Ritim Tutan Dervişler Ülkesi: Senegal

Transkript

Ritim Tutan Dervişler Ülkesi: Senegal
Ritim Tutan Dervişler Ülkesi: Senegal
Salı, 15 Mart 2011 19:14
14/31/2010 Kurban bayramını İHH görevlisi olarak Senegal’de geçirdim. Ekip ve yol
arkadaşlarım Yaşar Sekizkardeş ve Şakir Ceydeliler’le birlikte görevimiz, bu ülkedeki kurban
kesimini organize etmek ve denetlemenin yanı sıra oradaki Müslüman kardeşlerimize Türkiyeli
Müslümanların selamını iletmek ve onlarla aynı ümmetten olmanın farkındalığını yaşayarak
ümmet bilincine küçük de olsa katkıda bulunmaktı.
Senegal’de kaldığım süre içinde bir kez daha anladım ki İHH 125 ülkeye aslında sadece
kurban eti göndermiyordu. Bu faaliyetin manevi bereketi yanında, kurban eti neredeyse
sembolik bir öğe olarak silikleşiyordu.
Kurbanlarını İHH’ile Senegal’e götüren Müslümanlar oraya sadece kurbanlarını göndermedi.
Senegalli bir hocanın ifadesiyle “Türkiyeli Müslümanlar Senegal’e aynı zamanda mutluluk,
muhabbet ve kardeşlik gönderdi”. Kurbanlarını teslim alırken kardeşlik duygusunu
duyumsayarak gözleri nemlenen ve o kurbanları gönderenlere, sevinçten buğulanmış gözleriyle
dua eden insanlar gördüm.
Renkler Cümbüşü Bir Şehir: Dakar
Başkent Dakar’daki Uluslararası Léopold Sédar Senghor havaalanına ulaştığımızda öğleden
sonra saat 3:00 civarıydı. Dakar ülkenin ve Afrika kıtasının en batısında bulunan Cap-Vert
yarımadasında, Atlas Okyanusu kıyısında kurulmuş güzel bir şehir… Senegal’in en büyük şehri
ve iki milyonun üzerinde nüfusu var.
Havaalanında bizi Türkiye’de doktora yapan elektrik mühendisi Senegalli Momar Diof kardeş
karşıladı. Biz bu arada Senegalli kardeşlerimizle kucaklaşmaya başlamıştık bile. es-Selamu
aleykum ve rahmetullah ve berakâtuh ifadesi Senegal’de tam bir emniyet ve güvenlik parolası.
Selamun aleykum demeniz her zaman yetmeyebiliyor. Çünkü bu selamlamanın Senegal’de
çok işe yaradığını anlayan “beyazlar” da öğrenmiş Selemun aleykumdemeyi. Ama tabiri caizse
Senegalliler yemiyor bunu. O yüzden es-Selamu aleykum ve rahmetullah ve berakâtuh derseniz
ikna oluyorlar kardeşi olduğunuza.
1 / 12
Ritim Tutan Dervişler Ülkesi: Senegal
Salı, 15 Mart 2011 19:14
Momar bey, “yorgun olduğunuzun farkındayım ama program gereği hemen Kaolack’a hareket
etmemiz gerekiyor” dedi. Dakar’da bir Lübnan fast-food lokantasında öğle yemeği yedikten
sonra 190 km. mesafedeki Kaolack şehrine hareket ediyoruz. Bu arada Senegal’e göçmüş
Lübnanlılar, nüfusun % 1’ini oluşturuyormuş.
Kaolack şehrine giderken uçsuz bucaksız sahra boyunca yol alıyoruz. Topraktan, sazlardan
inşa edilmiş köylerin, tipik Afrika tarzı kasabaların, şehirlerin ve pazar yerlerinin arasından
geçiyoruz. Damları hasırla örtülmüş mescidlerde namaz kılıyoruz.
Yollarda otobüsler ve kamyonlar rengârenk, hepsinin üzerinde muhtelif Arapça dualar ve “Elh
amdülillah”
yazılı. Ayrıca araçların içi tarikat şeyhlerinin fotoğraflarıyla süslenmiş.
Medreseler Şehri Koalack (Kavlak)
180.000 nüfuslu Kaolack şehrine saat 21:00 sularında ulaştık. Geldiğimiz yer Kaolack’ta
veterinerlik yapan Malik (Malick) Ndiaye beyin ofisiydi. Burada hummalı bir çalışma vardı. Malik
bey, ekibiyle birlikte, kurban dağıtılacak yoksul aileleri tesbit çalışması yapıyordu. Burası bir
veteriner ofisiydi ve önceden satın alınmış olan kurbanlık koyunlar ofisin bahçesindeki ahırlara
konulmuştu.
