Kürdistanda devrimci olmak bölücü olmaktir

Transkript

Kürdistanda devrimci olmak bölücü olmaktir
Kürdistan'da Devrimci Olmak Bölücü Olmaktır-1
Hasan H . YILDIRIM
Türk toplumunun cok kamburu var.Bunlarin siyasal alana tasidiklari sorunlar var.Sol`a
yansiyan boyutu var.Saymakla bitmez.Fakat birisi varki,bir cok sorunun neden ve
sonucu olur.Kürt ulusunun tabi kilindigi statükodur,bu.Bu statükoyu dogru belirlemek
elbette önemlidir.Fakat siz buna ister sömürge,ister ilhak,ister bir baska bagimlilik
iliskisi ile tanimlayin bu pek fark etmez.Fakat bu statükonun ortaya cikardigi bir sonuc
var.Buda Türkiyedeki gericiligin kaynaginin bu statükodan yattigidir.Cünkü bu
statükoya yönelen KUKM,sömürgeci sistem tarafindan Türk toplumuna „vatan ve
millet bölünüyor“ olarak sunulur.Sovenizm asilanir.Sinifsal mücadelesinde
alikonulur.Bilincleri kirletilir.Kendisi icin bilinclenmesi,örgütlenmesi ve mücadele
etmesi engelenir.Yanlis yöne yönlendirilir.Komsu halklara karsi savastirilir.“Devletin
ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlügü“ korumayi görev kildirir.“Baska uluslari ezen
ulus kendiside özgür olamaz“ gercegi burada bir kez daha dogrulanir.
Türk egemenlik sisteminin kendine özgü bir yaklasimi var.Tarihsel kökleri var.Cok
boyutludur.En belirgin özeligi istilaci,isgalci ve ilhakci olmasidir.Ganimet,yagma talan
ve capulculuk bunu tamamlayan yanidir.Bunu uygulamanin ve gerceklestirmenin
felsefesi ve örgütlülügü var.Tepede sultan veya padisah ve bu Türk olur.Gerisi
Türkten baskadir.Türk`e güvenilmez bir unsur olarak bakilir.Dahasi „etraki bi idraktir“
yani „esektir“.Kendisine güvenilmez.Kendisine is yaptirilan devsirmedir.Egemenlik
altina alinan yabanci toplumlardan devsirme ile devlet erkani olusturulur.Güven
duyulan budur.Cünkü kendi kökünden koparilmis,dayanacagi toplumundan
soyutlanmis bir birey olarak sultan ve padisah karsisinda gücsüz birakilan ve her
söyleneni uygulayan ve yapan kapikulu sistemi böyle olusturulmus. Selcuklu,Osmanli
ve Cumhuriyet yönetim bicimi böyle olusturulmus.Ögünden bugüne Türk egemenlik
sistemine yön veren devlet erkani bütününe yakini Türk olmayan devsirmeler
olmustur.Bu kendi felsefesinide olusturmustur.Eskiden bunun ismi
„Osmanlicilik“,bugün ismi „Atatürkcülük“ olmus.Buna „Bir Türk dünyaya bedeldir“,“Ne
mutlu Türküm diyene“, “Türkün Türkten baska dostu yoktur“ vs, seklinde bir yaklasim
yüklenilmistir.Topluma dayatilmis,toplum kaniksamis ve kabullenmistir.Karsimiza „özel
harekatci“ bir toplum cikmistir.Bir yaris var.Kim daha Türkcü,kim daha Atatürkcü yarisi
var.Ayrica Türk olmayaninda kendini ispat sorunu var.Bu, bir yerde düzenle birlesme,
kiyisinda kösesinde yer alma ve nimetlerinden yararlanma hesabi var.Türk toplum
bireyi arasinda bir yaris var.Bu ic hesaplasmada karli cikmanin yolu,Türk egemenlik
sistemi tarafindan boyunduruk altina alinan ulus ve ulusal azinliklara karsi gösterdigi
düsmanliktan gecer.Ezilen ulus ve ulusal azinliklara karsi kim daha fazla inkar ve
imhaya yönelirse en büyük Türkcü ve Atatürkcü olur.Bunun fasistti var,ümetcisi
var,sosyal-demokrati var,dahasi kendini cok etiketle adlandiran sosyal-sömürgeci
„komunist“i var.Deyim yerindeyse bir avuc devrimci disinda Türk toplum resmidir,bu.
Atatürkcülük nedir,kim Atatürkcüdür,degildir tartismasi sistem tarafindan daima sicak
tutulmus,toplum bununla ugrastirilir hale getirilmis,sonucta topluma kabul
ettirilmistir.Bu öylesine kaniksanmis ve kabullendirilmiski,ortalikta Atatürkcülerden
gecilmiyor.Ortaligi bir Atatürkcülük enflasyonu basini almis yürümüstür.Gercek
Atatürkcülerden sahte Atatürkcülere,tami tamina Atatürkcülerden yari yariya
Atatürkcülere varan bir enflasyon yasanmaktadir.Denilebilirki dünyada toplumun
bütününe yakininin üstünde itifak kurdugu bir „düsünce“ varsa bu belkide
Atatürkcülüktür.Bu,Türk toplumuna özgü bir olaydir. .Irksal ,ulusal,kültürel,tarihsel
vs.boyutu vardir.Toplum bilimcilerinin bu konuyu arastirmalari gerekir.Dahasi bunun
arastirilma zorunlulugu vardir.Halklarimizin kurtulusu icin bu hayaletin aciga kavusma
zaruriyeti vardir.
Düsünün!Önünüzdeki Atatürkcü,arkanizdaki Atatürkcü,saginiz,solunuz
Atatürkcü.Yani cepe cevre sarilmissiniz.Bir ülke düsünün.Devlet ve halk olarak
Atatürkcü.Fasisti, ümetcisi ,liberali,sosyal-demokrati,“komunist“i Atatürkcü..Isveren
,isci ve memur sendikalari,sivil toplum örgütleri vs Atatürkcü.Yazar-cizer takimi,siyasal
partiler,isverenler,isciler, memurlar, esnaf vs toplumun tüm katmanlari Atatürkcü
Sabancilar,Koclar,banka hortumculari,karapara aklayicilari,yankesiciler,pezevenk ve
oruspular Atatürkcü.Talat Turhan.Ilhan Selcuk,Aziz Nesin,Hikmet Kivilcimli,Mihri
Belli,Dogu Perincek,Deniz Gezmis,Mahir Cayan vs. Atatürkcü.Allah askina bu ülkede
Atatürkcü olmayan kim? Dahasi Türk toplum bireyi kim daha gercek Atatürkcü
konusunda birbirleriyle yaris halinde.Herkes su soruyu kendi kendine sormalidir.Bu
toplumun gelecegi var midir? Herkesin dilinde „tek namuslu bir burjuva demokrati
cikaramamis Türk toplumu“n gelecegi aydinlik degildir.Bununda sorgulanmasi
lazim.Bunu özelikle „Türkiye Devrimler Ülkesidir“,“Türkiye Devrime Gebedir“ diyen ve
bugünden yarina Türkiye`de bir devrim bekleyen su cok etiketli sol sorgulamalidir.
Bu bir resimdir.Bu resim soyut degil,somuttur.Türk toplum resmidir.Bu görülmelidir.
Halk adina,devrim adina.kurtulus adina konusanlarin bu resmi dogru okumalari
gerekir.Bu görülmeden tasarimlar,programlar,stratejiler ve taktikler dolanir durur
sahiplerini vurur,ki vuruyorda.Türk sol hareketin tarihsel mücadelesi kendini yeniden
bir tekrar tarihi oldugu gercegi bura kaynaklidir.Bu gercek bile görülmek
istenmemektedir.Istenmedigi icindirki, subjektivizm dokulara,hücrelere kadar
sinmistir.Her aksam yatarken sabaha bir devrim rüyasi ile uyanilir.“Türkiye Devrimler
Ülkesidir“,“Türkiye Devrime Gebedir“ tekerlemesi bu cevrelerin kendi kendilerini
kandirmanin can simidi olagelmistir.“Türkiye Devrimler Ülkesidir“,fakat hangi
devrimlerin? Her on senede bir askeri darbeler ülkesi oldugu dogrudur.Bu „askeri
devrimler“ alt alta yazilirsa Türkiye,kimseye bu konuda birinci sirayi kaptirmadigi
gercegi ortaya cikar.Fakat her birincilikte altin madalya takilmiyor.Hele bu toplumsal
olaylarda hic olmuyor.Bunlar biliniyor.Buna karsin Türkiye solunun „Türkiye Devrimler
Ülkesidir“ tekerlemesini övünc kaynagi yapmasi bir hilkat garibesidir.Bu bir kirlilige
isaret eder.Bu,bir siyasi kirliliktir.
Bu kirliligin kaynagi var.“sinifsiz,katmansiz kaynasmis bir toplumuz“(M.Kemal)
yaklasimin sonucudur.Öngörülen bellidir.“Devlet babanin bekasi“ her seyin üstünde
tuttulur.Toplumun önüne bir görev olarak konulur.Görev acik ve nettir.“Devletin ülkesi
ve milletiyle bölünmez bütünlügü“nün koruyuculugudur.Türk toplumu bunu
kaniksamis ve kabullenmistir.Düsman coktur.Liste uzundur.Ic düsmandir,dis
düsmandir.Rustur, Yahudidir, Yunandir, Ermenidir, Kürttür. Komunisttir,sosyalisttir ve
devrimcidir.Bu listeye hergün bir yenisi eklenir.Türk egemenlik sistemi düsman
yaratmada üstüne yoktur.Bu neyin ürünü? „Türkün Türkten baska dostu yoktur“
yaklasimin ürünüdür.Oysa bunun tersi dogrudur.Türkün Türkten baska düsmani
yoktur.Bunun özelimizde,en somut ifadesi Türk emekci siniflarinin kendi sinifsal
cikarlarini bir yana birakmasi,sistemin yedek ordusu haline gelmesi zaten kendi
kendine en büyük düsmanligi yapmistir ve yapmaktadir.Türk emekci siniflari
kendilerine,dostlarina karsi savasmislar ve savasiyorlar.Bundan daha büyük kendi
kendine düsmanlik olur mu?
Bu yaklasimin iz düsümü sol yaklasimada düsmüstür.Bu nedenle Kürdistan
sorununda geleneksel Türk sol hareketin yaklasimi,sistemin yaklasimindan öz olarak
pek ayrilmaz.Resmi söylemin „TC devletinin vatandasi olan herkesTürktür“ yaklasimi
ile ezilen ulus ve ulusal azinliklarin yok sayildigi savi,sol farkli bir tanimlama ile
savunur.Bu söylem kendini „vatanimiz“,“Türkiyemiz“,“halkimiz“,“Türkiye solu“ vs.
seklinde üretir.Ilk bakista bu kavramlarda bir yanlislik yok gibi görülür.Fakat bu
kavramlarin alti esildiginde sömürgeci sistemin sol varyantinin sosyal-.sömürgeci
mantigi ortaya cikar.Bu yaklasimin misak-i millici oldugu ortaya cikar.Kürt
ulusu,Kürdistan ülkesi yok sayilarak Türk ve Türkiye icinde ifade edildigi resmi söylem
karsimiza cikar.Hele bu cevrelerin KUKM`ni bosa cikarmak icin mutlaklastirdiklari
„ortak vatan“,“ortak kültür“,“ortak tarihi degerler“ ve bunlari tamamlayan
„ortak örgütlenme“,“ortak mücadele“,“ortak kurtulus“ vs.sistem kaynakli „ortak“
literatör orta yerdeyken „vatanimiz“,“Türkiyemiz“,“Türkiye halki“,“Türkiye solu“ ile ne
ifade edilmek istendigi kendiliginden ortaya dökülür.Fakat Kürdistan,misak-i milli
sinirlari icinde ifade edilmese,kuskusuz sözkonusu kavramlar yanlis degildir.Cünkü iki
ulus,iki vatan ve iki ülke orta yerdedir.Bunlar Türk ve Kürt,Türkiye ve Kürdistandir.Bu
gercekler orta yerdeyken Türkiyeyi „ortak vatan“edinmek istenmesi sistem
kaynaklidir.Oysa Kürt ulusunun vatani vardir ve bu Kürdistandir.Sistem kaynakli
„ortak“ literatörle yok sayilmak istenen budur Dahasi Kürdistan halkinin devrim yapma
hakkinin bosa cikarma amaclidir.Hersey Türk ve Türkiye ile baslayan kavramlarla yok
sayilir.Bu yaklasimda Kürt ve Kürdistani yok sayma vardir.Bu yaklasimda birak
devrimcilik, demokratlik bile olmaz.Devrim,kurtulus,özgürlük, halklarin kardesligi
vs.kavramlar sadece görüntüyü kurtaran kavramlardir.Bu anlayis sahiplerinin her
örgüt isimlerinin gectigi yerde tespih tanesi gibi arka arkaya dizdikleri „devrimci“,“ML“,“enternasyonalizm“,“iki milliyeten proleteryanin örgütleyicileri“ vs. kavramlar onlari
kurtarmadigi gibi,gülünc duruma düsürüyor.Hani bir söz vardir.Kimde ne yoksa en cok
onu dillendirir.Bunun tarihsel örnegide vardir.
Batili bir savas muhabiri Osmanli-Rus savaslarini izler.Dikkatini bir sey ceker.Her
carpismada en önde carpisan bir Rus ve Osmanli gözünde kacmaz.Savas muhabiri
bunun sebebini her ikisine sorar.Rus`un cevabi „silah,kilic,mal,para ve ganimet“
olur.Osmanlinin cevabi „din,iman,san,seref,namus ve haysiyet“ olur.Savas muhabiri
su notu düser.“Kimde ne yoksa onun icin savasiyor“.Bu sistem kaynakli „ortak“
literatörü kullanan Türk sol hareketleri icinde gecerlidir.Örgüt isimlerinin gectigi her
yerde boncuk tanesi gibi dizdikleri „devrimci“ argümanlardan cok uzak bir yerde
oluslarinin nedenidir Caresizlik icinde cirpinmanin sonucudur.
Herkesin bildigi bir gercek var.Kürt ulusu kendisine dayatilan inkar ve imhaya karsi
daima ulusal bir durus almistir.Kürdistan halki,yabanci isgale karsi daima KUKM
vermistir.Bu mücadele kimin önderliginde olursa olsun sistemin buna karsi yaklasimi
„sergeder“, “eskiya“,“bölücü“,“kökü disarda hainler“ yaygarasini yapmistir.Türk halkina
bas vurmustur. “Vatan ve millet bölünüyor“ yaygarasini koparmistir.Halki,vatan ve
milleti kurtarmaya cagirmistir. Türk halki buna ilgisiz kalmamistir.Kendi sinifsal
mücadelesini bir yana birakmis, TC`nin kanli bayragi altinda KUKM`ne karsi
savasmistir.Dahasi bu rezalet yasanirken su cok etiketli „Türkiye solu“,“Kimse
ülkemizi bölemez,ülkemizi bölmek isteyenler sadece emperyalistlerdir“ deyip
sömürgeci sistem zemininde yerini almistir.Bu ne demektir? KUKM`ne karsi Türk
halkini „vatan savunmasi“na cagirmak degil midir?.Türk halkida bunun geregini
yapmistir.Bunun sonucu sistem Türk halkini kazanmistir.Solda sistemin yedegine
düsmüstür.Bu nedenle sistem kaynakli „ortak“ literatörü kullanan „Türkiye solu“nun
„Türk sovenizmi niye gelisiyor?“ sikayet etme hakkinida kaybetmistir.
TC Kürt ulusuna karsi inkar ve imha politikasini sürdürdükce Kürt ulusuda buna
direnecektir.Kürdistan halki KUKM`ni sürdürecektir.Sömürgeci sistemde KUKM`ni
„yeni sevr“,“bölücülük“,“vatan ve millet bölünüyor“ yaygarasiyla Türk halkina
seslenecektir.Türk halkida kendi evlatlarini davulu-zurnali halaylarla „en büyük asker
bizim asker“ ile ses vermeye devam edecektir.Bunun yaninda kendine „Türkiye solu“
diyenlerde „emperyalizmin kiskirtmasi sonucu Kürt milliyetciligi,halklarimizin devrimci
gücünü bölüyor“ mantigi ile.“ortak“larla baslayan sömürgeci sistem literatörünü
seslendirdigi müdetce sistem yedeginde kendini kurtaramayacaktir.Ilkeli,kisilikli,onurlu
bir sol olma sansina kavusamayacaktir.Sosyal-sömürgeci rolünü oynamaya devam
edecektir.Görünen odurki,“ortakci“ Türk sol hareketleri,dünden bugüne bu rolu
oynaya gelmislerdir.Bugüne dek „ortakci“ ezen ulus solunun „sinifsalik“ adi altinda
KUKM`ne karsi yaklasimlari sola boyanmis Kemalist sömürgeciliktir.Bu zeminde
halklarin ne kurtulusu, ne de kardesligi olmaz.Dahasi mevcut statükonun devamini
öngören yaklasimlardir.Kürdistan halkinin kendi devrim zemininde örgütlenmesini ve
mücadelesini „emperyalist kiskirtma sonucu Kürt milliyetciligi“.“halklarin devrimci
mücadele birligini zayiflatiyor.“vs. seklinde süren yaklasimlardir.Bunlar cocukca
yaklasimlar olmanin ötesinde gizli bir emelin disa vurumudur.Sömürgeci sistem adina
bir seyler kotarma amaclidir.KUKM`ni engeleme ve bosa cikarma cabasidir.Bu
yaklasimin böylesi karsi-devrimci bir islevi vardir.
Kürdistan halki kendi devrim zemininde örgütlenirken,mücadele ederken,yani
enternasyonal görevini yerine getirirken,kuskusuz birilerinin gücünü zayiflatigi
tartisilmaz.Bu zayiflayan güc kimdir? Bunu cok iyi irdelemek gerekir.KUKM iki gücü
zayiflattigi dogrudur. Birincisi,TC basta olmak üzere bölge sömürgeci devletleri ve
emperyalist güclerdir.Ikincisi, sosyal-sömürgeci soldur.Bu güclerin ikide bir KUKM`ni
„halklarin devrimci mücadele gücünü bölüyor“ yaygarasini koparmalarinin nedeni
eskisi gibi Kürt devsirememeleridir. Sikintilari buradan geliyor.Bu.Osmanli
gelenegidir.Kemalist devlet gelenegidir.Bu gelenek Türt solunada yansimistir.Bunun
sorgulanmasi gerekir.Kendilerinin bunu yapmasi lazim.Eger devrim diye bir sorunlari
varsa tabii.Fakat bunu yapamazlar.Isin kolayi varken niye zorla ugrassinlar.Türkiye
halkini sistem kazanmis.Sistemin yedek ordusu olmus.Fakat yanibasida
güncel,diri,dinamik,sistemle bagini koparmis KUKM potansiyeli vardir.Ulusal ve
sosyal kurtulus icin her fedakarligi yapacak bir halk vardir.Bugüne kadar bu halk hem
Kürdistan, hem Türkiyeli sol hareketleri beslemistir.Fakat Kürdistan halki öyle bir
sürecten gectiki,kendi cikarinin nerede oldugunu mücadelesiyle kavramistir.Türk sol
hareketlerinden destegini önemli ölcüde cekmistir. Kürdistan devrimi icin örgütlenmis
ve mücadele etmistir.Iste bu noktada sosyal-sömürgeci „ortakci“ solun olmaz sesleri
yükselmistir „Kimse ülkemizi bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler,sadece
emperyalistlerdir“kalayini basmis,KUKM`ni verenleri „emperyalist kiskirtma sonucu
Kürt milliyetcileri“ olarak ilan etmistir.Böylelikle Türk tekelci burjuvazinin sadik usaklari
olduklarini teslim etmislerdir.
