ÖNSÖZ Amanos dağları dere yataklarında son dönemlerde
Transkript
ÖNSÖZ Amanos dağları dere yataklarında son dönemlerde
ÖNSÖZ Amanos dağları dere yataklarında son dönemlerde artan ve bilinçsizce yapılan amatör balık avcılığı dere yataklarındaki suların yerel yönetimler tarafından bilinçsizce kullanılması ve küresel ısınmanın etkisi ile balık yaşamını olumsuz etkilemeye başlamıştır. Amanoslar Çevre Koruma ve Dayanışma Derneği (AÇED)’in bu konuya dikkat çekmek için yapmış olduğu araştırma siz yöre insanlarına kaynak oluşturmak için hazırlanmıştır. Balık yaşamı üzerine toplum olarak ne gibi bir baskı oluşturmaktayız? Ve dere sularını ne için kurutup doğal yaşamı nasıl etkiliyoruz? Bunun farkın damıyız? Gibi sorulara cevap aramak için oluşturulan bir dokümandır. Yöre insanının şiş, maske, zıpkın, zehir, dinamit, serpme ağ, dere yönlendirme yöntemi, jeneratör ile elektrik akımı verme kullanılarak yapılan avcılıklar dere balık ekolojik yaşamını ne derecede etkiliyor? Bunun farkında olmak ve duyarlılık yaratmak için araştırmalar yapılmıştır. Yerel yönetimler dere sularını ne amaç için kullanıp, dere yataklarının kurumasına sebebiyet vermektedir? Bu konuların ele alındığı kitapçıkta yerel yönetimlerin nasıl dereler üzerinde baskı uygulamakta olduğu anlatılmaktadır. Balık avcılığının dönemleri yanlış ve doğru avlanma yöntemleri vurgulanmaktadır. Yörede Öz balığı diye bilinen Tatlı Su Kefali veya diğer bir adı ile Ak Balığın dünyadaki ve Türkiye’deki yaşam alanları, genel isimleri yumurtlama dönemleri gibi bilgiler sunulmaktadır. Araştırma alanı olarak Amanos dağlarında bulunan üç dere yatağı örnek alınarak araştırma kapsamına alınmıştır. Bu kitapçığın hazırlanmasında kaynak oluşturması için üç yörede halka yönelik anketler uygulanıp sonuçları doğrultusunda bu kitapçık hazırlanmıştır. Hatay ili Dörtyol ilçesinde bulunan ÖZERLİ ÇAYI dere yatağı, Dörtyol ilçesine bağlı Kuzuculu Beldesi sınırları içindeki DELİÇAY dere yatağı, Hatay İli Erzin ilçesi sınırları içindeki ERZİN ÇAYI araştırma kapsamına alınan derelerdir. Araştırmacı Nazım SÖNMEZ 1 AMANOS DAĞLARI DERELERĠNDE YAġAYAN BALIKLAR 1- Tatlı Su Kefali 2- Tatlı Su Yılan Balığı 3- Tatlı Su Kaya (Ġt)Balığı AMANOS DAĞLARI DERELERĠNĠN DENĠZLE BAĞLANTISI KESĠLDĠKTEN SONRA DERE YATAKLARINDA NESLĠ TÜKENEN BALIKLAR (Yerel Ġsimler) Tarih 2007 1-Mavi Balık (En son 30 yıl önce) 2-Testere Balığı (En Son 30 yıl önce) 3-Akdeniz Foku (En son 80 yıl önce) KAYNAK Balıkçı HÖSEM AVAN DERLEYEN Nazım SÖNMEZ(Yıl 1986) 2 TATLI SU KEFALĠ AKBALIK HATAY-DÖRTYOL YEREL ADI: ÖZBALIĞI TÜRKĠYE GENEL ADI: AKBALIK (Tatlı Su Kefali) Tatlı su kefali, Akkefal Familyası: Cyprinidae Bilinen adı: Leiciscus cephalus Uzunluk: 30–80 cm Ağırlık: 4 kg Yumurtlama dönemi: nisan, mayıs, haziran, temmuz Açıklama: Vücut yanlardan çok hafif basık ve uzunca kalın yapılı olup, etrafı siyah renk yapıcı tanelerle çevrilmiş, iri ve düz pullarla örtülmüştür. Renk, vücudun sırt kısmında koyu olup, yan taraflara doğru açıktır. Ventral ve Anal yüzgeçler portakal sarısı renginde, diğerleri renksizdir. Özellikleri 40 ila 60 cm boyuna (en büyük tutulmuşları 70 cm ve 5 kilo) ulaşan akbalığın uzun ve yanları yassı bir füze şeklinde vücudu vardır. Kafası büyük ve ağzı geniştir. Dış görünüşü ile Leuciscus idus balığına çok benzer, ama bundan daha büyük ve kenarları koyu renk olan pulları vardır, anal yüzgeci dışarıya doğru dönüktür, karın ve göğüs yüzgeçleri kızıl renktir. 