AZERBAYCAN`DA LATIN ALFABESPNE GEÇİŞ SÜRECİNDE YENİ

Transkript

AZERBAYCAN`DA LATIN ALFABESPNE GEÇİŞ SÜRECİNDE YENİ
ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI NO:942
Atatürk İlkeleri ve İnkıläp Tarihi Enstitüsü Y ayınlan No:2
Araştırma Serisi No:2
AZERBAYCAN’DA LATIN ALFABESPNE
GEÇİŞ SÜRECİNDE
YENİ YOL GAZETESt
(Latin Alfabesi ile Çıkan İlk Türk Gazetesi)
BETUL ASLAN
ERZURUM-2004
Aslan, Betül
Azerbaycan’da Latin Alfabesi’ne Geçiş Sürecinde Yeni
Yol Gazetesi/Betül Aslan.
Erzurum: Atatürk Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkıläp
Tarihi Enstitüsü,
Erzurum, 2004.
ISBN: 975-442-109-9
ISBN: 975-442-109-9
İÇİNDEKILER
Önsöz........................................... .............................................................XI
Giriş..............................................................................................................1
I. BÖLÜM
AZERBAYCAN’DA LATİN ALFABESİ
(YENİ TÜRK ELİFBASI) (1922-1940)
A- Azerbaycan’da Alfabe Islahatı ve Latin Alfabesi
Konusunda İlk Girişimler............................................................. 9
1- M irza Feteli Ahundov ve Alfabe Sorunu......................10
2- 20. Yüzyıhn Başlarmda Azerbaycan’da Alfabe
Sorunu ve Ömer Faik Ne’m anzäde...............................15
3- Demokratik Azerbaycan Cumhuriyeti Döneminde
Latin Alfabesi ile İlgiH Girişimler................................. 18
B- Azerbaycan Sovyet SosyaUst Cumhuriyeti’nin
Kurulmasmdan Sonra Alfabe Değişikliği Konusunda
Yapılan Çahşmalar ve Latin Alfabesi
(Yeni Türk Elifbası)’ne Geçiş..................................................... 22
1- Azerbaycan’da Alfabe Konusunda İlk Tartışmalar ....22
2- “Yeni Türk Elifba Komitesi”nin Kuruluşu ve Latin
Esash “Yeni Türk EHfbası”mn Kabulü......................... 26
3- Azerbaycan “Yeni Türk Elifbası” ...................................32
4- Yeni Türk Elifba Komitesi’nin Azerbaycan
Dışmdaki Faaliyetleri....................................................... 36
5- Azerbaycan’da Yeni Türk Elifbası’mn
Yaygmlaştınlma Çahşmaları........................................... 38
C- Bakü Türkoloji Kongresi ve Alfabe Sorunu............................. 44
D- Sovyetler Birliği’ndeki Türk Halklarınm Ortak Alfabeye
Geçişi..............................................................................................52
1- Yeni Türk Alfabesi Tüm Sovyetler Birliği Merkezi
Komitesi’nin Kuruluşu ve Amaçlan ........................... 52
2- Yeni Türk Alfabesi Tüm Sovyetler Birliği Merkezi
Komitesi K urultayları.....................................................55
VIII
Y R N İY O L G A Z E T E S İ
a) Birinci Bakü Kurultayı ve “Birleştirilmiş Yeni
Türk Elifbası”nın Kabulü ...........................................55
b) Taşkent Kurultayı......................................................... 61
E- 25-29 Ocak 1928 Bakü Konferansı ve Aldığı K ararlar........ 62
F- Sovyetler Birliği’ndeki Türk Halklan Arasmda Latin
Alfabesi (Birleştirilmiş Yeni Türk Elifbası)’ni
Yaygınlaştırma Çabalan ve Sürecin Tamamlanması.................63
G- Rus Kiril Alfabesi’ne Geçiş........................................................ 67
Y E N İ YOL GAZETESİ
IX
13- Idareden...........................................................................104
14- H eder.................................................................................105
15- Gerek de Böyle O lsun....................................................106
16- Y eniD evre...................................................................... 107
17- Y e n iY o I..........................................................................109
18- Uydurma Edebiyat ve El(Halk) Edebiyatı-I............ 110
,19- Uydurma Edebiyat ve El(Halk) Edebiyatı-II...............112
n . BÖLÜM
AZERBAYCAN’DA LATİN ALFABESİ’NE GEÇİŞ
SÜRECİNDE “YENİ YOL” GAZETESİ
20- Birinci M o lla.................................................................. 114
21- Yeni Elifba ve Fehleler................................................. 114
22- Y eniE lifba...................................................................... 115
A- Yeni Yol Gazetesi....................................................................... 79
1- Yeni Yol Gazetesinin 17 Yılı.............................................85
23- A nlam ahyık....................................................................116
2- Yeni Yol’un Ilk Redaktörü Mirza Celil
Memmedguluzäde............................................................87
B- Yeni Yol Gazetesinde Çıkan Alfabe ve Dil ile Ilgili
Yazılardan Seçmeler.................................................................... 88
1- Tebrik.............................................................................. 89
2 5 -Şubelerde ......................................................................... 119
2- Yeni Elifba ne Istiyir?.....................................................90
3- Ç areLazım ......................................................................91
4-
Yeni Elifba Komitesi’nin Görmüş ve Göreceği Işler.93
5-
Komite Işleri Baresinde.................................................95
6- Yine Muallim......................................................................96
7- Anlamadık Sizleri.............................................................. 97
8- Möhkem Ipler.....................................................................98
9- Gençlere..............................................................................99
10- Dilsizlik.......................................................................... 100
11- Ehemmiyetli Mesele....................................................... 102
12- Tenkit Lazım....................................................................103
24- Gelecek..............................................................................118
26-
Y eniE lifba...................................................... 119
27- Tebrikler O lsun................................................................ 121
28- Türk Ellerinde Yazımız ne Haldadır?........................... 122
29- Ağdaş G en çleri................................................................ 123
30- “Yeni Yol” Kimin Derdine Kalm alıdır?......................123
31- Halva(Helva) Demekle Ağız Şirin Olmaz................... 125
32- Şubelerimizde.................................................................. 127
33-TürkElifbas ı ...................................................................128
34-
Azerbaycan Zahmetçilerinin Hoşgüna Y o lu.129
35- Türkçenin Folkloru-1..................................................... 130
36- Türkçenin Folkloru-II.................................................... 131
37- Yeni Istılah (Terim)....................................................... 134
38- Yeni Yol (Ana Dilinde)................................................ 136
39- Elifbamızı Hariçte Neçe Karşılırlar?............................137
YENİ YOL G AZETESİ
40- D ilM eselesi...................................................................138
41 - N. Nerimanov’un Maruzası..........................................139
42- İşin Sonuna Bakmalı..................................................... 141
43- Y adigär.......................................................................... 143
44- Yeni Türk Elifba Komitesi’nin Geniş İclası...............143
45- Hele Çiğnenmeyip......................................................... 144
46- SebebiV ar.................................................................... 146
47- Mektup...........................................................................146
48- Yeni Yol Gazetesi İdaresine.........................................147
49- M eneN e!.......................................................................148
50- Kimden Öteri................................................................ 149
Sonuç.........................................................................................................151
B ibliyografya..........................................................................................159
D izin ....................................................... ..................................................165
Ekler ve Fotoğraflar............................................................................. 179
ÖNSOZ
Dünyanm çeşitli bölgelerine yayılmış Türk toplulukları arasmda
kültürel, sosyal ve ekonomik yakmlaşmanm sağlanması, dayanışma ve
yardımlaşma duygusunun yükseltilerek ortak hareket tarzı oluşturulması;
Türk topluluklarm m her alanda gelişmelerinin önünü açacak, XXI.
yüzyılm çağdaş ve gelişmiş toplumları içerisinde layık oldukları yeri
almalarma sebep olacaktır. Ancak bunun başarılabilmesi için öncelikle
Türk topluluklarınm birbirlerini daha iyi anlayabilmesi gerekmektedir.
Bunun çözüm ü ise ortak edebi ve konuşma dilinin geliştirilerek
yaygm laştınlm asıdır. Bu hedef doğrultusunda yapılacak ilk iş; bütün
Türk topluluklarm m “ortak alfabeyi” kullanmalannm sağlanmasıdır.
Çünkü ortak alfabe, bir süreç içerisinde ortak konuşm a dilini
yaratacaktır.
A zerbaycan’da yoğun olarak 1920’li yıllarda başlayan Latin
Alfabesi esaslı “Yeni Türk Alfabesi”ne geçiş çalışma ve tartışmaları;
Sovyet sistem i içerisinde yaşayan bütün Türk topluluklarmm bir süre
için de olsa “O rtak Türk alfabesi”ne geçmelerine vesile olduğu gibi,
Türkiye’nin de Latin Alfabesine geçmesindeki etkenlerden birisini teşkil
ederek, y u k a n d a belirtilen amaç ve hedefe ulaşm ak için zemin
hazırlam ış ve günümüzde bu konuda yapılan faaliyetlere de örnek
olmuştur.
Bu çalışm ada esas olarak; A zerbaycan’da 1922 yıhndan
başlayarak 1940 yılma kadar süren Latin esaslı “Yeni Türk Alfabesi”ne
geçiş olayı üzerinde durulmuştur. Bu süreçte yaşanan 1926 Bakü
Türkoloji K ongresi’nde alfabe konusundaki gelişmeler, ortak Türk
alfabesi oluşturm a çahşmaları, Sovyet R usya’nm kendi hakimiyeti
altmda yaşayan Türklerin Latin alfabesine geçm eleri hakkmda
uyguladığı siyaset ve daha sonra Rus Kiril Alfabesine geçilmesi de bu
çalışmada ele almmıştır.
Bu dönemde Azerbaycan’m Latin alfabesine geçişinde en önemli
vasıta “Yeni Türk Elifba Komitesi” ve onun yaym orgam olan “Yeni
Yol” gazetesidir. Azerbaycan Halkmm yeni alfabeye alıştınlmasmda
büyük rol oynayan ve Latin alfabesi karşıtlanyla mücadele eden Yeni
Yol gazetesi, aynı zamanda “Yeni Türk Harfleri” ile yaymlanan ilk Türk
gazetesidir. Bu nedenle çalışma içerisinde Yeni Yol gazetesi ve yaptığı
çalışmalar üzerinde durularak, Yeni Yol gazetesinde çıkan alfabe ve dil
ile ilgili makalelerden ömekler de verilmiştir. Bu makalelerin okuyucu
tarafmdan daha iyi anlaşılabilmesi için elden geldiğince orijinal
yapısma dokunulmadan bazı kelimelerde küçük değişiklikler yapılmış ve
bazı kelim elerin de bugün Türkiye’de kullanılan karşılığı parantez
içerisinde eklenmiştir.
Bu çalışm a yapılırken Azerbaycan ve T ü rk iy e’deki ilgili
kaynaklar ulaşılmaya gayret gösterilmiş, konunun ana kaynaklarmdan
olan Yeni Yol gazetesi başta olmak üzere Azerbaycan’da çıkan gazete,
dergi ve araştırm a eserlerinden yararlanılmıştır. Ayrıca Azerbaycan
Devlet Arşivlerinden de konu ile ilgili bir kısım belgeler ahnmıştır.
Türkiye’de bu konu ile ilgili en ciddi çalışmalar Emekli Büyükelçi ve
Türk Tarih Kurumu Üyesi Bilal N. Şimşir tarafmdan ortaya konulmuştur
ki, B. Şimşir’in eserleri çahşmamıza da önemh katkı sağlamıştır.
Eserim izin yaymları arasmda çıkmasmda yaptıkları katkıdan
dolayı Prof. Dr. S. Esin DAYI’mn şahsmda Atatürk Üniversitesi Atatürk
İlkeleri ve İnkıläp Tarihi Enstitüsü M üdürlüğü’ne, çalışm alarım
esnasm da hep yanımda olan, sıkmtılarımı göğüsleyen ve bilimsel
katkılar sunan değerli eşim Doç. Dr. Yavuz ASLAN’a ve sabırlarmı
benden esirgemeyen oğlum Oğuz Alp’e ve kızım İdil G öksu’ya sonsuz
teşekkürlerimi sunarım.
Betül ASLAN
Erzurum, 2004
Tarih, insanlann yaşlandıkça biriken bilgi, yetenek, masal, hatta
müzik bilgilerinin uçup gitmesini önlemek ve daha uzak kimseler ile
iletişim kurabilm ek için bazı işaretler kullandıklan dönemden başlatüır
ki, bu günümüzden 6-7 bin yıl öncesine varabilmektedir. Bu,bilgileri
çocuklanna
aktarabilmek için, taşa, balçığa deriye ve tahtalara,
papilioslara bazı resimler yapmak şeklinde idi ki ilk yazı ömekleri, bu
şekilde ortaya çıkmıştır. Mısır’da ilk yazı şekli olan resimlerden
geliştirilen H iyeroglif yazı, papirusa yazılarak geliştirilen bir yazı şekli
olan Hiyeratik yazı, Güney Arabistan’da geliştirilen Himyeri yazısı ve
M ezopotamya’da Sümerler tarafmdan kullamlan çivi yazısı, yazımn
gelişimin de önemli aşamalan teşkil etmişlerdir*.
Bu gelişime göre uzun bir tarih devresi içinde amacm, çeşitli
maddeler kullanılarak anlatılması, fıkir veya resimden yazı, cümle
anlatan
yazı,
kelime-resim
yazı,
kelime
ses
yazı,
hece
yazısı
devrelerinden sonra harf yazı, yani alfabetik yazı devresine gelinmiştir^.
Buna göre dil nasıl düşüncenin aracı olmuşsa yazı da dilin aracı
olmuştur. Seslerin şekil kalıbma dökülmüş biçimine harf, bir dilde
kullanılan h arf ve işaretlerin hepsinin oluşturduğu topluluğa da alfabe
denilmiş ve genel olarak da her dilin kendine has bir milli alfabesi
olmuştur^.
H. Sabahattin Payzm, TarihteD il, Yazı, Bilim ve Toplum, İzmir, 1992, s.1-2.
Bahadır Alkım, “Y azm m Başlangıcı”, H a rf Devriminin SO.Yılı Sempozyumu,
Ankara, 1991, s.3-5; Türk Ansiklopedisi, C.II,
Rekin Ertem, E lijb e ’den A lfa b e’y e Türkiye’de H a rf ve Yazı M eselesi, İstanbul,
1 9 9 1 ,s.l8 -1 9 .
2
YFM YOL GAZETESt
Köklü bir geçmişi olan Türkler de çeşitli alfabeler kullanmışlardır.
Türklerin böyle türlü yazı sistemleri kullanmalan
Türk yazı dilinin ne zaman ve hangi şartlar içinde ortaya çıktığı
çeşitli kültür
çevreleriyle yakm ilişki kurmalanndan kaynaklanmıştır.
bugün henüz kesin olarak belli değildir^. Fakat Türk dilinin yazımı için
Tarih boyunca çok çeşitli ve çok geniş sahalara yayılan, buralarda
Türklerce kullanılan ilk alfabe yada yazı Batıda daha çok Eski Türk
önemh devletler kuran Türkler, gittikleri bölgelerde her alanda etkilerini
Runik yazısı, Türkler arasmda ise genelhkle Göktürk (Köktürk) Alfabesi
çok fazla hissettirirken, kendileri de farkh kültürlerin etkisinde
diye
kalmışlardır. Bu tarihi süreç boyunca da temas ettikleri çevrelere göre;
m etinlerden ilk bulunan ve bilinenler Yenisey yazıtlan olmuştur.
çeşith yazılar, çeşitU alfabeler kullanmışlardır'’. Göktürk, Suğdi, Uygur,
1889’da Rus sm ırlan ötesinde Moğohstan’daki Orhon Irmağı kıyılannda
Mani, Brahmi, Arap, Süryani, Latin, Slav vs. alfabelerini Türklerin
aym alfabe ile yazılmış iki büyük yazıt, Kül Tigin ve Bilge Kağan
kuilanmış olduklan görülmektedir ki bu da; ta eski zamanlardan Türk
yazıtlan da bulunmuştur. Bunlar Türkoloji literatüründe; Orhon Yazıtlan
dillerinin yazı geleneğine sahip olduklanm göstermektedir.
olarak adlandınlm ış ve Danimarkah bilgin W ilhelm Thomsen tarafmdan
Türkler genel olarak bir çok alfabe kullaımıalanna rağmen, hepsi
bu alfabelerden, aynı derecede faydalanmadığı gibi kullamm süreleri de
birbirinden çok farkh olmuştur.
bilinen,
eski
Türk yazısıdır.
Göktürk
alfabesiyle
yazılmış
okımmuştur^.
Oldukça zengin bir yazı çeşidi olan Göktürk harflerinin, bir önceki
devrin işaretleri olan Yenisey yazı işaretlerinde, 150’den fazla şekil
Türklerin kullandıklan alfabeler içerisinde dört tanesi geniş ölçüde
vardır. Bu işaretlerin Göktürk yazıtlannda 38 harflik bir alfabe haline
kullamlarak, Türklerin umumi milli alfabeleri haline gelmiştir. Bunlar;
geldiği görülür. Bu alfabede harfler bitişmez yazı sağdan sola yazıhr.
Göktürk, Uygur, Arap ve Latin alfabeleridir^.
Kelimeler aralanna üst tiste iki nokta konarak birbirinden aynlır*. V.-VI.
ile IX.-X.yüzyıIlar arasmda Yenisey Kırgızlan ve Göktürkler tarafmdan
geniş şekilde kullanılniış’ olan bu alfabe geçen yüzyıllar içerisinde
Türkler mühim ticaret yollarında yaşamış ve çok erkenden komşu kültür
muhitleri ile temasta bulunmuşlardır. Yabancı alfabeler, din ve dini eserler,
Türklerin içine girmiştir; Buna rağmen bunlan mahdut bir bünye içinde
tutabilecek kadar, kendi kültür ananelerine sadık kalmışlardır. Bunun bir sebebi
Türk kültür teşkilatmm çok inkişaf etmiş olması, diğeri de coğrafı vaziyetleridir.
(Reşid Rahmeti Arat, “Türk Lehçe ve Şiveleri”, Türk Dünyası El Kitabı, DilKültür-Sanat, C.I, Ankara, 1992, s,60.
Sovyetler Birliği döneminde Türk cumhuriyetlerinde kullanılan Slav alfabesi de
umumi alfabe olarak bunlara eklenebilir. Türklerin kullandıklan alfabeler
konusunda geniş bilgi için bkz. Muharrem Ergin, “Türklerde Y azı ve Alfabeler”,
Türk D ünyası El K itabı, C.II, Ankara, 1992, s.259-290; Semih Tezcan, “En Eski
Türk D ili ve Yazımı" Bilim Kültür ve Öğretim D ili O larak Türkeç, Ankara,
1978; A. Dilaçar, TürkDiline Genel B ir Bakış, Ankara, 1964; Ahmet Caferoğlu,
Türk D ili Tarihi, II, Istanbul, 1970; Ahmet Bican Ercilasun, Bugünkü Türk
Alfabeleri, Ankara, 1977.
işlenip geliştirilebilmiş olsaydı, milli bir Türk yazısı olarak günümüze
kadar gelebilirdi. Ama bu yapılamamış ve bugün yalmzca belgelerde
kalan bir alfabe olmuştur.
Türkçe’nin ikinci umumi alfabesi Uygur alfabesi olmuştur. Uygur
yazısı VIII. yüzyılda Göktürk hakimiyetine son vererek kendi devirlerini
Ergin, Türklerde Yazı ve Alfabeler, s.259-260;
Tezcan, En E ski Türk Dili,
S.284.
Talat Tekin, “Göktürk A lfabesi”, H aıfD evrim inin SO.Yılı Sempozyumu, Ankara,
1991, s.27-29.
Ergin, Türklerde Yazı ve Alfabeler, s.259.
Ertem, E lifb e’den A lfabeye, s.55-56.
açan
Uygurlar
tarafmdan
kullaıuın
sahasma
çıkanlmış
olup,
İslamiyet’ten önce en geniş ölçüde kullanılan Umumi Türk yazısıdır'°.
yan
Devri’nde İstanbul’da bile kullamhnağa devam ettiği görülür*'.
Göktürk
alfabeleriydi.
Kaşgarh M ahmud ise (Xl.yy) onu Türk yazısı olarak vasıflandırmış ve
“Türklerin yegäne alfabesi” diye tamtmıştır'^.
bakımından yetersizdi. Çünkü Uygur yazısmda üç ünlü vardı. Oysa Türk
dili ünlüler bakımından zengin bir dildir: bu yüzden Türkçe’nin tüm
gereksinimlerini karşılayamıyor, bir bakıma Göktürk yazısından daha
yetersiz kalıyordu'^.
Bununla birlikte eski Türkçe devresine ait eserlerin tamamma
yakm denecek kadar büyük bir kısmı Uygur yazısı ile yazılmıştır.
İslamiyet’ten sonra da uzun zaman kullamlan Uygur yazısı lO.yy.dan
11
12
13
bunlara
sıkı
bir
şekilde
sanhp
b ir lehçesi olan Nebatça için kullamlan yazıdan geliştiği tahmin edilen
A rap alfabesi'^ lO.asırdan Türkler arasmda etkili olmaya başlar.
İslam medeniyeti devresine girdikten sonra din dih sayılan
A rapça’dan ve edebiyat dih kabul edilen Farsça’dan Türk diline pek çok
kelime ve gram er şekli geçmiştir. Bunlardan bir kısmı yeni kabul edilen
dinin öğrenilmesi gereken terim ve deyimleri ile İslami ilimlerle ilgiH
kelimeler olm alan dolayısıyla kaçmılmaz bir mecburiyet şeklinde, doğal
olarak Türk diline girmişlerdir. Büyük bir kısmı ise yüksek tabakanm
(okumuşlann, aydm lann) dilde yer tutmuş, kullanılması zaruri olmayan,
Türkçe’de karşılığı bulunan kelimelerdir. Böylece halk dilinden uzak,
yüksek tabakaya mahsus bir “zümre yazı dili” meydana gelmiştir'®.
X.yüzyıldan XX.yüzyıIm başlanna kadar bin seneye yakın bir
zaman süresince kullanrfratş olan A rtp älf)rt>esi; Töricçe’nin gerek saha,
14
Ergin, Türklerde Yazı ve Alfabeler, s.260. Uygur yazısıyla yazılrmş ve yazılış
tarihi belirlenebilen en eski metinlerin, IX .yüzyıl sonlarma değin uzandığı
anlaşılmaktadır. (Sem ih Tezcan, “Türklerde Y azı Kültürünün Başlangıcı ve
G elişim i”, H a r f D ev rim i’nin SO.Yılı Sempozyumu, Ankara, 1991, s.42-43.
Payzm, T arih teD il, Y a z ı,s 2 \.
Ertem, E lifb e ’den Alfabeye, s.63-64.
Bilal Şimşir, Türk Yazı Devrimi, Ankara, 1992 s.2.
Türkler,
etkisine de girilmeye başlanmıştır. M.S. IV.-V. yüzyıllarda Aramca’nm
itibaren yerini Arap asıllı Türk yazısına bırakmağa başlamıştır. Fakat bu
intikal çok uzım sürmüş ve bu iki yazı daha asırlarca Türk ülkelerinde
Fakat
Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte, Arap yazısmın
Uygur alfabesi 18 harfliydi. İki üç harfın birleştirilmesi ya da alta,
üste noktalar konması ile 23 sesi karşıhyordu. Ama özelhkle ünlüler
ve Uygur alfabeleri eski Türkçe devrinin umumi
geliştirmemişlerdir.
745’te müstakil devlet kuran Uygurlann ilk yazısı olan bu yazı;
Arami asılh olup, Suğdi alfabesinden Türkçe’ye uydımılmuş şeklidir.
hatta bazı eserlerin satırlannda alt alta ikili olarak
kullanılm ağa devam etmiştir''*.
Uygur Alfabesi’nin Orta Asya ve İran sahalanndaki Türk
Devletleri’nde, XVII.yüzyıla kadar, bazı hallerde Fatih Sultan Mehmet
yana,
15
16
Ergin, Türtderde Yazı ve Alfabeler, s.260, Uygur Alfabesi bu dönemde
etkinliğini sürdürmüş, Öm eğin Kutadgu B ilig’in en eski nüshası Arap harfleriyle
yazılmış olduğu halde, sonradan Uygur alfabesine çevrilmesi Oğuz D estam ’nm
bu alfabe ile yazılm ış olması gibi.. Türkçe’ye çevrilmiş eserlerin bile Uygur
harfleriyle de yazılm ası, bu alfabenin geniş okuyucu kitlesi olduğunu
göstermektedir. (R. Arat, “Türk MiIIctinin Dili”, Türk Dünyası E l K itabı, C.II,
Ankara, 1992, s.62.)
Brtem, E lifb e’den A lfabeye, s.67.
Faruk Timurtaş, ‘Türkçecilik Cereyamnm Tarihi”, Türk D ünyası E l K itabı, II,
Ankara, 1992, s.248.
Comanicus'^’un Latin harfleri ile yazıhnış bölümleri vardır. Dini
gerek zaman bakımından en çok kullanılmış umumi alfabesidir'^.
karakter taşıyan bu eserde Hıristiyanhğa ait dini metinler, ilahiler,
Bununla birlikte Türkler Arap alfabesini alırken bu süreç içerisinde Türk
dili, Türk halk kitlelerinin konuşma dili olarak canlıhğmı sürdürmüştür.
Türkler
tarafmdan
uzun
zaman
ve
geniş
bir
mekanda
kullanılmasma ragmen Arap harfleri, Türkçe için elverişH bir yazı
dualar, Latin harfleriyle Kıpçak Türkçe’si ile yazıhmştır. Bu devirlerde
Gotik ve Latin harfleri ile tespit edilmiş Yunus Emre’ye ait şiirler de
bulunmaktadır. Fakat bu ömekler Türk kültür tarihinde alfabe değişikUği
bakımmdan yaygmhk taşımayan ömeklerdir^®.
vasıtası olmamıştır. Bu alfabede bir yandan lüzumundan fazla konsonant
kalabahğı, öte yandan birkaç konsonantı bir tek işaretle karşılamak gibi
yetersizhkler vardı. Vokal işaretleri ise Türkçe’nin zengin vokal
sistemini karşılamaktan çok uzak, imla ananesi de Türkçe’ye uygun
değildi'*.
A ynca
okuma-yazmada, eğitim-öğretimde
de
Türk kavimleri içinde Latin alfabesini ilk olarak kabul edenler
Yakutlardır. Yakutlar 1917’ye kadar Kiril alfabesini kullanmışlardı.
Bolşevik
kabul etmişler ve 1917-1939 arasmda Latin Harflerini kullaımıışlardır^'.
alfabenin
getirmiş olduğu bazı zorluklar mevcuttu.
Ihtilalinden sonra, Rus harflerini bırakarak Lätin harflerini
Bununla birlikte Türk dili için Latin alfabesinin ahnması yolunda
asıl önem taşıyan akım Kuzey Azerbaycan’da başlamıştır.
İşte bu sebeplerden dolayı Türkçe’nin Arap harfleriyle yazılmasma
başlanmca, zorluklar da baş göstermiştir. Xl.yüzyıldan başlanarak Arap
yazısıyla Türkçe ürünler yaratıhrken yazım konusundaki sorunlann
çözümlenmesi için arayışlar da kendini göstermiştir. Bu arayışlar, Arap
Azerbaycan Türk halk dili en eski devirlerden bu arazi de yaşayan
ve M.Ö.I. bin yıhn ortalanndan itibaren m uhtelif arahklarla buraya gelen
Türk ırklannm, burada bulunan Türk olmayan halklan da etrafinda
birleştirmesi neticesinde Il.-V.yüzyıIIarda şekillenmiştir. Türk yazı dili,
harflerinin ıslahı şekhnde başlamış, daha sonra bununla birhkte Latin
halk dilinin formalaşmasmdan muayyenleşmeye başlamıştır. Bu gelişim
harflerinin ahnması, yeni bir alfabe icadı gibi çeşith düşüncelere varmış
ise iki aşamada olmuştur.
ve birçok platformda tartışılmıştır.
1-III.-V.yüzyılIardan VII.-VIII. yüzyıllara kadar; Bu aşamada yazı
Rusya Türkleri arasmda da Arap harflerinin ıslahı konusu çok
dili istisnasız olarak Kıpçak tipinde Azerbaycan halk diline dayanır.
eskilere dayanan bir mesele olmuş, özelhkle Latin harflerine geçilmesi
hususunda da çeşith fikirler ortaya atılmıştır.
2-
VlI.-VIII.yüzyılIardan IX.-XI.yüzyıIIara kadar; Bu aşmada
önceki yazı diline Oğuz-Selçuk özellikleri de kanşmıştır. VII. ve
Latin alfabesi münferit olarak Türk diline XlV.yüzyıl başlannda
VlII.yüzyıIIardan sonra Azerbaycan Türk yazı dilinin teşekkülüne, genel
girmiştir denilebilir. 1303 tarihinde Karadeniz’in kuzeyindeki Kıpçak
19
bozkırlannda
Kıpçak
Türkleri
için
Ergin, Türklerde Yazı veAlfabeler, s.268.
Ergin, Türklerde Yazı veÄlfabeler, s.268.
kaleme
ahrmıış
Codex
Codex Comanicus hakkında geniş bilgi için bkz. Aldo Galotta, “C odex
Cumanicus’un “Yeni” Bir Nüshası”, Uluslar arası Türk D ili K ongresi, 1992,
Ankara, 1996, s.267-271.
Ahmet Temir, “D ış Türklerde Dil ve Yazı”, Türk Dünyası E1 K itabı, Türk
Kültürünü Araştmna Enstitüsü Yayını, Ankara, 1976, s.395.
Temir, “D ış Türklerde D il”, s.395.
I. BÖLÜM
Türk yazı dili unsurlan tesir etmiştir. Bu dönemlerde Orta Asya’da
AZERBAYCAN’DA LATİN ALFABESİ
şekillermıiş olan yazı dili, iki istikamette gelişmiştir. Kafkas-Küçük
(YENİ TÜRKELİFBASI)(1922-1940)
Asya’da ve Ural-Volga boyu istikametinde.
Xl.-XII.yüzyıllarda Azerbaycan edebi dili hem şifahi hem de yazıh
olarak büyük bir iletişim ve şiirsel potansiyele sahip idi. Ancak bu devre
ait, “Kitab-ı Dede Korkut”dan başka hiçbir yazıh belge kalmamıştır^^.
A- A zerbaycan’da Alfabe Islahatı ve Latin Alfabesi Konusunda İlk
Girişimler
A zerbaycan’da alfabe ıslahatı meselesi çok eskiye dayarmıaktadır.
X.yüzyılda İslamiyet’in Türkler arasmda kabulünden sonra Arap
Arap alfabesinin eksiklikleri ve zor öğrenilmesi üzerinde, Azerbaycan
alfabesi bütün Türk Devletlerinde olduğu gibi, bu bölgede de çok uzun
aydm lan devam h olarak çeşitli görüşler ileri sürmüşlerdir. XVI.yüzyıIda
süre kullanılmıştır. XIX. yüzyıla gehndiğinde hem Osmanh, hem de
Azerbaycan şairi Muhammet Fuzuli, Arap alfabesinin Türk diline
Rusya Türkleri arasmda Arap harflerinin Türk diline yetersizhği
uyumu konusundaki eksiklikleri üzerinde durm uştur'. Bu tür görüşlerin,
hususunda başlayan tartışmalar, Azerbaycan’da da önemh ölçüde yer
yeni alfabe oluşturma aşamasma gelmesi ancak 19.yüzyıhn ikinci
bulmuştur. Hatta alfabe değişikliği ve Latin alfabesine geçiş için ilk
yansm dan itibaren olmuştur. Bu dönemde Arap alfabesinin açık bir
teşebbüsler de Azerbaycan’da gerçekleşmiştir.
şekilde tenkit edildiği ve aynı zamanda yeni bir alfabe oluşturulmasmm
gitgide daha net bir şekil ahp, yayıldığı görülmektedir.
Azerbaycan’da bu yönde bir değişim görülmesinin nasıl oluştuğu
ve nedenlerini Muradhan Cihangirov, “Azerbaycan Milli Edebi Dilinin
Teşekkülü” adlı eserinde şöyle izah etmektedir:
‘'19.asrın SO.yıllarından itibaren Azerbaycan 'da Rus mekteplerinin
teşkiline başlanır. Talim fenlerinden olan Azerbaycan dilini öğrenmek
talepleri, elifba talimi için münasip dersliklerin hazırlanması zaruretini
doğurur. Arap elifbasının çetinlikleri ve noksanları göz önünde idi.
Azerbaycan dili saitlerinden (sesli harflerinin) çoğunun ayrıca harf
şekline sahip olmaması aynı harfın bir çok saiti bildirmesi, aynı sait için
birçok harf şeklinin varlığı, aynı samit (sessiz harf) için bir çok h a rf
M. Fuzuli, Eserleri, I.Cilt, Azerbaycan SSSR EA Neşriyatı, Bakü, 1958, s.4647.
Nizam i Huduyev, “Azerbaycan Türk Yazı D ilinin (Edebi Dilinin) Teşekkülü”,
U lu sla ra ra sı Türk D ili Kongresi, 1992, Ankara, 1996, s.546-548.
Ahımdzäde’nin alfabe konusundaki çahşm alanm n iki aşamada
şeklinin
varlığı
vä.
Arap
elifbasının
noksanlarından
idi.
Garp
oluştuğu görülmektedir:
medeniyetine yakın olma imkänının yaranması, Rus ve Avrupa dillerini
öğrenmek hevesinin artması, fonetikyazı sistemi ile bilavasıta tamşıklık,
1-Arap alfabesinde yenileştinne, yaııi eski yazv sistemi esasında
yeni alfabe düzenlemek,
soldan sağayazılan bu elifbanın üstünlükleri, öncül ziyalılarda "sillabi”
yazı sistemini yani Arap elifbasını daha cesaretle tenkit etmek meylini
artırır.
Bu
meyil,
anadili talimi ile meşgul olan
2-Eski yazı sistemini tamamen değiştirme Rus ve Latin esasma
dayah yeni bir alfabe düzenlemek'*.
terakkiperver
muallimlerde hususiyle kuwetlenir’'’^.
A hundzäde’ye göre, alfabe okuma-yazma içindir. Aydmlanmak,
bilgilenmek, eğitimli olmak ve bu yol ile medeni yükselişe varmanm en
Bu gelişim sonucunda, eski yazı sistemini ıslah etmeyi veya yeni
önemli vasıtalanndandır. Uygun bir alfabe eğitim-öğretimde çok önemli
alfabe düzenlemeyi, top yekün medeni yükseliş ve özellikle eğitim
bir role sahiptir. Zor ve eksiklikleri olduğuna, farkh dillerin ses terkibini
ögretimde ilerleme için ilk şart sayan aydmlar; bu yönde faaliyete
gereğince aks
geçmişlerdir. Azerbaycan’da yeni alfabe düzenleme konusunda ilk
aydmlaruna m ümkün değildir. Bu alfabe ile yıllarca vakit kaybettikten
teşebbüse geçenlerin, A. Bakihanov ve M. İ. Saracov oldugu biHnmesine
ve çok fazla çaba sarf ettikten soru-a, ancak aydmlamak, eğitimli olmak
rağmen bunlann eserleri hakkmda pek bilgi bulunmamaktadır.Yalnız 22
mümkündür. Hayat şartlannm düşük olması yüzünden, kitleler uzun
Arahk 1838 tarihinde, Maarif Nazın S. S. Uvarov’a gönderilen bir
vakit ve çok çaba harcama imkänmdan mahrumdurlar. Bunun için halkm
yazıdan, Saracov’un Şamahi Kaza mektebinde görevh iken, 1837-1838
esası
yıllannda Azerbaycan’ca bir alfabe kitabı düzenledigi ve eserine de
habersizdirler: bu durum yazıh edebi dilin de geniş alanlara işlemesini
''Tatarskaya Azbuka" admı verdiği anlaşılmaktadır^. Fakat bu kitap
engellemiştir^. Avrupa dillerinden yapılmış tercümeleri veya yeni
hakkmda da m aalesef detayh bir bilgi yoktur.
orijinal ilmi eserleri Arap alfabesi ile yazıp okurken büyük zorluklar
olan,
ettiremediğine göre, Arap alfabesi
aşağı
geniş
kitleleri
ile kitlevi bir
aydmlanamayıp,
eğitimden
çekilmektedir^. İlmin ve sanayinin sonuçlanndan faydalanabilmek için
1- Mirza Fethali(Feteli) Ahundzäde ve Alfabe Sorunu
tek çıkış yolu vardır. O da, ilmi ve tekniki terimleri, özel adlan düzgün
Türk halklan içerisinde Arap alfabesinin ıslahı ve yeni bir alfabe
bir şekilde verebilen bir alfabeye geçmek’.
düzenlenmesi hususunda en açık bir şekilde düşüncelerini ortaya koyan
Alfabenin zorluğu ve işlerliği, geniş kitlelere yayılamamasmm
ve bunun için faal olarak çahşan ilk ve önemli isim Mirza Fethali
sebeplerini bu şekilde açıklayan Ahundzäde, uygun ve yeterli bir
Ahundzäde’dir.
Muradhan Cihangiıov, Azerbaycan MiUi Edebi Dilinin Teşekkülü, Birinci Hisse,
Elim N eşriyatı, Bakü, 1978, s.l68.
Cihangirov, M illi E debi Dilinin Teşekkülü, s. 168-169.
Cihangirov, M illi Edebi D ilinin
Cihangirov, M illi E debi Dilinin
M. F. Ahundov, Eserleri, C.III,
Cihangirov, M illi E debi D ilinin
Teşekkülü, s.l69.
Teşekkülü, s.l69.
Bakü, 1962, s.317.
Teşekkülü, s.l71.
alfabenin nasıl olması gerektiği konusundaki
düşüncelerini şöyle
açıklamıştır;
yapmıştır. 1857’de, Farsça olarak yazdığı ve '"İslam Dillerinin Yazısı
İçin Yeni Elifba” admı verdiği risale ile Arap alfabesinin ıslahmı ortaya
“Alfabe, anadili iyi şekilde öğrenmek ve geliştirmek için çok
atmış ve bu doğrultuda bir alfabe düzenlemişti.'°
önemli bir role sahiptir. Çünkü ana dil umumi bir ilerlemenin
anahtandır. Kitlevi umumi tahsil, yahuz ana dilde mümkündür. Buna
göre
de
alfabe,
anadilin
bütün
esas
özeliiklerini
yazıda
aks
Ahundzäde, Arap alfabesinin ıslahı ile ilgih olarak hazırlamış
olduğu bu tasansm m değerlendirilmesi için, 1863 yıhnda İstanbul’a
gelmiş ve İstanbul’da Rus sefıriiği aracıhğı ile bu yeni tasanyı ve diğer
ettirebilmelidir”®.
eserlerini O sm anh Hükümeti’nin Sadrazamı Keçecizäde Fuat Paşa’ya
Ahımdzäde, yazmış olduğu bir çok makalede bu konulan temel
takdim etm iştir".
almış, hatta bu makaleleri yalnızca Azerbaycan’da değil, diğer Türk
ülkelerinde de yaymlanmıştır. Ömeğin; İstanbul’da çıkan “Hakayik”
gazetesine gönderdiği yazıda Ahundzäde’nin düşünceleri şöyle ifade
edilmektedir;
“M. F. Ahundov ana diline yüksek kıymet vermiş, ilim ve
medeniyetin yayılmasında onun müstesna rolünü kaydetmiş, nihayet bu
kanaate gelmiştir ki: Muasır şeraitle, müterakki halkların ilmi, tekniki
nailiyetlerinden faydalanmak zaruridir. Bu iseyalm z ana dili vasıtasıyla
Bu yeni alfabe tasansı ile biriikte daha önce yazmış olduğu
“Hikayet-i Y u su f Şah” isimli kitabmı da vermiştir. Ahundzäde’nin bu
eserini takdim etmesi anlamhydı. Çünkü eserinde; İran’m yıkıhşmdan
bahsederek, buna sebep olarak da burada hükümdarlann zevk ve sefaya
düşmesini, yalmzca kendi çıkarlanm düşünen hükümdarlann tahtta
bulunmasmı
tasansmm kabulünü istemişti.'^ Fuat Paşa da bu tasanyı incelenmesi için
Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye’ye göndermiştir'^.
mümkündür. Başka halkların zihni ve emeli yaratıcılık mahsulü olan
sayısız, hesapsız adları, ilmi-tekniki ıstılahları (terimleri), hususi isimleri
Arap elijhası ile düzgün yazmak ve dürüst okumak mümkün olmadığı bir
göstermiş ve millet için faydah olacağma inandığı
Bu başvuru dolayısıyla Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye merkezinde
bir toplantı yapılmış ve bu toplantıya Ahundzäde de katılmıştır.
Ahundzäde, burada yaptığı konuşmada, Arap harflerinin öğrenilmesinde
şeraitle, yegane çıkış yolu ‘‘Sillabi” elijbayı “alfabetik” elifba ile
evez(değiştirmek) etmekten ibarettir. Bele bir evez etme; mahiyetçe,
edebi dilin inkişäfı için de büyük ehemmiyete maliktir"^.
İslam dünyasmda mevcut olan geriliğin sebebini, okur-yazar
sayısmm azlığmda bulan yazar; bu azhğa sebep olan Arap harflerinin
önce ıslahı, daha sonra ise değiştirilmesi konusunda bir çok çahşma
Cihangirov, M illi E debiD ilinin Teşekkülü, s.l7 0 .
Ahundov, Eserleri, III, s.l07.
10
II
Ahundov, Eserleri, III, s.20-63.
Mehmet Şahtahtlı, “Mirza Fethali’de Esaslı Akidelerin Husulü”, K ızıl Şark,
No:4-5, Moskova, 1923, s.88; Nadir Memmedov, M irza F eth ali Ahundov
(Komediyalar, Povest, Ş e ’erler), Bakü, 1982, s.7.
Hüseyin Baykara, A zerb a yca n ’da Yenileşme Hareketleri, Ankara, 1966, s. ;
Ertem, Eli/be ’den A lfabe ’y e, s. 100-101.
Memmedov, M irza F eth ali Ahundov, s.7; M. Şakir Ülkütaşır, A tatürk ve H a rf
Devrim i, Ankara, 1973, s .l9 .
çekilen zorluklardan bahsetmiş ve önerdiği harflerin ögretimde büyük
2-
kolayhk sağlayacağmı söylemiştir’"*.
Yapılan
görüşmelerde Arap harflerinin
gerçekten
Türkçe’yi
yazmaya elverişH olmadığı, ıslaha muhtaç olduğu çoğunlukla kabul
20. Yüzyılın Başlannda Azerbaycan’da Alfabe Sorunu ve
Ömer Faik N e’manzäde
20.yüzyıhn başlannda Azerbaycan Türkleri, eğitim seviyelerini
olarak
hızla yükseltmeye başlamışlardı. Bu dönemde özelhkle Türkiye Türkleri
kabulünün imkansız olduğu ileri sürülmüş ve tasannm uygulanması söz
ile eğitim ve kühürel iiişkilerini gehştiren Azerbaycan Türkleri,
konusu
konuştuklan Türkçe’yi daha da gehştirmişlerdi. Türkiye ve diğer Türk
edilmişse
de,
Ahundzäde’nin bu
olmadığı
gibi'^
çok
ciddi
düzenlemesinin,
bir
şekilde
genel
de
ele
ahnıp
halklan ile bir temas içine girmeleri de onlan, diğer Türklerle dil ve
incelenmemiştir’^.
Sonuç olarak, Osmanh Hükümeti tarafmdan çahşmalanndan
dolayı bir takdimame ile bir de Mecidiye Nişam verilen Ahundzäde,
'’\..Burada milletin hakiki menafıini (menfaatini) arayan devlet yoktur”
kültür birhğine yönehk çahşmalara sevk etmiş, Azerbaycan aydmlan
Türklük şuurunun gehşmesinde büyük rol oynamışlardır.
Bu
dönemde
Türk dihnin gehşimi,
Türklerin
kullandıklan
alfabenin işlerhği ve alfabe değişikliği konulan da Azerbaycan’da
diyecek kadar kırgm bir şekilde, İstanbul’dan aynlmıştır.
Tiflis’e eh boş dönen Ahundzäde, bundan sonra Arap alfabesinin
gündeme gelen sorunlardan biri olmuştur. Türkçe’nin yazı ve basım
ıslahmı bir tarafa bırakarak, Latin harfleri üzerine çahşmalar yapmış ve
alanında
Latin alfabesi temehne dayah yeni bir alfabe hazırlamıştır. Bu yeni
kullanılan alfabenin Türk diline uygun olmadığma yönelik görüşler ileri
tasannm bir suretini Tahran’a bir suretini de Sadrazam Ah Paşa’ya
sürülmüştür. Ömer Faik N e’manzade de, bu konulara yazılannda çok yer
göndermiştir.
vermiş, Azerbaycan’m önde gelen yazarlanndan birisidir.
Fakat bu
ikinci teşebbüsünden
de
olumlu
sonuç
alamamıştır'^.
Ahundzäde bu alandaki çahşmalan ve yazılanna bundan sonra da
devam edecek, O ’nun bu girişimi, daha sonraki alfabe ıslahatı ve
değişimi konusundaki çahşmalara bir temel teşkil edecektir.
zayıflığmm
nedenleri üzerinde
durulmuş
ve
genellikle
Ne’manzade, Türk dilinin etkinliği ve daha sonra neden etkisini
kaybettiğini kullanılan alfabeye bağlayarak şöyle demektedir;
“...Garpte Fransız dili ne tür umumi dil hizmetini görürse, yakın
Şark ’ta, yani Kafkasya ’da, İran ’ın yarısında, Türkistan ’da, Rusya ’nın
cenubi garbinde, K ırım ’da, Anadolu’da, R um eli’nde, Süriye’de, Ira k ’ta,
15
16
17
Fevziye Abdullah Tansel, “Arap Harflerinin Islahı ve Değiştirilm esi Hakkında
İlk Teşebbüsler ve Neticeleri”, Belleten, XVII, 1953, s.223-249.
Ülkütaşır, Atatürk ve H arf Devrim i, s. 19.
Şahtahth, “Mirza Fethali”, s.88.
Şahtahth, “Mirza Fethali”, s. 19-20. M. F. Ahundzade’nin alfabe ıslahı ile ilgili
hazırlamış olduğu değişiklik layihaları ekte verilmiştir.bkz. Ek.2-Ek.7. (Bu
ekler; “Mirze Feteli Ahundov(İlmi Erserlerin Tematik M ecmuası), Redaktör:R.
Y. Hasanova, Bakü, 1987, s .l 15-122.” adh eserden almmıştır.)
Türk dili öylece umumi dil vazifesini görür. Oralarda bir Türk, bir
Arpavuş’a, bir Arap bir K ü rd ’e, bir İranlı bir G ürcü’ye, bir Ermeni bir
Rum ’a, bir Yahudi bir A sur ’a meram anlatacağı zaman mutlaka Türkçe
söylemeğe mecburdur. Çünkü onların hiçbiri o birinin dilini bilmez,
lakin herkes az çok Türkçe bilir.
Türk dili
omlarda
bütün dillere hakimdir.
Türkçe’nin
bu
hakimiyetinin karşısına şimdiye kadar hiçbir dil çıkmamıştır. Her denki
bir vakit Arap ve Fars dilleri Osmanhlann az bir kısmma, onların resmi
yazüarına
hakim
Türkleri değil, bütün İslam alemi yazıdan, imladan habersiz yatır. Buna
göre biz de devamlı büyük birgayret ile hayli işleri değiştirmek olar.
“İngilizler imlälarını değiştirebilmirler. Çünkü eski elifba ile
olmuştur. Lakin hiç vakit umumi halka, halk
yazılmış, nice yü z milyon kitaplarımn birden atümak, neçe milyon Ingiliz
edebiyatına hakim olmamış ve olabilmez de.
danışanların hepsi birden büyük zarar çekmek, neçe bin matbaaların
“Türkçe ’nin yazı ve matbuat alemindeki zayıjlığına gelince;
bundan kusur, bazılarmm sandığı gibi, Türkçe ’nin özünde, onun eksik ve
kabalığında değil, başma bela ettiği elifbasmdadır. Doğrudan da
birden dayanm ak mazereti vardır. Lakin bizde bele mi? Ciddi okumaya
layık nice Türkçe kitaplanmız var, nice çift matbaamız işlemekte, yüzde
neçemiz şim diki yazımızı bilirik?”^^
Türkçemize danışık ve ahengini olduğu gibi, göstermeğe, yazmaya asla
yaramayan Arap elifbasmı kabul edenden sonra öz varlığmı, öz
istikbalini yitirm iş ve bugüne kadar Araplığa esir olarak hakirane ömür
sürmüştür.'"^^
A zerbaycan’da
bu
dönemdeki
alfabe
değişikliği
konusunu
gündeme getirenlere en büyük tepkiler, yeni bir alfabenin geçmişle
bağlan koparacağı noktasmda toplanıyordu. Ömer Faik N e’manzade bu
tepkilere de Terakki gazetesinde şöyle cevap vermiştir:
N e’manzade bundan sonra bir harf inkıläbının gerekleri üzerinde
durarak; '\..V a k ittir ki, hakiki içtimai bir inkıläp ile dilimizi bugünkü
yaramaz ve çirkin elifba esirliğinden kurtarıp öz tabiatına, öz istiklaline
uygun bir elijba kabul edelim. Ve bunun sayesinde dilimize danışıkta
kazandığı umumilik şerefmi matbuatta da kazandıralım. Ve bu yol ile
halka savad öğretelim, onlara kolayca bilgi ve m aarif kapüarmı
açahm”^^.
Ömer Faik N e’manzade, 1909 yılmda da Terakki gazetesinde
yazmış olduğu bir yazıda alfabe değiştirmenin Türkler için neden gerekli
“Burada bizden sual edilecek ki, elifhamızı değiştirirsek, sonra
köhne elifba ile yazüm ış Ärabı ve Farsı kitaplardan ne tür istifade
edebileceğiz? Arap kitaplarmı onsuzda anlamırık. Elifbamız değişmese
bile o tür fa yd a lı kitaplar, gerek yeniden Türkçeye tercüme edileler ki,
anlaşüsmlar. O l vakit yahşi olmaz mı ki, o zahmeti taze elifbamız ile
görek.
“Bir de biz geçm işi değil, gerek geleceği düşünek. Neçe yüz hasm
(üst tabakanm) faidesini değil, milyonlarca avamm hayrmı insafa
alak'^\
olduğu üzerinde durmuş ve düşüncelerini şu şekilde ifade etmiştir:
^^Yazımız, imlamız bir muayyen usul ile umumileşmiş, maarifimiz
yüz adamdan 4-5 adamı geçmemiş, daha doğrusu yalnız Müselman
Ömer Faik N e ’manzäde, “M illileşmek”, Azerbaycan, 21, 24 Teşrin-i sani/Ekim
1919,N o;327-328.