Kimse kimsenin gücünü böldügü yoktur.Olan Kürdistan halkinin kendi devrim
zemininde örgütlenmesi ve mücadele ediyor olmasidir.Türkiye halkininda yapmasi
gereken görev budur.Dahasi Türkiye devrimci hareketin yapmasi gereken
budur.Marksist olmanin, enternasyonalist olmanin sartida budur.Her halkin kendi
ülkesinde devrimci mücadelesini vermesi ve eger varsa baska ülke devrimci
hareketini desteklemesi enternasyonalist olmanin yegane sartidir.Sosyal-sömürgeci
sol,buna burun kivirarak „basit bir destek“ olarak algilamaktadir.Bu, „basit“e olsa
bunun disinda baska bir enternasyonalist yol ve yöntem yoktur.Hic bir halka zorla
mutluluk kabullendirilemez.Bu,devrim ihrac olurki,bu hic bir devrimci teori adina
savunulamaz.Bunu savunanlar marksist olamaz.Olsa olsa sosyal-sömürgeci
olurlar.Daha hala politikalarini Kürdistan halkini devsirme üzerine kuran „ortakci“ sol
gücler,ne devrimci,ne marksist olurlar.Olsa olsa sosyal-sömürgeci olurlar.Cünkü ilahi
bir bölen tespit etmek gerekirse bu,Kürdistan devrim dinamiklerini calan,devsiren
„ortakci“ soldan baskalari degildir.Bunu yapmakla KUKM`ne sonsuz zararlar
verdirdikleri gibi sömürgeci sistemede sonsuz hizmete bulundular.Dememiz o ki,bu
ugursuz rolü oynamaktan vazgecsinler.Ellerini Kürdistan halkinin yakasinda
ceksinlerVerdikleri zarara son versinler.
Kim „bölücü“,kim „birlikci“,kim neyi „bölüyor“,kim „neyin birligini“ savunuyor cok
tartisildi.Tartisma sürüyor.Tartisma Kürdistanli devrimcilerle sömürgeci sistem
kaynakli „ortak“ literatörü sol´a boyayan „ortakci“ ezen ulus solunun tüm varyantlari
arasindadir. Anlasilan bu tartismanin daha da sürecegidir.“Otakci“ sol, sömürgeci
gücler gibi Kürdistan üstündeki „hak“larindan vazgecmek istemiyor.Sistem kaynakli
„ortak“ literatörü kullandigi müddetce bu tartisma sürecektir.Ki Kürdistan
bagimsizligina kavusuncaya kadar.
Kendilerine „Türkiye solu“ demeyi cok severler.Baskalarindanda bunu
beklerler.Dogal bir istem.Diyenler olur,demeyen olur.Bu da dogal.Dahasi yaklasim
sorunu.Bizim acimizda kendilerine „Türkiye solu“ demenin bir sakincasi yoktur.Fakat
Türkiyede sol vardir,sol vardir.Sorun hangi sol olduklaridir.Türkiyede marksist sol
var.Revizyonist,oportunist,her renkten uzlasmaci sol var.Sosyal-sömürgeci sol
var.Dahasi devlet icazetli düzen solu var.Sorun kimin hangi sol olmalaridir.Hani su
irkci,soven, sömürgeci CHP de kendini sol sayiyor.Dahasi dünyada esi benzeri
kalmamis kelaynak misali Ecevit bile kendini sol sayiyor.Hatta bazen resmi törenlerde
TC devlet erkani öyle büyük laflar ederek, kendinden gecerek „antiemperyalist,devrimci M.Kemal`in yoluna bas koyduklari“ni bile söylerler. Bunlar bir
yana,bir teki vardirki,kendini „Türkiye solu“nun tek varisi ve sahibi ilan etmis
bulunuyor.Bu da yetmemis olacak ki,Kürtlerin hamiliginede soyunmus bulunuyor.“Kürt
sorunu“nun sahibi oldugunu söylüyor.Fakat „Kürt sorunu“nda da ne anladigini pek
bilemiyor. Olsun bundan ne cikar,Bilmesede sahiplenir.Bu isin vergisi yok.Fakat
sahipleri var.“Kürt sorunu“ bir kere dar bir cerceve,Sorun „Kürt sorunu“
degil,Kürdistan sorunudur.Bu sorununda sahipleri vardir.Bunlar Kürdistan halki ve
KUKM`ni veren Kürdistanli politik güclerdir.Bu gücleri beyenir veya
beyenmesiniz,fakat isin gercegi budur.Bu gercek atlatilarak gelin güvey rolüne
soyunmak devrimcilerin isi olmasa gerek. Bunu ciplak olarak yapanlar zaten
var.Bunlar sömürgeci güclerdir.Sömürgeci güclerin üstlendigi rolü „devrimcilik“ adina
kendine görev bilme devrimcilikten öte,ezen.ezilen ulus kosullarinda sosyalsömürgecilige tekabül eder.
Isi sorunun sahiplerine birakmak gerekir.Isin sahibi „Türkiye solu“ degildir. Kuskusuz
Türkiye solunun sorun karsisinda yapacaklari vardir.Enternasyonalizmin geregidir.
Kürdistan halki,kendi sorununu cözmek icin KUKM veriyor.Burada ezen Türk ulus
halki ve devrimcilerinin görevi süren KUKM`ni desteklemektir.Kuskusuz destek izafi
bir kavram ve siniri yoktur.Dahasi güc sorunudur.Diyelim elle tutulur bir gücleri
olmayabilir. Fakat en asagi KUKM`nin mesru,hakli,ilerici oldugunu yazili ve sözlü
olarak propagandasini yapabilirler. “Kendi“ devlet yetkililerine cagrida bulunarak
Kürdistandan cekilmesini isteyebilirler. Ki bu devrimcilikten öte,demokrat olmanin
geregidir.Türkiye halkina bir cagrida bulunarak genclerini KUKM`ne karsi savasa
yollamamalarini isteyebilirler.Onlar bunu yapmaktan öte,isi yalana,demegojiye
bogarak KUKM`nin güclerini caldilar,devsirdiler, Türkiye batagina cekip orda birer
birer katletiler.Dahasi „Kimse ülkemizi bölemez.Ülkemizi bolmek isteyenler,sadece
emperyalistlerdir“ deyip sömürgeci-altemperyalist Türkiyenin „devletin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlügü“n savunmasina gectiler.Yapilan devlet icazetli düzen
solculugu geregidir.Yakisir kendilerine.
Siyasi mücadele tarihleri süresince yalani siyaset edindiler.Demegoji yapmayi
siyaset edindiler.Dogruyu yanlis,yanlisi dogru göstermek,bilinc kirilmasini saglamak
icin her yol ve yönteme basvurdular.Simdi asagiya alacagimiz alintida sistem solunun
sorunu nasil tersyüz ettigini hep birlikte görecegiz.
“Amerikan asker aileleri „Benim cocugumun Vietnam da isi ne?” diyerek Amerikan
iktidarlarinin karsina cikti.Anadolu da asker aileleri “benim cocugum niye halka kursun
sikiyor” diyebilmeliydi.Dedirtmeyen nedir? Oligarsinin sovenist propagandalari mi?
Tek basina aciklamaz.Bu sovenist propagandanin bu kadar etkili olabilmesi nasil
mümkün oldu? Sorular devam eder.“(Bagimsizlik ve Demokrasi Yolunda Kurtulus
Sayi.34.Sf.29.11.Haziran 1999)
Herseyden önce sorunun sunulus bicimi bilincli olarak carpitilmistir.Ilk önce sorunun
sunulus bicimini dogru koymak gerekir.“Anadolu da asker aileleri „benim cocugum
niye halka kursun sikiyor“ diyebilmeliydi“ sorusu tartisilsn Kürdistan sorunu ile bir
iliskisi yoktur.Bunun Türkiye icin söylenmesinde bir sakincasi yoktur.Fakat eger
tartisilan Kürdistan sorunu ise,ki tartisilan odur,ohalde soruyu söyle sormak gerekir:
“Türk asker aileleri „Benim cocugumun Kürdistan da isi ne?“ diyerek Türkiye
iktidarlarinin karsisina cikmaliydi“
Önce soruyu böyle dogru.dürüst koymak gerekir.Soru sahiplerinin soruyu dogrudürüst ortaya koymayinca „sorular devam eder“ demeleride demegojiden öte bir sey
ifade etmemektedir.Dahasi asker ailelerini bir yana birakin.30 senelik siyasi mücadele
tarihleri boyunca „Türk askerlerinin Kürdistanda isi ne?“ diye kendi kendilerine bir
soru sormuslar midir? Dahasi „devrimci“,“M-L“ vs.etiketli bu „Türkiye solu“ 30 senelik
siyasi mücadele tarihleri boyunca „Türk ordusu Kürdistan da Cekil,Defol“ diyebilmisler
mi? Ki, “Yasasin“li, “Kahrolsun“lu sloganlari cok severler.Fakat KUKM`ne iliskin
„yasasin“li bir sloganlarina rastlanilmamistir.Ama „kahrolsun“ sloganlari coktur.Bunun
en belirgin olani „Kimse ülkemizi bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler,sadece
emperyalistlerdir“ yaklasimidir Ve KUKM`ni veren Kürdistan halkini emperyalist ilan
etmeleridir.
Kürt ulusu devletlesmek istiyor.Kürdistan halki demokratik bir Kürdistan kurmak icin
savasiyor.Bu ugurda agir bir bedel ödemis ve dahada ödemeyi kabullenmistir.Ne
pahasina olursa olsun „Ya Kürdistan Ya Ölüm“ diyen Kürdistan halkinin verdigi
KUKM`ne karsi kendilerine „Türkiye solu“ diyen bir hareket,“Kimse ülkemizi
bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler,sadece emperyalistlerdir“ diyorsa bilinsinki bu
hareketin siyasal kimligi kirlidir .KUKM`ni veren Kürdistan halkini ve siyasal
hareketleri emperyalist ilan etmekte ne oluyor? Bu karsi-devrimcilik degil midir?
Misak-i millicilik degil midir? Hergün Filistinlilere bir devlet kurdurtan bu gücler,sorun
Kürtler olunca “vatan savunmasi”na gecmeleri özlerine iliskindir.Bu özünde sosyalsömürgeci oldugu gercegi degil midir?
“Amerikan asker aileleri “Benim cocugumun Vietnam da isi ne?” diyerek Amerikan
iktidarlarinin karsisina cikti”. Dogru yapmislar.Yapilmasi gerekeni yapmislar.Ayni tavri
Türk asker aileleride takinmaliydi.Halk bir yana kendilerini her türlü devrimci sifatla
niteleyen su cok etiketli Türk sol hareketleri bu konu da görevlerini yapmadi.Sol´un
kendi görevini yapmadigi bir yerde halk kendi görevini yapamaz.Hele bir taraftan
sömürgeci sistemin “vatan ve millet bölünüyor” yaygarasi, “Türkiye solu”nun “Kimse
ülkemizi bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler,sadece emperyalistlerdir” seklindeki
yaklasimiyla sistemin sessine ses katmasi,halkin önüne görev olarak “vatan
savunmasi”ni koyanlar Türk halkini sömürgeci sisteme kaptiranlardir.Bu yaklasim
varolus nedenleri geregidir.Bu nedenle bu gücler, “Türk ordusu Kürdistan da cekil
diyemezler”.Kürt ulusuna devlet kurmayi “imkansiz ve gereksiz” görürler. Bu hakki
sadece kendi ezen ulusla sinirli tutarlar.Bu sosyal-sömürgecilik degilde nedir?
ÖDP Genel Baskani Ufuk Uraz,bir konusmasinda “Bölgedeki tüm özel hareket gücleri
geri cekilmeli” gibi bir sey söylemis.Senmisin bunu diyerek kiyamet burada
koparilmak istenmistir.Bunu “reformculuk,MGK`culuk” olarak degerlendirmis ve “zaten
ordunun bölgeden tümüyle cekilmesini kendileride istemez”.Kuskusuz ÖDP Genel
Baskani bunu istemez.Peki bu cok etiketli “Türkiye solu” istiyorlar mi? Siyasal
mücadele tarihleri boyunca böyle bir yaklasimlari olmamistir.Hani “Anadolu halklarinin
devrimci öncü gücüydünüz”. Bagimsiz Türkiye dediginiz yerde birde Bagimsiz
Kürdistan deyin. Diyemesiniz!.Varolus nedeninize terstir.
Kürdistan da tüm yabanci isgal gücleri defol demek devrimci olmanin geregidir.
Kemalist sol gücler bunu demedikleri gibi Kürdistan´a daha da Ordu davet
ederler.Kimi “4.Ordu Doguya” der.Bir digeri “4.Ordu`yu Doguya davet etmeyiz,ama
giderse karsida cikmayiz” der.Bir digeri “Kimse ülkemizi bölemez.Ülkemizi bölmek
isteyenler,sadece emperyalistlerdir” diyerek KUKM`ni veren Kürdistan halkini
emperyalist ilan eder.Iste bu sosyal-sömürgeci gücler üstüne üstlük KUKM`ni veren
gücleri “hain,ihanetci,isbirlikci” vs.ilan ederek saldirir ve hakaret ederler.Hem suclu
hem güclü rolündeler.Dahasi kendi sömürgeci egemen siniflarin rollerini üstlenmis
bulunurlar.Sistemin asli sahiplerinin dillerinde düsürmedikleri ve KUKM verenlere
karsi sarfettiklerine “devrimcilik”,”M-L” yüklüyorlar.KUKM`ne iliskin ne kadar olumlu
deger varsa saldirmayi siyaset etmis bulunuyorlar.Varolus nedenleri geregidir.Devlet
icazetli düzen solculugudur:
Sömürgeci sistemin “ortak” literatörünü sola boyayip “M-L” adina savunan devlet
icazetli Kemalist sol gücler,Türk Ordusunun Kürdistan´daki varligini isgalci olarak
görmezler. Dahasi sömürgeci Türk Ordusunu Kürtlerinde Ordusu oldugunu ilan
ederler.Dogru ya! “Ortak vatan”, “Ortak devlet”,”Ortak kültür”,”Ortak tarihi degerler”
gibi kesiflerin yanisira Türk Ordusuda Türklerle Kürtlerin “ortak” Ordusu oluverir.Bu
yaklasim kendini söyle aciga vurur.
“Kendi halkina karsi savas yürüten bir ordu”(Bagimsizlik ve Demokrasi Yolunda
Kurtulus. Sayi.76.Sf.43. 11 Mayis 1998)
Sözü edilen Ordu Türk Ordusudur.Bu Ordunun savastigi halkta Kürdistan
halkidir.Türk Ordusu isgalci,sömürgeci bir Ordu.Kürdistan halki KUKM veriyor.Bunu
engelemek icin Türk Ordusu Kürdistan halkina karsi savasiyor.Bundan daha dogal bir
seyde yoktur.Fakat burada dogal olmayan bir sey varsa oda kendine “M-L” diyen su
“Türkiye solu”nun Kürdistan halkini Türk Ordusunun “halki” olarak
sunmasidir.Anormalik buradadir.Bu,is olsun diye söylenen bir söz degildir.Kendi
icinde bir bütünselik arzeden bir yaklasimin sadece bir boyutudur.Gerekceleride
sömürgeci sistem kaynaklidir.Hani bilinir.Kürtler,TC devlet kademesinde oldugu gibi
Ordununda her kademesinde yer alabilmektedirler.Sormak lazim.Peki neyin karsiligi?
Bunun karsiligi Kürdün kendini inkaridir.”Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlügü”nü namus ve serefleri üzerine yemin etmeleridir.Ki bunlarda namus ve
seref zaten yoktur.Cünkü bu zevat onursuzlugu ve hainligi pesinen
kabullenmislerdir.Ki su da bilinir.Kürdistan halkinin nezdinde bunlarin bir ismi
vardir.CAS!
“Kendi halkina karsi savas yürüten ordu” tespiti yukarida arzedilenlere olumluluk
yükleme amaclidir.Genel yaklasimlarinin bir yansimasidir.”Ortak vatan”,”Ortak devlet”
yaklasimin dogal sonucu “Ortak ordu”dur.Türk Ordusu kim? Kürdistan halki nasil bu
Ordunun “halki” olur? Bir kiymeti harbiyesi olursa bu sorular cogaltilabilir.Bir kiymeti
harbiyesi oldugunu bilemeyiz,ama bildigimiz bir gercek varki,buda bu yaklasim
sahiplerinin sistem adina bir seyler kotarmaya calismalaridir. Su ”Türkiye solu”,TC
devletinin tüm resmi yaklasimlarini virgülünden noktasina kadar sol´a boyuyarak ve
“M-L” adina savunur.Iste somut bir örnek.
“Bugün Avrupa`da 3,5 milyon Türkiyeli insan yasamaktadir.”(Halk Icin Kurtulus. Sayi.
77. Sf.3.19 Nisan 1998)
Bu ne demektir? TC devletinin resmi söylemine sol adina mesruiyet
kazandirmaktir.TC devletinin söylemlerini kabullenmek,tekrarlamak ve savunmak
devrimcilerin yaklasimi olamaz.Eger « devrimci », « M-L » bir örgütseniz kendinize ait
bir literatörünüz olmak zorundadir. « 3,5 milyon Türkiyeli insan » .Kimdir bunlar ?
Bunlar hangi ulustan ? Hepsi Türk mü ? Kürt olan yok mu? Eger varsa bunlari kendi
kimligi ile,kendi ülke isimleriyle zikretmemek kimin anlayisi? Kuskusuz TC devletinin
resmi anlayisidir.Peki nasil olurda kendine „devrimci“,“M-L“ diyen örgütler bunu
oldugu gibi tekrarlarlar.Bu bir dil sürcmesi midir? Elbette degildir.Peki ya nedir?
Bilincli bir tercih sonucudur.Bilinerek savunulan bir yaklasimdir.Nedeni sistem adina
bir seyler kotarmadir
„Biz de Kürt ve Kürdistan realitesini kabulleniyoruz“ demekle is bitmiyor: Bu,isin
ABC`dir. Eger Kürt ve Kürdistan realitesini kabulleniyorsaniz buna uygun bir siyasi
literatörde olusturmak zorundasiniz.Bunu yapmamak siyasette kopukluk olur.Siyastte
kopukluk oportunizmdir. Oportunizm,olgunlasmis sosyal -sovenizmdir.Eger bu
duruma düsülmek istenmiyorsa herkes yazdiklarina,söylediklerine dikkat etmek
zorundadir.Buna itina gösterilmedigi zaman istenmeyen durumlara savrulma
olur.Düzenicilesmeye dogru yol alinir.Varilan yer sömürgeci sistem zeminidir.
Ulusal sorun konusunda marksizm ile sovenizm arasinda ince bir cizgi vardir.Ufak bir
itinasizlik,ufak bir yanlislik büyük hattalara yol acar.Bu nedenle devrimciler cok dikkatli
olmak zorundadir.Ezen ulus solu sovenizm canavarina teslim olmak istemiyorsa
ulusal sorun konusunda söyleyecekleri her cümlesine cok dikkat
etmelidirler.Bu,devrimci olanlar icindir.Ama yukariya aldigimiz alinti sahipleri icin
degildir.Cünkü onlar,marksizm ile sovenizm arasindaki o hassas ve ince cizgiyi
coktan asmistir.Sömürgeci sistem zemininde bogazina kadar irkci-soven Türk
milliyetciligine batmislardir.
Sömürgeci sistem kaynakli „ortak“ literatörü kullanan ezen ulus solu,zaman zaman
Kürt-Kürdistan kavramlarinida ifade ederler.Fakat sorunun cözümü konusunda bu
kavramlara yer verilmez.Türkiye „bütünlügü“ icinde ifade edilir.Onlar icin asolunan
„ülke“ devrimidir. Ülke devriminde de kastedilen „Türkiye“ veya „Anadolu“
devrimidir.Burada KUKM yok sayilma hedeflenir.Onlarin literatöründe Kürdistan
devrimi diye bir sey yoktur.Cünkü KUKM onlara göre „bölücülüktür.“ Onlarda „bölücü
degildir“ler.KUKM`den bahsetmek,örgütlemek ve bu ugurda mücadele etmek onlara
göre „Kürt milliyetciligi“dir . Kendilerine „acil görev olarakta bu ulusalci cizgiyi bosa
cikarma“yi siyaset edinirler.Cünkü bu „ulusal cizgi“ onlara göre Bagimsiz Kürdistani
hedefler.Onlar ise „Kimse ülkemizi bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler, sadece
emperyalistlerdir“ deyip KUKM`ne karsi altemperyalist Türkiyenin „devletin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlügü“nün savunmasina gecerler.Peki buna ne demek lazim?
