İslâmda Çekilen İlk Ok!

Transkript

İslâmda Çekilen İlk Ok!
Sevgili Peygamberim "aleyhisselatü vesselam"
Ýslâmda Çekilen Ýlk Ok!
Ýslâm
akýnlarýnýn sebebi, müþrikleri yýldýrmak, rahatça ticaret yapabilmelerini
engellemek, kâfirleri imana dave
etmek.
Ubeyde bin Haris
kumandasýndaki Seriyye, Ebu Süfyan emrindeki ikiyüz kiþilik küffara Rabiga
denilen
yerde kavuþtu.
 Karþýlýklý
saf baðlandý.
Bu tarafta en çok seksen
mücahid, karþýda ikiyüz müþrik.
Sa'd bin Ebi Vakkas,
"bismillah" diyerek ilk oku yaya tuttu ve çiriþi gerdi gerdi
gerdi ve
düþmana fýrlattý; tam isabet...
Ýþte islâmda çekilen ilk
ok! Ýlk ok ve tam isabet.
Düþman da
karþýlýk
vermeye baþladý ama Sa'd radýyallahü anh her attýðý okla ya bir düþman veya bir
düþman atýný devir
mübarek okçunun sadaðýnda yirmi ok vardý... o kadar
güzel ok çekiyor ki hiç biri boþa gitmiyor... arkadaþlarý
kalkanlarý ile ona siper
olmuþlar. Hazreti Sa'd ise:
Ya Hak!Diyerek hedefi vuruyor.
O ne güzel insandýr; o
ne
güzel okçudur öyle ki hayýrlý iþlerde hep ilk olur. Mekke'de namaz kýlarken
kendisiyle alay eden kâfirin
kafasýna deve kemiði savurup ilk düþman kaný akýtan da
O olmuþtu. O ne güzel insandýr, O ne güzel okçudur öy
ki onyedi yaþýnda
müslüman oldu; bütün gazalara katýldý; ve cennetle müjdelendi; radýyallahü anh...
Bu
arada düþman tarafýndan
müminler arasýna iki de iltica oldu... Mýkdad bin Amr ve Utbe bin Gazvan, müslüman
olmalarýna raðmen Hicret edememiþlerdi..
Onlar da Resulullah,
sallallahü aleyhi ve sellem, efendimize
kavuþmak için imkân arayýp duruyorlardý...
bu sebeple Mekke'den çýkan kervaný fýrsat bildiler ve sanki onlar da ticare
için
geliyorlarmýþ intibaý vererek Kureyþlilerin arasýna katýldýlar.
Ki bu çarpýþma onlar için
bulunmaz bir nim
oldu.. derhal Mekke'lilerden kaçarak müminlerin safýna geçtiler...
Müslümanlarýn böyle
cesaretle
mücadele etmeleri ve müþriklerin peþpeþe kayýp vermeleri onlarýn
gözünü korkuttu:
"Mutlaka arkada asýl
kuvvet saklý. Yoksa bu kadar korkusuz olamazlar" diye düþünerek çareyi kaçmakta
buldular...
Düþman,
þimdi aksi
istikamete yaya-yapýldak, atlý-eþekli bozgun halde firar ediyordu..
Ubeyde bin Haris vakur islâm
kumandaný, endamlý atýnýn üzerinde dimdik bir halde kaçýþý seyrederken
dudaklarýnda bir tebessüm çizgisi belirip
kayboldu ve bu günleri gösteren Allah'a
hamdü senalar etti. Ve emri verdi:
-Dönüyoruz!..
Sa'd bin
Ebi Vakkas'ýn:
-Düþmaný takip edelim.
Teklifini Ubeyde bin Haris
kabul etmedi...
Maksat elde edilmiþti.
Sevgili Peygamberimizi bu haberden daha çok ne sevindirebilirdi ki....
Aradan bir ay geçince
Hicretin
dokuzuncu ayýna denk gelen Zilkade baþýnda bir Seriyye daha tertip edildi.
Muhacirlerden kurulan bu Seriyye en fazla
yirmi kiþi..
Bütün eshab ayný zamanda
hazýr asker, "haydi" denince doðru akýna... ancak þimdilik bu akýnlara
muhacirler gönderiliyor.
Ensar ise iç huzur ve
emniyeti kurmak ve korumakla mükellefler. Böylece
üstünler üstünü Resulullahýn
etrafýnda bir güvenlik çemberi oluþturuluyor.
Efendimiz, bu yeni
Seriyye'nin
baþýna Sa'd bin Ebi Vakkas'ý getirdiler. Beyaz bayraðý taþýyan bayraktar Mýkdat
