PDF ( 4 )
Transkript
PDF ( 4 )
MÜZEHHİB Ml'HSİ~ DE'fİRONA T :\rş.GÖr.Celiilcddin KARADAŞ Sanat'ta erişilmezlik mertebesine ulaşanlar, sahalannın üstadlan kabul edilirler. Cenab-ı Hakk, böyle özene-bezene yarattığı kullarını çoğukez -kimbilir- belki de benlik batagına saplanmamalan için b'ÜÇ bir sanatın çilesine tabi tutar. Muhsin Bey'de çileli yaşayan sarıatkar\ardandır. Koca bir ömrü "iğneyle kuyu kazmakı' tabir olıınan Tezhip sanarına vermiştir. 20. yy.'ın Türk Tezhip ve Lakeciliğinin büyük ismi Muhsin Demironat 1907 yılında İnebolu'da doğdu. Ailece hemen istanbul'a gelerek Beylerbeyi'ne yerleşti Babası Trablusgarp Harbi'nde şehid olan yüzbaşı Hikmet Bey, annesi ise Makbule Hanım'dır, Mushin Bey ilk eğitimine Üski.:d3r Sultanisi'nde başlar. ı 922'de İstanbul Muallim Mektebi'ne intisab ederek burayı 1928 yıında bitirir. tık vazifesini Bandırma'nın Perama isinıji sahil köyünde, öğretmen olarak yapar. Burada iki )11 çalıştu...'taIl sonra, Galatasaray Lisesi'nL!1 ilk kısmına resim öğretmeni olarak tayin olur. O donemlerde pek rağbet oıma\~'1, Güzel Sanatlar ',::::.-::-:-:-:::-;':-:i:-: Tiiri: Süsleme San:d:.:r: 30!~:~~~':~,:, ''::-..::::: 7"~:-~~~:. h7~ ;."l,:,tc:yc i1aSip olmayacak hocalan ta;;;~lp, ~nl~:1.:'; ;-c:.~!:·i t:dri:;inden g~ç~:-. O ce\-rin. ileri gelen hocalan Tuğrekeş !~r:ı...3i! H:!!rJ.:! _~!!1J...rıbeze!". ~:~:n.:ddin Ok'oa~'. Kamil AkdiY., Hulusi ı azga..'1, Bahaadeiin ·:-.;:.~~::,....;;;'!u :;OJ:"': ısimler sanaL~a,~::::::,'-' tebmülündç bü)uk ,oi \1uhsin Bey, ilk yıııarında Tuğrakeş Hakkı Bey'in anlayışında Hakkı Bey akadt>:-:ıik h~ ressam. ust~ bir hattat ve ;:;:;iö:;ıi1i: D.:-.l=.i·nin SOi1 resmi ıu~~akcşi olmasına ra~'TI1en, tezhİp ~~;;;l:1:':12!'1!1", ('::.2: yaşlarda başlanu; -'c ciddi bir tah:;il görme.den, !lı;;zt;:!lı~!!ğ-==~~m!Ştır. İlham kaynagı ıse bizdekı klasik anl")lş degil, ;-:,:"'-:-~ \.'eri~ \'1inıar ~,lantanl:iiin "L'sul-i ~,1imar-i abidelerden asıreaK! 05mani" ısımh cseiüid~ mcvcüd- hatalı alınmış remsiicısı. desenler; a~T1ca, Turk Rokokosu'nıın I çı. müzci'lnib nezargraciı .;'ı.auiiab Eİ'endl'lllI! ~SCrii".:i iJır Hakkı Bey, Harf 1n.k.ılabl·ndan sonra Han.aı \le\...ı:ebi'nin verme açılan Şark Te0ini sanatlar :'1el-.'1ebi'ne tezhip mual1imi olarak tayin ediiince, talebesini de kendi anlayışına gore yetiŞtirmeve . At.1lurk CnıYersiıesl Giızcl S;.ın;.llIJr Faklılıesi 99 başlamıştır. Fakat arkadaşı Necmettin Okyay, müzehhip olmamasına rağmen, Hakkı beyi de kırmadan, bizde yeri olmayan Avnıpai zevkin değilde, "klasik yol"un ilham alınması gerektiğini belirtir. Sanatkanınız bu telkinlerle Osmanlı klasik Tezmhiblerine yönelerek onlan inceler. önceleri Necmeddin Efendi'de bulunan Şeyh Hamdullah'ın ı ı x 16 cm. ebadındaki, Saray nakışhanesinde tezhip olunan, Topkapı Sarayındaki mushaf, Muhsin Bey'in en önemli ilhal kaynağı olur. Tezhip sanatında akla gelebilecek herşeyin yapıldığı Türk Herat ('Timurlu) devrinden kalma eserleri inceleyen sanatlcanınız, bu değerde eserler vererek "Muhsin'in fırçasından" diyebileceğimiz, çok zarifve ince eserler ortaya koymuştur. 