Veteriner Malik bey, bizi Saloum gölünün kenarındaki Le Relais Hotel’e getirdi. Çantalarımızı
odalara bıraktıktan sonra otelin bahçesinde bir toplantı yaparak Kurban programını planladık.
15 Kasım pazartesi sabahı namazdan sonra Yaşar beyle birlikte çıkıp şehri dolaşmaya
başladık. Öncelikle şehirde hayatın çok erken başladığı anlaşılıyordu. Kafalarının üzerindeki
sepetlerde bir şeyler taşıyan kadınlar hep bir yere doğru gidiyorlardı. Merak ettik ve kalabalığı
takip etmeye başladık. Bu takip bizi büyük bir halk pazarına ulaştırdı. Sabahın bu erken
saatinde pazarın bu denli kalabalık olması ilgimizi çekmişti.
Saat 08:00 civarı otele döndük ve kahvaltı yaptık. 09:00’da Malik bey otele gelerek bizi
Kurban çalışmasını yürüttüğü ofisine götürdü. Burada gündüz gözüyle hayvanlara baktık. Malik
bey ve arkadaşları çalışmalarını sürdürürken, biz şehri dolaşıp, toplumun kanaat önderleri ve
2 / 12
Ritim Tutan Dervişler Ülkesi: Senegal
Salı, 15 Mart 2011 19:14
hocalarıyla görüşmek için gezmeye çıktık. Rehberimiz, Koalack’ta bir camide imamlık yapan ve
medresesi olan kırklı yaşlarındaki Muhtar hocaydı. Kendisi çok iyi Arapça konuşuyordu.
“Arapçayı hangi Arap ülkesinde öğrendin?” dedim… “Senegal’den dışarı çıkmadım” dedi. Bu
durum doğrusu ilgimi çekti. Bu işin nasıl olduğunu araştırmaya başladım ve karşımda yapısal
olarak çok mütevazı ve yoksul; ama muhteva ve program olarak devasa eğitim faaliyetleri
yürüten medreseleri buldum. Aslında Kaolack, Senegal’in medreseler şehri olarak görülüyor.
Gerçekten de şehirdeki her camide, hatta ağaç altlarında bile medreseler kurulmuş ve Senegalli
çocuklar/gençler buralarda İslamî ilimleri tahsil ediyorlar.
Moritanya medrese/mahzara geleneğinin etkisinde oluşturulan medrese programında metinler
ezberleniyor ve Malikî fıkhı tedrisatı yapılıyor. Bu medreselerden mezun olan talebeler klasik
metinleri okuyabilecek düzeyde klasik Arapça ile birlikte modern standart fasih Arapçayı da çok
iyi kullanıyorlar. Bizim Türkiye’de gerek Kürt medreselerinde gerekse Karadeniz usulüyle
tedrisat yapılan medreselerde bir türlü çözülemeyen Arapça sorunu Senegal medreselerinde
aşılmış.
Türkiye’de Kürt ve Karadeniz tarzı medreseler… On yıl Arapça okuduğu halde düzgün bir
cümle kurmaktan aciz medrese talebeleri gözümün önüne geldikçe Türkiyeli Müslümanlar
olarak acaba nerede yanlış yapıyoruz sorusunun cevabını tekrar düşünüyorum. Görüştüğümüz
Senegalli hocalarla medreseleri ve programlarını konuşuyoruz. Arapça kitaplar satan bir
kitapçıya giderek medreselerde okutulan kitaplardan Türkiye’de bulamayabileceklerimi satın
alıyorum.
Kaolack şehrinin önde gelen kanaat önderlerinden ve bir Ticanî şeyhi olan Baba Süleyman
Ken hocayı ziyaret ediyoruz. Süleyman Ken hoca Kaolack Camii Kebîrinin imamı. Caminin
hemen bitişiğindeki medresesini ziyaret ederek bilgi alıyoruz.
Bir sonraki durağımız yine şehrin ileri gelen hocalarından es-Seyyid Samba Fâl Camii’nin
imamlığını yapan, Ezher mezunu Abdullah Fâl hocanın evi…
Bahçe kapısından içeri girdiğimizde bir duvar dibine sermiş olduğu plastik hasırın üzerinde
kitap mütalaa ederken bulduk Abdullah Fâl hocayı.
