Country Life

Transkript

Country Life
Mart
Sayı 59 Fiyat 5 TL
Aşk
mevsiminde
Oleg Cassini imzası
Sahipsiz
hayvanlar
yalnız değil
Göktürk Fidanlığı
Nisan ayında halka açılıyor
TARİHİ DEĞİŞTİREN KAZI
Barbaros’un memleketi
MOLİVOS
Ne olacak Bu Doların Hali?
AYŞE MİNE İLE MÜZİK TERAPİ
BAHAR FISILTISIYLA GELİRKEN
Toprak kış uykusundan uyanıyor. Şimdiden duyumsadığımız ses, koku ve
renkleriyle cıvıl cıvıl bir bahar kapımızı çalıyor.
Serçelerin bir başka cıvıldadığı ağaçların çiçeğe durduğu ılık bahar günlerine
sayılı günler kaldı. Doğa kışın bağrında sakladığı tüm güzellikleri bize
sunmanın telaşında. Yorucu telaşlı günler artık geride kalacak ve yerini hevesle
beklediğimiz sıcak dostlukların demleneceği yaz günlerine bırakacak. Havaların
ısınmasıyla yaz düğünleri başlar. En Özel anların telaşına düşeriz. Aşk
mevsiminde her genç kızın hayal edeceği Oleg Cassini imzası taşıyan rüya
gelinlikler bu ay dergimizin kapak misafiri….
GÖKTÜRK NEFES ALACAK
Bölgemizde özlemle beklenen ve geç kalınan projeler bir bir hayata geçmeye
başladı. Kemerburgaz Semt Polikliniği açılış için gün sayıyor. Poliklinik 7 gün
24 saat hizmet verecek. Ve bir diğeri hakkında çeşitli spekülasyonların yapıldığı
Göktürk Fidanlığı. .. Göktürk Sağlık Parkuru kafe, çocuk parkı, kaykay pisti ve
3 km yürüyüş ve bisiklet yoluyla çok yakında hayata geçiyor. Ayrıca Belediye
Başkanı Remzi Aydın proje kapsamında büyük bir kampanya müjdesi verdi.
Dergimize konuşan Başkan Aydın dileyen herkesin bu projede katkısı olacağını
söyledi, detaylar ilerleyen sayfa aralarında…
Sokak hayvanları için ise Eyüp Belediyesi özel bakım noktaları oluşturdu.
Minik dostlarımız için acil müdahalelerin yapılacağı ambülanslar da yolda…
Ve Göktürk’te korolu günler başladı. Sanat Türk müziğinin duayenlerinden Ayşe
Mine Göktürk’te koro çalışmalarına başladı. Belediyenin ücretsiz olarak
düzenlediği “ Ayşe Mine ile şan dersleri” Göktürk kültür merkezinde yoğun ilgi
görüyor.
İnsanlık tarihinde yeni sayfalar açan Göbeklitepe Adnan Erdoğan’ın kaleminde
sayfa aralarında göz atmanı için sizleri bekliyor. Dergimizin söyleşi ayağında
Matematik Öğretmeni ve Eğitim Koçu Ali Şarkışla ile buluştuk. Sevimli kedisi
Bihter ile bizi Göktürk’teki evinde ağırlayan Ali Hoca ile eğitim üzerine verdik
veriştirdik.
Brbaros’un memleketini merak eden gezginci ruhlar buyurun seyahat
sayfalarımızda gezinmeye. Veee Kekevi’nin nefis tarifleri… Okuyucularımız bu
sayfalara öyle özen gösteriyorlar ki mutfaktaki panolarında baş tacı ediyor. Siz
de tutan tarifleri denemeye ne dersiniz?
Yine her ay olduğu gibi Göktürk ve şehirden sanat haberlerimizle dopdolu bir
ayı geride bırakıyoruz. Nevruz’un her eve bolluk, bereket ve neşe getirmesi
dileğiyle…
Sevgide kalın
Birsen Çelik
AYLIK AKTÜEL MAGAZİN ve HABER DERGİSİ
16 MEVSİMİ GELDİ!
Masallardan ilham alan büyüleyici gelinlikler
32 MİNİK DOSTLARIMIZ
Sokak Hayvanları Göktürk’te yalnız Değil
36 FİDANLIK
Göktürk Fidanlığı Nisan ayında halka açılıyor
44 VUSLAT
Eyüp’ten Mevlana’ya günü birlik ziyaret
46 SPOR
içindekiler
Türkiye’nin ilk ve tek online antrenman sitesi
50 ARKEOLOJİ
Tarihi değiştiren kazı: Göbeklitepe
55 PEYZAJ
Bahçelerde bahar hazırlığı
62 TEMA
Eyüp İlçe Gönüllü Sorumlusu Emre Narin’le söyleşi
76 KEKEVİ
Leopar desenli kurabiye
80 KENT HABER
Hastane otoparklarını İSPARK yönetecek
92 GEZİ
SADE, SICAK VE GÜZEL MOLİVOS
04
! "# $
)*
+!!
+
,
- . ///
'01 ,-%2 '+3 42-5-% '6763$
%!#! &
!
" # '!#! !(!
!" #$%&'(
AYLIK AKTÜEL MAGAZİN ve HABER DERGİSİ
İmtiyaz Sahibi
A.Faruki ÇELİK
[email protected]
Yazı İşleri Müdürü
Birsen ÇELIK
[email protected]
Tasarım & Uygulama
Kalem AD
www.kalemad.com
Katkıda Bulunanlar
A.Fatih ÇELİK
Serdar KOZANOĞLU
Emine Uçak Erdoğan
Adnan Erdoğan
Alev ŞAHIN
Meltem ACET
Bahaeddin ÇELİK
Sadi TUNÇ SÖZEN
Muhammed ÖKSÜZOĞLU
Süreyya ACAR
Ali ŞARKIŞLA
Fatma TAŞ
Basım
Umur Basım
Esenkent Mahallesi Dudullu Organize Sanayi Bölgesi
2.Cadde No:5 P.K. 34776
Ümraniye İstanbul - TÜRKIYE
Telefon: +90 216 645 62 00
Tiraj
5000
Yönetim Yeri
Mimar Sinan Mah. Dereboyu Sok. No: 2
Kemerburgaz- Eyüp/İstanbul
Tel: 0212 322 70 22 – GSM: 0505 319 57 20
Reklam rezervasyon
0212 322 70 22
Aylık Süreli Yayın
06
Dergide yayınlanan yazıların,
fotoğrafların her hakkı saklıdır.
Kaynak gösterilerek dahi izinsiz alıntı
yapılamaz yayınlanamaz.
Bu dergi basın meslek ilkelerine
uymayı taahhüt eder. Yayınlanan ilanların
sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.
Countrylife Tr
countrylifedergi
www.countrylife.com.tr
[email protected]
countryLifeTR
Meatinn the
Steakhouse
“when life calls for steak & burger”
Meatinn The Steakhouse, Göktürk’te
dostlarla keyifli vakit geçirebileceğiniz butik bir
mekan olarak hizmete girdi. Çarşı sakinlerinin Nevizade’nin Göktürk’teki yansıması
olduğunu ve benzer bir sinerjiyi hissettirdiğini
düşündükleri için kimi zaman “Neozade”
dedikleri Neo Çarşı’da konumlanan
mekanda, dilerseniz kendi seçtiğiniz dry age
etinizi, sevdiğiniz derecede hazırlatabiliyorsunuz. Özellikle çocukların favorisi olan
burgerler titizlikle hazırlanırken, pişerken
besleyici değerlerinin korunmasına özen gösteriliyor. Sirkeli suda bekletilen mis gibi taze
maskolinlerden salatalar ise avakodo, körpe
enginar, tulum peyniri alternatifleri ile ve nar
ekşisi sos eşliğinde servis ediliyor. Maple
syrup ile servis edilen ananas tatlısı tam bir
sanat eseri görünümünde Kendinizi evinizde
hissetmeniz için her detay özenle düşünülmüş
ve sıcak bir atmosfer yakalanmış.
İletişim +90 212 322 6328 / meat
Çiçeğe dair,
Göktürk'te
artık yeni bir
adresiniz var;
FiLoLi
08
FiLoLi, sıradışı renk ve formlardaki özgün
çiçek tasarımlarını hem kişisel alanlarınıza
hem de çeşitli davet ve organizasyonlarınıza taşıyor. FiLoLi, workshopları ile de
çiçek tasarlamanın püf noktalarını,
atölyesinin sıcak ortamında misafirleri ile
paylaşıyor.
İletişim: Hülya Furundaoturan, Çeşmebaşı cd.
Çimen sk. No:6 Göktürk / Eyüp / İstanbul
0 530 411 3636 / 0 212 322 2208
www.filolifloraldesign.com
Her gün değişen menümüz ile
Türk mutfağından alternatifler, kahvaltılar,
5 çayı ve mezelerle süslenmiş akşam yemekleri,
Catering ve davet organizasyonları ile hizmetinizdeyiz.
Arcadium Life 2 No.18 (İç bahçe)
Tel: 0212 322 80 41
Dermamed’de
Bahar’a özel
Güler yüzlü hizmeti ilke edinen
DERMAMED, sağlıklı güzellik ve bakım
konusunda Göktürk’te güvenilir adreslerden olmaya devam ediyor. DERMAMED,
Mart ayı boyunca tüm kadınlara 100 TL
indirim fırsatı sunuyor. Kampanya en az
200 TL’lik hizmet alımında uygulanmaktadır.
Doktor uygulamaları kapsam dışındadır.
İletişim: İstanbul Cad. Başaran Plaza. No:6
Kat:5/A Göktürk -İstanbul
Telefon : 0212 322 57 37
Etiler Sera’da
workshoplar
Etiler Sera, yetişkin ve çocuklara özel workshoplar düzenliyor. Keyifli bir hafta sonu
geçirmek isterseniz size önereceğimiz adres
tarihi Sukemerlerinin yanıbaşındaki Etiler
Sera olacak. Fidanlıkta Terrarium yani
fanus içindeki mini bahçelerle hayalinizdeki
bahçeleri oluşturabilir keyifli saatler geçirebilirsiniz. Etiler Sera Botanik 2001 yılında
iç mekan ve dış mekan bitkiler, ahşap ve
toprak saksı, bahçe aksesuarları, gübre
vitamin ve toprak satışı ile peyzaj projelendirme, otomatik sulama sistemi ve bahçe
bakımı yapmak amacıyla kuruldu.
İletişim: Mithatpaşa Mahallesi Selanik Bulvarı
No: 1 Kemerburgaz- Eyüp /İstanbul
www.etilersera.com Tel: 0 212 360 00 21
Doğadan gelen sağlık ve güzellik
10
Sağlığınızın adresi Salkım Söğüt bir aktardan fazlasını size sunuyor. Doğa’nın kucağından sofralarınıza şifa kaynağı sunan
aktarınızda zengin bitki çayları yanında
%100 bitki ekstraları, organik kozmetik, organik aromatik yağlar, şifalı bitki ve baharat
özel karışım yağlar ve sertifikalı ürünler
keşfinizi bekliyor. Kıştan Bahara geçerken
fazla kilolarınızdan arınacağınız özel Detoks
elma sirkesiyle güne zinde başlayın. Bir bardak suya 1 çorba kaşığı sirke, 1 çay kaşığı
bal ve birkaç damla limon katın. Bu sihirli
karışım sizi gün boyu daha dinamik yapar.
Sihirli başka reçeteler için.
İletişim: Kemerlife Çarşı No: 26/226
Göktürk-Eyüp/İstanbul Tel: 0212 322 03 37
Leaders Hill;
Hayalin Geleceğin Olsun
4 Nisan 2015 Lise öğrencilerine özel workshop… Mesleğine karar vermek için gerekli
beceriler neler? Hayatında ve kariyerinde
başarılı olanlar bunu nasıl yaptı? Aile ve genç
için çizilecek ROAD MAP ne olmalı?
Bu programda: Tutkunuzun ne olduğunu
keşfedecek,Size özel değerlendirme ile güçlü
ve zayıf yönlerinizi farkedeceksiniz, Ivy League
üniversitelerine daha önce nasıl girildiğine dair
yardımcı olacak ipuçları alacaksınız, Başarılı
olmak için gereken "Hayat Becerileri" nelerdir?,
Liderlik, Azim, Problem Çözme Becerileri,
Gerektiğinde 'Hayır' demenin önemini örneklerle anlayacaksınız. Program takip eden
haftalarda aileler ile detaylı bir görüşme yapılacaktır. Bu görüşmede genç için Akademik
olarak bir ROAD MAP çizilecektir.
Kayıt ve bilgi için : [email protected]
Tel: 0212 322 15 30 / 0532 287 61 07
Lokanta18
Arcadium Life iç bahçede hizmete giren Lokanta18 Türk
mutfağından eşsiz lezzetleriyle misafirlerini ağırlıyor. İç mekan
dekoruyla keyifli saatler geçireceğiniz Lokanta 18 hijyen, lezzet
ve zengin menü çeşitliliği ile damak düşkünlerinin yeni uğrak
noktası olmaya aday. Yeni mekan her gün değişen menüsü
ile Türk mutfağından alternatifler, kahvaltılar, 5 çayı alternatifleri
ve mezelerle süslenmiş akşam yemekleri, Catering ve davet
organizasyonları ile hizmetinizde.
İletişim: Arcadium Life 2 No.18 (İç bahce) 0212 322 80 41
Pasta Evim Torte açıldı
12
Göktürk’te yeni açılan Pasta Evim TORTE
birçok dilde ve özellikle Arnavutça’da
PASTA demek. Göktürk’te Gökmahal’de
tasarımlarıyla göz dolduran leziz pastaların,
el yapımı ev ekmeği ve açma böreklerin,
tamamen özel malzemelerle üretilmiş
sıradışı tatlıların ve Ödemiş’ten gelen
organik ürünlerle hazırlanmış kahvaltıların
buluştuğu yepyeni bir Pasta Evi
TORTE TORTE. Cupcake’ler de TORTE’nin
vitrininde önemli bir yer tutuyor. Mekan,
Doğumgünleri, BabyShower, Diş Buğdayı
ve çocuklarınızın çeşitli partilerinde Pasta,
Kurabiye, Cupcake ve Börekler dahil her
türlü hazırlığı yaparak bu özel günlerinizin
konseptine uygun süslemeleri de gerçekleştiriyor.
İletişim: İstanbul Cad. Göktürk Merkez Mah.
Gökmahal No: 28/10 Göktürk 0850 644 54 98
www.torte.com.tr
Göktürk’te
yeni bir renk;
Anki Home
Anki Home, kendi tarzı ile ev dekorasyonu,
kişiye özel mimari çalışmaları ve tasarımları
ile Göktürk ve Kemerburgaz’da yaşayanlara yeni bir adres. Mağazada 150 – 200
yıllık ahşaplarla yapılan mobilyalar zemin ve
duvar kaplamaları 1. Sınıf işçilikle sunuluyor.
Firmanın yıllardır Fransa’ ya ihraç ettiği el
boyaması ipekli İkatlar, Kadife İkat ve Patch
ler ve tamamen el işlemesi Suzani yastıklar
değişik renk ve boyutları ile evlerinize sıcak
bir renk katacak. Eski ve yeni el işi bakırlar,
rengarenk emaye ürünleri, geçmişi bugüne
modernize edilmiş şekilde sunuluyor.
Kapılar, Sandıklar ve farklı objelerle
çeşitlendirilmiş Antika ürünler evlerinizde
geçmişten bu güne bir dokunuş hissi verecek. Anki Home bölgeye yakışan kalitede
ve uygun fiyatlı hizmetleriyle sizleri bekliyor.
Adres: İstanbul cd. 2. Gümüş sk. G1 Konutları
No:4/C Göktürk
Tel : 0 212 322 33 34
Eğlenceli, Öğretici,
Besleyici
14
Westside Göktürk – Çocuklar için özel ‘kendi
Pizzanı kendin yap’ aktiviteli Yaşgünleri ile 2015
de hizmetinizde. Westside Göktürk, butik
yaşgünü hizmetleri ile uzun zamandır Göktürklülerin hizmetinde. Şimdi bunu bir adım ileriye
götürerek hem eğlenceli hem de öğretici bir
faaliyet ile ‘kendi Pizzanı kendin yap’ aktivitesi
ile birleştirerek çocukların taze hazırlanmış
malzemeler ve pizza hamuru ile kendi pizzalarını hazırlamalarını ve hazırladıkları pizzaları
pişirerek yine kendilerinin tadına varmalarına
olanak sağlıyoruz. Böylece miniklerimiz
Ahçılığa da ilk adımlarını aymış oluyorlar.
Anne ve Babalar bu faaliyete katılabildikleri gibi
Westside’ın menüsünden seçtikleri farklı
lezzetleri de deneyebiliyorlar. Daha fazla bilgi ve
yaşgünü planlamanız için bizi arayın.
Adres: İstanbul Caddesi, Telekom Sokak
Arcadium Çarşısı No:3/7 Göktürk
Tel : 0545 - EAT – WEST 0545 - 328 - 9378
Aşk mevsiminde Oleg Cassini imzası
Masallardan ilham alan
büyüleyici gelinlikler
Oleg Cassini’nin gelinlik koleksiyonu masallardan ilham alıyor ve gelinlere büyüleyici
bir dünya vadediyor. 3 boyutlu çiçekler,
boncuk ve payetlerle işli görkemli modeller,
dantelin ikinci bir ten olarak kullanıldığı, tül
dekoltelerle süslü dar kesim gelinlikler, prenseslere yaraşır A kesim tül modeller ve tüm
16
bunları tamamlayan farklı duvak ve aksesuar
seçenekleri Oleg Cassini’de bulabileceğiniz
göz alıcı tasarımlar arasında yer alıyor. Oleg
Cassini, yaşamınızın en mutlu gününde
mükemmel görünmeniz için her zevke hitap
eden yüzlerce gelinlik seçeneği sunuyor.
Rüya gibi gelinlere,
rüya gibi pırlantalar
Atasay koleksiyonlarında…
EN ÖZEL ANLARIN, EN IŞILTILI ŞAHİDİ;
ATASAY…
En özel gününüzde nasıl görünmek istersiniz? O en özel ve heyecanlı günde her
kadının hayali rüya gibi bir gelin olmaktır.
Çiçekler, ışıklar, müzikler ile adeta bir peri
masalına dönüşen düğün gününüzde,
kusursuz görüntünüzün başrolü Atasay’ın
birbirinden ışıltılı pırlanta tasarımlarıyla kendinizi çok özel ve değerli hissedeceksiniz.
17
EŞSİZ BİR SAHİL DÜĞÜNÜ İÇİN...
‘PALMALIFE BODRUM RESORT & SPA’
Bodrum Yalıkavak Gökçebel mevkiinde yeşil
ve mavinin kesiştiği benzersiz doğa manzarası ile en üst seviyede sunulan konfor ve
kaliteli hizmetleri bir arada bulabileceğiniz
Palmalife Bodrum Resort & Spa; sadece
yeni evlenecek çiftler için değil, aynı zamanda misafirleri için de eşsiz bir adres..
Palmalife Bodrum Resort & Spa; muhteşem
doğası, engin deniz manzarası, tropik
ağaçları, sahile inen yamaçta göz alıcı bitki
örtüsü, beyaz kumdan uzun sahili ve tüm
bu güzellikleri görebilecek şekilde düğün
davetleri de düşünülerek konumlandırılmış
18
deck alanları ile çiftler için hayatlarının bu en
özel gününü benzersiz kılıyor.
Bodrum Resort & Spa’da ömür boyu
hatıralarda kalacak kusursuz bir düğün
için otelin alternatif paketlerine göz
atmanızda fayda var.
Her mevsim ılık bir esintinin eşlik ettiği eşsiz
bir doğaya sahip olan Palmalife Bodrum
Resort & Spa; bölgeyle uyumlu mimarisi,
konaklama ve sunulan hizmetlerde
sağlanan maksimum düzeydeki lüks ve
konfor arayışı ile kusursuz bir düğün daveti
için çiftlerin ihtiyacı olabilecek her türlü
ihtiyaca yanıt veriyor.
Palmalife Bodrum Resort & Spa’da
yıldönümleri geçirmek isteyen çiftler de
unutulmadı. Bu özel mekanda yıldönümlerini kutlamak isteyen çiftlere konaklama
ve spa uygulamalarında % 20 indirim
olanağı sunuluyor.
Bodrum Yalıkavak’ın cennet köşesi
Gökçebel
mevkiindeki
Palmalife
Rezervasyon ve detaylı bilgi için:
T +90 252 396 60 50
"KÜÇÜK BİR
KIZKEN,
DÜĞÜNÜNÜZÜ
NASIL HAYAL
EDERDİNİZ?"
Four Seasons’da düğün yapmak isteyen
bütün gelinler bu soruya hazırlıklı gelmeliler
Four Seasons Hotels Istanbul, ister Boğaz
kıyısında ister Sultanahmet’in büyüleyici
atmosferinde sunduğu farklı mekan
alternatifleri ile düğünleri muhteşem
bir rüyaya dönüştürüyor.
Four Seasons Hotel Sultanahmet, balo
salonunda 200 kişilik düğünden; etkileyici
manzarası ile A’YA Lounge’da düğün öncesi
samimi bir kokteyl davetine kadar her türlü
organizasyon için şık alternatifler sunuyor.
Four Seasons Hotel Bosphorus, Panoramik
deniz manzarası, görkemli balo salonları ve
Düğün Bahçesi ile Four Seasons Hotel
Bosphorus’da her türlü düğün talebini
karşılayacak farklı tarzda ve kapasitelerde
salonlar ve dış mekanlar mevcut. Pek çok
göz kamaştıran davete ev sahipliği yapan
otelde, dışarıdan bakıldığında görülemeyen
ve büyüklüğü göz kamaştıran teras,
misafirler için tam bir sürpriz...
Four Seasons Hotel Bosphorus; Boğaz
kıyısındaki kusursuz düğün mekanları,
deneyimli İtalyan Şef Sebastiano Spriveri’nin
organizasyonun konsepti ve gelin ile
damadın tercihlerine göre şekillendirdiği
düğün menü seçenekleri, balayı için ayrılmış
özel suitleri ve İstanbul’un en gözde Spa
merkezi Spa & Hammam’da sunduğu kişiye
özel bakım paketleri ile bir gelinin hayal
edebileceği en doğru adres...
Detaylı bilgi ve menü örnekleri için:
0212 381 40 00, Ziyafet Satış
19
Merkez Mah. Köprübaşı Cad. No 7 Göktürk Eyüp 0212 227 64 25 0542 894 18 95
www.kidscountrypreschool.com [email protected]
ÇocuklarDm Instagram/Facebook/ Whats App ve Ben
“Dijital Dünyada Çocuklarımızı Korumak”
22
Commodore 64’te kafa ayarı yapmamış
olmakla birlikte 5,25 disketlerle Fortran
programlama dili öğrenen neslin bir parçası
olarak şu an elimdeki bu inanılmaz cihazlara
keyifle bakıyorum.
Daha da keyifle bakmak isterim ancak bir
anne olarak internetin, fotoğraf ve video
paylaşımlarının bu kadar yoğun olduğu
bir dönemde çocuklarımı korumak beni
düşündürüyor. BEĞEN LİKE
Çocuklarımızın neyi ne kadar paylaşmaları
gerektiği ve dijital dünya kuralları hakkında
bilgilendirilmesi gerekli.
Gece yatarken kızınıza/oğlunuza iyi geceler
dilediniz. Dış kapıları kilitlediniz. Belki de
alarmınızı da kurdunuz. Çocuklarınız
güvende… Ne yazık ki tüm dünyanın
kapıları sonuna kadar açık bir şekilde
çocuğunuzun elindeki tablet, PC veya cep
telefonunda. Çocuklarımıza yanlışları söylemezsek ancak deneyimleyerek öğrenecekler.
Bunun da tehlikesinin boyutunu bilmiyoruz.
Dikkatinizi bir konuya daha çekmek isterim.
Çocuklarımız e-mail, mesaj, whats app gibi
pek çok kanaldan zorbalığa uğruyorlar. Grup
içinde bir çocuğa birden fazla kişi zorba
yazılar yazıyor. Bunların bir kısmı küfür, bir
kısmı çocuğunuzun öz değerini düşürmeyi
garantileyen cümleler. Çocuklarınız bunlarla
ne kadar baş edebiliyor? Size bu konularda
gelip konuşabilmek için ne kadar yakın
hissediyor? Elindekini döktüğünde, odasını
toplamadığında, yeterince çalışmadığında
gereğinden fazla tepki vererek araya set çekmiş biz ebeveynler acaba çocuklarımızın
başı derde girdiğinde dertleşebilen
ebeveynler miyiz? Çocuklarımıza yapılan bu
baskılar, saldırılar üzülerek istenmeyen
sonuçlar doğuruyor. Sonuçları siz
anladınız…
İçimizi karartıp kötü örneklerden bahsetmeyeceğim. Teknoloji /internet hayatımızı
her alanda kolaylaştırıyor. (Bu arada Sosyal
Bilgiler 4. Sınıf müfredatıyla paralel gidiyorum galiba. Onlarda bu konuyu işliyorlar ☺)
Güzel ve daha güvenli bir ortam ve dünya
yaratmak hepimizin elinde. Önce kendi
çocuklarımızla başlayabiliriz. Hepimiz için
iki farklı anlaşma hazırladım. Lütfen bunu
ister fotokopi yapın ister bizden orijinali
isteyin ama alın ve imzalayın. Ve sonra
lütfen uygulayın.
Çocuğunuza anlatmanız gereken dijital
güvenlik maddelerinin büyük çoğunluğa
Çocuğunuz:
1. İsmimi, okulumu, telefonumu, adresimi,
kardeşlerimin isimlerini ve diğer kişisel
bilgilerimi paylaşmayacağım.
2. Başkasına ait email hesabına izinsiz
girmeyeceğim.
3. Instagram, Facebook gibi sosyal paylaşım
sitelerinde bana, aileme veya arkadaşlarımı
rahatsız edecek fotoğraflar, paylaşımlar
koymayacağım.
4. Arkadaşlarım hakkında hiçbir sosyal
paylaşım sitesinde aşağılayıcı kelimeler
kullanmayacağım.
5. Gerçek hayatta arkadaşımın yüzüne
söyleyemeyeceğim kelimeleri internet
ortamında da söylemeyeceğim.
6. Tanımadığım hiçbir kimseyle sosyal
paylaşım sitelerinde arkadaş olmayacağım.
Beni takip etmesine izin vermeyeceğim.
7. Sosyal paylaşım sitesinde hakkında yazan
bilgilerin bazen gerçek olmadığını aklıma
getireceğim. 10 yaşında kız çocuğum diyen
birinin aslında 40 yaşında bir erkek
olabildiğini aklıma getireceğim.
8. İnternette yazılan her bilginin doğru
olmadığını unutmayacağım.
9. Annemin, babamın yasakladığı sitelere
girmeyeceğim.
10. İnternet ortamında veya cep telefonumdan gelen mesajlarda beni rahatsız eden ne
olursa ailemle paylaşacağım. Paylaşmaya
utandığım bir şey olursa bir kâğıda yazarak
masaya bırakacağım. Onu da yapamazsan
ailemin onayladığı teyzem, amcam,
öğretmenim gibi bir yetişkine anlatacağım.
11. Bana kötü mesajlar gelir arkadaşlarım
kötü kelimeler yazdığında bunun benim
suçum olmadığını bileceğim, utanmayacağım ve bir büyüğüme ileteceğim.
Biliyorum ki bu tür olayları öğretmenime
veya aileme anlatmak İSPİYONLAMAK
değil KENDİMİ KORUMAKTIR.
12. Birileri beni “Sakın birine söyleme” diye
tehdit ederse bunu hemen ailemle paylaşacağım
13. İnternette kullandığım yazıların, resimlerin mutlaka kaynaklarını belirteceğim.
Anne / Baba Olarak:
1- Çocuğum benimle bir konu paylaştığında
yargılamadan suçlamadan “Sen de o sitelere
girmeseydin” demeden dinleyeceğim.
2- Çocuğumun her yardım talebinde
arkasında olacağım.
3- Çocuğuma dijital dünyayı yasaklamadan
öte doğru ve güvenli kullanımı konusunda
geliştireceğim.
4- Çocuğumla her gün en az 20 dakika göz
göze, diz dize elimde cep telefonu karşımda
televizyon olmadan ilgileneceğim. (Yasakları anlatmak, doğruları aktarmak, hayat
dersleri vermek için değil; sadece onunla
beraber vakit geçirebilmek için)
Çocuklarımız havuza girerken güvenlikleri
için havuzun etrafını düzenleyebiliriz,
cankurtaran yerleştirebiliriz. Daha birçok
önlem koyabiliriz. Tıpkı dijital dünyadaki
kısıtlamalarımız, düzenlemelerimiz gibi.
Ama önemli olan onlara nasıl yüzebileceklerini yani digital dünyayı nasıl güvenli
kullanabileceklerini öğretmektir. En iyi
yüzme öğretmeni de sizsiniz!
Sevgilerimle,
Işıl Tabağ
Leaders Hill Kurucusu
İstanbul Cad. Arcadium Life 2 Sitesi K: 2 D:
37 Göktürk Eyüp/İstanbul
[email protected]
www.leadershill.com
Tel: 0212 322 15 30
BU MART
LEZZETE ve
EĞLENCEYE
DOYACAKSINIZ
USLA/ Uluslararası Servis ve Lezzet
Akademisi Mart ayında lezzet dünyasının
gizemini sizler için aralıyor.
USLA, Osmanlı Saray Mutfağı’ndan, Asya
Mutfağı’na kadar dünya lezzetlerini mutfak
tutkunları ile buluşturmaya Mart ayında da
devam ediyor. Bu ay USLA’da çikolata
yapımından, makarna açmaya, Lübnan
mutfağında, değişik pişirme teknikleri ile
keyifli anlar geçirebileceğiniz birbirinden
farklı lezzetler sizleri bekliyor. Pazar
günlerinin de vazgeçilmez olan Pazardan
Mutfağa workshop’u ile şefle birlikte
pazardan alışverişinizi yapıp istediğiniz
yemeği yaratabileceğiniz ve muhteşem
sunumlar çıkarabileceğiniz dolu dolu bir
günde geçirebilirsiniz.