Kürdistanli devrimciler,bunu Kemalist, misak-i millici,sosyal-sömürgeci, devlet icazetli
düzen solculugu olarak degerlendirdiginde haksizlar mi? Kuskusuz degiller!.
„Ortakci“ „Türkiye solu“nun varolus nedenlerine uygun genel yaklasimlarinin bir
yansimasina daha dikkat cekmek istiyoruz.
„Karadenize aileleriyle findik toplamaya gelen Kürt isciler gecen yil oldugu gibi yine
Ordu valisi Kemal Yazicioglu engeline takildilar.Güvenlik gerekcesiyle Ordu`ya
sokulmayan iscilerin daha sonra kimlik kontrolleri yapilarak bir kisminin sehre girisine
izin verildi.Ancak dert bitmedi.“
„Onlar bu ülkenin insanlari degil mi?“(.Vatan.Sayi.11.Sf.35)
Günaydin! Gercekten Kürtler „bu ülkenin insanlari“ midir? Elbette degildirler.Bunun
tersini düsünenler niyetleri ne olursa olsun bilinc kirilmasina yol acarlar.Ki yukaridaki
alinti sahipleri bu isin bilincli aktörleridir.Sömürgeci sistemin asli sahiplerinin
uygulamalari ciplak olarak ortadadir.Ordu valisinin uygulamalarida genel uygulamanin
bir parcasidir.Kuralla aykiri degildir.Isin gercegi orta yerde iken su „Türkiye solu“ neyi
kotarma pesindedir? Kuskusuz sebebsiz degildir.Sömürgeci sistemin sagcisiylasolcusuyla kendi arasindaki isbölümüdür.Sopa ve havuc politikasinin esgödümlü
sürdürülmesidir.Asolunan „devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlügü“nün
korunmasidir.
Karsi karsiya bulundugumuz mantigin bir kac varyantina dikkat cektik.Sahiplerinin
nerelerde gezindiklerini gördük.Üslendikleri misyonlarina dikkat cektik.Görünen
odurki,bu güclerin yaklasimlari sola boyanmis sömürgeci sistemin yaklasimlarinin
kendisidir.Bu yaklasimlarda Kürt-Kürdistan ve Devrimi yoktur.
“Vatanimiz“,“Ülkemiz“,“Türkiyemiz“,“Anadolumuz“,“Halkimiz“,“Türkiye Devrimi“,
“Anadolu Devrimi“ vs.kavramlarla hokus-fokusla ortadan kaldirilir.Kürt-Kürdistan ve
Devrimi bu yaklasimla bosa cikarilmaya calisilir.Asolunan „ülke“ devrimidir.Bu da
„Türkiye“ veya „Anadolu“ „Devrimi“veya „Ihtilali“dir.Kuskusuz Türkiye devrimine veya
Anadolu ihtilaline bir diyecegimiz olamaz.Türkiye veya Anadolu dedikleri yerlerde
halklar vardir.Kuskusuz bu halklar kendi devrimlerini yapacaklardir.Bu
kacinilmazdir.Fakat Kürdistan devrimi bu devrimlerin icinde bir „alt devrim“ olarak ele
alinamaz.
Devami var !
Kürdistan'da Devrimci Olmak Bölücü Olmaktır-2
Hasan H . YILDIRIM
Herkesin bildigi ve kabullendigi bir dogru vardir.Bu da ulusal sorunun cözüm
anahtarinin UKTH`nin oldugudur.Dikkat edilsin kaderi tayin edilen ULUS`un
kendisidir.“Ortakci Türkiye solu“,UKTH`ni bazen „halklarin kaderlerini tayin
hakki“,bazen de „devrimcilerin kaderini tayin hakki“na indirger.Burada sistem adina
kotarilmak istenen bir sey var.Bakin derler.“Biz vatan ve milletin bölünmez
bütünlügünü savunuyoruz.“ Peki „vatan ve milletin bölünmez bütünlügü“nü bölmek
isteyenler kimdir? Kendi degisleriyle „emperyalist kiskirtma sonucu halklarin devrimci
gücünü bölen Kürt milliyetcileridir“.Eh minare calinmis ve kilifida bulunmustur.Peki ne
yapmalari gerekir? Bu konudaki görevlerini acik ve net olarak belirlemislerdir.“Kimse
ülkemizi bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler, sadece emperyalistlerdir“ diyerek
altemperyalist bir ülke olan Türkiyenin vatan savunmasina gecerler.Bu görevi Türkiye
halkinin önünede koyarlar.Dahasi Kürtleride bu ugursuz görevin altina koymaya
calisirlar.KUKM potansiyelini calmaya,devsirmeye ve Türkiye batagina cekerek su
veya bu sekilde tasviye ederler.Bu yaklasim,yönelim ve yaptirimlarla sömürgeci
sisteme sonsuz hizmete bullunurlar.Bugünde bu rolü oynamaya devam etmektedirler.
“Haydi bre kazaniz mübarek ola!“(!)
„Ortakci“ ezen ulus solu,herseyi tersyüz eder. KUKM`ni bosa cikarmak icin „misak-i
milli meselesine gelince;sorun su sinir bu sinir meselesi degildir.“ diyerek Kürdistan´a
dayatilan mevcut statükoyu yok sayarlar.Fakat gelgörki,efendileri sömürgeci gücler,
bu sinirlari hicte öyle önemsememezlik etmiyorlar.Varini yogunu bu sinirlari korumaya
adamislar.“Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlügü“ bu „misak-i milli
sinirlari“ni korumaktan görüyor. Dahasi bu sinirlar Kürt ulusunun hapsedildigi
sinirlardir.Kürt ulus bagimsizligi bu sinirlarin ortadan kalkmasina baglidir.Kürdistan
halki bu sinirlari ortadan kaldirmak icin agir bir bedel de ödemis, daha da verilmesi
gereken bedeli ödemeyi besinen kabullenmistir.
Kürt ulusu,kendisine dayatilan egemenlik gaspi yüklü bu statükoyu hic bir zaman
kabullenmedi. Dün oldugu gibi bugünde ezen Türk ulusundan ayrilma tavrini ortaya
koymustur. Bunu verdigi mücadelesiyle net olarak ifade etmistir.Kürt ulusunun bu
mesru ve hakli istem ve girisimine karsi sömürgeci sistem ve „ortakci“ Türkiye solu
elele vermistir. Sistem bunu ciplak inkar ve imha politikasi ile yaparken,sol gelecekten
pembe hayaleri bugüne tasiyarak söyle-böyle olacak vs.ile sorunu gelecege havale
ederek KUKM`ni barajlamaya calismis ve calismaktadir.Ki gelecekte söyle-böyle
olacak gibi mavi boncuk dagitanlarin bugün sorun karsisinda caresiz olduklarininda
ifadesidir.Bugün Kürt ulusunun ayrilma istemi ve girisimi karsisinda yer alanlarin yarin
ne rol oynayacaklarininda göstergesidir.Ki bu rol,Kemalistlerin oynadigi rolun bir
tekrari olacaktir.
Tartisilan ,Kürt ulusunun kendi kaderini nasil tayin edecegi sorunudur.“Ortakci“
Türkiye solu,bunu „Kürt halkinin kendi kaderini tayini“ne,bazende „Biz Türk ve Kürt
halki olarak devrimimizle birlikte,ayrilmanin degil,birlikte olmayi savunacagiz.“
(Kurtulus.Sayi.23.Sf.8.26 Mart 1999) demekle Kürt ulusunun kendi kader tayin
hakkini ipotek altina almaktadirlar.
Peki bunu nasil kilifina uyduruyorlar? „Birlikte olursak emperyalizme karsi daha güclü
cikariz.Devrimi daha kolay yapariz.Devrinden sonra ayrilma özgürlügü dogar.Bu
Anadolu ihtilalidir.Biz Türk ve Kürt devrimcileri bunu istiyoruz“ vs.gibi zirvalar boncuk
tanesi gibi arka arkaya dizilir.Ve gelecekten bugüne mavi buncuk dagitilir. . Oysa
tartisilan gelecek degil,bugündür.Simdi lami-cimi bir tarafa birakmak lazim. Bugün
Kürt ulusu tüm ulusal dinamikleriyle KUKM veriyor.Kürt ulusu bagimsiz devletini
kurmak istiyor.Yani ezen Türk ulusundan ayrilmak istyor.Bu,bir haktir ve Kürt ulusu bu
hakkini kullaniyor.Burada soru sudur.Bu kosullarda ezen ulus solunun tavri ne
olmalidir? Alinmasi gereken dogru tavir acik ve nettir.Bu da Kürt ulusunun ayrilma
istem ve girisimini desteklemektir.Bu tavir devrimci olmaktan öte demokrat olmanin
geregidir.“Ortakci“ Türkiye solu demokrat olmanin ötesinde KUKM`ne karsi sömürgeci
sistemle eleledir.KUKM`ne karsi „Kimse ülkemizi bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler
sadece,emperyalistlerdir.“ deyip sömürgeci-altemperyalist Türkiyenin „devletin ülkesi
ve milletiyle bölünmez bütünlügü“nü kendine görev kilmistir. Sormak lazim.Bugünden
sonra bu yaklasim sahiplerinin Türkiye tekelci burjuvazisinden farki nedir? Eger bu
fark, kendilerinin bile izah edemedigi su „Anadolu ihtilali“ ise biz Kürtler, bu filmi daha
evel de seyretmistik.Fakat hicte sevmedik. 1.Anadolu ihtilalini gördük.Payimiza
ülkemizin parcalanmasi,bölüsülmesi ve sömürgelestirilmesi düstü. Dahasi sömürge
ötesi bir muameleye tabi kilindik.Inkar edildik. Inkar edilen bizler imhaya tabi
tutulduk.Simdi de „2.Anadolu ihtilali“ ile karsi karsiyayiz. Basimiza ne gelecegini
tahmin etmek „ortakci“ Türkiye solunun kimligine bakmak yeterlidir.“2.Anadolu
ihtilalcilari“nin kimligi en asagi „1.Anadolu ihtilalcilari“n kimligi kadar kirlidir.
„Biz,Türk ve Kürt devrimcileri olarak“ denilenler kimdir? Arkasinda gittikleri „cephe
bayragi“ nasil bir bayraktir? Ki sorgulandiginda bu zevatin „Türk ulusal onuru ile
övünc duyan“ cevre oldugu görülür.Kuskusuz bir Türkün Türk ulsal onuru ile övünc
duymasi kadar dogal bir sey yoktur.Fakat „cephe bayragi“ altinda yer alan bir Kürdün
„Türk ulusal onuru ile övünc duymasi“ ihanettir.“Cephe bayragi“ altinda „Türk ulusal
onuru ile övünc duyma“ zemini „Türk ve Kürt halkinin birligi“nin zemini olarak
sunanlar devrimci olma bir yana demokrat bile olamazlar.Bunlar olsa olsa sosyalsömürgeci olurlar.Ki zaten bu yaklasim sahipleri böyledirler.Dahasi Kürdistana,Kürt
ulusuna,Kürdistan halkina yabancilasmis, devsirilmis „cephe bayragi“ altinda siraya
girmis olanlar „Kürt devrimcisi“ sifatina layik olamazlar. Bunlar kendilerini „Türk
devrimcisi“ olarak sifatlandirirlarsa asimilasyona ugramis, baskalasmis der
geceriz.Yok bu degilde,bu devsirilmis,baskalasmis zevat kalkar kendini Kürtleri
„temsil eden devrimci“ olarak sifatlandirir,Kürdistan halkina dayatir,KUKM
potansiyelini bölmeye ,calmaya ve devsirmeye kalkarsa bu unsurlari sömürgeci
sistem beslemeleri olarak ilan etmek, Kürdistan halki acisinda kacinilmaz bir görevdir.
Bir oyun oynaniyor.Bu oyun Kürt ulusunu inkar ve imha etmeyi öngörüyor.Bu
politikanin aktör ve figüranlari biliniyor.Figüranlari sömürgeci sistemin „solcu“ ve
„Kürtcü“leridir. Bunlar,biz Kürtlere Türkiyeyi „ortak vatan“ olarak sunanlardir.“Türk
ulusal onuruyla övünc duymayi“ biz Kürtlerede dayatanlardir.Bunlarin Türk,Kürt veya
baska bir sey olmasi fark etmiyor.“Hikmet Kivilcimlinin direnis ve savas miraslarina
sahipleniyoruz.“ diyen zevattir.Bu zevatin yasami boyunca sosyal-sömürgeci bir rol
oynayan H.Kivilcimlinin „mirascilari olduklari“ni söylemeleri bosuna degildir.Kürt ulus
düsmanligi oluslarindan kaynaklaniyor. KUKM`ne karsi „devrimcilik“,“M-L“ adi altinda
gözü kara bir Türk milliyetciligi sergiliyorlarki, Kürt halkini katletmek icin Türk halkina
davetiye cikaracak kadar ileri gidiyorlar.
„Cok yönlü kiskirtmalara ragmen Türk halki olgun davranmistir.Kiskirtmalara
gelmemistirLEzen ulus sovenizmden etkilenmeler hic olmamis degildir elbette.Ama
belirtigimiz tarihi, sosyal kosullar altinda bunlar büyüme imkani
bulmamistir.“(Bagimsizlik ve Demokrasi Yolunda Kurtulus.Sayi.24.Sh.11.2 Nisan
1999)
Gercekler ancak bu kadar carpitilabilir.Gecmis bir yana,30 yildan bu yana sömürgeci
sistemin Kürt ulusuna karsi sürdürdügü imha savasinda Türk halkinin yeri neresiydi?
Bunun sorgulanmasi lazim.Dahasi halk dalkavukculugu yapmak kimseyi
kurtarmaz.Halk dalgavukculugunu yapmak devrimcilerin politikasida olamaz.Buradan
hareketle Türk halk resmini devrimci bir gözle okumak gerekir.Bu temelde soruna
yaklasanlar su gercegi net olarak görürler.Sömürgeci sistemin Kürdistan halkina karsi
sürdürdügü imha savasinda Türk halki savasin maddi ve manevi
destekleyeniydi.Binbir zahmetle yetistirdigi evlatlarini davulu-zurnali halaylarla „en
büyük asker bizim asker“ sarlantanligi esliginde Kürt ulusuna karsi süren savasa
yollayandi.Demirelleri,Cilerleri;Ecevitleri,Yilmazlari,Bahcelileri iktidar eden,savas
hükümetleri cikaran halk, Türk halkiydi.Bunlar ve dahada sayilabilecek suclarin sahibi
bu Türk halki degil miydi? Peki daha ne yapsin? Denilen su mudur? Her Türk eline
gecirdigi balta,satir,kilic,kalkanla sokaga firlamali,önüne gelen Kürdü kesmeli,
dogramali miydi? Beklenen bu muydu? Ezen-ezilen ulus kosullarinda kafalarda
yeseren bu tehlikeli katliam provalari dünyanin neresinde görülmüs? Bunun bir örnegi
mi var? Peki bu felaket telaliginin nedeni nedir? Kime davetiye cikariliyor? Kim tehdit
ediliyor? Bundan ne umuluyor? Bu anlayis sorgulanmalidir.
Yanlisliktan mi diyelim,aliskanliktan mi diyelim,yok „tarihi haklar“dan mi diyelim, her
ne zikimsa su sizin efendiniz bahcemize girmis.Pislik herifin teki.Zoraki misafir. Hic
sevmedik kendisini.Sevilecek gibi de degil.Kapidan kovariz bacadan girer.Bacadan
kovariz pencereden girer.Basimiz kendisiyli belada.Dahasi yapmadigi pislik
kalmadi.Tüm bunlari „Türklügün san ve serefi adina“ yapiyor.Kendilerinden olmayan
bir sey olsa gerek. Bunu ülkemizde ariyor.Bizim ülkemizde satilik böyle bir sey
yok.Zorla alinacak bir sey de degildir.Onu cildirtanda budur.Kudurdukca
kuduruyor.Basvurmadik adilik kalmadi.
Gözümüzün icine baka baka yalan söyler.Kürt diye bir sey olmadigini söyler.
Ortaasyadan gelen su sürünün su kolundasiniz der.Öyle bir sey yok
deriz,dinlemez.Bildigi bildik.Kursuna dizdirir,kaybetirir,iskencelerden
gecirir,cezaevlerine doldurur.Insan pisligi yedirir, kadinlarimizin rahminde gerilla avi
sürdürür,gerillanin cökünü keser sevgilisine hediye gönderir.Yapmayin etmeyin bu
yaptiginiz ayiptir,deriz,daha da kudurur.Bu sefer evimizi basimiza yikar,hayvanlarimizi
telef eder,ormanlarimizi ve ekinlerimizi yakar.Bu da yetmez. Bu sefer bizi karga
tolumba kamyonlara doldurur,bilmedigimiz yabanci el ülkesine sürgüne
gönderir,mecburi iskana tabi tutar.Serüvenimiz ve cilemiz bitmez.
Yol yordam bilmeyiz.Dilini bilmeyiz.Örf ve adetlerini hic bilmeyiz.Hos karsilanmayiz.
Gözünde „ülkelerini bölmeye calisan“,“asker oglunu öldüren“,“sergeder,eskiya. ve
kökü disarda vatan haini“yiz.Her türlü olumsuzlugun nedeniyiz.Dahasi yanibasina
gelmekle ucuz isgücüyüz.Isini,ekmegini elinde alaniz. Istenmeyenleriz.Fakat
ülkemizden koparilip sürüldügümüz ülkede yerimizi ve haddimizi biliriz.Kocak dolusu
kirmizi,sari.yesil gülerle ve kirmizi halilarla karsilanacak degiliz. “Ortakci“ sol´un iddia
ettigi gibi „Anadolu halklarinin hosgörü, sevgi,saygi,kardeslik duygulari“ ile karsilanan
degildik.“Istemezuk“cularin istenmeyenleriyiz.Asmali,kesmeli diyenlerin hedef
tahtasina konulaniz.Sokaga bakip kan gölünü görmeyen „ortakci“ solun bunu „Türk
halkinin olgunlugu“na saymasi Kürtlere gizli bir tehdit mesaji yüklüdür.Denilen
sudur.“Oturun oturdugunuz yerde.Kaderinize razi olun.Beterin beteri var.Halinize
sükür edin.Eger buna riza göstermeseniz hak ettiginiz cezaya carptirilmaktan
kurtulamasiniz.“ Hani meslekleridir.Atadan kalmadir.Kardes öldüren,gözlerine mim
cektirenlerin torunlaridirlar.
Cumhurbaskani, basbakan,vekil,general,isadami,aydin ve sanatcisini devlet eliyle
öldüren ve arkasinda „milli mutabakat“ cercevesinde sag ve solculariyla cümle
cemaat cenaze namazini kilanlar halkimiza ne yapmazlar varin siz karar verin.Buna
bir engel mi var? Nihayetinde „ülkelerini bölmeye calisanlar“iz.Asker cocuklarini
öldürenleriz.Türk sag ve sol pasasi icin „katlimiz vaciptir.“ Hakkimizdaki hükümdür,
bu.
Halkimiz bunu olagan karsilar.Düsman der gecer.Ne baski ve zulümlerine,ne yalan ve
tehditlerine boyun eger.Kürdistan ve ulusal onuruna bagliligini daima sicak tutmaya
calisir.Düsmana inat kin ve nefretini daha da biler.Siari : „Ya Kürdistan Ya Ölüm“dür.
