Yaşlılıkta Bakıma Muhtaçlık ve Yeni Bir Bakım Kültürü
Transkript
Yaşlılıkta Bakıma Muhtaçlık ve Yeni Bir Bakım Kültürü
Yaül×l×kta Bak×ma Muhtaçl×k ve Yeni Bir Bak×m Kültürü Sosyal Bak×m Sigortas×: Demografik Deùiüimlerin Yaratt×ù× Bir Sorun ve Tart×ümaya Aç×k Bir Konsept 3URI'UúVPDLO7XIDQ 1 2 3 4 úçindekiler YAùLILIKTA BAKIMA MUHTAÇLIK VE..............................................1 YENø BøR BAKIM KÜLTÜRÜ ...................................................................1 SOSYAL BAKIM SøGORTASI: DEMOGRAFøK DEöøùøMLERøN YARATTIöI BøR SORUN VE TARTIùMAYA AÇIK BøR KONSEPT .1 øÇøNDEKøLERÖNSÖZ ................................................................................5 ÖNSÖZ ...........................................................................................................7 GøRøù ............................................................................................................12 BAKIMA MUHTAÇLIK PROBLEMø .....................................................14 TANIMLAR .................................................................................................16 BAKIMA VE YARDIMA MUHTAÇ ENGELLø YAùLILAR ................................25 HøZMETLERDEN YARARLANMADA KAYDA DEöER BøR ùEY YOK! ............31 BAKIMA VE YARDIMA MUHTAÇLIK DAHA øYø NASIL TESPøT EDøLEBøLøR? 34 GERONTOLOJø ATLASI øLK BULGULAR ......................................................38 SEBEPLERø .................................................................................................44 TÜRKøYE’DE DEMOGRAFøK YAùLANMA ....................................................44 øLERø YAùLILIK ..........................................................................................47 YAùLI KADINLAR ÇOöALIYOR ..................................................................48 BAKIMA VE YARDIMA MUHTAÇ ENGELLøLER ...........................................51 GEÇMøùøN DEVAMI ....................................................................................57 SEÇENEKLERøMøZ ..................................................................................61 YENø STRATEJøLER.....................................................................................61 BøLøMLERøN BULUùMASI ............................................................................63 ÖNERø: SOSYAL BAKIM SøGORTASI ..................................................65 AMACI .......................................................................................................65 FøNANSMAN ...............................................................................................66 BAKIMA MUHTAÇLIöIN TESPøTø ................................................................67 Sigortal×l×k ûart× ...................................................................................67 Bak×ma Muhtaçl×k Derecesi .................................................................67 Kriterler................................................................................................68 HøZMETLER ................................................................................................70 Evde Profesyonel Bak×m .......................................................................70 Aile Taraf×ndan Evde Bak×m ................................................................70 Parasal ve Aynî Hizmetler ...................................................................70 Dan×ümanl×k Hizmetleri.......................................................................72 Bak×c×lar úçin Ücretsiz Kurslar ............................................................73 Bak×ma Uygun Konut ..........................................................................74 5 Profesyonel Hizmetlerde Modüler Ödeme Sistemi .............................. 74 Sosyal Yard×m Kurumu ....................................................................... 75 BAKIM YASASI GEREKLø! .......................................................................... 76 SOSYAL BAKIM SøGORTASININ TEMEL ÖZELLøKLERø ............. 83 SOSYAL BAKIM YASASI ............................................................................ 85 KARAR VERME HAKKI .............................................................................. 85 EVDE BAKIM ÖNCELøöø ............................................................................. 86 HøZMETLERøN TÜRÜ VE KAPSAMI ............................................................. 86 ÖNLEM VE REHABøLøTASYON ÖNCELøöø .................................................... 87 BøREYSEL SORUMLULUK ........................................................................... 87 BøLGøLENDøRME VE DANIùMANLIK ............................................................ 88 ORTAK SORUMLULUK ............................................................................... 88 YEREL YÖNETøMLERøN GÖREVø ................................................................ 89 BAKIM KURUM VE KURULUùLARININ HAKLARI VE GÖREVLERø ............... 89 BAKIM KASALARININ GÖREVø .................................................................. 90 GELECEK ÜZERøNE ÖNGÖRÜLER ..................................................... 91 GENÇ NÜFUSUN ANLAMI .......................................................................... 92 BAKIMA MUHTAÇ YAùLILAR ÇOöALACAK ............................................... 94 ZøHøNSEL ENGELLø YAùLILARA ÖZEL BAKIM VE YARDIMLAR .................. 96 AøLE ........................................................................................................ 101 SON SÖZ.................................................................................................... 106 ùEKøLLER ................................................................................................ 110 KAYNAKÇA ............................................................................................. 112 KAYNAKÇA ............................................................................................. 112 6 Önsöz Hastal×klar, kazalar, sakatl×klar geliyorum demiyor, beklenmedik bir anda ortaya ç×k×yorlar. Böyle durumlara karü× kendisine kol kanat gerecek alternatiflerin bulunduùunu bilmesi insan için rahatlat×c×, güzel bir duygudur. Diùer taraftan yaül×l×kta bak×ma ve yard×ma muhtaçl×k, adeta ç×ù×rarak Türkiye’ye geleceùini bildirmektedir. Demografik deùiüimler, bak×ma muhtaç yaül× say×s×n×n h×zla artacaù× haberini iletmektedir. únsanlar×n gelecekle ilgi kayg×lar×n× asgari düzeye çekebilecek en iyi alternatiflerden biri yeni bir bak×m kültürünü oluüturmak ve bak×ma muhtaçl×k riskine karü× en uygun cevap Sosyal Bak×m Sigortas×n×n devreye sokulmas×d×r. Devletlerin de gelecekle ilgili kayg×lar× çoùalmaktad×r. Özellikle toplumsal yaülanma nedeniyle! Bunun çeüitli gerekçeleri aras×nda bak×ma muhtaç yaül×lar×n çoùalmas× da var. Bu yüzden gerontolojik konular× ele alan kitaplarda, gelecekle ilgili öngörülere çok s×k rastlamaktay×z. Geleceùi güvence alt×na alma hesaplar× yap×l×rken, birçok faktörü ve aralar×ndaki karü×l×kl× etkileüimlerden doùacak sonuçlar× tahmin etmek gerekiyor. Bu yüzden hem insanlar hem de devletler, geleceùin, bugün yapabilecekleri üeyleri yapmam×ü olman×n piümanl×ù×n× duyacaklar× bir dönem haline gelmesi için çaba harcamaktad×rlar. Gelecek daima tahmin etmeyi gerekli k×lmaktad×r ve tahmin kavram×n×n özündeki yan×lg× pay×, geleceùi mutlak üekilde bilmeyi ve planlamay× engellese de, tahminlerimizdeki yan×lg× pay×n× en aza indirgeyerek, olas× kötü durumlara karü× zaman×nda al×nacak önlemlerle, uykular×m×z× kaç×ran kayg×lar× azaltabilir, hatta yok edebiliriz. 7 Yar×n nas×l bir dünya ile karü×laüacaù×m×z belli deùil. Belki yaüam× ilginç k×lan bu belirsizliktir. Öleceùimizi bildiùimiz halde yaüama bu kadar s×k× sar×lmam×z×n nedeni bu olsa gerek. Yaüamay× sevdiùimiz için, onu uzatmaya çal×ü×yoruz. Hiçbir yaüam süresinin bize yeterince uzun görünmeyiüinin nedeni, yaüamay× sevdiùimizden ileri gelmiyor mu? Tarih boyunca bu özelliùini hep korudu insan, sonsuz yaüam üzerine düüler kurdu. Düüleri gerçekleümedi, ama gerçekten dikkate deùer bir yaüam süresine ulaüt×ù×n× görüyoruz. Yüzy×l önce ortalama k×rk y×lla s×n×rl× olan yaüam×n×, bugün altm×ü, yetmiü, seksen ve daha yukar×lara taü×d×. Ancak her zaman olduùu gibi madalyonun bir de öbür yüzü var. Yaüam süresi uzad×kça, yaüam×n×n son safhas×nda bak×ma ve yard×ma muhtaç hale gelme riski artmaktad×r. Bu risk herkes için ortaya ç×km×üt×r, özellikle uzun bir yaüam sürdüreceùinden yola ç×kanlar×n bunu daha fazla dikkate almalar× gerekiyor. Yaüam standard× yükseldikçe, yaül×l×ù×n ileri safhalar×nda bak×ma ve yard×ma muhtaç hale gelme olas×l×ù×n×n artt×ù×n× bilimsel araüt×rmalar da ortaya koyuyor. Her ne kadar uzun süre saùl×ù×m×z× koruyabiliyor, baükas×n×n yard×m×na gerek kalmadan yaüam×m×z× sürdürebiliyorsak da, yaül×lar aras×nda bak×ma ve yard×ma muhtaçlar×n artan say×s×, yaüam× uzatt×kça baù×ml× olarak geçecek y×llar× da uzatt×ù×m×z× gösteriyor. Özellikle T×p ve Farmakolojinin, bu konuda bizden yard×mlar×n× esirgemeyeceùi kesindir. úlaçlar, tedavi yöntemleri ve t×bbi cihazlar sayesinde yaüam uzat×labilirken, bazen insan ummad×ù×, hatta hoülanmad×ù× kadar uzun süre hayatta kalabiliyor. 8 Yatalak olarak yaüamaktan, baükalar×na baù×ml× olmaktan, bebek gibi alt×n×n temizlenmesinden b×kanlar, ac×lar içinde k×vrananlar, toplumun, yaüama verdiùini iddia ettiùi deùerden ötürü, ölmek isteyip ölemiyorlar. Yaüama sevincini yitirmemiü bak×ma ve yard×ma muhtaç yaül×lar×n çoùalacaù× geleceùe doùru yol al×yoruz. Yaül×l×kta bak×ma muhtaçl×k, çaù×m×z×n bu nedenden ötürü en önemli problemlerinden biridir. Öyle bir problemdir ki bu, devleti, toplumu, bireyi olduùu kadar, aileyi, çocuklar×, gençleri de ilgilendiriyor. Çünkü bak×ma muhtaçl×k sadece bireyi etkilemez. Aksine kolektif bir etkiden söz edebiliriz. Bu kolektifliùin olumsuz yönlerini azaltmak, varsa eùer olumlu etkilerini çoùaltmak düüüncesi, iyi bir ç×k×ü noktas× olarak görünüyor. Bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù×n olumsuz bir üey olduùunu anlamakta zorlanmasak da, herhalde bunun ne gibi olumlu yönleri olabilir diye bir soru akla gelebilir. Bu ise bak×ma muhtaçl×ùa hangi perspektiften bak×ld×ù×yla iliükilidir. Eùer sadece t×bbi bir problem olarak ele al×n×rsa, olumsuz yönleri daha aù×r basacakt×r, ama sosyal bir olgu olarak alg×lan×rsa, bireyin, ailenin, toplumun, bu probleme getireceùi çözümlerden elde edeceùi kazançlar da olacakt×r. Çünkü bedensel fonksiyonlarda meydana gelen hasarlar deùildir insan× öldüren, aksine insan yaüarken sosyal bir ölü haline de gelebilir. As×l problem bu noktada yat×yor ve bu çal×üman×n amac× Türkiye’de say×lar×n×n hiç de az olmad×ù× görülen sosyal ölüleri “canland×racak” bir çözüm önerisi getirmektir. Say×lar×n×n çoùalacaù×na dair güçlü sinyaller ald×ù×m×z bak×ma ve yard×ma muhtaç yaül×lar×n durumu, saùl×k sistemini, bak×m hizmetlerini, aileyi, ekonomik sistemi ve akla gelebilecek diùer sosyal sistemlerin hepsini az ya da çok etkilemektedir. Annesi yatalak olan bir kad×n, iüinden ayr×lmak zorunda kalabilir. Bunun ekonomiye ve aile 9 gelirine etkisi olacakt×r. Fakirleüen aileler çoùald×kça, bundan çocuklar etkilenecektir. Boüanma olaylar×, aile içi üiddet, psikolojik bunal×m geçiren insanlar çoùalacakt×r. Bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù×n içindeki avantajlara gelince, eùer bu problemi çözmede kararl×l×k ortaya ç×karsa, çözüm giriüimlerinin yaratacaù× olumlu sonuçlar olacakt×r. Belirttiùim ve belirtmediùim problemlerin yaratt×ù× ihtiyaçlara uygun çözümler getirerek, olumlu etkileri hissedilecek, toplumun dayan×üma duygular× artacakt×r. Bunun yan× s×ra hizmet sektörüne yapacaù× etkileri düüünelim. Hizmet çeüitliliùi, kalitesi ve kalifiye eleman gibi Türkiye’nin ihtiyac× olan olumlu etkiler yaratacakt×r. Ama bu olumlu etkiler, beklemekle ortaya ç×kmazlar. Bunu yaratacak bir araç laz×m. Bak×ma muhtaçl×k problemine çözüm olabilecek etkiler yarat×lmadan, olumlu geliümelerin meydana gelmesini bekleyemeyiz. Bu arac×n ad× Sosyal Bak×m Sigortas×d×r (SBS). Bununla ilgili bir taslak sunuyorum. Geliütirilmeye aç×k, tart×ü×lmay× bekleyen bu taslak, risk ve kayg×lar× azaltacak niteliktedir. Toplumun, ailenin ve bireyin asgari düzeye inecek kayg×lar× toplumun dinamiklerini pozitif yöne çekecektir. Yeni bir bak×m kültürünün oluümas×na yol açacak ve toplumsal dayan×üma kavram×na yeni boyutlar ekleyecektir. Bu konseptin amac× bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù× ortadan kald×rmak deùildir, aksine birey, aile, toplum ve devlet aç×s×ndan yaratt×ù× olumsuz etkileri, el birliùiyle azaltmak, mümkün olan durumlarda bunlar× tamamen silmektir. Türkiye’nin yeni bak×m kültürünün ad× olabilecek Sosyal Bak×m Sigortas×, bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù×n toplumdan d×ülanmaya yol açan etkilerini yok ederek, 10 toplumsal kalk×nma, istihdam, hizmet kalitesi ve organizasyonu gibi çeüitli katma deùerler getiren, üzerine tart×ümaya deùer bir konsept olarak görünüyor. Birlikte geliütirebilir, riskleri herkes için azaltabiliriz. Doç. Dr. úsmail Tufan 11 Giriü Kat×ks×z, saf gerçeùi hiçbir zaman ortaya koyamay×z. Daima gerçekliùin bir bölümünü s×n×rlayarak, onu analiz edebiliriz. Fakat kat×ks×z, saf bir hata da yoktur. Aüaù×da sunacaù×m bilgiler, bu iki nokta aras×nda yer alan, ilk noktaya daha yak×n olan bulgulardan meydana gelmektedir. Türkiye’de cereyan eden demografik deùiüimlerin yaratt×ù× en önemli sonuçlardan biri bak×ma ve yard×ma muhtaç birey say×s×nda meydana getirdiùi art×üt×r. Bunun temel sebebi, toplumsal yaülanma eùilimidir. Bugün öyle bir dünyada yaü×yoruz ki hiçbirimiz yar×n bizi nas×l bir dünyan×n beklediùini kesin olarak söyleyemez. Geleneklerin ve metafiziùin erozyona uùramas×yla baùlant×l× olan bu durum modern toplumlar×n “risk toplumu” (Beck 1986)1 olarak tan×mlanmas×na yol açm×üt×r. Bu yüzden riskin sosyolojisinden (Luhmann 1991)2 söz edilmektedir. Toplumlar×n yap×s×nda meydana gelen güçlü deùiüimler, üimdiye dek hiç görülmemiü yeni bir toplumun ortaya ç×kmas×na yol açm×üt×r. Bu toplumun eskisinden birçok yönden ayr× özelliklere sahip olduùunu, yaül×lar×n maziye bakarak, eski günleri yâd etmelerinden anlamakla birlikte, o eski günlerin, bugünkü durumlar×n×n sebebi olduùunu unutmalar×na hayret ederiz. Bugünün toplumu beklentileri, problemleri, ihtiyaçlar× baùlam×nda tamamen farkl× niteliklere sahip olduùu için, onun beklentilerinin karü×lanabilmesi ancak yeni giriüimlerle mümkün olabilecektir. Beck, U. 1986. Risikogesellschaft. Auf dem Weg in eine andere Moderne. Suhrkamp: Frankfurt/M. 2 Luhmann, N. 1991. Soziologie des Risikos. De Gruyter: Berlin. 1 12 Bu deùiüimler yaül×lar×n çoùalmas×yla baülad×. Yaüam süresinin uzamas×na sevinen insan, bunun toplumda yaratacaù× problemleri baütan göremedi. Daha önce tarihte rastlanm×ü bir geliüme olduùu için, yaül× toplumla ilgili tecrübelerden yoksundu. Bu yüzden endüstri ülkeleri, toplumsal yaülanmay× uzun süre görmezlikten de gelmiülerdir. Ufak bir uzman grubu, kendi aras×nda yaülanma ve yaül×l×ù× tart×üm×ü, yaratacaù× sonuçlar×n sosyal sistemi ve sosyal bar×ü× tehdit edebileceùini önceden haber vermiülerdi. Ancak bilim adamlar× da dâhil, çok az insan demografik deùiüimlerin bu kadar h×zl× geliüeceùini tahmin edebilmiüti. Avrupa, Kuzey Amerika, Avustralya, Yeni Zelanda, k×smen Asya ülkelerinde yoùunlaüan endüstri, bu ülkelerdeki yaüam standard×n×n h×zla iyileümesini saùlay×nca, uzun ömürlülük olgusu ortaya ç×km×üt×r. T×bbi geliümeler, çal×üma koüullar×ndaki olumla deùiüimler, daha iyi beslenme ve ikamet koüullar×, endüstrileümenin yaratt×ù× olumlu sonuçlard×r, ama demografik etkileri beklenmedik derecede yaül×lar×n lehine geliümiütir. Henüz 20.yüzy×l×n baülar×nda ortalama 40 y×ll×k bir yaüam beklentisine sahip olan insanlar, bugün 80, 90 yaülar×na rahatl×kla eriüebilmektedir. Türkiye 72 milyon insan×yla Avrupa’da bir istisna olarak gösterilebilir. Çünkü nüfus yap×s× itibariye genç bir görünüm sunmaktad×r. Ancak makyaj×n× ne kadar tazelemek istese de, art×k yüzündeki k×r×ü×kl×klar× gidermesi mümkün olmayacakt×r. Türk toplumu, t×pk× diùerleri gibi geri dönüüü olmayan yaülanma sürecinin içinde kendisini bulmuütur. Bu geliümeyi biraz daha detayl×ca incelemekte yarar vard×r. Çünkü toplumsal yaülanman×n yaratacaù× sonuçlar× tahmin edebilmek için, sadece bireyler deùil, toplumlar da kendi bünyesindeki deùiüimleri idrak edebilmelidir. Ancak bu üekilde önceden 13 alacaù× önlemlerle, “bünyedeki” deùiüimlerin olumsuz etkilerini asgari bir zararla atlatabilir. Bak×ma Muhtaçl×k Problemi T.C. Devlet Planlama Teükilat×’n×n saùlad×ù× maddi olanaklarla yedi bölgede 5 y×l sürecek ve yedi ilde 3500 yaül×n×n kat×ld×ù×, Türkiye Birinci Gerontoloji Atlas× araüt×rmas×n×n ilk bulgular× yaül×lar×n çok ciddi problemlere sahip olduklar×n× ortaya koymuütur. Türkiye’nin ilk Gerontoloji Atlas×n× (Tufan 2006c, GeroAtlas©)3 ç×karmak üzere yürüttüùümüz araüt×rmada, bak×ma ve yard×ma muhtaç birçok yaül×yla da karü×laüt×k. Bay K. (72 yaü×nda), eüiyle ufak bir evde yaü×yor. Geçirdiùi felç sonras× gördüùü t×bbi tedaviler sayesinde hareket yeteneùinin bir bölümünü tekrar elde edebilmiü. Ama sol kolu ve bacaù× eski gücüne kavuüamam×ü. Yar× felçli olarak yaüam×n× sürdürüyor. Y×kan×rken, giyinirken, merdivenleri inip ç×karken, sokakta yürürken yard×ma ihtiyac× var. Yaül× eüi ona elinden geldiùince yard×mc× olmaya çal×ü×yor. Ama onun da saùl×k durumu pekiyi deùil. Özel bir bak×c× tutacak ekonomik güce sahip deùiller. Bay K.’n×n ufak bir emekli ayl×ù×yla k×t kanaat geçiniyorlar. Bayan K. hayat×nda hiç çal×ümam×ü. Ev kad×n× olarak geçirdiùi yaüam×nda iki çocuk yetiütirmiü. Biri k×z. Ama evlendikten sonra baüka bir kente taü×nm×ülar. Bu yüzden çocuklar×ndan yard×m bekleyemiyor. Onlar×n da gelir durumu çok iyi olmad×ù× halde, arada s×rada parasal yard×mlarda bulunarak, anne ve babalar×na yard×mc× olmaya çal×ü×yorlar. Akrabalar×ndan yard×m talep etmek istemiyorlar. Bayan K.’n×n deyimiyle “herkesin kendi derdi kendine yetiyor.” Zaman×n×n neredeyse tamam×n× evinde geçirmek zorunda olan Bay K. özel bir bak×c× tutacak durumlar× olsayd× bile, yak×n çevrede bak×m 3 Tufan, ú. 2006c. Türkiye Gerontoloji Atlas× Araüt×rmas×. 14 hizmeti sunan kurum veya kuruluü bulunmad×ù×n× belirtiyor. Kendisini en çok üzen üeyin yar× felçli bir yaül× olarak yaüam×n× sürdürmesinden deùil, daha ziyade eüine yük olmaktan büyük bir üzüntü duyduùunu söylüyor. ûöyle olabilirdi: Bay K. henüz hastanede tedavi görürken, hekimlerin tavsiyesine uyarak Bayan K. Sosyal Bak×m Sigortas×na baüvurabilir ve eüinin bak×ma muhtaçl×k derecesinin tespit edilmesini talep edebilirdi. Evinin yak×n×ndaki özel veya resmi bir bak×m kuruluüuyla irtibata geçebilir ve bir kalifiye bak×m personeli, Bay K.’n×n evini tetkik ederek, bak×m hizmetleri için uygunluùunu belirleyebilirdi. Bu inceleme sonunda, evde bak×m×n devam× için Bay K.’n×n bir “bak×m yataù×na” ve bir de “tekerlekli sandalyeye” ihtiyac× olduùunu tespit edebilir ve bunu yaz×l× olarak tasdik edebilirdi. Evinde bak×labilmesi için, günde bir kere olmak üzere profesyonel bir bak×c×n×n Bay K.’y× evinde ziyaret etmesinin yeterli geleceùini tespit edebilir ve bir de uygun bir “bak×m plan×” haz×rlayabilirdi. Her sabah Bay K.’× evinde ziyaret eden profesyonel bak×c×, onu y×kay×p, giydirdikten sonra eüine teslim edebilirdi. Günün geri kalan k×sm×nda Bayan K., eüinin bak×m×n× yapmaya devam edebilirdi. Bu arada tedaviye devam edilebilir, belki Bay K. bir süre sonra bir bak×c×ya gerek kalmadan yaüam×na devam edecek duruma gelirdi. Saùl×k durumu iyi olmayan, yaül×l×ù×n yaratt×ù× fiziksel güç kay×plar×ndan dolay× Bayan K. eüinin bak×m×n× bir bak×c×n×n üstlenmesinden mutlu olur, kendisinin yapamayacaù× aù×r iülerin bu bak×c× taraf×ndan yap×lmas×yla, kendi saùl×ù×n× da daha uzun süre koruyabilirdi. Bayan L. (43 yaü×nda) annesiyle birlikte (82 yaü×nda) bir apartman dairesinde yaü×yor. Ev kendilerinin, bu yüzden kira problemi yok. Babas× trafik kazas×nda öldükten sonra annesiyle birlikte yaüamak üzere eüiyle annesine taü×nan 15 Bayan L., annesinin bak×ma muhtaç hale gelmesiyle birlikte evliliùinin bozulduùunu söylüyor. Bu yüzden üç y×l önce eüinden boüand×ù×n× belirtiyor. Çocuùu bulunmayan Bayan L., özel bir üirkette sat×ü eleman× olarak çal×ümaktad×r. Yorucu bir iü gününün ard×ndan, aküamlar× bir de annesinin bak×m×n× yapmaktad×r. Ekonomik durumu bir bak×c× tutmaya yeterli olduùu halde, çünkü kendi maaü×n×n yan× s×ra, annesinin de dulluk ayl×ù× ald×ù×n× belirtmektedir, güvenebileceùi bir bak×c× bulamad×ù×n× belirtiyor. Annesinin birçok iüi tek baü×na yapabildiùini, sadece aù×r iülerde yard×ma ihtiyac× olduùunu belirten Bayan L., annesine bu iülerde yard×mc× olabilecek kalifiye bir bak×c× bulamaman×n s×k×nt×s×n× yaüad×ù×n× vurguluyor. Profesyonel bak×m hizmeti sunan kuruluülar×n eksikliùinden üikayet ederken, annesini hiçbir zaman, bir bak×mevine vermeyi düüünmeyeceùini, tek isteùinin, kendisinin evde olmad×ù× saatlerde, annesine yard×mc× olacak, önüne bir tabak s×cak yemek koyacak ve ilaçlar×n× aksatmadan verecek, güvenilir bir bak×c× bulmak olduùunu söylüyor. Tan×mlar Sosyolog Rene König’in (1973)4 dediùi gibi “sadece terimlerden hareket ederek özel bilgilere ulaü×lmaz, onlar, tam karü×l×ù× olmayan manalar×ndaki belirlenmek istenen sosyal var oluü boyutunun analitik anlat×m×n× temsil ederler.” Yaül×l×ù×n, yaülanman×n, engelliliùin bugüne kadar kesin tan×mlar×n×n ortaya konulmam×ü olmas×, kelimelerdeki manalar×n bolluùuna dayanmaktad×r. Bu yüzden bu çal×ümadaki anlamlar×na aç×kl×k kazand×rmam×z gerekir. König, R. 1973. “Einleitung” Pp. 1 – 20 in Handbuch der empirischen Sozialforschung edited by R. König. Deutscher Taschenbuch Verlag (dtv): Stuttgart. 