dergiyi okumak için tıklayın

Transkript

dergiyi okumak için tıklayın
Laz kültür dergisi KİANA Yıl 2016 sayı 2
Kiana
Laz dili ve kültürü dergsisi
2. SAYI
çxalva 2016
ǯana: 1
ǩareʒxa: 2
www.lazca.org
...birinin damlası diğerininkine damlıyor, her biri en az elli yaşında
kiremit çatılı evlerden akan suların...
...yüzlerine doyasıya bakmak istiyorum, kendimi yaşlı hissediyorum..
Laz Alfabesi, Lazca Yazılar, Öyküler, Tarih, edebiyat...
Kiana Dergisi www.lazca.org Hizmetidir
Laz kültür dergisi Kiana
Darbe Girişimi, Kalkışması, Terör Faaliyeti... Adına Ne Derseniz Deyin Antidemokratik Tüm
Faaliyetlerin Karşısındayız.
Insan Hak Ve Özgürlükleri, Demokrasi Ve İnanç Hürriyeti Vazgeçilmezlerimizdir.
Demokratik Duruşları Karşında Hayatlarını Kaybedenlere Allahtan Rahmet, Yakınlarına Baş Sağlığı Diliyoruz.
Kiana Dergisi
Kiana 3
Laz kültür dergisi Kiana
Lazish Alphabet
Lazuri Alboni
Laz Alfabesi
Aa
Arguni
Bb
Bere
Cc
Coğori
Çç
Çabla
Ç̌ ç
Ç̌ ubri
Dd
Dadala
Ee
Emxu
Ff
Fot̆ a/Foga
Gg
Guri
Ğğ
Ğeji
Hh
Heya/Him
İi
İni
Jj
Jur
Kk
Komoli
Ǩǩ
Ǩuzi
Ll
Leri
Mm
Mamuli
Nn
Nena
Oo
Ovro
P̌ p̌
P̌ iji
Rr
Raxna
Ss
Sum
Tt
Toli
Ť t̆
Ťoroci
Uu
Urzeni
Vv
Vit̆
Xx
Xami
Yy
Yali
Zz
Zuğa
Žž
Žemuri
Ʒʒ
Ʒxeni
Ǯǯ
Ǯiǯila
2
8
3
34 harfuri alboni ren
Ǩlemurişi
Ramazan Kosanoğlu
Kiana 4
Pp
Puji
Şş
Şǩit̆
7
10
www.lazca.org
KİANA
LAZLARIN İNTERAKTİF DERGİSİ
Laz Köyleri
M
ǮA N U
Ǩlemurişi Ramazan Kosanoğlu
Rize'nin en büyük ikinci köyü, Çamlıhemşin'e
bağlı Laz köyü olan
Mǯanu köyündeydim.
Tahta evlerin çokluğu,
eski toprak yaşlıları, dik
yolları ve masmavi gözleri ile konuşan insanları gördüm. Uzun ve
dik yolları aşmalısınız
köye varmak için. Çamlıhemşin'in merkezindeki köprüden geçiyor
Mǯanuya varan yol. Köy
burada da betonlaşmış
ve sıklaşmış. Birinin
damı diğeri ile çoktan
buluştu dik yamaçlı
mahallelerde. Birinin
damlası diğerininkine
damlıyor. Her biri en az
elli yaşında olan kiremit
çatılardan akan sular...
Gurbetçilerin çokluğu
beton evlerin sayısına
neredeyse eşit. Lüks
Laz kültür dergisi Kiana
araçların
plakalarından anlıyoruz gurbetçi
oldukları. Çoğu okullar tatil olunca geliyor baba topraklarına.
Onlar çoktan bırakıp
gitmişler analarının ot
yaptıkları topraklarını.
Köyde yaşamını sürdürenler ise daha şanslı. Köylüler ise kanaat
etmişler
toprakların
onlara verdiğine. "Ne
ekersen onu biçersin"
diyerek vurmuşlar kazmayı tarlalara. Toprak
bu çabalarını geri çevirmemiş olmalı ki; vermişte vermiş boy boy
mısırları, çayları... Yılların yorgunluğu güçlerini azaltmamış. En yaşlısı otuzunda durmuş
kalmış âdeta. Bir de o
tertemiz güler yüzlerindeki çizgiler olmasa...
Biz orada iken sırtlarında elli kiloluk un ile
birkaç kadın geçti önü-
müzden. Yüzlerinde ne
yorgunluk belirtisi ne
de pişmanlık adına hiç
bir şey yoktu. Evlerindeki ahşap rahatlığından mı yoksa başka bir
iksir mi bilemiyorum,
ben de ondan istiyorum diyesim geldi. Geç
vardığım köyden beni
tekrar geldiğim yere
yönlendirdi
güneşin
batması. En kısa zamanda tekrar gitmek,
bu kez yaşlılar ile sohbet etmek istiyorum.
Konuştukları her Lazca
kelimenin anlamlarını
irdelemek, yüzlerine
doyasıya bakmak istiyorum. Kendimi yaşlı
hissediyorum. Demek
ki köylü olsan bile bazen farklı yerlere gidip
gözlemlemek lazımmış
olup bitenleri. Hele
yaşlı insanları.... Hayatlarında neler saklı.
gizlidir Laz köylerinde.
Kiana 5
Laz Köyleri
GITMEK
Merve ALÇİÇEK
O
nlarca duygu, onlarca öykü
barındıran sihirli sözcük…
Kimimiz terk ediyoruz, kimimiz
mutluluğa gidiyoruz. Kimi zaman
mecburiyetten, kimi zaman hüzünle, kiminde sevinçle. Sebepli, sebepsiz. Gidiyoruz bir şekil!
Gidenlere ve gitmek isteyenlere
sormakla başladım işe. Kalanların yaşamı bir cevap zaten. Neden
gidesi var memleketimde insanların? Neden gidiyor köyümdeki gençler ve çocuklar? Ben ki
toprağımı kokluyorum, taşlarımı
okşuyorum, arkadaşlarım neden
gidiyor? Sorgulamamın acımasız
yanı cevaplarda vurdu yüzüme.
Karadeniz, Lazistan, Arhavi, Arkabi …. Adı her neyse. Tüm güzelliklerine, harika doğası, sıfatlara sığmayan insanlarına rağmen gitmeler
memleketidir. Bir çok Laz kasabası
gibi. Gitmek kaderdir burada. Yağ-
Laz kültür dergisi Kiana
mur gibi. Mutlaka geri dönmek
üzere gideriz. Çok para kazanıp
dönmek üzere gideriz. Okumak
için gideriz. Evlenir gideriz. ‘Gençliğimizi yaşayalım’ diye gideriz.
Burada iş yok diye gideriz. Çay
Fabrikasından emeklidir babalarımız ve hatta belki de dedelerimiz. Ve üzerine eklenmiş tek bir
çalışma alanımız yoktur halen. Bu
durum izole bir kasaba için belki
de iyi bir şey. Tüten tek bir bacamız var. Çok da fazla kirletmiyoruz hayatı. Sadece kaçırıyoruz (!)
Çaydan bezip gideriz. Öğle sıcağı
yakınca ensemizi, doğrulur tepeden aşağı söveriz. Çeşmeden soğuk su içer, tere bulanmış yüzümüzü, saçımızı yıkar bir daha söveriz.
Buradan gitmeliyiz. “Alim” saatine kadar bir gayret daha girişiriz.
“Makas sallarız akşama”. Aslında
kalabalıkta zevkli de toplanır çay,
arada atıştırırız, şarkı bile söyleriz mesela. Set yarışları da yaparız.
Bohça taşıma zamanı gelir, yine söveriz. Patikalarımız zordur. Yollarımız dardır. Hava hatti arızalıdır.
Sırtlarımızı bu bohçaların aşıtmasına izin veremeyiz. Buradan
gideriz. Alimyerinde sıra bekleriz, kontenjan vurur yine bekleriz. Beklemekle olmaz gitmeliyiz!
Okul yok burada! Okul yok. Köy
Okullarımızı aldılar. Okul yok diye
gidiyoruz hala bu çağda. Önce
kasabaya, sonra daha büyük bir
kasabaya, sonra daha büyük ve lanet bir şehre. Kayboluyoruz sonra
Kiana 6
oralarda. Okullarımızı aldılar ve
çocuklar yok oldu. Okullar okumaya gittik. Okuduk, döndük, çalışamadık. Gittik. Çocuklar gitti.
Yaşlılar öldü. Evler yitti. Biz gittik!
Gittik ve ota boğuldu düzler. Kanallar tıkandı. Irmaklar kapandı.
Sular kayboldu. Duvarlar yıkıldı. Ağaçlar yalnız kaldı. Meyveler
küstü. Ayılar açlıktan çarşılı oldu.
Bazen “dışarı” diye gördüğümüz
yerlerde olduğunu sanırız mutluluğun, eğlencenin, belki de hayatın.
Gitmek, görmek isteriz. Tatmak,
doymak, yaşamak isteriz. Kalabalık
ama yabancı sokaklara karışmak isteriz. Masumane bir hisle çıkar, hasretle dönmeyi bekleriz sonrasında.
Günlük sohbetlerde sıkça yakınılan
bir konu oldu gençlerin köyde kalmaması. Zaman zaman bu sitemli
yakarışlara eşlik etiğimi farkedince
aramaya koyuldum bu sebepleri.
Çözümler hep biçare! Bir yolu olmalı ama, bu topraklar insanlarına
ihtiyaç duyuyor, onların dokunuşlarını özlüyor. En azından gideni
döndürebilsek. Öyle misafirliğe değil, yeniden yaşama. Okuduklarını
