GİRİŞ - WordPress.com

Transkript

GİRİŞ - WordPress.com
GİRİŞ
Küreselleşen günümüz dünyasında rekabette üstünlük sağlamada kullanılan
en etkin ticaret alanlarından birisi turizmdir. Turizm faaliyetleri, dünya
ticaret hacminin büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. Turizm ise;
konaklama, yeme içme, eğlence, ulaştırma gibi sektörlerin yanı sıra yarattığı
turistik ürünler ile bütün bu sektör ürünlerini birleştiren seyahat acentacılığı
sektörü ile birebir ilişkilidir. Yarattıkları turistik ürünler ile seyahat
acentaları bütün turizm sektörlerini tüketicilerle buluşturur.
Seyahat acentaları niteliklerine göre; otel rezervasyonları, yurt içi ve yurt
dışı tur organizasyonları, ulaşım araçları biletleri satışı başta olmak üzere
ayrıca,
Kongre–konferans-toplantı
organizasyonu,
araç
kiralama,
danışmanlık (tanıtım ve pazarlama) v.b. gibi faaliyetleri yerine getirirler.
Seyahat acentalarının hizmetleri ile oluşan ürünler; sektörel olma özellikleri
bakımından diğer sektörlerden farklıdır. Bu farklılık seyahat acentalarının
farklı sektörler tarafından oluşturulan hizmetleri uyumlu ve dengeli bir
şekilde ve tüketici talebi kapsamında bir araya getirmeleri ile belirginleşir.
Bir başka değişle ürünler bir bütün halinde tüketicinin ayağına kadar
ulaştırılır. Bu bağlamda seyahat acentalarının etkin olduğu ülkenin
ekonomisine katkısı yadsınamaz. Seyahat acentalarının turist getirici etkisi
de bu katkıyı arttırır. Ayrıca bu katkı ticari anlamda büyük oranda kazanç
sağlayacağı gibi, ülke de turizminin gelişmesi açısından da oynadığı rol
önemlidir. İnsanlardaki gezme görme merakına öncülük yapmak amacıyla
yeni turistik
destinasyonlar
oluşturmanın
ve tüketicilerin talepleri
doğrultusunda yeni ürünler yaratmanın yolu da seyahat acentalarından
geçer. Seyahat acentalarının dünya çapında hızla gelişen turizm pazarı
nedeniyle sürekli olarak değişim ve gelişim barındırması gerekir. Böylelikle
hedef pazarda rekabette öne çıkılarak sürdürülebilirlikte sağlanmış olacaktır.
1
Seyahat acentalarının turizmin önemli yapı taşlarından olması doğrultusu ile
yola çıkılarak İstanbul Üniversitesi bünyesinde bir seyahat acentası
kurulması amaçlanmış ve bu kapsamda bir çalışma gerçekleştirilmiştir.
Üç bölümden oluşan çalışmanın birinci bölümünde; İstanbul Üniversitesi
bünyesinde seyahat acentasının kuruluş amaç ve gereksinimlerinden
bahsedilerek seyahat acentasının sahipliği, misyonu-vizyonu, arz edeceği
hizmet ve ürünler, mali durumu, finansal gereksinimleri ile hukuki ve yasal
çerçevedeki gereksinimleri üzerinde durulmuştur.
İkinci bölümde; araştırma geliştirme çalışması kapsamında İstanbul
Üniversitesi seyahat acentasının faaliyet göstereceği bölge ve turistik
potansiyel belirlenerek, istanbul üniversitesi çevresi, tarihi yarımada, hedef
pazar araştırması, pazar bölümlendirme, hedef pazar stratejisi ve ihtiyaçları,
rekabet ortamı ve pazarda bulunan rakipler, rekabet analizi, gelecekteki
potansiyel rekabet, seyahat acentalarının kümelenme projelerinde rekabet
analiz yöntemi: elmas modeli (porter), entegrasyonun rekabete olumlu ve
olumsuz yansımaları gibi konulara değinilmiştir. Ayrıca, dünya’da ve
türkiye’de entegrasyona gitmiş seyahat acentaları ve tur operatörleri, hedef
pazarda inovasyon modeli ve uygulaması, İstanbul Üniversitesinin
inovasyon pramidi modeli ile ticarileştirmesi ve geliştirilmesi gibi konulara
da dikkat çekilmiştir.
Son olarak üçüncü bölümde ise; çalışmanın uygulama kısmı olan İstanbul
Üniversitesi seyahat acentasının swot analizi yapılarak güçlü yönler, zayıf
yönler, fırsatlar ve tehditler değerlendirilmiştir.
Tüm bunların yanı sıra yapılan Tarihi İstanbul Üniversitesi turu başta olmak
üzere, Beyazıt- Sultanahmet ve Tarihi Yarımada Turları ile de çalışmaya
katkı sağlanmıştır.
2
1. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ BÜNYESİNDE SEYAHAT
ACENTASININ
KURULUŞ
AMAÇ
VE
GEREKSİNİMLERİ (LANDISH)
SEYAHAT ACENTALARI ŞİRKET ANA SÖZLEŞMESİ ÜNVANI :
İSTANBUL UNİVERSİTESİ TURİZM İŞLETMECİLİĞİ ANABİLİM
DALI.
TİCARİ MERKEZİ : İSTANBUL
Kuruluş: 2012
Madde 1: Istanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstütusü Turizm
İşletmeciliği Anabilim Dali yüksek lisans öğrencileri tarafından bir şirket
kurulmaktadır.
Madde 2: Şirketin ticaret ünvanı ISTANBUL UNİVERSİTESİ TURİZM
ANABİLİM DALI’dır.
Amaç ve Konu:
Madde 3. Şirketin amaç ve konusu başlıca şunlardır:
Istanbul Üniversitesi bünyesinde seyahat acentalığı yapmak.
a.
İstanbul Üniversitesi turizm endüstrisine ilişkin tanıtım, reklam
ve danışmanlık hizmetleri vermek.
b.
Turizme ilişkin piyasa bilgilerini derlemek, Türkiye’nin tarihi,
turistik, sosyal ve kültürel özellikleri hakkında bilgiler derlemek
c.
Bu bilgileri kitap, yayın, film ve video bantları şeklinde
üretmek, bilgilerin basımını ve dağıtımını yapmak, turizm ile
ilgili her türlü yayın yapmak.
d.
Turistik hediyelik eşya ve el sanatlarının alım ve satımını
yapmak, ihraç etmek.
e.
Yurt içinde ve yurt dışında sergiler açmak ve fuarlara katılmak.
Şirket bu amaçları gerçekleştirmek için aşağıdaki konularda faaliyette
bulunabilir:
3
a. Şirketin amacı ile ilgili olarak gerekli ham madde ve yardımcı
maddelerin, malzemelerin ve gereçlerin alımı, satımı, üretimi,
ihracat ve ithalatı.
b. Dahili ticaret, komisyonculuk, iç ve dış uluslar arası mümessillik,
pazarlamacılık ve toptancılık.
c. Şirketin işleri için iç ve dış piyasalarda kredi anlaşmaları yapmak,
turizm kredisi, yatırım ve işletme kredisi ve benzeri krediler almak.
d. Şirketin amacının gerçekleştirilmesi için her türlü malı, ticari, sınai,
idari ve hukuki tasarruf ve çalışmalarda bulunmak.
e. Şirketin çalışma alanlarına giren konularda hakiki ve hükmi
şahıslarla şirket kurmak, ortak girişimlerde bulunmak, var olan ticari
işletmelere katılmak, kuruluşların hisselerini, tahvillerini ve diğer
menkul kıymetlerini, aracılık yapmamak koşuluyla olmak ve satmak,
değiştirmek ve teminat olarak göstermek.
f. Şirket için gerekli araç, gereç, makine ve tesisler ile taşınmazları
satın almak, kullanmak, devir etmek, kiralamak, kiraya vermek,
büro, ofis ve yönetim binaları inşa etmek, satın almak, kiralamak ve
kiraya vermek.
g. Şirketin konusuyla ilgili olarak şirketin ve üçüncü kişilerin borçlarını
ve alacaklarını temin için ipotek, rehin,kefalet ve diğer her türlü ayni
ve şahsi teminatları vermek, ipotek, rehin, kefalet ve diğer
teminatları almak, bunları değiştirmek ve çözmek.
h.
Yerli ve yabancı marka, ihtira beratı, bilgi ve uzmanlık, patent ve
diğer mülkiyet haklarını iktisap etmek, devir ve ferağa etmek ve
bunlar üzerinde lisans anlaşmaları yapmak.
Yukarıda belirtilenler dışında, şirket için gerekli ve yararlı başka işe
girişilmek istendiğinde konu ortaklar kurulunun onayına sunulur ve
gerekli kararlar alındıktan sonra işleme konur.
4
1.1.SEYAHAT ACENTASININ
GÜNDOĞDU)
SAHİPLİĞİ
(CEMAL
İstanbul Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü bünyesinde 2012 yılında
faaliyet göstermeye başlayan İstanbul Üniversitesi Turizm ve Seyahat
Acentası, A grubu seyahat acentası işletme belgesine sahip ve TÜRSAB
üyesi olan bir kuruluştur. Türk turizminin bilimsel gerçekler temelinde
geliştirilmesi ve ülkeye başta Kongre ve Sağlık turizmi gibi yeni,
sürdürülebilir turizm çeşitleri kazandırarak, ülke içinde katma değer
yaratılmasına yönelik çalışmalar yapmakta ve projeler geliştirmektedir.
Ayrıca seyahat acentamız İstanbul Üniversitesi’nde Turizm İşletmeciliği
bölümünde akademik
eğitim alan öğrencilere seyahat
acenteciliği
konusunda pratik yapma imkanı da yaratarak, turizm sektörüne yetkin
turizmciler kazandırmaktadır. İstanbul Üniversitesi Turizm ve Seyahat
Acentası olarak bizler, detaylara, mükemmeliyete ve memnuniyetinize en
üst seviyede önem vererek, sizlere en iyi hizmeti sunmak için çalışmaktayız.
İstanbul Üniversitesi Turizm ve Seyahat Acentası, iç ve dış turizm
alanlarında aktif çalışmalar sürdüren, çağdaş, dinamik ve deneyimli bir
seyahat acentasıdır. Türkiye’de, sürdürülebilir temelde yeni turizm çeşitleri
kazandırmak için misyon üstlenen seyahat acentamız, üniversite bünyesinde
bulunan
toplantı
ve
seminer
salonlarını
Türkiye’de
profesyonel
kongreciliğin gelişmesi ve ülkede Kongre Turizmi imajının oluşturulması
amacıyla çeşitli organizasyonlar yapmaktadır. Seyahat acentamız, dünyada
gelişmekte olan Sağlık Turizmi sektöründen Türkiye’nin da yeterli düzeyde
pay alabilmesi ve ülkede katma değer yaratılmasına yönelik olarak bölgenin
tarihi, turistik ve insani değerleri ile İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi’nin bölümlerinde sunulan uluslararası standartlarda ve uygun
koşullardaki sağlık hizmetlerini birleştirerek, ülkeleri dışında sağlık hizmeti
almak isteyen turist hastalara kanser, kardiyoloji, kalp ve damar cerrahisi,
beyin ve sinir cerrahisi, diş, göz, ortopedi, estetik cerrahisi başta olmak
üzere sağlık paketleri sunmaktadır. Bunun yanı sıra, öğrencilere yönelik
olarak yaz okulu/dil okulu, yurtdışı master programları da düzenlemektedir.
5
Ayrıca yurt içi ve yurt dışı otel rezervasyonları, kültür turları, özel ilgi
turları, uçak ve gemi biletlerini siz kıymetli müşterilerimize en uygun fiyat
seçenekleriyle sunarak, tüm kredi kartlarına veya Kampus Kart’la
ödemelerinizde özel taksit ve indirim avantajı sağlamaktayız.
1.2.İSTANBUL
ÜNİVERSİTESİ
SEYAHAT
ACENTASININ MİSYON, VİZYON VE DEĞERLERİ
(CEMAL GÜNDOĞDU)
MİSYONUMUZ
Etik değerlerden ödün vermeden tüm turizm faaliyetlerimizde ciddi,
güvenilir, global anlamda müşteri odaklı birhizmet vererek ve hızlı
çözümler üreterek Türkiye’nin turizm alanında dünyaya tanıtımına yardımcı
olmak ve turizm alanında etkin rol oynamak.
Organizasyonlara farklılık getirecek yeni ve yaratıcı fikirler üretebilmek
Pazarlanan ürünlere en üst düzeyde değer kazandırarak, karlılığı ve
etkinliği arttırmak
Dünya çapında seyahat ve organizasyon için, sürekli gelişen teknolojiyi
takip ederek hizmetlerimize yenilik kazandırmak
Piyasada tam ve kaliteli hizmet sunan marka olarak öncü konumu
sürdürmek
Değişim ve gelişime açık olmak
Bireysel ve kurumsal anlamda sürekli gelişmek
Çalışanlarına ve müşterilerine en iyi imkanları sunmak
Toplumsal değerlere sahip çıkmak
Tercih edilen bir işletme olmak
VİZYONUMUZ
Güvenilir, ciddi, müşteri odaklı, hızlı çözüm üreten, kaliteli hizmet
anlayışıyla Türkiye’de ve dünyada turizm alanında faaliyetlerini sürdürmek.
Verilen hizmetlerde ve ürünlerde KALİTE
6
Acentamıza hizmet veren kişi, kurum ve kuruluşlarla BÜTÜNLÜK
Tüm hizmetlerde mükemmel PERFORMANS
DEĞERLERİMİZ
İnsana ve Topluma Çevreye ve Yasalara Karşı Saygı ve Sorumluluk
Çağdaşlık, Bilimsellik, Yaratıcılık
Yenilikçilik
Dinamizm
Dürüstlük
Verimlilik
Güleryüzlülük
Müşteri memnuniyeti
Dürüstlük, bütünlük ve güvenilirlik
Tarihi mirasımıza sahip çıkmak ve bizden sonra gelen nesillere en güzel
şekilde bırakmak
Atatürk İlke ve İnkılaplarına bağlı ülkesini ve bayrağını seven nesiller
yetiştirilmesine katkıda bulunmak.
Bizler birer eğitimci olarak hizmet vereceğimiz genç nesillere bir eğitimci
gözüyle yaklaşarak onları en iyi şekilde bilinçlendirmek
1.3. SEYAHAT ACENTASININ ARZ EDECEĞİ HİZMET
VE ÜRÜNLER (SEROL)
İstanbul Üniversitesi’nde faaliyet gösterecek olan seyahat acentesinin
Üniversite prensipleri ve değerleri ile uyumluluk göstermesi gerekmektedir.
Aksi takdirde sunulan hizmette aksaklıklar meydana gelebilecek, turistin
sunulan bu hizmetlerden tatmin olması sağlanamayabilecek ve Üniversite
turizm potansiyeli yaratma ve turist çekme konusunda hedeflediği sonuçlara
erişemeyebilecektir. Bu gibi sıkıntı verici sonuçlarla karşılaşmamak için
gerekli önlemler alınmalı, Üniversite yönetimi ve personelinin süreklilik arz
edecek şekilde karşılıklı yardımlaşma, dayanışma ve işbirliğine gidilmesi
7
sağlanmalı ve arz edilecek hizmet ve ürünler eksiksiz bir şekilde
sunulmalıdır.
Seyahat acentesinin arz edeceği hizmet ve ürünleri aşağıdaki gibi ifade
edebiliriz;
1-) İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yerleşkesinin ve Üniversite çevresinin
araştırmasını yapmak ve öngörülen turların plan ve programlarının
oluşturulmasını gerçekleştirmek.
2-) Planlanan turların düzenlenmesini, hazırlanmasını ve pazarlanmasını
yapmak. (Hacıoğlu, 2009, s. 42)
3-) Üniversite bünyesinden ya da diğer araç kiralama şirketlerinden araç
temin etmek ve turistlerin gitmek istedikleri yerlere transferlerini
gerçekleştirmek.(Hacıoğlu, 2009, s. 42)
4-) Rehberlik hizmetleri de dahil olmak üzere günlük ve haftalık geziler
tertiplemek.
(Hacıoğlu, 2009, s. 42)
5-) Turistlerin yeme-içme hizmetleri, konaklama hizmetleri, eğlence
hizmetlerini karşılamak.(Hacıoğlu, 2009, s. 42)
6-) Turistik tanıtım için Üniversite başta olmak üzere ve çevresini de dahil
ederek broşür ve kitapçık basılmasını sağlamak ve dağıtımını yapmak.
(Hacıoğlu, 2009, s. 42)
7-) Turistlere, Üniversiteye geldiklerine dair İstanbul Üniversitesi logolu
kartlar hediye etmek ve Üniversitenin popülaritesini arttırmak.
8-) Turistlerin güvenliğini ve konforunu sağlayacak, güvenlik hizmetlerini
karşılamak.
9-) Gelen turistlere alışveriş yaptırabilmek ve albeni oluşturabilmek için
Üniversite bünyesinde turistik ürün satışı yapan standlar kurmak.
8
1.4. SEYAHAT ACENTASININ MALİ DURUMU (LANDİSH)
Muhasebenin defter tutma fonksiyonunun
sonucu olan " özetleme "
aşamasında elde edilen mali tablolar, işletme ile ilgili tarafların alacakları
ekonomik kararlara esas olacak verileri sağlarlar. Geçmişte yatırımcılar ve
diğer ilgili taraflar , karar alma sürecinde daha çok net kar ve pay başına
getiri gibi sonuçları temel alarak bu bilgileri sağlayan gelir tablosu ve
dağıtılmamış karlar tablosu ile ilgilenmekteydiler. Fakat günümüzde
işletmenin faaliyetlerinden sağladığı karları
nasıl değerlendirdiği ,
finansman kaynaklarının türleri, varlıklarının likidite yapısı, borçlarının
büyüklüğü ve vadesi gibi sorular önem kazanmış durumdadır. Bu sorulara
cevap sağlayacak olan mali tablo,
işletmenin belirli bir tarih itibariyle
varlıklarının, yükümlülüklerinin, işletme sahiplerinin haklarının ve onları
oluşturan alt unsurların çeşitlerinin ve büyüklüklerinin yer aldığı tablo olan
ve teoride "mali durum tablosu " olarak da adlandırılan " bilanço " dur.
(1)
Bilançonun
çeşitli tanımları yapılmaktadır. Bu tanımların ortak yönü
bilançonun belli bir tarihte, işletmenin varlıklarının tümünü iki yönden
göstermesidir. Birinci yönü, varlıklarının nerelerden ve kimlerden
sağlandığı, ikinci yönü ise sağlanan varlıkların nerelere yatırıldığına
ilişkindirler. (2)
Bir başka deyişle, bilanço değerlerinin bazı kendine özgü özelliklere sahip
olması gerekmektedir. Bu özellikler;
- Doğruluk ve güvenirlik,
- Açıklık,
- Biçimde birlik,
- Değerleme birliği, gibi özelliklerdir.
9
Seyahat Acentaları Tarafından Düzenlenen Belgeler (3)
Tur Kayıt Formaları
Rezervasyon Fişleri
Voucher
Rehber Harcama Listeleri
Yeni Türk Lirası Transfer Belgeleri
Satış Raporları
Tur Maliyet Raporları
Reklam Harcamaları Raporu
Kontrol Raporları
10
1.5.
SEYAHAT
ACENTASI
İÇİN
GEREKSİNİMLER
FİNANSAL
(BURCU)
Seyahat acentalarının; temel görevlerini yerine getirebilmeleri, gerekli
işlemlerin planlı ve sorunsuz işlemesini sağlayacak sayıdaki elemanı
çalıştırabilmeleri, gerekli araç, gereç, makine ve tesisler ile taşınmazları
satın alabilmeleri için sermayelerinin güçlü olması gerekmektedir. Yoğun
rekabet ortamında rekabet edilebilirliği sağlayabilmek ve sektörde başarılı
olabilmek için, işletmelerin gelirlerinin maliyetlerini karşılayabilmesi
gerekmektedir.
Seyahat Acentası kuruluş aşamasında, seyahat acentacılığı faaliyeti
göstermek isteyen kuruluşların 1618 Sayılı Seyahat Acenteleri ve Seyahat
Acentaları Birliği Kanunu çerçevesinde, ödemeleri gereken teminat ve üye
ücretleri
vardır.
Kuruluş aşamasında gerekli olan teminat ücretleri; A grubu için 7.000,00.TL, B grubu için 6.000,00.-TL ,C grubu için 5.000,00.-TL ve her şube için
bu
miktarların
%
25’idir. Üye kayıt ücretleri ise; A grubu için 29.142,00 TL, B grubu için
29.142,00 TL, C grubu için 29.142,00TL ve her bir şube için bu miktarların
yüzde
%25’idir.
(TURSAB,
2012)
Sabit sermaye yatırımlarına olan ihtiyacın yüksekliği, yüksek işgücü
maliyetleri, zaman içerisinde gereksinim duyulan yenileme yatırımları ve
artan rekabet göz önüne alındığında seyahat işletmeleri önemli risklerle
karşı karşıya kalabilmektedir.
11
Başarılı bir işletme iç ve dış etmenlerin etkisiyle zamanla mali yapısının
bozulması sonucu sıkıntıya girebilmekte ve bu aşamada finansal kontrolün
yetersizliği, işletme faaliyetlerinin olumsuz seyretmesi veya işletme dışı
etmenlerin etkisiyle mali yapının bozulması işletmenin mali güçlüğe
sürüklenmesine neden olmaktadır. Eğer işletme mali başarısızlığa uğradıysa
işletmecinin önünde üç seçenek bulunmaktadır. Bunlar işletmeye likit
enjeksiyonunda bulunulması, ikincisi işletmenin başka bir firmayla
birleştirilmesidir. Üçüncü seçenek olarak işletme yeniden yapılandırılabilir.
(Türksoy,
2007,
s.
2)
Bugün turizm sektöründe faaliyet gösteren bir isletmenin yararlanabileceği
teşvik tedbirleri, 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu’nun 13. maddesi
uyarınca saptanmaktadır. Teşvik tedbirlerine yönelik uygulama ise her yıl
yayınlanan Bakanlar Kurulu kararı temel alınarak yürütülmektedir. Bakanlar
Kurulu, hangi sektörlerin ne gibi koşullarla teşvik tedbirlerinden
yararlandırılacağını saptamakta, daha sonra Hazine Müsteşarlığı da bir
tebliğ yayımlayarak belirlenen teşvik politikası ve amaçları hakkında gerekli
açıklamaları
yapmaktadır.
(Kuru
&
Özen,
1998)
Türkiye’de turizm sektörüne yönelik olarak çeşitli teşvik ve destekleri
aşağıdaki şekilde gruplandırmak mümkündür: (Toker, 2007)
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı (KOSGEB) kapsamında sağlanan destek ve hizmetler:
Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı
kapsamında uygulanan teşvik ve destekler
2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu ile sağlanan teşvikler
5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Kapsamında Enerji Gideri İndirimi
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nda yer alan muafiyetler
12
Türkiye Kalkınma Bankası ve Türkiye İhracat Kredi Bankası
(EXIMBANK) tarafından sağlanan kredi imkânları
Türkiye Kalkınma Bankası, proje değerlendirme faaliyeti sonucunda uygun
bulduğu turizm sektöründeki şirketlere öz kaynaklarından ve sağlamış
olduğu yabancı kaynaklardan orta-uzun vadeli yatırım ve isletme kredileri,
ayrıca kısa vadeli krediler tahsis etmekte ve kullandırmaktadır. Banka
kârlılık ve verimlilik anlayışı çerçevesinde yıllık is programlarında
belirlenen kriterlere uygun olarak anonim şirket statüsündeki ve turizm
yatırım
belgesi
almış
olan
firmaların
finansman
ihtiyaçlarını
karşılamaktadır. (Türkiye Kalkınma Bankası A.S. Faaliyet Raporu, 2005)
Özel bankalar da turizm endüstrisindeki işletmelere, çeşitli kredi imkanları,
özel kartlar ile ekstreleri erteleme, taksitlendirme imkanları, özel pos
oranlarından ve pos alacaklarının uygun oranlı iskonto avantajından
yararlandırma,
sigorta,
danışmanlık
gibi
hizmetler
sunmaktadırlar.
Maksimum on iki aya varan vadeyle TL veya döviz cinsi kredi
vermektedirler. İşletmelerin turizm sezonu öncesi yenilenme, ticari taşıt
alma, işyeri kurma ya da sigortalama gibi finansal ihtiyaç ve yatırımlarının
finansmanı için ilk bir yılı anapara ödemesiz olmak üzere beş yıla varan
vade imkanı sağlayan veya işletmeye altmış aya kadar vadeli finansman
sağlayan
bankalar
bulunmaktadır.
1.5.1. FİNANSMAN VE FON SEÇENEKLERİ (MERVE
AYDOĞAN)
Seyahat acentası kurulması konusunda belli başlı kuruluş için ihtiyaç
duyulan mali gereksinimler yanında işletmenin pazara giriş ve bu pazarda
tutunuş sürecinde daha önce bahsedilen turizmin teşviki için sağlanan
krediler hibeler ve vergi indirimlerinin yanında uluslararası ve ulusal olarak
başka fon seçeneklerine de ihtiyaç vardır. Bu ihtiyacın karşılanması tüm
13
ülkeyi ve hatta diğer ülke ve bölgesel birlikleri de ilgilendirmesi dolayısıyla
bu birliklerin ve bölgesel toplulukların da turizmi destekleme, turizm
işletmeleri açma, bu işletmelere fon sağlama konusunda gelişmelere sebep
olduğu görülmektedir. Öyle ki; Avrupa Birliği Türkiye’nin adaylık
sürecinde diğer aday ülkelere de sağladığı gibi ekonomik bazı destek
programları oluşturmaktadır. T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı’ndan sağlanılan
bilgiler doğrultusunda bu programların temel amaçları arasında ‘bölgesel
kalkınmalara destek yardımları yapmak’ maddesinin olduğu görülmektedir.
Ayrıca ‘insan kaynaklarınının geliştirilmesi’ maddesinde üniversitelerin
ihtiyaç duyduğu eksiklikler ve projelerin desteklenmesi kapsamında hibe
programlarının olması
da
üniversite bünyesinde kurulan işletmelerin
desteklenmesi konusunda yardımcı olabilir (TÜRKİYE CUMHURİYETİ
AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI, 2012).
Turizm bir bölgesel kalkınma, istihdam yaratma ve en önemli tanıtım
faaliyeti
olma
özelliklerini
gösterdiği
için
sözkonusu
fonların
kullanılabileceği düşünülmektedir. Bu desteklerden en önemlilerinden birisi
Avrupa Yatırım Bankası Kredileri’dir. Bu krediler daha çok büyük ölçekli
işletmelere verildiği için İstanbul Üniversitesi kapsamında kurulacak
seyahat acentası için kullanışlı olmayacaktır. Kurulacak işletmenin
yararlanabileceği fon seçenekleri orta ölçekli işletmeler veya küçük ölçekli
işletmeler için olan kredi programlarıdır. Kredileri alabilmek için Avrupa
Birliği’nin Türkiye’de anlaşmalı olduğu bankalarla görüşmek gerekmektedir
(KESEN, 2005).
Avrupa Birliği desteğinden başka ulusal olarak fon seçeneği sağlayabilecek
en önemli kurumun KOSGEB olduğu düşünülmektedir. Kurum, girişimcilik
kredileri ve finans desteklerinden başka inovasyon ve araştırma geliştirme
faaliyetleri için de belirli kaynaklar sağlamaktadır. Bu kapsamda var olan ya
da planlanan işletmeler için teknoloji kullanımları, işçilik giderleri gibi
konularda kredi ve hibeler sağlamaktadır. Buradan da anlaşılacağı gibi
sadece işletme kurulumunda değil projenin daha kapsamlı hale gelmesinde
de destek için başvuruda bulunulabilir (KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ
14
İŞLETMELERİ
GELİŞTİRME
VE
DESTEKLEME
İDARESİ
BAŞKANLIĞI).
KOSGEB
dönemsel
olarak
belirli
zamanlarda
işletme
açılırken
kullanılabilecek kredilerin yanında geri ödemesiz olarak bazı finansal
desteklerde de bulunmaktadır. Bu konuda yine kuruma başvuruda
bulunulabilir.
İstanbul Üniversitesi finansal yapısının genel olarak öğrenci kredilerinden
ve iki adet büyük hastane kaynaklı döner sermayeden oluştuğu söylenebilir
(KAYACAN, ECDER, & v.d, 2010). Dolayısıyla finans desteği bu döner
sermayeden kredi gibi belirli zamanlarda belirli miktarlarda kullanılarak
faaliyet sonrası elde edilen gelirle belirlenen faiz miktarı ile birlikte geri
ödenebilir. Herhangi bir olumsuzlukla karşılaşılması işletmenin çalışamaz
hale gelmesi durumunda zaten turizme açılmış olan üniversite içindeki tarihi
ve kültürel değerlerden elde edilecek gelirle geri ödenebilir. Zira
üniversitenin kurulacak seyahat işletmesi olmasa da turizme açılması
planlandığı bilinmektedir.
1.6. SEYAHAT ACENTASI İÇİN HUKUKİ VE YASAL
GEREKSİNİMLER ( BATIKAN)
Türkiye’de seyahat acentelerinin turizm sektörü içinde yer alan ve diğer
kurum ve kuruluşlarla ilişkilerini düzenleyen, denetleyen, yükümlülükler
getiren bir seyahat acenteleri ile ilgili kanun bulunmaktadır. “1618 sayılı
Seyahat tarihinde TBMM tarafından kabul edilmiş ve 28 Eylül 1972 tarih
14320 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğü girmiştir. Bu
kanuna ilave olarak, seyahat acenteleri ile ilgili olarak seyahat acenteleri
ile ilgili faaliyetleri düzenleyen ve 1618 sayılı yasa gereğince hazırlanan,
27 Eylül 1975 tarihli 15369 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak
yürürlüğe giren ayrıca 4 Eylül 1996 tarihinde değişiklik yapılan “Seyahat
Acenteleri Yönetmeliği” bu faaliyetleri düzenlemektedir. Aynı şekilde
seyahat acenteleri ile ilgili mevzuat
içinde “Türk Parası Kıymetini
15
Koruma
Hakkında
Kararname”lerin
getirdiği
yükümlülükler
ve
sorumluluklar da bulunmaktadır. (Mısırlı, Seyahat Acentacılığı ve Tur
Operatörlüğü, 2010, s. 54)
Türkiye’de seyahat acentelerinin yasal olarak sınıflandırılması 1618
sayılı kanuna 4.9.1996 tarih ve 22747 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
Seyahat Acenteliği Yönetmeliği’ne göre düzenlenmektedir. Bu kanuna
göre acenteler A, B, C grubu olmak üzere üç sınıfa ayrılmaktadır.(Mısırlı
& Çolakoğlu, Seyahat acentaclığı ve tur operatörlüğü, 2010)
Ülkemizde seyahat acenteliği faaliyeti göstermek isteyen kuruluşların bu
faaliyetlerini gösterebilmeleri için 1618 Sayılı Seyahat Acenteleri ve
Seyahat Acenteleri Birliği Kanunu çerçevesinde gerekli yasal prosedürü
tamamlamaları gerekmektedir. Seyahat acentası işletme belgesi almak
isteyen tüzel kişiler, bir dilekçe ve varsa isim tesciline ilişkin belge ile
seyahat acentası unvanı almak üzere Bakanlığa başvurur. (dilekçede
şirketi temsil ve ilzama yetkili kişinin adı soyadı, imzası, telefon ve faks
numarası, açık adresi, başvuru tarihi ve tercih sırasına göre birden fazla
unvanın yer alması gerekmektedir.) Bakanlık tarafından başvuruda
belirtilen seyahat acentası unvanının uygun bulunması durumunda bu
husus başvuru sahibine ve TÜRSAB’a yazılı olarak bildirilir. Seyahat
acentası işletme belgesi almak isteyen tüzel kişiler acenta unvanının
uygun görüldüğünün Bakanlıkça bildirilmesinden itibaren otuz gün
içinde aşağıda belirtilen belgelerin aslı veya onaylı sureti ile TÜRSAB’a
başvurur. Onaylı suretinin ibrazı istenilen belgelerin aslının getirilmesi
halinde, belgenin fotokopisi aslına uygunlu kontrol edildikten sonra ilgili
görevli tarafından isim ve unvan yazılarak tasdik edilir.
Yeni seyahat acentesi kuruluş belgeleri:
“Belgenin “Aslı Görülmüştür” tasdik işleminin TÜRSAB tarafından
yapılması ancak belge aslını getiren kişinin;
16
Seyahat Acentesi tüzel kişinin,
a)
Temsil ve ilzama yetkili kişi veya kişiler
b) Genel Müdür
c)
Şirket Müdürü
d) Seyahat Acentesi personeli, (Seyahat Acenteleri Yönetmeliğinin 35.
maddesinde tanımlanan)
e)
Sigortalı
çalışanı,
(Aylık
Prim
ve
Hizmet
Belgesi
ibrazı
gerekmektedir.)
f) Vekaletname ile yetki verilen kişi olması koşulu ile yapılabilir.”
a- Başvuru dilekçesi,
b- Başvuru sahibi tüzel kişinin, iştigal konusu olarak turizm veya seyahat
acenteliği faaliyetinin de yer aldığı şirket ana sözleşmesinin
bulunduğu Ticaret Sicili Gazetesinin tarih ve sayısının belirtildiği
beyan aslı.
c- Temsile yetkili kişi veya kişilerin de belirtildiği Ticaret Sicil
Tasdiknamesi aslı,
d- Acente unvanına ilişkin taahhütname (İsim, imza ve kaşe),
e- Başvuru sahibi anonim şirketlerde, yönetim kurulu üyeleri ve şirketi
temsile yetkili kişi veya kişilerin, diğer şirketlerde ise tüm ortakların
ve şirketi temsile yetkili kişi veya kişilerin T.C. Kimlik Numarası ve
adli sicil beyanı aslı,
f- Tüzel kişiliği temsile yetkili kişi veya kişilerin imza sirküleri aslı veya
onaylı sureti.
g- Seyahat
acenteleri Yönetmeliği’nin 35.nci
maddede
belirtilen
personeline ait belge, Sosyal Güvenlik Kurumu İşyeri kodu ve T.C.
17
Kimlik Numarası’nın yer aldığı beyan aslı ile SSK aylık prim ve
hizmet belgesi.
(1) Seyahat acentesi merkez ve şubelerinde aşağıdaki niteliklerden birini
haiz en az bir personel çalıştırılır.
a) Otelcilik ve turizm konusunda, meslek lisesi, ön lisans veya lisans
eğitimini tamamlamış olmak,
b) Enformasyon memurluğu yabancı dil başarı belgesi sahibi olmak,
c) Bakanlıkça verilmiş rehber belgesine sahip olmak,
(2) C grubu seyahat acentalarında enformasyon memurluğu yabancı dil
başarı belgesi sahibi olanlar birinci fıkrada belirtilen nitelikleri haiz
personel yerine çalıştırılabilir.
(3) Birinci fıkradaki niteliklerden birine sahip ve fiilen acentasında
çalışan seyahat acentası sahipleri kendi acentalarında personel sayılır.
(4) Seyahat acentalarında çalışacak personele ilişkin belgelerden
enformasyon memurluğu yabancı dil başarı belgesinin aslı, diğer
belgelerin aslı veya onaylı sureti TÜRSAB’a ibraz edilir ve arşivlenir.
Onaylı suretinin ibrazı istenilen belgelerin aslının getirilmesi halinde,
belgenin fotokopisi aslına uygunluğu kontrol edildikten sonra ilgili
görevli tarafından isim ve unvan yazılarak tasdik edilir.”
Kuruluş Teminatı olarak A grubu için 7.000,00.-TL, B grubu için
6.000,00.-TL, C grubu için 5.000,00.-TL ve her bir şube için bu
miktarların %25’i TURSAB’a yatırılır.
3- TÜRSAB, kendisine yapılan başvuruya ilişkin ibraz ve beyan edilen
bilgi ve belgeler üzerinde inceleme ve değerlendirme yapar, adli sicil
beyanının doğrulunu ilgili merciden teyit eder.
18
4- TÜRSAB, bildirilen adreste seyahat acentası işyerinin 17 nci maddede
belirtilen nitelikleri haiz olup olmadığı, personele ilişkin kayıtların
tutulup tutulmadığı hususlarında denetleme ve değerlendirme yapar.
Üye Kayıt Ücreti:
5- TÜRSAB tarafından yapılacak denetleme sonucunda mevzuatta
belirtilen şartlara sahip olduğu belirlenen seyahat acentası adayı
işletmeler, üye kayıt ücretinin ödenmesi ile TÜRSAB üyesi olarak
kaydedilirler.
ÜYE KAYIT ÜCRETİ (01.01.2012-31.12.2012)
(A) grubu
29.142,00 TL
(B) grubu
29.142,00 TL
(C) grubu
29.142,00 TL
ve her bir şube için bu miktarların yüzde % 25’idir.
Yıllık aidat, üye kayıt ücretinin yüzde beşidir.
Üye kayıt ücreti ve yıllık aidat her takvim yılı başından geçerli olmak
üzere o yıl için 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298’inci
maddesi uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında
artırılarak uygulanır.
6- TÜRSAB, başvuru sonucuna ilişkin görüşünü Bakanlığa ve başvuru
sahibine yazılı olarak bildirir.
7- Bakanlığın yaptığı inceleme ve değerlendirme sonucunda eksik evrak
bulunması durumunda eksik evrakın TÜRSAB’a bildirmesi üzerine,
başvuru sahibine eksik evrakın tamamlanması TÜRSAB tarafından
bildirilir
ve
başvuru
sahibi
tarafından
tamamlanır.
Evrakların
tamamlanması üzerine, Bakanlık gerekli inceleme ve değerlendirme
19
sonucunda uygun görülenlere seyahat acentesi işletme belgesi verir.
(http://www.tursab.org.tr/tr)
2. ARAŞTIRMA GELİŞTİRME ÇALIŞMASI
Türkiye turizminin gelişmiş ülkelerin turizmi ile rekabet edebilmesi için
araştırma ve geliştirme çalışmalarına gereken önemi vermesi gerekmektedir.
Sadece tüketen değil aynı zamanda üreten bir toplum olabilmek ve bu
anlamda farklılaşabilmek için araştırma ve geliştirmeye dayalı ekonomi
politikalarının uygulanması gerekmektedir. Bu nedenle de araştırma ve
geliştirme çalışmaları yönetim stratejisinin bir parçası değil bizzat stratejisi
olmalıdır.
Ekonomik kalkınmanın öncü sektörlerinden biri olan turizmde araştırma
geliştirme (Ar-Ge), ulusal ve uluslararası sektörde var olan mevcut yapının
geliştirilmesi,
ülke gerçeklerine uygun ve
sürdürülebilir
temellere
dayandırılması, turizm alanında hayata geçirilmesi planlanan yatırımların
uygun şekilde planlanmasında atılacak adımların doğru atılmasını sağlamak
üzere çalışmalar yapmaktadır. Ar-Ge faaliyetlerinde hedef, yeni bir ürün
ve/veya hizmet geliştirmesine bilimsel altyapı sağlamaktır. Özel çalışma
gerektiren kamu, özel sektör ve üniversitelerde yapılabilen özel bir faaliyet
olan Ar-Ge, adından da anlaşıldığı gibi önce bir araştırma, henüz
bulunmamışı bulma ve sonra da bilgiyi ve bir ürün veya hizmeti
geliştirmeyi, yenilemeyi içermektedir. (Gemici)
Türkiye’de seyahat
acentaları Ar-Ge çalışmaları, Türkiye Seyahat
Acentaları Birliği (TURSAB)’nin Araştırma ve Geliştirme Bölümü
tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu bölüm, bilgi ve verileri çeşitli ulusal ve
uluslararası kaynaklardan toplayıp
değerlendirmekte
ve
gelişmeleri
raporlamakla yükümlüdür. Belirli konu ve olayların gelişimini raporlamanın
haricinde, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Bakanlık’tan elde edilen
istatistiki veriler ile ilgili aylık raporlar hazırlamaktadır. Bu aylık raporlar
Türkiye’nin turizm geliri ve uluslararası seyahat eden turistlerin istatistiksel
veri analizinden ve değerlendirmelerinden oluşmaktadır. (TÜRSAB).
20
2.1. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SEYAHAT
ACENTASININ FAALİYET GÖSTERECEĞİ BÖLGE VE
TURİSTİK POTANSİYELİ
İstanbul Üniversitesi bünyesinde
kurulacak
olan seyahat
acentesi,
merkezden çevreye doğru bir alan kapsamında hizmet verecektir. Merkez
olarak İstanbul Üniversitesi baz alındığında çevre olarak Süleymaniye,
Beyazıt ve Sultanahmet Tarihi yarımadası dikkate alınmalıdır. Seyahat
acentesinin kuruluş amacı olan İstanbul Üniversitesi ve çevresinin turistik
potansiyelini ortaya çıkartıp bundan turizm geliri elde etmek hedefine uygun
olarak sözü edilen bölgelerdeki tarihi, kültürel yapı ve doğal kaynakların
envanteri çıkarılmalı ve bu kaynakların inovatif bir çalışma prensibi ile
betimlenip acentenin faaliyette bulunacağı, şehir turu, inanç ve kültür
turizmi türleri ile sentezlenmelidir. Bu bağlamda İstanbul Üniversitesi’nin
bünyesinde barındırdığı tarihi ve kültürel yapılar, müzeler ve doğal alanlar,
Süleymaniye ile Beyazıt çevresindeki tarihi doku ve Sultanahmet Tarihi
yarımada bölgeleri, acentenin turistik ürünü olan paket turları hazırlamada
girdi olarak kullanılacak ürün kalemlerine kaynaklık edecek değerler niteliği
taşımaktadır.
2.1.1. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
Yakın dönemde rektörlük binasında bulunan ve saray odalarını andıran
büyük salonlar İstanbul Üniversitesi Bilim ve Sanat Merkezi’nin
kurulmasıyla galerilere dönüştürülmüş. Bu düzenlemeyle birlikte bina,
rektörlüğün yanında, Feyhaman-Güzin Duran ve Selim Turan’ın resim
koleksiyonundan oluşan Resim Galerisi, İletişim Galerisi ve geçici
sergilerin yapıldığı bir sanat merkezi olarak da kullanılıyor. Beyazıt
Meydanı’ndan Süleymaniye’ye açılan Besim Ömer Paşa Caddesi üzerinde
üniversite birimleri, fakülteler ve paha biçilmez el yazması kitapların
bulunduğu Nadir Eserler Kütüphanesi bulunuyor.
21
Zamanla yeni bölümlerin açılması, yeni fakültelerin eklenmesiyle İstanbul
Üniversitesi Beyazıt semtinin dışına taşmış durumda. 1933’te kurulduğu
zaman 250 müderris, muallim ve muallim vekili, 350’den fazla personeli ve
3 bine yakın öğrenciyle eğitime başlayan İstanbul Üniversitesi’nin
şimdilerde 70 binden fazla öğrencisi, 6 bine yakın öğretim görevlisi
bulunuyor. İlk kurulduğunda tıp, hukuk, edebiyat ve fen fakültesi bulunan
üniversite, günümüzde onlarca fakülte ve sayısız bölümleriyle sayılı
üniversiteler arasında yer alıyor. (http://www.turkmeclisi.org, 2008)
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ TARİHİ BÜYÜK KAPISI
Bugünkü
kapının
inşasına
ise1864
yılında
başlanmıştır.
Beyazıt
Meydanı’nda 1869 yılında başlayan genişletme çalışmalarında, yeni
Seraskerlik Kapısı ve kapının her iki tarafında yer alan köşkler, meydana
egemen ana öge olarak kullanılır. Tarihi büyük kapı, içeri girildiğinde
İstanbul’un boğucu havasının tamamen zıddı, tertemiz bir hava ile ilk
bakışta öğrencileri etkilemeye yeter. Bu anıtsal kapı, Türkiye’de sadece
İstanbul Üniversitesi’nin değil, aynı zamanda “üniversite kavramının” da
sembolüdür. Üniversiteye girmek demek, hayallerde biraz da bu kapıdan
içeri girmek demektir aslında. (http://www2.istanbul.edu.tr, 2011)
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ YANGIN KULESİ
Beyazıt Kulesi, yangınları gözetlemek ve haber vermek amacıyla
İstanbul'un Beyazıt semtinde 1749 yılında inşa edilen 85 metre
yüksekliğinde kuledir. Gözetleme yerine kadar çıkan merdivenler 180
basamaktan ibarettir (http://wowturkey.com/forum, 2004)
Başlangıçta ahşap olarak inşa edildi. 1756'daki Cibali yangınında yandı.
1826'da yeniden yapılan kule yeniçeri ayaklanmasında tekrar yandı. Kule
üçünçü kez Sultan II.Mahmut zamanında, 1828 yılında Senekerim Balyan'ın
mimarlığı altında tekrar yapıldı. Beyazıt Yangın Kulesi,
22
1)Nöbet Katı
2)İşaret Katı
3)Sancak Katı olmak üzere üç bölümden oluşur.
Yangın, Beyazıt Kulesinden gündüz sarkıtılan sepetlerle, gece ise fener
yakılarak haber verilirdi. Uzun süre geceleri farklı renklerde aydınlatılarak
İstanbullulara ertesi günün hava tahminin duyurulması için kullanıldı.
Kulenin mavi renkte aydınlatılması ertesi gün havanın açık olacağını, yeşil
yağmuru, sarı sisi ve kırmızı karı haber verir. Bu uygulamaya 1995 yılında
son verildi, 2010 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin girişimiyle
tekrar başlandı. (http://tr.wikipedia.org/wiki/Beyazit_Kulesi)
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜK
Mermer sütunlar, taş işlemeciliği ve özellikle görkemli Mavi Salon ile
Pembe Salon’un duvar ve tavanlarındaki süslemeler binanın dikkat çekici
özellikleridir. Oryantalist bir anlayışla tasarlanmış olan salonların duvar ve
tavanları zengin süslemelerle bezenmiştir. Tavan resimleri 17. ve 18.
yüzyılda uygulanmaya başlayan geleneğini yansıtmaktadır. Tavanlardaki üç
boyutlu ve yoğun süsleme Barok üslubu anımsatır. Süslemelerin arasına
asker ressam öğrenciler tarafından yapıldığı sanılan yağlı boya manzara
resimleri yerleştirilmiştir. Doktora Salonu’na açılan salonda bulunan
kütüphane bizzat Sultan Abdülhamid tarafından yapılmış olup, çeşme bu
yapının inşasından 30 yıl sonra ortaya çıkan akımın bir örneği olarak
sonradan ilave edilmiştir. Barok mimari üslubun öne çıktığı ve bir kısmı
kâgir bir kısmı ahşap olan bu yapı 1894 İstanbul depreminden büyük zarar
görmüş, İtalyan mimar Raimondo d’Aranco (1857-1932) tarafından
onarılmıştır. Üniversite olarak kullanıldığı dönemde, 1950′de Mimar Ekrem
Hakkı Ayverdi tarafından da onarılan yapının son olarak 1998 tarihinde
cephe
ve
mermer
temizliği
yapılmıştır.
(http://www.tarihiistanbulyapilari.com, 2011)
23
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ BOTANİK BAHÇESİ
3 Mart 1935 tarihinde atılmış, iki yıl sonra inşaat bitirilerek bina 4 Haziran
1937 tarihinde hizmete açılmıştır. Bu arada enstitü bahçesinin yapımına
daha önce başlanmış 1934 yılındaki ilk düzenlemeleri takiben bahçe 1935
yılının İlkbaharında İstanbul Üniversitesi Botanik Bahçesi (Hortus
Botanicus Universitatis İstanbulensis) adı ile hizmete girmiştir. Bahçenin
kuruluş tarihi
de Enstitülerin açılış tarihi olarak kabul edilmiştir.
(http://www.istanbul.edu.tr/fen/botanik-bahcesi)
Botanik Bahçesi'nin Bitki Varlığı'ndan Örnekler
Acokanthera spectabilis (Güney Afrika ) - Allamanda cathartica (Brezilya)
- Fil kulağı, Colocasia korthalsii (Borneo) - Difenbahya, Dieffenbachia sp.Ananas, Ananas comosus (Brezilya) - Antoryum plastik çiçeği, Anthurium
scherzerianaum - Şili Salon çamı, Araucaria araucana (Şili) - Bunya çamı,
Araucaria bidwilli (Britanya adaları) - Moreton , Çember çamı Araucaria
cunninghamii (Yeni Gine) - Pelikan, Kuğu çiçeği Aristolochia grandiflora
(Guatemala) - Çay Bitkisi Camelia sinensis (Çin) - Fırçaçiçeği ağacı
Callistemon citrinus (Avusturya) - Pawpaw, Papaya ağacı, Carica papaya
(Güney Amerika) - Demir ağacı, Casuarina equisetifolia (Malezya) - Kokulu
Hindistan sediri Cedrus deodora (Himalaya dağları) - Toros, Lübnan sediri
Cedrus libani (Toros dağları, Lübnan, Suriye) - Kafur ağacı Cinnamomum
camphora (Japonya) - Kahve Ağacı Coffea arabica (Angola) - Yalancı Sago
Palmiyesi, Sikas, Cycas revoluta ve Cycas circinalis (Japonya ve Tropikal
Asya) - Meleklerin Trompeti, Datura suaveolens (Meksika) -Ejder Ağacı,
Kardeş kanı Ağacı, Dracaena draco (Kanarya adaları) - Su Sümbülü
Eichhornia crassipes (Güney Amerika) - Guawa Ağacı, Acca sellowiana
(Amerika) - Japon eriği, Kutsal ağaç Ginkgo biloba (Japonya, Çin) Kentaki kahve ağacı, Gymnocladus dioica (Merkezi Amerika) - Yalancı
Muz ağacı Heliconia bihanii (Pasifik Adaları - Lale ağacı, Liriodendron
tulipifera (Kuzey Amerika) - Manyok, Tapyoka Ağacı, Manihot esculenta
24
(Brezilya) - Muz Musa paradisiaca (Tropik Amerika) - Filayağı ağacı
Beucarnea recurvata (Meksika) - Pavlonya Paulovnia elongata, (Çin) Avakado ağacı Persea gratissima (Meksika) - Phellodendron amurense
(Mançurya) Sekoya,
Kızıl gövdeli ağaç, sahil sekoyası;
Sequoia
sempervirens (Kaliforniya) -Mamut ağacı, Sequoiadendron giganteum
(Kuzey Amerika) - Yalancı Karabiber ağacı Schinus molle (Güney
Amerika) - Keçi sakalı Tillandsia usneoides (Tropik Amerika) - Vanilya
bitkisi Vanilla planifolia (Tropikal Amerika) - Zencefil, Zingiber officinale
- Orkideler; Stanhopea hernandezii (Meksika) - Zygopetalum intermedium
(Bolivya,Peru); Cattlea gaskelliana (Brezilya) - Laelia perrinii (Brezilya) Stenoglottis longifolia (Natal) - Restrepia elegans (Karakas) - Masdevallia
edvardii (Kolombiya) - Dendrobium atroviolaceum (Yeni Gine) Paphiopedilum insigne (Nepal) - Oncidium divaricatum (Brezilya) - Aspasia
lunata (Rio de Janerio) - Miltonia spectabilis (Brezilya) , Cymbidium
aleifolium (Hindistan) - İbrik böcek kapanı Nepenthes sanquinea (Malaya) Güneş böcek kapanı Drosera spathulata (Türkiye) - Trompet böcek kapanı
Sarracenia
purpurea
(Amerika)
-Doğu
Karadeniz
nordmanniana (Doğu Karadeniz Bölgesi) -
göknarı,
Abies
Uludağ göknarı, Abies
bornmuelleriana (Türkiye, Uludağ) - Kazdağı göknarı Abies equi-trojani
(Türkiye, Kazdağları) - Sığla, günlük ağacı Liquidambar orientalis
(Köyceğiz)
-
Anadolu
glayörü,
Gladiolus
anatolicus
(Türkiye;
Adana,Muğla,Aydın) - Peygamber çiçeği, Centaurea amasiensis (Yalova) Terebentin ağacı, Pistacia terebinthus Karadeniz Bölgesi- Deniz üzümü
Ephedra camphlypoda (Türkiye), Saplı meşe Quercus robur ssp. robur
(Türkiye) - Çirişotu Asphodelus albus (Türkiye) - Doğu benekli lalesi
Fritillaria persica (Türkiye; Van, G.D. Anadolu Bölg.) - Kardelen
Galanthus elwesii (Türkiye) - Yer somunu Cyclamen coum (Türkiye)Mango ağacı Mangifera indica (Tropik Amerika).
25
İSTANBUL
ÜNİVERSİTESİ
FEN
FAKÜLTESİ
GÖZLEMEVİ
Gözlemevi, İstanbul Üniversitesi'nin Beyazıt'taki tarihi merkez binası
bahçesinde bulunan Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü içerisinde yer
almaktadır. 1933 Üniversite Reformu ile Ülkemizde yükseköğretimin
yeniden yapılandırılması çerçevesinde İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi
bünyesinde kurulan Astronomi Enstitüsü'nün bir uzantısıdır. Planlaması
Enstitü'nün Almanya'dan davet edilen ilk müdürü Prof. Dr. E. F.
Freundlich'in istekleri doğrultusunda İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi
mensubu Mimar Prof. Dr. Arif Hikmet Holtay tarafından yapılan binanın
temeli 1935 Aralığı'nda atılmış, Yüksek Mühendis Ekrem Hakkı Ayverdi
tarafından altı ay içerisinde tamamlanmış ve Ülkemizin ilk modern
astronomi
gözlemevi
olarak
1936
yazında
hizmete
açılmıştır.
(http://www.istanbul.edu.tr/fen/)
Gözlemevi'nin en önemli gözlem aleti 30 cm açıklıklı ve 200 cm odak
uzaklıklı astrograftır. Dört mercekli bu dürbün sistemiyle 24 x 24 cm
ebadında
geniş
alan gökyüzü
görüntüleri
alınabilmektedir.
Güneş
gözlemlerinde kullanılan bileşen dürbünleri de bulunan bu astrograf, 11
Aralık 1935 tarihinde Alman Carl-Zeiss Jena firmasına ısmarlanmış, 25
Eylül 1936 tarihinde İtalya-Trieste üzerinden demonte vaziyette (12 parça
halinde) gemiyle İstanbul'a getirilmiş, ve yine 1936 sonbaharında
halihazırdaki kubbesine yerleştirilmiştir.
Gözlemevi, öğretim dönemi boyunca okulların ziyaretine açıktır. Bu
imkândan faydalanmak isteyen okullar için düzenlenen programlarla Bölüm
ve Gözlemevi tanıtılmakta, astronomi ile ilgili sunumlar yapılmakta ve
havanın açık olması durumunda yukarıda tanıtılan yerleşik dürbünler
vasıtasıyla Güneş gözlemi yapılmaktadır. Halka açık düzenlenen gece
gözlem ve tanıtım programlarında ise, Gözlemevinin 30 cm ve 20 cm çaplı
portatif teleskopları kullanılmak suretiyle katılımcılara kılavuzluğumuzda
26
ay, gezegenler ve yıldızlar gösterilmekte, popüler astronomi bilgileri
verilmekte ve seminerler yapılmaktadır.
İSTANBUL
ÜNİVERSİTESİ
FEN
FAKÜLTESİ
HİDROBİYOLOJİ MÜZESİ
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim
Dalı çalışanları tarafından oluşturulan İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi
Hidrobiyoloji Müzesi (IUSHM) günümüzde deniz ve iç sularımızda bulunan
canlı türlerinden örneklerin saklandığı bilimsel bir koleksiyon olarak hizmet
vermektedir.
Hidrobiyoloji Enstitüsü'nde yürütülen çalışmalardan elde edilen materyaller
bilimsel olarak saklanarak enstitü kapsamında Türkiye'nin ilk hidrobiyoloji
müzenin oluşması sağlanmıştır. Bu müze Türkiye'nin en büyük deniz ve iç
su
balık
koleksiyonuna
sahipti.
İstanbul
Üniversitesi
bünyesinde
Hidrobiyoloji Enstitüsü'nde oluşturulan koleksiyonların yanı sıra, Fen
Fakültesi Biyoloji Bölümü'nde daha önceden kurulmuş olan İstanbul
Üniversitesi Zooloji Müzesi (ZMUI)'nde de kısıtlı sayıda deniz ve iç su
canlılarına ait balık örnekleri de bulunmaktaydı. İstanbul Üniversitesi Fen
Fakültesi Biyoloji Bölümü çalışanlarının aynı zamanda Baltalimanı'nda ki
Hidrobiyoloji Enstitüsü'nde de görev almaları nedeniyle iki kurum arasında
zaman içinde bir bağ kurulmuştur.
1982 yılında Hidrobiyoloji Enstitüsü' nün kapatılmasından Baltalimanı'nda
ki merkez binalar İstanbul Üniversitesine devredilerek sosyal tesis olarak
kullanılmaya başlanmıştır. Enstitünün balık koleksiyonu da öteki varlıkları
ile birlikte önce Su Ürünleri Meslek Yüksek Okuluna devredilmiştir. Su
Ürünleri Meslek Yüksek Okulu 1992 yılında Su Ürünleri Fakültesine
dönüştürülmüş ve Hidrobiyoloji Enstitüsünden gelen koleksiyona ait
örnekler fakültenin çeşitli birimlerine taşınmıştır. Balık koleksiyonunun
büyük bir kısmı (iç sulardan elde edilen örnekler) Fakültenin Sapanca'da ki
tesislerine taşınmıştır. Geçen zaman içerisinde Hidrobiyoloji Enstitüsü'nden
27
kalan bilimsel materyallere gerekli özen gösterilmemiş, çeşitli taşınmalar
sırasında materyali büyük bir kısmı zarar görmüştür. Kuruyan ya da bozulan
örnekler atılmıştır. Bu örneklerden geriye kalan az sayıda ki örnek halen
İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesinde bulunmaktadır (Meriç ve
ark., 2007).
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ FEN FAKÜLTESİ ZOOLOJİ
MÜZESİ
Müze, sergi ve koleksiyonların bulunduğu iki alandan oluşmaktadır. Zooloji
Müzesinin sergi bölümü 120 m2' lik bir alan içinde yerleşmiştir. Yaklaşık
olarak 1500' ü böcek olmak üzere 2034 tür sergilenmektedir. Bu türler
arasında en önemlilerinden biri Sphenodon punctatus (Syn. Hatteria
punctata) dur. Müzemizde iskeleti bulunan bu tür sadece yeni Zelanda'nın
yakınlarındaki bir adada yaşamaktadır ve Triyas' dan günümüze kadar
varlığını sürdürmüş bir örnektir, başka bir deyişle yaşayan fosildir. S.
punctatus (Şekil-8) dünya üzerinde bulunan Zooloji Müzelerinin sadece
birkaçında mevcuttur, bu sayılı müzeler arasında İ. Ü. Zooloji Müzesi de yer
almaktadır. (http://www.istanbul.edu.tr/fen/)
Uluslararası kısaltması ile ISTF (İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi
Herbaryumu) 1930'lu yılların sonuna doğru, o yıllarda bu fakültede görev
yapan Alman botanikçi Prof. Dr. A. Heilbronn tarafından kurulmuştur.
Hemen hemen aynı yıllarda Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsünde Prof. Dr. K.
Krause tarafından kurulan Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Herbaryumu
(ANK) ile birlikle 1933 yılında çıkarılan üniversiteler kanunu ile oluşturulan
üniversitelerde kurulan ilk iki herbaryumdur. Bu herbaryum ilk olarak
"Tıbbi Bitkiler (İspençiyari Nebatat) ve Genetik Enstitüsü"ne bağlı olarak
kurulmuştur.
Daha
sonra
"İstanbul
Üniversitesi,
Fen
Fakültesi,
Farmakobotanik ve Genetik Enstitüsü Herbaryumu" olan herbaryumun adı
1964 de, "İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Botanik ve Genetik Kürsüsü
Herbaryumu" olmuştur. 1 Ocak 1956'da Uluslararası Bitki Taksonomisi
28
Birliği'ne (International Association for Plant Taxonomy, IAPT) yapılan
başvuru sonucu, herbaryumun uluslararası kodu ISTF olarak kabul
edilmiştir (Demiriz 1969). Bu herbaryum, kurucusunun çabaları ile bazı eski
alman botanikçilerin koleksiyonlarından örnekler getirilerek kurulmuştur.
(http://www.radikal.com.tr/Radikal)
TÜRK ECZACILIK TARİHİ MÜZESİ
Türkiye’nin ilk eczacılık tarihi müzesi 1960 yılında Prof. Dr. Turhan Baytop
tarafından kişisel koleksiyonu ve yakın arkadaşlarının verdiği tarihi
malzeme ile kurulmuştur. Ecz. Remzi Kocaer’in katkılarıyla koleksiyon
genişletilmiş ve A blok zemin katta bir odaya yerleştirilmiştir. 7 Mayıs 1968
tarihinde
“Türk
Eczacılık
Tarihi
Müzesi”
adıyla
ziyarete
açılmıştır. (http://eczacilik.istanbul.edu.tr/)
Eşya sayısının artması ve odaya sığmaması nedeniyle müze 1984 yılında C
blok birinci bodrum katında daha büyük bir odaya taşınmış ve 15 Temmuz
1984 günü yeniden ziyarete açılmıştır.
17 Ağustos 1999 depreminden sonra C blok güçlendirme çalışmaları
başlayacağı zaman müzenin eşyaları ambalajlanarak arşiv binasında
depolanmıştır.A blok yani Keçecizade Fuat Paşa Konağının restorasyon
çalışmaları 2005 yılında başlamış ve 2010 yılında tamamlanabilmiştir. Müze
A blok birinci katta Dekanlık yanındaki iki salona yerleştirilmiş olup
eşyaların restorasyon, yerleştirme ve etiketleme çalışmaları devam
etmektedir. Müzenin resmi açılışı 6 Haziran 2012 de 10. Türk Eczacılık
Tarihi Toplantısında yapılacaktır. (http://www.istanbul.edu.tr/fen/)
Müzede sergilenen eşyalar:
Topkapı
Sarayı
Enderun
Eczanesi
dolapları
ve
ilaç
kavanozları
Pasteur Eczahanesi dolapları
İstikamet Eczahanesi dolapları
29
Hamidiye Etfal Hastanesi dolapları
Çeşitli laboratuar malzemesi, şişeler, kavanozlar,
Drog kutuları
Mikroskop ve teraziler
Eczacılık eğitiminin çeşitli dönemlerine ait diplomalar
Eczacı Mektebi fotoğrafları
Eczacı Mektebi eski tabelaları
Eczacılardan ve hekimlerden gelen eski müstahzarlar Kitaplar
Atatürk Arboretumu (Maslak-Sarıyer İstikameti-Orman Bölge MüdürlüğüHacı Osman-Orman İçi Bahçeköy Kilyos Yolu-Bahçeköy)
Arboretumlar bilimsel araştırma ve gözlem amacıyla orijini ve yaşları belli,
her biri doğru ve dikkatli bir şekilde bir araya getirilmiş olan çoğunluğu
ağaç ve diğer odunsu bitki taksonlarının uygun seçilmiş alanlarda yetiştirilip
sergilendiği tabiat parçalarıdır. Başka bir açıdan bakıldığında arboretumlar
eğitim ve bilimsel yanları ağır basan bilgi, emek ve sabırla meydana
getirilmiş birer canlı bitki müzeleridir.
Yeryüzünde
kuruluşları
yüzyılların ötesine
dayanan arboretumların
fonksiyonları çok çeşitlilik gösterir. Bunlar; ilk ve orta öğretimden
üniversite düzeyine kadar tüm öğrencilere ve çevre halkına otsu ve odunsu
bitkiler hakkında bilgi vermek, onları yetişme alanlarında tanıtmak, çevre
koruma bilincinin gelişmesine katkıda bulunmaktır. Bunun yanında,
dünyanın dört bir tarafındaki eksotik ve endemik bitkileri iklimin müsaade
ettiği oranda bir araya toplayarak uzun ve pahalı seyahatlere gerek kalmadan
insanlara tanıtmak ve bunların içinden süsleme değeri olanları seçme imkanı
sağlamak, nesli kaybolma tehlikesi altında bulunanları koruma altına almak,
30
yabancı orijinli türlerin ülkemize uygunluğu konusunda çalışmalar yapmak
da Atatürk Arboretumu'nun görevleri arasındadır.
Atatürk Arboretumu'nun ilk amacı basta İ.Ü. Orman Fakültesi öğretim
üyeleri ile öğrencileri olmak üzere Orman Bakanlığı bünyesindeki ilgili
kuruluşlar ile orman mühendisleri, peyzaj mimarlarının, diğer fakülteler ile
araştırma kurumlarının, yerli ve yabancı bilim adamlarının, doğa severlerin
yapacakları incelemelere, bilimsel araştırmalara her yönü ile açık bir canlı
laboratuar olarak hizmet vermektir. (http://www.orman.istanbul.edu.tr)
Atatürk Arboretumu, Sarıyer ilçesinde bulunan floristik zenginliğiyle birçok
yerli ve yabancı botanikçinin ilgisini çekmiş bulunan ünlü Belgrad
Ormanı'nın güneydoğusunda 296 hektarlık bir orman parçası üzerinde
kurulmuştur. Sınırları içinde Osmanlı İmparatorluğu döneminde yapılan
Kirazlıbent ile 1916 yılında Neşet Hoca tarafından kurulan Türkiye'nin ilk
fidanlığını barındıran Atatürk Arboretumu yeryüzündeki diğer arboretum ve
botanik bahçeleriyle tohum ve fidan temini konusunda işbirliği içerisindedir.
(http://www.orman.istanbul.edu.tr)
Orman Genel Müdürlüğü İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü'nün Bahçeköy
Orman İsletme Müdürlüğü'ne bağlı bir isletme şefliği olan arboretum, bir
danışma kurulu tarafından idare edilmektedir. Danışma kurulunda bilimsel
otorite I.Ü. Orman Fakültesi'ne, idari otorite Orman Genel Müdürlüğü'ne
aittir. Mülkiyet ve finans kaynağı yine Orman Genel Müdürlüğü'dür.
(http://www.istanbul.edu.tr/fen/)
2.1.2. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ÇEVRESİ ( SEROL)
İstanbul’un muhteşem yerleri ve görkemli abideleri arasında yer alan önemli
mekanlardan biri de İstanbul Üniversitesi’dir. İstanbul Üniversitesi Türkiye’nin en
eski ve en köklü üniversitesidir. Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapısı
pozisyonundadır.
Bilim ve Çağdaşlaşma meşalesini elinde tutan, bünyesinde barındırdığı tabii
güzellikleriyle öne çıkan İstanbul Üniversitesi’nin Beyazıt
Yerleşkesi, coğrafi
31
konumu sebebiyle, geçmişten geleceğe bir köprü görevi gören bir çok tarihi değerle
etkileşim içerisindedir. Bu tarihi değerler İstanbul
Üniversitesi Beyazıt
Yerleşkesi’nin turizm potansiyeline etki eden faktörlerin başında gelmektedir.
Bu tarihi değerleri sıralayıp açıklayacak olursak;
A-) KÜLLİYELER,
B-) CAMİLER,
C-) ÇARŞILAR,
Ç-) HAMAMLAR,
D-) KULELER,
E-) ÇEŞMELER
F-) KÜTÜPHANELER,
G-) MÜZELER,
Ğ-) MEYDANLAR,
H-) SÜTUNLAR,
I-) TÜRBELER,
A-) KÜLLİYELER
1-) SULTAN AHMET KÜLLİYESİ;
İstanbul’un Eminönü ilçesinde, Ayasofya’nın karşısındadır. Mimarı, Mimar Sinan
öldükten sonra baş mimarlığa getirilen Sedefkar Mehmed Ağa’dır. I. Ahmet
tarafından 1609 yılında büyük bir törenle yapımına başlanmış ve 1616 yılında
tamamlanmış olan Sultan Ahmet Külliyesi, İstanbul’daki en büyük külliyelerden
biri olma özelliğine sahiptir. Külliyede kullanılan bitkisel motifli 20.000 fazla
çiniden dolayı Batı’da ‘’Mavi Cami’’ olarak da bilinir. Bu anıtsal yapı için Evliya
Çelebi’nin yazdığına göre; yedi saray yıktırılmıştır. Külliyenin Osmanlı klasik
mimari anlayışının son örneklerinden biri olması, yapıya ayrı bir değer katmıştır.
32
Külliyenin ana yapıları, Cami, İmaret, Medrese, Hünkar Kasrı, Hamam, Çeşme,
Darüşşifa, Sıbyan Mektebi, Arasta, Sebiller, Kiralık Odalar, Evler ve Mahzenlerdir.
Külliye yapıları, Akarat-ı Vakf-ı Şerif’de ayrıntılı olarak verilmiştir.
CAMİ
Külliye Camii İstanbul’daki altı minareli tek cami olma özelliğine sahiptir. Üç
şerefeli dört minare, caminin dört köşesine, kalan iki şerefeli kısa minarelerse,
avlunun karşılıklı iki köşesine gelecek şekilde inşa edilmiştir. Dört adet fil ayağı
üzerine oturan 33,6 metre çapında ve 43 metre yüksekliğindeki caminin ana
kubbesi, dört yarım kubbeyle desteklenmiştir. Bu tavan örtüsü Şehzadebaşı
Camisi’ndeki tavan örtüsünün bir benzeridir.
Caminin 64x72 ölçülerindeki iç mekanı 260 adet pencereyle aydınlatılıyor.
Caminin önünde ve iki yanında çevrilmiş dış avlusunun sekiz kapısı vardır.
Mermer döşemeli şadırvanlı avlu otuz kubbeyle çevrilidir. Avludaki altı sütunlu
şadırvanın lale ve karanfil motifleri göz alıcıdır. Caminin iç avlusuna merdivenli üç
kapıdan girilir. Bu kapılar ve dış avlunun cümle kapısı bronzdandır. Caminin sedef
kakmalı minberinde, işlemeli müezzin mahfili ve mihrapta mimari ayrıntılar
işlenmiştir. Ayrıca halı ve kilimler, rahleler, kalem işleri, ve renkli cam
pencerelerle yapı sanatsal değerini somutlaştırmayı başarmıştır.
DİĞER YAPILAR
Sultan Ahmet Külliyesi’nin diğer bir yapısı Hünkar Kasrı’dır. Padişah’ın namazdan
önce ve namazdan sonra dinlenmesi için caminin dış avlusuna yapılan mekan, 1949
yangınından sonra elden geçirilmiştir. Külliyenin kuzeydoğu köşesinde, tek kubbeli
kare plan üzerine inşa edilen Külliye Türbesi yer alır. Türbede I. Ahmet, hanımı
Kösem Sultan, oğulları IV. Murat ve II. Osman’ın yanı sıra sultanın bazı torunları
gömülüdür.
Dış avlu duvarının bitişiğindeki yapıysa, Sıbyan Mektebidir. Sıbyan Mektebi’nin
zemin katında dükkan ve çeşmeler, üst katında ise dershane yer alır. Külliyenin
kıble yönünde bulunan Arasta Çarşısı’nın bir bölümünde Mozaik Müzesi, kalan
kısmında ise turistik eşya satan dükkanlar faaliyet gösteriyor bugün. Sokulu
Mehmet Paşa yokuşu üzerinde bulunan külliye imareti, darüşşifa ile birlikte, Sultan
33
Ahmet Teknik Lisesi olarak kullanılıyor. Külliye sebillerinden üçü günümüze
ulaşmıştır. Bunlardan biri arastanın içinde, bir diğeri dış avlu kapısında,
üçüncüsüyse türbe yakınlarındadır.( www.ibb.gov.tr)
2-) SÜLEYMANİYE KÜLLİYESİ;
Süleymaniye Külliyesi, Mimar Sinan tarafından 1550’de yapımına başlanmış ve 15
Ekim 1557 tarihinde bitirilmiş bir eserdir. İnşasında 1713’ü Müslüman, toplam
3523 işçi çalıştırılmıştır. Tarihçi Peçevi’nin söylediğine göre, Külliye inşasına
896.360 filori ve 82.900 akçe harcanmıştır. Bozcaada, İzmit, Mut, Ezine, Gazze ve
Lübnan gibi farklı yerlerden taş örnekleri ve sütunlar İstanbul’a taşınmış;
Külliye’nin yapımında kullanılmak için İmparatorluk topraklarının çeşitli
yerlerinden malzemeler getirtilmiştir. Külliye 15 bölümden oluşur;
1-) Cami
2-) Rabi Medresesei
3-) Salis Medresesi
4-) Evvel Medresesi
5-) Sani Medresesi
6-) Tıp Medresesi
7-) I. Süleyman Türbesi
8-) Hürrem Sultan Türbesi
9-) Türbedar Odası
10-) Bimarhane
11-) Darüzziyafe
12-) Darülhadis Medresesi
13-) Tabhane
14-) Mimar Sinan Türbesi
34
15-) Hamam
CAMİ;
Süleymaniye Külliyesi’ndeki en göz alıcı mekan kuşkusuz Süleymaniye Camii’dir.
Cami Mimar Sinan’ın diğer eserleri gibi sadelikten taviz vermeyen, ama sadeliği
ihtişama dönüştürebilmiş mabetlerdendir. Süslemeler ve bezemeler daha çok
kitabeler için kullanılmış olsa da mimari geometri başlı başına bir estetik harikası
olmayı başarmıştır.
Mihrabın yaslandığı duvardaki vitraylı pencereler ve mihrabın iki yakasındaki
çerçeveler Sarhoş İbrahim adlı ustanın eseridir. Camide dört pembe fil ayağı
üzerine oturtulmuş 26,5 metre çapında büyük bir kubbe yer alır ve kubbenin
derinliği çapının iki katıdır. Bu kubbenin hafif olması için özel tuğlalar imal
edilmiş ve kubbenin yapımında bu tuğlalar kullanılmıştır. Ayrıca, Cami’nin
duvarlarını oluşturan taşlar birbirlerine içten demir kenetlerle bağlanmış ve bu
kenetlere eritilmiş kurşun dökülmüştür.
Cami 128 adet pencereyle ve onlarca kandille aydınlatılmış, bu kandillerden çıkan
isin duvarları kirletmemesi ve ayrıca, isten mürekkep yapımında istifade
edilebilmesi için girişin üzerine bir is odası inşa edilmiştir. Caminin Beyaz Harem
isimli, beyaz mermerden inşa edilmiş iç avlusunun dört köşesinde yükselen; ikisi
üç şerefeli, ikisi de iki şerefeli olmak üzere dört minaresi vardır. Camideki dört
minare, Kanuni’nin İstanbul’un fethinden sonra ki dördüncü padişah oluşunu,
minarelerdeki on şerefeyse, Osmanlı tarihinin onuncu padişahı oluşunu simgeler.
Ayrıca iç avlunun ortasında, dikdörtgen bir havuzdan ve havuzun içindeki iki
fıskiyeden müteşekkil, bitksel motifli bir şadırvan vardır.
DİĞER YAPILAR
Külliye’nin merkezini cami olarak kabul ettiğimiz zaman, diğer yapıların bu
merkezin etrafında şekillendiğini göreceğiz.
Külliye’nin Tıp Medresesi ile birlikte toplam altı medresesi vardır. Bu
Medreselerden, Cami’nin Beyazıt yönündeki Evvel ve Sani Medresesi, bugün
Süleymaniye Kütüphanesi olarak kullanılıyor. Bu iki medresenin yanındaki Tıp
35
Medresesi’nin bir bölümü yol çalışmalarında yıkılmış, kalan kısım da hastaneye
dönüştürülmüştür. Tıp Medresesi’nin sağına ve cami bahçesinin çaprazına düşen
yapıysa, Osmanlı Dönemi’nde akıl hastanesi olarak kullanılan :Bimarhane’dir.
