FIDIC Sözleşme İhtilaflarında Son Gelişmeler.

Transkript

FIDIC Sözleşme İhtilaflarında Son Gelişmeler.
FIDIC Sözleşme İhtilaflarında
Son Gelişmeler
(1)
Doç.Dr.Yalçın Tezcan
(13).
leşmeleri” denilmektedir
Bilindiği üzere, söz konusu tip
(14)
sözleşmeler, FIDIC’in Türkiye’ deki üyesi olan Birliğimizden
temin edilebilmektedir.
Dünya Bankası
Yine, bilindiği üzere, 2005 yılına kadar eski Kırmızı Kitabı bazı
değişikliklerle kullanan Dünya Bankası 2005 Mayıs’ında diğer
pek çok banka ve finansman kuruluşu ile birlikte yeni Kırmızı
Kitabı yine bazı değişikliklerle “Harmonized Contract” adı
altında yayınladı. Bu tip sözleşme, o tarihten beri, her yılın
Mayıs’ında yayınlanan revizyonlarla, Dünya Bankasınca
finanse edilen ve sözleşme değeri 10 milyon US$ daha fazla
olan inşaatlarda zorunlu olarak uygulanmaktadır.
Değerli Meslektaşlarım,
Bilindiği gibi, hangi tip olursa olsun, her inşaat sözleşmesinde
ihtilafların çözümü için hükümler bulunmaktadır. Ancak çoğunda,
ihtilafların çözümü için gösterilen adres, doğrudan mahkemelerdir. Oysaki FIDIC sözleşmelerinde, çok uzun ve/veya çok
pahalı olan mahkeme veya tahkim yoluna başvurmadan önce
uzlaşma formülü öngörülmüştür.
30 yıldan beri FIDIC sözleşmeleri ile ilgilenen, 20-25 yıldan beri
FIDIC sözleşme yönetiminde, yurt içinde ve dışında “Mühendis
Temsilcisi” ve “Mühendis” olarak görev alan bir meslektaşınız
olarak, taraflar (İşveren ve Müteahhit) arasında bir ihtilaf
çıktığında, ihtilafın davaya gitmeden uzlaşma yoluyla çözülmesinin ne kadar yararlı olduğuna bilfiil şahit oldum. Bu arada
müteahhitlerimizin, FIDIC’in öngördüğü sıkı şekil şartlarına
uymadan yaptıkları başvurular yüzünden ne kadar zor durumda
kaldıklarını; bu şartlar yerine getirilmeden davaya götürülen
ihtilaflarda bilirkişi olarak görev alan meslektaşlarımızın da ne
kadar yanlış kanaatler serdettiklerini ve böyle kanaatlerin
doğurduğu üzücü sonuçları da hâlâ görmekteyim.
O nedenle, son 8 yıldan beri, FIDIC sözleşmelerindeki özellikle
süre uzatımı ihtilaflarına yönelik sıkı şekil şartları hakkında
(2)(3)(4)
yazıyorum
; yüce Yargıtayımızın – ders gibi olan- içtihatları
hakkında bilgi veriyorum ve süre uzatımı taleplerinin nasıl ele
alınması, nasıl analiz edilip, değerlendirilmesi gerektiğini de
makalelerimde, konferanslarda, seminerlerde ve derslerimde
açıklamaya çalışıyorum; ama ne yazık ki ülkemizdeki kör dövüşü
bir türlü dinmiyor.
İşte bu yüzden tekrar karşınızdayım. Konuyu en son gelişmelerle
bir defa daha değerlendirmeye çalışacağım.
Yeni FIDIC Sözleşmeleri
(5)
Bilindiği gibi, FIDIC , 1987 ile 1995 arasında yayınlamış olduğu
(6)
(7)
Kırmızı Kitap (inşaat işleri için), Sarı Kitap (tesisat işleri için)
(8)
ve Turuncu Kitap (anahtar teslimi işler için) yerine, 1999
(9)
yılında yeni ve daha geniş bir seri yayınladı. Yeni Kırmızı ,
(10)
(11)
(12)
Sarı , Gümüşî ve Yeşil Kitaplardan oluşan bu seri, yıllar
geçtikçe eskilerin yerine kullanılmaya başlandı. Ancak eskiler de
kullanılmaya devam ettiğinden bunlara “geleneksel FIDIC Söz(1) SEYAS Sey Mim.Müh.Müş.A.Ş. Yurtdışı İşler Direktörü ve Mimarsinan Üniversitesi Lisans
Üstü Programı Uluslararası Sözleşme Yönetimi Öğretim Görevlisi, FIDIC’in ilk (ve son)
Türkiye “correspondent”i, TMMMB’nin kurucu üyesi, FIDIC’in önceki “Liaison Officer”i.
(2) Dünya İnşaat, Sayı 2000/03 (Mart,2000 ), s:70-74; Sayı 2000-04 (Nisan), s:72-76.
(3) Dünya İnşaat, Sayı 2008/02 (Şubat, 2008), s: 88-92
(4) Dünya İnşaat, Sayı 2008/03 (Mart, 2008) s: 118-123
(5) Müşavir Mühendisler Uluslararası Federasyonu, Cenevre, İşviçre.
(6) FIDIC, Conditions of Contract For Works of Civil Engineering Constructions, Dördüncü
Baskı 1987 (1988 ve 1992’de değişikliklerle tekrar basım).
Geleneksel FIDIC Sözleşmelerinde olduğu gibi, yeni FIDIC
Sözleşmelerinde de, Dünya Bankasının “Harmonized Contract
”ında da, uzlaşma etabı, olmazsa olmaz bir şart olarak ön
görülmüştür.
Türkiye’deki durum
Ülkemizde halen hem geleneksel hem de yeni FIDIC
sözleşmeleri değişik projelerde kullanılmaktadır. Ancak
sözleşmeleri geleneksel FIDIC Kırmızı Kitaba dayalı olup,
davaya götürülmüş olan süre uzatımı ihtilafları ise 13 (evet on
üç) yıldan beri devam etmektedir. Bu gecikmenin esas
müsebbipleri, bana göre, FIDIC sözleşme yönetimini bildiği
sanılan, ya da “FIDIC’i biliyorum” diye ortaya çıkan bilir (!)
kişilerdir. Bu kişilerin önemli pozisyonlarda bulunmuş ya da
bulunuyor olmaları, doğru görüş vermelerine maalesef yetmemektedir. Bu kişilerin üniversitelerde ders veriyor olmaları,
ya da Birliğimizde ve hatta FIDIC’te önemli görevlerde
bulunmuş olmaları, maalesef sonucu değiştirmemektedir.
