Full Text

Transkript

Full Text
Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 67-78
Sevil BÜLBÜL1
OSMANLI DÖNEMİNDE MAKEDONYA’DA HAN VE
KERVANSARAYLAR VE ÜSKÜP’TEKİ KURŞUNLU HAN YAPISI
Özet
Osmanlı Dönemi’nde Makedonya’da çok sayıda han ve kervansaray yapısı
inşa edilmiştir. Bunu Osmanlı arşiv kayıtları dışında çok sayıda seyahatnamelerden
de öğrenmekteyiz. Ancak bu yapıların büyük bir kısmı çeşitli nedenlerden dolayı
günümüze kadar gelememiştir. Makedonya’da günümüze kadar gelebilen üç han ve
bir kervansaray bulunmaktadır. Bu yapıların üçü Üsküp şehrindedir. Bunların
arasında Kurşunlu Han yapısı hem anıtsal gösterişliliği açısından hem de iyi
korunmuş olması açısından önemli bir mimari eserdir. Çalışmamızda birçok
vakfiye ve seyahatnameden hareket edilerek Makedonya’da Osmanlı Han ve
Kervansarayların sayısı ve bulundukları şehirler tespit edilmiştir. Ayrıca
çalışmamızda, bu yapıların arasında aslına en yakın biçimiyle korunmuş olan
Kurşunlu Han yapısı incelenmiştir. Amacımız Osmanlı mimarisinin değerli bir
örneği olan bu yapının ve gitgide yok olmaya mahkûm eserlerimizin bir kez daha
önemlerine dikkat çekmektir.
Anahtar Kelimeler: Osmanlı; Makedonya; Üsküp; Kervansaray; Han;
Kurşunlu Han;
INNS AND CARAVANSERAIS IN MACEDONIA IN THE OTTOMAN
PERIOD AND THE KURSUNLU INN IN SKOPJE
Abstract
Numerous Inns and caravanserais were built in the Ottoman period in
Macedonia.This fact is prooved with many travel books and archive
records.However many of this buildings were ruined and that is why they were
unable been protected until today.There is three inns and one caravanserais in
Macedonia which were protected from Ottoman Period.Three of this buildings are
located in Skopje.Among them Kurshunlu Inn is important one as a very good
protected monumental building.
Yrd. Doç. Dr. Gazi Üniv,Turizm Fakültesi,Seyahat İşletmeciliği ve Turizm Rehberliği
Bölümü.,[email protected]
1
Sevil Bülbül
This study aim to research arcive records and travel book to determine the
number of this Ottoman buildings in Macedonia and to introduce Kurshunlu Inn in
Skopje.
Keywords: Ottoman;Macedonia;Skopje;Caravanserais;Inn;Kurshunlu Inn;
1. Türk Tarihinde Kervansaray Yapıları
Türk tarihinde ticaret yolları üzerinde inşa edilmiş olan han ve kervansarayların önemi
yüzyıllar içerisinde arttığı ve geliştiği söylenilebilir. Bu artış ve gelişme ticaretin ve ekonominin
gelişmesiyle bir paralellik gösterir. Onikinci yüzyılda Türkleşme süreci içerisinde bulunan
Anadolu’da çeşitli kervan yolları vardı. Bunlar bir yönde İstanbul’a gitmekte, öteki yönde ise
Suriye hudutları yakınlarında kollara ayrılarak Antakya, Halep, Yukarı Mezopotamya’dan
geçerek bazen da Ermenistan, Azerbaycan ve İran’a gitmekteydiler. (Cahen,1994:166) İran,
Ermenistan ve Azerbaycan’dan gelen kervanlar ise genellikle Erzurum’a ve Trabzon’a kadar
gelmekte, Trabzon’dan mallarını deniz yoluyla göndermekteydiler. (Cahen,1994:166)
Böyle karışık ve savaşlarla dolu bir ortamda ticaretin olumlu yönde geliştiğini anlamak
güç olsa da, yollar boyunca inşa edilen çok sayıda menzil ve kervansaray yapıları ticari anlamda
refah düzeyinin iyi olduğunu gösterir. Bu durum, Anadolu Selçuklularının ticarete epey önem
verdiğini ve tüccarlara da güvenilir bir yolculuk sağladığını gösterir. Anadolu’da ilk hanlar II.
Kılıç Arslan (d.1113 - ö.1192) döneminde yapılmıştır.(Kuban,2008:238) Keykubad ve II.
Keyhüsrev Dönemleri’nde (1220 - 1246) en önemli ticari yapılardan 31 tanesi inşa edilmiştir.