Abdullah Fâl hocanın evinden çıkıp Kaolack’ın en büyük camiine doğru yol alırken Muhtar
3 / 12
Ritim Tutan Dervişler Ülkesi: Senegal
Salı, 15 Mart 2011 19:14
hoca Senegal’i anlatmaya devam ediyor: Senegal’in ikinci en büyük şehri kırsal alan olarak
yönetilmekte olan Tuba (Touba)’dır ve nüfusu yarım milyonu bulmaktadır. Tuba devlet içinde
devlet gibi bir yer. Defacto olarak Senegal’in dinî başkenti. Buranın kendine özgü bir yönetim
ve işleyiş tarzı var. Özerk bir şehir statüsünde. Burada alkol, sigara, yüksek sesle müzik
dinlemek ve siyaset yasak.
Koalack Ticani tarikatının merkezi ve şehrin en büyük camii olan Medine Baay Camii’ni ziyaret
ediyoruz. Burası aynı zamanda şehirdeki en büyük İslamî eğitim merkezi olarak kabul ediliyor.
1930 yılında Ticânî tarikatının İbrahimî kolu kurucusu İbrahim Nas tarafından yaptırılmış bu
cami ve külliyesi. Cami, Afrika mimarisinin muhteşem bir örneğini temsil ediyor.
16 Kasım Salı günü sabah saat 09:00’da kurbanların dağıtılacağı yere yani Malik beyin ofisine
gidiyoruz. Malik bey organizasyon yeteneği çok gelişmiş bir insan. Büyükçe bir çadırın içine
sandalyeler yerleştirmiş. Kurbanlarını almaya gelen yoksul insanlar bu çadırın içinde oturarak
bekliyorlar. Program başlıyor. Şehrin ileri gelen hocalarından Baba Süleyman Ken hoca bir
konuşma yaparak İHH’ya ve Türkiye’li Müslümanlara teşekkür ediyor. Daha sonra ben de kısa
bir konuşma yaparak İHH, Mavi Marmara, Türkiye Müslümanları, İslam kardeşliği ve ümmet
olmanın anlamına dair dilimin döndüğünce bir şeyler anlatıyorum. Bu kısa programdan sonra,
oradaki topluluk teşekkür ettikçe doğrusu ben mahcup oluyorum. Çünkü o kadar içten teşekkür
ve dua ediyorlardı ki buna layık olup olmadığımızı düşünmekten kendimi alamıyorum.
Günün geri kalan kısmı kurban dağıtımı ve hasbıhal ile geçiyor.
Türkiye’den farklı olarak, Senegal’de bayram 17 Kasım Çarşamba günü başladı. Sabah
erkenden kalkıp bayram namazına gittik. Her taraftan tekbir sesleri yükselerek şehrin
sokaklarına yayılıyordu. Arap fistanına benzer bembeyaz yerel kıyafetleri, ellerinde ilginç
tesbihleri ile camilere yönelen siyah Müslüman kardeşler muhteşem bir manzara sergiliyordu.
Tekbir sesleri arasında girdik camiye. Cami hıncahınç doluydu. Namazın akabinde imam
uzunca bir hutbe verdi. Hutbenin büyük bir kısmı Arapçaydı. Son bölümde ise Volofça kısa bir
konuşma yaptı.
Senegal Müslümanları Kurban bayramına çok duyarlı. Malikî mezhebinde Kurban kesmek
Sünnet-i müekkede olsa da buradaki Müslümanların geleneğinde Kurban adeta farz olarak
telakki ediliyor. Bu yüzden herkes mutlaka bir şekilde kurban tedarik etmeye çalışıyor.
Buradaki teamüle göre Kurban bayramının hemen akabinde öncelikle cami imamının kurbanı
kesiliyor. Cami imamının kurbanı kesilmeden kimse kurbanını kesmiyor ve kurban kesim işlemi
4 / 12
Ritim Tutan Dervişler Ülkesi: Senegal
Salı, 15 Mart 2011 19:14
birinci günün öğle namazına kadar bitiriliyor.
Caminin önünde herkes gibi biz de imamın kurbanının kesilmesini bekledik. Daha sonra
herkes kendi kurbanını kesmek üzere evlerine yöneldi.
Bayram namazı sonrasında evine misafir olduğum Mandu beyle Senegal Müslümanlarını
konuşuyoruz. Ben bayram namazında camide gördüğüm manzaradan etkilendiğimi söyleyince
Mandu bey gülerek şunları söylüyor: Bizde ayrıca Cuma günlerinin de çok ayrı bir önemi vardır.
