Göster/Aç

Transkript

Göster/Aç
T.C.
ZONGULDAK KARAELMAS ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME ANABİLİM DALI
Yüksek Lisans Tezi
KADIN GİRİŞİMCİLERİN RİSK ALMA EĞİLİMİ VE KENDİNE
GÜVEN ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA:
ZONGULDAK ÖRNEĞİ
Şerife Erdun
Zonguldak 2011
i
T.C.
ZONGULDAK KARAELMAS ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME ANABİLİM DALI
Yüksek Lisans Tezi
KADIN GİRİŞİMCİLERİN RİSK ALMA EĞİLİMİ VE KENDİNE
GÜVEN ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA:
ZONGULDAK ÖRNEĞİ
Hazırlayan
Şerife Erdun
Tez Danışmanı
Yrd. Doç. Dr. Halil Yıldırım
Zonguldak 2011
ii
iii
ÖZET
Kurum
: ZKÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı
Tez Başlığı
Tez Yazarı
: Kadın Girişimcilerin Risk Alma Eğilimi ve Kendine Güven
Özellikleri Üzerine Bir Çalışma: Zonguldak Örneği
: Şerife Erdun
Tez Danışmanı
: Yrd. Doç. Dr. Halil Yıldırım
Tez Türü, Yılı
: Yüksek Lisans Tezi, 2011
Sayfa Adedi
: 119
Ülkelerin ekonomilerinde ve kalkınma süreçlerinde kilit bir rol oynayan girişimciler
toplumlar için de önemli bir yere sahiptir. Çünkü girişimciler yalnızca üretim faktörlerini bir
araya getirip kar amaçlı üretim yapan bireyler değillerdir. Aynı zamanda ülkelerin sosyo
kültürel, politik, düşünsel değişimlerinde de rol oynamaktadırlar. Bu çok yönlü değişim tek
taraflı değildir ve sürekli birbiriyle etkileşim içindedir. Bu bağlamda girişimcilik de çok eski
zamanlarda yalnızca erkeklere özgü bir alan olarak değerlendirilirken zamanla kadınların da
önemli bir unsur olarak değerlendirildiği tanımlamalara dönüşmüştür.
Kadınların girişimcilik serüvenleri uzun ve sosyal, ekonomik politik yönleri olan
karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu nedenle kadın girişimcilerin yalnızca klasik özellikler
çerçevesinde değerlendirilmesi yerine kişilik özellikleri ağırlıklı olarak değerlendirilmesi
gerekmektedir.
Kişilik
kavramının
tanımı
ve
kişiliğin
insan
üzerindeki
etkisi
düşünüldüğünde; kavramın girişimcilik üzerinde de oldukça önemli etkilerinin olduğu
anlaşılmaktadır.
Bu çalışma, Zonguldak ilinde faaliyet gösteren kadın girişimcilerin demografik, iş
yaşamı ile risk alma eğilimi ve kendine güven ve bunların birbirleri ile olan ilişkilerini ortaya
çıkarmayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda, 111 katılımcı ile yüzyüze görüşme yapılması
suretiyle veriler elde edilmiş olup, nicel verilerin yanı sıra nitel veriler de kullanılmıştır. Bu
çalışma, kadın girişimciliği alanında yapılmış olan benzer çalışmalardan farklı olarak; kadın
girişimcilerin demografik özellikleri ve iş yaşamına ilişkin bilgilerin yanı sıra risk alma
eğilimi, kendine güven ve bu özelliklerin birbirleriyle olan ilişkilerini ortaya koymaktadır.
Bu kapsamda bir çalışmanın ilk olarak yapılması nedeniyle, bu alandaki literatüre katkı
sağlayacağı düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kadın Girişimciliği, Risk Alma Eğilimi, Kendine Güven, Zonguldak.
iii
ABSTRACT
Institution
: ZKÜ Institute of Social Sciences, Department of Management
Title
: A Study on The Risk Taking Propensity and Self Confidence of
Women Entrepreneurs: Example of Zonguldak
Author
: Şerife Erdun
Adviser
: Asst. Prof. Dr. Halil Yıldırım
Type of Thesis, Year
: MSc. Thesis, 2011
Total Number of Pages : 119
Entrepreneurs who play a key role in the economies and development processes have
an important place for the communities, because the entrepreneurs are not the individuals
who only gather the production factors and make profit-oriented production. They also play
a role in the socio-cultural, politic, intellectual changes of the countries. This multidirectional change is not the single-sided and they are continuously in an interaction with
each other. In this regard, while the entrepreneur is considered as an area special only to men
since time immemorial, in due course, it was transformed into the descriptions in which the
women were also valued as an important element.
Entrepreneurship adventures of women has a long and complex structure that has a
long and social, economic politic aspects. For this reason, the women entrepreneurs must be
predominantly evaluated as personality traits instead of being evaluated only within the
framework of classical characteristics. When the definition of the personality concept and the
effect of the personality on the human being is considered; it is found out that the concept
has also important effects on the entrepreneurship.
This study aims to reveal the demographic, occupational life, and risk taking
propensity and self confidence of the women entrepreneurs being active in Zonguldak
province their willingness to take risks, self-confidence and relationships with each other. In
this context, data were obtained by making face to face meetings with 111 participants, along
with the quantitative data, also qualitative data were used. This study, differently from the
similar studies made in the woman entrepreneurship area; along with the demographic
characteristics and information related to the occupational life of the women entrepreneurs,
put forward their risk taking propensity, self confidence and the relationships of these
characteristics with each other. Due to this study was made first-time in this scope, it is
considered that it will make contribution to the literature in this area.
Keywords: Women Entrepreneurship, Risk Taking Propensity, Self-Confidence, Zonguldak.
iv
ÖNSÖZ
21. yüzyıl dünyasında girişimci ve girişimcilik, üzerinde önem ile durulan
konulardan bir tanesidir. Ekonomiyi ayakta tutacak ona yön verecek en önemli
aktörlerden biri olan girişimciler, ülkeler açısından son derece önemlidir. Bu
çerçevede toplumların; risk alabilen, üreten, stratejik düşünceye sahip, hem
ekonomik hem de toplumsal konulara duyarlı, yeniliğe ve değişime açık girişimci
bireylere ihtiyacı vardır. Dünyada yaşanan gelişme ve değişme her alanda etkisini
göstermiştir. En etkili görüldüğü alanlardan biri de, kadın ve erkek arasındaki keskin
rol sınırlarına ve kadınların ekonomik ve sosyal hayattaki faaliyetlerine ilişkindir. Bu
nedenle girişimcilik tanımı içerisinde kadın girişimcilerin yeri ve önemli
sorgulanmaya ve kadın girişimcilere yönelik araştırmalara ağırlık verilmesi
gerekmektedir. Bu bağlamda kadın girişimciliği kişisel, ailevi, toplumsal ve
ekonomik ölçekte değerlendirilmesi gereken bir konudur.
Öncelikle tez konusunun belirlenmesi ile başlayan sürecin her aşamasında,
anlayış ve desteğini her an yanımda hissettiğim, varlığıyla bana büyük bir çalışma
gücü veren, görüşleri ile katkılarını esirgemeyen değerli hocam, tez danışmanım Yrd.
Doç. Dr. Halil Yıldırım’a ve öğrenim hayatım boyunca bana emek veren tüm
hocalarıma teşekkürü bir borç bilirim. Tez çalışmam boyunca bana gösterdikleri
anlayış ve sabır için, hayatımın her anında yanımda oldukları ve beni her zaman
destekledikleri için sevgili aileme ne kadar teşekkür etsem azdır. Son olarak manevi
desteklerini ve sevgilerini daima yanımda hissettiğim tüm dostlarıma sonsuz
teşekkürler.
Bu çalışmayı, böyle bir araştırmanın ortaya çıkmasında önemli rol oynayan,
tüm sorularıma sabırla ve içtenlikle yanıt veren, değerli vakitlerini bana ayıran, adını
sayamadığım Zonguldak ilinde faaliyet gösteren tüm kadın girişimcilere armağan
ediyorum.
v
İÇİNDEKİLER
Sayfa
ÖZET.............................................................................................................................. iii
ABSTRACT ................................................................................................................... iv
ÖNSÖZ ............................................................................................................................ v
İÇİNDEKİLER .............................................................................................................. vi
TABLOLAR LİSTESİ ................................................................................................... ix
KISALTMALAR LİSTESİ............................................................................................ xi
GİRİŞ .............................................................................................................................. 1
1. GİRİŞİMCİLİK VE KADIN GİRİŞİMCİLİĞİNİN KAVRAMSAL ÇERÇEVESİ 4
1.1. Tarihsel Açıdan Girişimcilik ......................................................................... 4
1.2. Girişimci ve Girişimcilik ............................................................................... 7
1.2.1. Girişimci ............................................................................................. 7
1.2.2. Girişimcilik ......................................................................................... 8
1.3. Girişimcilik Kültürü ...................................................................................... 9
1.3.1. Ailenin Etkisi .................................................................................... 10
1.3.2. Eğitimin Etkisi .................................................................................. 12
1.3.3. Sosyo-Kültürel Çevrenin Etkisi ......................................................... 13
1.3.4. Ekonomik ve Hukuki Faktörlerin Etkisi ............................................ 14
1.4. Girişimciyi Açıklayan Yaklaşım Olarak Kişilik Özellikleri Yaklaşımı......... 15
1.4.1. Risk Alma Eğilimi ............................................................................ 16
1.4.2. Kontrol Odağı ................................................................................... 18
1.4.3. Başarı Güdüsü ................................................................................... 21
1.4.4. İnisiyatif Sahibi Olmak ..................................................................... 22
1.4.5. Kendine Güven ve İnanç ................................................................... 23
1.4.6. Yaratıcılık ve Yenilikçilik Faktörü .................................................... 26
1.4.7. Liderlik ............................................................................................. 27
1.5. Kadın Girişimciliği...................................................................................... 29
1.5.1. Kadın Girişimciliğinin Tanımı........................................................... 29
1.5.2. Kadın Girişimcilerin Karşılaştığı Engeller ......................................... 32
1.5.2.1. Sosyal ve Kültürel Ortam ............................................................. 33
1.5.2.2. İş Yükü ve Aile İlişkileri .............................................................. 36
vi
1.5.2.3. Finans ve Yönetim ....................................................................... 37
1.6. Türkiye’de Girişimcilik ve Kadın Girişimciliği ........................................... 38
1.6.1. İlk Aşama: Cumhuriyet Öncesi Dönem ............................................. 38
1.6.2. İkinci Aşama: Cumhuriyet ve 1980 Arası Dönem.............................. 40
1.6.3. Üçüncü Aşama: 1980 ve Sonrası Dönem ........................................... 42
2. ZONGULDAK’TA FAALİYET GÖSTEREN KADIN GİRİŞİMCİLER İLE
RİSK ALMA EĞİLİMLERİ VE KENDİNE GÜVEN ÖZELLİKLERİ
ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA................................................................................ 47
2.1. Literatür Araştırması ................................................................................... 47
2.2. Araştırmanın Metodolojisi ........................................................................... 54
2.2.1. Araştırmanın Amacı .......................................................................... 54
2.2.2. Araştırmanın Önemi .......................................................................... 54
2.2.4. Araştırmanın Sınırlılığı...................................................................... 56
2.2.5. Araştırmanın Yöntemi ....................................................................... 56
2.2.5.1. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi ............................................... 57
2.2.5.2. Anket Verilerinin Toplanması ...................................................... 57
2.2.5.3. Anket Verilerinin Analizi ............................................................. 58
2.2.5.4. Ölçeklerin Güvenilirlik Testi........................................................ 59
2.3. Bulgular ...................................................................................................... 60
2.3.1. Kadın Girişimcilerin Demografik Özellikleri İle İlgili Bulgular ......... 60
2.3.1.1. Kadın Girişimcilerin Doğum Yerleri ve Yaş Özellikleri ............... 60
2.3.1.2. Kadın Girişimcilerin Eğitim Durumu ve Yabancı Dil Bilgi ve
Seviyeleri..................................................................................... 61
2.3.1.3. Kadın Girişimcilerin Medeni Durumları, Eşlerinin Eğitim Durumu
ve Meslekleri ............................................................................... 63
2.3.1.4. Kadın Girişimcilerin Çocuk Sahibi Olup Olmadıkları ve Çocuk
Sayısı ........................................................................................... 64
2.3.1.5. Kadın Girişimcilerin Ev İşlerini Yürütme ve Çocuk Bakımı Gibi
Konularda Aldıkları Destek ......................................................... 66
2.3.1.6. Kadın Girişimcilerin Ailelerindeki Girişimci Varlığı .................... 66
2.3.1.7. Kadın Girişimcilerin Ailelerindeki Girişimcilerin Yakınlık
Dereceleri .................................................................................... 67
2.3.2. Kadın Girişimcilerin İş Yaşamlarına İlişkin Bulgular ........................ 68
2.3.2.1. Kadın Girişimcilerin Girişimci Olmadan Önce Çalışıp Çalışmadığı
ve Önceki İşin Türü ..................................................................... 68
2.3.2.2. Kadın Girişimcilerin Çalıştıkları Sektör ve İşletmelerinin Faaliyet
Yılı .............................................................................................. 69
2.3.2.3. Kadın Girişimcilerin İşletmeleri ve Cinsiyet Sorunu..................... 70
vii
2.3.2.4. Kadın Girişimcilerin İşletmelerinin Kuruluş Sırasında Aldıkları
Destekler ..................................................................................... 71
2.3.2.5. Kadın Girişimcilere Göre Girişimci Olmanın En İyi Yönleri ........ 73
2.3.2.6. Kadın Girişimcilerin Girişimci Olmalarını Etkileyen Nedenler..... 74
2.3.2.7. Kadın Girişimcilerin İşletmelerinin Kuruluşu Sırasında
Karşılaştıkları Güçlükler .............................................................. 75
2.3.2.8. Kadın Girişimcilerin İşletmelerinin Faaliyetleri Sırasında
Karşılaştıkları Güçlükler .............................................................. 76
2.3.3. Kadın Girişimcilerin Risk Alma Eğilimi ve Kendine Güven
Özelliklerine İlişkin Bulgular ............................................................ 78
2.3.4. Kadın Girişimcilerin Demografik ve İş Yaşamı İle Risk Alma
Eğilimi ve Kendine Güven Özellikleri Arasındaki İlişki .................... 79
2.3.4.1. Kadın Girişimcilerin Demografik ve İş Yaşamı Özellikleri İle Risk
Alma Eğilimleri Arasındaki İlişki ................................................ 79
2.3.4.2. Kadın Girişimcilerin Demografik ve İş Yaşamı Özellikleri İle
Kendilerine Olan Güvenleri Arasındaki İlişki............................... 81
2.3.5. Kadın Girişimcilerin İş Yaşamları İle Risk Alma Eğilimleri ve
Kendine Güven Özellikleri Arasındaki İlişki ..................................... 84
2.4. Araştırma Bulgularının Genel Değerlendirmesi ........................................... 87
SONUÇ .......................................................................................................................... 93
KAYNAKÇA ................................................................................................................. 99
EKLER ........................................................................................................................ 115
EK-1: Kadın Girişimcilerin Risk Alma Eğilimi ve Kendine Güven Özellikleri
Üzerine Bir Çalışma: Zonguldak Örneği .................................................. 115
viii
TABLOLAR LİSTESİ
Sayfa
Tablo 1.1:
Kadın Girişimci Tipleri ...................................................................... 31
Tablo 1.2:
AB Komisyonu Cinsiyet Eşitliği Raporu AB Ülkeleri ve Türkiye ....... 44
Tablo 1.3:
1988-2010 Dönemi Arasında Türkiye’deki Kadın ve Erkek Girişimci
Sayısı .................................................................................................. 45
Tablo 2.1:
Kadın Girişimcilere Uygulanan Ölçeklerin Güvenilirlik Analizi
Sonuçları ............................................................................................ 60
Tablo 2.2:
Kadın Girişimcilerin Doğum Yeri ve Yaş Özellikleri.......................... 61
Tablo 2.3:
Kadın Girişimcilerin Eğitim Durumu, Yabancı Dil Bilgi ve
Seviyeleri............................................................................................ 62
Tablo 2.4:
Kadın Girişimcilerin Medeni Durumları, Eşlerinin Eğitim Durumu
ve Meslekleri ...................................................................................... 63
Tablo 2.5:
Kadın Girişimcilerin Çocuk Sahibi Olup Olmadıkları ve Çocuk
Sayısı .................................................................................................. 65
Tablo 2.6:
Kadın Girişimcilerin Ev İşlerini Yürütme ve Çocuk Bakımı Gibi
Konularda Aldıkları Destek................................................................. 66
Tablo 2.7:
Kadın Girişimcilerin Ailelerindeki Girişimci Varlığı .......................... 66
Tablo 2.8:
Kadın Girişimcilerin Ailelerindeki Girişimcilerin Yakınlık Derecesi .. 67
Tablo 2.9:
Kadın Girişimcilerin Girişimci Olmadan Önce Çalışıp Çalışmadıkları
ve Önceki İşin Türü ........................................................................... 68
Tablo 2.10: Kadın Girişimcilerin Çalıştıkları Sektör ve İşletmelerinin Faaliyet
Yılı ..................................................................................................... 69
Tablo 2.11: Kadın Girişimcilerin İşletmeleri ve Cinsiyet Sorunu ........................... 70
Tablo 2.12: Kadın Girişimcilerin İşletmelerini Kuruluş Sırasında Aldıkları
Destekler ............................................................................................ 71
Tablo 2.13: Kadın Girişimcilere Göre Girişimci Olmanın En İyi Yönleri .............. 73
Tablo 2.14: Likert Ölçeğin Puanlanması................................................................ 74
Tablo 2.15: Kadın Girişimcilerin Girişimci Olmalarını Etkileyen Nedenler ........... 75
ix
Tablo 2.16: Kadın Girişimcilerin İşletmelerinin Kuruluş Sırasında Karşılaştıkları
Güçlükler ........................................................................................... 76
Tablo 2.17: Kadın Girişimcilerin İşletmelerinin Faaliyetleri Sırasında
Karşılaştıkları Güçlükler ..................................................................... 77
Tablo 2.18: Kadın Girişimcilerin Risk Alma Eğilimi ve Kendine Güven
Özelliklerine İlişkin Bilgiler ............................................................... 78
Tablo 2.19: Kadın Girişimcilerin Demografik ve İş Yaşamı Özellikleri İle Risk
Alma Eğilimleri Arasındaki İlişki ....................................................... 80
Tablo 2.20: Kadın Girişimcilerin Demografik ve İş Yaşamı Özellikleri İle
Kendilerine Olan Güvenleri Arasındaki İlişki ..................................... 82
Tablo 2.21: Kadın Girişimcilerin İş Yaşamları İle Risk Alma ve Kendine Güven
Özellikleri Arasındaki Korelasyon Katsayıları.................................... 85
x
KISALTMALAR LİSTESİ
AB
: Avrupa Birliği
ABD
: Amerika Birleşik Devletleri
BETAM
: Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar
Merkezi
BM
: Birleşmiş Milletler
BMKP
: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı
Çev.
: Çeviren
DPT
: Devlet Planlama Teşkilatı
iss
: (issue) Sayı
İŞKUR
: Türkiye İş Kurumu
KOBİ
: Küçük ve Orta Ölçekli İşletme
KOSGEB
: Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme İdaresi Başkanlığı
N
: Anakütle
No
: (Number) Numara
pp.
: (Paper) Sayfa/Sayfa Aralığı
r/R
: Korelasyon Katsayısı
s.
: Sayfa
s.s.
: Sayfa aralığı
SBE
: Sosyal Bilimler Enstitüsü
SPSS
: Sosyal Bilimler İçin İstatistik Programı
t.y.
: Tarih yok
TOBB
: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
TSO
: Ticaret ve Sanayi Odası
TÜGİAD
: Türkiye Genç İşadamları Derneği
TÜİK
: Türkiye İstatistik Kurumu
TÜSİAD
: Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği
vb.
: ve benzeri
vd.
: ve diğerleri
Vol.
: (Volume) Cilt
ZTSO
: Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası
xi
1
GİRİŞ
Ülkelerin rekabetlerinde kilit bir rol üstlenen girişimcilik durağan olmayan,
sürekli gelişen ve değişen bir faaliyettir. Girişimcilik alanında yaşanılan en önemli
gelişmelerden biri de kadın girişimcilerin ekonomik hayatta artık daha fazla rol
oynamasıdır. İstihdamın ve istihdama yönelik yapılan düzenlemelerin giderek
artması kadın girişimciliğinin de üzerinde durulması gereken önemli konulardan biri
olduğunu göstermektedir. Temelde, kadınlarla erkekler girişimcilik açısından benzer
özellikler gösterse ve sorunlarla karşılaşsalar da, kadın girişimcilerin kendilerine
özgü özellikleri ve sorunları bulunmaktadır. Bu nedenle kadın girişimciliği tek bir
boyuttan ele alınmaması, kişisel, ailevi, toplumsal ve ekonomik ölçekte
değerlendirilmesi gereken bir konudur.
Kadınların iş hayatına katılımları çok eski tarihlere dayanmaktadır. Ancak
1980 sonrası kadınların yoğun bir şekilde iş hayatına katıldıkları görülmektedir.
Artık kadınlar yalnızca belirli mesleklerde değil, eğitim, bilgi ve becerilerine göre
her
türlü
mesleğe
yönelebilmekte
ve
bunu
başarılı
bir
şekilde
yerine
getirebilmektedirler.
Türkiye’de girişimcilik alanındaki finansman, eğitim, sosyo-kültürel, ailevi
yükümlülük, rol ilişkileri, toplumsal statüden kaynaklanan farklı risklere katlanma
gibi sorunlara rağmen, kadınlar kendi girişimlerini gerçekleştirebilmekte, bu da
işletme sahibi kadınların sayısının gün geçtikçe artmasını sağlamaktadır. Ayrıca
kadınların girişimcilik faaliyetlerine katılması ile ülkede yeni istihdam alanları
açılmaktadır. Bu istihdam alanları beraberinde yeni gelişmelerin doğmasını
sağlamakta ve ülkelerin kalkınmasında önemli rol oynamaktadır.
Bu çalışmanın amacı, Zonguldak ilinde faaliyet gösteren kadın girişimcilerin
demografik özelliklerini, girişimci olma nedenlerini, işletmeyi kurarken ve
yürütürken karşılaştıkları güçlükleri, risk alma eğilimi ve kendine güven özelliklerini
ortaya koymaktır.
Ayrıca kadın girişimcilerin girişimci olmalarını etkileyen
nedenler, işlerini kurarken ve yürütürken karşılaştıkları güçlükler ile risk alma
eğilimleri ve kendilerine olan güvenleri arasındaki ilişkiyi ortaya koymayı
2
amaçlamaktadır. Araştırma sonuçlarının Zonguldak’ın kadın girişimci profilini
ortaya koymasının yanı sıra daha sonra yapılacak olan benzer araştırmalara da ışık
tutması hedeflenmektedir.
Bu araştırmanın evrenini Zonguldak ilinde faaliyet gösteren kadın girişimciler
oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise, Zonguldak ilinde faaliyet gösteren
Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası (ZTSO) kadın girişimciler kurulunda kayıtlı
listeden yola çıkılarak ulaşılmış olan 111 kadın girişimci oluşturmaktadır. Araştırma
yalnızca Zonguldak il merkezinde ve Ereğli ilçesinde faaliyet gösteren kadın
girişimciler ile sınırlıdır. Bu çalışmada verilerin toplanması sırasında, olasılıklı
olmayan örnekleme yöntemlerinden, yargısal (iradi) örnekleme ve kartopu
(snowball) örnekleme yöntemleri kullanılmıştır.
Araştırma verilerinin elde edilmesinde çeşitli analiz teknikleri kullanılmıştır.
Kadın girişimcilerin demografik özelliklerini ortaya koymak için frekans dağılımı,
girişimci olmalarını etkileyen nedenler, işletmenin kuruluş ve faaliyet aşamasında
karşılaşılan güçlükleri ölçmek için ise, friedman testi kullanılmıştır. Kadın
girişimcilerin risk alma eğilimi ve kendine güven özellikleri ile demografik
özellikler, girişimci olma nedenleri ve işletmenin kuruluş ve faaliyet aşamasında
karşılaştıkları güçlükler arasındaki ilişkiyi ölçmek için ise ki kare bağımsızlık testi
uygulanmıştır. Son olarak kadın girişimcilerin risk alma eğilimi, kendine güven,
girişimci olma nedenleri, işletmenin kuruluş ve faaliyet aşamasında karşılaştığı
güçlüklerin birbirleriyle olan ilişkilerinin şiddetini ölçmek amacıyla korelasyon
analizine başvurulmuştur.
Çalışma giriş ve sonuç bölümleri hariç olmak üzere iki bölümden
oluşmaktadır. Çalışmanın birinci bölümünde, girişimcilik ve kadın girişimciliğinin
kavramsal çerçevesi ele alınmıştır. Bu bağlamda, girişimcilik konusu tarihsel ve
teorik açıdan ele alınmış olup, girişimcilik kültürü, girişimciyi açıklayan bir yaklaşım
olarak kişilik özellikleri yaklaşımı incelenmiştir. Daha sonra, kadın girişimciliği
teorik açıdan ve kadın girişimcilerin karşılaştıkları engeller açısından ele alınmıştır.
Bu
bölümde
son
değerlendirilmiştir.
olarak
Türkiye’de
girişimcilik
ve
kadın
girişimciliği
3
Çalışmanın ikinci bölümünde ise, girişimcilik ve kadın girişimciliği konusu ile
ilgili daha önce yapılmış olan yerli ve yabancı çalışmalar irdelenmiş, araştırmanın
metodolojisi ortaya konulmuştur. Son olarak Zonguldak ilinde faaliyet gösteren
kadın girişimciler üzerinde yapılan araştırmaya, araştırma sonucunda elde edilmiş
olan bulgulara ve genel bir değerlendirmeye yer verilmiştir. Çalışma, araştırma
bulgularının değerlendirildiği ve gelecek çalışmalara yön verecek önermelerin
bulunduğu sonuç bölümü ile sona ermektedir.
4
1.
GİRİŞİMCİLİK
VE
KADIN
KAVRAMSAL ÇERÇEVESİ
GİRİŞİMCİLİĞİNİN
1.1. Tarihsel Açıdan Girişimcilik
Tarihsel süreç içerisinde insanoğlu, ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve yaşamını
sürdürebilmek için çeşitli faaliyetler içerisinde bulunmuştur. İlk insanlar günümüzde
girişimcilik tanımında yer alan birçok özelliği içinde barındırmaktaydı. Bunlar
arasında risk alma, yenilik yapma, değişim, fırsatları değerlendirme gibi özellikler
gösterilebilir (Durukan, 2006:26). Ekonomik, sosyal, psikolojik ve teknolojik
değişmenin ve gelişmenin getirdiği doğal bir dinamizm olan girişimcilik, değişimin
ve yeniliğin gerçek özlerinden biri olduğu için önemlidir (Swedberg, 1991:409;
Özkul, 2007:44).
Tarihte bilinen en eski girişimciler deniz aşırı ülkelere ticari seferler
düzenlemekteydiler. Bunlardan biri Uzak Doğu’ya ticari seferler düzenleyen
Venedikli Marco Polo’dur. Marco Polo gezgin-tacir olarak gittiği ülkelerdeki
sermaye sahipleriyle imzaladığı anlaşma gereği aktif risk üstlenir, sermayedarın
üstlendiği risk ise pasif nitelikte olurdu. Mallar satılıp, ülkeye dönüldükten sonra ise
kar, %75’i sermayedara kalmak suretiyle ikisi arasında paylaşılmaktaydı (Hisrich ve
Peters, 1998:7).
Orta çağda girişimci sözcüğü, ağırlıklı olarak mevcut devlet yönetimleri ile
birlikte ve onların desteğini alarak, büyük üretim projelerini yöneten, ülkenin
ekonomik refahı için çalışan kişiler için kullanılan bir sözcüktü. Bu büyük üretim
projelerinde girişimci herhangi bir riske girmiyor, genellikle ülkenin yöneticileri
veya büyük sermaye sahipleri tarafından sağlanan kaynakları kullanarak projelerini
gerçekleştiriyordu. Bu dönemdeki girişimcilerin özelliği risk almamasıydı (Yıldırım,
2008:17; Atasoy, 2009:5-6;).
17. yüzyıl girişimci ile risk kavramının yeniden birlikte anıldığı dönemin
başlangıcını gösteriyordu. Girişimci artık risk almaya başlamış, mal ve hizmet
üretme yükümlülüklerini belirli miktar üzerinden kâr zarar üstlenerek sözleşme
yapan bireye dönüşmüştü. Bu nedenle sözleşmenin kapsamında yapılan iş sonucunda
5
ortaya çıkan kâr ve zarar tümü ile girişimciye ait olmaktaydı (Arıkan, 2002:46;
Atasoy, 2009:6).
18. yüzyıla gelindiğinde sermaye sahibi ile sermaye gereksinimi duyan
arasındaki farkın belirgin bir şekilde ortaya çıkması ile girişimciler sermaye
sağlayanlardan ayrılmaya başladı. Girişimciler sermaye kullanıcıları olup, risk
sermayesi sahipleri ise öz sermaye kaynaklarından yatırımlarına yüksek getiri
sağlamak amacıyla risk içeren yatırımlar yapan kişi ya da kurumlardı (Atasoy,
2009:6). Bu farklılığa yol açan nedenlerden birisi artık endüstri çağına girilmiş
olmasıydı. Bu aşamada Eli Whitney ve Thomas Edison gibi mucit, iş adamları
tarafından gerçekleştirilen birçok buluşun kaynağına temel olarak dünyanın değişen
koşulları gösterilmektedir. Çünkü, Edison ve Whitney sermaye sağlayıcısı değil,
sermaye kullanıcılarıydı; yani birer girişimciydiler (Hisrich ve Peters, 1998:7-8).
Girişimcilik tanımını yazın hayatına ilk kazandıran İrlandalı ekonomist Richard
Cantillon’dur (Döm, 2008:6; Yıldırım, 2008:17). Terim, daha sonraki yıllarda çoğu
düşünür, iktisatçı, ekonomist tarafından da ele alınmış ve tanımlanmıştır. Birçok kişi
tarafından girişimcilik teriminin isim babası olarak adlandırılan Cantillon (16801734), o yıllarda girişimciliği, iş adamının emeği üretim sürecinde istihdam etme,
sermaye sağlama işlevleri ile bilinmeyen geleceğin karşısındaki risk ve karar alma
pozisyonu olarak tanımlamıştır (Alada, 2001:65). Girişimci risk alandır, çünkü belirli
bir fiyattan alım yapar; ancak, ürün için talep olup olmayacağı, olsa bile beklenen
satış fiyatına erişilip erişilemeyeceği belli değildir (Yıldırım, 2008:18).
1800’lerin başlarında girişimci kavramına ikinci kez değinen ise, ekonomist
Jean Baptiste Say (1767-1832)’dir. Say, girişimciyi, görmediği şeyleri anlayan ve bu
sezgiye göre hareket eden kişi olarak görmüştür (İraz, 2005:156). Girişimcinin özel
bir yeteneğe ya da kişiliğe ihtiyacı yoktur (Arıkan, 2004:12). Say girişimcinin elde
ettiği kârın, sermaye sahibinin elde ettiği kârdan farklı nitelikte olduğuna ilişkin
görüşü ortaya atmış, girişimcilik sürecinin kendine özel bir faaliyet türü olduğu
düşüncesi daha fazla taraftar kazanmıştır. Cantillon gibi Say de, girişimcinin
“ekonominin kilit noktasındaki kişi ve ekonomik değişim ve gelişimin bir
tetikleyicisi” olduğunu vurgulamıştır (Gürol 2006:10). Say’ den itibaren girişimcilik
6
dördüncü üretim faktörü olarak genel kabul görmüştür. Böylece klasik üretim
faktörleri olan emek, sermaye ve doğal kaynaklara girişimcilik de dâhil edilmiştir
(Müftüoğlu ve Durukan 2004:6). Say’e göre girişimci firma içersinde hem
koordinatör hem de lider ve yönetici rollerini üstlenir. Say bu bağlamda, girişimcinin
yönetsel rolünü ilk vurgulayan iktisatçı olarak tarihe geçmiştir (Arıkan, 2004:5).
Frank Knight (1921) risk ve belirsizlik arasındaki ayrımı açıkça ortaya koyan
ilk kişidir. Girişimcinin ekonomik fonksiyonu belirsizliğe göğüs germektir.
Cantillon’un
girişimcilik
kuramını
genelleştirmiş,
girişimcinin
belirsizliği
yüklendiğini ve girişimciliğin ‘arbitraj’dan daha fazlasını içerdiğini belirtmiştir.
Knight’a göre girişimci belirsizlik ortamı içerisinde neyin, ne zaman ve nasıl
üretileceğine ilişkin üretken süreçte karar verici konumunda ve kâr elde etme
beklentisiyle bunun sorumluluğunu alan kişidir (Döm, 2008:4).
20. yüzyılın başında, modern girişimcilik düşüncesinin kurucusu olarak
nitelendirilen Joseph Schumpeter (1883-1950), girişimciliği yeni bileşenlerin
meydana getirilmesi olarak tanımlamış ve bunun da ekonomik kalkınmanın temeli
olduğunu belirtmiştir. Schumpeter girişimciyi, yenilik yaparak ekonomideki
süregelen durumu bozma kabiliyetine sahip, ekonomik kalkınmanın merkezi rolüyle
ilişkilendirmiştir
(Buergin,
1998:13; Tamasy,
2006:368).
Ayrıca günümüz
girişimcilik yaklaşımlarına da ilham kaynağı olan yenilikçilik kavramını da
girişimciliğe katmıştır (Yıldırım, 2008:18; Karabulut, 2009:336). Schumpeter’in
tanımında girişimcilik yenilik yapmayı içerdiği için girişimci sıfatı sürekli geçerli bir
statü değildir. Girişimci sadece yenilik faaliyeti yapıyorsa girişimcidir. Bir diğer
deyişle, girişimcilik bir anlayış ve davranış biçimidir (Peukert, 2002:85).
Schumpeter’in fikirlerinden yola çıkan Israel M. Krizner (1930), girişimciyi,
başkalarının göremediği şeyleri anlayan, bu sezgiye göre hareket eden ve aktif risk
alan kişi olarak tanımlamıştır (İraz, 2005:156). Girişimci, gelirlerin belirsiz,
harcamaların ise belirli olduğu koşullar içerisinde faaliyet gösteren kişidir. Gelirin
belirsiz olma nedeni ise gelecekteki pazar talebini gerçekçi bir biçimde öngörmenin
imkânsızlığıdır. Bu anlamda gelir satışlardan elde edilen gelirdir (Arıkan, 2004:4).
Kirzner’e göre girişimciliğin özü, fırsatları fark edebilmektir ve bunu gölgede
7
bırakmadan girişimciliğin risk içerdiği söylenebilmektedir (Adaman ve Devine,
2002:337). Kirzner, girişimci kişiyi keşif yapma ve kâr fırsatlarını kovalama
konusunda tetikte olan kişi olarak tarif etmiş ve girişimcinin ihtiyaç duyduğu en
önemli unsur olarak bilgiyi ön plana çıkarmıştır (Adaman ve Devine, 2002:337;
Tunç, 2007:33).
21.
yüzyılda
özellikle
toplumsal
değişimlerin
girişimciliği
etkilediği
söylenebilir. Aynı şekilde girişimciliğin gelişmesi de toplumları ülke içinde ve/veya
dışında sosyal, ekonomik ve siyasal olarak etkilemektedir. Girişimcilik ilk
dönemlerde daha çok maddi unsurlar ile ilişkilendirilirken, ilerleyen dönemlerde ve
özellikle 21. yüzyılda başarı, yenilikçilik, bağımsızlık, sosyal sorumluluk gibi
kavramlarla ilişkilendirilerek gelişme göstermiştir (Parlak, 2005; Aytaç ve İlhan,
2007:101; Karagöz, 2009:47).
1.2. Girişimci ve Girişimcilik
1.2.1. Girişimci
Girişimci (Entrepreneur) kelimesi, Fransızca “arada bulunan” ve “almak”
kelimelerinden türemiştir (Gürol, 2000:25). Fransız bilim adamları Cantillon ve
Say’a göre girişimci, bir ekonomiye yön veren iki farklı kişi (tüketici ve tedarikçi)
arasında yer alan ve işin merkezinde bulunan, asıl işi (üretimi) örgütleyen dinamik
bir kişidir (Caird, 1991:76). Buradan yola çıkarak “satıcı ve müşteri/alıcı arasında yer
alan birisi” olarak adlandırılan girişimci, kelimenin gerçek anlamında “başaracağı
inancı ile risk üstlenen kişi” olarak tanımlanabilir (Gürol, 2000:25).
Girişimci ekonomik bir insan olarak kaynakları (işçilik, materyal, donanım,
sermaye gibi faktörleri) öz çıkarlarına uygun olarak organize ederek daha
öncekinden büyük, değişik, farklı, değer yaratırken aynı zamanda değişimi, yeniliği,
yeni düzeni oluşturan ve bunu gerçekleştirirken risk alan kimsedir (Swedberg,
1991:440; Tekin, 2004:3). Girişimci için riskler çok çeşitli olabilir. Bu risklere
girmek ve sonucunda bir şeyler elde etmek girişimcilik kültürünün gereğidir (Şimşek
vd., 2001:41).
8
Girişimci bir iş psikologu olarak, çeşitli güdülerle, hedeflerine ulaşan, belli
başarıları yakalayan, deneyim kazanan ve tatmin olan kimsedir (Swedberg,
1991:440). Bir iş sosyologu olarak girişimci, toplum içinde itibarı olan, saygı gören,
bir statüsü olan, ünlü, güvenilir kimsedir. Bir koordinatör olarak ise, yönetim, ustalık
(beceri), girişimcilik (yetenek) gibi farklı özelliklerin tek bir bedende buluştuğu
farklı bir kişiliktir (Top, 2006:6). Bir kişinin girişimci olabilmesi için risk ve
sorumluluk üstlenebilme, yeniliklere açık olma, durağan olmayan dinamik bir kişilik,
üretme ve büyüme tutkusu, sorumluluk sahibi, yaratıcılık gibi bir takım belirli
niteliklere sahip olması gerekmektedir (Bridge, 1998:43; Müftüoğlu, 1998:44; Zhao,
2005:26; Bozgeyik, 2005:37). Malta’lı düşünür De Bono’ya göre, girişimciyi
tanımlayan, bir şeyi gerçekleştirme tutkusudur ve bu tutku bir yazar ya da ressamın
tutkusundan farklı değildir. Bu noktada girişimcinin en büyük amacının daha önce
bulunmayan bir şeyi ortaya çıkarmak olduğunu vurgulamıştır. Girişimcinin yalnızca
düşünmeyen, fikirlerini kâğıt üstünde bırakmayan, “eylem”i seçen kişi olması onu
diğerlerinden farklı kılmaktadır (Gerber, 2008).
Ülkelerin ekonomik sistemleri içerisinde girişimciler; buluş yapmakta, yeni
işler kurmakta ve ekonomik büyümeye yardımcı olmaktadırlar (Tekin, 2004:3). Aynı
zamanda üretecekleri mal hizmetleri farklı kesimlerin beğenisine sunarak potansiyel
pazarlar oluşmasının da önünü açmaktadırlar. Girişimcilerin kâr marjlarını
artırabilme güdüsüyle ürünlerinde yenilikler yapma ihtiyacının doğması onları yeni
teknolojiler kullanmaya teşvik etmekte bu da mevcut teknolojinin gelişmesine
yardımcı olmaktadır (Ünal, 2009:80).
1.2.2. Girişimcilik
Girişimcilik (entrepreneurship) kavram olarak, bir girişimci olma eylemini
ifade ederken, Fransızca’daki “üstlenmek-girişmek; fırsatları kovalamak; yenilik ve
bir iş başlatma yoluyla ihtiyaç ve istekleri yerine getirmek” anlamına gelen
“entreprendre” kelimesinden türetilmiştir (Burch, 1986:4). Günümüzde girişimcilik
ülke ekonomileri için oldukça önemli olup, girişimciler, iş hayatının ve kalkınmanın
lokomotifi olarak kabul edilmektedirler (Tekin, 2004:3; Yıldırım, 2008:45).
9
Girişimcilik, yeni bir üretim ve tüketim anlayışıyla ilgili olup, birbirinin
benzeri taleplere dayalı, üretime odaklanan geleneksel anlayışın yerine; değişken
tüketici taleplerini dikkate alan yeni bir üretim anlayışını ifade etmektedir. (Stopford
ve Baden-Fuller, 1994:522). Bu üretim anlayışı ise sürekli değişen tüketici
taleplerince nitelenmektedir. Bu nedenle homojen bir tüketim anlayışına ve kitlesel
üretim anlayışına dayanan üretim anlayışı egemenliğini kaybetmiştir. Böylece esnek
örgütlenmeye dayalı özel girişimcilik, giderek ekonomik alanda ağırlık kazanmaya
başlamıştır (İlhan, 2004:70).
Girişimcilikle ilgili bir çalışmada, 1982-1992 yılları arasında girişimcilik
konusuyla ilgili yapılmış çeşitli akademik yayınlarda girişimci ve girişimcilik ile
ilgili bulunan 77 tanımda en az 5 kere görülen 15 anahtar sözcük grubu tespit
edilmiştir.
Bu
sözcük
grupları;
risk
alma/risk
yönetimi/belirsizlik,
başlatma/bulma/yaratma, yenilik/yeni ürünler/yeni pazar, yeni işletme, fırsatların
peşinden koşma, kar arzusu/kişisel fayda, değişim yaratma, değer yaratma, yönetim,
strateji oluşturma, üretim yolları ve kaynaklar, büyüme arzusu, sahiplik,
Sahiplik/sorumluluk/yetki ve girişim’dir. (Müftüoğlu vd. 2004:3)
Çalışma sonucunda oluşturulan bu tespitten yola çıkarak girişimciliğin oldukça
geniş bir yelpaze içersinde ele alınabileceğini söylenilebilir. Güncel ve popüler bir
kavram olan girişimcilik, çok çeşitli, heterojen, geniş kapsamlı, karmaşık bu nedenle
tek bir tanımla tanımlanması ve kavramsallaştırılması zor bir olgudur (Brockhaus
1980:510; Drucker, 1985:21; Diensberg, 2006:5-25).