4 16 “Yaül×” kavram×yla buna baülayal×m. Yaül× denilince akla genellikle kiüinin yaü× gelir. Her ne kadar problemli bir tan×mlama olsa da, yaül×l×k, belli bir yaüa eriümiü bireylerle tan×mlanacakt×r. Yani yaül×l×ù×n “sanki” bir alt s×n×r× varm×ü gibi davranacaù×z ve yaü× 60 ve üzerinde olanlar×, bu çal×ümada yaül× olarak adland×racaù×z. Fakat gerontolojik kaynaklarda yaül×l×ù×n 12 ayr× tan×m× bulunduùunu an×msatmak gerekir (Bango 1994: 109 – 110). Bunlar aras×nda takvimsel yaü, en çok kullan×lan×d×r. Bunun yan× s×ra psikolojik, hukuksal, sosyal ve diùer yaü türleri, yaül×l×ù×n tan×mlan×ü×nda kullan×lmaktad×r. “Engellilik” de tan×mlanmas× zor kavramlardan biridir. Literatürde çeüitli tan×mlar× yap×lan engelliliùin Türkiye’deki tan×m×, bu çal×ümada kullan×lmayacakt×r. Sak×ncal× yönleri bulunan bu tan×m×n, engelliliùi ifade edemediùi görülmektedir. Türkiye Özürlüler Araüt×rmas× (2002) sonuç raporundaki tan×ma göre, engellilik, normal yaüam×n gereklerine uymamakt×r (DúE 2002 Türkiye Özürlüler Araüt×rmas×)5. Engellilik, bu üekilde de tan×mlanabilir, ama birçok yönden hem tan×mlayan, hem tan×mlanan aç×s×ndan dezavantajlara sahiptir. Öncelikle normal yaüam nedir ve kim taraf×ndan tan×mlan×r sorusunun cevab×n× vermek gerekir. Bu cevap verildikten sonra hangi k×staslardan hareket ederek, bir insan× normal yaüam×n gereklerini yerine getiren, diùerini getiremeyen üeklinde s×n×fland×r×lacaù×n× ortaya koymak ve bunun doùru bir s×n×fland×rma olduùunu da kan×tlamak gerekir. Belki klasik bir örnek olacak ama dünyaca ünlü úngiliz fizikçisi Hawkins, bir engelli midir, yoksa normal yaüam×n gereklerini yerine getiren biri midir? Bedensel T. C. Baübakanl×k Devlet ústatistik Enstitüsü. 2002. Türkiye Özürlüler Araüt×rmas×. Yay×n Numaras× 2913. DúE Matbaas×: Ankara. 5 17 fonksiyonlar×ndan hareket edersek, normal denilen ve ne olduùu belli olmayan yaüam×n gereklerini yerine getiremeyeceùinden hareket etmek gerekecektir. Ama engelliliùi bu üekilde tan×mlamak, insan× s×n×rland×rmak ve t×bbi bir kategoriye indirgemektir. O halde daha engelliliùi daha iyi ifade edebilen bir tan×ma ihtiyac×m×z vard×r. Engelliliùi, bedensel fonksiyonlardaki hasarlar×n yaratt×ù× sosyal dezavantajlar (Heiden 1996)6 olarak tan×mlarsak, Dünya Saùl×k Organizasyonu’nun tan×m×na bir hayli yaklaüm×ü oluruz. Dünya Saùl×k Organizasyonu üç kademeli engellilik tan×m×ndan hareket eder. Bu tan×m hasar (impairment), fonksiyonel k×s×tlanma (diability) ve sosyal dezavantaj (handicap) aras×nda ay×r×m yapar (Tews 2001: 16). Organizmada, doùuütan veya sonradan ortaya ç×kan bir hasar, bu tan×ma göre engellilik deùildir. Organizman×n fonksiyonlar×nda k×s×tlama meydana getiren hasar×n sosyal dezavantajlar yaratmas×n×, engellilik olarak görür. Normal yaüam×n herkes için mümkün olabileceùi görüüünü benimser. Eùer bu gerçekleümiyorsa, bunun nedenini organizmadaki hasara dayand×rmaz, aksine fizyolojik fonksiyonlar×nda k×s×tl×l×k bulunan insanlara uygun olan koüullar×n noksanl×ù×n× “engellilik” olarak kabul eder. Böylece sosyal çevre taraf×ndan engellenmek, engellilik anlam×na gelmektedir ki Türkiye’deki tan×mda bu eksiktir. Tamamen farkl× bir perspektif sunan WHO’nun tan×m×, art×k “suçu” organizmas×ndaki hasarda deùil, bu hasar× dikkate almayanlarda arar. Yard×ma ve bak×ma muhtaçl×k aras×nda da ay×r×m yapmak gerekir. Günlük yaüamda düzenli olarak yerine getirilmesi Heiden, H.-G. 1996. “Niemand darf wegen seiner Behinderung benachteiligt werden” - Grundrecht und Alltag: eine Bestandsaufnahme, Reinbek bei Hamburg. 6 18 gereken iülerin üstesinden gelinememesi durumunda ortaya ç×kan yard×ma muhtaçl×k, bak×ma muhtaçl×k deùildir. Örneùin merdivenleri tek baü×na inip ç×kamayan bir yaül×ya “yard×m” edilir, ama bu bak×m deùildir. Bedensel fonksiyonlar×nda meydana gelen hasar nedeniyle yard×ma ihtiyaç duyan bu yaül×ya yard×mc× olunmazsa, sokaùa ç×kamaz. úüte o zaman toplumdan soyutlanma süreçleri baülam×ü olur. Bedensel fonksiyonlar×ndaki hasar nedeniyle sosyal dezavantajlara maruz kalmaya baülar ve engelli haline gelir. Bak×ma muhtaçl×k, bedensel fonksiyonlardaki hasar×n derecesi yükseldikçe ortaya ç×kan, yard×m×n yan× s×ra, bak×m×n gerekli olduùu durumlarla baùlant×l×d×r. Merdivenleri tek baü×na inip ç×kamayan yaül×, örneùin yatalak duruma gelir ve idrar kesesi üzerindeki kontrolünü kaybederse, günde birkaç defa y×kanmas×, yataù×n×n deùiütirilmesi, vücudunda yaralar oluümamas× için özel önlemlerin al×nmas× gerekecektir. Bu giriüimleri art×k yard×m olarak deùil, daha ziyade bak×m kavram×yla tan×mlamak gerekir. Bu analizler üunu ortaya ç×karm×üt×r: Yard×ma ve bak×ma muhtaçl×k, engelliliùin ortaya ç×kmas×na yol açabilir. Eùer bak×ma ve yard×ma muhtaçl×k yaratan fonksiyonel k×s×tlamalar× ortadan kald×ran koüullar yarat×lmazsa, birey, sosyal çevrenin yaratt×ù× bariyerlerden ötürü engelli konumuna gelmektedir. Baüka bir örnekle de bu tan×m×n daha iyi olduùu görülebilir: Örneùin askerlik yaü× gelen bir erkek, hekim kontrolünden geçirilerek, askerliùe uygun veya deùil üeklinde s×n×fland×r×l×r. Bu baùlamda ordunun “normali” tan×mlay×ü×na dayanan k×staslar devreye girmektedir. Bir parmaù× eksik olan erkek, askerliùe uygun olarak kabul edilmeyebilir, ama ondaki bu “farkl×l×k”, onu, günlük 19 yaüam×n gereklerini yerine getiremeyen birey s×n×f×na indirgemez. Organizmada meydana gelen her hasar, kiüiyi bak×ma ve yard×ma muhtaç hale getirmediùi gibi, birçok engellilik türünün d×ütan alg×lanmas× mümkün olmad×ù× halde, bu engelliler bak×ma ve yard×ma muhtaç olabilirler. Örneùin spastik engellilik d×ütan alg×lanabilen engellilik türlerinden biridir, buna karü×n saù×rl×k, ilk etapta d×ütan alg×lanan bir engellilik olmad×ù× halde, iüitme engelinden dolay× birey çok çeüitli sosyal dezavantajlara maruz kalabilir. Örneùin trafiùe ç×kabilmesi için kendisine “kulak olan” bir refakatçinin yard×m×na ihtiyaç duyabilir. Engellilerin sosyal yaüama kat×lmas×n× engelleyen, onlar× soyutlayan toplum (Neubert/Cloerkes 1994; Thimm 19947) taraf×ndan engelliliùin tan×mlan×ü×, engellilere sunulan hizmet ve yard×mlar×n türünü, kapsam×n× ve tarzlar×n× belirlemektedir. Bak×ma ve yard×ma muhtaç bir kimseyi, hangi kriterlerden hareket ederek, bu s×fat× ona verdiùimizi kesin olarak ortaya koymad×kça, kimin, ne kadar ve hangi bak×m ve yard×m türlerine ihtiyaç duyduùunu belirleyemeyiz. Terimlerimizin sosyal içeriklerini mümkün olduùunca iyi tan×mlamal× ve kulland×ù×m×z kavramlar×n, sosyal yönden var olmak ve olmamak aras×ndaki s×n×r× çizebileceùini göz önünde bulundurmal×y×z. Buraya kadar yapt×ù×m×z analizler, engelliliùin bir hastal×k olarak kabul edilemeyeceùini de ortaya koymaktad×r. Ancak hastal×ù×ndan dolay× sosyal dezavantajlara maruz kal×yorsa, bu insan× engelli olarak tan×mlamak gerekir. Örneùin AIDS, sadece t×bbi bir problem deùildir, ayn× zamanda HI-Virüsü taü×y×c×s× veya Thimm, W. 1994. Leben in Nachbarschaft. Hilfen für Menschen mit Behinderungen. Herder: Freiburg, Basel, Wien. 7 20 AIDS hastas× olmak, birçok yönden sosyal dezavantajlarla maruz kalmakt×r (bkz. Rhotensee1999)8. Dolay×s×yla HIV taü×y×c×lar× ve AIDS hastalar× birer engellidir, ama engelli olduklar×n× d×ütan alg×lama olanaù× yoktur. Engellilik ve hastal×k, ayn× üeyler olmad×klar× halde, hastalar, engellilik araüt×rmalar×n×n kapsam×na al×nmaktad×rlar (Bkz. Türkiye Özürlüler Araüt×rmas× 2002). Bir insan×n hasta olup olmad×ù×na hekim karar verir. Böylece hastal×k kurumsal bir ürün haline gelmektedir (Freidson 19709, Zola 197210). Engellilik sosyal bir olgudur. K×smen alg×lamalara dayanan tutumlarla, k×smen önyarg×larla baùlant×l×d×r. Bu önyarg×lar sadece toplumda deùil, ayn× zamanda kurum ve kuruluülarda ç.al×üan uzmanlarda da vard×r. Bu yüzden engellilerdeki farkl×ù× yerine engelsizlerle ortak noktalar× dikkate alan (MilesPaul/Frehse 1994) yeteneùi geliütirmemiz gerekir. Yaül×l×k, engellilik veya hastal×k olmad×ù× halde, “alg×lanan engellilik” ile baùlant×s× vard×r. Özellikle yaül×l×ù×n d×ütan alg×lanan izleri ortaya ç×kt×kça, tutum ve davran×ülar×n deùiütiùi görülmektedir. Eùer yaül×, ayn× zamanda d×ütan alg×lanan bir engelliliùe sahipse, sosyal çevresi ona normal yaüam×n gereklerine uymayan damgas×n× vurabilir. Bu yüzden engelli, hasta, saùl×kl× ve yaül× kavramlar× aras×ndaki, birçoùu basmakal×p düüüncelere dayanan tutum ve davran×ülara f×rsat tan×mayan bir engellilik tan×m×ndan hareket edilmesi gerekir. Rhotensee, M. 1999. Die soziale Konstruktion von AIDS zwischen Exotik und Integrität. Eine Untersuchung zu Aufklärungsmaterialien in Westeuropa und Südostasien. Lang Verlag: Frankfurt/Main, Belin, Bern, Bruxelles, New York, Wien. 9 Freidson, E. 1970. Porofession of Medicine. A Study of the Sociology of Applied Knowledge. Dodd Mead: New York. 10 Zola, I. 1972. “Medicine as an Institution of Social Control” Pp. 487 – 503 in Sociological Review 20. 8 21 Engelliliùin, yaüa ve cinsiyete göre yaratt×ù× sonuçlar, birbirinden tamamen farkl× olabilirler. Kad×n engellilerin birçok yönden daha fazla sosyal dezavantajlara maruz kald×klar×, hem ulusal hem de uluslar aras× bulgularla kan×tlanabilir. Ayr×ca bireyin yaü×, farkl× problemlerle baùlant×l×d×r. Bu yüzden Tews (2001: 12) engellileri genç, daha yaül× ve yaül× üeklinde ay×rarak, problemlerini tespit etmeyi önermektedir. Organizmadaki hasarlardan dolayÕ sosyal dezavantajlara maruz kalmaktÕr. Engellilik BakÕma ve YardÕma muhtaçlÕk YardÕma muhtaçlÕk BakÕma muhtaçlÕk ûekil 1: Engellilik Bu analizler üunu ortaya ç×karm×üt×r: Yard×ma ve bak×ma muhtaçl×k, engelliliùin ortaya ç×kmas×na yol açabilir. Eùer bak×ma ve yard×ma muhtaçl×k yaratan fonksiyonel k×s×tlamalar× ortadan kald×ran koüullar yarat×lmazsa, 22 birey, sosyal çevrenin yaratt×ù× bariyerlerden ötürü engelli konumuna gelmektedir. Baüka bir örnekle de bu tan×m×n daha iyi olduùu görülebilir: Örneùin askerlik yaü× gelen bir erkek, hekim kontrolünden geçirilerek, askerliùe uygun veya deùil üeklinde s×n×fland×r×l×r. Bu baùlamda ordunun “normali” tan×mlay×ü×na dayanan k×staslar devreye girmektedir. Bir parmaù× eksik olan erkek, askerliùe uygun olarak kabul edilmeyebilir, ama ondaki bu “farkl×l×k”, onu, günlük yaüam×n gereklerini yerine getiremeyen birey s×n×f×na indirgemez. Organizmada meydana gelen her hasar, kiüiyi bak×ma ve yard×ma muhtaç hale getirmediùi gibi, birçok engellilik türünün d×ütan alg×lanmas× mümkün olmad×ù× halde, bu engelliler bak×ma ve yard×ma muhtaç olabilirler. Örneùin spastik engellilik d×ütan alg×lanabilen engellilik türlerinden biridir, buna karü×n saù×rl×k, ilk etapta d×ütan alg×lanan bir engellilik olmad×ù× halde, iüitme engelinden dolay× birey çok çeüitli sosyal dezavantajlara maruz kalabilir. Örneùin trafiùe ç×kabilmesi için kendisine “kulak olan” bir refakatçinin yard×m×na ihtiyaç duyabilir. Engellilerin sosyal yaüama kat×lmas×n× engelleyen, onlar× soyutlayan toplum (Neubert/Cloerkes 1994; Thimm 199411) taraf×ndan engelliliùin tan×mlan×ü×, engellilere sunulan hizmet ve yard×mlar×n türünü, kapsam×n× ve tarzlar×n× belirlemektedir. Bak×ma ve yard×ma muhtaç bir kimseyi, hangi kriterlerden hareket ederek, bu s×fat× ona verdiùimizi kesin olarak ortaya koymad×kça, kimin, ne kadar ve hangi bak×m ve yard×m türlerine ihtiyaç duyduùunu belirleyemeyiz. Terimlerimizin sosyal içeriklerini mümkün olduùunca iyi tan×mlamal× ve 11 Thimm, W. 1994. Leben in Nachbarschaft. Hilfen für Menschen mit Behinderungen. Herder: Freiburg, Basel, Wien. 23 kulland×ù×m×z kavramlar×n, sosyal yönden var olmak ve olmamak aras×ndaki s×n×r× çizebileceùini göz önünde bulundurmal×y×z. Buraya kadar yapt×ù×m×z analizler, engelliliùin bir hastal×k olarak kabul edilemeyeceùini de ortaya koymaktad×r. Ancak hastal×ù×ndan dolay× sosyal dezavantajlara maruz kal×yorsa, bu insan× engelli olarak tan×mlamak gerekir. Örneùin AIDS, sadece t×bbi bir problem deùildir, ayn× zamanda HI-Virüsü taü×y×c×s× veya AIDS hastas× olmak, birçok yönden sosyal dezavantajlarla maruz kalmakt×r (bkz. Rhotensee1999)12. Dolay×s×yla HIV taü×y×c×lar× ve AIDS hastalar× birer engellidir, ama engelli olduklar×n× d×ütan alg×lama olanaù× yoktur. Engellilik ve hastal×k, ayn× üeyler olmad×klar× halde, hastalar, engellilik araüt×rmalar×n×n kapsam×na al×nmaktad×rlar (Bkz. Türkiye Özürlüler Araüt×rmas× 2002). Bir insan×n hasta olup olmad×ù×na hekim karar verir. Böylece hastal×k kurumsal bir ürün haline gelmektedir (Freidson 197013, Zola 197214). Engellilik sosyal bir olgudur. K×smen alg×lamalara dayanan tutumlarla, k×smen önyarg×larla baùlant×l×d×r. Bu önyarg×lar sadece toplumda deùil, ayn× zamanda kurum ve kuruluülarda ç.al×üan uzmanlarda da vard×r. Bu yüzden engellilerdeki farkl×ù× yerine engelsizlerle ortak noktalar× dikkate alan (Miles-Paul/Frehse 1994) yeteneùi geliütirmemiz gerekir. Yaül×l×k, engellilik veya hastal×k olmad×ù× halde, “alg×lanan engellilik” ile baùlant×s× vard×r. Özellikle Rhotensee, M. 1999. Die soziale Konstruktion von AIDS zwischen Exotik und Integrität. Eine Untersuchung zu Aufklärungsmaterialien in Westeuropa und Südostasien. Lang Verlag: Frankfurt/Main, Belin, Bern, Bruxelles, New York, Wien. 13 Freidson, E. 1970. Porofession of Medicine. A Study of the Sociology of Applied Knowledge. Dodd Mead: New York. 14 Zola, I. 1972. “Medicine as an Institution of Social Control” Pp. 487 – 503 in Sociological Review 20. 12 24 yaül×l×ù×n d×ütan alg×lanan izleri ortaya ç×kt×kça, tutum ve davran×ülar×n deùiütiùi görülmektedir. Eùer yaül×, ayn× zamanda d×ütan alg×lanan bir engelliliùe sahipse, sosyal çevresi ona normal yaüam×n gereklerine uymayan damgas×n× vurabilir. Bu yüzden engelli, hasta, saùl×kl× ve yaül× kavramlar× aras×ndaki, birçoùu basmakal×p düüüncelere dayanan tutum ve davran×ülara f×rsat tan×mayan bir engellilik tan×m×ndan hareket edilmesi gerekir. Engelliliùin, yaüa ve cinsiyete göre yaratt×ù× sonuçlar, birbirinden tamamen farkl× olabilirler. Kad×n engellilerin birçok yönden daha fazla sosyal dezavantajlara maruz kald×klar×, hem ulusal hem de uluslar aras× bulgularla kan×tlanabilir. Ayr×ca bireyin yaü×, farkl× problemlerle baùlant×l×d×r. Bu yüzden Tews (2001: 12) engellileri genç, daha yaül× ve yaül× üeklinde ay×rarak, problemlerini tespit etmeyi önermektedir. Bak×ma ve Yard×ma Muhtaç Engelli Yaül×lar Henüz 1988 y×l×nda Türkiye’de 1 milyonun üzerinde engelli ve yaü× 60’×n üzerindeki nüfusta bak×ma muhtaç 3 milyondan fazla insan yaüamaktayd× (DúE 198815: Temel Britannica, Cilt 15: 33116). Bugün 60 – 69 yaü grubunun %37’i engellilerden meydana gelmektedir. Bunlar×n %32’i erkek, %42’i kad×nd×r. 70+ kuüaù×nda ise engellilerin oran× %44’e ulaümaktad×r (erkek %39,77; kad×n %47,77). Yaü yükseldikçe kronik hastalar×n say×s×nda belirgin art×ü meydana geldiùi saptanm×üt×r 60 – 69 yaü grubunun %32’i, 70+ kuüaù×n×n %36’× kronik T.C. Baübakanl×k Devlet ústatistik Enstitüsü. 1988. Ankara. Temel Britannica. 1993. “Sosyal Yard×m Hizmetleri” Pp. 328 – 332 in Temel Britannica. Temel Eùitim ve Kültür Ansiklopedisi, Cilt 15, Ana Yay×nc×l×k A.û. ve Encyclopaedia Britannica, Inc.: ústanbul. 15 16 25 hastalardan meydana gelmektedir (Türkiye Özürlüler Araüt×rmas× 2002: 6)17. 2002 y×l× itibariyle Türkiye’de yaü× 60 ve üzerinde farkl× derecelerde engelli 356000 yaül×ya yöneltilen sorulardan biri de günlük aktivitelerindeki baù×ml×l×k durumuyla ilgiydi (Türkiye Özürlüler Araüt×rmas× 2002)18. Bu araüt×rmaya ait verilerin ikincil analizleri (Tufan 2006a)19, bu yaül×lardan %49’nun günlük aktivitelerini kimsenin yard×m×na gerek duymadan tek baü×na yerine getirebildikleri belirlendi. Ancak %23,2’i k×smen baù×ml×, %18,7’si ise tam baù×ml×yd×. %8,8’i hakk×nda ise bununla ilgili bir bilgi elde edilemediùi saptand×. Günlük aktivitelerinde tam baù×ml× yaül× engellilerin %77’nin yaü× 60 – 79 aras×ndad×r. Bu da yaül×l×ù×n erken dönemlerinden itibaren bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù×n ortaya ç×kt×ù×n ortaya koyan bu bulgular×n, yar× baù×ml×lar için de geçerli olduùu, %87’nin 60-79 yaülar× aras×ndakilerden meydana geldiùi belirlendi. Engelli yaül×lar×n %42’nin az veya çok, günlük aktivitelerini yerine getirebilmeleri için yard×ma ve bak×ma veya yard×ma veya bak×ma, ihtiyaç duyduklar× anlaü×ld×. Günlük aktivitelerinde k×smen baù×ml× olanlar×n %50,9’nu ve tam baù×ml×lar×n 54,7’ni kad×nlar meydana getirmektedir. 17 T. C. Baübakanl×k Devlet ústatistik Enstitüsü. 2002. Türkiye Özürlüler Araüt×rmas×. Yay×n Numaras× 2913. DúE Matbaas×: Ankara. Türkiye Özürlüler Araüt×rmas×, Sonuç Raporu, 2002, Ankara. Tufan, ú. 2006a. T. C. Baübakanl×k Devlet ústatistik Enstitüsü. 2002. Türkiye Özürlüler Araüt×rmas× Verilerinin úkincil Analizleri Sonuç Raporu. 18 19 26 Türkiye'de Engellilerin Yaú Gruplar Õna Göre Da÷ÕlÕmÕ 50 40 30 Toplam Erk ek 20 KadÕn 10 0 0- 9 10 - 19 20 - 29 30 - 39 40 - 49 50 - 59 60 - 69 70+ ûekil 2: Engellilerin yaü gruplar×na göre daù×l×m× (Kaynak: Türkiye Özürlüler Araüt×rmas× 2002: 6). Kronik HastalÕ÷a Sahip Olan Nüfus 50 40 30 Toplam Erkek 20 KadÕn 10 0 0- 9 10 - 19 20 - 29 30 - 39 40 - 49 50 - 59 60 - 69 70+ ûekil 3: Süreùen hastal×ùa sahip olan nüfusun yaü gruplar×na göre daù×l×m× (Kaynak: Türkiye Özürlüler Araüt×rmas× 2002: 6). Yaü× 80’nin üzerindeki, günlük aktivitelerinde yar× baù×ml×lar×n %52’ni kad×nlar meydana getirmektedir ve yar× baù×ml×lar×n %45’nin eüi hayatta deùildir. Yaü× 80’nin üzerindeki tam baù×ml× engelli yaül×lar×n %55,5’i kad×nd×r ve bu yaü grubundaki tam baù×ml× yaül×lar×n %61’ini dullar meydana getirmektedir. 27 Günlük aktivitelerinde tam baù×ml× yaül× engellilerin %77’nin yaü× 60 – 79 aras×ndad×r. Bu da yaül×l×ù×n erken dönemlerinden itibaren bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù×n ortaya ç×kt×ù×n ortaya koyan bu bulgular×n, yar× baù×ml×lar için de geçerli olduùu, %87’nin 60-79 yaülar× aras×ndakilerden meydana geldiùi belirlendi. Günlük Aktiviteler Bilinmeyen 8,8% Tam ba÷ÕmlÕ 18,7% 49,3% Ba÷ÕmsÕz 23,2% YarÕ ba÷ÕmlÕ ûekil 4: Günlük aktivitelerde baù×ml×l×k (Kaynak: DúE 2002/Hesaplama: Tufan 2006). Yaü× 80’nin üzerindeki, günlük aktivitelerinde yar× baù×ml×lar×n %52’ni kad×nlar meydana getirmektedir ve yar× baù×ml×lar×n %45’nin eüi hayatta deùildir. Yaü× 80’nin üzerindeki tam baù×ml× engelli yaül×lar×n %55,5’i kad×nd×r ve bu yaü grubundaki tam baù×ml× yaül×lar×n %61’ini dullar meydana getirmektedir. Çeüitli perspektiflerden bak×nca yaül×l×kta bak×ma muhtaçl×ù×n boyutlar× belirgin hale gelmektedir. Fakat günlük aktivitelerinde baù×ml×, baù×ms×z, yar× baù×ml× gibi kategorilere ayr×larak, onlar×n hangi yard×m türlerine 28 ihtiyaçlar× bulunduùunu tespit etme olanaù× yoktur. Yaül×lara yönelik evde veya kurumsal bak×m hizmetlerini tasarlayabilmek için ihtiyac×n yüzeysel olarak deùil, aksine detayl×ca belirlenmesi gerekmektedir. Bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù×n yaül×l×kta çok yayg×n olduùunu ortaya koyan bulgular, bu özelliùe sahip olmad×klar× için bugünkü koüullarda yaül×lara uygun bak×m ve yard×m hizmetlerinin plan ve organizasyonunda güçlükler yaüanabilir. Türkiye’de bak×m hizmeti sunan kurum ve kuruluülar×n say×s× da fazla deùildir. Bunlar×n kesin say×lar× ve sunduklar× hizmet türleri, fiyatlar×, çal×üt×rd×klar× elemanlar×n kalifiyeliùi gibi konular hakk×nda hiçbir bilgiye sahip deùiliz. Hangi bölgelerde, öncelikle kimlere hizmet verdiklerini de bilmiyoruz. Günlük Aktivitelerinde Tam Ba÷ÕmlÕ YaúlÕ Engelliler Günlük Aktitelrinde YarÕ Ba÷ÕmlÕ Engelli YaúlÕlar 65-69 70-74 22 75-79 18 12 80-84 7 85-89 19 75-79 16 80-84 22 65-69 24 70-74 19 60-64 26 60-64 85-89 3 6 90+ 90+ 0 10 20 5 0 30 10 20 30 % % ûekil 5: Yar× ve tam baù×ml× engellilerin yaü gruplar×na göre daù×l×m× (Kaynak: DúE 2002/Hesaplama: Tufan 2006). Bak×ma ve yard×ma muhtaç yaül×lar×n neredeyse tamam×na aileleri evde bakmaktad×r. Yaül×lar ya kendi evinde ya da çocuklar×n×n evinde bak×lmaktad×r. Devreye girecek bir sosyal bak×m sigortas×n×n, ayn× zamanda aileye 29 de yard×m etmek anlaü×lmaktad×r. anlam×na geldiùi, kendiliùinden Bak×m olanaklar×nda çeüitli sebeplerden dolay× k×s×tlanma varsa, bak×m görevini üstlenen aile üyelerine profesyonel yard×m gerekli hale gelebilir. Akrabalar veya tan×d×klar aras×nda profesyonel bir bak×c× yoksa evde bak×m hizmeti sunan kurum veya kuruluülar×n devreye girmesi gerekmektedir. Bak×m sigortas×n×n bulunduùu ülkelerde, bak×m hizmetlerini çeüitli organizasyonlar sunmaktad×r. Vak×flar, dernekler, Kilise ve özel sektör sayesinde kapsaml× bir hizmet aù× oluüturulabilmiütir. Türkiye’de henüz böyle bir hizmet aù× yoktur. Ama K×z×lay, ülke çap×nda en iyi örgütlenebilmiü kurum olarak, evde bak×m ve kurumsal hizmeti alan×nda da Türkiye’ye önemli katk×lar saùlayabilecek güçlü bir organizasyondur. Bu alanda öncü rolünü üstlenerek, diùer kurum ve kuruluülara örnek olabilir. Sadece bak×m hizmetleri sunmada deùil, ayn× zamanda bak×m ve hizmet alan×nda kalifiye personel yetiütirme konusunda da, K×z×lay’×n yapabileceùi birçok giriüimin bulunduùunu düüünmekteyim. Türkiye’de bak×ma muhtaç yaül×lar×n neredeyse hepsi k×z× ve gelini taraf×ndan bak×lmaktad×r. Ender durumlarda erkeklerin de bak×m görevini üstlendikleri görülmektedir. Türkiye Gerontoloji Atlas× Araüt×rmas× kapsam×nda ziyaret ettiùimiz yaül×lardan hareket ederek ileri sürdüùüm bu düüünce, baüka ülkelerde yap×lan araüt×rmalarla da uyumludur (Yaül×lara ilk etapta kad×nlar×n bakt×ù×n× gösteren birkaç kaynak verilecek). Bak×m görevini üstlenen bu kad×nlar×n sosyal, ekonomik ve psikolojik birçok problemle karü×laüt×ù×n× ortaya koyan bulgular (bak×c× kad×nlar×n problemlerini gösteren 30 kaynaklar), bak×ma muhtaçl×ù×n, ayn× zamanda “saùlamlar×” da hasta yapan etkilerine dikkat edilmesi gerektiùini göstermektedir. Hizmetlerden Yararlanmada Kayda Deùer Bir ûey Yok! Engelli yaül×lar×n zorluklar×n× yararland×klar× hizmetlere bak×nca da anl×yoruz. En büyük