Arçelik’in son teknoloji mutfakları eşsiz
lezzetlerinize ev sahipliği yaparken,
USLA’nın profesyonel şefleri benzersiz
sunum teknikleri ile sofralarınızı renklendirmenin püf noktalarını sizlerle paylaşıyor.
Rezervasyon İçin: USLA | 0212 211 87 52
[email protected]
23
Baharın
Enerjisini
Duvarlarınızda
Hissedin
kibrID MATERIAL, Alman Extratapete
firmasının duvar kağıtları ve bordürleriyle
doğayı duvarlarınıza taşıyor. Grafik
desenler, dijital baskı ve fotoğraflar
kullanılarak hazırlanan modeller, bahar
aylarında iç mekanları kişiselleştirmenin
en renkli yolu…
Yaza
mükemmel bir
görünümle
girin
24
Havanın ısınıp, güneşin kendini gösterdiği
günlerde hızlı kilo verme ve daha fit
görünme isteği oluşur. Güneş insana
kendini iyi hissettirse de tartıda
gördüğümüz kilolar kendimizi mutsuz
etmeye yetiyor. Kilo vermeyi beceremiyorum, sıkı bir görünüme sahip olamıyorum
diyorsanız bu uygulamalar tam size göre!
Dr. Ayşegül Saltat Polikliniği doktor ve
diyetisyen gözetiminde, vücut şekillendirme, cilt sıkılaştırma, bölgesel incelme
ve sellüllit gidermede en gelişmiş çözümler sunuyor.
1965’TEN BERİ İYİ UYKULAR!
İDAŞ YATAKTIR, YATAK İDAŞ’TIR.
UFUK PERDE
DÖŞEMELİK KUMAŞ
JALUZİ
AHŞAP JALUZİ
AHŞAP STOR
DİKEY PERDE
FANTAZİ TÜL
KATLAMALI PERDE
UZAKTAN KUMANDALI
BAMBU MİNDERİ
KOLTUK KILIFI
BAZALAR
Merkez Mah. Camii Sok. No: 13/2 Göktürk İstanbul
Tel: 0212 322 60 30 - 0533 263 83 29
www.gokturkufukperde.com
HOME COLLECTION
Godiva 2015
Bahar Koleksiyonu
Godiva çikolata şefleri 2015 baharını renkli
tasarımlar içerisinde yer alan eşsiz Godiva
çikolatalarıyla müjdeliyor. Bahar aylarına özel
tasarlanan seri Paskalya döneminden ilham
alarak hem yetişkinlere hem de çocuklara
özel lezzetler sunuyor.
Oyuncu Mr. Bunny ile oluşturulan çocuk
serisi 15 adet sütlü madlen çikolata dolu
teneke kalem kutu içerisinde ya da yumurta
sepeti içerisinde sunuluyor. Mr. Bunny
pelüş oyuncak, küçük bir tavşan arkadaşı
verenkli paskalya çikolata yumurtalarının içine doldurabilmesi için çantasını da
beraberinde
getiriyor.
Yetişkinler için hazırlanan
seride ise renkli Paskalya
yumurtaları zarif tasarımlarla beğeniye sunuluyor.
Godiva’nın bahar dönemine
özel koleksiyonu tüm Godiva
mağazalarında çikolata severleri bekliyor.
ViscoAir ile
uyku ortamınızı
kişiselleştirin
Tarabya’nın
lezzet
bahçesi açıldı
26
Doğa içinde terapi gibi bir manzarası,
ünlü şef Yusuf Şahin'in ellerinden çıkan
muhteşem lezzetleriyle doğal yöresel
ürünlerin sunulduğu organik pazarıyla
Tarabya'nın yeni lezzet bahçesi Tarabya
Bahçe yenilenerek açıldı. Organik pazarı,
pastane bölümü ve yeni dekorasyonu ile
restoran bölümü bu yazın olmazsa olmaz
mekanları arasında yer alacak. Tarabya
Bahçe bu yazın favori mekanı olmaya
aday. Bilgi için:
Therapia Garden: (0212) 299 00 61 – 62
Sektörünün teknoloji öncüsü İşbir Yatak’ın
ViscoAir yataklarda kullandığı teknoloji
ile uyku ortamınızı kişiselleştirebilirsiniz.
Baş, bel ve bacak bölgelerinde
ayarlanabilir sertlik ve yumuşaklık sevileri
ile vücudunuza arzu ettiği konforu
ve rahatlığı sunabilirsiniz. Açık hücre
teknolojisiyle
üretilen
viskoelastik
malzeme, yatağa yattığınızda ısıya ve
basınca duyarlı olarak hareketlenir ve
hareketlenme yatak vücudunuzun şekline
ve yapısına göre ergonomik hale gelene
kadar sürer. Anti-mite, anti-mantar ve
anti-bakteriyel özellikli yıkanabilir kılıflıdır.
0 850 840 42 20
G
Şifalı bitki ve baharat
G
Organik aromatik yağlar
%100 bitki ekstraları
G
G
Organik kozmetik
aktar
İstanbul’un Yeni Çekim Merkezi
Vue Lounge & Bar Hyatt Regency İstanbul Ataköy OteliVue
Lounge & Bar, Türkiye’nin ilk orijinal
ceviche barıyla Güney Amerika sıcaklığını
İstanbul’a taşıyor. Türkiye’nin ilk orijinal
ceviche barıHyatt Regency İstanbul
Ataköy Oteli Vue Lounge & Bar’da. Mekan
panoramik Marmara Denizi manzarası,
özel yapım kokteylleri ve şık ambiyansıyla
Resort Town’da
yenilenin
28
Geçirdiğiniz yorucu kış döneminin yorgunluğunu yenilendiğiniz bir tatille sonlandırmak için Kastamonu Daday’ın büyülü
topraklarında bulunan İksir Resort Town,
yenilenmenin reçetesini sizlerle paylaşıyor.
Daday, sarı ve karaçam ormanlarıyla,
zengin orman bitkileriyle, mahsulünü
cömertçe sunduğu ekinleriyle, hayvan
çeşitliliğiyle dört mevsim doğanın en güzel
yüzünü göstermeye devam ediyor.
Oksijen deposu Ballıdağ’ın eteklerinde
kurulmuş İksir Resort Town, bölgede
bulunan oksijen oranının yüksek olması ile
birçok hastalığa da şifa oluyor.
kısa sürede İstanbul’un yeni çekim
merkezi haline geldi. Vue Lounge & Bar
Türkiye’nin ilk orjinal ceviche barıyla
misafirlerine Güney Amerika’nın renkli ve
sıcak atmosferini yaşatıyor.
Daha fazla bilgi için
http://istanbulatakoy.regency.hyatt.com
adresini ziyaret edebilirsiniz.
Canon, EOS ailesinin yeni üyeleri olan EOS
750D ve EOS 760D’yi tanıttı. Her iki model
de yeni 24.2 MP sensör ve Canon'un
DIGIC 6 görüntü işlemcisinin kullanılmasıyla
daha canlı renkler ve net odak sunuyor.
Eklenen profesyonel sınıf özellikleriyle EOS
750D ve EOS 760D amatör fotoğrafçıları
bir üst sınıfa taşıyacak!
CANON,
SİZİ BİR ÜST SINIFA TAŞIYACAK!
Ergonomik sapı ve Değişken Açılı LCD
ekranıyla makineyi her koşulda kolayca
kullanabilirsiniz. EOS 760D, kullanışlı bir
şekilde yerleştirilen makine kontrolleriyle
fotoğrafçıların
daha
dikkatli
ayar
yapmalarını sağlar.
Canon’un tutkulu fotoğrafçılara yönelik
EOS modellerinde genelde mevcut olan ve
ayarlar ile görüntülere çabucak erişilip
gözden geçirilmesini sağlayan bu kontroller
arasında arka Hızlı Kontrol Kadranı, üst
LCD panel ve Akıllı Vizör yer alıyor.
Paylaşmak çok kolay!
Çekimden sonra Wi-Fi ve NFC özelliklerinin
sunduğu kolaylık ve hızdan faydalanarak
çekimlerinizi hızla ve kolayca sevdiklerinizle
ve istediğiniz cihazlarla paylaşabilirsiniz...
29
Tchıbo’dan
keyifli kahvaltı
sofraları
Tchibo, 18 Mart Çarşamba günü tüm
Tchibo mağazalarında, Tchibo.com.tr’de
ve 444 28 26 numaralı telefonla sipariş
hattında satışa çıkacak yeni teması
“Keyifli Kahvaltılarda Buluşalım”la her
sofraya uygun ürünler sunuyor.
Prontotour’da
bahar paskalya
turlarıyla başlıyor
Klişelerin dışında tatil imkanları sunan
Prontotour, baharın müjdesini uygun tatil
fiyatlarıyla veriyor. Avrupa’nın en renkli
dönemlerinden olan Paskalya Bayramı
döneminde Prontotour seyahat severler
için inanılmaz tur fırsatları sunuyor. Baharın
yaklaştığı günlerde Avrupa’nın tarihi,
kültürel ve doğal güzelliklerini yaşamanın
fırsatı cazip tur fiyatlarıyla sizlerle
buluşuyor. Detaylı bilgi için:
www.prontotour.com - 444 91 92
Wolfgang
Puck’ın
restoranı
“Spago”
artık
İstanbul’da
30
Üst üste 21 sene boyunca Oscar ödül
törenlerinin resmi partilerini düzenleme
başarısı gösteren, iki Michelin yıldızlı
dünyaca ünlü şef Wolfgang Puck’ın
ikonik restoranı Spago, 9 Mart 2015,
Pazartesi günü St. Regis İstanbul’da
açıldı.
Gastronomi dünyasının öncülerinden biri
olarak lider konumunu koruyan; mutfak
sanatları, servis ve stil açısından trendleri
belirleyen Spago’nun Türkiye’deki ilk
restoranı Spago, ünlü şef Wolfgang
Puck’ın ‘çiftlikten masaya’ felsefesini
yansıtan menüsü ile şehre yepyeni bir
lezzet kültürü getiriyor.
ETİLER SERA İLE DÜŞSEL BAHÇELERİNİZİ OLUŞTURUN
Etiler Sera ve Botanik ithal yerli bitki flora çeşitliliği ile bahçenizin her türlü ihtiyaçlarına cevap veriyor.
Firma satış ve peyzaj uygulamalarının yanında Terrarium yani fanus içindeki mini bahçelerle hayalinizdeki bahçeleri
sizlere sunuyor. Fidanlıkta farkındalık yaratmak amacıyla toprakla birebir bütünleşmeyi hedefleyen workshop
çalışmaları ise yoğun ilgi görüyor. Hafta sonları yetişkinler ve minikler için gerçekleşen
workshoplar ile hayalinizdeki minik bahçeyi oluşturmanın keyfine varıyorsunuz.
Bize terrarium_garden instagram adresiyle ulaşın
UYGULAMALAR
İÇ MEKAN DIŞ MEKAN BİTKİLER
PEYZAJ
BAHÇE BAKIMI
AHŞAP VE TOPRAK SAKSI
BAHÇE AKSESUARLARI
GÜBRE VİTAMİN
TOPRAK SATIŞI
OTOMATİK SULAMA SİSTEMİ
İletişim: Mithatpaşa Mahallesi Selanik
Bulvarı No: 1 Kemerburgaz- Eyüp /İstanbul
www.etilersera.com
Tel: 0 212 360 00 21
Fax:0212 360 00 31
We Play
Atölyeleri ile
İçinizdeki
Yeteneği
Keşfedin!
We Play, ‘Birlikte Şarkı Söyleyelim’ adı
altında gençlik ve çocuk atölyeleri, her
yaştan müziksevere rehberlik ediyor.
We Play vokal atölyesi; 4 ay (16 haftalık)
dönemden oluşuyor ve her dönem sonu
dinleti, ses ve nefes çalışmaları, temel
müzik çalışmaları ve çok sesli vokal
çalışmalarından oluşuyor.
We Play Gençlik müzik atölyesi; 14-17 /
18- 24 yaş gruplarına hitap ediyor. Atölye
4 aylik (16 hafta) dönemden oluşuyor ve
her dönem sonu dinleti, ses ve nefes çalış-
maları, temel müzik çalışmaları ve çok sesli
vokal çalışmalarından oluşuyor.
We Play Ezgi Ablayla Çocuk atölyesi
7-10 yaş/10-13 yaş gruplarından oluşuyor.
1 aylık dönemlerle açılan atölyelerde ritim,
müzik, temel müzik bilgisi ve müzikli oyunlarla eğitim veriliyor.
We Play müzik atölyeleri tüm yaş grubundan müzikseverleri bekliyor…
İletişim: Sıraselviler Cd. Mercan Apt.
No:34 Kat:3 Daire:4 Beyoğlu/İSTANBUL
www.weplay.com.tr
Tel: 0 (212) 293 98 29
31
“Sokak HayvanlarD
Göktürk’te yalnDz Değil”
Eyüp Belediyesi sokak hayvanları için seferber oldu
Eyüp Belediye Başkanı Remzi Aydın, sokak hayvanlarının sorunlarının çözülmesi için
Eyüp Belediyesi olarak ürettikleri projeleri Country Life’a anlattı.
Sokak hayvanlarının korunması hakkında ne düşünüyorsunuz?
32
Hazırlayan: Faruk Çelik
Sokak hayvanları konusu, bizim seçim zamanı sık sık, vatandaşlarımız tarafından iletilen bir
konuydu. Bu yüzden bu konuyu özellikle ele aldık. Bize göre bu konu Eyüp’ün ve İstanbul’un,
şimdiki ve gelecekteki en önemli sorunlarından bir tanesi. Dolayısıyla hem hayvanlarımız açısından, hem de insanlarımız ve çevre sağlığı açısından önemsenmesi gereken bir konu olduğu için
özellikle ele aldık. Bu konu ile ilgili farklı partnerler, kişi ve kurumlarla bir araya gelerek toplantılar yaptık, çalışmalar yaptık ve raporlamalar oluşturuldu. Konuyla ilgili tüm tarafları bir araya getirdik arkadaşlarımız çok detaylı çalışmalar yaptılar. Tüm bunların sonucunda bir eylem planı
hazırlandı. Ne yapılması gerektiğini içeren bu eylem planını artık uygulamaya başladık. Bu
konunun güvenlik boyutunda adaptasyon boyutuna kadar, çok geniş bir alanda yapılması gereken
işlemler, uygulamalar var. Hatta belki Türkiye’de bir ilk yaparak; sokak hayvanları için 4 tane
ambulans tahsis ettik; ekipler kurduk; beslenme ve barınma noktaları oluşturduk. Böylece, bize
emanet olan varlıkları korumak ve onların sağlıklı bir biçimde yaşamlarını sürdürmelerini sağlamak; varsa çevreye zararları, bu sorunları ortadan kaldırmak için bir sistem oluşturduk. Böylece
hayvanlarla insanların olması gerektiği gibi, doğal bir ilişki zemini içerisinde bir yaşam sürmelerini
sağlamaya çalışıyoruz. Bu anlamda belediyemiz çok iddialı. Önümüzdeki süreçte çok daha bu
çalışmaların sonuçlarını göreceğiz. Burada bir çağrıda bulunmak istiyorum gönüllülerimize ve
hayvan severlere, gelin sizde bu çalışmalarımıza katılın, destek olun. Bu belediyemiz ve vatandaşlarımızın beraber yürüteceği bir süreçtir. Bu konuda herkese kapımız açıktır.
“Burada bir çağrıda bulunmak istiyorum
gelin sizde bu çalışmalarımıza katılın, destek olun.
Bu konuda herkese kapımız açıktır.”
“Türkiye’de bir ilk yaparak;
sokak hayvanları için 4 tane
ambulans tahsis ettik.”
Eyüp Belediyesinin sokak hayvanlarıyla
ilgili projesini öğrenebilir miyiz?
Seçim döneminde karşıma çıkan sorunlardan
birisi de sahipsiz köpeklerin barınma ve yemek
ihtiyaçlarıydı. Göreve gelmem ile birlikte geniş
katılımlı bir çalıştay düzenleyerek sorunun
çözümü için harekete geçtik, tespitlerde bulunduk ve şimdi sokak hayvanı için ne yapılması
gerekiyorsa i hayata geçirmeye başladık.
“Sokak Hayvanları Eyüp’te Yanız Değil”
sloganıyla başlayan proje bütün hızıyla devam
ediyor. Sokakta kalan sahipsiz hayvanların
barınma ve yiyecek ihtiyacını karşılayacak
şekilde yapılan bakım üniteleri Eyüp ilçesinin
uygun bölgelerine konuluyor.
Sağlık İşleri Müdürlüğü’nün Veterinerlik
Hizmetleri Birimi tarafından hayata geçirilen
projede, beslenme ve barınma noktaları
Göktürk, Kemerburgaz ve Ağaçlı kırsalından
başlanarak bölge merkezlerine kadar devam
ediyor. Beslenme ve barınma üniteleri hayvanların su ve mama ihtiyacını gideriyor. Ekipler
her gün üniteleri kontrol ederek sokak hayvanlarının yemek, su ihtiyaçları ve sağlık durumları ile yakından ilgileniyorlar.
Proje nasıl ilerliyor?
Sağlık İşleri Müdürlüğü’nün Veterinerlik
Hizmetleri Birimi tarafından hayata geçirilen
projede Öncelikle beslenme noktalarını yerleştirmeye başladılar. Bunların içerisinde eksik
yaptıklarımız varsa oynamalar yapıyoruz.
Şimdi sipariş edeceğimiz yemek kaplarımızı
gelen eleştirileri dikkate alarak yaptık. Şu an
yaptığımız çalışmalar küçük beslenme noktaları. Bunların standartları da orman bakanlığı
tarafından belirlendi. Önü açık ama yanları
33
“Büyükşehir’in, emniyetin ve jandarmanın
desteğiyle orman girişlerine denetleme
yapılmasını planlıyoruz.”
34
kapalı beslenme odakları 20 noktada aktif
olarak yerleştirildi. Henüz proje başlayalı 20
gün oldu. Özel bir ekip kurduk. Bu ekip o
noktalara sürekli mama, su ve temizlik
hizmeti verecek. Gönüllüler de bize çok
destek veriyor.Bölgedeki hayvanseverlerle
birlikte neler yapmamız gerektiği kararını
aldık.
Ormanlara bırakılan hayvanlarla ilgili ne
yapılacak?
Kısırlaştırma noktasında tedbirleri almaya
çalışıyoruz. Büyükşehirin, emniyetin ve jandarmanın desteğiyle bölge girişlerine
denetleme yapılmasını planlıyoruz. Hasdal’daki Rehabilitasyon Merkezi’ndaki kısırlaştırma bölümü gidip hastane olarak, tam
donanımlı ambulansımızla birlikte hizmet
verecek. Kadromuza da yeni veteriner
arkadaşlarımızı kattık. İnsanların hayvanlardan korktuğu noktalardaki hayvanlarımızı
toplayıp beslenme odaklarımızı çoğaltıp hayvanlarımızı oraya taşıyacağız. Böylece hayvanlarımız şiddetten uzak yaşayacak.
“Kapalı beslenme
odakları 20 noktada
aktif olarak yerleştirildi.”
“Avrupa’daki gibi hayvan sahiplenildiğinde kimlik
çıkartılacak ve sahipleri onları bırakamayacak.
Biz takipçisi olacağız.”
Gönüllülerin ulaşabileceği irtibat numarası:
0 212 440 04 98
www.eyup.bel.tr
Gönüllüler size nasıl ulaşabilir?
Bir çoğuyla iletişim numaralarımızı paylaştık. Ayrıca aracımızın üzerinde de irtibat
numaramız bulunuyor.
İleriki zaman için bu konuda hayaliniz
nedir?
Bizim yapmak istediğimiz sahiplendirme
üzerine aslında. 6 bin tane köpeğimiz var,
insanlar niçin dışarıdan köpek alsın?
Biz düzenlemelerimizi tamamladıktan
sonra hayvanlarımızı kimliklendirme ve
sahiplendirme
aşamasına
geçeceğiz.
Avrupa’daki gibi hayvan alındığında kimlik
çıkartılacak ve sahipleri onları bırakamayacak. Pilot bölge olarak Göktürk’te bu
uygulamayı yapacağız.
Ayrıca hayvanların tuvaletlerini yaptıktan
sonra yönetmelikte olduğu gibi sahipleri
çöpe atmak zorunda olacak. Ana caddeye
uyarılar yerleştireceğiz. Belki de bakarsınız
hayvan zabıtalarımız bile olabilir. İnsanları
yanlış yaptıklarında uyarabilir.
35
BAŞKAN REMZİ AYDIN FİDANLIK İÇİN START VERDİ
Göktürk Fidanlığı
Nisan ayında halka açılıyor
Ünlü mimar Hakan Kıran’ın çizdiği proje kapsamında toplan 3 kilometre yaya ve bisiklet yolu
ayrıca başlangıç ve bitiş noktalarında çocuk parkının yanında dinlence alanları da bulunacak.
Başkan Aydın, projeye tüm Göktürklüler’in sahiplenmesini isteyerek, “ Bu parkurun yapımı için
tüm kişi ve kurumları davet ediyorum; Gelin sizin de bir fidanınız olsun” dedi.
Eyüp Belediye Başkanı Remzi Aydın ile Göktürklüler’in merakla beklediği fidanlık projesinin
detaylarını konuştuk.
36
Göktürk fidanlığı çok spekülasyon yapılan
bir konuydu. Seçim zamanı, bu konunun
önemini çok ciddi şekilde kavramıştık ve
daha seçim zamanı Orman Bakanlığı ile
yaptığımız çalışmalarda bize tahsis edilmesi
ve yürüyüş yapılması konusunda sözünü
almıştık. Sonrasında bu süreci devam ettirdik ve protokolümüzü yaptık. Bu konu ile
ilgili projelerimizi çizdirmeye başladık. Pro-
jemiz son aşamasına geldi ve bitti. Şimdi
artık proje uygulama aşamasına geleceğiz.
Eyüp’te çok güzel bir yürüyüş ve bisiklet
alanı yapılacak ve bunu tüm Göktürklüler’in
hizmetine açacağız. Burada bir şey daha var;
bu projenin en önemli özelliklerinden biri de
bu yürüyüş ve bisiklet parkurunu Göktürk
halkı ile Eyüp Belediyesi el ele yapmak istiyor. Arkadaşlarımız bunun hazırlıklarına
Nisan ayında halka açılıyor
Göktürk Fidanlığı
Başkan Yardımcısı Murat Yüksekdağ projenin detaylarını Countrylife'a anlattı
başladı. Önümüzdeki günlerde bir kampanya
başlatacağız: Bu parkurun yapımı için tüm
kişi ve kurumları davet ediyorum; Gelin
sizin de bir fidanınız olsun! Sizin de bir
harcınız olsun! Göktürklüler’in buraya sahip
çıkması adına, sürece tüm Göktürklüler’i
katmak istiyoruz. Kampanya çerçevesinde
müracaatlarımızı alacağız ve tüm Göktürk
halkını, isteyen herkesi bu projenin yapımına
katmak istiyoruz. Hep beraber bu projeyi
hayata geçirerek, hep birlikte sahip çıkarak,
bu imkandan yararlanma adına bir planımız
var ve bunu da en yakında zamanda
açıklayacağız.
Fidanlık projesiyle ilgili son durum nedir?
Fidanlık projemiz için seçim öncesi
halkımıza verdiğimiz bir sözümüz vardı.
Fakat bölge tahsisiyle ilgili sorunlar oldu ve
bölge elimize yakın zamanda tahsis edildi.
Projeyi Hakan Kıran Mimarlık Grubu
üstlendi. Projemizin uygulama kısmı hazırlanıyor. Projeyi bölge halkının bizzat
katıldığı, yönettiği ve yaşayacağı bir halde
sunmak istedik. Bu yüzden bölge halkınında
fikirlerini alarak bir şekil vermeye çalıştık.
Alan projemiz zaten 2, 3 ay önce kabul
edilmişti.
Uygulama projesini açıklayabilir misiniz?
Öncelikle yol güzergahı, yani hattın geçtiği
yürüme, koşu ve bisiklet bandının geçtiği yol
belirlenecek ve inşaat faaliyetleri başlayacak. Uzunluğu 3 kilometre olacak. Aslında
projeyi çok uzun yapmak istedik ama
arazinin ve ormanın müsaade ettiği alan bu.
Elimizdeki fırsatlar ne kadarsa ona göre
düzenliyoruz. Ama projemiz geliştirilebilir
bir proje. Bir aksımızı serbest bırakacağız ve
diğer kurumlarla yapacağımız görüşmeler
sonucunda geliştireceğiz. Projemizin peyzaj
ve ışıklandırma kısmını halkımızdan gelecek
katılımcılarla beraber yapacağız. Böylece
bölge halkı da kendi katkısını sunmuş
olacak.
Aslında ilk aşamada aklımızda kule projemiz vardı. Bölgenin simgesi haline gelecek, yaşayanlara bir takım mesajlar verecek
ve yürüyüş bantları kulenin etrafında olacaktı. İlk projemiz böyleydi fakat 90 metrelik yüksekliği orman uygun görmedi. Bir çok
fikir vardı kum alanları olmasını istememiz
gibi ama orman yine izin vermedi.
Projede ses bariyeri, iki yürüyüş bir bisiklet
parkuru, çocuk oyun alanları, bisiklet parkı,
aletli spor alanları, kaykay sahası, oturma
alanları, refleksoloji parkuru, küçük bir
37
Nisan ayında halka açılıyor
Göktürk Fidanlığı
38
botanik parka benzeyen ördek evi, gölet,
büfeler gibi bir çok alan olacak. İnsanlar
bahar geldiğinde buraya gidip yürümek,
gezmek isteyecek.
Ayrıca beklediğimiz bir dere ıslahı çalışması
var. O çalışma bittiğinde yürüyüş parkurumuz da uzayacak. Refleksoloji parkurumuz
da uzmanlar tarafından hazırlanacak ve özel
taşlarla düzenlenecek. Her yaşta insan gelip
yalın ayak yürüyebilecek. Bu parkurunda
belli hastalıklara faydaları bulunuyor.
Yol boyunca Japon kirazı (Sakura) veya kırmızı yapraklı süs eriği, sınır yolu ve ses
perdesi olarak 1500 tane Leylandi ağacı, Ihlamur, Akçaağaç, Mor salkım, Sarı salkım,
diş budak, pavlonya gibi fidanlardan ve yüksek ağaçlardan oluşan çok sayıda bitkiler
kullanılacak. Peyzaj olarak kullanacağımız
süs bitkilerimizi iç kısımlar kullanacağız.
Yollarımızda asfalt tarzı malzemeler kullanmayacağız. Doğal toprak sertleştiricisi tarzı
malzemeler tercih edeceğiz. Fidanlığımızda
her şeyin doğal olmasını istiyoruz.
Projenin masraflarını kim karşılayacak?
Projenin masraflarını herkes birlikte
karşılayacak. Biz duyurularımızı yapacağız
kim yardım etmek isterse projeye katkıda
bulunacak. Parkurlarımızı bir sponsor firma
üstlenecek. Altyapı çalışmaları belediyemiz
tarafından yapılacak. Ağaçları ise kim isterse
getirebilecek.
Proje ne zaman biter?
Hedefimiz en geç Nisan ayında bitirmek
ama durum sponsorları bulma hızımıza
bağlı.
Fidanlığımızın ismi ne olacak?
Şu an projemize Göktürk Sağlıklı Yaşam
Parkuru diye yazıyoruz ama proje bittikten
sonra uygun göreceğimiz bir isim verilecek.
Göktürk Fidanlığı
Nisan ayında halka açılıyor
39
Refleksoloji
nedir?
Refleksoloji, bugün destekleyici ya da tamamlayıcı tedavi dediğimiz tedaviler arasında yer
almaktadır.
Refleksoloji sinir noktalarını belirli
tekniklerle uyarmanın ortaya elektrokimyasal mesajları çıkardığını bununda
nöronların yardımı ile ilgili organı uyardığını
savunur.
Bunun yanısıra psikolojide özellikle panik
atak ve depresyon hastalığının tedavisinde
destekleyici olarak uygulanmakta olup, başta
Rusya ve Amerika'daki engelliler üzerinde
özellikle otistik ve spastik engelli çocuklar ile
felçli hastalar olmak üzere birçok engel
grubunda ciddi gelişmelerin ortaya çıkması
sebep olmuştur.
Ayak ve el refleksolojisi belli noktaların
manuel uyarılarak vücuttaki sinirlerin ve kan
dolaşımının uyarılmasıdır. En yaygın uygulanan ise ayak refleksolojisidir. Stres belki de
günümüz insanlarının karşılaştığı en temel
sorundur. Bu sorunun sinir sistemimiz
üzerindeki etkisi son yıllarda yapılan araştırmalarla kanıtlanmış olup günlük hayatta
yaşadığımız birçok sorun buna dayalıdır.
Stres kan dolaşımını yavaşlatır refleksoloji ise
kan dolaşımını hızlandırarak vücudun besin
almasını ve toksin atımını hızlandırır. Refleksoloji yaptıranların bağışıklık sistemlerinin
daha iyi çalıştığı özellikle kışın yaşanılan
soğuk algınlığı ve grip tarzı hastalıklara daha
dirençli oldukları araştırmalarla sabittir.
Refleksoloji Tarihi
Antik çağda eski Yunan döneminde de
Refleksolojiye çok benzeyen manuel terapiler
yapılıyordu. Refleksoloji insanlığın ortak
mirası olarak günümüzde en etkili destek
tedavi olmuştur.
Yaklaşık on iki bin yıllık bir geçmişi olan
refleksolojinin ilk uygulama yeri geleneksel
tıbbın doğuş ve uygulama yeri olan eski Çin
ve Mısır'dır.
