yazının tamamına ulaşmak için lütfen tıklayınız…

Transkript

yazının tamamına ulaşmak için lütfen tıklayınız…
TÜRMOB YAPISI VE YMM MESLEK TANIMI YASAL VE ANAYASAL AYKIRILIK YÖNÜNDE İNCELEME
GİRİŞ
İnsanlar toplu yaşamaya başladıkları ilk çağlardan itibaren, yardımlaşma ve dayanışma
içerisindedirler. Toplumsal yardımlaşmalardaki gelişmelerle beraber, meslek ve sanatsal alanları
buna bağlı mesleki birliklerdeki dayanışmalar, değişik örgütsel biçimde örgütlenerek tarih içerisinde
gelişim sağlamıştır. “ Toplumsal emeğin külfetlerini ve faydalarını adil bir biçimde buluşturan,
insanların kendi iktisadi hayatlarını etkileyen kararları almalarına etki edebilmelerini sağlamak için,
örgütlenme ihtiyaçları duymuşlar ve tarih içerisinde birçok kuruluşlar oluşturmuşlardır.”1 İnsanların
bir birlerinin yardımını aramaya gerek duymadıkları zaman bile, toplumda yaşamak için doğal bir
istekleri vardır. Yine de ortak yarar onları bir araya getiren bir etkendir, çünkü hepsinin yararı her
birinin iyi yaşamına katkıda bulunur. İyi yaşam herkesin her kuruluşun amacıdır. Bunun bir
demokratik sistemle organize oluşmasıdır.
Hegel’e göre çağdaş, çoğulcu, temsili demokraside ise doğal biçimde tanımlanmış, hak ve
özgürlükler ile donanmış bir “birey” anlayışı esastır. Sivil toplum bireysel ihtiyaçları karşılamaya ve
korumayı prensip edinen ulusal devletin, siyasal ve legal çerçevesinde gelişen uzmanlaşmış kurula,
kurumlar, kuruluşlar ile grupların politikaları ve davranışlarının karmaşık bir ağını oluşturur. 2
Oluşturulan bu ağ bazen gönüllü bazen de zorunlu otoriter bir zorunluluk karşısında bir araya gelerek
örgütsel kuruluşlar oluşturulur. Bu kurumlar kimisi gönüllü teşekküller kimisi kamu niteliği sivil
teşekküllerdir. Burada kamu kurum niteliği taşıyan sivil toplum kuruluşlarından biri olan TÜRMOB’un
yapısını inceleyeceğiz. Kamu kurum nitelikli Bu sivil toplum kuruluş ne kadar sivil demokratik ve
kanunun belirlediği amaca uygun, kendine bağlı odaların menfaatlerini adil sağlayıp sağlamadığı,
anayasaya uygunluk yönüyle değerlendireceğiz. Yine Anayasanın belirlediği temel kişisel hak ve
hürriyetleri, demokratik özgür seçme ve seçilme, özgür ifade ve kanaat beyanını ilkelere uygunluk
yönüyle incelemeye çalışırız.
A- KAMU KURUM NİTELİĞİ TAŞIYAN SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI
Sivil toplum kuruluşlarını, örgütsel anlamda tanımlarsak doktrin olarak S. Simon şu tanımı getirir;
“İnsan örgütleri, genellikle katılımcıların bilinç düzeyinde, ortak tasdik ve beklentinin nesneleri olan
amaçlara doğru davranışın son derece akılcı bir şekilde yönlendirilmesi ile tanımlanan en az birkaç asıl
grubu içine alan karşılıklı bağımlılık üzerine kurulu faaliyet sistemidir.3 Faaliyet sistemi içerisinde
grupları bağlı bir biçimde korumak amaçlanmaktadır. Nitekim diğer bir tanımda, “sosyal örgüt, belirli
bir insan kaynağı, malzeme, sermaye, fikri ve doğal kaynak kümesini kullanarak, dönüştürerek ve
birbiriyle kaynaştırarak, diğer insan eylem sistemleri ve çevresindeki kaynaklarla etkileşim halinde
insanların belirli ihtiyaçlarını karşılayan, eşsiz bir sorun çözme bütününü ortaya çıkaran farklı ve
eşgüdümlü insan eylemlerinin bir araya getirdiği sürekliliğe sahip sistemdir. İnsanları kendi çıkarları
meslek ahlakı, disiplini ve menfaatler birliğini koruyarak merkezi ve diğer etki eden güçlere karşı
çıkarlarını korumak, mesleki etkinliği ve sürekliliği yönetsel etkiyi sağlamak.4
1
Türkiye Cumhuriyeti Başkanlığı Devlet Denetleme Kurumu Raporu 2009
Vehbi BEYHUN, Toplum Özgürlükleri,Celal Bayar Üniversitesi Yayınları,mayıs,2012,syf.26
3
Coristo, Yönetim Felsefesi, Beta Yayıncılık, 2012,syf.44
4
Coristo, A.G.E. Syf 44
2
1
Büyük bir organizasyon olan devlet içerisindeki birçok kurum ve kuruluşların birbirlerine karşı
rekabet içerisinde olduğundan mesleki örgütleri oluşturarak menfaatlerini korumaya çalışırlar.
Mesleki odaları merkezi yönetim etki sağlarken mesleki örgütsel yönetimdeki denetlemeyi
geliştirmede katkıda bulunmaktadır. Aynı zamanda devlet organizasyondan da karşılıklı etkisinden
demokrasiye de katkı sağlamaktadır. Merkezi otoritenin menfaat ve çıkarları bertaraf edecek
unsurları engellemek mesleki ve sanatsal anlamda katılımcı etkisiyle merkezi otoriteyi etkilemektir.
Bu çalışmada amaç siyasal toplumda insanları oldukları gibi, yasaları ise olabilecekleri gibi ele alan
meşru ve sağlam bir yönetim var olup olmayacağı incelemektir. Bu sorgulamada adalet ve faydanın
birbirinden hiçbir ayrılmamaları için, daima doğrunun cevaz verdiği ile çıkarım gereğini bir araya
getirmeye çalışacağız.5Serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirler odaların üst
kurulu (TÜRMOB) eşit adaletli olarak temsili menfaat ve çıkarları bakımından anayasal haklarından
engel teşkili yönünden incelemeye çalışıyoruz.
B- ANAYASA VE DEMOKRASİ AÇISINDAN KAMU KURUM NİTELİĞİ SİVİL TOPLUM
KURULUŞLARI
1982 Anayasanın kamu kurum niteliğindeki meslek kuruluşlarını düzenleyen 135. Maddesi şu
şekildedir:
“ Kamu kurumu niteliğindeki meslek ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek
ihtiyaçlarını karşılamak, meslek faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun
olarak kuruluşları gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde
dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla
kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında,
gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleridir.
Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüslerinde asli ve sürekli görevlerde çalışanların
meslek kuruluşlarına girme mecburiyeti aranmaz. “
Meslek odaları birer kamu kurum niteliğinde sivil toplum kuruluşlarıdır. Kendi üye ve organları kendi
aralarında seçerler, Kamu Kurum nitelikli kuruluşlar Mesleki kuruluşlar ve üst kuruluşlar kendi
amaçları dışında başka faaliyete bulunamazlar.
Anayasanın 2. Maddesi Cumhuriyetin niteliği başlık maddesine Temel ilkesi esasına bağlı
demokrasiye uygun, Anayasanın 67 maddesin seçme seçilme hükmün ilkeler esasına göre organları
seçmekle yükümlüdür.
Sivil toplum kuruluşlarının işlevleri en başta, demokrasinin gelişimi, katılımcılık ve çoğulculuğun
sağlanması noktasında kendini göstermektedir. Esasında merkeziyetçi anlayışla idare edilmeleri
mümkün olmayan toplumlarda ihtiyaçlar, talepler ve mevcut sorunlar ancak toplumun yerel, bölgesel
ve ulusal her düzeyde etkin katılımıyla karşılanabilir, çözülebilir.6
Sivil toplum kuruluşları temsil ettikleri kitlelerin, toplumsal yaşamın tüm yönlerine ilişkin görüş,
endişe ve taleplerinin yetkili mercilere iletilmesine, tartışılmasına aracılık etmektedir.7
5
John Rawls Haklar Yasasi Bilgi üniversitesi yay,2 bas 2006,syf.13
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurumu Araştırma ve Geliştirme Raporu Syf 32
7
Devlet Denetleme Kurumu A.G.E. Syf 32
6
2
Kendi mesleğinin kurumsal talepleri, istekleri, endişeleri ve bekleyişleri ile baskı gruplarının
çıkarsal etkileri ve temsil ettiği grup üyelerinin çıkar istemlerini, merkeze aktarmakta katılımcı
demokrasi görevi görmektedir. Kamu kurum niteliğindeki sivil toplum kuruluşları demokrasinin temel
taşları olup anayasal demokratik ilkeler doğrultusunda örgütlenmesi ve organlarını oluşturulmasına
ve yine seçimlerinin anayasal demokratik usul ve esaslarına göre seçimler yapmak zorundadır.
Demokratik katılım mekanizmaları kullanarak toplumsal talepler kamusal alana havale edilir, politika
haline getirilir ve çözümü sağlanır.8 Türk cemiyet hukuku genel kuralların çok sayıda üyelerin
katılımını teşvik ederek, azınlığın çoğunluğa hâkimiyetini önlemeyi sağlamaktır. Yani bir azınlık
grubun tekelinin kurulmasını, önlemesi amaçlanmaktadır. Demokrasi genellikle keyfi ve kişiselleşmiş
iktidar, bu özeliklerinden kurtulmada başarılı olmaktır; Çünkü demokrasi istenerek bu amaç için
yaratılmış bir mekanizmadır.9Demokrasi kişiselleşmiş iktidarları önlediği sürece başarıdır. Zümresel
güç sahipliğinden ziyade, herkesin eşit güçle temsil etiği sistem olarak demokrasiden söz edilebilinir.