3 Tatlı su Kefali YaĢam Ģekli Bir Tatlı su balığı olan akbalık hızlı akan ırmaklarda suyun üst bölümlerinde yaşar. Ama bu ırmakların yavaş akan bölümlerinde, yani kayaların arkasında durmayı tercih eder. Böceklerden ve diğer küçük hayvanlarla beslenir, ama bazen su bitkilerini de yer. Belli bir büyüklüğe varmış olanları küçük balıklar ve kurbağaları da yerler. Üreme zamanları Nisan ile Haziran arasındadır. Dişileri bu zamanda 100.000 yumurtayı çakıl taşlarının ve su bitkilerinin üzerine bırakır. Beslenme Akbalık diğer sazangillerdeki gibi dişleri olmadığından dolayı yırtıcı balık olarak görülmez ama aslında her şeyi yiyen bir balıktır. Yedikleri şeylerin bazıları şunlardır; yosun ve diğer su bitkileri, su böcekleri ve bunların kurtları, sülükler, midyeler ve solucanlardır. Yaşlandıkça sık sık diğer küçük balıkları avlamaya başlar. Hatta bazen suda yüzen bir fareyi bile kaptığı izlenmiştir. Avlanma Balıkçılar akbalığı tutmak için yem olarak meyve bile kullanırlar. Akbalığın kiraz, üzüm tanesi veya böğürtlen ile tutulabildiğini balıkçı olarak bilmek gerekir. Akbalığı meyve ile tutmak için hatta o balığın kendi yaşadığı suda çalılardan ve ağaçlardan suya düşen meyveleri tanıyıp tanımaması bile önemli değildir. Akbalıklar daima meyve ile tutulabilirler. Dağılımı Akbalık, İskoçya’nın, İrlanda'nın ve İskandinavya'nın kuzeyi haricinde Avrupa'nın her yerinde bulunur. Akbalığı Türkiye’nin her yerinde, hatta en ufak çaylarında bile bulmak mümkündür. 4 TATLI SU YILAN BALIĞI (Angulidae) YILAN BALIĞI Yılan balıkları çok eski yıllardan beri insanların ilgisini çekmiştir. Su bulunan hemen her yerde yılan balığına rastlandığı halde, yumurtlama veya yavrulama sırasında esrarengiz şekilde ortadan kaybolması, ilgiyi daha arttırmıştır. Avrupa Yılan Balıkları Üreme Dönemi Geldiğinde Nereye Gidiyor? Bu soruya doğru cevabı, 1904–1922 yıllarında Akdeniz ve Atlas Okyanusu’nda yaptığı çalışmalar sonucunda Danimarkalı araştırıcı Johannes Schmidt vermiştir. Araştırmacı Akdeniz’de bulunan larvaların daima Atlas Okyanusu`nda bulunanlardan daha büyük olduklarını, doğuya gidildikçe büyüklüklerinin arttığını bulmuştur. En sonunda Meksika yakınlarındaki Sargossa denizinde çok sayıda yakaladığı larvaların en küçük bireyler (10 mm, 700 larva) olduğunu saptadığında, Avrupa yılan balıklarının çok ilginç olan hayat yolculuğu aydınlanmış oldu. Yılan balıkları Akdeniz`den ve Avrupa kıyılarından çok uzakta Amerika kıtasına yakın 22–30 enlemleri ile 48–65 boylamları arasında üremektedirler. Sargossa denizinde yumurtadan çıkan larvalar akıntıların yardımıyla 2,5 yıllık bir seyahat sonunda Akdeniz’deki tatlı sulara ulaşabilmekte ve bu anda boyları ancak 8–10 cm. dolayında bulunmaktadır. Bu dönemde 8–10 bin tanesi 1 kg. gelmektedir. 5 Avrupa Yılan Balığının Ürediği Yer: Sargossa Denizi Yılan balıklarının üreme alanları Peurto Rico ve Bermuda Adalarından eşit uzaklıklarda bulunmaktadır. Sargossa denizi bir kuyu şeklinde ve 1000 m derinliğe kadar bir bölgede tuzluluk oranı % 0,35 ve su sıcaklığı 17 dereceyle, yılan balıklarının üreme sahaları olarak diğer bölgelerden ayrılır. , Yılan balıkları tam olarak nerede toplanıyorlar? Yumurtlamaları nerede oluyor? Erkekler nerede bu yumurtaları döllüyorlar? Bu yerler ve olaylar kimse tarafından gözlenememiştir. Sadece bu olayların anılan bölgede olduğuna dair birçok bilgiye sahibiz. Yılan balıkları derin su balıklarıdır. Tatlı sulara geçici olarak, büyümek için gelmektedirler. Sargossa denizinde 400 metre derinlikte yumurtadan çıkmış yılan balıkları, 15 yıl sonra tekrar üremek için aynı sulara geri dönmektedir. Üreme zamanına ulaşan yılan balıklarını, tatlı sulardan denizlere göç ettiği dönemde “gümüşi yılan balığı” adı verilir. Bu dönemde yılan balıkları yumurtaları incelendiğinde üreme organı içinde yağ damlaları gözlenmektedir. Yumurtaların deniz dibinde değil orta sularda olabileceğini kanıtlamaktadır. Sargossa denizinde derinlik 4500 metre dolaylarındadır. 400–500 metre derinlik bu denizde güneş ışınlarının ulaşabildiği son derinlik olmakta, 500–600 metreden sonra ise hayat güçleşmektedir. Üremenin derinlikte olmasından sonra, yumurtadan çıkan larvaların büyüyerek yükselmeye başladıkları Yumurtlayan yılan balıklarının akıbetlerinin ne olduğu günümüzde hala bir bilinmezdir. Çünkü yumurtladıktan sonra Avrupa kıyılarına geri dönmüş tek bir yılan balığına rastlanamamıştır. Bu durumda iki hipotez ileri sürülmektedir: Bunlardan ilki yılan balıkları yumurtladıktan sonra derin dip balığı olarak yaşamını sürdürür. Diğeri ise, yılan balıkları yumurtladıktan sonra