1.3. Girişimcilik Kültürü
Girişimcilik, bilgi, kültür ve karakter boyutları olan bir meslek olarak
toplumsal/kültürel yapı ile ilişki içerisindedir Bazı toplumlar girişimcilik konusunda
yüksek performans gösterirken diğerlerinde aynı performans görülememektedir. Bu
farkın oluşmasında ise kültürün oynadığı role dikkat çekilmektedir. Toplumun
yapısal koşulları, değer ve norm sistemleri, herhangi bir davranışın oluşmasını
doğrudan etkileyebilmektedir. Girişimcilik ve kültür kavramlarını birleştirerek bir
girişimcilik kültürü kavramına ulaşılabileceği gibi, iki kavramın anlatımlarına
bakılarak da bir tanım yapılabilir (Aytaç, 2006:139).
Girişimcilik kültürü;
10
girişimciye yeni bir statü veren, yaptıklarını ödemeyi garanti eden, başkalarının
kendine iş imkanları yaratmasını beklemek yerine, başkaları için iş imkanları
yaratan, farklı, yeni bir neslin yetişmesini sağlayabilen bir kültür olarak
tanımlamaktadır (Cabar, 2006:17).
Girişimcilik kültürüne sahip olan ve bunun girişimcilik politikası amaçlarına
uygun olarak kullanabilen toplumlar girişimcilikte başarılı olabilirler. Buna uygun
girişimci tipinin yetişmesi için yeni bir girişim kültürü oluşturulmalıdır. Böyle bir
kültürde yetişen girişimcilerde ortaya çıkan birtakım özellikler gerekmektedir.
Girişimci özelliklerini taşıyan bireyler diğer insanlardan farklı davranış
özellikleri gösterir. Onları girişimci yapan da zaten bu farklardır. Girişimci kişi risk
alabilmelidir. Sorumluluk almaktan çekinmemelidir. Diğer insanlardan farklı olarak
olağandışı karakteristik özelliklere sahip olmalıdır. Kendi geleceğine yön verebilme
yeteneğine sahip olmalıdır. Etkili örgüt yaratabilmelidir. Kolay yorulmamalı ve
enerjik olmalıdır. Bilgiye erişme ve bilgiyi kullanmada zorlanmamalı, başarı
konusunda yeteneklerine güvenmelidir. Her zaman geleceğe yönelik davranmalı
geçmişte takılıp kalmamalıdır. Finansal başarı sahibi olmalı, kendini işe adamalı,
değişimleri fırsat olarak görmeli, mükemmeliyetçi olmalıdır (Tekin, 1998:42; Top,
2006:5-6; Gerber, 2008:25-33; Gürdoğan, 2008):
Girişimcilik kültürünün oluşmasında şüphesiz birçok etmen önemli rol
oynamaktadır. Ancak bunlardan bazıları temel belirleyici rol üstlenmekte olup,
diğerleri yardımcı roller üstlenmektedir. Bu bağlamda temel belirleyici rol
oynayanlar olarak adlandırılan; aile, eğitim, sosyo-kültürel çevre, ekonomik ve
hukuki faktörler aşağıda ele alınmaktadır.
1.3.1. Ailenin Etkisi
Bireylerin kültür ve sosyalleşme süreci ailede başlamakta ve sonraki
hayatlarında da yetiştiği aile ortamının etkisi önemli bir yer tutmaktadır (Morgan,
1993:322-323). Çocukluk döneminde edinilen deneyimlerin bireyin kariyer
seçiminde etkisi bulunmaktadır. Ailenin bireyin kariyer seçiminde en etkili olduğu
alanlardan birisi, bu kurumun sosyal yapı içindeki yeridir. Sosyal yapı içindeki yer,
11
ailenin çocuklarını yetiştirmeleri ve onları geleceğe hazırlamalarında gerekli olan
finansal kaynaklara ulaşma derecelerini de belirlemektedir. Diğer taraftan ailenin
değer yönelimi, çocuk yetiştirme biçimi, çocuk sayısı, ana-babanın otoriter ya da
eşitlikçi olmaları gibi unsurlar da çocukların sosyalleşme sürecini dolayısıyla sonraki
yaşamlarını da etkilemektedir (Erdoğmuş, 2000:99). Bireyin hoşgörülü bir aile
ortamında yetişmesi kendini tanıma ve kabul etme açısından çok önemli olmaktadır.
Bireyin düşünce ve değerlerini anne, baba ve diğer önemli kişiler kabul ettiklerinde,
kişi
kendine
güven
duymayı
öğrenmekte
ve
özsaygısını
olumlu
yönde
geliştirebilmektedir (Coopersmith, 1967:89).
Ataerkil bir aile yapısının görüldüğü tarımla uğraşan kesimlerde anne ve
babanın sıkı bir denetimi vardır ve çocuklarda itaat belirgin bir şekilde
gözlemlenmektedir. Böyle ailelerde çocukların meslek seçimi konusunda bile özgür
olamadıkları görülmektedir. Ayrıca aileleri tarafından sürekli eleştirilen ve
desteklenmeyen, ceza ile tehdit edilen bireylerde suçluluk ve bağımlılık duygusu
gelişmekte, başarısızlık duygusu ağır basmakta ve girişimcilik ruhu bastırılmaktadır.
Dolayısıyla yeniliklere açık, risk alabilen, mücadele ruhuna sahip, bireysel başarıyı
hedefleyen, dinamik girişimci tipinin yetişmesi güçleşmektedir (Güney vd. 2006:69).
Çünkü babanın merkezdeki ve kilit rolüne karşılık ailenin diğer fertleri ikinci
plandadır ve çoğu kez çocukların kararları dikkate alınmamaktadır. Ayrıca kırsal
kesimdeki ailelerin çoğu “güvence” arama içgüdüsüyle hareket ettikleri için bu
durum çocuklarının meslek seçiminin özel sektör yerine devlet sektörüne kaymasına
sebep olmaktadır (Kongar, 1990:83).
Girişimcilerin ailede ilk doğan çocuklar olduğu belirtilmektedir (Atasoy,
2009:10). Bazı araştırmacılara göre ilk doğmak veya ailenin tek çocuğu olan bireyde
yetiştirilirken
gördüğü
yoğun
ilgi
nedeniyle,
daha
sağlam
bir
özgüven
oluşturmaktadır (Atasoy, 2009:10). Ayrıca anne ve babanın girişimci olması çocukta
girişimcilik kültürünün yerleşmesinde etkili olduğuna dair güçlü kanıtlar vardır
(Davidsson; 1995; TÜSİAD, 2002; Hisrich vd., 2005; Karateke, 2006; Kutaniş,
2006; Güney vd., 2006:69; Zhang vd., 2009; Soysal, 2010). Yapılan araştırmalar
sonucu girişimcilerin büyük bir kısmının ilk girişimcilik becerilerini aile ortamında
12
kazandıkları, girişimcilerin yaşadıkları çocukluk ve yakın aile çevresinin onları
yarışmacı ve mücadeleci kıldığı ve girişimciliğin devamında pozitif bir işlev gördüğü
belirtilmiştir (Aytaç ve İlhan, 2007:108). Dikkat çeken bir diğer nokta, çocukların
anne ve babasını sadece örnek almakla veya onlardan bayrağı devralmakla
yetinmemesidir. Çünkü yeni kuşağın temsilcileri, ailesinin kurduğu şirkette çalışmak
yerine kendi işini kurmayı tercih edebilmektedir. Bu geleneği değiştirenler arasında
kendi şirketini kuranların yanı sıra profesyonel yöneticiliği seçenlerinde olduğu
görülmektedir (Güney, 2007:116-117).
Diğer ülkeler ile kıyaslandığında Türkiye’de, çocuğa atfedilen ekonomik değer
ve özellikle “yaşlılık güvencesi” değeri ön plana çıkmaktadır. Türkiye’de aile
içindeki çocuk sayısıyla çocuğun psikolojik değeri arasında ters, ekonomik değeri
arasında ise doğru bir orantı olduğu saptanmıştır (Önderman, 2001:192). Bu
çerçevede çocuk konusunda ailelerin çocuklar karşısındaki beklentilerinin yüksek
olduğu; ancak çocuklarının kişisel düşüncelerine, karar ve beklentilerine karşı aynı
önem ve hassasiyeti göstermedikleri söylenebilir.
1.3.2. Eğitimin Etkisi
Girişime başlamakta karşılaşılan problemlerin üstesinden gelebilmek için
eğitim çok önemlidir. Resmi eğitim gerekli olmamasına rağmen, işte başarı için
gerekli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır (Bozkurt, 2006:95-96). Girişimcinin
eğitim düzeyine ilişkin bugüne kadar birçok kapsamlı araştırma yapılmıştır
(Dhaliwal, 1998; Bozkurt, 2006; Kutaniş, 2006; Top, 2006; Yıldırım, 2008; Atasoy,
2009). Genellikle girişimcilerin eğitim düzeylerinin düşük olduğu konusunda yaygın
bir görüş olsa da, araştırmalar bu görüşün doğru olmadığını ortaya koymaktadır.
Eğitim, girişimcilerin yetişmesi sırasında önemli unsurlardan biri olarak
karşımıza çıkmaktadır. Eğitim, girişimcinin kariyeri sırasında karşılaşacağı
sorunların çözümünde de etkin bir unsur olmaktadır. Her ne kadar bir girişimci için
okul eğitimi gerekli değil gibi görünse de (örnek: Henry Ford, Sakıp Sabancı, Vehbi
Koç, William Lear) daha sonra yapılacak atılımlar için eğitimin çok büyük bir öneme
sahip olduğu söylenebilir. Erkek veya kadın farkı gözetmeksizin, girişimcilik
faaliyetinde bulunan tüm girişimcilerin, finans, stratejik planlama, iletişim,
13
pazarlama, yönetim gibi alanlarda eğitime sahip olmaları kurulan işletmenin
başarısında daha fazla yarar sağlamaktadır (Atasoy, 2009:11).
Amerika ve Avrupa’da son dönemde yapılan çalışmalar, ekonomik gelişme ve
yeniliğin temelinin girişimcilik eğitimiyle birlikte olabileceğini saptamıştır.
Girişimcilik eğitimi kişilere yeni işletme fikirleri kurmayı öğretmekle birlikte grup
sorumluluğu almayı, kısa zamanda yeni fikirler ortaya atmayı ve bu şekilde kişinin
yenilikçi ruhunu dinç tutmayı amaçlamaktadır (Oosterbeek vd. 2008: 1-2).
Girişimcinin sahip olduğu temel eğitim ile işletmenin performansı arasında
anlamlı bir ilişkinin olduğuna dair birçok araştırma bulunmaktadır. Bu ilişkiyi
ölçmek amacıyla yapılan bir araştırma sonucunda, eğitim ve imalatçı firmalarda
yüksek performans arasında bir ilişki bulunmuştur. Gelişmiş ülkelerde yapılmış olan
araştırmalar da, yüksek düzeydeki eğitimin daha iyi bir performansla ilişkili
olduğunu vurgulamaktadır (Güney vd., 2006:69; Jenkins ve Katırcıoğlu, 2009:61).
Ayrıca eğitim, girişimcilik kültürü oluşturmasının yanı sıra, mesleğin devam
ettirilmesi ve sürdürülmesi sırasında da önem taşımaktadır (İlter 2008:32).
1.3.3. Sosyo-Kültürel Çevrenin Etkisi
Girişimcilik kültürü, yalnızca kişisel veya ailesel boyutta ele alınabilecek bir
konu değildir. Ayrıca, tek başına girişimcilik ruhunun geliştirilmesi girişimcilik
kültürü için yeterli olmamaktadır. Birey istenilen tüm girişimcilik niteliklerine sahip
olsa bile, içinde bulunduğu toplumsal yapıdan etkilenebilmektedir (Shivani vd.,
2006:6; Howells ve Skoko, 2009:29-30). Morrison (2000)’a göre, girişimcilikle
toplumsal kültür arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Kültür girişimciliğe dönük
tutumları önemli ölçüde belirlemektedir ve girişimciliği başlatan, harekete geçiren
güdülere yapısında yer vermektedir. Demokratik kültürlerde kişisel başarısızlık ve
yapılan hataların çok büyütülmemekte ve yüksek tolerans gösterilmektedir. Bu
serbestlik kişileri yenilikleri denemeye ve teşebbüse geçmeye teşvik etmektedir. Bu
toplumlarda, yeni şeyler yapma, değişiklik ve teşebbüse geçmenin desteklenmesi
doğal olarak girişimci eğilimlerin pekişmesine yardım etmektedir (Aytaç ve İlhan,
2007:107).
14
Sosyo-kültürel çevre, kişisel ve kişilerarası güven ile sistemsel güven boyutu
olan bir konudur. Bu iki kavram ise birbirinden farklı özellikler göstermektedir.
Kişisel güven, bireyler arasında duygusal bir bağ içerirken, sistem güveni bürokratik
yaptırım, düzenlemelerin ve özellikle yasal sistemin işlerliğine duyulan güvendir.
Sosyal düzen, küçük ve çok fazla farklılaşmamış toplumlarda büyük ölçüde kişisel
ya da kişilerarası güvene dayanırken; modern, karmaşık toplumlarda daha çok sistem
güveni üzerine kurulmaktadır. Nüfus artışı ve daha büyük bir yapısal farklılaşma ile
birlikte, sosyal düzen giderek, kişisel güvenden çok sistem güvenine dayanmaya
başlamıştır. Toplumsal çeşitliliğin olduğu bir toplumda, kişiler sık sık fazla
tanımadıkları hatta hakkında hiçbir şey bilmedikleri insanlarla karşılıklı etkileşim
içine girmekte ya da iş yapmaktadırlar. Sistem güveninin yalnızca kişisel güvene
dayalı olmak zorunda olduğu durumlarda, çok riskli, öngörülmez etkileşimler
gerçekleşebilmektedir (Önderman, 2001:178-179). Bu nedenle kişisel ve sistem
güveni arasındaki denge son derece önemlidir. Özellikle sistem güveninin yerleşmiş
olduğu toplumlarda girişimsel faaliyetlerin daha yüksek düzeyde olduğu ve
girişimcilik kültürünün yerleştiği görülmektedir (Hisrich vd., 2005:69).
1.3.4. Ekonomik ve Hukuki Faktörlerin Etkisi
Girişimciliğin bir ülkede güçlü bir şekilde yerleşebilmesi için, öncelikle
devletin de girişimcilik kültürünü benimsemesi gerekmektedir. Siyasal sistem,
hükümet politikaları, yasal düzenlemeler, uluslararası antlaşmalar, ekonomik
tedbirler, entegrasyon gibi konular girişimcilik kültürünün bir ülkedeki konumunu
belirlemede önemli birer faktördür (İraz, 2005:178). Özellikle demokrasinin gelişmiş
olduğu ülkelerde girişimcilik faaliyetleri daha istikrarlı bir gelişim göstermekte ve
girişimcilik kültürü yaygınlaşmaktadır. Demokrasinin gelişmiş olması hem ülke içi
hem de ülkelerarası ilişkilerin gelişmesinde bir güven unsuru olarak önemli rol
oynamaktadır.
Mevcut veya potansiyel girişimcilerin harekete geçmesi için devletin, tüm
oyuncuları (özel sektör, sivil toplum vb.) sürecin içine dâhil etmesi ve
değerlendirmesi gerekmektedir. Sert, katı politikaların uygulandığı ve aktörlerin
dışlandığı bir ortamda girişimcilik kültürünün yerleşmesi veya uzun vadeli, küresel
15
ölçekte girişimcilik hareketinin görülmesi güç olmaktadır. Esnek politikaların ve
serbest piyasa ekonomisinin benimsendiği, uluslararası alanda aktif ve diğer ülkelerle
entegre olan ülkelerde girişimcilik faaliyetlerinin geliştiği söylenebilir. Bu bağlamda
hangi faktörlerin yeni bir işin kurulmasını, kurulan işletmenin başarısını ve gelişmesi
etkilediğinin tespit edilmesi için yerel ve ulusal politikaların oluşturulması önemlidir
(Tamasy, 2006:380).
Devletlerin ekonomi noktasında aldığı tedbirler, ekonomik yapıları, cari
açıkları, iç borçlarının durumu ve harcamaları, vergi oranları ve ekonomiye olan
müdahaleleri
girişimcilerin
faaliyetlerini,
vizyon
misyon
ve
hedeflerini
etkilemektedir. Bu noktada güçlü bir ekonomik yapının girişimcilik kültürünün
gelişmesinde önemli bir etken olduğundan söz edilebilir.
1.4. Girişimciyi Açıklayan Yaklaşım Olarak Kişilik Özellikleri Yaklaşımı
Girişimcilik alanında ortaya konulmuş olan yüksek yayın miktarına rağmen,
genel kabul görmüş bir girişimcilik teorisi bulunmamaktadır (Gartner, 2001:28).
Araştırmacılar içerisinde bulundukları ve temsil ettikleri düşünce okullarının
görüşlerine uygun olarak girişimcilik kavramını açıklamak amacıyla çeşitli
yaklaşımlar geliştirmişlerdir. Girişimcilik konusunu araştıran çalışmalardaki temel
amaç, girişimcilerin, girişimci olmayan bireylerden farklı olduklarını kanıtlamaktır
(Gartner, 1985:696). Bu farklılığı ortaya koymak için yapılan çalışmalar genellikle
girişimcinin kişiliğine odaklanmıştır (Carland vd., 1984; Begley ve Boyd, 1987; Dvir
vd., 2010:44). Bu çalışmalarda girişimcileri, girişimci olmayan bireylerden ve
yöneticilerden, başarılı girişimcileri başarısız girişimcilerden ayırt eden kişilik
özellikleri üzerine yoğunlaşılmaktadır (Naffziger, 1994:29; Zhang vd. 2009:93-95).
Bu araştırmaların temel varsayımı, tüm girişimcilerin ve girişimlerin büyük ölçüde
benzerlik gösterdiğidir (Gartner, 1985:696). Kişilik özellikleri yaklaşımında
girişimci, özel bir girişimcilik tipi ve tanımlanabilir bir tür olarak varsayılmaktadır.
Bu yaklaşıma göre bir girişimci daima girişimcidir ve girişimcinin kişiliği
kaybolmayan bir nitelik göstermektedir (Gartner, 1988:12).
Araştırmacıların girişimcilerin özellikle kişilik özellikleriyle ilgilenmelerinin
ve diğer insanlardan hangi yönleriyle ayrıldıklarını bulmaya çalışmalarının nedeni
16
olarak, girişimcilerin kişilik özelliklerinin kurulacak olan işletmenin tipinde ve onun
ne şekilde yönetileceği üzerinde etkili olması gösterilmektedir. Girişimcilerin
özellikleriyle yönettikleri işletmelerde izledikleri stratejiler arasında bir bağ
bulunması durumunda, girişimci tipini bilerek yeni işletmede izlenecek strateji de
tahmin edilebilecektir (Lafuente ve Salas, 1989:18). Ayrıca kişilik özelliklerini
bilmek girişimcilik eğitimi konusunda da insanlara fayda sağlayabilmektedir. Eğer
bir girişimcinin ne gibi özelliklere sahip olduğu bilinirse, bireyde eksik olan yönler
de tespit edilerek bu fark kapatılmaya çalışılabilir. Böylelikle girişimci ve
girişimcilik faaliyetleri teşvik edilebilir.
Kişilik; bireyin iç ve dış çevresiyle kurduğu, diğer bireylerden ayırt edici,
tutarlı ve yapılaşmış bir ilişki biçimidir (Cüceloğlu, 1994:404). Kişinin yapmakta
olduğu iş ile kişilik arasında bir ilişki bulunmaktadır. Çünkü birey genellikle ilgi
duyduğu alan üzerine plan yapmaktadır. İnsanların kişilik özelliklerine ve ilgi
alanlarına göre seçmiş oldukları islerde mutlu ve başarılı olmaktadırlar. İnsanların
doğuştan
gelen
kişilik
farklılıkları
nedeniyle
mesleki
ilgi
alanları
da
farklılaşmaktadır. Birey, kendi özelliklerini iyi bildiği ve kendini tam anlamıyla
tanıdığı sürece mesleki tercihleri daha tutarlı olarak yapacaktır. Öncelikli olarak
bireyin kendi kişilik yapısını çok iyi tanıması gerekmektedir. Bireyin kendisiyle ve
kişiliğiyle uyuşmayan bir iş seçiminde bulunması başarısızlık sonuçlara yol
açabilmektedir. Bu nedenle kişilik önemle üzerinde durulması gereken bir konudur
(Aytaç, 2001:22-23; Bozgeyik, 2005:322).
Girişimcilere yüklenen kişilik özellikleri incelendiğinde, risk alma eğilimi,
kontrol odağı ve başarı güdüsü unsurlarının öne çıktığı görülmektedir (Brockhaus,
1980:509; Gartner, 1985:699; Naffziger, 1994:29). Bunların yanı sıra, inisiyatif
sahibi olmak, kendine güven ve inanç, yaratıcılık ve yenilikçilik ve liderlik
özellikleri de öne çıkan diğer unsurlardır (Dvir vd., 2010:45).
1.4.1. Risk Alma Eğilimi
Risk, bir kimsenin davranış ya da kararları sonucunda kaybetme şansına maruz
kalması anlamına gelmektedir. Riske katlanmak veya risk almak ise, kişilerin risk ile
ilgili algılarına bağlıdır (Özkalp, 2000). Ayrıca, kayba uğramak, tehlikeye girmek,
17
devam eden bir olayın sonucunun tam olarak belirli olmaması gibi anlamlar da
taşımaktadır (Demircan, 2000:47)
Risk ve risk alma davranışı girişimcilik literatürünün önemli bir bölümünü
oluşturmaktadır. Önemli bir bölümünü oluşturmasının en önemli nedeni ise
girişimcinin yeni bir girişimde bulunurken sadece girişimin riskini üstlenmemesi
bunun yanında bireysel, finansal ve kariyer risklerini de almasıdır. Girişimcilik
faaliyetleri önemli yatırımları gerektirdiği için burada yaşanacak bir başarısızlık
yukarda sayılan alanlarda bireye ciddi zararlar verebilmektedir. Ancak, hatanın ve
yanlış adımların, vizyonu gerçekleştirme ve başarıya ulaşma için gerekli adımlar
olarak görülmesi gerekmektedir (Gürol 2006:13). Çünkü risk almaya niyetli
olunmadığı sürece kişinin kendisini sınırlayan başarısızlıklarla karşılaşması ve
yapabileceklerini de yapamaması daha yüksek düzeyde olacaktır. Bu bağlamda
girişimcilerin katlanılmakta olan risklere karşı sürekli olarak duyarlı hareket etmeleri
gerektiği söylenebilir (Ewing, 2005:66).
Bir iş kurmanın neleri gerektirdiği, riskin nasıl en aza indirilebilineceği ve
başarı şansının nasıl arttırılabileceği önemli bir konu olarak görülmektedir.
Belirsizliği bir macera gibi görenler, onu bir tehdit olarak görenlerle kıyaslandığında,
girişimci olmaya daha yatkın bir görüntü sergilemektedirler (Ceylan ve Demircan,
2002:6). Ancak, girişimcilerin risk konusundaki yaklaşımları talih oyunlarındakine
benzer bir risk yaklaşımı değildir ve başarılı girişimciler kumarbaz olarak
değerlendirilemez. Yeni bir girişime katılmaya karar verdiklerinde, bunu son derece
hesaplanabilir ve ayrıntılı biçimde düşünülmüş şekilde yapmaktadırlar. Bir işe
başlamak için risk üstlenilmesi kaçınılmaz olmakla birlikte, tipik bir girişimci ancak
nasıl bir işe giriştiğini tüm boyutları ile inceledikten sonra orta düzey iş
kabullenmektedir (Hatten 1997:43). Riski düşük, orta ve yüksek olarak üç kategoriye
ayıran Brockhaus (1980:512) ise, bu risk seviyelerinin bireylerin yeni bir girişim
başlatma kararına etki edebileceğini ve girişimcileri orta yani ılımlı risk alıcılar
olduğunu
belirtmiştir.
Başarılı
girişimciler
gereksiz
riskleri
almaktan
kaçınmaktadırlar. Bu amaçla uyguladıkları stratejilerin başında, girişimle ilgili
18
finansal ve iş risklerini diğer insanlarla paylaşmak gelmektedir (Kuratko ve
Hodgetts, 1995:45).
Girişimciler açısından işletmenin varlığını tehdit eden riskler sistematik ve
sistematik olmayan riskler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. İşletmenin dışında
meydana gelen doğal, yasal, sosyal, ekonomik, siyasal değişimler sistematik risk
olarak tanımlanmaktadır. Ayakta kalmak isteyen işletmeler kendi dışlarında
gerçekleşen
değişimlere
çabuk
uyum
sağlamak
için
hazırlıklı
olmaları
gerekmektedir. Sistematik olmayan riskler ise, işletmeye ya da işletmenin içinde
bulunduğu sektöre has bir risk olarak ifade edilmektedir. Grevler, yönetim hatları,
müşteri tercihlerindeki değişmeler, buluşlar, reklam kampanyaları bir işletmedeki
sistematik olmayan riski oluşturan başlıca sebepler olabilir. Sistematik olmayan risk,
ilgili işletmeyi ve onunla ilişki içerisinden olan işletmeleri ilgilendirmektedir
(Özdemir 2003:60).
Girişimciler risk alma davranışlarıyla diğer insanlardan ayrılmaktadır; ancak bu
durum tüm girişimci tipleri için geçerli değildir (Lafuente ve Salas, 1989:17-30) Bu
konuda Brockhaus (1980:520), girişimcilerin yöneticilerden ve diğer insanlardan
farklılık göstermediğini belirmiş; ancak kıdemli girişimcilerle yeni girişimciler
arasında fark çıkabileceğini de vurgulamıştır. Masters ve Meier (1988:34) de ne
girişimciler ile yöneticiler ne de kadınlar ve erkekler arasında bir fark olmadığını
belirtmiştir. Kihlstrom ve Laffont (1979:719), riskten kaçmayan bireylerin girişimci,
kaçan bireylerin ise isçi oldukları kabul ettiğini belirterek risk almanın girişimcileri
diğerlerinden ayırdığını vurgulamıştır.
Risk faktörü girişimci ve girişimcilik için vazgeçilmez bir unsurdur.
Girişimcilerin risk alma eğilimi doğuştan kazanılmış bir özellik olmakla birlikte
çevreden ve içinde bulunulan durumun özelliklerinden etkilenen ve değişebilen
önemli bir özellik olarak görülmektedir.
1.4.2. Kontrol Odağı
Kontrol odağı kavramı Sosyal Öğrenme Kuramı’ndan ortaya çıkarak
gelişmiştir. Rotter’ın (1966:25-30) sosyal öğrenme teorisine göre, bir bireyin belli bir
19
görevi yerine getirmesinde iki önemli etken vardır. Bunlardan ilki sonuçların şans
veya yetenekle kontrol edilmesine dair sahip olunan beklentiler; diğeri ise bu
sonuçların değer kaydedip kaydetmediğidir. Ancak bunlardan ilkinin önemi daha
fazladır (Rotter, 1966:27). Aslında sonuçların birey için bir önem arz etmesi de bu
sonuçların yetenek veya şans tarafından kontrol edilip edilmeme algısına bağlıdır
(Julian ve Katz, 1968:89). Kontrol odağı, öğrenmenin, farklı durumlarındaki
öğrenme süreçlerinin doğasını anlamada oldukça önemli bir değişkendir. Aynı
zamanda benzer durumlarda bireylerin ödül üzerindeki kontrolleriyle ve kişisel
yüklemeleriyle ilgili bilgi vermektedir (Rotter, 1966:25-26). Phares (1965:642) de
bireyin hayatının kontrolünün kendi yeteneklerinde veya şansta olup olmadığını
algılamasının beklentilerini etkileyeceğini belirtmiştir
Kişinin yaşadığı ya da yaşama ihtimali olan olumlu olaylar, ödüller;
olumsuzlar da cezalar olarak ayrıldığında ortaya iki yönelme çıkacaktır. Bu
yönelmelerden birincisi, ödül ve cezaların kişinin dışındaki başka güçlerce
yöneltildiği ve denetlendiği, bu noktada kişisel çabaların etkili olmadığına yönelik
bir beklentinin olması durumudur. İkinci yönelme ise, ödül ve cezaların büyük
ölçüde bireyin kendi eseri olduğu ve bunların ortaya çıkışında daha çok kendi
davranışlarının etken olacağı yönünde oluşan beklentidir. Bu eğilimlerin hepsine
kontrol odağı adı verilmektedir (Lefcourt, 1976:116).
Kontrol odağı konusu dışsal kontrol odağı ve içsel kontrol odağı olmak üzere
iki şekilde ele alınmaktadır. Dışsal kontrol odağına sahip kişiler yaşamlarındaki
olayların şans, kader veya talih gibi dışsal faktörlerin sonucu olduğuna inanırken,
içsel kontrol odağına sahip kişiler yaşamlarındaki olayları kontrol edebileceklerine
inanmaktadırlar (Koh, 1996:14; Yöndem, 2006:106). Dışsal kontrol odağına sahip
kişiler, çevrelerini kontrol edemeyeceklerine inandıkları için çevreyi bir tehdit olarak
algılamakta ve kızgınlık, düşmanlık içeren birtakım tepkiler vermektedirler. İçsel
kontrol odağına sahip kişiler ise, stresli durumlarda daha sağduyulu ve sorun çözücü
tepkiler göstermektedirler. Dolayısıyla, yeni fırsatlar arayan ve yenilikçi tutumlar
sergileyen girişimcilerin kendi yaşamlarındaki olayları kontrol etme kabiliyetine
sahip olması gerekmektedir (Bozkurt, 2006:100). İç kontrol beklentisi aktif çalışmayı
20
motive edip desteklerken; dış kontrol beklentisi öğrenmeyi engellemekte ve pasifliği
özendirmektedir (Littunen, 2000:301). İç kontrol odaklı bireyler için bilgi toplama
süreci önemli bir başarı etkenidir. Bilginin belirsizliği, güçsüzlüğü azaltacağını
bilmekte ve bilgiyle donanımlı hale gelmiş bir bireyin çevresini kontrol
edebileceğinin ya da değiştirebileceğinin farkında olmaktadırlar. Bu nedenle bilgi
toplama süreci ile yakından ilgilidirler (Sexton ve Bowman, 1985:132). İçsel kontrol
odağına sahip kişilerin düşünce ve davranışları şu şekildedir (Rotter, 1966:25-30;
Lefcourt, 1976:116; Phares ,1965:640; Yöndem, 2006:106-107);
 İçinde bulundukları olumsuz koşulları değiştirmek için çaba gösterirler,
 Karşılaştıkları sorunları daha çok çözülebilir olarak görürler,
 Kendi yeterlilik ve başarılarını takdir ederler,
 Yoğun stresli durumları bir mücadele olarak görürler,
 Yaşamın onları gittikçe güçlendirdiğini hissederler.
Dışsal kontrol odağına sahip kişilerin düşünce ve davranışları ise şu şekildedir
(Rotter, 1966:25-30; Lefcourt, 1976:116; Phares, 1965:640; Yöndem, 2006:106107);
 Koşulları değiştirmek için fazla çaba göstermezler,
 Karşılaştıkları sorunları çözülemez olarak görürler,
 Olayları ve durumları daha çok stresli olarak algılarlar,
 Kendi başarı ve yeterliliklerini şans, kader gibi dışsal nedenlere yüklerler,
 Zorluklar karşısında çabuk vazgeçip, duygularını kontrol etmek için ilaç ve
madde bağımlılığına olan eğilimleri yüksektir.
Girişimci olma isteği ile içsel kontrol odağı arasında güçlü bir ilişki
bulunmaktadır (Spector, 1982:1010; Hisrich vd., 2005; Karateke, 2006; Kutaniş,
2006; Top, 2006; Kunday, 2008; Yıldırım, 2008). Kişilerin yaşamlarındaki bireysel
kontrol inancı, onların yaşama dair tutumlarını, önemli olayları algılamalarını ve
çalışma davranışlarını yakından etkilemektedir. İçsel kontrol odağına sahip olan
bireyler, yüksek düzeyde teknik bilgi ya da beceri gerektiren işlere, profesyonel
işlere, yönetici, girişimci ya da denetleyici olarak çalışabilecekleri işlere
21
uygundurlar. Dışsal kontrol odağına sahip olan bireyler ise, üretim işine, beceri
gerektirmeyen işlere, büro işlerine ve alışılmış çalışma yöntemlerine daha
uygundurlar (Spector, 1982:1010). İşletme kurucularının ya da çalışanlarının sahip
oldukları içsel kontrol odağı ile işletmelerinin performansı arasındaki pozitif ilişkinin
varlığı da bu durumu güçlendirmektedir (Lumpkin ve Erdoğan, 1996).
1.4.3. Başarı Güdüsü
İnsanların önlerine koydukları hedefler ve bu hedeflere ulaşma arzusuyla ilgili
olan yüksek başarı güdüsü, bireylerin yaptıkları işlerin sonuçlarını daha iyi hale
getirme ve bu sonuçlardan kendilerini sorumlu hissedebilme arzusu olarak ifade
edilmektedir (Entrialgo vd., 2000:138). Kişilik temelli girişimcilik araştırmaları
McCleeland’ın başarı ihtiyacı üzerine yaptığı çalışma ve Collins ve arkadaşlarının
yaptığı öncü çalışmalarla başlamış ve günümüze kadar gelmiştir (Low ve MacMillan,
1988:147; Moore vd., 2010:25).
McClelland’ın yüksek başarı ihtiyacı ile girişimsel başarı ihtiyacı birbiriyle
yakından ilişkilidir. Bu özellik bireyleri girişimci olmaya hazırlar ve ekonomik
büyümenin
anahtarı
olan
girişimciliği
destekleyerek
bireylerin
girişimci
davranışlarda bulunmasına neden olmaktadır. Yine McClelland’ın teorisine göre
kuvvetli bir başarma ihtiyacı olan bireyler problemleri kendi kendilerine çözmeyi
isteyen, önlerine hedefler koyan ve bu hedefleri kendi güçleriyle elde etmeye çalışan
kişiler arasından çıkar. Bu nedenle de yüksek başarı ihtiyacına sahip bireyler
girişimci eğilim göstermekte ve girişimci olarak diğerlerinden daha başarılı
olmaktadırlar (McClelland, 1965:391; Littunen, 2000:296).
McClelland’a göre, girişimci olan öğrencilerin girişimci olmayan öğrencilere
kıyasla başarı güdüleri hep daha yüksek olmaktadır (McClelland, 1965:390; Durand,
1975:77). McClelland bazı toplumların daha fazla girişimci çıkardıklarını, bunun
nedeninin de toplum içinde bulunan sosyalizasyon sürecinin yüksek başarı ihtiyacı
doğurması olduğunu belirtmiştir. Başarı ihtiyacı psikolojik bir faktördür ve üç
davranışsal yolla kendini belli etmektedir (McClelland, 1965:390; Sexton ve
Bowman, 1985:130-131; Moore vd., 2010:23-24).
22
 Verilecek olan kararlar için kişisel sorumluluk yüklenmek,
 Hedefler koymak ve bu hedefleri kendi çabasıyla yerine getirmek,
 Geribildirim almayı arzu etmek.
Yüksek başarı ihtiyacının genç bir insanın meslek olarak kendisine
girişimciliği seçmesinde etkisi olduğunu belirten McClelland konuyla ilgili
araştırmasını şu şekilde anlatmıştır. 1947 yılında üniversite ikinci sınıf öğrencilerinin
başarı ihtiyaçları ölçülmüştür. 1961 yılına gelindiği zaman mevcut bireylere tekrar
ulaşılarak çalışma devam ettirilmiştir. 1947 yılında çalışmaya katılan bireylerin on
dört yıl aradan sonra sahip oldukları meslekler bağımsız iki jüri tarafından
girişimcilikle alakalı olan ve olmayan olarak ikiye ayrılmıştır. Sonuç ise oldukça
ilginç çıkmıştır. 1947 yılında başarı ihtiyacı yüksek çıkan bireylerin %83’ü girişimci
olmuşken, başarı ihtiyacı düşük çıkan bireylerin %79’u girişimcilikle alakalı
olmayan bir meslek edinmiştir. Yüksek başarı ihtiyacı, bireyleri, bu ihtiyaçlarını ve
başarı tutkularını tatmin edebileceklerini düşündükleri girişimciliğe yönlendirmiştir.
Bu bağlamda başarı ihtiyacının girişimci olma yolunda bireye önderlik ettiği
görülmektedir (McClelland, 1965:389-392).
Girişimciler yüksek başarı ihtiyacının etkisi altındadırlar. Bu nedenle
kendilerini başarı ile özdeşleştirmeyi isterler. Başarı ihtiyacı yüksek olan
girişimcilerin varlığı ülkelerin ekonomik kalkınmalarına da önemli derecede katkı
sağlar. Girişimciler başarılı olmayı ödül beklentisinden çok kendi kişisel gelişimleri
için isterler. Bunun için profesyonellerle çalışırlar ve işleri asla şansa bırakmazlar.
Sonuca kendi çabalarıyla ulaşmak isterler (Eren, 2001:518). Sahip oldukları başarı
güdüsü, risk altında tüm sorumluluğu üstlenerek karar vermeyi ve amaca ulaşabilmek
için yapılabilecek olan tüm çabayı göstermektedir (Kuratko ve Hodgetts, 1995:45).
1.4.4. İnisiyatif Sahibi Olmak
Buraya kadar açıklanmış olan tüm özellikler önemli olmakla birlikte,
girişimciler için olmazsa olmaz özelliklerden biri de diğer tüm özellikleri harekete
geçirici özellik olan inisiyatif sahibi olabilme özelliğidir. Birey, risk alabilme, içsel
kontrol odağına sahip olma, güçlü başarma güdüsü gibi özelliklere sahip olabilir.
23
Aynı şekilde diğer bazı girişimci niteliklere sahip olabilir. Bütün bunlar olduğu halde
eğer aktif olarak harekete geçirici değilse ya da fırsatlar ve imkânlar için çaba
göstermiyorsa, o zaman bireyin girişimcilik anlayışı sınırlandırılmış demektir.
Dolayısıyla girişimciliğin oluşması, bireyin bu süreci başlatması ile mümkün olabilir
(Bridge, 1998:46).
İnisiyatif sahibi olma özelliği ilk adım olarak görülmektedir. İlk adım
önemlidir. Çünkü en parlak fikirlerin bile ilk adımı atacak cesaret gösterilmediğinde
bir anlamı olmamaktadır. İnisiyatif kullanma özelliği; bir iş fikrinin başkaları
tarafından faaliyete geçirildiği görüldüğünde “ben bu işi daha önce düşünmüştüm”
dememek, o iş fikrini harekete geçirici ilk adımı atabilmektir (Yıldırım, 2008:36).
Girişimci özelliklere sahip olan girişimcilerin faaliyetlerine başlarken
atacakları bu ilk adım son derece önemlidir. Başarılı bir girişimci, kişisel, ekonomik
ve faaliyette bulunacağı iş ile ilgili değerlendirmeleri yaptıktan sonra atacağı adımda
kararlı olan ve biran önce harekete geçip fırsatları değerlendirebilen girişimcidir.
Girişimcilikte ilk adımı atmak kadar atılan adımın zamanlaması da büyük önem
taşımaktadır.
1.4.5. Kendine Güven ve İnanç
Kendine güven; kişinin kendi davranışlarını, yeteneklerini, fiziksel özelliklerini
bir bütün olarak kendi ile ilgili değerlemeleri kapsamaktadır (Demir, 2002:80).
Kendine güven ve inanç temelleri çocukluk döneminde şekillenen olgulardır. Ancak
bu genel yaklaşımdan hareketle bu olguların daha sonraki dönemlerde de
değişemeyeceğini ifade etmek yanlış olacaktır. Her ne kadar bebeklik ve çocukluk
dönemleri güven-güvensizlik duygularının gelişimi için önemli ve kritik dönemler
olarak el alınıyor olsa da, daha sonraki dönemlerde olumlu ya da olumsuz yaşantılar
ve izlenimler güven duygusunu etkilemektedir (Yöndem, 2006:104-105).
Bebeklik ve çocukluk dönemini tamamen pasif, yetişkinlere bağımlı bir şekilde
yaşamak yerine tersi bir şekilde yetişkin olmak kişiye bir çok şeyi değiştirebilme,
yeniden yapılandırabilme gücü kazandırmaktadır. Özellikle de duygu, düşünce ve
davranışlarının nasıl geliştirdiği hakkında farkındalık kazanan kişiler bunlar üzerinde
24
de bir takım değişiklikler yaparak, kendilerini algılama biçimlerinde farklar
yaratabilmektedir (Yöndem, 2006:105). Bu noktadan hareketle girişimcilerin
belirlemiş oldukları hedeflere ulaşabilmeleri için, öncelikle başarabileceklerine
kendilerinin inanmaları gerektiği söylenebilir. Girişimci öncelikli olarak kendi işinde
kendisine saygı duyar ve işi başarabileceğine dair yeteneklerinin olduğuna inanırsa
başarılı olabilir (Bozkurt, 2006:101).
Başarılı girişimcilerin yüksek düzeyde kendilerine güvenlerinin olduğu
konusunda fikir birliği mevcuttur. Girişimciler önlerine koydukları hedefleri başarma
yeteneklerine güvenmektedirler. Finansal çevreler ve kapitalistler paralarını
yatıracakları
girişimcilerde
bu
özelliğin
yüksek
olmasını
aramaktadırlar.
Girişimcilikle ilgili olarak bireyin kendine ve yeteneklerine olan güveni bir işletmeyi
yürütmede ve onu başarılı bir hale getirmede girişimcinin sahip olması gereken
önemli bir özellik olarak büyük rol oynamaktadır. (Bernardo ve Welch, 2001:301).
Kendine güven duyan insanlar iş sahibi olma yolunda doğal eğilimlere sahiptirler.
Çünkü bu tip insanlar yeni bir iş kurmada, yeni bir girişimde bulunmada diğer
insanların algıladıklarından daha az risk algılamaktadırlar (Vecchio, 2003:313).
Girişimciler, fırsatların ortaya çıktığı kendi alanlarında faaliyette bulunurken
aynı zamanda meydana gelen değişimlere de ayak uydurmaya gayret etmektedirler.
Ayrıca problemler ya da fırsatlar için söz konusu olan yaratıcı, riskli ve doğru
tercihleri yapma noktasında kendi bağımsız güçlerini kullanmaktadırlar. Kendine
güveni olmayan bireylerin işleri yüklenmesi ve başarı ile sonuçlandırması genellikle
mümkün değildir. Çünkü girişimci bireyler belirsiz durumlarda gizli bir özgüven
taşımaktadırlar. Bu bağlamda risk alma ve kendine güven özelliklerinin birbiriyle
ilişkili ve birbirini etkileyen iki kavram olduğu görülmektedir (Ray, 1986:1;
McCarthy, 2000:565). Kendine güveni yüksek olan bireyler bir başarısızlık
yaşadıktan sonra gelecekle alakalı başarı umutlarını diğerlerine kıyasla daha yavaş
kaybetmektedirler (Sexton ve Bowman, 1985:138). Bu nedenle kendine güven,
girişim veya girişimciler için zorunlu bir öncelik olarak görülmektedir (Kapu,
2001:165-166).