Herhangi bir eylem, evrensel bir yasaya uygun olarak herkesin özgürlüğü ile birlikte bulunabiliyorsa,
ya da bu eylemin maksiminde herkesin seçme özgürlüğü, evrensel bir yasaya uygun herkesin
özgürlüğü ile birlikte bulunabiliyorsa hukukidir10. Yani seçme ve seçilme eylem herkes için özgürlüğü
var ise evrensel hukuka uygunluğu söz edilebilir. Seçme ve seçilme özgürlüğün de yasalarca kimileri
için koşul şart ve engellemeler var ise burada evrensel hukuktan söz edilemez.
C- KAMU KURUM NİTELİĞİ OLAN TÜRMOB YAPISI
Madde 14 - Serbest muhasebeci mali müşavirler ve yeminli mali müşavirlerin odaları ayrı ayrı kurulur. Serbest
muhasebeci mali müşavirler ve yeminli mali müşavirler odaları, bu Kanunda yazılı esaslar uyarınca meslek
mensuplarının ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, bu mesleklerin genel menfaatlere
uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde
dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadıyla kurulan, tüzelkişiliğe
sahip, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır. Bu Kanunda kullanılan oda deyimi, ayrı ayrı kurulacak
olan serbest muhasebeci mali müşavirler, yeminli mali müşavirler odalarını ifade eder. Odalar, kuruluş amaçları
dışında faaliyette bulunamazlar.
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB)
Madde 28 - Serbest muhasebeci mali müşavirler ve yeminli mali müşavirlere ait bütün Odaların katılacağı
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği kurulur. Bu Kanunda
kullanılan Birlik deyimi, Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğini
ifade eder. (TÜRMOB) Bölgesi içinde kendi mesleği konusunda en az 250 meslek mensubu bulun il ve ilçe
merkezlerinde SMMM VE YMM odaları ayrı ayrı kurulur. Her oda sayısına bağlı olmak sizin en az üç delege ile
TÜRMOB genel kuruluna delege üye seçerler. Her 75 üyeye karşılık 1 üye ile üst birliğe temsil edilir. SMMM
odalarına Kayıtlı üye 92.893 SMMM 4.563 üye YMM unvanlılardan oluşur. Odaların toplam 97.456 üye
TURMOB Genel kuruluna temsilen 1.310 Delegenin 1250 delege üye SMMM 60 Delege üye YMM Temsil eder.
Ancak Yönetim kuruluna üyeliğine Seçim 5 YMM üye 4 SMMM üye seçilir. 3568 sayılı yasanın - Birlik Yönetim
Kurulu, kayıtlı olduğu meslek odasında en az üç yıl kıdemli olup serbest veya bir işyerine bağlı olarak bu Kanun
hükümlerine göre fiilen mesleki faaliyette bulunan Birlik Genel Kurulu üyeleri arasından üç yıl için seçilen dokuz
asıl ve dokuz yedek üyeden oluşur. Yönetim Kurulu üyelerinden beşinin yeminli mali müşavir olması
zorunludur. Üst üste iki seçim döneminde iki defa Birlik Yönetim Kurulu başkanlığına seçilmiş olanlar, aradan
8
Devlet Denetleme Kurumu A.G.E. Syf 32
Giovanni Sartori,Demokırasi teorisine geri dönüş.çev,Tuncer karamustafaoğlu,m.turhan,Sentez yay,2014,syf.520
10
Paul Guyer,Kant’ın Ödevler Sistemi,Cogito,yky,sayı,41-42,2005,syf289
9
3
iki seçim dönemi geçmedikçe tekrar seçilemez. 3568 sayılı kanunu 32. Maddesi ise daha da hürriyet kısıtlayıcı
olarak. Yönetim Kurulu kendi üyeleri arasından bir başkan, bir genel sekreter ile bir muhasip seçer. Yönetim
Kurulu Başkanı en az beş yıl süreyle yeminli mali müşavirlik yapmış olanlar arasından seçilir. Burada Özgür
seçimde ve özgür seçilmeden bahis edilmesi mümkün değildir. Bir vesayet seçkinler seçiminden ancak söz
edilebilir. Tüm insanlar kendi refahlarını belirleme hakkına sahiptir. Öyleyse herkes kendi refahını
etkileyecek dışsal etkileri denetleme hakkına da sahiptir. Yönetim etkinlikleri, bireylerin refahına
etkide bulunur ve hiç kimse bu etkinin dışında kalamaz11.sonuç olarak her mesleki grup kendi temsili
gücüne göre yönetime katılma hakkına sahiptir. Bu hakkı kullandırılmasına yasal engel eşitsizliği
doğurmaktadır.
D -TÜRMOB GENEL KURULUNDA SMMM LER ÖZGÜR SEÇME VE SEÇİLME İRADESİNİ KULANABİLİRMİ?
Bir Kimsenin özgür olmayışının en açık örneklerinden biri, insanların davranışlarının
müeyyidelerle desteklenmiş kanunların varlığıyla sınırlanmasıdır.12Eğer müeyyideyle desteklenen bir
kanun onu yasaklıyorsa nitekim SMMM leri yapmakla özgür olmadığını söyleriz. Kendi mesleki ve
sanatsal gelişimleriyle ilgili karar almada üst birliğe üyeleri yeterli yönetime temsil engel teşkil
edilmektedir. Mesleki çıkarlarını korumada ve gelişimde karar almadan yoksunlar. Seçme Seçilme
iradı beyanları kısıtlıdır.
Demokratik metot, halkın oyunu almak için yapılan rekabetçi bir mücadele aracılığıyla bireylerin karar
13
verme iktidarına kavuştuğu siyasi karar almaya ilişkin kurumsal düzenleme ifade eder. Türmob genel kurulun
odaların temsil etiği 1.310 delegenin 1250 delegesi SMMM 60 YMM olup ancak yönetime seçilecek 9 üyenin 5
YMM olma zorunluğu var. Bu da şu anlama gelir karar almakta mesleğin çoğunluğu temsil eden insanlardan
yoksundurlar ve yönetim kurul başkanlığına aday olma ve seçilme imkânları bulunmamaktadır. Bu da iradenin
kıst anlamı taşınmaktadır. Herkese açık rekabetçi seçimler yapıldığı bir sistemde demokrasiden bahis edilebilir,
hiçbir taraftar engelleyici ve önleyici durum olmadığı her kesin aday olabilme iktidara veya yönetime gelme
14
seçmen nezdinde yönetme kanaati oluşmaktadır. Yönetim temelde En büyük sayı için en büyük mutluluğu
güvence altına alma aracıdır. Çoğunluğun seçme seçilme iradesine ve hür kanaat oluşumuna söz edilemez. Daha
anlaşıldık bir anlamda ‘’HAK’’ kelimesi bir talep türü olarak anlaşılmaktadır. Talep hakları: Sahiplerine başka bir
kişinin özgürlüğüne Sınırlama yetkisi verilir. YMM lerin SMMM ye karşı ahlaki veya hukuki bir kuraldan
kaynaklanan bir hakka sahip olma SMMM leri bir yükümlük altına sokmaktır. YMM ler SMMM lerin özgürlüğüne
sınırlandırma yetkisi veren eylemin ahlak niteliği olmayıp YMM nin hakka sahip olduğu gerçeğidir. Başka
15
birilerinin haklarını çiğneme bir hakka halel getirme durumu ortaya çıkmaktadır. Doğru olan şey yasal olarak
hic bir zümreyi başka zümreye yükümlüğü bırakmamak demokrasinin işleyişi yasaların doğru ve onun ruhuna
uygun işleyişle uygulamak mümkün. Seçme ve seçilme kuraları demokrasinin özünde yoksun olduğu zaman
otoriter oluşumların oluşmasına sebep vererek demokrasiyi yok eder. Daha doğalcı bir temellendirme, insan
haklarını menfaatlerin dayanımına indirger. Buna göre tüm insanlar evrensel hakkına sahip olduğunu söylemek
16
insanların evrensel menfaatine sahip olduğu demektir.
11
Leslie Lipson,Syasetin Temel sorunları,,cev figen Yavuz,İşbank k.y. 2005 ,syf,121
Norman P. Barry modern siyaset teoirisi Cev,Mustafa Erdoğan Yusuf şahın ,lıberty,3. Bas,2012,say,339
Andrew hemad,Siyaset,Cev, Bekir Berat Özipek,libert,yay2006,sy.115
14
Lain Hamphsher Monı ,Modern Sıyası Düşünce tarıhı;Cev,Necla Arat,Say yayın, 2004,syf.406
15
Norman P.Barry Age,syf.387
16
Charilaos Platonaleis Cogito YKB sayı 74,2013,syf.85
12
13
4
E-TÜRMOB YAPISINININ ANAYASAYA AYKIRILIĞI
1- ANAYSANIN NİN 2. MADDESİ CUMHURİYETİN TEMEL NİTELİĞİ BAŞLIK MADDESİNİN DEMOKRASİ
VE HUKUK DEVLET İLKESİNE AYKIRILIĞI:
Demokrasi ilkesine aykırılığı:
17
Siyasal rejimi serbest adil seçimler temelinde işleyen bir ülke demokratik sayılır demokrasinin temeli
ve/veya başlangıcı sayılan sivil toplum kuruluşlardır. Sivil toplum kuruluşları demokrasi esaslarına göre hür
18
seçim ve seçilmeyle gerçekleşir. Demokratik toplumlar hedefi, bireylerin özgür kılmasıdır .Anayasanın 2
maddesinde cumhuriyetin nitelikleri arasında demokratikliğin beli ölçüde organ oluşumu seçimler mesleki
kuruluşlarda hayat bulacağını söylemek mümkün.
Demokratik niteliği sadece organ oluşumunda değil bunların işleyişi, yönetim yaklaşımı, çoğulcu bir yapı tesisi,
hesap verme mekanizması işletilmesi, iyi yönetim uygulamaları, toplum diğer organizmalarla ilişki biçimi gibi bir
19
çok farklı hususta bağlı bulunmaktır
TÜRMOB yönetim organları seçiminde demokratik olmayan azınlık
vesayetiyle seçme ve seçilme iradesi üyelerin yüzde doksanına kıst uygulayarak organları seçilmektedir. YMM
odalarına üyeler 5/4 çoğunluğunu ve YMM başkan seçilme koşulu var. 92.893 üye den 4 üye 4.563 üyeden
oluşan YMM gruptan 5 üye seçilir. Çoğulcu gruptan 92.893 bin kişiden 4 kişi seçilmesi temsili demokratik
niteliğini zedelenmektedir. Azınlık vesayeti oluşturulmaktadır.