kitle halinde ölürler. Bu iki görüşten ikincisini destekleyecek birçok delil bulunmaktadır. Gümüşi yılan balığı olarak adlandırılan üremek için denizlere açılmaya yönelmiş bir yılan balığında anüs yapısının bozulduğu, sindirim sisteminin deforme olduğu ve kaslarda değişim başladığı gözlenmiştir. Bazı balık türlerinde de üremeden sonra ölüm olduğu bilinmektedir. Örneğin somon balıkları yumurtlamak için denizlerden nehirlere göç ederler. Ve hepsinin yumurtladıktan sonra 6 öldükleri gözlenir. Öyleyse yılan balıklarının da üredikten sonra öldüklerini kabul etmek yanlış olmayacak ve bunların 4500 m’ye varan derinliklere çöküp çürüdüklerini kabul etmekten başka yorum kalmayacaktır. Saptanmıştır. Örneğin 5–15 mm boyundaki yılan balığı larvaları 100–300 metre derinliklerde rastlanırken, biraz daha büyükleri ve bu denizden uzaklaşmış olanları 50 m civarındaki derinliklerde bulunmaktadır. Bütün bu bilgiler yılan balıklarının döllenmiş yumurtalarının bu bölgede izlenememiş olmasına rağmen, üremenin bu bölgede olduğunu kanıtlayan veriler olmaktadır. Aynı bölgede Mart ve temmuz ayında milyarlarca leptosefalus larvasının gözlenmiş olması, üremenin ilkbahar ve yaz başlangıcında olabileceğine işaret etmektedir. Yumurtlayan Yılan Balıklar Ne Oluyor? Ve Ġlk Yolculuk Yumurtadan çıktıktan sonra larvalar için önemli, uzun ve güç bir yolculuk başlar. Üreme alanının hemen çevresine üreme mevsiminde milyarlarca larva dağılarak yol almaya başlarlar. Larvalar kuzeyden Labrodor`dan gelen soğuk su akıntısı ve güneyden Ekvatordan gelen sıcak su akıntısının zararlı etkisi nedeniyle bu yönlere gitmezler. Amerika kıtasına gitmeyi tercih etseler, Amerika kıyılarına kısa sürede ulaşacaklar ve başkalaşma denilen normal vücut değişimlerini (3 yıl gerekir) sağlayamadan kıyılara ulaştıkları için ölmekten kurtulamayacaklardır. Aynı bölgede Amerikan yılan balıkları da üremesine karşın, onların yavruları tatlı suya girebilecek morfolojik değişime 1 yılda ulaşırlar, bu yüzden Avrupa kıyılarına doğru değil, Amerika kıyılarına doğru göçe başlar. Çünkü morfolojik değişimden hemen sonra beslenemez ise onlar da ölecektir. Böylece bu balıklarda, beslenme sahaları olan tatlı sulara ulaşma süreleri ile morfolojik değişimleri tamamlamaları birbirini takip etmektedir. İlkbahar başında yumurtadan çıkan larvalar defneyaprağına benzer ve bunlara leptosefalus denir. Bu larvalar Meksika körfezinden başlayıp Batı Avrupa kıyılarına kadar gelen sıcak su akıntılarıyla Avrupa kıyılarına kadar göç ederler. Şimdiye kadar yakalanan en küçük larva 7 mm olup, 75- 300 metre derinliklerde rastlanmıştır. Avrupa kıyılarına yaklaştıklarında boyları 75 mm`ye ulaşmaktadır. Yılan balığı larvalarının kat ettikleri mesafe 5000 km, Amerikan yılan balıklarının 1000 km kadardır. Larvalar kıyılara ulaştıklarında, defneyaprağı 7 şeklinden yılan balığına benzeyen silindirik bir şekle dönüşmeye başlar. Yılan Balığı Yavruları Vücut büyüklüğü ve ağırlığı artar. Larva dönemine ait dişler kaybolur. Larva döneminde mikroskobik canlılarla beslenirler. Avrupa yılan balıkları su akıntılarıyla nehir ağızlarına geldiklerinde 2,5 yılı geçmiştir. Türkiye kıyılarına gelmeleri ise 3 yılı bulmaktadır. Nehirlere giren yılan balıklarının zeytin yeşili kahverengimsi, karın kısmı sarımsı beyaz rengi alır. Bu balıklara "Sarı Yılan Balığı" denir. 14–15 yıl kadar sarı yılan balığı az-çok yerleşik olarak beslenir ve barınır. Beslenme, etçil olarak dip canlılarıyla ve diğer balıklarla olmaktadır. Büyümesi yaşadığı ortama bağlıdır. Dişi balıklar (45–150 cm), erkeklerden (50 cm) daha büyüktür. Büyümedeki farklılık ve yaşadığı ortam cinsiyetin ayırt edilmesini sağlar. Erkek balıklar nehir ağzında kalırken, dişi bireyler kaynağa yakın yerlerde bulunur. Su dışında uzun süre yaşayabilen, susuz ortamda dayanıklı olan yılan balıkları, ıslak zeminlerde, nemli çimler üzerinde kolayca hareket edebilir. Hatta deniz-tatlı su bağlantılı bataklık alanlarda çamur içinde çok rahat hareket edebilen, bu balıkları, bu alanlarda 1–1,5 metre çamur içinde bulmak hiç de şaşırtıcı olmaz. 