PDF Versiyonu - Kahve Molası

Transkript

PDF Versiyonu - Kahve Molası
Yazýlan, Okunan, Kopyalanan, Ýletilen, Saklanýlan, Adrese Teslim Günlük E-Gazete - Yýl: 2 Sayý: 325
19 Aðustos 2003 - Fincanýn Ýçindekiler
■
■
ISSN: 1303-8923
■
Arkadaþlarýnýza önermek
ister misiniz?
■
■
Yazar Oldum! ... Feride Masal
Umut Kýrýntýsý ... Suna Keleþoðlu
KARA LÝSTEMDEN ÝNSAN MANZARALARI ... Tuba
Çiçek
Kompüter eþkýyalarý ... Hakký Mert
Neden ve illede opera!!! ... Ömer Selçuk
KISAYOLLAR
■
SON BASKI
kahvemolasi.com
Arþivimiz
Yazarlarýmýz
Manilerimiz
Forum Alaný
Ýletiþim Platformu
Sohbet Odasý
E-Kart Servisi
Sizden Yorumlar
Kütüphane
Medya
Ýletiþim
Reklam
Gizlilik Ýlkeleri
Kim Bu Editor?
PDF Versiyonu
KAPI KOMÞULARIMIZ
■
Milenyumun Mandalý...Sait Haþmetoðlu
Dost Meclisi, Tadýmlýk Þiirler, Satýr Aralarý,
Biraz Gülümseyin, Ýþe Yarar Kýsayollar, Damak Tadýnýza Uygun Kahveler
Editör'den : Popcorn Magazin
Merhabalar,
Lami cimi yok bu kýz rekoru kýrmalý arkadaþ. Saçýnýn
telinden ayak parmaklarýna kadar hakediyor bu þerefi.
Deðilmi ki benim gibi adamý son 2 yarýþýnda da aðlattý o
zaman rekoru da kýrmalý. Kaç gündür dilimde ama bir türlü
yazýya dökemedim. Daha doðrusu nasýl diyeceðimi
bilemedim. Onu seyrederken hissettiklerimin "vatan, millet,
sakarya" kompozisyonuyla uzak yakýn bir iliþkisi olmadýðýný
iyi biliyorum. Özlediðim ve bizim baðrýmýzdan çýktýðý için
ayrý gurur duyduðum bir üstün yetenek. Bireysel bir sporu
göze en hoþ gelen haliyle sergilerken önünde koþan
tavþana "çekil yolumdan" diyebilecek kadar güçlü, hýrsýný
yüzünün her kývrýmýnda belli eden bir yaradýlýþý var.
Atletizmin en zorlu branþlarýndan birinde mütevazi ama
eriþilmez gücünü dünya alem yürekten alkýþlýyor, ne mutlu
ona, ne mutlu bize ki, o bizden. Bu kýz rekoru kýrmalý. Ve
kýracak göreceksiniz. O þaibeli 5 saniyeyi de tarihe
gömecek bu genç kýz. Çünkü istiyor, her halinden belli.
Dünya þampiyonasýný, olimpiyatý dört gözle bekliyorum. Kazanmasýný deðil, rekorlarýný
bekliyorum. Zafer, onu hakedene yakýþýyor. Süreyya Ayhan'a bir baþka yakýþýyor. Bu kýz bu
rekoru kýrmalý arkadaþ baþka yolu yok...
..........
Bugün beþinci yada altýncý bölümüydü sanýrým. Osman Yaðmurdereli'nin güzel ve baþarýlý
dizilerinden birinin daha tiryakisi oldum. Genç oyunculardan kurulu kadrosu ile "Serseri" yaz
döneminde beni ekran baþýna oturtan ender yapýtlardan biri oldu. Hikayesinin hoþluðu, cuk
oturan oyuncu kadrosuyla dört dörtlük vallahi. Okan Yalabýk namýdiðer Ömer'in serseri, muzip
ama altýn kalpli karakteri, kankileriyle, ailesiyle iliþkileri, Kemal Amca'yla tatlý sert düellosu
görülmeye deðer. Gülüyor, hüzünleniyor ve tekrar gülüyorsunuz. Dinamik kurgusu ise ayrýca
takdire þayan. Demem o ki seyretmediyseniz mutlaka seyredin bana hak vereceksiniz. Emeði
geçen herkesi kutlarým. Bu arada sevgili Suat'ýn dizisi de baþladý ama seyretmek nasip
olmadý. Seyredeyim hemen bu köþeden duygularýmý dile getireceðim. Yazý yazmadýðý sürece
notum biraz kýt olacak tabi. Ama umutluyum, biriktirdiði hikayelerini gün gelecek bizlere
ballandýra ballandýra anlatacak eminim.
.........
Bugün pek bir popcorn olduðumun farkýndayým ama napayým güzel bir gündü bugün. Caným
oðlumun birinci sýnýfa kaydýný yaptýrdým, biriktirdiðim birkaç iþi hallettim, akþam oturup
"Serseri'yi seyrettim. Þimdi de oturmuþ sizler için birþeyler hazýrlýyorum ve beðeneceðinizi
biliyorum. Daha ne olsun? Daha iyisi Þam'da kayýsý olsa gerek. Aþaðýda okuyacaðýnýz sevgili
Feride Masal'ýn yazýsý bugün geçti elime ama dayanamadým hemen yayýnlamak istedim.
Gazeteyi açtýðýnda hep "Editörü geç"miþ ama olsun Kahve Molasý'nda yazý yazan herkesin
hislerine öyle güzel tercüman olmuþ ki, belki diyorum sizleri de kamçýlar ve beni yazý daðýnýn
altýna gömersiniz. Eee n'apalým umut dünyasý.