Külliye’nin Kuzeybatısına düşn yolda ve cami bahçesinin karşısında Külliye
yemekhanesi Darüzziyafe ve Külliye misafirhanesi olan Tabhane bulunur Bu yolun
bitiminden sağa dönüşte göze çarpan üçgensi ve mütevazı türbe Mimar Sinan’a
aittir. Cami duvarının yüksek kaldığı bu yolun yüz metre kadar ilerisinde Salis ve
Rabi Medreseleri ve Rabi Medresesi’nin sağındaki ara yoldaysa Külliye Hamamı
görülür. Külliyede bulunan son Medrese de bu yolun az ilerisinde bulunan
Darülhadis Medresesidir.
Külliye’de biri Kanuni Sultan Süleyman’a diğeri de Kanuni’nin eşi Hürrem
Sultan’a ait olamk üzere iki türbe vardır. Bu türbeler sekizgen plan üzerine kubbeli
olarak inşa edilmiştir. Türbelerde kullanılan bitkisel motifli çiniler sanatsal niteliğe
sahiptir.
Külliye
haziresinde
ise
dönemin
ileri
gelenleri
medfundur.
(www.ibb.gov.tr)
3-) ŞEHZADE KÜLLİYESİ;
Külliye, Kanuni’nin çok sevdiği ve kendisinden sonra tahta çıkarmayı düşündüğü
oğlu Şehzade Mehmet için yaptırılmıştır. Şehzade Külliyesi’nin ne zaman yapıldığı
kesin olarak bilinmese de Şehzade Mehmet Türbesi’ndeki şehzadenin sandukası
üzerinde ‘’ 930 (1543) Cami-i şerif şehr-i recebde tama olmuştur.’’ Yazar.
Tazkiretü’l Bünyan’da ise Şehzade Külliyesi için Rebiyülevvel 950 / Haziran 1543
yılında inşaatına başlandığı yazılıdır. Şehzade 18 Şaban 950 / 16 Ekim 1543
yılında öldüğüne göre külliye onun için yaptırılmamış, ama ölümü üzerine
külliyeye onun ismi verilmiştir. Külliye, Eminönü ilçesi Şehzadebaşı semtindedir.
Mimar Sinan’ın çıraklık eserim dediği bu güzel külliyede, Şehzade Cami, Rüstem
Paşa Türbesi, Şehzade Mehmet Türbesi, Tabhane, Medrese olmak üzere beş ana
yapı bulunmaktadır.
CAMİ;
Cami 38x38 ölçülerinde bir alana bina edilmiş, 19 metre çapında ve 37 metre
yüksekliğindeki ana kubbe dört fil ayağı üzerine oturtulmuş, bu kubbe dört yönde
yarım kubbelerle desteklenmiştir. Caminin iki şerefeli iki minaresi bulunur ki bu
36
minarelerdeki işlemeler ve süslemeler dönemin mimarı sadeliğinden uzaktır.
Avluyu çevreleyen dokuz kubbe aynı ölçülerde ve yükseklikte olup, oratadaki
şadırvanla simetrik bir bütünlük arz eder. Evliya Çelebi , bu şadırvanın kubbesinin
IV. Murat tarafından yaptırıldığını belirtir ve minarelerdeki süslemelerden dolayı
Mimar Sinan’ı över.
DİĞER YAPILAR
Şehzade Mehmet için yaptırılan türbenin yapımına 1543 yılında başlanmış 1544
yılında tamamlanmıştır. Türbenin duvarları çinilerle kaplı ve pencereleri vitraylıdır.
Türbede Şehzade Mehmet’ten başka onun gibi genç yaşta ölen kardeşi Cihangir’in,
kızı Hümüşah’ın sandukası ve kime ait olduğu bilinmeyen üç sanduka daha vardır.
Külliye Medresesi ise 1546-1547 yılları arasında kuzey doğu duvarını oluşturacak
şekilde inşa edilmiştir. Yirmi oda bir eyvan ve tuvaletten oluşan yapı, 1950
yılından sonra kız öğrenci yurdu olarak da kullanılmıştır. İki bölümden oluşan
tabhane de külliye misafirhanenin ağırlandığı yer olup, medrese gibi dış avlu
duvarının doğu yönünde bulunur.
Bir dönem İstanbul Üniversitesi matbaası olarak da kullanılan, Şehzade
Külliyesi’nin güney bölümünde bulunan yapıysa, külliyenin Sıbyan Mektebidir.
Giriş revağı bugün bulunmayan mekanın, pencere düzeni değişmiş ve depo olarak
kullanıldığı zaman ocağı da kaldırılmıştır. Burada dikkat çeken bir başka yapı ise,
üç bölümden oluşan Darüzziyafe’dir. ( www.ibb.gov.tr)
4-) NURUOSMANİYE KÜLLİYESİ
Nuruosmaniye Külliyesi, Osmanlı mimari anlayışından uzak, barok tarzı batılı
mimari anlayışın denendiği, süs ve işlemelerin çokça kullanıldığı bir külliyedir.
Külliye’nin yapımına I. Mahmut zamanında başlanmış, Sultan’ın ömrü bitirmeye
vefa etmeyince, III. Osman tarafından bitirilmiştir. Külliyenin mimarı hakkında
kesin bilgi elimizde olmasa da bazı kaynaklarda Rum olduğu sanılan, külliye baş
mimarı Simeon Kalfa tarafından yapılmış olduğu söylenmektedir. Külliye
planında, Cami, Kütüphane, Türbe, İmaret, Medrese, Sebil, Hünkar Mahfili ve
çeşme bulunur.
37
CAMİ;
Cami’nin merkezi, koca bir kubbeyle örtülüdür ve kubbe Osmanlı camilerinde
kullanılmış en büyük kubbelerden biri olma özelliğine sahiptir. Mihraptaki
çıkıntılar ve silmeler Osmanlı mimari geleneğiyle bağdaşmayan, aykırı bir tarzdır.
Cami, Fatma Hanım Mescidi’nin yerine, 1749 Ocak’ından 1755 Aralık’ına kadar
süren zaman diliminde inşa edilmiştir. Camide bulunan yazıların büyük bir
bölümü, Hattat Bursalı Ali Efendi, Mehmet Rasim, Seyyid Abdülhalim ve
Fahrettin Yahya tarafından yazılmıştır. Duvarları çevreleyen içbükey kornişlerde
Fetih Suresi yazılıdır ve camide ‘’S’’ ve ‘’C’’ biçiminde eğrisel kemerler
kullanılmıştır.
İkişer şerefeli iki minaresiyle ve çevresi küçük kubbelrle çevrilmiş ‘’U’’ şeklindeki
avlusuyla farklı bir hava yakalayan Nuruosmaniye Külliyesi’nde kullanılan barok
ve rokoko bezemeler, Osmanlı ustalarının elinde farklılşamış ve eşsiz sanatsal
süslemeler olmayı başarmıştır.
DİĞER YAPILAR
Önünde üç kemerli bir revak bulunan, kubbeli ve dörtgen türbenin dış yüzey
işlemeleri İtalyan baroğunu yansıtır. Külliye I. Mahmut tarafından yapılmış olsa
da Külliye türbesinde III. Osman’ın annesi Şehsuvar Valide Sultan’ın sandukası
bulunur.
Cami’nin güney cephesinin batı yakasında imaret, doğu yakasında ise medrese
bulunur. Medrese revaklı olup, orta avluyu çevreleyen odalardan müteşekkildir.
İmaret ise küçük bir avlu, mutfak ve yemekhaneden meydana gelmiştir. Medrese
ve imaret günümüzde Kur’an Kursu olarak faaliyet göstermektedir.
Külliye Kütüphanesi’nde ana kubbeyi dört sütunun taşıdığı ve iki tane yarım
kubbeyle bu ana kubbenin desteklendiği görülür. Ayrıca daha sonra ilave odalarla
güçlendirilmiş
olan
kütüphanenin
altında
bir
bodrum
bulunmaktadır.
Nuruosmaniye Külliyesi bir teras üzerine bina edilmiş ve üç yönde bu terasların
altına dükkanlar yerleştirilmiştir. Bu dükkanlar bugünde kullanılmaktadır.
Osmanlı mimarisinde bir dönüm noktası olan Nuruosmaniye Külliyesi, diğer
külliyelerden ayrı tutulmaktadır. Batılılaşma eğilimlerin mimari de kendini
göstermeye başladığı bir dönemde, batı mimarisinden etkilenen bu külliye, kentin
38
koşuşturması
içinde
ilk
günkü
ihtişamını
korumayı
başarmıştır.
(www.ibb.gov.tr)
5-) BAYEZİD KÜLLİYESİ;
II. Bayezidtarafından 1505 yılında inşa edilen külliye, kendini adını verdiği semtte,
dağınık bir şekilde bina edilmiştir. Cami, medrese, hamam, kervansaray, tabhane
ve sıbyan mektebinden müteşekkil olan külliyenin mimarının im olduğu tam olarak
netlik kazanmış olmasa da külliyenin Mimar Hayreddin ya da Mimar Kemaleddin
tarafından bina edildiği düşünülmektedir. Son dönemlerde yapılan araştırmalarla
birlikte ise Yakupşah bin Sultanşah isminin ön plana çıkmaya başladığı görülür.
Külliye’nin ana elemanı olan Cami, Osmanlı mimarisinin sergilendiği açık hava
müzesi görünümündeki mekanın, öne çıkan öğelerinden biri olmayı başarmıştır.
Ortasında güzel bir şadırvan bulunan, kubbeli revaklarla çerçevelenmiş zemini
mermer döşeli iç avlu; caminin ana kütlesine açılır. Cümle kapısının üstündeki celi
sülüslü cami kitabesi ise Hattat Şeyh Hamdullah’a ait olup, kitabeden caminin
1500 ile 1505 yılları arasında inşa edildiği anlaşılmaktadır.
Kare plan üzerine inşa edilen caminin tavanını süsleyen 16.78 m çapındaki
kubbenin ağırlığı kemerler aracılığıyla dört sütuna bindirilmiş, bu kubbeyi
destekleyen iki yarım kubbe ile harimin tavan örtüsü meydana getirilmiştir. Ayrıca,
Harimin iki yanında dörder kubbeyle örtülü olan yan mekanlarla birlikte, cami iki
yönde genişletilmiş, on sütun üzerine oturan hünkar mahfili ise sağ taraftaki
kubbeli dizinin kıble yönündeki son kubbenin altında konumlandırılmıştır.
Mukarnas işçiliğin göze çarptığı bu hünkar mahfilinin yanı sıra, minber, mihrap ve
müezzin mahfilindeki
taş işçilik yapının estetik görüntüsünde etki sahibidir.
Caminin girişinin iki yanında uzanan kanatsı çıkıntılar, caminin ilk yapıldığı
zamanlarda tabhane olarak tasarlanmış, ama daha sonraları bu tabhanelerin cami ile
arasındaki duvar kaldırılarak, tabhaneler cami alanı içine dahil edilmiştir. Caminin
mukarnaslı minareleri tabhanelerin uçlarına yerleştirildiği için iki minare arasında
79 metrelik bir açıklık oluşmuştur. Bu minarelerden 1954 yılında tamir edilen sağ
taraftaki minare özgün süslemelerini büyük ölçüde korumuş, bilinmeyen bir tarihte
restore edildiği düşünülen sol taraftaki diğer minare ise sağdakine nazaran daha
sade kalmıştır.
39
Bayezid Külliyesi’nin imareti ve kervansarayı Bayezid Devlet Kütüphanesi
tarafından kullanılmaktadır. Ayrıca, Bayezid Meydanı’nın Laleli’ye bakan
cephesinde bulunan medrese binası ise, bugün Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi
tarafından kullanılırken, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin yanındaki
Patrona Halil ismiyle de anılan külliye hamamı ise, son aylarda İstanbul
Üniversitesi tarafından kapsamlı şekilde restore edilmektedir.
(www.ibb.gov.tr)
6-) YENİ CAMİ KÜLLİYESİ;
Eminönü’nde Mısır Çarşısı’nın karşısında olan Yeni Valide Cami Külliyesi,
Osmanlı tarihi boyunca yapımı en uzun süren Külliye olma özelliğine sahiptir. III.
Murat’ın karısı Safiye Sultan adına 1589 yılında inşaatına başlanmış ve yapımı bir
süre durdurulduktan sonra 1661 yılında IV. Mehmet’in annesi Valide Turhan
Sultan tarafından yapımına başlanmış ve 1663 yılına bir Cuma namazı sonrası
açılmıştır.
Yeni Cami Külliyesi inşasının uzun yıllar sürmesi, farklı mimarların yapıda
payının olmasına sebep olmuştur. İlk yapılanmaya Mimar Sinan’ın talebesi Davut
Ağa ile başlanmış, yapılanmaya Dalgıç Ahmet Ağa’yla devam edilmiş ve
tamamlamak yarım yüzyıl sonra Mustafa Ağa’ya nasip olmuştur. Yeni Valide
Cami Külliyesi’nin ana yapıları Cami, Mısır Çarşısı, Türbe ve Hünkar Kasrı’dır.
CAMİ;
Yeni cami mimarlarından Davut Ağa’nın Mimar Sinan’ın öğrencilerinden olması,
Yeni Cami’de Şehzadebaşı Camisi’nin etkisinin görülmesine sebep olmuştur. Bir
ana kubbe etrafında, aynı çapta dört yarım kubbeyle çevrili olan cami tavanı, irili
ufaklı birçok kubbeyle örtülmüştür. Caminin üç şerefeli iki minaresi ve yirmi iki
küçük kubbesi olan avlu çerçevesinin , üç farklı yönde kubbeli üç girişi vardır. Bu
avlunun ortasında, kubbeli ve mermerden bir şadırvan bulunur.
Cami bezemelerinde Osmanlı klasik mimari anlayışından belirgin sapmalar
olmamış ve Cami’nin dış avlu duvarı 19. yy.ın ikinci yarısında artan Eminönü
trafiğini rahatlatmak için yıktırılmıştır. Külliyenin darülkurrasıyla ve Sıbyan
Mektebi de sonraki dönemlerde yıktırılmıştır.
40
DİĞER MEKANLAR
Külliye içindeki en göz alıcı mekanlarından biri olan Mısır Çarşısı, bugün hala
faaliyette ve eski canlılığını korumaktadır. Külliye Türbesi, İstanbul’daki en büyük
sultan türbelerinden biri olan Hatice Turhan Sultan Türbesi’dir ve çevresinde beş
Osmanlı padişahının mezarı bulunur. Osmanlı hanedanından birçok kişinin mezarı
da bu bölgededir 47 penceresi olan Türbede, Hatice Turhan Sultan, II. Mustafa, III.
Ahmet ve IV. Mehmet’in sandukaları bulunur. Ayrıca türbe içinde çok sayıda
şehzade ve sultanın da mezarı vardır.
Külliye’nin en güzel manzarasına sahip Valide Turhan Sultan için yaptırılan,
Hünkar Kasrı’na Yeni Cami’nin kıble duvarının arkasındaki yokuştan çıkılır.
Osmanlı klasik mimarisinin tüm güzelliğini yakalayan yapı, iki büyük oda, bir
eyvan ve bir heladan müteşekkildir.
Yeni Cami Külliyesi’nin bulunduğu mekan, kuşkusuz İstanbul’un en kalabalık
yerlerinden biridir. Cami’nin Mısır Çarşısı’na bakan avlu girişinin önündeki alan
yüzlerce güvercine ev sahipliği yapmakta ve her gün buradan gelip geçen farklı
kültür ve kimlikten yüz binlerce insan bu tarihi mekanın güzelliğini tatmaktadır.
(www.ibb.gov.tr)
7-) FATİH KÜLLİYESİ;
Fatih’te Fevzi Paşa Caddesi üzerinde bulunan ve geniş bir alan üzerine yayılan
kompleks; Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden sonra İstanbul’da inşa
edilmiş ilk külliyedir. Cami, medrese, darüşşifa, hamam, çarşı, kütüphane, ve
türbelerin de içinde olduğu büyük bir külliye olma vasfını taşıyan mekan, 14631470 yılları arasında ilk inşa edildiği zamanki özgün biçimini büyük ölçüde
yitirmiştir.
Mimar Atik Sinan’ın eseri olan külliyenin yerinde, Bizans zamanında Havariyun
adlı bir kilise bulunduğu ve külliyenin de bu kilisenin harabesi üzerine bina edildiği
bilinmektedir.
Ayrıca,
külliyenin mimarı
çizgilerine bakıldığında
Bizans
mimarisinden uzak olduğu ve Türk mimari geleneğinin gelişmiş bir örneği olduğu
dikkat çekmektedir.
Külliyenin ana elemanı olan Cami, 1509, 1557, 1754 meydana gelen depremler
sonrası büyük hasar görmüş ve her seferinde tekrardan ihya edilmiştir. Ama 1766
41
yılında gerçekleşen depremden sonra yapının ana kubbesinin çökmesi ve
duvarlarının büyük zarar görmesi üzerine, günümüzdeki cami, 1767 yılında III.
Mustafa’nın emri ile Mimar Mehmed Tahir Ağa’ya inşa ettirilmiştir. Cami inşa
edilirken yıkılan caminin mimari özelliklerine sadık kalınmamış, dönemin mimari
üslubunun klasik üslupla harmanlanması sonucu günümüzdeki yapı meydana
gelmiştir. 19. yy.a kadar tek şerefeye sahip iki minaresi olan caminin minarelerine
bu yüzyılda bir şerefe eklenmiş ve minareler yükseltilmiştir. Camiye 22 kubbesi
olan revaklı iç avludan girilir. Caminin 26 m çapındaki ana kubbesi dört fil ayağı
üzerine oturtulmuş, ana kubbeyi destekleyen yarım ve tam kubbelerle tavan örtüsü
meydana getirilmiştir. Caminin bezemelerinde ise barok tarzının etkileri görülür.
Fatih külliyesi’nin önemli elemanlarından biri olan medreseleri, 1470 yılında
tamamlanmıştır. Medreseler dönemin ilim adamlarını ağırlamış ve çeşitli dallarda
eğitim vermiştir. 1766 yılında meydana gelen depremde büyük ölçüde hasar gören
medreselerden günümüze, külliyenin sekiz büyük medresesi kalmıştır. Günümüzde
farklı amaçlar için kullanılan medreseler, 1955 yılında Vakıflar İdaresi tarafından
restore edilmiştir.
Külliye yapıları arasında yer alan kütüphane binası günümüze ulaşamamıştır.
Günümüzdeki mevcut kütüphane binası 1742nyılında bina edilmiş ve eski
kütüphaneden kalan derme buraya nakledilmiştir. 1956 yılına gelindiğinde, mevcut
kütüphanede bulunan tarihi yazma eserler Süleymaniye Kütüphanesi’ne taşınmıştır.
Kütüphane’nin yıpranmış mimari dokusu ise son yıllarda yenilenmektedir.
Fatih Sultan Mehmet’e, hanımı Gülbahar Hatun’a ve Sultan II. Mahmut’un annesi
Nakşidil Sultan’a ait külliye türbeleri, gerçekleşen depremlerden etkilenmiş ve
özgün biçimlerini yitirmiştir. Külliye haziresinde ise
içinde ünlü simalarında
bulunduğu pek çok kişi medfundur. Külliye kervansarayı 1980’li yıllarda restore
edilmiş ve Vakıflar idaresi tarafından yapıya eklenen yeni dükkanlarla birlikte iş
yerlerine tahsis edilmiştir.
Osmanlı kültürünün İstanbul üzerindeki etkisini attıran bu kültür ve ibadet
mekanının tabhanesi, hamamı ve çarşısı, külliyenin günümüze ulaşamamış diğer
yapılarıdır.(www.ibb.gov.tr)
42
8-) LALELİ KÜLLİYESİ;
Eminönü İlçesi Laleli Semti’nde, Ordu Caddesi ile Fethi Bey Caddesi’nin kesiştiği
köşede inşa edilen Laleli Külliyesi, cami, medrese, çeşme, sebil, imaret,
muvakkithane ve bir Han’dan meydana gelmektedir. III. Mustafa zamanında 5
Nisan 1760 tarihinde temeli atılan camiyle yapımına başlanan külliyenin mimarının
kim olduğu tam olarak bilinmese de mimarın, Mehmed Tahir Ağa ya da Hacı
Ahmed Ağa olduğu düşünülmektedir. Barok veklasik mimarinin özelliklerinin bir
arada görüldüğü külliye, 1765 yılındaki depremde hasar görmüş ve 1782 yılında
tamir edilmiştir.
Külliye camii, 18 kubbeyle çevrili bi iç avluya sahiptir. Üç yönde giriş verilmiş bu
avlunun ortasında güzel bir şadırvan bulunur. Kare plan üzerine inşa edilen
caminin kubbesi, 24 adet pencere açıklığı olan bir kasnağa oturtulmuş, bu ana
kubbe altı yarım kubbeyle desteklenmiştir. Caminin iç aydınlığını, bu 24 adet
pencere de dahil olmak üzere, toplam 105 adet pencere ile sağlanmıştır. Sıra dışı
külahları olan tek şerefeli iki minareye sahip caminin, dış avlusu 1957-1958
yıllarındaki yol çalışmaları sonrası özgün çizgilerini yitirmiş, cümle kapısı geri
çekilmiş ve avlu kodunun altındaki dükkanlar bugünkü şeklini almıştır.
Külliye medresesi 1894 depreminde ve 1911 yılında gerçekleşen yangında büyük
hasar görmüş ve günümüze ulaşamamıştır. Külliyenin sebili ve türbesi Ordu
Caddesi’ne bakan cephe üzerinde bulunur. Külliye türbesinde Sultan III. Mustafa
ve Sultan III. Selim madfun olup, bu türbenin yanındaki türbede ise haseki
sultanlar gömülüdür. Külliyenin dairesel bir kaide üzerinde bulunan sebili caddeye
bakan içbükey pencerelere sahiptir.(www.ibb.gov.tr )
9-) YAVUZ SELİM KÜLLİYESİ;
Kanuni Sultan Süleyman tarafından Yavuz Sultan Selim hatırasına, 1516-1522
yılları arasında Fatih’te, Sultan Selim semtinde, Haliç’e hakim bir tepe üzerinde
inşa edilmiş olan külliye, cami, imaret, sıbyan mektebi, darüşşifa, hamam ve bir
türbeden müteşekkildir.
Sultan Selim Külliyesi’nin kim tarafından yapıldığı kesin olarak bilinmemekle
birlikte, Tahsin Öz, külliye camisinin Mimar Acem Ali’ye inşa ettirildiğini ileri
43
sürmüştür. Tabhaneli cami örneğinin son temsilcilerinden bir olan bu cami, Edirne
camileri örnek alınarak inşa edilmiştir. Cami büyük bir dış avlunun ortasında
bulunur ve dış avludan 22 kubbenin dolandığı caminin revaklı iç avlusuna, üç
farklı yönde giriş verilmiştir. Bu iç avlunun ortasında, sekiz mermer sütuna sahip
sıra dışı bir görünümü olan cami şadırvan bulunur. Cami kütlesi 24.5 m açıklığa
sahip büyük bir kubbe ile örtülüdür. Kubbenin büyüklüğü ve zemine olan mesafesi
dikkate alınacak olursa, kubbenin bu şekilde tasarlanarak ana mekana egemen
olmasının sağlanmaya çalışıldığı görülecektir. Cami hariminin sağ tarafında altı
ayak üzerine oturtulmuş müezzin mahfili, sol kısımda ise, göze hitap eden bir
görünüme sahip, sekiz sütun üzerinde yükselen Sultan İbrahim tarafından yapıya
eklendiğini belirtir. Caminin kıble kapısında ve bazı pencere kemerlerinde yer alan
çini panolarda kullanılan kakmalarla, bu öğelere sanatsal bir değer katılmıştır.
Ayrıca, caminin işlemeli mermer minberi, tek şerefeli iki minaresi, bu sade camide
göze çarpan diğer elemanlardır.
Külliyenin bir diğer yapısı, klasik tarzda inşa edilen , revaklı girişe sahi sekizgen
planlı türbesidir. Külliyenin kıble yönündeki haziresinde bulunan bu türbede, I.
Selim’in sandukası bulunur ve sandukanın başucuna beyaz bir kaftan asılıdır.Bu
türbenin yanındaki benzer mimari özelliklere sahip diğer türbede ise, Kanuni
Sultan Süleyman’ın küçük yaşta hakkın rahmetine kavuşan kızları ve şehzadeleri
medfundur. Ayrıca, külliye haziresinde Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Hazfa
Sultan mezarı da bulunmaktadır. Tarihi külliyeden günümüze kalan yapılar, cami,
türbeler
ve
dış
avlu
girişinde
bina
edilmiş
olan
sıbyan
mektebidir.
(www.ibb.gov.tr)
10-) MAHMUT PAŞA KÜLLİYESİ;
Fatih dönemi; vezirlerinden olan Mahmud Paşa tarafından Mimar Atik Sinan’a
bina ettirilen Mahmud Paşa Külliyesi, Eminönü İlçesi’nde, kendi adını verdiği
semtte, fetihten sonra inşa edilmiş ilk vezir külliyelerindendir. Yapımı 1463
yılından 1474 yılına kadar süren külliye, cami, hamam, medrese, imaret, sıbyan
mektebi, han ve türbeden meydana gelmektedir. Külliye, 1753 yılında gerçekleşen
çarşı yangını sonrası büyük hasar görmüş ve bu yangında medresenin büyük bir
bölümü, sıbyan mektebi ve imaret yok olmuştur. Külliye’den günümüze, cami,
hamam, türbe ve 15. yy.ın tek han örneği olan Kürkçüler Hanı kalabilmiştir.
44
Külliyenin ana yapısı olan cami, Osmanlı’nın ilk dönem mimari çizgisine büyük
ölçüde bağlı kalınarak inşa edilmiştir. Caminin 10.45 ve 11 m çapında iki kubbeyle
örtülmüş ana mekanı, yaklaşık olarak 26x12 m bir alana yayılır. Ana mekanı örten
bu iki kubbe de dahil olmak üzere camide toplam 18 kubbe vardır. Caminin iç
bezemelerinin çoğu 18. yy. sonrasına, hünkar mahfili de 1828 yılında aittir.
Caminin kıble kapısının üstündeki kitabede caminin inşa tarihinin yazılı olduğu bir
kitabe bulunur.
Caminin iki kubbeyle örtülü hariminin sağ ve sol tarafında, üçer kubbeyle örtülmüş
mekanın ‘’Tabhane’’ olarak tasarladığı düşünülmektedir. Giriş kapsının mukarnaslı
mermer nişleri, İstanbul’daki ilk örneklerindendir. Cami minaresi, restorasyon
çalışmaları esnasında klasik mimari tarzda yenilenmiş ve özgün çizgilerini
yitirmiştir.
Külliyenin küfeki taşından sekizgen plan üzerine inşa edilen kubbeli türbesinde,
türbenin banisi Mahmud Paşa medfundur. Ayrıca külliyenin 1466 yılına ait
İstanbul’un en eski hamamlarından biri olan bir hamamı , Darüssaade Ağası
Mustafa Ağa tarafından yapılan avludaki çeşme ve sebili günümüze ulaşan diğer
yapılardır. Külliye medresesinden de günümüze yalnızca bir dershanesi kalmıştır.
(www.ibb.gov.tr)
11-) ATİK ALİ PAŞA KÜLLİYESİ;
Eminönü İlçesi, Çemberlitaş’ta Yeniçeriler Caddesi üzerinde bulunan Atik Ali Paşa
Külliyesi, 1496 yılında II. Beyazıt dönemi sadrazamlarından olan Bosnalı Hadım
Atik Ali Paşa tarafından
bina edilmiştir. Cami, imaret, medrese, tekke,
kervansaray ve türbe üzerine inşa edildiği düşünülen külliyeden günümüze kalan
yapılar, cami, türbe ve medresedir.
Atik Ali Paşa Külliyesinin ana unsuru olan cami, Sedefçiler, Çemberlitaş,
Sandıkçılar Camii gibi farklı isimlerle günümüze kadar anıla gelmiştir. 1648
yılında gerçekleşen İstanbul depreminde kubbesi tamamen, minaresi ise kısmen
çökmüş olan caminin 1716, 1766 senelerinde meydana gelen diğer sarsıntılarda
hasar gördüğü ve bu sarsıntılardan sonra tekrardan ihya edildiği muhakkaktır.
Kesme taştan inşa edilen caminin son cemaat yeri beş kubbe ile örtülüdür. 21.55 x
28.13 m alana sahip caminin tavan örtüsünü meydana getiren 13.30 m çapındaki
45
ana kubbesi, bir yarım ve dört adet küçük kubbe ile desteklenmiştir. Kubbe
eteğindeki 16 pencere ile diğer kubbelerdeki pencere açıklıkları caminin aydınlık
görüntüsüne katkı sağlamış, klasik çizgiler barındıran mukarnaslı mihrap, siyah ve
beyaz mermerlerin kullanıldığı minber, yapının inşa edildiği ilk yıllardaki mimari
sadeliği korumuştur. Tek şerefeli cami minaresi ise 1648 yılındaki depremden
sonra özgün biçimini büyük ölçüde yitirmiştir.Külliyenin kime ait olduğu
bilinmeyen türbesi ve hazire cadde duvarının kenarındadır. Külliyenin günümüze
ulaşan bir diğer yapısı olan medresenin 1880’li yıllarda gerçekleştirilen yol
genişletme çalışmalarında ön kısmı kesilmiş
ve üstüne iki
oda ilave
edilmiştir.(www.ibb.gov.tr)
12-) SOKULLU MEHMET PAŞA KÜLLİYESİ;
Sokulu Mehmed Paşa Külliyesi, Bizans zamanında Aya Anastasia Kilisesi’nin
bulunduğu eğimli arsa üzerine bina edilmiştir. Külliyenin mimarı, Osmanlı
mimarisine damgasını vuran Mimar Sinan’dır. Külliye camisinin 15.30 x 18.80
ölçülerindeki ibadet mekanı, altı ayak üzerine oturtulmuş 13 m çapındaki altıgen
kubbe ile örtülmüştür. Prizmatik mukarnas oymalı Mihrap ve minber, dönemin
mermer işçiliğinin güzel örneklerindendir. Özellikle, minber külahının
çini
kaplamaları ve mihrabın iki yanındaki çini panolar, görsel bütünlüğe ayrı bir lezzet
katmıştır. Camide toplam doksandan fazla pencere bulunur ve bu pencereler yan
cephede ve kasnakta yoğunlaşır. Bu caminin diğer bir özelliği ise, dört küçük
Hacer-i Esved parçasının giriş mahfilinin altına, mihraba ve diğer iki parçasının da
minber külahı ve kapısına konmuş olmasıdır. Caminin kesme taştan inşa edilmiş
tek şerefeli minaresinin üzerinde, Mimar Sinan’ın eserlerinde kullandığı dikey
hatlar mevcuttur.
Caminin iç avlusunda tavan örtülü kubbeden olan 16 oda ve bir dershaneden
meydana gelen külliye medresesi bulunur. Avlunun ortasında ise, avlu ile
bütünleşmiş, sanatsal değere sahip bir şadırvan bulunur.(www.ibb.gov.tr)
13-) DAMAT İBRAHİM PAŞA KÜLLİYESİ;
Külliye, Dede Efendi Caddesi’yle Şehzadebaşı Caddesi’nin kesiştiği köşede,
Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından 1720 yılında, kütüphane ve darülhadis
medresesi olarak inşa ettirilmiştir. Külliye’nin avlusunun güney tarafında, Damat
46
İbrahim Paşa ve oğullarının mezarları yer alır. Bu mezarlıklarla aynı yöndeki
eyvanlı odalar medrese öğrencileri için bina ettirilmiştir.
Külliyenin cadde yönündeki çeşmesi ve sebili yol çalışmaları esnasında zarar
görmüş, külliye dershanesi camiye çevrildiği yıllarda yapıya günümüzdeki mevcut
tek şerefeli minaresi eklenmiştir. Cami şadırvanıysa avlunun ortasında ve ağaçların
arasında bulunur.
Bu küçük külliyenin medrese olarak faaliyet gösterdiği dönemlerde, kalabalık bir
kadroyla hizmet ettiği bilinmektedir. Mekanın bezemelerinde kullanılan çiçek
motifleri, Lale Devri’nin mimari anlayışıyla paralellik göstermiş ve yapının
sanatsal değerini artırmıştır. (www.ibb.gov.tr)
B-) CAMİLER
1-) RÜSTEM PAŞA CAMİİ;
Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan’la evli olan, meşhur Osmanlı
Sadrazamlarından Hırvat asıllı Rüstem Paşa tarafından, 1561 yılında Mimar
Sinan’a yaptırılan cami, dönemin ve Sinan’ın sadeliğinden uzaktır. Cami’yi bu
sadelikten uzaklaştıran dekoratif öğelerse hiç kuşkusuz İznik çinileridir.
Eminönü’nde Uzun Çarşı’nın sahil yoluna indiği yokuşta yükselen tarihi mekan,
konum itibarıyla çok kalabalık bir yerleşimin ortasında kalmıştır. Cami, Hacı Halil
Mescidi yerine 40x40 zemin üzerine inşa edilmiştir. Tavan Örtüsü 15.50 çapındaki
orta kubbeyle ve bu orta kubbeyi destekleyen daha ufak çapta yarım ve tam
kubbelerle biçimlendirilmiştir.
Rüstem Paşa Camisi 1660 yılındaki yangında hasara uğramış ve 1766 yılında
yaşanan büyük deprem sonrasındaysa, caminin minaresi ve kubbesi yıkılmıştır. II.
Mustafa zamanında onarımdan geçirilen tarihi mekanın, yıkılan kubbe ve
minaresinin bu onarım sonrası Sinan dokusundan uzaklaştığı görülür.
Mihrimah Sultan Camisi’nde olduğu gibi Rüstem Paşa Camisi’nde de kitabe
bulunmamaktadır. Caminin sekizgen şadırvanı cadde üzerinde bir avlu içinde yer
alır. Camiyi üç yönde dolanan yüksek avlusunu bir revak çevirmektedir
47
Tarihi yarımadanın siluetine kondurulmuş caminin iç tasarımında kullanılan İznik
çinileri, tarihi mekanın ziyaretçilerini büyük bir tablonun küçük imgelerine
dönüştürmeyi başarmıştır.(www.ibb.gov.tr)
2-) KÜÇÜK AYASOFYA CAMİİ;
Küçük Ayasofya Camii, Eminönü İlçesi’nde Cankurtaran ve Kadırga semtleri
arasında Bizans İmparatoru justinianos tarafından kilise olarak inşa edilmiştir.
530’lu yıllarda inşa edilen Sergios ve Bakhos adlı bu kilise, İstanbul’un fethinden
sonra II. Bayezid döneminde Darüssaade Ağası Hüseyin Ağa tarafından camiye
dönüştürülmüş, camiye dönüştürülmesinden sonra avlunun etrafına zaviye
hücreleri ve Hüseyin Ağa’nın türbesi inşa edilmiştir. Duvar örgüsü taş ve tuğladan
olan kare plan üzerine kubbeli olarak bina edilen cami, 1648 ve 1763 yıllarındaki
depremlerde zarar görmüş ve 1831 yılında elden geçirilmiştir. 1860 yılında yapının
yakınından geçen demir yolu hattı da yapıya büyük ölçüde hasar vermiştir. Ayrıca,
caminin barok üslupta inşa edilmiş eski minaresinin 18. yy.ın ikinci yarısından
sonra inşa edildiği düşünülmektedir. Bu minare 1936 yılında bilinmeyen, bir
nedenle yıktırılmış ve uzun süre bu şekilde kaldıktan sonra 1955 yılında caminin
bugünkü minaresi, camiye ilave edilmiştir. Avludaki sekizgen havuzlu tarihi
mermer şadırvan da 1938 yılında yıkılmıştır. (www.ibb.gov.tr)
3-) VALİDE CAMİİ;
Valide Camii; Fatih’te Aksaray Meydanı dört yol ağzında, Atatürk Bulvarı’nın
girişinde inşa edilmiştir. Yapı Abdülaziz’in validesi Pertevniyal Sultan tarafından,
Sarkis Balyan’a 1871 yılında yaptırılmıştır. Bazı kaynaklarda, caminin mimarının
İtalyan Montani olduğu söylenmektedir.
Valide Camisi’nin yerinde daha önceleri Hacı Mustafa Ağa Camii adlı harabesi
üzerine inşa edilmiştir. Cami, mevcudundaki muvakkithane, sebil, türbe ve
mekteple birlikte daha çok bir külliye olarak tasarlanmıştır. Cami, son cemaat yeri
ve harim olmak üzere iki kısımdan meydana gelmiştir. Harim 10x10 genişliğinde
bir alana sahip ve tavan örtüsü kubbedendir. Bu küçük kubbe, on altıgenli yüksek
bir kasnağa oturtulmuştur.
Tarihi Camii, İstanbul camileri içinde süslemelerin ve bezemelerin en çok
kullanıldığı camilerdendir.Burada , dönemin mimari anlayışındaki batı etkisi ve 16.
48
veya 17. yy.ın süsleme tekniğinin harmanlandığını görüyoruz. Ayrıca, altın
yaldızla parlatılan, mavi rengin hakim olduğu, kalem işi bezemeler mimari estetikte
ön plana çıkan öğelerdir Ve caminin duvarları, içten ve dıştan motif ve yazılarla
bezenmiş mermer kaplamadır. Caminin Aksaray Meydanı’na bakan avlu
kapısındaki taş işçilik, Osmanlı taş işçiliğinin ulaştığı son noktadır.
19. yy.ın sonlarında yapılmış olan Valide Külliyesi’nin 1956-1959 yılları arasında
süren Aksaray Meydanı düzenleme çalışmalarında ve Vatan ve Millet caddelerinin
açılması esnasında Pertevniyal Sultan Türbesi, muvakkithanesi ve sebili
kaldırılmıştır. Sebil daha sonraları caminin avlusuna taşınmış, alt geçit ve üst yol
çalışmalarında cami yol kotunun yükselmesinden
dolayı yola göre gömülü
kalmıştır. Günümüzde Aksaray’ın kalabalığına karışan tarihi mekanda yenileme
çalışmaları sürüyor.(www.ibb.gov.tr)
4-) ZEYREK KİLİSE CAMİİ;
Fatih İlçesi Zeyrek Semtinde Atatürk Bulvarı İbadethane Sokağı’nda ve Haliç’e
hakim bir yamaç üzerinde inşa edilen Zeyrek Camii, kiliseden camiye çevrilen
mabetlerimizdendir.
Orta Bizans Dönemi’nin sonlarında yapıldığı bilinen Pantokrator Manastırı
kiliselerinden olan yapının yapımına, II. loannes Komnenos’un ilk eşi Macar Kralı
Laszio’nın kızı Eirene tarafından başlanmıştır. Latin işgalinde zara görmüş ve
kiliseye Katolik rahipler tarafından el konulmuştur. Pantokrator Manastırı
İstanbul’un fethinden sonra Fatih Külliyesi Medreseleri yapılana kadar medrese
olarak kullanılmış, cami zeyrek ismini, medresenin müderrisi olan Molla Zeyrek
Mehmed
Efendi’den almıştır. Zeyrek Camii, 18. yy.da büyük bir onarımdan
geçirilmiş ve bu onarım esnasında dönemin mimari anlayışıyla paralel olarak,
barok kesitler ön plana çıkmıştır. 1950’li yıllara doğru yine harap duruma düşen
yapı, 1966 yılında Vakıflar İdaresi tarafından restore edilmiş, bu restorasyon
sırasında çürüyen ahşap döşeme kaldırılınca, süslemeli zemin işlemeleri meydana
çıkmıştır. Ayrıca, Kariye Camisi’nin minberi de buraya taşınarak namaz mekanı
meydana getirilmiştir. Pantokrator Manastırı’ndan görünür bir iz ve kalıntı yoktur.
Ama caminin çevresinde daha önceleri manastırın altında olduğu anlaşılan değişik
ölçülerde sarnıçlar mevcuttur.
49
Bizans zamanında Manastır’ın Kilisesi olan bugünkü Zeyrek Camii, üç yapıdan
müteşekkil kompleksin, ilk bölümünün güneyindeki yapı olduğu tahmin
edilmektedir. Tek şerefeli tek minaresi olan Zeyrek Camii, tuğla ile örülmüş ve
toplam beş kubbe ile tavan örtü sistemi meydana getirilmiştir. Günümüzde pekiyi
durumda olmayan yüzyılların tanığı yapı, ziyaretçilerini tarihsel bir zaman
yolculuğuna çıkarmaya devam etmektedir.(www.ibb.gov.tr)
5-) KALENDERHANE CAMİİ;
Eminönü İlçesi’nde Vezneciler semti 16 Mart Şehitleri Caddesi üzerinde ve
Vezneciler Kız Yurdunun yanında bulunan Kalenderhane Camii, Kiliseden
devşirilmiş camilerimizdendir. Yapının kilise olarak ne zaman yapılandırılmaya
başlandığı kesin olarak bilinmemekle birlikte, 9. ve 12. yüzyıllar arasında inşa
edildiği sanılmaktadır.
Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u aldıktan sonra bu kiliseyi, ordudaki kalender adlı
dervişlere tahsis ettiği için mekan Kalenderhane olarak anılır. 18. yy.da
Babüssaade Ağası Maktul Beşir Ağa tarafından camiye çevrilmeden önce kilise ve
daha önceki dönemlerde manastır olarak kullanılmıştır. Saray hamamından,
komnen kiliseye, sonra bir zaviyeye, daha sonra küçük bir camiye çevrilen mekan,
İmparatorluğun çöküşüne doğru harap bir hale gelmiş ve caminin minaresi 1930
yılında yıldırım çarpması sonucu yıkılmış, 1966 ve 1975 yılları arasında Harvard
Üniversitesi ve İTÜ işbirliği ile ayrıntılı bir kazı çalışmasına da sahne olmuştur.
Kalenderhane Camisi’nin ana mekanına, tonozlarla örtülü narteksten girilmektedir.
Ana mekanın ortası pandantifli kubbeyle örtülüdür ve bu ana kubbe, beşik
tonozlarla desteklenerek tavan örtüsü ortaya çıkarılmıştır.Caminin duvarları olan
yapı ibadete açık olup, aynı zamanda yerli ve yabancı konukların da uğrak yeridir.
(www.ibb.gov.tr)
6-) FİRUZ AĞA CAMİİ;
Divan yolu üzerinde ve Sultanahmet tramvay istasyonunun karşısında bulunan
Firuz Ağa Camii II. Bayezid’in Hazinebaşısı Firuz Ağa tarafından 1491 yılında
inşa ettirilmiştir. Kare plan üzerine tek kubbeli olarak bina edilen cami Bursa
üslubunu yansıtır. Cami kesme taştandır ve kubbe sekiz köşeli bir kasnak üzerine
oturtulmuştur. Caminin pencereleri altlı üstlü iki sıradan müteşekkildir ve caminin
50
kitabesi Şeyh Hamdullah Efendi’ye aittir. Caminin revaklı kemerleri de Osmanlı
klasik mimari anlayışıyla çelişmez.
Camiyi yaptıran Firuz Ağa’nın türbesi 19. yy ortalarında Divan Yolu’nun
genişletilmesi sırasında, Sadrazam Keçecizade Fuad Paşa’nın emriyle yıktırılmıştır.
Bugün Firuz Ağa’nın mermer sandukası, minarenin bulunduğu duvarın önünde
bulunmaktadır. Ayrıca, bu yol genişletme çalışmaları sırasında, caminin mezarlığı
tamamıyla kaldrılmıştır.
(www.ibb.gov.tr)
7-) AHİ ÇELEBİ CAMİİ;
Eminönü’nde Yoğurtçular Sokağı ile Değirmen Sokağı’nın birleştiği köşede Ahi
Çelebi Camisi’nin 1480-1500 yılları arasında yapıldığı tahmin edilmektedir.
Dikdörtgen plan üzerine, ikişer kemerle desteklenen tek kubbeli Ahi Çelebi Camii,
Tabip Kemal Ahi Can Tebrizi tarafından yaptırılmıştır. Bu zat Sultan Mahmut
Han’ın Darü’ş-Şifası’nda
hekim başlığı
ve Mutfak Emini
görevlerinde
bulunmuştur.
Kanlı Fırın Mescidi ve Yemişçiler Camii olarak da bilinen Ahi Çelebi Camii 2
Temmuz 1539 ve 18 Mayıs 1653 yıllarında iki kez yanmış ve 1892 zelzelesinde
büyük hasar görmüştür. Tezkiret’ül Ebniye’de Mimar Sinan’ın eserleri arasına
gösterilen tarihi yapının restorasyon çalışmalarına son yıllarda hız verilmiştir.
Rüyasında Hz. Muhammed’in elini öpen Evliya Çelebi ‘’şefaat ya Resulullah’’
yerine ‘’seyahat ya Resulullah’’ dediği ünlü seyahat rüyasının geçtiği yer olması
nedeniyle, Ahi Çelebi Camii İstanbul Folklorunda ayrı bir yer tutar.
(www.ibb.gov.tr)
C-) ÇARŞILAR
1-) KAPALI ÇARŞI ;
Kapalı çarşı büyük bir külliye olarak düşünülebilir. İçinde 61 sokak, 4400 dükkan,
2195 atölye, 18 çeşme, 2 bedesten, 2200 han odası, 12 mescit, 12 depo, 1 okul, 1
hamam, 19 adet tulumba kuyusu bulunur. Kapalı Çarşı’nın belli başlı kapıları;
Beyazıt, Fesçiler, Sahaflar, Kürkçüler, Nuriosmaniye, Mahmutpaşa, Mercan,
51
Tacirciler ve Örücüler Kapısıdır. Çarşı kapıları geceleri açılmamasına rağmen,
1546 yılındaki büyük yangında ve Abdülmecit’in Mısır seferi dönüşü yapılan
kutlamalarda geceleri iki kez açılmıştır. Kapalı Çarşı’nın Fetih çağında yapılan
belli kısmı haricinde; asıl büyük çarşı Kanuni döneminde ahşap olarak inşa
ettirilmiş. Bu ahşap çarşı 1546 senesinde, 1651 Sultan IV. Murat zamanında ve
1710’da II. Mustafa döneminde, üç yangın yaşamış ve tekrardan kagir olarak inşa
ettirilmiştir.
Kapalı Çarşı 31 bin metrekare alana sahip ve labirentsi bir yapıya sahiptir. Örtü
sistemi kurşunla kaplı ve dam sayısız kubbeyle doludur. Ayrıca; Çarşının içindeki
İç Bedesten denilen, 48 X 36 ölçülerinde dikdörtgen, 15 kubbe ve 8 ayaklı mekanın
Bizans zamanından günümüze kaldığı da rivayet edilmektedir.
Çarşı o günlerden günümüze birçok onarım ve restorasyondan geçmiş; en büyük
çapta ise, 1894 yılında yaşanan depremde almıştır. Kapalı Çarşı mimarisine uygun,
yüzyılların çağdaşı olan yapı, günümüzde ticari ve turistik amaçlı her gün farklı dil
ve kültürden ziyaretçilerini ağırlamaya devam etmektedir.( www.ibb.gov.tr)
2-) MISIR ÇARŞISI;
Çarşının günümüzdeki yerinde, Bizans zamanında da bir çarşı bulunduğu rivayet
edildiği gibi, bu çarşının da Makro Envalos olduğu iddia edilmektedir.
Mısır Çarşısı ‘’L’’ şeklinde bir yapıda olup, Yeni Cami’nin batısında yer almakta.
1664’te cami bittikten bir yıl sonra, külliyenin bu bölümü Hassa Başmimar’ı
Mustafa Ağa tarafından tamamlanmıştır. Çarşının Mısır Çarşısı olarak anılmasının
nedeni, Kahire’den alınan vergilerle yapılmasıdır. Bu ad 18 yy.dan sonra
kullanılmaya başlanmış; çarşı, bundan önce Valide Çarşısı ve Yeni Çarşı
isimleriyle de anılmıştır. Çarşı’nın toplam altı kapısı bulunmaktadır. Haseki
Kapısı’ndaki kısım iki katlı bir plana sahiptir ve üst katlar vaktiyle mahkeme
bölümleri olarak da kullanılmıştır. Bu mahkeme bölümlerinde; esnafla halka
arasındaki ve çarşı esnafının kendi arasındaki sorunlar giderilmeye çalışılırdı.
Çarşı’nın uzun ve kısa kollarının birleştiği alan ‘’dua meydanı’’ diye anılıyor.
Burada bir ezan köşkü bulunmaktadır. Parmaklı bir balkon şeklinde planlanan bu
bölüm, çarşının göz kamaştırıcı mekanlarından biridir. Bir görevli bu meydanda
esnafa seslenerek dua eder, hayırlı işler görmelerini dilemektedir.
52
Mısır Çarşısı’nda , eskiden yalnızca baharat değil, her türlü ilaçta satılırdı.
Dükkanların görülebilen yerlerine de bazı işaretler konulurdu. İlaçların birçoğu da
‘’Nüzhetül Fi Tercüme-Afiyet’’ adlı kitaptan yararlanılarak yapılırdı. Bugün çarşı
içinde kuyumcular, aktarlar, baharatçılar ve hediyelik eşya dükkanları gibi birçok
farklı dükkan faaliyet göstermektedir.
Çarşı 1691 ve 1940 yılları olmak üzere iki büyük yangın atlatmıştır. Bu
yangınlarda önemli ölçüde hasar gören çarşı, son şeklini 1940 yılında İstanbul
Belediyesi tarafından yapılan restorasyonla almıştır.(www.ibb.gov.tr)
3-) SAHAFLAR ÇARŞISI;
Sahaflar Çarşısı 15 yy.dan günümüze uzanan bir geçmişe sahiptir. Beyazıt
Cami’nin sol tarafındaki taşlık araziyle Kapalı Çarşı’ya açılan Sedefçiler Kapısı
arasındaki bölge, Sahaflar Çarşısı’nın çerçevesini çizmektedir. Eskiden medrese
öğrencilerinin ihtiyaçlarını karşılayan sahaf dükkanları, medrese çevresinde
bulunurlardı. 1460 yılında Kapalı Çarşı inşaatı tamamlandıktan sonra, bu
dükkanlara Kapalı Çarşı içinde yer tahsis edilmiş ve sahaf dükkanları bir araya
toplanmıştır. Burada 1460 ve 1894 yılında gerçekleşen İstanbul depremine kadar
faaliyet göstermiş; depremden sonra çarşı, o zaman ki adıyla Hakkaklar Çarşısı
olarak bilinen bugünkü yerine taşınmıştır.
Sahaflar Çarşısı esnafı, Sahaflar Loncası’na bağlıydı ve sahaflar; çıraklık, kalfalık
dönemlerini geçirmeden ustalığa yükselemezlerdi. Sahaflar dükkanlarını dua ile
açar ve dua ile kapatırlardı. Sahaflar Loncası’nın piri, Sahaflar Çarşısı’nın ilk
kitapçılarından olduğu söylenen Basralı Abdullah Yetimi Efendi’ydi.
17 yy.da yaşamış olan Fransız yazar ve Fransa sefareti tercümanı olan Antoine
Galland buradan satın aldığı minyatürlü bir yazmayı Fransa kralına hediye etmiştir.
Ve o yazma, bugün Bibliotheque Nationale’de sergilenmektedir. Sahaflar Çarşısı
için Evliye Çelebi Seyahatnamesi’nde 17 yy.da dükkan sayısının 50, ulemaya
hizmet eden sahaf esnafının da 300 kadar olduğundan bahsetmektedir.
Sahaflar Çarşısı 1950 yılında çıkan yangından sonra tamamen yanmıştır ve içinde
bulunan binlerce yazma eser kül olmuştur. İstanbul Belediyesi yanmayan yerleri
kamulaştırıp, ahşap dükkanları da betonarmeye çevirerek, çarşıyı bugünkü mimari
durumuna getirmiştir. Ayrıca çarşının ortasına da ilk Türk matbaacısı olan İbrahim
53
Müteferrika’nın büstünü yerleştirmiştir. Bugün çarşıda 17’si çift katlı, 23 dükkan
bulunmaktadır. (www.ibb.gov.tr)
Ç-) HAMAMLAR
1-) CAĞALOĞLU HAMAMI;
Hamam, Yerebatan Sarnıcı yakınında bulunmaktadır. 1741 yılında, dönemin
padişahı I. Mahmut’un Aya Sofya Külliyesindeki kütüphanesine ve Aya Sofya
Camiine gelir sağlamak için yaptırılmıştır. Hamamın planını Hassa Mimarı
Süleyman Ağa çizmiş ve hamam, Abdullah Ağa tarafından bina edilmiştir.
Cağaloğlu Hamamı’ndan önce aynı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın bir sarayı
vardı. Bu yapı 1740 senesinde yandı ve arsasında Cağaloğlu Hamamı’nın yapımına
başlandı. Kadınlar ve erkekler için ayrı bölümleri olan çifte hamamın, kadınlar
çıkışı hamam sokağına, erkekler çıkışı caddeye bakar. Eserin mimari yapısında
Barok üslubu ve klasik Osmanlı mimarisinde olmayan yenilikler göze çarpmakta
ve Osmanlı Dönemi’nde inşa ettirilen son büyük hamam olma özelliğini de
taşımaktadır.
Cağaloğlu Hamamı’nın camekanını geniş bir kubbe örter. Camekanın çevresinde
konsollar üzerine bina edilmiş soyunma odaları bulunur. Hamamın orta yerinde;
tek parçalık mermerden, geniş bir havuz vardır ve havuzun orta yerinde üç katlı
enfes bir fiskiye vardır. Hamamın ılıklığındaki dört mermer ayak üzerine
oturtulmuş geniş kubbe ve yedi beşik kubbe ( seven cradle-shaped domes) yapının
çatısını oluşturmakta ve buradan hamamın hararesine geçilmektedir. Harare;
işlemeli sekiz mermer sütun üzerine oturtulmuş geniş ve heybetiyle göz kamaştıran
bir kubbeyle örtülüdür.
Üç yüz yıldır ayakta duran Cağaloğlu Hamamı, günümüzde halen faaliyet
göstermekte olup, çoğunluğu yurt dışından olmak üzere çok sayıda yerli ve
yabancıya
hizmet
vermektedir.
(www.ibb.gov.tr)
54
2-) ÇEMBERLİTAŞ HAMAMI;
Çemberlitaş Hamamı; Çemberlitaş yanında, Kapalı Çarşı yakınında bulunmaktadır.
III. Murat annesi Nur Banu Sultan tarafından, Üsküdar’daki Valide-i Atik
Külliyesine kaynak sağlamak için 1584 yılında, Mimar Sinan’a yaptırılmıştır.
Kadınlar ve erkekler kısımdan oluşan bu çifte hamam; Valide Sultan Hamamı, Gül
Hamamı, isimleriyle de anılmış, Evliya Çelebi’yse III. Murat Hamamı olarak
bahsetmiştir yapıdan.
Hamamın camekanı (soyunma odası) kubbeyle örtülmüş ve camekanın etrafına üç
katlı soyunma odaları inşa edilmiştir. Camekandan üstü üç kubbeyle örtülü ılıklığa
geçilir. Ilıklıktan hamam mimarisinin ana yapısı olan harareye... Hararenin dört
köşesinde; üzeri kubbeyle örtülü dört halvet (Hamamlarda çok sıcak küçük yer),
toplam altı sofa ve büyük kubbeyi taşıyan on iki sütun vardır. Halvetlerin önünde
ise Köprülü Mehmet tarafından yerleştirildiği söylenen göbek taşları yer alır.
Göbek taşlarında bugün bazı yerleri silinmiş olan Osmanlı yazıtları bulunur ki
bunlar, tarihin fantastik dehlizlerinden günümüze kalan enfes dokulardır.
Tarihi yapının kadınlar kısmındaki camekan, yol çalışmaları esnasında kesilmiş ve
bir dönem börekçi olarak faaliyet göstermiştir. Ayrıca, kadınlar kısmının yıkanma
yerleri de kağıt deposu olarak bir dönem kullanıldıktan sonra; Hamam, 1988
yılında restore edilmiş ve ziyaretçilere açılmıştır.
Günümüzde turistik hamam sefalarıyla yabancı konuklarını ağırlamaya devam
eden hamam, Osmanlı hamam mimarisinin şaheserlerinden olmaya layık bir
yapıdır.
(www.ibb.gov.tr)
3-) BEYAZIT HAMAMI;
Beyazıt’ta Ordu Caddesi üzerinde bulunan, Beyazıt Hamamı; Yavuz Sultan
Selim’in annesi Hürrem Sultan tarafından, Edirne’de inşa edilen mescide gelir
sağlamak için 15 yy.da yaptırılmıştır. Patrona Halil Hamamı olarak da bilinen
mekan; bu adı, bir dönem hamamda tellallık yapan bir isyancıdan almıştır. Yapı
çifte hamam olup; kadınlar kısmının kapısı Kimyager Derviş Paşa Sokağına,
erkekler kısmının kapısı da Ordu Caddesi’ne açılır.
55
Erkekler kısmına üzeri kubbeyle örtülü camekandan girilir. Buradan ılıklığa
geçerken üzerleri küçük kubbelerle örtülmüş dört tuvalet ve bir temizlik odası göze
çarpar. Ilıklığın sağ ve sol tarafında kubbeli ve içinde tahminen üçer kurna bulunan
sofalar vardır. Hamam hararesinin dört köşesinde kubbeli halvetlerin yanı sıra,
hararenin ortasında günümüze ulaşmamış bir de göbek taşı bulunmaktadır.
Hamam’ın Kadınlar kısmı da erkekler kısmıyla benzer yapıda olup; hamamın su
ihtiyacını karşılayan kuyu, kadınlar kısmı tarafında ve İstanbul Merkez
Kütüphanesi’nin arkasında bulunur.
1930’lu yıllarda kapatılan hamam; bir süre depo olarak kullanılmış, bu esnada
büyük hasar görmüş ve uzun yıllar bu şekilde kalmıştır. Günümüzde İstanbul
Üniversitesi’ne ait olan mekan, tarihi dokuya uygun ve estetik kaygılarla restore
edilmeye çalışılmaktadır.
(www.ibb.gov.tr)
4-) ÇİNİLİ HAMAMI;
Fatih’te İtfaiye Caddesi üzerinde bulunan Çinili Hamam, Barbaros Hayrettin Paşa
Medresesine ve türbesine akar olarak yaptırılmıştır. Mimarı, Koca Sinan olan
Hamam; Kaptanpaşa Hamamı, Zeyrek Çinili Hamamı ve Hayrettin Paşa Hamamı
adlarıyla da anılmış ve bugünkü ismini günümüze ulaşmamış olan İznik çini
kaplamalarından almıştır. 1782 ve 1833 yıllarında iki büyük yangından sonra tamir
edilen yapı, şahıs işletmesine devredilmiştir.
Gelenekselleşen Osmanlı mimarisiyle çelişmeyen çifte hamamın camekanı, büyük
bir kubbeyle örtülmüş ve ortasına İran Şahı’nın hediyesi olduğu sanılan fıskiyeli
bir havuz yerleştirilmiştir. Hamamın soyunma odaları camekanın üst katında yer
alır ve camekan bölümden ılıklığa geçilir. Ilıklık tonosla örtülmüş ve sonradan
mekana dört göz keselik eklenmiştir. Ilıklıktan bir geçitle harareye geçilir ve bu
geçitten geçerken beşik kubbeli bir tuvalet göze çarpar. Hararede dört halvet, üç
sofa
ve
bir
göbek
taşı
vardır
ve
halvet
kapılarında Farsça yazılmış ikişer mısra yer alır.(www.ibb.gov.tr)
56
D-) KULELER
1-) BEYAZIT KULESİ;
Beyazıt Kulesi’nin bugünkü yerinde Bizans zamanında da Tetratsiyon adında,
uzaktan yangınları gözetlemek için bina edilmiş bir kule vardı. Osmanlı
Dönemi’nde ise; Kule aynı yerine Paris’te Ecole des Beaux-Arts’da öğrenim gören
ilk Osmanlı mimarı olan, mimar Kirkor Balyan tarafından ahşap olarak 1749
yılında inşa edilir. Kule yangınları gözetlemek amacıyla yaptırılan ilk kule olma
özelliğini de taşımaktadır. Hüseyin Ağa tarafından yaptırılmış olan Kule’ye, Harik
Köşkü veya Kulesi de denirdi. Harik kelimesi yangın anlamına gelmektedir.
Kule’de görev alanlara köşklü, köşlü veya dideban da denirdi. O zaman ki ahşap
kule Yeniçeriler tarafından bir ayaklanma sonucu ateşe verilmiştir. Yanan
Kule’nin yerine 1828 yılında II. Mahmut tarafından Mimar Kirkor’un kardeşi
Senekerim Balyana, kule kagir olarak tekrardan inşa ettirildi. Beyazıt Kulesi
yaptırılmadan önce yangınları gözetlemek amacıyla Süleymaniye Cami’sinin
minareleri kullanılmıştır. Beyazıt Kulesi’nin yüksekliği 85 metredir. Kule’ye 256
ahşap basamakla çıkılmaktadır.
(www.ibb.gov.tr)
2-) GALATA KULESİ;
Galata Kulesi’nin ne zaman yapıldığı hakkında kesin bilgi olmamakla birlikte,
Kule’nin İsa’dan sonra 507 yılında İmparator lustinianos zamanında inşa edildiği
iddia edilmektedir. Aynı zamanda Cenevizliler tarafından İsa Kulesi, Bizanslılar
tarafından Büyük Kule olarak anılan yapıya , günümüzdekine yakın şeklini, 1348
yılında Cenevizliler vermiştir. 1509 depreminde büyük zarar gören Kule, devrin
ünlü Osmanlı mimarı Hayrettin tarafından onarılmıştır. Ayrıca; Kule, Kanun
Dönemi’nde Kasımpaşa Tersanesi’nde çalıştırılan mahkum işçiler için hapishane
olarak da kullanılmıştır. 16 yy.ın sonlarında ise, müneccimbaşı Takıyeddin Efendi,
Kule’nin tepesine bir rasathane kurmuştur. Bir dönem bu şekilde kullanılan Galata
Kulesi, III. Murat tarafından kapatılır ve Kule tekrardan hapishaneye dönüştürülür.
IV. Murat zamanında 1638 yılında Hezarfen Ahmet Çelebi, kollarına kanat
takarak, Galata Kulesi’nden Üsküdar’a o meşhur uçuşunu gerçekleştirir. 17 yy.a
doğru mehterhane takımına ev sahipliği de yapan Kule; 1717’den sonra artan
57
İstanbul yangınlarıyla baş edebilmek için yangın gözetleme kulesi olarak da
kullanılmıştır. Ama ne yazıktır ki Kule 1794 senesi kendisi de yanmaktan
kurtulamamıştır.
III. Selim zamanında ; Galata Kulesi onartıldıktan sonra, Kule’nin üst katına bir
cumba eklenir. 1831’de kule bir yangın daha geçirir. Bu sefer II. Mahmut;
Kule’nin üzerine iki kat daha çıkar ve külah biçiminde olan ünlü dam örtüsüyle
Kule’nin tepesi kapatılır. O dönem onarımla alakalı olarak, Pertev Paşa’nın bir de
yazıtı Kule’ye yerleştirilir. 1875 yılında kuvvetli bir fırtınadan sonra, Kule’nin
tepesindeki külahımsı çatı uçar ve daha sonra 1960 yılında tekrar onartılır.
Günümüzde, Kule özel bir şirket tarafından sadece turistik amaçlı işletilmektedir. 7
katlı asansörle, 2 katı da yürüyerek çıkıp, Kule’nin en üst katındaki restoranın
içinden geçtikten sonra, Kule’yi çepeçevre saran balkona ulaşılır. Bu balkonun
sunduğu İstanbul ve Boğaziçi zarafetine doyum olmuyor. Boyutları; Günümüzde
Galata Kulesi’nin yüksekliği 66.90 metre, dış çapı 16.45 metre, iç çapı ise 8.95
metredir. Duvar kalınlığı da 3.75 metre civarındadır. (www.ibb.gov.tr)
E-) ÇEŞMELER
1-) ALMAN ÇEŞMESİ;
Sultan Ahmet Meydanı’nda I. Ahmet Türbesi’nin karşısında konumlandırılmış olan
Alman Çeşmesi; Alman İmparatoru II. Wilhelm’in ikinci İstanbul ziyareti anısına
bina edilmiş, çeşmenin planı Mimar Spitta tarafından çizilmiş ve çeşme, Mimar
Schoele başta olmak üzere Carlitzik ve Joseph Antony’nin de içinde bulunduğu
mimari
ekiple
şekillendirilmiştir.
27 Ocak 1901 yılında II: Wilhelm’in doğum gününde açılışı yapılan, neorönesans
tarzda sekizgen plan üzerine kubbeli olarak inşa edilen çeşme; Almanya’da
hazırlanmış ve parçalar halinde İstanbul’a taşınarak Sultan Ahmet Meydanı’ndaki
yerini almıştır. Yeşil renkli somaki taşından sekiz kolon üzerine oturtulmuş
kubbenin içi mozaiklerle kaplıdır ve kubbe eteğinde sekiz madalyon bulunur. Bu
madalyonlara II. Abdülhamid tuğrası ve II. Wilhelm’in insiyalleri işlenmiştir.
58
Köklü Türk ve Alman dostluğunun güzel bir eseri olan Sultan Ahmet
Meydanı’ndaki çeşmenin kolonları arasındaki kemerler, çeşmenin sanatsal değerini
artıran öğeler olmuştur. (www.ibb.gov.tr)
2-) III. AHMET SEBİLİ VE ÇEŞMESİ;
III. Ahmet tarafından, 1728 yılında Bizans zamanından kalma Perayton adlı Bizans
çeşmesi yerine bina edilen bu tarihi İstanbul Çeşmesi; kentin en ihtişamlı
çeşmelerinden biri olma vasfına sahiptir. Çeşme, Topkapı Sarayı’nın Bab-ı
Hümayun
kapısının
baktığı
Ayasofya
Meydanı’nın
merkezine
konumlandırıldığından, meydana hakim bir görünüm kazanmıştır.
Merkezinde sekizgen prizma gövdeli su haznesi bulunan yapı, su haznesinin
köşelerine yerleştirilen sebiller ve cephelerdeki çeşmelerden müteşekkildir. İki
basamakla çıkılan bir zemin üzerine oturtulmuş, olan ana kütle; bitkisel motifler,
bezemeler, mukarnas ve palmet gibi mimari işlemelerle estetik bir görünüm
kazanmış; bu estetik görünüm, niş ve bordürlerle desteklenmiştir. Ayrıca,
madalyon içine alınmış ‘’Maşallah’’ yazısıve uzun vazolar içerisine yerleştirilmiş
çiçek motifleri de görülmeye değer sanatsal çizgiler taşımaktadır. Çeşmenin tavan
örtüsünü meydana getiren kurşun kaplamalı ahşap çatı, dışa doğru genişletilerek
çeşmenin ana kütlesi güneş ışığı ve diğer çevresel zararlara karşı korunmuş,
çeşmenin üzerindeki küçük kubbeciklerle ve ahşap saçaklardaki süslemelerle çatı
sıradanlıktan sıyrılıp sanatsal bir değer kazanmıştır.
Çeşmenin ta’lik hatla yazılan kasidesi, Kayseri ve Halep kadısı olan şair Seyyid
Hüseyin Vehbi bin Ahmede ait olup ‘’Aç besmeleyle iç suyu Han Ahmed’e eyle
dua’’ diye biten kasidenin son beytini III. Ahmet’in söylediği rivayet edilmektedir
ve kasidenin sonunda sultanın imzası yerleştirilmiştir.
Osmanlı mimarisinin batı tesiri altında gelişen son dönemlerinde inşa edilen ve
klasik mimariden baroğa yönelişi gösteren bu anıtsal çeşme, İstanbul’u ziyarete
gelip çeşmeyi görme fırsatı yakalayan turistleri 18 yy.a doğru bir zaman
yolculuğuna
davet
ediyor.
(www.ibb.gov.tr)
59
3-) BOZDOĞAN SU KEMERİ;
İstanbul Fatih’te, bugün İstanbul Üniversitesi’nin bulunduğu tepe ile Fatih
Camii’sinin bulunduğu tepe arasında uzanmakta olan Bozdoğan Su Kemeri Geç
Roma, Erken Bizans dönemi eseridir. Roma ve Bizans dönemlerinde Hadrianus ve
Valens isimleriyle de anılan kemerinin yapım tarihi tam olarak belli olmayıp;
Hadrianus dönemi (117-138) ve Roma İmparatoru Valens Dönemi (364-378)
kemerin inşa edildiği tarih aralıkları olarak bazı kaynaklarda zikredilmektedir.
Kemer; II. lustinos (576), V. Konstantinos (741-775) ve 1019 yılında II. Basileios
döneminde tamir edilmiş ve 11.yy. dan sonra kentin kuşatılması ve istilaya
uğramasıyla büyük zarar görmüştür.
6. yy.da eski dönem İstanbul sarayları, Ahilleus Hamamı ve Yerebatan Sarnıcı’nın
suyunu sağlamak için kullanılan Bozdoğan Kemeri; 1403 yılında kentten geçen
İspanyol sefiri Ruy Gonzales de Clavijo’den öğrendiğimiz kadarıyla, çevredeki bağ
ve bahçelerin sulanmasına da yardımcı olmuştur. İstanbul’un fethinden sonra,
İstanbul’un mevcut su sorununu gidermek için, Fatih Sultan Mehmet tarafından,
kemerin su şebekeleri onartılıp, kemere ilaveler yapılarak, İstanbul’un su sorunu
çözüme kavuşturulmaya çalışılır. Osmanlı Döneminde de birçok kez elden
geçirilen kemere; II. Bayezid, Kanuni Sultan Süleyman ve II. Mustafa
dönemlerinde eklemler ve onarımlar yapılmış , bu onarımlar tarihi su kemerinin
sağlamlaşmasında yeterli etki yaparak günümüze ulaşmasına büyük katkı
sağlamıştır.
Erken Bizans dönemlerinde 1 km.den uzun olduğu düşünülen kemerin ortalama
uzunluğu 971 m, denizden yüksekliği 63.5 metre ve zemin yüksekliği ise ortalama
28 metredir. Bugün büyük bir bölümü yıkılmış olan kemerden yalnızca Atatürk
Bulvarı üzerindeki bölüm sağlam kalmıştır. II. Dünya Savaşı sırasında İstanbul’un
nazım planını hazırlayan H. Prost kemere zarar vermeden kemerin altından taşıt
yolunun geçişini sağlamıştır 1988 yılında belediye tarafından kemerin Atatürk
Bulvarı üzerindeki kısmı temizlenerek güçlendirilmiş, 1990 ve 1993 yılları
arasında tarihi yapı Doğan Kuban ve Ş. Akıncı tarafından restore edilmiştir.
(www.ibb.gov.tr)
60
F-) KÜTÜPHANELER
1-) İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ MERKEZ KÜTÜPHANESİ;
Bilim tarihçileri İstanbul Üniversitesi’nin başlangıcını Fatih Sultan Mehmet’in 15.
yy.ın ikinci yarısında kurdurttuğu medreseye dayandırır. İ. Ü. Merkez
Kütüphanesi’nin dermesi de 15. yy.dan kalma Türkçe ve yabancı dilli yazmaları da
içerir. Yirminci yüzyılın ilk çeyreğinde , ağırlıklı olarak yazma ve eski harfli
Türkçe basma eserlerden oluşan dermesi, 1928 harf devriminden sonra, yeni Türk
alfabesiyle basılmış eserlerle zenginleşmeyi sürdürmüş Basma Yazı ve Resimleri
Derleme Kanunu (1934) kapsamına alınınca da, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin
sınırları içinde basılan eserleri toplamaya başlamıştır. Dermesiyle yüzyılları, dilleri
ve yazıları birbirine eklemeyi beceren en eski ve en büyük üniversite
kütüphanemizdir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin kuruluşu (23 Nisan 1920) ve Türkiye
Cumhuriyeti’nin ilanını ( 29 Ekim 1923) izleyen yıllarda Darülfünun Kütüphanesi
adını taşıyan bu kütüphane, 1933 yılında gerçekleşen üniversite reformuyla
İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi adını almıştır. İlk yöneticisi Hasan
Fehmi Ethem Karatay, yurt dışında kütüphanecilik yüksek lisans öğrenimi görmüş
bir mimardır.
1982 yılında yürürlüğe giren 2547 sayılı Yüksek Öğrenim Kanunuyla, İstanbul
Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı adıyla, İstanbul
Üniversitesi’nin fakülte, bölüm, enstitü ve araştırma merkezleri kütüphaneleriyle
birlikte çalışmaya başlamıştır. Türkiye’nin öteki üniversite kütüphanelerine göre,
otomasyona geçici daha geç ve yavaş olmaktadır ama, eski ve yeni
binalarında
ulusal ve uluslararası düzeydeki kullanıcılarına verdiği hizmetler, nicelik olarak
yüksek sayıda, nitelik olarak da çağdaştır. Bu çağdaşlaşma son yedi yılın getirdiği
yenilikler ağırlıktadır. Onun kurduğu katalog sistemi, geliştirilerek bugün de
yaşamaktadır.(www.ibb.gov.tr)
2-) TOPKAPI MÜZESİ KÜTÜPHANESİ;
Topkapı Sarayı’nın 1924’te müze haline getirilmesinden sonra üçüncü avludaki
Ağalar Camii onarıma alınarak kütüphaneye dönüştürüldü. Sarayın çeşitli
bölümlerinden toplanan kitaplar daha önce bulundukları koğuş, köşk gibi yerlerin
61
adlarına göre düzenlendi ve Emanet Hazinesi, Hazine, Revan Köşkü, Bağdat
Köşkü, Hırka-i Saadet, Mehmed reşad ve Tiryal Hanım, Medine, Koğuşlar
İsfandiyaroğulları, Halil Han Arda, III. Ahmedve Gayri İslami Yazmalar Bölümleri
oluşturdu. Daha sonra satın alma ve bağış yoluyla gelen kitaplar da Yeni Yazmalar
Bölümü’nde toplandı. Sarayda bulunan III. Ahmed Kütüphanesi’ndeki kitaplar da
1966’da yeni kütüphaneye taşındı. Kütüphanedeki yaklaşık 13.450 yazmanın
arasında Türkçe, Farsça, Arapça eserlerin yanı sıra Gayri İslami yazmalar adı
altında toplanan Yunanca, Latince, Sırpça, İbranice ve Süryanice bir bölümü
minyatürlü kitaplarda bulunur.
Kütüphanede kitaplar dışında ünlü Osmanlı hattatlarına ait hat örnekleri, bu sanatla
ilgili kamış kalem, kalemdar, kalem çekmecesi, makas, kalemtraş gibi araçlar,
ahşap Kur’an muhafazaları, rahle, mühür ve haritalar da bulunmaktadır.
Kütüphanede basma yapıtlardan fotokopi, yazmalardan da mikrofilm, fotoğraf ve
dia çekme hizmeti verilmektedir. Kuruluş yılı; 1928’dir. (www.ibb.gov.tr)
3-) NURUOSMANİYE KÜTÜPHANESİ;
İstanbul ili Eminönü ilçesinde Kapalı Çarşı girişinde, Çemberlitaş’ta bulunan
Nuruosmaniye Külliyesi Sultan I. Mahmut (1730-1754) döneminde 1749 yılında
yapımına başlanmış, ölümünden bir yıl sonra Sultan III. Osman (1754-1757)
tarafından tamamlanmıştır. Mimarı Sinan Kalfa’dır. Barok üsluptaki bu külliye
cami, medrese, imaret, kütüphane, türbe, çeşme, sebil ve dükkanlardan meydana
gelmiştir.
Nuruosmaniye Kütüphanesi Barok üslubun kendine özgü bir örneğidir. İki
bölümden meydana gelen kütüphanenin ortası dört sütunun taşıdığı bir kubbe ile
örtülmüş ve bu kubbenin çevresinde revaklı bir koridor oluşturulmuştur. Kubbe iki
yarıdaki yarım kubbelerle desteklenmiştir. Revakların üzeri aynalı tonozlarla
örtülüdür. Kütüphanenin 30 adet olan pencereleri barok üslubunun başlıca özelliği
olan plasterlerle takviye edilmiştir. Kütüphanenin altında bir de bodrum katı vardır.