15 yaşına kadar tatlı sularda büyüyen sarı yılan balıkları ikinci bir değişim geçirir. Karın kısmı, gümüşi, sırt kısmında koyu bir renklenme görülür. Vücutlarındaki yağ oranı artar (vücut ağırlığının %30`unu geçebilir) Bu aşırı yağlanma onun Sargossa denizine yapacağı zorlu göçte dayanmasını sağlar. Zira yılan balıkları yaklaşık 18 ay sürecek bu göçte hiçbir besin almazlar. 8 Yılan balıklarında Göç Boyunca Yön Bulma Göç eden balıkların yön bulma yetenekleri birçok çalışmaya konu olmuş ve pek çok görüş ileri sürülmüştür. Bunların en önemlilerinden biri dünyanın manyetik alanını kullandıkları görüşüdür. Dünyamızın bir manyetik alanı olduğunu hepimiz biliriz. Bazı deniz memelileri, kuşlar, bazı balıklar, bazı böcekler ve bazı mikroorganizmalar da bu manyetik alanı saptayabilen algılayıcılar vardır. Bu algılayıcılar sayesinde, uzun mesafeli göçte veya gezintilerde yönlerini kolayca bulabilirler. Yılan balıkları doğdukları yere geri dönüşleri algılayıcılar ve suyun kimyasal yapısını tanımalarıyla açıklanmaktadır. Her suyun bir kimyasal yapısı vardır. Balıklar rotalarını suyun kimyasal yapısıyla belirlemektedir. Sargossa`da yumurtadan çıkan larvalar, beslenecekleri yere göç ederken suyun kimyasal yapısını belleklerine kaydederler. Gelişme tamamlanıp üremek için geri dönerken, belleklerinde kayıtlı olan bu bilgilerden, üreme alanlarını bulabildikleri sanılmaktadır. Yılan balığı Ġkinci Göçü Bu göç, yılan balıklarının doğduğu yere üremek için yaptıkları göçtür. Gümüşi yılan balıkları sonbaharda, tatlı suları terk ettiklerinde cinsi olgunlukları tamamlanmamıştır. Gümüşi yılan balığının denizdeki yaşamı çok az bilinmektedir. Sargossa`daki yumurtlama alanına ulaşıncaya ve donatılarının tam olgunlaşacağı zamana kadar, denizde beslenmeden hayatta kalabilmektedir. 5000 km.lik uzun ve tehlikeli göçün tek hedefi, doğdukları yere ulaşıp üremektir. Üreme alanında deniz derinliği 4–5 bin metredir. Yılan balıkları yavruları ise 400–500 metrede güneş ışınlarının son ulaştığı derinliklerde yakalanırlar. Yılanbalıklarının yumurtladıktan sonra öldüğü tahmin edilmektedir. 9 Yılan Balığının Ekonomik Önemi Nedir? Dünyada tatlı su yılan balığı üretimi yaklaşık yılda 140.000 tonun üzerinde olup değeri 1,3 milyon $`ı aşmaktadır. Bu miktarın büyük bir kısmı Asya`da üretilmektedir. Çin yılda yaklaşık 50.000 ton, Japonya 42.000 ton, Tayvan 52.500 ton üretir. Avrupa`da ise yıllık üretim yaklaşık 10.000 tondur. Yılan balıkları birçok ülkede beğenilen ve fazla tüketilen bir besindir. Genellikle alabalık, sazan vb. gibi balıklar insan eli altında üretilebilmesine karşın, bu güne kadar yılan balığının kontrollü şartlarda, ticari boyutta üretimi sağlanamamıştır. Asyalı ve Avrupalı yılan balığı üreticileri, doğadan elde edilen şeffaf yılan balıklarına bel bağladıkları için şeffaf yılan balıkları çekirdek stok niteliğindedir. Avrupa`da yakalanan yılan balıkları yaklaşık 250–1000 ton arasında iken, Asya’da yakalanan şeffaf Japon yılanbalıkları yılda 100–150 ton arasındadır. Bir kilogram içinde yaklaşık olarak 5000–8000 adet şeffaf yılan balığı mevcuttur. Bu şeffaf yılan balıkları için pazar fiyatı kilogram başına 750–1000$ arasında değişmektedir. Yılan balığı yetiştiriciliğine olan talep artmasına karşılık, dünya genelinde yılanbalığı üretimi azalmaktadır. Bunun ana nedeni şeffaf yılanbalığı stoklarının azalmasıdır. Bu stokların azalmasına neden olan unsurlar ise, aşırı avlanma ve çevre şartlarının bozulması, kirletilmesidir. Türkiye`de denizle irtibatlı tüm nehirlerimizde rastlansa bile, özellikle Büyük Menderes, Küçük Menderes ve Gediz nehirleri, Bafa Gölü, Gölmarmara, Bakır çay Nehri, Adıyaman Gölbaşı, Silifke’de Göksu nehrinde, bu nehirle irtibatlı Ak göl ve Kuğu göllerinde, Marmara’da Kocabaş, Gönen ve Susurluk çaylarında yılan balığı bulunmaktadır. Yanı başımızdan akıp giden nehir ya da çaylarda, Meksika körfezinde doğmuş ama buralarda beslenen ve barınan bu ilginç misafirler bulunabilir. Ancak temiz ve besleyici ortamlar seven bu balıklar, kim bilir; belki de çok yakınlarda, hızla kirlenen sularımıza bir daha misafir olmayabilir. 