bin Amr, radýyallahü a
Harrar Suyu yakýnýndan
altmýþ kiþilik bir Kureyþ kervanýnýn geçeceði öðrenilmiþti.
Birlik bu kervanýn üstü
yürüyecek, çaðrýya raðmen imana gelmezlerse kervan vurulacaktý...
Sevgili Peygamberimiz,
sallallahü teala
aleyhi ve sellem, Sa'd radýyallahü anh'a buyurdular ki:
-Ya Sa'd Harrar'a kadar git!
Kureyþ kervaný Harrar'dan
geçecektir.
Sa'd bin Ebi Vakkas Seriyyesi
derhal yola çýktý.
Ýslam birliði gündüz
saklanýp gece yol
alarak beþinci günün sabahýnda hedef gösterilen yere
vardýklarýnda müþriklerin sadece bir gece evvel oradan
geçip gittiðini
öðrendiler..
Düþmanýn takibi pekâlâ
mümkün; ama buna izin yok ki. Emir açýk: "Ya S
Harrar'a kadar git!"Bu
yüzden yiðitler yiðidi kahraman sahabi Sa'd radýyallahü anh, bir adým ileriye adým
atmýyor...
Emr'e itaat þuuru iþte bu!.
Sevgili Peygamberimiz'in
askerin baþýnda olarak çýktýðý ilk seferin ismi Eb
veddan Gazasý...
Ýþte þanlý ve þerefli
büyük Resul, altmýþ kiþilik atlý mücahidin baþbuðu... Beyaz bayraðý
dalgalandýran bu kere Hazreti Hamza radýyallahü anh. Kumandana göre bayraktar...
Medine'ye beþ günlük
mesafedeki Ebva-veddan bölgesinden yine bir Kureyþ kafilesinin geçeceði
duyulmuþtur...
Bu sebeple Resulullah,
Medine'de yerlerine Ensar'dan Sa'd bin Ubade'yi vekil býrakarak harekatýn bizzat
kumandasýný ele alýyorlar...
Hem Kureyþle hesaplaþacak
hem de yörede yaþayan Damra oðullarý itaat altýna alýnacak... Sefer bu maksatla
baþlamýþtýr... mübarek islam ordusu, Ebva'ya geldi ama her taraf aranmasýna raðmen
Kureyþli müþriklerle karþýlaþma
mümkün olmadý...
Damra Oðullarýna haber
yollandý... Aþiretin Reisi Mahþi bin Amr ül Damri geldi.
Müzakerelerden sonra yazýlý
bir anlaþma yapýldý.
Buna göre,
1-Damra oðullarý, kat'i
surette düþmanl
ittifak etmeyecektir.
2-Damra oðullarý aþiretinin
can ve mal emniyeti müslümanlarýn teminatý altýndadýr.
3Buna karþýlýk
Peygamberimiz, Damra oðullarýný bir savaþ için çaðýrdýðýnda derhal yardýma
koþacaklardýr.
nüfuzunun Medine'den
beþ günlük uzaklýkta olan köylere kadar uzandýðýna ilk iþaret... Ebva
topraðýnýn Sevg
Peygamberimiz için ayrý bir güzelliði, unutulmaz bir hatýrasý
da var; çünkü Ebva karyesinde aziz annecikleri
yatýyor.
Peygamberimiz altý yaþýnda
iken valideleri; hepimizin tâc annesi Amine Hatun ile Efendimizin babasý
Hazreti
Abdullah'ýn kabrini ziyaretten dönüþte burada; iþte bu Ebva'da vefat etmiþti...
Sevgili Peygamberimiz
sallallahü aleyhi ve sellemin ikinci seferleri Buvat Gazasý...
Ebu Süfyan idaresindeki yüz
kiþilik bir müþrik
kervanýn iki bin beþyüz deve ile Þam'a gitmekte olduðu haber
alýnýnca Kureyþ müþrikleri ile hesaplaþma kararý alýndý
Hicretin
onüçüncü ayý baþlarý Rebiülevvel ayý.
Efendimiz, Ebu Seleme ibni
Abdil Esed'i yerlerine vekil
býrakarak yüzelli mücahidin baþýnda düþmana doðru at
koþturdular... Beyaz bayraðý dalgalandýran bu kerre Sa'd bin
Ebi Vakkas... Buvat
daðýna kadar her taraf adým adým aranmasýna raðmen müþrikler yakalanamadý..
Arananlarýn
içinde Umeyye
bin Halef ismindeki kâfir de vardý ama bu defa kurtuldular...
Fakat islamýn gücü bu gaza