Karmaşık bir plan düzeninde olan kütüphaneye dış avludan merdivenlerle
çıkılmaktadır. Kütüphanenin alt katına neme karşı bodrum yapılmış, üst katı ise
okuma salonu ve depoya ayrılmıştır. Kütüphanenin iki kapısı olup, bunlardan biri
Hümayun kapısıdır. Bu kapının üzerine ‘’Beşikten mezara kadar ilim talep ediniz’’
anlamında Arapça bir kitabe yerleştirilmiştir.
62
Kütüphane ilk açıldığında bir Nazır-ı Kütüb, altı Hafız-ı Kütüb, altı Mustahfız, üç
Bevvab, bir Mücellid-Müzehhib ve bir Ferraş olmak üzere on sekiz görevlisi
bulunuyordu. Kütüphanenin Sultan III. Osman adına düzenlenmiş vakfiyesi bugün
Topkapı Sarayı Müzesi’ndedir. Kütüphanede I. Mahmut ve III. Osman’ın kitapları
ile Bayram Paşa’nın 79 yazma eseri başta olmak üzere yazma eserleri
kapsamaktadır.
Ayrıca
kütüphanenin
yeni
eserler
koleksiyonu
da
bulunmaktadır.Kütüphanedeki kitaplarda yazar ve eser adlarına göre ve Dewey
Onlu tasnif sistemi uygulanmıştır. (www.ibb.gov.tr)
4-) RAGIP PAŞA KÜTÜPHANESİ;
1762 tarihinde Ragıp Paşa tarafından tesis edilmiştir. Bina, orijinal bir yapı tarzı
taşır. Okuma salonu duvarları boydan boya nefis çinilerle kaplıdır. 6300 adet kitap
bulunmakta olup, 9-17 saatleri arasında okuyucuya açıktır. Cumartesi saat 13’den
başlamak üzere 1.5 gün kapalıdır. Burada bir de çocuk kütüphanesi kısmı
vardır.(www.ibb.gov.tr) Bu aralar bu kütüphane restorasyon çalışmaları
kapsamındadır. Dikdörtgen planlı mekan bir büyük , yedi küçük tonoz biçimli
kubbe ile örtülüdür. Avluya ve caddeye bakan altışar camı ile günün her saati
aydınlık olan, 90 kişilik okuma salonu bulunmaktadır. Merdivenlerden inip tekrar
avluya çıkarak asıl kütüphane binasına ulaşmak için adımladığımızda sağımızda bir
çeşme, solumuzda ise Koca Ragıp Paşa ve yakınlarına ait mezarlarla karşılaşılır.
Mermer söveli ve mermer kemerli asıl giriş kapısı kündekari bir işçilikle süslüdür.
Kütüphane binası kenarları 14 metre olan kare planlı bir yapıdır. Binayı örten
dokuz kubbeyi, sütunlara oturmuş kemerler taşımaktadır. Ortadaki büyük kubbenin
altında süslü tunç parmaklıklarla çevrili kitap dolapları vardır. Özellikle zengin
süslemeli tunç parmaklıkların bir diğer örneği yoktur. Dantel gibi işlenmiş bu
koruma parmaklıklarının içinde önlü arkalı ve camekanlı üç sıralı rafları yine
devrinin özelliklerini yansıtmaktadır. Duvarlarda ise 18. yy. üslubu uçuk mavi
renkte geometrik düzenli bitki ve çiçek desenleri mekana ayrı bir güzellik
katmaktadır.
İstanbul İl Özel İdaresi, kütüphane ile birlikte Ragıp Paşa Külliyesi’nde yer
almakta olan Sıbyan Mektebi, avlu, çeşme ve helalarda da restorasyon
çalışmalarını sürdürüyor.( www.aksam.com.tr)
63
5-) ATIF EFENDİ KÜTÜPHANESİ;
1678 yılında Köprülü Mehmet Paşa’nın oğlu Köprülü Fazıl Ahmet Paşa tarafından
tamamlanan
ve
bağımsız
binaya
sahip
ilk
kütüphane
olan
Köprülü
Kütüphanesi’nden sonra Osmanlı Devleti’nde bağımsız binaya sahip ikinci
kütüphane özelliğini taşıyan Atıf Efendi Kütüphanesi, I. Mahmut döneminde
başdefterdarlık yapmış, divan sahibi şair Atıf Mustafa Efendi tarafından 1741
yılında İstanbul’un Vefa semtinde kurulmuştur. Gelir kaynakları ve idaresi
vakfiyesinde belirtilmiş olan bu kütüphanede üç hafız-ı kütüb, bir şeyhü’l-kurra, bir
suyolcu, bir mücellit, bir marangoz ve bir ferraş (temizlikçi) görevlendirilmişti.
Hafız-ı kütüblerin kütüphanenin yanına inşa edilmiş olan üç meşruta evde (lojman)
kalmaları zorunlu kılınmıştır. Hafız-ı kütübler, haftada beş gün (Salı ve Cuma
dışındaki günlerde) kütüphanecilik görevinde bulunmanın yanı sıra, kütüphanede
cemaatle kılınacak namazlarda imamlık e müezzinlik yapmakla yükümlüydüler.
Kütüphane binası XVIII. Yüzyıl Türk Sivil Mimari Sanatı’nın inceliklerini
yansıtan Türk Barok üslubunun en güzel örneklerdendir. Kütüphane’nin girişinde
yer alan mermere yazılı vakfiyede kütüphanenin çalışma kuralları ve kütüphaneden
nasıl yararlanılacağı açıklanmıştır. Bu vakfiyede kütüphanenin kuruluş amacı;
‘’...talebe-i ulumun ifade ve istifadesi mülahazasıyle...’’ ibaresiyle açıklanmıştır.
Vakfiyeye göre kütüphaneciler istidatlı, dindar kişiler arasından seçilecekler,
hizmetlerini kendileri yapacaklar, görevlerini vekillere bırakmayacaklardır.
Özellikle görevin küçük ve aklı başında olmayan oğula devredilmesi kesinlikle
yasaklanmıştır. İstinsah (kopyalama, çoğaltma) ve istifade için kütüphaneden rehin
karşılığında bile kütüphaneden kitap çıkartılmamasının da belirtildiği vakfiyede
ayrıca, Atıf Efendi’nin Kütüphanesi’ne vakfettiği kitapların oldukça geniş künyeli
tam bir listesi de ayrı bir bölüm olarak yer almaktadır. Kütüphanenin girişinde
küçük bir hafız-ı kütüb odası ile bir aralık, altıgen şekilli bir okuma salonu, bu
salona açılan bir kitap deposu vardır ve binanın altı mahzendir. Beş oda ve iki
salondan oluşan kütüphane , kütüphane hizmeti için yeterli alana sahip değildir.
Kaloriferle ısıtılan beş odanın alanları sırasıyla 42, 18 10, 10 ve 5 salonların
alanları ise 187 ve 132 metrekaredir. Son onarımı 1992 yılında yapılan kütüphane
binasının restorasyona ihtiyacı olduğu da bir gerçektir. Kurulduğunda 2857 adet
kitaba sahip olan Atıf Efendi Kütüphanesi zamanla dermesini genişletmiştir.
Yazma eserler içinde Nefi’nin evinde yazdığı divanın yanı sıra pek çok müellif
64
hattı, çok eski tarihli nüshalar, güzel ciltler, tezhip ve minyatürlü eserlerle mühür
albümleri yer almaktadır. Mehmet Zeki Pakalı’nın koleksiyonu da yine bu
kütüphanenin dermesinde bulunmaktadır. 3.228 adet el yazması, 6.358 adet eski
harfli basma eser bulunan kütüphanenin bugünkü dermesinde toplam kitap sayısı;
25.905 adettir.
Kütüphanede bir kütüphane şefi, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Kütüphanecilik Bölümü mezunu bir kütüphaneci, iki güvenlik görevlisi ve bir
teknik personel olmak üzere toplam beş kişi görev yapmaktadır. Süleymaniye
Kütüphanesi’ne bağlı olarak çalışan Atıf Efendi Kütüphanesi’nde henüz yazma
eserler dijital ortama aktarılma çalışmaları başlamamıştır.(www.ibb.gov.tr)
6-) KÖPRÜLÜ KÜTÜPHANESİ;
İstanbul Eminönü ilçesi, Divanyolu Caddesi’nde Sultan II. Mahmut Türbesi’nin
karşısında
bulunan kütüphane, Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa’nın oğlu Fazıl
Ahmet Paşa (1635-1676) tarafından
babasının vasiyeti üzerine yaptırılmıştır.
Köprülüzade Fazıl Mustafa Paşa da 1678’de düzenlediği bir vakfiye ile
kütüphanenin kuruluşunu tamamlamıştır. Kütüphane 1678’de üç kütüphaneci, bir
ciltçi ve bir kapıcı kadrosu ile hizmete açılmıştır. Köprülü Kütüphanesinin il
nüvesi, Köprülü ailesinin bağışları ile atılmış, daha sonra bağış ve satın almalarla
kitap sayısı artmıştır. Kütüphaneye yapılan bağışların başında Köprülü Mehmet
Paşa, Fazıl Ahmet Paşa, Hacı (Hafız) Ahmet Paşa, Mehmet Asım Bey bağışları
gelmektedir. İlk kuruluşunda 2000’in üzerinde kitap bulunan bu kütüphanede
bugün Türkçe, Arapça ve Farsça dillerinde 3.000’ e yakın yazma, 1.500’e yakın
basma eser bulunmaktadır. Kütüphanedeki yazma ve basma eserler için yazar,
kitap ve konu fihristleri Dewey Onlu Sistemine göre düzenlenmiştir. Köprülü
Kütüphanesi tasarım olarak İstanbul’daki ilk bağmsız kütüphanelerden bir örnektir.
Günümüzde üç tarafı yol ile çevrili bahçe içerisindeki bu yapı taş ve tuğlanın
almaşık düzenlemesi ile kurulmuştur. Kare planlı yapının üzeri pandantifli, dıştan
sekizgen kasnak üzerine oturtulmuş ve bir kubbe ile örtülmüştür. Batı yönünde dört
basamakla çıkılan revaklı bölüm öne alınarak buraya T şeklinde bir düzenleme
getirilmiştir. Altı mermer sütun üzerine baklava başlıklı, sivri kemerli revakın üzeri
dört kubbe ile örtülmüştür. Revakın orta eksenindeki basık kemerli bir kapıdan
kütüphaneye girilmektedir.
65
İç mekan yanlarda altta birer, üstte ikişer, girişin karşısında altlı üstlü üçer pencere
ile aydınlatılmıştır. Pencerelerin üzerlerinde sivri boşaltma kemerleri bulunmakta
olup dikdörtgen sövelidirler. Pencereler dıştan köfeki taşından, içten de yalnızca alt
pencereler mermer sövelidir. Kubbenin içerisi ve pandantifler kapı üzeri kalem
işleri bezenmiştir. Burada kahverengi, siyah ve kırmızı renklerdeki bezemeler
arasında ‘’C’’ ve ‘’S’’ kıvrımları dikkati çekmektedir. Pandantiflerde kırmızı
zemin üzerine yapılmış çiçek motiflerinin altına Maşallah yazısı ile h. 1181 (16671668) tarihi yazılıdır. Bunun yanı sıra iç kapı üzerinde de yine Maşallah yazısı ile
h. 1289 (1872) ve h. 1327 (1911) tarihleri yazılıdır. Buna dayanılarak kütüphanenin
1872 ve 1911 yıllarında onarıldığı anlaşılmaktadır.(www.ibb.gov.tr)
7-) MİLLET KÜTÜPHANESİ;
Kitabe ve vakfiyesine göre 1112 H. (1700-1701 M.) yılında Şeyhülislam Seyyid
Feyzullah Efendi tarafından inşa ettirilmiştir. XX. Yy. başlarına harap bir durumda
ulaştığından belediyece yıkılarak yerine park yapılması düşünülmüş, ancak
İstanbul Muhibleri
Cemiyetinin (İstanbul’ Sevenler Topluluğu ) teşebbüsü ve
Evkaf Nazırı Şeyhülislam Mustafa Hayri Efendi’nin gayretleriyle tamir ettirilerek
yok olmaktan kurtarılmıştır. (1334/1916). Ardından da kütüphanesinde bulunan
Feyzullah Efendi’nin vakfı 2189 yazma esere ilaveten Ali Emiri Efendi’nin
bağışladığı 16.000 kitapla Fatih Millet Kütüphanesi adı altında genel kitaplık
haline getirilmiştir.
1924 yılından itibaren binaları kullanılamayacak durumda bulunan Reşid Efendi,
Carullah Efendi, Hekimoğlu Ali Paşa ve Pertev Paşa Kütüphaneleri gibi önemli
vakıf kütüphanelerinin kitapları, Şeyhülislam Feyzullah Efendi’nin kendi
kütüphanesi ile birlikte Millet Kütüphanesi’nde toplanmış ancak 1962 yılında
kütüphane Halk Kütüphanesi konumuna geçince bu vakıf kütüphanelerin kitapları
Süleymaniye Kütüphanesi’ne nakledilmiştir. 1981 yılında kütüphanede hizmet
veren İl Halk Kütüphanesi’nin Laleli’de bulunan Simkeşhane Binasına taşınması
üzerine kütüphane tekrar Millet Kütüphanesi kimliğine kavuşarak ‘’Fatih İlçe Halk
Kütüphanesi’’ olarak hizmete devam etmiştir.
Kütüphane’ye Murad Molla, Adile Sultan, Yusuf Paşa, Hekimoğlu Ali Paşa Halk
Kütüphaneleri ile Ebu Bekir Paşa, Yavuz Selim, Zembilli Ali Efendi Çocuk
Kütüphaneleri bağlı birim olarak hizmet vermiş ancak bugün bu kütüphaneler
66
vakıflara devredilmiştir. Murad Molla Halk Kütüphanesi’nin yazma Eserleri ise
2000 yılında
Süleymaniye Kütüphanesi’ne
devredilerek orada
istifadeye
sunulmaktadır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü’ne bağlı
olarak hizmet vermekte olan Millet Kütüphanesi’nde bulunan yeni eser kitaplar da
Sakarya Kütüphane ve Dokümantasyon Merkezine devredilerek, kütüphane
araştırma ve ihtisas kütüphanesi konumuna gelmiştir. Kütüphane bugün ‘’Millet
Yazma Eser Kütüphanesi’’adı ile hizmete devam etmektedir.(www.ibb.gov.tr)
8-) SÜLEYMANİYE KÜTÜPHANESİ;
Süleymaniye Camii medreselerinde 1927 tarihinde
tesis edilmiş ve vaktiyle
Kanuni Sultan Süleyman tarafından Süleymaniye Camii içinde tesis edilmiş olan
kütüphane, bu kütüphanenin nüvesini teşkil etmiştir. Zamanla, muhtelif sebeplerle
çeşitli yerlerden nakledilen kütüphanelerle, Süleymaniye Kütüphanesi’nin kitap
miktarı artmıştır. Müessesede 74.000 yazma ve basma kitap mevcuttur. Haftanın
yedi günü saat 9-19 arasında açık olup giriş serbesttir. (www.ibb.gov.tr)
G-)MÜZELER
1-) TOPKAPI SARAYI MÜZESİ;
Geçmişteki adı Saray-ı Cedid-i Amire olan saray, bugünkü ismini 19 yy.da,
surlardaki bir kapıdan almıştır. Topkapı Sarayı’nın yapımına Fatih’in İstanbul’u
almasından yaklaşık yirmi yıl sonra başlanıp, 1479 yılında yapımı bitmiş olsa da,
yapılanma dinamik bir şekilde devam etmiş ve sonradan yapıya birçok ilaveler
olmuştur. Ortalama 700 bin metrekarelik bir alana sahip olan Saray; Ayasofya’dan
Gülhane’ye, Gülhane’den Sirkeci’ye kadar geniş bir alana yayılan ve sur-i sultani
denilen yüksek ve geniş duvarlarla çevrilidir. Saray surları, Sepetçiler Kasrı’ndan,
Ahır Kapısı’na kadar uzanır. Bu duvarların üstünde 28 kule vardır. Bu duvarların
sahile bakan yakasının bir bölümü, 1888’de geçen tren hattının güzergahında
kalmasından dolayı yıkılmış, bu yıkımdan sahil kısmındaki köşklerde nasibini
almıştır.
Topkapı Sarayı’nın on üç civarında kapısı olduğu sanılmaktadır. Bu kapıların
birçoğu günümüzde yok olmuştur. Saray’ın heybetli Bab-ı Hümayun Kapısı,
67
Ayasofaya’nın denize bakan tarafında ve buradaki Sultanahmet Çeşmesi’nin
karşısındadır. Bu kapı, sarayın ana giriş kapısıdır. İlk olarak Fatih döneminde inşa
edilmiş ve günümüze kadar birçok onarımdan geçmiştir. Osmanlı tarihi boyunca
birçok olaya tanıklık eden kapı, eski ihtişamını hala korumaktadır. Bu kapı
Osmanlı Dönemi’nde sabah ezanı ile açılır, yatsı ezanı ile kapatılırdı. Kapının
üzerinde II. Mehmet’in tuğrası ve ilk yapıyı 1478 olarak tarihleyen bir yazıt yer
alır. Bir başka yazıtsa, Sultan Abdülaziz tarafından 1867 tarihinde yeniden inşa
edildiğine dairdir.
Bab-ı Hümayun’un iç tarafında birinci avlu yer alır. Bu avlu 19 yy.da çıkan yangın
sonucu büyük hasar görmüştür. Avluda, halkın şikayet dilekçelerini kabul eden
‘’deavi köşkü’’ yer alırdı. Kapının içinde sağda, bir zamanlar saray reviri ev hazine
memurlarının ofisleri yer almakta idi. Ayrıca, Avlunun sağ tarafındaki duvarın
arkasında, saray fırınının bulunduğu kısım yer alır. Sol tarafta ise; Aya İrini
Kilisesi. İmparatorluk darphanesi buraya yakındır ve mekan; Bugün darphane
müzesi olarak ziyaretçilere açılmıştır. Avlunun sağ dibine doğru ‘’cellat’’ adlı bir
çeşme bulunmaktadır. Karşıda ise ikinci avluya açılan Bab-üs Selam Kapısı vardır.
Bab-üs Selam Kapısı sarayın gerçek girişidir. III. Murat tarafından tekrardan inşa
ettirilen kapının üzerinde iki kule yer alır.Kapı dışındaki yazıtta; Allah’tan başka
ilah yoktur, Hz. Muhammed onun kulu ve elçisidir yazar. Demir kapının
kanatlarında ise, kapıların Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nde döktürüldüğü
bilgisi vardır. Bab-üs Selam’dan içeri girince, birinci avluda olduğu gibi asırlık
çınarlarla karşılaşılır. Bu kapı beş yola ayrılıyor; Saray Mutfağı, Bab-üs Saadet,
Divan, Harem ve Saray Ağırına.
Osmanlı Dönemi’nde Divan, bürokratik meselelerin görüşüldüğü yerdir. Divandaki
birinci salon, Kubbealtı olarak da bilinen, görüşmelerin yapıldığı ana kısımdı.
Divandaki ikinci salonda, divan toplantılarıyla ilgili kayıtlar tutulur. Diğer salonda
ise, kayıtların arşivlendiği defterhane yer alırdı. Harem ise Padişah’ın karısına,
cariyelerine, annesine ayrılmış odaların yanı sıra, selamlıkta yer alan Sultan’ın
kabul odaları gibi yaklaşık 3oo oda bulunmaktadır. Harem’de göze çarpan bir diğer
yapı, Adalet Kulesidir. İkinci avluda 1959 yılında yapılan kazılarda 5. ve 6. yy.a ait
olduğu sanılan iki sütun, gün yüzüne çıkarılmıştır. Bu Bizans kalıntılarının buraya
nasıl ve ne amaçla getirildiği bilinmemektedir. Topkapı Sarayı’nda 1574 yılında
çıkan yangınla, saray mutfağı büyük zarar görmüş, III. Murat yangından sonra
68
Mimar Sinan’a mutfağı genişleterek, tekrardan inşa ettirmiştir. Ve ikinci avluda yer
alan Bab-üs Saadet, sarayın özel kısımlarına ve üçüncü avluya açılır.
Üçüncü avluda, Divan toplantılarından sonra sultanın vezirleri kabul ettiği Arz
Odası bulunur. Fatih zamanında inşa ettirilen Arz Odası yıkılmış, I. Selim
zamanında tekrardan inşa ettirilmiştir. Arz odasını çevreleyen Saray Okulu üçüncü
avluda geniş yer kaplar. Saray Okulu, bir nevi bürokrat okuludur. Osmanlı
İmparatorluğu’nun devlet adamı ihtiyaçlarına cevap verecek öğrenciler burada
yetiştirildi. Fatih Dönemi’nde kurulan okul, devşirme sistemi ile Osmanlı
tebasından olan on yaş üstü Hristiyan öğrencilere öğrenim verirdi. Buarada Hz.
Muhammed’in hırkası sergilenmektedir. Hırka-i Şerif, I. Selim zamanında kutsal
emanetlerle birlikte İstanbul’a getirilmiştir. Üçüncü avlunun ortalarına doğru, 1719
yılında inşa ettirilmiş, III. Ahmet Kütüphanesi vardır. Üçüncü avluda yer alan bir
başka yapıda, Saray Okulu’nun Camisi olan, Ağalar Camisi’dir. Caminin yanında,
okulun başarılı öğrencilerine ayrılan Has Odası bulunmaktadır.
Saatler ve minyatürlerin sergilendiği iki salon arasından dördüncü avluya çıkılır.
Dördüncü avluda, Sofa Köşkü, Revan Köşkü, Bağdat Köşkü gibi köşklerin yanı
sıra, Sünnet Odası ve Hekimbaşı Odası öne çıkan yapılardır. Revan Köşkü 1634
yılında IV. Murat tarafından, Erivan’ın İranlıların elinden alınmasını kutlamak
amacıyla inşa ettirilmiştir. Mekanın içi tamamen İznik çinileriyle kaplı olup, dolap
kapakları sedef ve baha kakmalıdır. Bağdat Köşkü de aynı şekilde IV. Murat
tarafından bina edilmiş bir diğer köşktür. 25 Aralık 1638 tarihinde Bağdat’ın
yeniden fethedilmesi dolayısıyla bina edilmiş ve bu ismi almıştır. Sünnet odası ise
1641 yılında Deli İbrahim tarafından inşa edilen bir yapı. İki yüzyıla
yakın
Osmanlı Şehzadeleri burada sünnet edilmiştir. Deli İbrahim’in bir diğer eseri de
1640 yılında İftariye Köşkü olarak nitelediği, terasın kenarındaki bronz
baldakendir.
Topkapı Sarayı’nda inşa edilmiş en son yapı olan Mecidiye Köşkü, Haliç, Marmara
ve Boğaziçi birleşimine tepeden bakan bir başka yapıdır. Yapı 1840 yılında
Abdülmecit tarafından inşa ettirilmiştir.
Bugün müzeye dönüştürülmüş tarihi Topkapı Sarayı, uzun dönem yaşam süren bir
imparatorluğun tarihine, kültürüne, heybetine, ihtişamına ve zenginliğine şahit
ediyor ziyaretçilerini. (www.ibb.gov.tr)
69
2-) AYASOFYA MÜZESİ;
Eminönü’nde Sultan Ahmet Camisi’nin karşısında yükselen tarihi mekan, inşa
edildiği ilk zamanlarda büyük kilise anlamına gelen ‘’Megale Ekklesia’’ ismiyle
anılmış; bugünkü ‘’Ayia Sofia’’ ismi V. Yüzyılın sonlarına doğru kullanılmaya
başlanmıştır.
15 Şubat 360 tarihinde açılan Ayasofya, 404’de kısmen yanar ve II. Teodosios
döneminde (405-450) tamir edilir ve 10 Ekim 415’te tekrardan açılır. 532 yılında
çıkan ikinci ayaklanma sonrası Ayasofya tamamen yanmış, günümüzdeki yapı bu
ikinci yangından sonrası, I. justinianos tarafından Batı Anadolulu Isidoros ve
Artemios’a yaptırılmıştır. İnşaat için farklı yerlerden sütun ve taşlar İstanbul’a
taşınmıştır. Ayasofya’nın yapımında, yüz ustabaşı ve on bin işçiyle sürdürülen
çalışmalar, beş yıl sürmüş ve açılış 27 Aralık 537 yılında gerçekleştirilmiştir.
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethiyle Ayasofya’da yeni bir dönem başlar.
Yüzyıllarca kilise olarak mabet, Fatih döneminde camiye devşirilir ve mabedin batı
kısmındaki yarım kubbenin bulunduğu tarafa ahşap bir minare eklenir. Yapıya II.
Bayezid zamanında bir, Sultan Selim zamanında iki, minare daha eklenir. Sultan I.
Mahmut zamanında yapıya bitişiğindeki kütüphane (1739), Osmanlı mimarisinin
en güzel örneklerinden biri olan şadırvan (1740) ve muvakkithane ile sıbyan
mektebi (1742) eklenir. Ayrıca 16.yy’dan günümüze kaldığı sanılan mihrap,
müezzin mahfili, vaaz kürsüsü işçilikleriyle birer şaheserdir.
Ana yapıya dokuz kapıdan girilir. Kubbe örtüsü 55.6 yüksekliğinde ve 32 metre
çapında bazilikadır. Bu kubbe 24.3 yüksekliğinde dört ayak üzerine oturtulmuştur.
Cami sağınını örten beyaz mermer kaplama Marmara adalarından, damarlı pembe
mermerler Afyon Karahisar’dan , yeşil somakiler Teselya ve Mora’dan, porfirler
Mısır’dan , sarı mermerlerse Cezayir’den getirilmiştir. Yan sağınların tavan örtüsü
mozaiklerle, duvarlar da yer alan renkli taşlarla ve enfes çinilerle kaplıdır. Tarihi
mabedin duvarlarını süsleyen yazılar, Osmanlı Dönemi’nin ünlü hattatlarının
elinden çıkmıştır.
Ayasofya’da birçok sultanın sandukası bulunur. Sultan II. Selim, Sultan III. Murat,
Sultan III. Mehmet, Sultan I. Mustafa ve Sultan İbrahim’in yanı sıra bazı hanedan
mensupları da burada medfundur.
70
1931 yılında Türk Hükümeti’nin iznini alan Amerikalı Th. Whittemore, Osmanlı
Dönemi’nde kaplamalarla örtülen renkli resim ve mozaik tabakanın gün ışığına
çıkarılması için çalışmalara başlamış; çalışmalar devam ederken 1934 yılında
müzeye çevrilmesi yönünde karar alınmış ve 1935 yılında ziyaretçilere açılmıştır.
Günümüzde yerli ve yabancı konuklarını ağırlamaya devam eden mekanda,
restorasyon çalışmaları devam ediyor.(www.ibb.gov.tr)
3-) TÜRK İSLAM ESERLERİ MÜZESİ;
Türk İslam eserlerini bir araya getiren anlamlı bir koleksiyona sahip Türk İslam
Eserleri Müzesi, Sultanahmet’teki İbrahim Paşa Sarayı’na taşındığı 22 .mayıs 1983
tarihinden beri ziyaretçilerini bu tarihi yapıda ağırlamaktadır. Müze ilk olarak 1914
yılında, Süleymaniye Külliyesi’nin Darüzziyafe’sinde, Evkaf-ı İslamiye Müzesi
adıyla kurulmuş, Cumhuriyet’in ilanından sonra müze, Türk İslam Eserleri Müzesi
ismiyle anılmaya başlanmıştır.
Müzenin zengin halı koleksiyonu, dünyanın en nadide parçalarının bir arada
sergilendiği eşsiz bir koleksiyondur. Öte yandan, VIII. Yy.dan XIX. Yy.a uzanan
geniş bir zaman dilimine ait 15.000 yazma eser de koleksiyonu da, misafirlerini
köklü bir medeniyetin tarihsel gelişim serüvenine ortak etmektedir. Bu köklü
medeniyetin gelişiminde başrol oynayan Türk Milletinin kültürel birikimlerinde ve
sosyal yaşamlarında, İslam’la tanışmaları ile birlikte yaşanan değişimin seyrini ve
boyutunu sergileyen Türk İslam Eserleri Müzesi, bir milletin öz kültürünü büyük
bir medeniyetle nasıl ustaca harmanladığını gösteren kültür mekanlarımızdandır.
Etnografik yönden güçlü olan mekan, Türklerin günlük yaşamlarında kullandığı;
taş, seramik, ahşap ve madeni eşyalardan , göçebe kültürün asil öğesi olan kara
çadır ve toprak eve (yurt) kadar uzanan birçok sanatsal öğeyi ziyaretçileriyle
buluşturmaktadır.
Türk İslam Eserleri Müzesi’nin Türk halkının yaşamını ve kültürünü yansıtan
otantik ürünlerden oluşan dermesi, Ahşap Eserler Bölümü, Keramik ve Cam
Bölümü, Maden Sanatı Bölümü, Etnografya Bölümü, Taş Sanatı Bölümü, Halı
Bölümü ile El Yazmaları ve Hat Sanatı Bölümü olmak üzere yedi bölümden
meydana gelmektedir.
71
Ahşap Eserler Bölümü’nde, IX ve X. Yy.a ait Anadolu ahşap işçiliğinin yanı sıra,
Anadolu Selçukluları ve Beylikleri dönemi eserleri de Osmanlı Dönemi’ne ait bağa
işlemeli, fildişi ve sedef kakmalı ahşap ürünler sergilenmektedir.
Keramik ve Cam Bölümü’nde, X. Yy İslam cam sanatının örnekler, 1908-14 yılları
arasında yapılan kazı çalışmalarında gün yüzüne çıkartılan keramik eserler ile
mihrap ve duvar çinilerinden Konya Kılıçaslan Sarayı alçı süslemelerine kadar
uzanan birçok sanat eseri yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisine sunulmaktadır.
Maden Sanatı Bölümü’nde, Cizre Ulu Camii kapı tokmakları, burç ve gezegen
sembolleri, ibrik ve dirhemler vb. önemli bir koleksiyon oluşturmaktadır.
Etnografya Bölümü’nde ise, uzun çalışmalar neticesinde bir araya getirilen
etnografik ürünler sergilenmektedir. Bu bölümde sergilenen eserler arasında,
göçebe toplumun günlük yaşamında kullandığı araç ve gereçler, kostümler, kilim
tezgahları, halı dokuma sanatı hakkında bilgi veren materyaller bulunur. Müzenin
diğer bölümlerinde de Türk İslam kültürüne ışık tutan nitelikli birçok eser, bilim,
sanat ve kültürün bir arada verildiği görsel bir kompozisyonun ayrılmaz öğeleri
olmayı başarmıştır.
Türk İslam Eserleri Müzesi, yerli ve yabancı turistlerin, araştırmacıların,
öğrencilerin ve sanatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği İstanbul müzelerinden biri
olmasının ötesinde, bir kültürün çok yönle verilen dününü, yarınlara taşıyan bir
kültür hazinesidir. (www.ibb.gov.tr)
4-) YEREBATAN SARNICI;
İstanbul’un Eminönü ilçesinde Ayasofya’nın yanında bulunan Yerebatan Sarnıcı,
İmparator justinianos tarafından 6.yy.da yapılmıştır. Şehrin su ihtiyacını
karşılamak maksadıyla inşa edilen sarnıç, 138 metre uzunluğunda 64.6 metre
genişliğine sahiptir. Sarnıçta toplam 336 mermer sütun kullanılmış, bu sütunlar
estetik açıdan güçlü sütun başlıkları ve kemerlerle desteklenmiştir. Tavan
örtüsünde kullanılan tonozlar, Manastır Tonozu olarak bilinen tonozlardan olup, bu
tonozlar kalıp kullanılmaksızın örülmüştür. 3.5 metre genişliğine sahip sarnıç
duvarları ise su geçirmez özel bir harç ile sıvanarak, bu yolla su sızmalarının önüne
geçilmeye çalışılmıştır.
72
Bugün kalabalık bir mekanın ortasında bulunan Yerebatan Sarnıcı’nın üstünde ilk
zamanlar taş döşemeli bir meydan bulunurken, bu meydan Bizans zamanında
başlayan ve Osmanlı zamanında devam eden yapılaşma ile bozulmuştur. Buraya
yerleşen halk, sarnıcın tavan örtüsünü meydana getiren tonozlardan delikler açarak
sarnıçtan su çekmiş ve bu şekilde günlük su ihtiyacını karşılamıştır. 1940 yılında
belediye tarafından sarnıcın üst kısmındaki bazı yapılar istimlak edilerek, sarnıcın
girişine muntazam bir bina inşa edilmiştir. 1985-1988 yılları arası kapsamlı bir
temizliğe ve onarıma tabi tutulan sarnıcın içindeki kirli su, tonlarca çamur
birikintisi temizlenmiş ve gezi platformu inşa edilmiştir. Bu temizlikten sonra
sarnıcın güneybatı köşesindeki sütunların, kısa gelen gövdelerini yükseltmek için
altlarına ilk çağlardan kalan mermer bir anıttan parçaları konulduğu görülmüştür.
Medusa veya Gorgon başları olarak bilinen geç antik çağdan kalan bu eserlerin
neden
ve
ne
maksatla
buraya
getirildiği
tam
olarak
bilinmemektedir.(www.ibb.gov.tr)
5-) ARKEOLOJİ MÜZESİ;
Ressam, arkeolog Osman Hamdi beyin kurucusu olduğu müze 13 Haziran 1891 de
Müze-i Hümayun ismi ile açılmıştı. 1902 ve 1908 tarihlerinde yan kanatları,
yüzüncü kuruluş yılında 1991 de modern büyük bir bölüm eklenmiş ve yeni
düzenlemeler yapılmıştı. Abidevi binanın mimarı Vallaury idi. Giriş kapsında iri ve
ürkütücü Tanrı Beş Heykeli yerleşmiştir. Sağ tarafta Antik Çağ heykelleri salonları
uzanır. Konforlu, güzel bir teşhirde tamamı bakımdan geçip, temizlenmiş, Arkaik
Çağ’dan, Roma Devrine devam eden eşsiz heykeller sıralıdır. Salonların ilkinde
Antik mezar taş ve rölyefleri sonra, Anadolu Pers Egemenliği, Afrodisias
buluntularının yer aldığı Kenan Erim Salonu, Efes, Millet ve Afrodisias’tan eserler
sergilenen Anadolu’nun üç Mermer Şehri Salonu, Helenistik devir Heykelleri,
Menderes Manisa’sı ve nihayet Helenistik tesirli Roma ve Roma devri heykelleri
salonları bulunur.
Giriş sol tarafında hediyelik, hatıra eşyaları ve kitapçı reyonundan sonra Osman
Hamdi Bey hatıra salonu sonrada Sayda Krallar Nekrapolü’nden bizzat kendisinin
kazıp, çıkarttığı eserlerin salonları uzanır. İlk üç lahit Sayda Kralı Tabnit ailesine
aittir. Benzersiz bir Likya lahdi ile Satrap lahdi de buradadır. Sonraki bölümde M.
Ö. 4 yy.a tarihlendirilen, dünya ünlüsü İskender lahdi ile Ağlayan kadınlar lahdi
vardır. Büyük İskender’e ait olduğu zannedilmiş olan lahdin 4 tarafı
73
Makedonyalılar ile Persler arasında savaş ve av sahnelerini gösteren yüksek
kabartmalar ile süslenmiştir. Yeni ek bina girişi yan duvarında Assos Athena
mabedinin ön yüzü bire bir ölçülerde canlandırılmıştır. ‘’İstanbul Çevre
Kültürleri’’ bölümü, değişik çağlara ait civar buluntu ve tümülüs kazılarında ortaya
çıkarılmış şahane eserlerin modern ve güzel biçimde sergilendiği ilk salondur.
Bizans devri eserleri salonu da buradadır. ‘’Çağlar boyu İstanbul’’ bölümü ve üst
katlarda karşılıklı vitrinlerde çağdaş eserlerin yer aldığı , ‘’Çağlar boyu Anadolu
ve Truva’’, ‘’Anadolu ve Komşu Ülkeler Medeniyetleri’’; Filistin, Suriye ve Kıbrıs
eserleri kronolojik sıralama ile teşhir edilmektedir.
1883 yılında Osman Hamdi Bey tarafından ülkemizdeki ilk Sanay-i Nefise Mektebi
(Güzel Sanatlar Akademisi) olarak yaptırılan binanın içinde bulunan Eski Şark
Eserleri Müzesi; Fatih Sultan Mehmet tarafından 1472 yılında yazlık köşk olarak
yaptırılan ve ülkemizin en zengin ve en önemli Müzesi, 1992 yılında Avrupa’da 45
müzenin katıldığı yarışmada birinci olarak Avrupa Konseyi tarafından ‘’Yılın
Müzesi’’ seçilmiştir.(www.istanbul.gov.tr)
6-) YEDİKULE HİSARI VE ZİNDANLARI;
Yedikule Hisarı ve Zindanları, Sarayburnu’ndan
Bakırköy’e uzanan sahil yolu
üzerindedir. 413-439 yılları arasında II. Teodosios zamanında yaptırılan,
imparatorların zafer alayları ile şehre giriş yaptığı zamanlarda kullandığı Altın
Kapı’nın iki pilonu ile kara surlarına ait iki kuleye, İstanbul’un fethinin ardından
üç kuleli bir surun eklenmesiyle Yedikule Hisarı bugünkü görünümünü almıştır.
Bulunduğu muhite ve hisara adını veren hisarın beşgen çerçevesini dolanan
kuleleri; Güney Pylon Kulesi, Kuzey Pylon Kulesi, Kitabeler Kulesi, Top Kulesi,
III. Ahmet Kulesi, Hazine Kulesi ve Bayrak Kulesi’dir.
Yedikule Hisarı ve Zindanları, fethin ilk yıllarından başlamak üzere uzunca bir
dönem devlet hazinesinin muhafaza edildiği ve ganimetlerin toplandığı bir hisar
olarak kullanılmış olsa da hafızalara, yerli ve yabancı pek çok mahkumun
hapsedildiği bir zindan olarak kullanılmasıyla kazınmıştır. Hisar zindan olarak
kullanıldığı yıllarda dönemin pek çok ünlü ismi mahkumiyetine tanıklık etmiştir.
Bunlardan en önemlisi genç yaşta tahta çıkan Genç Osman lakaplı II. Osman
olmuştur. Genç Osman yeniçeriler tarafından tahttan indirildikten sonra Yedikule
Zindanları’na getirilmiş ve burada hunharca katledilmiştir. Genç Osman’dan başka
74
Yedikule Zindanları’na hapsedilen diğer önemli isimler; Trabzon Rum İmparatoru
David Kommenos ve oğulları, Son Abbasi Halifesi IV. Mütevekkil ve Kırım Hanı
Mehmed Giray’dır.
Yedikule Hisarı ve Zindanları günümüze değin birçok yenileme çalışmasına sahne
olmuştur. Son yıllarda en kapsamlı restorasyonu 1958-1970 yılları arasında ilk
kadın türk mimarlarından biri olan Mimar Cahide Tamer’in koordinatörlüğündeki
restorasyon ekibi tarafından gerçekleştirilmiştir.
1968 yılından 2004 yılına kadar İstanbul Hisarlar Müdürlüğü’ne bağlı olan
Yedikule Hisarı ve Zindanları, günümüzde kültürel etkinliklerin ve konserlerin
tertip edildiği bir müze olarak kullanılmaktadır.(www.ibb.gov.tr)
7-) İSTANBUL İSLAM, BİLİM VE TEKNOLOJİ MÜZESİ;
Gülhane Parkı içerisinde Has Ahırları binalarında kurulan müze, TÜBİTAK,
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), Frankfurt
Goethe Üniversitesi Arap İslam Bilimleri Tarihi Enstitüsü ve İstanbul Büyükşehir
Belediyesi arasında imzalanan protokol çerçevesinde kuruldu.
Müzede, Frankfurt Üniversitesi Arap İslam Bilimleri Enstitüsü kurucusu Prof. Dr.
Fuat Sezgin tarafından kaynaklardaki tarif ve resimlere, çok küçük bir kısmı da
günümüze ulaşan orijinal cihazlara dayanak hazırlanan, Müslümanlar’ın 8. ve 16.
yüzyıllar arasında gerçekleştirdikleri alet ve cihazların örnekleri sergileniyor.
Sergilenen bu eserlerle Rönesans’ın, İslam kültür çevresinde yapılan bilimsel
çalışma ve başarılara da dayandığını göstermeyi amaçlanıyor.
Kendi türünde ’’dünyada ilk’’ olan ’’İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi’nde
Müslüman bilginlerin kurdukları kimyasal düzenekler ile rasathane, hastane,
üniversite gibi kurumsal eserler de görsel olarak yer alıyor.
3 bina içerisinde 3 bin 550 metrekare alanda faaliyet gösterecek olan müzede, 507
adet eser sergilenmektedir.(www.tubitak.gov.tr)
75
Ğ-) MEYDANLAR
1-) BEYAZIT MEYDANI;
İstanbul’un siyasi ve tarihi mekanlarının en önemlilerinden biri olan Beyazıt
Meydanı, kendini çevreleyen Beyazıt semtindeki önemli yapılar nedeniyle de
kentin görsel malzemesi en bol olan mekanlarındandır. M. S. 393 yılında şehrin en
büyük meydanı olarak inşa edilmişti. Ortasındaki dev boyutlu zafer takının
üzerinde yer alan boğa başlarından dolayı
buraya ‘’Form Tauri’’ meydanı
denilmişti. Üzerinde İmparatorunda heykeli yükselen zafer takından birkaç mermer
blok ve sütun kalıntıları bulunmuşken, kuzeydeki abidevi çeşmeden eser
kalmamıştır.
Osmanlı Genelkurmayı’nın (Daire-i Umur-ı Askeriye) ve en büyük ticaret merkezi
Kapalı Çarşı ve Sandal Bedesteni’nin burada oluşu, Beyazıt Camii ve
medreselerinin meydanda bulunuşu nedeniyle de bu semt İstanbul’a yolu
düşenlerin uğrak yeri haline gelmiştir. Kuzeyde, Fatih’in yaptırdığı ilk sarayın
yerinde İstanbul Üniversitesi bulunmaktadır. Üniversite girişi abidevi kapı ve
bahçedeki yangın kulesi 19 yy. yapılarıdır. Meydanı süsleyen ve adını veren 15 yy.
Beyazıt Camii kalabalık ve hareketli kapalı çarşının komşusu olup, buraya ait
külliyeden günümüze mederese, hamam ve dükkanlar kalmıştır.
Fotoğraf öncesi kitaplarda gravür, sonrası eserlerde fotoğraf ve kartpostal olarak
pek çok görüntüsü bulunabilen Beyazıt Meydanı, tarihi pek çok olaya tanıklık
etmiş bir İstanbul mekanıdır. Osmanlı Dönemi’ndeki siyasi önemini Cumhuriyet
dönemi’nde kültürel alanda Beyazıt Meydanı ve çevresi, genç Cumhuriyet’in en
eski ve köklü üniversitesi kabul edilen
İstanbul Üniversitesi’nin faaliyette
bulunduğu mekan olması sebebiyle önemini korumuş hatta arttırmıştır.
İstanbul Üniversitesi ve çevresinde oluşan kültür mekanları ( Belediye Kitaplığı,
Beyazıt Umumi Kütüphanesi, Türkiyat Enstitüsü Gibi) pek çok bilim adamı
edebiyatçı, düşünürün uğradığı veya yaşadığı yer olmuştur.
Kültürel hayatın dışında Beyazıt Meydanı’nın en büyük özelliklerinden birisi de
Kapalıçarşı gibi Osmanlı dış ve iç ticaretinin merkezi sayılan bir yapıya açılıyor
olmasıdır. Kapalıçarşı eski İstanbul’un en önemli ticaret merkezidir. Bütün bu
nedenlerden Beyazıt Meydanı bir ilgi odağı halindedir. Beyazıt Meydanı’na gelip
76
Kapalıçarşı’yı ziyaret eden –bunlara James Robertson’dan başlayan bütün
fotoğrafçılar
dahil-
bütün
gezginler
Beyazıt
Meydanı
ve
semtini
görüntülemişleridir. İstanbul’da en çok fotoğraf çekilen mekanlarından biri olan
Beyazıt Meydanı’nın pek çok fotoğrafı ve buna bağlı olarak yüzlerce kartpostalı
vardır. Beyazıt ve çevresinin ilk fotoğrafları 1850-1860 yılları arasında James
Robertson tarafından çekilmiştir. İstanbul’a gelip görüntü almak isteyen pek çok
fotoğrafçı gibi Beyazıt Yangın Kulesi’ne çıkarak kentin panoramik fotoğraflarını
çeken Robertson, Beyazıt Meydanı’nı Kapalıçarşı’yı, Seraskerlik Dairesi’ni
Beyazıt Külliyesi’ni Görüntülemiştir.
Beyazıt Meydanı pek çok yıkım, istimlak gibi imar(!) hareketine maruz kalmış bir
mekandır. Eskiden küçük bir meydan ve daha çok yerleşim ve ticaret alanı iken
yıkımlar sonucu geniş, boş ve büyük bir meydan hüviyetine bürünmüştür. Bu
genişliğinin de yarattığı etkiyle bir dönem ‘’ Hürriyet Meydanı’’ adıyla da anılan
yerin değişmeyen köşelerinden biri Kapalıçarşı’nın Beyazıt kapısı ve civarıdır.
Tramvay durağına bakan köşe sebili, Hakkı Tarık Us Kütüphanesi olarak
kullanılan sıbyan mektebi gibi eskilerle çevrelenmiş olan Kapalıçarşı Beyazıt
kapısı yüz yıldır değişmeyen bir görünümdedir. Kapalıçarşı içini gösteren fotoğraf
ve kartpostallar çok nadir bulunur. Gerek restorasyon çalışmaları gerek
Kapalıçarşı’nın tarihi için bir belge niteliğindeki bu kartpostalların koleksiyonunun
yapılması çok zordur. Çarşı içinde sosyal hayatı göstermesi açısından da önemli
olan bu kartpostalların bir araya getirilmesi ve yayımlanması gereklidir.
Beyazıt Meydanı kartpostallarından bazıları görüntü olarak birbirinin aynı olarak
karşımıza çıkmaktadır. Özellikle şimdiki İstanbul Üniversitesi olan Seraskerlik
Kapısı’nı
gösteren kartpostallar değişik yayıncılara rağmen aynı fotoğraftan
üretilmiştir. Değişimi arz eden kartpostallardan bazıları ise şimdi İstanbul
Üniversitesi bahçesini gösterenlerdir. Osmanlı Dönemi’nde bu alanın ağaçsız bir
alan olduğunu gösteren kartpostallardan başlayarak Cumhuriyet döneminde
ağaçlandırılıp
giderek büyük bir
yeşil
alana
dönüştüğünü
gösterir
bu
kartpostallar.(www.gezikolik.com)
2-) SULTANAHMET MEYDANI;
Her devirde şehrin en önemli ve dinamik yeri, yarım ada yedi tepesinin ilki
olmuştur. Şehrin ilk kurulduğu akropol surlarla çevrili, tipik bir Akdeniz ticari
77
yerleşimiydi. Roma devrinde bu merkez genişletilerek, yenilenmiştir. Günümüze
çok az kalıntıları kalan Roma devri önemli yapıları ve abideleri Hipodrom
çevresinde inşa edilmişti. “Büyük Saray” diye bilinen İmparatorluk Sarayı
Hipodromun yanından başlar, aşağılara, deniz kenarına kadar uzanırdı. Bu
Saraydan günümüze bir büyük salonun yer mozaik panosu gelebilmiştir. Şehrin en
önemli meydanı Agusteion ve burası ile cadde arasında Milerium zafer takı
bulunurdu. Cadde Roma’ya kadar uzanan yolun başlangıcı idi ve ilk km taşı da
buradaydı. Hamamlar, mabetler, dini, kültürel, idare ve sosyal merkezler bu civara
yerleşmişlerdi. Semt Bizans ve Türk devirlerinde de merkezi önemini devam
ettirmiştir. İstanbul’un en önemli abideleri Ayasofya, Sultan Ahmet Camii, Türk ve
İslam Eserleri Müzesi, Yere Batan Sarnıcı burada, Hipodromun çevresindedirler.
Şehrin ana caddeleri (aşağı limana inen ve batıya şehir surlarına doğru gidenler)
Hipodromdan başlar ve yamaçları takip ederdi. Yol kenarları ticari kuruluşlar ve
ikametgahlarla çevrili idi. Yan yollar dar ve bazıları basamaklarla yokuş aşağı
uzanırlardı. Anayol kaldırımları bazen iki katlı, galerili inşaa edilmişlerdi.
Yol boyu geniş meydanlardan ayrılan sapaklarla sur kapılarına ulaşılırdı. Ana
cadde “Mese” diye anılırdı. Surlarda Altın Kapı yolu “Via Egnetia” Roma’ya,
giden yoldu. “Hipodrom” At binenlerin, atların meydanı anlamına gelir. Roma
İmparatoru Septimius Severus”un 2.yy. sonlarına inşa ettirdiği hipodrom Büyük
Konstantin tarafından devasa ölçülerde genişletilmişti. Bazı tarihçiler 30, bazıları
da 60 bin seyirci kapasitesinde olduğunu bildirirler. 2 veya 4 atın çektiği arabaların
yarışları esas gösterilerdi. Roma İmparatorluğu ve sonradan Bizans İmparatorluğu
devrinde hipodrom şehrin toplantı, eğlence, heyecan ve spor merkezi olarak 10
yy’a kadar önemini sürdürmüştü. 1204 Latin istilası ile beraber, şehrin bir çok
diğer abideleri gibi burası da önemini yitirmişti. Araba yarışları yanında, müzisyen
toplulukları, dansözler, akrobatlar, vahşi hayvanlarla kavga gösterileri, toplantılar
yapılırdı. Bütün bu faaliyetler için ise Roma devrinde bol tatil günleri mevcuttu.
Dev ölçüde bir U harfi şeklinde olan hipodromun doğu uzun tarafında, damında 4
bronz at bulunan, balkon şeklinde, imparator locası yer alırdı. Ortada, hipodromun
kum kaplı sahasını ikiye bölen, arabaların etrafında yarıştığı alçak bir duvar, bu
duvarın üstünde de İmparatorluğun çeşitli yerlerinden getirilen abideler ve meşhur
at yarışçıları ile atlarının heykelleri bulunurdu. Şöhretli bir araba yarışçısı akla
gelebilecek her türlü maddi olanak içinde yüzerdi. Yarışçılar yeşil-mavi-sarı-
78
kırmızı gibi politik güçleri de olan takımlara ayrılmışlardı. Zaman, zaman yarışlara
politika karışır, karşılıklı güçlerin mücadeleleri korkunç katliamlara dönüşebilirdi.
Hipodrom günümüze zemini 4-5 metre yükselmiş ve kalabilmiş 3 abide ile
gelmiştir.
Bunlar Mısır’dan getirilen Obelisk, Yılanlı Sütun ve Örme Obelisktir. Türk
devrinde, bu meydanda bazen, eski günlerindeki zengin gösteriler gibi, çeşitli
festival ve gösteriler tertiplenmişti. Hipodrom’un batısında, Sultan Ahmet
Camii’nin karşısında yer alan İbrahim Paşa Sarayı 16. yy. zengin ve tipik özel
sarayların günümüze gelen tek örneğidir. Bu güzel yapı Türk ve İslam Eserleri
müzesi olarak ziyarete açıktır. Muazzam Hipodromdan günümüze yuvarlak güney
ucu gelmiştir. Büyük kemerlerle donatılmış tuğla bir yapıdır. Sonraki devirlerde
Hipodromun taş blokları ve sütunlarının tamamı başka yapılarda kullanılmıştır.
Hipodrom girişi sağındaki parkta 4-5 yy. ait özel saray kalıntıları, az ilerisinde de
Aya Öfemiya Bizans Kilisesinin kalıntıları bulunmaktadır. (harika.istanbul.gov.tr)
3-) GÜLHANE PARKI;
İstanbul ilinin Eminönü ilçesinde yer alan tarihi bir parktır. Alay Köşkü, Topkapı
Sarayı ve Sarayburnu arasında yer alır.
Gülhane Parkı, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Topkapı Sarayı'nın dış
bahçesiydi ve içinde bir koru ve gül bahçelerini barındırırdı. İstanbul şehremini
operatör Cemil Paşa (Topuzlu) zamanında düzenlenerek 1912 yılında park haline
getirildi ve halka açıldı.
Toplam alanı 163 dönüm kadardır. Parkın girişinde sağ tarafta İstanbul şehremini
ve belediye başkanlarının büstleri vardır. Ayrıca, Sarayburnu kısmında Atatürk'ün
Cumhuriyetten sonra dikilen ilk heykeli (3 Ekim 1926) bulunur. Heykel,
Avusturalyalı mimar Kripel tarafından yapılmıştır. Parkın ortasından iki yanı ağaçlı
yol geçer. Bu yolun sağında ve solunda dinlenme yerleri, çocuk bahçesi
bulunmaktadır. Boğaza doğru kıvrılarak inen yokuşun sağında ise Romalılardan
kalma Gotlar Sütunu vardır.
Parkın Sarayburnu kısmı eskiden Sirkeci demiryolu hattı üstünden bir köprüyle ana
parka bağlıydı. Bu kısım sonradan sahilyolu (1958) ile parktan ayrıldı. Atatürk,
halka latin harflerini halka ilk defa bu parkta 1 Eylül 1928 tarihinde gösterdi.
79
Atatürk'ün naaşı Ankara'ya gönderilirken, İstanbul'daki son tören Gülhane
Parkı'nın Sarayburnu bölümünde 19 Kasım 1938 tarihinde yapıldı. Tabut, top
arabasından 12 general tarafından alınarak Yavuz zırhlısına götürülmek üzere
rıhtımdaki bir dubaya yanaşan Zafer destroyerine konuldu. Yıllardır çok kötü ve
harap bir şekilde bulunan park 2003 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi
tarafından restore edilerek, eski görkemli günlerini aratmayacak bir duruma
getirildi. (harika.istanbul.gov.tr)
H-) SÜTUNLAR
1-) GOTLAR SÜTUNU;
Sarayburnu’nda, Gülhane Parkı’nın içerisinde bulunan Gotlar Sütunu ‘nun ne
zaman ve kimin adına dikildiği kesinlik kazanamamıştır. Bizans tarihçilerinden
Nikeforos Giegoras, kentin kurucusu Byzans’ın heykelinden söz etmişse de
kaidesindeki Latince yazı, onların yazdıkları ile çelişkilidir. Bu yazıtta ‘’mağlup
olan Gotlardan dolayı bu sütun dikildi’’ Sözleri bulunmaktadır. Prof. Dr. Semavi
Eyice, yazıtın Latince olduğunu belirttikten sonra, sütunun Romalı bir imparatorun
Gotlara karşı kazandığı zaferin ardından dikildiği düşüncesindedir. Sonraki yıllarda
anıtın üzerine Byzans’ın heykelinin konulmuş olabileceği gibi, zamanla gerçek
kimliği unutulmuş bir heykelin halk arasında Byzans sanılması da olasıdır. Got
Kıran unvanı almış Roma İmparatoru II. Claudies İstanbul’a hiç gelmemiş, kent ile
de hiçbir bağlantısı olmamıştır. Bu bakımdan sütunun O’nun adına dikildiği
düşünülmemelidir. Prof. Dr. Semavi Eyice, Bu sütunun Gotlara karşı savaşan I.
Thedosius’a (379-395) ait ve yazıttaki harf şekillerinin I. Constantinus (324-337)
dönemi ile bağlantılı olabileceğini sözlerine eklemektedir. IV. yy.da
sanılan sütun
yapıldığı
üç basamaklı bir kaide üzerinde yekpare gövdelidir. Korint
üslubunda bir başlıkla sonuçlanan sütun 15 m. Yüksekliğindedir. Ayrıca başlığın
üzerinde bir kartala ait izler de görülmektedir. Kaidenin üzerinde bazı kabartmalar
olduğu
ve
taşçı
kalemi
ile
kazındığı
izlerden
anlaşılmaktadır.(www.facebook.com)
80
2-) ÇEMBERLİTAŞ SÜTUNU;
Çemberlitaş Sütunu, İstanbul’da dikilen ilk sütundur. Bizans İmparatoru
Konstantin Roma’daki Apollon tapınağından söktürterek uzunluğu 57 m. Olan bu
sütunu getirterek eskiden Forum Konstantin adı verilen bir meydan olan
günümüzdeki yerine diktirmiştir. İlk yapıldığında sütunun üzerine doğan güneşi
selamlayan bir Apollon heykeli var iken 330 yılında İstanbul’a dikildiğinde
İmparator Konstantin bunun yerine kendi heykelini sütunun üstüne koydurtmuştur.
Daha sonra da yine Bizans İmparatoru olan Jülyanos ve Teodoz’un heykelleri
koyulmuştur. Sütun, 1081 yılında yıldırım isabet etmesi nedeniyle yanmış ve
hasarlanmış ve üzerindeki heykel devrilmiştir. Bundan sonra 1. Aleksios
Komnenos sütunu onartmış ve üzerine kaidesi olan bir başlık ile büyük bir haç
koydurtmuştur. Daha sonra Osmanlı Dönemi’nde Apollon sütunu büyük bir yangın
geçirmiş, sütunun mermerleri zedelendiğinden Sultan II. Mustafa (1695-1704)
Sütunun
altına
duvarla
takviye
ettirmiş,
demir
çemberlerle
sardırarak
sağlamlaştırmıştır. Bu nedenle o günden sonra adı Çemberlitaş olarak anılmıştır.
İstanbul’un 1453 yılındaki fethinden sonra üzerindeki haç indirilmiş ve
Çemberlitaş ilk kez 1470’li yıllardan sonra Yavuz Sultan Selim döneminde
yenilenmiştir. Daha sonra II. Mustafa (1695-1704) döneminde Sütun geçirdiği bir
yangından sonra mermerleri çok hasar gördüğü için altından duvar yapılarak
desteklenmiş ve demir çemberler ile sağlamlaştırılmıştır. Kesinliği ispat
edilmemekle birlikte, sütun’un alt kısmında İsa Peygamber’in Kudüs’te olduğu
varsayılan mezarından alınarak buraya getirtilip gömülen bazı eşyaların olduğu
söylenmektedir.(www.facebook.com)
3-) KIZ TAŞI;
Bizans Devri İstanbul’unda dördüncü tepenin batısında, onuncu mıntıkada bulunan
Marcianus Anıtı Fatih’te Kız Taşı olarak
isimlendirilen küçük bir meydanın
ortasında günümüze ulaşabilmiştir. İstanbul’un fetinden sonra kurulan ilk Osmanlı
mahalleri arasında ‘’Kız Taşı Mahallesi’’ olarak ismi geçmiştir. Uzun süre
Saraçhanebaşı’nda Yeniçeri odalarında bir evin bahçesinde kalan bu anıt bütün
çevreyi yakan Çırçır yangınından ( 23 Ağustos 1908) sonra yeniden yapılan
düzenleme
sonunda
ortaya
çıkarılmıştır.
Bizans
kaynaklarının
yeterince
değinmediği bu anıtı şehir valisi Tatianus Decius, İmparator Marcianus (450-457)
onuruna 450-452 yıllarında diktirmiştir. Anıtın kitabesinde yalnzıca Tatianus’un
81
ismi bulunuyorsa da tarihi belirtilmemiştir. Ancak Sanat Tarihçisi J. Kollwitz 452
tarihi üzerinde durmuştur. Marcianus Anıtı’nın kaidesinde Nike heykelinin
bulunuşundan ötürü halk arasında Kız Taşı olarak tanınmıştır. Ancak Bizans
devrinde Beşinci Tepe’ye dikilen ve Süleymaniye Camisi’nin yapımında yıkılan,
bir başka anıta da bu isim verilmiştir. Marcianus Anıtı üç kademeli Aphrodite’nin
heykelinin bulunduğu bir platformdaki mermer kaidenin üzerindedir. Bugün
kaidenin altındaki kademeler toprak altında kalmıştır. Korint mermerinden, 2.35 m.
Yüksekliğindeki kaide mermer kabartmalarla süslenmiştir. Üç cephede de
birbirinin eşi olan kabartmalarda defne yapraklarından oluşmuş bir çelenk
içerisinde Hz. İsa’nın monogramı olan ‘’I’’ ve ‘’X’’ harfleri bulunmaktadır.
Kaidenin kuzey cephesinde de simetrik konumda ik Nike figürü yuvarlak bir
madalyonu taşımaktadır. Bugün yalnızca harflarinin yuvaları kalmış Latince bir
kitabede sütunun Marcianus için Tatianus Decius tarafından dikildiği belirtilmiştir.
Sütun
8.75 metre yüksekliğinde olup Roma-Korint üslubunda bir başlıkla
sonuçlanırsa da, bu kısı 1894 depreminde hasara uğramıştır. Marcianus’un
heykelinin ne zman yıkıldığı bilinmemektedir. Salzanberg ve Kondakoff gibi sanat
tarihçiler korint başlığının üzerinde gördükleri bir heykel kaidesine değinmişlerdir.
Prof. Dr. Semavi Eyice, İtalya kıyılarında bulunan Barletta heykelinin buraya ait
olacağına işaret etmektedir. Ayrıca R. Delbrueck’de bu heykelin İmparator
Marcianus’a ait olduğunu ileri sürmektedir. Üslup ve teknik olarak V yy.a
tarihlenen 5 m. Yüksekliğindeki bu heykel Bari’de St. Scpolone’dedir.
(www.facebook.com)
4-) HİPODROM DİKİLİTAŞI;
(Theodosius dikilitaşı)...İstanbul’un en eski dikilitaşı Hipodrom’daki
spinanın
üzerindedir. Yekpare mermerden olan bu anıt M. Ö. 1500 yıllarında III. Tutmosis
adına aşağı Mısır’da Hiyeropolis’deki bir mabedin önüne dikilmişti. Bu anıtı I.
Constantinus’un (337-361) İskenderiyelilere yazdığı mektupla bu taşın İstanbul’a
gönderilmesini istemiştir. ‘’Gemileriniz Karadeniz’e çıkarken sizleri cömertçe
karşılayan ve beslenmesine yardımcı olduğunuz bu şehrin güzelleşmesine katkınız
olması için bu yekpare taşı yollamamız yerinde olur.’’ Obeliskin İskenderiye’den
ne zaman getirildiği kesin olmamakla beraber, büyük olasılıkla 390 yılı üzerinde
durulabilir. İmparator Iulianus’un ölümünden sonra, uzun süre yerde kalmış ve
kenti yeniden baştan imar eden I. Thedosius zamanında (379-395) İstanbul’a
82
getirilerek Pontus Novus (Kadırga Limanı) veya Vlanga (Langa) limanlarından
birisine bırakılmıştır.
Bizanslı ustalar limandan Hipodroma kadar bir yol hazırladılar ve üç günlük bir
çalışma ile obelisk getirildi, 32 günde bugünkü yerine dikildi. İmparator I.
Theodosius’un (379-395) hazırlattığı 2.75 x 2.20 ölçüsünde, dört yüzünde de
kabartmalar olan kaide üzerindeki dört bronz ayak üzerine obelisk oturtulmuştur.
Bugün 19.59 metre yüksekliğinde olan taşın eski halinden daha uzun olduğu
sanılmaktadır. Obeliskin alt kısmı düzeltilirken hiyorogliflerden biri tam ortasından
kesilmiştir. Günümüze gelemeyen bu parçanın taşıma sırasında veya yerine
dikilirken kırıldığı düşünülebilir. Ayrıca tepesindeki çam kozalağı şeklindeki
tepeliği 869 depreminde düşmüştür. Eski Mısır’ın milli kahramanı olarak nitelenen
, 18 sülale firavunlarından
III. Tutmosis kazandığı zaferlerin bir bölümünü
obeliske şiirsel bir dille kazıtarak ölümsüz olmayı istemiştir.
Kuzey Cephe; ‘’Gizli ve mukaddes ismin her tecellesini her feyzini mahzar olan
Amor mabuduna nezrini büyük bir aciz içinde sunarak ve ondan yardımlar
dilenerek güneyin dostu, dinin nuru, iki kutrun sahibi kudretli, melik memleketinin
hududunu Mezopotamya’ya kadar götürmeyi azmetti.’’
Güney-Batı Cephe; ‘’Güneşin doğduğu sırada malik olduğu altın renkleri aleme
yayan Horis’in verdiği kuvveti, serveti, şiddetli, mehabeti taşıyan yukarı ve aşağı
Mısır Hükümetlerinin tacına sahip olan ve bizzat güneş tarafından seçilmiş bulunan
Melik eseri babası Ra için yaptırdı.’’
Güney Cephe; ‘’Mabud Horis’in lütfuna mahzar olan ve güneşin oğlu lakabını
taşıyan ve yukarı Mısır’ın hükümdarı olan Melik kudret ve adaletle bütün ufuklara
nur saçtı. Ordusunun önüne geçti. Akdeniz’de dolaştı, bütün dünyayı mağlup etti.
Hudut memleketi Naharin’e kadar tevsi etti. Mezopotamya’ya azimle gitti, büyük
savaşlar yaptı.’’
Kuzey-Batı Cephe; ‘’XVIII. Sülaleden III. Tutmasis Amon mabuduna nezrini
takdim ettikten sonra Horis’in yardımı ile bütün denizleri, nehirleri hükmü altına
alarak saltanatının 30. yılı bayramında bu sütunu daha nice zamanlara ve
bayramlara vasıl olması için yaptırıp diktirdi.’’ Obeliskin mermer kaidesinin iki
yüzünde, o dönemde Roma İmparatorluğunun doğu eyaletlerinde adet olduğu gibi
Grekçe ve Latince kitabeler yazılmıştır. Grekçe kitabede konuşan üçüncü bir kişi
83
olup ‘’Devamlı bir suretle yerde duran bu taşı dikme cesaretini imparator
Thedosius gösterdi ve yardımına da Proclus çağırıldı ve bu şekilde otuz iki günde
yerine dikildi’’ denilmektedir. Latince kitabe ise diğerinden biraz farklı olarak
obeliskin kendisi konuşmaktadır; ‘’Önceleri direnmiştim; fakat yüce efendimizin
emirlerine itaat ederek, yenilen tiranlar üzerinde zafer çelengini taşımam gerekti,
her şey Thedosius ve onun kesintisiz sülalesine boyun eğiyor, bana da galip
geldiler ve reis Proclus’un idaresi altında, otuz günde yükselmeye mecbur
oldum’’.(www.facebook.com)
5-) ÖRME SÜTUN;
Constantinius Porphyrogenes Sütunu... Örme sütun, her ne kadar bir imparatorun
ismini taşıyorsa da kimin tarafından yaptırıldığı açıklık kazanamamıştır.
Hipodromun ortasındaki spina üzerinde yer alan 32 m. Yüksekliğindeki bu sütun
değişik ölçülerdeki taşların yontulmasıyla yapılmıştır. VII. Constantinus (911-959)
bu sütunu tamir ettirmiş, üzerine de babası I. Basileios’un (867-886) savaştaki
başarılarını tasvir eden kabartmalarla kaplamıştır. Mermer kaidesinin bir yüzünde
‘’VII. Constantinus Rodos şehrindeki dev abideyle rekabet edecek bir harika
yaratmak istedi.’’ Yazılıdır. Mermer kaidenin diğer yüzünde de altı mısralık bir
başka Grekçe kitabe daha bulunmaktadır:’’ Bu dört köşeli ve harika anıt, zamanla
harap olmuşken, şimdi imparator Constantinus ile devletin şanı olan oğlu Romanos
tarafından önceki görüntüsüne nispetle daha iyi duruma getirildi.
Rodos Kolosu harikulade idi, bu bronz ant ise hayranlık yaratmaktadır.’’
Günümüzde kesme taştan kütlevi bir görünümü olan dikilitaşın üzerindeki
kabartmaların İstanbul’a Latinlerin yapmış olduğu istila sırasında söküldüğü, para
basmak amacıyla eritildiği ileri sürülmüştür. Aşağıdan yukarıya doğru daralan, bir
zamanlar üzerindeki tunç küreyi taşıyan taşın üzerinde çivi ve kenet izleri açıkça
görülmektedir. Taşlar üzerinde burada yapılan müsabakaları izleyenleri güneşten
koruyan tente ve çadırların makara ipleri dikkati çekmektedir. Anıtın üzerindeki
yazıtlardan, dikilitaşın M. Ö. IV-V yüzyıllara tarihlendiği, zamanla harap olduğu
ve imparator Constantinus ve sonra babasının yerine imparator olan II. Romanos
(959-963) tarafından onarıldığı anlaşılmaktadır.
Prof. Dr. Semavi Eyice, dikilitaş ile ilgili farklı bir görüşü dile getirmiştir; ‘’Örme
sütunun yüzeyine çakıldıkları anlaşılan kabartmalı tunç levhaların bu onarım
84
sırasında konulduğu tahmin edilir. Gerçek kaynağa dayanmayan bir söylentiye göre
bu levhalar VII. Contantinus’un dedesi Makedonyalılar sülalesi kurucusu I.
Basileios’un (867-886) başarılı iş ve savaşlarını tasvir eden kabartmalar vardı.
Yüzeyleri kabartmalı olsun veya olmasın altın kaplamalı bu levhalar, bilinmeyen
bir dönemde sökülmüştür. Yine bir söylenti levhaların şehrin IV. Haçlı seferlerini
düzenleyen batılı şövalyeler tarafından 1204-1261 arasındaki işgalleri sırasında
söküldüklerini iddia eder; ancak hiçbir kaynak bu iddiayı kanıtlamaz.’’
Osmanlı Dönemi’nde Pierre Gilles Örme sütunun detaylı bir tasvirini yapmıştır.
Ayrıca Beyan-ı Menazil-i Sefer-i İrakeyn-i Sultan Süleyman, Hünername ve
Surname isimli minyatürlü yazmalar da
bu sütun görülmektedir. Sultanahmet
Camisi’nin yapımından sonra yükselen toprak sevi yerinden ötürü bu dikilitaşın üç
basamaklı, mermer kaidesi toprak altında kalmış ve 1856’da Charles Newton
tarafından çevresi kazılarak parmaklıkla çevrilmiştir. Bu arada düşen taşların
yerleri yenileri ile doldurulmuştur.(www.facebook.com)
6-) BURMALI SÜTUN (YILANLI SÜTUN);
I.Constantinus (324-227) imparatorluğun çeşitli yerlerinden ve diğer ülkelerdeki
bazı anıtları sökerek İstanbul’a getirmiştir. Bunlardan biri olan Burmalı Sütun
(Yılanlı
Sütun)
Hipodrom’un
spinası
üzerinde
günümüze
ulaşmıştır.
Yunanistan’daki küçük krallıklar, memleketlerini istila eden Perslere karşı
birleşerek Salamis ( M.Ö. 480) ve Platea’da (M. Ö .479) kazandıkları zaferlerden
sonra ellerine geçirdikleri savaş ganimetleri eriterek bir zafer anıtı yapmış ve bunu
Delpi’deki Apollon mabedi önüne dikmişlerdir. Bu anıtta birbirine sarılmış üç
büyük yılan başları üzerinde altından bir kazanı taşıyordu. Birbirlerine sarılmış, 8
metre yüksekliğinde, 29 boğumlu, içi boş anıtta yılanların başları 36-32 kıvrımdan
sonra birbirlerinden ayrılarak üç ayrı yöne bakıyorlardı. Gövdeleri üzerine de
savaşa katılan Yunan krallıklarının isimleri yazılı olup bugün bunlar yılanların
kıvrımları üzerinde okunabilmektedir.
Platea savaşı kahramanı Sparta Kralı Pausanias önce buraya kendisinden söz ettiren
bir kitabe yazdırmışsa da karşılaştığı tepki üzerine bunu sildirerek yerine
krallıkların ismini yazdırmak zorunda kalmıştır. İmparator I. Constantinos
tarafından bu anıt İstanbul’a taşınırken üzerindeki üç ayaklı tütsü kazanı
kaybolmuştur. Günümüze yalnızca 5.30 m’lik kısmı ulaşan anıt, 6.50 m. Çapında
85
,3 m. Derinliğinde, yanları duvarla örülmüş bir çukurun içerisindedir. Evliya
Çelebi, bu anıtın İstanbul’u yılan, çıyan ve akreplerden koruma gibi bir özelliği
olduğunu yazmıştır. Söylentiye göre bir yeniçeri bu yılanlardan birisinin başını
koparmış ve o günden sonra da İstanbul’da bu tür hayvanlar çoğalmıştır. Kanuni
Sultan Süleyman’ın nakkaşbaşısı Osman’ın Hünername (1550-1590) isimli
eserindeki minyatürlerde XVI. Yüzyılda yılan başlarının ok hedefi olduğu da
görülmektedir. (www.facebook.com)
11-) TÜRBELER
1-) AYASOFYA TÜRBELERİ;
Sultan II. Selim Türbesi;
Sultan II. Selim Türbesi, İstanbul Türbeleri’nin en güzellerinden biri olup, ünlü
Türk mimarı Sinan’ın yaptığı 18 türbeden biridir. Sultan henüz ayakta iken Mimar
Sinan’a kendisi için Ayasofya’nın yanında bir türbe yapmasını emretmiş, ancak
1574’de öldüğünde türbe henüz bitmemiş olduğundan , türbenin inşasına devam
edilerek üç yıl sonra (1577) tamamlanmıştır.
Dışı tamamen mermer kaplı olan yapı sekiz köşelidir. Giriş kapısının iki yanına
beyaz zemin üzerine mor, kırmızı, yeşil, mavi çiçek desenli çini panolar
yerleştirilmiştir. 16. yüzyılın en güzel çini örneklerinden bu panolardan, sol
taraftaki çini pano aslının taklididir. İstanbul’da diş hekimliği yapan ve Sultan II.
Abdülhamit’in de diş hekimi olan eski eser koleksiyoncusu Albert Sorlin
DORIGNY tarafından 1895 yılında restore edilmek üzere Fransa’ya götürülen bu
panonun imitasyonunun yapılarak yerine takıldığı, orjinalinin ise Louvre
Müzesi’nin
‘’Arts of İslam’’ bölümünde 3919/2-65 envanter numarası ile
sergilendiği bilinmektedir. Türbenin ana giriş kapısı, kündekari tarzında, sedef
kakmalı ve geometrik bağa bezemeli olup, ahşap işçiliği açısından seçkin bir
örnektir.
Türbede 42 sanduka yer almaktadır. Girişin karşısında, Osmanlı tahtında 8 yıl 2 ay
19 gün saltanat sürmüş olan Sultan II. Selim yatmaktadır. Padişahın bir yanında
oğlu III. Murad’ın annesi olan ve 1585 yılında ölen Nurbanu Sultan, diğer yanında
ise kızı ve Piyale Paşa’nın eşi Hacer Güherhan Sultan, onun yanında, diğer kızı
Sokulu Mehmet Paşa’nın, daha sonra da Kalaylı Koz Ali Paşa’nın eşi olan İsmihan
86
Sultan yatmaktadır. Kapıdan girişte soldaki iki sandukadan biri, II. Selim’in
kızlarından ve Siyavuş Paşa’nın eşi Fatma Sultan’a aittir. II. Selim’in oğulları
Süleyman, Osman, Cihangir, Mustafa, Abdullah ve III. Murad’ın oğulları ve kızları
da bu türbede gömülüdür.(www.ayasofyamuzesi.gov.tr)
Sultan III. Murad Türbesi;
Sultan III. Murad Türbesi, 1599 yılında Mimar Davud Ağa ve yardımcısı dalgıç
Ahmet Ağa tarafından , III. Murad’ın 1595 yılında ölmesinden 4 yıl sonra, II.