25
Girişimci olma olasılığı kendine güvenmekle bağlantılıdır. İşletmesini yeni
kurmuş olan ve daha yeni yeni gelişmeye başlayan girişimcilerin yeteneklerine olan
güvenleri, birkaç kez başarılı şekilde işletme kuran insanlardan daha fazladır. Yani
işletme sonuçlarının umutlara bağlı olduğu girişimcilik sürecinin ilk dönemlerinde
bireylerin kendine olan güveni, yetenekleri pazar tarafından test edilmiş
girişimcilerin kendilerine olan güvenlerinden daha fazladır. Bu bağlamda girişimciler
güven düzeyine göre; yeni gelişmeye başlayan girişimcilerin kendine duydukları
güven, kökleşmiş, yerleşik girişimcilerin kendilerine duydukları güven ve yeni
girişimcilerin kendilerine duydukları güven olarak sıralanmaktadır. Güven seviyesi
yüksek girişimcilere sahip ülkelerdeki işletme kurma oranının diğer ülkelere kıyasla
daha fazla olduğu görülmüştür (Koellinger vd., 2007:502-527).
Kendine güven duyma özelliği büyük işletmelerde girişimcilerle yöneticileri
anlamlı derecede birbirinden ayıran bir özelliktir. Girişimcilerin kendine olan
güvenleri yöneticilerinkinden anlamlı derecede yüksektir (Busenitz ve Barney,
1997:9-30). Bu özellik yöneticilere kıyasla büyük işletmelerde girişimciler tarafından
alınan kararlarda daha çok kendini göstermektedir. Girişimciler karar alırken
kendilerine olan güvenlerine güvenirlerken, yöneticiler kendilerine olan güvenden
çok karar verme araçlarına, geçmiş performanslara güvenirler. Girişimcilerin
kendilerine olan güvenleri arttıkça iş yapma, eylemde bulunma istekleri de
artmaktadır. (Busenitz ve Barney, 1997:15). Artan bu istek spesifik bir kararı yerine
getirmede ve diğer insanları da harekete geçirmede ve ikna etmede yararlı
olabilmektedir. Girişimciler yaptıkları işlerin onları elde edilebilir sonuçlara
ulaştıracağına inandıkları zaman, bir şeyler yapma güdüleri de fazla olduğu için
yüksek özgüven başarılı girişimsel davranışların çıkmasında önemli bir etken
olmaktadır. Çünkü yeni bir girişim yaratma yeteneği yüksek, sağlam ve içten bir
inanç gerektirir ve bireysel başarı önemli bir dereceye kadar da bireyin kendisine
olan özgüveni tarafından belirlenir (Markman ve Baron, 2003:288).
Girişimci kendine güvenmekle birlikte çalıştığı ekibine de güvenmelidir.
Günümüzde artık bireysel başarılardan çok kolektif başarılar görülmektedir. Takım
halinde çalışma, takımı örgütleyebilme ve birlikte sonuca ulaşma ve bunun
26
sonucunda sağlanan geri bildirim önemli bir konudur. Kendine güvenen ve takımına
inanan girişimciler amaç ve hedeflerine ulaşmakta daha başarılı bir grafik
göstermektedir (Yıldırım, 2008:37).
1.4.6. Yaratıcılık ve Yenilikçilik Faktörü
Girişimcilerin en önemli özellikleri arasında yeni fikirler yaratmak yer
almaktadır (Çelik ve Akgemci, 1998:18). Çok az insana verilmiş bir yetenek olarak
adlandırılan yaratıcılık mevcut verilerden düşünce, ürün, hizmet vb. üretmekteki güç
olarak adlandırılır (Başaran, 1991:111; Yıldırım, 2008:36; Karabulut, 2009).
Yaratıcılık özellikler aşağıdaki şekilde özetlenmektedir (Cabar, 2006:23; Karabulut,
2009):
 Yaratıcı insan, bağımsız ve özerktir. Yeni duygu ve heyecanlara açıktır.
 Yaratıcı insanlar, genellikle, zekâca parlak kişilerdir. Bununla birlikte çok
yüksek düzeyli bir zekâ yaratıcılık için şart değildir.
 Çocuksu bir merak içerisindedirler. Yeni fikirleri tehdit olarak algılamazlar.
 Yaratıcı kişilerin kendilerine olan güven duygusu oldukça yüksektir.
 Yaratıcı bireyler çok kısa bir süre içerisinde çok sayıda farklı fikir
üretebilirler.
 Küçük ayrıntılarla uğraşmak yerine problemi anlama ve çözme ile
ilgilenirler.
 Yaşadıkları dünyaya ve diğer kişilerin duygularına duyarlılık gösterirler.
 Zor problemleri çözmek yaratıcı insanları motive etmektedir.
Girişimci bireyler cesur, yaratıcı adım atma eğiliminde olmakla birlikte onların
bu eğilimini asıl belirleyen faktör, içinde bulundukları koşullardır. Bireyler özgür
oldukları zaman, işlere yönelik yüksek içsel motivasyon, önemli anlamlı ödüller ve
rekabet yaratıcılıklarını geliştirmektedir. Girişimci bir sonuç sadece yaratıcılığa bağlı
değildir. Bunun yanında yaratıcılığı izleyen yenilik süreçlerine de bağlıdır (Kapu,
2001:165). Yenilikçilik bir süreç olarak, aşağıdaki maddeleri içermektedir
(Müftüoğlu vd., 2004:7).
 Yeni üretim, dağıtım ve arz yöntemlerinin kurulması,
27
 Ürün, hizmet ve ilgili pazarların kapsamının genişletilmesi ve yenilenmesi,
 İş gücünün yeteneğine, çalışma koşullarına, iş organizasyonuna ve
yönetimine değişiklikler sunulması.
Yaratıcılık ve yenilik birbirine karıştırılan farklı iki kavram olmakla birlikte
aslında iç içe geçmiş ve çoğu zaman birlikte anılan iki kavram oldukları söylenebilir.
Yenilik, yaratıcı fikirlerin başarılı bir şekilde geliştirilmesi olarak tanımlanmaktadır.
Yenilikçilik, iyi bir fikir yaratma vizyonuna ve bu fikri hayata geçirme azmine sahip
olmayı içermektedir. Burada, yaratıcılık yeniliğin çıkış noktası olarak kabul
edilebilir. Yaratıcılık, yeniliğin ortaya çıkması için gerekli fakat tek başına yeterli
olmayan bir koşuldur (Karateke, 2006:21). Yenilikçilerin yeteneklerini belirleyen
unsurlara bakıldığında şu sonuçlar ortaya çıkmaktadır (Kaya ve Peçen, 1996:6):
 Özgüvenleri ve bağımsızlık istekleri yüksektir.
 Öğrenme eğilimleri yüksektir.
 Sosyal, enerjik ve meydan okuyucudurlar.
 Risk alma dereceleri yüksektir.
 Yeni önerilere açıktırlar.
 Başarı ihtiyaçları yüksektir ve sorumluluk isterler.
 Esnek ve yaratıcıdırlar.
 İyimser ve hırslıdırlar.
 Dinamiklik, ataklık ve liderlik eğilimleri yüksektir.
 Geleceği şekillendirmenin önemli olduğuna inanırlar.
Yaratıcı ve yenilikçi özelliklere sahip olmak girişimcileri, karşılaştıkları
sorunlarda, faaliyetlerini gerçekleştirirken alacakları kararlarda, yeni ürün/hizmet
geliştirme sürecinde, ileriye dönük stratejilerini belirlemede pozitif yönde
etkileyecek iki önemli faktör olarak kabul edilebilir.
1.4.7. Liderlik
Girişimci, sahip olduğu vizyon çerçevesinde bireyleri ortak hedefe yönelten, bu
hedeflerin benimsenmesini sağlayan, gerekli kaynakları bir araya getiren, koordine
eden başkasını etkileyebilme gücüne sahip olan, sinerji yaratabilen, sabırlı bir
28
liderdir (Koçel, 2003:581; Yıldırım, 2008:38; Çırpan, 2010:1). Liderlik yönetilmesi
ve motive edilmesi en zor unsur olan insan unsurunun başarıya katkısını sağlamada
kilit rol oynamaktadır (Yıldırım, 2008:38).
Dünyanın en zenginlerinden biri olarak kabul edilmiş olan Bill Gates, liderlik
sırlarını anlattığı kitabında bir liderde bulunması gereken özellikleri anlatırken
aşağıdaki noktalara vurgu yapmaktadır (Reca, 2006:75-76):
 Personeline değer vermek
 İleriyi görmek
 Çok ama planlı bir şekilde çalışmak
 Akıllı kişileri çalıştırmak
 Elemanları şirkete ortak etmek
 Belli bir noktaya odaklanmak
 İşini kaliteli yapmak
 İşini zamanında bitirip teslim etmek
 Dürüst ama saf olmamak
 Akıllı ama kurnaz olmamak
 Piyasada olup biteni takip etmek, piyasayı şekillendirmek
 Mütevazı bir hayat sürmek
 Sosyal ilişkilere değer vermek
Bill Gates, kendisini doğuştan bir lider kabul etmeyip sahip olduğu her şeyi
çalışarak elde ettiğini belirtmektedir. Gates’e göre liderlik doğuştan gelen değil,
öğrenilen bir beceridir (Reca, 2006:76). Bu nedenle liderlik konusunu oldukça geniş
bir yelpaze içinde ele almaktadır.
İyi bir lider insanların içinde çalıştığı sistemi geliştirmek için çaba
göstermektedir. Çalışanların yeteneklerini, becerilerini, öğretimlerini geliştirmeye ve
en iyi seviyeye getirmelerine yardımcı olmalıdır. Liderin görevi, tüm çalışanlarda işe
ilgi, meydan okuma ve eğlence yaratmaktır. Amacı, iyileştirme ve yenilik yapmaktır.
Liderler talimat verebilir; ancak bu sadece ne yapacağını değil nasıl yapacağını da
öğretmek demektir. Önemli olan bütün sistemi kavrayabilmektir. Lider, yalnızca
29
kendi düşündüklerinin uygulanmasını değil ekibini de düşünmeye sevk edebilirse
daha iyi sonuçlar almaktadır. Lider dikkatli olmazsa çalışanlar, problemlere karşı
kayıtsız kalarak onlarla yaşamayı öğrenirler (Aguayo, 2000:193-196).
1.5. Kadın Girişimciliği
Günümüz dünyasında yaşanan gelişim ve değişimler, sosyo-kültürel, politik,
ekonomik, teknolojik alanlar başta olmak üzere çok geniş bir yelpazeyi
kapsamaktadır. Yaşanan tüm bu değişimler iş sahibi olmak ve işletmeleri yönetmek
isteyen kadınlar için de yeni fırsatlar sunmaktadır (Jalbert, 2000:7).
Kadın girişimciliği konusu yabancı literatürde çeşitli açılardan (işletme,
ekonomi, sosyoloji, psikoloji, siyaset bilimi vb.) incelenmiş bir konudur. Türkiye’de
ise kadın girişimciliği konusundaki çalışmalar son yıllarda başlamıştır (Soysal,
2010:85-86). Tüm dünyada milyonlarca kadın girişimci girişimcilik faaliyetinde
bulunmaktadır. Çalışmalarda, kadınların sahibi olduğu işletmelerde oldukça başarılı
olduğu ve önemli bir gelişme gösterdiği göze çarpmaktadır (Rosenberg, 2007:1-5).
Dolayısıyla bu durumun, gelecekte kadın girişimcilere olan ilgiyi daha da arttıracağı
düşünülmektedir.
1.5.1. Kadın Girişimciliğinin Tanımı
Kadın işgücü 4 ana kategoride değerlendirilebilir (Çelik ve Özdevecioğlu,
2001:377-378):
 Kadın işçiler veya memurlar,
 Kadın yöneticiler,
 Kadın girişimciler,
 Eğitim sonucunda kazandığı mesleğini icra eden -doktor, eczacı, avukat vb.kadınlar.
İşgücünde kadın girişimcilerin ayrı bir yer tutmasının temel nedeni girişimcinin
sahip olduğu özelliklerden kaynaklanmaktadır. Ancak kendi mesleğini icra eden
(doktor, avukat, eczacı vb.) kadınlar da girişimci olarak kabul edilmektedir. Bunun
nedeni olarak, girişimciliğin, üretim faktörlerini cesaretle bir araya getirme, kâr veya
30
zararı göze alma anlamına geliyor olması gösterilmektedir (Çelik ve Özdevecioğlu,
2000:488). Dolayısıyla, işgücü olarak farklı iki grup olsalar da, her iki grupta
girişimcilik ve kadın girişimciliği özellikleri dikkate alındığında girişimci sınıfına
dâhil edilebileceği söylenebilir.
Girişimci ve girişimcilik kavramları konusundaki çeşitlilik ve ortak bir tanımın
olmaması, kadın girişimcinin tanımlanmasında da geçerlidir (Gökakın, 2000:109).
Kadın girişimcinin, girişimciden daha farklı olduğunu ve tanımlamaya sınırlandırma
yapılması gerekliliği görüşüne göre, girişimci kadın tarif edilirken genel bir çerçeve
çizilmektedir (Ecevit, 1993:20):
 Ev dışında bir mekânda kendi adına kurduğu bir veya birkaç işyeri olan,
 Kurmuş olduğu işyerinde tek başına veya istihdam ettiği diğer kişilerle
çalışan ve işin sahibi olması sıfatıyla ortaklık kuran,
 Herhangi bir mal veya servisin üretilmesiyle ilgili faaliyetleri yürüten, bu
mal veya servisin dağıtım, pazarlama ve satışını yapan/yaptıran,
 İşi ile ilgili olarak ilişkiye girmesi gereken kişi, örgüt, kurum ve kuruluşlarla
kendi adına ilişki kuran,
 İş sürecinin örgütlenmesi, mal ve hizmet üretiminin planlanması, işyerinin
işletilmesi, kapatılması veya işin geliştirilmesi konusunda kendisi karar
veren,
 İşinden elde ettiği kazancın yatırım ve kullanım alanları üzerinde söz sahibi
olan kişidir.
Kadın girişimci tanımına yukarıda belirtilmiş olan şekilde bir içerik
kazandırıldığında, girişimci kadın sayısı istatistikî veriler sonucu açıklanan resmi
rakamların çok altında olmaktadır. Çünkü iş yaşamında ki birtakım faktörler,
günümüzde kadınların çalışma dünyasına erkeklerle eşit ya da eşite yakın koşullarda,
bağımsız ve yukarıda belirtilen özellikleri taşıyarak girebilmelerini engellemektedir
(Ecevit, 1993:21). Kadınlar için bazen kişisel sebepler, yakın veya uzak iş çevresinde
yer alan iş politikaları, ancak çoğunlukla da toplumda ki mevcut yerleşik kalıplar
nedeniyle girişimcilik kariyerlerinde bir takım engeller söz konusudur. Bu engeller
kadın yönetici ve girişimcileri motivasyon noktasında etkileyebilmekte ve buna bağlı
31
olarak faaliyetleri sırasında olumsuz durumlara (yanlış karar, çalışanlarla veya
müşterilerle sorunların yaşanılması gibi) neden olabilmektedir.
Kadın girişimcilerin yaşantılarının iki faktörden oldukça etkilendiği öne
sürülmektedir. Bunlardan birincisi, girişimci ideallere bağlılıkları, ikincisi ise
geleneksel olarak belirlenmiş kadın erkek ilişkilerini ne ölçüde kabul etmeye hazır
olduklarıdır (Goffee ve Scase, 1992:76). Bu çerçevede dört kadın girişimci tipi
tanımlanmıştır. Bunlar sırasıyla; geleneksel kadın girişimci tipi, evcil (aileci) kadın
girişimci tipi, yenilikçi kadın girişimci tipi ve son olarak da radikal (feminist) kadın
girişimci tipidir (Goffee ve Scase, 1992:79; DeMartino ve Barbato, 2003:816;
Kutaniş ve Hancı, 2004:459; Top, 2006:22-24).
Tablo 1.1: Kadın Girişimci Tipleri
Geleneksel Cinsiyet Rollerine Bağlı
Girişimci İdeallere Bağlı
Yüksek
Düşük
Yüksek
Geleneksel
Yenilikçi
Düşük
Evcil
Radikal
Kaynak: Robert Goffee ve Richard Scase (1992); Kadınlar İş Başında Kadın Girişimcilerin
Deneyimleri, (Çev.: Ahmet Fethi), Eti Kitapları, İstanbul, s.78.
Klasik kadın girişimci tipi olarak da bilinen geleneksel kadın girişimci tipi
cinsiyet rollerine uygun biçimde ve yüksek düzeyde girişimcilik ideallerine bağlı
kadın girişimcileri ifade etmektedir. Para kazanma ihtiyacı ana motivasyondur; ancak
geleneksel aile rolü de esas kabul edilmektedir. Hem işini hem de ailesini ön planda
tutmaktadır. Genellikle evli olup, işleri aileleri ve çocukları ile beraber
yürütmektedirler. İş aile dengesi mevcuttur ancak iş yine de bir adım önde
görülmektedir. Eğer ortağı varsa bile sınırlı destek almaktadır. Sorumluluk tamamen
kendilerindedir.
Evcil (aileci) kadın girişimciler aile içindeki kadınlık rollerine sıkı sıkıya bağlı
bir görüntü sergilemektedirler. Aile, önde gelen, önemli bir konu olduğu için bu
gruptaki kadınların girişimcilik ideali geleneksel kadın girişimci tipine göre biraz
düşük olmaktadır. Ailenin uygun gördüğü ve aileye uyan girişimcilik alanında
faaliyetlerini sürdürmektedirler. Evcil kadın girişimcilik tipinde çocuklar girişimi
belirleyebilmektedir. Çocuk sayısı arttıkça girişimcilik teşebbüsü azalmaktadır.
32
Kendini geliştirme ve aileye destek olma isteği önemli bir güdü olmakla birlikte, ana
merkezde yine eş, çocuk, aile yer almaktadır. Yerel kültür ve gelenekler evcil kadın
girişimciliği önemli derecede etkilemektedir.
Yenilikçi kadın girişimci tipi, yüksek düzeyde girişimciliğe motiveli olup,
geleneksel ve aileci kadınlık rolü bir anlamda terk edilmektedir. Bayanlar kariyerine
engel olan yerde kadınlık rolünü bırakıp, tıpkı erkek girişimciler gibi işe
başlamaktadırlar. Genellikle eğitim düzeyi yüksek, ekonomik bağımsızlığa düşkün
olan kadın girişimciler olarak tanımlanırlar. Daha ilginç ve daha karmaşık
organizasyonlar kurabilmektedirler. Bu sınıfa dâhil olan kadınların ağırlıklı olarak
yüksek okul mezunu kadınların istihdam edildiği alanlarda, pazar araştırmaları,
reklam, halkla ilişkiler ve basın işlerinde çalıştığı görülmektedir.
Radikal kadın girişimci tipi, iş-aile dengesini kurmaktan çok kadınların ikinci
plana itilmelerini önlemeye çalışan ve işini de bu amaca hizmet eden bir araç olarak
görerek organize eden kadın girişimciyi ifade etmektedir. Girişimcilik idealleri ve
geleneksel cinsiyet rollerine bağlılık açsından düşük bir görüntü sergilemektedirler.
Kurdukları işletmeleri hem ekonomik
hem
de sosyal
bir
birim olarak
yönetmektedirler. Kadınlara önyargısız, içinde kendi kişisel kimliklerini, yaşam
biçimlerini yönlendirebilecekleri, erkekler ile eşit oldukları bir ortam sunmak için
çalışmaktadırlar. Bu tip kadın girişimcilerin çoğunun varlıklı olduğu görülür. İş
faaliyetlerini, feminist ideolojiyle bağdaşır biçimde, diğer kadınlara hizmet veren
kolektif mücadelenin bir parçası olarak görmektedirler. Bu durumda girişimciler
kadın hareketleriyle ilişkili, basın, yayın, perakende satış, eğitim ve küçük ölçekli
imalat gibi çeşitli alanlarda olmaktadır. Kadınların evli olması durumunda işler ve
aile, eşler arasında birlikte eşit ve işbirliği ile yürütülmektedir.
1.5.2. Kadın Girişimcilerin Karşılaştığı Engeller
Günümüzde her ne kadar kadının ekonomik hayatta ve toplumsal ilişkilerdeki
konum ve işlevine ilişkin geleneksel görüş, önyargı ve inançların geçerliliği önemli
ölçüde aşılmışsa da, olması gereken evreye gelindiğini söylemek için erken bir
zamandır. Karşılaşılan engeller ve girişimciliğin içerisinde yer alan risk faktörü
birleşince girişimcilik faaliyetlerinin kadınlar için daha da fazla risk içerdiği
33
görülmektedir (Weiler ve Bernasek, 2001:87-89; Howells ve Skoko, 2009:35-36;
Soysal, 2010:96). Engeller, sosyo-kültürel ortam, iş yükü-aile ilişkileri ve finansyönetim olmak üzere 3 genel başlık altında toplanabilir.
1.5.2.1. Sosyal ve Kültürel Ortam
Toplumların değer yargıları, geçmişten bugüne gelen gelenekleri, alışkanlıkları
kadın girişimcilerin iş hayatlarını önemli ölçüde etkilemektedir (Lerner vd.,
1997:318;
Shivani
vd.,
değerlendirilmemelidir.
2006:6).
Bu
konu
sadece
iş
hayatı
açısından
Aynı zamanda toplumsal yapı girişimci kadınların
kişiliklerini de etkilemektedir. Bu çerçevede sosyo-kültürel yapının hem kadınların
meslek seçimlerinde, iş hayatındaki rollerini belirlemede hem de sahip oldukları
değer yargıları, bakış açısı ve kararlarında önemli bir faktör olduğu söylenebilir.
Toplumda, erkeklerin bir kısmı tarafından kadınlara atfedilen duygusallık,
insancıllık, pasiflik, her zaman akılcı olmama, dar kapasiteli olup çok yönlü
düşünememe gibi özelliklerin, yöneticilikte olumsuz sonuçlar doğurabileceği
şeklinde yanlış ve yaygın bir düşünce vardır. Rasyonellik, serinkanlılık, stratejik
düşünebilme, kararlarında örgütsel amaçları ön planda tutma, dolayısıyla kaynakları
en verimli olacak biçimde mal ve hizmet biçimindeki çıktılara dönüştürme
faaliyetlerinde görülen niteliklerin sadece erkeklerde bulunduğu gibi yanlış düşünce
ve inanışlar hâlâ geçerliliğini sürdürebilmektedir (Bedük, 2005:113-114). Ayrıca
toplumun kadınlar hakkındaki değer yargıları ve inanışları, bilgi eksikliği, rakiplerin
engellemeleri, sermaye bulma güçlüğü, yasal ve bürokratik engeller, kadın
girişimcilerin karşılaştığı diğer güçlükler olarak sıralanabilir (Soysal, 2010:97).
Sosyo-kültürel
yapı,
ülkelerin
gelişmişlik
düzeylerine
göre
faklılık
göstermektedir. Toplumsal yapının engelleyici bir unsur olarak karşımıza çıktığı
ülkeler genellikle gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerdir. Gelişmiş ülkelerde
toplumsal yapı bu ülkelere göre daha az engelleyici bir unsur olarak kabul edilir
(Lerner vd., 1997:318). Ancak hâlâ istenilen düzeyde olduğu söylenememektedir.
Eğitim süresi boyunca erkek egemen toplum ideolojisi; önyargılarla, geleneklerle,
kültürel değerlerle her alanda oluşturulurken, kadınlar toplumsal iş bölümünde daha
sınırlı ekonomik olanaklar ve daha az prestijli sosyal imkân sağlayan mesleklere
34
yönlendirilmektedirler. Kız ve erkek çocukların farklı sosyalleşme sürecine tabi
tutulmaları,
toplumda
rollerine
uygun
mesleklerde
çalışma
beklentileri
oluşturmaktadır. Böylece çalışma yaşamında kadına ve erkeğe yakıştırılan meslekler
ortaya çıkmaktadır. Kadınlar açısından öğretmenlik, doktorluk, hemşirelik,
sekreterlik gibi toplum tarafından kadın cinsiyetine uygun bulunan mesleklerde
çalışması uygun görülmektedir (Doğan, 2007:74-76; Fidan vd., 2009:1). Dolayısıyla
kadınların yoğun olarak annelik ve kadınlık rollerinin türevleri olan bu tür meslekleri
seçmesi beklenmektedir. Kadınlar anne ve eş rollerini ihmal etmeden kendilerinden
beklenildiği gibi “hizmete” yönelik çalışmaktadırlar (Çulcu, 2009:108).
Türkiye’nin sosyo-kültürel yapısına bakıldığında, büyük kentler ve küçük
kasabalar arasında farklılıklar göze çarpmaktadır. Özellikle batı bölgelerde yer alan
büyük kentler Batı yönelimli iken; doğu illeri ve küçük kasabalarda geleneksel yapı
hâkimdir. Ayrıca, büyük ve modern kentlerde dahi kadın girişimciler çeşitli sosyokültürel engellerle karşılaşabilmektedirler ve toplumun kendilerine olan geleneksel
bakışından etkilenmektedirler (Kutaniş, 2006:64; Howells ve Skoko, 2009:51).
1.5.2.1.2. Eğitim
Kadın girişimcilerin karşılaştıkları en büyük sorunlardan biri de, gerek temel
gerekse girişimcilik ile ilgili eğitime yeterince sahip olmamalarıdır. Bu sorun kadın
girişimcilerin, iş ortamında bilgi ve tecrübe eksikliği duymalarına ve sosyal iletişim
ağı içerisine girememelerinde neden olmaktadır. Bu durum yalnızca iş ortamında
sorun yaratmamakta, paydaşlar ve müşterilerle olan ilişkilerde, itibar ve saygınlık
gibi konularda da sorun yaratabilmektedir (Kutaniş, 2006:68). Buna karşın, eğitim
düzeyi yükselen kadının çalışmaya olan talebi, kendine güveni, toplumsal ve
ekonomik gelişime katkısı ve üretken olmakla sağlayacağı tatmin artarken aynı
zamanda kendisine bakışında da sürekli değişiklikler gözlemlenebilmektedir. Bu
değişim
girişimci
kadınları
bulundukları
noktanın
çok
daha
ilerisine
taşıyabilmektedir (Gökdemir, 1992:33; Bedük, 2005:108).
Türkiye’de kadınlar erkeklere oranla daha az eğitim almaktadır (Soysal,
2010:103). Bu konuda özellikle son yıllarda devlet ve özel sektör iş birliğiyle
gerçekleştirilen eğitimler, önemli gelişmeler gerçekleşmiş olsa da henüz istenilen
35
düzeyde olmadığını söylenebilir. Toplumdaki geleneksel rol dağılımından dolayı iş
piyasasında yeterli deneyime sahip olamamaları, çıraklık ve mesleki eğitim gibi
eğitimlerden mahrum kalmaları, kadınların beceri kazanmalarını engellemekte ya da
geciktirebilmektedir (Kutaniş, 2006:68).
1.5.2.1.3. Aile Tepkileri
Çok güçlü bir ataerkil aile yapısı ve cinsiyet ayırımı içinde kadın için “evlilik
ve aile” vazgeçilmez bir öneme sahip olmaktadır (Arat, 1995:212). Çevre ve aileden
gelebilecek baskı veya engellemeler kadınların girişimlerini olumsuz yönde
etkilemektedir (Howells ve Skoko, 2009:35). Girişimci kadınlar her ne kadar bazı
noktalarda bu engellere karşı direniş gösteriyor olsa da, toplumda geleneksel düşünce
yapısına bağlı olarak oluşan ön yargı, değerlendirme ve yönlendirmeler, belli bir
noktadan sonra karşı durulması çok daha güç bir hal alabilmektedir.
Aile tepkilerinin evli ve evli olmayan kadın girişimciler açısından farklılık
gösterdiği söylenebilir. Dul, ayrılmış veya boşanmış kadınlar, kendilerini aile reisi
olarak görmekte iken, bekâr kadınlar kendilerini ve babalarını aile reisi olarak
görmektedir. Evli kadınlar ise, kocalarını aile reisi olarak görmektedir. Dolayısıyla
aile tepkileri de farklı yönlerden gelmektedir (Kutaniş, 2006:68-69). Evli olmayan
kadınların aileleri genellikle onları desteklerken, yakın çevreleri yoğun çalışma
temposunun aile kurmalarına engel teşkil edebileceği ya da erkeklerden fazla
kazanma ihtimallerinin olumsuz karşılanabileceğini belirtmektedir. Bu durum henüz
evli olmayan kadınların, girişimcilik konusunda aile ve yakın çevrelerinin
düşüncelerinden olumsuz yönde etkilenmelerine sebep olmaktadır. Evli olan
kadınların ise, aileyi ihmal etmeme ve ev ile ilgili iş ve düzeni sağlamak koşuluyla
eşleri tarafından destek görebileceği görüşü yaygın olarak bulunmaktadır (DeMartino
ve Barbato, 2003; Soysal, 2010:103).
Kadınlar girişimcilik yaparak diğer iş kollarında çalışan bayanlara göre işlerine
daha fazla zaman harcamaktadır. Bu da genel olarak toplumda ve yakın çevrelerinde
bir tedirginlik oluşturmakta ve tepki doğurabilmektedir. Çünkü kadının işine daha
fazla zaman ayırarak ailesini, çocuklarını, evdeki sorumluluklarını ihmal ettiği
düşünülmektedir. Aile tepkilerinin yoğun yaşandığı bir diğer önemli konu da
36
kadınların (özellikle evli olanların) iş nedeniyle yurtiçi veya yurt dışı seyahatlerinde
yaşadıkları sorunlardır. Bu sorunlar nedeniyle günümüzde birçok kadın ailevi
sorunlar yaşayabilmektedir. Bu nedenle baştan girişimciliğe karar verme aşamasında
olan kadınlar için bu konu engelleyici bir faktör olarak karşılarına çıkmaktadır. Buna
bağlı olarak kadınların çoğu seyahat gerektirmeyen sabit işlere yönlendirilmektedir.
Günümüzde bile kadınların çoğunun (özellikle evli olanların) işleri gereği de olsa
kolayca seyahat edememelerinden dolayı dış teması gerektirmeyen işlere yönelmeleri
istenebilmektedir (Bedük, 2005:114; Morison vd., 2006:5; İlter, 2008:90-91).
1.5.2.2. İş Yükü ve Aile İlişkileri
Erkeğin, “ailenin reisi, evin ekmeğini kazanan kişi”; kadının da “çocuklarının
annesi, evinin kadını” olması anlayışı, değişen toplum yapısında bile aile yapısının
özünü fazla değiştirmemiştir (Bedük, 2005:107). Kadınlar çalışma hayatına
katılırken evdeki rollerinden bağımsız değillerdir. Bu nedenle kadın girişimciler; iş
hayatı ve beraberinde getirdiği rekabet ortamı, erkek rakipleri ile girmiş oldukları
mücadelelerin yanı sıra, evdeki rollerini de aksatmamaya çalışarak iki kat sorumluluk
üstlenmektedir (Dhaliwal, 1998; Aytaç, 2001:19). Kadınlar omuzlarındaki bu çifte
yüke karşı bir strateji olarak ev işlerini kadın işçilere yaptırmakta ya da girişimlerini
kurmayı, çocuklarını büyüttükten sonraya bırakmaktadırlar (Kutaniş, 2006:69).
Aile içi ilişkiler konusu kadının evli olup olmamasına göre farklılık
göstermektedir. Evli olmayan kadınlar iş ile ilgili karar alma, kazancını
değerlendirme veya harcama gibi konularda daha bağımsızdırlar. Buna karşılık evli
kadınlar bağımsız değillerdir. Kararların tek başına alınması durumunda aile içi
ilişkilerde sorunlar ortaya çıkabilmektedir.
Kadın girişimcilerin iş yükü ve aile içi ilişkileri girişimin niteliğine göre
değişebilmektedir. İşletmenin aile üyeleri ile birlikte işletilmesi durumunda iş yükü
kadın için oldukça ağır olmaktadır. Kadınlar ev işlerinin yanı sıra eşleriyle birlikte
yürütmüş oldukları bu işlerde kilit roller üstlenmektedirler. Ayrıca kadınlar iş ile
ilgili kararlara katılım noktasında oldukça pasif olabilmekte ve tek başlarına karar
alamamaktadırlar. Tüm bunlar kadınların girişimcilik faaliyetlerini kısıtlamaktadır.
Buna karşılık girişimini tek başına kurmuş olan kadınlar daha özgürdürler. Eşleri ev
37
ile ilgili faaliyetlerde onlara destek olduğu için iş yükleri daha hafiftir. Maddi
konularda ve iş ile ilgili faaliyetlerde bağımsız karar alabilmektedirler (Dhaliwal,
1998).
1.5.2.3. Finans ve Yönetim
Kadın girişimcilerin işe başlama, devam ettirme ve işi büyütme esnasında
karşılaştıkları en önemli sorun olarak sermaye yetersizliği ve finans problemi
gösterilebilir. Finansman için başvurulan kaynaklar erkek ve kadın girişimciler için
farklılık göstermektedir (Sohl ve Hill, 2007:208). Girişimcilerin finans kaynağı
olarak; aile, yakın akrabalar ve tanıdıklar, banka, ortak iş yapılan işletmeler, devlet
teşvikleri, borsa, iş melekleri (business angels) olarak adlandırılan varlıklı kişiler
gösterilebilir (Çetindamar, 2003:40). Erkek girişimciler girişimlerinin ilk başlangıç
aşamasında çekirdek sermayeleri yanında finansman kaynağı olarak yatırımcı ve
bankalardan da kredi temin edebilirken, kadınlar genelde sadece kişisel varlık ya da
birikimlerinden yararlanmayı tercih etmektedirler (Hisrich ve Peters, 1998:126).
Bunun birçok nedeni bulunmaktadır. Genellikle kredi alma konusunda erkek
girişimciler ve bayan girişimciler eşit olanaklara sahip değildir (Soysal, 2010:101).
Ayrıca toplum olarak bu konuda kadın ve erkek girişimcilere bakış açısı farklılık
göstermektedir. Bu nedenle son yıllarda kadın girişimciliğini teşvik amaçlı devlet ve
özel sektör eliyle çeşitli teşvik programları yürütülmektedir (Soysal, 2010:95).
Sağlanan olanaklar kadın girişimciliğin başlaması ve gelişimi açısından etkili olsa da,
henüz istenilen düzeyde olmadığını söylenilebilir. Kadın girişimcilerin dış sermayeye
yönelmemelerindeki bir diğer neden de, genellikle hizmet alanında faaliyet
göstermeleri sebebiyle az sermayeye gereksinim duymalarıdır. Kadın girişimcilerin
tersine erkeklerin çoğunlukla endüstriyel alanda girişimde bulunmaları ise daha fazla
sermayeye ihtiyaç duymalarına neden olmaktadır (Gürol, 2000:232).
Geleneksel toplumlarda kadın ile erkek arasındaki etkileşim daha sınırlı bir
düzeydedir. Bu nedenle kadınlar iş ortamında da ilişki ağlarının dışında kalmaktadır
(Lerner vd., 1997:318-319). Ayrıca kadınlar hareket edebilme problemiyle yerleşik
düzeninden fazla ayrılamamakta ve bu yüzden iş bağlantıları, banka işlemleri, satın
alma ve pazarlama gibi işleri daha çok erkekler yapmaktadır. Tüm bunlar kadınların
38
yüksek kademelere gelmesinde ve yeni işlere atılabilmeleri için gerekli olan
unsurlara ulaşmalarında sorun yaratabilmektedir. (Jerome ve Erickson, 2000:8). Bu
konuda kendilerine yardımcı edecek durumda olan kalifiye erkek eleman bulmak da
girişimci kadınlar açısından önemli kısıtlardan biridir (Kutaniş, 2006:66). Girişimci
kadınlar kalifiye eleman sıkıntısını özellikle yönetim alanında daha fazla
yaşamaktadırlar. Bunun temel nedenlerinden biri de, kadın girişimcilerin büyük
çoğunluğunun yeterli düzeyde eğitime sahip olmamasıdır. Bu da beraberinde yanlış
eleman
seçimi,
yönetimde
aksaklık,
uyum
yetersizliği
gibi
problemleri
doğurabilmektedir.
Türkiye’deki kadın girişimcilerin kişisel yetenekleri, diğer ülkelerdeki kadın
girişimcilerle benzerlik göstermektedir. Ancak, Türkiye’deki girişimci kadınlar
sadece finans yönetimi hariç, insan kaynakları, pazarlama, yeni fikir-ürün üretimi, iş
süreçleri, planlama, organizasyonda iyi olduklarını düşünmektedirler (Hisrich ve
Öztürk, 1999:120). Bu durum, finansal konulardaki problemin yalnızca maddi
eksenli olmadığını, kadınların finans yönetimi konusundaki ön yargılarının,
girişimcilik önünde bir problem oluşturduğunu gösterebilir (Dhaliwal, 1998).
1.6. Türkiye’de Girişimcilik ve Kadın Girişimciliği
Türkiye’de girişimcilik ve kadın girişimciliği genel olarak üç aşamadan
oluşmaktadır. Birinci aşama Cumhuriyet öncesi dönem, ikinci aşama Cumhuriyet ve
1980 arasını kapsayan dönem, üçüncü aşama ise 1980 sonrası dönemdir. Çalışmanın
bu
kısmında
tarihsel
açıdan
Türkiye’de
girişimcilik
dönemler
itibariyle
incelenecektir.
1.6.1. İlk Aşama: Cumhuriyet Öncesi Dönem
Türk girişimciliğini tarihi açıdan ele alındığında, Cumhuriyet öncesi dönem
kapsamında, Osmanlı İmparatorluğu ve daha da geriye gidilirse Selçuklu Devleti
döneminden bahsedilebilir (Tutar ve Küçük, 2003:168). Türk’lerin Orta Asya’dan
gelip Anadolu’ya yerleştikleri, göçebe toplumundan yerleşik toplum düzenine
geçmeleri ile birlikte ticaret ve özellikle zanaatkârlık konularında aktif oldukları
görülmüştür (Akmut vd., 2003:435).
39
Selçuklular döneminde ve Osmanlıların kuruluş döneminde bir esnaf-zanaatkâr
örgütü olan Ahilik teşkilatı oldukça etkin ve başarılı bir görüntü sergilemiştir (Akmut
vd., 2003:435; Odabaşı, 2005:163). Günümüzün esnaf odalarına benzer bir işlevi
olan Ahilik, temelde güzel ahlak ve özelliklerin birleştiği bir sosyo-ekonomik düzen
olarak adlandırılmaktadır (Karayılmazlar vd., 2007:152-153).
Esas olarak, Osmanlı ekonomisinin üretim yapısının tarıma dayandığı
söylenebilir. Toprak rejimi bu noktada önemli bir konudur. Çünkü Osmanlı toprak
rejimi büyük ölçüde miri (devlete ait) bir karakter sergilediği için bu durum sosyoekonomik çok geniş bir etki alanına sahip sonuçlar doğurmuştur (Balkanlı, 2004:13)
Osmanlı-Türk’ünün maddeye pasif bir bakışı vardı ve bu nedenle toplumsal
dinamiklerin gelişememesinde belirleyici bir rol oynamıştır. Bunun sonucunda da
servetin ya da birikimin sermayeye dönüşmesinde ciddi zorluklar yaşanmıştır (Sayar,
1988:417).
Tanzimat sonrasında, imparatorluğu oluşturan topluluklar arasında resmi
olmasa da uygulamada bir iş bölümüne gidilerek Türklerin ticaret işleri dışında
bırakıldığı görülmüştür. Türkler, askerlik, bürokratlık, ulemalık, hayvancılık ve
tarıma yönlendirilmiş, ticaret işini ise Rumlar, Yahudiler ve Ermeniler üstlenmiştir.
Sonuçta Türk toplumu yedi sekiz nesli içeren uzun yıllar boyunca ticaretin dışında
bırakılmış
ve
Türk
toplumunda
istenilen
düzeyde
bir
ticaret
altyapısı
oluşturulamamıştır (Sayar, 1988:300; Müftüoğlu vd., 2004; Odabaşı, 2005:164;
Karayılmazlar vd., 2007:153). Bu nedenledir ki Türkiye’de yüz yaşını doldurmuş
işletme sayısı oldukça azdır (Alpugan, 1998:66; Güney, 2007:117).
Türkiye’de de kadınların, kadın haklarının, kadının iş hayatına yönelik
düzenlemelerin uzun yıllar ikinci planda kalan bir konu olduğu söylenebilir.
Geleneksel yapı ve düşünceler toplumun büyük çoğunluğu tarafından savunulduğu
için, kadın büyük oranda ev ile özdeşleştirilmiş ve hakları konusunda herhangi bir
düzenleme yapma gereği duyulmamıştır. Ancak kadınların annelik ve ev işlerinin
yanı sıra, toprak işlerinde de çalışması, gıda, halıcılık, dokuma gibi alanlarda faaliyet
göstermesi çok eskiye dayanmaktadır.
40
Kadının statüsünün yükseltilmesi gereği düşüncesi ilk kez 19. yüzyılda
Tanzimat Hareketi ile başlamış, Osmanlı’nın son dönemi ve II. Meşrutiyetin ilan
edildiği yıllarda da dönemin aydınları, kadının siyasi ve sosyal hayatta aktif olarak
yer almamasına büyük tepki göstermişlerdir. O dönemdeki faaliyetler, kadının
statüsünün yükseltilmesine ilişkin olarak yapılan ilk adımlar olarak görülebilir
(Gökakın, 2000:109). İlk aşamada vurgulanan konu kadınların eğitim almaları ve
bunun toplum ve iş yaşamındaki önemi olmuştur (Akyüz, 2010:3).
II. Meşrutiyet döneminde kadın konusu, düşünürler ve yazarlar tarafından,
benimsedikleri siyasi ve fikri akımlar açısından tartışılmıştır (Akyüz, 2010:3). Yoğun
savaşların yaşandığı bu dönemde, iş hayatında kadınların çalışmaları artmıştır. I.
Dünya Savaşı Türkiye’deki kadınların çalışma yaşamına katılma sürecini olumlu
yönde etkilemiştir. Kadınlar bir yandan savaşlar nedeniyle erkeklerden boşalan
birtakım işyerlerine girerken, diğer yandan da kendilerine sağlanan yeni eğitim
olanaklarından yararlanarak bazı meslek dallarında çalışmaya başlamışlardır
(Akçam, 1996; Makal, 2001). Savaş yıllarında kadınlar, hastane, postane gibi kamu
hizmetlerinde, gıda ve silah imalathanelerinde görev almışlardır. Devlet dairelerinde
kadın memur çalıştırılmasına da bu dönemde başlanmıştır (Makal, 2001). Öncelikle
posta ve telgraf işlerine daha sonra maliye memurluklarına yerleştirilmişlerdir
(Rüstemzade, 1987).
