WEEK 1

Transkript

WEEK 1

WEEK 1
A. GRAMMAR (DİL BİLGİSİ)
DEMONSTRATIVE PRONOUNS (İŞARET ZAMİRLERİ)
İşaret zamirleri konuşmacının nesne veya insanla olan münasebetini bildirirler ve
Türkçe'de bu, şu, bunlar, şunlar anlamında kullanılır.
This (bu) and these (bunlar) nesne veya insanın konuşmacıya yakın olduğunu bildirir. That
(şu) and those (şunlar) nesne veya insanın konuşmacıya uzak olduğunu bildirir. Bu fiziksel
yakınlık ya da uzaklık olabilir. Örneğin:
- Who owns that house? (uzak) (Şu evin sahibi kim?)
- Is this John's house? (yakın) (Bu John'un evi mi?)
Ya da bu psikolojik bir uzaklık da olabilir. Örneğin:
- That's nothing to do with me (uzak) (Benimle hiçbir alakası yok)
- This is a nice surprise! (yakın) (Bu ne güzel bir sürpriz!)
USE (KULLANIM)
► Before the noun. (İsimden önce)
- Can you see that house? (Şu evi görebiliyor musun?)
- Who are those men? (Şu adamlar kim?)
► Before the word 'one'. ('one' kelimesinden önce)
- This car looks cleaner than that one. (Bu araba, şundan daha temiz gözüküyor.)
► Before an adjective + noun. (Sıfat + isimden önce)
- Do you remember that great day in London? (Londra'daki o mükemmel günü hatırlıyor
musun?)
► Alone when the noun is 'understood'. (İsim önceden biliniyor ve anlaşılıyorsa tek
başına kullanılabilir.)
- I will never forget this. (Bunu asla unutmayacağım.)
► This veya that kullanımına karar veren kişi dinleyen değil, konuşandır. Dinleyen de
cevap verirken kendisine göre uzaklığı ve yakınlığı kararlaştıracaktır. Aşağıdaki örnek
cümleleri inceleyiniz.
- Is this a chair? (Bu bir sandalye midir?)
- Yes, it is a chair. (Evet, o bir sandalyedir.)
- Is this a pen? (Bu bir tükenmez kalem midir?)
- No, it is not a pen. (Hayır, o bir tükenmez kalem değildir.)
B. VOCABULARY (KELİME BİLGİSİ)
►PHRASES ( kalıplaşmış ifadeler)
What do you do? (Ne işle uğraşırsınız? / Mesleğiniz nedir?)
What does a dentist do? (Diş hekimi ne yapar?)
►Vocabulary List ( kelimeler)
ENGLISH
Police officer
Teacher
Chef
Student
Truck driver
Dentist
Postal worker
Fire fighter:
Nurse:
Singer
Waiter
To teach
To fight fire
To fight crime
To cook
To study
To drive
To take care of
To serve food
To bring letters
To treat patients
To look after
To Sing song
To work
Hospital
Bowl
River
Leg
TURKISH
Polis memuru
Öğretmen
Aşçı
Öğrenci
Kamyon şoförü
Diş Hekimi
Postacı
İtfaiyeci
Hemşire
Şarkıcı
Garson
Öğretmek
Yangınla mücadele etmek
Suçla mücadele etmek, savaşmak
Pişirmek
Ders çalışmak, öğrenim görmek
Araç kullanmak, sürmek
İlgilenmek, bakımını üstlenmek
Yemek servis etmek
Mektupları getirmek
Hastaları tedavi etmek
İlgilenmek, bakmak
Şarkı söylemek
Çalışmak
Hastane
Kâse
Nehir
Bacak
Kaplumbağa
Tekerlek
Yol, cadde, sokak
Kelebek
Yaprak
Armut
Kiraz
Davul
Turtle
Wheel
Road
Butterfly
Leaf
Peach
Cherry
Drum
► Exercises (Alıştırmalar)
Write down the jobs under each picture. ( Verilen resimlerin altına kişilerin mesleklerini
sorarak cevaplarınız yazınız. Örneği inceleyiniz)
2………………………………….?
--………………………………….
1. What does she do?
---She is a dentist.
3………………………………….
--………………………………....
?
4……………………………………..?
--…………………………………..
5…………………………………?
--……………………………………
6……………………………………?
--………………………………………
7………………………………………?
8………………………………?
--……………………………………
--…………………………………
9…………………………………………?
--………………………………………
10……………………………………?
--…………………………………………
This/That, These/Those konusunda daha fazla bilgi için aşağıdaki internet sitesine
başvurabilirsiniz.
http://www.vipingilizce.com/this-that-these-those/
WEEK 2
Prepositions of Time (Zaman Bildiren Edatlar)
► At/on
İngilizce’de bir olayın veya durumun ne zaman, saat kaçta ya da hangi gün olduğunu
bildirmek için at ve on edatları kullanılır. Her iki edat da Türkçede “saat ……’te” “…….
gününde” anlamlarına gelir. Ancak saatlerden önce at, günlerden önce on kullanılır.
Örnek:
The class is at 2 o’clock.
The meeting is on Monday.
(Ders saat 2’de.)
(Toplantı Pazartesi günü.)
Bu edatların sorusunu oluştururken saatler için What time, günler için When soru
edatları kullanılır.
Örnek:
What time is the party? ____ It is at 9:30 tonight.
When is your appointment at the dentist?____ It is on Saturday morning.
Alıştırma:
1. A: What day is your appointment at the company?
B: It’s _________ Thursday.
A: What time?
B: It’s _______4.15.
2. A: Is Jully’s party ____________ Friday?
B: Yes, it is. It’s ________ 9.30.
3. A: What day is your interview?
B: It’s ________ Thursday.
A: What time is it?
B: It’s ______ eleven o’clock.
4. A: When’s your English class?
B: It’s _____ 9.10 ________ Monday
► Marital
Single= bekar
status and Titles (Medeni Durum ve Unvan)
Marital Status
I’m single.
Married = evli
Separated = ayrılmış
Divorced= boşanmış
Widowed= dul
Other = diğer
she’s my teacher.
► Telling
Titles
Mr (bay) Miss (genç bayan) Ms
(yaşlı bayan)
Mr (bay) Mrs (bayan)
Mr (bay) Mrs (bayan)
Mr (bay) Ms (bayan)
Mr (bay) Mrs / Ms (bay)
Dr (bay ve bayan) Prof (bay ve bayan)
You are married.
They are separated.
She is divorced.
He is widowed.
This is Prof Kiraz,
the Time (Saatler)
Alıştırma 1:
A- Aşağıdaki saatlerin İngilizcesini yazınız.
Örnek 1. It’s four o’clock.
1.
2.
5.
1.It’s four o’clock
5………..…..….….
3.
6.
2. It’s………………
6…………..……..
4.
7.
3………………
4……………..
7……………..………
B. Aşağıda söylenen saatlerin dijital karşılığını yazınız.
Example: it’s eleven o’clock
11:00
1. It's eight fifteen
………………………
2. It's five twenty-five
……………………..
3. It's two forty
…………………….
4. It's four forty-nine
……………………
5. It's seven thirty
…………………….
6. It's ten seventeen
…….………………
► COUNTRIES and NATIONALITIES
COUNTRIES
Albania
Argentina
Australia
Azerbaijan
Belgium
Brazil
Bulgaria
Canada
Chile
China / P.R.C
Cuba
Denmark
Egypt
Finland
Germany
Greece
India
Iran
Iraq
Italy
Ivory Coast
Japan
Korea
Latvia
Lithuania
Morocco
New Zealand
ÜLKELER
Arnavutluk
Arjantin
Avustralya
Azerbaycan
Belçika
Brezilya
Bulgaristan
Kanada
Şili
Çin / Çin Halk Cumhuriyeti
Küba
Danimarka
Mısır
Finlandiya
Almanya
Yunanistan
Hindistan
İran
Irak
İtalya
Fildişi Sahilleri
Japonya
Kore
Letonya
Litvanya
Fas
Yeni Zellenda
Nigeria
Norway
Poland
Portugal
Romania
Russia
Spain
Switzerland
Syria
The Czech Republic
Great Britain
The Netherlands / Holland
The USA
Tunisia
The United Kingdom
Nijerya
Norveç
Polonya
Portekiz
Romanya
Rusya
İspanya
İsviçre
Suriye
Çek Cumhuriyeti
Büyük Britanya ( İngiltere, İskoçya,
Galler)
Hollanda
ABD
Tunus
Birleşik Krallık ( İngiltere, İskoçya,
Galler, Kuzey İrlanda)
Where are you from?
(Where do you come from?)
(Nerelisin?)
What is your nationality?
(What nationality are you?)
( Milletin Nedir?)
I am from Turkey
I’m from England
I’m from the USA
I’m from Canada
I’m from Spain
I’m from Germany
I’m from the Netherlands
I’m from Italy
I’m from Argentina
I’m from Russia
I’m from Egypt
I’m from Greece
I’m from Syria
I’m from Poland
I’m from Portugal
I’m from Brazil
I am Turkish
I am English
I am American
I’m Canadian
I’m Spanish
I’m German
I’m Dutch
I’m Italian
I’m Argentinian
I’m Russian
I’m Egyptian
I’m Greek
I’m Syrian
I’m Polish
I’m Portuguese
I’m Brazilian
What languages do you
speak?
(Hangi dili/dilleri
konuşursun?)
I speak Turkish
I speak English
I speak English
I speak English and French
I speak Spanish
I speak German
I speak Dutch
I speak Italian
I speak Spanish
I speak Russian
I speak Arabic
I speak Greek
I speak Arabic
I speak Polish
I speak Portuguese
I speak Portuguese
A. ALIŞTIRMALAR
Resimdeki kişilerin memleketlerini, milliyetlerini ve hangi dili/dilleri konuştuklarını yazınız. Örneği
inceleyiniz.
1) He is from Japan.
He is Japanese.
He speaks Japanese.
2) ………………………………………………………………(Brazil)
………………………………………………………………..
………………………………………………………………..
3) ………………………………………………………. ( Scotland)
………………………………………………………..
……………………………………………………….
4) ……………………………………………………..….(The USA)
………………………………………………………………….
………………………………………………………………….
5) ………………………………………………………………(England)
……………………………………………………………….
………………………………………………………………..
6) ……………………………………………………..( India)
………………………………………………………
………………………………………………………
C. READING (OKUMA)
Diyalog
Emre and Cecilia are new students at Kilis University. At the café, Emre meets Ali one
of his friends from secondary school.
Emre: Hi Ali, how are you?
Ali: Hi Emre, I’m fine thanks and you?
Emre: I’m all right thanks.
Ali: Are you a student here?
Emre: Yes, I am, I study Economics and I have a Financial Management lesson at half
past nine.
Ali: That’s great. What about your friend?
Emre: Ah sorry, this is Cecilia, she studies Business Administration.
Ali: Nice to meet you Cecilia.
Cecilia: Nice to meet you too.
Ali: Where are you from, Cecilia?
Cecilia: I’m from Brazil.
Ali: Wow it’s a beautiful country. What language do you speak there?
Cecilia: We speak Portuguese. What about you, are you Turkish?
Ali: No, I’m Syrian.
Cecilia: Ok I see, so is Arabic your official language?
Ali: Yes, it is
Cecilia: Emre and I study Arabic this year. Our class is on Thursday.
Ali: What class is your Arabic class on Thursday?
Emre: At half past three.
Ali: I have classes everyday except on Friday.
Emre: We also have classes on Mondays, Wednesdays and Thursdays.
Cecilia: Let’s meet on Friday and practice Arabic together.
Ali: This is a good idea. Emre, is your phone number 05123456789?
Emre: yes, it is. Bye and see you on Friday.
Cecilia: Bye Ali.
Vocabulary
1- Business Administration: İşletme
2- official language: Resmi dil
3- except: hariç
4- Let’s meet on…….: ……. günü buluşmaya ne dersin?
Paragraf soruları
Aşağıdaki soruları yukarıdaki diyaloga göre cevaplayınız
1. What do Emre, Cecilia and Ali do?
2. What time is Emre’s Financial Management Class?
3. Where are Cecilia and Ali from? (Make two sentences)
4. What language do people speak in Brazil and Syria?
5. When is Cecilia’s and Emre’s Arabic class? At what time is it?
6. When are Cecilia, Emre and Ali meeting to practise Arabic?
7. What is Emre’s telephone number?
Bu belgeyi Ders İşlemleri menüsünün altındaki İlave Ders Materyalleri bölümünden bilgisayarınıza indirebilirsiniz.
Alıştırmaların cevap anahtarlarına yine İlave Ders Materyalleri bölümündeki Cevap Anahtarı menüsünden erişebilirsiniz.
WEEK 3
Simple Present Tense (Geniş Zaman)
► Kullanım
(POSITIVE) OLUMLU İFADELER
I/YOU/WE/ THEY
read
HE/SHE/ IT
reads
Çoğu fiilerin sonuna yalnızca