N e ’mänzade, “MiWilcşrac]^’ Azerbaycan, 24 Ekim 1919, N o;328.
Ne’manzade,
alfabe değişikliğinin
gereğine inaımıış ve bu
görüşlerini 1900’lü yıllardan itibaren 1920’li yıllar dahil olmak üzere
çeşitli gazetelerde yazdığı makalelerde dile getirmiştir.
20
Terakki, 20 Fevral 1909, No;41
Ömer F a ik N e’manzade, Eserleri, Bakü, 1992, s. 189-190.
Ona göre; Türklerin ilerlemesine asıl mani olan elbetteki yalnız
Milli Azerbaycan Hükümeti, halkm okuma-yazma seviyesini
alfabe degildir, fakat alfabe iierlemedeki engellerden birisidir^^. Öyleyse
yükseltmek ve eğitime katkıda bulunmak amacıyla da çahşmalar
bu sorunun çözülmesi gereklidir. Zaman zaman, o dönemde Türk
yapmış, gazete ve kitap basımmı artırmış, hatta dışandan getirilen kitap
dünyasmm en önemli gazetesi olan ve İsmail Gaspırah’nm sahibi olduğu
vs. eserlerden gümrük vergisini dahi kaldırmıştır. İşte bu dönemde,
“Tercüman
konusundaki
A zerbaycan’da alfabe ıslahatı meselesi de devlet seviyesinde ele
görüşlerini dile getiren Ne’manzade’nin Arap harflerini ıslah ederek,
alınmaya başlam ıştı. Özellikle eğitim-öğretim alamnda hizmet veren
yeni bir alfabe düzenleyen Mehmet Ağa Şahtahtinski ile alfabe
aydm kesim, zor öğrenilen ve devlet dairelerinde çok elverişli olmayan
konusunda tartışmalan da olmuştur^^
Arap alfabesi ile, işlerin çok kısa sürede bitirilemeyeceğini ve halkm da
gazetesinde
de,
imzasız
olarak
alfabe
yeni gelişmelere katılımmm pek mümkün olmayacağı görüşündeydi^^.
3-
Demokratik Azerbaycan Cumhuriyeti Döneminde Latin
Alfabesi ile İlgili Girişimler
28 Mayıs 1918 tarihinde kurulan Milli Azerbaycan Cumhuriyeti
döneminde, hemen her alanda milli bir çaba içine girilmiş, milli kültür,
Bu m eselenin çözümü konusunda Azerbaycan’da iki farkh görüş
hakimdi. Bunlardan birincisi Arap alfabesi üzerinde düzenlemeler
yapılarak, birlik sağlanması, ikincisi ise, ki daha ağırlıkh olarak Latin
alfabesine geçilmesi idi^^.
milli tarih ve milli istiklal ideali doğrultusunda hareket edilmeye
Alfabe ıslahatı meselesi Arahk
1918’de, Bakü’da toplanan
başlanmıştı. Eğitimin millileşmesi ve okullarda Türkçenin mecburi ders
“Muallimler Seminariyaları Direktörlerinin H alk Mektepleri ve Ali
olarak okutulması gündeme gelmişti^''. Bunun için özel gayret sarf
İptidai Mekteplerinin İnspektörleri Kurultayı”nda ilk olarak geniş bir
edilerek, Rus tesirinin ortadan kaldınlmasma çalışılmış, Bakanlar
şekilde ele ahnmıştır. Daha sonra aynı kurultayın 22 aralık 1918 tarihli
Kurulu’nun 27 Haziran 1918 tarihli karanyla da “Dev/ef dilinin Türk dili
ve
olm asr kabul edilmiştir^^.
toplantısmda; Azerbaycan Türk alfabesinin işlerliği ve kullanımmdaki
M aarif
N azır
Yardımcısı
H.
Şahtahth’nm
başkanhğmdaki
zorluklar üzerinde yapüan görüşmeler sonunda alfabe ıslahatmm gerekli
olduğu kanısma vanlmış, Kurultay; alfabe ıslahatı taraftan olan
22
23
24
N e ’manzade, Eserleri, s.l8 8 .
Ömer Faik N e ’manzade, “D ilim iz İmlamız”, Şarki Rus, 7 April/Nisan 1904,
No:40.
Geniş bilgi için bkz. Mehmetzäde Mirza Bala, M illi A zerbaycan Hareketi,
Ankara, 1991, s.110-112.
Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti'nin Kanun ve Binagüzarhklart Mecmuası,
N o .l, 15 Kasım 1919, s.l8 . Hükümet 17 temmuz 1918 tarih ve 89 numarah
karanna göre de, Azerbaycan’da eğitim ve öğretim kurumlarmm
m illileştirilm esinin gerekliliğini dikkate alarak, Türkiye’den öm ek kitaplarm ve
bazı öğretmenlerin davet edilmesi kararlaştırılmıştır. (Azerbaycan, 22 Eylül
1918, No:3, Tasvir-i Efkar, 30K asım 1918, No:2576.)
26
27
Nazım Isayev “Azerbaycan Demokratik Respublikası Devrinde Elifba Islahatı
M eselesi”, A zerbaycan Tarihi Problemleri Üzre M aruzalar M ecm uası, Bakü,
1992, s.287-289.
Cemil Hasanlı, “Birinci Türkoloji Kurultayma Kısa Tarihi B akış”, 1926 Bakü
Türkoloji Kongresinin 70:Yıldönümü Toplantısı, (29-30 Kasım 1996), Ankara,
1999, S.8.
Abdullah Bey Efendiyev’i bu konuyla ilgili bir layiha hazırlayıp, Maarif
Azerbaycan parlamentosunda milletvekili de olan Abdullah Bey
Nazırhğı’na sunması için görevlendirmiştir^*.
Efendiyev, hem alfabenin kolaylaşması açısmdan, hem de Avrupa
gerek hükümet
medeniyetine yakm olmak için Yeni alfabeyi Avrupa milletlerinden
dairelerinde ve parlamento toplantılannda, gerekse basmda
önemH
ahnması, dolayısıyla da Latin alfabesinin kabul edilmesi taraftanydı.
tartışmalar yapılmış ve geniş bir suretle işlenmiştir. Eski alfabede
Bu nedenle de Latin harfleri temeline dayah olarak hazırlamış olduğu
kahnması gerektiği görüşünü savunanlar; Azerbaycan halkınm
alfabeyi kom iteye sunmuştu^^
yüzyıllardır manevi eserlerini bu alfabe ile ortaya koyduğunu, yeni
Diğer iki tasanda ise, daha çok dilde ve alfabede kolayhk
alfabeye
geçişin, Azerbaycan halkını öz edebiyatmdan,
manevi
amaçlanarak muayyen bir milletten almmış bir alfabe yerine, muhtelif
servetlerinden ayınp, İsläm ve Şark medeniyetinden ayn düşüreceği
dillerden toplanmış, kanşık bir alfabe esas görülmüştü. Hatta Muhammet
Bu
dönemde
alfabe ıslahatı ile ilgili olarak;
iddiasmdaydılar.
Ağa Şahtahtlı, hiçbir milli alfabeye bağh olmayan müstakil bir alfabe
Fakat alfabe ıslahatı konusunda yeni alfabe taraflan olanlar bu
meydana getirmişti^^. 45 harfli olan bu alfabe de; Arap boğazma ve
mücadelede daha üstün gelmişler ve sonuçta Azerbaycan Demokratik
lehçesine mahsus olup, Türkçe’de karşıhğı ve telaffuzu olmayan harfler
Cumhuriyeti Hükümeti, 21 Mart 1919 tarihli toplantısmda bu iş için bir
de mevcuttu^'*.
komite oluşturulmasmı karara bağlamıştı. Bu karar, 19 Haziran 1919
Bu alfabelerin hepsindeki ortak özellik ise, yazmm kolaylaşması,
tarihli gazetelerde; “Yeni Elifbalan muayene ve tenkid etmek için
eğitim-öğretimin taleplerine ve pedagojik formasyona uygun olmasmm
Bakü ’da
göz önünde tutulması idi^^.
hususi bir
komisyon
yaratılmıştır”
şeklinde
halka
duyurulmuştur^^.
Yapılan tartışmah görüşmelerden sonra,
Abdullah Bey Efendiyev’in alfabe tasansı beğenilerek bunun esas
Azerbaycan hükümetinin aldığı karar sonucu oluşturulan Komite,
ahnması üzerinde durulmuş, hatta Azerbaycan gazetesinde ‘‘‘L atin Harfli
19 Ağustos 1919 tarihinde Bakü Belediye binasmda alfabe ıslahatmı
Türk E lifhasr başhğıyla takdim olunmuştu. Abdullah Bey Efendiyev’de
görüşmek maksadıyla bir toplantı düzenlemişti. Toplantıda komiteye
düzenlediği bu yeni alfabeyi Maarif Nazırlığı’na vererek, bunun etraflı
yeni alfabe hususunda üç tasan sunulmuştur. Sırasıyla Abdullah Bey
bir
Efendiyev, Muhammed Ağa Şahtahth, Abdullah Tagizade ve Aziz
istemiştir.
şekilde
tamnıp
incelenmesini,
hatta
okullara
gönderilmesini
Seyidov adh kişiler tarafmdan sunulan bu tasanlar, temel olarak bazı
farkhhklar öngörüyordu^®.
31
32
33
29
30
İsayev, “Elifba Islahatı M eselesi”, s.288.
Isayev, “Elifba Islahatı M eselesi”, s.288.
A zerbaycan, 11 Sentiyabır/Eylül, 1919.
34
35
Azerbaycan, 11 Sentiyabır/Eylül 1919.
Hasanlı, “Birinci Türkoloji Kurultayı”, s.5.
Azerbaycan, 11 Sentiyabır/Eylül 1919.
V eli Huluflu ,“Mehmet A ğa Şahtahtlı’mn Yeni Türk Alfabesi Hakında Yazdığı
Makale Münasebetiyle” , K m l Şark, No;4-5, Moskova, 1923, s.92-94.
İsayev, “Ehfba Islahatı M eselesi”, s.288.
Alfabe ıslahatı konusunda sağlanan bu gelişmelere rağmen,
Aslmda bu dönemde de, Azerbaycan Demokratik cumhuriyeti
Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin içinde bulunduğu siyasi ve
döneminde olduğu gibi bu meselede, iki farkh görüş vardı. Bir grup
iktisadi durum,
Arap alfabesini ıslah ederek onu yenileştirmek, diğer gurup ise Latin
bu meselenin halledilmesini ve ahnan kararlann
uygulanmasmı engellemiştir^^.
alfabesine dayanarak yeni bir alfabe yapmak taraflısı idi. Bu görüşler o
gün Azerbaycan basmmda da geniş bir şekilde yer aldı. Özellikle
B- Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin Kurulmasmdan
Müsavatçılar ve İttihatçılar, iyice hazırhk yapılmadan çok hızh bir
Sonra Alfabe Değişikliği Konusunda Yapılan Çalışmalar ve Latin
şekilde Latin alfabesine geçişe olumlu bakmıyorlardı. Fakat bu karşı
Alfabesi(Y eni Türk Elifbası)’ne Geçiş
çıkma, yeni alfabeye karşı çıkmaktan çok onun arkasmda yürütülen
siyasete olmuştu^^.
1- Azerbaycan’da Aifabe Konusunda İlk Tartışmalar
Azerbaycan’da Arap alfabesini değiştirmeye
Bolşevik kuw etlerin Azerbaycan’ı işgahnin ardmdan, 28 Nisan
1920’de Sovyet Sosyahst Azerbaycan Cumhuriyeti ilan edilmiştir^^.
gitmeden
ıslah
edilerek, yazıda kullanılmasmı savunan ıslahatçılann görüşleri şu
noktalarda toplarmııştı:
Azerbaycan Türkleri arasmda alfabe ıslahatı sorunu, Sovyet
1- Arap
alfabesinin,
yeni
alfabe
ile
değiştirilmesi,
eski
döneminde de farkh boyutlarda da olsa devam etti. 1920 yıhnm
edebiyatm ölmesine sebep olacak ve bundan istifade söz
sonlanna dogru bu sorun, yeniden gündeme geldi ve alfabe ıslahatı
konusu olmayacaktır.
konusunda çahşma yapmak üzere; S. M. Kenizade, H. Şahtahth, P ro f V.
2- Edebi dil yazısmdan Arap alfabesinin çıkanlması, İsläm
B. Toaşovski ve meşhur şair Hüseyin Cavid’den oluşan bir komite teşkil
birliğini bozacaktır.
edildi. Başkanhgmı P rof P. Juze’nin yaptığı komite, 5 Ocak 1921
tarihinde
yaptığı
toplantıda;
eski
alfabenin,
Latin
alfabesi
3- Azerbaycan dilini bilmek için, Arap ve Fars dillerinin
ile
öğrenilmesi gereklidir.
değiştirilmesi hususunda karar aldı^*.
4- Yeni alfabeye geçmek için Azerbaycan’da yeterli ilmi
tecrübe ve gerekli ilmi kuruluşlar yoktur'*®.
36
37
İsayev, “Elifba Islahatı M eselesi”, s.289.
Azerbaycan’da Sovyet idaresinin kumlması hakkmda bkz. Mehmed Emin
Resulzäde, Azerbaycan Cumhuriyeti, Şahzadebaşı: Evkaf-ı İslämiye Matbaası,
1339-1341, s .107-111; Nesip Nesipzade, Azerbaycan D em okratik Respublikası,
Bakü, 1990, s.38-41; Firuz Kazemzadeh, The Struggle f o r Transcaucasia (1917I9 2 I), N ew York, 1951, s.276-285; Ziya Bünyadov, “Azerbaycan
Parlamenti’nin Son Saatleri”, Zbornik Dokumentov “Za Semya Peçatyami",
Bakü, 1992, s.3-10; Z İbrahimov, Sosyalist İnkılabı Uğrunda Azerbaycan
Zehmetkeşlerinin Mübarezesi, Bakü, 1957, s.574-576.
Hasanlı, “Birinci Türkoloji Kurultayı”, s.8.
5- Yeni alfabe ve yeni terimler ile okuyup, okullanm bitiren
öğrenciler İstanbul’a okumağa gittiklerinde oradaki dili
anlayamayacaklardır.
39
Elövset Zakiroğlu Abdullayev, Türk Dillerinin Tarihsel G elişm e Sorunları,
Ankara, 1996, s.l0 5 .
Azerbaycan Edebi D ili Tarihi (Sovyet D ew i),lll, Redaktör; R. C. Meherremova,
Bakü, 1982, s.12-13.
Arap alfabesinin değiştirilmemesi gerektiği görüşünde olanlann
ileri sürdükleri bu gerekçeler karşısmda, yeni alfabe taraftarlan bunlann
sesh harfi yazıda gösterecek harf yoktur. Bu da Azerbaycan dihnin
yazısmda çok zorluk çıkarmaktadır.
esaslı gerekçeler olmadığmı ispata çalışmışlardır. Azerbaycan halk dilini
ve onun esasmda gelişen edebi dili öğrermıek için Arap ve Fars dillerinin
2-Arap alfabesinde bazı harfler, birden çok fazla farklı sesleri ifade
etmektedir.
öğrenilmesinin hiçbir ehemmiyeti ohnadığı, aksine Arap alfabesinin,
Azerbaycan
dihnin
öğrenilmesini
daha
da
zorlaştırdığmı
behrtmişlerdir'*'.
3-Arap Alfabesinde bazı seslerin birden fazla işareti vardır:
Ömeğin; Azerbaycan dilinin fonetik yapısmda; yalnız bir “z” sesi
olduğu halde Arap alfabesinde bu sesin dört işareti vardır.
Şimdiki edebiyattan halkm hiçbir şekilde yararlanamadığmı, çünkü
4-Arap diline mahsus arka boğaz sesinin işareti (“J:”ayın) harfmin
Arap ve Fars dihni bihnediği için onxm edebiyatmı da anlamadığmı, ama
Azerbaycan dilinde fonetik karşıhğı yoktur. Bu ses ancak Arap
dil sadeleşirse ortaya çıkan edebi eserlerin halk tarafmdan okunup,
sözlerinde kullanılmaktadır. Konuşurken ise farklı şekilde telaffiız
anlaşılacağı ve edebiyattan beklenen
olunur.
sonuçlann
da ahnabileceği
üzerinde durmuşlardır''^. Hatta mevcut edebiyata Türk edebiyatı demenin
yanhş olduğu, belki buna A raplan, Farslan, Frenkleri takht etmek
5-Arap alfabesinde her bir harf, yazıda üç şekilde, kelimenin
başmda, ortasmda ve sonunda farkh yazıhr.
denilmesi gerektiğini iddia etmişlerdir'*^.
6-Arap alfabesinde çok fazla nokta kullanılmaktadır.
Yine, yeni alfabe ve sadeleştirilmiş Türk dih okuyacak gençlerin
durumuna
da
değinerek;
“Şimdiye
kadar
Rus
dilinde
okumuş
gençlerimiz, İstanbul ’da, Berlin ’de, Paris ’te okuyabildiklerine göre
7-Bütün bu sebeplerden dolayı, mekteplerde alfabenin öğretilmesi
çok fazla zaman olmakta, ayrıca, yayım ve basım işlerinde zorluk
çekilmektedir.
Bütün bu özellikleri ile Arap alfabesi, Azerbaycan dilinin
Türkleşmiş dilde okumuşlarımız oralarda daha güzel okuyabilirler’'
demişlerdir'*'^.
Yeni alfabe taraftarlan genelhkle Arap alfabesinin eksikleri
üzerinde durarak tenkitlerini üç yönden, ilmi, eğitim-öğretim ve pratikhk
yazısmda, orfografıyasmda(yazım kurallan) birçok uygun olmayan
durum
Azerbaycan dihnin fonetiğinde 9 sesh harf vardır. Arap alfabesinde bu 9
getirmiş,
edebi
dilin
gelişmesine,
halk
diline
yakmlaşmasma engel olmuştur'*^.
Azerbaycan’da Yeni alfabeye geçiş aşamasmda yapılan bu
açısmdan yaparak, bu eleştirileri yedi başhk altmda toplamışlardır:
1-Arap alfabesinde sesh harfleri ifade edecek harflerin olmaması;
meydana
tartışmalar,
Latin alfabesi taraftarlannm
daha üstün gelmesi ile
sonuçlanacaktır. Özellikle merkezi idarenin ve N. Nerimanov’un, “Şimdi
Latin alfabesine geçmenin vakti gelmiştir” şeklindeki desteği, Latin
41
42
43
44
Azerbaycan E debi D ili Tarihi, s.l3 .
Yeni Yol, 16 Dekabır/Aralık 1922, No: 13.
Yeni Yol, 18 Noyabır/Kasım 1922, No:9.
Yeni Yol, 16 Dekabır/Aralık 1922,N o:13.
45
Ä zerbaycan Edebi D ili Tarihi, s. 10-12.
alfabesine geçişi daha da hızlandıracak, fakat tartışmalar; hızı düşse de
daha sonra da devam edecektir'*^.
Komite üyeleri çalışmalannda iki önemh unsuru göz önünde tutarak
çalıştıklannı ifade etmekteydiler. Birincisi; Azerbaycan’da Latin alfabesi
sorununun yeni olmayıp, 65 yılhk bir tarihe sahip olmasıdır. İkincisi ise;
2-
“Yeni Türk Elifba K om itesi”nin Kuruluşu ve Latin Esaslı
tuttuklan yolun doğru olduğıma sarsılmaz bir imanla inanmalandır^'.
“Yeni Türk Elifbası”nm Kabulü
Elifba Komitesi, kızrulmasmm hemen ardmdan temel konusu Latin
Nisan 1922’de, Azerbaycan’da Latin esash yeni alfabeye geçişi
harflerine geçiş olan birçok toplantı yapmıştır. Yapılan çahşmalar
destekleyenler tarafmdan ‘'‘Yeni Türk Elijba Komitesi" oluşturuldu'*^.
sonucunda, ilk olarak Latin harflerine dayalı Yeni Türk Alfabesini
Samed
S.
hazırlamıştır. Alfabenin hazırlanmasmdan sonra 30 puntoya kadar yeni
Hocayev’den oluşan bu komitenin başkanhğma, Samed Ağamahoğlu
harflerden Tiflis’te döktürüp, Bakü’da Birinci Hükümet Matbaası’na
seçilmişti'*^. Veh Huluflu, Kızıl Şark dergisinde yazdığı makalesinde;
teslim etmiştir. İlk etapta 12.000 alfabe kitapçığı, 15.000’de alfabe
Yeni Türk Alfabe Komitesi’nin oluşturulmasmı şöyle ifade etmiştir:
varakası bastmlmıştır. Alfabe kitaplannm kısa süre içerisinde bitmesi
AğamahoğW*,
A.
Tagizade,
V.
Huluflu ve Hahd
“Şura Azerbaycan ’ı Halk M aarifi uğrunda ciddi surette işlemeğe
üzerine, çok geçmeden aynı adette kitapçık basma karan alınmıştır^^.
başladığı vakit, asan bir alfabeye ihtiyaç gördü. Hükümet rehberleri bu
Yeni Türk Elifba Komitesi, alfabe kitapçığmdan sonra zaman
hususta işe giriştiler. Bu medeni inkıläbın mesuliyetini ve harcmı
kaybetmeden basım işini hızlandırmış ve aşağıdaki eserlerin basımmı
üzerlerine
yaptırmıştır;
aldılar.
Latin
alfabesi
taraftarlanm
yığıp
komite
düzelttiler.”^^
1- Elifbadan sonra Kıraat Kitabı
Yeni Türk Ehfba Komitesi kurulmasmdan itibaren hızh bir çahşma
2- SerfN ehv
içerisine girmiş ve faahyetlerini her tarafa duyurmaya başlamıştı.
3- Yeni Hesap Kitabı
4- Ne için Arap Elifbası Türk Diliıje Yaramır
46
47
48
49
50
Hasanh, “Birinci Türkoloji Knrultayı”, s.9.
Hasanlı, “Birinci Türkoloji Kurultayı”, s.8.
Samed A ğam ahoğlu(1867-1930), Azerbaycan Sosyalist Sovyet Cumhuriyeti’nin
önde gelen devlet adamlarmdan birisidir. Bu dönemde; Azerbaycan Merkezi
İcra Komitesi Başkanhğı ve aynı zamanda Zakafkasya Sosyalist Federatif
Sovyet Cumhuriyetlerinin Merkezi İcra Komite başkanlarmdan birisi olmuştur.
Azerbaycan’da Latin alfabesinin ateşli savunuculanndan olan Ağamahoğlu,
“Türk Aleminde Medeni M eseleler”, Bakü, 1924; “Elmden ve Tarihten”, Bakü,
1927; “İki M edeniyet”, Bakü, 1928; “Namus”, Bakü,1929” adh eserlerin de
yazandır.(Hamide Memmedguluzade, M irze Celil Hakkında Hatıraları, Bakü,
I9 6 7 ,s.l9 7 -1 9 8 .)
Abdullayev, TürkD illeri, s .l0 5 .
Veli Huluflu, “M ehmet Ağa Şahtahtlmm Yeni Türk A lfabesi Haldanda Yazdığı
Makale M ünasebetiyle”, K ızü Şark, No:4-5, Moskova, 1923, s.93-94.
5- Yeni Elifba ile Türkçe Düzgün Okuyup Yazma Kaideleri
6- Türkçe Kendi Muallim (Türkçeyi gayri Türklere öğretmek için)
Komite bunlann yanmda ''Yeni YoF' adh haftahk bir gazete ve
"‘Gelecek”^^ adlı ayhk bir dergi çıkarmıştır.
51
52
53
Yeni YoU 7 Oktiyabır/Ekim 1922, No:3.
Yeni Yol, 28 Oktiyabır/Ekim 1922, No:6.
Yeni Yol, 4 Noyabır/Kasım 1922, No:7.
Yeni harflerle yapılan basım işleri yanında, eski alfabe ile yazılan
6- H alkToprak
bazı kitaplann yeni alfabe ile yazılarak; bastmlması yolunda da
7- M aden Dairelerinde^^
çalışmalar yapılmış ve 'İkinci İ r adlı ders kitabı, yeni alfabeye çevrilip
yazılan ilk kitaplardan birisi olmuştur.
Alfabe Komitesi Azerbaycan’m hemen hemen bütün kazalannda
ve Nahçıvan’da şubelerini açmıştır. Bu şubelerin çahşmalannı yakmdan
Yine Bakü, Gence, Ağdam, Zakatala, Kazak, Kuba, Salyan,
Lenkeran ve Şamahı şehirlerindeki Toprak Mahkemeleri için damga ve
diğer matbu evraklar bastınlmıştır^'^.
izleyen komite, yapılacak işler konusunda da düzenh olarak direktifler
vermiştir; Yeni basılan kitaplar ve alfabe kitapçıklan bu şubelere
gönderilerek halkm kısa sürede bu yazıyla okuyup-yazmayı öğrenmesi
Komite, bastmlan bu kitapçık ve eserleri, mümkün olduğu kadar
her yere ulaştırmaya çahşarak, Yeni Türk alfabesinin Türk halklan
tarafmdan incelenip, tanmması ve muhakeme edilmesini amaçlamıştır^^.
amaçlanmıştı. Komite zaman zaman şubelerde çahşm alann nasıl gittiği,
karşılaşılan engeller, şubelerin ne gibi masraflan olduğu şeklinde
sorulann bulunduğu soru evraklan düzenleyerek şubelere göndermiş ve
Yeni Türk Elifba Komitesi, yeni alfabenin çabuk öğrenilmesi ve
alman cevaplar doğrultusunda yeni düzenlemeler yapmıştır . Yıne
kısa sürede yayılmasmı sağlamak amacıyla birçok faahyette de
şubelerin çahşması hakkmda Yeni Yol gazetesi vasıtasıyla halkı
bulunmuştur. Zaman zaman Türk şair ve edebiyatçılan davet edilerek,
bilgilendirirken
yeni alfabe üzerinde bilgilendirme amaçlı toplantılar yapıldığı gibi bazen
sütunlannda yer verilmiştir. Bu haberlere bakıldığmda şubelerin kısa
de
zamanda bulunduklan yerlerde kurslar düzenleyip, alfabe kitapçıklan
bu
vesileyle
devlet
adamlannm
katıldıklan
toplantılar
düzenlenmiştir^^. Yine komite aym amaçla Bakü’da kurslar açmıştır. Bu
58
■n/
aynı
gazete
Komite Azerbaycan’daki şubelerin dışmda Nahçıvan, Erivan,
Hatta Türkiye ile bu konuda bağlantı kuran da bu şube olmuştur. Kasım
3- Fırka okullannm öğretmenleri için
1922’de Tiflis
4- 1. Hükümet matbaasmm Türk çahşanlan için
temsilcileri Şefık Bey ve Muvaffak Bey’in yeni alfabe ile çıkan eserieri
5- Harbiye
56
da
Özellikle Tiflis, bu hususta en faal çahşan şubelerden birisi olmuştur.
2- Harbiye okulundan gelenler için
55
yazılan
Tiflis’de de şubeler açmış ve bunlan da yakmdan takip etmiştir.
1- Üç ayhk kurslara gelen öğretmenler için
54
ilgili
dağıtıp, önemli gelişmeler kaydettikleri görülmektedir^^.
kurslar beUrh gruplar için ayn ayn düzenlenmiş olup aşağıdaki şekilde
organize edilmiştir:
şubelerden gelen
•
Gelecek, ilmi ve edebi bir dergi olup, çok sade ve halk tarafından kolaylıkla
anlaşüabilecek bir dille yazünuştır. {Yeni Yol, 8 Noyabır 1922, No;9)
Huluflu, “Mehmet Ağa Şahtahthmn”, s.93.
>
Bu toplantılardan birine Azerbaycan İnkılap Komitesi Başkam N. Nerimanov,
katılarak Yeni alfabe çahşrtıalarmı destekler bir konuşma yapmıştu'.(yen/ Yol,
16 Dekabu:/Aralık 1922, N o;13.)
görmek
şubesinden Bakü’ye gelen bir mektupta, Ankara
istediklerini,
bu
nedenle
de
kendilerine
bu
eserlerden
gönderilmesini istemişlerdi. Bakü’daki Merkez Komite de bu eserleri
57
58
59
Yeni Yol, 16 Dekabır/Aralık 1922, No:13
Yeni Yol, 2 Dekabır/Aralık 1922, N o :ll.
Yeni Yol, 18 Noyabır/Kasım 1922, No:9.
Tiflis’teki
Ankara
Hükümeti
temsilciligine
göndemıiştir^®.
Tiflis
üzerine, yapılacak toplantılara Türkistan, Tataristan ve bütün Türk
şubesinin çalışmalan sonunda bir m üddef sonra komitenin İstanbul ve
Cumhuriyetlerinden temsilcilerin katılması karan almmıştır^'^. Bu karan
Tebriz’de de temsilcilikleri açılmıştır. Türkiye ile sıkı bir ilişkiye girmek
uygulamak ve bütün Türk halklannı Latin alfabesi projesine çekmek
için Tiflis şubesi Ankara M atbuat Müdürü Ahmet Bey Ağaoğlu’na
maksadı ile
müracaat edip yardım istemiştir. A ynca Azerbaycan’m Ankara siyasi
Cumhuriyetlerinin
temsilcisi Ebilov ile de Tiflis Şubesi devamlı olarak irtibat halinde
etmiştir^^. Bu toplantıda aynca, “yeni alfabenin bütün Azerbaycan’da
bulunmuştur^*.
büyük bir hevesle karşılandığı”, bu nedenle de Azerbaycan Merkezi İcra
Komitenin Erivan şubesinden gelen haberlerde, Ermenistan’da
Alfabe Komitesi, Türkistan, Tatar, Hive ve Kmm
M aarif
Komiserliklerine
mektupla
müracaat
Komitesi’nden iptidai mekteplerde haflada bir defa yeni alfabe dersi
yaşayan Türklerin yeni alfabe konusunda istekli olduklan, Nahçıvan’da
görülmesinin mecburi olması hususunda karar almasmı
ise gönderilen alfabe kitapçıklannm yeterii olmadığı ve yeniden
kararlaştınlmıştır^^.
gönderilmesi isteğinde bulunulduğu, Yeni Yol Gazetesi’ne gelen
istemeyi
Komitenin bu isteği Merkezi İcra Komitesi tarafmdan da uygun
yazılardan anlaşılmaktadır^^.
görülerek,
Bakü
Halk
Maarif
Şubesi
Türk
okullannm
bütün
Yeni Türk Elifba Komitesi’ne Azerbaycan’m kazalanndan ve
öğretmenlerine Latin alfabesinin öğretimini şart koşmuştur. Zaten
Türklerin yaşadığı komşu cumhuriyetlerden aym yönde çok sayıda
Alfabe Komitesi’nin yeni alfabeyi tanıtmak ve yerleştirmek için yapmış
müracaat ve yazı gelmişti. Cemil Hasanh, kampanya karakteri taşıyan bu
olduğu çalışmalarda kendilerine en büyük destek öğretmenlerden
tip müracaatlann hepsinin gönüllülük esasmda yapıldığmın şüpheh
gelmişti. Hatta Alfabe Komitesi’nin “Yeni alfabeyi en erken anlayan ve
olduğu düşüncesindedir^^
bu yönde alışanlar öğretmenlerdir” şeklindeki düşüncelerini ifade eden
Yeni Türk EUfba Komitesi’nin 14 Arahk 1922 tarihinde geniş çaph
bir yazı Yeni Yol Gazetesinde de yer almıştır^^. Yine bu dönemde “Ali
bir toplantısı gerçekleştirilmiştir. Başkanlığmı Samed Ağamahoğlu’nun
İktisat Şurası”nm aldığı kararla da Yeni Elifba Komitesine 3.000 altm
yaptığı bu toplantıya, komite üyelerinden başka Zakafkasya Harici
ruble tahsis edilmiştir .
68
Ticaret Komiseri Muhammed Hasan Hacinski, Azerbaycan Halk Sıhhiye
Yeni Türk Alfabe Komitesi’nde çahşanlar, alfabe değişikliği
Komiseri Dr. Kadirli ve Azerbaycan Halk Ticaret Komiseri Hamit
konusunda kendilerine yapılan eleştiriler ve küçümsemeler karşısmda;
Sultanov katılmıştır. Toplantıda; yeni alfabe girişiminin Türk halklan
Yeni Yol Gazetesi sütunlannda ve çeşitli toplantılarla cevap verme
tarafmdan nasıl karşılandığı üzerinde durulmuş ve Dr. Kadirli’nin teklifı
64
65
60
61
62
Yeni Yol, 18 Noyabır/Kasım 1922, No:9.
Yeni Yol, 23 Dekabır/Aralık 1922, No:14.
Yeni Yol, 1 Oktıyabır/Ekim 1922, No:3.
Hasanlı, “Birinci Türkoloji Kurultayı”, s.9.
66
67
68
Yeni Yol, 23 Dekabır/Aralık 1922, No:14.
Hasanh, “Birinci Türkoloji Kurultayı”, s.8.
Yeni Yol, 23 Dekabır/Arahk 1922, No:14
Yeni Yol, 1 Oktıyabrr/Ekim 1922, No:3.
Azeri, “Azerbaycan’da Latin A lfabesi”, Yeni Kajkasya M ecm uası, Y ıl:l, S.2,
(15 Teşrinievvel 1339/Ekim 1923), s.4-6.
yolunu seçmiş ve bu hususta kararh olduklanm da her vesile ile ifade
alfabeye geçişte önde gelen isimlerden olan C. Memmedguluzade de bu
etmişlerdi. Ömeğin; Yeni Yol gazetesinin “Yeni Istılah” başhkh
alfabe konusunda çok ümitvar olup düşüncelerini şöyle ifade etmiştir:
yazısmda bu kararhhk çok iyi görülmektedir: “ ...Bu bağırtılar, bu
Türk elifbasmm vücudu ile bundan sonra kabağa (ileriye)
görüşler ve itirazlar bizi korkutmayacak ve sıkmayacak, çünkü bu
gitmek yolu bizim için ışık gerek olsun.. Kentdliler(köylüler) için, ya
yeniUğe gülenler ve “eyvah dil elden gitti” diye bağıranlar dayaz
şehirliler
düşünceh
cür
hurufat(hatfler) ile yazılmış olsun. Bele bir hurufat Azerbaycan
edebilmezler. Gerek de bağırsmlar, hakiki anlakhlanmız ve milletin
kendlileri için tek birce (yalnızca) Latin hurufatıdır ki biz ona "Yeni
geçmişini, şimdiki halini ve geleceğini gören ve düşünen okumuşlanmız
Hurufat” adını koymuşuk."^'^
yanmcıklanmız
olacaklar.
Bu
gibiler
de
başka
ise bu işe derin bir düşünce ile bakıp kaide üzeriyle bu ıstılahlan tenkit
edip öz fıkirlerini yazacaklar. Buna göre biz de gülenlerden korkmuyup,
tenkitçilerimizi alkışlayacayık.”^^
için
dünyada
en
elverişli
gazete
gerek
asan(kolay)
Azerbaycan Yeni Türk alfabesi otuz üç harften oluşuyordu. Şu
harfler, bugün kullandığımız Türk alfabesindeki harflerin aynısıydı;
“a, b, c, ç, d, e, f, g, h, i, k, l,m, n, o, p, r, s, t, u, v, z”
Bu yirmi iki harf dışmda kalan on bir harf, bugünkü alfabemizdeki
3- Azerbaycan “Yeni Türk Elifbası”
harflerden değişikti ya da bugünkü alfabede hiç bulunmayan harflerdi.
Mayıs 1922’de, Bakü’da oluşturulan “Yeni Türk EHfba Komitesi”
(ö) harfı Danimarka alfabesinden ahnmıştı ve bizdekinden degişik
ilk iş olarak Latin alfabesi temeline dayah yeni bir alfabe hazırlamıştır.
yazıhyordu. (j) harfı, Alman alfabesinden ahnmıştı ve (y) sesini
33 harften oluşan ve Bakü Türkoloji Kongresi’nde “Birleştirilmiş Yeni
veriyordu. Arap alfabesindeki (“'^”kef) ve ("^”sağır kef) harflerine
Türk Alfabesi”nin oluşturulmasmda temel ahnan bu alfabe hakkmda
karşıhk iki değişik (q) harfı benimsenmişti ki, bunlar bugünkü
Veli Huluflu Kızıl Şark’ta şunlan yazmaktadır:
alfabemizde yoktur. Yine Arap alfabesindeki (“u ’nun) ve (sağır nun)
'‘Azerbaycan Yeni Türk alfabesi bütün Türklere mahsus olan
harflerine karşılık iki ayrı (n) harfı ahnmıştı(Bunlardan biri bugünkü
sesleri ifade etmeye kabildir. Bu alfabe 33 harften ibarettir. Osmanlı
alfabemizde yoktur). Açık ve kapah (e) harflerine karşıhk iki ayn harf
edebiyatını kabul etmek ve ondan istifade etmek lazım gelirse bu harfler
kullanılmıştı. Bunlardan biri Latin alfabesinden, öteki ise Rus (kiril)
onu tamamen yetirmeye müsaittir.”^^
alfabesinden almmıştı. Rus alfabesinden alınan harf, açık (e) harfme
Azerbaycan’da, alfabe değişikliğine taraftar olanlarca bu alfabenin
karşıhktı. Bundan başka Rus alfabesinden ahnan iki harf daha vardır.
kısa sürede Azerbaycan halkmm aydmlanmasmda önemli rol oynayacağı
Biri uzun (u) karşıhğı (y) harfı, öteki Arap alfabesindeki ("^” ha)
düşünülüyordu.
karşıhğı (x) harfı idi. (I) harfı Ermeni alfabesinden almmıştı ve (L)
Azerbaycan’m önemü ediplerinden olan ve Yeni
biçiminde yazılıyordu.
69
70
Yeni Yol, Dekabır/Aralık 1922, No:12.
Huluflu, “Mehmet Ağa Şahtahtlmın”, s.94.
(Bu dört harf bugünkü Türk alfabesinde
Y usuf Seyidov, Y a zıa v e D il (XIX-XXEsrler), Bakü, 1979, s.108.
bulımmamaktadır). (j) harfine karşılık (Z) biçiminde yazılan bir harf
Jeni turq 8İifbası.nı.n duzulusu.
benimsenmişti.
Bakü Yeni Türk Ehfba K om itesi’nin ortaya koyduğu Yeni Türk
gösterihnişti.
Digram,
triglarm
denen
ikili
veya
üçlü
£ e
Yeni alfabede Arap dihne mahsus olup, Azerbaycan dihnde fonetik
karşıhğı olmayan
Alfabe,
İ>e
Əə
aT
Azerbaycan
dilinin
fonetik
esaslanna
e
^
harfleri için işaret
Çç
ce £
F f
^
c
çe E
Gö
er J
ge t
h*3 (c )*
K k
LI
# <
/
de t
Hh
(P ' ^
«1
e\
II
uygundu.
Dd
C c
/
harfler
kuHanıImamıştı’^.
yoktu.
Bb
Aa
Alfabesi aynntıh bir fonetik alfabeydi. Her ses, bir tek harfle
1,1
Azerbaycan dilinde olan bütün seslerin karşıhğı olup, Azerbaycan diline
g
mahsus seslerin işaretleri, Latin alfabesindeki uygun harflerin formalan
e
T .*
J i
değiştirilerek düzenlenmiştir: e-ə, o-e, z-z, n-n, ;ı-q gibi’^”
o
en ^
Pp
Q «1
q q
R r
^ /1 '
pe V
qu d
qu j
Tt
U u
V V
«r V
XX
z
8 j' 0.»-)
S s
es j
yy
u
(yj>)
Z 1
ve i
3 3
*
ze j
Bilal N.Şimşir, Türk Yazı D evrim i, Ankara, 1992, s.lOO.
Azerbaycan E debi D ili Tarihi, s.9.
0
e 0
em f
Z z
73
el j
n
s«gLf nyn 1
te c*
72
/
k» J
0 0
N n
Mm
W
w
T
7
/ ,
Je j { J )
xe t
>
apostrof
y >> (ojJi')
r>*
^ məjljm
3e J '
Azerbaycan’da Kabul Edilen “Yeni Türk Elifbası’
4-
Yeni Türk Elifba Kom itesi’nin Azerbaycan Dışındaki
7 Eylül
Faaliyetleri
komitenin görevi, Türk Cumhuriyetlerinde yeni alfabenin tanıtılması idi.
Elifba Komitesi, Azerbaycan’da yeni alfabenin benimsenmesi ve
Bu amaçla komite, bu tarihler arasmda Kınm, Tataristan ve Orta
işlerlik kazanması hususunda önemli gelişmeler kaydetmiş, bu arada
Asya’da görevlerini yerine getirmiştir’®.
Azerbaycan dışmda Sovyetler Birliği ve diğer Türk halklanna yönelik
İlk olarak K ın m ’a giden Komite, burada yeni alfabe taraflan olan
girişimlerde de bulunmuştur.
Profesör Bekir Çobanzade ile birlikte faaliyetlerde bulundu. K ınm ’da
llk olarak Şubat 1924’te, Elifba Komitesi Başkanı S. Ağamahoğlu,
eski alfabeyi ıslah edip kullanmak isteyenler, Latin alfabesine geçmek
Tiflis’e giderek burada Yeni Türk Elifba Komitesi’nin yürütme kurulunu
oluşturdu.
Bu kurul,
Gürcistan’da
1924’ten 20 Ekim’e kadar faahyette bulunacak bu
yeni
alfabenin kullanımı
isteyenler ve Kiril alfabesini kabul etmek isteyenler olmak üzere üç ayn
ve
eğilim vardı’^.
yaygmlaşması için bir takım kararlar olarak uygulamaya koymuştur. Bu
Burada yapılan çahşma ve toplantılar sonucunda Latin alfabesini
kararlar şu şekilde sıralanmaktadır:
resmi olarak kabul etmek ve hayata geçirmek konusunda kararlar
1- Gürcistan’da Türklerin yaşadığı bütün bucaklarda Yeni Türk
ahnmış ve bu iş içinde bir komisyon teşkil edilmiştir’^.
Alfabesini yaymak için dem ekler ve ocaklar kurulacaktır.
Komite K ın m ’dan sonra Moskova yolu ile Taşkent’e geçti. Burada
2- Gerek bu demekleri kurmak, gerek yeni alfabe üzerine
konferanslar vermek üzere Gürcistan’m bütün Türk bölgelerine
çahşkan kumcular ve öğreticiler gönderilecektir.
ilk “Usul~i Cedid M ektebf'nı açan M ünew er Kari, M uallimler İttifakı
Başkanı Y usuf Aliyev ve Maarif Komiseri ile görüşmeler yapılmış ve
bunlann da desteği ahnarak bir toplantı tertip edilmiştir.
3- Yeni harflerle ayhk bir dergi çıkanlacaktır.
Özbek, Türkmen, Kazak ilmi şuralanndan da üyelerin katıhmıyla
4- Bakü’dan 10 bin adet yeni alfabe kitabı getirtilecek, ohnazsa
bu kitaplar Tiflis’te hazırlanıp bastınlacaktır^'*.
S. Ağamalıoğlu’nun Tiflis’ten dönmesinden sonra, yine aym
yapılan toplantı sonucunda Özbek ve Türkmen üyeler yeni alfabe
tarafmda, Kazak üyeler ise karşısmda yer almışlar, ancak yapılacak olan
bir “Türkoloji Kum ltayı”na katılacaklanna dair söz vermişlerdir.
maksatla çahşmak üzere, S. Ağamahoğlu’nun başkanhğmda, Mirza Celil
Komite daha sonra Taşkent’ten aynlarak, Orenburg, Ufa ve Kazan
Memmedguluzade, Veli Huluflu, Halid S. Hocayev ve Bahçesaray’da
yolu ile Bakü’ye geri dönmüştür. Bu bölgelerde de bir dizi görüşmelerde
gmba katılmış olan Bekir Çobanzade’den müteşekkil bir komite
bulunulmuş, Kazaklar ve Tatarlar meseleye yeterli ilgi göstermezlerken
oluştumlmuştur^^.
76
Bilal Şimşir, Azerbaycan ’da Türk Alfabesi Tarihçe, Ankara, 1991, s. 12-13.
Isa Habibbeyli, Celil M emmedguluzade Muhiti ve Muasirleri, Bakü, 1997,
S.392.
77
Habibbeyli, Celil M em m edguluzade Muhiti, s.392.
Mustafa Toker, “Türkistan’m Latin Alfabesine Geçmesi v e Halid H ocayev”,
1926 Bakü Türkoloji Kongresinin 70.Yıl Dönümü Toplantısı (29-30 Kasım
1996), Ankara, 1999, s.86-87.
Toker, “Türkistan’m Latin Alfabesine Geçmesi”, s.86-87.
YF.Nl YOL GÄZETESİ
Başkırtlar,
yeni
alfabeyi
kabul
etmeye
taraftar
39
olduklanm
İcra Komitesi aldığı önemli bir kararla; Azerbaycan Sovyet Sosyalist
bildirmişlerdir^^.
20
Cumhuriyeti’nin devlet dilinin “Türk Dili” olduğunu ilan etti*^.
Ekim’de Bakü’ye dönen komite, bundan sonra Şubat 1926’da
toplanacak olan Umumi Türkoloji Kurultayı hazırlıklan ile uğraştı*'^.
1925-1926 ders yıhnda ise, bütün mekteplerin birinci smıflannda,
yeni alfabe ile eğitim-öğretime geçildi*^.
Bütün bu gelişmeler Azerbaycan’da Latin alfabesinin benimsenip
5-
Azerbaycan’da Yeni Türk Elifbası’nın Yaygınlaştırılma
Çalışmalan
Yeni
yayıldığmı göstermekteydi ki, bu hızh gelişmede Azerbaycan Sovyet
Hükümeti ve Sovyet rejiminin rolü büyüktür.
Türk
Alfabe
K om itesi’nin
çalışmalan
sonucunda
Azerbaycan’da Yeni Türk Alfabesi tutunmuştu. 22 Temmuz 1922
tarihinde Azerbaycan Merkezi İcra Komitesi, Arap Alfabesi yerine,
Latin Alfabesi’ni kullanma karan aldı. Komitenin 20 Ekim 1922 tarihli
karan üzerine de Latin alfabesinin Arap alfabesi ile birlikte kullanımım
81
resmen karara bağladı . 1923 yılmm ortalannda XILUmum Bakü Parti
Konferansı’nda, Azerbaycan dili yazısmm Arap alfabesinden yeni
alfabeye geçirilmesi girişimleri takdim edilmiş, bu işin daha süratli bir
Şöyle ki; Mayıs 1922’de kurulan Yeni Türk Elifba Komitesi
başlangıçta özel bir demek gibi işe koyulmuş ve Latin harflerinin
alınması meselesi Bolşevik Partisi’ne mensup olmayan bazı gençler
tarafmdan ileri sürülmüştü. Bunun içinde güçlü bir hareket değildi. Latin
harfleriyle basılan ilk Türkçe Gazetesi Yeni Y ol’un ilk sayısı 37 adet
•
gelişme gösterdiği görülmektedir ki, bu da artık Sovyet rejiminin bu
girişimi desteklemeye başladığmm en önemli göstergesidir.
şekilde ilerlemesi talep edilerek, şöyle denilmişti:
“...dilin ve yazının öğrenilmesini kolaylaştırmak için güzel bir
tedbir olan yeni alfabenin hayata tatbik edilmesini kuwetlendirmeğe
5?82
hususi dikkat verilsin.”
27 Haziran 1924 tarihinde de Latin alfabesi zorunlu devlet alfabesi
Aslmda
Azerbaycan Sovyet Hükümeti,
alfabe değişikliğinin
gündeme geldiği ilk dönemlerde(1922 yılmda),
açıkça desteğini
göstermişti. Ömeğin; Aralık 1922’de Nerimanov, yeni alfabe ile ilgili
yaptığı konuşmada; Latin harflerinin kabulü ile medeniyet ve eğitim
konusunda çok önemli gelişmeler sağlanacağmı ifade ediyordu**.
gibi kabullenildi^^ ve 1923-1924 öğretim yılmda okullarda Türkçe
dersler Yeni Türk Alfabesi harfleriyle öğretilmeye başlandı*'*. Merkezi
‘ 87
dağıtılabilmişti . Fakat çok kısa bir süre sonra bu girişimin çok hızlı bir
30 Ağustos 1922 tarihinde Azerbaycan Komünist Partisi Merkezi
Komitesi’nin Yeni Türk Alfabe Komitesi Başkanı Ağamalıoğlu’na
göndermiş olduğu bir yazıda da; Latin esash Türk harflerine geçiş
79
80
81
82
83
84
Toker, “Türkistan’m Latin Alfabesine Geçm esi”, s.87.
Habibbeyli, Celil M emmedguluzade Muhiti, s.392.
Abdullayev, TürkDilleri, s.95; Hasanlı, “Birinci Türkoloji Kurultayı”, s.8.
Azerbaycan E debi D ili Tarihi, s.9-10.
Abdullayev, TürkDilleri, s.95.
Ahmet Tacemen, Rus Egemenliğindeki Türklerin alfabelerinin D eğiştirilm eleri
(1769-J940), Kayseri, 1994, s.44.
86
87
Alaeddin Mehmedoğlu, “Bağımsız Azerbaycan ve Devlet D ili Terimi Üzerine”,
Yeni Türkiye, Sayı:43(Türkoloji ve Türk Tarihi Araştırmalan Özel Sayı-I),
(Ocak-Şubat 2002, s.374.
Azerbaycan Edebi D ili ve Tarihi, s.lO.
Şimşir, Azerbaycan ’da Türk Alfabesi, s.l 1.