1.6.2. İkinci Aşama: Cumhuriyet ve 1980 Arası Dönem
Bu dönem kendi içerisinde dört aşamaya ayrılmaktadır (İGİAD, 2008):
 1923-1930: Özel Girişimciliğe Teşvik
 1930-1946: Devletçilik ve Yansımaları
 1946-1960: Liberal Ekonomiye Geçiş
 1960-1980: Planlı Ekonomi Denemesi
1923 ve 1930 arası dönemde, Cumhuriyetin ilanı ve Yeni Türk Devletinin
kuruluşuyla birlikte, sayısal olarak az ve yeterli sermayesi bulunmayan girişimcilerin
sayısının artırılması ve girişimciliğin özendirilmesi politikası devlet eliyle
yapılmıştır. Yeni yönetimin girişimci bir sınıfın yaratılması konusunun üzerinde
41
durmuştur. Sanayileşmek birinci hedef olarak gösterilmiştir (Altıparmak, 2002). Bu
nedenle, yabancıların farklı alanlardaki hâkimiyetlerine son verilmeye çalışılarak,
girişimciliği teşvik etmek amacıyla bir takım önlemler alınmıştır. Ayrıca tüm
dünyada etkisini gösteren “dünya ekonomik krizi” nedeniyle devlet ekonomik alanda
çeşitli görevler yüklenmiştir (Karayılmazlar vd., 2007:154).
Ancak savaşın
etkilerinin devam etmesi, madenlerin ve demiryollarının denetiminin yabancıların
elinde olması, sermaye kavramının yeterince bilinmemesi bu dönemde alınan yapıcı
kararların önünde engel teşkil etmiştir (TÜGİAD, 1993:21).
Cumhuriyet dönemi ile birlikte, kadınların tarım dışı kesimlerde ücretli olarak
çalışmaları süreci hızlanarak devam etmiştir. Bu oluşum üzerinde, tarım dışı faaliyet
alanlarında sağlanan gelişmelerin yanında, kadının toplumsal konumuna ilişkin
değişmeler ve 1930 sonrası dönemde izlenen devletçi iktisat politikalarının önemli
ölçüde etkili olduğu söylenebilir (Makal, 2001:121). Bu dönemde başta eğitim olmak
üzere, sosyal, ekonomik, siyasal haklar konusunda önemli hukuksal düzenlemelere
gidilmiştir. 1924 Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile çağdaş örgün eğitim esasları kabulü
ve 1926 da yürürlüğe giren Türk Medeni Kanun’u, kadın-erkek tüm vatandaşların
haklarının eşitliği konusunda önemli birer adım olarak kabul edilmektedir (Arat,
1995:38). Çalışma hayatında kadın işçilerin korunmasına yönelik ilk hukuki
düzenleme 1930 tarih ve 1590 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu ile gerçekleşmiştir.
1934’de kadınlara milletvekili seçme ve seçilme haklarının verilerek siyasal haklar
açısından da erkeklerle eşit konuma gelmeleri sağlanmıştır. Cumhuriyet döneminde
gerçekleştirilmiş olan tüm bu yasal düzenlemelerin, Türkiye’de kadın erkek
eşitliğinin sağlanabilmesi yönünde atılan önemli adımlardan olduğu söylenebilir
(Mümin, 2010:66-67).
1930 ve 1946 arası dönemde klasik liberal politikalara olan inanç büyük oranda
azalmış olup, sorgulanmaya başlanmıştır. Bir yandan uluslararası ticaret hacmi
azalırken, diğer yandan ulusal ekonomi üzerinde devletin etkisi artmaya, ekonomide
devlet müdahalesi yaygınlaşmaya başlanmıştır. Özel sektörün yetersiz olduğu
alanlarda devletin yatırım yapmasını öngören ve özel sektörün gelişmesi için bir dizi
önlemleri içeren, devletçilik politikası uygulanmaya başlanarak, Beş Yıllık Sanayi
42
Planları da bu dönemde hazırlanmıştır. Başarıyla uygulanan birinci plandan sonra;
sermaye ve nitelikli işgücü eksikliği ve uluslararası arenanın ekonomideki kötü
durumu -II. Dünya Savaşı- girişimciliğin gelişiminin istenilen düzeyde yaşanmasını
önlemiş, girişimciliğe büyük ölçüde engel teşkil etmiştir (Tutar ve Küçük, 2003:169).
1946 ve 1960 arası dönem, savaş sonrasındaki yıllarda, dünyanın politik ve
ekonomik olarak yeniden şekillendiği ortamda, savunma yıllarının ardından Türkiye
ekonomisinde
de
değişim
çabalarının
ortaya
çıktığı
bir
dönem
olarak
adlandırılmaktadır (Balkanlı, 2004:426). Girişimciliğin gelişmesi amacıyla bir dizi
kanun çıkarılmış ve iktisadi devlet teşekkülleri kurulmuştur. Üretim artışı temel
hedef olarak belirlenmiştir (Balkanlı, 2004:428). 1950’lerin en dikkat çeken
özelliklerinden biri olarak, günümüz Türkiye’sinin en nüfuzlu sanayicilerinin
çoğunun iş hayatına atıldıkları ya da asıl birikimlerini sağladıkları dönem olması
gösterilebilir. Böylece yerli sanayi ve ticari kesim dönemi imkânlarıyla birlikte
girişimcilik alanında önemli bir ilerleme gerçekleştirmiştir (Keyder, 1999:191;
Çetindamar, 2002).
1960 ve 1980 arası dönem; “planlı ekonomi denemesinin” yapıldığı yıllardır.
Sanayi politikasının temel omurgasını “İthal İkameciliğin” oluşturduğu bu dönemde,
Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) kurulması ve daha sonra da bu sürecin
öncülüğünü üstlenmesiyle “planlama” uygulanmaya çalışılmıştır. 1971 yılında
Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) kurulması, Türk girişimcilik
tarihinde öne çıkan durumlardan birisidir (İGİAD, 2008:30).
1.6.3. Üçüncü Aşama: 1980 ve Sonrası Dönem
Türkiye’de girişimcilik özellikle 1980’li yıllardan sonra hızlı bir gelişim
göstermiştir. Bu durumda özellikle 1980 yılında alınan 24 Ocak kararlarının etkisinin
büyük olduğu söylenebilir. 24 Ocak kararları ile serbest piyasa ekonomisi devreye
girmiş, dünya ekonomisiyle bütünleşmenin sağlanması amacıyla birçok yeni
ekonomi politikası devreye sokulmuş ve girişimciliği destekleyen politikalar
izlenmiştir (Öztürk, 2008:28-32).
43
Yeni dönemde bilim ve teknolojide yaşanan hızlı gelişmeler, toplumların
yapısını da hızla değiştirirken, bunun bir parçası olarak girişimcinin ve girişimciliğin
ekonomik değerini ve toplumdaki önemini de artırmıştır (Dvir vd., 2010:43). Bunun
bir yansıması olarak bireye ve bireysel yeteneğe dayalı girişimcilik ön plana çıkmış
ve insanın entelektüel üretkenlik kabiliyeti önem kazanmıştır. Bu kabiliyetin ürünleri
olan sanat, bilim ve ekonomik uygulamalar açısından büyük önem taşıyan
girişimcilik, bilgi toplumunda altın çağını yaşamaktadır (Arslan, 2002:2). Ayrıca
girişimcilikte eğitimin ne kadar önemli olduğunun anlaşılmasıyla birlikte
gerçekleştirilen eğitimler işletmeler ve Türkiye açısından girişimciliğin geliştirilmesi
için son derece önem taşımaktadır. Bu amaçla son yıllarda girişimcilere yönelik
olarak, Milli Prodüktivite Merkezi (MPM), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
(TOBB), Küçük ve Orta Ölçekli Sanayiyi Geliştirme Birliği (KOSGEB), Türk
Standartlar Enstitüsü (TSE), İŞKUR, üniversiteler ve diğer ilgili kuruluşlar
tarafından sürekli ya da dönemler halinde eğitimler düzenlenmektedir (Erdoğmuş,
2007:37; Gürol ve Bal 2009:10).
Dünyada yaşanılan gelişmelere paralel olarak, Türkiye’de de girişimcilik
yalnızca erkeklere özgü bir alan olarak değerlendirilmemekte, kadın ve erkek
girişimcilere yönelik önemli düzenleme ve teşvikler bulunmaktadır. Özellikle son
yıllarda kadın girişimcilerin gelişimine yönelik çeşitli düzenlemeler yapılmaktadır.
Yeni kurulan kamu ve özel kuruluşların yanı sıra, belli dönemlerde düzenlenen
eğitimler kadın girişimcilerin de aktif katılımına fırsat tanımaktadır. Böylece
kalkınmanın önemli unsurlarından biri olan girişimcilikte kadınların da sayısı önemli
ölçüde artmaktadır.
Kadın hareketinin üçüncü evresi olarak kabul edilen 1980 sonrası dönem, ilk
iki dönemden farklı bir yapıya sahip olmakla birlikte, kadın hareketinin hız kazandığı
bir dönem olarak vurgulanmaktadır. Seksen öncesi dönemlerde erkeklerce başlatılan
ve yönlendirilen kadın hareketleri, seksenli yıllar ile birlikte yerini kadın yönetimine
bırakmıştır (Gökakın, 2000:109). Bu dönem ve takip eden yıllarda kadınların
işgücüne katılımı ve kendi işlerini kurmaları konusunda yapılan çalışmalar yoğunluk
kazandığı görülmektedir (Yetim, 2008:79).
44
1985 yılında Türkiye’nin de imzalamış olduğu “Birleşmiş Milletler Kadına
Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesine Dair Sözleşme”, 24.7.1985 tarih ve
85/9722 sayılı kararla onaylanmış olup, 4 Ekim 1985 tarih ve 18898 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir1.
Sözleşmede, kadınların girişimci, yönetici, lider olabilmeleri için nelerin
yapılması gerektiği belirtilmekte ve ülkelerin doğrudan doğruya kadınlara yönelik
birtakım pozitif yaklaşımlarla destek olmaları öngörülmektedir. Bu çerçevede
hükümetler, kadınların girişimci, yönetici, olabilmeleri için yapacakları katkının
arttırılmasına yönelik tedbirleri almakla ve kadınlarla ilgili olarak gerek
yasalarındaki gerekse idari ve cezai uygulamalardaki eşitsizlikleri rapor halinde
komiteye sunma yükümlülüğüne girmiş bulunmaktadır (Aykor, 1993:12). Böylece
kadın politikası gündemi de yeni bir boyut kazanmıştır.
2007 yılında Gelir Vergisi Kanunu’nda yapılan değişiklikle, ev içi üretimden
elde edilen gelirlerde vergiden muafiyet getirilmiş, bankalar kredi programlarını daha
etkin hale getirmişlerdir. Türkiye Halk Bankası “Girişimci Destek Paketi”ni devreye
sokmuş olup, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bünyesinde, “Kadın
Girişimciler Kurulu” kurulmuştur (Soysal, 2010:96). İllerin Ticaret ve Sanayi
Odaları bünyesinde kurulan kadın girişimciler kurulu, 81 ilde de bulunmaktadır.
Tablo 1.2: AB Komisyonu Cinsiyet Eşitliği Raporu AB Ülkeleri ve Türkiye
Karşılaştırma Yapılan Oranlar
Kadın İstihdamı
Kadın Yönetici
Kadın Politikacı
Part Time Kadın İstihdamı
Üniversiteli Kadın
AB Ülkeleri
% 57,2
% 33
% 24
% 31,2
% 58,9
Türkiye
% 26,1
% 7,8
% 9,1
%17,8
% 43
Kaynak: TOBB (2010); Türkiye’de Kadının Konumu ve Kadın Girişimciliği, TOBB Kadın
Girişimciler Kurulu Konferansı, Zonguldak.
1
İşbu Sözleşme’ye göre, Kadınlara karşı ayrım deyimi kadınların medeni durumlarına bakılmaksızın
ve kadın ile erkek eşitliğine dayalı olarak politik, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni ve diğer
alanlardaki insan hakları ve temel özgürlüklerinin tanınmasını, kullanılmasını ve bunlardan
yararlanılmasını engelleyen veya ortadan kaldıran veya bunu amaçlayan ve cinsiyete bağlı olarak
yapılan herhangi bir ayrım, mahrumiyet veya kısıtlama anlamına gelecektir (UNİCEF, 1985).
45
Tablo 1.2, “AB Komisyonu Cinsiyet Eşitliği Raporu” verilerine göre, AB
ülkeleri ve Türkiye’yi karşılaştırmaktadır. Türkiye karşılaştırma yapılan; kadın
istihdamı, kadın yönetici, kadın politikacı, part time kadın istihdamı ve üniversiteli
kadın oranında AB ülkelerinin çok gerisindedir. Bu noktada kadın girişimciliği
konusunda Türkiye’nin ele alması gereken ciddi tedbir ve düzenlemelerin henüz sona
ermediği söylenebilir.
2010 yılında Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar
Merkezi’nin (BETAM) yapmış olduğu çalışmaya göre, Türkiye’de kadınların
işgücüne katılımı TÜİK verileriyle %26 seviyesindedir. Kadın girişimci oranı ise,
%6,14 seviyesindedir (TÜİK, 2010; Başol, 2010:70). Bu oran Avrupa Birliği’nde ise,
%26 seviyelerindedir (Başol, 2010: 27).
Tablo 1.3: 1988-2010 Dönemi Arasında Türkiye’deki Kadın ve Erkek Girişimci
Sayısı
Yıllar
2010
2009
2008
2007
2006
2005
2004
2003
2002
2001
2000
1999
1998
1997
1996
1995
1994
1993
1992
1991
1990
1989
1988
Girişimci Erkek
1.300.000
1.200.000
1.172.000
1.114.000
1.132.000
1.081.000
971.000
1.010.000
1.125.000
1.100.000
1.066.000
1.093.000
1.229.000
1.082.000
1.126.000
1.072.000
1.074.000
1.066.000
1.017.000
945.000
810.000
613.000
616.000
Girişimci Kadın
85.000
80.000
77.000
75.000
69.000
51.000
49.000
42.000
61.000
40.000
43.000
38.000
46.000
46.000
39.000
40.000
25.000
25.000
28.000
22.000
22.000
14.000
13.000
Kadın Girişimci Oranı (%)
6,14
6,25
6,16
6,31
5,75
4,51
4,80
3,99
5,14
3,51
3,88
3,36
3,61
4,08
3,35
3,60
2,27
2,29
2,68
2,28
2,64
2,23
2,07
Kaynak: Oğuz Başol (2010); “Girişimci Kadın ve Erkeklerin Başarı Algısındaki Faklılıklar: Küçük
Ölçekli İşletmelerde Bursa İli Örneği”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Bursa.
46
Tablo 1.3 incelendiğinde, 1988 ve 2010 yılları arasında kadın ve erkek
girişimci sayısında önemli bir artış olduğu görülmektedir. Kadın girişimciliği bu
süreç içerisinde ciddi bir artış göstermiştir. Yaşanan bu artışta Türkiye’nin
gerçekleştirmiş olduğu sosyal, ekonomik, hukuksal alanlardaki düzenlemelerin etkili
olduğu söylenebilir. Ancak yine de Türkiye’nin sürecin henüz çok başında olduğu
görülmektedir (Lopez-Claros ve Zahidi, 2005:9). Erkek girişimci sayısının 1.3
milyon kadın girişimci sayısının ise 85 bin olduğu Türkiye’nin süreci tamamlaması
için daha fazla desteklemesi, önlemleri ve teşvikleri arttırması gerekmektedir. Ayrıca
kadın girişimci oranında yaşanan artışın ilerleyen dönemlerde bu alana yönelik ilgiyi
ve çalışmaları arttıracağı düşünülmektedir.
47
2.
ZONGULDAK’TA
FAALİYET
GÖSTEREN
KADIN
GİRİŞİMCİLER İLE RİSK ALMA EĞİLİMLERİ VE
KENDİNE GÜVEN ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE BİR
ARAŞTIRMA
2.1. Literatür Araştırması
Girişimcilik, kadının iş hayatındaki yeri ve kadın girişimciliği üzerine yapılmış
çeşitli çalışmalar bulunmaktadır. Bunlardan bazıları, bu çalışmanın amaç ve
kapsamına bağlı olarak aşağıda yer almaktadır.
Dhaliwal (1998), İngiltere’de yaşayan Asyalı kadın girişimciler üzerinde
gereçekleştirmiş olduğu çalışmayı, 10 kadın girişimci üzerinde nitel görüşme
yöntemi ile yapmıştır. Bu kadınların 5’i “bağımsız kadın” olarak adlandırılan, kendi
emek ve faaliyetleri sonucu girişimciliğe adım atan; diğer 5’i ise aile işletmesinde
ortaklığı bulunan ve “sessiz katılımcı” olarak adlandırılan kadın girişimcilerden
oluşmuştur2. Araştırma sonucu, görüşme yapılan kadın girişimcilerin iş ve özel
hayata bakış açılarının, faaliyetlerde üstlendikleri rollerin, girişimci kişilik
özelliklerinin farklılık gösterdiği görülmüştür. Eğitim ve motivasyon faktörleri ise
benzerlik göstermektedir. Bağımsız kadınların faaliyet nedenleri maddi nedenlerden
başka nedenlere dayanmaktadır. Bağımsızlık ve özgürlük duygularının yoğun olduğu
görülmüştür. Bu gruptaki kadınlar, bir işte çalışmak kişinin sosyal statüsünü
geliştirici bir araç olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca bu kadınların çeşitli sosyoekonomik dernek, birlik, oda ve proje çalışmalarında aktif bir şekilde yer aldığı
saptanmıştır. Ancak sessiz kadınlar için böyle bir durum söz konusu değildir. Bu iki
grubun aile içi ilişkileri de farklıdır. Bağımsız kadınların eşleri ile eşit bir konumda
ve görev paylaşımı ile ev işlerini yürüttüğü; sessiz kadınların ise, birçok sorumluluğa
sahip olmalarına karşın geri planda kaldıkları ve hem iş hem de aile içi kararların
alınmasında çok fazla söz sahibi olmadıkları görülmüştür.
Weiler ve Bernasek (2001), cam tavan sorununu ve kadın girişimcileri
inceledikleri araştırmada, 1987-1992 yılları arasında kendi işini yürüten kadın ve
2
Silent Contributors (Sessiz katılımcılar), aile işletmesinde aktif olarak çalışan, resmiyette ortaklığı
bulunmasına rağmen işletme ile ilgili kararların alınmasında aktif görev almayan kadın girişimcileri
ifade etmektedir.
48
erkek girişimcileri sektör bazında değerlendirmiştir. Bu değerlendirme sonucu
ABD’de faaliyet gösteren kadın girişimcilerin iş piyasasında ayrımcılığa maruz
kalmalarına karşın,
kendi işlerinde çalışma ve satış yüzdelerinin oran olarak
erkeklerden daha hızlı bir ilerleme gösterdiği tespit edilmiştir. Kadınların iş
piyasasında karşılaştıkları kısıtlamalardan dolayı, ekonomik statülerinin gerektirdiği
işler yerine daha az kazanç sağlayan işlere yönelebildiği bunun nedeni olarak; iş-aile
çatışması, aile sorumluluk ve yükümlülükleri belirtilmiştir. 1987 yılında faaliyet
gösteren kadın ve erkek girişimciler demografik özellikleri ve iş ile ilgili sorularla
analiz edilmiş; ancak genel itibariyle kadın ve erkek girişimciler arasında önemli bir
farkın olmadığı ifade edilmiştir. Deneyim noktasında kadınların çoğunun daha önce
bir iş tecrübesi yaşamadığı, erkeklerin kadınlarla kıyaslandığında daha fazla
deneyime sahip oldukları görülmüştür. Araştırmanın en dikkat çeken noktalarından
biri olarak, kadınların resmi kurumlarda ve girişimcilikte daha az yer alması
belirtilmiştir. Bunun nedeni olarak erkeklerin aktif olduğu sektörlerde kadınların
çalışmasının engellenmesi gösterilmiştir. Çalışma, kadınların iş piyasasında maruz
kaldıkları önemli bir sorun olan “cam tavan” sorunun aşılmasının ve kadınların hem
gelecekleri statü hem de ücret itibariyle hak ettiklerinin sağlanmasının önemine işaret
etmektedir.
Ceylan ve Demircan (2002), girişimcilerin başarı, güç ve yakın ilişki
ihtiyaçlarının kişilik özellikleriyle ilişkisi ile ilgili Düzce Bölgesi’ndeki KOBİ’ler
üzerinde bir çalışma yapmışlardır. Araştırma sonucunda girişimcilerin büyük
çoğunluğu ilk işletmelerini 30 yaş öncesinde kurdukları, sermayelerini kendileri veya
aileleri vasıtasıyla sağladıkları, bankadan kredi alma veya borçlanma eğilimlerinin
çoğunlukla yaşadıkları yerleşim biriminin büyümesiyle arttığı görülmüştür.
Yaşamlarının çoğunu köyde geçirmiş olan girişimcilerin büyük çoğunluğunun
girişimci anne ve/veya babaya sahip oldukları ve aralarında yüksek eğitim almış
olanların bulunmadığı ancak uzun süre şehirde, ilçede veya kasabada yaşamış
bireylerin ise eğitim düzeylerinin daha yüksek olduğu saptanmıştır. Bulgulara göre,
kadın ve erkek girişimcilerin başarı ihtiyaçları arasında fark bulunamamış; ancak güç
ihtiyaçları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık görülmüştür. Bu sonuçla
kadın girişimcilerin erkek girişimcilere nazaran daha fazla güç ihtiyacına sahip
49
olduğu sonucu ortaya konulmuştur. Elde edilen sonuçlara göre girişimcilerin ilk
işletmelerini kurma nedenleri başarı, güç ve yakın ilişki ihtiyaçlarıyla ilişkili
olduğuna değinilmiştir. Daha fazla kazanma arzusu üzerinde başarı ve güç
ihtiyaçlarının; kendi kendinin patronu olma arzusu üzerinde güç ihtiyacının; topluma
faydalı olma arzusunun üzerinde de başarı güç ve yakın ilişki ihtiyaçlarının etkili
olduğu tespit edilmiştir.
DeMartino ve Barbato (2003), MBA mezunu kadın ve erkek girişimciler
arasındaki farklılıkları, aile esnekliği ve servet yaratılması konularını incelemişlerdir.
ABD’nin en iyi işletme yüksek lisans programlarının bir tanesinden mezun olmuş ve
benzer deneyimlere sahip kadın ve erkek girişimcileri çeşitli özellikleri bakımında
karşılaştırmayı amaçlamışlardır. Araştırma 1978 ve 1998 arası mezunları
kapsamaktadır. Çünkü 1978 tarihinden önce bu programdan mezun olan kadın sayısı
çok azdır. Program mezunlarının büyük bir kısmı önemli eğitim ve iş tecrübesine
sahip orta yaş grubundaki kişilerdir. Kadın ve erkeklere ait işletmeler ortalama 7
yaşındadır. Kadın ve erkek girişimcilerin büyük bir çoğunluğu evli ve çocuk
sahibidir. İkinci sırayı bekâr girişimciler almaktadır. Çok azı çocuk sahibi değildir
veya boşanmış, dul sınıfındadır.
Kadın girişimciler, kariyer seçiminde ailevi faktörlere erkeklere göre iki kat
daha fazla önem verirken, parasal zenginlik ve refah düzeyi konularına daha az önem
vermektedirler. Evli ve çocuklu kadınların, bekâr olan veya çocuk sahibi olmayan
kadınlara göre aile ve yaşam tarzı gibi konulara çok daha fazla önem verdikleri
görülmüştür. Bununla birlikte, parasal zenginlik ve refah düzeyi konularında kadınlar
arasında önemli farklılıklar bulunmamıştır. Mezuniyet tarihi üzerinden daha az yıl
geçmiş olan çocuklu kadınlar, mezuniyetinin üzerinden daha fazla yıl geçmiş
olanlara göre kariyer seçimlerinde aile ile ilgili konulara daha fazla önem
vermişlerdir. Bu durum erkeklerde ise tam tersi sonuçlar göstermektedir. Sonuç
olarak çalışma bulgularının, kadınların girişimciliği ailevi sorumlulukları yerine
getirmelerine fırsat tanıyan bir kariyer tercihi olarak kullandıklarını savunan benzer
çalışmaları desteklediği görülmüştür.
50
Girginer ve Uçkun (2004), Eskişehir Osmangazi Üniversitesi işletme bölümü
lisans öğrencilerinin girişimciliğe bakış açılarını araştırmışlardır. Araştırma
sonucunda, öğrencilerin iş kurmadaki önceliklerinin sırasıyla, para, vizyon, eğitim ve
deneyim olduğu görülmüştür. Ancak bayan ve erkek öğrencilerde bu sıralama
değişmektedir. Para ve vizyon konusunda aynı sıralama yapılırken; diğer faktörler
olan eğitim ve deneyim değerlendirildiğinde; bayan öğrenciler eğitimin daha
öncelikli, erkek öğrenciler ise deneyimin daha öncelikli olduğunu düşünerek
sıralama yapmışlardır. Öğrencilerin büyük çoğunluğu işletme mezunlarının mutlaka
girişimci olmaya odaklanmaları gerektiğini düşünürken, bu yolu seçme nedenlerini
incelendiğinde, başkaları için çalışmama isteği, bağımsız bir çalışma ortamı arzusu,
kendi geleceğine kendi karar ve çabaları ile şekil verme isteği görülmüştür. Analiz
sonucunda ise, bu özelliklere sahip işletme bölümü öğrencilerinin sayısının oldukça
az olduğu görülmüştür.
Kariyer mi para mı sorusuna öğrencilerin eğilimi para
yönünde gerçekleşmiştir. Girişimcinin sahip olması gereken, mücadelecilik ve azim,
sorumluluk ve risk alabilme arzu ve yeteneği, yaratıcılık ve fırsatları sezebilme
yeteneği, zor şartlarda ağır çalışmalara hazır olma, kendini geliştirme arzusu gibi
özellikler öğrencilerin yarısından daha azında görülmüştür.
Bozkurt (2006), girişimcilik eğilimlerinde kişilik özelliklerinin önemini ele
aldığı çalışmada, girişimci ve girişimcilik kavramları tanımlanmış, girişimciyi
desteklemenin ve girişimci kişilik özellikleri geliştirmenin önemine değinilmiştir.
Çalışma, Sakarya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi son sınıf
öğrencilerinin kişilik özellikleriyle girişimcilik eğilimleri arasındaki ilişkiyi
incelemiştir. Araştırma sonucunda; örnek kütlenin başarma ihtiyacı duymasına
rağmen risk almak, belirsizliğe tolerans, yenilikçilik, kendine güven ve kontrol
merkezinde kararsız kaldıkları görülmüştür. Finansman ihtiyacının karşılanması
noktasında kişisel birikimler ilk sırada, ikinci sırada ticari kredilere ve akrabalar, son
sırada ise ortaklık kurma yer almıştır. Bu sonucun risk alma ve belirsizliğe toleransa
kararsız bakan bir kütlede normal, beklenen bir sonuç olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca
cinsiyet açısından bir farklılığın olup olmadığı araştırıldığında, bayanlarla erkekler
arasında risk alma ve belirsizlik toleransı açısından bir farklılık bulunmamıştır.
51
Öğrenciler ileride kendi işlerini kurmazlarsa özel sektörde prestijli bir işte çalışmak
istediklerini belirtmişleridir.
Kutaniş ve Hancı (2004), kadın girişimcilerin kişisel özgürlük algılamalarını
araştırdıkları çalışmada, Adapazarı ve Kocaeli çevresinde ve ağırlıklı olarak hizmet
sektöründe faaliyet gösteren 25 kadın girişimci yaşam tarihi yöntemiyle incelenmiş
ve özellikle girişimlerin başlatılmasında ve devamında etkili olan kişisel özgürlükler
üzerinde durulmuştur. İncelemenin neticesinde, kadın girişimcilerin çoğunun,
“kişisel özgürlük” elde etmek için girişimde bulundukları, finans kaynaklarını temin
etme konusunda yardım aldıkları, çoğunun eğitimlerinin lise ve üniversite olduğu,
işleriyle ilgili farklı sorunlar yaşadıkları, hedeflerinin büyük olduğu, birçoğunun evli
olduğu ve ailelerinden destek aldıkları saptanmıştır. Özellikle evli ve çocuklu olan
kadın girişimcilerin iş ve aile uyumu konusunda dengeleyici bir konumda
olduklarına (geleneksel kadın girişimci) değinilmiştir. Kadın girişimciler, kadınların
çalışma hayatından uzak tutulmaya çalışılmasının sebebinin, geleneklere ve eşlerin
eğitimsizliğine dayandığını düşünmektedir.
Bedük (2005), Türkiye’deki çalışan kadın ve kadın girişimcilere yönelik
çalışmasında, Türkiye’de kadının yeri, kadın girişimci profili ve kadın girişimcilerin
karşılaştıkları çeşitli sorunları ortaya koyarak bazı önerilerde bulunmuştur. Çalışma
ömrü kısa, güvencesiz, beceri istemeyen ve düşük ücretli işlerde yoğunlaşan ve çok
genç yaşta işgücü piyasasına girip evlilikle birlikte ayrılan kentli kadın işgücü ile
erkekler kıyaslandığında, kendi hesabına çalışan kadınların özellikle sahip oldukları
işletmeler büyüdükçe, hızla bu görünümden uzaklaştıkları gözlenmiştir. Türkiye de
kadının çalışma yaşamında karşı karşıya bulunduğu sorunların temelinde, toplumun
ekonomik, sosyal ve kültürel yapısındaki bazı aksaklıklar yattığı tespit edilmiştir.
Ancak tüm olumsuzluklara rağmen kadın girişimcilerin göstermiş oldukları
gelişmeler, bu yolda ilerleme olduğunun bir göstergesi olarak değerlendirilmiştir.
Kutaniş (2006), kadın ve erkek girişimciler arasında gerçekleştirmiş olduğu
nicel araştırma sonucunda şu sonuçları elde etmiştir: Araştırmaya dahil edilen
girişimciler genellikle evli ve çocukludur. Kadınlarda evlilik oranı ve çocuk sayısı
daha düşüktür. Erkek girişimcilerin girişimcilik tecrübesi daha fazladır. Kadınların
52
eğitim düzeyleri daha yüksektir ve işletmeleri ailelerinin teşviki ile kurulmuş, tek
sahipli ve bağımsız işletmelerdir. Erkek girişimciler iş hayatında daha tecrübelidir.
Erkek girişimciler kadın girişimcilerden daha fazla çalışmakta, daha fazla
kazanmakta ve yanlarında daha fazla kişi çalıştırmaktadırlar. Kadın ve erkek
girişimcilerin girişimcilik ile ilgili olarak birbirlerine çok benzer yaklaşımlara sahip
oldukları tespit edilmiştir. Farklılık gösterdikleri noktalar girişimcilikte cinsiyet
faktörü ile ilgili olanlardır.
Karateke (2006), kadınları girişimciliğe iten faktörleri incelediği araştırmada,
İstanbul’da faaliyet gösteren küçük ölçekli işletmelerdeki kadın girişimcileri
incelemiştir. Araştırmaya katılan kadın girişimcilerin yüksek eğitim seviyesine sahip
ve en düşük eğitim düzeyinin lise olduğu görülmüştür. Bu durum, eğitim düzeyi
yüksek olan kadınların girişimciliğe yöneldiğini şeklinde açıklanmıştır. Demografik
özellikler açısından önemli bir diğer bulgu olarak, katılımcıların büyük bir
çoğunluğunun çocuk sahibi olmaması veya tek çocuk sahibi olması ifade edilmiştir.
Bu durumun, kadın girişimcilerin iş hayatında karşılaştığı iş ve ev rolleri çatışmasını
ortaya koyduğu düşünülmektedir. Katılımcıların büyük çoğunluğunun büyük
kentlerde yetişmiş olmasının ve aile çevrelerinde (eş, baba) girişimcilerin
bulunmasının, çevresel yaklaşımların etkili olduğu tezini desteklediği belirtilmiştir.
Katılımcılar kendi işlerini kurmadan önce evlilerse eşlerinden, değillerse ailelerinden
maddi ve manevi destek aldıklarını belirtmişlerdir.
Kadınları girişimciliğe iten
faktörler arasında ilk sırada bağımsız çalışma isteğine yer vermişlerdir. Araştırma
bireysel özgürlüğü destekleyen bir sosyal çevrenin ve yine bununla ilişkili bir şekilde
kişisel özgürlüğü geliştirme ihtiyacının girişimciliğe yönelmeyi etkileyen başlıca
faktörler olduğunu ortaya koymuştur.
Jenkins ve Katırcıoğlu (2009), Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kadınlara
ait işletmelerin iş performansını etkileyen faktörleri inceledikleri çalışmada, Kıbrıslı
Türk kadın girişimcilerin performanslarını olumlu ve olumsuz yönde etkileyen ana
unsurlar ortaya konulmaktadır. Araştırma sonucunda, kadın girişimcilerin orta yaş
grubunda oldukları görülmüştür. Kadın işletme sahiplerinin çoğunluğu evli ve iki
çocuk sahibidir. Çoğunlukla iş kurmak için bir fırsat görerek işlerini kurmaya karar
53
vermiş lise mezunlarıdır. Bu işletmelerin çoğunluğu aile işletmesi olup, ticaret
sektöründe çalışmaktadırlar ve çoğunluğunun istihdam edilmekte olan çalışanı
yoktur. Kadınlara ait işletmelerin yarısından fazlasının 2000 yılından sonra
kurulduğu tespit edilmiş, bu durum 2000’lerin ilk yıllarındaki hızlı ekonomik
büyüme ile ilişkilendirilmiştir. Eğitim düzeyinin ve güdüsel faktörlerin işletme
performansı ile ilişkili olduğu görülmüştür. Bunlara ilaveten, çevresel faktörler
çözümlenmiş ve finansman kaynakları, işçilerin sosyal hakları, pazar genişliği,
işletme çeşidi ve şirket türünün performans üzerinde etkisi olmadığı anlaşılmıştır.
Ancak buna rağmen, rekabetçilik ve işletme performansı arasında anlamlı bir ilişki
bulunmuştur. Araştırma, Kıbrıslı Türk kadın girişimcilerin performanslarıyla ilgili
yapılmış olan ilk deneysel çalışma olması nedeniyle de önem taşımaktadır.
Aslan ve Atabey (2009), küresel rekabette kadın girişimcilerin oynadıkları rolü
ve Türk kadın girişimcilerinin karakteristik yapısını inceledikleri çalışmada, kadın
girişimciliğinin ülke kalkınmasındaki önemi, kadın girişimciliğin yükseltilmesine
yönelik faaliyetler ve kadın girişimcilerin kısıtlılıklarını ele almışlardır. Kadınların iş
kurma
sürecinde
ve
girişimcilikte
özellikle
yatırım
kararlarındaki
sabırlı
yaklaşımları, yavaş ilerleme, katlanılabilir risk alma yönleriyle daha az başarısızlık
gösterdikleri belirlenmiştir. Ancak piyasa tecrübelerinin, finans yetersizliklerinin,
muhasebe gibi teknik bilgi yetersizliklerinin olduğuna değinilmiştir. Türkiye’de
kadının eğitim düzeyinin düşük ve çalışma yaşamına katılımının yetersiz olduğu
görülmüştür ve kadınların statüsü ile ilgili olumsuz verilerin giderilmesinde
kadınların eğitim düzeylerinin artırılmasının büyük önem taşıdığı vurgulanmıştır.
Soysal (2010), Türkiye’de faaliyet gösteren kadın girişimcileri ele aldığı
çalışmada,
Türkiye
perspektifinden
kadınların
girişimcilik
faaliyetlerinde
karşılaştıkları engelleri ve yaratacakları fırsatları kuramsal bir çerçevede ele almayı
amaçlamıştır. Çalışmada son yıllarda kadınların iş yaşamında erkeklere göre, daha
başarılı oldukları gözlemlenmiştir. Bunun nedeni olarak; önceden erkeklere özgü
olduğuna inanılan işlerde başarılı olmaları, erkeklerle aralarındaki girişimcilik
konusundaki bilgi ve deneyim farkının giderek azalması, çok daha iyi örgütlenir hale
gelmeleri ve doğaları gereği olaylara karşı daha duyarlı, daha sakin, daha yoğun
54
insan ilişkilerine sahip olmaları gösterilmiştir. Kadınların ekonomik anlamda güçlü
olmalarının, ortaya çıkabilecek rüşvet, yanlış yönetim, şiddet ve yıkıcı çatışmaların
azaltılmasında da etken olabileceğine değinilmiştir.
Bu bağlamda bu çalışma, Zonguldak ilinde faaliyet gösteren kadın girişimcileri
daha önceki benzer çalışmalardan farklı olarak yalnızca demografik ve iş yaşamı
odaklı olarak değerlendirmemekte, girişimcileri harekete geçiren ve onların
faaliyetlerini etkileyen kişilik özelliklerini de incelemektedir. Kişilik özellikleri
olarak kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri, kendilerine olan güvenleri ve
girişimci kişilik yapıları incelenmiştir. Araştırma kişilik özelliklerinin demografik ve
iş yaşamı ile olan ilişkilerini de ortaya koymaktadır.
2.2. Araştırmanın Metodolojisi
Araştırmanın amacı, önemi, sınırlılığı, yöntemi, evreni ve örneklemi, anket
verileri ve analizi ile ilgili bilgiler aşağıda açıklanmaktadır.
2.2.1. Araştırmanın Amacı
Bu çalışmanın amacı, Zonguldak ilinde faaliyet gösteren kadın girişimcilerin
demografik özelliklerini, girişimci olma nedenlerini, işletmeyi kurarken ve
yürütürken karşılaştıkları güçlükleri, risk alma eğilimi ve kendine güven özelliklerini
ortaya koymaktır.
Ayrıca kadın girişimcilerin girişimci olmalarını etkileyen
nedenler, işlerini kurarken ve yürütürken karşılaştıkları güçlükler ile risk alma
eğilimleri ve kendilerine olan güvenleri arasındaki ilişkiyi ortaya koymayı
amaçlamaktadır. Araştırma sonuçlarının Zonguldak’ın kadın girişimci profilini
ortaya koymasının yanı sıra daha sonra yapılacak olan benzer araştırmalara da ışık
tutması hedeflenmektedir.
2.2.2. Araştırmanın Önemi
Ülkelerin gelişimi açısından girişimcilik önemli bir konudur. Son yıllarda
kadın girişimciliği ise bu tanımda öne çıkan kesimi oluşturmaktadır. Kadın
girişimciliğinin gelişmesi amacıyla, iş hayatlarındaki düzenlemelerin ve girişimcilik
özelliklerini geliştirmeye yönelik çalışmaların artması önem kazanmaktadır. Böylece
daha fazla sayıda kadın girişimci ekonomiye katkı sunacaktır.
55
Literatürde kadın girişimcilerin kişilik özelliklerine ilişkin yapılan araştırmalar
kısıtlıdır. Bu çalışma, Zonguldak ilinde faaliyet gösteren kadın girişimcilerin
demografik ve risk alma eğilimi ve kendine güven özelliklerini, karşılaştıkları
sorunları, iş yaşamına ilişkin bilgileri içeren ilk çalışmadır. Çalışmanın, Zonguldak
ilinin kadın girişimciliği konusundaki konumunu, temel sorunlarını göstereceği ve
ileride gerçekleştirilmesi düşünülen çalışmalar için bir temel oluşturacağı
düşünülmektedir.
2.2.3. Araştırmanın Hipotezleri
İstatistiksel anlamda hipotez, bir tesadüfi değişkenin dağılımıyla ilgili yapılan
varsayımdır (Altunışık vd., 2007:20). Hipotez, ortaya çıkmış veya çıkacak belli
davranışlar,
olgular
veya
olaylar
hakkında
açıklamalardır. Hipotez, araştırmacının
varsayım
niteliğinde
yapılan
araştırma problemindeki değişkenler
arasındaki ilişkilerinden beklentilerini ifade etmektedir. Null (Sıfır) hipotezleri genel
olarak fark olmadığı tezi üzerine kurulmaktadır. Geleneksel olarak Null hipotezi H0
olarak sembolize edilmektedir. Her Null hipotezine karşılık mutlaka bir alternatif
hipotez vardır. Alternatif hipotez H1 olarak sembolize edilmektedir (Altunışık vd.,
2007:162). Bu çalışmada alternatif hipotezler test edilmiştir. Yukarıda belirtilen
uygulama amaçlar çerçevesinde uygulamayla ilgili geliştirilen hipotezleri şu şekilde
belirtmek mümkündür
H1: Kadın girişimcilerin girişimci olmalarını etkileyen nedenler ile kuruluş sırasında
karşılaşılan güçlükler arasında anlamlı bir ilişki vardır.
H2: Kadın girişimcilerin girişimci olmalarını etkileyen nedenler ile yürütürken
karşılaşılan güçlükler arasında anlamlı bir ilişki vardır.
H3: Kadın girişimcilerin kuruluş sırasında karşılaştıkları güçlükler ile yürütürken
karşılaştıkları güçlükler arasında anlamlı bir ilişki vardır.
H4: Kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri ile girişimci olmalarını etkileyen
nedenler arasında anlamlı bir ilişki vardır.
H5: Kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri ile kuruluş sırasında karşılaştıkları
güçlükler arasında anlamlı bir ilişki vardır.
56
H6 : Kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri ile yürütürken karşılaştıkları güçlükler
arasında anlamlı bir ilişki vardır.
H7: Kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri ile kendilerine olan güvenleri arasında
anlamlı bir ilişki vardır.
H8 : Kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenleri ile girişimci olmalarını etkileyen
nedenler arasında anlamlı bir ilişki vardır.
H9: Kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenleri ile kuruluş sırasında
karşılaştıkları güçlükler arasında anlamlı bir ilişki vardır.
H10: Kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenleri ile yürütürken karşılaştıkları
güçlükler arasında anlamlı bir ilişki vardır.
2.2.4. Araştırmanın Sınırlılığı
Araştırma yalnızca Zonguldak il merkezinde ve Ereğli ilçesinde faaliyet
gösteren kadın girişimciler ile sınırlıdır. Zonguldak bölgesinde faaliyet gösteren
kadın girişimci sayısı ile ilgili resmi istatistikî bir bilgi bulunmaması ve odalara
kayıtlı kadın girişimcilerin sayısının tam olarak belirlenememesi, bazı kadın
girişimcilerin resmi kayıtlarda kendi hesaplarına çalışıyor görünmelerine karşın
gerçekte durumun böyle olmaması, araştırmanın kısıtlarındandır.