Sehitlerimizin anisina,tüyü bitmemis yetimimizin hakki icin bu yolda döneni cas ilan
eder. Ülkemizdeki cirkin misafiri defedinceye kadar mücadelesini her yerde ve
kosulda sürdürecegini daima ifade eder.
Bundan rahatsiz olacaklarki,“ortakci“ Türkiye solu ,felaket telaligi yapacaktir. Sanki
magdur olan taraf Türk halki imis gibi bir yaklasim sergiliyecektir Oysa kim magdur,
kim saldirgan ve haksiz bilinen bir gercektir.Kürdistan halki magdur olan taraftir.
Sömürgeci sistem yillardir Kürdistan halkina bir imha savasi dayatmistir.Kürt ulusu
varolma savasi vermistir. Bu savasta Türk halkini kendi yaninda görmek istemistir.Ki
cikarlarida buradadir. Fakat Türkiye halki kendi sinif cikarlarini bir yana
koymus,“devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlügü“nü korumayi kendine görev
kilmistir.Bu görev geregi KUKM`ne karsi süren savasin ciplak askeri olmustur.Ki bu
bir savastir.Öldürmeye giden öldürülmüstür.Bu nedenden ötürü hangi akli evel
Türkiye halkini „magdur“ taraf sayabilir? Dahasi Allah Allah diyerek sokaga dökülüp
Kürt avciligi yapmamissa,ki bunu deneyenler oldu,ki bunlar iddia edildigi gibi
toplumun bir kac kisiside degildir,büyük bir kesimin düsüncesiydi.Bu kudurganlasan
zevati, devlet dizginledi.TC, Türkler ile Kürtler arasinda bir sokak bogazlasmasinin
sonuclarini gögüsleyemezdi.Bu,TC`nin Kürtleri cok sevdiginden dolayi degildi. Sokak
bogazlasmasinin yaratacagi sonucu devlet göze alamazdi.Bu durum „ortakci“ solun
iddia ettigi Türk halkinin „olgunlugu“ ile izah edilemez.Ki bu halk dalkavukculugundan
baska bir sey degildir.Sistem tarafindan kazanilmis,kirli savas cephelerine
kosusturulmus bir halkin isledigi suclari gizleme cabasidir.Dahasi bu halkin „devrimci
öncüsü“ iddiasinda olanlarin islenen suclarin suc ortagi oluslarinin gizleme cabasidir.
Bu ve benzeri sosyal-sömürgeci mihraklar,“devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlügü“nü siyasetlerinin merkezine oturtmuslarki,sömürgeci sistemin bekasi icin
her rolü üstlenmis bulunmaktadirlar.MGK üyesi,Hava Kuvetler Komutani Cumhur
Asparuk, katildigi bir resepsiyonda dostlariyla yaptigi bir sohbette birseyler
söylüyor.Hürriyet gazetesi bunu haber yapiyor.Bunun üzerine „devlet sirri elden
gidiyor“ yaygarasiyla bu cok etiketli „Türkiye solu“ herkesi „devlet babanin bekasi“
icin sorumluluga davet ediyor.
„Birakin Afganistan`i,Türkiyeye bakinLTürkiye zenginlikleri icinde fakir bir
ülke.Dünyanin en zengin petrol yataklarinin 6 bin metre derinlikte bile olsa Türkiye`de
oldugunu biliyormusunuz? Dünyanin en zengin altin rezervlerinin de Türkiye`de
oldugundan haberiniz var mi? Ama bu altinin cikartilmasi mümkün olmuyor.Cünkü
Türkiye`ye altin ihrac eden Almanlar lobicilik yapiyorlarda ondan“.(Cumhur
Asparuk.Hürriyet 3 Ekim 2001)
„Türkiye solu“,bunun üzerine kiyamet koparir.Cumhur Asparuk „bir salaklik örnegi“
vermis.Pat diye TC devletinin sirlarini ifsa etmis.Ama zatialileri general ve Hava
Kuvvetleri Komutani.Dahasi Türk toplumunu rehin alan MGK üyesi.Bu general „bir
salaklik örnegi“ versede Türkiye´de hicbir „akli basinda biri (cesaret edecek biri)“
cikipta ya general sen ne halt isledin diyemez.Fakat burasi
Türkiye.Sagiyla,soluyla,ümetcisiyle „milli mutabakat“ saglandigi bir ülke.Sagin
yapamadigini,söyleyemedigini sol söyler ve yapar.Ne de olsa „milli mutabakat“
üyesi.Durum vahim.“Devlet sirri“ ifsa edilmis.“Ulusal onur“ ayaklar altina
alinmis.Birilerinin acil müdahale etmesi gerekir.Bu „akli basinda olanlar“,“bu cesareti
gösterenler“ devletin bilinen bilimum kurumlarindan cikmayinca,“sol“ hangi güne
durur? .Devreye girerler.Haddini bilmez generale agzinin payini verirler.
„Alin size bir salaklik örnegi.Ne akla ziyan aciklamalar bunlarLDemegoji ve yalanla
millilik havasi atiyor güya.Ama ne konustugunun farkinda degil.Akli basinda biri( ya
da cesaret edecek biri) cikip,“yaptirma o zaman“ dese ne diyecek simdi bu
generalLBirisi bu generalle MGK üyesi oldugunu hatirlatsin.“(Vatan.Sayi.109.Sf.25.8
Ekim 2001)
Hatirlatan olmus.Su haddini bilmez generalle „akli basinda” ve “cesaret edecek
biri”leri “devlet babanin bekasi” icin agzinin payini vermis.Haddini bilmez generalle
MGK üyesi oldugunu hatirlativermis.Bunu yapanlar „akli basinda“ ve „cesaret sahibi“
kendilerine „M-L“ olarak ifade eden „Türkiye solu“dur.Sormak lazim.Generalin bu
aciklamalari kendini „devrimci“,“M-L“ görenleri niye bu kadar rahatsiz eder? Özel bir
sebebi mi var? Kuskusuz vardir.Ne zamanki sömürgeci TC devleti zora girer,o zaman
kendilerine „sol“ diyenler devreye girer.Devletin yapmasi gerektigini „sol „ bunu
„millilik“ adina yapar.Türk milli „mutabakat“ üyeligin geregidir.
Türk egemenlik sistemine uygundur.Türk toplum resmine uygundur.“Devlet babanin
bekasi“ yüklü bir „ulusal görev“ askidir.Bu miili ask öylesine sicak tutulurki,Türk
toplumu sag ve soluyla „birlik ve bereberlik icinde milli seferlerdedirler“.Bunun
gerekceside daima bulunmustur.Ismi „ic ve dis düsman“ olmustur.Bazen Rus,bazen
Rum.bazen Ermeni,bazen Kürt,bazen komunizm olmustur.Olmadigi zamanda
kendileri yaratmistir.Kendi „Kürtcü“ ve „solcu“sunu yarattigi gibi.Bununla daima Türk
toplumu sicak savas ortaminda tutulmasi hedeflenmistir.Elden giden daima „devletin
ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlügü“ olmustur.Bu görev daima halkin önüne
konulmustur.Sloganida belirlenmistir.“Birimiz hepimiz,hepimiz birimiz icin“ olarak
tanimlanmistir.Kastedilen „birimiz“ ve „hepimiz“ ise daima TC devleti ve devletin
hizmet ettigi egemen gücler olmustur.Türk toplumu buna hizmete
kosusturulmustur.Toplum bunu kaniksamis ve kabullenmistir.Türk emekci siniflari bile
kendi sinifsal cikarlarini bir yana birakmis „devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlügü“nü korumayi kendine görev kilmistir.Sistemin istedigi zaten budur.Türk
toplumunun buraya gelmesinde devletin resmi politikasinin yanisira ,soldan verilen
destegin önemli payi vardir.Bu nedenle sömürgeci sistem,kendi halki ve soluyla ne
kadar övünürse yeridir.Sistemin asli sahiplerinin iki de bir „Türk halki baska halklara
benzemez“ derken aslinda bir yönüyle „sol“uyla ne kadar övündüklerininde ifadesidir.
Ezen-ezilen ulus kosullarinda ezilen ulusun kurtulus mücadelesini „emperyalist
kiskirtma sonucu bölücülük“ olarak ilan edilirse,buna karsi „Kimse ülkemizi
bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler sadece,emperyalistlerdir“ deyip sömürgecialtemperyalist Türkiyenin vatan savunmasina gecerse ve bunu yapan kendini
„Türkiye solu“ diyense sistemin asli sahipleri bu „sol“a ne kadar övünürlerse
yerindedir.Eger bu „Türkiye solu“ asli görevi olan ezen ulus sovenizmine karsi
mücadeleyi gereksiz görüyor ve önüne birinci derecede „ulusal cizgiyi bosa cikarma
görevini“ koyuyorsa sistemin asli sahiplerinin bu „Türkiye solu“ ile ne kadar
övünürlerse yerindedir.Ki sistemin asli sahipleri bu konuda cok cömerttirler.“Halkimiz
baska halklara benzemez“ diyerek övgülerini eksik etmezler.Etmeleri icinde bir sebeb
yoktur.Türk toplum bireyi bir avuc devrimciyi cikarin bir bütün olarak „milli mutabakat“
üyesidirler.Birbirlerini övmeyipte kimi övsünler?
TC devleti „kimse ülkemizi bölemez.Ülkemizi böldürtmeyiz“ der.Gereginide yapar.
Kendilerine „Türkiye solu“ diyen „ortakci“ ezen ulus solu,“Kimse ülkemizi
bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler sadece.emperyalistlerdir“ diyerek halkin önüne
sömürgeci-altemperyalist Türkiyenin „devlettin ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlügü“ koruma görevi koyar.Türk halkida bunu kendine görev bilir.Bunlar
biliniyor.Bunlar bilinmesine ragmen „ortakci“ „Türkiye solu“ hem suclu hem güclü
misali birde sunu söylemez mi? „Anadolu halkinin sovenist olmasinin nedeni yanlis
stratejik cizgi ve milliyetci literatör“! Oh be ne ala!
Isin kolayini bulmuslar.Devlet siyasi,ekonomik krizlerin nedenini „bölücülük“ ilan
eder.“Türkiye solu“ iddiasindaki sistemin solu,Türk toplumunun sovenist olmasinin
sebebini KUKM`ni gösterir.Yine bildik o hikaye.Alevere dalevere Kürt Memet nöbete.
Herseyin günah kecisi yine Kürtler.Türk sömürgeci burjuvazisi devleti soyup sogana
cevirir.Parayi yurtdisina kacirir.Ülkenin kapilarini yabanciya sonuna kadar acar.Birlikte
halki soyup-kirip gecerlerAgir yüklü borclanmaya gidilir.Cocuklarin gelecegi ipotek
altina alinir.Bütcenin yarisina yakini silaha ve savasa yatirilir.Her köse basinda bir
mafya cetesini kurdurtur. Basina MGK denilen ceteyi koydurtur.Türk toplumu rehin
alinir.Ülke orman yasalari geregi yönetilir.Kaos hakim olur.Siyasi ve ekonomik krizler
bir türlü asilamaz.Buna birde günah kecisi gerekir.Bulmakta zorlanmazlar.Bulunanlar
Kürtlerden baskasi degildir.
Sömürgeci sistem gemisimi böyle yürütmüstür.Her gelen iktidar gideni
aratmistir.Kendi aralarindaki it dalasi bilinen mecrada yürür.Halkin önünede daima
„vatan ve millet bölünüyor“,“devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlügünü
korumaktir“ gürevini koyar Halk korkunc bir Türk milliyetciligi etkisine alinir.Bilinci
kirletilir.Her zaman ugrasacagi bir düsman bulunur.Bunlarin hepside „ülkeyi bölmek
isteyen ic ve dis güclerdir.“ “Türkün Türkten baska dostu yoktur“ soven anlayisi
egemen kilinarak halk,kendi dostlarina, müttefiklerine karsi
savastirilir.Halk,“vatan,millet,sakarya“ soven yaklasim geregi sistemin asli sahipleri ile
birlikte „milli mutabakat icinde „ic ve dis düsman“a karsi milli cephe durusunda,vatan
ve milleti kurtarma operasyonundadir. Türk toplumunun bu duruma düsmesine
sömürgeci sistemin yaklasim ve yaptirimlarinin yanisira „ortakci“ Türkiye solunun
yaklasimlari önemli rol oynamistir.Bunlar ve benzer yaklasimlar sonucu Türk toplumu
sovenist bir toplum,dahasi özel harekatci bir topluma dönüsmüstür.Kendilerine
„Türkiye solu“ diyenler bu gercegi görmek istemezler.Görmek islerine gelmez.Dahasi
bunun günah kecisini efendileri sömürgeci gücler gibi bulmakta zorlanmazlar.
„Oligarsinin sovenist propagandalari mi? Tek basina aciklamaz.Bu sovenist
propagandanin bu kadar etkili olabilmesi nasil mümkün oldu? Sorular devam eder.“
„Yanlis stratejik cizgi nasil bir birikim yaratti? Asker aileleri bu birikimin sonucu nasil
karsi-devrim etki alanina girdiler?“
„Her ulusal hareket,diger halklarin saygisini kazanir.Yanlis cizgi,milliyetci literatör,bu
sayginin önünde engeldir.“(Bagimsizlik ve Demokrasi Yolunda Kurtulus Sayi.34.Sf.29
11 Haziran 1999)
„Ortakci“ Türkiye solu böyle söyler.Tamda efendisinin usagi.Efendi siyasi ve
ekonomik krizin nedenine „bölücülük“ der.“Ortakci“ düzen solu efendiden geri kalir
mi? Kalmaz! Türk toplumunu saran sovenist dalganin sebebini KUKM`ni ilan
eder.Hedef sasmaz.Sistem ve solunun gösterdigi hedef ayni.Adres Kürtler.Sistem „ic
ve dis gücler ülkemizi bölmek istiyorlar.Ülkemizi böldürtmeyiz“ der.Sistemin solu
„Kimse ülkemizi bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler sadece,emperyalistlerdir.“
diyerek KUKM`ni veren Kürdistan halki ve öncü politik güclerini emperyalist ilan
eder.“Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlügü“nü korumayi Türk halkinin
önüne „ulusal görev“ olarak koyar.Türk halki da „sag ve solumuz böyle dedigine göre
bu iste bir keramet var;onlardan daha dogru mu bilecegiz“ diyerek sömürgeci
sistemin actigi yayilmaci cephelere evlatlarini davullu-zurnali halaylarla „en büyük
asker bizim asker“ diyerek yollar.Artik Türk halki kendi sinifsal cikarlarini bir tarafa
koymus,“devlet babanin bekasi“ icin „milli nöbet“lerdedir.
Bunlar herkesin gözü önünde olan gerceklerdir.“Ortakci“ ezen ulus solu bunlari yok
sayarak,Türk toplumunda sovenist dalganin sebebini „yanlis stratejik cizgi,milliyetci
literatör“ diyerek KUKM`ni hedef göstermektedir.Arkasinda da utanmadan,sikilmadan
„her ulusal hareket,diger halklarin saygisini kazanir.Yanlis cizgi,milliyetci literatör,bu
sayginin olusmasinin önünde engeldir“ diyerek Türk halkinin ve bu halkin „devrimci
öncüleriz“ diyenlerin yürütügü karsi-devrimci rollerini örtbas etmeye
calismaktadirlar.Kuskusuz her ulusal hareket,baska halklarin saygisini kazanmaya
calisir.Buna kimsenin bir ittirazi olamaz.Ki Kürdistan halki,bunun cok mücadelesini
vermistir.Agir bir bedel ödeyerek,her seyini ortaya koyarak ölümüne Türk devletine
karsi savasmistir.Türk halkinida yaninda görmek istemistir.Bu nedenle daima cagrida
bulunmustur.“Bu seninde kurtulus mücadelendir“ demistir.“Bu mücadelenin bir
kösesinde de sen tut“ demistir.“Senin yanin bemin yanimdir“ demistir.Destek
istemistir.Hitap edilen Türk halkidir.Sistem ve solu tarafindan Kemalist milliyetcilikle
esir alinan Türk halkidir.Bu halk birak Kürdistan halkinin hakli,mesru,devrimci
mücadelesini desteklesin,bu mücadelenin bir kösesinde tutsun,o her zaman yaptigi
„kimse ülkemizi bölemez,ülkemizi böldürtmayiz“ geregi sömürgeci sistemin Kürdistan
halkina karsi yürütügü kirli savasin ciplak askeri olmustur..Sistemin Kürt ulusunu
dayatigi imha savasinin her türlü maddi ve manevi destekleyeni olmustur.Sovenizm
gözünü o kadar kör etmiski,kendi sinif mücadelesini bile bir kenara koymustur.Türk
halkinin bu duruma düsmesine sistem kadar en asagi kendilerini „Türkiye solu“ olarak
ifade eden sistemin „ortak“ literatörünü kullananlardir.
Tüm bunlardan sonra „Asker aileleri bu birikimin sonucu nasil karsi-devrimin etki
alanina girdiler?“ demekle bundaki suclarindan siyirmaya calisan „ortakci“ezezn ulus
solu Kürdistan halkinin oldugu kadar Türk halkininda düsmanlaridir.Asker aileleri dahil
Türk halki nasil karsi-devrimin etki alanina girdi meselesi sorgulanmalidir.Amerikan
asker aileleri „bemin cocugumun Vietnamda isi ne?“ diyerek Amerikan iktidarlarina
karsi cikarken,Türk asker aileleride „bemin cocugumun Kürdistanda isi ne?“
diyebilmeliydi ve „kendi“ sömürgeci iktidarlarina karsi durmaliydi.Diyelim Türk halki
bunu ifade edemedi ve yapmasi gerekeni yapmadi veya yapamadi Peki kendilerini
„Türkiye solu“ olarak lanse edenler su soruyu kendi kendilerine sormuslar midir?
„Bizim genclerin Kürdistanda isi ne?“ diye sormuslar midir? Onlarin sormadigini biz
soralim.Sizin bu genclerinizin Kürdistanda isi ne? Haydi bakalim bunu bir de hep
birlikte haykiralim.Ne o? Siz de ses yok.“Bizim genclerimizin Kürdistanda isi ne?“
diyemiyorsunuz.Diyemesiniz.Bu biraz sikar.Eger bunu derseniz misak-i milli üzeri
kurulu sosyal-sömürgeci teoriniz yikilir.Sistem kaynakli „ortak“ literatür
yaklasimlarinizin karsi-devrimci özü aciga cikar.Eger degilse haydi söyleyin.“Bizim
cocuklarimizin Kürdistanda isi ne?“ diye kendinize sorun.Sorabiliyor musunuz?
Soramasiniz.Varolus nedeninize aykiri.Soven Türk milliyetciligi bilincinizi
kirletmis.Üstüne üstlük bu karsi-devrimci mihraklar bir de sunu demezler mi? „Asker
aileleri bu birikimin sonucu nasil karsi-devrimin etki alanina girdiler?“ Dahasi bunun
nedeninide efendileri gibi KUKM`ni gösteriyorlar.Hem suclu hem güclü buna derler.Bu
mihraklarin kimligi kirlidir.Özelimizde Kemalist,misak-i millici ve sosyal-sömürgecidir.
Kuskusuz her ulusal hareket gibi KUKM`ni veren Kürdistan halki ve öncü politik
gücleri ezen Türk ulus halkinin destegini almaya calismislardir.Fakat Türk emekci
halki destegini KUKM`ne degil,sömürgeci sisteme vermistir.Bunun nedeni KUKM`ni
veren Kürdistan halki ve öncü gücleri degildir.Sömürgeci sistemin yanisira sistemin
„ortak“ literatörünü sola boyayarak buna „devrimcilik“,“M-L“ yükleyen „Türkiye
solu“nun kendisidir.Sormak lazim.Türkiye solu niye vardir? Kimdir,ne yapar bu sol?