Bir sonraki sayýda buluþuncaya kadar bulunduðunuz yerden bir adým öne çýkýn. Sevgiyle...
Cem Özbatur
Yorum Oku / Yaz
Yukarý
Kahveci Köyün Kavalcýsý : Feride Masal
Yazar Oldum!
-N'apýyorsun orada, deminden beri týkýr týkýr bir þeyler yazýp duruyorsun?
- Ne? Ben mi? Ne olacak caným, þu dün bitmesi gereken raporu yazýyorum!
Tanrým, nasýl da rahat yalan söyledim. Þimdi nasýl anlatayým, yayýnlanmak üzere bir yazý
yazýyorum diye. Ýnternette dolaþýrken rastladým bu siteye. Ýki aydýr takip ediyorum. Hep
yazmak isterdim ama durup duruken de yazýlmaz ki... Bir neden bulmaya çalýþtým. Kendim
için olmuyor... Paylaþmak gerek. Yazýlanlarý, yorumlarý, mesajlarý, manileri okudukça yazma
isteði nasýl kabardý içimde. Yataða yatýyorum aklýmdan ayný anda onlarca konu geçiyor.
Bilgisayarýn baþýna oturuyorum, hiç bir þey yok! Nihayet bugün bir þeyler yazdým. Nasýl
olduðunu anlamadan kelimeler, öykü döküldü parmaklarýmdan. Aklýmdan geçen cümlelere
parmaklarým zor yetiþti. Ýlham dedikleri bu olsa gerek.
Bu kaçýncý okuyuþum. Her defasýnda bir yerini düzeltiyor veya deðiþtiriyorum. Okuya okuya
ezberledim nerdeyse. Bir sigara molasý veriyorum, aradan biraz zaman geçmesini bekliyorum,
tekrar okuyorum.
Çok beðendim yazdýklarýmý. Acaba yayýnlanýr mý? Tamam artýk dokunmayayým, göndereyim.
Nerde bu editörün adresi, þuraya bir yere yazmýþtým. Ýþteeee gönderdim!
Acaba yarýn hemen çýkar mý? Okurlarýn yorumlarý ne olur, beðenirler mi? Bir kopya yanýma
alayým. Yolda bir daha okurum.
..............
Valla her okuyuþumda beðeniyorum. Tanrým heyecandan ellerim titriyor. Þu metrodakilere
elimdekini sesli okumak, 'Bunu ben yazdým. Yarýn yayýnlanacak' demek istiyorum. Sýrýtmamý
durdurmam gerek, deli diyecekler!
..............
Açýl hadi açýl, nesi var bu makinenin? Bugün neden böyle yavaþ çalýþýyor. Maillere gir...
gelenler.... iþte Kahve Molasý gelmiþ! Açýl, açýl! Editörü geç, birinci deðil, ikinci deðil, üçüncü
deðil, yok, yok... Beðenilmedi herhalde. Tabi beðenilmedi. Sen ne sanýyorsun, sen beðendin
diye hemen yayýnlanacak mý sandýn? Hayatýnda kaç yazý yazdýn ki sen? Hiç!
Bari bugünkü sayýnýn keyfini çýkarayým. N'apalým yayýnlanmasýn. Ben de denedim. Hiç
denemeseydim daha mý iyi olurdu sanki? Üstelik bir þey kaybetmedim ki, ben zaten okur
olarak büyük keyif alýyorum, buna devam ederim iþte. En çok da manileri seviyorum. Bari
uðraþayým da bir mani yazayým. Þöyle acýklý ve komik! Tam da benim þu andaki halim.
Þuna bak, ne kadar güzel yazmýþ. Okurken yað gibi kayýp gidiyor, bitmesin istiyorsun. Bunun
sýrrý ne? Konu mu iyi, doðru kelimeleri mi bulmuþ? Yoo, konu basit bir konu, kelimeler de
bildiðimiz kelimeler iþte! Dostoyevski henüz bir fýrýncýnýn çýraðýyken, Çehov'un öykülerini okur,
bu sayfalarda bir sihir mi var diye yakýndan bakarmýþ. Elbette siyah harflerden baþka bir þey
göremezmiþ. Çehov'un etkisiyle yazmaya baþladýðýný söylemiþ Dostoyevski. Ben de bu
yazýda ayný sihri hissediyorum ama bilmem ki Dostoyevski olur muyum?
Ýþin sýrrý basit konuyu basit kelimelerle anlatmak galiba. Basit güzeldir! Ya da anlatmak
istediðini öyle bir betimleyeceksin ki okur kendini olayýn ve mekanýn içinde hissedecek. Bir
düþünceyse anlattýðýn okuru da bu düþünceyle ilgili düþünmeye itebileceksin. Benim yazým
nasýl? Evet basit bir konu, basit kelimeler. Buraya kadar tamam. Ama kelimeleri yanyana
getirmek de beceri istiyor. Bu beceri bende var mý? "Okula gittiðim taþlý yolda..." yerine "Taþlý
okul yolunda..." demek daha mý etkileyici, daha mý þiirsel? Peki þiirsel mi olmalý?
Bir daha okuyayým. Kendi yazým olduðu için heyecanlanýyor ve beðeniyorum. Üçüncü kiþilerin
gözünden bakmayý denemem lazým. Farzet ki bunu tanýmadýðýn biri yazdý. Kahve Molasý'nda
gördün okudun, ne düþünürsün? 'Yaa, aslýnda fena deðil, yani müthiþ bir yazý deðil belki ama
okunur ve keyif verebilir...' Yok yok kendimle ilgili tarafsýz davranamýyorum.
..............