2.2.5. Araştırmanın Yöntemi
Bu çalışmada verilerin toplanması sırasında, olasılıklı olmayan örnekleme
yöntemlerinden, yargısal (iradi) örnekleme ve kartopu (snowball) örnekleme
yöntemleri kullanılmıştır. Yargısal örnekleme yöntemi, bir tür kolayda örnekleme kolayca ulaşılabilir birimlerin seçilmesiyle örneğin oluşturulması- yöntemidir. Bu
yöntemde araştırmacı ana kütleden kendi iradesiyle birimleri seçerken bir ölçüt
kullanmaktadır. Örneğe girecek birimler, araştırmacının uzman görüşüne dayanarak
ana kütleyi temsil ettiğine inandığı birimlerden oluşmaktadır (Albayrak, 2009:24).
Kartopu (snowball) örnekleme ise, evrenin sınırlarının ve bu evrene üye
olanların kesin olarak belirlenemediği veya belirlenmesinin imkânsız olduğu
durumlarda kullanılan bir yöntemdir. Bu örnekleme yönteminde, ilk olarak herhangi
bir şekilde evrene dâhil birisiyle temas kurulur (Altunışık vd. 2007:133). Sonra bu
57
temas kurulan kişinin yardımıyla, anakütle tanımında yer alan tanıdığı bir bireyin var
olup olmadığı araştırılır. Varsa, bu birime ulaşılır. Bu sürece n hacimli örnek
oluşturuluncaya kadar devam edilir (Albayrak, 2009:24). Böylece zincirleme bir
şekilde kartopu etkisi yaratılmış olur ve örnek giderek büyütülür (Altunışık vd.
2007:133).
Bu çalışmada yaygın olarak kullanılan anket tekniğinden yararlanılmıştır.
Anketler araştırmacının bizzat kendisi tarafından yüz yüze görüşme yoluyla
uygulanmıştır. Görüşmelerin yüz yüze yapılmış olması, anketlerin daha hızlı
doldurulmasını ve anketlerden yüksek oranda geri dönüş elde edilmesini sağlamıştır.
Ayrıca yüzyüze görüşme yolu ile başka türlü ulaşılması güç veya imkânsız nitel
veriler de elde edilmiştir.
2.2.5.1. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi
Bu araştırmanın evrenini Zonguldak ilinde faaliyet gösteren kadın girişimciler
oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise, Zonguldak ilinde faaliyet gösteren
TSO bünyesinde kurulu kadın girişimciler kurulundaki listeden yola çıkılarak,
ulaşılmış olan 111 kadın girişimci oluşturmaktadır. Araştırmaya katılan kadın
girişimcilerin 103 tanesi ile birebir görüşme sağlanmıştır. 10 kadın girişimcinin şehir
dışında olması, işleri dolayısıyla yüz yüze anket yapmaya müsait olmamaları gibi
nedenlerden dolayı anket formları bırakılmış ve bu şekilde tamamlanmıştır. Bırakılan
formların ise 8 tanesinden geri dönüş sağlanmıştır.
2.2.5.2. Anket Verilerinin Toplanması
Anket verilerinin toplanması incelenecek hedef kitle ile ilgili bilgilerin
derlenmesi faaliyetidir. Veri toplama doğrudan gözlem ve anket yöntemleri
aracılığıyla gerçekleştirilmektedir (Nakip, 2006:12; İstatistik Analiz, 2010).
Ankette kullanılan ölçekler, geçerlilik ve güvenilirlilikleri daha önceki
çalışmalarda onaylanmış sorulardan oluşmaktadır. Kadın girişimcilerin girişimci
olma nedenlerini ölçmek için Kunday’ın (2008); işletmelerinin kuruluş aşamasında
ve faaliyetleri sırasında karşılaştıkları zorlukları ölçmek için Şahin’in (2006); risk
58
alma eğilimlerini ölçmek için, Hisrich ve Peters’in (1998); kendilerine olan
güvenlerini ölçmek için ise, Rosenberg’in (1965) ölçeği kullanılmıştır.
Anketlere
verilen
cevapların
güvenilirliğini
artırmak
ve
soruların
anlaşılabilirliğini ölçmek amacıyla, öncelikle 17 kadın girişimciye bir pilot uygulama
yapılmıştır. Bu pilot uygulama sonucunda eksik görülen veya anlaşılmayan kısımlar
düzeltilmiş ve bazı sorular anketten çıkarılmıştır. Soruların anlaşılabilir olduğu
belirlendiğinde, anket formuna son şekli verilerek kadın girişimcilere uygulanmıştır.
Ankete katılanların sorulara gerçek durumlarını yansıtan cevapları verebilmeleri için,
kadın girişimcilerden ad, soyad gibi kişisel; işletme adı ve adresi gibi işletme ile ilgili
özel bilgiler istenmemiştir.
2.2.5.3. Anket Verilerinin Analizi
Araştırmanın anket yönteminde demografik özellikleri ölçmek amacıyla
sınıflama ölçeği kullanılarak oluşturulmuş sorular kullanılmıştır. Kadın girişimcilerin
girişimci olma nedenleri, işletmenin kuruluşu sırasında karşılaştıkları güçlükleri,
yürütürken karşılaştıkları güçlükleri, risk alma eğilimlerini ve kendilerine olan
güvenlerini ölçmek için 5’li likert ölçeği kullanılmıştır. Bu likert ölçeği; kesinlikle
katılıyorum 5, katılıyorum 4, ne katılıyorum ne de katılmıyorum 3, katılmıyorum 2,
kesinlikle katılmıyorum 1 şeklinde puanlandırılarak değerlendirmeye alınmıştır.
Kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenlerini ölçmek için kullanılan ölçek
(Roseberg, 1965) sorularından olumsuz ifade içeren sorular (2, 5, 6, 8 ve 9) ise ters
puanlama (kesinlikle katılıyorum 1, katılıyorum 2, ne katılıyorum ne de
katılmıyorum
3,
katılmıyorum
4,
kesinlikle
katılmıyorum
5)
yapılarak
değerlendirilmiştir.
Verilerin analizine başlamadan önce normal dağılım ve homojenlik testleri
uygulanmıştır. Verilerin normal dağılıma uygunluğu “Tek Örneklem Kolmogorov
Smirnov Testi” kullanılarak belirlenmiştir. Yapılan analiz sonucunda verilerin
normal dağılıma uygun olduğu tespit edilmiştir. One-way anova testi ile ise,
varyansların homojenliği test edilmiştir.
Verilerin analizi sırasında nicel sonuçların yanı sıra, nitel sonuçlar da
kullanılmıştır. Bunun nedeni olarak anket formlarının yüzyüze görüşme yolu ile
59
doldurulması gösterilebilir. Bu yöntem ile girişimci kadınlara sorulan soruların
dışında; beklenti, şikâyet, öneri ve tespitlerini açıklama fırsatı tanınmış ve böylece
çalışma konusu kapsamında bazı çıkarım ve yargılarlarda bulunulmuştur. Anket
formlarındaki cevaplar kodlanarak, bilgisayar ortamında “SPSS (Statistical Package
For Social Sciences -Sosyal Bilimler İçin İstatistik Paketi) For Windows 15 Sürümü”
ile analiz edilmiştir. Araştırma bulgularının elde edilmesinde; cronbach alfa
güvenilirlik analizi, frekans analizi, friedman testi, ki kare bağımsızlık testi ve
korelasyon analizi kullanılmıştır.
2.2.5.4. Ölçeklerin Güvenilirlik Testi
Güvenilirlik, bir testin veya ölçeğin ölçmek istediği konuyu veya olayı tutarlı,
dengeli ve istikrarlı bir şekilde ölçme derecesidir. Yapılan araştırmaların
analizlerinde güvenilirlik önemli bir konudur. Bu nedenle, ölçeklerin güvenilirliğini
ölçmek amacıyla çeşitli analizler kullanılmaktadır. Bunlar; “test-yeniden test”,
“alternatif formlar” ve “içsel tutarlılık” analizleridir. Likert ölçeğin kullanıldığı
analizlerde içsel tutarlılık ölçümü yapılmaktadır. İçsel tutarlılığın ölçümünde en
yaygın kullanılan yöntem Cronbach alfa olarak da belirtilen alfa katsayısıdır
(Altunışık vd., 2007:114-115). Diğer benzer çalışmaların birçoğunda olduğu gibi bu
araştırmada da bu yöntemle hesaplanan Cronbach alpha güvenilirlik testi
kullanılmıştır3.
Girişimci olmayı etkileyen nedenleri ölçmek için kullanılan ölçeğin genel
güvenirliğini bozan 3., 11. ve 14. maddeler ve kuruluş sırasında karşılaşılan
güçlükleri ölçmek için kullanılan ölçeğin genel güvenirliğini bozan 3. madde
çıkarılıp, güvenilirlik katsayısı yeniden hesaplanmıştır.
Bu araştırmada kullanılan altı ölçeğin (Girişimci Olmayı Etkileyen Nedenler,
İşletmenin Kuruluşu Sırasında Karşılaşılan Güçlükler, İşletmenin Faaliyetleri
Sırasında Karşılaşılan Güçlükler, Risk Alma Eğilimi, Kendine Güven, Girişimci
3
Bu testteki güvenilirlik katsayısı 0 ile 1 arasında yer almaktadır. Bir ölçeğin güvenilir olarak kabul
edilebilmesi için, analiz sonucu ortaya çıkan katsayının 0,70 ya da daha büyük değerde olması
istenmektedir (Altunışık vd., 2007:116). Alfa Katsayılarının güvenilirliği şu şekilde
değerlendirilmektedir: 0,01-0,20 arası hiç güvenilmez; 0,21-0,40 arası güvenilmez; 0,41-0,60 arası
nispeten güvenilir; 0,61-0,80 arası güvenilir; 0,81-100 arası çok güvenilir (Nakip, 2006:146).
60
Kişilik Yapısı) güvenirlik analizleri, iç tutarlılık Cronbach alpha katsayılarının ayrı
ayrı hesaplanmasıyla gerçekleştirilmiştir. Bu ölçeklere ilişkin güvenilirlik analiz
sonuçları Tablo 2.1’de yer almaktadır.
Tablo 2.1: Kadın Girişimcilere Uygulanan Ölçeklerin Güvenilirlik Analizi
Sonuçları
Ölçek No
1
2
3
4
5
Ölçekler
Girişimci Olmayı Etkileyen Nedenler
İşletmenin Kuruluşu Sırasında Karşılaşılan Güçlükler
İşletmenin Faaliyetleri Sırasında Karşılaşılan Güçlükler
Risk Alma Eğilimi
Kendine Güven
Alfa Katsayıları
0,725
0,731
0,712
0,739
0,737
Cronbach alpha değerleri itibariyle; ankette yer alan 1, 2, 3, 4 ve 5 numaralı
ölçeklerin güvenilir olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
2.3. Bulgular
Çalışmanın bu bölümünde SPSS programı ile analiz edilen kadın girişimcilerin
demografik, iş yaşamı ve risk alma eğilimi ve kendine güven özelliklerine ilişkin
bilgilere yer verilmektedir.
2.3.1. Kadın Girişimcilerin Demografik Özellikleri İle İlgili Bulgular
Anketin birinci bölümünü oluşturan bu bölümde; kadın girişimcilerin
profillerini ortaya koymak amacıyla, tanımlayıcı istatistiksel sonuçların yanı sıra
nitel veriler de kullanılarak kadın girişimcilerin demografik özellikleri ortaya
konulmaya çalışılmaktadır.
2.3.1.1. Kadın Girişimcilerin Doğum Yerleri ve Yaş Özellikleri
Kadın girişimcilerin doğum yerleri ve yaşları ile ilgili bilgileri Tablo 2.2’de yer
almaktadır.
61
Tablo 2.2: Kadın Girişimcilerin Doğum Yeri ve Yaş Özellikleri
Doğum Yeri
İl merkezi
İlçe
Köy
Toplam
Yaş
20-29
30-39
40-49
50 ve üstü
Toplam
Sayı
47
59
5
111
Sayı
16
36
37
22
111
Yüzde
42,3
53,2
4,5
100,0
Yüzde
14,4
32,4
33,3
19,8
100,0
Geçerli Yüzde
42,3
53,2
4,5
100,0
Geçerli Yüzde
14,4
32,4
33,3
19,8
100,0
Kümülatif Yüzde
42,3
95,5
100,0
Kümülatif Yüzde
14,4
46,8
80,2
100,0
Tablo 2.2’ye göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin doğum yerleri
incelendiğinde; 47’sinin (%42,3) il merkezi, 59’unun (%53,2) ilçe merkezi, 5’inin
(%4,5) ise köy doğumlu olduğu görülmektedir. Anket verilerine göre, Zonguldak
ilinde kadın girişimcilerin doğum yerlerine göre dağılımının ilçe merkezi ağırlıklı
olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuç sosyal ve kültürel etkenler göz önüne
alınarak değerlendirildiğinde, yalnızca il merkezlerinin değil ilçe merkezlerindeki
yaşam standartlarının, değer yargılarının, eğitim olanaklarının ve sosyal fırsat
eşitliğinin gelişmiş olduğunu gösterebilir.
Tablo 2.2’ye göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin yaş dağılımı
incelendiğinde; 16’sının (%14,4) 20-29 yaş aralığında, 36’sının (%32,4) 30-39 yaş
aralığında, 37’sinin (%33,3) 40-49 yaş aralığında, 22’sinin (%19,8) 50 ve üstü yaş
aralığında olduğu görülmektedir. Bu verilere göre, kadın girişimcilerin büyük
çoğunluğunun orta yaş grubunda olduğu söylenebilir.
2.3.1.2. Kadın Girişimcilerin Eğitim Durumu ve Yabancı Dil Bilgi ve Seviyeleri
Kadın girişimcilerin, eğitim ve yabancı dil bilgi ve seviyeleri ile ilgili veriler
Tablo 2.3’de yer almaktadır.
62
Tablo 2.3: Kadın Girişimcilerin Eğitim Durumu, Yabancı Dil Bilgi ve Seviyeleri
Eğitim Durumu
Okuryazar ve ilkokul
Ortaokul
Lise
Üniversite
Yüksek lisans ve doktora
Toplam
Sayı
12
7
40
49
3
111
Yüzde
10,8
6,3
36,0
44,1
2,7
100,0
Geçerli Yüzde
10,8
6,3
36,0
44,1
2,7
100,0
Kümülatif Yüzde
10,8
17,1
53,2
97,3
100,0
Yabancı Dil Bilgisi
Evet
Hayır
Sayı
68
43
111
Sayı
21
23
19
5
68
43
111
Yüzde
61,3
38,7
100,0
Yüzde
18,9
20,7
17,1
4,5
61,3
38,7
100,0
Geçerli Yüzde
61,3
38,7
100,0
Geçerli Yüzde
30,9
33,8
27,9
7,4
100,0
Kümülatif Yüzde
61,3
100,0
Yabancı Dil Seviyesi
Az
Orta
İyi
Çok iyi
Toplam
Cevapsız
Toplam
Kümülatif Yüzde
30,9
64,7
92,6
100,0
Tablo 2.3’e göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin eğitim durumları
incelendiğinde; 12’sinin (%10,8) okuryazar veya ilkokul mezunu, 7’sinin (%6,3)
ortaokul, 40’ının (%36,0) lise, 49’unun (%44,1) üniversite, 3’ünün (%2,7) yüksek
lisans veya doktora mezunu olduğu görülmektedir. Bu durum; araştırmaya katılan
kadın
girişimcilerin
büyük
bir
bölümünün
üniversite
mezunu
olduğunu
göstermektedir. Kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğu, başarı ve eğitimin doğru
orantılı olduğu inancından hareketle eğitimlerine önem vermektedir. Eğitim seviyesi
düşük olan kadınlar ise bu durumu bir eksiklik olarak gördüklerini belirtmektedirler.
Bu nedenle eğitim noktasında eksikliği bulunan bazı kadın girişimcilerin, çeşitli
sertifika ve kurs programlarına katılarak bu eksikliklerini gidermeye çalıştıkları
görülmüştür.
Tablo 2.3’e göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin yabancı dil bilgileri
ve yabancı dil seviyeleri incelendiğinde; 68’inin (%61,3) yabancı dil bilgisine sahip
olduğu, 43’ünün ise (%38,7) yabancı dil bilmediği görülmektedir. Bu oran, kadın
girişimcilerin
büyük
çoğunluğunun
yabancı
dil
bilgisine
sahip
olduğunu
göstermektedir. Kadın girişimcilerin 21’i (%18,9) az, 23’ü (%20,7) orta, 19’u (17,1)
iyi, 5’i (%4,5) çok iyi düzeyde yabancı dil bilgisine sahiptir. Özellikle yönetici
63
pozisyonunda bulunan kadın girişimciler yabancı dili iyi veya çok iyi düzeyde
bilmektedir. Şirket sahibi ve sanayici kadın girişimciler, yabancı dilin kendi iş
grupları için önemli ve gerekli olduğu düşüncesindedirler. Yabancı dili orta düzeyde
bilen kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğu ise hizmet sektöründe faaliyet
gösteren ve küçük ölçekte işletme sahibi olan kadınlardan oluşmaktadır. Bu grubun,
yabancı dil bilgi seviyeleri genellikle aldıkları lisans eğitiminden kaynaklanmaktadır.
Düşük düzeyde yabancı dil bilen ya da hiç yabancı dil bilmeyen kadın girişimciler
ise yaptıkları işin yabancı dil bilgisi gerektirmediğini düşünmektedirler.
2.3.1.3. Kadın Girişimcilerin Medeni Durumları, Eşlerinin Eğitim Durumu ve
Meslekleri
Kadın girişimcilerin, medeni durumları, eşlerinin eğitim durumu ve meslekleri
ile ilgili veriler Tablo 2.4’de yer almaktadır.
Tablo 2.4: Kadın Girişimcilerin Medeni Durumları, Eşlerinin Eğitim Durumu
ve Meslekleri
Medeni Durum
Bekar
Dul
Boşanmış
Evli
Eşin Eğitim Durumu
Okur yazar ve ilkokul
Ortaokul
Lise
Üniversite
Yüksek lisans ve doktora
Toplam
Cevapsız
Toplam
Eşin Mesleği
Memur
İşçi
Girişimci
Emekli
Diğer
Toplam
Cevapsız
Toplam
Sayı
15
9
15
72
111
Sayı
8
3
24
32
5
72
39
111
Sayı
3
23
37
7
2
72
39
111
Yüzde
13,5
8,1
13,5
64,9
100,0
Yüzde
7,2
2,7
21,6
28,8
4,5
64,9
35,1
100,0
Geçerli Yüzde
13,5
8,1
13,5
64,9
100,0
Geçerli Yüzde
11,1
4,2
33,3
44,4
6,9
100,0
Kümülatif Yüzde
13,5
21,6
35,1
100,0
Yüzde
2,7
20,7
33,3
6,3
1,8
64,9
35,1
100,0
Geçerli Yüzde
4,2
31,9
51,4
9,7
2,8
100,0
Kümülatif Yüzde
4,2
36,1
87,5
97,2
100,0
Kümülatif Yüzde
11,1
15,3
48,6
93,1
100,0
Tablo 2.4’e göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin medeni durumları
incelendiğinde; 15’i, (% 13,5) bekar, 9’u (%8,1) dul, 15’i (%13,5) boşanmış, 72’si
64
(%64,9) evlidir. Bu oranlar, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin büyük bir
çoğunluğunun evli olduğunu göstermektedir. Evli kadın girişimciler için iş ve aile
yükü her ne kadar “çifte bir yük” oluşturuyor olsa da bu evliliklerini olumsuz olarak
etkilememektedir. Ayrıca bu oranlar, bekâr kadınların iş kurmalarının ve işleri başarı
ile yürütmelerinin önünde birtakım engeller olduğu konusunda fikir vermektedir. Bu
engellerden büyük bir kısmı toplumun değer yargılarından, iş kollarının büyük bir
bölümünün erkek egemenliğinde olmasından ve kadınların iş hayatındaki tecrübe
eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Boşanmış kadın girişimcilerin evliliklerinin
bitmesinde iş yaşamlarının etkisine düşük oranda rastlanmıştır. Boşanmış kadın
girişimcilerin yalnızca 2 tanesi iş ve aile çatışması nedeniyle evliliklerini
sürdüremediklerini belirtmiştir. Dul kadın girişimcilerden 3 tanesi eşinin ölümünden
sonra işi devralmıştır, diğerinin ise dul olması ve girişimci olması arasında herhangi
bir bağlantı bulunmamaktadır.
Tablo 2.4’e göre, araştırmaya katılan evli kadın girişimcilerin eşlerinin eğitim
durumları ve meslekleri incelendiğinde; 8’inin (%7,2) okuryazar veya ilkokul,
3’ünün (2,7) ortaokul, 24’ünün (%21,6) lise, 32’sinin (28,8) üniversite, 5’inin (%4,5)
yüksek lisans veya doktora mezunu olduğu görülmektedir. Bu durum; araştırmaya
katılan evli kadın girişimcilerin eşlerinin büyük bir çoğunluğunun eğitim düzeyinin
yüksek olduğunu göstermektedir. Kadın girişimcilerin medeni durumları ve eşlerinin
medeni durumları arasında pozitif yönlü bir ilişki bulunmaktadır.
Evli olan kadın girişimcilerin eşlerinin meslekleri incelendiğinde; 3’ünün
memur (%2,7), 23’ünün (%20,7) işçi, 37’sinin (%33,3) girişimci, 7’sinin (%6,3)
emekli olduğu görülmektedir. Bu sonuçlar, kadın girişimcilerin yaptıkları iş ile
eşlerinin yaptıkları iş arasında bir bağlantı olduğunu ortaya koymaktadır. Kadın
girişimcilerin büyük bir çoğunluğu ya eşleri ile aynı meslek grubunda çalışmakta ya
da eşlerine yardımcı olacak mesleklerde çalışmaktadırlar. Kadın girişimcilerin genel
olarak kendi mesleklerine yakın meslek sahibi olanlar ile evlilik yaptığı söylenebilir.
2.3.1.4. Kadın Girişimcilerin Çocuk Sahibi Olup Olmadıkları ve Çocuk Sayısı
Kadın girişimcilerin çocuk sahibi olup olmadıkları ve çocuk sahibi olan kadın
girişimcilerin kaç çocuk sahibi olduğu ile ilgili veriler Tablo 2.5’de yer almaktadır.
65
Tablo 2.5: Kadın Girişimcilerin Çocuk Sahibi Olup Olmadıkları ve Çocuk
Sayısı
Çocuğunuz Var Mı?
Evet
Hayır
Toplam
Cevapsız
Toplam
Çocuk Sayısı
1
2
3
4 ve üstü
Toplam
Cevapsız
Toplam
Sayı
85
11
96
15
111
Sayı
28
41
13
3
85
26
111
Yüzde
76,6
9,9
86,5
13,5
100,0
Yüzde
25,2
36,9
11,7
2,7
76,6
23,4
100,0
Geçerli Yüzde
88,5
11,5
100,0
Kümülatif Yüzde
88,5
100,0
Geçerli Yüzde
32,9
48,2
15,3
3,5
100,0
Kümülatif Yüzde
32,9
81,2
96,5
100,0
Tablo 2.5’e göre, araştırmaya katılan evli, dul veya boşanmış olan kadın
girişimcilerin çocuk sahibi olup olmadıkları ve çocuk sayısı incelendiğinde; 85’inin
(%76,6) çocuk sahibi olduğu, 11’inin (%9,9) çocuk sahibi olmadığı görülmektedir.
Bu oran evli, dul veya boşanmış kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğunun çocuk
sahibi
olduğunu
göstermektedir.
Kadınlar
çocukları
işlerinde
ve
kariyer
gelişimlerinde engelleyici bir faktör olarak görmemektedirler. Çocuk sahibi olan
kadın girişimcilerin çocuk sayıları incelendiğinde; 28’inin (%25,2) 1, 41’inin
(%36,9) 2, 13’ünün (11,7) 3, 3’ünün (%2,7) 4 veya 4’ten fazla çocuğu
bulunmaktadır. Çocuk sahibi olan kadın girişimcilerin ağırlıklı olarak 2 çocuk sahibi
oldukları görülmektedir. 4 çocuk sahibi olan kadın sayısı ise azdır. Çocuk, her ne
kadar kadın girişimciler için engelleyici bir faktör olarak görülmese de çocuk bakımı,
gelecek beklentisi, eğitim, uygun şartlarda çocuk yetiştirilmesi gibi konular
nedeniyle kadınlar çok çocuk fikrine sıcak yaklaşmamaktadırlar.
Görüşme sırasında elde edilen bir diğer önemli bulgu da, kadın girişimcilerden
bazılarının -özellikle küçük çocuk sahibi olanların- çocuklarının bakımı ve eğitimi ile
yeteri kadar ilgilenemediklerinden dolayı kendilerini suçlamaları ve çocuklarına daha
fazla zaman ayırmayı istediklerini belirtmeleridir.
66
2.3.1.5. Kadın Girişimcilerin Ev İşlerini Yürütme ve Çocuk Bakımı Gibi
Konularda Aldıkları Destek
Kadın girişimcilerin ev işlerini yürütme ve çocuk bakımı gibi konularda
aldıkları desteklere ilişkin veriler Tablo 2.6’da yer almaktadır.
Tablo 2.6: Kadın Girişimcilerin Ev İşlerini Yürütme ve Çocuk Bakımı Gibi
Konularda Aldıkları Destek
Temizlikçi desteği
Destek yok
Aile desteği
Bakıcı desteği
Bakıcı ve temizlikçi desteği
Sayı
56
33
16
6
5
Yüzde
50,5
29,7
14,4
5,4
4,5
Not: Birden fazla seçenek işaretlenebildiği için toplamda % 100’ü aşmaktadır.
Tablo 2.6’ya göre, kadın girişimcilerin ev işleri veya çocuk bakımı gibi
konularda destek alıp almadıkları incelendiğinde; 56’sının (%50,5) temizlikçi
desteği, 16’sının (%14,4) aile desteği (anne, baba, kardeş gibi), 6’sının (%5,4) bakıcı
desteği aldığı; 33’ünün (%29,7) ise herhangi bir destek almadığı görülmektedir. Bu
sonuçlara göre, girişimci kadınların büyük bir çoğunluğunun ev işi veya çocuk
bakımı gibi konularda destek aldığı görülmektedir. Bu durumun nedeni olarak, kadın
girişimcilerin vakitlerinin önemli bir kısmını iş yerinde geçirmeleri ve iş yorgunluğu
gösterilebilir. Bekâr olanlar büyük oranda ailelerinden destek almakta, evli olanlar
ise temizlikçilerden destek almaktadır. Çocuk sahibi olanlar bakıcı desteği
almaktadır; ancak çocuk sahibi olup çocuk bakımı konusunda bakıcı yerine aile
desteği alanların sayısı daha fazladır. Görüşme sırasında bunun temel nedeni olarak
kadın girişimciler, çocuk bakımı konusunda aileye daha fazla güven duymalarını ve
nitelikli bakıcıların yüksek ücret talep etmelerini belirtmişlerdir.
2.3.1.6. Kadın Girişimcilerin Ailelerindeki Girişimci Varlığı
Kadın girişimcilerin ailelerinde girişimci olup olmadığına ilişkin veriler Tablo
2.7’de yer almaktadır.
Tablo 2.7: Kadın Girişimcilerin Ailelerindeki Girişimci Varlığı
Evet
Hayır
Toplam
Sayı
97
16
111
Yüzde
87,4
12,6
100,0
Geçerli Yüzde
87,4
12,6
100,0
Kümülatif Yüzde
87,4
100,0
67
Tablo 2.7’ye göre, kadın girişimcilerin ailelerinde başka bir girişimcinin olup
olmadığı incelendiğinde; 97’sinin (%87,4) ailelerinde girişimci olduğu, 16’sının
(%12,6) ise, ailelerinde başka bir girişimcinin olmadığı görülmektedir. Bu oranlar,
kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğunun ailesinde girişimci olduğunu
göstermektedir.
2.3.1.7. Kadın Girişimcilerin Ailelerindeki Girişimcilerin Yakınlık Dereceleri
Kadın girişimcilerin ailelerindeki girişimcilerin yakınlık dereceleri ile ilgili
veriler Tablo 2.8’de yer almaktadır.
Tablo 2.8: Kadın Girişimcilerin Ailelerindeki Girişimcilerin Yakınlık Derecesi
Babam
Kardeş/Kardeşlerim
Başka bir aile büyüğü (amca, teyze vb.)
Eşim
Kuzen/Kuzenlerim
Annem
Çocuk/Çocuklarım
Sayı
53
50
44
37
32
13
9
Yüzde
47,7
45,0
39,6
33,3
28,8
11,7
8,1
Not: Birden fazla seçenek işaretlenebildiği için toplamda % 100’ü aşmaktadır.
Tablo 2.8’e göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin ailelerindeki
girişimciler ile olan yakınlık dereceleri incelendiğinde; 53’ünde (%47,7) babalarının,
50’sinde (45,0) kardeş/kardeşlerinin, 44’ünde (39,6) başka bir aile büyüğünün (amca,
teyze, dede vb.), 37’sinde (%33,3) eşlerinin, 32’sinde (%28,8) kuzen/kuzenlerinin,
13’ünde (%11,7) annelerinin, 9’unda (%8,1) çocuk/çocuklarının girişimci olduğu
görülmektedir. Tablodaki oranlar incelendiğinde yakınlık derecesi olarak birinci
sırada baba, ikinci sırada kardeş/kardeşler yer almaktadır. Son sırada ise çocuklar yer
almaktadır. Bu sonuçlara göre, kadın girişimcilerin büyük çoğunluğunun girişimci
olmalarında babalarının etkili olduğu söylenebilir. Annenin etkisi ise daha azdır. Bu
durumun temel nedeni, kadın girişimci sayısının erkek girişimci sayısı ile
kıyaslandığında daha düşük çıkmasıdır. Kadın girişimcilerin ailelerinden gelen bir
girişimcilik geleneği de bulunmaktadır. Özellikle akrabalarında da girişimci bulunan
kadın girişimcilerde girişimciliğin daha geniş bir alana yayıldığı ve gelenekselleştiği
görülmektedir. Evli olan kadın girişimcilerin eşlerinin büyük çoğunluğu girişimci
68
veya işçi pozisyonundadır. Bu nedenle yakınlık derecesi olarak eşlerin oranı, orta
seviyede bulunmaktadır.
2.3.2. Kadın Girişimcilerin İş Yaşamlarına İlişkin Bulgular
Anketin ikinci bölümünü oluşturan bu bölümde; kadın girişimcilerin iş
yaşamlarına ilişkin bilgileri ortaya koymak amacıyla, tanımlayıcı istatistiksel
sonuçların yanı sıra nitel veriler de kullanılarak kadın girişimcilerin iş yaşamı ile
ilgili özellikler ortaya konulmaya çalışılmaktadır.
2.3.2.1. Kadın Girişimcilerin Girişimci Olmadan Önce Çalışıp Çalışmadığı ve
Önceki İşin Türü
Kadın girişimcilerin girişimci olmadan önce çalışıp çalışmadıkları ve önceki
işlerinin türüne ilişkin veriler Tablo 2.9’da yer almaktadır.
Tablo 2.9: Kadın Girişimcilerin
Çalışmadıkları ve Önceki İşin Türü
Girişimci Olmadan Önce Çalışma
Evet
Hayır
Toplam
Önceki İşinin Türü
Memur
İşçi
Girişimci
Emekli
Aynı işte ücretli
Aynı iş evde
Toplam
Cevapsız
Toplam
Sayı
82
29
111
Sayı
13
23
14
7
20
5
82
29
111
Girişimci
Yüzde
73,9
26,1
100,0
Yüzde
11,7
20,7
12,6
6,3
18,0
4,5
73,9
26,1
100,0
Olmadan
Geçerli Yüzde
73,9
26,1
100,0
Geçerli Yüzde
15,9
28,0
17,1
8,5
24,4
6,1
100,0
Önce
Çalışıp
Kümülatif Yüzde
73,9
100,0
Kümülatif Yüzde
15,9
43,9
61,0
69,5
93,9
100,0
Tablo 2.9’a göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin iş yaşamları ile ilgili
genel bilgiler incelendiğinde; 82’sinin (%73,9) daha önce bir iş deneyime sahip
olduğu, 29’unun (%26,1) daha önce bir iş deneyime sahip olmadıkları görülmektedir.
Daha önce iş tecrübesine sahip olmayan kadın girişimcilerin büyük oranda genç yaş
grubunda yer aldıkları söylenebilir. Kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğu ise
daha önce bir iş deneyimine sahiptir. Bu nedenle sahip oldukları işlerinde deneyim
sorunu yaşamadıklarını belirtmişlerdir. Kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğunun
iş tecrübesine sahip olması, toplumda önemli rollere sahip olan kadınların, geçmişe
69
nazaran çalışma yaşamında daha aktif yer aldıkları ve bu durumun da özellikle
girişimcilik faaliyetleri açısından önemli bir gelişme yarattığı söylenebilir.
Tablo 2.9’a göre, kadın girişimcilerin daha önce hangi işte çalıştıkları
incelendiğinde; 13’ünün (%11,7) memur, 23’ünün (%20,7) işçi, 14’ünün (%12,6)
girişimci, 7’sinin (%6,3) emekli olduğu; 20’sinin (%18,0) aynı işte ücretli çalıştığı,
5’inin (%4,5) ise aynı işi evde yaptığı görülmektedir. Bu oranlara göre, kadın
girişimcilerin büyük çoğunluğu özel sektör tecrübesine sahiptir. %20,7 farklı bir işte
işçi olarak, %18,0’ı ise aynı işte ücretli olarak çalıştığını belirtmiştir. Bu durumun
kadın girişimcileri sahip oldukları işletmelerde daha başarılı kıldığı söylenebilir.
Daha önce girişimcilik faaliyetinde bulunan kadınların büyük çoğunluğunun önceki
işletmeleri şimdi sahip oldukları işletmelere benzemektedir. Daha önceki işinde
memur olanlar işlerinden istifa ederek girişimcilik faaliyetlerine başlamışlardır. Bu
gruptaki kadın girişimcilere göre bundaki temel neden, memuriyetin iş tatmini ve
geleceğe yönelik beklenti ve hedefleri gerçekleştirme noktasında zayıf olmasıdır. Bu
nedenle halen girişimcilik faaliyetlerini yürüten araştırmaya katılan katılımcıların
büyük bir bölümünün yaptıkları işi bilinçli bir şekilde ve isteyerek yaptıkları
söylenebilir.
2.3.2.2.Kadın Girişimcilerin Çalıştıkları Sektör ve İşletmelerinin Faaliyet Yılı
Kadın girişimcilerin çalıştıkları sektör ve işletmelerinin faaliyet yılına ilişkin
veriler Tablo 2.10’da yer almaktadır.
Tablo 2.10: Kadın Girişimcilerin Çalıştıkları Sektör ve İşletmelerinin Faaliyet
Yılı
Çalışılan Sektör
Tarım
İmalat
Hizmet
Toplam
İşletmenin Faaliyet Yılı
2 ve altı
3-6
7-10
11 ve üstü
Toplam
Sayı
7
10
94
111
Sayı
22
24
19
46
111
Yüzde
6,3
9,0
84,7
100,0
Yüzde
19,8
21,6
17,1
41,4
100,0
Geçerli Yüzde
6,3
9,0
84,7
100,0
Geçerli Yüzde
19,8
21,6
17,1
41,4
100,0
Kümülatif Yüzde
6,3
15,3
100,0
Kümülatif Yüzde
19,8
41,4
58,6
100,0
70
Tablo 2.10’a göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin çalıştıkları sektör ve
faaliyet yılları incelendiğinde; 7’sinin (%6,3) tarım, 10’unun (%9,3) imalat, 94’ünün
(84,7) hizmet sektöründe çalıştığı görülmektedir. Kadın girişimcilerin faaliyet
alanları incelendiğinde, özellikle hizmet sektöründe yoğunlaştıkları görülmektedir.
Bunun nedeni olarak; hizmet sektörüne girişin ve bu sektörde hareket etmenin daha
kolay olması, daha az sermaye ve donanım gerektirmesi, kadınların ilgi alanlarına
yönelik bir sektör olması gibi nedenler ağırlık kazanmaktadır. Faaliyet yıllarına göre
dağılım ise şu şekildedir; 22’sinin (%19,8) 2 ve daha az, 24’ünün (%21,6) 3-6 yıl,
19’unun (%17,1) 7-10 yıl, 46’sının (%41,4) 11 ve üstü süre ile faaliyetlerini
sürdürdükleri görülmektedir. Faaliyet yıllarında %41,4’lük bir oranla 11 ve daha
fazla
süre
ile
girişimcilik
faaliyetlerini
yürütenler
ağırlık
kazanmaktadır.
İşletmelerinin faaliyet süresi uzun olan kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğu
girişimlerini kendileri kurmuşlardır ancak aile bireylerinden miras yoluyla geçmiş
olan işletme sayısı çok yüksek olmasa da, bu orana pozitif yönde etki ettiği
söylenebilir.
2.3.2.3. Kadın Girişimcilerin İşletmeleri ve Cinsiyet Sorunu
Kadın girişimcilerin işletmelerinde cinsiyet sorunu yaşayıp yaşamadıklarına
ilişkin veriler Tablo 2.11’de yer almaktadır.
Tablo 2.11: Kadın Girişimcilerin İşletmeleri ve Cinsiyet Sorunu
Hayır, kesinlikle yaşamadım
Hayır yaşamadım
Ne yaşadım ne de yaşamadım
Evet yaşadım
Evet, kesinlikle yaşadım
Toplam
Sayı
22
55
21
11
2
111
Yüzde
19,8
49,5
18,9
9,9
1,8
100,0
Geçerli Yüzde
19,8
49,5
18,9
9,9
1,8
100,0
Kümülatif Yüzde
19,8
69,4
88,3
98,2
100,0
Tablo 2.11’e göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin işletmelerinde
cinsiyet sorunu yaşayıp yaşamadıkları incelendiğinde; 22’sinin (%19,8) “hayır
kesinlikle yaşamadım”, 55’inin (%49,5) “hayır yaşamadım”, 21’inin (18,9) “ne
yaşadım ne de yaşamadım”, 11’inin (%9,9) “evet yaşadım”, 2’sinin (%1,8) “evet
kesinlikle yaşadım” yanıtını verdiği görülmektedir. Bu oranlara göre, kadın
girişimcilerin ağırlıklı olarak kendilerini işletmelerinde kabul ettirdikleri ve önemli
bir fiziksel veya psikolojik tepki ile karşılaşmadıkları söylenebilir. Görüşmeler
71
sırasında bazı kadın girişimciler bilhassa kadın olmanın kendilerine avantaj
sağladığını belirtmiştir. Bu durumun temel nedeni, kadın girişimcilerin ağırlıklı
olarak hizmet sektöründe ve kadın müşterilerin ağırlıklı olduğu işlerde faaliyet
gösteriyor olmasıdır. Ancak görüşmeler sonucu elde edilen bulgulardan yola çıkarak
işletmelerinde cinsiyetleri nedeniyle sorun yaşayan kadınların bu sorunu özellikle
çalışanları ile yaşadıkları tespit edilmiştir. Kadınlar bunun temel kaynağı olarak; bazı
çalışanların “bayan patron” kabul etme ve benimsemede zorluk yaşamaları ve sahip
oldukları ön yargılar olduğunu belirtmişlerdir.
2.3.2.4. Kadın Girişimcilerin İşletmelerinin Kuruluş Sırasında Aldıkları
Destekler
Kadın girişimcilerin işletmelerinin kuruluş sırasında aldıkları desteklere ilişkin
veriler Tablo 2.12’de yer almaktadır.
Tablo 2.12: Kadın Girişimcilerin İşletmelerini Kuruluş Sırasında Aldıkları
Destekler
İşin Kuruluş Aşamasında Destek veya Bilgi Alınan Kuruluşlar/Aracılar
Sayı
Yüzde
Aile, eş, akraba vb.
61
55,0
Ticaret odası, Meslek birlikleri vb.
29
26,1
Tedarikçiler, müşteriler, başka işletmeler vb.
17
15,3
İnternet, kütüphane
12
10,8
Banka
10
9,0
Sivil toplum kuruluşları, dernekler vb.
8
7,2
Devlet kuruluşları (KOSGEB, DTM vb.)
6
5,4
Uluslararası kuruluşlar
0
0
İşin Kuruluş Aşamasında Gerekli Finansmanın Nereden Temin Edildiği
Sayı
Yüzde
Şahsi birikimler
70
63,1
Bireysel banka kredisi
32
28,8
Eş desteği
32
28,8
Aile/akraba desteği/Miras vb.
31
27,9
Şahsi kredi kartı
8
7,2
Mikrokredi
4
3,6
Kamu kuruşları kredisi/teşvikleri vb.
0
0
Not: Birden fazla seçenek işaretlenebildiği için toplamda % 100’ü aşmaktadır.
Tablo 2.12’ye göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin işletmelerinin
kuruluş sırasında destek veya bilgi aldıkları kuruluşlar/aracılar incelendiğinde;
61’inin (%55,0) aile, eş, akraba vb., 29’unun (%26,1) ticaret odası ve meslek birliği
gibi kuruluşlardan, 17’sinin (%15,3) tedarikçi, müşteri veya başka işletmelerden,
72
12’sinin (%10,8) internet, kütüphane gibi bilgi araçlarından, 10’unun (%9,0)
bankalardan, 8’inin (%7,2) sivil toplum kuruluşlarından, 6’sının (%5,4) devlet
kuruluşlarından (KOSGEB, DTM vb.) destek veya bilgi aldığı görülmektedir. Kadın
girişimcilerin hiçbiri uluslararası kuruluşlardan destek almamaktadır. Bu oranlar
sonucunda, kadın girişimcilerin destek ve bilgi noktasında en önemli olanın aile, eş
ve akrabalardan oluştuğu söylenebilir. Çünkü kadın girişimcilerin büyük bir
çoğunluğu faaliyetlerine başlamadan önce ailelerine danışmaktadır. Evli olanlar iş
konusunda genellikle eşlerine veya yakın akrabalarına danışmakta, bekar olanlar ise
anne ve babalarından bu konuda destek almaktadır. Ticaret odaları ve meslek
birlikleri özellikle rekabetin yoğun yaşandığı alanlarda (eğitim, gıda gibi) kadınlar
tarafından önemli bir başvuru kaynağı olarak gösterilmektedir.