Sivil toplum kuruluşları demokrasinin özü oluştururlar her şeyden önce demokratik katılım ve özgür seçimle
yönetimi belirlersek, ülkenin demokratik gelişiminindi katkısını sağlarlar. Serbest seçim kurumu günümüz
dünyasında açıkcası demokrasinin turnusol testidir. Dahası seçim yöntemi demokrasi acısında parlak bir
buluştur ve demokratik düşüncedeki üstün konumu haklı sebepler kazanmıştır, kararları, tehlikeleri ve
20
güvenceleri açklığa kavuşturma açısında mahirdir. Ulusal siyasal yapılar demokrasi standart yaklaşımı
yarışmaya dayalı seçimlerin düzenlenmesi üzerine kurulu minimalist tanımları kullanmaktadır. Bilindiği gibi
Schumpeter demokratik yönetim halkın oyu için yarışmalı bir mücadele aracılığıyla bireylerin karar verme
yetkisi elde etmek ve siyasal kararlara varmaya yönelik kurumsal düşünce olarak yorumlamaktadır. Türmob
genel kurulu oluşturan üyelerin yüzde doksanı yönetime seçilme yarışına ve başkan olma yarışında tamamen
mahrum bırakılmıştır. Bu yönüyle baktığımız da bir demokrasi uygun sözlüğü vesayet merkezi onayla esas
sosyalizme benzer bir onaylama biçimi ile seçme ve seçilme işlemidir. Demokrasinin daha minimalist tanımla
çok gerekli olarak tanımlanır. Bu yapıda üst düzey yetkileri kapsayıcı oy hakkına dayalı serbest adil seçimlerle
belirlenilir. Aday olma hakları ve ifade özgürlüğü güvence altındadır. Yurttaşlar örgütlenmek özerkliğine
alternatif bilgi kaynaklarına erişme olanağına sahiptir. Demokratik sivil kamu kurumlarda yönetim organına
üyelerin sadece bir kısmına yönetme seçme üstünlük yetkisi demokrasi kaideyi zedeler. Türmob un bu seçim ve
seçilme usulü demokrasiye aykırılık teşkil etmektedir.1.310 delegenin 1.250 delegesi başkan adayı olma
hakkından yoksundur. Ancak seçilecek 9 kişilik yönetim kuruluna 4 kişiden fazla seçme ve seçilme hakkı
verilmemektir. Yani demokrasinin yarışmalı adil özgür irade beyanı kısıtlanmaktadır. Bir siyasal yapının
demokratik sayılması için asgari şartlar, kolektif karar biçimi olmayan, halk denetimin olması hiçbir otokrat
etkisi olmayan açık adil seçimle ve seçmeye katılma özgürlüğü olması elit ayrıcalığı işlenmediği özelliği barınan
bir karar katılma ve yönetime bulunmadır. Türmobun yapısında genel kurul üyelerin yüzde 5 teşkil eden YMM
lerin 3568 sayılı yasanın 35. maddesi Genel Kurulu üyeleri arasından üç yıl için seçilen dokuz asıl ve dokuz yedek
üyeden oluşur. Yönetim kurulun üyelerinde beşinin yeminli mali müşavir olması zorunludur ve başkanda
17
Stein ringen Age syf.45
Sami Selçuk Demokiratik yönetim syf.151
19
Devlet Denetleme kurulu araştirma inceleme raporu
20
Steinng Karger Demokırasi neye yarar YKB yayınlae cev.Nuretin elhüseynı, 2009,syf.46
18
5
yeminli mali müşavir kişilerden seçilir diyerek demokrasin temel ilkesi seçme ve seçilme adil temsisi ilkesini
zedelenmektedir. Üyelerin yüzde doksan beşini başkan seçilmeyeceği hürriyeti kısıtlanmıştır. Demokrasinin özü
itibariyle herkese özgürlük güvencesi sağlamak olmasına rağmen bu yasada demokrasinin özünden yoksun
kılınmıştır. Bir toplumda egemen konumları işgal eden yâda egemen güç ve konumda etkileyen gruplara
21
seçkinler demektedir. Burada seçim demekten ziyade bir egemen gurubun seçtirilmesinde söz edilmektedir.
Demokraside egemen güç ve seçkinler demokrasisi olamaz anti demokratik toplumlarla da ancak görülebilir.
Yönetim eşit haklarından çıkan demokrasi kavramın şu şartlar içerdiğini unutmamalıyız birincisi makamlar
herkese acık olması amacıyla bir yetkiler grubunun oluşmasını engellemek ikincisi kamuoyunun etki alanı
olabildiğince genişletmek amacıyla yetkilerin otoritesini mümkün olan alt düzeye indirgemek. Dolaysıyla siyasi
demokraside seçim yoluyla gelen görev süreleri kısaltabilmek uzmanlıktan ziyade seçim yoluyla göreve gelmeyi
22
sağlamak. İmtiyaz sınıflar ve grupların demokratik seçimle alabildiğince yönetimde engellemek zaten
Anayasamızın cumhuriyetin niteliği vurgularken yönetimde elit grupların ve seçkinlerin bunun gibi başkaca
zümrelerin yönetim tekelini engellemek amaçlamaktadır. Demokratik hukuk devletinde temel hak ve
özgürlüklerin en geniş ölçüde sağlanıp güvence altına alınması esastır. Demokratik hukuk devleti ilkesinin
vazgeçilmez unsurlarından birisi de özgür, genel eşit ve gizli oya dayalı, hoşgörü, açık fikirlilik ve çoğulculuk
anlayışı içerisinde ilgililerin birbirleriyle rekabet edebildiği dürüst ve düzenli seçimlerin varlığıdır. Bu şekilde
bir devlette yönetime gelmede ve ayrılmada tek yol seçimler olup, buna ilişkin herhangi bir engelleme
23
demokratik hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz. ymm lehine oluşan imtiyazlı seçim demokratik hukuk devlet
ilkesine bağdaşmaz. Belirli bir grubun seçme veya seçilme hakkı aynı durumda olan diğer üyelere göre hiç
24
kullanamıyor olması bu hakların özüne dokunmamış olmaktır. Aynı eylemi icra edenler aynı hakka sahip olmalı
2- ANAYASANIN HUKUK VE EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRILIĞI
Kant; hukuku; genel özgürlük yasaları uyarınca birinin istemiyle diğerinin istemin bir arada var olabilmesini
sağlayan koşuların tümü olarak olma hakkı şeklinde kavranmaktadır. Kanta göre özel Tüm insan haklarının
25
tek dayanağı eşit öznel özgürlüklerine sahip. Devletin tüm organ ve kurumlarıyla anayasaya ve hukuka
uygun davranmasını sağlamak, hakkaniyet ve adaletin tesisi, temel hak ve özgürlüklerin korunmasıyla
mümkündür. Devlet-birey/toplum ilişkisini doğrudan, bireyler arasında yasal hak, ödev ve
yükümlülükler bakımından eşitlik sağlanması esastır. Bu yorum, koruma güvenceleri açısından da
eşitliğin sağlanması zorunluluğunu beraberinde getirir. 1961 anayasası ile 1982 Anayasa
karşılaştırıldığında, eşitlik normunun kapsamı ve koruma güvenceleri bakımından 1982 Anayasası’nın
daha kapsamlı olduğu söylenebilir.26Hiçbir kurumda yönetme yönetime seçilmede biri diğerinde bir
öncelikte bahis edilmesi mümkün değildir. TÜRMOB yönetiminde kendi temsiliyet kabiliyetine göre
YMM lerin olduğu kadar smmm lerinde olmalı sadece YMM başkan ve YMM çoğunlukta olması
anayasanın eşitlik ilkesinin açık ihlali olduğu kadar kişisel mesleki hak korunmaktandı yoksun
bırakılmaktadır. Bu tür seçme ve seçilme işlemine dâhinin yönetici elit modeli olarak adlandırılan
elitler demokrasisi denilmektedir. Yani tepede güç almış bir kaç seçkinin ayrıcalığı imtiyazlı gurup
olarak adlandırılır. Nitekim YMM leri devletin üst bürokrasisinde emekli bürokratlar olması yasa
hazırlığında da ayrıcalık bir özellik olarak yasaya aksatmıştır. Bu tür grup ayrıcalığı yada elit sınıf
oluşumu demokrasisi zedelenmektedir. Hiç kimse hukuki işlemleriyle fiil ehliyetini kısmen dahi olsa
sınırlayamaz.27Çoğunluğu bir azınlık gruba imtiyaz olarak tanımlaması çoğunluğu yönetime çoğulcu
21
Sami Selçuk age syf.78
Michael Rosen,Jonathan Wolf, Sıyasal düşünce,dost yay,2006,syf.158
23
AYM 2013/128 sayı Kararı
24
Sibel İnceoğlu,İnsan hakları avrupa sözleşmesi ve anayasa.beta,yay.baskı,2013,syf,544
25
Jünger Habermas Öteki olma ötekkiyle yaşamak YKB Yayınlaricev İlknur ala 3.baski, 2010,syf.97
26
Selda Çağlar AYM kararlari Ankara barosu hakemlik dergisi yıl 2002
27
Jale G. İpek ,Age,syf.273
22
6
olarak temsili kısıtlanması bir fiil ehliyet kısıtlanmasıdır. Eğer ben toplumun kaderinin belirlenmesinde
bir söz hakkına sahipsem, toplumun diğer bütün üyelerin de aynı söz haklına sahip olmaması
hakkaniyete uymaz gayri adil olur.28YMM lerin yönetme hakkını varlığı smmm lerin olmaması
anayasal adalet ilkesiyle bağdaşmaz. Adalet ilkeleri tamda tercihlerin sayımı ve tartımını yöneteceği
için, her bireye birey olarak kendi tercihleri, adalet ilkelerinin yaptığı gibi saymasıdır29.yani her birey
tercihleri eşit anlam ifadesiyle mümkündür.