10 TATLI SU DERE KAYA BALIĞI GENEL ADI: DERE KAYASI HATAY-DÖRTYOLYEREL ADI: İT BALIĞI Latince adı (Gabio gabio) olan balık Dere Kayası olarak bilinmektedir. Sazangiller (Cyprinidae) familyasına ait sürü halinde yaşamayı seven bir tatlı su balığıdır. Özellikleri Ortalama 10 cm ve çok nadir 15 cm.den fazla uzunluğa ulaşır. Yuvarlağımsı bir vücudu, büyük bir kafası, aşağı doğru ağzı ve kalın dudaklarının iki yanında iki bıyığı vardır. Daima suyun dibinde yaşar ve böcek larvaları, küçük kurtçuklar ve kabuklular ile beslenir. YaĢam Alanı Hem hızlı akan ırmaklarda hem göllerde, hem dibi kumlu fazla su bitkilerinin bulunduğu yerlerde bulunur. Üreme Dere Kaya balığı yazın başlarında 12–18 derece su sıcaklığında geceleyin çiftleşir. Yumurtaları su bitkilerine ve taşlara dört hafta boyunca yapışık kalır. Bu yumurtalardan çıkan yavrular plankton (Mikroskobik Canlılar) ile beslenir. 11 Amanos Dağları Derelerinde Dere Kaya Balıkları Amanos dağları dereleri denize ulaştığı dönemlerde bu balıklar rakım olarak düşük ve ılık sularda bol miktarda bulunmakta olup, dere canlı yaşamının bir parçası idi. Fakat günümüzde Yerel yönetim ve resmi yönetimlerin bilinçsiz su kullanımı yüzünden kuruyan dereler aşağı daha sıcak noktalara erişememektedir. Bu balıkların en büyük özelliği ılık suları sevmeleridir. Ilık su bulamayan balıklar küçük yan derelere yönelmiştir. Suyu nispeten ana dereye göre daha ılık olan bu derelerde yaşama olanağı arayan balıklar burada da su kesintileri ile karşılaşmıştır. Bahçe ve içme suyu talebi için yönlendirilen kuruyan derenin küçük göletleri içinde yağmur sezonuna kadar yaşam mücadelesi vermektedir. Diğer Tatlı Su Kefaline göre oksijensiz ortamlara daha dayanıklıdır. Dere yatağındaki kayalar üzerine yapışarak yosunlar ve kurtçuklar ile beslenmektedir. Yapısı Deniz köpek balığına benzediği için yöre halkı İt balığı diye isimlendirmiştir. Türkiye genelinde Çöpçü veya Dere Kaya balığı olarak da isimlendirilmektedir. Boy ortalaması 15 Cm. geçmemektedir. Tatlı su kefali ile benzer renk ve görünüşe sahip olmasına karşılık yüzgeç ve ağız kısmının köpek balığına benzemesinden dolayı halk bu balığı avlamamaktadır. Avcılığı yapılmayan İt balığını dere sularının kesintileri yok etmektedir. Çünkü daha aşağı kısımlardaki dere suları daha yukarılarda bulunan suya göre oldukça ılıktır. İt balığı (Dere Kayası) konusunda detaylı bir araştırma yapılmamıştır. Amanos dağları dereleri dâhil Türkiye ve Avrupa’daki tüm derelerde bulunmaktadır. İt balıkları su 12 kesintileri yani dere kurumaları başlamadan önce tüm Amanos dağları derelerinin denize yakın ılık bölgelerinde bol miktarda bulunmaktaydı. Fakat şimdi sadece küçük bir dere olan ve Hatay ili Dörtyol ilçesinin Kuzuculu beldesi sınırları içindeki TUM ÇAYI dere yatağının göletleri içinde bir ikisi yaşam mücadelesi vermektedir. Çünkü dere yaz aylarında kurumaktadır. Dere suyu Deli çay dere Yatağına döküldüğü için bu dereye ana dere olan Deli Çay’dan girmişlerdir. Çünkü Tum Çayı Deli çaya göre nispeten ılıktır. Fakat su kesintileri içinde kalan küçük göletler sezon sonuna kadar yaşam alanları olmuştur. Çünkü fizyolojik yapısı ılık ve oksijensiz suya dayanıklıdır. Bu balıklar bu özelliklerinden dolayı akvaryumlarda da çok rahat yetiştirilmektedir. Ayrıca suyu ılık olan Payas deresi ve diğer dere yataklarında da az sayıda kalan balıklar yaşam mücadelesi vermektedir. Ama çoğunluk Kuzuculu Tum Çayı dere yatağında ki göletlerde yaşamaktadır. Dere yataklarında su içindeki kayalar üzerinde hareketsizce durmaları ve kaya üzerindeki yosunları yemelerinden dolayı insanlar bu balığa saygı ile bakarak avlamamaktadır. İt balıkları diğer balık türlerine göre daha evcil bir yapıya sahiptir. İnsan olgusu bu balıkları pek fazla ürkütmemektedir. İnsanlarla neredeyse iç içe yaşamaktaydılar. Ne yazık ki insanoğlunun bilinçsiz su