burada kullanabilseler, çalıştıklarını burada değerlendirebilseler “ yürekli, dertli, inadına güleç Lazlar!”
Ne gidene kızılır, ne kalana. Ne
yazık. Gitmek çoğunlukla tercih
değil zaruret olmuş bu coğrafyada. Giden gurbetçi, kalan bekçi olmuş. Dönen hep eğreti kalmış kendi toprağında. Zaman kaçmış…
Foto Galeri
Laz kültür dergisi Kiana
Tolikçeti/Dobira
Rize/Ardeşen/Şehitlik köyü
Foto: Ǩlemurişi Ramazan Kosanoğlu
Kiana 7
Laz Köyleri
Laz kültür dergisi Kiana
LAZEPEŞI OŞǨOMALEPE
MALZEMEPE
TERMONI
1,5 ist̆iǩani çabe lobca
1,5 ist̆iǩani nç̌reri lobca
1 ist̆iǩani boğda mçeri
1,5 ist̆iǩani
mʒxuli
̌Pet̆mezi
1 çayi ist̆iǩani şeçeri
LAZ DÜĞÜNLERİNİN DEĞİŞMEZ MENÜSÜ
OXENUMUŞİ:
Torpiyari otxo ist̆iǩani
ǯari çǩala abiçi koxvocibit. Nç̌areri lbcape
otxo ist̆iǩani ǯari ǩateri
ç̌urç̌i keǩup̌ğit do curiti koǩvocibit. Lobcape
icibasi ovro istiǩani
ǯari kuǩatit. Ǯari xarxalaşa donçxunit. Boğda
KAPÇONİ MÇǨUDİ
Lazepek p̌ eciti ndğalepez, oxaçku do oberguşi
nodeyepez, çayi do ntxirişi nodeyepez kapçoni
mçkudi
gedumenan.
Ǩarabaluği orapeşi gyayi
ren. Ǯoxle, mendra soti
ulută şk’ulet
kapçoni
mçkudi ikomt’ez. Otobusite ulut’anşit gedumetĕ z do iriz upayemtez.
Ar tasi ǯxotĕ yi do cumoni kapça
Ar baği sutŭ lya
Ar-jur p̌ rasǩa
Otxu domatisi
Ar mç̌ip̌ e yeşil ǩromi
(soğani)
Sum -otxu ǩroni
Yaği
3’k’ayi
Kiana 8
mçveri gvonǯinit do
ç̌urç̌i keǩubit. Haşa
abiçi daha doxarxalinit.ǩaçxe p̌et̆mezi, şeçeri do mcumu kuǩat̆it
do xut̆ tetiǩe daha
doxarxalinit. Ťabağinape cedveri do koraşuǩule oşǩomit.
Ham oşǩomale naxazi ganenenst̆eri lazut̆i
mçveri, ar çayi ist̆ǩani
bulguri, ar çayi ist̆iǩani p̌rinži, ar mxeşa lu
iǩatininen.
Oşǩurişi
p̌et̆mezi yerine urzenişi p̌et̆meziti ya do şira
iǩatininen
Lazutişi mǩveyi
Sebzepe ar ǩayi doçxit
do mç̌ip̌ e mp̌ ipe doç̌ǩorit. Yeşili soğani, p̌ rask’a
do sutŭ lyaşi tipe moixmart. İrixolo ar didi
sarğaz gyobğit do kapçak’ala oǩuntă lit. Mǩveyiti ǩuǩat’it. Dido ǩevi
mo ivetaz, mǯika lubu
ivasensteri ǯkayiti keluǩatĭ t. Ginonanna; yeşili p̌ ep̌ eri, pul p̌ ep̌ eri,
megyari, salça do mjati
uǩatinen. Didi tepsiz
gedvit do imç̌ită naşakiz
ç̌vit.
*Nandidiçkimik nostoni
mja do furnişi mǩveyik
meç̌amz ya zop̌ ont’u.
Şuǩaǩala ç̌komit.
Megak’aran.
Merve ALÇİÇEK
Köşe Yazısı
Laz kültür dergisi Kiana
MEGRELYA GEZİSİNDEN NOTLARIM
Ǩlemurişi Ramazan Kosanoğlu
28
Ağustos 2014 sabah saatlerinde daha önce sözleştiğimiz
Megrel Revazi Harçelava ile Gürcistana hareket ettik. Planladığımız gibi
Gürcistan'ın Zugdidi ve daha bir çok
Ertesi gün Zugdidi'de bulunan Dadiyani müzesini ziyaret ettik. Salomi
Dadiyani'ye (1848-1913) ait Paris'ten
getirdiği çok sayıda orjinal tarihi
eserleri segileniyor. Prenses Ekaterine ile evlenen Dadiyani Zugdidi'ye
yerleşmiş. Müzede fotoğraf çekme
izni alamadık ne yazık ki. Birbirinden orjinal el yapıtlarını ve taablolar
karşında hayran kaldığımı söyleyebilirim. Müzde binlerce cild kitapların
sergilendiği bölümler de var. En çok
dikkatimi çeken yağlı boya tablolar ve
kullandıkları eşyalar oldu.
karşıladı kilisenin kapından girdiğimizde. Havanın sıcaklığından dolayı
üzerim dizlere kadar şort vardı. Kiliseye bunun giremeyeceğimiz söyleyerek ayaklarıma kadar kaplayacak uzun
bir önlük verdiler ve onu österek tarihi kilisenin kapısından içeriye girdim.
Çıkışta Monazani dedikleri bir rahibe
ile konuştuk. Lazca konuştuğumu duyunca ilgisini çekti. Biraz konuştuk.
Megrel olup olmadığını sordum. Megrelim dedi. Birbirimizle rahatlıkla anlaştığımızı fark ettik ve bana çok hoş
davrandı. Ben de ona geçmişten beri
biz kardeşiz dedim ve o da bunu tastik etti. Dışarıya çıktığımda tercuman
aracılığı ile iki kartveli papazla konuştuk. Bana neden hac çıkarmadığımı
sordu. Müslüman olduğu anlayınca
"Eskiden Laz ataların hristiandı neden
atalarının dinine inanmıyordun" dedi.
Eski atalarımız hristianlıktan önce de
Pazan dinine inanırlardı sen neden pagan dinine inanmıyorsun dedim biraz
güldük. Bana iyi ve sıcak davrandılar.
Nokalakevi Arkeopolis
Yingişişi Köprüsü
içki ve ekmeğin olmalıdır. Aksi halde ayıp sayılırmış. Buna rağmen içki
içmememi çok doğal karşıladılar.
Dadiyani Müzesi
Dadiyani Müzesi Zugdidi/Gürcistan
Sarp Sınır Kapısı Türkiye
yerine gidecek tarihi ve türstik yerleri
gezecek en önemlisi de Laz ve Megrellere ait arkeolojik kalıntıların bulunduğu yerlere gidecektik. İlk gün
Gürcistan/Acara sınır kapısından geçip Batum'dan Senaki'ye gitmek için
dolmuşa bindik.
Sarp'a Varış
Sarpi köyü Gürcistan
Dolmuş şöförü Sarpi'li bir Laz'dı.
Biraz sohbet ettik.
Gürcistan'da
dolmuş ücretleri yolcu inerken verildiğini fark ettim. Revazi'nin ailesi ile tanışmak için Samtedya/Didi
ciha'ya hareket ettik. Didi CihaYişi'de Harçilava ailesi ile tanıştım.
Hepsi birbirinden değerli insanlar.
Baba Revazi, anne Yinga ve çocuklar Coni, Dimitri, Bira, Hatiye, Saire
ve Baçana ile tanıştım. Yiğenleri Gaheria yine tanıştıklarım arasındaydı.
Beni eleirinde inanılmaz sıcak ağırladılar. Yakınları ve komşuları bir
bir bizlere gelerek gelişimi kutladılar. Anadolu topraklarında geçmişte
alışık olduğumuz misafirin ayağını
yıkamak için sıcak su geleneği Megreller arasında görmek beni şaşırttı.
Orada sizlere ağalar gibi karşılıyorlar.
Lazca kardeşim diye tanıştırdı ve bol
bol şerefime kadeh kaldırdılar. Orada gelen misafir için mutlaka kadehler kaldırılıp gelen misafir için dular
dilekler ediilir içkiler içilir. Yiyecek
yemeğin olmasa da mutlaka içilecek
Nokalakevi Arkeopolis Gürcistan
Senaki'de 4 bin yıl öncesine ait olduğu
tahmin edilen Laz kalesi. Kale dik bir
yamacın hemen altında bulunuyor.
Dağları saran geniş bir alanı var. Kazılar halen devam ediyor. Kalede bir de
kilise var. Kale içinde iki de ev dikkat
çekiyor. 40 hektar alan üzerinde kurulu geniş bir kale. Oldukça heybetli bir
yapısı var ve her tarafı ayrı bir tarih.
Martvili Kilisesi
Martvili Kilisesi Gürcistan
700 yılına ait eski bir
yi ziyaret ettik. Kilise adı
ter
Montuis
Sakdro
Bizleri Monazani dedikleri
Kiana 9
kiliseAlonsTasari.
rahibe
Abhazya Gürcistan Sınır Köprüsü
Engaru akarsuyu üzerinde Gürcistan
ve Abhazya sınırını ayıran Yingisişi
köprüsü. Savaş yıllarından sonra hiç
tamir görmemiş. İki sınır arasında
atlı arabalarla ulaşım sağlanıyor. Yol
üzerinde barikatlar dikkat çekiyor. Savaşın soğuk yüzü orada hissediliyor.
Abhazya sınırına kadar gelip bir kaç
kare alıyoruz. Savaş sırasında Gürcistan'a 300 Bin Megrel irtica etmiş.
Bunlardan biri de konuk olduğum
Harçaleva ailesi. Bir çok taşınmaz mallarını evlerini bırakıp yeni bir hayata