3- KİŞİ HAK VE ÖZGÜRLÜK YÖNÜNDEN AYKIRILIK
Kişilik hakkı; kişinin toplum içindeki saygınlığı olan ve kişiliğini serbestçe gelişimi sağlayan yaşam
sağlık şeref hassasiyet özel yaşam, işin, övüncü his yaşam gibi kişisel varlıkları yada değerler
üzerindeki haklarını ifade eden bir hukuki terimdir.30 Bir anayasa kanunlar, her bir kişinin
özgürlüğünü herkesin özgürlüğü ile bir arada var olabileceği bir tarzda düzenleyemeyerek mümkün
olan en geniş özgürlüğü sağlar.31 3568 sayılı yasada TÜRMOB organın oluşumunda temsil edilen
92.893 üyenin başkan seçilme ve seçme özgürlüğünden yoksun bırakılmıştır. Türmob oluşturan
smmm odaları ve YMM odaları her odanın seçtiği delegelerle nispetine katılmasına rağmen 92.893
üyenin seçtiği 1250 delegenin 4.563 üye YMM lerin seçtiği 60 delegenin temsili ile oda yönetimi 60
delegeden 5 kişi yönetime seçilme hakkı ve başkan ymm gurubun da olma koşuluyla 1250 delegenin
seçebileceği 4 üyenin başkan olma hakkı kısıtlıdır. 1250 delegenin temsili etiği 92.893 kişilik gurubun
yönetme hak iradeden yoksundur. Türmobta çoğunluğun seçme ve seçilme, başkan seçme ve seçilme
hakkından yoksundur yani ehliyetten ve özgürlükten kısıtlı bırakılmıştır. Fert kendi yeteneğine en
uygun yöne seçmek kendi hayatını en iyi şekilde düzenlemek konusunda birinci derecede yetkili
durumdadır. Bu nedenle toplumun ferdin hürriyetine karışmasına fayda değil zararlı sonuçlar
doğurur.32 3568 sayılı yasa ada türmob üyelerin seçeceği türmob başkanı ve yönetici üyeleri smmm
azınlıkta seçilmesi SMMM lerin kendi mesleğin gelişimi ve çıkarı korunması yönünde müdahaleyle
Türkiye’deki muhasebe ve mali sistemin gelişmesine engel teşkil etmektedir. Özgür seçim engeli
özgür ifade, kişi hak ve hürriyetini kısıtlanmıştır. Modern demokrasi kavramı yönetim organı
üstünde hiçbir sınırlamanın kalmadığı bir yönetim biçimdir.33Burada türmob üst organı genel kurul
oluşturan 1.310 delegenin 1.250 sinin çoğunluk olmasına rağmen yönetimde çoğunluk ve yönetimde
başkan olarak kurulu temsil hakkına kısıtlama getirilmiştir. Anayasaya aykırı Kanunla seçme ve
seçilme hürriyetine kıst uygulama anlamı taşınmaktadır. Yani 92.893 üyenin temsili odanın yönetime
yöneltme hakkından mahrum bırakılmıştır. Çoğunluğun yönetime, çoğunluğu temsil etmeyi ve başkan
olarak seçilme hürriyetinden yoksun bırakılmıştır. Çoğunluğun azınlıkta olan bir başka meslek
gurubunca yönetme hakkı verilmiştir. Demokrasi niteliğinin kriterleri özgürlük olmalıdır. Sistemde ve
yaşamda özgürlüğün güvencesi olması, kişiye yarar sağlayan yönetme potansiyeline sahip olması
kurallara ve kararlara katkılar sağlar. Her tercih bir amaç taşımalıdır ve rasyonel olduğunu söz konusu
amaca uyan bir erdemdir. Tercihlerinizin iradenize bağlı olmamasına yol açabilecek iki yol vardır. Bir
yol tercihlerin sizin boyun eğmeye zorlama gücüne sahip bir tarafından dayatılmışlardır. Diğer yolda
dış diktatörce dayatılmış yada yasaklanmış olması bile tercihlerin hayata yaptıklarımızın sırf içimizde
gelen arzuların tatmine yönelik gibi gösterecek bir gizem olarak kalan psikoloji süreçlerle ortaya
28
Mustafa Erdoğan Hukuk ve Demokırasi,kesıt yay,2013,syf.151
Solmaz Zelyüt Hünler,Rawls ve Maclntyre İki adalet arasında, vadı yay,1997,syf226
Mehmet yüksel ,Hukuk sosyoliji, sıyasal ya,2011,syf.137
31
friedrrac hayek immanuel kant,cev Atila Yayla
32
Adnan Gürbüz Hukuk felfessi sıyasal kıtab evi 2009 syf. 255
33
friedrich a. Hayek hukuk yasa özgürlük işbank yayinlari 2012 syf.445
29
30
7
çıkmasıdır.34 yanı dayatılmış sistemle arzularımızı tatmine yönelik göreceli işlemli bir seçme iradesi
yoksa burada hür seçim ve seçilme iradesinde söz edilemez. Kişi anayasada doğmuş bir hakkın başka
bir kanunla engellenmesi kişinin özgür iradesi ve kişiliğine zedeleyici işle doğurur. Nitekim 3568 sayılı
yasada seçilme temsil etme görev kısıtlanması kişinin hak ve iradesine yönelik bir zedelemedir.
Yasanın 35 maddesin SMM lerin Serbest seçme ve seçilme hürriyetinde yoksun bırakılmıştır. Herkes,
kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. Temel hak
ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.
( Ana yasa Madde: 12) Kişilerin hukuk düzenin belirlendiği sınırlar içerisinde diledikleri gibi diledikleri
şekilde hareket etmeleri, kişiliklerini diledikleri gibi geliştirerek genel ve hukuki hayata katılmaları
demek olan hürriyet, kişiliğin en doğru ve asıl unsurdur.35 Kanunlarla da olsa kişisel tercihler ve
kararlarını sınırlandırılamaz bir başka zümreye üstünlük hakkı imkân sağlanacak şekilde
düzenlenemez. Kimse özgürlüklerinden vazgeçmez veya hukuka ahlaka aykırı olarak
sınıflandırılamaz.(mk m23)
Anayasa da verilen hak ve ödevleri kıst bir şekilde kullanma ehliyeti kısıtlama bir başka grup lehine devir
edilmeyeceği açıktır. Kişinin kendi beceri ve menfaati sanatsal ve yönetsel işlevine engellenmesi kişinin hak ve
özgürlükten yoksun bırakılmasıdır. Eğer yapabileceğim bir meşru eylemde yasalar beni engelliyorsa orda özgür
ve hür iradeden söz edilemez. Bir SMMM meslek mensubu türmob yönetilmeye kabil, üyelerin teveccühüne
rağmen bu görevi içeresinde kanun engel varsa orda o meslek mensupları için hürriyet ve irade beyanında
yoksunluktan bahis edilebilir. Locke özgürlük sorunu kişinin kendi saptandığı yolda hareket etmesi olarak
tanımlar, ikincisinde ise başka bir insanın değişken, belirsiz bilinmeyen ve keyfi iradesine bağımlı olmama olarak
36
tanımlar. SMMM lerin iradi kararları tamamen YMM lerin alacakları karara bağlıdır. Kendileri hür iradeleri
mesleki örgütlenmesi ve gelişmesinde yönünde karar almadan yoksundurlar. Özgürlük de baskı da hem birey
hem de gruplar için söz konusu olabilecek bir kavramdır. Özgürlüğün kıstasları her ikisi için de aynıdır. Ancak
birey ile grup, seçim yapma ve yapılan seçimleri değiştirme biçimleri açısında olduğu kadar, kararların
37
şekillendiren etkilerin çeşitliği bakımında farklıdır .Karar almada azınlık bir grubun üstünlüğü savunmak
aristokrat bir yaklaşımla çoğunluk kararda ehliyetsizleştirmeyi doğurur. Egemenlik çemberini oluşturan seçilmiş
azınlık kendi sistemlerine aristokratlar olarak bahseder. Diğer taraftan bakıldığından aynı sistem bir ayrıcalıklar
38
rejimi olarak görülür. İster aristokrat ister ayrıcalıklar rejim nitelemesi olarak tanımlansın her iki tanım da
bireysel hürriyeti zedelenmekte olup anayasa açık aykırılık teşkil eder.
4-ANAYASANIN 135. MADDESİNİN AMAÇ YÖNÜNDE AYKIRILIK:
Anayasa’nın 135. maddesi, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının yönetim organlarının
seçim usullerinin belirlenmesi yetkisini yasa koyucuya bırakmıştır. Bu nedenle, demokratik ilkeler
çerçevesinde seçimlerde uyulacak kuralların belirlenmesi kanun koyucunun takdir yetkisi içindedir.
