ŞEKER GAZETE sayı:2 okumak için tıklayınız. - Şeker-İş

Transkript

ŞEKER GAZETE sayı:2 okumak için tıklayınız. - Şeker-İş
Þeker-Ýþ Baþkanlar Kurulu toplantýsý gerçekleþtirildi
Þeker-Ýþ Sendikasý Baþkanlar Kurulu
Toplantýsý Genel Merkez binasýnda
gerçekleþtirildi. Þeker-Ýþ Sendikasý
Genel Baþkaný Ýsa Gök toplantý öncesi
yaptýðý konuþmada Niþasta Bazlý
Þekerlerin insan saðlýðýna zararlarý
konusunda kamuoyuna verdikleri
bilgiler doðrultusunda toplanan Saðlýk
Bakanlýðý Bilim Kurulu’nun hazýrladýðý
raporun ülkede dengelerin sarsýlmamasý
adýna alel acele yorumlandýðýný
belirterek bunun saðlýklý bir yaklaþým
olmadýðýný söyledi. “Hazýrlanan bu
raporu güvenilir bulmamýz mümkün
deðildir” diyen Gök, bu konudaki
mücadelelerini sonuna kadar
sürdüreceklerini kaydetti.
S.4
GAZETESÝ
SEKER-IS
TÜRKÝYE ÞEKER SANAYÝÝ ÝÞÇÝLERÝ SENDÝKASI
Yýl: 1
Sayý: 2
Nisan 2011
Ücretsizdir
Þeker-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Ýsa Gök:
“Sektörde oynanan oyunlarý hep birlikte bertaraf etmeliyiz”
Þeker-Ýþ Sendikasýnýn 2011 yýlý ilk semineri þube
baþkanlarýnýn katýlýmýyla Antalya Grand Þeker
Otel’de gerçekleþtirildi. Seminerin açýlýþ
konuþmasýný yapan Þeker-Ýþ Sendikasý Genel
Baþkaný Ýsa Gök, 2000 yýlýnda Þeker Fabrikalarýnýn
özelleþtirme kapsamýna alýndýðý sýrada oynanan
oyunlarý fark edemediklerini kaydetti. Bu
fabrikalarýn özelleþtirilmesi durumunda sektörden
ekmek yiyen binlerce insanýn iþsiz kalacaðýný
vurgulayan Gök, küresel güçlerin Türkiye’yi Pazar
haline dönüþtürmek istediklerini söyledi.
S.5
Þeker-Ýþ Sendikasý Vakfý Genel Kurulunu gerçekleþtirdi Saatlik iþ gücü maliyeti
Þeker-Ýþ Sendikasý Ölüm
yüzde 8.7 arttý
S.6
ve Yardýmlaþma Vakfý’nýn
6. Olaðan Genel Kurulu
Genel Merkez toplantý
salonunda Genel Merkez
Yönetim ve Denetim
Kurulu ile Þube
Baþkanlarýnýn katýlýmýyla
gerçekleþtirildi.
S.6
GDO’lu 29 ürüne
ithalat freni S.9
Çalýþanlar elektromanyetik
radyasyondan korunacak
TÜRK-Ýþ Baþkaný
Kumlu KÝK
Baþkanlýðý’na seçildi
S.6
Kýrþehir þeker
kotada lider
S.11
Þeker Spor Güreþ
ÇANAKKALE ZAFERÝ
Takýmý ödüllerini
ÝLE
KÜLLERÝMÝZDEN
GDO’da kafalar
aldý
DOÐDUK
S.9
karýþtý
14
S.10
S.6
2
Þeker-Ýþ Sendikasý
Baþyazý
Türkiye’de iþ saðlýðý ve iþ güvenliði
Türkiye’de iþ saðlýðý ve iþ
güvenliði sorunu
Dünyamýz yeni düzene hazýrlanýrken
birçok sorunu da beraberinde
taþýmaktadýr. Bu sorunlar hemen
her ülkede ayný özellikleri gösterir.
Bunlarýn baþýnda iþsizlik, ekonomik
yetersizlikler, terör, insan haklarý,
iþ güvenliði ve iþ saðlýðý
gelmektedir.
Sanayileþme ile baþlayan kalkýnma
hamleleri ekonomik bakýmdan
kalkýnmýþlýk düzeyini artýrmaya
yöneliktir. Dünya’da iþ saðlýðý ve
iþ güvenliði sorunu da, öncelikle
sanayileþmenin geliþtiði ülkelerde
daha sýk görülmektedir.
Sanayileþmenin toplumlarýn
kalkýnmasýndaki payýnýn yaný sýra
çevreye verdiði zarar ve toplum
saðlýðýnýn, özellikle de iþçi saðlýðýnýn
bozulmasýndaki gerçeðini de
unutmamak gerekir. Geliþmekte
olan ülkelerde sanayinin
olumsuzluklarý daha ziyade iþ
kazalarý ve meslek hastalýklarý
olarak görülürken, adeta evrensel
bir sorun haline gelen iþ saðlýðý ve
iþ güvenliði sorunlarý birbirini
tamamlar duruma gelmiþtir.
Ýþ saðlýðý ve güvenliðine bir taným
getirecek olursak; uluslar arasý insan
haklarý ve sosyal haklar sözleþmeleri
ile güvence altýna alýnmýþ bir insan
hakký, yurttaþ hakký ve iþçi hakkýdýr.
Saðlýðýmýzýn doðrudan doðruya
yaþama hakkýna iliþkin bir boyutu
vardýr. Ýþ kazalarý ve meslek
hastalýklarý sonucu meydana gelen
ölüm ve yaralanmalar yaþama
hakkýnýn ihlali niteliðindedir.
Uzun çalýþma sürelerine, düþük
ücrete, yoðun kadýn ve çocuk
emeðine dayalý 19.yüzyýl kapitalist
piyasasý emekçiler açýsýndan
özgürlük ve eþitlik deðil, sosyal
yýkým anlamýný taþýmaktaydý. O
dönemlerde çocuk iþçilik ve uzun
çalýþma süreleri vahþi kapitalizmin
en çarpýcý yönleriydi. Bir Ýngiliz iþ
müfettiþinin hazýrlamýþ olduðu
rapordan vereceðim örnek gerçekten
de tüyler ürperticidir;
“Günde 18 saat tekstil fabrikalarýnda
kesintisiz çalýþtýrýlan 16-17
yaþlarýnda genç kýzlar, yorgunluktan
sýzýp kaldýklarý pamuk balyalarýnýn
üzerinde tecavüze uðruyorlardý.
Fabrikalar düþük yapan bu kýzlarýn
çocuklarýnýn gömüldüðü cenin
tarlasýna dönmüþtür.” Bu geliþmenin
ardýndan 1802 yýlýnda kabul edilen
ilk fabrika yasasý sadece çocuklarý
kapsýyordu. Yasa ile tekstil
fabrikalarýnda çalýþan çocuk iþçilerin
çalýþma süreleri 12 saat ile
sýnýrlandýrýldý.
Ülkemizde Tanzimat'tan sonra bazý
giriþimler sonucu iþçi yararýna
düzenlemeler yapýlmýþtýr. Bunlar
özellikle Ereðli Kömür
Ýþletmeleri'nin Deniz Bakanlýðý'na
geçmesi ile kömür ocaklarýnda
çalýþan iþçilerin çalýþma koþullarýný
düzenleyen yasalar olmuþtur.
Osmanlý Ýmparatorluðu'nda iþ
saðlýðý ve iþ güvenliði ile ilgili
mücadele 1820'lerde kurulan ilk
iþletmelerde çalýþan iþçilerin yaþama
ve çalýþma koþullarýnýn düzeltilmesi
amacýyla baþlamýþ, ancak, 1850
yýlýnda çýkarýlan Polis Nizamnamesi
ile bu tür etkinlikler engellenmiþtir.
Ýþ saðlýðý ve iþ güvenliði konusunda
ilk çalýþmalarýn baþladýðý 1850
yýllarýnda Osmanlý
Ýmparatorluðu'nda, askeri amaçlý
üretimlerin yaný sýra, daha çok el
tezgahlarý olarak geliþmeye baþlayan
sanayileþme, daha sonralarý kömür
ocaklarý ve madenler, demir yolu
yapýmý, tütün iþletmelerinin katýlýmý
ile sürmüþtür. Bu dönemde çalýþma
koþullarý oldukça aðýr olup, çalýþma
süresi günde 16 saate kadar
çýkmaktadýr. Ayrýca, aðýr iþlerde
kadýn ve çocuklarýn çalýþtýrýlmasý
da yaygýnlaþmýþtýr. Bu yýllarda
iþçiler tezgah baþýnda uyuyup tezgah
baþýnda yemek yemek zorunda
kalmýþlardýr. Ereðli Havzasý'ndaki
kömür ocaklarýnda çalýþan iþçiler
kýsa sürede meslek hastalýklarýna
yakalanmýþlar ve giderek artan iþ
kazalarýnda yaþamlarýný
yitirmiþlerdir. Fransýzlar tarafýndan
iþletilen kömür ocaklarýnda 16 saat
çalýþan çevre köylerden gelen iþçiler,
penceresiz ve saðlýksýz barakalarda
yatmýþlardýr. Beslenmeleri de son
derece yetersiz olan iþçiler, kömür
ocaklarýndaki saðlýksýz koþullar
nedeniyle kýsa sürede kömür
tozlarýnýn yol açtýðý pnomokonyoz
hastalýðýna yakalanmýþlardýr.
Kömür ocaklarýndaki çalýþma
koþullarýnýn aðýrlýðý ve çok sayýda
iþçinin akciðer hastalýklarýna
yakalanmasý üretimde düþmelere
neden olmuþtur. Üretimi artýrmak
amacýyla 1865 yýlýnda Madeni
Hümayun Nazýrý Dilaver Paþa
tarafýndan bir tüzük hazýrlanmýþtýr.
Ancak padiþah tarafýndan
onaylanmadýðý için bir tüzük niteliði
kazanamamýþ olan Dilaver Paþa
Nizamnamesi, çalýþma koþullarýna
iliþkin olarak getirdiði düzenlemeler
yanýnda, madende bir hekim
bulundurulmasýný da hükme
baðlamýþtýr. Kömür madenlerinde
çok sýk görülen iþ kazalarýna iliþkin
olarak ise bir hüküm getirilmemiþtir.
100 maddeden oluþan Dilaver Paþa
Nizamnamesi daha çok üretimin
artýrýlmasýna yönelik olmasýna
karþýn, iþ saðlýðý ve iþ güvenliði ile
ilgili ilk yasal belge olmasý açýsýndan
önemlidir.
Günümüzde iþ saðlýðý ve iþ güvenliði
konusunun deðiþik aþamalardan
geçerek günümüzdeki bilimsel
anlamýný kazanmasý çok uzun
tarihsel süreç içinde olmuþtur.
Birçok uzmanlýk alanýndan bilim
insanlarýnýn çalýþmalarý sonucunda
bugün bir bilim dalý haline gelen iþ
saðlýðý ve iþ güvenliði, üretim
sürecindeki ve toplum yaþamýndaki
deðiþimlere baðlý olarak geliþim
göstermiþtir. Ýnsanlýðýn doða ile
savaþýmý ile baþlayan ve deðiþik
aþamalardan geçen çalýþma
yaþamýndaki geliþmeler, iþ saðlýðý
ve iþ güvenliði sorunlarýnýn da
gündeme gelmesine yol açmýþtýr.
Üretim araçlarýnda ve üretim
yöntemlerindeki deðiþim ve
dönüþümler sonucunda çalýþanlarýn
saðlýk ve güvenlik sorunlarý da
çoðalmýþ ve giderek önem
kazanmaya baþlamýþtýr. Tarih
boyunca çalýþma yaþamýndaki
geliþmeler, iþ saðlýðý ve iþ güvenliði
konusundaki geliþmelere de
kaynaklýk etmiþtir. Ülkemizde de iþ
saðlýðý ve iþ güvenliðinin tarihsel
geliþimi, çalýþma yaþamýndaki
geliþmelere baðlý olarak benzer
aþamalardan geçmiþtir. Meslek
hastalýklarýnýn ve iþ kazalarýnýn
önemli bir sorun olarak gündeme
gelmesi sanayileþmenin geliþimi ile
yoðunluk kazanmýþtýr. Sanayileþme
sonucu üretim araçlarýnda ve üretim
yöntemlerinde saðlanan geliþmeler
iþ saðlýðý ve iþ güvenliði sorunlarýný
da ortaya çýkarmýþtýr. Bu sorunlarýn
yoðunluðuna ve toplumsal tepkilere
baðlý olarak da çözüm önerileri
üretilmesi ve yaþama geçirilmesine
yönelik çalýþmalar iþ saðlýðý ve iþ
güvenliði konusundaki etkinliklere
ivme kazandýrmýþtýr. Diðer ülkelerde
olduðu gibi ülkemizde de
sanayileþmenin geliþim düzeyine
baðlý olarak iþ saðlýðý ve iþ güvenliði
konusunda yasal, týbbi ve teknik
çalýþmalar yapýlmýþtýr.
ILO’nun 155 sayýlý iþ saðlýðý ve
güvenliði ile çalýþma ortamýna
iliþkin sözleþmesi çerçeve nitelikte
bir sözleþmedir ve 2004 yýlýnda
Türkiye tarafýndan onaylanmýþtýr.
Sözleþmede yer alan ‘saðlýk’ tanýmý
çok önemlidir. Bu terim, iþle
baðlantýsý açýsýndan, sadece hastalýk
veya sakatlýðýn bulunmamasý halini
deðil, ayný zamanda çalýþma
sýrasýndaki hijyen ve güvenlik ile
doðrudan iliþkili olarak saðlýðý
etkileyen fiziksel ve zihinsel
unsurlarý da kapsayacak þekilde
tanýmlanmýþtýr. Uluslararasý Çalýþma
Örgütü verilerine göre geliþmekte
olan ülkelerde iþ kazalarý ve meslek
hastalýklarýnýn toplam maliyetinin,
gayri safi yurtiçi hasýlalarýnýn yüzde
1’i ile yüzde 3’ü arasýnda deðiþtiði
belirtilmektedir. Ülkemizde ise en
iyimser yaklaþýmla söz konusu
oranýn yüzde 3 olduðu varsayýlýrsa,
iþ kazalarý ve meslek hastalýklarýnýn
(insana ve çevreye geriye dönüþsüz
etkilerinin yanýsýra) toplam
maliyetinin 1999 yýlýnda 2,5
katrilyon olduðu hesaplanmaktadýr.
Ülkemizde iþ kazalarýyla ilgili yeterli
istatiksel bilgi bulunmadýðý gibi, var
olanlarýn da güvenirliði tartýþmalýdýr.
Ýþ kazalarýnýn nedenleri, geliþim
þekilleri, kiþiye, mala ve çevreye
etkilerinin bilinmesi, kazalarýn
önlenmesi ve olasý kazalarýn
etkilerinin en aza indirgenmesi
açýsýndan büyük önem taþýmaktadýr.
Üretim sürecindeki deðiþikliklerin
yol açtýðý yeni risklerin erken
öngörümlenmesi ve önlenmesinde
anlamlý istatiksel bilgiler önemli yer
tutacaktýr. Ýþ saðlýðý sorunlarýnýn (iþ
kazalarý, meslek hastalýklarý, iþe
baðlý hastalýklar) ortaya çýktýktan
sonra geri döndürülmeleri güç ve
pahalýdýr. Bu sorunlardan korunmak
ise hem daha kolay, hem de çok
daha ucuzdur.
Ýþ saðlýðý sorunlarýnýn (iþ kazalarý,
meslek hastalýklarý, iþe baðlý
hastalýklar) ortaya çýktýktan sonra
geri döndürülmeleri güç ve
pahalýdýr. Bu sorunlardan korunmak
ise hem daha kolay, hem de çok
daha ucuzdur. Ýþ kazalarýnýn
nedenleri, geliþim þekilleri, kiþiye,
mala, üretime ve çevreye etkilerinin
bilinmesi, kazalarýn önlenmesi ve
olasý kazalarýn etkilerinin en aza
indirgenmesi açýsýndan büyük önem
taþýrken, iþçi sendikalarýna da bu
konuda büyük sorumluluklar
düþmektedir.
Kazasýz ve saðlýklý yarýnlara…
Ýsa GÖK
Türk-Ýþ Genel Eðt. Sek.
Þeker-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný
3
Þeker-Ýþ Sendikasý
Þeker-Ýþ Sendikasý Vakfý
Genel Kurulunu gerçekleþtirdi
Þeker-Ýþ Sendikasý Ölüm ve Yardýmlaþma
Vakfý’nýn 6. Olaðan Genel Kurulu Genel
Merkez toplantý salonunda Genel Merkez
Yönetim ve Denetim Kurulu ile Þube
Baþkanlarýnýn katýlýmýyla gerçekleþtirildi.
Sunumunu Þeker-Ýþ Sendikasý Genel Mali
Sekreteri Eyyup Þen’in yaptýðý Genel Kurul’un
açýlýþ konuþmasýný Þeker-Ýþ Sendikasý Genel
Baþkaný Ýsa Gök yaptý. Vakýf iþtirakleri
hakkýnda genel bilgi veren Gök, vakýflarýn
geçmiþe saygý, geleceðe teminat yolunda
insanlar arasýnda kurulan önemli bir köprü
görevi üstlendiðini söyledi. “Topraklarýmýz,
uygarlýk öncesi dönemden baþlayarak çaðlar
boyunca birçok büyük medeniyeti barýndýrmýþ,
her medeniyet kendi kültürünü geçmiþ
kültürlerle harmanlamýþ, böylelikle bugün eþsiz
bir kültür mirasýna ulaþýlmýþtýr” diye konuþan
Gök, vakýf kültürü ve anlayýþýnýn toplumsal
dayanýþma ve beraberlik baðlamýnda Türk
kültürünün özünü oluþturduðunu vurguladý.
Vakýf kurumlarýnýn geçen zamana ve deðiþen
koþullara ayak uydurmasý ve çaðdaþ bir
yapýlanma ile kendini yenileyebilmesinin
kaçýnýlmaz olduðunun altýný çizen Gök,
günümüz vakýflarýnýn, artan yoksulluk, gelir
daðýlýmýnda adaletsizlik ve benzeri pek çok
toplumsal soruna çaðdaþ çözümler üretebilmeyi
hedeflediðini iddia etti. Vakýf çalýþmalarý
hakkýnda genel bilgi veren Þeker-Ýþ Sendikasý
Genel Baþkaný Ýsa Gök, ilk olarak fon þeklinde
oluþturulan Vakfýn, zaman içerisinde vakýf
þeklinde örgütlenmesinin öngörüldüðünü ve 6
Mayýs 1996 tarihinde tüm bürokratik
iþlemlerinin tamamlanmasýyla Þeker-iþ Ölüm
ve Sosyal Yardýmlaþma Vakfý’nýn resmen
kurulduðunu hatýrlattý. Gök, þöyle konuþtu:
“20 Kasým 1997 tarihinde Vakfýmýz bünyesinde
5 bin TL sermayeli Vakýf Ýktisadi Ýþletmesi
kurulmuþ olup, Þeker-iþ Ankara Misafirhanesi
ve 23 Temmuz 1999 tarihinde açýlan Þeker
Anadolu Mutfaðý Lokantasý vakýf kuruluþumuz
tarafýndan iþletilmektedir. Tapusu Sendikamýza
ait olan Antalya Ýli Evrenseki Beldesi’ndeki
arazi üzerine inþa edilen 4 yýldýzlý iþletme
belgesine sahip Grand Þeker Otelimiz de, yine
Vakfýmýzýn teþebbüsü olan Þeker-Ýþ Sigorta
Aracýlýk Hizmetleri Ltd. Þti.’nin yüzde 15,
Sendikamýzýn yüzde 85 iþtirakiyle 20.11.2001
tarihinde kurulan Anadolu Þeker Turizm Sanayi
ve Limited Þirketi tarafýndan iþletilmektedir.
Otelimiz 7 blok, 390 oda ve 1.000 üzerinde
yatak kapasitesine ulaþmýþ olup, bir yandan
vakýf ve sendika üyelerimizin aileleriyle birlikte
dinlenme ve tatil ihtiyaçlarýný karþýlanýrken,
diðer yandan ülke turizmine hizmet
vermektedir.”
Konuþmasýný Genel Kurulun Þeker-Ýþ Vakfý’nýn
birlik ve beraberliðini daha da pekiþtireceði
temennisi ile tamamlayan Gök, Þeker Sanayiine
ve Þeker-Ýþ Vakfýna emeði geçenlere teþekkür,
hayatýný kaybedenlere de rahmet diledi.
Gök’ün konuþmasýnýn ardýndan Genel Kurul
Baþkanlýk Divan Kurulu seçimi yapýldý. Divan
Kurulu yapýlan oylama ile Hasan Hüseyin
Gümüþbaþ(Baþkan), Hacý Yýlmaz(Katip), Orhan
Saltuk(Katip) olarak onaylandý. Dilek ve
temennilerin ardýndan Þeker-Ýþ Sendikasý Genel
Mali Sekreteri Eyyup Þen tarafýndan Genel
Mali Rapor hakkýnda bilgi verildi. Daha sonra
Denetim kurulu Raporu’nu sunmak üzere
Þeker-Ýþ Vakfý Denetim Kurulu Baþkaný Halis
Halifeoðlu söz aldý. Halifeoðlu, Denetim Kurulu
olarak Yönetim Kurulu’nun yapmýþ olduðu
baþarýlý çalýþmalara teþekkür ederek
konuþmasýný tamamladý.