Yeni Yol, 16 Dekabır/Aralık 1922, No:13.
reformunun yürütülmesi, halk arasmda yeni alfabenin yaygmlaştırılması
zannolunuyordu. Bidayeten Ruslar bu meseleye aleyhtar iken, bazı
istenilmiş, yeni alfabenin halk tarafından nasıl karşılandığı sorusu
taraflardan vukubulan itirazat onlann gözlerini açtı ve Latin hurufunu
sorularak, zorlama olmadan halkm kendi arzusu ile benimsemesini
kabul taraftarı oldular. Mesele İcraiye Komitesi ’ne vaz olunarak tasdik
sağlayacak çahşmalann hızlı bir şekilde hayata geçirilmesini karara
ettirildi. Bu sene de (1923) mekteplerde tatbikine karar verildi.”^^
bağlamış ve yeni alfabenin yeterli miktarda bastınlarak dagıtılması
Latin
hususu belirtilmişti*^.
başlangıçta ne Sovyetler Birliği merkez idaresinin ne de, alfabe
Çok açık bir şekilde olmäsa da 1922 yılmda Latin alfabesine
komitelerinin halka bu yolda bir baskısı olmamış veya böyle bir politika
geçişin Ruslar tarafmdan da desteklendiği anlaşılmaktadır. Eylül
benimsememişlerdi. Nerimanov’un bir beyanatmda da bu hususu
1922’de, S. M. Kirov’un M oskova’ya göndermiş olduğu gizli telgrafta;
özellikle ifade ettiği görülmektedir:
alfabe ıslahatma muhalefet edenlere karşı yeni alfabe taraftarlannm
.. Yeni alfabe tedricen neşrolunacaktır. Onun ile beraber Arap
desteklenmesi gerektiği, fakat bunun gizli bir şekilde yapılması, yolunda
elifbası da kalacaktır. Yeni elifba hususunda biz adımımızı yavaş yavaş
ifadeler kullanılması, bu desteği açıkça göstermektedir^®.
atacağız. Fakat attığımız bu adım kati ve sağlam olacaktır. O vakte
Özellikle 1923 yılmda durum daha farkh bir şekil almış, Yeni Türk
alfabesini
savunanlar,
önce
Komünist
Partisi
üyesi olan Azeri
yöneticilerince sonra da Ruslar tarafmdan desteklenmeğe başlanmıştır^’.
kadar millet özü, yeni elifbamn lazım, gayet yüngül ve elverişli olduğunu
takdir edip Latin hurufatı ile yazılmış elifbayı kabul edecek ve yeni
zamanda eski elifbanın esassızlığını anlayarak onu da reddedecektir?^"
Türkiye Büyük MiIIet Meclisi Hükümeti’nin Azerbaycan temsilcisi
Memduh Şevket Bey (Esendal) bu konu ile ilgili Bakü’dan şunlan
bildirmektedir:
Fırkası 'na mensup olmayan bazı gençler tarafmdan ileri sürülmüş idi.
Sonradan Neriman ve bazı onun gibi şahıslar da buna taraftar oldular.
Bunun da başlıca sebebi, lisan-ı resmiyi süratle Türkçeleştirerek,
daireleri Rus ve Ermenilerin istilalarmdan kurtarmak idi. Çünkü Türkçe
89
90
91
okunamamasınm yegäne sebebi,
Sovyet Rejiminin alfabe konusundaki bu değişikliği desteklemesi
çeşitli
şekillerde
yorumlanmıştır.
Cemil
Hasanlı,
Rus
siyasi
makamlannm uzun süre Türk halklanna Kiril alfabesini kabul ettirmenin
“5m mesele (Latin yazısının alınması sorunu) bidayette Bolşevik
yazılıp
alfabesine geçiş desteklenmesine rağmen, bu konuda
huruftan
yollannı
aradığmı,
bu
amaçla Rus
ilim
çahşmalar
yürüttüğünü, fakat pek olumlu sonuçlar ahnamadığmı belirterek, Sovyet
Türk-Müslüman
göstereceğini
halklannm
hisseden
Rus
Moskova’nm
alfabesine
geçiş
alfabesine önem verdiğini kaydetmektedir^"*.
ibaret olduğu
Azerbaycan Cumhuriyeti M erkezi D evlet Siyasi Partiyalar ve İçtimai H areketler
Arşivi(SPİHA), F.379, 0 p .40c, D .26, L.2.
Hasanlı, “Birinci Türkoloji Kurultayı”, s.9.
Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s. 107-108.
adamlannm
92
Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s.107-108.
Yeni Yol, 16Dekabır, 1922, No. 13.
Hasanlı, “Birinci Türkoloji Kurultayı”, s.lO.
güçlü
aşaması
mukavemet
olarak
Latin
Yine başka bir degerlendirme de ise; “Sovyet rejiminin Arap
alfabesinin bırakılarak
Latin
Toynbee, aynca Moskova Hükümeti’nin yalnız Türklerin değil,
alfabesinin alınmasmı desteklemesi,
Türkleri öz kökünden ayınp onlan Ruslaştırmaya çalışmak” olarak ifade
Arap alfabesini kullanan tüm Sovyet halklannm, bu arada Taciklerin de
Latin alfabesini benimsemelerini istediğini ve böylece Sovyet smırlan
edilmişti^^
Memduh Şevket Bey de 21 Nisan 1923 tarihinde Hariciye
Vekäleti’ne gönderdigi yazıda; R uslann başlangıçta bu işe aleyhtarken
içinde gelişen Latinleştirme akımmm başka ülkelere de yayılacağmı
um duklannı ifade etmiştir®’.
Görüldügü üzere Sovyet rejimi kendi amaçlan doğrultusunda Latin
sonradan desteklemesini şu şekilde değerlendirmiştir:
“...(Latin alfabesine) taraftar ve aleyhtar olanlar gördüler ki,
Ruslar bunlarm zafıyetlerinden p e k zalimane bir surette istifade yolunu
bulmuşlardır. Çünkü tedrisat ve lisana çevrilince önce kitap yoktur,
sonra kitapları çevirip tabedecek ve kolayca bu meselenin altından
çıkacak kimse de mevcut değildir. Elde mevcut kitaplar yine bizim
İstanbul’da
tabetmiş
olduklanmızdan
ibarettir.
Bu
suretle
Azerbaycan ’daki Türkçe tahsiline büyük bir darbe vurulmuş olacağı,
herkes çocuklarmı Rus mekteplerine vermeğe mecbur kalacakları aşikar
idi. Farz-ı muhal kitaplarm bu hurufa tebdili kabil olsa ve tedrisat
yoluna koyulabilse o takdirde yeni yetişen çocuklarm bütün irfanı
Azerbaycan muhitine mahsus kalacakti”
Tarihçi Toynbee göre ise; Sovyet yöneticileri, Çarhk yönetiminin
Ruslaştırma politikasmm tam karşıtı bir politika izledikleri, milliyetler
ilkesine saygı gösterdiklerini dünyaya kanıtlamak istiyorlardı. Yeni Türk
Alfabesi komünist ideolojinin yayılmasma engel de olmayacaktı. Sonra
harflerine geçişi desteklemiş, hatta bunun için önemli miktarlarda para
da harcamıştır^*. Ruslar, yukanda ifade edilen sebeplerin dışmda, Latin
harflerine geçişte, Türk halklannm hepsinde farkh bir alfabe oluşturarak
bunlar arasmda bir uçurum yaratılması amacmı da gütmüştür. Fakat
gelişm eler M oskova’nm düşünce ve niyetlerinin aksine bir gelişme
göstermişti. Latin alfabesine geçişi, Türk milletinin medeniyet yolunda
atılan
adım
olarak düşünen ve Türkler de okuma-yazmayı
kolaylaştıracak bir araç olarak gören Türk aydmlan, Yeni alfabenin
farklı farklı değil de tek bir alfabe olarak bütün Türk cumhuriyetlerinde
aynı
şekilde
kullanılmasma çalışmışlardır.
Türkiye’nin
de
Latin
harflerini kabul etmesiyle Türklerde yazı birligine doğru gidiş Ruslan
büyük ölçüde tedirgin ve rahatsız edecektir. Zaten bundan sonra da
Rusya, Türk halklanna Kiril alfabesine geçişi zorunlu kılacaktır. Tabi bu
zorunlu geçiş Türklerde dil ve alfabe birliğini savunan birçok Türk
aydmmm ortadan kaldmlması süreciyle birlikte olacaktır.
Denilebilir ki, Ruslann Latin alfabesine geçişte planlan ve
Rus Komünist yöneticiler, bu yolla komşu ülkeleri etkilemeyi de
düşünüyorlardı.
bir
hedefleri ile bu yolda çalışan Türklerin amaç ve hedefleri birbirinden
farklı olduğu gibi, Latin alfabesine karşı çıkanlann sebepleri de
95
96
Nesib Nesibzade, “Sovyet Siyasetinde Bakü Türkoloji Kurultaymın Yeri”, 1926
Bakü Türkoloji Kongresinin JO.Yıldönümü Toplantısı (29-30 Kasım 1996),
Ankara, 1999, s.99.
Şimşir, Türk Yazı D evrim i, s .l0 8 .
birbirinin aynı değildir.
97
Şimşir, Türk Yazı Devrimi, s.l5 2 .
A .Z eki Velidi Togan, Türk Dünyasında Elijba M eselesi, Istanbul, 1926.
Kongreyi düzenleyenlere baktığımızda ise, bunlann hepsinin aym
amaca hizm et için çahşmadıklannı görmekteyiz. İngeburg B aldoufa
C- Bakü Türkoloji Kongresi ve Alfabe Sorunu
göre; bu kongrenin yapılabilmesi için gayret sarf eden üç ayn grup vardı.
Sovyetler Birliği Türklerinin Latin alfabesine geçmelerinde 'çbk
Birincisi, ifrat derecesinde Latin taraftan Azerbaycanhlar, ikincisi
önemli aşama olan Bakü Türkoloji Kongresi 26 Şubat-6 Mart 1926
Sovyet m erkezinin elemanlan ve üçüncü olarak Rus Türkologlar ve
tarihleri arasmda, Bakü’da toplanmıştır.
dilbilimciler.'®'.
Kongrenin asıl merkezi konusu alfabe meselesi olmakla beraber,
Birinci grubun lideri olarak Samed Ağamahoğlu gösterilmekte idi.
Kongrenin toplamş amacı hakkmda çok çeşitli fikirler ileri sürülmüştür.
Joseph Costagne;
İkinci ve üçüncü gmpta bulunan Ruslann hedefleri, Türkleri Latin
alfabesine geçirmek de olsa; asıl maksatlannm hiçbir zaman Türklerin
“Sovyet Hükümetin bir Türkoloji Kongresi toplanmasına karar
ortak
bir
Latin
alfabesine geçmesini
ve
Latin
aIfabesinin,Türk
verirken, Türkiye ’de hazırlanmakta olan yazı devriminden önce Sovyet
halklannda Batı seviyesinde bir inkişaf meydana getirmesini sağlamak
Türklerinin Latin yazısına geçişlerini sağlamak ve böylece Doğu
olmadığı açıktır; daha sonraki uygulamalar da bunu ispat etmektedir.
halkları önünde prestij kazanmak, Türkolojinin merkezinin Sovyetler
Çünkü Ruslar için, Latin alfabesine geçişin, Kiril alfabesine geçiş için
Birliği topraklarına kaydığını göstermek gibi siyasal amaçlar gütmüştü.
bir
Ayrıca Sovyet topraklarındaki kültürel pantürkizme öncülük ederek
anlaşılmaktadır.
dışarıdan gelebilecek pantürkist akımları önlemeyi iki akımı birbirine
merhale
olarak
görüldüğü
daha
sonraki
gelişmelerden
Üçüncü gruba dahil olup fakat yukandakilerden çok farklı
vurdurmayı d ü ş ü n m ü ş tü r " şeklinde düşüncelerini belirtirken, Mehmet
amaçlarla K urultay çalışmalanna katılan Türk aydmlan
Emin Resulzade, aynı doğrultuda Kurultay dönemini kinaye ile
Türkologlann ise Kongreden farkh beklentileri vardı ki bunlardan
"'Bolşevik Türkçülüğü” olarak adlandırmıştır.
birincisi, Latin alfabesinin kabul edilmesiyle birlikte ortak bir alfabe ve
Yine aynı şekilde, Mirza Bala; Kongrenin toplamş amacı için
“...Bununla Moskova; Rusya esaretindeki Türklerin nazar-ı dikkatini
Türkiye’den kendi tarafına çevirmek ve kendini Türkiye’den daha çok
Türkçü ve
Türk hamisi göstermek emelini
beslemektedir” diye
yorumlamaktadır.' .
99
100
Şimşir, Türk Yazı Devrimi, s . l l 7 .
Nesibzade, “ Bakü Türkoloji Kurultayımn Yeri”, s.98.
dilbilimci ve
dolayısıyla “Türk Birliği” söz konusu olacaktı. İkincisi ise, Türk
halklannm geri kalmışhğmm önüne geçilecekti.
Alfabe hususunda bir kurultay toplama fikri ilk olarak 1924’de
ortaya atılmıştı. Profesör A. N. Samoyloviç, Mart 1924’de Arap
alfabesinde
ıslahat
meselesinin
görüşülmesi
için
bir
kurultaym
Ömer Faruk Demirel, “I.Türkoloji Kongresi ve Theodar M enzel”, 1926 Bakü
Türkoloji Kongresinin 70.Yıldönümü Toplantısı (29-30 Kasım 1996), Ankara,
1999, S.28.
toplanmasını istemiş ve 2 M ayıs 1925’de Azerbaycan Merkezi İcra
İsmail Gaspıralı ve Türkolog Radloofun şerefine düzenlenen
Komitesinin Başkanhk H eyeti’nin toplantısmda, Türkoloji Kurultayınm
Kongrenin'*^’ açış konuşmasın Samed Ağamalıoğlu yapmış ve Kongrede
çağnlmasmm zaruri ve acil bir mesele olduğuna karar verilmiştir. Bu
pek çok bildiri sunulmuştur. Bu bildirilerin konusu yedi başhk altında
toplantıda
toplanmaktadır;
kurultayı
hazırlamak
oluşturulmuştur.Teşkilat komitesine
için
teşkilat
komitesi
de
1-Tarih: Rusya’daki Türklerin tarihine yönelik bildiriler.
Samed Ağamahoğlu, Prof. B.
2-Etnografya;
Çobanzade, M. N. Palvoviç, Hakverdiyev, Prof. N. İ. Aşmarin,
Bu
konu
Kongrenin
alfabe,
imla
ve
Akademik V. Barthold, Prof. A. N. Samyoloviç, M. H. Baharh, A. R.
terminolojisinden sonra en önemli konusu olup Türk halklannın
Zifledt, A. C. Pepinov, İ. Hikmet ve diğerleri dahil edildiler’®^.
etnografyası ile ilgili bildirilerdir.
3-Türk
Yapılan hazırlıklar sonunda 26 Şubat 1926 tarihinde açılan
dillerinin akrabahğı vurgulanmış ve Türk dillerinin bir
Kurultaya; 131 üye katılmıştır. Delegelerin 92’si Türk‘“ , 3’ü Alman,
olduğu herkes tarafından konuşulmaya başlanmıştır. Kongrede özellikle
18’i Rus, 1 Ukraynah, 2 Yahudi olup delegeler üç ayn gruptan
Türk delegelerinin, Türk dillerinin ortak yönleri üzerinde durmalan ve
oluşuyordu:
birleştirici bir üslup izlemeleri, Türklerin alfabe değişikliğine bakış
açısınm diğerlerine göre farklı bir duyarhkta olduğunu da gösteriyordu.
1-İIim adamlan
2-PoIitikacıIar
4-Türk dilleri
3-Eğitimciler ve yazarlar"’^ olup, kurultaya Türkiye adma da M.
5-İmIa
6-TerminoIoji: Kurultaym alfabe meselesinden sonra değindiği en
Fuat Köprülü ve Hüseyinzade AIi Bey katılmışlardı“^^
Kuruhaym organize edilmesinde istekli olan Sovyetler Birliği’nin
ve
Azerbaycan
Komünist
öncülerinin,
Kurultaya katılacak olan
delegelerin özellikle Latin alfabesi taraftan olmalannı göz önünde
önemli meselelerden birisidir; İlmi terminolojinin sistemi ve Türk
dillerinde
terminoloji
hakkında
konuşulmuş,
Arapça
ve
Farsça
kavramlann Türk diline yerleşmesi sorunu üzerinde durulmuştur.
7-AIfabe
bulundurmuşlardı.
Meselesi: Kurultaym en önemli konusu olduğu için en
sona almmıştı. Arap yazısınm Türk diline uymadığı ve ilerlemeye engel
olduğu şeklinde fıkirler mevcuttu. Alfabe meselesinde dikkatler iki
noktada toplanmıştı. Bunlardan birisi Arap yazısmı bırakıp Latin
Hasanlı, “Birinci Türkoloji Kurultayı”, s.8.
Costagne, Türk delegelerin sayısını 98 olarak göstermiştir. (Şimşir, Türk Yazı
Devrimi, s.119).
yazısına geçmek, diğeri ise Arap yazısmı ıslah etmekti'®*. Ama her iki
Türkiye D elegesi Fuat Köprülü, bilim adaları grubunda yer alırken, diğer Türk
delegesi Hüseyinzade AIi B ey ise daha çok politik kişiler arasında görülüyordu.
(Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s. 119.)
Demirel, “I.Türkoloji Kongresi ve Theodor Menzel”, s.35-36.
Hasanlı, “Birinci Türkoloji Kurultayı”, s.9.
Kurultayın Menzel tarafmdan R adlofun şerefine, Türkler tarafmdan ise
Gaspualı İsmail B ey ’in şerefine düzenlenmesini teklif etmeleri üzerine bu karar
ahnımştır. (Demirel, “I.Türkoloji Kongresi ve Theodor M enzel”, s.36).
Demirel, “I.Türkoloji Kongresi ve Theodor M enzel”, s.37-41.
108
grupta bir noktada görüş birliğine varmışlardı. O da Arap alfabesi Türk
öğrenilmektedir. % 90 kadarı okuma yazma bilmeyen milyonlarca Türk
fonetiğine uymuyordu ve güç bir alfabeydi'”^. Ayrıca Kongrede alfabe
sorunuyla ilgili şu genel görüşler ortaya çıktı;
için bu önemlidir'^^^.
K azan delegesi Galimcan Şeref Bey, Bakü kurultayında Latin
1- Türkçe’deki bütün kelimeler, bu arada Türkçe’ye girmiş Arapça
kelimeler için bir tek imla kurah uygulanmalıdır.
alfabesinin alınmasma karşı çıkmıştı. G. Şeref, o günkü tarih itibariyle
Türkçe’nin alfabe haritasmı çizmiş ve Arap yazısmı kullanan Türkler
2- Çeşitli orfograf ilkeleri içinde Türk diline en uygunu fonetik
arasmda, Rus yazısma geçme taraftarlan olmadığmı fakat Latin yazısma
imla ilkesidir.
geçme yandaşlannm olduğunu söyleyerek şunlan belirtmiştir:
3-Fonetik
imlä
ilkesine
en
uygun
alfabe,
Azerbaycan’da
kullanılmağa başlanan Latin kökenli yeni Türk alfabesidir.
4-Yeni
“ ...F (3 z /
çok bağlıdır: Bilhassa eskiden ve bugün mühim kültür birikimi olanlar
Türk alfabesinin imlä bakımmdan çeşitli üstünlükleri
vardır. Bu alfabe ile özel isimler ve coğrafı isimler büyük harflerle
yazılabiliyor, kelimeler hecelere aynlabiliyor, sesli harfler kelimelerle
vurgulanabiliyor ve dolayısıyla çocuklar doğru okuyup yazabiliyor” ®.
Kongrede Azerbaycanlı delegeler, Latin harflerine dayanan Yeni
Türk Alfabesini savunmuşlar ve Mehmetzade bu konu ile ilgili özetle
için yazının değiştirilmesi şunlara bağlıdır: Okuma-yazma bilenlerin
yeniden öğrenmesi ve aynı zamanda neşriyat birimlerinin de buna dahil
olması ki,
eğitmeyi gerekli kılar. Basım evlerinin değiştirilmesi vs. Bunlar geniş
kitlelerin m oral ve manevi değerlerini de değiştirecektir.”^
Konuşmasmda alfabe değiştirmenin kültürel ve sosyal sonuçlanm
Sovyet Türkleri Arap alfabesinden kurtulma çabasındadırlar.
Azerbaycan, Kuzey Kafkasya ve Yakut halkları Latin kökenli yeni Türk
Türkmenler,
üzeredirler.
Arap
alfabesi
Türk-Tatar
harfler vardır. Alfabedeki h a rf sayısı 120’den 3 2 ’e indirilmiştir: Eski
alfabe 6 ile 8 ayda öğrenilebiliyordu. Yeni alfabe ise 3-4 ayda
110
Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s .l2 3 .
Şimşir, Azerbaycan ’da Türk Alfabesi, s.16-17.
sorunlara da geniş bir yer vermiştir.
Bakü Kongresi alfabe konusunda çok yoğun bir şekilde süren
t^ ış m a la n tamamladıktan sonra şu kararlan onaylamıştır:
fonetiğine
uymamaktadır ve güç bir alfabedir. Yeni Türk alfabesinde yeterince sesli
109
değerlendiren Galimcan Şeref, alfabe değişikliğinin getireceği ekonomik
Özbekler, Başkurtlar ve
Anadolu Türkleri de Arap yazısmdan kurtulmak ve Yeni Türk alfabesini
benimsemek
bu okuma-yazmanm hem eski dilde hem yeni dilde
öğretilmesini gerektirir. Ayrıca pratik ve metodik olarak öğretmenleri de
şunlan söylemiştir;
alfabesini benimsemişlerdir.
değiştirme meselesi, kültürel, iktisadi ve sosyalfaktörlere
1-Kongre, yeni Türk alfabesinin, Arap alfabesine ve ıslah edilmiş
Arap alfabesine teknik üstünlüğünü ve yeni alfabenin kültürel ve tarihsel
alanda gittikçe artan önemini belirttikten sonra, yeni alfabenin ve bunu
uygulama yönteminin Türk-Tatar bölgelerinde ve Cumhuriyetlerinde
'''
Şimşir, Azerbaycan ’da Türk Alfabesi, s. 16-17.
Mustafa Öner, “I.Bakü Türkoloji Kongresi’nde Idil-Ural Türkleri”, 1926 Bakü
T ürkolojiK ongresi’nin 70.Yıldönümü Toplantısı, Ankara, 1999, s.20-21.
benimsenmesini, bu Sovyet birimlerinin her birinin kendi yetkisine
bırakır.
öğrenilmektedir. % 90 kadarı okuma yazma bilmeyen milyonlarca Türk
için bu önem lidir'’’^' ’.
2-Kongre, aynca yeni Türk alfabesinin Azerbaycan’da, birkaç
başka bölgede ve cumhuriyette benimsenmiş olmasmı® son derece
önemli
olduğunu
da
belirtir.
Kongre,
Azerbaycan’m
ve
öteki
K azan delegesi Galimcan Şeref Bey, Bakü kurultayında Latin
alfabesinin alınmasma karşı çıkmıştı. G. Şeref, o günkü tarih itibariyle
Türkçe’nin alfabe haritasmı çizmiş ve Arap yazısmı kullanan Türkler
cumhuriyetlerin deneyimlerini ve yeni alfabeyi öğrenme yöntemlerini,
arasında, Rus yazısma geçme taraftarlan olmadığmı fakat Latin yazısma
ileride kendi ülkelerinde de uygulamak üzere öğrenmeleri için Türk-
geçme yandaşlannm olduğımu söyleyerek şunlan belirtmiştir:
Tatar halklanna çağnda bulunur'
'\..Y a z ı değiştirme meselesi, kültürel, iktisadi ve sosyalfaktörlere
Kongre bu karan, müzakerelerin ardmdan yapmış olduğu oylama
çok bağlıdır: Bilhassa eskiden ve bugün mühim kültür birikimi olanlar
sonucu almıştır. Aynca bütün Türk boylan için ortak bir alfabe
için yazm ın değiştirilmesi şunlara bağlıdır: Okuma-yazma bilenlerin
hazırlamalan için 26 üyeli bir komisyon teşkil edilmiştir^*'*. Kurultay
yeniden öğrenmesi ve aynı zamanda neşriyat birimlerinin de buna dahil
sonunda iki yıl sonra ikinci kurultayın Semerkant’ta toplanması karan
olması ki,
ahnmışsa da bu mümkün olmayacaktır. Çünkü Rus Sovyet politikası,
öğretilmesini gerektirir. Ayrıca pratik ve metodik olarak öğretmenleri de
böyle bir şeye bundan sonra asla izin vermeyecektir.
eğitmeyi gerekli küar. Basım evlerinin değiştirilmesi vs. Bunlar geniş
6 Mart 1920 tarihinde Kongre sona ermiştir. Kongreyi sonuçlan
bu okuma-yazmanın hem eski dilde hem yeni dilde
kitlelerin m oral ve manevi değerlerini de değiştirecektir.”^
açısmdan değeriendiren bazı yerii ve yabancı Türkologlar, bunu sadece
Konuşmasmda alfabe değiştirmenin kültürel ve sosyal sonuçlannı
Latin alfabesine geçişte önemli bir aşama olarak görmemişlerdir.
değerlendiren Galimcan Şeref, alfabe değişikliğinin getireceği ekonomik
Ömeğin; Theodor Menzel; Türk boylannm tarihte ilk defa bir araya
sorunlara da geniş bir yer vermiştir.
gelerek gerçekleştirdikleri bir toplantı olarak değerlendinmiş ve ilimle
pratiğin bir arada olduğu kurultayın admm ilmi, ama kendisinin siyasi
Bakü Kongresi alfabe konusunda çok yoğun bir şekilde süren
tartışmalan tamamladıktan sonra şu kararlan onaylamıştır:
bir toplantı olduğu üzerinde durmuştur. Aynca Menzel, Kurultay ile
1-Kongre, yeni Türk alfabesinin, Arap alfabesine ve ıslah edilmiş
Türklerde milliyetçi bir tavnn ortaya çıktığı ve Asya’da siyasi anlamda
Arap alfabesine teknik üstünlüğünü ve yeni alfabenin kültürel ve tarihsel
Türk düşüncesinin
alanda gittikçe artan önemini belirttikten sonra, yeni alfabenin ve bunu
uyamşmm
görüldüğünü belirterek,
Türklerde birleştirici yönünü şu şekilde ifade etmiştir:
Kongrenin
uygulama yönteminin Türk-Tatar bölgelerinde ve Cumhuriyetlerinde
I II
113
114
Şimşir, A zerbaycan ’da Türk Alfabesi, s.19.
Demirel, “I.Türkoloji Kongresi ve Theodor Menzel”, s.42.
Şimşir, Azerbaycan 'da Türk Alfabesi, s,16-17.
Mustafa Öner, “I.Bakü Türkoloji Kongresi’nde Idil-Ural Türkleri”, 1926 Bakü
T ü rkolojiK on gresi’nin lO.Yıldönümü Toplantısı, Ankara, 1999, s.20-21.
benimsenmesini, bu Sovyet birimlerinin her birinin kendi yetkisine
“Bu milli birliktelik düşüncesinin, hissinin çok çabuk bir şekilde
gelişmesi kayda değer. Savaştan birkaç yıl önceki Pantürkist hareketin
bırakır.
2-Kongre, aynca yeni Türk alfabesinin Azerbaycan’da, birkaç
bir ürünü olan bu düşünce mutlaka etkili olacak. Bunca ayrılıklardan
başka bölgede ve cumhuriyette benimsenmiş olmasmm son derece
sonra
önemli
öteki
bağlantıh olan yeni durumlara rağmen, temsilcileri geniş bir coğrafyaya
cumhuriyetlerin deneyimlerini ve yeni alfabeyi öğrenme yöntemlerini,
dağılmış bu milletin ilk defa açıktan bir olduklarını ve gelecekte
ileride kendi ülkelerinde de uygulam ak üzere öğrenmeleri için Türk-
oluşturulacak
Tatar halklanna çağnda bulunur^’^.
önemlidir."^^^
olduğunu
da
belirtir.
Kongre,
Azerbaycan’m
ve
Sovyetler
Birliği’nin
bir
Türkiye
kültür birliğinin
Cumhuriyeti’nin
temelini atmaları
kuruluşuyla
çok
daha
Kongre bu karan, müzakerelerin ardmdan yapmış olduğu oylama
M enzel’in bu görüşüne, karşı değerlendirmeler getirenler de
sonucu almıştır. Aynca bütün Türk boylan için ortak bir alfabe
olmuştur. 1926 Bakü Türkoloji Kurultayı’mn Türk birliğine vurulmuş
hazırlamaları için 26 üyeli bir komisyon teşkil edilmiştir"'*. Kurultay
bir darbe olduğu, alfabe birliğinin bozulup
sonunda iki yıl sonra ikinci kurultayın Semerkant’ta toplanması karan
sayısız Rus terimleri sokulduğu, bu değerlendirmelerin bazılandır"^.
Sovyet Türklerinin diline
Cemil Hasanh da, “Birinci Türkoloji Kurultaya Kısa Tarihi Bakış”
almmışsa da bu mümkün olmayacaktır. Çünkü Rus Sovyet politikası,
adlı makalesinde kurultaym sonuçlannı değerlendirirken Kurultayı;
böyle bir şeye bundan sonra asla izin vermeyecektir.
6 Mart 1920 tarihinde Kongre sona ermiştir. Kongreyi sonuçlan
açısmdan değeriendiren bazı yerli ve yabancı Türkologlar, bunu sadece
Ruslann, siyasi maksatlan için topladığmı ifade ettikten sonra önemli bir
bakış açısı getirerek şöyle demiştir:
1926
Latin alfabesine geçişte önemli bir aşama olarak görmemişlerdir.
yılın fevra l (Şubat) aymın 2 6 ’sında B akü’da işe başlayan /.
Ömeğin; Theodor Menzel; Türk boylannm tarihte ilk defa bir araya
Türkoloji Kurultayı ’nın,
gelerek gerçekleştirdikleri bir toplantı olarak değerlendirmiş ve ilimle
Sovyetlerin siyasi maksatlarmdan daha üstün oldu. En ciddi sonucu;
pratiğin bir arada olduğu kurultayın admm ilmi, ama kendisinin siyasi
1906'cı yılın Nijni, 1917’ci ydm Moskova Kurultayı ’ndan sonra, Rusya
bir toplantı olduğu üzerinde durmuştur. Aynca Menzel, Kurultay ile
ve Sovyetler B irliğ i’nin 24 milyonluk Türk halklarmm 1926-cı yılda
Türklerde milliyetçi bir tavnn ortaya çıktığı ve Asya’da siyasi anlamda
Bakü’da bir araya gelmesi idi. Ew elki iki kurultay, resmen Rusya
Türk
Müslümanları kurultayı gibi geçirilmiş, Bakü Kurultayı dse ilk umumi,
düşüncesinin
uyanışmm
görüldüğünü belirterek,
Türklerde birleştirici yönünü şu şekilde ifade etmiştir:
U3
114
Şimşir, Azerbaycan'da Türk Alfabesi, s.l9 .
Demirel, “I.TürkoIoji Kongresi ve Theodor Menzel’', s.42.
Kongrenin
Türk halklarının
tarihindeki tarihi rolü,
bazı cihetlere göre ilk beynelhalk TürkKurultayı idi...
116
Dem irel, “I.Türkoloji Kongresi ve Theodor M enzel”, s.53-55.
Nesibzade, “ Bakü Türkoloji Kurultayınm Yeri”, s.99.
“I. Türkoloji Kurultayı ’nın Sovyetler Birliği ve Rusya Türklerinin
talihinde ve tarihinde oynadığı rol öyle azimetli idi ki, Umum Türk
fıkrinin inkişafma tesiri öyle büyük idi ki, 1926-cı yıldan çöküşüne kadar
Sovyetler birliğinde Türk halklarının hayatı ile bu ve buna benzer hadise
bir daha tekrar edilmedi. Aslında mevcut Komünist totaliter ideoloji
böyle “Sehvlere” (yanbşlara) bir da h a y o l vermedi”^^^.
Birliği
Türk
bölgelerini ve cumhuriyetlerini kapsayacak
şekilde
düşünülmüştü. Tam adı da ''Yeni Türk Alfabesi Tüm Sovyetler Birliği
Merkez
Kom itesi"
Başkurdistan,
idi.
Azerbaycan,
Türkmenistan,
Özbekistan,
Tataristan,
Kırgızistan,
Kuzey
Kafkasya,
Transkafkasya, Yakutistan vb. olmak üzere Merkezi Kom ite’nin 12 kolu
vardı. A yn ayn bölgelerde daha önce kurulmuş yeni Türk alfabesi
komiteleri, demekleri, ocaklan da Merkezi Komite’ye bağlandı. Bir yıl
D- Sovyetler Birliği’ndeki Türk Halklarmın Ortak Alfabeye Geçişi
kadar sonra da Sovyetler Birliği Hükümeti, Yeni Türk Alfabesi Merkez
Komitesi’ni ve onun ana tüzüğünü resmen onayladı. Merkez Komite,
1-
Yeni Türk Alfabesi Tüm Sovyetler Birliği Merkezi
Komitesi’nin Kuruluşu ve Amaçları
bütün Türk bölgelerine Latin harflerini benimsetmek için tam yetkiyle
donatıldı ve alfabe kampanyalanm yürütmesi için Sovyet Hükümeti
Bakü Türkoloji Kongresi’nin 6 Mart 1926 günü
kapanmasmm
tarafmdan 600.000 ruble ödenek verildi"^.
ardmdan yeni alfabe lehine oy veren cumhuriyetlerin vekillerinden
oluşan özel bir toplantı düzenlendi. Yeni Türk alfabesinin benimsenmesi
hususunda, kongrenin almış olduğu kararlann nasıl uygulanacağı
konusunun ele ahndığı toplantıda, bir takım kararlar almdı. Bu kararlara
göre; vekiller memleketlerine döner dönmez heyetler oluşturacaklar,
kendi şivelerinin özelliklerine göre, yeni alfabe projeleri hazırlayacaklar
ve bu projeler daha sonra yapılacak bir konferansta birleştirilecekti."^.
Bu
toplantıda,
Sovyetler
Birliği
üyesi
bütün
Türk
Cumhuriyetlerinde ve bölgelerinde yeni Türk alfabesine geçilmesi işini
bir elden yürütmek üzere “Yeni Türk Alfabesi Merkezi Komitesi”
kuruldu. Başkanhğma “Azerbaycan Yeni Türk Alfabe Komitesi”nin
M erkezi Komite geniş yetkileri ahp, para desteği de sağlandıktan
sonra çok hızlı bir şekilde propaganda kampanyasma başladı. Türk
Cumhuriyetlerine binlerce kilo yeni harf dağıtıldı. Yeni Türk alfabesine
göre hazırlanmış yazı makinalan, baskı makinalan gönderildi. Bütün
bölgelerde Yeni Türk harfleriyle dergiler, gazeteler çıkanlmağa başlandı.
Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi’nin asıl yaym organı olan
“Doğu’nun
Kültürü
ve
Yazısı”
s.88;
Tacemen,
Rus
dergi
de
Moskova’da
çıkanlmaktaydı. Dergi “Yeni alfabeyi hızla ve sistematik olarak
benimsetmek
için
S.S.C.B. Türk-Tatar halklannm
tüm
bilimsel,
pedagojik ve sosyal güçleri ile partinin tüm güçlerini birleştirmek”
amacı güttüğünü açıkhyordu”'^®.
başkanı olan S. Ağamahoğlu seçildi. Merkez komitesi bütün Sovyetler
Hasanlı, “Birinci Türkoloji Kurultayı”, s.7, 11.
Toker, “Türkistan’m Latin Alfabesine Geçmesi”,
Egemenliği, s.54.
adh
119
120
Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s.135-136.
Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s.l3 2 .
Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi Başkanı S. Ağamalıoğlu, 27
Mayıs 1927 tarihinde yayınlanan bir konuşmasmda Merkez Komitesinin
programı ve amaçlannı şu şekilde açıklamıştı:
göstermektedir. B akü’da bulunan Merkez Komitesi’nin çahşmalanndan
da mem nun olmayıp, onu Moskova’ya taşıması; Merkezi Sovyet
Hükümeti’nin kendi istekleri ve hedefleri dışmda bir şeyler yapılmasmı
Türk Alfabesi M erkez Kom itesi’nin amacı Yeni Türk
istemediğinden kaynaklanmıştır.
alfabesini Türk-Tatar Cumhuriyetlerinde benimsetmekti. Bu devrimi bir
düzene sokmaktı. Yeni yazı eski Arap alfabesinin yerini alacaktı. Arap
yazısı tarihsel görevini tamamlamıştı. Eski yazıdan yeni yazıya geçiş,
Azerbaycan ’da
tamamlanmak
üzereydi.
Azerbaycan
Milli-Eğitim
Komiserliği yeni yazının kesin başarısı için gereken önlemleri almıştı.
Yer yer direnişler, güçlükler olmuştu. Azerbaycan, öteki Cumhuriyetlere
2Kurultayları
örnek olacaktı. Azerbaycan deneyi, bu uğurda “korkunç” güçlükler
bulunmadığını kamtlamıştıf'^^^.
Y eni Türk Alfabesi Tüm Sovyetler Birliği Merkezi Komitesi
Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi iki genel toplantı yapmıştır;
Birinci genel toplantı 3-7 Haziran 1927 tarihinde Bakü’da, ikinci genel
Merkez Komitesi’nin üyeleri genel olarak yüksek görevlerdeki kilit
toplantı ise 7-12 Ocak 1928 tarihinde Taşkent şehrinde yapılmıştır'^'*.
noktalardaki kişilerden oluşmaktaydı. Rejimin adamlan olması hasebiyle
a) Birinci Bakü Kurultayı ve “Birleştirilmiş Yeni Türk
de bir devlet organı nitehğindeydi. Alacağı kararlann uygulanması için
Elifbası”nın Kabulü
Türk Cumhuriyetlerine direktif verebilecek güçteydi” '^^. Zaten bu
Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi’nin ilk kurultayı, Bakü’da
gehşmeler özelhkle Alfabe komitesinin faahyetlerinin tek bir merkezden
toplandı.
yönlendirilmesi girişimi de Ruslann alfabe değişikhği hususunda
Kafkasya, Dağıstan, Özbekistan, Başkurdistan, Tataristan, Kazakistan,
izledikleri pohtikanm bir sonucu olarak görülmektedir. Çünkü bir
Türkmenistan, Kınm, Kırgız Cumhuriyetleri temsilcileriyle, Tacik
müddet sonra 1930’da Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi’nin admdan
Özerk bölgesinden bir temsilci katılmıştı. Sovyet Cumhuriyetlerinin
''Türk’'
Moskova’ya
bütün eğitim komiserleri ile Sovyet Bilimler Akademisi’nden Marr ve
taşınacaktı'^^. Bu durum Latin alfabesine geçişi destekleyen ve bu yolda
Barthold da toplantıya davet edilmişlerdi. Aynca Moskova Dogu Dilleri
çahşan Türklerle, yine Türklerin Latin alfabesine geçmesi için faaliyet
Enstitüsü’nden P rof Jirkov ile Yakovleu, Sovyetler Birliği Orientalistler
gösteren Ruslann amaç ve hedeflerinin birbirinden farkh olduğunu
Demeği’nden Türkolog Polivanov’da toplantıya katılanlar arasmdaydı.
sözcüğü
atılacak
ve
merkezde
Bakü’dan
Toplantıya Transkafkasya Federatif Cumhuriyeti, Kuzey
Kurultayda şu konular üzerinde durulması amaçlanmıştı;
121
122
123
Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s. 133-135.
Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s .l3 5 .
Tacemen, Rus Egemenliği, s.58.
1-Geçici Başkanhk Divanı’nm, hazırlık çalışmalan üzerine raporu
124
Abdullayev, TürkDilleri, s.97.
57
YENİYOL GAZETESİ
2-Yeni Türk alfabesinin birleştirilmesi yöntemleri üzerine raporlar.
Yeni alfabe kurslan açmak, yeni yazıyla ders kitaplan bastırmak ve
3-Yeni Türk alfabesinin uygulanmasmda eide edilen sonuçlar
alfabe kampanyasmı yürütmek için yerel komitelere ödenekler aynldı'^^.
üzerine yerel delegelerin raporlan
4-Çeşitli
Sovyet
Cumhuriyetlerinde
Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi’nin üzerinde en fazla
yeni
Türk
alfabesi
komitelerinin bütçelerinin incelenmesi ve onaylanması
durduğu konu; Türk Cumhuriyetlerinde kullamlmaya başlanan çeşitli
Latin
esash
Türk
alfabelerinin
birleştirilmesi
sorunu
olmuştur.
5-Komitelerin ileride yapacaklan işler'^^.
“Unifıcation” adı da verilen, farkh alfabeleri tek şekle sokma hususunda
S. Ağamalıoğlu’nun başkanlığmda toplanan kurultayda; ilk olarak
teşkilatm bilim senatosuna on yedi civannda tasan sunulmuştur. Bu
Yeni Türk Alfabesi Merkez K om itesi’nin bundan sonra gerçekleştireceği
tasanlann en önemlilerinden birisi de; Bekir Sıtkı Çobanzade tarafmdan
faaliyetler ve planlan üzerinde raporlar sunulmuştur. Başkanm kurultaya
sımulan aynntıh bir rapordur. Çobanzade raporunda, yazı devrimi
sunduğu rapora göre; Alfabe devriminin gerçekleştirilmesi için Yeni
yapıhrken her Türk Cumhuriyeti için ayn ayn alfabeler yapılmasmı bu
Türk Alfabesi Merkez Komitesi’nin yetkiyle donatılması gerekiyordu.
alfabelerle ilgili olarak o gün itibariyle sekiz ayn projenin ortaya çıktığı
Komitenin hukuki kişihği, örgütü ve kaynakları da olmahydı. Yeni
üzerinde durarak bu durumu tenkit etmiştir. Alfabeleri birleştirmenin
alfabenin yürürlüğe konması cumhuriyetten cumhuriyete değiştiği için,
önündeki en önemli engelin, ortak edebi dilin bulunmayışı olduğunu
çahşmalar da farkhhk arz edecekti. Özelhkle yeni alfabe uygulamasmm
savunmuş, halk arasmda konuşulan lehçe ve ağızlara göre yeni Türk
başanya ulaştığı yerlerde Eğitim Komiserhkleri bu çahşmalan ele
alfabelerinin hazırlanmasmdan yakmmıştı. Bu sakmcanm ortak alfabe ile
alacaktı.
giderilebileceğini savunan Çobanzade sadece alfabe birliğini değil aynı
Genel raporlardan sonra yerel raporlara geçilmiş cumhuriyetlerden
zamanda dil birliğini de savunuyordu.
gelen delegeler kendi bölgelerinde yeni alfabe konusundaki gelişmeler
hakkmda bilgi vermişlerdir'^^.
Azerbaycan delegesi Ağazade’nin raporuna göre; Azerbaycan’da
120.000 kişi yeni Türk alfabesini öğrenmişti. 1925-1926 ders yıhnda
Kurultay Çobanzade’nin raporunu dinledikten sonra Yeni Türk
Alfabesi’nin birleştirilmesini oy birhğiyle kabul etmiştir’^^. Bu karar
doğrultusunda
çoğu
Yeni
Türk
alfabelerinin
birleştirilmesi konusunda şu ilkeleri kabul ettiler:
bütün okullarda yeni alfabeyle öğretime geçilmiş, yeni yazıyla çıkan
Yeni Yol Gazetesi’nin tirajı da 6.000’e ulaşmıştı.
Cumhuriyetlerin
1-Tevhid edilen (birleştirilen) alfabe, yalmz Latin alfabesi esasmda
yapılmahdır. Türk-Tatar dillerinin özgül seslerini ifade etmek için Latin
Kurultay ayrı ayn delegelerin raporlanm dinledikten ve tartıştıktan
sonra, yeni yazıya geçişi hızlandırmak için çeşitli direktifler hazırladı.
127
128
125
126
Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s .l3 6 .
Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s .l3 7 .
Şimşir, Türk Yazı D evrim i, s.138-139.
Kenan Acar, “Bakü Türkoloji Kurultayı ve Bekir Sıtkı Çobanzade”, 1926, Bakü
Türkoloji Kongresinin 70.Yıldönümü Toplantısı (19-30 Kasım 1996), Ankara,
1999, s.93-94.
alfabesinde bulunmayan, fakat bu alfabe sistemine uygun gelen yeni
işaretleri kabullenmek
Azerbaycan alfabesinde (ş) sesini veren harf, Rus alfabesinden
ahnmıştı.
Birleştirilmiş
alfabede bu
Rus
harflnin
yerine
Latin
2-Satır altı, satır üstü işaretlerden kaçmmak.
alfabesinden (ş) harfı konmuştu. Azerbaycan alfabesinde (u) harfı
3-Seslerin, ses bilgisel uygunluğunu grafığe benzer (yakm)
Fransız alfabesinde olduğu gibi (ü) sesine karşıhktı. (ı) sesini veren harf
işaretlerle göstermek.
4-Sık
Azerbaycan alfabesinde Ermeni alfabesinden, yeni alfabede ise Rus
sık kullanılan sesler için daha basit imler kabullenmek.
alfabesinden ahnmıştı. Birleştirilmiş Yeni Türk alfabesinde aynca, Arap
5-Türk-Tatar dillerinin genel sesleri için, genel imler kabullenmek.
alfabesindeki
6-Ayn
Azerbaycan’da kullanılan Yeni Türk alfabesi ile birleştirilmiş yeni Türk
ayn ağızlann özgül seslerini ifade etmek için im seçmek,
(gayın)” harfmin yerini
tutan
bir harf vardı.
Latin sisteminden uzaklaşmamak koşulu ile her bir ağız delegesinin
alfabesi arasmdaki aynhklar kısaca bunlardı. Alfabelerden birini bilen
kendisinin yapacağı bir iş.
diğerini kolayhkla okuyabilecekti.
7-Tevhid için Azerbaycan’da tertiplenip hazırlarmıış ve şimdi
kullamlan yeni Türk alfabesini esas almak'^^.
Sovyetler Birliği üyesi Türk-Tatar Cumhuriyetlerinde ve özerk
bölgelerinde
ortaklaşa
kullanılmak
üzere
düzenlenmiş
bulunan
Böylece Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi’nin ilk kurultayında
'‘'’B irleştirilmiş Yeni Türk Elifbası'’’ her nedense hemen yürürlüğe
alman karariaria; Sovyetler Biriiği’nin bütün Türk cumhuriyetlerinde ve
konmamış, Cumhuriyetlerde ise birleştirilmiş alfabeye hızh bir şekilde
özerk bölgelerinde tek tip alfabe, yani ‘^Birleştirilmiş Yeni Türk Elifbası"'
geçilememiştir.'^^.
kullamlacaktı. Bu da Türkler arasmda alfabe birliğini sağlamış oluyordu.
Yeni Türk Alfabesi Sovyet Merkez Komitesi tarafmdan hazırlanan
“Birleştirilmiş Yeni Türk Elifbası”, 33 harften oluşmaktaydı. Harflerin
dördü Rus (Kiril) alfabesinden 29’u Latin alfabesinden almmıştı'^*’. 1932
yılmda
yeni
alfebenin
basitleşmiş,
dakikleşmiş
ve
bütün
Türk
alfabelerini birieştiren sonuncu tasansı hazır olmuştu'^'. Bu yeni alfabe,
Azerbaycan alfabesi göz önünde tutularak hazırlanmıştı ve ondan çok az
aynhyordu. Başhca aynhklan şunlardı;
130
131
Abdullayev, Türk D illeri, s.97.
Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s.140.
Abdullayev, Türk D illeri, s.98-99.
Şimşir, Türk Y azı Devrimi, s.l40. Sovyetler Birligi Türkleri için hazırlanmış
olan “Birleştirilmiş Yeni Türk Elifbası”nı bugün Türkiye’de kullanılan Türk
alfabesiyle karşılaştırılınca, Sovyet Türkleri yeni ortak alfabesinin 33 harfinden
dördü Türkiye alfabesinde yoktur. Bunlar Latin alfabesinden alınmış (Q) ve
değişik (N) harfiyle, Rus alfabesinden alınmış açık (€) ve (X ) harfleriydi. Başka
bir deyimle Sovyet Türk alfabesinde ikişer tane (E), (N ) ve (H) harfıyle,
fazladan bir (Q) harfı vardı. Türkiye’deki (G), (I), (J), (Ö), (Ü ) ve (Y) harfleri
için başka harfler kullanılmıştır. (I) ve (Ü ) seslerini veren harfler Rus
alfabesinden (Ö) harfı Danimarka alfabesinden ahmtuştı. (J) harfi Alman
alfabesinden alınmıştı ve (Y) sesine karşılıktı. (J) sesi için ise (Z) harfinin
değişik bir biçimi alınmıştı. (Ğ) harfı için de (Q) harfini andıran yeni bir harf
kullanılmıştı. “Birleştirilmiş Yeni Türk Ehfbası”nın 33 harfinden 2 3 ’ü ise
Türkiye’de kullamlan harflerin aynısıydı ve bunlar şu harflerdi, A, B, C, Ç, D;
E, F, G; H, I, K, L, M ,N, O, P, R, S, Ş, T; U, V, Z. (Şimşir, Jwr/c Yazı D evrim i,
S.I40-141).
b) Taşkent Kurultayı
Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi’nin İkinci Kurultayı, 17
Ocak 1928 günü, Özbekistan’m başkenti Taşkent’te toplanmıştır.
Toplantıda
ilk
konuşmayı
yapan
Samed
Ağamalıoğlu,
gençlere
seslenerek
Latinleştirme bayrağmm kendilerine emanet edildiğini
bildirmişti'^^. Özbekistan, Kınm, Türkmen, Tatar, Yakut temsilcilerinin
de konuşma yaptıklan toplantıda Bakü kurultaymda önemli bir
fonksiyonu olan Çobanzade, alfabenin bir dil aracı olduğu ve devrimci
bir
alfabe
olmadan,
devrimci
bir
kültür
oluşturulamayacağım
savunmuştur'^'*. Kurultaya Sovyetler Birliği üyesi bütün Türk-Tatar
Cumhuriyetleri, aynca Rus-Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti
delegeleri
Bürosu’nun
katılmışlardı.
Kurultay
gündeminde;
çalışma planlan, çahşma raporlan
Merkez
ve
bilim
Komite
kurulu
raporlannm sunumu dışmda, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan,
Başkurdistan Cımıhuriyetleri ve Kuzey Kafkasya bölgeleri Yeni Türk
Alfabesi Komitelerinin raporlan bulunmaktaydı.
Taşkent Kurultayı, Sovyetler Birliği Türklerinin alfabe devrimine
doğru toplu atılımlannm son aşamalanndan biriydi. Özbek, Türkmen,
Kırgız delegeleri kurultay önünde ne zaman ve nasıl yeni Türk
alfabesine geçeceklerini açıklamışlardı*^^.
Komitenin genel toplantılannda yeni alfabe ile ilgili sorunlar da;
çözümlenmeye çalışılmış, özgül Türk seslerinin aynı harflerle verilmesi,
büyük harflerin kabul edilmesi, alfabe sırasmm düzenlenmesi gibi
133
134
Birleştirilmiş Yeni Türk Alfabesi
135
Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s.l4 4 .
Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s.145; Acar, “Bakü Türkoloji Kurultayı”, s.93-94.
Şimşir, Türk Yazı D evrim i, s .l4 5 .
konular da sonuca ulaşılmıştır. Kullanılan alfabelerin eksikliklerinin
b) Taşkent Kuruitayı
Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi’nin İkinci Kurultayı, 17
giderilmesi çalışmalan bu kurultay sonrasmda da devam etmiştir'^^.
Ocak 1928 günü, Özbekistan’m başkenti Taşkent’te toplanmıştır.
