Bir Bakışta Eğitim 2012 - Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel

Transkript

Bir Bakışta Eğitim 2012 - Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel
Bir Bakışta Eğitim
2012
ÖNE ÇIKAN KONULAR
(Resmî Olmayan Tercüme)
DAHA İYİ YAŞAMLAR İÇİN DAHA İYİ PLANLAR
Bu çalışma OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) Genel Sekreterliği sorumluluğunda
yayınlaşmıştır. İçerisinde ifade edilen görüşler ve savlar üye ülke devlet veya kurumlarının resmi
görüşlerini yansıtmayabilir.
Bu belge ve içerisinde bulunan haritalar herhangi bir ülke egemenliği veya durumuna ülke, il veya
bölge adına uluslararası hudut ve sınırlarına halel getirmeden dâhil edilmiştir.
Lütfen bu yayına aşağıda belirtildiği şekilde atıfta bulununuz:
OECD (2012) Education at a Glance 2012- Highlights, OECD Publishing
http://dx.doi.org/10.1787/eag_higlights-2012-en
ISBN 978-92-64-17956-1 (baskı)
ISBN 978-92-64-17957-8 (html)
Seriler: Education at a Glance
ISSN 2076- 2631 (BASKI)
Issn 2076-264X(online)
İsrail için istatistikî veriler ilgili İsrail makamlarının sorumluluğu altında kendilerinden temin edilmiştir.
Bu tür verilerin OECD tarafından kullanımı Golan tepeleri, Doğu Kudüs ve Batı Şeria’daki İsrail
Yerleşim durumuna halel getirmeden uluslararası hukuk kuralları altındadır.
Fotoğraflar: Kapak © CARLOS Resrepo/ Fotolia
Resimler:
Bölüm 1 © Jeffrey Coolidge/ The Image Bank/ Getty Images
Bölüm 2 © Tom Grill/Photographer’s choice RF/Getty Images
Bölüm 3 © Julia Smith/Riser /Getty Images
Bölüm 4 © Image Source/ Image Source /Getty Images
Bölüm 5 © Digital Vision/Inmagine ltd.
OECD yayınları ile yanlış doğru tablosu online olarak: www.oecd.org/publishing/corrigenda
adresinden bulunabilir.
© OECD 2012
Kaynak olarak uygun OECD referansı gösterilerek ve telif hakkı sahibi belirtilerek içeriğini kendi kullanımınız için
kopyalayabilir, indirebilir veya yazdırabilirsiniz ve OECD yayınlarından, veri tabanı ve multimedya ürünlerinden
kendi belgelerinize, sunumlarınıza, bloglarınıza, web sayfalarınıza ve eğitim materyallerinize alıntı yapabilirsiniz.
Kamu yararına veya ticari kullanım için bütün talepler ve tercüme hakları [email protected] adresine
sunulmalıdır. Kamu yararına veya ticari kullanım için bu materyalin resimli kısımlarına izin talebi direk olarak
[email protected] adresinde Copyright Clearance Center (CCC) veya [email protected] adresinde Centre
français d’exploitation du droit de copie (CFC) yönlendirilmelidir.
ÖNSÖZ
Önsöz
“Education
at a Glance (Bir Bakışta Eğitim) 2012: Öne Çıkan Konular” eğitim hakkında
OECD’nin uluslararası düzeyde mukayese edilebilir verilerine okuyucu dostu bir tanıtım
sunmaktadır.
Adından da anlaşılacağı üzere OECD’nin amiral gemisi olan “Education at a Glance 2012”
eğitim istatistikleri külliyatından elde edilmiştir. Ancak o yayından birçok yönü ile farklıdır,
özellikle aşağıda belirtilen konuları araştıran beş bölüm şeklinde düzenlenen yapısı açısından
farklılık gösterir:





Eğitim seviyeleri ve öğrenci sayıları: Bu bölüm genel nüfus içerisinde eğitim seviyeleri,
genç insanların nasıl ve nerede eğitim gördükleri ve iş dünyasına geçişi ne kadar iyi
sağladıklarına bakar.
Eğitimin ekonomik ve sosyal faydaları: Bu bölüm daha yüksek gelir ve daha düşük işsizlik
oranı ile eğitimin bireylere hangi düzeyde ekonomik kazanç sağladığına ve bu yararların
insanlar ve toplumlar için eğitime yatırıma nasıl teşvik ettiğine bakar. Yani yüksek
düzeyde eğitim alan bir nüfusa sahip olmakla ilgili toplumsal faydaları açıklar.
Eğitim için yapılan harcama: Bu bölüm ülkelerin eğitim için ne kadar harcadığına, özel
harcamaların rolüne, hangi eğitime para harcandığına ve ülkelerin harcadıkları paraların
karşılıklarını alıp almadıklarına bakar.
Okul ortamı: Bu bölüm öğretmenlerin işte ne kadar vakit harcadıklarına, eğitim vermek
için ne kadar zaman harcadıklarına, sınıf mevcutlarına, öğretmen aylıklarına ve
öğretmenlerin yaş ve cinsiyet dağılımına bakar.
Eşitlik: Bu özel bölüm eğitimde eşitlik konularına özellikle de her seviyede eğitime
ulaşabilirlik, kuşaklar arası hareketlilik, eğitimde cinsiyet ayrımı ve öğrencilerin
performansında özellikle göçmen çocuklarının sosyo-ekonomik geçmişleri ile ilgilenir.
Bu yayın genel olarak İlk Bakışta Eğitim 2012’de kullanılan terminolojiyi kullanır. Ancak bir
veya iki yerde terminoloji basitleştirilmiştir. Daha fazlasını bulmak isteyen okuyucular
“okuyucu kılavuzuna” başvurmalıdırlar.
Bu kitaptaki tablolar ve şekiller okuyucuları ilgili verilerin Excel™ formatında mevcut
bulunduğu internet sitesine yönlendiren dinamik hiperlink veya StatLink bağlantılı olarak
hazırlanmıştır. İlaveten metinde İlk Bakışta Eğitim 2012’de var olan şekil ve tablolarına atıf
yapılır. Bu materyale genelde ilgili belirteç ile tablo ve şekillere eşlik eden StatLinks üzerinden
veya www.oecd.org/edu/eag2012 adresinden erişilebilir.
OECD’nin eğitim konularındaki çalışmaları hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen
okuyucular www.oecd.org/edu adresine başvurmalıdırlar.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
3
İÇERİK TABLOSU
İçerik tablosu
Okuyucu kılavuzu
7
1.
Eğitim seviyeleri ve öğrenci sayıları
11
Erişkinler hangi seviyeye kadar eğitim almıştır?
Eğitime kimler katılıyor?
Orta öğrenimi tamamlayan gençlerin sayısı ne kadardır?
Yüksek okul eğitimine başlayan gençlerin sayısı ne kadardır?
Yüksek okul eğitiminden mezun olan gençlerin sayısı nedir?
Öğrenciler eğitimden işe geçişte ne kadar başarılılar?
Yurtdışında eğitim alan öğrencilerin sayısı nedir ve nereye gitmektedirler?
12
14
16
18
20
22
24
2.
Eğitimin ekonomik ve sosyal faydaları
Yüksek okul mezunları ne kadar daha fazla kazanıyor?
Eğitim istihdam oranını nasıl etkiliyor?
İnsanları eğitime yatırım yapmaya teşvik eden şey nedir?
Toplumları eğitime yatırım yapmaya teşvik eden şey nedir?
Eğitimin sosyal faydaları nelerdir?
Eğitim ekonomiyi nasıl etkiliyor?
27
28
30
32
34
36
38
3.
Eğitim için yapılan harcama
41
Her öğrenci için ne kadar harcanıyor?
Öğrenci başına yapılan harcama arttı mı?
Eğitime harcanan milli servet payı ne kadardır?
Kamu harcamaları hangi oranda eğitime gidiyor?
Özel harcamaların rolü nedir?
Yüksek öğrenim öğrencileri ne kadar ödüyor?
Harcanan eğitim fonları ne kadardır?
Öğretmenlerin maliyeti ne kadar?
42
44
46
48
50
52
54
56
Okul ortamı
59
Öğrenciler sınıfta ne kadar zaman geçiriyor
Her sınıfta ne kadar öğrenci var?
Öğretmenlere ne kadar ödeme yapılıyor?
Öğretmenler ders vermek için ne kadar zaman harcıyorlar?
Öğretmenler kimlerdir?
60
62
64
66
68
4.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
5
İÇERİK TABLOSU
5.
Özel bölüm: Eşitlik
71
Eğitimde eşitlik nedir?
Okulöncesi eğitime erişim
Orta ve yüksek eğitime giriş
İş piyasasına giriş
Yaşam boyu eğitime erişim
Ebeveynlerin eğitimi öğrencilerin fırsatlarını etkiliyor mu?
Göçmen çocukların entegre edilmesi
Cinsiyet ayrımının azaltılması
İstatistikî notlar
72
74
76
78
80
82
84
86
89
Bu kitapta ….
Basılı sayfadan Excel® dosyaları elde etme imkânı sağlayan
StatLinks
Hizmeti sağlanmaktadır.
StatLinks bağlantısı için bu kitapta bulunan tablo veya grafiklerin sağ alt köşesine bakınız. Uygun Excel®
sayfasını indirmek için sadece internet tarayıcısının http://dx.do.org.prefix ile başlayan linkine
tıklayınız.
Eğer PDF e-kitap baskısını okuyorsanız ve bilgisayarınız internete bağlı ise sadece bağlantı üzerine
tıklayınız. OECD kitaplarının çoğunda görülen StatLink sayfasını bulacaksınız.
6
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
OKUYUCU KILAVUZU
Okuyucu kılavuzu
Bu bölüm bu yayında kullanılan bazı terminolojileri tanıtmakta ve daha başka bilgiler edinmek için okuyuculara
verilen linklerin kullanımını açıklamaktadır.
Eğitim seviyeleri
Eğitim sistemleri, öğrencilerin genel olarak eğitime başladıkları yaş, her bir okullaşma evresinin sonu,
derslerin süresi ve öğrencilere verilen eğitim ve öğrenmeleri beklenen konu da dâhil olmak üzere ülkeden
ülkeye farklılık gösterir. Bu farklılıklar eğitimde uluslararası mukayese edilebilen istatistiklerin derlenmesini
büyük ölçüde zorlaştırmaktadır. Bu bağlamda Birleşmiş Milletler değişik eğitim sistemlerinin mukayese edilmesi
ve standart terminoloji için bir temel oluşturan Eğitimin Uluslararası Standart Sınıflandırmasını (ISCED)
oluşturmuştur.
Aşağıda verilen tablo bu sınıflandırma sistemini tanıtmakta ve eğitimin her seviyesi ile neyin ifade
edilmek istendiğini açıklamaktadır. Okuyucular bu yayının hem ISCED sınıflandırmasında hem de Bir Bakışta
Eğitim 2012’de kullanılandan farklı olarak kısmen basitleştirilmiş bir terminoloji kullandığını dikkate almalıdırlar.
Tablo iki yayındaki eşit terimleri, ISCED sınıflandırmasını ve bunun ne anlama geldiğinin tanımını
göstermektedir.
Bir Bakışta Eğitim 2012’de eğitim seviyelerini tanımlamak
üzere kullanılan ifadeler
ISCED sınıflandırması (ve alt kategoriler)
Okul öncesi eğitim
ISCED 0.
İlköğretim
ISCED 1
Alt orta eğitim
ISCED 2 (alt kategoriler: 2A öğrencileri akademik eğitime
devam etmeleri için hazırlar, 3A; 2B’ye yönlendirme daha
güçlü meslek odaklıdır, 3B’ye yönlendirme; 2C işgücüne
katılıma hazırlar)
Üst orta eğitim
ISCED 3 (alt kategoriler: 3A öğrencileri üniversite seviyesine,
5A seviyesinde eğitim için hazırlar; 3B ise 5B seviyesinde
mesleki yüksek eğitime başlamak üzere hazırlar; 3C
öğrencileri işgücü için veya orta eğitim sonrası – yüksek
eğitim düzeyinde olmayan eğitim için hazırlar, ISCED 4)
Orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan
eğitim
ISCED 4 (alt kategoriler: 4A öğrencileri hem üniversite
seviyesinde hem de mesleki yönelimli eğitim için yüksek
eğitime giriş için hazırlar; 4B öğrencileri işgücü olarak
hazırlar).
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
Genel olarak bu yayında kullanılan ifadeler
Okul öncesi eğitim
Çok küçük çocukları okul ortamı ile tanıştırmak amacı ile
tasarlanan planlı eğitimin ilk aşaması. Asgari başlama yaşı 3
İlköğretim
Okuma, yazma ve matematikte tam temel eğitim ve bazı
diğer konularda temel fikirler vermek için tasarlanmıştır.
Başlama yaşı: 5 ve 7 arasında, Süre: 6 yıl
Alt orta eğitim
Genelde daha fazla konuya yönelik bir yol ve daha fazla
uzmanlaşmış öğretmenler ile temel eğitim koşullarını
tamamlar. 6 yıllık ilköğretimi takiben başlanır; süresi 3 yıldır.
Bazı ülkelerde bu eğitim seviyesine ulaşma zorunlu eğitim
süresinin sonudur.
Üst orta eğitim
Alt orta eğitim seviyesinden daha güçlü konu odaklı,
genelde daha kalifiye öğretmenler ile verilir. Öğrencilerin 9
yıllık eğitimi veya alt orta öğretim düzeyini tamamlamış
olmaları beklenir ve genelde 15 veya 16 yaşlarındadır.
Orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan
eğitim
Bu seviyedeki programlar ulusal olarak üst orta eğitim veya
orta eğitim sonrası eğitim olarak görülebilir, ancak
uluslararası mukayesede bunların statüsü kolay anlaşılır
değildir. Program içeriği üst orta eğitim düzeyinden çok ileri
düzeyde değildir ve yüksek öğrenim düzeyinden biraz daha
düşük düzeydedir. Bu eğitime kabul üst orta eğitim
programının tamamlanmasını gerektirir. Süresi genelde 6 ay
ve 2 yıl arasında tam zamanlı eğitime eşittir.
7
OKUYUCU KILAVUZU
Bir Bakışta Eğitim 2012’de eğitim seviyelerini tanımlamak
üzere kullanılan ifadeler
ISCED sınıflandırması (ve alt kategoriler)
Yüksek eğitim
ISCED 5 (alt kategoriler 5A ve 5B, aşağıya bakınız)
Yüksek eğitim – tip A
ISCED 5A
Yüksek eğitim – tip B
ISCED 5B
İleri araştırma programları
ISCED 6
Genel olarak bu yayında kullanılan ifadeler
Yüksek eğitim
ISCED 5 Yüksek eğitimin ilk aşamasıdır. (ikincisi –ISCED 6ileri araştırmayı kapsar) Seviye 5’te iki alt kategori arasında
ayrım yapılması genelde daha yararlıdır: Bunlar uzun ve
daha fazla teorik programları temsil eden 5A ve
programların daha kısa ve daha fazla uygulamaya yönelik
olduğu 5B’dir. Yüksek eğitimin ülkeler arasında faklı olduğu
düşünülür ise, bu iki alt kategori arasındaki sınır çizgilerinin
her zaman çok net olmadığını dikkate alınız.
Yüksek eğitim – tip A
Teori temelli olan ve öğrencileri araştırmaya hazırlamayı
veya tıp veya mimarlık gibi yüksek beceri gerektiren
mesleklere erişimi amaçlayan “uzun süreli” programlar.
Başlama 13 yıllık eğitimi tamamladıktan sonra, öğrencilerin
üst orta eğitim veya orta eğitim sonrası – yüksek eğitim
düzeyinde olmayan eğitimi tamamlamış olmaları gerekir.
Süresi en az 3 yıllık tam zamanlı eğitimdir ama genel olarak
4 yıldır.
Mesleki yönelimli yüksek eğitim
Daha çok uygulamaya dayalı veya öğrencilerin direk olarak
spesifik mesleklere girmesi için gerekli olan becerilere
odaklı “kısa süreli” programlar. Başlama 13 yıllık eğitimin
tamamlanmasını gerektirir; öğrencilerden 3B veya 4A
düzeyinde belirli konuların üstesinden gelmiş olmaları
gerekir. Süresi en az 2 yıllık tam zamanlı eğitime eşittir,
ancak genel olarak 3 yıldır.
İleri araştırma programları
Yüksek eğitimin ikinci aşamasıdır. Eğitimi ilerletmek ve asıl
araştırmalara adanan programlardır.
ISCED standartları konusunda daha kapsamlı tanımlar ve açıklamalar için lütfen (Classifying Education
Programmes) Eğitim Programlarının Sınıflandırmasına başvurunuz: OECD ülkelerinde (1999) ISCED -97
uygulamaları için kılavuz.
Kapsama alınan ülkeler
OECD ve üye ülkeler: Bu yayın OECD üye 34 ülke, Eğitim Sistemleri Programının (INES) OECD
göstergelerine katılan iki OECD üyesi olmayan ülke ki bunlar Brezilya ve Rusya Federasyonudur ve INES katılımı
olmayan diğer G20 ülkelerinden (Arjantin, Çin, Hindistan, Endonezya, Suudi Arabistan ve Güney Afrika ) elde
edilen verilerden derlenmiştir.
Belçika: Belçika ile ilgili veri ya Flaman toplumu ya da Fransız toplumuna uygun olabilir. Böyle bir
durumda Belçika’ya atfedilen metin ve şekiller (FL) ile belirtilmiş ise Flaman toplumunu ve (Fr) olarak
belirtilmiş ise Belçika’daki Fransız toplumu ile ilgili olduğuna işaret eder.
EU21: Bunlar Avrupa Birliği üyesi olan 21 OECD ülkesinden alınan veya belirlenen verileridir, Bu ülkeler:
Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan,
İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Polonya, Portekiz, Slovenya, Slovak Cumhuriyeti, İsveç ve Birleşik
Krallık’tır.
G20: Bu ülkeler Arjantin, Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, Endonezya,
İtalya, Japonya, Kore, Meksika, Rusya Federasyonu, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Türkiye, Birleşik Krallık,
Birleşik Devletler ve Avrupa Birliği (G20 ortalamasına dâhil olmayan ülkelerdir).
8
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
OKUYUCU KILAVUZU
İsrail: İsrail için istatistikî veriler ilgili İsrail makamlarının sorumluluğu altında kendilerinden temin
edilmiştir. Bu tür verilerin OECD tarafından kullanımı Golan tepeleri, Doğu Kudüs ve Batı Şeria’daki İsrail
Yerleşim durumuna halel getirmeden uluslararası hukuk kuralları altındadır.
Tablo ve şekiller ile ilgili notlar:
Herhangi bir rakamın arkasındaki veri konusunda daha fazla detay için, Bir Bakışta Eğitim 2012 tam
yayınlarında ilgili göstergeye bakınız veya veri ve notları indirmek için şekil kaynağındaki hiperlink’e tıklayınız.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
9
1.
EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI
Erişkinler hangi seviyeye kadar eğitim almıştır?
Eğitime kimler katlıyor?
Orta öğrenimi tamamlayan gençlerin sayısı ne kadardır?
Yüksek okul eğitimine başlayan gençlerin sayısı ne kadardır?
Yüksek okul eğitiminden mezun olan gençlerin sayısı nedir?
Öğrenciler eğitimden işe geçişte ne kadar başarılılar?
Yurtdışında eğitim alan öğrencilerin sayısı nedir ve nereye gitmektedirler?
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
11
1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI
Erişkinler hangi seviyeye kadar eğitim almıştır?
- OECD ülkeleri arasında erişkinlerin ortalama % 26’sı üst
orta eğitim seviyesinin altında, % 44’ü üst orta eğitim
seviyesinde ve % 30’u yüksek eğitim düzeyinde eğitim
almışlardır.
- Üst orta eğitim seviyesi OECD ülkeleri arasında genç
erişkinlerde yaşlı erişkinlere göre daha büyük bir
standarttır. 2010 yılında 25 OECD ülkesinde üst orta
eğitim başarı oranı 25-34 yaşında olanlarda daha fazla
olmak kaydıyla % 80 idi.
eğitiminde en yüksek orana sahiptir, 25-34 yaşındaki
erişkinlerin % 55 veya daha fazlası bu eğitim seviyesine
ulaşmıştır.
Neredeyse bütün ülkelerde genç erişkinler iş piyasasından
ayrılan nesle göre daha fazla yüksek eğitim oranına sahiptir.
OECD ülkeleri içerisinde 55-64 yaşı için verilen % 23 ile
mukayese edildiğinde 25-34 yaşındakilerin ortalama % 38’i
yüksek eğitimi bitirmiştir.
Eğilimler
- Yüksek eğitim başarı oranı da 25-34 yaşında olanlarda %
38 ile genç erişkinlerde daha yüksektir.
Önem
Eğitim hem bireylere, topluma tamamen ve etkin bir
biçimde katılmak için bilgi ve beceri sağlayan şimdiki zaman
için, hem de bilimsel ve kültürel bilgilerini genişletmek için
yardımcı olduğundan, gelecek için önemlidir. Erişkinlerin
eğitim aldıkları seviye, genelde insan sermayesinin seviyesi
için nüfus içerisinde mevcut bulunan beceri ve iş gücü için
bir temel olarak kullanılır. Küresel ekonomik kriz insanlara
zor ekonomik şartlar altında becerilerini geliştirmek için
ilave teşvik sağlamıştır.
Bulgular
Neredeyse bütün OECD ülkelerinde üst orta eğitim başarısı
standarttır. 25-34 yaşında bulunanların % 82 olan oranı ile
mukayese edildiğinde 25-64 yaşındakilerin ortalama % 74’ü
bu seviyeye sahiptir. Ancak bu seviyeler ülkeler arasında
farklılık gösterirler. Örnek olarak Brezilya, Çin, Meksika,
Portekiz ve Türkiye’de kabaca bu yaş grubunun yarısı orta
öğrenimini bitirmemiştir.
Bazı ülkelerde orta öğrenim başarı oranlarında nesilden
nesile dramatik artışlar görülmektedir. Şili, Yunanistan,
İrlanda, İtalya, Kore, Portekiz ve İspanya’da 25- 34 yaşında
olanlar için üst orta eğitim başarı oranları daha yaşlı
erişkinlerden (55-64 yaş) en azından yüzde 30 daha
yüksektir.
Yaş grupları arasındaki fark geleneksel olarak yüksek üst
orta eğitim başarısına sahip olan ülkelerde daha az göze
çarpmaktadır. Örnek olarak Estonya, Almanya ve Norveç’te
üst orta öğrenim başarı oranı 25-34 yaşında olanlara göre
55-64 yaşında olanlar için yüzde 5’ten daha düşüktür.
Birleşik Devletlerde hafifçe düşmüştür. OECD olmayan G20
ülkeleri arasında Brezilya, Çin ve Rusya Federasyonu nesiller
arasında üst orta eğitim başarısını artırmada önemli
ilerlemeler kaydetmişlerdir.
Yüksek okul başarı seviyeleri son 30 yıl içerisinde belirgin bir
biçimde artmıştır ve OECD ülkelerinde yaklaşık 210 milyon
insan yüksek eğitimi tamamlamıştır. Kanada, Japonya, Kore
ve Rusya Federasyonu genç erişkiler arasında yüksek okul
12
İnsanların eğitim seviyelerini artırma çabaları özellikle
eğitim spektrumunun üst ve alt uçlarında başarı oranlarının
önemli bir biçimde değişmesine yol açmıştır. OECD
ülkelerinde 1997 ve 2010 yılları arasında üst orta öğrenime
sahip olmayan kişilerin sayısı ortalama % 36’dan % 26’ya
düşerken yüksek eğitimi tamamlayanların oranı % 21’den
yüzde 10 daha artmıştır. Üst orta eğitim seviyesini veya orta
eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitimi
tamamlayanların sayısı neredeyse hiç değişmeden kalmış ve
% 43’den % 44’e artış göstermiştir.
Açıklamalar
Nüfus ve eğitim başarısı hakkındaki veriler Ulusal İşgücü
araştırmalarından derlenen OECD ve Eurostat veri
tabanından alınmıştır.
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315603
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge A1)
Kapsama alınan alanlar:
Erişkinlerin cinsiyete göre eğitim başarıları
Yüksek okul eğitimine katılımda nüfus içerisinde
potansiyel büyüme
Mesleki ve yüksek okul eğitiminde cinsiyet ayrımı
konusunda ilave veriler online olarak A1 göstergesinde
www.oecd.org/edu/eag2012 sayfasında bulunabilir.
OECD’den daha fazla bilgi için
Eğitim için Ulusal Politika değerlendirmeleri (Reviews of
National Policies for Education (serileri)
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI
Erişkinler hangi seviyeye kadar eğitim almıştır?
Şekil 1.1 En azından üst orta öğrenime sahip nüfus, 2010
Bu şekil en azından üst orta eğitim seviyesinde eğitim alan 25-34 yaş ve 55-64 yaş yüzdelerini göstermektedir. Son on yıllık
süre içerisinde eğitimin hızlı gelişimi, genç insanların daha yüksek eğitim seviyelerine eğilimli oldukları anlamını taşır.
%
25 – 34 yaş
55 – 64 yaş
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A1.2a,: http://dx.doi.org/10.1787/888932664176 sitesinden
alınabilir .
Şekil 1.2.Yüksek eğitime sahip nüfus, 2010
Şekil yüksek eğitim almış olan 25-34 yaşındakilerin ve 55-64 yaşındakilerin yüzde dağılımlarını göstermektedir.
%
25 – 34 yaş
55 – 64 yaş
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A1.3a,: http://dx.doi.org/10.1787/888932664233 sitesinden
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
13
1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI
Eğitime kimler katılıyor?
- Aslında OECD ülkelerinde herkes en azından 13 yıllık örgün
eğitime erişim hakkına sahiptir ve ortalama 5 yaşında
birinin 40 yaşına gelene kadar 17 yıldan fazla süreli bir
eğitimi tamamlaması beklenir.
- OECD ülkelerinde 4 yaşındakilerin dörtte üçünden fazlası
(% 79) okul öncesi eğitime kaydolur.
- 25 OECD ülkesinde 15-19 yaşında olanların % 80 veya daha
fazlası kızlar, ortalama olarak erkeklerin biraz önünde
eğitim içerisinde bulunmaktadırlar.
- 20-29 yaşında olanların eğitim alma oranı 20 OECD
ülkesinde 2005-10 ile mukayese edildiğinde 2009 ve 2010
arasında ciddi anlamda artmıştır ve artmaya devam
edeceği beklenilmektedir.
Önem
Ekonomik ve sosyal kalkınma için iyi eğitim almış bir nüfus
gereklidir; bu nedenle toplumlar çocukların ve erişkinlerin
geniş düzeyde eğitim fırsatlarına ulaşmalarını temin etmeye
gayret ederler. Bu bölüm zorunlu eğitim bittikten sonra
eğitimlerine devam eden genç insanların sayısına
odaklanarak 1995 yılından 2010 yılına kadar eğitime
başlama değerlendirmesini incelemektedir.
OECD ülkelerinde ortalama olarak 20-29 yaşında olanların %
27’si 2010 yılında – genelde yüksek eğitim – eğitim
içerisindedir. Kayıt oranları Avustralya, Belçika, Danimarka,
Finlandiya, Almanya, Yunanistan, İzlanda, Kore, Hollanda,
Yeni Zelanda, Slovenya ve İsveç’te % 30 veya daha fazladır.
Bu yaş grubunda ortalama olarak Slovenya ve İsveç’te yüzde
10 düzeyinde fazla olan bir fark ile eğitimde bulunan
kadınlar erkeklerden daha fazladır.
Eğilimler
15-19 yaşındakiler için 1995 ve 2010 arasında kayıt olma
ortalama yüzde 10,4’lük bir oran ile artış göstermiştir. Bu
dönem içerisinde % 89’dan % 84’e kayıt olma düşüşü
gösteren Fransa bu durumun tek istisnasıdır. 1995 ve 2010
arasında yüzde 10.1 puan ile 20-29 yaşındakiler için de
okula kayıt olma konusunda bir artış mevcuttur. Çek
Cumhuriyeti’nde, Finlandiya, Yunanistan, İzlanda, Kore, Yeni
Zelanda, Polonya, İsveç ve Türkiye’de en azından yüzde
12’lik bir büyüme olmuştur. Bu artış kısıtlı iş piyasasında
eğitim almış olmanın faydasının bilincine ulaşmış olmakla
ilgili olabilir.
Bulgular
Açıklamalar
Gerçekte OECD ülkelerinde bütün insanlar en az 13 yıllık
örgün eğitimden faydalanma hakkına sahiptir ve Belçika,
Norveç ve İsveç’te öğrencilerin en az % 90’ı 15 yıl veya daha
fazla eğitim için kaydedilirler. Bunun aksine Şili, Endonezya,
Suudi Arabistan ve Türkiye’de çocukların % 90’ı 8-10 yıllık
eğitimden faydalanabilirler. OECD ülkelerinin neredeyse
yarısında kaydolma 5 ve 7 yaş arasında başlar. Ancak okul
öncesi eğitime katılma genişlemektedir. OECD ülkelerinin
neredeyse üçte ikisinde 3-4 yaşında olanların % 75’ten
fazlası okul öncesi veya ilk eğitim programlarına
kaydolurlar. Avrupa ülkelerindeki katılım oranı ( %78) diğer
OECD ülkelerinden (%72) daha yüksektir.
2009-10 ders yılı için veriler yıllık olarak OECD tarafından
yönetilen eğitim istatistikleri UOE veri toplamlarına
dayalıdır. Farklı bir biçimde kaydedilemediği takdirde,
rakamlar sayımlara dayalıdır ve tam zamanlı ve yarı zamanlı
eğitim arasında ayrım yapılmıştır.
Bütün OECD ve diğer G20 ülkelerinde 5 ve 14 yaş arasında
eğitimden faydalanma mevcut bulunan veriler ile geneldir
ve OECD ülkesinde 5 yaşında bir çocuğun, 40 yaşına
geldiğinde 17 yıl veya daha fazla (tam zamanlı veya yarı
zamanlı) eğitim alacağı beklenir. 25 OECD ülkesinde 15-19
yaşında olanların % 80 veya daha fazlası eğitim
içerisindedir. Kızlar için OECD ortalaması % 84 ve erkekler
için % 82’dir. Bu yaş grubunun % 90’dan fazlası Belçika, Çek
Cumhuriyeti, Macaristan, İrlanda, Hollanda, Polonya ve
Slovenya’da eğitim içerisindedir. Ancak, 15-19 yaşında
olanların % 20’sinden fazlası Arjantin, Avustralya, Brezilya,
Şili, Çin, Endonezya, İsrail, Lüksemburg, Meksika, Yeni
Zelanda, Türkiye ve Birleşik Krallıkta eğitime kayıt
yaptırmamıştır.
14
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/8889323156032
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge C1 VE C2)
Kapsama alınan alanlar:
Kurum türü ve kayıt olma şekline göre ilk, orta ve
yüksek eğitimde bulunan öğrenciler.
15 yaşından 20 yaşına kadar eğitim seviyesine
göre geçiş karakteristikleri
Eğitim beklentisi
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI
Eğitime kimler katılıyor?
Şekil 1.3 15-10 yaşındakilerin okula kayıt olma oranları (1995, 2010)
Bu şekil tam zamanlı ve yarı zamanlı eğitime kaydolan 15-19 yaşındakilerin yüzdesindeki artış veya azalışı göstermektedir.