Haftanın diğer günleri siz beyazların ifadesiyle [gülüşmeler] tamtamlarla dans eden Senegalliler
bembeyaz elbiselerini giyerek camilere akın ederler. Her Cuma bir bayram tadındadır burada.
Geleneksel olarak Cuma namazına tertemiz beyaz bubulu kıyafet ile gelinir ve uzaklardan
camiye doğru yürüyen dervişler çok hoş bir manzara oluşturur.
Mandu beyle birlikte çıkıp, Kaolack’ın bir kenar mahallesinde İHH’dan kurban alan evleri
ziyaret ediyoruz. Kurban kesimini izliyoruz ve bayramlaşıyoruz.
Tekrar Dakar’dayız
Saat 18:00’da başkent Dakar’a doğru yola çıktık. Yine çok ilginç yol manzaraları arasında
Dakar’a ulaştığımızda saat 22:00 civarıydı. Şehir merkezinde bir otele yerleşerek istirahata
çekildik.
18 Kasım Perşembe günü sabah erkenden kalkarak Dakar’da faaliyet gösteren Türkiyeli
vakıfları ve STK’ları ziyaret etmek için yola çıktık. İlk olarak Atlas Okyanusu kenarında ofisi
bulunan TİKA’yı ziyaret ettik. TİKA’nın başında Mehmet Yazgan bey var. Kendisinden TİKA ve
faaliyetleri hakkında bilgi aldık. Mehmet bey kelimenin tam anlamıyla bir hizmet adamı. Yaptığı
işin öneminin farkında. Heyecanla anlatıyor bize Senegal’i ve Senegal’de yapılması gerekenleri.
Bir sonraki durağımız Fethullah Hoca cemaatine ait Yavuz Selim Türk koleji oluyor. Kolejin
müdürü Adnan beyle tanışıyoruz. Oradaki eğitim faaliyetlerini anlatıyor Adnan bey.
Yavuz Selim kolejinden ayrılıp Dakar’ı daha yakından tanımak üzere yola revan oluyoruz.
5 / 12
Ritim Tutan Dervişler Ülkesi: Senegal
Salı, 15 Mart 2011 19:14
Şehrin içinde dolaşırken işgal altında olmadığı halde, Türkiye gibi, Senegallilerin de binalarına
ve devlet dairelerine 50 metrekarelik bayraklar astıklarını görünce biraz keyfim kaçıyor ama
birazdan selamlaştığımız bir Ticanî dervişinin yüzündeki sıcak ifade silikleştiriyor diğer
manzarayı.
Çok atletik vücut yapısına sahip güzel insanların yaşadığı bir yer burası. İnsanlar spor
yapmayı çok seviyor. Atlas Okyanus’u kenarında dolaşıyoruz. Batılı beyazlar (turistler) Okyanus
kenarındaki kumsallarda miskince yatıp güneşlenirken Senegalli gençler harıl harıl spor yapıyor.
Bir sonraki durağımız meşhur Gore (Gorée) Adası… Bir diğer adıyla, -utanacaklarsa şayet- “u
ygar”
batılılar için bir utanç adası.
Gore Adası
Dakar'ın 400 metre açıklarında bulunan Gore Adası 19. yüzyılda köle ticaret üssü olarak
kullanılmış. Günümüzde ise bir turizm merkezi olarak tüm dünyaya köle ticaretinin dehşetini
gösteren bir ada olarak turizme açılmış.
Küçük sokakları, kilisesi, camisi, çarşısı ve artık müze olarak kullanılan Köle Evi (Maison des
Esclaves) ile çok huzur dolu keyifli sempatik bir yer. Ancak adadaki Köle Evine geldiğinizde bir
hüzün kaplıyor tüm benliğinizi. Köle Evi köle ticaretinin tüm dehşetini gözler önüne seriyor. İki
katlı bu binanın alt katındaki demir parmaklıklı küçücük hücrelerde ve mahzenlerde günlerce
hapsedilen insanlar buradan gemilere istif edilerek ABD başta olmak üzere diğer batılı ülkelere
götürülmüş. Alt katın son bölümünde koridorun sonunda denize açılan kapı “dönüşü olmayan
kapı” olarak adlandırılıyor. Çünkü o kapıdan çıkarılıp gemilere doldurulan insanlar bir daha
dönmeyecekleri bir yolculuğa çıkarılıyormuş. Sömürgeciliğe çanak tutmuş dinin temsilcisi Papa,
1992 yılında bu kapının önünde, artık onu ve dinini pek de önemsemeyen Afrika halklarından
‘özür’ dilemeyi denemiştir.