20. yy. klasik sanatlanmızın erişilmez gözeiliğini yaşatma ve geliştirme çabalarının verildiği dönemdir. Bu sebeple Muhsin Bey, Batılılaşma devrinden sonra, tezhip sanatının bozulan desen ve motif anlayışının yeniden eski dunımunu alması için böyük bir gayret gösterir. Hattad Harnid Bey'in hat sanatında yapmış olduğu diriliş hareketini, Muhsin Bey'de tezhip sanatında yaparak çok önemli bir vazifeyi yerine getinniştir. Birçok esere imza koyan sanatkar 2600 civarında levha ve krt'a tezhiplerniştir. Bunlardan 60 kadar hilye-i serif tezhibidir. Kendinden sonraki sanatçılara büyük bir miras bırakmış ve kendi anlayışında öğrenciler yetişti nni ştir. En önemli öğrencisi M.S.Ü. Geleneksel Türk EI Sanatlan Tezhip Anasanat Dalı Hocalanndan D.Tahsin Aykutalp'tır. Muhsin Beyin eserlerinin bir kısmı müzelerde bir kısmı ise özel kolleksiyonlarda bulunmaktadır. Bunlardan, Irak, Mısır, Suudi Arabistan krallanna, İran Şahı'na, Amerika Başkanlanna, Çin Cumhurbaşkanı'na, Kennedy Vakfı Salonu ve Metropolitan Müzesi'ne devlet büyükleri tarafından sunulan hediyeler, Missouri, Zırhlısı'na hediye edilen lake ok kubuni Cumhuriyet devrindeki tezyini san'atlarınuzın nadide örneklerindendir. Muhsin Bey aynca kaatı'lık, savat'cılık, çakrna'cıhk, mine'cilik, porselen'cilik, ağaç oymacılığı ve Edirnekari tezyinat dallarında da başarılı eserler venniş büyük bir sanatkardır. Türk tezhib ve lake'ciliğinin Muhsin isimli müstesna yıldızı 27 Haziran 1983 yılında vefat etmiştir. Mezan Karacaahmette'dir. KAYNAKÇA - Derman, UdUR; Lale Mecmuası, Sayı: 2, İstanbul 1984. - Sertoğlu, MİTHA T; Hayat Mecmuası, Sayı: 46, Kasun 1977. - Taşkale, FARUK, AntikaDekor Dergisi, Sayı: 18, 1993. 100 ~~esim b • Resiııı 2 101 BEDRİ RAHMİ EYÜBOGLU'NUN "BENEK" SÖYLEMİ VE ETKİLERİ ÜZERİNE ••• TUNCAY KEÇELİOGLU· "Dört küheylan çeker arabarnıZl, Biri Çizgi, biri leke, biri renk, Biri de mini minnacık benek"...\ süreçte, hem de sonraki kuşaklarda, bir çok onlara yön venniş, hocaların hocası Bedri Rahmi Eyüboğlu, resim sanatını yukanda ki sözleriyle ifade etmişti ... Onun için "çizgi" herkesin aklına geldiği gibidir: kalemi kağıdın üstünde yürüttüğümüz zaman ortaya çıkan öğe. Tertemiz bir masa örtüsü üzerine dökülen mürekkeb etkiside "leke" idi. Güneş batarken ağaçların, evlerin, alaca karanlıktaki etkileri gibi.. 2 Bu etki, kırmızıya, maviye dönüşmesiyle "renk" oluyordu. Peki, ya şu meşhur "benek"? Bildiğimiz karabiber tanesi gibi, oraya buraya saçılan BEN'lerden biri, bir kaçı... Ya da buğdaytarlasındaki tek başına duran gelinciğin