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo C1.2,: http://dx.doi.org/10.1787/888932666836 sitesinden
alınabilir.
Şekil 1.4 20-29 yaşındakilerin okula kayıt olma oranları (1995, 2010)
Bu şekil tam zamanlı ve yarı zamanlı eğitime kaydolan 20-29 yaşındakilerin yüzdesindeki artış veya azalışı göstermektedir.
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo C1.2, http://dx.doi.org/10.1787/888932666836 sitesinden
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
15
1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI
Orta öğrenimi tamamlayan gençlerin sayısı ne kadardır?
- Mezun olanların güncel örneklerine dayalı olarak OECD
ülkelerinde günümüz gençlerinin ortalama % 84’ünün
yaşamları süresince üst orta öğrenimi tamamlamak
istedikleri tespit edilmiştir. G20 Ülkeleri için bu seviye %
78’dir.
- OECD ülkelerinde tarihsel eğilimlerin aksine kızlar
erkeklerden daha fazla üst orta eğitim düzeyini
tamamlamaktadırlar.
- Üst orta eğitim mesleki programlarda erkeklerin çoğu
mühendislik, üretim ve inşaat eğitimi almayı seçerken
kızlar, işletme, hukuki sosyal bilimler, sağlık ve sosyal ve
hizmetler gibi geniş alanlar için tercih yapmaktadırlar.
Önem
Bu bölüm orta eğitimi ne kadar öğrencinin tamamlamasının
beklendiğini
göstermektedir.
Üst
orta
eğitimin
tamamlanmış olması öğrencilerin iş piyasasına girmek veya
yüksek eğitime başlamak için gerekli olan temel beceri ve
bilgi ile donatılmış olmasını garanti etmez. Ancak bu oranlar
öğrencilerin iş piyasasının asgari taleplerini karşılamak için
hazırlanmasında hangi eğitim sistemlerinin başarılı olduğu
boyutuna bir gösterge sağlar. OECD ülkelerinde orta
eğitimini tamamlamayan gençler söz konusu iş bulmak
olduğunda, ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmaktadırlar.
Politika belirleyiciler, üst orta eğitimlerini tamamlamayan
öğrencileri belirleyerek okulu erken bırakanların sayısını
azaltacak yollar aramaktadırlar. Kaç öğrencinin üst orta
eğitim programlarını başarı ile tamamladıkları konusunda aynı zamanda kaç öğrencinin de bu programı
tamamlamadığını
gösterenuluslararası
mukayese
edilebilen önlemler bu çabaları destekleyebilir.
Bulgular
27 ülkenin 23’ünden elde edilen verilerde üst orta
eğitiminden mezun olanların yüzdesi % 75’ten fazladır.
Finlandiya, Yunanistan, İrlanda, İsrail, Japonya, Kore,
Portekiz, Slovenya ve Birleşik Krallıkta bu oran % 90 veya
daha fazladır. Almanya haricinde neredeyse bütün OECD
ülkelerinde kızların mezuniyet oranları oğlanlardan daha
fazladır. En büyük fark genç bayanların genç erkeklerin
mezuniyet oranını yüzde 20 puan veya daha fazla geçtiği
İzlanda ve Portekiz’dedir. Sadece Çin, Almanya, İrlanda,
Japonya, Kore ve Türkiye’de üst orta eğitim mezuniyetinde
küçük bir cinsiyet farkı veya hiç fark bulunmamaktadır.
Ülkelerin çoğunda üst orta eğitim, öğrencileri üniversite
seviyesinde eğitime hazırlamak üzere tasarlanmıştır. Ancak
Almanya, Slovenya ve İsviçre’de öğrenciler üst orta eğitim
programlarına derslerin daha kısa olduğu ve pratik, teknik
veya mesleki beceri kazandıkları meslek öncesi veya mesleki
eğitime girmek için (yüksek okul – tip B) kayıt ve mezun
olurlar. OECD ülkelerinde 2010 yılında erkeklerin % 47’si ve
16
kızların % 44’ü mesleki programlardan mezun olmuşlardır,
ancak erkeklerin çoğu mühendislik, üretim veya inşaat
seçerken kızlar sosyal bilimler, işletme, hukuk, sağlık, eğitim
ve hizmet dallarını tercih etmişleridir. Sadece Arjantin’de
kızlar daha çok mühendislik, üretim ve inşaatı tercih
etmişlerdir.
Üst orta eğitime başlayan erkekler ve kızların % 70’inin
programı, planlanan süresi içerisinde bitirdikleri tespit
edilmiştir. Ancak bazı ülkelerde öğrencilerin ve çırakların
eğitimlerine ara vermeleri ve eğitim sisteminden geçici
olarak ayrılmaları nispeten yaygındır. Danimarka, Finlandiya
ve Norveç’te üst orta eğitim mezunlarının yaklaşık % 10’u
25 yaşında veya daha yaşlı iken, İzlanda’da bu oran % 20 ve
Portekiz’de % 40’tan daha fazladır.
Eğilimler
1995 yılından bu yana üst orta eğitimden mezun olanların
oranı OECD ülkeleri arasında yıllık % 0.6 büyüme oranı ile
mukayese edilebilir veri ile ortalama yüzde sekiz artmıştır.
En büyük artış 1995 ve 2010 arasında % 4.7 yıllık büyüme
oranı gösteren Portekiz’de meydana gelmiştir.
Açıklamalar
2009-10 ders yılı için veriler 2011 yılında OECD tarafından
yönetilen eğitim istatistikleri UOE verilerine dayalıdır. Bu
seviyede eğitimi tamamlayacak olan bir yaş grubunun
tahmini yüzdesini temsil eden 2005-10 yılları için
hesaplanan üst orta eğitim mezuniyet oranları net
mezuniyet oranı olarak hesaplanmıştır. Brüt mezuniyet
oranları 1995, 2000-04 veya 2005-10 için bu tür detaylı veri
sağlayamayan ülkeler için sunulmuştur.
Cinsiyet ve programlara göre üst orta eğitimi başarı ile
tamamlayanlar konusunda veriler Aralık 2011 tarihinde
yürütülen özel araştırmadan elde edilmiştir
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge A2)
Kapsama alınan alanlar:
Güncel üst orta eğitim mezuniyet oranları ve
eğilimleri
Program oryantasyonu ve cinsiyete göre üst orta
eğitim programının başarı ile tamamlanması
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI
Orta öğrenimi tamamlayan gençlerin sayısı ne kadardır?
Şekil 1.5 Üst orta eğitim programlarından başarı ile mezuniyet
Bu şekil, ilk olarak üst orta eğitime başlayan ve bu eğitimden mezun olan öğrencilerin yüzdesini göstermektedir. Aynı eğitim
seviyesinden mezun olanlar ve yeni başlayanlar arasındaki ilişkiyi göstermektedir. Hesaplama, programın tamamlanması için
verilen normal süre zarfında yapılmıştır.
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A2.1, http://dx.doi.org/10.1787/888932664347 sitesinden
alınabilir.
Şekil 1.6 Cinsiyete göre üst orta eğitim programlarından başarı ile mezuniyet
Bu şekil üst orta eğitime başlayan ve bu eğitimden başarı ile mezun olan öğrencilerin cinsiyete göre yüzdesini
göstermektedir.
%
Kızlar
Oğlanlar
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A2.5, http://dx.doi.org/10.1787/888932664480
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
sitesinden
17
1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI
Yüksek okul eğitimine başlayan gençlerin sayısı ne kadardır?
- OECD ülkelerinde günümüz gençlerinin ortalama %
62’sinin yaşamları süresince üniversite düzeyinde
programlara başlamaları ve % 17’sinin mesleğe yönelik
programa başlamaları beklenmektedir.
- 2010 yılında üniversite düzeyinde programlara başlamaları
beklenen oran kadınlarda erkeklere göre % 25 daha
yüksekti.
- OECD ülkelerinde 1995 ve 2010 yılları arasında mesleğe
yönelik programlara başlama oranı sabit kalırken
üniversite düzeyindeki programlara başlama oranı
ortalama olarak yaklaşık yüzde 25 puan artmıştır.
Önem
Bu bölüm yaşamları boyunca ne kadar öğrencinin özel türde
yüksek eğitim programına başlamak istediklerini
göstermektedir. Ayrıca yüksek eğitim programlarına
erişebilirlik ve fark edilebilirlik değerine de ışık tutmakta ve
günümüz iş piyasasında değer kazanan yüksek düzeyde
beceri ve bilginin nüfus tarafından hangi derecede
edinildiğine ilişkin bazı işaretler sağlamaktadır. Yüksek
eğitime yüksek düzeyde başlama ve katılım oranı, yüksek
eğitim görmüş işgücünü geliştirdiğine işaret etmektedir.
programlara başlama oranlarında azalma görülmüştür.
Macaristan’da azalma aynı dönemde mesleki yönelimli
programlara başlama oranı önemli ölçüde artarak
dengelenmiştir. Yeni Zelanda’da 2000 ve 2010 yılları
arasında başlama oranındaki artış ve düşüş aynı dönemde
uluslararası öğrencilerin sayısındaki artış ve azalışı yakından
aksettirmektedir.
Öğrenciler geleneksel olarak üst orta eğitimi tamamladıktan
hemen sonra akademik programlara başlarlar ve bu birçok
ülkede aynı şekilde devam etmektedir. Örnek olarak
Belçika, Endonezya, İtalya ve Meksika’da yüksek eğitime
yeni başlayanların % 90’ı 25 yaşın altındadır. Diğer ülkelerde
üst orta eğitimden yüksek okula başlamak için geçiş
işgücünde veya askerlikte harcanan zaman nedeni ile daha
geç yaşlarda olabilmektedir.
Eğilimler
OECD ülkelerinde 1995 ve 2010 yılları arasında öğrencilerin
üniversite seviyesinde eğitime başlama oranı ortalama
olarak yaklaşık yüzde 25 puan artmıştır. Bu artışın nedeni
birçok ülkede yüksek eğitime erişim imkânının artması ama
aynı zamanda da bazı ülkelerdeki eğitim sisteminin yapısal
değişikliğidir.
Bulgular
Eğer hâlihazırdaki eğitime başlama yapısı devam ederse
OECD ülkelerindeki genç erişkinlerin % 62’sinin yaşamları
süresince üniversite düzeyindeki programlara başlamak
istedikleri belirlenmiştir. Bazı ülkelerde genç erişkinlerin en
azından % 70’nin bu programlara başlaması beklenirken
Belçika, Çin, Endonezya, Lüksemburg ve Meksika’da %
35’ten
daha
fazlasının
bunu
yapmayacakları
beklenmektedir.
Mesleğe yönelik programlara başlayan öğrencilerin oranı
genelde daha düşüktür ki bunun nedeni genellikle OECD
ülkelerinde bu programların daha az gelişmiş olmalarından
kaynaklanmaktadır. Veri elde edilebilen ülkelerde genç
erişkinlerin ortalama % 17’sinin bu programlara başlamaları
beklenir; bu kadınlarda % 19 ve erkeklerde % 16’dır. Bu
oran İtalya, Meksika, Hollanda, Norveç, Polonya, Portekiz ve
Slovak Cumhuriyetinde % 3 veya daha az, Arjantin, Belçika,
Kore ve Yeni Zelanda’da % 30 veya daha fazladır.
Ortalama olarak mukayese edilebilir veri bulunan bütün
OECD ülkelerinde 2000 ve 2010 yılları arasında üniversite
seviyesinde programlara başlamaları beklenen genç erişkin
nüfus yüzde 15 puan artmıştır. Avustralya, Avusturya, Çek
Cumhuriyeti, İzlanda, İrlanda, Kore, Suudi Arabistan ve
Slovak Cumhuriyetinde bu programlara başlama oranları
2000 ve 2010 yılları arasından yüzde 20 puandan daha fazla
artmıştır.
Sadece Finlandiya, Macaristan ve Yeni Zelanda’da bu
18
Açıklamalar
1995, 2000, 2001, 2002, 2003 ve 2004 yılları için bu eğitime
başlama eğilimleri konusundaki veriler Ocak 2007 tarihinde
OECD ülkelerinde yürütülen özel araştırmaya dayalıdır.
Spesifik bir yaş için bu eğitime başlama oranı, bu yaşta
eğitime başlayanların sayısının toplam nüfustaki ilgili yaş
grubunda bulunanların, bu yaşta yüksek eğitimin her türüne
başlayanların sayısının bölünmesi ile elde edilir.
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge C3)
Kapsama alınan alanlar:
Eğitim seviyelerine göre başlama oranları
Yüksek eğitime yeni başlayanların yaşı
Yeni başlayanların yaş ve cinsiyet olarak dağılımı
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI
Yüksek okul eğitimine başlayan gençlerin sayısı ne kadardır?
Şekil 1.7 Üniversite seviyesinde eğitime başlama oranları (2000-2010)
Bu şekil üniversite seviyesinde eğitime başlayan genç insanların artışını - veya aksini- yüzde olarak göstermektedir.
OECD ülkelerinin çoğunda başlama oranları artmıştır.
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo C3.3, , http://dx.doi.org/10.1787/888932667140 sitesinden
alınabilir.
Şekil 1.8 Mesleğe yönelik yüksek eğitime başlama oranları (2000-2010)
Bu şekil OECD ülkelerinin çoğunda mesleğe yönelik eğitime başlayan genç insanların yüzdesinde nispi dengeyi
göstermektedir.
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo C3.3, , http://dx.doi.org/10.1787/888932667140 sitesinden
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
19
1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI
Yüksek okul eğitiminden mezun olan gençlerin sayısı nedir?
- 27 OECD ülkesinde mukayese edilebilir veriler ile genç
nüfusun ortalama % 39’nun üniversite düzeyinde
eğitimlerini tamamlamaları beklenmektedir.
- Mezun olma oranları Meksika, Suudi Arabistan ve
Türkiye’de % 25 ve daha az; Avustralya, Danimarka, İzlanda,
Polonya ve Birleşik Krallıkta % 50 ve daha fazladır.
- OECD ülkelerinde genç bayanlar için mezun olma
oranlarının genç erkeklerden belirgin bir biçimde daha
yüksek olması beklenilmektedir - ortalama olarak % 47’ye
göre % 32.
Meslekî programlardan mezuniyet oranı sadece bazı OECD
ülkelerinde, özellikle de Kanada, İrlanda, Japonya, Yeni
Zelanda ve Slovenya’da genç insanların % 20’sinden
fazladır. OECD ülkelerinde en yüksek seviye yüksek
eğitimde, insanların yaklaşık % 1.6’sı ileri araştırma
programlarını tamamlamaktadırlar.
Önem
Eğilimler
Yüksek öğrenim bir ülkenin gelişmiş, uzman bilgi ve beceri
ile çalışan üretme kapasitesini gösterir. Yüksek okul
seviyesinde yüksek mezuniyet oranlarına sahip olan ülkeler
aynı zamanda yüksek becerili işgücü geliştiren ve koruyan
ülkelerdir. Yüksek eğitim ülkeler arasında yapı ve kapsam
olarak birbirinden oldukça büyük farklılıklar gösterir ve
mezuniyet oranları hem bu programlara başlama derecesi
hem de iş piyasasında daha yüksek beceri için talepten
etkilenir. OECD ülkelerinde daha yüksek maaş ve daha iyi
istihdam beklentisi ile yüksek eğitim elde etmek için güçlü
özendirme tedbirleri bulunmaktadır.
OECD ülkelerinde 1995 ve 2010 yılları arasında mukayese
edilebilir veriler ile üniversite seviyesinde eğitimden
mezuniyet oranı artmıştır. Artış özellikle 1995 ve 2000
arasında çok yüksek seyretmiş sonra düz bir seyir almıştır.
Geçen üç yıl boyunca mezuniyet oranları yaklaşık % 39 ile
nispeten sabit kalmıştır. 1995 yılından buyana en önemli
artış Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Slovak Cumhuriyeti,
İsviçre ve yıllık büyüme oranının % 8’den fazla olduğu
Türkiye’den bildirilmiştir.
Bulgular
2009 - 10 akademik yılı için veriler 2011 yılında OECD
tarafından yönetilen eğitim istatistikleri UOE veri
toplamalarına dayalıdır. Yüksek eğitimden mezun olanlar
üniversite derecesi alanlar, mesleki niteliklilik alanlar veya
ileri araştırma derecesi doktora standardına sahip
olanlardır. Net eğitim oranları yüksek eğitimi tamamlamak
isteyen bir yaş grubunun tahmini yüzdesini temsil eder.
Burada sunulan veriler sadece yeni mezunları ifade eder.
Mezuniyet oranları ülkeler arasında önemli ölçüde değişiklik
göstermektedir: Meksika, Suudi Arabistan ve Türkiye’de
genç insanların sadece % 25’i üniversite düzeyinde
eğitimden mezun olmaktadırlar; bunun aksine Avustralya,
Danimarka, İzlanda, Polonya ve Birleşik Krallıkta bu oran %
50 veya daha fazladır. Bazı ülkeler için mezuniyet oranları,
özellikle de Avustralya ve Yeni Zelanda ve Birleşik Krallıkta
uluslararası öğrencilerin mevcudiyetinden dolayı yapay
olarak abartılıdır.
Erkek ve kadın arasında mezuniyetteki eşitsizlik de aslında
daha büyüktür. Hâlihazırdaki mezuniyet oranlarında dayalı
olarak OECD ülkelerinde ortalama olarak belirgin bir
biçimde erkeklere (%32) göre daha fazla kadının (% 47)
üniversite
seviyesinde
niteliklilik
elde
etmesi
beklenmektedir. Kadınların lehine cinsiyet ayrımı İzlanda,
Polonya, Slovak Cumhuriyeti ve Slovenya’da en az yüzde 25
puandır. Almanya, Meksika ve İsviçre’de cinsiyetler arası
mezuniyet oranı neredeyse dengelidir. Japonya ve
Türkiye’de bunun aksine üniversite seviyesinde eğitimden
daha fazla erkek mezun olmaktadır.
Son on yılda üniversite programları için hızla artan talebe
rağmen halen daha kısa mesleki yönelimli programlar için
yer vardır. OECD ülkelerinde genç erişkinlerin ortalama %
11’i mesleki yönelimli programları tamamlamaktadırlar;
üniversite seviyesindeki programlarda olduğu gibi
tamamlama oranları kadınlar için (% 12) erkeklere (% 9)
göre daha yüksektir.
20
Çin’de yaşamları boyunca genç insanların tahminen % 14’ü
üniversite seviyesindeki programlardan ve % 18’i mesleki
yönelimli programlardan mezun olmak istemektedirler.
Açıklamalar
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge A3)
Kapsama alınan alanlar:
Niteliklilik seviyesi ve cinsiyete göre mezuniyet
oranları
Mezun olanlar arasındaki daha yaşlı öğrencilerin
payı
Mezun olanlar arasındaki uluslararası öğrencilerin
payı
OECD’den daha fazla bilgi için
Yüksek Öğrenim Yönetim ve Politikası (Higher Education
Management and Policy) (Dergi)
Yüksek eğitim OECD incelemeleri (ulusal inceleme serileri)
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI
Yüksek okul eğitiminden mezun olan gençlerin sayısı nedir?
Şekil 1.9 Üniversite seviyesinde eğitimden ilk mezun oranlar oranı (1995,2010)
Bu şekil üniversite seviyesinde eğitimden ilk mezun oranların yüzdesindeki artış ve azalışı göstermektedir.
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A3.2, , http://dx.doi.org/10.1787/888932664575 sitesinden
alınabilir.
Şekil 1.10 Mesleki yönelimli eğitimden ilk mezun oranların oranı (1995, 2010)
Bu şekil mesleki yönelimli eğitimden ilk mezun oranların yüzdesindeki artış ve azalışı göstermektedir.
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A3.2, , http://dx.doi.org/10.1787/888932664575 sitesinden
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
21
1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI
Öğrenciler eğitimden işe geçişte ne kadar başarılılar?
- OECD ülkelerinde 15-29 yaşındakilerin ortalama % 16’sı ne
istihdam içerisinde ne de eğitim veya öğrenimdedir
(NEET); bu oran kriz öncesi düzeyler ile mukayese
edildiğinde 2009 ve 2010 yıllarında ciddi anlamda
artmıştır.
- Genel olarak NEET oran 15-29 yaşındaki kadınlarda
erkeklere göre yüzde 4 puan daha yüksektir, ancak bu
durum ülkeden ülkeye büyük farklılıklar göstermektedir.
İsrail haricindeki bütün ülkelerde 15-29 yaşında eğitimde
olmayanların ve aktif olmayanların oranı genç kadınlarda
genç erkeklerden daha yüksektir
- Üst orta eğitim nitelik eksikliği iş bulmada ciddi bir
biçimde bir engelken, üniversite seviyesinde bir dereceye
sahip olmak bir işe sahip olma olasılığını, özellikle de zor
ekonomik dönemlerde artırmaktadır.
Önem
Bu bölüm genç nesil için 2008 yılında başlayan mali kriz ve
daralmayı takiben eğitimden çalışmaya geçmenin zorluğunu
göstermektedir. Yüksek işsizlik oranları daha fazla iş
tecrübesine sahip olanların iş piyasasına yeni girenlere göre
tercih edildiği anlamını taşır. Bu bölüm genç insanların
eğitimde, istihdamda ve işsizlikte harcamayı bekledikleri
yılların sayısına bakmaktadır. Genç insanların okuldan işe
geçişlerini artırmak için eğitim sistemleri insanların iş
piyasasının talepleri ile örtüşen yeteneklere sahip olmalarını
temin etmeye ve ne okulda ne de işte olmayan genç
erişkinlerin oranını azaltmaya çalışmalıdır.
Bulgular
2010 yılında bir OECD ülkesinde ortalama 15 yaşında birinin
yaşamının sonraki 15 yılını şu şekilde geçirmesi beklenebilir:
eğitimde 7.0 ilave yıl, 5.5 yıl bir işte, toplam 1 yıl işsizlik ve
1.3 yıl tamamen iş gücü dışında (ne eğitimde ne de, iş
aramada). Bir kız (7.2 yıl) bir oğlana (6.9) göre eğitimde
daha fazla süre geçirecektir, daha az çalışacak (kız için 5.0 yıl
oğlan için 5.9 yıl) ve erkek için mukayese edildiğinde 0.9’a
göre 1.8 yıl ile daha uzun süre tamamen iş gücü dışında
kalacaktır.
Üst orta eğitimi tamamlayamamış olanların bir iş bulması
çok daha zor olacaktır. Ortalama olarak üst orta eğitimi
tamamlama 20-24 yaşında olanlar arasında işsizliği yüzde 8
puan azaltmaktadır. Estonya, Fransa, İrlanda, Slovak
Cumhuriyeti ve İspanya’da orta öğretimi tamamlamayan
20-24 yaşında olanların en az % 25’i okulda değildir ve
işsizdir.
Yüksek öğrenimini tamamlamak 25-29 yaşındakiler arasında
üst orta öğrenimi tamamlayanlar ile mukayese edildiğinde
işsizliği yüzde 2.3 puan düşürmektedir. OECD ülkelerinde
15-29 yaşındakilerin ortalama % 47’si eğitimdedir.
Danimarka, Finlandiya, Almanya, İzlanda, Lüksemburg,
22
Hollanda, Slovenya ve İsveç’te bu düzey % 50’den daha
fazladır. Bunun aksine Meksika ve Türkiye’de bu yaş
grubundaki eğitimde olanlardan % 35 daha azdır.
OECD ülkelerinde 15-29 yaşındakilerin ortalama % 48’i işe
sahiptir. Avustralya, Kanada, Danimarka, İzlanda, Hollanda
ve Norveç’te % 60’lık orana karşılık, Macaristan, İsrail,
İtalya, Slovak Cumhuriyeti ve Türkiye’de bu oran % 40’tır.
Eğilimler
Hükümetlerin insanların eğitim düzeylerini artırma çabaları
eğitime katılmada önemli değişikliklere neden olmuştur.
1998 yılında 15-29 yaşında olanların % 41.1’i eğitimde idi.
Bu 2010 yılında % 47.1’e çıkmıştır. 15-29 yaşındakiler
arasında NEET popülasyonu 1998 yılında % 16.0 iken 2010
yılında % 15.8 olarak azalmıştır. Buna 1998 ve 2001
arasında yüzde 1.3 puan azalma ve 2002 ve 2008 arasında
yüzde 1.6 puan azalma dâhildir. Ancak 2008-10 global
ekonomik krizin doruk noktasında NEET popülasyonu % 2.1
artmıştır.
Açıklamalar
Veriler yıllık OECD işgücü araştırmasının bir bölümü olarak
toplanmıştır ve genelde ilk çeyrek dönem veya takvim
yılının ilk üç ayının ortalamasına işaret ederken yaz
istihdamı hariç tutulmuştur. Bazı Avrupa Ülkeleri için veri
yıllık Avrupa İşgücü araştırmasından alınmıştır.
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge C5)
Kapsama alınan alanlar:
15-29 yaşındakiler için eğitimde bulundukları ve
eğitimde olmadıkları beklenen yıllar ve ayrıca
eğilimler ve cinsiyet farklılıkları
Değişik yaş grupları için okuldan işe geçiş
OECD’den daha fazla bilgi için
Daha İyi Beceriler, Daha İyi İşler, Daha İyi Yaşamlar
(Better Skills, Better Jobs, Beter Lives (2012))
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI
Öğrenciler eğitimden işe geçişte ne kadar başarılılar?
Şekil 1.11 Eğitim, öğrenim veya istihdam içerisinde yer almayan gençler (2005, 2010)
Bu şekil eğitimde, öğrenimde veya istihdam içerisinde yer almayan (NEET) gençlerin yüzdesindeki artış ve azalışı
göstermektedir
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo C5,4a , http://dx.doi.org/10.1787/888932667520 sitesinden
alınabilir.
Şekil 1.12 Gençler arasında eğitim ve istihdam, 2010
Bu şekil genç erişkinler arasında yaş grubuna göre eğitim ve iş statüsünün dağılımını göstermektedir. Okulu bırakan ve zor
bir iş pazarına giren genç erişkinlerin işsiz kalması ve tamamen iş gücü dışında kalması daha muhtemeldir.
%
Eğitimde
Eğitimde değil, işsiz
Eğitimde değil, aktif değil
25-29 yaşındakiler
Eğitimde değil, istihdam içerisinde
%
15-19 yaşındakiler
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo C5,2a , http://dx.doi.org/10.1787/888932664525 sitesinden
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
23
1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI
Yurtdışında eğitim alan öğrencilerin sayısı nedir ve nereye gitmektedirler?
- Yüksek eğitim seviyesindeki öğrencilerin 4.1 milyondan
fazlası vatandaşı oldukları ülke dışındaki bir ülkede
eğitime kayıtlıdırlar.
- Avustralya, Avusturya, Lüksemburg, Yeni Zelanda, İsviçre
ve Birleşik Krallık Yüksek eğitim alan öğrenciler arasında
en fazla uluslararası öğrenciye sahip ülkelerdir.
- Dünya çapında yurtdışında eğitim alan Asyalılar % 52’yi
teşkil etmektedirler. Kesin bir ifade ile en fazla uluslararası
öğrenci Çin, Hindistan ve Kore kökenli öğrencilerdir.
- Dünya çapında yurt dışında eğitim gören öğrencilerin
%77’si bu eğitimi OECD ülkelerinde almaktadır. Geçtiğimiz
son on yıl içerisinde bu oran sabit kalmıştır.
mezuniyet oranı yüzde 16 puan ve Yeni Zelanda yüzde 7
puan düşer.
Önem
2000 yılından buyana dünya çapında yüksek eğitime
kaydolan yabancı öğrencilerin sayısı ortalama yıllık % 7.1’lik
bir büyüme oranı ile % 99 artmıştır. OECD ülkelerinde
yüksek eğitime kayıt olan yabancı yüksek eğitim
öğrencilerinin sayısı yıllık % 7.2 büyüme oranı ile 2000
yılından buyana iki katına artmıştır.
Bu bölüm hangi öğrencilerin yurtdışında eğitim aldıklarına
ve tercih ettikleri yerlerin boyutuna bakmaktadır. Yabancı
bir ülkede yüksek seviyede eğitim almak öğrencilere başka
kültürler ve diller hakkında bilgilerini artırma ve gittikçe
globalleşen iş pazarında kendilerini daha iyi donatma
imkanı tanır. Sosyal ve eğitimsel etkilerin yanı sıra
yurtdışında eğitim almanın mühim bir ekonomik etkisi
vardır. Eğitimin beynelmilel hale gelmesi kayıt harçlarından
elde edilen gelirler ve uluslararası öğrencilerin yerel
tüketiminin bir sonucu olarak bazı ülkelerin ekonomilerinde
artan bir etkiye sahiptir.
Bulgular
OECD ülkeleri dünya çapında yurtdışında eğitim alan
öğrenci kitlesini - neredeyse beş kişiden dördünü- cezp
etmektedir. Bunların çoğu diğer OECD ülkelerinden
gelmekte olup genelde bu ülkeler; Kanada, Fransa,
Almanya, Japonya, Kore, Türkiye ve Birleşik Devletlerdir.
Öğrencilerin okumak istedikleri yeri seçme konusunda
Birleşik Krallık ve Birleşik Devletler dünya çapında bütün
yabancı öğrencilerin % 10’nun seçimidir. Avrupa bütün
uluslararası öğrencilerin % 41’inin kendi ülkeleri dışında
eğitim almak için tercih ettikleri yerdir. Kuzey Amerika
bütün uluslararası öğrencilerin % 21’ine sahiptir. Bununla
birlikte gidilen yerler arasında en hızlı büyüyen bölgeler
Latin Amerika ve Karayipler, Okyanusya ve Asya artan
ülkeler içerisinde üniversiteleri uluslararası hale getirmeye
çalışmaktadırlar (bakınız Education at a Glance 2012 çizelge
C4.1 ve Tablo C4.6).
Özellikle Avustralya ve Yeni Zelanda’da uluslararası
öğrencilerin yüzdesinin yüksekliği yüksek okul mezuniyet
oranlarında önemli bir etkiye sahiptir (bakınız Education at
a Glance 2012, çizelge A3.1). Eğer uluslararası öğrencilerin
verileri hariç tutulur ise Avustralya’nın üniversite seviyesi
birinci derece programlarından
24
Eğilimler
Geçen son otuz yıllık süre içerisinde dünya çapında
uluslararası öğrencilerin sayısı 1975 yılında 0.8 milyondan
2010 yılında 4.1 milyon ile beş kat artmıştır. Bu büyüme
ekonomik ve sosyal küreselleşme sürecinin yansıdığı
dönemde hız kazanmıştır. Uluslararası öğrencilerin
sayısındaki küresel artış yüksek eğitime kayıt olmada genel
artışa da yansımaktadır.
Açıklamalar
Uluslararası ve yabancı öğrenciler konusundaki veriler OECD
tarafından yönetilen eğitim istatistikleri UOE veri
toplamalarına dayalıdır. UNESCO İstatistik Kurumundan da
veri dahil edilmiştir. Öğrenciler eğer kendi vatandaşı
oldukları ülkeden ayrılmışlar ise ve eğitim için başka bir
ülkeye gitmişler ise “uluslararası” öğrenci olarak
sınıflandırılırlar. Öğrenciler eğer eğitim aldıkları ülkenin
vatandaşı değiller ise “yabancı” öğrenci olarak
sınıflandırılırlar. Bu son kategori öğrenim gördükleri ülkenin
vatandaşı olmamalarına rağmen daimi ikametleri o ülkede
bulunan öğrencileri de kapsar (Örnek olarak, göçmen
ailelerin genç insanları).