E-25-29 Ocak 1928 Bakü Konferansı ve Aldığı Kararlar
Taşkent Kurultayı’ndan sonra Bakü’da, 25-29 Ocak 1928 günlerini
Toplantıda
ilk
konuşmayı
yapan
Samed
Ağamahoğlu,
seslenerek
Latinleştirme bayrağmm kendilerine
gençlere
emanet edildiğini
ve
bildirmişti'^^. Özbekistan, Kınm, Türkmen, Tatar, Yakut temsilcilerinin
Azerbaycan Türkçesi’ni geliştirme amaçlı toplanan bu konferans,
de konuşma yaptıklan toplantıda Bakü kurultayında önemli bir
Azerbaycan Eğitim Komiserliği ile Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi
fonksiyonu olan Çobanzade, alfabenin bir dil aracı olduğu ve devrimci
tarafmdan düzenlenmişti. Konferans çalışmalarma Bakü Üniversitesi
bir
Profesörlerinden B. Çobanzade ile P ro f Samoyloviç yön vermişti.
savunmuştur'^'*. Kurultaya Sovyetler Birliği üyesi bütün Türk-Tatar
kapsayan bir konferans
toplanmıştır.
Bölgesel nitelikli olan
Başkanlığmı Azerbaycan Milli Eğitim Komiseri Ahundzäde
alfabe
delegeleri
amaçlara yönelik kararlar alarak dağılmıştır:
Bürosu’nun
bir
kültür
oluşturulamayacağmı
katılmışlardı.
Kurultay
gündeminde;
çalışma planlan, çalışma raporlan
Merkez
ve
bilim
Komite
kurulu
raporlannm sunumu dışmda, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan,
Başkurdistan Cumhuriyetleri ve Kuzey Kafkasya bölgeleri Yeni Türk
sağlamak,
2-Azerbaycan edebiyat dilini geliştirip kitlelere yaymak,
3-Fonetik
devrimci
Cumhuriyetleri, aynca Rus-Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti
Ruhuilah’m yaptığı konferans beş günlük çahşma sonucunda aşağıdaki
1-Yeni Türk alfabesinin Azerbaycan edebiyatmda kök salmasmı
olmadan,
ilkesine dayanan yeni yazım kurallannı düzenlemek,
4-Azerbaycan Türkçesine ve biraz da uluslararası uygulamaya
dayanan yeni bir terminoloji hazırlamak.
Konferansta, Azerbaycan Milli Eğitim Komiserliği’ne bağlı sürekli
bir '‘Terim ve Terminoloji Bilimsel Komisyonu" kurulmasma da karar
verildi'^^
Alfabesi Komitelerinin raporlan bulunmaktaydı.
Taşkent Kurultayı, Sovyetler Birliği Türklerinin alfabe devrimine
doğru toplu atılımlannm son aşamalanndan biriydi. Özbek, Türkmen,
Kırgız delegeleri kurultay önünde ne zaman ve nasıl yeni Türk
alfabesine geçeceklerini açıklamışlardı'^^.
Komitenin genel toplantılannda yeni alfabe ile ilgili sorunlar da;
çözümlenmeye çahşılmış, özgül Türk seslerinin aynı harflerle verilmesi,
büyük harflerin kabul edilmesi, alfabe sırasmm düzenlenmesi gibi
136
137
Abdullayev, T ürkD illen , s.98.
Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s. 149-150.
Şimşir, Türk Yazı D evrim i, s.144.
Şimşir, Türk Yazı D evrim i, s.145; Acar, “Bakü Türkoloji Kurultayı”, s.93-94.
Şimşir, Türk Yazı D evrim i, s.145.
konular da sonuca ulaşılmıştır. Kullanılan alfabelerin eksikliklerinin
F- Sovyetler Birliği’ndeki Türk Halkları Arasmda Latin Alfabesi
giderilmesi çalışmalan bu kurultay sonrasmda da devam etmiştir'^^.
(Birleştirilmiş Yeni Türk Elifbası)’ni Yaygmlaştırma Çabaları ve
Sürecin Tamamlanması
E-25-29 Ocak 1928 Bakü Konferansı ve Aldığı Kararlar
Taşkent Kurultayı’ndan sonra Bakü’da, 25-29 Ocak 1928 günlerini
kapsayan bir konferans
toplarmııştır.
Bölgesel nitelikli olan ve
1927
yılma gelindiğinde, Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi’nin
çalışmalan çok yoğun bir şekilde devam etmesine rağmen, yeni alfabeye
geçiş her bölgede aym hızla ilerlemiyordu.
Azerbaycan Türkçesi’ni geliştirme amaçlı toplanan bu konferans,
Bu dönemde Moskova’nm da Yeni Türk alfabesinin benimsenmesi
Azerbaycan Eğitim Komiserliği ile Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi
konusuna çok daha yakm ilgi gösterdiği görülmektedir. 28 Eylül-1 Ekim
tarafmdan düzenlenmişti. Konferans çalışmalanna Bakü Üniversitesi
1927
Profesörlerinden B. Çobanzade ile P ro f Samoyloviç yön vermişti.
Cumhuriyet’inde eğitim sorunlanm incelemek üzere toplanan kongrede,
tarihleri arasmda Moskova’da, Rus Sovyet Sosyalist Federal
Başkanlıgmı Azerbaycan Milli Eğitim Komiseri Ahundzäde
bu konu üzerinde özellikle durulmuştu. Kongrede Türk-Tatar halklannm
Ruhullah’m yaptığı konferans beş günlük çahşma sonucunda aşağıdaki
yeni Türk alfabesini benimsemelerinin uygun olacağı ve Türk-Tatar
amaçlara yönehk kararlar alarak dağılmıştır:
öğretmenlerinin yeni alfabeyi öğrenmek zorunda olduklan yolunda bir
1-Yeni Türk alfabesinin Azerbaycan edebiyatmda kök salmasmı
karar ahrmııştır'^*.
sağlamak,
Bütün bu çahşmalara rağmen bazı bölgelerde hala yeni alfabeye
2-Azerbaycan edebiyat dilini geliştirip kitlelere yaymak,
karşı bir direniş söz konusu idi. I. Bakü Türkoloji Kongresi’nde de
3-Fonetik
muhalif tavır gösteren İdil-Ural bölgesinde'^^ çahşmalar çok hızlı
ilkesine dayanan yeni yazım kurallannı düzenlemek,
4-Azerbaycan Türkçesine ve biraz da uluslararası uygulamaya
dayanan yeni bir terminoloji hazırlamak.
Konferansta, Azerbaycan MiIIi Eğitim Komiserliği’ne bağh sürekli
ilerlemiyordu. Tatarlar “Latinleştirmenin arkasmdan Ruslaştırmanm
geleceği,
verildi
137
Abdullayev, Türk D illeri, s.98.
Şimşir, Türk Yazı D evrim i, s. 149-150.
bırakmanm
milli
kültürün
gelişmesini
Özbekistan ve Türkistan basmmda “Arap alfabesinin Türk dilinin
seslerini karşılamadığı Latin alfabesinin almmasmm, büyük ölçüde
140
136
harfleri
yavaşlatacağı” düşüncesiyle yeni alfabeye sıcak bakmıyorlardı''’®.
bir ‘Terzw ve Terminoloji Bilimsel Komisyonu" kurulmasma da karar
:I37
eski
Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s.141-142.
Mustafa Öner, “I.Bakü Türkoloji Kongresi’nde İdil-Ural Türkleri”, 1926 Bakü
Türkoloji K ongresi 'nin 70. Yıldönümü Toplantısı, Ankara, 1999, s. 116.
Tatarlar, Latin A lfabesi’ne geçişi önlemek için bir seferinde en tanınmış 82, bir
defasmda da 7 mensubu tarafmdan imzalanan ve tarihe “8 2 ’lerin O etisiyonu” ile
“7 ’lerin Oetisyonu” adıyla giren protestolarla doğrudan dogruya SBKP Merkez
K om itesi’ne müracaatta bulunmuşlardır. (Tamurbek D evleştin, S ovyet
Tataristanı, Çeviren M ehm et Emircan, Ankara, 1981, s.502-505).
okuma-yazmayı kolaylaştıracağı” şeklinde yazılar çıkmasma rağmen
Taşkent Kurultayı’ndan sonra alfabe değişikhği çahşmalan daha
yeni alfabeye geçişte önemli bir aşama kaydedilmemişti^'*'.
hızlı bir şekilde devam etmiş, özellikle Orta Asya Türkleri arasmda yeni
Türkmenistan’da yeni alfabeye geçiş daha hızlı ilerliyordu. Haziran
alfabeye geçişte daha büyük çaba gözlenmiştir. Bu dönemde Moskova
1927’de Latin kökenli yeni Türkmen alfabesi Sovyetler Birliği Bilimler
Hükümeti, Latin alfabesine geçiş çalışmalannda ön plana çıkmış ve
Akademisi’nce onaylanmış, 1 Eylül 1928 tarihinden başlamak üzere de
kararh bir tutum sergilemiştir. Hatta Türk Cumhuriyetlerinde yeni
Türkmenistan’da yeni alfabeyle eğitim zorunluluğu getirilmişti. Devlet
alfabeyi yaymak için çalışan Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi
görevhleri de yeni alfabeyi öğrermıekle yükümlü tutulmuş ve yeni alfabe
Başkam’nm SSCB Merkez Yürütme Komitesi Milliyetler Konseyi
ile eğitim için hazırhklara başlanmıştı.
Prezidium ’una sunduğu bir rapor üzerine, Milliyetler Konseyi Sekreteri
Kırgızistan ve Kazakistan’da da yeni harflere başlangıçta büyük
de 15 M ayıs 1928’de bir bildiri yayınlamıştı. Bu bildiride; bizzat
tepki gösterilerek: “Latin hurufatı Rus müstemleke siyasetinin yeni
Moskova Hükümeti’nin yeni alfabeye geçişte bütün organizeyi elinde
görüntüsüdür"^^^ şeklinde itirazlar olmuşsa da yapılan bu ısrarh
bulundurmakta niyetli olduğu ve Arap alfabesi kullanan tüm Sovyet
çahşmalar sonucunda, Kırgızistan ve Kazakistan’da yeni alfabe kurslan
yurttaşlannm Latin alfabesi temeline dayanan yeni Türk alfabesine
açılmış ve bu kurslar sonucunda daha hızh bir geçiş sağlanmıştı. 1928-
geçmeleri isteniyordu. Bu bir direktifti ve özellikle henüz yeni Türk
1929 ders yılmda Kırgızistan’m bütün okullannda yeni yazıyla eğitim
alfabesine tam olarak geçmemiş bulunan Tatar, Kınm, Özbek, Türkmen,
zorunluluğu gündeme gelmişti'"^^.
Kırgız Cumhuriyetlerini ilgilendiriyordu''*^.
Türk halklan içinde yeni alfabeye geçiş en hızh bir şekilde
Azerbaycan’da
gerçekleşmekteydi.
Azerbaycan
Merkez
Yürütme
Bu faaliyetler sonucunda Sovyetler Birliği Türk Cumhuriyetleri
birer birer Lätin alfabesine geçmeye başlamışlardır.
Tataristan
Komitesi Temmuz 1927 başlannda, Yeni Türk Alfabesinin 1927-1928
Hükümeti 3 Ağustos 1927 tarihli karan ile 1928’de Tatar okullannda
ders yılmda bütün Azerbaycan öğretmenlerince öğrenilmesi, pedagojik
Latin harflerine geçmeyi kabul etti. Ancak bu karar 1930’da uygulanmış,
yayınlann tümünün yeni harflerle basılması, resmi yazışmalarda da iki
yeni alfabeye tam geçiş ise 1931’de tamamlanmıştır*'*^.
ay içinde yeni alfabeye geçilmesi zorunluluğunu koydu. Azerbaycan
Türkmenistan Cumhuriyeti de almış olduğu kararla, 1928-1929
devlet yaymlanmn da yeni harflerle basılması istendi. Azerbaycan’da
ders yıhnda bir bölüm okullarda yeni Türk alfabesiyle eğitime başlamış,
yeni Türk alfabesine geçiş artık tamamlanmış gibiydi''*'^.
ertesi yıl ise bütün okullarda yalnız yeni yazıyla eğitim öğretim
zorunluluğu koımıuştu. 1929 yıhnda bütün resmi yazışmalarda yalnız
yeni Türk alfabesi kullanılmaya başlandı. Türkmen Merkez Yürütme
141
142
143
144
Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s.142.
Ertem, Elijbe 'den Alfabe ’y e , s.44-45.
Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s.l4 2 .
Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s.l4 2 .
145
146
Şimşir, Türk Yazı D evrim i, s. 149-152.
D evleştin, Sovyet Tataristanı, s.505.
Komitesi, 5 Kasım 1929 tarihinde kesin olarak Yeni Türk alfabesine
Cumhuriyetlerinden Türkmenler 1929, Kırgızlar 1930, Özbekler ve
geçilmesini kararlaştırdı.
Kınmhlar 1932’de geçişi tamamlamışlardı'^®. Türkistan’da yaşayan ve
K ınm ’da da 1927-1928 ders yıhnda bazı okullarda yeni yazıyla
sayılan 100.00’i bulan Uygurlar da 1930’da kendi lehçelerini yeni
öğretime başlanmış ve K ınm Cumhuriyeti Merkez Yürütme Komitesi,
alfabeye uydurdular. Türkistan’da 1930’dan sonra bütün neşriyat yeni
beş yıl içinde Yeni Türk alfabesine geçişe karar vermişti'"'^.
alfabe ile yapıldı ve öğretmenler yalmz Latin harflerini öğretmeye
Türkiye’nin 1928 yıhnda Latin harflerini kabul etmesi Sovyetler
başladılar. Yaşhlar için özel kurslar açıldı ve bu zamanda büyük ölçüde
kültürel gelişme başladı'^'.
Birliği’ndeki Türklerin de Latin alfabesine geçişini hızlandırmıştır.
Çünkü Sovyetler Birliği’ndeki Türk aydmlan her ne kadar bu şekilde
Böylece bütün Türk halklan Latin alfabesine geçmişlerdi, aynı
hareket etmeye cesaretleri yoksa da ve Pantürkist-Milliyetçi olarak
dönemde K ıbns Türkleri, Batı Trakya ve Yugoslavya Türkleri de bu
damgalanmak
alfabeyi kullanıyorlardı'^^.
korkusu
ile
Türkiye’ye
karşı
ilgi
göstermeye
çekiniyorlarsa da, yine buradaki gelişmeler karşısmda hiç de lakayt
G- Rus Kiril Alfabesine Geçiş
değillerdi'^l
1928
İlber Ortayh, bu gelişme ile ilgili olarak şu değerlendirmeyi
etkili olmuş ve 1930’larda Balkanlardan, Orta Asya içlerine kadar
yapmaktadır:
hemen hemen bütün Türkler aynı alfabeyi kullanıp birbirlerinin
“Sovyetler Birliği’ndeki Türkik halk gruplan arasmda Latin
yazılannı okuyup, anlama imkänma sahip olmaya başlamışlardı. Bu
harflerinin asıl kabul ve yayılma dönemi 1928’deki Türkiye harf
devriminden
sonraya
rastlar.
Hazırlanan
Yeni
Türk alfabesinin
gelişim dil reformuna yol açmış, gerek Sovyetler Birliği Türkleri
arasmda gerekse Türkiye’de dil sorunlanna da el atılmıştı. Ortak alfabe,
mükemmelliği ve radikal bir biçimde uygulamaya konması, Sovyetlerin
Türkler arasmda lehçe ve ağız farklannı azaltarak, çeşitli Türk
periferi Cumhuriyetlerindeki aydın grupları cesaretlendirmiş ve Latin
toplumlannı birbirlerine yakmlaştıracak diye umuluyordu'^^.
harfleri kısa zamanda buralarda da kabul edilmiştir^^^.
1928
yıh
Azerbaycanhlar,
Kuzey
sonlanna
gelindiğinde,
Kafkasya’daki
Balkarlar,
Fakat, Sovyetler Birliği Türklerinin benimsedikleri birleştirilmiş
Yakutlardan
Karaçaylar ve
Gürcistan Türkleri yazı devrimlerini sonuçlandırmışlardı. Diğer Sovyet
147
\48
yıhnda Türkiye’nin Latin harflerine geçişi, Balkanlarda da
Şimşir, Türk Yazı Devrimi, s. 153-154.
Paul Henze, “İç A sya’da Siyaset ve Yazı”, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi,
Sayı:9-10, (Kasım-Aralık 1985), s.82.
İlber Ortaylı, “Türk Harf Devrinıitıin Dış Ülkelerdeki Etkileri Üzerine”, H arf
Devriminin SO.Yılt Sempozyumu, Ankara, 1991, s.l0 6 .
başka
Türk alfabesi, bir anlamda Türkler arasmda dil birliğine gidiş yolunda
bir vasıta teşkil ettiğinden, bu yönde yapılan çalışmalar Sovyet Rus
Merkezi İdaresini rahatsız etmeye başlamıştı. Halbuki Latin alfabesine
150
151
152
. 153
Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s.155.
Henze, “İç A sya’da Siyaset ve Y azı”, s.82.
Abdullayev, Türk D illeri, s.96-97.
Şimşir, Türk Yazı Devrim i, s.349.
geçiş aşamasmda, bu işin arkasmda olmuşlar ve oluşturulan alfabe
komitelerine de destek vermişlerdi. Hatta alfabe değiştirme ekipleri
1930’da
hürriyeti gittikçe daraldı"^^^.
“Sovyetler B irliği’nin Yüksek Prezidiyumuna Bağlı Yeni Türk Alfabe
Komiteleri" adı altmda resmiyet kazanmışlardı’^'*.
Bu
alfabesinin
Çok kısa süre içerisinde değişen bu politikanm sebepleri nelerdi?
Abdullah Battal Taymas’a göre; “1930’lu yıllarda Sovyetler
Birliği’ndeki Türk kavimleri Arap harflerini atarak Latin alfabesi
temelinde kurulan alfabeler düzenlemişlerdi. Bir müddet sonra bu çeşitli
“Unifıcation ” adı verilmişti. Ancak bu
“unifıkasyon”da bir nevi birleşme nişanesi sezen Sovyet (Moskof)
Hükümeti bu Türk kavimlerine, Latin esasında kurulan alfabeleri
bırakıp, Rus alfabesi temeline kurulan yeni alfabeler kabul ettirmeye
kararverdi”^^^.
yorumu getirmiştir:
ve
birlik yaratmak
gayesini
içinde
topluyordu. Sovyetler Birliği’ndeki Türkler arasında yakın akrabalık
duygusu kuw etle baki idi. Birleşmiş Türk Latin Alfabesi, Türkler
arasındaki his birliğinin kuw etli bir delili idi. O zamanlar Komünistler,
Türklerin müşterek bir bağa sahip olmalarına müsaade ediyorlardı.
Fakat sonradan bu küçük temayül de çok görüldü ve ortadan kaldırüdı.
155
başlangıçta
Cumhuriyetlerinde kullanılmasmı
Latin
emreden
Rus
götürdüğünü sezmeleri belki de baştan beri amaçladıklan Rus alfabesine
geçişi daha da hızlandırmıştır.
İşte bu politikalar doğrultusunda Rus makamlan, 15 Ağustos 1930
tarihinde “Yeni Türk Alfabesi Komitesi” isminden “Türl^' admı sildi ve
bu kurumun admı ''Yeni Alfabe Komitesi” yaptı ve bu ad resmi
yazışmalarda “Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Merkez İcra
Komitesinin
Milliyetler Şurası Prezidiyumuna Bağlı
Yeni Alfabe
Bakü’da bulunan Merkez Komitesi’ni de M oskova’ya taşımıştır ki, artık
üzerindeki
Türk dili üzerinde Latin alfabesiyle bir çok kıymetli eserlerin
yazılması ve Türkçe’de yeni harflerin sayesinde, Ruslarca da görülen bu
ilerleyiş özellikle Panslavist çevreleri korkutuyordu. İlerlemenin, bütün
engellemelere rağmen ortak Türkçe istikametinde olması, Ruslann bu
gelişmelere
karşı
tahammülünü
ortadan
başlamıştı.
bozdular ve Alfabe üzerine yeni bir kongre yapılması için 1932 yılmda
duyuruda bulundular'^^.
hakimiyetini sağlamlaştırınca
Tacemen, Rus Egemenliği, s.52.
Abdullah Battal Taymas, Kazan Türkleri, Ankara, 1966, s.207.
kaldırmaya
Kamuoyunu aldatmak için Latin alfabesine tanıdıklan süreyi, kendileri
156
154
üzere,
alfabe değişikliği konusunda Moskova dönemi başlamış oluyordu'^’.
konuşanlar arasında dil birliğini en iyi şekilde temin etmek, aralarmdaki
Stalin Komünist Partisi
anlaşılacağı
tasarladıklanm n aksine Türkler arasmda aynlığa değil, bir hissi birliğe
'^Birleşmiş Türk alfabesinin manası, Sovyetler Birliği ’nde Türkçe
kolaylaştırmak
Türk
da
Komitesi” olarak geçmeye başladı. Aynca Yeni Alfabe Komitesi’nin
Paul Henze de, Rus makamlannm bu politika değişikliğine şu
münasebeti
yorumlardan
m akam lan artık politika değiştirmiştir. Alfabe değişikliğinin, Ruslann
alfabeleri birleştirmek, yani bir tek şekle sokmak teşebbüslerinde
bulunmuşlardı ki buna
Sovyetler BirliğVnin Rus olmayan milletlerinin kültürel
157
Henze, “Iç A sya’da Siyaset ve Yazı”, s.81-83.
Tacemen, Rus Egemenliği, s.57.
Tacemen, Rus Egemenliği, s.59.
SSCB
Merkezi
İcra
Komitesi’nin,
Milliyetler
Şurası
Prezidiyumuna Bağh Tüm Birliğin Yeni Alfabe Merkez Komitesi 15-19
Razumov, yaptığı konuşmada; Tatar ve Rus alfabelerinde aynı şekilde
yazılan Lätin alfabesinin 16 harfmin Rus dilinde Tatarca’dakinden başka
Şubat 1933 tarihlerinde M oskova’da Birinci Özel Kongresi’ni yaptı.
türlü telaffüz edildiğini, bundan dolayı çocuklar Rus metinlerini okurken
Kongrede ana konu olarak A. A. Palmbah’m “Milli Orfografyalan
onlan
Hazırlama İlkeleri” raporu dinlendi. Kongrede “Tüm Sovyetler Halklan
söyleyerek Latin harflerini eleştirmiş ve bu şekilde halkta, Rus harflerine
İçin Tek Alfabe, Tek İmla” şian hususuna bir giriş yapıldı. Kongrede
geçişte haklı gerekçeler olduğu kanısmı uyandırmaya çahşmışlardır'^*.
güya
kanştırdıklannı,
bunun
da
öğretimi
güçleştirdiğini
tüm Sovyetler Birliği halklannm kullanabilecekleri “tek alfabeden” ve
Bundan sonra Rus basmmda ve Sovyet Türk basmmda Latin
“tek imladan” bahsedilmesi, Rus alfabesini ve Rus imlasmı işaret
alfabesinin yetersizliğini eleştiren yazılar da çıkmağa başladı'^^. Yeni
ediyordu. Zaten bazı delegelerin yaptıklan konuşmalar dogrudan
alfabeye eleştiriler ve Latin alfabesinden Rus alfabesine doğru gidişin
doğruya Rus alfabesini ve Rus imlasmı Türkçe’ye en münasip altematif
gerekçeleri ise şöyle sıralanıyordu;
olarak gösteriyorlardı. Kongrede Sovyet rejiminin, Latin alfabesini
'‘''Latin harfleri milli matbaalarda birtakım teknik zorluklar
tatmin edici bulmadığı ve bu amaçla yapılan çalışmalardan rahatsızhk
doğurduğu gibi, Rus milleti ile Türk halkları arasındaki rabıtayı da
duyduğu anlaşıhyordu.
alfabesinden vazgeçme
bozmaktadır. K ızü (Rus) harfleri sayesinde gençler, milli okullardan Rus
girişimlerinin yollannm, Rus alfabesine götürmeyeceğine inanmak
okullarına daha kolay geçebilirler. Latince harfler, Lenin ve Stalin 'in
istiyorlardı ki, kongrede yapılan konuşmalarda bu ortaya çıkıyordu'^®.
“Büyük” eserlerini okumayı zorlaştırdığından geniş halk kitlelerini bu
Türkler ise
Arap
Aynı günlerde Türk halklannda da bu konuda şüpheler uyanmaya
eserlerden faydalanmadan mahrum bırakıyor'^^. Sovyetler Birliği
başlamıştı. Ömeğin Tamurbek Devleştin, “Sovyet Tataristanı” adlı
halklan ileri Rus kültür ve ilmini öğrenmeye can atıyor. Sovyetler Birliği
eserinde bu konuya şöyle değinmektedir:
dilleri, gerek Rus dilinden, gerek Rus dili vasıtası ile alınmış bulunan ve
‘'’Tatar
aydın
çevrelerinde,
Sovyet
Rejiminin
Ruslaştırma
benimsenen mühim sayıda kelime ile zenginleşmektedir. İşte durum
politikasında Lätin harflerinin, Tatarlar için ancak bir ara basamak
böyle iken iki m uhtelif alfabe esasından faydalanmaktansa ana dili ve
olduğu hususundaki mevcut şüpheleri, az zamanda reel şekilde almaya
Rusça olmak üzere her iki dil için tek alfabe esası kabul etmek çok daha
başlamış ve şimdi sıranın Tatarların yeni öğrendikleri Latin harfleri
makul bir harekettir.
yerine, Rus harflerinin geçeceğini iflude etmeye başlamışlardı.
Gerçekten
de
1933
Ekim’in de Tataristan Kolhozcularmm
toplantısmda SBKP Tataristan Eyalet Komitesi Birinci Sekreteri
161
162
163
159
160
Tacemen, Rus Egemenliği, s.63.
Devleştin, Sovyet Tataristam , s.507.
164
Devleştin, Sovyet Tataristanı, s.507-508.
Tacemen, Rus Egemenliği, s.65.
V. Musabey, “İdil-Ural Türkleri dil ve Yazılannın Sovyetleştirilm esi ve
Ruslaştınlm ası”, D ergi, 5.Yıl, No:5, Münih, 1959, s.58.
Musabey, “İdil-Ural Türkleri”, s.59.
Sovyet Hükümeti’nin Merkezi İcra Komitesi, 1935 yılmda Yeni
Alfabe Komitesi’nin Merkezi
delegelerinden biri olan ve Türk halklannı Latin alfabesine geçirme
Komitesi’ni çağırarak faaliyetlerini
hareketinde aktif rol almış bulunan Çobanzade, Kurultayda koyu bir
inceledi. Bu inceleme sonucunda, Rus alfabesinden faydalanan halklann
Arap alfabesi taraftan olan Kınm delegesi Hasan Sabri Ayvazov’u bile
yazılannm
duyduğu
bu konuda ikna edebilmiştir. Tek bir milli alfabe ve tek bir milli Türk
memnuniyetsizliği dile getirdi ve bunun sorumlusu olarak da Yeni
dilini am aç edinen Çobanzade, 1937 yıhnda Türkçülük iddiasıyla
Alfabe Komitesi’ni gördüğünü bildirdi’^^.
tutuklanarak
dahi,
Latin
alfabesiyle
değiştirilmesinden
Ruslann rahatsız olduğu ve bu işte suçlu gördüğü bir kesimde,
Sibirya’ya
sürgüne
gönderilmiş,
1939
yıhnda
da
Azerbaycan’da işkenceyle öldürülmüştür'^’.
Türklerin Latin alfabesine geçişlerini destekleyen ve bu yönde çaba
Yine aynı akibete uğrayanlardan biri de Azerbaycan’da Latin
göstererek Türkler arasmda bir birliğe doğru gidiş için çalışan Türk
alfabesine geçilmesi hususunda çahşan ilk ilim adamlanndan olan
aydm kesimiydi.
Birleşik Türk Alfabesi (Latin) ile basılan ilk eser “Yeni Elifba Yollannda
Türklerin Latin alfabesine geçişlerinde, Ruslann planh programh
Eski Hatıra ve Duygularım"m yazan ve gerçek bir Türk Milliyetçisi
bir şekilde desteği olsa da, bu alfabeye geçiş için çahşan Türk
olarak adlandm lan
aydmlannm büyük çoğunluğu Ruslardan çok farkh amaçlarla bu yola
Pantürkist faaliyetlerde bulunduğu ve antisovyet düşüncelere sahip
çıkmış ve çaba göstermiştir. Bu kişiler Rus emellerine hizmet edecek
olduğundan ve bu yönde faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle 12 Ekim
insanlar değildi ve amaçlan; Türk haiklannm dilde ve alfabede birliğini
1937’de SSCB Yüksek Mahkemesi Harbi H eyeti’nin Gezici Kurulu’nun
sağlayarak, umumi bir inkişafm temin edilmesiydi. Bu nedenle de bu
aldığı karar sonucunda, 13 Ekim 1937’de, Bakü’da kurşuna dizilerek
amaç doğrultusunda çahşan, I. Bakü Türkoloji Kurultayı’na katılarak,
öldürülmüştür'^^.
görüşlerini açık bir şekilde ifade eden insanlardan bir çoğu Ruslar
tarafmdan takibata uğramış ve öldürülmüşlerdir'^^.
Halid Seid Hocayev’dir.
Seyid Hocayev de
Bakü Türkoloji Kurultayı’na katılarak burada önemli çahşmalar
yapan ve daha sonra Ruslar tarafmdan mesnetsiz iddialarla yargılanıp
Rus Hükümetinin, Türk halklannı Latin harflerinden, Kiril
alfabesine geçişte kendi amaçlanm gerçekleştirmede engel olarak
idam edilenler arasmda, Veli Huluflu, Zeynallı, Eziz Kubaydulin gibi
isimlerde bulunmaktadır'^^.
gördüğü kişilerden birkaçmı burada zikretmek gerekirse, bunlardan biri
Bekir
Sıtkı
Çobanzade’dir.
Bakü
Türkoloji
Kurultayı’mn
faal
167
165
166
Tacemen, Rus Egemenliği, s.51.
Paul Henze, bu hususda şunları kaydetmektedir: “ 1920-1930 yıllannda Sovyet
rejiminde dikkatle yetiştirilmiş olan birçok Orta Asyalı şairler, tiyatro yazarlan,
gazeteciler ve diğer münevverler büyük katliam esnasmda yok edilmişlerdir.
Eserleri de ortadan kaldırıldı ve okunması yasak edildi. (Henze, “İç A sya’da
Siyaset ve Y azı”, s.84.)
169
Kenan Acar, “Bakü Türkoloji Kurultayı ve Bekir Sıtkı Çobanzade” 1926, Bakü
Türkoloji Kongresinin 70.Yıldönümü Toplantısı, (29-30 Kasım 1996), Ankara,
1999, s.91-92.
Mustafa Toker, “Türkistan’m Latin Alfabesine Geçmesi ve Halid S.H ocayev”,
1926 Bakü Türkoloji Kongresinin 70.Yıldönümü Toplantısı, (29-30 Kasım
1996), Ankara, 1999, s.80-83.
Dem irel, “l.Türkoloji Kongresi ve Theodor M enzel” , s.29.
Kiril alfabesine geçiş döneminde yalnızca Türkler değil, Rus
Türkologlanndan da Türkler için ortak bir alfabe kabul edilmesi fıkrini
savunduklanndan
dolayı
takibata
uğrayanlar
olmuştur.
Ömeğin,
tanınmış Rus Türkolog Aleksandr Samoyloviç, Bakü Kurultayı’nda
Türk aydmlan ise gelişmelerin Latin alfabesine karşı bir tehdit ve
Rus alfabesine doğru
Latin alfabesini Türk diline daha elverişli hale getirerek bunun önünü
almak istiyorlardı'^^.
Türkler için; Latin esasmdan almmış ortak bir alfabe kabul edilmesini
savunmuştu.
tarafmdan
1936’da bu
Sibirya’ya
görüşlerinden
sürülmüştür'^®.
Bu
dolayı
da
suçlanarak Stalin
Sovyetlerin
alfabe
reformlanndaki amaçlannı göstermek bakımmdan önemlidir.
gidişin göstergeleri olduğunu hissediyor, fakat
D aha 16 Haziran 1935 tarihinde SSCB Merkez İcra Komitesi,
Latin alfabesini kullanan halklann, dillerinin imlalanmn ve yazılannm,
zamanm gereksinimlerinden geri kaldıklanm ve sosyalist ilerlemeye
ayak uyduramadıkları gerekçesiyle “Alfabe Komitesi’nden “Dilde,
Türkler arasmda Latin alfabesini bırakıp Rus alfabesine geçiş devri
imlada, yazıda, sosyalizm kuruculuğuna yakışır yenilikler” getirmesini
fıilen 1935 yılmdan sonra “Kuzey Hanlıklan”ndan dedikleri adca çok,
istemişti. Ağustos I935’te de bu iş için yeniden oluşturulan Alfabe
sayıca nüfus bakımmdan az olan 15 halkm hazırianan törenlerie Latin
Komitesi’nin
alfabesini bıraktınlarak Rus alfabesine geçirilmeleriyle başlatıldı'^'.
mevcut olan kırka yakm yerel alfabe komitesini de merkeze bağladı.
hedeflerini gerçekleştirebilmesi için Cumhuriyetlerde
Hızh bir şekilde cereyan eden gelişmeler gösteriyordu ki, Ruslar
Ayrıca Sovyetler Birliği’nin bütün Cumhuriyetlerinde ya^ı, imla ve fıkir
Kiril alfabesine geçişte bir hazırlık devresi düşünmüyorlardı. Paul
işi olan tüm kurum ve kuruiuşlannm da Alfabe Komitesi’ne yardımı
Henze, o günkü atmosferi şöyle tasvir etmektedir:
sağlandı'^'^.
“Ruslar, Sovyetler B irliği’ndeki Türklerin alfabesini 1939-1940
yülarında
ikinci defa değiştirdiler, fa ka t bu hazırlık 1937-1938
Bu geniş çaplı faahyetler sonucunda Sovyetler B irliğ i’nde Kiril
A lfabesi’ne
geçirilm e
işi
daha
da
hızlandı.
D ağıstan
K om ünist
yıllannda başlamıştı. Latinleştirme kampanyasını canlandıran ve ilgi
P artisi’nin 3 K asım 1937 tarihli eyaiet toplantısm da, Latin alfabcsini
çekici yapan, fonetik ve kelimeler üzerindeki nispeten serbest münazara
bırakıp, R us alfabesine geçm enin siyasi vc kültürcl kalkınm alarm da,
ve münakaşalar, Rus alfabesinin tatbiki sırasında artık mevcut değildi.
Sosyalist
Hava çok sıkıcı idi. Yerli liderlerinden mahrum kalan Rus olmayan
D ağıstanlılara L atin alfabesini bıraktırıp R us alfabcsinc g c ç ird i!e r'^ \
milletler
ürkmüşlerdi.
Onlar şimdi Ruslaştırmaya
boyun
eğmek
mecburiyeti karşısında bulunuyorlardı’’’^^^.
1938
kültürü
benim sem elerindc,
yardım cı
olacağı
bildirilcrck,
yılm da K um uklar, Kırım T atarlan, N ogaylar, Kırgızlar, Rııs
alfabcsine geçirildiler. 7 Nisan 1939 tarihinde Sovyct K om ünist Partisi
Tataristan E yalet K om itesi Bürosu, T atar yazısının Latin harflerinden
Hasan Eren, “Dilde Birlik Yazıda Birlik”, D il
ve Alfabe Üzerine
Gö>M^/er,Atatürk Kültür, D il ve Tarih Yüksek Kurumu Yaymlan, Ankara, 1991,
S.5.
Tacemen, Rus Egemenliği, s.72.
Henze, “İç A sya’da Siyaset ve Y azı”, s.83.
175
Musabey, “Idil-Ural Türkleri ”, s.57. A.Tacemen, a.g.e., s.74.
Tacem en, Rus Egemenliği, s.68.
Tacemen, Rus Egemenliği, s.76.
Rus harflerine geçişi hakkında karar aldı. 5 Mayıs 1939’da da Tataristan
toplantısmda Kiril alfabesine geçme sorunu gündeme geldi'^*. Bu
Cumhuriyet Yüksek Şura Başkanhk Divanı’nm bu hususta karan
hususta çalışmalar yapacak bir Alfabe Komitesi teşkil edildi ve
ahndı'^^. Türkmenistan ve Özbekistan’da ise 1940 yılmda Kiril alfabesi
komiteye, Kiril alfabesi
kabul edildi.
verildi. Alfabe Komitesi, Mayıs 1939’da Rus alfabesine dayah alfabeyi
esasmda yeni bir alfabe oluşturma görevi
Azerbaycan’da ise, 1937 yıhnda Bakü’da toplanan “Orfografıya ve
hazırlamıştır. 32 harf ve bir işaretten oluşan Azerbaycan’m bu Rus esaslı
Termonologiya” konferansmda Ruslaştırma ve Sovyetleştirilmenin ciddi
yeni alfabesi ilan edildikten sonra ciddi bir müzakere yapılmadan'^'’
adımlannm atıldığı görülmektedir. Bu konferansta şu kararlar alınmıştı:
Azerbaycan SSCB Merkez İcra Komitesi Başkanhk Heyeti’nin ve Halk
1- Uluslar arası terimler ashnda olduğu gibi değil, yalnız Ruslarda
Komiserleri Şurasmm 11 Temmuz 1939 tarihli karanyla Rus Kiril
alfabesine geçildi. Bütün idare ve kuruluşlar 1 Ocak 1940 tarihinden,
180
okullar ise Eylül aymdan itibaren yeni alfabeye geçtiler .
olduğu şekilde kullanılmahdır.
2- Rusçadan terimleri tercüme etmeden aynen almak gerekir.
Azerbaycan’da da diğer Türk Cumhuriyetlerinde olduğu gibi, Latin
3- Başka Türk dillerinden(Türk lehçeleri göz önünde tutuluyor.)
alfabesine geçiş sürecinde yaşanan bir hazırhk devresi kiril alfabesine
kelimeler ahnmamahdır.
4- Arapçadan, Farsçadan ve Osmanhcadan alman kelimeler aynı
geçerken yaşarmıamış, bu hususta konferanslar, kurultaylar tertip
edilmemiş ve basmda bu değişiklik tartışılmamış, hatta aleyhte yazı bile
anlamı veren Rusça kelimelerle değiştirilmelidir.
Artık Merkezi yönetimin tavn tamamen değişmişti. 14 Mart
pek olmamıştır. Yalnızca bu yoldan dönüş olmayacağmı anlayan
1937’de toplanan Azerbaycan 9. Sovyet Kurultayı’ndan sonra hiçbir
bazılan, hiç olmazsa, dilin fonetik terkip ve hususiyetlerine uygun olarak
yerde devlet dili olarak Türk dil kavramı kullanılmamıştır. Bundan sonra
bazı değişikliklerle Kiril alfabesinin kabul edilmesini istemişlerdir’^'.
milliyet için “'Azerbaycanir, devlet dili için ise ''Azerbaycan dili"
Kabul ettirilen bu alfabe, Türkler için düşünülmüş tek bir alfabeden
terimlerinin kullanılması uygun görülmüştür'^^. Yani 20 yılhk bir aradan
oluşmuyordu. Aksine her Türk halkı için birbirinden farklı Rus Kiril
sonra, bu konuda Çarhk Rusyası’nm uyguladığı politikalara geri
alfabeleri tertip edilmişti. Aym zamanda müşterek edebi dil ycrine
dönülmüştür.
mahalli şiveler seçilmişti. Bunun da amacı Türk boyları arasmda ayrılık
1939
yıh
başlannda
Latin
harflerinin
Kiril
harfleriyle
değiştirilmesi meselesi ele ahrmıaya başlanmıştır. 8 Mayıs 1939
tarihinde
SSCB
Bilimler
Akademisi
Azerbaycan
Şubesinin
oluşturularak, birbirlerinin yazısmı okuyamamalarmı, birbirlerinden
uzaklaşmalanm sağlamaktı.
ve
Azerbaycan Yazarlar Sendikası’mn teşebbüsü ile yapılan aydmlar
178
179
180
Devleştin, Sovyet Tataristam, s.509.
Mehmedoğlu, “Devlet D ili Terimi”, s.376.
131
Abdullayev, Türk D illeri, s.106-107.
A zerbaycan Edebi D ili Tarihi, s.l6 .
A bdullayev, Türk D illeri, s.106.
A zerbaycan Edebi D ili Tarihi, s.l5 ; E. E. Recebov, D ilcilik Tarihi, Maarif
Neşriyatı, Bakü, 1988, s.519.
Zaten gerek Sovyet kongrelerinde alınan kararlardan, gerekse bu
LATİN ALFABESİNE GEÇİŞ SÜRECİNDE
yönde yapılan çahşmalardan, R uslann alfabeden daha çok ağırhğı, Türk
“YENİ YOL” GAZETESİ
dihni özünden uzaklaştırmaya ve parçalamaya verdiği anlaşılmaktadır.
Özelhkle
Türkiye’nin
Latin
harflerini
kabulünden
sonra,
Rusya
A- Yeni Yol Gazetesi
Türklerinin Türkiye ile arasmda olması muhtemel kültür ahşverişini
A z e rb a y c a n ’da Latin harflerine geçiş dönem inde “Y eni Türk
önlemek, Türk diHnin bir şekilde unutturularak Türkler arasmdaki bağm
E h fb a K o m ite si” nin hazırladığı yeni Türk alfabesinin, ilk kullanıldığı
zayıflatılması, Türk dihne ait kehm e ve terimlerin ortadan kaldınlması
yerlerin b a şm d a Y eni Yol Gazetesi gelmektedir. B u açıdan Türk
en önemh amaç gibi görünmekteydi.
tarihinde
Ruslann planlannm aksine, Türklerin Latin alfabesini,Türk dihnin
zenginleştirilmesi, eski, sade ve öz Türkçe kehmelerin kullanılması
yolunda işletmeleri, Türk halklannm her kesiminde okuma yazmayı
kolaylaştırması ve özelhkle gençler tarafmdan çok kısa zamanda
benimsenmesi sebebiyle, Rus alfabesini hemen gündeme getirmişler ve
Türk dihnin de her cumhuriyette farkh bir dilmiş gibi kabul ettirilmesi
yoluna gitmişlerdir.
L atin
harfleriyle çıkarılan
ilk
Türk gazetesi
Y eni
Yol
G azetesidir.
“Y eni T ürk EHfba K om itesi” tarafından çıkanlan ve ilk sayısı 21
Eylül 1922 tarihli olan Yeni Yol G azetesi, haflahk bir gazete olup,
B ak ü ’da, “ B irinci H üküm et M atbaası”n d a basılm aktaydı. K endisini
“H aftahk, edebi, içtim ai, bitaraf Türk G azetesi” olarak tanım layan
gazete, dört say fah k olup, 27x35 cm boyutunda
ve satış fiyatı da
200.000 m a n a ttı'.
G azetenin
sorum lu m üdürü; gazetede yazılarda y a /a n
Cclil
M em m ed g u lu zäd c’dir. Gazetenin yazarları arasm da, M ir A bbas Mir
Bağıriı, H.
K erim
Sanıh, A. Feridun
gibi
“Ö ğretici” , “Ö ğ reten ” , “ Şarklı” gibi takm a
isim lcr bulunm aktadır.
adlarla,
alfabe vc dil
hususunda birçok yazılar da mevcuttur.
Yeni Yol G azetesi, ilk sayısının baş sayfasını; Yeni Türk
alfabesini ilana ve bu alfabeyi hazırlayanları kutlam aya ayırm ıştı. Baş
yazıda; g eçm işten beri bu yolda çahşanlara teşekkür edilerek, yeni yol
Yeni Yol, 21 Sentiyabır/Eylül 1922, N o:l
gazetesinin de aynı yolda tereddütsüz ve kararlı bir şekilde çalışacağı
etmeyeceksiniz mi? Özgelerin eli ile bozulmuş Tükçemizin, doğru
belirtiliyordu^.
konularını, kelimelerini, terkiplerini bulup düzeltmek istirik, ta ki sizin
Yeni Yol gazetesi, kendisine okuyucu kitlesi olarak işçiler,
yazdığınızı biz anlıyak. Bizim yazdığımızı da siz okuyup düşünebilesiniz.
köylüler, çiftçiler, zanaatkarlar vs. halkın büyük çoğunluğunu teşkil eden
Dilimiz düzelmese, dertleriniz de aydın bir dil ile yazılmaz, bes,
kitleyi hedef aldığmı belirtmiştir. Bunun sebebi olarak da; o zamana
dertlerinizi aydınlaştıran, Yeni elQıalk) edebiyatmı toplamaya çalışın"^
kadar milyonlarl a ifade edilen bu kitlenin unutulup, bir tarafa
Gazete okuyucu kitlesi içinde gençlere de önemli bir yer vermiş,
bırakılarak, sadece bir avuç kişinin ihtiyaçlan doğrultusunda yazım
sütunlannda sık sık gençliğe seslenerek, yeni alfabeyi bir an önce
işinin yapıldığı ve ancak bu çok az sayıda olan grubun anlayabildiği bir
öğrenmeleri ve halka da bu konuda öncülük etmelerini istemiştir'*.
dil ortaya çıkanldığı ifade edilmiştir. Yine ortaya çıkanlan bu dilde
Yeni Yol Gazetesi, yeni alfabenin halk tarafmdan kısa bir
yazılan şiirlerin “keyifli şehzadeleri” eğlendirdiği, bu dilde ortaya çıkan
zamanda öğrenilmesi için bir kampanya başlatmıştır. Birçok sayısmda
edebiyatm “kapı kullannı” sevindirdiğini, bu dildeki tiyatrolann ise
yeni alfabeyi, dizilişi ile birlikte vermiş, harflerin hem Latince hem de
ancak
şekilde
eski alfabeyle karşıhğı birlikte bir cetvel içinde okuyucuya sunulmuştur.
düzenlendiğini ve bütün bunlann hiçbirinden milyonlarca insanm
Kısa bir süre içinde bu çalışmalar sonucunu verecek, başlangıçta
faydalanmadığmı iddia ederek, kendi üzerine aldığı görevi ve amaçlannı
gazeteye Arap alfabesi ile gönderilen yazılann yerine, yeni harflerle
şu şekilde ifade etmiştir:
yazılmış olan yazılar gelmeye başlayacaktır.. Yeni yol, her vesile ile
şehirlerde
Yol
ki
“tok
kann
tüccarlann”
anladığı
Gazetesinin mesleği bu zincirleri parçalamaktır.
yeni alfabenin üstünlüğü üzerine yazılara yer verirken, eski alfabenin
Harfleri dili, şiiri, ilmi asanlaştırmak (kolaylaştırmak) istiyor ki,
eksikliklerini, geniş kitlelere ulaşamamasmm sebeplerini de birçok
hamının (hepsinin) eli bu şeylerden çıkmasın, hepsi okusun, hepsi yazsm,
yazısmda, delilleri ile birlikte ortaya koymaya çahşmıştır. Bunu
hepsi derdine çare arasın.
yaparken sadece düz yazı ile değil, şiir ve fıkralarla da okuyucuya hitap
“İşte
Yeni Yol Gazetesi
Türk ekincilerine, fehlelerine ve
etmiştir.
göçerlerine yönelip deyir:
Yeni Yol, yeni alfabenin benimsenmesi ve yaygmlaştınlmasmı
dilinizi
kendisine bir görev olarak kabul etmekle beraber, zaman zaman Latin
Araplaştırmışlar, şiirlerinizi Farslaştırmışlar... Biz bu zencirleri kırıp,
kökenli bu yeni alfabeye geçişi yanhş bulan ve eleştiriler getiren
terk etmeye kuşanmışık. Bu yolda bize kömek (yardım) edip, gazetemizi
görüşlere de sayfalannda yer vermiştir. Ancak, bu karşı fıkir ve
Kardaşlar!
Sizin
harflerinizi
Yahudileştirmişler,
okuyun, ihtiyaçlarmızı yazın. Her gäh noksanlarımız varsa yazıp
gösterin. Biz sizin dertlerinizi öğrenip yazmak istirik.
Yeni Yol, 21 Şentiyabır/Eylül 1922, N o:l
Aya kömek
^
^
Yeni Yol, 25 Noyabır/Kasım 1922, No;10
Yeni Yol, 21 Oktiyabır/Ekim 1922, No:5
eleştirilere cevabı da, yine bu sütunlannda okuyucunun bilgisine
denemeyeceğini, buna ancak; “Araplan, Farslan, Frenkleri takht,
sunmaktan geri kalmamıştır.
yansılamak” demek olacağı görüşünü savunuyordu. Bu konu bağlammda
Yeni yol gazetesindeki yazılardan anlaşıhyor ki; Azerbaycan’da
Osmanh
edebiyatmm
durumu hakkmdaki yazılara da yer veren
yapılan bu devrim, yalnızca alfabe değişikliğini içermiyordu. Alfabe ile
gazetenin, Türk dih ve edebiyatmm sorunlannı, Ziya Gökalp, Yakup
birlikte dil konusu da gündemdeydi. Bu bağlamda Türk diline giren
Kadri (Karaosmanoğlu), Namık Kemal gibi ünlü Türk ediplerinin
yabancı
görüşlerine yer vererek açıklama yolunu seçtiği görülmektedir.
kelimelerin
çoklugu,
halkm
öz
dillerinde
kullandıklan
kehmelerin yerini yavaş yavaş yabancı ve uydurma kelimelerin aldığı ve
Yeni
Yol,
9.
sayısında “Uydurma Edebiyat ve El(Halk)
bundan dolayı da edebiyatta da sorunlar yaşandığı üzerinde durulmuştur.
Edebiyatı” başhkh yazısmda dil ve edebiyat ile ilgih sorunlara şöyle bir
İşte Yeni Yol gazetesinde de halkm öz diline sahip çıkılması için
teklif getirmiştir:
herkesin dikkati çekilmek istenmiştir. Zaten bütün sayılannda alfabe ve
“ ... Işte teklifimizin canı buradadır ki
İstanbul’un uydurma
dil sorunlan üzerinde duran ve halkı bu yönde bilgilendirmeye çahşan
dilini, Anadolu
köylüsü anlamadığı gibi Bakü ’da uydurulmasına
Yeni Yol, yeni alfabenin Türk diHne girmiş olan yabancı kehmelerin
başlanmış olan edebi dili de Azerbaycan kendlisi (köylüsü) anlamır. Her
Türkleştirilmesini sağlayacağı gibi, yine Türkçeye girmiş olan yabancı
gäh payitahtlarda yaratılan eserler, Türk milletlerinin zahmetkeşleri için
dil kurallanm ve yabancı kehm e tamlamalannı da Türk dihnden
yazdırsa, hemin zahmetkeşlerin öz lehçelerinde yazdmalıdır.
temizleyecegi ve Türk dihni diriltecegi görüşü üzerinde duruyor ve
“Uydurma
okuyuculanna şöyle sesleniyordu:
telaffuzuna geçilmelidir." ^
edebiyatı
baltalayıp,
el
(halk)
edebiyatına,
Yeni
el(halk)
Azerbaycan’da gerçekleştirilmeye çahşılan alfabe değişikhği
Jurnal (Yeni Yol) diyor ki;
“Halkımızın iki ağır ve öldürücü hastalığı var; Biri alfabe
meselesi, ikincisi ise dil meselesidir. Bu hastalıklara mualice (ilaç)
gerek Azerbaycan yönetimi, gerekse
merkezi Sovyet hükümeti
tarafmdan kendi amaçlan doğrultusunda desteklenmiştir. Başlangıçta
olunmazsa halkımızın ölmesine hiç kimsenin şüphesi olmasın. Tersine
pek belirgin olmayan bu destek, daha sonra etkili bir şeküde kendini
olarak bu hastalıklara
göstermiştir. Bu durum, “Yeni Yol Gazetesindeki sütunlara da zaman
mualice edilirse,
halkımız dirilip, büyük
zaman yansımıştır. Ömeğin; gazetenin Arahk 1922 tarihli, 13.sayısmda
medeniyet sahibi olacağı, aydın bir iştir....