Selim ve Şehzadeler Türbesi arasına inşa edilmiştir.
III. Murad Türbesi, altıgen planlı, çift kubbeli, dıştan mermer kaplı ve ön tarafta
revaklı bir bölümü bulunan en büyük Osmanlı türbelerinden biridir. Türbe, dıştan
sade görünümlü, içte ise 16. yüzyıla tarihlenen mercan kırmızısı renkteki İznik
çinilerinin en güzel örnekleri ve kalem işi süslemeleriyle zengin bir görünüme
sahiptir. İçte lacivert zemin üzerine beyaz renkle yazılmış celi sülüs çini kuşağı
bulunmaktadır.
Türbe içerisinde pencereler üç sıra halinde yapılmıştır, alt sırada kapaklı pencere
aralarına ahşap kündekari dolaplar yerleştirilmiştir. Türbenin kündekari tarzındaki
giriş kapısı, geometrik şekilli sedef kakmalarla süslüdür. Ayrıca, kapının sağ
kanadında
‘’Herkes
ölümü
tadacaktır’’,
sol
kanadında
ise
‘’O’na
döndürüleceksiniz’’ ile Dalgıç Ahmed Ağa yazılıdır. Türbe içerisinde , Sultan III.
Murad, eşi Safiye Sultan, kızları, saray mensubu kadınlar ile Şehzadelere ait 54
sanduka bulunmaktadır. (www.ayasofyamuzesi.gov.tr)
Sultan III. Mehmed Türbesi;
Sultan III. Mehmed Türbesi, padişahın 1603 yılında vefat etmesi üzerine, oğlu
Sultan I. Ahmed tarafından 1608 yılında Mimar Dalgıç Ahmet Ağa’ya
yaptırılmıştır.
Türbe dıştan mermer kaplı, 8 köşeli ve çift kubbeli olup, ortada büyük bir mekan
ve giriş tarafına bitişik iki kısımdan oluşmaktadır. Türbeye girişi sağlayan revaklı
kısmın yan taraflarında yıldız, çiçek ve manzara resimleri yapılmış olup, bu
özelliği ile dönemin klasik süsleme unsurları dışında bir üslup sergilemektedir.
Türbe içinde pencereler üç sıra halinde, alt sırada pencere ve dolapların arası 17.
87
yüzyıl başına ait İznik çinileri ile süslüdür. Alt sıra pencereler üzerinde, lacivert
üzerine, beyazla yazılmış çini kuşağı bulunmaktadır. Çini süslemeler dışındaki
kısımlar kalem işi süslemeleri ile bezelidir. Yapının iki yanına daha sonraları sultan
kızları için bölümler ilave edilmiştir. Türbenin dışında Bab-ı Hümayun Caddesine
bakan tarafta tarih kitabesi yazılmıştır. Türbe içerisinde Sultan III. Mehmed, Sultan
I. Ahmed’in annesi Handan Sultan, Sultan I. Ahmed’in şehzadeleri ve kızları,
Sultan III. Murad’ın kızı Ayşe Sultan ile diğer şehzadelerle birlikte toplam 26
sanduka bulunmaktadır. (www.ayasofyamuzesi.gov.tr)
Sultan I. Mustafa ve Sultan İbrahim Türbesi;
Günümüzde Sultan I. Mustafa ve Sultan İbrahim Türbesi olarak kullanılan yapı
Ayasofya’nın güney batı yönünde en önemli ek yapılarından biri olan, vaftizhane
kısmıdır. Yapı dıştan 4 köşe, içten ise sekizgen planlı olup, üstü kasnaksız kubbe
ile örtülüdür. Fetihten sonra Ayasofya’nın kandil kandil yağları deposu olarak
kullanılmış, daha sonra Sultan I. Mustafa’nın 1639’da aniden ölmesiyle türbeye
çevrilmiş, 1648 yılında vefat eden Sultan İbrahim de buraya defnedilmiştir.
Türbe içerisinde Sultan I. Mustafa, Sultan İbrahim, Sultan I. Ahmed’in kızları,
Sultan IV. Murad’ın kızı Kaya Sultan, Sultan II. Ahmed’in şehzadeleri, kızları ile
bazı hanedan mensupları gömülü olup, toplam 19 sanduka bulunmaktadır.
Şehzadeler Türbesi;
Kaynaklarda, Şehzadeler Türbesi’nin, Sultan III. Murad’ın annesi Nurbanu Valide
Sultan için, Mimar Sinan tarafından 1580’lerin başında yapıldığı, ancak veba
salgını nedeniyle ölen genç şehzadelerin buraya gömülmesi nedeniyle Valide
Sultan’ın, Sultan II. Selim’in Türbesi’ne gömüldüğünden bahsedilmektedir. Sultan
III. Murad Türbesi’ne bitişik olan Şehzadeler Türbesi, kubbeli, dıştan sekizgen,
içten dört köşeli, zemini altlı köşeli tuğlalarla kaplı, duvarları kesme küfeki
taşından , oldukça sade bir görünüme sahiptir. Türbenin ahşap ana giriş kapısı,
geçmeli, geometrik şekilli, ahşaptan çıtalarla süslenmiştir. Türbe içerisinde çini ve
hat örnekleri bulunmamakla birlikte duvarlarında, 19. yüzyıla ait siyah ve beyaz
renklerle yapılmış, bitki motifleri, sepette çiçekler, kurdeleler ile kumaş kıvrımlı
kalem işleri ile bezenmiştir.
88
2006 yılında yapılan onarım çalışmaları kapsamında pencere üstlerindeki kemer
alınlıklarında orijinal rumi desenli malakari süslemeler ile birlikte, sandukaların
üzerinde 16. yüzyıla ait puşideler, şehzade kaftanları ve Kabe örtüsü parçaları
ortaya çıkarılmıştır. Türbe içerisinde Sultan III. Murad’ın 4 şehzadesi ve 1 kızı
gömülü
olup,
toplam
5
sanduka
bulunmaktadır.
(www.ayasofyamuzesi.gov.tr)
2-) AYNÜ’L-HAYAT HANIM TÜRBESİ;
İstanbul Eminönü ilçesi, Laleli, Ordu Caddesi’nde bulunan bu türbe Sultan III.
Mustafa Camisi’nin (Laleli Camisi) avlusunda 1764 yılında yaptırlmıştır. Aynü’l
Hayat Hanım, Sultan III. Mustafa’nın eşi, Mihrimah Sultan’ın da annesidir.
Türbe barok üslupta yapılmıştır. Kesme köfeki taşından olan türbenin ön cephesi
yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanan dört sütun ile üç bölüme ayrılmıştır.
Ortadaki giriş kapısının iki yanına birer pencere yerleştirilmiştir. Cephe sütun
başlıklarının üst noktasına kadar mermerden, kemerler ve üst kısmı tuğla ve taştan
örülmüştür. Pencereleri dönemin vitrayları ile kaplıdır.
Son derece sade bir yapı olan türbe içerisinde Aynü’l Hayat Hanım’dan başka,
Sultan III.
Selim’in başkadını
Şefizar
Hanım’ın (1791)
sandukası
da
bulunmaktadır.(www.kenthaber.com)
3-) BABA CAFER TÜRBESİ;
İstanbul ili Eminönü ilçesi, Zindankapı’da Zindan Hanı içerisinde olan türbe, asıl
ismi Seyyit Cafer olan ve halk arasında Baba Cafer olarak tanınan Seyyit Cafer’e
aittir. Seyit Cafer’in yaşamı ile ilgili kesin bilgi bulunmamaktadır. Onunla ilgili
Evliya Çelebi Seyahatnamesi ile Hafız Hüseyin’in Ayvansaray-i Mecmua-i Tevarih
isimli eserinde bazı bilgiler bulunmaktadır. Bunlara dayanılarak Baba Cafer’in
Bağdat doğumlu ve İmam Hüseyin soyundan olduğu, Sıddıkiye Tarikatına mensup
olduğu öğrenilmektedir.
Abbasi halifelerinden Harunu Reşit (789–809) döneminde Baba Maksut ile birlikte
İstanbul’a Müslümanlar ile Bizanslılar arasındaki gerginliği gidermek amacı ile
gönderilmiştir. İstanbul’da o zamanlar Bizanslıların egemenliği altında olup,
Kocamustafapaşa’da da bir Müslüman mahallesi bulunuyordu. Baba Cafer ile
89
birlikte gelen heyet bu Müslümanlarla Bizanslılar arasındaki anlaşmazlığı
gidermek amacı ile İstanbul’a gelmiştir. Baba Cafer Kocamustafapaşa’da birçok
Müslüman’ın öldürüldüğünü, cesetlerinin gömülmesine izin verilmediğini görmüş
ve bunun üzerine Bizans İmparatoru I. Nikeforos’un huzuruna çıkarak gördüklerini
anlatmıştır. İmparator Baba Cafer’in söylediklerini dinlemiş, ancak “Allah’a inanan
insanların böyle gaddarlık yapamayacağını” söylemesi üzerine imparator kızmış ve
onu zindana attırmıştır. Baba Cafer ile birlikte gelen Baba Maksut İmparatoruz
yola getirmiş ve bütün Müslüman şehitlerinin gömülmesini sağlamıştır.
Kaynaklara göre Baba Cafer zindanda bazı kerametler göstermiştir. Baba Cafer’in
ölümü ile ilgili bir takım rivayetler bulunmaktadır. Bunlardan birine göre;
İmparator tarafından zehirletilmiş, diğeri; kendi eceliyle ölmüş, bir diğeri de Bizans
askerleri tarafından öldürüldüğüdür. İmparator Baba Cafer’in cesedini zindana
gömdürmüş, bu arada zindancının Müslüman olup, Ali ismini aldığını öğrenince de
onu da öldürerek Baba Cafer’in yanına gömdürmüştür. Baba Cafer’in
kerametlerinin çokluğundan söz edilir. Bunlardan birine göre Bizans İmparatoru
Nikeforos’un emriyle zincirlenmiş, bir süre sonra zindancı zincirin olmadığını
görmüş ve onu tekrar zincire vurmuştur ancak, bu zincir de yok olmuştur. Baba
Cafer Türbesi, İstanbul şehir surlarının Haliç kulelerinin bitişiğinde bir zindan
içerisindedir. Türbe dikdörtgen planlı, tahta zeminli olup, üzeri beşik tonozla
örtülüdür. Türbenin içerisine Zindan Han’dan dar ve demir bir kapıdan
girilmektedir. Bu kapı 1990 yılında Zindan Hanı’nın restorasyonu sırasında
kapatılmıştır. Türbe içerisinde bir su kuyusu bulunmaktadır. Aydınlatılması beş
küçük mazgal deliği ile sağlanmıştır. Sultan II. Mahmut zamanında bu türbe
onarılmış ve bunu belirten bir kitabelerden biri demir kapının arkasına, diğeri de
sokak kapısının üzerine konulmuştur. Türbe içerisinde Baba Cafer ile Zindancı
Ali’nin sandukaları bulunmaktadır. Günümüzde İstanbul Türbeler Müdürlüğü’nün
yönetiminde olup, ziyarete açıktır.(www.kenthaber.com)
4-) BOSNALI İBRAHİM PAŞA TÜRBESİ;
İstanbul Eminönü ilçesinde, Şehzadebaşı Camisi’nin haziresinde bulunan bu türbe
1603 yılında Dalgıç Ahmet Ağa tarafından yaptırılmıştır. Bosnalı İbrahim Paşa,
Sultan III. Murad (1574–1595) devri sadrazamlarından olup, aslen Bosnalıdır.
Enderun’da yetişmiş, Yeniçeri Ağalığı, Diyarbakır (1574), Şam (1581) ve Mısır
(1583) valiliklerinde bulunmuş, 1584 yılında Sultan III. Murad’ın kızı Ayşe Sultan
90
ile 1605’te evlenerek saraya damat olmuştur. Bundan sonra 1586’da Kaptan-ı
Derya, 1587’de ikinci vezir ve Sadrazam olmuştur. İbrahim Paşa 1595–1596 ve
1598 yıllarında üç kez sadrazamlık yapmıştır. Son sadrazamlığı sırasında Serdar-ı
Ekrem olmuş, Tiryaki Hasan Paşa’nın yardımı ile Kanice Kalesi’ni ele geçirmiş,
1601 yılında Belgrat seferinde ölmüştür. Cesedi İstanbul’a getirilmiş ve daha sonra
türbesinin yapılacağı mezara gömülmüştür. Türbe dıştan sekizgen, içten de on
altıgen planlıdır. Üzeri duvarlar üzerine oturtulmuş kubbe ile örtülüdür. Kesme
taştan yapılan türbenin kuzey cephesinde dördü serbest, ikisi de duvara gömülü
mukarnaslı sütunların taşıdığı saçaklı bir revak bulunmaktadır. Giriş kapısı
üzerinde Kelime-i Şahadet yazılıdır. Basık kemerli abanozdan sedef kakmalı
kapının iki tarafındaki panolara bitkisel motifler yerleştirilmiştir. Bunlardan sağ
taraftaki panonun üzerine celi-sülüs ile “Amentü bi’llâhi ve Melâiketihi ve kütübihi
ve Resulihi ve’l-yevmi’l-âhiri” yazılıdır. Sol taraftaki pano üzerine de Kassas
suresinin
84.
ayeti
yazılmıştır.
Türbenin giriş cephesi dışında her cephesinde altlı üstlü birer penceresi vardır.
Bunlardan alt taraftaki pencereler düz, üsttekiler sivri kemerlidir. Bu pencereler
arasına mermer üzerine Bakara suresinden Ayet’el Kürsi’nin 155 ve 156. ayetleri
yazılmıştır.
Türbe içerisinde alt ve üst pencereler arasında İznik çinileri duvarları kaplamıştır.
Alt pencereler üzerindeki çini ayet kuşağı mavi zeminli olup, üzerine beyaz yazı ile
Mülk suresi yazılmıştır. Kubbe döneminin malakari süslemeleri ile bezenmiştir.
Türbede İbrahim Paşa ile küçük yaşta ölen oğlu ve kızına ait iki mermer lahit
bulunmaktadır. (www.kenthaber.com)
5-) CEDİD HAVATİN TÜRBESİ;
İstanbul ili Eminönü ilçesinde, Hatice Turhan Sultan Türbesi’nin batı yönündeki
çıkıntılı kısmına eklenmiş olan bu türbenin ne zaman yapıldığı konusunda bir
belgeye rastlanmamıştır. Bu türbe Havtin Türbesinden sonra yapılmış ikinci bir
ilavedir. Bu nedenle de yapının bütünüyle bağdaşmayacak bir görünümdedir.
Türbeye batı yönündeki bir kapıdan ve Havatin Türbesinin kuzeyindeki bir
pencereden içerisine girilmektedir. Bu bölüm 8.61x11.39 m. ölçüsünde dikdörtgen
91
planlıdır. Kuzeybatı bölümü pandantifli bir kubbe ile örtülmüş, kubbeyi oturtmak
için de doğu ve güney yönüne kemerler atılmıştır. Türbenin içerisi doğu ve batı
kenarındaki yuvarlak kemerli iki sıra halindeki pencerelerle aydınlatılmıştır.
Türbenin pandantifleri, kasnağı ve kubbesi kalem işleri ile bezenmiştir. Ayrıca
doğudaki pencerelerin üzerindeki frizde de bir şehir manzarası, karşısındaki yere
de Mekke ile Medine’nin temsili resimleri yapılmıştır.
Türbe içerisinde Sultan V. Murad’ın ve ayrıca 21 sanduka bulunmaktadır. Sultan
V. Murad’ın sandukası türbenin güneydoğu köşesine yerleştirilmiş, etrafı mermer
ve madeni bir şebeke ile çevrelenmiştir. Bunun dışında türbede Sultan
Abdülmecid’in, Sultan Abdülaziz’in ve Sultan II. Abdülhamid’in kadınları, kızları
ve şehzadeleri gömülüdür.(www.kenthaber.com)
6-) DESTARİ MUSTAFA PAŞA TÜRBESİ;
İstanbul Eminönü ilçesi, Şehzadebaşı’nda, Şehzadebaşı Camisi’nin avlusunda
bulunan bu türbe 1611 yılında Destari Mustafa Paşa’nın sağlığında kendisi
tarafından
yaptırılmıştır.
Destari Mustafa Paşa Sultan I. Ahmet (1603–1617) devri vezirlerinden olup,
Enderun’da yetişmiş, Mirahorluk, Beylerbeyliği, Sadaret Kaymakamlığı, Kubbe
Vezirliği ve Vezirlik yapmıştır. Saraya damat olmuş, 1614 yılında öldürülmüştür.
Türbe kesme taştan, dikdörtgen planlı olarak yapılmıştır. Üzeri dışa taşkın sekizgen
bir kasnak üzerine oturan kubbe ile örtülmüştür. Kubbenin yanında ayna tonozlara
yer verilmiştir. Türbenin caddeye yönelik cephesine iki sıra pencere açılmıştır.
Bunlardan alt sıradakiler dikdörtgen söveli, üsttekiler de kaş kemerlidir. Sonraki
yıllarda türbeye üç sütunun taşıdığı, düz çatılı bir ziyaret mekânı eklenmiştir.
Caddeye açılan pencerelerin üzerine 20 satırlık bir kitabe yerleştirilmiştir. Giriş
kapısı üzerinde de 12 satırlık bir başka kitabe daha bulunmaktadır.
Türbenin içerisinde, girişin bulunduğu duvar dışındaki diğer üç duvara ve pencere
aralarına çini panolar yerleştirilmiştir. Bunlar İznik işi çiniler olup, beyaz zemin
üzerine mavi, yeşil, kırmızı ve firuze renklerde narçiçekleri, palmetler, kıvrık
dallara yer verilmiştir. Kubbenin içerisi ile pandantif ve tonozların da kalem işleri
bezendiği
günümüze
gelen
izlerden
anlaşılmaktadır.
92
Türbe içerisinde Destari Mustafa Paşa’dan başka Ayşe Sultan ve üç çocuk lahti
bulunmaktadır. Bunlardan üzerinde hançer motifi olan lahit Paşanın oğluna aittir.
Diğerleri de Paşanın kızlarına aittir. Günümüzde türbe İstanbul Türbeler
Müdürlüğü’nün yönetiminde olup, ziyarete açıktır.(www.kenthaber.com)
7-) EKMEKÇİZADE AHMET PAŞA TÜRBESİ;
İstanbul Eminönü ilçesi Alemdar Mahallesi’nde Kovacılar Caddesi ile Taştekneler
Sokağı’nın birleştiği köşede Molla Hüsrev Camisi karşısında bulunan bu türbe,
yanındaki medrese ve sebil ile birlikte 1606–1618 yıllarında Ekmekçizade Ahmet
Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kitabesi bulunmadığından yapım tarihi kesinlik
kazanamamıştır. Mimarının Sedefkâr Mehmed Ağa olduğu sanılmaktadır.
Ekmekçizâde Ahmet Paşa Edirneli bir sipahinin oğludur. Sultan I. Ahmet (1603–
1617) zamanında Rumeli Beylerbeyi (1607) olmuş, ardından Halep Valiliği
görevinde bulunmuş, 1618 yılında ölmüş ve kendi yaptırdığı türbesine
gömülmüştür. Ekmekçizâde Ahmet Paşa’nın Şehzadebaşı’ndaki külliyesinin yanı
sıra
Edirne’de
de
çeşitli
eserleri
bulunmaktadır.
Türbe, medrese ile sebil arasında bulunmaktadır. Kesme taştan kare planlı olan
türbenin üzeri kubbe ile örtülüdür. Türbenin içerisinde yapıldığı dönemi yansıtan
XVII.
yüzyıl
kalem
işleri
bulunmaktadır.
Türbede Ekmekçizâde Ahmet Paşa, eşi Hanım Sultan, kızı Fatma Sultan,
yakınlarından Ahmet Vasıf Efendi, Vasıf Efendi’nin eşi, torunu Siret Bey, Siret
Bey’in
eşi
ve
Hafız
Mehmet
Efendi’ye
ait
sekiz
sanduka
bulunmaktadır.(www.kenthaber.com)
8-) FATİH SULTAN MEHMET (SULTAN II. MEHMED) TÜRBESİ;
İstanbul ili Fatih ilçesinde, Fatih Camisi’nin Kıble avlusunda bulunan ilk türbe
Fatih Sultan Mehmed’in ölümünden sonra yapılmıştır. Yapım tarihi kesinlik
kazanamamıştır. Bu türbe 1766 depreminde cami ile birlikte yıkılmıştır. Cami ve
türbeyi Sultan III. Mustafa (1757–1774) devrin barok üslupta, geniş saçaklı ve
revaklı olarak Mimar Mehmed Tahir Ağa’ya 1766 yılında yeniden yaptırmıştır.
Hüseyin Ayvansarayi’nin belirttiğine göre türbenin ikinci kez yapımına 6 Aralık
93
1766’da başlanmış ve 27 Nisan 1767 yılında tamamlanmıştır. Buna göre türbe 4 ay
22 günde tamamlanmıştır. Cami ise 1771 yılında tamamlanmıştır. Cami
öncekinden daha genişletilmiş bu arada Fatih Sultan Mehmed’in gömülü olduğu
bölümün mihrap altında kaldığı, türbeden mihrap altındaki asıl türbeye uzanan bir
dehliz bulunduğu ve bugünkü türbenin ise sembolik olarak yapıldığı iddia
edilmiştir.
Türbe 1782 Cibali yangınında içerisindeki eşyaları ve sandukası ile birlikte
yanmıştır. Bunun üzerine Sultan I. Abdülhamid (1774–1789) türbeyi yeniden
onartmıştır. Yanan sanduka yenilenmiş, kapı söveleri üzerine de bu onarımı
belirten 1784 tarihli bir kitabe yerleştirilmiştir.
Türbe Sultan Abdülaizi döneminde bir kez daha onarılmış, içerisine altın varaklı
nakışlar ve sürme pencereler yapılmıştır. Meşrutiyet döneminde Sultan V. Mehmed
Reşat (1909–1918) türbenin iç bezemelerini, kalem işlerini bir İtalyan dekoratöre
yeniden yaptırmıştır. Bundan sonra İstanbul’un 500. Fetih Yıldönümü Kutlamaları
sırasında 1953 yılında, sonra da 2004 yılında yeniden onarılmıştır.
Türbe kesme taştan, 11.35 m. çapında bir daire çevresinde on kenarlı bir plana
sahip olup, cephesi tamamen mermer kaplıdır. Üzeri kubbe ile örtülmüştür. Giriş
kısmında kapı üzerinde Barok üslupta çok sık kullanılan dalgalı, ahşap bir saçaklık
iki sütun üzerine yerleştirilmiştir. Bu sütunlar yuvarlak kemerlerle birbirlerine
bağlanmıştır. Sütunların yüksek kaideleri ile köşelerinde yaprak motifleri bulunan
başlıkları vardır. Revakın arkasındaki iki renkli mermerden örülmüş kemerin
üzerine de bir Besmele yazılmıştır. Zengin dekorasyonlu bu revaktan sonra
camekânlı bir bölüme girilmektedir. Buradaki kapının üzerine Ankebut suresinden
alınmış olan ve mealen her canlı ölümü tadacaktır anlamında sözler yazılmıştır.
Türbenin üzerini örten kubbe yarım daire kenarlara ve pencereler arasındaki
ayaklara dayanmaktadır.
Türbenin içerisi, kubbe ve duvarlar XIX. yüzyılın sonlarına ait kalem işleri ile
bezenmiştir. Burada Rumiler, palmet ve lotus motifleri de görülmektedir.
Pencerenin üzerine gelen yere de pano halinde Hattat Abdülfettah Efendi’nin
yazdığı Fetih suresinin ilk beş ayeti celi-sülüs ile yazılmıştır. Pandantiflere de İsm-i
Celâl, İsm-i Nebî, Cihar-yar Güzin, Sa’d ve Sait isimleri madalyonlar içerisine
yerleştirilmiştir. Bunların çevresi Rumilerle bezenmiştir. Türbe girişinin sağındaki
94
levhaya Abdülhak Hamid Tarhan’ın “Merkad-ı Fatih’i Ziyaret” isimli şiiri
yazılıdır.
Fatih Sultan Mehmed’in sandukasının etrafı gümüş bir çerçeve içerisine alınmıştır.
Sanduka sim işlemeli bir puşide ile örtülmüştür. Baş ve ayakucuna gümüşten birer
şamdan yerleştirilmiş, kubbeye büyük bir avize asılmış, pencereler de hakiki kadife
perdelerle örtülmüştür. Türbe içerisinde Fatih Sultan Mehmed’in dışında başka bir
mezar bulunmamaktadır. Türbe günümüzde İstanbul Türbeler Müdürlüğü’nün
yönetiminde
olup,
1953
yılından
bu
yana
ziyarete
açıktır.(www.kenthaber.com)
9-) FATMA SULTAN TÜRBESİ;
İstanbul ili Eminönü ilçesi, Şehzadebaşı Caddesi’nde, Şehzade Camisi avlusunda
bulunan bu türbe 1588 yılında yaptırılmıştır. Fatma Sultan Kanuni Sultan
Süleyman’ın oğlu Şehzade Mehmed’in kızı, Hümaşah Sultan’ın Ferhat Paşa’dan
olma kızıdır.
Türbe baldaken tarzında yapılmış olup, kare planlıdır. Etrafı açık, dört yuvarlak
sütunun üzerine oturan kubbelidir. Aşağıdan yukarıya doğru daralan mermerden
baklava başlıklı dört sütun sivri kemerlerle birbirlerine bağlanmıştır. Türbenin giriş
kapısının ön yüzünde Kelime-i Şahadet yazılıdır. Türbeye batı cephesindeki basık
kemerli yekpare mermerden yapılmış bir kapıdan girilmektedir.
Türbe içerisinde Fatma Sultan’ın sandukası bulunmaktadır. Ayrıca Fatma Sultan’ın
kocası
Şehrizor
Beylerbeyi
Mehmet
Bey’in
sandukası
da
bulunmaktadır.(www.kenthaber.com)
10-) HATİCE SULTAN TÜRBESİ;
İstanbul Eminönü ilçesi, Şehzadebaşı’nda, Şehzade Camisi’nin Kıble yönündeki
avlu içerisinde Hatice Sultan’ın Türbesi bulunmaktadır. Hatice Sultan’ın kim
olduğu konusunda kaynaklarda bir bilgiye rastlanmamıştır. Türbenin kitabesi de
olmadığından bu konuda ileri sürülen iddiaların ne derece doğru olduğu da
bilinmemektedir. Sicil-i Osmanî’de bu türbenin Yavuz Sultan Selim’in (1512–
1520) kızına ait olduğu yazılıdır. Haluk Şehzuvaroğlu’da Sultan III. Murad’ın
(1574–1595) kızı olduğunu belirtmiştir. M. Çağatay Uluçay Sultan III. Murad’ın
95
bu isimde bir kızı olmadığını yazmıştır. Hatice Sultan Şehzadeler Türbesinde
gömülüdür. Bazı araştırmacılar da burada Yavuz Sultan Selim’in kızı Hatice
Sultan’ın çocuklarının gömülü olduklarını ileri sürmüşlerdir.
Türbe sekizgen planlı, kesme köfeki taşından tek kubbeli bir yapıdır. Kubbe
doğrudan doğruya sekizgen gövdenin üzerine oturtulmuş, saçak hizasında da iki
sıralı kirpi saçak dizisine yer verilmiştir. Dış cepheler birbirinden köşeli sütunlarla
ayrılmıştır. Duvarların alt tarafı köfeki taşından, üst tarafı da tuğladan örülmüştür.
Cephelerde altlı üstlü pencereler bulunmaktadır. Bu pencerelerden alt sıradakiler
demir parmaklıklı ve dikdörtgen söveli, üst sıradakiler de sivri kemerlidir. Yalnızca
giriş kapısının bulunduğu yüzde pencereye yer verilmemiştir. Türbenin içerisinde
herhangi bir bezeme unsuruna rastlanmamaktadır. Türbe içerisinde dört sanduka
bulunmaktadır.(www.kenthaber.com)
11-) HATİCE TURHAN SULTAN TÜRBESİ;
İstanbul Eminönü ilçesinde, Safiye Sultan’ın 1598’de yapımını başlattığı, Kösem
Sultan’ın girişimlerine karşılık yarım kalan ve sonra, Hatice Turhan Sultan
tarafından 1665’te tamamlanan Yeni Cami Külliyesi’nin bir bölümünü oluşturan
Hatice Turhan Sultan Türbesi 1663 yılında yapılmıştır. Mimarı Yeni Cami’nin de
mimarı olan Mustafa Ağa’dır. Yeni Cami’nin güneyinde yer alan türbe ile cami
arasında bir yol geçmektedir. Türbe Valide Sultan adına yapılmışsa da, daha sonra
buraya Sultan IV. Mehmet ve padişah ailesinden bazı kişiler gömülmüştür. Hatice
Turhan Sultan, Sultan İbrahim’in eşi, Sultan IV. Mehmed’in de annesidir.
Mimari yönden Sultanahmet Türbesi’ne benzeyen bu türbe kare planlı bir mekân
ile türbenin ön cephesinde 15.00x15.00 m. ölçüsünde bir revaktan meydana
gelmiştir. Bu revak kırmızı ve beyaz taşların alternatifli olarak örülmesinden
meydana gelen sivri kemerler ve duvara bitişik payelere dayanmaktadır. Revakın
orta bölümü pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür. Revak çini süslemeli ve kalem
işi süslemeler ile bezelidir. Buradaki beyaz zeminli dikdörtgen panoların ortalarına
kırmızı ve soluk yeşil renkte şemseler yapılmış ve içleri çiçek demetleri ile
doldurulmuştur. Panoların köşelerinde ise kırmızı renkte dolgu motifleri
bulunmaktadır.
96
Türbe kapısının sağ tarafında mealen “Ey kapılar açan Allahım, bize hayırlı kapılar
aç” yazısı yer almaktadır. Türbe kesme taşlardan yapılmış revakın yer aldığı cephe
dışında iki sıra pencere ile aydınlatılmıştır. Bunlardan alt sıra pencereler dikdörtgen
mermer söveli olup, demir lokmalı parmaklıkları vardır. Üst sıra pencereler sivri
kemerli alçı şebekelidir. Türbenin içerisi çini ve kalem işleri ile bezenmiştir.
Burada İznik işi çinilere yer verilmiştir. Pencerelerin üzerindeki yazı kuşağı ile
sonuçlanan bölümün üzerindeki duvarlara ve yapıyı örten kubbe klasik malakâri
süslemelerle bezelidir. Buradaki orijinal bezemeler 1959 yılında yapılan
restorasyon sırasında ortaya çıkarılmıştır. Klasik madalyon ve rozetlerden oluşan
bu bölümdeki kalem işleri orijinal kalem işlerinin tekrarı olarak XIX.-XX. yüzyıl
arasında yapılmıştır. İç mekânı çepeçevre kuşatan çini kuşakta Mülk suresinin
1.30. ayeti yazılıdır. Türbenin batı duvarı içerisine iki satırlık talik yazılı bir kitabe
bulunmakta olup, bu kitabe Sultan IV. Mehmet’in türbeye gömülmesi sırasında
buraya konulmuştur.
Türbenin önündeki revakın sağ tarafına Sultan III. Ahmet zamanında bir kütüphane
yaptırılmıştır. Ayrıca türbenin yanına sonradan Havatin ve Cedid Havatin denilen
iki türbe daha yapılmıştır.
Türbede, Sultan IV. Mehmed, Hatice Turhan Sultan’ın yanı sıra Sultan II. Mustafa,
Sultan III. Ahmet ve Sultan I. Mahmut gömülüdür. Bunların yanı sıra III. Ahmet’in
kızları Sabiha, Rukiye ve Naile Sultan, III. Ahmet’in oğulları Mehmet,
Abdülmelik, Mustafa, Murat; Sultan II. Mustafa’nın oğulları Şehzade Süleyman,
Şehzade Ali, Şehzade Mehmet, Şehzade Hasan, kızları Emetullah ve Fatma
sultanlar; III. Ahmed’in kadınlarından Zeynep Kadın olmak üzere 44 mezar
bulunmaktadır. (www.kenthaber.com)
12-) HAVATİN TÜRBESİ;
İstanbul ili Eminönü ilçesinde, Hatice Turhan Sultan Türbesi’nin batı yönündeki
çıkıntılı kısmına eklenmiş olan bu türbenin ne zaman yapıldığı konusunda bir
belgeye rastlanmamıştır. Türbe içerisinde bulunan sandukalardan en eskisi 1845
tarihlidir. Ancak, türbenin mimari yapısı bu tarihten daha önceki bir devre işaret
etmektedir.
Türbe kesme taştan 7.55x7.67 m. ölçüsünde olup, dışarıya çıkıntı yapan bir blok
97
görünümündedir. Güney kenarının ortasındaki dikdörtgen çerçeve içerisine
alınmış, önünde de iki sekiz köşeli bir sütun bulunan girişi vardır. Türbenin içerisi
mimari ve sanat tarihi yönünden herhangi bir özellik göstermemektedir. Hatice
Turhan Sultan Türbesine dayandığı doğu kenarında iki pencere bulunmaktadır. Bu
pencerelerin iki yanına birer dolap nişi yerleştirilmiştir. Ancak bu durum yapı ile
bir uyumsuzluk göstermektedir. Bunun dışındaki kenarlarında yine dikdörtgen
söveli ikişer pencere daha bulunmaktadır. Bu pencerelerin arasına da birer dolap
yerleştirilmiştir.
Türbe içerisinde 17 sanduka bulunmakta olup, bu sandukalardan dördü sedef
kakmalı
parmaklıklar
içerisine
alınmıştır.
Sandukalardan
12’si
Sultan
Abdülmecit’in kızları ve şehzadelerine aittir. Diğer beş sanduka ise Sultan
Abdülaziz’in kızı Esma Sultan’ın oğlu Hasan Bedreddin Efendi ile İkbal ve Kadın
Efendilere aittir.(www.kenthaber.com)
13-) HÜRREM SULTAN TÜRBESİ;
İstanbul ili Eminönü ilçesindeki Süleymaniye Külliyesi’nin içerisinde Kanuni
Sultan Süleyman Türbesi’nin yanında bulunan bu türbe 1558 yılında Hürrem
Sultan için Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1558 yılında Mimar Sinan’a
yaptırılmıştır.
Türbe kesme köfeki taşından, dıştan sekizgen, içten onaltıgen planlıdır. Türbenin
giriş cephesi dışında her cephede altlı üstlü ikişer penceresi vardır. Bunlardan alt
sıra pencereler dikdörtgen söveli olup, üzerlerinde hafif sivri sağır kemerlere yer
verilmiştir. Mermer pencere alınlıklarının etrafını pembe mermerden bir bordür
çevirmektedir. Sivri kemerli üst sıra pencerelerin yuvarlak kemerli açıklıkları
bulunmaktadır. Türbenin tüm pencereleri silmeler içerisine alınmış ve böylece
cepheye hareketlilik verilmiştir.
Türbenin önündeki giriş revaklı olup, önde dört, arkada iki sütunun taşıdığı bu
revak düz çatı ile örtülmüştür. Buradaki mukarnas başlıklı sütunlar birbirlerine
sivri kemerlerle bağlanmış ve kilit taşları üzerine de rozetler yerleştirilmiştir. Basık
kemerli giriş kapısı üzerinde Kelime-i Tevhid yazılı bir kitabe bulunmaktadır.
Türbenin üzeri yuvarlak kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Bu kasnağın üzerine de
kabartma olarak ayetler yazılmıştır.
98
Türbenin içerisi sıratlı ve renkli sır tekniğinde çinilerle bezenmiştir. Bitkisel motifli
bu çiniler mercan kırmızısı, lacivert ve firuze renklerde olup, aralarında Türk çini
sanatında çok rastlanmayan siyah renge de yer verilmiştir. Dış cephede, kapının iki
yanındaki çini panolar altta lacivert, firuze ve beyaz renklerin kullanıldığı mermer
taklidi şeklindedir. Bunların üzerindeki sivri kemerli panoda bahar dalı, altında
lale, karanfil gibi çiçeklerden meydana gelmiş kompozisyonlara yer verilmiştir.
Köşe dolgularında mavi zemin üzerine beyaz konturlu Çin bulutları görülmektedir.
Bunların üzerine de lacivert zemine beyaz sülüs yazı ile ayetler yazılmıştır.
Türbenin içerisi üst sıra pencerelerin altına kadar çinilerle kaplıdır. Pencere
alınlıkları çinilerle kaplı olup, burada beyaz zemin üzerine kırmızı, siyah, firuze ve
lacivert renklere yer verilmiş, hatayi ve hançer yaprakları tüm yüzeyi
doldurmuştur. Pencerelerin üzerine de beyaz sülüs yazı ile yazılı ayetler
yerleştirilmiştir. Burada kapının iki yanındaki çinilerden farklı olarak renkli sır
tekniğinin
kullanıldığı
da
görülmektedir.
Türbede çini süslemeler dışında ağaç işlerine ve kalem işlerine de geniş yer
verilmiştir. Kubbe içerisinde kalem işinden bitkisel kompozisyonlar yapılmıştır.
Kapı kanatlarında, pencere kanatlarında, sanduka şebekelerinde ağaç işçiliği
kullanılmış, özellikle kündekâri tekniği hemen hemen tüm ağaç işlerinde
kullanılmıştır.
Türbe içerisinde Hürrem Sultan’dan başka Sultan II. Selim’in şehzadesi Mehmet
ile Kanuni Sultan Süleyman’ın kız kardeşi Hatice Sultan’ın kızı Hanım Sultan
gömülüdür.
(www.kenthaber.com)
14-) KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN TÜRBESİ;
İstanbul Eminönü ilçesinde, Süleymaniye Camisi’nin avlusunda bulunan Kanuni
Sultan Süleyman Türbesi, ölümünden sonra yapılmıştır. Kanuni’nin Zigetvar
Savaşı’nda, kalenin düşmesinden birkaç saat önce 6–7 Eylül 1566 yılında ölmüştür.
Sokullu Mehmet Paşa Kanuni’nin ölümünü orduda karışıklık çıkmaması amacı ile
gizlemiş, iç organları sultanın öldüğü yere gömülmüş, cesedi İstanbul’a
getirilmiştir. Padişahın ölümü Belgrat’a yaklaşırken açıklanmış ve tabut 400 kişilik
Vezir Ahmet Paşa’nın komutasında İstanbul’a götürülmüştür. Süleymaniye Camisi
99
önünde üçüncü defa namazı kılınmış ve caminin mihrabı önüne gömülmüştür.
Kanuni Sultan Süleyman’ın (1520–1566) öldüğü Zigetvar’da bir makam türbesi
yapılmıştır. Sultan II. Selim’in (1566–1574) emri ile Budin Valisi Sokullu Mustafa
Paşa aynı yerde bir türbe yaptırmıştır. Sonraki yıllarda Sultan IV. Mehmet (1648–
1687) bu türbeyi onarmıştır. Osmanlıların Macaristan’dan çekilmesinden sonra bu
türbe yıktırılmıştır.
Kanuni Sultan Süleyman’ın İstanbul’daki türbesini oğlu Sultan II. Selim
yaptırmıştır. Mimar Sinan’ın eseri olan bu türbe sekizgen planlı olup, köşeleri
hafifçe pahlanmıştır. Sekizgen gövdenin alt kısmını geniş bir saçak altında dolaşan
sivri kemerli bir revak çepeçevre sarmıştır. Bu revak iki mermer kemerlerin üzerine
oturduğu baklava başlıklı 29 sütun tarafından taşınmaktadır. Sütunların aralarına
Bursa kemerli korkuluklar yerleştirilmiştir. Bu revakların arkasında dikdörtgen
çerçeveli, mermer söveli pencereler bulunmaktadır. Pencerelerin iki renkli sivri
kemerli alınlıkları mermer ile kaplanmıştır.
Türbenin sekizgen gövdesinin üzerinde iki renkli mermerlerle örülmüş geniş bir
sivri kemer içerisinde üçlü pencere gurupları bulunmaktadır. Bunlardan ortadaki
pencereler yanlardakinden daha geniş ve daha yüksektir. Pencere kemerleri sivri
formlu ve iki renk mermer örgülüdür. Türbenin cephesi mukarnaslı bir friz ve
palmetli bir tepelikle sonlandırılmıştır. Üst örtü iç içe iki kubbe şeklinde olup,
kasnaksızdır.
Türbenin giriş revakı üç kemerlidir. Bunun sağ ve soluna birer kemer daha
eklenmiştir. Bunun sonucu olarak da giriş revakı beş kemerli görünüm kazanmıştır.
Ortadaki revak dizisinin kemerleri yandakilere göre daha sivri ve daha yüksektir.
Giriş revakının kemerleri mukarnas başlıklı sütunlar üzerine oturtulmuştur. Ayrıca
revaklar mermer şebekelerle çevrilmiş, revakın tavanı mermer plakalarla
kaplanmıştır. Bu bölüm dıştan geniş bir çatı ile örtülmüştür.
Türbenin içerisi de sekizgen planlı olup, üzerini örten kubbe geniş pandantifler
üzerine oturtulmuştur. Bu pandantifler mukarnas başlıklı kırkızı porfir ve beyaz
mermer sekiz sütun tarafından taşınmaktadır. Türbenin içerisi XVI. yüzyılın
çinileri, kalem işleri ve ağaç işçiliğinin örnekleri ile bezenmiştir. Giriş kapısının iki
yanına bitkisel kompozisyonların egemen olduğu çini panolar yerleştirilmiştir.
100
Abanoz kapı kanatları sedef ve fildişi kakmalarla bezenmiş, bunların üzerine
Kelime-i Tevhit yazılmış ve geometrik süslerle de bezenmiştir. İç mekân duvarları
yarıya kadar çini ile kaplanmıştır. Burada beyaz zemin üzerine lacivert, firuze ve
kırmızı renklerin ağırlıklı olduğu bitkisel kompozisyonlu çiniler boş yer
bırakmamacasına bütün yüzeyi kaplamıştır. Ayrıca çinilerin üzerinde tüm mekânı
çepeçevre dolaşan bir ayet frizi bulunmaktadır. Pandantiflerin yüzeylerine de
Allah, Muhammed ve dört halifenin isimleri yazılıdır. Kubbe kalem işleri ile
bezenmiş, altın yaldızlı madalyonlar da dikkati çekmektedir. Burada rumi ve
hatayilerin yanı sıra bezemeleri birleştiren düğümlerin ortalarına parlak cisimler
yerleştirilmiştir. Türbede Kanuni’den başka II. Süleyman, II. Ahmed ve hasekisi
Rabia Sultan, Kanuni’nin kızı Mihrimah Sultan, II. Süleyman’ın annesi Saliha
Dilaşub
Sultan
ve
II.
Ahmed’in
kızı
Asiye
Sultan
Mahallesi,
Peykhane
gömülüdür.(www.kenthaber.com)
15-) KEÇECİZADE FUAD PAŞA TÜRBESİ;
İstanbul
Eminönü
ilçesi,
Çemberlitaş,
Binbirdirek
Caddesi’nde bulunan bu türbenin yapım tarihi kesin olarak bilinmemekte olup,
tartışmalıdır. Fransa’da 1869’da ölen Keçecizade Fuad Paşa’nın ölmeden önce bu
türbenin tasarımını
yaptırdığı,
ölümünden sonra
da
inşa
edildiği
ileri
sürülmektedir.
Keçecizade Fuad Paşa Tanzimat dönemi Osmanlı sadrazamlarından olup, Şair
Keçecizade Mehmet İzzet Efendi’nin oğludur. Mekteb-i Tıbbıye-i Şahane-i
Askeriye’yi bitirmiş, Hekim Yüzbaşı olarak Trablusgarp’a gitmiş, 23 yaşında
hekimliği bırakarak Bab-ı Âli Tercüme Odasına 1837 yılında girerek diplomatlığa
başlamıştır. Büyük Reşit Paşa son derece mükemmel Fransızca bilen Fuad Paşa’yı
himayesine alarak Mütercimievvel ve Londra elçiliği başkâtibi yapmıştır. Bundan
sonra 1844’te Madrid muvakkat elçisi, Diva-ı Hümayun tercümanı, Bükreş ve
Petersburg elçiliklerinde bulunmuştur. 1851ðe Hariciye Nazırı olmuş, 1853 yılında
askeri kumandan unvanı ile Yanya’ya gönderilmiş ve burada asayişi bozan Yunan
çetelerini ortadan kaldırmıştır. İstanbul’a dönüşünden sonra Meclis-i Tanzimat
Reisi, ikinci kez Hariciye Nazırı olmuş, 1859’da Şam İhtilalini bastırmak üzere
askeri kumandan olarak Suriye’ye gönderilmiştir. Şam’daki ihtilali bastırdıktan
sonra 1861 yılında sadrazamlığa getirilmiştir. Bunun ardından Seraskerlik ve ikinci
101
kez sadrazam olmuş, Sultan Abdülaziz’in Avrupa seyahatine katılmıştır. Fransa’nın
Nice şehrinde 1868 yılında ölmüştür. Cenazesi İstanbul’a getirilmiş ve türbesine
gömülmüştür.
Türbe sekizgen planlı olup, dış cephesindeki mermer süslemeleri Endülüs
mimarisinden etkilenmiştir. At nalı şeklindeki kemerli pencereleri son derece
özenli bir işçiliği yansıtmaktadır. Kademeli taş kaide üzerinde çokgen planlı
türbenin üzeri kubbe ile örtülüdür. Türbenin kapı ve pencerelerinde Mağrip üslubu
kemerleri gotik silmelerle beraberlik sağlamıştır. Köşe sütunları yine Mağrip
mimarisinde karşılaşılan moresk başlıkları ile dikkati çekmektedir. Pencere
şebekelerindeki bezemeler Endülüs Elhamra Sarayının bezemelerini andırmaktadır.
Türbenin sağır cepheleri de boş yer kalmamacasına bezemelerle kaplıdır.
Bu türbe aynı zamanda batı etkili XIX. yüzyıl Osmanlı mimarisinin ilginç
örneklerinden birisidir.
Türbe içerisinde Keçecizade Fuad Paşa ile kime ait olduğu bilinmeyen iki sanduka
daha bulunmaktadır.(www.kenthaber.com)
16-) KESİKBAŞ HÜSEYİN AĞA TÜRBESİ;
İstanbul Eminönü ilçesi, İshak Paşa Mahallesi’nde, Küçük Ayasofya Camisi’nin
haziresi içerisinde bulunan bu türbe 1510 yılında yaptırılmıştır. Hüseyin Ağa
Sultan II. Bayazıt (1481–1512) devri Darüssaade Ağalarından olup, kapıcılık
görevinde bulunmuş, rivayete göre de 1510 yılında öldürülmüştür. Bunun da
nedeni Hüseyin Ağa’yı çekemeyenler vergi kaçakçılığı yaptığını padişaha şikâyet
etmişler. Padişah da bunun üzerine başının vurulmasını istemiştir. Küçük Ayasofya
Camisi’nin bulunduğu yerde başı vurulmuş, rivayete göre ayağa kalkan Hüseyin
Ağa kesik başını alarak bugünkü türbenin bulunduğu yere gelmiş ve orada
ölmüştür.
Türbe sekizgen planlı, klasik üslupta, tuğla ve kesme taştan yapılmıştır. Duvarları
iki sıra tuğla bir sıra da moloz taştan örülmüştür. Duvarlarında sivri hafifletme
kemerleri içerisine her sırada birer tane olmak üzere iki sıra halinde pencereler
açılmıştır. Ahşap çatının üzerine boynuz şeklinde bir alem yerleştirilmiştir.
102
Türbede Hüseyin Ağa’dan başka Mehmet Kamil Efendi (1911) sandukası ile
kimliği bilinmeyen bir sanduka daha vardır.(www.kenthaber.com)
17-) KOCA RAGIP MEHMED PAŞA TÜRBESİ;
İstanbul ili Eminönü ilçesi, Laleli Ordu Caddesi’nde bulunan bu türbe ismini
taşıyan kütüphanenin bahçesinde 1761 yılında yapılmıştır.
Koca Ragıp Mehmet Paşa Sultan III. Osman (1754–1757) ve Sultan III. Mustafa
(1757–1774)
devri
sadrazamlarından
olup,
Enderun’da
yetişmiş
Sadaret
Mektupçuluğu, Reisül-Küttablık, Halep Beylerbeyi ve Sadrazamlık yapmıştır.
Sultan III. Ahmed’in (1703–1730) kızı Saliha Dlâşup Sultan ile evlenerek saraya
damat olmuştur. Sadrazamlık görevinde iken yaşlılığından ötürü kendisine Koca
unvanı verilmiş ve 1762 yılında da ölmüştür. Hayatta iken 1761 yılında yaptırmış
olduğu kütüphanesinin yanındaki türbeye gömülmüştür.
Koca Ragıp Mehmet Paşa Kütüphanesi’nin bahçesindeki türbe altıgen planlı, açık
türbe şeklinde yapılmıştır. Barok üsluptaki türbe üç basamaklı bir podyum üzerinde
altı mermer sütun ve bunların arasındaki altı yuvarlak kemerlidir. Sütunların arası
dövme demir şebekeli olup, aynı zamanda üst örtüdeki kubbe yerine de demir bir
başlık oturtulmuştur.
Türbenin içerisinde Koca Ragıp Mehmet Paşa’nın lahdi bulunmaktadır. Türbede
ayrıca Koca Ragıp Paşa’nın torunu Mehmet Emin Bey’in 1763 tarihli lahdi de
bulunmaktadır.
(www.kenthaber.com)
18-) KOCA SİNAN PAŞA TÜRBESİ;
İstanbul Eminönü ilçesi, Divanyolu üzerinde, Yeniçeriler Caddesi’nde bulunan
Koca Sinan Paşa Türbesi kendi ismini taşıyan külliyesinin bir bölümündedir.
Külliye ile birlikte türbeyi Mimar Davud Ağa 1593 yılında yapmıştır.
Koca Sinan Paşa Sultan II. Selim (1566–1574), Sultan III. Murad (1574–1595),
Sultan III. Mehmed (1595–1603) dönemlerinde beş defa sadrazamlık yapmıştır.
Enderun’dan yetişmiş sarayda Çeşnigirbaşı görevinde bulunmuş, bundan sonra
Mirimiran olmuş ve ardından Erzurum, Halep, Mısır Beylerbeyliğine tayin
103
edilmiştir. Sultan II. Selim zamanında Yemen seferine katılmış ve Yemen’i
fethettiği için de kendisine Yemen Fatihi unvanı ile Vezirlik rütbesi verilmiştir.
Ardından Tunus’u da fethetmiştir. İran seferinde Serdar ve Sadrazam olmuştur. Bu
dönemde yaşlı olduğundan ötürü de kendisine Koca Sinan Paşa denilmiştir. Sinan
Paşa 1596 yılında ölmüş ve kendi adına 1593 yılında yaptırdığı külliyesi yanındaki
türbeye gömülmüştür.
Koca Sinan Paşa’nın türbesi dıştan on altıgen, içten sekizgen planlıdır. Kesme
taştan yapılmış olan türbenin giriş kapısı önünde beş mermer sütunun taşıdığı üzeri
meyilli bir revak bulunmaktadır. Buradaki sütunlar kaş kemere benzeyen dilimli
kemerlerle birbirine bağlanmış, ayrıca köşelere de sütunlar yerleştirilmiştir.
Türbenin cephesi oldukça hareketli bir görünümdedir. Cephenin alt kısmı
dikdörtgen formda, demir parmaklıklı, sivri kemerli, geometrik motifli pencerelerle
hareketlendirilmiştir. Pencerelerin üst kısımları iki renkli taşla örülmüş, alçı
şebekeli pencereler arasında kalan yüzeylere de sağır pencereler yerleştirilmiştir.
Bunların üzerinde tüm cepheyi çepeçevre dolanan mukarnaslı bir kuşak ile palmetli
bir frize yer verilmiştir. Türbenin her cephesinde altlı üstlü ikişer pencere
bulunmaktadır. Bunlardan alt kat pencereler dikdörtgen söveli, üst sıradakiler ise
müzeyyen küçük pencerelerdir.
Türbenin üzeri on altıgen kasnaklı sivri bir kubbe ile örtülmüştür. Bezeme olarak
dikkat çeken bir özelliği bulunmamaktadır.
Yuvarlak kemerli mermer söveli bir kapıdan girilen türbenin kitabe yeri boş
bırakılmıştır. Türbenin içerisinde de dikkati çeken bir bezeme bulunmamaktadır.
Yalnızca kubbe içerisine sülüs yazı ile Zümer suresinin 53. ayeti yazılmıştır.
Bunun dışında kalan yüzeyler kıvrık dal ve bitkilerle bezenmiştir. Bu bezeme
kubbenin ortasından kubbe eteğine kadar devam etmektedir.
Türbe içerisinde Koca Sinan Paşa’nın sandukası dışında iki adet daha ahşap
sanduka ile biri kitabeli iki mermer çocuk lahdi bulunmaktadır. Bu sandukalar
üzerinde kitabe bulunmadığından kime ait oldukları bilinmemektedir. Türbenin
çevresindeki
hazirede
dönemin
önemli
kişilerine
ait
mezar
taşları
bulunmaktadır. Koca Sinan Paşa Türbesi İstanbul Türbeler Müdürlüğü’nün
yönetiminde olup, ziyarete açıktır.
(www.kenthaber.com)
104
19-) KÖPRÜLÜ MEHMED PAŞA TÜRBESİ;
İstanbul Eminönü ilçesi, Divanyolu Caddesi üzerinde bulunan bu türbe Köprülü
Mehmet
Paşa’nın
Köprülü
Mehmet
sağlığında
Paşa
Sultan
1661
IV.
yılında
Mehmed
yapılmıştır.
(1648–1687)
devri
sadrazamlarındandır. Köprülü Fzıl Ahmet Paşa ile Fazıl Mustafa Paşa’nın
babasıdır.
Enderun’da
eğitim
görmemesine
rağmen
devlet
görevlerinde
bulunmuştur. Hüsrev Paşa’nın hazinedarı olmuş, Şam, Kudüs, Trablusşam valiliği
yapmış 1650 yılında da vezir olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’nun zor günlerinde,
IV. Mehmed’in yaşının küçük oluşundan ötürü Devlet Hatice Turhan Valide Sultan
tarafından yönetiliyordu. Bu dönemde Köprülü Mehmed Paşa sadrazam olmuş ve
bu sadrazamlığı kabul etmek için de dört şart ileri sürmüştür. Bu şartların padişaha
arz ettiklerinin kabul edilmesi, istediği kişileri kullanması, işlerinde bağımsız
olması ve aleyhinde yapılacak dedikodulara önem verilmemesi idi. Mehmed
Paşa’nın bu şartlarının kabul edilmesi üzerine 1656 yılında sadrazamlık görevine
başladı. O dönemde İstanbul başta olmak üzere Osmanlı topraklarında asayişsizlik
ve rüşvet çoğalmıştı. Ordu gücünü kaybetmeye başlamış, Venedikliler Çanakkale
Boğazı’nı kontrol altına almaya başlamışlardı. Köprülü Mehmed Paşa bu zor
günleri aşmış ve imparatorluğu canlandırarak itibarını güçlendirmiştir. Güçlü bir
donanma kurarak Çanakkale Boğazı’na yeniden hâkim olmuş, Erdel beyinin
isyanını bastırmış ve Anadolu’daki eşkıyaları sindirmiştir. 25 yıl sadrazamlık
yaptıktan sonra 1661 yılında ölmüştür. Vasiyeti üzerine de oğlu Fazıl Ahmet Paşa
Onun yerine getirilmiştir.
Köprülü Mehmed Paşa’nın türbesi sekizgen planlı olup, sekiz stalaktitli yuvarlak
mermer sütunun taşıdığı kafesli kubbeli açık türbe şeklindedir. Sütun araları bronz
şebekelerle birbirlerine bağlanmıştır. Türbeye bronz şebekeli bir kapıdan
girilmektedir. Bu kapının üzerinde sülüs yazı ile bir ayet bulunmakta olup, ayrıca
sütun aralarına da kartuşlar içerisinde beş ayrı kitabe bulunmaktadır.
Türbe içerisinde Köprülü Mehmed Paşa’nın yanı sıra oğlu Köprülü Fazıl Ahmed
Paşa,
Sultan
II.
Mustafa’nın
kızı
Ayşe
Sultan’ın
mezarları
bulunmaktadır.(www.kenthaber.com)
105
20-) KUYUCU MURAT PAŞA TÜRBESİ;
İstanbul Eminönü ilçesi, Beyazıt’ta Vezneciler Caddesi’nde bulunan bu türbe,
Kuyucu Murat Paşa’nın 1601 yılında yaptırdığı medresenin yanında yer
almaktadır.
Kuyucu Murat Paşa Sultan I. Ahmed (1603–1617) dönemi sadrazamlarındandır.
Enderun’dan yetişmiş, 1557’de Mısır valisi Mahmud Paşa’ya Kethüda olmuş,
Sinan Paşa ile 1571’de Yemen seferine katılmış ve Yemen Beylerbeyi olmuştur.
Daha sonra Şarkîkaraağaç başta olmak üzere çeşitli sancaklarda görev yapmıştır.
Üç defa Diyarbakır valisi olmuş, İran savaşı sırasında esir düşmüşse de kaçmayı
başarmış ve İstanbul’a dönmüştür. Bundan sonra Kıbrıs, Diyarbakır ve Halep
valiliklerinde bulunmuştur. Macaristan seferine 1606’da katılmış ve aynı yıl Derviş
Paşa’nın yerine sadrazam olmuştur. Sadrazamlığı sırasında Anadolu’daki isyanları
bastırmış, İranlılarla yapılan savaşları kazanmıştır. Kuyucu Murad Paşa 1611
yılında ölmüş ve sağlığında yaptırmış olduğu medresesinin yanındaki türbesine
gömülmüştür.
Türbe kesme taş ve tuğladan örülmüş kare planlı bir yapıdır. Üzeri düz bir çatı ile
örtülmüştür. Altlı üstlü iki sıra halindeki pencereler ile aydınlatılmıştır. Bu
pencereler alt sırada dikdörtgen, mermer söveli ve sivri mermer alınlıklıdır. Üst
sıradaki pencereler ise kaş kemerlidir.
Türbeye güney cephesindeki revaklı bir kapıdan girilmektedir. Buradaki revakın
üzerine “Allah’ın selamı üzerinize olsun, iyi insanlar olduğunuz için Cennete girin
ve orada kalın” anlamında bir yazı yazılmıştır. Ayrıca kapının üzerinde celi-sülüs
yazı ile mermer zemine Zümer suresinin 73. ayeti yazılmıştır. Türbenin içerisi son
derece sade olup, bezeme elemanına rastlanmamaktadır.
Türbede Kuyucu Murad Paşa’dan başka Cağaloğlu Sinan Paşazade Mahmud Paşa
(1642) ve Abaza Mehmed Paşa’nın (1638) mezarlarının yanı sıra üç ahşap sanduka
ile bir de çocuk lahdi bulunmaktadır.(www.kenthaber.com)
21-) MAHMUD NEDİM PAŞA TÜRBESİ;
İstanbul Eminönü ilçesi, Cağaloğlu Babı Âli Caddesi üzerinde bulunan Mahmud
Nedim Paşa Türbesi, Mahmud Nedim Paşa’nın ölümünden sonra 1883’te
106
yapılmıştır. Mahmut Nedim Paşa (1818–1883) Osmanlı Sadaret Mektubî
Kaleminden yetişmiş, Nezaret Müsteşarlığı valilikler ve nazırlıklar yapmış, 1871–
1872 ve 1875–1876 yıllarında iki kez sadrazamlık yapmıştır.
Türbe XIX. yüzyılda yapılmış benzeri türbeler gibi kare planlı olup, üç cephesi
birbirinin eşidir. Bu cephelerde birbirinin eşi yarım daire kemerli birer büyük
pencere, iki yanında da derinliği az olan birer niş bulunmaktadır. Cephelerin
kenarlarında kompozit başlıklı plasterlere yer verilmiştir. Giriş cephesi köfeki
taşından, oldukça düzgün ve sade bir işçilik göstermektedir. Giriş kapısı üzerinde
kitabe bulunmamaktadır. Türbenin kitabeleri güneydoğu cephesinde olup, kasnakta
Kuran’dan Al-i İmran, Embiya ve Fecr surelerinin ayetleri; yarım daire
biçimindeki pencere kemeri alınlığında da “Necib Paşa-zade Sadr-ı Esbak Mahmud
Nedim Paşa merhumun ruhiçün Li’ilahi l-Fatiha. Sene 1300 fi Recep” yazısı
bulunmaktadır. Türbeyi örten kubbenin pandantifleri üzerine eklektik üslupta
kalem
işleri
yapılmıştır.
Türbe içerisinde Mahmut Nedim Paşa ve kimliği bilinmeyen bir kişiye ait, iki
ahşap sanduka bulunmaktadır.(www.kenthaber.com)
22-) MAHMUD PAŞA TÜRBESİ;
İstanbul Eminönü ilçesi, Mahmutpaşa’da Mahmut Paşa Camisi’nin avlusunda
bulunan bu türbe 1474 yılında yapılmıştır. İstanbul türbelerinin en erken
örneklerinden birisidir.
Mahmut Paşa, Fatih Sultan Mehmet devri sadrazamlarından olup, Sultan II. Murad
(1446–1451) zamanında saraya alınmış ve Şehzade Mehmed’in yanına verilmiştir.
Fatih Sultan Mehmed padişah olunca da önce Ocak Ağası, daha sonra Rumeli
Valisi olmuş, İstanbul’un fethedildiği 1453 yılında da sadrazamlığa getirilmiştir.
İstanbul’un fethi sırasında önemli rol oynamış, 16 yıl sadrazamlıkta bulunmuş,
zamanında Sırbistan’ın büyük bir kısmı, Bosna ve Midilli ele geçirilmiştir. 1469
yılında sadrazamlıktan azledilmiş, 1472’de yeniden sadrazamlığa getirilmiş, 1474
yılında da öldürülmüştür. İstanbul’da kendi ismini taşıyan semtte cami, medrese,
hamam, kütüphane yaptırmıştır. Sofya’da da birçok vakıf eseri bulunmaktadır.
107
Mahmut Paşa Türbesi köfeki taşından, sekizgen planlı, tek kubbeli bir yapıdır.
Türbenin üzeri 7.37 m. çapında bir kubbe ile örtülüdür. Her kenarında dikdörtgen
söveli iki sıra halinde 15 pencere bulunmaktadır. Alt sıra pencereler dikdörtgen
söveli, üst sıra pencereler de sivri kemerli, alçı şebekelidir. Türbenin dış cephesi
sırlı mozaik çiniler ile kaplıdır. Bu çiniler firuze ve lacivert renklerde yıldız ve
poligonal biçimdedir. Bu çiniler alt pencerelerin üzerinden başlayarak ikinci kat
pencereleri de kapsayarak tüm türbeyi çepeçevre kuşatmaktadır.
Türbenin içerisine mermer merdivenli eyvan şeklinde bir portalden girilmektedir.
Bu cephe 1827 yılında sundurma şekline sokulmuş ve orijinalliği bozulmuştur.
Türbenin giriş kapısı üzerindeki orijinal kitabesi 1827 yılında yapılan onarım
sırasında
sökülmüş
ve
yerine
iki
satırlık
bir
kitabe
konulmuştur. (www.kenthaber.com)
23-) MİMAR SİNAN TÜRBESİ;
İstanbul ili Eminönü ilçesinde, Süleymaniye yapı topluluğunun yanı başında Salis
ve Rabi Medreselerinin köşesinde, Fetva Yokuşu ile Mimar Sinan Caddesi’nin
kesiştiği köşede bulunmaktadır.
Mimar Sinan 1556 yılında Süleymaniye Külliyesini tamamladıktan sonra bu
türbeyi yaptırmıştır. Türbenin yanında bulunan Mimar Sinan’ın evi ile sıbyan
mektebi günümüze gelememiştir. Mimar Sinan türbesini kendi mülkü olan
arsasının en uç noktasına yapmıştır. Yaptığı her eserde yeni değişiklikler deneyen
Mimar Sinan bunu kendi türbesinde de uygulamıştır.
Süleymaniye Külliyesi içerisinde bulunan Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem
Sultan türbeleri ile kendi türbesi karşılaştırıldığında bu türbenin oldukça basit ve
mütevazı bir görünümdedir. Büyük olasılıkla Mimar Sinan, Kanuni Sultan
Süleyman gibi bir padişahın yanına gösterişli bir türbe yapmaktan kaçınmıştır.
Bununla beraber türbesini mimari yönden son derece ahenkli ölçülerle, adeta bir
yüzük taşı gibi bulunduğu üçgen alanın en uç noktasına oturtmuştur.
Türbe yontma köfeki taşı ile mermerden yapılmıştır. Mimar Sinan Caddesi’ndeki
avlu duvarına on bir, Fetva Yokuşu’na da geometrik şebekeli beş mermer pencer e
açılmıştır. 1940 yılında yapılan onarım sırasında buradaki avlu duvarları yıkılmış,
lotus ve palmetlerden meydana gelen bir frizle sonuçlanarak yeniden yapılmıştır.
108
Bazı eski resimler avlu duvarının onarım öncesi durumu ile ilgili bazı fikirler
vermektedir. Bunlara göre muntazam olmayan kaba yontma taş duvar üzerine yine
taş bir friz geçirilmiş ve bunu pencere dizisi izlemiştir. Orijinal pencere dizisi ile
bugünkü pencereler arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır.
Mimar Sinan’ın mermer sandukasının önündeki hacet penceresinin üzerine yekpare
mermerden bir kitabe yerleştirilmiştir. Bu kitabe sülüs yazılı on beş kartuşlu
Nakkaş Sai’nin eseridir.
Mimar Sinan’ın mermer sandukasının üzeri birbirine sivri kemerlerle bağlanmış
altı sütunun taşıdığı bir tonoz ile örtülmüştür. Kemer ayaklarının masif görünüşleri
keskin hatlarla, köşelerde de sütuncuklarla gizlenmek istenmiştir. Türbenin üzerini
örten tonozun ön kısmı da kubbemsi bir şekilde dışarıya taşırılmıştır.
Sandukanın baş ve ayak taşları yekpare mermerdendir. Baş taşının üzerindeki
burma
kavuğu
da
son
derece
sanatkârane
biçimde
yontulmuştur.
Türbe içerisinde üç mezar daha bulunmaktadır. Bunlardan ikisinin kime ait olduğu
bilinmemektedir. İbrahim Hakkı Konyalı soldaki mezarın Mimar Sinan’ın ikinci
karısı Gülruh Hatun’a, sağdakinin de torunu ve aynı zamanda vakfının mütevellisi
Derviş Çelebi’ye ait olduğunu ileri sürmüştür. Türbe içerisindeki üçüncü mezar
Neo-Klasik devrin öncülerinden Mimar Ali Talat Bey’e aittir. Ali Talat Bey 19
Ekim 1922’de öldüğünde arkadaşları onu hayran olduğu Mimar Sinan’ın yanına
gömmüşlerdir. Bu mezarın üzerine kendi arzusu ile de ismini belirten bir kitabe
konulmamıştır. Türbenin ucuna da Mimar Sinan tarafından yapıldığı sanılan bir
sebil yerleştirilmiştir.
Mimar Sinan’ın Türbesi 1938 yılında İstanbul Vakıflar Başmimarı Vasfi Egeli
tarafından onarılmıştır.(www.kenthaber.com)
24-) MUSTAFA REŞİT PAŞA TÜRBESİ;
İstanbul ili Eminönü ilçesi, Beyazıt Camisi’nin haziresinin güney köşesinde,
Yeniceriler Caddesi üzerindedir. Türbe Sadrazam Mustafa Reşit Paşa’nın 1858’de
ölümünden
hemen
sonra
G.Fossati’nin
planına
göre
yapılmıştır.
Mustafa Reşit Paşa beş defa sadrazamlık yapmış, Tanzimat Fermanını ilan etmiştir.
109
Sultan II. Mahmud’un yanında önemli görevler almıştır. Londra elçisi, Hariciye
Nazırı olmuştur.
Osmanlı türbe mimarisinden farklı bir planda olan türbe, 6.00x6.00 m. ölçüsünde
kare planlı bir yapı olup, üzeri prizma şeklinde pandantiflere oturan bir kubbe ile
örtülmüştür. Kesme taştan yapılmış olan türbe, hazire duvarlarının dışında, 2 m. lik
bir podyum üzerine oturtulmuştur. Türbenin her cephesinde birbirinden farklı bir
uygulama görülmektedir. Batı cephesinde tek penceresi vardır. Doğu yönünde
saçaklı bir girişi iki sütun üzerine oturtulmuştur. Böylece bu cepheye küçük bir
portal görünümü verilmiştir. Kuzey cephesinde büyük bir pencere açıklığı vardır.
Türbenin asıl cephesi güneyde olup, burası diğerlerine göre daha farklı bir özenle
yapılmıştır. Yapı köfeki taşından olmasına karşılık burası mermer kaplanmıştır. Üç
büyük pencere de bu cepheyi diğerlerinden ayıran bir başka özelliktir.
Türbenin içerisi son derece sade olup, yalnızca pandantiflerde alçı kabartma süsler
ve akantus yaprakları bulunmaktadır. Kubbe içerisine de kalem işleri yapılmıştır.
Türbenin pencereleri birbirinden ayıran kemerleri taşıyan ayaklarına bitkisel
bezemeler, akantus yaprakları, rozetler yapılmıştır.
Türbede Sadrazam Mustafa Reşit Paşa, oğulları Mehmet Cemil Paşa, Ali Galip
Paşa ve Salih Bey gömülüdür. Türbenin kuzey cephesine bitişik olan demir
şebekeli
açık
mezar
da
Reşit
Paşa’nın
kızı
Adile
Sultan’a
aittir.(www.kenthaber.com)
25-) NURUOSMANİYE (ŞEHSUVAR SULTAN) TÜRBESİ;
İstanbul ili Eminönü ilçesi, Nuruosmaniye Camisi avlusunda olan Şehsuvar
Sultan (Nuruosmaniye) Türbesi Mimar Mustafa Ağa ve yardımcısı Simon
Kalfa tarafından 1755 yılında yapılmıştır.
Şehsuvar Sultan, Sultan II. Mustafa’nın (1686–1703) kadınlarından olup,
Sultan III. Osman’ın (1754–1757) da annesidir. Şehsuvar Sultan 1756
yılında öldükten sonra Nuruosmaniye Camisi’nin avlusundaki türbesine
gömülmüştür.
110
Türbe Sultan I. Mahmud’un (1730–1754) başlattığı ve Sultan III. Osman’ın
tamamladığı külliyenin bir bölümüdür. Caminin doğusunda bulunan bu
türbe aslında Sultan I. Mahmud için yaptırılmış, yapı çalışmaları
tamamlanmadan ölünce de kardeşi Sultan III. Osman tarafından Hatice
Turhan Valide Sultan Türbesi’ne gömülmüştür. Sultan III. Osman’ın
ölümünden
sonra
tahta
çıkan
Sultan
III.
Mustafa
(1757–1774)
Nuruosmaniye Türbesi’ne Onu gömdürmemiştir. Türbeye Sultan III.
Osman’ın
annesi
Şehsuvar
Sultan
gömülmüştür.
Türbe kesme köfeki taşı ve mermerden yapılmıştır. Barok üslubun tüm
özelliklerini yansıtan türbe köşeleri yuvarlatılmış kare planlı olup, üzeri
kubbe ile örtülmüştür. Sonradan bitişiğine dikdörtgen bir
mekân
eklenmiştir. Türbe altlı üstlü 22 pencere ile aydınlatılmıştır. Barok üslubun
özelliklerini yansıtacak biçimde kubbe kasnağı geniş tutulmuş ve burası
dıştan petek, içten de vitraylarla aydınlatılmıştır.
Türbe içerisine üzeri üç kubbeli bir revaktan girilmektedir. Bunlardan
ortadaki kubbe diğerlerine göre daha yüksektir. Revak dört sütunludur.
Türbe içerisinde alt pencerelerin üzerinde bir yazı frizi çepeçevre
dolaşmaktadır. Burada mermer üzerine siyah zemine sülüs yazı ve altın
varakla Ahkaf suresinin 15.-19. ayetleri ile Nuh suresinin 28. ayeti, Saffat
suresinin 180.-182. ayetleri yazılıdır. Türbenin içerisi çiçek dalları, istiridye
kabuğu motiflerinden oluşan kalem işleri ile bezenmiştir.
Türbe içerisinde Şehsuvar Sultan’la birlikte kim oldukları bilinmeyen 10
sanduka daha bulunmaktadır.( www.kenthaber.com)
26-) RÜSTEM PAŞA TÜRBESİ;
İstanbul ili Eminönü ilçesi Şehzadebaşı’nda, Şehzade Camisi’nin avlusunda,
Şehzade Mehmet türbesinin yanında bulunan bu türbe, Kanuni Sultan Süleyman
dönemi sadrazamlarından Rüstem Paşa’ya aittir. Mimar Sinan tarafından 1561
yılında yapılmıştır.
111
Rüstem Paşa Enderun’dan yetişmiş, Silahtar olarak göreve başlamış, sonra da
İmrahor, Rikab Ağası ve Diyarbakır Valiliği yapmıştır. Bu arada Kanuni Sultan
Süleyman’ın Hürrem Sultan’dan olan kızı Mihrimah Sultan ile evlenerek saraya
damat olmuştur. Bundan sonra Anadolu Beylerbeyi (1538), Vezir (1539) ve bir
süre sonra da Kubbealtı II. Veziri olmuştur. Sadrazam Hadım Süleyman Paşa’nın
yerine 1544’te Sadrazam olmuş 1553’te de azledilmiştir. Bunun ardından 1555’te
yeniden Sadrazam olmuş ve öldüğü 1561 tarihine kadar da bu görevi sürdürmüştür.
İstanbul’da Rüstem Paşa Camisi’ni yaptırmış, ayrıca Anadolu ve Rumeli’nin
birçok yerlerinde de çeşitli hayır eserleri bulunmaktadır.
Rüstem Paşa Türbesi kesme köfeki taşından, sekizgen planlı, tek kubbeli bir
yapıdır. Kubbe doğrudan doğruya duvarların üzerine oturtulmuştur. İçerisi altlı
üstlü ikişer pencere ve toplam 17 pencere ile aydınlatılmıştır. Yalnızca giriş
cephesinde üst pencereler bulunmaktadır. Pencerelerin tümü dikdörtgen silmelerle
çerçevelenmiştir. Bu silmelerin üzerlerine sivri kemerli pencereler yerleştirilmiştir.
Türbenin giriş revakı altı adet baklava başlıklı, birbirlerine kemerlerle bağlı, beyaz
mermer sütunlardan meydana gelmiştir. Bu revakın üzeri çatı ile örtülüdür. Giriş
kapısı dikdörtgen niş şeklinde olup, kırmızı ve beyaz taşların alternatifli olarak
sıralandığı yuvarlak kemer şeklindedir. Bu girişte kündekâri tekniğinde XVI.
yüzyıl ahşap işçiliğini yansıtan iki kanatlı kapısı vardır. Girişin üzerindeki mermer
zemine celi-sülüs yazılı kitabesi yerleştirilmiştir.
Türbe süsleme bakımından oldukça zengindir. İçerisi XVI. yüzyıl çinileri ile
kaplıdır. Pencere üzerinde mavi zemin üzerine beyaz renkte celi-sülüs yazılı bir
yazı frizi çepeçevre dolaşmaktadır. Burada Bakara suresinin 255. ayeti ile Zümer
suresinin 53. ayeti yazılmıştır. Kubbenin içerisine de devrini yansıtan kalem işleri
yapılmıştır.
Türbede
Rüstem
Paşa
ile
oğluna
ait
iki
sanduka
bulunmaktadır.(www.kenthaber.com)
27-) SELÇUK SULTAN TÜRBESİ;
İstanbul Eminönü ilçesi, Beyazıt’ta, Beyazıt Camisi’nin avlusunda bulunan Selçuk
Sultan Türbesi, Yavuz Sultan Selim tarafından 1512 yılında yaptırılmıştır. Mimarı
Hayreddin’dir.