“–s” takısı getirilir
Sonu –sh/-ch/ -x/ -o / -ss /-s ile
biten fillere “–es” getirilir
Fiilin sonu “–y” ile bitiyorsa ve
“-y” den önce sessiz bir harf
varsa “–y” düşer yerine “-i”
yazılır ardından “-es” eklenir.
Düzensiz fiiler
a novel
YAZIM: 3. Tekil kişi
Fiilin yalın hali
work
buy
brush
watch
fix
do
bless
3. tekil kişi çekimi
works
buys
brushes
watches
fixes
does
blesses
fly
try
cry
flies
tries
cries
have
has
(NEGATIVE)OLUMSUZ İFADELER
do not
(don’t)
stay
work
sing
does not
(doesn’t)
I
YOU
WE
THEY
at a hotel
HE
SHE
IT
Not: Olumsuz cümlelerde, 3. Tekil kişilerde fiillere “-s” takısı getirilmez. Fiiller, yalın halde
kullanılır.
Örnek: He doesn’t drink coke.
He doesn’t drinks coke
SORULAR VE KISA CEVAPLAR
Yes,
DO
I
YOU
WE
THEY
drive a truck?
No,
Yes,
DOES
SHE
HE
IT
I
You
We
They
I
You
We
They
She
He
It
don’t.
She
He
It
does’t.
do.
does.
drive a truck?
No,
Not: Soru cümlelerinde 3. Tekil kişilerde fiillere “-s” takısı getirilmez. Fiiller, yalın halde kullanılır.
Örnek: Does she watch movie?
Does she watches movie?
Örnek:
Olumlu:
I live in that house.
She looks very young.
Olumsuz:
My car doesn’t use much petrol.
I don’t like horror films.
Soru:
Where do you live?
Does he have money to buy a present?
►Adverbs of Frequency (Sıklık Zarfları)
İngilizcede sıklık zarfları bir işin hangi sıklıkta, hangi oranda yapıldığını göstermek için
kullanılan zarflardır. Aşağıdaki şekilde sıklıklarına göre dizilişini görebilirsiniz.
never
Sometimes
often
usually
always
asla
Bazen
sık sık
genellikle
daima
0%
100 %
Kullanım:
1. Sıklık zarfları cümle içerisinde daima fiilden önce kullanılır.
I never wake up early on Saturday.
She usually comes to office at ten o’clock.
2. Eylem bildirmeyen cümlelerde to be (am,is,are) fiilinden sonra kullanılır.
The traffic is always very bad.
She is always mad at her students.
Alıştırma: Aşağıdaki cümleleri parantez içindeki zarfları ekleyerek tekrar yazınız.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
I wake up at six o’clock. (always)
We have a computer class on Monday. (sometimes)
You’re in the office on Friday. (often)
Tom and Kate have dinner at eight o’clock. (usually)
I watch television on Sunday. (never)
He’s at work on Saturday night. (always)
You have breakfast at ten o’clock. (often)
They’re in the café at eight o’clock. (sometimes)
Aşağıdaki cümleleri kutu içinde bulunan fiillerin uygun halleri ile doldurunuz.
work
speak
have
go
like
get up
watch
finish
1. My mother______ TV at ten o’clock in the morning.
2. I_________ a new library.
3. We________ at ten o’clock on Sunday.
4. My sister______ her job.
5. The puppet show_______at four o’clock.
6. Boris and Nikita ________ Russian.
7. Maria________to school on Monday.
8. They______ in a coffe shop
C. READING (OKUMA)
My name is Fernando. I work in a computer shop. I’m a shop assistant. I usually wake up at half
past five on weekdays and I get up at six o’clock. I always have breakfast first and then I have a
shower. I leave home at seven o’clock and I drive to the shop. I start work at 7.45 and we open
the shop at half past eight. I have a cup of coffee at about 11 o’clock and I have lunch at half past
one. I finish work at five and we close the shop. After work, I sometimes go to a café with my
friends. I go home at half past six and I have dinner. Then I usually go to bed at 11.30. The shop
isn’t open on Saturday and Sunday. I always go shopping on Sunday.
A- Aşağıdaki soruları cevaplayınız.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
What does Fernando do? (What is his job?)
How does he go to work?
What time does he start work?
What does he do at 11 o’clock?
Does he finish work at five o’clock?
What does he do after work?
Does he work at the weekend?
When does he go shopping
WEEK 4
► Extra Exercises
Exercise 1:
COLUMN A
COLUMN B
VERBS
FREE TIME ACTIVITIES
the radio
yoga
the violin
karate
swimming
music
football
magazine
table tennis
the restaurant
jogging
play
do
go
listen to
read
A) Sütunlarda verilen kelimeleri kullanarak, boşlukları örnekteki gibi doldurunuz. Fiil
çekimlerine dikkat ediniz.
Example: Emre always …….…football on Sundays
Answer: Emre always plays football on Sundays
1- I rarely go ………….. because I’m scared of water
2- Hatice always …………to music when sleeping
3- I love …………..sport magazine
4- Fatma ………….yoga every Saturday and ……..jogging on Sundays.
5- Andrew knows how to play the piano and ……………
6- John and his son usually do ………… in the morning
7- I hate …………the violin but my mother wants me to
8- On weekends, I like going to …………with my friends
9- Yunus never …………..the radio because he finds it boring
10- I never …………….table tennis but I know it’s an interesting game.
B) Yan yana verilen üç cümleden doğru olanı seçiniz
Ex: They play tennis
They play the tennis
They plays tennis.
1. I listen to the radio.
I listen radio.
I listen to radio.
2. He always play football on Sunday.
He always plays football Sunday.
He always plays football on Sunday.
3. They read books.
They reads books.
They read book.
4.
5.
6.
7.
Esra plays the guitar.
We swiiming.
You doing yoga.
My friends listen Turkish music.
Esra play the guitar.
We go swiiming.
You do yoga.
My friends listen to Turkish music.
Hasan watchs TV never.
Hasan never watches TV.
Esra plays guitar.
We do swimming.
You go yoga.
My friends listens to Turkish music.
8. Hasan never watch TV.
B. READING (OKUMA)
FREE TIME
We can do different types of activities in our free time. Some activities are indoor
activities. You do them at home or in a special place. Some activities are outdoor activities.
You do them outside. There are activities for one person and activities for groups.
Watching films is a fun indoor activity. You can watch films on your own or with your
friends. Some people like watching films at the cinemas. Some people like watching films at
home.
Playing basketball is a fun indoor or outdoor activity. You can play basketball with
your friends. Basketball players like running and jumping. They are also good at throwing
balls.
Playing the piano is a good indoor activity. You can play the piano on your own. Piano
players are good at reading music.
Hiking is a healthy outdoor activity. You can go hiking with your friends and see the
countryside.
A. Aşağıdaki cümleleri Doğru (True) veya Yanlış (False) olarak cevaplayınız.
1. You do indoor activities at home or in special places.
2. People do outdoor activities at schools.
3. Basketball players kick the ball.
4. You can see the countryside in hiking.
5. Playing piano is a group activity.
6. You can watch films at the cinemas.
C. VOCABULARY (KELİME BİLGİSİ)
B. Resimlerdeki aktiviteler nelerdir? Altına yazınız.
She likes__________________________
She likes__________________________
____________________________________
____________________________________
C) Boşluklara “and-but-because” bağlaçlarından uygun olanını yazınız.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
We want to go to the concert ………..there aren’t any seats left
The dress is beautiful ………………..expensive
She doesn´t like vegetables ...... fish.
I often make omelets………….they’re quick and easy
There´s snow on the street ...... it´s not too cold.
Ali doesn’t go to school today ...... he is ill
I need milk, butter ...... bread.
She studies a lot ...... she never passes the exams
WEEK 5
► Have/has got
have/has got Türkçe'de sahip olmak anlamındadır. Sahip olduğunuz bir şeyi ifade etmek
için kullanılır. Aşağıda şahıslara göre nasıl kullanıldığını gösteren tablo verilmiştir.
POSITIVE (OLUMLU)
I have got a car.
You have got a car.
He has got a car.
She has got a car.
It has got a car.
We have got a car.
They have got a car.
NEGATIVE (OLUMSUZ)
I haven't got a car.
You haven't got a car.
He hasn't got a car.
She hasn't got a car.
It hasn't got a car.
We haven't got a car.
They haven't got a car.
QUESTION (SORU)
Have I got a car?
Have you got a car?
Has he got a car?
Has she got a car?
Has it got a car?
Have we got a car?
Have they got a car?
● DİKKAT!
- I have got a car. (Bir arabam var.)
Türkçe'ye çevirirken genelde "Bir arabaya sahibim" şeklinde çevirmeyiz. İki dil arasındaki
bu farklılık bazen İngilizceyi yeni öğrenenler için sorun teşkil edebilir.
"Benim iki kızkardeşim var" cümlesini İngilizce'ye çevirmek isteyen bir kişi, "var" kelimesine
aldanarak "there is/are" kalıbını kullanabilir ve tabi ki yanlış olur. O yüzden cümlenin sahiplik
anlamı içerip içermediğine bakılmalıdır.
- She has got two sisters. (Onun iki kızkardeşi var veya o iki kızkardeşe sahiptir)
- We have got many pens. (Bizim çok kalemimiz var veya biz çok kaleme sahibiz)
► Have/has got veya sadece have/has
Sahip olmak kavramı İngilizce'de iki değişik şekilde ifade edilebilir. Değişik metinlerde farklı
kullanımlara rastlayabiliriz. Özellikle İngiltere'de kullanılan İngilizce'de "have/has got" daha
sık kullanılır.
- I have got a sister. (Bir kızkardeşim var.)
- I have a sister. (Bir kızkardeşim var.)
Bu iki cümle arasında anlam olarak fark yoktur. Ancak olumsuz ve sorularda durum aynı
değildir. Aşağıda iki farklı şekilde kurulmuş cümlelerin olumsuz ve soru yapılış şekillerini
inceleyiniz.
(+) I have got a book.
(-) I haven't got a book.
(?) Have I got a book?
(+) I have a book.
(-) I don't have a book.
(?) Do I have a book?
► Yanlış Kullanımlar
İki farklı kullanım birbiriyle karıştırılırsa gramatik açıdan hatalı olur. Yani soru ne
şekilde sorulduysa, cevabın da aynı şekilde verilmesi gerekir.
A: Have you got a pencil?
B: No, I haven't. (doğru)
No, I don't. (yanlış)
A: Do you have any money?
B: No, I don't. (doğru)
No, I haven't. (yanlış)
Alıştırma 1
A. Karışık verilen kelimeleri anlamlı cümleler oluşturacak şekilde
sıralayınız.
1. English book / I / got / an / have
………………………………………………………………………………………
2. got / We / house / have / a / not/
…………………………………………………………………………………………
3. dog / got / Your / short / has / a / tail
…………………………………………………………………………………………
4. have / car / You / a / got/
…………………………………………………………………………………………?
5. They / exam / got / a / have
………………………………………………………………………………………?
B. Verilen cümlelerin olumsuz ve soru şekillerini yazınız.
e.g: She has got a lot of homework. She hasn’t got a lot of homework. (-) Has she got a