“Bu Jurnal gösteriyor ki; bu hastalıklara deva bulmak ve
mualice etmek herhalde mümkündür. Ancak o mualicleri bulmak ve
halktan esirgememek için toplamak veyürek ile işlemek lazımdır.”
yer alan Nerimanov’un konuşma metni buna iyi bir ömektir^.
Yeni Yol Gazetesi, Azerbaycan’m bütün kazalanna düzenli bir
şekilde gönderihyordu. Yeni Türk Alfabe Komitesinin şubelerinin
Gazete yazı ve dil ile beraber, edebiyatta da Türkleşmeyi hedef
alan
yazılara
yer
vermiştir.
Mevcut edebiyata,
Türk
edebiyatı
Yeni Yol, 18 Noyabır/Kasım 1922, No;9
Yeni Yol, 16 Dekabır/ Aralık 1922, No:13
bulunduğu iller ve kazalann ise, yeni alfabe ile ilgili yapmış olduklan
Yeni Yol redaktörü M. S. Ordubadi, Yeni Yol gazetesinin 1926’ daki
çalışmalar, detaylı bir şekilde gazetede sıkça yer almaktaydı.
satışmm 8000 olduğunu söylemiş ve Bakü’nün en önemli gazetesi
Yeni Yol, alfabe değişikliği ve dil ile ilgili konulann yanmda,
sayfalannda Azerbaycan’daki sosyal hayat ve çeşitli yerel haberlere de
Kommünist’in satışmm 7000 olduğu bir dönemde, bunun çok büyük bir
başan olduğunu ifade etmiştir'®.
yer vermiştir.
Gazetenin sütunlannda yer alan diğer konulann başmda da
Türkiye
ile
ilgili
haberler
bulunmaktaydı.
Özellikle
1- Yeni Yol Gazetesinin 17 Yıh
Mudanya
Konferansı, Yakm Şark ve Boğazlar Meselesi, Türkiye-Rusya İlişkileri,
İlk sayısı 21 Eylül 1922’de çıkan Yeni Yol gazetesinin, son
sayısı ise 28 Şubat 1939’da çıkmıştır.
Lozan Görüşmeleri en fazla üzerinde durulan konulardı. Anadolu
Türklerinin
geçirdiği sıkmtıh döneme kayıtsız kalmayarak, Türkiye
halkı ile ilgili haberlere sütunlannda
1924 yıh sonuna kadar haftahk, 1925 ten sonra ise günlük
çıkanlm ıştır".
Başlangıçta
yeni
Türk
alfabesinin
benimsenmesi,
sık sık yer veren gazete,
yayılması hususunda önemli rol oynayan gazete, daha sonra Bakü Şehir
Azerbaycan halkma yaptığı bir çağnda; “M Kemarin askerlerinin tek
gazetesine çevrilmiş, özellikle de, petrol sanayi işçilerinin iş şartlanm
başlarına
iyileştirme meseleleriyle ilgilenmiştir. Gazete kapanana kadar ilk olarak
mücadele
ettiği
bir
dönemde
Anadolu ’daki
Türk
kardeşlerimize yardım etmeli, iaşe toplamalı ve gerekirse gidip orada
C.
cammızı feda etmeliyiz” diyordu’.
Hüseyinov, M. S. Ordubadi, A. Rızaguluzade, G. Memmedli, H.
Gazetenin (tirajma) satış ve okunma durumuna bakılacak olursa;
Memmedguluzade
olmak
üzere
sırasıyla,
B.
Behramov,
T.
Şahgeldiyev ve A. İsayev gazetenin redaktörlüğünü yapmışlardır'^.
bir kere Yeni Y ol’un çıkışı başta MoIIa Nasreddin olmak üzere çeşitli
Yeni Yol;
basm organlannda ilan edilmişti. “Latin hurufatı(harfleri) ile çıkan
1922-1923 yıllan arasmda haftahk “edebi, içtimai, bitaraf Türk
"Yeni Yol” gazetesine abone kabul olunur’'^ şeklindeki reklamlarla
gazetesi”,
halkm haberdar olması sağlanmaya çahşılmıştı. Gazetenin ilk sayısı 37
adet satılabilmişken, alfabenin yaygmlaşması ve okuma yazma oranmm
1923-
11/1923
tarihlerinde '‘Yeni
Türk Elifbası
akidesini
yaymağa çalışan,
artması ile birlikte 1926 yılmda Yeni Yol’un tirajı 6000’e çıkmıştır^. 0
1924-1925 yıllannda ''Yeni TürkElifba Komitesi fıkrini yayan",
tarihlerde İstanbul’da ve Kazan’da çıkan en büyük Türk gazeteleri 10-15
bin kadar satıyordu. 1928 de toplanan Taşkent Kurultayı’nda konuşan
10
11
’
*
’
Yeni Yol, 25 Noyabır 1922, No:10.
Molla N asreddin, 2 Noyabır 1922.
Şimşir, Azerbaycan ’da Türk Alfabesi, s.l2.
Şimşir, Türk Yazı D evrim i, s.144.
Azerbaycan D evri M atbu atı(I920-I970-ci Yıllar), Tertipçi: Z. M. Mustafayeva,
Bakü, 1979, s.l8 7 .
Azerbaycan Sovyet Ansiklopedisi, lO.Cilt, Redaktör: Ç.B.Guliyev, Bakü, 1981,
S.114.
1925-1928 yıllan arasında “Azerbaycan Merkezi İcraiye Komitesi
2- Y eni Yol’un İlk Redaktörü Mirza Ceiil Memmedguluzäde
nezdinde Yeni TürkEliJba Komitesininyayın organ’’ı,
1929-1939 tarihleri arasında ise “Azerbaycan Komünist/Bolşevik
Partisi Bakü Komitesi ’nin yayın orgam ” olarak çıkmıştır.
Yeni Yol Gazetesinin mevcut sayılan ve yıllara dağıhmı
Yeni
Yol
gazetesinin
ilk
sorumlu
müdürü
olan
Celil
Menunedguluzäde, 1869 Nahçıvan doğumlu olup, Azarbaycan’m önemli
ediplerindendir.
1920 yıhnda Tebriz’e gitmiş,
Molla Nasreddin
gazetesinde yazılar yazmış ve piyesleri burada sahnelenmiştir''*.
aşağıdadır:
1922 yıhnda, Bakü Halk Maarif Komiserhğine getirilmesi
1922; No: 1 (21 / 09)- No: 15 (30 / 12)
üzerine
1923; No: 16 (01 / 06)- No: 39 (27 / !2)
Nasreddin gazetesini Bakü’da çıkararak, burada yazılar yazmıştır*^.
Terbiz’den aynlarak Bakü’ye gelmiştir. Aynı yıl Molla
1924; No: 28 (01 / 03)- No: 57 (31 / 12)
1922 yıhnda, Latin harfleriyle çıkan ilk Türk gazetesi Yeni
1925; No: 58 (01 / 01)- No: 300(30 / 12)
Yol’un redaktörlüğünü üzerine almış ve bu gazetede yeni alfabe lehine
1926; No: 34 (09 / 02)- No: 302(31 / 12)
yazılar yazmıştır'^.
1927; No: 1 (01 / 01)- No: 302(31 / 12)
Celil Memmedguluzäde, Arap alfabesi yerine Latin alfabesine
1928; No: 1 (01 / 01)- No: 304(31 / 12)
dayah yeni Türk alfabesinin kullanılması gerektiğine inanmış ve bu
1929; N o :l
(01 / 0 1 )-No: 304(31 / 12)
yönde çok fazla çaba göstermiştir. O ’na göre “Arap elifbası, öz çetinliği
1930; No: 1
(03 / 01)- No: 302(31 / 12)
ve dilimize yaramadığı ile okuyup yazmayı öğrenmek isteyenlerin
1 9 3 1 ;N o :l
(01 / 0 1 )-No: 98 (30 / 12)
sayılarını artırmağa mani olmaktadır."^^
1932; N o : l
(01 / 0 1 )-No: 302(30 / 12)
Yeni Türk Alfabesinin ise Türklerin çok kısa sürede aydmlanıp,
1933; N o : l
(01 / 0 1 )-No: 300(30/ 12)
ilerlemesine vesile olacağmı savunan Memmedguluzäde, şehirliler ve
19 34 ;N o:l
(01 / 0 1 )-No: 301(30 / 12)
köylüler için en elverişli gazetenin en kolay harf ile yazılan gazete
1935; No: 3
(03 / 0 1 )-No: 301(31 / 12)
olduğunu, bu sorunun Latin harflerinden oluşan “Yeni Harfler”le
1936; N o : l
(01 / 0 1 )-No: 301(30/ 12)
çözümleneceğini belirtmişti'^
1937; No: 1
(01 / 01)- No: 301(30 / 12)
1938; No: 1
(01 / 01)- No: 299(31 / 12)
1939; No: 1
(01 / 01)- No: 48 (28 / 02)'^
15
16
Azerbaycan D evri M atbuatı, s.l8 8 .
İsa Habibbeyli, XX.Asır Azerbaycan Yazıcıları (Tercüme-i Hal), Bakü, 1992,
S.44, 50.
H ab ib b eyli,, XX.Asır Azerbaycan Yazıcıları, s.50.
İsa Habibbeyli, C elil Memmedguluzade M uhiti ve Muasirleri, Bakü, 1997,
S.391.
C elil M em medguluzade, “Möhkem İpler”, Yeni Yol, 21 Oktiyabır/Ekim 1922,
No;5.
Y u su f Seyidof, Yazıcı v e D il (XIX-XXAsırlar), Bakü, 1979, s .l0 8 .
Memmedguluzäde, Latin alfabesine geçişe, tamamen sosyal ve
kültürel gelişmenin, ilerlemenin en önemli gereklerinden biri gibi
bakmış, hatta bu yeni girişimi bayram olarak nitelendirmiştir'^. O ’na
göre yeni alfabenin kabul edilmesi ve yaygmlaştınlması hususunda
çahşıp, hizmet vermek bir vatandaşlık görevi idi. Bakü Yeni Elifba
Türk gazetesi Yeni Yol’da, alfabe ve dil konulannda bir çok yazı
çıkmıştır. Aşağıda Yeni Yol’da çıkan bu yazı ve şiirlerden seçilen bazı
ömekler verilecektir. Azerbaycan Türkçesi ile kaleme ahnmış olan bu
yazılarda, okuyucu tarafmdan daha iyi anlaşılabilmesi için, anlam ve
yapısı bozulmadan bazı küçük düzenlemeler yapılmıştır.
Komitesi’nin faaliyetleri içinde bulunması ve Yeni Yol gazetesinin
redaktöriüğünü
yürütmesi
de
bu
görev
anlayışmdan
1- Tebrik
kaynaklanmaktaydı^'^.
Temcid edirik, bütün maarif dost yoldaşlan ki “Yeni Türk
Celil Memmedguluzäde, bu görevlerinin dışmda, 1924 yılmda
Elifbasmı” şimdi meydana koydular.
Yeni Elifba Komitesi’ne üye olarak seçilmiş ve başkanlığmı S.
Ağamahoğlu’nun yaptığı bir heyetle, Kınm, Orenburg, Taşkent, Ufa ve
Tebrik edirik, Müslüman aleminin bütün efradmı ki “Yeni Türk
Elifbasmm” taraftandırlar.
Kazan’da yeni alfabenin kabul edilmesi yolunda çahşmalar yapmıştır^'.
1926 yıhnda Bakü’da toplanan Türkoloji Kurultayı’na katılan
Memmedguluzäde, 1927 yıhnda, Azerbaycan Merkezi İcra Komitesi’ne
Takdis edirik, geçmişlerde yeni elifba mücahitlerinin pak ruhlannı,
bu mücahitlerin ki onlann vaktinde serptiği tohumdan göğeren hemin
“Yeni Türk Elifbası” dır ki, bunun vücuduna şimdi biz iflihar edirik.
seçilmiş, 1932 yıhnda da B akü’da vefat etmiştir^^.
“Yeni
elifba
sohbeti
kadimdir.
Heç
kes(hiç
kimse)
güman(sanmasm) etmesin ki bu “bid’eti”(son zamanda ortaya çıkanlan
B- Yeni Yol Gazetesinde Çıkan Alfabe ve DU ile İlgili Yazılardan
Seçmeler
bu alfabeyi) ortahğa salan bir neçe nefer aziz bendelerik. Adlan bizim
için aziz olan hakiki maarif hadimleri Mirza Fethali Ahundov’dan,
Türk alfabe devriminde önemli bir yeri olan ve Azerbaycan Latin
Mirza Mülküm Han Muşiriddevle’ den tutup hadsiz hesabsız bunlar gibi
alfabesi temeline dayah Yeni Türk alfabesinin yaygmlaştınlması ve
birçok alim ve mütehassıslar Arap hurufatmm(harflerinin) çetinliğini
halka benimsetilmesi yolunda çok başanh bir faaliyet gösteren Yeni Yol
gazetesi, öncü bir gazete olmuştur.
Bu açıdan Latin alfabesine geçiş
sürecinde önemli bir rol üstlenen ve Latin harfleriyle yazılmış olan ilk
nazara ahp, bu hurufatm Latin harflerine evez edilmesi yolunda çok
delilli ve subutlu eserler koydular. Lakin sahifelerimizin küçük ve dar
olması, artık tafsilata bize yol vermir. Bunlann sözlerinin bütün ruhu
budur ki, Arap harflerinin vücudu ile, İslam milletlerinin maarifçe
20
21
22
Celil Memmedguluzade, “Pille-Pille”, Molla Nasreddin, 3 Yanvar/Ocak 1929,
N o:l.
Habibbeyli, Celil M emmedguluzade Muhiti, s.391.
Habibbeyli, ,X X .A sır A zerbaycan Yazıcıları, s.50.
H abibbeyli,, XX.Asır A zerbaycan Yazıcıları, s.52.
terakkisine ümid olabilmez. Mirza Mülküm Han, kitaplannm birinde
deyir:
“Eğer götürek üç yüz milyondan ibaret olan Müslüman aleminin
İkinci hal: yazıcılanmız özge milletlerden aldıklan kelimeleri
matbuatmı ve yedi-sekiz milyondan ibaret Ermeni ve Yunan matbuatım,
Türkleştirebilmirdiler. Çünkü Arap elifbası bu işe mani olurdu. Yeni
görerik ki bütün M üslümanlann matbuatmdan bir neçe kat yüksektir.
elifba ise bu gibi kelimeleri Türkleştirmeğe hem imkän verir, hem de
Buna da sebep ancak Arap hurufatmm çetinliğidir.”
mecbur edir.
Şeksiz ve tereddütsüz biz bu yola kadem koyuruk ve hemen
Ü çüncü hal: Özge milletlerden aldığımız kelimeleri herkes bir
kademimiz biçare millet nammadır. Bizi bu yola vadar eden kalbimiz ve
cür(türlü) telaffuz edirdi. Herkes bir cür Türkleştirirdi. Bu ise dilimize
vicdanımızdır. Neçe ki atalar balıgı suya atanda, o ümit ile atırdılar ki
büyük bozgunluk salırdı. Yeni elifba bu gibi kelimelerin doğru
“bahk bilmezse hahk bihr”, bizim de kalbimizin içerisinden gelen bir
telaffuzunu tapup(bulup) bir cür yazılmasım ve bir cür söylermıesini
sada bizi bu yeni yola sevk edip deyir: “Sebat ile kadem koyun! Çünkü
berke-berk istiyir.
geri dönmek yoktur. Eger biçare milletimiz şimdi de bizi tasdik etmeğe
Dördüncü
hal:
biz Arap, Fars kelimelerine,
şivelerine
ve
hazır olmazsa, bir vakit gehp çatacak ki yeni hurufat hadimlerinin adlan
terkiplerine öyle alışmışız ki, öz dilimizin güzel kanunlanm ve
bütün milletimiz tarafmdan hayır dua ile zikr olunup baki kalacaktır.”^^
kaidelerini o terkiplere tabi edip, dilimizi öldürürdük...
Yeni elifba ise talep edir ki bu gibi terkipler ve ecnebi kaideler
2- Yeni Elifba ne İstiyir?
dilimizden büsbütün atılsm. Dilimiz azat olup, temizlensin ve dirilsin.
Helelik bunlardır. Yeni Elifba’nm istedikleri.”^'^
“Bizim yazımızda ve danışığımızda bir çok haller örtülü kahrdı.
Bu haller o kadar ehemmiyetli görünmüyorlardı. Ama hakikatte bizim
3- Çare Lazım
evimizi yıkan, dilimizi bozan ve öldüren yazıcılanmızı şaşırtan haller
“ MiIIetimiz Savadsızdır.
idi. Yeni elifbamız o hallerin hepsini açıp, aydmca gösterir ve onlann
Çare lazım!
atılmasmı, değişilmesini ve düzelmesini çok berk istemektedir. O haller
Dünyada dahi gayri bir vahşi millet hayalime getirebilmirem ki
bunlardır;
“ ...Birinci hal: Neçe yazıcımız varsa, o kadar da yazı kaidelerimiz
bizim gibi vahşi olsun.
Çare lazım!
var. Herkes kelimeleri keyfi istediği ve akh kestiği gibi yazmaktan
Yazımız yok, okuyanımız yok, matbuatımız yok.
çekinmir.
Çare lazım!
Yeni elifba hükmedir ki, yazıda bu kanşıkhklara ahır verilsin.
Çünkü bu elifbada dilimizde olan seslerin hepsi vardır.
Ve etrafımızı sağdan ve soldan bürüyen cemi milletlerin
medeniyeti bizi mürur ile basıp, hırdalatmaktadır.
En kabak biz gerek bu hakikatleri tasdik edek ve inanak, eğer
inansak, bu özü yine bir iştir.
Gerek biz buna kayil olak ki, biz maarifçe heç bir şeyin sahibi
değiliz. Gerek inanak ki bizlerde savadın ve maarifin şöhreti ve hürmeti
yoktur. Avusturya’nm, A hnanya’mn, Frengistan’m, İngiltere’nin bir
Yazmak ve okumak sahkesine geldikte heç teeccüb yeri yoktur ki
aktanp görek onlar ne tür yazıyorlar ve okuyorlar. Ve gökte kuş gibi
uçanlar yazıp okumak fenninde gerek bir kusur koymamış olalar. İşleri
bu halda gördük de bizim iki eşeğin arpasmı bölmeyenlerimiz bilmirem
hele ne damşırlar.
kasabasmda olan kitaplann sayıca cem’i, İran memleketinde kitap
yoktur.
Sözün muhtasan, iki şeyin biridir; ya medeni milletlerin
makamma özü-özü yetirmek niyetinden bilmerre el çekek. Ya onlann
Saydığım memleketlerin tek birce kasabasmda ders okuyan
aht ettiği m aarif ve temeddün vesilelerini onlardan tahm almak,
binlerce şakirdlerin m iktannca bizim Azerbaycan’da eh kalem tutan
malumdur ki, hemin vesilelerin en birincisi yazıp okumak tezgahıdır.
Müselman kardaş tapılmaz.
Nedir bunun sebebi? Sebebi budur ki; bizlerde savad “mod”
Terakki ve temeddünün yolu birdir. Eğer özge yollar, tutup gitsek, hemi
na-hak zahmetlere düşeceyik, hemi bir şeyin sahibi olmıyacayık.”^^
değil. Medrese ve kitaba şevk ve heves yoktur.
Millet bilmerre özünden el çekip. Ve bunun da yine sebepleri var.
Be herhal çare lazım!
Bes ne etmeh?
4- Yeni Elifba Komitesi’nin GörmUş ve Göreceği İşler
“May(mayıs) aymda Latin harfleri taraftarlan tarafmdan seçilen
Lazımdır yansılamak.
“Yeni
Lazımdır takht etmek. O milletleri ki maarif ve medeniyetçe
kuwetlenmektedir. Hem de birçok manialan yıkarak. Birçok garezhk ve
bizden çok kabağa geçipler. Lazımdır onlann ahz ettikleri maarif ve
fıtne ile meydana atılan itirazlara bakmayarak yaşamaktadır. Komitemiz
medeniyet yollannı tutup gitmek. Lazımdır onlan kana-kana takht
yahnız iki şeyi nazarda tutup, büyük adımlarla ilerleyir.
etmek. Çünkü bundan savayi bizim için gayri bir çıkacak, gayri bir necat
yolu nazara gelmir.
Biz onsuz da maişetin cürbecür emirlerinde, onlara muhtacız.
Günde yediğimiz çöreğin ve içtiğimiz suyun, hasiyetini, onlann
mahareth profesörlerinden öğrendik. Vatanımızda hurufat karhanası ve
çaphane kurmak istesek onlann ilmine kayil olank. Azizlerimizin
eksiğini kağıda götürende gene onlann hünerine ve maharetine peh-peh
söylerik.
Türk
Ehfba
Komitesi”
günbegün
genişlemekte
ve
Onlardan birisi, yeni ehfba fikrinin Azerbaycan’da 65 yılhk
möhkem bir tarihe mahk olması, o birisi de komite uzuvlannm ve yeni
harfler taraftarlannm gittikleri yolun doğru olmasma sarsılmaz bir iman
ve temiz bir vicdan ile bakmalandır.
Şimdi gerek bu az bir müddet içerisinde komite ne etmiş ve ne
etmek fıkrindedir:
1-Bir çok defalar geniş iclaslar kurup, neticede de “yeni elifbayı”
meydana çıkarmıştır.
2-30 puta kadar yeni harflerden Tiflis’te döktürüp 1. Hükümet
Matbaasma teslim vermiştir.
3-12.000 nüsha elifba kitapçası ve 15.000’de elifba varakası çap
ettirmiştir.
4-Bu
8-Azerbaycan’m
bütün
kazalannda
(ikisinden
başka)
ve
Nahçıvan’da komitenin şubeleri açıhp çahşmaktadırlar.
Azerbaycan’dan savayı(başka), Tiflis’te, Erivan’da Kazan’da,
Buhara’da, M oskova’da, Enzeli’de nümayendelerimiz var. Komite sair
Türk ülkelerinde de şubeler açmak maksadmdadır.
Böyle az bir vaktin içerisinde komitenin gördüğü işler bunlardır.
aşagıda adlan gösterilen kitaplar yazılıp, çapa verilmektedir:
Göreceği işler ise bunlardan daha mühim ve daha ağırdır. Fakat ne
a) Ne İçin Arap Ehfbası, Türk Diline Yaramır?
olursa olsun komitemiz geldiği yoldan dönmeyecek ve maksadma
b) Yeni Elifba ile Türkçe Düzgün Okuyup-Yazmak Kaideleri.
yetişince daha büyük bir azim ile ilerleyecek.”
c) Türkçe Kendi Muallim (Türkçeyi gayri Türklere öğretmek için)
5-Bunlardan başka,
5- Komite İşleri Baresinde
a) “Elifbadan Sonra Kıraat Kitabı”
“İki hafta evvel İrevan’dan aldığımız resmi kağıt Ermenistan’da
b) Serf-Nehv”(gramer bilgisi)
yaşayan Türklerin yeni elifbayı, hoşlamalan ve kabul etmelerini bildirdi.
c) Yeni Hesap Kitabı”
Hemen şehirde bu elifbayı yaymak ve isteyenlere öğretmek için hususi
adh kitaplar da yazılmaktadır.
6-Komite
“Yeni Yol” adlı haftahk bir gazete (2 numrosu çıkıp
komite seçilip, ciddiyetle işe başlamış.
Beş gün sonra Nahçıvan’dan gelen haber, orada da yeni elifba
satılmaktadır) ve “Gelecek” adh ayhk bir jumal da bırakır. (Matbaada
komitesi açıhp, işe başlamasmı bildirdi. Bu komite yeni elifbayı
çap olunur)
Ordubad ve Şerur mahallerinde yaşayan Türklerin arasmda da yaymayı
7-Yeni
elifbayı öğretmek için Bakü’da kurslar açılmıştır
uhdesine almıştır. Bu şehirlere gönderilen 300 elifba kitapçığmm kifayet
a) Üç ayhk kurslara gelen muallimler için
etmediği haberini verip aynı kitaptan yine istiyirler. Bakü’da Yeni elifba
b) Harbiye mektebi kursantlan için
ile çıkan gazete ve jum alin oralara da gönderilmesini hahiş(rica) edirler.
c) Fırka mektepleri müteellimleri için
Yeni elifba kitapçasmdan 12 bin nüsha çap olunmuştur. Bu az müddetin
ç) 1. Hükümet Matbaasmm Türk mürettipleri için
içinde bu kadar kitap satılıp kurtulduğuna göre, ikinci defa çap olunması,
d) Harbiye komissariyatmm savad mektepleri muallimleri için
Komite iclasmda karara ahndı. Ha bele kat’ olundu ki; bu kitabm ikinci
e) Halk toprak komissariyatı, kullukçulan için
hissesi de bu tezlikte
f) Maden dairelerinde fehleler(işçiler) için
çap olunsun. Haftahk Yeni Yol gazetemiz
Azerbaycan kazalannm hepsine gönderilir. Bakü’ da ise gazete satan
uşaklarda ve Parapetin yanındaki A bbasof un butgasında satıhr.”
.
yeni elifbayı öğrenmeye şevklendirdi. İdare için yeni elifba ile yazı
makinesini aldı. Elifbamn diriliğe geçmesine ve kuwetlenm esine var
kuw esi ile çahştı ve çahşmaktadır. Feridun Bekof yoldaştan razüık edip,
6- Yine Muallim
şehrimizin başka idarelerinde kulluk eden muallim yoldaşlanmızdan da
“Yeni EUfba Komitesi, işe başlayandan bugüne gibi, bu yenihğin
yeni elifbanm yayılması için böyle çahşmalanm arzuluyoruz.
ehemmiyetini ve milletimizin geleceği için ne derecede elverişh
olmasmı, en tez düşünen, en yahşi
Yeni Elifbacı”^*
anlayanlann çoğu mualhmler
oldular. Kazalardan herkesten fazla, herkesten tez bunu alkışlayan,
7- Anlam adık Sizleri
bagnna basan, halk arasmda yayıhnası için işlemeğe hazır olduğunu
“Yazıcılara..
bildiren mualhmler ohnuşlar. Kazalara gelen nümayendelerimizin
Söylediğiniz Türklere çoklu Arap sözleri
söylediklerine göre, Azerbaycan kazalannda yaşayan mualhmlerin
Okşadmız her zaman, yahşi kara gözleri
arasmda bir nefer de bulunmadı ki, yeni ehfbayı kabul etmesin, ya bu ki
KuIIara benzettiniz ağca, güzel yüzleri
bunun zıddma bir şey söylesin: fakat bir neçesi bizim harfleri tenkit edip,
Anlamadık sizleri!
öz
bakışlannı
ve
fikirlerini
söylemişler.
Bu
ise
ne
derece
meraklanmalannı ve ne kadar sevdiklerini gösterir.
Gerek de böyle olaydı. Çünkü Arap ehfbasmm çetinhğini,
Çok güzel hubru(ahmh) aynhğa iflirak(ayrılma,perişan olma)
Öz suyuna abru(utanma duygusu) bölmeğe de infirak(aynlma)
ayıplanm ve dihmize yaramayıp, diUmizi öldürmesini tecrübeler vasıtası
Oldu kazanç iktisab söylediğiniz her sayak
ile bilen, gören, danhan(zorlanan), yüreğini sıkan, kanmı harap eden bu
Anlamadık sizleri!
zavalh mualhmler idi. Arap ehfbasmdan çekilen dertlerin yüzde doksan
dokuzunun ağırhğmı taşıyan bunlar idi.
Şehirde yeni ehfba kitapçası çıktığmda komite idaresine gehp
Adlanm ız büsbütün döndü Arap serfine
Ekber’e, hem Esger’e, Enver’e, Nasreddin’e
gidenler, ilk tebrikçiler, çahşmalanm iş ile ispat edenler bir neçe
Koymadmız “el” diyek Fars elininin “destine”
ışıklanmızdan başka yine mualUmler oldular.
Anlamadık sizleri!
O cümleden, toprak komiserhği idaresinde kullukta bulunan yoldaş
Feridun Bekof muallim olduğıma göre az bir vaktin içinde bütün
idarenin ve bütün şubelerin Türk kullukçulan için kurs açtı. KuIIukçulan
Gitti çocuk mektebe, Türk dilini öğrene
Amma çektiğimiz bu kadar zahmetler ve kereler ile ölçtüğümüz
Verdi kulak sözlere, dörtte üçü beynine
yolu ve ilerlediğimiz yeri tokuşturanda görürük ki, zahmet ve kere
Girmedi biçarenin, düştü Arap derdine
yüzdür, attığımız adımlar bir ya ikiden artık değil. Biz görürük ki, bizde
Anlamadık sizleri!
çırpınmak, dartmmak ve hareket var, amma işte bereket yoktur.
İlerlemek işinin böyle olması sebepsiz değil. Bunun büyük sebebi
Aldı gazet kendlimiz, açtı kitap fehlemiz
var. O sebep budur ki, bizim ayaklanmız iki möhkem iplere bağlanıp,
İstedi bilsin ne var dünyada, bu halkımız
biz ayaklanmızı ileriye attıkça o ipler geriye çekir.
Anlamadı heç birini, attı yere çokça tez
Anlamadık sizleri!”^^
İplerin
birisi
Arap elifbasıdır ki, öz çetinliği ve dilimize
yaramamazlığı ile okuyup, yazmayı öğrenmek isteyenlerin saylannı
artırmağa mani olur.
8- Möhkem İpler
“Yirmi yıldan artıktır ki, biz Azerbaycan Türkleri medeniyet
bağmm yolunu tapıp(bulup), bu yolun piyadeleri olmuşuk. Medeniyet
bağmın çiçeklerinin keyiflendirici etreleri, can verici havası, bulaklannm
temiz ve serin sulannm şorultusu, bülbüllerinin güzel okumalan bizleri
çekir, yürütür. Amma biz yürüyebilmirik, o güzel bağa tez yetişip
faydalanmaya ve rahat olmaya, yüreğimiz ne kadar telesirse(acele etme),
O birisi de yukanda saydığımız nutuklar ve yazılann hamısınm
Türk dilinde olmayıp, Arap, Fars ve Rus dillerinde söylenmeleridir. Bu
ipler çok möhkem, ağır ve sıkıcıdır.
Bunlar bizi medeniyet bağma çatıp, onun şirin, tatlı meyveleri ile
faydalanmaya koymuyorlar ve koymayacaklar...
Bunlan ayaklanmızdan açıp atmahyık. Bu yolda var k u w e ile
çalışmalıyık.. Yoksa o bağın içine girebilmeyeceğimiz şüphesizdir.”^'^
adımlanmızı tez tez atabilmirik. Ne kadar yığılınk, kalkınk, atıhnk,
düşürük ve ilerliyirsek, gene görürük ki, yolun onda bir payını
9- Gençlere
ölçebilmemişik. Görürük ki, bağ hele çok uzaktadır.
“Yeni Yol” gazetesi doğrudan da yeni yol ile gedir. Biz gençlerin
Doğrudan da bu yirmi yılm içerisinde biz neler yapmadık.
de yolu yenidir. Daha biz ata-baba yolu ile gidebilmerik, çünkü onlann
Cemiyetler düzelttik, mektepler açtık, çaphanalar ahp işlettik, kitaplar
sehvleri çok olmuştur. Sehvlerinin en büyüğü Arap elifbasıdır ki, bu
çıkardık, şairler yetirdik, gazeteler, jumaller verdik, mesakeler(miting)
vakte gibi onun ayıplannı ve Türk diline yaramamasmı görüp, bir çare,
kurduk, nutuklar söyledik, idareleri ve mektepleri millileştirdik. Milleti
bir ilaç aramamışlar.
bu medeniyet bağma yakmlaştıran adımlann hamısmı attık ve gene
kalmamızm sebebi onlardırlar. Onlar eğer öz vaktinde Arap elifbasmm
atmaktayık.
Bizim özge milletlerden bu kadar geride
ayıplanm görüp, bir tedbir alsaydılar, daha biz geride kalmayıp, medeni
milletler cergesinde olardık.
Çaylar gibi taşa bilmirem
Babalanmız ancak m allann buyruklanndan el çekmeyip, onlann
eğri
ve
Yüce dağı aşa bilmirem
yalan fikirleriyle
oynamışlar.
Bu
elifba meselesi gibi
Yorulmuşam koşabilmirem
Çünkü yoktur öz dilim menim.
ehemmiyetli şeylere fikir vermeyip, bizleri de bu vakte gibi bedbaht
etmişier.
Bataklardan çıka bilmirem
Şimdi biz gençler gerek ata-babalanmız gibi, daha mollalann ve
Kanatlanıp uça bilmirem
başkaiannm eğri fikirlerine, yalan sözlerine bakmayıp, bu yeni Türk
Hak kapısm aça bilmirem
elifbasmı yahşice öğrenek. Çünkü biz gençlerin geleceği başka cür
Çünkü yoktur öz dilim menim.
olmahdır. Biz gençler de gerek başka milletlerin gençleri gibi medeni
olup, milletimize ve insan alemine hayırlar verek.
Dilim olsaydı, at olmazdım
Buna göre biz gençlere lazımdır ki günde yanmca saat da olsa bu
Bunca binilip çapılmazdım
yeni Türk elifbasmı öğrenmeğe işletip, de fikirlerimizi Yeni Yol
Çuta, gotana koşulmazdım
gazetesine yazak ki, bizden sonrakiler bizler gibi bedbaht olmasmlar.
Nedir yoktur öz dilim menim
Genç arkadaşlanm! Bizden sonrakilerin kurtuluşu bizim bu yeni
yola düşüp, bu yol ile gitmeğimizden asıh ohnasma şüpheniz kahnasm!
İlerlememiz,
az
bir
müddette
medeni
milletler
ile
beraberleşmemiz ancak bu yol ile olacaktır.
Yüreğimde dertlerim çoktur
Söylemeğe sözlerim yoktur
Dilsize tepik vuran çcktur
K.H
»31
Nedir yoktur öz dilim menim
10- Dilsizlik
Yığılıp düşünün ey eller
Ovalarda geze bilmirem
Öldürdü bizi özge diller
Denizlerde üze bilmirem
Götürün ele kazma, beller
Havalarda süze bilmirem
Kazm çıkann dilim menim
Çünkü yoktur öz dilim menim
32
11- Ehemmiyetli M esele
12- Tenkit Lazım
Çocuklann okuması ve tertiplenmesi işlerine büyük ehemmiyet
“Bugünlerde yeni elifba komitesinin Bakü’da neşrettiği “Yeni yol”
verilmesini göriirük. Her yerde mümkün olan kadar cür-becür mektepler,
gazetesi gelip Tiflis’e çattı.
kurslar açılır, devam edir, kurianr. Gene de tazelenir ve gitgide maarif
Tebrik!
işleri kaydeye düşüp(yoluna girip), yahşileşmek istiyir. Haltamız da
Bin Tebrik!
ilmin ehemmiyetini düşünen gibi olup, büyüklü, küçüklü okumaya heves
Bundan sonra her maarif yolunda çalışan arkadaşlanmız rahat
gösterir. Yanmcık okumuşlanmız, öz noksanlanm tutup özlerini tekmil
olabilirler ki; bizim millet de bir neçe yıhn ardından, onun namusunu,
etmeğe çahşırlar. Kadm ve kızlanm ız böyle mektep yolunu tamyıp ihnin
hukukunu
şirinligini ve lüzumunu anlayıp okumak için vakit ve zahmet işletirler.
savadsızlığı(bilgisizliği),
Hatta mollalanmız da daha maarifin ve mekteplerin zıddma getmirler.
atabilir.
Bunlann hepsi m aarif sevenlerin yüreklerini bir kadar sagit
ezip,
payimal
eden,
içinden
kovup,umumi
nadanhğı(cahilliği),
medeniyete
adım
Tuttuğumuz yol büyük ve tarihi bir yoldur. Bu yolda herkes gerek
öz kuvvesini, öz beceriğini, öz bilgisini meydana koysun ki bu
edip(rahatlatıp) sevindirir.
Amma çok heyif(yazık) olsım ki bu se’y(çahşıp çabalama), heves
mukaddes mesele hallolsun. Bu binası taze koyulmuş iş berkisin. Çünkü
ve ilim yolunda yürümek, Bakü, Gence ve başka merkez sayılan
kenardan bakıp ancak bir tebrikle ve alkışla meşgul olmak ile bu işler
şehirlerde göründüğü gibi, kendlerde(köylerde) görsenmir, kendlerde
gitmez.
kızlann okumasma lazımlı ehemmiyet verilmir. Kendlerdeki hzlanmız
Bu taze iş mesuliyetli bir iştir. Bütün Türk, Tatar, ve Fars
okumir, terbiyelenmir. Bu ise çok teessüflü ve asnmıza yaraşmayan bir
alemlerine bu Latin elifbası necat yolu açacak, İslam aleminde göz
durumdur.
kamaştıran bir nur gibi fırlayacak.
onun
Onun için ne kadar bu iş ehemmiyetli ise o kadar da gerek biz
şehirlerde yaşıyan adamlannm, okumuş ve terbiyeli olmasıyla değil,
ihtiyatlı olak. Her kademimizi(adımımızı) fikirleşip, atak. Bu elifba
çünkü şehirlerde yaşayanlar milletin otuzda biridir. Otuzda bir neferi
gerek her taraflı danışılsın ve bu yol ile ıslahlansm, düzelsin. Demek
okutmak ile de, millet medenileşmez.
olmaz ki bu kabağımızdaki(önümüzdeki) elifba kurtarılmış bir şeydir ki,
Milletin
medeni
sayılması
medeniyetçe
jöikselmesi,
Biz medeni olmak istiyorsak, kendlerdeki kızlanmızm okumasma,
onlar için mektepler açıhnasma ve mecburi de olsa onlann mekteplere
konulmasına büyük ehemmiyet vermeliyik”^^.
bu elifbanm daha hiçbir noksanı yoktur. Bunu demek olmaz. Çünkü bu
taze bir iştir ve malumdur ki, her bir taze işte sehv(hata) de olar.
Men isterdim ki bizim gazetelerimizde ve jumallerimizde tenkit
sahifesi, mübahise için geniş bir surette açılsm. Çünkü tenkit hakikatin
anasıdır. Çünkü ancak bu yol ile biz öz yeni doğulmuş elifbamızı
düzeltipp, möhkem edebilerik.
Bundan
bahsler(tartışma) ve yazışma sahifeleri gazetemizde ve jumalimizde
açılacaktır.
ilave lazım gelir ki hallolunası ve bahisli meseleler
yığıldıkça kurultaylar çağnhp her bir taze tekhfler orada danışılsm.
Bizim serf-nevrimiz(gramer bilgimiz) yoktur. Buda ki her dihn her
bir yazmm açandır(anahtandır). Gerek bu serf-nehv yazılsm. Sonra
geniş bir suret de danışılsm, kurultaylarda ve matbuatta tenkit olunsun.
Bu büyük ehemmiyetli meseleleri, bütün milletin arasmda yaymak
lazımdır ki, bu meselelerin müellifi ve yaratanı bütün millet olsun.
Lazımdır ki, bizim her bir meselelerimiz halledilmeden önce intişar
olunsun. Tenkitten bırakılsm, kurultayda danışılsm ve sonra kat’ ve
kabul olunsun.
Ancak helelik bizim fıkrimiz ve ciddi çahşmamız
bu elifbayı
halkımız arasmda yaymak ve halkımızı buna alıştırmaktır. Bunu tenkit
etmek,
hatalannı
göstermek ve düzeltmek ne kadar lazım
ehemmiyetli ise, halkımızı buna ahştırmanm ehemmiyeti
ve
bin defa
fazladır. Çünkü bu elifba yayıldıkça, iş işi gösterip yayıldıkça o hatalar
ve ayıplar herhalde yazılacak ve öz özüne düzelecektir. Tenkidimizi ve
bahslerimizi her vakit de edebiliriz ve edeceyiz.
Buna göre va’d ettiğiniz tenkit ve makalelerinizi göndermekle
beraber, orada kurslar açıp halkımızı bu elifbaya ahştınrsanız bizi daha
da artık şad edersiniz. Sizin gibi yoldaşlanmızm çok olmasmı arzu
Tenkit lazım: Çünkü tenkit hakikatin anasıdır. Men tebrik ederdim
ederiz.”^^
her bir arkadaşı ki, muhabbet ile bizim her bir adımımızı tenkit edip,
hatalanmızı göstersin...
14- Heder
Aziz Şerif
17 Oktiyabır 1922
Tiflis
“İnkıläptan sonra Azerbaycan’da, Türkistan’da Tataristan’da ve
Gürcistan ile Ermenistan’m bazı şehirlerinde Müselman kendlilerinin
»34
okuması için çok çok gazete ve jumallar çıkmaktadır.
Bu gazete ve jumallerin cemini nazara alanda ve onlara dikkat
13- İdareden
“Aziz Şerif Yoldaşımızm yukandaki makalesine cevap olarak
söyliyirik: Tebrikiniz ve yürek ile bu taze işimizi halk arasmda yaymak
için yardımda bulunmağmız bizi artık derecede şad edir. Sözlerinizin
hepsi pek doğru ve yeriidir. Öz vaktinde gösterdiğiniz bu işlerin hepsi
olacaktır. Elifbamızm eğriliklerini, sehvlerini(hatalannı) düzeltmek için
edende, bakıp görürük ki, bu cerideleri çıkartanlar, bu işe harç ve se’y
koyanlar bunu heç bilmek istemirler ki, acaba bu gazeteleri bir okuyan
var ya yoktur.
Biz bunu cüret ile ve açık-açıkça deyirik ki, o ceridelerin hepsi
nahak yere yazıhp, çöle bırakılır. Çünkü onlan ne bir kendli, ne şehirii
okuyabiler. Bu işi böyle sehl(kolay) saymak olmaz. Malumdur ki, Arap
harfleri ile yazılan cerideleri onsuz da okumak çetin bir meseledir.
Malumdur ki, köhne yazılanmızı okuyup kanmak için büyük ilimciler ve
Elli adım gitmemiştim ki, başka bir tamşım önüme çıktı. Bu
tecrübe lazımdır. Ama acaba savadı(bilgisi) az olan kend cemaatine neçe
tanışım da darülfünun kurtarmış bir adam idi. Selamlaştıktan sonra bu da
mümkündür. O cızma-karalan sürkat göndermek.
menim ne işe baktığımı soruşturdu. Men cevap verdim. Yeni elifba
Meğer o
kağızlar(kağıtlar)
kelebek
gibi yerden göğerirler.
sözlerini işittik de dedi. Ha deyirler ki taze ehfba çıkarmışlar, ama men
hele görmemişem ne teher, yani bir şeye okşuyor ya yok?
Heyif(yazık) değil mi binlerce amele ve mürettiplerin zahmetleri?
Numune için götürek Irevan’da çıkan “Rençber” gazetesinin 6.
Üçüncü defa gene bir darülfunun kurtarmış dostuma rast geldim.
numarasmı. Nedir bu? Kim bunu okuyabilecek? Insaf mıdır bir büyük
Bir kadar danıştıktan sonra sohbetimiz yeni elifba işlerine geçti. Menim
varaka kağıdı cızma-karalayıp adım gazete koyup, kendlinin eline
bu dostum ümitsizlik bildiren bir ses ile dedi:
vermek? Meğer gazetenin müdürü o kadar savadsızdır ki, gazetenin bu
-Bu yürümez!
kadar kalet-kuletini görmür? Hangi kendli bu “soğan kertisinden” bir
-Dedim niye?
matleb çıkartabilecek? Hülasası birdir ve hakikat birdir. Eğer istiyorsan
Cevap verdi ki; bu neyestestvenni iştir(tabii iş değil).
ki, insanlar gibi yazı yazıp, yazılanı okuyabilesen gerek geci-tezi çürük
-Dedim niye?
Arap harflerinden bilmerre(tamamen) el götüresen.
Cevap verdi ki, Müselmanlar bunu öğrenebilmezler.
Ahır niye öğrenebilmezler? Çünkü bu neyestestvenni iştir! Dedi
Bundan başka biz bir yol bilmirik”^^
doğru deyirsen, ele ben de bu akidedeyem ki bu neyestestvenni iştir.
Eve yetişip gördüm ki komşumuzun iki balaca uşakları ile menim
15- Gerek de Böyle Olsun
Neçe
gün
ew el
saat
ikide
kulluktan(işten)
eve
kayıtırdım(dönüyordum). Yoldaş tanışlardan birisi rastıma çıktı. Bu
adam anlakh, yani ziyah idi. Ahvalımı dolanacağımı ve ne iş ile meşgul
olduğumu sorurdu. Razıhk edip, kulluk yerimi ve yeni elifba işlerinde
on yaşmdaki kızım, Yeni Yol gazetesini kabaklarına koymuş okuyorlar.
(Bunlar bir ayın içinde yeni elifbayı öğrenmiştiler.)
Bunlan görüp derin fıkre gittim. Birazdan sonra fıkirden aynldım
kalemi elime ahp yazdım. Gerek de böyle olsun.
Öğreten”^^
çahşmağımı söyledim. Bu adam güç gözünü turşadup(asmak, ekşitmek)
dedi;
-Sen niye öyle ahmak işlere kanşırsan, öyle işlerden bir şey
çıkmaz. Özime öyle zanaatiye(meşgale) tap ki (bul ki) puldan, zattan
kazanabilesen. Şimdi idealist olmak vakti değil.
16- Y eniD evre
“Yeni Türk elifbası düzelip, Azerbaycan’da yayıhr. Demek olar ki
bu elifbanm çıkması ile Azerbaycan’da ve bütün yakm Şark’ta yeni bir
devre başlanır. Araplann hiyeroglifı okşayan, okunması artık derecede
çetin olan harflerinin değişilmesine ciddi ferman verildi. Tiirk elifbasının
bu değişilmesi, ayn ayn adam lann inatlanmn neticesi olmayıp vakti
“Yeni ehfbanm asanhğı(kolayhğı) ve diUmize uygun olması
Azerbaycan’ımızm en uzak bucaklanndaki kendhlerimize dirihkten ötre
gelmiş tarihi lüzmniyetin buymması ile meydana çıkmıştır.
Medeniyet, iUm ve sanatlann esaslannı ve başlanışlanm garbe
veren tarih, şimdiki vakitte dirihğin ruh yükseUici misallerine fanlmış ve
suçlu bir halde bakmaktadır. Şarkm adlan bugün diri kalan becerikh ve
tanırumş Firdevsi, Hafız, Sadi ve başka şairlerinin büyük eserlerini
anlamak, ömürlerini Arap dilini ve harflerini öğrenmeye işleten bir avuç
lazımlı tecrübeleri ve bilgileri öğreten kitaplan ve başka eserleri okuyup
anlamağa imkän verecektir.
“İster öğretenlerimizin, ister uşaklanmızın bundan sonra, açık,
aydın dille, okunması asan elifba ile yazılan ilim kitaplannı kolay
okuyup öğrenmelerine daha şüphemiz kalmır.”^*
alimlere muhtaç olmuştur. Bu kadar pahah, kıymeth vakti ve ruh
kuw esini bir ehfbayı öğrenmeye işletmek ise acımah mesele değil mi?
Garbm terakki yolunda öyle iri yürüyüşler ile ilerlemesinin mukabihnde
bizim bu derecede olan savadsızhğımız(bilgisizhğimiz) teessüflü bir
17- Y eniY ol
Yaşasın Türkçeye elifba düzen
Yaşasm onunla “Yeni Yol” yazan
halet değil mi?”
Yahşmı, yamanı gerek biz seçek
Şarkın
medeniyetçe
bu
kadar
geri
kalmasının
şüphesiz
Çetini burakıp asanda geçek
sebeplerinden birisi ahahnin mecburiyet altında bu Arap ehfbasını kabul
edip işletmesidir. İnsanm düşüncelerinin yayıhnasma vasıta ve alet olan
Türkçeye yaraşan elifba yaptık
ehfba bu düşünceleri layıkh surette yazabilmeyip, aydın ve açık
Bilginin yolunu biz yeni taptık
gösterebilmediği halde yeni ve elverişh bir ehfba ile çoktan gerek evez
olunaydı(değiştirilseydi).
Kim gitse bu yolnan, menzile çatar
Bu yola düşen ve bu vazifeyi uhdesine getiren “Yeni Türk Ehfba
Çok ağır yükleri üstünden atar
Komitesi” oldu. Bu komite, Arap ehfbasmı dihmize uygun ve yarayan
Latin harfleri ile değiştirdi
Boş yere çahşmaz gece ve gündüz
Şarkm yahşi akıllanm meşgul eden büyük mesele açıldı, bundan
Bilmeye okunan eğridir ya düz
sonra karanhkta kalmış halkımızm savadsızhğma ahır koymak herhalde
mümkündür. Bu işe anlakhlanmızm, ayık ve düşünceh nazar ile
bakmasından ve çahşmasmdan asıhdır.
Gazetçe düzülüp yeni elifba
Deyerem düzene yaşa, merhaba
edipleri başlatmışlar, yeri geldikçe bu ediplerin de tasavvurlannı
göstereceyik.
“Yeni Yol” matlabı düşünür derin
Elifbamızı kabul eden günden beri iddia edirik ki, Türk dilinin
Deyerem yazana, yaşa, aferin
içerisinde özgelerden ahnmış terkiplerin, cem’Ierin, izafelerin yeri
Çahşak elifba ele yayılsm
yoktur.
Bu
terkipleri
lağvedip evezine Türkçemizin terkiplerini,
E1 ağır uykudan birce uyansm
cemlerini, izafelerini işletmeliyik.