gözdeki etkisidir: "BENEK!,,3 "Ben renk peşindeyim" diyordu, ama kendisini biçimlerden, noktalardan alamıyordu. Envayi çeşitde renkleri araştınrken, birden bire, çizgiler, lekeler, "benek"ler serpiştiriyordu resmine. Dört temel direğe dayandırdığı resim sanatını, arabayı çeken en önemli küheylanından birisi olarak gördüğü "BENEK" ile oluşturulabileceğini, yada bu sanatın ifade bulabilmesi için en önemli unsurlardan birisinin "benek olduğunu söylüyordu. Peki, onu böyle bir yaklaşıma iten, bu tutkunun sebebi ne idi? Halen yaşayan Türk sanatının en büyük ustalarından, Prof. Dr. Turan EROL, hocasını anlatıyor: ... 'Türk ressamlarının, kendilerini batılı akunlar önündeki tutumlarına göre, değerlendirdikleri, sanatta başanyı, Avrupa resminin herhangi bir biçimsel sorununu anlayış ve aktanş gücüne ve uygulaşıy gücüne göre ölçtük1eri, batılı ustalan, konularına kadar taklit ettikleri Hem yaşadığı ustayı etkilemiş, • Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fak. Resim İş Eğitim Bölümü Öğretim Görevlisi 1 EYü8OGLU, Bedri Rahmi "Resme Başlarken" Cem yayınlan İst. 1977. :i EROL, Turan "Bedri Rahmi Eyüboğlu" Cem ya~ınlan İst. 1984. 3 EROL, Turan. Cem yayınlan İst. 1984. 102 bir dönemden, el değIneclik yöresel motiflerle karşılaşmanın, onaln birden bire değiştirebileceği özgün bir biçim ve içerik bireşimine 4 ulaştırabileceği umulmazdı. .. Buradan şu sonucu çıkarmak mümkün; Bedri Rahmi, bulunduğu ortam veya dönem içinde, çağdaşlanndan farklı davrarıabilmiş, araştırmacı yapısıyla özgün olabilecek, kurgu, biçim, leke ve renk tasanmlanna ulaşabilmiştir. Hazıreıolmamış, ulusal veya değil, pek çok plastik unsuru didiklemiş, uğramıştır. Genelolan birçok kavramı kendine göre yorumlayabilmiş ve "Resimsel bir dil" oluşturma sürecini yakalayabilmiştir. Elimdeki "Ondan olan" herşeyi değerlendirebilmiştir. Sırt çevirmemiş, ilgi duymuştur. KiIimden, heybeye, yazmadan, çoraba, şalvara kadar, otantik özellikli tükerunez kaynaklan, araştırma zevkini kendinden mahrum bırakmamıştır. Bu özellik, şair Bedri Rahmi'ye de yansır. Anadolu motifleri ile süslü öyle çok dizeleri vardır ki: "İstanbul deyince aklıma Ağzına kadar soğan yüklü bir taka gelir, Sülyen kırmızısı üstüne, zehir gibi yeşil, Samsun'dan, Sürmene'den, Sinop'tan. İstanbul deyince aklıma, Koca Sinan gelir, on parmağı on ulu çınar gibi, Her yandan yillr.selir, Sonra gecekondular gelir ardısıra, İsli, pasıı, yetim Ey benim dev memesinde cüceler emzıren acaip memleketim... ,,5 Ama, aynı zamanda evrensel unsurlara çok sıkı bağlıydı. Hiçbir zaman, katı bir gelenekçi olmadı, bağnaz bir tutuma girmedi. Ulusal motifler, onun için bir çıkış noktası idi. Orada saplarunadı, tutukluk yapmadı, tıkarunadı. "Evrensel olurunadan, ulusal olunamayacağının "zorluğunu bile bile hiç durmadan üretti. yılmadı. Çizgi, leke, renk, en batılıdan daha batılı idi belki ama bize yatkın olan çok önemli başka bir küheylanı vardı. 