başlamışlar.Şimdi evlerimizin, arazilerimizin akibetini bilemiyoruz diyorlar.
Yuhi Kalesi
Adını bulunduğu yerden alan (yuxi)
kalesi Megrellerin kalesiymiş. Abhazya sınırına yakın akarsuyun yanında
bulunuyor.
Köşe yazısı
Laz kültür dergisi Kiana
Kiana 10
Lazca Deyimler
Laz kültür dergisi Kiana
LAZURI NOT̆ǨVAMEPE
Ǩlemurişi Ramazan Kosanoğlu
alla vareyo3’ey: [Allah’’ yukarıya
bakmıyor] Helal haram bilmiyor. “
ali bardaği: [bardak boyunlu] guatrı
olan. + [ali mu giğun be ali bardaği”
“ne boynun var bardak boyunlu”
Ali eyot’axu: Boynu yukarı kaldırmak ve öyle tutmak. baltalama devam etmek.
Avla nek’na p’iji: [avlu kapı ağzı] yakın olan yer.
adimi otoçu: [adım atmak] duran
veya yavaş yürüyene “yürü/hızlan”
demek. “si giyondrari adimi ot’oçi.”
“seni mi bekleyeceğim yürü.”
ali goloktapu: [yüzünü çevirmek]
ilgilenmemek. “ma vulak’şrdam
him ali dolvoktay.” “ben ona söylüyorum o ilgilenmiyor”
ar nosite: [bir akıl ile] aklı, fikri olmayan, tek akıl sahibi, farklı açılardan bakamayan. + “him mu oxo3’onay ar nosite” “o ne anlar tek akıl
sahibi”
ar gzaşi: [tek akıllı] çok zeki olmayan, aklından kötülük geçirmeyen,
saf insan..
ar nosoni: [tek yollu] >> bkz ar gzaşi.
arkape eyolva: [boynuzların çıkması] istenilen şeyin olmasından sonraki haz + “nagorumt’i diyu arkape
kegalu-i?” “istediğin şey oldu boynuzların çıktı mı?”
avla laç’ina: [avlu köpeği] bir kimseyi değerli olsa da her zaman değersiz görmek. +
allamuşi dvagun: [allah’ı duyuyor]
kişinin gıyabında hakkını teslim
etmek için kullanılır. + Memet’i
vamayoropen ama vorsi bere oren
allamuşi dvagun.” “mehmet’i sevmiyorum ama iyi çocuk allahı duyuyor.
at’amba e3’i mbuli dvorgi: [şeftaliyi
kaldır kiraz dik] kızan birine söylenir.
avla livadi: [avlu bahçesi] bir şeyin
değerli olmasını anlatır. + “araba
araba var oren avla livadi”
arka et’axeri: [boynuzu kırık] tecrübe ve birikim sahibi olmak. + “ham
mu eski arka et’axeri oren vagişk’un”
“bu ne eski topraktır bilmiyorsun”
Buzi xombula: çocuk büyütemeyen
badi bere: yaşlı çocuğu (normalin
üstünde yaşlı olan erkeğin çocuk
sahibi olması)
bigaşi doviyi: bastonluk oldum
(yaşlandım)
be umri do cunepe: ey ömür ve
günler (hayret ünlemi) (m3n)
Beyari dotana: [bahar sabah olunca] baharın gelişi
baba oyapu: [baba olmak] amiri olmak. + “hamuti baba domayu” “ bu
da başıma amir oldu”
bgara doxunu: [ağlamaya oturmak]
ölenin arkasından yas tutmak. +
“çazimi nana duğuru bgara xen”
“kâzım annesini yitirdi yas tutuyor”
bere bura: [çoluk çocuk]. +
be nana do e tangri: [e anne ve e
tanrı] şaşkınlık ifadesi…
bet'i molva: [büyük gelmek] ağrına
gitmek. + “k’oçi yerine vadomdu
bet’i momalu” “adam yerine koymadı zoruma(ağrıma) gitti”
bu3xa moyo3’ile: [tırnak parçası] 1.
değer vermemek + “nanamuşi vore
do bu3xa moyo3’ileşuk’u varuşk’un”
“annesiyim de tırnak parçası kadar
değer vermiyor” 2. önemsememek.
“si mi ore sk’iri si bu3xa moyo3’ileşuk’u vamişk’un” “ sen kimsin be
seni tırnağım kadar bilmiyorum”
bereşk'ala varo3’onu: [çocuk ile
tartılmamak] çocuk ile sidik yarıştırmamak, emsal olmadığını anlatmak. + him do si ar oret-i? Bere
bure şk’ala mo i3’oner” “ sen ve o
birmisiniz? Çocuk ile münakaşaya
girme”
bereşk'ala mo izumer: [çocuk ile ölçülme] bkz >>> bereşk'ala varo3’o-
Kiana 11
nu
burguli dişk'a oyapu: [dizi odun
olmak] dizlerinin tutmaması. +
“golazenişa eşk’olva colvate burguli
dişk’a dı-omayu” “golazeni’ye çıkıp
inmekten dizlerim tutmuyor”
bibili cet’oçeri: [siki sarkıpmış] çıplak olmak. + “ameşi bere bibili cet’oçeri itken” “ahmet’in çocuğu çıplak
dolaşıyor”
bibili 3’up’i: [ pipisi ayran kabındakı tıpa] pipisi sivri. 3’up’i tıpası ucu
sivri ve küçük olduğundan dolayı
çocuk pisisine denir.
bereşa cedginu: [çocuğa durmak]
aşermek. + “nusa naiyu ar 3’ana variyu bereşa cadginen” “gelin olalı
bir sene olmadı aşeriyor”
bere eladginu: [yanında çocuk durmak] çocuğu yanına almak. 1. yetiştirmek. “bere tamirane kelevudgini zanaat’i digurasen” “çocuğu
tamir dükkanına verdim. Zanaat
öğrenecek.” 2. Arakadaş edinmek.
“m3’upi vagalasen bere kelidgini.”
“eve yalnız gidemeyeceksin. Çocuğu yanına al”
bet'i molva: ağrına gitmek
buzi nceni: süt emen buzağı
coz k'iyamet'i: göz kıyamet (olumlu
manada şaşılacak derecede olan )
cevayir t'aşi kelvadu: Cevahir taşının yanına koyuldu (bitmeyen, tükenmeyen)
cigeri domambaru: ciğerim şişti (sıkıntı çektim)
ceça var mencaxar: (vurup da ezmeyeceksin) Kalp kırıp bütün bağlarını koparmaycaksın (m3n)
cengi meçamu: [gevşetmek] serbest
bırakmak. “bere hik’u mo uxap’ar.
Cengi meçi.” “çocuğa okadar kızma.
Serbest bırak”
cuma cuma minci para ile: [kardeşi
kardeşi minci par ile] akrabalık ayrı
diğer şeyler ayrı. Atasözü olark kullanılır kanısındayım.
Foto Galeri
Laz kültür dergisi Kiana
Ayder' 1300 lü yıllarda Halalılar (Rize Çamlıhemşin ilçesine bağlı Hemşin köydür) tarafından kurulmuştur. Rize'nin Çamlıhemşin ilçesinin 19
km güneydoğusunda yeralan 1350 m rakımda ladin ve kayın ormanlarıyla
kaplı bir yayladır.
Erm: Ayder "tarlalar" ■ Ayd, standart Ermenice ard `tarla` sözcüğünün Hemşin lehçesin-
Kiana 12
kültür
Kiana
Laz KültürLaz
Dergisi
Dianadergisi
Www.lazca.org
Laz Edebiyatı
GOMAŞİNEN
Dido p3arum lazuri
Xoloti var içoden
Gomaşinen ir şeyi
İk'iden do ik'iden....
3ğimunt'uyi ivet'u
Obobşamt'it t'ikina
Çaçi moyobobğam'tit
İr divet'ez lukuna...
Tilifoni şart'uyi
k'art'ali bi3aramt'it
İri mendra myonut'ez
Yazepez b3iramt'it...
Nanak petmez ikomt'u
Urzenişiti papa
Babak o3andinamt'u
Uçk'it'u kai biyapa....
Bixelamt'it ir xolo
Musafiri moğtaşi
Hemndğalepe doğuru
Guyi domavez kvaşi....
Mupey avli miğut'ez
Zuğa i3iraputu
Kapçon çmkudi mikomtit
İriz noston uğut'u....
Mecepeten gemaşen
Dişkape mobimet'it
Dido tmvirepe mtumt'u
N3olo mebok'idamt'it....
İnci Derya Turna
HER ŞEY OTUZ ÜÇ
Otuz üçüncü gün düşmüş göbek bağım
Gül ağacının dibine gömmüş babaannem
Bu yüzdendir çiçekleri çok sevmem
Bu nedenledir 33 çiçeği birden koklamam.....
Babam öldüğünde 33 ay gidemedim baba evine
Ama gittiğimde çok ağladım gömütünde
En çılgın sevdamdı Yusuf'a otuz üçümde
Halamda otuz üç gün kaldım ilk gittiğimde
Otuz üç gün işkence çektim cezaevinde
Herkes bilir tesbihi otuz üç kez çektiğimi
Kullarıyla birlikte Tanrı'yı ne çok sevdiğimi
Ömer Hayyam'ı karakalem otuz üç günde tamamladım
Kazağım otuz üç
Kışlık - yazlık papuçlarım otuz üç
Televizyonda hep otuzüçüncü kanalı izlerim
Radyomun frekansı otuz üçte.....
İlk otuzüçüncü şiirim yayımlandı Kelebek gazete
sinde
Otuzüçümde dünya klasiklerini çoktan bitirmiştim