Bu yollar üzerinde kervanların 8-9 saatlik ortalama günlük yolculuklarında 25-30 km aldıkları
ve uğranılan yerleşme merkezleri düşünülünce 13.yüzyılda en eski tarihli (1206) Altınapa
Hanı’ndan sonra 200 civarında han yapılmasının, çağın en önemli ekonomik göstergesi olduğu
söylenilebilir.(Kuban,2008:239)
Halk arasında ve resmi yazışmalarda han ya da kervansaray olarak bilinen yapılar
emniyetli olmaları gerektiğinden dolayı genellikle yüksek beden duvarları ile kaleyi
anımsatırlar. Bazı araştırmacılar, bu yapıların kökenini Karahanlı ve Gazneli kervansaray
yapılarında görürler ve Anadolu Selçuklu kervansaraylarının da aynı planı devam ettirdiklerini
savunurlar.2 Emniyet nedeniyle genellikle bu yapıların bir kapalı bölümü ve bir avlu kısmı
bulunmaktadır. Avlusuz kervansaraylar ya ekonomik olanakların sınırlı olduğu bir erken
dönemi, ya da özel koşulları gösterir.(Kuban,2008:241) Genellikle kare veya dikdörtgen planlı
olan bu mekânların kapalı kısımları tonozlarla örtülüdür. Taş malzemesi ile yapılan han ya da
kervansarayların kapalı mekânları kalın ayaklar üzerine oturtulmuş tonozlarla örtülü paralel
sahınlardan oluşmaktadır. Bu mekânların orta açıklığı üzerinde bir kubbeli fener bulunur. Avlu
kısımlarının büyüklüğü yapıyı finanse eden kişiye göre değişmektedir. Örneğin sultanlar
tarafından desteklenen ve “Sultanhanı” olarak bilinen kervansaraylar, Konya-Aksaray yolu
üzerinde bulunan Sultanhan’da(1229) olduğu gibi 4866 metre2 alanı da kaplayabilirdi.
Anadolu Selçuklu Devletinin gücü zayıflamaya başladığında kuzey batı bölgelerde
güçlenen Osmanlılar yeni topraklar ele geçirmeye başladılar ve Beylikten Devlete giden süreci
hızlandırdılar. Yeni elde edilen topraklar ve şehirlerde imar faaliyetini geliştirdiler. Camiler,
medreseler, köprüler, çeşmeler, imaretler, hamamlar gibi halkın her türlü ihtiyacını
Han ve Kervansaray yapıları ile ilgili bkz. Mustafa Cezar, Türk Tarihinde Kervansaray, Türk Tarih
Kurumu Basımevi, Ankara,1981,s.931-940;Prof. Dr. Fuat Köprülü, Vakıflara ait tarihi ıstılahlar, Ribat,
Vakıflar Dergisi, Sayı II, Yıl 1942,s.267-278;
2
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 67-78
68
Osmanlı Döneminde Makedonya’da Han Ve Kervansaraylar ve Üsküp’teki
Kurşunlu Han Yapısı
karşılayabilecek ve mutlu edebilecek yapılar inşa ediliyordu. Yeni ele geçirilen ticaret
yollarında kervansaraylar, şehirlerin içinde ise hanlar yapılıyordu. Bu duruma bir örnek
verilecek olursa, 1326 yılında Bursa’nın fethedilmesinden hemen sonraki yıllarda devletin ileri
gelenlerinin hanlar yaptırdığı görülmektedir. Örneğin, bu yıllarda Sultan I.Murat şehrin alış
veriş işlerinin düzene girmesi için önemli bir fonksiyon üstlenecek olan Kapan Hanını inşa
ettirmiştir.(Sevim,2010:81)
2. Osmanlı Hâkimiyeti Altında Makedonya’da Han ve Kervansaraylar
Tarihi yönden XIII. yüzyılın sonu ile XIV. yüzyılın ilk yarısında Makedonya’nın siyasi
hayatı iç karışıklarla dolu bir dönemdir.3 Bizans devletinin Anadolu’da yürüttüğü savaşlar
neticesinde kaybettiği gücün etkileri Makedonya’da Sırp devletinin güçlenmesine yol açmıştır.
1371 yılında Meriç nehrindeki zaferleri ile Osmanlılar Balkanlara adım atar ve kısa
sürede bu toprakları ele geçirirler. Sırp derebeyleri Volkaşin ve Ugleşa kardeşlerinin ölümünden
sonra büyük ölçüde zayıflayan yerel beylerin iktidarı başlangıçta kısmen daha sonraları tümüyle
Osmanlıların eline geçmiştir.
XIV. yüzyılın sonlarında, devletin idaresini güçlendirmek amacıyla, Osmanlılar,
Anadolu halkını bu bölgelere mecburi iskâna tabi tutmuşlardır. Buraya yerleştirilen Türk
ailelerin ve askerlerin sosyal ve dini ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla, farklı yapılar inşa
edilmiştir.
Bugünkü Makedonya Bölgesi 1385 yılında Timurtaş Paşa önderliğinde yapılan seferle
Osmanlılar tarafından fethedilmiştir.(İstorija na makedonskiot narod,1969:196)Bu seferde
Vardar nehri kıyısı yakınlarında yer alan İştip, Köprülü, Pirlepe ve Manastır şehirleri ele
geçirilmiştir. Daha sonra 1392 yılında Üsküp şehri de Osmanlı Devleti kapsamına girmiştir. 10
Ağustos 1913 tarihli Bükreş Antlaşması ile Sırbistan’a verilişine kadar beş asırdan fazla bir süre
Osmanlı yönetiminde kalmıştır. Bu süre içerisinde Osmanlı şehirlerinde çok sayıda dini ve sivil
yapılar inşa edilmiştir. Bazı araştırmacılar tarafından Osmanlı Döneminde Makedonya’da inşa
edilen kervansaray ve hanların toplam sayısının 45 olduğu belirtilmiştir.(Ayverdi,1981:294) Bu
sayı son yıllarda ortaya çıkarılan yeni arşiv kayıtları ile 71’e yükselmiştir.(İbrahimgil,2013:8)
Coğrafi konumu nedeniyle Makedonya’da ticaret Osmanlı Döneminde iyi düzeydedir.