Açýl hadi açýl, nesi var bu makinenin? Bugün neden böyle yavaþ çalýþýyor. Maillere gir...
gelenler.... iþte Kahve Molasý gelmiþ! Açýl, açýl! Editörü geç, birinci deðil, ikinci deðil, aman
Tanrým!! Ben.. benim yazým.. benim adým! Ýþte yayýnlanmýþ. Güzel yazmýþým yaa. Ben yazý
yazdým! Ben yazý yazdým! Bir gazetenin köþe yazarý gibi bir köþem oldu. Editör köþeme isim
bile vermiþ. Nasýl görmedim, giriþ yazýsýnda bana hoþgeldin de demiþ; yeni yazarýmýz...
cesaretini kutlarým... yeni yazýlarýný... hoþgeldin...
Ýnanýlmaz bir gündü. Bütün gün iþleri boþverip yazý yazmaya çalýþtým. Ama 'hadi bir yazý
yazayým' deyince olmuyor bu iþ. Yine ilham mý bekleyeceðim. Siyaset yazmayan, günlük
köþelerinde zaman zaman oldukça sýradan yazýlar yazan yazarlarý þimdi anlýyorum. Ýlham
beklemeleri için zamanlarý yok, her gün bir yazý yazmak zorundalar. Düþününce ne kadar
korkunç bir iþ olduðunu farkettim! Yýllar önce Demirel iktidarý kaybettiðinde Gýrgýr dergisi
muhteþem bir kapak yapmýþtý: "Gitti babamýz gitti" diye aðlaþan karikatüristler... Çünkü
Demirel neþeli, zeki ve söz cambazý biri olarak mizahçýlara hergün öyle malzemeler veriyordu
ki...
Kolay deðilmiþ!
Þimdi ben ne yazayým? Annemi mi anlatsam, çocukluðumun kasabasýný mý? Baþýmdan
geçen bir olayý, okuduðum bir kitabý, yepyeni bir öykü, yeðenlerimi, iþyerimi... ne, ne
anlatayým?
Feride Masal
[email protected]
Yorum Oku / Yaz
Yukarý
Cafe Azur : Suna Keleþoðlu
Umut Kýrýntýsý
Merhaba,
Yazmaksa paylaþtýkça güzel olan ve yeni cümleler kurmak için vakit yoksa gündelik hayattan,
eskileri hatýrlatmalý, sizin yerinize daha önceleri baþkalarýnýn okuduklarý…
Taþýnma bahanesine sýðýnmak deðil, ayný zamanda ustalarla da boðuþulan bir ev taþýma
hikayesinin yorgunuyum. Avuç içlerimde bir demet lavanta kokusu, saçlarým esmeyen
rüzgarlarda hayali savruluyor ve bir yerlerde akan kaynak sularý gibi serin serin bir havayý
özlüyorum.
Bitecek bitecek ve ben yine eski düzenime döneceðim. Kitaplarým kolilerden çýkacak, teneke
kutularým etrafa saçýlacak, boyadýðým cam kavanozlarýn içine kokulu mumlardan koyacaðým.
Ýþte o vakte kadar, bir þiir denemesi gönderiyorum çok uzaklardan zamanýn biryerlerinde
yazýlmýþ…
Yarým hayaller, kýrýk umutlar,
Ellerinde çiceklerle bir yerlerden geliyordu.
Saçlarýna düþen beyazlar,
Burada yaðmayan karlardandý.
Gözlerinin deniz renginde,
Fýrtýnaya tutulan balýkçýlarýn aðýtlarý.
Ellerinin arasýnda,
Henüz doðmamýþ çocuklarýn aðlamalarý.
Kimse adýný soramadý.
Kimse nereden geldiðini bilemedi.
Bir gece yýldýzlarýn ýþýðýnda geldi.
Gündüzü beklemedi.
Þimdi onun getirdiði çiçekler ellerimizde,
Solmasýnlar diye hergün suluyoruz.
Balýkçýlar geri döndüler,
Yeni doðan çocuklarýn sesleri göðe ulaþýyor.
Bulut bakýþlý yabancý gittiðinden beri
Bu küçük kasabada sessizlik,
Içimizdeki kahkalari alýp götürdü.
O bizim
Tutamadýðýmýz balýklarýmýzmýþ
Göðe uzanan sevinçlerimiz
Coçuklarýmýzýn neþesi
Gecemizin guneþi imiþ.
O bizim
Avuç içlerimize sýkýþtýrdýðýmýz,
Her balýk aðýyla beraber denize attýðýmýz
Soframýzda ekmeðimizin yanýna koyduðumuz
Ve çiçekler kadar solgun
Ve gökyüzü kadar bulutlu
Ve bizim kadar unutulmuþ
Umudumuzmuþ.
Bunu yeni anladik
Þimdi bu küçük balýkçý kasabasýnda
Her gece
Yýldýzlarýn arasýnda gözlerimizi arýyoruz
Bize deðen parýltýda.
Yaþamý yaþanýr kýlacak umudumuzun peþinde.
Her yeni sabaha aðlarýmýzý atýyoruz.
Onun getirdiði çiçekler soldu,
Elimizde yalnýz balýk kokusu
O gitti,
Bize kalan bir parça umut kýrýntýsý…
SunA.K.
[email protected]
Yorum Oku / Yaz
Yukarý
Rengarenk: Tuba Çiçek
KARA LÝSTEMDEN ÝNSAN MANZARALARI
Bayan Yavaþ: Zamanýn celladýdýr... Becerebileceði pek az iþ vardýr. Laf olsun diye
yaþamakta ve laf olsun diye çalýþmaktadýr. Öyle aðýr kanlýdýr ki, yaptýðý iþi hiç yapmasa daha
hayýrlý olur. Özürlü olmayan bir kiþinin yarým saatte yapacaðý iþi bile, -nasýl becerirse artýk- bir
tam güne yayabilir. Öyle bir potansiyeli vardýr... Saçýnýzý baþýnýzý yoldurur... Ehliyet sahibi bir
uzman bile olsa; yaptýðý iþi elinden alýp yapasýnýz gelir. Damarlarýnda kan yerine buz
dolaþmaktadýr ve kaslarý bu yüzden yavaþ çalýþmaktadýr sanki. Olmasaydý ne deðiþirdi
acaba?