lot of homework?
Yes, She has.
No, She hasn’t.
1. We have got a few magazines to read. (+)
…………………………………………………………………(-)
………………………………………………………………….(?)
Yes,…………………..
No,…………………..
2. The child has got a new toy(+)
…………………………………………………………….(-)
………………………………………………………………..(?)
Yes,…………………..
No,………………….
3. Our room has got a lot of space(+)
………………………………………………………………(-)
………………………………………………………………(?)
Yes,…………….
No,……………..
4. They have got an exam today.(+)
……………………………………………………………….(-)
……………………………………………………………….(?)
Yes,……………..
No,………………
► There is/are
There is ve there are, Türkçe'deki ‘var’ ifadesinin karşılığıdır. Eğer varlığını bildirdiğimiz şey
tekil ise ‘there is’, çoğul ise ‘there are’ kalıbını kullanırız. Bu yapıyı, ayrıca bir şeyin yerini
bildirmek için kullanırız.
- There is a big tree in the garden. (Bahçede büyük bir ağaç vardır.)
- Excuse me, is there a good hotel near here? (Afedersiniz, buralarda güzel bir otel var mı?)
- There isn't any money in the bag. (Çantada hiç para yok.)
- There are some students in the classroom. (Sınıfta birkaç tane öğenci var.)
- There is a chair near the door. (Kapının yanında bir sandalye vardır.)
- There are two chairs in the room. (Odada iki sandalye vardır.)
- There are three cats in the garden. (Bahçede üç kedi vardır.)
► Bu yapıyı olumsuz yapmak için yardımcı fiilden sonra not getirilir. There isn't ve There aren't
Türkçe'deki yok ifadesinin karşılığıdır.
- There isn't a white book on the table. (Masanın üzerinde beyaz bir kitap yoktur.)
- There isn't a poster on the wall. (Duvarda bir poster yoktur.)
- There aren't any students in the classroom .(Sınıfta hiç öğrenci yoktur.)
- There aren't any books on the shelf. (Rafta hiç kitap yoktur.)
► Bu yapıyı soru şekline çevirmek için yardımcı fiiler (is veya are) cümlenin başına getirilir.
- Is there a box on the chair? (Sandalyenin üzerinde bir kutu var mıdır?)
- Is there a cat under the table? (Masanın altında bir kedi var mıdır?)
- Are there two books on the table? (Masanın üzerinde iki kitap var mıdır?)
- Are there four boxes on the chair? (Sandalyenin üzerinde dört kutu var mıdır?)
► Olumsuz soru sormak istenirse “is there” ile “A” arasına “not” eki getirilir. Örneğin,
- Is there not a book on the table? (Masanın üzerinde bir kitap yok mudur?)
- Isn't there a dog in the garden? (Bahçede bir köpek yok mudur?)
- Aren't there two balls in the box? (Kutunun içinde iki top yok mudur?)
► THERE IS AND IT IS
There is a vase on the table. (Masanın üzerinde bir vazo var.)
Bu cümlede "It's a vase on the table" diyemeyiz.
AMA;
I like this vase. It's very expensive. (Bu vazoyu seviyorum. O çok pahalı.)
Bu örnekte de "there is" kalıbını kullanamayız.
Alıştırma 2 : there is / there are
C. (Boşluklara There is / there are olumlu olumsuz soru durumuna göre doğru
biçimi yazın)
1- ………………..a lot of traffic in Istanbul.
2- …………………any snakes in your garden.
3- ………………..much sugar.
4- ……………….any public buses in Kilis?
5- ………………..only one way to solve this exercise.
6- ………………..enough time to finish your shopping before the diner? 7………………..any danger on that side of the forest.
D. Now write four sentences on your own using there is / there are, is there and there isn’t
1234-
……………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………….
FAMILY MEMBERS (AİLE BİREYLERİ)
Father
Mother
Parents
Brother
Sister
Husband
Wife
Son
Daughter
Aunt
Baba
Anne
Anne-baba, ebeveyn
Erkek kardeş
Kız kardeş
Eş, koca
Eş, karı
Erkek evlat, oğul
Kız evlat, kız
Hala, teyze
Uncle
Cousin
Nephew
Niece
Children
Grandfather
Grandmother
Grandparents
Grandson
Granddaughter
Amca, dayı
Kuzen
Erkek yeğen
Kız yeğen
Çocuklar
Büyükbaba
Büyükanne
Büyükanne, büyükbaba
Erkek torun
Kız torun
C. READING (OKUMA)
My Family
Hello, my name is Jack Kerouac, I work as a school teacher now. I’m single but I have got a
girlfriend. We want to get married one day. I have got two brothers (Geoff and Fred) and one
sister (Mary). My brother Geoff is a carpenter. He has got a small workplace. He is single. My
elder brother Fred works as an insurance agent. He has got a big office with some workers. Fred
is married with two children. Sarah is his wife. They have got a son (Mike) and a daughter
(Rachel). They are my nephew and niece. I like spending time with them. I see them often. They
love me, too.
WEEK 6
ARTICLES (a/an – the)
►A/AN
A-an isimlerin önüne gelir ve onların bütün benzerleri içinden “ herhangi bir “ tanesi olduğunu
belirtmeye yarar. Örneğin bir keçi sürüsünden hiç ayrım yapmadan bir tanesini seçelim. Bu
seçtiğimiz keçi herhangi bir özelliği olmayan, bütün benzerleri içinden sadece herhangi biridir.
Veya bir şey not almak için karşımızdan bir kalem istediğimizde, herhangi bir kalem
istiyoruzdur. İngilizce'de isimleri kullanma ihtiyacı hissettiğimizde mutlaka onları genelleştiren (
herhangi bir anlamı veren ) bazı eklere ihtiyaç duyulur ve bu ekler İngilizce gramerinde “ Article
” diye adlandırılır.
► İsimler sessiz bir harf ile başlıyorsa önüne (a), sesli bir harf ile başlıyorsa (an) getirilir.
Örnek:
- a pencil (bir kalem)
- an apple (bir elma)
- an engineer (bir mühendis)
- a book (bir kitap)
- an inspector (bir müfettiş)
- a teacher (bir öğretmen)
► “ a ve an” sadece isimlerin önüne gelir, sıfat veya fiilerin önüne kesinlikle gelmez.
Ayrıca “a” veya “a”n gelen isimler mutlaka tekil olmalıdır.
- a house
- an animal
► Sesli ve sessiz harf kavramı İngilizce'de kelimelerin yazılışı değil okunuşuyla ilgilidir.
Örneğin "university" kelimesinin ilk harfi sesli olduğu halde okunuşu sessiz bir harf aldığı
için ‘a’ kullanılır. Veya "hour" kelimesinin ilk harfi sessiz olduğu halde okunuşundan
dolayı başına ‘an’ gelmesi gerekir.
- a university
- an hour
►THE
A ve an article'larını anlatırken bir kalem örneğinden sözetmiştik. Bu örnek üzerinden şimdi de
"the" article'ını anlamaya çalışalım. Masanın üzerinde bir sürü kalem olduğunu düşünün.
Masanın hemen yanında oturan arkadaşımızdan bir kalem isteyeğiz. Eğer o anda amacımız
sadece birşeyler yazmaksa, karşımızdaki insana Türkçe olarak şöyle deriz;
- Bir kalem verir misin? (Can you give me a pencil?)
Şimdi örneği biraz değiştirelim. Arkadaşınıza birkaç gün önce bir kalem ödünç verdiğinizi
düşünün. Kalemi arkadaşınızdan nasıl istersiniz?
- Bir kalem verir misin? (Can you give me a pencil?)
- Kalemi verir misin? (Can you give me the pencil?)
İkinci cümlede "kalemi" ifadesi bize bu kalemin belirli bir kalem olduğu fikrini verir.
Karşımızdaki kişi "kalemi" dediğinizde hemen ödünç aldığı kalem olduğunu anlar. İşte bu tür
kelimelerin başına "the" gelir.
Kısaca bir pencere aç dediğimizde "a" veya "an" pencereyi aç dediğimizde ise "the" kullanılır.
Örnek:
- Bana bir kitap ver (Give me a book)
- Bana kitabı ver (Give me the book)
- Bir cam açarmısın? (Can you open a window?)
- Camı açar mısın? (Can you open the window?)
EXERCISE 3: VOCABULARY
Tanımlara göre meslekleri bulun.
doctor, nurse, lawyer, construction worker, teacher, musician, vet, police officer,
firefighter, cashier, bank teller
1. Jack helps ill people. He is a_______________
2. Mary helps people withdraw and deposit money into bank account. She is a___________
3. Gabriel helps catch criminals. He is a_____________
4. John helps people learn new languages. He is a_____________
5. Dave helps people pay for their groceries in a supermarket. He is a_____________
6. Pattie helps put out fires. She is a_______________
7. Cyril helps sick animals. She is a_______________
8. Michael helps take care of patients in a hospital. He is a______________
9. Josh works in a courthouse. He is a_________________
10. Miriam plays the guitar. She is a_________________
11. Jake builds people's houses. He is a________________
C. READING (OKUMA)
Barack Obama is the 44th and current President of the USA. He is also an author. He is the first
black president. He is an orphan. He is a graduate of Columbia University and Harvard Law School. He
is married to Michelle Obama. They have two daughters: Malia Ann and Natasha. The Obama family has
two dogs: a male and a female. The male is called Bo and the female is called Sunny. Mr Obama plays
basketball in his free time. He doesn’t drink coffee, but he loves iced tea. He is left-handed and he’s the
first US president who uses Twitter. He has a Youtube Channel. He enjoys reading the Harry Potter
series to his daughters.
Aşağıdaki soruları paragrafa göre cevaplayınız.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
Who is Barack Obama?
What does he do? (name two jobs)
Are his parents alive?
How many children does he have?
How many pets do the Obamas have?
What is the name of their female dog?
How many Youtube channels does Mr Obama have?
How many presidents were there before him?
EXERCISE 2
Object Pronoun: Aşağıdaki kutudan doğru zamiri seçerek cümleleri tamamlayınız.
it - him - them - me - us - her
Example:
12345678-
8- My friends live in Oxford. I never see…………
Answer: 1. them
Sorry sir, your daughter is here. Shall I call ……………in?
The students are very happy because the rector gave……… a lovely present this morning.
My parents love the Eifel Tower. They want to visit ……….. ..
That's a very complex exercise. I don't know how to do ………..
Murat and Maria are still in class. The teacher asked …… to stay for ten minutes.
Emre and I are going to the cinema. Are you joining ……………?
I think my mother is difficult. I sometimes don't understand………….. !
My friends live in Oxford. I never see…………
WEEK 7
► ALIŞTIRMALAR
Alıştırma 1: Aşağıdaki cümleleri there is veya there are kalıplarıyla tamamlayınız.
My name is Ann and I live in a very big house. ………(1)………..twenty rooms
in my house but ………(2)………..only ten bedrooms. I live in one of the rooms
on the third floor. In my room,……(3)………… a big bed and
………(4)……..nine windows. My bedroom isn’t small. On my bed,
……(5)……… a lot of pillows and my cat. In my closet,………(6)…….. many
toys and ……(7)…………also many clothes. I don’t have a bathroom in my
bedroom, but ……(8)…………a bathroom next to my room. Also in my
house………(9)………..two kitchen , a big dining room and three living rooms.
The house is really big!
Alıştırma 2: Boşluklara there is / there isn’t / is there / there are / there aren’t / are there