4 5 EROL. Turan "Sanatımızın Demokrat Parti Dönemi Ye «Vilayet Resimleri» ola~1...·· Milliyet Sanat Dergisi. Yeni dizi. Sayı 35. 1 Kasım 1981. EYÜBoGLV, B. Rahmi "DOL KARABAKlR DOL" (Bütün eserleri) Bilgi yayın e\i İst. 197-ı. 103 Çoraplarda, kilimlerde, heybelerde de olan başka bir unsur! BENEK!. .. Aslında beneği ondan önce ve sonra yurt içinde ve dışında kullanan pek çok sanatçı vardı. Örneğin "Noktacılık" olarak gelişen bir akım, sonuç olarak "Puantizm"e ulaşmıştır. 6 Anca, tabi ki Seurat ve Signac'ın nokta anlayışı, Bedri Rahmi'ninkinden farklı idi. Taklide etki arasındaki farkın, çok iyi bilincinde olan sanatçı yaşamı ve sorunlan, ona yabancı düşmeyecek anlatımla ve kendine özgü yaratıcılığı ile resmetmeyi bilmiştir. 7 1950'lerden başlayarak sanatını temel öğesi otantik biçim ve renkler olmuştur. 8 Koyu bir gelenekçi yapısılllD, olmadığını söylemiştik. Yeniliklere ve çabuk tüketilemeyecek tasanmlara yatkın olduğunu biliyoruz. Eşi Eren hanun ile iki yıl süren Avrupa ve Amerika gezisinden dönüşte, hızlı kuruyan plastik maddeler, boyalar, kum hatta çakıla kadar çeşitli malzeme ile büyük boyutlu, soyut kompozisyonlar meydana getirecekler, her türlü kağıdı burarak, buruşturarak yeni imkanlan araştıracaklardı.9 Tutkulan, yaşantısı, şiiri, resmi ile ne kadar çok insanı etkiledi Bedri Rahmi...•• .........."Lekeci duyarlı, içennesi yanında, ustası Bedri Rahmi 'nin çoşkulu bir renkcilikle son yıııaonda giriştiği, araştınnalanndan izler seziliyor onda. Bu tür resimlerde aynı atelyeden gelen Orhan PEKER'\n dağınık çözümleyid lekeciliğine karşın, Turan , EROL'da bütünleyici bir lekeci yak1aşun izlenmekte.,.!O ......."Onun resimine görünü, anlaşılır bir resim gibi bakmak, daha başında yapıta yabancılaşmaktadır. yetiştiği, olgunlaştığı Anadolu toprağına bunca bağlı kalışına karşın, ele aldığı motifler, sanatsal, insancıl ve evrensel kimliklere bürünür. Bir yaşatıdır onlara kimlik veren. Turan Erol'un topladığı notlar, saptadığı herşey dönüp dolaşı kompozisyonunun buyruğuna girer. Bu resimlerdeki anlaşılmaz çekicilik, inandıncılık bizi bulunmamız gereken noktaya sürükler. 6 TURANİ, 7 i 9 Adnan "Sanat Terimleri Sözlüğü" Rezmi Kitape\'i 5. 1993. ANDAK, Selmi "Bedri Rahmi Bir Ekoldü" Cumhuriyet 27 "SANAT ANSİKLOPEDİSİ". Milliyet Ya~ılan İst. 1991. Aralık baS! İst. 1975. ··Stc. Sanat Tenkitcileri Cemiyeti, resim yanşması dergisi," Ankara Ün\'. Bas. Evi 1969. .. Resim L 2 ıOKÖKSAL, Alunet, "Turan Erol'da Yöresel Duyarlık" Milliyet Sanat Dergisi yeni dizi Sayı 15. 