Tarihte İnka ve Çin medeniyeti migren,
bel - boyun fıtığı, troid ve mide rahatsızlıkları
olmak üzere bütün nörolojik hastalıklarda bu
yöntemi uygulamışlardır. Bunun yanısıra
refleksoloji terapisinin bireyi günlük stres ve
anksiyateden uzaklaştırıp rahatlattığı bilinmektedir.
Uygulama
Bu yönteme göre ellerimiz ve ayak tabanlarımızda vücudumuzun son bulduğu sinir
noktaları mevcuttur. Bir başka deyişle her
organın el ve ayak tabanında yansıdığı bir
nokta vardır. Örneğin; ayaktaki karaciğer
noktasına yapılan refleksoloji uygulaması
karaciğeri uyarır.
40
Roma Life Göktürk iletişim: İstanbul Cad.
Kartal Sk. G1 Konutları B Blok Zemin Kat
No: 3 Göktürk-Eyüp/İstanbul
Tel: 0212 322 09 99 Gsm: 0507 259 02 00
GÖKTÜRK’TE
AYŞE MİNE’YLE
KORO ÇALIŞMALARI BAŞLADI
Türk müziğinin duayenlerinden Ayşe Mine Göktürk’te koro çalışmalarına başladı.
Eyüp Belediyesi’nin ücretsiz olarak düzenlediği “ Ayşe Mine ile şan dersleri”
Göktürk kültür merkezinde 23 kişilik bir katılımcı ile başladı. Katılımdan ve kursa
ilgiden çok memnun kaldığını belirten Ayşe Mine, “Müziğin cinsiyeti, yaşı, kilosu,
rengi ve milleti yoktur. Evrensel bir dildir. Burada hem öğreneceğiz hem de
terapi yapacağız.” Dedi.
Eyüp Belediyesi Göktürk Kültür Merkezi’nde her hafta Çarşamba günü 13.00 ila
15.00 saatleri arasında ücretsiz olarak “şan ve şarkı söyleme” dersleri Türk
Sanat Müziği sanatçısı Ayşe Mine tarafından verilecek. İlk derste katılımcılar
moral depolarken Ayşe Mine söylediği Türk sanat müziği ile izleyenleri taş plak
dönemlerine yolculuk yaptırdı. Sanatçı katılımcıların tek tek seslerini dinleyerek,
”Herkesin şarkı söyleyebileceği bir ses yolu vardır. Ben katılımcılarımın hepsine
kendi seslerini sevdireceğim.” dedi.
42
NE DEDİLER?
Güler Karadaş
Koro çalışmaları Göktürk’te çok büyük bir
eksiklikti. Özel sanat merkezlerinden talep
etmemize rağmen yeterli çoğunluğu sağlayamadıkları için bu çalışma oluşturulamamıştı.
Ayşe hanımla çalışmak çok keyifli olacak.
Yıllardır Türk Sanat Müziğinde dinlediğimiz
birkaç ses var. Kendisi hem jenerasyon olarak
bize çok yakın hem de repertuvarıyla. Ayşe
hanımın müthiş bir enerjisi var. O’nun
enerjisi bize geçti. İlk dersi olmasına rağmen
arkadaşların hepsi çok iyiydi müthişti. Böyle
güzel bir çalışma için tüm yetkililere teşekkür
ediyorum.
Rabia Abdik
Koroya ilk başta gelmeden önce tereddütlerim
vardı nasıl olacak diye. Ancak bugün çok
mutlu olduk bir terapi gibi geldi bize koro
içimiz sevinçle doldu.
Ayşe Karayel
Göktürk’te geç kalınmış bir çalışma. Çok da
memnun oldum. Pankartta görür görmez
geldim kaydımı yaptırdım daha fazla geç
kalmamak için. Ayşe Hanım çok ilgili alakalı
herkesle tek tek ilgileniyor olması beni ayrıca
çok memnun etti. Dostlarımın arasında doğru
şarkı söylemek istiyorum. Bunu Ayşe hanımın
sayesinde başaracağım sanırım.
Reyhan Ak
Ben bugün nasıl olacak diye endişeli geldim
yapabilecek miyim diye ama çok memnun
kaldık. Hocamız çok ilgili burada olmaktan çok
mutlu oldum. Belediyemize teşekkür ediyoruz.
Didem Küçükateş
Böyle bir imkanı bize sağladığı için yetkililere
çok teşekkür ediyorum. Ben hep böyle bir
koroya katılmak istiyorum ve araştırıyordum
ama şehre gitmek güç geliyordu bana. Ama
şimdi Göktürk’te evimizin yanında böyle bir
imkana sahip olmak gerçekten çok mutluluk
verici ve İnanılmaz. Ayşe hanımla eğitim her
anlamda çok keyifli. Ayşe hanımın verdiği
enerji o kadar güzel ki yani çok rahat bir ders
geçti. Lütfen uzun yıllar bu kurs devam etsin
bu başlangıç kısa sürmesin.
43
Panomik manzara.
İstiklal Harbi Şehitleri Abidesi.
Başkan Aydın trende konuklarla tek tek ilgilendi.
”Gel,
Ne Olursan Ol Yine Gel“
Eyüp’ten Mevlana’ya günü birlik ziyaret
Eyüp Sultan’dan Mevlana’ya Vuslat Yolculuğu’nun ilk seferi gerçekleşti. Eyüp
Belediyesi’nce 15 Mart’ta başlatılan kültür gezisinin ilkine Country Life olarak biz
de katıldık, seyir esnasında izlenimlerimizi yazdık ve programdan ilginç kareler
yakaladık.
Yüksek Hızlı Trenle yapılacak yolculuk için sabahın erken saatlerinde Eyüp
Sultan’da soluğu aldık. Eyüp Belediye Başkanı Remzi Aydın’ın çorba ikramıyla
başlayan programa Eyüp Kaymakamı Abdullah Dölek’in yanı sıra Eyüp Müftüsü
Dr. Muammer Ayan ile ilçe protokolü ve çok sayıda basın mensubu da katıldı.
44
Yazı: Birsen Çelik
Fotoğraf: A. Fatih Çelik
Seher vaktinde Eyüb El Ensarı'den
hareket edildi.
4 SAAT 15 DAKİKADA KONYA
Eyüp Sultan camiinden otobüslerle
Pendik’ten Y. Hızlı trene bindik. Yolcuların
belki de bir çoğu ilk defa hızlı trene biniyordu.
Geziye katılan çocukların birçoğunun gözü
ekrandaki kilometre göstergesindeydi. Trende
verilen zengin kahvaltı menüsü ve içecek
ikramı yolculuğu daha da keyifli hale getirdi.
Hızlı tren ancak Bozhöyük güzergahından
sonra 250 km surate ulaştı ve bekenen hız
hepimizi heyecanlandırmıştı.
Konya’ya inince ılıman bir hava bizleri
karşıladı. Ve Meram Etli Ekmekte soluğu
aldık. Enfes Konya yemekleriyle ağırlandık
ve buradan Mevlanayı Mevlana yapan ŞemsI Tebrizi ziyaretine geçtik. Cami ve türbede
ziyaretinden sonra İstiklal Harbi Şehitliğine
geçerek buradaki savaş yıllarını maketlerle
anlatan sergiyi ziyaret etttik. Tacikistan devletinin hediye etmiş olduğu ahşap işlemeli
sütun ve tavanlar ise tam bir görsel şölen
yaşattı bize.
MEVLANAYI ZİYARET
Buradan yoğun duygularla yürüme
mesafesinde Hazreti Mevlana’ya geçtik.
Mevlana’nın “Gel Ne olursan Ol Yine Gel”
çağrısına kulak vererek muhteşem türbe ve
müzesindeki el yazması eserleri hayranlıkla
seyrettik. Kısa alışveriş molasında ise Konya
şekeri ve hediyelik eşyalarımızla otobüslerimize bindik ve Karatay Medresi’nin ihtişamlı
giriş kapısında (Esmaül Hüsna yazılı) tarihe
kısa bir yolculuk yaptık. Selçuklu Çini
sanatının eşsiz örnekleriyle süslü Medresenin
iç mekanında ne yazık ki bir çok çini çalınmış
ve harap edilmişti. Bugünün Tıbbi akademik
eğitimin verildiği medresenin ortasındaki
havuz ve bahçeyle olan sulama bağlantısı ise
mimari bir başarının en büyük örneklerinden
Mevlevi Sofrası.
olarak karşımızda duruyordu.
Karatay’dan demir aldık ve Meram bağlarına
geçtik. Mevlana’nın burada Hindistandan
gelen talebesi Tavus Baba ile sık sık buluşarak
sohbetlerde bulunduğu mekandaki Camii ve
türbede dualar yapıldı.
Biten ziyaretlerden sonra 18:00 ‘da
Konya’dan YHT ile İstanbul’a dönüş yolculuğuna geçtik.
Trende gezerek katılımcıların duygularını alan
Eyüp Belediye Başkanı Remzi Aydın, burada
yaptığı açıklamada tarihi bir güne tanıklık ettiklerini, Eyüp Sultan’dan vuslat yolculuğu
projelerinin startını vermekte büyük sevinç
duyduğunu söyledi ve “Huzurlu bir yolculuktan sonra tam vaktinde Konyamıza indik.
Sayın Valimiz de bize katıldı. Meşhur etli ekmeğimizi de yedik. Şems-i Tebrizi Türbesi ve
Mevlana ziyaretlerimizi tamamladık. Ben de
ilk defa geldim. İlk defa hızlı trene bindim.
Başka ilkler de yaşayacağız sanırım.” dedi.
Eyüp Sultan’dan Mevlana’ya Vuslat Yolculuğu’nun ilk seferine katılanlar, ilk kez Yüksek Hızlı Tren ile hayata geçirilen projeyi çok
önemli ve değerli bulduklarını belirterek, “İlk
kez hızlı trenle böyle bir etkinliğe katıldık.
Keyifli bir yolculuk oldu. Hazreti Mevlana’yı
ziyaret etmenin mutluluğunu yaşıyoruz.
Konya’ya diyen Mevlana’nın davetine icabet
etmiş olduk. Bu güzelliğe vesile olan Eyüp
Belediyesi’ne ve Başkan Remzi Aydın’a
teşekkür ediyoruz” dediler.
Karatay medresesi kapısı.
Karatay Medresesi tavan süslemesi.
Şehitlik abidesinde savaş yılları
maketlerle hikaye ediliyor.
Eyüp Belediyesi tarafından Türkiye’de ilk kez
organizasyonu yapılan YHT ile Vuslat Yolculuğu’na bugüne kadar 10 binin üzerinde
başvuru olurken proje kapsamında her gün 80
Eyüplü Mevlana ile buluşacak.
45
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK
ONLİNE
ANTRENMAN SİTESİ
www.antrenmanyap.com’un
kurucusu Mutlu Atlı:
“Bu sistem ile koşu, yüzme, bisiklet,
triatlon ve fitness programlarımız internet
erişimi olan her yerden uygulanabilir.”
46
www.antrenmanyap.com ne zaman ve nasıl
kuruldu?
Herşey 2009 yılında bilinçli sporu internet
üzerinden daha geniş kitlelere yayma isteği
ile başladı. Yaklaşık bir yıl süren yazılım ve
alt yapı hazırlıkları sonrası, yurtdışında
bulunan antrenörlerimiz ile 5 farklı spor
branşında hizmet veren Türkiye'nin ilk ve tek
online kişiye özel antrenman program
sistemini hayata geçirdik.
Bu sistem ile koşu, yüzme, bisiklet, triatlon
ve fitness branşlarındaki antrenman
programlarımızı sporseverlere internet
üzerinden ulaştırmaya başladık. Kullanımı
oldukça kolay olan bu sistem ile Türkçe bilen
herkes, amatöründen profesyoneline, internet
erişimi olan her yerden programlarımızı
kullanmaya başladı. Yüzlerce antrenman
videosu sayesinde gerektiğinde evde de
çalışma imkanı sunan sistem ile bugüne
kadar binlerce sporsever bilinçli bir program
kullanmanın farkını yaşadı ve yaşamaya
devam ediyor.
En önemlisi ise, bizler her ne kadar internet
üzerinden servis veriyor olsak da her zaman
kendilerinin yanında olduğumuzu hissettiriyoruz. Call Center'ımız üzerinden bizlere
ulaşan sporseverler, istedikleri an ise e-posta
ile sorularını bize iletebiliyorlar. Böylece,
kendilerinin programa hakimiyetlerine
destek olurken de önemli bir motivasyon
yaratabiliyoruz.
Antrenmanyap'ın uzmanlık alanları
nelerdir? Bildiğimiz kadarı ile ülkemizde
popüler olan takım sporlarının aksine farklı
alanlarda çalışan bir ekipsiniz.
Antrenmanyap olarak ilk kurulduğumuz
yıldan bu yana çok net bir kararımız var:
Türkiye'de bireysel sporlara yatırım yapmak
ve kalite anlayışımız ile fark yaratmak!
2015'e geldiğimizde kararımızda ne denli
haklı olduğumuzu artık çok net görüyoruz.
Bizler, ilk olarak antrenman programlarımız
ile 2010'da spor sektörüne girdiğimizde,
sokaklarda koşan insan bile görmek çok
zordu. Oysa, bugün organizasyonlarımızda
binlerce sporseveri ağırlıyoruz.
Ekip olarak, gelişim stratejilerimiz içerisinde
üç temel uzmanlık alanı üzerinde ilerlemek
üzerine yapılandık: Koşu, Yelken ve Golf.
2015'e kadar koşu alanında, aktif yaşam
olgusunu da teşvik eden bir çok projeye imza
attık. Bu yıl ise, koşu alanındaki etkinliğimizi
arttırırken, yelken dünyasında da önemli
işlere imza atmaya hazırlanıyoruz. Kalite
anlayışımız ve fark yaratacak içeriklerimiz
ile denizlerle çevrili ülkemizde yelken
sporuna da yoğun destek veriyor olacağız.
Ve Uluslararası projeler için ileri vadede
gerekli planlamaları yapıyoruz.
Organizasyon
yapmak,
bulmacanın
parçalarını kusursuzca birleştirmek gibidir.
Ve ekip, her şeyin başında gelir. Sizler
organizasyonlarınız için nasıl bir hazırlık
dönemi yaşıyorsunuz?
Çok güzel bir söz vardır; zincirin en zayıf
halkası kadar güçlüsündür! Bu, Antrenmanyap olarak bizim temel görüşlerimizden
biridir. Bu sebeple, gerek tedarikçilerimiz
gerekse sahada bizimle çalışan genç ekiplerimiz ile sürekli gelişim için çalışmalarda bulunuyoruz. Başarılı olan bir işbirliğini
koruyarak, daha da başarılı olması için çaba
harcıyoruz. Güvenerek ve birbirimizi tanıyarak uzun vadeli hedefler için beraberce
yapılanıyoruz. Özellikle de genç çalışanlarımızı, organizasyonun belirli aşamalarında
en kısa sürede en iyi eforu elde etmek için
uzmanlaştırarak eğitiyoruz.
2015 yılı içerisinde hangi projeleriniz var?
Kısaca bahseder misiniz?
2015'te, yepyeni projelerimiz olduğu
gibi, 2014'te ilkini gerçekleştirdiğimiz
projelerimizin ikincilerini gerçekleştiriyor
olmaktan büyük bir heyecan duyuyoruz.
19 Nisan ve 11 Ekim 2015 tarihlerinde,
PUMA markası için IGNITE ISTANBUL
koşularını pumaigniteistanbul.com
organize edeceğiz ve yüzlerce sporseveri
Anadolu yakası sahil yolunda yepyeni bir
heyecanın parçası yapacağız.
Hemen ardından ise üç günlük eşsiz bir
programa sahip Bodrum Global Run 2015
bodrumglobalrun.com organizasyonumuz
için 1-2 3 Mayıs tarihlerinde Bodrum'da
olacağız. Bu yıl ikincisini düzenleyeceğimiz
organizasyonumuzu, Global Ports Holding
adına gerçekleştiriyoruz. Ve kendileri ile
Bodrum'da başlayan koşu heyecanını 6 Eylül
2015'te Kotor, Montenegro'da devam
ettireceğiz. International Global Adria
Half Marathon & 10K (globaladriahm.com)
organizasyonumuz ile Balkanlarda yeni bir
marka olmak adına binlerce sporseveri
ağırlayacağız.
Mayıs ayında İstanbul'da koşu heyecanına
ara
vermeden
GurmeRUN
2015
gurmerun.com ile devam ediyoruz. Demak
Gıda adına ikincisini gerçekleştirdiğimiz
projemiz, bu yıl Forestanbul Macera
Parkı'nda 24 Mayıs tarihinde gerçekleşecek.
Çok özel ikramların, şıklığın ve lezzetin koşu
ile birleştiği GurmeRUN için kayıtlarımız
yarışma sitesi üzerinden devam etmekte.
2015 projelerimizin devamını görmek ve
detaylar hakkında bilgi almak için ise
www.antrenmanyap.com sitemizi ziyaret
edebilirsiniz.
47
ÇOCUĞUNUZUN
PARAYLA
İLİŞKİSİNİ
DÜZENLEMEK
ELİNİZDE
48
Fatma TAŞ (Aile Danışmanı)
Ebeveynlerin çocuklarını para konusunda
özgüvenli bir şekilde yetişebilmeleri için
eğitim vermesi gerekiyor…
Para hayatın kaçınılmaz bir parçasıdır.
Lidyalılar’ın milattan önce keşfedip kullanmaya başladıkları para bugün de devam
eden bir sistem. Bu sistemin içinde insanlar
yaşamaya devam ediyor. Bizim toplumumuzda kısa süre öncesine kadar ‘önce
insanlık’ deniliyordu. Kapitalist sistemin
dikte etmesiyle şimdi artık hesap ve para
konuşuluyor.
Paraya psikolojik boyuttan baktığımızda;
güç, enerji, üstünlük, hedeflere gitme, katkı
boyutu, paylaşım ve egoları besleyen bir
araç olduğunu görürüz. Karşılaştığımız
farklı meslek grubuna ait kişilerin çoğunluğu parayı yönetmek konusunda sıkıntıları
olduğunu dile getiriyor. Doktorlar,
mühendisler, şirket sahipleri, ticaret
yapanlar emeklerinin karşılığını rahatlıkla
isteyemediğinden yakınıyor.
Bu konuyla ilgili çok sıkıntılar yaşadıklarını
söylüyorlar. Bir doktor şöyle bir talepte
bulunmuştu “Emeğimin karşılığını istemekte çok zorlanıyorum. Bana bu konuda
yardımcı olur musunuz?” Doktorun
bilinçaltında 7 yaşındayken karşılaştığı şu
olay var. Bakkalda alışveriş yaparken
komşularından biri ona para veriyor. O da
kendisine bir çikolata alıyor. Eve geldiğinde
annesi fark ediyor, fiziksel şiddet uyguluyor,
babası da para veriyor götürüp geri vermesi
için. Bu olaydan sonra para almanın
kötü bir şey olduğunu düşünüyor
ve büyüyüp meslek sahibi olduğunda
bile bunu unutamıyor. Para alamıyor veya
isteyemiyor.
Yine turizmle ilgilenen bir beyefendi
kendisinden para isteyene ‘hayır’
diyemediğini dile getirmişti. “Karşıma
gelen kişiye hayır diyemiyorum. Evet demekten gerçekten sıkıldım ve yoruldum”
Yaptığımız görüşmelerde bilinçaltına giren
kaydın annesiyle ilgili olduğu ortaya
çıkmıştı. İlkokuldayken hafta sonu su,
ayran satmaya başlıyor. Annesi kazandığı
paranın hepsini elinden alıyor. O günden
sonra kendisinden başka herkesin paraya
ihtiyacı olduğunu düşünmüş ve eline geçen
her parayı başkalarına vermiş. Hatta biri için
de kredi çekip vermiş. Görüşmelerden sonra
çok teşekkür etti: “Hayır demek ne
güzelmiş.”
Çocukluğunuzu hatırlayın; rahatlıkla parayı
babanızdan isteyebiliyor muydunuz?
Aracınız anneniz miydi? Ailelerin alışkanlıklarına baktığımızda; “Para alınmaz. Para
istemek ayıp. Paranın ne önemi var? Parayı
hak etmedim ki, para senin neyine, para kim
sen kim, çocuklara para verilmez, para
şaşırtıyor” gibi bir bakış açısı olduğunu
görüyoruz. Bir delikanlının annesi
“Bu çocuk hiç para harcamıyor. İhtiyaçlarını
ben alıyorum. Para verirsek bile geri
veriyor.” demişti. Anne, bu durumu mem-
nuniyetinden anlatıyordu. Benim ilgimi
çeken, düşündüren şey ise parayla ilgili
olarak bilmeden duvar örmeye başlamış
olmasıydı.
Delikanlının bilinçaltındaki durumu
çözmeye başlayınca ortaya çıktı. Annesinin
cüzdanından beş yaşındayken bir miktar
para alıyor ve saklıyor. Sonra annesi olayı
anlıyor da onu bir gün boyunca aç
bırakarak, odaya kapatıyor. Çocuğun beş
yaşındaki öğrendiği program; ‘para alırsam
cezalandırılırım’ Bu sonucu anneyle
paylaştım çok üzüldü. Görüşmelerin
sonunda çocuk harçlık almaya ve
ihtiyaçlarını kendisi karşılamaya başladı.
Ebeveyn olarak çocuklarımıza para
konusunda özgüvenli bir şekilde yetişebilmeleri için eğitim vermemiz gerekliliğini
göz ardı etmemeliyiz. Para alabilmeyi de
verebilmeyi öğretmek gerekiyor. Oyun
halinde ticareti öğretmek gerekiyor. Örneğin
bir Türk Lirası'na aldığı sakızı 1,5 Türk
Lirası'na satmasını istemek gibi. Beş
yaşında başlatmak ticareti öğrenmesi, parayı
biriktirme, aileyle birlikte harcamayı öğretmek önemli. Altı-yedi yaşlarında okuduğu
her kitap için para verip biriktirmesini öğretmek. Biriken parasını nasıl çalıştırması
gerektiğini anlatmak. Para akışını öğretmek. İleride kandırılmadan paranın değerini
bilerek yaşamasını sağlamak. Parayı
yönetmek de önemli bir eğitimdir ve aile
içinde başlar.
Para Eğitiminde Önemli Noktalar
Büyüklerinin bayramlarda ve diğer özel
günlerde verdikleri parayı alabileceklerini ve
nasıl harcayacaklarını öğretmek gerekiyor.
Haftalık harçlık verip, ne yaptığını uzaktan
kontrol etmek ve yönlendirmek.
Küçük ticaretler yapması için destek vermek
Parayı kontrollü harcayabilmesi için sorgulamayı öğretmek
“Ben bunu alırsam ne olur”
“Ben bunu almazsam ne olur” mantık kurmasına yardımcı olmak.
Paranın bir araç olduğunu vurgulamak.
On yaşında kız ve erkek çocuklarını
tatillerde kısa sürede çalıştırmak.
Berber, terzi, kuaför manav, eczane gibi
tanıdığımız bir ortamda onlara hayati eğitimi
vermek gerekiyor.
Hayatı sadece okul başarısı değildir. Önemli
olan hayat başarısıdır. Hayatını ve parasını
nasıl yönettiğidir. Çocuğunuzun özgüveni
sizin verdiğiniz eğitimden ve emeğinizden
geçer. Hayatta başarısızlıkları varsa, anne
babalar “Nasıl bir yatırım yaptık ki bu
sonuçları aldık” diye önce kendimizi sorgulayalım.
Sevgiyle kalın.
Fatma TAŞ (Aile Danışmanı)
www.ilgidanizmanlik.com
0216 567 69 80
50
TARİHİ DEĞİŞTİREN KAZI:
GÖBEKLİTEPE
Şanlıurfa’da keşfedilen adını ortasındaki göbeğe benzetilen coğrafi yarık
şeklinden alan ve kaşifi Prof. Dr. Klaus Schmidt’in ifadesiyle ‘’Buzul Çağı’nın
Roma’sı’’ olan Göbeklitepe, insanlık tarihinde yeni sayfalar açtı…
51
GÖBEKLİTEPE
TARİHİ DEĞİŞTİREN KAZI:
İnsanlığın varoluş serüveninin ne kadar
geriye uzandığı sorusuna cevap arayan
arkeogların
her
keşfi,
yaşayan
Ademoğullarını, ilk insana bir adım daha
yakınlaştırıyor. Ancak paradoksal şekilde
Adeomoğullarını ilk atasına yakınlaştıran her
adım, geçmişi bugünden uzaklaştırıyor.
İnsanlığın ve medeniyetin kökleri, sürekli
olarak daha geriye çekiliyor...
Adnan Erdoğan
Özellikle son 50 yılda;
Ortadoğu,
Mezopotamya ve Anadolu’da yapılan hemen
her kazı, birbiri ardına, tarihçileri şaşkına
çeviren bulgular ortaya çıkardı. Göbeklitepe
bulguları ise tam anlamıyla deprem etkisi
yaşattı ve öngörülen tüm tarihi teoriler yerle
bir oldu, tarih kitapları yeniden yazılmaya
başlandı.
Şanlıurfa’nın 22 kilometre kuzeydoğusunda
yer alan Göbeklitepe’de bulunan ve 12 Bin yıl
önce inşa edildikleri tespit edilen taş
tapınaklar, insanlık tarihinin çözümüne bir
adım daha yaklaşıldı denilen geçmişine dair
bilmecelere, yenilerini ekledi. T şekilli taşlara
işlenmiş sembolik anlatım sistemi, insanlığın
medeniyet ve tapınım tarihinin sanılandan çok
daha gerilerde olduğunu gösterdi...
52
Adını ortasındaki göbeğe benzetilen coğrafi
yarık şeklinden alan ve kaşifi Prof. Dr. Klaus
Schmidt’in ifadesiyle ‘’Buzul Çağı’nın
Roma’sı’’olan Göbeklitepe, insanlık tarihinde
yeni sayfalar açtı ve Anadolu’nun medeniyetlerin önemli kilit taşlarından olduğunu
perçinledi.
Şanlıurfa, Harran’daki Ay Tanrıçası Sin
Tapınağı kalıntısından, İbrahim ve Şuayip
peygamberlerin yaşadığı mekanlara kadar
pek çok inanç merkezini bünyesinde
barındırıyor. Ama Göbeklitepe tapınakları,
bu meşhur kutsal mekanların hepsinden daha
eski bir dini merkez...
Göbeklitepe Keşfinin Öyküsü
1950 yılında Chicago Üniversitesi öğretim
üyesi Amerikalı Arkeolog Robert J. Braidwood, Kuzey Mezopotamya’nın Neolotik
Yaşama Geçişte Merkezi bölge olabileceğini
savunmuştu. Bu tez çerçevesinde; İstanbul
Üniversitesi ve Chicago Üniversitesi ele ele
vererek “Güneydoğu Anadolu Tarihöhcesi
Araştırmaları Projesi”ni hayata geçirdi.
Diyarbakır, Siirt ve Şanlıurfa’da bu proje
çerçevesinde yüzey araştırmaları gerçekleştirildi.
Prof Schmidt’in
Tarihe Katkısı
Norşuntepe ve Nevaliçori kazılarının önemli
ismi, Erlangen Üniversitesi öğretim üyesi
Prof. Dr. Klaus Schmidt’i bu bölgeye yönlenmesi tarihi akışı ters yüz etti. Neolitik Dönemin
özgün
yerleşim
alanlarından
Nevaliçori’de, Göbeklitepe benzeri T biçimli
taşlardan oluşan bir tapınak keşfeden Prof. Dr.
Klaus Schmidt, bu önemli merkezin 1994
yılında Atatürk Barajı sularının altında
kalması üzerine Şanlıurfa’ya geliyor ve
Topçular Meydanında küçük bir ev tuttu.
‘’Nevaliçori’nin benzeri başka yerleşim alanları da olmalı’’ tezinden hareketle bölgede
benzer bulgular arayan Prof. Dr. Klaus
Göbekli Tepe’de ilk arkeolojik yüzey araştırması da bu proje çerçevesinde 1963 yılında
yapıldı. Bu doğrultuda hazırlanan rapora göre
Karaharabe olarak nitelendirilen Göbeklitepe’de, çakmaktaşı alet parçalarının bulunduğu
belirlendi. Fakat su alanlarından uzak kaldığı
için bu bölgede yerleşim alanı değil sadece
mezarlar olabileceğine kanaat getirildi ve kazı
yapılmasına gerek görülmedi...
İlerleyen yıllarda bu alanda kendilerine bir
Schmidt, aradığı kentin Göbeklitepe’de olabileceğini sanıyordu....Burada kazı yapmaya
karar verebilmek için araştırma yaparken,
Şanlıurfa Müze Müdürü, korumaya alınmış
ama sahte muamelesi görmüş heykelleri ona
gösterdi. Schmidt, heykellerle karşılaştığında,
Göbeklitepe konusunda yanılmadığını anladı
ve tepeye arkeojik amaçlı ilk kazma vuruldu
Berlin Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Şanlıurfa
Müzesinin ortak projesi ile 1995 yılında
başlayan Göbeklitepe kazılarda bulunan her
parça büyük heyecana neden olurken, 1998
yılından itibaren, Dünyanın gözü Göbeklitepe’ye çevrildi.
tarım arazisi oluşturmaya çalışan köylüler,
üzeri işaretli taş ve heykel parçaları buldu. Bu
heykeller, tepenin bir mezarlıktan çok öte
yapılar barındırdığının ilk ipuçları olabilirdi.
Heykellerden bir kaçı köylüler tarafından,
Şanlıurfa Müzesine teslim edildi... Getirilen
eserler müze uzmanları ve arkeologlar tarafından bilinen eserlerle ilintilendirilemediği gibi,
taş devrine göre fazla stilize edilmiş olduğundan sahte sanıldı. Her ihtimale karşı, müze deposuna kaldırıldı...
Prof Schmidt
Önce bir tapınak çıkartıldı ortaya. Sonra
hemen yanıbaşında bir diğeri... Jeomanyetik
ve georadar sistemleri yeraltında bu tapınaklardan en az 16 daha olduğunu saptadı....