Bay Haz: Kokuþmuþ bir bencillikle, hayatýn tek anlamýnýn hazzý yakalamak ve elden
kaçýrmamak olduðunu sanýr. Haz almak için girmediði kýlýk, yapmadýðý þaklabanlýk,
çevirmediði üç kaðýt, söylemediði yalan kalmasa da; her defasýnda yeni bir yöntem icat eder.
Evren ve canlýlar onu eðlendirmek için yaratýlmýþtýr sanki. Piþmiþ kelle bile yanýnda vakur
kalmaktadýr. O kadýndan bu kadýna, pop-bardan disco-bara, þen kahkahadan patlamalý
kahkahaya dolaþýr durur.
Bayan Ajitasyon: Yazgýsýna vurgundur. Ne çare ki kaderi de hep ona acýyý layýk görmüþtür.
Bahtsýzlýðý, ona Tanrý tarafýndan verilmiþtir ve yapabileceði hiçbir þey yoktur. Zavallý,
haksýzlýða uðramýþ ve kadri bilinmemiþ bir kurbandýr o. Gözü her daim yaþlýdýr. Her zaman
sýzlanacak, dertlenecek, þikayet edecek bir sebebi vardýr. Neden bütün dertler onu bulur ki?
Bir gün talihi ona gülerse; iþte o zaman çuvallayacak. Allah'tan yazgýsý hiç yüzünü kara
çýkarmaz; her zaman onu bedbaht kýlar.
Bay Siyah-Beyaz: Newton fiziðinin ürünüdür. Ona göre bir þey ya siyahtýr ya da beyaz... Ya
doðrudur ya da yanlýþ. Ki genellikle onun dediði doðrudur. Ortasý yoktur... Ýki tane doðru
olamaz. Onun için "ya" ve "ya da" ile "ben" ve "öteki" vardýr. "Hem" ve "hem de" olabileceði
aklýna bile gelmez. "Benim fikrim doðruysa, öteki fikir ortadan kalkmalý" der. At gözlüðünü hiç
çýkarmaz gözünden.
Bayan Cahil: Kendini geliþtirmek için kýlýný kýpýrdatmadýðý gibi; "Neden benim anlamadýðým
þeylerden bahsediyorsun" diye dýrdýrlanýr bir de. Sanki bir þeyleri bilmek karþýsýndakinin
suçuymuþ gibi... Hayata katký koyabildiði eylem alanlarý: ezbere bildiði gündelik iþler, pembe
diziler, magazin programlarý ve altýn günlerinde figüranlýk yapmaktýr. Beyni, kullanýlmaya
kullanýlmaya küflenmiþtir ve bunun bile farkýna varamayacak kadar fikirsizdir.
Bay Küstah: Öyle kati konuþur ki, duyanlar onun bir peygamber ya da bir imparator olduðunu
sanýr. Yaptýðý, söylediði, yediði, içtiði, okuduðu, dinlediði, gezdiði her þey mükemmeldir.
Sýrada beklemeyi, reddedilmeyi, eleþtirilmeyi kendine yapýlmýþ bir hakaret olarak görür. Her
þey ona göre ayarlanmalýdýr, zira o Tanrýnýn insanlýða bir lütfudur.
Bayan Afrodit: Tanrý onu bir Pazar günü, þaheser diye yaratmýþtýr. Bütün erkekler ona aþýk,
bütün kadýnlar da hayrandýr. Ýmrenilecek, dudak ýsýrtacak, tapýlacak kadýndýr. Öldüðünde
mumya haline getirilip, bir sanat galerisinde sergilenmelidir. Hayatýn ona yüklediði misyon
güzelliktir. Baþka bir çaba içine girmesine gerek yoktur. Vaktini güzellik salonlarýnda,
kuaförlerde ve alýþveriþte geçirir. Ekmek yemez. Aslýnda pek bir þey yemez. Kepekli gýdalar
ve haþlanmýþ sebzelerle beslenir. Kurabildiði birkaç cümlenin konusu da "ay kaþým, ay
kirpiðim, ay saçým, ay yýrtmacým"dýr. Bunlar da bile imla hatasýna düþer.
Bay Madrabaz: Derdi günü insanlarýn sýrtýndan geçinmektir. Tüm insanlar onun ihtiyaçlarýný
karþýlamak için çalýþmaktadýr. Onun göreviyse otlakçýlýktýr. Eh dünya pek adil deðil ne de
olsa. Diðerleri de onun gibi uyanýk, akýllý ve zeki olsa da otlakçýlýkla geçimini saðlayabilse
keþke!
Bayan Kararsýz: Hiç býkmadan þu soruyu sorar: "Hangisini seçtiðimde, hangisine haksýzlýk
etmiþ olurum?" Keþke karar vereceði zamanlarda, kendini bir baþkasýna devredebilse...
Marketten, ekmek dolabýndaki bütün ekmeklere dokunmadan, bir tane ekmeði alýp çýkamaz.
Vitrindeki ve raflardaki tüm ayakkabýlarý deneyip; sonunda maðazadan eli boþ çýkar. Bütün
maðazalarý dolaþýp, ilk girdiði maðazaya geri döndüðünde, almaya karar verdiði ayakkabý
satýlmýþ olur. Eþini bile 30 tane niþanlýdan ayrýldýktan sonra ancak seçebilir.