Konuþmalarýn ardýndan yeni Yönetim ve
Denetim Kurulu asil ve yedek üyelerinin
belirlenmesi için oylamaya geçildi. Açýk olarak
yapýlan oylama sonucu Yeni Yönetim ve
Denetim Kurulu asil-yedek üyeleri þu
isimlerden oluþtu:
ASÝL
YÖN. KRL. YEDEK
Baþkan-Ýsa GÖK
Ýsmail KARADAYI
Genel Sekreter-Fevzi ÞENGÜL
Mustafa ONAY
Mali Sekreter-Eyyup ÞEN
Ertan ALTUNOÐLU
Yön. Kur. Üyesi-H. Basri GÜZEL
Murat KARAMOÇU
Yön. Kur. Üyesi-Ýlhan ÖZYURT
Ömer MACÝT
Yön. Kur. Üyesi-Kamil ÇOMAK
Kadri BÜTE
Yön. Kur. Üyesi-Saim ÇETÝNKAYA
Faruk GÜZEL
Den. Kur. Üyesi-Kenan PIYNAR
Yüksel ÝLASLAN
Den. Kur. Üyesi-Sefer KAHRAMAN
Mehmet Elvan YILMAZ
Den. Kur. Üyesi-Nuri-MURAT
Ýsmail DEMÝR
Þeker-Ýþ Vakfý Yönetim ve Denetim Kurulu
Üyelerinin seçilmesiyle kapanýþ konuþmasýný
yapmak üzere bir kez daha kürsüye gelen ÞekerÝþ Sendikasý Genel Baþkaný Ýsa Gök, 6. Olaðan
Genel Kurula kadar vakfýn bugünlere
gelmesinde emeði geçenlere teþekkür ederek
konuþmasýna baþladý. Genel Kurulla yeni bir
yönetimin seçildiðini ifade eden Gök, bundan
sonra Vakfýn daha ileriye götürülmesi
noktasýnda ellerinden gelen bütün gayreti
göstereceklerini söyledi. Bugüne kadar Vakfa
emeði geçenleri minnet ve þükranla andýðýný
vurgulayan Gök, “Bu Genel Kurul, hayýrlara
vesile olsun. Bizler de bazý yanlýþlarý istemeden
yapabiliyoruz. Bizlerin de eksiklikleri olacaktýr.
Ama artýk deðiþen endüstriyel çaða, deðiþen
kültürlere bizim de ayak uydurmamýz
gerekmektedir. Bunu yaparken mutlaka her
konuþmamda da vurgulamaya çalýþýyorum.
Gerçeklerle yüzleþmeyi kendimize ilke
edinmeliyiz. Kendimize dürüst olamadýðýmýz
müddetçe baþka insanlara dürüst
olamayacaðýmýzý düþünüyorum. Bu duygu ve
düþüncelerle tekrar Vakfýmýzýn kuruluþunda
emeði geçmiþ arkadaþlarýma teþekkür ediyorum.
Vakfýn kurucusu olan ancak ahrete intikal etmiþ
arkadaþlarýma da rahmet diliyorum. Mekanlarý
Cennet olsun” sözleriyle konuþmasýný
tamamladý.
4
Þeker-Ýþ Sendikasý
Þeker-Ýþ Baþkanlar Kurulu toplantýsý gerçekleþtirildi…
Þeker-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Ýsa Gök:
“Saðlýk Bilim Kurulu’nun NBÞ raporu saðlýklý deðil”
Þeker-Ýþ Sendikasý Baþkanlar Kurulu Toplantýsý
Genel Merkez binasýnda gerçekleþtirildi. ÞekerÝþ Sendikasý Genel Baþkaný Ýsa Gök toplantý
öncesi yaptýðý konuþmada Niþasta Bazlý
Þekerlerin insan saðlýðýna zararlarý konusunda
kamuoyuna verdikleri bilgiler doðrultusunda
toplanan Saðlýk Bakanlýðý Bilim Kurulu’nun
hazýrladýðý raporun ülkede dengelerin
sarsýlmamasý adýna alel acele yorumlandýðýný
belirterek bunun saðlýklý bir yaklaþým
olmadýðýný söyledi. “Hazýrlanan bu raporu
güvenilir bulmamýz mümkün deðildir” diyen
Gök, bu konudaki mücadelelerini sonuna kadar
sürdüreceklerini kaydetti.
Konuþmasýna 18 Mart Çanakkale Þehitlerini
anarak baþlayan Þeker-Ýþ Sendikasý Genel
Baþkaný Ýsa Gök, çalýþma hayatý, ülke gündemi
ve Ortadoðu’da yaþanan geliþmelere deðindi.
Türkiye’nin iþ kazalarý ve meslek
hastalýklarýnda her yýl artarak devam ettiði
ülkelerin baþýnda geldiðinin altýný çizen Gök,
göz ardý edilmeye çalýþýlan gerçekler ve
alýnmayan önlemlerle iþçilerin saðlýksýz ve
güvencesiz bir ortamda çalýþmaya maruz
býrakýldýðýný ifade etti. Davutpaþa ve Ostim’de
meydana gelen patlamalardan örnek veren Gök,
yaþananlarýn iþ kazasý deðil düpedüz cinayet
olduðunu vurgulayan Gök,“Ülkemizde iþ
kazalarý acilen önlenmek zorundadýr. Yýllardýr
bekletilen iþ saðlýðý ve iþ güvenliði yasasý bir
an önce çýkarýlmalý ve iþyeri denetimleri
arttýrýlmalýdýr” diye konuþtu. Torba Yasa’nýn
kabulü ile kazanýlmýþ haklarda yaþanan
kayýplarýn devam ettiðine deðinen Gök þunlarý
söyledi:
“Bir çok görüþ ayrýlýðýna raðmen torba Yasa
Cumhurbaþkaný’nýn onayý ile yürürlüðe
girmiþtir. Torba yasada yer alan çalýþanlar
aleyhine olan hükümler, sendikalarýn
beklentilerine uygun düþmemiþ ve çalýþma
hayatý adýna birçok olumsuzluðu beraberinde
getirmiþtir.”
Konuþmasýnda Tunus’ta baþlayan, Mýsýr ve
Libya’ya sýçrayan olaylarýn bu ülkelerle sýnýrlý
kalmayacaðýnýn altýný çizen Þeker-Ýþ Sendikasý
Genel Baþkaný Ýsa Gök, sýrada Suudi Arabistan
ve bütün Körfez ülkelerinin olduðunu iddia
etti. Tunus’ta baþlayan rejim dalgasýnýn ülkemiz
için de önemli göstergeler taþýyan nitelikleri
olduðunu ifade eden Gök, bu ülkelerin
topraklarýndan çýkan zenginliklerin kendi
halklarý için deðil, ABD ve Batý’lý müttefiklerin
çýkarlarý için kullanýldýðýný söyledi. Gök þöyle
devam etti:
“Bütün bu hareketlilik, aslýnda dünyada yaþanan
daha büyük bir deðiþim dalgasýnýn varlýðýný ve
bu durumun yerkürenin her tarafýný
etkileyeceðini göstermektedir. Artýk dünyamýz,
adeta küçük bir köy gibi, herhangi bir yerinde
ne yaþanýrsa en ücra köþesini dahi etkileyen
bir entegrasyon sürecinin içindedir. Demokrasi
ve özgürlüklerin geliþmesi, toplumun
karþýlaþtýðý sorunlara daha katýlýmcý yollardan
çözüm bulma arayýþý kaçýnýlmaz bir biçimde
devletin toplum sorunlarýna daha duyarlý
olmasýný gerektiren bir husustur. Bugün
devletler meþruluklarýný hak ve özgürlüklerin
garantörü olmaktan ve sosyal sorunlara cevap
veren sosyal politika uygulamalarýndan
almaktadýrlar.”
Ülke ekonomisine de deðinen Gök, Türkiye’de
Gayri Safi Milli Hasýla’nýn 750 milyar dolara
giderken, sosyal sorunlarýn artmasýnýn ciddi
bir problem olarak görülmesi gerektiðinin altýný
çizdi. Türk ekonomisinin en önemli
sorunlarýndan birisinin yerli katma deðere sahip
olmamasý olduðuna vurgu yapan Gök, cari
açýðýn artýþýna dikkat çekti. Ýthalata dayalý
büyüme modelinin Türkiye’yi pek çok yönden
olumsuz etkilediðini kaydeden Gök þunlarý
söyledi:
Yüzde 20’lik kesim milli gelirin yüzde
47.6’sýný kontrol ediyor
“Ýthal ikame modelini terk eden Türkiye’nin
farklý bir anlayýþla böyle bir noktaya gelmesi,
ekonomik bakýmdan ileriye doðru bir hamle
yapma gücünün frenlenmesi, kaybedilmesi
demektir. Ülkemiz, sahip olduðu ekonomik
büyüklükle bugün dünyanýn 16. büyük
ekonomisi haline gelmiþtir. Bu, ülkemize büyük
bir dinamizm katmýþtýr. Bu dinamik yapýyý
sosyal sorunlarý çözecek þekilde yönetmek
gerekirken bilhassa özelleþtirme, taþeronlaþma,
sendikal özgürlüklerin kýsýtlanmasý ve
sendikasýzlaþtýrma politikalarý Türkiye’nin
ekonomik geliþmesiyle sosyal geliþmesi
arasýnda çeliþkiler yaratmakta ve bu durum,
sosyal barýþý tehdit eden bir tehlikeyi iþaret
etmektedir. yapýlan araþtýrmalar, iþsizlikle
birlikte yoksulluðun Türkiye’nin toplumsal
dokusunu tehdit etmeye baþladýðýný ortaya
koymaktadýr. TÜÝK’in yayýnladýðý en son gelir
daðýlýmý araþtýrmasý en yüksek gelir gurubuyla
en düþük gelir gurubu arasýnda yaklaþýk yüzde
8.5 oranýnda bir fark bulunduðunu ortaya
koymuþtur. Türkiye’nin en yüksek gelir gurubu
içerisinde yer alan ailelerin yüzde 20’si, milli
gelirin yüzde 47.6’sýný kontrol etmektedir.”
Konuþmasýnda Türkþeker’in özelleþtirilmesi
sürecinde 2005 yýlýndan bu yana olaðanüstü
mücadele ve büyük bir azimle sürdürülen
çalýþmalardan elde edilen baþarýlarýn Þeker-Ýþ
Sendikasýnýn bu konudaki haklýlýðýný teyit
ettiðinin altýný çizen Gök, son olarak Danýþtay
13. Dairesi’nin hukuki açýdan verdiði kararlarýn
yýllardýr özelleþtirme mücadelesi içinde bulunan
sektörümüz açýsýndan dönüm noktasý olduðunu
kaydetti. IMF ve Dünya Bankasý’nýn uyguladýðý
politikalarla Türkiye’ye adeta ‘kendi elinle
üretme dýþa baðýmlý kal’ politikasýnýn
dayatýldýðýný belirten Gök, þeker pancarý ve
þeker sanayinin stratejik bir öneme sahip
olduðunu, ülkemiz açýsýndan alternatif enerjinin
lideri olabilme yolunu açabileceðini kaydetti.
Gök, “Yýllardýr dayatýlmaya çalýþýlan
özelleþtirme politikalarýndan vazgeçildiði
taktirde þeker sanayi sektörü ile dünya genelinde
hýzla artýþ gösteren petrol fiyatlarýnýn aksine
düþük maliyetli yenilenebilir enerji üretimine
geçilebilir. Biyoenerji ve biyoetanol üretimi
ülke ekonomisi açýsýndan alternatif güç
oluþturacaktýr” dedi.
5
Þeker-Ýþ Sendikasý
Þeker-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Ýsa Gök:
“Sektörde oynanan oyunlarý
hep birlikte bertaraf etmeliyiz”
Þeker-Ýþ Sendikasýnýn 2011 yýlý ilk
semineri þube baþkanlarýnýn katýlýmýyla
Antalya Grand Þeker Otel’de
gerçekleþtirildi. Seminerin açýlýþ
konuþmasýný yapan Þeker-Ýþ Sendikasý
Genel Baþkaný Ýsa Gök, 2000 yýlýnda Þeker
Fabrikalarýnýn özelleþtirme kapsamýna
alýndýðý sýrada oynanan oyunlarý fark
edemediklerini kaydetti. Bu fabrikalarýn
özelleþtirilmesi durumunda sektörden
ekmek yiyen binlerce insanýn iþsiz
kalacaðýný vurgulayan Gök, küresel
güçlerin Türkiye’yi Pazar haline
dönüþtürmek istediklerini söyledi. Gök,
“Þeker fabrikalarý 2000 yýlýnda
özelleþtirme kapsamýna alýndý. 2001 yýlýnda
þeker kanunu çýktý. Ülkeye NBÞ, glikoz
giriyordu ancak, Türkiye’de bütün bunlar
yapýlýrken oynanan oyunlarý da göremedik.
Ülkemizde NBÞ iþletmeleri 990 bin ton
veya 1 milyon ton pancar þekeri karþýlýðý
kapasite ile kuruluyor, ekmeðimize kan
doðruyorlardý. 2001 yýlýnda böyle bir
kaygýmýz yoktu, analizimiz yoktu. O açýdan
bugün bu ülkeye borcumuzu ödemek
zorundayýz. Bize bu ülkeyi yaþayýn diye
býrakanlarýn kemiklerini sýzlatmamak için
analizlerin tamamýný doðru yapmak
mecburiyetindeyiz” diye konuþtu.
2004 yýlý 31 Aralýk tarihinde Þeker Kurumu
kapatýldýktan sonra 2006 yýlý baþlangýcýnda
Türkiye’de 1 milyon ton þeker pancarý
stokunun olduðunu hatýrlatan Gök, bunun
þeker fabrikalarýnýn 3 veya 4’ü nün
çalýþmasý geri kalanýnýn ise kapanmasý
manasýna geldiðini iddia etti. “O günlerde
bu konuyla ilgili ciddi mücadeleler verdik”
diye konuþan Gök, eðer yürütmeyi
durdurma kararý almasalardý bugün bu
konuþmayý yapamýyor olacaklarýný söyledi.
Gök þöyle devam etti:
“Þeker fabrikalarý özelleþtirilirse
arazileri peþkeþ çekilecek”
“Þeker fabrikalarý özelleþirse bugünkü
þartlarda 4000-4500’lere varan emekliliði
gelmiþ insan iþsiz kalacaktýr. Devlet bunlarý
alýp hiçbir hakký kaybolmadan baþka bir
iþyerine yerleþtirdiðinde problem hallolmuþ
mu oluyor? Ben de soruyorum; Türkiye’de
baþka milletlerin cirit atmasýna müsaade
etmiþ olmuyor muyuz? Onlar da 4-5 gün
sonra emekli olup gittiðinde bütün dertler
bitmiþ mi oluyor? Atalarýmýzýn vergisinden
4 milyar dolarlýk yatýrým yapýlmýþ bu
sektöre. 150 bin tam istihdam saðlamýþ.
Bugün 1 tam istihdamýn sanayi üretiminde
karþýlýðý 145bin dolardýr. Ben bu
yatýrýmlardan bahsediyorum. Bedava
verilmiþ arazilerin üzerinde milyon dolar
deðerinde arazilerimiz var. Bunlar da
mutlaka birilerine peþkeþ çekilecek. Ben,
o dönemlerde bu iþi toplumsal hale
getirmek için çok gayretler sarf ettim.
Gayretlerimin hiçbir zaman boþa
gitmediðini bazý insanlarýn da iyot gibi
açýkta kaldýðýna da þahit oldum. Belki zor
oldu. 7. yýla girdik. Sonuçlarýný almak
hemen mümkün deðil. Bu davanýn
toplumsal hale gelmesinde bu sektörün
içerisinde karýnca kararýnca elini taþýn
altýna koyan binlerce arkadaþa þahit oldum,
bundan da son derece mutlu olduðumu da
söylemek istiyorum.”
“Dünya ve AB yýldýz ülke olmamýzdan
korkuyor”
Türkiye’nin pancar üreticisi olmasý
bakýmýndan Avrupa ve Ortadoðu
coðrafyasýnda pancar üretmeye en elveriþli
iklime sahip coðrafyaya sahip, etrafý þeker
ithalatçýsý ülkelerin bulunduðu yerde tek
baþýna pancar üreticisi bir ülke olduðunu
ifade eden Gök, karþýlarýnda Türkiye’nin
pancardan þeker üretmeye devam etmesi
durumunda bu coðrafyanýn yýldýz ülkesi
olacaðýndan korkan bir dünyanýn ve
Avrupa Birliði’nin olduðunu vurguladý.
“Onun için Türkiye’yi Pazar haline
getirmek istiyorlar. 2.5 milyar dolara yakýn
yerli katma deðer üretebilen baþka bir
sektör yok” diyen Þeker-Ýþ Sendikasý Genel
Baþkaný Ýsa Gök, petrol fiyatlarýnýn her
geçen gün arttýðý ve dünya petrol rezervinin
azaldýðý günümüzde þeker pancarý ile yine
Türkiye’nin ön plana çýktýðýný ifade etti.
Gök þöyle devam etti:
“Türkiye’nin þahlanmamasý için
ayaðýna pranga vuruyorlar”
”Diyorlar ki Türkiye, enerjide dýþa baðýmlý
bir ülke. Doðalgazda da durum ayný.
Türkiye, Yüzde 92 oranýnda dýþ dünyaya
baðýmlý bir ülke ve dünya bununla ilgili
tespit de yapmýþ. Fosil yakýtlarýn dünyadaki
süresine 30-35 yýl bir zaman biçilmiþ ve
bununla ilgili de dünyanýn enerji arayýþýna
yöneldiðini görüyoruz. Bugün yenilenebilir
enerjide en iyi hammaddenin biyoetanol
üretiminde pancar þeker kamýþý olduðunu
biliyoruz. Dünya ülkeleri kendi bulunduðu
topraklarda yenilenebilir enerji kullanýmý
ile ilgili kanunlar çýkarttý. Brezilya tek
baþýna biyoetanol ile çalýþan araçlar üretti.
AB ve Brezilya biyoetanol kullaným
mecburiyeti koydu. Ýþte bunun için, cihan
imparatorluðu kurmuþ bir milletin ayaða
kalkmamasý için ayaðýmýzdan prangayý
eksik etmeyen bir dünyada yaþýyoruz.
Ortadoðu’ya hakim olan bir milletin
evlatlarýyýz. Bu gerçeði herkes kabul etmek
mecburiyetindedir. Bu ülkenin ayaða
kalkmamasý için en iyi oynanacak
oyunlardan birisi pancarla, þeker sektörü
ile ilgilidir. Hayvancýlýðý, maya sektörünü,
alkol sektörünü, kozmetik sanayini
öldürmek istiyorsan pancar þeker sektörünü
bitirmek mecburiyetindesin. O yüzden
Türkiye’deki oynanan bu oyunlarýn
bertaraf edilmesi hepimizin görevi. Bunu
baþarabiliriz, yapabiliriz.”
“Ýnsanlarýmýzýn sýrtýna basarak
sömürmeye çalýþýyorlar”
“Bu ülke bizim, bu ülkede sadece bizler
yokuz” diye konuþan Gök, ülkenin
geleceðinin garanti altýna alýnmasýna
yönelik adýmlarý ülke insanýna göstermek
mecburiyetinde olduklarýnýn altýný çizdi.
Gök, “Tabi bunu yapmamýz için bazý tarihi
bilgilerimizi de tazelememiz gerekiyor.
Bir övünç kaynaðý olarak kabul etmiyorum
ama bir gerçeði de vurgulamadan geçmek
istemiyorum. Çoðunuz kardeþin kardeþi
vurduðu dönemleri yaþadýnýz, ayný aileden
iki kardeþin kavga ettiði günleri yaþadýnýz.
O dönemleri hatýrlayýnýz. Bütün bunlar
olurken bu insanlarýn sýrtýna basarak bu
ülkeyi sömüren insanlar oldu. Onun için
birbirimizin görüþlerine saygý duymalýyýz.
Cihan imparatorluðu kurmuþ bir neslin
evlatlarýnýn birbirinin gýrtlaðýný sýkmasý
kadar abesle iþtigal bir þey olamaz. Bir
þey söylerken birbirimizi mutlaka ve
mutlaka anlamaya çalýþmak
mecburiyetindeyiz” dedi.
“Deðiþimi kavrayamadýk”
Konuþmasýnda 4857 sayýlý iþ kanunu ile
ilgili çok çeþitli problemlerinin olduðuna
da deðinen Gök, mevcut konjonktürün
ülkemizin hýzlý bir atýlým yapmasý için
avantaj olarak görüldüðünü ve dünyadaki
geliþmeler ile özellikle Ortadoðu’daki
geliþmelerin Türkiye’yi ileriye
götürdüðünü iddia etti. Teknolojik
geliþmelerin çalýþma hayatýna etkileri ile
ilgili çalýþma hayatýnýn içinde olan
sendikacýlarýn konuya iliþkin tam bir analiz
yapamadýklarýný itiraf eden Gök, “Eskiden
kol gücüne dayalý çalýþma yapýlýrken artýk
buna ihtiyaç duyulmuyor. Yani mavi
yakadan beyaz yakaya geçen deðiþime
karþý tam ayak uyduramadýk. 1980’lerde
2.5 milyon olan çalýþma hayatýnda örgütlü
topluma karþý nüfus 43 milyon idi. Bugün
73 milyon nüfusumuz var. Örgütlü sayýsý
800 bin kiþi. Bu anlamda bizler iyi tartýþýp
kendimizi iyi geliþtirip iyi okuyup
Türkiye’de sosyal adaletin saðlanmasýnda
önemli roller oynamamýz gerekiyor” diye
uyarýda bulundu.