Üst katta ise zorla buraya getirilip köleleştirilen insanları bağladıkları demir bukağılar,
prangalar ve kelepçeler, yemek yedikleri kaplar ve o günleri anlatan resimler sergileniyor.
6 / 12
Ritim Tutan Dervişler Ülkesi: Senegal
Salı, 15 Mart 2011 19:14
Adadaki bu iğrenç köle ticareti çok eski zamanlarda değil, 1948 yılında bitmiş. Batı ve ABD’nin
en “uygar” yüzünü görüyorsunuz burada. Şirkle kirlenmiş zihinlerin ne iğrençlikler
yapabileceğine tüm çıplaklığıyla tanık oluyorsunuz. Müzede dolaşırken, bu aşağılık ticareti
düzenleyenlerle uzaktan yakından hiç ilgim olmasa da, tenimin onca esmerliğine rağmen beyaz
olmanın utancı yüreğimi acıtıyor.
Bu hüzünlü duygular arasında, adanın en uç noktasında Okyanus’a sıfır bir konumda olan ada
camiine giderek ikindi namazını kılıyoruz.
Akşam olunca Osman Nuri (Topbaş) efendiye bağlı Şefkat Yolu Derneğini ziyaret ediyoruz.
Namı diğer Aziz Mahmud Hüdayi cemaati çok önemli ve hayatî işler yapıyor burada. Harıl harıl
davet ve eğitim faaliyetleri yapılıyor. Organizatör Hüsnü Bircan bey çok dinamik bir insan.
Coşkuyla anlatıyor bu ülkede yaptıkları hizmetleri. Şefkat Yolu, henüz sekiz aydır bu ülkede.
Ama bu kısa sürede o kadar bereketli işler yapmışlar ki! Senegal Milli Eğitim Bakanlığıyla
anlaşarak okullarda okutulan din kültür kitaplarını Volofça ve Fransızca olarak İstanbul’da
basmışlar. Ve gemilerle getirip dağıtmışlar bu ülkenin çocuklarına. Yüzlerce hocaya maaş
bağlamışlar. Bunların bir tek görevi var… Henüz İslam’la tanışmamış animist ve totemci kabile
bölgelerine gidip İslamî davet çalışması yapıyorlar. Çalışmalardan etkilenen Senegal devleti
2.000 kişi kapasiteli bir okul binasını Şefkat Yolu’na vermiş. Dernek başkan yardımcısı
Necmettin Esat Bilen bey de derneğin projelerini anlatıyor. Müthiş bir hizmet. Bir defa daha dua
ediyoruz bu hizmeti oralara kadar götüren Osman Efendiye.
Buradan ayrılıp Süleyman Efendi Cemaatinin açtığı medreseyi ziyaret ediyoruz. Burada güzel
bir eğitim çalışması var. Senegallilere Kur’an ve Arapça eğitimi veriyorlar.
Senegal’de faaliyet gösteren Türkiyeli Müslümanlarla… Kurban gönderen İHH, Diyanet Vakfı,
Dost Eli, Yardım Zamanı gibi derneklerin temsilcileriyle tanışıyoruz. Türkiyeli Müslümanlar en
azından Senegal’de iyi bir sınav veriyor. Ümmet adına umutlanıyorum. Çılgın düşlere seyirten
hayallere kapılıyorum.
Gece geç bir vakitte dönebiliyoruz otele. Lobide Momar ve Malik beylerle birlikte oturup son
toplantımızı yaparak Kurban ve Senegal programıyla ilgili tesbit ve değerlendirmeler yapıyoruz.
Emperyalizm Senegalde
7 / 12
Ritim Tutan Dervişler Ülkesi: Senegal
Salı, 15 Mart 2011 19:14
Emperyalistler Senegal’e 15. Yüzyılda girmiş. İlke defa Portekizliler Senegal Nehri kıyılarında
bazı koloniler kurmuşlar. Daha sonra 1659 yılında Fransızlar gelerek St Louis’e yerleşmişler.
Senegal’in coğrafî konumundan kaynaklanan jeo-stratejik konumu İngilizlerin de iştahını
kabartmış. İngilizler çeşitli zamanlarda Senegal'e sömürge amacıyla saldırmışlar fakat 1840
yılında Fransa Senegal'i işgal etmiş ve 1895 yılında Fransız Batı Afrika Kolonisinin bir parçası
haline getirmiş. Senegal 1946 yılında Fransız Batı Afrika Kolonisinin diğer parçaları ile birlikte
Fransa’nın deniz aşırı topraklarından birisi kabul edilmiş.