Bizim bu teklifımiz taze teklif değildir. Bu hususta Türkiye
Yaşasm Türkçeye elifba düzen
edipleri çok şeyler yazmışlar. Onlann cümlesinde olarak, Gökalp
Yaşasm onunla “Yeni Yol” yazan
cenapları; “Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak” makalesinin bir
»39
Aliş’
yerinde bele yazir; “Arapça, Acemce terkipler cemler, edatlar, simgeler
dilimizden çıkanlm ah (Şuarayi cedide) deyeceğimize (Yeni Şairler),
18- Uydurma Edebiyat ve El(Halk) Edebiyatı-I
(edebiyat-ı Türkiye) deyeceğimize (Türk Edebiyatı), (tebiyye) yerine
“Elifba meselesi bitti. Yeni elifba ile gazeteler, jumaller ve kitaplar
(tebilik), (serbesti) yerine (serbestlik) (muvciz bir muharirr) yerine
yazıhrken, şimdiye gibi yazılanm ızm kusurlanm gösterebilmeyen Arap
(icazcı bir muharrir) (muvc-caz bir ifade) yerine (icazlı bir ifade)
harflerinin üstünden perdeler kaldm hr. Bu perdelerin aUmdan garibe
demehyik..!”
ayıplar çözdelenir ki, hemen ayıplar göstermekten aciz idi. Bu
M adem ki bele ecnebi terkiplerden Gökalp gibi m eşhur yazıcılar
ayıplardan yalmz harfler kısmma kifayet edip, sair kusurlan başh başına
hoşlanmamış ve çarelerini de gösterir. Hem cn çarelcri bizdc ycni clifba
bıraksak, dihmizin başma geldiği belalanndan halas olabilmeyeceyik.
ile m eydana çıkartsak, Türk diline dcğcrli bir hizmet olm az mı?
Buna atalanmız;
İkinci teklifımiz budur ki Türk dilinde mukabillcri olan Fars ve
“Öküzü öldürüp, bıçağı kuluncunda smdırmak” deyerler.
Arap kelimelerine yer vermemeli. Bu hususta AIi C a n ib ’in “ Milli
Söz yoktur ki, meselenin en ağır tarafı olan ehfba değiştirilmesini,
Edebiyat
M eselesi”
adh
makalesindc
bele
yazılmıştır:
“ Dilimizi
yapıp da yan yolda dayanmak olmaz. Nöbetlerini gözleyen sair
iüzumsuz, yabancı kelimelerle doldurınuşlar: (kız) varkcn
kusurlann da reddine çahşmahyık.
(yıldız) varken (exter, stara), (alm) varken (nasiyc, pişani), (dcsti) varken
Ehfba üstünde bizden küsen yoldaşlar, yakm ki bu defa daha
küsmeyecekler. Çünkü çahşmak meselelerini bizden çok ileri Türkiye
(duxtcr)
(seby), (bulut) varken (abr, sahab), (asir) varken (ncxcir) gibi...
Bu gafletlerin neticesinde bir gün gelmiş ki, O sm aniıca’nın Türkçe
ile alakası yalnız fe’llere münhasır kalmış; edipler tekellüm lisanı ile
tahrir lisanı arasm a dolmaz bir uçurum kazmışlardır. Bunun yegane
sebebi dünyanın hiçbir lisamnda görülmemiş bir halin diHmize ariz
Bizim üçüncü tekhfımiz odur ki yazımız ve dihmiz ile beraber
oluşudur. Müstahaleşen(terk olmuş) Türkçe keUmelerin yerine Arapça
edebiyatımızı da Türkleştirek. Bunu biz yapmayacağız gelecekteki
ve Acemce kelimeler girerken, m ünew erler bu iki lisana ait kaideleri de
ediplerimiz yapacaklar. Ancak bugünkü edebiyatımıza Türk edebiyatı
beraber almışlar. İşte bu kapütülasyonlar sayesinde lisanlar diHmize
demek
müdahaleye başlayınca, asla lüzumu ohnayan lefzler(kelime) de girmeye
yansılatmak demektir. Bu hususta Yakup Kadri Bey’in makalesinde bele
ve
yazır;
girdikçe
Türkçenin
safiyetini
bozmağa
başlamışlar.
Şarkh”^°
olmaz.
buna,
Araplan,
Farslan,
Frenkleri
takht,
“Osmanh edebiyatı denilen şeyin Türklükle hiç alakası yoktur. O
acemleşmiş,
19- Uydurma Edebiyat ve El(Halk) Edebiyatı-II
Ecnebi
Belki
kehmelerin
bollugu
Türkçemizi
Fransızlaşmış, bir Bizans Edebiyatıdır”(Türk Yurdu,
Üçüncü Yıl). Hemin bu iddiayı Erdoğan Bey’de “Osmanhca’nm Yazısı,
bir
derecede
Lugati, İmlası, Edebiyatı” adh makalesinde göstermiştir.
karanhklandırmıştır ki, Namık K em al’in dediği gibi, Türk yazıcısı
Makalenin bir yerinde deyihr: “ ... bir de uydurma (masal)
Nergisi’nin, telifini anlamak, bize göre ecnebi bir dilde yazıhnış olan
tekellüm, kitabet ve edebiyat Hsanımız vardır ki, onda yabancı kehmeler
“Gühstanı” anlamaktan müşküldür^KülHyat Kemal). Onun içindir ki,
ve kaideler
Nergisilerin bu kadar “uydurma edebiyatmdan”, bazılannm hoşlanna
ediplerinde de ele insafsızlar vardır ki, yazılannda (oldu, bu, du) gibi
gitmeyen el teleffuzuna (fakat doğru el telaffuzuna) el edebiyatma
muavin fiilleri ile (dur-den-ise-ben-sen-hep) gibi edatlardan başka
taraftar olmağımızı ehfba kitapçasmda göstermişiz.
Türkçe kehmeler bulunmaz.
Hsanımıza gahptir.
Veysi,
Nergisi
gibi zamanımız
diHne, avam lehçesine taraftar olmamıza şimdi
Söz yoktur ki; bele uydurma edebiyatı bizim Azerbaycan
gülürler. Neceğim bir vakit Ermeniler Haçatur Aboyan’a gülürdüler. Bu
kendlerinde değil, hatta Anadolu kendlerinde anlamazlar. Bu hususda
şahıs Ermenilerin gehz “edebi” dihnden kaçıp, avam cemaatin söylediği
“R.T” imzası ile “Türk Yurdu’na” Giresun’dan yazılmış bir mektupta
gibi yazı yazmağa başlarken, eserleri keşişler tarafmdan men ediHrmiş
deyiHr:
Bizim halk
Tifhs’e gider kovarlar, İran’a gider kovarlar. Yine halk dih ile her
“ ...Gazetelerimizin
köylülerimiz
tarafmdan
okunulmamasma
Ermeni’nin konuştuğu gibi yazar. Bugün Haçatur Abovyan’m kabrinde
sebep başhca Türkçe olmamalandır. Birçok köylerde gördüm ki, Türkçe
kemiklerinden bir eser kalmadığı halde, yeni bir dilde parlamış olan
okuyan bir adamm başma toplanarak, ele geçme bir gazetenin yazdığmı
bugünkü Ermeni edebiyatmm ilk nurlannı milletine o hediye etmiştir.
merak ile sorurlar ve okuturlar. Fakat gazeteyi ne okuyan ne de dinleyen
AH Canib demişken, bir gün gelecek Türk’ün de Haçatur Abovyanlan
bir şey anlamaz. Çünkü okuyanlarda ve dinleyenler de ancak birkaç
zuhur edecektir.
satırda bildikleri birkaç Türkçe kelime işitirier. Bu yüzden hem
köylülerimiz vatanın, milletin yaralanndan habersiz ve büyüklerimizin
öğütlerinden uzak kalıriar. Hem de gazetelerin sürümü ileriemez...”
İşte teklifimizin canı buradadır ki, İstanbul’un uydurma dilini
Bele bir gözü açık fehlelerin yeni hurufatı öğrenmeye artık
derecede hevesleri vardır.
Hatta onlardan bir çoğu, yeni elifbadan ahp, işsiz vakitlerinde
Anadolu köylüsü anlamadığı gibi, Bakü’da uydurulmasma başlanmış
okuyup
olan “edebi” dili de Azerbaycan kendlisi anlamır. Her gäh payitahtlarda
öğrenemeyeceğini nazara alıp, çok arzu edirler ki savad mekteplerinden,
yaratılan eserler Türk milletinin zahmetkeşleri için yazıhrsa, hemin
yeni elifbayı öğretmek için bir muallim çağnlsm. Lazımi idareler bele
zahmetkeşlerin öz lehçelerinde yazılmahdır. Yani “Uydurma Edebiyatı”
fehlelerin yeni hurufata olan heveslerini nazara ahp, bu barede lazımı
baltalayıp, el edebiyatma, el telaffuzuna geçilmehdir.
serencamda bulunulmahdır.’
öğrenmeye
se’y edirler. Ve özleri tek başma elifbayı
Şarkh”^‘
22- Y eniE lifba
20- Birinci Molla
Sorsalar nedir yeni elifba;
“Bu günlerde Nahçıvan’dan gelen kagıttan bihndi ki, oradaki
De! Gönül açan gülümüz bizim
ahundlanmızdan Molla Ah kardaşımız Yeni ehfbanm asan olmasmı ve
Bilgi bağma son bucağma
dihmize yaramasmı tasdik ediptir. Özü de az bir vakitte bu ehfba ile
En yakm, en dinç yolumuz bizim
okuyup yazmağı öğreniptir.
Molla Ah Kardaşımız birinci molladır ki, bu yeni ehfbaya bakıp,
Çünkü kolay olar okuyub yazmak
beğenip, bizim kurtuluşumuzım ve yükselmemizin bundan asıh ohnasmı
Bilmezlik kabrin derince kazmak
duyupdur. Bele moUanmızı yürekten alkışlayıp onun gibilerinin çok
İstemese kar bu yoldan azmak
olmasmı arzu edirik.
Çok ilerler elimiz bizim
Yeni Ehfbacı”^^
Yad delilleri biz red ederik
21- Yeni Elifba ve Fehleler
Öz hünerimizle düz yol giderik
Türk fehleleri(işçileri) arasmda yeni hurufata(harflere) meyil
Her borcumuzu asan(kolay) öderik
gösteren fehleler köhne hurufatımızm uygunsuzluğımu tasdik etmekle
beraber, yeni hurufatm tez zamanda yayılmasmı arzu edirler.
41
42
Tutar her işi elimiz bizim
Gelme sözlerin çoğunu atank
danışacak, yazacak ve birbirini anlamıyacak. Mesela; Mollası, Rusça
Onlan dilden tez çıkardank
okumuşunu, Rusça okumuşlan, kendlileri, fehleleri, bunlar ise onlan,
Türk sözlerini tapıp yığank
onlar ise bunlan anlamayacaktır. Onlar anhyırdılar ki; Azerbaycan’da
Diriler ana dilimiz bizim
beş nefer cür’et edip, deseki; arkadaşlar, gelin dilimizi Türkleştirek,
Aliş'44
sadalaştırak, temizliyek, aydmlaştırak. Bir çok rahat yaşayan anlakhlar,
özlerini bu cür ağır işin zahmetlerine salmak istemiyecekler. Bu
23- Anlamalıyık
anlakhlar onun-bunun sözüne bakıp cürbe-cür mahnalar(bahaneler) ile
“Küçük milletlerin başma kepaz(?) salıp, çöreklerini, azad
yaşamalanm ve diriliklerini ellerinden almak isteyen büyük milletler ve
imparatorlar bu işe yahşi bir yol tapmıştılar. O yol bu idi ki, onlar b u
küçük milletleri, öz ana dillerini unutturup, hükümet diHni öğrenmeye
mecbur edirdiler. Onlann bele etmesinde çok derin manalar ve büyük
sebepler var imiş. Onlar biHrdiler ki, küçük milletlerin diU eUnden
ahnmazsa, bir zamandan sonra o millet, düşüncelenir, ayıİır, kul gibi
yaşamağm, esirhkte kalmağm ağırhklannı, pishklerini kanar ve hamısı
bir fıkirde olup, kurtuluş için kurbanlar vermekten çekinmez.
Onlar
yahşice düşünürdüler ki; dilsiz millet lal adamlar gibi. Var yokunu itirip,
bu kurtuluş verici işe boyun eğdirmeyecekler.
Belli olur ki, o Araplar, o Farslar, o ew elki Nikolay Kuşlan bu
söylediklerimizin hamısmı bilirdiler ve görürdüler. Ona göre de öz
vaktinde eylediklerini eyleyip bizleri bu hala getirdiler.
Biz de şimdi anlamahyık ki; bu elde olan ders kitaplannm dili ile
uşaklanmızı okutabilmeyeceyik; ve anlamahyık ki çıkan gazete ve
jumallann bu cür dili ile büyüklerimizin, fehle ve kendlilerimizin
ruhlannı
höreklendirebilmeyeceyik.
Anlamahyık
olabilmeyeceyik.
imparatorlar bihrdiler ki; dilsiz milletin ahırki hah biz Azerbaycan
Bunu
Türklerinin hah gibi olacak. Yani Azerbaycanhlar 20. asırda öz evinde,
ilerlemeliyik.
öz kendli ve fehlelerini ruhlandırmak ve yükseltmek için bir gazete ve
jumal (Molla Nasreddin’den başka) bulmayacak ki, onun dili Türk dili
olsun. Onlar bilirdiler ki Azerbaycanhlann herisi bir dili beyenip, o dilde
Nikoloy’m
kafırlendirmek, babılandırmak fendleri ve hileleri daha işlenebilmez.
dilenmekten başka bir çare bulabilmeyecek. O büyük miUetler ve
onun için de yüzde doksan, Arap, Fars sözleri olmasm. Azerbaycanhlar
ki,
Ruslaştırmak siyaseti, onun yalancı kandıncılan daha yoktur. MoIIalann
gözünü onun bunun ehne dikecek ve o dirildiğini saklamak için
öz balalannı, öz anadihnde okutmak için bir kitap tapabilmeyecek ki,
Anlamahyık
ki:
biz
şimdi dilimizi azat etmesek,
anlamahyık
ve
bu
yolda
özümüz
de azat
ubanmaksızm
ciddi
Öğreten ,»45
24- Gelecek
25- Şubelerde
“Çıkardığımız gazetenin bu numarasında “Gelecek” adında verilen
“Nuha:
Şubemiz haber verir ki; şehrin mesul kullukçulan
ilmi ve edebi jumalin baresinde okuyuculanmıza bir kadar malımıat
Noyabınn (kasımm) dördünde vaki olan iclasta şura kullukçulanm Yeni
vemıeyi lazım gördük.
elifba ile okutmak için iki yerde kurs açmağı kat’ ettiler. Kurslarda
Şimdiye kadar Kafkas’ da
Müselmanlar arasmda ilmi ve edebi
jumal çıkamıağa o kadar da ehemmiyet veribnirdi. Bir neçesi çıkmıştırsa
da o kadar tesir bağışlamamıştır. Çünkü onlann hem ömürleri az
olmuştu, hem de programlan bu taze verilen jumalin programı gibi
meşgaleler Noyabınn 5’de başlayacaktır.
Şamhor: Şamhor şubemizin bir çok uzuvlan başka kazalara
değişildiğinden dolayı komite uzuvlar seçmeyi teklif etmiştir.
Tiflis: Tiflis konferansmm kätibi Yoldaş Lavravuni idareye
yapılmamış idi. Gelecek jum alini veren heyet ile bir kadar sohbet
gönderdiği
ettikten sonra böyle malum oldu ki, bu jum ahn adı maksadma bütün-
numayendeleri Şefık Bey ve Muvaffak Bey Yeni Elifba ile çıkan eserleri
bütüne uygun ve muvafıktır. Çünkü heyetin istediği cemi iHmlerden ve
görmek istemişler.
Yoldaş Lavrav onlann bu eserler ile çok meraklandıklannı
edebiyattan öz okuyuculanna etraflıca malumat vermektedir.
Olabiler ki jumalin birinci numarasmı okuyanlar Araplann
gehz(kanşık)
kağıtmdan bilindi ki, hemin konferansta çahşan Ankara
ibarelerine ve matbuatm ağır dillerine ahştıklanndan.
söyleyip her eserden bir nüsha olarak gönderilmesini hahiş edir.
Buna
göre
komitemiz
tarafmdan
yukanda
adlan
yazılan
Budur mu Gelecek jum ahnin hakiki sureti? Budur mu onun balaca has
nümayendelere verilmek için şimdiye gibi yeni elifba ile çıkan eserlerin
sesi “diye” sorgular versinler.
herisinden bir nüsha Tiflis’deki Ankara Hükümeti Şehbenderliğine
Biz şimdiden cevap veririk ki, bu jumaH geçmişte verihniş
gönderildi.”^^
jumallarden seçen ve aynca bir ehemmiyeth meseleye yakmlaştıran,
26- YeniElifba
onun asan ve aydm bir dil ve güzel bir sebkile yazılmasıdır.
İlmi makalelerin bir şekle düşmesi, cemaatimizin ilim aleminden
“Azerbaycan
Türkleri okumağa çok heveslidir. Hele eski
aşikär
zamandan hangi bir şehri veya kendi(köyü) götürsen görürsün ki, orada
olduğundan biz yakm edirik ki, jumahmız, dilinin asanhğı sebebi ile,
mektep, medrese olup uşaklara okumak, yazmak öğretmeye çahşırlar.
ahali arasmda büyük bir muhabbet ve rağbet kazanacaktır.”^^
Ancak o mekteplerde çok çetinlik ile okunurdu. Çetinliğin sebebi ezelde
mahmm kalmamasma büyük bir vasıta olacağı gün gibi
üç olup, biri mollalann okutmak kaidesini bilmemesi, ikincisi elifbanm
çetinliği ve üçüncüsü, anadilimize birçok Arap ve Fars sözlerinin
kanşması. 1890. yıllardan beri Azerbaycan’m bir pare yerlerinde yeni
kaide ile dersler verilmeye başlandı. Demeli o üç çetinliğin biri gitti,
“Bu dediğim bilgiyi ve bundan daha çoklanm köhne ehfba veresi
kaldı ikisi. Ancak dilimize Arap sözleri daha da artık(fazla) dolmaya
değil. Bizim halkm dirihği de o bilgileri kazanmak ile olacak. Ona göre
başladı. Buna da sebep, İstanburdan gelen kitaplar ve muallimler
de halk mümkünü olsa eh çatsa, her şeyi bırakıp, bu bilgileri almağa
oldular.
çahşacak.
Bu iki ahmncı çetinliği de kaldırmak için danışanlar ve yazanlar
“Bu bilginin kapısı, o kıymeth hazinenin açan yeni ehfbadır.
az değildi. Azerbaycan parlamentosunun vaktinde yeni elifba kitapçası
Bugün Azerbaycan’m ve cemi Türk ellerinin hoş bahthğı onu ele almak
da düzeltildi. Ancak danışıklar işe geçmedi.
ile olacak. Bu yolda var kuwesini ko)oıp Ağamahoğlu çahşır.
Yukanda söylenen her iki çetinUği birden kaldırmak için, hakiki
Yukanda söylenen kendh ve fehlelere, dirihk suyu gibi lazım olan
aşık olup bütün varhğı ile çahşan Azerbaycan İcraiye Komitesi’nin
bu bilginin açannı Ağamahoğlu bugün onlann ehne uzatmaktadır.
Başkanı Ağamahoğlu’nun bereketinden işe başlandı.
Elbette kendh ve onun kardaşı olan fehleler, bu açan ahp o hazinenin
Yeni ehfba işe geçecek mi? Ve geçerse halkımıza ne hayn
olacak?
kapısmı açacaklar. Buna kimse mani olamaz. Bes yeni ehfba ile işe
geçecek ve halkımızda onu öğrenmek ile hoşbaht olacak.
“Bu suaHn cevabı saf aydm olmaktan öte, men Azerbaycan’m
Bu yeni ehfba işe geçip geçmemek, birinin gönlü istemek veya
hahm çeşni getireceyim. Okumuşlar zahmetlerini azaltıp keUmelerini
istememeye bağh değil. Bugün tabiat özü hemin bu ehfbaja kabul
çoğaltmaya çahşırlar. Şehirlerde okumuşlar alvere(ahşverişe) gidip
etmeye taraf bizi itmekte. Şimdi payızdır. Bundan sonra kış gelecek, aya
dükkän koyup, kulluk işlerine girip, zahmetini azaltmağa çahşıb. Bu
bizim köylümüz istemese kış geri kayıdar mı? Elbette kayıtmaz. Ha bele
gösterir ki okumak zahmetini eksihip, kehme artırmaya bir sebeptir.
de yeni ehfbayı işe geçirmemeyi becermirik. Bu eiifba öz-özüne işe
“Köhne ehfba ile okımıak, çetinhği kenarda kalsm sahibine bir
siyahı tutmaktan(hste yapmak) başka ayn şey vermirdi. Tekçe bir siyaha
geçecek. Kendhler, fehleler mektepde okuyan körpe balalar öz-özüne bu
elifbayı öğrenecekler.
bilmek ile okumuşlar okumamışlardan ileri durmuştular.”
H. K. Sanılı”^*
“Bizim köhne ehfbamız ve karmakanşık dihmiz okuyanlanmıza
başka bihk veresi değil. Bilgi men ona deyirem ki, o sebep ola kehmenin
27- Tebrikler Olsun
artmasma,
ola
“Türk edebiyat aleminde inkıläp türeten ve yeni bir parlak devrin
kendhlerin(köylülerin) az toprakdan çok mahsül almasma, az hayvandan
başlangıcma sebep olan Yeni Türk Elifba Komitesine samimi tebrikler
çok süt, yün almasma. O bilgi ki onun hüneri ile kendUler yazık atlan
olsun. Neçe yıllardan beri bu lazımh işten ötürü ciddi surette çahşan ve
mallan bırakıp, kotanı, arabayı, bugün yıldınm(elektrik) gücü ile işlete.
ancak bu yakmlarda bizi arzulanmıza çaldıran Yeni Türk Elifba
zahmetin
azalmasma,
yani
o
bilgi
sebep
Komitesi’ne bin defalarla tebrikler olsun. Medeni milletlerden geride
Osmanlı Türkleri ise çoktandır bu mesele ile eyleşirler. Bunlann
kalmamızm en mühim sebebi olan yazımızm değiştirilip, yeni ve kolay
hepsi gösterir ki, Türk elleri ağnlannm nerede olduğunu anlayıp ve ona
bir elifba ile evez edilmesine sebep oldugunuzdan dolaja, size binlerce
çare arar. Ancak ilacmı hele layıkmca bulabilmez.
muvaffakiyetler dileriz. Em in olun ki millileşmek içinde Azerbaycan’d a
Bugün Azerbaycan’da kabul olunmuş “Yeni Elifba” bizi dil
tek ve şerefli mevki tutan ve yenileşmek işinde de hemen mevki
belasmdan
tutmakla merkezin takdir ve teşekkürüne nail olan Kuba Hezinesi gayri
danışmayacağım. Buna şahit, verilen gazete, jumal ve kitaplardır.
tamam
kurtanr.
Nasıl
kurtaracağı
idarelçre rehberlik etmesine ve yeni elifbanm yayılmasma çahşacaktır.
hakkmda
men
Sanıh”^'’
Yaşasm;||eni fikrililerimiz.
G. N. Rüstemof
29- Ağdaş Gençleri
Kuba Şehri
23 Teşrinievvel 1922
Yeni Türk Elifba komitesinin şubesini düzeltmek için Ağdaş’a
„4 9
gönderilmiştim. Burada anlaklılann hepsi, artık bir şevk ve hevesle bu
yeni işi karşıladılar. Bu elifba ile meraklananlann çoğusu gençler idi.
28- Türk Ellermde Yazım ız ne Haldadır?
Bunlann yeni işimize verdikleri ehemmiyet ve gösterdikleri hevesleri,
“Kazan’da, K ınm ’da, Semerkand’da verilen gazetelere bakanda
geleceğimizin parlak olmasma bende büyük bir iman uyandırdı. Doğrusu
görürük ki, Türk elleri Arap harflerinin çetinhği ve dihmize uymadığmı,
Ağdaş gibi karanhk bir kazada, men bu kadar ayıkhğı ve elifba meselesi
her yerde düşünüp çare aktanrlar(ararlar).
gibi büyük yeniliğe heves göstermeyi gözlemirdim. Onlarm halkımızı,
Kazan’da verilen “Tataristan” ve “Bizim Yol” gazetelerinde
okuyoruz(bir
kelimenin
birçok
şekillerde
kullanıldığı
hususunda
ömekler verilerek) matbaa, mensuruf, matbuat gibi. Yeni Kazan
yükseltm’ek yolunda var kuvveleri ile fteyanmaksızm çalışmalan,
adamda en güzel umutlar uyandmr.
Başka kazalarm da gençlerinin bunlar gibi çahşmalarmı dilerdim.
Tatarlan şimdiye gibi yazıda koyulmayan herekelerin evezinde (', ,
nişanlannı koyurlar(i, j,
M. E. Efendizade”^'
-i=) harflerini ahplar, çünkü Türk danışığmda
(konuşmasmda) bu harfler için ses yoktur.
K ınm ’da ve Semerkand’da verilen “Yeni Yol” ve “Zeraif Şan”
gazeteleri de gösterir ki ora Türkleri de yazımızda olan çetinlik ile
uğraşırlar. Onlar da harekeleri ( " , ' , . ’ ) nişanlan ile yazırlar.
30- “Yeni Yol” Kimin Derdine Kalmalıdır?
“Bizim bu gazetemiz Türk ellerinin kaygılanndan danışacak.
Ancak Türk ellerinin ahundlan(büyük din adamı) ve alvercileri(tüccar)
Yeni Yol, 25 Noyabır/Kasım 1922, No: 10.
Yeni Yol, 25 Noyabır/Kasım 1922, No:10.
gibi hoş hisseleri varsa da bu hisseler denizden götürühnüş bir avuç
dertlerinizi aydmlaştınn. Yeni el edebiyatmı(halk edebiyatmı) toplamağa
derecesinde azdır. Ona göre bu azlann ihtiyaçlan olsa da bu ihtiyaçlan
çahşm.
unutup, çoklann ihtiyaçlanndan yazılacaktır. Tih-k ellerinin çok hisseleri
Şarkh”^^
hangileridir?
Elbette yüz binlerce belki, milyonlarca ekincilerdir(çiftçiler),
31- Halva(Helva) Demekle Ağız Şirin Olmaz
fehlelefdir, göçerilerdir ve bir de şehirlerde sanat zahmetçileridir. Bu
Akılh adamlar söylemişler ki, her işi başlamaktan ew el lazımdır
kadar milyonlan şimdiye kadar unutup, bir avuç haslann ihtiyaçlanndan
ki, 0 işin neçe ve ne cür apanlmasmı düşünüp sonra o işe giresen; bele
yazmışlar. GeHz bir dil yaratmışlar ki beş-on mollamn höreyi(yemeği)
olmasa o işten hiç bir netice çıkmaz. Çıksa da istenilen netice olmaz.
olmuştur. Sahte şiirler koşmuşlar ki, Möhyeddin Bey; demişken “kapı
Biz istirik ki, mektepleri ve idareleri millileştirek ve bu yolda iki
kullannı” sevindirmiştir. Tiyatrolar da, şehirlerin tokkann tacirierinin
yıldır ki çalışmk, ama bu çahşmağımızdan hiç bir fayda çıkmır ve
anlağma uydurulmuştur... Mekteplerde de bele, idareler de bele.
çıkmayacak da. Çünkü bu işe başlayanda, biz bunun ne yol ile ve ne cür
Bu saydığımız şeylerin hiçbirinden milyonlarca zahmetçilerimiz
faydalanmırlar.
“Yeni
Yol”
gazetesinin
maksadı
zincirleri
kalması ile biz ne mektepleri ne de idareleri millileştirebilmerik.
parçalamaktır. Harfleri, dili, şiiri, ilmi asanlaştırmak istiyir ki herkesin
Görerdik ki, biz ew elce gerek öz dilimizi millileştirek ve fakat bu işi
eh bu şeylerden çıkmasm, hepsi okusun, hepsi yazsm, hepsi derdine çare
kurtardıktan sonra istediğimiz yerleri millileştirmek işlerine kadem
arasm.
koyak. Yoksa bu dilin varlığı ile bin yılda çalışsak, hiç bir şeyi
İşte “Yeni Yol” gazetesi Türk ekincilerine,
bu
apanlmasmı düşünmemişik, düşünseydik görerdik ki dilimizin bu halda
fehlelerine ve
göçerlerine yönelip deyir:
-Kardaşlar!
Sizin
millileştirebilmeyeceğimize heçgesin şüphesi olmasm.
Bu sözümüzü ispat edek:
harflerinizi
Yahudileştirmişler,
dihnizi
Hamıya malümdur ki, her ilmin ve her idarenin özüne mahsus
Araplaştırmışlar, şiirlerinizi Farslaştırmışlar. Biz bu zincirleri kınp, terk
ıstılahlar var. Bir ilmi anlamak veya bir idarenin işlerini aparmak için o
etmeye kuşanmışık. Bu yolda bize kömek edip, gazetemizi okuyun,
ilimde ve idarede işlenen ıstılahlan bilmek lazımdır.
ihtiyaçlanmzı yazm. Her gäh noksanlanmız varsa yazıp gösterin. Biz
Bizim şimdiki yakasmdan berk yapışıp, bırakmak istemediğimiz
sizin dertlerinizi öğrenip yazmak istiyirik. Aya, kömek etmeyeceksiniz
dilimizde, ilimler ve idareler ıstılahlannm yüzde doksan dokuzu Arap,
mi? Özgelerin eli ile bozulmuş Türkçemizin doğru kanunlannı,
Fars ve Rus sözleridir. Meselen; götürek coğrafya ilmini, bu ilmin
kelimelerini,
siz
kitabmı açtık da görürük ki; Hareket-i devriye veya hareket-i seneviye,
yazdığmızı, biz anhyak. Biz yazdığımızı da siz okuyup düşünebilesiniz.
Bahr-ı müncemid, şimali, arz, mahdud, mmtıka, hara ... vs. ve yüzlerce
terkiplerini
bulup,
düzeltmek
istiyirik.
Taki,
Dilimiz düzehnese, dertlerinizde aydm bir dil ile yazılmaz. Bes
bunlar gibi ıstılahlann hamısı Arap, ya Fars sözleridir. Ha bele de hesap,
Bes evvelce gerek biz öz diHmizi Arap, Fars ve Rus diUerinin
tarih, hikmet, hendese, kimya, teşnih ve başka iümlerin dilleri büsbütün
tesiri altmdan çıkarmak ile miUileştirek, sonra mektepler ve idareler
Arap ve Fars ıstılahlan ile doludur.
meselesine kadem koyak. Bu işe Merkezi İcraiye Komitesi’nin yanmda
Idarelerimize geçtikde gene görürük ki; ... mahsulat, istihlat,
hıfzel
sıhha,
hazinedar,
muhafaza,
tedris,
maarif,
numune,
darülmuaUimin, darülmuaUimat, darüleytam, darülaceze, iştigal, ilhak.
üç aydan beri açılmış Istılah Komisyası’na bir de Ağamahoğlu’nun
değil, belki hepsinin ehemmiyet vermesi ile olacaktır. Yoksa halva
demekle ağız şirin olmaz!
Ve bunlar gibi yüzlerce keUmeler ve ıstılahlar Fars ve Arap
Bu işe ehemmiyet vermek istemeyen ve bu işi mümkünsüz sayan
sözleridir. Bu da açık meseledir ki, bu dilde yazılmış kitaplardan ders
anlakhlanmız (ziyahlanmız) bilmeUdirler ki; bu meseleyi tabiat, tarih
diyen muaUimler ve bu dilde idare dolandıran kuUukçulann hamısı,
özü koyuptur. Bunun önünü heçkes, heç bir kuvve alabilmeyecek. Ona
Arap, Fars diUerini öğrenmeUdirler. Yoksa ne onlar uşaklara ders
göre yahşi olardı ki; onlar papaklannı kabaklanna koyup birce derinden
verebiUrler, nede bunlar idare kağıtlanm yazıp okumayı becerebiHrler.
düşüne idiler. Çünkü men biHrem onlar bu mesele üstünde heç derin ve
Herkes dese ki Arap ve Fars diUerini okuyup öğrenmeyen
muaUim ve idare kuUukçusu yukanda saydığımız iUmlerden ders
her taraflı düşünmüyüpler. Düşünseydiler tabiata tabi olup, bu yoldan
işlerdiler. Ve halva demek için yağı bal aktanrdılar.
verebiler ve idare işlerini aparabiler. O adam bize izin versin. Ona deyek
Öğretici”^^
ki sen yalan, farmayiş eyUyersen, ele iş hiç olmayıp ve olada bilmez.
Bele olan surette biz gerek on binler ile, Arap ve Fars diUerini ve
bu diUerin gramer kaydelerini öğrenmiş kuUukçular ve muaUimler
yetirip hazır edek ki, mekteplerimizi ve idarelerimizi miUileştirmek
mümkün oisun.
32- Şubelerimizde
“Şubelerimizde işleyenlerden malumat almak için Yeni Türk
EHfbası komitesi kazalara böyle” Sual Varakası” göndermiştir.
1-Kazanm adı. 2-Şube neçe adamdan ibarettir. 3-Kimlerdir ve
Bu diUeri kuUukçulanmıza öğrettik de gerek halkımızm, yani
vazifeleri nelerdir. 4-Şubenin açılmak zamanı. 5-Şubenin gördüğü işler.
kendU ve fehlelerimize de öğretek ki; o kuUukçular ile bunlar birbirini
6-Savad kurslan açılmış mı ve neçedür?
anlayabilsinler. Demek ki bütün miUet gerek öz ana diUni bırakıp,
7-Yeni eUfba ile neçe adama savad öğretiUptir? 8-Merkezden şubeye ne
vaktini, zahmetini, kuw elerini ve paralannı lüzumsuz Arap ve Fars
kadar kitap, gazete ve jumal çatmıştır? 9-Bu kitap, gazete ve jumaldan
diUerini öğrenmeye işletsin. Bu da mümkünsüz bir iştir. Bu iş
ne kadar paylanıp ve ne kadar satıhp? 10-Ne kadar para elde edilip ve
mümkünsüz
neye sarf edilir. 11-KimIere paylanıp? 12-Okuyuculann adedi çok
oldukda
mektepleri
ve
idareleri
mümkünsüz iş olur, nece de ki miUileştirebihnirik..
miUileştirmek
de
mudur? 13-Yeni elifba taraftan ne kadardır? Ahali arasmda yeni elifbaya
heves artır mı, azalır mı? 14-AzaIırsa sebebi nedir? 15-Hevesliler
arasmda
kadm
var
mı,
ne
kadardır?
16-Hususi,
Bunlar, güce, demire, aya, yıldıza tapmdıklan çağlarda özlerinin
ya hükümet
van olan kabakça Orhun, sonra Uygur yazılannı işlettiler. Buyruklannı
adamlanndan kim yeni hurufatm yayılması yolunda çalışır ve ne yol ile?
yürüttüler. Ele ki, Nasturi mezhebine geçtiler. Onlann elifbasmı da
17-Yayılmasma mümanaat edenler de var mı ve kimlerdir? 18-Fırka
özlerininkinin yerine koyup işletmeye başladılar.
uzuvlannm bu işe yardımı olur mu? 19-MüesseseIerde yeni elifbamn
Sonda İslam dini ortaya çıktı. Türkler Nasturilerin mezhebini de
kullanışı için bir alamet görünür mü?, 20-Şubenin harçlanna, mahal
elifbasmı da attılar. İslam dinini getiren Araplann dinini beğendikleri
memurlan kömek edirler mi? Ve hansılar. 21-GönderiIen eserler (gazete
gibi, Arap elifbasmı da götürüp özlerine mal ettiler.
ve gayrileri) kifayet edir mi? 23-Artık kalırsa ne kadan. 23-İhtiyacımz
O
nedir ve merkezden başka bir umacağmız var mı? 24-Şubenin
elifbası
çalışkanlığmı artırmak için hangi tedbirleri görmek lazımdır? 25-
uymadığmı Türk başçılan şimdi yine duydular. Neçe ki, kabaklarda,
Şubenin kabağmda maniler var mı ve neden ibarettir. 26-Yeni elifbanm,
Orhun yazısmdan sonra Uygur yazısmı getirdiler. Sonralarda Nasturi
jum alin
elifbasma geçip, ahırda Arap elifbasmı kabul ettiler. Hele de başlanna
ve gazetenin kusurlan nedir? 27-FoIkIor (el edebiyatı)
toplanılması hususunda şube bir iş görür mü? 28-Ne toplamlmıştır?”^'’
çağdan beridir ki Türklerin diline, danışığma uymayan Arap
işletilmektedir. DiIIerine, danışıklanna Arap elifbasmm
çetinlik getiren Arap Elifbasmı atıp, dillerine, yazılanna uyan bir
elifbayı aktanp, tapıp özlerine mal edebilecektirler.
33- Türk Eiifbası
Mir Abbas Mir Bağırlı”^^
“Türk dilinin yazılması için özüne göre köhne çağlarda lap(çok)
yahşi bir elifbası vardı. Bu elifbalar ile onlar özlerini bin yıllarca
34- Azerbaycan Zahmetçilerinin Hoşgüna Yolu
dolandırdılar.
“ Dil, yazı bunlarm özleri insan için en büyük hacetlerdendir. Söz
Yakm
hanlar,
uzak
padişahlar
ile
yazışmalannı,
sözleşmelerini bu ehfbalan ile başa apardılar.
Türk atlannm tımağı berk olduğu gibi, bu elifbalannm yazısı da,
sözleri gibi ötgün idi.
Uluhanlar yanmda, bunlann yazılan öpülüp, göze koyulardı.
yok ki, bunlarda gerektir hastalıktan çok metlebler(istekler) versinler.
Bu da başa gelebiler doğma, temiz ana dili ilen ve bele yazı ilen ki
her sesin özünün ayrı nişanı olsun. Bizim Türk dilinde 34, 35 ses var a,
b, c ve 35’de gerek bunlarm nişanı olsun.
Türk’ün her uğurda, baştan, candan geçtiği bellidir. Birisine inandı
Odur ki, “Yeni Türk” elifbasmda bu fıkir başa gelip ve bundan
mı onun yolunda ölür, o f demez. Kabakki Türklerde bu idmi (hasiyet)
ilave “Yeni Yol” gazetesi çahşır, ana dilini büyütüp yazımmı, kuvvete
daha çok idi.
bindirsin.
Bunlarsız
biz
teknik
alabilmerik,
erdirilmemişlik, yanmcılık) bizim payımız olar.
yanmçıghg(sona
Odur ki, biz deyirik, her meselelerden kabak(önce), her işlerden
kabak
doğma dilimizi kuwetlendirmektir.
yeritmektir. Ve bunlann
Ve yeni elifbanı işe
görmekliği ile Avrupa’da olan bilgileri,
Birisini kabul ederek, lugat kitaplan ile mekteplerde okunan
kitaplarda resimleri ile beraber yazı verecek olursak, işte maksat hasıl
oldu demektir.”
Aşikärdır ki, “püskürmek” mastan merkezde malum olmasa idi.
teknikalan götürmektir. Bu yolda çahşacayık”^^
Ondan da “püskürmec” yahud “püskürgeç” kelimelerini harada(nerede)
bilmeyecek idiler. Ne kadar ki Türk şiveleri toplanmazsa, medeniyetin
35- Türkçenin Folkloru-I
sözleri, el edebiyatı(halk edebiyatı)
ihtira(icat) ettiği şeyleri gerek Avrupalılann verdiği adlar ile söyleyek ya
demektir. Özge dillerin tesirlerinden kurtulmak isteyen milletler el
da, kamustan A raplann geliz(karmaşık) kelimelerini götürüp işletek,
“Folklor” Almanca
el
sözlerini toplamak yolu ile maksatlanna çatmışlar. Almanca’nm,
Rusça’nm vesair medeni milletlerin “folkloru” yeni el sözleri çoktan
toplanılmıştır. Yalnız Türkçe’nin el sözleri halä bucaklarda kahp,
yerinden kımıldanmir. Her gäh Rusya Tatarlan arasmda Kadloflann eli
ile birçok şeyler toplamlmışsa da Azerbaycan’da Tih'kistan’da ve
Anadolu’da bu
meselejd
hala düşünen azdır. Fakat Türkçe’nin
“folkloru” toplanmayınca dilimizin zenginleşip medeni diller içine
neceğim, “püsgürgeç” yerine ya Avrupahlann “pulverizator”ünü ya da
Araplann “mashak” kelimesini işletmeliyik.
Halbuki Türk diline ne “pulverizatör” uygundur, ne de “mashak”
amma “püskürgeç” kelimesinin hiçbir beyana ihtiyacı yoktur. Her bir
Türk bunu birinci defa işitirken ferhenge, kamusa doğru yürümeyecek.
Kelime ilk işitildiğinde manasmı da derc edecektir. Neçe ki yukanda
zikredildi, bazılan Rusya’da toplanılmıştır.”^^
girmesine hiçbir ümit yeri yoktur.
Türk Yurdu’nun 105. numrosunda Agäh Bey’in programmdan
36- Türkçenin
“Herkes yaşadığı mahalde el sözlerini toplamak isterse bu
bahseden Ufa’h Toktamış Cenaplan, Türk ellerinde yaşayan kelimelerin,
aşağıdaki maddelere cevap hazırlayıp yazmalıdır:
yani folklorun faydasmı göstermek maksadı ile bir misal yazır:
“Her
Türkçesi
gün
yok
çoğumuzun kullandığı “pulverizatör” kelimesinin
mu?
Zan
edersem
bunun
için
de
Kamusa,
ferhange(sözlüğe) bakmağa lüzum yoktur. Ahmet Rasim Bey’in bir
makalesinde buna Anadolu’da “püskürmec” dedikleri yazıh idi. Ziraat
Nezareti’nin bu yakmlardaki bir alanmda “püskürgeç” deyilir.
Folkloru-II
1-Yaşadığm, şehrin, kendin, kasabçenin, adı nedir? Hangi dilden
götürülmüştür? Türkçesi var mı? Yahud ne tavır Türkleştirilmelidir?
2-
O taraflarda kendi imaretleri, saraylar, mabetler, mescitler,
kaşlar, kurganlar, kök ve tepeler, heykeller, abdallar, yazıh taşlar var mı?
Adları nedir? (Kadim el yazılan var mı?) Bu şeyler baresinde cemaatin
rivayeti nedir? (Tarihlerde zikredileni var mı?)
Yeni Yol, 2 Dekabıı/ Aralık 1922, N o :ll
3-Oranın dağlan, dereleri, denizleri, meşeleri, çimenleri, çaylan,
gölleri ve bulaklannm(pmarlanmn) adlan ve faydalan nedir?
dolu, krav ve bulutlann adlan, faydalan ve alametleri nedir?
ustası),
terzi,
ipek ve pamuğun becerilmesi bunlardan dokunan şeyle
ve usulleri
6-Ağaçlann sebzelerin ve otlann müalice(tedavide kullanımlan) ve
başak otlannm adlan ve faydalan.
22-Hana(hah), çarşaf, çargat(eşarp), şal gibi dokunma şeylerin
adlan ve karastılan.
meşe ve bostan m ej^eleri.
23-Müteferrik elçiler ve adlan.
8-Ev ve çöl hayvanlan, azarlan(hastalıklan) ve müalicelerinin
adlan, bu hayvanlann mahsulleri fayda ve zararlan, beden hisseleri ve
onlann adlan.
24-Minek
(binek) ve yük arabalannın adlan ve hisseleri
25-Denizde, demiryollannda, tiyatroda, ressamhkta, musikide,
mimarhkta heykel-traşhkta, mürettiblikte vesair nefıs sanatlarda işletilen
9-Ev, çöl, göl ve göçer kuşlanm n adlan ve faydalan.
ıstılahlann Türkçeleri yahut Türkçeleşmişleri?
10-Haşeret, yılan, çıyan ve bahklar.
26-Tapmacalar(bulmacalar), yanıltmaclar(tekeriemeler), masallar,
bedeninin uzuvlan, azalan ve müaliceleri.
değişmeler ve bilmecelerin birer toplangıçlan.
12-Komşu ve kohumlann(akraba) adlan.
27-Oyunlar
13-Yaylak, kışlak, avlak şehir ve kend(köy) debleri(adetleri).
28-Nagıllar(rivayetler) toplangıcı.
14-Atlann yürüyüşleri, renkleri, yaşlanna göre adlan, azarlan ve
29-Toy,
müaliceleri.
ve oyungaçlann toplangıçlan.
vay, nişan, nişanbazlık ve ağlaşma debleri(adetleri)
sözleri.
15-Ekim
işleri, istimal edilen karastılann(alet, edevatm) adlan.
30-Şikesteler, bayatılar, aşık değişmeleri ve sözleri.
16-Hububat isimleri ve becerilmeleri, bunlardan pişirilen çörekler,
börekler,
benna(inşaat
adlan.
21-Yün,
5-Taşlann, topraklann ve madenlerin adlan.
11-İnsan
demirci,
başmakçı, taşçı, çekmeci, vesair sanatçılann adlan ve karastılannın
4-Orada esen küleklerin(rüzgarlann), yağan yağışlann karlann,
7-Bağ,
20-Harrat(mobilyacı),
portlama,
irçallar(reçeller)
ve
kaynatma,
haşlama,
mürebbelerin(reçel,
kurutma,
marmelat)
içkiler,
adlan
ve
hazırlanması.
17-Ev
31-MuhteIif fe’ller(iş bildiren kelimeler).
Bu otuz bir maddenin her biri üç dört fasıldan ibarettir ki, herisini
meydana getirmek için yıllarca çahşkanhk isteyecektir. Biz burada
program evezine muhtasar bir proje gösterdik ki, belki yoldaşlanmızm
mukallafatı, avadanhk, kabkacak, paltarlar(her türlü giyim
dilcilik heveslerini büyütek.
eşyası) ve matbah(mutfak) karastılan(aletleri).
Bu meselede en büyük dikkati oraya vermelidir ki herkes anadan
18-Bayramlar ve onda yapılan şenlikler.
olduğu kasabanm sözlerini toplamağa çalışsm. Kelimelerin o yerierdeki
19-Biçim
ve dikiş usulleri, şekilleri ve karastılanmn adlan.
telaffüzlanm yeni elifbarmz ile yazm. Ta ki hangi telaffuzun galebesi
kolaylaştıracağı açıktır. Bundan başka bu ıstılahlann varlığı, kitap
aydmlaştınlsm.
yazanlann ya tercüme edenlerin cür’et ile işe girişmelerine yol açacaktır.
Telaffiızlann m uhtelif suretlerini göstermenin büyük faydalan
Olabiler ki Araplann ve Farslann geliz ibareleri, kelimeleri
olacaktır. Bir telaffiızun başka telaffüzlar karşısmdaki üstünlüğü belli
anlaşılmayan
şiveleri,
terkipleri
ve
kaidelerine
ahşmış
olan
edilenden sonra, yol verilmez ve şive başkahklan da lağv olup gider.
anlakhlanmız, bu ıstılahlan okudukça kah-kah gülsünler ve yüreklerinde
Neceğim şimdi Ruslann şiveleri sair şivelere galebe çahp kurtarmıştır.
bu iş de çalışanlara akılsız ve deli desinler. Olabiler ki bu ıstılahlar bir
Bundan ilave toplanmış kehmelerin ilmi ıstılahlannı, ister Arapça
çok ince kulaklan rahatsız etsin. Birçok yazıcılanmızı büyük engellere
olsun, ister Rusça yahut Lätince mahal ıstılahlan ile beraber yazıp
ve düşüncelere uğratsm, olabiler ki bir çoklanmızı “Aman: güzel
gösterilmesi çok faydah olurdu. Her gäh mümkün ise, bir çoklannm d a
dilimizi gör ne hala salırlar!” deye, bağmlsm.
Bunlann hamısı olabiler.
şekillerini çekip, altma mahal ıstılahlanm yazmak lazımdır.
Bu yolda işlemek arzusunda olan yoldaşlara gazete ve mektup
Ancak bu bağırtılar, bu gülüşler ve itirazlar bizi korkutmayacak ve
vasıtasıyla kömek etmeyi idaremiz uhdesine ahr. Her gäh her mahalde
sıkmayacak, çünkü bu yeniliğe gülenler ve “eyvah dil elden getdi” diye
bir şahıs ciddi işe girişirse 20-30 neferin kömeği ile dört beş yıldan sonra
bağıranlar dayaz(sığ) düşünceli yanmcıklanmız olacaklar. Bu gibiler de
Türkçenin
başka cür(türlü) edebilmezler, gerek de bağıranlar hakiki anlakhlanmız
Azerbaycan’daki
“folkloru”
toplanmış
olacak.
Mahal
şubelerimize bu hususta vaktiyle kılavuzlar verilecektir.”^*
ve milletin geçmişini, şimdiki halini ve geleceğini gören ve düşünen
okumuşlanmız ise, bu işe derin bir düşünce ile bakıp kaidesiyle bu
37- Yeni
Istılah (Terim)
“Merkezi İcraiye Komitesi’nin ıstılah komitesinin çalışması netice
ıstılahları tenkit edip, öz fıkirierini yazacaklar. Buna göre biz de
gülenlerden korkmayıp, tenkitçilerimizi alkışhyacayık.
Eğer
sehv
vermeğe başhyor. Bugünlerde bitkiler, dirgiler(hayvanlar), coğrafya,
etmiremse, bu yeniliği sevmeyenlerin çoğusu “bu ıstılahlarm bele olması
hesap ve başka bilgilerin, ilimlerin, Türkleşmiş ıstılahlan birinci mertebe
bizi Osmanh Türklerinden ve de başka Türklerden ayrı salacaktır” diye
mektepler için, söylediğimiz bilgilerden, ders kitaplan hazırlamağa artık
derecede elverişli olacaktır. Çünkü bu ıstılahlar ile düzülmüş veya
korkmaktalar. Bu düşüncede olan kardaşlarımız korkmasmlar. Çünkü
evvela Osmanlı Türklerinin özleri de bizden yahşi anlamışlar ki onlann
tercüme olunmuş bilgi kitaplannm hem uşaklar, hem de kendli(köylü) ve
evini yıkan, onlan medeniyetçe bu kadar geri salan hep bu dilimizin
fehleler(işçiler) için aydm, asan olacağı şüphesizdir. Bu ıstılahlar ile
Araplaşması ve Farslaşmasıdır. İkinci doğrudur, bizim bu ıstılahlan
düzülmüş kitaplardan ders aparmak muallimlerin işini biraz yüz
İstanbul’da
yaşayan
yüz
bin
nefer,
dilce
Araplaşmış
Türkler
anlamayacak. Ama bunun dışmda Anadolu’da yaşayan on milyonlar ile
Türkler anlayacaklar.
Anadolu Türkleri, İstanbul’un İngilizleşmiş
Türklerine şimdi galebe çaldıgı gibi sonra da, dil meselesinde de
Dağlar uçarak dere düzlendi
İstanbul’un Araplaşmış Türklerine galebe çalacaklar. Demek ki biz,
Ölge varmaya bulundu hep yol
Osmanlı Türkleri ile ayn düşmeyip, birleşeceğiz.
Yüz kayguda kalan Türk eli
Herhalde bu yeniliği Türk aleminin medeniyete ulaşması için ilk
Uykudan tiksinip
bulmuş
“Yeni
Yol’
adım ve doğru yol saymaktayız. Böyle saymayanlar ve biz ile razı
olmayanlar düşüncelerini ispat etsinler.
N asırh”“
Öğretici”^^
39- Elifbanuzı Hariçte Neçe Karşıhrlar?