Kamu yararı veya anayasal başka bir gerekçe ile bir kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu
organında bir veya iki dönem başkanlık yapanın, makul bir süre ile seçilemeyeceği hususunda yasa
koyucu düzenleme yapma yetkisine sahiptir. Ancak Hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak, kamu
yararı amacıyla da olsa, bireyler aleyhine yapılacak düzenlemelerde, adalet ve hakkaniyet ölçütleri
34
ST Ring AGE ,Syf.277
Jale G. İpek kışıler hukuku, age syf.372
36
Giovanni sartori Demokrasi teorisine geri dönüş,Tuncer Karamustafaoğlu Mehmet Turhan ,Sentez,yay 2. Bas2014 syf.365
37
Leslie Lipson,Syasetin Temel sorunları,,cev figen Yavuz,İşbank k.y. 2005,syf21
38
Leslie Lipson,Age,syf,98
35
8
göz önünde tutulmalıdır39 “Anayasa’nın 135. maddesinde, kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları ve üst kuruluşlarının maddede belirtilen amaçlar doğrultusunda kanunla kurulan ve
organları kendi üyeleri tarafından kanunla gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında gizli oyla
seçilen kamu tüzel kişileri olduğu belirtilmiştir. Bu düzenleme uyarınca, Serbest Muhasebeci Mali
Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları ile Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli
Mali Müşavirler Odaları Birliği’nin yönetim organlarının seçim usullerinin kanunla belirleneceği
açıktır. Demokratik ilkeler çerçevesinde seçimlerde uyulacak kuralların belirlenmesi kanun
koyucunun takdir yetkisi içindede Ancak kişi hak ve özgürlükleri içerisinde değerlenecek seçme ve
seçilme hakı kısıtlanamaz denilmektedir.40 Turmob 3568 sayılı yasanın 35. Maddesi smmm unvanlı
meslektaşların başkan seçilme ve çoğulculuğun seçimi engellenmektedir. 92.893 kişiyi temsilen 4 üye
4.563 kişi temsilen 5 üye kuralı anayasanın kişinin seçme ve seçilme hakkına bir kıst seçme ve seçilme
hürriyetine engel teşkil edilmektedir. Dolaysıyla 3568 sayılı kanunun 35 maddesin anayasaya aykırı
olarak düzenlendiği kanaatindeyiz. Hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak, kamu yararı amacıyla da
olsa, bireyler aleyhine yapılacak düzenlemelerde, adalet ve hakkaniyet ölçütleri göz önünde
tutulmalıdır. Anayasanın 135. maddesinde öngörülmeyen belli süre başkanlık yapanların aradan sekiz
yıl geçmedikçe yeniden seçilemeyeceklerine ilişkin yasağın demokratik gereklerle izahı mümkün
değildir. Bu yasak seçime katılan üyelerin kanaatinin serbestçe oluşmasını engellediğinden üyeler
yönünden “seçme” adaylar yönünden “seçilme” hakkına müdahale oluşturmuştur. Kamu kurumu
niteliğinde olsa da sivil toplum örgütlerine bu tür seçilememe yasakları getirilmesi demokratik
hukuk devleti anlayışıyla bağdaşmayacağından Anayasa’ya aykırılık oluşturur.41Türmob üyelerinden
sadece YMM lerin çoğunluk seçilmesi ve YMM sadece yönetim kurulu başkan olur ibaresi AYM
kararın açıkça bir seçme seçilme hakkında müdahale olarak kabullenmektedir. SMMM lerin yönetme
hürriyetlerinden yoksun bırakılmaktadır. Türk hukuku; Hak ehliyetlerinin hukuk düzeni tarafından
sınırlamasının dışında başka bir suretle sınırlanmasına izin vermediği gibi; Onu kişinin yapacağı hukuki
işlemler bizzat sınırlamasını da geçerli sayamaz(m.k. m23,Bk, m 27 Öbk. M19).42Kanunla bir sınırlama
var ise de geçerli değildir. Anayasanın 13.maddesinin ikinci fıkrası hiç bir biçimde demokratik toplum
düzenin gereklerine aykırın olmayacağını esasları getirmektedir. İnsan hakları Avrupa sözleşmesi
md.3 hakkın özü ile bağdaşmayan sınırlamaları da seçilme hakkına aykırı bulunmaktadır.43Seçme ve
seçilme hakkı bir temel hak ve hürriyetleri, ifade özgürlüğü nitelenmektedir. Anayasanın 14. Maddesi
nin 2. Fıkrası anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya anayasada
belirtilende daha geniş şekilde sınırlandırılması gereken bir faaliyette bulunmayı mümkün kılınacak
şekilde yorumlanamaz. Burada SMMM leri başkan ve kitleyi yeteri kadar çoğunluğu seçilmesinde
engel kişi hak ve hürriyet engel teşkil edilmektedir.
39
AYM KARARI 2012/128 karar sayı 23/3/2013 tarıh 28596 say rg
AYM KARARi 2013/150 karar sayı
41
AYM KARARI 2012/128 Karar sayı
42
Jale G.akipek KIŞILER HUKUKU ,2014,syf.273
43
Sibel İnceoğlu,Age.
40
9
5-SMMM MESLEKİ ÇIKARLARININ KORUNMASI YÖNÜNDE ENGEL
Türmob yönetim kurulunda SMMM’ ler azınlık durumda kaldıklarından dolayı anayasanın 135.
Maddesinde belirten Kamu kurumu niteliğindeki meslek ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup
olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere
uygun olarak kuruluşları gelişmesini sağlamak, meslek amaç, meslek mensuplarının birbirleri ile ve
hak ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak
maksadı ile örgütlenmesi ile kurulan TÜRMOB Bu meslek mensupların mesleki gelişimi mesleki hak ve
menfaatleri korunmadığı gibi 3568 Sayı yasada kanunda kesin ifade ile 2. Maddenin A ve B bendinin
yazılı işler yapar. Ancak A bendin a-b fıkrasının YMM yapması kesin yasaklamasına rağmen 3568
Sayılı Yasaya dayanarak 1 No’ lu tebliğ ile Sadece SMMM’ lerin faaliyet Alanı A bendin a,b
fıkraları tebliğ ile kanunu düşük bırakarak beyanname imzalama zorunluğu Alt istisna ve üst limit
istisna tam tasdik adı altına üst aşım istisna ile YMM Unvanlı kişilerin lehine hizmeti yapmanın
önünü açmıştır. Belirtilen üst limit SMMM’ler için beyanname imzalama ihtiyat haline getirilerek
SMMM’ lerin hak ve menfaatleri zedelendiği açık bir ispatıdır. Anayasanın istenilen mesleki disiplin
gelişimi ve mesleki çıkarları yönünde karar almada etkinliği 3568 sayılı kanun 35 ve 32. Maddeleri
nedeniyle bir engel teşkil edilmektedir. Çünkü TÜRMOB yönetim çoğunluğu YMM’lerden
oluşmaktadır. Tamamen mesleki vesayet ile anayasanın amaçladığı mesleki gelişim ve standartları hak
ve menfaatin korunması mesleki dayanışmanın önünde engel teşkil etmektedir. Yasanın Bu haliyle
anayasanın 135 maddesine açık aykırı olmakla beraber ülkenin ekonomi ve finansal gelişimi yönündeki mesleki
etkinliğine engel teşkil edilmektedir. Muhasebe ve finansal raporlama sistemi SMMM mesleğin gelişimine
bağlıdır. Mesleğin gelişimi muhasebe sistemin gelişimi ekonominin kayıt altına alınması ve ülkenin gelişiminde
etkin rol oynar.
E- YEMİNLİ KELİMESİNİN KAVRAMSAL ANLAMI;
Bir mesleki unvan olmayıp kendi kültürümüzde ve inancımızda bir şeyin ikna edilmesini daha da güçlü
kuvvetli hale getirilmesi için ALLAH’ ın adı ve sıfatı üzerine yemin edilir. Biz Müslümanlar yemini daha çok kasem
sıfatı ile yemin ederiz. Yani karşımızdaki ile aynı inançta isek bu inancın kendine verdiği güven ve sadakatin
bizlerinde ona aynı güven ve sadakati telkinle o işlemde ikna etmemizi sağlar. Hoşbeş şöyle tanımlar: Devlet
gücüne bağlı olmayan iki kişi arasında yapılabilecek tek şey tanrı üstüne bir birine yemin etmeleri: yapılan bir
vaade eklenen bir ifade olup; bu ifadeyle, vaat eden kişi vaadini tutmadığı takdirde, tanrısının merhametinden
44
yoksun kalacağı veya onun kendisinden öç alacağının beyan eder. Şüphesiz diğer dinlerde de yemin var. Her
inanç grubu kendi inançsal kutsalliyetine göre yeminle ikna ederek güven sağlamaya çalışmaktadır. Yemin dinsel
bir kavram olup mesleki anlamda kullanılamaz. Sanayi toplumlarındaki iş bölümü ve buna bağlı olarak iş
hayatındaki mesleki profesyonellikle yapılan iş ve işleviyle mesleğin ismi ile anılır. Çağdaş dünyada yemin
kavramı gibi bir kavramla meslek icrası işlevi kullanılmayacağı bir gerçektir. Çok inançlı bir toplumda ve
küreselleşen dünyada meslekleri ilkel çağda gibi yeminle yürütmek her halde mümkün olamaz. Kim kimin
imanıyla niye güvenecek. Çıkar ve menfaat insanoğlunun nefsi ihtiraslar zirveye çıkmış çağda hangi yemin ne
kadar güvenli olur. Güvenilir olsa dahi yemin meslek değil, mesleksel profesyonellik ve beceriye ihtiyacımız var.
Her meslek yapacağı işin profesyonelliği ve ihtisası ile kıymet hâsıl olur. Artık dünyanın tüm ticari işlemler iç içe
girmiş bir dünyada kapalı devre kolektif yönetime dayalı despotik sosyalist ülkeler gibi merkezi otoritenin
seçeceği ya da atanacağı meslek unvanlı kişilerle meslek icra etmenin döneminde değiliz. Ülkemiz 1980 öncesi
karma ekonomi politikalarla merkezi beş yılık planlamalarla merkezsel ekonomi yönetimi söz konusuydu. Özel
44
Thomas Hobbes ,Levlathan,Çev,Semih Lim,YKY,5.baski 2005,syf.105
10
ve kamu sektörlerde mali müşavirlik muhasebe mesleğinde söz edilemezdi.1980 sonrası ekonomik
politikalarımızın karma ekonomiden özel sektöre yönelik kaymasıyla profesyonellik muhasebe mesleği ihtiyaç
duyulmaya başladı.1984 Türkiye’de darbeler sonrası kurulmuş yeni hükümet ekonominin dışa açılımıyla dünya
ile ekonomi entegre dönemi başladı. 1984 yılında itibaren ilk defa ülkemizde 3065 sayılı kanunla K.D.V. diye bir
vergi türünde bahse edildi birçok esnafın aylık üç aylık KDV ile ilgili beyanlar vermeye başladı Vatandaş yeni yeni
muhasebe mesleğiyle ancak tanışıldı. Oysa dünyanın gelişmiş ülkeleri sanayinin gelişmesiyle bu meslekle
tanışması başladılar. Birçok ülkede bu meslek birinci dünya savaşı öncesi vardı bu konuda ülkemiz çok geç
kalındığı söylenebilir. Dolayısıyla merkezsel yönetim refleksiyle meslekle ilgisi olmayan unvanlarla meslek ihdas
edilmiştir. YMM gibi unvanlar 3568 sayılı yasada bürokratların yararlanacağı YMM unvanı yasa ile bir meslek
unvanı ihdas edildi. Ancak böyle bir mesleki unvanı ve benzeri unvanlar dünyada yok. Anayasamız açısında
aykırılık söz konusu olmasına rağmen birçok kanunlarda aykırılık teşkil edilmektedir. Meslek olarak muhasebeci
mali müşavir yada denetçi olmadığı gibi mesleksel tanımlamada bir yere oturulamaz ve bir meslek tanımına da
uymuyor.
F- YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK BİR DENETİM MESLEĞİ Mİ?
Yeminli mali müşavirlik nedir ne iş icra edeceği konusunda 3568 sayılı kanunu 2. Maddesinde
tanımlanmıştır yapılan tanım Madde 2-A) Muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğinin konusu: Gerçek
ve tüzelkişilere ait teşebbüs ve işletmelerin;
a) Genel kabul görmüş muhasebe prensipleri ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince, defterlerini
tutmak, bilanço kâr-zarar tablosu ve beyannameleri ile diğer belgelerini düzenlemek ve benzeri işleri
yapmak.
b) Muhasebe sistemlerini kurmak, geliştirmek, işletmecilik, muhasebe, finans, malî mevzuat ve
bunların uygulamaları ile ilgili işlerini düzenlemek veya bu konularda müşavirlik yapmak.
c) Yukarıdaki bentte yazılı konularda, belgelerine dayanılarak, inceleme, tahlil, denetim yapmak, malî
tablo ve beyannamelerle ilgili konularda yazılı görüş vermek, rapor ve benzerlerini düzenlemek,
tahkim, bilirkişilik ve benzeri işleri yapmak. Yukarıda sayılan işleri; bir işyerine bağlı olmaksızın
yapanlara serbest muhasebeci malî müşavir denir.
B) Yeminli malî müşavirlik mesleğinin konusu:(A) fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde yazılı işleri yapmanın
yanında Kanunun 12 nci maddesine göre çıkartılacak yönetmelik çerçevesinde tasdik işlerini yapmaktır.
Yeminli malî müşavirler muhasebe ile ilgili defter tutamazlar, muhasebe bürosu açamazsalar ve
muhasebe bürolarına ortak olamazla
Yeminli mali müşavir mali müşavirlerin yapacakları denetim işlerin yanında B bendin yazılı tasdik işlemi
mesleki anlam bir işlev anlamı teşkil edilmemektedir. a,b fıkralarında yazılı işlemle tamamen muhasebe
işlemleri olup c fıkrasında yazılı işlemler denetim alanı içine girmektedir. bu işleri yapan 660 sayılı KHK
ile bağımsız denetçi yetkisi alanı tanımlamaktadır. Bu işlemleri bağımsız denetçilerce yerine
getirilmektedir. B maddesinde yazılı mesleki faaliyetler alanı yine kanunun 12. Maddesinde işler
tamamen bir denetim alanı olup bu alanla ilgili yapılacak mesleki faaliyetler Özerk Kurum olan Kamu
gözetim ve denetim kurumu yetkilidir. Ancak Denetim tanımı 3568 sayılı yasanın Madde 12-Yeminli
malî müşavirler gerçek ve tüzelkişilerin veya bunların teşebbüs ve işletmelerinin malî tablolarının ve
beyannamelerinin mevzuat hükümleri, muhasebe prensipleri ile muhasebe standartlarına uygunluğunu
ve hesapların denetim standartlarına göre incelediğini tasdik ederler. Burada inceleme lafzı Vergi Usul
Kanunu 135. Maddesine aykırıdır çünkü inceleme vergisel anlam çıkmaktadır vergisel inceleme VUK
135 maddede açıkça yazılıdır. Vergi incelemesi; Vergi Müfettişleri, Vergi Müfettiş Yardımcıları,
ilin en büyük mal memuru veya vergi dairesi müdürleri tarafından yapılır. Gelir İdaresi
Başkanlığının merkez ve taşra teşkilatında müdür kadrolarında görev yapanlar her hal ve
11
takdirde vergi inceleme yetkisini haizdir. 3568 sayılı yasanın 12. Maddesinde yazılan inceleme
dolaysı ile vergisel anlamda bir inceleme yetkileri olmadığı açıktır. Kanunda olmayan yetkiler tebliğlerle
kanun ihdas edilemez kanun yapma yetkisi TBMM nindir. V.U.K.inceleme yetkisi sınırlanan ve bunu
kiminle yapacağı açık olmasına rağmen 3568 sayılı yasanın 12 maddesindeki inceleme işleminin bahis
edilmesi V.U.K. açısından düşük kabul edilir. Buradaki inceleme denetim anlamında ancak anlam
çıkarabilir. Kamu adına vergisel denetim yine Sayıştay kanunu gereği kamu denetimi ancak Sayıştay
yapabilir. Yani YMM lerin yapılan tasdik ve inceleme denetim ve inceleme kapsamında kanun hükmüyle
ifade edilmemektedir. Gelirler idaresi Vergi mükelleflerde YMM tasdik ve iade raporu istemesi kanımca
hukuka uygun değildir. Aynı meslek tanımıyla kanunca tanılan meslekler arasın da bir meslek grubun
lehinde iş ve işlef fonksiyonu sağlamak bir ayrıcalık sağlamaktadır.
Bağımsız denetçi faaliyet alanında olup bu konuda gerekli uygulama ve tüzükler standartlar
belirleme yetkili kurum Kamu gözetim ve Denetim Kurumudur. Tanımlar MADDE 2 ‒ (1) Bu Kanun
Hükmünde Kararnamenin uygulanmasında; a) Bağımsız denetçi: Bağımsız denetim yapmak üzere, 1/6/1989
tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununa göre yeminli mali
müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavirlik ruhsatını almış meslek mensupları arasından Kurum
tarafından yetkilendirilen kişileri, b) Bağımsız denetim: Finansal tablo ve diğer finansal bilgilerin, finansal
raporlama standartlarına uygunluğu ve doğruluğu hususunda, makul güvence sağlayacak yeterli ve uygun
bağımsız denetim kanıtlarının elde edilmesi amacıyla, denetim standartlarında öngörülen gerekli bağımsız
denetim tekniklerinin uygulanarak defter, kayıt ve belgeler üzerinden denetlenmesi ve değerlendirilerek rapora
bağlanmasını şeklinde devam edilmektedir dolaysıyla bağımsız denetçi mesleği tanımı ve atanması 660 sayılı
kanun hükmündeki kararname ile sağlanmaktadır. Asıl denetim standartları ve denetçilik liyakati bu kanunun
hükmüyle ifade eder.
3568 sayılı kanun ve 660 sayılı kanunla amaçlanan meslek tanımlama 3568 sayılı kanunda muhasebe ve
denetim eylemi tanımlar.660 sayılı kanun hükmündeki kararnamede denetimi tanımlar bunlara hangi mesleki
grupların yaralanacağı açıklamaktadır. Ancak 3568 sayılı kanunun 12. Maddenin son paragrafında incelediğini
tasdik eder. İbaresi bir vergi idaresi adına bir inceleme kastı olamaz çünkü V.U.K 135. Maddede kimler
inceleme yapacağı açık yazılmakta olup bu kanuna aykırı kanun ihdası yasa gereği mümkün değildir. Burada
kasıt bir denetim eylemi ifade eder ancak kimin adına denetler? Sorulması gereken sorudur. Vergi idaresi adına
denetleme kanunen yasaktır bu denetim ancak Sayıştay yapar. Tasdik kavramı bir mesleki faaliyet ile ilgili bir
kavram değildir. Ancak hukukumuzda sadece noterler kanunda belge ve sözleşmelerin suretlerin tanzimi ve
doğrulamadır. Bir nüshaları gerçek nüshasının aslı ile doğru ifadesidir. Tasdiklenen suretler bir kopyasını veya
sureti istenildiğinde fiziki doğruluğunu teyit etmek. Aslından ziyade doğrulanmış sureti ibrazdır. Özel sektörde
hiçbir kişi yâda kuruluşlara kamu adına hareketle belge tasdik ve tanzim yönünde yetki kılınmamıştır. Yetki
kılınsa dahi bunun başka hizmet alanları ile ilgili kanunla ihdas eder. Verginin konusu teşkil eden Ticari
işlemelerin belgesel kayıt ve finansal raporlama işlemleri muhasebe mesleği yürüten mali müşavir muhasebeci
tarafında muhasebe standartlarına göre kayıt yapar. Kayıt ve finansal raporların doğruluğu bağımsız denetçi
tarafında denetim standartlara göre denetleyerek raporların doğruluğunu ortaya çıkartır. Dolaysı ile bu iki
meslekte yasada açık tanımlanmasıyla hukuka uygun olmayan belli bir zümreye iş ve faaliyet alanı teşekkülü
yasal yönü tartışmaya götürür. Özel menfaat grupları doğurur. Bir diğer çelişki V.U.K. Mükerrer 227. Madde
mevcut 227. Madde 2 bendi Vergi kanunlarında yer alan muafiyet, istisna, yeniden değerleme, zarar
mahsubu ve benzeri hükümlerden yararlanılmasını Maliye Bakanlığınca belirlenen şartlara uygun olarak
yeminli malî müşavirlerce düzenlenmiş tasdik raporu ibraz edilmesi şartına bağlamaya. Bu madde de
bahsi geçen muafiyet, istisna. Zarar mahsubu gibi işlemler kanunla belirlenmiş açık tanımlanan işlemler
olmasına rağmen kanundaki işlemlerin vergi sistemde kayıtlı bilgilerin bir daha YMM’lerce tasdik
edilmesi mükelleflere fazlada bir yük teşkil edilmektedir. Vergi dairesindeki beyannamede görülen
geçmiş yıl zararları YMM’lerin tasdik işlemi ile gerçekleşmesi talebi hukuka aykırıdır. Zararların
doğruluğunun tespiti bir inceleme konusudur. Yasada inceleme yetkisi olmayana da inceleme talebi
hukuka ve anayasa aykırı bir istemdir. V.U.K. 135 madde mulga edilmedikçe başka bir kanun ihdas
12
edilemez kanunluk ilkesi gereğidir. Muafiyet istisna belgesi istisna edilecek durumlar kanunla belgeler
devletin yetkili kurumlarınca verilmektedir. Yetkili kurumlarca verilen belgenin maliye sisteminde ve
kamunun kayıt konusu teşkil edilen bilgiler güvensizliği mi var? Tekrar bu işlemler için tasdik talep
edilmektedir. Aslında vergi usul kanunu içinde saklı amaç 660 sayılı KHK ile ilgili bağımsız denetim
raporlarında bu talep mevcuttur. Zaten amaç hâsıl olmaktadır. VUK mükerrer 227. Maddeye VUK 135
maddeyi düşük bırakmaya çalışılmakta olup ancak durum açıkça yasalara aykırılık ifade eder.