Kazım otuzüçünde Çernobil'e yenik düştü
Up - uzun Yeşilköy'de uyuyor şimdi...
Anneme otuz üç oyalı yazma verdim hepsini dağıttı
hayrına
Aziz zattüre olduğunda gittim 33 gün kaldım yanında
Otuz üç serçe kuşunu azat ettim kuşçu dükkanından
Otuzüçüncü Sur'u gezdikten sonra düşüp bayılmışım yorgunluktan....
Otuz üç bıçak darbesinde ölmedim de bir sıla özlemi yıktı beni
Bir şiir, bir babam, bir Yusuf, bir Kazım, bir nazım
En çok sevdiğim otuz üç şair ölünce
Otuz üç mezara sevdalandım ben..!
İnci Derya TURNA
www.lazca.orgKiana 13
Köşe Yazısı
ARKABİŞİ OXVAME
Merve ALÇİÇEK
A
rkabişi kyoyepe jur
piciz iz’iyen. Ari naren merkezi do merkezişi kyoyepe, majuraniti
Ortacalar do Ortacalar
işi kyoyepe. 3’oxle Ortakyoyi it’k’vet’u do Arkabişi
naxiye ort’u. Ortacalariz
oxorepe yazi moxtaşi oypşen, iri kyoyepeçkunisteri. Hamdoloni hakoni
p’ot’eneyi oxvameşi oz’iyamuşe komopti. Arkabişi eni mcveşi oxvame
haya ren. Ok’oduşi 3’ana
var do o3’opxuşi 3’ana
1170 yado nç’areri ren. 3’a
pi3’ariten mo3’opxeri ren.
Xeş xeneri msk’va pi3’a-
Laz kültür dergisi Kiana
riş mimit’ep’e do ar didi
mugvala pi3’ariş dulyati
maz’iyenan 3’az. Jin extaşi
xolo ar pi3’ariş nekna gazi’iyenan. Ham nekna Ortakyoyişi pi3’arişi ustapek
xepemutepeşite 3’opxezdoen.
Gobik’itxaşkule,
kyoyişi umçanepek xarbiş oraşen doskideri sum
mermişi gorma uğut’u ya
mi3’vez. Va geyç’u do va
dolibğu xarbişe vageycginu ya tk’vez. Galen neknak mskv’vanobamuşite
micoğu. Amapt’işi ipti
3’az bo3’k’edi. Uk’açxe jin
epti. Jinodaşi nekna p3’adi. K’olak’idimuşi ep3’ki.
Xepe kogelebusvi. A
m3’ika kodopxedi. Biyuci, başuri, hakşen na golaxtu orapeşi nena bogni.
KEŞKE
Kuytularda, boğazımda düğümlerin çözüldüğü,
Gün ışığından kaçan tasaların bir bir döküldüğü,
Acının damla damla süzüldüğü,
Hislerimin özgürlüğü
Berrak, apaydınlık bir bahar gecesinde...
İklimi dertli memleketimin, gözyaşlarıyla ıslattığı yatağımda,
Kuş tüyü yastığım, yün yorganım ve yokluğunla,
Keşkelerle boğularak...
Yanımda olsaydın da, gecenin serinliğini sana
sarılarak unutsaydım.
Göğsünü yastık yapsaydım, kuş tüyü kalbinin
tıkırtısı olsa,
Altı kare demirli penceremde, gece gardiyanına
inat,
Bir gül koysaydım dudaklarına.
Ve utanmasaydım koca ellerin saçlarımı şereflendirirken.
Şimdi, sağımda deniz ve üzerinde rengarenk bir
şenlik.
Yollardayım, yine.
Bu yolculuk sana yaklaşmak mı, uzaklaşmak mı
senden?
Kestiremiyorum.
Bir hüznüm var, sana mı, kendime mi ?
Bilemiyorum.
Sol yanımsa yine boş.
Buna sevineyim mi, üzüleyim mi?
Ve yine keşkeler...
Olsan yanımda da kulağımdaki türkü şahidimiz
olsa.
Merve ALÇİÇEK
Kiana 14
Laz Edebiyatı
Laz kültür dergisi Kiana
LAZURI DESŤANEPE
MUP̌A RE
GURI DOLOMAGZEN
Sǩanisuzi va maxenen komişkun,
Moxtareyi belli varon mupare?..
Zade mboli mayoropen kogişkun,
Moxtareyi belli varon mupare?..
Mati kodoviguri oropu vrosi,
Bozo gomindunu yarumi nosi,
Miti moibgattay miti bğurasi,
Moxtareyi belli varon mupare?..
Si var ori muti toli vamazin
Soti mevoʒeda boyne si mazin
Toli şkimi hiççi nciri varazin
Moxtareyi belli varon mupare?..
Naku çere giǯvar şkimi merami,
Megincğonam var eçopum selâmi,
Sukûtî'şi guri ibgay ognami?..
Moxtareyi belli varon mupare?.
Ar sayetti otxo ʒana domayen
Murunxepe toli daşxuri dvayen
Mçima mpula steri ç'ilambri mabşen
Moxtareyi belli varon mupare?..
Hızır İrfan ÖNDER
ÇAYIŞI DEST'ANI
Gomaşina conksi 3'una mayasi
Mu p'ik'o çi vagomoç'ondrun ma si
İri goyk'ala do yek't'en xvala viyasi
Guri dolomagzen e purkişk'imi
Işk'ider çayi şk'ala
Mcora ti megok'açu
Hak'u zamet'i doi
Xolo vamegaçu
Haşope ikuman do
Çoyi gamayiluman
Çayi vagamvaçani
K'arti k'arti 3'amuman
Huy govulur so govit'i svalepe
Xe govusum nacexert'i kvalepe
Pxesap'asi navit'urt'it' şeyepe
Guri dolomagzen e purkişk'imi
Xu tuta çayi 3'ili
Meşoni çi mekçanen
Elankteri dot'k'vik'o
Mogiguta cekçanen
Ham şuri hay memoxen
Ar tuta çayi p'3'ilum
Oçi vareçopart'u
Kuşumsuzi moy mp'ilum?
Navan3'oru mut'i var oren ya uşk'un
Çetini oren tişa namvalu kuşk'un
Sk'anidixo varmaxenen kogişk'un
Guri dolomagzen e purkişk'imi
Ar emiri komeçam
Dorçi çayi k'oşk'iği
Varep'çopar deyite
Mayana moy moşkiği?
İri hey dolvobğun
Mut'i orenan pisi
Haşo vamoğodartu
İblisoğli iblisi
Sk'anişk'ala naort'eyp'e komoxt'u
Viç'itxam çi sk'anişeni muç'ort'u
P'i igzalu şk'imişk'ala naort'u
Guri dolomagzen e purkişk'imi
Ma çayi komoviği
Xe gunt'i do moy ndğvari?
Şeytani mi3'omeyçi
Muguti do donçxvari!
ǨLEMURİŞİ
Ramazan KOSANOĞLU
Ramazan KOSANOĞLU
NE LUMCUN NE DOTANUN
Ey gidi rakanepe
Tutasteri bozope
Ne lumcun ne dotanun
Ma bgorum him ndğalepe!..
Ey gidi didalepe
Mi mçanen kaymağepe
Ne tkva ortu ne nana
Guda diyu tolepe!..
Ey gidi mskva ngolape
Va giyonun pucepe
Ne yaği on ne vali
Aşka gulun mtutepe!..
Ey gidi cumalape
Nepe vikumtit nepe
Ne andğa ne çumani
Moxtasan him orape!..
Kiana 15
Hızır İrfan ÖNDER
"CANANA MEKTUPLAR"
TAY DERGİSİ YAYINLARI
AĞUSTOS - 2009
Foto Galeri
Kaşkari Ngola
foto: Klemurişi Ramazan Kosanoğlu
Mekaleskirit köylülerinin Bodo3ur (boğaz yaylası) ve Kaçkari (koçdüzü) adı verilen iki yayla vardır.
Her sene Koçdüzü Yaylası'nda (cileni ngola) turnuvalar, Spor organizasyoları ve kültürel aktiviteler düzenlenmektedir. Ayrıca her sene Mekaleskiriti'de ramazan bayramının 3.
günü geleneksel tahta araba yarışları düzenlenerek kültürlerini, geçmişlerini yaşamaktadırlar.
Köşe Yazısı
Laz kültür dergisi Kiana
LAZEPEŞI KULTUREBURI RONESANSI
Kamil AKSOYLU TOROCİ
Oroperi maǩitxalepe çkimi. Ham seferis nç̌ara
çkimi Lazuri p̌ çǎ rare. Lazuri nena mektebepes
Gonoşiğe Dersi (Seçmeli
Ders) divu şendoni Lazuri oç̌aru mintŭ . Ǩismetĭ
handğaşe tŭ -doren. Lazepek 1993 ǯanaşen doni
kultureburi gzas dido gza
eç̌opes. Handğa eǩiǯǩedaşi 20 ǯana ǩap̌ ulas kodoskidu doren. Ham eç̌i
ǯanas doloxe na-ixenu
do na-içodu dido dulyape
ren. Dido gza eyç̌opinu
ala ubağu-ni? Var ubağun. Dido dulyape çkva
oxenoni ren. Çkva ora eçi
ǯana oğine steri varen.
Turkiyas
dimoǩratĭ ǩuri
xenapapek dido gza eç̌opu. Oğineni yasaxoba do
meğinobape var doskidu. Na-ixazirasen ağani
dudǩanonite etniǩuri do
kultureburi xakkepe çkunis dido çkva manžinasen. Xvala na-varmabeceres ar dulya koren ki
dido becitĭ ar dulya ren.
Artobate oçalişu var mabeceres. E mup̌ at heti
dobiguraten do irik arte
ǩayi dulyape p̌ aten. Moxtanoraşe medi miğun.
Lazepe şeni kultureburi
ronesansis renan ya do
itkvinen. Ham tkvinas (otkus) ma ti baǩater. Dido
var, eçi ǯana oğine handğa na-ixenen dulyape
izmoces ti var mažiretĕ s.
1993 ǯanas OGNI coxoni