Roma Döneminde kullanılan ünlü “Via Egnatia” yolu Osmanlılar tarafından da tercih edilmiştir.
Bu yol Arnavutluk limanlarından Ohri ve Manastır şehirleri ve buradan Selanik ve İstanbul
şehirleri ile bağlantılıdır.(İstorija na makedonskiot narod,1969:251)Ayrıca, Selanik’ten diğer bir
ticari yol kuzeye doğru Üsküp’e, buradan Sırbistan’a ve Bosna’ya götürüyordu. Bunun yanı sıra
Üsküp’ün batısı ve doğusu ile bağlantılı yollar da bulunmaktaydı. Batı yönde, Üsküp-Gostivar
ve Debre’den Arnavutluk liman şehirlerine giden yol, doğu yönde ise Üsküp-KıratovaKöstence’den Sofya’ya ulaşılıyordu.(İstorija na makedonskiot narod:251)
Makedonya’nın Osmanlı öncesi ve hakimiyetiyle ilgli ayrıca bkz.,Halil İNALCIK,Osmansko carstvoklasiçno doba 1300-1600,Beograd,1974;Halil İNALCIK, “Osmanlı Tarihine Toplu Bir Bakış”,Osmanlı
Ansiklopedisi,C.1.Kültür Bakanlığı Yayınları,Ankara,1999,s.61-75;İsmail H. Uzunçarşılı,Osmanlı
Tarihi,C.1,Türk Tarihi Kurumu Yayınları,Ankara,1982;OSMANLI ANSİKLOPEDİSİ,C.1,Ağaç
Yayıncılık,İstanbul,1933;Aleksandar STOYANOVSKİ,İvan KATARCİEV,Danço ZOGRAFSKİ ve
Mihailo APOSTOLSKİ,İstoriya na Makedonskiot narod,Skopye,1988; İstoriya na Makedonskiot narod,
kniga prva,od predistorisko vreme do krayot na XVIII vek,İnstitut za nacionalna istoriya,Skopye,1969;
Aleksandar
STOYANOVSKİ,Makedoniya
vo
Turskoto
srednovekovie,Skopye,1989;Hatice
ORUÇ,Makedonya’da Osmanlı Egemenliğinin Kurulması,Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,Ankara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,Ankara,1997; Türk Dünyası Kültür Atlası,Osmanlı Dönemi
C.1,Türk Kültürüne Hizmet Vakfı,İstanbul,1999;
3
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 67-78
69
Sevil Bülbül
Bu yollarda kervanların hareket ettiğini ve güvenlik nedeniyle birçok tüccarın kervanı
tek bir kervanla birleşerek yolculuk ettiği bilinmektedir. Nitekim bazı kaynaklarda, Osmanlı
imparatorluğunun Avrupa yakasındaki topraklarında kervanların faal işlediği, bu nedenle
Yugoslavya, Bulgaristan, Arnavutluk ve başka yerlerde çok sayıda han’ın mevcut olduğu
belirtilmiştir.(Orhonlu,1984:145)
Makedonya’da günümüzde ayakta olan 4 han bulunmaktadır. Bu yapıların üçü Üsküp
şehrinde, çok sayıda tamirler ve onarımlar ile günümüze kadar gelebilmiş ve iyi korunmuş
yapılardır. Diğeri Pirlepe şehrinde bulunmaktadır. Bu yapıdan günümüzde sadece bir beden
duvarı mevcuttur.
Bu yapıların dışında Osmanlı Dönem’inde birçok han ve kervansarayın varlığını farklı
kaynaklardan öğrenmekteyiz. Bunların arasında vakıf kayıtları önemli yere sahiptir.
Örneğin Üsküp’teki Eski Han4 yapısı hakkında İshak Paşa Vakfiyesinde sözü edilmiştir.
H.848/M.1445 tarihli İshak Bey Vakfiyesinde, Üsküp’te bir cami, bir medrese, bir mektep, bir
ev inşa ettirdiği öğrenilmektedir. Ayrıca medrese öğretmenlerinin ikameti için İshak Paşa,
Üsküp’e yakın iki köyü, iki hamamı, yüz iki dükkânı ve iki hanı vakfetmiştir.
