerinin iç şekline olan etkisi nedir? Devletin hâkimiyeti ve uluslararası kuşatıcı değişimlerle şekillenmesi arasındaki dengenin tekrardan sağlanmasının keyfiyeti nasıldır? Hâkimiyet prensibine aşina olan, modern gelişmelerle uyum sağlayan anlayışın yinelenme olasılığı nedir? Eğitimin Amacı: Eğitimin, ulus devletin geleceğine ve vazifelerini yerine getirmesi üzerindeki gücünün boyutuna yönelik bir hedef sunması örneğinde olduğu gibi eğitim, değişen devlet verileriyle ve devletin hâkimiyetini kendi sağlama hakkı ve vazifelerini yerine getirmesiyle çatışmayan bir anlayış çerçevesinde; modern dünya gelişmeleri ile uyum sağlayan, hâkimiyete aşina olan mefhumun tekrardan formüle edilmesini amaçlar. Eğitim Metodu: Eğitim, rejim anlayışına, ya da herhangi bir fikrin çözümlenmesine odaklanmış bir düzen metoduna dayanır. Bununla beraber, siyasi rejimdeki nüfuz gücüne sahip taraflar arasında daimî bir etkileşime dayanmaktadır. Ve bu etkileşim, varabileceği en üst sınır ile en alt seviye arasında değişmektedir. 49 71' ~ ,A# % ]E )1 &% Eu% 1 %% # 0_f H¥ sjO®1- ®N t 1) > % v%k '@ +G)!@ i$ 5% %% !. C@J f(O % À$/ 7M/ +)A% +.V% XAc +)% +(% } ._!% %% g"0 g '4 ,$ > D BZ% iq!) T!. i% !@ i- +%% !1_! gB! yf $0) A!4B $ +%% f(O Bt T!GZ "1(48 )j q!M M. +F% HB m$ ah% 'Qc M8 ~Z8 i i O )$% 3A8 i +bRJ #> =f.V- HB / +)A% ! ABM V; )% f.V% f (% 6) i$ F J- ªR i$- '08 iq!% o 8 G. )O TQc F!- )$% !% ].% #o o } m_ C) 0f +Cd_J CPB !* +qR C>/ % 1-o ]@kJ G0 5% 1_!% )!P !@ w> A_ %% !./ (% f.V% j)j m.f C) H!q- Af8 \- +T _!% %% h1% "8!% \- "08 ~A m f #AN 08 iq!% .G)!@ Gf. G(% )J J -A H% "08 rA A.8 \- +% iq!% o } m_ C) HQR C>/ % #$% b% %% )!@ H! 1@h% 6A!M% qA %n D 9% h@ G) .T %% "08 T!GZ , CG _ Z ; '08 50 Sosyal Medyada Arap Gençliğine Göre Devletin Kimliği: Sanal Alemde Aidiyyet Kavramı Hemal Fatıma Batna/Cezair Dil, din, kültürel miras, tarih, coğrafî bölge bir devletin kimliğini oluşturan en önemli unsurlardır. Her ne kadar bunlar devletin anayasasında yer almasa da, her bir ferdin devlete ve vatana bağlılığı bunların benimsenmesiyle ortaya çıkar. Dünyada yaşanan iletişim ve medya açılımı sonucunda artık devletin kendine has özellikleri yok olmakta, sınır ve coğrafi mekân algısı değişmekte, diller yaygınlaşmakta, birçok din ve kültür bilinir hale gelmekte, tarihi bilgi kaynakları artmakta ve bazı devletler kültürleriyle diğerleri üzerinde etkili olmaktadır. 21. yy gençliğinin internet başta olmak üzere sosyal ağlara olan bağlılığı, özellikle Arap Müslüman gençliğinin zihinlerindeki devlet ve vatan mefhumlarını yeniden şekillendirmekte ve devletin unsurlarını yeniden oluşturmaktadır. Şöyle ki; günümüzde sosyal ağlar üzerinden okunan, vatana ve devlete bağlılık hususu köklere bağlılık; kültür, dil ve devlete sadakat ve Avrupa veya Amerika’ya intisap etme isteğiyle kendi dilini, kültürünü ve kimliğini hakir görerek dışlama şeklinde farklı kutuplara sahne olmaktadır. İşte bu tebliğ, yukarıda kısaca bahsedildiği üzere Arap Müslüman gençliğinin zihinlerindeki devlet ve ana vatana bağlılık mefhumunu sosyal ağlar aracılığıyla elde edilen birikime dayanarak tasvir etmeyi amaçlamaktadır. 51 7ab 7$% d% o %% x! B ]& !1- >t #(/ / )B;{- @ - _ %% >4? 7- m>4J Ct ! "1- 44J &>% $% 4 >% "G.f )2 _ o .% .'Q4c )A% 6 )ÃÚA B4 .f )A V)t Z% ¨ +yf 67M 6 62 \@A % ].% '4 >% H/ i 67V; ] J .f +q aAN ,0» "1- yfJ 4 4 Nd 6) - Q&8 6 m 8f ª'4 >% X% . A 0 . 6 62 g4J Ð ,0/ iRB 8!9% % / G! gA!M v%h; +j% 7(/ -48 mA T mB. :>- 'Q4c F% a .% %% T2 A d % :)A 8 { V)t Q4c )Ã% ]J 0; +.% 'Q4c Z% 'xA% '!% Z% ! R D bBJ ah% (% aZ% i!% gh@ i; .V)t 4 >% C21% \!.% HQR ,0/- %% Q S 08 Q% C 21 #(% Z>Z- h@ )21% m.&1 gÃA 7V; 21% 6B :& ¡ +'4 >% 'G.Z% XA!/ -! 0> 7V% )$% G P ]; . 0% m" ]J G1% +".% Á@1 (> ]J [ 8 C .y->% '4 >% m.Z% )N 7V; 21% 6B D ^ ]J yt .mj> M% & yf BG8 0 D ,N¸ \- )A!4% Q% _ +G/ +Go +%% Z :i +q/ 'Q4c $/ m! 67&R 4 4 %o À1@ )N + 'Q4c T21% "1- 08 ;t >4?/ AB ) : i +C>t 21 0 )N À1@ ªT!9/ C;t 4 >% 6 9% 6./ B- i@) ]J '(1) 8 'Q4c '4 >% m.Z% )N.% a) 2 aJ ] + 08 01% ]>c L!. .6q/ Q& . % J '% J F% GA ]!) "&RJ 0 m f !f +Û&x : M) ah% ]>c ,1q 'Q4c )A% ]J /_ .'4 >% 'G.Z% X% >4?/ )21% A!M% §- T!. ]J w{- 8 mef +'Q4c '4 >% )A% a.1% A!21/ h@ yf v%k \0>/ 1 '4 >% m.Z% )A GMsMR %% Z>Z% ).1% / !0» . :M1 4 'S ]ef hP : %% A9/ \0>/ 1 4 >% -% : 8J sM T!GZ/ : '4 >% 'G.Z% X% %% : ). 2 : V% 52 İslam Siyasi Düşüncesinde Devletin Esaslarına Eleştirel Bir Bakış Hassan Benabo İbni Zuhr Üniversitesi - Fas Siyaset-i şer’iyye konusunda uzman İslam âlimlerinin öneri ve nazariyeleri İslam tarihi boyunca devlet müesseseleri ve yönetme esasları konusunda esas kaynak mesabesinde kabul edilmiştir. Geçen asırlar boyunca siyaset alanı dar ufuğa ve donuk nazariyelere hapsedilmiştir. Bu durum modern dönemlere kadar böyle devam etmiştir. Geleneksel İslam devlet nizamının eskimiş olması, zamanın değişikliklerine cevap vermekten aciz kalması ve batı düşüncesiyle karşılaşmada zayıf düşmesi onun çöküşünü beraberinde getirmiştir. Aynı etki bugünkü İslam siyasi düşüncesi için de geçerlidir. Tüm bu faktörler siyaset fıkhımızı derinden etkilemekte ve onun ilkelerini, görüşlerini ve pratik icraatlarını yeniden gözden geçirmemizi zorunlu kılmaktadır. Siyaset düşüncemizi tekrar gözden geçirirken geleneğimizden de istifade ederek onu asrın gereklerine göre tekrar içtihat ameliyesine sokmalıyız. Bu yeni içtihat ameliyemizde modern dönem siyaset düşüncesinden azami derecede istifade etmeliyiz. Doğrusu ve yanlışıyla kendi düşüncemiz olan İslam siyaset düşüncesi bu yolda bizim esas dayanağımız olacaktır. Benim bu sunumum İslam siyaset fıkhında devlet felsefesine üç farklı açıdan eleştirel bir bakış sunmayı hedeflemektedir: 1. Müslümanların siyaset konusunda yazdıkları 2. İslam siyasi fıkhında devlet mefhumu ve özellikler 3. Eleştirel yaklaşımlar. 