112
Selçuk Sultan, Sultan II.Bayazıd’ın (1481-1512) kızı, Yavuz Sultan Selim’in
(1512-1520) de kardeşidir. Mustafa Paşa’nın oğlu Mehmet Bey ile evlenmiştir.
1512 yılında ölmüş ve bu türbeye gömülmüştür. Yaşamı süresince bazı hayratlar
yapmıştır. Serez’de medrese, cami ve ribat yaptırmış, mallarını bu yapılara
vakfetmiştir.
Klasik Osmanlı türbe mimarisi üslubunu yansıtan türbe, kesme taştan, sekizgen
planlı olup, üzeri kubbe ile örtülüdür. Giriş kısmı mermer sövelidir. İki sıra halinde
14 pencere ile aydınlatılmıştır. Türbenin içerisi kalem işleri ile bezenmiştir. Bunun
dışında çinilere yer verilmemiştir. Günümüze gelebilen kalem işleri XIX. yüzyıla
aittir. Bu bezemede kıvrık dal ve yapraklar, rumiler görülmektedir. Duvarların
kubbe ile birleştiği yere madalyonlar içerisinde İsm-i Celâl ile İsm-i Nebî ve Cehar
yâr-i Güzin yazılmıştır.
Türbe içerisinde Selçuk Sultan’a ait ahşap şebekeli sanduka bulunmaktadır.
Günümüzde İstanbul Türbeler Müdürlüğü’nün yönetiminde olup ziyarete
açıktır.(www.kenthaber.com)
28-) SULTAN I. ABDÜLHAMİD TÜRBESİ;
İstanbul ili Eminönü ilçesi, Hobyar Mahallesi’nde, 4.Vakıf Han’ın karşısında
bulunan Sultan I.Abdülhamid Türbesi, Sultan I.Abdülhamid (1774–1789)
tarafından 1776–1777 yılında yaptırdığı imaretin bir bölümünü oluşturmaktadır.
Sultan I. Abdülhamid burada bir cami yaptırmak istemiş ancak, Yeni Cami gibi
şehrin en kalabalık semtinde bulunan bu büyük mabedin yanına bir imaret
yapılmasının daha hayırlı olacağını düşünmüş ve bu imareti yaptırmıştır. Bu
imaretin yanına medrese, sebil, çeşme, kütüphane eklemiştir. İmaretin Bina
eminliğini Mustafa Ağa, mimarlığını da Beylerbeyi Camisi’ni yapan Mehmet Tahir
Ağa yapmıştır. Meşrutiyetin ilk yıllarında bu imaret Evkaf Nazırı Hayri Efendi
tarafından yıkılarak ortadan kaldırılmış, yerinde yalnızca türbesi kalmıştır. İmaretin
sebili bugün Gülhane Parkı karşısında bulunmaktadır.
İmaretin bir bölümünü oluşturan Sultan I.Abdülhamid’in Türbesi’nin bulunduğu
yerde bir manastırın bulunduğu kaynaklardan öğrenilmektedir. Abdülhamit
döneminde arsa halindeki yere bu yapı topluluğu yapılmıştır. Türbe mermer işçiliği
113
yönünden son derece muntazam ve barok üsluptadır. XIX. yüzyılda J.P.Von
Hammer; “bu türbe güzel ve asil bir stilde inşa edilmiştir. Her ne kadar Kanuni
Sultan Süleyman’ın güzel türbesini geçemese de binanın tazeliği ve yeniliği
görülmeye değer” diye anılarında bu türbeden söz etmiştir. Sultan I.
Abdülhamid’in türbesi köşeleri yuvarlatılmış kare planlı olup, tümü ile mermerden
yapılmıştır. Önünde avlusu bulunan türbenin dış avlu kapısı üzerine sülüs yazı ile
Ankebut suresinin 57. ayeti yazılmıştır. Bu avludan üç gözlü bir revak ile türbeye
girilmektedir. Türbenin giriş kapısı üzerinde celi-sülüs yazı ile Hattat Mehmet
Emin’in yazmış olduğu Fecr suresinin 27.-30. ayetleri bulunmaktadır. Dıştan iki
katlı görünümdeki bu türbenin katları birbirinden düz kornişli bir silme ile
ayrılmıştır. Üzeri kubbeli olan türbe, 26 pencere ile aydınlatılmıştır. Türbenin
içerisi kalem işleri ile süslenmiştir. Kuzey duvarının ortasına Peygamberin ayak
izini kapsayan mermer bir pano yerleştirilmiştir. Pencere ve dolapların üzeri ile
türbeyi çepeçevre kuşatan bir yazı kuşağı görülmektedir. Mermer üzerine sülüs
yazı ile yazılmış olan bu kuşakta Mülk suresine yer verilmiştir. Kubbeyi taşıyan
pandantiflerin içerisine de madalyonlar halinde İsm-i Celâl, İsm-i Nebî, Çehar yâr-i
Güzin ile Hasan ve Hüseyin’in isimleri yazılıdır. Ayrıca kubbe içerisindeki
yuvarlak madalyona da “Yâ âlimen bi-hâli aleyke ittikâli” yazısı dört kez
yazılmıştır.
Türbe içerisinde Sultan I. Abdülhamid’den başka oğlu Sultan IV. Mustafa (1807–
1808), Şehzade Ahmet (1778), Şehzade Süleyman (1786), Şehzade Mehmet
(1784), Şehzade Murat (1785), Şehzade Mehmet Rüştü (1851), Şehzade
Abdülmecit, Şehzade II. Murat, Şehzade Beyazıt, Ayn-ı Şah Sultan (1780), Rabia
Sultan (1780), Melik Şah Sultan (1781), Mevhibe Sultan (1851), Fatma Sultan
(1785), Alem Şah Sultan (1785), Emine Sultan (1790), Saliha Sultan (1786), Rabia
Sultan
(1781),
Emine
Sultan
(1809)
gömülü
bulunmaktadır.
(www.kenthaber.com)
29-) SULTAN I. AHMED TÜRBESİ;
Sultan I.Ahmed’in (1603–1617) Türbesi, Sultanahmet Külliyesi’nin kuzeydoğu
köşesinde bulunmaktadır. Duvar ile çevrili olan türbenin arkasında bir darülkurra,
revakların önündeki köşede daha önce sebil olan ve XIX. yüzyılda muvakkithaneye
dönüştürülen, günümüzde Türbeler Müzesi Müdürlüğü olarak kullanılan bir yapı
bulunmaktadır.
114
Sultan I.Ahmed’in 1617’de ölümünden sonra Sultan I.Mustafa (1617–1618/1622–
1623) döneminde 1617–1618 yıllarında türbenin yapımına başlanmış, Sultan II.
Osman
döneminde
(1618–1622)
1619’da
tamamlanmıştır.
Türbe XVI. yüzyıl türbelerinden ayrı bir mimari üslup göstermektedir. Bu yapıda
iç koridorlu mekân düzeninden ve çift cidarlı kubbeden vazgeçilmiştir. Girişin
karşısına bir çıkıntı yapılmıştır. Kare planlı olan yapının cepheleri mermerle
kaplanmış olup, köşeler pahlanarak yumuşatılmıştır. Bu pahlanan kısımlar üstte
mukarnas dolgular ile son bulmaktadır. Türbe cephelerdeki üç sıra pencere ile
aydınlatılmıştır. Alt sıra pencereler ahşap kapaklı dikdörtgen söveli, üst sıra
pencerelerse sivri kemerli ve şebekelidir. Türbenin yan cephelerine açılan farklı
boyuttaki bu pencereler asimetrik bir görünüme sahiptir. Sultan I. Ahmed’in
sandukasının hizasına rastlayan pencereler diğerlerinden daha büyük tutulmuş ve
böylece
farklı
bir
görünüm
elde
edilmiştir.
Türbenin üzeri çokgen bir kasnak üzerine oturan kubbe ile örtülmüştür. Türbe girişi
üç bölümlü bir revak görünümündedir. Bu revakın üst örtüsü önde dört, arkasında
duvarlara gömülü iki sütun üzerine oturmaktadır. Buradaki mukarnas başlıklı
mermer sütunlar iki ayrı renkli taştan örülmüş ve bunlar birbirlerine sivri
kemerlerle bağlanmıştır. Bu kemerlerin ortasında ayna tonoz, iki yanında da birer
kubbe bulunmaktadır. Üst örtünün içerisi bitkisel kalem işleri ile bezenmiştir.
Türbe giriş revakı daha geniş tutulmuş ve iki yanına da mermer korkuluklu sekiler
yerleştirilmiştir.
Türbenin ahşap kapı kanatları üç bölüm halindedir. Bu kapıda kündekari teknik
uygulanmış, geçmelerin içerisi sedef, fildişi ve bağa ile kaplanmıştır. Türbenin
girişi üzerine bir mahfil yerleştirilmiş, buraya çıkışı sağlayan merdiven giriş kapısı
ile dolap nişi arasına yerleştirilmiştir. Türbenin üzerini örten kubbeye geçiş
duvarlardan dışarı taşan sekiz sivri kemer ve bu kemerlerin mukarnaslı üçgenleri
üzerine oturtulmuştur.
Sultan I. Ahmet Türbesi çini, kalem işi ve ahşap işçiliğinin güzel örneklerini bir
araya getirmiştir. Alt sıra pencerelerin üzerlerine kadar zeminden çiniler ile
kaplıdır. XVII. yüzyıl sıratlı tekniğindeki bu çinilerde bitkisel kompozisyonlara
115
ağırlık verilmiştir. Çini panoların üzerini lacivert zemine beyaz sülüs hat ile
yazılmış Mülk suresine yer verilmiştir. Bu ayet kuşağı bütün türbeyi çepeçevre
dolaşmaktadır. Çinilerin üzerinde kalan bölüm ise zengin kalem işleri ile
bezenmiştir. Kubbenin ortasına madalyon içerisine Fâtır suresinin 41. ayeti;
pandantiflerdeki
madalyonlar
içerisine
de
Esma-ül
Hüsna
yazılmıştır.
Türbede Sultan I. Ahmet, oğulları Sultan II. Osman, Sultan IV. Murad, Kösem
Valide Sultan (Mahpeyker Sultan), I. Ahmed’in, II. Osman’ın, IV. Murad’ın ve
Sultan İbrahim’in kızları ile oğulları gömülüdür. Türbe İstanbul Türbeler
Müdürlüğü’nün yönetiminde olup, müze olarak düzenlenmiş ve ziyarete
açılmıştır.(www.kenthaber.com)
30-) SULTAN II. BEYAZID TÜRBESİ;
İstanbul ili Eminönü ilçesi, Beyazıt Meydanı’nda Sultan II. Bayazıt yapı
topluluğunun bir bölümünü oluşturan türbe, Bayazıt Camisi’nin güneyinde, dış
avlusunda bulunmaktadır. Türbeyi II. Bayazıt’ın (1481–1512) oğlu Yavuz Sultan
Selim (1512–1520) caminin Kıble yönündeki boş alana yaptırmıştır. Türbenin
mimarı kesinlik kazanamamakla birlikte Mimar Hayreddin olduğu sanılmaktadır.
Sultan II. Bayazıt saltanatı oğlu Yavuz Sultan Selim’e bıraktıktan sonra
Dimetoka’ya gönderilmiş, ancak çorlu yakınlarında ölmüştür. Bundan sonra
İstanbul’a getirilerek kendi adına yaptırdığı camisine gömülmüştür. Sultan II.
Bayazıt’ın 26 Mayıs 1512’de ölümü dikkate alındığında türbenin de 1513 yılının
sonlarında veya 1514 yılının başında tamamlandığı sanılmaktadır.
Türbe Klasik Osmanlı türbe mimarisi formunda, köfeki taşından sekizgen planlı
olup, her kenarı 5.35 m. ölçüsündedir. Üzeri sağır sekizgen kasnaklı bir kubbe ile
örtülmüştür. Bu türbe Mimar Sinan öncesi Osmanlı devri mimarisi ile Klasik
Osmanlı mimarisi arasında bir geçit teşkil etmektedir. Türbenin her kenarında altlı
üstlü ikişer penceresi vardır. Türbeyi son derece güzel aydınlatan bu pencerelerin
alt sıradakiler dövme demir parmaklıklı, dikdörtgen şekildedir. Bunların üzerinde
tahfif kemerlerine yer verilmiştir. Üst sıra pencereler Klasik Osmanlı mimarisinde
yaygın biçimde kullanılan basık sivri kemerlidir.
Giriş kısmındaki geniş saçaklı holün orijinali günümüze gelememiş, burası XVIII.
yüzyılın sonlarına doğru yenilenmiştir. İki renkli taşlardan yapılmış kapı kemerinin
116
üzerinde Besmele yazılıdır. Kapı kanatları kündekâri tekniğindedir. Ayrıca altın
yaldızlı madeni kabaralarla süslenmişse de bunların hemen hemen hepsi
yerlerinden sökülerek çalınmıştır. Kapı kanatlarının üst kısmındaki kitabelerde
“Dünya ahiretin tarlasıdır” anlamında bir hadisi şerife yer verilmiştir.
Türbenin dış cephesinde yeşil ve somakilere de yer verilmiş ve böylece Osmanlı
türbe mimarisindeki sadelikten kısmen uzaklaşılmıştır.
Türbe içerisindeki kalem işleri barok üslupta XVIII.-XIX. yüzyılda yapılmıştır. Bu
kalem işlerinin Tanzimat döneminde yapıldığı ve 1940’lı yıllardan sonra caminin
onarımı sırasında yenilendiği bilinmektedir. Ayrıca alt pencerelerin üzerlerine
madalyonlar içerisinde manzara resimleri yapılmış, yine madalyonlar içerisinde
Esma-ül Hüsna’ya yer verilmiştir.
Sultan II. Bayazıt’ın sandukası türbenin ortasına tek olarak yerleştirilmiştir.
Sanduka sedef kaplamalı bir şebeke ile çevrilmiştir. Bu sandukanın üzerinde sarı
simlerle Maraş işi tekniğinde Sultan II. Bayazıt’ın doğum, cülüc, saltanat süresi ve
ölüm tarihini içeren bir kitabe işlenmiş, bunun üzerine de celi-sülüs yazı ile
Kelime-i
Şahadet
ve
Kuran’dan
alınma
diğer
bölümler
işlenmiştir.
Türbe İstanbul Türbeler Müzesi Müdürlüğü’nün yönetiminde olup, içerisindeki
Kuran-ı Kerim, Lihye-i Saadet, şamdanlar, rahleler, levhalar ve kandiller müze
deposuna kaldırılmıştır.
Sultan II. Bayazıt Türbesi’nin sol tarafında kızı Selçuk Sultan’ın, sağında ise
Tanzimat döneminin önde gelenlerinden Mustafa Reşit Paşa’nın türbeleri
bulunmaktadır. (www.kenthaber.com)
31-) SULTAN II. MAHMUD TÜRBESİ;
İstanbul Eminönü ilçesi, Çemberlitaş’ta Divanyolu Caddesi üzerinde bulunan
Sultan II. Mahmut Türbesi çevresinde büyük bir alanı kaplayan, adeta bir Osmanlı
anıtsal mezarlığı görünümündedir.
Türbe sebil, muvakkithane ve hazireden meydana gelmiş olup, bunun bir kenarında
bulunan Sultan II. Mahmut Türbesi, Sultan II. Mahmud’un (1808–1839) 1
Temmuz 1839’da ölümünden sonra yapılan görevlendirmelerle 1839’da yapılmış
ve 11 Kasım 1840’ta açılmıştır. Türbenin mimarları Ebniye-i Hümayun
117
kalfalarından Ohannes Dadyan ve Bogos Dadyan’dır. Türbenin mali ve idari
işlerinden de bina emini Bekir Abdülhalim Efendi sorumlu olmuştur. Türbedeki
kitabeleri de Hattat Mehmet Haşim Efendi yazmıştır. Türbenin dış avlu kapısı
üzerindeki kitabe de Yesarizade Mustafa İzzet Efendi’ye aittir.
Divanyolu Caddesi üzerinde, cephede, Çemberlitaş yönündeki köşede bulunan
türbe sekizgen planlı olup, ön bölümü cadde üzerine taşmış ve buraya birkaç
basamak merdiven yerleştirilmiştir. Türbenin Sultanahmet yönündeki köşesine de
bir çeşme yerleştirilmiş, böylece yuvarlak pencereli mezarlığın duvarlarında bir
kenarda türbe, diğer kenarda da çeşme ve her ikisi arasındaki sebil ve giriş kapısı
ile bir bütünlük sağlanmıştır.
Mezarlık alanına giriş anıtsal bir kapı görünümündedir. Türbe, kapılar ve sebil
araları birbirlerine eşit uzunlukta dörder yuvarlak şebekeli pencerelidir. Sebilin her
iki yanındaki pencereler arkadaki başka bir mekâna da bağlı olduklarından madeni
şebekelerin arkasına ayrıca ahşap aksam yerleştirilmiştir. Bunların arkasında
Muvakkithane ile Hünkâr Dairesi’ne yer verilmiştir. Türbeye giriş bu yapının
içerisindendir.
Sekizgen planlı olan türbenin yan yüzeyleri kenarlarından biraz içeriye çekilmiş,
plasterlerle hareketlendirilmiştir. Saçak altına kadar uzanan bu plasterler antik
çağın korint üslubuna benzemektedir. Plasterler arasındaki yüzeylere yarım daire
kemerli pencereler ve bunların üzerine içleri boş kartuşlar yerleştirilmiştir. Pencere
kemerlerinin üzengi hizasında bir silme türbeyi çepeçevre kuşatmakta, sonra da
uzun cephenin pencereli duvarlarının üst bitimine bağlanmaktadır. Bu silmelerin
türbe
plasterleri
üzerlerine
rastlayan
bölümlerine
de
palmetli
bir
friz
yerleştirilmiştir. Ayrıca saçak altındaki yüzeylere çifter kılıçlı birer kalkan
kabartmasına da yer verilmiştir. Bu kalkanların bitiminde meşale şekilleri
görülmektedir.
Bütünüyle mermer kaplı olan cephenin tasarım ve uygulama düzeni madeni
parmaklıklarda ve sebilim alemlerinde de görülmektedir. Türbe 17 m. çapında bir
kubbe ile örtülüdür. İçerisi kalem işleri ile bezenmiş, çiçek sepeti kabartmaları,
armalarla süslenmiştir.
118
Türbe içerisinde on sekiz sanduka bulunmaktadır. Burada Sultan II. Mahmud,
Sultan Abdülaziz ve Sultan II. Abdülhamid gömülü bulunmaktadır. Sultanların
sandukaları madeni ve sedef şebekeler içerisine alınmıştır. Yalnızca Sultan II.
Mahmud’un madeni sanduka şebekesi özenli biçimde yapılmıştır.
Türbe’ye girişteki uzun koridorun iki yanında bulunan odalardan sol taraftaki
Nevfidan Türbesi olarak isimlendirilir. Ayna tonozla örtülü olan bu odanın tavanı
alçı kabartmalarla bezenmiştir. Bu bezemelerde, saksı içerisinden çıkan çiçek
demetleri ve etrafında çelenklerden gelişen süslemeler dikkat çekicidir. Burada asıl
türbe içerisinde gömülü bulunan üç Osmanlı padişahının eşleri ve çocuklarına ait
sandukalar bulunmaktadır. Girişin sağındaki oda ise kendi içinde ikiye bölünmüş
olup, burasının türbe ziyaretine gelen sultanların dinlenme yeri olduğu
sanılmaktadır.
Türbenin içerisinde beyaz renk egemen olup, yalnızca bezeme olarak kubbe
içerisinde alçı kasetli dekorasyon dikkati çekmektedir. Diğer Osmanlı türbelerinde
görülen ayet kuşağına burada da yer verilmiştir. Siyah zemin üzerine altın yaldızlı
Hud Suresinden ayetler yazılmıştır. Bunun yanı sıra kapı üzerindeki kitabede
Rahman Suresi’nden ayetler, kubbe kasnağı çevresinde Lafz-ı Celâl, İsm-i Nebi,
Cihar-ı Yar-ı Güzin, Hasan ve Hüseyin isimleri madalyonlar içinde yazılmıştır.
Türbenin içerisi rahleler, Kuran-ı Kerim, Şifa-i Şerifler, Ecza-i Şerifler, çeşitli
levhalar, beratlar, Sultan II. Mahmud’un tuğralı Kâbe örtüsü, ipek seccadeler,
halılar, İran şalları, şamdanlar, avizeler ile bezenmiştir. Bunlardan kubbeye asılı
kristal avize İngiltere Kraliçesi Viktorya tarafından gönderilmiştir. Kapının iki
yanındaki altın yaldızlı duvar saatleri de Fransa İmparatoru III. Napolyon’un
hediyesidir.
Türbe, Türbeler Müdürlüğü’nün yönetiminde olup, içerisindeki eşyaların büyük bir
kısmı
envanterlenerek
Türbeler
Müdürlüğü
deposuna
kaldırılmıştır.
Sultan II. Mahmud Türbesi’nin yanındaki avlu 1861 yılından sonra hazireye
dönüştürülmüş ve büyük çoğunluğunu 1840–1920 tarihleri arasında görev yapmış
önemli devlet adamları ve yazarların, şairlerin mezarları oluşturmaktadır. Burada
150’ye yakın son dönem Osmanlı taş işçiliğini yansıtan, hat ve tarih yönünden
119
önemli mermer lahit ve mezar taşı bulunmaktadır. Burası açık hava mezar müzesi
görünümündedir. Burada gömülü olanların başında; Ahmed Fethi Paşa, Müşir
Ahmed Eyüb Paşa, Süreyya Paşa, Damat Hasan Hüsnü Paşa, Sadullah Paşa,
Mehmed Tevfik Paşa, Said Halim Paşa, Şevknihal Kadın, Revnak Kadın,
Ferahnuma Kadın, Talha Ağa, Ahmed Raşid Zeynel Efendi; Hasan Fehmi Bey,
Ahmed Samim; Muallim Naci, Ziya Gökalp gelmektedir.
Türbe kompleksinin önünde bulunan Sebil caddeye taşmış olup, avlunun iki ana
giriş kapısının ortasında bulunmaktadır. Beyaz mermer kaplı sebil dört sütun
üzerine oturan kubbe ile örtülmüştür. Kubbenin içerisi dilimlere bölünmüş ve her
bir dilimin içerisine çiçek demetlerinden oluşan alçı kompozisyonlar işlenmiştir.
Sebilin iki yanındaki odalara avludan girilmektedir. Sebile geçişi sağlayan avlunun
sağında kalan bölüm Muvakkithane olup, burada Ahmed Eflâki Mevlevi Dedesi ilk
muvakkit olarak görev yapmıştır. Bu bölüm uzun yıllar Vakıflar Genel
Müdürlüğü’nün restoratörü Y.Mimar Sedat Çetintaş’ın çalışma ofisi olarak
kullanılmıştır.(www.kenthaber.com)
32-) SULTAN III. MUSTAFA VE SULTAN III. SELİM TÜRBESİ;
İstanbul Eminönü ilçesi, Laleli’de Ordu Caddesi üzerinde bulunan bu türbe Sultan
III. Mustafa’nın 1763 yılında yaptırmış olduğu Laleli Camisi ismi ile tanınan
imaret, sebil, muvakkithane, han, hamam ve dükkânlardan oluşan külliyenin bir
bölümüdür. Yapı topluluğunun mimarı Tahir Ağa’dır.
Sultan III. Mustafa (1757–1774) Laleli’de yaptırdığı bu külliyenin yanına daha
önce kendisi için bir de türbe eklemişti. Bu nedenle 1774 yılında öldüğü zaman
kendi yaptırdığı türbesine gömülmüştür. Sultan III. Selim de (1761–1808) 1808’de
öldüğü zaman babası olan Sultan III. Mustafa’nın bu türbesine gömülmüştür.
Mermer kaplı ongen planlı tek kubbeli, barok üsluptaki türbenin üç cephesi
önündeki Ordu Caddesi’ne yöneliktir. Türbe girişinde üç gözlü revak
bulunmaktadır. Türbenin avlu giriş kapısı üzerinde celi-sülüs yazı ile Mehmet
Vasfi Efendi’nin Fecr suresinin 27–30. ayetleri yazılıdır. Giriş kapısı üzerinde celisülüs yazı ile Mehmet Vasfi’nin Ankebut suresinin 57. ayeti yazılıdır. Giriş
kapısının iç kısmında Mehmet Vasfi’nin koyu yeşil zeminli kabartma harfler ve
altın varakla Haşr suresinin 2. ayeti yazılmıştır. Caddeye bakan türbenin güneydeki
120
üç penceresi basık kemerli olup, bunların köşelikleri mermerden kabartma yaprak
ve çiçek motifleri ile bezenmiştir. Süsleme yönünden son derece zengin olan
türbenin içerisindeki birinci kat pencereleri yayvan kemerlerle çevrilmiş pencere
aralarına XVI. yüzyıla tarihlenen, piyasadan toplanmış mercan kırmızısı, mavi ve
beyaz renklerin egemen olduğu çiniler yerleştirilmiştir. Bu pencereler üzerine yine
Mehmet Vasfi Efendi’nin Zümer suresinin 49–53; 73–73 ve Saffad suresinin 180–
182. ayetleri yazılmış ve bunlar bir kuşak halinde iç mekânı çepeçevre dolanmıştır.
Türbede Sultan III. Selim ve Sultan III. Mustafa’nın sandukaları bulunmaktadır. Bu
sandukalar sedef kakmalı, ahşap korkuluklarla çevrilmiştir. Onların yanı sıra,
Sultan III. Mustafa, Sultan III. Selim’in şehzadeleri ve kızlarına ait sekiz sanduka
daha bulunmaktadır. Bunlar Sultan III. Mustafa’nın kızları Hibetullah, Mihrimah,
Mihrişah sultanlar ile torunu Şerife Havva Sultan’a aittir. Türbe haziresinde ayrı bir
türbede
ise
Sultan
III.
Mustafa’nın
eşi
Adilşah
Kadın
gömülüdür.(www.kenthaber.com)
33-) ŞEHZADE MAHMUD TÜRBESİ ;
İstanbul Eminönü ilçesi, Şehzadebaşı’nda, Şehzadebaşı Camisi’nin avlusunda
Şehzade Mehmet Türbesi’nin kuzeybatısında bulunan bu türbe, Sultan III.
Mehmed’in (1595–1603) oğlu Mahmut ile annesine aittir. Şehzade Mahmut ve
annesi 1603 yılında öldürülmüş, bundan ötürü de türbenin bu yılda yapıldığı
sanılmaktadır.
Türbe altıgen planlı olup, ilk yapımında birbirlerine bağlı altı sütunun taşıdığı
kubbeli açık bir türbe şeklinde idi. Sonraki dönemlerde kapalı türbe haline
getirilmiştir. Doğu yönündeki basık kemerli kapısı önünde revak için yapıldığı
sanılan çokgen gövdeli iki sütun görülmektedir. Türbenin köşelerinde çokgen
gövdeli sütunlar ve bunların taşıdığı sivri kemerlere yer verilmiştir. Türbenin iç
kısmındaki
bezemesi
bozulmuş
ve
orijinalliğini
yitirmiştir.(www.kenthaber.com)
34-) ŞEHZADE MEHMET TÜRBESİ;
İstanbul Eminönü ilçesi, Şehzadebaşı’nda Şehzade Külliyesi’nin Kıble avlusunda
bulunan Şehzade Mehmet Türbesi, Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1543
121
yılında ölen oğlu için yaptırılmıştır. Şehzade Mehmet Manisa’da Vali iken Çiçek
Hastalığı’ndan 23 yaşında ölmüştür. Şehzadenin cenaze namazı Bayazıt
Camisi’nde kılınmış ve daha sonra burada yapılacak türbesinin olduğu yere
gömülmüştür. Bundan sonra Kanuni Sultan Süleyman Mimar Sinan’a Şehzade
Mehmet için görkemli bir türbe, türbenin yanına da bir cami yaptırmasını
istemiştir. Mimar Sinan’ın yaptırmış olduğu ilk selâtin külliyesi olan bu yapı
topluluğu cami, medrese, tabhane, sıbyan mektebi, imaretten meydana gelmiş olup,
1544 yılında yapımına başlanmış 1548’de de tamamlanmıştır. Türbe Klasik
Osmanlı türbe mimarisi üslubunda olup, yapı topluluğunun en erken bitirilen
bölümüdür. Osmanlı mimarisinin en güzel türbelerinden birisi olup, sekizgen
planlıdır. Üzeri yivli bir kubbe ile örtülmüştür. Türbenin dış cepheleri zeminden
saçak kornişine kadar yarım sütunlarla birbirlerinden ayrılmış, üzerine kırmızı
taştan bir silme yerleştirilmiştir. Buradaki silmelerden sonra palmet motiflerinden
bir friz yapıyı çepeçevre dolanmıştır. Kubbe ile tambur arasında kalan bölüme de
küçük ölçüde palmetlerden meydana gelmiş bir akrotel frizi yerleştirilmiştir.
Türbenin her cephesinde altlı üstlü ikişer penceresi vardır. Toplam 30 pencere ile
türbe aydınlatılmıştır. Alt sıra pencereler dikdörtgen söveli, sivri kemerli ve pembe
porfir alınlıklıdır. Üst sıra pencereler yine dikdörtgen çerçeveler içerisine alınmış
olup, sivri kemerlidir. Buradaki kemerler alternatifli olarak kırmızı ve beyaz
taşlardan örülmüştür. Alt ve üst pencereler arasında celi-sülüs yazı ile Fatiha,
Tekasür, İhlâs ve Zümer surelerinin ayetlerini içeren bir friz dolaşmaktadır.
Türbenin doğusunda üç gözlü bir revaktan giriş kapısına ulaşılmaktadır. Renkli
mermerden geçme olarak yapılmış bu kapı silmelerle yumuşatılmış ve Bursa
kemerli bir niş içerisine alınmıştır. Kapı kemerinin üzerinde de dikdörtgen kitabesi
yer
almaktadır.
Bu
kitabenin
mealen
anlamı
şöyledir:
“Sonunda, kulhuvellahü ehad hakkı için bu âlem sarayında havas ve avamdan
hiçbir kimse baki kalmayacaktır. Bu âlemden, temiz inancı olan Şehzade de
geçmiştir. Hay ve Samed olan Cenâb-ı Hak ebedi âlemde Ona rahmet etsin ki,
ahrette Allah’ın izniyle asude olsun, rahat uyusun. Padişahın ömrü uzun olsun.
Ezeli olan Allah’ın ilhamı ile onun vefat tarihi şu oldu: Sultan Mehmed’in merkadi
firdevs-i ebed olsun. Sene 950 (1543).” Türbe son derece zengin bir bezemeye
sahiptir. Giriş kapısının iki yanında, dış duvarlar üzerinde birbirine benzeyen iki
çini panoya yer verilmiştir. XVI. yüzyılın bitkisel motifli bu çinilerinin üzerine
lacivert zemine sülüs yazı ile “Allah’tan başka İlah yoktur” ve “Doğru konuşan
122
Emin olan Muhammed O’nun peygamberidir” ibaresi yazılıdır. Giriş kapısının sağ
ve solundaki mermer zeminli panolar üzerine celi-sülüs yazı ile Rad suresi ile
Zümer suresi yazılmıştır. Ayrıca alt sıra pencerelerin üzerine bir kuşak halinde
Esma-ül Hüsna yazılmıştır. Türbe içerisindeki çiniler gri, kırmızı, kirli beyaz
renklerde olup, çeşitli çiçeklere, kıvrık dallara, lotus ve palmetlere yer
verilmiştir. Şehzade Mehmet’in sandukası üzerinde dört ayaklı, fildişi kakmalı bir
taht bulunmaktadır. Bu taht Kanuni Sultan Süleyman tarafından konulmuş ve
ölümünden sonra Şehzade Mehmet’in padişah olmasını istediği simgelenmiştir.
Türbede Şehzade Mehmet’ten başka kardeşi Şehzade Cihangir (1553), Şehzade
Mehmet’in kızı Hümaşah Sultan ve kim olduğu bilinmeyen bir başka sanduka daha
bulunmaktadır.(www.kenthaber.com)
35-) ŞEYH VEFA TÜRBESİ;
İstanbul Eminönü ilçesi, Vefa Caddesi’nde, Vefa Camisi’nin avlusunda bulunan
Şeyh Vefa Türbesi Sultan II. Bayazıd (1481–1512) döneminde, 1490–1491
yıllarında yaptırılmıştır. Şeyh Vefa Konyalı olup, Zeyniye Tarikatının şeyhidir.
Asıl ismi Mustafa bin Ahmet’tir. Edirne’de Debbeğlar İmamı Şeyh Muslihiddin
Hanifi’den, Abdüllatif Kutsi Hazretlerinden ders almıştır. İstanbul’da Vefa semti
civarında yaşamış, etrafa yaptığı iyilikler ve kerametleri ile tanınmıştır. Mısır ve
hicaz’a gitmiş, hac dönüşü Rodos Şövalyeleri tarafından esir edilmiş, bunu duyan
Karamanoğlu İbrahim Bey tarafından kurtarılmıştır. İstanbul’un fethinden sonra
Konya’ya dönmek istemişse de Fatih Sultan Mehmet’in isteği üzerine İstanbul’da
kalmış bugünkü Camisi’nin bulunduğu yere yerleşmiştir. Şeyh Vefa 1490 yılında
ölmüş İstanbul’da Vefa semtinde ismini taşıyan külliyesi ile Konya’daki bir
camisini Fatih Sultan Mehmet veya Sultan II. Bayazıd Onun adına yaptırmıştır.
Makam-ı Sülük, Saz-ı İrfan, Evrad-ı Vefa, Ruzname-i Vefa isimli kitapları
bulunmaktadır. Ayrıca çeşitli şiirleri de vardır. Şeyh Vefa Türbesi 1490–1491
yıllarında yapılmış, 1909 yılında yanmış, daha sonra 1979, 1988 ve 1996 yıllarında
onarılmıştır. Yanan camisi de 1994 yılında yeniden yapılmıştır. Türbe kesme taştan
ve tuğladan 8.30x8.30 ölçüsünde kare planlıdır. Duvarları üç sıra tuğla, bir sıra
kesme taştan örülmüş, üzeri de dört yöne doğru meyilli ahşap bir çatı ile
örtülmüştür. Türbenin söve ve lentoları ile kemerleri mermerdendir. Pencereleri
üzerine tuğladan hafif sivri kemerler yapılmış, alınlıkların içerisi tuğla ile
doldurulmuştur. Türbenin yay kemerli giriş kapısı üzerinde iki satırlık Farsça
123
kitabesi
bulunmaktadır.
Bu
kitabenin
mealen
anlamı
şöyledir:
”Sırlar Kâbesi’nin harimini parlatan o çera küçük ve büyüğün geçtiği
köprüden geçti”. Ayrıca türbenin hacet penceresi üzerindeki bir levhada da;
“Muslihüddin Ebü’l Vefa mana ehlinin evliyanın uyduğu kimsedir. Mezarının
toprağı, âşıkların gözlerine sürmedir” yazılıdır. Şeyh Vefa Türbesi’nin çevresindeki
hazirede başta Şair Nef-i olmak üzere Sultan II. Beyazıd dönemi âlimleri
gömülüdür. Türbenin girişinde ise Sultan II. Bayazıd ve Yavuz Sultan Selim’in
hocası Ataullah Efendi ile Emin Seydi Ahmet gömülü bulunmaktadır. Türbe
günümüzde İstanbul Türbeler Müdürlüğü’nün yönetiminde olup, ziyarete açıktır.
(www.kenthaber.com)
2.1.3. TARİHİ YARIMADA (ESFER)
İstanbul’un en eski ticaret merkezlerinden biri olan Eminönü’nden başlayıp,
Sultanahmet, Beyazıt, Çemberlitaş, Kumkapı, Kadırga ve Cankurtaran gibi semtleri
kapsayan “Tarihi Yarımada” adından da anlaşılacağı üzere hem tarihe meydan
okuyan güzellikleri ile hem de doğal zenginliği ile yerli ve yabancı turistin ilgisini
çekmektedir. Yaya olarak gezilmesi ortalama iki saatinizi alacak olan Tarihi
Yarımada; İstanbul’a gelindiğinde kesinlikle dolaşılması gereken ilk sıradaki
yerlerden biri olmalıdır (http://tr.visit2istanbul.com).
Binlerce yıllık tarihin çok net bir özeti gibidir bu bölge: Mısır’dan Roma’ya,
Bizans’tan Osmanlı’ya kadar birçok uygarlığa şahitlik yapmış öğeleri bir arada
görebilirsiniz. Binlerce yıl hükümdarlara en yakın olmuş bu bölgeye adım atmanız,
Ayasofya, Sultan Ahmet Camii, Yerebatan Sarnıcı, Arkeoloji Müzesi, Topkapı
Sarayı, Süleymaniye Camii’nin yanı sıra, Haliç, Fener ve Balat gibi buram buram
tarih kokan semtlerdeki asırlık kilise, cami ve ev gibi yapılara hiç olmadığınız
kadar yaklaşmanız anlamına gelecektir. (http://www.istanbul.com)
SULTANAHMET / Tüm Zamanların Kalbi
Yarışların, merasimlerin, düğünlerin, isyanların mekanıydı. Her daim büyük
toplulukların kalbinin attığı yerdi. Tüm zamanları kat kat barındıran, Sultanahmet
Meydanı, ihtişamının sonsuzluğunu yaşıyor.
AYASOFYA / Boşlukta Yüzen Kubbe
124
Ayasofya'nın olağanüstü kubbesi, Hıristiyan dünyası üzerinde öylesine sarsıcı bir
etki yaratmıştı ki, bu çapta bir kubbenin ancak Tanrısal bir güçle ayakta durduğuna,
kubbesinin boşlukta yüzdüğüne inanmışlardı.
TOPKAPI SARAYI / Mütevazı Görkem
Osmanlı hanedanının muhteşem ikametgahıydı Topkapı Sarayı. Kale içinde bir kale,
şehir içinde bir şehirdi. Şimdi bu büyük saray, imparatorluk hazinesinin göz
kamaştıran servetinin sergilendiği bir müze.
İSTANBUL SURLARI/ Tarihin Duvarları
Ayvansaray'dan başlayarak Haliç boyunca
uzanıyor,
Sarayburnu'nu
dolanıp
Yedikule'ye kadar Marmara kıyılarını kat ediyor. Buradan görkemli bir yürüyüş
sürdürüyor ve yeniden Haliç'e ulaşıyor. Eski İstanbul'u çepeçevre kuşatan surlar, dalga
dalga gelen orduları durdurdu.
FATİH / Kubbenin Altında
Dar, eğri sokaklarda ahşap evler uzanırdı. Saçakları birbirine değer, komşular
cumbalardan öteberi alıp verirdi. Osmanlı İstanbul’unun gözbebeği Fatih, modern
zamanların karmaşasını bir kambur gibi taşıyor.
KAPALIÇARŞI
Dünyanın en eski ve en büyük alışveriş merkeziydi. Ağırbaşlı ve dürüst esnafın
ekmek kapısıydı.
SİRKECİ
Bugünkü Sirkeci'yi yaratan büyük dönüşüm geçen yüzyılın sonunda gerçekleşti.
SÜLEYMANİYE
Osmanlı seçkinlerinin semtiydi Süleymaniye. Bu tarihi semt, şimdi toptan yok
olma tehlikesiyle karşı karşıya.
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ / Saraydan Okula
Beyazıt, Türkiye'nin ilk üniversitesini barındırır. Üniversite olarak kuruluş tarihi
1933’tür ama geçmişi İstanbul'un fethine dayanır. İstanbul Üniversitesi, 17
125
fakültesi ve 12 yüksekokulu, bu okullarda ders veren öğretim üyeleri ve 55 bin
öğrencisiyle köklü bir kuruluş. (http://www.kesfetmekicinbak.com)
Geçmişi, Bizans hatta Roma dönemlerine kadar uzanan, yerli ve yabancı pek çok
ziyaretçi talebiyle karşılaşan “Tarihi Beyazıt Meydanı” ve “İstanbul Üniversitesi
Beyazıt Yerleşkesi” konuklarını ağırlamak üzere yenileniyor ve sınırlarını
kaldırıyor! Bu çalışmalar neticesinde 32. Osmanlı Padişahı Sultan Abdülaziz
tarafından 1865-66 yıllarında yaptırılan ve bugün üniversite olarak hizmet veren
tarihi yerleşkenin gözde turizm merkezlerinden biri olması bekleniyor.
İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yerleşkesi’nin turizme açılması çalışmaları
kapsamında planlanan, burayı ziyaret eden herkesin, rektörün olmadığı zamanlarda
onun odasının da dâhil olmak üzere gezdirilebilecek olması. Türkiye’de pek de
alışık olmadığımız bu açılış için Beyazıt, İstanbul Üniversitesi yerleşkesinde uzun
süredir ciddi bir çalışma sürüyor. Bu çalışmalardan ve kararlardan en sevindirici
olanı
ise
27
Mayıs
1960′ta
güvenlik
gerekçesiyle
kapatılan
İstanbul
Üniversitesi’nin Süleymaniye Kapısı’nın restorasyonunun ardından açılması
planlamaktadır. (http://www.tarihiistanbulyapilari.com).
2.2. SEYAHAT ACENTASININ HEDEF PAZAR
ARAŞTIRMASI
Pazar araştırması, pazarın özellikleri, gereksinim ve istekleri hakkında
ayrıntılı veri elde etmek anlamına gelmektedir. (İçöz, 2002, s. 162). Aynı
zamanda Pazar araştırmaları, pazarları ölçmeyi, tanımlamayı ve sınamayı
amaçlamaktadır (De Saez,1993: 98). Hangi ürünlerin ne amaçla, kimler
tarafından, nasıl, ne kadar ve nereden satın alındığı sorularının cevapları
pazar araştırmalarının sonucunda belirlenmektedir (Konya, 1998: 79).
Genellikle tüm bölgeler iki tür pazara sahiptir: Var olan pazarlar (bölgeyi
ziyaret etmiş kişiler) ve potansiyel pazarlar (bölgeyi gelecekte ziyaret
edebilecek kişiler). Birçok bölge için turizmin gelişmesinde en büyük
fırsatlar var olan yani mevcut pazarlarda bulunmaktır. Çünkü ziyaretçiler
açısından en önemli bilgiler bu pazarlardan kolayca elde edilebilir.
Pazar araştırması şu nedenlerden dolayı yapılmalıdır:
126
Daha etkin pazarlama kararları alabilmede etkinlik sağlama,
Turistlere ilişkin daha ayrıntılı bilgi sahibi olma,
Turistlerin
gereksinimlerinin
ne
düzeyde
karşılandığını
değerlendirme,
Pazardaki konumunu ve imajını anlama,
Yeni hedef pazarlarını araştırma,
Yeni tesis ve hizmet türlerini sınama,
Başlıca rakipleri tanıma ve analiz etme.
İstanbul
Üniversitesi
bünyesindeki
bir
seyahat
acentasının
pazar
araştırmasında, çeşitli anket ve benzeri tekniklerle pazar araştırması
yapılarak mevcut turist portföyünün değerlendirmesi ve beklentileri
saptanabilir, internetin yaygın kullanımı dikkate alındığında gerekli bilgi
teknolojilerinden yararlanılarak bir internet sitesi oluşturulabilir ve siteyi
ziyaret eden kişilere anket uygulanabilir. Ayrıca pazar araştırması sürecinde
bu bölgeye tur düzenleyen diğer aracı ve toptancılarla görüşülebilir. Çünkü
bu aracı ve toptancılar bölge hakkındaki izlenimlerinin yanında, bölgeye tur
düzenlenmesi aşamasında olabilecek sorunlar, fiyatlandırma ve turistlerin
bölge hakkındaki izlenimleri konusunda da ayrıntılı bilgi ve deneyime
sahiptirler (Inkskeep, 1991: 110). Bu yüzden kurulacak seyahat acentasının
bakış açıları, bölgenin farklı özelliklerinin ortaya çıkartılması ve olumlu
marka imajı oluşturulması konularında önemli olmaktadır.
2.2.1. PAZAR BÖLÜMLENDİRME
Pazarlar tüketici ve alıcılardan oluşmaktadır. Alıcılar da istekleri,
kaynakları, bulundukları yerler, satın almada tutumları ve alım şekilleri gibi
çeşitli bakımlardan birbirlerinden farklıdırlar. (Mucuk, 2001: 94-95).
Ürünler ve boş zamanımızı değerlendirmek için tercih ettiğimiz aktiviteler,
birlikte
yaşadığımız,
çalıştığımız
ve
sosyalleştiğimiz
kişilerden
etkilenmektedir. Bu nedenle belirli bir ürüne karşı benzer tutum ve satın
alma davranışı gösteren tüketicileri diğer gruplardan ayırmak mümkündür,
127
böylelikle ürünün veya hizmetin toplam pazarındaki diğer bölümlerden
ayrılan bir bölüm ortaya çıkmaktadır. Bu süreç de bölümlendirme olarak
adlandırılmaktadır.
Kısaca Pazar bölümlendirme; heterojen bir bütün
pazarın nispeten benzer mal veya hizmetlere ihtiyaç duyan tüketici
gruplarına (bölüm veya segmentlere) ayrılması işlemidir. Bu işlem veya
sürecin amacı, seçilmiş bir Pazar bölümündeki bireylerin ihtiyaçlarına daha
iyi şekilde uyacak bir pazarlama karması veya programı geliştirmektir.
(Ercan, 2007: 7)
İşletme yönetimi bir bütün pazarı bu şekilde birçok bölümlere ayırdıktan
sonra, en başarılı olabileceği bir veya daha fazla bölümü kendisine hedef
pazar olarak seçmekte, sonra da her seçtiği bölüm için ayrı bir pazarlama
karması geliştirmektedir. (Mucuk, 2001: 94-95).
Pazar
bölümlendirmenin
faydaları
şu
şekilde
sıralanabilmektedir:
(Cemalcılar, 1998: 39).
Yeni Pazar fırsatları ele geçirilir.
Pazar bölümünün istek ve ihtiyaçları daha iyi saptanır.
Daha uygun pazarlama karmaları geliştirilebilir.
Şiddetli rekabetten kaçınılır.
İşletme, kaynaklarını ve yeteneklerini seçtiği pazar bölümüne
uygun bir şekilde geliştirebilir.
Pazar bölümü seçmek, tüketicileri, rakipleri ve teknik, politik,
sosyal çevre koşullarını seçmek demektir. Bu da işletmenin daha
bilinçli ve etkili olmasını sağlar.
Pazara girerken amaçlar daha net belirlenmektedir.
Pazarda faaliyet sırasında ya da sonrasında performans daha iyi
değerlendirilir.
İstanbul Üniversitesi Seyahat Acentası’nın pazar bölümlendirmesi şu
şekilde olabilir; Beyazıt ve çevresinin gençlik turizmine daha çok hitap eden
bölgelerine yönelik bölümlendirme yapılabilir, daha çok müze ve diğer
128
kültürel etkinliklere sahip Beyazıt bölgesinde kültürel turizme yönelik turlar
düzenlenebilir, Sultanahmet bölgesindeki otellere kongre ve konferans
amacıyla iş seyahati gerçekleştiren kişiler için hem dinlenmeleri hem de
eğlenmeleri sağlanarak bazı turlar düzenlenebilir, günümüzde gittikçe artan
3. Yaş turizmine yönelik çok yorucu olmayan dinlenme ve kültürel
programlara dayanan turlara yoğunlaşılabilir. Bu ve bunun gibi çeşitli
turizm pazarlarına yoğunlaşarak, pazar bölümlendirmesi yapılabilir.
2.2.2.HEDEF PAZAR SEÇİMİ STRATEJİLERİ (CEMAL
GÜNDOĞDU)
Seyahat işletmeleri için hedef pazar; çeşitli kriterlere göre bölümlendirilmiş
olan pazarda, işletmenin en uygun şekilde faaliyetlerini sürdürebileceği, en
fazla gelir elde edebileceği ve dolayısıyla işletmeye en yararlı pazar bölümü
veya bölümleridir.
Hedef pazar seçiminde seyahat işletmesi iki nokta üzerinde durmaktadır:
Birincisi hangi pazar bölümleri veya bölümlerinin en büyük fırsatları
sunduğu, ikincisi ise hedef pazarı kaç bölümde seçmesi gerektiğidir
(Cemalcılar, 1996, s. 55).
Pazar bölümlerinden hangisinin en büyük fırsatları sunduğu belirlenirken,
seyahat işletmesinin, amaçlarını ve güçlü yönlerini, rekabet durumunu,
bölümün büyüklüğünü, büyüme potansiyelini, dağıtım gereklerini, gerekli
harcamaları, kâr potansiyelini, firma imajını ve farklı bir üstünlük geliştirip
bunu
devam
ettirip
ettiremeyeceğini
göz
önünde
bulundurması
gerekmektedir. Daha sonra, hedef pazarın seçimi stratejilerine uygun olarak
bir karar alınmalıdır (Cemalcılar, 1996, s. 55).
Hedef pazar seçimi stratejileri seçilirken ise, işletmenin kaynakları (çok
sınırlı olup olmaması), ürünün özellikleri (homojen, rakiplerle benzer olup
olmaması), ürünün hayat seyrindeki önemi, pazarın ve talebin yapısı
(tüketici ihtiyaçlarında benzerlik olup olmaması) ve rakiplerin hangi
stratejiyi izledikleri önem taşımaktadır. Belirtilen işletme içi ve dışı
129
faktörler göz önünde tutularak, her özel durum için en uygun strateji
Uygulamada,
belirlenebilmektedir.
tüm
pazarlamacıların
bu
ilkeyi
benimsedikleri söylenememektedir. Pazarını bölümlendirip hedef pazarını
seçenlerin yanı sıra, pazarı bölümlendirmeden tüm pazarı hedef pazar olarak
seçenler de bulunmaktadır.
Seyahat işletmesi, ürünü için ne gibi pazar fırsatları bulunduğunu belirlemek
üzere pazarlarınıanaliz ettikten ve bu pazarları uygun değişkenleri
kullanarak bölümlere ayırdıktan sonra, sırabunlardan birini veya birkaçını
seçmeye gelir. İşte bu “hedef pazar seçimi” karar sürecinde üçgeniş
kategorili alternatif stratejiden birinin seçilmesi söz konusudur (Mucuk,
2001, s. 102).
“Farklılaştırılmamış pazarlama” veya “tüm pazar” stratejisi
“Farklılaştırılmış pazarlama” veya “çok bölüm” stratejisi
“Yoğunlaştırılmış pazarlama” veya “tek bölüm” stratejisi
2.2.2.1.Farklılaştırılmamış Pazarlama (Tüm Pazar) Stratejisi
Tüm pazar yönteminde seyahat işletmesi, tüm pazarını tek birim veya bir
kitle
olarak
ele
almakta,
onu
oluşturan
parçalardaki
farklılıkları
görmezlikten gelerek veya onların birbirinin benzeri olduğunu varsayarak
hareket etmektedir (Mucuk, 2001:102). Pazar bölümlendirme yoktur; yani
hedef pazar herkestir.
Farklılaştırılmamış hedef pazar seçimi stratejisini uygulayan bir seyahat
işletmesi, esasında özel bölümleri olmayan büyük bir pazar olarak görünen
bir kitle pazar felsefesini benimsemektedir. Bu strateji ile müşterilerin ortak
istek ve tercihleri üzerinde yoğunlaşmayı hedeflenerek geniş bir kitleye
ulaşılmak istenmektedir (İçöz, 2001, s. 204).
Seyahat işletmesi bu stratejide tek pazarlama karması ile tüm pazara
odaklanmaktadır. Bu nedenle işletme, ürün ve pazarlama programlarını
mümkün olduğu kadar çok sayıda alıcıyı çekecek biçimde geliştirmeye
130
çalışmaktadır. Böylece en düşük maliyet ve fiyatla olabildiğince büyük
pazar payı elde edilmeye çalışılmaktadır. Zaten farklılaştırılmamış
pazarlama stratejisi, asıl olarak sağlanabilecek maliyet tasarrufları nedeniyle
savunulmaktadır (Yükselen, 2003, s. 142). Çünkü bu stratejide; tutundurma
ve medyanın ucuza gelmesi, fazla bilimsel pazar bölümlendirme araştırması
ve pazarlama planlaması yapılmaması nedeniyle Ar-Ge ve genel yönetim
giderlerinin az olması söz konusudur (Tek & Özgül, 2007, s. 327).
Tüm pazar yönteminin uygulanabilmesi için; tüm pazarı oluşturan
müşterilerin büyük bir bölümü söz konusu ürüne aynı biçimde istek ve
ihtiyaç duymalıdır (Cemalcılar, 1996, s. 56). Yani öncelikle o üründe,
tüketici istek ve arzularının tüketici özelliklerine göre anlamlı bir farklılık
göstermemesi gerekir.
Bununla birlikte seyahat işletmesi, tüketicilerin ihtiyaçlarına ve isteklerine
uygun tek pazarlama karmasını geliştirme ve sürdürme yeteneğine sahip
olmalıdır. Tek pazarlama karmasının oluşturulabilmesi için ise, çoğu için
ortak ihtiyaç ve istek belirlenebilmelidir. Ayrıca tüm pazara ulaşmak için
yeterli kaynağa ve yönetim yeteneğine sahip olunması gerekmektedir.
Oluşturulan tek pazarlama karmasının unsurları ise aşağıda belirtilmektedir.
Bir fiyatlandırma stratejisi
Herkesi hedef alan bir tutundurma programı
Değişme derecesi olmayan veya düşük ölçüde değişebilen bir ürün tipi
Pazara girişte amaçlanan kitlesel dağıtım kanalı
Farklılaştırılmamış
pazarlama
stratejisi
kitle
reklamcılığına
bel
bağlamaktadır ve işletme için maliyeti koruma temeline dayandırılmaktadır.
Rekabet az olduğunda veya ürün, müşteriler tarafından çekici bulunuyorsa
farklılaştırılmamış pazarlama başarılı olabilecektir (Tekeli, 2001, s. 18).
Turizm talebinin heterojen olması nedeniyle, bu stratejinin seyahat
işletmelerinde kullanımı sınırlı olabilmektedir. Örneğin; bir seyahat
131
acentasının pazarı, farklı amaçlarla seyahat eden (kongre, gezi vb.), farklı
milliyetlere mensup, farklı yaşlarda ve cinsiyette birçok müşteriden
oluşmaktadır. Bu acentanın tek bir pazarlama karması ile bu müşterilere
ulaşması etkili olmayacaktır. Çünkü, tek bir ürün ve pazarlama karması ile
pazardaki
tüm
müşterileri
tatmin
etmek
zordur.
Şekil
1’de
Farklılaştırılmamış Pazarlama Stratejisi görülmektedir.
Şekil 1: Farklılaştırılmamış Pazarlama
Seyahat İşletmesinin
Pazarlama Karması
Pazar
Farklılaştırılmamış pazarlama stratejisi, işletmenin satış gelirini ve kar
beklentilerini karşıladığı sürece uygulanabilir. Bu strateji tipik olarak
pazarlama programında yer alacak “mamul farklılaştırma stratejisi” ile
birlikte uygulanır. Mamul farklılaştırma stratejisi, daha çok yoğun reklam ve
diğer tutundurma çabalarıyla, mamulün rakip markalardan üstün olduğu
imajının yaratılması stratejisidir. Ama bunu uygularken, mamulün hiç de
önemli olmayan bazı yönleri (renk, ambalaj gibi) de değiştirilebilir; burada
en önemli nokta, rakiplerden farklılık ve üstünlük imajıdır. Böylece
rakiplerle fiyat dışı rekabete ağırlık verilerek fiyat rekabeti tehlikesinden
sakınılmakta veya bu tehlike minimum düzeye indirilmektedir. (Mucuk,
2005, s. 68)
2.2.2.2.Farklılaştırılmış Pazarlama (Çok Bölüm) Stratejisi
Daha önce de belirtildiği üzere, pazarı bölümlere ayırmanın kitlesel
pazarlamaya göre çeşitli üstünlükleri vardır. Böylece; farklı alıcıların
birbirinden çok farklı ihtiyaç ve tercihlerine uygun ürünler ve pazarlama
karmalarıyla daha iyi hizmet verilmektedir (Mucuk, 2001, s. 96).
Bu strateji gereğince; homojen olmayan pazar küçük homojen pazar
bölümlerine ayrılarak, her pazar bölümüne farklı ürün ve pazarlama
programı uygulanmaktadır. Böylece bu strateji seyahat işletmesine, birkaç
132
pazar bölümünde o pazar bölümlerine yönelik fiyatlandırma, dağıtım ve
iletişim stratejisi ile hizmet etme olanağı sağlamaktadır. Satış fiyatları ise
her bölümün fiyat duyarlılığına göre oluşturulmaktadır. Örneğin gençlerin
oluşturduğu pazar bölümüne yönelik fiyatlandırma stratejisi, lüks pazar
bölümlerinden farklı olacaktır. Çünkü gençlerin oluşturduğu pazar
bölümünün fiyatlara duyarlılığı yüksektir.
Bu stratejinin amacı, pazarın her bölümünde satışları azami düzeye
çıkarmaktır. Örneğin bir seyahat işletmesinin pazarını bölümlendirerek, iş
amaçlı gelen müşteriler ve tatil amaçlı gelen müşteriler olarak belirlediği iki
pazar bölümünü hedef pazar olarak seçmesi, ardından her iki pazar bölümü
için farklı pazarlama karması oluşturması gibi.
Özellikle seyahat
işletmesinin fazla kapasitesi varsa, bu uygulama yararlı olmaktadır. Bununla
birlikte seyahat işletmesi pazarda belirli bir bölümde başarılı olduktan sonra
bu stratejiyi uygulayabilmektedir (Akat, 2001, s. 79). Ancak, bu çeşit
pazarlama stratejisinin maliyetleri artırdığı da unutulmamalıdır. Çünkü, bu
stratejinin uygulanması sonucu üretim, yönetim, stoklama ve reklam
giderlerinde
hızlı
bir
artış
meydana
gelmektedir.
Diğer
taraftan
farklılaştırılmış pazarlama stratejisi tüm pazar stratejisine göre işletmeye
daha çok gelir sağlamaktadır (Mucuk, 2001, s. 104).
Seyahat işletmeleri açısından farklılaştırılmış pazarlama stratejisinin olumlu
ve olumsuz yönleri Tablo 1’de belirtilmektedir;
Tablo 1: Farklılaştırılmış Pazarlama Stratejisinin Olumlu ve Olumsuz
Yönleri
Farklılaştırılmış
pazarlama Farklılaştırılmış
pazarlama
stratejisinin olumsuz yönleri
stratejisinin
olumlu yönleri
Aşırı üretim kapasitesi (yiyecek-
Daha büyük finansal başarı
içecek bölümlerinde) ve fazla
sağlanır.
oda kapasitesi birden fazla farklı
Daha fazla sayıda üretim
pazar
sürecini
bölümlerine
hizmet
gerektirir
(otelde
133
edilerek değerlendirilmiş olur.
farklı
Daha fazla pazara ve dolayısıyla
yemeklerin üretilmesi gibi),
müşteriye hitap edilir, otelin
odaların dizaynı farklılaşır.
doluluk oranı ve otel içi satışları
Sonuçta üretim ve hizmet
artar.
maliyetleri artar.
Daha az risk vardır, bir pazara
Farklı dağıtım kanallarının ve
bel bağlanmaz.
iletişim
Yeni
pazar
fırsatları
mutfaklara
araçlarının
kullanılması, promosyonların
yakalanabilir.
çeşitli
Pazar bölümünün ihtiyaçları ve
pazarlama
istekleri
artmaktadır.
daha
iyi
belirlenir,
özgü
olması
nedeniyle
maliyetleri
de
müşteri memnuniyeti sağlanır.
Her farklı pazar için daha uygun
ve etkili pazarlama karması ya da
karmaları geliştirilir.
Şiddetli rekabetten kaçınılır.
Oldukça masraflı olan bu strateji genelde seyahat sektörünün liderleri
tarafından uygulanır. Bu lider seyahat işletmeleri, her pazar bölümü için
etkin pazarlama karması ve pazarlama yöntemleri uygulayarak pazardaki
bütün müşteri gruplarından pay almak ister. Örneğin: Farklılaştırılmış
pazarlama stratejisini uygulayan seyahat işletmesi olarak ETS Tur
gösterilebilmektedir. ETS Tur bu stratejiyi uygulayarak hedef pazarlarını
aşağıdaki şekilde belirlemiştir:
Yurtiçi ve Yurtdışı Rezervasyonları
Incentive ve Kongre Organizasyonları
Uçak Rezervasyonları
Gemi Turları
Kültür turları vb.
134
Şekil 2: Farklılaştırılmış Pazarlama
İşletmenin Pazarlama
Karması 1
Hedef Pazar Bölümü
1
İşletmenin Pazarlama
Karması 2
Hedef Pazar Bölümü
2
İşletmenin Pazarlama
Karması 3
Hedef Pazar Bölümü
3
2.2.2.3.Yoğunlaştırılmış Pazarlama (Tek Bölüm) Stratejisi
Yoğunlaştırılmış pazarlama stratejisi; seyahat işletmesinin, tüm pazar için
belirlediği bölümlerden sadece birini pazar olarak seçtiği ve tüm pazarlama
çabalarını tek bir pazarlama karması ile bu bölüme yönelttiği hedef pazar
seçimi stratejisidir.
Özellikle kaynakları sınırlı olan durumlarda çok yararlı olan bu strateji
büyük bir pazarın az bölümüne hitap etmektense küçük bir pazarın büyük
bir bölümünü eline geçirme yolunu izlemektedir (Mucuk, 2001, s. 104).
Başka bir deyişle, işletme kendini çeşitli yerlere dağıtmaktansa, gücünü belli
alanlarda yoğunlaştırmaktadır (Tek & Özgül, 2007, s. 331).
Şekil 3: Yoğunlaştırılmış Pazarlama
İşletmenin
Pazarlama
Karması
Hedef Pazar Bölümü
1
Hedef Pazar Bölümü
2
Hedef Pazar Bölümü
3
Bu stratejide amaçlanan; verimli bir şekilde maliyetleri kontrol etmekle
beraber pazarın az sayıda bölümüne hitap ederek, pazarda güçlü bir konuma
geçmektir(İçöz, 2001, s. 202). Örneğin Prontotur, daha çok yurtdışı turlarına
gitmek isteyen konukları kendisine hedef pazar olarak seçmiştir. Özellikli
135
bir bölümü hedef pazar olarak seçmeye başka bir örnek olarak, Saltur
tamamen iş amaçlı seyahat edenlere ulaşmak için oluşturulmuş ürün
dizaynı, sadece kongre ve fuar organizasyonları yaparak bu pazar bölümünü
çekmede çok başarılı olmuştur. Tura turizm, son derece lüks nitelikteki
Cruise turları düzenleyerek tek bir pazara yoğunlaşmıştır.
Birçok bağımsız seyahat işletmesi bu stratejiyi benimsemektedir. Bu
stratejiyi uygulayan seyahat işletmesi, belli bir pazar bölümünü ele geçirmek
için tüm çabasını harcamaktadır ve bu bir risk taşımaktadır. Yani; bazen bu
strateji, pazar bölümü çok dar olduğu için işlevsel olmayabilir.
Sonuçta bir seyahat acentası, bir pazar bölümü üzerine yoğunlaşırsa her
zaman başarılı olamayacağı riskini göz önünde bulundurmalıdır. Ancak,
bölümün isabetli bir şekilde seçilmesi durumunda; seyahat işletmesi güçlü
ve büyük rakipleriyle kolayca rekabet ederek, karlı bir şekilde çalışmalarına
devam edebilir (Akat, 2001, s. 77).
Nispeten çok büyük olmayan işletmeler büyük seyahat işletmeleriyle
rekabette etkili olduğu için bu stratejiyi benimsemektedir. Bazı işletmeler
ise arzu ettikleri pazar bölümünde güçlü bir pozisyon yakalayabilmek için
bu stratejiye başvurmaktadır. Yani seyahat işletmesi bu strateji sayesinde
spesifik pazarlarda güçlü bir pazar pozisyonu elde etmektedir. Çünkü
pazarların gereksinmesini iyi bilmektedir. Yoğunlaştırılmış pazarlama
stratejisinin, olumlu yönleri ile işletmeye sağlayacağı yararlar ve işletme
açısından olumsuz yönleri ile riskleri Tablo 2’de gösterilmektedir.
Tablo 2: Yoğunlaştırılmış Pazarlama Stratejisinin, Olumlu Yönleri ile
İşletmeye Sağlayacağı Yararlar ve İşletme Açısından Olumsuz Yönleri ile
Riskleri
Yoğunlaştırılmış pazarlama
Yoğunlaştırılmış pazarlama
stratejisinin olumlu yönleri ve
stratejisinin olumsuz yönleri ve
işletmeye sağladığı faydalar
riskleri
İşletme, tüm enerjisini bir
En büyük riski, pazarın o
136
grubun ihtiyaçları karşılama
bölümünde kâr olduğunu gören
üzerine odaklayabilir. Böylece
diğer işletmelerin de o pazar
işletmenin hedef alınan pazar
bölümüne girmeleridir. Yani
bölümündeki durumunun
rakipler artabilir.
güçlenmesine yardımcı
Tüm yumurtaları aynı sepete
olmaktadır.
koymanın tehlikesi söz
İşletmenin o pazar bölümünün
konusudur. Yani işletmenin tüm
gereksinimlerini daha yakından
kaynakları bir
tanımasına yardımcı
bölümdeyoğunlaştırıldığında eğer
olmaktadır. Böylelikle pazar
seçilen pazar bölümü işletmeye
bölümünün ihtiyaçları daha iyi
uygun değilse; işletme
karşılanmış olacaktır.
kaynaklarının tümü boşa
Üretimde, dağıtımda ve
kullanılmış olacaktır.
reklamda uzmanlaşma
Nüfustaki veya müşteri
nedeniyle faaliyetlerde
beğenisindeki küçük değişiklik
ekonomiklik sağlamaktadır.
firmayı büyük ölçüde
Pazar bölümü iyi seçilmişse
etkileyebilir.
işletmenin yaptığı yatırımdan
Bir bölümde yoğunlaşıldığı için
yüksek kâr sağlaması
yeni pazarların doğru büyümede
gerçekleşir.
sorun olabilir.
İşletmenin özel olmasını
Büyük rakipler işletmenin
sağlamaktadır.
yoğunlaştığı niş bölümü daha
Sınırlı kaynakları olan bir
etkin şekilde pazarlayabilir.
işletme daha büyük işletmelerle
rekabet edebilir.
Güçlü konumlandırma sağlanır.
Tüm bu bilgiler ışığında İstanbul Üniversitesi bünyesinde kurulacak olan
seyahat acentasının, hedef pazar seçiminde benimseyeceği stratejiyi
belirlemek için kurulacak acentanın ne tür faaliyetlerde bulanacağına göz
önüne alınır. Daha öncede belirtildiği gibi kurulacak acentanın arz edeceği
ürünler, bizim stratejimizi farklılaştırılmış hedef pazar stratejisi olarak
137
belirler. Çünkü acentamız, uçak biletleri satışı, yurtiçi-yurtdışı otel
rezervasyonları, yurtiçi-yurtdışı turlar, seminer ve kongre organizasyonları,
sağlık turizmi için organizasyonlar ve yurtdışı eğitim faaliyetleri
yapmaktadır.
2.2.3. HEDEF PAZAR İHTİYAÇLARI (Mustafa AKYOL)
Öncelikli olarak hedef pazar ihtiyaçları arasında turistik çekim merkezi
oluşturma; yörenin turizm arz potansiyelinin envanterinin çıkarılması,
tanıtılması ve pazarlaması gerekmektedir. Hedef pazarı, turist için çekici
kılan özellikleri ile tanıtımını gerçekleştirmek ve potansiyel turistleri
bölgeye yönlendirmek, bölgeyi bir cazibe merkezi haline getirecektir.
Turizmde hedef pazar ihtiyaçları arasında çekim gücü, imkanlar, ulaşım,
konukseverlik ve altyapı hizmetleri olmazsa olmazlardandır. Turizm
destinasyonlarını oluşturan kısımların 6 başlık altında toplanabileceği
belirtilmektedir. Bunlar; çekicilikler (doğal oluşumlar veya inşa edilmiş
yapılar v.b.), ulaşım sistemleri ve yapıları, konaklama, yiyecek-içecek ve
alışveriş imkanları, planlı turlar, aktiviteler (turistlerin katılabilecekleri her
türlü aktivite) ve diğer hizmet birimlerinden (bankalar, iletişim araçları v.b.)
oluşmaktadır. (GÜRBÜZ, 2005)
Türkiye’nin ve yörelerimizin de artan uluslararası turizmden yeterince
yararlanabilmesi için; bölgelerdeki kültürel ve çevresel özellikleri ön plana
çıkaracak tanıtma ve geliştirme plan ve projelerinin uygulanmasını zorunlu
kılmaktadır. (ÖZTAŞ, 2007)
Bir bölgenin “marka” olması için tercih edilen bir cazibe merkezi haline
getirilmesi gerekmektedir. Çekim merkezi haline getirilmesi için de doğal,
tarihi, kültürel özelliklerinin ön plana çıkarılması ve ulusal-uluslararası baz
da tanıtımının yapılması gerekir. (ATEŞOĞLU, 2009)
138
Turizm sektöründe rakiplerin önüne geçip, başarılı olabilmek için yeni
stratejiler geliştirilerek markalaşılması gerekmektedir. Destinasyon marka
kimliği ile tüketici ile marka arasında duygusal bir bağın kurulması,
destinasyon marka imajı ile tüketicinin çekimmerkezi ile ilgili duygularının,
düşüncelerinin algılanması, turistleri çekim merkezine yönlendiren doğal
tarihi kültürel çekiciliklerin tespit edilmesi ve tanıtımının gerçekleştirilmesi,
turistik altyapı ve fiziki olanaklar ile turistin sorunsuz bir şekilde tatilini
geçirmesi, coğrafi işaretleme ile bölgenin karakteristik özellikleri ve zengin
ürün çeşitliliğinin gün yüzüne çıkarılması, kendine özgü özellikleri ile
özdeşleşen farklılaştırma stratejisi ile daha geniş kitlelere hitap edilmesi ve
son olarak destinasyon pazarlaması ile bölgenin hedef kitlelere yönelik
çekici bir cazibe merkezi haline getirilmesi amaçlanmıştır. (ATEŞOĞLU,
2009)
İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü ve çevresinin öncelikli hedef
pazar ihtiyaçlarını sıralamamız gerekirse;
Bölgenin öncelikle marka kimliğinin oluşturulması gerekmektedir.
Turist ile bölge arasında bir duygusal bir bağ oluşturulmalıdır.
Özellikle akılda kalıcı olacak isim, kültürel miras, slogan, logo,
renk, müzik, mimari gibi özelliklerin önplana çıkarılması şarttır.
Turistin algısına yönelik olumlu bir
yaratılmalıdır.
Turistlerin
destinasyon marka imajı
destinasyonun
ismini
duyduğunda
akıllarında oluşacak duygu ve fikirler marka imajını ifade edecektir.
Bu doğrultuda turistlerin algıları doğru tespit edilerek destinasyonun
zayıf yönleri güçlendirilmelidir.
Turistik destinasyonların en önemli özelliklerinden bir tanesi olan
doğal, tarihi ve kültürel çekiciliklerdir. Bu bağlamda İstanbul
Üniversitesi Beyazıt
çıkarılarak
Kampüsünün ve çevresinin ön plana
tanıtımlarda
çekici
unsur
olarak
ele
alınması
gerekmektedir.
139
Turistik destinasyonların en temel ihtiyaçlarından bir tanesi de
turistik altyapı olup konaklama, ulaşım, park alanları ve alan
planlamalarının en etkin şekilde yapılması gerekmektedir. İstanbul
Üniversitesi ve çevresinde ulaşım kolay fakat trafik yoğunluğu
fazladır. Bölgenin trafikten arındırılması gerekmektedir. Bölgede
bulunan konaklama işletmeleri hem sayı olarak hem de altyapı
olarak yetersizdir. Bölgedeki hediyelik eşya ve yiyecek içecek
işletmelerinin sayısı fazla ve kontrolsüz büyüme mevcuttur. Gerekli
yasal düzenlemeler ile kontrol altına alınması gerekmektedir.
Turistik anlamda birçok bölge bir coğrafik işaretleme ile ünlüdür.
Örneğin; Taksim’ de İstiklal Caddesi ve Sultanahmet’ te Ayasofya
ve Sultanahmet Camii. İstanbul Üniversitesi tarihi binaları da ön
plana çıkarılarak coğrafi işaretleme yapılabilir.
Bölgede
var
olan
turizm
faaliyetlerinin
sınırlarının
tam
belirlenmemiş olması sebebi ile bölgede farklılaştırma stratejisi ile
İstanbul Üniversitesi kendine özgü özellikleri ile ön plana çıkarılıp
Beyazıt’ ın turistik simgesi haline getirilmelidir.
2.2.4. REKABET ORTAMI VE PAZARDA
BULUNAN
RAKİPLER (ZELİHA)
Günümüzde isletmeler ürün farklılaşmasının ve müşteri beklentilerinin
karşılanmasının her geçen gün zorlaştığı, global piyasaların ve rakiplerin
daha çok artış gösterdiği, değişik müşteri kitlesinin belirdiği farklı bir
rekabet ortamı ile yüz yüzedirler. Toplumsal düzenin ürünü durumundaki
işletmelerin oluşan değişim dalgasından sağlıklı ve gelişerek çıkabilmeleri
rekabet kapsamındaki üstünlüklerinin önemine ve bu üstünlüğün stratejik
uygulamalar ile gündeme getirilmesi ile ilintilidir (Altuntuğ, 2007:4). Bu
amaçla isletmeler rekabet üstünlüğü sağlamada, farklı pazarlama yöntem ve
stratejilerini uygulamaktadırlar (Tekin ve Çiçek, 2005: 63). 21. yüzyılın,
yükselen rekabet şartları ve hızla oluşan değişimin beraberinde getirdiği
karmaşık yapıdaki problemler ile başa çıkabilmek üzere birlikte hareket
140
etmek
amacıyla
yoğun
çabaların
beklenmektedir.( Gümüşoğlu, 2008:
gösterildiği
bir
dönem
olması
287). Yatırımların yüksek boyutta
refaha ulaşabilmesi için gerekli olan rekabet ortamında yatırımcı açısından
önemli olan: düzenleyici kuralların saydam, adil ve öngörülebilir olması ile
rekabeti engelleyecek davranışların önlenebilmesidir (Atiyas, 2005: 6).
Globalleşen
iş
ortamında
rekabet
her
coğrafya
ve
sektörden
oluşabilmektedir. Globalleşme ile birlikte artan rekabet, değişen istek ve
ihtiyaçlar karşısında müşteri memnuniyetinin ve sadakatinin oluşmasını
zorlaştırmıştır (Gökdeniz ve Aşık, 2008:134). Bu durumda rekabet
stratejisinin kalıcı ve devamlı oluşu rakip, piyasa yapısı ve sektör gibi dış
değişkenler yerine, işletmenin somut oluşu yanında soyut, fiziksel oluşu
yanında duygusal, düşünsel ve kültürel birikimleri ile temel yeteneklerine
dayanarak rekabet stratejilerini oluşturmaları ile ilintilidir. (Altuntuğ,
2007:5). Rekabetçi ortam tercihinin ve bu tercih kapsamında beliren
rekabetçi sistemin faydaları: Hak edenin başarılı olması hususu kapsamında
oyun kuralları kapsamında birbirleri ile yarış içinde olan girişimlerin
bulunduğu bir ortamda, girişimci ve tüketici özgürlüğünün yanında, ürün
çeşitliliği, fiyat rekabeti, yüksek kalite, yenilikçilik ve verimliliğinde
bulunduğu
söylenebilir.
oluşmadığı
piyasalara
Rekabeti
yeni
engelleyen
girişler
olumsuz
kolaylaşırken
durumların
girişimciler
cesaretlendirilecek, diğer taraftan da tüm girişimler sahip oldukları
kaynakları en verimli şekilde kullanarak daha başarılı olmaya çalışacaklardır
(Kaldırımcı, 2010:3).