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge C4)
Kapsama alınan alanlar:
Öğrencilerin vatandaşı oldukları ülke ve
destinasyonlara göre dağılımı
Yurtdışında eğitim gören öğrencilerin sayısındaki
eğilim.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI
Yurtdışında eğitim alan öğrencilerin sayısı nedir ve nereye gitmektedirler?
Şekil 1.13 Uluslararası eğitim pazar paylarındaki eğilim (2000, 2010)
Şekil destinasyona göre yüksek eğitimdeki yabancı ve uluslararası öğrencilerin dağılımını göstermektedir.
OECD Ülkeleri
Pazar payı %
2000
2010 Diğer G20 ve OECD ülkeleri dışındaki ülkeler
200
2010
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo C4.7 , http://dx.doi.org/10.1787/888932667349 sitesinden
alınabilir.
Şekil 1.14 Yüksek eğitimde öğrenci hareketliliği
Bu şekil her ülkede yüksek eğitim seviyesindeki uluslar arası öğrencilerin yüzdesini göstermektedir.
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo C4.7 , http://dx.doi.org/10.1787/888932667235 sitesinden
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
25
2.
EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI
Yüksek okul mezunları ne kadar daha fazla kazanıyor?
Eğitim istihdam oranını nasıl etkiliyor?
İnsanları eğitime yatırım yapmaya teşvik eden şey nedir?
Toplumları eğitime yatırım yapmaya teşvik eden şey nedir?
Eğitimin sosyal faydaları nelerdir?
Eğitim ekonomiyi nasıl etkiliyor?
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
27
2.
EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI
Yüksek okul mezunları ne kadar daha fazla kazanıyor?
- Gelirler kişilerin eğitim seviyeleri ile uyumlu olarak artma
eğilimindedir.
- Daha yüksek (yüksek eğitim) bir eğitime sahip olan kişiler
OECD ülkelerinde yüksek eğitim almamış bir kişiye göre %
55 daha fazla kazanmayı bekleyebilir. Orta eğitimi
tamamlamamış kişiler bunu tamamlayan kişilere göre %
23 daha az kazanırlar.
- Bütün ülkelerde ve bütün eğitim seviyelerinde kadınlar
erkeklere göre daha az kazanır ve bu ayrım daha fazla
eğitim ile azalmaz.
Eğitim ile elde edilen kazanç avantajları yaş ile artmaktadır.
Yüksek öğrenim mezunlarının kazançları daha yaşlılara
nispeten daha yüksektir: Yüksek eğitimli bir kişi için kazanç
primleri 25-35 yaşlarında % 37’den 55-64 yaşındakilerde %
69 veya daha fazlasına kadar çıkmaktadır. Üst orta eğitimli
olan kişilerde kazanç dezavantajları Avustralya, Danimarka,
Finlandiya, İrlanda, Norveç, Slovak Cumhuriyeti, İsveç,
Birleşik Krallık ve Birleşik Devletler haricinde bütün
ülkelerde artmaktadır.
Önem
Eğilimler
Bu bölüm değişik düzeyde eğitim seviyeleri ile işçilerin nispi
kazançlarını inceler. Eğitimli gruplar arasındaki kazançların
vergi öncesi farkları eğitim arz ve talebine iyi bir belirti
sağlamaktadır. Zaman içerisinde kazanç konusunda veri ile
bu farklar eğitim sistemlerinin iş piyasası taleplerini
karşılayıp karşılamadığına ilişkin güçlü bir sinyal verir.
Yüksek eğitimli genç profesyoneller için talep, OECD
ülkelerinin çoğunda yüksek eğitim kurumlarının arzı
seviyesindedir. Yüksek eğitimli 25-64 yaş nüfusta 2000
yıllında % 21’den 2010 yılında % 30’a bir artış olmasına
rağmen aynı dönemde yüksek eğitimli kişilerde kazanç
primleri yüzde 10 puan artmıştır.
Bulgular
Nispi kazançlarda ülkeler arasındaki farklılıklar iş
piyasasında beceri için talep, asgari ücret yasası,
sendikaların gücü, müşterek toplu pazarlık anlaşmalarının
kapsamı, eğitimsel kazanımın değişik seviyelerinde işçi arzı
ve yarı zamanlı ve mevsimlik işçi de dâhil olmak üzere bir
dizi faktöre yansır. Halen, özellikle de zaman içerisindeki
değişimler ışığında eğitim görmüş bireylerin arzının talebi
karşılayıp karşılamadığı konusunda kazanç farklılıkları en
açık belirleyiciler arasındadır.
Verilerin gösterdiği gibi eğitimsel kazanım ortalama kazanç
ile güçlü bir ilişki içerisindedir. OECD ülkeleri arasında
ortalama olarak yüksek eğitim mezunları üst orta eğitim
mezunlarına ve üst orta eğitim veya orta eğitim sonrası
yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitimi tamamlamış
olanlara göre % 55 daha fazla kazanmaktadırlar. Yüksek
eğitim mezunları için kazanç primleri birçok ülkede
önemlidir ve 32 ülkenin 17’sinde % 50’yi geçer. Eğitim
kademelerinin diğer ucunda üst orta eğitimi tamamlamış
olan insanlar üst orta eğitimi veya orta eğitim sonrası –
yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitimi tamamlamış
olanlara göre % 23 daha az kazanmaktadırlar.
Daha fazla eğitim, kazançta cinsiyet ayrımını biraz
yakınlaştırmaktadır. Eğitimleri hangi düzeyde olursa olsun
ortalama olarak kadınlar erkeklere göre önemli miktarda
daha az kazanmaktadırlar. Bunlar arasında bu fark üst orta
eğitim ve orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde
olmayan eğitimi tamamlamış olanlarda en küçük düzeyde
ve yüksek eğitimi tamamlamış olanlar arasında ise yüksek
düzeydedir. Yüksek eğitime sahip olan kadınlar sadece beş
ülkede erkeklerin kazancının % 75 veya daha fazlasını
kazanmaktadırlar, bu ülkeler ise: Finlandiya, Yeni Zelanda,
Slovenya, İspanya ve Birleşik Krallıktır. Brezilya, Estonya,
İtalya ve Kore’de yüksek eğitim derecesine sahip bir kadın,
yüksek eğitim almış bir erkeğin kazancının % 65 veya daha
azını almaktadır.
28
Açıklamalar
Kazanç verileri ülkeler arasında bunların yıllık, aylık veya
haftalık olarak bildirilmesi de dâhil olmak üzere değişik
yönler ile birbirinden farklıdır. Bu nedenle burada gösterilen
sonuçlar dikkatle yorumlanmalıdır. Benzer bir biçimde
birçok ülkedeki yarı zamanlı ve yarıyıllık kazançlar
ülkelerdeki kazanç farklılıklarının yorumlanmasında,
özellikle de erkekler ve kadınlar arasında dikkat etmek
gerektiğini gösterir.
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge A8)
Kapsama alınan alanlar:
Nüfusun nispi kazançlarında eğilim
Kazançta cinsiyet ve yaşa göre farklılıklar
Eğitsel başarıya göre kazanç dağılımındaki
farklılıklar
OECD’den daha fazla bilgi için
Daha İyi Beceriler, Daha İyi İşler, Daha İyi Yaşamlar
(Better Skills, Better Jobs, Beter Lives (2012))
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
2.
EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI
Yüksek okul mezunları ne kadar daha fazla kazanıyor?
Şekil 2.1 Erkekler için eğitim seviyelerine göre nispi kazançları (2010 veya veri elde edilebilen en son yıl)
Bu şekil, üst orta eğitim ve üst orta eğitim veya orta eğitim sonrası yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitimi temel alarak
(grafiğin sol taraf skalasında 100 ile işaretlenen satır) 25-64 yaşındaki erkeklerin değişik eğitim düzeyleri arasındaki
kazançları mukayese etmektedir.
Üniversite düzeyinde ve ileri araştırma programları
Mesleki yönelimli yüksek eğitim
Üst orta eğitim altında
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A8.1 , http://dx.doi.org/10.1787/888932665335 sitesinden
alınabilir.
Şekil 2.1 Kadınlar için eğitim seviyelerine göre nispi kazançları (2010 veya veri elde edilebilen en son yıl)
Bu şekil, üst orta eğitim ve üst orta eğitim veya orta eğitim sonrası yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitimi temel alarak
(grafiğin sol taraf skalasında 100 ile işaretlenen satır) 25-64 yaş arasındaki kadınların değişik eğitim düzeyleri arasındaki
kazançları mukayese etmektedir.
Üniversite düzeyinde ve ileri araştırma programları
Mesleki yönelimli yüksek eğitim
Üst orta eğitim altında
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A8.1 , http://dx.doi.org/10.1787/888932665335 sitesinden
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
29
2.
EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI
Eğitim istihdam oranını nasıl etkiliyor?
- Genelde yüksek eğitim seviyesine sahip insanlar daha iyi iş
bulma ihtimaline sahiptir; fark özellikle üst orta eğitim
mezuniyeti bulunanlar ile bulunmayanlar arasında
belirgindir.
- Bütün OECD ülkelerinde çalışan yüksek okul mezunları,
mezun olmayanlara göre daha fazladır.
- Erkeklerin istihdam oranları kadınlara göre daha fazladır;
bazı ülkelerde yüksek eğitimlilerde fark yüzde 25 puan
daha fazla erkeklerin lehinedir.
Önem
Bu bölüm eğitim ve iş yaşamı arasındaki ilişkiyi
incelemektedir. OECD ülkeleri ekonomik kalkınmayı teşvik
etmek için sabit iyi eğitimli işçilerin teminine bağlıdır.
İstihdam ve işsizlik – ve bunların zaman içerisindeki gelişimi
– konularında veri bu nedenle politika belirleyiciler için,
temin ve potansiyel temin, iş piyasasında mevcut olan
beceriler ve bu becerilere işverenlerin talebi hakkında
önemli bilgiler sağlar. Politika belirleyiciler için OECD
ekonomilerinde meydana gelen uzun süreli yapısal
değişiklikler ve ekonomik kriz etkisi arasında ayrım yapmak
özellikle önemlidir.
Bulgular
Eğitim istihdam alanında önemli bir etkiye sahiptir. OECD
ülkelerinde yüksek eğitim almış nüfusun % 83’ü istihdam
edilmiştir. İzlanda, Norveç ve İsviçre’de yüksek eğitim almış
bireylerin ortalama istihdam oranı % 88’den fazladır. Üst
orta eğitim ve orta eğitim sonrası yüksek eğitim düzeyinde
olmayan eğitimi tamamlamış olanlarda OECD ortalaması %
74 ve üst orta eğitimi tamamlamayanlarda % 56’nın biraz
üzerindedir.
Yüksek seviyede eğitime sahip olanlarda fark daralsa da,
kadınların istihdam oranı bütün eğitim seviyelerinde
erkeklerin çok altındadır. Sadece alt orta eğitim seviyesine
sahip olanlarda erkekler için istihdam oranı % 69, kadınlar
için % 49; üniversite seviyesinde ve ileri araştırma
programları düzeyinde eğitim alanlar arasında bu erkekler
için % 88 ve kadınlar için % 79’a artış göstermektedir.
İstisnasız bütün OECD ülkelerinde mevcut olan yüksek
eğitim görmüş bireylerde istihdam oranında cinsiyet ayrımı,
özellikle farkın yüzde 29 puana eriştiği Şili, Çek Cumhuriyeti,
Japonya, Kore, Meksika ve Türkiye’de çok büyüktür.
İstihdam oranında cinsiyet ayrımı kısmen kadınların bazı
eğitim alanlarında fazla ve az bulunması ile açıklanabilir.
2010 yılında Japonya ve Türkiye haricinde bütün OECD
ülkelerinde üniversite seviyesinde eğitim gören öğrencilerin
ve eğitim alanında ileri araştırma niteliklerine sahip kişilerin
%70’inden fazlası kadındı. Benzer bir biçimde OECD ülkeleri
ortalamasında sağlık ve sosyal alanda verilen derecelerin %
74’ü kadınlara verilmiştir. Bunun aksine ülkelerin çoğunda
mühendislik, üretim ve inşaat alanlarında
30
bütün mezunların %30’dan azı kadındı. Yüksek teknoloji
sanayinde kadınların yetersiz temsil edilmesi belki de
sürpriz bir durum değildir.
Eğilimler
Zor ekonomik zamanlarda bile eğitim genelde işsizliğe karşı
iyi bir sigortadır. Geçen 14 yıl içerisinde yüksek eğitimli
erkek ve kadınların istihdam oranı bu eğitime sahip
olmayanlara göre belirgin bir biçimde daha yüksektir. OECD
ülkelerinde yüksek eğitime sahip olanlar arasında işsizlik
oranı sadece üst orta eğitim alanların % 5 ve % 8 altında
kalmıştır. Ancak bu üst orta eğitimi bulunmayan kişiler için
1998 ve 2010 arasında % 10’u defalarca aşmıştır. Son
ekonomik kriz esnasında ortalama işsizlik oranındaki artış
üst orta eğitim almayan kişilerde ez az üst orta eğitim
derecesine sahip kişilere göre yüzde 1.1 puan daha
yüksekti.
Açıklamalar
İstihdam oranı çalışma yaşında olan nüfusun yüzde olarak
istihdam edilen kişilerin sayısına işaret eder. İşsizlik oranları
sivil işgücünün yüzdesi olarak işsiz kişileri ifade eder. İşsizlik
fiili olarak iş arayan ve hâlihazırda işe başlamaya hazır olan
insanlar olarak tanımlanır. İstihdam haftada en az bir saat
para veya kar için çalışan veya bir işi olan ancak geçici
olarak hastalık, izin veya iş yavaşlatma nedeni ile işte
olmayan kişileri tanımlar.
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge A7)
Kapsama alınan alanlar:
Cinsiyet ve eğitimsel kazanıma göre istihdam ve
işsizlik oranlarının eğilimi
Yaşa göre işsizlik oranlarındaki eğilim
Mesleki ve genel eğitime sahip bireylerin istihdam
oranı
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
2. EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI
Eğitim istihdam oranını nasıl etkiliyor?
Şekil 2.3 Yüksek eğitime sahip 25-64 yaşındaki kişilerin istihdam oranı, cinsiyete göre, 2010
Bu şekil daha yüksek eğitime sahip erkekler ve kadınların istihdam oranlarındaki farkı göstermektedir.
%
Erkek
Kadın
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A7.3b ve A7.3c , http://dx.doi.org/10.1787/888932665143 ve
http://dx.doi.org/10.1787/888932665164 sitesinden alınabilir.
Şekil 2.4 Yüksek eğitimli erkek ve kadın, 2010
Bu şekil 24-64 yaşında yüksek eğitimli kişilerin cinsiyete göre yüzdelerini göstermektedir.
%
Erkek
Kadın
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A1.3b ve A1.3c , http://dx.doi.org/10.1787/888932664252 ve
http://dx.doi.org/10.1787/888932664271 sitesinden alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
31
2. EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI
İnsanları eğitime yatırım yapmaya teşvik eden şey nedir?
- Yüksek eğitime sahip kişilerin geliri üst orta eğitim ve orta
eğitim sonrası yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitimi
tamamlamış olana göre genelde daha yüksektir.
- Yüksek eğitim OECD ülkelerinde erkekler için 163 000 ABD
$ kadınlar için 110 0000 ABD $ net gelirde önemli
kazanımlar getirir.
- Bireyler okul ücreti ve eğitim esnasında kazanç kaybı gibi
direk maliyet dikkate alındığında yüksek eğitim
niteliklerini elde etmek için ortalama 55 000 ABD $ yatırım
yaparlar.
Önem
Zorunlu eğitim sonrasında insanların eğitime devam etme
çabaları gelecekte mali getirisi olacak şekilde kazanç
getirme potansiyeli ile bir yatırım olarak düşünülebilir.
İnsanlar eğitime iki şekilde yatırım yaparlar (bunlar
“maliyet”): direk olarak örneğin okul ücreti şeklinde ve
dolaylı olarak çalışılmadığından ve öğrenim esnasında
potansiyel gelirin feda edilmesi şeklinde. Herhangi bir
yatırımda olduğu gibi bir getiri oranı hesaplanabilir. Bu
durumda oran öncelikle daha yüksek eğitime sahip kişilerin
daha fazla kazanması ve muhtemelen çalışırken
kazanacağından daha fazla (“faydalar”) sağlayacağı
gerçeğinden çıkarılır. Getiri oranının yüksek olduğu haller,
insanlar için eğitimlerine devam etmeleri için gerçek mali
bir teşvik oluşturur.
Bulgular
OECD ülkelerinde ortalama yüksek öğrenime yatırım
yapmak üst orta öğretimin OECD ülkelerinde standart
olması gerçeğine dayanarak, üst orta eğitime bağlı olandan
% 60 daha fazla net getiri (kâr) ile bir arada görülür.
Erkekler, Estonya, Macaristan, İtalya, Polonya ve İspanya
haricinde genelde üst orta eğitimlerinden daha iyi mali
getiriye sahip olular. Ortalama olarak net getiri erkekler için
90 000 ABD $, kadınlar için 67 000 ABD $’dır. Yüksek
eğitime yatırım da, ortalama getirinin erkek ve kadın
arasında neredeyse birbiri ile aynı olduğu Avustralya, ve
kadınlar için getirinin daha yüksek olduğu İspanya ve
Türkiye haricinde, erkekler için daha yüksektir. Yüksek
eğitime bağlı net getiri erkekler için 162 000 ABD $ ve
kadınlar için 110 000 ABD $’a yakındır.
Üst orta eğitime ve orta eğitim sonrası yüksek eğitim
düzeyinde olmayan eğitime yatırım yapan bir erkek iş
yaşamı esnasında bu seviyede eğitim almamış bir erkeğe
göre 90 000 ABD $’dan fazla net getiri bekleyebilir. Ancak
bu ortalamaların ötesinde ülkeler arasında büyük farklılıklar
bulunur. İrlanda, Kore, Slovak Cumhuriyeti ve Birleşik
Devletler’de bu seviyede eğitim almış olmak erkek için 150
000 ABD Dolar’ından fazla net getiri oluşturur. Ancak
Estonya, Finlandiya, Almanya, Polonya ve Türkiye’de bu net
32
fayda 40 000 ABD Dolarından azdır. 300 000 ABD $ üzerinde
bir yatırım oluşturan ve bu nedenle de bu seviyede eğitimi
tamamlamak için güçlü bir teşvik meydana getiren Portekiz
ve Birleşik Devletlerde yüksek eğitim erkekler için önemli
net gelir getirir. Yüksek eğitime sahip olan bir erkeğin iş
yaşamı süresince 52 000 ABD $ ve 74 000 ABD $ bir net
kazanç beklediği yüksek eğitim getirisi Danimarka, Estonya,
Yeni Zelanda, İsveç ve Türkiye’de daha düşüktür. Ülkeler
arasında farkların çoğu kazanç farkından elde edilmiştir.
Eğer doğrudan ve dolaylı maliyetler dikkate alınır ise, bir
birey yüksek eğitim niteliklerine sahip olmak için ortalama
55 000 ABD $ yatırım yapar. Japonya, Hollanda, Birleşik
Krallık ve Birleşik Devletlerde bir erkek için bu yatırım 100
000 ABD Doları aşar. Hem erkek hem de kadın için toplam
maliyetin % 14 ve 15 arasında bir tutarına tekabül eden
devlet destekleri Avusturya, Finlandiya ve Hollanda’da
özellikle önemlidir. Danimarka’da bir bireyin yüksek eğitime
yaptığı yatırımın yaklaşık % 45’i devlet desteği ile karşılanır.
Açıklamalar
Eğitimin ekonomik getirisi net bugünkü değer veya NPV
olarak ölçülür. Hesaplamalarda özel yatırım maliyeti, bir iş
bulma olasılığı (işsizlik oranı) ve eğitime direk özel
harcamalar için vergi kaybı gelirlerini dâhil edlir. Bu ıskonto
oranı bir OECD ülkesinde uzun vadeli devlet tahvili
yatırımının genel faizini büyük ölçüde yansıtan % 3 olarak
belirlenir. Bu yazıda kullanılan oran Bir Bakışta Eğitim
2009’da kullanılan % 5 oranının altındadır. Bu değişikliğin
NPV’ye önemli bir etkisi vardır ve bu iki yıl için sonuçların
mukayese edilmesi gerektiğinde dikkate alınmalıdır.
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için ve ayrıca NPV’nin nasıl türetildiği
konusunda teknik açıklama için, bakınız Education at a
Glance 2012 (gösterge A9)
Kapsama alınan alanlar:
Cinsiyete göre, yüksek eğitimin özel maliyetleri ve
yararları.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
2. EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI
İnsanları eğitime yatırım yapmaya teşvik eden şey nedir?
Şekil 2.5 Yüksek eğitime sahip kadınlar için özel maliyetler ve faydalar
Bu şekil, genel eğitimin bir bölümü olarak yüksek eğitim alan kadınlar için özel maliyetler (okul ücretleri ve önceki
kazanımlar) ve özel faydaları (artan yaşam boyu kazanımlar) göstermektedir. OECD ülkelerinde ortalama olarak yüksek
eğitime yatırım yapan bir kadının net 110 000 ABD $ kazanç elde etmesi beklenir.
Özel maliyet
Özel fayda
ABD $ Karşılığı
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A9.3, http://dx.doi.org/10.1787/888932665563
alınabilir.
sitesinden
Şekil 2.6 Yüksek eğitime sahip erkekler için özel maliyetler ve faydalar
Bu şekil, genel eğitimin bir bölümü olarak yüksek eğitim alan erkekler için özel maliyetler (okul ücretleri ve önceki
kazanımlar) ve özel faydaları (artan yaşam boyu kazanımlar) göstermektedir. OECD ülkelerinde ortalama olarak yüksek
eğitime yatırım yapan bir erkeğin net 162 000 ABD $ kazanç elde etmesi beklenir.
Özel maliyet
Özel fayda
ABD $ Karşılığı
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A9.3, http://dx.doi.org/10.1787/888932665563
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
sitesinden
33
2. EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI
Toplumları eğitime yatırım yapmaya teşvik eden şey nedir?
- Bireylerin gelirlerinde olduğu gibi devlet hazinesine
faydaları, insanlar yüksek eğitimi tamamladıklarında üst
orta eğitimi tamamlamalarına göre daha yüksektir.
- Ortalama olarak OECD ülkelerinde yüksek eğitime
yatırımın net kamu getirisi bir erkek için 100 000 ABD $ Kamu yatırım tutarının yaklaşık üç katı - ve bir kadın için
52 000 ABD $ üzerindedir.
- OECD ülkelerinde hem kamu hem de özel harcama dikkate
alındığında bir erkeğin yüksek eğitimine 92 000 ABD $
üzerinde yatırım yapılmaktadır.
sigorta ödemeleri ve ayrıca kamu sektörünün belirli
düzeyde gelire sahip olanlar için ödemesi gerekmeyen
sosyal transferlere (konut yardımı ve sosyal yardım) daha az
ihtiyaç duyulmasını içerir. Ancak uygulamada, eğitimin
artan düzeyi fayda tarafına çok daha geniş – ve çok daha
karmaşık- mali etkiler getirir. Örnek olarak daha iyi eğitim
almış bireyler genelde daha iyi bir sağlık düzeyine
sahiptirler, bu da sağlık hizmetlerine yapılacak kamu
harcamalarını azaltır. Ayrıca kazanç primleri ürün ve
hizmetlere daha fazla harcama yapacakları ve geniş
ekonomik yararlar sağlayacağı anlamına gelir.
Önem
Vergi ve sosyal katkıdan terk edilen kamu kazanımları ile
birlikte, doğrudan ve dolaylı kamu yatırım maliyeti yüksek
eğitime sahip bir erkek için OECD ülkelerinde ortalama 36
000 ABD $’dır. Bu maliyet Danimarka, Finlandiya, Almanya,
Hollanda, Norveç ve İsveç’te 50 000 ABD $’nı aşar. Kore ve
Türkiye’de toplam kamu yatırım maliyeti 15 000 ABD $’ı
aşmaz.
Eğitimin ekonomik faydaları sadece bireylere değil insanlar
iş piyasasına girdiklerinde ilave vergi alımı ve düşük sosyal
yardım ödemeleri ile devletlere de sağlanır. Eğitim
vermenin devletlere de bir maliyet getirdiği gerçeği de
dikkate alınarak bu kamu getirileri de eğitime genel getiri
konusunda ilave bir perspektif sunar. Aynı zamanda artan
bu eğitim düzeyinden ekonomilerin ve toplumların faydaları
çok daha geniş kapsam içerisinde anlaşılmalıdır.
Bulgular
OECD ülkelerinin genelinde ortalama üst orta eğitim veya
orta eğitim sonrası yüksek eğitim düzeyinde olmayan
eğitime yatırım iş yaşamları boyunca erkekler için 36 000
ABD $ ve kadınlar için yaklaşık 14 000 ABD $ daha az net
kamu getirisi oluşturmaktadır. Bir erkek için kamu getirisi
Estonya haricinde bütün ülkeler için ve bir kadın için
Estonya, İsrail ve Kore haricinde bütün ülkeler için pozitiftir.
Avusturya, İrlanda ve Birleşik Krallıkta bu yatırım her bir
erkek için 70 000 ABD Dolarından daha fazla net getiri
oluşturmaktadır. Kamu faydası hem erkek hem de kadın için
ortalama olarak üst orta eğitim veya orta eğitim sonrası
yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitim genel kamu
maliyetinin yaklaşık iki katı kadardır.
Açıklamalar
Eğitimin ekonomik getirisi net bugünkü değer veya NPV
olarak ölçülür. Hesaplamalarda kamu maliyeti okul yılları
esnasında gelir vergisi alınmasındaki kaybı ve kamu
harcamalarını dâhil eder. Bu indirim oranı bir OECD
ülkesinde uzun vadeli devlet tahvili yatırımının genel faizini
büyük ölçüde yansıtan % 3 olarak belirlenir. Bu yazıda
kullanılan oran Education at a Glance 2009’da kullanılan % 5
oranının altındadır. Bu değişiklik net bugünkü değere
önemli bir etkiye sahiptir ve bu iki yıl için sonuçların
mukayese edilmesi gerektiğinde dikkate alınmalıdır.
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
Yüksek eğitimden kamu getirisi, yatırım maliyetinin büyük
bir payı bireylerin kendileri tarafından karşılandığından
önemli ölçüde daha fazladır. OECD ülkelerinde ortalama
olarak yüksek eğitime yatırımın net kamu getirisi erkek için
100 000 ABD $ ve kadın için 52 ABD dolarından daha
fazladır. Kamu yararı erkek için yapılan kamu yatırım
maliyetinin dört katından ve kadın için yapılan kamu yatırım
miktarının iki katından daha fazlasına tekabül eder.
Macaristan’da erkeğin yüksek eğitimine kamu sektörünün
başlangıç yatırımından 14 kat daha büyüktür.
Kamu sektörü için eğitim maliyeti eğitimin doğrudan
harcamalarını (öğretmenlerin maaşlarını ödemek gibi),
kamu özel transferleri ve öğrencilerin terk edilen
kazançlarından vergi geliri kaybını içerir. Faydalar gelir
vergisinden artan gelir ve daha yüksek maaşlardan sosyal
34
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge A9)
Kapsama alınan alanlar:
Temel eğitiminin bir parçası olarak yüksek eğitim
almış bir birey için kamu getiri oranları
Temel eğitimin bir parçası olarak üst orta eğitim
veya orta eğitim sonrası yüksek eğitim düzeyinde
olmayan eğitim alan bir birey için kamu getiri
oranları
OECD’den daha fazla bilgi için
Understanding the Social Outcome (2007)
(Öğrenimin Sosyal Sonuçlarının Anlaşılması)
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
2. EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI
Toplumları eğitime yatırım yapmaya teşvik eden şey nedir?
Şekil 2.7 Yüksek eğitime sahip bir kadın için kamu maliyeti ve faydası, 2008
Bu şekil temel eğitimin bir bölümü olarak yüksek eğitimini başarı ile tamamlayan bir kadın için kamu maliyetini (doğrudan
harcamalar ve terk edilen vergi geliri) ve kamu faydalarını (artan vergi alımı ve diğerlerine göre sosyal transferler için daha
az ihtiyaç) göstermektedir. OECD ülkelerinde ortalama olarak yüksek eğitime yapılan yatırımdan net kamu getiri bir kadın
için 52 000 ABD $’ı aşmaktadır.
Kamu maliyeti
Kamu faydası
ABD $ Karşılığı
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A9.4, http://dx.doi.org/10.1787/888932665582 sitesinden
alınabilir.
Şekil 2.8 Yüksek eğitime sahip bir erkek için kamu maliyeti ve faydası, 2008
Bu şekil, temel eğitimin bir bölümü olarak yüksek eğitimini başarı ile tamamlayan bir erkek için kamu maliyetini (doğrudan
harcamalar ve terk edilen vergi geliri) ve kamu faydalarını (artan vergi alımı ve diğerlerine göre sosyal transferler için daha
az ihtiyaç) göstermektedir. OECD ülkelerinde ortalama olarak yüksek eğitime yapılan yatırımdan net kamu getiri bir erkek
için 100 000 ABD $’ı aşmaktadır.
Kamu maliyeti
Kamu faydası
ABD $ Karşılığı
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A9.4, http://dx.doi.org/10.1787/888932665582 sitesinden
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
35
2. EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI
Eğitimin sosyal faydaları nelerdir?
- Yüksek düzeyde eğitim mezuniyeti bulunan erişkinler
kuvvetle muhtemeldir ki daha uzun yaşamaktadırlar, daha
yüksek sivil katılım göstermekte ve yaşamdan daha
memnun olduklarını sergilemektedirler.
- Kadınlar için o kadar güçlü olmamasına rağmen eğitim ve
yaşam beklentisi arasında açıkça pozitif bir ilişki
bulunmaktadır.
- Ülkelerin çoğunda eğitim düzeyi ile ilgili önemli oy
kullanma farklılıkları bulunmaktadır. Yüksek ve daha az
eğitim almış bireyler arasında oy verme farkı yüzde 14.8
puandır. Bu fark genç erişkinlerde yüzde 26.8 puan farkı
ile özellikle büyüktür.
Önem
OECD devletlerinin ana kaygıları insanların refahını artırmak
ve sosyal dayanışmalarını geliştirmektir. Eğitim ve
becerilerin bu sonuca erişmede önemli bir rol oynadığı
konusunda genel bir mutabakat bulunmaktadır, ancak daha
az kesin olan bunun tam olarak nasıl başarılacağıdır. Bu
bölüm OECD ülkelerinde eğitimsel kazanım ve refah gibi
sosyal önlemler arasındaki ilişki ile ilgilenmektedir. Üç
sonuca odaklanmıştır. Yaşam beklentisi (ömür), oy verme ve
yaşam memnuniyeti.
güçlü yurttaşlık bilgisine sahip olanlar etnik azınlıkların eşit
haklarının desteklenmesinin ölçüm skalasında ortalama
56.1 puana ulaşırlarken daha düşük yurttaşlık bilgisine sahip
olanlar ortalama sadece 45.6 puanda kalmaktadırlar.
Sonuç olarak, daha yüksek eğitim seviyesine sahip kişiler
daha düşük eğitim seviyesine sahip olan kişilere göre
genelde daha fazla sosyal aktivitelere katılmakta ve
yaşamdan daha fazla memnuniyet duymaktadırlar.