ile bir kaç kat daha artarak hükümranlýk Buvat daðýna kadar geniþlemiþti. Buvat
çevresinde Müdlicoðullarý aþiret
yaþamakta...
Müdlicoðullarý ile de
Damraoðullarýnýnkine benzer bir saldýrmazlýk andlaþmasý yapýldý; onlardan da
müslümanlarý arkadan vurmayacaklarýna dair söz alýndý; emniyetleri için teminat
verildi...
Buvat Gazasý'ndan
döneli bir
kaç gün olmuþtu ki Kürz ibni Cabiril Fihri ismindeki bir Kureyþli'nin adamlarý ile
birlikte Cemma
Daðý'na baskýn vererek burada yayýlan sýðýr ve develeri sürüp
götürdüðü haberi alýndý...
Bu aðýr bir hab
küstah ve çapulcularý Medine yakýnlarýna kadar sokularak Haram Bölge'den mal
çalsýnlar... Bu cür'eti
gösterenler tabii ki cezasýna da katlanmalýydý...
Sevgili Peygamberimiz, yerine
Zeyd bin Harise'yi vekil býrakarak
http://www.sevgilipeygamberim.com
Powered by Joomla!
Oluþturulma: 13 October, 2016, 02:48
Sevgili Peygamberim "aleyhisselatü vesselam"
bir mikdar eshabla birlikte vak'a mahalline at
sürdüler... Bayrak, bu kerre de Hazreti Ali'de... Rüzgarda
süzülen bir beyaz kartal
gibi... yarýnlara, öne, ileriye, atýlmak, yol açmak istercesine çýrpýnýyor...
Mücahidler, hadise yerine
geldiðinde Kürz ve diðerleri hayvanlarý býrakarak izlerini kaybetmiþlerdi. Bedir'in
Safevan vadisine kadar her taþýn altý yoklandýysa da bulunamadýlar.. Bu sebeple bu
sefere Safevan Gazasý dendiði gibi
Birinci Bedir Gazasý da denir.Müþrikler anlamýþ
olmalý ki müminlerin deðil kendilerine; mallarýna dahi eðri gözle bakm
artýk
kolay deðildir... acaba anladýlar mý!...
Hicretin onaltýncý ayý
baþlarýnda Zül Uþeyre Gazasý yapýldý..
Ebu Süfyan
kumandasýndaki bir Kervanýn kýymetli mallar ve kalabalýk bir Mekke'li ile Þam'a
gitmekte olduðu haberi
alýndý...
Eðer bu kervan vurulabilirse
düþman maliyesine aðýr bir darbe indirilecek...
Efendimiz, Ebu Seleme
bin
Abdülesed'i yerlerine vekil býraktýlar. Hani þu Medine'ye ilk göçen mümini.
Ýslâm akýncýlarý ikiyüz
kadar. Bu gazada da Peygamberimizin bayraktarý Hazreti Hamza radýyallahü anh.
Mücahidlerin bir at ve otuz
develeri mevcut; nöbetleþe biniyorlar...
Sevgili Peygamberimiz,
düþmanýn önünü kesmek için Dinaroðullarý
Daðý ve Habar çölünü aþtýlar
fakat bu bölgede kâfirleri bulamadýlar.. Bunun üzerine yola devam ederek Ýbni
Ezher
vadisine geldiler. Zat üs Sak ismindeki aðaç altýnda namaz kýlýp yemek yediler.. ki
bu günün hatýrasýna
daha sonra buraya bir mescid yapýlmýþtýr..
Yine yola çýkýldý...
kýrlýk, sapa yollar aþýldý; ancak düþmandan hiç
yoktu.. Arama
Müdlicoðullarýnýn Zül Uþeyre kasabasýna kadar sürdü ama kervaný yakalamak
mümkün
olmadý....düþman yine paçayý kurtarmýþtý fakat nereye kadar? Artýk bu
yollar küffara korku yollarý olmuþtu..
Da
bayýr, çöl aþarak
düþman kollayan yorgun mücahidler Zül Uþeyre'de mola verdiler... Müdlicoðullarý
onlara
güzel ev sahipliði yaptý.Zül Uþeyre, Medine ve Hayber'den sonra en güzel
hurmalarý yetiþtiren bir yer...
Hazreti
Ali ve Ammar bin Yasir
bir hurma aðacý altýna oturmuþ köylülerin çalýþmalarýný seyrederken öylece
uyuya kald
Efendimiz baþuclarýna geldiðinde rüzgâr, onlarý taze topraða
bulamýþtý.. Önce Ammar radýyallahü anh sýçradý. F