İşletmelerin rekabetçi üstünlüklere ulaşmalarındaki önem doğrultusunda bu
üstünlüklerin bir anlam ifade etmesi için sürdürülebilirlik özelliğine sahip
olmaları gerekmektedir. Rakiplerce taklit edilemeyen, satın alınamayan ve
kopyalanamayan üstünlükler ile bu üstünlüklerin üzerine kurulan rekabetçi
stratejiler ise işletmelerin başarılarını uzun dönemlere taşımalarını
kolaylaştırmaktadır. Sahip oldukları temel yetenekleri ise işletmelere bu
özellikleri kazandıran kilit bileşenlerdir (Altuntuğ, 2007:i). Turizm
endüstrisinde elastik talep ve yoğun rekabet ortamı olmasından dolayı
141
rakiplerin üstesinden gelebilmek ve hedef kitlenin karşısında güçlü bir yer
edinebilmek için ürün ve hizmetleri geliştirmenin yanında iyi bir soyut imaj
oluşturmak ve sürdürülebilir kılmak gerekmektedir (Gökdeniz ve Aşık,
2008:134).
Rekabetçi üstünlükleri geleceğe aktarabilmenin işletmenin kendisine
rakiplerinden farklı kapsamda yer edinmesiyle ilişkili olduğu varsayıldığı
zaman rekabet stratejilerinin dinamikliğinin ve farklılığının ne boyutta
önemli olduğu su yüzüne çıkmaktadır. Fark yaratan işletme stratejileriyse
işletmelerin pazarda,
üründe,
müşteri beklentilerinde ortaya çıkan
değişiklikleri ve bu değişiklikler ile birlikte getirdiği risk ve fırsatların
farkına varmalarını, yeni oluşumları değerlendirip, rakiplerin stratejileriyle
kıyaslayarak kendi yönetim anlayışlarını ve işletme fonksiyonlarını devamlı
güncellemelerini sağlayan stratejilerdir (Altuntuğ, 2007:5).
Yeni rekabetçi ortamın ortaya çıkışı, karar verme sürecinin azalması,
tüketici alışkanlıklarındaki değişim,
bilgi toplumuna geçilmesinin
beraberinde gelen globalleşme olgusu; işletmelerin, rakipleri karşısında
rekabette
üstünlük
sağlayabilmeleri
bakımından
hızla
ilerlemeleri
zorunluluğunu öne çıkarmıştır (Gönen ve Çelik, 2005: 41). İletişimin hızlı
olduğu, hızla beliren pazarlar ile kısa süreli iş tasarımlarının belirdiği global
rekabet ortamında piyasalarda hızlı dönüşüm yaşanması işletmelerin
kapsamlı rekabet ortamına girmesini sağlamıştır.
işletmelerin
hedeflerini
gerçekleştirebilmesi,
Böylesi bir ortamdaki
yaşamlarını
devam
ettirebilmesi, artan rekabet karşısında pazardaki paylarını koruyarak
arttırabilmeleri ve hatta yeni pazarlara girebilmeleri büyük oranda çevreye
uyum sağlayabilmeleri ile ilişkilidir (Tekin ve Zerenler, 2002: 15 ).
Kurulacak olan acentemizde bu doğrultuda ele alınmış rekabetçi ortamda
pazara nüfuz edebilmek ve sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla
değerlendirilerek pazar araştırması yapılmıştır. Bu araştırma kapsamında
hedef pazardaki rakipler belirlenmiş ve aşağıda listelenmiştir.
142
Tablo 3: Sultan Ahmet Bölgesi’ndeki Acenteler
Sultan Ahmet
Acenta
Bölgesindeki Acenteler
Grupları
Adet
A Grubu:
26
B Grubu:
2
C Grubu:
1
A grubu:
3
B Grubu:
0
C Grubu:
0
A grubu:
102
B Grubu:
1
C Grubu:
1
A grubu:
204
B Grubu:
0
C Grubu:
2
A grubu:
23
B Grubu:
0
C Grubu:
0
A grubu:
10
B Grubu:
0
C Grubu:
0
A grubu:
368
B Grubu:
3
C Grubu:
4
Beyazıd Bölgesindeki Acenteler
Eminönü Bölgesindeki Acenteler
Fatih Bölgesindeki Acenteler
Aksaray Bölgesindeki Acenteler
Laleli bölgesindeki Acenteler
Tarihi Yarımada da Toplam
143
Tablo 4: İstanbul Bölgesindeki Acenteler
A Grubu:
2104 adet
B Grubu:
50 Adet
C Grubu:
57 Adet
Toplam
2211 Adet
Tablo 5 : Tarihi Yarımada ( Fatih+ Eminönü+ Sultanahmet+
Beyazıd+Laleli+ Aksaray)
A Grubu:
368 adet
B Grubu:
3 Adet
C Grubu:
4 Adet
Toplam
375 Adet
Kaynak: TURSAB ’ın Sitesinden veriler derlenerek hazırlanmıştır.
(http://www.tursab.org.tr/tr/seyahat-acentalari/seyahat-acentasiarama?search=1, Erişim Tarihi: 20.05.2012).
2.2.4.1.
PAZARDA
BULUNAN
RAKİPLERİN
İNCELENMESİ (BURCU)
İstanbul Üniversitesi’ne bağlı açacağımız acentamızın hizmet bölgesinde
yer alan acentalar içinde İstanbul için günübirlik ve birkaç günlük turlar
düzenleyen acentalar: Barefoot Travel, Bereket Tur, Cicoda Turizm,
İstanbul Sightseeing Tours, Consul Tour, Fachee Travel, Heysem Tour,
İstanbul Yıldız Turizm, Jasmine Tur, Mgnificient Tur, Midillis Tur, True
Blue Tur, Turkland Travel Agency, Paran Tur, She Tur, Travel Terminal ve
Venividi Travel ‘dır. Aşağıda web sitelerinden ulaşılabilen ve hazırladıkları
turlara ulaşabildiğimiz tüm rakip acentalar ile birlikte bahsi geçen bu
acentalardan ve
hazırladıkları turların
içeriklerinden bahsedilmiştir.
Akabe Turizm, Berat Turizm, Büşra Turizm, Çiçek Tur, Feyza Turizm,
Hudeybiye Turizm, İklim Turizm, İspa Tur, Liva Tur, Nil Tur, Öz&el Tur,
144
Serde Turizm, Server Turizm, Toprak Turizm, Uzman Turizm umre ve hac
turizmi uçak bileti, otel rezervasyonu ve vize işlemleri yapmaktadır.
Aksa Tur; Balkan ve Avrupa’ya gezi ve tatiller düzenlemekte özellikle
kayak turları üzerine yoğunlaşmakta, otel rezervasyonu, vize işlemleri
hizmeti vermektedir.
Aldağ Turizm; yurtiçi yurtdışı uçak biletleri, münferit otel rezervasyonları
araç kiralama hizmetleri, havaalanı transfer ve tur hizmetleri, rehberlik ve
tercüman hizmetleri, şehir turları transfer hizmetleri, kongre, fuar,
sempozyum, incoming, outgoing, dünyanın her yerine gemi seyahatleri, vip
transferler ve limuzin kiralama seyahat sigorta paketleri, vize hizmetleri
vermektedir.
Ardahan Turizm; yurtiçi ve yurtdışı turlar düzenlemekte, yurtdışı otel
rezervasyonları, vize hizmetleri ve Avrupa shengen işlemlerini müşteri
adına takip etmektedir, Moskova charter uçuşları, İstanbul çıkışlı tarifeli ve
diğer charter uçuşları biletleri satışı yapmaktadır. Hava Alanı, otel
transferleri ve şehir turları yapmaktadır. (Ardahan Turizm)
Ayşa Tur; İstanbul, İzmir, Ankara çıkışlı yurtdışı turlar düzenlemektedir.
İzmir hareketli Yunanistan ve Baltık gemi turları, İstanbul hareketli yurtdışı
gemi turları, Hac ve Umre ziyaretleri düzenlemektedir. Araç kiralama,
seyahat
sigortası,
transfer
ve
vize
hizmeti
vermektedir.
Barefoot Travel; İstanbul, Kapadokya, Çanakkale, Bursa, Kaş, Efes,
Pamukkale turları düzenlemektedir. Klasik İstanbul turu için Ayasofya,
Sultan Ahmet Camii, Dikilitaş, Yılanlı Sütun, Kapalı Çarşı, Topkapı Sarayı
ve Süleymaniye Camii ziyaretlerinden oluşmaktadır. Ayrıca Boğaz Turu,
Büyükada Turu ve İstanbul Gecesi ve Galata Mevlevilerine özel
organizasyonlar düzenlemektedir.
145
Bendis Turizm; başta Romanya Bulgaristan pazarı olmak üzere diğer eski
doğu bloğu ülkelerine Avrupa ülkelerine seyahat edecek müşterilerin vize,
uçak bileti, hotel, transfer hizmetleri vermektedir. Tüm dünyaya ekonomik
uçak bileti yurtiçi uçak bileti temin etmektedir. Onur air ve diğer özel
havayolu şirketlerin yetkili temsilciliği yapmaktadır. (Bendis Turizm)
Bereket Turizm; yurtdışı turlar ( Mısır Turu, Suriye Turu, Özbekistan
Turu, Hindistan Turu, Amsterdam Turu, Barselona Turu, Dubai Turu, Fas
Turu, İsviçre Turu, İtalya Turu, Londra Turu, Paris Turu, Roma Turu,
Uzakdoğu Turu), yurtiçi turlar (Karadeniz Turu, Çanakkale Turu, Antalya
Turu, Marmaris Turu, İstanbul Turu) Hac ve Umre ziyaretleri düzenlemekte
ve uçak bileti satışı yapmaktadır. (Bereket Turizm)
Bereket Turizm; klasik İstanbul turunda Ayasofya, Sultan Ahmet Camii ve
Kapalı Çarşı gezdirilmektedir. Yarım günlük bir tur olarak Topkapı ve
Süleymaniye Camii gezdirilmektedir. Tam günlük bir tur olarak da klasik
İstanbul turuna Topkapı ve Süleymaniye Camii turunun eklenmesi ile
yapılmaktadır. Ayrıca Boğaz Turu, Mısır Çarşısı, Boğaz Köprüsü, Çamlıca
Tepesi, Pierre Lotti, Dolmabahçe Sarayı ve Yıldız Sarayı, Beylerbeyi
Sarayı, Rumeli Hisarı için tur organizasyonları yapmaktadırlar.
Berhel Turizm; A Grubu seyahat acentesi olarak yurtiçi ve yurtdışı
seyahatleri, fuar, kongre, seminer organizasyonları, iş dünyamızın önde
gelen şirketlerinin yurt dışından gelen özel misafirlerine VİP hizmetler
sunmaktadır. Bireysel müşteriye talepleri doğrultusunda özel paketler
sunumuyla da bir ilke imza atmıştır. Ayrıca son model araç filosu ile
seyahat acentelerine ve okul gezilerinde transfer hizmetleri vermektedir.
Yurtiçi turları ( Kapadokya Turları, Batı Karadeniz Turları, Pamukkale
Turları, Bursa-İznik-Trilya Turu), yurtdışı turları (Paris Turu, Yunanistan
Turu, Kahire Turu, Sharm El Sheikh Turu) düzenlemektedir. (Berhel
Turizm)
146
Bumerang Turizm; Seyahat Acentacılığı tarihinde uzun ve başarılı bir
geçmişi olan Bumerang Turizm ülkemizde ilk olarak Formula 1 yarışlarını
yerinde izletmek amacıyla 2000 senesi sezonunda tur organizasyonuna
başlamıştır. 100.000'i aşkın izleyici kitlesinin yer aldığı Grand Prix'lerin
yapıldığı şehirlerdeki seyahat organizasyonlarının başarıyla yapılabilmesi
için hazırlıklar her yarış sonrası bir sonraki sene için başlamaktadır.
Alışılmış tatil amaçlı seyahatlerin aksine Formula 1 yarışlarının seyahat
programları aylar öncesinden rezervasyon ile katılımı gerektirmektedir.
(Bumerang Turizm)
Cicoda Travel; İncoming turlar ve otel rezervasyonu hizmeti vermektedir.
Üç gece dört gün süreli İstanbul Turunda yurtdışından gelen turistlere
Topkapı Sarayı, Ayasofya Müzesi, Beylerbeyi Sarayı, Mısır Çarşısı, Sultan
Ahmet Camii gezdirilmektedir. Beş gece altı gün süren Çanakkale,
Pamukkale, Bursa’ya gidilen İstanbul çevresine yönelik bir tur programı da
bulunmaktadır.
Consul Travel Services; Ağırlıklı olarak Kazakistan, Ukrayna, Özbekistan
ve Rusya olmak üzere tüm BDT ülkeleri ile Arnavutluk, Bulgaristan ve
Almanya’dan gelen üst düzey misafirlere Türkiye’de hizmet vermektedir.
İstanbul’da Vip Yat Turu, İstanbul Turu, Topkapı Sarayı, Dolmabahçe
Sarayı, Galata Kulesi, Sultan Ahmet Camii, Pierre Loti, Ayasofya Müzesi
ve Kız Kulesi için özel tur programları bulunmaktadır.
Elif Tur; Yurtiçi otel, konaklama, ulaşım, sağlık beldeleri gezilerinin
düzenlenmesi, yurtdışı rehberlik, otel, konaklama, ulaşım, sağlık beldeleri
gezilerinin düzenlenmesi yapılmaktadır. Günübirlik yat turları, İstanbul gece
eğlence organizasyonları düzenlenmektedir.
Eve Turizm; Eve Turizm yurtdışından gelen yabancı konuklarınızı
İstanbul'un ve Türkiye'nin doğal, kültürel ve tarihi zenginlikleri eşliğinde en
147
iyi şekilde ağırlayabileceğiniz organizasyonlar düzenlemektedir. Uçak bileti,
yurtdışı otel rezervasyonu ve vize işlemleri hizmeti vermektedir.
Fachee Turizm; Sabahtan öğlene kadar Hipodrom, Sultan Ahmet Camii,
Ayasofya Müzesi, Türk ve İslam Eserleri Müzesinin gezilmesinden oluşan
klasik İstanbul turu, öğleden sonra Topkapı Sarayı ve Kapalı Çarşı’nın
gezilmesinden oluşan yarım günlük bir tur daha bulunmakta, eğer istenilirse
bütün tur tam gün olarak satın alınabilmektedir. Ayrıca Boğaz Köprüsü,
Çamlıca Tepesi ve Dolmabahçe Sarayı’na yapılan bir tur programı da
bulunmaktadır. Bütün gün süren Boğaz turu ve Galata Mevlevileri için
organizasyon düzenlemektedir.
Feray Turizm; Yurt dışında Rusya Federasyonunu, Ukrayna, Lituanya,
Estonya,
Kazakistan,Azerbaycan,
Bulgaristan,
Arnavutluk
pazarında
faaliyetlerini sürdürmekte, başta İstanbul olmak üzere Antalya, Marmaris,
Kuşadası ve diğer bölgelerde, özel uçuşlara turist grupları getirmekte ve
konaklama, transfer ve her türlü Tur organizasyonlarını başarıyla devam
etmektedir.
Feustel Fairs & Travel; Türk seyahat sektöründeki tecrübesi ile fuar
temsilciliği, uçak bilet satışı, seyahat paketleri düzenleme ve yeni ürünler
geliştirme konusunda uzmanlaşmıştır. T.C. Turizm Bakanlığı A belgeli bir
seyahat acentası olmasının yanı sıra yurt dışındaki üç fuar işletmesinin
Türkiye temsilciliğini yürütmektedir.
Fez Travel; on günlük
veya on günden fazla Türkiye turları
düzenlemektedir. Bu turların içince İstanbul, Çanakkale, Efes, Kuşadası,
Pamukkale, Bursa yer almaktadır.
Heysem Turizm; Sultan Ahmet Camii, Ayasofya, Hipodrom, Kapalı
Çarşı’nın gezilmesinden oluşan yarım günlük tur programı bulunmaktadır.
Özel yat ile Boğaz Turu, Büyükada turu ve İstanbul gecesi eğlencesi
organizasyonları düzenlemektedir.
148
İmperial Turkey; Yurt genelinde her bölgeden, her mevsim ve her çeşit
otel, apart, residence ve tatil köyü rezervasyonları, her türlü araç kiralama
hizmetleri, yurt içi gezi ve kültür turları, kongre, toplantı ve seminer
organizasyonları, golf turizmi ve uçak biletinden, transferlere vizelerin
teminine, rehberlik ve tercüme hizmetleri vermektedir. Kapadokya,
Pamukkale, Doğu Karadeniz, Gap ve Doğu Turları düzenlemektedir.
İstanbul Sightseein Tours; İstanbul, Kapadokya, Efes ve Türkiye turları
düzenlemektedir.
Türk gecesi, Boğaz Turu ve Galata Mevlevileri
organizasyonlarına
katılım
düzenlemektedir.
Sultan
Ahmet
Camii,
Yerebatan Sarnıcı, Topkapı Sarayı, Ayasofya Müzesi, Kapalı Çarşı ve
Hipodromdan oluşan yarım günlük, tam günlük ve altı gün süren İstanbul
turları bulunmaktadır.
İstanbul Yıldız Turizm; Tüm bölgeler için otel rezervasyonları, transferler,
özel
servisler,
tarihi
ve
kültürel
tur
organizasyonları,
toplantı
organizasyonları, golf turizmi, konferans ve toplantılar, iş adamlarına ve
şirketlere yönelik anlaşmalar şeklinde hizmet vermektedir. Haliç, Tarihi
Yarımada ve Boğaz üzerinde helikopter turu yapmaktadır. Sultan Ahmet
Camii, Ayasofya, Hipodrom, Kapalı Çarşı’nın gezildiği yarım günlük tur ile
daha sonrasında Topkapı Sarayı, Rüstem Paşa Camii, Mısır Çarşısı’nın
gezildiği öğleden sonra turu bulunmaktadır. Ayrıca Boğaz Turu ve
Dolmabahçe Sarayı’nın ziyareti yapılmaktadır.
Jasmine TOUR; Altı ile on beş gün arasında Türkiye turları bulunmaktadır.
Ayrıca Kapadokya, Efes, Pamukkale, Antalya, Çanakkale ve Truva turları
düzenlemektedir. Bütün gün süren Ayasofya, Hipodrom, Sultan Ahmet
Camii, Kapalı Çarşı, Topkapı Sarayı, Rüstem Paşa Camii ya da Mısır
Çarşısı, Boğaz, Rumeli Hisarı, Çamlıca Tepesi, Dolmabahçe Sarayı, Boğaz
Köprüsünden oluşan İstanbul turları düzenlenmektedir. Havaalanından
transferlerinde dâhil olduğu üç günlük İstanbul turları da bulunmaktadır.
Lemis Travel; İstanbul, Boğaz, Anadolu Kavağı, Reina, Büyükada, Yalova,
Bursa , Sapanca Gölü, Kapadokya, Efes ve Pamukkale’ ye turlar
149
düzenlemektedir. İstanbul Turu; Hipodrom, Ayasofya, Sultan Ahmet Camii
ve Kapalı Çarşı’dan oluşmaktadır.
Magnificient Travel; Üç gece dört günlük Ayasofya, Sultan Ahmet Camii,
Topkapı Sarayı, Süleymaniye Camii, Dolmabahçe Sarayı’nın gezildiği ve
Türk gecesi organizasyonu olan bir tur pkedi bulunmaktadır. Dört gece beş
günlük Ayasofya, Hipodrom, Topkapı Sarayı, Süleymaniye Camii, Boğaz
Turu ve Bursa turu bulunmaktadır. Beş gece 6gün süren Sultan Ahmet
Camii, Ayasofya, Topkapı Sarayı, Süleymaniye Camii, Büyükada, Kapalı
Çarşı ve Bursa’nın gezilmesinden oluşan bir tur düzenlemektedir.
Merlin Turizm; Yurtiçi ve yurtdışı turlardan, kültür turlarına, mavi
yolculuktan kayak paketlerine, gençlere yönelik programlardan kurumsal
hizmetlere, uçak biletinden vize işlemlerine kadar uzanan seyahat ürünleri
sunmaktadır. Ağva, Uludağ ve Marmaris’e günübirlik yurt içi turları
bulunmaktadır.
Midillis Tours; Kapadokya, Efes, Çanakkale, Nemrut, Antalya ve
İstanbul’da turlar düzenlemektedir. Yarım günlük Ayasofya, Sultan Ahmet
Camii, Hipodrom, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Kapalı Çarşı’dan oluşan
ve yarım gün süren Topkapı Sarayı ve Süleymaniye Camii turu
bulunmaktadır. İsteyenler iki tur programını tercih ederek tam günlük tura
katılabilmektedir. Ayrıca Boğaz Turu, Beylerbeyi Sarayı, Çamlıca Tepesi
turu da düzenlemektedirler.
Paran Tour; Günübirlik İstanbul, Kapadokya, Efes, Pamukkale, Gelibolu,
Antalya turları bulunmaktadır. Uçak, tren ve otobüsle gerçekleştirilen
Türkiye paket turları düzenlemektedir. Yarım günlük Ayasofya, Sultan
Ahmet Camii, Hipodrom, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Kapalı Çarşı’dan
oluşan ve yarım gün süren Topkapı Sarayı ve Süleymaniye Camii turu
bulunmaktadır. İsteyenler iki tur programını tercih ederek tam günlük tura
katılabilmektedir. Ayrıca Boğaz Turu, Beylerbeyi Sarayı, Çamlıca Tepesi
turu da düzenlemektedirler.
150
She Tours; İstanbul, Kapadokya, Antalya, Fethiye, Pamukkale, Efes, Truva,
Gelibolu, Nemrut Dağı Turları bulunmaktadır. İstanbul turunda Hipodrom,
Kapalı Çarşı, Sultan Ahmet Camii, Ayasofya, Topkapı Sarayı, Süleymaniye
Camii gezilmektedir.
Travel Terminal; İstanbul Turları, günübirlik turlar, hafta sonu turları,
kayak turları, yurt dışı kültür turları, termatik turlar düzenlemektedir. Bir
gece iki günlük İstanbul turu, ilk gün panaromik şehir turu, ikinci gün
Topkapı Sarayı, Ayasofya Müzesi, Sultan Ahmet Camii, Dikilitaş,
Yerebatan Sarnıcı, Yılanlı Sütun, Arkeoloji Müzesi ve Kapalı Çarşının
gezilmesinden oluşmaktadır.
True Blue Tour ; Türkiye ve çevresine, Yunanistan, Mısır’a turlar
düzenlemektedir. Türkiye’de İstanbul, Fethiye, Kapadokya ve Antalya’ya
günübirlik turlar düzenlemektedir. İstanbul için düzenlediği turlardan ilki;
Boğaz Turu, Rumeli Hisarı (denizden), teleferik ile Pierre Loti, Rüstem
Paşa Camii, Ayasofya Müzesi, Sultan Ahmet Camii, Hipodrom ve
Yerebatan Sarnıcı’nın gezilmesinden oluşmaktadır. İkinci turda Topkapı
Sarayı ve Kapalı Çarşı eklenmektedir. Yarım günlük bir turda da Türk ve
İslam Eserleri Müzesi’nin bunlara eklendiği görülmektedir. Ayrıca
Büyükada turu da düzenlemektedir.
Turkland Travel Agency; Türkiye’de İstanbul, Kapadokya, Pamukkale,
Efes, Gelibolu, Truva, Bursa ve Antalya’ ya turlar düzenlemektedir. Antalya
ve İstanbul’da otel rezervasyonu yapmaktadır. Araba kiralama ve rehberlik
hizmeti vermektedir. Akşam yemekli, dansözlü boğaz turu ya da mısır
çarşısında alışveriş ve öğlen yemekli boğaz turu organize etmektedirler. Bir
diğer turda Mısır Çarşısı alışveriş, Boğaz turu ile Dolmabahçe ve Beylerbeyi
ziyareti ve Çamlıca Tepesinin panoramik görüntüsünden oluşmaktadır.
Ayrıca, tam günlük
Sultan Ahmet Camii, Ayasofya Müzesi, Topkapı
Sarayı, Kapalı Çarşı’dan oluşan bir tur programı düzenlemektedirler.
Venividi Travel; Türkiye, Yunanistan ve Mısır’a turlar düzenlemektedir.
Türkiye’de İstanbul, Kuşadası, Kapadokya, Karadeniz ve Gelibolu’ya turlar
151
düzenlemektedir. Üç dört günlük İstanbul& Efes, İstanbul & Kapadokya,
İstanbul&Bursa, İstanbul& Gelibolu, İstanbul&Bolu Abant, İstanbul&
Antalya turları yapılmaktadır. Sultan Ahmet Camii, Ayasofya Müzesi,
Kapalı Çarşı, Topkapı Sarayı, Yerebatan Sarnıcı ve Hipodrom’un gezildiği
günübirlik tur paketleri vardır.
2.2.4.2. REKABET ANALİZİ
Günümüzde rekabet kavramı sıklıkla kullanılmakla birlikte ülke, işletme,
grup ya da bireysel açıdan amaç farklılıkları nedeni ile çok çeşitli anlamların
yüklendiği bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. (Kaya, 2011, s.9)
Örneğin; Türk Dil Kurumu’nun (TDK) İktisat Terimleri Sözlüğünde rekabet
kavramı, “herhangi bir etkinlik alanında ayrı ayrı kişi ya da gruplar arasında
sürdürülen üstün olma mücadelesi” olarak yer almaktadır. Örgütler
açısından bakıldığında ise rekabet kavramı genel anlamıyla, “aynı alıcıya
mal ve hizmet satmak isteyenler arasındaki mücadele” olarak tanımlanabilir.
(Köroğlu, Biçici, & Sezer, 2011)
Bir turistik ürünün sürdürülebilir gelişiminin korunabilinmesi için o ürünün
turistik kaynak ve çekiciliklerinin bölgesel, ulusal veya uluslararası
boyutlarda, diğer turistik ürünler ile rekabet edebilir olması gerekmektedir.
Söz konusu turistik ürünün sahip olduğu doğal güzellikler, tarihi ve kültürel
değerler, fiyatı, turistik işletmelerinde sunulan hizmet kalitesi, altyapı vb.
birçok faktör de o ürünün rekabet analizinin belirlenmesinde rol
oynamaktadır.
Gerek İstanbul üniversitesi gerek diğer köklü üniversiteler ülkemizde
dolaylı yoldan turistik ürün oldukları için, bu eğitim kurumlarının bağımsız
turistik ürün olarak rekabet analizini yapmak oldukça zordur. Çünkü bu
kurumların çevresinde bulunan tarihi zenginlikler, yıllardır bölgenin
tanıtımında başrol oynamış, bu kurumlar ise adeta figüran olmuştur. Ancak
Üniversitemiz
açısından
ileriye
dönük
olumlu
yönlerinden
biri,
Osmanlı’daki mimari düzenden de kaynaklanan, İstanbul Üniversitesi’nin
tarihi yarım adaya ve Süleymaniye Cami’sine yakınlığı, bu turları alan
152
turistler için kapsamlı olmasa da İstanbul Üniversitesi Beyazıt merkez
kampüsünü dışarıdan görme ve rehberlerden kısa bilgiler almasını
sağlamıştır. Bunun haricinde İstanbul Üniversitesi için özel bir tur, seyahat
acenteleri tarafından bugüne kadar ne yazık ki düzenlenmemiştir.
Rekabet analizi çerçevesinde bilinen en popüler 4 rekabet analiz modelleri
şunlardır:
(1) Porter’ın rekabet gücü analiz modeli (Elmas modeli); Bu model
firmaların rekabet gücünün gelişmesini sağlayan “Dinamik elmas” ya da
“Karo” diye adlandırılır. Dört temel içsel faktörün bileşiminden oluşur. Bu dört
bileşenden biri ya da ikisi rekabet gücünün kaynağını oluşturabilir. Bunlar;
Faktör koşulları, Talep koşulları, Bağlı ve destek endüstriler, Firma stratejisi,
yapı ve rekabet. (Bahar & Kozak, 2005, s.87)
(2) Crouch’un ve Ritchie’nin kavramsal rekabet modeli; Bu ikili
destinasyon rekabetini kavramsal model geliştirerek açıklamaya çalışmışlardır.
Hizmet sektörüne ilişkin rekabet olayını ülke, endüstri, işletme ve ürün bazında
turizm destinasyonlarına uygulamışlardır. Destinasyon rekabetini etkileyen
dört etmeni; Temel kaynak ve çekicilikler, Destek faktör ve kaynakları,
Destinasyon yönetimi, Niteliksel belirleyenler, diye sıralamışlardır. (Bahar &
Kozak, 2005, ss.98-100)
(3) Dwyer’in ve Kim’in bütünleştirilmiş rekabet modeli; Turizm sektörleri
ve ülkeleri arasında karşılaştırma yapabilmek için Dwyer ve Kim tarafından,
turizm araştırmacılarının daha önce bu konuyla ilgili yapmış oldukları
çalışmalardan yola çıkarak, rekabet gücünü etkileyen faktörlerin neler
olduğunu belirlemeye yönelik geliştirilen bir modeldir. Turizm rekabetinin
temel göstergelerini, Doğal ve geliştirilmiş kaynaklar, Destinasyon yönetimi,
Talep koşulları, Bölgesel koşullar ve Destinasyon rekabeti başlıkları altında beş
maddede incelemişlerdir. (Bahar & Kozak, 2005, s.105)
(4) Kim’in rekabet modeli; Model kim tarafından turizm sektöründeki
rekabet ve rekabet gücünü açıklamaya yönelik geliştirilmiştir. Bu modelde
153
Kim,
Turizm
sektöründeki
rekabetin
dört
boyuta
sahip
olduğunu
savunmaktadır ki bunlar; Rekabetin birincil (İçerik ve çevre), ikincil (Turizm
politikası, yönetim, vergilendirme vs.), üçüncül (Turizmin altyapısı, tesislerin
kapasitesi vs.) ve dördüncül (Turizm talebi, istihdamı vs.) kaynaklarıdır.
(Bahar & Kozak, 2005, ss.109-115)
Biz bu çalışmada yukarıda belirttiğimiz analiz yöntemlerinden birincisi olan
Porter’ın rekabet gücü analiz modeli (Elmas modeli) üzerinde ilerleyen
konularda daha detaylı duracağız.
2.2.4.2.1.
REKABET
AVANTAJLARI
VE
DEZAVANTAJLARI (CEMAL GÜNDOĞDU)
Rekabet Avantajları:
İstanbul Üniversitesi bünyesindeki turistik öneme sahip müzelere sahip
olması ( Zooloji müzesi, Botanik Bahçesi, Hidrobiyoloji Müzesi,
Herbaryum, Türk Eczacılık Tarihi Müzesi)
Üniversite bünyesinde kongre- toplantı ve seminer salonlarının varlığı
bunların kongre turizmi çerçevesinde kullanılması
Üniversitenin bünyesindeki hastanelerin ( Çapa- Cerrahpaşa- Diş
Hastanesi vb. ) sağlık turizmi kapsamında paketler yapılarak
kullanılması.
Üniversitenin önemli bir kurum olması rekabet anlamında önemli bir
avantaj sağlayacaktır.
Farklı tur paketlerine sahip olması ( İstanbul üniversitesi turu- Tarihi
yarım ada turu vb.)
Turizm İşletmeciliği bünyesinde kurulmasından dolayı profesyonel
personel ihtiyacının karşılanması
Acentanın Beyazıd bölgesinde kurulması ve rakiplerinden daha genç ve
aktif olarak çalışması
154
Rekabet Dezavantajları:
Çevresinde çok sayıda profesyonel acenta bulunması.
Pazara yeni girildiği için yeterince pazarın tanınmaması
Tur çeşitlerinin az olması.
Kamu kurumu bünyesinde kurulduğu için çeşitli kamusal prosedürlerin
aşılmasının zor olması.
2.2.4.2.2.GELECEKTEKİ POTANSİYEL REKABET
Son yıllarda yaşanan ekonomik devrimler, Dünya’nın çok ciddi bir şekilde
değişmesine yol açmış ve ayakta kalmak ve ekonomik refahını sürdürmek
isteyen ülke ve firmaların da yeni bir rekabet politikası ve stratejisi
belirlemelerini zorunlu hale getirmiştir. Hem kaliteli. Hem farklı, hem çeşitli,
hem de seri üretim yapan, aynı zaman da müşteri tercihlerindeki değişimleri
görebilen, müşteriye rakiplerin sunamayacağı çok farklı yararlar sunabilen
ülke, bölge ve firmalar rakipleriyle rekabet edebilecektir. Bu değişimi
gerçekleştiremeyenler rekabet güölerini ve dolaysıyla Pazar paylarını
kaybederek kaderlerine razı olacaktır (http://www.belgeler.com).
Rekabet piyasaları.
1.Tam Rekabet Piyasasının Özellikleri:
Tam rekabet piyasasının ayırıcı özelliği, piyasadaki alıcı ve satıcıların tek
başlarına fiyatı etkileme gücüne sahip olmamalarıdır. Yani tam rekabet
koşullarında firmalar bağımsız fiyat politikası güdemez. Her firma için fiyat
önceden saptanmıştır ve firmalar bunu kabullenmek zorundadır.
Piyasada aynı malı üreten ve satın almak isteyen çok sayıda satıcı ve alıcı
vardır.
Tam rekabet piyasasında alıcıların ve satıcıların piyasaya giriş çıkışları
tamamen serbestir.
Tam rekabet piyasasında üretilen veya satılan mallar homojenlik gösterir.
155
Gerek alıcılar ve gerekse satıcılar piyasa hakkında tam bilgiye sahiptirler
(http://enm.blogcu.com).
2.
Tekel Piyasa
Tekelci rekabet piyasası ve monopollü rekabet piyasası da denilen monopollü
rekabet piyasası çok sayıda firma tarafından üretilen ve birbirleri yerine
rahatlıkla ikâme edilebilen bir grup malın, birbirinden farklı imiş gibi
gösterilmesinin başarılması sonucu, her firmanın belirli bir alıcı kitlesine sahip
olmayı başardığı bir piyasa olarak tanımlanabilir.
Tekel Piyasasının Özellikleri:
Tekelci piyasanın oluşumunda en önemli etken arz ettiği malın kolayca
ikame edilememesi yani bu malın yerini alabilecek malların kolay
bulunamamasıdır.
Piyasaya giriş-çıkış herhangi bir yolla sınırlanmamıştır. Belli bir ürün
grubunda aşırı kârın varlığı gruba yeni firmaların katılmasına yol açar.
Monopollü rekabet piyasasında, tam rekabette olduğu gibi, alıcı sayısı da
çoktur
(http://www.odevsel.com).
3.
Oligopol Piyasa
Tam rekabette çok sayıda firma, monopolde bir tek firma bulunur. Oligopol
piyasası ise az sayıda satıcı firmanın, fakat çok sayıda alıcının olduğu bir
piyasa türüdür. Oligopol piyasası genellikle güçleri birbirine eşit üç, beş veya
sekiz adet dev firmalardan oluşan piyasadır (http://www.odevsel.com).
Oligopol piyasalarının özelliklerini şöyle sıralanabilir:
1-Az sayıda satıcı ve çok sayıda alıcı vardır.
2-Firmaların homojen veya farklılaştırılmış ürünler satmaları.
3-piyasaya girişi kısıtlayan önemli engellerin bulunması.
(http://www.ekodialog.com).
156
REKABET STRATEJİLERİ
Rekabet stratejilerinin amacı piyasadaki rekabet kurallarına uyum sağlamak ve
bu kuralları işletmenin lehine çevirmektedir. Bu konuda önemli çalışmaları
bulunan Michael Porter’a göre rekabet kurallarını belirleyen 5 rekabetçi güç
bulunmaktadır. Bu güçler;
Potansiyel rakipler
Mevcut rakipler arasındaki rekabet
Müşterilerin pazarlık gücü
Tedarikçilerin pazarlık gücü
İkame mal ve hizmetlerin tehdidi
olarak tanımlamakta ve bu rekabetçi güçlerin dikkatli bir şekilde analiz
edilmesi ve buna dayalı olarak oluşan rekabet kurallarının belirlenmesi yoluyla
rekabetçi stratejiler geliştirilmesi gerekmektedir (www.stratejiyonetim.com).
Odaklaşma stratejisi, özel pazara mal ve hizmetler için uygun görülmektedir.
Bu stratejide işletme, sadece pazarın belli bölümüne odaklandığı için diğer
kesimlerini ihmal eder. Pazarın seçilen bölümünün istek ve ihtiyaçları göz
önünde bulundurularak mal ve hizmet üretimi gerçekleştirilir.
Farklılaştırma stratejisi ise kaliteye dayalı geliştirme çabalarını kapsamaktadır.
İşletme ürettiği mal ve hizmetleri eşsiz ve ayrıcalıklı kılmaktadır. Günümüz
koşulları düşünüldüğünde özellikle küreselleşmenin piyasalara getirdiği
rekabetçi ortam içinde işletmelerin piyasadaki varlıklarını devam ettirmeleri
için, bu stratejileri uygulamaları gerekmektedir.
Yukarıda bahsedilen stratejilerin yanında değişen dünyanın gereği olan değişim
akımına firmaların ayak uydurması önemli bir strateji unsurudur. Değişime
ayak uydurmasıyla birlikte ürün, hizmet ve organizasyon yapılarında meydana
gelecek değişiklik stratejileri geliştirilmeli ve zamana uyum sağlanmalıdır. Bu
da firmaya önemli bir ritm sağlar. Meydana gelen değişimle birlikte dünyada
157
zaman ve bilginin yönetimi de farklılıklar göstermektedir. Eğer zaman uyumu
sağlanacaksa bilgi yönetiminin etkin bir şekilde stratejik kullanılması gerekir.
Rekabet alanlarının değiştiği günümüzde klasik anlamda var olan üretim
fonksiyonu artık geçerliliğini kaybederek kaynak yönündeki alanlardan hedef
yönündeki alanlara kaymıştır. Dolayısıyla firma bu yönde üretimini
belirleyerek gelecek savaşı verir.
Pazar payı mücadelesinde ve gelecek politikalarının yaratılmasında üzerinde
düşünülmesi en önemli olan nokta kaynaklar, iş gücü ve zamandır. Muhasebe
sistemi küresel dünyaya uymayan, zamanı etkin kullanmayan ve yenilikleri
gerçekleştirmeyen bir firmanın gelecekte varolması mümkün olmaz. Turizm
işletmeleri gelecek politikası stratejilerini sağlayacak en önemli kaynak ise
meslek kuruluşları ve üniversitelerdir. Türkiye açısından düşünürsek, büyük
firmalar dahil olmak üzere meslek kuruluşları ve üniversitelerin bilgisine
başvurulmamaktadır. Halbuki değişken bir ekonomiye sahip ülkemiz için bu
bir rekabet avantajıdır (http://www.ikademi.com).
2.2.4.2.3. SEYAHAT ACENTELERİNİN KÜMELENME
PROJELERİNDE
REKABET
ANALİZ
YÖNTEMİ:
ELMAS MODELİ (PORTER)
Dünya turizm örgütüne göre turizm dünyanın en büyük endüstrisi olup,
gelecekte de iş fırsatları yaratmaya devam edecek birkaç önemli sektörden
birisidir. Bu açıdan baktığımızda turizm hem küresel hem ülkesel hem de
bölgesel kalkınma bakımından önemli bir yere sahip olduğu söylenebilir.
Buna en güzel örnek, Türkiye Gayrisafi Milli Hasılasının %4,2 ‘si turizm
kaynaklı olmasıdır. (Öztaş & Tarınç, 2011)
Türkiye turizm istatistiklerine kısaca baktığımızda ise; dünya turizm
hareketleri artışına paralellik gösterdiğini görmekteyiz.. Türkiye’ye gelen
ziyaretçi sayısı 2011 yılı ilk 9 aylık döneminde geçen yılın aynı dönemine
göre yaklaşık %10,54 ile 2.739.679 kişi artış göstermiştir. Kültür ve Turizm
Bakanlığı’nın 2007 yılında yayınladığı Türkiye Turizm Stratejisi 2023
158
planında ise 63 milyon turist, 86 milyar dolar dış turizm geliri ve turist
başına yaklaşık olarak 1350 dolar harcamaya ulaşılması öngörülmekte
olduğunu görmekteyiz. (Türkiye Turizm Stratejisi 2023, 2007)
Yukarıdaki tüm olumlu verilere rağmen İçinde bulunduğumuz yüzyıl,
küreselleşmenin etkisiyle ülkeler arasında artan bir rekabete sahne
olmaktadır. Artan bu rekabet ülkeleri farklı rekabet unsurları aramaya teşvik
etmiştir. Bu noktada kümelenmeler, özellikle KOBİ seyahat acenteleri için
maliyetleri düşürücü ve yeniliği teşvik edici özellikleriyle dikkat çeken bir
yapı sergilemektedir. Şimdi kümelenmenin tanımı yapıp Porter’ın Elmas
modeline göz atalım.
Şeki 4: Porter’in Elmas Modeli
Günümüzde henüz kümelenme (cluster) kavramının üzerinde uzlaşılmış bir
tanım olmamakla birlikte, birbirine katma değer ekleyen üretim zinciri ile
bağlı, bir ürün ya da hizmetin üretilmesi konusunda doğrudan veya dolaylı
olarak etkin olan ya da olma potansiyeli olan birbiriyle ilişkili ve karşılıklı
bağımlı oyuncuların (üreticiler, tedarikçiler, müşteriler, bilgi üreten
kurumlar, araştırma merkezleri, sivil toplum kuruluşları, danışmanlık
şirketleri, kamu kurum ve/veya kuruluşları, yerel yönetim kurum ve/veya
kuruluşları, medya, finansal kurumlar) ortak bir coğrafyada yoğunlaşmaları
şeklinde tanımlanmaktadır. (Porter, 1998, s. 6)
159
“dinamik elmas” ya da “karo” diye adlandırılır ve dört temel içsel, iki dışsal
faktörden oluşur. Porter’e göre bu dört temel belirleyenden biri ya da ikisi
rekabet gücünün kaynağını oluşturabilir. (Bahar & Kozak, 2005, s. 89)
1. Faktör Koşulları: Bu koşullar
bir
ülkenin geleneksel üretim
faktörlerinden oluşmaktadır. Nitelikli iş gücünün varlığı ve sayısı,
fiziksel ve doğal kaynaklar, bilgi-sermaye kaynakları ile alt yapı
yatırımları bir ülkenin rekabet gücünü oluşturan temel üretim
faktörleridir. Rekabet gücü oluşturmada etkili olan faktörler ise; beşeri,
fiziki,
bilgi,
sermaye
kaynakları
ve
altyapı
yatırımları
olarak
gruplandırılabilir. (Porter M. , 1990) Bu Faktörü örnek ile açıklamak
gerekirse; Rusya, çok zengin sayılabilecek ölçüde fiziksel, tarihsel ve
kültürel zenginliklere sahiptir. Ancak bu varlıkları turizm piyasasında arz
etmek için gerekli olan turizm alt ve üstyapısı ile yeterli sermaye bilgi
birikimi ve nitelikli iş gücünden yoksundur. Singapur ise, turizm
açısından Rusya’ya göre yeterli miktarda kaynağa sahip değildir. Ama
elindeki kaynakları etkin ve verimli kullanarak Rusya’ya göre çok daha
etkin bir rekabet gücü elde etmiştir. Bunun nedeni ise, Singapur’un otel
ve havayolu hizmetinde ortaya koyduğu başarı ve kendinden emin,
güvenilir girişim hamleleridir. (Crouch & Ritch, 1999, s. 138)
2. Talep Koşulları: Porter’in dinamik elmasındaki ikinci belirleyen talep
koşullarıdır. Talep koşulları bir endüstrideki ürünün talebi ile ilgili olan
çeşitli değişken ve düzenlemeleri içerir ve rekabet gücünü bu yönden
tanımlar.
Uluslararası
turizm
sektöründe
rekabet
gücünün
geliştirilmesinde, nitelikli ve üst düzeyde bir iç talebin önemli payı
bulunur. Bu yüzden, talep koşullarının rekabet gücünü hangi açılardan
etkilediğinin belirlenebilmesi için turizm talebinin etkilendiği unsurların
neler olduğunun bilinmesinde fayda vardır. Turizm talebini etkileyen
faktörleri; ekonomik, sosyal, psikolojik, politik ve yasal ve diğer
faktörler olarak sınıflandırmak mümkündür. Bunlardan kuşkusuz en
önemli olanları, ekonomik (ulusal gelir, gelir dağılımı, nispi döviz
160
kurları, uzaklık, fiyat vb.) ve sosyal (moda, zevk, alışkanlıklar, yaş,
cinsiyet, boş zaman vb.) faktörlerdir. (Bahar & Kozak, 2005, s. 92,93)
3. Bağlı ve Destek Endüstriler: Turizm sektöründeki firma ve işletmelere
destek veren, bağlı ve tedarikçi sektörler arasındaki organizasyon,
etkileşim, pazarlama, dağıtım ve diğer ekonomik ilişkilerin varlığı,
destinasyonun rekabet gücü kazanmasında ve geliştirmesinde önemli
olan bir başka faktördür. (Kuşat, 2011, s. 541)Bu açıdan bakıldığı zaman,
uluslararası turizm sektöründe rekabet avantajı oluşturabilmesi, başarılı
bir bağlı ve destek endüstrisinin varlığı ile mümkündür. Ekonominin
diğer sektörleri içinde geçerli olan bu durum özellikle turizm için çok
daha önemli bir konu olarak görülmektedir.
Şekil 5: Turizm Sektörüne Ait Değerler Ağı Şeması (Bahar & Kozak, 2005,
s. 95)
MÜŞTERİLER
Turistler, İş Adamları, Turizm Şirketleri,
Turist Gönderen Ülkeler
TAMAMLAYICI
LAR
RAKİPLER
Rakip Ülke
Turizm Firma Ve
İşletmeleri, Ülke
İçi Firma Ve
İşletmeler
TURİZM
SEKTÖRÜ
Tur Operatörleri,
Havayolları,
Seyahat Acenteleri,
Finans, Sigorta Ve
Diğer hizmet
sektörleri
TEDARİKÇİLER
İşgücü ve Hammadde Kaynakları, Oteller, Tatil Köyleri, Konaklama Ve
Yiyecek Arz Edenler, Bakkallar, Eczaneler, Gece Kulüpleri, Dağıtım
Kanalları, Yerel Halk Vd.
Yukarıda bulunan Turizm sektörünün değerler ağı şemasından yararlanmak
konunun daha anlaşılır olmasını sağlayacaktır. Bu şemada da göründüğü
161
gibi, turizm sektörünün Değerler Ağı’nın dikey boyutunda müşteriler ve
tedarikçiler
bulunmaktadır.
Sektörü oluşturan firma ve
işletmeler,
tedarikçilerden aldıkları işgücü, hammadde vb. girdileri müşterilere, diğer
bir deyişle turistlere sunarak karşılığında bir para dolayısı ile kar elde
ederler. Yatay boyutta ise, tamamlayıcı sektörler ve rakipler bulunmaktadır.
Görüldüğü üzere. Bir destinasyonun uluslararası alanda rekabet gücü
kazanması, iyi işleyen bağlı ve destek endüstrilerinin varlığı ile doğrudan
ilgilidir.
4. Firma Stratejisi, Yapı ve Rekabet: Porter’in dinamik elmasındaki 4.
Faktör, firma stratejisi, yapı ve rekabettir. Yerel firmaların faaliyetini
gerçekleştirdikleri ülke içindeki rekabet yapısı, şekli ve ortamı
durgunluğu önleyerek, gelişmenin devamlılığını sağlar. Sektördeki
firmaların ve işletmelerin ulaşmayı arzu ettikleri hedefler, uyguladıkları
stratejiler ve organizasyon yönetimindeki farklılıklar, rekabet gücüne etki
eden unsurlar olarak öne çıkar. (Bahar & Kozak, 2005, s. 96)
5. Fırsatların ve Devletin Rolü: Porter, rekabet gücünün dört temel
belirleyeninden herhangi birini etkileyebilecek olan iki dışsal değişkeni
daha dinamik elmasına eklemiştir. Değişen fırsatlar ve tesadüfi olaylar,
turizm piyasasına ve sonuçta rekabet ortamını aniden değiştirebilen
unsurlardır.
Önceden
kestirilemedikleri
gibi
çevreyi
ve
içinde
bulundukları piyasa yapısını da büyük ölçüde etkilerler. Bu olaylar bazen
bir destinasyon için avantaj sağlarken bazen de diğer destinasyonlara
fayda sağlar. Bu olaylardan bazıları;
Politik boykot ve ambargolar
Aniden baş gösteren öldürücü virüs ya da salgın
Ülke parasının devalüe edilmesi
Doğal felaketler
Beklenmeyen yeni teknolojilerin ortaya çıkması
Petrol şokları veya Savaşların başlaması
Dünya finans piyasalarında ve döviz kurlarında ani değişmeler
162
Diğer turizm ülkelerindeki politik değişiklikler, olarak sıralanabilir.
(Turizm Bakanlığı, 2002, s. 1)
Yine aynı şekilde devletin rolü ise, sektördeki ulusal rekabet gücünün
belirleyenleri üzerinde dolaylı bir etki sağladığı için önemlidir. Ancak
ülkelerin liberalleşme ve dış ticaret politikalarındaki farklılık nedeniyle,
sektör üzerindeki etkileri de doğrudan ya da dolaylı olmaktadır. Devletin
tanıtım ve reklam harcaması yapması, ülke içinde turizm büroları kurması
vb. faaliyetler doğrudan bir etkileşimin olduğunu göstermektedir. (Bahar &
Kozak, 2005, s. 98)
Sonuç olarak Porter’a göre dört içsel ve iki dışsal belirleyenden oluşan
dinamik elmas, karşılıklı etkileşimle birbirini güçlendiren bir yapıya
sahiptir. Anlaşılacağı üzere bir belirleyenin etkisi diğerine bağlıdır.
Herhangi birinin tek başına rekabet gücü üzerinde etkisi fazla değildir.
Kısaca; Turizm sektöründeki rekabet gücünün gelişmesi için, tüm
belirleyenlerin birlikte ve karşılıklı etkileşim içinde olduğu bir sisteme
ihtiyaç vardır. Bunun için İstanbul Üniversitesinde bir kümelenme grubu
oluşturulmalı ya da mevcut kümelenme içine dâhil olunmalıdır.
Oluşturulacak grubu, mevcut en güzel örnek; Sultanahmet turizm
kümelenmesi gösterilebilir:
2000-2009
yılları
arasında Competitive
Advantage of Turkey (CAT) grubu tarafından İstanbul Sultanahmet turizm
geliştirme projesi yapılmış ve proje rekabetçilik analizi, kümelenme analizi
ve kümelenme geliştirme aşamaları olmak üzere üç ana kısımda
uygulanmıştır. Projedeki amaç: Turizm istatistiklerinde turist sayısı
bakımından %22 ile Antalya’dan sonra gelen İstanbul’un gerek Osmanlı
gerek Bizans döneminden birçok eserin yoğun olarak toplandığı bölge olan
Eminönü’nde turizm kümelenmesi ile daha çekici bir hale gelmesini
sağlamaktır. (Öztaş & Tarınç, 2011, s. 551)
Kümelenmenin son durumu hakkında bilgi vermek gerekirse; Son dönemlerde
Sultanahmet Turizm Kümelenmesi toplantılarını daha küçük gruplarla ve sivil
toplum etkinlikleri aracılığı ile yapmaktadır. Bu daha ziyade fikir alışverişi ve yeni
163
trendlerin tartışıldığı ortamlarda olmakta; kümelenmede bulunan turizmcilerin
birbirini tanıması sebebiyle çok hızlı yol alınmakta ve bilgi paylaşımı çok hızlı
olmaktadır. Bab-i Ali Şenliği, İstanbul Photo Contest, Sultanahmet Türk Mutfağı
Tanıtımı ve İstanbul Türk Kahvesi günleri gibi etkinliklerde yine aynı iletişim
grubu görev almaktadır. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri
konusunda da fikir alışverişi yapılmıştır. Kültür, sanat ve turizm üzerine gönüllü
toplumsal bilinçlendirmeler de hala devam etmektedir.
2.2.4.3.
REKABET
ORTAMINDA
ENTEGRASYON
(LANDİSH)
Ülkemizde turizm isletmelerinin yabancı isletmelerle rekabet edebilmeleri
için mutlaka bütünlesmis firma haline gelmeleri gerekmektedir. Bu
bütünlesmeler ile seyahat acentelerinin kendi içlerinde veya yurt dısındaki
seyahat acenteleri ile yatay, havayolu ve banka gibi sirketler ile de dikey
birlesmeler olusturması sonucunda, yapısal olarak tur operatörlügüne geçisi
gerçeklestirilmelidir. Çünkü yerli seyahat acentelerinin mevcut birikim
yetersizligi ve mali yapılarının zayıf olması, onların yabancı tur operatörleri
ile rekabet edebilirliklerini zayıf düsürmekte, hatta etkisiz kılmaktadır.
1990’ların
başından
itibaren
dünyada
yaşanan
birleşmeler
diğer
dönemlerdekilerden farklı gözükmektedir. Bu dönemde büyüyen şirket
ölçekleri, şirketin tekelleşme eğilimine işaret etmemektedir. Aslında tüm
dünyada pazarların açılmasıyla oluşan rekabet şartları, şirketlerin herhangi
bir milli ekonomide fiyatları kontrol etme gücünü çok büyük ölçüde
düşürmüştür. Ayrıca, pazara girişte düşük seviyede engeller, ucuz sermaye
bulma imkanları, hızlı teknolojik değişim gibi nedenler pazardaki güçlü ve
kolay sarsılmaz farzedilen bir konumu her an tehdit etme eğilimindedirler.
Tekelleşme amacından öte şirketler, günümüzde, son derece rekabetçi
durumdaki milli ve uluslararası piyasalarda bir yer einebilmek amacıyla
yatay birleşmeyi tercih etmektedirler.
164
Yatay birleşmeler teorik olarak rekabetin azltılmasında etkili olabilir. Ancak
bu durumun makro ekonomi açısından zaraları belirmeye başlayınca, çeşitli
anti-tröst kanunlarla bu durum engellenmeye çalışılmıştır.
Günümüz şartları ise, küçülen dünya, açılan pazarlar ile daha farklıdır. Artık
bir yüzyıl öncesindeki kapalı ekonomilerin şartları yerini günümüz
uluslararası pazarlarına, son derece rekabetçi pazarlara bırakmıştır. Bu
şartlar altında, şirketlerin birleşme amaçları rekabeti azaltarak tekelci güç
oluşturmak değil, yalnızca biraz daha güçlenerek, ayakta kalabilmek
konusunda bir adım daha atmak olmaktadır.
2.2.4.3.1. ENTEGRASYONUN REKABETE OLUMLU
OLUMSUZ ETKİLERİ
Son yıllarda turizm endüstrisinin gelişmesiyle birlikte ülkeler, turizmden
elde ettikleri gelirleri arttırmak için birbirleriyle kıyasıya rekabet etmekte ve
bu rekabette kendilerini ön plana çıkaracak yeni yol ve yöntemler
aramaktadırlar. (Bahar & Kozak, 2005, s.139) Entegrasyon da bu kıyasıya
rekabet çeşitlerinden yalnızca biridir.
Turizmde entegrasyon (bütünleşme) Yeşiltaş tarafından şu şekilde
açıklanmaktadır. Aynı ya da değişik organizasyonların birbirine bağlanması
olayına entegrasyon (bütünleşme) denir. (Yeşiltaş, 1991, s.41) Bu olay yatay
ve dikey olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilebilmektedir.
İstanbul Üniversitesi kapsamında kurulabilecek bir seyahat acentesinin
sektörde bulunan acente ya da konaklama işletmeleri ile entegrasyona
gidilmesi durumunda ne gibi sonuçlar doğuracağını, Tuncer’in yazdığı
“Turizmde dağıtım sistemi ve Türkiye için bir model” adlı entegrasyon ila
alakalı bir makaleden alıntı ile kestirebiliriz. Tuncer entegrasyonun
sonuçlarını 4 başlık altında açıklamaktadır. Kurulması düşünülen işletmenin
acente olması düşünüldüğü için biz bunların ilk 3 tanesi üzerinde duracağız.
165
1. Kurulacak işletmenin büyümesi ve bunun sonucunda işletmemizin
büyüklüğün avantajlarından faydalanabilme imkânının doğmasıdır ki
bunun sonucunda şu fayda veya zararlar elde edilir.
a) Yetenekli yönetici ve personel istihdam edebilme imkânı bulunur.
Bu durum işletmedeki hizmet kalitesini arttırır.
b) Araştırma geliştirme ve hizmet içi eğitim faaliyetlerine katılma
imkânı bulunur. Bu durumda işletmedeki hizmet kalitesine olumlu
yönde katkı sağlanmış olunur.
c) Finansal kaynak bulma ve sermaye piyasalarına girmek kolaylaşır.
Buda kurulacak işletmenin sermaye sıkıntısının çözümüne yardımcı
olur.
d) Reklam ve tanıtma faaliyetlerinde tasarruf yapma imkânı sağlar.
Böylece maliyetler düşer ve tasarruf edilen miktar farklı bölümlere
aktarılabilir.
e) Büyük işletmenin çalışanı olarak çalışma düşüncesi personeli motive
eder, güdüler.
f) Üniversitenin mali sıkıntılar nedeni ile kurulamayan bölümler
kurulur, yapılması gerekenler yapılır.
2. Entegrasyonun kurulacak işletmeye ikinci faydası; konaklama
işletmeleri ve dağıtım aracıları arasındaki sorunları en aza
indirmesidir. Bu durumda konaklama işletmeleri veya seyahat
acenteleri ile birleşerek ve konaklama-dağıtım entegrasyonuna
gidilir. Sonucunda rezervasyon iptallerini ve dağıtım aracılarının
mali yükümlülüklerini en aza indirebilme şansı elde edilir.
3. Entegrasyonun sonraki dönemlerde sağlayacağı bir diğer imkân; tur
operatörümüzün kurulmasına olanak sağlamasıdır. Bilindiği gibi
seyahat acentelerimizin büyük bir çoğunluğu küçük çaplıdır.
Verdikleri hizmet transfer, karşılama gibi küçük hizmetlerdir. Bu
yüzden konaklama işletmelerimiz yabancı tur operatörlerinin fiyat
166
belirleme baskıları altında kalmaktadır. Seyahat acentelerimizin
kendi aralarında birleşerek oluşturabileceği yerli bir tur operatörü ile
bu sorun çözülebilir. (Tuncer, 1989, ss.65-67)
Küreselleşen dünyamızda devletler bile çeşitli organizasyonlar altında güç
birliği yaparken, işletmelerinde bu sese kulan vermesi faydalarına olacaktır.
İstanbul Üniversitesi için kurulacak bir acente içinde entegrasyonun sonucu,
ulusal turizm piyasasında güçlü ve rekabet edebilir konuma gelmesinde
muhakkak ki katkı sağlayacaktır. Yeter ki mevcut kaynaklar doğru ve
yerinde kullanılsın.
2.2.4.3.2 DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE ENTEGRASYONA
GİTMİŞ
SEYAHAT
ACENTALARI
VE
TUR
OPERATÖRLERİ (SEROL)
Turizm sektöründe seyahat acenteleri ve tur operatörlerinin ağırlığı gün
geçtikçe artmaktadır. Seyahat acenteleri ve tur operatörleri gidilecek
destinasyonları tanıtan, tercih edilebilirliklerine büyük katkıda bulunan ve
turistlerin destinasyon seçiminde en önde gelen etkenlerdendir. Turistik arz
potansiyeli sunan ülkeler ile turistik arz potansiyellerini alan ülkeler
arasında bağlayıcı bir köprü görevi görmektedirler.
Seyahat acenteleri ve tur operatörleri, son yıllarda uluslararası turizm
hareketlerindeki gelişmeler ve hızla gelişen kitle turizmi hareketlerine bağlı
olarak, hem dikey hem de yatay büyümektedir. Bu yeni durum tekelleşme
olgusunu gündeme getirmiş, dünya ölçeğinde büyük tur operatörleri ve
seyahat acentelerini ortaya çıkarmıştır. ( Alaeddinoğlu & Can, 2007, s. 64)
Günümüzdeki büyük tur operatörleri aşağıdaki gibi incelenmektedir;
TUI TRAVEL PLC:
2007 yılında FIRST CHOICE- İngiltere ve TUI AG- Almanya’nın
birleşmesi ile kurulan TUI TRAVEL PLC, 150 marka ile 180 ülkede, 25
167
den fazla pazarda ve 30 milyon müşteriye hizmet vermektedir ve dünyanın
önde gelen turizm şirketlerinden biridir.
TUI TRAVEL PLC, kitle turizmi faaliyetlerinin yanı sıra destinasyon
yönetimi ve deniz, macera, spor ve kayak turları gibi özelleştirilmiş turizm
hizmetleri sunan şirketleri de bünyesinde bulundurması sebebiyle sektörde
farklılık yaratmaktadır. Bununla birlikte TUI TRAVEL, tüm dünyada
kurumsal ve kişiye özel uçak bileti danışmanlığı, destinasyon yönetimi, araç
kiralama ve iş ve tatil amaçlı seyahatlerin düzenlenmesi gibi hizmetler
sunmaktadır.
Türkiye’de TUI, 2000 yılında Tantur’u satın alarak Türkiye’deki konumunu
güçlendirmiştir. TUI’nin Türkiye’de 7 tane Magic life, 4 tane Robinson,
Iberotel ve 1 tane Nordotel
olmak üzere 16 tesisi bulunmaktadır.
(www.euractiv.com.tr)
THOMAS COOK;
2007 yılında Thomas Cook ile My Travel şirketlerinin birleşmesi ile kurulan
Thomas Cook Group PLC, 22,3 milyon müşterisi, 31.000 bin çalışanı, 93
uçaktan oluşan filosu, 3.400 Acentesi ve 86 otel ve tatil köyü ile dünyanın
önde gelen turizm şirketlerinden biridir. Thomas Cook 5 farklı coğrafyada
ve 21 ülkede operasyonlarını yürütmektedir. Thomas Cook, farklı
destinasyonlarda uygun fiyatlı tur paketleri, uçak bileti cruise, konaklama
paketleri, şehir turları, lüks tatil ve kişiye özel tatil paketleri sunan 36 alt
markası ile hizmet vermektedir.
Thomas Cook gerçekleştirdiği satın alımlarla genişlemesini sürdürmektedir.
2008 yılında hotels4u.com’u 21,8 milyon Paund’a devralan Thomas Cook,
şimdi de medhotels.com’u satın almıştır. Satış ile birlikte Thomas Cook
İngiltere’nin
konaklama
kapasitesi
en
yüksek
şirketi
konumuna
yükselmiştir.
168
Türkiye’de Thomas Cook, Türkiye’nin en saygın acentelerinden Diana
Turizm,
Thomas
Cook’un
önemli
partnerlerinden
biridir.
(www.euractiv.com.tr)
Birbirleriyle birleşme yaşayan bu 4 büyük Tur operatörü ( Thomas Cook,
My Travel, First Choice, Tuı Uk ) Türkiye’ye operasyonu bulunan tur
operatörlerinden olup, Pazar payları % 70’dir.
REWE;
Almanya’nın en büyük ikinci markası olan REWE, 1988 yılında ilk kez
Atlas Reisebüro GmbH ile turizme girdi. 1995 yılında da ITS Raisen’i satın
alarak bünyesine 300 acente daha kattı. 1998 yılında doğrudan pazarlama
yapan ITS Billa’yı kuran REWE, 2000 yılında ise DER’i satın alarak tur
operatörü Dertour, Der Seyahat acentelerini ve Der İş Seyahati’ni kurarak
gruba bağladı. Grup 2001 yılında da LTU Touristic’i operatörleri John
Reisen
ile birlikte satın aldılar. Rewe LTU’ya ait havayolu şirketi
Sairgroup’un % 40 hissesine de sahip. ( www.tursab.org.tr)
KUONİ;
İsviçre’nin en büyüğü konumundadır. Tatil seyahatleri satışları Kuoni
Group’un %85’ini oluşturuyor. Ana merkezi İsviçre olan Kuoni markası
aynı zamanda Fransa ve İngiltere’de hizmet veriyor. Grubun İsviçre’de daha
alt gelir grubuna hizmet vermek amacıyla kurulmuş Helvetic Tours adlı bir
markası da var. Edelweiss Air de Kuoni’ye ait olan bir charter markası.
Kuoni’nin yalnızca İsviçre’de 120 tane satış ağı bulunuyor. Bunlar internet,
digital TV, çağrı merkezleri aracılığıyla doğrudan satış gerçekleştiriyorlar.
Kuoni’nin iş seyahati birimi BTI (Business Travel International) markası ise
küçük ve orta ölçekli işletmeler ile büyük ulusal ve uluslararası önemli
gruplara hizmet veriyor.( www.tursab.org.tr)
Türkiye’ye
bakacak
olursak,
Türkiye’de
şu
an
tur
operatörlüğü
bulunmamaktadır. A grubu seyahat acenteleri tur operatörlüğü vasfını
taşımakta ve hizmetleri yerine getirmektedirler.
169
Entegrasyon bazında ise, Türkiye’de bazı seyahat acenteleri ya büyük tur
operatörleri ile birleşmiş ya da satın alınarak faaliyetlerini sürdürmeye
devam etmiştir. Örneğin, Tantur’un TUI tarafından satın alınması, Diana
Turizm’in Thomas Cook ile birlikteliği ve Türkiye’nin Almanya’da en
güçlü ve en büyük tur operatörü Öger Tur’un Thomas Cook’a satılması
gibi... Diğer yandan büyük tur operatörleri Türkiye’de bazı otellere orta
olmakta bazılarını ise satın almaktadır. Bunlar;
TUI ve markaları; Türkiye’deki tur operatörlerinden konaklama alanında
farklı markalarla en çok tesisi olan grup TUI, Türkiye’de konaklama
alanında TUI Travel & Hotels veya Suntopia olarak adlandırdığı yapılanma
ile daha önceden sahip olduğu Robinson, Iberotel markalarının yanına Club
Seno, Blue Collection ve Sensimar markalarını da ekleyerek büyümesini
sürdürüyor. TUI Grubu bünyesindeki değişik markalarda toplam 7 binden
fazla oda bulunuyor. ( www.airporthaber.com)
Pegas’ın 5 ülkede 20 tesisi; Rusya ve BDT pazarının son yıllardaki
liderlerinden Pegas Touristik konaklama alanında da hızla büyüyor. Pegas
bünyesindeki konaklama biriminin 2’si Türkiye geri kalanı Mısır, Tunus,
Yunanistan ve Tayland olmak üzere toplamda 20 tesisi bulunuyor. Pegas bu
alanda PGS Hotels, Dessole Hotels markaları ile faaliyet gösteriyor. Pegas’a
bağlı bu birimin bünyesindeki tesislerin oda sayısı 6.800’ü geçti.
(www.airporthaber.com)
Rewe’nin 3 markasından 5 tesis; Avrupa’nın en büüyk operatörlerinden
biri olan REWE touristik de Türkiye pazarına bu anlamda adım atanlar
arasında. Bir zamanlar Türkiye birkaç tesiste adı bulunan ancak uzun yıllar
bu faaliyete ara veren grup geçen yıllarda varolan Calimera markasının
yanında LTI ve Primasol’u da getirerek 5 tesiste var olmaya başladı.
(www.airporthaber.com)
170
Thomas Cook-Paloma-Diana; Türkiye’de uzun yıllar konaklama alanında
yatırım yapmayan Thomas Cook grubu içinde Paloma Hotels’in de yer
aldığı uluslararası markası Sentido Hotels & Resorts ile 3 tesiste ismini
taşıyor. (www.airporthaber.com)
Tez Tour’un Palmariva ve Amara’sı; Tez Tour, konaklama alanında
Amara World Hotels markası ile faaliyet gösteriyor. Tez Tour konaklama
alanında bünyesindeki bu markayı da içeren Palmavira Club zinciri
oluşturdu. (www.airporthaber.com)
Ets’in Club Voyage’ı; Yurt içi turizmde faaliyet gösteren ETS Grubunun
konaklama alanında Club Voyage markası ile faaliyet gösteriyor.
(www.airporthaber.com)
Odeon’un Otium’u; Rusya ve BDT pazarlarında en çok turist
operatörlerinden OTI Holding bünyesindeki Odeon’un konaklamadaki
markası
Otium
Hotels
ile
bu
alanda
faaliyet
gösteriyor.
(www.airporthaber.com)
Sonuçta, Rekabet edilebilirlik açısından ülkemizde seyahat işletmelerinin
kurulmalarına yönelik mevzuatın sağladığı kolaylıklar nedeniyle sayıları
hızla artan, profesyonellikten uzak, güçlü banka ve hava yolu desteği
olmayan, mali yapıları zayıf ve rekabetten uzak seyahat acentelerinin dünya
ölçeğindeki tur operatörleri ile rekabet şansı bulunmamaktadır. Türk
turizminin, dolayısıyla Türkiye’deki seyahat işletmelerinin bu sorunu
çözebilmek için, öncelikle kendi aralarında veya diğer turizm işletmeleri ile
(yatay ve dikey) birleşmelerine, iletişim ve teknoloji alanındaki hızlı
gelişmeleri takip eden organizasyon ve finansal yapısı güçlü oluşumlara
ihtiyaç vardır. (Alaeddinoğlu & Can, 2007, s.64)
Yani, Tur operatörlüğü sisteminin alt yapı çalışmalarına ağırlık verilmeli ve
tur operatörlerine geçiş işlemleri hızlandırılmalıdır.
171
2.3. HEDEF PAZARDA İNOVASYON MODELİ VE
UYGULAMASI
Ortak çözüm arayışlarının süreçlerde ve kararlarda etkili olduğu ve yeni
düşüncelerin paylaşıldığı son zamanlarda, başarılı işletmelerin karar verme
süreçlerinde çoğu bilimsel yaklaşımı birlikte kullanıldığı bilinmektedir
(Gümüşoğlu, 2008: 287). Bilimsel ve teknolojik gelişmelerdeki hız, bilgiye
ulaşmadaki kolaylık, pazarda birbirine benzeyen çok fazla ürün ve hizmet
bulunması ve adı geçen benzer ürün ve hizmetlerin kolay taklit edilmesi
sonucu ‘inovasyon’ konusu önemli kılınarak çok incelenir duruma gelmiştir
(Vatan, 2010: iii). Globalleşmenin işletmeler açısından gitgide daha fazla bir
şekilde hissedilmesi ile işletmelerin rakipleri karşısında rekabette avantaj
kazanabilmelerinin temel şartlarından biri; müşteriler açısından değeri olan,
rakiplerden farklı, yeni ürünler, süreçler, pazarlama teknikleri ve bütün bu
yeniliklerin belirleyicisi olarak yeni organizasyonel yapılanmalara yani
inovasyonlara yoğunluk verilmesidir. Başka bir deyişle inovasyonun, hem
işletmelerin hem de ülkelerin rekabetçi olmalarındaki etkin gücü
oluşturduğu söylenebilir (Yavuz, 2010: 166).
Günümüz tüketicileri sürekli yenilik istemektedir ve bu durum artık rekabet
ortamının vazgeçilemez bir gereğidir. Bilindiği üzere rekabet ortamının bir
özelliği de müşteri memnuniyeti ve sadakatinin sağlanabilmesinin güç
oluşudur. İnovasyon, müşteri memnuniyeti sağlamak adına tatmin ve
sadakat sağlamaya çalışan işletmeler için hizmet kalitesinin artırılması ve
bir hizmetten beklenenlerin tamimiyle verilmesi amaçlanarak yeni bir
seçenek
olarak
ortaya
çıkmıştır.
Diğer
bir
deyişle,
tüketicilerin
hizmetlerdeki inovasyon algısı firmadan memnuniyet ve sadakat duygularını
artırmaktadır (Karaca, 2009: 210). Günümüzde, globalleşmenin daha fazla
hissedilmesiyle birlikte, işletmeler açısından daha zorlayıcı bir rekabet
ortamının oluştuğu görülebilir. Bu zor ve hızlı değişimin hâkimiyet
sürdürdüğü bir ortamda, işletmelerin rekabet üstünlüğü elde edebilmelerinin
ve ayakta kalabilmelerinin önşartının, çevre koşulları doğrultusunda sürekli
172
değişim ve yenilenme çevresinde konumlanmalarının olduğu bilinebilir.
Fakat yenilikçilik şeklinde tanımını bulacak olan stratejinin, tüm koşullar
altında işletmeler tarafından önemli bir kaldıraç görevi üstleneceği
söylenebilir (Yavuz, 2010: 144).
20. yüzyılda sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişin beraberinde
getirdiği makro dönüşüm, aynı zamanda firma ve sektör düzeyinde de mikro
dönüşümlere yol açmıştır. Bu durumda 21. yüzyılda ulusal liderler kadar,
örgütlerin her seviyesinde dönüşümü yönetecek yönetici ve liderler de önem
kazanmıştır. İnovatif ve girişimci bir toplum olma adımında hızla artan,
kendilerinden yeni bilgi ortaya koymaları ve inovasyon yapmaları beklenen
profesyonellerin yönetimi, özellikle kritik bir konu olarak ele alınmaktadır
(Gümüşlüoğlu, 2009: 41). İşletmelerin yaşamlarını sürdürmesi açısından
‘inovasyon’ anahtar kavram olacaktır (Vatan, 2010: iii). İnovasyon
olgusunun genelde somut ürünler için kullanılıp gerekli görülmesine rağmen
hizmetler bakımından da gerekliliği gitgide fazlalaşmaktadır. Hizmet
inovasyonları tüketiciler tarafından olumlu bulunurken aynı zamanda
uygulayan firmaya karşı da olumlu bir algının oluşmasını sağlamaktadır. Bu
açıdan bakıldığında yapılan inovasyona bağlı oluşabilecek olumlu bir algı
ve tutum sunulan hizmetin yanında hizmeti sunan kişi ve kurumu da içerir.
Firma algısının inovasyon ile ilişkili olumlu şekilde etkilenmesinin sonucu
olarak imajlarını düzeltmek isteyen seyahat ve hizmet işletmelerinin başka
çabalarının yanında inovasyonu da bir araç olarak kullanabilecekleri
görülmektedir (Karaca, 2009: 210). İnovasyon, akademik çevrelerin yanı
sıra hizmet ve ürün üreten çevrelerce de dikkat çekici hale gelmiştir. Aynı
şekilde, rekabetin yoğun olduğu ve giderek arttığı turizm endüstrisi
açısından bakıldığında da inovasyonun gerekliliğinin tartışılmayacak kadar
önemli olduğu karşımıza çıkar. (Vatan, 2010: iii).
Küreselleşme sonucu hızla tak bir Pazar haline gelmiş olan dünya da aynı
zamanda piyasada birbirine benzeyen ürün ve hizmetleri ortaya çıkaran tek
bir üretim platformuda oluşmuştur. Bu açıdan bakıldığında, tüketicinin bu
ticari mal ve hizmetleri tercih noktası ise işletmelerin fiyat, ürün, süreç,
173
deneyim, pazarlama gibi açılardan inovasyon uygulamasına neden olmuştur.
Asıl önemli olan inovasyonun çeşidi değil, işletmenin içinde bulunduğu
değişken çevrenin sağlayacağı fırsatları kendi yararına dönüştürebilmesidir
(Soylu ve Öztürk-Göl, 2010: 113).