Göbeklitepe’de dünyanın en eski tapınaklarının yanı sıra stilize edilmiş heykeller
ve işlemeler bulunması, arkeolog, bilim ve
sabat adamlarının Şanlıurfa’ya yönelmesini
sağladı. Üstelik sembollerden oluşan bir dil
keşfedilme ihtimali, ilgiyi kat be kat artırdı.
Bütün dünyanın gözünü Göbeklitepe’ye
çeviren Prof Schmidt ise geçtiğimiz temmuz
ayında geçirdiği kalp kriziyle hayatını
kaybetti.
53
GÖBEKLİTEPE
TARİHİ DEĞİŞTİREN KAZI:
54
Göbeklitepe Üsküdar’da
Şanlıurfa’da bulunan ve dünya tarihi yeniden yazdırmaya başlayan
Göbeklitepe tapınağı tüm yönleriyle Üsküdar’da düzenlenen etkinlikle
İstanbullular’la buluştu.
Üsküdar Belediyesi Kültür Müdürlüğü’nün
“Tarihi Değiştiren Kazılar-1” projesi
kapsamında Bağlarbaşı Kongre ve Kültür
Merkezi’nde yapılan etkinlik büyük ilgi gördü.
Dünyanın bilinen en eski tapınaklarının kaşifi
Alman arkeolog Prof. Dr. Klaus Schmidt’in
anıldığı gecede, Şanlıurfa’da keşfedilen
Göbeklitepe Tapınakları’nın bilim dünyasının
verilerini alt üst eden etkilerine dikkat çekildi.
Etkinliğin sunuculuğunu Kurtlar Vadisi
yıldızlarından Adnan Erdoğan yaptı.
Alman arkeolog Prof. Dr. Klaus Schmidt’in eşi
olan ve kendisi de arkeolog kimliği ile tarihi
keşfin her aşamasında görev alan Çiğdem Köksal-Schmidt, eşinin anısında düzenlenen etkinliğe
katkısı bulunanlara teşekkür ederek, Göbeklitepe
keşiflerini fotoğraflar eşliğinde anlattı.
Tanrıça kültürü Teorisi de Çöktü
Yaşar İliksiz ve Adnan Erdoğan’ın Proje Koordinatörlüğünü yürüttüğü Tarihi Değiştiren
Kazılar projesinin ilki olan Göbeklitepe etkinliğinde ünlü isimlerin katıldığı bir de panel
yapıldı.“Dicle’den Meriç’e, Göbeklitepe’den
Yenikapı’ya Tarihi Değiştiren Kazılar”
panelinin moderatörlüğünü Arkeoloji ve Sanat
Yayınları Yöneticisi arkeolog Nezih Başgelen
yaptı. Başgelen “Anadolu’daki her arkeolojik
kazı tarihi birer hazine. Bunu dünyaya
tanıtmalıyız. Tanımak için de önce kendimiz bu
hazinelerin farkına varmalıyız” dedi.
Arkeolog Nezih Başgelen, İstanbul Pendik’teki
kazılarda ortaya çıkan bulguların Neolotik
dönem olduğuna dikkat çekerek, “bu bulgular
keşfedildiğinde neolitik kültür tam olarak
bilinmediği için bu arkeolojik bulguların önemi
fark edilmemişti. Şimdi neolitik dönem şekillendikçe bu bulguların önemi de fark ediliyor”
şeklinde konuştu.
Duayen arkeolog Prof. Dr. Refik Duru da
kazıların tarihi açıdan önemini yorumladı ve
“Türkiye coğrafyasının artık cilalı taş devri
döneminde merkezi kültür olduğu ortaya
çıkıyor. Yeni kazılarda daha önemli bulgular
ortaya çıkabilir” diyerek ortaya çıkan eserler
üzerinden tarihi çağlara genel bir bakış sunumu
yaptı.
“Göbeklitepe bulguları bu güne dek bilinen
pek çok bilgiyi yeniden gözden geçirmeyi
gerektirecek deprem etkisi yaşattı. Bu arada
inançların Tanrıça tapınımı ile başladığı teorisi
de çöktü. Göbeklitepe’nin deprem etkisi
yaşatan yönlerinden biri de kendisinden sonra
bulunan eserden daha gelişmiş bir uygarlığın
eseri olmasıdır. Örneğin daha sonraki yıllara ait
olan M.Ö. 7 Binli yıllardaki Çatalhöyük
medeiyeti bu kadar ileri değil hatta pek çok
açıdan daha geri. Göbeklitepe bu yönü ile
dünya tarihini değiştiren önem arz ediyor”
şeklinde konuştu.
Gazeteci-yazar Mehmet Ali Bulut ise panelde
Dinler Tarihi açısından arkeolojik bulguların
öneminden bahsedecek, “Daha önceki kazılar,
tahrif edilmiş kutsal kitaplar üzerinden dizayn
edilen tarihi çökertirken Göbeklitepe de bilim
adamlarının şekillendirmeye çalıştığı tezleri
çökertmiştir. Artık tahrif edilmiş kutsal kitaplar
ve doğruluğu ispatlanmamış bilimsel kılıflı
teoriler üzerinden tarih yazılamaz. Göbeklitepe
insanlığın gerçek tarihine ulaşabilmesi için
ilahiyatçılar ve bilim adamları için önemli bir
fırsattır” dedi.
Etkinlikte katılımcılara gösterilen “Burası
Göbekli Tepe” belgeseli de büyük ilgi çekti.
Panel sonrası Göbeklitepe’nin hiç bilinmeyen
görüntülerinin de yer aldığı ‘Dünden Bugüne
Göbeklitepe’ fotoğraf sergisi vatandaşlar
tarafından yoğun ilgi gördü.
BAHÇENİZ
BAHARA HAZIR MI?
Sert rüzgârlar, kar yağışı ve uzun yıllardır görmediğimiz
düşük sıcaklıkları yaşadığımız kış günleri bitmek üzere.
Bahçelerimizde birçok ağaç yada çalıların formları bozuldu,
devrildi yada dalları kırıldı. Çim alanlarımız hasar gördü. Bu
baharda diğer baharlardan daha fazla iş var bahçelerde…
Çim alanlar için; rutin işler dışında,
çimin havalandırılması ve bilinçsiz
gübrelemenin etkisini azaltmak için PH
düzenleyici ürünleri kullanabiliriz. Ara
ekim yapılacak alanlar için tohum ekimi
bu dönemde yapılmalıdır.
Ağaç çalı ve çok yıllık bitkiler için; kış
döneminde hasar gören dallar doğru bir
şekilde budanmalı, rüzgar yada kar
nedeniyle dengesi bozulan ağaçlar doğru
bir şekilde hereklenmeli, form budaması
yapılacak olanların yine bu dönemde
budanarak çapalama işlemi yapılmalıdır.
Bahçenizde Mayıs ayından itibaren
yaz boyunca rengarenk bir görünüm
isterseniz yazlık soğan/yumrulu bitkileri
de bu dönemde dikmeliyiz. Mart’ın
ikinci yarısından itibaren havaların
ısınmasıyla zararlıların da doğada yerini
almaya başlayacağını unutmayınız. Bu
nedenle Mart sonu itibarıyla hem çim
alanlarda hem de ağaç-çalılarda ilk
ilaçlamanın yapılması gereklidir.
Doğayla içiçe keyifli bir bahar dileriz.
Peyzaj Mimarı
Hülya Furundaoturan
Zekeriyaköy, Kilyos Yolu
Uzunçayır Mevkii
Tel:+90 532 163 2629
www.punicapeyzaj.com
55
BAHÇELERİNİZE
SOĞANLI BİTKİLERLE
RENK KATIN
Bahçelerin tekrar uyandığı bu dönemde; Hepimiz bahçelerimize renk katarak biraz olsun Kışın
kasvetinden uzaklaşmaya çalışıyoruz. Özellikle soğanlı bitkiler renkleri ve estetik yapılarıyla yer
aldıkları bahçelerde ayrı bir atmosfer yaratıyorlar. Bahçelerde soğanlı bitki kullanmak demek
ciddi bir bahçe kültürüne sahip olmayı gerektirir. Bahçenin çeşitli bölümlerinde yaratacağınız
renk köşeleri çeşitlilik ve estetik katacaktır. Bizim şu an gördüğümüz renkler için Sonbaharda
dikimlerimizi yapmış olmamız gerekiyordu. Ama şimdi de bu nefis renkleri saksı şeklinde
fidanlıklardan ve yapı marketlerinden temin edebiliriz.
56
NERGİS (Narcissus)
Nergisler şüphesiz soğanlı bitkilerin en tanınmış
üyelerinden biridir. Yetiştirilmesi çok kolaydır. Soğanları bir kere dikildikten sonra topraktan çıkarılmaz.
Yıldan yıla çoğalarak olduğu yerde yayılır. Nergislerin ana rengi sarı olmakla beraber beyaz, portakal
rengi veya iki renkli olanları da vardır. Çiçeklerin
farklı boyut ve biçimlerde, kokulu ve kokusuz çeşitleri bulunur.
Nergisler normal bahçe toprağında, güneşte veya
hafif gölgede yetişebilir. Soğanlar Eylül başlarında
10-15 cm. derinliğinde dikilir. Çiçekler cinsine göre
Şubat ve Nisan arasında açar. Bitkinin yaprakları
kuruyana kadar kesilmemelidir.
SÜSEN (İris)
300’e yakın farklı türü vardır. Kış sonundan itibaren
çiçeklenmeye başlar. Mayıs, en çiçekli dönemidir.
Kök, sap ve yumrularını ayırarak çoğaltabilirsiniz.
Yavru süsenler ilk sene çiçek vermez. İkinci yaşında
size mor, sarı ya da beyaz çiçekler hediye eder.
Geçirgen, hafif kumlu ve kireçli topraklar onun için
idealdir. Bahçenizin güneş ya da yarı gölge bir
bölümüne diker- seniz mutlu olur. Fazla nemden
hoşlanmaz. Kontrollü olarak sulama yapın. Kaya
bahçelerinde oldukça şık görünür.
ÜZÜM SÜMBÜLÜ (Muscari)
SÜMBÜL (Hyacintus)
Hepimizin çok yakından tanıdığı
soğanlı bitkilerin başında Lale gelir.
Lale Osmanlı’ya bir devrin adını
verecek kadar tarihimizde ve artık
günümüzde de hayatımızda da yer
almaktadır. Lale dışında da
kullanabileceğimiz ülkemiz florasında
yetişen yaklaşık 120 çeşit çiçek soğanı
vardır. Bunlardan en çok bahçelerimize
taşıdığımız ve kullanabileceğimiz
bazı türlerle ilgili şöyle bir hatırlatma
yapmak istersek aklımıza
gelen bazıları;
Mimar /peyzaj danışman
Begüm Eryılmaz
0 532 336 13 12
Şahkulu Mah. Serdarı Ekrem Sok. No:17
K:3 D:4 Galata - Beyoğlu – İSTANBUL
www.bgmtasarim.com
[email protected]
Zarafeti ve güzel kokusuyla eskiden beri şiirlere,
şarkılara konu olan sümbüller geleneksel çiçeklerimizdendir. Ülkemizde tabii olarak bulunan bu çiçek
zamanla Avrupa'ya götürülmüş, özellikle Hollanda'lı
çiçekçiler tarafından aşılanarak pek çok çeşidi elde
edilmiştir.
Tabii sümbüller uçuk pembe, mavi ve beyaz renklerde,
yalınkat olur. Ağır ve tatlı bir kokusu vardır. Dikildiği
yerde sürekli çoğalır ve yetiştirilmesi kolaydır.
Hollanda sümbülleri ise çok zengin renklere sahiptir.
Çiçekleri kalın bir sapın çevresinde katmerli ve çok
sayıdadır. Cinsine göre ağır veya hafif kokulu olabilir.
Sümbül soğanları Eylül-Ekim aylarında iyi gübrelenmiş toprağa 15 cm. derinlik ve 20-30 cm. aralıklarla
dikilir. Tabii sümbüller Mart-Nisan, Hollanda sümbülleri ise Nisan-Mayıs aylarında açar. Soğanları
topraktan çıkarmaya gerek yoktur.
GİRİT LALESİ (Ranunculus)
Girit lalesi pençe adı verilen köklerden yetiştirilir.
Gösterişli çiçekleri suda uzun süre dayanır. Ayrıca
sevilen bir bahçe çiçeğidir.
Pençeler Mart ayında güneşli bir yere 5 cm. derinlik
ve 15 cm. aralıklarla dikilir. Mayıs ve Haziran'da
açar. Bitki kuruduktan sonra pençeler topraktan
çıkarılıp kuru kum içinde saklanmalıdır.
Anadolu'da, çayırlarda tabii olarak yetişir.
Boyu 15-20 cm., çiçekleri genelde mor olmakla
beraber,sarı ve beyaz çeşitleri de vardır. Katmerli
olanları çok güzeldir. Kolay yetişir. Zamanla çoğalır.
Diğer gösterişli çiçeklerin arasında güzel bir zemin
oluşturabilir. Çim alanlara dikilebilir.
Soğanları Eylül-Ekim aylarında, 7,5 cm. derinlik,
10 cm. aralıklarla dikilir. Mart-mayıs aylarında
çiçeklenir. Güneşi sever. Soğanları topraktan
çıkarmak gerekmez.
ŞAH TACI (Fritillaria)
Doğu Anadolu bölgesinde tabii olarak bulunan bu
bitki eskiden beri bahçelerimizde yetiştirilir. Soğanları oldukça iri ve keskin kokuludur. Bu özelliğiyle
bahçeden yılan ve fareleri uzak tuttuğuna inanılır.
İki cinsi vardır. Sarı veya portakal renkli Şah tacı
toplu halde, aşağı doğru sarkan çiçeklere sahiptir.
Boyu 50-75 cm.uzayabilir. Hafif desenli mor veya
beyaz çiçekli diğer cins daha kısa boylu olup çiçekleri
tek tek açar.
Hafif gölge ve drenajı iyi toprakları sever. Toprak iyi
işlenmiş ve gübreli olmalıdır. Soğanlar Eylül ve
Kasım ayları arasında 25-30 cm. derinlik, 30-45 cm.
aralıklarla dikilir. Nisan ayında çiçeklenir. Soğanlar
topraktan çıkarılmaz. Toprağına her yıl az miktarda
yanmış gübre konur.
Bunlar Baharda çiçek açan türlerin başında gelirler.
Çiçek soğanları 4 mevsim bahçede çiçek zevkini
yaratan ender türlerdendir. Ama Nasıl bahardakileri
görmek için sonbahardan bir dikim hazırlığı yapıyorsak aynı şekilde sonbahar ve kış soğanları için de
hazırlıkları önceden tamamlamış olmamız gerekir.
57
Kurucu Ortak /Mimar
Sizi kısaca tanıyalım?
1973 doğumluyum, Mimar Sinan Üniversitesi
mimarlık fakültesi mimarlık bölümü
mezunuyum. Evliyim, 17 yaşında bir oğlum
2 yaşında bir kızım var, 4 yılı aşkın bir süredir
Göktürk’te yaşıyoruz ve 4 aydır mimarlık
ofisimizde Göktürk’te hizmet veriyor. Trafikte
kaybolan zaman ve enerjiyi tasarımlara
kanalize etmek pozitif etkiler yarattı diye
düşünüyorum.
Mesleğinizde
hoşlandığınız
yönler
nelerdir?
İç mimari ve mimari projeler yapıyoruz.
Uygulama projeleri bana bağlı ve bu çok daha
yorucu ve yıpratıcı bir süreç. Bu süreci çok iyi
organize etmek ve yönetmek gerekiyor.
Sahada detayları ve problemleri çözümlemek
bilgi birikimi ve tecrübe gerektiriyor.
Tasarladığımız projeleri hayata geçirebilmek
bu işin en keyifli kısmı gibi.
Çocukluk hayalleriniz var mıydı ve gerçekleşen düşlerinizden bahseder misiniz?
Astronot olmayı hayal ederdim, yoğun iş
temposundan vakit ayırabildiğim ilk fırsatta
uçma hayalimi gerçekleştirebilmek adına
hususi pilot lisansı almak planlarım
arasında… Yakın gelecekte uzay turizmi
başlayacak katılmayı isterim.
Göktürk’te severek gittiğiniz mekanlar?
Şu sıralar Göktürk’te en çok gittiğim ve keyif
aldığım yer Neo Vista Çarsı’daki Meatinn the
Steakhouse. Çarşının mimari havası ve
mekanların sinerjisi keyif verici. Onun dışında
oğlumla maç izlemeye Bizz Pub’a ya da
North Shield’e gidiyorum.
58
İş dışında aktiviteleriniz sosyal yaşantınız
nasıldır?
Ofis Göktürk’te olsa da gün için de hareket
halinde oluyorum ve çoğunlukla Göktürk
dışındayım. Meslek gereği ve kendi işimizi
yapıyor olmamızdan dolayı aslında günler çok
SUAT GÜR
hızlı geçiyor. Belki de bu hızlı tempo arasında
bazı şeyleri ıskalamamak adına Göktürk’e
taşındık.
Seyahati çok seviyoruz bu neden ile
enerjimizi daha çok bu yönde programlamaya
çalışırız. Kızımız aramıza katıldıktan sonra
çocuklar ile vakit geçirmek daha çok ön
planda oldu. Onlar ile sergi, sinema, tiyatro ve
konserlere katılmaya özen gösteriyoruz.
Oğlumla ve arkadaşlarımız ile basket oynayıp
maçlara gidiyoruz.
Hobileriniz nelerdir?
Şu an için hobim var ve zaman ayırıyorum
diyemem ama uzay, astronotlar, uçaklar ve
uçmak ile ilgili gündemi ve yenilikleri takip
ediyorum
En son okuduğunuz kitap ve gittiğiniz
sinema filmi?
‘Bir saniye sonra’ William R.Forstchen;
oğlumla izlediğim The Hobbit 3, The battle
of the five armies.
Hayat felsefenizi 3 kelime ile özetlerseniz?
Sevgi, hoşgörü, samimiyet…
Sosyal medya ile ilişkiniz hangi boyutlarda
iyi bir kullanıcı mısınız?
Sosyal medya bireysel ve mesleki olarak
hayatımızda. Gazete ve haberlerden daha çok
insanlar sosyal medyadan gündemi takip eder
oldular ve bu durum hızla da yaygınlaşıyor ve
hayatın her alanında büyük yer tutuyor. 1991
Haydarpaşa Anadolu teknik elektronik
bölümü mezunuyum. Bu neden ile teknoloji
ile aram iyidir. Dolayısı ile büyük bir alana
yayılan ve teknolojinin getirisi olan sosyal
medyayı takip ediyorum.
İlerisi için hedefleriniz?
Mimar olarak, kısıtlayıcılar ve sınırlayıcılar
olmadan, tasarladığım projemi hayata
geçirebilmek…
SUAT GÜR
Vogue Architects
BANU GÜR
Sizi kısaca tanıyalım?
1973 doğumluyum, Mimar Sinan Üniversitesi
mimarlık fakültesi şehir planlama 1995
mezunuyum, aynı üniversitede başladığım
yüksek lisans eğitimimin bir bölümünü
London South Bank University’de tamamladım. Evliyim, 17 yaşında bir oğlum
2 yaşında bir kızım var, 4 yılı aşkın bir süredir
Göktürk’te yaşıyoruz ve 4 aydır mimarlık
ofisimizde artık Göktürk’te.
BANU GÜR
Mesleğinizde
hoşlandığınız
yönler
nelerdir?
Ağırlıklı olarak iç mimari ve mimari projeler
üzerine çalışıyoruz, mekan tasarımları,
projelerin hazırlanması ve hayalinizdekilerin
gerçeğe dönüşmesi keyif verici oluyor.
Dinamik bir yapıya sahip, her proje sürecinde
ve sonucunda yeni bir şeyler öğrenmiş, yeni
yerler tanımış oluyorsunuz. İnsanlar gibi
hepimiz birbirimize benziyoruz ama aslında
birbirimizden de çok farklıyız, hiç biri birinin
aynısı değil. Projelerde öyle her biri kendine
özgü ruha sahip.
Çocukluk hayalleriniz var mıydı ve gerçekleşen düşlerinizden bahseder misiniz?
Bilim adamı olmayı ve buluşlar yapmayı
hayal ederdim, insanlığa faydalı olan her şey
her zaman ilgimi çekmiştir. Ama üniversite ile
hayaller daha farklı şekillendi. Kendisi ile
barışık ve iç dünyasında huzurlu bir insan
olabilmek çocukluğumdan beri farkında
olduğum asıl hedefti.
Göktürk’te severek gittiğiniz mekanlar?
Göktürk’e taşınma sebebimizin basında doğa
ile baş başa kalmak vardı, o yüzden iş dışında
mümkün oldukça doğada olmayı tercih
ediyoruz ama her geçen gün de keyifli güzel
mekanlar açılıyor. Neo Vista ve Arcadium
Çarşı’daki mekanlarda vakit geçirmeyi
seviyorum.
İş dışında aktiviteleriniz sosyal yaşantınız
nasıldır?
Kendi işinizi yapınca aslında iş dışında diye
bir durum olamıyor sanki, bu ayrıma ne kadar
özen göstermeye çalışsam da bir şekilde her
zaman benim bir parçam olmuş gibi
hissediyorum. Yaptığım her şey de
düşüncelerimde bile olsa işim ile bağlantılı bir
Vogue Architects
Kurucu Ortak / Şehir Planlamacı
nokta oluyor. Seyahati çok seviyoruz bu
neden ile enerjimizi daha çok bu yönde
programlamaya çalışırız. Kızımız aramıza
katıldıktan sonra çocuklar ile vakit geçirmek
daha çok ön planda oldu. Onlar ile sergi,
sinema, tiyatro ve konserlere katılmaya özen
gösteriyoruz.
Hobileriniz nelerdir?
Hobim işim olamıyorsa, işim hobim olsun
diye düşünenlerdenim sanırım. İç mimari ve
tasarımlar ile ilgili dergi, blog, yayınları takip
ediyorum, bu bana keyif veriyor. Son zamanlarda gastronomi ilgimi çekmeye başladı ve
bu konuda geniş çaplı araştırmalarım ve
girişimlerim oldu.
En son okuduğunuz kitap ve gittiğiniz
sinema filmi
Doğan Cüceloğlu “Mış gibi” yetişkinler
yetişkin çocuklar; Birdman.
Hayat felsefenizi 3 kelime ile özetlerseniz
Sakinlik, sevgi, hoşgörü…
Sosyal medya ile ilişkiniz hangi boyutlarda
iyi bir kullanıcı mısınız?
Sosyal medyadan uzak değilim, ancak bir ara
sanki gerçek işim buymuş gibi olmaya
başlamıştı, yoğun bir mesai gerektiriyor, tabi
hemen önlem aldım, gerçekten nasıl ve hangi
dozda kullanıldığına bağlı olarak hayatınızı
tamamen sizden çalan bir bağımlığa dönüşebilecek ama olmaz ise olmaz bir “gerçek”
sosyal medya. O kadar çok kanal var ki
hepsine günde bir saat ayırıyor olsanız,
hayatınızda başka bir şey kalmayabilir. O
yüzden elemeler yaptım, insanın yeteneklerinin ortaya çıkması için biraz canının sıkılması gerekir derler. O kadar çok oyalayıcı,
dikkat dağıtıcı kanal arasında günlük koşuşturmada canı sıkılmayan ve yeteneklerini
keşfedemeyen çocuklar hızla artıyor artık.
İlerisi için hedefleriniz?
Sıcacık bir atmosferde, dostane sohbetlerin
yapıldığı, evimizin konforunda, butik bir
mekan ile Göktürklüler ile buluştuk. Neo
Vista Çarşı’da hayata geçen Meatinn The
Steakhouse. Yakın zaman hedeflerim arasında
bu mekanı sevilen ve yaşanan bir hale
getirmek var.
59
AYLİN ÖZUZUN
Sizi kısaca tanıyalım?
35 yaşında bekarım. Üniversitede bölümüm
iktisat idi. Ancak sigortacılığı meslek olarak
seçtim. Sigortacılığa 2001 yılında Genel
Müdürlük bünyesinde başladım. Uzun yıllar
bireysel ve kurumsal sigorta pazarlamasının
tüm süreçlerinde görev aldım. İki yıl önce ev
arayışlarım beni Göktürk ile tanıştırdı. Önce
evimi taşıdım. Bir yıl sonra kendi sigorta
acenteliğimin gündeme gelmesi ile birlikte,
acenteliğimi de buraya açmaya karar verdim.
Artık zamanımın büyük çoğunluğu
Göktürk’te geçiyor diyebilirim.
Meslekte hoşlandığınız yönler nelerdir?
İşimin bana özgür ve kocaman bir dünya
sunduğuna inanıyorum. Harekete müsait,
yeniliğe ve yaratıcılığa fırsat veren, insan
ilişkilerinde fırsat verebilen, bilgi edinmek ve
bilgiyi paylaşma ortamını sağlayabildiğim,
maddi ve manevi olarak beslendiğim severek
yaptığım bir işim var.
Çocukluk hayalleriniz var mıydı ve gerçekleşen düşlerinizde bahseder misiniz?
Hayal kelimesi biraz uzak benden. Mantığıyla hareket eden gerçekleri görmeye
çalışan ve hatta gösteren bir yapım vardır.
Ancak şöyle ilginç anılarım var. Küçük iken,
üst mahallemizde daha fazla yaşıtım çocuklar
vardı. Onların birlikte oyunlar oynadıklarını
görünce bizde bu mahallede otursaydık diye
içimden geçirmişimdir ve bir süre sonra o
mahalleye taşındık☺ Bunun gibi tamamen saf,
içten ve anlık aklımdan geçişler zamanla
gerçekleşmiştir.
60
Göktürk’te severek gittiğiniz mekanlar?
Göktürk’ü sevdiğim için her ay ayrı bir güzel
gelir bana. Yeni açılan yerleri hem deneyimlemek hem de destek olmak için gitmeye özen
gösteriyorum. Bigchef, Balıkçı, Sturbucks’a
gitmeyi severim. Ancak ofise yakın olan ve
hızlı servis aldığım Fırın İstanbul ve Cafe
Kemer en sık uğradığım yerler arasındadır.
İş dışında aktiviteleriniz sosyal yaşantınız
nasıldır?
Haftada 4 gün en az 1-1,5 saat spor yaparım.
Özel ve iş çevremde davet ve etkinliklere
katılırım. Hafta içi yoğun iş programım
olduğu için genelde evdeyimdir. İstanbul’da
vakit geçirmekten ziyade hafta sonlarını
ve uzun bayram tatillerini değerlendirip
seyahatler yaparım.
Hobileriniz neler?
Yazın sörf, Kışın snowboard yaparım. Motosiklete binerim. Aynı zamanda basketbol masa
hakemiyim. Küçük yaşlardan beri hem okul
takımında, hem kulüpte oynadım. İş hayatına
geçince basketbolun mutfağında olmayı istedim. Buraya taşınınca o taraf aksadı tabi..
En son okuduğunuz kitap ve gittiğiniz
sinema filmi?
En son Robert T. KIYOSAKİ Nakit Akışı’nı
okudum. Sinemaya pek gitmem. Fırsat
bulunca tiyatroya gitmeyi severim. En son
İstanbul Devlet tiyatrosunun Profesyonel adlı
oyununa gittim.
Sosyal medyayla ilişkiniz hangi boyutlarda
iyi bir kullanıcı mısınız?
Sosyal medyada, facebook, instagram, twitter
da varım. Aktif kullanıcı olma yolundayım.
İlerisi için hedefleriniz?
Öncelikle sağlık, huzur, aynı güç ve enerji ile
işimi hayatımı sürdürmek isterim. Belli bir
rahatlığa kavuşayım güncel koşuşturmalarımı
da, kendi projelerimi hayata geçirmek ve
mevcut sosyal projelerde etkin rol almak için
yapayım isterim.
AYLİN ÖZUZUN
SİGORTA RİSK YÖNETİCİSİ
Doç. Dr. Ahmet Sönmez
Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı
ESTETİK YÜZ CERRAHİSİ
Aynaya baktığımızda ilk fark edilen yaşlanma belirtileri genelde otuzlu yaşlarda ortaya çıkan, alındaki ve göz çevresindeki kırışıklıklardır. Bunu, kırklı yaşlara gelindiğinde göz kapaklarındaki sarkmalar ve torbalanmalar takip eder. Ellili
yaşlarda yanaklar aşağıya sarkar, boyunda fazladan katlantılar ortaya çıkar. Bu belirtiler tabii ki herkeste aynı zaman
diliminde ortaya çıkmaz. Genetik özelliklerimiz, sigara içme alışkanlığı, güneşe maruz kalma, solaryum ve beslenme
alışkanlıklarımız yukarıda belirttiğimiz yaşlanma belirtilerinin başladığı zaman dilimini etkiler.
Yüzünde yaşlanma belirtileri başlayan bir
hasta eğer bundan rahatsızsa ve müdahale
istiyorsa otuzlu yaşlarından itibaren bize
gelebilir. Yüz ameliyatları için üst yaş
sınırından da bahsedilemez. Sağlığı
elveriyorsa seksen yaşında da ameliyat olan
hastalarımız vardır.
İlk yaşlanma belirtileri alın ve göz çevresinden başladığı için öncelikle bu bölümden
bahsetmek yerinde olacaktır. Alındaki
kırışıklıkları gidermek, düşük kaşları yukarı
kaldırmak için günümüzde en sık kullanılan
cerrahi yöntem saçlı deri içinden yapılan
küçük kesilerle girerek alnı ve kaşları germe
işlemidir. Böyle bir ameliyat ortalama bir
saat sürer ve hasta 2-3 gün içinde günlük
aktivitelerine dönecek duruma gelir.
Üst göz kapağındaki sarkıklık ve torbalanmalar lokal anestezi ile yaklaşık 45 dakikada
giderilebilir. Kaş asma ile üst göz kapağı
estetiği birlikte uygulandığında hastanın
yorgun ifadesini dinamikleştirmek mümkün
hale gelir.
Alt göz kapağındaki torbalanmalar ve
gevşeklik için hastanın mevcut yağ dokusunun çıkartılmadan yeniden şekillendirildiği
ve göz kapağıyla birlikte yanakların da
gerdirildiği orta yüz germe ameliyatı daha
kalıcı sonuçlar veriyor.