G- VUK MÜKERRER 227. MADDENİN ANAYASAYA AYKIRILIK TEŞKİLİ
Vergi kanunları kapsamındaki yeminli mali müşavirlik tasdik işlemlerini elektronik ortamda gerçekleştirmeye
ve tasdike konu işlemleri mükellef grupları, faaliyet ve tasdik konuları itibarıyla ayrı ayrı konuları itibariyle
belirlemeye ve uygulatmaya, yetkilidir. YMM’lerde istenilen fiziksel belge ve niceliksel durumları gelir idaresinin
bilgi işlem sisteminde zaten kayıtlıdır. Kayıtlı mevcut bilginin varlığı tekrar YMM tasdikli rapor olarak istenilmesi
yasal bir tanım karşılığı teşkil edilmemektedir. Usul ve esaslara yetkili maliye bakanlığıdır. Ancak usul ve esaslar
anayasa ve kanunluk ilkesine aykırı olmamak kaydı ile uygular.
Yukarıdaki fıkra hükümlerine göre beyannameyi imzalayan veya tasdik raporunu düzenleyen meslek
mensupları, imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter
kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi
ziyana bağlı olarak salınacak vergi, ceza, gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilden
sorumlu tutulurlar. İmzalan beyannameden doğacak vergi kaybına meslek mensubun sorumlu olabilmesi için
inceleme ve denetim işlemi yapılması gerekir. Sadece belgelerin muhasebe standartlarına göre kaydı ve
beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesinde sorumlu tutulması yasalar açısından uygun değil yetkisi
olmadığı bir alanda yetki var gibi kabullenmesi mümkün değildir. Bir cezai durumda bahse edilmesi için o
işlemde kusurlu davranış olması gerekir sadece kayıt düzeni ve beyan göndermede yasada olmayan göreve
yönelik bir cezai durum yüklemektedir. Anayasa aykırılık söz konusudur. Aynı durum tasdik içinde geçerlidir.
Tasdik bir inceleme ve denetim eylemi olmadığında yasaca sorumlu tutulması kanaatimce yerinde olmayan bir
işlemdir. Ancak, mali müşavirin sorumluluğu şekli ödevlere ilişkin bir sorumluluk olduğundan, usulüne uygun
olarak mükellefçe düzenlenen ve belgelerin maddi gerçekliğine ilişkin yapılan incelemeler sonucu tarh edilen
vergi ve cezalarda mali müşavirin sorumluluğuna hükmedilmez. Örneğin, mükellefçe düzenlenen belgeler ile
mali müşavir tarafından düzenlenen belge ve tablolar arasında şekli bir uyumsuzluk bulunmamasına rağmen,
mükellefçe alınan ya da düzenlenen ve mali müşavirin mesleki bilgi çerçevesinde anlaşılamayan sahte
belgelere istinaden tarh edilen vergi ve cezalardan dolayı mali müşavirin sorumluluğuna
hükmedilemez45. Yeminlinin tasdik işleminde sadece defter ve belgelerde kayıtlı buna bağlı düzenlen
raporlara ilgili uyumu ve doğruluğu ile ilgili sorumluluk söz konusudur. İnceleme yetkisi kendisinde
bulunmadığını ancak belgelerin fiziksel doğruluğu ile yükümlüdürler. Mükelleflere; İdari cezalar için de
geçerli olan, cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamam olmadan failin cezalandırılmayacağı yolundaki
ceza
hukuk
ilkesi
bulunmayacaktır.
46
edilemez.
gereğince
de
varsayım
ya
da
kıyas
yoluyla
ceza
uygulanması
olanağı
Mükellefin işlemlerinden dolayı meslek mensuplarına fehim yoluyla ceza isnat
Kayıt dışı mal alıp satmak yanında basiretli bir tüccar gibi davranışlar sergilemeyen
mükelleflerin sahte ve muhteviyatı itibari ile yanıltıcı fatura alıp vermelerinin YMM’lerin sorumluluğu
içinde görülmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle ödeme emirlerini iptal eden mahkeme kararı,
Danıştay Dördüncü Dairesinin 22.05.2002 gün ve E:2001/2283, K: 2002/2120 sayılı kararıyla
bozulmuştur[8].Dolaysı ile YMM lerin tasdik adı altında yapılan işlem bir denetim ve bir incelemeden
söz edilemez. VUK 227 Maddede söz edilen istisna zarar gibi işlemlerde tasdik raporunun istenmesi
yasal değildir. Çünkü zarar ve istisna işlemleri muhasebe kayıt işleri ile
yasalara muhasebe
standartlara göre kayıt raporlama soncuyla beyan edilen beyanda görülmektedir. Elektronik ortamda
beyannameyi gönderen Smmm ler bu kayıtların doğruluğunda müteselsil sorumludurlar. Müteselsil
45
46
Danıştay, 4. Dairesinin E:2004/2404, K:2005/207 sayılı kararı,html/www.danıstay.
Nihal Saban, Vergi Hukuku,beta yay.6. Baski,2014,syf.509
13
sorumlu oldukları mesleki faaliyeti alanlarına girmesine rağmen bu işlemler için YMM raporun
istenmesi smmm leri faaliyet alanı daraltması bir başka meslek mebusun lehine faaliyet alanın
gelişmesini sağlar. Bu istem meslekler arasında eşitliği ihlal edilmektedir. Bazı vatandaşlar güvenli
diğerleri güvensiz vatandaşları hükmü mantıklarda doğmaktadır. Bu yasalardaki herkes ihtisas sahip
olduğu mesleki alanlarda ihtisas ve uzmanlık alanlarda eşit imkânlar sağlanır. Devlet imkân erki hiçbir
grup meslek ve zümre lehine kanunlar ihdas yapılamaz.3568 sayılı yasada ve 660 sayılı kanun
hükmündeki kararda gerek 6102 sayılı Türk Ticaret kanunda aynı meslek ve aynı sorumluklarla ifade
ve tanımlanan aynı yasal sorumluklara haiz olan aynı raporlama sonucu çıkartan iki mesleğin sadece
tasdik kavramı ile farklılaşmaya çalışması aynı raporu bu kavram çerçevesinde vergi idaresi V.U.K
Mükerrer 227. Maddesine göre sadece ymm raporları kabulü meslekler arasında yasal eşitsizlik
doğurmaktadır. YMM ayrı bir mesleki uzmanlaşma değildir. Bu alanda iki meslekte ancak söz edilebilir.
Birincisi; muhasebe standartların uygun belgeye dayalı kayıt ve raporlama. İkincisi; kayıt ve
raporlamanın doğruluğunu ve güvenilirliğini teyit eden raporlamadır. Bu iki faaliyet alanı YMM ve
SMMM’ lerin mesleki faaliyetler tanım alanıdır. Bu iki unvan arasında sadece ymm raporların kabulü
meslekler arasında ayrım sonucunu doğurmaktadır. Bu da anayasanın eşitlik ve adalet ilkesini açık
ihlalidir. Her iki meslekte defter ve belgelerin raporlanması ve 660 sayılı kanunla yetkilenmiş bağımsız
denetim yetkisine hayız olmasına rağmen sadece YMM’lerin rapor istenmesi mesleklerin hukuken
kanunların verdiği bir mesleki işlev ve hakkı tanımamak anlamına gelmektedir. Burada aynı faaliyeti
gösteren meslek mensuplarına icra etiği meslek adları dışında farklı isimlerle meslek isimleri ihdas
edilmiştir. Ayrıcalıklar orta çağ öncesi Magne Carter ayrıcalığına benzer sadece baronların mal
güvenliği var burada sadece YMM’ ler güvenilir anlamı çıkmaktadır. Bu da demokratik hukuk
devletine uyulamayacak bir ayrıcalıktan başka bir şey değildir.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Ekonomi ve sosyal gelişimler tarih içerisinde insanoğlu tecrübe edinerek gelişim sağlanmıştır. Her ekonomi
gelişim ve icatlar kendisiyle birlikte mesleklerin gelişimi ve yeni mesleklerin doğmasını da sağlanmıştır.
Mesleklerin kendi çıkar ve menfaatlerini mesleki gelişimleri için demokratik usullerine göre örgütler kurarlar.
İdari sistem olarak insanoğlunun keşfettiği demokrasi yönetim biçimi belli tecrübelerle günümüzdeki
mükemmelleşerek gelmiştir. Bazı toplumlarda ideal bazı toplumlarda eksik bazılarında daha ileri seviyede
uygulama alanı bulmuştur. Ülkemizde demokrasi serüveni iki yüzyıldan bu yana aksaklarla da olsa gelişerek
günümüze kadar gelmiştir. Bugün arzulanan seviyede olmasa da dünden daha iyi olduğunu söyleyebiliriz.
Demokrasinin temel taşları olan sivil toplum kuruluşları demokrasinin gelişiminde en etkili rol oynarlar.
Demokratik sivil toplum kuruluşlardan kamu kurum nitelikli kuruluşlar demokrasi yönetim biçimi toplumda
hayat bulmasında öncü rol oynama görevleri vardır. Ne yazık ki incelemekte olduğumuz sivil toplum kuruluşu
olan TÜRMOB demokratik yapısında çok uzak bir yapı sergilenmektedir.1990 yılında 3568 sayılı kanunla
kurulmuş olan bu kamu nitelikli sivil kuruşun yapısı antidemokratik vesayetçi aristokratik bir seçkinler yönetim
yapısını arz etmektedir. Bu yapı mesleki gelişimine ve meslektaşların kişiliğini zedelemektedir. Çünkü kendi
mesleki menfaat ve çıkarları mesleki kişilik ve saygınlığını zedelenmektedir. Ülkemiz bugün demokrasinin
gelişiminde aldığı yol ve gelişimine ayak uydurulamamıştır. Mevcut anayasaya aykırılık göstermektedir.