(Kaleşi,1972:90)Kaynaklarda bu hayırseverin bir de Yeni Han isimli yapıyı inşa ettirdiği
belirtilmiştir.(Ayverdi,1981:294)
H.874/M.1469 tarihli İsa Bey Vakfiyesinde, bu hayırseverin Üsküp şehrinde vakfettiği
malları dışında Kalkandelen şehrinde bir hamam, bir kervansaray, bir han ve etrafındaki bütün
evleri, inşaat için üç arsa ve bir kütüphane vakfettiği öğrenilmektedir.(Elezoviç,1940:79-126)
H.867/M.1463 tarihli Kebir Mehmet Çelebi Vakfiyesinde, Üsküp ve Kalkandelen
şehrinde vakfedilen malların listesi kayıtlıdır. Bunların arasında Kalkandelen’de 15 odadan
oluşan bir handan söz edilmiştir.(Elezoviç,1940:43-63)
H.956/M.1550 tasdikli Müslihuddin Abdülgani El-Madeni vakfiyesinde, Üsküp
şehrinde Müezzin Hoca(Dükkâncık)Camii, bu caminin geliri için Kurşunlu Han5 adında bir han,
bir hamam, iki ev, yirmi altı dükkân, bir depo ve hanın ön tarafına bağlı bir takım dükkânlar
vakfedildiği kayıtlıdır. (Kaleşi,1972:224)
Rumeli Beylerbeyi Kaçanikli Mehmed Paşa’nın Makedonya’daki mal ve mülkü ile ilgili
üç vakfiye tasdik edilmiştir. Bu vakfiyeler, Üsküp, Kaçanik, Gostivar, Kalkandelen, Kırçova ve
Debre şehirlerindeki malları ile ilgilidir. H.1017/M.1608 tasdikli ikinci vakfiyesinde Gostivar
şehrinde bir cami ve bu caminin geliri için etrafındaki bütün dükkânları ile birlikte bir
kervansaray vakfettiği yazılıdır.(Kaleşi ve Mehmedovski,1958:55-60)Ayrıca, H.1017/M.1608
tarihli vakfiyesinde Debre’de bir hanın da kaydı bulunmaktadır (Kaleşi ve
Mehmedovski,1958:72-81)
H.940/M.1514 tarihli Mustafa Paşa Vakfiyesinde, bir cami ve imaret ve bunlar için
etrafındaki dükkânlarla birlikte iki kervansaray ve birçok köyün vakfedildiği
belirtilmiştir.(Elezoviç,1940:713-813)
H.912/M.1506 tarihli Yahya Paşa vakfiyesinde, sahip olduğu malların arasında
Üsküp’te bir cami, medrese, imaret, zaviye ve bir hanın vakfedildiği kayıt
edilmiştir.(Elezoviç,1940:420-525)
Diğer adı Sulu Han’dır. Bu yapı günümüzde Türk Çarşısı içinde bulunmaktadır. Yeni Han’ın nerede
bulunduğu bilinmemektedir.
5
Yazının devamında Kurşunlu Han ile ilgili daha detaylı bilgiler verilmiştir.
4
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 67-78
70
Osmanlı Döneminde Makedonya’da Han Ve Kervansaraylar ve Üsküp’teki
Kurşunlu Han Yapısı
Davud Paşa Hamamı yakınlarında, Davud Paşa’nın bir hanı da bulunmaktaydı. Bu
hanın varlığını yukarıda sözünü ettiğimiz Kaçanikli Mehmed Paşa vakfiyesinden
öğrenmekteyiz. Bu vakfiyede, Mehmed Paşa’nın vakıf ettiği malları arasında fırınının
mevkisinden söz edilirken Davud Paşa Hanı ile sınırlı olduğu yazılmıştır.(Kumbaraci,1998:163)
Manastır’ın, bir “Osmanlı Şehri” olmasında şüphesiz ki, Sungur Çavuş Bey Vakfı’nın
önemi büyüktür. Hicri 838/Miladi 1435-36 tarihli vakfiyeden öğrenildiğine göre, Manastır’da
bir cami, bir medrese, bir han, bir imaret(zaviye),yedi değirmen, yirmi beş dükkân, beş üzüm
bağı ve iki arsa vakfedilmiştir. (V.G.M.A,d.989,s.204/157)
Bazı yapılar yıkıntı haliyle zamanımıza kadar ulaşabilmiştir. Bunlardan biri Kürkçü
Hanı’dır. Hanın Banisi Hacı Muhyiddin’in H.1001/M.1592 tarihli vakfiyesinde, bu hayırseverin
bir cami ve han yaptırdığı belirtilmiştir.(Boşkov ve Fetah,1961:165-175)Vakıf kaydından Hacı
Muhyiddin’in Abdülvehhab’ın oğlu olduğu ve Üsküp’ün İbn Payko isimli mahallesinde
yaşadığı bilinmektedir. Bu yapıdan günümüzde sadece girişten kalan bazı beden duvarı
kısımları görülmektedir. Vakıf kaydından hareket edilirse muhtemelen XVI. yüzyılın ikinci
yarısında inşa edilmiştir. Vakfiyesinden öğrenildiğine göre, Han, Eski Türk Çarşısı içinde
Demirciler çarşısında bulunmaktaydı ve iki katlı bir yapıydı.
Vakfiyelerin yanı sıra seyahatnameler de bu konuda önemli ipucu verir. Örneğin 1559
ile 1560 yıllarını kapsayan ve yazarı bilinmeyen bir seyahatnamede, Venedik ile İstanbul
arasında geçen bir yolculuk anlatılmaktadır. Bu seyyah gemi ile Venedik şehrinden Ülgün’e
varır, buradan İşkodra, Prizren ile Üsküp’ten geçerek İstanbul’a devam eder.
(Matkovski,1991:180) Üsküp’te bir konakta geceledikten sonra 18 mil yolculuk yapan seyyah
günümüzün Bulgaristan sınırına yakın olan Eğri Palanka şehrinin köylerinden Kırklya’da güzel
bir kervansarayda konakladığını yazmıştır. (Matkovski,1991:181) Burada ekmeğin ve sütün bol
olması ve çok sayıda renkli cam eşyanın da bulunması seyyahın dikkatini çekmiştir.