Açıklamalar
Bu gösterge için gelişimsel çalışma OECD’nin Eğitimsel
Araştırma ve Yenilik Merkezi (Centre for Educational
Research and Innovation) (CERI) ile işbirliği içerisinde iş
piyasası, eğitimin ekonomik ve sosyal sonuçları konusunda
INES ağı tarafından yürütülmüştür. Hesaplamalar
EUROSTAT istatistik veri tabanından, Kanada için
STATCAN’S CANSIM veri tabanından, İrlanda için FitzGeralf,
Byre ve Znuderl (2011), Birleşik Devletler için Hastalık
Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) (2010), Avrupa Sosyal
Araştırması (ESS) 2008 ve 2010, Kanada için Genel Sosyal
Araştırma (GSS9, Birleşik Devletler için güncel nüfus
araştırması (CSP) 2008, Brezilya için ESTUDO Eleitoral
Bresileiro (ESEB) 2010’dan alınmıştır.
Bulgular
Eğitim, yaşam beklentisinin önemli bir öngörüsüdür. Yüksek
eğitime sahip bir erkek üst orta eğitime sahip olmayan
birine göre sekiz yıl daha uzun yaşayacağını umabilir. Genel
olarak erkeklere göre ortalama daha fazla yaşamalarına
rağmen kadınlar arasında bu fark dört yıldır. Merkezî
Avrupa ülkelerinde erkekler arasında yaşam beklentisi
farklılıkları özellikle daha yüksektir. Çek Cumhuriyeti’nde 30
yaşında yüksek eğitime sahip bir erkek üst orta eğitimi
tamamlamamış 30 yaşındaki bir erkeğe göre ortalama 17 yıl
daha uzun yaşayacağını umut edebilir.
Oy verme davranışı da birçok ülkede eğitimsel kazanım ile
ilişkilidir. Yüksek okul eğitimine sahip erişkinler (25-64 yaş)
ve üst orta eğitim seviyesine ulaşmayanların oy verme
oranları arasındaki fark yüzde 14.8 puandır. 25-34 yaşındaki
daha genç erişkinler arasında bu fark yüzde 26.8 puan ile
çok daha geniştir. Almanya’da genç erişkinler için bu fark
yüzde 49.6 puana ulaşmaktadır. Ayrıca yurttaşlık bilinci
yüksek olan 8. sınıf öğrencileri (yaklaşık 14 yaş) etnik
azınlıklar için eşit haklar yönünde daha fazla destekleyici
davranış göstermektedirler. Örnek olarak Yeni Zelanda’da
36
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar, kaynak ve metodoloji konusunda tam
açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge A11)
Kapsama alınan alanlar:
Eğitim seviyesi ve yaşam beklentisi (ömür), seçime
katılma oranı ve sosyal aktivitelere katılım
Eğitim seviyesi ve yurttaşlık davranışı arasında
ilişki
OECD’den daha fazla bilgi için
Improving Health and Social Cohesion (2010) (Eğitim ile
Sağlık ve Sosyal Kaynaşmayı Geliştirme)
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
2. EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI
Eğitimin sosyal faydaları nelerdir?
Şekil 2.9 Cinsiyete göre eğitim düzeyleri arasında yaşam beklentileri (ömür) arasındaki fark, 2010
Bu şekil yaşa göre, 30 yaşında yüksek eğitimli ve az eğitimli kişiler arasında beklenen kalan ömür farkını göstermektedir.
Erkek
Kadın
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A9.4, http://dx.doi.org/10.1787/888932665753 sitesinden
alınabilir.
Şekil 2.10 Yaş grubuna göre eğitim seviyeleri arasında oy verme farklılıkları
Bu şekil değişik yaşlarda yüksek ve az eğitimli kişiler arasında seçime katılım farklılıklarını göstermektedir. Seçime katılma
zorunluluğu bulunan ülkeler örn. Belçika, Yunanistan ve Türkiye veriye dahil edilmiştir.
Yüksek ve az eğitimli genç erişkinler
arasında oy verme farklılıkları (yaş 25-34)
Yüzde puan
Yüksek ve az eğitimli yaşlı erişkinler
arasında oy verme farklılıkları (yaş 55-64)
Yüzde puan
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A11.2, http://dx.doi.org/10.1787/888932665772 sitesinden
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
37
2. EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI
Eğitim ekonomiyi nasıl etkiliyor?
- Geçen on yılda OECD ülkelerinde gayrisafi yurtiçi hâsıla
büyümesinin yarısından fazlası yüksek eğitim almış
bireyler arasında emek gelir artışı ile ilgilidir.
- İşverenler yüksek eğitim almış 45-54 yaşındaki çalışanlara,
üst orta öğrenimi olmayanlara göre neredeyse iki kat
ödeme yapmaktadırlar.
- Yüksek eğitim almış kişiler için en cazip maaşlar ortalama
satın alma gücünün yıllık 40 000 ABD $’ı aştığı Avustralya,
Avusturya, İrlanda, Lüksemburg, Hollanda, Birleşik Krallık
ve Birleşik Devletlerde bulunmaktadır.
Birleşik Krallık ve Birleşik Devletlerde bulunmaktadır. OECD
ülkeleri arasında emek ile ilgili vergi politikası konusunda
önemli farklılıklar bulunmaktadır. Vergiler ve zorunlu
katkılar mahsup edildikten sonra üst orta eğitimi
tamamlamamış 45 ve 54 yaşları arasında bir birey OECD
ülkelerinde net gelirden ortalama emek maliyetinin %
62’sini alması beklenirken yüksek eğitimli bir işçinin bu
maliyetlerden % 56’sını alması beklenir. İsrail, Kore ve Yeni
Zelanda’da bu rakam yüksek eğitimli bir bireyde % 70 veya
daha fazlasına erişirken Avusturya, Belçika, Fransa,
Almanya, Macaristan, İtalya, Hollanda ve İsveç’te % 50’nin
altındadır.
Önem
İşgücünde mevcut olan beceriler ve bu becerilerin maddi
karşılığı ülkelerin küresel pazarda nasıl davranacağını
belirler. Hizmetler ve üretim sistemleri çok daha karmaşık
olduğundan yüksek seviyede eğitim almış kişilere ihtiyaç
duyarlar. Beceri sahibi çalışanları cezp etmek ve muhafaza
etmek için toplumların genel eşitliği teşvik etmesi ve güçlü
ekonomik teşvikler sunması önemlidir.
Nüfusta başarı seviyesini artırmak, daha yüksek eğitim
başarısı ile birlikte gelen daha iyi istihdam ihtimali ve artan
kazançlar OECD ülkelerinde büyüme ve refaha katkı
sağlayabilir. Bu bağlamda eğitim kategorileri ile gayrisafi
yurtiçi hâsılada çalışanların gelirinin artması daha yüksek
beceriye doğru eğitimi ve bunun ekonomik büyümeye
etkisini göstermek için basit bir ölçüt sağlar.
Bulgular
Ekonomik büyümenin yaklaşık yarısı yüksek öğrenim
seviyesinde eğitimin emek geliri ile ilgilidir. Fransa, Norveç,
İsviçre ve Birleşik Krallıkta gayrisafi yurtiçi hâsılanın % 60
veya daha fazlası yüksek eğitime sahip kişilerce oluşturulur.
Danimarka ve İrlanda’da büyük ölçüde daha yüksek
beceriye doğru güçlü bir kayma ve küresel ekonomik krizin
bu ülkelerdeki genel ekonomik faaliyetlere etkisinin bir
sonucu olarak yüksek eğitimlilerin emek gelirindeki artışı
gayrisafi yurtiçi hâsıla artışını aşmaktadır.
Yıllık emek maliyeti büyük ölçüde eğitimsel başarı ile
artmaktadır. OECD ülkelerinde ortalama olarak üst orta
eğitime sahip olmayan bir kişinin yıllık istihdam maliyeti 38
000 ABD $, üst orta eğitime sahip bir kişinin maliyeti 46 000
ADB $ ve yüksek eğitime sahip kişinin maliyeti 68 000 ABD
$’dır. Avusturya, Danimarka, İrlanda, İtalya, Lüksemburg,
Hollanda, Norveç ve Birleşik Devletlerde bir yıl süresince
işverenler yüksek okul derecesine sahip bir bireyi istihdam
etmek için OECD ortalamasından en az 20 000 ABD $’ı fazla
ödemektedirler.
Yüksekokul mezuniyeti bulunan bireyler için en cazip
ücretler net satın alma gücünün yıllık 40 000 ABD $’ı aştığı
Avustralya, Avusturya, İrlanda, Lüksemburg, Hollanda,
38
Eğilimler
Son ekonomik sıkıntılı dönemde bile yüksekokul mezunları
arasında emek gelir artışı gayrisafi yurtiçi hâsılada yıllık
(2008 ve 2010 arasında) yüzde yarım puanla pozitif bir etki
göstermiştir. 2009 yılında OECD ülkelerinde gayrisafi yurtiçi
hâsıla neredeyse % 4 daralırken yüksek eğitimliler arasında
emek gelir artışı halen % 0.4 ile gayrisafi yurtiçi hasılaya
olumlu katkı sağlamıştır.
Açıklamalar
Bu gösterge Eylül 2011’de OECD Ulusal Muhasebe
İstatistikleri (National Account Statistics) veri tabanından
çıkarılan gayrisafi yurtiçi hasıla ve emek geliri verilerine
dayanmaktadır. Kazançlar konusunda veriler, işveren sosyal
katkıları ve OECD’nin vergili ücret (Taxing Wages) veri
tabanından alınan vergisiz zorunlu ödeme bilgileri ile
tamamlanmıştır.
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge A10)
Kapsama alınan alanlar:
Gayrisafi yurtiçi hâsıla artışı ve emek gelir artışı
arasındaki ilişki
OECD’den daha fazla bilgi için
Taxing Wages (2011) (Vergili ücret)
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
2. EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI
Eğitim ekonomiyi nasıl etkiliyor?
Şekil 2.11 2000 ve 2010 yılları arasında bir yıllık ortalama gayrisafi yurtiçi hasıla artışı ve eğitim seviyelerine göre emek
geliri artışı
Bu şekil 2000 ve 2010 yılları arasındaki gayrisafi yurtiçi hâsıla artışı ve emek gelir arştı arasındaki korelasyonu
göstermektedir. Birçok ülkede gayrisafi yurtiçi hâsıla artışının yarısından fazlası yüksekokul eğitim seviyesindeki emek geliri
artışı ile ilgilidir.
%
Gayrisafi yurtiçi hasıla artışı
Yüksekokul eğitimi
Üst orta eğitim
Üst orta eğitim altında
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A11.2, http://dx.doi.org/10.1787/888932665620 sitesinden
alınabilir.
Şekil 2.12 Eğitim seviyelerine göre ortalama emek geliri ( 2009 veya en son mevcut olan yıl verisi)
Bu şekil satın alama gücü paritesinde - ABD $ olarak düzenlenen ülkeler arasında eğitim seviyelerine göre ortalama emek
gelirini mukayese etmektedir.
Üst orta eğitim altında
Üst orta eğitim
Yüksek eğitim
ABD $ karşılığı
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A10.2, http://dx.doi.org/10.1787/888932665639 sitesinden
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
39
3.
EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA
Her öğrenci için ne kadar harcanıyor?
Öğrenci başına yapılan harcama arttı mı?
Eğitime harcanan millî servet payı ne kadardır?
Kamu harcamaları hangi oranda eğitime gidiyor?
Özel harcamaların rolü nedir?
Yüksek öğrenim öğrencileri ne kadar ödüyor?
Harcanan eğitim fonları ne kadardır?
Öğretmenlerin maliyeti ne kadar?
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
41
3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA
Her öğrenci için ne kadar harcanıyor?
- Ülkeler arasında harcama seviyeleri büyük ölçüde değişse
de OECD ülkeleri ortalama olarak her yıl temel ve yüksek
öğrenim arasındaki öğrenciler için her bir öğrenciye 9 252
ABD $’ı harcamaktadırlar.
- OECD ülkeleri, ortalama olarak yüksek eğitimdeki
öğrenciler için ilköğretimdeki öğrencilere göre yaklaşık iki
kat fazla harcama yapmaktadır.
- Eğitimdeki harcamaların çoğu öğretmen ve diğer personel
maaşlarına ayrılmaktadır.
Önem
harcamanın ortalama % 31’ni teşkil eder ve Norveç,
Portekiz, İsveç ve İsviçre’de % 40’tan fazlasına tekabül
eder. AR&GE faaliyetleri ve buna bağlı hizmetler hariç
tutulduğunda eğitimsel ana hizmet harcamaları yüksek
eğitim kurumlarında her bir öğrenci için ortalama 8 944 $’a
düşer. Bunun aksine temel, orta, orta eğitim sonrası –
yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitim seviyelerinde yan
hizmetler için harcama her bir öğrenci için toplam
harcamanın, sadece Finlandiya, Fransa, Macaristan, Kore,
Slovak Cumhuriyeti, İsveç ve Birleşik Krallıkta % 10’unu
aşmaktadır.
Bu bölüm eğitime yapılan kamu ve özel ortak
harcamalarının seviyesini göstermektedir. Öğrenim
hakkındaki tartışmalarda öğrenci başına daha fazla harcama
anlamına gelen yüksek kaliteli eğitim talebi genelde
vergileri düşük tutma arzusu ile uyumludur. Bu konu
ekonomik kriz dönemlerinde ve kamu harcamalarının sıkı
tutulduğu dönemde daha fazla önem kazanır. Bir öğrenciyi
işe ve hayata hazırlamak için gerekli harcama düzeyini
belirlemek zor olduğundan, uluslararası mukayese, eğitim
kaynaklarının mukayesesi için referans noktası sağlayabilir.
Sonuç olarak sadece öğrenci başına yıllık harcamanın
incelenmesinin her eğitim seviyesinde bir öğrenciye yapılan
toplam harcamayı yansıtmadığı dikkate alınmalıdır. Örnek
olarak Japonya’da her bir yüksek eğitim öğrencisi için yıllık
harcama 15 957 $ ile 15 449 $ olan Belçika ile yaklaşık
aynıdır. Bununla birlikte Japonya’da yüksek öğrenimi
tamamlamak Belçika’dan bir yıl daha uzun sürmektedir.
Bunun bir sonucu olarak her bir yüksek eğitim öğrencisi için
kümülatif harcama Belçika’da Japonya’ya göre yaklaşık 20
000 $ daha azdır- 46 175 $ karşısında 66 856 $.
Bulgular
Açıklamalar
OECD ülkeleri temel, orta ve yüksek öğrenim boyunca yer
yıl her bir öğrenci için ortalama 9 252 $ harcamaktadır.
Ancak bu harcamalar Arjantin, Brezilya, Şili, Endonezya,
Meksika ve Güney Afrika’da öğrenci başına 4 000 $’dan
Avustralya, Avusturya, Belçika, Danimarka, İrlanda,
Japonya, Hollanda, Norveç, İsveç, İsviçre ve Birleşik Krallıkta
10 000 $’dan daha fazla ve Birleşik devletlerde 15 000 $’dan
daha fazlasına kadar ülkeler arasında farklılık
göstermektedir.
Veriler 2009 mali yılı ile ilgilidir ve OECD tarafından 2011
yılında yönetilen eğitim istatistikleri konusunda UOE veri
toplamalarına dayalıdır. Belirli bir eğitim düzeyinde her bir
öğrenci için harcama bu seviyede buna uygun tam zamanlı
düzeye eşit eğitime yapılan toplam harcamaya bölünerek
hesaplanır.
Harcamaya sürükleyen etkenler ülkeler arasında farklılık
göstermektedir. Örnek olarak orta düzeyde en yüksek
harcama seviyesi ile on ülke arasında bulunan Belçika,
Danimarka, İrlanda, Lüksemburg, Hollanda, İsviçre ve
Birleşik Devletler en yüksek öğretmen maaşı verilen on ülke
arasında bulunurken, Avusturya, Belçika, Danimarka ve
Norveç en düşük öğrenci- öğretmen oranına sahip ülkeler
arasındadır.
Bütün OECD ülkelerinde harcama temel eğitimden yüksek
eğitime keskin bir biçimde artmaktadır. OECD ülkelerinde
ortalama olarak temel eğitimde öğrenci başına 7 719 $, orta
eğitimde 9 312 $ ve yüksek eğitimde 13 728 $ harcama
yapılmaktadır.
Eğitimdeki harcamaların çoğu öğretmen ve diğer personel
maaşlarına ve ayrıca diğer ana hizmetlere (okul binaları,
öğrenim malzemeleri, kitaplar ve idare) ayrılmaktadır.
Ancak yüksek eğitim seviyesinde diğer hizmetler, özellikle
de araştırma ve geliştirme faaliyetleri (AR&GE) de
harcamaların büyük bir dilimini oluşturmaktadır. AR&GE
harcamaları her bir yükseköğrenim öğrencisi için toplam
42
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge B1)
Kapsama alınan alanlar:
Eğitim kurumlarında bütün hizmetler için öğrenci
başına yıllık harcama ve kişi başına gayrisafi yurtiçi
hasıla ile mukayesesi
Öğrenci başına eğitim kurumlarının kümülatif
harcamaları
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA
Her öğrenci için ne kadar harcanıyor?
Şekil 3.1. Öğrenci başına yıllık harcama, 2009
Bu şekil, temel ve yüksek eğitim arasında öğrenci başına (eğitim kurumlarında) yıllık ne kadar harcandığını göstermektedir;
bu veri örgün eğitimde öğrenci başına maliyet konusunda bir fikir verir.
Ana hizmetler
Yan hizmetler (kurumlar tarafından sağlanan ulaşım, yemek, barınma) ve Araştırma –
Geliştirme (R&D)
Toplam
Satın alma gücü pariteleri kullanılarak ABD $ çevrilmiş
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B1.2,, http://dx.doi.org/10.1787/888932665905 sitesinden
alınabilir.
Şekil 3.2 – Temel eğitime harcamaya oranla eğitime yapılan harcama, 2009
Bu şekil, temel eğitim ile mukayeseli olarak değişik eğitim düzeyleri için öğrenci başına (eğitim kurumlarınca) yapılan yıllık
harcamayı göstermektedir.
Okulöncesi eğitim
Orta eğitim
Yüksek eğitim
Endeks
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B1,1a, http://dx.doi.org/10.1787/888932665867 sitesinden
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
43
3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA
Öğrenci başına yapılan harcama arttı mı?
- Eğitim kurumları tarafından öğrenci başına ilk, orta ve orta
eğitim sonrasında yüksek eğitim düzeyinde olmayan
eğitim harcaması, okula kayıt düzeyinin nispeten sabit
kaldığı dönem olan 2008 ve 2009 arasında ortalama %
36’dan fazla artmıştır.
- 2000 ve 2009 arasında OECD ülkelerinde yüksek eğitim
düzeyinde öğrenci başına yapılan harcama ortalama % 15
artmıştır. Ancak altı ülkede genel harcama, öğrenci
sayısındaki artışa ayak uydurulamadığından, öğrenci
başına yapılan harcama düşmüştür.
- 2009 itibariyle ekonomik kriz çoğu OECD ülkesinde eğitime
yapılan yatırımı henüz etkilememiştir.
Önem
Bu bölüm son yıllarda eğitim harcamalarının artıp
artmadığına veya azalıp azalmadığına bakmaktadır. Politika
belirleyiciler özellikle yüksek eğitim seviyesinde eğitim
fırsatlarına erişimi genişleterek eğitim kalitesini artırmaları
konusunda sabit bir baskı altındadırlar. Zaman içerisinde
eğitim kurumlarına yapılan, büyük bölümü genel kazançlar
doğrultusunda olan öğretmen maaşlarındaki artış nedeni ile
artış eğilimindedir. Bununla birlikte eğer her bir öğrencinin
okullulaşma maliyeti eğitim ile ilgili sonuçlardaki gelişmeye
eşlik etmez ise, üretkenlik seviyesinin düşüşü kadar artar.
Bulgular
Eğitim kurumları tarafından ilk, orta, orta eğitim sonrası –
yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitim seviyesinde
öğrenci başına harcama 1995 ve 2009 yılları arasında OECD
ülkelerinde ortalama % 56 artmıştır. 2000-05 ve 2005-09
dönemleri arasında artış, küresel ekonomik krizin henüz
birçok ülkede eğitime yapılan yatırımı etkilemediğini
gösterir şekilde oldukça benzerdir. Sadece Macaristan ve
Meksika’da 2005 ve 2009 arasında bu düzeylerdeki
eğitimde öğrenci başına yapılan harcama bir azalma
göstermiştir. 2000 ve 2009 arasında 24 ülkede temel, orta
ve orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan
eğitim seviyesindeki öğrenci başına harcama en az % 16
artmıştır. Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan,
İrlanda, Kore, Polonya, Slovak Cumhuriyeti ve Birleşik
Krallıkta artış % 50’yı aşmaktadır. Bunun aksine Fransa,
İsrail ve İtalya’da bu harcama 2000 ve 2009 arasında sadece
% 10 veya daha az artmıştır. Bu düzeylerde harcamalardaki
değişikliğin arkasında okula kayıt düzeyindeki değişiklikler
ana faktör gibi görünmemektedir.
Yüksek öğrenim düzeyinde örnekler farklıdır. Bazı
durumlarda artan kayıt sayısı ile dengede tutulamadığından
öğrenci başına harcama 1995 ve 2009 arasında düşmüştür.
Bu durum dönem esnasında öğrenci başına kamu
harcamalarının düştüğü Brezilya, Macaristan ve İsviçre’de
de bu şekildedir. Bütün bu ülkelerde düşüş genelde yüksek
eğitim öğrencilerinin sayısındaki % 25’lik veya daha fazla
artışın sonucudur. Ortalama olarak OECD ülkelerinde bu
harcama 1995 ve 2000 arasında sabit kalmış ancak
44
hükümetler yüksek eğitimin artışına göre yoğun bir biçimde
yatırım yaptıklarından 2000- 05 yıllarında artmıştır. 2000 ve
2009 arasında Estonya, Kore, Portekiz, İspanya ve Birleşik
Krallıkta harcama artışı öğrenci başına % 30 ve daha fazla
olmuştur.
Eğilimler
OECD ülkelerinin çoğunda harcama eğitime kayıt artışına
ayak uyduramamıştır. İlaveten bazı OECD ülkeleri yüksek
eğitimde serbest erişime önem verirken diğerleri çocukları
üç veya dört yaşında genel temel eğitime yatırım
yapmaktadırlar.
Hem eğitime yatırım hem de eğitime kaydolan öğrencilerin
sayısı mali krizden etkilenebilir. Bunun sonucu olarak son
küresel ekonomik kriz öğrenci başına harcama seviyesinde
değişiklik ile sonuçlanabilir. Ancak kriz 2008 sonunda
başladığından elde edilebilen veriler bu etkiyi tam boyutu
ile göstermemektedir.
Açıklamalar
2009 mali yılı için veri 2011’de OECD tarafından yönetilen
eğitim
istatistikleri
konusunda
UOE
verilerine
dayanmaktadır. OECD ülkelerinden UPE 2011 veri toplama
tanım ve kapsamları doğrultusunda 1995, 2000 ve 2005
verilerini toplamaları istenmiştir. 1995, 2000 ve 2005 için
bütün harcama verileri olduğu gibi gayrisafi yurtiçi hâsıla,
gayrisafi yurtiçi hâsıla fiyat deflatörü kullanılarak 2009
fiyatlarına uyarlanmıştır. Eğitimin belirli bir seviyesinde
öğrenci başına harcama eğitim kurumlarının bu seviyede
ilgili tam zamana eşit kayıtta yaptıkları toplam harcamaya
bölünerek hesaplanır.
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge B1)
Kapsama alınan alanlar:
Eğitim
kurumlarında
eğitim
düzeyinde
harcamalardaki değişiklik
Kişi başına gayrisafi yurtiçi hâsılada ve
harcamalarda değişiklikler
OECD’den daha fazla bilgi için
Trends Shaping Education 2010 (Eğitimi Biçimlendiren
Eğilimler)
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA
Öğrenci başına yapılan harcama arttı mı?
Şekil 3.3 Yüksek eğitim dışında öğrenci başına harcama eğilimleri
Bu şekil, öğrenci başına ilk, orta ve orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitim seviyesinde reel olarak
harcama artışı ve azalışını göstermektedir.
Değişim endeksi 2000= 100
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B1,5a, http://dx.doi.org/10.1787/888932665991 sitesinden
alınabilir.
Şekil 3.4 Yüksek eğitimde öğrenci başına harcama eğilimleri
Bu şekil, öğrenci başına yüksek eğitimde reel olarak harcama artışı ve azalışını göstermektedir.
Değişim endeksi 2000= 100
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B1,5a, http://dx.doi.org/10.1787/888932666000 sitesinden
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
45
3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA
Eğitime harcanan milli servet payı ne kadardır?
- OECD ülkeleri kendi gayrisafi yurtiçi hasılalarının ortalama
% 6.2’sini eğitim kurumlarına harcamaktadırlar.
- 2000 ve 2009 arasında şimdiye kadar hiç olmadığı şekilde
insanların üst orta eğitim ve yüksek eğitimi
tamamladıkları gerçeğini gösterir şekilde OECD
ülkelerinde her seviyedeki eğitimde eğitim kurumlarına
harcamalar ortalama % 36 artmıştır.
- Ekonomik krize rağmen, bu ülkelerin 26’sında gayrisafi
yurtiçi hâsıla azalsa dahi, eğitimin her seviyesi için
harcama 2008 ve 2009 arasında veri mevcudu bulunan 31
ülkenin 24’ünde artmıştır.
Önem
Bu bölüm milli servetten eğitime aktarılan oranı
incelemektedir. Diğer bir ifade ile bir ülkenin ne boyutta –
devlet ve özel girişimlerin, bireysel olarak öğrencilerin ve
ailelerinin – genel harcama ile ilgili olarak eğitimi ön planda
tuttuğunu göstermektedir.
Bulgular
Oranlar ülkeler arasında farklılık gösterse de ortalama
olarak OECD ülkeleri gayrisafi yurtiçi harcamalarının %
6.2’sini eğitime harcamaktadırlar: bu oran Danimarka,
İzlanda, İsrail, Kore, Yeni Zelanda ve Birleşik Devletlerde %
7, ancak Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Hindistan, İtalya,
Slovak Cumhuriyeti ve Güney Afrika’da % 5’ten daha azdır.
OECD eğitim kurumlarına yapılan harcamalarının yaklaşık %
64’ü veya gayrisafi yurtiçi harcamaların ortalama % 4.0’ü ilk,
orta ve orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde
olmayan eğitime yöneliktir. Yüksek eğitim OECD eğitim
harcamalarının yaklaşık dörtte birine veya gayrisafi yurtiçi
hasılanın ortalama % 1.6’sına tekabül etmektedir. Kanada,
Şili, Kore ve Birleşik Devletler gayrisafi yurtiçi hasılalarının %
2.4 ve % 2.6’sını yüksek eğitim kurumlarına
harcamaktadırlar. Dört ülke gayrisafi yurtiçi hasılasının
%1’den azını yüksek eğitime ayırmaktadır, bu ülkeler
Brezilya (% 8.0), Endonezya (% 0.7), Slovak Cumhuriyeti (%
0.9) ve Güney Afrika (% 0.6) dır. Belçika, Brezilya, Fransa,
İzlanda, Norveç, Portekiz, İsviçre ve Birleşik Krallığın yüksek
eğitim kurumlarına harcadığı gayrisafi yurtiçi hasıla payı
OECD ortalamasının altında iken ilk, orta ve orta eğitim
sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitime
harcadığı gayrisafi yurtiçi hasıla payı OECD ortalamasının
üzerindedir.
Eğitim kurumlarına harcamadaki farklar en çarpıcı şekilde
okul öncesi düzeydeyken bu gayrisafi yurtiçi hasılanın % 0.2’
sinden daha az olan Avustralya, Hindistan, Endonezya,
İrlanda ve Güney Afrika’dan yaklaşık % 0.9 veya daha fazla
olan Danimarka, İzlanda, İsrail, İspanya ve Rusya
Federasyonu arasında değişmektedir. Fakat ülkeler okul
öncesi eğitimi çok değişik yollar ile yapılandırdıklarından ve
kaynak sağladıklarından erken çocukluk eğitimine erişim ve
kalite konusunda bu verilerden çıkarım yapmak güvenli
değildir.
46
Eğilimler
2000 ve 2009 arasında orta eğitimi ve yüksek eğitimi
tamamlayan insanların emsalsiz sayısı ile birçok ülke bu
dönem içerisinde eğitime büyük mali yatırımlar yapmıştır.
Bütünleşik olarak bütün eğitim seviyeleri için eğitime kamu
ve özel yatırımı bu dönemde OECD ülkelerinde ortalama %
36 artmıştır.
2008 yılında başlayan (ve halen var olan) küresel ekonomik
krizin ekonominin değişik sektörlerine çok önemli negatif
etkisi olmuştur. Krizin tam etkisini tespit etmek halen çok
erken olduğundan eğitim ilk bütçe kesintilerinden ayrı
tutulmuş gibi görülmektedir. Sadece İsrail gayrisafi yurtiçi
hâsılasının yüzdesi olarak eğitim kurumlarına harcamada
azalma göstermektedir. 2008 ve 2009 arasında eğitim
kurumlarına harcama Belçika, Estonya, İzlanda, İtalya,
Japonya ve Birleşik Devletlerde azalmaya başlamış ancak bu
altı ülkede görülen azalma gayrisafi yurtiçi hâsılasındaki
düşüşten daha küçüktü. Sonuç olarak eğitime ayrılan
gayrisafi yurtiçi hâsıla payı artmaya devam etmektedir.
Kalan ülkelerde eğitim harcamaları ortalama % 4 oranında
artmıştır.
Açıklamalar
2009 mali yılı için veri 2011’de OECD tarafından yönetilen
eğitim
istatistikleri
konusunda
UOE
verilerine
dayanmaktadır. Eğitim kurumlarına yatırımlar hem eğitici
kurumları (bireylere organize grup düzenlemeleri ile eğitim
sağlayanlar veya uzaktan eğitim) hem de eğitim kurumları
olmayan (diğer eğitim kurumlarına idari, danışmanlık veya
profesyonel hizmet sağlayan ancak kendileri öğrenci kaydı
yapmayan) kurumları kapsar.
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge B2)
Kapsama alınan alanlar:
Gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzdesi olarak eğitim
kurumlarına harcamalar.
Harcamalarda değişiklikler, 1995, 2000, 2005 ve
2008-09.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA
Eğitime harcanan milli servet payı ne kadardır?
Şekil 3.5 Gayrisafi yurtiçi hasıla yüzdesi olarak eğitime harcama eğilimleri (2000,2009)
Bu şekil ülkelerin milli gelirden eğitim kurumlarına ayırdıkları payı ve bu payın zaman içerisinde nasıl değiştiğini
göstermektedir.
Gayrisafi yurtiçi hasıla %
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B2.1, http://dx.doi.org/10.1787/888932666076 sitesinden
alınabilir.
Şekil 3.6 Gayrisafi yurtiçi hasıla yüzdesi olarak harcama, 2009
Bu şekil her düzeyde eğitime ayrılan – hem kamu hem özel- milli gelir payını göstermektedir.