Biraz daha ileri yaş grubunda iseniz, eğer
yanaklar ve boyunda da problem varsa, ayna
karşısına geçip yanaklarınızı gerdirerek nasıl
göründüğünüze bakıyorsanız yüz germe
ameliyatından fayda görebilirsiniz. Yüz
germe ameliyatı ile;
• Yüzün orta kısmında ve yanaklarda
meydana gelen sarkmalar
• Burun ve ağız kenarındaki derin çukurlar
• Çene seviyesinde ve çene altında ortaya
çıkan fazla deri ve sarkıklıklar
• Gerdan oluşumu ve boyunda oluşan
gevşeklikler giderilebilir.
Klasik bir yüz germe ameliyatında sadece
sarkmış deri gerilmez. Derinin altında
yüze formunu veren dokuların da şekillendirilmesi en az deri kadar önemlidir.
Zannedilenin aksine yüz germe ameliyatı
ağrılı değildir. Bir hafta içinde dikişler
alınır ve ameliyata bağlı şişlikler önemli
ölçüde geçer. Sonrasında hastanın iş ve
sosyal hayatına dönmesi hızla gerçekleşir.
Ameliyat öncesi bilmeniz gereken en önemli
konu:
Öncelikle ayna karsısında yüzünüzün hangi
özelliklerinden memnun olmadığınızı kendi
başınıza tespit etmenizde büyük yarar vardır.
Plastik cerrahınızla görüşmenizde bunları
belirtmeniz büyük kolaylık sağlar. Yüzün;
alın, göz çevreleri, burun, yanaklar, ağız
çevresi ve çene kısmından oluşan bir bütün
olduğunu unutmamak gerekir. Buna bir de
yakın komşulukta bulunan boyun bölgesi de
eklenmelidir. Yaşlanma tüm bu dokuları
birlikte etkileyen bir süreçtir. Bazen bir
bölge daha çok etkilenmiş olabilir ve sadece
bu bölgeye yönelik müdahale isteyebilirsiniz. Ancak istediğiniz bu bölge müdahaleden sonra 10–15 sene önceki hallerine
gelince bu sefer yüzün diğer kısımlarıyla
uyumlu olmayan bir görünüm oluşturabilir.
Doktorunuz, en doğal ifadeyi koruyarak sizi
genç göstermek için gerekli önerilerde
bulunacaktır.
Doç. Dr. Ahmet Sönmez
Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı
Polat Tower Residence No: 447, Fulya
T: 0212 266 73 00
www.drahmetsonmez.com
61
Hazırlayan: Birsen Çelik
TÜRKİYE ÇÖL OLMASIN
”GÖKTÜRK FİDANLIĞINDA
BOTANİK PARK PROJESİNİ
HAYATA GEÇİRMEK İSTERİZ.“
TEMA Eyüp İlçe Gönüllü Sorumlusu Emre Narin’le TEMA’nın Eyüp ve Göktürk özelinde
yapacağı projeleri konuştuk. Narin, “Yakın zamanda hayata geçirilecek olan
Göktürk Fidanlığı yürüyüş parkının içinde bir botanik park projesini
TEMA gönüllüsü olarak hayata geçirmek isteriz.”
62
Antalya – Manavgat’tan. Toprağa dokunan eller hep mutlu, hep umut dolu.
Sizi tanıyabilir miyiz?
Ben Emre Narin, 10 senedir Göktürkteyiz.
Burayı çok seviyoruz. Ankaralıyım, ODTÜ
İşletme mezunuyum. Bilgi Üniversitesinde
Hukuk, Şikago Üniversitesi’nde de
Marketing masterı yaptım. 21 sene bilgi
teknolojileri sektöründe çalıştım. İş
deneyimim Koç Sistemle başladı, Oracle’la
devam etti, sonra 15 yıl Microsoft’ta
çalıştım, son iki senesinde de Telecity Group
adında bir İngiliz şirketinde genel müdürlük
yaptım. Şu an işletmeci olarak devam
ediyorum.
Emre Narin
TEMA’yla tanışmanız ne zaman oldu?
Geçen yıl TEMA’yla tanıştım. 40 yaşı geçip
çocuklar olduktan sonra, hayata bencil
bakmıyorsunuz sorumluluklarınız artıyor ve
hayata, sonraki jenerasyona karşı yükümlülükleriniz olduğunu düşünüyorsunuz.
Göktürk zaten yapı itibariyle doğa
gelişiminin bir profili gibi. Burada hem iyi
hem de kötü örnekleri görüyoruz. Hem
yeşille iç içe çocuklarımızı büyütebiliyoruz,
diğer yandan da buranın nasıl değiştirilebileceğini izleyebiliyorsunuz. Geçen sene
başında bir sosyal sorumluluk projesinde yer
almam gerektiğini düşündüm. TEMA’nın
gönüllüsü oldum öncelikle. TEMA bir çok
sivil toplum örgütüne kıyasla tarafsız ve
doğaya yönelik çalışan bir kuruluş. Yaz
başında Eyüp İlçe Temsilciliği için başvurdum. Temmuz ayında TEMA’nın Eyüp İlçe
Gönüllü Sorumlusu oldum.
TEMA gönüllülerden ne yapmasını
bekliyor?
Öncelikle gönüllü bir örgütlenme bekliyor.
Çevre politikalarından, okul eğitim tarafından ufak bir örgüt yaratmanızı bekliyor.
Biz de 5 kişilik küçük bir örgütlenme oluşturduk. Diğer beklentisi; diğer ilçelerle
paslaşarak TEMA’nın yaptığı daha büyük
etkinliklere katkı yapmanızı bekliyor.
Mesala İstanbul çapında sulak alanlara bir
faaliyet yapılacaksa, Eyüp’te bu konuda
neler yapılıyor, ilçede konuyla ilgili sorun
var mı bunlar için geri bildirim yapmanızı
bekliyor.
TEMA’nın gönüllü sayısı hakkında bilgi
alabilir miyiz?
Bu daha ilk senemiz ve Türkiye’deki
gönüllü sayısını ve örgütlenme yapısına
bakarak çok doğru noktada bir sivil toplum
kuruluşu TEMA. Sadece 2014’te 46 bin yeni
gönüllü katılmış 81 ilin tamamında il sorunlusu olarak 2400 kişi var ve örgütlenme
güzel gelişmiş durumda ve bunlar hep
gönüllülerden oluşuyor.
63
Feshane tarafı için kafamızda bazı
düşünceler var, örneğin 365 gün duracak bir
TEMA standı kurmak gibi; fakat daha bu
proje niyet aşamasında. TEMA’nın profiline
baktığınızda gönüllüler öğretmen orman
mühendisi ve ziraatçilerden oluşuyor. O yüzden ben biraz beyaz yakalıların TEMA’yı
bilmesi gibi bir misyon yükledim kendime.
TEMA zaten bununla ilgili güzel bir uygulamayı hayata geçirdi. Altı kişi ve üstü
şirketlerde “Bu işyeri TEMA Gönüllüsü
Olmuştur” programı başlattı. Şirket altı
kişilikse beş çalışanın, 250 kişilikse yüzde
70’inin üye olmasını bekliyor. Bunu
şirketlere anlatmaya çalışıyorum.
TEMA gönüllüsü olmak için ne yapmak
gerekiyor?
TEMA web sitesinden 25 yaş altı için 5 lira,
üstü için 20 lira ödeyip üye olunabiliyor.
Ama daha aktif rol almak istiyorsanız Eyüp
için benimle görüşmeniz gerekiyor. Bu
bölgede esas ihtiyacımız olan tüm Eyüp’ü
kapsayabilmek yani Eyüp’ün diğer bölgelerinden insanların da bu projelere
katılması. Bu yüzden benim mutlaka
Alibeyköy’den de Eyüp Sultan’dan da
insanlara ulaşabilmem gerekiyor. Konuyla
ilgili orman mühendisleri, ziraatçiler gibi
işin bilimsel tarafını bilen insanların bize
ulaşıp gönüllülüklerini Eyüp özelinde
göstermesinde fayda var.
64
TEMA’yla yaptığınız somut
çalışmalarınız neler?
TEMA’nın çok güzel eğitim programları var.
Minik TEMA, yavru TEMA, genç TEMA
gibi programları var. Bu programlarla sene
başında talep eden okullarda ki bir parantez
açmakta fayda var. Bulunduğumuz GöktürkKemerburgaz bölgesi Eyüp ilçesinin çok
küçük bir kısmını temsil ediyor. Benim
amaçlarımdan biri Eyüp Sultan, Alibeyköy
ve ilçenin diğer tüm bölgelerine TEMA’yı
anlatabilmekti. Bu yüzden okul seçiminde
Kemerburgaz, Alibeyköy ve Eyüp Sultan’dan birer okul belirledik ve bu okullar
minik TEMA programının parçası oldular.
Bu okullara belli kitler gönderiliyor, hocalar
her hafta bu eğitim kitleriyle ders veriyor ve
yıl sonunda bu sınıflar TEMA’dan sertifika
alıyor, çevreyle ilgili bilgilenmiş oluyor.
Bunları koordine ediyoruz.
Üç hafta önce sulak alanlar gezisi yaptık.
Terkos’un Çatalca tarafına gittik. Oradaki
kuşları inceledik. Hatta çok avcıyla
karşılaştık, birlikte gittiğimiz hocalar bize
buradaki avcıların çok az kalmış kuş türlerini
vurduğunu anlattı. Aslında avın yasaklandığı
bir bölge orası.
TEMA Eylül Ekim gibi meşe palamudu
toplama etkinliği yapıyor. Okullardan çocuklar geliyor ve Belgrad’da daha ne olduklarını
bilmedikleri meşe palamutlarını öğreniyor
ve toplanıyor.
Ayrıca biz Eyüp ve Göktürk özelinde neler
yapabileceğimizi tartışıyoruz. Bununla ilgili
Başkanımızla da görüşeceğim kendisine bir
randevu talebim var. TEMA’yla Eyüp
Belediyesi ne yapabilir onu anlamamız
lazım.
Şu an topraklarımız ne durumda?
Türkiye tüm Avrupa’nın sahip olduğundan
fazla çeşit hayvan ve bitkiye sahip. Burası o
anlamda enteresan bir coğrafya ve
korunmayı çok hakediyor.
Ama ülke genelinde toprak kaybı devam
ediyor. TEMA şehirlerdeki toprak
kurullarının doğal üyesi. Dolayısıyla o
şehirde atılacak bir büyük adımda
TEMA’nın söyleyeceği söz hakkı var. Fakat
şuna dikkat çekmek lazım ki İstanbul bu
mevzuda da farklı bir şehir. İstanbul’da
yapılacak bir yatırım, uygulama ya da bir
karar İstanbul’un yalnızca belli noktasını
etkileyebiliyor. Ama Anadolu’da bir şehir
için TEMA bir uygulama yaptığında tüm
şehre etki edebiliyor. Yani toprak kurulunda
TEMA’nın Anadolu’daki bir şehir için
vereceği onay veya red çok daha etkili
durumda. İstanbul’daki projelerin çoğu
TÜRKİYE ÇÖL OLMASIN
Kayseri’den. Topladığı
meşe palamutlarını bir pet
şişeye doldurup etkinliğe
katılan minik gönüllümüz.
şehrin değil Türkiye’nin projesi. Dolayısıyla
TEMA o konuda il veya ilçeden çok direkt
TEMA olarak açıklamalar yapmayı tercih
ediyor. Örneğim üçüncü köprünün bu şehre
etkisini tarafsız bir gözle değerlendirme şansını TEMA size veriyor. En azından gönüllü
olduğunuzda projelere tarafsız gözle bakabiliyorsunuz, bir farkındalık kazandırıyor.
Ulaşmak isteyenler için bilgilerinizi
öğrenebilir miyiz?
(Maille atılacakmış) TEMA’nın web sitesi
TEMA.org.tr ve insanlar buradaki örgüt
yapısı kısmından yetkililere ulaşabiliyor.
Çocuklarımıza düzgün bir dünya
bırakmak için neler yapmamız gerek?
Kendimizi bilinçlendireceğiz öncelikle.
Mümkün olduğunca az tüketmekte, dikkatli
tüketmekte fayda var. İnsanların çevreyle
ilgili bilinçlenmesi ve bu konuda örgütlenmesi
gerekiyor.
Dünyanın her yanında çevre konusunda kötü
örnekler var ve ülkemizde de bizler ümitsizliğe
kapılmak yerine durumu iyileştirebilecek
çözümler sunmalıyız.
EMRE NARİN
Tema İstanbul ili Eyüp İlçe Gönüllü
Sorumlusu
05332733581
www.tema.org.tr/ gonullumuzolun
Muğla - Bodrum’dan
toprağın savunucusu
minik gönüllümüz.
TÜRKİYE ÇÖL OLMASIN
Manisa - Demirci’den.
Çocuklar en çok doğada mutlu
derken işte tam da bunu,
yüzdeki bu gülümsemeyi,
gözlerdeki bu heyecanı
kastediyorduk.
Göktürk’teki fidanlık projesine
TEMA olarak katılmayı
düşünüyor musunuz?
Proje çok güzel. Bölge halkının virmaların katkısıyla
projenin geliştirilecek olması etkileyici. Ben de TEMA
olarak projede yer almayı tabii ki çok isterim. Aslında
buna benzer projeler hızlıca hayata geçiribilir. Örneğin
TEMA’nın kurucularından Nihat Gökyiğit’in eşinin
Ataşehir’de yaptığı bir Nezahat Gökyiğit Botanik Parkı
var. Burası biraz da bilimsel amaçlı kurulan bir yer.
Eğitenleri öğrencilerine çevre konusunda daha bilinçli
eğitim vermeleri sağlanıyor. Bunun küçük bir izdüşümünü
Göktürk’teki bu projede uygulayabiliriz. Tamamen
TEMA’nın koordinasyonuyla, buranın kontrolünde
olacak şekilde ayarlanabilir.
65
Ben
Nasıl
Çözümün
Parçası
Olabilirim?
Sivil Toplum Kuruluşlarının çalışmalarına
katılarak
Aldığınız her kararın doğaya olumlu veya
olumsuz etkisi olduğunu unutmayın
Yakınınızdaki sulak alanları keşfedin!
Sürdürülebilir balıkçılığı destekleyin
Organik gıda ürünlerini tercih edin
Bahçeniz varsa evsel atıklardan kompost yapın
Bitmiş pilleri geri dönüşüm kutusuna atarak
Tarımsal ilaç kullanmayıp, organik yöntemlerle
yerel tohumları kullanarak üretim yaparak
Sulak alanlara toplu ziyaretler yaparak
Sulak alan çevre temizliği yapıp öncesi ve sonrası
arasındaki farkı ortaya koyan fotoğraflar çekerek,
farkındalık çalışmaları hazırlayarak
Banyoda daha az zaman geçirerek
66
Plastik ve kağıt atıklarınızı geri dönüştürerek,
yeniden kullanarak
Eğitim Türkiye MarkasD:
Okyanus Kolejleri
Eğitimin Türkiye Markası Okyanus Kolejleri, bir eğitimci olan Orhan Özbey
tarafından 2004 yılında kuruldu. Yetenek Merkezli ve Kariyer Merkezli Eğitim
Modelleriyle verdiği eğitimin yanı sıra, Üstün Zekalılar ve Yetenekliler ilkokul
ve ortaokuluna sahip Türkiye’deki ilk okul olma özelliğini taşımaktadır.
Okyanus Kolejleri’nin her kademesinde yeteneklerinin farkında olan, sosyal
yönü güçlü, kendine güvenen mutlu ve başarılı geleceğin sanatçısı, bilim
insanı ve yöneticileri olacak bireyler yetişir.
Okyanus Kolejleri Okul Öncesi Eğitimi;
Bilingual İngilizce Eğitim Sistemi,
Fastrackids Eğitimi uygulanmaktadır.
Anaokulunda öğrenciler İngilizceyi sadece
konuşmayı değil, İngilizce düşünmeyi de
öğrenirler.
Okyanus Kolejleri İlkokul Eğitimi;
ilkokul 1. sınıfa başlayacak öğrenciler;
uzman ve deneyimli okul psikologları
tarafından Metropolitan (Okul Olgunluğu)
Testi’ne alınır. Öğrenci ve velilerle ayrı ayrı
bireysel görüşmeler yapılır. Anaokuldan
gelen öğrencilerin sınıf öğretmenlerinden
gözlem raporları alınarak titizlikle incelenir
ve doğru bir rehberlik hizmeti verilir.
Okyanus Kolejleri Ortaokul Eğitimi;
Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş
Sistemi’ne (TEOG’a) hazır, İngilizce'yi tam
olarak öğrenmiş, bilimsel süreç ve yaşam
becerisine sahip, liseye hazır öğrenciler
yetişir.
Okyanus Kolejleri Lise Eğitiminde
Yetenek Odaklı Kariyer Gelişim Programı
uygulanır. Yetenek Odaklı Kariyer Gelişim
Programı temel eğitimin tamamlandığı
öğretim yılından, Okyanus Kolejleri’nden
mezun olunan 12. sınıfa kadar öğrencinin
kariyer planlaması ve üniversite öğrenimine
hazırlanması bu programın kapsamını
oluşturur. Program, öğrencinin lise öğrencisi olduğu tarihten üniversiteye yerleşme
sürecine kadar devam eder.
Öğrencilerine Kariyer Analizi Testi
Uygulayan Türkiye’deki Tek Okul
Okyanus
Kolejleri’nin
öğrencilerine
uyguladığı Dünyaca ünlü MAPP Kariyer
Analizi ile öğrenciler ilgi, kişilik ve yeteneklerine en uygun olan meslekleri keşfetme
imkanı bulurlar.
Okyanus Kolejleri eğitiminin özünde;
başarılı ve mutlu olduğu meslekleri yapan
bireyleri yetiştirmek vardır. Bu sebeple
9.-10.-11. 12. Sınıflarda öğrenciler
MAPPTM uygulaması sonucuna göre
Kariyer Kulüplerine yönlendirilir.
Okyanuslu öğrenciler 70’den fazla
Kulüp içerisinden kendi seçtikleri Kulüp
Derslerine ilkokuldan itibaren katılırlar.
Okyanus’a Değer Katan
Ayrıcalıklar
Okyanus Kolejleri Avcılar kampüsünde
yer alan UBAM (Uzay Bilimleri Araştırma
Merkezi) İstanbul’un en kapsamlı uzay
araştırmaları merkezi olma ünvanını taşır.
Okyanus UBAM, Okyanus dışından araştırmacılara, amatör gözlemcilere, tüm öğrenci,
öğretmen, bilim insanı ve akademisyenlere
de kapılarını sonuna kadar açarak, bilime ve
insanlığa büyük katkı sağlamaktadır.
Okyanus Ağları Türkiye’yi Örüyor
Okyanus Kolejleri eğitimdeki 11 yıllık
tecrübesiyle, İstanbul’daki 13 kampüste
sürdürdüğü kaliteli ve benzersiz Okyanus
Eğitimini, açmaya başladığı yeni kampüslerle Türkiye’nin dört bir yanına taşıyor.
Okyanus Kolejleri 2015-2016 Eğitim ve
Öğretim yılında İstanbul Kemerburgaz,
İstanbul Mimar Sinan, Ankara İncek, Antalya
Konyaaltı, İzmir Mavişehir, Bursa Nilüfer
kampüsleriyle öğrencilerini geleceğe hazırlamaya Okyanus farkıyla devam edecek.
67
EĞTM KOÇU AL ŞARKIŞLA:
“EĞİTİMDE
BİRİNİN
ÇIKIP
KRAL
ÇIPLAK
DEMESİ
GEREKİYOR”
Matematik Öğretmeni ve Eğitim Koçu Ali Şarkışla bu ay bize Göktürk’teki
evinin kapılarını açtı. Kedisi Bihter ile 6 yıldır Göktürk'te yaşayan Ali
Öğretmen ile güzel bir söyleşi gerçekleştirdik. Sohbetimizde eğitimdeki
aksaklıklardan tutun da özel ders hocamızın hobilerine kadar birçok detaya
girdik. Deneyimli eğitmen Şarkışla’nın "Eğitimde birinin çıkıp kral çıplak
demesi gerekiyor" dediği röportajı keyifle okumanız dileğiyle…
Öncelikle sizi tanıyalım bize kendinizden
bahseder misiniz?
Ben Kayseri 1975 doğumluyum. Orta ve lise
öğrenimimi Kayseri'de tamamladım. Eskişehir Anadolu Lisesi Matematik bölümünün
ilk mezunlarındanım. Akabinde Marmara
Üniversitesi’nde staja ve yüksek lisansa
başladım. Marmara Üniversitesine girince de
İstanbul'da kaldım. Geliş o geliş, 1998'den
beri İstanbul'da yaşıyorum.
68
Hazırlayan: Birsen Çelik
Göktürk'te kaç yıldır yaşıyorsunuz?
Göktürk'te 6.yılımız bitiyor. Göktürk ile
ilk bir dershaneye aracılığıyla tanıştım.
Matematik bölüm başkanlığı sonrasında şimdi
bire bir özel dersler ve eğitim koçluğu doğrultusunda hayatıma devam ediyorum.
Matematik aşkınız ne zaman başladı?
Matematik öğretmenliği hayalinizdeki bir
meslek miydi?
Sanırım çocukluktan gelen bir aşk. Ben her
zaman anlatmayı çok severdim, yani öğretmenim beni konu anlatmaya tahtaya
kaldırırdı. Üniversite yıllarımda da hocalarım
beni sen matematiği en anlamayacak kişiye
bile anlatabilirsin şeklinde beni öğretmenliğe
yönlendirdiler. Üniversite yıllarımda da
öğretici bir yanım vardı. Anlatmak kadar dinlemeyi de severim. Değişik hayatları farklı
“EĞİTİMDE
BİRİNİN
ÇIKIP
KRAL
ÇIPLAK
DEMESİ
GEREKİYOR”
projeleri, arkadaş ortamında olunduğunda herhangi bir sıkıntıyı dilemekten de hoşlanırım.
Tüm bu durumlar birleştiğinde mesleğimin
çerçevesi belirlenmiş oldu.
Bunu söylemenize sevindim çünkü şimdiki
sorumuz bu konu ile ilgili. Matematik zor
görünür ama hayatın her köşesinde gizlidir
ve saklıdır. Biliyorum ki öğrencileriniz sizden çok severek ders alıyor. Bunu sağlama
da, öğrencilerinize matematiği sevdirmede
ne gibi bir farkındalığınız var?
Aslına bakarsanız, biz matematikten korkmuyoruz, biz matematiğin sunuluş şeklinden
korkuyoruz. Ben öğrencilerime bunu anlatıyorum, bunların arasındaki farkı anlatıyorum.
Aslında matematikten değil, matematiğin formül bölümünden korkulduğunu anlatıyorum.
Oysa matematik formüllerden ibaret değil
aslına bakılırsa matematiğin analitik zekayı
çok hızlı geliştiren bir yapı taşı olduğunu ve
matematiğin aslında pozitif bilim olmadığını,
tamamen insanlar tarafından uygulanmış,
günlük hayata dayandırılarak kolay ve anlaşılabilir olduğunu göstermeye çalışıyorum.
4 işlemi biz öğrencilere yaptırıyoruz fakat
yurtdışında bu işlemler hesap makinesi ile
hesaplanıyor. Dolasıyla biz bu şekilde bir
uygulama gerçekleştiremediğimiz için hayata
dair net veriler kullanamıyoruz. Bu da elimizde komik problemler haline dönüşüyor.
Yurtdışıyla kıyaslarsak ne durumdayız çok
farklılık var mı?
Çok ciddi bir fark var. Okul müfredatlarımız
genellikle fazla işlem yapılması üzerinedir.
İşlemleri sürekli öğrencinin zihninden yapılmasını tetikleyen bir sistem var. Bu sayıyı
bununla çarpabilmelisin, çarpım tablosunu
ezberlemelisin şeklinde. Yurtdışında birçok
ülkede, birçok üniversite profesörü çarpım
tablosunu ezberleme ihtiyacı hissetmez.
Çünkü mantığını bilir. Biz ısrarla bunları
öğrencilerimize yaptırmaya çalışıyoruz. Bunu
yaparak da matematiği amacından çıkarmış
oluyoruz.
Bu sıkan bunaltan kısma gelindiğinde
benim aklıma ilk TEOG geliyor. Sizce bu
eğitim sistemi ne olacak? bu sistemsizliğe
nasıl bir çözüm getirilebilir?
Ben kesinlikle eğitim işinin siyaset işi
olamadığına inanıyorum. Türkiye'de eğitim,
siyasetin maşası olduğu sürece düzelemeyecektir. Öncelikle eğitim siyasetten tamamen
uzaklaştırılmalı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin
geleceği ve yararı için en baştan inşaa
edilmesi gerekli.
Kendi eğitim modelimizi oluşturmalıyız.
Önceden Fransız eğitim modeli, şimdi ise
Amerikan ve Fransız modelini aynı anda
uygulamaya çalışan bir sistem var. Hiç bir
şekilde kendi sistemimize sahip değiliz. En
büyük sorun da budur. Bu coğrafyadaki
insanların yeteneklerine ve ihtiyaçlarına yönelik eğitim sistemi oluşturulması gerekli.
Değişim yapabilmek için başarısızlığımızı
kabul etmemiz lazım. Bakın hiç bir ülkede hiç
bir sınav bir insanın hayatını kaybetmesine
neden olmamıştır. Fakat bizim ülkemizde
bunlar yaşanıyor bu çok ağır vicdani bir yük.
Peki bu sistemi kuranlar ve yönetenler
bunun farkında değiller mi? Neden bir
şekilde buna müdahale edip düzeltemiyorlar? Böyle bir zihniyete sahip değiller mi?
Bizde şöyle her zaman var olan siyasi yapının
“ben geldim, ben yaparım, ben yaptım”
zihniyeti var. Tartışma yok, araştırma yok ve
altyapı yok. Herhangi bir gözlem yapılmadan
yenilik yapılmaya başlanıyor ama hiç
yenilenemiyoruz. Sistemde neye ihtiyacımız
olduğu da araştırılmıyor, sorgulanmıyor.
Mesela sormak lazım insanlara TEOG'a
ihtiyacımız var mıydı? SBS'ye ne oldu?
Neden kaldırıldı?
Eğitmenler bu noktada yeterli olabiliyor mu?
Kesinlikle hayır. Önemli bir konuya parmak
bastınız, teşekkür ederim. Maalesef
Türkiye'de devlet okullarında öğretmenler çok
bıkkın, mutsuz ve huzursuzlar. Bu mutsuzlukları, huzursuzlukları kesinlikle öğrencileri de etkiliyor ve zarar vermekte. İdealist
öğretmen profili günden güne azalmakta.
Anne ve babalarda artık şöyle bir kanı oluşmaya başladı; benim çocuğum TEOG'A veya
üniversite sınavına girecek ve devlet okulunda
girerse hiç bir şey yapamayacak. Bir vatandaş,
kendi devletinin okuluna karşı böyle bir
güvensizlik yaşıyor. Eyvahlar olsun! Çok acı
69
birşey. Bunu sadece bir kaç veliden
duymadım, 16 yıldır öğretmenlik yapıyorum,
bunu 16 yıldır duyuyorum. Eğer bir çocuk
sınava girecekse hemen okulu sorgulanıyor,
bununla birlikte hemen dershaneye
yazdırılıyor, yetmiyor özel hoca ile çalışılmaya başlanıyor. Bu ciddi bir problem.
Peki
dershanelerin
özel
okula
dönüştürülmesine ne diyeceksiniz? Ergenlik çağına gelmiş çocukların apartmandan
bozma okullarda eğitim görmesi hakkında
ne düşünüyorsunuz?
Öncelikle okul ve dershane altyapıları aynı
değildir. Dershane öğrencilerin daha az zaman
geçirdiği, bu neden sosyalleşme şartlarının
daha az ihtiyaç duyulduğu yapılardır. Bir
basketbol sahasına, bir bahçeye ihtiyaç
duyulmaz dershanelerde. Tam tersi dershanenin amacı öğrenciyi bu sosyallikten tamamen soyutlayıp sınava hazırlamaktır. Siz
sosyalleşmekten arınmış bir kuruma diyorsunuz ki, ben sizi okul ilan ediyorum. Şimdi
burada şunu sorgulamak gerekiyor; nasıl bir
nesil bekliyoruz biz? Yani sosyal, insani ilişkileri güçlü bir nesil mi yoksa sadece sınavlara
hazırlanan başka bir şey düşünmeyen bir nesil
mi? İnanın bu handikapların ileride zararlarını
göreceğiz. Yetişen neslin psikolojisindeki
bozukluklar bize ciddi şekilde geri dönecek.
Bu dönüş toplum hayatımıza da zarar verecek.
Çünkü vicdanları yavaş yavaş yok olmaya
başlayacak.
Biraz da Göktürk’teki yaşamınızdan
bahsedelim. Göktürk’te severek gittiğiniz
mekanlar var mı?
Göktürk’te 6 yıldır eğitim veriyorum.
Velilerim olsun, öğrencilerim, mezun ettiklerim olsun, bir aile ortamımız var. Ders
arasında Starbucks'a gittiğimde, mutlaka bir
velimle karşılaşıyorum ve oturup sohbet edebiliyorum. Göktürk'ün kendine özel bir yapısı
var. Samimiyet dediğimiz, en azından
insanların birbirinden günaydın demeyi
esirgemediği, bir cafeye gittiğinizde tanımadığınız insanlarla bile selamlaşıp sohbet
edebileceğiniz bir yer Göktürk.
Peki Ali Hoca özel ders ve eğitim koçluğu
dışında neler yapıyor?