grubu “saùl×k hizmetlerinden” yararlananlar meydana getiriyor. Engelli yaül×lar×n %56’s× bu hizmetlerden faydaland×ù×n× belirtiyor. Bardaü×n dolu k×sm×ndan çok, boü k×sm×yla ilgilendiùimiz için neredeyse 2 engelli yaül×dan 1’nin saùl×k hizmetlerinden yararlanamad×ù×n× söylemek daha doùru bir yaklaü×m olacakt×r. Ancak geriye kalan hizmetlerden yararlanabilenlerin say×s× o kadar düüük ki asl×nda üzerine konuümaya dahi deùmezdi, eùer özellikle belirtilmesi gereken husus bu olmasayd×! Çünkü vak×f, dernek, federasyon veya konfedersayon gibi çeüitli sivil toplum örgütlerinin hiçbir üekilde yaül× engellilere hizmet ulaüt×ramad×klar× ortaya ç×km×üt×r. Yaül× engellilerin sadece 1000’de 3’ü bu kuruluülar×n sunduùu hizmetlerden faydalanmaktad×r. Yerel yönetimlerde de durum daha iyi deùildir. Engelli yaül×lar×n sadece 1000’de 8’i belediyeler taraf×ndan sunulan hizmetlerden yararland×ù×n× belirtmektedir. Sosyal yard×m kurumlar×ndan yararlananlar×n say×s× ise 1000’de 1’e gerilemektedir. Kurum ve kuruluülar×n, engelli yaül×lara hizmet sunabilmek için aralar×nda çetin bir rekabete giriütiklerini gerçekten söyleyemeyiz. Daha ziyade pasif bir ilgisizliùin varl×ù×na iüaret eden bulgulara ulaüm×ü bulunuyoruz. Bu yüzden her y×l kutlanan “Yaül×lara Sayg× Haftas×” ad× 31 alt×ndaki organizasyonun ne anlama ve kime faydal× olduùunu anlamakta da zorlanmaktay×z. Sadece engelli yaül×lar deùil, onlar×n aile fertleri de kurum ve kuruluülar×n hizmetlerinden yararlanam×yor (ortalama %1 – 2). Bu konuda adeta bir çölü an×msatan durumlara rastlan×lm×üt×r. Verimsiz topraklara ekilen tohumlar×n yeüermeyiüi deùil, aksine bu topraklara neden tohum serpiütirildiùine anlam veremiyoruz. Soru, neden bunlardan yararlan×lamad×ù×nda düùümleniyor. Öncelikle ekonomik durum ve bu hizmetleri veren kurum ve kuruluülar×n yak×n çevrede bulunmay×ü× gerekçe olarak gösterilmektedir. Ancak cevaplardan hareket edilerek, ihtiyaçlar× belirlemek burada da mümkün olmuyor. Hizmetlerden faydalanmama sebebi olarak baüta ekonomik durumun yetersizliùi gösteriliyor (%60). Ancak amme hizmeti veren kurum ve kuruluülara ödeme yap×lmad×ù×na göre hangi hizmetleri kastettikleri de anlaü×lam×yor. Büyük ihtimalle saùl×k hizmetlerinden bahsediyorlar. “Özrüne yönelik hizmetler” iadesinden, hangi hizmetlerin kastedildiùi anlaü×lamad×ù× gibi, bu soruya cevap verenler de herhalde ayn× duyguyu yaüam×ü olmal×lar. Örneùin saùl×k hizmeti denilince, bandajlar×n deùiütirilmesinden doktor ziyaretine, hastanede yatmaktan röntgen çektirmeye kadar o kadar çok hizmet türü akla gelmektedir ki hangi hizmetlerin kastedildiùi bilinmedikçe, engelli yaül×lara yönelik saùl×k hizmetlerini bile tatmin edici biçimde organize etme olanaù×na sahip olunamayacaù× anlaü×l×yor. 32 Hizmetlerden Neden FaydalanmÕyorlar? Ekonomik durum 60,3% 13,0% 10,5% Haberi yok Aile çözüm 16,2% Çevrede yok ûekil 6: Hizmetlerden faydalanmama nedenleri (Kaynak: DúE 2002/Hesaplama: Tufan 2006). %16’s× yak×n çevrede engelliliùine yönelik hizmetlerin bulunmad×ù×n×, %10’nu bu tür hizmetlerden haberi dahi olmad×ù×n× belirtiyor. Asl×nda bu iki grubu birleütirebiliriz, çünkü haberi olsa hizmet yok, hizmet olsa haberi yok. Temelde ayn× sonuç ortaya ç×k×yor ve %20’den fazlas× olmayan ya da olan hizmetlere ulaüam×yor. Geriye aile içinde getirilen çözümler kald×. Bunlar %13 civar×nda. Ama ailenin getirebileceùi çözüm olanaklar×n×n da neler olduklar× bilinmiyor. Bu analizleri sürdürmenin anlam× ve gereùi yok. K×saca üunu söyleyebilirim: Türkiye Özürlüler Araüt×rmas×’n×n ikincil analizleri, yaül× veya genç, bak×ma muhtaç veya deùil, bütün engellilerin, sunulan hizmetlerden 33 yararlanamad×ù×n×, yerel yönetimlerden sivil toplum örgütlerine, úü Bulma Kurumundan meslek eùitimi veren kurum ve kuruluülara ve sosyal yard×m kurumlar×na var×ncaya kadar her alanda dezavantajlarla karü× karü×ya olduklar×n× ortaya ç×karm×üt×r. Ama yaül×l×k ve engellilik bir araya gelince, dezavantajlar katlanarak çoùalmaktad×r. Bak×ma ve Yard×ma Muhtaçl×k Daha úyi Nas×l Tespit Edilebilir? Elimizde karü×laüt×rabileceùimiz bir ölçü olursa, yaül×l×kta bak×ma ve yard×ma muhtaçl×k problemini alg×lamak kolaylaü×r diye düüünüyorum. Türkiye Özürlüler Araüt×rmas×nda (2002) tespit edilen rakamlar×n önemi, baüka ülkelerde tespit edilen durumlarla karü×laüt×r×nca daha iyi anlaü×lacakt×r. Aüaù×da sunacaù×m bilgiler Lenz et. al. (1999: 78)20 taraf×ndan bir araya getirilmiütir ve ilginç yorumlara ulaümam×za yard×mc× olacaklar× gibi, bu problemle ilgili alternatifler aras×ndan seçim yapmay× da kolaylaüt×racaklard×r. Yaül×l×ù×n hastal×ùa ve bak×ma muhtaçl×ùa indirgenmemesi gerektiùi konusunda yayg×n bir görüü birliùine var×ld×. Yaül×l×k, hastal×k ve bak×ma muhtaçl×kla s×n×rland×r×lamaz ve s×n×rland×r×lmamal×d×r, ama hastal×k ve bak×ma muhtaçl×ù×n, yaül×l×ù×n olas× refakatçileri aras×nda yer ald×ù× da unutulmamal×d×r. Araüt×rmalar 40 yaü×ndan itibaren saùl×k problemlerinde belirgin art×ü meydana geldiùini göstermektedir. Hastal×klar ve kaza sonucu yaralanmalar 40 20 Lenz, K., Rudolph, M., Sickendieck, U. 1999. “Alter und Altern aus sozialgerontologischer Sicht” Pp. 7 – 96 in Die alternde Gesellschaft. Problemfelder gesellschaftlichen Umgangs mit Altern und Alter, “Juventa Verlag: Weinheim, München. 34 yaü×ndakilerde %7 iken, 55 yaü×ndakilerde %15’e, 70 yaü×ndakilerde %20’e (Datenreport Alter 1997: 24)21 yükselmektedir. 40 yaü×na kadar cinsiyetler aras×nda bu baùlamda dikkate deùer bir fark görülmezken, 40 – 65 yaülar× aras×ndaki erkeklerde hastal×klardan ve yaralanmalardan üikayet edenler çoùalmaktad×r. Buna karü×n 70 yaü×ndan sonra kad×nlarda bunlar fazlalaümaktad×r. Türkiye’de yaü× 40 ve daha büyük olan bireylerin say×s× 18,8 milyondur (DúE 2002/Hesaplama: Tufan 2006). Bunlar×n %22’nin yaü× 60 ve üzerindedir. Geriye kalan %78’lik kesim, 20 y×l sonra 60 – 79 yaü grubunda yer alacakt×r. Yaülanmakta olan bu insan kitlesinin hepsi, bak×ma ve yard×ma muhtaçlardan meydana gelmeyecektir. Fakat önemli bir bölümü, günlük yaüam×n üstesinden gelebilmede, çeüitli yard×mlara ve hizmet türlerine ihtiyaç duyacakt×r. Yaü ilerledikçe hastal×klar×n süresi ve kazalarda yaralanmalar×n oran× yükselmektedir. 15 – 40 yaülar× aras×ndaki bireylerde rastlanan hastal×klar genellikle k×sa süreli olmaktad×r. Sadece 8 kiüiden 1’inde bir y×l× aüabilmektedir. Yaül×larda durum tamamen farkl×d×r. Yaü× 65’in üzerindekilerde ortaya ç×kan saùl×k problemlerinin neredeyse üçte ikisi, bir y×l×n üzerinde devam etmektedir. 21 Datenreport Alter 1997. Individuelle und sozioökonomische Rahmenbedingungen heutigen und zukünftigen Alters. Schriftenreihe des Bundesministerium für Familie, Senioren, Frauen und Jugend, Bd. 137, Stuttgart. 35 100 92,4 95,6 97,1 98,1 86,6 N= 18,8 milyon 78,2 80 68,2 56,6 60 41,5 40 22,3 20 0 40 -44 45 -49 50 -54 55 -59 60 -64 65 -69 70 -74 75 -79 80 -84 ûekil 7: Yaü× 40’×n üzerindeki nüfusun yaü gruplar×na göre daù×l×m× (Kaynak: DúE 2002/Hesaplama: Tufan 2006). Yaü× 70 ve üzerindekilerin neredeyse hepsinde en az×ndan bir hastal×k tespit edilmiütir. %30’nda beü veya daha fazla hastal×k vard×r. Birden fazla hastal×ùa sahip olmak (multimorbidite), yaül×l×kta yayg×n ve tipik bir fenomendir (Steinahgen – Thissen et. al. 1994)22. Yaül×l×ù×n tipik özelliklerinden biri de kronik hastal×klara sahip olmakt×r. Yaü× 70 ve üzerindekilerin %92’si en az bir ilaç, neredeyse 4 kiüiden 1’i beü veya daha fazla ilaç kullanmaktad×r. %28’nin ise uygun olmayan ilaçlar kulland×ù×, %24’nde tedavi görmemiü aù×r dereceye varan bedensel hastal×klar×n bulunduùu belirtilmektedir. Steinahgen – Thissen, E. et. al. 1994. “Innere Medizin und Geriatrie” Pp. 124 – 150 in Alter und Altern. Ein interdisziplinärer Studientext zur Gerontologie edited by P.B. Baltes, J. Mittelstraß, U.M. Staudinger, Berlin. 22 36 70 yaü×n üzerindekilerin “sadece” 1/3’ünde yaüam tehlikesi ihtiva eden hastal×klara rastlanm×üt×r (örneùin koroner kalp hastal×klar×). Yaü× 85 ve üzerindekilerin bile çoùu aù×r hastal×klara sahip deùillerdir. Psikiyatrik hastal×klara sahip gruplar aç×s×ndan da bu geçerlidir. Bunlar aras×nda yaü× 70’in üzerindekilerin %14’ü demans hastas×d×r. %9’da depresyon ve %4’de korku hastal×klar× vard×r. Genel olarak 70 – 74 yaü grubunda demans hastal×klar×na rastlanmamaktad×r. Buna karü×n 95+ kuüaù×nda demans hastalar×n×n oran× %60’a ulaüt×ù× tahmin edilmektedir. Bu bilgiler, bak×ü aç×s×na göre farkl× yorumlanabilirler. Bilgileri aktaranlara göre bunlar, yaül×l×ù× hastal×kla ve bak×ma muhtaçl×kla bir tutmamak için gerekçe gösterilmektedir. “95 yaü ve üzerinde bile çoùu demanstan muaf bir yaüam sürdürmektedir” (ebd. S.80) cümlesinden ancak bu sonucu ç×karabiliriz. Bu rakamlar× baüka türlü de yorumlayabiliriz. Her ne kadar yaül×l×k, hastal×k deùilse de, yaül×lar×n çoùu ilaç kullanmaktad×r, önemli bir bölümü aù×r ve orta dereceli kronik hastal×klara sahiptir ve yaü yükseldikçe demans hastalar× h×zla çoùalmaktad×r. Dolay×s×yla önemli bir bölümü, bak×ma ve yard×ma muhtaç hale gelmektedir. Hastal×k, kronik hastal×k ve birden fazla hastal×ùa sahip olmak, hiçbiri bak×ma ve yard×ma muhtaçl×k anlam×na gelmemektedir. Kronik hastal×klar fonksiyonlarda k×s×tlama meydana getirebilse de, kronik hastal×klara sahip yaül×lar×n çoùu, baükas×n×n yard×m×na ve bak×m×na gerek kalmadan yaüam×n× tek baü×na sürdürmektedir (Mayer et. al. 1994)23. 23 Mayer et., K.U. al. 1994. “”Gesellschaft, Politik und Altern” Pp. 721 – 758 in Alter und Altern. Ein interdisziplinärer Studientext zur Gerontologie edited by P.B. Baltes, J. Mittelstraß, U.M. Staudinger, Berlin. 37 Berlin’de yap×lan bir araüt×rmadan elde edilen bu bulgulardan hareket ederek, evde bak×ma ve yard×ma muhtaç yaül×lar×n say×s× Almanya’da 1,123 milyon kiüi olarak hesaplanm×üt×r (Lenz et. al. 1994: 80) ve nüfusun %1,4’üne denk gelmektedirler. Bu yaül×lardan 190000’ni tam baù×ml×d×r, %97’i yataùa yat×p kalkarken birinin yard×m×na ihtiyaç duymaktad×r, %94’ü tuvalet ihtiyac×n× tek baü×na gideremeyecek durumdad×r. 458000 yaül×n×n her gün ve 465000’nin haftada en az birkaç defa profesyonel yard×ma ihtiyac× vard×r. Bunlara kurumsal bak×m alt×ndaki 450000 kiüi eklenince, tam baù×ml× ve bu yüzden “sürekli bak×m” alt×nda tutulan yaül×lar×n say×s× 1,6 milyona yükselmektedir. Bak×ma ve yard×ma muhtaç yaül×lara ek olarak, sadece yard×ma ihtiyaç duyan ve kendi evinde yaüayan 2,1 milyon yaül×y× da hesaba kat×nca, nüfusun %2,7’ne denk gelen bak×ma ve yard×ma muhtaç yaül×lardan söz edilmektedir. Kapsaml× bir araüt×rmadan al×nan bu ufak kesit bile bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù×n tespitinde, genel kavramlardan hareket edilemeyeceùini ortaya koymaktad×r. Daha ziyade problemi tam olarak ifade etmek ve denklere bunlar× sormak gerekiyor (Örn. tuvalet ihtiyac×, yataùa yat×p kalkmak, giyinmek ve soyunmak, merdivenleri inip ç×kmak, sokakta yürümek vs.). Amaç ne kadar insan×n bak×ma ve yard×ma ihtiyac× olduùunu tespit etmenin yan× s×ra, hangi yard×m ve bak×m türlerine ihtiyaç duyduklar×n×n da belirlenebilmesidir. Çünkü hedef bu insanlara yard×mc× olabilecek hizmetleri tasarlamak ve çeüitliliùi çoùaltmakt×r. Gerontoloji Atlas× úlk Bulgular Türk yaül×s×n×n en büyük korkusu baù×ml× hale gelmek, en düüündürücü isteùi ise bu duruma düümektense ölmeyi tercih etmesidir. 38 Ekonomik zorluklar çoùald×kça, bak×ma muhtaçl×k korkusunda art×ü meydana gelmektedir. ûu ana kadar yap×lan analizlerden elde edilen sonuçlardan en önemlileri aüaù×da verilerek, Türk yaül×s×n×n güncel durumuna biraz olsun ×ü×k tutulmaya çal×ü×lacakt×r. Bak×ma muhtaçl×k yaül×lar×n en önemli problemlerinden birini meydana getirmektedir. Bedensel engellilik, en yayg×n engellilik türüdür. Yaü× 60’×n üzerindeki her 4 yaül×dan 1’nin farkl× derecelerde bedensel engelliliùi vard×r. Yaüland×kça engellilerin say×s× artmaktad×r, ama 90 yaü×n üzerindekilerde %4 seviyesine gerilemektedir. Sosyal Güvenli÷i Olmayan YaúlÕ lar ve E÷itim Durumu 90 78 80 68 70 % 60 49 50 32 40 30 19 20 10 2 0 okuryazar de÷il diplomasÕz ilkokul ortaokul lise üniversite okuryazar Kaynak GeroAtlas© AraútÕrmasÕ 2006 ûekil 8: Sosyal güvenlik durumu ve eùitim durumu (Tufan 2006, GeroAtlas). Fakirlik, yaül×lar×n en büyük sorunlar× aras×nda yer almaktad×r. Ortalama ayl×k geliri 100 YTL olan yaül×lar×n oran× %73’e ulaümaktad×r. En zor durumdaki yaül×lar, dul kad×nlard×r. Genellikle yaü× 75’ten büyük olan bu kad×nlar×n çoùu yaln×z yaüamaktad×r. Bunlar×n %8’i bak×ma muhtaçt×r, %67’nin hiçbir geliri yoktur. Çocuklar×, 39 akrabalar× veya komüular× taraf×ndan bak×lmakta ve desteklenmektedirler. Yaüam koüullar×yla eùitim düzeyleri aras×nda s×k× baùlant×lar vard×r. %39’u okuma yazma bilmemektedir, %47’i ilkokul mezunudur. %10’nu herhangi bir okuldan mezun olmam×ü, ama okuma yazma bilenlerdir. Okuma yazma bilmeyenlerin %65’ni kad×nlar meydana getirmektedir. Sosyal Güvenli÷i Olmayan YaúlÕ lar ve YaúadÕ klarÕ Kentler 64 70 57 60 50 38 34 % 40 30 26 27 østanbul Trabzon 21 20 10 0 Ankara øzmir Antalya Van DiyarbakÕr Kaynak GeroAtlas© AraútÕrmasÕ 2006 ûekil 9: Sosyal güvenlik durumu ve yaüad×ù× kent (Tufan 2006, GeroAtlas). . Yaül×lar×n %38’i geleceùe umutsuzlukla bakmaktad×r ve en çok yaln×zl×ktan üikayet etmektedirler. Bunlar×n %55’i sosyal çevreden tamamen soyutlanm×ü bir yaüam sürdürmektedir ve %42’i bir an önce ölmek istediùini söylemektedir. Yaüam×ndan hiç memnun olmad×ù×n× söyleyenlerin say×s× yaü ilerledikçe artmaktad×r. Beü y×l öncesine göre kendisini daha mutsuz hissedenlerin oran× %65’tir. Beü y×l öncesiyle karü×laüt×rd×ù×nda saùl×ù×n×n bozulduùuna inananlar×n oran× ise %72’dir. 40 Gelir Durumu 80 73 70 60 % 50 40 30 24 20 10 3 0 Fakir Orta øyi Kaynak GeroAtlas© AraútÕrmasÕ 2006 ûekil 10: Gelir durumu (Tufan 2006, GeroAtlas). Yaül×lar×n problemleriyle ilgilenilmediùi görüüünü %87’i kabul etmektedir. Bak×ma muhtaç hale gelerek çocuklar×na yük olma korkusu çok yayg×nd×r, ölmeyi tercih edeceùini söyleyenlerin oran× %56’d×r. Bak×ma muhtaç yaül×lar×n çoùu evden d×üar× ç×kamamaktad×r. Çoùuna çocuklar× bakmaktad×r ya bir odada tek baü×na yaüamaktad×rlar ya da yüzölçümü küçük olan konutlarda, odan×n bir köüesine konulan bir yatak veya yer yataù×, onlar×n tüm dünyas×n× meydana getirmektedir. Bu yaül×lar×n %88’i ailede sayg×nl×ù×n×n kalmad×ù×na inanmaktad×r. Sorunlar bölgesel nitelikler taü×maktad×r ve belirli bölgelerde baz× sorunlar×n yoùunlaüt×ù× görülmektedir. Doùu bölgelerinde saùl×k, sosyal hizmet ve rehabilitasyon hizmetlerinin azl×ù×ndan üikayet (%92) edenler çoùunluktad×r. Bat× bölgelerindeki yaül×lar, kentin sunduùu olanaklardan yararlanamamay× büyük bir dezavantaj olarak görmektedirler (%77). 41 Ba kÕ So m sy Si al go r ta sÕ z tsu Mu ri ga lilik As ek Em En g elli Fakir Durumlar Çözümler ùi ka ye ka Sos tÕl ya m l a ya ol úa an m ak a la rÕ Fi dü zik ze se l nl çe em v es re i u ts Um tçi uz ûekil 11: Durum ve Çözümler (Tufan 2006, GeroAtlas). Bedensel engelli yaül×lar×n %94’ü fiziksel çevre koüullar×n×n, kendi özelliklerine göre uyarlanmam×ü olmas×n× büyük bir dezavantaj olarak deùerlendirmektedir. Devlet kurumlar×n×n, diùerlerine örnek olmas× gerektiùini ve kamu bina ve taü×tlar×n×n yaül×lara göre düzenlenmelerini istemektedirler. Yaül×lar×n çoùu sosyal güvenlikten yararlanamamaktad×r. Kad×nlar bu aç×dan daha dezavantajl× durumdad×r. Doùu bölgelerinde sosyal güvenliùi bulunmayan yaül×lar×n say×s× daha fazlad×r (Örneùin Ankara’da %21, Diyarbak×r’da %64). Çoùu kötü ikamet koüullar× alt×nda yaüamaktad×r. %27’nin tuvaleti d×üar×da, %32’nin s×cak suyu ve %47’nin banyosu yoktur. Tek baü×na yaüayanlar×n durumlar× hepsinden kötüdür, birçoùu ufak tek odal× evlerde oturmaktad×r. Konutlar×n çoùu sobal×d×r, kent merkezinden uzakt×r, ulaü×m olanaklar× yetersizdir (%78). 42 Be ú y sa ke Õl ö % ÷l nd nc 72 Õk is e sÕ in si z i d ne hi a g ss h ö ed a re iy or re gö uz e ts 65 in u % ces a m r h o ön a iy Õl i d d úy isin sse Be nd hi ke Psikososyal Durum ilg Ya ile úl ni Õla % lm rÕ ed n s 87 i÷ or in un i d la üú rÕ ün yla üy or , lip a, ge s e an al kt r 56 h a o % taç olm diy uh k e m yü ci h a a er m Õn i t kÕ lar ey Ba cuk lm ö ço ûekil 12: Psikososyal durum (Tufan 2006, GeroAtlas) Çoùu fakir ailelerden gelmektedir. %89’u çocukluùunu da fakirlik içinde geçirmiütir. Ufak bir k×sm×n×n (%3) eùitim ve gelir durumu tatmin edici bir düzeydedir. Bunlar×n %82’nin sosyal güvenliùi vard×r. Saùl×k sorunlar× fazla deùildir. Genellikle 60 – 70 yaülar× aras×ndaki bu yaül×lar, y×lda en az bir kere tatil yapt×klar×n× belirtmektedir. Türkiye’nin “genç yaül×lar×n×” oluüturan bu grubun beklentileri ve yaüama bak×ülar× diùer yaül×lardan tamamen farkl×d×r. “Geriye kalan süreyi” dolu dolu yaüamak istediklerini belirtmektedirler. Ama bu yaül×lar×n toplam içindeki oran× %0,2’dir. Dul yaül×lar×n %27’si, vefat etmeden önce engelli hale geldiùi için eüinin bak×m×n× yapm×üt×r. %18’i eüinin beklenmedik k×sa süre içinde vefat ettiùini söylemektedir ve eüi öldükten sonra kendisinin de yaüama isteùinin kaybolduùunu belirtmektedir. 43 Sebepleri Türkiye’de Demografik Yaülanma Önce üunu hemen belirtelim: Bizim problemimiz yaül×lar×n çoùalmas× deùildir. Tam tersine, hedefimiz bugünkünden daha fazla yaül× insan×n yaüad×ù× bir topluma sahip olabilmektir. Bütün uùraülar×m×z, yaüam koüullar×n× daha iyi bir düzeye çekmektir. Bu hedefin doùuracaù× yan etkilere uygun tepkiler verilmeyiüi, as×l sorunumuz budur. Türkiye’de yaül×lar×n çoùald×ù×n× 1960 – 2005 dönemine ait veriler net bir biçimde ortaya koymaktad×r. 1960 y×l×nda yaül×lar×n oran× henüz %3,5 iken, bugün %9’a yükselmiütir. Ayr×ca hemen üunu da ekleyelim: Yaül× kavram×n×n buradaki anlam×, yaü× 60 ve üzerindeki insan demektir. Bu da sanki yaül×l×ù×n belli bir baülang×ç s×n×r× varm×ü gibi bir düüünce yaratabilir. Fakat sükûnetinizi bozmay×n×z. Çünkü böyle bir s×n×r ne bugün vard×r, ne de geçmiüte olmuütur. Bu sadece bir tan×mlama meselesidir. Bugün Gerontoloji kitaplar×n× kar×üt×ranlar k×sa sürede anlayacakt×r ki yaül×l×ù×n birden fazla tan×m× yap×lmaktad×r. Sosyolojik, psikolojik, hukuksal, takvimsel ve diùerleriyle birlikte 12 ayr× yaül×l×k tan×m×ndan hareket edilmektedir (Bango 1994: 109 – 110)24. Burada takvimsel yaü×, yaül×l×ù× tan×mlarken kullan×yor oluüumuz, sadece pratik nedenlerden ileri gelen ve tamamen problemsiz olmayan bir tan×mlama biçimidir. úlk etapta yaül×lar×n çoùalmas×, hedefe doùru yol ald×ù×m×z× gösteren sevindirici bir geliümedir. Anlaü×lan bütün üikâyetlere raùmen Türkiye’de yaüam standard× yükselmektedir. Bu da erken ölümlerin üstesinden k×smen gelinebildiùini müjdelemektedir. K×smen diyorum, çünkü 24 Bango, J. 1994. Soziologie für soziale Berufe. Grundbegriffe und Grundzüge. Enke Verlag: Stuttgart. 44 birçok bulgu, bu baùlamda henüz büyük zorluklarla karü× karü×ya olduùumuzu ortaya koymaktad×r. Özellikle yaüam koüullar×n×n daù×l×m×ndaki heterojenlik, Türk insan×n×n hala endüstri ülkelerinin insanlar×ndan önemli ölçüde daha k×sa bir yaüam beklentisinden hareket etmelerini zorunlu hale getirmektedir. Devlet ústatistik Enstitüsü (DúE) taraf×ndan verilen bilgilere göre erkeler 70, kad×nlar 72 y×ll×k ortalama yaüam süresine sahiptirler (DúE 2005)25. Oysa Türklerin öldüùü yaüta, refah düzeyi yüksek toplumun insanlar×, yaüam×n yeni baülad×ù×n× düüünmekte, önlerindeki geriye kalan uzun süreyi, en iyi üekilde geçirmeyi umut etmektedirler. Her ne kadar kad×n ve erkek için yaüam süresi uzamaya devam etse de, öncelikle kad×nlar×n lehine bir geliüme olduùu dikkat çekmektedir. Bütün toplumlarda, sebebi kesin olarak aç×klanamam×ü olan bir olgu, kad×na daha uzun bir ömür armaùan etmektedir. Örneùin Japon kad×nlar ortalama 95, ABD’li kad×nlar ortalama 101,5 y×l (Schirrmacher 2004)26 yaüamaktad×rlar. Endüstri ülkelerinde daha erken dönemlerde baülayan demografik yaülanman×n, Türkiye’de benzer üekilde cereyan ettiùini görmek ve gelecekle ilgili, tahmin yürütmek için Almanya ve Türkiye’deki geliümeleri karü×laüt×rmaya çal×üal×m. Almanya, Türkiye’nin yak×n gelecekte eriüeceùi toplumsal yaülanma düzeyine, henüz 1960’l× y×llarda ulaüm×üt×. 1960 y×l×ndan önce baülayan ve sürekli güçlenerek devam eden toplumsal yaülanma, endüstri devi olarak adland×r×lan Almanya’y× bugün büyük kayg×lara sürüklemektedir. T.C. Devlet ústatistik Enstitüsü ,2005, Ankara. Schirrmacher, Frank. 2004. Das Methusalem-Komplott. 5. Aufl. Blessing: München. 25 26 45 Ayn× dönemi dikkate alarak Türkiye’nin nüfusunda yaül×lar×n oran×na bakt×ù×m×z zaman, hayret edecek derecede paralel bir geliümenin varl×ù×n× alg×l×yoruz. Aradaki tek fark, yaül× oran×n×n düzeyidir. Fakat bu geliümelerin devam edeceùinden hareket edilirse ki böyle olmas×n× gerektiren yeterince örnek elimizde vard×r, o zaman yak×n geleceùin Türkiye’sinde bugünkünden çok daha fazla yaül× insan×n yaüayacaù× öngörüsünü ortaya atabiliriz. Türkiye ve Almanya KarúÕlaútÕrmasÕ 35 30 25 20 Almanya 15 Türkiye 10 5 0 1960 1970 1980 1990 2000 2002 2010 2020 2030 2040 YÕl ûekil 13: Türkiye ve Almanya’n×n nüfusunda yaül× oranlar× ve gelecekle ilgili öngörüler (Kaynak: DúE 1960 – 2005 ve Wacker 2001). Grafikten görüldüùü gibi 2040’l× y×llarda Alman nüfusunun %35’e yak×n×n× yaül×lar meydana getirecektir. Ayn× dönemde Türkiye’nin nüfusundaki oranlar× %20’ye merdiven dayam×ü olacakt×r (Türkiye verileri DúE27, 27 T.C. Devlet ústatistik Enstitüsü’nün 1960 – 2002 dönemine ait verileri: 46 Almanya verileri Wacker 2001: 4728). Fakat daha detayl× analizler, toplumsal yaülanman×n Türkiye’de daha h×zl× ilerlediùine iüaret etmektedir, kan×mca 2020’li y×llarda yaül×lar×n oran× %20’e ulaüacakt×r (Tufan 2006b)29. úleri Yaül×l×k Türkiye’de 1960 – 2000 döneminde, yaül× nüfus içinde en h×zl× çoùalan grubun, yaü× 80’nin üzerindekiler olduùu görülmektedir. Bu dönem zarf×nda yaül× nüfus içinde yaü× 60’×n üzerindekiler %57, yaü× 80’nin üzerindekiler %266 artm×üt×r (Tufan 2003)30. Yeni analizler, bunun devam ettiùini ortaya koymuütur. Yaül× nüfus içinde henüz çoùunluk 60 – 69 yaü grubundad×r ve yaül×lar×n %58’ni meydana getirmektedirler. Ama 80+ kuüaù×ndaki geliümeler, ileri yaül×l×k eùiliminin varl×ù×n× ve devam edeceùini kan×tlamaktad×r. Özellikle 90 yaü×n üzerindekilerin (%7,2) 80– 89 yaü grubundakilerin oran×ndan (%6,5) daha fazla oluüu dikkat çekici bir geliümedir. Bu da bak×ma muhtaçl×ù×n yaül× nüfusta yayg×nlaüacaù×n×n sinyalini iletmektedir. Wacker, E. 2001. “Wohn-, Förder – und Versorgungskonzepte für ältere Menschen mit geistiger Behinderung. Ein kompetenzund lebensqualitätsorientierter Ansatz” Pp. 43 – 122 in Versorgung und Förderung älterer Menschen mit geistiger Behinderung. Expertisen zum Dritten Altenbericht der Bundesregierung. Deutsches Zentrum für Altersfragen, Band 5, Leske+Budrich Verlag: Opladen. 