kullanımı yüzünden yaşam alanları yok edilerek ve balıkların nesli Amanos dağları derelerinde nesli tehdit altına girdi. Hatta ana derelerde artık bu balıklar hiç gözükmüyor. Dere suları daha yukarıda kaldığı için aşağıya oranla daha soğuk olmalarından dolayı İt balıkları ana derelerde hiç bulunmamaktadır. Bir zamanlar İt balıkları, Meksika körfezi Sargossa’nın 4500–5000 metre derinliklerinde doğup, derelerimize gelen ve 15 yıl yaşayıp tekrar geri dönen Yılan Balıklarının besin kaynağı idi. Çünkü hareketsiz yapılarından dolayı Yılan balıklarına kolay av oluyorlardı. Ne yazık ki kendi elimiz ile bindiğimiz dalı kesmeye devam ediyoruz. Çünkü bu sistemin içinde unutmayalım ki bir zamanlar ismi it dahi olsa bu balıklar vardı. Onlarda bizim kadar yaşamayı hak ediyordu. Belki dünya üzerinde başka derelerde yaşamaya devam ediyorlardır. Ama bilin ki Amanos dağları dere yataklarında insan eli ile nesli tüketilmiştir. 13 AMANOS DAĞLARI DERELERĠNDE YAPILAN YANLIġ AVCILIK YÖNTEMLERĠ 1-ġiĢ maske ile avlanma 2-jeneratör ile elektrik Ģoku vermek 3-Tarımsal ilaçlama zehirleri kullanmak 4-Dinamit veya diğer patlayıcılar 5-Serpme ağ kullanmak 6-Dere suyunu baĢka yere yönlendirme 7-Kireç veya gübre ile avlanma 8-Zehirli bitkilerden faydalanma 9-Balyozla suda Ģok dalgası yaratmak 10-Zıpkın ile derin suda avlanmak 11-File ağ germek 12-Üreme mevsiminde olta ile avlanmak 13–15 cm.den ufakların avlanması 14-Avcılık ruhsatı bulundurmamak 15-Çorap kullanıp elle avlamak Yukarıda maddeler halinde belirtilen ama kimsenin farkına varmadığı kanun dıĢı yöntemlerle yapılan ayrıca kontrolü yetkililer tarafından denetlenmeyen, usulsüz ve bilinçsiz avcılık yöntemleri Amanos dağlarında bulunan derelerde balık varlığını azaltarak neslini tehdit altında bırakmıĢtır. 14 AMANOS DAĞLARI DERELERĠNDE BALIK AVCILIĞINDA KULLANILAN YANLIġ AVCILIK MALZEMELERĠ VE AVLANMA YÖNTEMLERĠNDEN ÖRNEKLER ġĠġ – MASKE SERPME AĞ JENERATÖR ĠLE ELEKTRĠK VERME YÖTEMĠ DĠNAMĠT PATLATMA YÖNTEMĠ TARIMSAL ZEHĠRLER 15 ġĠġ-MASKE ĠLE YANLIġ BALIK AVLAMA YÖNTEMĠ Yanlış avlanma ve av malzemelerinden örnekleri gördüğümüz avlanma teknikleri Amanos dağları derelerinde toplu ölümlere neden olmaktadır. Avlanmaktan çok katliama dönüşen bu avcılık yöntemleri Kuzuculu Deli çay, Dörtyol Özerli Çayı, Erzin çayı ve diğer dere yataklarında balık varlığını azaltmıştır. ġĠġ MASKE YÖNTEMĠ ĠLE AVLANILMIġ BALIK Derelerde sürdürülebilir bir yaşamın devamı için üreme ayları dışında doğru olan olta avcılığı yöntemleri kullanılarak avcılık yapılmalıdır. Farkında olmadığımız ama giderek balık varlığının azalması insan eli ile yapılan ekolojik bir faciadır. Avcılık dere yataklarında peş peşe sıralanmış gruplar halinde aşırı derecede yapılmaktadır. Eğer bu grupların önü alınmadığı ve yetkililerce kontrolü sağlanmadığı takdirde yakın bir gelecekte Amanos dağları derelerinde balık kalmayacaktır. 16 AMANOS DAĞLARI DERELERĠNDE BĠLĠNÇSĠZ ĠÇME SU ĠLE TARIMSAL SULAMA SUYU KULLANIM VE ETKĠLERĠ 1-Belediyeler 2-Köy Muhtarlıkları 3-Baraj ve Göletler 4-Fabrikalar Belediyeler ve Köy muhtarlıkları Yerel yönetimler halkın taleplerini karşılamak için Amanos dağları derelerinden akan suları yönlendirme yaparak içme suyu ve tarımsal sulama amaçlı toplumun hizmetine sunmaktadır. İçme suyu kullanımında dere suları ilk çıkış noktasından alınarak halka arz edilmektedir. İlk su gözünden alınan dere yatakları kuruyarak su azalmasına sebebiyet vermektedir. Oysa yapılması gereken yöntem en aşağı verimsiz araziler üzerinde oluşturulacak olan göletlerden bu taleplerin karşılanmasıdır. Bu yapılacak çalışmalar iyi hesaplandığında diğer uzak noktalardan getirilen yöntemlere göre ekonomik açıdan pek fazla bir maliyet getirmeyecektir. Çünkü Amanos dağları bu göletleri yapmak için dere ağızlarında uygun ve maliyetsiz zeminler oluşturmaktadır. Yapılacak işlem buraların tespitidir. Fakat ekonomik açıdan yük getirmeyeceğinin bilinmesine karşılık ilk çıkış noktasından su alınmasındaki ana amaç suyun daha temiz olması düşüncesinin ağır basmasıdır. Yapılacak olan temizleme havuzları sayesinde temiz su elde edilebileceği bilinmesine karşılık maliyet hesapları yapılmaktadır. Oysa yapılacak olan böyle bir çalışmada dere yatağı kurmamış hem de kuraklığa karşı önlem olarak elde birikmiş hazır su deposu olacaktır. 