53 M$E% , 0 % , q# '1;J pq 0n 0s 0_f M91 z % ]!B m-A C4 m q 1% j% io 1>% #% :> % i@J Y&M T!GZ v%k '. 8 '. i %B CP z % " CG ! CG0M CG f !( $% Cj 0; $% lc Ehl-i Sünnetin Ehl-i Beyte Bakışı Muhammed Salih Ekinci Kur’an ve sünnete göre Ehl-i beyt kavramı Rasulullah (s.a.v.)’ın zevceleri ve yakın akrabalarını kapsamaktadır. Şiilerin iddia ettikleri gibi Fatıma ve on iki imamla sınırlı değildir. İmamların masum oldukları ve mertebelerinin peygamberlerinkinden yüce olduğuna dair aklî ve naklî bir delil bulunmamaktadır. 54 Democracy and Anti-Americanism in Post Soviet Russia: The Case of Aleksander Dugin Dmitry Shlapentokh Indiana University – South Bend In the past 20-25 years Russians’ views on Western political institutions, especially democracy, had undergone considerable changes. And they were intimately connected with Russian public views of the West, especially the USA – seen here as the embodiment of the Western type of democracy. In the very beginning of post -Soviet era most of Russians were fascinated with the West and its institutions. At that time the USA was also seen as almost ideal society which Russia shall emulate. Still as time progressed, this fascination started to fade mostly due to post Soviet realities, e.g. the social / economic problems. At that point the images of the USA became increasingly negative. This view is well represented by Alexander Dugin, seminal philosopher and publicist, one of the leading proponents of Eurasianism, the political / philosophical creed quite popular in the beginning of post -Soviet era. Dugin regarded Russia, together with the other Eurasian countries, as being absolutely different from “Atlantism,” the ideological and political makeup of the USA. The goal of “Atlantism” is to subvert Eurasian civilizations, Russia included. American democracy is thus the tool of subjugation of the Eurasian civilizations. Russians shall not look, in Dugin’s view, on the USA as model but pay attention to the political arrangements of the solid Eurasian civilizations such as Iran. Sovyet Sonrası Rusya’da Demokrasi ve Amerika Karşıtlığı: AleksanderDugin Örneği Dmitry Shlapentokh Indiana Üniversitesi– South Bend Son 20-25 yılda Rusların başta demokrasi olmak üzere Batı siyasi kurumlarına dair görüşleri dikkate değer değişim göstermiştir. Bu görüşler Rus kamuoyunun, özellikle Batı tipi demokrasinin cisimleşmesi olarak görünen ABD’ye dair olmak üzere Batı hakkındaki genel kanaatleri ile doğrudan ilişkilidir. Sovyet sonrası dönemin başlangıcında Rus halkının çoğu Batıya ve kurumlarına karşı hayranlık besliyorlardı. Söz konusu dönemde ABD, Rusya’nın benzemesi gereken ideal toplum olarak görülmekteydi. Zaman ilerledikçe bu hayranlık, Sovyet ekonomik ve toplumsal gerçekliklerinden ötürü zayıfladı, ABD imajı gittikçe negatif bir hal aldı. Bu görüş, Avrasyacılığın önde gelen savunucularından ve Sovyet sonrası dönemin önemli isimlerinden olan filozof-yazar Alexander Dugin tarafından temsil edilmektedir. Dugin Rusya ve diğer Avrasya ülkelerinin, ABD’nin ideolojik ve siyasi karakterini yansıtan Atlantikçilik’ten son derece farklı olduğu görüşündedir. Atlantikçiliğin amacı, Rusya dahil Avrasya medeniyetlerinin yapısını bozmaktır. Bu suretle de Amerikan demokrasisi, Avrasya medeniyetlerine boyun eğdirme aracıdır. Dugin’e göre Rusya, ABD modelini değil, İran gibi Avrasya medeniyetlerinin siyasi yapılarını dikkate almalıdır. 55 “The Concept of ‘State’ from Islamic Perspective” Hassan Ko Nakata Doshisha University /Japan The concept of ‘state’ which has become prevalent all over the world today because of the hegemony of its advocator, the West, that had once conquered the world by its imperialistic rule, stems from the experience historically specific to the modern West. It is characterized by two ideas, namely, ‘legal body’, and ‘representation’, both of which are product of Euro-Christian metaphysical tradition. The Western concept of ‘legal body’ has its root in the Christian terminology of ‘CORPUS CHRISTI’ from which the word ‘corporation’ comes, while the concept of ‘representation’ has echoes of Platonic ontology. Consequently it has connotation that the legal body is not an abstract concept which exists only in human mind but an entity which has a metaphysical reality. As for the modern concept of ‘nation state’ as legal body or corporation, what is represented by it is ‘the nation’ which is supposed to have the sovereignty. On the contrary, in the tradition of Islamic political thought, there is neither the concept of ‘legal body’ nor the concept of ‘representation. In Islam, only the ‘natural person’ can be an agent for the legal actions which result in the sanctions at the Day of Judgment, thus there is categorically no room for the concept of legal body. In Islam, the rulers can’t represent the people, but they can only act in behalf of the people according to the authorities which were conferred by Allah. Thus we should replace the concept of ‘state’ by another authentic term of Islamic sciences. İslami Bakış Açısından “Devlet” Kavramı Hassan Ko Nakata Doshisha Üniversitesi /Japonya Batının bir zamanlar emperyalist yönetimi ile dünyayı fetheden hegomonyası nedeni ile günümüzde tüm dünyada yaygın olan “devlet” kavramı tarihsel açıdan batıya has bir deneyimden neşet ediyor. “Devlet” kavramı, temel olarak ikisi de Avrupa-Hristiyan metafizik geleneğin ürünü olan kavramlar tarafından karakterize edilir: Hukuki beden ve “temsiliyet”. Batılı “hukuki beden” kavramının kökeni corporasyon kelimesinin de kaynağı olan hristiyan terminolojisinin “Corpus Christ”ine dayanırken temsiliyet kavramı ise Platonik ontolojiden yansımalar taşır. Bunun neticesinde “devlet” kavramı şöyle bir imayı beraberinde getirir: “Hukiki beden” sadece insan zihninde var olan bir kavram değildir ve aynı zamanda metafizik bir gerçekliği de vardır. Gerek “legal body” gerekse “corparation” olarak modern ulus devlet kavramı ile temsil edilen şey, egemen olduğu varsayılan “ulus”tur. Buna karşın İslami siyasal düşünce geleneğinde ne “legal body” kavramı ne de “temsiliyet” kavramı mevcuttur. İslam’da yalnızca “beşer” sonucunda hesap gününde(ahirette) müeyyideye tabi olacak yasal eylemin faili olabilir ve bundan dolayı “hukuki beden” kavramının kategorik bir karşılığı yok. İslamda, yöneticiler insanları temsil edemez. Sadece Allah tarafından vazedilmiş otoriteye uyumlu olma şartı ile insanlar adına hareket edebilir. Bu yüzden “devlet” kavramı yerine İslami ilimlere ait olan hakiki bir kavramı ikame etmemiz gerekiyor. 56 Democratizing Civilization: Secular States and the New Imperial Discourse Micah A. Hughes Fatih Sultan Mehmet Vakıf University / United States It is often said that we now live in a post-secular society. Many claim that the simplistic secular principles of separation between politics and religion, what Charles Taylor calls “subtraction stories”, no longer hold mesmerizing sway over our understanding of the state and its concomitant notion of the people. While our “secularity” or lack thereof is still highly debated, most scholars agree that we live in a thoroughly postcolonial (even if still imperial), globalized age where everything from state sovereignty to capitalist market principles are undergoing deep and important transformations. Scholarly works on the genealogy of the modern state have attempted to demystify the secular principles that are said to undergird the state as sole legitimate protector of human rights to life, liberty, and equality through its claims to absolute sovereignty. Taking these critiques into account, the paper seeks to draw connections between the post-colonial debates about the sovereignty of nations and more recent discussions about the theological origins of sovereignty itself. Following anthropologist David Scott, this paper argues that there has been a late modern shift in the theoretical debates about the state that requires new answers precisely because the questions have radically changed. The question now might be – what, in our late capitalist modernity, do the relationships between our postcolonial pasts suggest about the possibilities of a post-secular future? Demokratikleştirici Medeniyet: Seküler Devlet ve Yeni Emperyal Söylem Micah A. Huges Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi / ABD Hâlihazırda seküler sonrası toplumda yaşadığımız çoğunlukla söylene gelen bir şeydir. Birçok kişi siyaset ve din arasındaki ayrımın seküler ilkelerinin, charles taylor’ın deyişiyle “eksilme hikayeleri”nin, artık devleti anlamamıza ve onun doğal sonucu olan yurttaş/vatandaş mefhumunu kavramaya yetmediğini iddia etmektedir. Bizim “sekülerliğimiz” veya seküler olmayışımız hala çokça tartışılırken, çoğu akademisyen, devlet egemenliğinden kapitalist piyasa ilkelerine kadar her şeyin karmaşık ve önemli dönüşümler geçirdiği tümüyle sömürgecilik sonrası (hatta hala sömürgeci), küreselleşmiş bir çağda yaşadığımız konusunda hemfikirdir. Modern devletin kökeni üzerine yapılmış bilimsel çalışmalar, insan haklarının, özgürlüğün ve eşitliğin yegane meşru koruyucusu desteklediği söylenen seküler ilkelerirdeki büyüyüsünü bozmaya çabaladı. Bu eleştirileri dikkate alarak, makale ulusların egemenlği hakkındaki sömürgecilik sonrası tartışmalarla bizzat egemenliğin teolojik kökenleri hakkındaki tartışmalar arasında bağlantılar kurmaya çalışacak. Antropolog David Scott’ı takip ederek, bu makale, yeni cevaplar gerektiren devlet hakkındaki teorik tartışmalarda geç modern bir kayma meydana geldiğini tartışıyor, çünkü sorular çok esaslı bir şekilde değişmiştir. Şu halde soru - geç kapitalist modernitemizde, sömürgecilik sonrası geçmişlerimiz arasındaki ilişkiler seküler sonrası bir geleceğin ihtimalleri hakkında ne önerir, olabilir. 