29 Tufan 2006b, Türkiye’de Yaülanmak ve Yaül×l×k, bas×m haz×rl×klar× devam eden çal×üma.. 30 Tufan, ú. 2003. Sosyolojik Yaülanma 28 47 YaúlÕ Nüfus ve øleri YaúlÕlÕk 35 31,5 30 26,4 25 18,3 20 15 10,1 10 7,2 4,7 5 1,8 0 60 – 64 65 – 69 70 – 74 75 – 79 80 – 84 85 – 89 90+ Yaú Grubu ûekil 14: Daha üimdiden 90+ kuüaù× 80 – 89 yaü grubunu aüm×ü durumdad×r (Kaynak: DúE 2002/Hesaplama: Tufan 2006) Yaül× Kad×nlar Çoùal×yor úleri derecede yaül× nüfus içinde, cinsiyet daù×l×m× daima kad×n×n lehine deùiüir. Bütün toplumlarda rastlan×lan bu durum, Türkiye’de de yaül×l×ù×, kad×n×n spesifik problemi haline getirmektedir. Tews (1993)31 bunu yaül×l×ù×n feministleümesi olarak tan×mlamaktad×r. Daha üimdiden 80 – 84 yaü grubunun %54,5’ni ve 80 – 89 yaü grubunun %56’n× meydana getiren kad×nlar×n 90+ kuüaù×ndaki oran× ise %64’e yaklaüm×üt×r. Gelecekte yaül× nüfusun ¾’ü kad×nlardan meydana gelecektir. 31 Tews, H.-P. 1993. “Neue und alte Aspekte des Strukturwandels des Alters” Pp. 15 – 42 in Lebenslagen im Strukturwandel des Alterns edited by G. Naegele and H.-P. Tews. Westdeutscher Verlag: Opladen. 48 Demografik deùiüimlerin kad×n aç×s×ndan yaratt×ù× risk, onun cinsiyetinden deùil, cinsiyetinin yaratt×ù× sosyal dezavantajlardan kaynaklanmaktad×r. Eùitim düzeyi düüük, fakir ve sosyal güvenliùi olmayan yaül× kad×nlar×n, özellikle dul yaül× kad×nlar×n durumu (Tufan 2006, Türkiye’de Yaülanma ve Yaül×l×k), yaül×l×ù× kad×n×n özel problemi yapmaktad×r. Yaül×l×ù×n kad×n×n özel problemlerinden biri olarak kabul edilmesi, Tews’in (1993) feministleüme olarak tan×mlad×ù× durumla iliükilidir. úleri yaütaki yaül×lar aras×nda kad×nlar×n çoùalmas×, bak×ma muhtaçl×ù× kad×n×n önemli problemlerinden biri haline getirmektedir. Endüstri ülkelerinde görülen bu durum, acaba Türkiye’de de var m×? Cevab×n “evet” olduùuna dair bulgulara rastlan×lmaktad×r. 80 yaü ve üzerindeki nüfusta tespit edilen feministleüme efekti, gelecekte daha da artacakt×r. Buraya kadar yapt×ù×m×z ampirik verilere dayanan tespitler, Türkiye nüfusunun yaüland×ù×n× ortaya koyarken, diùer taraftan bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù×n, yaül× nüfusta yayg×n olmas× gerektiùini de ortaya ç×kard×. Bunu kesin olarak iddia edemeyiüimin sebebi, eldeki verilerle engelliliùi ve kronik hastal×ù× tespit edebilmemden, ama bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù× tespit edememekten ileri geliyor. Demografik yaülanma Avrupa ve Kuzey Amerika ile s×n×rl× kalan bir olgu deùildir. Aksine küresel bir geliümedir. Farkl× h×zda olsa da, bütün toplumlarda yaül×lar×n say×s× artmaktad×r. Türkiye bu trendin tam içinde yer almaktad×r. Genç nüfusu, asl×nda sadece yaülanan bütün toplumlar×n geçirdiùi evrelerden biridir. Yaül×l×k gelmeden önce, bir süre gençleüen ve ard×ndan bu özelliùini bir süre daha koruyan, ama daha sonra h×zla yaülanan toplumlardan birine sahiptir. 49 80+ Kuúa÷Õnda Cinsiyet Da÷ÕlÕmÕ 100,0 % 80,0 % 54,5 % 56,3 % 63,4 % 60,0 % Erk ek KadÕn 40,0 % 20,0 % 45,5 % 43,7 % 36,6 % 0,0 % 80-84 85-89 90+ ûekil 15: Türkiye’nin yaü nüfusunda feministleüme olgusu (Kaynak: DúE 2002/Hesaplama: Tufan 2006). Kuzey Amerika’da 1990 y×l× itibariyle 60+ kuüaù×n×n toplam nüfus içindeki oran× %16,6 idi. 2030’da %25,4’e yükselmesi bekleniyor. Japonya, en h×zl× yaülanan toplumuyla ilk s×ralarda yer almaktad×r. 1990 y×l×nda 60+ kuüaù×n×n %17,4’ten 2030’da %35’2 yükseleceùi tahmin edilmektedir. Almanya’da ayn× dönem aras×nda yaül×lar×n oran× %20,4’ten %34,6’ya yükselecektir. Toplumsal yaülanma, bu yüzden endüstri ülkelerinin ortak problemi olarak kabul edilmektedir. Ancak Asya ve Latin Amerika ülkelerinin toplumlar× da yaülanmaktad×r. 1990 – 2030 döneminde Asya ülkelerinde yaül×lar×n oran× %7,6’dan, Latin Amerika ülkelerinde %7,2’den %16’ya 50 yükselecektir (Yukar×da sunulan bilgiler için bkz.: Roloff 199632: Lenz et.al. 1999: 16). Bu öne sürdüùüm tahminlerin doùru ç×kma olas×l×ù×n× artt×ran, yani 2020’li y×llar×n ortalar×nda, ama en geç sonlar×nda Türkiye nüfusunun %20’ni yaül×lar×n meydana getireceùi anlam×na gelmektedir. Bunu üu geliümeyi dikkate al×nca da görebiliriz: 1960 – 2000 dönemi aras×ndaki 40 y×lda yaül×lar×n oran× %71’lik art×ü gösterirken, 2000 – 2002 döneminde, yani sadece iki y×l içinde %48’lik bir art×ü meydana gelmiütir (DúE 1960 – 2002). Yaülanma h×z×n×n ivme kazand×ù×n×n göstergesi olan bu geliüme, Türk toplumun yaülanmakta olan toplumlar s×n×f×na koymay× gerekli k×lmaktad×r. Endüstrileümeyi hedef olarak seçen Türkiye, önümüzdeki dönemlerde sadece endüstrileüme baùlam×nda deùil, ayn× zamanda demografik baùlamda da endüstri ülkelerine bir hayli yaklaüacakt×r. Yüksek doùurganl×k nedeniyle nüfusu artmaya devam edecektir, ama 2020’li y×llarda 100 milyonluk nüfusuyla AB ülkeleri aras×nda ilk s×raya yerleütiùinde, nüfusun %20’ni yaül×lar meydana getirecektir. Dolay×s×yla Türkiye hem h×zla çoùalan, hem de h×zla yaülanan bir nüfusa sahiptir. Bak×ma ve Yard×ma Muhtaç Engelliler Bak×ma ve yard×ma muhtaçl×k, günlük rutin iülerin üstesinden k×smen veya tamamen gelememe durumuyla baùlant×l×d×r. Sosyal bak×m sigortas× (SBS) bak×ma muhtaçl×ù× bedensel, zihinsel veya ruhsal hastal×k veya engellilik nedeniyle, günlük yaüamda düzenli olarak yap×lmas× gereken iülerin, süreùen veya muhtemelen en az alt× ay boyunca, bireyin kendisi taraf×ndan yap×lamamas× 32 Roloff, J. 1996. “Alternde Gesellschaft in Deutschland. Eine bevölkerungsstatistische Analyse” in Aus Politik und Zeitgeschichte 35: 3 – 11. 51 ve bunlar için önemli ölçüde veya belirgin üekilde yard×ma ihtiyaç duymas× (Keller 2002: 64)33 olarak tan×mlar. 10 8,9 8 6 6 5,5 4,4 4,7 4,2 4 3,5 2 0 '1960 '1970 '1980 '1990 '1995 '2000 '2002 ûekil 16: 1960 – 2002 döneminde Türkiye nüfusunda yaül×lar×n oran× (Kaynak: DúE). Ayn× anda SBS’ten kimin yararlanabileceùi sorusunun cevab×n× veren bu tan×mda “yaül×l×k” kavram×na yer verilmediùi görülmektedir. Yani SBS, sadece yaül×lara yönelik olarak tasarlanm×ü bir sigorta deùildir. Ama ortaya ç×k×ü×n×n baül×ca sebebi demografik yaülanma eùilimidir. Bu yüzden yaül×l×kta bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù× sosyal bir probleme dönüütüren demografik deùiüimlerin, Keller, S. 2002. Pflege und Pflegeversicherung. Stiftungwarentest Berlin, Econ Verlag: München. 33 52 yaülanma ve engellilik aras×ndaki birbirini güçlendiren etkilerine (Tews 2001: 22)34 dikkat etmek gerekir. Günümüzün yaül×s×, bundan bir as×r önceki yaül×dan daha saùl×kl× ve daha zindedir. Endüstri ülkelerinde, ortalama yaüam süresi, bir insan×n sahip olduùu kabul edilen yaüam kapasitesi s×n×r×na iyice yaklaüm×üt×r. Bilim adamlar× insan×n 110 – 120 y×l yaüabileceùinden hareket etmektedir (Prahl/Schroeter 1996: 99)35. Cinsiyetinden baù×ms×z bugün herkes için “kazan×lan y×llar” (Imhof 1981)36 giderek çoùalmaktad×r. Türklerin ortalama yaüam süresini dikkate al×nca, demografik deùiüimlerden “kazanacaklar× y×llar×n”, bunun büyük bölümünü kazanm×ü olan endüstri toplumlar×n×n insan×ndan daha fazla olacaù×n× da söyleyebiliriz. Buna baùl× olarak, bu y×llarlar×n hangi koüullarda geçtiùi, ne zaman kazanç, ne zaman kay×p olarak görülebileceùi sorusu ortaya ç×kmaktad×r. Yaül×l×ù×n, bak×ma ve yard×ma muhtaçl×k anlam×na geldiùi durumda, bak×ma muhtaçl×ùa raùmen, nas×l kazanca dönüütürülebileceùinin cevaplar× aranmal×d×r. SBS, cevap alternatifleri aras×nda en önemlilerinden biridir. Engellileri baù×ms×z, yar× baù×ml× ve tam baù×ml× olmak üzere üç gruba ay×r×p, sadece yar× ve tam baù×ml× engellileri dikkate alarak üu tespitleri yapabiliyoruz. Bedensel engellilerin %47’si, görme engellilerin %38’i, úüitme engellilerin %32’si, konuüma engellilerin %57’si ve Zihinsel engellilerin %54’ü tam baù×ml×d×r. . Tews, H. – P. 2001. “Behindertenpolitik für ältere Menschen mit geistiger Behinderung” Pp. 11 – 42 in Versorgung und Förderung älterer Menschen mit geistiger Behinderung. Expertisen zum Dritten Altenbericht der Bundesregierung. Deutsches Zentrum für Altersfragen, Band 5, Leske+Budrich Verlag: Opladen. 35 Prahl, H. W. and Schroeter, K. R. 1996. Soziologie des Alterns. Schöningh: Paderborn. 36 Imhof, A. E. 1981. Die gewonnenen Jahre, München. 34 53 Engellili÷in Türüne Göre BakÕma ve YardÕma MuhtaçlÕk 100,0 % 80,0 % 46,9 % 31,6 % 37,8 % 57,4 % 54,4 % 42,6 % 45,6 % Konuúma Engelli Zihinsel Engelli 60,0 % 40,0 % 53,1 % 68,4 % 62,2 % 20,0 % 0,0 % Bedens el Engelli Görm e Eng elli øúitme Engelli YarÕ Ba÷ÕmlÕ ûekil 17: Engellilik türü 2002/Hesaplama: Tufan 2006). ve Tam Ba÷ÕmlÕ bak×ma muhtaçl×k (Kaynak: DúE Aüaù×daki grafik bütün engellileri dikkate almaktad×r. Buna göre %45,5’i günlük iülerinin üstesinden kendisinin gelebildiùini söylemektedir. Bu da %55’nin az veya çok yard×ma ve bak×ma muhtaç olduùu anlam×na gelebilir. Bu engelliler, bedensel fonksiyonlar×ndaki bir veya daha fazla hasar nedeniyle, sosyal dezavantajlara maruz kalmamaktad×rlar. úüitme engellilerin %60’× günlük aktivitelerini tek baü×na yerine getirebilirken, zihinsel engellilerin sadece %24’ü tam baù×ms×zd×r. Yar× ve tam baù×ml× kategorilerinde yer alan engelliler aras×nda, zihinsel engelliler yine ilk s×rada yer almaktad×r. Bu kategorileri birlikte deùerlendirince, bedensel engellilerin %31’i, görme engellilerin %23,8’i, iüitme engellilerin %19,3’ü, konuüma engellilerin %30,5’i ve zihinsel engellilerin %48,5’i günlük yaüam×n rutin aktivitelerinde k×smen veya tamamen baù×ml×d×r (Bkz. Tufan 2006a). 54 Engellili÷in Türüne Göre BakÕma ve YardÕma MuhtaçlÕk 80 60 40 20 0 Bedens el Engelli øúitme Engelli Görm e Engelli YarÕ Ba÷ÕmlÕ ûekil 18: Engellilik türü 2002/Hesaplama: Tufan 2006). Konuúma Engelli Tam Ba÷ÕmlÕ ve bak×ma Zihinsel Engelli Ba÷ÕmsÕz muhtaçl×k (Kaynak: DúE Engelliliùin, yaül×l×kta artt×ù×n× aüaù×daki grafikten görmekteyiz. Bu grafikte sadece 75 – 94 yaü grubu dikkate al×nm×üt×r. Baù×ms×zl×ktan baù×ml×l×ùa doùru belirgin bir art×ü bulunduùu dikkat çekmektedir. Bu kuüaù×n içindeki en ufak grubu, kimseye baù×ml× olmadan günlük iülerinin üstesinden gelebilenler meydana getirmektedir (%5). Günlük iülerinde yard×ma ve bak×ma ihtiyaç duyan “yar× baù×ml×lar×n” oran× %8’e varmaktad×r. Buna karü×n “tam baù×ml×lar×n oran× %12’dir. ûimdiden 75 yaü×n üzerindeki yaül×lar×n %20’si k×smen veya tamamen bak×ma ve yard×ma muhtaçt×r. 55 75+ Kuúa÷Õnda BakÕma MuhtaçlÕk 15 10 5 0 Ba÷ÕmsÕz YarÕ ba÷ÕmlÕ Tam ba÷ÕmlÕ ûekil 19: Bugün yaü× 75’in üzerinde olan her 5 yaül×dan 1’i bak×ma muhtaçt×r (Kaynak: DúE 2002/Hesaplama: Tufan 2006). Bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù×n sadece yaüla deùil, engelliliùin türü dolay×s×yla da yaül×lar×n aleyhine bir durum bulunduùunu görmekteyiz. Engelliliùin (Türkiye Özürlüler Araüt×rmas×nda) dikkate al×nan bütün türlerinde, 60 yaü ve üzerindeki nüfusta belirgin art×ü gösterdiùi dikkat çekmektedir. Bütün bu tespitler bize üunu göstermiütir: Engellilik, bak×ma ve yard×ma muhtaçl×k, ilk etapta yaül×lar×n problemidir. Yaül×l×ùa engelli olarak baülayanlar×n say×s× Türkiye’de h×zla artarken, baüka ve daha fazla dikkat çeken bir durum daha belirlenmiütir. Engelli yaül×lar×n say×s×, yaü ilerledikçe aü×r× derecede h×zl× bir üekilde azalmaktad×r. úleri derecede yaül× nüfusta (80+) engellilik %3’e gerilemektedir (Kaynak: DúE 2002/Hesaplamalar: ú. Tufan 56 2006b:116). Bu ise yaül×l×k ve engelliliùin hayati risk taü×yan bir kombinasyon olduùunu göstermektedir. Ortop edik, Görme, øúitme, Dil ve Konuúma v e Zihinsel Engelli Nüfus 10 8 6 Toplam Erkek 4 KadÕn 2 0 0- 9 10 - 19 20 - 29 30 - 39 40 - 49 50 - 59 60 - 69 70+ ûekil 20: Engellilik türlerinin toplam× ve yaü gruplar×na göre daù×l×m (Kaynak: Türkiye Özürlüler Araüt×rmas× 2002: 6). Geçmiüin Devam× Toplumlar×n yap×s×nda meydana gelen bütün deùiüimler, geçmiüten günümüze, oradan öteye taüan, seriler üeklinde gelen trendlerdir (Elias 197737: Korte/Schäfers 199738: 84). Ancak demografik eùilimlerin içindeki koüullar×n devam etmesi, seriler üeklinde gelen bu deùiüimlerin bir özelliliùi deùildir, aksine baüka nedenlere dayanmaktad×r. Elias, N. 1977. “Zur Grundlegung einer Theorie sozialer Prozesse” in Zeitschrift für Soziologie, Jg.6, 2: 139. 38 Korte, H., Schäfers, B. 1997. Einführung in Praxisfelder der Soziologie, 2.Aufl., Leske + Budirich Verlag: Opladen. 37 57 K r o n ik H a s ta la r v e E n g e l li le r 30 Ölüm Tepesi: 4 kiúiden 1’i yaúlÕlÕk dönemine engelli olarak giriyor 25 E n g e lli Kurtuluú Vadisi: En dayanÕklÕ olanlar:%2olanlar:%2-3 i iú øn 10 kiúiden 1’i orta yaúlarda kronik hasta 15 m lü Ö Ölüm TÕ rmanÕú Õ K r o n ik H a s t a ( % ) 20 10 5 0 2 2 0 3 5 – – 24 3 0 – 29 4 5 4 0 39 5 5 – – – 34 44 5 0 6 5 – – 49 54 6 0 7 5 64 7 0 – – – 59 69 8 5 8 0 – – 74 79 9 5 – 84 89 0 ve ü z ûekil 21: Engellilik yaül×l×ù×n erken döneminde baül×yor (Kaynak: DúE 2002/Hesaplama: Tufan 2006). Bu nedenler, toplumsal deùiüimlere paralel olarak yürüyen süreçlerin geleneksellik kazanmalar×na yol açm×üt×r. Yaül×lar×n ve Türk kad×n×n×n geleneksel fakirliùi bunlardan biridir. Yaül× kad×nlar×n %98,7’nin ayl×k ortalama geliri 50 YTL veya alt×ndad×r (Tufan 2006b: 64, 69). ûüphesiz yaüam standard×n×n düüük bir düzeyde kalmas×na yol açmakla kalmay×p, yaül×l×ù×n engellilikle olan baùlant×lar×n× da güçlendirmektedir. Henüz (burada tan×mland×ù× üekliyle) yaül×l×ùa ad×m atmam×ü 15 milyon “ev kad×n×” ise bu geleneùin devam edeceùine iüaret eden, dolay×s×yla problemin önemli kaynaklar×ndan biridir. Geleneksel toplumlarda bireyler geçimlerini kendileri saùlamak zorundayd×. Çal×üma yaüam× ve emeklilik dönemi aras×nda s×n×r yoktu (Ritter/Hohmeier 1999: 109)39. Yaül×lar×n durumundan hareket ederek, Türk toplumunu ne “modern” ne de “geleneksel” toplum s×n×f×na yerleütirebileceùimiz anlaü×lmaktad×r. Daha ziyade ikisi aras×nda yer alan, modernleüme sürecindeki toplum 39 Ritter, U.P. and Hohmeier, J. 1999. Alterspolitik. Oldenbourg Verlag: München, Wien. 58 olarak, geleceùi, ayn× zamanda bak×ma ve yard×ma vereceùi cevaplarla baùlant×l× olacakt×r. Özellikle sosyal güvenlik sistemini çökertecek güçte bir bak×ma muhtaçl×k dalgas×na dayanabileceùi üekilde desteklenecek yeni “sütunlara” ihtiyaç vard×r. Türkiye’de yaülanmakta olan yaü× 15 – 59 aras×nda çal×ü×r durumda 15 milyona yak×n insan vard×r. Bunlar×n %35’nin sosyal güvenliùi yoktur. Dolay×s×yla geleceùin yaül×lar× aras×nda da 10 yaül×dan 3 veya 4’nün, sakatl×k, hastal×k, bak×ma ve yard×ma muhtaçl×k durumunda, s×ù×nabilecekleri, onlar× koruma alt×na alacak bir güvenceleri olmayacakt×r. Türk toplumunu geçmiüten kalan, yaül×l×kta problemlere yol açan geleneksel niteliklerinden s×yr×labildiùi ölçüde “modern toplum” s×fat×na lay×k bir görünün kazanacaù× için kaybedecek zaman× kalamam×üt×r. Demografik deùiüim trendinin önünü kesme olanaù× çok fazla deùildir, Türk kad×n×n×n doùurganl×ù×n×n devam×n× umut edebilir, ama eùitim düzeyi yükseldikçe daha az çocuk dünyaya getiren kad×nlar×n çoùalacaù×ndan ve kariyer yapmak isteùinin kad×n×n önemli özelliklerinden biri haline geleceùinden hareket etmeliyiz. Türkiye’de ilginç bir durumla da karü× karü×yay×z. Bugünkü problemler yerine gelecek üzerine vizyonlarla uùraüanlar çoùal×yor. úlk etapta bunda herhangi bir sak×ncal× durum yok. Tabii ki hayallerimizi kanat takabilir ve geleceùin rüyas×n× görebilir. Ama bunu yaparken zaman× sadece gelecekle ilgilenerek geçirip, hayal edilen geleceùin gerçekleümesine engel olacak bugünkü sorunlar× unutamay×z. Bütün göstergeler, bilimsel araüt×rmalar ve uzmanlar, bak×ma muhtaçl×ù×n, en önemli problemlerden biri haline geleceùini vurgulamakla kalm×yorlar, aksine bunun üimdiden ortaya ç×kt×ù×n× ve çözüm getirilemediùi 59 takdirde tüm toplumu etkileyecek probleme dönüüeceùi konusunda uyar×da bulunuyorlar. Problemin kaynaù× demografik deùiüimlerle baùlant×l×d×r. Özellikle yaü× 80’nin üzerindeki nüfusta bak×ma muhtaç ve zihinsel engelli yaül×lardaki art×ü, ülkeleri harekete geçiriyor (DZA 200240; DZA 200141). Örneùin Danimarka’n×n nüfusu 1996’da 5,2 milyondu ve erkekler ortalama 72,2 y×l, kad×nlar 77,7 y×l yaüamaktayd×. Yaü× 60 ve üzerindeki nüfusun oran× ise daha o zaman %20’ye ulaüm×üt×. Yaü× 80’nin üzerindeki nüfusun 2/3’nü kad×nlar meydana getirmekteydi. Bunar×n 45000’ni özel kuruluülarda yaüamaktayd× ve 37000’ni bak×ma muhtaçt× (Köhler 1996)42. Bak×m ve yard×m hizmetlerinde Bat× ülkeleriyle karü×laüt×r×ld×ù×nda Üçüncü Dünya Ülkesi görünümü sunan Türkiye’de bak×ma ve yard×ma muhtaç kiüi say×s× artarken, bu kiüilere nas×l ve hangi koüullar alt×nda bak×ld×ù×, onlar×n bak×m×n× yapanlar×n zorluklar×, bunlar×n üstesinden gelmek için hangi çarelere baüvurduklar× ve onlara nas×l yard×m edilebileceùi sorular× üzerinde yeterince durulmamaktad×r. T×bbi bak×m ve rehabilitasyonlar bile yeterli gelmezken (Tufan 2006a), bak×ma ve yard×ma muhtaçlar× sosyal yaüama entegre edecek giriüimler konusunda tam bir pasiflik sergilenmektedir. 40 Deutsches Zentrum für Altersfragen. 2002. Hochaltrigkeit und Demenz als Herausforderung an die Gesundheits –und Pflegeversorgung. Expertiesen zum Vierten Altenbericht der Bundesregierung, Band III,. Vincentz Verlag: Honnover. 41 Deutsches Zentrum für Altersfragen.2001. Versorgung und Förderung älterer Menschen mit geistiger Behinderung. Expertiesen zum Dritten Altenbericht der Bundesregierung, Band V,. Leske + Budrich Verlag: Opladen. 42 Köhler, P. A. 1996. “Landesbericht Dänmark” Pp. 1 – 56 in Altenhilfe in Europa: Länderberichte Dänmark, Niederlande, Vereinigtes Königreich, Frankreich, Spanien. Band 132.2 edited by Bundesministerium für Familie, Senioren, Frauen und Jugend. Kohlhammer: Stuttgart, Berlin, Köln. 60 Seçeneklerimiz Yeni Stratejiler Ekonomik öngörülerin tersine demografik öngörüler hep doùru ç×kmaktad×r (Birg 200143: Schirrmacher 2004). Bugün 100 kiüiden 8’nin yaül×lardan (60+ kuüaù×) meydana geldiùi toplumdan, 100 kiüiden 20’nin yaül×lardan meydana geleceùi topluma doùru ilerleyen Türkiye’de, 100 yaül×dan 27’si engellidir (Tufan 2006b). Nüfusunun %12,3’ü engellilerden meydana gelen Türkiye’de (Türkiye Özürlüler Araüt×rmas× 2002) bugün ve gelecekte, bak×ma muhtaçl×k kitlesel bir problem olarak ele al×nmal×, çözüm aray×ülar×na sosyal boyutlar eklenmelidir. Toplumsal yaülanmay× sosyal probleme (Von Kondratowitz 1999: 236)44 dönüütüren sebeplerden biri bak×ma ve yard×ma ihtiyaç duyan yaül×lar×n çoùalmas×d×r. Yaül×l×k, engellilik deùildir, ama bak×ma ve yard×ma muhtaç insan say×s×n× artt×ran sosyal problemlerden biridir (Thimm 197245; Thimm et. al. 1985)46. Yaül× engellilerin say×s×ndaki art×ü (Bintig 1999: 493)47, bu probleme getirilecek çözümlerin önemini de artt×rmaktad×r. Sosyal problemler, ancak sosyal plan ve stratejilerle kontrol alt×na al×nabilir. Bak×ma muhtaçl×k problemi, çok Birg, H. 2001. Die demographische Zeitenwende. Der Bevökerungsrückgang in Deutschland und Europa. München. 44 Von Kondratowitz, H.-J. 1999. “Altern und Alter” Pp. 236 – 254 in Handbuch Sozialer Probleme edited by G. Albrecht, A. Gronemeyer, F. Stallberg, Westdeutscher Verlag: Opladen, Wiesbaden. 45 Thimm, W. 1972. Soziologie des Behinderten. Schindele: Rheinstetten. 46 Thimm, W., v.Ferber, C., Schiller, B., Wedekind, R. 1985. Ein Leben so normal wie möglich führen… Zum Normalisierungskonzept in der Bundesrepublik Deutschland und in Dänemark. Bundesvereinigung Lebenshilfe für geistig Behinderte: Marburg/Lahn 47 Bintig, A. 1999. “Körperbehinderung” Pp. 487 – 506 in Handbuch Sozialer Probleme edited by G. Albrecht, A. Gronemeyer, F. Stallberg, Westdeutscher Verlag: Opladen, Wiesbaden. 