Bay Baþparmak: Hayatýný bilgisayarlar, cep telefonlarý, hesap makineleri vs. gibi son
teknoloji ürünü makineler yönetir. Hepsinin son çýkan modelinin adýný, özelliklerini, fiyatýný ve
hangi ülkede üretildiðini bilir. Cep telefonunu ve bilgisayarýný sanki vücudunun bir uzvuymuþ
gibi taþýr. Onlar olmadan yaþayamaz ve bu yüzden en çok kullandýðý organý baþparmaðýdýr.
Bayan Saf: Ýçi ývýr zývýr sorularla dolu bir çuval gibidir... "Niçin yanlýþ çevrilen telefon
numarasý hiçbir zaman meþgul çalmaz? Niçin falcýya gitmeden evvel randevu almak
gereklidir; geleceðimizi bilemez mi?" gibi sorularýna cevap bulmaya çalýþmak budalalýk olur.
Her söyleneni gerçek sanýr, herkesin dediðini yapar. Ondan bundan aldýðý akýllarýn tamamýný
yaþantýsýna uygular. Böylece kendine anlamsýz bir dolu alýþkanlýk edinir. Öyle ki;
alýþkanlýklarýnýn toplamýndan bir deli gömleði çýkar.
Bay Maço: Delikanlýlýðýn kitabýnýn yazarýdýr! Usta küfürbaz, usta dövüþçü, usta aþýk, usta
kumarbaz, usta zampara, usta erkektir. "Ben bir kadýný sevdim mi gözüm gibi bakar, ilah gibi
taparým; ama yanlýþýný görmeyeyim bir bidon benzin döker çatýr çatýr yakarým. Burma burma
býyýklarým, Tarkan seni ayýklarým" gibi kendine has bir konuþma dili vardýr. Okuma ve yazma
gibi yetilerini yýllardýr kullanmadýðý için kaybetmiþtir. Kahvehanelerde aldýðý hayat dersinde,
dört iþlem matematiðini geliþtirmiþtir ama hafýzasý 52'lik desteyle sýnýrlýdýr.
Tuba ÇÝÇEK
[email protected]
Yorum Oku / Yaz
Yukarý
Baþüstüne : Em.Piy.Kýd.Alb. Hakký Mert
Kompüter eþkýyalarý
Efendim kompüter mühendisi olan damadým sað olsun, þahsýma bu konuda çok yardýmý oldu.
Kompüterin nasýl kullanýlacaðýný ve internette bulunan sahifelerin nasýl açacaðýmý gösterdi.
Ben de hepsini not aldým, ezberledim. Önce kompüterin fiþi prize takýlacak, sonra da power
yazan düðmeye basýlacak.
Neyse efendim, damadým ICQ diye bir programý da kompütere enstalle etti. Çok ilginç ve
yararlý bir program. Herkesle konuþuyorsunuz. Herhangi bir zat size mesaj gönderince de, "
aaa, ooo!" diye hoþ bir ses çýkartýyor. Netekim torunumum ilk konuþma zamanlarý gibi. Allah
baðýþlasýn pek þekerdir.
Geçenlerde bu programda gençten bir zat ile konuþtum. Kendisinin hacker olduðunu söyledi.
Nedir bu hacker müessesi diye bende bir merak oluþtu netekim. Karþýmdaki zata "hacker ne
demek?" diye bir soru tevcih ettiðimde, ":))" yazdý. Nedir bu efendim þimdi? Ýki nokta üst üste
ve iki tane kapama parentezi. Bu bir nevi parola mýdýr?
Neyse efendim, o akþam damadým ve kýzým torunla bana geldiler. Damada sordum, "Nedir bu
hacker?" diye. Anlattýklarýný dinleyince þaþýrdým. Hacker, bir nevi kompüter eþkiyasý imiþ.
Bunlar kompüter teçhizatlarýna girip çeþitli zararlarda bulunuyorlarmýþ. Eþkýya, eþkiyadýr
efendim. Ýster daðdaki eþkýya olsun, ister kompüter teçhizatlarýnda muhakkak ki vatanýn sulhu
için baþý ezilmelidir.
Bu kompüter eþkiyalarýna karþý ne gibi askeri ve kompüterel önlemler alýnabilir diye
damadýma sordum. Bir sürü kompüter olayý anlattý. Kafam almadý.
Bu türden kökü dýþarýda kompüter eþkiyalarýnýn, bir kompüter neþriyatý olan kahvemolasi
mecmuasýna bir zarar verebileceði ihtimali aklýma geldi. Hemen telle naþiri aradým. Her türlü
önlemi baþtan almak gerekir di mi efendim? Gerekirse bir asker dikeriz baþýna, görsün o
kompüter eþkiyasý dünyanýn dört bucaðýný.
Naþir efendi maþallah pek geniþ. Hiç oralý olmadý ve güldü. "Komutaným, kahve molasý
güvenli bir sunucuda" dedi. Ne demek efendim? Ne kadar güvenli olursa olsun müdafaamýzý
bir kale gibi tesis etmeliyiz di mi? ya bir emercensi durum oluþursa?
Kompüterin baþýna bir asker koyma teklifimi kabul etmedi. Ýþte görüyorsunuz muhterem
okurlar. Siviller nasýl lakayt. Düþman Ankara'yý iþgal etse umurlarýnda deðil.
Þahsýma ait kompüter teçhizatýnýn bu kompüter eþkiyalarý tarafýndan iþgal edilmesi ihtimaline
karþý, tekavite ayrýldýðým sýrada bana verilen tabancayý kompüterin yanýna koydum. Kolay mý
efendim, tekavit kýdemli piyade albay Hakký Mert'in kompüterine zarar vermek. Gez, göz,
arpacýk netekim.
Kendisine hacker diyen gençten zatý tekrar görmedim fakat yine de uyanýk olmak lazým.
Tabanca dolu.