57 A Case of Conflict Resolution on the Bangsamoro and the BATNA Approach Nassef Manabilang Adiong Fatih Sultan Mehmet Vakıf University / Philippines This study examines the intricate geopolitics of the Bangsamoro problem cognizant to how the ‘Best Alternative to a Negotiated Agreement’ (BATNA), as a theoretical approach, will be operationalized to give an earmarked suggestion for both parties (GRP and MILF) to forged a final comprehensive compact agreement that will hopefully pave the way for the socio-economic development among the people of Mindanao (Muslims, Christians, and Lumads), especially those located in conflicted areas. In to-to, the paper will focus on two phases; (1) presenting the geopolitical issues that made their aspirations legitimate and rebel against the government, (2) and how BATNA would give incremental ideas in the course of the negotiation. Bansamoro ve BATNA Yaklaşımı Örneğinde Çatışma Çözümü Nassef Manabilang Adiong Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi / Filipinler Bu çalışma Bangsomoro bölgesinin karmaşık jeopolitik problemini, özellikle sorunlu bölgelerde yerleşik olan Mindanao halkı (Müslümanlar, Hristiyanlar ve Lumadlar) arasında sosyo-ekonomik kalkınmaya zemin oluşturacak kapsamlı ve derli toplu bir antlaşmaya varabilmek için her iki partiye de (GRP VE MILF) hususi tavsiyelerde bulunmak için işlevsel hale gelecek olan teorik bir yaklaşım olarak BATNA’yı (Müzakere Edilen Antlaşmaya En İyi Alternatif) incelemektedir. Makale iki aşamaya odaklanacaktır; (1) İsteklerini ve hükümete yönelik isyanlarınu meşrulaştıran jeopolitik sorunları ortaya koymak, (2) müzakere süresince BATNA’nın ne tür değişik fikirler sunabileceğini göstermek. 58 The Bangsamoro Identity and Political Leadership Prince Rajiv Sarangani Fatih Sultan Mehmet Vakıf University / Philippines In October 2012, the Government of the Republic of the Philippines (GRP) and the Moro Islamic Liberation Front (MILF) signed the Framework of Agreement on the Bangsamoro (FAB) that mandates the creation of a ministerial government (a.k.a. Bangsamoro) that will replace the present Autonomous Region in Muslim Mindanao (ARMM). The GRP and the MILF deem the ARMM as a ‘‘failed experiment’’ on the ground that its fundamental structure has not addressed the political aspirations of the Bangsamoro. However, the paper contends otherwise and further asserts that the ‘’leadership crises’’ in the ARMM is what has betrayed the political ideals and aspirations of the Bangsamoro people. This ‘‘leadership crises’’ that determines the political survival of the ARMM/Bangsamoro can be explained and addressed by comprehending the culture and/or socio-cultural identity of the region. Bangsomoro Kimliği ve Siyasi Liderlik Prince Rajiv Sarangani Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi / Filipinler Ekim 2012’de Filipinler Cumhuriyeti hükümeti ve Moro İslami Kurtuluş Cephesi şimdiki Müslüman Mindanao Otonom Bölgesi yerine bakanlıklar hükümeti oluşturulmasını öngören Bangsamoro Çerçeve Anlaşması’nı imzaladı. Filipinler hükümeti ve Moro İslami Kurtuluş Cephesi, Müslüman Mindanao Otonom Bölgesi’ni temel yapısının Bangsamoro’nun siyasi taleplerine hitap etmediği gerekçesiyle “başarısız bir tecrübe” olarak niteledi. Ancak makale tam aksini savunuyor ve Moro İslami Kurtuluş Cephesi’ndeki “liderlik krizi”nin, Bangsamoro halkının siyasi ideallerine ve taleplerine olan bir ihanet olduğunu ileri sürüyor. Moro İslami Kurtuluş Cephesi/Bangsamoro halkının siyasi hayatiyetini belirleyen söz konusu “liderlik krizi”, bölgenin kültürü ve/veya sosyokültürel kimliğinin kavranması ile açıklanabilir 59 The Transformation in the Definition of Nation in Turkey and the Role of Diyanet in This Process Muhammet Habib Saçmalı İstanbul Medeniyet University /Türkiye From the beginning of the Turkish Republic to today, while the state considers everyone living in Turkey as a member of “Turkish Nation” officially, it accepts only those who speak Turkish, who do not demand another official language than Turkish, and who accepts the state Islam, as real members of the Turkish nation in practice. Any group outside of this category had been exposed to the state pressure, policies of assimilation, and exclusion in various forms. AK Parti changed this definition in practice through the project of “National Unity and Brotherhood”, and tried to make a transition from the exclusionary “Turkish nation” to the inclusive “nation of Turkey”. In this presentation, the role of the Directorate of Religious Affairs (Diyanet İşleri Başkanlığı) in this transformation after 2009 will be dealt with. Together with the role of Diyanet in the Kurdish initiative, especially the changing language and discourse of the Friday khutbas will be the main topics of the presentation. Türkiye Cumhuriyeti’nde Millet Tanımının Dönüşümü ve Diyanet’in Bu Dönüşümdeki Rolü Muhammet Habib Saçmalı İstanbul Medeniyet Üniversitesi /Türkiye Cumhuriyet’in başından bugüne devlet Türkiye’de yaşayan herkesi resmen “Türk milleti”nin bir parçası olarak görürken, fiilen sadece devlet Müslümanlığını kabul eden, Türkçe konuşan ve Türkçe’den başka dil talebinde bulunmayanları Türk milleti’nden saymıştır. Bunun dışında kalan grupların hepsi çeşitli şekillerde devletin baskısı, asimilasyon politikaları ve dışlamasına maruz kalmışlardır. 2009 senesinde Ak Parti “Milli Birlik ve Kardeşlik” projesiyle bu tanımı fiiliyatta değiştirmiş ve kısıtlayıcı/dışlayıcı “Türk milleti”nden tanıyıcı/kapsayıcı “Türkiye milleti”ne geçişi sağlamaya çalışmıştır. Bu dönüşüm süreci hala devam etmekte ve Türkiye’nin 80 yıllık tarihinin belki de en önemli kırılması yaşanmaktadır. Bu tebliğde, “Türk milleti”nden “Türkiye milleti”ne geçişte devletin özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı vasıtasıyla 2009’dan sonra takip ettiği siyaset ve uygulamalar ele alınacaktır. Diyanet’in Kürt açılımı’nda üstlendiği rol ile birlikte, hususan Cuma hutbelerinin millet konusunda değişen dili bu tebliğin esas noktalarını oluşturacaktır. 