43 61 say×daki problemlerden sadece bir tanesidir. Belli bir sosyal problem diye bir üey yoktur, daha ziyade sosyal alanlarda ortaya ç×kan problemlerden söz edilebilir. Sosyal planlamalar daima toplumsal çerçeve taraf×ndan belirlenir. Çözümler bu çerçevede ve onun koüullar× içinde aranabilir. Sosyal problemlerin çoùalmas×, finans kaynaklar×n×n azalmas×, toplumsal perspektiflerin parçalanmas×, fakirliùin yayg×nlaümas×, çözüm giriüimlerinin ortaya ç×kmas×na engel veya k×s×tl× bir alanda kalmas×na yol açabilir. Bu yüzden sosyal devlet taraf×ndan sevk ve idare edilen çözüm konseptlerine ihtiyaç vard×r. Sosyal politikan×n bulunmad×ù× bir yerde, sosyal planlamadan da söz etmek pek mant×kl× deùildir. Demografik deùiüimler yaül× say×s×n× giderek artt×rmaktad×r. Yaül×l×kta yard×ma ve bak×ma muhtaç insanlar×n say×s× da buna baùl× olarak artmaktad×r. Dolay×s×yla bak×ma ve yard×ma muhtaçl×k, Türkiye’nin de çözmesi gereken sosyal problemlerden biridir ve sosyal planlama kapsam×na al×nmas× gerekir. Sosyal plan kapsam×nda çözüm arana bütün problemler, bu problemden etkilenen herkesi ve yaüam durumlar×n× göz önüne almay× gerekli k×lmaktad×r. Böylece sosyal planlamalara belli bir kalite düzeyi ve süreùenlik kazand×r×labilir. Sosyal planlama, sosyal problem bilinciyle baùlant×l×d×r. Tan×mlanmayan bir problemin sosyal problem olarak kabul edilmesi mümkün deùildir. Sosyal problemleri kamuoyuna tan×tmak, kabul görmesini saùlamak ve çözüm giriüimleri, ayn× zamanda problemden etkilenenlerin yan×nda olmak, sosyal eüitsizliklere dikkat çekmek, problemi acilliùini ve önemini vurgulamakt×r. 62 Sosyal problemlerin sosyal planlama giriüimleriyle çözümü, sadece tek bir probleme yönelik olabilir. Daha iyi bir çözüm alternatifi, probleme getirilecek çözümlerin, baüka alanlara yapacaù× olumlu etkilerdir. Yarat×c× çözümlere Türkiye’nin her alanda ihtiyac× vard×r. Özellikle hizmet, kalite, kalifiye eleman, istihdam yaratabilen her çözüm, toplumun refah düzeyini artt×racakt×r. Sosyal planlamalar gelir gider ve finansman olanaklar× aç×s×ndan bir pusula görevi de görmektedir. Böylece araüt×rma, planlama ve koordine giriüimleri aras×nda uyumluluk saùlanabilmektedir. Ayr×ca yeni organizasyon ve çal×üma strüktürleri yarat×lmas×na, bürokrasinin azalmas×na ve vatandaüa yak×nlaüan bir sosyal devlet anlay×ü×n×n yayg×nlaümas×na katk×da bulunmaktad×r. Etkili sosyal planlamalar, çözüm getirmek istediùi problemi daima geniü bir perspektiften ele almal×d×r. Problem alanlar×n×, bu alanlar aras×ndaki iliükileri görebilmeli ve disiplinler aras× çözüm alternatiflerini keüfetmelidir. Organizasyon ve stratejik aç×dan asgari giriüimlerle, maksimum çözümler getiren çözüm alternatiflerini tercih etmelidir. Tespit edilen durumlara uzmansal uyumluluk saùlanmal×, problem çözümleri, bu problem hakk×nda bilgi ve tecrübe sahibi olanlara b×rak×lmal×d×r. Bilimlerin Buluümas× Gerontoloji, teorik ve uygulamal× olmak üzere iki önemli özelliliùinin yan× s×ra, disiplinler aras× bir bilim koludur. Bu yüzden yaülanma ve yaül×l×kla ilgili problemlerin çözümünde ortak platformlar oluüturmaya çal×ü×r. 63 Sosyal Gerontoloji (Bango 1994: 108), yaülanma ve yaül×l×ù×n doùurduùu ve doùurabileceùi sosyal nitelikli problemlere çözüm getirmeye çal×ü×rken, disiplinler aras× iübirliùinden vazgeçmez. Aksine sosyal problemlerin hiçbir zaman tek boyutlu çözümlerle kontrol alt×na al×nmayacaù×n×n bilinciyle hareket ederek bunu destekler. Ancak Türkiye’de disiplinler aras× ortak çal×ümalar ancak istisna durumlarda gerçekleüebilmektedir. Daha çok disiplinler aras× rekabetin yaratt×ù× karü×l×kl× bir güvensizliùin varl×ù×n× alg×lamaktay×z. Bilimler aras× önyarg× ve anlaümazl×klar×n yerine, ortak noktalarda birlik ve beraberliùin geçebileceùini ve bu sayede Türkiye’nin hedeflerine daha kolay ulaüabileceùini kabul ederek, Akdeniz Üniversitesi Fen – Edebiyat Fakültesi’nde kurulan Gerontoloji Bölümü’nün, ayn× zamanda bilimler aras× iübirliùini geliütirmesi gerekmektedir. Özellikle sosyologlar×m×z×n bu çaùr×ya uymalar× gerekir diye düüünüyorum. Sosyal giriüimleri yorumlayarak anlayan, süreçleri ve etkilerini sebepleriyle aç×klayabileceùini söyleyen sosyologlara (Weber 197248, Schülein 200149), yaülanma ve yaül×l×ù×n yaratt×ù× sosyal problemleri tan×mlamalar×, çözümler üretmeleri gerekir. Ayr×ca bu çaùl× antropologlara ve kültür bilimcilerine yap×lmaktad×r. Sosyoloji, Antropoloji ve Kültür Bilimleri gerontolojik çal×ümalara aktif üekilde iütirak ederek, hem yeni bir alana ad×m atma f×rsat×n× iyi deùerlendirmiü, hem de kendi bilim alanlar× aç×s×ndan yeni bir sürecin baülamas×na katk×da bulunmuü olurlar. 48 Weber M: Wirtschaft und Gesellschaft. In: Grundriss der verstehenden Soziologie. 5. Revidierte Aufl.. Mohr Verlag, Tübingen, 1972. 49 Schülein J A: Alltagsbewusstsein und soziologiesche Theoriebildung. Hug T (eds.), Wie kommt Wissenschaft zum Wissen. Band 3, Einführung in die Methodologie der Sozial- und Kulturwissenschaften. Schneider Verlag, Baltmannsweiler, 2001. s: 11-30. 64 Bak×ma ve yard×ma muhtaçl×k, Türkiye’de hem yayg×n hem de üimdiye kadar sosyal – gerontolojik perspektiften ele al×nmam×ü, eski olduùu kadar yeni bir sosyal problemdir. Eskiliùi geleneksel bir dizi sosyal problemlerle olan baùlant×lar×ndan, yeniliùi Türkiye’de incelenmemiü olmas×ndan ileri gelmektedir. Bu yüzden Sosyal Gerontoloji ve Sosyoloji aç×s×ndan keüfedilmeyi bekleyen birçok bulgularla dolu bir çal×üma ve uygulama alan× olarak dikkat çekmektedir. Öneri: Sosyal Bak×m Sigortas× Amac× Baül×ca amac× bak×ma muhtaçl×ù×n yaratt×ù× ekonomik riskleri azaltmakt×r (Oyen/Löhe 1996)50. Hastal×k, kaza, emeklilik ve iüsizlik sigortalar×n×n yan×na eklenen “beüinci sütun” olarak hastal×k, engellilik veya yaül×l×k nedeniyle ortaya ç×kabilecek bak×ma ve yard×ma muhtaçl×k durumlar×nda çeüitli destekler vererek, evde bak×m koüullar×n× olumlu yönde deùiütirmektir. Böylece hem bak×lan× hem de aileyi ekonomik çöküntüden korur ve fakirleümeyi önler. Masraflar×n hepsini deùil, bir bölümünü üstlenecektir. Amaç tam destek deùil, yükün dayan×üma ilkesiyle paylaü×lmas× ve hafifletilmesidir (Verbraucher Zentrale 1999)51. Oyen, R./Löhe, I. 1996. “Soziale Sicherheit durch Sozialversicherung” Pp. 96 – 130 in Lehrbuch der Sozialmedizin für Sozialarbeit, Sozial – und Heilpädagogik edited by W. Schwarzer. Borgmann Verlag: Dortmund. 51 Verbraucher Zentrale Nordrhein – Westfalen e.V. 1999. Die Pflegeversicherung. Informationen und Tips für Betroffene und Pflegepersonen, Düsseldorrf. 50 65 Finansman Çal×üanlar, emekliler ve iüverenler taraf×ndan ödenen ayl×k primlerle finanse edilecektir. Sosyal problem haline gelen bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù×, sosyal devletin “dayan×üma” ilkesinden hareket ederek çözecektir. Ayl×k brüt gelirden %1 – 2 oran×ndaki kesintilerle finansman probleminin önemli bir bölümü halledilecektir. úüveren, çal×üt×rd×ù× eleman baü×na yap×lan kesintilerin toplam×n×, prim olarak yat×racakt×r. Emekliler, brüt emekli ayl×ù×ndan yap×lacak kesintiyi öderken, emeklilik kasas× geri kalan k×sm×n× (t×pk× iüverenler gibi) karü×layacakt×r. Serbest meslek sahipleri ve iüverenler, kendi primlerinin tamam×n× ödeyeceklerdir. BakÕm Evde BakÕm Aile Kurumsal BakÕm Tam gün Profesyonel ucuz Ambulant pahalÕ SBS ûekil 22: Evde ve kurumsal bak×m 66 Bak×ma Muhtaçl×ù×n Tespiti Sigortal×l×k ûart× Sosyal bak×m sigortas×ndan yararlanabilmenin temel üart×, bak×ma muhtaçl×k durumunun tespit edildiùi günden geriye doùru 10 y×l içinde, en az 5 y×l sigortal×l×k dönemine sahip olmakt×r. Çocuklarda, ebeveynden birinin, bu koüulu yerine getirmesi yeterli gelecektir. Bu da sigortal×l×ù× teüvik eden ve sigortal×lar× çoùaltan, dolay×s×yla sosyal güvenlik sisteminin ayakta kalmas×na katk×da bulunan bir özelliktir. YarÕsÕnÕ iúveren karúÕlayacak YarÕsÕnÕ emeklilik kasasÕ karúÕlayacak TamamÕnÕ kendisi karúÕlayacak ÇalÕúan Emekli øúveren %50 %50 %100 SBS Primleri ûekil 23: SBS’in finansman prensibi. Bak×ma Muhtaçl×k Derecesi Üç kademeli derecelendirme sistemine göre bak×ma muhtaçl×k derecesi, bilirkiüi taraf×ndan tespit edilecektir. 67 Bilirkiüi görevi, sadece uzman ve tecrübeli bireyler taraf×ndan yürütülecektir. Örneùin yüksek hemüire ve hekimler, bilirkiüi olabilecektir. Bak×ma muhtaçl×k derecesinin tespit sürecinde tedavi yapan hekimin bilgilerine baüvurulacakt×r. Hekimin bu bilgileri verebilmesi için s×r mükellefiyetinin, bak×ma muhtaçl×ù×n×n tespit edilmesini isteyen birey taraf×ndan kald×r×lmas× gerekecektir. Bak×ma muhtaçl×ù×n tespiti için verdiùi baüvuru dilekçesinde, kendisini tedavi eden hekimin (ev doktoru) s×r mükellefiyetinin kald×r×lmas×na r×za gösterdiùini, ek bir imza ile tasdik edecektir. I. Derece: Belirgin üekilde bak×ma muhtaç: Günde en az 90 dakika ve en az iki ayr× iüin yerine gelmesi için ve temel bak×m için en az 45 dakikaya ihtiyaç olduùu durum. . II. Derece: Aù×r derecede bak×ma muhtaç: Günde en az üç defa ve en az üç saat yard×ma ve bak×ma ihtiyaç ve bu sürenin en az iki saatinde temel bak×ma ihtiyaç durumu. III. Derece: En aù×r derecede bak×ma muhtaç: Günün her saatinde bak×ma ihtiyaç durumu. Minimum beü saat ve en az dört saati temel bak×m ihtiyac× ve geceleri de bak×ma ihtiyaç durumu. Özel Derece: Olaùanüstü düzeyde bak×ma muhtaç: Sadece 24 saat bak×ma ihtiyaç durumlar×nda kullan×lan ve genellikle ölüm döüeùindeki hastalarda devreye girecektir. Temel bak×m için günde en az yedi saat hesaplanacakt×r. Bunun en az iki saati geceye denk gelmesi gerekir. Ayr×ca temel bak×mlara birden fazla kiüinin kat×lmas× gerekir ve biri aile üyesi olabilir Kriterler Bilirkiüi, bak×ma muhtaç kiüinin bedensel ve ruhsal özelliklerinin yan× s×ra, günlük temel iülerinin üstesinden 68 gelip gelemediùine bakacakt×r. Özellikle üu kriterleri dikkate alarak karar×n× verecektir. x Bedensel solunum) fonksiyonlar (kan dolaü×m×, x Bedensel hareketlilik x Beslenme yetenekleri x Sindirim sistemi üzerindeki kontrolü x Bedensel bak×m yapabilme yetenekleri x Tek baü×na giyinip giyinemediùi x Uyum saùlama ve reaksiyon yetenekleri x Yön tayini yeteneùi x Karar yeteneùi x Günü ve zaman× planlanma x Uyku ritmi x úletiüim yeteneùi x Sosyal iliüki yeteneùi Baù×ms×zl×k: Bir baükas×n×n yard×m×na gerek kalmadan her iüini kendisi yapabilecek durumda. Koüullu baù×ml×l×k: Uzun sürse ve zorluk çekse de, yard×mc× aletlerle günlük iülerinin çoùunu kendisi yapabilecek durumda. K×smi baù×ml×l×k: Belirli aktiviteleri, sadece bir kimsenin yard×m×yla yapabilecek durumda. Tam baù×ml×l×k: Kapsaml× yard×ma ihtiyaç, neredeyse hiçbir iüi kendisi yapacak durumda deùil. 69 Hizmetler Evde Profesyonel Bak×m Evde bak×m hizmetleri, resmi veya özel kuruluülar taraf×ndan verilebilir. úkisi de devletin s×k× denetimi alt×nda olacakt×r. Sadece yasal koüullar× yerine getiren (ruhsat) ve hastal×k sigortalar× ile bir “bak×m anlaümas×” imzalayan, kurum ve kuruluülar, sunduklar× evde bak×m hizmetlerini “fatura” ederek SBS’ten talep etme hakk×na sahip olacaklard×r. Aile Taraf×ndan Evde Bak×m Sosyal bak×m sigortas×n×n en önemli özelliùi, aile üyeleri taraf×ndan yap×lan bak×mlar için ödeme yapmas×d×r. Böylece ailenin sunduùu hizmetlerin devam×n× garanti alt×na al×r ve ailenin ekonomik kay×plar×n× k×smen karü×layarak fakirleümesine karü× önlem al×r. Bu baùlamda “hizmet” kavram×na dikkat etmek gerekir. Aile taraf×ndan sunulan yard×mlar× bir “ailevi görevi” olarak kabul etmeyip, t×pk× profesyonel hizmetlerde olduùu gibi “karü×l×ù×” olan “ürün” olarak görür. Ama aileye yap×lan ödeme profesyonel bak×m hizmetleri için yap×lan ödemeden daima düüüktür. Böylece ailenin bak×m görevini üstlenmesi, ayn× zamanda toplumun yarar×nad×r. Çünkü bak×m giderlerinden çok büyük tasarruflar elde edilmiü olur. Parasal ve Aynî Hizmetler Bak×ma muhtaç kiüiye sunulacak hizmetler parasal ve aynî olmak üzere iki türlü olacakt×r. Ayl×k bak×m paras×: Bak×m aileden bir kiüi üstlenirse, bak×m paras× ödenecektir. Bak×m paras×, bak×ma muhtaçl×k derecesine göre ayarlanacakt×r. 70 Devletin sÕkÕ denetimi Evde BakÕm Hizmeti Sunan Kurum/Kuruluú BakÕm hizmeti BakÕm Anlaúma HastalÕk SigortasÕ Fatura BakÕmÕ yapÕlan kiúi ûekil 24: Bak×m hizmeti sunan kurum/kuruluü ve hastal×k sigortas× aras×nda bir bak×m anlaümas× varsa, devlet denetimindeki bu kuruluü, sunduùu hizmetin karü×l×ù× olan ücretsi, sigortadan talep edebilir. Vekil bak×c×: Bak×c×n×n yükünü hafifletmek, dinlenmesini saùlamak için yerine vekil bak×c× tayin edebilir. Bu profesyonel veya akrabal×k iliükisi bulunmayan biri olabilir. Bu bak×c×lara bak×ma muhtaçl×k derecesinden baù×ms×z ayn× düzeyde bak×m paras× ödenecektir. Aile içinden biri vekil bak×c× olursa, bak×ma muhtaçl×k derecesinin öngördüùü kadar bak×m paras× alacakt×r. K×smi kurumsal bak×m veya gece bak×mlar×: Bak×ma muhtaç kiüinin kurumsal bak×mlardan veya gece bak×mlar×ndan yararlanmas× halinde, bak×ma muhtaçl×k derecesine baùl× ayl×k bir para, bak×c×lara ödenecektir. K×sa vadeli kurumsal bak×m: Bir hastal×k sonras× veya bak×ma muhtaç kiüinin hastanede kalmas× durumunda veya k×sa süre için bak×m hizmetlerinin aile taraf×ndan 71 verilememesi durumlar×nda, en fazla dört haftal×k bir süre için tam gün kurumsal bak×m hizmetlerinden faydalanma olanaù× olacakt×r. K×sa vadeli kurumsal bak×mlar, bak×c×n×n dinlenme hakk×ndan (Bkz. Vekil bak×c×) kesilmeyecektir. Bak×mevi yard×m×: Bak×ma muhtaç kiüinin bir bak×mevine yerleütirilmesi mümkündür. Bu durumda bak×ma muhtaçl×k derecesine göre belli bir miktar para yard×m× yap×lacakt×r. Ancak bak×mevinin talep ettiùi tüm giderlerin karü×lanmas× söz konusu olmayacakt×r, sadece yasalarla belirlenmiü olan yard×m yap×lacakt×r. Bak×mda kolayl×k saùlayan araç gereç yard×m×: Evde bak×m× kolaylaüt×r×c× ve sadece gerekli olan araç gereçler, bak×ma muhtaç kiüinin baù×ms×z yaüam sürdürmesine katk× saùl×yorlarsa, bunlar SBS taraf×ndan karü×lanacaklard×r. Bu araç gereçler (1) Teknik yard×mc× araç gereçler ve (2) tüketim ürünleri olmak üzere iki türlü olacakt×r. Dan×ümanl×k Hizmetleri Bak×mlar×n bilinçli üekilde planlanmas× ve yürütülmesi büyük önem taü×maktad×r. Ama bak×ma muhtaçl×k durumu ortaya ç×kt×ù×nda, aile üyelerinin neredeyse hiçbiri bu konu hakk×nda bilgi ve tecrübeye sahip deùildir, dolay×s×yla dan×ümanl×k hizmetlerine ve eùitici kurslara ihtiyaçlar× vard×r. ûu konularla ilgili dan×ümanl×k hizmetleri sunulacakt×r: x Psikososyal dan×ümanl×k hizmetleri x Bak×m hizmeti sunan kuruluülar hakk×nda bilgi x Bak×mda önemli konular üzerine bilgile x Konut dan×ümanl×ù× 72 x Bak×c×lar için spor, terapi ve rahatlama olanaklar× üzerine bilgiler Bak×c×lar úçin Ücretsiz Kurslar Ücretsiz kurslarla, aile desteklenecektir. Bak×m görevini yürüten aile üyelerini, bak×m×n nas×l yap×lacaù× konusunda bilgilendiren bu kurslar, ayn× zamanda tecrübe al×ü veriüi aç×s×ndan önemlidir. Bu tür kurslara kat×ld×ktan sonra birçoùunun sosyal soyutlanma probleminin üstesinden gelebildiùi gözlemlenmektedir. Benzer problemleri paylaüan kimselerle sosyal iliüki kurarak, yaüam×n× kolaylaüt×ran birçok spesifik, tecrübeye dayanan bilgiler edinmektedir. Bu kurslarda öncelikle üu bilgiler sunulacakt×r: Günlük aktiviteler: Bak×ma muhtaç kiüinin yaüam×nda meydana gelen s×n×rlamalar ve bunun bak×ma ve bak×m kapsam×ndaki iliükilere etkileri üzerine bilgiler. T×bbi bilgiler: Alzheimer, Parkinson veya kalp krizi hastal×klar×nda ortaya ç×kan durumlarda, bak×c×n×n baz× t×bbi bilgilere sahip olmas× önem taü×maktad×r. Bak×m hizmetlerinin uygun ve doùru üekilde sunulabilmesi için bu bilgilerin aktar×lacaù× kurslar düzenlenecektir. Bedensel bak×m: Bak×c×n×n iüini kolaylaüt×ran olanaklar ve teknikler hakk×nda bilgi veren kurslar. úletiüim: Bak×ma muhtaç kiüiyle kurulacak iletiüimlerde dikkate al×nmas× geren konular hakk×nda kurslar. Önlem: Bak×ma muhtaçl×k durumlar×ndan kaynaklanan ve ikincil hastal×klar olarak tan×mlanan hastal×klara karü× önlemler hakk×nda bilgi veren kurslar. Yard×mc× teknik araç gereçler: Bak×mlarda kullan×lan teknik araç gereçlerin kullan×m× hakk×nda pratik bilgiler. 73 Bak×c×n×n bak×m×: Bak×m görevini üstlenen kiüinin saùl×ù×n× korumak, zorluklar× aümas×na yard×mc× olmak ve bak×m görevini vermeye devam etmesini saùlamak amac×yla, bak×ma ihtiyac× olacakt×r. Özellikle duygusal problemlerinde yard×mc×ya ihtiyaç duyan bu kimselere, özel kurslarla yard×m eli uzat×lacakt×r. Bak×ma Uygun Konut Baz× durumlarda, bak×m× kolaylaüt×rmak için evde deùiüiklik yap×lmas× gerekecektir. Hem bak×lan×n hem de bak×c×n×n koüullar×nda iyileüme saùlamak amac×n× gütmektedir. Konutun uyarlanmas× gerekli görülürse SBS, buna belli bir miktar parasal yard×mla katk×da bulunacakt×r. Masraflar×n tümünü üstlenmesi söz konusu deùildir. As×l giderden baù×ms×z bir yard×m olacakt×r. Baz× durumlarda konutun uyarlanmas× yerine, baüka bir eve taü×nmak daha uygun olabilir. Mesela üst katlarda oturanlar×n, konutta yapacaklar× deùiüiklikler, bak×mda herhangi bir kolayl×k saùlamayabilir. Buna karü×n zemin kata taü×nmak, büyük kolayl×k getirebilir. Bu durumda da taü×nma masraf×na belli bir ölçüde SBS kat×lacakt×r. Profesyonel Hizmetlerde Modüler Ödeme Sistemi Sosyal bak×m sigortas×, sadece ihtiyaç duyulan hizmetler için ödeme yapacakt×r. Bunun d×ü×ndaki hizmetleri, bak×lan kiüi veya ailesi karü×layacakt×r. Profesyonel hizmet sunan resmi kurum ve kuruluülara yap×lan ödemeler ayn× olacakt×r. Ödemeler daima “bak×m modülleri” dikkate al×narak yap×lacakt×r. Örneùin yemek piüirmek, banyo, bandaj deùiütirmek vs. her biri ayr× bir hizmet modülüdür ve önceden belirlenmiü bir ödeme cetvelindeki miktar ödenecektir. 74 Hizmet türlerinin hepsi modüler sistemle tan×mlanm×ü olacakt×r. Bak×m hizmetinde kullan×lan hizmet modülleri, her ay×n sonunda hesaplanacak ve fatura edilecektir. Bak×ma muhtaçl×k derecesi, hangi bak×m modüllerinden yararlan×labileceùini tayin edecektir ve bak×ma muhtaçl×k derecesi için öngörülen bak×m modülleri için ödeme yap×lacakt×r. Bak×m sigortas×n×n yapt×ù× ödeme, sunulan hizmetlerin hepsini karü×lamak zorunda olmad×ù×ndan, ödemenin yeterli gelmediùi durumlarda, geriye kalan miktar, bak×lan kiüi veya ailesi taraf×ndan karü×lanacakt×r. Sosyal Yard×m Kurumu Kapsaml× yard×mlar gerekiyorsa ve bak×lan kiüinin kendi evinde yaüamaya devam edebilmesi için sosyal yard×m kurumu devreye girecektir. Bunun için temel koüul bak×lan kiüinin sosyal yard×ma muhtaç olmas×d×r. Yasalar taraf×ndan belirlenen “cetvel” ile sosyal yard×ma muhtaçl×k tespit edilecektir ve bireyin veya hane geliri, ölçüt olarak al×nacakt×r. 75 Ödeme BakÕm Hizmeti Sunan Kurum veya Kuruluú BakÕm SigortasÕ Ödeme Fatura Sosyal YardÕm Kurumu Sosyal YardÕm SigortanÕn yaptÕ÷Õ ödeme yeterli de÷ilse, geri kalan bölümü bakÕmÕ yapÕlana fatura edilir BakÕlan kiúi Veya ailesi E÷er ailenin, geri kalan ödemeyi yapacak ekonomik gücü yoksa, sosyal yardÕm kurumu geri kalan bölümü ödemek zorundadÕr ûekil 25: Sosyal bak×m sigortas×, hizmetlerin tümünü karü×lamak zorunda deùildir. Kapsaml× hizmetlerin gerekli olduùu ve ailenin bunlar× ödeyecek durumu bulunmad×ù× hallerde, sosyal yard×m kurumu devreye girer. Bak×m Yasas× Gerekli! Bak×ma muhtaç bireylerin “gereken durumlarda” ihtiyaçlar×n×n devlet güvencesi alt×na al×narak sosyal bak×m sigortas× taraf×ndan karü×lanabilmesi için önce bir “bak×m yasas×na” ihtiyaç vard×r. Siyasi çerçeve çizilmeden, sosyal bak×m sigortas×n×n hayata geçirilmesi mümkün olamaz. Sosyal politikalara yeni boyut ekleme görevi sadece politikac×lara ve hukukçulara düüen bir görev olarak kabul edilmemelidir. Aksine bak×m yasas× tart×ümalar×na sosyologlar, psikologlar, hekimler, kültür bilimcileri, antropologlar, teologlar ve diùer alanlarda çal×üan 76 uzmanlar da kat×larak, Türkiye için en uygun çözüm bulunmal×d×r. Burada yasal çerçeve için temel nitelikli ve bir sosyal bilimcinin gözüyle getirilen teklifler sunulabilir. Diùer yasalarda olduùu gibi bak×m yasas× için de baüka ülkelerden yararlan×labilir. Böylece tart×üma zemini oluüturma haz×rl×klar×na baülanabilir. Burada Almanya örnek al×narak, bu ülkenin bak×m yasas×n×n baz× özellikleri, bu baùlamda yaüanan sorunlar ve reform talepleri üzerinde durulacakt×r. Almanya’da 1985’te yürürlüùe giren Hasta Bak×m× Yasas×, hemüire ve hasta bak×c×s×, çocuk hemüiresi ve çocuk hasta bak×c×s× olmak üzere iki farkl× bak×m personeli tipinden söz eder. Yaül× hemüiresi ve yaül× bak×c×s× terimleri bu yasada yer almamaktad×r. O dönemlerde özel olarak yaül×lar× dikkate alan bir yasa yokken, 1994 y×l×nda yürürlüùe giren Yaül× Bak×m× Yasas×nda ilk defa yaül×lar×n bak×mlar×ndan 52 bahsedilmektedir (Henke 2000: 18 – 19) . Her iki yasada da profesyonel bak×m personelinin nitelikleri hakk×nda yerine gelmesi gereken yasal koüullar belirtilmiütir. Hasta Bak×m× Yasas×n×n bu baùlamdaki içeriùi üöyledir: “Hemüirelerin ve hasta bak×c×lar×n×n, çocuk hemüirelerinin ve çocuk bak×c×lar×n×n meslek eùitimleri, sorumlulukla kullan×lacak bilgi, beceri ve yetenekler elde edilmesini saùlamal×d×r. Meslek eùimi özellikle üu noktalara yönelik olmal×d×r: x Hastan×n bak×m× pratik ve teorik bilgilere dayanan, kapsaml× ve planl× üekilde yürütülebilmelidir. 52 Henke, F. 2000. Pflegeplanung. Hilfen Kohlhammer Verlag: Stuttgart, Berlin, Köln. 77 zur praktischen Umsetzung. x Teühis ve tedaviye haz×rl×k, asiste etmek ve teühis ve tedavi sonras× haz×rl×klarda sorumluluklu haz×rl×k; x Saùl×ù× destekleyici ve hastay× bilgilendirici davran×ülara yönlendirmek; x Hastan×n bedensel ve ruhsal durumunu takip alt×na almak ve saùl×ù×n× etkileyen, gözlemlerden elde edilen durumlar hakk×nda teühis, tedavi ve bak×m giriüimlerinin içinde yer alanlara bilgi iletmek; x Yaüamsal önem taü×yan acil önlemleri hekim gelinceye kadar yapm×ü olmak; x Bak×mlarla ilgili idari görevleri yerine getirmek.