yerleştirin.
1. Kilis isn’t an old town. ____________ any old buildings.
2. Look! ____________ a photo of your father on the newspaper!
3. ‘Excuse me, _______________ a post office near here? ‘Oh no, not in this part of the
town.’
4. _________________ four people in my family: my parents, my sister and me.
5. How many children ________________ in the kindergarten?
6. Can we make omelet for breakfast? No we can’t because ______________ any
butter.
7. ____________ a bus from the city center to the airport? Yes, every twenty-five
minutes.
8. _____________ any problems? No, I’m OK.
9. I need to sit down, but ___________ any chairs.
10. How much sugar _________ in that cake? It’s so sweet.
YÖNLER
”
roundabout
take the second
turn right
next to
turn right
go past
take the second left
traffic lights
go straight on
opposite
turn left
ALIŞTIRMA 3 : Look at the picture below and provide the questions with the suitable answers
1- You are at the court house ( ). Which direction do you have to go on Brighton Boulevard to
get to the university? ( )
2- You are at the Bellview Hotel (
). Go north on Elm Street. Make a left onto Grand Avenue
and go past the news stand it’s next to the pet shop.
3- John is at the Bellview Hotel (
). He needs to go to the airport. Give him directions.
ALIŞTIRMA 4: Neşyaların İngilizcesini yazınız.
1………..
2……………
5…………………..
3……………………
6…………………..
4…………………
7………..............
C. READING (OKUMA)
Aşağıdaki diyaloğu okuyun ve soruları cevaplayın.
Bob: Excuse me; do you know where I can find an ATM?
Martin: OK, there’s a bank not far from here.
Bob: I'm driving.
Martin: Well, go straight ahead on this street until the third traffic light. Take a left there, and
continue on until you come to a stop sign.
Bob: Do you know the name of the street?
Martin: Yes, I think it's Jennings Lane. Now, when you come to the stop sign, take the street on
the left. You'll be on 8th Avenue.
Bob: Oh, thanks. What's next?
Martin: Well, continue on 8th Avenue for about 100 yards, past a supermarket until you come to
another traffic light. Take a left and continue on for another 200 yards. You'll see a bank on the
right.
Bob: Let me repeat that: I go about 100 yards, past a supermarket to the traffic light. I take a left
and continue for another 200 yards. The bank is on the right.
Martin: Yes, that's it!
Bob: Well, thank you very much for taking the time to explain this to me!
Martin: You’re welcome. Have a good day!
Bob: Thank you.
Sorular :
1.
2.
3.
4.
5.
6.
Where does Bob want to go?
How is he going there?
How many traffic lights are there before the stop sign?
What’s the name of the street on the left of the stop sign?
What comes after the supermarket?
On what side is the bank?
WEEK 8
PRESENT CONTINUOUS TENSE (Şimdik Zaman)
Yukarıdaki tabloda İngilizce’de Şimdiki Zaman kullanım biçimlerini aynı fiilli cümlelerde görmekteyiz.
Affirmative = Olumlu / Negative = Olumsuz / Interrogative = Soru biçimlerini göstermektedir.
1) Present Continuous Tense konuşma anında gerçekleşen eylemlerden bahsetmek
için kullanılır.
I am watching television.
Televizyon seyrediyorum.
She is sleeping now.
O şimdi uyuyor.
They are having breakfast at the moment.
Onlar şu anda kahvaltı yapıyor.
2) Present Continuous Tense halen devam eden uzun süreli eylemlerden bahsetmek
için kullanılır, fakat burada bahsedilen eylemin o anda yapılıyor olması
gerekmez.
I am learning English to make foreign friends.
Yabancı arkadaşlar edinmek için İngilizce öğreniyorum.
They are studying at University.
Onlar Üniversitede okuyorlar.
They are working very hard on the project.
Proje üzerinde çok sıkı çalışıyorlar.
3) Present Continuous Tense yakın gelecekte yapılacaklardan ya da olacaklardan
bahsetmek için kullanılır.
We are visiting you tomorrow.
Yarın sizi ziyaret ediyoruz (edeceğiz).
They are meeting at school next week.
Gelecek hafta okulda buluşuyorlar (buluşacaklar).
It is raining next Tuesday.
Gelecek Salı yağmur yağıyor (yağacak).
4) Present Continuous Tense sürekli gerçekleşen can sıkıcı eylemlerden bahsetmek
için kullanılır. Bu gibi durumlar "her zaman" anlamına gelen "always" ve
"constantly" fillleriyle ifade edilir.
Look! You are constantly getting late to work.
Bak! Her zaman işe geç kalıyorsun.
His girl friend is very verbose. She is always talking so much.
Onun kız arkadaşı çok gevezedir. Çok fazla konuşuyor.
5) Present Continuous Tense zaman biçiminde bazı fiiller "-yor" anlamına gelen "ing" takısını almazlar. Fiillerin –ing takısı alabilmesi için durum değil de bir
hareket bildiriyor olması gereklidir. Tablo 1 ve 2’yi inceleyiniz
Please speak loudly. I dont hear you.
Lütfen sesli konuş. Seni duymuyorum.
Please speak loudly. I'm not hearing you. (hear fiili -ing takısı almaz)
I am not a forgetful person. I remember everything.
Unutkan biri değilim. Her şeyi hatırlıyorum.
I am not a forgetful person. I am remembering everything. (remember fiili -ing
takısı almaz)
Present Continuous Tense zaman biçiminde fiiller aşağıdaki kurallar çerçevesinde "ing"
takısı alırlar.
a) Fiil sessiz harf + -e ile bitiyorsa -e düşer, yerine –ing eklenir.
dance - dancing
take - taking
b) Fiil sesli + sessiz harf ile bitiyorsa sessiz harf çift yazılır ve – ing eklenir.
cut - cutting
run - running
Fakat, bu kural w,y, ve x harfleri için geçerli değildir.
snow - snowing
pay – paying
Tablo 1: Durum bildiren fiiler
Durum bildiren belli başlı fiiller ( Şimdiki zaman ifadelerinde kullanılmazlar)
Know:
Bilmek
Understand:
Anlamak
Want:
İstemek
Believe:
İnanmak
Agree:
Aynı fikirde olmak, katılmak
Mean:
Anlamına gelmek
Need:
İhtiyaç duymak
Realise:
Farkına varmak
Prefer:
Tercih etmek
Promise:
Söz vermek
Remember:
Hatırlamak
Forget:
Unutmak
Doubt:
kuşkulanmak, şüphe duymak
E.g : I am wanting to be a dentist. ( yanlış) X
 I want to be a dentist. ( Diş hekimi olmak istiyorum)
E.g : I am promising that I will come tomorrow X
 I promise that I will come tomorrow ( Yarın geleceğim, söz veriyorum)
Tablo 2: Hareket bildiren fiiler
Hareket bildiren belli başlı fiiller ( Şimdiki zaman ifadelerinde kullanılabilirler)
Sit
Work
Play
Travel
Paint
Dance
Listen
Study
Swim
Write
Drive
Read
Type
Take
Live
Oturmak
Çalışmak
Oynamak
Seyahat etmek
Boyamak
Dans etmek
Dinlemek
Ders çalışmak, öğrenim görmek
Yüzmek
Yazmak
Araç kullanmak
Okumak
Klavyede yazmak, telefonda yazmak
Almak
Yaşamak
Alıştırma 1 : Aşağıdaki cümlelerdeki dilbilgisi hatalarını bulup düzeltiniz
1) Tony works at the moment. Can I take a message?
2) I am often playing squash on Saturdays.
3) We working on the old accounts this week.
4) They rarely go out for dinner, but this weekend they go out.
5) She is believing every word he says.
6) Angelina gets up at 7 o'clock and is having breakfast.
7) Patricia is asking a lot of questions every day.
8) Jacob doesn't know the answer to this problem. He is knowing the other answers.
9) We attend a meeting in Canada this weekend.
10) She is wanting to buy a new tablet PC.
Alıştırma 2: Present Simple Continuous
Aşağıdaki örneğe bakarak soru ve cevap cümleleri oluşturunuz.
Örnek: Fatma/ read/ write
Question. Is Fatma reading?
Answer. No, she isn’t. She is writing
1) Emre /cut down a tree/ chop wood
Question………………………………………………
Answer………………………………………………..
2) They/ eat lunch/ drink something
Question ……………………………………………..
Answer ………………………………………………
3) Ali and Burak /build a wall/ paint a wall
Question ……………………………………………..
Answer ………………………………………………
4) They /kiss each other/ shake hands
Question ……………………………………………..
Answer ………………………………………………
5) Silvia/ play tennis/ have a rest
Question …………………………………………….
Answer ……………………………………………...
B. READING (OKUMA)
Aşağıdaki metinde bulunan boşlukları parantez içindeki fiilrin uygun halleri ile
doldurunuz.
November 12, 2015
Today (be)………….. the last day of my trip around Europe. I am very tired, but I (want,
still)………………….to continue. I (be)……………. in France.
Everything (be) …………… so different. I (sit)…………………… in an internet café. It (be) ……………..7
a.m., and I (listen) ………………………… to the news on the radio.
I (understand, not)……………………… everything, but I like listening to French. There (be)…………..a
woman next to me and she (talk) ……………………on the phone. She (have) ………….. a nice voice.
I (travel, currently) ………………………… with Liam, a student from Oxford University.
He (wake up, usually) ……………………early, but now he (sleep) ………………………. . Tomorrow, we
(visit) ………….. some friends in Italy. They (be) ………….. students too.
Liam (speak) ………….. French and Italian very well and he (try, sometimes) ………….. to teach me some
words in Italian. In the evening, we (go back) ………………… to England. I (live) ………………… in
London with my parents. Liam (live) ………………… in Oxford.
Alıştırma 3: Yukarıdaki parçaya göre aşağıdaki cümleleri True (Doğru) veya False
(Yanlış) olarak işaretleyiniz.
1)
2)
3)
4)
5)
6)
I live in England but I’m travelling around Europe.
A woman is listening to the radio in the internet café.
I understand everything in French.
Liam and I are going to Italy tomorrow.
Liam and I are going to England tonight.
I speak Italian very well.
İngilizce öğrenen insanların sık tekrarladıkları hataları inceleyiniz.
İlk kutucukta hatalı kullanım, ortadaki kutucukta düzeltilmiş hali ve en
sonunda düzeltilmiş halin vurgularla açıklanmasına dikkat ediniz.
WEEK 9
ORDINAL NUMBERS (Sıra sayıları)
Türkçe’de ‘birinci’, ‘ikinci’, ‘üçüncü’ şeklinde kullanılan sıra sayılar İngilizce’de nasıl
kullanılıyor ona bakalım:
► Table of Ordinal Numbers (Sıra sayılar tablosu)
Ordinal Numbers from 1 through 1,000,000
1st first
11th Eleventh
21st twenty-first
31st thirty-first
2nd second
12th Twelfth
22nd twenty-second
40th fortieth
3rd third
13th thirteenth
23rd twenty-third
50th fiftieth
4th fourth
14th fourteenth
24th twenty-fourth
60th sixtieth
5th fifth
15th Fifteenth
25th twenty-fifth
70th seventieth
6th sixth
16th Sixteenth
26th twenty-sixth
80th eightieth
7th seventh
17th seventeenth
27th twenty-seventh
90th ninetieth
8th eighth
18th eighteenth
28th twenty-eighth
100th one hundredth
9th ninth
19th nineteenth
29th twenty-ninth
1,000th one thousandth
10th tenth
20th Twentieth
30th Thirtieth
► Kullanım:
Sıra sayıların söylenişi
Mormal sayılara th ekleyin