Emperyalizme Karşı Sufî Direniş
Hareketleri
Senegal Müslümanları emperyalist işgale karşı direniş hareketleri başlatmışlar. Başta Ticânî
tarikatı olmak üzere diğer sufî Müslüman liderlerin öncülüğünde muhtelif zamanlarda
gerçekleştirilen ayaklanmalar, teknolojik üstünlüğü olan emperyalistler tarafından bastırılmış.
Emperyalistler diğer işgal ettikleri bölgelerde yaptıkları gibi Senegal’de de Hıristiyanlığı yayma
çalışmalarında bulunsalar da bu planları tutmamış. Zira ülkedeki sufî direniş hareketleri, onların
organize ettiği medreseler ve ulemanın devasa çabaları, emperyalist işgalcilerin Senegal’i
Hıristiyanlaştırma çalışmalarını akamete uğratmış.
Senegal 1960 yılının başlarında Mali ile birleşmiş ve federal bir devlet kurulmuş fakat bu
federasyon yalnızca dört ay devam edebilmiş.
Stratejik olarak önemli bir yerde olan Senegal 4 Nisan 1960 yılında bağımsızlığını
kazanmasıyla birlikte Afrika siyasetinde önemli bir rol oynamış. %94'ü siyah ve müslüman bir
millet olarak İslam dünyası ile Afrika arasında diplomatik ve kültürel bir köprü olmaya devam
etmiş.
Bağımsızlığını kazandıktan sonra Senegal, Fransa’nın nüfuzu altında demokratik hayatına
girmiş. Müslüman bir ailenin çocuğu olduğu halde Fransızlar tarafından Hıristiyanlaştırılan
Léopold Sédar Senghor ilk devlet başkanı olmuş ve o dönemden beri Senegal Afrika’nın en
demokratik ülkesi olarak varlığını sürdürmektedir.
8 / 12
Ritim Tutan Dervişler Ülkesi: Senegal
Salı, 15 Mart 2011 19:14
Senegal’de İslam
Yaklaşık 14 milyon insanın yaşadığı Senegal’in %94'ü Müslüman, %2'si ise Hristiyan…
Animist ve totemci muhtevalı yerli dinler ise geri kalan % 4'ü oluşturuyor.
Ülkenin resmi dili Fransızca olmakla birlikte birçok kişi Wolof, Pulaar, Jola veya Mandinka gibi
yerli dilleri de konuşmakta.
Senegal 197,000 km2 yüzölçümüne sahip olan ve Senegal Nehri'nin güneyinde, Batı Afrika'da
yer alan bir ülke.
Ülkenin batı kıyısı Atlas Okyanusu kenarında kurulu. Kuzeyinde Moritanya, doğusunda Mali,
güneyinde ise Gine ve Gine Bissau, Senegal’in komşu ülkeleri.
Ayrıca atlas okyanusundan başlayarak kendi içine doğru uzayan ve ülkeyi ikiye bölen
Gambiya da Senegal’in komşu ülkesi. Ne tuhaf ki Senegal’i Fransızlar sömürdüğü için burada
Fransızca ve Fransız kültürü egemenken Gambiya’yı İngilizler sömürdüğü için oradaki yaygın
kültür ve dil İngilizce.
İslam, Senegal’a 11. Yüzyılda Kuzey Afrikalı Müslüman tüccarlar vasıtasıyla girdi. Kuzey
Afrika'da Murabıtlar devletinin kurulması Senegal’de İslam’ın yayılmasını hızlandırdı. Senegal
topraklarında ilk Müslüman devleti, Murabıtların desteklediği Ömer Tâl adlı Ticani tarikatı şeyhi
kurdu.
Şeyh Ömer Tâl’in kurduğu Senegal İslam devleti, sömürgecilerin 1885 Berlin anlaşmasıyla
Batı Afrika topraklarını aralarında paylaşmalarına kadar devam etti.
Karizmatik liderler etrafında halelenmiş ve onların çekim alanında çoğalarak devam eden
Sûfîler Emperyalistlerin Hıristiyanlaştırma ve asimilasyon çalışmaları karşısında sarsılmaz bir
duvar olma fonksiyonunu sürdürmektedir.
9 / 12
Ritim Tutan Dervişler Ülkesi: Senegal
Salı, 15 Mart 2011 19:14
Senegal Müslümanları şu 4 tarikata müntesip: Ticaniyye, Mürîdiyye, Kadiriyye ve Layene.
Tîcânî tarikatı, Cezayirli Sidi Ahmed Ticanî (v. 1815) tarafından Fas’ın Fez şehrinde kurulmuş.