Sayın Meslektaşlarım,
Bilir misiniz ki, Türkiye’de FIDIC’i en iyi bilenler Yüce
Yargıtay’ımızın sayın üyeleridir? Bu kadar uzun zamandır süre
gelen kör dövüşüne, Yüce Yargıtay’ın 2001 ve 2002 yıllarında
yayınlamış olduğu iki kararı son noktayı koymuştu. Söz konusu
kararlar ders gibidir ama “FIDIC biliyorum” diye ortaya
çıkanların, doğruyu bulmalarına, gerçeği ortaya koymalarına
yine de yetmemiştir. Oysaki Yargıtay kararlarına uymak hukukî
bir mecburiyettir.
(2)
İlk makalem 8 yıl önce yayınlandığında, Türkiye’de FIDIC
sözleşme tatbikatı çok yeni idi, bu hususta istikrar kazanmış
içtihatlar yoktu. Oysaki Yüce Yargıtay’ın 2001 ve 2002
yıllarında yayınlamış olduğu söz konusu iki ilâmı, artık
Türkiye’de de FIDIC ihtilaflarının, Avrupa ve Amerika’daki
benzerlerinde olduğu gibi halledilmesi gerektiğini açıkça ortaya
koymuştur. Ama kör dövüşü maalesef devam etmektedir.
İşte bu makalemde, geleneksel FIDIC Kırmızı Kitaba dayalı
inşaat sözleşmelerinde süre uzatım hususunu Yargıtayımızın
içtihatları ve de son gelişmeler çerçevesinde işlemiş bulunuyorum. Kolay anlaşılması için konu soru cevap şeklinde
düzenlenmiştir.
(7) FIDIC, Conditions of Contract for Electrical and Mechanical Works, Üçüncü Baskı,
1987 (1988’de tekrar basım).
(8) FIDIC, Conditions of Contract for Design-Build and Turnkey, Birinci Baskı, 1995.
(9) The Conditions of Contract for Construction, FIDIC, Birinci Baskı 1999.
(10) The Conditions of Contract for Plant and Design-Build, FIDIC, Birinci Baskı 1999
(11) The Conditions of Contract for EPC/Turnkey Projects, FIDIC, Birinci Baskı 1999.
(12) The Short Form of Contract, FIDIC, Birinci Baskı, 1999.
(13) B.W. Totterdill, FIDIC Users’Guide, a practical guide to the 1999 red book, 2001, s:5
(14) TMMMB-Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar Birliği, Ankara, Tel: (0312) 440 89 71
1.Süre uzatımı hususlarının, Sözleşmenin
maddesine göre işlem görmesi şart mıdır?
belli
bir
Evet. FIDIC’i bildiği sanılan ya da sanan bazı kişilerin aksine,
İnşaat işlerine ait FIDIC sözleşmesinde, süre uzatımı, Genel
Şartların 44 üncü Maddesi hükümlerine tabidir. Bu maddenin
(15)
birinci fıkrasının doğru tercümesi aşağıdadır :
Alt-Madde 44.1 Bitirme Süresinin Uzatılması
“Müteahhide, İşlerin, bir Bölümünün veya bir kısmının Bitirme
Süresinin uzatılması hakkını âdil olarak kazandıracak ölçüde
olmak üzere;
(a)
(b)
(c)
(d)
miktar veya çeşit olarak fazladan veya ek işlerin,
işbu Şartlarda atıfta bulunulan bir gecikme sebebinin,
istisnai derecede olumsuz iklimsel koşulların,
İşveren dolayısıyla herhangi bir gecikme, engellenme veya
önlenme durumunun,
(e) Müteahhidin kusurundan veya sözleşme ihlalinden doğan
veya sorumlu olduğu hususlar haricinde, diğer özel
sebeplerden kaynaklanan olayların
ortaya çıkması halinde Mühendis, İşsahibi ve Müteahhit ile
gerekli danışmalardan sonra, uzatma süresini tespit ederek
durumu Müteahhide bildirecek, bir kopyasını da İşsahibine
iletecektir.”
2. 44.1 inci fıkranın (b) bentinde atıfta bulunulan gecikme
sebepleri nelerdir?
FIDIC inşaat sözleşmesi Genel Şartlarında, gecikme ve süre
uzatımına atıf yapılan çeşitli maddeler vardır. Aşağıda dökümü
verilen Maddelere dayanan süre uzatım talepleri, 44.1 inci
fıkranın (b) bendinde değerlendirilir:
6.4: Çizimlerin Gecikmesi; 12.2: Olumsuz Fiziksel Engeller;
27.1:Fosiller; 36.5: Ön-görülmeyen Testler; 40.2: Durdurmadan
sonra Mühendis Tespiti; 42.2: İşyerinin Teslim Edilmemesi;
69.4: Müteahhidin İşi Durdurma Yetkisi.
Söz konusu fıkralardaki anlatıma göre:
• Çizimler zamanında verilmezse (Md.6.4);
• Müteahhit, sahada fiziksel engellerle ya da fosiller ve değerli
kalıntılarla karşılaşırsa (Md.12.2, 27.1);
• Mühendis, Sözleşmede öngörülmeyen Testlerin yapılmasını
ister ve bu Testler Müteahhidin kusurundan kaynaklanmaz,
ya da kusurlu olduğunu göstermez ise(Md.36.5);
•
Mühendisin inşaatı durdurması, Müteahhidin yol açtığı veya
sorumlu olduğu bir kusurdan kaynaklanmıyor ise, ya da
İşlerin uygun şekilde yapılması ve emniyeti için gerekli
değilse (Md.40.2);
• İşveren yer teslimini zamanında yapmamış ise (Md.42.2);
Süre uzatımı talebinde bulunulduğunda, değerlendirildiğinde ya
da verildiğinde (veya verilmediğinde), Müteahhit de, Mühendis,
hakem ya da hâkim de, bu fıkranın hangi bendine göre talepte
bulunulduğunu ya da hüküm verildiğini açıkça ve gerekçesi ile
belirtmek zorundadır.
• İşveren Müteahhidin hakedişini zamanında ödemez ve
bundan dolayı Müteahhit işleri Sözleşmedeki şartlara uygun
olarak durdurursa (Md.69.4); ve de;
Yoksa bazılarının sandığı gibi, gelişigüzel bir şekilde “süre
istiyorum” veya “veriyorum” denemez. Bu hususta Yargıtay’ın,
aşağıdaki 17.09.2002 tarihli kararı açıktır.
bu olaylar, Bitirme Süresinin uzamasına ve Geçici Kabul
Tarihinin ötelenmesine gerçekten neden olmuşsa,
Müteahhide yine ötelenme süresi kadar süre uzatımı verilebilir.