Beni meraka düþüren :)) parola da, gülme anlamýna geliyormuþ. Baþýný sola yatýr dediler. Bak
edepsize, meðer bana gülüyormuþ.
Eþkýya di mi? efendim, baldýrý çýplak iþte. Baki kalýn muhterem okurlarým.
Hakký Mert
[email protected]
Yorum Oku / Yaz
Yukarý
Milenyumun Mandalý : Sait Haþmetoðlu
Editör'den Önemli Not:Sevgili Sait Haþmetoðlu'nun e-romaný görsel öðelerle
süslendiðinden, devamýný ve önceki sayýlarýný aþaðýdaki adresten tek týklamayla
okuyabilirsiniz. Üþenmeyin... Týklayýn...
http://www.kahvemolasi.com/xfiles/mandal_145.asp
Devamý var
[email protected]
Yukarý
Dost Meclisi
Neden ve illede opera!!!
Bir sopranonun avazý yettiði kadar ve olabildiðince tiz bir þekilde baðýrmasýndan
hoþlanmýyorum. Týpký arabesk müzik gibi tüylerimi diken diken ediyor. Çetin Alp kadar olmasa
da fizik itibariyle kýllý bir adam olduðum düþünülürse benim açýmdan gerçekten katlanýlacak
bir þey deðil.
Elbette denilecek ki, " zevk meselesi kardeþim, hoþlaþmýyorsan dinleme sen de." Bu doðru
ama problem bu deðil. Birkaç kez deðil bir çok kez baþýma geldi. Operadan hoþlanmadýðýmý,
kulaklarýmýn ve beynimin onu sindiremediðini her söyleyiþimde birileri, " Zaten sen ne anlarsýn
operadan." dercesine gözlerini kýsarak baktýlar bana.
Operadan zevk alabilmek; lümpen olmamanýn kanýtý, soyluluðun ve uygar olabilmenin yegane
sembolüymüþ gibi davranmalarýna da katlanmak zorundayým.
Yani operayý dinleyin ve becerebiliyorsanýz sevin ama lütfen operadan nefret etme
özgürlüðüne de saygý duyun. " Heavy Metal müzikten hoþlanmýyorum." dediðim zaman
kimseden týs yok ama operadan bahsetmek için kýnanmayý ve elit olma hakkýný tümden
yitirebileceðini kabullenmen lazým. T.C. Baþbakanlýk Aðýr Metal ve Alternatif Rock Genel
Müdürlüðü de kurulsun o zaman.
Aslýnda bazen þüphelenmiyor deðilim. Operadan zevk aldýðýný söyleyenler de takiyye
yapýyorlar sanki. Böylece ne kadar ilerici ve çaðdaþ olduklarýný fazla zahmete katlanmadan
kolayca kanýtlamýþ oluyorlar. Geriye sadece sopranonun çýkardýðý gürültüyle baþedebilmek
kalýyor. Bir gün operada, þu kral çýplak masalýnda olduðu gibi belki biri çýkacak ve ," Ya þu
adam ne diye böyle baðýrýyor, bi sýkýntýsý var herhalde, neden kimse ilgilenmiyor, öylece
bakýþýyorsunuz. " diyecek ve extra-large ilerici çaðdaþlar da devlet bütçesi de bu "san'at" a
katlanmaktan kurtulmuþ olacak.
Gel gelelim Murathan Mungan'a. Yalnýz Bir Opera, gerçekten dokunaklý bir þiir. Harika ve öyle
her önüne gelenin yazabileceði sýradanlýktan uzak bir "eser" olduðunu her satýrýnda
hissettiriyor. "Mutfak kadýnýn morgudur." gibi tuhaf tanýmlamalarýn sahibi olsa da Murathan
Mungan sanatýný ispatlamýþ bir usta. Zaten "Mutfak kadýnýn morgudur." Ýle "Aþk yalnýz bir
operadýr." Ýfadelerini yanyana koyduðunuz zaman aslýnda olaðandýþý bir þey yok gibi
gözüküyor.
Ama birileri vaziyeti biraz abartýyor ve bence bu abartmanýn tek nedeni iþin içinde "opera"nýn
olmasý.
Aþk, zaten söylemeye gerek bile yok, telaffuz ettiðin zaman bile insaný alýp bir yerlere götüren
sihirli bir sözcük. Ýþte bunun yanýna operayý koyduðunuz zaman tamlamalarýn dayanýlmaz
"hafif"liði ortaya çýkýyor. Ama öyle bir anlam yükleniyor ki, sanki ancak seçilmiþ azizlerin idrak
edebileceði inanýlmaz bir gizem, çok az kiþiye nasip olabilecek esrarlý bir lezzet vs. vs...
Aþk yalnýz bir operadýr. Belki de operettir yani nerden biliyorsun kardeþim?
Çok uzattým biliyorum ama içimi dökeceðim arkadaþ.
En çok etkilendiðim filmlerden biridir. Operadaki Hayalet. Bebekken bir beþik içinde
kanalizasyona býrakýlan ve laðým fareleri arasýnda büyüyen bir kahraman. Operanýn karanlýk
ve kasvetli duvarlarýndan kayan gölgeler....Kuzularýn Sessizliði ya da Exorcist filmlerinde bile
bu kadar korkmamýþýmdýr. Yani bir düþünün... Adamýn biri zaten inanýlmaz bir ses çýkararak
baðýrýp duruyor ve iþin içinde bir de hayalet var.