four - fourth

eleven - eleventh
► İstisnalar:

one - first

two - second

three - third

five - fifth

eight - eighth
1,000,000th one millionth

nine - ninth

twelve - twelfth
Birleşik numaralarda son basamağın sıra sayı olarak yazıldığına dikkat edin.

421st = four hundred and twenty-first

5,111th = five thousand, one hundred and eleventh
►Rakamlar
Rakamlar şeklinde yazarken sıra sayının yazılışının son iki harfi rakama eklenir

first = 1st

second = 2nd

third = 3rd

fourth = 4th

twenty-sixth = 26th

hundred and first = 101st
►Titles (Unvanlar)
Kral, kraliçe ve padişah isimlerinde sıra sayılardan önce ‘the’ getirilir.

Charles II - Charles the Second

Edward VI - Edward the Sixth

Henry VIII - Henry the Eighth

Selim III – Selim the Third
►Dates (Tarihler)
Tarih yazarken ‘April 3, 2015’ gibi yazarız
Okurken de “The third of April” şeklinde okuruz.
►What’s the date? (Tarih ne?)
14/9/1998
 It’s the fourteenth of September, nineteen ninety-eight
2/10/1927
 It’s the tenth of February, nineteen twenty-seven
4/5/2001
 It’s the fifth of April, two thousand and one
B. READING (OKUMA)
Aşağıdaki dialogu okuyunuz ve ardından soruları cevaplayınız.
Mike: Hello Jane, how are you?
Jane: I’m fine thanks, what about you?
Mike: So so. Can you lend me your biology book, please?
Jane: I am afraid I can’t because I’m going to have a biology exam on 10 December.
Mike: Oh I see, I couldn’t find any biology books in bookstores.
Jane: I am sorry to hear that but wait; I think I can help you.
Mike: Really? How?
Jane: Well, I am going to visit my cousin tomorrow. She invited me for her 22nd birthday!
Mike: and?
Jane: She has got an extra biology book so I can take her book and lend you mine.
Mike: That would be great!
Jane: Yes exactly! But first I should call her and inform her about the situation.
Mike: Alright. By the way, when is her birthday?
Jane: it is on 26 November but I still can’t decide what to buy for her as a present.
Mike: What about a scarf! Because winter is coming!
Jane: Great idea! Thanks Mike. I need to go now
Mike: You are welcome, Keep in touch, please. Bye!
Jane: Of course, I will. Bye!
SORULAR
1. Can Jane lend her biology book?
……………………………………………………………………………………..
2. When is Jane’s biology exam?
………………………………………………………………………………………
3. Why Mike doesn’t buy a biology book for himself?
……………………………………………………………………………………….
4. How can Jane help Mike?
………………………………………………………………………………………
5. When is Jane’s cousin’s birthday?
……………………………………………………………………………………….
6. Why does Mike recommend Jane to buy a scarf for her cousin?
………………………………………………………………………………………
7. Does Jane like Mike’s idea about buying a scarf?
………………………………………………………………………………………
C. EXTRA ACTIVITIES
TEST SORULARI
1. Boşluğu hangi kelimeyle doldurabilirsiniz?
_____ you understand Spanish people when you were in Spain?
a) Could
b) Can
c) Do
2. Boşluğa aşağıdakilerden hangisi gelmez?
____ you drive me to the station please?
a) Do
b) Can
c) Could
3. Boşluğu hangi kelimeyle doldurabilirsiniz?
I ____ dance really well when I was young, but I ____now.
a) could / can’t
b) couldn’t / can’t
c) can’t / can
Aşağıdaki cümlelerden hangileri doğrudur? İşaretleyiniz.
4.
a) I can’t to see you today.
b) My parents can come to the party.
c) We can visiting you at the weekend.
5.
a) Can you play the violin?
b) You can play the violin?
c) Play you the violin?
6.
a) I can’t to fix your car.
b) Can David come not to work today?
c) We could dance all night when we were young.
7.
a) Can you to help me please?
b) You can please help me?
c) Can you help me please?
8. Aşağıdaki sorulardan hangisi yanlıştır?
a) What time can you come to the office?
b) Where I can put this box?
c) Which sports can you play?
9. Aşağıdaki sorunun doğru cevabı nedir?
Can your brother speak German?
a) No, he don’t can.
b) No, he can’t.
c) Yes, he cans.
10. Aşağıdaki sorunun doğru cevabı nedir?
Could I borrow your pen?
a) Yes, sure.
b) Yes, you could.
c) Yes, I can.
Aşağıdaki cümleleri ‘in’ veya ‘on’ edatları ile doldurunuz.
1. We often go on holiday ...... summer.
2. Are you coming ...... Monday morning?
3. Istanbul is very cold ……….. winter.
4. The students are coming ...... the afternoon.
5. Ali says his birthday is ...... 22nd May.
6. I´m almost ready. We can go out ...... 10 minutes
7. We live ...... the 21st century.
8. …………Saturdays, I go shopping.
9. I meet Emre ……………the evenings.
10. Kilis University was founded …………….2007.
WEEK 10
SIMPLE PAST TENSE (Geçmiş Zaman)
Simple Past Tense asıl olarak geçmişteki olayları anlatmak için kullanılır. Aşağıda bu
zamanın olumlu, olumsuz ve soru şekillerinin yapılışlarıyla ilgili tabloyu inceleyiniz.
► SIMPLE PAST TENSE ÖRNEK TABLO
(+) OLUMLU CÜMLE
I played (Oynadım)
You played (Oynadın)
He played (Oynadı)
She played (Oynadı)
It played (Oynadı)
We played (Oynadık)
They played (Oynadılar)
(-) OLUMSUZ CÜMLE
I didn't play (Oynamadım)
You didn't play (Oynamadın)
He didn't play (Oynamadı)
She didn't play (Oynamadı)
It didn't play (Oynamadı)
We didn't play (Oynamadık)
They didn't play (Oynamadılar)
(?) SORU CÜMLESİ
Did I play? (Oynadım mı?)
Did you play? (Oynadın mı?)
Did he play? (Oynadı mı?)
Did she play? (Oynadı mı?)
Did it play? (Oynadı mı?)
Did we play? (Oynadık mı?)
Did they play? (Oynadılar mı?)
DİKKAT! Olumlu cümlelerde herhangi bir yardımcı fiil gelmez ve fiilin ikinci hali
kullanılır. Olumsuz ve soru cümlelerinde did veya didn't yardımcı fiili kullanılır ve fiil
yalın haliyle kalır.
(+) I visited my uncle yesterday. (Dün amcamı ziyaret ettim)
(Bu cümle olumludur ve görüldüğü gibi fiilin ikinci hali kullanılmıştır.)
(-) I didn't visit my uncle yesterday. (Dün amcamı ziyaret etmedim.)
(Bu cümle olumsuzdur ve didn't yardımcı fiili kullanıldığı için fiil yalın haliyle gelmiştir.)
(?) Did I visit my uncle yesterday. (Dün amcamı ziyaret ettim mi?)
(Bu cümle soru cümlesidir ve "did" yardımcı fiili geldiği için fiil yine yalın haliyle
kullanılmıştır.)
SIMPLE PAST TENSE YAPISI
► Olumlu Cümleler
Simple Past Tense olumlu cümlelerininde,özneden sonra V2 ( Fiillerin 2. halleri)
kullanılır. Fillerin ikinci halleriyle ilgili aşağıda bilgi verilecektir.
- I watched TV last night. (Dün gece televizyon seyrettim.)
- The rain stopped a few minutes ago. (Yağmur birkaç dakika önce durdu.)
- Mary came home very late last night. (Mary dün gece eve çok geç geldi.)
- Last year I traveled to England. (Geçen yıl İngiltere'ye seyahat ettim.)
- John studied hard all year. (John tüm yıl çok sıkı çalıştı.)
► Olumsuz Cümleler
Simple Past Tense olumsuz cümlelerinde, özneden sonra didn't yardımcı fiili ve fiillerin
yalın halleri( V1) kullanılır. V2 sadece olumlu cümlelerde kullanılır.
- I didn't go to a movie last night. I stayed at home. (Dün gece sinemaya gitmedim. Evde
kaldım.)
- Nick didn't come to school yesterday. (Jane dün okula gelmedi.)
- We didn't have breakfast this morning. (Bu sabah kahvaltı yapmadık.)
- I went to a movie yesterday but I didn't enjoy it. (Dün bir filme gittim ama beğenmedim.)
- It didn't snow yesterday. (Dün kar yağmadı.)
► Soru Cümleleri
Soru cümleleri yaparken , did yardımcı fiili özneden önce (cümle başında) kullanılır. Fiil
yalın halde (V1) kullanılır.
- Did you sleep well last night? (Dün gece iyi uyudun mu?)
- Did you see the postman this morning? (Bu sabah postacıyı gördün mü?)
- Did Julie have a good time at the party yesterday? (Juile dün partide iyi vakit geçirdi mi?)
- Did you make your own dinner last night. (Dün gece akşam yemeğini sen mi yaptın?)
- Did they understand the question? (Soruyu anladılar mı?)
GEÇMİŞ ZAMANDA EN SIK KULLANILAN DÜZENSİZ FİİLLER LİSTESİ
NOT: İngilizcede bir çok filli “geçmiş zaman” şekline dönüştürürken fiil sonuna “-ed” (
worked, played,…) getirme kuralı vardır. Fiil zaten “-e” ile bitiyorsa “-d” ( decided, hired,typed……), fiil
“-y” ile bitiyor ve “-y” den önce sessiz bir harf varsa bu durumda “-y” sessizi düşmekte ve “-ied”(
studied, tried, cried) şeklinde yapılmaktadır. Fakat bu filler dışında, herhangi bir kurala bağlı olmadan
geçmiş zaman şekline dönüşen ve düzensiz fiiller olarak adlandırılan fiiller de mevcuttur. Aşağıda en
sık kullanılan düzensiz fiillerin listesini görmektesiniz.
BASE FORM (FİİLİN YALIN HALİ-V1)
be (olmak)
begin (başlamak)
break (kırmak)
bring (getirmek)
buy (satın almak)
build (inşa etmek)
choose (seçmek)
come (gelmek)
cost (mâlolmak)
cut (kesmek)
do (yapmak)
drive (sürmek)
eat (yemek)
feel (hissetmek)
find (bulmak)
get (almak, edinmek)
give (vermek)
go (gitmek)
have (sahip olmak)
hear (işitmek)
hold (tutmak)
keep (korumak, saklamak)
know (bilmek, tanımak)
leave (ayrılmak, terk etmek)
lead (yol göstermek)
let (müsaade etmek)
lie (yalan söylemek)
lose (kaybetmek)
make (yapmak)
mean (demek istemek)
meet (tanışmak, buluşmak)
pay (ödemek)
put (koymak)
run (koşmak)
say (söylemek)
see (görmek)
sell (satmak)
send (göndermek)
set (hazırlamak)
sit (oturmak)
speak (konuşmak)
spend (harcamak)
stand (ayakta durmak)
take (almak)
teach (öğretmek)
tell (anlatmak)
think (düşünmek)
understand (anlamak)
wear (giymek)
win (kazanmak)
write
PAST FORM ( FİİLİN GEÇMİŞ ZAMAN HALİ-V2)
was/were
began
broke
brought
bought
built
chose
came
cost
cut
did
drove
ate
felt
found
got
gave
went
had
heard
held
kept
knew
left
led
let
lay
lost
made
meant
met
paid
put
ran
said
saw
sold
sent
set
sat
spoke
spent
stood