“Özelleþtirme kapsamýna bir yer alýnmýþsa
burasý kesinlikle satýlýr” mantýðýnýn çalýþan
kesimin kafasýna yerleþtirildiðine deðinen
Gök, Dünyanýn hiçbir yerinde Türkiye’de
olduðu kadar adaletsiz bir özelleþtirme
sisteminin olmadýðýný kaydetti. “Beynimizi
iþlemiþler, þuurumuzun altýnda bu kabul
var. 2000 yýlýnda özelleþtirme kapsamýna
alýnan 2003 yýlýnda özelleþtirme yol haritasý
çizilen ve 2004 yýlýnda ilk fabrikamýz
satýldýðýnda da ayný görüþ ve düþünceler
beynimizin altýnda vardý. Ve Kütahya
elimizin altýndan gitti. Hiçbir þey
yapamadýk, dava bile açamadýk. Çok defa
bunlarý anlattýk. Sizlerle beraberken bazý
deðerlendirmeleri yapmak, bizden sonraki
nesiller için bir þeyler üretmek
mecburiyetindeyiz” diye konuþtu.
“Fabrikalar özelleþtirilirse Doðu insaný
göç eder”
Bugün özelleþtirme kapsamýna alýnan
Sosyal Amaçlý yapýlmýþ fabrikalarýn
kapanmasýnýn Doðu’daki insanlarýn göçe
zorlanmasý demek olduðunu iddia eden
Gök, “Ýnsanlarýmýz doðduðu topraklarda
doysun, bulunduðu yere hizmet etsin, iþ
bulabilsin diye yapýlmýþ fabrikalarýmýzýn
kapanmasý bu bölgede yaþayan
insanlarýmýzýn göçe zorlanmasý demektir.
Buralarda yaþayan insanlarýmýzýn terörün
istismarýna býrakýlmasý demektir. Bu
ülkenin her köþesindeki insan bizim
insanýmýzsa, her insanýmýzýn korunmasý
için elimizden gelen tüm gayretleri sarf
etmemiz gerekmektedir” dedi.
Toplu sözleþme döneminde Þeker-Ýþ
Sendikasý olarak iþçinin menfaatleri
doðrultusunda ellerinden gelen gayreti
göstereceklerinin bilinmesini isteyen
Gök, geçici statüdeki iþçilerin kadro
konusunda da çalýþmalarýný
sürdürdüklerini söyledi.
6
Þeker-Ýþ Sendikasý
Saatlik iþ gücü maliyeti
yüzde 8.7 arttý
Saatlik iþgücü
maliyeti endeksi 2010
yýlýnda 2009 yýlýna
göre yüzde 8.7 arttý.
2010 yýlýnda saatlik
kazanç 2009'a göre
yüzde 9.4 artýþ
gösterirken, saatlik
kazanç dýþý iþgücü
maliyeti endeksindeki
artýþ yüzde 5.9 oldu.
-Saatlik iþgücü
maliyeti endeksi 2010
yýlýnýn 4'üncü çeyreðinde 2009 yýlýnýn ayný dönemine göre yüzde 10.3
arttý. Yýlýn 4'üncü çeyreðinde saatlik kazanç geçen yýlýn ayný dönemine
oranla yüzde 10.3 artýþ gösterirken, saatlik kazanç dýþý iþgücü maliyeti
endeksindeki artýþ yüzde 10.1 oldu.
Saatlik iþgücü maliyeti endeksi 2010 yýlýnda 2009'un ayný dönemine göre
yüzde 8.7 artarak 118.3'e yükseldi. Sektörel ayrým yapýldýðýnda sanayi
sektöründeki yýllýk ortalama artýþ yüzde 7.8 olurken, inþaat sektöründe
yüzde 9.8, hizmetler sektöründe yüzde 10.2 artýþ yaþandý. 2010 yýlýnda
saatlik kazanç 2009'a göre yüzde 9.4 artýþ gösterirken, saatlik kazanç
dýþý iþgücü maliyeti endeksindeki artýþ yüzde 5.9 oldu.
Türkiye Ýstatistik Kurumu (TÜÝK) 2010 Yýlý 4'üncü Dönem Ýþgücü
Maliyeti Endeksi verilerini açýkladý. Avrupa Birliði uyum çalýþmalarý
kapsamýnda, üçer aylýk dönemler itibariyle yayýmladýðý 2008 temel yýllý
"Ýþgücü Maliyeti Endeksi" ile ücretli çalýþan istihdam etmenin iþverene
saat baþýna maliyetindeki deðiþim nominal olarak ölçen TÜÝK, iþgücü
maliyetinin temel bileþenleri, kazanç ve kazanç dýþý (iþverenin yaptýðý
sosyal güvenlik, ihbar ve kýdem tazminatý ödemeleri) iþgücü maliyeti
olduðuna dikkat çekti. Buna göre, kazanç ve kazanç dýþý iþgücü maliyeti
kalemlerinin tümündeki saatlik deðiþimi gösteren 2008 temel yýllý saatlik
iþgücü maliyeti endeksi, 2010 yýlýnda kapsanan tüm sektörlerde, geçen
yýlýn ayný dönemine göre yýllýk ortalama yüzde 8.7 artýþla 118.3'e yükseldi.
Sektörel ayrýmda incelendiðinde endeks deðerlerindeki yýllýk ortalama
artýþ oraný sanayi sektöründe yüzde 7.8, inþaat sektöründe yüzde 9.8 ve
hizmet sektöründe yüzde 10.2 oldu. Saatlik kazanç endeksi 2010 yýlýnda,
kapsanan tüm sektörlerde 2009 yýlýna göre yüzde 9.4 arttý. Sektörel
ayrýma bakýldýðýnda, endeks deðerlerindeki yýllýk ortalama artýþ oranlarýnýn
sanayi sektöründe yüzde 8.8, inþaat sektöründe yüzde 10 ve hizmet
sektöründe ise yüzde 10.4 olarak gerçekleþtiði gözlendi. Ýþverenin yaptýðý
sosyal güvenlik, ihbar ve kýdem tazminatý ödemelerindeki saat baþý
deðiþimin göstergesi olan saatlik kazanç dýþý iþgücü maliyeti endeksi
2010 yýlýnda kapsanan tüm sektörlerde, 2009'a göre yýllýk ortalama yüzde
5.9 arttý. Endeks deðerleri sektörel ayrýmda incelendiðinde yýllýk ortalama
artýþý sanayi sektöründe yüzde 4.3, inþaat sektöründe yüzde 8.8 ve hizmet
sektöründe yüzde 9 düzeyinde gerçekleþti.
4'üncü çeyrekte iþgücü maliyeti endeksi yüzde 10.3 arttý
Kazanç ve kazanç dýþý iþgücü maliyeti kalemlerinin tümündeki saatlik
deðiþimi gösteren 2008 temel yýllý saatlik iþgücü maliyeti endeksi, 2010
yýlý 4'üncü döneminde kapsanan tüm sektörlerde, geçen yýlýn ayný
dönemine göre yüzde 10.3 arttý. Sektörel ayrýmda incelendiðinde endeks
deðerlerindeki yýllýk artýþ oranýnýn sanayi sektöründe yüzde 10.1, inþaat
sektöründe yüzde 11 ve hizmet sektöründe yüzde 10.2 olduðu görüldü.
En yüksek artýþ mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler sektöründe
Saatlik iþgücü maliyeti endeksinde 2010 yýlý 4'üncü döneminde geçen
yýlýn ayný dönemine göre en yüksek artýþ yüzde 19.4 ile M (mesleki,
bilimsel ve teknik faaliyetler) sektöründe gerçekleþti. Bunu yüzde 18.7
ile H (Ulaþtýrma ve Depolama sektörü, yüzde 17.2 ile G (Toptan ve
Perakende Ticaret, motorlu kara taþýtlarýnýn ve motosikletlerin onarýmý
izledi.
Saatlik kazanç endeksi yüzde 10.3 yükseldi
Ücretli çalýþana yapýlan düzenli ve düzensiz ödemelerdeki saatlik deðiþimin
göstergesi olan saatlik kazanç endeksi 2010 yýlý 4'üncü çeyreðinde,
kapsanan tüm sektörlerde 2009 yýlýnýn ayný dönemine göre yüzde 10.3
arttý. Sektörel ayrýma bakýldýðýnda, endeks deðerlerindeki yýllýk artýþ
oranlarýnýn sanayi sektöründe yüzde 10.3, inþaat sektöründe yüzde 11.3
ve hizmet sektöründe ise yüzde 10 olarak gerçekleþtiði gözlendi. Saatlik
kazanç endeksinde 4'üncü çeyrekte 2009 yýlýnýn ayný dönemine göre en
yüksek artýþ yüzde 19.2 ile H (ulaþtýrma ve depolama) sektöründe
gerçekleþti.
Saatlik kazanç dýþý iþgücü maliyeti yüzde 10.1 arttý
Ýþverenin yaptýðý sosyal güvenlik, ihbar ve kýdem tazminatý ödemelerindeki
saat baþý deðiþimin göstergesi olan saatlik kazanç dýþý iþgücü maliyeti
endeksi yýlýn 4'üncü çeyreðinde kapsanan tüm sektörlerde, geçen yýlýn
ayný dönemine göre yüzde 10.1 arttý. Endeks deðerleri sektörel ayrýmda
incelendiðinde, sanayi sektöründe yüzde 9.5, inþaat sektöründe yüzde
10.1 ve hizmet sektöründe yüzde 9.8 ve oranlarýnda yýllýk artýþ gözlendi.
Saatlik kazanç dýþý iþgücü maliyeti endeksinde, 4'üncü çeyrekte geçen
yýlýn ayný dönemine göre en yüksek artýþ yüzde 26 ile M (Mesleki,
bilimsel ve teknik faaliyetler sektöründe gerçekleþti.
(ANKA)
TÜRK-Ýþ Baþkaný Kumlu
KÝK Baþkanlýðý’na seçildi
Türk-Ýþ Baþkaný Mustafa Kumlu:
“Krizin etkisi
halen sürüyor”
Türkiye-AB Karma istiþare Komitesi (KÝK)
Türkiye Kanadý Eþ-Baþkanlýðýna, Türk-Ýþ
Genel Baþkaný Mustafa Kumlu seçildi.
Türkiye AB Ýstiþare Komitesinden yapýlan
yazýlý açýklamada, genel seçimlerde
milletvekili adayý olmak üzere Hak-Ýþ Genel
Baþkanlýðý görevinden istifa eden Salim
Uslu'nun, ayný zamanda, 1 Mart 2011
tarihinde seçildiði Türkiye-AB Karma
Ýstiþare Komitesi Baþkanlýðý görevinden de
istifa ettiði belirtildi. Açýklamada, TOBB'da
gerçekleþtirilen toplantýda, Komitenin
Türkiye Kanadý Eþ-Baþkanlýðýna Türk-Ýþ
Genel Baþkaný Mustafa Kumlu'nun
oybirliðiyle seçildiði bildirildi. Toplantýya,
TOBB Baþkaný Rifat Hisarcýklýoðlu, eski
Hak-Ýþ Genel Baþkaný Salim Uslu, Türk-Ýþ
Genel Baþkaný Mustafa Kumlu, TESK Genel
Baþkaný Bendevi Palandöken, Türkiye
Kamu-Sen Genel Baþkan Vekili Ýsmail
Koncuk, TÝSK Genel Sekreteri Bülent Pirler
ve TZOB Hukuk Müþaviri Cahit Babacan'ýn
katýldýðý kaydedildi. Türkiye-AB KÝK
Türkiye Kanadý EþBaþkanlýðýnýn, "iþçi",
"iþveren" ve "diðer ilgi gruplarý" arasýnda
dönüþümlü olarak belirlendiði ifade edilen
açýklamada, KÝK'le ilgili þu bilgiler verildi:
'Türkiye-AB Karma istiþare Komitesi (KÝK),
1963 yýlýnda imzalanan Ankara
Anlaþmasý'nýn; taraflar arasýndaki iþbirliði
ve temaslarýn kolaylaþtýrýlmasýný, AB ile
geliþtirilecek diyalogun Türkiye'deki
muhataplarýnýn hýnýmsallaþurýlmasýrýý ve bu
çerçevede bir yapýlanmaya gidilmesini
öngören 27. maddesine istinaden, 16 Kasým
1995 tarihinde oluþturulmuþtur.
NEVRUZ HUZUR
DOLU YARINLARIN
MÜJDECÝSÝ OLSUN
Anadolu'dan lar'a, Orta 'dan Orta Doðu'ya
uzanan geniþ bir coðrafyada yüzyýllardýr
ayný ruhla kutlanan Nevruz Bayramý Ateþi,
þiddetin ve öfkenin deðil, aksine
gönüllerimizdeki sevginin, dostluðun ve
kardeþliðin i, bir kültür ateþidir. Bu bayram
sevincini yaþarken ve yaþatýrken tarihi þan
ve þerefle dolu yüce Türk Milletine yakýþan
onu etnik kökeni, dili, inancý ve siyasi
görüþü ne olursa olsun, bu milletin ayrýlmaz
ve eþit bir parçasý olduðunu hatýrlatmaktýr.
Ýnsanýmýzý birbirine kenetleyen baharýn
müjdecisi olan bu günlerin, birliðin,
beraberliðin, kardeþliðin her kinden daha
çok öne çýkmasý gereken günler olduðunun
unutulmamasý gerekmektedir.
Baharýn müjdecisi Nevruz'un,
toplumumuza yaþama sevinci ve umut
getirmesi dileðiyle baþta aziz imiz olmak
üzere bütün bölge halklarýnýn Nevruz
Bayramý'ný kutluyor, bu önemli günün
aramýzdaki sevgi ve kardeþlik baðlarýný
daha da güçlendirmesini diliyorum.
Saygýlarýmla;
Ýsa GÖK
Türk-Ýþ Gen. Eðt. Sek.
Þeker-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný
Türk-Ýþ Genel Baþkaný Mustafa Kumlu,
krizin etkisinin halen sürdüðünü ifade ederek,
iþsizlerin sayýsýnýn kriz öncesine göre daha
yüksek olduðunu söyledi.
2010'da saðlanan istihdam artýþýnýn üçte
birinin tarým sektöründe olduðunu sözlerine
ekleyen Kumlu, "Ekonomik büyümede
baþarýsýz olan tarým sektörü istihdam artýþýnda
baþý çekmiþtir. Ülkenin gerçek gündeminde
iþsizlik, yoksulluk ve gelir daðýlýmý
adaletsizliði vardýr" dedi. Türk-Ýþ Genel
Baþkaný Mustafa Kumlu, Milli Prodüktivite
Merkezi'nin (MPM) 50. Genel Kurulu'na
katýlarak burada bir konuþma yaptý.
Kumlu yaptýðý konuþmada, Türkiye'nin temel
sorunlarýnýn iþsizlik, yoksulluk ve gelir
daðýlýmdaki adaletsiz olduðunu savunarak,
ekonominin büyümesine, çalýþan baþýna
üretimin artmasýna karþýn gelir daðýlýmýndaki
adaletsizliðin devam ettiðini iddia etti.
Devletin resmi verilerine göre, en yoksul ile
en zengin arasýndaki gelir farkýnýn 8.5 kat
olduðunu sözlerine ekleyen Kumlu, "Kaldý
ki bu araþtýrma yapýlýrken gelir, beyan esasý
üzerinden hesaplanmaktadýr. Beyanname ile
ödenen vergi tutarý hepimizin malumudur.
Türkiye'de Zengin kesim Avrupa Birliði
düzeyinde yaþam sürerken en yoksul kesim
Afrika düzeyinde yaþam mücadelesi
vermektedir. Bu sürdürülebilir bir durum
deðildir. 2010 yýlý iþgücü araþtýrmasýnýn
sonucuna göre, Türkiye'de iþsiz sayýsý 3
milyonun üzerindedir. Ýþsizlik oraný ise yüzde
11.9'dur. Ýlk bakýþta, bir önceki yýla göre
iþsizlik oraný gerilemiþ, iþsiz sayýsý daha da
azalmýþtýr. 2010 yýlýnda 1 milyon 317 bin
istihdam artýþý saðlanmýþtýr. Bunlar sevindirici
verilerdir" ifadelerini kullandý.
Mustafa Kumlu "Tarým sektörü istihdam
artýþýnda baþý çekmiþtir. Ülkenin gerçek
gündeminde iþsizlik, yoksulluk ve gelir
daðýlýmý adaletsizliði vardýr" j dedi.
"Çalýþanlar, ekonomik büyümeden adil ve
dengeli pay almalý" Çalýþanlarýn, yaratýlan
ekonomik büyümeden adýl ve dengeli pay
almasý gerektiðini savunan Kumlu, "Bu
saðlanmýyorsa, bir baþka ifadeyle, ekonomik
büyüme daha yüksek ücretler ve daha iyi
çalýþma koþullarý getirmiyorsa sorun var
demektir. Bu durumdan iþgücünün etkinliði
olumsuz etkilenecek, iþbirliði ve ortak çýkar
duygusu zayýflayacaktýr" dedi.
Ýnsaný temel alan ekonomik ve sosyal
politikalarýn uygulanmasý, çalýþma yaþamýnýn
kalitesini artýracak yaklaþýmlarýn egemen
olmasý, saðlýklý ve güvenli çalýþma
koþullarýnýn saðlanmasý, istihdam güvencesi
ve sosyal korumanýn etkinliðinin önümüzdeki
dönemde önem taþýyan, dikkate alýnmasý
gereken temel köþe taþlarýndan biri olduðunu
söyleyen Kumlu, yaþam mücadelesi veren
çalýþanlarýn, geçimini sürdürebilmenin arayýþý
içinde olan iþsizlerin umudu ve çaresizliðinin
daha fazla istismar edilmemesi gerektiðini
savundu. Kumlu konuþmasýný þöyle sürdürdü:
"Üretimin temel faktörlerinden biri olan
emeðin yaþama, çalýþma ve eðitim
koþullarýnýn iyi bir düzeye getirilmesi
verimlilik artýþýna doðrudan katký
saðlamaktadýr. Toplumsal refahýn artmasý ve
bireysel yaþam standartlarýnýn yükseltilmesi
gibi hedeflerin gerçekleþtirilmesinde önemli
bir araç olan verimlilik artýþýnýn saðlanmasý
bu açýdan önem taþýmaktadýr.”
7
Þeker-Ýþ Sendikasý
ÖLÜM VE SOSYAL YARDIMLAÞMA VAKFI 6.OLAÐAN GENEL
KURULU
1- ÖLÜM ve SOSYAL YARDIMLAÞMA VAKFI ÝLE ÝLGÝLÝ KISA
BÝLGÝLER
Ölüm ve Sosyal Yardýmlaþma Vakfý 1995 yýlýnda önce fon olarak faaliyetlerine
baþlamýþ 06 Mayýs 1996 tarihinde kurucu üyeler tarafýndan Ölüm ve Sosyal
Yardýmlaþma Vakfý olarak kurulmuþtur.
1.Olaðan Genel Kurul’da Üye Sayýsý
9403 Kiþi
2. Olaðan Genel Kurul’da Üye Sayýsý
14.102 Kiþi
3.Olaðan Genel Kurul’da Üye Sayýsý
13.196 Kiþi
4.Olaðan Genel Kurul’da Üye Sayýsý
9.127 Kiþi
5.Olaðan Genel Kurul’da Üye Sayýsý
6.551 Kiþi
ÞU ANKÝ ÜYE SAYISI ÞUBAT-/2011
4.686 Kiþi
2- VAKFIN ÜYELERÝNE VERDÝÐÝ HÝZMETLER
- Doðal afet,yangýn vs.gibi hallerde maddi yardým.
- Misafirhane ve otel de uygun ücretle konaklama imkaný saðlamak.
- Üye çocuklarýna burs yardýmý saðlamak.
- Tüm üyelere ferdi kaza sigortasý saðlamak.
- Emekli ve vefat eden üyelere ; katý uygulamasý yaparak yardým saðlamak.
- BU GÜNE KADAR 7253 ÜYEYE TOPLAM 3.019.493,11TL yardým yapýldý.
3-2010 YILI GELÝR GÝDER KIYASLAMASI
Mevcut Nakit Durumu
Üye Aidat Gelirleri - 5.284 Kiþi x 120 TL
TOPLAM GELÝRLER
Emekli Üye Katý Ödemesi – 446 Kiþi
Ýstifa Eden Üye Ödemesi – 148 Kiþi
Vefat ve Diðer Yardýmlar
Üye Çocuðuna Burs Yardýmý – 392 Kiþi
Ferdi Kaza Sigorta Poliçeleri Ýçin
Genel Yönetim ( Personel ) Giderleri
TOPLAM GÝDERLER
175.425 TL
634.080 TL
809.505 TL
397.117 TL
71.483 TL
3.718 TL
58.800 TL
26.417 TL
90.000 TL
647.535 TL
ELDE KALAN NAKÝT DURUM 2011 YILI 161.970 TL.
4-VAKFIN YAN KURULUÞLARI VE ÝÞTÝRAKLERÝ
ÝKTÝSADÝ ÝÞLETME
%100 Vakýfa Ait Þubeleri Sýhhiye Misafirhanesi ve Þeker Anadolu Mutfaðý
2008 Yýlý Karý
118.401 TL
2009 Yýlý Zararý
-63.112,44 TL
2010 Yýlý Zararý
-67.667,98 TL
ÞEKER-ÝÞ SÝGORTA ARACILIK HÝZMETLERÝ LTD.ÞTÝ.