“ (Henke 2000: 18). Yaül× Bak×m Yasas× da, yaül×lar×n bak×m×n× yasal bir çerçeve içersine oturtmaktad×r: “Yaül× bak×m× ile ilgili meslek eùitimi baù×ms×z, sorumluluklu ve planl× çal×ümay× saùlayan, yaül× insanlara dan×ümanl×k, refakatçilik ve bak×c×l×k yapabilecek beceri ve yetenekler elde edilmesini saùlamal×d×r; ayr×ca yaül× bak×m× alan×nda çal×üan diùer kiüilerle birlikte çal×üabilme becerilerinin kazan×lmas×n× saùlamal×d×r.” (Nordrhein – Westfalen Eyaleti Yaül× Bak×m× Yasas× içinden al×nt×, Henke 2000: 19). Bu yasalardan hareket ederek kalifiye bak×c×larda aranan baül×ca özellikleri üu üekilde s×ralayabiliriz: x Bak×m konusunda pratik bilgilere sahip olmal×d×r, x Bak×m hizmetleri olmal×d×r x Sunduùu hizmetler teorilere dayanmal×d×r, x Her durumda sunulabilmelidir, x Bak×m hizmetlerini önceden planlamal×d×r, üzerine kapsaml× 78 teorik bilgi bak×m sahibi hizmeti x Sorumluluk duygusuyla hareket ederek bak×m hizmetlerini sunmal×d×r, x Bak×m× tek baü×na yapabilecek durumda olmal×d×r, x Yaül×lara dan×ümanl×k yapabilecek bilgilere sahip olmal×d×r, x Yaül×lara refakat edebilecek beceri ve yeteneklere sahip olmal×d×r, x Yaül× bak×m×nda gereken özel bilgi ve becerilere sahip olmal×d×r, x Ayn× alanda çal×üan baükalar×yla birlikte çal×üabilecek bireysel özelliklere sahip olmal×d×r, x údari iülerden anlamal× ve tek bal×na bunlar×n üstesinden gelebilmelidir. Türkiye’de bu bilgi ve becerilerin aktar×ld×ù× öùretim kurumu hemüirelik okullar× ve hemüirelik yüksek okullar×d×r. Ancak bu öùretim kurumlar×nda hasta bak×m×yla ilgili pratik ve teorik bilgiler verilmektedir. T×bbi bak×m hizmetlerine gereksinim duyan bireylere sunulan bak×m hizmetlerinde birbiriyle ortak özellikler bulunabilir. Ama nas×l ki çocuk bak×c×l×ù× özel baz× bilgi ve beceri gerektiriyorsa, yaül×lar×n bak×m×nda da özel bilgi ve becerilere sahip olmak gerekir. Bu bilgi, beceri ve yeteneklerin meslek eùitimi s×ras×nda mutlaka elde edildiùinden emin olabilmek ve bu yap×lmad×ù× takdirde, yasal yapt×r×mlarla bunu koüul olarak ortaya koyabilmek için, Türkiye’de yaül× bak×m× yasas× üzerine çal×ümalar×n baülamas× gerekmektedir. Bu yasal çerçevenin bulunmamas×, yaül× bak×m× hizmetleri alan×nda teorik bir boüluùun mevcut olduùundan hareket etmemizi gerektirmez. Ama Geriatri d×ü×nda üimdiye kadar hiçbir gerontolojik giriüimin bulunmad×ù×n×, bak×m 79 hizmeti aù×n×n seyrekliùini ve kalifye elemanlar×n say×s×ndaki azl×ù× dikkate al×nca, Türkiye’de yaül×lara bak×m ve yard×m konusunda “bilimsel bilgi ve teoriler” hakk×nda kalifiyeleümiü, bu bilgi ve teorileri, bak×m ve yard×m hizmetlerinde devreye sokabilecek durumda olanlar×n say×s×n×n düüük olmas× gerekir. Bak×ma muhtaçl×ù×n tan×m×, önerilen bak×m yasas× kapsam×nda yap×labilir, ama baüka bir yasa içersinde tan×mlanmas×n× daha doùru olacakt×r. Bak×ma muhtaçl×k sadece t×bbi bir durum olarak kabul edilecek olursa – ki Türkiye’de bu aç×dan alg×land×ù× söylenebilir, o zaman hemüirelikle ilgili yasalar×n içersine yeni bir madde eklenerek, bu gerçekleütirilebilir. Buna karü×n bak×ma muhtaçl×ù×n sosyal yasa kapsam×nda tan×mlanmas× daha iyidir. Böylece bak×ma muhtaçl×k durumlar×nda sadece t×bbi bak×mla yetinilemeyeceùi, aksine bak×ma muhtaç bireyleri “sosyal güvence” alt×na alma gereùi kabullenilmiü olacakt×r. Almanya’da “Sosyal Yasa Kitab× XI” (Sozialgesetzbuch: SGB XI) bak×ma muhtaç bireylere sunulacak hizmetleri ve bak×ma muhtaçl×ù× içeren iki ayr× madde içermektedir. 15.Madde, bak×ma muhtaçl×kta hangi yasal hizmetlerin verileceùini, 14.Madde ise bak×ma muhtaçl×ù×n tan×m×n× yapmaktad×r. Bunlar×n yan× s×ra 17.Madde, Bak×m Kasalar× ile ilgili yasal çerçeveyi düzenlemektedir. Böylece deùiümeyen ayn× uygulamalar×n ortaya ç×kmas× saùlanmaktad×r (Hesse – Schiller 1996: 3)53. Hesse – Schiller, W. 1996. “Das Pflegeversicherungsgesetz, Pflegebedürftige – Pflegekassen – Pflegeeinrichtungen” Pp. 2 – 17 in Pflegeversicherung. Konsequenzen für die Reorganisation, Finanzierung und Qualitätssicherung edited by G.Junkers, B. Moldenhauer, U. Reuter. Schattauer Verlag: Stuttgart, New York. 53 80 Bu yasa üzerinde biraz durmakta fayda görüyorum, çünkü Türkiye’de üu ana kadar bak×ma muhtaçl×k durumlar×nda kesin tan×m× yap×lmam×ü kavramlardan baz×lar×n× içermektedir: 1. Bak×m Sigortas× Yasas× 2. Bak×m Kasas× 3. Bak×ma muhtaçl×ù×n üç farkl× derecesi Türkiye’de SSK baüta olmak üzere BAø – KUR ve daha az seviyede EMEKLú SANDIøI, baül×ca sosyal güvenlik kurumlar× iken Bat× ülkelerinde hastal×k sigortalar×n×n say×s× bir hayli kabar×kt×r. Sadece Almanya’da irili ufakl× 1000’nin üzerinde hastal×k sigortas× bulunmaktad×r. Saùl×k hizmetlerinin organizasyonda büyük farkl×l×klar vard×r. Almanya’n×n en büyük hastal×k sigortas× olan AOK’y× k×smen SSK ile karü×laüt×rmak mümkün olabilir, ama asl×nda biri sadece hastal×k sigortas× iken diùeri, yani SSK daha genel görevler ve sorumluluklarla donat×lm×üt×r. Türkiye’de de özel hastal×k sigortalar× vard×r, ama bunlardan faydalananlar×n say×s× düüüktür. Son dönemlerde sosyal sigorta alan×nda baz× reform giriüimlerinin baülad×ù× göze çarpmaktad×r. Özel hastal×k sigortalar× aç×s×ndan bu giriüimlerin yaratacaù× sonuçlar× üimdiden tahmin etmek zordur. Kan×mca daha efektif ve kaliteli hizmetler sunulabilmesi için sosyal saùl×k alan×nda kapsaml× deùiüikliklere gidilmesi gerekecektir. Özellikle sosyal güvenlik ve saùl×k, birbirinden ayr× olarak organize edilmesi gereken alanlard×r. Devlet, ayn× zamanda toplum saùl×ù×n× da kapsayan sosyal güvenlik yasalar×n× haz×rlamal×, ama bu baùlamda pratik çal×ümalar× özel sektöre kayd×rmak suretiyle, hem rekabete dayanan yeni bir sektörün oluüumuna katk× saùlamal×d×r, hem de yasal çerçeveleri ve bunlar×n uygulamalar×n× s×k× denetim 81 alt×na alarak, sosyal güvenlikte genel kalitenin art×ü×n× teüvik etmelidir. Bunun ekonomiye, kalifiye eleman say×s× art×ü×na ve istihdama yapacaù× olumlu yan etkileri de olacakt×r. Bak×m sigortas×, bak×m yasas× kapsam×nda devlet güvencesi alt×na al×nm×ü, belirli kriterlere dayanan bir bak×ma muhtaçl×ù×n tan×mlanmas×n× saùlayacakt×r. Buna karü×n bak×m kasas×, bak×m hizmetlerinin finansman iülerini üstlenen kurumlar×n genel ad× olacakt×r. Bak×m kasalar×, özel sigortalar×n bünyesinde oluüturmaya elveriüli olacak üekilde yeni yasal düzenlemeleri gerekli k×lmaktad×r. Özel veya resmi bütün hastal×k sigortalar×n×n bünyesinde ve ayn× üartlara dayanan bak×m kasalar× oluüturulmas×na olanak saùlayacak yasalar ihtiyaç vard×r. Bak×ma muhtaçl×k teühisi konulan birey, hangi hastal×k sigortas×n×n üyesi ise, o sigortan×n bak×m kasas×ndan bak×m hizmetleri için gereken maddi yard×m×, yasalar×n öngördüùü kadar×yla talep edebilmelidir. Bak×ma muhtaçl×k teühisi devlet taraf×ndan konulmal×d×r. Özel sigortalar×n objektif davranacaklar×ndan hareket edilmemelidir. Bak×ma muhtaçl×ù×n tespit edilmesinde özel sigortalara yetki verilmemeli, özel eùitimden geçmiü bilirkiüiler taraf×ndan bak×ma muhtaçl×ù×n tespit edilmesi saùlanmal×d×r. Almanya’daki Sosyal Bak×m Kurumuna (Sozialversorgungsamt) benzer bir kurumun Türkiye’de de oluüturulmas× büyük bir sorun yaratmamas× gerekir. Sosyal Bak×m Kurumunun görevleri aras×nda, bak×ma muhtaçl×k baüvurular×n× kabul etmek, bilirkiüi tayin etmek ve karar× resmiyete baùlayarak, bunu bireye ve sigortaya bildirmek de vard×r. 82 RESMø RESMø/ÖZEL RESMø/ÖZEL RESMø Sosyal BakÕm Kurumu BakÕm KasasÕ BakÕm Hizmetleri Bilirkiúi •ødari øúler •Finans øúleri BAùLANGIÇTA DEVLET SSK øLERøDE DEVLET ÖZEL SøGORTALAR •Uygulama KIZILAY KIZILAY ÖZEL SEKTÖR •Teúhis DEVLET SERBEST MESLEK ûekil 26: Sosyal bak×m sigortas×n×n olas× modüler yap×s×. Bak×ma muhtaçl×k derecesine ve gelir durumuna göre bak×ma muhtaç birey kamu taü×mac×l×ù×nda ve telefon ücretlerinde indirimli tarifelerden yararlanabilmelidir. Ancak bak×ma muhtaçl×k, bunlardan yararlanabilmesinin tek koüulu olmamal×d×r, ayn× zamanda haneye giren toplam gelir de dikkate al×nmal×d×r. Yasalarca belirlenen asgari gelir s×n×r×n×n alt×na düüen durumlarda, ek yard×mlardan yararlanma olanaù×na sahip olunmal×d×r. Almanya 20 y×l tart×üt×ktan sonra bak×m yasas×n× ve sosyal bak×m sigortas×n× yürürlüùe koyabilmiütir. Türkiye’nin bu kadar süresi kalmad×ù× demografik verilerle ortaya konulmuütur. Bu yüzden makul bir süre içersinde yasal koüullar oluüturulmal×d×r. Sosyal Bak×m Özellikleri Sigortas×n×n Temel Modernleümenin deùiütirdiùi en önemli üeylerden biri, toplumlar×n yap×s× oldu. Yaül×lar×n say×s×nda sürekli olarak meydana gelen art×ü, yeni sosyal sistemlerin tasarlanmas×n× veya var olanlar×n× demografik deùiüimlere göre uyarlanmas×n× gerekli k×lmaktad×r. Almanya ve Japonya, dünyan×n bu iki önemli endüstri ülkesi, 83 demografik deùiüimlere bir yan×t olarak bak×m sigortas×n× yürürlüùe koydular. Demografik deùiüimlerin yaratt×ù× bu giriüimin “dikkate deùer sosyal deùiüimlere” yol açt×ù× görülmektedir (Shimada, Blüher, Stosberg, Tagsold 2001: 143)54. Bak×m sigortas×n×n devreye girmesiyle “kamuoyunda”, meydana gelen deùiüimlerin ve Türkiye aç×s×ndan bunlar×n önemi üzerinde durmakta faydalar vard×r. Özellikle son y×llarda Türk kamuoyunu rahats×z eden ve insanlarda sosyal dayan×üman×n yerine üiddetin geçtiùi hissini yaratan durumlar göz önüne al×n×nca, toplumun finanse edeceùi sosyal bak×m sigortas×n×n, sosyal devlet sisteminin ard×ndaki “iyi” tasavvurlar× hareket geçirmesi mümkün olabilir (Dallinger 2001: 119)55. Türkiye’ye uygun ve uygulanabilir bir sosyal bak×m sigortas×n×n hangi özelliklere sahip olmas× gerektiùi konusu tart×ü×labilir. Ancak tart×üma götürmez, olmazsa olmaz özellikleri ars×nda baül×calr× üunlard×r 56 (Sozialgesetzbuch 2000) . Temel özelliklerinden vazgeçmeden, kafa kafaya verip, Türkiye’nin taü×yabileceùi ve bak×ma muhtaçlar×n ihtiyaçlar×na cevap verebilen bir sosyal bak×m sigortas×n×n yollar×n× aramal×y×z. Shimada, S., Blüher, S., Stosberg, M., Tagsold, C. 2001. “Öffentlichkeit im Wandel: Die Einführung der Pflegeversicherung in Japan und Deutschland Pp. 143 – 168 in Zur Konstruktion sozialer Ordnungen des Alter(n)s edited by Backes, G.M., Clemens, W., Schroeter, K.R., Leske + Budrich Verlag: Opladen. 55 Dallinger, U. 2001. “Die Konstr×ktion des <Guten> Generationsverhältnisses – Semantiken und Akzeptanzgrundlagen des Rentensystems” Pp. 119 – 142 in Zur Konstruktion sozialer Ordnungen des Alter(n)s edited by Backes, G.M., Clemens, W., Schroeter, K.R., Leske + Budrich Verlag: Opladen. 56 Sozialgesetzbuch. 2000. Sonderausgabe, 26. Aufl., Deutscher Tascenbuchverlag: München, Redaktionelle Verantwortung Beck Verlag: Nördlingen. 54 84 Sosyal Bak×m Yasas× Bak×ma muhtaçl×k riskinin sosyal güvence alt×na al×nmas× için yeni, sosyal güvenliùin yeni bir kolu olarak Sosyal Bak×m Sigortas× ad× alt×nda bir yasan×n yürürlüùe konmas× halinde, milyonlarca insan, bak×ma muhtaçl×k riske karü× koruma alt×na al×nabilir. Sosyal Bak×m Sigortas×’ndan sosyal sigortal× herkes yararlanabilmelidir. Hastal×klara karü× özel sigorta yapt×rm×ü olan kiüiler ise üyesi olduklar× hastal×k sigortas×nda Özel Bak×m Sigortas× anlaümas× yapabilmelidirler. Sosyal Bak×m Sigortas×’n×n sorumluluùu Bak×m Kasalar×na verilmeli ve bu kasalar×n görevleri hastal×k sigortalar× taraf×ndan yürütülmelidir. Sosyal Bak×m Sigortas×n×n görevi, bak×ma muhtaç bireylere, bak×ma muhtaçl×ù×n aù×rl×ù×ndan dolay× yard×ma ihtiyaç duyanlara, dayan×üma ilkesinden hareket ederek, yard×mc× olmakt×r. Sosyal Bak×m Sigortas×’n×n yard×mlar× kademeli olarak devreye sokulmal×d×r. Önce evde bak×m güvencesi, daha sonra kurumsal bak×m güvencesi saùlanmal×d×r. Sosyal Bak×m Sigortas×n×n giderleri, üyeler ve iüverenler taraf×ndan karü×lanmal×d×r. Sosyal Bak×m Sigortas×na ödenecek primler, üyelerin prim ödemek zorunda olduklar× gelire göre ayarlanmal×d×r. Sigortal× aile üyeleri için prim al×nmamal×d×r. Karar Verme Hakk× Sosyal Bak×m Sigortas×’n×n yard×mlar×, bak×ma muhtaçl×ù×na raùmen, bireye mümkün olduùunca baù×ms×z, kendi isteùine uygun ve insanl×k onuruna yaraü×r bir yaüam× mümkün k×labilmelidir. Yard×mlar×n 85 hedefi, bak×ma muhtaç olan bireyin bedensel, zihinsel ve ruhsal güçlerini yeniden elde etmesine ya da mevcut olanlar× korumas×na yönelik olmal×d×r. Bak×ma muhtaç bireyler, çeüitli kurumlar ve hizmet türleri aras×ndan seçim yapma hakk×na sahip olmal×d×r. Yard×mlar×n tarz ve biçimleri, uygun olduklar× sürece, yard×m hakk× çerçevesinde karü×lanmal×d×r. Bak×ma muhtaç bireylerin dinsel ihtiyaçlar× göz önüne al×nmal×d×r. ústerlerse, kendi dininden insanlar×n bak×m hizmeti sunduklar× bir kurumda bu hizmetlerden yararlanabilmelidir. Bak×ma muhtaç birey, bu haklara sahip olduùu, ama evde bak×m×n öncelikli olduùu konusunda bilgilendirilmelidir. Evde Bak×m Önceliùi Sosyal Bak×m Sigortas×, sunduùu yard×mlarla öncelikli olarak evde bak×mlar× ve aile üyelerinin veya komüular×n bak×m görevini üstlenmesini desteklemelidir ki bak×ma muhtaç birey, mümkün olan en uzun süre al×ü×k olduùu kendi ev ortam×nda yaüamaya devam edebilsin. Bunun tam manas×yla mümkün olmad×ù× durumlarda k×smi ve k×sa süreli bak×mlar, tam kurumsal bak×mdan öncelikli tercihler olmal×d×r. Hizmetlerin Türü ve Kapsam× Sosyal Bak×m Sigortas×’n×n sunacaù× yard×mlar hizmet, ayni ve parasal yard×mlar üeklinde üçe ayr×lmal×, temel bak×m, ev masraflar× ve yasan×n öngördüùü giderlerin iadesi üeklinde sunulmal×d×rlar. Yard×mlar×n türü ve kapsam×, bak×ma muhtaçl×ù×n derecesine ve evde bak×m, k×smi kurumsal bak×m veya tam kurumsal bak×m hizmetlerinden hangilerini kulland×ù×na göre ayarlanmal×d×r. 86 Sosyal Bak×m Sigortas× taraf×ndan sunulan yard×mlar, aile, komüular veya diùer gönüllü bak×m ve yard×mlar×, evde bak×m ve k×smi kurumsal bak×m hizmetleriyle desteklemelidir. K×smi ve tam kurumsal bak×mlar için yap×lan masraflar, eùer bak×ma muhtaçl×ù×n türü ve derecesine uygun iseler, Sosyal Bak×m Sigortas× taraf×ndan karü×lanmal×d×r (Bak×m ihtiyac×na baùl× yard×mlar). Yatak ve yemek masraflar×n×, bak×ma muhtaç birey karü×lamal×d×r. Bak×m kasalar×, bak×m kuruluülar× ve bak×ma muhtaç bireyler, yard×mlar×n etkili ve ekonomik üekilde sunulmas×na dikkat etmelidirler ve sadece gerekli olduùu kapsamda yard×m almal×d×rlar. Önlem ve Rehabilitasyon Önceliùi Bak×m Kasalar×, masraflar× üstlenmekten sorumlu kuruluülar×n, zaman kaybetmeden bütün önleyici tedavi ve rehabilitasyonlar× devreye sokmalar×na dikkat ederek, bak×ma muhtaçl×ù×n ortaya ç×kmas×n× önlemeye çal×ümal×d×r. Bak×ma muhtaçl×k durumu meydana geldikten sonra da yasalar×n öngördüùü ölçüde ve kapsamda, bak×ma muhtaç bireylerin t×bbi ve tamlay×c× rehabilitasyonlardan eksiksizce yararlanma hakk× olmal×d×r ve bak×ma muhtaçl×ù× yenmek, hafifletmek veya kötüye gitmesini önlemeye yönelik olmal×d×rlar. Bireysel Sorumluluk Sigortal×lar, saùl×k bilinciyle yaüamlar×n× sürdürmeli, bak×ma muhtaçl×ù× önleyen ve hastal×k tedavilerine ve t×bbi rehabilitasyonlara aktif üekilde katk×da bulunarak, bak×ma muhtaçl×ù×n ortaya ç×kmamas×na çal×ümal×d×rlar. 87 Bak×ma muhtaçl×k meydana geldikten sonra t×bbi rehabilitasyon önlemlerine ve etkinleütirici bak×mlara kat×larak, bak×ma muhtaçl×ù× yenmeye, hafifletmeye veya kötüleümesini önleme giriüimlerine katk×da bulunmal×d×rlar. Bilgilendirme ve Dan×ümanl×k Bak×m kasalar×, bak×ma muhtaçlar×n bireysel sorumluluùunu, saùl×k, bak×ma muhtaçl×ù× önleyici yaüam biçimleri hakk×nda bilgilendirme ve dan×ümanl×k hizmetleriyle desteklemelidir ve saùl×ù× koruyucu etkinliklere kat×lmaya teüvik etmelidir. Bak×m kasalar×, bak×ma muhtaç bireyleri ve aile üyelerini, bak×ma muhtaçl×kla ilgili bütün sorularda, özellikle Bak×m Kasalar× taraf×ndan sunulan yard×mlar ve diùer kurumlar taraf×ndan sunulan yard×mlar konusunda bilgilendirmek ve dan×ümanl×k yapmak mükellefiyetine sahip olmal×d×r. Bak×ma muhtaç bireyin izniyle tedavi eden hekim, hastane, rehabilitasyon merkezi ve sosyal yard×m kurumu, bak×ma muhtaçl×ù×n ortaya ç×kacaù× belli olduktan veya ortaya ç×kt×ktan sonra, zaman kaybetmeden bunu Bak×m Kasas×na bildirmelidir. Dan×ümanl×k için gerekli olan bireye ait özel bilgiler, sadece s,gortal×n×n izniyle kayda geçirilebilmeli, iüleme konulabilmeli ve kullan×labilmelidir. Ortak Sorumluluk Bak×m hizmetlerinin topluma sunulmas×, toplumsal bir görev olarak kabul edilmelidir. Merkezi yönetim, yerel yönetimler, bak×m kurum/kuruluülar× ve bak×m kasalar×, saùl×k hizmetlerine s×k× bir iübirliùi içersinde kat×larak, verimliliùi yüksek, bölgesel olarak yayg×n, ikamet bölgelerine yak×n ve bu bölgelerin ihtiyaçlar×na uygun, birbiriyle uyumlu evde 88 bak×m ve kurumsal bak×mlar×n topluma sunulabilmesini saùlamal×d×rlar. Gerekli olan bak×m hizmetlerinin yayg×nlaümas×na ve geliütirilmelerine katk×da bulunmal×d×rlar. Özellikle evde ve kurumsal bak×m hizmetlerine, yeni k×smi bak×m hizmetleri ve k×sa süreli kurumsal bak×m hizmetleri alternatifleri sunmaya ve bak×mdan önce, bak×ma muhtaçl×ù× önleyen t×bbi rehabilitasyonlara öncelik tan×mal×d×rlar. Bunun yan× s×ra insanc×l bak×m ve yard×m hizmetlerini garanti eden profesyonel ve gönüllü bak×m personeli, aile üyeleri, komüular ve kendi kendine yard×m eden gruplar taraf×ndan sunulan yard×m ve bak×mlar× desteklemeli ve böylece yeni bir yard×mlaüma kültürünün ve dayan×üman×n oluümas×n× saùlamal×d×rlar. Yerel Yönetimlerin Görevi Yerel yönetimler yüksek rand×man yeteneùine sahip, yeterli say×da ve ekonomik olarak çal×üan bir bak×m hizmeti altyap×s×n×n oluümas×ndan sorumlu olmal×d×rlar. Bak×m kurum ve kuruluülar×n× destekleme ve planlama konusunda, bölgeye özgü niteliklere uygun yasal düzenlemelere gidebilmelidirler. Sosyal Bak×m Sigortas×n×n devreye girmesinden sonra sosyal kurumlar×n artan yükünü hafifletebilmek için tasarruf yapmay× saùlayan giriüimlerde bulunmal×d×rlar. Bak×m Kurum ve Kuruluülar×n×n Haklar× ve Görevleri Bak×m kurum ve kuruluülar×, hizmetlerinden yararlanan bireylere, güncel ve genel olarak kabul gören t×bbi ve bak×msal bilgiler doùrultusunda bak×m, tedarik ve refakat konular×nda hizmetler sunmal×d×r. Hizmetlerin içeriùi ve organizasyonu, insanc×l ve etkinleütirici bak×m 89 niteliklerine sahip olmal×, bütün hizmetler insan onuruna uygun tarz ve biçimlerde yap×lmal×d×r. Masraflar× üstlenen kuruluülar×n çeüitliùi bak×m hizmeti sunan kuruluülarca desteklenmeli, masraflar× üstlenen kuruluülar×n karar verme yetkilerine ve baù×ms×zl×klar×na sayg× gösterilmelidir. Dini kurum ve kuruluülar×n bak×ma muhtaç bireyleri bakmalar×, refakat etmeleri, teselli etmeleri ve ölüm döüeùindekilere refakat etmeleri dolay×s×yla ortaya ç×kan masraflar× karü×lanmal×d×r. Öncelik amme hizmeti sunan kuruluülarda ve özel kuruluülarda olmal×, kamusal kurumlar daha sonra gelmeli. Bak×m Kasalar×n×n Görevi Bak×m kasalar×, kendi üyelerinin bak×m hizmetlerinden yararlanabilmesini güvence alt×na almal×d×rlar. Bak×msal, saùl×ksal ve sosyal yard×mlara kat×lan bütün aktörlerle s×k× bir iübirliùi yapmal×d×rlar ve bak×m hizmetlerinin yap×sal eksikliklerinin giderilmesine etkin üekilde iütirak etmelidirler. Yasalar×n kendilerine yüklemiü olduùu görevleri en iyi üekilde yürütebilmek için yerel ve bölgesel çal×üma gruplar× oluüturmal×d×rlar. Bak×ma muhtaç bireylerin yararlanabildiùi hizmetleri en iyi üekilde koordine etmek üzere evde bak×m, kurumsal bak×m ve sosyal yard×m sunan kurum ve kuruluülarla birlikte çal×ümal×d×rlar. Özellikle bak×ma muhtaç her bireyin t×bbi bak×mlar×n×n, rehabilitasyonlar×n, temel bak×mlar×n ve ev iüleri hizmetlerinin kesintisizce ve sorunsuz üekilde birbiriyle uyumlu olarak yürümesini güvence alt×na almal×d×rlar. 90 Gelecek Üzerine Öngörüler Alman atasözlerinden biri “üeytan×n resmini duvara çizmemeyi” önerir. Merton (1984)57 bunu “kendi kendini doùrulayan kehanet” olarak tan×mlamaktad×r. Sunduùum demografik veriler, ampirik bulgulara ve bunlardan hareket edilerek geleceùe yönelik öngörülerden oluümaktad×r. Kehanet deùil, aksine bütün ülkelerde gözlemlenen ve üüphe duyulmayan bir gelecekle ilgilidirler. Bunlar× takip ve tespit ederek, gelecekle ilgili doùru öngörülere ulaüma üans×m×z da artar (Tufan 2005 )58. Toplumsal geliümeler tesadüfen ortaya ç×kmazlar. Ard×ndaki yasalar×n tespit edilmesiyle geleceùin tahmin edilebileceùi, olumsuz geliümelere zaman×nda önlemler al×narak yönlerinin deùiütirilebileceùi düüünülebilir (Popper 1984)59. Tabii ki her öngörüde belli bir yan×lma pay× bulunur. Eùer toplumlar×n birbiriyle eü deùerli, deùiüen ve geliüen, bireylerin davran×ü ve giriüimlerinde çoùunluùun ölçüt al×nd×ù×, istatistiksel olas×l×klar×n dikkate al×nmas× gereken bir sosyal sistem (Bango 1994) olduùu dikkate al×n×rsa, demografik öngörülerin, gerçekleüme ihtimali hiç de az deùildir. Merton, R. K. 1984. “Die Eigendynamik gesellschaftlicher Voraussagen” Pp. 144 – 161 in Logik der Sozialwissenschaften, 11. Aufl. edited by E. Topisch, E. Athäneum Taschenbücher: Königstein/Ts.,. 58 Tufan, ú. 2005. Vizyon 2023.Geleceùin Türkiye’si – Türkiye’nin Geleceùi. Sorunlar, Görüüler, Çözümler. Yay×nlanmam×ü çal×üma. 59 Popper, K. R. 1984. “Prognose und Prophetie in den Sozialwissenschaften” 113 – 125 Logik der Sozialwissenschaften, 11. Aufl., edited by E. Topisch, Athäneum Taschenbücher : Königstein/Ts. 57 91 Genç Nüfusun Anlam× Türkiye, Avrupa’n×n en genç nüfusuna sahip ülkesidir ve yak×n gelecekte bu özelliùini koruyacakt×r. Zaman zaman bas×na da yans×yan haberlerde nüfusun genç oluüunun, övgü meselesi yap×labildiùine üahit oluyoruz. Birçok endüstri ülkesinin sahip olmak istediùi, ama bütün uùraülara raùmen baüaramad×ù× bir nüfus yap×s×na sahip olan Türkiye’de, bunun nedenleri ve kal×c×l×ù× üzerine birkaç söz söylememiz gerekir. Demografik deùiüimler, Türk toplumun yaülanma sürecine girdiùine iüaret etmektedir ve “gençliùini” koruyamayacakt×r. Nüfus yap×s×ndaki deùiüim h×z× çok yüksektir. Ve bu üzülecek deùil, aksine sevinilmesi gereken bir haberdir. Çünkü genç toplum sadece doùurganl×ù×n yüksek oluüuna deùil, ayn× zamanda erken ölümlerin çokluùuna da dayanmaktad×r. Yaüam standard×yla baùlant×s× olan bu durum, yaüam standard×n×n istenilen düzeye eriüemediùinin göstergesidir. Türkiye hem doùurganl×kta, hem de erken ölümlerde Avrupa’da ilk s×rada yer almaktad×r (UNO 1996). Türkiye’nin genç nüfusu, sadece Türk kad×n×n çok çocuk doùurmas×na deùil, ayn× zamanda çocuk ölümlerinin çokluùuna da dayanmaktad×r. Yeni doùan her 1000 çocuktan 52’si bir yaü×na ulaüamadan ölmektedir. Bu da nüfusun yaü ortalamas×n× azaltmaktad×r. Nüfusun genç kalmas×na yol açan diùer önemli faktör yüksek doùurganl×kt×r, yani çocuk dünyaya getirebilecek yaütaki kad×nlar (49 yaü ve alt×ndaki kad×nlar) dikkate al×narak hesaplanan, kad×n baü×na düüen çocuk say×s×d×r. Endüstri ülkelerinde hem çocuk ölümleri hem de doùumlar bir hayli azalm×üt×r. Endüstri ülkelerinin hepsinde rastlanan bu durum dikkate al×nd×ù×nda, genç 92 nüfusa sahip olman×n sevindirici özelliklerinin az, buna karü× önlem al×nmas× gereken yönlerinin fazla olduùu anlaü×lmaktad×r. Çocu k Ölümleri 60 52 40 20 6 6 6 Almanya Hollanda B.Brütanya 0 Türkiye ûekil 27: Türkiye’de dünyaya gelen 1000 bebekten 52’si, bir yaü×n× doldurmadan ölüyor. Almanya, Hollanda ve B.Britanya’da ise ayn× ak×bete uùrayana bebeklerin say×s× sadece 6’d×r (BM 1996). Türk kad×n×n×n doùurganl×ù× yavaü da olsa gerilemektedir. 2002 y×l× itibariye 2,5 çocuk ile AB ülkeleri s×ralamas×nda ilk s×rada gelmekteydi. Bu da nüfusun artmaya devam edeceùi anlam×na gelmektedir. . 