Aşağıdaki Yargıtay kararında açıkça vurgulandığı gibi, 53. Maddenin süre uzatımı ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Müteahhitin, sadece Sözleşme Bedelini arttırabilecek ilâve parasal
taleplerine ait olan bu Madde altında, bazılarının sandığı gibi
süre uzatımı verilemez, gecikme cezası da iade edilemez.
Bu hususlar, 8 yıl önce yayınlanmış makalemde
açıklanmıştı. Burada tekrarından kaçınılmıştır.
Yargıtay 15.HD T.17.09.2002 E.2001/5595 K.2002/3931
Hayır. FIDIC Sözleşmeleri çağdaş bir yaklaşımla hazırlandığı
için, bu sözleşmelerde “çalışılmayan mevsim” diye bir kavram
bulunmamaktadır. Bilindiği üzere, uzun zamandan beri örneğin
o
Sibirya’da, -25 C sıcaklıklarda bile, agrega ısıtılarak, antifriz gibi
katkı maddeleri kullanılarak beton dökülebilmektedir. O nedenle,
FIDIC sözleşmelerinde inşaatın kış mevsimi nedeniyle tatil
edilmesi öngörülmemiştir. FIDIC bildiğini iddia eden bazı bilir (!)
kişilerin sandığının aksine, FIDIC sözleşmelerini sanki
Bayındırlık Bakanlığının – zaten sadece sulu ve harçlı imalat
için çıkarılmış olan - “çalışılmayan günler” genelgesine tabi
imiş gibi düşünmek ve buna göre işlem yapmak son derece
yanlıştır. Bunun yanlış olduğunu Yargıtay yukarıdaki
17.09.2002 tarihli kararında da vurgulamıştır.
“FIDIC sözleşmelerinde süre uzatım istemlerinin sıkı şekil
şartlarına bağlandığı, süre uzatım incelemelerinin ancak bu
şartlara uyulması halinde yapılabileceği bilinen bir gerçektir.
Nitekim, taraflar arasındaki sözleşmenin 44, 53 ve 67.
maddeleri yanlarca HUMK.nun 287. maddesinde yazılı delil
sözleşmesi olarak kabul edilmiş bulunmaktadır. Bu hükümlerden 44. maddede süre uzatılmasını gerektiren nedenlerin
yüklenicinin bildiri ve bilgi vermesi ile mühendisin geçici süre
uzatımını tespiti, 53.madde de yüklenicinin ek ödeme talebinde
bulunması durumunda uygulanacak süreç, 67.madde de ise
anlaşmazlıkların ne şekilde giderileceği hükme bağlanmıştır.
Uyuşmazlığın tüm sözleşme yanında özellikle yukarıda kısaca
sözü edilen 44, 53 ve 67. maddeler çerçevesinde çözümü
gerekmektedir... Bundan ayrı, yanlar arasındaki sözleşmede
çalışılamayan süreye ilişkin bir hüküm bulunmadığından bunun
süre uzatımı nedeni olarak değerlendirilmemesi zorunludur.”
(15) TMMMB’nin tercüme ettiği ve FIDIC’in yayınladığı tercümede en can alıcı
olan altı çizgili ifade atlanmıştır.
(2)
detaylı olarak
3. Bayındırlık Bakanlığının “Çalışılmayan Günler”
gesi, 44.1 inci fıkranın (c) bentine girer mi?
Genel-
FIDIC Sözleşmesinde, Müteahhit, ancak, istisnaî derecede
olumsuz iklimsel koşullarla karşılaşırsa ve bu durum Geçici
Kabul Tarihinin ötelenmesine gerçekten neden olmuşsa,
Müteahhide ötelenme süresi kadar süre uzatımı verilebilir.
Burada can alıcı noktalar şunlardır:
•
Hava çok olağandışı dahi olsa, eğer, istisnaî derecede
(16)
zorluğa sebep olmadı ise süre uzatımı verilmez .
•
Müteahhit, şantiye faaliyetlerini sınırlayacak veya
engelleyebilecek kötü hava şartları için, programında
(17)
belli bir süre ayırmak zorundadır .
•
Müteahhit, kendi kusurlu gecikmelerinden dolayı
istisnaî derecede kötü hava şartlarına maruz kalırsa,
(17)
süre uzatımı verilmez
.
Eğer, eki olduğu açıkça yazılmamış ise, Bayındırlık Bakanlığı
Genel Şartnamesi (BİGŞ), FIDIC sözleşmesinin eki değildir ve
bu sözleşme, sadece Bakanlık ihaleleri için çıkarılmış olan
“Çalışılmayan Günler” Genelgesine de tabi olmayacaktır.
Müteahhit yıl boyu çalışacak, ancak istisnaî derecede olumsuz
iklim şartları ile karşılaşmış ise ve her türlü tedbirini almış
olmasına rağmen bu yüzden çalışamadığını ispatlayabiliyorsa
süre uzatımına hak kazanabilecektir. Şurası bilinmelidir ki,
örneğin kışın, mevsim normalleri civarında seyreden hava
sıcaklıkları, ne kadar düşük olursa olsun, FIDIC’te “istisnaî”
olarak kabul edilmezler.
Demek ki FIDIC sözleşmesinde hava ve iklim şartları, BIGŞ’ten
çok farklı bir şekilde işlem görmektedir. Bu açık gerçeğe rağmen, ihtilaflara BİGŞ gözlüğü ile bakmaya alışmış olanlar, bu
büyük hataya düşebilmektedirler. Yargıtay’ın yukarıdaki kararı
bu hususta ülkemizde süre gelen kargaşaya son noktayı koymuştur. Ama ne yazık ki, arasında meslektaşlarımızın da
bulunduğu bilirkişiler, Yargıtay’ın bu açık hükmüne uymamaktadırlar.
4. İşsahibinin sebep olduğu gecikmeler, 44.1 inci fıkranın
(d) bendine göre Müteahhidi otomatik olarak süre uzatımına
hak kazandırır mı?
(4)
Hayır. Geçen yıl yayınlanmış olan bir makalemde açıklandığı
üzere, 44.1 inci fıkrada sıralanan olaylar nedeniyle süre
uzatımının verilebilmesi için, söz konusu olay veya olayların
Bitirme Süresinin uzatılması hakkını âdil olarak kazandıracak ölçüde olması şarttır.