38- Yeni Yol (Ana Dilinde)
“Bugünlerde İtalya’da okuyan talebe arkadaşlanmdan biri bana bir
Bir gece yüreğimde olan türlü türlü düşünceler meni uykulatmadı.
mektup yazmıştır. Hemin mektupta yoldaşım, yeni hurufatın hayata
Saat ikiyi çaldı, yazı odama çekilip yeni bir ışık altmda uzak
tatbik edilmekte olması haberini, şadlık ile öğrendiğini yazarak bu
geçmişlerin yazılanm elleştirmeğe başladım. Ne için Türklerin ilk
günlerindeki, yazılanm ve dillerini öğrenmek istiyirdim.
Bu iş meni çok yordu. Kabakta söyleyip geçtiğim dileğe ermek için
bütün bitqu (kitap) durmuştu. Elleştirdim. Aktardım ve okudum.
-Türklerin öz dilleri ve yazılan olmuş. Ancak bugün onlar yoktur.
Nerede imiş?
uğurda çahşanlan tebrik edip, onlara muvaffakiyetler dilir.
Sonra “Artık Azerbaycan’m çırası yandı. Bu çırayı hiçbir kuw et
söndüremez. Bu adım bizi kusurlu ve noksanh Arap hurufatı esirliğinden
kurtanp, necat yoluna çıkanr. Yaşasm yeni ehfba” yazır.
Doğrudan da beledir: Arap hurufatı ile yazısı olan milletlerin hepsi
gözümün önündedirler. Uzağa gitmeye ihtiyaç yoktur. Bir defa ırk ve
-Onlar, o yazılar ve o diller yıkılmış dikililerin altmda özümüz gibi
cinsten bir olduklanmızdan bakahm ve kabiliyet cihetince de bir olması
topraklara gömülmüştür. O yazı ve dillerin hepsi Arapça ve Farsça’dan
lazım gelen Türk milletlerinden, Arap hurufatı işletmekte olan sair
çok çok uzak idi. Onlar kıunsalhklardan uçmağa başlamış, kartallann
Türkler ile M acarlan götürürsek; Macarlann, ilim, fen ve sanayide
tımağı altmda parçalanmış ve yancan olarak ilk baş kesenlerin bıçağı
Avmpa’nın en müterakki milletlerinden hiç de geri kalmadıklan apaydm
altmda inlemektedirler.
meydana çıkar.
Bele düşünceler içerisinde başım gicelleruneğe(dönmeğe) ve
Acaba, bizim ruhsuz bir beden gibi, hareketsiz olarak durmamıza
gözlerim karanhklanmaya başladığmdan, çölde yeni ve serin serin
ve bizimle hem soy ve hem cins olan Macarlann terakkisine sebep
esmekte olan yele karşı baş ve gövdemi açmak için dışan fırladım.
nedir? Hiç şüphe yoktur ki, bizim geride kalmamıza sebep Arap hurufatı,
Uzaktaki bir yabancımn çaldığı düdükte, bele bir türkü işitilirdi;
onlann da terakkisine sebep Latin humfatı olmuştur.
Demek eğer terakki etmek istiyirsek, daha doğrusu yaşamak
istiyirsek, ilim ve fen cihetince özümüzü sair milletlere yetirmeliyiz.
sözleri de asanca Türkçe yazıp milletine anlatırdı ve bunun ile de özge
yazıcılara yol göstermiş oldu.
Bunun için de hiç durmadan kurs ve faydasız taassubu bırakarak, eski
Osmanhlann köhne şairlerinden Bragmah Kadir Efendi’de Türk
Arap hurufatmı sarfmazar etmeye ve onun yerine Latin hurufatmı
dilinin yad sözler ile doluşup, haraplandığmı gördüğü için yanıp yakıhp
öğrenmeye çahşmah ve telesmehyik(acele etmehyiz).”
ve onu bu hale salanlan bu şiir ile Türk eli içinden çıkanp, kovahyor.
Arapça isteyen Arabistan’a gitsin,
40- Dil Meselesi
Farsça isteyen İran’a gitsin.
“Her milletin öz ana dili aydmdır. Sonra millet çoğahr. Baskm
Frenkler, Frengistan’a gitsin,
gelir, ya da ezilir. Özge milletlere yanaşır, birçok sebepler yüzünden,
Biz Türküz, bize Türkçe gerekdir.
yavaş yavaş onlann danışıklanndan (sözlerinden) sözler ahr, öz dili
Mir Abbas M ir Bağırh”^^
içine, damşığma kanştınr ve komşunun dili beledir, ben de dilimi ona
41- N. Nerimanov’un Maruzası
okşatim(benzeteyim) diyerek bu kaide ile öz dilinin içine yalan yanhş
Tiflis’te Dekabır(Arahk) ayınm üçünde Türk dram cemiyeti
sözler kanştm p, hem özünü, hem özünün güzel ana dilini gülünç hale
tiyatrosunda Yoldaş N. Nerimanov, yeni Türk elifbası baresinde
koyar.
maruzada bulundu. Buraya çok adam gelmişti. Çoğu muallim ve
Şimdi Rus sözlerini getirip, dilimize kanştırdığımız gibi vaktiyle
de Arap ve Fars dillerinden sözler ahp kanştırmışız. Dilimizin kaşmı
muallimeler idi. Bundan ilave yeni Türk ehfbasmm komite uzuvlan da
orda idiler.
aldığımız yerde gözünü çıkartmışız.
N. Nerimanov, köhne hurufatm(harflerin)
Araplardan
kabul
Yahşi ki, babalann eylediği bu fenahğı, şimdi biz oğullar başa
olunduğunu ve bu hurufat ile yazılmış yazılann Türk dili için çok
düşmüşük. Bu yanhşlığı Türk milletinin her ülkesinde duyup anlamışlar
çetinlikler türettiğini mufassalan(uzun uzadıya) beyan edenden sonra,
ve bunun çaresini aramağa başlamışlar. Bizim Kafkas’ta olduğu gibi
deyir;
Tatarlar ve Osmanhlar içinde de bu yolda çok çahşanlar var. Bunun
içinde çok yazılar yazmışlar ve yazmaktadırlar.
“Biz yavaş yavaş adım atmamahyız. Çünkü başka halklar maarif
ve medeniyetçe bizden çok ileri gitmişler. Ama biz geride kahp
Türk bilicileri arasmda bu düşünce ve bu çahşkanhk çoktan beri
durmuşuk. Yitirdiğimiz vakit gayet değerlidir. Bir dakika olsun işsiz
başlamıştır. Kafkasyamızda ya Azerbaycanımızda rahmetlik Zerdabi
kalmamahyız. İş ile uğraşmahyız ki beşeriyet için faydah olsun. Bazen
Hasan Bey, “Ekinci” gazetesiyle ve yazdığı kitaplan ile fen için işlenen
de meyva ahşverişi dahnca dolaşacağımız hiç fayda vermez. İnsan
yaratıcı olmalı ve beşeriyete lazım olan şeyleri icat etmelidir. Bundan da
ötürü bilgi ve ilim lazım olur. Bilgi içinde asan elifba ister. Hulasa bu
eski elifbanm ne kadar çetinlikler çıkardığmı ve ne kadar vakit
yitirdiğini ancak muallimler yahşi biler.
Yoldaş Nerimanov’un maruzası, pek iyi tesir bırakmış olduğu
mecliste müşahede olundu. Yoldaş Nerimanov alkışlar arasmda mechsi
terk etti.®^
Bundan ilave bu yeni elifbanm tashihe ihtiyacı olan yerlerini
düzeltmek için ve mezkür ehfbayı daha bir geniş surette hayata tatbik
42- İşin Sonuna Bakmalı
etmek ve daha esaslandxrmak kastiyle, Türk aleminde büyük bir terakki
meydana getirmek için Türk ve cem’i Türkçe danışan taifelerden bir
konferans çağnlması fikri bizde çoktan beri vardır ve biz buna
çahşacağız. Fakat konferanstan kabak(önce) biz istirik ki, Yeni Türk
elifbası ile neşredilmiş balaca kitaplar olmahdır ki, biz onlan
konferansta materyal olarak gösterek ve deyek ki; Latin hurufatı ile
yaptığunız ancak bunlardır. Ancak bımlan vücuda getirmişik. Bu
cümleden Azerbaycan’da yavaş yavaş balaca
gazete
vs. jumal
neşredilmektedir.”
Altı yedi ay bundan ewel, yeni ehfba kitapçası çaptan çıkan
günlerde bize deyirdiler ki, bu iş yürümez. Bu iş bizi şark milletlerinden
ayınr. Deyirdiler ki, bir avuç Azerbaycan Türklerinin çıkardığı bu
yenihği hiç kimse kabul etmez. Bu gibi sözler çok işitirdik ve kulak
ardma sahp öz işimizde çahşırdık. Neticede ise bu az müddet içinde
Azerbaycan’m çıkardığı bu yeni ehfbanm sesi dünyanm her tarafma
yayıhp, halkın yükselmesini seven anlakhlann alkışlannı komitemize
ulaştırdı. Burada da fehle(işçi) ve kendhlerimiz(köylülerimiz) duygulan
ile bu yeniliğin elverişli olmasmı anlayıp, bunu öğrenmeye heves ve
Yoldaş Nerimanov maruzasma nihayet vermeden e w e l bu sözleri
çabalannı artırmaktadırlar.
de ilave etti; “Yeni elifba tedricen neşrolunacaktır. Onun ile beraber
Demeli ki elifba diriliğe geçmekte ve gitgide canlanmaktadır. AUı
Arap ehfbası da kalacaktır. Yeni ehfba hususunda biz adımımızı yavaş
ay evvel o sözleri bize diyenler elifbanm bele ilerlemesini görüp, şimdi
yavaş atacağız. Fakat attığımız bu adım kati ve sağlam olacaktır. O vakte
de başka sözler söylürler. Onlar deyirler ki, dilimize el vurmayın. Çünkü
kadar millet özü yeni ehfbanm lazımı, gayet yüngül ve elverişh
bu dil meselesi çok ehemmiyetli ve korkulu bir meseledir. Bu sözlerine
olduğunu takdir edip Latin hurufatı ile yazılmış ehfbayı kabul edecek ve
de büyük deliller getirirler.
yeni zamanda eski ehfbamn işsizhğini anlayarak onu da reddedecektir.
Tiflis’teki Yeni Türk Ehfbası Komitesi nöbeti iclaslar çağınp
maruzalar verecektir.
Bu cümleden olmak üzere
yakmda Türk
muharrirlerinden Ömer Faik Yoldaş Arap hurufatmm tarihi ve onun
Türk dihne ne suretle götürüldüğü hususlannda maruzada bulunacaktır.”
-Evvelinci delilleri budur ki, dile el vurulursa, yani dilimiz Arap ve
Fars
sözlerinin
tesiri
altmdan
kurtulursa,
şimdki
edebiyatımız
mahvolacak.
-İkinci delilleri budur ki: bu yeni ıstılahlar ile okuyup, mektep
kuftaranlanmız
anlayabilecekmiler.
İstanbul’a
okumağa
gitseler,
oradaki
dili
-Üçüncü delilleri de budur ki, biz Arap ve Fars sözlerini değişip
evezinde Türk sözleri işletsek dilimiz kasıplaşacak.
43- Yadigär
Yeni Türk elifbası yolunda çalışanlar başlarmı aşağı sahp öz
“Meseleye özden bakan da bu deliller dogru görsenir, ama biraz
derin düşündük de bu delillerin esassız ve yersiz olmaları açıkça
anlaşılır.
vazifelerini bitirmektedirler.
Bunlar var hevesleri ile özlerini bu yola tutup getirdiler. Ve gidegide ne dala(arkaya) ve nede sağ sola bakırlar.
Bize yakm olupdur ki, bizim şimdiki edebiyatımızdan millet hiçbir
fayda alabilmir. Çünkü halkımız Arap ve Fars sözlerini bilmediğinden
onun (edebiyatm) diUni ve manasmı anlayabilmir. Bir edebiyat ki,
anlaşılmır, halkm ruhunu güzellendirebilmir ve istenilen neticeleri
verebilmir. Millet için mahvolmuş gibidir. Ama diHmiz sadeleşirse,
yazıcılanmızm yarattıklan edebi eserleri anhşıhr, okunur ve edebiyattan
gözlenen neticelerin hepsi yüze çıkar. Demek ki edebiyatımız ne inki
mahvolmaz, belki daha da tez diriler.
Niye hiç bir yana çönmürier(dönmüyorlar)? Niye ağma, karasma
bakmirlar? O sebeple ki tuttuklan işe artık inanmaklan var. O sebeple ki,
bu yeni yola bir zerre kadar şek eylemirler (şüphelenmiyorlar).
Yeni
Türk
elifbasmm
hadimleri
çattıklan
bu
zahmetlerin
mukabilinde zahirde hiç bir şeyin eshabı değiller. Ve belki de halkm
nazannda mutsuz bir fehledirler. Ama bu kadar var ki, teessüfler edirler,
herhalde buna dikkat edip, fehlelerin bu arzusuna çatmalanna idareler
tarafmdan lazımlı ehemmiyet ve kömek gösterilmelidir”^^.
İkinci deUle geldik de, bunu deyebiUrik ki, Rus dihnde okumuş
cevanlanmız gidip İstanbul’da, Beriin’de, Paris’de okuyabildikleri halda
Türkleşmiş dilde okumuşlanmız oralarda daha da yahşi okuyabilirler.
O
ki kaldı dilimizin kasıblanmak(fakirleşmek) meselesi; bu da
doğru değildir. Belki tersinedir. Çünkü “meludul humusa ovasma “turş
doğar”ya,
44- Yeni Türk Elifba Komitesi’nin Geniş İclası
“Dekabınn
14’ünde
“Yeni
Elifba”
komitesinin
Samed
Ağamahoğlu sadareti ile geniş iclası vaki oldu. İclasda komite
uzuvlanndan başka Zakafkas Harici Ticaret Komiseri Muhammed
yani metruk evezine “çıkılan” demek ile dil kasıplanmaz,
Hasan Hacinski, Azerbaycan Halk Sıhhiye Komiseri Dr. Kadirli ve
belki daha asanlaşıp, daha da zenginleşip, millete bin türlü fayda
Azerbaycan Halk Ticaret Komiseri Yoldaş Hamit Sultanov iştirak
vermekten başka hiçbir zaran olabilmez.
edirler.
Zannımızca, altı yedi aydan sonra, “dilimize el vurmaym” diyenler,
Kazan’da, “Yeni elifba”nm ne gibi karşılandığı hakkmda Dr.
görecekler ki bu dil meselesi elifba işinden de tez ve yahşi ilerleyip
Kadirli
büyük neticeler verecektir. Bakahm, onlar o vakit ne söyleyecekler.
hadimleri ve mesul işçileri, hususen Kazan Halk Komiserleri Şurası
Öğretici”^''
izahat verdi. İzahattan anlaşıldığma göre; Kazan maarif
Reisi yoldaş Muhtarof, hemkärlar ittifakı sadn yoldaş Umerof ve Kazan
muharriri İbrahim Alimcanof, “Yeni elifbanm” ciddi taraflandırlar.
Tataristan, Türkistan ve başka Türk cumhuriyetleri de Dr. Kadirli’nin
ki, hele bir çok üniversite kurtarmışlanmız var ki bu büyüklükte
teklifıne göre, nümayendeler göndermeyi iclas kat ‘etti.
günbültü ve gürültülerin seslerini hele işitebilmişler. Çok yazıcılarımız
Türkiye, Tiflis şubesi uzvu M. H. Hacinski’nin izahatmdan malum
oidu ki, Tiflis şubesi şarkm umde merkezleri ile alakaya girişmiş,
İstanbul’da ve Tebriz’de komitenin nümayendeHkleri(temsilcilikleri)
tesis edilmiştir. Türkiye ile sıkı alakaya girişmek için Tiflis Şubesi
Ankara Matbuat Müdürü Ahmed Bey Ağaoglu’na müracaat edip ondan
yardım istemiştir. Bundan başka Zakafkas Cumhuriyeti Ankara siyasi
mümesihli vatandaş Ebilof ile Tiflis Şubesi daimi rabıtada bulunuyor.
Azerbaycan’da yeni ehfba gün günden intişar tapır. Bütün
kazalarda teşkil edilmiş şubeler ciddi surette çahşırlar. Bakır maden
dairelerinde fehleler(işçiler) arasmda yeni elifbaya olan heves merakh
bir iştir. Fehleler defalarla matbuat vasıtası ile elifbaya olan meraklarmı
bildirmişler. Bımu nazara alıp, iclas kat etti ki; Azerbaycan Merkezi
İcraiye Komitesi’nden iptidai mekteplerde haftada bir defa yeni elifba
dersi geçirilmesinin mecburi edihnesini kararlaştırsm”.^^
var ki yalavaclan ve onlann söylediklerini beğenmedikleri halde bu
elifba ve dil meselesini işittikçe ağızlanna turşalca(ekşi yiyecek) almış
adamlar gibi öz gözlerini büzüştürürler. Bir çok anlakhlanmız var ki bu
meseleleri düşünende; “bes bizim edebiyatımız, bizim bu kadar
kitaplanmız nece olsun!” söylüyorlar. Öbür taraftan, bizim zavalh
halkımız hangi açık dilde yazılan gazetelerde ve jumallerde bu gibi
ehemmiyetli meseleler baresinde düzülmüş makaleleri okuyabilir ve
geçmişte Azerbaycan’m hangi gazetesi bu meseleleri yazmağa geniş bir
meydan açmıştır?
Bu meseleler yenidir. Hele çok berkdir. Hele çok da gerek
çiğnensin ki, yumuşayıp yutulmağa layık olsun. Bunu ispat için
aşağıdaki getirdiğim misal bes olar.
Bu saat hükümet matbaalannm birisinde eski şairlerimizden
birisinin eseri çap olunur. Bu kitabı da çapa veren büyük bir idaredir.
Bu kitabm içinde olan çetin sözlerin manalannı anlatmak için ahırmda
45- Hele Çiğnenmeyip
“Bugünlerde düşünce yoldaşlanmızdan birisi bizim bu gazetemizi
eline ahp bir neçe söz söyledi. O sözlerinin birisi de bu idi ki gazetelerde
yazılan meselelerin çoğusu çeynenmiş sözlerdir. “Kim bilmir ki Arap
elifbası çetindir? Kim bihnir ki dil gerek asan olsun?”
Yoldaşımızm bu sözü hak olsaydı, ben zahmet çekip bu aşağıdaki
sözleri yazmazdım. Ben de cüret ile deyirem ki elifba meselesi de dil
meselesi de, hele neçeki lazımdır. Çiğnenmeyip, çünki çiğnenmiş
hörek(yemek) ağızda dayanmaz ve özözüne yutular. Amma biz görürük
lugat sütunlan vardır ve o sütunlarda şöyle sözler vardır: “Kanaat:
muhasala, kefaf-ı nefs edecek miktar ile iktifa etmek. Keşmekeş:
münazaa, muharebe, mukabele ve ızdırap, vs.”
Buna göre hiç kimse diye bilmez ki iş bitmiştir. Her gäh bu
çiğnenmiş saydığımız meseleler doğrudan da çiğnenmiş olsaydı, o kitabı
çapa veren düşünürdü ki; bu kitap Türkler için çap olunur ve onun lügat
hissesini bir nazardan geçirirdi.
Öğretici”^^
46- SebebiVar
karanlıklan içinde can çekişen Kafkasya Müselmanlan için medeniyet
“Komünist gazetesinin numaralannda maarif işlerinin, yahşi
ve
terakki
yollan
gösterildi.
Dünya
matbuatmdan
geri
kalan
gitmemesi baresinde fehlelerin şikayetlerini okuyoruk. Meselen; geçen
matbuatımıza möhkem bir hareket hattı açıldı. Artık bundan sonra
nımıaralann
yüreklerde terakki ümidi beslenebilir. Artık bundan sonra m aarif ışığı
birisinde
yazılmıştı.
“Rus
fehlelerinin
içine
lektorlar(tebUğciler) geUp, haftada iki üç defa leksiyalar(tebhğier)
okuyup, onlara her türlü malumat verirler. Acaba Türk lekton(tebhğcisi)
Kafkas Müselmanlanna nurunu saçar.
Sözümi kurtanram, Yeni Türk Elifbasmı,
tertip edenlere, yeni
yoktur mu ki, bize malumat versin? Hemin gazetenin 283’ncü
medeniyete, yeni yol gösterenlere selamımı arz edirem ve talebelik
numarasmda okuyoruk: “Kıraathanede birce Komünist gazetesinden
namma Kafkasya talebelerine “Yeni Yol vasıtasıyla;
başka gazete ve mecmua yoktur. Burada Türkçe’den her tür ilmi, fenni,
Parlak olsun. Yeni Yolumuz! Söylüyürem”^^.
edebi kitaplara ihtiyaç hissedihr.”
Bunun birce sebebi var o da budur ki, Arap ehfbası ve çetin dil ile
çıkan gazeteleri, mecmualan ve kitaplan fehlelerimiz okuyabilmirler ve
anhyabilmirler. Okunması ve anlaması çetin olan
eserde insanı
usandmp, bezdirdiğinden hiç aktanlmaz(aranmaz), aktanlmayan şey de
48- Yeni Yol Gazetesi İdaresine
Lankeran
kazasmm
Argivan
nahiyesinin
Mosah,
kend
mektebinden:
Hürmetli Müdür: Menim bu bir neçe sözlerime gazetenizde yer
vermenizi hahiş edirem.
kıraathanede bulunmaz.
Yeni elifbanm, yeni yolun bize artık derecede menfaatli olacağmı,
Bes, “Yeni Ehfba” yürütühneh ve dihmiz asanlaşmahdır.
Öğretici”^^
yahşi neticeler vereceğini düşündük, anladık. Çünkü biz bunu burada
47- Mektup
tecrübe ettik. Odur ki bu tecrübenin neticesini yazmağı vacip bildim.
Bakü Muhterem “Yeni Yol” Gazetesi İdaresine!
Arap elifbası ile okuyan uşaklann çoğusu iki yıldır ki birinci derecede
Gazeteleri aldım. 4.300.000 manat posta ile gönderdim. Yine
kalmıştılar. Hemin uşaklan bu yeni elifba ile okutmaya başlayandan iki
ay sonra bunlann hamısı ikinci derecede oturup okumağa layık oldular.
muayyen vakitlerde gazetenizi göndermenizi hahiş edirem:
Beni ve benim gibi mektep talebelerini muhterem gazetenizin
çıkması ile sevindirdiğinizden dolayı yüreğimin en derin köşesinden size
ve sizin gibi maarif hadimlerine teşekkür ederim.
Hakikatte
de
kalbimin
sevincini
saklandırmağa
muvaffak
olamıram. Çünkü Yeni Türk Elifbası ile asırlarca cehaletin müthiş
Açık deyirem. Bu elifba, biz muallimleri de, yazık balalan da büyük
eziyetlerden, büyük çetinliklerden kurtaracaktır.
Ona göre yürekten söylüyirem; yaşasm o yoldaşlar ki, bu yeni Türk
elifbasını varlık meydanına çıkartıp, bunun yayılması için çahşırlar!
Mosalı Mektebinin Muallimi
M ir Sahib H.”™
Pisle, azizim, pisle. Herçend çah-çah ancak öz başmı ağntmağa
kadirdir. Herçend değirmen işleyecek ve pishk sen gibi tek vatan
düşmanlanna kalacak. Ama gene sen “berayi ihtiyat”, öz işinde oi, öz
pislemeyinde ol.
Koy senin için bu da bir teselli olsım. Koy senin tarafmdan Arap
49- Mene Ne!
hurufatma bu da bir “matem ve te’ziyedari” hesap olunsun.
Bizler deyirik: Mene ne, Farslar deyir: be men çe?
Cehl Memmedguluzade”’'
Bu ibarenin manası budur ki, men deyirem her bir işin başmda
men özüm olum ve o işteki, men yokam-o işi de pisleyeceğem.
50- Kimden Öteri
Meselen, eşidirem ki, sen bir heyr iş başlamısm; Meselen, açlara
kömekhk yığırsen, ya köprü kayınrsen. Herçent o işler öz-özlüğünde
Bu yeni hurafat kimden öteri icat oluştu? Bu barede çok danışık
var ve bu mesele çok dolaşık meseledir.
fena iş değiller, belki hele yahşi da bir iştirler. Ama zemeni ki, sen o
işleren mensiz başlamısan ve menim orada adım-sanım yoktur, men
Doğrudan da öz aramızda, bu yeni hurafat kimlerden öteri
lazımdı?
elbette o işlerin hiç birini tasdik etmeyeceyem. Çünkü, bunlar hamısı
geçenden sonra mene şöhret lazımdır.
Şimdi gelek yeni Türk ehfbasma. Şimdi sen ne deyirsen: Bu
Men biHrem sen ne cevap vereceksen. Sen diyeceksen ki, bu yeni
hurafat tez vakitte savath olmak isteyenlerden öteri lazımdır. Sen
diyeceksen-asan yazıp, okumak aktaranlardan öteri lazımdı.
yahşi şeydir, lazımh mı iştir yerindedir mi bu ihtıra, vaktindedir mi bu
inkılap?
Ama mende sene cevap vereceğim ki, ahı senin mene zorunki,
yoktu.
-Beh, bunlar hamısı yerindedir ve yeni hurufata sözüm yoktur.
Sen mene deyirsen: “Savat öğren!”
-Bes ne isteyirsen? Bizle varsan ya yok?
Ahı, bir insaf ele, ewela, bir mulahize ele gör mene savat
-Hayır.
-Ne sebebe, balam? Sözün nedir?
lazımdı, ya yok? Eğer desen ki, lazımdı.
Onda men senden soruşaram ki, “hüb, de görüm savat mene
-Sözüm budur ki, bu işte benim adım yoktur.
neden öteri lazımdı? Bu beş günlük dünyaya biz azdan öteri gelmemişik
-Hub, şimdi bes ne eylemek? Şimdi bes fıkrin nedir?
ki, mesaih-şeriyyemizi bihp, Müselmanhğımızı yerine getirek, ta ki
-Fikrim budur ki, men de yeni hurufatı her yeri gelende pisleyem.
mizan-terazi kurulanda Allah yazında sermsar olmayak.
Sen mene deyirsen: “Savat öğren!”
İndi birce bunu mene de görüm, sen özün ne bilirsen? Meselen,
sen bilirsen mi cehermemin nece adı var? Sen bilirsen mi behişt ehhnin
hörekleri nedir? Ve bele-bele mesele senin kabağma koyaram ki, onlarm
hiç birinden senin haberin olmaz.
Tarih boyunca çok geniş sahalara yayılan Türkler, bu sahalarda
temas ettikleri çevrelere göre çeşith yazılar ve çeşitH alfabeler
kullanmışlardır. Göktürk, Uygur, Mani, Brahmi, Arap, Süryani, Latin,
Slav vs. Türklerin kullandıklan alfabelerdir. Fakat bu alfabelerin çoğu
Yoksa çokta “Yeni hurafat, yeni hurufat” sözü danışma.
Müselmanhk yeni hurufattan ibaret değil. Müselmanhğm özge yollan
var. Men ölüm, incime!
muhtehf zamanlarda, smırh sahalarda ve smırh zümreler tarafmdan
kullanılmıştır. Bunlar içerisinde, gerek saha, gerekse zaman bakımmdan
en geniş olarak kullamlan ve Türklerin umumi alfabesi haline gelenler,
Cehl Memmedguluzäde”^^
Göktürk, Uygur, Arap ve Latin alfabelerdir.
İlk milli alfabe olan Göktürk alfabesinden sonra, Türklerin ikinci
umumi ve milli alfabesi Uygur alfabesi olmuştur. Bu yazı İslamiyet’ten
önce en geniş şekilde kullamlmış ve X.yüzyıldan itibaren, İslamiyet’le
birlikte yerini Arap asılh Türk yazısma bırakmaya başlamıştır. Türkler
arasma
İslam
dinini
kabulle
giren
Arap
harfleri,
X.yüzyıldan
XX.yüzyıhn başlarma kadar, bin seneye yakm bir zaman sürecinde
kullanılmıştır.
Türkler tarafmdan çok uzun ve geniş ölçüde kullanılmış olmasma
rağmen, Arap alfabesi, bu dilin kendi özelliklerine göre kurulduğundan,
Türk fonetiğine uymayan bir yazı sistemiydi. Bu alfabe, kuruluşu çok
farklı olan Türkçe’nin ses varhklannı doğru ve tam gösterecek
özelliklere sahip değildi.
İşte bu nedenlerden, Arap harflerinin kullanılmaya başlamasmdan
sonra, yazımda çıkan sorunlar ve bu harflerin Türkçe’ye elverişli hale
getirilmesi
için,
bütün
Türk dünyasmda Arap
harflerinde
ıslah
çalışmalan gündeme gelmiştir. Türk halklan içerisinde bu çalışmalann
72
Yeni Yol, 21 Yanvar/Ocak 1924, No:2.
en yoğun yapıldığı yerlerin başında Azerbaycan gelmiş, hatta bu hususta
1920 yılmm sonlanna doğru bu mesele yeniden gündeme gelmiş ve
öncü bir konumda olmuştur.
Arap harflerinin ıslahı taraflan olanlar ile Latin alfabesi temeline dayah
Azerbaycan’da bu meselede iki görüş hakim olmuştur. Birincisi,
yeni bir alfabe hazırlanması taraflan olanlar görüşlerini dile getirmişler
Arap harflerinin ıslah edilerek Türkçe’nin yapısma daha uygun bir hale
ve bunlann gerekçeleri üzerinde durmuşlardır. Sonuçta; Latin harflerine
getirilmesi, ikincisi ise, Arap harflerinin tamamen kaldınlarak yerine
geçişi hükümetin de desteklemesiyle bu konuda ilk adım atılmış ve
yeni bir alfabenin getirilmesi.
Nisan 1922’de Azerbaycan’da Latin esash yeni alfabeye geçişi
Eski yazı sistemini ıslah etmeyi veya yeni alfabe düzenlemeyi, top
yekün medeni yükseliş ve özeUikle eğitim-öğretimde ilerleme için ilk
destekleyenler tarafmdan “Yeni Türk Elifba Komitesi” oluşturulmuştur.
Yeni Türk Elifba Komitesi, kurulmasmdan itibaren hızlı bir
şart sayan aydmlar, bu yönde faaliyete geçmişlerdi. Bu konuda en açık
çahşma içerisine
bir şekilde düşüncelerini ortaya koyan ve bunun için faal bir şekilde
başlamıştır. İlk olarak Latin harflerine dayah “Yeni Türk Elifbası”
çahşan ilk ve en önemU isim Mirza FethaH Ahundzäde olmuştur.
hazırlanmış, alfabe kitapçıklan bastınlarak dağıtılmıştır. Daha sonra
1857’lerde Ahundzäde, Latin alfabesi temeline dayah yeni bir alfabe
çeşitli eserler ve
hazırlamış, fakat o dönem şartlan içerisinde pek kıymet veriimemişti.
yazılarak yayımlarunıştır. Aynca Komite, yeni alfabenin öğretilmesi
Bununla birlikte onun bu girişimi daha sonra alfabe ıslahatı ve
amacı ile çeşitli kurslar açmış ve çıkarmış olduğu “Yeni Yol” gazetesi
degişikhği konusundaki çahşmalara bir temel teşkil etmiştir.
ile de bu çahşmalan halka duyurmuştur. Türk dünyasmda Latin
21 Mayıs 1918 tarihinde kurulan Milli Azerbaycan Cumhuriyeti
döneminde de, halkm okuma-yazma seviyesini yükseltme çabalan
girmiş ve faaliyetlerini
her tarafa duyurmaya
eski alfabe ile yazüan bazı kitaplar, yeni alfabe ile
harfleriyle çıkan ilk gazete olan Yeni Yol vasıtasıyla, Azerbaycan
halkmm alfabeyi tanıması ve benimsemesini sağlamaya çalışmıştır.
içinde, alfabe ıslahatı meselesi, devlet seviyesinde ele alırmııştır. Gerek
Azerbaycan’m hemen hemen bütün kazalannda şubeler açan
hükümet dairelerinde ve parlamento toplantılannda ve gerekse basmda
komite, Azerbaycan dışmda Nahçıvan, Erivan, Tiflis’te de şubeler açmış
tartışmalar yapılmış ve geniş bir surette bu konu işlenmiştir. Bu amaçla
ve diğer Türk cumhuriyetlerine de bu yönde çahşmak üzere birer komite
toplanan bir komite tarafmdan yapılan çalışmalar sonucunda, Abdullah
göndermiştir.
Bey Efendiyev tarafmdan tasarlanan “Latin Harfli Türk Elifbası”
beğenilerek, bu
alfabenin esas
almması kararlaştınlmıştır.
Yeni
Türk
Alfabe
Komitesi’nin
çahşmalan
sonucunda
Fakat
Azerbaycan’da yeni Türk alfabesi tutunmuştu. 22 Temmuz 1922
Azerbaycan Hükümeti’nin içinde bulunduğu siyasi ve iktisadi durum, bu
tarihinde Azerbaycan Merkezi İcra Komitesi, Arap alfabesi yerine Latin
girişimin hayata geçirilmesini engellemiştir.
alfabesi kullanma kararı aldı. 27 Haziran 1924 tarihinde de Latin
Azerbaycan Türkleri arasmda alfabe üzerinde çalışmalar Sovyet
döneminde de farkh boyutlar ve farklı şekillerde de olsa devam etmiştir.
alfabesi zorunlu devlet alfabesi gibi kabul edildi.
Azerbaycan’da
Latin
alfabesinin
benimsenip
yayılmasında
Bakü Kongresi’nden sonra Alfabe değişikliği sorunu Azerbaycan
Azerbaycan Hükümeti ve Sovyet rejiminin de etkisi olmuştur. Mayıs
dışma taşmış ve bu konuda Sovyet merkezinin etkisi daha artmıştır. Yeni
1922’de kurulan “Yeni Türk Elifba Komitesi, başlangıçta özel bir demek
Türk Alfabesine geçiş işini, tek elden yürütmek üzere “Yeni Türk
gibi işe koyulmuşsa da, özellikle 1923 yılmda önce Komünist Parti üyesi
Alfabesi Tüm Sovyetler Birliği Merkezi Komitesi” oluşturulmuştur. Bu
olan Türk yöneticilerince, sonra da Ruslar tarafmdan desteklenmeye
komiteye özellikle rejimin kilit adamlan yerleştirilmiştir ki, bu durum
başladı.
Ruslann alfabe değişikliği konusunda kendi hedefleri doğrultusunda bir
Ruslar açısmdan alfabe değişikliği, Türk halklannı birbirinden,
yönlendirmeye gitmek istediklerini göstermekteydi. Nitekim
1930
özellikle de Türkiye Türklerinden ayırma ve Rus alfabesine geçiş için bir
yılmda “Yeni Türk Alfabe Merkez Komitesi”nin admdan “Türk”
merhale olarak görülüyor ve kendi amaçlan doğrultusunda bu alfabe
sözcüğü atılarak, merkez Bakü’dan Moskova’ya taşınmıştır. Böylelikle
değişikliğini
desteklerken, Arap alfabesini kullanan
Latin alfabesine geçişi destekleyen ve bu yolda faaliyet gösteren
halklannm
Latin
alfabesi
yönünde yapılan
bu
tüm
Sovyet
değişikUği
Türklerle, Türklerin Latin alfabesine geçmesi için olumlu bir tavır
benimsemelerini istiyordu. Bu amaçla da 26 Şubat 1926’da Bakü’da
takman Ruslann, amaç ve hedeflerinin birbirinden çok farkh olduğu
toplanan, Bakü Türkoloji Kongresi’nin toplanmasmda etken olmuştu.
ortaya çıkmıştır.
Büyük ölçüde Türk halkianmn temsilcilerinin katıldığı Kongrede Latin
Gerçekten de Bakü Türkoloji Kongresi’nden sonra toplanan Birinci
alfabesine geçiş konusunda önemli kararlar ahımııştı. Kongre, Yeni Türk
Bakü Kurultayı ve Taşkent Kurultayı’nda, Yeni Türk alfabesine geçişi
alfabesinin Arap alfabesine ve ıslah edilmiş Arap alfabesine teknik
destekleyen Türk bilim adamlan, Sovyet Rusya’daki bütün Türk
üstünlüğünü ve yeni alfabenin kültürel ve tarihsel alanda gittikçe artan
halklannm birleştirilmiş Yeni Türk alfabesini kullariması ve dolayısıyla
önemini belirttikten
sonra, bu alfabenin Türk Cumhuriyetlerince
Türkler arasmda bir dil birliği oluşturulması yönünde önemli adımlar
benimsenmesini istemiş ve bütün Türk boylan için ortak bir alfabe
atmışlardı. Sovyet Merkezi yönetimi bu durumu kendi amaçları dışmda
hazırlanması için 26 üyeli bir komisyon teşkil edilmiştir.
bir gelişme olarak görmüş ve bütün Türk halklan arasmda “Birleştirilmiş
Kongre hakkmda yerh ve yabancı Türkologlar tarafmdan çeşith
Yeni Türk Alfabesi”ne geçişin tamamlandığı ve yeni bir kültürel gelişme
açılardan olumlu, olumsuz birçok değerlendirmeler yapılmışsa da
döneminin başladığı bir sırada, almış olduğu bir kararla, Türk halklanna
Kongre, Rusya ve Sovyetler birliğinin 24 milyonluk Türk halklannm bir
“Kiril” alfabesini kullanmayı zorunlu kılmıştır. Böylece,
araya geldiği ilk umumi, hatta bazı yönleri ile ilk uluslar arası Türk
yıliardan 1930’Iu yıllann sonuna kadar, bilimsel çalışmalarla oluşturulan
Kurultayı olması açısmdan Türk halklan için büyük öneme sahipti. Zira
halkın kendi iradesi ile benimsemesi yolunda demokratik bir yöntemle
bundan sonra böyle hadise daha gerçekleştirilemeyecektir.
büyük çaba gösterilen, Türk halklannm sosyal ve kültürel gelişmesi
1920’Ii
yönünde atılmış bu büyük adım, Ruslar tarafmdan korku, baskı ve
tamamen antidemokratik bir yaklaşımla ortadan kaldırılmıştır.
geri dönemeyiz” '.
Çünkü “Birleştirilmiş Yeni Türk Alfabesi” hareketi; özellikle 1928
yılmda Türkiye’nin de Latin esaslı alfabeyi kabul etmesi ile, bütün
Türkler arasmda alfabe birliğini sağlamakta ve sonuçta dil birliğine
giden yolu açmaktaydı ki, Sovyet Rusya bunu kendi geleceği için bir
tehdit olarak algılamıştı. Rusya, sadece bu yeni alfabeyi ortadan kaldınp,
yerine “Kiril” Alfabesini kabul ettirmekle kalmamış, yeni Türk alfabesi
için çahşmış, bu yönde büyük emek vermiş Türkologlan da sürgün,
idam vs. ile ortadan kaldırarak, Türkler arasmdaki bu önemh olaym
bütün izlerini siknek istemiştir.
Türk cumhuriyetlerinin bağımsızhğmı kazaımıası ile “alfabe” sorunu
yeniden gündeme gelmiş ve tartışılmaya başlanmıştır. YıHarca Sovyet
ağır baskısı
Günümüzde bu su, coşkun bir ırmak olmuş önündeki engelleri bir
bir aşarak Türk topluluklannı “Ortak Türk AIfabesi”ne götürmektedir.
Son yıllarda yapılan çahşmalar sonucu, Türk dünyasmda ortak alfabe
olarak Lätin kökenli yeni Türk alfabesinin kullanılması konusunda Türk
kamuoyunda düşünce birliği de oluşmuştur. Azerbaycan Türkleri, dün
olduğu gibi bugün de bu işin öncülüğünü yapmaktadırlar.
75 yıl önce gerçekleştirilen ortak alfabe deneyimi ve Türkiye’nin
1928 yılmdan itibaren geçirdiği tecrübelerden yararlanılarak, bütün Türk
topluluklannm
XX.yüzyıhn son çeyreğinde, Sovyetler Birhği’nin dağılması ve
Rusya’nm
Azerbaycan’ı, Türkiye’yi takip etmektir. Suyun gidişi bu olduğuna göre
altmda yaşayan
Türk
topluluklan
Kiril
yeniden
“Ortak
Türk
AIfabesi”ne
daha iyi anlayabilmesinin yolunu açacak,
ve gelişmiş toplumlan içerisinde yer almalanm sağlayacaktır.
Kasım 1989’da Azerbaycan’ı ziyaret eden bir Türk gazeteci, Halk
Cephesi liderlerinden İsa Kamberoğlu’na şu soruyu sormuş; “Kiril
alfabesini değiştirmek istiyorsunuz. Ancak Latin harflerini mi, yoksa
Arap alfabesini mi alacaksmız”!.
Kamberoğlu’nun cevabı, açık ve oldukça anlamhdır;
“Öyle anlaşıhyor ki, dünya Latin harfleri istikametinde gidiyor.
İran Azerbaycan’m da 20 milyon Türk yaşıyor. Türkiye’de ise 55
milyon, Türk. Tabii bir de uzak Türkler var. Kazakistan, Kırgızistan,
Türkistanı...
onlann
da
dil birliği
ülküsünün
gerçekleşmesine zemin hazırlayacak, XXI. yüzyıhn demokratik, çağdaş
girmişlerdir.
Türkmenistan, Çin
zor
olmayacaktır. Bu da bir süreç içerisinde Türk topluluklannm birbirlerini
Alfabesi’nden Latin alfabesine geçmek için büyük bir çabanm içerisine
Özbekistan,
geçmesi
arzulan
Şimşir, A zerbaycan ’da Türk Alfabesi, s.30-31.
BİBLİYOGRAFYA
A- ARŞİVLER
-Azerbaycan Cumhuriyeti E1 Yazmalar Enstitüsü Arşivi
-Azerbaycan Cumhuriyeti Merkezi Devlet Siyasi Partiyalar ve İçtimai
Hareketler Arşivi
B- SÜRELİ YAYINLAR
-Azerbaycan(Bakü)
-Gelecek(Bakü)
-Kızıl Şark(Moskova)
-Kommunist(Bakü)
-Molla Hasreddin(Bakü)
-Tasvir-i Efkär(İstanbul)
-Terakki(Bakü)
-Yeni Yol(Bakü)
C- KİTAP VE MAKALELER
-Acar, Kenan,“Bakü Türkoloji Kurultayı ve Bekir Sıtkı Çobanzade”,
1926, Bakü Türkoloji Kongresinin 70.Yıldönümü Toplantısı (19-30
Kasım 1996), Ankara, 1999, s. 91-94.
-Alkım,
Bahadır,“Yazmm
Başlangıcı”,
H a rf Devriminin
50.Yılı
Sempozyumu, Ankara, 1991, s.3-5.
-Arat, Reşid Rahmeti, “Türk Milletinin Dili”, Türk Dünyası El Kitabı,
C.II, Ankara, 1992, s.62.
______ , Türk Lehçe ve Şiveleri”, Türk Dünyası El Kitabı, Dil-KültürSanat, C.I, Ankara, 1992, s.60.
-Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti’nin Kanun ve Binagüzarlıkları
Mecmuası, N o .l, 15 Kasım 1919, Bakü, s.l8.
-Azerbaycan Devri Matbuatı(1920-1970-ci YıUar), Tertipçi: Z.
Ankara, 1981, s.502-505).
M.
Mustafayeva, Bakü, 1979.
-Dilaçar, A., TürkDiline Genel Bir Bakış, Ankara, 1964.
-Elövset Zakiroğlu Abdullayev, Türk Dillerinin
-Azerbaycan Edebi Dili Tarihi (Sovyet Devri), III, Redaktör: R. C.
Meherremova, Bakü, 1982.
Tarihsel Gelişme
Sorunları, Ankara, 1996.
-Ercilasun, Ahmet Bican, Bugünkü Türk Alfabeleri, Ankara, 1977.
-Azerbaycan Sovyet Ansiklopedisi, lO.Cilt, Redaktör: Ç.B.Guliyev, Bakü,
1981.
-Eren, Hasan, “Dilde Birlik Yazıda Birlik”, Dil
ve Alfabe Üzerine
Görüşler, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yaymlan,
-Azerbaycan ’da Sovyet Hakimiyeti Uğrunda Faal Mübarizler, Redaktör:
R. Hüseyinov, Bakü, 1958.
Ankara, 1991, s.5.
-Ergin, Muharrem, “Türklerde Yazı ve Alfabeler”, Türk Dünyası El
-Azeri, “Azerbaycan’da Latin Alfabesi”, Yeni Kajkasya Mecmuası, Y ıl:l,
S.2, (15 Teşriniewel 1339/Ekim 1923), s.4-6.
-Bakü Türkoloji Kongresinin 70.YÜ Dönümü Toplantısı (29-30 Kasım
1996), Ankara, 1999, s.86-87.
Kitabı, C.II, Ankara, 1992, s.259-290;
-Ertem, Rekin, Elifbe ’den Alfabe ’y e Türkiye ’de H arf ve Yazı Meselesi,
İstanbul, 1991
-Galotta,
-Bala, Mehmetzäde Mirza, Milli Azerbaycan Hareketi, Ankara, 1991.
-Baykara, Hüseyin, Azerbaycan’da Yenileşme Hareketleri, Ankara, 1966.
-Bünyadov, Ziya, “Azerbaycan Parlamenti’nin Son Saatleri”, Zbornik
Dokumentov “Za Semya Peçatyami”, Bakü, 1992, s.3-10.
-Caferoglu, Ahmet, TürkDili Tarihi, II, İstanbul, 1970.
-Celil Memmedguluzade, “Möhkem İpler”, Yeni Yol, 21 Oktiyabır/Ekim
1922, No:5.
Aldo,
“Codex
Cumanicus’un
“Yeni”
Bir
Nüshası”,
Uluslararası TürkDili Kongresi, 1992, Ankara, 1996, s.267-271.
-Habibbeyli, İsa, Celil Memmedguluzade Muhiti ve Muasirleri, Bakü,
1997.
-Habibbeyli, İsa, Celil Memmedguluzade Muhiti ve Muasirleri, Bakü,
1997.
-Hasanlı, Cemil,
“Birinci Türkoloji Kurultayına Kısa Tarihi Bakış”,
1926Bakü Türkoloji Kongresinin 70:Yıldönümü Toplantısı, (29-30
______ , “Pille-Pille”, Molla Nasreddin, 3 Yanvar/Ocak 1929, N o:l.
-Cihangirov, Muradhan, Azerbaycan Milli Edebi Dilinin Teşekkülü,
Birinci Hisse, Elim Neşriyatı, Bakü, 1978, s.l68.
-Demirel, Ömer Faruk, “I.TürkoIoji Kongresi ve Theodar Menzel”, 1926
Bakü Türkoloji Kongresinin
-Devleştin, Tamurbek, Sovyet Tataristanı, Çeviren Mehmet Emircan,
70.Yıldönümü Toplantısı (29-30
Kasım 1996), Ankara, 1999, s.28.
K asm 1996), Ankara, 1999, s.8.
-Henze, Paul, “İç Asya’da Siyaset ve Yazı”, Belgelerle Türk Tarihi
Dergisi, Sayı:9-10, (Kasım-Aralık 1985), s.82.
-Huduyev, Nizami, “Azerbaycan Türk Yazı Dilinin (Edebi Dilinin)
Teşekkülü”, Uluslar arası Türk Dili Kongresi, 1992, Ankara,
1996, s.546-548.
-Huluflu, Veli,“Mehmet Ağa Şahtahtirnın Yeni Türk Alfabesi Hakında
Yazdığı Makale Münasebetiyle”, Kızıl Şark, No:4-5, Moskova,
1904, No:40.
______ , “Millileşmek”, Azerbaycan, 21, 24 Teşrin-i sani/Ekim 1919,
1923.
-İbrahimov, Z., Sosyalist İnkılabı Uğrunda Azerbaycan Zehmetkeşlerinin
No:327-328.
______ , Eserleri, Bakü, 1992,
Mübarezesi, Bakü, 1957.
-İsa Habibbeyli, XX.Asır Azerbaycan Yazıcıları (Tercüme-i Hal), Bakü,
-Nesibzade, Nesib, “Sovyet Siyasetinde Bakü Türkoloji Kurultayınm
Yeri”, 1926, Bakü Türkoloji Kongresinin 70.Yddönümü Toplantısı
1992.
-İsayev, Nazım, “Azerbaycan Demokratik Respublikası Devrinde Elifba
Islahatı
-Ne’manzade, Ömer Faik, “Dilimiz İmlamız”, Şarki Rus, 1 April/Nisan
Meselesi”,
Azerbaycan
Tarihi
Problemleri
Üzre
(29-30 Kasım 1996), Ankara, 1999, s.99.
______ , Azerbaycan Demokratik Respublikası, Bakü, 1990.
-Nizami Adına Edebiyat ve Dil Enstitütü’nün Eserleri, Azerb. SSR EA
Maruzalar Mecmuası, Bakü, 1992, s.287-289.
-Kazemzadeh, Firuz, The Struggle fo r Transcaucasia (1917-1921), New
Neş., Bakü,1953.
-Ortaylı, İlber, “Türk H arf Devriminin Dış Ülkelerdeki Etkileri Üzerine”,
York, 1951.
-M. Fuzuli, Eserleri, I.Cilt, Azerbaycan SSSR EA Neşriyatı, Bakü, 1958.
H arf Devriminin 50.Yüı Sempozyumu, Ankara, 1991, s.106.
-Mehmed Emin Resulzäde, Azerbaycan Cumhuriyeti, Şahzadebaşı;
-Öner, Mustafa, “I.Bakü Türkoloji Kongresi’nde İdil-Ural Türkleri”,
1926 Bakü Türkoloji Kongresi'nin
Evkaf-ı İslämiye Matbaası, 1339-1341.
-Mehmedoğlu, Alaeddin, “Bağımsız Azerbaycan ve Devlet Dili Terimi
Üzerine”,
Yeni
Türkiye,
Sayı:43(Türkoloji
ve
Türk
Tarihi
Araştırmalan Özel Sayı-I), (Ocak-Şubat 2002, s.374.
-Memmedguluzade, Hamide, Mirze Celil Hakkında Hatıraları, Bakü,
Ankara, 1999, s.20-21.
-Payzm, H. Sabahattin, Tarihte Dil, Yazı, Bilim ve Toplum, İzmir, 1992.
-Recebov, E. E., Dilcilik Tarihi, Maarif Neşriyatı, Bakü, 1988
-Samed Ağamalıoğlu, Elmden ve Tarihten, Bakü, 1927.
______ , “Türk Aleminde Medeni Meseleler”, Bakü, 1924.
1967.
-Memmedov, Nadir, Mirza Fethali Ahundov (Komediyalar, Povest,
______ , İki Medeniyet”, Bakü, 1928.
______ , Namus”, Bakü, 1929.
Şeerler), Bakü, 1982.
-Mirze Feteli Ahundov(İlmi Erserlerin Tematik Mecmuası), Redaktör:R.