2020’li y×llarda 100 milyonluk nüfusuyla AB ülkeleri aras×nda ilk s×raya yerleüecektir. Bugün 80 milyonu aüan nüfusuyla ilk s×rada yer alan Almanya’n×n nüfusu ise giderek azalmaktad×r. 2005 y×l×nda da bu eùilim devam etmiütir. Türkiye h×zl× çoùalan, ama buna paralel olarak h×zla yaülanan nüfusuyla dikkat çekmektedir. 93 Do÷urganlÕk 4 3 2 1,3 1,6 1,8 Hollanda B.Brütanya 0 Türkiye Almanya ûekil 28: Türk kad×n× doùurganl×kta Avrupa’da ilk s×rada yer almaktad×r (BM 1996). Bak×ma Muhtaç Yaül×lar Çoùalacak Bak×ma muhtaçl×k kompleks bir konudur. Yaül×l×kta bak×m demek, çeüitli boyut ve iliükiler üzerine görüüler ileri sürmek demektir. únsanlar×n yaülanma ve yaül×l×klar×, kurumlar ve organizasyonlar, beden, hastal×k ve engellilikler, yasalar, tüzükler, raporlar, etik, normlar, politika, profesyonellik, iletiüim, sosyal iliükiler, sosyal kimlikler, teknoloji, maddi olanaklar, bilgiler, tecrübeler, uygulamalar ve daha nice konu, bak×m kavram×yla baùlant×l×d×r. Bu komplekslik bak×ma muhtaçl×ù× analitik ve teorik olarak incelemeyi zorlaüt×rmaktad×r (Heinlein 2003: 11)60. 60 Heinlein, M. 2003. Pflege in Aktion. Zur Materialität alltäglicher Pflegeparxis. Hampp Verlag: München, Mering. 94 Yaül×larla ilgili basmakal×p düüünceler tümüyle silinememiütir. Ama gerontolojik araüt×rmalardan ç×kan bulgular×n kabul görmeye baülams×ndan sonra meydana gelen olumlu deùiüimler, art×k yaül×l×ù×n aktif ve üretken bir yaüam dönemi olabileceùi düüüncesinin de yayg×nlaümas×na yol açm×üt×r. Yaül×l×ù× bedensel ve zihinsel kay×plarla bir tutan Defisit Teorisinin yanl×ül×ù× kan×tlanm×ü, hatta isteùe baùl× olarak toplumdan geri çekilmek (Disengagement teorisi, Cumming/Henry 61 1961) anlam×yla uyumlu olmad×ù× görülmüütür. Bu yüzden ortaya at×lan Aktivite Teorisi (Russel 1989)62, yaül×l×ù×n pozitif yönlerini vurgular ve yaül×lara yönelik birçok hizmet türlerinde, yaül×lar×n aktifleütirilmesi prensipleri uygulan×r. Diùer taraftan yaül×l×ù×n problemsiz bir yaüam dönemi olarak kabul edilemeyeceùini kan×tlayan bulgular da yeterince ortaya konulmuütur. Yaül×l×kta bak×ma muhtaçl×k anlam×na gelmediùi kabul edilmekle birlikte, bu riskin çoùald×ù× da inkar edilemez. Yaül×l×k “hastal×k ve bak×ma muhtaçl×kla s×n×rland×r×lamaz ve s×n×rland×r×lmamal×d×r, ama hastal×k ve bak×ma muhtaçl×k, yaül×l×ùa refakat eden olas× durumlard×r” (Lenz, Rudolph, Sickendieck 1999: 78). Yaüam süresi uzad×kça bak×ma ve yard×ma muhtaç hale gelmekten korkanlar×n çoùald×ù× da görülmektedir (Natter/Reinprecht 1992)63. Bunun yersiz bir korku olmad×ù× ve bak×ma muhtaçl×ù×n gelecekte yaül×lar aras×nda artacaù× (Schneekloth 199664: Schroeter/Prahl 1999: 33) detayl× anlizlerle kan×tlanm×üt×r. 75 yaü×ndan Cumming E, Henry W E (eds): Growing old. The process of disengagement, Basic Books: New York, 1961. 62 Russel, C. H. 1989. Good news anout aging. Wiley: New York. 63 Natter, E./Reinprecht, C. 1992. Achtung Sozialstaat. Europaverlag: Wien, Zürich. 64 Schnneekloth, U. 1996. “Entwicklung von Pflegebedürftigkeit im Alter” in Zeitschrift für Gerontologie und Geriatrie 29: 11 – 17. 61 95 itibaren bak×ma muhtaçl×k ve kronik hastal×k riski yükselmektedir (Kardorff 2005)65. Zihinsel Engelli Yard×mlar Yaül×lara Özel Bak×m ve Zihinsel engelli yaül×lar, bak×ma ve yard×ma muhtaç yaül×lar aras×nda özel bir olarak kabul edilseler de, zihinsel yetenek kay×plar×, “prensipte”, engelsizlerden farkl× biçimlerde geliümemektedir (Down – sendromuna sahip ufak grup d×ü×nda). Ancak yaül×l×ùa baùl× kay×plar, engelsizlerle karü×laüt×r×l×nca, daha düüük bir düzeyden baülamaktad×rlar, bu yüzden zaman kaybetmeden bireysel yard×mlarla desteklenmeleri gerekir. Zihinsel engellilerin topluma entegrasyonu ve sunulacak bak×m hizmetlerini birbirinden ay×rmak, bu nedenlerden dolay× anlams×zd×r (Lempp 2001: 138)66. Zihinsel engelli yaül×lar×n temel ihtiyaçlar×, ayn× yaütaki engelsizlerden farkl× deùildir. Soyutlanmamak, güvence alt×nda olduùundan emin olmak, sosyal yetilerini ve iliükilerini korumak, bunlardan sadece baz×lar×d×r. Ayn× zamanda günlük iülerinde yard×m, serbest zamanlar×n× deùerlendirebileceùi olanaklar, bak×ma muhtaçl×k ve hastal×k durumlar×nda tan×d×ù× ve güvendiùi insanlar taraf×ndan bak×lmak, yeterli düzeyde ekonomik bir güvence, zihinsel engelli ve zihinsel engeli bulunmayan 65 Von Kardorff E: Kein Ende der Ausgrenzung. In: Ahorn R, Bettinger F (eds) Sozialer Ausschluss und Soziale Arbeit. Positionsbestimmungen einer kritischen Theorie und Praxis Sozialer Arbeit. VS Verlag für Sozialwissenschaften, Wiesbaden, 2005, s: 253 – 272. 66 Lempp, R. 2001. “Geistige Behnderung im Lebenslauf. Die Bedeutung der Kompetenzförderung aelterer Menschen mir geistiger Behinderung für die Aufrechterhaltung der erworbenen Faehigkeiten und Fertigkeiten” Pp. 123 – 140 in Versorgung und Förderung älterer Menschen mit geistiger Behinderung. Expertiesen zum Dritten Altenbericht der Bundesregierung, Band V,. edited by Deutsches Zentrum für Altersfragen.2001. Leske + Budrich Verlag: Opladen. 96 bak×ma muhtaç yaül×lar×n temel ihtiyaçlar×d×r (Wacker 2001: 78). Yaü× 65 ve üzerindeki kurumsal rehabilitasyon alt×ndaki zihinsel engellilerin Almanya’daki oran× %12’dir. Bunun “düüük” (Tews 2001: 12) bir oran olduùu belirtilirken, Türkiye’de 65 yaü ve üzerindeki yaül×lar×n tümüne bak×nca (4,2 milyon kiüi), bunlar aras×nda zihinsel engellilerin sadece %0,3’lük bir orana sahip olduklar× (DúE 2002/Hesaplama: Tufan 2006) tespit edilmektedir. Bu ise Almanya’daki engellilerden 40 kat daha düüük bir orand×r. Oysa uluslar aras× araüt×rmalar, zihinsel engelli yaül×lar×n artacaù×n× göstermektedir. Dolay×s×yla yaül× zihinsel engellilerdeki bu düüük oran×n sebepleri ve kurumsal bak×mlarda daha fazla dikkate al×nmalar×n× saùlayacak yeni araüt×rmalara ihtiyaç vard×r. Yaül× engellilerin say×s× devaml× artmaktad×r. Bak×m ve yard×m hizmeti sunan kurum ve kuruluülar×n, sadece genç engellilerle deùil, aksine yaül× engellilere yönelik hizmetlerle ilgilenmeleri gerekmektedir (Tews 2001). Endüstri ülkelerinde yaü× 65’ten büyük nüfusta psiüik hastal×klar %23’e kadar ulaümaktad×r. Bunlar×n %11’ni demans hastalar×, %10’nu psiüik hastal×klar ve geriye kalan×n× fonksiyonel psikozlar (Kardorff 2005) meydana getirmektedir. Bu bulgularla, Türkiye’dekiler aras×ndaki tezatl×k nas×l aç×klanabilir? Bunun farkl× sebepleri aras×nda, kan×mca en önemlisi, ailelerin bak×ma ve yard×ma muhtaç yaül×lar, özellikle zihinsel engelli yaül×lar hakk×nda bilgi iletmemesi yer almaktad×r. Bu ise devletten gelecek yard×mlar konusunda umutsuz olmalar×na dayanmaktad×r. ûimdiye kadar bu yaül×lara yönelik yard×m ve bak×m hizmetlerinin devlet güvencesi alt×na al×nmam×ü olmas×, engelli istatistiklerine de yans×maktad×r ve gerçek say×lar×n ortaya ç×kmas×na engel teükil etmektedir. 97 Örneùin Türkiye Alzheimer Derneùi’nin tahminlerine göre 450000’den fazla demans hastas× vard×r ve bunlar×n 250000’den fazlas× Alzheimer hastas×d×r. Her ne kadar bu hastal×k, bir yaül×l×k hastal×ù× deùilse de, yaül×lar aras×nda daha s×k rastland×ù× görülmektedir. Ama engelli istatistiklerine göre Türkiye’de sadece 16000 zihinsel engelli yaüamaktad×r ve bunlar aras×nda yaül×lar×n oran× yok denecek kadar azd×r (Tufan 2006). Bak×ma ve yard×ma muhtaç engelliler aras×nda, yaül× zihinsel engellilerin, diùerlerinden daha fazla sosyal dezavantaja sahip olduklar× dile getirilmektedir. Çeüitli kültürlerdeki engellilere yönelik tutum ve davran×ülar× inceleyen Dieter Neubert ve Günter Cloerkes (1994)67, baz× kültürlerde zihinsel engellilere yönelik “aü×r× tepki” gösterildiùini ve bu tepkilerin sonradan ortaya ç×kan zihinsel engellilik durumlar×nda da ortaya ç×kt×klar× belirtilmektedir Bunun baül×ca sebepleri, zihinsel engellilerin iüe yaramaz kiüiler olarak kabul edilmesi veya onlardan kaynaklanan reel ve reel olmayan tehlikelerden hareket eden düüüncelerle (Neubert/Cloerkes 1994: 66) baùlant×lar× vard×r. Saùl×kl× ve zinde yaül×lar, prestiji yüksek birçok fonksiyonu yerine getirmeye devam etmektedir. Yaülanma sürecinde bedensel, zihinsel veya psiüik kay×plar ortaya ç×karsa, sosyal konumlar× deùiüir. “Çocuklar× taraf×ndan bak×labilecek durumlara raùmen, kuvvetten düüen yaül×lara karü× aü×r× tepkiler verilebildiùi, öldürülmelerine çocuklar×n×n da doùrudan iütirak ettikleri” (Neubert/Cloerckes 1994: 72) tespit edilmiütir. Neubert, D., Cloerkes, G.1994. Behinderung und Behinderte in verschiedenen Kulturen. Eine vergleichende Analyse ethnologischer Studien, 2.Aufl., Edition Schindele: Heidelberg. 67 98 Yaül×l×k ve zihinsel engellilik bir araya gelince, bireyin sosyal çevresindeki sayg×nl×ù×, ona ve yaüam×na verilen deùerdeki düüüü, sadece ilkel toplumlarda gözlemlenen bir durum deùildir. Her ne kadar modern toplumlarda “aü×r× tepki” bulunmasa da, kurumsal bak×m alt×ndaki yaül×lar× zehirleyerek öldüren “profesyonel bak×c×lar” oraya ç×kabilmektedir. Almanya ve Avusturya’da örnekleri görülen bu olaylar istisna kabul edilerek önemsiz olarak s×n×fland×rabilir. Ancak modern toplumun içinde de yaül×lara, özellikle zihinsel engelli yaül×lara karü× “aü×r× tepki” potansiyelinin mevcut olduùunu gösteren belirtiler olarak da ciddiye al×nabilirler. Almanya’da 2006’da yaüanan bir olayda, 65 yaü×ndaki bir öùretmen kad×n Alzheimer hastas× 90 yaü×ndaki annesini öldürdü. Bu tür olaylar bak×m görevini üstlenen insanlar×n, ister aile üyesi olsun isterse profesyonel bak×c× olsun, bir tak×m sorunlarla yaüad×klar×n× ve baz× durumlarda bunlar×n üstesinden gelemeyerek, aü×r× tepki gösterdiklerini de ortaya koymaktad×r. Gelecekte say×lar× artacak olan zihinsel engelli yaül×lara karü× bu giriüimlerin artmayacaù× garantisini ise hiç kimse veremez. Bu yüzden sosyal politikalar daima yaül×l×kta bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù× göz önüne alacak üekilde tasarlanmal×d×rlar. Çünkü çocuk engellilere gösterilen duygusal anlay×ü, yaül×lardan genellikle esirgenir. As×rlarca kan baù×yla birbirine baùl× küçük topluluklar halinde yaüayan Türklerde sosyal yard×mlaüman×n gücü ve hala ayakta oluüu, gelecekte ayakta kalacaù×n×n güvencesi olarak görülmemelidir. Bu devlet örgütlenmesi içine al×nan sosyal yard×m etkinliklerinin kapsam× ve içeriùi, bak×ma muhtaçlar× da kucaklayacak üekilde deùiütirilmelidir. Çünkü engelli ve bak×ma muhtaç bireylerin topluma kazand×r×lmalar×n× isteyenler, bunu 99 istemeyenlerden daha fazlad×r (Bächtold 1984)68. Bunu baüarabilmek için soyutlama mekanizmalar× olarak görev yapan yöntemlerin (Rosenberger 1998)69 belirlenmesi ve bertaraf edilmeleri gerekmektedir. Bak×ma ve yard×ma muhtaç bireyleri sosyal ve kültürel yaüama kat×lmaya teüvik eden, onlara günlük yaüamlar×nda yard×mc× olurken, yeni baù×ml×l×klar yaratmayacak stratejilere ihtiyaç vard×r. Yaüam×yla ilgili kararlar×nda baù×ms×zl×ù× (Miles-Paul/Frehse 1994)70 sadece “saùlamlara” ait bir hak olarak görmemek gerekir. Aksine “mümkün olduùunca normal” (Thimm et. al. 1985, Nirje 199471, Wohlhüter 199572, Hahn 199473) yaüam olanaklar×n×n yarat×lmas× gerekir. Sosyal bak×m sigortas×, toplumsal tepki olarak kabul edilebilir. Bu, hem bak×ma muhtaç durumdakilerin, hem de bak×ma muhtaç duruma gelebileceklerin güvenliùi aç×s×ndan önemli olan bu kolektif sosyal tepkinin yarat×labilmesi için giriüimlerde bulunmam×z gerekir. Bak×ma muhtaçl×k yaül×l×kla doùrudan baùlant×l×d×r. Evde bak×m hizmetleri, bunun türleri ve s×n×rlar× üzerine yap×lan araüt×rmalar (Schneekloth 199474; Trost/Metzler 68 Bächtold, A. 1984. „Soziale Reaktionen auf behinderte Jugendliche. Einstellungen und gesellschaftliche Hintergründe.“ Pp. 30-39 in Geistige Behinderung 1/1984. 69 Rosenberger, M. 1998. Ratgeber gegen Aussonderung,Heidelberg. 70 Miles-Paul, O. and Frehse, U. 1994. “Persönliche Assistenz. Ein Schlüssel zum selbstbestimmten Leben Behinderter.“ Pp. 12 – 27 in Gemeinsam Leben 1/1994. 71 Nirje, B. 1994. „Das Normalisierungsprinzip - 25 Jahre danach.“ Pp. 12 – 32 in Vierteljahresschrift für Heilpädagogik und ihre Nachbargebiete 1/1994. 72 Wohlhüter, H. 1995. „Das Normalisierungsprinzip und andere Leitideen für die Gestaltung der Behindertenhilfe.“ Pp. 16 – 21 in Zur Orientierung 1/1995. 73 Hahn, M. T. 1994. „Selbstbestimmung im Leben, auch für Menschen mit geistiger Behinderung“ Pp. 81 – 84 in Geistige Behinderung 2/1994. 74 Schneekloth, U. 1994. Hilfebedürftige Behinderte in privaten Haushalten: Sekndaeranalyse der Studie “Möglichkeiten und Grenzen selbststaendiger Lebensführung” im Auftrag des Bundesministeriums für Familie und Senioren, 100 199575) ve sosyal politikalar sayesinde devreye sokulabilecektir. Bak×ma muhtaç yaül×lara yard×mc× olabilmek için özel saùl×k ve sosyal politikalar×n hayata geçirilmesi, özel enformasyonlar sunulmas× (özellikle aileye, ama ayn× zamanda hastal×ù×n baülang×c×nda hastalara), duygusal destek ve kamusal yard×mlara da ihtiyaç vard×r. Ayr×ca yeni bak×m ve yard×m konseptleri geliütirilmeli, bilimsel araüt×rmalar desteklenmelidir (Deutsche Alzheimer Gesellschaft e.V. 2001: 76 Wimmer/Fischer 2002: 119 ). Aile Bak×ma muhtaç durumdaki yaül×lara, Bat× ülkelerinde genellikle (Keller 2002: 9), Türkiye’de ise hep aileler bakmaktad×r. Bak×ma muhtaçlara yard×m, aileye yard×m anlam×na gelmektedir. Sosyal dezavantajlar×n yaratt×ù× sosyal eüitsizliklerin engellileri marjinal (Hradil 1999)77 hale getirmesi deùil sadece, ayn× zamanda aileleri de marjinalleütirme riskinden hareket edilmelidir. Eskiden yaül×lar×n durumu bugünkünden belirgin üekilde daha farkl×yd×. Aile ve çal×üma yaüam×ndaki etkinliklerden yavaü bir süreçten geçerek ayr×lmaktayd×lar. Bak×ma ve yard×ma muhtaçl×k, çoùunlukla aile içinde çözülebilen problemlerden biriydi. Stuttgart. u.a. (Schriftenreihe des Bundesministeriums für Familie, Senioren, Bd. 20.3) 75 Trost, R./Metzler, H. 1995. Alternde und alte Menschen mit geitiger Behinderung in Baden – Württemberg. Stutgart. Ministerium für Alter, Gesundheit und Sozialordnung Baden – Württemberg. 76 Wimmer, T./Fischer, G.C. 2002. “Möglichkeiten und Grenzen der haeuslichen Betreung an Demenz Erkrankter unter besonderer Berücksichtigung der Hochbetagten” pp. 57 – 146 in Hochaltrigkeit und Demenz als Herausforderung an die Gesundheits –und Pflegeversorgung. Expertiesen zum Vierten Altenbericht der Bundesregierung, Band III,. Tedited by Deutsches Zentrum für Altersfragen, Vincentz Verlag: Hannover. 77 Hradil, S. 1999. Soziale Ungleichheiten in Deutschland. Leske u. Budrich: Opladen. 101 Bunun nedenlerinden biri kalabal×k ailelerde, bak×m görevinin birçok kiüiye paylaüt×r×lmas×yla aç×klanabilir. Ancak as×l sebep, çok az insan×n, bak×ma muhtaç oluncaya kadar yaüabilmesiyle baùlant×l×d×r. Az say×daki bak×ma muhtaç yaül×n×n yaratt×ù× yükü kald×rmak, en az×ndan kalabal×k aileleri fazla bir bask× alt×na sokmuyordu. Bugün ise çeüitli nedenlerden dolay× bu olas×l×k azalm×üt×r. Hatta ailelerin birçoùu aç×s×ndan tamamen kaybolmuütur. Bak×ma muhtaçl×l×ù×n ekonomik, psikolojik ve sosyal olmak üzere kompleks bir problem yumaù× meydana getirmesi buna dayanmaktad×r. Hem bak×ma muhtaç olan×, hem bak×m görevini üstleneni çok yönlü etkilemesinin ard×nda, deùiüen yaüam koüullar×, yaüam biçimleri, fakirlik, bölgesel koüullar aras×nda farkl×l×k gibi birçok neden yatmaktad×r. Bu sebeplerden biri doùudan bat×ya doùru geliüen iç göçtür. Daha iyi bir yaüam umuduyla yola koyulanlar genellikle gençlerdir. Köylerde geriye kalan yaül×lar (Tufan 2006b: 71ff.78; göç olgusuyla ilgili olarak ayr×ca bkz. Geißler 200079: : 5 – 8; Ritter/Hohmeier 1999: 38) bak×ma muhtaç hale gelirse, onlara bakacak olan “kad×nlar” art×k yanlar×nda deùildir. Ailede bak×ma muhtaç yaül× veya yaül×lar varsa, öncelikle kad×nlar bak×mlar×n× yamaktad×r. Gelecek y×llarda bak×ma muhtaç yaül×lar×n ve çal×üan kad×nlar×n çoùalacaù× düüünülürse, bak×ma muhtaçl×k problemine yeni konseptlerle çözüm getirmenin kaç×n×lmaz bir sonuç olduùu anlaü×lmaktad×r. Kad×nlar×n, yaül×lara bakmayacaù× anlam×na gelmeyen, aksine bu görevi (çal×ümas×na raùmen) yine de üstlenecek Tufan, ú. 2006. Türkiye’de Yaülanma ve Yaül×l×k., yay×na haz×rlanan çal×üma. Geißler, R. 2000. “Struktur Entwicklung der Bevölkerung” in Informationen zur politischen Bildung, 4: 3- 8. 78 79 102 olan kad×nlar×n bu yöndeki isteùinin k×r×lmamas× için, desteùe ihtiyaçlar× vard×r. Bu kad×nlar× kaderlerine terk etmeyen her konseptin, ayn× zamanda aileye destek veren, onu koruyan, parçalanmas×n× önleyen bir giriüim olacaù×n× dikkate al×rsak, sosyal hak×m sigortas×n×n çok yönlü etkilerini alg×lamak zor deùildir. Çocuk, kad×n, erkek, yaül×, genç, aile fertlerinin hepsi aç×s×ndan kazanç anlam×na gelen bu sigortan×n, toplum taraf×ndan destek göreceùinden üüphe duymaya gerek yoktur. Çekirdek ailenin yayg×nlaümas× devam edecektir. Gençlerden ayr× konutlarda yaüamay× tercih eden yaül×lar çoùalacakt×r. Bu istek bugün de vard×r, ancak ekonomik durumlar× elveriüsiz olanlar çoùunlukta olduùundan, bu isteùin uygulanmas×n× zorlaüt×rmaktad×r (Tufan 2006). Fakirliùi azaltan baüar×l× her giriüimin, yaüam standard×n× yükselten ve tek baü×na yaüayanlar×n çoùalmas×na yol aüan etkiler yaratt×ù× göz önüne al×nmal×d×r. Aile odakl× stratejilere aù×rl×k verilirken, profesyonel bak×m hizmetlerinin yayg×nlaümas×n× saùlayacak koüullar yarat×lmal×d×r. Toplum yap×s×nda meydana gelen deùiüimler, yaül×lara yönelik yard×mlar× öngören sistemde köklü deùiüimlere gidilmesini ve mevcut yard×m ve hizmetlere yenilerinin eklenmesini gerekli k×lmaktad×r. Sosyal bak×m sigortas×, bu yenilikleri devreye sokabilecek iyi bir alternatif olarak görünmektedir. Hedefi aileyi bak×m hizmetlerinden d×ülamak deùil, aksine onu destekleyerek, bak×ma muhtaç yaül×lar×n, mümkün olabilen en uzun süre, evde bak×lmalar×n× saùlamakt×r. ûu andaki t×bbi bak×m ve rehabilitasyon hizmetlerinin, bak×ma ve yard×ma muhtaçl×k problemine çözüm olamay×ü×n×n sebebi, bu hizmetlerin hedefleriyle baùlant×l×d×r. Tedavi alt×ndakileri dikkate alan hedeflerin yan× s×ra, tedavi sonras× normal yaüamda karü×laü×lan problemlere çözüm getiren konseptlere ihtiyaç vard×r ve 103 daima ailenin beklentilerine taü×malar× gerekir. cevap veren nitelikler Aile yap×s× da zamanla deùiüecektir. Yaüam biçimlerinde meydana gelen, modernleüme süreciyle baùlant×l× olan bu geliüme, toplumun genel eùitim düzeyi yükseldikçe ivme kazan×r. Buna baùl× olarak yaüam tarzlar× ve biçimleri deùiümektedir. Örneùin 1870 y×l×nda Almanya’da hane halk× ortalama 5 kiüiden meydana geliyordu. 1950’de 3,3’e geriledi ve bugün 2,15’tir. En geç 2030’da 2 – s×n×r×n×n aüaù×s×na ineceùi tahmin edilmektedir (Kramer/Zippel 2003: 25)80. Modernleüme sürecindeki toplumlarda, özellikle endüstri toplumlar×nda rastlanan bu durum Tews’in (1993) bireyselleüme olarak tan×mlad×ù×, yani tek kiüilik hanelerde yaüayan insan say×s×n×n art×ü×na yol açmaktad×r. Türkiye’de bireyselleüme eùilimi henüz belirginleümemiütir. Daha ziyade “aile” kurmak isteyenler çoùunluktad×r. Yaü× 18 ve üzerindeki 44 milyon kiüinin %73’nün evli oluüu, aile kavram×n×n Türk toplumundaki önemini de yans×tmaktad×r. Dolay×s×yla en az×ndan iki kiüilik hanelerde yaüanlar çoùunluktad×r (Kaynak: DúE 2002/ Hesaplama: Tufan 2006). ABD’den Japonya’ya kadar bütün endüstri ülkelerinde rastlan×lan bireyselleüme olgusunun Türkiye’de ortaya ç×kma olas×l×ù×, endüstrileüme sürecindeki baüar×s×na baùl× olarak artacakt×r. Özellikle tek baü×na yaüayan yaül×lar aç×s×ndan doùuracaù× sonuçlar× dikkate almak gerekecektir. Kramer, D./ Zippel, C. 2003. “Demographische Grundlagen und Entwicklungen oder der Weg weg von der Pyramide” Pp. 17 – 32 in Soziale Arbeit mit alten Menschen. Sozialarbeit in der Altenhilfe, Geriatrie und Gerontopsychiatrie edited by C. Zippel, S. Kraus, Weissensee Verlag: Berlin. 80 104 Single yaüam tarz×n×n hem gençlik aras×nda, hem yaül× kuüakta, farkl× nedenlerden ötürü ileride yayg×n hale gelebileceùi ihtimalinin dikkate al×nmas× da gerekir ve Rosenmayr’×n kuüaklar aras×nda gözlemlenen “mesafeli yak×nl×ù×”, Türkiye’nin geleceùinde önem kazanacak bir sosyal eùilim olacakt×r. Dayan×üma biçimleri, iliüki say×s× ve kalitesini deùiüime uùratan bu eùilim, bak×ma muhtaçl×k durumlar×nda, mesafeli iliükiye yeni boyutlar da kazand×rabilir ve “yaül× annemize/ babam×za üimdi kim bakacak?” soruna yeni anlamlar katabilir. Bireyselleüme eùilimi az olmas×na raùmen, bu soruya kafa yoranlar×n say×s× fazlad×r. Çünkü engellilik ve yaül×l×k aras×ndaki baùlant×lardan hareket ederek bak×ma muhtaçl×ù× deùerlendirince, ekonomik gücü zay×f aileler aç×s×ndan, daha da fakirleümek anlam×na gelmektedir. Ne zaman, hangi sebepten dolay× bak×ma ve yard×ma muhtaçl×kla ilgilenmek zorunda kal×rsa kals×n, insanlar×n çoùu için bu öncelikle kendi geleceùi üzerine düüünmek, bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù×n getireceùi ekonomik, psikolojik ve sosyal yükün alt×ndan kalk×p kalkamayacaù×n×n hesaplar×n× yapmak demektir. Türkiye’de bak×ma muhtaçl×k, ekonomik baù×ms×zl×ù×n yitirilmesiyle s×k× bir iliüki içindedir. Sadece bak×ma muhtaç bireyi deùil, tüm aileyi fakirliùe sürükleyen, bir problemdir. Bu da mesafeli yak×nl×k ifadesindeki “mesafe” kavram×n×n önem kazanmas×na, yani kuüaklar aras× iliükilerin bozulmas×na yol açabilir. 