Hedef pazarlara yönelik farklı, ilgi çekici destinasyon, ürün ve hizmet
tasarlamak, çeşitli taktikler ve pazar geliştirmek sadece piyasaya giriş
stratejileri olarak kalmamalı geleceğe yönelik yol gösterici olarakta
tasarlanmalıdır. Örneğin, Sultanahmet otelleri internetin gelişmesinden önce
hedef pazarı durumunda olan Avrupa’lı ve ABD’li turistlere yabancı
acenteler ile ulaşabiliyorlarken, internetin gelişmesiyle birlikte yerli
acenteler için bu pazarlara ulaşmak mümkün duruma gelince yerli acenteler
yabancıların yerini alır duruma geldi. Bu anlamda turistlere ulaşmadaki
maliyet büyük ölçüde azalmış oldu. Yerli acentelerden biri interneti
acentelik hizmetleri amacı ile kullanmaya başlayınca diğer acentelere oranla
avantaj yakaladı. Bu durumdan sonra da Sultanahmet’teki diğer acentelerin
bu inovasyonu uygulama durumu oluştu (Eraslan ve diğerleri, 2008: 27).
2.3.1
İSTANBUL
ACENTASININ
ÜNİVERSİTESİ
HAYATA
SEYAHAT
GEÇİRİLMESİNDE
İNOVASYON PRAMİDİ MODELİ
İnovasyon, bilim ve teknolojiyi ekonomik ve toplumsal bir faydaya
dönüştürebilme yeteneğidir. Bu beceri genel olarak inovasyon yetkinliği
olarak anılır. Süreç olarak bir fikri pazarlanabilir ürün veya hizmete, dağıtım
yöntemine yeni bir toplumsal hizmet yöntemine dönüştürmeyi ifade eder.
Söz konusu süreç, ortaya konan pazarlanabilir yeni ya da geliştirilmiş ürün
ve hizmeti anlatır. Oluşturulan yeniliğin pazarlanabilir olması esastır.
Yeniliğin
ortaya
çıkması
için
üç
temel
aşamanın
gerçekleşmesi
gerekmektedir. Bu aşamalar bütünü yenilik piramidi olarak adlandırılır.
(http://www.turkbilim.org/teknoloji-ve-tasarim-dersi/inovasyon-nedir.html)
174
Şekil 6: İnovasyon Piramidi
TİCARİLEŞTİRME
GELİŞTİRME
ARAŞTIRMA
Ticarileştirme
Bilgi, deneyim, yatırım
Geliştirme
Ortak araştırma
Araştırma
Hükümet destekli Laboratuarlar
Kaynak : Rustam Lulkaka, ‘‘Management Development for Technology
Incubators/Parks’’ SPO/UNFSTD Seminer
Turizm İşletmelerinde İnovasyonun ‘Ürün/Hizmet, Süreç, Pazarlama ve
Örgütsel’ Açıdan İncelenmesi MacCarthny’e göre 3 sınıfta toplanmaktadır:
1. Gerçek anlamda bugüne kadar hiç olmayan bir ürünün ortaya çıkarılmış
olması (İcat).
2. Mevcut ürünler ile karşılaştırıldıklarında belirgin farklılıklar arz eden
ürünler
(İkame).
3. Herhangi bir firma için yeni, ancak pazarda yeni olmayan ürünler
Turizm endüstrisinde, inovasyonun çeşitlilik sunmasından dolayı farklı
aktiviteler
ortaya
çıkmaktadır.
Hizmetler
genelde
yüksek
oranda
175
heterojendir ve büyük oranda tüketici eğilimlerini, kompleksleri ve sıklıkla
yenilik hareketlerini kapsamaktadır. Turizm endüstrisinde hizmet çeşitliliği
vardır ve işletme bunlardan birisine odaklanmalıdır.
İnovasyon bir firmanın ürünlerinde / hizmetlerinde, üretim dağıtım
yöntemlerinde, iş yapış yöntemlerinde, tasarım ve pazarlama yöntemlerinde
yapılabilir.
Bunlarda
sırasıyla,
‘ürün
inovasyonu’,
‘hizmet
inovasyonu’,‘süreç inovasyonu’, ‘organizasyonel inovasyon’ ve ‘pazarlama
inovasyonu’ olarak adlandırılır. Ayrıca, inovasyon yapılırken teknolojinin
önemli bir girdi olup olmadığı göz önünde bulundurularak ‘teknolojik
inovasyon’ ve ‘teknolojik olmayan inovasyon’ sınıflandırmasına da gidilir.
İnovasyonun sadece ekonomik bir sistem olmadığı aynı zamanda
eşitsizlikleri ortadan kaldıran, istihdam oluşturan ve çevrenin korunmasına
katkıda bulunan toplumsal bir sistem olduğu gerçeğinden hareketle
toplumsal inovasyon kavramı da artık ön plandadır. İnovasyon, içerdiği
farklılığın, yeniliğin ve değişkenliğin büyüklüğüne göre de ‘radikal’ veya
‘artırımsal’ olmak üzere ikiye ayrılır. (Elçi, 2007)
Geoffrey Moore 8 tane
inovasyon türü tanımlamaktadır.
Bunlar
düzenbozucu stratejik inovasyon, uygulama inovasyonu, yeni ürün
inovasyonu, süreç inovasyonu, deneyim inovasyonu, pazarlama inovasyonu,
iş
modelinin
inovasyonu,
yapısal
inovasyondur.
(http://www.fedtraining.com.tr, 2009)
Hizmet işletmelerinin de değişen koşullara cevap verebilmesi için yeni veya
daha iyi hizmet önerileri bulmaları, geliştirmeleri ve sağlamaları
gerekmektedir. Aynı zamanda yeni veya daha iyi hizmet sunma teknolojileri
geliştirmek ve uygulamak zorundadırlar. Hizmet inovasyonunun üç temel
özelliğinden bahsedilmektedir (Sako vediğ., 2006):
Ürün inovasyonlarında genellikle sonuçlanmış bir değişim söz
konusu iken, hizmet inovasyonu süreklilik gösterir. Bundan dolayı
176
inovasyonun gerçekleştirildiği belirli bir zaman dilimini belirlemek
zordur.
Hizmet inovasyonu, teknolojik ve organizasyonel değişim ile teknik
girdiler ve insan kaynakları arasında kuvvetli bir tamamlayıcılık
özelliği gösterir. Bundan dolayı ürün inovasyonundan farklı olarak
tamamen teknik bir süreç izlemez. Dolayısıyla hizmet inovasyonu,
teknoloji ile organizasyonel değişimlerin doğru kombinasyonunu
bulma
ve
onu
mevcut
teknolojiye
entegre
etme
şeklinde
gerçekleşmektedir.
Hizmet
inovasyonu, katılımcı bir üretim gerektirir. Hizmet
inovasyonu, herkesin sürece katılımına açık olan özelliği nedeniyle
katılımcıları, bireysel katkı düzeyi ve kullanıcıları belirlemek zordur.
2.3.1.1
İSTANBUL
ÜNİVERSİTESİNİN
İNOVASYON
PİRAMİDİ MODELİ İLE ARAŞTIRILMASI (MERVE
AYDOĞAN)
İstanbul Üniversitesi’nin ve çevresinin turizm destinasyonu olarak pazarlanması
çok akıllıca bir adım olacaktır. Zaten turizmden nasibini alan Sultanahmet ve
Eminönü yerine çok daha değişik ürünlere sahip olan bu bölgenin turist
yoğunluğunun bir derece adaletli dağılımına neden olabileceği düşünülmektedir.
Turizm ürünü soyut ürün özelliğini taşımasından dolayı gözle görülür teknolojiler
yanında turizmde inovasyon hizmetin farklılığını da içerir. Bu anlamda potansiyel
kaynakların kullanılmaması bu kaynakların giderek yok olan değerler arasına
karışması kaçınılmaz olacaktır. Örneğin; Süleymaniye bölgesinde bulunan evlerin
her biri değişik turizm ürünü yaratma kapasitesine sahip olabilir. Bu konunun 2012
yıllarında üzerinde durulan bir konu olduğu restorasyon çalışmalarından da
anlaşılabilir. Eski osmanlı dönemi mimarisinin yanı sıra osmanlı dönemine ait
eğitim düzeninin de incelenebileceği tek yer İstanbul Üniversitesi olduğundan ürün
olarak bu destinasyon benzersiz olmasından dolayı inovasyonla desteklendiğinde
ilgi çekici ürün haine getirilebilir. Bu konuda üniversitenin bazı çalışmaları
mevcuttur. Bu çalışmalardan örnekler şunlardır;
177
Üniversite bünyesinde bulunan bazı eserlerin web sayfası aracılığı ile veri
tabanı oluşturularak internet üzerinden pazarlanması
Bazı eşsiz eserleri biraraya getirerek nadir eserler kütüphanesi kurulması
Bazı turistlerin de katılabileceği etkinliklerin osmanlıca adlarını kullanarak
bu etkinlikleri diğerlerinden ayrı tutabilmesi
Teknoloji ile eski dönem yaşam tarzını birleştirebilmesi
2.3.1.2
İSTANBUL
ÜNİVERSİTESİNİN
İNOVASYON
PRAMİDİ MODELİ İLE GELİŞTİRİLMESİ
İşletmenin gelişebilmesi, devamlılığın sağlanabilmesi ve o ürün ve hizmetle
ilgili beklentilere ulaşabilmesi, tüketici gözünde farklılaşması açısından
yenilik ve yeni ürün/hizmet oldukça önemlidir. İşte bu faklılık işletmeye
rekabet avantajı sağlayacağı gibi tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılamasıyla
nitelikli bir çalışmayı da beraberinde getirecektir. İnovasyon piramidinin
amacı da seyahat acentasını farklılaştırarak tüketicinin gözünde olumlu bir
imaj oluşturup talebi artırmaktır.
Müşteriler yeniliği, daha önceden tecrübe edilmemiş bir şekilde ihtiyaçlarını
karşılayabilecek faydada beklerler. Böylelikle elde edilecek tatminin
pazardaki mevcut yöntemlerden daha iyi bir çözüm sağlayacağına inanırlar.
Aracılara göre yenilik söz konusu olan hizmetin potansiyel müşterilere
ulaştırılmasında değer sağlayacak fırsatlarıdır. Bu değerler müşterilere
düşük fiyat, eğitimli satış personeli, bakım onarım çalışmalar vb şekillerde
ulaştırılmaktadır.
İstanbul Üniversitesi inovasyon modeliyle rakip firmalardan farklılaşmak
adına oldukça yenilikçi ve talebe yeteri kadar cevap verebilecek konumda
olmayı
hedeflemektedir.
Bu
yenilikçilik
modelinde
bir
çok
şey
amaçlanmaktadır. Bunlar:
178
Kongre ve fuar turizminden de gerekli payı alabilmek adına toplantı
salonlarının daha etkin kullanılması var olan toplantı salonlarına
yenilerinin eklenmesi,
Üniversitesi bünyesinde bulunan tarihi güzelliklerinin tümünün
tüketiciye yansıtılması, Tüketicinin gözündeki İstanbul üniversitesi
imajının çıtasını yükseltmek,
Köklü bir üniversite olan İstanbul Üniversitesi’nin tarih kokan her
bir yapısının sayesinde kültür turizminin ışığından pay almak
Özellikle son yıllarda ülkemizdeki tıbbi gelişimin etkisiyle İstanbul
Üniversitesi bünyesindeki hastanelerde yükselen trend olan sağlık
turizmine talebin artmasının sağlaması,
Üniversitedeki fen fakültesi gözlemevi, hidrobiyoloji müzesi, zooloji
müzesi, Türk eczacılık tarihi müzesi sayesinde kültür turizmine olan
talebin artırılması, özel geceler düzenlenmesi
Profesörler Evi’nin dışa açılımının sağlanması, güne özel menüler,
Türk mutfağı, Osmanlı mutfağı esintileriyle turistlerin farklı açıdan
cezbedilmesi hedeflenmektedir.
Üniversitenin bahçesinde panayır, Osmanlı geceleri gibi etkinlikler
düzenlenmesiyle etnik açıdan bir ambiyans oluşturma,
Hediyelik eşya standlarıyla İstanbul Üniversitesi’nin imajını somut
şekilde desteklemek bunun yanında bir miktar da alışveriş turizmine
de katkı sağlamak hedeflenmektedir.
179
2.3.1.3
İSTANBUL
PİRAMİDİ
ÜNİVERSİTESİNİN
MODELİ
İLE
İNOVASYON
TİCARİLEŞTİRİLMESİ
(MERVE AYDOĞAN)
İnovasyon piramidinin ilk tabakasını oluşturan ticarileştirme bölümünde bir ürün
için bilgi, deneyim ve yatırım kavramları önem kazanmaktadır. Dolayısıyla kamu
kurumu için düşünülen inovasyon modellerinin ortaya çıkmasında yaratıcı
düşünebilen bir takım çalışmasının varlığı gereklidir. Bu takım çalışması için bir
grup çalışanın belirli zamanlarda inovasyon konusunda ürünleri değerlendirmeleri
ve ardından heterojen olma özelliği bakımından zor ölçülebilir turizm ürününü
yenilikler ve gelişmelerle desteklemeleri kar düzeyini arttıracaktır. Fakat kamu
kurumlarının kar amacı gütmeyen kuruluşlar olduğu ortadadır. Bu açıdan
inovasyonun anlamını tam olarak kazanabilmesi için gereken akademik bilgi,
sektör deneyimi ve devletin yatırımları desteklemesi ticarileşmeyi beraberinde
getirecektir.
İnovasyon piramidi modeli her ne kadar ticari kaygıları yüksek işletmeler için daha
önemli olduğu görülüyorsa da kamu kurumları için toplumun gelişmesi, turizmle
birlikte uluslararası bir anlayışa sahip olması açısından önemlidir (AKYOS, 2005)
İstanbul Üniversitesi bünyesinde kurulacak bir seyahat acentasının bu modele göre
uygulanması gerekmektedir. Çünkü inovasyon piramidine göre ilk adım olan
ticarileşme kavramı hizmet sektörü için kaçınılmazdır. İnovasyon destekli bir
programın varlığından söz ediliyorsa ticarileşme kendiliğinden gelecektir.
3. İSTANBUL ÜNİVESİTESİ SEYAHAT ACENTASININ
SWOT ANALİZİ
SWOT, İngilizce’deki dört kelimenin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır.
Strenghts : Güçler ( Kuvvetli Yönler). Şirketinizin güçlü olduğu yanlar neler?
Kuvvetli olduğunuz yanları bulmak için, yeteneklerinizi, potansiyellerinizi,
pazarlama gücünüzü,
finansal gücünüzü,
pazardaki deneyiminizi
vb.
değerlendirin.
180
Weaknesses: Zayıflıklar ( Zayıf Yönleri). Güçsüz olduğunuz yanlar neler?
Mali zorluklarınızı, pazardaki deneyimsizliğinizi, personel yetersizliğinizi vb.
değerlendirin.
Opportunities: Fırsatlar. Şirketiniz için hangi olanaklar mevcut? Şu anda
faaliyet gösterdiğiniz alanla ilişkili bir başka alanda büyüme olanağınızı, kişisel
ilişkilerinizin size sağladığı gücü, mali desteklerinizi vb. değerlendirin.
Threats: Tehditler. Gelecekte sizi hangi tehlikeler bekliyor? Mali kriz
olanaklarını, en değerli personelinizi kaybetme riskini, müşterilerinizi rakip
şirkete kaptırma riskini vb. değerlendirin
(http://swotanalizi.com).
SWOT analizi, herhangi bir kuruluşun, örgütün, kamu kurumunun ya da özel
sector firmasının içsel durumunu ve onu çevreleyen dışsal faktörleri tahlil
etmek için kullanılan yöntemlerden biridir. Bir anlamda, mevcut durumun, tüm
yöleriyle, iç ve dış dinamiklerin de göz önünde bulundurulmasıyla, fotografının
çekilmesidir.
Kökleri 1950’lere uzanmakla birlikte, akademik biçimini alması, 1970’lerde
Stanford!da olmuştur. Kullanım alanı, şirket analizlerinden bireysel kariyer
planlamaya kadar geniş bir yelpazedir ( http://www.kocaeli.meb.gov.tr).
Organizasyonlarda
SWOT
analizi
yapılmasının
başlıca
iki
yararı
bulunmaktadır. İlk olarak, SWOT analizi yapılarak organizasyonun mevcut
durumu tesbit edilir. Bu çerçevede güçlü ve zayıf yönler ile organizasyonun
karşı karşıya bulunduğu fırsatlar ve tehdit unsurları ortaya konulmaya çalışılır.
Bu anlamda SWOT bir "mevcut durum" analizidir. SWOT aynı zamanda
organizasyonun gelecekteki durumunun ne olacağını tesbit ve tahmin etmeye
yarayan bir analiz tekniğidir. Bu ikinci anlamda SWOT bir "gelecek durum"
analizidir (www.yildiz.edu.tr).
181
SWOT analizi sayesinde, kurumunuzun güçlü ve zayıf yönlerini açığa
çıkarttığınız bir tabloya kavuşursunuz. Kurumunuzun yüzyüze olduğu tehditleri
ve fırsatları daha net görürsünüz.
Böylece, kurumun güçlü yönleri üzerinde yoğunlaşır; zayıflıklarını azaltır;
kuruma yönelik tehditleri bertaraf etmenin yollarını arar; fırsatlardan en büyük
ölçüde yararlanmaya kilitlenirsiniz (http://www.kocaeli.meb.gov.tr).
3.1. GÜÇLÜ YÖNLER
- Kuruluş yeri açısından
- Bölgenin tanınmışlık, tarihi ve kültürel zenginliği
- İstanbul Üniversite’si içinde Beyazıt Kulesin bulunması
- Bünyesindeki müzelerin var olması
- Tanıtım yapılma kolaylığı
- Üniversitenin sektöre destek verme potansiyeli
- İstanbul'un iklim açısından 4 mevsim turizme uygun olması
- Tarihi değere sahip kentsel doku (Tarihi Yarımada ve Beyoğlu)
3.2. ZAYIF YÖNLER
- Bulunduğu yer trafik yoğunluğun olması
- Trafik aksının üzerinde bulunması
- Doymuş bir turizm piyasasında bulunması
- Acente isim olarak az olması
- Pazarlara ve turizm arzına ilişkin araştırmaları yetersizliği
3.3. FIRSATLAR
- Eğitim düzeyi girişimcilerin yer aldığı bir işletme olması
182
- Turizm fakülteleri ve Meslek Yüksek Okulları incelendiği bu tür bir
girişimciliğin ilk olması, bünyaden çıkması
- Türkiye’nin rekabet gücünün yüksek olduğu doğa, tarih ve kültür turizmine
olan ilginin artması
- Kolay karayolu ile ulaşılabilirlik sonuçunda hedef pazarlar haline gelen
Romanya, Bulgaristan, Sırbistan gibi alternatif pazarlarda kendi araçları ile
seyahat eden aileler hedef alınarak bölgeye yönelik talebin düşük bütçelerle
dahi harekete geçirilebilir olması
3.4. TEHDİTLER
- Ekonomik krizin olması
- Türkiye’de ve İstanbul adeta bir Seyahat Acentaların bol olması
- Sürdürülebilir ekonomisinin oluşturulmaması
- Komşu ülkelerdeki savaş ve benzeri koşullar
- İstanbul'da turistlerin kalış süresinin azalmakta olması
- İstanbul'da turistlerin kalış süresinin azalmakta olması
183
SONUÇ VE ÖNERİLER (MUSTAFA AKYOL)
Sonuç olarak; İstanbul Üniversitesi ve çevresini kendisine ana destinasyon
olarak belirleyen İstanbul Üniversitesi Seyahat Acentası bölgeyi tanıtacak
ve bölgenin turizme açılmamış tarihi ve kültürel değerlerini tanıtarak hem
bölgeyi geliştirecek hem de Türkiye’nin gelişmekte olan turizmine yeni bir
destinasyon kazandıracaktır. Sadece seyahat acentasının yapacakları bölgeyi
bir destinasyon haline getirmeyecek olup yerel ve ulusal anlamda diğer
kuruluşların ve devlet yetkililerinin de konuya eğilmeleri gerekmektedir. Bu
doğrultuda tüm yetkili sayılacak birimler için önerileri şu şekilde sıralamak
mümkündür;
İstanbul turizmini şekillendiren kültür, inanç, sağlık, kongre turizmi
gibi çeşitler bölgedeki potansiyelle ön plana çıkarılmalıdır.
İstanbul Üniversitesi ve çevresi için hediyelik eşya işletmeleri
kurulmalı ve varolan işletmeler desteklenerek aktif hale getirilmesi
sağlanmalıdır.
İstanbul Üniversitesi üniformalı güvenlik güçlerinden arındırılarak,
yerlerine daha çağdaş ve turizm eğitimi almış kişiler konulmalıdır.
İstanbul üniversitesi çevresindeki keşfedilmemiş veya turizme
kazandırılamamış mekanlar bu proje ile turizme kazandırılmalıdır.
Meydan çeşmesi, türbeler, mezarlar, kemerler, yeraltı yolları,
imarethane, sıbyan mektebi, sani medreseleri, üniversite binaları,
salis ve rabi medreseleri, darüttıb, darüşşifa, daruzziyafe, arasta,
tabhane, çarşı, kervansaray, hamamlar, bab-ı fetva penahi (bugün ki
müftülük), darulhadisler, darulkurralar, türbeler ve kütüphanelerin
gerçek anlamda potansiyelleri çıkarılarak turizme kazandırılmalıdır.
Bölgenin altyapısı ve üst yapısı geliştirilmelidir.
Süleymaniye
ve
İstanbul
üniversitesi
bölgesi
trafikten
arındırılmalıdır.
Doymuş turizm piyasası yeniden canlandırılarak turizm daha üst
noktalara çıkarılmalıdır.
184
İstanbul
Üniversitesi
bünyesinde
bulunan
turizm
bölümleri
bölgedeki turistik işletmelerle entegre halinde çalışmalı ve bölgedeki
turizm problemlerine akademik anlamda çözümler üretilmelidir.
Bölgedeki çarpık yapılaşmaya çözüm bulunmalıdır.
Tarihi binaların tahribi önlenmeli ve caydırıcı yasal düzenlemeler
uygulamaya konulmalıdır.
Çevredeki turizm işletmeleri düzenli olarak teftiş edilerek haksız
rekabet önlenmeli ve turistler korunmalıdır.
Bölgenin turizme kazandırılması ile ilgili akademik çalışmalar
artırılmalıdır.
Bölgenin
turizm
potansiyelinin
devlet
yetkilerinin
bilgisine
sunularak neler yapılacağı konusunda önerilerde bulunulmalıdır.
Bölgeye mimari olarak şekillendiren Mimar Sinan ve diğer
şahsiyetlerin önemi vurgulanarak tarihimizin önemli şahsiyetleri
turizme adapte edilmelidir.
Bölgede kullanılmayan tarihi binalar onarımdan geçirilerek butik
tarzında
konaklama
işletmeleri
haline
getirilerek
bölgenin
konaklama işletmesi sorunu da çözümlenmelidir.
Süleymaniye’deki Hilalci Odaları gibi bekar odaları onarılarak
bölgedeki konaklama ihtiyacının bir bölümü karşılanmalıdır.
Tarihi ve turistik anlamda değeri olan her eser için birer
bilgilendirme tabelası konulmalıdır.
Bölge halkı tarihi eserler ve turizm hakkında bilinçlendirilmelidir.
Bölgede el işi ile uğraşan ve tarihi değeri olan işletmeler koruma
altına alınarak sürekliliği sağlanmalıdır.
Bölgenin merkezi konumda olması ve diğer turistik destinasyonlarla
bağlantılı olması sebebi ile tur paketlerine girmesi sağlanmalıdır.
Süleymaniye
ve çevresinin tarihi
dokusu
yanında
İstanbul
Üniversitesi gibi tarihi geçmişe sahip olan bir eğitim kurumunun
eğitim-öğretim turizmine dahil edilmeli ve gençlik turizmi bölgede
aktif hale getirilmelidir.
185
Daha önce saray ve harbiye nezareti olarak kullanılmış olan İstanbul
Üniversitesi
merkez
binaları
bu
özellikleri
ile
turizme
kazandırılmalıdır.
İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsündeki bitki ve kuş türleri
incelenerek botanik ve endemik turizm kapsamında kullanılmalıdır.
Beyazıt ve Süleymaniye sadece tarihi dokusuyla değil aynı zamanda
kültürel faaliyetler içerisine sokularak diğer turizm türlerine de hitap
etmelidir.
İstanbul
Üniversitesi
turizm
toplantı,
seminer
gibi
sosyal
aktivitelerin ana mekanlarından birisi olmalıdır.
Kentsel dönüşüm kapsamında yapılması olan değişikliklerin
bölgenin tarihi mimarisine zarar vermesi önlenmeli ve tarihi mimari
koruma altına alınmalıdır.
Bölgenin tarihi dokusunun korunması kapsamında Unesco’ya
gerekli
başvurular
yapılarak
bölge
uluslararası
anlamda
dokunulmazlığa kavuşturulmalı ve Dünya Kültür Mirasları listesine
sokulmalıdır.
186
KAYNAKÇA
KİTAP KAYNAKLARI
Akat, Ö. (2001). Uluslar arası Pazarlama Karması ve Yönetimi. Bursa:
Ekin Kitabevi.
Akyos, M. (2005, 12). Sürekli Yenilikçilik için Teknolojik Yetenek
Değerlendirmesi.
Anderson, H. C., & Vincze, J. W. (2000). Strategic Marketing Management.
USA: Houghton Mifflin Company.
Bahar, O., & Kozak, M. (2005). Küreselleşme Sürecinde Uluslararsı Turizm
Ve Rekabet Edilebilirlik. Ankara: Detay Yayıncılık.
Cemalcılar, İ. (1998). Pazarlama Kavramlar Kararlar. İstanbul: Beta
Basım Yayım Dağıtım.
Crouch, I., & Ritch, J. (1999). Tourism Competitiveness and Societal
Prosperity. Journal of Business Research, 138.
De Saez, E. E. (1993). Marketing Consepts for Libraries and Information
Services. London: Library Association Publishing.
Elçi, Ş. (2007). İnovasyon Kalkınmanın ve Rekabetin Anahtarı. içinde
Ankara.
GÜMÜŞOĞLU, Ş. Ve Özdemir, A. (2008). Rekabet Ortamında Karar
Verme Süreçlerinde Oyun ve Fayda Kuramı İlişkileri ve Etkileşimi, Review
of Social, Economic & Business Studies, 9(10): 287-308.
Hacıoğlu, N. (2006). Seyahat Acentacılığı ve Tur Operatörlüğü, Nobel
Yayın Dağıtım, Ankara.
Inkskeep, E. (1991). Tourism Planning: An Integrated and Sustainable
Development Approach. New York: Van Nostrand Reinhold.
İçöz, O. (2001). Turizm İşletmelerinde Pazarlama İlkeler ve Uygulamalar.
Ankara: Turhan Kitabevi.
187
İçöz, O. (2001). Turizm İşletmelerinde Pazarlama. Ankara: Turhan
Kitabevi, 2. Basım.
Kaya, O. (2011). Sürdürülebilir Rekabet Avantajı Ve Yavaş İşletmecilik:
Karşılaştırmalı Bir Araştırma (Dotora Tezi). Çanakkale: Çanakkale Onsekiz
Mart Üniversitesi SBE .
Köroğlu, Ç., Biçici, F., & Sezer, D. (2011). Otel İşletmelerinde Maliyet
Kontrolünün Rekabet Üstünlüğüne Etkisi. İşletme Araştırmaları Etkisi, 3348.
Kuru, Ş., & Özen, T. (1998). Turizm Yatırımları. İstanbul: Özkan Ofset.
Mısırlı, İ. (2010). Seyahat Acentacılığı ve Tur Operatörlüğü. Ankara: Detay
Yayıncılık.
Morgan, M. C., & Levy, D. J. (1996). Segmenting the Mature Market 2.bs.,.
U.S.A.: American Demographicsbooks.
Mucuk, İ. (2001). Pazarlama İlkeleri. İstanbul: Türkmen Kitabevi 13.
Basım.
Mucuk, İ. (2005). Temel Pazarlama Bilgileri. İSTANBUL: Türkmen
Kitabevi.
Porter, M. (1990). The Competetive Advantage of Nations. Newyork: The
Free Press.
Porter, M. (1998). Clusters and New Economics of Competition. Harvard
Business Review, 6.
Saaty, T. (2000). Fundamentals of Decision Making and Priority Theory
2.Edition. Pittsburgh: RWS Publications.
Tek, Ö. B., & Özgül, E. (2007). Modern Pazarlama İlkeleri. İstanbul:
D.E.Ü. Yayınevi.
Tekeli, H. (2001). Turizm Pazarlaması ve Planlaması. Ankara: Detay
Yayıncılık.
Toker,
B.
(2007).
Türkiye'de
Turizm
Sektörü
Teşviklerinin
Değerlendirilmesi. Yönetim ve Ekonomi , 81-92.
Turizm Bakanlığı. (2002). Kriz Yönetimi El Kitabı. Ankara: Nokta Ofset
Matbaacılık.
188
Türksoy, A. (2007). Konaklama İşletmelerinde Mali Başarısızlığa Yol Açan
Etmenler. Ege Akademik Bakış , 99-115.
TEZ, MAKALE, SÜRELİ YAYIN KAYNAKLARI
Alaeddinoğlu, F., & Can, S. A. (2007). Türk Turizm Sektöründe Tur
Operatörleri ve Seyahat Acentaları, Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi
Dergisi, (s. 50-66).
ALTUNTUĞ, N. (2007).
Küresel Rekabet Ortamında Ayırt Edici ve
Sürdürülebilir Üstünlükler Bağlamında Temel Yetenek Tabanlı Stratejiler
ve Bir Uygulama, Süleyman Demirel Üniversitesi İşletme Bölümü
Yayınlanmış Doktora Tezi.
ATEŞOĞLU, i. (2009). ULUSLARARASI DESTİNASYON MARKASI
OLUŞTURMA STRATEJİLERİ “ISPARTA ÖRNEĞİ”. Mayıs 21, 2012
tarihinde
http://idc.sdu.edu.tr/tammetinler/kalkinma/kalkinma49.pdf
adresinden alındı.
ATİYAS, İ.(2005). Telekomünikasyon Sektöründe Düzenleme, Rekabet ve
Yatırım Ortamı, Sabancı Üniversitesi Rekabet Politikası ve Yatırım
Ortamının İyileştirilmesi Konferansı, Ankara: 1-18.
BEKTAŞ, Ç., & DURNA, U. (2007). Turizm Endüstrisinde Yenilik
Yönetimi.
BURÇKİN, E. : Temel ve Ek Mali Tabloların Düzenlenmesi, M.Ü.
Muhasebe Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayın No: 1995/4, İstanbul,
1995, ss. 18,19,20,25-26,33-35.
CEMALCILAR, Ö. , ÖNCE, S. : Muhasebenin Kuramsal Yapısı, Anadolu
Üniversitesi İ.İ.B.F. Yayınları, Eskişehir , 1999, ss. 76, 89.
Dağdeviren, M., & Eren, T. (2001). Tedarikçi Firma Seçiminde Analitik
Hiyerarsi Prosesi ve 0-1 Hedef Programlama Yöntemlerinin Kullanılması.
Gazi Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi 16 (2), 41-52.
189
Dağdeviren, M., Akay, D., & Kurt, M. (2004). İş Değerlendirme Sürecinde
Analitik Hiyerarşi Prosesi ve Uygulaması. Gazi Üniversitesi MühendislikMimarlık Fakültesi Dergisi 19 (2), 131-138.
Doç. Dr. Hanifi AYBOĞA, MALİ DURUM TABLOSU VE KURAMSAL
YAPISI, Teori ve Türk Ticaret Kanunu Açısından İrdelenmesi- Marmara
Üniversitesi
ERASLAN, H., BULU, M. Ve Bakan, İ. (2008), Kümelenmeler ve
İnovasyona Etkisi: Türk Turizm Sektöründe Uygulamalar, Seyahat ve Otel
İşletmeciliği Dergisi, 5(3): 1-35.
GÖKDENİZ, A. Ve Aşık, N. (2008). Küresel Rekabet Ortamında Turizm
İşletmelerinde Soyut İmaj Oluşturma, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Dergisi, 11( 20): 134-149.
GÖNEN, S. Ve Çelik, M. (2005). Rekabet Üstünlüğü Sağlamada İç
Denetim ve İnsan Kaynakları Yönetiminin Stratejik Ortaklığı, Ege
Akademik Bakış, 5(12): 41-46.
GÜMÜŞLÜOĞLU, L. (2009), Savunma Sanayii Gündemi.
GÜRBÜZ, A. (2005). KASTAMONU’YA GELEN TURİSTLERİN
PROFİLİNİ BELİRLEMEYE YÖNELİK BİR UYGULAMA. Ticaret ve
Turizm Egitim Fakültesi Dergisi , 78.
KARACA, Y. (2009). Hizmetlerde İnovasyon Ve Tüketici Algısına Etkisi:
Yolcu Taşımacılığı Sektöründe Bir Araştırma, Sosyal Bilimler Dergisi,
XI(1): 195-212.
190
KAYACAN, Ç., ECDER, T., & v.d. (2010). İstanbul Üniversitesi
Özdeğerelendirme Raporu. İstanbul: İstanbul Üniversitesi.
KESEN, N. (2005). Türk Turizm Sektörünün Yararlanabileceği AB Fonları.
İzmir: İzmir Ticaret Odası.
Kuşat, N. (2011). Turizm Sektöründe Kümelenmeler. I. Uluslararsı IV.
Ulusal Eğirdir Turizm Sempozyumu (s. 539-548). Isparta: Süleyman
Demirel Üniversitesi.
M. BULU, & İ. H. ERASLAN içinde, Sürdürülebilir Rekabet Avantajı Elde
Etmede Turizm Sektörü; Sektörel Stratejiler ve Uygulamalar (s. 426).
İstanbul: URAK.
ÖZTAŞ,
K.
(2007).
TURİSTİK
DESTİNASYON
OLUŞTURMA
POTANSİYELİ AÇISINDAN GÖLLER YÖRESİNİN ÖNEMİ. Selçuk
Üniversitesi Karaman İ.İ.B.F. Dergisi , 12, 129.
Öztaş, K., & Tarınç, A. (2011). Turistik Kümelenme ve Çekirdek Ürün
Kavramları Çerçevesinde Göller Yöresi Merkezli Akşehir Turizm
Potansiyelinin Değerlendirilmesi. I. Uluslararısı IV.Ulusal Eğirdir Turizm
Sempozyumu (s. 549-558). Isparta: Süleyman Demirel Üniversitesi.
SOYLU, A. Ve Öztürk-Göl, M. (2010), Yönetim İnovasyonu, Hacettepe
Üniversitesi Sosyoekonomi Dergisi, 1: 113-130.
Tansuğ, M. (2009). Türkiye’nin İlk Kümelenme Analiz ve Geliştirme
Çalışması: Sultanahmet Bölgesi Kümelenme Projesi. Çerçeve, 62-67.
TEKİN, M. Ve Çiçek, E. (2005). İşletmelerde Rekabet Üstünlüğü
Sağlamada Farklı Bir Yaklaşım: Değer Temelli Pazarlama, V. Ulusal
Üretim Araştırmaları Sempozyumu, İstanbul Ticaret Üniversitesi: 63-68.
TEKİN, M. Ve Zerenler, M. (2002). Küresel Rekabet Ortamında İleri İmalat
Teknolojileri Kullanımının İşletme Performansına Etkileri Ürerine Bir
Uygulama, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 7: 15-26.
191
Toksarı, M. (2007). Analitik Hiyerarsi Prosesi Yaklasımı Kullanılarak
Mobilya Sektörü İçin Ege Bölgesi’nde Hedef Pazarın. YÖNETİM VE
EKONOMİ Cilt:14 Sayı:1 Celal Bayar Üniversitesi İ.İ.B.F. MANİSA, 171180.
Tuncer, D. (1989). Turizmde Dağıtım Sistemi Ve Türkiye İçin Bir Model
Önerisi. İstanbul Hacettepe Üniversitesi İİBF Yayınları, 65-67.
Tuncer, A. (1998). Türkiye’deki Seyahat Acentalarının Paket Tur
Faaliyetleri Üzerine Bir Araştırma, Anatolia Araştırmaları Dergisi, (s. 5562).
TUNCER, A. (1999), Entegrasyon-paket tur iliskisi ve seyahat acentelerinin
konaklama
isletmeleri
ile
entegrasyona
gitmeme
nedenleri,
Gazi
Üniversitesi Ticaret ve Turizm Egitim Fakültesi Dergisi, Sayı 2, Ankara.
Uçkun, G., Uçkun, S., Demir, B., & Yüksel, A. (2011). Turizmde
Kümelenme Çalışmaları ile Yenilik Kavramının Turizme Etkileri Kocaeli
Örneği. I. Uluslararsı IV Ulusal Eğirdir Turizm Sempozyumu (s. 559-568).
Isparta: Süleyman Demirel Üniversitesi.
VATAN, A. (2010). Turizm İşletmelerinde İnovasyon: İstanbul’daki 5
Yıldızlı Konaklama İşletmelerinde Bir Araştırma, Yüksek Lisans Tezi,
Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Turizm İşletmeciliği Ve
Otelcilik Anabilim Dalı.
YAVUZ,
Ç.
(2010),
İşletmelerde
İnovasyon-Performans
İlişkisinin
İncelenmesine Dönük Bir Çalışma, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 5(2):
143-173.
Yeşiltaş, M. (1991). Konaklama İşletmeleri ile Dağıtım Aracıları
Arasındaki Entegrasyonun Konaklama İşletmelerindeki Doluluk Oranlarına
Etkisi (Y.Lisans Tezi). Ankara: Gazi Üniversitesi SBE.
Yükselen, C. (2003). Pazarlama İlkeler-Yönetim. Ankara: Detay 4. Basım.
192
İNTERNET KAYNAKLARI
Ardahan Turizm. (tarih yok). 05 20, 2012 tarihinde Hakkımızda:
http://www.artsportour.com/ adresinden alındı
Bendis Turizm. (tarih yok). 05 20, 2012 tarihinde Hakkımızda:
http://www.btsturizm.com.tr/ adresinden alındı
Bereket Turizm. (tarih yok). 05 20, 2012 tarihinde www.berketturizm.com:
http://www.bereketturizm.com adresinden alındı
Berhel Turizm. (tarih yok). 05 20, 2012 tarihinde Hakkımızda:
(http://www.berhelturizm.com/, 20.05.2012) adresinden alındı
Bumerang Turizm. (tarih yok). 05 20, 2012 tarihinde Hakkımızda:
http://www.bumerang-tourism.com.tr/ adresinden alındı
Gemici. (tarih yok). Mayıs 19, 2012 tarihinde UTB- Uluslararası Teknoloji
Birliği: http://www.utb.org.tr/makaleler/arge-nedir-nasil-yapilmalidir.html
adresinden alındı
KALDIRIMCI, N.(2010). 2010 Rekabet Mektubu, Rekabet Kurumu: 1-24,
(http://edremittb.tobb.org.tr/dosyalar/rekabet.pdf).
http://www.tursab.org.tr/tr/seyahat-acentalari/seyahat-acentasiarama?search=1, (Erişim Tarihi: 20.05.2012).
KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE
DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI. (tarih yok). AR-GE, İnovasyon
ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı. 05 22, 2012 tarihinde
KOSGEB: www.kosgeb.gov.tr adresinden alındı
TURSAB. (2012). 05 19, 2012 tarihinde Türkiye Seyahat Acentaları Birliği:
http://www.tursab.org.tr/tr adresinden alındı
TÜRSAB. (tarih yok). TÜRSAB Association of Turkish Travel Agencies,
Research and Developement. Mayıs 2012, 19 tarihinde
TÜRKİYE CUMHURİYETİ AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI. (2012).
TR-AB Mali İşbirliği. 05 25, 2012 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Avrupa
Birliği Bakanlığı: http://www.abgs.gov.tr/index.php?p=5 adresinden alındı
193
Türkiye Kalkınma Bankası A.S. Faaliyet Raporu. (2005). 02 10, 2007
tarihinde http://www.tkb.com.tr/yillikfaaliyet/2005/faaliyetraporu_2005.pdf
adresinden alındı
http://www.belgeler.com/blg/til
http://enm.blogcu.com/monopol-oligopol-ve-tam-rekabet-piyasalari
http://www.odevsel.com/genel-kultur/551/monopollu-rekabetpiyasasi.html
http://www.ekodialog.com/Konular/eko_konu
www.stratejiyonetim.com Akın, H. Bahadır, 1999/4,
http://www.ikademi.com/stratejik-yonetim
http://www.kocaeli.meb.gov.tr/bolumler/.../swot.ppt
http://swotanalizi.com/swot-analizi-nedir.asp
www.yildiz.edu.tr
http://www.tursab.org.tr/tr)
http://www.tarihiistanbulyapilari.com/2011/07/12
http://www.kesfetmekicinbak.com/category/detay.aspx?haberid
http://www.istanbul.com/kesfet/onemli-bolgeler
http://tr.visit2istanbul.com/tarihi-yarimada
(2007). Türkiye Turizm Stratejisi 2023. Ankara: Kültür ve Turizm
Bakanlığı.
www.ibb.gov.tr/sites/ks/tr-TR/1-Gezi-Ulasim (Erişim Tarihi 13.05.2012).
www.istanbul.gov.tr/default.aspx?pid=345 (Erişim Tarihi 13.05.2012).
194
www.aksam.com.tr/250-yillik-miras-ragip-pasa-kutuphanesi-yenileniyor-98082h.html (Erişim Tarihi 13.05.2012).
www.tubitak.gov.tr/sid/o/cid/10226/index.htm;jsessionid=5ACB8BCB6220
6E57F873EC4FCBD4300E (Erişim Tarihi 13.05.2012).
www.gezikolik.com/tr/Tarih_Kultur/Genel_Bilgiler/Turkiye/İSTANBUL/E
minonu/Beyazit_Meydani/e_5000.aspx (Erişim Tarihi 13.05.2012).
http://harika.istanbul.gov.tr/Default.aspx?pid=311
(Erişim
Tarihi
13.05.2012).
http://harika.istanbul.gov.tr/Default.aspx?pid=12920
(Erişim
Tarihi
(Erişim
Tarihi
13.05.2012).
www.facebook.com/note.php?note_id=10094260835
13.05.2012).
www.ayasofyamuzesi.gov.tr/dismekan.aspx?no=80
(Erişim
Tarihi
14.05.2012).
www.kenthaber.com/marmara/istanbul/eminonu/Rehber/turbeler/Sultan-ii-mahmud-turbesi (Erişim Tarihi 13.05.2012).
www.euractive.com.tr/89/link-dossier/turr-operatorlugu-kavramı-abde-veturkiyede-yansimalari-000094 (Erişim Tarihi 17.05.2012).
www.altid.org.tr/tr/Turizm-Arastirmalari/Alanya-Destinasyon-Raporu/703Ingiltere-Pazarinda-Alanya-html (Erişim Tarihi 17.05.2012).
http://tursab.org.tr/dosya/975/24_975_6337053.pdf
(Erişim
Tarihi
17.05.2012).
(tarih yok). 2012 tarihinde http://tr.wikipedia.org/wiki/Beyazit_Kulesi.
adresinden alındı
(tarih yok). mayıs 2012 tarihinde http://www.istanbul.edu.tr/fen/botanikbahcesi. adresinden alındı
195
(2004). mayıs 2012 tarihinde http://wowturkey.com/forum. adresinden
alındı
http://eczacilik.istanbul.edu.tr/. (tarih yok). mayıs 2012 tarihinde alındı
http://www.istanbul.edu.tr/fen/. (tarih yok). mayıs 2012 tarihinde zoolojimuzesi.php adresinden alındı
http://www.orman.istanbul.edu.tr. (tarih yok).
mayıs 2012 tarihinde
/node/96 adresinden alındı
http://www.radikal.com.tr/Radikal. (tarih yok). mayıs 2012 tarihinde
.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=986190&CategoryID=79
adresinden alındı
http://www.tarihiistanbulyapilari.com. (2011). /2011/06/24/689/ adresinden
alınmıştır
http://www.turkmeclisi.org.
(2008).
2012
tarihinde
/?Sayfa=Temel-
Bilgiler&Git=Bilgi-Goster&Baslik=istanbul-universitesi&Bil=627
adresinden alındı
http://www2.istanbul.edu.tr. (2011). /en/?p=89 adresinden alınmıştır
http://www.fedtraining.com.tr.
(2009).
Inofed.asp?MakaleID=12#detay
adresinden alınmıştır
http://www.turkbilim.org/teknoloji-ve-tasarim-dersi/inovasyon-nedir.html.
(tarih yok). mayıs 2012 tarihinde alındı
http://www.tursab.org.tr/en/tursab/departmental-activities/research-anddevelopment_1072.html adresinden alındı
www.danismend.com. (2012, 04 19). Hedef Pazar Seçim Stratejisi.
http://www.danismend.com/konular/pazarlamayon/paz_hedef_pazar_secim_
stratejileri.htm, adresinden alınmıştır
İstanbul Üniveritesi Fen Fakültesi. (tarih yok). 05 26, 2012 tarihinde
Hidrobiyoloji Müzesi: http://www.istanbul.edu.tr/fen/hidrobiyolojimuzesi.php adresinden alındı
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi. (tarih yok). 05 26, 2012 tarihinde
Ziyarete Açık Yerler: http://www.istanbul.edu.tr/fen/botanik-bahcesi.php
adresinden alındı
196
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi. (tarih yok). 05 26, 2012 tarihinde
Gözlem Evi: http://www.istanbul.edu.tr/fen/gozlemevi.php adresinden
alındı
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi. (tarih yok). 05 28, 2012 tarihinde
Zooloji Müzesi: http://www.istanbul.edu.tr/fen/zooloji-muzesi.php
adresinden alındı
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi. (tarih yok). 05 28, 2012 tarihinde
Atatürk Arberotumu: http://www.orman.istanbul.edu.tr/node/96 adresinden
alındı
Wikipedi Özgür Ansiklopedi. (tarih yok). 05 28, 2012 tarihinde Beyazıt
Kulesi: http://tr.wikipedia.org/wiki/Beyaz%C4%B1t_Kulesi adresinden
alındı
197
EKLER
EK 1: TARİHİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ TURU
TARİHİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ TUR PROGRAMI
( TAM GÜNLÜK TUR)
Tarih boyunca bir çok ülkenin hayallerini süsleyen,
Bir çok imparatorluğa başkentlik yapan,
Dünyanın merkezinde olan,
Geçmişle gelecek arasında tarihi bir kanıt olan,
Her mevsime güzellik ve lezzet katan,
Doğu ve Batı ile harmanlanmış olan,
Tılsımlı, gizemli, görkemli bir metropol olan,
Yüreğin sevdiği, Gönlün aktığı bir aşk olan,
Türk-İslam Dünyası’nın incisi İSTANBUL’A HOŞGELDİNİZ.
Yüzyıllarca yıllık geçmişe sahip olan,
Yapısıyla, insanları kendine hayran bıraktıran,
Buram buram tarih ve kültür kokan,
Güzel mi güzel, özel mi özel, nostaljik mi nostaljik canlı mı canlı bir mekan
olan,
Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapısı, aydınlık yüzü, ilim güneşi olan,
Ve Türk-İslam Medeniyeti’nin güzelliğini, masumiyetini, yalınlığını ve
inceliğini yansıtan,
İSTANBUL’UN SAKLI KALAN CENNET BAHÇESİ;
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ’NE HOŞGELDİNİZ.
198
Rotamız; İstanbul Üniversitesi’ni keşfetmek.
KEŞFETMEYE HAZIR MISINIZ?
Fotoğraf makinelerinizi yanınızdan hiç ayrımayınız.
Sizleri ağırlamak bizim için büyük bir mutluluk, sizler için ise tohumun
toprakta yeşerdiği gibi yeni bir hayat, yeni bir başlangıç olacak.
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ’NİN TADINI ÇIKARIN VE RUHUNU
HİSSEDİN.
TURUMUZ BAŞLIYOR...
Üniversite bünyesinde ziyaret edeceğimiz yerler aşağıda gösterilmekte ve
gidilecek bu yerler hakkındaki bilgiler arz edilmektedir.
Tarihi İstanbul Üniversitesi Kapısından Giriş (Başlangıç noktamız)
Rektörlük Binası
Beyazıt Kulesi
Botanik Bahçesi
Gözlem Evi ( Fen Fakültesi- Vezneciler)
Hidrobiyoloji Müzesi ( Fen Fakültesi- Vezneciler)
Zooloji Müzesi ( Fen Fakültesi- Vezneciler )
Atatürk Arberotum ( Orman Fakültesi – Bahçeköy )
Eski Seraskerlik Binası Kapısı olan, günümüzde ise Tarihi İstanbul
Üniversitesi Kapısı konumunda bulunan, ihtişamlı kapıdan giriş. Yeşil ile
mavinin birleştiği Üniversite Bahçesi’nden yürünüp Atatürk ve Gençlik
Anıtı’nın görülmesinin ardından Eski Seraskerlik binası şimdi ise Rektörlük
Binası olarak kullanılan tarihi binanın, ziyaret edilmesi. Akabinde Doktora
Salonu ve Mavi Odanın Gezilmesi.
199
Doğal güzelliğiyle Ünivesite bahçesine tekrar adım atılıp Beyazıt Kulesine
çıkılması. Ardından Beyazıt Yerleşkesi bahçesinde bulunan, Doğu
Romalılar'dan kalma kalıntıların görülmesi. Hukuk Fakültesi ve İktisat
Fakülteleri görülerek İktisat Fakültesinden Çıkış yapılıp Botanik Bahçesine
gidilmesi.
Turumuzun son aşamasında ise Fen Fakültesinde bulunan Gözlem Evi,
Hidrobiyoloji ve Zooloji Müzelerinin gezilmesi. Üniversitemizin kendi
bünyesindeki Ulaşım araçları ile Atatürk Arberotum’a varış. Arberotumun
gezilmesi.
Ve turumuzun sona ermesi.
ÜCRETLER;
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ GİRİŞ ÜCRETİ;
İstanbul Üniversitesi öğrencilerine ücretsiz.
İstanbul Üniversitesi olmayan öğrenciler 3 TL.
Yetişkin 5 Tl.
Turist 10 TL.
Beyazıt Kulesi’ne çıkılması; 15 TL.
Müze ve Arberotum Giriş Ücretleri
Biyoloji Bölümü Botanik Bahçesi ve Zooloji Müzesi ile Astronomi ve Uzay
Bilimleri Bölümü Gözlem Evi Giriş Ücreti: 3TL,
ATATÜRK Arberotum Giriş Ücreti Yetişkin 2 TL, Öğrenci 1 TL’dır.
200
REKTÖRLÜK BİNASI
İstanbul Üniversitesi Merkez Binası'nda Rektörlük, İktisat ve Hukuk
Fakültesi dekanlık binaları ve idari ofisler yer almaktadır.
Ana girişten girildiğinde geniş bir avluyla karşılaşılıyor. Tavanı camla
örtülü olan kare planlı avlu yapının merkezi, avlunun her iki yanında
doğu- batı yönünde simetrik anıtsal iki merdiven bulunuyor. En üst katta
Mavi Salon ve Doktora Salonu dışında birbirine geçişi bulunan üçer
salon daha yer almaktadır. Doktora Salonu'na açılan diğer salonda
Sultan Abdülhamit tarafından yapılmış olan kütüphane gezilecektir.
201
BEYAZIT KULESİ
.
Rektörlük Binasının gezilmesinden sonra, Nöbet Katı, İşaret Katı ve Sancak
Katı olmak üzere üç bölümden oluşan Beyazıt Yangın Kulesine çıkılarak
tura devam edilecektir.
1997 yılında başlayan restorasyon çalışmalarına kadar kullanılamayacak
durumda olan iki yıl süren çalışmalar sonucunda eskiden olduğu gibi yangın
gözetleme, meteoroloji ve yol durumunu bildirmek amacıyla kullanılan
Beyazıt Kulesine çıkılmasının ardından İstanbul Üniversitesi bünyesinde
bulunan ziyarete açık olan müzeler gezilmek üzere Süleymaniye Kapısından
çıkış yapılacaktır
BOTANİK BAHÇESİ
202
Süleymaniye Kapısından çıkış yapılarak; Seralarda, bahçede sabit veya
saksıya alınmış halde çeşitli cinslerden 2500 adet bitki ile Hamburg
Üniversitesi Botanik Bahçesinden bağış yoluyla gelen çoğu tropik ve
subtropik ülkelerin bitkisi olmak üzere, Eğrelti, Açık ve Kapalı Tohumlu
bitki cinslerinden 390 adet egzotik bitki bitkiyi içinde barındıran Botanik
Bahçesinin gezilmesi turumuzun üçüncü güzergahını oluşturmaktadır.
GÖZLEM EVİ
Gözlemevimiz İstanbul Üniversitesi'nin Beyazıt'taki tarihi merkez binası
bahçesinde bulunan Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü içerisinde yer
almaktadır
Gözlemevinde önemli katkıyı yapan Ord. Prof. Dr. Wolfgang Gleissberg
adına düzenlenen salondaki, geçmişten günümüze kullanılan gözlem ve
değerlendirme aletleri astronomi aletleri sergisi gezdirilerek, hakkında
bilgiler verilecektir.
HİDROBİYOLOJİ MÜZESİ
203
Günümüzde deniz ve iç sularımızda bulunan canlı türlerinden örneklerin
saklandığı bilimsel bir koleksiyon olarak hizmet vermekte olan İstanbul
Üniversitesi Fen Fakültesi Hidrobiyoloji Müzesinin gezilmesi ile tura
devam edilecektir.
Kataloglaması tamamlanmış olan tatlı su ve deniz balıklarının yanı sıra
henüz kataloglaması yapılmamış tüm dünya denizlerinden toplanmış
gastropod
ve
bivalv
örnekleri,
Türkiye
denizlerinden
toplanmış
ihtiyoplankton örnekleri, Denizel bentik omurgasız örnekleri ile deniz ve iç
sularımızdan ede edilmiş 385 adet balık türünün görülmesi ardından zooloji
müzesine giriş yapılacaktır.
ZOOLOJİ MÜZESİ
Yaklaşık olarak 1500' ü böcek olmak üzere 2034 tür sergilendiği
Hidrobiyoloji Müzesinin gezilmesi ile tura devam edilecektir.
Türkiye faunasına ait böcekler, kuşlar, memeliler ve Türkiye denizlerine ait
dip omurgasızlar, Anadolu parsına ait post, Boz ayı iskeleti, kanguru
iskeleti, su aygırı ve fil kafa iskeletleri, tapir iskeleti ile timsahlar çok farklı
karasal kıtalara ait örnekler olarak müzemizde görülecektir. Ötücü kuşlar,
sucul kuşlar, gündüz ve gece yırtıcı kuşlar olmak üzere toplam 143 kuş türü
ve böcek türleri içinde ağırlıklı olarak yer alan Coleoptera ordusuna ait
örnekleri içeren bir koleksiyonlar görülecektir.
204
ATATÜRK ARBORETUMU
Turumuzun son durağı; 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi
Eski Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayrettin Kayacık tarafından kurulan, meşe
başta olmak üzere pek çok bitki koleksiyonunun yer aldığı, yedi yüz
hektarlık bir alanda iki binin üzerinde bitki çeşidi bulunan canlı bitki müzesi
Atatürk Arboretumu’dur.
205
EK 2: BEYAZIT- SULTANAHMET TURU
İstanbul Üniversitesi Çevresi
Bir Günlük Tur
Deniz Kanay
Başlangıç
• Büyük kapının önünde toplanma;meydanda
dolaştıktan sonra sahaflar çarşısı ve çınaraltı
kahvesinde çay ve fotoğraf molası.
206
Yol Haritamız
Çınaraltı kahvesinden deparla Besim Ömer Paşa
sokağından geçilip ,Kanuni Medresesi sokağı
Ayşekadın sokağı ve Süleymaniye kütüphanesi.
Süleymaniye Camii ve külliyesini gezip çevreyi
tanıma.
207
Parkurumuz
208
1)Besim Ömer Paşa sokağı
Fotoğraf molasını bitirdikten sonra
büyük kapını önünden geçip sağa
dönüp Süleymaniyeye doğru yürürken
bir tarafta okullar öteki tarafta
üniversite bahçesi harikaibir görüntü
verir
Süleymaniye Ktüphanesi
Besim Ömer Paşa sokagından dümdüz
yürüyüp camii ye gelmeden son sol
sokağa girip (Kanuni Medresesi Sokağı)
daha sonra sağa sapıp (Ayşe Kadın
Hamam Sokak) Süleymaniye
Kütüphanesine varılılr.Dünyanın seçkin
kütüphanelerinden biri olup,çok sayıda
eser vardır.Ziyaret için randevu almak
gerekir.Tel: 02125206460.
209
Süleymaniye Camii
Kütüphaneden çıkıp sola doğru
dümdüz yüründüğünde ana kapılardan
birine rastgelinir.Ve Camii bütün
ihtişamıyla karşınızdadır.
Avlu
Ana girişten misafir girişi yoktur .Sola
doğru gidip avludan Çamii ziyaret edilir
210
Camiinin içi
Osmanlı mimarisinin en önemli
eserlerinden biri olan camii gerçekten
imar edildiği zamanın teknik
imkanlarının hayli ötesinde bir yapıdır.
Mimari tekniği dört granit
sutunu,kubbesi,kütüphanesi,islerin bir
kuranı takip edip bir tek yerden
çıkması ve bu isten mürekkep
yapılması,devekuşu yumurtaları ve
yazıları ile gerçekten mimari de bir çok
ilklere imza atmıştır
211
İstanbul Manzarası
Camii ziyareti bittikten sonra girilen
kapıdan çıkıp sağa doğru gidildiğinde
karşımız çıkan kapının dışında bahçe
harika bir istanbul görünümüyle bizi
bekler .Bu nokta da saat uygunsa
yemeğe gidilebilir.Darulziyafe buraya
gelen misafirlerin beğenisini kazanmış
bir restoran dır.
Çevreyi keşif.
Camiinin manzaralı tarafından
merdivenle arka sokağa açılan küçük
Kapı bulunr.Oradan çıkılı parka sokağa
inilir kapının tam karşısında ney ve def
yapan otantik bir dükkan vardır) Kapı
dan çıkıp sola dönünce ilerde köşede
Mimar Sinanın Türbesi bulunur.Mezar
taşındayeniçeri ağası olduğunu
gösteren Haseki kavuğu vardır. Ayrıca
ÇEVREDE Kanuni nşin ve Hürrem
Sultanın da türbeleri vardır.
212
Fetva Sokak
Mimar Sinan türbesinin köşesine sağ
omuzunuzun hizasında tam olarak
dönerseniz bu oryantal görünüşlü hoş
sokak gözünüze çarpar
Süleymaniye Hamamı
Bu oriental sokaktan aşağı doğru
inerken sağda ilerde Dökmeci Hamam
Sokağa ulaşısınız.Bu sokakta sol
daSüleymaniye hanmamı
bulunur.Hamam Mimar Sinan
tarafından yapılmıştır.En önemli yanı
padişahın özel bir locası olmasıdır.Eski
vakanuvislere göre burada bulunan
sarılık kasesi adlı hamam tası ıle
yıkananın sarılık hastalığını bile
geçirdiği söz konusu edilmiştir.
213
Mimar sinan caddesi
Hamamdan çıktıktan sonra Mimar
Sinan Caddesi yoluyla ilerde
mMüftülüğü görürsünüz sevimli bir
binadır.Müftülüğü sağ tarafınızda
kalmak suretiyle aşağıya doğru
inerseniz Bizans kakıntıları gözünüze
çarpar Geriye dönüp
sağadöndüğünüzde (müftülüğün tam
karşısı) Vefa caddesi ve sonrasında
Süleymaniye İmareti caddesine sizi
götürür Bu sokakta yürürken tarihi
yazan çok büyük bir hanedanın
akislerini görürsünüz
Kirazlı mescit Sokak
Daha sonra hiçbir yere sapmadan
Kirazlı Mescit sokağına varılır.Çok güzel
bir iki tane türbe çeşme gözünüze
çarpar
214
Zeyrek Kalenderhane
Camii
Hiçbir yere sapmadan yol sizi küçük bir
çatala çıkartır.
Kalenderhane Camii
Şehzade başı
Sağ taraftan düz gidildiğ zaman
Şehzadebaşına belediye sarayına
doğru yol alınır ilerde sağda
Kalenderhane camiini görürsünüz.
215
Kalenderhane Camii
Yol da giderken başınızı çevirip
baktıracak kadar güzel Kalenderhane
Camii karşınızdadır.Bu yoldan devam
la şehzadebaşına doğru gidilir
Kalenderhane Camii
Yol da giderken başınızı çevirip
baktıracak kadar güzel Kalenderhane
Camii karşınızdadır.Bu yoldan devam
la şehzadebaşına doğru gidilir
216
Şehzadebaşı
Camiidn çıkıp sağa doğru yol sizi
şehzade başına götürür .fatihe doğru
istikamet alındıktan sonra geniş yol da
sağ da Şehzade başı Camii solda
Belediye Sarayı görülür.
Saraçhane
Caddeden itfaiye meydanına
yürünürken çok güzel İstanbulun
dokusu yakalanabilecek fotoğraflar
çekilebilir. İtfaiye meydanına
Varıldıktan sonra unkapanına doğru
sağa aşagıya doğru meyledilebilmelidir.
217
Unkapanına doğru iniş
İtfaiye binalarını önünden unkapanına
doğru aşağıya hafif bir meyil vasıtasıyla
inilmeye başlanır.Eski İstanbluun
nostaljik mahallelerinden geçilir
• Haritamız
Molla Zeyrek Camii
İtfaiye caddesinden aşağıya doğru eski
İstanbul sokaklarından gecerek zeyrek
caddesini kesen yolun sonunda Camii
ye ulaşılır
218
Camii
Manastır olarak inşa edilmiş daha
sonra camii ye çevrilmiş yapının
mimari bir çok özellikleri vardır..
Akşam yemeği camiinin yakınında
bulunan Zeyrekhane isimli tanınmış
restoranda yapılabilir rezervasyon
yapılmalıdır.Tel :02125322778.
219
EK 3: İSTANBUL BÖLGESİNDEKİ SEYAHAT ACENTELERİ
ABAYLAR TURİZM
: MESİHPAŞA MAH. MUSTAFA KEMAL PAŞA CAD.
Adres
NO:74/2 EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 518 85 05
: (212) 518 86 50
Faks
ACETES TURİZM
: MİMAR MEMET AĞA CAD., NO:25 SULTANAHMET
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 518 37 60
Faks
: (212) 458 86 35
E: [email protected]
posta
ACETES TURİZM (FATİH ŞB.)
: LALELİ FETHİBEY CAD., NO:10, BLOK 2/2, CROWN
Adres
PLAZA OTEL İÇİ FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 526 04 07
Faks
: (212) 526 04 07
Eposta
: [email protected]
: www.acetestravel.com
Web
ACUN TURİZM
: MESİHPAŞA MAH., AKSARAY CAD., SARAY APT., NO:21
Adres
K:4 D:7, AKSARAY EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 638 28 00
Faks
: (212) 518 53 63
E: [email protected]
posta
ADA VEGAS TURİZM (Kuşadası 1.Şb.)
: YALI CADDESİ, KORSAN BAR ALTI, A BLOK, NO:10,
Adres
ALTINKUM FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 511 43 67
: (212) 511 43 68
Faks
ADESO TURİZM
: İNEBEY MAH., MUSTAFA KEMAL PAŞA CAD.,
Adres
ANAHAN, NO:31/18 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 633 50 80
220
Faks
: (212) 633 50 98
E: [email protected]
posta
ADRES TOUR TURİZM
Adres
: AKDENİZ CAD. NO:30 K:2 FATİH İSTANBUL
Telefon
: (212) 523 30 30
Faks
: (212) 523 42 65
E-posta
: [email protected]
Web
: www.adrestour.com
ADRIA TURİZM
: KEMALPASA MAH., ÇESME SOK., SAMDANCI ISHANI,
Adres
NO:18, K:2, D:12 EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 519 75 75
Faks
: (212) 519 85 85
E: [email protected]
posta
ADRİYATİK TURİZM (EMİNÖNÜ ŞB.)
: MESİHPAŞA MAH., MESİHPAŞA CAD., NO:2, AYBEY
Adres
İŞHANI, NO:17-18 EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 638 88 70
Faks
: (212) 638 88 71
E: [email protected]
posta
ADVENTURE TURİZM
: ALEMDAR MAH. ŞEFTALİ SOK. NO:12/C SULTANAHMET
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 511 55 32
: (212) 526 61 95
Faks
ADVISOR TRAVEL
: CANKURTARAN MAH., TAYAHATUN SOK., NO:44, 44A,
Adres
44B FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 512 09 10
Faks
: (212) 512 09 11
Eposta
: [email protected]
: www.advisortravel.com
Web
AHENK TURİZM
221
Adres
: HASAN HALİFE MAH., HALICILAR CAD., NO:8, D:2
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 521 20 80
: (212) 521 20 60
Faks
AHSLY TRAVEL
: CANKURTARAN MAH., UTANGAÇ MAH., UTANGAÇ
Adres
SOKAK, NO:22-24, SULTANAHMET EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 5187494
: (212) 5187495
Faks
AHTAMAR TURİZM
: MURATPAŞA CADDESİ, MURATPAŞA MAH.,NO:1, K:1-2Adres
3-4 FATİH İstanbul FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 635 04 81
: (212) 635 04 81
Faks
AIRPORT TURİZM (Sultanahmet Şb.)
: KÜÇÜKAYASOFYA MAH., AKSAKAL SOK., NO:7, D:2-3
Adres
SULTANAHMET İSTANBUL
Telefon : (212) 458 06 46
: (212) 458 06 46
Faks
AIWA TURİZM
: KATİP KASIM MAH. FABRİKA SOK. NO:2 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 516 58 72
Faks
: (212) 516 58 74
E: [email protected]
posta
AKABE TURİZM
: FEVZİPAŞA CAD. NO: 162, K: 3, FATİH İSTANBUL
Adres
Telefon
: (212) 5310232
Faks
: (212) 5310234
E-posta
: [email protected]
: www.akabeturizm.com.tr
Web
AKGÜN TURİZM
: MİMAR KEMALETTİN CAD., SOĞANAĞA CAMİİ SOK.,
Adres
SEFA APT., NO: 3-1/3 BEYAZIT İSTANBUL
Telefon : (212) 638 28 38
Faks
: (212) 638 28 60
222
E: [email protected]
posta
AKSA TURİZM
: ORDU CADDESİ, CEYLAN SOKAK, DURGUNLAR İŞHANI,
Adres
NO:10, D:4, EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 516 01 88
Faks
: (212) 516 25 64
Eposta
: [email protected]
: www.aksatour.com
Web
AKVERDİ TURİZM
: MESİHPAŞA CAD., AYBEY İŞHANI, NO:2, K:1, AKSARAY
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 516 18 18
Faks
: (212) 516 13 00
E: [email protected]
posta
AL ANSAR TURİZM
: HOCA ÜVEYS MAH. FEVZİPAŞA CAD.NO:97 K:3 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 621 88 82
: (212) 621 88 85
Faks
ALAMO TURİZM
: MURAT PAŞA MAH., MİLLET CADDESİ, NO.30 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 250 70 48
Faks
: (212) 465 46 11
E: [email protected]
posta
ALBORZ TURİZM
: ATATÜRK BULVARI, NO: 134, EMİNÖNÜ FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 5275659
Faks
: (212) 5279796
E: [email protected]
posta
ALDAĞ TURİZM
Adres : MESİHPAŞA MAH. CEYLAN SOK. SEZA İŞHANI NO:8
223
2.KAT A KAPISI AKSARAY FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 517 58 65
Faks
: (212) 517 58 64
Eposta
: [email protected]
: elithavacilik.com
Web
ALİM TURİZM
: HASAN HALİFE MAH., AKDENİZ CAD., NO:19, K:1/1,
Adres
S.IŞIK APT., FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 525 25 00
Faks
: (212) 533 12 00
E: [email protected]
posta
ALSALATEEN TURİZM
: HASEKİ SULTAN MH. T. ÖZAL CAD. NO:19 D:10 K:5
Adres
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 529 28 88
Faks
: (212) 529 28 10
E: [email protected]
posta
AN-DE-TUR TURİZM
: KEMERALTI CAD., BALKAN HAN, NO:69, K:1, KARAKÖY
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 251 83 00
Faks
: (212) 251 83 08
E: [email protected]
posta
AN-KA TURİZM
: ORDU CAD., NO:291/293, LALELİ İŞ MERKEZİ, K:3, D:58,
Adres
LALELİ EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 638 05 05
Faks
: (212) 638 55 63
E: [email protected]
posta
ANABTA TURİZM
: GENÇTÜRK CADDESİ, NO:49, K:2,ŞEHZADEBAŞI
Adres
EMİNÖNÜ İSTANBUL
224
Telefon : (212) 511 65 65
Faks
: (212) 511 94 17
Eposta
: [email protected]
: www.anabtatour.com
Web
ANIL TURİZM
: ORHANİYE CADDESİ, NO:9 SİRKECİ İSTANBUL
Adres
Telefon
: (212) 512 18 06
Faks
: (212) 526 13 02
E-posta : [email protected]
AR-NE TURİZM
: SEYİT ÖMER MAH., HEKİMOĞLU ALİPAŞA CAD.,
Adres
NO:120-A, KOCAMUSTAFAPAŞA FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 5304046
Faks
: (212) 5844055
Eposta
: [email protected]
: www.arneturizm.com.tr
Web
ARAL TOUR
: M.KEMALPAŞA BULV, MESİHPAŞA CAD., NO:1,
Adres
ERSEVEN İŞM., K:3/31, LALELİ EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 518 48 70
Faks
: (212) 518 43 95
E: [email protected]
posta
ARDAHAN TURİZM
: İNEBEY MHA. TECEDDÜT SOK., AKSARAY VAKIF
Adres
İŞHANI, NO:1, K:3, ODA NO:303 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 530 69 31
Faks
: (212) 589 61 16
Eposta
: [email protected]
: www.artsportour.com
Web
ARSEN TURİZM
: MESİHPAŞA CAD., SAİT EFENDİ SOK., KARAGÜL
Adres
İŞHANI, NO:1, D:106-107, K:2 LALELİ İSTANBUL
Telefon : (212) 638 75 50
225
Faks
: (212) 638 75 55
E: [email protected]
posta
ASILTUR TURİZM
: HOCA ÜVEYS MAH. AKDENİZ CAD. BAŞÇILAR İŞ
Adres
MERKEZİ NO:6 K:4 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 631 22 11
: (212) 635 43 83
Faks
ASPIRE TURİZM
: TİCARETHANE SOK., NO:15/A, SULTANAHMET
Adres
EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 527 80 65
Faks
: (212) 511 11 07
Eposta
: [email protected]
: www.nomadetravels.com
Web
ASRE AZER TURİZM
: KEMALPAŞA MAH., ORDU CAD., NO:282/1 EMİNÖNÜ
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 520 23 11
: (212) 511 40 73
Faks
ASUMAN TUR TURİZM (EMİNÖNÜ ŞUBESİ)
: KEMALPAŞA MAH., ORDU CAD., NO:258 EMİNÖNÜ
Adres
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 5200820
Faks
: (212) 5137410
E: [email protected]
posta
ATEŞBÖCEĞİ TURİZM
: MUSTAFA KEMAL PAŞA BLV. MESİHPAŞA CD.AYBEY
Adres
İŞH., NO:2, K:1,D:6,AKSARAY EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 458 19 90
: (212) 516 51 10
Faks
ATİ TURİZM
: MOLLAGÜRANİ MAH., TAMBURI CEMIL SOK.,
Adres
BELGINER POLAT ISH., NO:5/6 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 631 95 62
226
Faks
: (212) 635 05 96
E: [email protected]
posta
AURALIFE TRAVEL
: MOLLA FENARİ MAH., VEZİRHAN CAD. AKDAĞ
Adres
KARDEŞLER İŞHANI NO:68 DK.103 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 518 43 78
Faks
: (212) 518 16 03
E: [email protected]
posta
AUSSİE TRAVEL
: CANKURTARAN MAH., AKBIYIK CAD., NO:16
Adres
SULTANAHMET İSTANBUL
Telefon : (212) 516 17 72
Faks
: (212) 518 60 34
E: [email protected]
posta
AYANIS TURİZM (İSTANBUL ŞUBESİ)
: MESİHPAŞA CAD. AYBEY İŞHANI NO:2 KAT:3 D:21
Adres
AKSARAY İSTANBUL
Telefon : (212) 5128484
: (212) 5128485
Faks
AYŞATUR TURİZM (KARAKÖY ŞUBESİ)
: KEMANKEŞ MAH., MUMHANE CAD. N.108 FRANSIZ
Adres
İŞMER.BLOK NO:7 KARAKÖY İSTANBUL
Telefon : (212) 252 26 47
Faks
: (212) 293 38 90
Eposta
: [email protected]
: www.aysatur.com.tr
Web
AZİZ MODERNO TRAVEL
: ÇARŞIKAPI CADDESİ, GÜLYÜZ PALALI PASAJI, NO:22Adres
27-28 EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 519 05 27
: (212) 522 97 98
Faks
AZİZ SURP TOUR
: ORDU CAD., YEŞİL TULUMBA SOK. NO: 2, ABDULLAH
Adres
İŞM. K: 3, FATİH İSTANBUL
227
Telefon : (212) 5286417
: (212) 5202888
Faks
BANKO TURİZM (EMİNÖNÜ Şb.)