took
taught
told
thought
understood
wore
won
wrote
Alıştırma 1: Ünite konu anlatımı içindeki alıştırmanın cevapları.
Alıştırma 2 : Parantez içindeki fillerin geçmiş zaman hallerini yazınız.
12345-
Yusuf (not/come) to school yesterday because he was ill.
Last year, Fatih (go) to Istanbul on holiday.
It (rain) a lot last Sunday.
Ali (not/do) his homework.
I (visit) my grand-parents two days ago.
Alıştırma 3 : Aşağıdaki soruları örnekteki gibi cevaplayınız.
Example: Maria moved to a new house this winter.
Question. Did Maria move to a new house this winter?
Answer. Yes, she did.
1- Emre tidied his room this morning.
Question………………………………………………?
Answer………………………………………………..
2- John didn’t eat his breakfast today.
Question ……………………………………………..
Answer ………………………………………………
3- Silvia didn’t play tennis yesterday.
Question …………………………………………….?
Answer ……………………………………………...
Alıştırma 4 : Cümlenin altı çizili ögesini soran bir soru oluşturunuz.
Example: My guest left three days ago.
Question: When did your guest leave?
4- I went to bed early because I was tired.
Question …………………………………………….?
5- Ece bought a new computer.
Question …………………………………………….?
6- Linda and Hatice stayed at Madison Hotel in Istanbul
Question ……………………………………………?
B. READING (OKUMA)
Jean had a very bad week. On Monday, she went to work and finished at 11 pm. She took a
taxi because there weren’t any buses after 10 pm. It cost her forty euros. On Tuesday, she
forgot her meeting at half past eight. She woke up at nine o’clock, and was late for work. On
Wednesday, she sold her old car, and bought a new one. She drove it and had a terrible
accident. On Thursday she didn’t take a taxi, she rode her bike to work, and it rained. On
Friday, she went shopping but someone stole her purse. At the weekend, she slept. She didn’t
go anywhere.
1. When did Jean take a taxi?
2. How much was the taxi?
a) at the weekend
a) 10 pm
b) on Wednesday
b) 40 euros
c) on Monday
c) 11 pm
d) on Thursday
d) 9 o’clock
e) on Tuesday
e) free
3. What time did Jean wake up on Tuesday?
4. How did Jean go to work on Thursday?
a) late
a) by taxi
b) at 8.30
b) by bus
c) at 11
c) on foot
d) at 9.00
d) by bicycle
e) in the morning
e) by plane
5. What did Jean do on Saturday?
a) She went to work.
b) She slept.
c) She went shopping.
d) She rode her bike.
e) She sold her car.
WEEK 11
PAST FORM OF VERB TO BE (WAS-WERE)
 Daha önceki haftalarda “to be” fiilinin (am-is-are) nesne veya öznenin özelliklerini,
konumlarını ifade ederken kullanıldığını, durum bildirdiğini ve cümleye “–dır, -dir”
anlamı kattığını belirtmiştik.
 “Past form of verb to be” yani “was-were” anlam olarak “am-is-are” ile aynı şeyleri
ifade eder Ancak, geçmiş zamanda kullanılır. Yani, öznenin ya da nesnenin geçmişte
kim, ne, nasıl, nerede olduğunu ifade ederken “was-were” fiillerinden yararlanırız.
 “Was-were” tıpkı “am-is-are” gibi durum ifade ederler. Yani, hareket veya eylem
belirtmezler. Aşağıdaki örnekleri inceleyiniz.
E.g:
I am in Kilis now. (Ben şimdi Kilisteyim.)
I was in Gaziantep two hours ago. (Ben iki saat önce Gaziantep’deydim.)
Ebru is a teacher. ( Ebru bir
öğretmendir.)
Ebru was a student last lear. ( Ebru geçen yıl öğrenciydi.)
They are in the classroom at the moment. ( onlar şu
anda sınıftadır.)
They were in the canteen a few minutes ago. ( Onlar birkaç
dakika önce bahçedeydi.)
Present
Past
Am
Is
Are
Was
Özneler
Were
Past to be ( was-were )
I
He
She
It
Ercan
( Herhangi bir tekil özne)
You
We
They
The students
( Herhangi bir çoğul özne)
WAS
WERE
 “Was-were” fiilinin olumsuz haline getirmek için sonlarına “not” eki getirilir.
He was not in the conference saloon. (O konferans salonunda değildi.)
(wasn’t)
We were not in İzmir 2 years go. (Biz iki yıl önce İzmir’de değildik.)
( weren’t)
 Soru cümlesi kurmak için “was-were” fiilleri cümlenin başına getirilir. Bu
sorulara kısa cevap verirken ise, soru hangi fiille sorulmuşsa, kısa cevapta da o
fiil kullanılır. Ancak 1. Örnekte olduğu gibi “You” zamiri bu kuralın
dışındadır. Çünkü “Dün sen okulda mıydın?” sorusuna “Evet, sen okuldaydın”
şeklinde cevap verilemez. Böyle bir durumda “Evet, ben okuldaydım” cevabı
verileceğinden yani “I” öznesi kullanılacağından dolayı “was” ile cevap verilir.
Örnekleri İnceleyiniz.
1. Were you at school yesteday? ( Dün sen okulda mıydın?)
-Yes, I was. ( Evet, ben okuldaydım.)
-No, I wasn’t. ( hayır, okulda değildim.)
2. Was your uncle old? ( Amcan/ Dayın yaşlı mıydı?)
-Yes, he was. ( Evet, yaşlıydı.)
-No, He wasn’t. ( Hayır, yaşlı değildi.)
3. Were the chidren in the park? ( çocuklar parkta mıydı?)
-Yes, they were. ( Evet, parktaydı.)
-No, they weren’t. ( Hayır, parkta değildi.)
 “Was-were” fiilleri geçmiş zaman ifade ettiğinden, bu fiillerle kullanılan
zaman zarfları, Simple past tense kullanılan zaman zarflarıyla aynıdır.
Last
Last year ( geçen yıl)
Last month ( geçen ay)
Last friday ( geçen Cuma)
Last night( geçen yıl)
Two days ago. ( iki gün önce)
5 years ago ( 5 yıl önce)
A few minutes ago ( birkaç dakika önce)
in 2010.
in 1945.
between 2000 and 2005 ( 2000 ve 2005 yılları
arasında)
Ago
Geçmiş yıllarda
Yesterday ( dün )
Alıştırma 1: Olumlu yapıda verilen cümleleri olumsuz ve soru cümlelerini
dönüştürünüz. Sorulara kısa cevaplar veriniz.
Example
They were in the cinema yesterday. (+)
They weren’t in the cinema yesterday. (-)
Were they in the cinema yesterday?
Yes, they were.
No, they weren’t.
1. We were young in 2007. (+)
………………………………………………………………(-)
……………………………………………………………..(?)
Yes,……………………………………………….
No,………………………………………………..
2. Ahmet was at the meeting last Monday. (+)
…………………………………………………………….(-)
……………………………………………………………….(?)
Yes,……………………..
No,……………………..
3. Cats were hungry last night. (+)
……………………………………………….(-)
………………………………………………(?)
Yes,………………….
No,……………………
4. I was slim 3 years ago. (+)
…………………………………………………………………(-)
………………………………………………………………..(?)
Yes,…………………….
No,……………………
5. Your cousin was in the basketball match yesterday. (+)
……………………………………………………………….(-)
………………………………………………………………..(?)
Yes,…………………..
No,…………………..
B. READING (OKUMA)
Aşağıdaki metni okuyunuz ve ardından soruları cevaplayınız.
Yesterday, Brian was really happy because he went on holidays to Spain. The weather was perfect so
he went swimming. His parents were not there so he had a lot of fun with his new friends.
This morning he was sad because his happy days were over. He left the hotel very early and went to
the airport by bus.
Brian went to the check-in desk with his suitcase. He looked for his passport. Where was his
passport? He forgot it at the hotel. He went back to the hotel by taxi. The driver drove quickly and
Brian arrived at the hotel in twenty minutes.
He ran to the reception and asked the receptionist for his passport. He got his passport, ran outside
but the taxi was not there.
He went down the street and got another taxi. The traffic on the roads was very bad and,
unfortunately, Brian missed his flight. He didn’t have any money left so he called his parents. His dad
bought him another plane ticket. Brian’s dad was very angry with him for missing his flight.
Alıştırma 2:
1. Where did Brian go on holidays?
2. How did Brian go to the airport the first time?
3. Where was his passport?
4. How did Brian go to the airport the second time?
5. Why did he arrive late at the airport?
6. Why was Brian’s dad angry?
Alıştırma 3: Kutucuklarda verilen kelimeleri resimlerin altına doğru şekilde yerleştiriniz.
A boat
A plane
An airport
A passport
A suitcase
A train
A station
A port
To go
camping
To go on a
cruise
To forget
your
passport
To lose
your
luggage
A ticket
To miss
your plane
1.…………………………………………………………….
2.………………………………………………………………..
3………………………………………………
4………………………………………………………
5……………..…………………..…………..
6…………………………………………………
7.…………………………………………………….
8……………………………………………………………….
9.……………………………………………………………
10…………………………………………………………
11……………………………………………..
12……………………………………………………..
13………………………………………………
14………………………………………………….
“GO” (GİTMEK) FİİLİNİN EDATLAR İLE KULLANIMI
 “Go” fiili genellikle edatlarla kullanılan bir fiildir.
Go on: “tatile gitmek, seyahate gitmek” anlamında kullanılmaktadır
They go on a holiday every summer. (Onlar her yaz tatile giderler)
We went on a cruise last year. (Biz geçen yıl gemi seyahatine çıktık.)
Go to: “bir yere gitmek” anlamında kullanılır. Yönelme belirtir.
Ahmet is going to the hospital. ( Ahmet hastaneye gidiyor.)
Go by: bir yere hangi ulaşım aracıyla gittiğimiz anlatırken kullanırız.
He went by plane. ( Uçakla gitti. )
Go +….ing : Bir aktivite yapmaya gitmek anlamında kullanılır.
We go camping every year. (Biz her yıl kamp yapmaya gideriz.)
Jane went swimming yesterday. (Jane dün yüzmeye gitti.)
Alıştırma 4: Boşlukları “go on, go by, go to ve go+….ing” yapılarıyla doldurunuz. Zaman kipleri ve
cümlelerin olumlu-olumsuz şekillerini göz önünde bulundurunuz.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
When do you normally……………………holiday?
My brother usually ………….to work …………..motorbike.
Yesterday, it was my nephew’s birthday. So, I …………………shopping mall to buy her a present.
We will ……………skiing next week.
Jane and Albert ………………cinema every Sunday.
I …………………..school yesterday because I was ill.
The weather is so hot. Let’s …………..swimming.
WEEK 12
A. GRAMMAR (DİLBİLGİSİ)
“TO BE GOING TO” İLE GELECEK ZAMAN