Değerli okurlar, buradaki can alıcı nokta şudur: Eğer İşsahibi,
Müteahhidi geciktirmiş, engellemiş ya da önlemiş ise, bu
olay veya olaylar, Geçici Kabul Tarihinin ötelenmesine
gerçekten neden olmadıkça, Müteahhide süre uzatım hakkı
kazandırmaz.
Demek ki, bu fıkraya göre süre uzatımı verilebilmesinin TEMEL
KURALI, İş sahibinin sebebiyet verdiği olayın, Geçici Kabul
Tarihini gerçekten ötelemesidir. Bunun dışında, “İdare geç
malzeme verdi, İdare ya da Mühendis geç bilgi ya da proje
verdi” diye olayı analiz etmeden, gelişigüzel bir şekilde konuya
şöyle uzaktan bir değinerek süre uzatımı istenmez ve verilmez.
(18)
Bu analiz “Test of Entitlement” = “Hak Etme Testi” ile yapılır .
Yüce Yargıtay içtihatlarında da, İşsahibinin benzer edimlerine
dair, yukarıdaki görüşü doğrulayan kararları bulunmaktadır.
Bunlardan biri, burada verilmiştir.
Yargıtay kararından da anlaşılacağı üzere, İşsahibinin (ya da
İşsahibi adına Mühendisin) sebep olduğu gecikmelerin işi
gerçekten aksatıp aksatmadığı araştırılmak zorundadır.
Bazılarının sandığının aksine, gecikmenin İşsahibi veya
Mühendisin edimlerinden dolayı vukua gelmiş olmasının her
hangi bir ayrıcalığı yoktur ve şimdi açıklayacağımız başvuru
(16) E.C. Corbett., FIDIC 4th, A Practical Legal Guide, London, 1991, s: 250
(17) G.Birkby & P.Brough, Extensions of Time Explained, Riba-London, 1993, s: 31-105
(18) B.Eggleston, Liquidated Damages and Extensions of Time in Construction Contracts,
London, 1994 s:284
(Yargıtay 15.HD T. 10.5.1977 E. 76/2747 K.77/1092)
İdarece verilmesi geciktirilen malzemelerin işin yürümesini
gerçekten aksatıp aksatmadığı araştırılmalı ve yüklenicinin bu
gecikmeden dolayı zararı olup olmadığı ona göre kararlaştırılmalıdır.
“Yüklenici, işle ilgili olarak idarece kendisine verilmesi gereken
malzemelerin idarece işin akışına uygun zamanlarda
verilmediğini ileri sürerek, bu yüzden uğradığı zararın
ödenmesini dava etmiş, yerel mahkeme bu hususta bilirkişi
raporuna bağlı kalan yüklenicinin talebi doğrultusunda hüküm
tesis etmiştir.
Oysa böyle bir karar verirken yapılacak iş, idarece verilmesi
geciktirilen malzemelerin işin yürümesini gerçekten aksatıp
aksatmadığını araştırmaktır. Böylece yüklenicinin işi geciktirip
geciktirmediği, verilmeyen malzemelerin imalatın yürütülmesini
geciktirip geciktirmediği araştırılmalı ve böylece yüklenicinin işi
geciktirmesinde idarenin gerçek anlamda kusurlu olup
olmadığı tespit edilmelidir.”
prosedürlerine ve hak etme testine aynen tabidir.
5. Hak Etme Testi nasıl uygulanır?
Bu konuda geçen yıl yayınlanmış olan bir makalemde bilgi
(4)
vermiştim . Dergimizin gelecek sayısında bu husus üzerinde
daha detaylı durmayı düşünüyorum.
6. Süre Uzatımı başvurusunun işlerlik kazanabilmesi için
uyulması zorunlu prosedürler var mıdır?
Evet. 44.1 inci fıkranın dört bendinde belirtilen hususlar,
Müteahhidin süre uzatımına hak kazanması veya kazanamamasını düzenleyen, Sözleşmenin genel hükümleridir.
Ancak, bu hususların bir olayda oluşması, yalnız başlarına
süre uzatımı verilmesi için yeterli değildir. Müteahhidin, süre
uzatım talebinin işlerlik kazanabilmesi için 44. Maddenin ikinci
fıkrasında yazılı prosedüre de aynen uyması gereklidir. Süre
uzatımı devamlılık arz ediyorsa o zaman üçüncü fıkra devreye
girer. İkinci ve üçüncü fıkraların (Alt-Madde 44.2 ve 44.3)
tercümeleri aşağıda verilmiştir.
Alt-Madde 44.2 Müteahhidin Bildiri ve Ayrıntılı Bilgi
Vermesi
“Şu şartla ki, Müteahhit:
(a) böyle bir durum ortaya çıkmasını izleyen 28 gün içinde
Mühendise durumu bildirmeyip bir kopyasını da İşsahibine
göndermemiş ise, ve
(b) söz konusu bildiriden sonraki 28 gün veya Mühendis
tarafından kabul edilecek başka bir makul süre içinde,
başvurusunun zamanında incelenebilmesi bakımından,
hak kazandığını düşündüğü süre uzatımına ilişkin ayrıntılı
bilgileri Mühendise sunmamışsa,
Mühendis herhangi bir tespit yapmakla yükümlü değildir.”
Demek ki, Müteahhidin uymakla mükellef olduğu süre uzatım
başvuru prosedürü şöyledir:
• Müteahhit, 44. Maddenin birinci fıkrasında tarif edilen hallerin
(veya halin) vukuunda, durumun ortaya çıkmasını izleyen 28
gün içinde durumu Mühendise bildirecek, bir kopyasını da
İşsahibine yollayacaktır, (Madde 44.2a),
• Bu bildiriyi izleyen 28 gün - olay süreklilik arz ediyorsa 28
günlük süreler - içinde, veya Mühendisin kabul edeceği
başka bir makul sürede, Müteahhit, süre uzatım talebine
yönelik ayrıntılı bilgi, belge ve kanıtlarını sunacaktır
(Md.44.2b, 44.3).
Anlaşılmaktadır ki, BİGŞ’nin 27. Maddesinde 10 gün olan süre,
FIDIC’te 28 gün yani dört haftadır. Demek ki, Müteahhit dört
hafta içinde bir süre uzatım talebi olduğunu bildirecek, daha
sonraki dört hafta içinde de talebinin ayrıntılı kanıtlarını sunacaktır.