Hazreti Ali hâlâ yumuþak
toprak üzerinde kendinden geçmiþ halde.
Merhamet Sultaný seslendiler:
-Kalk
ya Eba Turab! Kalk ey
topraðýn babasý..
Ali radýyallahü anh, güzel
gözlerini aralayýp sevgili
Peygamberimizi karþýsýnda görünce þimþek hýzýyla
yerinden fýrladý...
O ân Resulullah, âh ne
buyurdular
damla gözyaþý ne gün için saklanýr?
-Ýnsanlarýn en kötüsü
elini senin kanýna bulayandýr ya Ali...
Ded
ve mubarek eli ile
büyük dâvâ arkadaþýnýn baþýný okþadýlar...
Hicretin onyedinci ayý..
Medine.Sevgili
Peygamberimizin halazâdesi Abdullah bin Cahþ da her sahabi gibi Allah
aþký ile dolu dolu.. Mekke'de olmadýk
iþkencelere katlanmýþ; açlýða, susuzluða
hayret edilecek kadar dayanmýþ bir Peygamber sevdalýsý.
Hazreti Abdulla
radýyallahü anh, Medine'de. En büyük zevki Kâinatýn Efendisi'nin sohbetlerinde
bulunmak. Zaten eshab-ý
kiram için O'nun sohbetlerinden üstün lezzet var mý ki?
Mübarek sahabi, bu sohbetlerde Peygamberimizden
þehidlik ve þehidlerin
üstünlüðünü dinledikçe þehid olma isteði kalbini çatlatacak kadar kendini
zorluyor..
Bir gün yatsý namazý eda
edildikten sonra Sevgili Peygamberimiz, sallallahü aleyhi ve sellem, Abdullah bin
Cahþ'a:
-Yarýn erkenden silahýný da
alarak bana gel. Seni bir yere göndereceðim, buyurdular.
Abdullah,
radýyallahü anh,
sabah namazýndan sonra Peygamber aleyhisselamdan önce Hane-i saadetin kapýsýna gelerek
Efendimizi beklemeye baþladý...
Abdullah bin Cahþ, yanýna
kýlýç, ok tirkeþi, yay ve kalkanýný almýþtý. Efendimiz, g
ve aziz sahabiyi
selâmladýktan sonra muhacirlerin büyüklerinden Ebu Huzeyfe, Vakýd bin Abdullah,
Ãœkkâþe
bin Mýhsan, Hâlid bin Bükeyr, Sa'd bin Ebi Vakkas, Utbe bin Gazvan, Süheyl
bin Beyza, Âmir bin Rebia, Âmir bin
Füheyre, Ammâr bin Yasir, Sa'd bin Leys ismindeki
arkadaþlarýný yanlarýna çaðýrdýlar.
Peygamberimiz, Hazreti
Abdullah'dan uzakta Ãœbeyde bin Kâb'a bir mektup yazdýrdýlar ve mektubu kapattýktan
sonra Abdullah bin Cahþ'a
hitaben:
-Seni bu arkadaþlarýn
Emir-ül Mü'minin tayin ettim, buyurdular...
Önce Necdiye yolunu
tutmalarýný, sonra Rekiyye'ye, kuyuya yönelmelerini böylece iki gün yol gittikten
sonra mektubu açmasýný ve
yazýlanlara uymalarýný; iki kiþiye bir deve verildiðini
hayvanlara nöbetleþe binmelerini istediler.
Böylece ilk defa bir
müslûmana "Mü'minlerin lideri" mânâsýna "Emir ül Mü'minin"
sýfatý veriliyordu. Ýslâm hukuku, islâm
devleti yeni bir müessese kazanmýþtý;
emirlik... elel Vâdisi'ne geldiklerinde verilen süre doldu. Bu sebeple Emir
ül
Mü'minin Abdullah bin Cahþ hayvan derisine yazýlý mektubu koynundan çýkararak açtý
ve okumaya baþladý
-Bismillahirrahmanirrahîm!Ýmdi
bu mektubu okuduktan sonra Mekke-Taif arasýndaki Nahle Vadisi'ne kadar
Allah'ýn isim ve
bereketiyle yürüyüþe devam et. Hiç bir arkadaþýný Nahle'ye gitmek için asla
zorlama. Nahle
vadisine vardýðýnda Kureyþlilerle onlarýn kervanlarýný görüp
-gözetleyerek bilgi ve haber
toplayacaksýn...
Mektubu derin bir hürmetle
okuyan Hazreti Abdullah'ýn aðzýndan ilk çýkan kelimeler þu oldu:
-Biz, Allahýn kullarýy
Yine O'na döneceðiz. Þahid olun ki Peygamber buyruðunu iþittim ve tabi oldum.