İngilizce’de bir tane gelecek zaman yoktur. Gelecekte yapılacak işleri ifade ederken
fiillerle “will” ve “to be going to” kullanırız.
Bu dersimizde “to be going to” kullanımını inceleyeceğiz.
- I’m going to get up early tomorrow morning. (Yarın sabah erken kalkacağım)
- I will do my homework at the weekend. (Hafta sonunda ev ödevimi yapacağım)
USE (KULLANIM)
► We use “to be going to” while talking about a plan for the future. (Gelecekte bir
plandan bahsederken “to be going to” kullanırız)
- I’m going to see you later today. (Bugün daha sonra seninle görüşeceğim.)
- They are going to visit Turkey next week. (Gelecek hafta Türkiye’yi ziyaret edecekler.)
- We’re going to have dinner first. (Önce akşam yemeği yiyeceğiz.)
► Notice that this plan may be made for distant future. (Bu plan uzak gelecek için
yapılmış olabilir, dikkat edelim.)
- When I retire I’m going to move to Fethiye to live. (Emekli olduğumda yaşamak için
Fethiye’ye taşınacağım.)
- In five years time, I’m going to be the best dentist in this town. (Beş yıl içinde bu kentteki
en iyi diş hekimi ben olacağım.)
► We use “to be going to” for predictions that are based on evidence we can see at
present. (“to be going to” şu an görebildiğimiz belirtilere dayalı gelecek öngörüsü içeren
cümlelerde kullanılır.)
- Look at that blue sky. It’s not going to rain soon. (Şu mavi gökyüzüne bak. Yakınlarda
yağmur yağmayacak.)
- He studies so hard. He’s going to pass all his exams. (Çok ders çalışıyor. Bütün sınavlarını
geçecek.)
► Negative form is done by adding “not” after “to be”. (“to be”den sonra “not”
getirilerek olumsuz biçim elde edilir)
- I’m not going to stay late. (Geç saate kadar kalmayacağım)
- We aren’t going to meet on Tuesday. (Salı günü toplanmayacağız.)
- He isn’t going to buy a new car next month. (Gelecek ay yeni bir araba almayacak)
► When we want to ask questions about future, we simply use the “to be” auxiliary
verbs as the first word of the sentence. Study the following examples. (Geleceğe dair
soru sormak istediğimizde normal cümlede kullandığımız “to be” yardımcı fiil
kelimelerini cümlenin ilk kelimesi olarak kullanırız. Aşağıdaki örnek cümleleri
inceleyiniz.)
- Am I going to wait for a long time? (Uzun süre bekleyecek miyim?)
- No, you aren’t. The doctor is coming. (Hayır, değil. Doktor geliyor.)
- Are you going to study English this evening? (Bu akşam İngilizce çalışacak mısın?)
- Yes, I am. I’m going to have an exam tomorrow. (Evet, öyle. Yarın sınav olacağım.)
- Is your sister going to join us? (Kız kardeşin bize katılacak mı?)
- No, she isn’t. She’s going to stay home today. (Hayır, değil. O bugün evde kalacak.)
►Notice the following usage. (Aşağıdaki kullanıma dikkat edin)
With the verbs “go” and “come”, we usually use the Present Continuous for future plans.
(“go” ve “come” fiilleriyle gelecek zamanda planlanmış eylemleri ifade etmek için genellikle
Şimdiki Zaman kullanırız)
- I’m going to Adana tomorrow evening. (Yarın akşam Adana’ya gidiyorum)
- She’s coming this week. (O bu hafta geliyor.)
►TIME EXPRESSIONS (ZAMAN İFADELERİ)
Time expressions are generally placed at the end of a sentence. (Zaman ifadeleri
genellikle cümle sonunda yer alır.)
We are going to play basketball tomorrow afternoon. (Yarın öğleden sonra basketbol
oynayacağız)
My mother is going to see a doctor next Monday. (Gelecek pazartesi annem bir
doktora görünecek)
I am going to go to Hawaii for holiday next summer. (Gelecek yaz tatil için Hawaii’ye
gideceğim.)
He’s going to start his new job next month. (Gelecek ay yeni işine başlayacak)
Aylin is going to get married in 2017. (Aylin 2017’de evlenecek)
►Vocabulary List (önemli kelimeler)
ENGLISH
Tomorrow
Next week
In 2020
Next Saturday
Soon
In an hour
In July
The day after tomorrow
TURKISH
Yarın
Gelecek ay
2020’de
Gelecek cumartesi
Yakında
Bir saat içinde
Temmuz’da
Öbür gün
Match the following statements according to reason and result. (Aşağıdaki ifadeleri
sebep-sonuç bakımından eşleştiriniz.)
1. A policeman is near his car.
___a) It’s going to be a nice day today.
2. Morgan is studying medicine.
___b) I’m not going to have dinner.
3. I’m not hungry.
___c) He’s going to be a doctor.
4. It’s Maria’s birthday next week.
___d) He’s going to give him a ticket.
5. There aren’t any clouds in the sky.
___e) We’re going to give her a present.
C. SPOKEN LANGUAGE (KONUŞMA DİLİ)
►AT THE CHEMIST’S (ECZANEDE)
Let’s study how to ask for the right medicine at a chemist’s. (Bir eczanede doğru ilacı
nasıl isteyeceğimizi çalışalım.)
You Good morning!
The chemist - Good morning. Can I help you?
You Yes, you can. I have a headache.
The chemist - Try this medicine.
You How much is it?
The chemist - Five Dollars please.
You Here you are. Thank you.
The chemist - Thank you.
►Vocabulary List (önemli kelimeler)
ENGLISH
Cough
Headache
Toothache
Stomachache
Sore throat
Earache
Backache
Have a cold
TURKISH
Öksürük
Baş ağrısı
Diş ağrısı
Karın ağrısı
Boğaz ağrısı
Kulak ağrısı
Sırt ağrısı
Soğuk algınlığı
VOCABULARY CHECK
Look at the pictures and write what these people suffer from. (Resimlere bakıp bu
insanların rahatsızlıklarını söyleyen cümleleri yazın)
Example:
5. Yunus has a sore throat.
Ece
Fatma
Mustafa
İbrahim
1………………
2……………….
3…………… ..
4......................
Yunus
5……………….
Alıştırma: Aşağıdaki cümleleri anlam bütünlüğü olacak şekilde eşleştiriniz.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
He bought a plane ticket to London yesterday.
She sent her application for a photography course last month.
They got nicotine patches at the chemist’s last week.
We recently bought new bikes.
Mission impossible is on TV tonight.
Her car is dirty.
I’m going to redecorate the living room.
He asked me to marry him.
a)
b)
c)
d)
e)
f)
g)
h)
She’s going to wash it.
Are you going to watch it?
Are you going to help me?
We are going to get married in June.
She’s going to study photography.
They’re going to stop smoking.
We are going to ride them to work.
Now he’s going to book a hotel.
WEEK 13
COUNTABLE-UNCOUNTABLE NOUNS (SAYILABİLEN SAYILAMAYAN
İSİMLER)
Sayılabilen (countable) isim dendiği zaman akla bir, iki, üç diye sayabileceğimiz isimler
gelir. Sayılamayan (uncountable) isim dediğimiz zaman ise aklımıza bir, iki, üç diye
sayamayacağımız isimler gelir.
Örnek verecek olursa bir masa, iki masa, üç masa diyebiliriz. Yani masa sayılabilen bir
isimdir.
Fakat bir su, iki su, üç su diyerek, suyu adet olarak sayamayız. Bir veya iki derken ya şişeden
bahsediyoruzdur, ya da bardaktan. İşte İngilizce'de, suyun kendisi adet olarak sayılamadığı
için su kelimesi sayılamayan isimlerdendir.
Türkçe'de “Sular akıyor”, “Elektrikler kesik”, “Çaylar taze”, “Karlar eriyor” gibi
cümleler kurabiliriz. Ancak İngilizce'de bu cümleler yanlıştır. İngilizler bu cümleleri, "Su
akıyor," "elektrik kesik," çay taze" veya "kar eriyor," şeklinde söylemektedir.
Asıl konu anlatımına geçmeden önce İngilizce öğrenen Türklerin en çok aklına takılan iki
kelimeyi açıklayabiliriz.
- "Bread" (ekmek) kelimesi sayılamayan bir isimdir. Çünkü ekmeğin boyutu ülkeden ülkeye
göre değişmektedir. Türkiye'de bir ekmek dediğimiz zaman fırıncının uzattığı ekmekle,
Hindistan'daki ve Amerika'daki farklıdır. Bu yüzden İngilizce'de ekmek kelimesi sayılamayan
isim olarak geçmektedir ve başına bir somun, bir dilim gibi ifadeler eklenerek kullanılır.
- "Money" (para) sayılamayan bir isimdir. Çünkü para sayarken, bir para, iki para, üç para
diye saymıyoruz. Elimize gelen paranın birimi neyse ona göre sayıyoruz. Bu yüzden
İngilizce'de para da sayılamayan bir isimdir.
Fakat her kelimede böyle mantık da aranamaz. Çünkü bazı kelimeler vardır ki, sayılabilir
veya sayılamaz oluşuyla ilgili hiçbir açıklaması yoktur. Aşağıdaki örnekleri inceleyin.
- Fruit (meyve) ve vegetables (sebze) kelimelirini ele alalım. İngilizcede fruit (meyve)
sayılamaz diye düşünülmekte ve vegetables (sebze) sayılır diye düşünülmektedir.
- Furniture (mobilya) kelimesi mantıken sayılabilir diye düşünülmektedir ama sayılamaz
diye kabul edilir.
- Pea (bezelye) ve corn (mısır) kelimelerinin her ikisi de aynı tür olmakla birlikte pea
sayılabilir isimdir, fakat corn sayılamayan isimdir.
Bazı isimlerin ise hem sayılabilir ve hem de sayılamaz halleri vardır.
- There is some noise in the room. (Odada biraz ses ( gürültü ) var.)
- There are some noises in the room. (Odada ( bazı ) sesler var.)
► Sayılarla ifade edilebilen bireysel nesneler, yerler vb. “Countable” yani “Sayılabilen”
olarak kabul edilirler.
Örnek: Pictures (resimler), books (kitaplar), houses (evler), birds (kuşlar), doors (kapılar),
pencils (kalemler) ….
► Sayılabilen bir isim, hem çoğul hem de tekil yapılabilir:
Örnek: a picture (bir resim), a book (bir kitap), an apple (bir elma) - veya çoğul - three
pictures (üç resim), a lot of books (birçok kitap), a few apples (biraz elma)
► Hammaddeler, kavramlar, bilgiler v.b. gibi sayılarla ifade edilemeyen kelimelerisimler ise “Uncountable” yani “Sayılamayan” olarak nitelendirilir.
Örnek: intelligence(zeka), wood (odun), cheese (peynir), anger (öfke)….
Türkçe olarak düşünürsek, sayılamayan isimlerin mantığı şudur; bizler asla bir peynir, iki
peynir, üç peynir biçiminde saymayız, bunun yerine ağırlık ölçüsüyle ya da içinde bulunduğu
kabın sayısıyla peyniri sayarız; Örneğin, 1 kilo peynir, 300 gram peynir, 5 teneke peynir
gibi…