Kamu harcaması
Özel harcama
İlk, orta ve orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitim
Gayrisafi yurtiçi hasıla %
Yüksek eğitim
Gayrisafi yurtiçi hasıla %
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B2.3, http://dx.doi.org/10.1787/888932666114 sitesinden
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
47
3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA
Kamu harcamaları hangi oranda eğitime gidiyor?
- Eğitime ayrılan kamu kaynağı, OECD ülkelerinde toplam
kamu harcamalarının %13’üne tekabül eden sosyal bir
önceliktir.
- İlk, orta ve orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde
olmayan eğitim için kamu harcamaları OECD ülkelerinde
yüksek eğitime harcananın ortalama iki kat daha
fazlasıdır.
- Ülkelerin çoğunda 1995 ve 2009 arasında eğitime ayrılan
kamu harcamasının oranı az bir miktarda artmıştır. Ancak
2005-09 dönemi boyunca bu oran sabit kalmıştır.
Önem
Eğitime yapılan kamu harcaması, toplam kamu
harcamasının yüzdesi olarak sağlık hizmetleri, sosyal
güvenlik ve ulusal güvenlik gibi kamu harcamalarının diğer
alanlarına oranla eğitime verilen önemin yerini gösterir.
1990’ların ikinci yarısından buyana OECD ülkelerinin çoğu
kamu bütçelerini birleştirmeye çalışmışlar ve eğitim, bazı
diğer sektörler ile kamu mali desteği için rakip olmak
zorunda kalmıştır. Bu bölüm eğitim harcamalarındaki
değişimi hem mutlak koşullar hem de kamu bütçelerindeki
boyutun değişimine göre değerlendirmektedir.
Bulgular
OECD ülkeleri Çek Cumhuriyeti, İtalya, Japonya ve Slovak
Cumhuriyetinde % 10’dan daha az Şili, Meksika ve Yeni
Zelanda’da % 19’dan daha fazla olan değişken seviyeler ile
ortalama kamu harcamaları toplamının % 13’ünü eğitime
ayırmaktadır.
Kamu harcamalarının nispeten düşük olduğu ülkelerde bile
eğitime öncelik verilmektedir. Örnek olarak Brezilya, Şili,
Meksika, Yeni Zelanda ve İsviçre’de eğitime ayrılan kamu
harcamalarının payı en yüksekler arasındadır, yine de bu
ülkelerde toplam kamu harcamaları gayrisafi yurtiçi
hasılanın nispeten düşük oranına tekabül etmektedir.
Ülkelerin çoğunda eğitim için toplam kamu harcamalarının
yaklaşık üçte ikisi ilk, orta ve orta eğitim sonrası – yüksek
eğitim düzeyinde olmayan eğitime ayrılmaktadır. Bu
genelde bu düzeyde eğitime yakın evrensel kayıt oranından
kaynaklanmaktadır. Özel pay da aynı şekilde yüksek eğitim
düzeyinde daha yüksek olma eğilimindedir. OECD ve G20
ülkelerinde, yüksek eğitime ayrılan kamu yüzdeleri Birleşik
Krallıkta % 15’ten Kanada, Finlandiya ve Norveç’te % 30’dan
fazlasına kadar erişmektedir.
Eğilimler
hafif bir artış göstermiştir. Buna rağmen yüzde 0.5 puanlık
ortalama artış ülkeler arasındaki büyük eşitsizlikleri
saklamaktadır. Brezilya, Danimarka, Hollanda, Yeni Zelanda
İsveç ve İsviçre kamu harcamalarında eğitime ayrılan payı
yüzde iki puandan fazla artırırken Meksika (yüzde – 1.9
puan) gibi diğer ülkeler bunu belirgin bir biçimde
azaltmışlardır.
İlaveten 2005 ve 2009 arasında harcama örnekleri belirgin
bir biçimde değişmiştir. Bu dönem içerisinde toplam
harcama yüzdesi olarak eğitime yapılan kamu harcaması 19
ülkede düşmüştür. 2008 yılında kamu bütçelerine daha
fazla sıkıntı getiren ekonomik krizin başlaması sonraki
yıllardaki düşüş ile ilgili olabilir. En büyük düşüş yüzde 2.7
puan ile İzlanda’da görülmüştür. Buna rağmen Yeni Zelanda
eğitime yapılan kamu harcama payını toplam kamu
harcamasının yüzdesi olarak yüzde 5.8 puan artırmıştır.
Açıklamalar
2009 mali yılı için veri 2011’de OECD tarafından yönetilen
eğitim
istatistikleri
konusunda
UOE
verilerine
dayanmaktadır. Eğitime kamu harcamaları bütün kamu
kurum harcamalarını kapsar, buna Eğitim Bakanlığı hacrinde
bakanlıklar, yerel ve bölgesel hükümetler ve diğer kamu
kurumları dâhildir. Toplam kamu harcamaları ayrıca
hükümetin bütün seviyelerinin geri ödenmeyen cari ve
yatırım harcamalarına tekabül eden toplam kamu
harcaması olarak belirtilir.
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge B4)
Kapsama alınan alanlar:
-
Toplam kamu harcamalarının eğitime dağılımı
Kamu eğitim fonlarının ilk kaynakları ve Hükümet
seviyesinde eğitim kaynaklarının nihai alıcıları.
Geçen 15 yıl (1995-2009) içerisinde eğitimin her seviyesine
ayrılan kamu harcaması veri bulunan ülkelerin üçte ikisinde
48
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA
Kamu harcamaları hangi oranda eğitime gidiyor?
Şekil 3.7 Toplam kamu harcaması yüzdesi olarak eğitime yapılan kamu harcama eğilimleri (2000, 2009)
Bu şekil eğitime toplam kamu harcamasını (ki bu eğitim kurumlarına harcama ve bütçeye kamu sübvansiyonları gibi
harcamaları kapsar) ve bunun zaman içerisinde nasıl geliştiğini gösterir.
Toplam kamu harcama %
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B4.3, http://dx.doi.org/10.1787/888932666342 sitesinden
alınabilir.
Şekil 3.8 Gayrisafi yurtiçi hasıla yüzdesi olarak toplam kamu harcaması (2000, 2009)
Bu şekil genel ekonomi yüzdesi olarak kamu harcama ebadını göstermektedir. Bu veri eğitime ayrılan kamu harcaması
oranının incelenmesi için kaynak sağlar.
Gayrisafi yurtiçi hasıla %
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B4.2, http://dx.doi.org/10.1787/888932662732 sitesinden
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
49
3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA
Özel harcamaların rolü nedir?
- Kamu kaynakları OECD ülkelerinde eğitim kurumları için
fonların % 84’üne tekabül eder.
- Eğitimin her düzeyi için kamu kurumlarına göre özel
kurumlar, kamu kaynaklarının yarısı kadar daha fazla alır:
4 301 $ karşı 8 329 $
- Yüksek eğitim kurumları fonlarının % 30’unu özel
kaynaklardan alır.
Önem
Bu bölüm, özellikle yüksek okul düzeyindeki eğitim
kurumları finansmanının kamu ve özel kuruşlar arasında
nasıl paylaşıldığını gösterir. Kamu kaynakları eğitime
yatırımın çok büyük bir kısmını sağlar, ancak özel
kaynakların rolü artan bir biçimde önem kazanmıştır. Bazı
paydaşlar bu dengenin potansiyel öğrencileri yüksek
eğitime başlamaktan caydıracak kadar eğimli olmasından
kaygılıdırlar. Bu nedenle, örnekleri ve öğrenci katılımını
etkileyip etkilemediğini tespit etmek için kamu/özel kaynak
payındaki değişiklikleri incelemek önemlidir.
Bulgular
Mukayese edilebilir veri bulunan OECD ülkelerinde bütün
eğitim kaynaklarının ortalama % 84’ünü kamu kaynakları
temsil eder. İlk, orta ve orta eğitim sonrası – yüksek eğitim
düzeyinde olmayan eğitim kaynaklarının % 91’i kamu
kaynaklarından gelmektedir. Sadece Şili, Kore ve Birleşik
Krallıkta bu pay % 80’den daha azdır. Kamu kaynakları
eğitimin iki seviyesi olan - okul öncesi ve yüksek eğitimde
daha yaygın gibi görülmektedir.
Okul öncesi seviyede, özel kaynak OECD ülkelerinde toplam
harcamanın ortalama % 18’ini temsil etmektedir. Bu rakam
büyük ölçüde değişiklik gösterir, fakat Belçika, Estonya,
Lüksemburg, Hollanda ve İsviçre’de % 5’ten Avustralya,
Japonya ve Kore’de % 48’den fazladır.
Yüksek eğitim seviyesinde özel kaynak eğitim kurumlarının
toplam harcamalarının ortalama %30’unu temsil eder.
Bireyler, kuruluşlar ve diğer özel kaynaklar tarafından
karşılanan yüksek eğitim kurumları harcama oranı
Danimarka, Finlandiya ve Norveç’te % 5’ten Avustralya,
İsrail, Japonya ve Birleşik Devletlerde % 40’dan fazlası ve
Şili, Kore ve Birleşik Krallıkta %70 ve fazlasına kadar erişir.
Bütçeden başka özel kurumlar, ortalama olarak yüksek
eğitime diğer eğitim düzeylerine göre daha fazla katkı
sağlarlar. Avustralya, Kanada, Çek Cumhuriyet, İsrail,
Japonya, Kore, Hollanda, Slovak Cumhuriyeti, İsveç, Birleşik
Krallık ve Birleşik Devletlerde yüksek eğitime yapılan
harcamanın %10 veya daha fazlası bireysel bütçelerden
başka özel kurumlardan gelmektedir.
Kamu harcamaları genelde kamu kurumlarına kaynak
sağladığından özel kurumlara kaynak sağlamada da bir rol
oynayabilir. OECD ülkeleri arasında ortalama olarak ve
50
eğitimin her seviyesinde hükümetler öğrenci başına kamu
kurumlarına özel kurumların iki katı harcarlar (sırası ile 8
329 ABD $ ve 4 301 ABD $).
Eğilimler
2000 ve 2009 yılları arasında mukayese edilebilir veri
bulunan OECD ülkelerinde eğitimin her seviyesi için kamu
kaynağı artarken, eğitime özel harcamalar bu ülkelerde
dörtte üçten daha fazla artmıştır. Bunun bir sonucu olarak
yüksek eğitim için özel kaynak payı 2000 ve 2009 yılları
arasında 25 ülkenin 18’inde artmıştır. Pay ortalama yüzde 5
puan ve Slovak Cumhuriyetinde ve Birleşik Krallıkta yüzde
12 puandan daha fazla artmıştır.
Eğitim kurumlarına toplam harcamada kamu harcama
payındaki azalma ve bunun sonucu olarak özel harcamaların
payının artması genel olarak eğitim kurumlarına kamu
harcamalarındaki (reel anlamda) kesinti ile bir arada
gitmemektedir. Aslında özel harcamada en yüksek artışa
sahip birçok OECD ülkesinde eğitime ayrılan kamu
kaynağında da en yüksek artışı göstermektedir. Bu durum
özel harcamada bir artışın kamu yatırımı yerine geçmekten
çok bunu tamamladığını göstermektedir.
Açıklamalar
2009 mali yılı için veri 2011’de OECD tarafından yönetilen
eğitim
istatistikleri
konusunda
UOE
verilerine
dayanmaktadır. Özel harcama ister kamu sübvansiyonları ile
kısmen karşılansın ister karşılanmasın eğitim kurumlarına
yapılan bütün direk harcamaları içerir.
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge B3)
Kapsama alınan alanlar:
Eğitim kurumlarına eğitimin her seviyesi için kamu
ve özel harcamaların nispi oranları ve eğilimleri.
Kurum türüne göre öğrenci başına eğitim
kurumlarına yıllık kamu harcamaları.
OECD’den daha fazla bilgi için
OECD Reviews of Tertiary Education (Yüksek eğitim OECD
incelemeleri) (devam etmekte)
Higher Education Management and Policy (Yüksek eğitim
yönetimi ve politikası) (dergi)
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA
Özel harcamaların rolü nedir?
Şekil 3.9 Eğitim kurumlarında özel harcama payı, 2009
Bu şekil eğitim düzeyine göre özel kaynaktan gelen eğitim kurumlarına harcama yüzdesini göstermektedir.
%
İlk, orta ve orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitim
Yüksek eğitim
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B4.2a ve B3.2b, http://dx.doi.org/10.1787/888932666209 ve
http://dx.doi.org/10.1787/888932666228 sitesinden alınabilir.
Şekil 3.10 Özel harcama payındaki eğilim (2000, 2009)
Bu şekil 2000 yılından 2009 yılına kadar eğitimin her seviyesinde toplam harcama yüzdesi olarak özel harcamadaki artış –
veya aksini – gösterir.
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B3.1, http://dx.doi.org/10.1787/888932666190 sitesinden
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
51
3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA
Yüksek öğrenim öğrencileri ne kadar ödüyor?
- OECD ülkelerinin üçte birinde üniversite öğrencileri kendi
ülkelerinde kamu kurumları için 1 500 $’dan daha fazla
ödemektedirler; sekiz ülkede hiçbir şey ödememektedirler.
- Yüksek düzeyde okul ücreti bulunan ülkeler şirket katkıları
gibi özel kaynakların yüksek eğitim kurumlarına en fazla
kaynağın sağlandığı ülkelerdir.
- Öğrencilerin okul ücreti ödedikleri ama oldukça büyük mali
destekten yararlandıkları ülkelerde üniversite eğitimine
erişim düzeyi ortalama seviyenin altında değildir.
Önem
Bu bölüm, yıllık okul ücretleri, eğitime doğrudan ve dolaylı
kamu harcaması ve öğrencilerin geçinmeleri için kamu
yardımları arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Hükümetler
özellikle az gelirli ailelerin okul ücretlerine yardım yaparak
ve öğrencilere ve ailelerine mali yardım ile eğitime erişimi
ve eğitim eşitliği konusu ile ilgili sorunlarına eğilebilir. Ancak
bu yardımın nasıl verileceği – hibe, burs veya krediler ile mi
– birçok ülkede tartışma konusudur.
Bulgular
Genelde, üniversite seviyesinde kamu eğitimi için alınan
ortalama okul ücretlerinde OECD ülkeleri arasında önemli
farklılıklar bulunmaktadır. İskandinav ülkeleri, Çek
Cumhuriyeti, İrlanda ve Meksika’da ücretler görece düşük
ancak Birleşik Devletler ve Kore’de 5 000 $’dan fazladır.
Fakat okul ücretleri resmin sadece bir parçasıdır. Öğrenciler
için mevcut olabilecek daha geniş bir desteğe de bakmak
önemlidir. Avustralya, Şili, Danimarka, Japonya, Hollanda,
Yeni Zelanda, Norveç ve Birleşik Krallıkta öğrenci destek
sistemleri geliştirilmiştir. OECD ülkeleri ortalama olarak
kamu bütçelerinin % 21’ni bütçe desteği konusunda yüksek
eğitim için ve diğer özel kuruluşlara harcamaktadır.
eyaletlerinde ücretlendirme başlatılırken Avustralya,
Avusturya, Japonya, Hollanda, Yeni Zelanda, Portekiz,
Birleşik Krallık ve Birleşik Devletler gibi diğer ülkeler
ücretleri artırmışlardır. Benzer bir biçimde Danimarka,
İrlanda ve Slovak Cumhuriyeti uluslararası öğrencilerden
alınan (bu ülkelerde sadece uluslararası öğrencilerden okul
ücreti alınır) okul ücretini artırmışlardır. Ancak birkaç ülke
okul ücretini düşürmüştür. 2009 yılında örneğin Avusturya
2001/02’de öğrencilerin çoğunluğu için koyduğu okul
ücretini kaldırmıştır.
2009 yılından buyana değişik ülkelerde okul ücretleri ve
kamu destek sistemleri konusunda başkaca değişiklikler de
yapılmıştır. Örneğin 2011 yılında Kore üniversite düzeyinde
eğitimde erişimi ve eşitliği artırma amacı ile yüksek eğitim
öğrencileri için mevcut olan kamu destek düzeyini artıracak
reformlar uygulamıştır. Birleşik Krallıkta 2012 yılında
üniversite finansını stabilize etmek için devlet planının bir
parçası olarak bazı üniversitelerde okul ücretlerinin üç
katına çıkarılması planlanmıştır.
Açıklamalar
2009 mali yılı için veri 2011’de OECD tarafından yönetilen
eğitim
istatistikleri
konusunda
UOE
verilerine
dayanmaktadır. Eğitim kurumları tarafından alınan okul
ücreti ve öğrencilere mali yardım konusunda veri 2010
yılında yapılan özel bir araştırma ile elde edilmiştir ve 200809 akademik yılı ile ilgilidir. Bütçeye kamu desteği bağış/
burs, kamu öğrenci kredileri, öğrenci statüsünde olası aile
veya çocuk ödenekleri, nakit veya barınma, ulaşım, tıbbi
harcamalar, kitaplar ve malzeme, sosyal, eğlence ve diğer
amaçlar şeklinde kamu desteği ve özel kredilerle ilişkili
destekleri kapsar.
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Bu bağlamda ülkeler dört ana kategoride gruplandırılabilir:




Okul ücreti yok veya düşük ve cömert öğrenci destek
sistemleri; bu İskandinav ülkelerini içerir.
Yüksek okul ücretleri ve iyi gelişmiş öğrenci destek
sistemleri; bu Avustralya, Kanada, Hollanda, Yeni
Zelanda, Birleşik Krallık ve Birleşik Devletleri içerir.
Yüksek okul ücretleri ama daha az gelişmiş öğrenci
destek sistemleri; Japonya ve Kore
Düşük okul ücretleri ve az gelişmiş öğrenci destek
sistemleri; bu Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti,
Fransa, İrlanda, İtalya, Polonya, Portekiz, İsviçre,
İspanya ve Meksika’yı içerir.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge B5)
Kapsama alınan alanlar:
Üniversite düzeyinde eğitim kurumlarında alınan
ortalama okul ücreti
Öğrencilere mali yardım dağıtımı
Yüksek eğitim kurumlarının denetimi
Eğilimler
OECD’den daha fazla bilgi için
Okul ücretleri canlı tartışmalar yaratmaya devam
etmektedir ve son on yıl boyunca OECD ülkelerinde önemli
reformlar yapılmıştır. 1995 yılından buyana Federal Alman
OECD Reviews of Tertiary Education (Yüksek eğitim OECD
incelemeleri) (devam etmekte)
Higher Education Management and Policy (Yüksek eğitim
yönetimi ve politikası) (dergi)
52
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA
Yüksek öğrenim öğrencileri ne kadar ödüyor?
Şekil 3.11 Yüksek eğitimde okul ücretleri, 2008-09
Bu şekil üniversite düzeyinde eğitim için kamu kurumlarındaki tam zamanlı milli öğrencilerden alınan yıllın okul ücretlerinin
ortalamasını göstermektedir.
ABD $ olarak ortalama yıllık okul ücreti
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B3.1, http://dx.doi.org/10.1787/888932666418 sitesinden
alınabilir.
Şekil 3.12 Yüksek eğitim için kamu desteği, 2009
Bu şekil destek türüne göre bölünen, eğitime toplam kamu harcaması yüzdesi olarak bütçe ve diğer özel kurumlara eğitim
için verilen kamu desteğini göstermektedir.
Bütçeye burs/ diğer hibeler
Diğer özel kurumlara ödemeler ve transferler
Öğrenci kredileri
Eğitime toplam kamu harcama %
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B5.3, http://dx.doi.org/10.1787/888932666456 sitesinden
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
53
3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA
Harcanan eğitim kaynakları (fonları) ne kadardır?
- Cari harcama okul öncesi haricinde eğitimin bütün
seviyelerinde eğitime yapılan toplam harcamanın
ortalama % 90’dan fazlasına tekabül etmektedir.
- Öğretmen maaşları mevcut veri bulunan OECD ve diğer
G20 ülkelerinde en fazla cari harcamaya tekabül
etmektedir.
- Personel maliyetinin aricindeki harcama, bütün cari
harcamaların ortalama % 32’sine ulaşan yüksek eğitime
yapılan harcamadır. Bu kısmen yüksek eğitimde tesis ve
ekipmanın yüksek maliyetinden kaynaklanmaktadır.
Önem
Bu bölüm, okul binaları gibi kalemlere yapılan bir sefere
mahsus harcamalardan olan sermaye yatırımları ve
öğretmen maaşları gibi tekrarlayan harcamalardan olan cari
harcamalar arasındaki paylaşım da dahil OECD ülkelerinde
eğitim fonlarının nasıl harcandığının detaylarını gösterir.
Harcamaların cari ve sermaye giderleri arasında ve bu
kategoriler içerisinde nasıl paylaştırıldığı, hizmetlerin
kalitesini, tesislerin durumunu ve eğitim sistemlerinin
demografik ve okula kayıt değişimlerine göre düzenleme
yeterliliğini etkileyebilir.
Bulgular
Cari harcama eğitim harcamalarının en büyük payıdır.
Bunun nedeni eğitimin toplam ve eğitim cari harcamasının
çok büyük dilimine tekabül eden öğretmen maaşları ile
işgücü yoğun yapısıdır. 2009 yılında toplam harcamanın
%90’dan fazlası ilk, orta ve orta eğitim sonrası – yüksek
eğitim düzeyinde olmayan eğitime (bir arada % 91.3) ve
yüksek eğitim düzeyindeki (% 91.0) cari harcamaya
ayrılmıştır.
OECD ülkelerinde ilk, orta ve orta eğitim sonrası – yüksek
eğitim düzeyinde olmayan eğitimdeki cari harcamanın
ortalama %78’ini personel maaşları oluşturmaktadır. Yüksek
eğitimde cari harcamanın çoğu da Çek Cumhuriyeti ve
Endonezya haricinde bütün ülkelerde personel maliyeti ile
ilgilidir. Yüksek eğitimde cari harcamaların % 80’den fazlası
Arjantin, Brezilya, Danimarka ve İsrail’de personel
ücretlerine ayrılmaktadır (sırası ile % 88, % 80, % 83 ve %
80).
Burada bir taraftan cari harcamaların ilk, orta ve orta eğitim
sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitime ve diğer
taraftan yüksek eğitime ayrılması arasında nispeten büyük
54
farklılıklar bulunmaktadır. Bütün ülkelerde, Danimarka
haricinde yüksek eğitim düzeyinde öğretmen maaşlarına
ayrılan pay daha küçüktür. Sadece yedi ülke kendi cari
harcamalarının %30’undan fazlasını ilk, orta ve orta eğitim
sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitimdeki
bütün personel maaşlarından başka cari harcamalara
harcamaktadır: Çek Cumhuriyeti (% 37.6), Finlandiya (%
35.6), Endonezya (% 31.1), Kore (%33.1) Polonya (% 32.4)
Slovak Cumhuriyeti ( % 36.4) ve İsveç (% 32.2).
OECD ülkeleri için ortalama bütün cari harcamaların
%32’sine ulaşan personel maliyetinden başka cari harcama
en fazla yüksek eğitim seviyesindedir. Bu kısmen yüksek
eğitimdeki tesis ve ekipman masraflarının yüksek
olmasından kaynaklanmaktadır. Eğitimin yüksek eğitim
düzeyinde sermaye harcamalarına ayrılan toplam harcama
payı 18 OECD ülkesinde bütünleşik olarak ilk, orta ve orta
eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan
eğitimden daha yüksektir. Belki de bu son yıllarda yüksek
eğitimin yaygınlaşmasına ve buna bağlı olarak yapılması
gereken yeni binalara bağlı olabilir.
Açıklamalar
2009 mali yılı için veri 2011’de OECD tarafından yönetilen
eğitim
istatistikleri
konusunda
UOE
verilerine
dayanmaktadır. Hesaplamalar kamu kurumlarınca yapılan
harcamaları veya mevcut bulunduğu takdirde hem kamu
hem de özel kurumları kapsar.
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge B6)
Kapsama alınan alanlar:
Gayrisafi yurtiçi hasıla yüzdesi olarak hizmet
kategorisinde eğitim kurumlarına yapılan
harcamalar
Eğitim düzeyine göre eğitim kurumlarına yapılan
cari harcamaların dağılımı
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA
Harcanan eğitim fonları ne kadardır?
Şekil 3.13 Eğitimde cari harcama oranı olarak personel maliyeti, 2009
Bu şekil ilk, orta ve orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitimdeki personele ödemek için ayrılan cari
harcama oranını göstermektedir. Cari harcamanın diğer alanları ulaşım, öğrenci danışmanlığı ve okul malzemeleri ve
araştırma için tekerrür eden harcamalardır.
%
Personel maaşı
Diğer cari harcamalar
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B5.3, http://dx.doi.org/10.1787/888932666532 sitesinden
alınabilir.
Şekil 3.14 Yüksek eğitimde yapılan cari ve sermaye harcamaları
Bu şekil ülkelere göre yüksek eğitimde cari ve sermaye harcamaları dağılımını göstermektedir.
%
Cari harcama
Sermaye harcaması
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B6.2 , http://dx.doi.org/10.1787/888932666532 sitesinden
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
55
3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA
Öğretmenlerin maliyeti ne kadar?
- Öğrenci başına öğretmenin aylık maliyeti ülkeler arasında
farklılık gösterir. 2010 yılında öğrenci başına aylık maliyeti
öğrenim seviyesine bağlı olarak 1-14 veya 15 oranı ile
farklılık göstermiştir.
- Öğretmenin aylık maliyetini dört faktör etkiler:
öğrencilerin sınıfta ne kadar zaman geçirdikleri,
öğretmenlerin ders verme saatleri, tahmini sınıf mevcudu
ve öğretmen aylıkları
- Eğitim seviyesi ne kadar yüksek ise, öğretmen aylığına
etkisi o kadar büyük ve öğrenci başına aylık maliyetine
sınıf mevcudunun etkisi o kadar düşüktür.
- 2000 ve 2010 yılları arasında eğitimin ilk ve alt orta
öğrenim seviyesinde öğretmenlerin aylık maliyetinin
düştüğü ülkeler sadece Fransa ve İtalya’dır.
etmenidir. Her seviyede farkın ikinci ana etmeni tahmini
sınıf mevcududur.
Tabii ki öğretmenlerin maaşları ülkelerin nispi refah
düzeylerine göre farklılık gösterir ve kişi başına gayrisafi
yurtiçi hasıla açısından öğrenci başına aylık maliyeti
mukayese etmek faydalı olabilir. Bu ölçü kullanıldığında da
ülkeler arasında halen büyük farklılıklar bulunur: OECD
ülkelerinde ortalama üst orta eğitim seviyesinde öğrenci
başına aylık kişi başı gayrisafi yurtiçi hasılanın % 9.4’ünü
temsil eder ancak Slovak Cumhuriyetinde % 4.2’den
Portekiz’de % 23.3’e kadar farklılık gösterir.
Eğilimler
Önem
Hükümetler toplumun
ve
ekonominin
eğitimsel
ihtiyaçlarına cevap verirken kamu harcamalarında
harcadıkları paranın karşılığını almak istediklerinden eğitime
ayrılan kaynak ile elde edilen sonuçlar arasındaki ilişki çoğu
eğitim politikası tartışmasının odak noktası olmuştur.
Gerçekten de son on yıl içerisinde ilk ve orta eğitimde
uygulanan değişik reformların bu alana önemli etkileri
olmuştur. Bunun sonucunda değişik okul sistemlerinin nasıl
kaynak ayırdığının uluslararası mukayesesine büyük bir ilgisi
bulunmaktadır. Öğretmenler harcamaların önemli bir
bölümüne tekabül ettiğinden, bunların maliyetine özel bir
ilgi gösterilmektedir.
Bulgular
Ülkeler arasında öğrenci başına öğretmen aylık
maliyetlerinde büyük farklılıklar bulunmaktadır. 2010
yılında öğrenci başına öğretmen aylık maliyeti ilk eğitim
düzeyinde 1-14 oranı ile (Meksika’da 662 $’dan
Lüksemburg’ta 9 404 $’a kadar) alt orta eğitimde 1-15
(Meksika’da 729 $’dan Lüksemburg’da 11 145 $’a kadar) ve
üst
orta eğitim düzeyinde
Estonya’da 758 $’dan
Lüksemburg’da 11 145 $’a kadar) değişiklik göstermiştir.
Öğretmenlerin maliyetinin ne olduğu öğrencilerin sınıfta
kaldıkları süre, öğretmenlerin öğretmek için harcadıkları
zaman, öğretmenlerin aylıkları ve (ne kadar öğretmenin
gerekli olduğunu gösteren) sınıf mevcuduna bağlıdır. Bu
dört faktördeki farklılıklar ülkelerdeki harcama seviyeleri
arasındaki farkı açıklayabilir. Aynı şekilde verilen bir
harcama düzeyi bu faktörlerin değişik kombinasyonlarından
ortaya çıkabilir.
Öğretmen aylıkları her seviyede eğitimde öğrenci başına
ortalama öğretmen aylık maliyetinin farkının genelde ana
56
İlk ve alt orta eğitim düzeyinde 2000 ile 2010 yılları arasında
öğrenci başına öğretmen aylık maliyeti ülkelerin çoğunda
büyük oranda artmıştır. Ortalama olarak mevcut veri
bulunan ülkeler arasında her iki yılda da üçte bir ve dörtte
bir artış olmuştur: ilk eğitim düzeyinde 1 733 $’dan 2 307
$’a ve alt orta eğitim düzeyinde 2 273 $’dan 2 856 $’a
kadar.
2000 ve 2010 yılları arasında eğitimin ilk ve alt orta öğrenim
seviyesinde öğretmenlerin aylık maliyetinin
(hafifçe)
düştüğü ülkeler sadece Fransa ve İtalya’dır.
Açıklamalar
Değişkenler için değerler genelde Education at a Glance
2012’den alınmıştır ve 2009-10 ve 1999-2000 eğitim yılı ile
ilgilidir. 1999-2000 eğitim yılı için veriler eğer güncel
baskıda mevcut bulunmuyor ise Education at a Glance
2002’den alınmıştır. Öğrenci başına aylık maliyeti öğretmen
aylıkları, öğrenciler için verilen ders saati ve öğretmenler
için ders saati ve temsili sınıf mevcudu baz alınarak
hesaplanmıştır.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge B7)
Kapsama alınan alanlar:
Eğitim düzeyine göre öğrenci başına aylık maliyeti
Kişi başı gayrisafi yurtiçi hasıla yüzdesi olarak
öğrenci başına aylık maliyeti
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA
Öğretmenlerin maliyeti ne kadar?
Şekil 3.15 Alt orta eğitim düzeyinde öğrenci başına öğretmenlerin aylık maliyeti (2000, 2010)
Bu şekil 2000 ve 2010 yılında alt orta eğitimde öğrenci başına aylık maliyeti mukayese etmektedir.
ABD $
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B7.3, http://dx.doi.org/10.1787/888932666665 sitesinden
alınabilir.
Şekil 3.16 Alt orta eğitim düzeyinde öğrenci başına aylık maliyetine katkı sağlayan değişik faktörler (2000, 2010)
Bu şekil öğrenci başına öğretmen aylık maaşı arasındaki farkı etkileyen dört faktörün katkısını ($ olarak) ve 2000 ve 2010
yılında aylık maliyetinde genel değişimi göstermektedir.
Öğretmenlerin aylığının katkısı
ABD $
Tahmini sınıf sayısı katkısı
Ders verme zamanının katkısı
◊
Öğretme zamanının katkısı
2000 ve 2010 arasında aylık maliyetindeki değişim
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, çizelge B7.3, http://dx.doi.org/10.1787/888932662922 sitesinden
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
57
4.