(Matkovski,1991:181) 1591 tarihli bir diğer seyahatnamede, bir Venedik danışmanın asistanı
olan İvan Kavaza, Venedik’ten İstanbul’a yaptığı bir yolculuğu anlatmıştır. Bu heyet Tiran
şehrinden Elbasan’a buradan Prenye ve Ustruga’ya geçmiş. Ustruga’da bir kervansaray’da
konakladıktan sonra Manastır şehrine varır. Manastır şehrinde geceledikleri kervansarayın atlar
için iyi, fakat insanlar için çok güzel bir mekan olmadığını belirtmiş seyyah.(Matkoviç,1898:1567) Evliya Çelebi’nin 17.yüzyılın ikinci yarısına tarihlendiği seyahatnamesinde Makedonya’nın
birçok şehri tasvir edilmiştir. Üsküp’ten söz ederken Çelebi ticari hanlardan bahseder.
(Matkovski,1991:409)Bu hanların en ünlüsü olan Mehmed Ağa Han’ın, İsa Bey Cami’sinin
yakınlarında olduğunu belirtmiştir. Bu han’ın dışında Yahya Paşa ve İshak Bey Han’larının da
önemli olduklarını yazmıştır. (Matkovski,1991:409) Çelebi’nin seyahatnamesinde Eğri Palanka
şehrinde bir han yapısının bulunduğu ve bu yapının bir kervansaray büyüklüğünde olduğu
belirtilmiştir. (Matkovski,1991:418) Ayrıca bu seyyah İştip şehrinden de bahsederken,
merkezinde yedi hanın bulunduğunu ve bunların arasında Sinan Paşa, Karakadı ve
Kümülcüzade Hanları, en çok bilinen hanlar olduğunu yazmıştır. Seyahatnamenin devamında,
Çelebi, şehrin bir kervansarayı olduğu ve bu yapının güzelliğiyle büyülendiğini, anıtsal
büyüklükte bir kaleye benzediğini ve kurşun kaplı kubbe ile örtülü olduğunu
belirtmiştir.(Matkovski,1991:430)
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 67-78
71
Sevil Bülbül
Bazı kaynaklarda, günümüze gelemeyen kervansaraylar arasında Vardar kıyısındaki
yıkılmış olan Burmalı Camii yakınlarında Karlızade Kervansarayı6, Türk Çarşısında bulunan
Kuklizade
Kervansarayı
ve
Kapıcıbaşı
Sinan
Kervansaray’ından
bahsedilmiştir.(Kumbaraci,1998:164)
Üsküp şehrinde günümüze kadar yıkıntı halinde gelebilen Kapıcıbaşı Sinan veya Sinan
Bey
Kervansarayı
ile
ilgili
bazı
bilgilere
belirli
kaynaklardan
ulaşmaktayız.(Kumbaraci,1998:161-162;Ayverdi,1981:294)Bu yapının yeri hakkında her iki
kaynakta İsa Bey’in mülkü ile sınırlı olduğu belirtilmiştir. Ancak, Kumbaraci bu yapının Sultan
I.Murat Camisinin ve Saat Kulenin kuzeyinde bulunduğunu ileri sürmüştür. Aynı araştırmacı,
vakfiyede sözü edilen mekânın epeyce kuzeyinde kalan yapıdan günümüzde ayakta olan beden
duvarlarının sadece bazı bölümlerinin Otokar Kerşovani caddesinin 44 ve 46 numaralı evlerinin
bulunduğu yerde görüldüğünü de yazmıştır.(Kumbaraci,1998:161)
Hanın banisi hakkında çok fazla bilgi yoktur. Ancak yukarıda sözü edildiği Evliya
Çelebi Seyahatnamesinde de bahsi geçen hanın kitabesi verilmiştir. Kitabede, hanın
H.999/M.1590-91 yıllarında Mehmed Ağa tarafından yaptırıldığı belirtilmiştir.
(Çelebi,285,286;Ayverdi,1981:294) Süreyya, Sicill-i Osmanî kitabında bu tarihlerde
H.1000/M.1592 yılında Rumeli Beylerbeyi olan Mehmed Paşa’dan söz etmektedir. Önce
Kapıcıbaşı görevinde bulunan Mehmed Paşa aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin birçok yerinde
vakıfları bulunan meşhur Koca Sinan Paşa’nın oğludur.(Süreyya,1996:1030)Bu konuyla ilgili
Salih Asım da, Mehmed Paşa’nın Yemen Fatihi vezir Prizrenli Sinan Paşa’nın oğlu olduğunu
yazmıştır.(Baki,2004:46) Koca Sinan Paşa’nın vakıf kayıtları listesinde ise Üsküp ve Kaçanik’te
iki hanın kaydı tutulmuştur. Kapıcıbaşı Sinan veya Sinan Bey Kervansarayı olarak kaynaklarda
adı geçen bu hanın belki Koca Sinan Paşa’nın Üsküp’te yaptırmış olduğu daha sonra oğlu
tarafından onarıldığı bir yapıdır. Önümüzdeki yıllarda bu konuda yapılacak daha kapsamlı
araştırmalar ile bu yapının kimin tarafından yaptırıldığı konusu netlik kazanır. Kitabesinin
tarihine göre bu han, XVI. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilmiştir. Yapının mimarisi hakkında
bilgimiz yoktur fakat beden duvarlarından kalan kısımlarda taş ve tuğla malzemesinden inşa
edildiği görülmektedir.