17 Su gözü ilk çıkış noktasından alınan dere suları kuruyarak denize kadar ulaşamamaktadır. Dere yataklarında yaşayan canlılar su azalmasından dolayı hareket ve besin alanı daralmaktadır. Bu sonuç karşısında balıklar yavaş yavaş yok olmaktadır. Özellikle deniz ile bağlantısı kesilen Yılan Balıkları göç döngülerini tamamlayamamaktadır. Sadece Yılan Balığı değil tatlı su ve deniz suyunda yaşam ortamına sahip bir sürü canlı varlıklar bu dereler kuruduğu için yok olmuştur. Örneğin; Derelerimizde daha önceleri görülen ve deniz ile bağlantılı bir yaşama sahip olan yöre halkının Testere balığı ve Mavi balık ve ılık suları seven İt balığı olarak bildiği balık türleri tamamen ve kısmen yok olmuştur. Yerel Yönetimlerin YanlıĢ Uygulamaları Sonucunda Hatay ili Dörtyol ve Erzin Ġlçelerinde yaz döneminde (Haziran_Kasım) kuruyan Amanos dağları Dere Yatakları; 1-Kuzuculu Deli Çay 2-Dörtyol Özerli Çayı 3-Dörtyol Payas Çayı 4-Erzin Erzin Çayı 5-Kuzuculu Tum Çayı 6-Kuzuculu Bilallık Deresi 7-Dörtyol Çağlalık Deresi 8-Dörtyol Ekiz dere Yatağı 9-Dörtyol Beşik göl deresi Bu dereler talebinin karşılanması ve ilk çıkış noktalarından içme suyu alınmasından dolayı yaz aylarında denize ve bağlantılı oldukları ana derelere ulaşamamaktadır. Ayrıca bu derelere dökülen küçük yan derelerde bilinçsiz su kullanımı yüzünden aynı şekilde yaz aylarında kurumaktadır. Yaylacılık ve etkileri Yayla sezonu içinde yayla yerleşimleri ana su gözlerini kullanarak su azalmasına çevreye ayrıca, yeraltı ve yerüstü su kirliliğine neden olmaktadır. Yaylalarda depolama ve arıtma yöntemi kullanılmamaktadır. Yayla yerleşimi olarak seçilen bölgelerin köy ve belediye yerleşimlerine alınan su gözleri üzerinde olması bu su kaynaklarını kirletmektedir. Tekrar temizlemek ise yerel yönetimlere maliyet getirmektedir. 18 Baraj – Gölet ve Fabrikalar Dağ vadileri içinde yapılan barajlar ve göletler dere yataklarının aşağı kısımlarında bulunan verimsiz araziler üzerinde yapılmalıdır. Amanos dağları bu imkânı aşağı kısımlarda bulundurmaktadır. Dere yataklarının düz ovalara yakın alanlarda oluşturduğu ağız kısımları uygun yapıldığı takdirde bu tür çalışmalar için bir sorun teşkil etmemektedir. Baraj ve göletlerin uygunsuz yapılması yüzünden oluşan kilometrelerce uzunluklarda kuruyan dere yatağında hem ekolojik yaşam hem de biyolojik yaşam değişime uğrayarak felakete dönüşecektir. Oysaki sürdürülebilir bir yaşam için doğadaki her türlü canlı düşünülmelidir. Bunun için yapılacak olan şey vadi iç kesimleri yerine ağız kısımlarına baraj ve göletlerin yapılmasıdır. Amanos dağlarının toprak yapısı vadi iç yükseltilerine yapılacak olan böyle çalışmalara uygun değildir. Bunun farkında olan mühendislik firmaları borular veya kanallar yöntemi kullanarak dere yataklarındaki suları yönlendirip küçük çaplı elektrik santrali düşünmektedirler. Böyle bir çalışma ise dere yataklarında belirli noktaların tamamen kuruması ve felaketi demektir. Bu tür bir çalışmada yaklaşık olarak 10 km.lik bir dere yatağı tamamen kuruyabilir. Bu da şu demektir; 10 Km.lik alanda canlı yaşamı yani balık kalmayacak anlamına gelmektedir. Zaten metre olarak kısa bir vadi içinde sıkışıp yaşamaya çalışan balıklar kendilerine yaşam alanı bulamayacak ve derelerimizde Elektrik santrali yüzünden balık kalmayacaktır. Ayrıca alanın ekolojik yapısı da değişip bitki türleri, iklim, hayvansal yaşamı gibi özellikler tehlike altına girecektir. Oysa vadi giriş kısmındaki verimsiz araziler üzerine yapılacak olan baraj-santral ve gölet çalışmaları hazır su deposu ve balık yaşamının çoğalması anlamına gelmektedir. Fabrikaların Dörtyol ve Erzin bölgesinde çoğalması ile su kullanım ihtiyaçları bu dere yataklarından karşılanmaktadır. Ne yazık ki dere üst noktalarından alınan sular dere yataklarının kurumasına sebebiyet vermektedir. Yörede fabrikalar çoğalmakta ve buna bağlı olarak yoğunlaşan şehirciliğin ve nüfusun içme suyu talebi gün geçtikçe artmaktadır. Arz ve talebi karşılamayan Amanos dağları dere yatakları ilerde bu yöntemler uygulanıp kullanılmaya devam eder ise tamamen kuruyacaktır. 