Aslına bakılırsa dersler ve koçluk çok ciddi
bir zamanımı alıyor. Öğrencilerimle çok
yakından ilgilenmem gerekiyor, bunun içine
aileyi de katıyoruz ve çember böyle
genişledikçe genişliyor. Fakat kendime çok
güzel zaman ayırabiliyorum. fotoğrafçılık ve
photoshop kurslarına gidiyorum. Bir kaç
üyesi olduğum yardım dernekleri var. Bunlardan biri aynı zamanda memleketim olan
Kayseri Yardımlaşma Derneği. Kayseri'den
İstanbul'a gelmiş fakat durumu okumaya müsait olmayan çocuklara yardım etmeye
çalışıyoruz fakat çok güzel hikayelerle
karşılaşıyoruz ve beni çok etkiliyorlar çünkü
70
eğitim ile ilgili hikayeler bunlar. Bu
hikayeleri de öğrencilerime aktarıyorum beni
çok duygulandırdığı için. Bunun dışında spor
ile de ilgilenmeye başladım. Türkiye'de
sporun insan sağlığına olumlu getirisi öğretilerek yetiştirilen bir nesil değiliz, bu yüzden
bunu ben kendime katmaya çalışıyorum.
Onun farkındalığı çok fazla bende artık.
Sürekli bir yediğime dikkat etme, organik
beslenme durumundayım.
Nerelerden alışverişinizi yapıyorsunuz?
Marketler özellikle organik reyonlara bakıyorum. Biliyorsunuz bir organik pazarımız
var. Bazen Karaburun ya da Garipçe
taraflarına gidiyorum. Oralarda yollardaki
satıcılarla sohbet etmeyi, süt almayı, yoğurt
almayı daha çok seviyorum. Arada bir
kendimi öyle sakin ve değişik maceralara
atıyorum.
En son okuduğunuz kitap?
Şu anda Metin Hara'nın kitabını okuyorum
Yol adında. Çok başarılı buldum. Kendisi de
bir yaşam koçu. Açıkçası bana çok faydası
olacağını düşünerek almıştım ki keza öyle
oldu.
Ne tür müziklerden hoşlanıyorsunuz?
Matematik ile ilgili soru çözerken klasik
müzik ya da enstrümantal müzik dinlerim,
sözlü müziği tercih etmem.
Tüm bu olumsuz sistem içerisinde aileler
olarak çocuklarımızın bir yer edinmesi için
mücadele veriyoruz. Bu işin içinde biri
olarak ailelere nasıl öğütler vermek
istersiniz?
Mevcut yapının dışında kalmak bir süre sonra
çok da mümkün olmuyor. Biz çocuğumuzu
sınava hazırlamayacağız desek de, bir süre
sonra sınavın ortasındayız. Fakat bunu
yaparken çocuğumuzun sosyal yapısını,
özgüvenini yıkmadan, onu rencide edecek
herhangi bir davranış içine girmeden, onun
isteyip istemediğini sorarak ve yanınıza
çocuğunuzun desteğini alarak, birlik olarak,
çocuğunuzun tercihine saygı duyarak
ilerlemelisiniz. Her çocuğun farklı bir potansiyeli ve bu potansiyeli ortaya çıkarma zamanı
vardır. Çocuğunuzu bu sınavlara hazırlarken
de onları dinlemelisiniz, çözümsüzlüğü
girdiğinizde bir profesyonelden yardım
almalısınız. Benim tavsiyem, veliler çocukları
ile ilgili karar alırken, mutlaka bu kararın
çocuğa etkisini ve çocuğun desteğinin alınıp
alınamayacağı sorgulanmalı. Bunları tamamladıktan sonra, sosyal hayatına, özgüvenine
zarar vermeden yol kat etmek gerekiyor.
Countrylife dergisine evinizin kapılarınızı
açtığınız için çok teşekkür ederiz.
“EĞİTİMDE
BİRİNİN
ÇIKIP
KRAL
ÇIPLAK
DEMESİ
GEREKİYOR”
Uzm. Dyt. Simge ÇITAK
DETOKS YAPMALI MI?
Detoks diyetlerine – kürlerine büyük paralar harcamak yerine, sağlıklı beslenerek vücudunuzun toksinlerden
arınmasını sağlayabilirsiniz. Günlük beslenmenizde taze meyve ve sebzeye daha fazla yer vererek, aşırı yağlı, tuzlu,
şekerli yiyeceklerden uzak durarak, doğal yollarla yeterli vitamin ve mineral alarak zaten vücudunuzun detoks
yapmasına yardımcı olursunuz. Buna ilaveten düzenli egzersiz yaparak, mümkün olduğunca stresten uzak durarak
detoks programınızı destekleyebilirsiniz. Üstelik bunun için herhangi bir ücret ödeminize de gerek yok.
Şunu unutmayın ki, detoks asla tek yönlü bir
beslenme programı anlamına gelmez ve bir
kilo verme yöntemi değildir. Gün boyunca
sadece meyve – sebze suyu tüketerek detoks
yapmış olmazsınız. Aksine tek yönlü
beslenme şekli nedeniyle protein, demir,
çinko, fosfor ve B grubu vitaminlerini yeteri
kadar almadığınız için vücudunuza zarar
verirsiniz. Buna bağlı olarak belki metabolizmanın hızlanması nedeniyle kilo
vermeniz mümkün. Ancak sağlıklı ve kalıcı
olarak kilolarınızdan kurtulmanız mümkün
değil.
Düşünün!! Bir yıl 365 gün… 360 gün yağlı
yiyecekler, şekerli kremalı tatlılar yiyip, her
gün stresle dolu bir hayat yaşayıp, hiç spor
yapmayıp sonra 5 gün detoks programı adı
altında sadece sebze meyve yiyerek, stresten
uzak durarak, spor yapmak ne kadar doğru
olabilir? Hayatınızı sadece 5 güne yada bir
haftaya sıkıştırmak… 360 gün sağlıklı yaşamak önemli.
Benim demek istediğim, yapılması gereken
perhiz değil, bilinçlenme olmalı. Bilinçli
beslen, bedenini dinleyerek beslenirsen asla
çok fazla veya çok az yemezsin. Yemek
yerken yönetim beyninde yada dilde değil
midede olmalı. Çok az yemekte, çok fazla
yemekte iki eşit derecede kötüdür. Ben size
dengeli olmalısınız diyorum. Çünkü sağlıklı
insan dengeli insandır. Asla uçlara kaymaz.
Tüm aşırılıklar endişe ve gerginlik yaratır.
Hayat boyu detoks nasıl
yapılır?
- Güne müzik dinleyerek başlayın, ruhunuzu
güzel bir müzikle uyandırmak gibisi yok.
- Gün içinde sevdiğiniz bitki çaylarından
2-3 fincan tüketmeye özen gösterin, siyah
çay tüketiminiz de böylece azalır.
- Kahve tüketiminizi 2 fincanla sınırlandırmaya çalışın. Kafeinli içecekler yerine içine
meyveler doğrayarak su tüketiminizi arttırabilirsiniz.
- Doğada yürüyüşler yapmaya başlayın.
Oksijenin bol olduğu yerlerde yapın ki
vücudun toksin atımına yardımcı olun.
- Diyelim ki öğlen yeterince et, tavuk yada
balık tüketiniz. Akşam bir daha et grubundan tüketmemeye özen gösteriniz.
- Mevsim sebze ve meyvelerini tüketiniz.
Hazır meyve suları yerine meyve
yiyemediğiniz günlerde en azından taze
meyve suyu içebilirsiniz.
- Doğru nefes almayı mutlaka öğrenin.
- Akşam eve geldiğinizde günün stresini
atmak için, kendinize vakit ayırmaya özen
gösterin. Sizi ne mutlu ediyorsa onu yapın.
İsterseniz yoga, yada güzel bir müzik yada
çocuklarla oynamak yada kitap okumak..
- Gün boyunca yiyeceğiniz besinleri doğru
planlamayı öğrenin. Öğün atlamayın. Öğünler arasındaki dengeyi mutlaka kurmaya
çalışın.
- Doğal yiyecekler yenmeli. Çünkü doğal
olan sizi tatmin eder, bedeni doyurur.
Doygun hissedersiniz.
Bilinçli olun… Bilinçli yaşayın…
Uzm. Dyt. Simge ÇITAK
Göktürk
İstanbul Caddesi Suvenue Residence E blok
No: 6 Göktürk / İstanbul - 0212 322 08 73
Nişantaşı
Teşvikiye Cad. Ar Apt. No:47 Nişantaşı/
İstanbul – 0532 130 16 55
w w w . s i m g e c i t a k . c o m
[email protected]
71
ÇOCUĞUMLA NE YAPSAM?
HOME-EVİM
Göktürk Cineport
Vizyon Tarihi:
27 Mart 2015
TİYATRO
PİŞMAN
PATİLER
Miskin büyükanne ile yaşayan üşengeç bir
o kadar da sevimli bir kedidir. Kurnaz isimli
tilki miskinin yaşantısını kıskanır ve eve
yerleşebilmek için plan kurmaktadır. Miskin
sahip olduğu sıcacık ev, onu seven
büyükannenin kıymetini Kurnaz’ın oyunları
yüzünden unutur. Ve elindeki her şeyi
kaybeder.
72
İnsan dostu uzaylılar gezegenleri düşmanları tarafından işgal edilince dünyaya sığınmaya karar verirler. İnsanlığın ne olduğunu
öğrenecek olan sevimli dostlarımız büyük bir
serüvene atılacaklar. Orijinal seslendirme
kadrosunda Rİhanna, Jennifer Lopez, Steve
Martin ve Jim Parsons yer alıyor.
TİYATRO
‘AİLE AĞACI’
(7, 12 yaş)
ÇOCUĞUMLA NE YAPSAM?
Akbank Çocuk Tiyatrosu’nun çocuklara
tasarruf bilincini aşılamayı amaçlayan yeni
oyunu “Aile Ağacı”, 4 Nisan ve 25 Nisan’da
iki ayrı gösteri ile çocuklarla buluşmaya
devam ediyor.
Akbank Sanat oyun yazma atölyelerine
katılan çocukların senaryolarından ve
yönetmen Jonathan Lloyd'un bir öyküsünden uyarlanarak Rachell Barnett tarafından
kaleme alınan “Aile Ağacı” isimli oyun,
küçük Penny ve ailesinin eğlenceli
hikayeleri eşliğinde çocuklara keyifli
dakikalar yaşatırken, aynı zamanda da
para ve tasarruf kavramlarıyla ilgili
düşünmelerine yardımcı oluyor.
Bilet Fiyatı: Tam: 6 TL / Çocuk: 3 TL
www.akbanksanat.com
AKBANK SANAT’TAN ÇOCUKLARA
ÖZEL 23 NİSAN ATÖLYELERİ
Akbank Sanat, 23 Nisan Ulusal Egemenlik
Haftası ve Çocuk Bayramı kapsamında
24-25 Nisan tarihlerinde düzenleyeceği
eğlenceli ve yaratıcı atölye çalışmaları ile
çocukları sanatın büyülü dünyasıyla
buluşturuyor. Konusunda uzman eğitmenler eşliğinde gerçekleştirilecek Akbank
Sanat 23 Nisan Etkinlikleri ile çocuklar,
suluboyadan yaratıcı dramaya, oyuncak
heykelden mozaiğe, linol baskıdan oyuna
birbirinden eğlenceli atölyelerle keyifli vakit
geçirirken, sanatla iç içe olarak kendi
yeteneklerini keşfedecekler ve yepyeni bir
dünyanın kapılarını aralayacaklar.
73
ÇOCUĞUMLA NE YAPSAM?
JATOMI İLE ÇOCUKLAR
JİMNASTİKLE TANIŞIYOR
Çocuğunuz gün içinde koşuyor, zıplıyor hatta tırmanıyor. Her ne
kadar ‘Yerinde duramamak’ diye değerlendirsek de o aslında spor
yapıyor. Çocuğunuzun hareket ihtiyacını hayatı boyunca kullanabileceği bir alışkanlığa çevirebilirsiniz. Özgüven, disiplin, zeka,
kuvvet, esneklik, kazandıran ve tüm diğer sporların temelini
oluşturan jimnastik dersleri JATOMI Marmara Forum kulübünde!
TASARIM
HARİKASI
OYUNCAKLAR
Kiddie Home’da satışa sunulan Mon Petit Art’ın
tasarım harikası oyuncaklarında yaratıcılık ön
planda tutuluyor. Çocuklar markanın oyunlarıyla
yeni ve keyifli bir dünyanın içinde yer alıyor.
Mon Petit Art, her biri farklı Fransız tasarımcılar
tarafından tasarlanmış ve çoğunluğu kağıt ve
kartondan yapılmış çocukların yaratıcılığını
geliştirmeye yönelik aktivite oyuncakları ve
kırtasiye ürünlerinden oluşuyor. Türkiye'ye
Kiddie Home tarafından getirilen bu tasarım
harikası ürünler Avrupa'da üretiliyor. Artivity
(Art&Activity) kavramının yaratıcısı Mon Petit
Art, tasarım oyuncaklarıyla çocukların hayal
dünyalarında yeni ufuklar açıyor. Ayrıca %100
geri dönüşümlü malzemeden üretilen tasarım
oyuncaklar ve kırtasiye ürünleri Avrupa kalite ve
güvenlik standartlarına uygunluğu ile de anne
babalar çocuklarıyla gönül rahatlığıyla kaliteli
vakit geçirmenin keyfini çıkarıyor. Tasarım
harikası Mon Petit Art’ ın çok çeşitli oyuncakları
ve kırtasiye ürünleri www.kiddiehome.com’da
satışa sunuluyor.
LEGOLAND®DİSCOVERY
CENTRE AÇILIYOR
3 bin metrekarelik bir alanda 3 milyon
LEGO® parçası ile Doğu Avrupa’nın ve
Türkiye’nin ilk LEGOLAND® Discovery
Centre’ı, 2015 yazında İstanbul’da ziyaretçilerine kapılarını açıyor. LEGO® parçalarından
oluşan bu en yeni eğlence ve oyun mekanının
temel atma töreni, Forum İstanbul’da gerçekleştirildi. Forum İstanbul’un kalbinde yer alan
LEGOLAND® Discovery Centre İstanbul,
3-10 yaş arası çocuklara ve ailelerine
yaratıcılık, renk ve eğlence dolu bir dünya
sunuyor. LEGOLAND® Discovery Centre
İstanbul’da heyecanlı LEGO® gezileri,
4 boyutlu sinema, LEGO® parçalarının yapım
sırrının anlatıldığı LEGO® Fabrika Turu,
Master Model Builder tarafından yönetilen
atölye çalışmaları, temalı oyun alanları,
doğum günleri ve kutlamalar için özel parti
odaları ve İstanbul’un simgelerinin inşa
edildiği LEGO® MINILAND sergisi yer alacak.
23 NİSAN’DA NARKÖY’DE UMUT
TOHUMLARI EKİYORUZ
74
‘23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramı’ Narköy’de; güneş, bahar ve
doğanın buluştuğu yerde, çeşitli atölyeler
ile kutlanacak. Narköy’ün annesi ‘Nar
Anne’, katılımcı çocuklarla birlikte ‘umut
tohumları’ ekecek, dileyen çocuklar
peynir yapmayı öğrenecek.
Ekolojik Turizm Merkezi Narköy,
23 Nisan’da çocuklar için günün
anlamını tamamlayacak bir etkinlikle ev
sahipliği yapmaya hazırlanıyor. 23 Nisan
Perşembe gününü, Narköy’de müthiş bir
doğa deneyimi ile karşılayacak olan
çocuklar, geleceğimiz olan tohumun
önemini bu kez kendileri deneyimleyerek
öğrenecek.
GÖKTÜRK’te
Kemerlife Çarşı 26/S Göktürk
Tel: 0212 3222623
LEOPAR
DESENLİ
KURABİYE
Nefis portakal aromalı kurabiye hamurunu
4 ayrı renkle ve farklı şekille gösterişli
bisküvi ve kurabiyelere çevirebilirsiniz.
Hem de doğal yöntemlerle.
Bu renkli hamurlarla yapması çok zevkli ve
gösterişli Leopar Kurabiyeler yapıyoruz.
Bu kurabiyeleri hazırlamaktan ve
görüntüsünden ayrı zevk alacaksınız.
Hazırlayan: Ayşenur Altan
youtube.com/user/nuraltan
Malzemeler:
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
76
www.kekevi.com
1 bardak pudra şekeri
1 portakal kabuğu rendesi
150gr. tereyağı
yarım su bardağından bir parmak
eksik sıvıyağ
1 yumurta
yaklaşık 3 buçuk su bardağı un
1 silme tatlı kaşığı karbonat veya
1 paket kabartma tozu (karbonat
kullanırken ölçüyü kaçırmayın.
Yeterince koyarsanız ayrı lezzet katıyor
ama fazla kaçarsa tadını bozuyor.
O yüzden isterseniz kabartma tozu da
ekleyebilirsiniz.)
1 yemek kaşığı kakao
arzuya göre yarım paket vanilya
1 yemek kaşığı kadar ıspanak
suyundan gıda boyası
Yapılışı:
1. Pudra şekerini ve portakal kabuğu
rendesini biraz mikserle çırpın.
2. Oda ısısındaki yağı ekleyip kabarana
kadar çırpmaya devam edin.
3. Önce sıvıyağı sonrada yumurtayı ekleyip
karıştırın ve karışıma yedirin.
4. 2 buçuk bardak kadar unu kabartma tozu
veya karbonat ve yarım paket arzuya
göre vanilya ile ekleyip cıvık hafif ele
yapışan bir hamur elde edin.
5. Hamurdan yaklaşık 1 portakal
büyüklüğüne yakın parça alıp kalan
hamuru ele yapışmayan şekil alabilen ve
oynanabilen bir hamur elde edene kadar
un ilave edip yoğurun ve kaptan alın.
6. Ayırdığınız hamuru kaba alıp 1 çay
kaşığı kakao ekleyin ve yoğurun.
7. Açık sütlü kahve gibi bir renk elde
edince yaklaşık cevizden biraz büyük
parçayı alın ayırın ve kalan hamura bu
sefer 1 tatlı kaşığı dolusu kakao ekleyin
ve iyice koyu renk homojen bir kıvam
olana kadar yoğurun. Kıvamı koyu
gelirse biraz sıvıyağ veya su
damlatabilirsiniz.
8. Şimdi bu nefis hamurlarla leopar
kurabiye yapalım.
Leopar
Kurabiye yapılışı:
Leopar desenli kurabiye hamuru yapmak çok zor değil ancak ufak
püf noktaları var. Size yazılı olarak hepsini aktaracağım ama yine de
videolu tarifimi daha ayrıntı için youtube.com/user/nuraltan kanalımdan leopar kurabiye videosunu aratarak izlemenizi öneririm
1. Kakaolu hamuru ikiye bölün ve ince uzun dikdörtgen şekilde hafif unlu tezgahta
merdane ile açın.
2. Ortasına boylu boyunca yeşil renkli hamuru çubuk gibi uzatıp yerleştirin ve kakaolu
hamuru üzerine rulo kapatın. Koyu hamur yeşili tamamen kapatmamalı ki
kestiğimizde leopar desen daha güzel çıksın.
3. İki renkli ruloyu buzluğa alıp biraz soğutun. (Çok sert olmasın)
4. Açık renkli hamuru ve kalan koyu kakaolu hamuru aynı şekli verip rulo yapın ve
derin dondurucuda bekletin.
5. Sade hamuru ikiye bölün ve hafif unlu tezgahta 1 cm den biraz daha ince açın.
Hazırladığınız renkli rulolardan birini bıçakla ince ince keserek sade hamura sık sık
gelişi güzel yerleştirin (leopar deseninin düşünün)
6. Üzerine streçfilm serip hamuru açmaya devam edin.
7. Yarım cm kadar kalınlığa veya istediğiniz inceliğe geldiği zaman istediğiniz kalıpla
kesip tepsiye yerleştirerek 170C dereceli fırında hafif pembeleşene kadar pişirin.
8. Diğer kalan hamuru da öteki rulo hamuru kullanarak desen verip aynı işlemleri
uygulayın. Ben iki farklı renkte yaptım siz isterseniz yeşil yapmadan sadece
üç renkle de yapabilirsiniz.
77
Yrd. Doç. Dr. Erkan Erdem
Üroloji Uzmanı
Erkekte çocuk sahibi olamamanın en sık nedeni olan
VARİKOSEL
NEDİR?
Erkeklerde testislerden çıkan kirli kanı taşıyan toplardamarların (venlerin)
bozukluğu nedeniyle iyi görev yapamaması ve buna bağlı içindeki kirli kanı
kalbe taşıyamamasıdır. İnsanlarda (özellikle kadınlarda) bacaklarda oluşan
varislerin testislerdeki benzerine varikosel diyoruz. Erkek kısırlığının (erkek
infertilitesi) en sık görülen ve düzeltilebilen nedenlerinin başında gelmektedir.
Toplumda erişkin erkeklerin %20'sinde görülmektedir. Çocuk sahibi
olamama nedeniyle başvuran erkeklerin %35'inde rastlanıyor.
78
VARİKOSEL
NEDİR?
Varikosel semen analizinde(spermiogram)
hangi bozukluklara neden olur?
Sperm sayısında azalma
Sperm hareketlerinde azalma
Sperm şekillerinde bozulma
Bu olumsuzluklara hangi mekanizmalarla
sebep olur?
Testisten atılamayan kanın testis etrafında
birikmesi sonucu ısı artışı olması
Testisten atılması gereken zararlı maddelerin
atılamayıp testise geri dönmesi (reflü)
Kirli kanın testiste birikmesi
Varikosel tanısı nasıl konur?
Teşhiste en önemli yöntem tecrübeli bir
üroloji uzmanının yapacağı muayenedir.
Muayene mutlaka ayakta yapılmalıdır.
Muayeneye göre varikosel 3 dereceye
(grade) ayrılır:
Grade I (derece I): En hafif derece olup
ayakta muayenede ancak öksürme/ıkınma
gibi manevralarla ele gelen
Grade II (derece II): Ayakta muayenede
karın içi basıncını artırmaya gerek olmadan
el ile muayenede anlaşılan
Grade III (derece III): En ağır tip olup,
ayakta gözle görülebilen varisli damarlar söz
konusudur.
Tanıda ikinci basamak, skrotal renkli
doppler ultrasonografi tetkikidir. Bu tetkikle
hasta damarların çapları, bu damarlara kirli
kanın geri dönüp dönmediğini, testiste
hacim kaybı olup olmadığını ortaya koyar.
Semen Analizi (Spermiogram) nedir?
Varikosel; spermde sayı, hareket ve şekil
bozukluğuna (morfoloji) neden olabilir.
Hastanın değerlendirilmesinde ideal olan
2 ayrı sperm tahlili (spermiogram) yapılmasıdır; iki sperm tahlili arasında 7 günden
az ve 3 haftadan fazla süre olmamalıdır.
Sperm sayısı 5-10 milyon arasında ise
hastada kanda hormon seviyelerine
(FSH ve Testosteron) bakmak gerekir.
Eğer sayı 5 milyondan az ise: genetik
testler yapılmalıdır. Genetik testler sonucunda bir bozukluk saptanmış ise varikosel
muhtemelen tesadüfen bulunmuştur ve
bu hastalarda varikosel ameliyatı fayda
sağlamayacaktır.
Varikosel nasıl tedavi edilir?
Varikoselin günümüzdeki cerrahi tedavisi
kasık bölgesinden yapılan yaklaşık
2-3 cm’lik kesi ile testis damarlarına
ulaşmak ve hasta damarları bağlayarak iptal
etmektir. Bu ameliyat mutlaka “MİKRO
CERRAHİ” tekniği ile yapılmalıdır. Mikro
cerrahi yöntemi ile hastalığın tekrar etme
ihtimali %1 iken, ameliyat mikroskopu
kullanılmaz ise bu oran %15'dir. Ayrıca
mikro cerrahi yöntemi ile yapılan ameliyat
sonucunda 1. yılda gebelik oranı %43 iken
2. yılda %60’lara varabilmektedir.
Hangi hastalara cerrahi tedavi
yapılmalıdır?
Çocuk sahibi olamamış çiftlerde kadın
partnerin sağlıklı olması durumunda
Erkekte yapılan semen analizinde anormal
bulgular saptandığında
Daha önce çocuk sahibi olmuş ancak şimdi
olamayan ve varikosel tanısı almış hastalarda
Ağrısı başka tedavilerle geçmeyen olgularda
Bekâr ancak yüksek dereceli (2. ve 3. derece)
varikoseli olan hastalarda
varikoselin ilerleyici bir hastalık olması
nedeniyle cerrahi tedavi gereklidir.
Adolesan varikosel nedir?
Ergenlik çağı öncesi çocuklarda rastlanan
varikosele adolesan varikosel denir. 10 yaş
altı çocuklarda oran %1 iken, adolesan
çağda %11 olarak karşımıza çıkar.
Bu yaş grubunda genellikle belirti vermez,
muayenede ortaya çıkar.
Adolesan varikosel ne zaman tedavi edilir?
Ultrasonografide testis hacimleri arasında
cc'den yada %10’dan fazla fark varsa, yani
testiste hacim kaybı olmuş ise mikro cerrahi
varikosel ameliyatı yapılmalıdır. Çocukluk
çağında ameliyat olanlarda ameliyat sonrası
testis hacimleri normale dönerken 14 yaşından
sonra ameliyat olanlarda testisin kıvamı iyileşse
de hacminde bir düzelme olmamaktadır.
[email protected]
79
Acil Servislere Vale Geliyor
80
Hastane Otoparklarını İSPARK
Yönetecek
İSPARK Genel Müdürü Mehmet Çevik,
İstanbul’da günde 150 bin kişiye hizmet
veren İSPARK’ın hastane otoparklarını da
işleteceğini söyledi. Sağlık Bakanlığıyla
imzalanan protokol kapsamında İstanbul
genelindeki devlet hastanelerinin otoparkları
İSPARK’a devredilecek. İSPARK acil
servislerde ücretsiz vale hizmeti verecek.
Mehmet Çevik, kurum bünyesindeki
yenilikleri Country Life’a anlattı.
İstanbulluların hayatını kolaylaştıran
projelerle hizmet ağını genişleten İSPARK
hastanelerin acil servislerinde başlattığı
vale hizmetini yayınlaştırıyor. Devlet
hastanelerindeki otoparkların işletilmesi ve
acil servislerde ücretsiz vale hizmeti
verilmesi amacıyla yapılan görüşmeler
neticelendi. Pilot olarak Fatih Sultan
Mehmet Eğitim Araştırma Hastanesi,
Üsküdar Devlet Hastanesi ve Göztepe
Eğitim Araştırma Hastanesi’nde başlatılan
uygulama 30 hastanede daha hayata
geçecek. Kısa zamanda ücretsiz vale hizmeti
İstanbul’daki devlet hastanelerinde uygulanmaya başlanacak.
Hayat kurtaran acil servislerde vale
desteği
Trafik kazaları, düşme, çarpma, kalp krizi
gibi olaylar sonucu her yıl milyonlarca insan
acil servislere akın ediyor. Yaşam kurtaran
acil servislerde vatandaşların yaşadığı sıkıntılara İSPARK personelleriyle vale desteği
verecek. Valeler hastanelerin acil servis-
Acil
Servislere
Vale
Geliyor
lerinde başlatılan ücretsiz vale hizmetiyle
hem vatandaşların araçlarını park edecek
hem de hastaların ilk yardımına koşacak.
Vale sistemiyle hastanelerin acil servisine
gelen sürücüler park yeri arama stresinden
kurtulacak valelerinde yardımıyla hastalar
kısa zamanda acil servislere yönlendirilecek.
Otoparkta nakit derdine son
İSPARK otoparklarında konumlandırılan
üniteler sayesinde, sürücüler artık kredi kartı
ile ödeme yapabilecek.
İstanbul genelinde her gün yaklaşık 100 bin
kişiye hizmet veren İSPARK, otoparklarda
giriş çıkışları hızlandırmak ve sürücüleri
nakit para derdinden kurtarmak amacıyla
farklı ödeme seçeneklerini devreye sokacak.
Kent genelinde 600 noktada 80 bin
kapasiteyle otopark işletmeciliği yapan
İSPARK, vatandaşlara kredi kartı ile ödeme
imkanı sunacak.
Devlet
hastanelerinde
uygulamaya
başlanan ücretsiz vale projesiyle, yaşam
kurtaran acil servislerde hasta ve hasta
yakınlarına bu hizmeti vermekten dolayı
mutlu olduklarını belirten İSPARK
Genel Müdürü Mehmet Çevik “Vatandaşlarımızın en sıkıntılı zamanlarında
eğitimli personellerimizle onların yanında
olacağız. Araçlarını valelerimiz park
edecek. Acil servislere gelen hastaların
taşınması ve acil servislere yönlendirilmesi
ilk önceliğimiz olacak” dedi.
HGS VE İSTANBUL KART İLE
ÖDEME
İSPARK, kredi kartından sonra HGS ve
İstanbul Kart ile ödeme yapılabilmesi için de
teknik altyapı çalışmalarını sürdürüyor.
Kente otopark kültürü kazandırmayı ve
teknolojik imkanlarla sektörün kalitesini
artırmayı misyon edinen İSPARK, 2015 yılı
içerisinde bu sistemleri hizmete sokmayı
hedefliyor.
81
SANAL
OYUN
DÜNYASI
Mart ayı oyunseverleri mutlu edecek.
Birbirinden güzel oyunlar
bu ay görücüye çıkıyor.