1 Ocak 1981 İst. 104 Sanat hakkında önsel bilgi ve yargılanmız ne olursa olsun, farkında olmadan bu resimlere bağlanınz ... "ı ı ....... "Uğursuz görünüşlü kuşlan, dingin beygirleri, ecinlileri andıran adamlan ile "lekeci" olan, Orhan Peker...,,12 Buralarda bahsedilen "leke" unsurlan çizgi ve renk ile birlikte başka bir küheylanı çağnştırmıyor mu aslında? .. Kaya Özsezgin'in dediği gibi, "onun çalışmalan, çağdaş resmimizde kendi adıyla söylenen bir döneme damgasını vunnuş bir dünya görüşünün sana algısının, kenarda köşede kalmış uzantılandır .... "13 Ne sah batı taklidiyle eklenti kalanlar, ne de ulusalcılık derken kendi kendinin maskarası olanlar varken, çağdaş sanatın böyle bir ustasının, sanat algısının kenarda köşede bırakmaya kimsenin hakkı olmamalı ... ....... "Resimlere bakıyorum, neler yok ki bu resimlerde Karadeniz'in kayırlan, balıkçılar, «Yavuz geliyor, yavuzlan» balıkların pullan, deniz kızaın, Ankara 'nın kavaklan, BOOrum'un, İstanbul'un kıyılan, kilimler, cicimler, sac sobalar, pirinç mangallar, dalında elmalar «kolu mor, kanadı yeşiller ve gün ışığı, renklerin ıŞığı, suların ışığı ve deniz kokan koskoca merhabalar var... ya da bütün bunlan ve saymaya fırsat bulamadığın daha bir sürü sözcüğü söylemek yerine, «bu resimlerde çizgi var, leke var, renk var, benek var», diyebilirim, Bedri Raluni' den kopya çekerek: ve işte mağara devrinden günümüzün resmine kadar, müzelerde, galerilerde, kitaplarda arayıp taradığımız dört cevher, işte sanatımız taşıyan dört direk: leke, renk, çizgi, BENEKL .. 14 ııÖZGüR. Ferhat, "Ressam Turan Erol" TC. Kültür Bakanlığı Sanat Dergisi Yıl 1 Sayı I, Ekim 1992 Ankara. 12 Stc. 1969. ÖZSEZGİL Kaya. "Kırk Yılın Ürülerinde Bedri Rahmi" Miliyet Sanat dergisi Sayı 349, 24 Aralık 1979 İst. 14()RAL, Zeynep. "Şiir Gibi Resimler... Resim Gibi Şiirler ..." Milliyet Sanat dergisi yeni dizi Sayı II 9, 15 Mayıs 1985 İsı. 13 105 Bibliyoğrafya EYüBOGLU, Bedri Rahmi, "Resme Başlarken" Cem yayınlan, İst. ı 977 EYüBOGLU, Bedri Rahmi, "Dol Karabakır Doı" (Bütün eserleri) Bilgi yayın evi ı 974 İst. EROL, Turan, "Bedri Rahmi EYüBOGLU" Cem yayınlan, ı 984 İst. EROL, Turan, "Sanatınuzın Demokrat Parti dönemi ve «Vilayet Resimleri» olayı" Milliyet Sanat dergisi ı Kasım ı 98 ı. TURANİ, Adnan, "Sanat Terimleri Sözlüğü" Remzi kitapevi ı973 İst. ANDAK, Selmi, "Bedri Rahmi Bir Ekoldü" Cumhuriyet 27 Aralık ı 975. SANAT ANsİKLOPEDİsİ, Milliyet Yayınlan, İst. ı991. Stc. Sanat Tenkitcileri Cemiyeti Resim Yanşması Dergisi, Ankara Ünv. Basımevi 1969 Ankara. ÖZGüR, Ferhat, "Ressam Turan EROL" TC. Kültür Bakanlığı Sanat Dergisi Yıı ı, Sayı 1, Ekim ı992 Ankara KÖKSAL AJunet, "Turan Erol'da Yöreseı Duyarlık" Milliyet Sanat Dergisi yeni dizi Sayı ı 5, ı Ocak ı 98 ı İst. ÖZSEZGİN, Kaya, "Kırk Yılın Ürünlerinde Bedri Rahmi" Milliyet Sanat Dergisi Sayı 349; 24 Aralık ı979 İst. ORAL, Zeynep, Şiir Gibi Resimler... Resim Gibi Şiirler ... " Milliyet Sanat Dergisi yeni dizi Sayı ı 19, ı 5 Mayıs 1985 İst. 106