60 Osmanlı’da Siyaset-i Şeriyye’nin Güncellenmesi: Âşık Çelebi Örneği Ahmet Çelik Marmara Üniversitesi /İSM 16. asırda Osmanlı Devleti’nde kadılık vazifesini icra etmiş olan Âşık Çelebi(ö.1572), meşhur Hanbelî âlimi İbn Teymiyye (ö.1328)’nin es-Siyâsetü’ş-Şeriyye adlı eserini Osmanlı diline aktaran ilk kişidir. Âşık Çelebi’nin bu tercümesi ile ilgili iki önemli hususa dikkat çekilebilir. İlk olarak bu tercüme, tartışma konusu olan fikirleriyle bugün bile güncelliğini koruyan İbn Teymiyye gibi bir âlimin, Osmanlı ilim dünyasında bulduğu karşılığı göstermektedir. Diğer yandan, İslâm siyaset tarihinde kendisinden sonraki yazım için bir edebiyat ismi haline gelen Siyâset-i Şeriyye kavramıdır ki, bu kavram Osmanlı siyaset düşüncesinde de kendisine yer bulmuştur. Bu iki hususun daha iyi anlaşılması için Âşık Çelebi’nin tercümeye yapmış olduğu ilavelere bakmak gerekir. Tercümeye yakın bir hacim tutan bu ilavelerde Âşık Çelebi’nin ele aldığı konular, 16. asırdaki Osmanlı devlet anlayışını yansıtmakla beraber; idare, maliye, yargı ve savaş konularında da bize önemli bilgiler vermektedir. Osmanlı padişahı II. Selim’e sunulan bu eser, bir taraftan Osmanlının en görkemli dönemini tasvir ederken, diğer taraftan devlet bürokrasisinde kendini hissettirmeye başlayan bozulmaları ve adaletsizlikleri de dile getirmekten geri durmaz. Tüm bunların yanında, Âşık Çelebi’nin Osmanlı toprak sistemine dair Ebussuud’unfetvâlarını aktarması, beytülmâlin gelir ve giderlerine dair açıklamalarla beraber ehl-i zimmet ile ilgili konuları ele alması ve son olarak da Aristoteles’in Büyük İskender’e yazdığı âdâb-ı harb ve üslûb-i cenk hakkındaki 40 babdan oluşan risâlesini ancak devlet adamlarından beklenebilecek bir ustalıkla, Osmanlı savaş ve ordu düzenine de uyarlamış olması, Siyâset-i Şeriyye’nin Osmanlı siyasetindeki güncelliğini göstermektedir. Devletin İsyana Tepkisi: Osmanlı’da Sudan Mehdisi Örneği (1881-1885) Ömer Koçyiğit Sudanlı Şeyh Muhammed Ahmed’in 1881’de mehdiliğini ilan ederek başlattığı ayaklanma, geniş bir coğrafyada etkileri uzun yıllar devam eden gelişmelere sebep oldu. “Sudan Mehdisi hareketi” olarak bilinen bu isyan, sosyal etkilerinin yanında, dönemin birçok yönetimine tesir etmiştir. Bunların başında, o yıllarda bölgenin yöneticisi olan ve Sudan’ı bu isyan sonucu kaybeden Osmanlı Devleti gelir. Bu bağlamda, İstanbul’un Sudan’da ortaya çıkan bir ayaklanmayı nasıl algıladığı ve bu süreçte gelen haberlerle yöneticilerin tepkilerinde ne gibi değişimlerin olduğu, cevaplanması gereken sorular olarak karşımıza çıkar. Bu makale, Sudan Mehdisinin 1881-1885 yılları arasındaki isyanıyla ilgili şu soruları tartışmaktadır: Osmanlı Devleti, merkeze en uzak bölgelerinden birindeki Müslüman bir topluluğun devlete karşı hareketine karşı nasıl bir politika izledi? Osmanlı topraklarının tamamını hedef alan Sudan Mehdisinin yayılma faaliyetlerine karşı ne tedbirler aldı? Sudan’daki hareketin, Panislamizm politikalarında ne gibi tesirleri oldu? 61 Kurt ile Kuzu Bir Arada: Hilyetü’l-Evliya’da, Velî-Emir Olarak Ömer b. Abdülaziz Orkhan Musakhanov İnsanlar içtimai bir varlık olduklarına göre birbirleriyle kurdukları ilişkiler ağı nasıl tanzim edilmelidir? Bir toplumda neden yöneten ve yönetilen olur veya “eşit” olan insanlar arasında neden yöneten ve yönetilen vardır? Bu ve benzeri sorular üzerinde tarih boyunca düşünülmüş ve felsefî/dîni ekollere göre farklı farklı toplum nizamı, genellikle yöneten ve yöneten ilişkilerini kabullenen ve peşi sıra düzenleyen teoriler ortaya çıkmıştır. Örnek verecek olursak Eflâtun’a (m.ö 427-347) göre en iyi yönetici filozof-kraldır. Bu tebliğ Eflâtun’un Devlet’inde kurgulanan filozof-kralın karşılığı bir sûfî için velî-emîr iddiasını taşımaktadır. Velî-emîrin somut örneği Hilyetü’l-Evliyâ müellifi Ebû Nu’aym el-İsfahânî’nin (v. 430/ 1038) en çok üzerinde durduğu şahsiyet Ömer b. Abdülazizdir. Soyut olan filozof-kralla somut olan velî-emîr mukayesesi yapılmayan bu tebliğde Hilyetü’l-Evliya müellifinin çizdiği velî-emîrin portresi ortaya konulacak ve emirliği/yöneticiliği terk etmeden dünya malını nasıl terkedişinin serimlenmesi yapılacaktır. Bu serimlemeden hareketle Ebû Nuaym İsfahanî gibi sufi müellifin bakış açısıyla- kaos ortamında nasıl adaletle hükmedilir, zülum ve haksızlığa meyl etmeden toplumun farklı kesimleri nasıl düzenlenir peşi sıra uzlaştırılır ve mal-mülk elinin altındayken yönetenin kalbi ve eli bunlardan nasıl tecrit edilirin usul ve yordamına velî-emir Ömer b. Abdülaziz’in örnekliğinde ışık tutulamaya çalışılacaktır. Osmanlı Siyaset Düşüncesinde ‘Adalet Dairesi’ Kavramı Hüseyin Gündoğdu Osmanlı İmparatorluğu’nun bürokratik yapısında olduğu kadar devlet ve toplum ilişkilerinin düzenlenmesinde de önemli bir role sahip olan “Adalet Dairesi”, Osmanlı siyasi düşüncesinin de temel kavramlarından biridir. Kökeni daha ziyade antik doğuya uzanan ve değişik biçimlerde formüle edilen bu kavram bilinmeden Osmanlı devlet ve toplum yapısını anlamak güç olacaktır. Yönetenleri ve yönetilenleri fonksiyonel bir dayanışma ile birbirine bağımlı hale getiren Adalet Dairesi antik dönemde seküler amaçlarla ortaya çıkmış olmasına rağmen, İslam dünyasında da yeni katkılarla kabul görmüş ve ardından Türk-İslam devletlerinin iç