İşte Mart ayında çıkacak oyunlar;
82
Awakened Fate Ultimatum (PS3) – 17 Mart
Battlefield Hardline (Xbox One, 360, PS4, PS3, PC) – 17 Mart
Bladestorm: Nightmare (Xbox One, PS4, PS3) – 17 Mart
Final Fantasy Type-0 (Xbox One, PS4) – 17 Mart
Jamestown+ (PS4) – 17 Mart
Oceanhorn: Monster of Uncharted Seas (PC) – 17 Mart
Resident Evil Revelations 2 – Episode 4
(Xbox One, 360, PS4, PS3, PC) – 17 Mart (PSN) 18 Mart (XBL, PC)
Worlds of Magic (PC) – 19 Mart
Mario Party 10 (Wii U) – 20 Mart
Bloodborne (PS4) – 24 Mart
Borderlands: The Handsome Collection (Xbox One, PS4) – 24 Mart
Lego Ninjago: Shadow of Ronin (Vita, 3DS) – 24 Mart
Slender: The Arrival (PS4) – March 24, (Xbox One) – 25 Mart
Pillars of Eternity (PC) – 26 Mart
Forza Horizon 2 presents Fast & Furious (Xbox One, 360) – 27 Mart
Dead or Alive 5: Final Round (PC) – 30 Mart
Axiom Verge (PS4) – 31 Mart
MLB 15 The Show (PS4, PS3, Vita) – 31 Mart
Neverwinter (Xbox One) – 31 Mart
Toukiden: Kiwami (PS4, Vita) – 31 Mart
EN
GÜNCEL
TEKNOLOJİ
HABERLERİ
Apple Watch tanıtıldı
Apple’ın teknoloji dünyasında ses getirecek etkinliğinde Apple Watch, Macbook,
Apple TV ve daha bir çok uygulama
tanıtıldı.
Apple Watch bu akşamki etkinlikte tanıtıldı.
Cook'un başkalarıyla iletişime geçmek için
devrimsel bir ürün olarak tanımladığı
Apple Watch 24 Nisan’da satışta olacak
ve 10 Nisan’da ön siparişe açılacak. İlk
partide Türkiye bulunmuyor.
Apple Watch ile hava durumunu, müzik
çaları ve kalp ritminizi görebiliyorsunuz.
Apple Watch’ta yerleşik mikrofon ve
hoparlör yer alıyor yani isterseniz telefon
konuşması yapabiliyorsunuz, kısa mesajları
kontrol edebiliyorsunuz.
Saatin
pil ömrü
18 saat
Internet Explorer
olarak
gidiyor
belirtiliyor
Samsung Galaxy S6
Spartan geliyor
Samsung Galaxy S6 ve Galaxy S6 Edge
hakkında bilmeniz gereken her şey! Galaxy
S6, yanında Galaxy S6 Edge ile birlikte,
MWC 2015 fuarında resmi olarak ortaya
çıktı. Beklendiği gibi, her iki telefon da,
plastikten metal ve cam kasaya geçiş
yaptı. Böylece Samsung'un yıllardır taviz
vermeden devam ettiği plastik kasa
anlayışı da, nihayet sona ermiş oldu.
Galaxy S6 ve S6 Edge, Galaxy S5'te
bulunan iki önemli özelliğe veda etmemiz
anlamına da geliyor. Telefonlarda arka
kapak çıkmıyor; dolayısıyla artık "pil bitince
yenisi takarım" çözümü söz konusu değil.
Ayrıca Samsung, artık microSD bellek kartı
kullanma imkanı da sunmuyor.
Microsoft Internet Explorer tarayıcısını sonlandırma kararı aldı. Yeni internet tarayıcısı
Spartan Windows 10 ile birlikte kullanıma
sunulacak. Bir zamanlar dünya üzerinde
en çok kullanılan internet tarayıcısı Internet
Explorer tarih oluyor yerine Spartan geliyor.
Microsoft, Internet Explorer'ın çok sayıda
hata bulundurması ve modern web
tarayıcılarıyla rekabet edememesinden
dolayı bu radikal kararı aldığını açıkladı.
Windows 10 ile birlikte duyurulan ve Internet Explorer‘ın kötü imajını düzelteceği
söylenilen yeni internet tarayıcısı
Spartan’ın Windows 10 ile birlikte telefonlara da gelecek.
83
Mitsubishi, Konsept XR-PHEV II ve Yeni L200 ile
Cenevre’de dikkatleri üzerine çekti...
Mitsubishi Motors, 85. Cenevre Uluslararası Otomobil
Fuarı’nda tanıttığı Konsept XR-PHEV II konsept modeli ve
yılın ikinci yarısında Türkiye’de satışa sunulacak
Yeni L200 ile bütün dikkatleri üzerine çekti.
84
Mitsubishi
Motors’un
geliştirdiği
MITSUBISHI Konsept XR-PHEV II,
85. Cenevre Uluslararası Otomobil
Fuarı’nda en fazla dikkat çeken modellerden
biri olmayı başardı. Outlander PHEV’in
gördüğü ilginin ve elde ettiği başarılı satış
grafiğinin ardından Mitsubishi’nin plug-in
hibrit araçlara odaklandığını belirten Temsa
Motorlu Araçlar Genel Müdürü Eşref Zeka,
bu anlamda Cenevre Otomobil Fuarı’nın
yenilikçi teknolojilerin tanıtıldığı bir
platform olduğunu belirtti.
modellerden biri olduğunu vurguladı. Zeka,
150 ülkede satışa sunulması planlanan
5. nesil L200’ün, Avrupa ve Türkiye’de yılın
2. yarısında satışa sunulacağını açıkladı.
Eşref Zeka, bir ticari araç olarak sağlamlığı
ve dayanıklılığı ile ön plana çıkan Yeni
L200’ün de yine Cenevre’de dikkat çeken
Zeka: “ASX’in ürün gamının tamamlanması, pazardaki konumumuzu sağlamlaştıracak”
Yeni L200 yılın ikinci yarısında Türkiye’de
satışta…
‘En üst seviye spor pick-up’ olarak bir
otomobile eşdeğer iç kabin ve konfor sunan
Yeni L200, bir önceki versiyonu ile
karşılaştırıldığında %17 daha az yakıt
sarfiyatı ve karbon salımı yapıyor. 6 ileri
manuel şanzımanlı Yeni L200’de CO2
emisyonu 169 g/km'ye düşüyor. Pajero
modelinde de bulunan 4x4 Super Select
sisteminin Yeni L200’e eklenmesi ile arazi
kabiliyeti de son derece artıyor.
Temsa Motorlu Araçlar Genel Müdürü Eşref
Zeka, Yeni L200 ile pazardaki güçlü konumu
korumayı hedeflediklerini, önümüzdeki yıl
yeni ASX’in gelmesiyle tamamlanacak
binek ürün gamında büyümeyi öngördüklerini vurguladı.
Mevcut ASX’in dizel motor seçeneğinin
önümüzdeki birkaç ay içinde Türkiye’de
olacağını açıklayan Zeka, “Tamamen
yenilenen ASX ise 2016 yılının ikinci
yarısında Türkiye pazarına giriş yapmış
olacak.” diye belirtti.
85
MEHMET GÜLERYÜZ BİRİKİMİYLE
İSTANBUL MODERN’DE…
‘’Ressam ve Resim: Mehmet Güleryüz Retrospektifi’’ sanatçının 1960’lı yıllardan 2010
yıllarına kadar uzanan kariyerinin bir dökümü niteliğinde…
86
İstanbul Modern’de düzenlenen sergi, Mehmet
Güleryüz’ün resimden desene, heykelden
gravüre, tiyatrodan performansa uzanan zengin
ifade arayışının gelişim ve dönüşümüne ışık
tutuyor. Eleştirel ve dışavurumcu üslubu ile
yarım yüzyıldır Türkiye sanat sahnesinde
kendisine özel ve ayrıcalıklı bir yer edinen
Mehmet Güleryüz’ün sanatının merkezini insan
ve onu çevreleyen sosyo-politik koşullar
oluşturuyor. Toplumsal bir sürece ait olan
Güleryüz’ün sanatı, gündelik algılardan,
bilinen ve yerleşik duygulardan hareket ediyor.
Bu nedenle de her çalışma kendi zamanının
güncel tarihine referans veriyor.
Songül Bilge Mak
[email protected]
Saint Joseph’de lise eğitimi alan genç, hocasını
attığı tokata yıllar sonra teşekkür edecektir.
O gün hocası Hulisi Sarptürk’ün bir tokat
eşliğinde resimden bütünlemeye bırakması ki
tek öğrencidir bütünlemeye kalan- resme saygı
duymasını sağlayacak ve bugünlere gelmesinde
önemli bir rol oynayacaktır.
1938 yılında Melahat ve Burhanettin
Güleryüz’ün tek çocuğu olarak İstanbul’da
dünyaya gelen Mehmet Güleryüz henüz bir
yaşındayken anne babasının ayrılmasıyla
yaşamı da ikiye bölünür. Önceleri annesiyle
Heybeliada’da yaşar. Eğitim hayatına babasının
yanında başlayacak olan Güleryüz anne
özlemiyle tutuşup okuldan kaçınca babası
tarafından Göztepe Pansiyonlu İlkokulu’na
yatılı verilir. Okuldayken, etüt saatlerinde ödev
yapmak yerine her ne kadar vicdan azabı çekse
de, çizgisiz defterlerini çizimlerle doldurur.
Tatillerde babasının evindeki mesafeli ilişkiler,
hissettiği baskı ve kendisine ait bir alanın
olmayışından ötürü kendini adeta görünmez
kılarak sığındığı hayallerini zihninde tiyatro
sahnesi gibi kurgulamaya başlar.
İşte hayatının geleceği çizilmiştir artık…
Ressam olacak ve tiyatro onun hep hayatında
var olacaktır. Çünkü iki mecra ona göre birbirini dengelemektedir. Her zaman tiyatrodan
resme duygu, işleyiş akıtmıştır. Kendisinin de
pek çok kez açıkladığı gibi sanatçı tiyatrodan
tuval yüzeyine fiziksel bir eylemde bulunmanın
imkan ve olasılıklarını öğrenir. Resimlerine
bakarken hep bir konuyu anlatır sanki devamı
87
var veya az önce olmuş veya süre devam ediyor
gibi hissedersiniz.
Güleryüz 1958’de İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü sınavını kazanır.
Akademi süresince resmin yanında tiyatroya
olan ilgisini de sürdürecektir. İşte bu anlarda
tiyatro da insan vücudunun aldığı form, jestler
ve ortaya koyduğu davranışlarla oluşan
tiplemeler, bu karakterlerin içinde bulundukları
dekor ve sahne kullanımıyla birlikte gelişen
çözümlemeler daha sonra ortaya koyacağı
resim çalışmalarında da yerini alacaktır.
88
Bu dönemlerde 1958-62 yıllarında henüz
Güleryüz’ün maharetli eli akademinin kurallarına göre resim yapmaktadır. Oysa şaşırtıcı bir
keyifle çizen sanatçı için desen, bir anlamda
eline egemen olmaksızın bir yazarın sözcüklerle eğlenmesine benzer biçimde kendiliğinden
oluşmalıydı. 1964’de Galatasaray’da kendisine
ait ilk atölyesini kurar. Ve işte artık bu dönemde
masallar anlattığı resimlerinin ilk örneklerini
yapar. Bunlar hem fantastik hem de gerçekçi
görüntülerden oluşur. Ve burada ‘’Kafkas
Tebeşir Dairesi’’ serisine başlar.
Ressam bu dönemleri şöyle anlatır; “Tiyatroda
anlatım meselelerinin ilgimi çektiğinden abstre
resimlerin ötesinde ekspresyonist resme
yöneldim. Spatulle doku oluşturup boyanın kıvamını sürüşle farklılaştırıp desen esaslı birbirine geçen insan ve hayvan figürleri
çalışıyordum. Uzakdoğu izleri taşıyan hayvan
ve insan motifleri yaptım. İlkel, göçebe toplum
düzenindeki meseleler insan yapısı, hayvanlarla
beraber yaşama üzerinde durdum. Niye bunları
seçtiğimi anlatmak çok zor. Hayvanlar belirgin
değildi; metaformoza uğramış gibiydiler ve
fantastik roller oynuyorlardı. Daha sonraları
figürü oluştururken de aynı yolu izledim, birebir gerçeğe bağlı olmayan, andan yola çıkarak
şiiri oluşturabilen bir dil kurduğuma inanıyorum. Alanlar, lekeler, boyayla temas ve renkliler
vardı; bunlar kah toprağı, kah tarlayı anlatıyorlar. Üzerinde ki lekelerde hayvanlardan, insanlardan söz ediyorlardı. O çalışmada renklerin
mistik dünyasından büyük faz aldım. Hatta bir
ara İsa meselesi üzerinde durdum. Ama İsa o
İsa değil, çarmıh da çarmıh değildi. Kurban
olarak İsa… Reddettiklerinizle hesaplaşma.”
1965 ve sonrası resimlerinde ise Güleryüz’ün
renk meselesi belirirken. Bir yandan da isyan
arzusunu ve toplumsal gerilim de ortaya
çıkmaya başlar. 66 yılı mezuniyet yarışmasına
kendine özgü ilk figüratif çalışması ‘’Manav’’
ile katılır ve birinci olarak Akademiyi bitirir.
Sergide de göreceğiniz resim: anlatımcı yapısı
ile bir sokak satıcısından ziyade hafif bıçkın bir
mahalle delikanlısının kendinden emin duruş ve
ifadesine sahiptir. Tezgahındaki meyve veya
sebzelerindeki belirsizlik dikkatinizi çekecektir. Tezgahın arka planda saran naylonumsu
çadırın beyaz yüzeyi ise manavın yüzünde ki
kendinden emin ifadesinin öne çıkmasını
sağlayacaktır.
Bana hüznü hissettiren resim; Troleybüs
Biletçisi
1970 Mart ayında Milli Eğitim Bakanlığı’nın
üniversitelere öğretim üyesi yetiştirme amaçlı
Avrupa konkurunu ‘’Troleybüs Biletçisi’’ ile
kazanacaktır. Paris’te eğitim bursu kazandıran
benim de en etkilendiğim resimlerinden ve
önünde dakikalarca durup seyrettiğim resmin
öyküsünü şöyle anlatır sanatçı; “1970 kışıydı
kasvetli, yağmurlu bir sabah, sınava gitmek için
Bebek’ten troleybüse bindim. Troleybüs
biletçisi arka kapının hemen girişinde sağda
oturur, önlerinde açılır kapanır bir tezgah olur,
girene bilet keserlerdi. Gözüm biletçiye takıldı.
Devasa, ağır bir kütle, gri-sarı yüz, hafif tıraşlı,
bıyıksız içinde deri yelek, üzerinde gri kaput,
boynunda para çantası ve dizlerinde tahta bilet
kutusu, ayağında mest üzerine giyilmiş lastikler ve şapkasında metalik rakamlarla yazılmış
numarası. Beş yüz vs… Hüzün abidesi gibi!
Donup kaldım. Fındıklı’ya kadar onu seyrettim. Ona bakarak indim troleybüsten. “Ya
rabbim uygun bir konu verseler de bu adamı
yapsam’’ diyordum. Konu verildi; Hayattan
bir sahne’’. Her şeyi anlatırsam resmi yapamam diye sadece kabaca işaretleri koyup
eskizi teslim ettim. Barajı geçtikten sonra
biletçiyi bir günde bitirdim. Arkadaki boşluğu
kale almadım. Daha sonra kendi çocukluğumda annem ile babam arasındaki gidişgelişleri taşıdım, biletçinin arkasına boş sarı
atmosferde yaşlı bir kadın, silüet halinde ki
çocuk kadına yaslanmış. Resim jüriden tam
not aldı…
Daha sonra resmin Nazım Hikmet’i anımsattığını söyleyenlerin tavsiyesi üzerine resmin
üzerine Nazım’ın şu dizelerini yazar ressam.
İlk tramvay terk etti
Camlar sarı ve sıcak bir ışıkla aydınlık
Ama biliyorum ki içeride dondur ucu bir soğuk
var.
At, köpek, kedi, kaplumbağa, domuz gibi
canlılara da ilk günden resimlerinde yer veren
Güleryüz 70’li yıllarda sadece hayvanları
merkez alan kompozisyonlar gerçekleştirir.
Belki de bu canlılar insan ruhunun karmaşık
yapısını anlamak için bir gözlem sahasıdır.
Öyle ki sergiye gittiğinizde görmeniz gereken
resimlerin başında yer alan; kararlılıkla resim
yüzeyinden dışarıya doğru ilerlemeye çalışan
bir yabandomuzuna ‘’Kendim’’ diye tanımlaması ayrıca göze çarpar.
1980 yıllar Newyork ‘un sıcak yaz aylarında
evde geçirdiği uzun saatler boyunca doldurduğu desen defterlerinde figürler, biçim, oran
ve anatomik yapıdan yaratıcılıkla ele alınırken
desenlerinde el hareketleri hissedilmeye
başlar ve figür özgürleşerek resimde daimi
yerini alır.
Bu dönemlerde ortaya çıkan rengin, sürüşün
ve kendiliğindenliğin etkisi üzerine durduğu
mavi tonlar ‘’su serisi ‘’ resimlerini ortaya
çıkacaktır birçoklarına göre varoluşsal üslup
ve konu arayışları bakımından zirve eserlerdir.
Mehmet Güleryüz binicilik sporuna her
zaman ilgi duymuştur hatta 94 yılında bu
sporun resme etkisini şöyle anlatacaktır;
Renklerim etkilendi ortamdan, orman ve atlar
girdi tekrar resmime, sonra orman başka bir
rol aldı, renkleri biçimleri kendi ritmiyle
hareketlendirdi.’’ Diyecektir.
Bu etkileşim sanatçının eserlerinin isimlerine
de yansımıştır; Ormanda ağaç kesenler,
Ormanda Kaçan Çıplak Adam, Kızıl Orman,
Atlı, Avcı, Ormanda Atlı…
Mehmet Güleryüz altmış yıllık sanat yaşamı;
ressam ve resim arasındaki bu tutkulu iki
yüze yakın eserin sahne aldığı retrospektifi
İstanbul Modern’de izleyicilerini bekliyor…
89
GÖKTÜRK’TE SANAT
HİSAR KÜLTÜR MERKEZİ
Konser / 8 Nisan 2015
Süreyya Operası’nda gerçekleştirdikleri düzenli sezon konserlerinin yanı sıra yurtiçi ve
yurtdışı turneleriyle de dikkat çeken Borusan Quartet, 2010 yılında ilki düzenlenen Andante
dergisi Klasik Müzik Ödülleri’nde “Yılın Oda Müziği Topluluğu” ödülünü aldı. Yine aynı
yıl New York’taki Carnegie Hall’da finali gerçekleşen 2010 ICMEC Uluslararası Oda
Müziği Topluluğu Yarışması’nda birinci olarak altın madalyanın sahibi oldu.
Çocuk Tiyatrosu / 11 Nisan 2015
Akbank Sanat oyun yazma atölyelerine katılan çocukların senaryolarından
ve yönetmen Jonathan Lloyd'un bir öyküsünden uyarlanarak Rachell Barnett
tarafından kaleme alınan “Aile Ağacı” isimli oyun, küçük Penny ve ailesinin
eğlenceli hikayeleri eşliğinde çocuklara keyifli dakikalar yaşatırken, para ve
tasarruf kavramlarıyla ilgili düşünmelerine yardımcı oluyor. Türkiye’de
birçok çocuğa tiyatronun sihirli kapılarını açan Akbank Çocuk
Tiyatrosu’nun yeni oyunu “Aile Ağacı” Hisar Okulları Kültür Merkezi
sahnesinde sezonun son etkinliğinde izleyicileriyle buluşuyor.
Sinema / Açlık Oyunları
GÖKTÜRK KÜLTÜR SANAT MERKEZİ
Tiyatro / Kadınlık Bizde Kalsın
90
Adem ile Havva’dan günümüze kadar kadın ile erkek arasında var olan bir
oyun. Skeçler halinde ilerleyen ve her bölümde farklı şekilde kadın erkek
ilişkilerini konu alan bir hikaye.
Yakın bir gelecekte Kuzey Amerika kuraklık
ve arkasında gelen yaygın kıtlıklarla
zayıflayarak çökmüş, yerini bir başkent ve
12 eyaletten oluşan Panem isimli bir ülkeye
bırakmıştır. Panem’de her yıl her eyaletten
2 gencin katıldığı “Açlık Oyunları” düzenlenmektedir.
ŞEHİRDE SANAT
ÜNLÜ PİYANİST BURAK BEKDİKYAN
AKBANK SANAT’TA
2013 yılında yayınladığı ilk albümü "Circle of Life" ile uluslararası arenada
büyük övgü alan piyanist Burak Bekdikyan, 30 Nisan Uluslararası Caz Günü
kapsamında Akbank Sanat’ta müzik tutkunlarıyla buluşacak. İlk albümünün
yanı sıra geçtiğimiz yıl New York’ta kaydettiği ve Ocak 2015’te dinleyicilerle
buluşan tamamı kendi bestelerinden oluşan “Leap of Faith” isimli ikinci albümünden parçalar seslendirecek olan ünlü piyanist, cazseverlere keyifli bir
müzik ziyafeti sunacak.
www.akbanksanat.com
GALERİ İLAYDA
Galeri İlayda 6 Mart – 12 Nisan 2015
tarihleri arasında, Atilla Galip Pınar’ın
‘Öz // Essence’ adlı 4. kişisel sergisine ev
sahipliği yapıyor. Sanatçı, son bir yıl
içerisinde ürettiği resimlerinden oluşan
sergisinde, çoğunlukla kendi iç yolculuğunun ve varoluş sorgulamalarının yansımalarını izleyiciyle paylaşıyor. İnsan ve
doğa ilişkisini temel alan, duygusal anlamda
loş olarak tanımlanabilecek fakat bütünüyle
pesimist olmayan bir yaklaşımın görüldüğü
eserler, özellikle günümüz insanının maddeselliğe indirgenmiş genel bilinç düzeyine
eleştiriler yöneltiyor.
Hüsrev Gerede Cad.No:37 Teşvikiye
İstanbul Tel: 0 212 – 227 92 92
www.galleryilayda.com
Seyrine doyum olmayan bir İstanbul albümü…
Asitane, Deraliyye, Dar-ül hilâfet’il aliyye, Dar’üssaadet, Der saadet, İslambol gibi pek çok
ismi vardır İstanbul’un…
Sayfaları çevirmekle bitmeyen bir kitap, seyrine d oyum olmayan bir resimdir İstanbul. Bu
şehirde uygarlık tarihinin her anından, her bucağından kalın tılar, renkler vardır ve bugün de
ilginç bir değişimin içindedir. Sultanahmet Meydanı, Beyazıt, Bâbıâli, Beyoğlu, Pera,
Tarlabaşı, Balat, Eyüp, Kumkapı ve Taksim’den yola çıkan İstanbul’dan Sayfalar
sokaklarından meydanlarına, camilerinden mezarlıklarına, ulema semtlerinden eğlence
mekânlarına, kütüphanelerinden meyhanelerine benzersiz bir İstanbul yolculuğu.
İlber Ortaylı; diliyle, tarihiyle, kültürüyle var olan eşsiz bir hazinenin, bir dünya
başkentinin sayfalarını aralıyor.
91
SADE, SICAK VE GÜZEL MOLİVOS
Barbaros’un memleketi
Ege Denizi’nde bulunan Türkiye’ye en yakın adalardan biri Midilli. Ayvalık’tan
yaklaşık 1.5 saatlik bir feribot yolculuğunun ardından ulaşmak mümkün adaya.
Yunanistan’ın en büyük üçüncü adası olan Midilli adını merkezinden alıyor.
Yunanca’da Mytilíni olarak geçmekle birlikte ünlü Yunan şairler Alceaus ve
Sappho'nun memleketi olan adaya eşcinsel kadın şair Sappho'ya atfen
Lesvos da deniliyor. Ada’nın bizler açısından bir diğer önemli özelliği ise ünlü
Osmanlı Amirali Barbaros Hayrettin Paşa’nın memleketi olması. 1462-1913
tarihleri arasında Osmanlı hakimiyetinin olduğu adada bulunan kalelerin
içindeki yapılar ve köylerindeki kiliseye dönüştürülmüş camilerde Osmanlı
döneminin izlerini görmek mümkün. Midilli Adası’nın genel olarak bu
cümlelerle özetledikten sonra yazımıza konu olan Molivos köyüne gelelim.
92
Yazı ve Fotoğraflar: E. Hilal Korucu
MOLİVOS’UN KAPILARINDAN,
PENCERELERİNDEN SÜZÜLMEK
HAYATA
Adanın kıyılarında bulunan köylerden biri
Molivos. Midilli’nin kuzeyinde bulunan köy,
merkeze 60 km uzaklıkta. Otobüs ile gidebileceğiniz gibi daha keyifli ve yol üzerindeki
köyleri de görerek gitmek istiyorum derseniz
araç kiralamanız daha iyi bir tercih olur. Gri
bir sonbahar akşamında ulaştığımız Molivos’ta öncelikle kalacağımız pansiyonun
sahibi Evi’nin kapısını çaldık. Küçük bir yanlış anlama ile gideceğimiz konusunda kesin
bilgisi olmayan ev sahibimiz odamızı hazırlamak için bizden süre istediğinde şöyle bir
etrafa göz atalım deyip, küçük bir alana kurulmuş olan köyün limanına indik. Hava kapalı olmasına rağmen köyün dinginliği, taş
evlerinin göz alıcı renklerle boyanmış kapı ve
pencereleri, Ege’nin derinliği ilk saatlerden
bizi içine aldı. Akşam olmuştu ve odamızın
hazır olduğu düşüncesiyle pansiyonumuza
döndük. İki katlı şirin bir taş evin içinde olan
mütevazı odamıza yerleşmeden önce Evi
biraz da mahcup olarak evinde kahve içmeye
davet etti bizi. Bu içten davete icap ederek
yaptığı kahveyi nefis meyve tatlısı eşliğinde
içtik. Adada kahve ile birlikte küçük bir parça
meyve tatlısı ikram ediliyor bunu da
kaldığımız süre içinde deneyimledik.
MOLİVOS’UN SEYİR NOKTASI
Yağmurlu ve rüzgârlı bir akşamın ardından
güneşli bir sonbahar gününe uyandık. İkinci
günümüzde Molivos’u adımlamak üzere yola
koyulduk. Köyü tepeden gören ilk inşası Ortaçağ’a dayanan kale ilk hedefimizdi. Doğal
taş döşemeli, Arnavut kaldırımı dar sokaklarından zaman zaman merdivenleri tırmanarak vardık kaleye. 2 Euro giriş ücreti
ödeyerek, kalenin bölümlerinde gezinmeye
başladık. Midilli Adası’nın ikinci büyük kalesi
olan bu tarihi yapı, köyün limanına hakim bir
noktada bulunuyor. Kurulduğu ilk dönemlerden bu yana kale hem ticaret hem de güvenlik
açısından gözlem yapılan bir yer olmuş.
Kalenin giriş kapısının üstünde Osmanlıca bir
yazıt bulunuyor. Dört bir yanından Molivos’u
93
ve Ege Denizi’ni temaşa edebileceğiniz
kalede yaz aylarında çeşitli etkinliklerin
düzenlendiğini
kurulan
platformdan
anlıyoruz. Nefis havasını içimize çeke çeke
güneşin ışıltısı ve rüzgârın zindeliği ile
enerjimizi tazeleyip kaleden çıkıp köyün
sokaklarına doğru akmaya başlıyoruz.
AGORA’NIN SALKIM GÖLGELİ
SOKAĞI
Arnavut kaldırımlarında bazen iniş bazen
yokuş yol alırken, sonbahar mevsimine inat
çiçekli balkonlar, rengârenk sarmaşıklar ve
onlarla yarışan evlerin kapı/pencereleri
arasında keşfediyoruz bu şirin köyü. Portakal
ağaçlarının yerlere düşen meyvelerinin belli
ki kimse yüzüne bakmıyor. Sokaklarda kediler
köpekler zaman zaman arkadaşlık ediyor gezintimizde bize. Yol alırken kendimizi
“Agora” diye adlandırılan Molivos’un
çarşısında buluyoruz. Turizm mevsimi olmadığından ve bizler de biraz erkenci olduğumuzdan henüz kapılarını açmamış olan
dükkânlar, sarmaşıkların gölgesindeki dar bir
sokakta karşılıklı dizilmişler. Köyün resmi
daireleri de çarşı civarında bulunuyor. Temizlik görevlileri yerde biriken yaprakları
topluyor ve zaman zaman motosikletli
köylüler geçiyor sokaklardan. Hatta yaşlı bir
teyzeyi atv’si ile köyün dik yokuşundan
çıkarken gördüğümüzde buradaki en iyi
ulaşım çözümünün bu olduğunu anladık.
Çok küçük bir alanı kaplamasına ve birbirinin
aynı şeyler varmış gibi durmasına rağmen
sürekli sürprizler yaşattı Molivos bize. Her
sokak ayrı bir güzelliğe varıyor burada.
Köyün küçük meydanında güzel bir kahve
eşliğinde soluklanırken birkaç saatlik gezintimize rağmen ruhumuza tesir eden keyfin
tadına varıyorduk sevgili Hülya ile.
94
MUHABBET KATIKLI BADEMLERİN
TADI KALDI DAMAĞIMIZDA
Yeniden adımlarken sokakları köyün yüksek
bir noktasında çift kişilik yalnızlığı ile köyü
kollar gibi duran iki ağacı bulunduğu noktaya
vardık. Köyü ve kaleyi nispeten uzaktan
görebildiğimiz bu noktada badem ağaçları
bizi kendine doğru çekmeye başladı. Elimize
aldığımız küçük taşlarla topladığımız bademleri kırıp yemeye başladık. Güneşli bir sonbahar gününde mis gibi havada yediğimiz bu
muhabbet katıklı bademlerin tadı tarifsizdi.
Küçük dostlarımız kediler burada da bizimleydi.
Nereye vardığımızı hesaplamadan kıyıya
doğru inen yola yöneldik. Köyün deniz
kıyısında çok sayıda restoran ve kafe bulunuyor. Merak edip içine girdiğimiz bir
kafenin ortamı mıknatıs gibi çekti bizi. Kısa
süre önce kahve içmiş üstüne de bademlerimizi yemiştik. Ama pırıl pırıl güneşli bir
havada içimize ferahlık veren dalgaların
şarkısı dinlemek için oturalım ve ayıp
olmasın diye de bir bitki çayı içelim dedik.
Kocaman cam demliklerde gelen çayımızı
yudumlarken, kafedeki televizyondan gelen
Yunanca konuşmalar, ortamın verdiği olanca
hazza rağmen hayattaki misafirliğimizi hatırlattı bana.