19 DOĞRU AVCILIK YÖNTEMLERĠ Ve BALIK ÜREME DÖNEMLERĠ 1-Olta takımları ile avlanmak 2-Balık sepeti ile Avlamak 3-Üreme Sezonu DıĢında Avlanmak 4-15 Cm.den Büyük Olanları Avlamak 5-Av Ruhsatı Bulundurmak 6-Yasak ve Kurallara Uymak 7-Çocuklarımızı Balık avcılığı Konusunda Eğitmek BALIK ÜREME DÖNEMLERĠ Amanos dağları içinde bulunan dere yataklarında Yılan balığı hariç diğer balıklar yumurtlama ve suda döllenme yöntemi ile çoğalmaktadır. Yılan balıkları 15 yıllık bir erginlikten sonra sonbahar aylarında tekrar denize dönerek Meksika’da Sargossa körfezinde 4500–5000metre derinlikte üreme olayını gerçekleştirirler. Sargossa körfezinde canlanan Yılan balıkları yavruları derelerimize doğru gelinceye kadar 3 yılı geçer ve boyları 15–18 cm. kadar ulaşır. Yılan balıklarının yavruları dere yataklarımıza Haziran ayı döneminden başlayarak giriş yaparlar. Tatlı Su Kefalleri(Öz balığı) ise Nisan ayından başlayarak Haziran ayı sonuna kadar dere yatağı içinde bulunan kumluk, çakıl taşlık ve bitki köklerinin bulunduğu durgun su alanlarına yumurtlamaktadır. Erkek balıkların yumurtalar üzerine sperm bırakmaları sonucu döllenme gerçekleşmektedir. Bu süre sonucunda balıklar bir aylık dönem içinde dünyaya gelirler. 20 SONUÇLAR Bu değerlendirmeler sonucunda deniz ile bağlantısı kesilen dere yataklarında yakın bir gelecekte Yılan balığı ve yöre halkının İt balığı olarak bildiği Çöpçü balık hiç kalmayacaktır. Çünkü Yılan balıklığı yavrularının dere yataklarımıza girdiği dönem olan Haziran, Temmuz ayları içinde derelerin bağlantısı deniz ile kesilmektedir. Yılan Balığı erişkinlerinin tekrar üremek için Meksika Sargossa körfezine dönme ayı olan Sonbahar aylarında da dere yataklarının deniz ile bağlantısı içme ve sulama suyu talebini karşılamak için kesiktir. Yanlış dönemlerde su kesintilerinin yaşandığı dere yataklarında balık göç dönemlerinde der sularının deniz ile olan bağlantısının kesilmesi bu döngüyü engellemektedir. Bu sonuca göre göç döngüsü engellendiği için Amanos dağları dere yataklarında Yılan balığı olmayacaktır. Su kesintileri yüzünden aşağı kısımlarda ılık su bulamayan İt balıkları da aynı kaderi yaşamaktadır. Soğuk sularda yaşam ortamı bulamayıp tamamen yok olacaktır. Tatlı su Kefalleri (ÖZ balığı) ise aşırı ve bilinçsiz avcılık yüzünden yok olmaktadır. İçme suyu ve sulama suyu talebini karşılamak için kesilen sular balıkların uygun yaşam ortamını yok etmektedir. İnsanoğlunun ihtiyacını karşılamak için zincirin bir halkası koparılmaktadır. Uygun yöntemlerle yapılan çalışmalar sürdürülebilir bir yaşamın gerçekleşmesini sağlayacaktır. Daha önceleri birçok canlının yaşam imkânı bulduğu Kuzuculu Deli Çay, Erzin Çayı, Dörtyol Özerli Çayı diğer kuruyan derelere birer örnek teşkil etmektedir. Geç olmadan bu derelerde biyolojik yaşam kurtarılabilir. Tek yapmamız gereken biraz duyarlı birazda bilinçli davranmaktır. Dere üzerinde yapılan her çalışma bölgede yaşayan insanları bire bir etkileyecektir. Ne kadar bu benim sorunum değil denilse bile bir gün dolaylı yönden de olsa bizleri etkileyecektir. Dereler sosyal aktivitelerin yaşandığı bir yer olarak görülmekten çok hayatımızın bir parçası olarak görülmelidir. Amanos dağlarında bulunan diğer tamamı ile kuruyan derelerde yaşam tamamı ile durmuştur. Etrafımıza bakıp hangi derelerin kuruduğunu? ve daha önceleri buraları nasıl bir alandı? Bunları hayal edip düşünür isek bizi hangi felaketlerin beklediği gün yüzüne çıkacaktır. Dünyamızı karartmamak için etrafımıza dikkatlice bakalım! 21 ADRES AÇED 31631-Kuzuculu-DÖRTYOL HATAY ĠLETĠġĠM E-Mail: [email protected] [email protected] [email protected] [email protected] WEB SĠTE amanoslar.org.tr 22