Okul ortamı
Öğrenciler sınıfta ne kadar zaman geçiriyor?
Her sınıfta ne kadar öğrenci var?
Öğretmenlere ne kadar ödeme yapılıyor?
Öğretmenler ders vermek için ne kadar zaman harcıyorlar?
Öğretmenler kimlerdir?
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
59
4.
OKUL ORTAMI
Öğrenciler sınıfta ne kadar zaman geçiriyor?
- OECD ülkelerinde öğrencilerin 7 ve 14 yaşları arasında
ortalama 6 862 saat ders alacakları beklenir, bunun 6 710
saati zorunludur.
- OECD ülkelerinde 7-8 yaşındakiler için okuma, yazma ve
edebiyat, matematik ve fen zorunlu eğitimin takriben
%55’ne, 9-11 yaşındakiler için takriben % 47’sine ve 12-14
yaşındakiler için % 41’ine tekabül eder.
Önem
Bu bölüm 7 ve 14 yaşları arasında örgün eğitimde ne kadar
zaman geçirdiklerini inceler. Ülkelerin eğitime ne kadar
zaman ayırdığı ve hangi derslerin zorunlu olacağı seçimi
ulusal eğitim önceliklerine yansır. Eğitime yapılan kamu
harcamalarının büyük kısmı resmi sınıf oturumlarındaki ders
zamanına gittiğinden öğrencilerin okulda ne kadar zaman
geçirdikleri
eğitime
ayrılması
gereken
kaynağın
belirlenmesinde önemli bir faktördür.
Bulgular
OECD ülkelerinde öğrencilerin 7 ve 14 yaşları arasında
ortalama 6 862 saat ders almaları planlanır. Resmi talepler
Estonya’da 5 644 saatten Şili’de 8 664 saate kadar
değişkenlik gösterir. OECD ülkelerinde öğrenciler 7 ve 14
yaşları arasında ortalama 6 710 saat zorunlu ders alır.
Okuma, yazma ve edebiyata ayrılan zorunlu müfredat oranı
çok değişkendir. OECD ülkelerinde 7-8 yaş için ortalama
olarak zorunlu müfredatın takriben % 55’i üç temel konuya
ayrılır: okuma, yazma ve edebiyat (% 30.4) matematik
(%17.8) ve fen (%6.5). Sanat ( %12), beden eğitimi (%9) ve
sosyal çalışmalar (%6) ile birlikte bu altı ders, bu yaş grubu
için müfredatın ana kısmını oluşturur. 7-8 yaşındakiler için
müfredatın ortalama en büyük oranı okuma ve yazmaya
ayrılır, ancak ülkeler arasındaki fark büyüktür. Örnek olarak
İzlanda’da okuma ve yazma zorunlu eğitim süresinin %
20’sine tekabül ederken Danimarka, Macaristan ve
Türkiye’de zorunlu ders saatinin % 40 veya daha fazlasına
tekabül eder.
OECD ülkelerinde 9-11 yaşındakiler için zorunlu müfredatın
takriben % 47’si üç temel konu alanına ayrılır: okuma,
yazma ve edebiyat (%22,5) matematik (%16.1) ve fen ( %
8.2). Zorunlu müfredatın ilave % 9’u sosyal çalışmalara ve
%8’i yabancı dillere ayrılır. Fakat bu konulara ayrılan sınıfta
geçirilen zaman yüzdelerinde ülkeler arasında büyük
farklılıklar mevcuttur. Örnek olarak okuma, yazma ve
edebiyat İngiltere’de % 13 iken bununla mukayeseli olarak
Fransa, İrlanda, Meksika ve Hollanda’da % 30 veya daha
fazladır.
60
OECD ülkelerinde 12-14 yaşındakiler için zorunlu müfredatın
ortalama % 41’i üç konuya ayrılmıştır: okuma, yazma ve
edebiyat (% 16) matematik (% 13) ve fen (% 12). 12-14
yaşındakiler için zorunlu müfredat içerisinde değişik konular
için ayrılan zaman 9-11 yaşındakiler için olduğundan daha
çok ülkeler arasında farklılık gösterir. Tekrar, en büyük
farklılık okuma ve yazmayı öğretmek için harcanan zaman ki
bu Japonya ve Portekiz’de zorunlu ders saatinin % 11’inden
İrlanda’da % 26’sına kadar değişkenlik gösterir.
OECD ülkelerinin çoğu zorunlu dersler için belirli bir sayı
belirler. Müfredatın bu kısmında okullar, öğretmenler
ve/veya öğrenciler kendilerinin öğretmek veya okumak
istedikleri konuları seçmekte değişik derecelerde özgürlüğe
sahiptirler. Avrupa ülkeleri arasında ortalama olarak
müfredatın esnek kısmı 7-8 yaşındakiler ve 9-11 yaşındakiler
için zorunlu derslerin yaklaşık % 6’sına, 12-14 yaşındakiler
için % 7’sine tekabül eder. Çek Cumhuriyeti zorunlu eğitim
içerisinde 7-14 yaş için tamamen esnekliğe (% 100) izin verir
ve Polonya buna 7-8 yaşındakiler için izin verir.
Açıklamalar
Ders verme zamanı konusunda veri “zorunlu” ve “planlanan”
ders verme zamanı arasında farklılık gösterir. Zorunlu ders
verme zamanı okulların vermeyi bekledikleri asgari ders
verme miktarını ifade eder. Planlanan öğretme zamanı
müfredatın hem zorunlu hem de zorunlu olmayan kısmında
belirlenen saat sayısıdır. Ancak bu ne verilen eğitimin
kalitesine ne de eğitime dâhil edilen insan ve malzemenin
düzey veya kalitesini göstermez. Ders zamanı konusunda veri
öğretmenler ve müfredat hakkında 2011 OECD-INES
araştırmasından alınmıştır ve 2009-10 eğitim yılını ifade
etmektedir.
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge D1)
Kapsama alınan alanlar:
Kamu kurumlarında zorunlu ve planlı ders süresi
Konuya göre ders süresi
OECD’den daha fazla bilgi için
21st Century Learning Environments (2006) (21. Yüzyıl
öğrenim ortamı)
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
4. OKUL ORTAMI
Öğrenciler sınıfta ne kadar zaman geçiriyor?
Şekil 4.1 Kamu kurumlarında toplam ders saati sayısı, 2010
Bu şekil 7 ve 14 yaşları arasında öğrencilerin almayı bekledikleri ders saatlerini gösterir. (Bu kamu okullarında verilmesi için
gerekli olan zorunlu ders saatini ve ayrıca zorunlu olmayan derslere ayrılan zamanı temsil eder.)
7-8 yaş
9-11 yaş
12-14 yaş
Saat
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo D1.1, http://dx.doi.org/10.1787/888932667862 sitesinden
alınabilir.
Şekil 4.2 Konuya göre ders saati, 2010
Bu şekil 7-8 yaşındakiler ve 12-14 yaşındakiler için her konuya ayrılan zorunlu ders saatinin yüzdesini gösterir.
Okuma, yazma, edebiyat
Matematik
Modern yabancı diller
Diğer zorunlu ana müfredat
%
%
Fen
Zorunlu esnek müfredat
7-8 yaş
12-14 yaş
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo D1.2a ve D1.2c, http://dx.doi.org/10.1787/888932667881 ve
http://dx.doi.org/10.1787/888932667919 sitesinden alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
61
4. OKUL ORTAMI
Her sınıfta ne kadar öğrenci var?
- OECD ülkelerinde ilk eğitim seviyesinde ortalama olarak
her sınıfta 21 öğrenciden fazla öğrenci bulunur ancak bu
sayılar G20 ülkelerinde genelde daha fazladır. Genel sınıf
mevcudu Şili ve Çin’de 29’dan fazla ve Lüksemburg ve
Rusya Federasyonunda neredeyse bu sayının yarısı ile
değişkenlik gösterir.
- İlk ve alt orta eğitim arasında sınıf başına öğrenci sayısı
ortalama iki veya daha fazla artar. Alt orta öğrenimde
OECD ülkelerinde ortalama bir sınıfta yaklaşık 23 öğrenci
bulunur.
- Alt ve üst orta eğitimde öğrenci - öğretmen oranı özel
kurumlarda kamu kurumlarına göre biraz daha düşüktür.
Önem
Bu bölüm ilk ve alt orta eğitimde hem kamu hem de özel
kurumlarda sınıf başına öğrenci sayılarını inceler. Sınıf
mevcudu birçok OECD ülkesinde hararetle tartışılan bir
konudur. Az sınıf mevcudu yüksek kalitede eğitim imkânı
sağladığı şekilde algılandığından sınıf mevcudunun öğrenci
performansına ektisi konusunda kanıtlar karşılaştırılmıştır.
Bulgular
İlk eğitim seviyesinde, OECD ve G20 ülkelerinde; Şili ve
Çin’de 29’dan fazla ve Avusturya, Çek Cumhuriyeti,
Danimarka, Estonya, Finlandiya, Yunanistan, İzlanda, İtalya,
Lüksemburg, Meksika, Polonya, Rusya Federasyonu, Slovak
Cumhuriyeti, Slovenya ve İsviçre’de 20 den daha az şeklinde
değişkenlik göstererek ortalama sınıf mevcudu yaklaşık 21
öğrencidir.
Sınıf başına öğrenci sayısı ilk ve alt orta eğitim arasında artış
eğilimi göstermektedir. Alt orta öğrenimde sınıf mevcudu
Danimarka, Estonya, Finlandiya, İzlanda, Lüksemburg, Rus
Federasyonu, Slovenya, İsviçre (kamu kurumlarında) ve
Birleşik Krallıkta 20 veya daha az ile Endonezya ve Kore’de
34 öğrenciden fazla ve Çin’de 50 öğrenci üzerinde farklılıklar
göstererek ortalama 23 öğrencidir.
Brezilya, Çin, Yunanistan, Endonezya, Japonya, Kore,
Meksika ve Polonya’da ortalama sınıf mevcudundaki artış
ilk ve alt orta eğitim arasında dört öğrenciyi aşarken Birleşik
Krallıkta ve daha az boyutta İsviçre’de (sadece kamu
kurumlarında) bu iki eğitim seviyesi arasında sınıf başına
öğrenci sayısında düşüş göstermektedir.
OECD ülkelerinde ilk ve alt orta eğitim düzeyinde ortalama
sınıf mevcudu kamu ve özel kurumlar arasında sınıf başına
bir öğrenciden daha fazla farklılık göstermemektedir. İlk
eğitim seviyesinde kamu kurumlarında ortalama sınıfta
Brezilya, Çek Cumhuriyeti, İzlanda, Endonezya, İsrail,
Polonya, Rusya Federasyonu, Türkiye ve Birleşik Krallıkta
62
özel kurumlardaki öğrencilerden en az dört öğrenci daha
fazladır. Bunun aksine Çin ve İspanya için bunun tersi
doğrudur. Özel eğitimin ilk eğitim düzeyinden daha yaygın
olduğu alt orta eğitim düzeyinde 13 OECD ülkesinde sınıf
mevcutları özel kurumlarda daha fazladır.
Eğilimler
2000 yılından 2010 yılına kadar veri mevcudu bulunan
ülkelerde ortalama sınıf mevcudu hem ilk hem de alt orta
eğitim seviyesinde bir öğrenci azalmıştır. Ortalama ilk
eğitim sınıf mevcudundaki azalma kısmen bu dönemdeki
sınıf mevcudu reformları ile açıklanabilir. İlk eğitim sınıf
mevcudu en belirgin şekilde (dört öğrenciden fazla) 2000
yılında nispeten daha fazla sınıf mevcudu olan Kore ve
Türkiye gibi ülkelerde olmuştur. Bunun aksine, 2000 yılında
Danimarka, İzlanda, İtalya ve Lüksemburg gibi en küçük sınıf
mevcutlarına sahip ülkelerde bu sayı artmış veya
değişmemiştir.
Açıklamalar
Sınıf mevcutları, sınıf sayılarının kaydolan öğrenci sayısına
bölünmesi ile hesaplanır. İsviçre için veriler kamu kurumları
ile ilgilidir. Veriler 2009-10 eğitim yılı ile ilgilidir ve OECD
tarafından 2011 yılında yönetilen eğitim istatistikleri UOE
veri toplamalarına dayalıdır.
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge D2)
Kapsama alınan alanlar:
Kurum türü ve eğitim seviyesine göre ortalama
sınıf mevcudu
Eğitim personeline düşen öğrenci oranı
Eğitim kurumlarında istihdam edilen eğitim ve
eğitim dışı personel
OECD’den daha fazla bilgi için
Improving School Leadership (Okul yöneticiliğini geliştirme)
(Cilt 1: Politika ve uygulama) (2008)21st Century Learning
Environments (2006) (21. Yüzyıl öğrenim ortamı)
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
4. OKUL ORTAMI
Her sınıfta ne kadar öğrenci var?
Şekil 4.3 İlk eğitimde ortalama sınıf mevcudu eğilimleri (2000,2010)
Bu şekil ilk eğitim sınıflarında ortalama kaç öğrenci olduğunu ve bu sayıların artmış veya azalmış olup olmadığını
göstermektedir.
Sınıf başına öğrenci sayısı
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo D2.1 ve D2.5, http://dx.doi.org/10.1787/888932667976 ve
http://dx.doi.org/10.1787/88893266807 sitesinden alınabilir.
Şekil 4.4 Eğitim seviyelerine göre ortalama sınıf ebadı, 2010
Bu şekil ilk ve alt orta eğitim arasında sınıf mevcutlarının nasıl farklı olduğunu göstermektedir.
İlk eğitim
Tam zaman karşılığında öğretmen başına öğrenci sayısı
Alt orta eğitim
Tam zaman karşılığında öğretmen başına öğrenci sayısı
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo D2.2 http://dx.doi.org/10.1787/888932667995 sitesinden alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
63
4. OKUL ORTAMI
Öğretmenlere ne kadar ödeme yapılıyor?
-
En az 15 yıl deneyimli bir öğretmenin yıllık geliri
okulöncesi düzeyde ortalama 35 630 $, ilk eğitim
düzeyinde 37 603 $, alt orta eğitim düzeyinde 39 401 $ ve
üst orta eğitim düzeyinde 41 182 $’dır.
- OECD ülkelerinde ortalama ilk eğitim düzeyinde öğretmen
maaşları 25-64 yaşında üst orta eğitim seviyesinde
olanların maaşlarının % 90, yüksek eğitimli kişilerin
ortalama maaşlarının % 82’sini temsil etmektedir.
-Öğretmen maaşları mevcut veri bulunan ülkelerde 2000 ve
2010 arasında ülkelerin çoğunda reel anlamda artmıştır.
Önem
Bu bölüm kamu okulöncesi, ilk eğitim ve orta eğitimde bir
öğretmenin başlangıç, orta kariyer seviyesinde ve azami
yasal aylığını göstermektedir. Öğretmen maaşları eğitimde
en büyük maliyet olduğundan hem eğitimin kalitesi, hem de
dengeli bir eğitim bütçesi arayan politika belirleyicileri için
kritik bir konudur.
Bulgular
Öğretmen maaşları ülkeler arasında büyük farklılıklar
göstermektedir. En az 15 yıllık tecrübeye sahip alt orta
eğitim öğretmenlerinin aylığı Arjantin, Esyonya, Macaristan,
Endonezya ve Slovak Cumhuriyetinde 15 000 $’dan da az ile
Lüksemburg’da 100 000 $’dan daha fazlasına kadar farklılık
gösterir.
OECD ülkelerinin çoğunda öğretmen maaşları ders
verdikleri eğitim düzeyi ile birlikte artar. Örnek olarak
Belçika, Çek Cumhuriyeti, Danimarka ve Polonya’da 15 yıllık
deneyime sahip bir üst orta eğitim öğretmeninin aylığı aynı
düzeyde deneyime sahip okulöncesi öğretmen aylığından %
30 daha fazladır. Finlandiya’da bu fark % 50’yi aşar.
Avustralya, Kanada, İsrail, Kore ve Türkiye’de üst orta eğitim
ve okulöncesi öğretmen maaşlarında % 5’ten daha az fark
bulunmaktadır; İngiltere, Yunanistan, İrlanda, Portekiz,
İskoçya ve Slovenya’da öğretmenler ders verdikleri eğitim
seviyesi dikkate alınmadan aynı aylığı alırlar. Bunun aksine
Arjantin’de ders verdikleri seviye ile öğretmen maaşları
düşer.
Skalanın en üstündeki maaşlar ilk ve alt orta eğitimde
başlama maaşlarından sırası ile ortalama % 60 ve % 62 daha
yüksektir. Alt orta eğitim seviyesinde asgari nitelik ile
mesleğe başlayan yeni öğretmenler ortalama 29 801 $
kazanırlar. Azami, nitelik ile maaş skalasının en üstünde
bulunan öğretmenler için maaş ortalaması 51.872 $’dır.
Ülkeler arasında öğretmen maaşlarının nispi değeri
hakkında bir fikir edinmek için diğer yüksek okul
mezunlarının kazançları gibi bir dizi mukayese yapmak
faydalıdır. Belçika’nın Flaman topluluğunda (üst orta eğitim
düzeyi) ve Kore, Lüksemburg (alt ve üst orta eğitim düzeyi)
İspanya’da öğretmenlerin maaşları mukayese edilebilir
eğitim düzeyindeki çalışanların maaşlarından en az % 20
daha fazladır. Bunun aksine İzlanda’da hem ilk hem de alt
orta öğrenimde ve Slovak Cumhuriyetinde bütün öğrenim
seviyelerinde 15 yıllık deneyime sahip öğretmenlere yüksek
64
eğitim mezunu bir çalışana ödenenin ortalama % 50 veya
daha azı ödenir. OECD ülkelerinde ilk eğitim düzeyinde
öğretmenlerin maaşları 25-64 yaşında yüksek eğitim sahibi
kişilerin ortalama kazancının % 82’sini, üst orta eğitim
mezunu kişilerin % 90’nını temsil eder.
Eğilimler
2000 ve 2010 yılları arasında birçok ülkede öğretmen
maaşları reel anlamda artmıştır. Danimarka, Estonya,
İrlanda, Portekiz ve İskoçya’da maaşlar eğitimin her
seviyesinde % 20 artmıştır. Çek Cumhuriyetinde (ilk ve alt
orta öğrenimde) ve Türkiye’de maaşlar son on yılda iki
katına çıkmıştır. Sadece Fransa ve Japonya öğretmen
maaşlarını reel anlamda % 5 azaltmıştır.
Açıklamalar
Brüt öğretmen maaşları OECD Ulusal Muhasebe veri
tabanından özel tüketim için satın alım pariteleri (PPPs)
kullanılarak dönüştürülmüştür. Başlanma aylığı yıllık tam
kalifiye tam zamanlı bir öğretmenin öğretmenlik kariyerine
başladığında ortalama planlı brüt maaşına işaret eder.
Yüksek eğitimli çalışanların kazançları 25-64 yaşında tam
zamanlı tam yıllık çalışanları ortalama kazançlarıdır.
Öğretmenler için vergilendirmede büyük farklılıklar, sosyal
katkı ve ödenek ve ek ödemeler ve ayrıca ders verme
süresindeki farklılıklar, iş yükü ve yarı zamanlı öğretmen
kullanımı
öğretmenlerin
kazançlarının
uluslararası
mukayesesinde dikkate alınmalıdır. Bu nedenle öğretmen
maaşlarının mukayesesinin yorumlanmasında dikkatli
davranmak önemlidir. Veriler 2011 OECD-INES öğretmen ve
müfredat araştırmalarından alınmıştır ve 2009-10 eğitim yılı
ile ilgilidir.
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge D2)
Kapsama alınan alanlar:
Öğretmen maaşları ve eğilimleri
Öğretmenler için ek ödemeler
OECD’den daha fazla bilgi için
Evaluating and Rewarding the Quality of Teachers:
International Practices (2009) (Öğretmenlerin kalitesinin
değerlendirilmesi ve ödüllendirme)
Teachers Matter: Attractinh, Developing and Retaining
Effective Teachers (2005) (Öğretmenler konusu: Ektin
öğretmenlerin cezp edilmesi, geliştirilmesi ve
desteklenmesi)
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
4. OKUL ORTAMI
Öğretmenlere ne kadar ödeme yapılıyor?
Şekil 4.5 Alt orta eğitimde öğretmenlerin maaşları, 2010
Bu şekilde üst kısım 15 yıl tecrüben sonra öğretmenlere ne kadar ödendiğini göstermektedir. Alt kısım öğretmen maaşlarını
yüksek eğitimli tam zamanlı çalışanların kazançları ile mukayese etmektedir.
Satın alma pariteleri kullanılarak dönüştürülmüş, ABD $ eşit
Oran
Yüksek okul
mezunlarının
kazancının
üzerinde
Yüksek okul
mezunlarının
kazancının
altında
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo D3.1 http://dx.doi.org/10.1787/888932668109 ve
http://dx.doi.org/10.1787/888932668128 sitesinden alınabilir.
Şekil 4.6 Asgari ve azami öğretmen maaşları, 2010
Bu şekil alt orta eğitimde mesleğe başladıklarında, asgari tecrübe ve azami kalifikasyon ile skalanın en üstünde öğretmen
maaşları arasındaki farkı göstermektedir.
Başlama aylığı/asgari tecrübe
◊
Skalanın en üstünde maaş, azami kalifikasyon
Satın alma pariteleri kullanılarak dönüştürülmüş, ABD $ eşit
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo D3.4
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
http://dx.doi.org/10.1787/888932668242 sitesinden
65
4. OKUL ORTAMI
Öğretmenler ders vermek için ne kadar zaman harcıyorlar?
- Kamu okullarında öğretmen başına verilen ders saati ilk
eğitimde yıllık ortalama 782 saat, alt orta eğitimde 704
saat ve üst orta eğitimde 658 saattir
- 2000 ve 2010 yılları arasında ortalama ders zamanı bütün
eğitim seviyelerinde büyük ölçüde değişmeden aynı
kalmıştır.
- Öğretmenlerin çalışma zamanının düzenlenme şekli ülkeler
arasında önemli ölçüde değişiklik gösterir.
Önem
Bu bölüm öğretmenlerin ders vermek için harcadığı zaman
ve derslere hazırlanma ve öğrencileri değerlendirme gibi
ders dışı çalışmasını inceliyor. Çalışma zamanı ve ders
verme zamanı öğretmenlerin iş yükünü kısmen belirlese de,
bu değişik ülkelerde öğretmenlerden ne talep edildiği
farklılığına yönelik algılama sağlar. Ders verme saatleri ve
ders dışı görevlerinin boyutu da öğretmenliğin meslek
olarak çekiciliğini etkileyebilir. Bu şekilde öğretmenlerin
ders vermek için harcadıkları zamanın miktarı da ülkelerin
eğitime ayırması gereken mali kaynakları etkileyen
faktörlerden biridir.
Bulgular
OECD ülkelerinde kamu ilkokullarında ortalama ders verme
saat sayısı yıllık 782 saattir; ancak Yunanistan ve Polonya’da
600 saatten daha az ve Şili ve Birleşik Devletlerde 1 000
saatin üzerindedir. Alt orta öğrenimde kamu okullarında
yıllık ders verme saati ortalaması 704 saattir ancak
Yunanistan ve Polonya’da 500 saatten daha az ve Arjantin,
Şili, Meksika ve Birleşik Devletlerde 1 000 saat üzerinde
olarak farklılık gösterir. Kamu genel üst orta eğitiminde
ortalama ders verme saat sayısı yıllık 658 saattir ancak
Danimarka’da olan 377 saatten Arjantin’de olan 1 368 saate
kadar farklılık gösterir.
İlk eğitim seviyesindeki öğretmenler ülkeler arasında
farklılık olsa da ders vermek için orta eğitim
öğretmenlerinden daha fazla zaman harcarlar. Çek
Cumhuriyeti, Fransa, Yunanistan ve İsrail’de ilkokul
öğretmenlerinin yıllık ders saati alt orta eğitim
öğretmenlerine göre % 30 daha fazladır. Bunun aksine
Polonya ve Birleşik Devletlerde bu fark % 3’ü geçmez ve
Brezilya, Şili, Danimarka, Estonya, Macaristan, İzlanda,
İskoçya ve Slovenya’da fark yoktur. İlkokul öğretmenlerinin
ders verme yükünün alt orta eğitim öğretmenlerine göre
daha hafif olduğu ülkeler sadece Arjantin, İngiltere ve
Meksika’dır.
Öğretmenlerin yıllık ders verme zamanlarının gün, hafta ve
saat olarak mukayese edilmesi ülkeler arasında belirgin
farklılıklar gösterir. Bunun bir sonucu olarak öğretmenlerin
günlük verdiği ortalama ders sayısı da Yunanistan,
Endonezya, Kore, Japonya, Polonya ve Rusya
Federasyonunda alt orta eğitim düzeyinde üç saat veya
66
daha az ve Arjantin, Şili Meksika ve Birleşik Devletlerde beş
saat ve daha fazla olarak farklılık gösterir.
Ülkelerin çoğunda öğretmenlerin tam zamanlı aylıklarını
kazanabilmek için ders verme saati ve ders dışı çalışma
zamanı dâhil haftalık belirli bir saat çalışmaları gerekir. İsveç
haricinde ders verme saatlerinin sayısı genelde
belirlenmiştir, ancak bazı ülkeler bir öğretmenin okulda
bulunması gereken süreyi de belirlemişleridir.
Eğilimler
Mevcut veri bulunan OECD ülkelerinin çoğunda 2000 ve
2010 arasında ders verme zamanı büyük ölçüde
değişmeden aynı kalmıştır. Fakat birkaç ülkede ders verme
saat sayısı dramatik bir biçimde değişmiştir. Danimarka’da
üst orta eğitim düzeyinde % 30’dan fazla düşerken ilk eğitim
seviyesinde Çek Cumhuriyeti, Portekiz ve İspanya’da orta
eğitim düzeyinde % 25’den fazla artmıştır.
Açıklamalar
Ders verme zamanı tam zamanlı bir öğretmenin yıllık belirli
bir grup veya sınıfta bulunan öğrencilere verdiği ders saati
olarak tanımlanır. Çalışma zamanı tam zamanlı bir
öğretmenin normal çalışma zamanına işaret eder ve ders
verme ile doğrudan ilgili olan ve ayrıca derslere hazırlanma,
öğrencileri değerlendirme, sınav ve testleri düzeltme, veliler
ve diğer personel ile toplantı yapmak gibi zamanı içerir.
Veriler 2011 OECD-INES öğretmen ve müfredat
araştırmalarından alınmıştır ve 2009-10 eğitim yılı ile
ilgilidir.
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge D4)
Kapsama alınan alanlar:
Öğretmenlerin çalışma zamanının düzenlenmesi.
Eğitim seviyelerine göre yıllık ders verme saat
sayısı.
OECD’den daha fazla bilgi için
21st Century Learning Environments (2006) (21. Yüzyıl
öğrenim ortamı)
Teachers Matter: Attracting, Developing and Retaining
Effective Teachers (2005) (Öğretmenler konusu: Ektin
öğretmenlerin cezp edilmesi, geliştirilmesi ve
desteklenmesi)
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
4. OKUL ORTAMI
Öğretmenler ders vermek için ne kadar zaman harcıyorlar?
Şekil 4.7 Eğitim seviyesine göre yıllık ders verme saati
Bu şekil değişik eğitim düzeylerinde öğretmenler için yıllık ders verme saati farklılıklarını göstermektedir.
İlk eğitim
Alt orta eğitim
◊
Üst orta eğitim, genel programlar
Yıllık saat
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo D4.1 http://dx.doi.org/10.1787/888932668318 sitesinden
alınabilir.
Şekil 4.7 Öğretmenlerin çalışma saatinden ders vermeye harcanan zaman yüzdesi, 2010
Bu şekil öğretmenin çalışma zamanından ders verme zamanına harcadığı zaman miktarını gösteriyor. Öğrenciler ile temas
süresi öğretmen iş yükünün ana bölümüdür bunda sınıfı hazırlamak ve sınavları düzetme görevleri de dahildir.
%
İlk eğitim
Alt orta eğitim
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo D4.1
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
Üst orta eğitim, genel programlar
http://dx.doi.org/10.1787/888932668318 sitesinden
67
4. OKUL ORTAMI
Öğretmenler kimlerdir?
- OECD ülkelerinde ortalama ilk eğitim öğretmenlerinin
yaklaşık % 58’i ve orta öğretim öğretmenlerinin % 63’ü en
az 40 yaşındadır.
- OECD ülkelerinde öğretmenlerin ve akademik personelin
ortalama yaklaşık üçte ikisi kadındır ancak öğretim
personeli arasında kadın oranı eğitimin yüksek
düzeylerinde azalma eğilimindedir: ilk eğitim düzeyinde %
97’den yüksek eğitim düzeyinde % 41’dir.
- Onüç OECD ülkesinde öğretmenlerin bazı veya bütün
eğitim düzeylerinde devam eden eğitime/öğrenime
katılmaları gerekir.
tamamen diplomalı olabilmek için yeterlik belgesi veya
ruhsat alınmasını talep eder.
Öğretmenlerin eğitimlerine devam etmeleri hem öğrenme
tarzlarının çapının genişliğini karşılamak için farklılaştırılmış
eğitim hem de sınıfı dış dünyaya bağlamak için
teknolojilerin entegrasyonu ile yeni önemler kazanmıştır.
Sadece 13 OECD ülkesi, öğretmenlerin sürekli eğitim
almasını gerekli görmekte, ancak bu sayı gelecek yıllarda
artacak gibi görünmektedir.
Eğilimler
Önem
Bu bölüm eğitim veren işgücü profilini temsil etmektedir.
Eğitim veren işgücünün daha iyi anlaşılması ülkelerin
öğretmen sıkıntısı bekleyebileceklerini ve öğretmenlik
mesleğini daha cazip kariyer seçeneği haline getirmek için
çalışması gerektiği anlamını taşır.
2000 ve 2010 yılları arasında 50 yaşında orta eğitim
öğretmenlerinin oranı mukayese edilebilecek veri bulunan
ülkeler arasında % 28.8’den % 34.2’ye tırmanmıştır. Bu artış
özellikle Avusturya, Almanya, İrlanda, Japonya, Norveç,
İsviçre ve Birleşik Krallıkta yüzde 8 puan veya daha fazla
artışla özellikle büyüktür.
Bulgular
Açıklamalar
OECD ülkelerinde ilk eğitim öğretmenlerinin ortalama % 58’i
en az 40 yaşındadır. Bu oran Çek Cumhuriyeti, Almaya,
İtalya ve İsveç’te % 70’i aşmaktadır. Sadece yedi ülkedeBelçika, Brezilya, İrlanda, İsrail, Kore, Lüksemburg ve Birleşik
Krallıkta- ilk eğitim öğretmenlerinin yarıdan fazlası 40 yaş
altındadır. Orta öğrenim düzeyinde ortalama olarak OECD
ülkeleri arasında orta eğitim öğretmenlerinin % 63’ü en az
40 yaşındadırlar. Fakat Avusturya, Çek Cumhuriyeti,
Estonya, Almanya ve İtalya’da bu pay % 70 veya daha
fazlasına ulaşmaktadır. 50 yaşında veya daha yaşlı ortaokul
öğretmenlerinin oranı ülkelerin çoğunda ilkokul
öğretmenlerinden daha fazladır.