Gün yarılanmış ve köyün bir kısmına henüz
ayak basmamıştık. Deniz seviyesindeydik
artık ve köyün dışına doğru ilerlemeye
başladık. Tarlaların olduğu kısım uzanıyordu
buradan itibaren. Bu da başka bir sürpriziydi
Molivos’un bizler için. Fakat bugün yapmak
isteğimiz bir şey daha vardı. Pansiyon sahibemiz Evi’nin de ısrarla gitmemizi tavsiye
ettiği kaplıcaya varmak için adımlarımızı
hızlandırdık. Zira kaplıca 16:00’a kadar açık
olurmuş.
BEDENE VE RUHA ŞİFA EFTALOU
KAPLICASI
Molivos’a 4 km uzaklıkta olan bu kaplıcaya
gitmek için kiralık aracımızın olması çok işe
yaradı. Kısa sürede varınca Eftalou kaplıcasına, günün yeni sürprizinin bu olduğunu
anladık. Biz büyük bir termal tesis beklerken,
denize birkaç metre uzaklıkta küçük bir yapı
ile karşılaştık. Şaşırmakla birlikte bu durum
hoşumuza gitti. Girişte termali işleten çiftten
başkası yoktu. Kaplıcanın kaynağının bulunduğu havuza girmeden önce, uzun süre suda
kalmamız için bizi uyardı işletmenin sahibi
kadın. Çünkü suyun sıcaklığı 40-45 dereceyi
buluyormuş. Suyunun şifalı olduğu söylenen
Eftalou kaplıcasına yazın girenler, havuzdan
çıktıktan sonra nispeten daha serin olan deniz
suyuna kendilerini bırakarak deniz terapisi
yapıyorlar. Kalış süremizi biraz uzun tuttuğumuz için havuzun sıcak suyundan çıktıktan
sonra kendimize gelmemiz biraz zaman
aldıysa da kaplıcanın sahibi çift ile kısa sohbetimiz ve termalin verdiği rahatlık ile “ne iyi
ettik de geldik” diyerek ayrıldık buradan.
VEDA KAHVESİ
Gün akşama dönerken Molivos’un merkezine
doğru giderek aracımızı pansiyonun önüne
bırakıp gün batımını izlemek üzere limana
doğru yürümeye başladık. Bu esnada bir
sokak köpeği ısrarla peşimizden gelerek önce
kıyının yüksek bir noktasından nefis günbatımını izlerken, ardından da liman da akşam
yemeği yerken bize eşlik etti.
Kısa ama son derece güzel tatlar bırakarak
geçen seyahatimizde son akşamımızı da
geride bırakmıştık. Yorgun bir o kadarda
huzurlu vardık pansiyonumuza. Konaklama
ücretini vermek üzere Evi’nin kapısını çaldık
ve o bizi yeniden davet etti içeri kahve içmek
için. Bu hoş daveti yine geri çeviremedik.
Yine içtik kahvemizi meyve tatlısı eşliğinde.
Biz de Evi’yi davet ettik İstanbul’a. Gelirse
misafir etmek istediğimizi söyledik ona.
Ertesi gün Molivos’ta yeni güne uyanarak
erkenden yola koyulduk Midilli merkeze
varmak üzere….
95
“KAR CEBE YAKIŞIR”
2015’in ilk çeyreğini geride bırakmak üzereyiz. Her geçen gün gücüne güç
katan Amerikan Doları, neredeyse global ekonomi içerisindeki her para
birimine karşı tarihi seviyelere ulaştı. 2015’in “Amerikan Doları” yılı olması
bekleniyordu ama Amerika Merkez Bankası daha faiz artışını yapmadan bu
seviyelere ulaşması da tahmin edilmiyordu. Geride bıraktığımız günlerde Dolar
kurunda rekor üzerine rekor yaşanırken, sizlerden gelen soru ve yorumların
da desteğiyle, bu ayki konuğumla teknik konular üzerinde sohbet ettik.
A1 Capital’in başarılı direktörü Belgin Maviş ile “Ne olacak bu doların hali” diye
başladık sohbetimize. Bu yıla damgasını vuracak olan ABD'nin faiz artırım
süreci, petrol fiyatlarının seyri ve hepsinden önemlisi borsaya yeni girmek
isteyen bir yatırımcı ne yapmalı nasıl hareket etmeli, Belgin Maviş ile hepsini
sizin için konuştuk...
96
Hazırlayan: Meltem Acet
-Geçtiğimiz günlerde doların tarihi zirveyi
zorladığını gördük. İki buçuk liranın
üzerinde seyreden bir dolar kuru var, kurlardaki yükseliş nereye kadar devam eder?
Dolar, Amerika Merkez Bankası’nın (FED)
olası bir faiz artırımı ihtimali ile tüm dünyada
değer kazanmaya başladı. İçerideki son bir
haftalık agresif harekette siyasi tansiyondaki
yükselişler de etkili oldu. Dolarda 2,50
seviyesini her an görebilme beklentim
yılbaşından bu yana vardı. Ancak bu kadar
keskin bir yükseliş beklemiyordum. 2,55 zirve
seviyeleri olmakla birlikte, yıl sonuna kadar
dolarda agresif hareketler görmeye devam
edeceğiz. Bu kaçınılmaz...
-Sene sonu için kurlarda neler öngörüyorsunuz?
Söz konusu Dolar olduğunda 2,70 ve üzeri bir
seviye kaçınılmaz olacaktır. Tabi eğer FED
faiz artırımına 2015’in ikinci yarısında
başlarsa. Yapmayacağını düşünelim, -ki ben
yapmayacağı görüşündeyim- o zaman 2,40 2,45 seviyeleri destekleri olacaktır...
-Son zamanlarda en çok konuşulan konulardan biri de faiz indirimi. Düşsün mü,
düşmesin mi, az mı düştü çok mu demeden
önce, piyasaları yakından takip etmeyenler
için kısa bir bilgilendirme yapalım dilerseniz.
Faizdeki düşüş dövizi ne yönde etkiler?
Faizlerdeki düşüş içeride dövizi tetikler.
Daha indirim olmadan olabilme ihtimali ve
sonrasında Merkez Bankası ve Cumhurbaşkanı arasında eleştiri dozu gittikçe artan
indirim söylemleri bile doları tetiklemeye
yetti. Dolayısıyla bizim gibi gelişmekte olan
ülkeler için indirim zorunlu olmadıkça kur
savaşlarına ve sıcak para hareketlerine karşı
koruyucu kalkandır.
- Peki piyasalardaki diğer değişkenler nasıl
etkilenir faiz indiriminden?
Faiz indiriminin olmaması doların yukarı
yönlü hareketini ciddi anlamda frenlerken,
borsaya da pozitif ivme kazandırır. Tahvil ve
bonodaki paranın da VİOP ve hisseye geçişi
hızlanır. Aslında bu durum ironik bir hal
almadı değil. Aylarca BİST 100 faizlerin
indirimini pozitif yönde fiyatladı. Bugüne
baktığımda, kurlardaki aşırı dalgalanma ile
faiz indirimi yapılmaması ihtimalini pozitif
fiyatlayacaktır.
-İç ve dış piyasalardaki mevcut şartlar
altında, Merkez Bankası faiz indirimini nasıl
değerlendiriyorsunuz?
TCMB Mart ayı toplantısında faizlerde bir
indirim beklemiyorum.
- Faizlerdeki daha radikal bir düşüşün konut
sektörü üzerinde sizce nasıl bir etkisi olur?
Direkt etkisi olmaz. Öyle bir kanı oluşturulmuş olsa da bu ekonomiyi canlandırma
anlamında olmalı bence. Tek bir sektör için
değil..
-Konut almak için düşük faizi mi beklemeli,
yoksa düşük faizle yükselecek fiyatlardan korunmak için şimdi mi yatırım yapmalı?
Gayrimenkule yatırım her zaman olur. Elbette
düşük maliyetle almak iyidir. Ancak mevcut
durumda da alınabilir. Faizlerin yüksek
olduğunu düşünmüyorum.
-Biraz da borsadan bahsedelim, BİST100
endeksi yılbaşına göre MSCI dünya endeksine göre yaklaşık %12 negatif ayrışırken
Türk Lirası da aynı dönemde en çok değer
kaybına maruz kalan para birimleri
içerisinde yer aldı. Diğer gelişmiş ülke borsa
endeksleri ise son yılların zirvelerinde işlem
görmeyi sürdürüyor. Türkiye'de de borsa
benzer bir eğilim içine girebilir mi?
Evet yavaş yavaş giriyoruz ve buna alışmalıyız… Gelişmekte olan piyasalar Amerika
Merkez Bankası FED’in olası faiz artırımına
hazır olmalı. Ben 2015 de FED’den bir faiz
artırımı beklemiyorum. Ancak makro verileri
iyi gelen ABD radikal bir adım atarsa da,
bunu en erken 2015 Ekim-Kasım döneminde
yapacaktır.
- Borsaya girmeyi düşünen yatırımcılar için
neler tavsiye edersiniz?
Borsaya her zaman girilir. Borsaya girerken
asıl önemli olan hisse seçimidir, yani borsaya
yeni girmeyi düşünenler için bunun yazı, kışı
bir mevsimi yoktur diyebiliriz. Hisse senedine
ilk kez yatırım yapacak olanlara “doğru hisse,
eşittir doğru yatırım” sözünü hatırlatmak
isterim. İşte bu noktada da temel analiz
devreye giriyor. Hisse bazında doğru seçimi
yapabilmek ve yatırımları doğru yönlendirebilmek adına temel analizin önemi büyük.
-Türkler için Altın vazgeçilemeyen yatırım
araçlarından. Uluslararası piyasalarda, altın
fiyatı ons/dolar olarak ifade ediliyor ve iç
piyasada da hem bu fiyat, hem de kurdaki
dalgalanma TL bazındaki fiyatları belirliyor.
Senden bu sene için dolar tahminini aldık,
peki uluslararası piyasalardaki altın fiyatlarında beklentilerin ne yönde?
Altının ons fiyatı 1.118-1.250 dolar bandında
yıl genelinde devam eder.
-Bu durumda Amerikan dolarındaki yükselişin de etkisiyle, yatırımcıların “güvenli
liman” altına yönelmesini beklenebilir. Altın
ile başladık, yine emtia ile devam edelim
sorularımıza öyleyse. Dünyada petrol fiyatları düşerken, burada benzine zam haberleri
duyabiliyoruz. Petroldeki düşüşün vatandaşın cebine olumlu etkisini doğrudan
görmememizin sebebi nedir?
Alınan vergiler tabi ki. Vergilendirmeden
ötürü korkunç bir maliyet çıkıyor ortaya.
İronik bir durum ama dünyada petrol
düşerken bize de 9 kuruş zam geldiğini hatırlıyorum. Trajik ve komik, ama öyle.
-Son olarak yatırımcılara ne tavsiye edersiniz? Yatırımlarda neye yönelmeleri daha
doğru olur?
Riski dağıtmak önemlidir portföy oluştururken... Alışlar ve satışlar kademeli olmalı ve
borsa çıkarken değil, sert düşüşlerin ard arda
yaşanması sonrası alım fırsatları kaçırılmamalıdır.
Ve benim klasik bir söylemim vardır.
KAR CEBE YAKIŞIR..Her zaman ☺
- Herkese bereketli, bol kazançlı ve
hepsinden önce sağlık ve huzur dolu
bir ay olsun öyleyse. Sohbet için
çok teşekkür ediyorum.
Büyük bir keyifti, ben teşekkür ederim
İletişim: twitter/@meltemacet
97
MEVSİM GEÇİŞLERİNE DİKKAT!
Vücudumuzun dengeli çalışması için, vücut sıcaklığının belli bir seviyede
tutulması gerekiyor. Bu durum, vücuttaki organların sağlıklı bir şekilde
çalışabilmesi açısından hayati önem taşıyor. Yaz mevsiminde sıcak havalara
uyum sağlayan insan vücudu özellikle de solunum yolları, ani hava
değişikliklerine ayak uydurabilmek için belli bir zamana ihtiyaç duyuyor.
Sonbahara geçişte havaların soğuması, vücut ısısında ani düşmelere yol
açarak, vücudun direncini düşürüyor. Emsey Hospital’dan Kulak Burun Boğaz
Uzmanı Prof. Dr. Suat Turgut, konuyla ilgili görüşlerini paylaşıyor.
98
“HAVA
DEĞİŞİMLERİ
ÜST SOLUNUM
YOLU
HASTALIKLARINI
TETİKLİYOR”
PROF. DR. SUAT TURGUT
İnsan vücudunun kliması üst solunum yolu,
hava değişimlerinden etkileniyor
İnsan vücudunda bir klima gibi çalışan
akciğerler ve üst solunum yolu, bağışıklık
sisteminde önemli bir yere sahip olmasıyla
dikkat çekiyor. Burun, bulunduğu ortamın
sıcaklığına ve iklim şartlarına bağlı olarak
solunan havayı ısıtarak nemlendiriyor, hava
içindeki toz ve mikropları filtre ediyor.
Akciğerin ihtiyaç duyduğu ısı ve nemdeki
hava buradan gönderiliyor. Bu görev, ani hava
değişimlerinde sağlıklı olarak yapılamıyor.
Bunun sonucunda, çeşitli kulak burun boğaz
ve solunum yolları hastalıklarının ortaya
çıktığını ifade eden Kulak Burun Boğaz
Uzmanı Prof. Dr. Suat Turgut, konuyla ilgili
görüşlerini şu sözlerle aktarıyor: “Yazdan
sonbahara geçişte hava şartlarının değişimiyle
burun ve geniz iltihabı (nezle), orta kulak
iltihapları, gribal enfeksiyon, sinüzit,
bademcik iltihapları ve alt solunum yolları
enfeksiyonları sıklıkla görülür. Soğuk hava
üst solunum yolu direncini zayıflatarak,
bakteri ve virüslerin hastalık yapmasına sebep
olur.”
Üst solunum yolu hastalıklarında belirtiler
ve yapılması gerekenler
Sonbaharda sık görülen üst solunum yolu
enfeksiyonlarında halsizlik, burun tıkanıklığı
ve baş ağrısı belirtileri görülüyor. Üst solunum
yolunun en basit hastalığı olan nezle, burun ve
genzi tutuyor. Bakteri veya virüsler genizde
çoğalmaya başlıyor ve bu nedenle, genizde
yanma ve ağrı belirti olarak kendini gösteriyor. Bunu takiben burun tıkanıklığı, burun
akıntısı ve geniz akıntısı oluşuyor. Başlangıçta
sulu olan burun akıntısı gün geçtikçe koyulaşıyor, 4-5 gün sonra sarı yeşil hal alıyor. Bu
durumun vücut direnci normal olan sağlıklı
bir bireyde kendiliğinden iyileştiğini söyleyen
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Suat
Turgut, görüşlerini şu şekilde sürdürüyor:
ӆst solunum yolu enfeksiyonunun aktif
olduğu dönemde, istirahat etmek yeterli ve
dengeli beslenmek, mevsime uygun giyinip
vücut ısısını dengelemek iyileşmeyi kolaylaştırır. Aksi durumlarda hastalık vücut geneline yayılır, gribal enfeksiyon, sinüzit, orta
kulak iltihabı hatta alt solunum yoluna
ilerleyerek zatürre (pnömoni) de ortaya
çıkabilir. Başlangıçta basit gibi görünen bu
hastalıklar vücut direnci düşük olan yaşlılar,
çocuklar, kanser tedavisi gören hastalar ve
şeker hastalığı gibi kronik hastalığı olanlarda
çok daha ağır sonuçlar doğurabilir, nadir olsa
da ölümcül olabilir.
Mevsim geçişlerinde solunum yolu hastalıklarından korunmak için ne yapılabilir?
Mevsim geçişlerinde solunum yolu hastalıklarına yakalanmamak için; hasta olan kişilerle
tensel temastan kaçınmak, el yıkamak,
giysilere dikkat etmek, düzenli beslenip,
yeterli istirahat etmek gerekiyor. Soğuk
havalarla birlikte hastalıklı birey sayısının
artması kişiler arası bulaş riskini de artırdığından tokalaşma, öpüşme gibi tensel temaslar
konusunda çok dikkatli olunmalı. El yıkama
alışkanlığı da hastalıkların yayılmasını
önlemek açısından büyük yarar sağlıyor.
Prof. Dr. Suat Turgut
Kulak Burun Boğaz Uzmanı
www.emseyhospital.com
99
100
HÜZÜNLÜ VEDALARIMIZ
HALİL KILIÇ
DT: 01-01-1937
ÖT: 25 ŞUBAT 2015
Kemerburgaz’ın hacı amcası Halil Kılıç’ı ani bir kalp krizi sonucu hakka uğurladık. Rize Çayeli
Büyükköy’den 60 sene önce 15’li yaşlarda rızkını kazanmak için İstanbul’a 5 kardeşi ile birlikte
demir attı. Kardeşler el birliği ile çalışarak koca şehirde kişilikleri, kimlikleri ve yardımseverlikleri
ile kısa zamanda binlerce dost edindiler. Halil amcamızın hayırsever kimliğini cenazesine katılan
bine yakın sevenini görünce anlayabildik. Bildiğimiz dışında bilemediğimiz birçok hayır işleyen
Halil amcamızın en büyük eserlerinden bir tanesi olan Kemerburgaz Mimar Sinan camiini
yaptırmasıydı. Kendisinin ön ayak olup inşaatını tamamladığı camiden gözyaşları içinde
uğurladık. Mekanı cennet olsun!
LEVENT GÜLCÜ
DT: 19 Eylül 1950
Ö.T: 25 Şubat 2015
İÇTEN, SAMİMİ, SANAT ADAMI VE İŞİNE GÖNÜL VEREN BİR BAFRALI
1986’da Bafra Karafırın’ın ilk şubesini Hacı Osman’da işletmeye başlayan Levent Gülcü,
2006 yılında kardeşi Bülent Gülcü ile Göktürk’te Bafra Karafırın’ı markalaştırdı. Görsel sanatlara
gönül veren Levent Abi babacan tavırları ve gülen yüzü ile hep bilincimizde yaşayacak.
O mütevazı kişiliğini için kocaman bir sanat adamlığını her zaman gizlemesini bilmişti. Onun ile
tanıştığımız günden beri konuşup da yapamadığımız tek şey onu ikna edip resim sanatı
üzerine bir röportaj yapmaktı. Nasip olmadı. Seni Özleyeceğiz.
O’ndan bir dize:
“Ama bulamayacaksın.
Acaba’lar, geldimi’ler,
Artık geride kaldı, gelmeyecekler.
Gelecekmi’ler dedin,
Her an gelecekmiş gibi yapacağız.”
RAFET AKIN
(NAM-I DİĞER ÇARLİ)
Kemerburgaz ve Göktürk'ün sembol ismi ve her kesim tarafından sevilen ve sayılan kişiliğiyle
tanınan Çarli Rafet tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Fenerbahçe Akhisar maçını
izlerken hakem hatalarına sinirlenip rahatsızlanan "Çarli" Rafet, yoğun bakıma alınmıştı. Beş
gün tedavi gördüğü Okmeydanı hastanesinde hayata gözlerini yuman ÇARLİ sevenlerinin
gözyaşlarıyla toprağa verildi. Çarli, hayatın tüm renkleriyle seni tanıdık. Gülen yüzünü ve hayat
enerjini hiç unutmayacağız.
101
ACİL TELEFONLAR
İLKYARDIM / 112
YANGIN İMDAT / 110
POLİS İMDAT / 155
TRAFİK / 154
ORMAN YANGINI / 177
TURİZM ŞİKÂYET / 176
AİLE İÇİ ŞİDDET / 183
DOĞALGAZ / 187
ALO TÜKETİCİ / 175
ÇİLİNGİR
0212 322 17 87
DÖVİZ BÜROSU
0212 322 82 42
EYÜP HAYVAN BARINAĞI
0212 627 91 87
ELEKTRİK ARIZA
0212 360 00 91
EYÜP BELEDİYESİ GÖKTÜRK ŞUBE
0212 322 11 12
GÖKTÜRK SÜRÜCÜ KURSU
0212 322 62 44
GÖKTÜRK POLİS MERKEZİ
0212 360 30 75
GÖKTÜRK ORMAN FİDANLIĞI
0212 322 82 92
GÖKTÜRK İTFAİYE
0212 322 18 00
GÖKTÜRK NOTER
0212 322 23 56
GÖKTÜRK İSMEK
0212 322 12 22
GÖKTÜRK CİNEPORT
0212 322 31 04
HASTANE, POLİKLİNİK & LABORATUAR
Acıbadem Göktürk
0212 322 56 60
Biruni Laboratuvarı
0212 322 68 22
Eyüp Devlet Hastanesi
0212 417 29 00
Florence Nightingale
0212 322 63 22
ISOM Estetik Cerrahi Tıp Merkezi
0212 324 03 24
Lütfiye Nuri Burat Devlet Hastanesi
0212 594 1253
Osmanoğlu Hastanesi
0212 296 20 60
Özel Begüm Sağlık Kabini
0212 322 48 25 – 0544 334 25 80
Özel Dermamed Polikliniği
0212 322 57 37
Özel Donegen Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi
0212 324 12 14
Özel Eyüp Haliç Hospital
0212 627 10 80
AĞIZ & DİŞ SAĞLIĞI
Cosmodent
0212 322 40 04
Dt. Ercüment Sucu
0539 956 1010
Kemer İstanbul
0212 322 38 28
Özel Ergene
0212 322 69 98-99
ACİL VE EVDE SAĞLIK HİZMETLERİ
Acıbadem Mobil Sağlık
444 9 724
MEDİKAL ÜRÜNLER
Net Medikal
0212 322 60 68
102
DİYETİSYEN
Uzm. Dyt. Simge Çıtak
0212 322 0873
DOKTOR
Aile Hekimi Uzm. Dr. Müge Kardaş
0212 322 29 21
Çocuk Doktoru Mürsel İnanç
0212 322 79 83-84 / 0532 542 75 71
Dr. Faid Hasan
0212 360 03 12 / 0532 274 55 80
İç Hastalıklar Uzm. Dr. Demet Elvan
0212 322 91 78
Plastik Cerrah Doç. Dr. Ahmet Sönmez
0212 266 73 00
VETERİNER
Berilyum
0212 322 2093
Çizmeli Kedi
0212 322 36 27
Göktürk Veteriner Kliniği
0212 322 78 22
PET HOTEL
Duygu Pet Hotel
0212 322 22 11/0533 473 07 81
ESTETİK &GÜZELLİK SALONU
Bianca
0212 322 54 55
Dalya SPA
0212 322 35 12 /34 12
Estemia
0212 322 91 85 / 0533 063 23 50
Estethica
0212 322 82 60
Müge Güzellik
0212 322 84 63
ProNail
0532 111 03 21
Roma Life
0212 322 09 99
Tanning&Beauty Solaryum
0212 322 64 87
Türkan Saraç
0535 523 93 94
BANKA
Akbank
0212 322 36 92
Denizbank
0212 322 61 01
Finansbank
0212 322 31 91
Garanti Bankası
0212 322 31 72
HSBC Bankası
0212 322 72 95
ING Bank
0212 322 27 10
TEB
0212 777 40 00
Türkiye İş Bankası
0212 322 32 58
Vakıfbank
0212 322 52 83
Yapı Kredi Bankası
0212 322 23 96
Ziraat Bankası
0212 322 47 50
RESTORAN & CATERİNG
444 Döner
0212 322 34 42-35 42
Bigchefs
0212 322 68 00
Cafelera
0212 322 89 94
Cundalı Cemil
0212 322 04 62
Dardenia
0212 500 14 38
Eaters İstanbul
0212 322 42 44
Bolulu Hasan Usta
0212 322 22 88
Healthy & Fit Catering
0532 235 11 73
Meatinn The Steakhose
0212 322 63 28
Girit Balıkçısı
0212 322 12 04/12 06
Kemeraltı Kahvaltı&Barbekü
0532 272 76 80
Kemer Cafe Ev Yemekleri
0212 322 01 71
Koefteque Restaurant
0212 322 45 02
Koefte Harun Usta
0212 322 25 02
Köfteci Şaban
0212 322 16 11
Lokanta18
0212 322 80 41
İskele Balıkçısı
0212 360 16 32
işkembahçe
0212 360 12 09 - 0532 272 09 45
K-Brasserie
322 69 00
Kardeşler Lokantası
0212 360 13 85
Olivo Ristorante
0212 322 32 12
Pizzacio
0212 322 12 20
Sushico
0212 322 31 81
Tezgah Food
0212 924 99 85
The Bloom Brasserie
0212 322 27 44
Wagamama
0212 322 15 87-88
Westside
0545 328 93 78
Vincotto
0212 322 27 62
7 Restaurant
0212 322 55 27-28
CAFE & BAR
Bizz Pub
0212 322 48 22
Caribou Coffee
0212 322 65 61
Cool Bar
0212 322 75 35
Starbucks
322 45 98
Veranda Cafe
0212 322 73 73
Yasemin&Tuncel
Roastery and Gelateria
0212 322 42 64
Zinde Cafe
0212 322 66 50
FAST FOOD
Etiler Marmaris
0212 322 17 98
KFC
444 3 555
Mc Donalds
444 62 62
PASTA, FIRIN & DONDURMA
Anna’s Bakery
0212 322 78 32
Aslı Börek
0212 322 02 02
Ceviz
0212 322 26 64
Fırın İstanbul
0212 322 54 05
Girendola
0212 322 13 63
Jean Pierre Patisseria
0212 322 13 63
Kahve Dünyası
0212 360 07 98
Karafırın
0212 322 43 34-42
La Bakery
0212 322 55 16
Mado
0212 322 88 80
Özsüt
0212 322 73 43
Pasta Evim Torte
0850 644 54 98
Pelit Pastanesi
0212 322 56 11
Yaprak Pastanesi
0212 322 91 71
Venüs
322 05 55
KASAP, ŞARKÜTERİ & MARKET
Abant Çiftliği
0212 322 48 48
CarrefourSA Organik
0212 322 32 07
City Farm
0212 322 41 21
Çamlık Market
0212 322 50 71
İskender Kasap
0212 322 09 50
Makro Center
0212 322 91 27
Migros
0 212 322 84 27
Mahallenin Kasabı
0212 322 07 41-42
Night Day
0212 322 66 55
Onur Et Galerisi
0212 322 27 90
Sütçü
444 5 788
AKTAR & KURUYEMİŞ
Güven Kuruyemiş
0212 322 12 17
Boğaziçi Kuruyemiş
0212 322 81 97
Salkım Söğüt
0212 322 03 37
ÇİÇEK & PEYZAJ
Arelia Çiçek
0 212 322 1880 / 0532 215 48 39
Belgras Çiçek evi
0212 360 08 91
Esosh Butik Çiçek
0212 322 02 00
Evrim Sera ve Çiçekçilik
0212 360 02 43
Işık Peyzaj
0212 360 07 68
Oasis Bitki&Peyzaj
0212 360 0355
103
KİŞİSEL VE CİLT BAKIM
Emin Ak Kozmetik
0212 322 32 50
BUTİK & WORKSHOP
Çiğdem Genç
0532 594 96 11
KUAFÖR
Adress Mümin Aşık
0212 322 18 45
Bir Berber
0212 322 50 48
Cem Aslan
0212 322 38 88
Ebil Saç tasarım
0212 322 37 22
Efraim Micaz
0212 322 02 27
Erdem Kramer
0212 322 55 96
En İstanbul
0212 322 88 77
Genç Kulis
0212 322 77 99
Kaizen
0212 322 62 00
La Meche
0212 322 82 90
Pretty Women
0212 322 36 65
Reti Mari
0212 322 67 55
Toni&Guy
0212 322 29 02
Yüksel Altun
0212 322 25 48
SPOR MERKEZLERİ
Fit in Time
0212 322 10 02
Pink Life Fitness
0212 322 36 58
Super Slow Zone
0212 322 7301
Unigue Sports Club
0212 322 2325
V3 Fitness
0212 363 0480
X Body
0212 322 08 60
ÇOCUK OYUN VE GELİŞİM ATÖLYELERİ
Kidsville
0212 239 70 10
Leaders Hill
0212 322 15 30
Mygym
0212 322 90 24
Play Orena
0212 322 91 30
Small Foot Design
0212 438 07 27
HALI YIKAMA
Gül-Em
0212 322 69 58
Kernek
0212 360 38 44
ELEKTRONİK & BİLGİSAYAR
Göktürk Dijitürk Bayii
0537 322 4141
Kanaat Elektrik
0212 322 2864
Teknosa
0212 322 5760
104
Reinabi (Apple teknik servis)
0212 322 59 51
KARGO
Aras
0212 322 33 49
MNG
0212 322 66 75
Sürat Kargo
0212 360 10 33
Yurt İçi
0212 322 47 19
KURU TEMİZLEME
Careplus
0850 226 8203
Değişim
0212 322 52 10
Sole
0212 322 27 07
Mevsim
0212 322 58 10
Titiz
0212 322 79 10
White Center
0212 322 08 34
YATAK VE UYKU ÜRÜNLERİ
Yatsan-Tempur
0212 322 44 10
LOSTRA
Kemer Lostra
0212 322 41 02
Levent Lostra
0212 360 00 13
TERZİ, TEKSTİL & PERDE
Değişim Terzi
0212 322 43 44
Neriman Darıcı -Moda Tasarım
0212 322 85 86
Özbal Perde
0212 322 79 11- 0532 528 26 69
Persan Home Studio
0212 322 82 32
Sarıoğlu Terzi & Tekstil
0554 771 26 97
Ufuk Perde
0212 322 60 30
Terzi Hikmet
0212 322 58 48
OTO ARAÇ GEREÇ
Berklass Lastik
0212 360 16 95
OTO YIKAMA
Therapi Car Wash
0212 322 88 27
Speed Car
0543 568 40 03
TAKSİ
Göktürk Merkez Taksi
0212 268 34 34
0532 799 82 49
Kemer Taksi
0212 360 15 15
0532 138 18 16
Şefika Kıbıç / Aşçı
Özel şirketten emekli aşçıyım.
Haftada 3 ya da 5 gün
çalışmayı düşünüyorum.
İletişim 0 554 493 39 62

Benzer belgeler