siyasetlerinde belirleyici bir rol oynayarak bu devletlerin toprağa dayalı ekonomik yapılarını güçlü tutabilmek ve çok kültürlü ülkelerini yönetebilmek için vazgeçilmez bir siyasi teori olmuştur. Türk-İslam siyaset düşüncesinde de sıklıkla referans alınması kavramın önemini daha da artırmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu kendisinden önceki Türk İslam devlet geleneğinden devraldığı bu teoriyi devletin kurumsallaşmasında bir rehber olarak kullanmıştır. Osmanlı siyaset literatüründe farklı geleneklerden düşünürler tarafından da sıkça kullanılan Adalet Dairesi teorisi devletin güçlü dönemlerinde var olan otorite ve düzeni korumak, devletin zayıflamaya başladığı zamanlarda ise bozulma ve çözülmeyi eleştirmek için kullanılmıştır. Adalet Dairesi üzerinden Osmanlı devlet ve toplum ilişkilerini okumak güçlü ve otokrat hükümdarlar ve onların baskısı altında ezilen halklar olarak yanlış biçimde imgeleştirilen bu ilişki yumağını daha net görmemizi sağlayacaktır. 62 16. Yüzyıl Osmanlı Devleti’nde Piyasa Kontrolü ve Narh Uygulaması Şahin Hancanov Piyasa kontrolü ve fiyatların sınırlandırılması anlamına gelen narh uygulaması tarih boyunca İslam devletleri ve Müslüman ulemâyı meşgul etmiş bir konudur. Konuyla ilgili yapılan tartışmaların ve farklı görüşlerin esasen iki ana başlık altında toplandığını söylemek mümkündür. Bunlardan birincisi narh uygulamasına kesinlikle karşı çıkan, diğeri ise belli şartlarda narha izin veren görüştür. Bu tebliğimizde yukarıda değindiğimiz şekliyle, narhı kabul edenlerin ve reddedenlerin kısaca gerekçeleri zikredilecek, genel hatlarıyla Osmanlı devletinin narha bakış açısı ve tebliğin asıl konusu olan 16. Yüzyıl Osmanlı Devleti narh uygulaması ele alınacaktır. Bu yüzyılda Osmanlı devleti narh uygulamasını ele alırken hareket noktamız, yüzyılın başında II. Bayezid’in padişahlık döneminde hazırlanan üç adet ihtisab kanunnamesi olacaktır. Bunlar, Bursa, İstanbul ve Edirne İhtisab Kanunnameleridir. Tebliğimiz son olarak Osmanlı özelinde narh uygulamasının altında yatan temel sebepleri vermeye çalışacaktır. Hadislerde Yöneticilik ve Yöneticilerin Ahlakî Nitelikleri Abdullah Taha İmamoğlu “Hadislerde Yöneticilik ve Yöneticilerin Ahlakî Nitelikleri” başlıklı tebliğimizde yöneticilik mefhumunun keyfiyeti ve yöneticilerin idârî ve ahlakî niteliklerininin hadislerden hareketle tespiti amaçlanmıştır. Yöneticiliği arzu etmenin sünnete uygun bir davranış olmadığı, Hz. Peygamber’in yöneticilik isteyenlere görev vermediği ilgili hadislere atıfla ortaya konulmuştur. Hadislerde genel olarak yöneticilerin âdil ve zâlim olarak ikiye ayrıldığı, kral olarak tanımlanmanın Rasûlullâh tarafından tasvîb edilmediğine dikkat çekilmiştir. Yöneticilerin sahip olmaları gereken ahlakî vasıflar ise mesuliyet duygusu taşımaları ve insanlara hizmet etmeyi öncelemeleri şeklinde belirlenmiştir. Yöneticinin güvenilir danışman tayininin insanların sevgisini kazanmaya vesile olacağının vurgulandığı, saygı gören bir yönetici olarak kalmanın ise yöneticilik ile şahsi hak, sorumluluk ve menfaatleri ayırmakla mümkün olacağı ifade edilmiştir. 63 Hz. Peygamber’in Siyasî ve Askerî Kişiliği Ahmet Özel Marmara Üniversitesi Resulullah’ın peygamberlik misyonu ferdî ve manevî hayatın olduğu kadar sosyal ve maddî hayatın da mükemmellik ölçüsünü ortaya koymayı, her iki alanda da insanlara kılavuzluk yapmayı kapsamaktadır. Hz. Peygamber’in görevi sadece kendisine verilen vahyi tebliğle sınırlı değildi; getirdiği dinin esaslarını açıklayıp bizzat yaşamak, gönderildiği toplumu bu doğrultuda yönetip yönlendirmek, ferdî ve toplumsal planda bir dönüşümü sağlayarak yeni bir toplum modeli oluşturmak da onun görevleri arasındaydı. Allah Resulü bir insan, bir kul olmakla birlikte kendisine verilen misyon ve bu misyonun kazandırdığı manevi şahsiyet onu diğerlerinden ayırmaktadır. Kur’an-ı Kerim bir taraftan Hz. Peygamber’in beşerî tabiatına vurgu yaparken diğer taraftan da onun diğer insanlar arasındaki özel statü ve otoritesini kesin şekilde belirtir. Onun peygamberlik görevi tamamen fikrî ve ruhî öğütle sınırlı olmayıp bir İslam toplumu (ümmet) kurma amacına bağlı olarak sosyal, politik ve askerî faaliyetleri de kapsadığından kendisine itaat sadece inanç ve ibadet alanında değil sosyal hayatta da söz konusudur. Allah Resulü bir fert olarak maddî ve manevî alanda ortaya koyduğu örnekle ferdî mükemmelliğin, toplum planında gerçekleştirdiği değişim ve dönüşümle de sosyal mükemmelliğin ölçülerini göstermiştir. Onun aziz hayatı, bütün maddî ve manevî, bütün sosyal, siyasal, ekonomik, cinsel... eğilimler arasında denge ve ahengi temsil eder. O bir peygamber, bir mübelliğ, bir devlet başkanı, bir lider, bir kumandan, bir hâkim, bir öğretmen, bir tüccar, bir eş, bir baba, bir aile reisi, bir komşu, bir dost ve arkadaş, hatta bir düşman olarak izlenmesi gereken mükemmel örnekliği insanlığa sunmuş; Cenâb-ı Hakk’ın “Sen elbette üstün bir ahlak üzeresin”, “Biz seni yalnızca bütün âlemlere rahmet olarak gönderdik”, “ Kendilerine indirileni insanlara açıklaman için sana da bu uyarıcı/hatırlatıcı kitabı (zikr) indirdik”, “Biz seni (hakikatin) bir şahidi, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik” ve “Size, hakkınızda tanıklık yapacak bir elçi gönderdik” hitaplarının mazharı olarak, insanın varoluş amacına uygun bir hayatı nasıl gerçekleştirebileceğini bizzat öğretip yaşayarak gösterme ve insanların bu konuda yaratıcılarına karşı özür öne sürmelerine imkân vermeyecek bir tanıklık misyonunu ifa etmiştir. 