Bilincinin her hücresine kadar sovenizmle kirlenmis bu Türk halkini sovenizmde
kurtaracak olanlar bu sol degil midir? Bu görevinizi niye yapmadiniz diye sormazlar
mi? Bunu yapmalari gerekirken Türk halkinin önüne görev olarak „Kimse ülkemizi
bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler sadece,emperyalistlerdir.“ diyen bu sol degil
midir? Bu yaklasim bu halki bu duruma getirmemis midir? Kuskusuz getirmistir.Bu
yaklasim Türk halkini sisteme kaptirmistir. Türkiye solu, bu yaklasimiyla Türkiye
devriminin öncüsünü.temel gücünü ve müttefiklerini sömürgeci sisteme
kaptirmistir.Realite budur.Buna karsin kendi suclarini KUKM`ne yikma cabasi iflah
olmaz Türk milliyetci kimligini temize cikarma operasyonudur.Bu da hic kimseyi
kurtarmaz.Cünkü beyhude bir cabadir.
Devlet icazetli düzen solu „devlet babanin bekasi“ icin varolus nedenine uygun kirli bir
teori ve pratik sergilemeye calismis ve bugünde bu ugursuz cabasini sürdürmektedir.
Türk toplumunu saran sovenizmin sebebini KUKM ilan etmektedir.Türk emekci
halkinin kendi görevlerine,dahasi sinifsal cikarlarina sahip cikmasi icin Kürdistan
halkinin KUKM`ni vermekten vazgecmesini savunacak kadar gözü kara bir Türk
milliyetci siyaset izlemektedir. Kürdistan halkina öngörülen mevcut kölelik statukoyu
kabullenmelerini öngörmektedir. Bizimki meraktan.Kürdistan halki eger bunu
yaparsa,Türkiye emekci halki titreyip kendi sinifsal mücadelesini mi verecek?
Söylenen tami tamina budur.Bunu söyleyenler,Kürdistan halkinin oldugu kadar
emekci Türk halkininda düsmanlaridirlar.Sömürgeci sistem beslemeleridirler.
Eger „yanlis stratejik cizgi,milliyetci literatör“le kastedilen PKK`nin teori ve pratigi ise
bunu bagli oldugu kontra merkeze sorsunlar.Aradiklari sorularin cevabi oradadir .
Dahasi kendileride bu politikanin „solcu“ aktörleridir.Ama olsun.Onlar yinede kendi
karsi-devrimci yüzünü örtbas etmek icin KUKM`ni hedef gösterecek.Savasla
uyuyan.savasla kalkan Türk özel harekatci toplumunu temize cikarmaya
calisacak.Dahasi izlenen politikalar sonucu düstügü konumu tartisma disi
birakmaktadirlar.Cünkü bu eserin yaraticilaridirlar. Korkulari var.Maske düsebilir.Oysa
hersey ayan beyandir.Kimse devekusu kabarasi oynamasin.Bilinsinki ne alicisi,ne de
seyircisi vardir.Kendileri calan kendileri oynayandir.
Bir an söylenenleri dogru kabul edelim.Türk toplumunun sovenizm batagina selte
sermesini „yanlis stratejik cizgi,milliyetci literatör“ diyelim.Yani sebeb PKK`nin teori ve
pratigi diyelim. Peki bu PKK ne zaman ortaya cikti? Bu biliniyor.Peki PKK öncesi ne
olmustuki,Türk toplumu her zaman oldugu gibi yine„vatan,millet,sakarya“
nöbetlerindeydi? O zaman ne PKK,ne de Kürdistan toplumunu saran KUKM
vardi.Peki „yanlis stratejik cizgi,milliyetci literatör“ün olmadigi bu kosullarda Türk
halkini sovenizm batagina sürükleyen neden neydi? Buna bir cevaplari var midir?
Sakin sömürgeci efendilerinin iki de bir tekrarladigi su meshur „ic ve dis düsman“
olmasin? Bu meshur „düsman“ disinda gösterebilecekleri her hangi baska bir
gerekceleri var midir? Varsa aciklarlar.Ki aciklayamazlar.Fakat dinleyeni,alicisi
olmasada cocuk masallarini anlatmaya devam ederler.
„Cocuklarimiz Mahirlerin,Denizlerin,15-16 Haziran anilarini dinleyerek büyüdü.“
diyorlar.Neydi bu anilar,bunlara bir bakalim.THKO önderi Deniz Gezmis,Sarkislada
sarildiginda bir komiserin „teslim ol“ cagrisina,“ben köpeklere teslim olmam.Sen git
komutanim gelsin beni teslim alsin.“ dememismiydi? Komutanim dedigi Türk
ordusunun uzatmali bir cavusu degil miydi? Dahasi THKP-C ve THKO`nun
mahkemelerde Türk ordusuna yaptiklari övgüler bilinmiyor mu? Dahasi var.15-16
Haziran da Türk iscisi yürümüstür.Demirel „caddeler yürünmekle asinmaz“
demisti.Cünkü Demirel,Türk iscisinide önderlik edenleride cok iyi taniyordu.O
önderlerki,yürüyen iscilerin elline „Ordu-Isci Elele Milli Cephede“ pankartini
tutusturmuslardi.Ordu“ kurtarici“ydi.Türkiye devriminin „temel gücü“ydü.Evet Türk
iscisi yürüyordu.Bir elinde M.Kemalin potresi,bir elinde Türk bayragi,bir elinde „OrduIsci Elele Milli Cephede“ pankartiyla yürüyordu.Övülen bu mudur? Cocuklariniz bu
„anilarla mi büyüdü“? Övünerek evet diyorlar.Simdi anlasildi.Bu anilarla büyüyenler
simdi „Kimse ülkemizi bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler sadece, emperyalistlerdir.“
deyip KUKM`ni veren Kürdistan halkini ve öncü güclerini emperyalist ilan
ediyorlar.Sömürgeci-altemperyalist Türkiyenin „devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlügü“nü korumayi kendine görev kilmis sistemin sol mehmetcikleri oluyorYakisir
kendilerine.
Fakat bizim cocuklarimiz sizin cocuklarinizin övünc duydugu anilarla büyümedi.Bu
anilarda övünülecek bir sey de bulmadi.Söylenenleri hic sevmedi.Türk ordusunu
kurtarici degil, düsman bildi.Ve ilk firsattada eline gecirdigi silahla kendisine kursun
sikti. Cok etiketli „ortakci“ Türk solcularini cileden cikaranda budur.
Peki 15-16 Haziran olaylarinda Türk iscisinin eline M.Kemal posterini,Türk bayragini
ve “Ordu-isci elele milli cephede” pankartini kim tutusturmustu? Türk ordusunu
Türkiye devriminin „öncü ve temel gücü“ ilan edenler kimlerdi? Dahasi THKO ve
THKP-C`lilerin mahkemelerde Türk Ordusunu öve öve bittiremeyen siyastleri hangi
akla hizmet ediyordu? Bu hareketlerin ardillari hic bir zaman bu konuya
egilmediler.Olmamis saydilar. Dün dündü bugün bugündür deyip isin kolayini
sectiler.Söskonusu yaklasimin Türk iscisi basta olmak üzere emekci halk üstündeki
yaratigi karsi-devrimci etkiyi görmek istemediler.Buna karsi mücadele
etmediler.Dahasi mevcut durumdan memnundular.Peki bunun sonucu ne oldu?
Türkiye devriminin öncüsü,temel gücü ve müttefikleri sisteme kaptirildi.Bundan birinci
derecede sorumlu olan Türkiye devrimci hareketidir.Isin gercegi budur.Bu günden
sonra „ortakci „ Türk solu, yaratigi eserine bakip övünc duyabilir.Fakat bu eserde
KUKM`ni veren Kürdistan halki ve öncü güclerinin hic bir katkisi yoktur.Bunun tersini
iddia edenler karsi-devrimcidirler.Kürt ulus düsmanlaridirlar.KUKM`ne karsi „Kimse
ülkemizi bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler sadece,emperyalistlerdir.“ diyen misak-i
millici Kemalist güclerdir.Devlet icazetli düzen solcularidirlar.Kirli kimlik sahipleridirler
„Sinan ve arkadaslari,gercekten halktan kacmislardir.Kitleler icinde en ufak bir
faaliyet,onlari mücadeleye katmak icin en ufak cabalari olmamistir.Sadece bir kac eve
ekmek saglamak ve yatmak icin ugramislardir.Köylülerden saglanan yardim,tamamen
köylülerin kendi cabalariyla gerceklestirmistirBunun nedeni nedir? Bunun nedeni
Sinan ve arkadaslarinin ideolojik ve siyasi cizgilerindeki sakatliktir;onlarin burjuva
subaylarinin darbesine ve burjuva reformculuguna bel
baglamalaridir.Bunlar,köylülerin ve iscilerin silahli mücadelesiyle degil,subaylarin
darbesiyle devrimin(!) basariya ulasacagini düsünüyorlardi.Kendileride sadece bir
darbeye ortam hazirlayacaklardi.Bu yüzden de köylüleri örgütlemeye ne gerek
görüyorlardi,ne de gereksinim duyuyorlardi.Yine bunlarin örgütsel bakimdan
bagliliklari olmasa bile,ideolojik bakimdan en cok begendikleri ve beminsedikleri cizgi
M.Belli`nin revizyonist,reformcu cizgisiydi.Bir cok olayi,bunlarin pratik faaliyetlerinden
tutun da 12 Mart muhturasi üzerine silah birakma tartismalarina ve mahkemelerdeki
ifadelerine kadar her sey bu söylediklerimizi dogrulamaktadir.“(Ibrahim
Kaypakkaya.Secme Yazilar.Sf.22-23).
1970`lerin Türkiye devrimci hareketin devrimci önderi Ibrahim Kaypakkaya bunlari
söylemektedir.Söyledikleri dogru ve yerindedir.Ki Ibrahim Kaypakkaya Türkiye devrim
hareketinde bir rönesanstir.Fakat ne yazik ki,bu devrimci insan kendi düsüncelerini
derinlestirme firsatini bulmadan TC devleti tarafindan katledildi.Ibrahimin milli mesele,
Kemalizm,devlet ve ordu karsisindaki durusu devrimci bir durustur.Basta THKO,
THKP-C olmak üzere diger Türkiyeli örgütlerde olmayan seylerde bunlardi.
15-16 Haziran olaylarinda Türk isci sinifinin eline Türk bayragi,M.Kemal posterini ve
„Ordu.isci elele milli cephede“ pankartini verenler,yürütenler,bugünde „Ordu ile elele
milli cephede“dirler.Su cok iyi bilinmektedir.“Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlügü“ nün en büyük koruyucusu Türk ordusudur.Fakat bu mücadelede Türk
ordusu yalniz degildir. Devletin tüm imkanlari emrindedir.Türk toplumu bir avuc
devrimci disinda arkasindadir. Dahasi „ortakci“ Türkiye solu yanibasindadir.TKP, IP,
TDKP, DHKP-C ve onun gibi düzen solculari „kimse ülkemizi bölemez“ diyerek
sömürgici-altemperyalist Türkiyenin vatan savunmasindadir. Ortalikta „ülkelerini
bölmek isteyen“ler var(!) Ki bunlar KUKM`ni veren Kürdistan halki ve öncü
gücleridir.Türk ordusu da bu mücadeleyi tasviye etmeye calisan en büyük güc.Devlet
ve halk olarak bu mücadelenin maddi ve manevi destekleyenleridir..Sömürgeci
sistem kaynakli „ortak“ literatörü kullanan Türk solcularida „kimse ülkemizi bölemez“
diyerek bu mücadeleyi soldan destekleyicileridir.Türk milli mutabakat
geregidir.KUKM`ne karsi TKP; IP; DHKP-C, TDKP - Ordu elele milli cephededir.
Bu söylediklerimize yalan deyin.“Kürt milliyetcileri“nin iftirasi deyin.O zaman
söylediklerimizin tersini ispatlayin.Türk ordusuyla ayni cephede KUKM`ne karsi
savasmadiginizi gösterin.Misak-i milli ile siniri cizilen su „ülkeniz“ dediginiz zora dayali
statükoyu bölmeye calisan Kürdistan halki ve öncü gücleridir.Bu ugurda agir bir bedel
de ödenmistir.Dahasi verilmesi gereken bedelde pesinen kabulleridir.Taki bagimsiz
Kürdistani kurana dek.Bu mücadeleye karsi duran en büyük vurucu güc Türk
ordusudur.“Türkiye`yi böldürtmeyiz“ yaklasimlariyla Kürdistan halkina karsi kirli bir
savas yürütüyor.“Ortakci“ „Türkiye solu“nun „ülkemiz“ dedigi zora dayali Kürt ulus
egemenligi gaspi yüklü „Türkiye bütünlügü“nü savunuyor.Kürdistan halki ve
Kürdistanli politik güclerde Kürdistan bagimsizligi icin mücadele ediyor.Yani sizin
deyiminizle „ülkenizi bölmeye calisiyorlar.“ Ve herkes bu mücadelede yerini
belirliyor.TKP; IP; TDKP ve DHKP-C dahil „ortakci sol“, „kimse ülkemizi bölemez“
diyerek „Türkiye bütünlügü“nü korumayi kendilerine görev görüyorlar.Bunun
mücadelesini veren Türk ordusuyla ayni temel amac ve hedefte birlesiyorlar.Türk
egemenlik sistemiyle ayni cephede yer aliyorlar.Haydi buna yalan deyin.“Kürt
milliyetcileri“nin bir iftirasi oldugunu söyleyin.Fakat Türk egemenlik sistemiyle farkinizi
da belirleyin.
Kürdistan halki ve öncü gücleri KUKM vererek Kürdistani Türkiyeden koparmak
istiyor.Yani sizin tabirinizle „ülkenizi“ bölmek istiyor.Ya zora dayali mevcut statükoyu
bir imha savasi ile korumaya calisan Türk egemenlik sisteminden yanasiniz,ya da bu
zora dayali statükoyu yok etmeye yönelen,Kürt ulusunun ulusal devletini kurmayi
öngören KUKM`sinden yanasiniz.Bunun ortasi yoktur.Haydi yerinizi belirleyin.Bu yer
kimliginizi de belirler. Ya Türk egemenlik sistemini destekleyip sosyal-sömürgeci
olacaksiniz, ya da KUKM`ni destekleyip namuslu bir enternasyonalist
olacaksiniz.Saflar devrim ve karsi-devrim olarak böyle belirgenlesmistir. “Kimse
ülkemizi bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler sadece, emperyalistlerdir“ diyenler Türk
egemenlik sistemi zemininde yerlerini belirlemislerdir.Bu vesileyle kimlikleri de aciga
cikmistir.Bu kimlik misak-i millici,sosyal-sömürgeci bir kimliktir.Bu kimlik bu güclerin
varolus nedenidirde.Devlet icazetli düzen solculugudur.
Bu mücadelede Kürdistan halki ve öncü politik güclerin yeri acik ve nettir.Bu yer
ezilenlerin safidir.Bu safta isciler var.Köylüler var.Ezilen diger sinif ve tabakalar
var.Ezilen ulus ve halklar var.Ezilen cins olarak kadinlar var.Bu cephede bunlar
var.Bu cephede yer alanlar egemenlik hakki elinde alinmis Kürt ulusunun
bagimsizlik,Kürdistan halkinin demokratik iktidari icin ya mücadele ediyorlar,ya da
destekliyorlar.Bu mücadele mesru ve haklidir.Ulusal,ilerici ve devrimcidir.Kürdistan
halki ve öncü politik gücleri bu mücadeleyi verenlerdir.Peki siz neyin mücadelesini
veriyorsunuz? Bu da biliniyor.“Kimse ülkemizi bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler
sadece,emperyalistlerdir“, KUKM`ni „emperyalist kiskirtma sonucu bölücü Kürt
milliyetciligi“ deyip karsisinda yer alip savasiyorsunuz.
Bir düsünün.KUKM`ne karsi kimler savasir? Bu safta kimler var? Bu safta
emperyalistler,yerel sömürgeciler ve Kürt ulus egemenligi gaspi yüklü mevcut
statükoda cikari olan tüm cikar cevreleridir.Siz „Kimse ülkemizi bölemez.“ diyerek
sömürgeci-altemperyalist Türkiyenin „devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlügü“nü korumak yaklasiminizla bu karsi-devrim cephesinde yerinizi
almissiniz.Haydi bu söylediklerimize yalan deyin.“Kürt milliyetcileri“`nin bir iftirasi
deyin.Bunu da söylersiniz.Cünkü yalan ve demegojiyi siyaset edinmissiniz.Osmanli
ve Kemalist torunlarisiniz.Ne cirkeflik yaparsaniz yakisir size.
Devlet icazetli „ortakci“ Türkiye solu bu politikasiyla Kürdistan halkinin oldugu kadar
Türkiye halkinin da en büyük düsmanlaridirlar.Türkiye halkinin sistem tarafindan
kazanilmasindan en büyük pay sahibidirler.Yaratilan özel harekatci Türk toplumuyla
bir sorunlari yoktur.Dahasi „anti-sovenizm“ de ne oluyor diyenlerdir.“Acil görev ulusal
cizgiyi mahkum etmektir“ deyip KUKM`ne karsi mücadele edenlerdir.Türkiye halkina
bas vuruyorlar.Destegini istiyorlar.“Vatan bölünüyor“ yaygarasini yapiyorlar.Ve kalayi
basiyorlar:“Kimse ülkemizi bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler sadeceemperyalistlerdir“ diyerek KUKM`ni veren Kürdistan halkini ve öncü politik güclerini
emperyalist ilan ederek hedef gösteriyorlar.TC devletinin görevini „devrimcilik“,“M-L“
adi altinda üstlenmis bulunuyorlar.
Türkiye emekci halki bu politikanin esiri olmustur.Bunun mimari sistem kaynakli
„ortak“ literatörü kullanan Türkiye sol hareketleridir.Türkiye emekci halkini Türk tekelci
burjuvazisinin actigi yayilmaci savas cephelerine sürenlerde bunlardir.Dahasi
Kürdistan halkinida bu bataga cekmek isteyenlerdir.“Ortak vatan“,“ortak kurtulus“
vs.ile kotarmak istedikleri budur.Sistem kaynakli bu politikanin amaci acik ve
nettir.Kürdistan halkindan istenen destek su meshur „bölgesel güc“,“bölgesel lider“
olma heveslerine hayatiyet kazandirmaktir.Bunu sömürgeci sistemin kendisi ile
sistemin „solcu“su ve „Kürtcü“sü politika edinmisler.Bu hedefe ulasmanin en temel
tasi istikrarli bir Türkiyedir.Bu konuda sistemin Türkiye halki ve soluyla bir problemleri
yoktur.Fakat sistemin Kürdistan halki ve öncü gücleriyle problemleri vardir.Kürdistan
halki ve öncü gücleri KUKM vermekle sistemin planlarini
bozmustur.Hazmedilemeyen,önü alinmak istenen budur.Ve kalayi basiyorlar.
Sistem,“solcu“su ve „Kürtcü“sü yekvücut bir agizdan „kimse ülkemizi bölemez“
yaklasimlari geregi „devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlügü“n savunmasina
geciyorlar.Dünden bugüne izlenen politika budur.Bu politika sonucudurki,Türk
toplumu koyu sovenist Türk milliyetciliginin etkisi altina alinmistir.Bugündan sonra
Türk toplumunu saran sovenizmin günah kecisini „yanlis stratejik cizgi,milliyetci
literatör“ deyip bunu „devrimcilik“ adina savunmak,dahasi Kürtlerin idam fermani olan
bu yaklasimi Kürtlerede savundurmak ve bunu zorunlu kilmak karsi-devrimcilik degil
de nedir?
Devami var !