svaruli (dergi) ipti gamaxtuşi sankis dixa dixas jin
oynǩanu. Svarulik heşşo
nena moyğu ki Turketişi
otxo yanis ranǯǩalu. Ala
muren ki hem oraneri
Turketişi xalis haǩo oxoşkva dido muxtu do Mp̌ olis
svarulişi iptineri oǩoreʒxa
savciluğişi emirite diǩorobu. Svarulişi mance Mehmedali Beşlis DGM’k dava
oğodu ala Beşlik navu savunmate hemi ti muşi,
hemi ti svaruli muşleti-
nu do davas paği p̌ icite
kogamaxtu. Na-iǩorobu
svarulepe ti iyade dixenu.
Meyona orapes mboşi
var didginu. Suparape,
nenapunape, gramerepe meyoneri meyoneri
moxtes. Televiziyonis nananenate yayini gyoç̌ǩuşi
Lazuri yayini ti ixenas ya
do TRT’s istida niç̌inu ala
TRT’k Lazuri yayini var vu.
2008 ǯanas Mp̌ olis ‘Laz
Kültür Derneği’ kogeydgu. Meyona muşis Angaras ‘Laz Kültür Dayanışma
Derneği’ kogeydgu. Meyonas Kdz. Ereğlis, ‘Kdz.
Ereğli Laz Kültür Derneği’
kogeydgu. Derneğepek
ç̌eşitĭ kultureburi faaliyetobape do etkinluğepe
ikoman. Lazuri doguru
şeni ǩursepe meçaman.
2011 ǯanas KAFFED’i
(Kafkas Dernekleri Federasyonu) do LKD’şi (Laz
Kültür Derneği) organizasyonite Bolus (Bolu’da)
a-sum otxo fara çaliştayepe ixenu. Ham çaliştayepe dido mitis var uçkin
ala nananena doguru do
etniǩuri minoba şeni becitĭ ǩararepe eyç̌opinu do
TBMM’şi Ağani Dudǩano-
Kiana 17
ni Oxaziruşi ǩomisyonis
niçinu.
Ç̌erǩezepeşen,
Lazepeşen do majura
etniǩuri kulturapeşen ti
maǩată lepe tĕ s. Xvala vit
ǩonari avuǩatĕ pe kortĕ s.
Avuǩatĕ pek irişi fiǩirepe
oǩonç̌es do mektebepes
nananena doguru do etniǩuri minoba do oçinopuşi talebepe şeni ar dosya xazires do KAFFED’işi
xeşen meclisiz meçers.
Mǩule nenate ptkvatna,
Lazepeşi kultureburi ronesansişi omondinu şeni
dido dulyape ixenu. Soğunis ti 2013 Maisi tutas
Lazuri Enstitu ti kogeydgu. 23.11.2013 tarixis ti
na-ixenu resmi gonǯǩapate coxo muşi Turketi
do ǩiyanas ognapu. 2013
ǯana Lazepe şeni epeyi
bereketoni ivu. Staroşina
tutas Ağani Muruʒxi coxoten ar ǩazeta kogamişkvinu. Lazepes ar ti ǩazeta
daves. Do meyonas enni
didi dulya ti Lazuri Enstituk na-xaziru mufradati
MEB’k ǩebulu dovu do
Lazuri nena mektebepes
gonoşiğe dersi divu. Xela
do ǩaobate doskidit Lazepe!
Laz kültür dergisi Kiana
FINDIKLI TARİHİ. BELEDİYELERİN WEB SİTELERİNDE VERİLEN, İLÇE TARİHİ İLE BİLGİLER
NE KADAR GERÇEK?
Ergün
KONAKÇI
Fındıklı
belediyesinin
kendi internet sayfasında bulunan Fındıklı'nın
tarihini anlatan makalesi.
http://www.findikli.bel.
tr/Ilcemiz/Findikli-Tarihi-617.html
‘’Fındıklı ilçesi, Fatih
Sultan Mehmet’ in 1461
yılında Trabzon’ u fethinden sonra
Osmanlı
egemenliği altına
girmiştir.
Önceden
bölgede
Tranlılar,
Makedonyalılar ve
Bizanslılar
yaşamıştır.
1886 yılına kadar
karye (köy
ile nahiye
arasında
idari birim) olan
Fındık lı’
nın eski adı VİÇE ‘ dir.
Kaynaklara göre 1887 yılında Hopa ilçesine bağlı bir nahiye olan Viçe,
15. Şubat 1916 tarihinde
Rus İşgaline uğramış ve
11 Mart 1918 tarihinde
işgalden kurtulmuştur.
Viçe 11 Haziran 1947
tarihinde Fındıklı adı ile
Çoruh (Artvin) iline bağlı bir ilçe olmuş ve 1948
yılında Belediye teşkilatı
kurulmuştur. Fındıklı 27
Kasım 1953 yılında Artvin ilinden ayrılıp Rize
iline bağlanmıştır.’’ Ma-
kaledeki eksiklik ve yanlışlıklar.
1.’’ Fındıklı ilçesi, Fatih
Sultan Mehmet’ in 1461
yılında Trabzon’ u fethinden sonra Osmanlı egemenliği altına girmiştir.
Önceden bölgede Tranlılar, Makedonyalılar ve
Bizanslılar yaşamıştır.’’
Makalede bölgenin Osmanlı denetimine gir-
menliği altına girmiştir.’’
Bu bilgide kesin değil
kesin olan Fatih Sultan Mehmet'in 1461 de
Trabzon Rum İmparatorluğu’nu yıkmasıve bu
devletin sınırları içersinde yer alan toprakların osmanlı topraklarına
katılmasıdır fakat Trabzon Rum İmparatorluğu’nun en doğu sınırları
mesinden önce Tranlılar,
Makedonyalılar ve Bizanslıların yaşadığı şeklinde hiçbir tarihi belgede yer almayan yanlış bir
bilgi verilmiş ama bölgenin 2000 senelik yerlileri olan Lazlara ait hiçbir bilgi yok,bu insanlar
herhalde hiçbir geçmişi
olmayan ve buraya ne zaman yerleştikleri belli olmayan tarihsiz insanlar.
2.’’ Fındıklı ilçesi, Fatih
Sultan Mehmet’ in 1461
yılında Trabzon’ u fethinden sonra Osmanlı ege-
Pazar’ın(Atina) Melyat
köyüne kadar uzanıyordu, Pazar’ın doğusundaki
yerlerin ne zaman Osmanlı topraklarına katıldığı konusunda tam bir
görüş birliği bulunmamakla birlikte içinde Fındıklı ilçesinin de bulunduğu bu yerlerin Yavuz
Sultan Selim’in Trabzon
valiliği yaptığı şehzadeliği döneminde çıktığı
Gürcistan seferinde(16.
yy başları) Osmanlı topraklarına katıldığı şeklindeki tarihi bilgi daha
Kiana 18
doğrudur. 3.’’ Kaynaklara
göre 1887 yılında Hopa
ilçesine bağlı bir nahiye
olan Viçe, 15 Şubat 1916
tarihinde Rus İşgaline
uğramış ve 11 Mart 1918
tarihinde işgalden kurtulmuştur.’’
Fındıklı ,Osmanlı hakimiyetine
girmesinden
sonra, 1877-1878 Osmanlı Rus savaşına(93
harbi) kadar
merkezi Batum ,1878’
ten sonrada
merkezi Rize
olan Lazistan
sancağına(iline) bağlı
bir kaza idi.
Sonuç
Bir ilçenin
,bir insanın
tarihi,geçmişi onun
her şeyidir
ve insanların
kendilerinin
ve yaşadıkları ilçelerinin
geçmişlerini doğru öğrenmeleri en
doğal haklarıdır.Makalede görüldüğü gibi sadece Fındıklı değil Rize ve
Artvin’in bütün ilçe tarihlerinde ciddi yanlışlıklar ve eksiklikler mevcuttur.Bu ilçelerin tarihleri
doğru ve objektif olarak
yeniden ciddi bir şekilde
ele alınmalı ,objektif tarihçilerce bu ilçelerin tarihleri yeniden yazılmalı
ve insanların kendileri ve
ilçelerinin geçmişi hakkında doğru bilgi almaları sağlanmalıdır.
Ardeşen Tarihi
Laz kültür dergisi Kiana
ARDEŞEN TARIHI
ARDEŞEN/RİZE TURKEY
Eergün
KONAKÇI
İlçe adı aslen Art’aşeni
olduğu ve hangi anlama
geldiği konusunda dil uzmanlarınca tam bir görüş
birliği yoktur. Halk arasında’’ Yavuz Sultan Selim Trabzon Sancak Beyi
iken, Osmanlı tahtına
sahip çıkmak ister ve bu
amacı gerçekleştirmek
için Kepa Sancak Beyi
olan oğlunun yardımına gerek duyar. Yardım
almak için sahil boyu
bölgeden geçerken Fırtına Deresinde ağaç parçalarını görür. Bölge tamamen boş, bataklık ve
çalılıktır.Çevresindekiler,
Kendisine bölgede kimsenin yaşamadığını söylediğinde;Yavuz Sultan
Selim deredeki ağaç parçalarını göstererek ” Bu
belde tenha değil, bakın
dere yonga taşıyor. Bu
yörenin ardı şendir” yani
yüksek kesimlerde yerleşim birimleri olduğunu
ifade eder. Ardışen sözcüğü zamanla halk dilinde Ardeşen olarak yerleşir şeklindeki rivayetlerin
Osmanlı kaynaklarında
bir karşılığı yoktur zaten
ilçenin ismi bölgenin Osmanlı idaresine girmesinden çok önce de vardı.
Art’aşeni bölgenin yerlileri olan Lazların çok eski