Kaynaklarda
Boyalı7
ve
Camlı
Han’dan
da
söz
edilmiştir.
(Kumbaraci,1998:165;Ayverdi,1981:296)
3. Üsküp Kurşunlu Han
3.1. Yapının Tarihi ve Geçirdiği Onarımlar
Üsküp şehrinde günümüzde ayakta olan hanlar arasında en gösterişli olanı Kurşunlu Han
yapısıdır. Üsküp Çarşısı’nın içinde Makedonya Müzesi karşısında bulunan bu yapı Müzezzin
Hoca el-Madeni adıyla bilinen Muslihuddin Abdülgani tarafından inşa ettirilmiştir. Yapıda inşa
kitabesi bulunmadığından dolayı net olarak hangi tarihlerde yapılmış olduğu
bilinmemektedir.Ancak, H.957/M.1550 tarihli Müslihuddin Abdülgani vakfiyesinden hareket
edilerek bu yapıyı XVI.yüzyılın ortalarına tarihlendirmekteyiz. (V.G.M.A,632,494) Vakıf
kaydından, bu yapının Tanrıvermiş mahallesinde bulunduğu ve yine aynı hayırsever tarafından
yaptırılan Bakırcılar Mescidi ve Şengül Hamamı ile sınırlı olduğu öğrenilmektedir. Günümüzde
mescit yıkılmış, Şengül Hamamı ise yıkıntı halindedir.
Araştırmacı bu hanın bulunduğu yeri hakkında eski bir Üsküp’lüden bilgi aldığını yazmıştır.
Hayrettin ailesinden alınan bilgiye göre bu iki yapıdan Boyalı Han günümüzde Bit Pazarı olarak bilinen
pazarın karşısında Otokar Kerşovani Caddesi 178 Numarada bulunuyordu. Yapı depremde yıkılmıştır.
6
7
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 67-78
72
Osmanlı Döneminde Makedonya’da Han Ve Kervansaraylar ve Üsküp’teki
Kurşunlu Han Yapısı
Başlangıçta banisinin adını alan Kurşunlu Han, bir süre Müezzin Hoca Hanı adıyla
anılmıştır, “Kurşunlu” adını, XIX. Yüzyılda, çatısının kurşun ile kaplanmasından sonra aldığı
tahmin edilmektedir. (Kumbaraçi,286;Ayverdi,1956:162)
1878 yılından sonra bir dönem hapishane olarak kullanılmıştır.1904 ile 1912 yılları
arasında bir dönem tekrar han olarak kullanılmıştır. Üsküp’ün 1963 yılında geçirdiği şiddetli
depreminde büyük hasar gören Kurşunlu Han, depremden sonra onarılmıştır.
3.2. Yapının Mimari Özellikleri
Kurşunlu Han, güney-kuzey doğrultusunda yer alan ana kısmı kareye yakın dikdörtgen
planlı ve iki avlulu bir yapıdır. Han 2800 m2’lik bir alanı kaplamaktadır. Güney kısmında yer
alan ana bölüm bir iç avlu şeklinde düzenlenmiştir. İki katlıdır ve her katı revaklıdır. Ana
bölümün her iki katında yer alan oda sayısı toplam 60’tır.Bunların 28’i zemin katta, 32’si ise üst
katta yer alır. Yapının ikinci katına güney duvarının doğu ve batı köşelerindeki taş
merdivenlerden çıkılmaktadır. Avlu kısmının ortasında dairesel planlı bir şadırvanı vardır.
Kurşunlu Han’ın ahırlara ayrılmış bölümü kuzey tarafında yer alır. Asimetrik bir plana
sahip bölümün kuzey duvarı eğimli yapılmıştır. Bu bölüm tek katlı ve avluludur. Ahır kısmı
aynalı tonozla örtülüdür. Bunun batısında yer alan kapalı mekânlar tekne tonozla örtülüdür. Bu
bölümün girişi doğu cephesinde yer alır.
Kurşunlu Han’ın inşaatında yapı malzemesi olarak tuğla ve taş kullanılmıştır. Duvar
örgüsü bir sıra taş ve iki sıra tuğladan oluşmaktadır. Her sırada taşların arasına birer dikey tuğla
yerleştirilmiştir.
Yapının girişi güney cephesinin merkezinde yer alır. Cepheden dışa doğru taşıntı yapan
giriş bölümü tonozlu bir mekândır. Aslına göre yenilenen girişin üst kısmında kapalı bir mekân,
alt kısmı ise üç yönden yuvarlak kemerlerle dışa açılır.
Merkez girişin dikey ekseninde yer alan diğer bir kapıdan kuzeydeki ahır bölümüne
girilir.
Yapının kuzey ve güney cephesinin üst kısmında onar adet pencere bulunmaktadır.
Doğu cephesinin üst kısmında altı adet pencere vardır. Bunların yanı sıra güney cephesinin giriş
bölümünün üst kısmında doğu, batı ve güney yönünde birer penceresi daha vardır. Pencerelerin
tümü dikdörtgen biçimli ve düz lentoludur. Pencerelerin üstü demir parmaklıklarla kaplıdır.