TÜRMOB bünyesinde örgütlenmiş mesleki grupların bir kısım (YMM) Unvanı ve yapılması istenilen görev tanımı
hiçbir meslek tanımında da farklılık bulunmamaktadır. Dünyada YMM unvan ile mesleki unvan ve faaliyet
kapsamı mevcudiyeti bulunmamaktadır. Sadece seçkin olarak özerk tanımla tanımlanmış bir iş ve işlevde icra
edilmemektedir. Çünkü TÜRMOB yapısı içinde amaçlanan meslekler muhasebe ve denetim mesleği olup YMM
mesleği icra edilecek bir iş ve işlev tanımına günümüze uyarlanamayacaktır.
TÜRMOB un organ seçimleri ve oluşum şekli anayasanın demokratik ilkesine uyulmadığı açık olmasına
rağmen 1989 tarihinde günümüze kadar herhangi bir yasal anayasaya uygunluk yönünde bir düzenleme
14
yapılmamıştır. Türmob yönetimi teşekkül eden YMM’lerle aynı görevi icra eden bağımsız denetçi ve SMMM’
lerin aleyhine VUK Mükerrer 227 maddesinde YMM’lerin lehine ayrıcalıklı istemle görev ve işlem alanı açmıştır.
Aynı faaliyeti icra edenler mesleki gruplar arasında bir gurup lehine ayrımcılık doğurmaktadır.
VUK Mükerrer 227 Maddesi yine VUK 135 Maddesine aykırı olarak YMM’lerde tasdik belge ve onayı istenmesi
mali sistemin kendi içerisinde çelişkidir. Mükelleflere külfet doğurmaktadır. VUK Mükerrer 227 maddesinde
YMM’lerin lehindeki istem ve işlemler 660 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile görev ve yetki almış
meslektaşların alanı daraltarak bir inceleme ve denetim eylemi olmaksızın YMM’lerde rapor tanzim tasdik
istemi yasal değildir. İstenilen işlem denetim ve inceleme işlemi olmadığında bir başka isimle örtmek hukuksal
hile oluşturmaktadır. Eğer bir denetim olarak iddia edilecekse buda ayrıcalık olup anayasal eşitsizliği ve
meslekler arasında ayrıcalığı doğurmaktadır. Bir incelemede söz edilemez. Çünkü VUK 135 Maddesinde
inceleme yetkileri olan kamu görevleri açıkça yazılmıştır. Bir inceleme ve denetim eylemi olmayan rapor hangi
amaçla VUK mükerrer 227 Madde istenilebilir. Dolaysı ile maliyeye verilen raporlamanın doğrulama güvence
rapor olmadığında bir sorumlulukta doğurmamaktadır. VUK Mükerrer 227 maddesinde müteselsilden
sorumluluk ve ziyan cezası düzenlenmesi yasal uygunluğundan söz edilemez cezayı gerektiren eylemin tanımı
eylemin gerçekleştiren ceza unsur konu olan fiil tam olması gerekir. Fehim kıyas ve aracılıktan iradı kontrol
edilemeyen fiil ve eylemde cezai sorumluluk doğmaz. İrade dışında doğacak durumlarda kişinin o iradı eylemde
sorumlu tutulamaz.
Bu inceleme neticesinde Önerimiz
Biran önce TÜRMOB yapısı mülga edilmeli Türmob yerine kurulacak meslek odaların SMMM ve Bağımsız
Denetçiler Odasından teşekkül edecek şekilde düzenlenmesi.
Yeniden kurulacak odalar birliği Anayasanın demokratik ve hukuk ilkelerine uygun organ seçim ve oluşumu
sağlamak.
Tüm dünyada mali ve denetim alanında olduğu gibi iki tür mesleklerle teşekkül edilmeli. Muhasebeci mali
müşavir ve bağımsız denetçi şeklinde olmalı. Muhasebeci mali müşavir belge kayıt düzeni muhasebe sistemlerin
kurulması oluşacak kayıtlar doğrultusunda finansal raporlar tanzim ve mali danışmanlık yapmak. Bağımsız
denetçinin yapacağı görev muhasebeci Mali müşavirce sunulan finansal raporların doğruluk güvencesini
sağlamak için denetleyerek güvence vermektir.
VUK Mükerrer 227 Maddesi mülga edilmeli. Yeniden gerekli düzenleme yapılacaksa maliye bakanlığına
verilecek tüm beyan ve eklerdeki finansal ve kar zarar tablolarında muhasebeci Mali müşavir tarafınca
düzenleme ve imzalama zorunluğu getirilmesi
Büyük hacimli işlem yapan firmaların bağımsız denetim yapma zorunluğu olan firmalardan bağımsız denetim
raporların istenmesini sağlamaktır.
Yukarda yazdığımız öneriler doğrultusunda yasal düzenlemeleri ekonominin gelişmesine kayıt dışı ekonomiyi
kayıt altına almayı daha rahat sağlanacaktır. Gerek maliye sistemi gerek muhasebe sistemi ülkemizde gelişimi
sağlamak için bunları ivedilikle yapmak zorundayız. Dünyanın 10 büyük ekonomisinin arasına girilmesi ancak bu
yola gelişimin etki sağlar. İşletmelerimizin sağlıklı kayıt ve raporlama sistemiyle dünya firmalarına rekabet etme
gücü artmaktadır. Sağlıklı verilerle yönetimi de karar alma daha rasyonellik sağlar. Ülkenin mali imkân gücünün
farkındalığı yabancı yatırımcının gelmesini borsanın güvenilirliğini arttırmaktadır.
Tüm gayret ve çalışmalarımız ülkemiz ve insanımız için mesleğin gelişimine etki olmuşsa ne mutlu bizlere
Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Saygılarımla
BAĞIMSIZ DENETÇİ /SMMM
ABDURRAHMAN FİLİZ
15
YARARLANAN KAYNAKLAR:
1-
AYM KARARI 2012/128 karar sayı 23/3/2013 tarıh
28596 say rg
2- Adnan Gürbüz, HUKUK FELFESİ, sıyasal kıtab evi 2009
3- Andrew Hemad,SİYASET,Cev, Bekir Berat
Özipek,libert,yay2006
4- Danıştay, 4. Dairesinin E:2004/2404, K:2005/207 sayılı
kararı,html/www.danıstay
5678910111213141516171819202122232425262728-
AYM 2013/128 sayı Kararı
Coristo, YÖNETİM FELSEFESİ, Beta Yayıncılık, 2012
Charilaos Platonaleis ,COGİTO, YKB sayı 74,2013
friedrich a. Hayek ,HUKUK YASA ÖZGÜRLÜK, işbank yayinlari 2012
friedrrac Hayek, IMMANUEL KANT,cev Atila Yayla
Giovanni sartori ,DEMOKRASİ TEORİSİNE GERİ DÖNÜŞ,Tuncer Karamustafaoğlu Mehmet Turhan
Bas2014 syf.365
,Sentez,yay 2.
John Rawls ,HAKLAR YASASI, Bilgi üniversitesi yay,2 bas 2006
Leslie Lipson,SİYASETİN TEMEL SORUNLARI,cev figen Yavuz,İşbank k.y. 2006
Mustafa Erdoğan,HUKUK VE DEMOKIRASI,kesıt yay,2013
Mehmet yüksel ,HUKUK SOSYOLOJİSİ, sıyasal ya,2011
Michael Rosen,Jonathan Wolf, SIYASAL DÜŞÜNCE,dost yay,2006,
Nihal Saban, VERGİ HUKUKU,beta yay.6. Baski,2014
Norman P. Barry modern siyaset teoirisi Cev,Mustafa Erdoğan Yusuf şahın ,lıberty,3. Bas,2012
Sami Selçuk ,Demokiratik yönetim
Selda Çağlar AYM kararlari Ankara barosu hakemlik dergisi yıl 2002
Steinng Karger Demokırasi neye yarar YKB yayınlae cev.Nuretin elhüseynı, 2009
Sibel İnceoğlu,İnsan hakları Avrupa Sözleşmesi ve Anayasa.beta,yay.baskı,2013
Solmaz Zelyüt Hünler,Rawls ve Maclntyre İki adalet arasında, vadı yay,1997,
Jünger Habermas ,ÖTEKİ OLMAK ÖTEKKİYLE YAŞAMAK, YKB Yayınlari,cev İlknur Ala 3.baski, 2010
Jale G.akipek KIŞILER HUKUKU ,2014
Paul Guyer,Kant’ın Ödevler Sistemi,Cogito,yky,sayı,41-42,2005
Thomas Hobbes ,LEVLATHAN,Çev,Semih Lim,YKY,5.baski 2005
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurumu Araştırma ve Geliştirme Raporu
Vehbi BEYHUN, Toplum Özgürlükleri,Celal Bayar Üniversitesi Yayınları,mayıs,2012
Mahkeme, 3568 sayılı yasanın muhtelif hükümleri gereğince SMMMlerin yapacakları işlerin belirtildiği kararında,
anılan hükümler uyarınca muhasebecilik hizmeti verilen şirketin defter ve belgelerini muhasebe kurallarına göre
tutmak dışında karşıt inceleme yapmak, rapor hazırlamak gibi yetkileri bulunmayan SM ve SMMMlerin, yasal
düzenleme olmaksızın (4) sıra no.lu genel tebliğ uyarınca harici araştırmayı gerektirmeden, sahte veya muhteviyatı
itibariyle yanıltıcı olduğu anlaşılabileceği ifade edilen belgelerden sorumlu tutulmalarının cezaların kanuniliği
ilkesine uygun düştüğünden söz edilemeyeceği gibi imzaladığı beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına
ve bu kayıtların dayanağı oluşturan belgelere uygun olmadığı yolunda hakkında bir tespit bulunmayan davacı adına
müşterek ve müteselsil sorumlu tutulması suretiyle ödeme emri düzenlenmesi hukuka uygun
olmadığından dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davanın kabulüne ve
dava konusu ödeme emrinin iptaline oy birliği ile karar vermiştir.
16
17

Benzer belgeler