Kuzey Afrika merkezli olmakla birlikte daha çok Batı Afrika ülkelerinde özellikle de Senegal,
Mali ve Moritanya’da çok etkili.
Ticaniliğin Türkiye hikâyesi ise malum. Kemal Pilavoğlu adında Ankaralı bir esnaf, rivayete
göre 1936 yılında, İstanbul’da bir otelde tanıştığı Mısırlı Abdülkadir Medenî’den Ticânî tarikatı
icazeti alarak gizlice tarikatı yaymaya başlamış. Sonrası malum. Ultra-aktivist Ticânîler Atatürk
heykellerini parçalamak, ezan-ı Muhammedî’nin yasaklanıp Türkçeleştirildiği dönemde
TBMM’de Arapça ezan okumak gibi cumhuriyet tarihinin en sıra dışı eylemlerini yapmışlar.
Sonrasında tutuklamalar, işkenceler, hapisler ve yok olan bir tarikat.
Mürîdiye Tarikatı ise şeyh Amadou Bamba (Ahmed Bamba) (1850-1927) tarafından 1880’li
yıllarda Senegal’in Tuba (Touba) şehrinde kurulmuş. Tarikat mensuplarının iddiasına göre
Mürîdîlik İmam Gazzalî’nin eserlerinin yanı sıra Ticanî ve Kadirî tarikatlarından esinlenmiş. Tuba
şehri bu gün tamamıyla tarikatın egemenliği altında olup devlet içinde ayrı bir devlet. Şehirde
hükümet, yönetim ve polis gücü yok. Defacto olarak şehrin liderliğini ve yöneticiliğini tarikatın şu
anki şeyhi Serigne Mouhamadou Lamine Bara Mbacké yapıyor. Şehrin güvenliğini ise dervişler
sağlıyor. Bu şehirde alkol, sigara, yüksek sesli müzik ve siyaset yasak.
Layene tarikatı ise Seydi Hadj Abdoulaye Thiaw Laye tarafından Dakar yakınlarındaki Yoff
kasabasında kurulmuş.
Bizde nasıl Ahmed, Mehmed isimleri yaygınsa Senegal Müslümanları arasında da Amadou
(Ahmed) ve Mamadou (Muhammed) isimleri çok yaygın.
Senegal halkı çok yoksul. Yoksul olmasına yoksul ama olabildiğince neşeli insanlar. Senegalli
Müslümanlar yaşadıkları onca yoksulluğun içinde dünya hayatıyla adeta dalga
geçiyormuşçasına yüzlerindeki tebessüm ve ilişkilerindeki sıcaklık had safhada. Evlerinde
10 / 12
Ritim Tutan Dervişler Ülkesi: Senegal
Salı, 15 Mart 2011 19:14
yatakları bile olmayan, genelde toprak ya da plastik hasırlar üzerinde uyuyan bu insanların
yüzleri hep gülüyor. Hiçbir telaşın, koşuşturmanın olmadığı, her şeyin yokluğun sınırında esen
ılık bir çöl esintisi kıvamında varlık bulduğu sonsuz bir rüyayı yaşıyorlar adeta. Bizde ve Arap
ülkelerinde olduğu gibi dünyaya kazık çakarcasına bir göbek bağları yok dünya hayatıyla
aralarında.
Ben bunu biraz oradaki dinî havaya egemen olan hayatı sufîce algılayış tarzına bağladım.
Olabildiğince kendine özgü bir din yorumu şekillendiriyor Senegal Müslümanlarının hayatını.
Ülkeyi bütünüyle egemenliği altına almış olan tarikatların, özellikle de toplumun ezici
çoğunluğunun intisab ettiği Müridiyye ve Ticâniyye tarikatlarının belirlediği bir din yorumu bu.
Ticaniyye tarikatı bizdeki Nakşibendîler gibi şeriata bağlılık hususunda daha titiz davranmakla
birlikte Müridiler biraz mecra dışına taşarak yer yer batıl mistik öğeleri barındırıyor bünyesinde.
Mesela Müridiyye tarikatının merkezi Tuba şehrine olağan üstü bir kutsallık atfediliyor. Müridîler,
Tuba’nın Mekke ve Medine’den sonra en kutsal şehir olduğuna inanıyor. Bu yüzden burada
ölmek ve defnedilmek için olağan üstü çaba sarfediyorlar. Ayrıca şehirdeki türbelerde bir takım
aşırılıklara tanık olmak mümkün. Tuba şehrinde gerçekleştirilen “Magal” merasimlerinin ibadet
olarak telakki edilmesi ise diğer bir sorun.