64 Modern Ulus Devlette Egemenin Güç Olarak Kurucu İktidar ve Meşruiyet Sorunu Engin Şahin Fatih Üniversitesi/ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Yöneten ve yönetilen ilişkisinin olduğu çoğul yaşam tarzında her zaman iktidar mücadeleleri varolagelmiştir. İktidarın sosyalliği olarak adlandırılabilecek bu yönetim varlığının siyasal alana indirgenmesiyle siyasal iktidara ulaşmak mümkündür. Siyasal iktidarın varlığı da tarihten günümüze devlet gücünü ve otoritesini yani egemen iktidarı doğurur. Siyasal iktidarın varlığına rıza gösterilmesi aynı zamanda yönetilenin iktidarı sınırlaması ile mümkün olacağından, genelde toplumun ve özelde bireyin rızası göstergesindeki önceli kendi hak ve özgürlüğüdür. Öncelini hiçbir zaman terk etmek istemeyen yönetilen, siyasal iktidarın hareket alanını anayasalar ile çizmektedir. 20. yüzyıl ulus-devletlerin siyasi ve hukuki çerçevesini oluşturan anayasaların yaygın şekilde hazırlandığı bir dönemdir. Gerek hazırlanan anayasaların toplamı, gerekse bir devletin kendisi için sıkça anayasa hazırlama ihtiyacı hissetmesi, anayasaların meşruiyetinin yansıra anayasayı hazırlayan ya da değiştiren kurucu iktidarın meşruluğunun da sorgulanması gerekliliğini doğurmaktadır. Literatürde kurucu iktidarın tanımı konusunda yaklaşık olarak görüş birliği bulunurken, kurucu iktidarın meşruiyeti veya nasıl meşruiyet kazanacağı konusu tartışılmaktadır. Bu tebliğde, kurucu iktidarın meşruiyetini hukuki ve sosyo-politik meşruiyet ayrımı üzerinden açıklamaya çalışacağız ve bunun için detaylı bir analiz yapacağız. Bu analiz içinde kurucu iktidarın hukukiliği ve hukuk-dışı olduğu, sınırı ve sınırsızlığı konularındaki tartışmalara da yer vereceğiz. Ayrıca, olağan ve olağanüstü dönem asli kurucu iktidarı ayrımıyla bu tartışmalara farklı bir boyut kazandırmaya çalışacağız. “Din ve Dünya Siyaseti”: Saîd b. İsmail Aksarâyî’nin Siyaset İlmihâlinde Hilâfet Özgür KAVAK İstanbul Şehir Üniversitesi-Türkiye İslam siyaset düşüncesi içinde bulunduğumuz dönemde giderek esaslı bir tartışma alanı haline gelmektedir. Bu sebeple, geçmiş fıkhî birikimin siyasî düşünce açısından incelenmesi önem arz etmektedir ve yeni açılımlara imkan tanıyacaktır.Bu kabulden hareketle hazırlanan elinizdeki tebliğ sûfî meşreb bir Hanefî fakihi ve müderris olan Saîd b. İsmail Aksarâyî’ye ait Siyâsetü’ddünyâve’d-dîn adlı eser çerçevesinde hilafet meselesini ele almaktadır. İtikad, ibadet ve devlet idaresiyle ilgili konuları aynı kavramsal çerçeve dâhilinde ve bir arada ele alması hasebiyle “siyaset ilmihali” şeklinde isimlendirmeyi uygun bulduğumuz bu kitap,günümüz Türkiye coğrafyası menşeli ulemanın fıkıh-siyaset ilişkisine dair ilgisini yansıtan mühim bir çalışmadır. Kendisine özgü yaklaşımları olan Hanefî bir fakih olarak siyasî-fıkhî konuları değerlendiren bu “siyaset ilmihali” hilafetin gerekliliği, şartları ve halifenin vazifeleri, ulü’l-emr ve bey‘at gibi hilafetle ilgili meseleler açısından “siyasî-fıkhî hükümleri” ele alan ilgili literatürle mukayeseli bir şekilde incelenmektedir. 65 Fıkıh ve Siyaset: Fukahanın Siyaset Tasavvurları A. Cüneyd Köksal İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Siyaset kelimesi İslam tarihi boyunca akla ve tecrübeye uygun yönetim anlamının yanısıra, genel olarak ceza ve hususen tazir, bilhassa da ölüm cezası gibi anlamlar kazanmıştır. Ceza anlamıyla siyaset terimi bir yandan tazir gibi hukukî temeli olan bir cezalandırma mefhumunu ifade ederken, bir yandan da verilen ceza ve başvurulan ispat vasıtaları olarak şeriatın belirlediği sahanın dışında, hatta kimi zaman şer’î esaslara aykırı, zâlim yöneticilerin başvurduğu keyfî bir cezalandırma biçimini de ifade eder olmuştur. İslâm âlimleri hükümdarları böyle bir siyaset anlayışına itibar edip etmemeleri cihetinden zaman zaman değerlendirdikleri gibi, teorik olarak da farklı siyaset etme biçimlerini şer’î kriterlere göre analiz etmişlerdir. Bu çerçevede tarih boyunca siyaseti fıkıhtan ayırmayan ideal Müslüman hükümdar timsali olarak Nureddin Zengî ve Salahaddin Eyyübî’nin isimleri ulemanın eserlerinde tebcil edilmiştir. Siyasetin şeriat/fıkıh içerisinde yer alıp almadığı, siyasetin şeriata uygun olan ve olmayan biçimlerinin bulunup bulunmadığı İslâm âlimlerinin üzerinde kafa yorduğu meselelerdir. Bu çerçevede Gazzâlî, Turtûşî, Hasirî, İbnü’l-Cevzî, Karâfî, İbnü’l-Kayyim el-Cevziyye, İbn Haldun ve Makrizî gibi isimler bu konuya ışık tutan yaklaşımlarıyla İslâm-siyaset ilişkisi ve siyaset etmenin doğası üzerinde önemli katkılar gerçekleştirmişlerdir. Modern Devlette Sosyal Dayanışma, Paylaşım ve Meşruiyet Bilal Erdoğan Johns Hopkins University-Türkiye Milletler ve topluluklar üretip tükettikçe, yeni teknolojiler geliştirdikçe, keşfedilmemiş sahalara yelken açtıkça, insan dimağının ulaşabildiği ufukları genişlettikçe ekonomik dönüşümler geçirirler. Bu ekonomik dönüşümlerin politik ekonomi perspektifinden çalışılması siyasi, ekonomik ve sosyal dinamikleri aynı anda değerlendirmeye tabi tutmayı gerektirir. Hayat standartlarında, şehirleşmede, ve demografik trendlerindeki değişikliklerin harekete geçirdiği dinamikler oldukça karmaşık yapıları sebebiyle sadece siyaset bilimi, sosyoloji, iktisat ya da istatistik biliminin