O filmin bende býraktýðý etki þuydu:
Yýllar önce Avrupa'da, o engizisyon karanlýðýndaki her yerde veba salgýnlarýnýn kol gezdiði,
dev farelerin ortalýkta cirit attýðý tatsýz tuzsuz yerlerde bir adam; farklý bir þekilde, farklý bir
frekansta, gýrtlaðýn bir hayli alt kýsmýndan garip sesler çýkararak müzik yapmayý deniyor. Bu
adamýn, Floransa'da yaþayan Cenevizli bir rahibin yanlýþlýkla bir kazýðýn üzerine oturarak
baðýrmaya baþlamasý üzerine çýkardýðý sesi iþitip etkilenen seyyar bir tüccar olduðu söylense
de ben buna inanmýyorum. Adamýn bu yeni ses üzerine denemeleri bir hayli ses getiriyor.
Önceleri bir sirk gösterisi anlayýþý çerçevesinde konserler veriyor. Topun üstünde ilginç
numaralar yapan maymundan sonra sahneyi o alýyor. Ýzleyiciler, " Aaaa adama bak ya... Bu
sesi nasýl çýkarýyor neresinden çýkarýyor hayret yani... " düþünceleriyle, bakýcýsýyla tango
yapan bir sirk ayýsýný izlermiþ gibi eðleniyorlar. Çok sonra, " Ya bu iþin notasý falan varmýþ, bu
basbayaðý müzik." denilerek, opera müstakil bir "san'at" dalý olarak tescil ediliyor ve
alabildiðine yaygýnlaþýyor.
Ama Bethooven'in, Vivaldi'nin yaptýðý müzik kadar insanlarýn ilgisini çekmiyor. Baþka
varlýklarýn, doðadýþý, esrarengiz yaratýklarýn, hayaletlerin dikkatini çekiyor bu sanat.
Frekanslarýna yakýn tuhaf seslerin yükseldiði opera ile insanlardan çok onlar ilgileniyorlar.
Yani hayaletler geliyorlar, efendi efendi operalarýný dinleyip gidiyorlar aslýnda. Bazen
aralarýndan biri insanlara bulaþacak oluyor. Zaten hemen onun filmi yapýlýyor.
Ömer Selçuk
<#><#><#><#><#><#><#>
Kahve Molasý'nýn sürekli ve sabit(!?) bir yazar kadrosu yoktur. Gazetemiz, siz sevgili kahvecilerden gelen
yazýlarla hayat bulmaktadýr.
Her kahveci ayný zamanda bir yazar adayýdýr. Bu bölüm sizlerden gelecek minik denemelere ayrýlmýþtýr.
Yolladýðýnýz her özgün yazý deðerlendirilecektir. Siz sevgili kahvecilere önemle duyurulur.
Kahve Molasý bugün 3.536 kahveciye doðru yola çýkmýþtýr.
Yukarý
Tadýmlýk Þiirler
SENÝNSE BOÞLUK
korudað' a komþu kasabalarýn göðü belleðimde
bulutlarýn yer deðiþtirme bilgisini hýfzettim iþte
git sen de bak bu susuzluða da martýlar koþuyor
iki ceylan bir kirpi bir tavþan kaplumbaðalar
uzun ölümü baðýþla, mutluluk hoþ gör aþký
sular aktýðý yataklarý nakþeder
dereler yaprak yaprak biriktirir
ýrmak ciltler deniz bütünler
ömrümüzün kuðu boynunda
yaþam diye asýlan urgan
gizlendiðimiz tufan
benim yaz diye bildiðim unutulmuþ bir yalnýzlýkmýþ
seninse yoksunluktan yontulmuþ içli bir boþluk...
Tuðrul Asi BALKAR
<#><#><#><#><#><#><#>
...
Bir his , düþünüp anýlarda canlandýrabilmek..
Bir duygu, sevdiðini yüreðinde saklý tutabilmek,
Bir heyacan , O'na uzanýp özgürce dokunabilmek,
Mutluluk, aðlamak istediðinde þefkatla seni saracak,
Baþýný omzuna yaslayacaðýn birinin var olduðunu bilmek,
Özgürlük, düþüncelerini çekinmeden haykýrabilmek,
Yaþamak, duygularýný hayata geçirebilmek,
Doyum, toplumca huzurlu bir gelecek görebilmek,
Hayat, olumsuzluklara olumlu yaklaþýp, insan olabilmek,
Rehavet ve yalnýzlýk; bitiþ, ölüm demek...
Osman Taplamacý
[email protected]
Yukarý
Satýr Aralarý - Aralayan: Tamer Soysal
Meðer Astroloji diye bir þey yokmuþ!
2000 kiþinin kiþilik özellikleri incelendi ve takip edildi.
Basýn organlarýnda yer alan habere göre ÝNSANLARIN kiþilik özellikleri ile doðduklarý gün ve
saat arasýnda baðlantý kuran, Güneþ, Dünya ve gezegenlerin konumlarýnýn burçlar üzerindeki
etkilerini inceleyen astroloji, bir 'mit' çýktý! Astrolojiye iliþkin bugüne kadar düzenlenen en
kapsamlý araþtýrma, 1958 yýlýnda Londra'da ayný gün içinde, yaklaþýk birkaç dakika farkla
doðan 2 bin bebeðin kayýtlarýnýn tutulmasý ile baþladý.
SÖZ konusu 2 bin kiþi, geçen yýllar boyunca 100 farklý kiþilik özelliði baðlamýnda incelendi.
Elde edilen veriler de, Kanada'daki Saskatchewan Üniversitesi ile eski bir astrolog olan
Avustralyalý bilim adamý Dr. Geoffrey Dean tarafýndan analiz edildi. Sonuçlar, neredeyse ayný
anda doðan kiþiler arasýnda bir benzerlik bulunmadýðýný gösterdi.
AYRICA 700 astrologdan, rastgele seçilmiþ kiþilerin kiþilik profillerine bakarak doðum
haritalarýný çýkarmalarýný istedi. Astrologlarýn tahminlerinin baþarýsýz olduðu görüldü.