Öğretmenlerin yaşı ve cinsiyeti konusunda veri 2009-10
eğitim yılına aittir ve OECD tarafından 2011 yılında
yönetilen eğitim istatistikleri UOE veri toplamalarına
dayalıdır.
Eğitimin her düzeyinde kadınlar öğretmenlerin ve akademik
personelin üçte ikisini temsil eder ancak kadın
öğretmenlerin oranı eğitimin her düzeyinde bir sonraki
düzeye göre azalmaktadır. Örnek olarak OECD alanında
kadınlar okulöncesi eğitimdeki öğretmenlerin takriben %
97’sine tekabül eder; ilkokul düzeyinde % 82, alt orta
eğitimde % 68’den daha az; üst orta eğitim düzeyinde % 56
ve yüksek eğitimde % 41’dir. Yüksek eğitim düzeyinde
kadınların oranı ülkeler arasında belirgin bir farklılık
gösterir: Japonya ve Kore’de (sırası ile % 19 ve % 34) eğitim
personelinin yaklaşık üçte biri veya daha azı ile Finlandiya,
Yeni Zelanda, Rusya Federasyonu ve Güney Afrika (sırası ile
% 51, % 52, % 56 ve % 53) yarısından fazlasına kadar farklılık
gösterir.
Okulöncesi eğitim için öğretmen yetiştirme süresi OECD
ülkeleri arasında büyük ölçüde farklılık gösterir. Japonya,
Kore ve Birleşik Devletlerde temel sertifikalandırma için iki
yıldan Fransa ve Portekiz’de beş yıla kadar değişkendir. Üst
orta eğitim öğretmenlerini yetiştirme süresi İngiltere ve
İsrail’de 3-4 yıldan Almanya’da olan 6.5 yıla kadar
değişkendir. Bunun ötesinde 11 OECD ülkesi ve Endonezya
68
2009-10 akademik yılına ait veri öğretmenler ve müfredat
konusunda 2011 yılında yapılan OECD-INES araştırmasına
dayalıdır.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge D5)
Kapsama alınan alanlar:
Ülkelere
ve
eğitim
seviyelerine
göre
öğretmenlerin yaş dağılımları
Ülkelere
ve
eğitim
seviyelerine
göre
öğretmenlerin cinsiyet dağılımları
Öğretmenlerin bilgi ve becerileri
Öğretmenlik mesleğine başlamak için talep
edilenler
Öğretmenler hakkında alınan değişik türde
kararların hükümet düzeyi
OECD’den daha fazla bilgi için
Educating teachers for diversitiy: Meeting the challenge
(2010) Öğretmenlerin farklılaştırma için eğitimi: Sorunların
üstesinden gelme)
Evaluating and Rewarding the Quality of Teachers:
International Practices (2009) (Öğretmenlerin kalitesinin
değerlendirilmesi ve ödüllendirme)
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
4. OKUL ORTAMI
Öğretmenler kimlerdir?
Şekil 4.9 Öğretmenlerin yaş dağılımı, 2010
Bu şekil OECD ülkelerinde ilk, alt orta eğitim ve üst orta eğitimde her yaş grubunda öğretmenlerin ortalama yüzdesini
göstermektedir.
30 yaş altında
30-29 yaş
40-49 yaş
İlk eğitim
50 yaş ve üzeri
Orta eğitim
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo D5.1 ve D5.1 http://dx.doi.org/10.1787/888932668375 ve
http://dx.doi.org/10.1787/888932668394 sitesinden alınabilir.
Şekil 4.9 Öğretmenlerin cinsiyet dağılımı, 2010
Üst kısım ülkelere göre eğitimin her düzeyinde kadın olan öğretmenlerin yüzdesini göstermektedir. Alt kısım OECD
ülkelerinde ortalama olarak eğitim seviyesine göre kadın olan öğretmenlerin yüzdesini göstermektedir
%
Eğitimin her düzeyinde
%
Eğitim seviyesinde (OECD ortalaması)
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo D5.3 http://dx.doi.org/10.1787/888932668413 sitesinden alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
69
5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK
Eğitimde eşitlik nedir?
Okulöncesi eğitime erişim
Orta ve yüksek eğitime giriş (erişim)
İş piyasasına giriş
Yaşam boyu eğitime erişim
Ebeveynlerin eğitimi öğrencilerin fırsatlarını etkiliyor mu?
Göçmen çocukların entegre edilmesi
Cinsiyet ayrımının azaltılması
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
71
5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK
Eğitimde eşitlik nedir?
- OECD ülkelerinde genel olarak daha iyi okul performansı
sağlamasına rağmen çocukların dörtte biri okulöncesi
eğitimden yoksundur.
- OECD ülkelerinde beş gençten biri (% 19) temel
okuryazarlık becerisinden yoksundur.
- Göç geçmişi olan öğrenciler bazı ülkelerde 1.5 yıllık
performans farkı ile okulda daha az iyi olma
eğilimindedirler.
- OECD ülkelerinde 25-34 yaşındakilerin % 50’si, 55-64
yaşındakilerin ise sadece % 27’si örgün ve/veya yaygın
eğitime katılmışlardır.
Bunun yaşamın daha sonraki dönemlerde telafi edilmesi
mümkün ama her zaman kolay değildir. OECD ülkelerinde
24-64 yaşındaki erişkinlerin ortalama % 8’i örgün
eğitimdedir, ancak bunların çoğu ( %17) 25-35 yaş grubunda
olup, 55-64 yaş grubunda ise oran sadece % 2’dir.
Ve bir de beklentide eşitlik sorusu bulunmaktadır; eğitimde
başarı adına cinsiyet ayrımını azaltmada çok büyük ilerleme
kaydedilmiştir, ancak kızlar halen matematik veya bilgisayar
gibi alanlarda eğitimi veya kariyeri en azından kısmen onlar
için vizyonlarında doğru kariyer olmamasından dolayı, daha
az seçmektedirler.
Giriş
Açıklamalar
İyi eğitilmiş bir nüfus bir ülkenin ekonomik ve sosyal
kalkınması için gereklidir ve bu daha yüksek düzeyde bir
eğitim yüksek kazanç, daha iyi sağlık ve uzun yaşam
anlamını taşır. Bu nedenle bütün çocukların ve erişkinlerin
eğitim fırsatlarının geniş çeşitliliğine erişmesi toplumun
çıkarınadır.
Eğer şehrin yoksun bir kısmında yaşıyorsanız ortaokulu
tamamlamanız veya üniversitede bir yer kazanma
ihtimaliniz daha mı düşük? Eğer çocuklar kreşe gitmezlerse
veya aileleri göçmen ise kayıp mı olurlar? Belirli bir yaşın
üzerindeyseniz veya kadınsanız bir erişkin olarak
becerilerinizi artırmak veya yeniden eğitime girmek zor
mudur? Ve hükümetler çocuk alanlarının seviyesini
yükseltmeye yardımcı olmak için ne yapabilirler? Bu bölüm
eğitimde eşitlik ve sosyal ve ekonomik eşitsizliğin
üstesinden gelebilmek için nasıl yardımcı olunabileceği ile
ilgilenmektedir.
Eğitimde eşitliğin ana özellikleri
Öğrencilerin geçmişi onların akademik başarıları ile ilgilidirebeveynleri düşük düzeyde eğitime sahip olanlar, düşük
sosyoekonomik statüde olanlar veya göçmen geçmişinden
gelenler ve ayrıca 15 yaşındaki erkekler daha düşük
performansta yüksek bir risk altındadır. OECD ülkelerinde
bu yaştaki insanların yaklaşık % 19’u temel okuryazarlık
becerisinden yoksundur, bu da onları herhangi bir niteliğe
sahip olmadan okuldan ayrılmalarına neden olur. Gerçekten
de OECD ülkelerinde 25-34 yaşındakilerin % 20’si üst orta
eğitime başlamamışlardır. Göçmen geçmişi bulunan
öğrenciler okul arkadaşlarından daha erken okulu
bırakmakta- okulda kaldıklarında çoğu akranlarının
gerisinde kalmaktadırlar- bazı ülkelerde yaklaşık 1.5 eğitim
yılına eşdeğer bir fark vardır.
Eğitim süreçlerinde eşitliği geliştirme söz konusu olduğunda
anahtar; erken başlamaktır. Eğer çocuklar okulöncesi
eğitime başlarsa, 15 yaşına geldiklerinde ve daha sonraki
yıllarda da daha başarılı olabilmektedirler.
72
Bu bölümdeki konular “OECD Education at a Glance 2012
ve Equity and Quality in Education: Supporting
Disadvantaged Students and Schools (OECD 2012)”den
alınmıştır. Her iki yayından bilgi öğrencilerin okuma,
matematik ve fen yeterlilikleri PISA 2009 tespitinden
çıkarılmıştır.
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız PISA 2009 Results: Volume I
(Cilt 1) “ öğrenciler be biliyor ve ne yapabilir: okuma,
matematik ve fende öğrenci performansı” Bölüm 2) VE pısa
2009 Results: Volume II (cilt II) “Sosyal geçmişin üstesinden
gelme: Öğrenmede eşitlik, fırsatlar ve sonuçları”
Erişkin öğreniminde ilave materyal için, notlar ve kaynak ve
metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız
Education at a Glance 2012 (gösterge C6)
OECD’den daha fazla bilgi için
OECD (2012) Equity and Quality in Education: Supporting
Disadvantaged Students and Schools (Eğitimde eşitlik ve
kalite: dezavantajlı öğrenci ve okulların desteklenmesi)
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK
Eğitimde eşitlik nedir?
Şekil 5.1 Önemli bir sayıda öğrenci temel becerilerin üstesinden gelemiyor
15 yaşındaki öğrencilerin başarısı PISA okuma skalasında seviye 2’de veya altında, 2009
Yeterlik seviyesi 2’nin altında olan öğrenciler okulu bırakma riskindeyken seviye 1’in altı olanlar toplum ve ekonomiye tam
katılım için ciddi dezavantajlı eğitim seviyesine yerleştirildikleri şeklinde görülebilir.
Seviye 2 altında
Seviye 2
Öğrencilerin yüzdesi
Kaynak: OECD (2012), Equity and Quality in Education: Supporting Disadvantaged Students and Schools Şekil 1.2
http://dx.doi.org/10.1787/888932560835 sitesinden alınabilir.
Şekil 5.2 Göçmen öğrenciler ve yerli öğrenciler arasında ciddi bir okuma eksikliği mevcuttur.
PISA da göçmen statüsünde okuma performansı
Bu şekil yerli (çubuk), ilk nesil (daire) ve ikinci nesil (baklava) arasında performans farkını göstermektedir. Örnek olarak İtalya’da göçmen
geçmişi olmayanlar ülkede doğan ancak aileleri yabancı doğumlu (ikinci nesil) öğrencilere göre 45 puan daha fazla almışlardır, bu bir eğitim
yılına eşittir. OECD üyesi olmayan ekonomiler mukayese için dâhil edilmiştir.
Göçmen geçmişi olmayan öğrenciler
İlk nesil öğrenciler
İkinci nesil öğrenciler
Okuma skalasında ortalama performans
Kaynak: OECD (2012), Equity and Quality in Education: Supporting Disadvantaged Students and Schools Şekil 1.7
http://dx.doi.org/10.1787/888932560911 sitesinden alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
73
5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK
Okulöncesi eğitime erişim
-
Okulöncesi eğitim almış onbeş yaşındakiler okulda
daha iyi performans gösterme eğilimindedirler.
OECD ülkelerinde 4 yaşındakilerin dörtte üçünden
fazlası (% 79) okulöncesi eğitime kaydolmuşlardır.
OECD’nin eğitim kurumlarına yatırımının % 9’u
okulöncesi eğitim harcamalarına tekabül etmektedir
İlk, orta, orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde
olmayan eğitimle mukayese edildiğinde okulöncesi
eğitim kurumları % 18 ile özel kaynaklardan en büyük
kaynak oranına sahiptirler.
-
Okulöncesi kurumlar ilk, orta, orta eğitim sonrası – yüksek
eğitim düzeyinde olmayan eğitim ile mukayese edildiğinde %
18 ile özel kaynaklardan en büyük fon oranını almaktadır.
Özel kaynak büyük farklılık göstermektedir, fakat ülkeler
arasında, Belçika, Estonya, Lüksemburg, Hollanda ve
İsviçre’de % 5 veya daha az Arjantin, Avusturya ve
Almanya’da % 25 veya daha fazla ve Avustralya, Japonya ve
Kore’de % 48 düzeyindedir.
Eğilimler
Önem
Okulöncesi eğitim yaşam boyu öğrenim için güçlü bir temel
oluşturmaya yardımcı olur ve çocuğun gelişiminde önemli
bir rol oynayabilir. Bütün çocukların eşit temel ile
başlamasını sağlamak sosyal eşitsizlikleri de azaltabilir. Bu
nedenle okulöncesi programların artmasını ve kalitesini
desteklemek için kamu kaynaklarının sürdürülebilirliğini
teşvik etmek önemlidir.
Ülkeler okulöncesi programlarını artırırken erişebilirlik,
maliyet, program, kalite ve sorumluluk ile ilgili ebeveyn
ihtiyaç ve beklentilerini dikkate almalıdırlar. Özel kurumlar,
çocuk bakımı veya ders dışı etkinlikler kapsamında,
ebeveynler için devlet desteği sağlansa da ağır mali yükler
ile sonuçlanabilir.
Okulöncesi eğitim programlarına kayıt 4 yaşındakilerde OECD
ülkelerinde 2005’te ortalama % 77’den 2010’da % 81’e
artmıştır. Bu dönemde Meksika ve Polonya’da 4
yaşındakilerde kayıt olma oranı % 20 puandan fazla artmıştır.
Açıklamalar
Bu bölümdeki konular PISA 2009 öğrencilerin okuma,
matematik ve fen yeteneği ve “Starting Strong II and III:
Early Childhood Education and Care (güçlü başlama II ve III.
okulöncesi eğitim ve bakımı) (OECD 2006 ve 2011)”den
alınmıştır.
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Bulgular
OECD’nin 15 yaşındaki öğrencilerin PISA değerlendirme
sonuçları, birçok ülkede okulöncesi eğitime katılan
öğrencilerin katılmayanlara göre daha iyi performans
sergileme eğiliminde olduklarını göstermiştir. PISA
araştırması ayrıca uzun süreli okulöncesi eğitimin, daha
küçük öğrenci oranına ve çocuk başına daha yüksek kamu
harcamasının okulöncesine katılımın olumlu etkilerini
artırdığını da göstermiştir.
Şimdi çocukların çoğu için eğitim OECD ülkelerinin çoğunda
5 yaşına gelmeden başlamaktadır. OECD ülkelerinin
genelinde 4 yaşındakilerin dörtte üçünden fazlası (% 79)
okulöncesi eğitim programlarına kaydolmakta ve bu Avrupa
Birliği üyesi olan OECD ülkelerinde ortalama % 83’e
ulaşmaktadır.
Hem kamu hem de özel kurumlarda okulöncesi seviyede
öğrenci başına yıllık harcama OECD ülkelerinde ortalama 6
670 $’dır. Ancak harcamalar Arjantin, Brezilya, Endonezya,
Meksika ve Güney Afrika’da 2 500 $ veya daha az ile;
Lüksemburg ve Yeni Zelanda’da 10 000 $ ve daha fazla ile
farklılık göstermektedir. Gayrisafi yurtiçi hâsıla yüzdesi
olarak okulöncesi eğitime yapılan harcama OECD toplam
eğitim kurumları harcamasının % 9’una tekabül etmektedir.
Kamu kaynaklı okulöncesi eğitim, OECD’nin Avrupa
ülkelerinde diğer OECD ülkelerine göre daha güçlü
gelişmiştir.
74
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge C2)
Kapsama alınan alanlar:
Okulöncesi programlara kayıt olma oranı
Kamu ve özel kaynaklar tarafından yapılan harcama
Okulöncesi eğitim politikalarının PISA sonuçlarına
etkisi
OECD’den daha fazla bilgi için
Bu gösterge için önemli olan aşağıda belirtilen ilave materyal
online olarak mevcuttur:
PISA Volume II
Starting Strong II and III: Early Childhood Education
and Care, 2006 ve 2011
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK
Okulöncesi eğitime erişim
Şekil 5.3 4 yaşında eğitime kaydolma oranları (2005 ve 2010)
Bu şekil kamu ve özel kurumlarda 4 yaşındaki öğrencilerin tam zamanlı ve yarı zamanlı 2005 ve 2010 kayıt oranlarını
mukayese etmektedir.
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo C2.1 http://dx.doi.org/10.1787/888932667026 sitesinden
alınabilir.
Şekil 5.4 Okulöncesi eğitim politikalarının PISA sonuçlarına etkisi, 2009
Bu şekil değişik okulöncesi eğitim politikalarından ortaya çıkan PISA sonuçlarında elde edilen puanları karşılaştırmaktadır
Okul öncesi eğitim için ilave bir dolar harcama
Okul öncesi eğitim okullarında öğretmen başına düşen öğrenci
oranını 1 öğrenci kadar azaltma
Okul öncesi eğitimin süresini 1 yıl artırma
Okul öncesi eğitime katılan öğrencilerin oranını % 1 artırma
Elde edilen puan farkı
Kaynak: OECD (2012), Starting Strong III: A quality Toolbox for Early Childhood Education and Care, OECD Paris,
http://dx.doi.org/10.1787/9789264123564-en sitesinden alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
75
5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK
Orta ve yüksek eğitime giriş (erişim)
- Ulusal sınavlar üst orta eğitim seviyesinde ilk seviyeden
daha yaygındır. Yirmiüç ülkede üst orta eğitim seviyesinde
ulusal sınav vardır.
- Otuziki ülke yüksek eğitim için giriş sınavları uyguladığını
bildirmiştir.
- Yirmi ülke yüksek eğitime erişim elde etmek için
kullanılabilen esnek yollar veya alternatif yollara sahip
olduklarını bildirmişlerdir.
Önem
Bir dizi faktör, öğrencileri öğrenmeye motive eder. Bu
bölüm, orta ve yüksek eğitime erişimi etkileyen sınavların
olması ve yapısı gibi öğrencilere okulda sıkı çalışmaları için
uygulanan baskı miktarını etkileyebilen bazı ana faktörleri
ele almaktadır. Öğrenciyi motive edebilen diğer faktörler
yüksek eğitime erişim için gerekli olan ve yüksek eğitimdeki
fırsatların mevcudiyeti ve rekabeti kapsar; fakat eğitime
erişimdeki eşitliği güçlendirmek için yüksek eğitime
ulaşmada alternatif güzergâhlar veya esnek yollar
gereklidir.
Bulgular
Ulusal sınavlar üst orta seviyede, ilk ve alt orta seviyeden
daha yaygındır. 36 ülkenin yirmiüçünde üst orta eğitim
seviyesinde ulusal sınav vardır ve bunların 18’inde bu
sınavlar genel programlardaki öğrenciler için zorunludur.
Ulusal sınavlara ilaveten yedi ülke üst orta eğitim
seviyesinde ulusal olmayan diğer standart sınavları
kullandıklarını bildirmişlerdir.
Toplam 32 ülke yüksek eğitim için üst ortaokulların kendileri
tarafından uygulanmayan giriş sınavlarını kullanmaktadırlar,
bu ülkelerin dokuzunda sınavlar eğitim alınan dalı
kapsamaktadır, yedisinde eğitim alınan dalların yarısından
fazlası kapsam içerisindedir ve kalan 16 ülkede sınavlar
sadece mevcut olan eğitimin bazı alanlarını kapsamaktadır.
Giriş sınavlarına ilaveten yüksek eğitime erişimi belirlemede
başka
faktörler,
kriterler
veya
özel
koşullar
uygulanmaktadır. En yaygın olanı orta eğitim toplam not
ortalamasıdır (GPA) . 21 Ülke kriter olarak GPA kullanıldığını
bildirmiştir. Diğer faktörler 14 ülkede önceki iş deneyimini,
11 ülkede başvuru mektubu veya yazılı gerekçe ve 10
ülkede önceki hizmetler veya gönüllü çalışmayı kapsar.
Başvuru sahibinin etnik kökeni veya aile geliri gibi aile
geçmişi faktörleri sırası ile sadece altı ve sekiz ülkede
kullanılmaktadır.
Yüksek eğitimde mevcut olan yerlerin sayısı ve bu yerler için
rekabet derecesi öğrencilerin ilk ve ortaokul eğitiminden
geçerken ne kadar baskı uygulanabileceğinin tespitinde
önemli faktörlerdir. Örnek olarak, eğer bütün üst orta
eğitim mezunları için yüksek eğitim garanti edilmiş ise,
öğrenciler akranları ile yarışmak durumunda olacaklarından
76
veya kabul edilmek için belirli performans standartlarını
sağlamaları gerektiği durumdan daha az baskı
hissedebilirler. Üniversite giriş oranları her bir ülke
içerisinde yüksek eğitime nispi erişebilirliği gösterir.
20 ülkede yüksek eğitime erişmek için alternatif güzergâhlar
veya esnek yollar kullanılabilir. İsveç’te yüksek eğitim
kurumları mevcut yerlerin üçte birine kadar alternatif
seçme kriteri kullanabilirler, bu alternatif kriter genelde
gerekli olan resmi niteliğe sahip olan müracaat sahipleri
arasından seçilir. Standart üniversite giriş sınavlarından
başka özel testler, konu ile ilgili bilgi, profesyonel veya
mesleki tecrübe ve program ile ilgili kriter bu durumlarda
dikkate alınabilinir.
Eğilimler
Öğrencilerin performansının belgelenmesine ilaveten ulusal
sınavlar da okulları ve eğitim sistemlerini mesul tutmak için
öne çıkan vasıtalardır. Mesul tutmayı sağlayan bu yöntem
artan bir biçimde son birkaç on yıldır uluslararası düzeyde
önem kazanmıştır. Ulusal sınavların daha çok kullanılmasına
yönelme kısmen büyük öğrenci popülasyonlarının düzenli
olarak test edilmesini kolaylaştıran teknolojik ilerlemeye
atfedilmektedir.
Açıklamalar
Veriler 2011 OECD-INES ulusal sınavlar ve yüksek eğitime
giriş araştırmasındadır ve 2010-11 eğitim yılı ile ilgilidir.
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge D7)
Kapsama alınan alanlar:
Orta öğretime ve yüksek öğretime giriş ve sınavlar
Yüksek öğretime girişi belirlemek için sınavlardan
başka faktörlerin etkileri
OECD’den daha fazla bilgi için
OECD (2011) “Resources, Policies and Practices” (kaynaklar,
politikalar ve uygulamalar), PISA 2009
Results : What Makes a School Successful? (sonuç: Bir
okulu ne başarılı kılar?)
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK
Orta ve yüksek eğitime giriş (erişim)
Şekil 5.5. Orta ve yüksek eğitime giriş ve sınavlar, 2011
Bu şekil orta ve yüksek eğitime girişi belirleyen ulusal sınav taleplerini göstermektedir
Sınav yok
Öğrenciler için zorunlu değil
Öğrenciler için zorunlu
Uygulanmıyor
İlköğretim
Ulusal
sınavların
varlığı
Alt
ortaöğretim
Üst
ortaöğretim
Evet, bütün eğitim alanları için
Evet, eğitim alanlarının çoğu (yarıdan fazlası için)
Evet, bazı eğitim alanları için
Giriş sınavı yok
Yüksek eğitim için üst
ortaokulların kendileri
tarafından uygulanmayan
giriş sınavlarının varlığı
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo D7.1a, D7.2a, D7.3a ve D7.1b, D7.1c, D7.2b, D7.2c
http://dx.doi.org/10.1787/888932668812; http://dx.doi.org/10.1787/8889326688169;
http://dx.doi.org/10.1787/888932668945; http://dx.doi.org/10.1787/888932668831;
http://dx.doi.org/10.1787/888932668850; http://dx.doi.org/10.1787/888932668888;
http://dx.doi.org/10.1787/888932668907sitesinden alınabilir.
Şekil 5.6 Yüksek eğitime girişle sınavlardan başka faktörlerin etkileri
Bu şekil sınavlardan başka seçme mekanizması kullanan ülkelerin sayısını ve yüksek eğitimin ilk aşamasına girişi belirleyen
bu kriterlerin önemini göstermektedir.
Çok önemli
Ortaokuldaki sınıfnot ortalaması
Orta düzeyde önemli
Geçmiş iş deneyimi
Kayıt için başvuru
mektubu veya yazılı
gerekçe
Düşük düzeyde önemli
Geçmişteki
hizmetler veya
gönüllü çalışma
Başvuru sahibinin
aile geliri
Kullanılıyor ama önemi bilinmiyor
Tavsiye ile
Başvuru sahibinin
etnik kökeni
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo D7.4a http://dx.doi.org/10.1787/888932668983 sitesinden
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
77
5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK
İş piyasasına giriş
- OECD ülkelerinde kadınların yüksek eğitim başarısı
ortalama olarak daha yüksektir, ancak istihdam oranları
erkeklerinkinden çok daha düşüktür.
- Genç insanlar her eğitim seviyesinde daha yüksek işsizlik
riski ile karşı karşıyadırlar.
- Kendilerinin en yüksek derecesi olarak üst orta mesleki
eğitime sahip bireyler genel üst orta eğitime sahip
erişkinlere göre daha yüksek istihdam oranına sahiptirler.
Önem
Bu bölüm cinsiyet, eğitim türü ve yaşın iş piyasasına girişi
nasıl engellediği veya çabuklaştırdığı ile ilgilenmektedir.
Eğitimin istihdam edilebilirlik konusundaki yararları şüphe
götürmez. Bununla birlikte bu yararlar kadın ve erkek
arasında, mesleki eğitim karşısında genel eğitime sahip
insanlar veya genç ve kıdemli erişkinler arasında eşit
paylaşılmamıştır. Bu, istihdam edilmiş olmak veya işsiz olma
konusunda bireylerin şanslarını ekonomik durumların etkisi
önemli ölçüde değiştirdiğinden, zor ekonomik zamanlarda
özellikle önemlidir. İstihdam ve işsizlik ve eğitimsel başarı
arasındaki ilişki konusunda veri zorlu ekonomik durumları
anlamak ve cevap vermeye çalışan politika belirleyicileri için
değerli bilgiler sağlar.
Bulgular
OECD ülkeleri ortalamasında kadınların yüksek eğitim
başarısı erkeklere göre daha yüksektir, ancak ülkelerin
çoğunda yüksek becerili kadınların istihdam oranları halen
kaydadeğer biçimde düşüktür. OECD ülkeleri arasında
ortalama olarak 25-64 yaşındaki kadınların % 32’si, 2010
yılında % 29 olan erkekler ile mukayese edildiğinde yüksek
eğitimi başarı ile tamamlamıştır. Buna rağmen yüksek
eğitimli kadınların istihdam oranı halen erkeklerinkinden
yüzde 9 puan daha düşüktür. Bu fark, farklılığın yüzde 29
puana eriştiği Şili, Çek Cumhuriyeti, Japonya, Kore, Meksika
ve Türkiye’de özellikle büyüktür. Kadın istihdam oranının en
yüksek olduğu İskandinav ülkelerinde kadınlar için iş
fırsatını artırmak amacıyla çocuk bakım hizmetleri
geliştirilmiştir. Örnek olarak İsveç’te 1970’lerde çocuk
bakım hizmetlerinin artırılmasının kadın istihdam oranının
% 60’dan % 80’nin üzerine çıkmasında yardımcı olduğu
düşünülmektedir. OECD ülkelerinin çoğunda erkeklere göre
daha az kadın tam zamanlı çalışmaktadır. Bu oran daha
yüksek eğitim seviyeleri ile artsa da OECD ülkeleri genelinde
ortalama olarak % 84 erkek oranı ile mukayese edildiğinde
sadece % 60 yüksek eğitimli kadın tam zamanlı
çalışmaktadır.
Yaş grubuna bağlı olarak işsizlik oranları belirgin bir biçimde
farklılık göstermektedir. Genel olarak 55-64 yaşındakilerin
işsizlik oranı 25-34 yaşındakilerden çok daha düşüktür.
Ortalama olarak OECD ülkeleri genelinde üst orta eğitime
sahip olmayan 25-34 yaşındakilerin % 19.1’i işsizken bu 5564 yaşındakilerde sadece % 8.8’dir. İşsizlik yüksek eğitimli
78
kişilerde daha düşüktür fakat burada da halen yaş eşitsizliği
bulunmaktadır. Yüksek okul mezunu 55-64 yaşındakiler için
işsizlik oranı % 4 iken bu 25-34 yaşındakiler için %6.5’dir.
Mesleki eğitim ve öğrenim öğrencilere belirli bir meslek veya
sanayi için ilgili iş piyasası becerisi vererek genelde ileri
götürmektedir. Araştırmalar mesleki eğitim için yatırım
yapmanın iyi ekonomik getiri sağladığını ve Almanya gibi
güçlü mesleki eğitim sistemine sahip ülkelerin genç işsizlikle
mücadelede nispeten başarılı olduklarını göstermektedir.
Ortalama olarak OECD ülkeleri genelinde nüfusun % 31’i
mesleki üst orta eğitim almışlarıdır. Bu bireylerin ortalama
istihdam oranı % 75.5 ile genel üst orta eğitim almış kişilere
göre % 4.8 puan daha fazladır. Bu mesleki eğitim süresince
bireylerin iş piyasasında hemen ihtiyaç duyulan özel
becerileri öğrenmelerinden kaynaklanabilir. Bunun aksine
üst orta öğrenimde genel eğitimde öğrenilen beceriler daha
az özel olabilir ve iş piyasasına bağlantısı daha zayıf olabilir.
Buna ilaveten genel eğitim almış erişkinler ile mukayese
edildiğinde mesleki eğitim almış 25-64 yaşındakiler arasında
işsizlik yaklaşık % 5 daha düşüktür
Açıklamalar
İstihdam oranı çalışma yaşındaki nüfusun yüzdesi olarak
istihdam içerisinde bulunan kişilerin sayısına işaret eder.
İşsizlik oranı milli işgücünün yüzdesi olarak istihdam
edilmeyen kişileri ifade eder. İşsizlik faal olarak iş arayan ve
hâlihazırda işe başlamaya hazır kişileri belirtir. İstihdam en az
haftada bir saat ödeme veya kâr karşılığı çalışan veya bir işi
olan ancak hastalık, izin veya grev nedeni ile geçici olarak
çalışmayanları tanımlar.
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge A7)
Kapsama alınan alanlar:
Mesleki eğitim ve cinsiye eğitimin boyutu ve
çalışma sonuçları
Cinsiyete göre mesleki ve genel eğitim başarısı
arasında istihdam oranlarının farkı
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK
İş piyasasına giriş
Şekil 5.7 Yüksek eğitim görmüş 25-64 yaşındakiler arasında tam zamanlı kazanç elde eden bireylerin cinsiyete göre oranı
(2010 veya veri mevcut bulunan son yıl)
Bu şekil yüksek eğitim alan kadınlar ve erkekler arasında tam zamanlı çalışanların oranını karşılaştırmaktadır. Ortalama
olarak OECD ülkeleri genelinde yüksek eğitim görmüş kadınların sadece % 69’u, erkekler (% 84) ile mukayese edildiğinde tam
zaman temelinde çalışmaktadır.
Erkek
Kadın
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo A7.5 http://dx.doi.org/10.1787/888932665278 sitesinden alınabilir.