Kürdistan'da Devrimci Olmak Bölücü Olmaktır-3
Hasan H . YILDIRIM
Sorunu bir de tersinden ele almak gerekir.Peki Kürt milliyetciliginin gelismesinin
nedeni nedir? Kendilerine „Türkiye solu“ diyen sistem kaynakli „ortak“ literatörü
kullananlarin bundan hic paylari yok mudur? Kuskusuz sömürgeci sistem kadar
bundan pay sahibidirler. Fakat onlara bakilirsa tertemizler.Daima „halklarin birliginden
yana olmuslar“. “Hic bir zaman bölücü bir rol oynamamislar“.“Ortak vatan,ortak
devlet,ortak kurtulus“ demisler. “Ortak düsmana karsi ortak mücadelenin,ortak
örgütlenmenin savunani olmuslar““Fakat emperyalizm bos durmamis ve kiskirticilik
yapmis.Kürt milliyetcileride bu kiskirtma sonucu bölücülük yapmis.“ „Bu oligarsinin
eline saldiri kozu vermis,uluslar arasinda ulusal düsmsnliklara yol acmis,halklari
birbirine düsman ettirmistir“
Burada hemem devlet icazetli sistem kaynakli „ortak“ literatörü kullanan „Türkiye
solu“ devreye girmis „Kimse ülkemizi bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler, sadece
emperyalisrlerdir“ diyerek kilic-kalkanla sahaya inmis ve „Kürt milliyetciliginin tutugu
yolun cikmaz oldugunu göstermis“ böylelikle „emperyalizmin oyununuda bozmustur.“
„Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlügü“ teminat altina alinmistir(!) Varolus
nedenlerine uygun bir yaklasim ve yönelim.Tamda sahibinin usagi.Devlet icazetli
düzen solculugu.
„Ortakci“ Türkiye solunun KUKM hakindaki yaklasimi tipki sömürgeci egemenleri gibi
„dis kaynakli bölücülük“,“emperyalist kiskirtma sonucu Kürt milliyetciligi“, “yeni sevr“
vs.süren bir yaklasimin kendisidir.Sömürgeci sistem kaynaklidir.Bu yaklasim sola
boyanilarak savunulur.Kitlelerin bilinci kirletilir.Halklari birbirine düsman
ettirir,kirdirtir.Bu yaklasim Türkiye halkini sovenizmin batagina batmasina yol actigi
gibi Kürdistan halkinda da miliyetciligin gelismesine yol acar.Ki zaten bu güclerin
varolus nedenleri budur.Asolunan sömürgeci-altemperyalist Türkiyenin „bütünlügü“nü
korumaktir.Sergiledikleri „anti-emperyalist,anti-oligarsik devrimci halk
iktidari“,“Bagimsizlik,demokrasi ve sosyalizm“ gibi argümanlar sadece Türk milliyetci
özlerini gizlemenin maskeleridir.Cünkü bu cevrelerin ne emperyalizmle,ne de Türk
devletiyle bir sorunlari yoktur.Dahasi ayni yolun yolcularidirlar. Birlestikleri temel amac
„Türkiye bütünlügü“nü korumaktir.Bunun mücadelesini hem emperyalistler,hem
Türkiye basta olmak üzere bölge sömürgeci devletleri ve hem de „ortakci“ ezen ulus
hsreketleri, Kürt ulusu egemenlik gaspi temelinde öngörülen Ortadogu`daki mevcut
statükoyu savunan tüm gücler vermektedir.Sol maskeli mihraklar bu karsi-devrimci
cephenin sol aciklaridirlar.Sistemin ciplak politikasinin yetersiz kaldigi kosullarda
dogan boslugu sistemin solu devreye girerek doldurur.Bu isler maskesiz
olmaz.“Kimse ülkemizi bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler sadece,emperyalistlerdir“
derken „emperyalist“ olarak ilan ettikleri KUKM`ni veren Kürdistan halki ve Kürdistanli
politik güclerdir.Yoksa bildigimiz emperyalist gücler degildir.Cünkü zora dayali
„Türkiye bütünlügü“nü bölme mücadelesini verenler Kürdistan halki ve
devrimcileridir.Bunlar herkesin bildigi isin ABC`sidir.Ki „ortakci“ sol´da eski
söylediklerini söylememis gibi davranacak ve sunlari demekten kendini
alikoymayacaktir
„Istikrar,emperyalizmin ve oligarsinin istegidirLEmperyalizm ve oligarsi acisindan bu
noktada istikrar,Kürt halkinin silahli temelde ulusal savasinin tasviyesidir“(Halk Icin
Kurtulus.Sayi.43.Sf.22.23.Agustos 1997)
Evet! Emperyalizm ve oligarsi istikrar istiyor.Bunu saglamak icinde KUKM`nin
tasviyesini öngörüyorlar ve gereginide yapiyorlar.Bununla „Türkiye bütünlügü“
korunma altina alinmis olunuyor.Bunu yapanlar „emperyalizm ve oligarsi.“ Demekki
emperyalizmin zora dayali „Türkiye bütünlügü“nü bölme diye bir cabasi yok.Dahasi
mevcut durumun sürmesini kendi cikarina gördügünde bunu koruma mücadelesi
veren TC devletine tüm destegini sunuyor.Dünden bugüne öngörülen politika bu
olmustur.Bunlar orta yerde iken
„Kimse ülkemizi bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler sadece,emperyalistlerdir“
demek bir gizli emelin maslenmesidir.Burada zikredilen emperyalizmle kastedilen
KUKM`ni veren Kürdistan halki ve devrimcileridir.Bu da DHKP-C´nin niteligini aciklar
yeterliktedir.
„TC tecrit oldu,oluyor gibi sonuclara varmak hayal ürünüdür,kendini
kandirmaktir.Emperyalizm Kürt sorununu „cözmek“ icin TC gibi sadik bir müttefigini
karsisina alip,Kürtleri tercih etmez.Neden etsin? Kürtler emperyalizme TC`den cok
daha fazla cikar mi saglayacak? Saglayacaksa böyle bir „cözümü“ Kürtler ister mi;TC
ezecegine emperyalizm ezsin daha iyi mi diyecek?“(Devrimci Sol
Sayi.11.Sf.86.Agustos 1998)
Türk sol pasasi böyle buyurur.Buyurur buyurmasina ama o yinede „Kimse ülkemizi
bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler sadece,emperyalistlerdir“ demektende kendini
alamaz.Niye bunlari söyler? Amacsiz degildir.Amac zora dayali „Türkiye bütünlügü“nü
korumaktir.Kürt ulusu kendi egemenligini kazanmak icin „Türkiye bütünlügü“nü
bölmek istiyor.DHKP-C ve onun gbi „ortakci“ Türkiye solu direk olarak ben buna
karsiyim diyemiyor.Cünkü böylesi bir tutum irkci,soven Türk milliyetci yüzünün aciga
cikmasina yol acar.O zaman ne yapmasi gerekir? „Türkiye bütünlügünü bölmek
isteyenler emperyalistlerdir“ deyip milliyetci yüzünü gizlemeyi kurtulus
bilmektedir.Nafile bir caba. Cünkü günes balcikla sivanmiyor.Deve kusu kabarasi
oynamakta bir ise yaramiyor.Kizim sana söylüyorum,gelin sen anla hesabiyla
„Ülkemizi bölmek isteyenler sadece, emperyalistlerdir“ derken emperyalist olarak ilan
ettikleri KUKM`ni veren Kürdistan halki ve devrimcileridir Sormak lazim.Devrimciler
böyle bir iddia da bulunabilirler mi? Kuskusuz hayir.Peki böylesi karsi-devrimci bir
iddiayi kimler ileri sürebilir? Hic kimsenin süphesi olmasinki bu iddia sahipleri iflah
olmaz Türk milliyetci gücleridir.Kemalist,misak-i millici sosyal-sömürgecidirler.
Türkiye sol hareketi siyasi mücadele tarihi boyunca KUKM`nin arkasinda daima bir
„emperyalist kiskirtma“ kesfetti.Oysa bu tezin asli sahibi TC devletinin kendisiydi.Ki
bu da propaganda amacliydi.Bu tezin sahipleri-TC`ye cumhurbaskanligi yapmis Ismet
Inönü ve Celal Bayar- yayinladiklari hatiratlarinda böyle bir seyin olmadigini,sadece
KUKM`ni töhmet altinda birakmak icin „Kürt sorununun arkasinda emperyalizm var“
tezine basvurduklarini aciklamislardir.Evet bu tezin asli sahipleri böyle söylerken
,Türkiye sol hareketi sömürgeci sistem kaynakli bu tezi sola boyayarak dünden
bugüne „devrimcilik“,“M-L“ adi altinda savuna gelmislerdir.Bugünde bundan vaz
gecmis degildirler.Türk egemenlik sistemine uygundur.Asolunan „devlet babanin
bekasi“dir.Bunun icin sag ve solun kendi arasinda görev bölümü vardir.Sistemin
yöneticileri direk olarak emperyalizmi hedefleyemiyecegine göre bu görevi sol
üstlenmis bulunmaktadir.
„Ne yazik ki emperyalizm dünyanin her tarafinda milletleri dinleri mezhepleri
körüklüyor ve yine ne yazik ki,ne aci ki kimileri bu oyuna geliyor.Türkiye halklari bu
oyuna karsi bilinclesecek ve emperyalizmin kiskirtma politikalarini
bozacaktir.Devrimcilik üzerindeki kir ve pas kalkacak,halklarin birliktenligi esas
alan,iktidarini esas alan,ortak mücadele yeniden yükselecektir.“(Milliyetcilik
Cikmazi.Sh.794)
Bu yaklasim devrimci mercek altina alindiginda altinda TC`nin resmi görüsünün ciktigi
görülür.TC`nin kurulusundan bugüne savuna geldikleri resmi yaklasimin sola
boyanarak savunuldugu görülür.Düsünmek gerekir.Söylenenler is olsun diye
söylenmiyor.Bir yaklasim sorunu..Bir amaca hizmet etmek icin söyleniyor.Asolunan
„devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlügü“nü savunmaktir.Bu nedenle her
halükarda KUKM`nin arkasinda „emperyalist kiskirtma“ kesfi yapilir.KUKM tühmet
altinda birakma amaclanir.Bu savasin psikolojik boyutudur.Kontra merkezinde
üretilir.Koordinatlari belirlenir.Sistem kaynakli „ortak“ literatörü kullanan solada buna
görev kildirir.KUKM`ni „emperyalist kiskirtma sonucu Kürt millyetciligi halklarin
devrimci mücadelesini bölüyor“,“Kimse ülkemizi bölemez. Ülkemizi bölmek isteyenler
sadece,emperyalistlerdir“ dedirtir.Sosyal-sömürgeci bir literatör yaratir.Sag gösterip
sol vurur.Bu yaklasim sahipleri her ne kadar teoride UKTH`ni savunuyor görünsede
daima KUKM`nin arkasinda „emperyalist kiskirtma“ kesfiyle Kürt ulusunun kendi
kaderini tayin etmesini töhmet altinda birakmak ve bosa cikarmak hedeflenir.
Sömürgeci sistem kaynakli „ortak“ literatörü kullanan Türkiye sol hareketi siyasi
mücadele tarihi boyunca KUKM`nin arkasinda daima „emperyalist kiskirtma“
kesfetti.Sosyal-sömürgeci bir yaklasimla karsi karsiyayiz.Bir bilinc kirilmasiyla karsi
karsiyayiz.Türkiye de ezilen kesimler bilinir.Ezenler de bilinir.Ezdikleri ulus,ulusal
azinliklar,dinler ve mezhepler de bilinir.Kazara bu ezilenler sömürgeci sisteme karsi
bir bas kaldirmasin bunlarin yiyecegi damga „emperyalist kiskirtma“ olacaktir.TC`ye
karsi basta Kürt ulusu olmak üzere diger ezilen ulusal
azinliklar,Aleviler,Yezidiler,Tahtacilar vs.mücadele ederlerse bü mücadele, Türk sol
pasasi tarafindan „emperyalist kiskirtma“ ile damgalanacaktir.Ki bu yakistirma TC`nin
kurulusundan bu yana devletin resmi görüsü oldugu gercegi bilinir.Fakat „ne yazik ki“
bu yaklasim Türkiye de „devrimcilik“,“M-L“ adina savunulmaktadir.
Sormak lazim.Emperyalizm,ezilen uluslari,ulusal azinliklari,dinleri ve mezhepleri niye
kiskirtsin? Dahasi kime karsi kiskirtsin? Özelimiz de Türkiye de böyle bir sey mi var?
Ezenler kim,ezilenler kim? Emperyalizm ve Türk egemenlik sistemi ezenler olduguna
göre,ezilenler kime karsi kiskirtilacak? Ezilenler,emperyalizm ve Türk egemen siniflari
tarafindan eziliyor ve sömürülüyorsa bu ezilen „milliyet,din ve mezhepler“ kime karsi
ve niye kiskirtilacaklar? Kendilerine karsi mi kiskirtilacaklar? Emperyalizm bunu
yapmayacagina göre su meshur „Türkiye solu“ öküzün altinda buzagi ararcasina
KUKM`nin arkasinda „emperyalist kiskirtma“ kesfi ile neyin pesinde oldugunu sormak
gerekmiyor. Cünkü varolus nedeni ortadadir.TC`nin kendilerine yükledigi misyon
bilinmektedir.Bu misyonunda „devletin ülkesi ve milliyetiyle bölünmez bütünlügü“nü
korumayi soldan desteklenilmesidir.
Bu yaklasim sadece Türkiye soluna özgü degildir.Ezen-ezilen ulus kosullarinda ezilen
ulusun ulusal kurtulus mücadelesi devletin ciplak zoruyla karsi karsiya kaldigi gibi
ezen ulus sosyal-sovenlerinde hismina ugramistir.Bu durum Türkiye de her zaman
kendini cok acik olarak ortaya koymustur.Kürt ulusu egemenligi gaspi temelinde
kurulan TC`nin kurulusundan bugüne Türkiye sol hareketi bu ugursuz rolü hastalik
derecesinde savunmustur. Her Kürt isyan ve ayaklanmasinin arkasinda „emperyalist
kiskirtma“ kesfinin icatcilari olmuslardir.Gecmis bir yana yukariya aldigimiz alintida
sergilenen yaklasimla gelecekte bile TC devletine karsi olasili ezilenlerin,yani „ezilen
milliyet,din ve mezhepler“in mücadelesi „emperyalizmin kiskirtmasi“ ile töhmet altinda
birakilmak isteniyor.Bu töhmet altinda kalmamak icin „ezilen milliyet,din ve
mezhepler“ aklinizi basiniza toplayin,oturun oturdugunuz yerde.Yoksa basiniza
gelmadik bela kalmaz.Halinize sükredin. Beterin bederi var.TC ezmeye devam etsin
deyin.TC ezecegine emperyalizm ezsin düsüncesine sakin kapilmayin.Bu,beterin
beteri olur.Eh ne diyelim.Türk sol pasasi böyle buyurur.Fakat bu buyurmada TC
devletinin bekasi öngörülür.Ve bu öngörünün siyasal literatördeki ismide bilinir.Devlet
icazetciligi düzen solculugudur.
Ortadogunun en eski yerlesik uluslarindan biri Kürt ulusudur.Bu ulus daima yabanci
güclerin saldirisina,katliamina ugramistir.Ülkeleri Kürdistan istila,isgal ve
sömürgelestirilmistir. Ülke ve ulus parcalanmis ve paylasilmistir.Daha ötesi bu ulus
yok sayilmis ve inkar edilen bu ulus imhaya tabi tutulmustur.Burada Kürt ulusunun
önünde bir görev belirlenmistir.Bu görev,gasbedilmis egemenlik hakkini almak,parcali
ülke ve ulusunu birlestirmek,demokratik iktidarini kurmaktir.Kürt ulusuda bunun
mücadelesini vermektedir. Bu ugurda agir bir bedel de ödemistir.Daha da ödeme
kabulleridir.“Ya Ölüm Ya Kürdistan“ diyerek ölümüne savasmaktadir.Burada sorun
„bizimdir de“ diyenlerin görevi acik ve nettir.Bu görev,KUKM`nin bir itici gücü
olmaktir.Yok eger „biz“ degil „siz“ iseniz yine yapacaklariniz vardir.O zaman ezen ulus
devrimcisi olarak enternasyonal görevlerinizi yerine getirirsiniz.Yok eger sorun
„bizimdir de“ diyorsaniz süren KUKM`nin bir itici gücü de siz olacaksiniz.Bunun bir
baska yolu yoktur.
„Kendi dilimizi konusamama sorunumuzda var.Kendi dilimizle egitim
yapamiyoruz.Ülkesi ilhak edilmis bir halkiz biz.Ama ulusal sorunumuzun boyutu da bir
televizyonla,bir okulla sinirli degil.Bagimsiz bir ülkemiz yok,halkimiz özgür
degil.Demek ki köklü „ulusal“ bir sorunumuz da var“
„Simdi sorunun tam adini koyabiliriz.“
“Sömürü ve zulüm altinda bir halk olarak,sorunumuz “ulusal” ve “sinifsal”dir.Ne ulusal
kimligimizden,ulusal haklarimizdan olmak,nede sömürülmek istemiyoruz.Dolayisiyla
sorunumuzun cözümü de hem ulusal,hem sinifsaldir.Ve iki cözümdeLiktidar halkin
iktidari olmali ki,bunlarin hepsi birden cözülebilir”(Halk Icin Kurtulus.Sayi.39.Sf.22.19
Temmuz 1997) .
Bir sürü laf salatasi.Ulusal sorun var diyor.Sinifsal sorun var diyor.Sorunun ismini
koyalim diyor.Fakat eviriyor,ceviriyor demegoji yapmaktan öte bir sey
yapmiyor.Kurtulusu “halk iktidari” siginmakta buluyor.Simdi bu oldu mu yani? Ulusal
dil dahil tüm ulusal haklar yasak.Ülke ilhak edilmis.Bunlar tamam da ya ötesi? Ötesi
yok.Ötesi gelecekten haber getirmek.Hangi fi tarihinde olacagi su meshur “halk
iktidari”na siginmak.Bununla “sorunun ismini koydugunu” saniyor.Ve herkeside buna
inanmasini istiyor.Diyelim kendileri aptal .Fakat herkes onlar gibi aptal degil
ki.Tartisilan halk iktidari kosullari degildir,bugündür. Bugün icin bir cözümün var mi?
Yok! Dahasi sen sömürgeci-altemperyalist Türkiyenin “devletin ülkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlügü”nü korumayi kendine “acil görev” olarak görürken,sorunun sahibi
Kürdistan halki serhildanlara varan bir mücadele sürdürmektedir. ”Ilhak
edilmis”,egemenlik hakki gasbedilmis bir halk ne yaparsa Kürdistan halkida onu
yapmaktadir.Ve bu mücadele mesru,hakli,ilerici ve devrimcidir.Kim ki bu mücadeleyi
engelemeye,bölmeye calisirsa gerekcesi ne olursa olsun karsi-devrimcidirler.”Ortak
vatan”, ”ortak kurtulus”,”ortak örgütlenme”,”ortak mücadele” vs.sömürgeci sistem
kaynakli “ortak” literatörü kullanip KUKM potansiyelini calar,devsirir ve Türkiye
batagina cekip orada su veya bu sekil de sömürgeci egemen siniflarla birlikte yok
etmeye calisirsa bilinsinki bu gücler Kürt ulus düsmanlaridirlar.Ki “ortakci” Türkiye
solu mücadele tarihi boyunca bu karsi-devrimci rolü oynamistir.TC devletinin “bekasi
icin” bugün de bu ugursuz yaklasimi sürdürüyorlar.
Sorunun kendisini tartismaktan korkuyorlar Efendileride korkuyor.Korkunun ecele
faydasi yoktur.Korksunlar.”Simdi sorunun tam adini koyabiliriz” diyorlar,ama bundan
kaciniyorlar. Sorunu gelecege havale ediyorlar.Isi demegojiye boguyorlar.”Sömürü ve
zulüm altinda bir halk olarak” demekle simdi sorunun adi konulmus mu oldu?