%85 Vakýf - %15 Sendika Sermayesi
2008 Yýlý Karý
2009 Yýlý Karý
2010 Yýlý Karý
1.230.000 TL
13.494,97 TL
204.455,59 TL
77.545,47 TL
ANADOLU ÞEKER TURÝZM ÝNÞAAT SANAYÝÝ ve TÝC.LTD.ÞTÝ.
%85 Sendika - %15 Vakýf Sermayesi
10.000.000 TL
2008 Yýlý Karý
472.594,70 TL
2009 Yýlý Karý
1.785.132,31 TL
2010 Yýlý Karý
697.037,72 TL
5-VAKFIN 2005-2007 YILLARINDA EMEKLÝ OLANLARA ÖDENEN
5.KATI
2005-2007 Yýlý Emekli Olanlara 1.149.667,46 TL ödenmiþtir. Vakýflar Genel
Müdürlüðü’nün 7 Aralýk 2007 / 11201 Sayýlý Denetim Raporu 5 katý uygulamasýnýn
engel teþkil ettiði yönündeki rapor neticesinde 2 katý uygulamasýna düþürülmüþtür.
6-VAKFIN YÖNETÝM VE DENETÝM KURULUNUN DURUMU
Vakýf Senedi Ödenekler Bölümünde MADDE 24; Yönetim ve Denetim Kurulu
üyelerine, bu görevlerde bulunduklarý sürede kendilerine hiçbir ödenek ödenmez.
Ancak Vakýfla ilgili zorunlu harcamalarý Vakýf tarafýndan karþýlanýr.
Vakfýn Yönetim ve Denetim Kurulu, hiçbir þekilde hakký huzur ve temsil ödeneði
de almamaktadýr.
7-VAKFIN DENETÝMÝ
Vakfýn Denetimi Vakýflar Genel Müdürlüðü Teftiþ Kurulu tarafýndan yapýlmaktadýr.
Ayrýca iþtirakleri Mali Müþavir ve Yeminli Mali Müþavir tarafýndan denetlenmektedir.
Emeklinin Mart'ta ne kadar maaþ alacaðý belli deðil
Yaklaþýk 9.5 milyon emekliye Torba
Yasa'nýn geç onaylanmasý nedeniyle
zamanýnda ödenmeyen Ocak ve Þubat
ayý zam farklarý Mart ayýnda
ödenecek. Emekli Mart'ta en fazla
99.74 TL zam farký alacak. Ancak
Türkiye Emekliler Derneði ile Türkiye
Ýþçi Emeklileri Derneði, yine yýllýk
aidat kesintisini 17 Mart'ta ödenecek
emekli maaþlarý üzerinden yapacak.
Derneklerin yaklaþýk 680 bin
emeklinin maaþýndan yapacaðý kesinti
sonrasý emeklinin eline Mart'ta ne
kadar maaþ geçeceði ise henüz
bilinmiyor.
ANKA'nýn Sosyal Güvenlik Kurumu
(SGK) yetkililerinden edindiði bilgiye
göre 2010 yýlýnýn Þubat ayýnda
yaklaþýk 653 bin emeklinin maaþýndan
kesinti yapan TÜED'in yýllýk üye aidat
kesintisini bu yýlýn Mart ayý maaþ
döneminde yapacaðý öðrenildi.
Maaþlarýný yarýn alacak emeklilerin,
yaklaþýk 580 bininden TÜED için 18
TL'lik yýllýk üyelik aidatý kesilecek.
Ayný þekilde yaklaþýk 100 bin
emekliden de Türkiye Ýþçi Emeklileri
Derneði için 15 TL'lik yýllýk üyelik
aidatý kesilecek. Böylece Mart ayýnda
maaþýndan kesinti yapýlacak
emeklilerin sayýsý 680 bini bulacak.
Emekliler, Ocak ve Þubat aylarýnda
almalarý gereken zam farklarýný Torba
Yasa'nýn geç onaylanmasýndan dolayý,
bu aylarda alamamýþ ve zam farký
Mart ayý dönemine sarkmýþtý. Buna
göre Aralýk 2010'da 720 TL olan en
düþük iþçi emeklisi aylýðý, Ocak
2011'de uygulanan yüzde 2.73'lük
zamla 19.66 TL artarak 739.66 TL'ye
yükselmiþ, bu 60 TL'lik artýþtan, 19.66
TL'lik zam düþülünce emeklilerin bir
ay için 40.34 TL alacaðý kalmýþtý.
Ocak ve Þubat aylarý için bu farklar
uygulandýðýnda da iki aylýk 80.68 TL
tutarýnda bir fark alacaðý ortaya çýktý.
680 bin emekliden 18 TL ve 15 TL
aidat kesintisi yapýlacak
Mart ayýnda Ocak ve Þubat aylarýndan
kalan zam farklarýný alacak olan
emekliler, ellerine tam olarak ne kadar
maaþ geçeceði konusunda tereddütler
yaþarken, þimdi de TÜED ve Türkiye
Ýþçi Emeklileri Derneði'nin üyesi olan
680 bin emeklinin maaþýndan üyelik
aidatý kesintisini bu ay yapacaðý
öðrenildi. 17 Mart'ta maaþýný alacak
olan emeklilerden TÜED'in 18 TL'lik,
Türkiye Ýþçi Emeklileri Derneði'nin
ise 15 TL'lik üye aidatý kesintisi
yapacaðý öðrenilirken, maaþlarýndan
kesinti yapýlan emekliler TÜED ve
Türkiye Ýþçi Emeklileri Derneði'nin
internet sitesinde verilen link ile
maaþýndan kesinti yapýlýp
yapýlmadýðýný öðrenebilecek. Açýlan
linkte vatandaþ yaþadýðý þehirde veya
hangi ildeki derneðe üye ise o seçeneði
seçerek, maaþýndan Dernek için
yapýlan kesinti oranýný görebilecek.
Üye olmayanlardan yanlýþlýkla
kesilen aidat iade edilecekTÜED
yetkililerinden edinilen bilgiye göre,
geçen senelerde bazý üye olmayan
isimlerden de üyelik aidatý kesilmesi
gibi bir durumla karþýlaþýldýðý, ancak
bu durumun þube de üye kaydý
yapýlýrken tahsis numaralarýnýn
kaymasýndan kaynaklandýðý belirtildi.
Yetkililer, "Geçen seneler de çok
ender de olsa þöyle bir durum oldu.
Þubede üye kaydý yapýlýrken, tahsis
numaralarýnda bazen kaymalar oluyor.
9 haneli 10 haneli numaralar olduðu
için bu durumda olan birkaç üye çýktý.
O vatandaþýmýzdan kesilen paralarý
da faiziyle iade ediyoruz" dedi.
Türkiye Ýþçi Emeklileri Derneði
Baþkaný Satýlmýþ Çalýþkan ise sadece
üyelik taahhüdünde bulunan
emeklilerin maaþýndan kesinti
yapýlacaðýný, bunun aksinin söz
konusu olamayacaðýný ifade etti.
DÝSK'e baðlý Emekli Sen Genel
Baþkaný Veli Beysülen de, bazý
derneklere yapýlan ve emekli
aylýklarýndan kaynaðýndan SGK
aracýlýðýyla yapýlan kesintinin
emekliye verilen zamla birlikte ayný
anda yapýlmasýnýn etik olmadýðýný
söyledi.
Beysülen, ANKA'ya yaptýðý
açýklamada, bunun emeklilere verilen
zammýn ayný anda yýllýk aidat olarak
kesilmesinin emekli aleyhine haksýzlýk
olduðunu savunarak þöyle dedi:
"Bununla ne yapýlmak isteniyor? Bazý
dernekler yangýndan mal mý kaçýrýyor?
Emekliye 40 TL zam vereceksin.
Bunun 18 TL'sini yýllýk aidat olarak
ayný zamanda emeklinin aylýðýndan
kaynaðýndan keseceksin. Ýki emekli
derneði bundan yararlanacak diðer
emekli derneklerini de bu haktan
yararlandýrmayacaksýn. Örneðin yarým
milyondan fazla emeklinin
üyeliklerinin bulunmasý þaibeli
olacak."
TEDEF, Cumhuriyet
Baþsavcýlýðý’na suç duyurusunda
bulunacakTürkiye Emekli Dernekleri
Federasyonu (TEDEF) Genel Baþkaný
Hamdi Öz, ANKA'ya yaptýðý
açýklamada, Sosyal Sigortalar Kurumu
Yönetim Kurulu'nun 15 Eylül 2005
tarihli kararýný, Danýþtay'ýn 10.
Dairesi'nin iptal ettiðini ifade ederek,
"Mahkemenin iptal kararýna göre;
Kurum hiçbir surette emekli, dul ve
yetimlerin maaþlarýndan ne kömür
kesintisi, ne de aidat adý altýnda kesinti
yapamayacaktýr. Bu dernekler bir þey
olmamýþ gibi kömür satýþlarýna devam
etmektedirler. Kurum da
emeklilerin,dul ve yetimlerin
maaþlarýndan kesinti yapmaktadýr.
Dernekler kömür satabilir, ancak,
tahsilatýný Kurum yapamaz. Yaparsa
kazanca da suça da ortaktýr" dedi.
Öz, yasal düzenleme yapýlmadan
Danýþtay 10. Dairesi'nin aldýðý iptal
kararýna Kurum'u uymaya davet
ederek, aksi halde Cumhuriyet
Baþsavcýlýðý'na suç duyurusunda
bulanacaklarýný belirtti.(ANKA)
8
Þeker-Ýþ Sendikasý
Ankara Þube 8 Mart Dünya
Kadýnlar Gününü kutladý
Þeker-Ýþ Sendikasý Ankara Þube Baþkaný
Murat Taþlýyurt 8 Mart Dünya Kadýn
Emekçiler Günü’nde Ankara Þeker
Fabrikasýnda çalýþan bayanlarla bir araya
geldi. Þeker-Ýþ Ankara Þubesi’nde
gerçekleþtirilen günde konuþan Taþlýyurt,
özelleþtirme süreci ile ilgili bilgiler verirken,
bayan çalýþanlarýn da bu mücadele önemli
bir yer teþkil ettiklerine vurgu yaptý.
Taþlýyurt, ayrýca niþasta bazlý þekerler
konusunda çocuklarýmýzýn geliþimi için
tüm anneleri bilinçli ve duyarlý olmaya
davet etti.
Þeker-Ýþ Genel Mali Sekreteri Eyyup Þen
de bir telgraf ile çalýþan kadýnlarýn gününü
kutladý. Þen mesajýnda, baþta tüm þeker
kadýnlarýnýn olmak üzere, evde, iþte, sokakta
toplumun her alanýnda uðradýklarý
ayrýmcýlýklara karþý sesini yükselten,
kendilerine biçilen rollere itiraz eden,
toplumun her alanýnda üstlendikleri
görevleri hakkýyla yerine getiren kadýnlarýn
8 Mart Dünya Kadýnlar Gününü kutladýðýný
kaydetti.
ÞEKER-ÝÞ SENDÝKASI ANKARA
ÞUBESÝ KISIM TEMSÝLCÝSÝ SEMA
AKYOL UN KONUÞMASI
Sayýn misafirler bu günün tarihini biraz
sonra hazýrlamýþ olduðumuz sunumda
hep birlikte seyredeceðiz. Ama yine de
kýsaca ben deðinmek istiyorum.
Evet, tam 101 yýl önce 1910 yýlýnda 2.
Enternasyonal’a baðlý olarak düzenlenen
ve dünyanýn deðiþik ülkelerinden
binlerce kadýnýn katýldýðý “Kadýnlar
Konferansý”nda Alman siyasetçi Clara
Zetkin’in önerisiyle 8 Mart Dünya Kadýn
Emekçilerinin Mücadele Günü olarak
kabul edilmiþtir.
Türk tarihinde 1897 yýlýnda kadýnlar ilk
kez ücretli iþçi olarak çalýþma hayatýna
adým atmýþlardýr. Bunun akabinde 1928
yýlýnda Zehra Kosova bir tütün iþçisiyken
sendikal faaliyetlere baþlayarak ilk kadýn
sendikacý olarak Türk tarihine geçmiþtir.
O yýllardan günümüze kadar kadýn
çalýþanlar yaþamýn ve sendikal
mücadelenin her aþamasýnda bulunarak,
insan olmanýn bilinciyle üzerlerine düþen
görev ve sorumluluðu yerine
getirmiþlerdir.
Bu görev ve sorumluluðun bilincinde
olan biz kadýnlar ne yazýk ki günümüz
Türkiye’sinde hak ettiðimiz yeri hala
alamadýk. Kadýn katliamlarý hýz
kesmiyor, her gün yüzlerce kadýn
yakýnlarýndan ve çevresinden þiddet
görüyor. Emeðin horlandýðý, emeðin
düþman olarak görüldüðü bir dönemden
geçiyoruz. Bu yanlýþ politikalar sonucu
patlak veren ekonomik kriz en çok biz
kadýnlarý etkiliyor. Kriz bahanesiyle iþten
çýkarýlanlar öncelikle kadýn çalýþanlar
oluyor. Oysa biz kadýnlar biliriz ki emek
bizim yaþam biçimimizdir.
Yýllardýr uygulanan yanlýþ özelleþtirme
politikalarý en çok kadýnlara zarar
veriyor. Eðitim ve saðlýk hizmetleri paralý
hale getirilirken, kadýnlar sosyal
güvenceden mahrum býrakýlýyor.
Emeklilik þartlarýnýn aðýr olmasý
kadýnlar için emeklilik artýk ulaþýlmaz
bir hayal haline geliyor.
Arkadaþlar tüm bu olumsuzluklar bizi
uluslararasý platformlarda da geri kalmýþ
ülke pozisyonuna düþürmekte. Dünya
ekonomik forumu cinsiyet Eþitliði 2010
Raporuna göre ülkemiz, Etiyopya’nýn
bile gerisinde 126. sýrada yer alýyor. Bu
toplumsal cinsiyet eþitsizliði yalnýz biz
kadýnlarýn deðil, erkeklerinde
sorunudur. Dolayýsýyla þunu
söyleyebilirim bu sorunlar insan haklarý
ve demokrasi sorunudur. Bu sorunlarýn
bilincinde olan Þeker-Ýþ Sendikasý
Ankara Þubesi olarak bir bildiri
hazýrladýk. Birazdan arkadaþlarým bu
bildiriyi sizlere daðýtacak.
Dað fare doðurdu!
YAVUZ DÝZDAR
Niþasta bazlý þekerin (fruktozdan zengin
mýsýr þurubu) metabolik sendrom ve
pankreas kanseri yaptýðýna iliþkin
hazýrlamýþ olduðumuz rapor ve
haftalardýr süren tartýþmalara karþýlýk
Saðlýk Bakanlýðý "bir þey yokmuþ"
diyerek iþin içinden çýktý. Endokrinoloji
ve metabolizma uzmaný Doç. Serdar
Güler baþkanlýðýnda toplanan Bilimsel
Danýþma Kurulu 4 Mart 2011 tarihinde
bir rapor sundu. Konuya yedi baþlýk
altýnda açýklamalar getiren raporu,
açýklamanýn hemen altýnda karþý
açýklamasýyla birlikte sizinle paylaþmak
istiyoruz:
1. Yüksek fruktozlu mýsýr þurubu ya da
niþasta bazlý þeker olarak gündeme
getirilen fruktoz, gýdalarda hiçbir zaman
tek baþýna bulunmayýp, halk arasýnda
þeker adýyla bilinen glikozla beraber yer
almaktadýr. Bahsedilen þeker cinsleri
vatandaþlarýmýzýn günlük olarak
kullandýðý çay þekerinin içinde de
beraber bulunmaktadýr.
Kadýn erkek eþitliðinin saðlanmasý iþ
hayatýnda sendikal örgütlenme ile
gerçekleþir. Biz kadýnlar olarak sendikal
hareketler içinde daha bilinçli daha
inançlý adýmlar atmalýyýz. Haklarýnýn ne
olduðunu bilen insanlar ancak hak
arayýþýna girerler. Toplu olarak hareket
etmek insanlara güç verir. Arkalarýnda
bir gücün haklarýný aramaya yardýmcý
bir sendikanýn varlýðýný hisseden çalýþan
kadýnlar daha güvende ve daha
özgürdürler. Bu özgürlüðe kavuþabilmek
için sesimizi her platformda
duyurmalýyýz, kadýnlarýn her yerde var
olduðunu göstermeliyiz.
Cevap: Elbette bulunmaktadýr, ancak
fruktozun mýsýr þurubundaki biçimi
serbest formdur ve konsantrasyonu
doðal kaynaklarýna göre çok fazla
yüksektir.
Arkadaþlar özetle bu konuda þunu
söylemek istiyorum; temel insan hak ve
özgürlüklerinin saðlanmasý ve
geliþtirilmesinde, sosyal devlet anlayýþýnýn
yerleþtirilmesinde ve çalýþma hayatýnda
ki sorunlarýn aþýlmasýnda kadýnlar ve
erkekler bir hareket ederek
mücadelelerini sürdürmelidirler.
3. Yapýlmýþ olan çeþitli araþtýrmalar
neticesinde, fruktozun pankreas
kanserine neden olduðunu kanýtlayacak
ve kanserle iliþkilendirecek bir bilimsel
kanýt bulunmamaktadýr. Bu nedenle
fruktozun pankreas kanseri yaptýðý
yönündeki iddialar uluslararasý bilim
camiasýnda kabul görmemiþtir. Pankreas
kanserine neden olan en önemli
faktörlerin sigara, alkol ve obezite
olduðu yapýlan araþtýrmalarla
kanýtlanmýþ olup bilim adamlarýnca
tartýþmasýz bir gerçek olarak kabul
edilmektedir.
Hep birlikte mücadele etmemiz gereken
bir diðer konuda hem bizlerin hem de
gelecek nesillerin saðlýðýný olumsuz
etkileyen, bunun yaný sýra þeker
sanayisini ve pancar tarýmýný olumsuz
bir þekilde sekteye uðratan Niþasta Bazlý
Þekerlerdir. Bu konuda Sayýn Þube
Baþkanýmýz gerekli açýklamalarý yaptý
ama bende sizlere þunu söylemek
istiyorum; çocuklarýmýz için, geleceðimiz
için, Türkiye’de pancar tarýmýnýn
geleceði için bu ürünleri kullanmayalým.
Kullananlarý uyaralým. Marketlerde bu
ürünleri sorgulayalým ve çocuklarýmýzý
bu ürünlerden mümkün olduðunca uzak
tutalým. Etrafýmýzda ki arkadaþlarýmýzý,
komþularýmýzý, akrabalarýmýzý,
çocuklarýmýzýn okullarýndaki
arkadaþlarýný ve ailelerini kamuoyu
oluþturmak adýna bilgilendirelim. Bu
hepimizin insanlýk adýna bir görevidir.
Ekmeðini yediðimiz Þeker sanayisine bir
vefa borcudur.
Bu düþünceyle öncelikle siz
Þeker emekçilerinin ve dünyadaki bütün
kadýnlarýn 8
Mart Dünya
kadýnlar
Gününü kutlar,
buraya gelip
etkinliðimize
katýldýðýnýz için
teþekkür eder,
Saygýlar
sunarým.
2. Gýda maddelerinde beraberce
bulunmalarýndan dolayý glikoz ve
fruktozdan ibaret þeker ile niþasta bazlý
þeker arasýnda insülin salgýlanmasý ve
tokluk duygusu veren hormonlar
üzerindeki etkileri yönünden bir farklýlýk
bulunmamaktadýr.
Cevap: Bu açýklama tamamen yanlýþtýr,
fruktoz insülin salgýsýný uyarmamaktadýr.
Cevap: Fruktozun pankreas kanserine
neden olabileceði dünya saðlýk otoriteleri
tarafýndan ciddi bir biçimde kabul
görmüþtür. Fruktozun pankreas kanseri
için çok ciddi risk faktörü olduðunu
gösteren araþtýrma ABD Ulusal Saðlýk
Enstitüsü tarafýndan "public access"
verilerek toplumun eriþimine açýlmýþtýr.
Sigara ve alkol özellikle akciðer, aðýz
boþluðu, sindirim sistemi (solunumsindirim kanlarý) ve mesane kanserleri
için ciddi risk faktörüdür. Öte yandan
obezitenin fruktozdan zengin mýsýr
þurubuna baðlý olarak geliþtiði de zaten
çok iyi bilinmektedir. Durum böyleyken,
Saðlýk Bakanlýðý kanser hastalýðýndaki
artýþýn bütününü "olaðan þüpheliler"
mantýðýyla sigara, alkol ve obeziteye
baðlamaktadýr. Bakanlýk fruktoz
konusundaki bilimsel kanýtlarý reddettiði
gibi, denetimsiz kullanýlan tarým ilaçlarý,
gýda endüstrisinin "mumyalayýp" uzun
ömürlü (asla ekþimez) hale getirdiði
UHT süt, "çakma kaymaklý" homojenize
yoðurt gibi aslýndan sapmýþ ürünlerinin
yarattýðý sorunu da görmezden
gelmektedir. Nitekim bu yaklaþým
TBMM tarafýndan kurulan Kanser
Araþtýrma Komisyonu'na danýþmanlýk
görevi yürüten bazý meslektaþlarýmýzýn
"kanserde suçlu mangaldýr" ya da
Karadeniz'de birkaç köy dolaþýp
"Çernobil'in etkisi yoktur" þeklindeki
mesnetsiz açýklamalarýndan farklý
deðildir.