penceresinden analizi imkansız kılmaktadır. Hızlı ekonomik büyümenin yaşandığı dönemlerde yaşanan ekonomik dönüşümleri politik ekonominin araçlarıyla mercek altına aldığımız zaman paylaşım politikaları üzerinden sosyal dayanışmanın ve dolayısıyla siyasi meşruiyetin bu dönüşüm dönemlerinin sağlıklı ve sürdürülebilir olması için hayati önem taşıdığını görüyoruz. Öyleyse ekonomik dönüşümleri lineer ekonominin dar kalıplarıyla değil ekonomik aktivitelerin oluşturduğu bütün sosyo-politik geri bildirim mekanizmalarını da hesaba katarak değerlendiren yeni bir anlatıma ihtiyacımız var. 66 Şeriat ve Siyaset: Özel Hukuk-Kamu Hukuku Ayrımı mı? Murteza Bedir İstanbul Üniversitesi İslam siyaset ve hukuk tarihiyle ilgilenenler şeriat-siyaset ya da şeriat-örf/kanun arasındaki ilişkiyi anlamlandırmakta güçlük çekerler. Bu ayrımın şeriatın ideal bir hukuk olarak yetersiz kalmasından dolayı siyasilerin boşluğu doldurması olarak görenler olduğu gibi bu ayrımın Türklerin islam tarihinde etkili olmasından kaynaklanan bir durum olduğunu iddia edenler de vardır. Bu tebliğde söz konusu ayrım, fıkıh/hukuk ilmi ve bu ilmin muhtevası açısından tahlil edilecektir. Hukukun bugün bilinen kamu ve özel hukuk şeklindeki ayrımının siyaset-şeriat ayrımını anlamamızda yardımı olacağı tezini ileri süren bu çalışma iddiasını fıkhın ve siyasetin alanlarına dair teorik açıklamaları ve tarihsel olguları gözlemleyecek tartışacaktır. Yeni Türkiye’ye Bir Siyasal Rejim Önerisi: Said Halim Paşa’nın “İslamda Teşkilat-ı Siyasiye”si Sedat Albayrak Said Halim Paşa(1865-1921), Kavalalı ailesinin mensubu bir prens olarak İsviçre’de siyaset tahsili görmüş ve Hidiv olamaması sebebiyle Osmanlı hizmetinde bulunmuştur. Çeşitli görevlerinin ardından İstanbul’dan uzaklaştırılınca yurt dışında Jön Türklere katıldı. II. Meşrutiyetle birlikte yurda dönerek Âyan Meclisi üyeliği, Şûrâ-yı Devlet reisliği gibi görevlerde bulundu, 1913’te Sadrazamlığa getirildi, bu görev 1917’ye kadar sürdü. 1910’dan itibaren Fransızca olarak kaleme aldığı makaleleri Sırât-ı Müstakim ve Sebîlürreşâd mecmularında tercüme edilerek yayınlandı. Taassub(1910), Mukallidliklerimiz(1911), Meşrutiyet(1911), Buhrân-ı İçtimâîmiz(1916), Buhrân-ı Fikrîmiz(1917), İnhitât-ı İslâm Hakkında Bir Tecrübe-i Kalemiyye(1918), İslâmlaşmak(1918) isimli eserleri 1918’de “Buhranlarımız” adıyla birlikte neşredildi. Paşa’nın Malta’da sürgünde iken kaleme aldığı 1921 yılında Roma’da basılan “Les institutions politiques dans la société musulmane” adlı son eserini Mehmed Âkif, 1922 başından itibaren Ankara’da Sebîlürreşâd mecmuasında “İslâm’da Teşkilât-ı Esâsiye” adıyla tercüme ederek neşretti. İslâm’da Teşkilât-ı Esâsiye risâlesi dönem açısından çok yönlü bir okumayı gerektirmektedir. Daha önceki risâlelerin bir devamı niteliğinde olan bu eser Millî Mücadele’yi destekleyen Paşa açısından Yeni Türkiye’ye siyasi bir program önermektedir. Önemli rejim tartışmalarının yapıldığı bu dönemde yine vekil olan Mehmed Âkif, bu eseri tercüme ederken “la souveraineté nationale” başlıklı bölümü dışarıda bırakmıştır. Aynı tarihlerde bu eserin İstanbul’da Celal Nuri’nin İleri Gazetesi’nde “hâkimiyet-i milliye” bölümünün de bulunduğu başka bir tercümesinin yayınlanması eserin önemini göstermektedir. 1921 Anayasası ile hakimiyet-i milliyeyi resmen kabul eden Meclis açısından bu risâle ciddi uyarılar içermektedir. Said Halim Paşa, Ankara’yı açık bir şekilde Batı medeniyetinin kurumlarını sorgulamaya davet etmektedir. Müslüman toplumun bünyesine uygun bir sistem için fıkhın yeterli olduğunu ifade etmekte, şeraita göre oluşmuş bir siyasi rejimin temel ilkelerini ortaya koymaktadır. Bu tebliğde risâlenin ortaya koyduğu fikrî program tarihî bağlamı içerisinde ele alınıp, bu dönem ve sonrasında tesir sahası değerlendirilecektir. 67 “Padişah-ı Cihan,.... Mürde Alemin Cismine Ruhtur” Osmanlı Siyaset Düşüncesinde ve Liberal Söylemde Devlet Tahsin Görgün İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Hegel’in arkadaşına yazdığı mektupta (1806)Jena’yı teslim almaya gelen Napolyon’u “Alemin Ruhu” (Weltseele) olarak nitelemesi meşhurdur. Benzer bir durum modern siyaset düşüncesinin öncülerinden kabul edilen Hobbes için de geçerlidir; Hobbes da “hükümran”ı (sovereign), sun’i bir varlık olarak ortaya çıkarılan devletin ruhu olarak isimlendirir (1651). Osmanlı düşünürlerinin eserlerinde (mesela Mercimek Ahmet, 1431-32), batılı düşünürlerden çok önce ve sistematik olarak benzer ifadelerin bulunduğu dikkate alındığında, devlet hakkında benzer ifadelerin kullanılmasının, benzer bir devlet anlayışına delalet edip etmediği; benzerlikler ve farkların muhtemel kaynakları ve, özellikle günümüzde etkin olan, modern liberal söylemin “devlet”inin ortaya çıkardığı sorunların, tarihi ve sistematik olarak keşfedilmesinin, bu tarihi arkaplanın aydınlatılmasına bağlı olduğu söylenebilir. Bu yönden modern devletin oluşumunun, (1) Batı Avrupa’nın özel şartlarında, Osmanlı düşüncesi ile irtibatı içinde kavranarak, aralarındaki benzerlik ve farklılıkların ortaya konulmasının oldukça önem arzettiği; (2) günümüzde devlet ve siyaset meselesini, Batıda ve Batılılaşmış bölgelerde ortaya çıkan gelişmeleri ihmal etmeden, Osmanlı’dan ayrılma noktaları ve ayrışma sürecine bağlı olarak ortaya çıkarttığı sorunların keşfi ve halledilmesine yönelik olarak, müzakere etmenin sahih bir yol olduğu söylenebilir. 68