tarihlerden itibaren yerleşim alanıdır.İlçe yerleşimi bu günkü olduğundan farklı olarak yoğun
olarak köylerde olduğu
Ardeşen ilçe merkezinin
küçük bir mahalle şeklinde bulunduğu anlaşılıyor.
Art’aşeni, ilk olarak kuruluşu M.Ö. 11 yüzyıla dayanan Lazların antik dönemdeki
devletleri olan Kolhida devletine bağlıydı.
Doğu
Karadeniz’de
Kolha(Kolhida)
isimli
bir ülkenin varlığından
söz eden en eski yazılı
belge,M.Ö.764 yılında
Urartu kralı
olan, II.Sarduri’nin dönemine ait bir kitabedir.
Bu kitabede, kral II.Sarduri'nin seferleri anlatılırken, kuzeydeki “Kulha” isimli bir ülkeden ve
“Kulha” halkından da
bahsedilir. Urartu dili ve
tarihi uzmanları, bahsi
geçen bu ülkenin, antik batı kaynaklarında
da ismi benzer şekilde
geçen, Doğu Karadeniz’deki “Kolha ülkesi”
olduğu konusunda hemfikirdirler. Aynı yüzyılda
yaşamış olduğu varsayılan Yunan ozanı Eumelos’un, günümüze ulaşan
dizelerinde de “Kolhis”
ülkesinden bahsediliyor
olması, eski Yunanların
da Kolha ülkesinin varlığından haberdar olduklarına işaret etmektedir.
Pers imparatoru II.Kuruş'un M.Ö.546 yılında
gerçekleştirdiği
Lidya
seferinden bahseden ve
Kiana 19
o dönemlerde yaşayan
kralların sahip oldukları zenginliklere değinen Plinius, bu zengin
krallar arasında Kolha
ülkesinin Saulak isimli
kralına da yer vermiştir.
MÖ.500 ’lü yılların sonuna doğru yazıldığı
tahmin edilen, Hekataeus’un
Periegeseis
isimli coğrafya eserinde
de, Kolha ülkesinden
ve Kolhalılardan bahsedildiği bilinmektedir.
MÖ.481 yılında Yunanistan seferine çıkan
Pers kralı Hşayarşa’nın
müttefiklerini
sıralayan Herodot, bu sefere
katılan bir Kolha birliğinden de söz eder.
MÖ.335 yılına doğru,
PseudoSkylax tarafından
hazırlanan bir coğrafya
kitabında da, Kolha ülkesi ile ilgili bilgiler yer
almaktadır. Bu yıllarda
Kolha ülkesi ile ilgili ilginç bir kayıt da, Büyük
Ardeşen Tarihi
İskender’in Doğu seferine katılarak, Anadolu
ve Ortadoğu’yu dolaşan Aristoteles’e aittir.
Doğu Karadeniz ile ilgili
gözlemleri dolaylı olarak
günümüze ulaşmış olanlardan birisi de, MÖ.283
yılında Mısır kralı olan
Philadelphus’unTimosthenes isimli donanma
komutanıdır. Plinius’un,
Timosthenes’i referans
olarak göstererek aktardığı bir rivayete göre;
Kolha ülkesindeki sahil
kenti Dioskuria, o zamanlarda, farklı diller
konuşan 300 ayrı kabilenin uğrak yeriydi.
Yine aynı dönemden,
MÖ.144 yılına kadar
olan gelişmeleri yazan,
Yunan tarihçisi Polybius, eserinin bir bölümünde, Yunanistan ile
Karadeniz ülkeleri arasındaki ticari ilişkilere
dair bilgiler vermektedir. Bahsedilen bu ticari
ürünler, diğer antik çağ
kaynaklarında da, Doğu
Karadeniz sahillerinin
önemli ihraç ürünleri olarak geçmektedir
ve söz konusu ticaretin
ağırlıklı olarak gerçekleştirildiği yer de, muhtemelen Kolha ülkesidir.
Pomponius Mela tarafından MS.44 yılına doğru
yayınlanan “De Chorographia”isimli eserde,
sırasıyla;
Trabzon’un
batısında Buzeri ve
Behiri kabileleri, daha
doğuda,Phasis nehrinin denize döküldüğü
yerde de, Phrixos’un
tapınağının ve Altın
Postun saklandığı ormanların
bulunduğu
Laz kültür dergisi Kiana
Kolhilerin ülkesinin olduğu belirtilir.
Sonraki çağlarda yaşamış olan Bizanslı Suidas,
kayıtlarında,MS.117
yılında Roma imparatoru olan Hadrianus’un, “Lazilerin veya
Kolhalıların” başına bir
kral tayin ettiğine dair
bir bilgi aktarmaktadır.
Bu bilgi; Lazi derebeyliğinin önderliğinde
birleşmekte olan Kolha
kabilelerinin, yeni bir
krallığın kurulması sürecinde, o sıralar en kudretli dönemini yaşayan,
“dost ve müttefik” Roma
imparatorluğunun hegemonyası altında olduklarını
göstermektedir. Bugünkü Of ile
Batum arasındaki sahil
şeridinde yerleşik olan
ve Heniohi olarak isimlendirilen bu toplum,
muhtemelen küçük yerli denizci kabilelerden
oluşmaktadır.Kralları
olan Anhialus’un sarayı
bugünkü Ardeşen yakınlarında, Furtuna deresi
ağzında bulunmaktadır.
Heniohilerin,aynı sahilin yüksek kesimlerinde yasayan ve farklı
kaynaklarda
Makron
olarak da adlandırılan,
dağlı Mahelon kabilelesini de egemenlik
altına almış oldukları
anlaşılmaktadır.
Bu bölgenin doğusunda ise, sırasıyla,
Malassas liderliğindeki
Lazi krallığı; İulianos
liderliğindeki
Apsila;
Resmagas liderliğindeki
Abaski ve Spadagas liderliğindeki Saniga krallıkları yer almaktadır.
Roma
imparatorlu-
ğunun
Kapadokya
valisi olan Arrianus,
MS.130’lu yılların başında
gerçekleştirdiği
Karadeniz seyahati ile
ilgili olarak, İmparator
Hadrianus’a
hitaben
bir rapor yazmıştır. Bu
rapor, Trabzon’dan itibaren tüm Doğu Karadeniz
sahillerinin
durumu ile ilgili ayrıntılı bilgiler içermektedir.
Raporunda, öncelikle
Trabzon kenti ile ilgili
gözlemlerini ve çalışmalarını aktaran Arrianus,raporunun
sonraki bölümlerinde de
Trabzon’dan
itibaren
sahil boyunca,doğuya
doğru gerçekleştirdiği
bir deniz yolculuğunun notlarını aktarır.
Buna göre,Trabzondan
ayrıldıktan sonra, önce
Hyssus limanına uğrarlar, oradan sonra da
Ophis deresine ulaşılır.
Arrianus’a göre, bu dere
Kolha bölgesi ile Thiannika arasındaki sınırı
oluşturmaktadır.
Bugünkü Of civarında olan
bu sınır gerçekte, Roma
imparatorluğunun o yıllardaki doğu sınırıdır.
Sınırın ötesinde, doğrudan Roma hakimiyeti
dışında olan tüm toplulukların, “Kolha” kimliği altında tanımlanması
önemli bir ayrıntıdır.
Sınırın beri tarafındaki
yerlileri, onlardan ayırt
etmek için de,aslında
sahilden içeride, yüksek
kesimlerde yaşamakta
olan Sanni kabilesinin
adı,bölge ismi olarak
kullanılmaktadır ve raporda bu bölgenin adı
Kiana 20
da muhtemelen hatalı
olarak, Tzanika ya da
Sannika yerine, “Thiannika” olarak yazılmıştır.
Sınırın öte tarafında,
Phasis nehrine kadar
olan akarsular, “Psykhrus, Kalus, Rizius,Askurus, Adienus, Zagatis,
Athene, Pyrtanis, Pyxites, Arkhabis, Apsarus,
Bathys, Akinasis, İsis
ve Mogrus” olarak sıralanırlar. Phasisin kuzeyindeki akarsular ise,
eski adı Dioskuria olan,
Sebastopolis
kentine
kadar, “Karien, Khobus,
Singamis,
Tarsuras,Hippus ve Astelephus”
olarak
sıralanırlar.Bir
sonraki bölümde de,
Trabzon ile Dioskuria
arasındaki bu bölgede
yaşayan toplumlardan
bahsedilir. Buna göre,
Trabzon kentinin de dahil olduğu ve doğrudan
Romaya bağlı olan Sannika bölgesinde Sanni
kabilesi yaşamaktadır.
Sınırın hemen öte tarafında ise kral Anhialus
yönetimindeki, Heniohi
ve Mahelon kabilelerini kapsayan küçük bir
yerli krallık bulunur.
Bugünkü Of ile Batum
arasındaki sahil şeridinde yerleşik olan ve Heniohi olarak isimlendirilen
bu toplum, muhtemelen
küçük yerli denizci kabilelerden oluşmaktadır.
Kralları olan Anhialus’un sarayı bugünkü