105 MEDENø DURUM 18 + Kuúa÷Õ Di÷erleri Hiç evlenmedi 6,9% 20,2% Evli 72,9% Kaynak: DøE 2002/ Hesaplama: Tufan 2006 ûekil 29: 18 yaü×nda ve üzerindeki nüfusun medeni durumu (Kaynak: DúE 2002/Hesaplama: Tufan 2006). Yaln×z yaüayan ve bak×ma muhtaçl×k riskine sahip veya bak×ma muhtaç yaül×lar×n problemlerine, sosyal güvenlik sistemi kapsam×nda çözümler getirilirken, bireyselleüme eùiliminin de dikkate al×nmas× bu yüzden gerekmektedir. Son Söz Yirminci yüzy×l×n baülar×nda ortalama yaüam süresi 40 y×l civar×ndayd×. Ölümler, erken geliyor, yaülanabilenlerin nüfustaki oran× çok düüük bir düzeyde kal×yordu. Bu 106 yüzden bak×ma muhtaçl×k ve yaül×l×k aras×nda çok s×k× baùlant×lar yoktu. Daha ziyade erken ölümler, insanlar aç×s×ndan büyük bir problem olarak kabul ediliyordu. Modernleüme sürecinde yaüam koüullar× deùiüince, yaüam süresi de buna baùl× olarak h×zla uzamaya baülad×. Bugün bütün toplumlarda, yüzy×l öncesiyle karü×laüt×r×l×nca, daha uzun yaüayan insanlar×n varl×ù× ve giderek çoùalmalar×n×n anlam× budur. Yaüam standard× yükseldikçe, yaüam süresi uzad×ù×ndan, endüstri ülkelerinin insan× diùer ülkelerin insan×ndan belirgin üekilde daha uzun bir yaüam beklentisine sahiptir. Bu yüzden toplumsal yaülanman×n ilk etapta endüstri ülkelerinin problemi olduùu kabul edilir ve gerçekten bu ülkeler etkilerini daha fazla hissetmektedir. Ancak iüin asl× böyle deùildir. Her ne kadar endüstri ülkelerinde yaül×lar çoùalm×ü olsa da, yaül×l×ù×n as×l sorunlu bir dönem olduùu ülkeler, endüstri ülkeleri deùil, aksine aralar×nda Türkiye’nin de bulunduùu geliümekte olan ülkelerdir. Çünkü endüstri ülkeleri, yaülanma ve yaül×l×ùa çözüm getiren konseptleri teker teker hayata geçirirken, nüfustaki say×lar×n×n göreceli azl×ù× gerekçesinden hareket eden geliümekte olan ülkeler, daha çok gençliùin problemlerine odaklanmaktad×rlar. Gençlerin sorunlar×na da kesin çözümler getirmedikleri için, bu ülkelerdeki sosyal problemler hem çoùl×yor, hem de etkileri daha üiddetli oluyor. Yaül×l×kta bak×ma ve yard×ma muhtaçl×kta da, endüstri ülkelerinin çok say×daki yaül×lar×na daha iyi yaüam koüullar× haz×rlayabildikleri, buna karü×n geliümekte olan ülkelerin az say×daki yaül×lar×na dahi tatmin edici asgari bir yaüam standard×n× saùlamad×klar× görülüyor. Bu yüzden yaülanma yaül×l×k, ilk etapta endüstri ülkelerinin deùil, daha ziyade çözümsüzlük içersindeki geliümekte olan ülkelerin baül×ca problemidir. 107 Çözümsüzlüùün gerekçeleri sürekli olarak ekonomik nedenlerle aç×klanamaz, her ne kadar bu problemin varl×ù×n× ret edemesek de, özellikle geliümekte olan ülkelerdeki birçok sebep, ayn× zamanda bu problemler için gayet iyi olanaklar da sunuyor. Örneùin yat×r×mlar×n ve personel giderlerinin belirgin üekilde düüük oluüu, bu sebeplerden iki tanesidir. Ayr×ca birçok alanda tasarruf yap×labilir ve ülkeyi ekonomik s×k×nt×lara sürükleyen önlenebilir birçok problemlere çözümler getirilerek, daha önce boüa giden veya gözden kaçan ek gelirler, as×l çözülmesi gereken alanlara kayd×r×labilir. Ancak bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ùa çözüm konseptleri aras×nda Sosyal Bak×m Sigortas×, kaynaù×n×n önemli bölümünü kendisi yaratan, dolay×s×yla devlete maliyeti göreceli düüük olan konseptlerden biridir ve çeüitli ülkelerde, baüar×yla uygulanmaktad×r. Böyle bir konseptin Türkiye’de de hayata geçirilmemesi için en az×ndan ekonomik sebepler çözülebilir. Yasal deùiüiklere gitmenin de zor olmayacaù×n×, son birkaç y×lda AB’ye uyum yasalar×n×n baü döndürücü h×zla yürürlüùe konuluüundan biliyoruz. Geriye kalan problemler ise daha ciddidir ve çözümleri o kadar kolay olmayacakt×r. Bunlar aras×nda gerontolojik bilgi noksanl×ù× baüta gelen problemdir. Sözde gençliùin problemlerine çözüm aran×rken, yaül×lar× unutan Türkiye, genç nüfusuna güvenerek düütüùü hatan×n faturas×n×, üu anda ihtiyac× olan gerontolojik bilgilere sahip olmamakla ödemektedir. Endüstri ülkeleri, kendi insan×n×n nas×l yaüland×ù×n×, problemlerini ve çözümlerini incelerken, Türkiye’de boüa geçirilen sürenin olumsuz etkileri, yaül×lar×n ve bunlar aras×nda bak×ma muhtaç olanlar×n×n, genel ve spesifik durumlar×ndaki olumsuzluklardan net bir biçimde alg×lanmaktad×r. 108 Ancak bu bilgi boüluùu kapat×labilir. Sadece yapmak zorunda olduùumuz tek bir üey var: Yaülanma ve yaül×l×ù×, Türkiye’nin sosyal problemleri aras×nda görmek ve bunun sadece t×bbi problem olmad×ù×n× ve hiçbir zaman da olmayacaù×n× art×k idrak etmektir. údrak sözcüùü bilerek kullan×lmaktad×r, çünkü bunu anlamak istemeyen veya görmezlikten gelenler Türkiye’de hala vard×r ve özellikle de, yaül×l×k problemlerinden çok fazla etkilenmeyenler aras×nda bu görüüün yayg×n olduùu dikkat çekmektedir. Yaül×l×k, öncelikle fakirlikle, ama ayn× zamanda cinsiyetle ve eùitimle baùlant×l×d×r. Nas×l ki yaül×l×k sadece biyolojik bir olgu deùilse, cinsiyeti de sadece bu aç×dan göremeyeceùimiz ortadad×r. Türk kad×n×n×n geleneksel rolleri, fakirliùi, cehaleti ve bunlar×n yaratt×ù× dezavantajlar birikimi, onun yaül×l×ù×na doùrudan etki eden sosyal problemlerdir. Eùitim, gelir, cinsiyet, bölge gibi birçok unsurun yaratt×ù× sosyal eüitsizliklerin, yaül×l×kta bak×ma ve yard×ma muhtaçl×ù× etkilemekle kalmad×ù×, öte yandan geriden gelen genç ve orta yaül× kuüaklar aç×s×ndan da olumsuz etkilere yol açt×ù× kan×tlanabilir. Bu üeytan çemberini k×rabilmemiz için yeni stratejiler ihtiyac×m×z vard×r. Bunlardan birini, bu çal×ümayla tart×ümaya açmak ve Türk toplumuna uygun bir sosyal bak×m sigortas×n×n tasarlanmas×na katk×da bulunmak istiyorum. Bunu teorik bir çal×üma olarak deùil, aksine insan yaüam×na direk etki eden pratik bir giriüim olarak kabul ediyor ve tart×ümaya herkesin kat×lacaù× umudunu taü×yorum. 109 ûekiller ûEKúL 1: ENGELLúLúK ..................................................................................... 22 ûEKúL 2: ENGELLúLERúN YAû GRUPLARINA GÖRE DAøILIMI (KAYNAK: TÜRKúYE ÖZÜRLÜLER ARAûTIRMASI 2002: 6). ................................... 27 ûEKúL 3: SÜREøEN HASTALIøA SAHúP OLAN NÜFUSUN YAû GRUPLARINA GÖRE DAøILIMI (KAYNAK: TÜRKúYE ÖZÜRLÜLER ARAûTIRMASI 2002: 6). ......................................................................................................... 27 ûEKúL 4: GÜNLÜK AKTúVúTELERDE BAøIMLILIK (KAYNAK: DúE 2002/HESAPLAMA: TUFAN 2006). ..................................................... 28 ûEKúL 5: YARI VE TAM BAøIMLI ENGELLúLERúN YAû GRUPLARINA GÖRE DAøILIMI (KAYNAK: DúE 2002/HESAPLAMA: TUFAN 2006). ........... 29 ûEKúL 6: HúZMETLERDEN FAYDALANMAMA NEDENLERú (KAYNAK: DúE 2002/HESAPLAMA: TUFAN 2006). ..................................................... 33 ûEKúL 7: YAûI 40’IN ÜZERúNDEKú NÜFUSUN YAû GRUPLARINA GÖRE DAøILIMI (KAYNAK: DúE 2002/HESAPLAMA: TUFAN 2006). ........... 36 ûEKúL 8: SOSYAL GÜVENLúK DURUMU VE EøúTúM DURUMU (TUFAN 2006, GEROATLAS). ...................................................................................... 39 ûEKúL 9: SOSYAL GÜVENLúK DURUMU VE YAûADIøI KENT (TUFAN 2006, GEROATLAS). ...................................................................................... 40 ûEKúL 10: GELúR DURUMU (TUFAN 2006, GEROATLAS)............................... 41 ûEKúL 11: DURUM VE ÇÖZÜMLER (TUFAN 2006, GEROATLAS)................... 42 ûEKúL 12: PSúKOSOSYAL DURUM (TUFAN 2006, GEROATLAS) ..................... 43 ûEKúL 13: TÜRKúYE VE ALMANYA’NIN NÜFUSUNDA YAûLI ORANLARI VE GELECEKLE úLGúLú ÖNGÖRÜLER (KAYNAK: DúE 1960 – 2005 VE WACKER 2001). ................................................................................... 46 ûEKúL 14: DAHA ûúMDúDEN 90+ KUûAøI 80 – 89 YAû GRUBUNU AûMIû DURUMDADIR (KAYNAK: DúE 2002/HESAPLAMA: TUFAN 2006)..... 48 ûEKúL 15: TÜRKúYE’NúN YAû NÜFUSUNDA FEMúNúSTLEûME OLGUSU (KAYNAK: DúE 2002/HESAPLAMA: TUFAN 2006). ........................... 50 ùEKøL 16: 1960 – 2002 DÖNEMøNDE TÜRKøYE NÜFUSUNDA YAùLILARIN ORANI (KAYNAK: DøE). ................................................................................... 52 ûEKúL 17: ENGELLúLúK TÜRÜ VE BAKIMA MUHTAÇLIK (KAYNAK: DúE 2002/HESAPLAMA: TUFAN 2006). ..................................................... 54 ûEKúL 18: ENGELLúLúK TÜRÜ VE BAKIMA MUHTAÇLIK (KAYNAK: DúE 2002/HESAPLAMA: TUFAN 2006). ..................................................... 55 ûEKúL 19: BUGÜN YAûI 75’úN ÜZERúNDE OLAN HER 5 YAûLIDAN 1’ú BAKIMA MUHTAÇTIR (KAYNAK: DúE 2002/HESAPLAMA: TUFAN 2006). ....... 56 ûEKúL 20: ENGELLúLúK TÜRLERúNúN TOPLAMI VE YAû GRUPLARINA GÖRE DAøILIM (KAYNAK: TÜRKúYE ÖZÜRLÜLER ARAûTIRMASI 2002: 6). .. 57 ûEKúL 21: ENGELLúLúK YAûLILIøIN ERKEN DÖNEMúNDE BAûLIYOR (KAYNAK: DúE 2002/HESAPLAMA: TUFAN 2006). ............................................. 58 110 ûEKúL 22: EVDE VE KURUMSAL BAKIM ..........................................................66 ûEKúL 23: SBS’úN FúNANSMAN PRENSúBú. ......................................................67 ûEKúL 24: BAKIM HúZMETú SUNAN KURUM/KURULUû VE HASTALIK SúGORTASI ARASINDA BúR BAKIM ANLAûMASI VARSA, DEVLET DENETúMúNDEKú BU KURULUû, SUNDUøU HúZMETúN KARûILIøI OLAN ÜCRETSú, SúGORTADAN TALEP EDEBúLúR. .............................................71 ûEKúL 25: SOSYAL BAKIM SúGORTASI, HúZMETLERúN TÜMÜNÜ KARûILAMAK ZORUNDA DEøúLDúR. KAPSAMLI HúZMETLERúN GEREKLú OLDUøU VE AúLENúN BUNLARI ÖDEYECEK DURUMU BULUNMADIøI HALLERDE, SOSYAL YARDIM KURUMU DEVREYE GúRER. ........................................76 ûEKúL 26: SOSYAL BAKIM SúGORTASININ OLASI MODÜLER YAPISI. ...............83 ûEKúL 27: TÜRKúYE’DE DÜNYAYA GELEN 1000 BEBEKTEN 52’Sú, BúR YAûINI DOLDURMADAN ÖLÜYOR. ALMANYA, HOLLANDA VE B.BRúTANYA’DA úSE AYNI AKIBETE UøRAYANA BEBEKLERúN SAYISI SADECE 6’DIR (BM 1996). ....................................................................93 ûEKúL 28: TÜRK KADINI DOøURGANLIKTA AVRUPA’DA úLK SIRADA YER ALMAKTADIR (BM 1996). ....................................................................94 ûEKúL 29: 18 YAûINDA VE ÜZERúNDEKú NÜFUSUN MEDENú DURUMU (KAYNAK: DúE 2002/HESAPLAMA: TUFAN 2006). ..........................106 111 Kaynakça Bächtold, A. 1984. „Soziale Reaktionen auf behinderte Jugendliche. Einstellungen und gesellschaftliche Hintergründe.“ Pp. 30-39 in Geistige Behinderung 1/1984. Bango, J. 1994. Soziologie für soziale Berufe. Grundbegriffe und Grundzüge. Enke Verlag: Stuttgart. Beck, U. 1986. Risikogesellschaft. Auf dem Weg in eine andere Moderne. Suhrkamp: Frankfurt/M. Bintig, A. 1999. “Körperbehinderung” Pp. 487 – 506 in Handbuch Sozialer Probleme edited by G. Albrecht, A. Gronemeyer, F. Stallberg, Westdeutscher Verlag: Opladen, Wiesbaden. Birg, H. 2001. Die demographische Zeitenwende. Der Bevökerungsrückgang in Deutschland und Europa. München. Cumming E, Henry W E (eds): Growing old. The process of disengagement, Basic Books: New York, 1961. Dallinger, U. 2001. “Die Konstr×ktion des <Guten> Generationsverhältnisses – Semantiken und Akzeptanzgrundlagen des Rentensystems” Pp. 119 – 142 in Zur Konstruktion sozialer Ordnungen des Alter(n)s edited by Backes, G.M., Clemens, W., Schroeter, K.R., Leske + Budrich Verlag: Opladen. Datenreport Alter 1997. Individuelle und sozioökonomische Rahmenbedingungen heutigen und zukünftigen Alters. Schriftenreihe des Bundesministerium für Familie, Senioren, Frauen und Jugend, Bd. 137, Stuttgart. Deutsches Zentrum für Altersfragen. 2002. Hochaltrigkeit und Demenz als Herausforderung an die Gesundheits –und Pflegeversorgung. Expertiesen zum Vierten Altenbericht der Bundesregierung, Band III,. Vincentz Verlag: Honnover. Deutsches Zentrum für Altersfragen.2001. Versorgung und Förderung älterer Menschen mit geistiger Behinderung. Expertiesen zum Dritten Altenbericht der Bundesregierung, Band V,. Leske + Budrich Verlag: Opladen. Elias, N. 1977. “Zur Grundlegung einer Theorie sozialer Prozesse” in Zeitschrift für Soziologie, Jg.6, 2: 139. Freidson, E. 1970. Porofession of Medicine. A Study of the Sociology of Applied Knowledge. Dodd Mead: New York. Geißler, R. 2000. “Struktur Entwicklung der Bevölkerung” in Informationen zur politischen Bildung, 4: 3- 8. Hahn, M. T. 1994. „Selbstbestimmung im Leben, auch für Menschen mit geistiger Behinderung“ Pp. 81 – 84 in Geistige Behinderung 2/1994. Heiden, H.-G. 1996. “Niemand darf wegen seiner Behinderung benachteiligt werden” - Grundrecht und Alltag: eine Bestandsaufnahme, Reinbek bei Hamburg. Heinlein, M. 2003. Pflege in Aktion. Zur Materialität alltäglicher Pflegeparxis. Hampp Verlag: München, Mering. Henke, F. 2000. Pflegeplanung. Hilfen zur praktischen Umsetzung. Kohlhammer Verlag: Stuttgart, Berlin, Köln. Hesse – Schiller, W. 1996. “Das Pflegeversicherungsgesetz, Pflegebedürftige – Pflegekassen – Pflegeeinrichtungen” Pp. 2 – 17 in 112 Pflegeversicherung. Konsequenzen für die Reorganisation, Finanzierung und Qualitätssicherung edited by G.Junkers, B. Moldenhauer, U. Reuter. Schattauer Verlag: Stuttgart, New York. Hradil, S. 1999. Soziale Ungleichheiten in Deutschland. Leske u. Budrich: Opladen. Imhof, A. E. 1981. Die gewonnenen Jahre, München. Kardorff E, v.: Kein Ende der Ausgrenzung. In: Ahorn R, Bettinger F (eds) Sozialer Ausschluss und Soziale Arbeit. Positionsbestimmungen einer kritischen Theorie und Praxis Sozialer Arbeit. VS Verlag für Sozialwissenschaften, Wiesbaden, 2005, s: 253 – 272. Keller, S. 2002. Pflge und Pflegeversicherung. Stiftungwarentest Berlin, Econ Verlag: München. Köhler, P. A. 1996. “Landesbericht Dänmark” Pp. 1 – 56 in Altenhilfe in Europa: Länderberichte Dänmark, Niederlande, Vereinigtes Königreich, Frankreich, Spanien. Band 132.2 edited by Bundesministerium für Familie, Senioren, Frauen und Jugend. Kohlhammer: Stuttgart, Berlin, Köln. Kondratowitz, H.-J. v. 1999. “Altern und Alter” Pp. 236 – 254 in Handbuch Sozialer Probleme edited by G. Albrecht, A. Gronemeyer, F. Stallberg, Westdeutscher Verlag: Opladen, Wiesbaden. König, R. 1973. “Einleitung” Pp. 1 – 20 in Handbuch der empirischen Sozialforschung edited by R. König. Deutscher Taschenbuch Verlag (dtv): Stuttgart. Korte, H., Schäfers, B. 1997. Einführung in Praxisfelder der Soziologie, 2.Aufl., Leske + Budirich Verlag: Opladen. Kramer, D./ Zippel, C. 2003. “Demographische Grundlagen und Entwicklungen oder der Weg weg von der Pyramide” Pp. 17 – 32 in Soziale Arbeit mit alten Menschen. Sozialarbeit in der Altenhilfe, Geriatrie und Gerontopsychiatrie edited by C. Zippel, S. Kraus, Weissensee Verlag: Berlin. Lempp, R. 2001. “Geistige Behnderung im Lebenslauf. Die Bedeutung der Kompetenzförderung aelterer Menschen mir geistiger Behinderung für die Aufrechterhaltung der erworbenen Faehigkeiten und Fertigkeiten” Pp. 123 – 140 in Versorgung und Förderung älterer Menschen mit geistiger Behinderung. Expertiesen zum Dritten Altenbericht der Bundesregierung, Band V,. edited by Deutsches Zentrum für Altersfragen.2001. Leske + Budrich Verlag: Opladen. Lenz, K., Rudolph, M, Sickendieck, U. 1999. “Alter und Altern aus sozialgerontologischer Sicht” Pp. 7 – 96 in Die alternde Gesellschaft. Problemfelder gesellschaftlichen Umgangs mit Altern und Alter edited by K.Lenz, M. Rudolph, U. Sickendieck, Juventa Verlag: Weinheim und München. Luhmann, N. 1991. Soziologie des Risikos. De Gruyter: Berlin. Mayer et., K.U. al. 1994. “”Gesellschaft, Politik und Altern” Pp. 721 – 758 in Alter und Altern. Ein interdisziplinärer Studientext zur Gerontologie edited by P.B. Baltes, J. Mittelstraß, U.M. Staudinger, Berlin. Merton, R. K. 1984. “Die Eigendynamik gesellschaftlicher Voraussagen” Pp. 144 – 161 in Logik der Sozialwissenschaften, 11. Aufl. edited by E. Topisch, E. Athäneum Taschenbücher: Königstein/Ts.,. 113 Miles-Paul, O. and Frehse, U. 1994. “Persönliche Assistenz. Ein Schlüssel zum selbstbestimmten Leben Behinderter.“ Pp. 12 – 27 in Gemeinsam Leben 1/1994. Natter, E./Reinprecht, C. 1992. Achtung Sozialstaat. Europaverlag: Wien, Zürich. Neubert, D., Cloerkes, G.1994. Behinderung und Behinderte in verschiedenen Kulturen. Eine vergleichende Analyse ethnologischer Studien, 2.Aufl., Edition Schindele: Heidelberg. Nirje, B. 1994. „Das Normalisierungsprinzip - 25 Jahre danach.“ Pp. 12 – 32 in Vierteljahresschrift für Heilpädagogik und ihre Nachbargebiete 1/1994. Oyen, R./Löhe, I. 1996. “Soziale Sicherheit durch Sozialversicherung” Pp. 96 – 130 in Lehrbuch der Sozialmedizin für Sozialarbeit, Sozial – und Heilpädagogik edited by W. Schwarzer. Borgmann Verlag: Dortmund. Popper, K. R. 1984. “Prognose und Prophetie in den Sozialwissenschaften” 113 – 125 Logik der Sozialwissenschaften, 11. Aufl., edited by E. Topisch, Athäneum Taschenbücher : Königstein/Ts. Prahl, H. W. and Schroeter, K. R. 1996. Soziologie des Alterns. Schöningh: Paderborn. Rhotensee, M. 1999. Die soziale Konstruktion von AIDS zwischen Exotik und Integrität. Eine Untersuchung zu Aufklärungsmaterialien in Westeuropa und Südostasien. Lang Verlag: Frankfurt/Main, Belin, Bern, Bruxelles, New York, Wien. Ritter, U.P. and Hohmeier, J. 1999. Alterspolitik. Oldenbourg Verlag: München, Wien. Roloff, J. 1996. “Alternde Gesellschaft in Deutschland. Eine bevölkerungsstatistische Analyse” in Aus Politik und Zeitgeschichte 35: 3 – 11. Rosenberger, M. 1998. Ratgeber gegen Aussonderung,Heidelberg. Russel, C. H. 1989. Good news anout aging. Wiley: New York. Schirrmacher, Frank. 2004. Das Methusalem-Komplott. 5. Aufl. Blessing: München. Schneekloth, U. 1994. Hilfebedürftige Behinderte in privaten Haushalten: Sekndaeranalyse der Studie “Möglichkeiten und Grenzen selbststaendiger Lebensführung” im Auftrag des Bundesministeriums für Familie und Senioren, Stuttgart. u.a. (Schriftenreihe des Bundesministeriums für Familie, Senioren, Bd. 20.3) Schnneekloth, U. 1996. “Entwicklung von Pflegebedürftigkeit im Alter” in Zeitschrift für Gerontologie und Geriatrie 29: 11 – 17. Schülein J A: Alltagsbewusstsein und soziologiesche Theoriebildung. Hug T (eds.), Wie kommt Wissenschaft zum Wissen. Band 3, Einführung in die Methodologie der Sozial- und Kulturwissenschaften. Schneider Verlag, Baltmannsweiler, 2001. s: 11-30. Shimada, S., Blüher, S., Stosberg, M., Tagsold, C. 2001. “Öffentlichkeit im Wandel: Die Einführung der Pflegeversicherung in Japan und Deutschland Pp. 143 – 168 in Zur Konstruktion sozialer Ordnungen des Alter(n)s edited by Backes, G.M., Clemens, W., Schroeter, K.R., Leske + Budrich Verlag: Opladen. 114 Sozialgesetzbuch. 2000. Sonderausgabe, 26. Aufl., Deutscher Tascenbuchverlag: München, Redaktionelle Verantwortung Beck Verlag: Nördlingen. Steinahgen – Thissen, E. et. al. 1994. “Innere Medizin und Geriatrie” Pp. 124 – 150 in Alter und Altern. Ein interdisziplinärer Studientext zur Gerontologie edited by P.B. Baltes, J. Mittelstraß, U.M. Staudinger, Berlin. T. C. Baübakanl×k Devlet ústatistik Enstitüsü. 2002. Türkiye Özürlüler Araüt×rmas×. Yay×n Numaras× 2913. DúE Matbaas×: Ankara. T. C. Baübakanl×k Devlet ústatistik Enstitüsü. 2002. Türkiye Özürlüler Araüt×rmas×. Yay×n Numaras× 2913. DúE Matbaas×: Ankara. T.C. Baübakanl×k Devlet ústatistik Enstitüsü. 1988. Ankara. T.C. Devlet ústatistik Enstitüsü ,2005, Ankara. T.C. Devlet ústatistik Enstitüsü’nün 1960 – 2002 dönemine ait verileri: Temel Britannica. 1993. “Sosyal Yard×m Hizmetleri” Pp. 328 – 332 in Temel Britannica. Temel Eùitim ve Kültür Ansiklopedisi, Cilt 15, Ana Yay×nc×l×k A.û. ve Encyclopaedia Britannica, Inc.: ústanbul. Tews, H. – P. 2001. “Behindertenpolitik für ältere Menschen mit geistiger Behinderung” Pp. 11 – 42 in Versorgung und Förderung älterer Menschen mit geistiger Behinderung. Expertisen zum Dritten Altenbericht der Bundesregierung. Deutsches Zentrum für Altersfragen, Band 5, Leske+Budrich Verlag: Opladen. Tews, H.-P. 1993. “Neue und alte Aspekte des Strukturwandels des Alters” Pp. 15 – 42 in Lebenslagen im Strukturwandel des Alterns edited by G. Naegele and H.-P. Tews. Westdeutscher Verlag: Opladen. Thimm, W. 1972. Soziologie des Behinderten. Schindele: Rheinstetten. Thimm, W. 1994. Leben in Nachbarschaft. Hilfen für Menschen mit Behinderungen. Herder: Freiburg, Basel, Wien. Thimm, W., v.Ferber, C., Schiller, B., Wedekind, R. 1985. Ein Leben so normal wie möglich führen… Zum Normalisierungskonzept in der Bundesrepublik Deutschland und in Dänemark. Bundesvereinigung Lebenshilfe für geistig Behinderte: Marburg/Lahn Trost, R./Metzler, H. 1995. Alternde und alte Menschen mit geitiger Behinderung in Baden – Württemberg. Stutgart. Ministerium für Alter, Gesundheit und Sozialordnung Baden – Württemberg. Tufan 2006b, Türkiye’de Yaülanmak ve Yaül×l×k, bas×m haz×rl×klar× devam eden çal×üma.. Tufan, ú. 2003. Sosyolojik Yaülanma Tufan, ú. 2005. Vizyon 2023.Geleceùin Türkiye’si – Türkiye’nin Geleceùi. Sorunlar, Görüüler, Çözümler. Yay×nlanmam×ü çal×üma. Tufan, ú. 2006.a Türkiye Özürlüler Araüt×rmas× úkincil Analizleri Sonuç Raporu, Ankara. Tufan, ú. 2006c. T. C. Baübakanl×k Devlet ústatistik Enstitüsü. 2002. Türkiye Özürlüler Araüt×rmas× Verilerinin úkincil Analizleri Sonuç Raporu. Tufan, ú. 2006c. Türkiye Gerontoloji Atlas× Araüt×rmas×. Türkiye Özürlüler Araüt×rmas×, Sonuç Raporu, 2002, Ankara. 115 Verbraucher Zentrale Nordrhein – Westfalen e.V. 1999. Die Pflegeversicherung. Informationen und Tips für Betroffene und Pflegepersonen, Düsseldorrf. Wacker, E. 2001. “Wohn –, Förder –und Versrgungskonzepte für aeltere Menschen mit geistiger Behinderung – ein Kompetenz – und lebensqualitaetsorientierter Ansatz” Pp. 43 – 122 in Versorgung und Förderung älterer Menschen mit geistiger Behinderung. Expertiesen zum Dritten Altenbericht der Bundesregierung, Band V,. edited by Deutsches Zentrum für Altersfragen.2001. Leske + Budrich Verlag: Opladen. Weber M: Wirtschaft und Gesellschaft. In: Grundriss der verstehenden Soziologie. 5. Revidierte Aufl.. Mohr Verlag, Tübingen, 1972. Wimmer, T./Fischer, G.C. 2002. “Möglichkeiten und Grenzen der haeuslichen Betreung an Demenz Erkrankter unter besonderer Berücksichtigung der Hochbetagten” pp. 57 – 146 in Hochaltrigkeit und Demenz als Herausforderung an die Gesundheits –und Pflegeversorgung. Expertiesen zum Vierten Altenbericht der Bundesregierung, Band III,. Tedited by Deutsches Zentrum für Altersfragen, Vincentz Verlag: Hannover. Wohlhüter, H. 1995. „Das Normalisierungsprinzip und andere Leitideen für die Gestaltung der Behindertenhilfe.“ Pp. 16 – 21 in Zur Orientierung 1/1995. Zola, I. 1972. “Medicine as an Institution of Social Control” Pp. 487 – 503 in Sociological Review 20. 116