4. Mevcut beslenme þeklimizde
fruktozun, yalnýz baþýna tüketilmesinin
mümkün olmadýðý, bu nedenle fruktozun
insülin direnci ve þeker hastalýðýna yol
açacaðý yönündeki iddialarýn da yeterli
bilimsel kanýtlarla desteklenemediði
görülmektedir.
Cevap: Fruktozun meþrubatlar, bisküvi
endüstrisinin ürünleri, hamburgerler vb.
ürünlerle alýmý, serbest tüketilecek kadar
yüksek miktarlarýnýn vücuda alýmýna
eþit ve üzerindedir. Mýsýr þurubu ve
metabolik sendrom (insülin direnci,
þeker hastalýðý) arasýndaki iliþki kesindir.
Hatta bu durum daha 1980'lerde deney
hayvanlarýnda diyabet oluþturmak için
kullanýlmýþ bir kobay modelidir.
5. Kiþilerde obezite oluþmasýnýn temel
nedeni; vücuda alýnan enerji ile harcanan
enerji arasýndaki dengenin bozulmasý
ve harcanandan daha çok enerji
alýnmasýdýr. Sadece niþasta bazlý þeker
deðil þeker olarak adlandýrýlan tüm
maddelerin fazla miktarda tüketimi bu
dengeyi bozarak obeziteye yol
açmaktadýr.
Cevap: Fruktozun neden olduðu organ
yaðlanmasý obeziteden farklý bir
"zehirlenme" tablosudur. Bu tabloda
yað doðrudan organýn içine çökmekte
ve iþlevini bozmaktadýr. Bu durum
NASH (alkole baðlý olmayan karaciðer
yaðlanmasý) olarak adlandýrýlan tablonun
ve 3-4 yaþýnda çocuklarda bile karaciðer
nakli gerekmesinin ana nedenidir.
Kýsacasý fruktozun neden olduðu organ
yaðlanmasý aþýrý enerji alýmýyla iliþkili
deðildir, hayvan deneylerinde model
olarak kullanýlmasý da bunu
kanýtlamaktadýr.
6. Gýdalarýn doðal yapýsýnda bulunan
þeker dýþýnda, gýdaya üretim aþamasýnda
eklenen þekerler ile çay þekeri olarak
adlandýrýlan sakarozun toplam günlük
alým miktarý, ihtiyaç duyulan günlük
enerji miktarýnýn yüzde 10'unu
geçmemelidir. Bu nedenle
vatandaþlarýmýzýn, günlük gýda ihtiyacýný
karþýlarken sadece fruktoz içeren þekerli
gýdalar deðil, içinde þeker içeren tüm
gýdalarýn alýmýnda dikkatli olmalarý ve
fazla tüketimden kaçýnmalarý büyük
önem taþýmaktadýr.
Cevap: Aþýrý þeker tüketiminden
kaçýnýlmasý kesinlikle doðru bir
saptamadýr.
7. Bu bilgiler ýþýðýnda, kamuoyunda
tereddütlere neden olan fruktoz
iddialarýnýn bugün itibarý ile yeterli
bilimsel zemini olmadýðý anlaþýlmýþtýr.
Cevap: Fruktozun metabolik sendrom
ve pankreas kanserine neden olduðuna
iliþkin veriler fazlasýyla yeterlidir. Bu
konuda yapýlan tartýþmalar,
bilinçlendirme kampanyalarý ve dýþ
basýndan yansýyanlar vatandaþlarýmýz
nezdinde karþýlýðýný açýk bir biçimde
bulmuþtur. Saðlýk Bakanlýðý tarafýndan
yapýlan açýklama bilimsel olarak bir
anlam ifade etmediði gibi, Saðlýk
Bakanlýðý'nýn vatandaþlarýn saðlýðý
konusundaki hassasiyetinin ciddi
anlamda sorgulanmasýna neden
olmuþtur. Kanserin nedenlerinin "olaðan
þüpheliler" sigara, alkol ve obeziteye
indirgenmesi, Tarým ve Köyiþleri ve
Saðlýk Bakanlýklarýnýn, kendilerini ve
"artýk neredeyse hamisi haline
geldikleri" gýda endüstrisini zora
sokacak bütün etkenleri, "halkýn saðlýklý
yaþam hakkýna raðmen" görmezden
geldiklerine iþaret etmektedir.
9
Þeker-Ýþ Sendikasý
GDO’lu 29 ürüne ithalat freni
GDO'lu 29 ürün ithal izni alamadý
Biyogüvenlik Kurulu, kendisinden önce
görev yapan ve yönetmelikle kurulan
Bilimsel Komite'nin ithalatýna izin verdiði
3 soya, 21 mýsýr, 3 kolza, 1 þeker pancarý
ve 1 patates geninin ithalat iznini geçersiz
kýldý. Türkiye Gýda ve Ýçecek Sanayi
Dernekleri Federasyonu'nun konuya
iliþkin baþvurusunu deðerlendiren kurul,
bu ürünlerin ithalatý için yemden baþvuru
yapýlmasýný kararlaþtýrdý. Baþvurunun
ardýndan deðerlendirme yapacak olan
kurul, bu ürünlerin ithalatýna izin
verebileceði gibi ithalatý tamamen
engelleyebilecek. Ýthalat izni iptal edilen
bu ürünlerin bugüne kadar ithal edilip
edilmediði, ithal edildiyse hangi gýda
ürünlerinde kullanýldýðý ise bilinmiyor.
Biyogüvenlik Kurulu, GDO'lu (Genetiði
Deðiþtirilmiþ Organizmalar) 29 ürüne
ithal izni vermedi. Biyogüvenlik Kurulu,
kendisinden önce görev yapan ve
yönetmelikle kurulan Bilimsel Komite'nin
29 GDO'lu ürünün ithalatýna iliþkin iznini
geçersiz kýldý. Bilimsel Komite'nin
ithalatýna izin verdiði 3 soya, 21 mýsýr, 3
kolza 1 þeker pancarý ve 1 patates geninin
ithalat izni Biyogüvenlik Kurulu
tarafýndan iptal edildi. Türkiye Gýda ve
Ýçecek Sanayi Dernekleri
Federasyonu'nun konuya iliþkin
baþvurusunu deðerlendiren Biyogüvenlik
Kurulu, Bilimsel Komite'nin kararýný yok
sayarak 29 çeþit GDO'lu ürünün ithalatý
için yeniden baþvuru yapýlmasýný
kararlaþtýrdý.
Dünya Gazetesi’nin edindiði bilgiye göre,
Türkiye Gýda ve Ýçecek Sanayi Dernekleri
Federasyonu 28 Ekim 2010 tarihli yazý
ile Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý'nýn 26
Ekim 2009 tarihli Resmi Gazete'de
yayýmlanan "Gýda ve Yem Amaçlý
Genetik Yapýsý Deðiþtirilmiþ
Organizmalar ve Ürünlerinin Ýthalatý,
Ýþlenmesi, Ýhracatý, Kontrol ve
Denetimine Dair Yönetmelik" gereðince
oluþturulan Bilimsel Komite kararý ile
ithalatýna izin verilmiþ olan ve ithali
istenen diðer GDO'larýn 5977 sayýlý
Biyogüvenlik Kanununun 6. maddesi ve
13 Aðustos 2010 tarihinde Resmi
Gazete'de yayýmlanan "Genetik Yapýsý
Deðiþtirilmiþ Organizmalar ve Ürünlerine
Dair Yönetmeliðin" 12. maddesi
gereðince "Basitleþtirilmiþ Ýþlem"
uygulanarak gýda amaçlý ithalatýna izin
verilmesini talep etti. Biyogüvenlik
Kurulu bu baþvuruyu 10 Ocak 2011 tarihli
5. toplantýsýnda görüþtü. Kurul,
kendisinden önce yönetmelikle kurulan
Bilimsel Komite'nin 29 GDO'lu ürünün
ithalatýna iliþkin kararýný yok sayarak
Türkiye Gýda ve Ýçecek Sanayi Dernekleri
Federasyonu'nun talebini reddetti.
Böylece 29 çeþit GDO'lu ürünün ithalat
izni kalkmýþ oldu.
Ýthalat yasaðý içinde þeker pancarý da
var
Bu ürünlerin ithalatýna izin verilmesi için
yeni baþvuru yapýlmasý ve Biyogüvenlik
Kurulu'nun izin vermesi gerekiyor.
Biyogüvenlik Kurulu'nun konuya iliþkin
aldýðý karar þöyle: "Türkiye Gýda ve
Ýçecek Sanayi Dernekleri
Federasyonu'nun 3 soya, 21 mýsýr, 3 kolza
1 þeker pancarý ve 1 patates geninin
Genetik Yapýsý Deðiþtirilmiþ
Organizmalar ve Ürünlerine Dair
Yönetmeliðin 12. maddesi gereði
basitleþtirilmiþ iþlem kapsamýnda
deðerlendirilmesi talebi görüþülmüþ ve
rededilmiþtir. Söz konusu 29 ürüne ait
gen için yapýlan müracaatlarýn yeni
baþvuru kapsamýnda ele alýnmasý ve
karara esas çalýþmalarýn yeterli sayýda
Risk Deðerlendirme ve Sosyo Ekonomik
Deðerlendirme Komitesi oluþturularak
baþlatýlmasýna karar verilmiþtir."
Biyogüvenlik Kurulu'nun aldýðý bu karar
ile, daha önce ithalatýna izin verilen 29
GDO'lu ürünün ithalat izni iptal edildi.
Ýthalat izni iptal edilen bu ürünlerin
bugüne kadar ithal edilip edilmediði, ithal
edildiyse hangi gýda ürünlerinde
kullanýldýðý bilinmiyor. Bundan sonra ne
olacak? Biyogüvenlik Kurulu, bu
ürünlerle ilgili yapýlacak baþvuruyu
deðerlendirerek ithalatýna izin verip
vermeyeceðini kararlaþtýracak. Bu kararý
verirken de ürünlerin risk deðerlendirme
ve sosyoekonomik deðerlendirme
raporlarým hazýrlayacak komitelerin
kararýný dikkate alacak. Türkiye Gýda ve
Ýçecek Sanayi Dernekleri
Federasyonu'nun bu karara yeni bilgi ve
belgelerle itiraz etme hakký var. Ýtiraz
edilmesi halinde; kurul, ilk toplantýsýnda
itirazý görüþerek itiraz ile ilgili olarak
yapýlacak iþlemleri ve iþlemlerin
tamamlanacaðý süreyi belirleyecek ve
sonucu baþvuru sahibine bildirilmek üzere
Tarým Bakanlýðý'na iletecek Bakanlýk
sonucu en geç on beþ gün içinde baþvuru
sahibine bildirecek.
Basitleþtirilmiþ iþlem nedir?
5977 sayýlý Biyogüvenlik Kanunu'nun 6.
maddesi ve 13 Aðustos 2010 tarihinde
Resmi Gazete'de yayýmlanan "Genetik
Yapýsý Deðiþtirilmiþ Organizmalar ve
Ürünlerine Dair Yönetmeliðin" 12.
maddesine göre basitleþtirilmiþ iþlem;
GDO ve ürünlerinden kaynaklanabilecek
herhangi bir riski olmayan ve insan,
hayvan ve bitki saðlýðý ile çevre ve
biyolojik çeþitliliðe herhangi bir zararýnýn
bulunmadýðý yönünde mevcut bilgiye ve
daha önce yapýlmýþ olan çevresel risk
deðerlendirmeyi de içeren risk
deðerlendirmesine dayanan baþvurular
için, sosyo-ekonomik deðerlendirme
sonuçlarý da dikkate alýnarak kurul
tarafýndan basitleþtirilmiþ iþlem
uygulanmasýna karar verilebilir.
Çalýþanlar
elektromanyetik
radyasyondan
korunacak
Avrupa Birliði (AB) ülkelerinde, iþ
yerlerinin elektromanyetik
radyasyon (EMR) açýsýndan
çalýþanlar için uygun hale getirileceði
bildirildi.
Sakarya Üniversitesi ElektrikElektronik Mühendisliði Bölüm
Baþkaný Prof. Dr. Osman Çerezci,
yaptýðý açýklamada, elektromanyetik
radyasyonun insan saðlýðýný ciddi
boyutlarda olumsuz etkilediðini
söyledi.
Yüksek gerilim hatlarý, baz
istasyonlarý, elektrikli aletler ve cep
telefonlarýnýn yol açtýðý
elektromanyetik kirliliðin beyin
tümörü, kanser, yorgunluk, lösemi,
kýsýrlýk, hafýza kaybý, iþtahsýzlýk,
uyku bozukluðu, depresyon gibi
birçok hastalýða yol açtýðýnýn
bilindiðini vurgulayan Çerezci, bu
gerçeklerin yapýlan araþtýrmalarla
kanýtlandýðýný vurguladý.
Dünyanýn geliþmiþ ülkelerinde
EMR'nin etkisinin azaltýlmasý
yolunda önemli çalýþmalar
yapýldýðýný dile getiren Çerezci, þöyle
devam etti:
“AB ülkelerinde EMR'nin
azaltýlmasýna yönelik bir yönetmelik
çýkarýldý. Bu yönetmelik, 2012'den
itibaren uygulamada olacak. Buna
göre, AB ülkelerindeki iþ yerlerinde,
çalýþanlarýn hangi ölçüde
elektromanyetik radyasyona, kirliliðe
maruz kaldýðýna dair ölçümler
yaptýrýlacak ve raporlar hazýrlanacak.
Ýþ yerleri, çalýþanlarý EMR'den
korumak adýna çalýþma alanlarýný
insan saðlýðý açýsýndan daha uygun
hale getirecek. Ýþçi saðlýðý ve
güvenliði açýsýndan bu uygulama
büyük önem taþýyor.”
Çerezci, EMR ölçüm sonuçlarýnýn,
söz konusu iþ yerinin hangi seviyede,
kalitede çalýþma yaptýðýný göstermiþ
olacaðýný belirterek, “Uygun ise
üretim devam edilecek, deðilse iþ
yeri kapatýlacak. Düzenleme
yapýlana kadar, çalýþanýn saðlýðýný
aykýrýlýk durumlar giderilene kadar
üretim durdurulacak. Ýþ yerleri, daha
az EMR yayan makine ve aletlerle
çalýþmak zorunda kalacak” dedi.
AB yolundaki Türkiye'de de yakýnda
benzer bir çalýþma yapýlacaðýný,
bunun adýmlarýnýn atýldýðýný ifade
eden Çerezci, “Avrupa'da özellikle
Ýsviçre'de evlerde bile
elektromanyetik kirlilik seviyelerinin
ölçümleri yapýlýyor. Evsel kirliliðe
bakýlýyor. Kablolarý uygun þekilde
döþüyorlar, cihazlarý deðerlerine göre
alýyorlar, evin düzenini
deðiþtiriyorlar. Deniz ya da orman
havasýndan önce EMR kirlilik
oranýna bakýyorlar” diye konuþtu.
ÇANAKKALE
ZAFERÝ ÝLE
KÜLLERÝMÝZDEN
DOÐDUK
Tarihte öyle destanlar vardýr ki, o
devletin onur ve gurur kaynaðý
olmasýn… Destan, ancak ve ancak
onu yazan kaleme mürekkep olmuþ
þehit kanýnda anlamýný bulur. 5 bin
yýllýk geçmiþi destanlarla dolu þerefli
Türk milletinin tarihinde öyle bir
destan vardýr ki, o destan canýný ve
elindeki her þeyini, canýndan aziz bilip
kutsal saydýðý vataný, milleti, bayraðý
ve manevi deðerleri için feda eden,
geleceðin fidanlarýnýn yeþermesi için
al kanlarýný oluk oluk akýtarak kutsal
vatan topraðýný sulayan, hakký
ödenemez, civanmertlik denince
akýllara ilk gelen Þehitlerimizi Anma
Günü ve 18 Mart Çanakkale Zaferidir.
Türk harp tarihine altýn sayfalar açan
Çanakkale Savaþý Zaferi, milletimizin
kahramanlýk ve fedakârlýk noktasýnda
zirveye çýktýðý, kutsal bir destanýn ve
onurlu bir mücadelenin adýdýr. Bu
kutsal mücadele, bütün dünyaya, Türk
Milletinin baðýmsýzlýðý uðruna, seve
seve canýný ve her þeyini verebileceðini
göstermiþtir.
Çanakkale Zaferi, vatan topraklarýný
korumak için þahlanan bir ulusun
destanýdýr, dönemin en güçlü
ordularýna sahip devletlere karþý
kazanýlmýþ binlerce þehidimizin kanla
yazdýðý tarihtir, insanlýk dersi veren
bir kahramanlýk hikayesidir. Þanlý
Türk bir milletinin küllerinden yeniden
doðmasýna vesile olan Çanakkale
Zaferi, Çanakkale'yi geçmek isteyen
düþman kuvvetlerine karþý Türk
evlatlarýnýn vatan sevgisi ve göðsünü
siper ederek kazandýklarý eþsiz bir
zaferdir. Milli þuurun tek yürek, tek
yumruk olduðu ve vatan topraðýný
düþmana teslim etmemek için ölümü
göze almýþ aziz ecdadýmýzýn
kahramanlýk mücadelesi verdiði
Çanakkale Zaferi, Türk milletinin
geleceðini ve dünya tarihinin akýþýný
deðiþtirmiþtir.
'Ya istiklal, ya ölüm' þiarýyla, Allah!
Allah! nidalarýyla hürriyet meþalesini
ateþleyen yüce Mehmetçiklerimizin
baþarýsý ayný zamanda, ulus olma
bilincinin ve Baðýmsýzlýk Savaþý'nýn
temellerinin atýlmasý nedeniyle de
büyük önem taþýmaktadýr.
Bu anlam ve münasebetle 18 Mart
Þehitleri Anma Günü ve Çanakkale
Zaferi'nin 96'ýncý yýldönümünde,
bizlere býraktýklarý mirasýn ve
verdikleri mücadelenin bilinciyle
Atatürk ve silah arkadaþlarýný,
kahraman þehitlerimizi ve gazilerimizi
bir kez daha rahmet, minnet ve
saygýyla anýyoruz. Ruhlarý þad,
mekanlarý Cennet olsun…
Saygýlarýmla;
Ýsa GÖK
Türk-Ýþ Gen. Eðt. Sek.
Þeker-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný
10
Þeker-Ýþ Sendikasý
GDO’da kafalar karýþtý
Geçen yýl kamuoyu gündemini
aylarca meþgul eden genetiði
deðiþtirilmiþ organizmalý (GDO)
ürünler konusunda tam bir skandal
yaþanýyor. Halk arasýnda 'frankeþtayn
gýda' olarak da bilinen GDO'lu
ürünler, Tarým Bakanlýðý'nýn 26 Eylül
2010'da yürürlüðe giren yönetmeliði
hiçe sayýlýp market raflarýnda hiçbir
uyarý yapýlmadan satýlýyor. Baþta
çikolata, þeker ve gazlý içecek üreticisi
dev firmalarýn ürünleri olmak üzere
800'ün üzerinde gýda maddesinde
GDO'lu ürün kullanýldýðý belirtiliyor.
Çikolata ve þekerleme üreticileri yeni
yasadaki küçük bir boþluðu da
kullanarak, ürünlerinde GDO
olduðunu kabul etmiyor. Bir taraftan
GDO'lu ürün yönetmeliði hiçe
sayýlýrken, diðer yandan Türkiye'ye
gýda sanayiinde kullanýlmak üzere
GDO'lu ürün giriþi sürüyor. Tarým
Bakanlýðý son olarak 'hayvancýlýkta
kullanýlacak' açýklamasýyla bir grup
GDO'lu ürünün ithalatýna izin verdi.
Ancak ithal edilen ürünler arasýnda
gýda sanayinde kullanýlmak için ithalat
izni alan 73 bin ton GDO'lu soya
fasulyesi ve 8.6 bin ton mýsýr yer aldý.
GDO'lu soya ve mýsýrýn nerede ve
hangi firmalar tarafýndan
kullanýlacaðýna iliþkin ise herhangi
bir açýklama yapýlmadý.
Türkiye 1 milyon ton GDO’lu soya
ithal ediyor
Kamuoyu GDO'lu ürünler konusunda
daha çok niþasta bazlý þeker yapýldýðý
için mýsýrdan þüphelenirken, aslýnda
en büyük problemlerden biri soyada
yaþanýyor. Yýlda 50 bin ton soya
üretebilen Türkiye'de hazýr gýda
firmalarý yüzbinlerce ton soya
fasulyesi kullanýyor. Aradaki üretim
açýðý yurtdýþýndan ve daha ucuz olsun
diye GDO'lu tarýma izin veren
ülkelerden yapýlan ithalatla
karþýlanýyor. Türkiye'ye yýlda 1
milyon ton GDO'lu soya fasulyesi
ithal edildiði belirtiliyor. Bu
soyalardan yapýlan 'soya lesitini' adlý
ürün de bütün çikolata, þekerleme,
bisküvi, meyve suyu, ketçap, hatta
bebek bisküvilerinde kullanýlýyor.
Oysa uzun yýllardýr GDO'lu ürünlerin
kanserle iliþkisini araþtýran bilim
adamlarýnýn "bu ürünlerin
kullanýmýnýn kanseri tetiklediði"
yönünde güçlü kanýtlara ulaþtýðý
biliniyor. Özellikle karaciðer, böbrek
ve pankreasýn çalýþmasýný deðiþtirdiði
ve doðurganlýðý yavaþlattýðý yönünde
güçlü kanýtlar var.