Hafiften esen tatlý bir
rüzgâr
mektuba dikkat kesilen yüzleri okþayýp geçiyordu..
Bütün seriyye mensuplarý
ayaktaydý...
Uzaktan,
çok uzaktan bir deve
uzun uzun böðürdü... Bir kuþ sürüsü nerdeyse onlarý cansýz sanýp çarpacak
kad
dalýþ yapýp yeniden havalanarak uzaklaþarak tepelerin gerisinde kayboldu...
-Evet, dedi, Abdullah
radýyallahü
anh, mektubu iþittiniz. Vazifem belli. Haber toplamak. Þu var ki bu
istihbarat görevimi size duyurmuþ oluyorum. "Siz de
geleceksiniz" demeye
salahiyetli deðilim... Ýsterseniz benimle gelirsiniz, isterseniz dönmekte
serbestsiniz... tercih
elinizde.
Anlaþýlan o ki, hem Abdullah
bin Cahþ, hem yoldaþý olan öteki müminler, umulmadýk bir yer ve zamanda
imtihandalar.. Hazreti Abdullah, tek baþýna haber almaya sevk edilirken diðerleri de
iradelerinde serbest býrakýlýyor..
ama onlarýn sýcak çorbalarý, rahat yataklarý
tercih etmeleri mümkün mü?
Müminlerin emiri Abdullah bin
Cahþ'ýn komutasýndaki müslümanlar ayný kararlýlýkla cevap verdiler:
-Mektubu dinledik!Biz,
Allah'a,
Resulüne ve baþýmýza emir tayin edilen sana itaat ediciyiz! Her nereye
istersen Allah'ýn bereketiyle yürü! Ölmek
var, dönmek yok! ....
Nahle Mekke'ye yakýn bir
yerin ismi...
Seriyye buraya kadar sokularak
haber
toplayacak. Bu sebeple Ãœkkaþe bin Mýhsan ve Amr bin Rebia baþlarýný
kazýttýlar ki görenler bu kafileyi Umre yapmaya
gidiyor sansýnlar. Seriyye þimdi umre
yolcularý gibi...
Ancak bu ara bir küçük
hadise oldu. Sa'd bin Ebi
Vakkas'la Utbe bin Gazvan'ýn develeri bir mola ânýnda
kayboldu. Diðerleri menzile doðru yola devam ederken iki
sahabi hayvanlarýn peþine
düþtüler... sonunda develer bulundu ama çok zaman geçtiði için yolu kaybedip
seriyyeye ulaþamadýlar...
Beriyye Nahle'ye varýnca
güya bir Umre kafilesi imiþ gibi oturmuþ sohbet ediyor, bir
http://www.sevgilipeygamberim.com
Powered by Joomla!
Oluþturulma: 13 October, 2016, 02:48
Sevgili Peygamberim "aleyhisselatü vesselam"
þeyler yiyip içiyorken
dikkatle çevreyi gözetliyorlardý ki yakýnlarýna Taif istikametinden gelen bir Kureyþ
kervaný
konakladý...
Develer hayli yüklü
kervancýlar þen þakraktý...
Amr bin Hadrami, Osman bin
Abdullah ile
kardeþi Neffel bin Abdullah ile azadlý köle Hakem bin Keysan, Abdullah bin
Cahþ ve arkadaþlarýný farkedene kadar bu
neþ'eleri devam etti.
Bir kýsmý bineklerini
suluyor bir kýsmý yiyecek bir þeyler hazýrlýyor, bu arada birbirlerine
takýlýyorlardý... ama yakýnlarýnda meçhul birilerini görünce hava deðiþti;
tedirginleþtiler.
Aralarýnda
fýsýldaþ
-Osman! Sen de farkettin mi?
Kim bunlar?
-Gördüm ama bilmem ki.
Soyguncu falan olmasýnlar.
-Ya, Hakem! Þunlar kim?
-Bilmiyorum. Herhalde Umre
ziyaretçileri. Baksanýza baþlarý kazýlý.
-Evet evet, kendi
hallerinde
insanlar, bizimle alakadar bile olmuyorlar...
Kureyþ müþrikleri, casusluk
faaliyeti için gelen
müminlerden önce ürkmüþlerse de onlarý kendi hallerinde Kâbe
ziyaretçileri sanarak tekrar eski havalarýna
dönmüþlerdi... Kervancýlar
yabancýlarý kendi halinde mola vermiþ dinlenen insanlar sanýrken müminler
Mekkelilerin her hareketini takip ediyordu...
Kervan kuru üzüm ve deri