Tablo 2.12’ye göre, kadın girişimcilerin işletmelerinin kuruluş sırasında gerekli
finansmanı nereden sağladıkları incelendiğinde; 70’inin şahsi birikimlerden (%63,1),
32’sinin (28,8) bireysel banka kredisinden, 32’sinin (%28,8) eş, 31’inin (%27,9)
aile/akraba, miras, 8’inin (%7,2) şahsi kredi kartından, 4’ünün (%3,6) mikrokredi
desteğinden yararlandıkları görülmektedir. Kamu kuruluşları kredi ve teşviklerinden
yararlanan kadın girişimcilere ise rastlanmamıştır. Finans noktasında en yüksek oran
olarak şahsi birikimler görülmektedir. Bunun en önemli nedeni, kadın girişimcilerin
birçoğunun daha önce bir iş tecrübesine sahip olmasıdır. İş tecrübesi, kadın
girişimcilere hem kuruluş sırasında gerekli olan finans noktasında hem de işletmeyi
yürütürken gerekli olan bilgi ve beceri noktasında önemli bir kaynak olarak geri
dönmüştür. İkinci sırada ise bireysel banka kredileri ve eş desteği yer almaktadır.
Bireysel banka kredisine başvuran sayısının işletmenin faaliyet yılı ile bağlantılı
olduğu söylenebilir. İşletmelerini uzun süre önce kurmuş olanların bu kaynağa
başvurmadıkları buna rağmen yakın zamanda kurmuş olanların bireysel kredilere
başvurdukları görülmüştür. Bu oran bizlere girişimciler için kredi olanaklarının
geçmiş yıllara göre daha fazla olduğunu göstermektedir.
Eş desteği evli olanlar için önemli bir kaynak olarak gösterilebilir. Ankete
katılan evli kadın girişimciler çok büyük oranlarda olmasa da işletmelerini kurarken
eşlerinden maddi destek aldıklarını ancak bunu daha sonra ödediklerini
73
belirtmişlerdir. Aile desteği kullanan kadın girişimcilerin çoğunluğu bekâr olanlardan
oluşmaktadır. Aile, özellikle işin kuruluş aşamasında sermaye gerektiren işlerde
başvurulan önemli bir unsurdur. Faaliyet yılı yüksek olan işletmelerin bir kısmının
miras yoluyla kazanıldığı tespit edilmiştir. Bireysel kredi kartı, finans kaynağı olarak
oranı düşük çıkmıştır. Bunun en önemli nedeni kadın girişimcilerin faaliyetlerini
sürdürdükleri işletmelerin başlangıç sermayesi olarak yüksek finans kaynağı
gerektirmemesidir. Çok düşük bir oranda da olsa (%3,6) mikrokredi desteği alan
kadın girişimciler bulunmaktadır. Bu durum ülkemizde yeni yeni gelişme gösteren,
el becerisine sahip ancak özellikle sermaye yoksunu kadınlara istihdam yaratmayı
hedefleyen mikrokredi projelerinin gelişmekte olduğunu göstermektedir.
2.3.2.5. Kadın Girişimcilere Göre Girişimci Olmanın En İyi Yönleri
Kadın girişimcilere göre girişimci olmanın en iyi yanlarına ilişkin veriler Tablo
2.13’de yer almaktadır.
Tablo 2.13: Kadın Girişimcilere Göre Girişimci Olmanın En İyi Yönleri
Kendine güven
Başarma duygusu
Maddi özgürlük
Bağımsızlık
Sosyal statü
Başkalarına istihdam olanağı sağlayabilmek
Meşguliyet
Evin bütçesine katkıda bulunmak
İlgi alanı olması
Yaratıcılık
Çok para kazanma
Sayı
109
94
86
66
62
52
50
45
43
43
14
Yüzde
98,2
84,7
77,5
59,5
55,9
46,8
45,0
40,5
38,7
38,7
12,6
Not: Birden fazla seçenek işaretlenebildiği için toplamda % 100’ü aşmaktadır.
Tablo 2.13’e göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilere girişimci olmanın en
iyi yönlerine ilişkin görüşleri sorulduğunda; 109’unun (%98,2) kendine güven,
94’ünün (%84,7) başarma duygusu, 86’sının (%77,5) maddi özgürlük, 66’sının
(%59,5) bağımsızlık, 62’sinin (%55,9) sosyal statü, 52’sinin (%46,8) başkalarına
istihdam olanağı sağlayabilmek, 50’sinin (45,0) meşguliyet, 45’inin (%40,5) evin
bütçesine katkıda bulunmak, 43’ünün (%38,7) ilgi alanı olması, 43’ünün (%38,7)
yaratıcılık, 14’ünün (%12,6) çok para kazanma yanıtını verdikleri görülmektedir.
Kadın girişimciler için, kendine güven konusu girişimci olmanın en iyi yönlerinde
74
%98,2’lik bir oran ile ilk sırada yer almaktadır. Kadın girişimcilerin birçoğu
girişimci olduktan sonra kendilerine olan güvenin arttığını ve bunun yakın çevreleri
tarafından da en dikkat çeken nokta olduğunu belirtmişlerdir. İkinci sırada yer alan
ise, %84,7’lik bir oran ile başarma duygusudur. Kadın girişimciler, başarma
isteklerinin ve kazandıkları başarıların kendilerini pozitif yönde etkilediğini ve bunun
olumlu bir motivasyon faktörü olduğunu belirtmişlerdir. Daha sonra gelen unsurlar
sırası ile maddi özgürlük, bağımsızlık ve sosyal statüdür. Maddi özgürlük, özellikle
evli kadın girişimciler için önemli bir konudur. Çok para kazanma ise %12,6 ile son
sırada yer almaktadır. Kadın girişimcilerin birçoğu için, işletmeyi kurarken veya
yürütürken çok para kazanmaya ilişkin beklentileri geri plandadır. Bu durumda,
araştırmaya katılan kadın girişimcilerin çok az bir kısmı yapmakta oldukları işlerden
çok para kazanmaktadırlar sonucuna da ulaşılabilmektedir.
2.3.2.6. Kadın Girişimcilerin Girişimci Olmalarını Etkileyen Nedenler
Kadın girişimcilerin girişimci olmalarını etkileyen nedenleri belirlemek
amacıyla yapılan analizler sonucunda değerlendirme Tablo 2.14’deki aralıklar
dikkate alınarak yapılmıştır.
Tablo 2.14: Likert Ölçeğin Puanlanması
Seçenekler
Seçenek Ağırlığı
Sınırlar
Çok Yüksek
Yüksek
Orta
Düşük
Çok Düşük
5
4
3
2
1
4.21-5.00
3.41-4.20
2.61-3.40
1.81-2.60
1.00-1.80
Kaynak: Flordiliza B. Dalumay (2010); “The Sails of DMMMSU-LHS Teachers ans Students: An
Input to Scince Instructional Plan”, E- International Scientific Research Journal, Vol. 2,
Iss. 1, s. 17.
Kadın girişimcilerin girişimci olmalarını etkileyen nedenlere ilişkin veriler
tablo 2.15’de yer almaktadır.
75
Tablo 2.15: Kadın Girişimcilerin Girişimci Olmalarını Etkileyen Nedenler
Nedenler
Kendi işimi yaparak daha saygın olmak
Kendi patronum olmayı istemek
Bir yeniliği sunmak
Aile içi yükümlülükleri yerine getirmek
Başarılı girişimci örnekleri
Piyasadaki bir açığı kapatmak
Etrafımda oluşmuş bir fırsattan yararlanmak
Başkalarını yönetmek ve motive etmek
Çok para kazanmak
Esnek çalışma saati
Bir hobiyi ticarete dönüştürmek
Aritmetik
Ortalama
3,77
3,74
3,58
3,22
3,15
2,97
2,96
2,71
2,64
2,61
2,53
Standart
Sapma
0,85
1,15
1,14
1,17
1,26
1,13
1,10
1,03
1,16
1,11
1,27
Not: (i) n=111; (ii) ölçek 5 kesinlikle katılıyorum, 1 kesinlikle katılmıyorum anlamındadır; (iii)
Friedman çift yönlü Anova testine göre (X2 =392,297; p<0,001) sonuçlar istatistiksel bakımdan
anlamlıdır.
Tablo 2.15’e göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin girişimci olmalarını
etkileyen nedenler incelendiğinde; kadın girişimcilerin önemli bir çoğunluğu “kendi
işimi yaparak daha saygın olmak” yanıtını vermiştir. Bununla birlikte, “kendi
patronum olmayı istemek” ve “bir yeniliği sunmak” yanıtları da önemli bir yer
tutmaktadır. “Aile içi yükümlülükleri yerine getirmek” “başarılı girişimci örnekleri”,
“piyasadaki bir açığı kapatmak”, “etrafımda oluşmuş bir fırsattan yararlanmak”,
“başkalarını yönetmek ve motive etmek”, “çok para kazanmak” ve “esnek çalışma
saati” ise nispeten kadın girişimcilerin “girişimci” olmalarında daha az etkili
olmuştur. “Bir hobiyi ticarete dönüştürme” nedeni ise çok düşük oranda kalmıştır. Bu
sonuçlara göre, kadın girişimcilerin girişimci olmalarında kendi işlerini yaparak daha
saygın olma ve kendilerinin patronu olma isteklerinin ağır bastığı görülmüştür. Kadın
girişimciler için girişimcilik bir yükümlülük sonucu gerçekleştirilen bir faaliyet
olarak algılanmamaktadır.
2.3.2.7. Kadın Girişimcilerin İşletmelerinin Kuruluşu Sırasında Karşılaştıkları
Güçlükler
Kadın girişimcilerin kuruluş sırasında karşılaştıkları güçlükleri belirlemek
amacıyla yapılan analizler sonucunda değerlendirme tablo 2.14’deki likert ölçek
puanlama aralıkları dikkate alınarak yapılmıştır. Kadın girişimcilerin işletmelerinin
kuruluş sırasında karşılaştıkları güçlüklere ilişkin veriler Tablo 2.16’da yer
almaktadır.
76
Tablo
2.16:
Kadın Girişimcilerin İşletmelerinin
Karşılaştıkları Güçlükler
Güçlükler
Finansman eksikliği
Pazarda tanınmamış olmak
Uygun yer seçiminin zorluğu
Deneyimsizlik
Bürokratik işlemler
İşin başarısız olacağını düşünmek
Ailevi sorumluluklardan zaman bulamamak
Aile büyüğünün izin vermemesi
Kuruluş
Aritmetik
Ortalama
3,52
2,97
2,73
2,64
2,63
2,05
2,05
1,40
Sırasında
Standart
Sapma
1,09
1,19
1,27
1,15
1,18
0,99
0,97
0,80
Not: (i) n=111; (ii) ölçek 5 kesinlikle katılıyorum, 1 kesinlikle katılmıyorum anlamındadır; (iii)
Friedman çift yönlü Anova testine göre (X2 =310,627; p<0,001) sonuçlar istatistiksel bakımdan
anlamlıdır.
Tablo 2.16’ya göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin işletmelerinin
kuruluş sırasında karşılaştıkları güçlükler incelendiğinde; “finansman eksikliği” ilk
sırada yer almaktadır. Bununla birlikte, “pazarda tanınmamış olmak”, “uygun yer
seçiminin zorluğu”, “deneyimsizlik”, “bürokratik işlemler” daha az önemli
sorunlardır. “İşin başarısız olacağını düşünmek”, “ailevi sorumluluklardan zaman
bulamamak” ve “aile büyüğünün izin vermemesi” kuruluş güçlükleri ise çok düşük
oranda kalmıştır. Finansman eksikliği sorunu ile günümüz iş dünyasında kadın
girişimcilerin olduğu kadar erkek girişimcilerin de karşılaştıkları söylenebilir.
Özellikle büyük girişimlerde bulunmak isteyen kadın girişimciler, finansman
eksikliği nedeniyle iş kurmayı ertelemekte veya vazgeçebilmektedir. Pazarda
tanınmamış olmak ve uygun yer seçiminin zorluklarının bir girişime başlarken genel
olarak birçok girişimcinin yaşadığı güçlükler olduğu söylenebilir. Araştırmaya
katılan kadın girişimcilerin de bu sorunu orta dereceli olarak yaşadığı görülmektedir.
“Aile büyüğünün izin vermemesi” seçeneği son sırada yer almaktadır. Bunun nedeni
olarak kadın girişimcilerin büyük çoğunluğunun, faaliyetlerine başlamadan önce
aileleri ile birlikte hareket etmeleri ve onlardan destek almaları gösterilebilir.
2.3.2.8.
Kadın
Girişimcilerin
İşletmelerinin
Karşılaştıkları Güçlükler
Faaliyetleri
Sırasında
Kadın girişimcilerin faaliyetleri sırasında karşılaştıkları güçlükleri belirlemek
amacıyla yapılan analizler sonucunda değerlendirme Tablo 2.14’deki likert ölçek
puanlama aralıkları dikkate alınarak yapılmıştır. Kadın girişimcilerin işletmelerinin
77
faaliyetleri sırasında karşılaştıkları güçlüklere ilişkin veriler Tablo 2.17’de yer
almaktadır.
Tablo
2.17:
Kadın Girişimcilerin İşletmelerinin
Karşılaştıkları Güçlükler
Güçlükler
Pazarın durgun oluşu
Vergi ödemeleri
Borç ödemeleri
Aşırı yorgunluk
Müşteriler ile ilgili sorunlar
Elemanlar ile ilgili sorunlar
Aile ilişkileri
Bürokratik engeller
Kredi alamama
Deneyimsizlik
Aritmetik
Ortalama
4,28
3,64
3,42
3,23
3,19
2,77
2,63
2,55
2,05
1,56
Faaliyetleri
Sırasında
Standart
Sapma
0,90
1,18
1,14
1,09
0,93
1,05
1,11
1,05
1,24
0,80
Not: (i) n=111; (ii) ölçek 5 kesinlikle katılıyorum, 1 kesinlikle katılmıyorum anlamındadır; (iii)
Friedman çift yönlü Anova testine göre (X2 =365,715; p<0,001) sonuçlar istatistiksel bakımdan
anlamlıdır.
Tablo 2.17’ye göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin işletmelerinin
faaliyetleri sırasında karşılaştıkları güçlükler incelendiğinde; “pazarın durgun oluşu”
önemli bir oran ile ilk sırada yer almıştır. “Vergi ödemeleri” ve “borç ödemeleri” de
önemli bir sorun olarak görülmektedir. “Aşırı yorgunluk”, “müşteriler ile ilgili
sorunlar”, “elemanlar ile ilgili sorunlar” ve “aile ilişkileri” ise kadın girişimciler
tarafından orta dereceli güçlükler olarak değerlendirilmektedir. “Bürokratik
engeller”, “kredi alamama” ve “deneyimsizlik” ise düşük orana sahip sorunlardır.
Pazarın durgun oluşunun en önemli nedeni olarak “2009 Dünya Ekonomik Krizi” ve
buna bağlı olarak özel sektörün yaşadığı sorunlar gösterilebilir. Her ne kadar kriz
etkisini büyük oranda yitirmiş olsa da özel sektörde rekabetin ve değişimin yoğun
yaşanması, buna ayak uydurmanın zorluğu etkisini sürdürmektedir. Ayrıca vergi ve
borç ödemelerinin, kadın girişimcilerin faaliyetleri esnasında karşılaştıkları sorunlar
içerisinde önemli olduğu sonucuna ulaşılması, tüm faaliyet alanlarında olduğu gibi
kadın girişimcilerin faaliyette bulunduğu alanlarda da maddi etkenlerin önemini
ortaya koymaktadır. Kadın girişimciler özellikle yüksek vergi oranları konusunda
ciddi sorunlardan yaşadıklarını belirtmektedir.
78
Verginin bir sorun olarak görülme derecesi işletmenin büyüklüğü ve faaliyet
yapısı ile doğru orantılıdır. Kadın girişimciler vergi ve borç sorunları nedeniyle
girişimlerini ertelemekte ve bu da yeni sorunların doğmasına yol açabilmektedir.
Araştırmaya katılan kadın girişimcilerin, yürütmekte oldukları faaliyet alanlarında
deneyimsizlik sorunu yaşamadıkları görülmektedir. Anket verilerinden elde edilen
sonuçlar ışığında, kadın girişimcilerin yürütmekte oldukları faaliyetlerden önce bir iş
kolunda çalışmış oldukları sonucuna ulaşılmakta ve bu durum da kadın
girişimcilerin, girişimcilik faaliyetleri sırasında karşılaştıkları sorunların tespiti
sonucunda deneyimsizlik faktörünün çok düşük çıkmasını desteklemektedir.
2.3.3. Kadın Girişimcilerin Risk Alma Eğilimi ve Kendine Güven Özelliklerine
İlişkin Bulgular
Anketin üçüncü bölümünü oluşturan bu bölümde; kadın girişimcilerin kişilik
özelliklerine ilişkin bilgileri ortaya koymak amacıyla, tanımlayıcı istatistiksel
sonuçların yanı sıra nitel veriler de kullanılarak kadın girişimcilerin kişilik özellikleri
ortaya konulmaya çalışılmaktadır.
Kadın girişimcilerin risk alma eğilimi, kendine güven ve girişimci kişilik
özelliklerini belirlemek için yapılan analizler sonucunda değerlendirme Tablo
2.14’deki likert ölçek puanlama aralıkları dikkate alınarak yapılmıştır4. Tablo
2.14’den yola çıkarak, kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri, kendilerine olan
güvenleri ve girişimci kişilik yapılarına ilişkin bilgiler Tablo 2.18’de yer almaktadır.
Tablo 2.18: Kadın Girişimcilerin Risk Alma Eğilimi ve Kendine Güven
Özelliklerine İlişkin Bilgiler
Risk Alma Eğilimi
Kendine Güven
Çok
Yüksek
n
%
28 25.22
30 27.02
Yüksek
n
45
48
%
40.54
43.24
Orta
n
30
27
%
27.02
24.34
Düşük
n
6
5
%
5.42
4.50
Çok
Düşük
n
%
2 1.80
1
0.9
Toplam
n
111
111
%
100
100
Not: (i) n: sayıyı, (ii) %: yüzdeyi temsil etmektedir.
Tablo 2.18’e göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri
incelendiğinde; 28’inin (%25.22) çok yüksek, 45’inin (%40.54) yüksek, 30’unun
4
Likert ölçek puanlama aralığında, 4.21-5.00, çok yüksek; 3.41-4.20, yüksek; 2.61-3.40, orta; 1.812.60, düşük; 1.00-1.80, çok düşük olarak adlandırılmaktadır (Dalumay, 2010).
79
(%27.02) orta, 6’sının (%5.42) düşük, 2’sinin (%1.80) çok düşük oranda risk alma
eğilimine sahip olduğu görülmektedir. Bu veriler ışığında, kadın girişimcilerin risk
alma eğilimlerinin yüksek oranda olduğu görülmektedir.
Kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenleri incelendiğinde; 30’unun
(%27.02) çok yüksek, 48’inin (43.24) yüksek, 27’sinin (%24.34) orta, 5’inin (%4.50)
düşük,
1’inin
(%0.90)
çok
düşük oranda
kendilerine
güven
duydukları
görülmektedir. Bu sonuçlara göre, kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenlerinin
yüksek oranda olduğu görülmektedir.
2.3.4. Kadın Girişimcilerin Demografik ve İş Yaşamı İle Risk Alma Eğilimi ve
Kendine Güven Özellikleri Arasındaki İlişki
Bu bölümde kadın girişimcilerin demografik ve iş yaşamı ile risk alma eğilimi
ve kendine güven özellikleri arasındaki ilişkiler incelenmektedir.
2.3.4.1. Kadın Girişimcilerin Demografik ve İş Yaşamı Özellikleri İle Risk Alma
Eğilimleri Arasındaki İlişki
Kadın girişimcilerin demografik ve iş yaşamı özellikleri ile risk alma eğilimleri
arasında istatistikî açıdan anlamlı bir ilişkinin olup olmadığını belirlemek için ki-kare
bağımsızlık testi uygulanmıştır. Bu testlere ait sonuçlar Tablo 2.19’da verilmektedir.
Ki-kare Değerlendirme Kriteri:
Pearson Chi-square > 0,05 = ilişki yok
Pearson Chi-square < 0,05 = ilişki var
80
Tablo 2.19: Kadın Girişimcilerin Demografik ve İş Yaşamı Özellikleri İle Risk
Alma Eğilimleri Arasındaki İlişki
Risk Alma Eğilimi
Özellikler
Doğum Yeri
Yaş
Eğitim
Yabancı Dil Bilgisi
Yabancı Dil Seviyesi
Medeni Durum
Eşin Eğitimi
Eşin Mesleği
Çocuk Sahipliği
Çocuk Sayısı
Ailede Girişimci
Girişimcilik Öncesi Çalışma
Girişimcilik Öncesi Yapılan İş
Çalışılan Sektör
İşletmenin Faaliyet Yılı
Cinsiyet Sorunu
Girişimci Olma Nedenleri
İşletmenin Kuruluş Güçlükleri
İşletmenin Faaliyet Güçlükleri
Ki-Kare Değeri
Serbestlik
50,898
47,761
97,159
24,940
65,330
118,256
59,609
89,738
38,718
46,576
25,963
39,012
84,885
67,735
46,869
79,112
497,121
491,631
480,665
Derecesi (df)
40
60
80
20
51
60
68
68
20
54
20
20
80
40
60
80
460
440
420
Anlamlılık Düzeyi
(p)
0,116
0,873
0,093
0,203
0,086
0,006(*)
0,756
0,040(*)
0,007(*)
0,753
0,017(*)
0,007(*)
0,333
0,004(*)
0,892
0,507
0,112
0,045(*)
0,022(*)
Not: (*), P < 0,05 seviyesinde anlamlı bir ilişkinin varlığını göstermektedir.
Kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri ile arasında ilişki bulunan demografik
ve iş yaşamına ilişkin bilgileri ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilen analizlerin
sonucunda kadın girişimcilerin bazı özellikler ile risk alma eğilimleri arasında ilişki
bulunmamıştır. Bu özellikler; doğum yeri, yaş, eğitim, yabancı dil bilgisi, yabancı dil
seviyesi, eşin eğitim durumu, çocuk sayısı, girişimcilik öncesi yapılan iş, işletmenin
faaliyet yılı, işletmede cinsiyet sorunu yaşanıp yaşanmaması ve girişimci olma
nedenleridir.
Kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri ile arasında ilişki bulunan demografik
ve iş yaşamına ilişkin bilgileri ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilen analizlerin
sonucunda ilişki bulunan özellikler şu şekildedir:
 Kadın girişimcilerin medeni durumları ve risk alma eğilimleri arasında
anlamlı bir ilişki vardır.
81
 Kadın girişimcilerin eşlerinin mesleği ve risk alma eğilimleri arasında
anlamlı bir ilişki vardır.
 Kadın girişimcilerin çocuk sahibi olup olmadıkları ve risk alma eğilimleri
arasında anlamlı bir ilişki vardır.
 Kadın girişimcilerin ailelerinde girişimci olup olmadığı ve risk alma
eğilimleri arasında anlamlı bir ilişki vardır.
 Kadın girişimcilerin girişimci olmadan önce çalışıp çalışmadıkları ve risk
alma eğilimleri arasında anlamlı bir ilişki vardır.
 Kadın girişimcilerin çalıştıkları sektör ve risk alma eğilimleri arasında
anlamlı bir ilişki vardır.
 Kadın girişimcilerin işletmelerinin kuruluş sırasında karşılaştıkları güçlükler
ve risk alma eğilimleri arasında anlamlı bir ilişki vardır.
 Kadın girişimcilerin işletmelerinin faaliyetleri sırasında karşılaştıkları
güçlükler ve risk alma eğilimleri arasında anlamlı bir ilişki vardır.
Bu sonuçlar ışığında değişkenlerin ağırlıkları incelendiğinde şu bulgulara
ulaşılmıştır. Evli olan kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri daha yüksektir. Eşinin
mesleği girişimci veya işçi olan kadınların risk alma eğilimleri daha yüksektir.
Çocuk sahibi olan kadınlar çocuk sahibi olmayan kadınlara göre daha yüksek risk
alma eğilimi göstermektedir. Ailesinde girişimci olan kadın girişimcilerin risk alma
eğilimleri daha yüksektir. Girişimci olmadan önce çalışan kadınlar, daha önce
çalışma hayatı olmayan kadınlara göre daha düşük bir risk alma eğilimi
göstermektedir. Risk alma eğiliminin yüksekliği sektör bakımdan incelendiğinde ise,
imalat sektöründe çalışan kadınlar daha yüksek risk alma eğilimi göstermiştir. İkinci
sırada tarım, son sırada ise, hizmet sektörü yer almaktadır. Son olarak işletmenin
kuruluşu sırasında veya faaliyetlerin yürütülmesi sırasında sorun yaşamayan kadın
girişimcilerin risk alma eğilimleri sorun yaşayan kadınlara göre daha yüksektir.
2.3.4.2. Kadın Girişimcilerin Demografik ve İş Yaşamı Özellikleri İle
Kendilerine Olan Güvenleri Arasındaki İlişki
Kadın girişimcilerin demografik ve iş yaşamı özellikleri ile kendilerine olan
güvenleri arasında istatistikî açıdan anlamlı bir ilişkinin olup olmadığını belirlemek
82
için ki-kare bağımsızlık testi uygulanmıştır. Bu testlere ait sonuçlar Tablo 2.20’de
verilmektedir.
Ki-kare Değerlendirme Kriteri:
Pearson Chi-square > 0,05 = ilişki yok
Pearson Chi-square < 0,05 = ilişki var
Tablo 2.20: Kadın Girişimcilerin Demografik ve İş Yaşamı Özellikleri İle
Kendilerine Olan Güvenleri Arasındaki İlişki
Özellikler
Doğum Yeri
Yaş
Eğitim
Yabancı Dil Bilgisi
Yabancı Dil Seviyesi
Medeni Durum
Eşin Eğitimi
Eşin Mesleği
Çocuk Sahipliği
Çocuk Sayısı
Ailede Girişimci
Girişimcilik Öncesi Çalışma
Girişimcilik Öncesi Yapılan İş
Çalışılan Sektör
İşletmenin Faaliyet Yılı
Cinsiyet Sorunu
Girişimci Olma Nedenleri
İşletmenin Kuruluş Güçlükleri
İşletmenin Faaliyet Güçlükleri
Kendine Güven
Ki-Kare Değeri
33,358
48,896
97,411
16,398
44,603
86,091
73,186
53,557
17,463
72,658
9,128
16,537
56,139
51,503
68,617
61,461
377,086
351,870
410,012
Serbestlik
Derecesi (df)
34
51
68
17
45
51
60
60
17
51
17
17
80
34
51
68
391
374
357
Anlamlılık Düzeyi
(p)
0,499
0,558
0,011(*)
0,496
0,489
0,038(*)
0,118
0,709
0,423
0,025(*)
0,036(*)
0,486
0,980
0,028(*)
0,040(*)
0,699
0,684
0,788
0,028(*)
Not: (*), P < 0,05 seviyesinde anlamlı bir ilişkinin varlığını göstermektedir.
Kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenleri ile arasında ilişki bulunan
demografik ve iş yaşamına ilişkin bilgileri ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilen
analizlerin sonucunda kadın girişimcilerin bazı özellikler ile kendilerine olan
güvenleri arasında ilişki bulunmamıştır. Bu özellikler; doğum yeri, yaş, yabancı dil
bilgisi, yabancı dil seviyesi, eşin eğitim durumu, eşin mesleği, çocuk sahibi olup
olmama, girişimcilik öncesi çalışıp çalışmama durumu, girişimcilik öncesi yapılan iş,
83
işletmede cinsiyet sorunu yaşanıp yaşanmaması, girişimci olma nedenleri ve
işletmenin kuruluşu sırasında karşılaşılan güçlüklerdir.
Kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenleri ile arasında ilişki bulunan
demografik ve iş yaşamına ilişkin bilgileri ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilen
analizlerin sonucunda ilişki bulunan özellikler şu şekildedir:
 Kadın girişimcilerin eğitim durumları ve kendilerine olan güvenleri arasında
anlamlı bir ilişki vardır.
 Kadın girişimcilerin medeni durumları ve kendilerine olan güvenleri arasında
anlamlı bir ilişki vardır.
 Kadın girişimcilerin sahip oldukları çocuk sayısı ve kendilerine olan
güvenleri arasında anlamlı bir ilişki vardır.
 Kadın girişimcilerin ailelerinde girişimci olup olmadığı ve kendilerine olan
güvenleri arasında anlamlı bir ilişki vardır.
 Kadın girişimcilerin çalıştıkları sektör ve kendilerine olan güvenleri arasında
anlamlı bir ilişki vardır.
 Kadın girişimcilerin işletmelerinin faaliyet yılı ve kendilerine olan güvenleri
arasında anlamlı bir ilişki vardır.
 Kadın girişimcilerin işletmelerinin faaliyetleri sırasında karşılaştıkları
güçlükler ve kendilerine olan güvenleri arasında anlamlı bir ilişki vardır.
Bu sonuçlar ışığında değişkenlerin ağırlıkları incelendiğinde şu bulgulara
ulaşılmıştır. Kadın girişimcilerin eğitim durumu arttıkça kendilerine olan güvenleri
de artmaktadır. Evli olan kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenleri daha
yüksektir. Daha sonra sırası ile bekar, boşanmış ve dul kadınlar gelmektedir. Kadın
girişimcilerin çocuk sayısı arttıkça kendilerine olan güvenlerinin azaldığı
görülmektedir. Kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenlerinin yüksekliği sektör
bakımdan incelendiğinde ise, imalat sektöründe çalışan kadınlar için bu oranın daha
yüksek olduğu görülmüştür. İkinci sırada hizmet, son sırada ise, tarım sektörü yer
almaktadır. Kadın girişimcilerin sahip oldukları işletmenin faaliyet yılı arttıkça
kendilerine olan güvenlerinin de arttığı görülmüştür. Son olarak faaliyetlerin
84
yürütülmesi sırasında sorun yaşamayan kadın girişimcilerin kendilerine olan
güvenleri sorun yaşayan kadınlara göre daha yüksektir.
2.3.5. Kadın Girişimcilerin İş Yaşamları İle Risk Alma Eğilimleri ve Kendine
Güven Özellikleri Arasındaki İlişki
Çalışmanın bu bölümünde kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri ve
kendilerine olan güven özellikleri arasındaki ilişki test edilmiştir. İlişkilerin gücünü
belirlemek için öncelikle korelasyon analizi kullanılmıştır. Korelasyon analizi, aralık
ve rasyo seviyesinde ölçülmüş iki değişken arasındaki ilişkinin ya da bağımlılığın
şiddetini belirlemeye yönelik bir analiz tekniğidir. Bu testin güvenilir sonuçlar
verebilmesi için, verinin metrik özellikler taşıması gerekmektedir (Altunışık vd.,
2007:334-334). Bu analizde ölçülmeye çalışılan ilişki, değişkenler arasındaki
ilişkinin doğrusal olan kısmıyla ilgilenir. Korelasyon analiziyle hesaplanan
korelasyon katsayısı r ile gösterilir ve -1 ile +1 arasında değerler alabilir. Katsayının
+1 olması iki değişken arasında çok güçlü bir doğrusal ilişkinin (x değişkeni bir
birim artarken, y değişkeninin değeri de bir birim artmaktadır) olduğunu gösterirken,
katsayının -1 olması değişkenler arasında yine çok güçlü bir ters yönlü ilişkinin
olduğunu göstermektedir. Katsayının sıfır olması ise iki değişken arasında herhangi
bir görülebilir ilişkinin olmadığı anlamını taşımaktadır (Altunışık vd, 2007:199-200).
Korelasyon katsayısının, mutlak değer olarak 0,70-1,00 arasında olması, yüksek;
0,30-0,70 arasında olması, orta; 0-0,30 arasında olması ise; düşük düzeyde bir ilişki
olarak tanımlanabilmektedir (Büyüköztürk, 2007:34).
85
Tablo 2.21: Kadın Girişimcilerin İş Yaşamları İle Risk Alma ve Kendine Güven
Özellikleri Arasındaki Korelasyon Katsayıları
GOEN
Girişimci Olmayı
Etkileyen Nedenler
Kuruluş Sırasında
Karşılaşılan Güçlükler
Yürütürken Karşılaşılan
Güçlükler
Risk Alma Eğilimi
Kendine Güven
r
p
N
r
p
N
r
p
N
r
p
N
r
p
N
KSKG
YKG
RAE
KG
1
111
,200(*)
1
,264
111
111
,192(*)
,447(**)
1
,027
111
,232(*)
,006
111
,153
,354
111
,000
111
,025
,844
111
-,257(**)
,006
111
111
-,234(*)
,027
111
-,058
,546
111
1
111
,360(**)
,000
111
1
111
Not: (*); Aradaki ilişki 0.05 seviyesinde önemli, (**); Aradaki ilişki 0.01 seviyesinde önemli.
r; korelasyon katsayısı, p; istatistiki anlamlılık, N; anakütle.
Kısaltmalar; Girişimci Olmayı Etkileyen Nedenler=GOEN, Kuruluş Sırasında Karşılaşılan
Güçlükler=KSKG, Yürütürken Karşılaşılan Güçlükler=YKG, Risk Alma Eğilimi=RAE, Kendine
Güven=KG, Girişimci Kişilik Yapısı=GKY.
Tablo 2.21’de kadın girişimcilerin girişimci olmalarını etkileyen nedenler,
işletmelerinin kuruluş sırasında karşılaştıkları güçlükler, yürütürken karşılaştıkları
güçlükler, risk alma eğilimleri ve kendilerine olan güvenleri arasındaki ilişkilere ait
değişkenler arasındaki korelasyon katsayıları verilmiştir. Tabloda yer alan değerlere
göre, %95 güven aralığında kadın girişimcilerin;
 Girişimci olmalarını etkileyen nedenler ve kuruluş sırasında karşılaştıkları
güçlükler arasında (r=0,200) düşük düzeyde, anlamlı pozitif bir ilişki,
 Girişimci olmalarını etkileyen nedenler ve yürütürken karşılaştıkları
güçlükler arasında (r=0,192) düşük düzeyde, anlamlı pozitif bir ilişki,
 Girişimci olmalarını etkileyen nedenler ve risk alma eğilimleri arasında
(r=0,232) düşük düzeyde, anlamlı pozitif bir ilişki,
 Kuruluş sırasında karşılaşılan güçlükler ve yürütürken karşılaşılan güçlükler
arasında (r=0,447) orta düzeyde, anlamlı pozitif bir ilişki,
86
 Risk alma eğilimleri ve yürütürken karşılaşılan güçlükler arasında (r=-0,234)
düşük düzeyde, anlamlı negatif bir ilişki,
 Kendilerine olan güvenleri ve kuruluş sırasında karşılaşılan güçlükler
arasında (r=-0,257) düşük düzeyde, anlamlı negatif bir ilişki,
 Risk alma eğilimleri ve kendilerine olan güvenleri arasında (r=0,360) orta
düzeyde, anlamlı pozitif bir ilişki bulunmaktadır.
Bu sonuçlar ışığında; H1, H2, H4, H6, H7 ve H9 hipotezleri kabul edilmiş, H3,
H5, H8 ve H10 hipotezleri ise reddedilmiştir.
Kadın girişimcilerin girişimci olmalarını etkileyen nedenler ve kuruluş
sırasında karşılaşılan güçlükler arasında düşük düzeyde pozitif bir ilişki vardır. Aynı
şekilde yürütürken karşılaştıkları güçlükler arasında da düşük düzeyde pozitif bir
ilişki bulunmaktadır. Bu bağlamda kadın girişimcilerin girişimci olmalarını etkileyen
nedenlerin kuruluş ve yürütürken karşılaşılan güçlükleri pozitif yönde etkilediği
söylenebilir. Bu nedenle girişimci olmayı etkileyen nedenlere bağlı kalınarak yapılan
girişimcilik faaliyetleri başlangıç ve yürütme aşamalarında sorunlarla karşılaşıldığı
yorumu yapılabilir.
Kadın girişimcilerin girişimci olmalarını etkileyen nedenler ve risk alma
eğilimleri arasında, düşük düzeyde pozitif bir ilişki vardır. Kadın girişimcilerin
girişimci olmalarını etkileyen nedenlerin risk alma eğilimlerini pozitif yönde
etkilediği görülmektedir. Risk alma eğilim güçlü olan kadın girişimcilerin girişimci
olmalarını etkileyen nedenlerinde yüksek olduğu görülmektedir. Bu bağlamda kadın
girişimcilerin kendilerini etkileyen nedenler çerçevesinde faaliyetlerine yön verip ve
risk alabildikleri yorumu yapılabilir.
Kadın girişimcilerin kuruluş sırasında karşılaştıkları güçlükler ve faaliyetleri
sırasında karşılaştıkları sorunlar arasında orta düzeyde pozitif bir ilişki bulunmuştur.
Bu bağlamda kuruluş sırasında güçlük yaşamış olan kadın girişimcilerin faaliyetleri
sırasında da sorunlarla karşılaşma oranlarının, kuruluş sırasında daha az güçlük
yaşamış veya yaşamamış olanlara göre daha yüksek olduğu söylenebilir.
87
Kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri ve faaliyetleri sırasında karşılaştıkları
güçlükler arasında, düşük düzeyde negatif bir ilişki vardır. Buna göre, risk alma
eğilimi yüksek olan kadın girişimcilerin faaliyetleri sırasında daha az sorun
yaşadıkları söylenebilir. Girişimciliğin en önemli özelliklerinden biri olan risk alma
eğilimi kadın girişimcilerin faaliyetleri sırasında yaşadıkları zorlukları daha aza
indirmelerini sağlamaktadır. Kadın girişimcilerin borçlarında daha sadık oldukları ve
hesaplanabilir risk aldıkları düşünülürse, bu sonuç literatür kısmında değinilmiş olan
düşünceyi desteklemektedir (Weiler ve Bernasek, 2001:101).
Risk alma eğilimi yüksek olan kadın girişimcilerin kendilerine olan
güvenlerinin de güçlü olduğu söylenebilir. Aynı şekilde kendine güveni yüksek olan
kadın girişimcilerin risk alma eğilimlerinin de güçlü olduğu söylenebilir. Kadın
girişimcilerin kişilik yapılarını ölçmek için kullanılan bu iki ölçeğin birbiriyle orta
düzeyde bir ilişki içinde olduğu görülmektedir.
2.4. Araştırma Bulgularının Genel Değerlendirmesi
Kadın girişimcilerin risk alma eğilimlerin ve kendine güven özellikleri ve bu
özelliklerinin girişimcilik faaliyetlerine olan etkileri başta olmak üzere, iş ve aile
yaşamlarına ilişkin durumlarını irdelemek amacıyla yapılan bu araştırma sonucunda
özetle aşağıdaki bulgulara ulaşılmıştır.
Kadın girişimcilerin demografik özelliklerine ilişkin elde edilen bulgular
değerlendirildiğinde; kadın girişimcilerin ağırlıklı olarak il merkezinde değil, ilçe
merkezlerinde faaliyet gösterdikleri görülmüştür. Bu noktada Zonguldak ilinde
özellikle Ereğli ilçesi ağırlık kazanmaktadır. Bu sonuç, Karateke’nin (2006:65)
“kadın girişimcilerin büyük çoğunluğu büyük kentlerde yetişmiştir” sonucundan
farklı bir sonuç ortaya koymaktadır.
Kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğu (%65,7) orta yaş grubuna aittir.
Bunun en önemli nedeni gerekli bilgi beceri ve finansal kaynaklara ulaşım
noktasında genç kadın girişimcilerin ulaşmasında yaşadıkları sorunlardır. Kadın
girişimcilerin çoğu belli bir iş tecrübesine sahip olmadan direkt olarak girişimcilik
faaliyetinde bulunmaktan kaçınmaktadır. Kutaniş (2006:73), Jenkins ve Katırcıoğlu
88
(2009:69-70), Çulcu (2009:74) ve Collot da (2009:7) kadın girişimcilerin genel
olarak orta yaş grubunda olduklarını belirtmişlerdir.
Kadın
girişimcilerin eğitim
durumları
ağırlıklı olarak
lisans
(%44)
düzeyindedir. Bu sonuç, literatür kısmında değinilen girişimcilere dair yanlış
inanışlar konusunu desteklemektedir. Çünkü hızla değişen ve gelişen dünya
pazarlarında bilgi önemli bir unsurdur ve girişimcilerin çoğunluğu eğitimin önemine
inanmaktadır. Bu bağlamda Kutaniş ve Hancı (2004:463), Kutaniş (2006:73), İyicil
(2006:92), Oosterbeek ve arkadaşları (2008:17-18), Jenkins ve Katırcıoğlu (2009:69)
ve Çulcu’nun da (2009:75) benzer bulgulara ulaştıkları görülmüştür. Buna göre
eğitim durumu arttıkça kişilerin girişimcilik performansları da artmaktadır. Ancak
eğitime yönelik bulgular Karateke’nin (2006:65) kadın girişimcilerin en düşük eğitim
düzeylerini lise olarak belirten çalışmasından farklılık göstermektedir. Yabancı dil
noktasında (%61)’lik güçlü bir oran söz konusudur; ancak dil düzeylerinin ağırlıklı
olarak (%20,7)’lik bir oran ile orta düzeyde olduğu görülmektedir. Bunun temel
nedeni faaliyette bulundukları işin dil gerektirmemesidir.
Kadın girişimcilerin geneli, girişimlerinin ve gelişmelerin kendi kişisel
çabalarıyla ilgili olduğunu düşünmektedirler. Çok yeni oldukları ticari hayatta,
güçlenebilmeleri ve gelişebilmeleri için devlet desteklerinin ve kadın girişimcileri
geliştirmeye
yönelik
düzenlemelerin artması
gerektiğini
vurgulamaktadırlar.
Geleneksel yapının hâkim olduğu yerlerde kadınlar daha geleneksel bir bakış açısı ile
yetiştirilmekte ve bunun bir sonucu olarak cinsiyetçi iş bölümünü arttırmakta ve
yetenekler sınırlandırılmaktadır. Kız çocuklarına da erkek çocukları kadar şans
verilmesi ve toplumun bakış açısının kadın girişimciler lehine değiştirilmesinin
kadınların kadın olarak kabulünü kolaylaştırabileceği düşünülmektedir. Kadınlar
yaşadıkları tüm olumsuzluklara rağmen, iş kurma ile ilgili olumlu düşüncelere ve
iyimser bir bakış açısına sahiptirler. Kadınlar, kurdukları işten beklentilerine
ulaşacaklarına
inandıkları
ulaşacaklarına da
gibi,
inanmaktadırlar.
aldıkları
Nitekim
eğitim
doğrultusunda
yapılan diğer
başarıya
araştırmalar
da
(Weninsthead ve Wright, 2000:29-36; Brindley, 2005:144; Rosenberg, 2007; Çulcu,
2009:84,87; Soysal, 2010:110) kadın ve erkek girişimcilerin bir işletme kurma,
89
ilerletme ve başarıya ulaşma konularında istatistiki olarak aynı düzeyde beceriye
sahip olduklarını göstermektedir.