Müteahhit yukarıdaki başvuru prosedürüne uymuş ise, Mühendis, ancak o takdirde süre uzatım talebini incelemeye alır.
Mühendis, bu prosedüre uygun olmayan talepleri incelemeye almak ve bir karar vermek ile yükümlü değildir.
Alt-Madde 44.3 Uzatmanın Geçici Tespiti
“Ayrıca şu şartla ki, söz konusu durumun etkisinin sürekli
olması ve bunun sonucu olarak Müteahhidin, 44.2(b) bendinde
belirtilen 28 günlük süre içinde ayrıntılı bilgi vermesinin pratik
açıdan mümkün olmaması halinde, 28 günü aşmayan
aralıklarla geçici bilgileri ve söz konusu durumun doğurduğu
etkilerin son bulmasını izleyen 28 gün içinde kesin bilgileri
Mühendise vermiş olması şartıyla Müteahhit, yine de süre
uzatımına hak kazanır. Mühendis, söz konusu geçici bilgiler
eline ulaştığında, gereksiz bir gecikmeye yol açmaksızın, geçici
bir süre uzatımı tespitinde bulunur, kesin bilgiler eline
ulaştığında da, tüm koşulları inceleyerek, durumla ilgili genel
süre uzatımını tespit eder. Her iki halde de Mühendis, durumu
Müteahhide bildirerek bir kopyasını İş sahibine iletir. Hiçbir nihai
tetkik, Mühendis tarafından daha önce tespit edilmiş olan süre
uzatımında bir azaltmayla sonuçlanamaz.”
7. 28 günlük sürelere uymak şart mıdır?
Yeterince uzun olduğu aşikâr olan bu süreler, acaba BİGŞ’ teki
ya da yeni FIDIC’in 20.1 inci Fıkrasındaki gibi “hak düşürücü”
bir mühlet midir?
Madde metnindeki “Mühendis herhangi bir karar vermekle
yükümlü değildir” hükmü, Sözleşmenin 2.6 ıncı fıkrası gereğince “bitaraf” olarak hareket etmekle yükümlü olan Mühendis’e, “istediği takdirde”, mühletler geçmiş dahi olsa, süre uzatımı konusunda bir karar verebilmesi için açık kapı bırakmaktadır (yeni FIDIC sözleşmelerinde bu açık kapı kapatılmıştır). O nedenle, söz konusu 28 günlük mühletlerin hak
düşürücü süreler olmadığı söylenebilir. Ancak, söz konusu açık
kapı, mühletlerin suiistimal edilmesi hakkını vermez. Çünkü bu
28 günlük süre şartlarının amacı, olayın emarelerinin ortadan
kalkmadan tespitini sağlamaktır.
FIDIC’ın bu uygulaması, Müteahhidin “tuzak” taleplerinden
kaçınmak için Mühendise, bu ÖN ŞART’a uygun olarak,
hareket etme ve karar verme serbestiyet ve mükellefiyetini
vermiştir. Hal böyle iken, FIDIC bildiğini iddia eden bazı bilir (!)
kişiler, eğer gecikme, İşsahibi veya İşsahibini temsilen
Mühendisten doğmuş ise, bu sürelere Müteahhidin uyma
mecburiyeti olmadığını sanmaktadırlar. Oysaki Yargıtay, daha
sekiz yıl önce bu yanlış anlayışa son noktayı koymuş idi.
(19) J.Franks, Building Contract Administration and Practice, London, 1995, s: 100-104
(20) G.Birkby & P.Brough, Ayni kitap, s: 48-56
Umulur ki aşağıdaki Yargıtay kararı söz konusu kişilere ışık
tutar, aydınlanmalarını ve doğruyu bulmalarını sağlar.
O halde, müteahhitlerimizin yukarıda belirtilen başvuru
prosedürüne harfiyen uymaları, kendi menfaatleri icabıdır;
Türkiye’deki diğer sözleşmelerden alıştıkları gibi her fırsatta
“her hakkımız mahfuzdur” diye yazmaları, FIDIC sözleşmesinde
kendilerine bir hak kazandırmaz. Müteahhidin ayrıntılı
bilgi/belgeleri sunuş şekli de çok önemlidir. Bu konuda kitaplar
(19) (20) (21)
yazılmıştır
. Mühendis görevi yüklenen veya bilirkişiliğe
soyunan meslektaşlarımızın, bu husustaki yabancı literatüre
hâkim olmaları gerekmektedir.
Makalenin sınırları içinde bu husus daha fazla genişletilememektedir. Sadece şunu belirtelim ki, müteahhitlerimiz, “ben
sadece isteyeyim, incelemeyi onlar yapsın” diye düşünmemelidirler. Çünkü inşaat safhasında Mühendis, ihtilaf safhasında
hakem, hâkim ya da bilirkişi karşısında, süre uzatımına hak
kazandığını ispat etmek Müteahhide düşmektedir. Ancak,
Türkiye’de maalesef, Müteahhidin böyle bir ispat mükellefiyeti
olduğundan bihaber bilirkişiler hâlâ ve hâlâ sahnededirler.
Yargıtay 15.HD T.26.02.2001, E.2000/4429, K.2001/1032
“Söz konusu sözleşmenin 44.maddesinde süre uzatımı
verilmesi gereken haller ve bu konudaki talebin nasıl yapılacağı
açıklanmıştır. Maddenin 1.fıkrasında; hangi hallerde süre
uzatımına hak kazanılacağı 2.fıkrada ise süre uzatımı
verilebilmesi için yüklenicinin 28 gün içerisinde durumu
Mühendise bildirmesi ve bir kopyasını da iş sahiplerine
gönderilmesi, belge ve kanıtların da süre uzatım talebine
ekleneceği belirtilmiştir. Aynı sözleşmede çalışılmayan dönem
diye bir tanıma yer verilmemiş ve istisnai hava şartlarının 44.1
maddesinde değerlendirilmesi öngörülmüştür...
(FIDIC) inşaat sözleşmelerinde süre uzatımı talepleri uluslar
arası yeknesaklığı sağlamak amacıyla sıkı kurallara bağlanmıştır. Süre uzatımınında muhtemel haksızlıkların önlenmesi
bakımından taleplerin zamanında yapılması ve delillendirilmesi
önem arzetmektedir. Bu nedenle davacının süresinde sözleşmeye uygun talepte bulunmaması ve belgelendirmemesi
nedeniyle süre uzatımı taleplerinin Mühendis firmaca reddedilmesinde sözleşmeye aykırı bir tutum ve davranış yoktur.