Y. Hasanova, Bakü, 1987.
-Musabey, V., “İdil-Ural Türkleri dil ve Yazılanmn Sovyetleştirilmesi ve
Ruslaştınlması”,
70.Yüdönümü Toplantısı,
5.Yıl, No:5, Münih, 1959, s.58.
-Seyidof, Yusuf Yazıcı ve Dil (XIX-XX Asırlar), Bakü, 1979.
-Şahtahtlı, Mehmet, “Mirza Fethali’de Esaslı Akidelerin Husulü”, Kızd
Şark, No:4-5,
-Şimşir, Bilal N., Azerbaycan ’da Türk Alfabesi Tarihçe, Ankara, 1991.
______ , Türk Yazı Devrimi, Ankara, 1992.
DİZİN
-Tacemen,
Ahmet,
Rus
Egemenliğindeki
Türklerin
alfabelerinin
Değiştirilmeleri (1769-1940), Kayseri, 1994.
-Tansel, Fevziye Abdullah, “Arap Harflerinin Islahı ve Değiştirilmesi
Hakkmda İlk Teşebbüsler ve Neticeleri”, Belleten, XVII, 1953,
s.223-249.
-Taymas, Abdullah Battal, Kazan Türkleri, Ankara, 1966.
-Tekin, Talat, “Göktürk Alfabesi”, HarfDevriminin SO.Yılı Sempozyumu,
Ankara, 1991, s.27-29.
-Temir, Ahmet, “Dış Türklerde Dil ve Yazı”, Türk Dünyası El Kitabı,
Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayım, Ankara, 1976, s.395.
-Tezcan, Semih, "En Eski Türk Dili ve Yazımı” Bilim Kültür ve Öğretim
Dili Olarak Türkçe, Ankara, 1978.
______ , “Türklerde Yazı Kültürünün Başlangıcı ve Gelişimi”, H arf
D evrim i’nin SO.Yılı Sempozyumu, Ankara, 1991, s.42-43.
-Timurtaş, Faruk,“Türkçecilik Cereyanmm Tarihi”, Türk Dünyası El
Kitabı, II, Ankara, 1992, s.248.
-Togan, A.Zeki Velidi, Türk Dünyasında Elifba Meselesi, İstanbul, 1926.
-Toker, Mustafa, “Türkistan’m Latin Alfabesine Geçmesi ve Halid
S.Hocayev”, 1926 Bakü Türkoloji Kongresinin JO.Yıldönümü
Toplantısı, (29-30 K asm 1996), Ankara, 1999, s.80-83.
-Türk Ansiklopedisi, C .II,, s.18-19.
-Ülkütaşır, M. Şakix, Atatürk ve H arf Devrimi, Ankaxa, 1973.
A. A. Palmbah, 70
A. Bakihanov, 10
A. C. Pepinov, 46
A. Feridun,79
A. İsayev, 85
A. N. Samoyloviç, 45,46
A. R. Zifledt, 46
A. Rızaguluzade, 85
A. Tagizade, 26
Abbasof, 96
Abdullah Battal Taymas, 68
Abdullah Bey Efendiyev, 19
Abdullah Tagizade, 20
Agäh Bey, 130
Ağamalıoğlu, 26, 36, 39, 88,
120, 121, 127, 143
Ağdaş, 123
Ahmet Bey Ağaoğlu, 30,144
Ahmet Rasim Bey, 130
Ahundzade Ruhullah, 62
Ahundov.bkz. Mirza Fethali
AIi Canib, 111
Almanya, 92
Anadolu,\5,A%, 83,84, 113,
114, 130, 135
Ankara, 13, 19, 23, 29, 34, 36,
37, 42, 45, 49, 57, 63, 66, 68,
73,79, 119, 144
Arabistan, 139
Argivan, 147
Avrupa, 10, 130, 137
Avusturya, 92
Azerbaycan, 8, 9, 10, 12, 13,
14, 15, 16, 17, 18, 19, 20,21,
22, 23, 24, 25, 26, 28, 29, 30,
3 1 ,3 2 ,3 3 ,3 4 ,3 5 ,3 6 ,3 8 ,3 9 ,
40, 42, 45, 46, 48, 49, 50, 52,
53,56,5 8 ,6 2 , 64, 7 3 ,7 6 ,7 7 ,
79, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88,
92, 93, 95, 96, 98, 105, 106,
109, 113, 114, 116, 119, 120,
121, 122, 123, 129, 130, 134,
137, 140, 141, 143, 144, 145
Aziz Seyidov, 20
Aziz Şerif, 104
B
B. Behramov, 85
Bakü, 9, 11, 17, 2 0 ,2 1 ,2 2 , 23,
26, 27, 28, 2 9 ,3 1 ,3 2 , 34,36,
37,38, 40, 42, 44, 48, 49,51,
52, 5 4 ,5 5 ,6 1 ,6 2 , 69, 73,76,
77, 79, 83, 85, 86, 87, 88, 94,
95, 102, 103, 114, 146
Barthold, 55
Başkurdistan, 53,55, 61
Batı Trakya, 67
Bekir Çobanzade, 36, 37
Berhn, 142
Bilge Kağan, 3
Bragmah Kadir Efendi, 139
Celil Memmedguluzäde, 33, 36,
79, 85,87, 88, 149, 150
Cemil Hasanh, 19, 30,41, 51
Çobanzade, 46, 57, 61, 62, 72,
93
D
Dağıstan, 55, 75
Danimarka, 33, 59
Dr. Kadirli, 30, 143, 144
E
Ebilof, 144
Enzeli, 95
Erdoğan Bey, 113
Erivan, 29, 30, 95
Ermenistan, 30, 95, 105,
Eziz Kubaydulin, 73
Feridun Bekof, 96, 97
Firdevsi, 108
Frengistan, 92, 139
G. Memmedli, 85
G. N. Rüstemof, 122
G. Şeref, bkz. Galimcan Şeref
Bey
Galimcan Şeref Bey, 48, 49
Gence, 102
Giresun, 113
Güney Arabistan, 1
Gürcistan, 36, 66, 105
H
H. Şahtahtlı, 19, 22
Haçatur Aboryan, 112
Hafız, 108
Hakverdiyev, 46
Halid Seid Hocayev’dir, 26, 36,
73
Hamit Sultanov, 30, 143
Hasan Sabri Ayvazov, 73
Hive, 31
Hüseyin Cavid, 22
Hüseyinzade Ali Bey, 46
I
Irak, 15
I
İ. Hikmet, 46
İbrahim Alimcanof, 143
İlber Ortaylı, 66
İngeburg Baldouf, 45
İngiltere, 92
İran, 4, 13, 15, 92, 112, 139
İrevan, 95, 106
İsmail Gaspırah, 18, 47
İstanbul, 12, 13, 14, 23,24, 30,
32, 43, 83, 84, 114, 120, 135,
141, 142, 144
Jirkov, 55
Joseph Costagne, 44
K
H. K. Sanıh,bkz. H. Kerim
Sanılı
H. Kerim Sanılı, 79, 121
H. Şahgeldiyev, 85
Kaşgarlı Mahmud, 4
Kazakistan, 55, 64
Kazan, 37, 48, 68, 85, 88, 95,
122, 143
Keçecizäde Fuat Paşa, 13
Kıbns, 67
Kırgızistan, 52, 61, 64
Kınm, 15,31,37, 55,61,6 5 ,6 6 ,
73, 75,88, 122
Kuba, 122
Kuzey Azerbaycan, 7
Küçük Asya, 8
Kül Tigin, 3
Kafkas, 8, 118, 138, 147
Kafkasya, 15, 31, 48, 52, 55, 61,
66, 147
Lavrav, 113
Lenin, 71
Lozan, 84
M
M. E. Efendizade, 123
M. Fuat Köprülü, 46
M. H. Baharh, 46
M. H. Hacinski, 144
M. İ. Saracov, 10
M. N. Palvoviç, 46
M. S. Ordubadi, 85
Marr, 55
Mehmet Ağa Şahtahtinski, 18
Mehmet Emin Resulzade, 44
Mehmetzade, 48
Memduh Şevket Bey (Esendal),
40, 42
Memmedguluzäde, bkz.Celil
Memmedguluzäde.
Menzel, 50
Mezopotamya, 1
Mısır, 1
Mir Abbas Mir Bağırlı, 79, 129,
139
Mir Sahib, 148
Mirza Bala, 18, 44
Mirza Fethali Ahundzäde, 10,
11, 12, 13, 14, 89,152
Mirza Mülküm Han
Muşiriddevle’, 89
Molla Ah, 114
Molla Nasreddin, 84, 88, 88,
116
Mosah, 147, 148
Moskova, 1 3 ,2 1 ,2 6 ,3 7 ,4 0 ,4 1 ,
42, 4 3 ,4 4 ,5 1 ,5 3 , 54,5 5 ,6 3 ,
65, 69, 70, 95
Möhyeddin Bey, 124
Mudanya, 84
Muhammed Ağa Şahtahth, 20
Muhammed Hasan Hacinski, 30,
143
Muhammet Fuzuli, 9
Muhtarof, 143
Muradhan Cihangirov, 9, 10
Muvaffak Bey, 29, 119
Münevver Kari, 37
N
N. İ. Aşmarin, 46
N. Nerimanof, bkz. Neriman
Nerimanov
Nahçıvan, 29, 30, 87, 95, 114
Namık Kemal, 83, 112
Nergisi, 112, 113
Neriman Nerimanov, 25, 28, 39,
41,83, 139, 140, 141
Nikolay, 117
Nuha, 119
O
Ordubad, 95
Orenburg, 37, 88
Orhon, 3
Orta Asya, 4, 8,37, 65, 67
Ö
Ömer Faik,bkz. ÖmerFaik
Ne’manzäde
Ömer Faik N e’manzade, 15,16,
17,18, 140
Özbekistan, 52, 55, 61, 63, 76
P.Juze, 22
Paris, 142
Paul Henze, 66, 68, 72, 74
Polivanov, 55
R
Radloof, 47
Razumov, 71
Rusya, 15, 43, 44, 46, 51, 57,
84, 130, 131
S. Ağamahoğlu, 36, 52, 53
S. M. Kenizade, 22
S. M. Kirov, 40
S. S. Uvarov, 10
Sadi, 108
Samed Agamalıoğlu, 26, 30, 45,
46,61
Samoyloviç, 62, 74
Sanılı, 123
Semerkand, 50, 122
Sibirya, 73, 74
Sovyet Tataristanı, 63, 65, 70,
71, 76
Stalin, 68, 71, 74
Süriye, 15
Şamahi, 10
Şamhir, 119
Şefıkbey, 29, 119
Şerur, 95
T. Hüseyinov, 85
Tahran, 14
Tamurbek Devleştin, 63, 70
Taşkent, 37, 55, 61, 62, 65, 85,
88
Tatar,31,48, 49, 50, 53,57, 59,
6 1 ,6 3 ,6 5 ,7 0 ,7 1 ,7 5
Tataristan, 30, 37, 52, 55, 65,
75, 76, 105, 122, 144
Tebriz, 87, 144
Theodar Menzel, 44, 50
Tiflis, 14, 27, 29, 36, 94, 95,
103, 104, 112, 119, 139, 140,
144
Toktamış, 130
Toynbee, 42
Türkistan, 15, 30, 37, 38, 52, 63,
67, 73, 105, 130, 144
Türkiye, 18, 29, 39, 40, 43,44,
46, 50, 59, 66, 67, 78, 84, 110,
111,144
Türkmenistan, 53, 55, 61, 64,
65,76
U
Ufa,37, 88, 130
Umerof, 143
Ural, 8, 49, 63,71,75
V. Barthold, 46
V. Huluflu, 20
V.B. Toaşovski, 16
Veh Huluflu, 15, 20, 26, 30, 67
Veysi, 107
Volga, 4
V. Huluflu, bkz. Veh Huluflu.
V.B. Toaşovski, 22
Veh H uluflu,21,25,26, 32, 36,
73
Veysi, 113
Volga, 8
W
Wilhelm Thomsen, 3
Y
Yakovleu, 55
Yakup Kadri, 83, 113
Yenisey, 3
Yugoslavya, 67
Y usuf Aliyev, 37
Zerdabi Hasan Bey, 138
Zeynalh, 73
Ziya Gökalp,83, 111
EKLER VE FOTOĞRAFLAR
(,'uıu'y »%;t«ıııı,,
H lrnci
b w ıtjahr lJiS2.
İl
H»)tsllq. »daW. icferıc. bl
tctq ka7
«l«»t
Rbyn* klim»tl»pi:
.MıJll linocoo rnjlııı:.
Ttq TJUSS- ZOa.CCÜ ı;ıir.«.
_____
T
Ə
ny.ix
B
R
I
Q.
o la tı h .ık ik i tm m r i f
(^ıliriij lıa m a r nuı- ig u ıı
a r i f djHi jfjlıiıınlıırı, <|i J f n i x a d i ı ı ı l i t r i M ir z a K < ıt.> li A x y n (ııri| .)liri>HHj,nı.'‘ inııJi m tjıli!- ılu l'd ıııı, M ir y ^ M u l( ( iı ııı X 'i 'i
M tı:tirid flo U (l-* n d y l-v lı l ı y f l 'l ııı> k o jy h lw .
h y n la r
( |ib i
T ı> b ri'i <'<liriıı
tn ı i h .ı l m a ı ı s i z
u t.« n ı iıı ju ıw ıtni ^aJ'rAilı.ıiT,, q i b i r ç<ıx ( i l t n VA m ııtJ X .ifi'iiN ,.jö H İ l u r i | rfliff)!U * M u ,n “ fc>- l^ ır <5f.)h h u u ı f i ı f i n i n ı;> ıtin li
ıjjiııi ıitiz s n * ııly lı b y h u r ı ı r n r o l 'd n n , ı l ı ı r l j r .
h fW U ıriiw
ov’o z
'lS k rtİK (••litiıi ıjı«;nıi.)li(rrlu t r .n liili.il
t'iı,i jliCbıı ııu u n h id ln r in iu w i j l ı n f h i j o l y tn İ A ç o x v o x (i'»|>H(( ry h la rıııı, - Iw nm ıı m ıı- l i l l i Vi» M ih y ll y u t^ ıjrla r k o j y l ) Ijiı‘((in s M h i l'o l.ır i m iz iu
’H h id U rin . <(i iu i Iht v.*kıiuflıi k ı..
F..>(j<liqi ttıxıiKİoıı n)»(i(iir.)iı qiv'i^t Vi> <l,if o l m a j 'i , n T tı.V
h.>ıniıı ..jt'ni t.ım) nUI’baM, ' 1yl'bilai*< l t i / : ı jf>l v .jnnir.
d ı ı r . ( ( i h y n ,u \ u o jd in ;) inıdi ByTilnrı.n nozl.ıriııiu h ı ı l ı ı n
r y h i h y ( lıır . <ıi i>rjl> h . t r f h )
L izifti.K H r (Hİiriq.
■ieıı,i .ıliflM M ohİM ii k rf d iu ı r i n i n v ııc y ( til.ı İH İtım r n i l b t ( h ı r . H n v q jH o ( u n ı a ı ı crn K i- l u r i u i u n n ıı ır ir i '.ı t .t r > k k i t< in n
^t)qAr<T|()turi>() u ç jıw ıniljoM
tliin ibat'.ıt olun n ıuw hnutı
nLtminitn vi* jı'(l(li.Hd«ı<ıiıs rniljımıİMiı iliuiJt. rTm üni yo j>nnrı rı.>thy«(ı,ııı, o(i>rHri(i i|i
(•rırifcni v.ı jyıiKiı m.<thyaiı,
h u tu u tnu^rilm uulufvı mothyatı,nrİHU b ir nrç.ı knl jıl((H<x(
ılıir, Bynnrltt Hnh.it> aıi(,-Jik
yrgh hurııl'iilı uj,n ç .ıtiııliq i
(lu r.
H.ıı(i(>ıi/> V.1 t.trdiılt'iz hfz
by jolıı k.)(tom kojy ry k , v»
h jn ıu lı k sd .ın ıim iz
h iv a rj
m iU ül ııanıinrt dıır.
B i/j hy jo la vudnr eJnn
k<<IHİmi/. VD vDrdnnimiıs dur.
r)i ı ı t i U a r b n l ı ^ ı . H yj»
" la
h il)iı:> z , \':> d i i a t H i ı J a ( n ı m i d iL.) a i ı . r d ı j a r ,
K İıı, <(l h y , h i ı 1 ‘.* ti“ o r tı ılı .tr a u n ı i ı l
<|i ..hiflı^K b il m ii H j x a l ı . x tıis a İ!i.tı b i / lıir tıv g .t tif lfs ır a v i z h i l ın r i'/. M irK iı i l ı ı l ( ( i n n Xaıı
H iriıııl:^ ı l w j i r İ ı» r ,“ h i / i ı u Jr> k ^ l h i m i u i n iç ;ı
b .ı n r t ^ l a r i t j .
.X J I h i i
b İK İm ( j i i a h l ı ı n . n ı . u
Jcr,l ;ol, Jj. ^
Isnl ;al. Jj.
Ofl(i»Thiç:ırı) 011110111111*1111- dim l^riuiıı, H^nnrı. h^tuiuı
riHİndon ı^ ə b u b ir 8a«l» b1
*f hy j o k ıK'k C<lib tlejir: fU dd bizi testlilc (*tnıao[u h«- mfllatimisc k>rvjfiu4«m x rjr
lla k;KİDtıı kojynN ZI.T olm asa, b ir TT'bt (i|allb <lua ili»KİfjT o ly n y b b a k i lcarqi je n i luıryfÄt xa- la c a k d u r.
çun<ıi q e r i k a jı.tm a k jo x d u r ''.
JK/İ
^
•*'.
V ,-
■»>. r a
'A- u(
.*---.J A
J
• . j! <A
;<J* i~-'J
r. >ik\
«ı|ju!y U^t
<S w
A*«W
o»f}rr 'ijf
> v '“' r I
j
J Jr^
isf* )
taXı
y. vj'* » ^ > A jrr
,,abı.H i.s!“
i* v « z iıı,ı
„ a ty n y z
ı l e j i r l . ı r ; I r a ı ı A z .ırl) H jc :ıııı,ııılıt
„ i i h i i k “ jv j Ä İ u v ı ( a l s u ş , j a a l
H ox), ( ( n ə k j d i m ) j r r i ı ı s
j:.
nr,nı,‘ nwÄiM .■tb.h, ony :<ıl u Ul'l'ıi'/ıııııi;
ıınıtnmıu.ıUr.
I b ı u i ı ı ıHaB
(n|.* h i r
u z i '.ı d ti
d ih ’n
ı n 'f . ı k i i ı ı j n l u r ı . n ı
I w ’z
iı y d ir ıı j 1 « l; jf f ıı / e d i r l 'ü r .
n ın l.ılıİ 7 .ıf * r i U ıl,M i|i,uh ı ı j d ı j ı
T iflisitv K arsı,u 'O ’l ’uri!
j.ıjj jak ı,ıı hitjkıı jc r l d r i n ıl j
jpn^ ozlw in.* mi^xüys a jn
ajn , ı.3bffuKİflri vüi'dıır.
a ı ı l a ı k i i j . u ' .j a w u i i d i i r ,
q i ılil-
V İl;> rin ıiz v ;ı ju s ! i,v ı,I a n m t / b v
niii.s'^iiləp 3 h .> n ıijj.* t v e r i b , u-
*
•jjj*
j>Ui jkj
J f yy.J-. r. <t:x\
<sJ^
•
‘■.I
A ijı-^
./ I
rfjK/4İJ-V'*
„■*•. VlijJj' /" • *'’• *•* j T
T9 z > nıahnL.
St|l*jl;Hn AzArbajun dUj i-jt,
Man dK-dljlm vataftlmlfi oıııil duf.
B]f ç*l<In|i.ın el n n . u n <»11 <*ur,
q ı r t j I9Iİ juiBjlsfi oJn«l»,
f c j l <f" JM
= tİ'*
Jt
*
M w biuıam. eıldMtıto b r dHJ,
Çupittt*g iMriı*;cın bulbull,
Düvdlraeu «/ illuıda » qulu,
Ac:İ4cıg Krin Miıbat nrıada,
V
aıh w^lıx, qıhı ttrsır^ dliln^
ojth orjluıjı, q»fc ry*y\ dHwl*.
D ın iM ’^
e:o |) oHn <ü<m<)a.
62 illL-U ;«ıvJflUiHtı. drnjiuU,
V
Byı^ı faojl» tua J:üır uCar.
0;ol!«r« »l*aıt çlçä) M(:kr.
Qıajt ılys, Bto|9 nniın lu;;l:!.r.
0>ht blr da bl< yjnunjı hx >aı]ı.
SiURİı..
jvıy <5'
s ,ıh n b l,ır i
ıı,ı
)in b jtT i.k , ıın c a k
sal
o l d y p y n y rı. b i r £ p -atıı» r .lə q iliıı.*
b y fiu lıH H ' niflfffl h a 3 İ « s ı . n l a r ; , j o k s n d il l-
Vi> l;) lu r r u z lı> r iittiz
by
b o r a b d r liH u ıa ıı e l tııiz
lA tlo f r u ü u n d d a j r t , b i r b a l , a j n , q t ı r d n q u n ı ı ı z h ı ı ld ıı k a l a n u ı
b i r t ə s r r ı ı b l ı ı x n w ;> d<> q o - q o t ü (c d » ı l a l t a d a a r t.ı,k |io -
*t*JI"J
jy. EJİ
ı / ’äS'* J
tjriıt f KSäyAtM jS
-5'A f j /
J..-T
^/V3tı- j >"J.(
J. .S'i 4m ^ jljjlfrj—* öjV
-İ!*r^%j;
,ı^rl(V ./.>1
>**y'jr j'r* > > 'v y « '“j':jr
•■'j'" • / J*J(
U ^ , Ui; j j l j V > i r
•nH* j.. ••“V'.' T j^ j*
•gMoUi.jj'' JU-ij-r
i«l
f*Tjji .;:^
..4İJ
..Jİİ.J a..-jjJ‘<'
'
,äjt ^
«ä;Vi,'
.jjtı .yıı »S'j,ı ifj;i^fij
|ji?j jfxujT'ı. yijtj i,'
'j>!C IjVv'jı •;•■ <İj :
j j İj .
‘j'>ı.rl- >ı*r»
"j*S''*>.'J*
,u,
J-h
l / y r*
‘V İ
^ ^■'
>.J* 'İJT'-'.' t'-j-'-
EJ tslaffkızu.
*J*>* 0^*1.'i 1'
■JVjf’
r^ * J ' j '
• j / j<
.J
*^jj'
Rlim ij!in « n r-b M u r tabffuılə ri v H rd u r b ir qiirm sn i bir
Hobərda b i r our. b a ;ik a !« h « d» ajrı, c a r MİsfüuT! edirlar,
ro q ıü ırla b if q9İır. *nin t s b t
fu2u n u ıl(» ^ d u n { l» qulnıu*.
hallarıı >«l(,rlftr, ın;>SDba Azorb)yfÄiii.r\hdT jc rin d ə ^rer
d im “ M yluuon ^ l m ö Bıwjı
'v 3 3 trftfin d » ,v \)ra im „t^Iı»ilfiız
cılilir; ^bak,* ,.b a x '‘ qalmdWrini O rdybatdn t a qandlirinfla , b o .\ “ dcıiirtar; Eyba
taröfindii ,q ıtlib d u r , ' qedilı
d«T„ a v ^ z in s ^i)|»lifdi, q^difdi.'* JtMİa ql ,o|0İitıl). o(rtditdi"
i;ili>dirl;»r; H;»nc;>d;j, Karft.
g d a ^h.ıt'i., !U!mt,.iiim“ ava«in» „b»»ı,, (wnıı.aJiw'’ ^»j-
Ji »/; w* IJarlijr; Nuxçı.van lürafiuıia
z y l y b , d a h a d a v « k d .> q ia i lib
m n i ( |.
^
İj/
jf
lİ.ü ’
.;>jU,>U'jgU jC»rfJ. J ÄJW ^Ua.!
v
AJifl bjnjr cılac»kdur enard*.
Çc-\)«n çolyk oltrİK m çür.»rda,
Inımlijgım b r * ır qiwa dinarda.
C><|ir«lu o n r
tn k ç v la
at 4.
Cmj'S'jT,)>>•
a,ı jı j^ , .S“A*-
< b « ı.d ;ır
s y n ı.n j u n n u l a r ı .
h n fin ın c ıı.u ı,
ı ş ı ı t j ı ı . ) i i b i r s y i'ı l i l t .
tim ia h jr.
ro lia
b n ira m
d a s to la rin e
Artrənəje jol.
d it
■j'M mV.
.1 !!>:** '^ J i
b o ju ıı
il,) q y (.M İ;ır;n ^ ı.x y b t ı ı r i ) o r d y -
h i i x m ı j a r a k tO T ia:m (?f.liir jy i s b a t v,> d a l i l l i ) r
n a n n ı . H t n n h ( \j* f ltin iıı ja.H »ılıj{i,
il.ı
l
a
ı
ı
k
i
d
j
<
^
iri.*
siıtlo
i'.
d
i
l
i
m
i
F.l t ə l ; * f f i ] z l r f r i n d o b y b :ı.)k ıir
b i n n s v u . \ o r a b j ( ı u ia l .> r .
k tıi) y n liir ı.ııı.
a r ;ım » ıç n ,
U k l a n . , n j r ı , l ı . k l a r ı . vi> ı^ u lu n v z i n
b u l l ı ı r t , a [ « r u r u q ; b y h u ll! tr ı,n t.)in i;? h )m .ın |,) vi> b y k a u y n h t
Vj*
i r £.*•
*—'s i$‘‘'
j;
B a rd r> l ' i w n t i j a h r . İH U ın h y l { ilıa lh ji
gı,l ı|ı?ıs.m
lıa lla r i b
••
Istambyida flalihiüat bajramı..
ın ııh v o l a « t g ı
0 Iml \ i .vay.su by dur;
n u b h fls iz
d n r.
Ijonbon, 11 »en(ijabr, AuKaraııt,ıı rarİH d.) olan nııraajr)tıdi)si F a rid -b sjin P m nsa
mrttbyAtı.nıla d ^ rc
olynan
bdjanaiı, InqliB dair,>loriudo
beju q t;>'sır bagı.,nlaını,ıdi]T.
Frtrid-b.)j qo6(->rir qi itıq lis lo r Ijlan ıb y lı, iajrıil elmial'>r-H -jd;> lıur h a ld a ..Vdrauujj
qeiın.K ) icun ba.'ika b ir jn l
d',)xi v a r d u r qi udab cjn əD n.Mırcjn tAriki İ4 du r,
Bfl'zU rim l/, ..Ifanı, hiüira
e jb
t o l « f f ı i 7 l » n İ 9 T fl a e z l e r i ıİ a i|İ 3 içiıııiüda ejli) yikyıııya,
n i 9 q d j , Iift^! v u k ı t l u r q liili- dii Hilyn, VD by c u r bojuq V3
ı ı ə lUDXKya oİH U
k a n y n h ı n , ai|fi.r ra.>s‘aİ3,ja rtl vyr.ı b il« n *
v;> j j ç y n l y k l a r r .
p r w o ı ı ^ ı r ; diijə, sor^'ajTlsr.
Ryua csvab o larnk d«y,>h f ç v a k ı . t k a l ı . n s o fili h s rl'l-.ır
Baqı, Tramvajı,,
ilit i n r ö H3Sİ1
h f lr i 7 9 r i
b ir - hilwpiq ıji, Kolynıb, j ıh i i|\)mijii
otyryh,
l'ı,rlı.ıwd»ıı
dalB
aqı,
ik1)>nd mıı.)nvnräsinia
b ir in i* k a r ı . n i ı . n n r , r , . j ı ı k ı , n vd
) 7 ,a k k f ı n a y a d İ H n u ıı h o rfl.» - (wJnrilaıı v ejo ly n yzaklıjşfi,n Hon İRİa^.ı.nda k ^ l'i edilntİHdan korxm yjyh, ('3işar.»t il» dıır qi Haqy-da (ramv.-ğ inriu lir-b irin y
y jif } '" n l r n a k
xıihyHda
k a n y n l a n . n ı . s a x l a m a k d ı w ı (f\y. iriilil»h»q, Ämr^rika m oznıid aa edÜKİn V9 by
qorulüiın.
q i n n ı i r ; o İ i n ı i z h w ; v a k ı . t 07. nçılficak- cl dili, el ;>ddhy lazim i t.>dhirlər
b ir T ram vıy iidiiriııi iw u'ü^ vcrt« ıli> f f u z lu r in i
^ jr a b v a f a r s jatı., el tiihıl'fui’J iiri üjh)
d;miz dıır. qi (iqir q^nniMni m aq v j by x ıısy id a lüKİrai
d iih ırin iıı k a n y n la n .n a
lu b e
c t n ı i r , b s l q ə , b ırH İıu * D İııra .k , hatı,nuı,jı,h kyriylya kı.ra«um idar^ vu ı>;ıxaHİl.’) m n/.aqim o d i l l s r i n . q 9 Ü u ;> l'.jrin i.< )7 . t^ - V*ı,karac«jta,nı, ar.ı.kva qwsla ts q iri.ım a q içıın kom raunnm av in i
Nuvib f f u ı : k u ı ı y n h ı n . n a y J d y r j 'r , rir, anc4ik hiivjH wı ('/j«ar«t xoz rsijM
Iazı,ııı (Inr.
k<ıf iı,jı,ıt l"-du MoHkvı^ja
uu ı-ii <(i j y x a n . d a f f i t i r d i q i ı n
c.
q e tm ia dur.
r .u r b ə - c u r
T i) İ P a il« r ı.n
h i ’Ç
i< ;iin ıiz ,
b ir i n d ;)
by
tn ır - b ş - c u r
p « jl ı> d iq ir o
by
kd-
ııy n lf tn ,n , ı w z y l m a m a s ı , a j d ı . n ra
k a U ı v j u b ;m ı^ i a t.>
la jıjt' o -
m u K » la d ı ı r ; ııu
^ q ü lifd i, q o d i ı d i ,
d ik in q i
r n « s « li) ş i,
vfl j c n i i u n ı . ı l i f f i i i s ı . q iin h v H SI.
111, j M z a n l a r n l
hiM n in h y
lu r ı.n ı.
t.ılo f f ıt/.u ııu n
,d ilim ii« in
p ı) ;« u ıy jy h ,
k iin jT i.
s a x lıııu a -
J o ld ııa
.\x a m a li,
o j ’k n i . n
jz ia ıu U .
M .ınıəzi
irrnijj;)
knnıitflHİ f.edri jo ld a n Apırrıalı,
Sf>,ıs)iıb.'> quHİ inü[lis hııqy oiflı, w 'n lija b rıjı 17-do xidm ot
m:>li l'rHiısyz
hu((ynı.*1in& ialo rin d jn oUjri Mosk v:ya
vordiqi ıntt.-uhı. u q lil’ olynyr a z im jt ('tdi
i(i Istanıbyl ve houa'/lar nı.ii''
f]|ez»l baafaju.
əlssi \ıısyniıul,j i.-itjımbyldn
J ha.^ kaiTiisarlnrn l'oK'il H'
ii(i ııj ohır, <(i Bnqt.da isti(,> ix tija rla r vDriİHİn.
lalı komit.*si t.ı.ıqil olyııyb.
l.m a n ıh y l
(]D rH »jnir.
l a t e f!İ tııK ıl'l'u n u n d .*
la ıı b y
Turq-jynan muharibesi
»>!wnr.
ıu w s v ljs i
I J sor.ülnbj.
jer,l )ol.
M i
jC.
lari ibüaulara oqrədw foket
dil dur; dil nə kədnr jiswı
olyrsa, olm ra fonbrin xslk
ttrasyw j^Uwasıda o kedor
nasdqi asan vs junqul oljTf.
elra dülarino ba,xı.rlar, çunqi n ıilb tin m sdw iij^tfişjııq
sslmssi onyn elm dili dilinin
a * u ı lydyi va ınillil.ı:smi3
elmi IstUahlarLTi turcjibsmasi
jolynda arüjc sa>j vd hovsn
ü? çalw r. By Bİn nullaüm iaa qsİacaqi içun ua da-
Azerbaycan
Elifbası
rəc3 bq'ttq vd ehemijjfıtli olmaBi, ib antabUır
oldfgy pj1» ajdmdur, qi by Avropa Tnillətlarindün ezımu By üsbobə qwi> biada
oad9nyjdt«9 qcrida kaTinı,3 Htyl'jdiqİBiix iätilah komitsBİbarsdd bir dQlii
iiajanlan, öZ dülerf iç n n d m niı\ tasaqqulunu jnr^qdan alb ^ b «iı(jjae qermunıq.
Hhwi, nıilljt oim a -olsyn, if.t3lBhları. jıırainı»g» va ana kıalajT.b, muvafreküjat k»>
onyn e?.un« nwxByä eluıdili diUsrindetı »cnabi Bozbri at- :Kauma6i.nı. ansy edirlq.
dma2is», 0 rniUstiıii lal bir m&ga ba?lıjı.b; by jolda rid
üd&m mdtt2İlt>sinda kdaoagı. di
iai^lrter,h?ttftdeƏrzak vtrotlsl,
oknıi;t>nlarmar«sı,u4»
hsr «i3Rca ajdyı Wr mos9İ»
elm dflinİTt iriahı. nimdiqi
Baqrja q 'ib n arzak Tsr*
dur.
flj axijr vaW aıda miUet- haidft bfijnq l>iı inkila^ 3sq q ^ iu in ınikdan, by kərarik
terin modoııjüjat daracatdm lifli älmı,<i uur.
(lar;
«içmeq iKİiJanlör oakn. 1^ Oclar anİBmt^hr, qi dm SsrJjıbtw 19-4» . lS ä «[)y!.-tra l.
b y » m i3 » s)ıaiq»<!>rt
f
2,
C'
J
e
IS O İÜ p j:,
^
'
C3ƏMI. 366072yjt ISfpıl.
/enl turq aliflıasutiA ıiii»lu3u.
Azerba':' iij /'j ap ve
M. F.
M. F.
Ahundov’un
can
: ars
Ahundov’
Yeni
Ehfba.". >i?:')ifbası
un
u}
u
Elifbası
Yeni
%
Elifbası
Arap ve
Fars
Elifbası
t.
•* . C J ^
•
At
Bb
© / a
»T
( # V
1
I
Uk
g T /
»1
Mm
% .
t rf,'.
Nn
İt >
c 9
Hh
cf J
vt
n
Xk
hw fe)*
1 1
)A
« a
(J)
o
3*8-r «}"’ İ
“„ji (jy)
Rr
<3| «1
S ’^
pt y
Tl
HJ j}
Uu
t« İt
u i (j-'j'.J
2 t
• / (Jj-)
5t
i
{
ffi: vT
V V
X(
©ç t/
y y
w t
y tı (ojjji)
9 / ,.
%l
WJ
ts j * !
R B- n. u. B«y
1« )
33
JS j>
1
j
*
Z.
r
X .
y
j
*.*
U/
^
'
'
j
41I
jj r
a
t
Baqt,'Cylflı damir Jolı.
Xolk s»najfi vöiiearatkfr
nıifiarlı,kı, ali iktifiad »y»
sından rica etmiadnr qi x9İk
koraisarlflr nyraıa. n m in d f
qi xutys)! komiwoıujı
dadı.na mavafik olarak maıqyr jolı,n to'miri içun hw
qun bir millintd monııt pare
byntkmafii hokkind.t xalk
malijii koıni8arlıiı.nft snff
versıın.
.XomnıjT.iE’.
tfU.
uositsf
Bl.'laol h'jqym*) tr.all95«l-
Kaztft
7033-lSOO
^
:
tr
:
o
Ji
S ,
r
t
ai j
e 8
00
n
tn ,>
/
^6
*.
PP
J
ȣ
P f
e T
*n
«3tl ,
D i
Çc
3
9>
Cl
Ce
Baqı, j^rmarkası..
Jamıarkası, sentj»brın I5-a^
edäcaq oktğabr ııjnLn 16>t»
ttjq—jarm arkada <|i, ambark n ju C9m‘i«i tyt)fiyMT,Bııçı,
Jarmartasyna q»lun tndrl*
rin çoxL kojynjyn^v3koi|a
darisi nlnıak arizysindadorW
r
.
J
p
}
3
1
/
>>
e
iu
< -P
u
M ^R j\h u n d o v |u rn i^^
Azerb. Arap ve
Elifbası
Fars
Elifbası
Kelimenin
Başında
,
I
J
T .'
: ı :
Ortasında
1
Sonunda
Ayn
yazılanda
‘ -Tr-
i '
4
Jt
İ
■
JC K
. f
■
<
>:
■
•
jr '
' i
’
;
•z>
T?
’ 4B « -
'j s
§
■
•>
•■ X -
' ?
i
}
>
•
>
>
.•:
-
. f ~
i!
3 K .»
ı
C
o
v-> *r
İJ> '
İ «^ 'ı
<
•
■■
>
lw 3
-
.
ı
i
r*
^
.
Jİ>
*T
&
- »
%
T
*■ .
J T '-
.
*• ’- w -
JU ı
Ek- 3: Mirza Feteli Ahundov’un Birinci Layihası(Sesli Harfler)
(Nizami Adına Edebiyat ve Dil Institütu 'nun Eserleri, Azerb.SSR EA
neş., Bakü, 1953, s.84.)
r!
t
j -
<1
'r
e>
tJ
r
*■
t
YENİ YOL GAZETESİ'
Azerbaycan
Elifbası
M. F. Ahundov’un
Yeni Elifbası ^
Arap ve Fars
Elifbası
Azerb.
Elifbası
M.F.Ahundov’un
Yeni Elifbası
Arap ve
Fars
Elifbası
179
Azerb.
Elifbası
İA rap ve
İF ars
lElifbası
c
T
< i'
■ •!
JL
I
<
%l
rf
i
İ
A
H.
h\
-4
C ?
}
İv
T
\
€
T .
h '
r-
1
3
■P !
3,
cL
4 y
'■■'l J
%
6
:'C..
3i
t
n
.y
u
J
j
r
'y-
f
r
.
x jr
.i
I
i
-I
4f
’*m
li
&
İ. <
İr
X.
k>
ia .
t
S
C
o
9
O
>
o
i
d
C
s
e
'f
u
y
'jc
?-
BETULASLAN
80
Azerbaycan Elifbası
Arap ve Fars Elifbası
M.F. Ahundov’un
Elifbası
Jeai tu rq 8İifba$ı,nı.f\ duzulusu.
^U Jl
Bb
C c
Çç
D d
a T
b« V
ce c
çe £
de i
E e
Ə ə
G g
H h
9« t
K k
hM (j^) .
A a
' , ----< x
O u
Q J^ a
^e
- f /
e
o
■
d
ti
/
LÖ
a
OC
i*'X
f
tf J
IJ
Uı
J1
1 1
Mm
9i-
ö
9
6C
t. ıf/'
N n
n
n
em f
en li
sagır nyn 3
P P
Q
c c
q
pe y
qu J
T t
U u
W
;r
z* J
*
jr .
« :
el j
Ə e
0 0
e .
<
>
.>
1Oy) Öj' (j.»-)
S s
R r
*
S
er j
es
V V
X*
y y
w
u
ve i
xe t
yi' (ojJiO
apostrof
.< mə'lym
3 3
£ f
1 z
qq
qu
u>\ (jüO
te ^
L 1
eT/
/
/
k* J
Je j i j ( )
oA^n
m
■
r
01
€
o
f f
e İ
^
3e j
Ek:8- Azerbaycan’da kabul edilen Latin esaslı Yeni Türk Alfabesi
BlRLaŞOIfilLMlŞ ICNI TyRK ƏUFBASb
A a B b Cc Çç Od E e Ə ə
&/a
r.
r•j-.^ eP 9
z
r
j
w
s.
c.
F f Gg 0]o] Hh
/ / Sfj,
s
(jeI=BeTep)
•
1
&o
u
(«»j)
■*ıAıUa
: cf;^^
^ ^
ü '■■•\.■
,—
V;
Jj Kk
Ll Mm Nn N.n. Oo 0 e
j
' '
7/ S^4
ä
(.iO 4
i
Q/^-Ä Qy^n
j
(
■'
( j u y ) , (J*^j') Jİ
If
|H'>5
V
Qq R r S s « 5 T t Uu V v
j
*
-r
Xx y y Zz
»>
f
%
{/‘h y u
>
İC/iji^^ i
li
;
<>» j)
bb
^0
Ek:9- Sovyetler Birliğinde yaşayan Türk Halklannın kabul ettiği
“Birleştirilmiş Yeni Türk Alfabesi”
a-5'
> ■
184
23 (2i3jJ
W
./I
3 H j a n v a r H , 5< l - c y I L
■rtB*ıM»^"
—
l " W ‘rV “ r f
Up«J«»l>m K*1 OTH n (ıın > ı« » « f|
■
fl.K.<b)F.lllarqai!İı»'>BaqblıowH ft».W.I.K. TOBııqbŞyrnabnbn organb
T H e f« ( ıiM in U d : H v d ir
Q t t l k 2a - M . Ş ı 'b s l i r 11- 1» , B ı s k < n ( a r « - < l ^ K y l y b V3 i ı b n u k t n n u T M ~ i 7,
M94to> 1-02, V3 ■). laARä v j Uıy Kınlııt a u |k £nı>t')ef i|u;]ii M M.
^
1
■ -V :!
İ • '
İ'jj'
Zakafkasja firkə tsşqilatb muhimın vəzifələr
karşbSbnda.
!
V
■:c.f H-}
' ^ . f
------- ■.■sr«-»'
'^fo
■ > - '4 ^ - . ^ J ,
/■;;'^ ■;;:'^
JiM varbi) I9 -!U lU d ^ v a m e d a n
Z » k r f k » J * Ə l q » F i r l w K o m 't n s i
j Ä n y ı a y U - I- K , ( b ) F i f k w i n a n
u z ı» Z s ltif k M ja ri* İ^ n i
k y r y ly ^ d w r y ı d a k a r« M İ ii d y r a n
b e j u q n ı» » » h > l> r h ı k k b n d a ı n U '
h im ın k ə r a r tiir ç U f i r m t ^ b r .
Z 4İ < i» I tM » J « j h 5» n ı j i ' b j d l r l l ı . > q ,
q a ııd la iijr M fa tf c n h
d i r o r a q , v > b y a ) 'n l » a h J ; , ı ; i a r ü l a ri.k , ito H o m a V l V d jc n i b y r i y a / j a
jiı ta « v ij» r l t l ı a q İM İd fh tK İa f l r l o •
o in k ^ f i d » ı m | » ! j i f o t |n i 4 ıa i> la
q e c i r m . ı q ; 7 s k » I k a j j a f i r k a Uxi< } ila th k a r « L > ! , » d a d y r a n . ı . t ı n m a -
&.iö!4rdir
'■ i/y'V * < ' '.
■• ' *■
■- - ^
',>. » /• '•■
■ ■ ■ r-^ ‘-*.ı>*-^
.
-^^t.^, > 1
y,
^
f t k .j
“'
•*•
■• . ■^
'ArL. ^ (jHi
Ek:10- TBMM Bakü Temsilcisi Memduh Şevket(Esendal) Bey’in
Azerbaycan’da Latin Alfabesi’ne geçiş ve Yeni Yol Gazetesi’nin
yayınlandığma dair Türkiye’ye gönderdiği yazılar.(Şimşir, Türk Yazı
Devrimi, s.418-419.)
d h in la rra ilo rila jjr ; b i r ç o k d a ira
la r tə m a m lta k o lc K u iv la y lr. B y ra
d a p r o k t a r r a h f a a r l t j i f t i ı ı q u ıK a n d i i i n l p f c n j 'm k ? j d c t m a m a q l a . Z a
k » 1? i a s j a n b n h i r ; u c i i j c l m a r f p ı n i
a la ıı U a q h n h n k o n ı ; y c u m h y rW a t
l a r a d ,ı ( tO ü ts r d lH p r o l e t a r J a rd b *
Z a k a r k u i j a d a a jc b a j f b d a i r ) ! .ı ın b n ü il a r t b r b - i J U f b n b ü ız b in h U d i.
P k n v m ; Z t f e a f k a ^ j j d a « n a j i ’rijı N u s y s ı]j» litu n a ^ » r » a lıu a k k i
l , i K İ i n n 3 i / - , ı r |n i n
itl.ifa k h m s riiı
b , ı r s * , ı r , » x a » y i i Ş Ä r d ( l> p ^ f c l a i l
a l l b i ı d a n j i l ) l c ı ı l ı ı h v r l ^ t İ M ' i l a . w s ' b B ç J < a j c r : n , ı n } s h .'> t a r n 4< 5u r ’» t .
)» q c t d i j i n i k c .jd e t n n q l » , z a tf
j a t l j n ı h u c y m y ü u '^ b i n i a z j , f l ı a k ı ! (
n e ) d . ı | . ı r i n n n ı c l j n f l t r l h ı ı w i h a l« •
ta $ jb b ıe ıın v ) a o J a n la r ii.ı ^ id d T tli
a m a n s h z n n s f > a r » ! :» t d i i m ; ı l i • k h i K J a s n ı t > l | J o H a r q ı » t » r d l . F i r .
d l r , z u a b y « x u t V 'f i i^ r a 'n t p . ı r d , ı k s m i ı i n k r - l ç o m » k < ; a r b t a t v ' . p e t m . ı n h , . ı k t ı M i d i ( i h k » t '» < ıJ ’* « .ıH ;
. ı | ı l ı u ı J a r i r K « i i j l / i i ı t w s \»a
< ] u t l » i |a
h a r q m . T İ n p ( ) Z ) |< ı ı a : ı . < ı a l ə j ^ l b u i n ə ( i c ; ı 9 İ n d »
b u l u i i A 1 a k .1 s I n 1 i t t r f f l l i f
(■ d a » h i l ı r .
M i r t a r s b y n l a r h .- tm M !! . j y t a ı r w f a
s a j d b j 'i / ı ı u . z v » z 3f » t e r i n h :> n i u ç u ı t
ılb la ii a d b iiıh r d h r . Z a k » fh a .ıjH
f c d c r a s jo n y n y n lls tijK İİ k u w w i M J iı « İ K i 3m l a f ( n » < l J d y i K İ a q n r u 1*11 b y i j d W r İ 9 r i a n h i T U j a n t a r i l a
k a l ' i K i u lw r » A '> İ M h m d h r .
} ) y n l ı r b d u m | M n va t a n ı a m i U
h a j a l a q e ç ir m s r ı, i 'a k ı ^ k a ş j a C u m
Sm7. ( i^ ıjx l t . ı . > . ı r r « t 'a l k a u ı p t l ı ı j o h y r ijjn ll.M İ lıd o b v tıın k ııv v a lo r ijı
V3 v a s a i l l n b r r J e r ə t o p t a ı . h n a » ı . . fMia f ı a z ı . r < ı . k i,f l . ı r i , f i r l ı . 't
n ı , . ı t i s r l n f l d < 1i s y r .-> tri.> p |a n l a ; ( - I a t 1a r ı . n ! , n b i r i n c l d i k k s t v t r a c a j i
r a , ı ? s l . ı d i r . K n l x D Z h . ı r a < j a l ı , ı i b u |»
d b n .l ı n a '.b i i h . S Y r a v o l , ı * > r n ı / a l
n i ş l a t ı d l r n ı . 'y ı , a l d ı i - i i J . ı ı n j ı M k a ) d a r a i » r l ı ı i n h y ( t ı ı n ı m ta } ,- A i! n 3
ı m ı v a f i k b i r h n b f l p l l r l l ı ı ı . ı s l n l . o n k » r i ı n n h n m i t n ı q ; z . ı r f ) l i v .v . W n l . ı r
la r ı> n i > c l ’ .'iı:ı,'i< ^ l q u t l . u i n . ı j a k b n - d i r .
. K n l x n i ’. l i i r r i a p r n t e t a r s l j a . 'i . 'i d n t
/ a ? d b f i . '. ı ı ı ı . i i . ı i b k a l ' i i f y r » t < l a
W ) M m . K i d . ı J r r . Z a k a f k ı a . j a m l k ■ k ı ıV '.'t.ı l.'v n d ir m .'K i u c n n l > ı n u ı ı k o |
j K k n . i ı l i ’c s l j . ı r v .> p l a ı ı l a j d b r b r h
x o l ı a r d a j n k < ) 'l - m v w l y r c r y p b i ı l a r . ’' b r t ə i H i ’l i v a m y x t a r n l q a f b t » y q i l e t ı n » < ) ' l a i b m d h r .
l» r d .> a p a r a t h ' a d f t a j d ı r n w q
vä
Q a n d r l * ? n s i a l 1* m j u r u j u i r l a . i
v j , ı m .x : |c ; ] a r a r a * t < a d # k a l l j j a n
lır c b i r n rjfy z y k a lın a u ıı,; ry iıa ııi •
l ,ı r v ,ı » (ij-ııH > lu b f i r k a l a r i l ə r a f i a
rl,> n ( m a M v t l , j l U h a d
va » ira )
q » n d d o la b H g ır i a t > a r m t |'a ta ^ a b .
h u ı « d il» c » ji ih tln ıa lı. v a r d k r .
F irk a (a ı^ iia tla rk n h n v a /ir» ı| ;
b y a q s iu k /n t) t n r tn q u n tu la r if la
k a r ; k Iitd d a ili m u h ır :« z o * p a r •
n m C t v » J a k ı . ı ı u m , 'i . 't U ı r ( l a o n l a .
rb n ta r h a m ifj m jh v in a n t;l u lm tk
<4 u ı a l ı > d b r
E k :ll- Azerbaycan Komünit(Bolşevik) Partisi yaym organı
“Kommunist” gazetesinin 28 Ocak 1930 tarihli sayısı. Gazete artık
“Birleştirilmiş Yeni Türk Alfabesi” ile basılmaktadır. Bu alfabe, 1930’lu
yıllarda Sovyetler Birliğindeki bütün Türklerin ortak yazısı olmuştur.
(Bilal. N. Şimşir, Türk Yazı Devrimi, Ankara, 1992, s.429)
Ek:12- 1922’de artık Devlet dairelerinde resmi yazışmalarda “Yeni Türk
Elifbası” ile başlık atılmış käğıtlar da kullanılmaya başlamıştır.
“Azerbaycan Şura Cumhuriyeti Umur Hariciya Vekili” başlıklı resmi
yazışmalarda kullanılan matbu käğıt.
Ö m er Faik Ne’manzade
Yeni Türk Elifba Komitesi Başkam Samed Ağamalıoğlu
Azerbaycan’m “Yeni Türk Alfabesi”ne Geçişinde En Büyük Rolü
Oynayan Azerbaycan İnkıläp Komitesi Başkanı Neriman Nerimanov
Yeni Y ol’un Redaktörlerinden Memmed Seid Ordubadi
Yeni Yol Gazetesinin İik Redaktörü Mirza Celil Memmedguluzäde
‘Yeni Türk Alfabesi” çalışmalanna faal olarak katılmış Azerbaycan’m
Ünlü Şairi Hüseyin Cavid