Evli olan kadın girişimcilerin eşlerinin eğitim durumuna bakıldığında, kadın
girişimcilerin eğitim durumları ile eşlerinin eğitim durumları arasında doğrusal bir
ilişki bulunmuştur. Bu sonuç Dhaliwal’in (1998:467) bulgularını desteklemektedir.
Kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğu ya eşleri ile aynı meslek grubunda
çalışmakta ya da eşlerine yardımcı olacak mesleklerde çalışmaktadırlar. Bu
bağlamda genel olarak kendi mesleklerine yakın meslek sahibi olanlar ile evlilik
yaptıkları söylenebilir.
Çocuk sahibi olan kadın girişimciler ağırlıklı olarak 2 çocuk sahibi (%36,9)
oldukları görülmektedir. 4 ve üstü (%2,7) çocuk sahibi olan kadın sayısı ise azdır.
Çocuk, her ne kadar kadın girişimciler için engelleyici bir faktör olarak görülmese de
çocuk bakımı, gelecek beklentisi, eğitim, uygun şartlarda çocuk yetiştirilmesi gibi
konular nedeniyle kadınlar çok çocuk fikrine sıcak yaklaşmamaktadırlar. Bu sonuç,
Bedük (2005:115), Kutaniş (2006:73) ve Jenkins ve Katırcıoğlu’nun (2009:70)
bulgularını desteklemektedir. Ancak kadın girişimcilerin genel olarak çocuk sahibi
olmadıklarını veya tek çocuk sahibi olduklarını açıklayan Karateke’den daha
(2006:65) farklı bir sonucu ortaya koymaktadır.
Kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğunun (%87,4) ailesinde girişimci
bulunmaktadır. Yakınlık derecesi olarak ilk sırada babalarının yer aldığı saptanmıştır.
Bu sonuç, girişimcilik ve aile arasındaki ilişkiyi ortaya koyan (Davidsson; 1995;
TÜSİAD, 2002; Hisrich vd., 2005; Karateke, 2006; Kutaniş, 2006; Zhang vd., 2009;
Çulcu, 2009; Soysal, 2010) çalışmaları ve bu çalışmanın literatür kısmında ele alınan
ailenin girişimcilik üzerindeki etkisini desteklemektedir. Ancak Doğramacı’ya
(2006:46) göre kadın girişimcilerin büyük çoğunluğu ailedeki tek girişimcidir.
Kadın
girişimcilerin
iş
yaşamlarına
ilişkin
elde
edilen
bulgular
değerlendirildiğinde; kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğunun (%82) daha önce
bir iş deneyimine sahip oldukları görülmüştür. Daha önce bir iş deneyime sahip olan
kadınların büyük çoğunluğunun önceki işletmeleri şimdi sahip oldukları işletmelere
90
benzemektedir ve ağırlıklı olarak hizmet sektöründe (%84,7) faaliyet göstermektedir.
Bunun temel nedeni hizmet sektörüne girişte donanım, finans gibi konularda yaşanan
giriş kolaylığıdır. Ayrıca kadınların büyük bir çoğunluğu hizmet sektörüne diğer
sektörlere göre daha yatkın olduklarını dile getirmişlerdir. Nitekim Kutaniş
(2006:74-75) ve Jenkins ve Katırcıoğlu da (2009:66-67) benzer bulgulara
ulaşmışlardır.
Kadın girişimcilerin işletmelerindeki faaliyet süreleri incelendiğinde ağırlıklı
olarak faaliyet sürelerinin (%41,4) ile 11 yıl ve üstü olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu
sonuç, DeMartino ve Barbato (2003:839-830) ve Doğramacı’nın (2006:44) kadın
girişimcilerin işletmelerinin ortalama 6-7 yıl olduğu bulgusundan; Howells ve
Skoko’nun (2009:43) ortalama 2-5 yıl olarak sonuçlandırdığı bulgusundan daha
farklı bir sonucu ortaya koymaktadır.
Kadın girişimcilerin işletmelerinde cinsiyet sorunu yaşayıp yaşamadıkları
incelendiğinde, büyük bir çoğunluğunu (%69,4) herhangi bir sorun yaşamadığını
belirtmiştir. Buradaki temel neden olarak, ağırlıklı olarak bayan müşterilere dönük
çalışmaları ve işletme içinde çalışanlar ile olan ilişkilerine verdikleri önem ve değer
gösterilebilir.
Kadın girişimcilerin işletmelerini kurarken destek ve bilgi noktasında aile ilk
sırada yer almaktadır. Kadın girişimcilerin çoğu girişimlerinde her ne kadar özgür
hareket ediyor olsalar da, ailelerinin görüşlerine ve desteklerine de ihtiyaç
duymaktadırlar. Finansal destek olarak ise, kişisel birikimler önemli bir kaynaktır.
Bu sonuç Çulcu’nun (2009:107) bulgularını desteklerken; Kutaniş ve Hancı’nın
(2004:463) kaynak noktasında ağırlıklı olarak aile ve çevre desteğine işaret eden
bulgularından daha farklı bir sonucu ortaya koymaktadır.
Kadın girişimciler için girişimci olmanın en iyi yanları olarak (%98,2)’lik bir
oran ile “kendine güven” ilk sırada gelmektedir. “Başarma duygusu” ve “maddi
özgürlük” de yüksek oranda kabul görmektedir. “Çok para kazanma düşüncesi” ise
(%12,6) ile son sıradadır. Kadın girişimcilerin girişimci olmalarını etkileyen nedenler
olarak “kendi işimi yaparak daha saygın olmak” ve “kendi patronum olmayı
91
istemek” seçeneği ağırlık kazanmaktadır. Ancak “çok para kazanma” seçeneği düşük
bir motivasyon faktörüdür. Araştırma sonucunda kadın girişimcileri girişimci olmaya
teşvik eden en önemli unsur olarak kişisel nedenlerin (kendi işini yapma, kendi
patronu olma arzularının) öne çıktığı görülmüştür. Ceylan ve Demircan’ın (2002:910) yaptığı araştırmada kendi işinin patronu olmak ve para kazanmak unsurları en
önemli motivasyon kaynağı olarak belirlenmiştir. Ayrıca Kutaniş ve Hancı
(2004:463), Kutaniş ve Alpaslan (2006:146), Karateke (2006:57), Doğramacı
(2006:53) ve Benzing ve arkadaşları (2009:67) tarafından yapılmış çalışmalarda da
benzer sonuçlara ulaşılmıştır. DeMartino ve Barbato’nun (2003:824) bulguları kadın
girişimcilerin esnek çalışma saatlerinden faydalanmak için girişimci olduklarını;
Çulcu’nun (2009:80) bulguları ise girişimciliğin bir zorunluluk sonucu ortaya
çıktığını belirtmekteydi. Bu çalışmada ise esnek çalışma saati ve zorunluluk
düşüncelerinin çok düşük bir oranda kaldığı görülmüştür.
Kendi işletmelerini kurarken yaşadıkları en büyük sorun olarak finansman
eksikliği, yürütürken karşılaştıkları en önemli sorun olarak ise pazarın durgun oluşu
ve vergiler tespit edilmiştir. Nitekim sermaye yetersizliği problemi Panda (2001:20),
Kayalar ve Ömürbek (2007:193), Palaz ve Turgut (2009:108) tarafından yapılan
çalışmalarda da kadın girişimcilerin karşılaştığı en önemli engel olarak tespit
edilmiştir. Ayrıca İyicil (2006:92) tarafından öne sürülen “kadınların işletmelerini
kurarken ve işletmelerinin faaliyetlerini sürdürürken kar odaklı düşünüp, çok da
profesyonel olmadıklarına” ilişkin yargıyı destekleyen bir sonuca ulaşılamamıştır.
Kadın girişimcilerin risk alma eğilimi ve kendine güven özelliklerine ilişkin
elde edilen bulgular değerlendirildiğinde; kadın girişimcilerin 28’i (%25.22) çok
yüksek, 45’i (%40.54) yüksek, 30’u (%27.02) orta, 6’sı (%5.42) düşük, 2’si (%1.80)
çok düşük oranda risk alma eğilimi göstermektedir. Kadın girişimcilerin kendilerine
olan güvenleri incelendiğinde; 30’unun (%27.02) çok yüksek, 48’inin (43.24)
yüksek, 27’sinin (%24.34) orta, 5’inin (%4.50) düşük, 1’inin (%0.90) çok düşük
oranda kendilerine güven duydukları görülmektedir. Bu oranlar sonucunda; kadın
girişimcilerin risk alma eğilimlerinin ve kendilerine olan güvenlerinin yüksek oranda
olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu bağlamda, Zonguldak ilindeki kadın girişimcilerin
92
genel itibariyle girişimci kişilik özellikleri gösterdiği söylenebilir. Bu sonuç,
Doğramacı’nın
(2006:52-54),
kadın
girişimcilerin
girişimciliğin
genel
karakteristiklerini taşımadıkları yönündeki bulgusundan daha farklı bir sonucu ortaya
koymaktadır.
Kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri ile demografik ve iş yaşamına ilişkin
özelliklerin ilişkisinin incelenmesi sonucunda ilişkili bulunan özellikler şunlardır;
medeni durum, eşin mesleği, çocuk sahibi olup olmadıkları, ailede girişimci olup
olmadığı, girişimcilik öncesi çalışma, faaliyette bulunulan sektör, işletmenin
kuruluşu sırasında karşılaşılan güçlükler ve işletmeyi yürütürken karşılaşılan
güçlüklerdir. Bu sonuca göre kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri ve bu
özellikler arasında anlamlı bir ilişki olduğu söylenebilir.
Kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenleri ile demografik ve iş yaşamına
ilişkin özelliklerin ilişkisinin incelenmesi sonucunda ilişkili bulunan özellikler
şunlardır; doğum yeri, eğitim durumu, medeni durum, sahip olunan çocuk sayısı,
ailede girişimci olup olmadığı ve çalışılan sektördür. Bu sonuca göre kadın
girişimcilerin kendilerine olan güvenleri ve bu özellikler arasında anlamlı bir ilişki
olduğu söylenebilir.
Kadın girişimcilerin, %95 güven aralığında, risk alma eğilimleri ve kendilerine
olan güvenleri (r=0,360) arasında pozitif yönlü, anlamlı, orta düzeyde bir ilişki
bulunmuştur. Bu oran risk alma eğilimi ve kendine güven yapıları arasında doğrusal
bir ilişki olduğunu göstermiştir. Kunday’ın (2008) gerçekleştirmiş olduğu çalışmada
da risk alma eğilimi ve kendine güven arasında kadın girişimciler açısında pozitif
yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuştur.
Kadın girişimcilerin hangi kadın girişimci tipine girdikleri net değildir.
Araştırma bulgularından hareketle, klasik kadın girişimcilerin ağırlık kazandığı;
ancak evcil kadın girişimcilerin de az sayıda olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu
sonuç, Dhaliwal (1998:472-473) ve Doğramacı’nın (2006:54) kadın girişimcilerin
“evcil” oldukları yönündeki bulgusundan daha farklı bir sonucu ortaya koymaktadır.
93
SONUÇ
Ülkelerin gelişmelerinde ve ekonomik kalkınmalarında girişimciler ve bu
girişimcilerin girişimcilik özelliklerinin geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Girişimcilik konusunda büyük bir potansiyele sahip olan Türkiye’de, genç, sağlıklı,
başarılı nüfus yapısı bu potansiyelin başlıca kaynağını oluşturmaktadır. Özellikle son
yıllarda kadın girişimciler bu tanımda öne çıkan kesimi oluşturmaktadır.
Kadınların kendilerini iş hayatında kabul ettirebilmeleri, uzun ve zor bir
süreçten geçmiştir. Tarihin ilk çağlarından 21. yüzyıla gelinceye kadar yaşanan
sosyal, kültürel, politik ve ekonomik değişimler toplumun bakış açısını ve özellikle
de kadına olan bakış açısını önemli ölçüde değiştirmiştir. Bu değişim beraberinde
kadın haklarının, istihdamının ve kadına ilişkin sorunların da sorgulanmasını
getirmiştir. Kadınların toplum içindeki yeri günden güne güçlenirken, istihdamdaki
payları da artış göstermiştir. İstihdamdaki yerin algılanışı ilk zamanlar “belirli
meslekleri” (öğretmenlik, hemşirelik, doktorluk, sekreterlik gibi) kapsar iken
ilerleyen dönemlerde bu belirli meslekler yerini “tüm mesleklere” bırakmıştır.
Türkiye’de kadınların özellikle Cumhuriyet dönemi ile sosyal hayata girdikleri
görülmektedir. Bu sosyal hayata giriş ile birlikte kadınların istihdamdaki yerlerinin
arttığı görülmektedir. Bu dönemde kadınların girişimcilik faaliyetlerinin çok düşük
bir oranda olmasına rağmen ilerleyen dönemlere bir basamak teşkil etmesi
bakımından önemli olduğu söylenebilir. Çünkü Türkiye’de kadın hareketlerinin
Cumhuriyet ve 1960’lı dönemlerden daha farklı olarak 1980 sonrası yoğun bir
gelişme gösterdiği görülmektedir. Kadın girişimciliğine yönelik ilgi ise, 1990’lı
yılların ikinci yarısından sonra artmıştır. Kadın girişimciliğini geliştirmeye yönelik,
devlet, özel sektör ve AB ortaklığıyla yürütülen birçok proje, eğitim, finansal
teşvikler ve kredi olanakları olduğu söylenebilir. Ancak yine de Türkiye’deki kadın
girişimci sayısının yeterli seviyede olmadığı görülmektedir. Çünkü Türkiye’deki
kadın girişimci oranı % 6,14 seviyelerindedir ve bu oran ile Türkiye başta AB
ülkeleri olmak üzere, gelişmiş ülkelerin gerisinde yer almaktadır.
94
Girişimcilerin en önemli özellikleri olan kendine güven, risk alma, başarı
güdüsü gibi özelliklere sahip olmayan kadın girişimcilerin başarılı olma
ihtimallerinin pek de yüksek olmadığı söylenebilir. Kişinin sahip olduğu tüm
özelliklerin onun kişiliğini etkilediği ve kişiliğin insan üzerindeki etkisi
düşünüldüğünde; sahip olunan bu özelliklerin girişimcilik üzerinde ne kadar önemli
etkilerinin
olduğu
görülmektedir.
Girişimcilik
kavramında
bulunan
kişisel
özelliklerin yetenekle birleşmesi halinde başarılı girişimler meydana gelebilmektedir.
Özellikle kadın girişimcilerin yüksek risk alma eğilimleri ve kendilerine olan
güvenleri üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Bu özelliklere sahip olan
kadın girişimciler, yüksek bir başarı güdüsü, kendine güven, risk alma eğilimi, içsel
kontrol odağına sahip olan bireyler olarak hayatlarına onları motive eden bu
unsurların etkisine göre şekil vermektedirler. Bu nedenle yaptıkları işlerde başarıyı
arzulamakta, şansa veya tesadüflere değil, kendi yetenek ve çabalarına güvenmekte,
davranışlarında daha ısrarcı olmakta ve de başkalarının emri altında değil kendi
isteklerine göre bir çalışma tarzına yönelmektedirler. Ayrıca kadın girişimcilerin risk
alma eğilimi ve kendine güven özellikleri onların iş hayatlarını da (kuruluş ve
yürütme aşamasında karşılaştıkları sorunları) etkilemektedir. Bu nedenle sahip
oldukları bu özellikleri ve özgürlükleri geliştirmeye ve teşvik etmeye yönelik
düzenlemelere ağırlık verilmesi gerektiği söylenebilir.
Kadın girişimcilerin risk alma eğilimi ve kendine güven özelliklerinin
araştırıldığı bu çalışmanın sonucunda gerek Zonguldak’ın kadın girişimci profilini
ortaya koyabilecek, gerekse benzeri çalışmalara kaynak olabilecek sonuçlara
ulaşılmıştır. Çalışma kadın girişimcilerin yalnızca demografik ve iş ile ilgili
durumlarını ele almamış, girişimcileri yönlendiren en önemli unsurlardan biri olan
risk alma eğilimi ve kendine güven özelliklerine yönelik bilgileri de araştırmıştır. Bu
bağlamda kadın girişimciliği alanında yapılmış diğer çalışmalardan daha farklı ve
kapsayıcı bir nitelik taşıdığı söylenebilir. Çalışma ile Zonguldak bölgesinde faaliyet
gösteren kadın girişimcilerin kişilik özelliklerine ilişkin bilgilerin (risk alma eğilimi
ve kendine güven) demografik ve iş yaşamına ilişkin bilgiler ile karşılaştırılması ve
bu veriler ile farklılaşıp farklılaşmadığının belirlenmesi amaçlanmıştır.
95
Kadın girişimcilerin demografik özelliklerine ilişkin elde edilen bulgular
değerlendirildiğinde; girişimcilerin yaklaşık üçte ikisi orta yaş grubuna aittir. Eğitim
durumları ağırlıklı olarak lisans düzeyindedir. Bu durum kadın girişimciler için
eğitimin önemli olduğunu gösterebilir. Evli olan kadın girişimcilerin eşlerinin eğitim
durumuna bakıldığında, kadın girişimcilerin eğitim durumları ile eşlerinin eğitim
durumları arasında paralellik bulunmuştur. Çocuk sahibi olan kadın girişimcilerin
ağırlıklı olarak iki çocuk sahibi oldukları görülmektedir. Kadın girişimciler için
çocukları önemli bir değerdir. Bu nedenle kadınlar çocuk sahibi olmaya önem
vermektedirler. Ancak çok çocuk fikrine de iş ve aile çatışmasına sebep olabileceği
endişesi ile sıcak yaklaşmamaktadırlar. Kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğunun
ailesinde girişimci bulunmaktadır. Yakınlık derecesi olarak ilk sırada babalarının yer
aldığı saptanmıştır. Bu durum girişimcilikte rol modeli olarak babanın önemli bir
unsur olduğunu göstermektedir.
Kadın
girişimcilerin
iş
yaşamlarına
ilişkin
elde
edilen
bulgular
değerlendirildiğinde; büyük bir çoğunluğunun daha önce bir iş deneyimine sahip
oldukları görülmüştür. İşletmelerindeki faaliyet süreleri incelendiğinde ağırlıklı
olarak faaliyet sürelerinin 11 yıl ve üstü olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Buna göre
girişimciliğin doksanlı yıllardan itibaren yoğun bir gelişme gösterdiği yorumu
yapılabilir. Kadın girişimcilerin işletmelerinde cinsiyet sorunu yaşayıp yaşamadıkları
incelendiğinde, üçte ikisinin herhangi bir sorun yaşamadığı görülmüştür. Bundaki
temel neden hizmet sektöründe ve bayanlara hitap eden işlerde çalıyor olmalarıdır.
Ayrıca ekonomik ve toplumsal değişmelerinde önemli bir rol oynadığı söylenebilir.
İşletmelerini kurarken destek ve bilgi noktasında aile ilk sırada yer almaktadır. Kadın
girişimciler için girişimci olmanın en iyi yanları olarak “kendine güven” ilk sırada
gelmektedir. “Başarma duygusu” ve “maddi özgürlük” de yüksek oranda kabul
görmektedir. “Çok para kazanma düşüncesi” ise son sıradadır. Kendi işletmelerini
kurarken yaşadıkları en büyük sorun olarak finansman eksikliği, yürütürken
karşılaştıkları en önemli sorun olarak ise pazarın durgun oluşu ve vergiler tespit
edilmiştir.
96
Kadın girişimcilerin risk alma eğilimi ve kendine güven özelliklerine ilişkin
elde edilen bulgular değerlendirildiğinde; 28’i (%25.22) çok yüksek, 45’i (%40.54)
yüksek, 30’u (%27.02) orta, 6’sı (%5.42) düşük, 2’si (%1.80) çok düşük oranda risk
alma eğilimi göstermektedir. Kendilerine olan güvenleri incelendiğinde; 30’unun
(%27.02) çok yüksek, 48’inin (43.24) yüksek, 27’sinin (%24.34) orta, 5’inin (%4.50)
düşük,
1’inin
(%0.90)
çok
düşük oranda
kendilerine
güven
duydukları
görülmektedir.
Kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri ile demografik ve iş yaşamına ilişkin
özelliklerin ilişkisinin incelenmesi sonucunda ilişkili bulunan özellikler şunlardır;
medeni durum, eşin mesleği, çocuk sahibi olup olmadıkları, ailede girişimci olup
olmadığı, girişimcilik öncesi çalışma, faaliyette bulunulan sektör, işletmenin
kuruluşu sırasında karşılaşılan güçlükler ve işletmeyi yürütürken karşılaşılan
güçlüklerdir. Bu sonuca göre kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri ve bu
özellikler arasında anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir.
Kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenleri ile demografik ve iş yaşamına
ilişkin özelliklerin ilişkisinin incelenmesi sonucunda ilişkili bulunan özellikler
şunlardır; doğum yeri, eğitim durumu, medeni durum, sahip olunan çocuk sayısı,
ailede girişimci olup olmadığı ve çalışılan sektördür. Bu sonuca göre kadın
girişimcilerin kendilerine olan güvenleri ve bu özellikler arasında anlamlı bir ilişki
olduğu görülmektedir.
Kadın girişimcilerin risk alma eğilimlerinin ve kendilerine olan güvenlerinin
yüksek olduğu görülmüştür. Kadın girişimcilerin sahip oldukları güçlü girişimci
özellikler onların iş hayatlarını da pozitif yönde etkilemektedir. Aynı şekilde iş
hayatlarında yaşadıkları olaylar risk alma ve kendine güven yapılarını etkilemektedir.
Çift yönlü bir etkileşimin olduğu bu ortamda kadınların sahip olduğu girişimci
özelliklerin güçlendirilmesi iş hayatlarına da pozitif yönde etki yapacaktır. Güçlük ve
sorunların yoğun bir şekilde yaşandığı bir iş ortamında kadın girişimcilerin
motivasyonu olumsuz yönde etkileneceği için başarılı, risk alabilen ve kendine
güvenen kadınların yer alması güçleşecektir. Özellikle kuruluş sırasında yaşanılan
güçlükler ilerleyen dönemlerde de kadınların faaliyetlerine olumsuz yansıyabilmekte
97
ve faaliyetlerini sınırlandırabilmektedir. Güçlü bir risk alma ve kendine güven
özelliklerini gösteren kadın girişimciler ise çalışanlar ve müşterilerle daha az sorun
yaşamakta ve işletmelerinde başarılı olabilmektedirler. Ayrıca bu noktada dikkat
çeken bir konu da, kadın girişimcilerin kuruluş sırasında karşılaştıkları güçlükler ve
faaliyetleri sırasında karşılaştıkları sorunlar arasında pozitif bir ilişki varlığıdır. Bu
bağlamda kuruluş sırasında güçlük yaşamış olan kadın girişimcilerin faaliyetleri
sırasında da sorunlarla karşılaşma oranlarının, kuruluş sırasında daha az güçlük
yaşamış veya yaşamamış olanlara göre daha yüksek olduğu görülmektedir.
Dolayısıyla iş yaşamına yönelik alınacak tedbirler önem kazanmaktadır.
Kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri arttıkça girişimci olmalarını etkileyen
nedenlerin de arttığı görülmüştür. Çünkü risk alma eğilimi gösteren kadınlar
kendilerini etkileyen nedenler çerçevesinde faaliyetlerine yön verip ve risk
alabilmektedir. Bu bağlamda, çevreden uyarıcı etken olarak adlandırılan girişimci
olma nedenlerinin kadınların risk alma eğilimlerini güçlendirdiği yorumu yapılabilir.
Kadın girişimcilerin, %95 güven aralığında, risk alma eğilimleri ve kendilerine
olan güvenleri (r=0,360) arasında pozitif yönlü, anlamlı, orta düzeyde bir ilişki
bulunmuştur. Risk alma eğilimi yüksek olan kadın girişimcilerin kendilerine olan
güvenleri de yüksektir. Kendine güveni yüksek olan kadın girişimcilerin risk alma
eğilimlerinin de güçlü olduğu görülmüştür. Bu nedenle kadın girişimcilerin kişilik
özelliklerinin her biri ayrı bir önem taşımaktadır. Çünkü risk alabilme eğiliminin
yüksek olabilmesi için kendine güveni olan bireylere ihtiyaç vardır. Bu bağlamda
kadın girişimcilerin kişilik özelliklerini geliştirmeye yönelik atılacak adımların ve
alınacak önlemlerin geri dönüşsüz kalmayacağı söylenebilir.
Kadın girişimcilerin çalışma hayatlarına ilişkin olarak geliştirilebilecek çözüm
önerileri arasında; kadınların yer aldığı ulusal ve uluslar arası birlikler arasında
koordinasyonun sağlanması, kendilerini geliştirebilecekleri eğitim, faaliyet, teşvik ve
kredilerin gerek özel sektör gerekse kamu sektörü eli ile yaygınlaştırılması, vergi ve
bürokrasiye ilişkin kolaylıkların getirilmesi ve vergilerde yeniden bir düzenlemeye
gidilmesi sayılabilir. Bunların dışında kadın girişimciliğinin gelişmesi amacıyla başta
kitle ilişim araçları olmak üzere çeşitli programlarla kadın girişimcilerin
98
desteklenmesi ve bu doğrultuda toplumsal bir bilincin oluşturulması, kadın erkek
eşitliğinin
ve
paylaşımın
başta
ailede
olmak
üzere
toplum
genelinde
yaygınlaştırılması, iş ve aile çatışmasını giderecek düzenlemelerin yapılması önemli
bir konudur. Cinsiyet ayrımı yapılmaksızın hazırlanacak girişimci teşvik planları,
hem nüfusun yarısını oluşturan kadınları çalışan olarak ekonomik hayatta var olmaya
teşvik edecek hem de girişimci olarak kendine güvenen bireyler yetiştirilmesini
sağlayacaktır. İş yaşamının kadınlar lehine düzenlenmesi kadın girişimcilerin risk
alma eğilimlerini ve kendilerine olan güvenlerini de pozitif yönde etkileyecektir.
Çünkü kişilik unsurları ve sosyo ekonomik unsurlar birbirleriyle sürekli bir etkileşim
halindedir.
Girişimcilik karmaşık, sürekli değişen ve çok boyutlu bir kavramdır. Bu
çalışmada girişimciliğin kadın girişimciliği kolu incelenmiş olup, kendi işini kuran
ve/veya işletme sahibi olan kadın girişimciler ile sınırlandırılmıştır. Gelecekte
yapılacak olan çalışmaların kadın girişimcilerin daha önce değinilmemiş olan
liderlik, sosyal girişimcilik faaliyetleri, kurumsallaşma eğilimleri gibi özelliklerine
değinmesinin ve diğer unsurlar ile olan ilişkiler üzerinde yoğunlaşmasının kadın
girişimciliğinin gelişimi açısından faydalı olacağı düşünülmektedir. Ayrıca bölgeler
arasında karşılaştırmalı olarak yapılacak çalışmaların da kadın girişimciliği kuramına
ve uygulamalarına büyük katkı sağlayacağı vurgulanması gereken bir diğer noktadır.
Kadın girişimcilere yönelik ulusal ve uluslararası kuruluşların çalışmalarının ve bu
çalışmaların kadın girişimciler üzerindeki etkileri de önemli bir konudur. Bu
kuruluşların faaliyetlerinin kadın girişimciliğinin geliştirilmesine yönelik ne gibi bir
etkide bulunduğunun ve eksik noktalarının araştırılmasının kadın girişimciliğinin
gelişimi konusunda önemli olacağı düşünülmektedir.
99
KAYNAKÇA
Adaman, Fikret ve Pat Devine (2002); “A Reconsideration of The Theory of
Entrepreneurship: A Participatory Approach”, Revlew of Political Economy,
Taylor and Francis Journals, Vol. 14, No: 3, pp. 329-355.
Aguayo, Rafael (2000); Dr. Deming Japonlara Kaliteyi Öğreten Amerikalı Japon
Mucizesinin Mimarı, (Çev.: Y. Kaan Tunçbilek), Form Yayınları.
Akçam, Fatma (1996); “Çalışan Eşlerin; Kadının Ev Dışında Çalışmalarıyla,
Erkeklerin, Ev Dışında Çalışan Eşleriyle ve Çalışan Kadınların Kendileriyle
İlgili Görüşleri”,Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Akmut, Özdemir, Ramazan Aktaş, Burhan Aykaç, Mete Doğan ve Tülin Durkan
(2003); Girişimciler İçin İşletme Yönetimi, Gazi Kitabevi, Ankara.
Akyüz, Yahya (2010); “Osmanlı Son Döneminde Kızların Eğitimi ve Öğretmen
Faika Ünlüer’in Yetişmesi ve Meslek Hayatı”, Osmanlı Araştırmaları,
http://www.os-ar.com/modules.php?name=Encyclopedia&op=content&tid=
501256, (Erişim Tarihi: 10.08.2010).
Alada Dinç (2001); “İktisadi Düşünce Tarihinde Girişimcilik Kavramı Üzerine
Notlar”, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, No 23-24.
Albayrak, Ali Sait (2009); “Araştırma Yöntemleri Ders Notları”,
Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Zonguldak.
Zonguldak
Alpugan, Oktay (1998), Küçük İşletmeler Kavramı, Kuruluşu ve Yönetimi, Özgün
Matbaacılık, Ankara.
Altıparmak, Aytekin (2002); “Türkiye’de Devletçilik Döneminde Özel Sektör
Sanayinin Gelişimi”, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi,
Sayı 13, s. 35-59, Kayseri.
Altman, Yochanan ve Susan Shortland (2008); “Women and International
Assignments: Takind Stock, A 25 Year Review”, Human Resource
Management, Vol. 47, Iss. 2, pp. 199-216.
Altunışık, Remzi, Recai Coşkun, Serkan Bayraktaroğlu ve Engin Yıldırım (2007);
Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri SPSS Uygulamalı, Sakarya Yayıncılık,
5. Baskı, İstanbul.
Arat, Necla (1995); Türkiye’de Kadın Olgusu, Say Yayınları, İstanbul.
Arıkan, Semra (2002); Girişimcilik, Siyasal Kitabevi, Ankara.
100
Arıkan, Semra (2004); Girişimcilik: Temel Kavramlar ve Bazı Güncel Konular,
Siyasal Kitabevi, Ankara.
Arslan, Kahraman (2002); “Üniversiteli Gençlerde Mesleki Tercihler ve Girişimcilik
Eğilimleri”,
Doğuş
Üniversitesi
Dergisi,
Sayı
6,
s.
1-11,
http://www.dogus.edu.tr/dogustru/journal/sayi_6/M00072.PDF, (Erişim Tarihi:
06.03.2010).
Aslan, Şebnem ve Ayşegül Atabey (2009); Küresel Rekabette Kadın Girişimcilerin
Rolü ve Türk Kadın Girişimci Tipolojisi, Journal Of Azerbaijani Studies, Vol.
12, No: 1-2, s. 1-17, http://www.jas-khazar.org/2009-12-1/KURESEL%20
REKABETTE%20KADIN%20GIRISIMCILERIN%20ROLU%20VE%20TU
RK%20KADIN%20GIRISIMCI%20TIPOLOJISI.pdf,
(Erişim
Tarihi:
29.08.2010).
Atasoy, Tuğrul (2009); Kendinizin Patronu Olmak: Girişimcilik, ODTÜ Yayıncılık,
Ankara.
Auginis, Herman ve Susan K.R Adams (1998); “Social-Role Versus Structural
Models of Gender and Influence Use in Organizations: A Strong Inference
Approach”, Group & Organization Management, December, Vol. 23 Iss. 4, pp.
414-447, http://gom.sagepub.com/content/23/4/414.full.pdf+html, (Erişim
Tarihi: 20.03.2010).
Aykor Gül (1993); Kadınlar, Liderlik, Yöneticilik, İstanbul Mülkiyeliler Vakfı, 1.
Baskı, İstanbul.
Aytaç, Ömer (2006); “Girişimcilik: Sosyo-Kültürel Bir Perspektif”, Dumlupınar
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı 15, s. 139-160.
Aytaç, Ömer ve Süleyman İlhan (2007); “Girişimcilikte ve Girişimci Kültürde
Sosyolojik Bir Perspektif”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Dergisi, Sayı 18, s. 101-121, Konya.
Aytaç, Serpil (2001); Çift Kariyerli Eşler ve Çalışma Yaşamındaki Yeri, Ezgi
Kitabevi, Bursa.
Aytaç, Serpil (2001); “Örgütsel Davranış Açısından Kişiliğin Önemi”, İnsan
Kaynakları Dergisi, Sayı 3, s. 19-26.
Balkanlı, Ali Osman (2004); Türkiye’de Ekonomik Gelişme ve Kriz- Gelişmekte Olan
Ekonomi Örneği Olarak Türkiye’de Ekonomik Gelişme Sorunu (1838-1979),
Filiz Kitabevi, İstanbul.
Başaran, İ. Ethem (1991); Örgütsel Davranış, Gül Yayınevi, Ankara.
Başol, Oğuz (2010); “Girişimci Kadın ve Erkeklerin Başarı Algısındaki Farklılıklar:
Küçük Ölçekli İşletmelerde Bursa İli Örneği”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi, Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa.
101
Bedük, Aykut (2005); “Türkiye’de Çalışan Kadın ve Kadın Girişimciliği”, Elektronik
Sosyal
Bilimler
Dergisi,
Cilt
3,
Sayı
12,
s.
106-117,
http://asosindex.com/journal-article-abstract?id=1879,
(Erişim
Tarihi:
12.04.2010).
Begley, Thomas ve David P. Boyd (1987); “Psychological Characteristics Associated
With Performance in Entrepreneurial Firms and Small Businesses, Journal of
Business Venturing, Vol. 2, pp. 79-93.
Benzing, Cynthia, Hung Manh Chu ve Orhan Kara (2009); “Entrepreneurs in
Turkey: A Factor Analysis of Motivations, Success Factors, and Problems”,
Journal of Small Business Management, Vol. 47, pp. 58-91.
Bernardo, Antonio E. Ve Ivo Welch (2001); “On The Evolution of Overconfidence
and Entrepreneurs”, Journal of Economics and Management Strategy, Vol. 10,
No: 3, pp. 301-330.
Bozgeyik, Abdullah (2005); Girişimcilik Ruhunuzu Ateşleyin: Girişimcilere Yol
Haritası, Hayat Yayıncılık, İstanbul.
Bozkurt, Öznur (2006); “Girişimcilik Eğiliminde Kişilik Özelliklerinin Önemi”,
Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
İbrahim Bodur Girişimcilik Uygulama ve Araştırma Merkezi, Cilt 1, Sayı 2, s.
94-111.
Bridge, Simon (1998); Understanding Enterprise, Entrepreneurship and Small
Business, http://www.google.com/books?hl=tr&lr=&id=vhW58o3ElnwC&oi=
fnd&pg=PR6&dq=Understanding+Enterprise,+Entrepreneurship+and+Small+
Business&ots=3369Y3pD4d&sig=m8W9u5OVpwzJo3ONSniFr8y9obQ#v=on
epage&q&f=false, (Erişim Tarihi, 13.06.2010).
Brindley, Clare (2005); “Barriers to Women Achieving Their Entrepreneurial
Potential: Women and Risk”, International Journal of Entrepreneurial
Behaviour & Research, Vol. 11, No: 2, pp. 144-161.
Brockhaus, Robert H. (1980); “Risk Taking Propensity of Entrepreneurs”, Academy
of Management Journal, Vol. 23, No: 3, pp. 509-520.
Buergin, A. O. (1998); “Differences Between Swiss Entrepreneurs and Swiss
Managers in Brain Dominance, Achievement Motivation, and Locus of
Control”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Walden University Applied
Mamangement and Decision Sciences, USA.
Busenitz, Lowell W. ve Jay B. Barney (1997); “Differences Between Entrepreneurs
and Managers In Large Organizations: Biases and Heuristics In Strategic
Decision-Making”, Journal of Business Venturing, Vol. 12, Iss. 1, pp. 9-30.
Burch, J. G. (1986); Entrepreneurship, John Wiley and Sons Publishers, USA.
102
Büyüköztürk, Şener (2007); Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi El Kitabı, Pegem
Yayıncılık, Ankara.
Cabar, Hasan (2006); “Türkiye’de Girişimcilik Faktörünün Oluşmasında Etkili
Faktörler ve Denizli Örneği”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kütahya.
Caird, Sally (1991); “Enterprising Tendency of Occupation Groups”, International
Small
Business
Journal,
Vol.
9(4),
pp.
75-81,
http://isb.sagepub.com/content/9/4/75.full.pdf+html,
(Erişim
Tarihi:
17.08.2010).
Carland, James W., Frank Hoy, William R. Boulton ve Jo Ann C. Carland (1984);
“Differentiating Entrepreneurs from Small Business Owners: A
Conceptualization”, Academy of Management Review, Vol. 9, Iss. 2, pp. 354359.
Collot, Renaud Redien (2009); “Perceived Nature and Impact of Gendered Norms:
The French Female Business Owners’Labour of Gender and Norms”,
Kadın/Woman 2000, Vol. 8, Iss. 2, pp. 1-27.
Ceylan, Adnan ve Nigar Demircan (2002); “Girişimcilerin Başarı, Güç ve Yakın
İlişki İhtiyaçlarının Kişilik Özellikleriyle İlişkisi Üzerine Düzce Bölgesi’ndeki
KOBİ’lerde Bir Araştırma”, 21. Yüzyılda KOBİ’ler: Sorunlar, Fırsatlar ve
Çözüm Önerileri, Doğu Akdeniz Üniversitesi, İşletme Fakültesi,
http://www.emu.edu.tr/smeconf/turkcepdf%5Cbildiri_21.pdf, (Erişim Tarihi:
29.06.2010).
Cüceloğlu, Doğan (1994); İnsan ve Davranışı Psikolojinin Temel Kavramları, Remzi
Kitabevi, 5. Basım, İstanbul.
Çelik, Adnan ve Tahir Akgemci (1998); Girişimcilik Kültürü ve KOBİ’ler, Nobel
Yayın Dağıtım, Konya.
Çelik, Cemile ve Mahmut Özdevecioğlu (2001); “Kadın Girişimcilerin Demografik
Özellikleri ve Karşılaştıkları sorunlara İlişkin Nevşehir İlinde Bir Araştırma,”
1.
Orta
Anadolu
Kongresi,
Nevşehir,
s.
487-498,
http://www.iibf.nevsehir.edu.tr/sayfalar/yayin/OAK.pdf,
(Erişim
Tarihi:
02.08.2010).
Çetindamar, Dilek (2002); Türkiye’de Girişimcilik, Lebib Yalkın Yayınları, İstanbul.
Çetindamar, Dilek (2003); The Growth of Venture Capital: A Cross-Cultural
Comparison, Praeger Publishers, London.
Çırpan, Hüseyin (2010); “Kendi Kendine Liderlik”, Eflatun Eğitim ve Danışmanlık,
http://www.eflatun.com.tr/makaleler/kendi_kendine_liderlik_hcirpan.pdf,
(Erişim Tarihi: 10.08.2010).
103
Coopersmith, Stanley (1967); The Antecedents of Self-Esteem, San Fransisco, W. H.
Freeman, USA.
Çulcu, Ayşe Gülüm (2009); “Türkiye’de Girişimci Kadınlar: Birikim, Değişim ve
Kadınlık Halleri”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Dalumay, Flordiliza B. (2010); “The Sails of DMMMSU-LHS Teachers ans
Students: An Input to Scince Instructional Plan”, E- International Scientific
Research
Journal,
Vol.
2,
Iss.
1,
s.
17,
http://www.eisrjc.com/journals/journal_1/eisrj-vol-2-issue-1-2.pdf,
(Erişim
Tarihi: 06.11.2010).
Davidsson, Per (1995); “Determinants Of Entrepreneurial Intentions” Paper
Prepared For The RENT IX Workshop, pp. 23-24, Italy,
http://eprints.qut.edu.au/2076/1/RENT_IX.pdf, (Erişim Tarihi: 13.09.2010).
DeMartino, Richard ve Robert Barbato (2003); “Difference Between Women and
MBA Entrepreneurs: Exploring Family Flexibility and Wealth Creation As
Career Motivators”, Journal Of Business Venturing, Vol. 18, pp. 815-832,
USA.
Demir, Erdem (2002); “Kişilik Özelliklerinin Girişimciliğe Etkisi”, Yayınlanmamış
Yüksek LisansTezi, Gebze YTE Sosyal Bilimler Enstitüsü, Gebze.
Demircan, Nigar (2000); “Girişimcilik ve Girişimcilerin Kişilik Özellikleri”,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gebze YTE Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Gebze.
Dhaliwal, Spinder (1998); “Silent Contributors: Asian Female Entrepreneurs and
Women In Business”, Women’s Studies International Forum, Vol. 21, No: 5,
pp. 463-474, USA.
Diensberg, Christoph (2006); “Baltic Entrepreneurship Partners (BEPART) From
Interregional and International Cooperation to Regional Impact of
Entrepreneurship Promotion”, Working Papers in Economics, Vol. 2, School of
Economics and Business Administration Tallinn University of Technology.
Doğan, Binali (2007); Örgüt Kültürü, Beta Yayınevi, İstanbul.
Doğramacı, Bahar (2006); “Kadınları Girişimci Olmaya Yönelten Nedenler ve
Giresun Örneği”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya.
Doğru, Cem (2006); Osmanlı Toplumunda Kapitalist-Girişimci Sınıfın ve İnsan
Tipinin
Oluşumunu
Engelleyen
Faktörler,
http://edergi.atauni.edu.tr/index.php/SBED/article/viewFile/474/467, (Erişim Tarihi:
12.07.2010).
104
Döm, Serpil (2008); Girişimcilik ve Küçük İşletme Yöneticiliği, Detay Yayıncılık,
Ankara.
Durand, Douglas E. (1975); “Effects of Achievement Motivation and Skill Training
on the Entrepreneurial Behaviour of Black Businessmen”, Organizational
Behaviour and Human Performance, Vol.14, Iss. 1, pp. 76-90.
Drucker, Peter F. (1985); Innovation and Entrepreneurship, Harper and Row
Publishers, New York.
Durukan, Tülin (2006); “Dünden Bugüne Girişimcilik ve 21. Yüzyılda Girişimciliğin
Önemi”, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, Sayı 2, s. 25-37.
Dvir, Dov, Arik Sadeh ve Ayala Malach-Pines (2010); “The Fit Between
Entrepreneurs Personalities and The Profile of The Ventures They Manage and
Business Success: An Exploratory Study”, Journal of High Technology
Management Research, Vol. 21, pp. 43-51.