Davacının davadaki alacak talepleri süre uzatımına hak
kazanmasına bağlı olup, ortada davacıya verilmesi gereken süre
olmadığına göre davanın tümüyle reddi yerine kabulü doğru
olmamıştır.”
8. İşsahibi veya Müteahhit, Mühendisin tespitinden tatmin
olmamış ise, hemen davaya veya hakeme gidebilir mi?
Hayır. Yukarıdaki açıklamalarımızdan görülmektedir ki, FIDIC
sözleşmelerinde süre uzatımı konusu, BİGŞ ten çok farklı bir
şekilde işlenmiştir. Her şeyden önce dikkat edilmelidir ki, orijinal
FIDIC’te, süre uzatımının tespiti İşsahibine değil Mühendise
bırakılmıştır. Mühendis, tespitini yapmadan önce Müteahhit ve
İşsahibiyle danışacak, ama sonra tespitini tam bir tarafsızlıkla
yapacak ve taraflara bildirecektir. Taraflar bu tespitten hoşnut
kalmamışlarsa konuyu Madde 67 gereğince ihtilafa
götürebilirler, ama bunun için dahi, Mühendisten tespitini
bir defa daha gözden geçirmesini ve kararını yayınlamasını
istemek ve beklemek, sonra da İşveren’i UZLAŞMAYA,
SULH’E DAVET etmek zorundadırlar. Ancak bu merhalelerden sonra ihtilafı hakeme (ya da özel uygulama şartlarına göre
mahkemeye) götürebilirler.
FIDIC Sözleşmesinde, 67. Madde ihtilafların halli klozudur ve üç
(22)
etaplı bir proses sunar :
(21) K.Pickavance, Delay and Disruption in Construction Contracts, 1997, s: 469-486
(22) C.Corbett, ayni Kitap, s: 441-442
• Alt-Madde 67.1: Mühendis süre uzatım tespitini yayınladıktan sonra, taraflardan herhangi birisi Mühendise başvurup
“KARAR” isteyebilir. Bu başvuru üzerine, Mühendis 12 hafta
içinde, KARARINI yayınlar (veya yayınlamaz). Ancak, Müteahhit veya İşveren’in bu başvuruyu yapabilmesi için Mühendisin söz konusu süre uzatımına ait tespitini tebellüğ etmiş
(resmen almış) olması, başvurusunda hangi süre uzatım
talebi için yapıldığını açıklaması ve bu başvuruyu Madde
67.1 altında yaptığını belirtmesi şarttır. Bazı bilirkişilerin
sandığı gibi, “eh Müteahhit falanca talebi için Madde 67.1 baş
vurusunu yapmış, o halde bunu diğerlerine de teşmil edelim”
gibi bir gayretkeşliğin FIDIC sözleşmelerinde yeri yoktur. Böyle
bir gayretkeşlik Avrupa ve Amerika’da yapılmış olsa, o kişi
derhal kara listeye alınır, bir daha da bilirkişi seçilmez.
• Alt-Madde 67.2: Taraflardan herhangi biri Mühendisin
kararından tatmin olmaz, ya da Mühendis bu süre içinde
kararını yayınlamaz ise, 10 hafta içinde ihtilafı tahkime (özel
uygulama şartlarına göre mahkemeye) götürme niyetini diğer
tarafa belirtir ve sulhe (uzlaşmaya) davet eder. (Eğer 10
haftayı geçirirse, Mühendisin kararı kesinleşir). Taraflar
ihtilafı 8 hafta içinde sulhen çözerlerse, mesele kalmaz, yoksa
hakeme (veya Özel Uygulama Şartlarına göre) davaya
götürülebilir.
• Alt-Madde 67.3: Tahkim Heyeti veya Mahkeme, tarafların
iddia ve savunmalarını inceler, bilirkişilere inceletir, Davacının
talebini kabul veya reddeder. Sonunda, Mühendisin kararı ya
aynen korunur ya da değiştirilir.
Buradan anlaşılmaktadır ki, taraflardan herhangi biri, bir
ihtilafı tahkime (veya davaya) götürebilmek için önce
Mühendise Madde 67.1 bildirisini, sonra da İşsahibine
Madde 67.2 bildirisini zamanında ve usulüne uygun şekilde
vermek zorundadır. Bu iki şart tamamlanmaz ise, ihtilaf
tahkime veya davaya götürülemez. Md.67.1 bildirisinin
verilebilmesi için de Mühendis Tespitinin alınmış olması
şarttır.
Aşağıda, konumuz ile direkt ilgili olduğu için, 67 inci Maddenin
ilk iki fıkrasının (Alt-Madde 67.1 ve 67.2) doğru tercümesi
verilmiştir. Anlaşılacağı üzere, FIDIC bildiğini iddia eden bazı
bilir (!) kişilerin görüşleri aksine, FIDIC Sözleşmesi uygulanan
inşaatlarda, tarafların Tahkime veya Mahkemeye müracaatları
için yerine getirilmesi zorunlu olan ÖN ŞARTLAR vazgeçilmezdir:
9. Süre Uzatımı için Dava ÖNŞARTLARI nelerdir?
Yukarıda verdiğimiz 44 üncü ve 67 inci Maddeler bu ön şartları
ortaya koymaktadır:
1.
Müteahhidin süre talebini, Sözleşmenin 44 üncü Maddesine uygun olarak yapması;
2.
Müteahhidin süre uzatım talebine dair Mühendisin
TESBİTİNİN Müteahhide tebliğ edilmiş olması (Md. 44.1);
3.
Eğer Müteahhit veya İş sahibi bu tespitten hoşnut kalmıyor
ise ihtilafı Mühendise duyurması, KARAR istemesi ve
duyurusunu diğer tarafa kopyalaması (Md. 67.1);
4.
Mühendis’in 84 gün içinde bir karar vermesi veya
vermemesi (Md. 67.1);
5.
Müteahhit veya İşsahibinin, 84 günlük bu süreden
sonraki 70 gün içinde Mühendis KARARINA itiraz ettiğini
diğer tarafa duyurması ve bu duyuruyu Mühendise de
kopyalaması;
Alt-Madde 67.1 Mühendisin Kararı
“Gerek İşlerin ifası sırasında gerekse tamamlanmasından
sonra veya Sözleşmenin reddi veya başka surette feshinden
önce veya sonra, İşsahibi ile Müteahhit arasında Sözleşme
veya İşlerin ifası dolayısıyla veya bunlardan kaynaklanan
herhangi türde bir anlaşmazlık, Mühendisin herhangi bir
kanaati, tespiti, belgesi veya değerlendirmesine ilişkin ihtilaflar
da dahil olmak üzere herhangi bir ihtilaf çıktığı takdirde, ihtilaf
konusu önce Mühendise yazılı olarak bildirilecek ve bu
bildirimin bir nüshası diğer tarafa gönderilecektir. Bu bildirimde
bu Madde uyarınca başvuruda bulunulduğu belirtilecektir.