Özet olarak, sayılamayan isimler, ölçü birimleri vb. gibi şeylerle sayılabilir hale getirilirler.
water (su) – a glass of water (bir bardak su) - two glasses of water (iki bardak su)
cheese (peynir)– five slices of cheese (beş dilim peynir)
Örneklerde de görüldüğü üzere, çoğul eki sayılamayan kelimeye değil ölçü birimine
getirilmektedir.
- There are some students in the garden. (Bahçede birkaç öğrenci var.)
- There is some water in the pool. (Havuzda biraz su var.)
SAYILAMAYAN İSİMLER İÇİN REFERANS LİSTE
Aşağıda sayılamayan isimlerin sınıfalandırıldığı bir liste bulunmaktadır, fakat unutmayınız ki
daha bir çok sayılamayan isim burada yer almamaktadır.
a) Benzer birimlerden oluşan Gurup isimleri: baggage, clothing, equipment food, fruit,
furniture, garbage, hardware, jewelry, junk, luggage, machinery, mail, makeup, money, cash,
change, postage, scenery, traffic, etc..
b) Sıvılar: water, coffee, tea, milk, oil, soup , gasoline , blood, etc..
c) Katılar : ice, bread, cheese, meat, gold, iron, silver, glass, paper, wood, cotton, wool, etc..
d) Gazlar : steam, air, oxygen, etc
e) Tanecikler : rice, chalk, corn dirt, dust, etc..
f) Soyut Kavramlar : beauty, luck, courage, fear, justice, etc..
g) Dil İsimleri : Turkish, English, German, etc..
h) Bilim Alanları : Chemistry, physics, Semantics, etc.
i) Spor Faaliyetleri: baseball, soccer, tennis, etc..
j) Aktiviteler(Gerunds): driving, shopping, swimming, etc..
k) Doğa olayları : weather, dew, fog, rain, snow, etc…
HEM COUNTABLE, HEM DE UNCOUNTABLE OLARAK KULLANILAN İSİMLER
“Countable” isimler çoğul yapılabilir ve kendisinden önce “a ,an” alabilirler. “Uncountable”
isimler çoğul yapılamaz, “a, an” alamazlar. Her zaman tekil fiil alırlar. Aşağıda her iki
şekliyle de kullanılabilen isimlerin bir listesi yer almaktadır.
SOME
Some, biraz, birkaç anlamında kullanılmaktadır ve hem sayılabilen, hem de sayılamayan
isimlerle birlikte kullanılabilir. Sayılabilen isimlerle birlikte kullanıldığında birkaç,
sayılamayan isimlerle kullanıldığında ise biraz anlamlarına gelir.
Some, sayılabilen isimlerle kullanıldığı zaman isimler çoğul olur, sayılamayan isimlerle
kullanıldığında ise her zaman tekil olarak gelir. Birkaç istisna durum haricinde some her
zaman olumlu cümlelerde kullanılır. Bu istisna durumlar aşağıda açıklanacaktır.
EXAMPLES (ÖRNEKLER)
- There are some children in front of your house. (Evinizin önünde birkaç çocuk var.)
- There are some flowers in a vase on his table. (Masanın üstünde vazo içerisinde birkaç
çiçek var.)
- Her mother has some pairs of shoes. (Annesinin birkaç çift ayakkabısı var.)
- Some people called the police this morning. (Birkaç kişi bu sabah polisi aradılar.)
Yukarıdaki cümlelerde some, sayılabilen isimlerle kullanılmaktadır ve isimler hep çoğul
olarak görülmektedir.
- There is some water in the bottle. (Şişede biraz su var.)
- I have got some money in my purse. (Cüzdanımda biraz param var.)
- Dad is going to buy some sugar. (Babam biraz şeker alacak.)
- He needs some medicine. (Biraz ilaca ihtiyacı var.)
Bu cümlelerde some sayılamayan isimlerle kullanılmıştır va tekil olarak düşünülmüştür.
► Some kelimesi normalde olumlu cümlelerde kullanılır. Fakat bazı durumlarda soru
cümlelerinde de kullanılabilir. Eğer soru cümlesini kuran kişi cevabın evet olacağını
düşünüyor veya öyle bir cevap umuyorsa, soru cümlesinde some kullanılabilir.
- Have you got some coffee? (Biraz kahveniz var mı?)
- Dad, can you give me some money? (Baba bana biraz para verir misin?)
► Some ayrıca, rica veya teklif anlamı içeren soru cümlelerinde de kullanılır. Bu cümleler
yapı olarak soru cümlesi olsa da, anlam olarak soru değil, rica veya teklif cümleleridir.
- Would you like some more orange juice? (Biraz daha portakal suyu alır mıydınız?)
- May I have some of your pens? (Kalemlerden birkaçını alabilir miyim?)
ANY
Any kelimesi hiç anlamında kullanılmaktadır ve hem sayılabilen hem de sayılamayan
isimlerle kullanılabilir. Sayılabilen isimlerle kullanıldığında her zaman çoğul, sayılamayan
isimlerle kullanıldığında ise hep tekil olur. Any kelimesi yalnızca olumsuz ve soru
cümlelerinde kullanılır.
EXAMPLES (ÖRNEKLER)
- There aren't any students in the classroom. (Sınıfta hiç öğrenci yok.)
- Are there any cars in the garage? (Garajda hiç araba var mı?)
- Did he bring any friends to the party last week? (Geçen hafta partiye hiç arkadaş getirdi
mi?)
- Doesn't your teacher have any books on this subject? (Bu konu hakkında hocanızın hiç
kitabı yok mu?)
Yukarıdaki cümleler sayılabilen isimlerdir ve görüldüğü gibi hepsi çoğuldur.
- There isn't any jam in the fridge. (Buzdolabında hiç reçel yok.)
- Have you got any money in your purse? (Cüztdanında hiç para var mı?)
- Don't you eat any butter for breakfast? (Kahvaltıda hiç tereyağı yemez misin?)
► Any kelimesi, yalnızca If ve weather gibi bağlaçlarla birlikte kullanılırsa, olumlu
cümlelerde kullanılabilir.
- I'm not sure if/weather there is any jam in the jar. (Kavanozda reçel olup olmadığından emin
değilim.)
- I'll always help you if you have any problems. (Problemlerin olursa size daima yardımcı
olacağım.)
MUCH-MANY
Many sayılabilen isimlerle soru,olumsuz ve olumlu cümlelerde çok anlamında, Much ise
sayılamayan isimlerle soru ve olumsuz cümlelerde çok anlamında kullanılır
There isn't much
There aren't many
money
para
traffic
trafik
paper
kağıt
time
zaman
coffee
kahve
food
Yiyecek
people
insanlar
cups
fincan
books
kitap
newspapers
gazete
chairs
sandalye
shoes
ayakkabı
Statements:
Countable
Uncountable
İfadeler:
Sayılabilir
Sayılamayan
I don't read many books. I don't drink much coffee.
Negative:
Çok kitap okumam.
Çok kahve içmem.
Negatif:
Are there many books? Do you need much coffee?
Positive Q:
Fazla kahveye ihtiyacınız var mı?
Olumlu soru: Çok kitap var mı?
Negative Q: Aren't there many books? Don't you need much coffee?
Fazla kahveye ihtiyacınız yok mu?
Olumsuz soru: Fazla kitap yok mu?
► many ve much edatları How+ edatıyla birlikte kullandılıdklarında Kaç tane? ve Ne kadar?
anlamına gelirler.
How much time do we have? (Ne kadar vaktimiz var?
How many books are there in your library? (Kütüphanenizde kaç tane kitap var?
Alıştırma 1: Doğru cevabı seçiniz.
1. He used the computer to find ____________.
a) many informations.
b) an information.
c) some information.
2. There was too _______furniture in the room.
a) many
b) much
c) few
6. How______eggs are there in the
fridge?
a) any
b) many
c) much
7. I’m going to buy ______________.
a) some rices.
b) some rice
c) a rice.
3. _______sat down in her seat.
a) Student
b) Students
c) A student
8. She eats ____________ every day.
a) many bread
b) much bread
c) a lot of bread
4. The teacher gave the students____________.
a) an advice
b) some advice
c) some advices
5. Sarah listened to _____________ on the radio this
morning.
a) a song
b) a music
c) many song
9. She had ___________ 3 years ago.
a) long hairs
b) a long hair
c) long hair
10. I need __________ to finish my
exam.
a) many time
b) a time
c) time
B. VOCABULARY (Kelime Bilgisi)
Alıştırma 2: Aşağıdaki soruları How much veya How many ile doldurunuz.
1- ……………………stars are there in the sky?
2- ……………………fuel do we need to drive to Ankara?
3- ……………………people live in Turkey?
4- ……………………chairs are there in the classroom?
5- ……………………information do you have on the internet?
6- ……………………sand is in the Australian desert?
7- ……………………money do you have in your account?
8- ……………………water do you need to cook the dinner?
9- …………………... gas do you have in the tank?
10- ……………………oxygen do we need to breathe correctly?
C. READING (Okuma)
Aşağıdaki metni okuyup sayılabilen sayılamayan isimleri gösteriniz.
My name's Bogna and I'm from Poland. For breakfast, I have coffee with milk and sugar. What do I
have to eat? I have bread with cheese and ham. I have some salad with that too, - lettuce and
cucumber. I normally have a glass of orange juice or apple juice, too.
I'm Winston and I'm from the UK. Breakfast? I usually have a bowl of cereal with milk and sugar. Then
I have some toast with butter and jam. Oh, and I have a cup of tea – well, usually two cups of tea with milk and sugar.
My name's Tuyen and I'm from Vietnam. My breakfast is a bowl of noodles or rice with some fish or
sometimes meat – usually pork or beef. And at every meal in Vietnam we have a plate of fresh
vegetables and herbs. A lot of people drink tea or coffee with their breakfast, but I like a cup of hot
chocolate.
My name's Amin and I come from Jordan. For breakfast, I eat bread with butter and honey. I have
some fruit – normally apples or grapes. I have some yoghurt, too. I usually put a few nuts in the
yoghurt. I drink black coffee – with a lot of sugar.
Alıştırma: Aşağıdaki ölçü birimlerini isimlerle eşleştiriniz.
A bowl of
A cup of
A glass of
A bowl of
A Cup of
Orange juice
Cereal
Tea
Noodles
Hot chocolate

WEEK 1

Transkript

Benzer belgeler

Prof. Yeşim ALKAYA YENER - Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet

1 7. DERS ÇEVİRİ METİNLERİ VE ÇEVİRİLERİ Eric Clapton

ingilizce ders notları ve kazanımları 2013

5. Sınıf Ödevleri için Tıklayınız.

youringilizce

Toplum 2005 Ocak - Turkish Canadian Society

İngilizce

mary beth edelson didem erk parastou forouhar hélène hourmat

2015 | 01 Ocak January - Üsküdar Amerikan Lisesi

Pazarlamada Yeni Açılımlarla Üstünlük Sağlama