yüklü.
-Evet zengin bir
kervan.
Taif'den geliyorlar herhalde.
-Nerden geldikleri mühim
deðil de Recep ayý bitti mi?
-Bilmem ki
kaç gündür
yoldayýz.
-Sefere çýkarken Recebin
sonlarýydý.
-Ya Abdullah! Bunlar Mekke'ye
girerse tamamen elden kaçýrýrýz. Halbuki yükleri çok kýymetli..
-Doðru lakin haram aydayýz.
Bu ayda
çarpýþamayýz.
-E, belki Recep ayý
çýkmýþtýr...
Seriyye kendi arasýnda
müþriklere baskýn verip verme
konusunda hayli tartýþtý ve sonunda kervaný basmaya
karar verdiler.
Böyle bir kervanýn
vurulmasý düþmana
iyi bir ceza olacaktý. Ama iliþmezlerse bu fýrsatý bir daha
bulamazlardý.
Ayaklarýna gelen imkâný
kaçýrmak
istemiyorlardý...
Kendi halinde yabancýlar gibi
oturmuþ sohbet ediyor görünen mübarek sahabiler, uzun
istiþareler sonucu saldýrýya
karar verince bir ânda kervanýn etrafýný çevirdiler ve onlarý islâma
çaðýrdýlar:
islâma davet ediyoruz.
Aksi halde canýnýzdan da malýnýzdan da olursunuz!!.
Müþrikler, yýldýrýmla
çarpýlm
döndüler... demek Muhammediler, artýk Mekke eteklerine kadar sokularak
kendileriyle kavgaya tutuþacak kadar
cesaret ve teþkilata kavuþmuþlardý...
Herkes ayakta, herkes tetikte;
gözlerden kývýlcýmlar fýþkýrýyor.
Amr bin
Hadrami kýlýcýna
davranacak olduðu ân Vakýd bin Abdullah'ýn oku ile göðsünden vuruldu. Kalbine
isabet almýþt
Amr cansýz yere yuvarlandý...
Ve iki taraf birbirine
girdi... kýlýç, mýzrak, yumruk tekmelerle öldüresiye
vuruþuyorlardý... çarpýþma
hayli sürdü. Ýki taraf da hýrslý ve mücadeleci idi.. Sonunda müminler galip
geldil
Müminler, Osman bin Abdullah
ve Hakem bin Keysan'ý esir aldýlar ama Nevfel kaçtý... bir iki kiþi Nevfel bin
Abdullah'ý haylice kovaladý ise de atlý olduðu için yakalanamadý... bir kiþi
ölmüþ, bir kiþi kaçmýþ diðer kervan halký
ve hayvanlar müslümanlarýn
eline geçmiþti.
Ýlk defa ganimet/düþmandan
kýlýç zoruyla mal kazanýlmýþ
Böylece Abdullah bin Cahþ
bir kaç mevzuda birden ilk olma þerefine kavuþuyordu... Emir ül mü'minin rütbesi
ilk
defa O'na nasip olmuþtu; ilk ganimeti o kazanmýþtý... Þu talimatý ise ileri
görüþlülüðüne muazzam bir ölÃ
Hazreti Abdullah dedi ki:
-Ey kardeþlerim! Düþmandan
yüce Allah'ýn lutfû ile aldýðýmýz þu ganimet malýnýn
biri Resulullah'ýn,
kalaný bizimdir... mubarek ve muazzez sahabi önce canýndan aziz bildiði Peygamberini
düþünmüþtü.
Gerçekten beþte bir hisse
Efendimize ayrýldýktan sonra diðer mal muharip sahabiler arasýnda
bölüþüldü...
Oysa o güne kadar bu beþte
bir uygulamasý hiç olmamýþtý... Müminin firaseti iþte. Daha son
beþte bir
hükmü Kur'an-ý Kerimle de farz kýlýnacaktýr... Abdullah bin Cahþ ve seriyyesi iki
esir ve ganimet
mallarla Medine'ye döndüler. Lakin Sa'd bin Ebi Vakkas ile Utbe bin
Gazvan'dan bir haber yoktu.
Hazreti
Abdullah ile sefere
iþtirak etmiþ diðer müminler Resulullah'a gelerek olanlarý arz edince Sevgili
Peygamberimiz
müteessir oldular ve ne esirler ne de ganimet mala alaka gösterdiler.
Dedikleri þu oldu:
-Ben size haram olan
bir ayda
çarpýþýn demedim!..
Evet böyle bir emir
verilmemiþti.
http://www.sevgilipeygamberim.com
Powered by Joomla!
Oluþturulma: 13 October, 2016, 02:48