Denetim yok
GDO hakkýndaki tartýþmalarda
Bakanlýk da eleþtiriliyor. Meyve Suyu
Endüstrisi Derneði (MEYED)
Baþkaný Ali Akman, yasaya uyumun
þirketlerin insafýna býrakýldýðýný iddia
ediyor ve ekliyor: "Bakanlýk sadece
son üreticiyi deðil, hammadde
üreticisini denetlemeli" diyor.
Yasal düzenlemelere raðmen konunun
üzerine gidilmemesi tüketicilere
yaþadýðý kýsa süreli paniði unutturdu.
Bu da dev firmalarýn GDO'lu ürünleri
istedikleri gibi marketlerde satmasý
için ortam yarattý. Ancak yýllarca
GDO'lu hammadde kullanan firmalar,
þu anda etiketlerinin üzerinde "GDO
vardýr" yazmasalar da bu alandaki
ithalat rakamlarý þirketlerin doðru
söylemediðini gösteriyor. Bisküvi,
þeker ve gazlý içecek sektöründeki
"Kotadan dolayý 4,5 milyon
ton küspe ve 600 bin ton
melas üretilememektedir"
AB'de NBÞ kotasý yüksek olan
birkaç ülke ise; yine yabancý
sermayeli ve fýrsatçý þirketlerin
yerleþtiði geliþme yolundaki
ülkelerdir" þeklinde konuþtu.
hemen tüm ürünlerde koruyucu ve
tatlandýrýcý madde olarak kullanýlan
soya lesitini ile glikoz ve fruktozun
hammaddesi olan GDO'lu mýsýrlar
yurtdýþýndan ithal edilmeye devam
ediyor. Normal ürünlere göre yüzde
30'a yakýn maliyet avantajý taþýyan
GDO'lu ürünler gümrüklerden
girmeye devam ediyor. Tarým
Bakanlýðý'nýn konuyla ilgili ilk
yönetmeliði 29 Ekim 2009'de çýkardý.
O zamandan beri 32 çeþit GDO'lu
ürünün ithalatýna izin verildi. Tarým
Bakaný Mehdi Eker, bu ürünlerin
aðýrlýkla yem sanayinde
kullanýlacaðýný söyledi.
GDO etiketlere yazýlmýyor
Tarým Bakanlýðý'nýn yönetmeliðine
raðmen GDO kuralýna 6 aydýr
uyulmamasý gýda sektöründe de büyük
tartýþma konusu. Konuyla ilgili sýký
bir denetimin baþlamasý gerektiðini
belirten bir sektör temsilcisi, durumu
þu sözlerle özetliyor: "Gýda firmalarý
etiketlerine 'Genetik Yapýsý
Deðiþtirilmiþtir' yani 'GDO var' diye
yazamýyor. Çünkü tüketiciden
korkuyor. Belli bir oranda bile
kullansa, kullandýðýný yazan ayakta
kalamaz, iflas eder diye düþünüyorlar.
Ancak bir taraftan da GDO
düzenlemesinin ihlali devam ediyor.
Tarým Bakanlýðý da gerekli
denetimleri yapmýyor" diyor.
Ziraat Mühendisleri Odasý (ZMO)
Baþkaný Gökhan Günaydýn,
Türkiye'de yýlda bir milyon tondan
fazla soya lesitini kullanýldýðýný bunun
büyük kýsmýnýn ithalatla karþýlandýðýný
söylüyor. Günaydýn, "Türkiye'de soya
üretimi 55 bin ton civarýnda, yýllýk
kullaným ise 1 milyon ton. Yani
ihtiyacýmýzýn büyük kýsmýný ithal
ediyoruz. Peki bu soya nerede
kullanýlýyor?" diye soruyor. GDO'larýn
zararlý olduðuna dair makalelerin de
GDO lobisi tarafýndan hasýr altý
edildiðini belirten Günaydýn,
Türkiye'de yerli üretimi artýrmak için
yatýrým seferberliðine ihtiyaç
olduðunu, maliyetleri düþürerek
ithalatýn engellenebileceðini
savunuyor.
GDO’lu ürünler
Günümüzde yonca, kanola, pamuk,
keten, mercimek, mýsýr, kavun, erik,
patates, pirinç, soya, þeker pancarý,
ayçiçeði, tütün, domates ve buðday
baþta olmak üzere pek çok tarým
ürününün genetiði deðiþtirilmiþ
durumda. Bütün bu ürünlerin içinde
gýda endüstrisinde en yoðun
kullanýlanlar mýsýr, soya, pamuk ve
kanola. Bu ürünlerin dünya genelinde
ekim alaný ise toplam 134 milyon
hektara ulaþtý. Türkiye'de ise 800 çeþit
üründe hiçbir uyarý yapýlmadan
kullanýlýyor.
Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt
Birliði (TSÜAB) Baþkaný Ýlhami
Özcan Aygun, niþasta bazlý þeker
üretim kapasitesinin arttýrýlmasý 3.3
milyar dolarlýk katma deðer kabýna
sebep olduðunu söyledi. Aygun,
"Kotadan dolayý 4.5 milyon ton küspe
ve 600 bin ton melas
üretilememektedir. Bundan dolayý
150 bin tonluk et açýðý oluþmaktadýr"
dedi.
Konuyla ilgili açýklamalarda bulunan
Aygun, Türkiye'nin pancar þekeri
sektörünün yýllýk ekonomik
büyüklüðünün 4,8 milyar TL ve
doðrudan veya dolaylý olarak 10
milyon kiþinin geçim kaynaðýný
saðladýðýný ifade ederek, "Þeker
Kanunu kapsamýnda üretim yapan
Niþasta bazlý þekerde kota tahsisi
yapýlan 5 þirkete ait 6 fabrikanýn
kapasitesi 1 milyon ton/yýldýr. Kota
tahsis edilmeyen ancak ihraç amaçlý
þeker ve niþasta üretim faaliyetinde
bulunan 4 þirkete ait dört fabrikanýn
kapasitesi ise 486 bin tondur. Aðýrlýklý
olarak uluslararasý sermaye
þirketlerinin yatýrým yaptýðý niþasta
bazlý þeker sektörü, milli sermaye ile
kurulmuþ, 33 fabrika ile yaklaþýk 4
milyar dolar yatýrýmý bulunan, ülke
ekonomisine saðladýðý katma deðer
ve yarattýðý istihdamla stratejik bir
sektör olan pancar þekeri sektörünün
geleceðini tehdit eder hale gelmiþtir"
dedi.
Niþasta bazlý þeker kotalarýnýn
arttýrýlmasý yönünde son yýllarda
NBÞ/pancar þekeri oranýnýn yüzde
15lere çýktýðýný vurgulayan Aygun,
"Türkiye'de þeker fabrikalarýnda halen
20 bin civarýnda iþçi istihdam
edilmekte, binlerce çiftçi ailesi
geçimini pancar tarýmýndan
saðlamaktadýr. Yasa metninde bu
hususlar da gözetilerek, niþasta bazlý
þekerler için kota oranlarýnýn, herhangi
bir merciye inisiyatif býrakmayacak
þekilde kesin hükme baðlanmasý
surefýyte, gerek pancar ekicisi
üreticilerin gerekse kamu yararýnýn
ön planda tutulmasý amaçlanmýþtýr.
AB Ülkelerinin 2009/10 pancar þekeri
ve NBÞ kotalarý ve oranlarý
incelendiðinde, AB içerisinde pancar
üretiminde söz sahibi olan ülkelerde
kota oranlarýnýn ve üretiminin çok
düþük olduðu görülecektir. AB 27
ortalamasý NBÞ üretim kotasý kuru
madde bazýnda yüzde 4.92 olup,
Almanya'da bu oran yüzde 1,92,
Fransa ve Hollanda'da ise '0' dýr.
Pancar þekerine alternatif bir
ürünün kotasýnýn artýrýlmasýnýn
tarým sektörünü ve pancar
sanayinin desteklediði yan
sektörleri olumsuz etkilediðini
vurgulayan, Aygun, son 8 yýl
içerisinde bu uygulama neticesinde,
Türkiye'nin, 1,8 milyon tonluk þekerin
üretimi, 300 bin hektar alanda pancar
tarýmýnýn yapýlamamasý, 3,3 milyar
dolarlýk katma deðer kaybý, 60 bin
tarým iþçisinin iþini kaybetmesi, 4,5
milyon ton küspenin ve 600 bin ton
melasýn üretilememesi ve dolayýsýyla
bu yan ürünlerin ete
dönüþememesinden dolayý 150 bin
tonluk et açýðýnýn oluþmasý ve pancar
þekeri sanayinin yüzde 60 kapasiteyle
çalýþmasýna sebep olduðunu söyledi.
Niþasta bazlý þeker üretiminin insan
saðlýðýna etkileri konusunda toplumda
kaygý ve tereddütlerin ortaya çýktýðýný,
tüketicilerin gýda ve beslenme
tercihleri konusunda karar veremez
duruma geldiðini ifade eden Aygun,
"Bunun sonucunda, halkýn hassasiyet
ve kaygýlarýný istismar eden bazý
kimseler; özellikle gýda maddeleri ve
beslenme konularýnda gerçek dýþý ve
yanýltýcý söz ve iddialarýný tekrarlamak
suretiyle tüketicileri yanýltmakta ve
saðlýklarýný tehdit etmektedirler" dedi.
Þekerpancarý üretiminin etkilediði bir
diðer alt sektörün de tohumculuk
sektörü olduðunu belirten Aygun,
"Bugün ülkemizde önemli bir geliþme
potansiyeli yakalayan, dünyada sayýlý
tohum üreticisi ülkeler sýralamasýnda
yer almayý kendisine hedef koyan bir
tohumculuk sektörü vardýr. Bu sektör
þekerpancarý üretimi için ihtiyaç
duyulan þekerpancarý tohumunu
ülkemizde yerli üretimle karþýlayacak
bir kapasiteye ulaþýr hale gelmiþtir.
Yurt içi tohum üretiminin
desteklenmesi anlamýna da gelecek
her türlü açýklama ve hedef
sektörünün geliþtirilmesi anlamýnda
TSÜAB'ýn hedefleri örtüþmektedir.
Zaten TSÜAB'da yerli tohum
üretiminin karþýsýnda olan, bunun
aksine açýklama ve beyanatlarda
bulunan her türlü giriþimin karþýsýnda
olduðunu baþlatmýþ olduðu hukuki
mücadele ile de ortaya koymuþtur.
Tarým ve Köyiþleri Bakaný Sayýn
M.Mehdi Eker ile Saðlýk Bakaný
Sayýn Recep Akdað'ýn ülkemizdeki
þeker, þeker pancarý üretimi ve NBÞ
konusunda yapmalarý beklenilen
açýklamalarýn, þekerpancarý,
þekerpancarý þekeri üretimi,
þekerpancarý çiftçilerimiz ve
tüketiciler açýsýndan yol gösterici ve
bilgilendirici olacaðýna inanýyoruz.
Kendilerine bu nedenle TSÜAB
olarak sektörümüz adýna þimdiden
teþekkür ediyoruz" dedi.
11
Þeker-Ýþ Sendikasý
Kýrþehir þeker NBÞ ÞEKERÝN
kotada lider TADINI KAÇIRDI
Pancar çiftçisinin aðzý tatlandý. Kýrþehir
Milletvekili Mikail Arslan, geçtiðimiz
yýl Ekim ve Aralýk aylarýnda Þeker
Fabrikalarý Genel Müdürü Azmi Aksu'ya
beraberindeki heyetlerle ziyaretlerde
bulunmuþ, Kýrþehir Þeker Fabrikasýnýn
kömürden kaynaklanan üretim sorunlarý
ile 2011 yýlý þeker kotalarýndan Kýrþehir'e
ayrýlacak payýn arttýrýlmasýný talep etmiþ
ve destek sözü almýþtý. Kýrþehir Þeker
Fabrikasýna 75 bin ton ilave kota verildi.
Buna göre Kýrþehir Þeker Fabrikasý kendi
grubu içerisindeki Þeker Fabrikalarý
arasýnda ikinci kez daðýtýlan þeker pancarý
kotasýndan en fazla pay alan fabrika oldu.
Dünya þeker fiyatlarý 370 bin 400 $/ton
civarýndayken ülkemizde þekerin fabrika
çýkýþ fiyatýnýn 950 $/ton olmasý ve
fiyatýnýn cazip olmasýndan dolayý
ülkemize özellikle Doðu ve Güneydoðu
sýnýrlarýndan giren kaçak þekerin her
geçen gün artmasý, perakende satýþ fiyatý
2 YTL/Kg olan þekere ve þeker pancarý
ekimine olan ilgiyi arttýrýyor. 1998 yýlýnda
uygulamaya konulan pancar üretiminde
kota sistemi ve 2001 yýlýnda yürürlüðe
giren 4634 sayýlý Þeker Yasasý gereði
ülkemizde þeker kotasý belirlenmekte ve
bu kota þeker fabrikalarýna pay ediliyor.
Her fabrika kendi üretim sahasýnda
belirlenen kota miktarýnca pancar
üreticileriyle yazýlý sözleþme yapmak
þartýyla pancar üretimi gerçekleþiyor.
Hatýrlanacaðý üzere Kýrþehir Milletvekili
Mikail Arslan, geçtiðimiz yýl Ekim ve
Aralýk aylarýnda Þeker Fabrikalarý Genel
Müdürü Azmi Aksu beye beraberindeki
heyetlerle ziyaretlerde bulunmuþ, Kýrþehir
Þeker Fabrikasýnýn kömürden
kaynaklanan üretim sorunlarý ile 2011
yýlý þeker kotalarýndan Kýrþehir'e ayrýlacak
payýn arttýrýlmasýný talep etmiþ ve destek
sözü almýþtý. Bu ziyaretler neticesinde
geçtiðimiz günlerde ekstra kota
daðýtýmýna baþlayan Genel Müdürlük,
435 bin ton olan mevcut kotaya 75 bin
ton daha ilave ederek 510 bin tona
yükseltti.
Konuya iliþkin görüþlerine
baþvurduðumuz Milletvekili Mikail
Arslan yaptýðý deðerlendirmede þunlarý
söyledi: " Kýrþehir çiftçimizin gözbebeði
ve tarýmýn belkemiði Kýrþehir Þeker
Fabrikasý geçen yýl 30 bin tonluk ilave
kotayla beraber 490 bin ton kota daðýtýmý
yapmýþtý. Bu yýl ise görüþmelerimiz
neticesinde ikinci kez daðýtýmý yapýlan
kotalardan ilimiz Þeker Fabrikasýnýn da
içinde bulunduðu 6'lý grup içerisinde
Kýrþehir'e 75 bin ton verilirken Yozgat'a
50 bin, Turhal'a 30 bin, Çorum'a 60 bin
ilave ton kota verildi. Kastamonu'ya ise
hiç verilmedi ve Çarþamba fabrikamýzdan
alýnan fazla kota Kýrþehir'e gönderildi.
Böylece 75 bin ton ile Kýrþehir Þeker
Fabrikamýz bu yýl en fazla oranda kota
alan Fabrika olmuþ oldu. Þeker
Fabrikasýnýn A ve C tipinde azami
ölçülerde 425 bin ton iþleme kapasitesini
dikkate alarak kalan miktarýn geçtiðimiz
yýllarda olduðu gibi Çorum Fabrikasýnda
iþlenmesi planlanýyor. Bundan sonraki
hedef, fabrikada geçen yýl yaþanan
sýkýntýlarýn bir daha yaþanmamasý için
gerekli modernizasyonun ve teknolojik
yenilenmenin takipçisi olmaktýr. Daðýtýlan
kotanýn tüm Pancar üreticisi çiftçilerimize
hayýrlý olmasýný diliyorum."
Avrupa ülkelerinde
kullanýmý yasaklanan
Niþasta bazlý þeker (NBÞ)
hem insan saðlýðýný hem
de ülke ekonomisini
olumsuz yönde etkiliyor.
Bütün bunlara raðmen
Türkiye'de bu
tatlandýrýcýlarýn kullanýmý
sürekli artýyor.
Þeker sektörüne NBÞ
darbesi Avrupa
ülkelerinde kullanýmý
yasaklanan niþasta bazlý þeker (NBÞ) hem insan
saðlýðýný hem de ülke ekonomisini olumsuz yönde
etkiliyor. Bütün bunlara raðmen Türkiye'de bu
tatlandýrýcýlarýn kullanýmý sürekli artýyor Tokluk hissi
vermeyen ve kanserden kalp hastalýklarýna ve
karaciðer yetmezliðine kadar birçok kronik hastalýða
yol açtýðý ileri sürülen niþasta bazlý þeker (NBÞ),
Fransa, Hollanda ve Ýngiltere'de yasaklandý. Ancak
ülkemize niþasta bazlý þekerin kotasýnda artýþ
yaþanýyor.
Baðýmsýz bilim adamlarýnýn/Mýsýrdan elde edilen
NBޒde yüksek oranda fruktoz (meyve þekeri) var.
Fruktoz, tokluk hissi uyandýrmaz aksine yedikçe
yedirir. Kronik hastalýklar salgýna dönüþmeden önlem
alýnmalý" dediði NBÞ Türkiye ciddi bir adým atmadý.
Türkiye'de yüzde 10 olan üretim kotasý niþasta bazlý
þekerin kotasý yüzde 15'e çýkartýldý. Kotanýn
artýrýlmasýnda temel etken pancardan elde edilen
þekere oranla ton baþýna 250-300 dolar daha ucuz
olmasý bulunuyor. Kotanýn arttýrýlmasý tartýþmalarý
beraberinde getirdi.
Þeker-Ýþ Sendikasý Konya Þube Baþkaný Kamil
Çomak, saðlýða zararlý gerekçesiyle yasaklanan
tatlandýrýcýlarýn her yýl yüzde 50 kota artýþýyla
Türkiye'ye sokulduðunu söyleyerek durumun tehlikeli
olduðunu vurguladý. Avrupa Birliði ülkelerinde yüzde
2 olan tatlandýrýcýnýn payýnýn Türkiye’de yüzde 10
gibi yüksek bir oranda olduðunu belirten Çomak,
Bakanlar Kurulu kararý ile NBÞ kotalarýnýn yüzde 50
arttýrýlarak yüzde 15e çýkarýlmasýnýn pancar þekerinin
üretimine darbe vuracaðýný ifade etti. Türkiye’de çok
uluslu 5 tane NBÞ firmasýný bulunduðunu ve bu
firmalarýn Türkiye'yi en karlý ülke olarak gördüðünün
altým çizen Çomak, "Bulunduðu coðrafyada pancar
üretimine en elveriþli ülke olan Türkiye'de dünyanýn
hiçbir yerinde uygulanmayan yüzde 10 olan kota
yüzde 15 gibi çok yüksek bir seviyeye yükseltilmiþtir.
Ayrýca bu kota oranlarý yüzde 50 arttýrma ve eksiltme
yetkisine sahip olan Bakanlar Kurulu Kararlarý ile
her yýl artýþ yönünde karar verilerek destekleniyor.
AB ülkelerinde niþasta bazlý þekerin kota ortalamasý
yüzde 2 ile yüzde 3 civarýnda iken Türkiye'de yüzde
15lere çýkan kota nedeni ile Türkiye'de yýllýk 450 bin
ton civarýnda NBÞ üretiliyor. Bu rakam Avrupa
ülkelerinde sadece 300 bin ton civarýndadýr. Yani
Türkiye'de kiþi baþýna 6 kilogram NBÞ düþerken
Avrupa'da kiþi baþýna 1 buçuk kilogram NBÞ
düþmektedir" dedi.
NBÞ pancar üretimini azaltýr
NBÞ kotasýnýn her yýl yüzde 50 oranýnda
arttýrýlmasýnýn pancar þekeri üretimi üzerinde 120 bin
tonluk daralmaya neden olduðunu belirten Çomak,
bu durumda 210 bin dekar alanda pancar tarýmýnýn
yapýlmamasý, 300 ton besi hammaddesi olan küspenin,
kozmetik ve sektörlerde büyük zarar vereceðini
söyledi. Türkiye'nin sahip olduðu kaynaklar ile dünya
ülkeleri ile kýyaslandýðýnda ihtiyaçlarýný karþýlayabilen
ve kendi kendine yetebilen ülkeler arasýnda ilk
sýralarda yer aldýðýný vurgulayan Çomak, þeker
pancarýnda þeker üretiminin Türkiye'de tarýmsal
sanayide yýlda yaklaþýk 3 milyar dolar civarýnda katma
deðer saðlayan, istihdam yaratan, tanýr hayvancýlýðýn
geliþmesine katký saðlayan bir sektör olduðunu söyledi.
Çomak, NBÞ kotasýnýn yüzde 15 sevilerinden Avrupa
ülkeler gibi yüzde 2 civarýna düþürülmesi gerektiðini
sözlerine ekledi.
Ereðli Þeker Spor Kulübü Atletizm Takýmý Türkiye Kros
Þampiyonasýnda Ereðli ve Konya’yý temsilen katýldýðý
Yýldýz Bayanlar 3000 metre Yarý Finalinde Antalya’da
Türkiye 12.si olarak Denizli’de yapýlacak olan finallere
katýlmaya hak kazandý.
Ereðli Þeker Spor Kulübünün U16 Futbol Takýmý ise
Konya Bölgesindeki lig maçlarýnýn 1.sinide Konya Demir
Sporla deplasmanda yaptýðý maçta 0-0 berabere kaldý.