Tasavvuf Senegal Müslümanlarının hayatında çok belirleyici bir yerde duruyor. Nüfusun
%94’ünü oluşturan Senegal Müslümanlarının ezici çoğunluğu sufî/derviş. Sufilik ülkede o kadar
belirgin ki şehirlerde dolaşırken camilerden yükselen zikir seslerini duyuyorsunuz. Erkeğiyle
kadınıyla insanların çoğu tesbih taşıyor. Ülkenin dört bir yanında; evlerde, dükkânlarda,
dolmuşlarda, taksilerde, özel arabalarda, tişörtlerde, her yerde Tuba yazısına ve Tuba
şeyhlerinin resimlerine rastlamak mümkün. Şehirdeki duvarları tarikat şeyhlerinin resimleri
süslüyor. Grafittiler bile tarikatla ilgili. Ritmik bir tarz hâkim Senegalli Müslümanların/dervişlerin
hayatında. Hayat kendine özgü bir mecrada akıp gidiyor. Bütün olumsuz taraflarıyla birlikte
Senegalli dervişler sarsılmaz bir bend gibi duruyorlar “beyaz” misyonerlerin Hıristiyanlaştırma
faaliyetleri karşısında.
Senegal’de her an yol boyunca bir ağaç altında gerçekleşen dini sohbetlere şahit olabilirsiniz.
Biz bir kasabanın içinden geçerken akşam ezanı okunuyordu. Önde erkekler, arkada hanımlar
bir grup insan yüksek sesle zikir yaparak ve ritim tutarak camiye gidiyordu.
Senegal’de ciddi bir tesettür sorunu var. Bir çoğu ellerinden tesbihi, dillerinden dua ve zikirleri
düşürmeyen, namaz konusunda çok titiz davranan Senegalli hanımlar paradoksal bir şekilde
11 / 12
Ritim Tutan Dervişler Ülkesi: Senegal
Salı, 15 Mart 2011 19:14
olabildiğince dekolte giyiniyorlar. Görüştüğümüz Senegalli hocalarla bu durumu konuşuyoruz.
“Senegal’de en az 3 ay kalıp bizim kadınlarımızı tanımadıkça ne söylesek bize hak vermezsiniz.
Zira sabah akşam, gece gündüz tesettürü anlatıyoruz ama kendi evimizdeki eşlerimize bile
anlatamıyoruz” diyorlar.
Nevi şahsına münhasır bir din telakkisi Senegalliler’inki. Resme mesafeli duran bir dinin
mensupları oldukları halde evler, araçlar, sokaklar ve duvarlar tarikat şeyhlerinin resimleriyle
dolu.
Arap fistanını andıran yerel kıyafetlerinin ayrılmaz bir aksesuarı ise Tesbih. Kendilerine özgü
tasarımı olan derviş tesbihleri bu ülkede çok yaygın olarak taşınıyor.
Bütün arızalarına rağmen, Senegal’in bu güzel insanları, siyah Müslüman kardeşlerimin
arasında sık sık Zülfü Livaneli’nin bir şarkısındaki şu dizeler geliyor aklıma:
“Kardeşlerim bakmayın sarı saçlı olduğuma
Ben Asyalıyım Afrikalıyım
Kardeşlerim bakmayın mavi gözlü olduğuma
Ben Asyalıyım Afrikalıyım
Ve Kara Afrika'ya
Kara çalarken Botha ve adamları
Yüzünü ağartıyor Mandela, Biko ve arkadaşları”
Spartaküs geliyor aklıma, Malcolm X geliyor… Coğrafî olarak Senegal’in içinde bir ülke olan
Gambiya’nın Müslüman Mandinka kabilesinden koparılarak Amerika’da köleleştirilen Kunta
Kinte’yi hatırlıyorum. Daha bir muhabbetle kucaklıyorum Senegalli kara kardeşlerimi.
Allah’e emanet Senegal’in coşkun ve ritim tutan derviş Müslümanları. Allah Teâlâ din
konusundaki arızalarımızı ıslah etsin.
12 / 12

Benzer belgeler

senegal cumhuriyeti - Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel

senegal cumhuriyeti - Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel uzunluğu 2,640 km olan ülkenin kuzeyde Senegal nehrinin sınırı çizdiği Moritanya ile 813 km, nehrin doğu kolu Faleme‟nin ayırdığı Mali ile 419 km, Batıda Atlas Okyanusu ile 531 km, güneyde ise Gine...

Detaylı