Güldürtmeyin insani.Kürdistan sorunu sadece “sömürü ve zulüm altinda bir halk
olarak” tanimlanabilir mi? Sömürü ve zulüm Türkiyede de var.Peki Türkiyedeki
sorunlarla Kürdistandaki sorunlar ayni midir? Bunu mu demek istiyorlar? Yok eger
bunu demek istemiyorlarsa ya sorunun adini dogru koyarlar,ya da demegoji
yapmaktan kendilerini alikoyarlar.
Kürdistan sorunu ne sadece bir dil sorunudur,ne de salt basina “sömürü ve zulüm
altinda” olma sorunudur.Bunlarida kapsayan genis boyutlu bir sorundur.Siyasi,
ekonomik, kültürel, askeri vs.sorunlari kapsayan bagimsizlik sorunudur.Parcali ülke
ve ulusu birlestirme sorunudur. Dahasi Kürdistan halkinin Kürdistanda egemenligini
ele alacagi,kendi kendini yönetecegi demokratik halk iktidari sorunudur.Kürdistanli
devrimcilerinin sorunu ortaya koyus bicimi budur.Ve bu ugur da can bedeli bir
mücadele vermektedir.Kürdistan halkinin bu kurtulus mücadelesini bosa cikarmak icin
sömürgeci sistemin ciplak zorunun yanisira “ortakci” Türkiye solu “sinifsal mücadele
esas,ulusal sorun basat bir sorun degildir ve sorunun cözümü devrimci halk
iktidarindadir” deyip sorunu gelecege havale etmeyi politika edinmis bulunuyor.Bunun
icin olmadik teoriler üretiyor.Sorunu bosa cikarmak icin basvurmadigi hic bir yol ve
yöntem birakmiyor.
“Kürt köylüsü artik birseylerinde degil,cok seylerin degismesini istemektedir. Ama Kürt
halki isgal edilmemis ilhak edilmemis bir toprak ve oyalayan,aldatan degisimler
degil,gercek degisimler istemektedir.Bunu ona Ecevit`in,MGK-TUSIAD hükümetinin
veremeyecegi ise aciktir”( Halk Icin Kurtulus.Sayi.44.Sf.31.30 Agustos 1997)
Opala! Bu da nereden cikti? Bunu iddia eden mi var? Eger kastedilen PKK ise,onlar
TC devletinin Kürdistan`daki resmi “Kürtcü” partisidir.Onlari gecin.Peki ya dahasi?
Daha ötesi yok.Peki kendilerinin bir cözüm önerileri var midir? Bu da yok.Eger varsa
bir cözümleri gelecekten bugüne dagitiklari mavi boncuk.Yani “Türkiyede kurulacak
halk iktidari tüm bu sorunlari cözer” Buna kusku yok.Eger Türkiyede devrim olursa
ki,bu Kürdistan halkinin da mücadelesiyle olacaktir;kuskusuz o kosularda Kürdistan
halkinin hem ulusal hemde sinifsal sorunlari cözülür.Buna hic bir zaman kusku
duymadik:Fakat tartisilan bu degildir. Tartisilan Türkiye ve Kürdistan devrim
iliskisidir.Hangi devrimin objektif ve subjektif kosullarinin varligidir.Hangi devrimin
önceligidir.Türkiye ve Kürdistan halklarinin devrim karsisindaki durusudur.Devrim
isteyip istemedikleridir.Bu ugurda savasip savasmadiklaridir. Tartisilan budur.Burada
ortaya cikan ciplak gercek sudur.Türkiye devrim kuragini yasarken,Kürdistan da bir
devrim icin varolmasi gerekenden daha fazlasi vardir.Türkiye devriminin itici gücleri
sömürgeci sistem tarafindan kazanilmistir.Kürdistanda ise bir avuc milli hain disinda
Kürt ulusu tüm dinamikleriyle tavrini KUKM`den yana koymus ve bu ugurda can
bedeli bir savas vermektedirler.Gercekligin resmi budur.Burada soru sudur:Kürdistan
sorununu “kendi” sorunu olarak gören ve “bizimdir” diyenler KUKM`nin bir itici gücü
olmak zorundadirlar.Bu tarihsel bir görevdir.Bu görevden ne adina olursa olsun
kacanlar devrimci olamazlar. Yurtsever olamazlar.Hele hele marksist hic olamazlar.
Hele “Kürt sorunu bizim sorunumuzdur” deyipte arkasindan KUKM`ne karsi “Kimse
ülkemizi bölemez:Ülkemizi bölmek isteyenler sadece,emperyalistlerdir” diyenlerse ve
de “devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlügü”nü korumaya soyunmuslarsa
bilinsinki bunlar iflah olmaz sömürgeci sistemin beslemeleridirler.Kemalist,misak-i
millici ,karsi-devrimcidirler.Gerisi demegojidir.”halk”,”kurtulus”,”iktidar”,”demokrasi”,
”sosyalizm”, ”özgürlük” vs.kavramlar sadece Türk milliyetci özlerini örten
maskelerdir.Bu görüntüdür. Oysa sorun özdür.Özleride irkci,soven Türk
milliyetciligidir.Dahasi devlet icazetli düzen solculugudur.
Yukarida zikretigimiz alintiya yeniden dönebiliriz.Bu “cok seylerin degismesi”nden ne
anlasilmasi lazim? Dahasi kim bu “cok seylerin degismesini” saglayacak ve bunu
nasil yapacak? Bu sorularin cevabi verilirse dogruya ulasilir.Ki bu da Kürdistan
devrimini dogru kavranmasina baglidir.Eger sorun dogru konulmasa bu “cok seylerin
degismesi”`nide öngörecek cözüm bicimlerinde azalma ve cogalmaya yol acar.Simdi
ne sorunlari yok saymak,ne de yoktan sorun yaratip isi cözümsüzlüge sokmamak
gerekir.Bunun yoluda sorunun ismini dogru koymaktan gecer.Bu da Kürdistan
devriminden ne anlasilmasi gerektigi konusunda bir netlige ulasmakla mümkündür.
Kürdistan devriminin sorunlari cok boyutludur.Kuskusuz temel sorunlarindan biride
toprak sorunudur.Kürdistan devrimine karekterini veren ulusal-demokratik niteligi bir
yerde ulusal yanin yanisira toprak devriminin gerceklestirilmesidir.Toprak devrimide
ancak isgalden arinmis ülke kosullarinda mümkündür.Kürdistan köylüsü bunu
yasayarak kavramistir. Kürdistan isgalden kurtulmadan birak topraga kavusmayi
elindeki topragida kaybetmistir. Evi basina yikilmistir.Köyünden kovulmustur.Zoraki
sürgün ve iskana tabi kilinmistir. Kürdistan halki.bunu sadece son 30 senelik savas ile
degil,yüzyillarin tecrübelerinden biliyor.Bu nedenledirki,Kürdistan köylüsü dahil bir
bütün olarak halki mücadele tarihleri boyunca tek bir slogandan diretmeleri nedensiz
degildir.Bu da “Ya Ölüm Ya Kürdistan ” olmustur.
Kürdistan devrimi,sömürgelestirilmis-isterseniz siz buna ilhaklastirilmis ülke deyin,bu
pek fark etmez-Kürdistani bagimsizlastirmaktir.Parcali ülke ve ulusun birlestirilmesi
demektir. Kapitalizm öncesi üretim iliskilerinin tasviyesi demektir. Halkin demokratik
iktidarini kurmaktir.Diger tüm sorunlar ayrintidir ve bu temel sorunlarin cözümüne
baglidir.Bu temel sorunlar cözülmeden tali sorunlari cözemesiniz.Temel sorun tüm
yabanci gücleri Kürdistanda kovmak ve yerli ihaneti tepelemektir.Bunlar
gerceklesmeden hic bir soruna cevap veremesiniz.Bu,su anlama gelmiyor.Kürdistan
halkinin baska sorunlari yok mudur? Ekomonik problemleri yok mudur? Sehir
varoslarinda cöplüklerde yiyecek toplayan duruma düsen bir halkin ekonomik
sorunlarini varin siz tahmin edin.Buna ragmen son 30 senelik sürecte Kürdistan halki
ayaga kalkti ve her zaman bir talep ileri sürdü.Bu da “Ya Ölüm Ya Kürdistan”di.Aclik
sinirinda olmalarina karsin Kürdistan halki biliyorduki,acligin nedenide Kürdistan`in
isgal altinda olusu ve sömürgelestirildigidirYine o biliyorduki,isgal
kirilmadan,sömürgecilik tasviye edilmeden acliginada care bulamayacakti.Acligin
caresinin bagimsiz Kürdistandan gectigini biliyordu.Bu nedenle tüm varligini savasa
yatirdi.Aslinda kazanmamasi icin hic bir nadende yoktu.Varolan nedenin herkesin
bildigi Kürdistan halkinin kurtulusu icin savastigini iddia eden TC devletinin
Kürdistandaki resmi “Kürtcü” partisi kontra A.Öcalan`in partisinin ihanetiydi.Kürdistan
halki,ancak agir bir bedel ödemesine karsin “kendi öncüleri”nin ihanetine ugradigini
kavriyacakti.Yukariya aldigimiz sistem soluna ait alintidaki “oyalayan,aldatan
degisimler” sadece TC devletinin resmi yaklasimlarinida asan sistemin
“Kürtcüsü”nünde politika edindigini Kürdistan halki bunu yasayarak kavramistir. Bunu
yasamak zorunda miydi? Kuskusuz hayir! Kürdistan yurtseverleri,devrimcileri,
marksistleri varolus nedenlerine uygun rollerini oynasaydi Kürdistan halki,bu agir
bedeli ödemek zorunda kalmazdi.
“Sonuc alinamamistir.Bu sonucsuzluk,milliyetci cizgiden kaynaklanmaktadir.Kürt
milliyetciligi, Anadolu halklariyla birlesmeyi basaramamis,bunu istememis,
devrimcilesememis ve savasin böyle bir hüsranla sonuclanmasina yolacmistir.”
“Ayri örgütlenmenin,ayri mücadelenin alternatifi,ortak örgütlenme,ortak
mücadeledir.Bu bilimsel,tarihi gercek ülkemiz somutunda bir kez daha kanitlanmistir.”
(Bagimsizlik ve Demokrasi Yolunda Kurtulus.Sayi.42.Sf.31.6.Agustos 1999)
Burada anlatilan sistemin Kürdistandaki resmi “Kürtcü” partisi PKK`dir.Burada
KUKM`ni veren Kürdistan halki ve politik güclere yer yoktur.Dahasi diger gücler yok
sayilmistir. Burada kendilerini “dogrulamak” icin PKK`nin ihanetci teori ve pratigi baz
alinmistir.PKK`yi KUKM ile esitleyerek bombardimana tabi kilmistir.Bu kolayina
gelmistir.Belki baskalari bilmez,ama sistemin “solcusu”.sistemin “Kürtcüsü”nü cok iyi
tanir.Ayni okul mezunlaridirlar. Ayni ekol temsilcileridirler.Biri sistemin “solcusu”,digeri
“Kürtcüsü”dürler.Zaten bu bilindigi icindirki PKK`yi KUKM ile esitlemek ve burada
PKK sahsinda KUKM`ne saldirma temel politika edinilmistir. Fakat bu cografyada
sadece sistemin “solcusu” ve “Kürtcüsü” yasamamaktadir.Halklarimiz var.Dahasi
sayisiz yurtsever,devrimci ve marksist hareket vardir.Ve herkeste tüm gelismelerden
haberdardir.Gesmis bir yana,fakat bugün ortaya cikan verilere bakildiginda basindan
beri “Apocu” hareketin TC tarafindan KUKM`ne karsi olusturdugu bir komplo hareketi
oldugu gercegi kabul görmektedir.”Apocu” hareketin kirli teori ve pratigiyle sistemin
kendilerine üstlendirdigi KUKM potansiyelini önemli ölcüde tasviye ettigide herkesin
kabulludur.Ve herkesin bildigi sürec yasanmistir.
Bu sürece yaklasim bir yerde herkesin kimliginide ortaya koymaktadir.Kürdistan halki
ve devrimcileri bu noktada herkesi mercek altina almayi politika edeceklerdir.Kimin
dost,kimin düsman oldugu bu eksende yeniden belirleyeceklerdir.Mücadele
bitmemistir. Kürdistan devrimin zaferine dek sürecektir.Bitten bir sey varsa TC
devletinin “Kürtcüsü” “Apocu”luk serüvenidir.Burada KUKM`nin yanlisligina ve
bittigine hükmedenler,eger artniyet tasimasa bir sigliga isaret eder. “Apocu” hareketin
ihanetini hic kimse kendisini dogruladigina yorumlamasin. ”KUKM bitmistir” gibi karsidevrimci teoriler üretmesin.”Ayri örgütlenme, ayri mücadelenin alternatifi ortak
örgütlenme,ortak mücadele”dir gibi bir zorlamaya gitmesin. Kürdistan halkinin
mücadelesi kendi zemininde sürüyor.Bu realiteye karsin kendilerini ihanet teorilerine
göre üretenler,burada “bilimsel”,”tarihi gercekler”, ”ülkemiz somutu kanitlamistir” gibi
ipe sapa gelmez düsünce kirintilari ile kimse kendini kandirmasin. KUKM`ne karsi
kendilerine akbaba rolunu bicenler bosuna heveslenmesin. Sömürgeci efendilerinin
basaramadigi isi onlar hic basaramazlar.Herkes bunu kulagina küpe yapsin.
Kürtler,40 milyonluk nufüsuyla Ortadogunun gübeginde vatan tutmustur.Kürdistan
demisiz.Kürdistan yurtseverligini bayraklastirmisiz.”Ya Ölüm Ya Kürdistan” demeyi
siar edinmisiz.Haydi gelin bunu engeleyin.”Kimse ülkemizi bölemez.Ülkemizi bölmek
isteyenler sadece,emperyalistlerdir” deyip KUKM`ni Kürdistan halkini ve devrimcilerini
emperyalist ilan edin.”Vatan bölünüyor” yaygarasini koparin.Türk halkini milli göreve
cagirin.KUKM`ne karsi genclerinizi davulu-zurnali halaylarla “en büyük asker bizim
asker” deyip yollayin. Kürtleri katletmeye devam edin.Bunun gerekcesini “devletin
ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlügü”nün korunmasi ilan edin.Kürdistan halki ve
devrimcilerinin bagimsiz Kütdistan mücadelesini engeleyin.Peki dünden bugüne bu
yaptiginizin disinda ne yapabilirsiniz? Katletmekle Kürt ulusunu
bittiremesiniz.Asimilasyon mu yüzyillardir denediniz basaramadiniz. Peki daha ne
yapacaksiniz? Ne yapacaginizi gecmis teori ve pratiginize bakarak söyleyebiliriz.Ki
bunun Kürt ulus düsmanligi yüklü sömürgeci TC devletinin “bekasi” icin bir yaklasim
ve uygulama oldugu gercegi orta yerdedir.Fakat herkes sunu
bilmelidirki,Ortadogunun göbeginde vatan tutmus 40 milyonluk Kürt ulusunu
katletmekle bittiremez.Bu ulusun bagimsizlik,demokrasi ve özgürlük mücadelesini
engeleyemez.Ne sömürgeci efendileri ne de “devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlügü”nü kendilerine görev kilmis sistem kaynakli “ortak” literatörü kullanan
“ortakci” Türkiye solunun gücü buna yetmez.
Ezen-ezilen ulus kosullarinda UKTH konusunda ilgili tüm cevrelerin kimliginide ele
verir.UKTH teorik söylem bazinda herkesin kabuludur.Sorun ezilen ulusun bu hakkini
ayrilmadan koydugu kosullarda herkesin gercek kimligi daha da bir netlige kavusur.
Özelimizde sömürgeci sistemin “ortak”literatörünü kullanan “ortakci” Türkiye solu
teorik olarak UKTH`ni savunur.Fakat Kürt ulusu tavrini bagimsiz devletini
kurmasindan yana koymaya basladigi andan itibaren olmaz itiraziyla karsilanir.Bu da
“ortakci” Türkiye solunun kimliginin sosyal-sömürgrci niteligine isaret eder.
Sistemin “solu”ki,kendilerini “Türkiye solu” olarak tanimlarlar.DGM heyet ve
savcilarina “bölücülük yapmadiklari”ve “bölücü olmadiklari”ni söylerler.Kuskusuz onlar
“bölücü” degildirler,misak-i millicidirler,”Türkiye bütünlügü”nün
savunucularidirlar.”Kimse ülkemizi bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler
sadece,emperyalistlerdir” diyen ve “devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlügü”nün sol bekcileridirler.Bunu inkarda etmiyorlar. DGM savcisi,dergilerinde
cikan bir yazilarini sansürlüyor.Bunun üzerine sunlari söylüyorlar.
“Savci,sansür gerekcesi olarak,yazimizin “devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlügünü hedefledigini” yani “bölücülük yaptigimiz” iddia ediyor.”
“Savci dogru söylemiyorLO yazinin neresinde bölücülük yapmisiz? Orada bölücülük
degil,halklarin birligi,emperyalizme,fasizme ve sömürüye karsi mücadele
var.”(Bagimsizlik ve Demokrasi Yolunda Kurtulus.Sayi.30.Sf.36.14.Mayis 1999)
Bu bir ikrardir.Bu bir itiraftir.Misak-i millicilik bundan baska bir sey degildir.TC
devletinin temel tasi “devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlügü”nü
hedeflemediklerini,yani “bölücülük” yapmadiklarini DGM savci ve heyetine deklere
ediyorlar.”Savci dogru söylemiyor.” Dahasi “savci yolunu sasirmistir”
diyorlar.Dogrudur! “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlügü”nü savunan su
Türkiye solunu hangi hadini bilmez savci “bölücülük”le suclayabilir? Bunu olsa olsa
“yolunu sasirmis bir savci” yapabilir.Kuskusuz öyledir.Bu haddini bilmez,”yolunu
sasirmis savci”ya kesin agzinin payi verilmistir.Devlet onun kulagini kesin
cekmistir.Bundan kimsenin kuskusu olmasin.Ne demek? “Devletin ülkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlügü”nün savunucusu “ortakci” Türkiye solunu “bölücülük”le,yani
“vatan haini” ile suclamak ne demek oluyor? Hangi haddini bilmez savci bu gafi
yapabilir? Anlasilan savci ne devletini,ne de “solcusu”nu tanimiyor.Nerede bilecek
zavali.Her seyin kapali kapilar ardinda pisirildigi Türkiyede herseyin ayaga düsecek
hali yok ya! “Devlet siri” diye bir sey vardir.Iste bu “sir”i bilmeyen bir savci “yolunu
sasirir.”DGM savcilari siz siz olun su “ortakci” Türkiye solu hakkinda bir iddia da
bulunmadan önce TC devletinin etkili ve yetkili kurumlarina sorun.Yoksa basiniza
gelmedik kaza ve bela kalmaz.
DGM savci ve heyetlerine,yani TC devleti karsisinda duruslarini böyle belirleyen
sistemin solu,baskalarina karsi demegoji yapmaktanda kendilerini alikoyamazlar.
“Kürt halkinin kendi kaderini savunmak bölücülükse,evet biz bölücüyüz.”
“Bunlari savunmayanlar,reformistler,icazetciler,isbirlikcidirler.”(Halk Icin Kurtulus. Sayi.