Her iki takým da maçlara niþasta bazlý þekere hayýr yazýlarý
ile çýkarak Sayýn Genel Baþkanýmýz Ýsa GÖK’ün baþlattýðý
kampanyaya destek oldular.
Ýþsizlik yeniden
týrmanýþa geçti
Türkiye Ýstatistik
Kurumu (TÜÝK),
iþsizlik oranýnýn
Aralýk döneminde
geçen yýlýn ayný
dönemine göre 2,1
puan düþerek, yüzde
11,4'e gerilediðini
açýkladý. Aralýk'ta,
Türkiye'deki iþsiz
sayýsý 2 milyon 929
bin kiþi, istihdam
edilenlerin sayýsý 22
milyon 665 bin kiþi
oldu.
Tarým dýþý iþsizlik yüzde 14,2, genç nüfusta iþsizlik
oraný yüzde 21,6 olarak hesaplandý.
Türkiye Ýstatistik Kurumunun (TÜÝK) Hanehalký Ýþgücü
Araþtýrmasý, ''2010 Aralýk Dönemi Sonuçlarýna (Kasým,
Aralýk 2010, Ocak 2011)'' göre, 2009 yýlý Aralýk ayýnda
3 milyon 361 bin kiþi olan iþsiz sayýsý, 2010'nun ayný
döneminde 2 milyon 929 bin kiþi oldu.
Ýstihdam da 21 milyon 451 binden, 22 milyon 665 bin
kiþiye çýktý.
Hanehalký Ýþgücü Anketinin tahminleri, hareketli üçer
aylýk dönem ortalamalarý esas alýnarak aylýk
yayýmlanýyor. Ýlgili üç aylýk dönemin aðýrlýklarý, dönem
ortasý aya iliþkin nüfus projeksiyonlarýna göre
hesaplanýyor ve ifade kolaylýðý açýsýndan bu ayýn adýyla
belirtiliyor.
2010'a iliþkin yýllýk veri, bu nedenle daha önce 1 Mart'ta
yüzde 11,9 olarak açýklanmýþtý.
2010 Aralýk dönemi itibariyle Türkiye genelinde mevsim
etkilerinden arýndýrýlmamýþ temel iþgücü verileri þöyle:
2009/Aralýk 2010/Aralýk
. ------------- ------------KURUMSAL OLMAYAN NÜFUS (bin) 70.907 71.707
15 ve daha yukarý yaþtaki nüfus (bin) 52.079 52.929
ÝÞGÜCÜ
(bin) 24.812 25.593
Ýstihdam
(bin) 21.451 22.665
Ýþsiz
(bin) 3.361 2.929
Ýþ Gücüne Katýlma Oraný
(yüzde) 47,6 48,4
Ýstihdam Oraný
(yüzde) 41,2 42,8
Ýþsizlik Oraný
(yüzde) 13,5 11,4
Tarým Dýþý Ýþsizlik Oraný
(yüzde) 16,6 14,2
Genç Nüfusta Ýþsizlik Oraný
(yüzde) 24,1 21,6
Ýþgücüne Dahil Olmayanlar
(bin) 27.266 27.336
12
Þeker-Ýþ Sendikasý
Þekerin günlüðünden…
13
Þeker-Ýþ Sendikasý
Ýki ölümden
biri kalpten
Türkiye'de her iki ölümden
birinin kalp ve damar
hastalýklarýndan
kaynaklandýðý, 2020 yýlýnda
bu hastalýklardan yaklaþýk
400 bin ölüm beklendiði
belirtildi.
Türk Kardiyoloji Derneði
tarafýndan, Hacettepe
Üniversitesi Kültür ve Kongre
Merkezi'nde ''2. Ulusal Kadýn
Saðlýðý Sempozyumu''
düzenlendi. Derneðin Kadýn
Saðlýðý Grubu Baþkaný Prof.
Dr. Lale Tokgözoðlu, yaptýðý
basýn toplantýsýnda kalp ve
damar hastalýklarýnýn Türkiye
ve dünyada en sýk görülen ölüm
nedeni olduðunu söyledi.
Türkiye'nin, özellikle
kadýnlarda kalp ve damar
hastalýklarýna baðlý ölümlerde
''Avrupa'da birinci'' sýrada yer
aldýðýna dikkati çeken
Tokgözoðlu, ''Ülkemizde kalp
ve damar hastalýklarý nedeniyle
2020 yýlýna doðru yýlda 400 bin
civarýnda ölüm beklenmektedir.
Kalp ve damar hastalýklarý,
Türkiye'de her iki ölümün
birinden sorumludur'' dedi.
Tokgözoðlu, Avrupa'da her yýl
kadýnlarýn yüzde 55'inin kalp
ve damar hastalýklarýndan
dolayý hayatýný kaybettiðini
belirterek, ''Kadýnlarda
hastalýðýn seyri daha kötü
olmakla birlikte, hastalýða baðlý
ölüm ise daha fazla görülüyor.
Bu hastalýklar, kadýnlarda
kanser, osteoporoz veya diðer
hastalýklardan daha fazla ölüme
neden oluyor'' diye konuþtu.
Tokgözoðlu, kadýnlarýn en sýk
göðüs aðrýsý þikayetiyle
hastaneye baþvuruda
bulunduðunu ifade ederek,
þunlarý kaydetti:
''Sýrt, çene, karýn aðrýsý, nefes
darlýðý veya sadece bulantý,
kusma da þikayetler arasýnda
yer alýyor. Koroner kalp
hastalýðý, kadýnlarda erkeklere
göre daha ileri yaþ döneminde
geliþtiðinden kalp krizi
semptomlarý diðer hastalýklar
tarafýndan maskelenebiliyor.
Bu gibi nedenlerle kadýnlar
bulgularý fazla ciddiye almýyor.
Hatta kadýnlarda hiçbir þikayet
olmadan kalp krizi de
geliþebiliyor. Fark edilmeden
geçirilen kalp krizleri erkeklerle
kýyaslandýðýnda kadýnlarda
daha sýk görülüyor. Ayrýca,
diyabet öyküsü olan kadýnlarda
kalp damar hastalýklarýna baðlý
ölüm oraný da artýyor.''
'”Taný yöntemleri farklý
sonuçlar verebiliyor”
Prof. Dr. Necla özer de kalp
hastalýklarýnýn tanýsýnda
kullanýlan taný yöntemlerinin
baþarýsý açýsýndan da farklýlýklar
görüldüðünü belirterek,
''Mesela, kalp hastalýklarýnýn
tanýsýnda sýklýkla kullanýlan efor
testi kadýnlarda daha az
güvenilir sonuçlar veriyor''
dedi.
Meslek hastalýðýna Pankreas kanseri için
bursa nüfusu
kimler
risk altýnda?
Ailesinde
kadar kurban
pankreas
Bursa Ýl Saðlýk Müdürü Özcan Akan,
dünyada her yýl 2 milyon insanýn
meslek hastalýklarýndan öldüðünü
söyledi.
Saðlýk Bakanlýðý ve Çalýþma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlýðý iþ birliði ile
meslek hastalýklarý konusunda
yürütülen proje çerçevesinde Bursa Ýl
Saðlýk Müdürlüðü Konferans
Salonu'nda seminer düzenlendi.
Seminerin açýlýþýnda konuþan Ýl Saðlýk
Müdürü Dr. Özcan Akan, Dünya
Saðlýk Teþkilatý verilerine göre
dünyada her yýl 2 milyondan fazla
insanýn iþi yüzünden hayatýný
kaybettiði bilgisini verdi. 23 Aralýk
2010 tarihinde baþlatýlan bu proje ile
Türkiye'de meslek hastalýklarý
konusunda taraflarýn bilgilendirilmesi
ve hassasiyetin arttýrýlmasýnýn
hedeflendiðini söyleyen Akan, meslek
hastalýklarýnýn önlenebilmesi, erken
teþhis ve tedavisinin yapýlabilmesi için
baþta hekimler ve saðlýk çalýþanlarý
olmak üzere herkesin sorumluluklarýný
yerine getirmesi gerektiðinin altýný
çizdi. Akan sözlerini þöyle sürdürdü:
"Bursa, tarih, turizm þehrin olmasýnýn
yanýnda sanayi þehridir de. Sanayi
ortamýnda meslek hastalýklarýnýn
yoðunluðunun daha çok olmasý, iþ
saðlýðý ve güvenliði konusunda
Bursa'da da ciddi çalýþmalar
yapýlmasýný gerektiriyor. Saðlýk
Bakanlýðý olarak birinci basamakta
koruyucu saðlýk hizmetlerini sunmakta
olan toplum saðlýðý merkezlerinin
görevleri arasýna ilk kez iþ saðlýðý ve
güvenliði ile ilgili çalýþmalarda
bulunmayý ekledik. Birinci ve ikinci
basamak saðlýk kurumlarýyla birlikte
üniversite hastanesi
bünyesinde de meslek hastalýklarý
kliniðinin kurulmasý gerekiyor."
“Her yýl dünyada Bursa nüfusu
kadar insan meslek hastalýðýndan
ölüyor"
Daha sonra söz alan Ýþ Saðlýðý ve
Güvenliði Genel Müdür Yardýmcýsý
Ýsmail Gerim ise, dünyada iþi ve
mesleði yüzünden hayatýný kaybeden
insan sayýsýnýn neredeyse Bursa
nüfusu kadar olduðunu, bunun için
2010 yýlý sonunda iki bakanlýðýn iþ
birliði ile baþlatýlan projenin çok
önemli olduðunu vurguladý.
Türkiye'de meslek hastalýklarý vaka
sayýsýnýn 429 olduðunu hatýrlatan
Gerim, meslek hastalýklarýnýn kayýt
altýna alýnabilmesinin büyük önem
taþýdýðýný söyledi.
Prof. Dr. Kayýhan Pala da, "2000
yýlýnda yaptýðýmýz araþtýrmada, týp
fakültesine baþvuran hastalarýn üçte
birine mesleklerinin sorulmadýðýný
tespit ettik. Bizde iþle ilgili hastalýk
diye bir þey söz konusu deðil. Meslek
hastalýðýndan bahsederken, yalnýzca
meslekle ilgili hastalýklar deðil,
meslekle birlikte ortaya çýkan
hastalýklardan da bahsetmek gerekir"
þeklinde konuþtu.
(ÝHA)
kanseri hastasý
olanlar, þeker
hastalarý ve
sigara
kullananlar her
yýl düzenli
kontroller
yaptýrarak önlem alabilirler. Her 10.000 kiþiden
bir kiþide görülen pankreas kanseri hakkýnda
merak ettiklerinizi Genel Cerrahi Uzmaný Op.
Dr. Ýlhan Ermergen'in derlediði yazýda
bulabilirsiniz.
Pankreas nedir, ne iþe yarar?
Pankreas midenin arkasýnda bulunan yaklaþýk
15-20 cm büyüklüðünde bir organdýr. Pankreas
dört bölümden oluþur. Bunlar baþ, boyun, gövde
ve kuyruktur. Baþ bölümünün onikiparmak
baðýrsaðý ile baðlantýsý vardýr. Kuyruk kýsmý ise
dalakla komþudur.
Pankreasýn iki iþlevi vardýr.
1. Sindirim iþlevi: Pankreas sayesinde sindirime
yardýmcý olan enzimler (amilaz endopeptidazlar,
egzopeptidazlar, lipaz, kolesterol esteraz,
fosfolipaz A2) baðýrsaða ulaþýr. Baðýrsaða ulaþan
bu enzimler niþasta, yað ve proteinlerin
sindirilmesine yardýmcý olur.
2. Hormon salgýlama iþlevi: Pankreas þekeri
düþürmeye yarayan insülini ve þeker düzeyinin
artmasýný saðlayan glukagon hormonunu,
somatostatin, amilin, pankreatik polipeptit ve
pankreastatin salgýlar.
Pankreas kanseri nedir?
Pankreasta kötü huylu tümörün varlýðýna
pankreas kanseri adý verilir. Pankreas kanseri
ABD'de kanser nedeniyle ölümlerde 5.sýradadýr.
5 yýllýk sað kalýmý ortalama %10 "dur. Komþu
organlara yakýnlýðý nedeniyle pankreas
kanserinin baþka organlara sýçrama olasýlýðý
yüksek. Genellikle lenf damarlarý ile diðer
organlara yayýlýr.
Kimler risk altýnda?
Pankreas kanserinin sebebi bilinmiyor. Pankreas
kanseri erkeklerde daha çok görülen bir hastalýk
ve sigara içenlerde içmeyenlere göre 2 - 3 kat
daha fazla görülüyor. Hastalýðýn görülme riskini
artýran en önemli faktörler ise þunlar:
·Yaþ: Genellikle 60 yaþýn üzerindeki kiþilerde
görülür
·Sigara
·Alkol alýmý (Ýliþkisi kesin kanýtlanmamýþtýr)
·Þeker hastalýðý (Ýliþkisi kesin kanýtlanmamýþtýr)
·Radyasyon
·Siyah ýrk
·Genetik geçiþ: Ailesinde pankreas kanseri
hastasý bulananlar daha fazla risk altýnda
·Kronik pankreas iltihabý
·Aþýrý yaðlý besin tüketme alýþkanlýðý
Belirtileri nelerdir?
Erken evrede belirti vermediðinden pankreas
kanseri sinsi bir hastalýktýr. En çok görülen
belirtileri ise þöyle sýralamak mümkün:
·Halsizlik, iþtahsýzlýk ve kilo kaybý, bulantý,
kusma
·Sarýlýk, hastalýk safra kanalýný týkadýðýndan
safra baðýrsaða akamaz. Bunun sonucunda
hastanýn cildi sararýr, idrarý koyulaþýr, dýþkýsýnýn
rengi açýlýr.
·Aðrý, genellikle sol karýn boþluðunda ve buradan
sýrta vuran bir aðrýya neden olur.
• Kan þekeri düþmesi, hastalýða baðlý olarak
kan þekeri seviyesi düþebilir ve halsizlik, baþ
dönmesi, titreme ve bayýlma görülebilir.
Taný nasýl konur?
Muayene esnasýnda hastanýn þikayetlerinin
dinlenmesinin ardýndan çeþitli kan tahlilleri ve
radyolojik incelemelere baþvurulur. Elde edilen
sonuçlara göre hastanýn hastalýðýn hangi
evresinde olduðu anlaþýlýr. Pankreas kanserinin
4 evresi bulunmakta. Tümör teþhisi için batýn
ultrasonografisi, bilgisayarlý batýn tomografisi,
MRI ve PET kullanýlýr. Uygulanabilecek diðer
yöntemler ise endoskopik ultrasonografi ve
endoskopik retrograd kolanjiopankreatografidir
(ERCP).
Tedavi nasýl uygulanýr?
Pankreas kanseri tedavisi hastanýn bulunduðu
evreye göre yapýlýr. En çok kullanýlan yöntemler
ameliyat, ýþýn tedavisi ve ilaçlý kemoterapidir.
Kaynak HABERTÜRK
Türkiye'de 1 doktora
640 kiþi düþüyor
Türk Saðlýk-Sen,
Týp Bayramý öncesi
yaptýðý bir
araþtýrmayla
Türkiye'nin doktor
haritasýný çýkardý.
Araþtýrmaya göre
Türkiye'de toplam
115 bin 256
doktorun görev
yaptýðý belirlenirken, bu doktorlardan 67
bin 667'sinin Saðlýk Bakanlýðýna baðlý
saðlýk kuruluþlarýnda görevli olduðu
belirlendi.
Bununla birlikte Türkiye'de bir doktora
640 kiþinin düþtüðü tespit edilirken, sadece
Saðlýk Bakanlýðýndaki görevli doktorlar
dikkate alýndýðýnda bir doktora bin 89
kiþinin düþtüðü anlaþýldý. Türk SaðlýkSen, Týp Bayramý öncesi yaptýðý bir
araþtýrmayla Türkiye'nin doktor haritasýný
çýkardý. Araþtýrmaya göre Türkiye'de
toplam 115 bin 256 doktorun görev yaptýðý
belirlenirken, bu doktorlardan 67 bin
667'sinin (29 bin 526 uzman- 30 bin 830
pratisyen hekim-7 bin 311 asistan) Saðlýk
Bakanlýðýna baðlý saðlýk kuruluþlarýnda
görevli olduðu belirlendi. Doktorlarýn 25
bin 15'inin üniversitelerde, 22 bin 574'ünün
ise özel sektörde çalýþtýðý anlaþýldý. Bunun
yaný sýra Türkiye'de bir doktora 640 kiþi
düþerken, sadece Saðlýk Bakanlýðýndaki
görevli doktorlar dikkate alýndýðýnda bir
doktora bin 89 kiþinin düþtüðü ifade edildi.
En az doktor Bayburt’ta
Araþtýrmada Saðlýk Bakanlýðý'nda görev
yapan doktorlarýn illere göre daðýlýmýna
ve 2010 yýlýnda atanan ve istifa eden
doktorlara iliþkin bilgilere yer verildi. Türk
Saðlýk-Sen'in araþtýrmasýna göre Saðlýk
Bakanlýðý'ndaki doktorlar dikkate
alýndýðýnda Türkiye'de en az doktorun
bulunduðu il 78 doktorun çalýþtýðý Bayburt
oldu. Bu ili 87 doktorla Ardahan, 104
doktorla Hakkari izledi. Doktorlarýn en
fazla görev yaptýðý il ise 12 bin 498
doktorun bulunduðu Ýstanbul oldu. Bu ili
7 bin 568 doktorla Ankara, 4 bin 736
doktorla Ýzmir takip etti.
Türk Saðlýk-Sen'in yaptýðý araþtýrmaya
göre Saðlýk Bakanlýðý'nda görev yapan 67
bin 667 doktorun 38 bin 881'i yani
doktorlarýn yüzde 57'si 16 Büyükþehirde
görev yapýyor. Uzman doktorlarýn yüzde
58'i, pratisyen doktorlarýn ise yüzde 47'si,
asistanlarýn ise yüzde 98'i 16 Büyükþehirde
görevli. 29 bin 526 uzman doktorun 17
bin 62'si, 30 bin 830 pratisyen doktorun
ise 14 bin 661'i ve 7 bin 311 asistanýn 7
bin 158'i Türkiye'nin 16 Büyükþehrinde
çalýþýyor.
2010 Yýlýnda Saðlýk Bakanlýðý’ndan 3
BÝN 637 doktor istifa etti
Araþtýrma sonuçlarýna göre Saðlýk
Bakanlýðý 2010 yýlýnda 5 bin 767'si uzman,
4 bin 990'ný pratisyen olmak üzere toplam
10 bin 757 doktor atadý. Buna karþýlýk 2
bin 768'i uzman, 2 bin 761'i pratisyen
doktor olmak üzere toplam 5 bin 439
doktor görevinden ayrýldý. 2010 yýlýnda
bin 843'ü uzman bin 794'ü pratisyen doktor
olmak üzere toplam 3 bin 637 doktor
Saðlýk Bakanlýðý'nda ki görevinden istifa
etti. Kalan ayrýlýþlarýn 772'si emeklilik bin
30'u ise diðer sebeplerden gerçekleþti.
Türkiye'de 115 bin hekimin çeþitli
sorunlarla uðraþtýðýný kaydeden Türk
Saðlýk-Sen Genel Baþkaný Önder Kahveci
"Türkiye'de görev yapan 115 bin hekim
var. Profesöründen asistanýna, Hakkari'de
görev yapanýndan Ankara'da çalýþanýna
Üniversitede hizmet sunanýndan aile
hekimine kadar doktorlar farklý sorunlarla
uðraþýyorlar. Maðduriyetler yaþýyorlar.
Yabancý doktor getirilmesi gibi gündemler
yerine doktorlarýn sorunlarýný çözmenin
ve öz kaynaklarýmýzý kullanarak hekim
sayýmýzý yükseltmenin yollarý aranmalýdýr"
dedi.
14
Þeker-Ýþ Sendikasý
GDO’suz
ÇOCUKLAR
Ankara Þeker Fabrikasý Türk Sanat
Müziði Topluluðundan Konser
2000 yýlý sonlarýnda Genel Müdürlük,
Ankara Þeker Fabrikasý, Ankara Makina
Fabrikasý ve Þeker Enstitüsü Müdürlüðü
personelleri ile ailelerinin katýlýmýyla
kurulan Ankara Þeker Fabrikasý Türk
Sanat Müziði Topluluðu, ilk konserinde
izleyenleri büyüledi. Çalýþmalarýný,
Türkiye Þeker Fabrikalarý Yönetim
Kurulu Baþkaný M.Azmi Aksu baþta
olmak üzere kurum Genel Müdür
Yardýmcýlarýnýn da destek ve
himayelerinde gerçekleþtirilen konser
Vedat Yurdakul yönetiminde unutulmaz
anlar yaþattý. Yýlda iki konser verecek
olan topluluk ilk sýnavýný Þubat ayýnda
geniþ bir izleyici kitlesi karþýsýnda verdi.
Konsere ayrýca Ýçiþleri Eski Bakaný,
AKP Ýstanbul Milletvekili Abdülkadir
Aksu, Milli Savunma Bakaný Vecdi
Gönül, Sanayi Eski Bakaný Ali Çoþkun
da katýldý.
Þeker Spor Güreþ Takýmý ödüllerini aldý
Arda
Þeker Spor Güreþ takýmýnda dereceye giren
sporculara düzenlenen törenle ödülleri verildi.