Yapının her iki katı aynı düzenlemeye sahiptir. Ana mekânı çevreleyen revakları, kare
planlı payeler üzerinde durmaktadır ve birbiriyle yuvarlak kemerler ile bağlantılıdır. Revakların
yuvarlak kemerleri tuğlayla yapılmıştır. Bu bölümler çapraz tonozla örtülüdür. Revaklara açılan
odaların birer yuvarlak kemerli girişi vardır. Odaların içinde birer ocağı ve birer yuvarlak
kemerli dikdörtgen nişi vardır. Ocakların alt kısımları taştan, üst kısımları ise tuğladan
yapılmıştır.
Yapının ahır bölümü bir avlu etrafında dizilen mekânlara sahiptir. Bu bölümler içten
tonozla dıştan ise kiremitle örtülüdür.
SONUÇ
Osmanlı Dönem’inde Makedonya’da inşa edilen han ve kervansarayların varlığı
hakkında vakıf kayıtları ve seyahatnameler önemli bilgiler içerir. İshak Paşa, İsa Bey, Kebir
Mehmed Çelebi, Müslihuddin Abdülgani, Kaçanikli Mehmed Paşa, Mustafa Paşa, Yahya Paşa,
Davud Paşa, Hacı Muhyiddin ve Sungur Çavuş Bey vakfiyelerinde, Makedonya’da yaptırılmış
10 han ve üç kervansarayın kaydı tutulmuştur. Han yapılarından altısı Üsküp’te, ikisi
Kalkandelen’de, biri Manastır’da ve biri Debre’de bulunduğunu öğrenmekteyiz. Bunların yanı
sıra Gostivar şehrinde bir ve Üsküp şehrinde iki kervansarayın kaydı da mevcuttur.
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 67-78
73
Sevil Bülbül
Çalışmamızda incelenen seyahatnamelerde ise Makedonya’da dört kervansarayın ve on
hanın mevcut olduğu görülmüştür. Eğri Palanka, Ustruga, Manastır ve İştip şehirlerinde birer
kervansaray, Üsküp’te 3 han ve İştip’te 7 han yapısının varlığından haberdarız.
Vakıf kayıtları ve seyahatnameler dışındaki diğer kaynakları inceleyerek elde ettiğimiz
bilgilere göre Üsküp şehrinde toplam 12 hanın ve 3 kervansarayın bulunduğunu öğrenmekteyiz.
Bu yapılardan günümüzde iki han ve bir kervansaray yapısı ayaktadır. Bunların arasında
halk arasında “Kurşunlu Han” olarak bilinen fakat anıtsal görünüşü ve mimari planı itibariyle
bir kervansaray olan yapı Üsküp’ün Türk Çarşısı içinde bulunmaktadır.
Kurşunlu Han, Selçuklu ve Osmanlı Dönem’inde inşa edilen birçok yapıyla benzerdir.
Öncellikle yakınında bulunan ve İshak Bey Külliye’si kapsamında inşa edilen Sulu Han yapısı
ile mekan boyutu ve mimari özellikleri açısından benzerdir.(Nikolovski,Kornakov ve
Balabanov,1961:41)
Plan itibariyle bu yapı Anadolu’da Selçuklu Dönem’inde inşa edilen birçok yapı ile
benzerdir. İlk bölümünde, avlu etrafı revaklı olması yönüyle Antalya Evdir Han (1239) ile
benzerdir.(Güran,1976: 68)
İki avlulu olması yönüyle İstanbul Kürkçü Hanı(15.yy), Cebeci(18.yy), Sabuncu(19.yy),
Vezir Hanları(17.yy) ve Büyük Yeni Han ile benzerdir.(Güran,79)
İki katlı ve revaklı kemerlerle avluya açılması yönünden Osmanlı Dönem’ine ait Bursa
Koza Hanı(1490-91)(Aslanapa,1986:77) ile benzerdir. Ayrıca Kurşunlu Han, ana kısmın planı
ve yuvarlak kemerli revaklı avlusu itibariyle 18.yüzyıla ait İstanbul Hasan Paşa Han’ı ile de
benzerdir.
Ahır kısmının ayrı bir avluda yer alması yönüyle İstanbul Büyük Valide Hanı(17.yy) ile
benzerdir.(Güran,77)
Kurşunlu Han’ı aynı türdeki diğer yapılardan farklı kılan mimari özelliği, ahır kısmının
asimetrik olması ile ilgilidir. Bu bölümün doğu cephesinde ayrı bir girişi olması ve kuzey
cephesinin eğimli yapılması yapıyı diğer hanlardan farklı kılmaktadır.
KAYNAKLAR
ASLANAPA, O.(1986). Osmanlı Devri Mimarisi, İstanbul: İnkılâp Yayınevi.
AYVERDİ, E.H.(1981). Avrupa’da Osmanlı Mimari Eserleri, Yugoslavya, C.III, Kitab
3,İstanbul: İstanbul Fetih Cemiyeti Yayınları.
BOŞKOV, V. ve Fetah, İ.(1961) .Edno skopsko vakafname od XVI. vek, GİNİ,1,Skopje,165175.