Benzer belgeler

Cihad Müsaadesi Geldi

Cihad Müsaadesi Geldi Resuller Resulüne malumat verilirken Mecdi'nin yaptýklarý da arz edilince Efendimiz memnun kaldýlar ve buyurdular ki: -Hayýrlý bir iþe vesile olmuþ. Hicretten sekiz ay sonra. Þevval ayý.Bir kervan...

Detaylı

Kibir ve Gururla Yaklaşan Hasım Ordu

Kibir ve Gururla Yaklaşan Hasım Ordu -O doðru sözlüdür! -E, peki öyleyse bu düþmanlýk niye? -Muhammed'in doðru sözlü olmasý; kendisine bizi asýrlardýr mensubu olduðumuz dinimizden ayýrma hakký vermez! Teamüllerimizi yýkma hakk...

Detaylı

Cündeb bin Cünabe - Sevgili Peygamberim

Cündeb bin Cünabe - Sevgili Peygamberim Peygamberim, rengi, ýrký, mesleði, serveti, þeceresi ne olursa olsun bütün insanlarý iþte bu Allah'a kulluk etmeye dave ediyor. benim Peygamberim, insanlarý iyilik yapmaya, zinadan kaçmaya, kýz ...

Detaylı

Muhammed`ül Emin - Sevgili Peygamberim

Muhammed`ül Emin - Sevgili Peygamberim halkedilmiþtir, dedi ve malý satýn alarak gitti... Efendimiz, Meysere ve Huzeyme Hazret-i

Detaylı