Mühendis bu başvurunun eline geçtiği tarihten itibaren en geç
seksen dört (84) gün içinde kararını İşsahibine ve Müteahhit’e
bildirecektir. Kararda, kararın bu Madde uyarınca verildiği
belirtilecektir.
Sözleşme reddedilmiş veya feshedilmiş olmadıkça, Müteahhit,
her halükârda, İşlere özenle devam edecek ve Mühendisin söz
konusu kararı, sulh yoluyla veya tahkim heyeti veya mahkeme
kararıyla aşağıda öngörülen şekilde değiştirilmedikçe,
Müteahhit ve İşsahibi, Mühendisin söz konusu her kararını
yürürlüğe koyacaklardır.
İşsahibi veya Müteahhit, Mühendisin herhangi bir kararından
tatmin olmamışlarsa veya Mühendis başvuru eline geçtikten
sonra seksen dört (84) gün içinde kararını bildirmezse, İşsahibi
veya Müteahhit bu bildirimin eline geçtiği tarihten itibaren
yetmiş (70) gün içinde veya söz konusu seksen dört (84)
günlük sürenin sona ermesinden itibaren yetmiş (70) gün
içinde, karşı tarafa, ihtilaf konusunu aşağıda öngörüldüğü
şekilde tahkime götürme niyetini bildirerek bu bildirimin bir
nüshasını Mühendise gönderebilir, Bu bildirim, bildirimde
bulunan tarafın ihtilaf konusuyla ilgili olarak aşağıda
öngörüldüğü şekilde tahkimi başlatma hakkını tesis edecek
olup, Alt-Madde 67.4’e tabi olarak, böyle bir bildirimde
bulunmadıkça bu konuyla ilgili tahkim başlatılamayacaktır.
Mühendis, ihtilaf konusuyla ilgili kararını İşsahibi ve
Müteahhit’e bildirmişse ve bu ihtilafla ilgili olarak bildirimin
tarafların elini geçtiği tarihten sonraki yetmişinci (70.) günden
önce İşsahibi ya da Müteahhit tahkimi veya hukuki davayı
başlatmak için bildirim vermemişse, söz konusu karar kesin ve
İşsahibi ile Müteahhit üzerinde bağlayıcı olacaktır.”
Alt-Madde 67.2 Sulhen Anlaşma
“Alt-Madde 67.1’e göre bir ihtilafa ilişkin olarak tahkim başlatma
niyetinin bildirildiği durumda önce taraflar sulh yoluyla anlaşmak
için bir teşebbüste bulunmadıkça bu ihtilafa ilişkin tahkim
başlamayacaktır. Şu şartla ki, taraflar aksine mutabık kalmadığı
sürece sulh yoluyla anlaşma teşebbüsünde bulunulup
bulunulmadığına bakılmaksızın, tahkimi başlatma niyetinin
bildirildiği tarihi izleyen elli altıncı (56.) günde veya daha sonra
tahkim başlatılabilir.”
6.
Müteahhidin veya İşsahibinin bu itirazdan sonra SULH
YOLUNA gitmiş olması (Md. 67.2);
7.
Sulh yolunun akim kaldığına dair zaptın tanzim edilmiş
olması;
8.
İtirazdan itibaren 56 günün geçmiş bulunması.
Esasen FIDIC Sözleşmesinin bu hükmü, HUMK’ nun 287 inci
Maddesinde yazılı bir “Delil Sözleşmesi” niteliğindedir.
Taraflar, aralarında çıkacak ihtilafların ne şekilde karara
bağlanacağını, mahkemeye ve tahkime gidebilmek için hangi
usullerin geçerli olacağını, ilk iki fıkrasını önceki sayfada
verdiğimiz, 67 inci Maddede göstermişlerdir.
10. “Delil Sözleşmesi” ne demektir?
Delil Sözleşmesi hukukî bir tabir olup, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda yer alır.
Aşağıdaki hükmün ikinci cümlesinde bir delil sözleşmesinin
yapılmış olduğu hallerde sözleşmeye konu olan olayın başka bir
delil ile ispat olunamayacağı kabul edilmekle, delil konusunda
tarafların anlaşmalarının muteber olduğu esası benimsenmiştir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 287 inci Maddesi
“Kanunun muayyen bir delil ile ispatını emreylediği hususlar
başka suretle ispat olunamaz. İki tarafça muayyen deliller ile
ispatı tahriren kabul edilmiş olan veya muhakeme esnasında
olveçhlle beyinlerde karar verildiği ikrar olunan maddeler
hakkında başka delil kabul olunmaz.”
Delil Sözleşmesinin geçerli olması sözleşme hürriyetinin doğal
bir sonucudur. Yargıtay’ın 03.03.1977 tarihli aşağıdaki kararı,
bu hususta içtihat oluşturmuştur:
Yargıtay 4.HD T.03.03.1977 K.220/2429
“Yapılmış olan sözleşmelerde yanların sözleşme sırasında
birbirlerini Usulün 287. maddesinde öngörüldüğü üzere sınırlamaları Anayasa’ya uygun olup bu sınırlamanın Anayasa’ya
aykırı olduğu ileri sürülemez.”
Yargıtay’ın yukarıdaki 03.03. 1977 tarihli içtihadına aykırı olarak
1999 yılında verilmiş olan: “Şayet, davalının “Mühendis kararı
olmadan mahkemeye gidilemez” yolundaki görüşüne itibar edilecek
olursa, müteahhidin “HAK ARAMA HÜRRİYETİ” 3.bir şahsın
takdirine bırakılmış olmaktadır. Bu durum, özel konulardaki özel dava
şartları hariç Anayasanın 36. Maddesinde de belirtildiği gibi hak arama hürriyeti sınırlandırılamaz ifadesine de aykırıdır... Dosya kapsamı
davacının, bu uyuşmazlık doğduğunda (Madde 67’deki) hükümlere
uygun yollara başvurmadığını ortaya koymaktadır. Ancak davacının
bu yollara başvurmamış olması, inceleme konusu olayda, YARGI
YOLUNA BAŞVURMASINI engelleyen bir hüküm değildir.”