75. Sf.43.4 Nisan 1998)
Kürt halki yerine Kürt ulusu kullanilirsa söylenenler yanlis degil,dogrudur. UKTH`ni
irili-ufakli tüm Türkiye sol hareketleri savunur.Hangi örgüt ve partinin programina
bakarsaniz bakin bir maddenin UKTH ile ilgili oldugu görülür.UKTH`ni savunmuyoruz
diyene rastlanmaz.Fakat sorun bununla bitmiyor.Sorun,Kürt ulusunun kendi tavrini
ayrilmadan yana koydugu andan itibaren baslar.”Olmaz” sesleri yükselir.Niye
“olmaz”in gerekceleri siralanir.Gerekceleri sömürgeci sistemin resmi yaklasimin
ötesine gecmez.Dahasi siraladiklari gerekceler ne olursa olsun karsi cikilan Kürt
ulusunun kendi bagimsiz devletini kurma istem ve mücadelesidir.Peki bugünden
sonra “Kürt halkinin kendi kaderini savunmak bölücülükse,evet biz bölücüyüz”
demenin bir anlami var midir? Olmadigini herkes bilir. Demegojiden öte bir anlami
olmaz.Cünkü söylenenler pratige aktarildimi en cok karsi cikanlar kendileri olur.KUKM
veren Kürdistan halki ve devrimcilerini “emperyalist kiskirtma sonucu Kürt
milliyetciligi” ilan eden ve “Kimse ülkemizi bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler
sadece,emperyalistlerdir” deyip “devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlügü”n
savunmasina gecenler kendileri olur.
Bu,cami hocasi ile cemaat arasindaki su tartismaya benzer.Hoca cemaata vaiz
verir.Sunu yapmak kütüdür,bunu yapmak günahtir sayar döker.”Hadini bilmez”in
biri,”hoca efendi,bu kütüdür,bu günahtir dediklerinizin hepsini kendin yapiyorsun”
deyince hoca da piskince “siz benim yaptiklarimi degil,söylediklerimi yapin”
der.Sistem kaynakli “ortak” literatörü kullanan Türkiye sol hareketleride piskin hoca
rolündedir.
Sistem kaynakli literatörü kullanan Türkiye sol hareketleri bir bütün olarak UKTH`ni
savunuyoruz derler.Programlarinin bir maddeside bu olur.Fakat Kürdistan halki
Kürdistan devrim zemininde bagimsiz örgütlenip mücadele etmeye basladi mi ayni
gücler “Kimse ülkemizi bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler sadece,emperyalistlerdir”
diyerek KUKM`ni veren Kürdistan halki ve devrimcilerini emperyalist ilan
ederler.Sömürgeci TC devletinin mahkemelerinde “bölücülük yapmadiklarini”,”Biz
bölücü degiliz”,”Kimse bizi bölücülükle suclayamaz” derler.Ve bunlari sanki kendileri
söylememis gibi bir de “Kürt halkinin kendi kaderini savunmak bölücülükse,evet biz
bölücüyüz”, ”Bunlari savunmayanlar,reformistler,icazetciler,isbirlikcidirler” diyerek
kendi reformist, icazetci ve isbirlikci kimliklerini aciga vururlar.Baska söze ne
gerek.Kendi kendilerini anlatiyorlar.Dogru anlatiyorlar.Söyledikleride kendilerine cok
iyi yakisiyor.
Haydi diyelim bugün icin bir cözümünüz yok.Sorunu “halk iktidari”na havale
ediyorsunuz.O zaman “oligarsi” diye bir iktidar olmadigina göre kim kimden “icazet”
alacak? “Halk iktidari” kosullarinda “oligarsi” mi varki birileri ondan “icazet” alsin?
Böyle sacmalik mi olur? Ama onlar sacmaligi zaten politika edinmisler.Dahasi
var.Tartisilan halk iktidari kosullari degildir, bügündür.Bugün icin cözümün nedir?
UKTH`savunuyoruz demekle sorun bitmiyor. Kürdistan halki ve devrimcileri
ayrilmadan yana tavrini ortaya koyduklarinda “oligarsiye manevra alani
acar”,”emperyalizmin ve fasizmin isine yarar”,”uluslar arasinda ulusal düsmanliklara
yol acar”,”halklarin devrimci güclerini böler””Kimse ülkemizi bölemez. Ülkemizi
bölmek isteyenler sadece,emperyalistlerdir” deyip KUKM`ni veren Kürdistan halki ve
devrimcilerini emperyalist ilan edersen devrimciligin nerde kalir.Bu
“reformistlik,icazetcilik,isbirlikcilik ve ihanetcilik” olmaz mi? Peki sormazlar mi bunca
inciler düktükten sonra bunlardan farkin nedir? Bunca inciler döktükten sonra su
söylediklerinizin bir anlami olur mu?
“Oligarsinin bölücülük dedigi nedir? Kürt ulusal gerilla savasimi? Hayir,bu sonuctur.
Oligarsinin bölücülük dedigi Kürt halkinin kendi kaderini tayin hakkidir.”
“Siz bölücü sayilmamak icin yemin billah “ayrilmayi düsünmediklerini” söyler,yemin
billah bir halkin en kutsal hakki olan silahli direnme hakkini mahkum
edersiniz,bölücülük demegojisini etkilestirmis degil,onun karsisinda gerileyip bir halkin
kendi kaderini tayin hakkini redetmis olursunuz”(Ayni yerde)
Kürdistan halkinin ve devrimcilerinin bu bezde taragi yoktur.Cünkü onlar bölücüdür.
Bagimsiz bir Kürdistan icin mücadele ettikleri icin sistem karsisinda bölücüdürler. Kürt
ulusunun kader tayin hakkini ayrilmadan yana koyduklari icin bölücüdürler.Bu
konudaki yaklasim ve pratikleri acik ve nettir.Bu yaklasim ve pratikleri nedeniyle
sömürgeci sistem “vatan haini kökü disarida bölücü”,sistemin solu “emperyalist
kiskirtma sonucu bölücü Kürt milliyetciligi” ile tanimlanmalarina maruz kalmislardir.Bu
konudaki sicilleri tescilidir ve kabulleridir.Programlari,pratikleri,yayinlari ve
mahkemeler karsisindaki tavirlari ortadadir.
Sistem kaynakli “ortak” literatörü kullanan “ortakci” Türkiye solunun yaklasim,yönelim
ve pratikleri,dahasi mahkemeler karsisindaki tutumlarida ortadadir.Peki ne
demislerdi? DGM savci ve heyetlerine “vallahi billahi biz bölücü degiliz.””Kimse bizi
bölücülükle suclayamaz.” ”Anadolu halklarinin birligini savunuyoruz.”Dahasi bunu
yayin organlarinda kamuoyuna deklere ediyorlar.Tüm bunlardan sonra yukaridaki
incileri dökmelerinin bir anlami var midir? Olmadigini kendileride bilir.Sebebsiz
degildir.Devlet adina bir seyler kotarma amacli bilinc kirma cabasidir.Tüm bunlardan
sonra UKTH`ni savunuyoruz demenin bir anlami yoktur.Yanisira “Anadolu halklarinin
birligini savunmak”, oligarsi”nin karsi ciktigi bir sey de degildir. ”Oligarsi”nin karsi
ciktigi Kürt ulusunun kendi bagimsiz devletini kurma istem ve mücadelesidir. Burada
ezen ulus devrimcisinin ortaya koyacagi yaklasim kimligini belirler. Bunun cevabi
“Anadolu halklarinin birligini savunuyoruz”olamaz.Bu devrimci bir yaklasim
olmaz.Ogünden sonrada “bizde UKTH`i savunuyoruz” demenin demegojiden öte bir
kiymeti harbiyesi olmaz.Cünkü bunlar birbirleriyle celisen seylerdir.Kürdistan halki ve
devrimcileri verdigi KUKM ile “Türkiye bütünlügü”nü parcalamak
istemektedirler.Sistem ve solu ise “Kimse ülkemizi bölemez.” anlayisi ile TC “devletin
ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlügü”nün savunucusudurlar.Görüldügü gibi
KUKM`ne karsi sistem ile “ortakci” Türkiye solu ayni zemindedirler.Sistemin solunun
yaklasimlari sistemin resmi yaklasimlarindan farkli degildir.DGM savci ve heyetlerine
söyledikleri var.Ve bunlari kendi yayin organlarinda kamuoyuna deklere edisleri var.
Kürdistanli devrimcilerin DGM savci ve heyetlerine “biz bölücü degiliz,kimse bizi
bölücülükle suclayamaz” aciklamalari yoktur.Olanlarinda Kürdistan devrimciligiyle
uzaktan yakindan bir ilskileri yoktur.Dahasi “1.kurtulus savasini destekledikleri” ve
“2.kurtulus savascilar olduklari” yaklasimlari da yoktur.Bunlara dayanarak TC devlet
yöneticilerini “Türkiye bütünlügü”nü bölmekten kurtarmak icin verdikleri mücadeleyi
az görme lüksleri hic olamaz.Ki kendileri misak-i milli sinirini ortadan kaldirmaya
calisanlardir.KUKM`ni verenlerdir.Bu yeni bir devlet kurma anlamina gelir.Yeni
sinirlarin öngörüldügü anlamina gelir.TC devleti dahil “solcusu”nunda Kürdistanda
tasviye edilecegi anlamina gelir.TC devleti ve devlet icazetli düzen solunun
“bölücülük” dedigi budur
Kürdistan halki ve devrimcileri parcalanmis,bölüsülmüs,sömürgelestirilmis Kürdistani
tek, bölünmez,bagimsiz ve demokratik bir Kürdistana cevirmek icin mücadele
ediyorlar.Bunu hic bir zaman gizlemediler.Hic bir zaman TC devletinden icazet almak
gibi bir onursuzluga düsmediler.Cünkü KUKM mesru,hakli, ilerici ve
devrimcidir.Dahasi Kürdistanin mevcut statükosu Kürdistan halki ve devrimcilerine
KUKM`ni verme görevi koymustur. Onlarda bu görevlerinin geregini yapiyorlar.Eger
buna karsin ezen Türk ulus devrimcileri olduklarini iddia edenler,”Kimse ülkemizi
bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler sadece, emperyalistlerdir.” Ve TC devletinin
mahkemelerinde “biz bölücü degiliz,kimse bizi bölücülükle suclayamaz” diyorlarsa
bunu diyenlerin kimligi kirlidir.Misak-i millicilik dedigimiz budur.Sosyal-sömürgecilik
dedigimiz budur.Kemalizm dedigimiz budur.Devlet icazetli düzen solculugu dedigimiz
budur.Kürdistanli devrimciler bunu dedikleri icin haksizlar mi? Elbette degiller.Bu
konuda Kürdistanli devrimciler ne derlerse haklidirlar.
“Ortakci” Türkiye solunun sergiledigi tüm bu rezilikten sonra su yüzsüzlügü
yapmaktan da kendini alikoyamiyor.
“Eyleme gecmese bile,bölücülügü sadece düsünmek bile yasak diyor oligarsi.”
“Sinirlar dar tutuluyor.Oligarsi,baskalarinada manevra alani birakmiyor ve icazetciler,
uzlasmacilar, isbirlikciler daha net belli olsun diyor.”
“Oligarsinin icazeti disina cikmamak icin söze “valla billa bölücü degiliz” diye
baslamak uzlasmaciliktir,teslimiyettir.”
“Devrimcilik,herseyi yerli yerinde ve tami tamina söylemektir.”
“Bundan korkanlar,bunun bedelini ödemeyi göze almayanlar,ne devrimci,ne de Kürt
yurtseveri olamazlar.”(Ayni yerde)
Güzel söylüyorlar.Dogru söylüyorlar.Kendi iclerindeki Kürdü güzel tanimliyorlar.
Kürdistana, Kürt ulusuna,Kürdistan halkina yabancilasan,Türk ulusal onuru ile
övünmeyi siyaset etmis devsirilmis Kürdü iyi anlatiyorlar.Ezen ulus ismini cagristiran
bir örgütlenmede calismayi “enternasyonalizm” ile tanimlayan Kürdü güzel
tanimliyorlar. KUKM`ni veren Kürdistanli devrimcileri “Kürt milliyetcisi” ilan
eden,disarda gazel okuyan düsürülmüs Kürdü cok güzel anlatiyorlar.Ayni seyleri biz
söyledigimizde ne “Kürt milliyetciligi”miz,ne “hain”ligimiz,ne “isbirlikci”ligimiz
kalir.Hemen bir emperyalist gücle iliskilendiriliriz.Onyillardir kendileri icin
söylediklerimizi simdi kendileride kabul ediyorlar .Bu iyiye alamettir.Bize düsende
kendilerini kendi kimlikleri ile tanimlamaktir.Bu herseyden önce ahlaki bir sorundur.Bir
kimseyi, cevreyi veya her hangi bir seyi kendi kimligi ile tanimlamak ahlakidir.Kimse
merak etmesin.Onlari kendi kendilerini tanimladiklari ile tanimlayacagiz.Peki
kendilerini nasil tanimliyorlar?
“Kimse ülkemizi bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler sadece emperyalistlerdir.””Biz
Anadolu halklarinin birligini savunuyoruz.””Bölücü degiliz.” “Kimse bizi bölücülükle
suclayamaz.” Bunlari DGM savci ve heyetlerine söylüyorlar.Yayin organlarinda
kamuoyuna sunuyorlar.Sömürgeci sisteme bagliliklarini deklere ediyorlar. Sömürgecialtemperyalist Türkiyenin “devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlügü”nün sol
mehmetcikleri olduklarini ilan ediyorlar.Oynadiklari rollün ne kadar cirkef oldugunu
kendileride bilmis olacaklarki sucluluk ruh haliyle herkesi, icinde oldugu kendi
konumuyla tanimlamayi kurtulus saymistir.Hem suclu hem güclü buna derler.
“Oligarsinin icazeti disina cikmamak icin söze “valla billa” diye baslamak
uzlasmaciliktir, teslimiyettir:” “Devrimcilik,herseyi yerli yerinde ve tami tamina
söylemektir.” “Bundan korkanlar,bunun bedelini ödemeyi göze alamayanlar,ne
devrimci,ne de Kürt yurtseveri olamazlar.”
Bunlari söylerler.Bazen Allah söyletir.Dogru söylerler.Onyillardir kendi iclerindeki Kürt
icin bunlari söyledik yazdik.Dillimizde tüy bitti.Anlasilan o ki,caba ve emegimiz
bosuna gitmemis. Yankisini bulmus,etkisini göstermis.Oturulmus muhasebe
yapilmis.Kendi iclerindeki Kürdü iyi tanimlamislar.”Ne devrimci,ne de Kürt yurtseveri
olamazlar.” olarak tanimlamislar.Yerinde bir tanimlama.Cünkü onlar “bölücü
degil”,”kimse onlari bölücülükle suclayamaz”, dahasi onlar,Türk ulusal onuru ile
“övünc duyma”yi siyaset edinmisler. Kürdistana,Kürt ulusuna,Kürdistan halkina
yabancilasmislar.KUKM`ni veren devrimcileri “emperyalist kiskirtma sonucu Kürt
milliyetcisi” ilan ederek sömürgeci-altemperyalist Türkiyenin “devletin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlügü” korumayi kendine görev kilmislar.Bu nedenle onlar “ne
devrimci,ne de Kürt yurtseveri olamazlar.” Kendi “yoldaslari” hakkindaki
ikrarlari.Yerindedir!Cünkü onlar ne bölücüdür,ne devrimci ne de Kürdistan
yurtseverleridirler.
Kistas belirlenmistir.Kürdistan yurtseveri ve devrimcisi olmak icin bölücüyüm demek
bir zorunluluktur.UKTH`nin geregi olarak bagimsiz devlet olma yönünde tercihimi
koyuyorum demektir.Bunun icin mücadele etmektir.Sömürgeci sistem ve sistem
kaynakli “ortak” literatörü kullanan Türkiye solunun karsi savastigi da bunlardir.Cünkü
bölücülük yapanlar, KUKM`ni verenler Kürdistan halki ve devrimcileridir.TC devletinin
ve devlet icazetli düzen solunun karsi savastiklari ve yok etmek istedikleride
bunlardir.Bu kosullarda “ben bölücüyüm” demek bedel ister.Bunu ancak Kürdistan ve
halkina bagli olanlar gögüsler.Bu cesareti ancak Kürdistan devrimcileri
gösterebilir.Bunu ezen ulus ismini cagristiran bir örgütlenmede calismayi
“enternasyonalizm” yükleyen,Türk ulusal onuru ile övünc duyan Kürdistan,Kürt ulusu
ve halkina yabancilasan,devsirilen Kürt söyleyemez. Söyleyemedikleri icinde
onlar,kendi deyimleriyle “ne devrimci,ne de Kürt yurtseveri olamaz”lar.Kürdistan
bagimsizligi icin mücadele etmeyenler,Kürdistan yurtseveri olamazlar. Yurtsever
olmayanlar da enternasyonalist olamazlar.Bu nedenle enternasyonalizmi ezen ulus
ismi ile cagristiran bir örgütlenmede yer almaya indirgeyenler,ülkesine,ulusuna ve
halkina yabancilasanlardir.Bunlar da ne devrimci,ne de yurtsever olabilirler.Bugüne
kadar yaptiklari gibi KUKM`ne karsi mücadele eden sömürgeci sistemin sol aciklari
olurlar.
Kürdistan yurtseveri ve devrimcisi olmanin kistasi belirlenmistir.Bu,”Ya Ölüm Ya
Kürdistan”dir.Vietnam devriminin önderi Ho Si Minh`in dedigi gibi “Hic Bir Sey
Bagimsizlik ve Özgürlükten Daha Degerli Degildir.”Kürdistanin bagimsizligi ve
özgürlügü icin Kürdistan halki ve devrincilerinin yapamayacaklari hic bir fedakarlik
yoktur.Bu ugurda verilecek agir bedel pesinen kabullenilmistir.Bu,gelecek kusaklarin
insanca,onurluca yasami icin tarihin bugün Kürdistan halki ve devrimcilerine yükledigi
bir görevdir.Bugün degisik kulvarlarda da olsa Kürdistanli
yurtseverlerin,devrimcilerin,sosyalistlerin yerine getirmeye calistigi görev budur.Bu
görevden ne adina olursa olsun kacanlar,disarda ahkam kesenler,”bu hain”,”su hain”
diyenler,KUKM`nin ciplak bir askeri olmayi “Kürt milliyetciligi” deyip burun kiviranlar,
Kürt olupta Kürtlügünden utananlar,haindirler ve castirlar.
Kürt ulusu “devletlesemez” diyenler,bunu “imkansiz ve gereksiz” görenler, Kürdistan
halkinin mücadelesine inancsizligini dile getirenler birakin yurtsever,devrimci olmayi
burjuva liberali bile olamazlar.Kürdistan halki ve öncü politik gücleri KUKM`ni
veriyor.Bu mücadelede agir bir bedel ödenecegi,ama kazanacagini bilerek
veriyor.Sömürgeci güclerin Kürdistandaki varligina son vereceklerine,onlari
Kürdistanda söküp atacaklarina,yerli ihaneti tepeleyeceklerine inaniyorlar.Onlar,hic bir
zaman zaferlerine olan inancina gölge düsürmediler. Mücadele tarihleri bunun
ispatidir.Kuskusuz Kürdistan devrimi bugünden yarina gerceklesecek bir olay
degildir.Ulusal ve uluslararasi kosullarin buna zemin hazirlamasina baglidir.Devrimin
temel amac ve hedeflerini programlastirilmasina,bu temelde bagimsiz Kürdistanda
kendi cikarini gören tüm ulusalci sinif ve tabakalarin altinda yer alacagi ulusal bir
cephenin kurulmasina,yabanci güclere ve yerli ihanete karsi uzun sürecek bir halk
savasinin verilmesine,uluslararasi müttefik güclerini dogru tespit etmesine
baglidir.Kürdistan devrimcileri bu politikayla zafere ulasacagi inancindadirlar.
Kürdistan yurtseverliginin,devrimciliginin görevleri acik ve nettir.Kürdistan da herkesin
sinif cikarina cevap veren örgütlülükler vardir.Görev,kendini örgütleyip süren
KUKM`nin bir neferi olmaktir.Varolani begenmeyebilirsiniz,desteklemeyebilirsiniz.O
zaman sahaya iner iyisini,dogrusunu yaparsiniz.Bundan kacis yoktur.Kürdistan
yurtseverligi ve devrimciligi budur.
Ekim /2003

Benzer belgeler