Ardeşen yakınlarında,
Furtuna deresi ağzında bulunmaktadır. Heniohilerin,aynı sahilin
yüksek
kesimlerinde
Ardeşen Tarihi
yasayan ve farklı kaynaklarda Makron olarak
da adlandırılan, dağlı
Mahelon kabilelesini de
egemenlik altına almış
oldukları anlaşılmaktadır. Bu bölgenin doğusunda ise, sırasıyla, Malassas liderliğindeki Lazi
krallığı; İulianos liderliğindeki Apsila; Resmagas liderliğindeki Abaski
ve Spadagas liderliğindeki Saniga krallıkları
yer almaktadır. Roma
imparatorluğunun Kapadokya valisi olan
Arrianus,
MS.130’lu
yılların başında gerçekleştirdiği Karadeniz seyahati ile ilgili olarak,
İmparator Hadrianus’a
hitaben bir rapor yazmıştır.Bu
raporunda
Lazlardan ve yaşadıkları coğrafyadan bahseder. Batlamyus,150
yıllarında yazdığı eserde antik çağlardan beri
batılı kaynaklarda “Kolhis” olarak isimlendirilen Doğu Karadeniz
sahillerini üç ayrı bölüm
olarak ele alır. Pacatus
tarafından yazılan ve
MS.389 yılına tarihlenen bir eserde,Kolha
ülkesinin, Roma impraratorluğundan ayrı bağımsız bir ülke olduğu
vurgulanmaktadır. Tarihçi Menander,420 yılında yazdığı tarihi yazıda Lazlardan ve Lazika
devletinden bahsetmiştir. . MS.456 yılına doğru, Bizanslıların Lazlara
karşı ikinci bir saldırının
hazırlıkları içerisinde olduklarını bildiren Priskus’a göre, o sıralarda,
düzenlenecek olan bu
seferle ilgili planlar mü-
Laz kültür dergisi Kiana
zakere edilmektedir. İlk
saldırının zamanı ve sonuçları ile ilgili kayıtlar
günümüze ulaşmamıştır. Ancak, Bizanslıların
bu sefer sırasında izlenecek rota konusundaki tereddütleri; bir
önceki seferde önemli
sorunlarla karşılaşıldığı
izlenimini vermektedir.
Doğu Karadeniz’in bu
yıllarına ilişkin olarak,
Antakyalı Joannes tarafından günümüze ulaştırılan, bir başka ayrıntı
da, MS.470’li yıllara
aittir. Bu bilgiye göre,
Trabzon
civarındaki
Tzaniler,Romalılara büyük zararlar vermişler
ve İmparator Leo da bunun üzerine bölgeye bir
destek kuvvet göndermiştir. MS.519'da Cassiodorus tarafından yazıldığı ve sonraki yıllarda
Jordanes tarafından yayınlandığı bilinen “Goth
Tarihi” adlı eserde, Kafkas dağlarının doruklarında yer alan ve “Kaspian kapıları” olarak
adlandırılan geçitlerin,
Lazların kontrolü altında olduğu bildirilmektedir. MS.522 yılında
Lazika kralı Zamnaz’ın
ölümü üzerine, Laz geleneklerine göre yerine
büyük oğlu I.Tzat' kral
olmuş, ancak İranlılar
onun krallığını tanımamışlardı. Bizans tarihçisi Malalas bu olayla
ilgili gelişmeleri, Bizans
resmi bakış açısıyla aktarmaktadır; Prokopius,
MS.550’lerin ilk yıllarına ait gelişmeleri aktardığı, sekizinci kitabının
büyük kısmını da, Doğu
Karadeniz’e ve Lazika
savaşlarına ayırmıştır.
Bu kitabının ilk bölümlerinden biri, muhtemelen, gemi ile Lazika’ya
doğru giderken, sahil
boyunca tuttuğu notlara
dayanmaktadır.
Agathias, Bizans sarayının resmi tarihçisi
555 yıllarında yazdığı
tarihi eserde Lazlardan
ve Lazların tarihi devleti Lazika hakkında
bilgi vermiştir. Kolhida
devletinden,daha sonra
kurulan Lazıka devletlerinden ve Lazlardan, ilk
çağ eski Yunan, Roma
İ m p a r a t o r l u ğ u , Pe r s
İmparatorluğu,Bizans
Devleti gibi ilkçağ tarih
ve coğrafyacıları tarafından yazılmış çeşitli tarihi
kaynaklarda bahsedilir.
Milattan sonra 1.yüzyıla kadar Kolhida devletinin sınırları içinde
kalan ilçe, bu devletin
yıkılmasıyla, ardından
kurulan ikinci tarihi
Laz devleti olan Lazıka
devletine bağlanmıştır.
M.S. 7. yüzyılda Lazika
Krallığının yok olması
ile kısa bir süre Abhazlara daha sonrada Gürcü
egemenliğine girmiştir.
1204 yılında bu günkü
Pazar’(At’ina)dan Batum’a kadar uzanan bir
çeşit özerk bir yönetim
kurulmuş(Laz Theması),Ardeşen’de bu özerk
yönetimin içinde yer
almıştır. İlçe,Yavuz Sultan Selim’in şehzadeliği zamanında Trabzon
valiliği yaptığı dönemde,1508 yılında çıktığı
Kutais seferinden sonra
Osmanlı kuvvetleri ve
Laz derebeyleri arasında yapılan savaş sonun-
Kiana 21
da kesin olarak Osmanlı
devletine bağlanmıştır.
İlçenin Osmanlı devletinin denetimine girmesi ile ilgili Fatih Sultan
Mehmet’in 1461′ de
Trabzon Rum devletini
ortadan kaldırmasıyla
Osmanlı devletine katıldığı şeklindeki yaygın
bilgi doğru bir bilgi değildir çünkü Art’aşeni
bu zamanda zaten Trabzon Rum devleti sınırları
içerisinde yer almıyordu
ve Fatih Sultan Mehmet
bu günkü At’ina(Pazar)’a kadar olan yerleri
Osmanlı devletine sınırlarına katmıştır,ilçenin
kesin olarak Osmanlı sınırlarına katılması
Yavuz Sultan Selim’in
şehzadeliği zamanında
Trabzon valiliği yaptığı
dönemde,1508 yılında
çıktığı Kutais seferinden
sonradır. Ardeşen 1916
yılında Ruslar tarafından
işgal edilmiş ve 1918 yılında ise kurtulmuştur.
10 Mart İlçenin Kurtuluş
Günü olarak kutlanır.
Osmanlı Devleti’nde Lazistan sancağında (eyaletinde)yer alan Ardeşen
29 Ekim 1923’te Rize
iline bağlanmış, önceleri Pazar ilçesinin bucak
merkezi, Mart 1953 tarihinde de İlçe olmuştur.
detaylı
kaynaklar
için aşağıdaki adresi ziyaret edebilirsiniz.;
w w w. l a z c a . o r g / l a z lar-tarihi/180-ard e s e n i n- t a r i h i . h t m l
Tarih
yazıdızisi
diğer sayılarda da devam
edecektir.
Laz kültür dergisi Kiana
İŞTE GELDİM ARHAVİ'M
Bağrına bas beni
Yürekten sars beni
Toprağına sar beni
İşte geldim Arhavi'm....
Bulutun yağmuruna
Görkemli dağlarına
Çayına atmacana
İşte geldim Arhavi'm..
Yad eller vurdu beni
Hergün aradım seni
Sil artık gözlerimi
İşte geldim Arhavi'm....
Hırçın dalgalarına
Yalçın kayalarına
Özlemle Laz'larıma
İşte geldim Arhavi'm....
Gurbetlerde kavruldum
Resimlerle avundum
Çok uzaktı yoruldum
İşte geldim Arhavi'm....
Babamın mezarına
Annemin kucağına
Atamın ocağına
İşte geldim Arhavi'm.....
Ben kavuştum sılama...
Nemli topraklarıma
Konuştuğum Laz'cama
İşte geldim Arhavi'm....
Sahilde yürümeye
Demli bir çay içmeye
Toprağımı öpmeye
İşte geldim Arhavi'm...
Kiana 22
Köyleri gezeceğim
Hasret gidereceğim
Koynunda öleceğim
İşte geldim Arhavi'm.....
Türkçem ile Lazcamla
Şerefim onurumla
Şanlı Türk bayrağımla
İşte geldim Arhavi'm...
Selam olsun halkıma
Selam tüm Lazlarıma
Festival aylarına
İşte geldim Arhavi'm...
İnci Derya TURNA
Laz kültür dergisi Kiana
•
KİANA DERGİSİ
İmtiyaz sahibi ve yazı işleri sorumlusu
KLEMURİŞİ Ramazan KOSANOĞLU
EDİTÖRLER
K.R.K.
Merve ALÇİÇEK
YAZARLAR
Kamil AKSOYLU TOROCİ
KLEMURŞİ Ramazan Kosanoğlu
Merve ALÇİÇEK
Selma KOÇİVA
İnci Derya TURNA
Ergün KONAKÇI
Fotoğraflar
K.R.K
İsmail YÜKSEL (kapak foto.)
(anonim)
Desing
K.R.K.
İletişim bilgillerimiz
531 571 6188
[email protected]
www.lazca.org
facebook/lazca.turkiye
•
Kiana 23