: BALANAĞA MAH., ORDU CAD., İNAN İŞHANI, NO:208/2,
Adres
D:201 EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (242) 520 85 88
: (242) 519 63 86
Faks
BAREFOOT TRAVEL
: ALEMDAR MAH.YEREBATAN CAD.SALKIM SÖĞÜT
Adres
SOK.NO:12 SULTANAHMET İSTANBUL
Telefon : (212) 5124670
Faks
: (212) 5124664
Eposta
: [email protected]
: www.barefoot-travel.com
Web
BAYTUR TURİZM
: AMBAR SOK. NO:2 SELİMİYE İSTANBUL
Adres
Telefon
: (216) 310 68 00
Faks
: (216) 334 77 30
: [email protected]
E-posta
BAZAAR TRAVEL
: CANKURTARAN MAH.MİMAR MEHMET AĞA
Adres
CAD.NO:29/B EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 5186821
E: [email protected]
posta
BENDİS TURİZM
: AKSARAY MAH. ABDULLAH ÇAVUŞ SOK. NO:4 K:2 D:5
Adres
AKSARAY FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 518 71 00
Faks
: (212) 518 16 37
Eposta
: [email protected]
: www.btsturizm.com.tr
Web
BERAT TURİZM
: HASAN HALİFE MAH., HALICILAR CAD., NO: 8/1 FATİH
Adres
İSTANBUL
228
Telefon : (212) 534 33 25
Faks
: (212) 534 35 32
Eposta
: [email protected]
: www.berat.com.tr
Web
BEREKET TURİZM
: ALİ KUŞÇU MAH., BAŞ MÜEZİN SOK., NO:26, GİRİŞ KAT
Adres
1.KAT FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 533 53 29
Faks
: (212) 532 57 79
Eposta
: [email protected]
: www.bereketturizm.com
Web
BERHEL TURİZM
: MESİHPAŞA MAH., SAİTEFENDİ SOK., NO:1, D:102-103
Adres
EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 516 70 67
Faks
: (212) 516 70 68
Eposta
: [email protected]
: www.berhelturizm.com
Web
BERNA TURİZM
: MİLLET CAD., MURATPAŞA SOKAK,YENİ HAN, NO:8,
Adres
K:1/110, AKSARAY İSTANBUL
Telefon : (212) 533 26 78
Faks
: (212) 442 79 75
E: [email protected]
posta
BESME TURİZM
: AKŞEMSETTİN MAH., FEVZİPAŞA CAD. NO: 75, K: 2, D: 3,
Adres
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 6217440
Faks
: (212) 6313172
E: [email protected]
posta
BEST PARADISE TURİZM
Adres : MUSTAFA KEMAL PAŞA CAD.YILDIZ APT.NO:70 K:3
229
AKSARAY FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 518 29 40
: (212) 518 30 74
Faks
BETİ-TUR TURİZM
: KOCADEDE MAH., YAVUZ SELİM CAD., NO:15/2 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 621 70 13
Faks
: (212) 524 32 73
E: [email protected]
posta
BEZAK TRAVEL AGENCY
: FATİH SULTANAHMET ALEMDAR MAH. İNCİLİ ÇAVUŞ
Adres
SOK. NO:19/2 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 5277449
: (212) 5162222
Faks
BİLSEN TRAVEL
: MURATPAŞA MAH., MİLLET CAD., NO:9/5 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 491 21 97
Faks
: (212) 421 21 94
E: [email protected]
posta
BİRCAN TURİZM
: TAVŞANTAŞI MAH., ORDU CAD., BEYAZIT ÇARŞISI
Adres
NO:27/52 EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 518 91 91
Faks
: (212) 516 93 22
E: [email protected]
posta
BİRELSU TURİZM
: MUSTAFA KEMALPAŞA CAD. MERKEZ İŞHANI NO:27
Adres
ASMA KAT FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 530 12 71
Faks
: (212) 530 12 74
Eposta
: [email protected]
Web
: www.brstour.com
230
BİRTEK TURİZM
: KEÇİHATUN MAH., MİLLET CAD., NO:21/1-A, FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 589 63 05
Faks
: (212) 589 63 06
E: [email protected]
posta
BONİTA TOUR
: AKBIYIK CAD. NO:13, SULTANAHMET İSTANBUL
Adres
Telefon : (212) 638 52 76
: (212) 638 73 20
Faks
BOOK IN HOTELS TURİZM
: KAZIM İSMAİL GÜRKAN CAD. HAMAM SOK. NO:2
Adres
KAT:2/3, KARDEŞLER HAN EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 514 65 10
: (212) 514 65 13
Faks
BORA TURİZM TİCARET LTD.ŞTİ.(NURİOSMANİYE ŞUBE)
: MOLLA FENARİ MAH. NURİ OSMANİYE CAD. NO:65
Adres
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 511 34 10
: (212) 361 64 35
Faks
BOZ-TAŞ TURİZM (Laleli Şb)
: KEMALPAŞA MAH., LALELİ ORDU CAD., SOKAK 296, K:
Adres
3, NO: 11-12 LALELİ İSTANBUL
Telefon : (212) 520 97 84
: (212) 520 54 72
Faks
BUMERANG TURİZM
: MESİHPAŞA MAH, AKSARAY CAD., SARAY APT.,
Adres
NO:21/7, LALELİ EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 458 65 00
Faks
: (212) 458 65 03
Eposta
: [email protected]
: www.bumerang-tourism.com.tr
Web
BURAK TURİZM (İstanbul Şb)
: KIRMASTİ MAHL, ASLANHANE SOK., NO:10/2 FATİH
Adres
İSTANBUL
231
Telefon : (212) 534 38 48
Faks
: (212) 523 32 01
E: [email protected]
posta
BÜKREŞ TRAVEL
: ORDU CAD. KOSKA SARAY PAŞAJI, NO:15-4, EMİNÖNÜ
Adres
EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 639 29 17
: (212) 633 49 19
Faks
BÜŞRA TURİZM (FATİH ŞB.)
: FEVZİPAŞA CAD., HOCAÜVEYİZ MAH., EMİR BUHARİ
Adres
SOK., NO:3, K:1 FATİH İSTANBUL
Telefon : (414) 621 99 07
Faks
: (414) 631 48 67
: www.busraturizm.com.tr
Web
CALY TURİZM
: MESİHPAŞA MAH., LALELİ CAD., KAVLAN CENTER,
Adres
NO:36, K:3, D:303 EMİNÖNÜ İstanbul EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 517 86 42
Faks
: (212) 517 86 43
E: [email protected]
posta
CANDAŞ TURİZM (İstanbul Şubesi)
: M. KEMALPAŞA CAD. ANAHAN, NO:31/3-11, AKSARAY
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 530 66 44
Faks
: (212) 633 48 35
E: [email protected]
posta
CANGAL TURİZM (LALELİ ŞB.)
: VİDİNLİ TEVFİK PAŞA CADDESİ, NO:25/1, LALELİ
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 511 40 31
: (212) 528 61 51
Faks
CAS TURİZM
: LALELİ ORDU CAD., LALELİ İŞ MERKEZİ, NO:89, K:3,
Adres
D:303 FATİH İSTANBUL
232
Telefon : (212) 638 20 95
Faks
: (212) 638 05 07
E: [email protected]
posta
CELEBRUS TURİZM
: KATİP KASIM MAH., GAZİ M.KEMAL PAŞA CD.EMEK
Adres
APT.NO:56, D:7, AKSARAY FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 458 61 63
Faks
: (212) 458 78 97
Eposta
: [email protected]
: www.celebrusturizm.com
Web
CENDERE TURİZM
: MESİHPAŞA MAH.,AKSARAY CAD.,NO:38/3, AKSARAY
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 518 06 06
Faks
: (212) 518 85 75
Eposta
: [email protected]
: www.cenderetour.com
Web
CHORA SEYAHAT
: DİVAN YOLU CAD., H.TAHSİN BEY SOK., NO:5/A,
Adres
SULTANAHMET EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 511 68 03
Faks
: (212) 512 53 95
E: [email protected]
posta
CICODA TRAVEL TURİZM
: İNEBEY MAH., KÜÇÜKLANGA CAD., NO:7, K:4/5,
Adres
AKSARAY İSTANBUL
Telefon : (212) 632 73 00
Faks
: (212) 632 73 07
Eposta
: [email protected]
: www.cicoda.com
Web
CONSUL TRAVEL SERVICES
Adres : ORDU CAD., NO:282, SAK İŞHANI, D:4, LALELİ EMİNÖNÜ
233
İSTANBUL
Telefon : (212) 528 30 77
Faks
: (212) 528 30 79
Eposta
: [email protected]
: www.cts-tours.com
Web
CORPORATE TRAVEL
: ÇEMBERLİTAŞ EMİN SİNAN MAH. YENİÇERİLER CAD.
Adres
NO: 7, K: 5, FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 4580610
Faks
: (212) 4580611
Eposta
: [email protected]
: www.diviair.com
Web
CRESTA TURİZM (AKSARAY/İST ŞB)
: MESİHPAŞA MAH., AKSARAY CAD., NO:3, BİRLİK HAN,
Adres
D:1, AKSARAY İSTANBUL
Telefon : (212) 518 55 58
: (212) 518 55 63
Faks
CRİSTO TURİZM
: TİYATRO CAD. DENİZ İŞHANI, NO: 99/101, GİRİŞ KAT,
Adres
KUMKAPI FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 638 00 73
: (212) 638 00 75
Faks
ÇAĞRI TURİZM
: FEVZİPAŞA CAD. ESKİ ALTAY SOK. NO:5/A,
Adres
YAVUZSELİM, FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 635 38 45
Faks
: (212) 531 63 13
E: [email protected]
posta
ÇİÇEK TURİZM
: BALABANAĞA MAHALLESİ, ORDU CADDESİ, NO:202/3
Adres
EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 513 36 45
Faks
: (212) 512 98 10
E-
: [email protected]
234
posta
: www.cicektour.com.tr
Web
ÇOKTİN TURİZM
: İNEBEY MAH. VALİDE CAMİ SOK. AKSARAY İŞ
Adres
MERKEZİ NO:8/26 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 5881397
: (212) 5850039
Faks
DASTOURS TURİZM
: ŞEHİT MEHMETPAŞA YOKUŞU, S.NO:30, SULTANAHMET
Adres
EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 518 84 75
Faks
: (212) 518 85 81
E: [email protected]
posta
DELSAP TURİZM
: KEMALPAŞA MAH., ATATÜRK BULVARI NO:10/A
Adres
EMİNÖNÜ FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 514 93 56
: (212) 514 93 57
Faks
DINNER CRUISE TURİZM
: KEMALPAŞA MAH., ŞEHZADEBAŞI CAD., GÜNDEŞ HAN,
Adres
NO:11/107 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 528 11 11
Faks
: (212) 526 99 91
E: [email protected]
posta
DİVİ AİR TURİZM
: EMİN SİNAN MAH. YENİÇERİLER CAD. NO:7 K:5
Adres
EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 638 38 35
: (212) 638 66 44
Faks
DOKTOROĞLU EGE TURİZM
: KARAKÖY KAT OTOPARK DÜKKANLARI, NO:6
Adres
KARAKÖY İSTANBUL
Telefon : (212) 251 08 78
Faks
: (212) 243 51 61
E-
: [email protected]
235
posta
DUTCH MILL TRAVEL AGENCY
: NİŞANCA MAH. TÜRKELİ CAD. HEMŞEHRİ SOK. NO:1/6
Adres
KUMKAPI FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 517 17 99
Faks
: (212) 517 17 94
E: [email protected]
posta
E.B.T TRAVEL (SİRKECİ ŞB.)
: ORHANİYE CAD. NO: 26, SİRKECİ FATİH İSTANBUL
Adres
Telefon : (212) 658 18 88
: (212) 658 18 89
Faks
ECMEL TURİZM
: FEVZİPAŞA CAD. FİDAN APT., NO:207, D:4, FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 635 35 52
: (212) 635 12 66
Faks
ECRİNTUR TURİZM
: AKŞEMSETTİN MAH. AKDENİZ CDA. NO:97 GİRİŞ KAT
Adres
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 534 06 06
Faks
: (212) 534 90 55
E: [email protected]
posta
ECYAD TURİZM
: MOLLA GİRANİ MAH. MİLLET CAD. NO:66/A FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 621 65 00
Faks
: (212) 621 35 95
E: [email protected]
posta
EF-EN TURİZM
: MESİHPAŞA MAHALLESİ, LALELİ CADDESİ, NO:2, K:3,
Adres
LALELİ EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 516 05 05
Faks
: (212) 516 31 31
E-
: [email protected]
236
posta
EFENDİ BACKPACKERS TURIZM
: AKBIYIK CAD. NO:30 SULTANAHMET İSTANBUL
Adres
Telefon
: (212) 638 63 43
Faks
: (212) 638 39 22
E-posta
: [email protected]
: www.backpackerstravel.net
Web
EGP TRAVEL
: HASEKİ SULTAN MAH. MİLLET CAD. MANİSA İŞ HANI,
Adres
NO: 49/19, K: 3, FINDIKZADE FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 5881366
: (212) 5881366
Faks
EKOL TURİZM (AVRUPA Şb.)
: KÜÇÜKASAYOFYA MAH. AKSAKAL SOK. NO:15
Adres
SULTANAHMET İSTANBUL
Telefon : (212) 516 61 93
Faks
: (212) 518 57 74
E: [email protected]
posta
EKREM TURİZM
: KOCADEDE MAH., FEVZİPAŞA CAD., ESKİ ALTAY SOK.,
Adres
NO:2/4, FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 631 34 35
: (212) 521 56 42
Faks
ELAF TURİZM
: AKŞEMSETTİN MAH., FEVZİ PAŞA CAD., NO:133 K:3
Adres
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 6352574
: (212) 6313132
Faks
ELENTE TURİZM
: SARIGÜZEL CAD., NO:81/1 FATİH İSTANBUL
Adres
Telefon
: (212) 5319142
Faks
: (212) 6217709
E-posta
: [email protected]
: www.eliftur.com
Web
ELİTA TURİZM
237
Adres
: İNEBEY MAH., TECEDDÜT SOK., NO:19/4 FATİH
İSTANBUL
Telefon : (212) 530 59 70
: (212) 530 59 77
Faks
ELİZER TURİZM
: FEVZİYE CAD. NO:1/H ŞEHZADEBAŞI EMİNÖNÜ
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 520 47 78
: (212) 520 47 76
Faks
EMİN CAN TURİZM
: FATİH ŞEYH RESMİ MAH., FEVZİ PAŞA CAD., NO:80, K:3
Adres
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 521 29 12
: (212) 521 29 15
Faks
EMİNLER TOURS
: HOCA UVEYS MAH. FEVZİ PAŞA CAD. NO:107/2 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 621 22 95
Faks
: (212) 534 73 21
E: [email protected]
posta
EMİR TURİZM
: SÜLEYMANİYE AYŞE KADIN HAMAMI SOK., NO:23,
Adres
EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 511 17 17
Faks
: (212) 528 45 58
E: [email protected]
posta
EMNİYET SEYAHAT
: BAHÇEKAPI, ATABEK HAN. NO: 6/1,34430 EMİNÖNÜ
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 512 41 60
Faks
: (212) 511 21 47
E: [email protected]
posta
ENCOUNTER TOURS
Adres : CANKURTARAN MAH. NO:9 D:2 EMİNÖNÜ İSTANBUL
238
Telefon : (212) 517 81 15
Faks
: (212) 517 81 14
E-posta : [email protected]
ENDER TURİZM (İstanbul Şb.)
: YUSUFPAŞA CERRAHPAŞA CADDESİ, MURATPAŞA
Adres
APT., NO:3, K:2, D:4 AKSARAY İSTANBUL
Telefon : (212) 589 79 97
Faks
: (212) 589 76 14
E: [email protected]
posta
ER-AN TURİZM
: MESİHPAŞA MAH., SAİTEFENDİ SOK. NO:1, K:2, D:110,
Adres
(KARAGÜL İŞ MERKEZİ) EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 638 51 52
Faks
: (212) 638 51 53
E: [email protected]
posta
ERDEM TURİZM
: HIRKAİŞERİF MAH. FEVZİPAŞA CAD. ÇALARSAAT SOK.
Adres
NO:2 D:3 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 631 82 62
Faks
: (212) 631 69 86
E: [email protected]
posta
ERKAM TURİZM
: AKŞEMSETTİN MAH. AKDENİZ CAD. NO: 8, D: 1, FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 5343075
Faks
: (212) 5344075
E: [email protected]
posta
ERTEN KONAK TURİZM
: SULTANAHMET MAH. AKBIYIK CAD. DEĞİRMEN SOK 8Adres
10 EMİNÖNÜ FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 458 50 00
Faks
: (212) 458 50 30
E-
: [email protected]
239
posta
ESPOTEHRANTUR TURİZM
: KEMAHPAŞA MAH., ORDU CAD., NO:268, EMİNÖNÜ
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 511 62 76
: (212) 514 60 60
Faks
ESTUR TURİZM
: BÜYÜK REŞİTPAŞA CAD. NO: 16/1 34470 VEZNECİLER
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 513 23 41
: (212) 513 23 89
Faks
ETERNAL TURİZM
: MİMAR SİNAN MAH., AKŞEMSETTİN CAD., NO:62/1, K:5
Adres
EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 521 30 23
: (212) 621 74 04
Faks
EVE TURİZM
: NEVBAHAR MAH. KIZILELMA CAD., NO:1, D:3,
Adres
FINDIKZADE FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 632 31 31
Faks
: (212) 632 79 59
Eposta
: [email protected]
: www.eve.com.tr
Web
EVEREST TURİZM
: İNEBEY MAH., MUSTAFA KEMAL CAD., ANA HAN ,31/6,
Adres
D:22 AKSARAY İSTANBUL
Telefon : (212) 5862631
: (212) 5862628
Faks
EXCELLENT TUR TURİZM
: HÜSAMBEY SOK.,NO:12/14 FATİH İSTANBUL
Adres
Telefon
: (212) 635 92 92
Faks
: (212) 492 01 92
E-posta : [email protected]
EXCESS TURİZM
: ALEMDAR CAD., KOÇBAYLAR HAN, NO:18, K:1
Adres
EMİNÖNÜ İSTANBUL
240
Telefon : (212) 520 66 15
Faks
: (212) 585 45 49
E: [email protected]
posta
F.P.I TURİZM
: ORDU CAD., NO:292, K:3, D: LALELİ EMİNÖNÜ
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 512 72 56
: (212) 512 72 55
Faks
FABULOUS TRAVEL
: ALEMDAR MAH. YEREBATAN CAD. NO:30/A
Adres
SULTANAHMET İSTANBUL
Telefon : (212) 5221266
: (212) 5220707
Faks
FACHEE TURİZM
: MUSTAFA KEMAL PAŞA CAD. ANA HAN NO: 31, K: 4/14,
Adres
YENİKAPI FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 6326736
Faks
: (212) 6326736
Eposta
: [email protected]
: www.kybeletour.com
Web
FANUS TURİZM
: ALİ KUŞCU MAH., KIZTAŞI CAD., NALBANTDEMİR SOK.,
Adres
NO:2/3 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 621 80 25
Faks
: (212) 621 80 24
Eposta
: [email protected]
: www.fanustur.com
Web
FELAH TURİZM (İSTANBUL ŞUBESİ)
: MACAR KARDEŞLER CAD., NO:32 KAT 2 D:9 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 635 00 91
Faks
: (212) 635 00 92
Eposta
: [email protected]
241
FERAY TURİZM
: MİMAR KEMALETTİN MAH., YENİÇERİLER CAD., NO:
Adres
79/18-23 EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 517 98 77
Faks
: (212) 517 98 82
Eposta
: [email protected]
: www.feray.com.tr
Web
FETİH TURİZM
: HOCAÜVEYİZ MAH., EMİR BUHARİ SOK., NO:2/2 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 635 70 53
Faks
: (212) 635 70 68
E: [email protected]
posta
FEUSTEL FAIRS & TRAVEL
: KEMERALTI CADDESİ, ÇULLAS İŞ MERKEZİ, (ARKA
Adres
BLOK) NO:26, K:1, KARAKÖY İSTANBUL
Telefon : (212) 245 96 00
Faks
: (212) 245 96 05
Eposta
: [email protected]
: www.feustelfairs.com.tr
Web
FEVZİ TURİZM
: ŞEYHRESMİ MAH. FATİH CAD. SAYIN APT. NO:51 GİRİŞ
Adres
KAT FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 631 52 53
Faks
: (212) 631 57 97
E: [email protected]
posta
FEYZA TURİZM
: HASAN HALİFE MAH., FEVZİPAŞA CAD., NO:29, K:2,
Adres
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 534 62 62
Faks
: (212) 621 77 87
Eposta
: [email protected]
242
: www.feyzaturizm.com
Web
FEZ TRAVEL
: HOCAPAŞA MAH., TAYAHATUN SOK., NO:44 KAT:1-2
Adres
SİRKECİ FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 520 04 34
Faks
: (212) 520 04 35
Eposta
: [email protected]
: www.feztravel.com
Web
FİLİKA TURİZM (FATİH ŞUBESİ)
: MESİHPAŞA MAH. SAYİTEFENDİ SOK., NO:20/A
Adres
AKSARAY FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 516 89 59
Faks
: (212) 516 89 59
Eposta
: [email protected]
: www.filikaturcom.tr
Web
FOX TURİZM
: LALELİ ORDU CAD., LALELİ İŞMERKEZİ, NO:291/293,
Adres
K:3, D:59 EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 518 67 34
: (212) 518 67 45
Faks
G.G.A.S.T.A TURİZM
: HOCAPAŞA MAH. ANKARA CAD. HALİL LÜTFÜ
Adres
DÖRDÜNCÜ İŞM. 102/52, EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 5261616
: (212) 5260606
Faks
GFT TRAVEL
: HOCAPAŞA MAH. HÜDEVENDİGAR CAD. M. MURAT
Adres SOK. KOCAOĞLU İŞM. N:6/614, SİRKECİ FATİH İstanbul
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 5110996
: (212) 5229179
Faks
GOLDEN BRIDGE TURİZM
: BEYAZIT, M.KEMALETTİN MAH. YENİÇERİLER CAD.
Adres MUSTAFA PAŞA HAN, NO: 79-3/18-19, BEYAZIT İstanbul
BEYAZIT İSTANBUL
Telefon : (212) 516 85 23
243
: (212) 5160661
Faks
GÖZYAŞI TURİZM
: HASAN HALİFE MAH., AKDENİZ SOK., SÖNMEZ IŞIK
Adres
İŞHANI., NO:19/1, FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 521 43 01
: (212) 521 47 36
Faks
GRAND NEHİR TURİZM
: HÜSAMBEY MAH. DÜLGEROĞLU SIRIMCILAR SOK.
Adres
NO:15 D:1 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 635 06 35
Faks
: (212) 533 44 64
E: [email protected]
posta
GRAND TTG TRAVEL
: BİNBİRDİREK MAH. DOSTLUK YURDU SOK. HACIBEY
Adres
APT. NO:10 K:3 D:8 ÇEMBERLİTAŞ FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 517 00 13
Faks
: (212) 517 00 09
Eposta
: [email protected]
: www.istanbulhotels.com
Web
GREYFURTTOUR
: ALİ KUŞÇU MAH. MACAR KARDEŞLER CAD. NO: 40,
Adres
SULTAN PASAJI, DA: 505, FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 5230642
Faks
: (212) 5230605
E: [email protected]
posta
GUEST TRAVEL TURİZM
: NİŞANCA MAHALLESİ, HAVUZLU BOSTAN SOKAK,
Adres
NO:5/10, EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 237 99 99
Faks
: (212) 256 20 22
Eposta
: [email protected]
: www.guesttravel.com
Web
GURBET TURİZM
244
Adres
: MESİHPAŞA MAH., MUSTAFA KEMAL PAŞA CAD.,
NO:66, D:2. LALELİ EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 458 10 90
: (212) 458 10 92
Faks
GÜNAYDIN TURİZM (1.FATİH ŞB.)
: MOLLA FENARİ SOK., İNANHAN, NO:43/101,
Adres
CAĞALOĞLU EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 5200410
Faks
: (212) 5200410
E: [email protected]
posta
GÜZEL DOSTLAR TURİZM
: FEVZİPAŞA CAD. YAVUZ SELİM APT. 155/8 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 635 90 00
: (212) 635 40 00
Faks
HANNARO TURİZM
Adres : ALEMDAR CAD., NO:9-A SULTANAHMET İSTANBUL
Telefon : (212) 528 95 32
Faks
: (212) 528 95 33
E-posta : [email protected]
HAREY KALDİYAN TRAVEL
: LALELİ FETHİ BEY CAD. CROWN PLAZA OTEL İÇİ, NO:
Adres
10, FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 5260407
: (212) 5260407
Faks
HASKRAL TURİZM
: İSKENDERPAŞA MAH., RAGIPBEY SOK., NO:25-27/4
Adres
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 631 75 75
: (212) 533 36 19
Faks
HASSLE FREE TURİZM (SULTANAHMET ŞB.)
: CANKURTARAN MAH., YENİ AKBIYIK CAD., NO:10,
Adres
SULTANAHMET İSTANBUL
Telefon : (212) 458 95 00
: (212) 455 84 44
Faks
HAVASER TURİZM
245
Adres
: MERCAN NARGİLECİ SOK., SARSILMAZ HAN, K:1/A
EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 513 54 52
Faks
: (212) 512 80 79
E: [email protected]
posta
HENNES TURİZM (FATİH ŞB)
: AKŞEMSEDDİN MAH. FEVZİ PAŞA CAD. SAADET APT.
Adres
NO:125/3 FATİH İSTANBUL
Telefon : (332) 351 50 55
: (332) 352 50 90
Faks
HERE&HERE TRAVEL
: MİLLET CAD., FİLDİŞİ İŞMERKEZİ, NO:90/29-30 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 511 22 99
: (212) 511 22 66
Faks
HERREZ TOUR
: KEMALPAŞA MAH. ORDU CAD. SAK İŞ HANI, NO: 54, K:
Adres
2, D: 2, LALELİ FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 5132000
Faks
: (212) 5131111
E: [email protected]
posta
HEYSEM TURİZM
: MİLLET CAD., MURATPAŞA MAH., FEZA APT., NO:24/4,
Adres
K:2, FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 533 30 30
Faks
: (212) 533 33 88
Eposta
: [email protected]
: www.heysem.com
Web
HONEST TURİZM
: YEŞİL TULUMBA SOK., ABDULLAH İŞM., K:3, AKSARAY
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 526 09 51
Faks
: (212) 526 09 54
E-
: [email protected]
246
posta
HUDEYBİYE TURİZM
: MUHTESİP İSKENDER MAH., MÜTERCİM ASIM SOK.,
Adres
NO:4, K:1 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 523 17 41
Faks
: (212) 531 10 30
Eposta
: [email protected]
: www.hudeybiye.org
Web
I.B.O TURİZM
: ALEMDAR MAH. DİVANYOLU CAD. NO:22 K:4
Adres
SULTANAHMET FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 528 04 75
Faks
: (212) 528 04 79
E: [email protected]
posta
INCA TOUR
: MİLLET CAD., KARAGÜL İŞHANI, NO:84, K:5, D:240,
Adres
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 533 67 18
Faks
: (212) 533 67 31
Eposta
: [email protected]
: www.incatour.net
Web
INTREPID İSTANBUL TRAVEL AGENCY
: ALEMDAR MAH., TİCARETHANE SOK., HAKKI BEY İŞH.,
Adres
NO:1, K:1, EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 512 71 44
Faks
: (212) 512 71 54
E: [email protected]
posta
ISTANT TRAVEL
: ATATÜRK BULVARI NO:148/A BLOK D:10 K:2 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 5140808
Faks
: (212) 5140809
E-
: [email protected]
247
posta
İCEM TURİZM
: CANKURTARAN MAHALLESİ,MİMAR MEHMET AĞA
Adres
CAD., NO:34, SULTANAHMET EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 516 75 53
Faks
: (212) 516 88 82
Eposta
: [email protected]
: www.icemtour.com
Web
İHTİŞAM TOURISM&TRAVEL AGENCY
: AKŞEMSETTİN MAHL. ZÜLALİ ÇEŞME SOK. NO:11 D:1
Adres
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 5319410
: (212) 6316342
Faks
İKLİM TURİZM
: SOFULAR MAH., AÇIKLAR SOK., NO:27, K:2 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 635 56 13
Faks
: (212) 631 54 49
Eposta
: [email protected]
: www.iklimtur.com
Web
İKRAM TURİZM
: HOCAÜVEYZ MAH. EMİRBUHARI SOK., NO:1/2 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 534 44 04
Faks
: (212) 534 25 86
E: [email protected]
posta
İLA&İLA TURİZM (EMİNÖNÜ ŞB.)
: MUSTAFA KEMAL PAŞA CAD., NO:66/1 EMİNÖNÜ
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 638 47 81
: (212) 638 47 79
Faks
İLAYNA TURİZM
: HOCA PAŞA MAH., ANKARA CAD., 60/17 SİRKECİ
Adres
İSTANBUL
248
Telefon : (212) 527 31 65
Faks
: (212) 527 79 99
E: [email protected]
posta
İMPERİAL TURİZM
: DİVANYOLU CAD. NO: 30 34410 SULTANAHMET
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 513 94 30
Faks
: (212) 512 32 91
Eposta
: [email protected]
: www.imperial-turkey.com
Web
İNDEPENDENT TRAVEL
: BİNBİRDİREK MAH. DİVANYOLU CAD. NO: 13/A FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 5173007
Faks
: (212) 5173006
E: [email protected]
posta
İNDİGO TURİZM
: KÜÇÜKAYASOFYA NAKLİBENT SOK. NO:41/A
Adres
SULTANAHMET İSTANBUL
Telefon : (212) 517 75 48
Faks
: (212) 518 53 33
E: [email protected]
posta
İNSİDER TRAVEL
: KUPACILAR SOK. NO: 6, FATİH İSTANBUL
Adres
Telefon
: (212) 517 18 86
Faks
: (212) 517 18 84
: [email protected]
E-posta
İSPA TURİZM
: ALİ KUŞÇU MAH. MACAR KARDEŞLER CADDESİ
Adres
NO:54/A FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 531 57 54
Faks
: (212) 531 96 07
E-
: [email protected]
249
posta
: www.ispa.com.tr
Web
İSTANBUL SIGHTSEEING TOURS TRAVEL AGENCY
: SULTAN AHMET MAH., AKBIYIK CAD. NO:75 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 638 66 01
Faks
: (212) 638 66 03
Eposta
: [email protected]
: istanbulsightseeingtours.com
Web
İSTANBUL STOPOVER TOURS
: EMİN SİNAN MAH. PİYERLOTİ CAD. MURAT PALAS APT.
Adres
NO:72/78 D.12 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 517 78 89
Faks
: (212) 458 78 59
Eposta
: [email protected]
: www.istanbulstopovertours.com
Web
İSTANBUL VISION TURİZM (Eminönü şb.)
: EMİNÖNÜ, BAB-U HÜMAYUN CAD., NO:1,
Adres
SULTANAHMET MEYDANI SULTANAHMET İSTANBUL
Telefon : (212) 458 18 00
: (212) 458 18 00
Faks
İSTANBUL YEDİTEPE TURİZM
: TAHTAKALE MH.,TOMRUK ÇIKMAZI SOK.SANTRAL
Adres
HAN, NO:3,K:2,D:2, TAHTAKALE EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 514 28 89
Faks
: (212) 514 28 88
E: [email protected]
posta
İSTİKAMET TURİZM
: OĞUZHAN CAD. NO: 17, K: 3, D: 9, FINDIKZADE FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 5336163
: (212) 5336129
Faks
İYT TURİZM
Adres : KEMALPAŞA MAH., ATATÜRK BULVARI, 128, K:4,
250
AKSARAY FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 514 19 91
Faks
: (212) 514 19 92
Eposta
: [email protected]
: www.iyt.com.tr
Web
JASMİNNE TURİZM
: AMIRAL TAFDIL SOKAK, NO:10/A SULTANAHMET
Adres
EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 638 02 76
Faks
: (212) 638 02 83
Eposta
: [email protected]
: www.jasminetour.com
Web
JÜLİDE TOUR
: İNEBEY MAH. MUSTAFA KEMAL PAŞA CAD. ÜLKÜ HAN
Adres
NO:39 K:5/1-6 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 512 05 13
: (212) 512 05 29
Faks
KADEM TURİZM
: HOCA ÜVEYZ MAH., AKDENİZ CAD., GÜNEY APT.,
Adres
NO:92, K:1, D:4, FATİH İstanbul FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 525 65 65
Faks
: (212) 525 09 59
E: [email protected]
posta
KAMANA TURİZM
: ORDU CAD. ÖZDEMIR MARMARA ÇARSISI 21/49
Adres
BEYAZIT FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 458 61 41
Faks
: (212) 458 61 43
E: [email protected]
posta
KAMERON TURİZM
: AKŞEMSETTİN MAH. AKDENİZ CAD. NO:76 KAT:2
Adres
DAİRE:4 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 533 63 44
251
Faks
: (212) 531 33 20
E: [email protected]
posta
KARACADAĞ TURİZM
: BİNBİRDİREK MAH. DOSTLUK YURDU SOK. YEŞİL APT.
Adres
NO: 1/8, K: 3, FATİH EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 6380863
Faks
: (212) 6380864
E: [email protected]
posta
KARACI TURİZM
: İNEBEY MAH.,MUSTAFA KEMAL BUL., İNKILAP CAD.,
Adres
ŞENKAYA İŞH, NO:2, K:4, AKSARAY İSTANBUL
Telefon : (212) 633 63 07
Faks
: (212) 589 86 94
E: [email protected]
posta
KARGO TURİZM
: KATİP KASIM MAH. MUSTAFA KEMALPAŞA CAD.
Adres
NO:54/4-12 AKSARAY İSTANBUL
Telefon : (212) 638 21 26
Faks
: (212) 516 73 45
E: [email protected]
posta
KENZ TUR SEYAHAT
: MOLLA GÜRANİ MAH. TURGUT ÖZAL MİLLET CAD.
Adres
NO:36/1 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 5318717
Faks
: (212) 5318666
E: [email protected]
posta
KEPEZ TURİZM
: MESİHPAŞA MAH. M. KEMALPAŞA CAD. YILDIZ APT.
Adres
NO: 70, K: 5, D: 7, FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 5185187
: (212) 5185188
Faks
KIND TOUR
Adres : SULTAN MAH., MİLLET CAD., MANİSA İŞ HANI NO:49/17
252
HASEKİ-FINDIKZADE FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 5149515
: (212) 5299516
Faks
KİPTUR TURİZM
: BALABANAĞA MAH. FETHİBEY CAD. GRAND
Adres
SHOPPİNG CENTER NO:26/5 LALELİ FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 589 16 13
Faks
: (212) 589 09 40
Eposta
: [email protected]
: www.benekip.com
Web
KİRKİT VOYAGE TURİZM (SULTANAHMET ŞB.)
: MİMAR MEHMET AĞA CAD., AMİRAL TAFDİL SOK.,
Adres
NO:12, CANKURTARAN SULTANAHMET İSTANBUL
Telefon : (212) 518 22 82
: (212) 518 22 81
Faks
KOÇAK TURİZM
: HÜSAM BEY MAH. MACAR KARDEŞLER CAD.
Adres SIRIMCILAR SOK. NO:13/4 FATİH İstanbul FATİH
İSTANBUL
Telefon : (212) 531 80 43
Faks
: (212) 531 80 44
E: [email protected]
posta
KOMMEGENE TURİZM
: CANKURTARAN MAH., TEVFİKHANE SOK., NO:8/A
Adres
EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 518 75 82
: (212) 518 75 83
Faks
KURAN TURİZM
: KATİP KASIM MAH., GÜVENLİK CAD., NO:1/A,
Adres
EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 517 11 00
Faks
: (212) 517 05 00
Eposta
: [email protected]
Web
: www.kuranturizm.com.tr
253
LA VİE TOURS
: FEVZİPAŞA CAD., NİGAR APT., NO:10/2, MALTA FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 534 26 40
Faks
: (212) 631 52 97
E: [email protected]
posta
LEBBEYK TURİZM
: ALİ KUŞÇU MAH. YAVUZSELİM CAD. YEDİ EMİRLER
Adres
SOK. NO:54/1 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 491 23 58
: (212) 491 23 68
Faks
LEMİS TURİZM
: İSKENDERPAŞA MAH., AHMEDİYE CAD. NO:44 K:4
Adres
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 521 74 30
Faks
: (212) 521 74 34
Eposta
: [email protected]
: www.lemistravel.com
Web
LEMİS TURİZM
: İSKENDERPAŞA MAH., AHMEDİYE CAD. NO:44 K:4
Adres
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 521 74 30
Faks
: (212) 521 74 34
Eposta
: [email protected]
: www.lemistravel.com
Web
LEON TURİZM
: İNEBEY MAH., TECEDDÜT CAD., NO.13/1-2-3 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 633 49 40
Faks
: (212) 530 74 19
E: [email protected]
posta
LIFE TURİZM (SULTANAHMET ŞB.)
: DİVANYOLU CAD., DİVANYOLU CENTER NO:56/2,
Adres
SULTANAHMET İSTANBUL
254
Telefon : (212) 527 88 90
: (212) 527 88 94
Faks
LİVA TOUR TRAVEL AGENCY
: KIRMASTİ MAH., KIZTAŞI CAD., NO:43, D:1 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 523 30 01
Faks
: (212) 635 85 01
Eposta
: [email protected]
: www.livatour.com
Web
M.M.M ONİMET TURİZM
: KEMALPAŞA MAH. ATATÜRK BULV. NO:16 AKSARAY
Adres
İSTANBUL
Telefon : (332) 527 60 97
: (332) 526 44 11
Faks
MAGEC TOUR
: MESİHPAŞA CAD., AYBEY İŞHANI, NO:2/5, D:31
Adres
EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 638 26 64
: (212) 638 26 64
Faks
MAGIC VALLEY CAPPADOCIA TUR (EMİNÖNÜ ŞB.)
: CANKURTARAN MAH., ADLİYE SOK., NO:7, EMİNÖNÜ
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 517 37 54
: (212) 638 51 09
Faks
MAGNAURA TRAVEL
: KUTLUGÜN SOK., NO:35, SULTANAHMET EMİNÖNÜ
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 458 28 55
Faks
: (212) 516 93 84
Eposta
: [email protected]
: www.magnauratours.com
Web
MAGNIFICENT TURİZM
: KÜÇÜKAYASOFYA MAH., KÜÇÜKAYASOFYA CAD.,
Adres
GELİNLİK SOK.,1/3, SULTANAHMET İSTANBUL
Telefon : (212) 458 65 65
255
Faks
: (212) 458 65 70
Eposta
: [email protected]
: www.magnificenttravel.com
Web
MARCO POLO TURİZM
Adres : DİVANYOLU CAD. NO: 54/11 SULTANAHMET İSTANBUL
Telefon : (212) 528 12 38
Faks
: (212) 513 17 81
E-posta : [email protected]
MARDE TRAVEL
: İNEBEY MAH. KÜÇÜKLANGA CAD. NO: 45, YILDIZ APT.
Adres
K: 5, D: 5/A, FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 530 04 47
Faks
: (212) 585 02 77
E: [email protected]
posta
MATAHARİ TRAVEL
: S. AHMET MAH. ŞİFA HAMAMI SOK. NO: 18, FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 4581327
: (212) 4581347
Faks
MAVERA TURİZM
: KEMALPAŞA MAH.,ORDU CAD.,NO:292 K:4/42 AKSARAY
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 527 10 05
Faks
: (212) 527 10 06
E: [email protected]
posta
MAYAK TOUR
: MESİHPAŞA MAH. ORDU CAD. NO:89 D:301 LALELİ
Adres
İŞMERKEZİ FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 518 52 57
Faks
: (212) 518 52 58
Eposta
: [email protected]
: www.mayaktour.com
Web
MEBRUR TURİZM (FATİH ŞB)
256
Adres
: SOFULAR MAH.,MACAR KARDEŞLER CAD., GÖK APT.,
NO:53/1 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 534 44 48
Faks
: (212) 534 44 49
E: [email protected]
posta
MECRA TURİZM
Adres : HÜSAMBEY MAH.KIZTAŞI CAD. NO:30 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 531 10 33
: (212) 531 10 33
Faks
MAYAK TOUR
: MESİHPAŞA MAH. ORDU CAD. NO:89 D:301 LALELİ
Adres
İŞMERKEZİ FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 518 52 57
Faks
: (212) 518 52 58
Eposta
: [email protected]
: www.mayaktour.com
Web
MEBRUR TURİZM (FATİH ŞB)
: SOFULAR MAH.,MACAR KARDEŞLER CAD., GÖK APT.,
Adres
NO:53/1 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 534 44 48
Faks
: (212) 534 44 49
E: [email protected]
posta
MECRA TURİZM
Adres : HÜSAMBEY MAH.KIZTAŞI CAD. NO:30 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 531 10 33
: (212) 531 10 33
Faks
MEGA YAZICILAR TURİZM
: BALABANAĞA MAH.,BÜYÜK REŞİT PAŞA CAD., NO:18/2
Adres
EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 526 18 28
: (212) 520 01 76
Faks
MEKKE TURİZM
: İSKENDERPAŞA MAH., RAGIPBEY SOK., NO:40, D:3,
Adres
AKSARAY FATİH İSTANBUL
257
Telefon : (212) 521 22 50
Faks
: (212) 521 22 51
E: [email protected]
posta
MENTUR TURİZM
: AKŞEMSETTİN MAH. FEVZİPAŞA CAD. NO:129 K:3
Adres
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 631 96 66
Faks
: (212) 631 94 90
E: [email protected]
posta
MERKÜR TURİZM (FATİH ŞUBE)
: İNEBEY MAH., MUSTAFA KEMAL PAŞA CAD. BLV. PSJ.
Adres
NO:37/3 D:52 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 444 66 75
Faks
: (212) 465 53 66
E: [email protected]
posta
MERLİN TURİZM
: MESİHPAŞA MAH., SAİT EFENDİ SOK., NO:1, D:111-112Adres
113 EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 458 44 14
Faks
: (212) 458 44 16
Eposta
: [email protected]
: www.merlinturizm.com
Web
MERT&M TOURS
: ATATÜRK BULV. NO:114 K:1 D:23, EMİNÖNÜ FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 520 29 61
Faks
: (212) 520 29 63
Eposta
: [email protected]
: www.mertmtour.com
Web
MERTUR TURİZM
: MUSTAFA KEMAL PAŞA BULV., İNKİLAP
Adres
CAD.,ŞENKAYA İŞM.,NO:2, K:3 AK FATİH İSTANBUL
258
Telefon : (212) 588 37 71
Faks
: (212) 588 45 30
E: [email protected]
posta
MİDDAY TOUR
: CANKURTARAN MAH., ALEMDAR CAD., NO:8,
Adres
SULTANAHMET EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 512 44 41
Faks
: (212) 528 55 36
E: [email protected]
posta
MİDİLLİS TURİZM
: KÜÇÜK AYASOFYA CAD.NO:21 SULTANAHMET
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 458 08 00
Faks
: (212) 517 72 82
Eposta
: [email protected]
: www.midillis.com
Web
MİNARE TUR
: DERVİŞALİ MAH., FEVZİPAŞA CAD., NO:156, GİRİŞ KAT,
Adres
KARAGÜMROK FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 523 29 50
Faks
: (212) 532 41 56
E: [email protected]
posta
MİR TURİZM
: MESİHPAŞA MAHALLESİ, ŞAİR FİTNAT SOK,
Adres
NO:14,ESATBEY APT, D:10,LALELİ EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 518 74 74
Faks
: (212) 517 55 21
E: [email protected]
posta
MİRANDA TURİZM
: AKSARAY İNKİLAP CAD., EKFUN İŞ MERKEZİ, NO:26/2
Adres
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 633 01 33
259
Faks
: (212) 632 05 03
Eposta
: [email protected]
: www.mirandaturk.net
Web
MORAL TURİZM
Adres : KIZTAŞI CAD. AÇIKLAR SOK.NO:27/3 FATİH İSTANBUL
Telefon : (312) 419 75 75
Faks
: (312) 419 75 77
E-posta : [email protected]
MUHTEŞEM TURİZM
: SULTANAHMET MAH., KÜÇÜKAYASOFYA CAD.,
Adres
KÖROĞLU APT., NO:25/4 SULTANAHMET İSTANBUL
Telefon : (212) 458 57 50
Faks
: (212) 458 57 53
E: [email protected]
posta
MURTİS TOUR
: KEÇİHATUN MAH., TURGUT ÖZAL CAD., NO:15/2
Adres
AKSARAY FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 529 77 08
Faks
: (212) 632 27 02
Eposta
: [email protected]
: www.travelshopturkey.com
Web
MUSTAFA OĞUZ TURİZM
: LALELİ ORDU CAD., İNAN İŞH, NO:208, K:4, ODA:403,
Adres
LALELİ EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 511 13 66
Faks
: (212) 513 80 86
E: [email protected]
posta
MYMAMBA TURİZM
: İNEBEY MAH. TECEDDÜT SOK. NO:19/3 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 530 04 19
Faks
: (212) 530 04 25
E-posta : [email protected]
260
MYSIA TRAVEL
: BINBIRDIREK MAH., KLOTFARER CAD., ALTAN ISM.,
Adres
NO:3/3 EMINÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 458 99 40
Faks
: (212) 4589943
E: [email protected]
posta
NART TUR TURİZM
: MUSTAFA KEMALPAŞA CAD. NO:29/B AKSARAY
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 632 84 97
Faks
: (212) 586 36 21
Eposta
: [email protected]
: www.narttour.com.tr
Web
NASAIR TRAVEL
: AKŞEMSETTİN MAH., HALICILAR CAD.,ÖZDEMİR İŞ
Adres
MERKEZİ NO:6 K:4 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 521 20 80
: (212) 521 20 30
Faks
NATİKS TURİZM
: GENÇTÜRK CAD. ŞİRVANİZADE SOK. NO:12 KAT:1
Adres
ŞEHZADEBAŞI LALELİ İSTANBUL
Telefon : (212) 520 03 01
Faks
: (212) 520 03 11
E: [email protected]
posta
NEDİM KAYA TURİZM
: ORDU CAD, ÖZBEK ÇARŞISI, NO: 27, K: 4, D: 51 BEYAZIT
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 518 98 78
: (212) 638 38 60
Faks
NEWDEAL TURİZM
: DALBASTI SOK., NO:5, SULTANAHMET EMİNÖNÜ
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 638 86 22
: (212) 638 86 24
Faks
NİL TUR TURİZM (FATİH ŞB)
261
Adres
: MACAR KARDEŞLER CAD., NO:36, K:3 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 635 92 62
Faks
: (212) 635 92 64
E-posta : [email protected]
: www.niltur.com
Web
NİLA TURİZM
: MURADİYE CAD. NO: 28 SİRKECİ İSTANBUL
Adres
Telefon
: (212) 526 88 08
Faks
: (212) 526 19 58
E-posta : [email protected]
NUH ARARAT TURİZM
: MOLLA GÜRANİ MAH. OĞUZHAN CAD. NO: 21, D: 4,
Adres
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 5323426
: (212) 5329986
Faks
NUREX TURİZM
: FEVZİPAŞA CAD. NO: 124, K: 2, FATİH İSTANBUL
Adres
Telefon
: (212) 635 35 85
: (212) 635 34 95
Faks
NZM TURİZM
: GURUBA HÜSEYİN AĞA MAH., KAKMACI SOK., NO:6,
Adres
K:1/1 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 621 49 20
: (212) 621 49 20
Faks
OLBİA TURİZM
Adres : KOCAMUSTAFAPAŞA CAD. NO: 126/1 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 529 45 17
Faks
: (212) 589 69 67
E-posta : [email protected]
: www.olb.tur.com
Web
OLD FONTANA TURİZM
: SOFULAR SİMİTÇİ ŞAKİR SOK. NO:12/2 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 635 38 80
Faks
: (212) 635 38 80
262
E-posta : [email protected]
OLİMPİK TURİZM
: MESİHPAŞA CAD., MESİHPAŞA SOKAK, AKSA
Adres
İŞMERKEZİ NO:12, K:4, D:801-803 EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 516 57 01
Faks
: (212) 516 54 14
E: [email protected]
posta
OR-YA TURİZM
: HAYRİYE TÜCCARI CAD., NO:18/20, D:2-3 EMİNÖNÜ
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 518 23 77
: (212) 518 24 06
Faks
OTG TRAVEL
: KÜÇÜKAYASOFYA MAH. ÇARDAKLI FIRIN ARALIĞI
Adres
SOK. NO:11 SULTANAHMET FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 518 97 00
: (212) 518 96 99
Faks
OVAM TUR
: MACAR KARDEŞLER CAD., SULTAN PASAJI, NO:405
Adres
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 531 74 58
Faks
: (212) 531 74 81
E: [email protected]
posta
OVERSEAS TURİZM
: ALEMDAR MAH., ALEMDAR CAD.,NO:16,
Adres
SULTANAHMET EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 513 41 75
Faks
: (212) 513 41 77
E: [email protected]
posta
OYAK TURİZM (KARAKÖY ŞB.)
: ÇULLAŞ İŞ MERKEZİ, NO:26, ÖN BLOK, K:5, KARAKÖY
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 245 06 06
: (212) 245 06 16
Faks
ÖNEMLİ TURİZM
263
Adres
: MİLLET CAD., YENİ HAN, NO:8/17 AKSARAY İSTANBUL
Telefon : (212) 531 90 06
: (212) 531 48 47
Faks
ÖZ&EL TURİZM
: FEVZİPAŞA CAD., NO:112, K:3, FATİH İSTANBUL
Adres
Telefon
: (212) 534 97 55
Faks
: (212) 534 39 96
E-posta
: [email protected]
: www.ozeltur.com
Web
ÖZHÜR TURİZM
: Ş.M GEYLANİ MAH. YALIKÖŞKÜ SOK. YALIKÖŞKÜ
Adres
VAKIF İŞ K1 KAPI 115 EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 513 62 00
: (212) 528 21 20
Faks
ÖZKLAS TURİZM
: YENİÇERİLER CAD., KARAKOL SOK., NO.1, D:401-402-403
Adres
EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 517 92 17
Faks
: (212) 517 92 19
Eposta
: [email protected]
: www.klas-travel.cjb.net
Web
P.E. TUR TURİZM
: DİVANYOLU, ŞEFTALİ SOK. NO: 16 SULTANAHMET
Adres
İSTANBUL
Faks
: (212) 511 16 88
Eposta
: [email protected]
: www.biletbank.com.tr
Web
P.E. TUR TURİZM (SULTANAHMET ŞB.)
: ALEMDAR MAH., ŞEFTALİ SOKAK, NO:16
Adres
SULTANAHMET FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 5140912
Faks
: (212) 5111688
E: [email protected]
posta
P.T.A. TURİZM
264
Adres
: ÖMER AVNİ MAH., İNEBOLU SOK., VASFİYE APT.,
NO:31/2, KABATAŞ İSTANBUL
Telefon : (212) 343 98 00
Faks
: (212) 245 33 60
E: [email protected]
posta
PADİŞAH TURİZM
: AKŞEMSETTİN MAH. FEVZİPAŞA CAD. NO:119 KAT2
Adres
DAİRE:2 FATİH İstanbul FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 531 85 25
Faks
: (212) 531 83 80
E: [email protected]
posta
PARAN TOUR
Adres : Sultanahmet Mah. Nakilbent Cad. NO:11 A FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 517 07 50
Faks
: (212) 517 07 51
E-posta : [email protected]
: www.paranturkeytravel.com
Web
PARKUR TURİZM
: ALİ KUŞÇU MAH. FEVZİPAŞA CAD. NO:44/4 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 533 87 87
Faks
: (212) 533 87 17
E: [email protected]
posta
PASİFİK TURİZM
Adres : DİVANYOLU CAD. NO: 34 SULTANAHMET İSTANBUL
Telefon : (212) 512 30 50
Faks
: (212) 513 66 81
E-posta : [email protected]
PENİNSULA TOURS (FATİH ŞB.)
: HÜSAMBEY MAH., M.KARDEŞLER CAD., GÜLGEROĞLU
Adres
SARIMCILAR SOK., NO:15,K:3 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 532 06 70
: (212) 532 06 39
Faks
PETRA TURİZM
265
Adres
: AKŞEMSETTİN MAH., BALİPAŞA CAD., NO:56/3, FATİH
İSTANBUL
Telefon : (212) 523 26 55
Faks
: (212) 523 26 54
E: [email protected]
posta
PİRATE TOUR
: KLOTFARER CADDESİ, EVİN HAN, NO:29/401-402-403
Adres
SULTANAHMET İSTANBUL
Telefon : (212) 517 48 30
Faks
: (212) 517 48 30
Eposta
: [email protected]
: www.piratetourism.com
Web
PLATFORM TURİZM
: KEMALPASA MAH., ORDU CAD., SELIMPASA SOKAK
Adres
NO:2 D:12 EMINÖNÜ FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 520 96 13
: (212) 520 96 17
Faks
POSITIVE TURİZM
: MESİHPAŞA CADDESİ, ERSEVEN İŞMERKEZİ, NO:1/5,
Adres
D:51, AKSARAY EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 638 90 00
Faks
: (212) 638 90 03
Eposta
: [email protected]
: www.positivetour.com
Web
PRİDE TRAVEL
: İNCİLİ ÇAVUŞ SOK. ATEŞ PASAJI NO:33/11 EMİNÖNÜ
Adres
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 527 06 71
Faks
: (212) 527 06 72
E: [email protected]
posta
RABAY TURİZM
: KEMALPAŞA MAH. ŞEHZADEBAŞI CAD. GÜNDEŞ İŞ
Adres
HANI, NO: 11, D: 105, FATİH İSTANBUL
266
Telefon : (212) 5120620
Faks
: (212) 5120601
E: [email protected]
posta
RAJA TURİZM
: KIRMASTI MAH., BÜYÜKKARAMAN CAD., TAYLASAN
Adres
SOK. NO:2 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 534 16 24
Faks
: (212) 534 16 29
Eposta
: [email protected]
: www.rajatour.net
Web
RAWAN İSTANBUL TOURS
: KEMALPASA SIRVANIZADE SOK., NO:12/4
Adres
SEHZADEBASI FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 526 55 12
Faks
: (212) 526 55 75
E: [email protected]
posta
REKOR TURİZM
: İNEBEY MAH., MUSTAFAKEMAL PAŞA CAD., BULVAR
Adres
PASAJI, NO:37, ODANO:51-59 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 584 42 33
: (212) 584 42 36
Faks
REMEL TURİZM
: FEVZİPAŞA CAD.ESKİALTAY SOK.NO:5 B FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 532 99 77
Faks
: (212) 532 97 96
E: [email protected]
posta
RESSAM TURİZM
: ZEYREK MAH. MACAR KARDEŞLER CAD. NO: 12, K: 4,
Adres
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 5326915
: (212) 5326955
Faks
RİNALDO LEVANTE TURİZM
267
Adres
: BANKALAR CAD. NO: 31/33,80 000 KARAKÖY İSTANBUL
Telefon : (212) 526 67 38
Faks
: (212) 520 90 50
E-posta : [email protected]
: www.levantetours.ojb.net
Web
ROADRUNNER TURİZM
: ALEMDAR CAD., NO:2/B, SULTANAHMET EMİNÖNÜ
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 520 45 05
Faks
: (212) 520 45 08
E: [email protected]
posta
RODİNA TURİZM
: LALELİ KEMALPAŞA MAH, ORDU CADDESİ, SELİMPAŞA
Adres
SOK., NO:30/6 LALELİ İSTANBUL
Telefon : (212) 519 79 79
S&A TRAVEL
: KEMALPAŞA MAH, MAHMUDİYE ÇEŞMESİ SOK, NO:13,
Adres
K:2 D:10-ŞEHZADEBAŞI EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 519 94 40
Faks
: (212) 5199471-72
E: [email protected]
posta
S&N TURİZM
: MUSTAFA KEMAL PASA CADDESI ANA HAN NO:31 K:2
Adres
D:6 AKSARAY İSTANBUL
Telefon : (212) 632 01 31
Faks
: (212) 632 95 03
E: [email protected]
posta
SAFİRAN TURİZM
: KEMALPAŞA MAHALLESİ, ORDU CAD., ETHEM RUHİ
Adres
İŞHANI, NO:292, K:3, D:32, LALELİ İSTANBUL
Telefon : (212) 513 70 35
: (212) 513 70 59
Faks
SAKİN TUR
Adres : KEMALPAŞA MAH., 18 SEKBANLAR SOK., GENÇTÜRK
268
İŞH., NO:64/15 EMİNÖNÜ İstanbul EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 520 31 17
: (212) 520 31 12
Faks
SAMAHA TURİZM
: HOCA ÜVEYZ MAH, FEVZİPAŞA CAD., SAMAHA APT.,
Adres
NO:97, K:3, D:3, FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 531 43 43
Faks
: (212) 531 98 52
Eposta
: [email protected]
: www.samaha.com.tr
Web
SAMANYOLUTUR TURİZM
: KIRMASTİ MAH., KIZTAŞI CAD., BERGAMA APT.,
Adres
NO:43/4, FATİH İstanbul FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 524 24 31
: (212) 525 06 66
Faks
SARDUNYA TURİZM
: EBUSUUT CAD., AKİF BEY İŞHANI, NO:4/24 EMİNÖNÜ
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 527 54 54
Faks
: (212) 527 54 50
Eposta
: [email protected]
: www.toursturkey.com
Web
SAYTUR TURİZM
: MURATPAŞA MAH., VATAN CAD., MURATPAŞA SOK.,
Adres
NO:29, K:1, FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 532 97 71
: (212) 631 85 26
Faks
SCARLETT TRAVEL AGENCY (EMİNÖNÜ Şb.)
: MESİHPAŞA MAH, SAİT EFENDİ SOK., NO:1/1 D:104-105
Adres
EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 518 50 00
Faks
: (212) 518 50 07
E: [email protected]
posta
SEBUKO TURİZM
269
Adres
: MOLLA GÜRANİ MAH. SOFTA SİNAN SOK, KURAR APT.
NO: 55, D: 5, HASEKİ FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 6215369
: (212) 6215701
Faks
SEÇİL TURİZM
: LALELİ CADDESİ, NO:46 ADA PALAS APT., K:3, D:7
Adres
EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 518 63 17
Faks
: (212) 518 81 22
E: [email protected]
posta
SEKMAN TURİZM
: MESİH PAŞA MAH., MUSTAFA KEMAL CAD., NO:66/3,
Adres
AKSARAY FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 458 58 30
: (212) 458 58 30
Faks
SELİMİYE TURİZM
: HOCA ÜVEYZ MAH., FEVZİ PAŞA CAD., NO:101/5, FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 532 45 38
Faks
: (212) 532 81 00
Eposta
: [email protected]
: www.alkaturizm.com.tr
Web
SEMERŞAH TURİZM (FATİH ŞUBESİ )
: HATİCE SULTAN MAH., FEZİ PAŞA CAD., NO:327/1,
Adres
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 525 55 55
Faks
: (212) 531 90 81
E: [email protected]
posta
SENKRON TURİZM
: CANKURTARAN MAH. ARASTA ÇARŞISI, NO: 51
Adres
EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 638 83 40
Faks
: (212) 517 45 24
E-
: [email protected]
270
posta
: www.senkrontours.com
Web
SERDE TURİZM
: AKDENİZ CAD. AKŞEMSEDDİN MAH. ALBAY CEMİL
Adres
SAKARYA SOK. NO:1 K:1 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 532 10 61
Faks
: (212) 532 15 61
Eposta
: [email protected]
: www.serdeturizm.com
Web
SERVER TURİZM
: AKŞEMSETTİN MAH. AKDENİZ CAD. BAŞÇILAR İŞ
Adres
MERKEZİ NO:6 KAT:3 D:5 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 621 05 00
Faks
: (212) 621 05 06
Eposta
: [email protected]
: www.serverturizm.com.tr
Web
SEVEN STUDENT TRAVEL SERVICE
: DİVAN CADDESİ, NO:52 EMİNÖNÜ İSTANBUL
Adres
Telefon
: (212) 512 12 27
Faks
: (212) 512 36 41
E-posta : [email protected]
SEVENTUR TURİZM
: KÜÇÜKAYASOFYA MAH., DEMİRCİ REİT SOK., NO:19,
Adres
SULTANAHMET EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 518 94 31
Faks
: (212) 518 94 86
E: [email protected]
posta
SEYR O SEFER TURİZM
: ORDU CAD., NO:296/3 LALELİ İSTANBUL
Adres
Telefon
: (212) 514 46 50
Faks
: (212) 514 46 52
: [email protected]
E-posta
SHABNAM TURİZM
271
Adres
: MESİHPAŞA MAH., ORDU CAD., LALELİ İŞM., NO:291,
K:6, D:69, FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 5186650
Faks
: (212) 5186651
E: [email protected]
posta
SHAIKH TOURISM
: MESİHPAŞA CAD., NO:36, KALKAVAN İŞ MERKEZİ, K:4,
Adres
NO:405 EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 638 62 00
Faks
: (212) 638 61 10
Eposta
: [email protected]
: www.shaikhtourism.com
Web
SHASHOT TRAVEL
: CANKURTARAN MAH. AKBIYIK CAD. TERBIYIK SOK.
Adres
NO: 15/A, FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 6383638
: (212) 6383639
Faks
SHE TURİZM
: KÜÇÜK AYASOSYA MAH. NAKİLBENT SOK. NO:29/A
Adres
SULTANAHMET FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 638 50 64
Faks
: (212) 638 50 65
Eposta
: [email protected]
: www.shetours.com
Web
SHINY TURİZM
: ALEMDAR MAH., YEREBATAN CAD., NO:15, K:3 D:6
Adres
SULTANAHMET EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 527 21 60
Faks
: (212) 526 11 08
E: [email protected]
posta
SHOLA TURİZM
: AKŞEMSETTİN MAH. AKDENİZ CAD. BAYRAKTAR ART.
Adres
NO:67 K:1 D:1 FATİH İSTANBUL
272
Telefon : (212) 5327726
: (212) 5327721
Faks
SILA TURİZM
: HOCAÜVEYS MAH., AKDENİZ CAD., NO:6/1, FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 631 57 58
Faks
: (212) 534 73 43
Eposta
: [email protected]
: www.silatour.com
Web
SILK ROAD TURİZM
: İNCİLİ ÇAVUŞ SOK. NO: 37/1 EMİNÖNÜ İSTANBUL
Adres
Telefon : (212) 526 55 01
Faks
: (212) 527 97 96
E-posta : [email protected]
SİMAVİ TRAVEL AGENCY
: HOCAPAŞA MAH., ORHANİYE CAD., NO:27/1A EMİNÖNÜ
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 526 13 10
Faks
: (212) 514 33 80
E: [email protected]
posta
SKY TURİZM
: ORDU CAD., HADİ HAN, NO:305, K:1, EMİNÖNÜ LALELİ
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 638 21 53
Faks
: (212) 638 23 87
Eposta
: [email protected]
: www.skyturizm.com
Web
SKYLINE TRAVEL AGENCY
: NEVBAHAR MAH., DARÜLŞİFA SOK., NO:5/A FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 529 39 39
Faks
: (212) 529 46 40
Eposta
: [email protected]
273
SLOT TURİZM
: EMİNÖNÜ ORDU CAD. BAYRAM HAN, NO: 300/1
Adres
AKSARAY İSTANBUL
Telefon : (212) 526 52 00
Faks
: (212) 520 02 39
E: [email protected]
posta
SNB INTERNATIONAL TOUR
: İNEBEY MAH., MUSTAFA KEMAL CAD., ANA HAN,
Adres
NO:31, K:5, D:19 AKSARAY İSTANBUL
Telefon : (212) 530 63 51
Faks
: (212) 530 67 59
E: [email protected]
posta
SOLİGA & SOLİGA TRAVEL
: MİLLET CAD. KARAGÜL İŞ MERKEZİ NO:86 KAT:6/265
Adres
FINDIKZADE FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 5333090
Faks
: (212) 5333101
Eposta
: [email protected]
: www.soligatravel.com
Web
SOPHORA TURİZM
: ALEMDAR MAH., İNCİLİ ÇAVUŞ SOK. NO:15 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 5225501
Faks
: (212) 5225502
E: www.turkeytouragency.com
posta
STATE TOUR AND TRAVEL AGENCY
: M. KEMAL PAŞA CAD. DENİZ SARAY APT. NO:49 K:2 D:5
Adres
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 4582626
Faks
: (212) 4586969
E: [email protected]
posta
STT İSTANBUL TRAVEL (01. FATİH ŞB.)
: MİLLET CAD. NO:153 ÇAPA FATİH İSTANBUL
Adres
274
Telefon
: (212) 585 11 41
: (212) 585 11 41
Faks
SUAT TUR TURİZM
: GURABA HÜSEYİNAĞA MAH. İMAM MURAT SOK. NO: 7
Adres
AKSARAY İSTANBUL
Telefon : (212) 532 48 14
Faks
: (212) 521 74 39
E: [email protected]
posta
SUBAY TURİZM
: MÜFTÜ ALİ MAH. HALİÇ CAD. NO:46/A FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 534 92 49
: (212) 621 02 52
Faks
SURRE TURİZM
: KİRMASTİ MAH. KIZTAŞI CAD. NO:45/A FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 531 05 55
Faks
: (212) 531 05 44
E-posta : [email protected]
ŞEHREMİNİ TRAVEL AGENCY
: ŞEHREMİNİ MAH., MEVLANAKAPI CAD. NO:139/A FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 587 10 04
Faks
: (212) 589 09 57
Eposta
: [email protected]
: www.investturizm.com
Web
ŞENGÜLER TURİZM
: ALEMDAR MAH., İNCİLİ ÇAVUŞ SOKAK, NO:37, K:3,
Adres
EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 511 75 56
: (212) 520 77 43
Faks
ŞURA TURİZM
: KIRMASTI MAH. NALBANT DEMİR SOK. NO:2-2 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 670 29 08
275
: (212) 670 29 10
Faks
T.P.T TRAVEL
: HOCAPAŞA MAH. MEHMET MURAT SOK. NO: 8/9, FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 5278361
Faks
: (212) 5149976
E: [email protected]
posta
TANCAN TURİZM
: FEVZİ PAŞA CAD., NO:62, K:3, FATİH İSTANBUL
Adres
Telefon
: (212) 521 8022
Faks
: (212) 521 80 36
E-posta : [email protected]
TANRIDAĞ TURİZM
: MOLLAFENARİ MAH., ÇARŞI KAPI CAD., NO:22/28,
Adres
BEYAZIT FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 526 09 91
: (212) 526 09 92
Faks
TAVAF TURİZM
: AKŞEMSETTİN MAH. AKDENİZ CAD. NO: 48/1, NUR APT.
Adres
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 5242425
: (212) 5242427
Faks
TEKHAN TURİZM
: HOCAPAŞA MAH. MURADİYE CAD. SAF HAN NO:49/2
Adres
EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 522 66 66
Faks
: (212) 522 71 86
Eposta
: [email protected]
: www.tekhantur.com
Web
TENEDOS TURİZM
Adres : KÜÇÜKAYASOFYA CAD. NO: 22, EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 517 87 06
: (212) 517 87 05
Faks
TETRA TURİZM
Adres : M.KEMAL PAŞA CAD., TİNTAŞ İŞHANI, NO:52/8-9
276
EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 458 77 08
Faks
: (212) 458 73 98
E: [email protected]
posta
THE LAND OF CIVILIZATIONS TRAVEL
: BİNBİRDİREK MAH. KLODFARER CAD. NO: 3/50,
Adres
SULTANAHMET FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 5163345
Faks
: (212) 5163344
E: [email protected]
posta
TİMEKS TURİZM
: SULTANAHMET MAH. OĞUL SOK. NO:14,
Adres
SULTANAHMET EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 458 42 63
Faks
: (212) 458 42 65
Eposta
: [email protected]
: www.timekstour.com.tr
Web
TİMUR TURİZM
: MESİHPAŞA MAH., AKSARAY CAD. CEYLAN
Adres
DURSUNLAR İŞHANI, NO:10, K: 5 EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 512 89 18
Faks
: (212) 512 91 94
Eposta
: [email protected]
: www.timtur.com
Web
TOPAZ TURİZM
: ÖMER AVNİ MAH. İNEBOLU SOK. NO: 31/12, SETÜSTÜ
Adres
KABATAŞ İSTANBUL
Telefon : (212) 249 45 47
Faks
: (212) 252 92 34
E: [email protected]
posta
TOPRAK TURİZM
Adres : KOCADEDE MAH. FEVZİPAŞA CAD. NO:92 K:2 FATİH
277
İSTANBUL
Telefon : (212) 534 91 91
Faks
: (212) 531 91 89
Eposta
: [email protected]
: www.toprakturizm.com
Web
TOTEM TURİZM
: KALKAVAN SHOPPİNG CENTER, MESİH PAŞA CAD, NO:
Adres
36, K: 4/401 LALELİ İSTANBUL
Telefon : (212) 516 09 00
Faks
: (212) 638 57 26
E: [email protected]
posta
TOYÇA TURİZM
: CANKURTARAN MAH.,YENİ AKBIYIK CAD.,NO:13
Adres
SULTANAHMET İSTANBUL
Telefon : (212) 516 89 07
Faks
: (212) 518 38 94
E: [email protected]
posta
TRAVEL PLANNERS TURİZM
: FEVZİPAŞA CAD. FEYZULLAH EFENDİ SOK. NO:6 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 513 42 80
: (212) 513 42 85
Faks
TRAVEL TALK TURİZM
: HUDAVENDİGAR CAD., NO:6, K:2, SİRKECİ EMİNÖNÜ
Adres
İstanbul EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 522 54 74
Faks
: (212) 512 15 53
E: [email protected]
posta
TRAVEL TERMİNAL TURİZM
: İNEBEY MAH.MUSTAFA KEMAL PAŞA CAD. ÜLKÜHAN
Adres
39. KAT:2/3 AKSARAY FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 587 22 22
Faks
: (212) 587 21 21
278
Eposta
: [email protected]
: www.travelterminal.net
Web
TREK TURİZM (17. Sultanahmet/İstanbul Şb.)
: ALEMDAR MAH, DİVANYOLU CAD., NO:22, K:1
Adres
SULTANAHMET İSTANBUL
Telefon : (212) 528 58 04
: (212) 512 07 66
Faks
TRUE BLUE SEYAHAT
: ALEMDAR MAH., YEREBATAN CAD., NO:45/A, EMİNÖNÜ
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 528 75 61
Faks
: (212) 528 75 63
Eposta
: [email protected]
: www.truebluetour.com
Web
TUR 34 TURİZM
: VEZNECİLER MAH. BÜYÜK REŞİTPAŞA CAD. NO:8
Adres
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 514 53 60
Faks
: (212) 528 24 33
Eposta
: [email protected]
: www.tur-34.com
Web
TURFANTASTİK TURİZM
: KEÇİHATUN MAH. MİLLET CAD. İNAN İŞHANI NO:5,
Adres
D:610 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 589 33 25
Faks
: (212) 586 32 56
E: [email protected]
posta
TURGUT TURİZM
: DİVANYOLU IŞIK SOK., NO: 4, SULTANAHMET
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 517 99 06
Faks
: (212) 638 68 57
E-posta : [email protected]
279
TURKLAND TRAVEL AGENCY
: CANKURTARAN MAH., SEYİT HASAN SOK., NO:11
Adres
EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 458 09 80
Faks
: (212) 458 09 82
Eposta
: [email protected]
: www.turklandtravel.com
Web
TURMEK TURİZM (3.EMİNÖNÜ ŞB.)
: KEMALPAŞA MAH., ATATÜRK BULVARI, NO:110/A,
Adres
AKSARAY EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 528 86 86
Faks
: (212) 310 24 21
E: [email protected]
posta
TURŞEN TURİZM
: AKSARAY CAD. NO: 1/3, DOĞAN HAN LALELİ
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 518 69 24
Faks
: (212) 518 67 66
E-posta : [email protected]
TWI GO TURİZM
: KOCADEDE MAH. KARADUT SOK. NO:5 D:1 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 621 17 91
: (212) 532 78 03
Faks
U CAN TRAVEL
: HOCAPAŞA MAH. HÜDAVENDİGAR CAD. NO: 7/E, FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 5141560
Faks
: (212) 5141562
Eposta
: [email protected]
: www.paranturkeytravel.com
Web
UKRAY TURİZM
: TÜLBENTÇİ HÜSAMETTİN MAH., MERMERCİLER CAD.,
Adres NO:13/15, K:1, YENİKAPI EMİNÖNÜ İstanbul EMİNÖNÜ
İSTANBUL
280
Telefon : (212) 516 73 37
: (212) 516 73 37
Faks
UMRE TURİZM
: AKITALI MAH. YAVUZ SELIM CAD. MÜSTAKIMZADE
Adres
SOKAK NO:33/2 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 531 88 89
Faks
: (212) 531 78 58
Eposta
: [email protected]
: www.umrepostallihotmail.com
Web
UNİQUE TURİZM
: MESİHPAŞA MAH., SAİT EFENDİ SOK., NO:1/1, K:5, D:125
Adres
EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 517 89 19
: (212) 517 89 22
Faks
UZAY TURİZM
: MESİHPAŞA MAH. AKSARAY CAD. ÖMÜR İŞHANI ODA
Adres
NO:401-402 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 527 75 64
Faks
: (212) 527 76 48
Eposta
: [email protected]
: www.uzayturizm.com.tr
Web
UZMAN TURİZM (FATİH şb.)
: HASAN HALİFE MAH. AKDENİZ CAD. PINAR APT. NO:21
Adres
K:2 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 491 17 17
Faks
: (212) 491 17 19
Eposta
: [email protected]
: www.uzmanturizm.com
Web
VACATION TURİZM
: HASAN HALİFE MAH., FEVZİPAŞA CAD., NO:11, D:20
Adres
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 521 37 37
: (212) 521 29 68
Faks
VEDA TURİZM (ÇORUM ŞB.)
281
Adres
: FEVZİPAŞA CAD., VEDİA İŞ HANI, NO:88, K:4, FATİH
İSTANBUL
E: coı[email protected]
posta
VENİ VİDİ TRAVEL
: DİVANYOLU CAD., IŞIK SOK., ALİ FAİK İŞHANI, NO:2/6,
Adres
K:1, SULTANAHMET İSTANBUL
Telefon : (212) 458 97 77
Faks
: (212) 458 97 98
Eposta
: [email protected]
: www.venividitravel.com
Web
VEZİR TURİZM
: LALELİ, KEMALPAŞA MAH., ORDU CADDESİ, SELİM
Adres
PAŞA SOKAK, NO:7 EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 520 34 64
Faks
: (212) 514 61 43
E: [email protected]
posta
VOLARE TURİZM
: ALEMDAR MAH., DİVANYOLU CAD., NO:80/A,
Adres
SULTANAHMET İSTANBUL
Telefon : (212) 520 70 82
Faks
: (212) 511 49 53
Eposta
: [email protected]
: www.volaretour.com
Web
VOYAGE KEREBAN SEYAHAT
: ALEMDAR MAH., BABIALİ CAD., ÇATALÇEŞME SOKAK,
Adres
NO:7/10, EMİRHAN FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 272 61 06
Faks
: (212) 272 61 07
Eposta
: [email protected]
: www.kerdeban-tours.com
Web
WALKABOUT TURİZM
: ALEMDAR MAH., ALEMDAR CAD., ZEMİN KAT NO:3
Adres
SULTANAHMET İSTANBUL
282
Telefon : (212) 528 98 10
: (212) 528 98 41
Faks
WHY NOT TRAVEL
: HOCAPAŞA MAH. SAFFETTİPAŞA SOK. NO:4 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 527 85 50
: (212) 519 98 86
Faks
YARKENT TURİZM
: İNEBEY MAH., MUSTAFA KEMALPAŞA CAD. BULVAR
Adres
ÇARŞISI NO:37/7 EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 517 82 73
: (212) 517 82 75
Faks
YENİ HAYAT TURİZM
: MACAR KARDEŞLER CAD., NO:32, K:1, D:1 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 5321617
Faks
: (212) 5323336
E: [email protected]
posta
YEŞİL MAVİ TURİZM
: ORDU CAD., SELİMPAŞA SOK., NO:30, D:37/A, LALELİ
Adres
EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 517 95 48
Faks
: (212) 458 23 96
Eposta
: [email protected]
: www.yesilmavi.net
Web
YÜZYIL TURİZM
: İNEBEY MH.MUSTAFA KEMAL PAŞA BLV., İNKİLAP
Adres
CD.ŞENKAYA İŞH., NO:2, K:1 FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 530 45 01
Faks
: (212) 530 45 84
Eposta
: [email protected]
: www.yuzyilturizm.com.tr
Web
ZAMAN TURİZM
: AKDENİZ CAD., NO:2 FATİH İSTANBUL
Adres
283
Telefon
: (212) 521 44 29
: (212) 621 90 19
Faks
ZAMBAK TUR
: HÜSAMBEY MH., MACAR KARDEŞLER CAD.,
Adres
SIRIMCILAR SOK., NO:15, K:1, FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 533 72 72
Faks
: (212) 533 33 03
Eposta
: [email protected]
: www.zambaktur.com
Web
ZEMZEMTUR TURİZM
: HIRKAİ ŞERİF MH. FEVZİPAŞA CAD., NO:153/11 FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 631 33 37
: (212) 532 86 45
Faks
ZENITH TURİZM
: BALABANAĞA MAH. ORDU CAD. ASLAN HAN. NO: 206,
Adres
KAT:1 D: 2-3-4 EMİNÖNÜ İSTANBUL
Telefon : (212) 512 42 31
Faks
: (212) 512 42 34
E: [email protected]
posta
ZİSİNO TRAVEL (FATİH ŞB.)
: İNEBEY MAH., MUSTAFA KEMAL PAŞA CAD., NO:29/A,
Adres
FATİH İSTANBUL
Telefon : (212) 529 56 12
Faks
: (212) 587 91 17
E: [email protected]
posta
ZÜLAL TURİZM
: FEVZİPAŞA CAD., NO:77, K:2, FATİH İstanbul FATİH
Adres
İSTANBUL
Telefon : (212) 521 19 43
Faks
: (212) 521 19 50
Eposta
: [email protected]
284

Benzer belgeler