Araþtýrmanýn sonuçlarý "Journal of Consciousness Studies"de (Bilinç Çalýþmalarý Dergisi)
yayýmlandý.
Astroloji kelimesi latince astra=yýldýz ve logos=mantýk kelimelerinin birleþiminden oluþur ve
gezegenler, yýldýzlar ve güneþin hareketlerinden yararlanarak olaylar ve insanlar hakkýnda
baðlantý kurmaya çalýþýr. Astroloji sadece hayatý açýklamaya yardým eder. Kehanette
bulunmaz, bulunmamalýdýr. Astroloji bilim deðildir. Sadece hayatý açýklamaya çalýþmak üzere
mantýk kuran bir felsefedir. Bunun için de astronomi ilminden yararlanýr. Ayrýca astroloji
sadece doðum tarihi ile kiþilik özelliklerinin belirlemeye çalýþmakla ilgilenmez. Kiþilik ise
sadece astrolojik verilerle oluþmaz, aile, çevre, genetik özellikler kiþiliðin oluþumunda ana
etkenlerdir.
Tamer SOYSAL
[email protected]
Yukarý
Biraz Gülümseyin
SEN BENÝM KÝM OLDUÐUMU BÝLÝYOR MUSUN ?
Patron önce sekreterini arar. Kýzcaðýz son derece titiz olmasýna raðmen yerinde yoktur.
Oldukça sinirlenir ve aceleyle garajý arar:
- Patronun arabasý hazýr mý ?
Bir yandan nemli bir sýcak, öte yandan sevmediði, yeni baþladýðý bir iþ. Yýkayýcý:
- Ýpne patronun arabasý yýkandý hazýr, ne olcek ?!!!
Patron:
- Sen kiminle konuþtuðunu biliyor musun?
Yýkayýcý:
- Yoo bilmiyorum. Kimsin sen ?
- Ben Patron'um terbiyesiz herif !!!
- Peki sen kiminle konuþtuðunu biliyor musun?
- Hayýr bilmiyorum !!!
- Ýyi, yýrttýk o halde
<#><#><#><#><#><#><#>
Oh ne güzel, serin serin!..
Yukarý
Ýþe Yarar Kýsayollar - Þef garson: Akýn Ceylan
http://www.kahveci.com/html/tat.html
... Bir kahveyi deðerlendirebilmek için aðýzýmýzý ve burnumuzu çalýþtýrmak lazým. Onlardan
bilgi alabilmek için sadece nasýl çalýþdýklarýný öðrenmek lazým ve o bilgileri kullanarak tat
deðerlerimizi toplamamýz lazým. Topladýðýmýz deðerleri tercüme ederek bir kahvenin tadýný
kelime ile ifade edebiliriz. Bu kelimeler ile çeþitli deðerlendirmeler yapýlýr ve kahveler
karþýlaþtýrýlýr. Sonuç olarak da sizin hangi kahveyi tercih ettiðinizi ortaya çýkarmýþ olmanýz
lazým. Not: Dünyanýn en iyi kahvesi sizin sevdiðiniz kahvedir. O kahveyi bulabilmek için belki
de bir kaç kahveyi harmanlamak gerekecektir. Deneyin - bu iþlem çok eðlencelidir...
http://www.sihirlitur.com/gezi/istanbul/eminonu/
... 100 yýlý aþkýn bir süre görev yapýp sonrada sökülüp haliç içine çekilmesiyle yerini yenisine
býrakan Galata Köprüsü'nün üstü balýk tutanlarla, trafikle canlý görünse de Eminönü' ünde
aslýnda deðiþen pek fazla bir þey yok, denize 50 metre mesafedeki kýyý bandý yine saðanak
yaðmurda 70'li yýllarda olduðu gibi yine göl olup Venedik'i aratmýyor...
http://www.starwarsspoofs.com/wallpaper.html
Star Wars fanatikleri için çizgi film kökenli bir web sayfasý. Bu verdiðim link film’den bazý
seçme resimlern bulunduðu wallpaper sayfasý. Meraklýlarýna duyurulur.
http://www.spiritonin.com/interactive/games/jetgame.html
Görsel olarak gerçekten iyi düzenlenmiþ ilginç bir oyun. Uçaðýnýzýn hareketlerini mouse ile
kontrol ediyorsunuz. Ateþ etmek için ise klavyedeki yön tuþlarýný kullanmanýz gerekiyor.
Kumanda þekli dýþýnda küçük ama güzel düþünülmüþ bir çalýþma...
[email protected]
Yukarý
Damak tadýnýza uygun kahveler
swf2avi v0.3 [464k] W9x/2k/XP FREE
http://www.pizzinini.net/?category=8&item=37&language=en
Hoþunuza giden flah filmleri bmp, jpg veya avi olarak dönüþtürüp edit edebileceðiniz bir
program. Ne iþe yarar diye düþünmeyin. Bu iþin kurtlarý zaman zaman böyle araçlara
gereksinim duyuyorlar. Sizde bir deneyin isterseniz? Belki hoþunuza gider.
Yukarý
http://kahvemolasi.com/sayilar/20030819.asp
ISSN: 1303-8923
19 Aðustos 2003 - ©2002/03-kahvemolasi.com
istanbullife.com
Kahve Molasý MS Internet Explorer 4.0+ ve 800x600 Res. için optimize edilmiþtir.
Uygulama : Cem Özbatur - Her hakký saklýdýr. Yayýn Ýlkeleri

Benzer belgeler

PDF Versiyonu - Kahve Molası

PDF Versiyonu - Kahve Molası Yazýlan, Okunan, Kopyalanan, Ýletilen, Saklanýlan, Adrese Teslim Günlük E-Gazete - Yýl: 2 Sayý: 325

Detaylı