Şekil 5.8 Mesleki ve genel üst orta eğitimli kişilerin istihdam oranı, 2010
Bu şekil mesleki üst orta eğitim ve genel üst orta eğitime sahip bireylerin istihdam oranlarını karşılaştırmaktadır. Mesleki üst
orta eğitime sahip kişiler genel üst orta eğitime sahip erişkinlerden daha yüksek istihdam oranına sahip olma
eğilimindedirler.
Mesleki eğitim
Genel eğitim
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo A7.6 http://dx.doi.org/10.1787/8889326652797 sitesinden
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
79
5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK
Yaşam boyu eğitime erişim
- Erişkinlerin % 40’tan fazlası OECD ülkeleri genelinde belirli
bir yaş içerisinde örgün ve/ veya yaygın eğitime
katılmaktadır.
- Hem yaş hem de eğitimsel başarı erişkin eğitimini
etkilemektedir.
- İşverenler erkek ve kadın katılımında daha fazla yaygın
eğitime ilgi duymaktadırlar.
Önem
Temel eğitimden ayrıldıktan sonra eğitim ve öğrenime
yatırım yapmak işgücünün becerisini güncellemek için
gereklidir. Beceriler için rekabet etmek, özellikle de yüksek
büyüme ve ileri teknoloji piyasalarında acımasızdır. Değişen
iş pazarının ihtiyaçlarını karşılamak için, nüfussun her
zamankinden daha büyük bir kısmı değişen teknolojilere
uyum sağlayabilmeli ve yeni beceriler öğrenebilmeli ve
uygulayabilmelidir. Erişkin eğitimine artan yatırımlar ve
katılım yetersizliğini azaltmak OECD ülkelerinin çoğunda
politik hedefler arasındadır.
Bulgular
Erişkinlerin % 40’dan fazlası OECD ülkeleri genelinde belirli
bir yaş içerisinde örgün ve/veya yaygın eğitime
katılmaktadır. Bu oran Yunanistan ve Macaristan’da %
15’den az ve Yeni Zelanda ve İsveç’te % 60’tan fazlaya kadar
değişkenlik göstermektedir.
Hem yaş hem de eğitimsel başarı erişkin eğitimini
etkilemektedir. Her tür erişkin eğitimine - örgün, yaygın ve
enformel - katılmak OECD ülkelerinin çoğunda yaşlı insanlar
için azalma eğilimindedir. OECD ülkelerinin genelinde 55-64
yaşındakilerde sadece % 27 olan oran ile karşılaştırıldığında
25-34 yaşındakilerin % 50’si örgün/ yaygın eğitime
katılmaktadırlar. En düşük genel katılım oranı % 14 ile düşük
seviyede eğitime sahip yaşlı topluluğunda bulunmaktadır.
En yüksek katılım oranı % 65 ile yüksek eğitime sahip daha
genç insanlar arasında bulunmaktadır.
Okul, kolej veya üniversite gibi eğitim kurumları tarafından
verilen örgün eğitim, OECD ülkelerinde ortalama olarak
erişkinlerin % 8’ine sağlanmaktadır. Örgün eğitim 25-34
yaşındakilerin % 17’sine ve 55-64 yaşındakilerin % 2’sine
sağlanmaktadır. OECD ülkelerinin genelinde yaygın eğitime
katılan yıllık 76 saat ders almaktadır. Bu saatlerin beşte
80
dördü iş ile ilgilidir. Bütün OECD ülkelerinde en yaşlı topluluk
(55- 64 yaş) ortalamaya göre iş ile ilgili yaygın eğitimde daha
az saat ders almaktadır. Gençler ve yaşlı topluluk arasında
ders saati farkı Belçika, Macaristan, Kore ve Birleşik Krallıkta
30 saatten daha fazladır.
İşveren tarafından desteklenen yaygın eğitim erkekler için
kadınlara göre büyük üçlüde daha fazla olduğundan cinsiyet
de yaygın eğitime girişte bir etkiye sahiptir. Yaygın eğitime
ayrılan çalışma zamanının işçi maliyeti her ülkede erkek için
daha yüksektir ancak işveren destekli yaygın eğitim kadınlar
için Çek Cumhuriyetinde, Danimarka, Finlandiya, Macaristan,
Portekiz ve İspanya’da daha yüksektir.
Açıklamalar
Avrupa ülkeleri için veri ülkenin spesifik olmayan bütçe
araştırmalarından hesaplanmıştır (bakınız ek 3). Avrupa
İstatistik Sisteminde bulunan ülkeler için veri pilot EU Erişkin
Eğitim araştırmasından (AES) alınmıştır. EU AES 2005 ve 2008
arasında EU, EFTA ve aday ülkelerde 29 ülke ile yapılmıştır.
EU AES yaygın çerçeve, standart anket, araçlar ve analiz
raporu kullanan bir pilot incelemedir.
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge C6)
Kapsama alınan alanlar:
Yaş grubuna göre yaygın eğitime katılım ve erişkin
öğrenimi
Yaş grubuna göre iş ile ilgili yaygın eğitim ortalama
saatleri
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK
Yaşam boyu eğitime erişim
Şekil 5.9 Yaş grubuna göre yaygın eğitime katılım
Bu şekil 25-34 yaşındakilerin ve 55-64 yaşındakilerin yaygın eğitime katılım düzeylerini mukayese etmektedir.
%
25-34 Yaş
55-64 Yaş
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo C6.4a, http://dx.doi.org/10.1787/888932667672 sitesinden
alınabilir.
Şekil 5.10 Yaş grubuna göre iş ile ilgili yaygın eğitim ortalama saatleri
Bu şekil ortalama 25-34 yaşındakilerin ve 55-64 yaşındakilerin iş ile ilgili aldıkları yaygın eğitim saatlerini mukayese
etmektedir.
%
25-34 Yaş
55-64 Yaş
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo C6.4a, http://dx.doi.org/10.1787/888932667767 sitesinden
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
81
5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK
Ebeveynlerin eğitimi öğrencilerin fırsatlarını etkiliyor mu?
- Düşük düzeyde eğitime sahip ailelerde sadece beş
öğrenciden biri yüksek eğitim almaktadır. Ortalama
olarak OECD ülkelerinde ebeveynlerinden en az biri
yüksek eğitime sahip öğrencilerin % 66’sı yüksek
eğitimden mezun olmaktadır.
- Genç kadınlar genç erkeklere göre ebeveynlerinden daha
yüksek eğitim almada daha başarılıdırlar.
- OECD ülkelerinin genelinde öğrenci olmayan 25-34
yaşındakilerin yaklaşık yarısı ebeveynleri ile aynı düzeyde
eğitim başarısı elde ederken üçte biri ebeveynlerin eğitim
seviyesini aşmaktadırlar.
Önem
Bireylerin kazanç, istihdam, genel zenginlik ve refahı ile
yakın ilişki içerisinde olduğundan eğitim, toplumlar
arasındaki eşitsizliği azaltmada kilit unsurdur. Önemlidir,
öyleyse, zayıf eğitimsel geçmişten genç insanlar için kaliteyi
artırmak gerek. Yüksek eğitim için makul maliyet ve sağlam
bir öğrenci destek sistemi oluşturmak gibi değişik politik
fikirler bu öğrencilere yardım edebilir. Daha yüksek bir
eğitime giriş ve başarı herkes için önemlidir, ancak
okullulaşmanın ilk evrelerinde yetersizlikler buna engel
olabilir. Eğitim basamaklarının son aşaması olan yüksek
eğitimde zayıf sonuçların düzeltilmesi için çok az şey
yapılabilir.
Bulgular
OECD ülkelerinin genelinde ortalama olarak yüksek eğitime
sahip en az bir ebeveyni olan bireylerin % 66’sı yüksek okul
seviyesine ulaşmada başarı sağlarken daha düşük eğitime
sahip ebeveynleri olan bireylerin sadece % 20’si yüksek okul
derecesine sahiptir. Düşük eğitim seviyesi geçmişine sahip
25-34 yaşındaki genç insanlar Avustralya, Kanada,
Danimarka, Finlandiya, Fransa, İzlanda, İrlanda, Hollanda,
İspanya ve İsveç’te en yüksek eğitim fırsatlarına sahipken bu
topluluğun en az % 25’i yüksek eğitim seviyesi ulaşmakta ve
% 30’dan azı en az üst orta eğitimi tamamlamaktadırlar.
Spektrumun diğer ucunda, İtalya, Portekiz, Türkiye ve
Birleşik Devletlerde düşük eğitim geçmişine sahip genç
insanların % 40’ından fazlası üst orta eğitimini
tamamlamakta ve % 20’sinden daha azı yüksek eğitime
kadar gelmektedirler.
Genç kadınlar (25-34 yaş) genç erkeklere göre
ebeveynlerinden daha yüksek eğitim seviyesine
ulaşmaktadırlar. Kuşaklar arası hareketlilik farkı özellikle
Yunanistan, İzlanda, Norveç, Portekiz, Slovenya ve
İspanya’da güçlüyken genç bayanlar genç erkeklere göre en
az yüzde on puan daha fazla bu grup içerisindedir.
82
Eğilimler
OECD ülkelerinin çoğunda eğitim sistemlerinin hem üst orta
eğitimde veya orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde
olmayan eğitimde hem de yüksek eğitim düzeyinde
artırılması genç insanlara ebeveynlerine göre daha yüksek bir
düzeyde eğitim fırsatı sağlamıştır. Genç insanların ortalama
% 37’si ebeveynlerine göre daha yüksek bir eğitim düzeyi
elde ederken sadece % 13’ü ebeveynlerinin eğitim düzeyine
erişebilmiştir. Estonya, Almanya ve İzlanda haricinde bütün
ülkelerde OECD ülkelerinin çoğundaki eğitim sistemlerinin
artırılmasını yansıtır şekilde eğitimde yukarı doğru
hareketlilik aşağı doğru hareketlilikten daha yaygındır.
Eğitimin yaygınlaştırılması yukarı ve aşağı doğru eğitim
hareketlilik farkının yüzde 40 puan veya daha fazla olduğu
özellikle Avustralya, Çek Cumhuriyeti, Yunanistan,
Macaristan, İrlanda, İtalya ve Polonya’da aşikardır.
Açıklamalar
Bu analizde ülkelerin çoğu için 2009 EU İşgücü araştırması eki
olan 2009 bağlantısı Ad Hoc modülü kullanılmıştır. Erişkin
okuryazarlığı ve yaşam becerileri araştırması (ALL)
Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda ve Birleşik Krallık için veri
kaynağı olarak kullanılmıştır. 2003’te meydana gelen ilk
dalga Kanada ve Birleşik Devletleri kapsar. İkinci dalga
2006’da Yeni Zelanda ve Avusturya için gerçekleşmiştir.
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge A6)
Kapsama alınan alanlar:
Eğer ebeveynler yüksek eğitimli ise yüksek eğitime
başlama farkı
Kuşaklar arası hareketlilik
OECD’den daha fazla bilgi için
OECD(2012) Let’s Read Them a Story! The Parent Factor in
Education ( Şimdi onlara bir hikaye okuyalım! Eğitimde
ebeveyn faktörü)
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK
Ebeveynlerin eğitimi öğrencilerin fırsatlarını etkiliyor mu?
Şekil 5.11 Eğer ebeveynler yüksek eğitimli ise yüksek eğitime başlama farkı, 2009
Bu şekil ülkelere göre yüksek ebeveyn eğitim düzeyinin yüksek eğitime başlamada olabilecek etkisini mukayese etmektedir.
Ebeveynleri yüksek eğitim düzeyine sahip genç öğrencilerin (30-34 yaş) yüksek eğitimdeki oranı
Eğer ebeveynleri yüksek eğitim düzeyine sahip ise yüksek eğitimde öğrenci olma farklı (sağ eksen)
%
Fark oranı
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A6.1, http://dx.doi.org/10.1787/888932664955 sitesinden
alınabilir.
Şekil 5.12 Eğitimde kuşaklar arası hareketlilik, 2009
Bu şekil ülkelere göre eğitimde hareketliliğin azalma ve artış payını göstermektedir.
%
Yukarı doğru hareketlilik
Aşağı doğru hareketlilik
Mevcut durum
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A6.3, http://dx.doi.org/10.1787/888932664993 sitesinden
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
83
5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK
Göçmen çocukların entegre edilmesi
- Ülkelerin
çoğunda göçmen öğrencilerin okuma
performansı göçmen olmayan çocuklardan düşüktür.
- Annelerin eğitimsel başarısının evdeki ilk dilden başka
olan okuldaki bir öğrencinin veya bu okuldaki göçmen
çocukların oranında okuma performansına etkisi daha
güçlüdür.
- Ülkelerin çoğunda ve bütün öğrenciler için - sadece
göçmen çocuklar değil - avantajlı durumuna karşı
dezavantajlı okulun okuma notlarına etkisi aile
geçmişinden daha güçlüdür.
Önem
Göçmen öğrencileri entegre etmede bir ülkenin başarısı
eğitim kalitesi ve eşitliğinin anahtar ölçeğidir ve geniş sosyal
politikalarının etkinliğine ışık tutar. Göçmen çocukların
ihtiyacına göre eğitim politikalarının tasarlanması genelde
zor ve maliyetlidir ve sadece eğitim politikasının bu soruna
tamamen yönlendirilmesi yeterli değildir. Okullarda
eğitimsel dezavantajlara odaklanmanın azaltılması sosyal
politikaların diğer alanlarına fırsat oluşturabilir, örneğin
okullarda erken yaşlarda sosyal kaynaşmayı daha fazla
dengeleyen konut politikası.
Bulgular
Ülkelerin çoğunda göçmen öğrencilerin okuma performansı
göçmen olmayan çocuklardan düşüktür. Hem 2000 hem de
2009 PISA değerlendirmesinde göçmen olmayan çocuklar
göçmen çocuklardan 40 puandan fazla daha başarılıdırlar.
Okulun birleşimi – bu öğrenci nüfusunun özelliğidir- öğrenci
performansına önemli bir etki yapabilir. Üç önlem okul
bileşimini belirleyebilir: göçmen çocukların yüzdesi, evde
konuşulan dilden başka bir dil konuşulan okulda göçmen
çocukların yüzdesi ve düşük eğitim başarısına sahip annesi
olan öğrencilerin (kökenleri ne olursa olsun) bir okuldaki
yüzdesi. Okuma performansına en büyük etki dezavantajlı
çocukların yüzdesinden gelmektedir, örn. düşük eğitime
sahip annesi olan öğrencilerin yoğun olarak bulundukları
okullar. OECD ülkelerinin genelinde dezavantajlı okul
karşısında daha avantajlı okula başlayan öğrenciler
arasındaki fark yaklaşık iki eğitim yılına eşittir. Evlerinde
çoğunlukla yabancı bir dil konuşan çocukların yüzdesi
korelasyon adına yakınken göçmen çocukların yüzdesi en
sondadır.
OECD ülkelerinin genelinde göçmen öğrencilerin üçte
birinden fazlası düşük eğitim başarısına sahip anneleri olan
öğrencilerin en yüksek yoğunlaştığı okullara başlamaktadır.
İskandinav ve doğu Avrupa ülkeleri ve Avustralya, Kanada
ve Yeni Zelanda gibi göçmen çekmede uzun bir geleneğe
sahip ülkeler haricinde okullar arasında büyük puan
farklılıkları bulunmaktadır.
84
Sosyoekonomik dezavantajlı çevreden gelen fakat yüksek
eğitime sahip anneleri olan göçmen çocuklar “dezavantajlı
okullarda” fazla temsil edilmektedirler. OECD ülkelerinin
genelinde dezavantajlı okullarda bulunan yüksek eğitime
sahip anneleri olan öğrencilerin dörtte birinden fazlası
göçmen öğrencilerdir. Avrupa Birliğinde bu öğrenciler
göçmen olmayan emsallerine göre dezavantajlı okullara
başlayanların yaklaşık iki katıdır. Brezilya, Estonya, İsrail ve
Norveç haricinde bütün ülkelerde yüksek eğitime sahip
anneleri olan göçmen çocukların dezavantajlı okullarda daha
güçlü bir temsil oranı bulunmaktadır.
Eğilimler
OECD ülkeleri arasında ortalama olarak mukayese edilebilir
veri mevcudu ile göçmen öğrencilerin yüzdesi 2000 ve 2009
arasında yüzde iki puan artmıştır. Göçmen olanlar ile göçmen
olmayanlar arasında performans farkı geniş ölçüde aynı
kalmıştır. Hem 2000 hem de 2009 PISA değerlendirmesinde
göçmen olmayan çocuklar göçmen çocuklardan 40 puandan
fazla daha başarılıdırlar
Açıklamalar
Bu bölümün konuları öğrencilerin okuma yeterliliği
konusunda PISA değerlendirmesinden alınmıştır. PISA
değerlendirmesi esnasında kayıt oldukları kurum türünü
dikkate almadan ve bunların tam zamanlı mı yarı zamanlı mı
eğitimde olduklarına, genel veya mesleki programlarda olup
olmadıklarına, ülke içerisinde kamu, özel veya yabancı
okullara başlayıp başlamadıklarına bakmadan 15 yaş 3 ay ve
16 yaş 2 ay arasında olan öğrencileri ve en azından 6 yıl
örgün eğitimi tamamlayanları kapsama almıştır.
PISA değerlendirme araçları ve PISA’DA kullanılan yöntemler
ile
ilgili
bilgi
için
PISA
web
sayfası
www.pisa.oecd.org.sayfasına bakınız.
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(göstergeA5)
OECD’den daha fazla bilgi için
OECD(2012) Closing the Gap for Immigrant Students
(Göçmen öğrenciler için farkı kapatmaK)
OECD (2012) Untapped Skills: Realising the potential of
Immıgrant Student,PISA (Kullanılmayan beceriler: Göçmen
öğrencilerin potansiyelinin gerçekleştirilmesi)
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK
Göçmen çocukların entegre edilmesi
Şekil 5.13 Okuma performansını etkileyen faktörler
Bu şekil düşük eğitim düzeyine sahip anneleri olan öğrencilerin bulunmasının daha fazla evlerinde yabancı bir dil konuşan
göçmen veya öğrenci olmasına göre okuma performansının daha büyük bir olumsuz etkisi olduğunu göstermektedir.
Göçmen öğrencilerin yoğunluğu
Yabancı dilli göçmen öğrencilerin yoğunluğu
Göçmen öğrencilerin ve evde yabancı bir dil konuşan
öğrencilerin okuma performansı ve yoğunlaşması
Göçmen çocukların okuma performansı
Düşük eğitim düzeyine sahip anneleri olan öğrencilerin okuma performansı ve yoğunlaşması
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A5.1, http://dx.doi.org/10.1787/888932664860 sitesinden
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
85
5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK
Cinsiyet ayrımının azaltılması
- Neredeyse bütün ülkelerde kızların erkeklere göre daha
hırslı mesleki niyetleri bulunmaktadır.
- Kızların erkeklere göre önemli ölçüde daha hırslı oldukları
ülkelerde kadınlar erkeklere göre üniversitede sayıca
üstün olma eğilimindedirler.
- OECD ülkelerinde 15 yaşındaki kızların sadece % 5’i % 18
değerinde sahip erkekler ile mukayese edildiğinde
mühendislik
ve
bilgisayarda
bir
kariyer
amaçlamaktadırlar.
Önem
Matematik ve bilgisayar bilimi alanlarında halen mevcut
olsa da eğitimsel başarıda cinsiyet ayrımını azaltmada
önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Cinsiyet eşitliği sadece
kendi içerisinde bir hedef değildir, ekonomik yönden de
yararlıdır. Eğitim sistemleri öğrencilerin önünde ne tür bir
meslek beklentisi olduğunu etkileyebilir ve bu akademik
kararlar ve performansa öncelik verebilir. Eğitim
sistemlerinin değişik konularda performansta cinsiyet
farklılığını yönetmede oynayacağı rolü güçlendirmek önemli
bir politik amaç olmalıdır. Bu gösterge 15 yaşındaki
öğrencilerin 30 yaşında yapmayı bekledikleri meslekler
konusunda ve daha sonra kızlar ve erkeklerin birkaç yıl
sonra eğitim almak istedikleri alanı seçme analizinde
OECD’nin cinsiyet farkı konusunda PISA çalışmasından elde
edilen verilerin incelenmesi ile başlamıştır.
Bulgular
30 yaş civarında ne yapmak istedikleri sorulduğunda,
oğlanlara göre 15 yaşındaki kızlar daha hırslı mesleki niyet
eğilimindedirler. Ortalama olarak kızlar erkeklere göre
yüzde 11 puan daha fazla yasa koyucu, kıdemli memur,
yönetici ve profesyonel gibi yüksek statülü kariyerlerde
çalışmayı beklemektedirler. Fransa, Almanya ve Japonya
erkeklerin ve kızların benzer oranlarda bu kariyerler
konusunda hırslı oldukları tek OECD ülkeleri olurken
İsviçre’de erkekler kızlara göre biraz daha fazla hırslı
niyetlere sahiptirler. Kariyer beklentilerinde cinsiyet ayrımı
özellikle yüzde 20 puan fark ile Yunanistan ve Polonya’da
büyüktür.
15 yaşındaki kızların erkeklere göre önemli ölçüde daha
hırslı oldukları ülkelerde kadınlar erkeklere göre
üniversitede sayıca daha üstün temsil edilmektedirler. İlk
üniversite dereceli kadınların oranı 39 ülkenin 35’inde
erkeklerden fazladır ve OECD ülkelerinde ortalama olarak
üniversiteden mezun olanların % 59’u kadındır. Oran sadece
Çin, Japonya, Kore ve Türkiye’de % 50’nin altındadır. Buna
rağmen OECD ülkelerinin genelinde erkekler halen
kadınlara göre ileri araştırma niteliklerine sahiptirler.
Japonya ve Kore’de ileri araştırma niteliklerinin üçte ikisi
veya daha fazlası erkeklere verilmektedir.
86
Son yıllarda birçok ülkede kızlar fen alanında erkekleri
yakalamış veya hatta geçmiştir. Fakat kızlar arasında fen
alanında daha iyi performans kızların her tür fen alanı ile ilgili
kariyerleri yürütecekleri anlamını taşımaz. “Mühendislik ve
Bilgisayar” alanında kariyer halen nispeten daha az kızı cezp
etmektedir. OECD ülkelerinde 15 yaşındaki kızların sadece %
5’i, % 18 değerinde sahip erkekler ile mukayese edildiğinde
mühendislik ve bilgisayarda bir kariyer amaçlamaktadırlar.
Bunun aksine her OECD ülkesinde kızlar erkeklere göre daha
fazla sağlık ve hizmet alanında kariyer beklemektedirler.
Eğilimler
2000 yılından bu yana cinsiyet ayrımı hafifçe daralsa da hem
eğitim sisteminde hem de iş piyasasında halen mevcuttur.
Örnek olarak üniversiteye giren kadınların oranı 2005 yılında
% 60’tan 2010 yılında % 69’a artarken benzer programlara
giren erkeklerin oranı 2005’te % 48’den 2010’da % 55’e
artmıştır.
Daha az kız mühendislik ve bilgisayar gibi belirli fen
alanlarında kariyeri yapmayı beklediklerinden bu alanlarda
kadın oranı geçen on yılda %23’ten %27’ye hafif bir artış
göstermiştir.
Açıklamalar
Mezun olanlar ve yeni girenler konusunda veri 2009-10
akademik yıl ile ilgilidir ve 2011’de OECD tarafından
yönetilen eğitim istatistikleri konusunda UOE verilerine
dayanmaktadır (detaylar için www.oecd.org.edu/eag2010 de
bulunan ek 3’e bakınız).
İsrail için veri konusunda bilgi:
http://dx.doi.org/10.1787/888932315602.
Daha fazla bilgi edinmek için
İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda
tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012
(gösterge A4)
OECD’den daha fazla bilgi için
OECD(2012) “Gendered Career Expectations of Students:
Perspectives from PISA 2006”, OECD Education Working
Papers. (öğrencilerin cinsiyete göre kariyer beklentileri: PISA
2006 perspektifleri)
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK
Cinsiyet ayrımının azaltılması
Şekil 5.14 Sağlık hizmetinde kariyer planlayan 15 yaşında erkek ve kızların oranı
%
Oğlanlar
Kızlar
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A4.3, http://dx.doi.org/10.1787/888932664727 sitesinden
alınabilir.
Şekil 5.15 Mühendislik ve Bilgisayar alanında kariyer planlayan 15 yaşında erkek ve kızların oranı
%
Oğlanlar
Kızlar
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A 4.2, http://dx.doi.org/10.1787/888932664708 sitesinden
alınabilir.
Şekil 5.16 Eğitim alanına göre kadın mezunların oranı, 2010
Bu şekil eğitim alanına göre üniversite ve ileri araştırma programlarında yüksek eğitim kalifikasyonu verilen kadınların
yüzdesini göstermektedir
%
Mühendislik, üretim ve inşat
Sağlık ve sosyal
işler
Eğitim
Bütün alanlar
Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A 4.2, http://dx.doi.org/10.1787/888932664784 sitesinden
alınabilir.
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
87
Education at a Glance 2012
Highlights
© OECD 2012
İstatistikî notlar
İstatistik kapsamı
Veri eksikliği halen birçok ülkede göstergelerin kapsamını sınırlasa da,
kapsam, prensip olarak ilgili kurumların sahipliğine veya sponsorluğuna bakılmadan
ve eğitim sağlama mekanizması dikkate alınmadan bütün ulusal eğitim sistemlerini
(ulusal bölge içerisinde) kapsar. Aşağıda açıklanan bir istisna ile bütün öğrenci tipleri
ve bütün yaş gruplarının: özel eğitim programlarında veya programın ana amacının
bireyin eğitimsel gelişimi olması şartı ile Eğitim Bakanlığından başka Bakanlıklar
tarafından organize edilen eğitim programlarındaki çocuklar (özel eğitime muhtaç
öğrenciler dâhil) erişkinler, yurttaşlar, yabancılar ve ayrıca uzaktan öğrenimdeki (açık
öğretim) öğrencilerin dâhil edilmesi amaçlanmıştır. Bununla birlikte, açıkça eğitim
sisteminin bir parçası olarak görülen kombine okul ve işe dayalı programlar haricinde
işyerinde mesleki ve teknik eğitim temel eğitim harcamaları ve kayıt verileri içerisine
dâhil edilmemiştir.
“Erişkin” veya “düzenli olmayan” şeklinde sınıflandırılan eğitimsel faaliyetler
bu faaliyetlerin “örgün” eğitim araştırmalarına benzer bir konu veya çalışma
içerisinde bulunması şartı ile veya altında yatan programların düzenli eğitim
programlarına uygun benzer potansiyel niteliğe götürmesi şartı ile kapsama
alınmıştır. Öncelikle genel menfaat, şahsi zenginleşme, boş zaman veya dinlence için
erişkin kursları hariç tutulmuştur.
Uluslararası ortalamaların hesaplanması
Birçok gösterge için OECD ortalaması ve bazıları için bir OECD toplamı
sunulmuştur.
OECD ortalaması: Bu mevcut veri bulunan veya tahmin edilebilen bütün
OECD ülkelerinin veri değerlerinin ağırlıksız ortalaması olarak hesaplanmıştır. Bu
nedenle OECD ortalaması ulusal sistemler seviyesinde veri değerlerinin ortalamasına
işaret eder ve verilen bir ülke için tipik veya ortalama ülke değeri ile nasıl mukayese
edildiğine yönelik sorunun cevaplanması için kullanılır. Bu her ülkede eğitim
sisteminin kesin ebadını dikkate almaz.
OECD toplamı: Bu mevcut veri bulunan veya tahmin edilebilen bütün OECD
ülkelerinin veri değerlerinin ağırlıklı ortalaması olarak hesaplanmıştır. Eğer OECD
bölgesi bir bütün olarak dikkate alınır ise verilen gösterge için değeri yansıtır. Bu
yaklaşık mukayese amacı ile alınmıştır. Örnek olarak her bir ülke için harcama
rakamlarının geçerli veri bulunan bütün OECD bölgesinin bu bölge tek bir varlık olarak
görülerek karşılaştırılmasıdır.
89
EU21 ortalaması: Bu mevcut veri bulunan veya tahmin edilebilen 21 Avrupa
Birliği üyesi ülkelerinin veri değerlerinin ağırlıksız ortalaması olarak hesaplanmıştır.
(Bakınız “okuyucu kılavuzu”)
G20 ortalaması: Bu mevcut veri bulunan veya tahmin edilebilen bütün G20
ülkelerinin veri değerlerinin ağırlıksız ortalaması olarak hesaplanmıştır. (Bakınız
“okuyucu kılavuzu”) (Avrupa Komisyonu hesaba dâhil edilmemiştir). Eğer Çin ve
Hindistan için veri yok ise G20 ortalaması hesaplanmamıştır.
90
EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012
EKONOMİK İŞBİRLİĞİ VE KALKINMA TEŞKİLATI
OECD, hükümetlerin küreselleşmenin ekonomik, sosyal ve çevresel sorunlarına yönelmek için
birlikte çalıştıkları eşsiz bir forumdur. OECD ayrıca müşterek idare, bilgi ekonomisi ve yaşlanan nüfus
sorunları gibi yeni gelişmeler ve konulara cevap vermede hükümetlere yardım eden ve anlama
çabalarının ön planındadır. Örgüt, hükümetlerin politik tecrübelerini karşılaştırdıkları, müşterek
problemlere cevap aradıkları, iyi uygulama belirledikleri ve yerel ve uluslararası politikaları koordine
etmek için çalıştıkları ortamı sağlar.
OECD üye ülkeleri: Avustralya, Avusturya, Belçika, Kanada, Şili, Çek Cumhuriyeti, Danimarka,
Estonya, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İzlanda, İrlanda, İsrail, İtalya, Japonya,
Kore, Lüksemburg, Meksika, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, Polonya, Portekiz, Slovak Cumhuriyeti,
Slovenya, İspanya, İsveç, Türkiye, Birleşik Krallık ve Birleşik Devletler’dir. Avrupa Birliği OECD
çalışmalarına katılır.
OECD yayınları ekonomik, sosyal ve çevre konularında araştırma ve örgütün istatistik
verilerinin ve ayrıca söyleşiler, kılavuzlar ve üyeleri tarafından anlaşmaya varılan standartların
sonuçlarını ilan eder.
OECD PUBLISHING, 2, rue André-Pascal, 75775 PARIS CEDEX 16
(96 2012 04 1 P) ISBN 978-92-64-17956-1 – No. 60195 2012

Benzer belgeler

Education at a Glance: OECD Indicators

Education at a Glance: OECD Indicators Belçika: Belçika ile ilgili veri ya Flaman toplumu ya da Fransız toplumuna uygun olabilir. Böyle bir durumda Belçika’ya atfedilen metin ve şekiller (FL) ile belirtilmiş ise Flaman toplumunu ve (Fr)...

Detaylı

OECD Insights Sustainable Growth: Linking Economy, Society

OECD Insights Sustainable Growth: Linking Economy, Society sistemler birbirine bağlıdır. Bu karşılıklı bağımlılığı belki birkaç yıl ya da birkaç onyıl göz ardı edebiliriz; ama tarihin gösterdiği gibi, çok geçmeden şu ya da bu şekilde bir alarm ya da kriz d...

Detaylı

Employment Outlook 2010

Employment Outlook 2010 devamlılığını sağlamak amacıyla kamu ve özel sektör tarafından önemli girişimler uygulandı. Bu raporda yer alan veriler, kamu kısa süreli çalışma (STW) programlarının kriz sırasında işlerin korunma...

Detaylı