Ankara Þeker Fabrikalarý salonunda
düzenlenen ödül töreninde Türkiye
þampiyonasýnda sikletlerinde derece alan
güreþçilere ödülleri verildi. Törene Türkiye
Þeker Fabrikalarý Genel Müdürü Azmi Aksu,
Þeker Fabrikalarý Genel Müdür Yardýmcýlarý,
Hasan Alkan, AKP Sivas Milletvekili Hamza
Yerlikaya, Þeker-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný
Ýsa Gök ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile ÞekerÝþ Sendikasý Ankara Þube yöneticileri katýldý.
Emre AKTI / 7 Yaþ
Dilek ÞÝMÞEK / 7 Yaþ
Törende güreþçiler ödüllerini Þeker
Fabrikalarý Genel Müdürü Azmi Aksu, AKP
Sivas Milletvekili Hamza Yerlikaya, ÞekerÝþ Sendikasý Genel Baþkaný Ýsa Gök’ün
elinden aldýlar. törenin ardýndan toplu fotoðraf
çekildi.
Topraktan Fýþkýran Saðlýk: Þifalý Bitkiler
Ýþte, kolayca eriþilebilir ve kolayca kullanýlabilir þifalý bitkiler ve iyi gelecekleri
rahatsýzlýklardan bazýlarý...
Morarmalar Ýçin:
Maydanoz- Bir tarafýnýzý bir yere
çarptýðýnýzda, derinin hemen altýndaki
kýlcal damarlar çatlar ve deri altýna kan
yayýlarak o bölgenin mor bir görüntü
almasýna neden olur. Maydanozun,
morarma ve çürük izlerini geçirmede
geleneksel bir þöhreti vardýr. Buz ise
þiþlikleri indirmek için kullanýlýr. Bu
ikisini birleþtirdiniz mi, buzluðunuzda
berelenme ve çürüklerin ilacý hazýr
demektir.
Bir avuç maydanoz ve dörtte bir bardak
suyu, yarý erimiþ kar görüntüsü alana
kadar blendýrda karýþtýrýn. Sonra, buz
kalýplarýný yarýsýna kadar doldurun ve
dondurun. Ýnce bir beze veya tülbente
sardýðýnýz maydanozlu buzu, berenin
üzerinde gezdirin. Maydanozlu buz,
küçük yanýklarda da iþe yarar.
Nefes Kokusu Ýçin:
Nane Çayý- Naneye kendine özgü tadý
ve kokuyu veren aromatik yað, aslýnda
nefes kokusuna neden olan mikroplarý
öldüren güçlü bir antiseptiktir. Ýhtiyaç
duyduðunuz her an, bir bardak nane çayý
için.
Kepek Ýçin :
Kekik- Kekik suyunu kepeðe çare olarak
kullanabilirsiniz. Tepeleme dolu 4 çorba
kaþýðý kuru kekiði, alüminyum olmayan
bir demlik kullanarak 2 bardak suda 10
dakika boyunca kaynatýn. Süzgeçten
geçirin ve soðutun. Elde ettiðiniz kekik
suyunu, yeni þampuanlayýp duruladýðýnýz
saçýnýza yavaþça dökerken, yumuþak
hareketlerle iyice ovalayýp kafa derinize
ulaþmasýný saðlayýn. Saçýnýzda bir tabaka
býrakmayacaðý için durulamanýza gerek
yok. Ama isterseniz durulayabilirsiniz
de.
Ýshal Ýçin:
Tarçýn- Eðer ishal þiddetliyse, vücudunuz
susuzluk tehlikesiyle karþý karþýya
demektir. Tarçýn, diyareyi kýsa sürede
kesen, doðal bir ilaçtýr. Kurutulup toz
haline getirilmiþ tarçýn kabuðundan bir
çorba kaþýðý dolusunu bir bardak sýcak
suya karýþtýrýn. 10-15 dakika demlenmeye
býrakýn. Tarçýný bu þekilde sadece kýsa
süreli olarak kullanýn.
15
Þeker-Ýþ Sendikasý
Otoyollarda yüzde 20 ucuzluk!
Çocuklar internet
ve otoyol geçiþlerinde Otomatik Geçiþ Sistemi’nin (OGS) yerini alacak
baþýndan ayrýlamýyor Köprü
olan Hýzlý Geçiþ Sistemi’nin (HGS) ayrýntýlarý netleþti.
Çocuklar günde
1.6 saatten fazla,
haftada yaklaþýk
11.4 saati
internet baþýnda
geçiriyor.
Bilgi
Teknolojileri ve
Ýletiþim Kurumu (BTK) Telekomünikasyon Ýletiþim
Baþkanlýðýnýn ''güvenliweb.org.tr'' internet sitesinde,
''Norton Ailelerin Ýnternet Kullanýmlarý ve Alýþkanlýklarý
Araþtýrmasý''na yer verildi. 14 ülkeden 7 binden fazla
yetiþkin ve yaþlarý 8-17 arasýnda deðiþen 2 bin 800 çocuðun
katýldýðý araþtýrmaya göre, çocuklar her geçen gün
zamanlarýnýn daha büyük bir kýsmýný bilgisayar baþýnda
geçiriyor.
Ailelerinin, internetteki faaliyetlerinden daha çok haberdar
olmalarýný istemelerine raðmen büyük kýsmý, iþler kötü
gitmeye baþladýðýnda ailelerinden yardým istiyor.
Çocuklarýn üçte ikisine yakýný internet ortamýnda olumsuz
bir deneyim yaþarken, ailelerin sadece yüzde 45'i bu
durumun farkýna varabiliyor.
Araþtýrmaya göre, 2009 yýlýnda haftada 9.17 saat olan
internet baþýnda kalma süresi yüzde 10 arttý. Çocuklar,
günde 1.6 saatten fazla, haftada yaklaþýk 11.4 saati internet
baþýnda geçiriyor. Çocuklarýn yüzde 83'ü oyun oynamak,
yüzde 73'ü sörf, yüzde 71'i ödev, yüzde 67'si arkadaþlarýyla
konuþmak için interneti kullanýyor. Ýnternete ev dýþýndaki
bir yerden giren çocuklarýn oraný yüzde 23'ken, ailelerin
yüzde 16'sý bunu fark ediyor.
Çocuklarýn yüzde 56'sýnýn internet arkadaþý bulunurken,
ortalama yüzde 62'si olumsuz içeriðe sahip deneyimler
yaþýyor. Çocuklarýn yüzde 41'i internette tanýmadýklarý
kiþilerin kendilerini sosyal paylaþým sitelerine eklemek
istediklerini, yüzde 33'ü bilgisayarýna virüs bulaþtýðýný,
yüzde 25'i þiddet ya da müstehcen görüntülerle
karþýlaþtýklarýný, yüzde 10'u tanýmadýklarý birinin kendisiyle
gerçek hayatta tanýþmak istediðini söylüyor. Ýnternet
ortamýnda yaþadýklarý olumsuz þeyler nedeniyle çocuklarýn
üçte biri korku, hayal kýrýklýðý, kýzgýnlýk ve öfke, beþte
biri utanç ve piþmanlýk hissediyor. Cep telefonundan
internete giren çocuklarýn oraný yüzde 17'ye ulaþýrken,
ailelerin yüzde 10'u bu durumdan haberdar oluyor.
Araþtýrmaya göre, 13 yaþ ve üzeri erkek çocuklar internette
çýplak kadýn resmi aradýklarýnda veya karþýlaþtýklarýnda
bunu ailelerine söylemiyorlar ama eðer bu tür görüntülerle
istekleri dýþýnda karþýlaþmýþsalar bundan rahatsýz oluyorlar.
Çocuklarýn yüzde 87'si somut bir tehditle karþý karþýya
olduklarýný düþündüðünde ebeveyn desteði istiyor. Yüzde
84'ü eðer bir þantaj ya da kendilerine zarar verebilecek
bir durumla karþý karþýya kalýrlarsa bir yetiþkine durumu
iletiyor, yüzde 71'i uygun olmayan veya þüphelendikleri
þeyleri söylüyorlar.
''(Arkadaþ) olarak ekletip çocuðunuzu takip edin''
Yetiþkinlerin yüzde 44'ü, çocuklarýn internetteki
faaliyetlerini tamamýyla kontrol etmeleri gerektiðini
düþünüyor. Bu oran, Kanada ve Amerika'da yüzde 61'e
ulaþýyor. Ýtalyan ve Çinli aileler doðru tercih yapabilmeleri
için izin vermeleri gerektiði kanaatini taþýrken, Ýsveçli
ailelerin sadece yüzde 17'si çocuklarýnýn internet aktiviteleri
konusunda bilgiye sahip olduðunu belirtiyor.
Ebeveynlerin yüzde 90'ýndan fazlasý çocuklarýnýn internet
kullanýmý konusunda kurallar koyup kontrol ederken,
yüzde 71'i çocuklarýyla güvenli internet kullanýmý
konusunda konuþuyor. Yüzde 34'ü çocuklarýnýn sosyal
paylaþým sitelerini kontrol ediyor, süre ve arama limitleri
üzerine yoðunlaþýyor.
Araþtýrmacýlar, ailelere, bilgisayarlarýnda filtre programý
kullanmalarý, çocuklarýn hangi siteleri ziyaret ettiðini web
tarayýcýdan ''history'' butonuyla kontrol etmeleri,
çocuklarýnýn sosyal aðlarda sadece tanýdýðý arkadaþlarýný
arkadaþ listesine eklemesi, ''arkadaþlarýnýn arkadaþlarýný''
ise eklememesi gerektiðini anlatmalarý, kendilerini
çocuklarýnýn arkadaþý olarak eklettirerek kimlerle
arkadaþlýk ettiðini takip etmelerini, çocuklarýnýn telefon
faturalarýný ve hareketlerini kontrol etmelerini ve
çocuklarýnýn geceleri telefonunu yatak odasýna götürmeyip
ortak kullanýlan odada býrakýlmasýný saðlamalarýný
öneriyor.
(A.A)
Yeni sistem Mayýs ayýndan itibaren uygulamaya
girecek. Kartlý Geçiþ Sistemi’ne (KGS) oranla
yüzde 20 daha ucuz olacak sistem sayesinde
giþelerden 30 kilometre ve üzerinde bir hýzla
geçilebilecek. Araç sahipleri HGS etiketlerini, PTT
merkez ve þubelerinden satýn alabilecek. Otoyol
ve köprü giþelerinde halen OGS ve Kartlý Geçiþ
Sistemi (KGS) olmak üzere iki farklý geçiþ yöntemi
uygulanýyor.
Karayollarý Genel Müdürlüðü, iki sistemi birleþtirip,
geçiþleri daha hýzlý ve kolay hale getirmek için
kollarý sývadý. Karayollarý Genel Müdürü Cahit
Turhan, Habertürk’e, köprü ve otoyol geçiþi için
öngörülen yeni sistemin ayrýntýlarýný anlattý. “Hýzlý
Geçiþ Sistemi” adý verilen projenin iþletim ve
donanýmýna iliþkin üzerinde çalýþmalarýn yoðun
biçimde devam ettiðini kaydeden Turhan, Mayýs
ayýnda HGS’nin köprü ve otoyol giþelerinde
uygulamaya gireceðini açýkladý.
HGS etiketleri PTT’den alýnacak
Sistemin, iþletim mantýðýnýn OGS’ye benzediðini
vurgulayan Karayollarý Genel Müdürü Cahit
Turhan, “Mantýk olarak OGS’ye benziyor. Daha
ileri bir sistem” diye konuþtu. Turhan, HGS
etiketlerinin, PTT tarafýndan pazarlanacaðýný
belirterek, “Araç sahipleri, HGS etiketlerini
PTT’den satýn alabilecek. HGS’de indirim de söz
konusu olacak. Yüzde 20 indirim uygulanacak”
dedi. Turhan, sistemin devreye girmesiyle birlikte
giþelerde beklemenin sona ereceðini vurgulayarak,
bu sistem yardýmýyla giþelerden 30 kilometre ve
daha hýzla geçiþin mümkün olacaðýný söyledi.
Kartlý geçiþ son bulacak
Kartlý Geçiþ Sistemi’ne (KGS) alternatif olarak
devreye girecek Hýzlý Geçiþ Sistemi, Otomatik
Geçiþ Sistemi’ne (OGS) entegre edilecek. KGS
tamamen kalkacak. Böylece araçlar hiç durmadan
giþelerden geçebilecek. Böylece zaman kaybý ve
trafik yoðunluðunun önüne geçilecek.
Konut kredisiyle alýnýp satýlan evler Maliye'nin radarýnda
Ekonomi yönetimi bankalara 'kredilerde frene basýn' uyarýsý yaparken, Maliyede
konut sektörünü mercek altýna aldý. Konut kredisi kullananlarý belirleyen Gelir
Ýdaresi Baþkanlýðý tapu harçlarýnýn gerçek deðer üzerinden gösterilip gösterilmediðini
kontrol ediyor.
Zaman Gazetesi’nin haberine göre incelemelerde
hem alýcý hem de satýcý tarafýndan ayrý ayrý binde
16,5 olarak ödenmesi gereken tapu harcýnda
konut deðerinin düþük gösterilip gösterilmediði
hesaplanacak. Rakamýn düþük gösterildiðinin
tespit edilmesi halinde aradaki farkýn harcý
gecikme cezasý ile birlikte tahsil edilecek. Örneðin
100 bin lira deðerinde bir konut alan vatandaþýn
bin 650 liralýk tapu harcý ödemesi gerekiyor.
Ancak çok sayýda konut alým satýmý yapan kiþi
evinin deðerini düþük göstererek ödeyecekleri
tapu harcý miktarýný düþürüyor.
Türkiye'de son yýllarda evlerin büyük kýsmýnýn
konut kredisi ile alýndýðýný aktaran Maliye'den
üst düzey bir yetkili hem tapu harcý kontrolünün
hem de deðer artýþ kazancýnýn banka
hareketlerinden izlenebildiðini söyledi. 2011 yýlý
için öngörülen stratejik planda konut sektörüne
yönelik inceleme ve denetimlerin de yer aldýðýný
aktaran ayný yetkili, "Mükelleflerin ev alým
satýmlarýnda tapu harçlarýný gerçek rakam
üzerinden ödeyip ödemediklerine bakýlacak. Eðer
gerçek deðeri ile beyan edilen arasýnda bir fark
olursa aradaki rakam üzerinden hem alýcý hem
de satýcýdan yüzde 1,65'lik harç alýnacak. Bu
rakamýn üzerine ayrýca gecikme faizi eklenecek."
dedi. Maliye Bakanlýðý 2011 yýlýnda harç
gelirlerinde yüzde 11,09'luk bir artýþ öngörüyor.
Bu kapsamda harçlardan 8 milyar liralýk gelir
hedefleniyor. Bakanlýk verilerine göre bütçedeki
8 milyar liralýk harcýn yüzde 43,4'ünü
gayrimenkul alýp satanlar ödeyecek. Bu çerçevede
3 milyar 479 milyon liralýk tapu harcý yatýrýlacaðý
hesaplanýyor.
ATM'lerde makbuz bedeli alýnmaya baþlandý...
Ücret talep eden bankalar arasýnda Akbank,
Garanti,TEB-Fortis ve HSBC bulunuyor. ATM
makbuzlarýnda Garanti Bankasý ve HSBC 70 kuruþ
ücret alýrken, TEB ve Fortis'in hesaplara yansýttýðý
makbuz bedeli ise 50 kuruþ düzeyinde bulunuyor.
Bu bankalar arasýnda en az kesintiyi ise 25 kuruþ
ile Akbank gerçekleþtiriyor.
Kuveyt Türk, Halkbank, Ýþ Bankasý, Yapý Kredi,
Denizbank, Finansbank, Albaraka Türk, Þekerbank
gibi bir çok banka ise ATM bilgilendirme fiþleri
için henüz makbuz bedeli istemiyor. ATM makbuz
bedellerini müþteri hesaplarýna yansýtan bankalar,
buna gerekçe olarak da gereksiz yere kâðýt
tüketimini önlemek istemelerini gösteriyor.
Oysa, bankalarla ilgili yapýlan þikâyetlerin önemli
bölümünü ATM'lerden gerçekleþtirilen iþlemler
oluþturuyor. Bu nedenle yaptýðý iþlemlerde sorun
yaþamak istemeyen tüketiciler de ATM iþlemlerini
belgelemek için makbuz alma yoluna gidiyor.
VEFAT
M. Serdar Demir
Nuri Þeker Uþak
þeker fabrikasý
ham fabrika kýsmý
çalýþanlarýndan
deðerli üyemiz M.
Serdar Demir kalp
krizi sonucu
04.03.2011
tarihinde vefat
etmiþtir.
Emin Cemek
Çarþamba Ýç
Hizmetler
Servisi
çalýþanlarýnda
n üyemiz
Emin Cemek,
yakalandýðý
amansýz
hastalýk
sonucu
12.02.2011
tarihinde vefat
etmiþtir.
Çapan Güngör
Bor Þeker
Fabrikasý
Laboratuar
kýsmý
çalýþanlarýndan
üyemiz Çapan
Güngör
geçirdiði kalp
rahatsýzlýðý
sonucu
06.02.2011
tarihinde vefat
etmiþtir.
Merhum arkadaþlarýmýza Allah’tan rahmet, kederli aileleri ve yakýnlarýna baþsaðlýðý
ve sabýrlar dileriz.
16
Þeker-Ýþ Sendikasý
en büyük
Dünyanýn a gelen
ý.
d
ýl
rs
a
s
meydan
depremle
þiddetinde alan deprem sonrasý ýraktý.
.9
8
a
y
n
o
r
lý b
*Jap
arasýnda ye
ölü ve yara
depremlerierisinde on binlerce
liði
– Halifelik, Meclis tarafýndan kaldýrýldý.
e yarýsý kim
c
tsunami, g
e
g
a
d
l’
u
ndý.
s Ýstanb
– Halife Abdülmecit Efendi ve hanedan mensuplarý yurtdýþýna çýkarýldý.
him Tatlýse vurularak aðýr yarala
ra
Ýb
ü
c
ü
rk
dan
*Tü
elere
iler tarafýn
– Sovyetler Birliði’nin lideri Stalin öldü.
, ilk belirlem
a
d
a
belirsiz kiþ
g
v
a
k
lý
ýkan silah
– Hürriyet gazetesi Yönetim Kurulu Üyesi ve yazarý Çetin Emeç,
iþ hanýnda ç
ir
b
a
'd
ra
a
*Ank
yaralandý.
uðradýðý silahl ý saldýrý sonucu hayatýný kaybetti.
göre 8 kiþi
– AB Bakanlar Konseyi, Türkiye için Katýlým Ortaklýðý Belgesi’ni
kabul etti.
Yýl: 1
Sayý: 2
– Napolyon Bonapart ile Josephine evlendi.
Nisan 2011
– Türkiye UNICEF’e (Birleþmiþ Milletler Çocuk Fonu) kabul edildi.
Ücretsizdir
TÜRKÝYE ÞEKER SANAYÝÝ ÝÞÇÝLERÝ SENDÝKASI
– Ýngilizler Baðdat’ý iþgal etti.
TÜRKÝYE ÞEKER-ÝÞÇÝLERÝ SENDÝKASI
– Ýstiklal Marþý milli marþ olarak kabul edildi.
Þeker-Ýþ Sendikasý Adýna Sahibi : Ýsa GÖK
– Alman düþünür Karl Marx öldü.
Genel Yayýn Yönetmeni : Hasan Basri GÜZEL
– Çanakkale Zaferi kazanýldý.
Editör: Önsel ÜNAL
– Kuzey Atlantik Antlaþma Örgütü (NATO) kuruldu.
Tasarým&Hazýrlýk ve Baský: Mattek Matbaacýlýk
Basým yayýn Tanýtým Tic. San. Ltd. Þti.
– Ýnsanoðlu ilk kez uzayda yürüdü. Sovyet kozmonot Alexei Leonov,
Aðaç Ýþleri San. Sit. 21. Cad. 601. Sok. No: 35
Dünya’dan 2177 km yükseklikte, Voskhod II (Gündoðumu) adlý
Ývedik-ANKARA
Tel: (0312) 394 63 07 Faks: (0312) 394 63 09
uzay aracýndan çýkarak 20 dakika boþlukta kaldý.
web: www.mattekmatbaa.com.tr
– Halk ozaný Aþýk Veysel Þatýroðlu öldü.
Yönetim Yeri: Karanfil Sok. No: 59 Kýzýlay-ANKARA
– Naziler Yahudiler‘i Auschwitz toplama kampýna göndermeye baþladý.
Tel: (0312) 418 42 73-74
– Ýstanbul’da iki kýta birleþti. Boðaz Köprüsü’nün 57. ünitesinin de
Faks(0312) 425 92 58
yerine konulmasýyla þehrin Asya ve Avrupa yakalarý birbirine
web:www.sekeris.org.tr
Baský Tarihi:
baðlandý.
Yayýn Türü: Yaygýn Süreli
– Cevdet Sunay, cumhurbaþkanlýðýna seçildi.
Bu gazete basýn Ahlak Ýlkelerine uymayý taahhüt eder.
– Nazým Hikmet 28 yýl hapse mahkum oldu.
8 Mart 2001
9 Mart 1796
10 Mart 1954
11 Mart 1917
12 Mart 1921
14 Mart 1883
18 Mart 1915
18 Mart 1949
18 Mart 1965
21 Mart 1973
26 Mart 1942
26 Mart 1973
28 Mart 1966
29 Mart 1938
SEKER-IS
GAZETESÝ
TARÝHTE BU AY NELER OLDU?
3 Mart 1924
4 Mart 1924
5 Mart 1953
7 Mart 1990
ý
r
a
l
y
a
l
o
n
Ayý

Benzer belgeler