Benzer belgeler

1 Yeşim ALKAN 2 Ramazan GÜLER 1 Ümit GÜNDOĞAN 2 Güzel

1 Yeşim ALKAN 2 Ramazan GÜLER 1 Ümit GÜNDOĞAN 2 Güzel Küresel ve Bölgesel Çalışmalar Anabilim Dalı Küresel ve Bölgesel Çalışmalar II. Öğretim Tezsiz Yüksek Lisans Programı 1 Yusuf ARSLAN 2 Aslıhan URCAN 3 Begüm ÜNLÜ 4 Hasan ÇETİN 5 Hüseyin ÜRKÜT 6 Işı...

Detaylı

lazuri tekstepe

lazuri tekstepe Amuşen çkva Atinuri noğaşi ekole zuğaş doloxe didi kvaşi jin jur t̆abak̆ali mcveşi otxo-koşe ar cixa gedgin, emusti “K̆iz k̆ule” coxons. Ati Tamar mepeşi qoperen. Memedali Çepoğli, 57 ʒ̆aneri, Buca...

Detaylı

Duyuru ile ilgili ek dosyasına burdan ulaşabilirsiniz

Duyuru ile ilgili ek dosyasına burdan ulaşabilirsiniz İPEKÇİ YAPI DENETİM V EMÜH.HİZ.LTD.ŞTİ

Detaylı

Sıra Sıra Yabancı Uyruklu Sıra Sıra Coğrafya Anabilim Dalı Bölgesel

Sıra Sıra Yabancı Uyruklu Sıra Sıra Coğrafya Anabilim Dalı Bölgesel TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ Coğrafya Anabilim Dalı Bölgesel Coğrafya Doktora Programı Sıra 1 Deniz CENGİZ Türkiye Coğrafyası Tezli Yüksek Lisans Prog...

Detaylı

Muç`o P`at` do Lazuri Vosk`edinat

Muç`o P`at` do Lazuri Vosk`edinat İri m3'ik'a k'oçite na-ixapa'rinen nenapeşi maxap'arapes ... Sovyeturi Sosyalisturi Cumxuriyetepeşi Artoba periodişi 1929 do 1939 3'anapeşi oşk'endas Acarona do Apxazona's na-sku'dun Lazepes kyultu...

Detaylı

Hasan Nami Güner - BAUSEM

Hasan Nami Güner - BAUSEM 1989/88  Çan  Çocuk  Tiyatrosu,  Oyunculuk   1990/88          Kültür  Bakanlığı,  Gelişim,      Dilessa,  Gökçen,      Atılım,      Karol  ,  Aykan ...

Detaylı