şeklindeki bilirkişi görüşü çerçevesinde verilen mahkeme
kararını, Yargıtay 26.02.2001 tarihli hükmü ile bozmuştur. 26.
02. 2001 tarihli bu hükmün giriş bölümünü önceki sayfalarda
vermiştik. Şimdi de sonuç bölümünü yukarıda veriyoruz. Ayrıca
Yargıtay, 2001 yılındaki bu hükmünü yine önceki sayfalarda
verdiğimiz 17. 09. 2002 tarihli kararı ile pekiştirmiştir. Bu kararın
bir bölümünü de yukarıda tekrarlıyoruz.
Yargıtay’ın bu kararları, Türkiye’ de de FIDIC Sözleşmesinin bir
DELİL SÖZLEŞMESİ olarak kabul edildiğine dair içtihadın
istikrar kazanmış olduğunu dünya âleme ilân etmektedir. Ama
ne yazıktır ki, Yargıtay tarafından 2001’de bozulmuş olan
mahkeme kararının dayandığı bilirkişi raporunun altında, saygın
bir üniversitemizin mensubu ve Birliğimizde önemli görevlerde
bulunmuş bir meslektaşımızın imzası bulunmaktadır.
SONUÇ
Yukarıdaki açıklamalarımdan ve sunduğum Yargıtay kararlarından da görülmektedir ki, müteahhitlerimizin süre uzatım
talepleri, sadece ve sadece FIDIC Sözleşmesinin kendine
Yargıtay 15.HD T.26.02.2001, E.2000/4429, K.2001/1032
“SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün, temyiz eden
davalı ve müdahale talep eden... Konsorsiyumu (Mühendis)
yararına BOZULMASINA... oybirliğiyle karar verildi.”
Yargıtay 15.HD T.17.09.2002 E.2001/5595 K.2002/3931
“FIDIC sözleşmelerinde süre uzatım istemlerinin sıkı şekil
şartlarına bağlandığı, süre uzatım incelemelerinin ancak bu
şartlara uyulması halinde yapılabileceği bilinen bir gerçektir.
Nitekim, taraflar arasındaki sözleşmenin 44, 53 ve 67. maddeleri
yanlarca HUMK.nun 287. maddesinde yazılı delil sözleşmesi
olarak kabul edilmiş bulunmaktadır... Uyuşmazlığın tüm
sözleşme yanında özellikle yukarıda kısaca sözü edilen 44, 53
ve 67. maddeler çerçevesinde çözümü gerekmektedir...”
özgü kurallarına harfiyen uyularak yapılmak, incelenmek, analiz
edilmek ve değerlendirilmek zorundadır.
Mühendis’in İşsahibine karşı, Müteahhidin sadece Sözleşme
tahtında geçerli olan taleplerini incelemeye almak gibi bir
yükümlülüğü vardır. Mühendis, başvuru prosedürüne uygun olmayan talepleri incelemeye dahi almamaya yetkilidir. O nedenle,
tüm talepler çok iyi hazırlanmış, mantığa uygun olarak kanıtlanmış şekilde sunulmalıdır. Çünkü inşaat safhasında Mühendis,
ihtilaf safhasında hakem, hâkim ya da bilirkişi karşısında, süre
uzatımına hak kazandığını ispat etmek Müteahhide düşmektedir.
Yoksa hak kazanıldığını Müteahhit adına ispatlamaya kalkışmak
bilirkişinin görevi değildir.
Anlaşılmaktadır ki, Müteahhidin 44 üncü Madde altında
Mühendisten süre uzatımı istemiş, gerekli bilgi ve belgeleri
vermiş olması, Müteahhidin, ihtilafı, otomatikman davaya
veya hakeme götürme hakkını vermez. Önce Mühendisten bu
husustaki süre uzatım tespitini almış olması, sonra - eğer bu
tespitten hoşnut kalmamış ise - Mühendisten Md.67.1 altında
karar istemiş olması, sonra da Md.67.2 altında İşveren’i sulhe
davet etmiş olması ve bu bildirimlerinde sürelere uymuş olması
şarttır.
İhtilaf halinde, taraflar 67 inci Maddedeki DAVA ÖNŞARTLARI’na sıkı sıkıya uyarak hareket etmelidir. Aksi takdirde
hüsrana uğranılması mukadderdir. Her ne kadar, Müteahhitlerimiz zaman zaman yanlış yola sevk edilseler de, gördüğünüz
gibi yanlış hesap Bağdat ’tan değil, Yüce Yargıtay’ımızdan
(7)
dönmektedir. Hele yeni FIDIC sözleşmelerinde kurallar daha
da sıklaştırılmıştır. 28 günlük bildiri süresi geçirildiğinde
Müteahhidin hiç mi hiç bir hakkı kalmamaktadır. O nedenle,
gerek müteahhitlerimiz gerekse Mühendis görevini yüklenmiş
meslektaşlarımız çok dikkatli olmalıdırlar. Çünkü artık aşikârdır
ki, olay FIDIC’in sıkı kuralları çerçevesinde analiz edilmeden,
gelişi güzel bir şekilde konuya uzaktan değinerek, ya da olaya
BİGŞ gözlüğü ile bakarak, süre uzatımı istenmez ve verilmez.
Son olarak da ihtilaflarda bilirkişilik yapacak olan meslektaşlarımıza iki çift lafım var. FIDIC Sözleşme yönetimini iyi bilmiyorsanız, yabancı literatüre tam hâkim değilseniz, tarafsız
davranamayacaksanız, bilirkişiliğe kalkışmayınız; aksi takdirde
davalı ile davacının, avukatın, hakemlerin ve hâkimlerin kıymetli
zamanlarını boşu boşuna işgal etmiş, taraflara büyük zararlar
vermiş olabilirsiniz. Hele hele, Birliğimiz üyesi olduğu için
bilirkişiliğe seçilmiş olan meslektaşlarımızın omuzlarında daha
büyük bir sorumluluk yüklenmektedir. Çünkü Mahkemece veya
Yargıtay’ca yanlışlığı tescil edilen kanaatler Birliğimizin
saygınlığına gölge düşürecektir. ■

Benzer belgeler

Uluslararası FIDIC İnşaat Sözleşmelerinde Süre Uzatımı

Uluslararası FIDIC İnşaat Sözleşmelerinde Süre Uzatımı (7) The Conditions of Contract for Construction, FIDIC, Birinci Baskı 1999. (8) The Conditions of Contract for Plant and Design-Build, FIDIC, Birinci Baskı 1999 (9) The Conditions of Contract for E...

Detaylı