Ecevit, Yıldız (1993); Kadın Girişimciliğinin Yaygınlaşmasına Yönelik Bir Model
Önerisi, Kadın Girişimciliğe Özendirme ve Destekleme Paneli, Ankara, Devlet
Bakanlığı Kadın ve Sosyal Hizmetler Müsteşarlığı Kadının Statüsü ve
Sorunları Genel Müdürlüğü Eğitim Serisi, Yayın No: 74.
Entrialgo, Montserrat, Esteban Fernandez ve Camilo Vazguez (2000);
“Psychological Characteristics and Process: The Role of Entrepreneurship in
Spanish SMEs”, European Journal of Innovation Management, Vol. 3, No: 3.
Erdoğmuş, Nihat (2000); “Otobiyografilerin Analizi Yoluyla Girişimci İşadamlarının
Kariyer Gelişimi Hakkında Bir İnceleme”, 8. Ulusal Yönetim ve Organizasyon
Kongresi, Erciyes Üniversitesi, Nevşehir, s. 95-108.
Erdoğmuş, Nihat (2007); Aile İşletmeleri: Yönetim Devri ve İkinci Kuşağın
Yetiştirilmesi, İGİAD Yayınları, 2. Baskı, İstanbul.
Eren, Erol (2001); Örgütsel Davranış ve Yönetim Psikolojisi, Beta Basım Yayım
Dağıtım A.Ş, İstanbul.
Eurochambres (2004); Women In Business And In Decision-Making A Survey On
Women
Entrepreneurs,
http://www.echwomennetwork.eu/Objects/2/Files/WiB_Women_final.pdf,
(Erişim Tarihi: 05.04.2010).
Ewing, Robert L. (2005); “A Risk Worth Taking Best’s Review”, Journal of
Development Entrepreneurship, Vol. 105, No: 11, pp. 6.
Fidan, Fatma, Öznur İşçi ve Tuncay Yılmaz (2009); “Kadın Mesleği Kavramı:
Anlamlılığı
ve
İçeriği”,
Sakarya
Üniversitesi,
http://cws.emu.edu.tr/en/conferences/2nd_int/pdf/Fatma%20Fidan,%20Oznur
%20Isci,%20Tuncay%20Yilmaz.pdf, (Erişim Tarihi: 04.08.2010).
105
Gartner, William B. (1985); “A Conceptual Framework for Describing the
Phenomenon of New Venture Creation”, Academy of Management Review,
Vol. 10, No: 4, 696-706.
Gartner, William B. (1988); “Who is an Entrepreneur? Is The Wrong Question”
American Journal of Small Business, Vol. 12, No: 4, pp. 11-32.
Gartner, William B. (2001); “Is There an Elephant in Entrepreneurship? Blind
Assumptions in Teory Development”, Entrepreneurship: Teory and Practice,
Vol. 25, No: 4, pp. 27-39.
Gener,
Cihangir
(2002);
“Ahilik’’,
Historical
http://www.historicalsense.com/Archive/ahilik_1.htm,
(Erişim
03.04.2010).
Sense,
Tarihi:
Gerber, Michael E. (2008); Girişimcilik Tutkusu, Küçük İşletmeler Niçin Batar, Nasıl
Büyür, (Çev.: Tayfur Keskin), Sistem Yayıncılık, Yeni Basım, İstanbul.
Girginer Nuray ve Nurullah Uçkun (2004); “İşletmecilik Eğitimi Alan Lisans
Öğrencilerinin Girişimciliğe Bakış Açıları: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
İ.İ.B.F İşletme Bölümü Öğrencilerine Yönelik Bir Uygulama”, III. Ulusal
Bilgi,
Ekonomi
ve
Yönetim
Kongresi,
783-795,
Eskişehir,
http://iibf.ogu.edu.tr/kongre/bildiriler/18-02.pdf, (Erişim Tarihi: 06.09.2010).
Goffee, Robert ve Richard Scase (1992); Kadınlar İş Başında Kadın Girişimcilerin
Deneyimleri, (Çev.: Ahmet Fethi), Eti Kitapları, İstanbul.
Gökakın, Zeynep Özsoy (2000); Doksanlı Yılların Yeni Kahramanları: Türkiye’de
Girişimci Kadın Profili, 8. Yönetim ve Organizasyon Kongresi Bildiriler
Kitabı, s. 109-123, Nevşehir.
Gökdemir, Aysel (1992); “Türkiye’de Kadın İşgücü”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Güney, Semra (2007); “Aile İşletmelerinde İkinci Nesile Devir Sürecinde Başarı
Koşulları”, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, Cilt 2, Sayı 1, s. 103-126.
Güney Semra, Öykü Yalçın ve Aysun Çetin (2006); “Girişimcilik Kültürü”,
Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, Cilt 1, Sayı 2, s. 53-77.
Gürdoğan, Nazif (2008); Girişimcilik ve Girişim Kültürü, İGİAD Yayınları, İstanbul.
Gürol, Mehmet Ali (2000); Türkiye’de Kadın Girişimci ve Küçük İşletmesi:
Fırsatlar, Sorunlar, Beklentiler ve Öneriler, 1. Basım, Atılım Üniversitesi
Yayınları, Ankara.
Gürol, Mehmet Ali (2006); Küresel Arena’da Girişimci ve Girişimcilik, Gazi
Kitabevi, Ankara.
106
Gürol, Yonca ve Yasemin Bal (2009); “Türkiye’de Girişimciliğin Evrimi ve Gelişim
İçin Girişimcilik Eğitiminin Önemi”, Yıldız Teknik Üniversitesi Ekonomi
Bölümü,
http://www.ikt.yildiz.edu.tr/RePEc/yil/makaleler/gurol0019.pdf,
(Erişim Tarihi: 03.08.2010).
Hancı, Ayşegül (2004); “Girişimcilikte Cinsiyet Faktörü ve Kadın Girişimciler
Üzerine Bir Araştırma”, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Sakarya
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya.
Hatten, Timothy S. (1997); Small Business Entrepreneurship and Beyond, NJ:
Prentice- Hall.
Hisrich, Robert, Michael P. Peters ve Dean A. Shepherd (2005); Entrepreneurship,
McGraw-Hill/Irwin, Iss. 6, USA.
Hisrich, Robert ve Sevgi Ayşe Öztürk (1999); “Women Entrepreneurs in a
Developing Economy”, The Journal of Management Development, Vol. 18,
No: 2, pp. 114-124.
Hisrich, Robert ve Candida G. Brush (1985); The Woman Entrepreneur: Starting,
Financing, and Managing a Successful New Business, Lexington Books, USA.
Hisrich, Robert ve Michael P. Peters (1998); Entrepreneurship, McGraw- Hill/Irwin,
International Edition, USA.
Howells, Karen ve Branka Krivokapic Skoko (2009); “Constraints on Female
Entrepreneurship in Northern Cyprus, Kadın/Women 2000, Vol. 8, Iss. 2, pp.
29-58.
İGİAD (2008), “Girişimcilik Raporu”, http://www.igiad.com/index.php?option
=com_content&task=view&id=97&Itemid=83 (Erişim Tarihi: 02.04.2010).
İlhan, Süleyman (2004); “Girişimcilik ve Sosyo-Ekonomik Süreçteki Rolü”, Doğu
Anadolu Bölgesi Araştırmaları, Fırat Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi
Sosyoloji Bölümü, s. 70-75.
İlter, Berfu (2008); “Girişimcilik Sürecinde Kadın Girişimcilerin Karşılaştıkları
Sorunların Analizi: KAGİDER Örneği”, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Afyonkarahisar.
İncirlioğlu, Lütfi (2010); “Çalışma Hayatında Kadın”,
Çalışma Hayatı,
http://www.calismahayati.net/makale11.htm, (Erişim Tarihi: 28.08.2010).
İraz, Rıfat (2005); Girişimcilik ve KOBİ’ler, Çizgi Kitabevi, Yayın No 133, Konya.
İstatistik
Analiz
(2010);
“Temel
http://www.istatistikanaliz.com/temel_kavramlar.asp,
29.11.2010).
(Erişim
Kavramlar”
Tarihi:
107
İyicil, Ayşe Gözde (2006); “Avrupa Birliği’ne Giriş Sürecinde Türkiye’deki Kadın
Girişimciliğinin İrdelenmesi ve Bir Araştırma”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Jalbert, Susanne E. (2000); Women Entrepreneurs in the Global Economy,
http://217.218.60.130/UserFiles/File/PDF/Women%20Entrepreneurs%20in%2
0the%20Global%20Economy.pdf, (Erişim Tarihi: 08.05.2010).
Jenkins, Hatice ve Salih Katırcıoğlu (2009); “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde
Kadınlara Ait İşletmelerin İş Performansını Etkileyen Faktörler”,
Kadın/Women 2000, Vol. 8, Iss. 2, pp. 59-76.
Jerome, H. Milton ve Lynda Erickson (2000), “Smilarity, Compensation, or
Difference? A Comparison of Female and Male Office Seekers”, WomenPolitics, Vol. 21 No: 4, pp. 1-14.
Julian, James W. ve Stuart B. Katz (1968); “Internal Versus External Control And
The Value Of Reinforcement, Journal of Personality and Social Psychology,
Vol. 8, Iss. 1, pp. 89-94.
Kapu, Hüsnü (2001); “Orta ve Güneydoğu Anadolu’da Yaşayan
Girişimci/Yöneticilerin Yaşam ve Girişimcilik Değerleri”, Yayınlanmamış
Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Karabulut, A. Tuğba (2009); “Üniversite Öğrencilerinin Girişimcilik Özelliklerini ve
Eğilimlerini Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma”, Marmara Üniversitesi
İ.İ.B.F.
Dergisi,
Cilt
26,
Sayı
1,
s.
331-356,
http://iibf.marmara.edu.tr/dosya/fakulte/iibfdergi_2009_1/17_331-356-uniogr.pdf, (Erişim Tarihi: 30.08.2010).
Karagöz, Melahat (2009); “Girişimcilik Profili Araştırması: Isparta İli Örneği”,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Isparta.
Karateke, Gün (2006); “Kadınları Girişimciliğe İten Faktörler”, Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Karayılmazlar, Selman, Ayşin Aşkın ve Yılmaz Çubuk (2007); “Küçük ve Orta
Ölçekli İşletmelerin Tarihsel Gelişimi ve Tanımlama Kriterleri”, Girişimcilik
ve Kalkınma Dergisi, Cilt 2, Sayı 1, s. 151-164.
Kaya, Nihat ve Ümit Peçen (1999); Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin
Karşılaştıkları Sorunlar ve Çözüm Yolları, EGS Bank Yayınları, İstanbul.
Kayalar Murat ve Nuri Ömürbek (2007); “Girişimci Adaylarının Risk Almaya
Yatkınlık Özelliğinin Cinsiyet Bağlamında İncelenmesi”, Atatürk Üniversitesi
İİBF Dergisi, Cilt 21, Sayı 1, s. 185-200.
Keyder, Çağlar (1999); Türkiye’de Devlet ve Sınıflar, İletişim Yayınları, İstanbul.
108
Kihlstrom, R. E. ve Jean Jacques Laffont (1979); “A General Equilibrium
Entrepreneurship Theory of Firm Formation Based on Risk Aversion”, Journal
of
Political
Economy,
Vol.
87,
No:7,
pp.
719-748,
http://homepages.vub.ac.be/~plegros/documents/classes/IO-Ecore/khilstromlaffont.pdf, (Erişim Tarihi: 09.06.2010).
Koçel, Tamer (2003); İşletme Yöneticiliği, Beta Yayınları, 9. Basım, İstanbul.
Koellinger, Philipp, Maria Minniti ve Christian Schade (2007); “I Think I Can, I
Think I Can: Overconfidence and Entrepreneurial Behaviour”, Journal of
Economic Psychology, Vol. 28 (4), pp. 502-527.
Koh, Hian Chye (1996); “Testing Hypothese of Entrepreneurial Characteristics”,
Journal of Managerial Psychology, Vol 11, No 3, 12-25,
http://www.accessmylibrary.com/article-1G1-18426681/testing-hypothesesentrepreneurial-characteristics.html, (Erişim Tarihi: 17.08.2010).
Kongar, Emre (1990); Türkiye’de Aile Yapısı, Evrimi ve Bürokratik Örgütlerle
İlişkisi, Aile Yazıları-2, Başbakanlık Aile Araştırmaları Kurumu Yayınları,
Ankara.
Koray, Meryem (2000); Sosyal Politika, Ezgi Kitabevi, Bursa.
Kunday, Özlem Karabüber (2008); “Effect of Personal Characteristics and Gender
on Entrepreneurship and Innovativeness: A Comparative Study on Turkish
Entrepreneurs”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Yeditepe Üniversitesi,
İstanbul.
Kuratko, Donald F. Ve Richard M. Hodgetts (1995); Entrepreneurship, Dreyden
Pres., London.
Kutaniş, Rana Özen (2006); Girişimci Kadınlar, Değişim Yayınları, İstanbul.
Kutaniş, Rana Özen ve Ayşegül Hancı (2004); “Kadın Girişimcilerin Kişisel
Özgürlük Algılamaları”, 3. Bilgi- Ekonomi ve Yönetim Kongresi, Eskişehir, s.
457-464,
http://iibf.ogu.edu.tr/kongre/bildiriler/11-02.pdf,
(Erişim
Tarihi:29.03.2010).
Kutaniş, Rana Özen ve Sümeyra Alpaslan (2006) “Girişimci ve Yönetici Kadınların
Profili Farklı mıdır?”, Afyon Kocatepe Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt 8, Sayı 2,
ss.
139-153.
http://akuiibf.aku.edu.tr/pdf/82-07.pdf,
(Erişim Tarihi:
01.08.2010).
Lafuente, Alberto ve Vicente Salas (1989); “Types of Entrepreneurs and Firms: The
Case Of New Spanish Firms”, Strategic Management Journal, Vol. 10, Iss. 1,
pp. 17-30.
109
Lefcourt, Herbert M. (1976); “Locus Of Control Current Trends in Theory and
Research”, Hillsdale New Jersey Lawrence Erlbaum, Associates Inc.
Publishers, pp. 115-117, New York.
Lerner, Miri, Candida Brush ve Robert Hisrich (1997); “Israeli Women
Entrepreneurs: An Examination of Factors Affecting Performance”, Journal of
Business Venturing, Vol. 12, pp.315-339.
Littunen, Hannu (2000); “Entrepreneurship and The Characteristics of the
Entrepreneurial Personality”, International Journal of Entrepreneurial
Behaviour and Research, Vol. 6, No: 6,
Low, Murray B. ve Ian C. MacMillan (1988); “Entrepreneurship: Past Research and
Future Challanges”, Journal of Management, Vol. 14, No: 2.
Lumpkin, G. T. ve Berrin Erdoğan (1996); “If Not Entrepreneurship, Can
Psychological Characteristic Predict Entrepreneurial Orientation -A Pilot
Study”, Department of Managerial Studies College of Business Administration
University of Illinois at Chicago, http://usasbe.org/knowledge/proceedings/
proceedingsDocs/USASBE1999proceedings-lumpkin.pdf, (Erişim Tarihi:
17.08.2010).
Makal, Ahmet (2001); “Türkiye’ de 1950-1965 Döneminde Ücretli Kadın Emeğine
İlişkin Gelişmeler”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 56
(2), s. 117-155, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/42/471/5419.pdf, (Erişim
Tarihi: 05.08.2010).
Markman, Gideon D. ve Robert A. Baron (2003); “Person-Entrepreneurship Fit:
Why Some People Are More Successful as Entrepreneurs Than Others”,
Human Resource Management Review, Vol.13, No: 2, pp. 281-301.
Masters, Robert ve Robert Meier (1988); “Sex Differences and Risk Taking
Propensity of Entrepreneurs”, Journal of Small Business Management, Vol. 26,
pp. 31-35.
McCarthy, Benni (2000), “The Cult Of Risk Taking and Social Learning: A Study of
Irish Entrepreneurs”, Management Decision, Vol. 38, No: 8, pp. 563-574.
McClelland, David (1965); “N Achievement and Entrepreneurship: A Longitudinal
Study”, Journal of Personality and Social Psychology, Vol. 1, No: 4, pp. 389392.
Moore, Lori L., Dustin K. Grabsch ve Craig Rotter (2010); “Using Achievement
Motivation Theory to Explain Student Participation in a Residential
Leadership Learning Community”, Journal of Leadership Education, Vol. 9,
Iss. 2, pp. 22-33.
110
Moore, Perrin Dorothy (1990); “An Examination of Present Research on The Female
Entrepreneur -Suggested Research Strategies For The 1990’s”, Journal of
Business Ethics, Vol. 9, No: 4-5, pp. 275-281.
Morgan, Clifford T. (1993); Psikolojiye Giriş, (Çev.: Hüsnü Arıcı vd.), Hacettepe
Üniversitesi Psikoloji Bölümü Yayınları, Yayın No:1, Ankara.
Morison, Robert, Tamara Erickson ve Ken Dychtwald (2006), “Managing
Middlescence”, Harvard Business Review, March 01, pp. 1-8.
Morrison, Alison (2000); “Entrepreneurship: What Triggers It?”, International
Journal of Entrepreneurial Behaviour and Research, Vol. 6, No: 2, pp. 59-71.
Müftüoğlu, M. Tamer (1998); Türkiye’de Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler
(KOBİ’ler), Turhan Kitabevi, Ankara.
Müftüoğlu, Tamer ve Tülin Durukan (2004); Girişimcilik ve KOBİ’ler, Gazi
Kitabevi, Ankara.
Müftüoğlu, Tamer, Y. Ürper, M. Başar ve T. Tosunoğlu (2004); Girişimcilik,
Anadolu Üniversitesi, Yayın No: 1567, Açıköğretim Fakültesi Yayın No: 824,
Eskişehir.
Mümin, Mustafa (2010); “Türkiye’de Girişimci Kadın Olmak”, Girişimci Kadın
Ekonomi, İş Dünyası ve Politika Dergisi, Yıl 1, Sayı 2, s. 66-67,
http://www.dijimecmua.com/index.php?c=sw&v=210&s=819, (ErişimTarihi:
19.06.2010).
Naffziger, Douglas W., Jeffrey S. Hornsby ve Donald F. Kuratko (1994); A Proposed
Research Model of Entrepreneurial Motivation, Entrepreneurship Theory and
Practice, Vol. 18, No: 3, 29-41.
Nakip, Mahir (2006); Pazarlama Araştırmaları Teknikler ve (SPSS Destekli)
Uygulamalar, Seçkin Yayıncılık, Ankara.
Odabaşı, Yavuz (2005); Girişimcilik, T.C. Anadolu Üniversitesi Yayını No:1567,
Eskişehir.
Oosterbeek, Hessel, Mirjam C. van Praag ve Auke Ljsselstein (2008); “The Impact
of Entrepreneurship Education on Entrepreneurship Skills and Motivations”,
Tinbergen
Institute
Discussion
Paper,
pp.
1-24,
Amsterdam,
http://www.tinbergen.nl/discussionpapers/08038.pdf,
(Erişim
Tarihi:
02.01.2011).
Önderman, Murat (2001); “Türkiye’de Tekilci Kültür, Hukukilik ve Armağan
Ekonomisi”, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, No 25, s.
157-206, İstanbul.
Özdemir, Ali (2003); Girişimcilik, Özkan Matbaacılık, Ankara.
111
Özkalp, Enver (2000); Kamu ve Özel Sektör Örgütlerinde Risk Kültürü ve
Karşılaştırmalı Bir Uygulama, 8. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi,
Nevşehir.
Özkul, Gökhan (2007); “Kapitalist Sistemin Sürükleyici Aktörleri: Ekonomik
Teoride Girişimciler” Süleyman Demirel Üniversitesi, İ.İ.B.F, Cilt 12, Sayı 3,
s. 343-366, http://iibf.sdu.edu.tr/dergi/files/2007-3-20.pdf, (Erişim Tarihi:
02.07.2010).
Öztürk, İbrahim (2008); Girişimcilik Raporu, İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği
Yayınları, Yayın No: 8.
Palaz, Serap ve Berna Turgut (2009); “Kadın Girişimcilerin Kişisel ve İş Yaşamına
İlişkin Özellikleri, Motivasyonları ve Beklentileri Üzerine Bir Araştırma:
Bandırma Örneği”, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, Cilt 4, Sayı 1, s. 99-115.
Panda, Tapan K. (2001); “Entrepreneurial Success: Key Indicator Analysis in Indian
Context”, Scholarly Article, http://dspace.iimk.ac.in/bitstream/2259/199/1/
ENTREPRENEURIAL+SUCCESS.pdf, (Erişim Tarihi: 06.07.2010).
Parlak,
Bekir
(2010);
“Girişimcilik”,
TCHayat
Dergisi,
http://www.tchayat.org/modules.php?name=News&file=article&sid=58,
(Erişim Tarihi: 01.07.2010).
Peukert, Helge (2002); “Schumpeter’s “Lost” Seventh Chapter: A Critical
Overview”, Business Publications, http://findarticles.com/p/articles/mi_
qa3913/is_200204/ai_n9060498/, pp. 79-89, (Erişim Tarihi: 02.03.2010).
Phares, E. Jerry (1965); “Internal-External Control As A Determinant Of Amount Of
Social Influence Exerted”, Journal of Personality And Social Psychology, Vol.
2, No:5.
Ray, David M. (1986), “Perceptions Of Risk And New Enterprise Formation in
Singapore”, Frontiers of Entrepreneurship Research, Wellesley, MA: Babson
College.
Reca, Ö. Faruk (2006); Bill Gates’in Liderlik Sırları, Akis Kitap, İstanbul.
Rosenberg, Michelle (2007); Inspirinig Women: How Real Women Succeed in
Business, Surrey: Crimson Publishing, http://www.amazon.co.uk/InspiringWomen-Entrepreneurs-Succeed-Business/dp/1854584103#reader_1854584103
, (Erişim Tarihi: 28.12.2010).
Rosenberg, Michelle (1965); Society and The Adolescent Self-Image. Princeton,
N.J., Princeton University Pres., http://www.selfesteem2go.com/rosenbergself-esteem-scale.html, (Erişim Tarihi: 12.04.2010).
112
Rotter, Julian B. (1966); “Generalized Expectancies For Internal Versus External
Control of Reinforcement”, Psychological Monographs: General and Applied,
Vol. 80 (1), pp. 1-28.
Rüstemzade, Nermin (1987); “İş Hayatında Kadınların Yeri”, Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Sarı, Bilgehan (2009); “KOBİ’lerde Büyüme Stratejileri: Çaycuma Bölgesindeki
KOBİ’lere Bir Anket Çalışması”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Zonguldak.
Sayar, Ahmet Güner (1988); “Osmanlı iktisat Düşüncesinin Çağdaşlaşması”,
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası, Cilt:45, İstanbul.
Sayar, Ahmet Güner (1988); “Marjinalizmin Türkiye’de Girişine Dair Notlar”,
İktisat Fakültesi Mecmuası, Cilt: 45, İstanbul.
Sexton, Donald L. Ve Nancy Bowman (1985); “The Entrepreneur: A Capable
Executive and More”, Journal of Business Venturing, Vol.1.
Shivani, Shradha, S.K. Mukherjee ve Raka Sharan (2006); “Socio-Cultural
İnfluences on Indian Entrepreneurs: The Need for Appropriate Structural
Interventions”, Journal of Asian Economics, Vol. 17, pp. 5-13.
Sohl, E. Jeffrey ve Laura Hill (2007); “Women Business Angels:Insights From
Angel Groups”, Center for Venture Research, Whittemore School of Business
and Economics, University of New Hampshire, Vol. 9, No: 3, pp. 207-222,
USA.
Soysal, Abdullah (2010); “Türkiye’de Kadın Girişimciler: Engeller ve Fırsatlar
Bağlamında Bir Değerlendirme”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, Cilt 65,
Sayı
1,
s.
83-114,
Ankara,
http://www.politics.ankara.edu.tr
/eski/dergi/pdf/65/1/6_Soysal_Abdullah.pdf, (Erişim Tarihi: 01.07.2010).
Spector, Paul E. (1986); “Perceived Control by Employees: A Meta-Analysis of
Studies Concerning Autonomy and Participation at Work”, Human Relations,
Vol. 39 (11), pp. 1005-1016.
Stopford, John ve Charles W.F. Baden-Fuller (1994); “Creating Corporate
Entrepreneurship”, Strategic Management Journal, Vol. 15, No: 7, pp. 521536.
Swedberg, Richard (1991); Joseph A. Schumpeter: The Economies and Sociology of
Capitalism, Princeton University Press, New Jersey.
Şahin, Esen (2006); “Kadın Girişimcilik ve Konya İlinde Kadın Girişimcilik Profili
Üzerine Bir Uygulama”, Yayınlanmamış Yüksek Lisan Tezi,
Selçuk
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.
113
Şimşek, Şerif, Adnan Çelik ve Tahir Akgemci (2001); Davranış Bilimlerine Giriş ve
Örgütlerde Davranış, İkinci Baskı, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara.
Tamasy, Christine (2006); “Determinants of Regional Entrepreneurship Dynamics in
Contemporary Germany: A Conceptual and Empirical Analysis” Regional
Studies, Vol. 40, Iss. 4, pp.365-384.
Tekin, Mahmut (1998); “Girişimcilik Kültürü”, İş Fikirleri Dergisi, Dünya Süper
Veb Ofset, Yıl 2, Sayı 19.
Tekin, Mahmut (2004); Girişimcilik ve Küçük İşletme Yöneticiliği, Yenilenmiş 4.
Baskı, Detay Yayıncılık, Ankara.
Titiz, Tınaz (1994); Girişimcilik, İnkılâp Kitabevi, İstanbul.
TOBB (2010); Türkiye’de Kadının Konumu ve Kadın Girişimciliği, TOBB Kadın
Girişimciler Kurulu Konferansı, Zonguldak.
Top, Seyfi (2006); Girişimcilik Keşif Süreci, Beta Basım Yayım Dağıtım, İstanbul.
Toprak, Zafer (1995); Milli İktisat-Milli Burjuvazi, Tarih Vakfı Yurt Yayınları,
İstanbul.
Tunç, Barbaros (2007); “İşletmelerde Yaratıcılık Yenilikçilik Girişimcilik Yönetimi”,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, İzmir.
Tutar, Hasan ve Orhan Küçük (2003); Girişimcilik Ve Küçük İşletme Yönetimi,
Seçkin Yayıncılık, Ankara.
TÜGİAD (1993); Ekonomik Kalkınmada Girişimciliğin Önemi ve Değişen Girişimci
Nitelikleri, Simge Matbaacılık, İstanbul.
TÜİK (2010); http://www.tuik.gov.tr/jsp/duyuru/upload/vt/vt.htm, (Erişim Tarihi:
04.01.2011).
TÜSİAD (2002); Türkiye’de Girişimcilik, Lebib Yalkın Yayınları, Yayın No 200212/340, İstanbul.
Umay, Aysun (2002); “Matematik Öğretmen Adaylarının Başarı Güdüsü Düzeyleri,
Değişimi ve Değişimi Etkileyen Faktörler”, Hacettepe Üniversitesi Eğitim
Fakültesi
Dergisi,
Sayı
22,
s.
148-155,
http://193.140.216.63/200222AYSUN%20UMAçY.pdf,
(Erişim
Tarihi:
10.08.2010).
UNİCEF (1985); Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın
Önlenmesine Dair Sözleşme, http://www.unicef.org/turkey/cedaw/_gi18.html,
(Erişim Tarihi:28.08.2010).
114
University of Mryland (2010); “The Rosenberg Self-Esteem
http://www.bsos.umd.edu/socy/research/rosenberg.htm,
(Erişim
19.06.2010).
Scale”,
Tarihi:
Uygun, Ramazan (2006); “Türkiye’de Girişimcilik Kültürünü Yönlendiren Öncü
Girişimciler ve İbrahim Bodur Modeli”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler, Çanakkale.
Ünal, Ali (2009); “Girişimcilik ve KOBİ’ler İçin Kümelenmenin Önemi”, Ekonomi
Sosyal Araştırma Derneği, http://www.scribd.com/doc/14593713/Girisimcilikve-KOBIler-icin-Kumelenmenin-Onemi, (Erişim Tarihi: 08.03.2010).
Vecchio, Robert P. (2003); “Entrepreneurship and Leadership: Common Trends and
Common Threads”, Human Resource Management Review, Vol.13, pp. 303327.
Veri
Analiz Yöntemleri (2010); “SPSS 15.0 Veri Analiz Yöntemleri”,
http://yunus.hacettepe.edu.tr/~tonta/courses/spring2009/bby606/SPSS_15.0_ile
_Veri_Analizi.pdf, (Erişim Tarihi: 10.07.2010).
Weiler, Stephan ve Alexandra Bernasek (2001); “Dodging The Glass Ceiling?
Networks and The New Wave Of Women Entrepreneurs”, The Social Science
Journal Vol. 38, pp. 85-103, USA.
Westhead, Paul ve Mike Wright (2000); Advance in Entrepreneurship, Edward Elgar
Publishing, UK.
Yetim Nalan (2008); “Sosyal Sermaye Olarak Kadın Girişimciler”, s. 79-92,
http://eab.ege.edu.tr/pdf/2_2/C2-S2-%20M8.pdf, (Erişim Tarihi: 15.04.2010).
Yıldırım, Halil (2008); Girişimcilik Ateşi ve İş Melekleri, Değişim Yayınları,
İstanbul.
Yöndem, Zeynep Deniz (2006); Kişilik Dinamikleri ve Stresle Baş Etme, Morpa
Kültür Yayınları, İstanbul.
Zhang, Zhen, Michael J. Zyphur, Jayanth Narayanan, Richard D. Arvey, Sankalp
Chaturvedi, Bruce J. Avolio, Paul Lichtenstein, Gerry Larsson (2009); The
Genetic Basis Of Entrepreneurship: Effects Of Gender and Personality,
www.elsevier.com, (Erişim Tarihi: 14.05.2010).
Zhao, Fang (2005); “Exploring the Synergy Between Entrepreneurship and
Innovation,” International Journal of Entrepreneurial Behaviour&Research,
Vol 11, pp. 25– 41, http://www.mendeley.com/research/exploring-the-synergybetween-entrepreneurship-and-innovation/, (Erişim Tarihi: 13.09.2010).
115
EKLER
EK-1: Kadın Girişimcilerin Risk Alma Eğilimi ve Kendine Güven Özellikleri Üzerine Bir
Çalışma: Zonguldak Örneği
Sayın girişimci; Bu anket, Yrd. Doç. Dr. Halil Yıldırım danışmanlığında yapılmakta olan
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’ne bağlı yüksek lisans tezinin bir
parçasıdır. Araştırmanın genel amacı, Zonguldak ilinde kadın girişimcilerin profilini, risk alma eğilimi
ve kendine güven özelliklerini, bu özelliklerin girişimcilik üzerindeki etkisini ve girişimciliğin
önündeki engelleri ortaya çıkarmaktır. Bu amacı gerçekleştirmek için hazırlanan anket formuna
titizlikle vereceğiniz cevaplar bilimsel amaçlar doğrultusunda kullanılacak olup, cevaplarınız gizli
tutulacak ve toplu olarak değerlendirilecektir.
Araştırmanın başarılı olabilmesi, sizlerin sorulara doğru ve anlaşılabilir cevaplar vermesine
bağlıdır. Soru seçeneklerinden size en uygun olan şıkkı işaretlemeniz yeterlidir. Verdiğiniz bilgiler
için teşekkür ederim.
ŞERİFE ERDUN
I. DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ İLE İLGİLİ BİLGİLER
1. Doğum Yeriniz Aşağıdaki Yerleşim Birimlerinde Hangisi, Belirtiniz:
1( ) İl Merkezinde
2 ( ) İlçede
3 ( ) Köyde
2. Yaşınız:
1 ( ) 20-29
2 ( ) 30-39
3 ( ) 40-49
4 ( ) ≥ 50
3. Eğitim Durumunuz:
1 ( ) Okur-yazar- İlkokul
2 ( ) Ortaokul
3 ( ) Lise
4 ( ) Üniversite
5 ( ) Yüksek Lisans veya Doktora
4. Yabancı Dil Biliyor Musunuz?
1 ( ) Evet
2 ( ) Hayır
5. Cevabınız “Evet” İse; Yabancı Dil Seviyeniz Ne Düzeydedir?
1 ( ) Az
2 ( ) Orta
3 ( ) İyi
4 ( ) Çok iyi
6. Medeni Durumunuz:
1 ( )Bekar
2 ( ) Dul
3 ( ) Boşanmış 4 ( ) Evli
7. Eşinizin Eğitim Durumu:
1 ( ) Okur-yazar- İlkokul
2 ( ) Ortaokul
3 ( ) Lise
4 ( ) Üniversite
5 ( ) Yüksek Lisans veya Doktora
8. Eşinizin Mesleği:
1 ( ) Memur
2 ( ) İşçi
3 ( ) Girişimci
4 ( ) Emekli
5 ( ) Diğer (Yazınız): ……………….............
9. Çocuğunuz Var Mı?
1 ( ) Evet
2 ( ) Hayır
10. Cevabınız “Evet” İse; Kaç Çocuğunuz Var?
1()1
2()2
3()3
4()≥4
11. Ev İşlerini Yürütme veya Çocuk Bakımı Gibi Konularda Destek Alıyor Musunuz?
1 ( ) Hayır
2 ( ) Temizlikçi desteği
3 ( ) Aile desteği
4 ( ) Bakıcı desteği
5 ( ) Hem bakıcı hem temizlikçi desteği
12. Ailenizde Başka Girişimci Var Mı?
1 ( ) Evet
2 ( ) Hayır
13. Bu Girişimcilerin Size Olan Yakınlık Derecesi Nedir?
1 ( ) Annem
2 ( ) Babam
3 ( ) Başka bir aile büyüğü (amca, teyze, dede vb.)
4 ( ) Eşim
5 ( ) Kardeş/Kardeşlerim
6 ( ) Kuzen/Kuzenlerim 7 ( ) Çocuk/Çocuklar
116
II. İŞ YAŞAMLARINA İLİŞKİN BİLGİLER
14. Şimdiki İşinizi Yapmadan Önce Çalışıyor Muydunuz?
1 ( ) Evet
2 ( ) Hayır
15. Cevabınız "Evet" İse; Daha Önce Hangi İşi Yapıyordunuz?
1 ( ) Memur
2 ( ) İşçi
3 ( ) Girişimci
5 ( ) Aynı işte ücretli çalışma 6 ( ) Aynı işi evde yapma
4 ( ) Emekli
16. İşletmeniz Hangi Sektörde Faaliyet Göstermektedir?
1 ( ) Tarım
2 ( ) İmalat
3 ( ) Hizmet
17. İşletmeniz Kaç Yıldır Faaliyet Göstermektedir?
1 ( ) ≤ 2 yıl
2 ( ) 3-6 yıl
3 ( ) 7-10 yıl
18. İşletmenizde
Cinsiyetiniz Nedeniyle
Herhangi Bir Sorun
Yaşadınız Mı?
5()
Evet,
kesinlikle
yaşadım
4()
Evet,
yaşadım
4 ( ) ≥ 11 yıl
3()
Ne yaşadım
ne de
yaşamadım
2()
Hayır,
yaşamadım
19. Kendi İşinizi Kurmaya Karar Verdiğinizde, Hangi Kuruluş / Aracılardan
Destek Veya Bilgi Aldığınızı Söyler Misiniz?
(a) Banka
(b) Ticaret Odası, Meslek Birlikleri
(c) Devlet Kuruluşları (KOSGEB, DTM vb.)
(d) Tedarikçiler, müşteriler, başka işletmeler
(e) Aile, eş, akraba, vb.
(f) İnternet, kütüphane
(g) Sivil Toplum Kuruluşları, Dernekler
(h) Uluslararası Kuruluşlar (Dünya Bankası, vb.)
20. Kendi İşinizi Kurmaya Karar Verdiğinizde, Gerekli Finansmanı Nereden
Sağladığınızı Söyler Misiniz?
(a) Bireysel banka kredisi
(b) Bireysel kredi kartı
(c) Aile ve / veya akraba desteği / Miras
(d) Eş desteği
(e) Kamu kuruluşları kredisi / teşvikleri / destekleri
(f) Şahsi birikimler
(g) Mikrokredi
1()
Hayır,
kesinlikle
yaşamadım
Evet
Evet
21. Size Göre Girişimci Olmanın En İyi Yanları Nelerdir? (Birden Fazla Şıkkı
İşaretleyebilirsiniz)
1 ( ) Bir işle meşgul olmak
2 ( ) Evin bütçesine katkıda bulunmak 3 ( ) Maddi özgürlük
4 ( ) Bağımsızlık
5 ( ) İlgi alanı olması
6 ( ) Çok para kazanma
7 ( ) Kendine güven
8 ( ) Yaratıcılık
9 ( ) Sosyal Statü
10 ( ) Başkalarına istihdam olanağı sağlayabilmek
11 ( ) Başarma duygusu
117
1 ( ) Kesinlikle
Katılmıyorum
2()
Katılmıyorum
3 ( ) Ne
Katılıyorum
Ne de
Katılmıyorum
4 ( ) Katılıyorum
Nedenler
5 ( ) Kesinlikle
Katılıyorum
22. Girişimci Olmanızda Sizi Etkileyen Nedenlere Göre İlgili Kutuları İşaretleyiniz
1. Aile içi yükümlülükleri yerine getirmek
5
4
3
2
1
2. Başkalarını yönetmek ve motive etmek
5
4
3
2
1
3. Bir aile geleneğini sürdürmek
5
4
3
2
1
4. Bir hobiyi ticarete dönüştürmek
5
4
3
2
1
5. Bir yeniliği sunmak
5
4
3
2
1
6. Çok para kazanmak
5
4
3
2
1
7. Esnek çalışma saati
5
4
3
2
1
8. Etrafımda oluşmuş bir fırsattan yararlanmak
5
4
3
2
1
9. Kendi işimi yaparak daha saygın olmak
5
4
3
2
1
10. Kendi patronum olmayı istemek
5
4
3
2
1
11. Medyada yer almak
5
4
3
2
1
12. Başarılı girişimci örnekleri
5
4
3
2
1
13. Piyasadaki bir açığı kapatmak
5
4
3
2
1
14. Ücretli iş bulma zorluğu
5
4
3
2
1
15. Diğer (Yazınız): ..............................................................................................................................
1 ( ) Kesinlikle
Katılmıyorum
2()
Katılmıyorum
3 ( ) Ne
Katılıyorum
Ne de
Katılmıyorum
4 ( ) Katılıyorum
Nedenler
5 ( ) Kesinlikle
Katılıyorum
23. İşletmenizin Kuruluşu Sırasında Karşılaştığınız Güçlüklere Göre İlgili Kutuları İşaretleyiniz
1. Aile büyüğünün izin vermemesi
5
4
3
2
1
2. Ailevi sorumluluklardan zaman bulamamak
5
4
3
2
1
3. Eşimin izin vermemesi
5
4
3
2
1
4. Finansman eksikliği
5
4
3
2
1
5. Bürokratik işlemler
5
4
3
2
1
6. Deneyimsizlik
5
4
3
2
1
7. Uygun yer seçiminin zorluğu
5
4
3
2
1
8. Pazarda tanınmamış olmak
5
4
3
2
1
9. İşin başarısız olacağını düşünmek
5
4
3
2
1
10. Diğer (Yazınız): ..............................................................................................................................
118
1 ( ) Kesinlikle
Katılmıyorum
2()
Katılmıyorum
3 ( ) Ne
Katılıyorum
Ne de
Katılmıyorum
4 ( ) Katılıyorum
Nedenler
5 ( ) Kesinlikle
Katılıyorum
24. İşlerinizi Yürütürken Karşılaştığınız Sorunlara Göre İlgili Kutuları İşaretleyiniz
1. Pazarın durgun oluşu
5
4
3
2
1
2. Borç ödemeleri
5
4
3
2
1
3. Vergi ödemeleri
5
4
3
2
1
4. Bürokratik engeller
5
4
3
2
1
5. Kredi alamama
5
4
3
2
1
6. Elemanlar ile ilgili sorunlar
5
4
3
2
1
7. Müşteriler ile ilgili sorunlar
5
4
3
2
1
8. Deneyimsizlik
5
4
3
2
1
9. Aile ilişkileri
5
4
3
2
1
10. Aşırı yorgunluk
5
4
3
2
1
11. Diğer (Yazınız): ..............................................................................................................................
119
III. RİSK ALMA ve KENDİNE GÜVEN ÖZELLİKLERİNE İLİŞKİN BİLGİLER
5 ( ) Kesinlikle
Katılıyorum
4 ( ) Katılıyorum
3 ( ) Ne
Katılıyorum
Ne de
Katılmıyorum
2()
Katılmıyorum
1 ( ) Kesinlikle
Katılmıyorum
25. Risk Alma Eğilimi (Aşağıdaki İfadelere Katılıp Katılmadığınızı Belirtiniz)
5
4
3
2
1
5
4
3
2
1
5
4
3
2
1
5
4
3
2
1
5. “Son 6 ay içerisinde önemli riskler aldım”
5
4
3
2
1
6. “Korktuğum şeylerin üzerine giderim”
5
4
3
2
1
7. “Hiç tanımadığım biriyle sohbet ederim”
5
4
3
2
1
Özellikler
1. “Para ve yatırım konusunda risk alırım”
2. “Seyahat ederken hiç bilmediğim bir yola
kolaylıkla sapabilirim”
3. “Yeni yerler, yeni yemekler ve yeni deneyimler
edinmeyi severim”
4. “Hayatımda önemli riskler aldığımı
düşünüyorum”
5 ( ) Kesinlikle
Katılıyorum
4 ( ) Katılıyorum
3 ( ) Ne
Katılıyorum
Ne de
Katılmıyorum
2()
Katılmıyorum
1 ( ) Kesinlikle
Katılmıyorum
26. Kendine Güven (Aşağıdaki İfadelere Katılıp Katılmadığınızı Belirtiniz)
1. “Genelde kendimle barışık birisiyim”
5
4
3
2
1
2. “Bazen hiç iyi olmuyorum”
5
4
3
2
1
3. “Birçok iyi özelliğim var”
5
4
3
2
1
4. “İşlerimi, diğer insanlar kadar iyi yaparım”
5
4
3
2
1
5. “Fazla gururlanacak bir şeyim yok”
5
4
3
2
1
6. “Zaman zaman yararsız biriyim”
5
4
3
2
1
7. “Başkalarıyla karşılaştırınca değerli bir insan
olduğumu düşünürüm”
5
4
3
2
1
8. “Kendime daha fazla saygı duymak isterim”
5
4
3
2
1
9. “Genelde kendimi başarısız hissederim”
5
4
3
2
1
10. “Kendime karşı olumlu bir tutum sergilerim”
5
4
3
2
1
Özellikler

Benzer belgeler