CAHEN, C. (1994). Osmanlılardan Önce Anadolu’da Türkler, İstanbul:E Yayınları.
CEZAR, M.(1981). Türk Tarihinde Kervansaray, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi.
ÇELEBİJA, E.(1979). Putopis.Odlomci o jugoslovenskim zemljama, Çeviren Hazim Şabanoviç,
Saraybosna.
ELEZOVİÇ, G.(1940). Turski Spomenici, Zbornik za istocnjacku istorisku ı knjizevnu
gradu,odelenje drustvenih nauka SAN,kn.1sv.1,1348-1520,79-126,Belgrad.
GÜRAN, C.(1976). Türk Hanlarının Gelişimi Ve İstanbul Hanları Mimarisi, İstanbul: Vakıflar
Genel Müdürlüğü Yayınları.
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 67-78
74
Osmanlı Döneminde Makedonya’da Han Ve Kervansaraylar ve Üsküp’teki
Kurşunlu Han Yapısı
İBRAHİMGİL, M.Z.(2008). Balkanlarda Türk Eserlerinin Bugünkü Durumu ve Köprü
Mimarisinden Örnekler, Köprüler Kurduk Balkanlara Uluslararası Sempozyumu, s.130,İstanbul Büyükşehir Belediyesi.
İNALCIK, H. (1974). Osmansko carstvo-klasicno doba 1300-1600,Belgrad:Srpska Knjizevna
Zadruga.
İNALCIK, H. (1999). Osmanlı Tarihine Toplu Bir Bakış, Osmanlı Ansiklopedisi, C.1,Ankara:
Kültür Bakanlığı Yayınları,61-75.
KALEŞİ, H. ve Mehmedovski,M.(1958). Tri vakufnami na Kacanikli Mehmed-pasa, İNİ,
Skopje.
KALEŞİ,H.(1972).Najstariji Vakufski Dokumenti U
Jeziku,Priştina:Zajednica Naucnih Ustanova Kosova.
Jugoslaviji
Na
Arapskom
KUBAN,D.(2008). Selçuklu Çağında Anadolu Sanatı, İstanbul:Yapı Kredi Yayınları.
KUMBARACi, L.(1998). Osmanliski Spomenici vo Skopje,Skopje:İslamska Zaednica na RM.
KÖPRÜLÜ, F.(1942). Vakıflara Ait Tarihi Istılahlar, Ribat, Vakıflar Dergisi,2,267-278.
MATKOVSKi, A.(1991). Makedonija vo delata na stranskite patopisci,Skopje:Misla.
MATKOVİÇ, P.(1898).Putovanja po Balkanskom poluotoku XVI. veka, RAD JAZU, knjiga
CXXXVI, Zagreb,1-95.
NİKOLOVSKİ, A.Kornakov, D. ve Balabanov, K.(1980). Spomenici na kulturata na
R.Makedonija,Skopje:Misla.
ORHONLU, C.(1984).Osmanlı İmparatorluğunda Şehircilik ve Ulaşım Üzerine Araştırmalar,
Derleyen Salih Özbaran, İzmir:Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları.
ORUÇ, H.(1977). Makedonya’da Osmanlı Egemenliğinin Kurulması, Ankara:Ankara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi.
SALİH Asım,(2004). Üsküb Tarihi ve Civarı, sadeleştiren Süleyman Baki, İstanbul: Rumeli
Türkleri Vakfı Yayını.
SEVİM, S.(2010). Kapan Han ve Bursa Kapan Hanı İşlevi, Osmanlı Coğrafyasında Çarşı
Kültürü ve Çarşılar, Bursa: Bursa Büyükşehir Belediyesi Yayınları,81-90.
STOJANOVSKİ,A.,Katarciev İ.,Zografski
Makedonskiot narod, Skopje: Misla.
D.
ve
Apostolski,M.(1969).
İstorija
na
STOJANOVSKİ,A.,Katarciev İ.,Zografski D. ve Apostolski,M.(1988).
Makedonskiot narod,Skopje:Makedonska Kniga,Kultura.
İstorija
na
STOJANOVSKİ,A.(1989). Makedonija vo Turskoto srednovekovie,Skopje:Misla. Türk
Dünyası Kültür Atlası(1999).Osmanlı Dönemi,1,İstanbul:Türk Kültürüne Hizmet Vakfı.
UZUNÇARŞILI, İ.H. (1982). Osmanlı Tarihi, C.1,Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.
V.G.M. A.d.989,204/157.
V.G.M. A.d.632,494.
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 67-78
75
Sevil Bülbül
76
Çizim No 1- Kurşunlu Han Planı (Ayverdi’den alıntıdır.)
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 67-78
Osmanlı Döneminde Makedonya’da Han Ve Kervansaraylar ve Üsküp’teki
Kurşunlu Han Yapısı
Resim No 1- Kurşunlu Han, güney batı cephe;
77
Resim no 2-Kurşunlu Han, onarım öncesinden bir görüntü;
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 67-78
Sevil Bülbül
Resim no 3- Kurşunlu Han, Revaklı Avlu Kısmı;
78
Resim No 4- Ahır kısmından bir görüntü;(RZZSK Arşivi’nden alıntıdır.)
TİDSAD
Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies
Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 67-78

Benzer belgeler